Dr. Öğretim Üyesi Yasemin TELLİ ÜÇLER€¦ · Küçük ekonomik birimler (ev halkı,...
Transcript of Dr. Öğretim Üyesi Yasemin TELLİ ÜÇLER€¦ · Küçük ekonomik birimler (ev halkı,...
Dr. Öğretim Üyesi Yasemin TELLİ
ÜÇLER
J.MAYNARD KEYNES(1883-1946
Başlangıçta öğrencisi olduğu Alfred
Marshall’in etkisi altında kalan neoklasik bir
ekonomisti.Keynes’e göre; Marshall
yaşadığı yüzyılın en büyük iktisatçısıdır.
Radikal düşünceleriyle ekonomide
çığır açan Britanyalı iktisatçıdır.
Ekonomik durgunlukla mücadelede
müdahaleci para ve maliye politikalarını
savunmasıyla tanınır. Bu düşünceleri daha
sonra Keynesci ekonomi akımı içinde
biçimlenmiştir.
Keynes'in en ünlü eseri 1936 yılında yayınlanmış olduğu,
İstihdamın, Paranın ve Faizin Genel Teorisi (The General
Theory of Employment, Interest and Money) ya da kısa adıyla
Genel Teori diye bilinen kitaptır.
İnsanların sınırsız tüketim isteklerinin sınırlı (kıt) kaynaklarla
en iyi nasıl tatmin edileceğini inceleyen bir sosyal bilim
dalıdır.
Mikro ekonomi Makro ekonomi
“Mikro” küçük
Küçük ekonomik birimler (ev
halkı, firmalar, piyasalar)
Makro” büyük
Ekonominin bütünü ana
unsurları
Ekonomi
Makro İktisat
İskoçyalı felsefe profesörü
Adam Smith’in (1723-1790) kısa
adı Ulusların Zenginliği (The
Wealth of Nations) olan
kitabının yayınlandığı 1776
yılına kadar gider.
Ekonomi ile ilgili çeşitli görüşler öne sürülmüştür.
Bir sosyal bilim olarak ekonominin
ortaya çıkışı 18. yüzyılda ilk defa
İngiltere’de başlamıştır.
Avrupa ülkelerine ve Amerika’ya
yayılan Sanayi Devrimi
Makro İktisat
Bu kitap ekonomi konularını sistematik bir şekilde ele alıp
inceleyen ilk çalışma olduğu için Adam Smith’e ekonominin
kurucusu ünvanını kazandırmıştır.
Devlet müdahaleciliği ve monopollerin olmadığı, tam rekabetin
bulunduğu piyasalarda kişiler kendi çıkarları için en iyi kararları
verirken, dolaylı olarak toplum için de en iyi kararları vermiş
olurlar.
Smith kitabında serbest ticaret ve serbest piyasa ekonomisini
savunmuş, kişilerin kendi çıkarlarını en iyi yine kendilerinin
bilebileceğini vurgulamıştır.
Makro İktisat
Adam Smith ile başlayan ve daha sonra başka ekonomistler
tarafından geliştirilen Klasik Okul, 1929 yılından 1939 yılına
kadar süren Büyük Ekonomik Kriz’e (The Great Depreksion)
gelinceye kadar etkinliğini sürdürmüştür.
Adam Smith bu temel görüşleri çerçevesinde Klasik
Okulun (görüşün) de kurucusu olarak kabul edilir.
Makro İktisat
Klasik Okulun makroekonomik olaylarla ilgili olarak üzerinde
durduğu üç önemli görüş vardır
1. Ürün ve Faktör Fiyatlarının Esnek Olduğu Görüşü
2. Ekonominin İtici Gücünün Arz Olduğu Görüşü
3. Devletin Ekonomiye Müdahale Etmemesi Gerektiği Görüşü
Makro İktisat
Klasik Okulun makroekonomik olaylarla ilgili olarak üzerinde
durduğu üç önemli görüş vardır
1. Ürün ve Faktör Fiyatlarının Esnek Olduğu Görüşü
Ürün(Firmalar faktör piyasalarından satın aldıkları üretim faktörleri
ile mal ve hizmet üretir ve bunları kâr amacıyla ürün
piyasalarında satarlar)
Tam rekabet ortamında, arz ve talep
fiyatı belirler.
Faktör piyasalarında( üretim faktörlerinin (emek, sermaye,
doğal kaynaklar ve girişimcilik) alınıp satıldığı piyasalardır).
Makro İktisat
Klasik Okulun makroekonomik olaylarla ilgili olarak üzerinde
durduğu üç önemli görüş vardır
1. Ürün ve Faktör Fiyatlarının Esnek Olduğu Görüşü
arz ve talep edilen miktarların birbirine
eşitliğinin sağlanmasına neden olacaktır.
arz kanununa göre de arz edilen miktarın azalmasına
Bir piyasada arz fazlası olduğunda
rekabet fiyatın azalmasına
fiyatın azalması da talep kanununa göre talep edilen miktarın artmasına,
neden olarak
Makro İktisatKlasik Okulun makroekonomik olaylarla ilgili olarak üzerinde
durduğu üç önemli görüş vardır
1. Ürün ve Faktör Fiyatlarının Esnek Olduğu Görüşü
Bir piyasada talep fazlalığı olduğunda,
rekabet fiyatının artmasına, fiyatın artması da talep kanununa
göre talep edilen miktarın
azalmasına,
Arz kanununa göre de arz
edilen miktarın artmasına ve
dolayısıyla talep fazlasının yok
edilerek arz ve talep edilen
miktarların birbirine eşitliğinin
sağlanmasına neden olacaktır.
Makro İktisatKlasik Okulun makroekonomik olaylarla ilgili olarak üzerinde
durduğu üç önemli görüş vardır
1. Ürün ve Faktör Fiyatlarının Esnek Olduğu Görüşü
talep fazlalığı durumunda ise
fiyatların artması,
Piyasada dengenin sağlanması için,
arz fazlalığı durumunda
fiyatların azalması,
fiyatların esnekliği (flexibility
of prices) diye adlandırılır.
Makro İktisat
Klasik Okulun makroekonomik olaylarla ilgili olarak üzerinde
durduğu üç önemli görüş vardır
2. Ekonominin İtici Gücünün Arz Olduğu Görüşü
Ekonominin ve ekonomik
büyümenin itici gücü arz, diğer
bir deyişle üretimdir.
Say Kanunu veya Mahreçler Kanunu
Her arzın aynı zamanda kendi
talebini de yaratacağı görüşünü
ifade eder
Klasik Okulun önde gelen Fransız ekonomisti Jean
Baptiste Say (1767- 1832) tarafından ortaya
konmuştur.
Makro İktisatKlasik Okulun makroekonomik olaylarla ilgili olarak üzerinde
durduğu üç önemli görüş vardır
2. Ekonominin İtici Gücünün Arz Olduğu Görüşü
diğer kısmını tasarruf eder.
Klasik Okul’a göre ekonominin lokomotifi arz,
vagonları da taleptir
arz talebi peşinden sürükleyecektir.
Say Kanunu’na göre üretime katkıda bulunanlar elde
ettikleri gelirin bir kısmı ile tüketim harcaması yapar,
Makro İktisatKlasik Okulun makroekonomik olaylarla ilgili olarak üzerinde
durduğu üç önemli görüş vardır
3. Devletin Ekonomiye Müdahale Etmemesi Gerektiği Görüşü
Devletin temel işlevleri
adalet, savunma ve iç
güvenliktir.
Fiyat mekanizması bütün ekonomik sorunları çözerek,
ekonomide daima tam istihdam düzeyinde üretimi
sağlayacağından devlet ekonomiye müdahale
etmemelidir.
Klasik Okul’a göre,
Makro İktisatKlasik Okulun makroekonomik olaylarla ilgili olarak üzerinde
durduğu üç önemli görüş vardır
3. Devletin Ekonomiye Müdahale Etmemesi Gerektiği Görüşü
Klasiklerin bu görüşleri 18. ve 19. yüzyıllarda geçerliydi.
rekabeti önlemiyorlardı
Ürün piyasalarında küçük firmalar
emek piyasasında da örgütlenmemiş işçiler
Rekabet ve Fiyat esnekliği
ekonomide uzun süreli bir
buhranı ve işsizliği önlemekteydi.
Makro İktisatKlasik Okulun makroekonomik olaylarla ilgili olarak üzerinde
durduğu üç önemli görüş vardır
3. Devletin Ekonomiye Müdahale Etmemesi Gerektiği Görüşü
Fakat 19. yüzyılın sonlarında teknolojideki gelişmeler ve
üretim ölçeğindeki büyümeler nedeniyle bazı ürün
piyasalarında monopol (tekel) ve oligopol yapıların oluşması,
emek piyasasında işçilerin
örgütlenmesi ile birlikte işçi
sendikalarının ortaya çıkması,
ürün ve emek piyasalarında tam
rekabetten uzaklaşıldığı ve dolayısıyla fiyat
esnekliğinin bazen sağlanamadığı
durumlar yaratıyordu.
Klasik öğretiler Kriz’i çözmede yetersiz kaldı.
1929 yılında önce Amerika’da başlayıp, sonra
bütün kapitalist ekonomileri etkisi altına alan ve
Türkiye’nin de olumsuz etkilendiği Büyük
Ekonomik Kriz (Büyük Buhran)
Klasiklerin
beklentilerinin
aksine kısa
sürmedi, uzadı.
Büyük Ekonomik Kriz kapitalist sistemi
köklerinden sarstı.
1933 yılında Amerika’da işsizlik
%25 düzeyine ulaştı. Çok sayıda firma iflas etti.
New York’ta, iflas eden bazı iş adamları kendilerini
gökdelenlerden aşağı atıp intihar ediyordu.
Ekonomik Kriz, sinema dünyasında da yankılandı; Charlie Chaplin’in başrolde yer
aldığı Modern Zamanlar filmi Kriz’in trajikomik yönlerini gözler önüne seriyordu.
Ekonominin tamamen serbest bırakılmaması
gerektiği, devletin ekonomide bir rolü olabileceği fikri
yavaş yavaş bazı ekonomistlerin düşüncelerinde yer
etmeye başlıyordu.
Kriz’den etkilenmeyen Sovyetler Birliği’ndeki sosyalizm ve merkezi
planlama, ekonomistlerin dikkatini ve ilgisini çekmeye başladı.
Bu ekonomistler arasında meseleyi en iyi analiz edip
bazı önemli çözüm önerileri getiren John Maynard
Keynes oldu.
Klasik öğretinin Kriz’i açıklayamaması ve Kriz’in
giderilmesine bir çare olamaması üzerine ekonomistler
yeni çözüm önerileri geliştirmeye çalıştılar.
Keynes’in görüşleri Amerika ve Avrupa’da çok etkili oldu
ve özellikle 2. Dünya Savaşı’nın ardından ekonomi
öğretiminde modern makroekonominin temellerini
oluşturdu.
Keynes (1883-1946), 1936 yılında yayınlanan İstihdam,
Faiz ve Paranın Genel Teorisi (The General Theory of
Employment, Interest and Money) adlı kitabında Klasikleri
eleştiriyor
kendi görüşlerini
ortaya koyuyordu.
Büyük Ekonomik Kriz ve
1936 yılında basılan
Keynes’in İstihdam, Faiz
ve Paranın Genel Teorisi
adlı kitabı modern
makroekonominin
doğuşunu belirler.
Büyük Ekonomik Kriz’den önce ekonomi öğretisinde Klasik
ve Klasik Okul’un bir uzantısı olan Neo-Klasik Okul hakimdi.
Neo-Klasik Okul’un öğretisinde mikro ve makro
ekonomi ayrımı yoktu.
Ağırlıklı olarak mikroekonomi konuları matematiksel
yöntemlerle inceleniyordu.
Bu çerçevede Keynes modern makroekonominin
kurucusu olarak ekonomik düşünce tarihindeki yerini
aldı.
2. Dünya Savaşı’ndan sonra ekonomi öğretisi
mikroekonomi ve makroekonomi diye ikiye ayrıldı
Keynes’in Klasik Okula karşı yönelttiği en temel eleştiriler ve ekonomik durgunlukların, ekonomik krizlerin
giderilmesi ile ilgili görüş ve önerileri
1. Piyasalarda Fiyatların Esnek Değil, Katı (Yapışkan)
Olduğu Görüşü
2. Ekonominin İtici Gücünün Arz Değil Talep Olduğu Görüşü
3. Gerektiğinde Devletin Ekonomiye Müdahalesi Görüşü
Keynes’in Klasik Okula karşı yönelttiği en temel eleştiriler ve ekonomik durgunlukların, ekonomik krizlerin giderilmesi ile ilgili
görüş ve önerileri
1. Piyasalarda Fiyatların Esnek Değil, Katı (Yapışkan)
Olduğu Görüşü
Keynes, Klasiklerin “fiyatların esnekliği” görüşünü reddediyordu
Emek piyasasında işsizlik (arz fazlalığı) olsa bile, işçi sendikaları
çalışan işçilerin çıkarlarını korumak amacıyla ücretlerin düşmesine
karşı çıkıyordu.
Keynes’in Klasik Okula karşı yönelttiği en temel eleştiriler ve ekonomik durgunlukların, ekonomik krizlerin giderilmesi ile ilgili
görüş ve önerileri
1. Piyasalarda Fiyatların Esnek Değil, Katı (Yapışkan)
Olduğu Görüşü
Sendikalar nedeniyle ücretler belli bir düzeyde takılıp kalınca,
ücretler esnekliğini yitirerek katı (yapışkan) hale geliyor, emek arzı
fazlalığı (işsizlik) yok edilemiyor, devam edip duruyordu
Bütün bunlardan dolayı, Keynes’e göre, piyasalarda fiyatlar esnek değil katıdır.
Keynes’in Klasik Okula karşı yönelttiği en temel eleştiriler ve ekonomik durgunlukların, ekonomik krizlerin
giderilmesi ile ilgili görüş ve önerileri
Keynes, Say Kanunu’na karşı çıkıyor, arzın her zaman yeteri
kadar talep yaratamayabileceğini vurguluyordu.
Keynes’e göre ekonominin itici gücü arz değil taleptir.
2. Ekonominin İtici Gücünün Arz Değil Talep Olduğu Görüşü
Keynes’in Klasik Okula karşı yönelttiği en temel eleştiriler ve ekonomik durgunlukların, ekonomik krizlerin
giderilmesi ile ilgili görüş ve önerileri
Talep ekonominin lokomotifi, arz ise ekonominin vagonları
konumundadırlar.
Keynes’in ifadesiyle “efektif talep”tir. Ekonomide mal ve hizmetlere
talep artarsa, firmalar da bu artan mal ve hizmet talebini
karşılayabilmek için üretimi (arz edilecek mal ve hizmet miktarını)
artıracaklardır.
2. Ekonominin İtici Gücünün Arz Değil Talep Olduğu Görüşü
Keynes’in Klasik Okula karşı yönelttiği en temel eleştiriler ve ekonomik durgunlukların, ekonomik krizlerin
giderilmesi ile ilgili görüş ve önerileri
3. Gerektiğinde Devletin Ekonomiye Müdahalesi Görüşü
Keynes için önemli olan Büyük
Ekonomik Kriz’in yarattığı
işsizlik ve üretim azlığını giderici
politikaların uygulanmasıydı.
Keynes’in odak noktası kısa dönemdeki durgunluk veya
ekonomik krizin giderilmesidir.
Kendisine, kısa dönemde
durgunluk veya ekonomik krizin
giderilmesi için uygulanacak
ekonomi politikalarının uzun
dönemdeki etkilerinin ne olacağı
sorulduğunda, “merak etmeyin,
uzun dönemde hepimiz ölmüş
olacağız” şeklinde esprili bir
cevap vermiştir.
Günümüzde
makroekonominin
ilgilendiği temel sorunlar,
ekonomik büyüme, işsizlik,
enflasyon, iç ve dış
borçlardır.
Bu sorunların çözümünde
kullanılan en önemli
ekonomi politikası
araçları ise maliye
politikası, para politikası ve
dış ticaret ve döviz kuru
politikalarıdır.
Makroekonomide en önemli ve en temel kavram milli gelir
kavramıdır.
Bireylerin geliri kendileri için nasıl çok önemli ise, ülkelerin geliri
de ülkeler için öylesine çok önemlidir.