Dinin Kökenleri - Sigmund Freud

33
1 DNNK K Ö Ö K KEN L LE R R  Sigmund Freud Sigmund Freud 1856'da Moravia'da dodu; dört ile seksen iki yalar arasnda evi Viyana'dayd: 1938'de Hitler'in Avusturya'y i gali onu ertesi y l öldüü Londra'ya snmak zorunda brakt. Kariyeri sinir sisteminin anatomisi ve fizyolojisi üzerine birçok yl süren çok parlak çal malarla balad. Paris'te Charcot nun yan nda bir çalma döneminden sonra ilgisi ilk kez ruhbilime döndü ünde hemen hemen otuz ya ndayd. Viyana'da bir on yl daha klinik çalmadan sonra (balangçta yal bir meslekta, Breuer'le birlikte) yaratt ruh çözümlemesinin doumunu gördü. Bu, balangçta basitçe nevrotik hastalarn zihinlerini inceleyerek onlar saaltma yöntemiydi ama çabucak ister hasta isterse sal kl olsun akl n genelde i leyii hakkndaki bilgilerin ylmasna doru bir geli im gösterdi. Freud böylece çocuklukta cinsel içgüdünün normal geli imini ortaya koymas ve büyük ölçüde düleri incelemesine dayanan, günlük düünce ve eylemlerimiz üzerinde etkili olan bilinçd güçlere ilikin temel buluunu yapmay baard . Freud'un yaam olayszd ama düünceleri yaln zca birçok uzmanl k alan n deil son yarm yüzyln tüm düünsel yaamn da biçimlendirmitir. SIGMUND FREUD'UN YAAMI VE DÜÜNCELER En bata, Freud insan akl nn bilimsel ol arak incelenmesi için ilk arac n kaifidir. Yaratc dahi yazarlarn, zihinsel süreçler hakk nda bölük pörçük içgörüleri olmutur ama Freud'dan önce hiçbir sistematik aratrma yöntemi bulunmamaktadr. Akl n bilinçd içeriinin, tümüyle, enerjilerini dorudan birincil fiziksel içgüdülerden alan davransal eilimlerin -arzular yada istekler- etkinli inden ibaret oldu u görülmütür. Annda doyum sa lamak dnda hiçbir düünceye aldr etmeksizin i lerler; bu nedenle de akln, gerçeklie uyum ve d tehlikelerden kaçnma ile ilgili daha bilinçli öelerine ayak uydurmamalar daha olasd r. Feud'un öz-çözümlemesi, onu, dülerin doasn soruturmaya yöneltmitir. Bunlarn da, nevrotik belirtiler gibi, birincil bilinçd itkilerle ikincil bilinçli itkiler arasndaki bir çatma ve uzlamann ürünü olduklar ortaya çkmt r. Sonunda dülerin özenli incelemesi Freud'un birincil ve ikincil dü ünce süreçleri diye adlandrd eyler arasndaki ve akl n bilinçd ve bilinç bölgelerindeki olaylar arasndaki dikkate deer farklar snflandrmas na olanak vermi tir. Bilinçd nda hiçbir tür örgütlenme ya da egüdüm bulunmad; ayr ayr her itkinin tüm di erlerinden bamsz olarak doyum arad; birbirlerinden etkilenmeden ortaya ç ktklar; ztlklarn tümüyle ilemez olduu ve en zt itkilerin yan yana geli ebildii bulunmu tur. Onlar yaln zca psikonevrozlar n ve psikozlar n mekanizmalarn aydnlatmaya deil; dil sürçmesi, espri yapma, sanatsal yarat, politik kurumlar ve din gibi normal sü reçlere de uygulanmlar; çou uygulamal bilime -arkeoloji, antropoloji, kriminoloji, eitim- yeni bir k tutmada rol almlar; ayrca ruhçözümsel saaltmn etkinli inde de yardmc olmulardr. Pek çok kiinin bunlar hayranlk uyandrc bulmasna karn kendisi her

Transcript of Dinin Kökenleri - Sigmund Freud

Page 1: Dinin Kökenleri - Sigmund Freud

8/2/2019 Dinin Kökenleri - Sigmund Freud

http://slidepdf.com/reader/full/dinin-koekenleri-sigmund-freud 1/33

1

DDNNNN KKÖÖKKEENNLLEERR Sigmund Freud 

Sigmund Freud 1856'da Moravia'da dodu; dört ile seksen iki yalar arasnda eviViyana'dayd: 1938'de Hitler'in Avusturya'y igali onu ertesi yl öldüü Londra'ya

snmak zorunda brakt. Kariyeri sinir sisteminin anatomisi ve fizyolojisi üzerine birçokyl süren çok parlak çalmalarla balad. Paris'te Charcot nun yannda bir çalmadöneminden sonra ilgisi ilk kez ruhbilime döndüünde hemen hemen otuz yandayd.Viyana'da bir on yl daha klinik çalmadan sonra (balangçta yal bir meslekta,Breuer'le birlikte) yaratt ruh çözümlemesinin doumunu gördü. Bu, balangçta basitçenevrotik hastalarn zihinlerini inceleyerek onlar saaltma yöntemiydi ama çabucak isterhasta isterse salkl olsun akln genelde ileyii hakkndaki bilgilerin ylmasna dorubir geliim gösterdi. Freud böylece çocuklukta cinsel içgüdünün normal geliimini ortayakoymas ve büyük ölçüde düleri incelemesine dayanan, günlük düünce ve eylemlerimizüzerinde etkili olan bilinçd güçlere ilikin temel buluunu yapmay baard. Freud'unyaam olayszd ama düünceleri yalnzca birçok uzmanlk alann deil son yarm

yüzyln tüm düünsel yaamn da biçimlendirmitir.

SIGMUND FREUD'UN YAAMI VE DÜÜNCELER 

En bata, Freud insan akl nn bilimsel olarak incelenmesi için ilk aracn kaifidir. Yaratc dahi yazarlarn, zihinsel süreçler hakknda bölük pörçük içgörüleri olmutur amaFreud'dan önce hiçbir sistematik aratrma yöntemi bulunmamaktadr.

Akln bilinçd içeriinin, tümüyle, enerjilerini dorudan birincil fiziksel içgüdülerden alandavransal eilimlerin -arzular yada istekler- etkinliinden ibaret olduu görülmütür.

Annda doyum salamak dnda hiçbir düünceye aldr etmeksizin ilerler; bu nedenlede akln, gerçeklie uyum ve d tehlikelerden kaçnma ile ilgili daha bilinçli öelerineayak uydurmamalar daha olasdr.

Feud'un öz-çözümlemesi, onu, dülerin doasn soruturmaya yöneltmitir. Bunlarn da,nevrotik belirtiler gibi, birincil bilinçd itkilerle ikincil bilinçli itkiler arasndaki bir çatmave uzlamann ürünü olduklar ortaya çkmtr.

Sonunda dülerin özenli incelemesi Freud'un birincil ve ikincil düünce süreçleri diyeadlandrd eyler arasndaki ve akln bilinçd ve bilinç bölgelerindeki olaylar arasndakidikkate deer farklar snflandrmasna olanak vermitir. Bilinçdnda hiçbir türörgütlenme ya da egüdüm bulunmad; ayr ayr her itkinin tüm dierlerinden bamszolarak doyum arad; birbirlerinden etkilenmeden ortaya çktklar; ztlklarn tümüyleilemez olduu ve en zt itkilerin yan yana geliebildii bulunmutur.

Onlar yalnzca psikonevrozlarn ve psikozlarn mekanizmalarn aydnlatmaya deil; dilsürçmesi, espri yapma, sanatsal yarat, politik kurumlar ve din gibi normal süreçlere deuygulanmlar; çou uygulamal bilime -arkeoloji, antropoloji, kriminoloji, eitim- yenibir k tutmada rol almlar; ayrca ruhçözümsel saaltmn etkinliinde de yardmc olmulardr. Pek çok kiinin bunlar hayranlk uyandrc bulmasna karn kendisi her

Page 2: Dinin Kökenleri - Sigmund Freud

8/2/2019 Dinin Kökenleri - Sigmund Freud

http://slidepdf.com/reader/full/dinin-koekenleri-sigmund-freud 2/33

2

zaman bunlarn geçici hipotezler olduu konusunda diretmitir. Gerçekten yaamnnoldukça ileri döneminde "bilinçd" teriminin bulankl ve pek çok çelikili kullanmndanetkilenerek örgütlenmemi içgüdüsel eilimlerin "id", örgütlenmi gerçekçi kesimin "ego"ve eletirel ve ahlaksal ilevin "Super-ego" diye adlandrld, akln yeni bir yapsaltanmn -pek çok konuya kesinlikle açklk getirmi olan "bir yeni tanmlama- yapmtr.

TAKINTILI EYLEMLER VE DNSEL UYGULAMALAR

Hastann kendisine de farkl görünmezler; yine de onlardan vazgeçemez çünkü törendenherhangi bir uzaklama, hastay hatasn hemen düzeltmek zorunda brakan, dayanlmazbir anksiyeteyle karlar. Bir törenin yerine getirilmesi onu bir dizi yaz l olmayankurallarn yerine koyarak tanmlanabilir. Örnein yatak törenini alalm: sandalye yatanyannda belli bir yerde durmal; giysiler belli biçimde katlanm olarak yatan üzerindedurmal; örtü alt ksmn altna sokulmu ve çaraf düzgün olmal; yastklar falancabiçimde düzenlenmeli ve kiinin bedeni kesin olarak belirlenmi bir konumda uzanmal.Ancak tüm bunlardan sonra uykuya dalabilir. Dolaysyla hafif olgularda tören alldk ve

onaylanabilir normal bir ilemin abartlmasndan farkl bir ey olarak görülmez; amasürdürülüündeki özel titizlik ve ihmal edilmesini izleyen anksiyete törene  kutsal eylem  damgas vurur.

Küçük eklemelerle süslenmi ya da aralar ve yinelemelerle ritmik bir özellik verilmi heretkinlik sözcüün geni anlamyla takntl eylem haline gelebilir. Genelde takntl eylemler törenlerden gelimitir.

Nevrotik törenlerle dinsel ayinin kutsal eylemleri arasndaki benzerliklerin neredeolduunu görmek kolaydr: ihmal edilmeleriyle ortaya çkan vicdan azaplarnda,(kesintiye kar yasaklamada görülen) tüm dier eylemlerden tamamen

yaltlmlklarnda ve her ayrntsyla sürdürülmelerindeki titizlikte. Ama farklar da eitölçüde açktr ve birkaç tanesi o kadar göze çarpcdr ki karlatrlmay kutsalasaygszlk haline getirirler: ayinlerin (ibadet, douya dönmek vs.) basmakalp özelliinintersine [nevrotik] törensel eylemlerin büyük bireysel çeitlilii, dini uygulamalarn genelve toplumsal özelliinin ztt olan bireysel doalar ve hepsinin ötesinde dinsel töreninayrntlar önem yüklü ve simgesel bir anlama sahipken nevrotiklerinkinin aptalca veanlamsz görünmeleri. Bu açdan takntl bir nevroz gizli bir dinin yar komik yar trajikbir karikatürünü temsil eder.

Bir zorlanma boyun een insann bunu anlamn -ya da esas anlamn- kavramadangerçekletirmesi hastaln koullarndan biridir. Bu önemli durumu takntl eylemin

bilinçd güdü ve düünceleri ifade etmeye hizmet ettiini söyleyerek anlatrz. Bundadini uygulamalardan bir dier uzaklamay bulmu gibiyiz ama papaz ve bilimselaratrmaclarn ayinin çounlukla simgesel- anlamn bilebilmelerine karn genelliklesradan dindar bireyin de bir töreni, anlamn düünmeden sürdürdüünü unutmamalyz.Ancak tüm inananlarda dini uygulamalara zorlayan güdüler kendileri için bilinmezdurumdadr ya da bilinçte kendi yerlerine geçmi olan bakalar taraf ndan temsil edilirler.

Page 3: Dinin Kökenleri - Sigmund Freud

8/2/2019 Dinin Kökenleri - Sigmund Freud

http://slidepdf.com/reader/full/dinin-koekenleri-sigmund-freud 3/33

3

Terimlerdeki açk çelikiye ramen bilinçd bir suçluluk duygusu olarak adlandrmamzgerekir. Cezalandrlma düüncesi yoluyla ayartnn içsel algsna bal olan gizli birbeklenti anksiyetesi duygusuna ya da talihsizlik beklentisine neden olur. Tören ilk kezoluturulduunda hasta ham unu ya da bunu yapmas gerektiinin yoksa bana birhastalk geleceinin bilincindedir ve genellikle beklenen hastaln doas hala bilincitaraf ndan bilinmektedir. Dolaysyla tören bir savunma eylemi ya da sigorta, bir

koruyucu önlem olarak balar.

Takntl nevrotiklerin suçluluk duygusu kartn dindar insanlarn kötü günahkarlarolduklarna yürekten inanmalarnda bulur ve öyle görünüyor ki bu türden insanlarn hergüncel eyleme ve özellikle de her olaand göreve balarken yerine getirdikleriuygulamalar (dualar, ibadetler v.s.) savunma ya da korunma önlemi deeri tar.

Tpk bir fobinin histerik bir nöbeti önlemek üzere gelimesi gibi yasaklamalarn takntl eylemlerin yerini ald görülecektir. Yine, tpk Kilisenin evlilik töreninin inanan için aksidurumda günah olacak olan cinsel hazzn bir onaylamas anlamna gelmesi gibi bir törenhenüz kesin olarak yasaklanmam eylere izin verilmesinin bal olduu koullarn

toplamn temsil eder. Takntl nevrozun, yan sra tüm benzer bozukluklarn, bir dierözellii davurumlarnn (takntl eylemler de dahil olmak üzere belirtilerinin) aklnsavaan güçleri arasnda bir uzlama olma koulunu yerine getirmesidir.

Dülerin yorumlanmasnda taraf mdan kefedilmi olan ruhsal yer deitirmedüzeneinin takntl nevrozun zihinsel süreçlerine egemen olduunu fark edene dekklinik tablonun bu önemli özelliini anlayamadk. Yukarda verilen birkaç takntl eylemörneinde simgeciliklerinin ve uygulanmalarndaki ayrntnn gerçek, önemli bir eydenonun yerini alan küçük bir eye bir yer deitirmeyle -örnein bir kocadan birsandalyeye- ortaya çkt gayet açktr. Dini alanda da ruhsal deerlerin bir yerdeitirmesi dorultusunda benzer bir eilim olduu ve böylece önemsiz dini uygulama

törenlerinin sonunda temel ey haline geldii ve altta yatan düünceleri bir yana ittiiyadsnamaz. Dinlerin geçmii kapsar biçimde ileyen ve deerlerin balangçtakidengesini yeniden kurmay amaçlayan reformlara maruz kalmasnn nedeni budur.

Bu benzerlikler göz önüne al ndnda insan takntl nevrozu bir din oluumununpatolojik karl olarak deerlendirmeye ve bu nevrozu bireysel bir sofuluk ve dinievrensel bir takntl nevroz olarak tanmlamaya cesaret edebilir.

Kii eski dinlerin geliiminde insanolunun "günahkar" olduklar için vazgeçtii pek çokeyin Tanr'ya teslim edildiini ve yine onun adna izin verildiini, böylece kötü vetoplumsal olarak zararl içgüdülerin ona devredilmesinin insann kendini onlardan

kurtarmasnn arac olduunu çkarsar gibidir. Bu nedenle onlardan gelien kötülüklerlebirlikte insann tüm özelliklerinin snrsz ölçüde eskil tanrlara yüklenmesi elbetterastlantsal deildir. Bununla birlikte ilahi örnee bavurarak kendi günahlarn hakl klmasna izin verilmemesi de bununla çelimez.

Page 4: Dinin Kökenleri - Sigmund Freud

8/2/2019 Dinin Kökenleri - Sigmund Freud

http://slidepdf.com/reader/full/dinin-koekenleri-sigmund-freud 4/33

4

TOTEM VE TABUI

ENSEST KORKUSU

Avustralya yerlilerini alacam. Evler ya da kalc barnaklar ina etmezler; topra ilemezler; köpek dnda evcil hayvan beslemezler; çanak çömlek sanat yla bile

tanmamlardr. Tamamen avladklar her türden hayvan etiyle, kazd klar köklerleyaarlar. Kral ya da ef tanmazlar; toplumla ilgili ilere yallar meclisi karar verir.

Bu zavall çplak yamyamlarn cinsel yaamnn bizim anladmz anlamda ahlakl olmasn ya da cinsel içgüdülerinin büyük ölçüde bir kstlamaya maruz kalmasn elbettebeklemeyiz. Yine de en titiz özen ve en ac verici katlkla ensest ilikilerden kaçnmay amaçladklarn görürüz. Aslnda tüm toplumsal örgütlenmeleri bu amaca hizmet eder yada bu amacn yerine getirilmesiyle ilikiliymi gibi görünür.

Avustralyallarda eksik olan tüm dini ve toplumsal kurumlarn yerini "totemizm" sistemialmtr. Avustralya kabileleri her biri kendi toteminin adn tayan küçük bölümlere ya

da klanlara ayrlmtr. Totem nedir? Genellikle (ister yenebilir ya da zararsz istertehlikeli ve korkutucu olsun) bir hayvan ve daha ender olarak da tüm klanla özel birilikisi olan bir bitki ya da (yamur ya da su gibi) doal bir görüngüdür. Öncelikle totem,tüm klann ortak atasdr; ayn zamanda onlara kehanetler yollayan ve bakalar içintehlikeli de olsa kendi çocuklarn tanyan ve esirgeyen koruyucu ruhlar veyardmclardr. Bunun karlnda klan üyeleri totemlerini öldürmeme ya da ona zararvermeme ve onun etini yememe (ya da onlardan baka biçimlerde yararlanmama)konusunda (otomatik yaptrmlara bal) kutsal bir yükümlülük altndadrlar. Totemciözellik belli bir hayvan ya da varlkta deil belli bir snftan tüm bireylerde doutanmevcuttur. Zaman zaman, klan üyelerinin totemlerinin hareket ve özelliklerini törensidanslarda temsil ya da taklit ettii enlikler yaplr.

Bir Avustralyalnn totemiyle ilikisi onun tüm toplumsal yükümlülüklerinin temelidir: biryandan kabile üyelerinden ve dier yandan kan balarndan üstündür.

Totem sözcüü ilk kez 1791'de bir ngiliz olan J. Long taraf ndan Kuzey Amerika Kzlderililerinden alnarak("totam" halinde) kullanlmtr. Totemci kurumlarn yalnzca Avustralyallar arasnda deil ayn zamandaKuzey Amerika Kzlderilileri, Okyanusya halk, Dou Hindistan ve Afrika'nn büyük bir bölümünde deilemi olduu ya da halen iledii gözlemlenmitir. Totemciliin bir zamanlar Avrupa ve Asya nn Ari veSami yerli rklar arasnda var olduu da, aksi durumda açklanmas zor olan, belli süregelen kalntlardançkarlabilir. Bu nedenle pek çok aratrmac bunu insan geliiminin evrensel olarak geçirilmi zorunlu birevresi olarak kabul etme eilimindedir.

Totemleri bulduumuz neredeyse her yerde ayn zamanda ayn totemin insanlar nnbirbirleriyle cinsel ilikide bulunmasna ve buna bal olarak da evliliklerine kar bir yasada buluruz. O halde bu totemizmle ilgili bir kurum, "d  evliliktir ".

Totemizmle d evlilik arasndaki ba sürmektedir ve çok sk bir ba olduu açktr.

Avustralya' da yasaklanm bir klandan biriyle cinsel ilikinin olaan cezas ölümdür.

Page 5: Dinin Kökenleri - Sigmund Freud

8/2/2019 Dinin Kökenleri - Sigmund Freud

http://slidepdf.com/reader/full/dinin-koekenleri-sigmund-freud 5/33

5

Totemler kaltmsal olduundan ve evlilikle deimediinden yasaklamann sonuçlarn izlemek kolaydr. Örnein, soyun dii çizgisinden geldii yerde Kanguru toteminden birerkek Emu toteminden bir kadnla evlenirse kz ve olan tüm çocuklar Emu totemine aitolur. Dolaysyla totem düzeni bu evlilikten gelen bir olun kendisi gibi Emu olan anne yada kz kardeleriyle ensest iliki kurmasn olanaksz klacaktr.

Öte yandan bu yasaklama söz konusu olduu sürece Kanguru olan baba Emu olankzlaryla ensest suçu ilemekle serbesttir. Ancak, eer soy erkek çizgisinden gelirse(tüm çocuklar Kanguru olacandan) Kanguru babann kzlaryla ensest ilikisiyasaklanrken olan annesiyle ensest suç ilemekte serbest olacaktr. Totem yasaklarnnçounlukla olun ensest arzularna yönelik olduunu düünmek için gerekçelerbulunduundan Totem yasaklamalarnn bu imalar dii çizgisinden soy geliiminin erkekçizgisinden geliimden daha eski olduunu düündürür.

Ama biraz daha düününce totemle balantl d evliliin bir erkein annesi ve kzkardeleriyle ensestinin engellenmesinden daha fazlasn gerçekletirdii (ve dolaysyladaha fazlasn amaçlad) görülür. Tümüne sanki kan ba olan kiilermi gibi

davranarak bir erkein kendi klanndan tüm kadnlarla (yani kan ba olmayan pek çokkadnla) cinsel iliki kurmasn olanaksz klar. Uygar insanlarda karl olabilecekherhangi bir eyin çok ötesine uzanan bu çok kapsaml yasaklamann ruhbilimselhaklln görmek ilk bakta güçtür. Ayn totemden gelen herkesin arasnda kan ba vardr. Bir aile olutururlar ve bu aile içinde en uzak akrabalk bile cinsel ilikiye mutlakbir engel olarak kabul edilir.

Çeitli akrabalk derecelerini anlatmak için kullan lan terimler iki birey arasndaki ilikiyideil bir bireyle bir grup arasndaki ilikiyi gösterir.

Bir erkek "baba" terimini yalnzca kendi atas için deil annesinin kabile yasasna uygun

olarak evlenmi olabilecei ve dolaysyla kendisini döllemi olabilecek tüm dier erkekleriçin de kullanr; "anne" sözcüünü yalnzca gerçekten kendisini dourmu olan kadn içindeil kabile yasasn çinemeden kendisini dourmu olabilecek her kadn için kullan r;"erkek ve kz karde" terimlerini yalnzca gerçek ana babasnn çocuklar için deil snfç anlamda kendisiyle ana baba ilikisi içinde olan tüm bu insanlar n çocuklar için dekullanr; vs. Dolaysyla iki Avustralyalnn birbiri için kulland akrabalk terimlerininbizimkiler gibi kan akrabaln belirtmesi gerekmez: bu sözcükler ruhsaldan çoktoplumsal ilikileri temsil ederler.

Kafa kartrc görünmesine karn eer buna aratrmac L. Fison'n "grup evlilii" olarakadlandrd, belli sayda kadn üzerinde evlilik haklar bulunan belli sayda erkekten

oluan evlilik kurumunun kalnts olarak bakarsak kolaylkla açklk kazanr.

Bu insanlar arasnda bireysel evlilikten önce grup evlilii vard ve ortadan kalktktansonra ardnda hem dil hem de geleneklerde kesin izler brakt.

Totemci d evlilik, ayn klan üyeleri arasnda cinsel iliki yasa, grup ensestiniengellemenin uygun arac olarak görünür.

Page 6: Dinin Kökenleri - Sigmund Freud

8/2/2019 Dinin Kökenleri - Sigmund Freud

http://slidepdf.com/reader/full/dinin-koekenleri-sigmund-freud 6/33

6

Çünkü Avustralya'da tek yasan totem engeli olduu az sayda rk bulunur. Çou, evliliksnflar ya da "airet" olarak bilinenler, iki bölüme ayrlacak ekilde örgütlenmitir. Buairetlerden her biri d evlilikçidir ve bir dizi totem klann içerir. Genellikle her airet ikialt airete bölünür, böylece tüm kabile airetlerle totem klanlar arasnda alt airetlerolmak üzere dörde ayrlr. Burada on iki totem klan dört alt airet ve iki airetebölünür.

En gelimi biçimiyle evlilik snflar sistemi doal ve grup ensestinin ötesine geçmeye veuzak akraba gruplar arasnda evlilii yasaklamaya yönelik bir çabaya tanklk eder.

Avustralyallarn yan sra dier vahi halklarn da ensestin engellenmesinde gösterdikleriözene dikkati çekmek amacmz için yeterli olacaktr.

Bunlara, bireylerin yakn akrabalaryla ilikilerini düzenleyen bir dizi "gelenei"eklemeliyiz; sözcüün tam anlamyla dini katlkla uygulanan ve amac hiç de kukugötürmeyen gelenekler.

Yeni Hebrid adalarndan Lepers Adasnda bir olan belli bir yaa geldiinde artk evdeyaamaz, bundan böyle sürekli olarak beslenip uyuyaca "klüp evinde" yerini alr.Yemek istemek için yine babasnn evine gidebilecei dorudur ama eer kz kardeievdeyse yemeden gitmek zorundadr; eer orada kz kardei yoksa kapnn yannaoturup yiyebilir. Eer rastlant eseri kz ve erkek karde açk havada karlarlarsa kzkaçp saklanmaldr. Bir olanla annesi arasndaki çekince olan büyüdükçe artar veanneninki olannkinden çok daha fazladr. Eer anne yemek getirirse ona vermez,almas için yere brakr. Onunla konuurken ona ikinci tekil ahsla hitap etmez, dahamesafeli çoul biçimleri kullanr.

Benzer gelenekler Yeni Kaledonya'da da yaygndr.

Yeni Britanya'nn Gazelle yarmadas yerlileri arasnda bir kzn evlendikten sonra erkekkardeiyle konumasna izin verilmez; adn asla azna almaz ama ona baka birsözcükle hitap eder.

Yeni Mecklenburg'da bir tür kuzenler kz ve erkek kardeler gibi benzer kstlamalaramaruz kalrlar.

Fiji'de bu kaçnma kurallar özellikle katdr; yalnzca kan bayla kz kardeleri deilkabile kz kardelerini de etkiler.

Sumatra'daki Batta'lar arasnda kaçnma kurallar tüm yakn akrabalara uygulanr.  Dahas, bir baba asla evde kzyla yalnz klmaz, anne de oluyla ... Bu insanlar birerkekle bir kadnn yalnz balarna karlamasnn aralarnda uygun olmayan biryaknla yol açacan kesin kabul ederler.

Güney Afrika'daki Delagoa Körfezinde Barongo'lar arasnda bir erkein baldzylailikilerini en kat kurallar belirler.

Page 7: Dinin Kökenleri - Sigmund Freud

8/2/2019 Dinin Kökenleri - Sigmund Freud

http://slidepdf.com/reader/full/dinin-koekenleri-sigmund-freud 7/33

7

ngiliz Dou Afrika'snda Bir kz ergenlikle evlilik dönemi arasnda babasndançekinmelidir. Yolda karlarlarsa babas geçerken kz saklanr ve asla onun yan na gidipoturamaz. Evlendikten sonra babasndan hiçbir biçimde kaçnmaz.

En yaygn ve en kat (ve uygar rklarn bak açsndan en ilginç) kaçnma bir erkeinkaynvalidesiyle ilikisini kstlayandr.

Ruhsal-cinsel gereksinimleri evliliinde ve aile yaamnda doyum bulacak olan bir kadnsklkla evlilik ilikisi zamansz bir biçimde son bulduu için ve duygusal yaamnnsakinlii nedeniyle doyumsuz kalma tehlikesinin tehdidi alt ndadr. Yalandkça bir annekendisini çocuklarnn yerine koyarak, kendisini onlarla özdeletirerek bu tehdittenkurtulur Ana babalarn çocuklaryla genç kaldklar söylenir ve aslnda bu ana babalarnçocuklarndan edindikleri en deerli ruhbilimsel kazançlardan biridir. Evliliin çocuksuzolduu yerde kadn evliliinin kendisinden talep ettii boyun emeye katlanmasndakendisine en çok yardmc olabilecek eylerden birinden yoksundur.

Ruhçözümlemesi bize bir olann sevgisi için ilk nesne seçiminin ensest doada olduunu

ve bu nesnelerin yasak nesneler-annesi, kz kardei- olduunu öretmitir. Büyüdükçekendisini bu ensest çekimden kurtarma biçimini de örendik. Öte yandan bir nevrotikdeimez biçimde bir ölçüde ruhsal gelimemilik sergiler. Ya çocukluunda egemen olanruhsal-cinsel durumlardan kurtulmay baaramam ya da onlara geri dönmütür.

IITABU VE DUYGUSAL ÇFTE DEERLLK

(1) Tabu  bir Polinezya sözcüüdür.

Tabunun anlam iki birbirine z t yöne ayrlr. Bizim için bir yandan "kutsal", "kutsanm "ve öte yandan da "tekinsiz", "tehlikeli", "yasak", "murdar" anlamna gelir. Tabudayaklalamaz bir ey duygusu vardr ve genellikle yasaklar ve kstlamalarda ifade edilir.Bizim  kutsal korku sözdizimimiz anlam olarak sklkla "tabu"ya uyar.

Wundt (1906) tabuyu insann en eski yazsz yasalar düsturu olarak tanmlar. Genellikletabunun tanrlardan daha yal olduu ve herhangi bir dinin var olmad bir döneme dekgeri gittii varsaylr.

 Gerçekte tabu yaln zca (a) insan ya da eylerin kutsal (ya da murdar) özelliini, (b) buözellikten doan yasak türünü ve (c) yasan ihlal edilmesinden kaynaklanan kutsall 

(ya da murdarl) içerir. Polinezya da tabunun kart noa ve "genel" ya da "sradan"anlamna gelen birleik biçimlerdir.  

 Daha geni anlamda çeitli tabu snflar ayrt edilebilir: (i) doal ya da dorudan, birinsanda doutan beri var olan mana'nn (gizemli güç) sonucu; (ii) aktarlm ya dadolayl yine mana'nn sonucu ama (a) edinilmi ya da (b) bir rahip, ef ya da baka birinsan taraf ndan dayatlm; (iii) ara, bir kadnn kocasna mal edilmesinde olduu gibi ikietmenin de var olduu ...   Terim dier adet edinilmi kstlamalarda da kullanlr ama bir"dini yasak" olarak tanmlanmas daha doru olan eyden tabu olarak söz edilmemelidir.

Page 8: Dinin Kökenleri - Sigmund Freud

8/2/2019 Dinin Kökenleri - Sigmund Freud

http://slidepdf.com/reader/full/dinin-koekenleri-sigmund-freud 8/33

8

  Tabularn çok sayda amaçlar vardr: (i) dorudan tabularn amaçladklar (a) önemlikiilerin -efler, papazlar vs.- ve eylerin kötülüe kar korunmas; (b) güçsüzün -kadn,çocuk ve genelde sradan insan- eflerin ve papazlarn güçlü mana'sndan (büyülüetkisinden) korunmas; (c) cesetlere dokunma ya da onlarla temas etme, belli besinleriyeme, vs. yoluyla girilen tehlikelere kar hazrlk; (d) engellere kar yaamn önemli

eylemlerine -ölüm, üyelie kabul töreni, evlilik ve cinsel ilevler, vs.- rehberlik etme; (e)insanlar tanrlarn ve ruhlarn öfke ve gücünden koruma; (ii) Tabular bir bireyinmallarn, arazilerini, aletlerini hrszlara kar korumak için konmutur.  

"Bir tabunun ihlal edilmesi suçlunun kendisini bir tabu yapar ... "

Bizim ilgilendiimiz ey bu ilkel rklarn maruz kald bir dizi yasaktr. Her ey yasaktr;ama neden yasak olduuna ilikin hiçbir fikirleri yoktur ve sormak akllarna gelmez. Tamtersine, yasaklara sanki doal bir eymi gibi uyarlar ve ihlal edilmelerinin otomatikolarak dorudan cezayla karlanacandan emindirler.

Tüm bu yasaklarn ardnda belli insanlar ve eylerin, neredeyse bir enfeksiyon gibikendileriyle temas yoluyla geçebilen, tehlikeli bir güçle yüklü olduklar için gerekliolduklar eklinde kuram doasnda bir ey yatar.

Esas olarak onlar öldürmeye ve yemeye kar yasaklar içeren hayvan üzerine tabularTotemizmin çekirdeini oluturur. Bir erkein devaml kulland mal dier erkekleriçin her zaman tabudur; örnein, giysisi, aletleri ve silahlar. Avustralya'da bir erkein enkiisel malna çocukken üyelie kabul srasnda alm olduu yeni ad da dahildir. Bu adtabudur ve gizli tutulmas gerekir. Herhangi bir nedenle tekinsiz olan ya da korkuuyandran her eyin tabu konusu haline gelmesi eklinde bir kural izler görünürler.

Ama, diye ekler Wundt,   tabunun gerçek kaynaklar ayrcalkl snflarn çkarlarndandaha derinlerde yatar: "kökenleri insan içgüdülerinin en ilkel ve ayn zamanda enkalcsnn kaynandadr 'eytans' güçler korkusunda.   Özünde tabu, bir tabunesnesinde sakl olduuna inanlan 'eytans' güce ilikin nesnelletirilmi korkudanbaka bir ey deildir. Tabu bu gücü uyandrabilecek her eyi yasaklar ve bu yasanisteyerek ya da istemeden bozulmas halinde eytann intikamnn önlenmesini emreder.  

(2)Nevrotiklerin takntl yasaklaryla tabular arasndaki en açk ve en çarpc uyumanoktas bu yasaklarn eit ölçüde güdüden yoksun ve kökenlerinin eit ölçüde artc olmasdr. Belirsiz bir anda ortaya ç karak dayanlmaz bir korku taraf ndan zorla

sürdürülmülerdir. Bir d ceza tehdidine gerek yoktur çünkü herhangi bir ihlalindayanlmaz bir felakete yol açacana dair bir içsel kesinlik, ahlaki bir inanç vardr.

Baz yasaklarn amac apaçktr. Dierleri, tam tersine, bizi anlalmaz, anlamsz veaptalca olularyla etkilerler ve bu ikinci türden yasaklar "törensel" olarak tan mlanr. Buayrm tabu uygulamalarnda da mevcuttur.

Takntl yasaklar onlara maruz kalanlarn yaamlarnda tpk tabu yasaklarndaki kadargeni vazgeçmeleri ve kstlamalar içerir; ama eer belli eylemler gerçekletirilirse

Page 9: Dinin Kökenleri - Sigmund Freud

8/2/2019 Dinin Kökenleri - Sigmund Freud

http://slidepdf.com/reader/full/dinin-koekenleri-sigmund-freud 9/33

9

bazlar kaldrlabilir. Bundan sonrasnda o eylemlerin gerçekletirilmesi gerekir: zorlayc ya da takntl eylemler haline gelirler ve bunlarn kefaret, günah çkarma, savunmaönlemleri ve arndrma doasnda olduklar kuku götürmez. Bu takntl eylemlerden enyaygn suyla ykanmadr ("ykarma manisi"). Baz tabu yasaklar ayn biçimdedeitirilebilir; ya da daha dorusu ihlal edilmeleri benzer bir "törenle" telafi edilebilir veyine burada da yelenen yöntem suyla arnma ayinidir.

imdi, tabu adetleriyle takntl belirtiler arasndaki uyumann net olarak göründüünoktalar özetleyelim: (1) yasaklarn saptanmas olas bir güdüden yoksun oluu; (2) biriç gereklilikle sürdürülmeleri; (3) kolayca yer deitirebilir olular ve yasaklanm nesneden bulama riski bulunmas ve (4) törensi eylemlerin uygulanmasna yönelikemirlere yol açmalar.

Tabularn bir zamanlar bir kuak ilkel insana dtan dayatlm olan ilksel yasaklarolduunu varsaymamz gerekir; demek ki onlarn aklna da bir önceki kuak taraf ndanzorla sokulmu olmallar.

En eski ve önemli tabu yasaklar totemizmin iki temel yasasdr: totem hayvan n öldürmemek ve totem klannn kar cinsten üyeleriyle cinsel ilikiden kaçnmak.

O halde, bunlarn insan arzularnn en eski ve en güçlüleri olmas gerekir.

Tabunun temeli, uygulanmas için bilinç dnda güçlü bir eilimin bulunduu, yasak bireylemdir.

Bir tabuyu ihlal eden biri tabu haline gelir çünkü dierlerini kendi örneini izlemeyeayartma eklindeki tehlikeli nitelie sahiptir: bakalarna yasak olan eyi yapmas içinona neden izin verilsin? Her örnein taklidi yüreklendirmesi açsndan bu kii gerçekten

bulatrcdr ve bu nedenle bizzat ondan uzak durulmal dr.

Bir kraln tabusu kullarndan biri için fazla güçlüdür çünkü aralarndaki toplumsal fark çokbüyüktür. Ama bir rahibin arabulucu olarak görev görmesinde bir zarar yoktur. Bunutabu dilinden normal ruhbilim diline çevirirsek aa yukar u anlama gelir. Krallatemasn getirdii büyük ayartdan korkan bir kul, bu kadar çok kskanmasnngerekmedii ve konumu kendisine ulalabilir görünebilen bir görevliyle ilikiyekatlanabilir. Yine bir rahip krala duyduu kskançl bizzat kendisinin kulland gücüdüünerek azaltabilir. Böylece, iki insann sahip olduu ayartc büyülü güç miktarlar  arasndaki küçük farklardan büyük olanlardan daha az korkulduu ortaya çkar.

Neden belli tabu yasaklarnn ihlal edilmesinin, hepsinin zarar görmemesi için, topluluuntüm üyeleri taraf ndan cezalandrlmas yada bedelinin ödetilmesi gereken toplumsal birtehlike oluturduu eit ölçüde açktr. Bilinçd arzularn yerine bilinçli itkileri koyarsaktehlikenin gerçek bir tehlike olduunu görürüz. Tehlike topluluun hzla çözülmesine yolaçacak olan taklit riskinde yatar. Eer ihlalin intikam dier üyeler taraf ndan alnmasayd ihlalciyle ayn biçimde davranmay istediklerinin farkna varrlard.

Dokunma bir insan ya da bir nesne üzerinde denetim kurman n ya da ondanyararlanmaya kalkmann ilk admdr.

Page 10: Dinin Kökenleri - Sigmund Freud

8/2/2019 Dinin Kökenleri - Sigmund Freud

http://slidepdf.com/reader/full/dinin-koekenleri-sigmund-freud 10/33

10

 Tabu dardan (bir otorite taraf ndan) zorla dayatlan ve insanolunun boyun edii engüçlü özlemlere yöneltilmi ilksel bir yasaktr. Bir tabunun ihlalinin bedelinin birvazgeçmeyle ödenebilmesi tabuya boyun emenin temelinde vazgeçmenin yattn gösterir.

a) Dümanlara davran Kurallar (1) öldürülen dümann honut klnmasn (2) öldüren üzerinde kstlamalar (3)onun taraf ndan günah çkarma ve kefaret ilemlerinin gerçekletirilmesini (4) belli ayintöreni ister.

Yolculuktan dönüte kafalar alnm olan insanlarn ruhlarn yattrmak için kurbanlarsunulur. nsanlar bu türden sunular yap lmazsa zaferin üzerine talihsizlik düeceineinanr. Dahas törenin bir bölümü, öldürülen kiinin ölümüne at yaklan ve balamas için yalvarlan bir ark eliinde bir dans içerir.  Kzma derler  çünkü kafan buradabizimle; biz daha az ansl olsaydk imdi bizim kafalar mz senin köyünde sergileniyorolabilirdi. Seni honut klmak için kurbanlar sunduk. Artk ruhun huzur bulabilir ve bizi

rahat brakabilir. Neden bizim dümanmz oldun? Arkada kalsaydk daha iyi olmazmyd? O zaman kann dökülmez ve kafan kesilmezdi.  

Tüm bu kurallardan çkarmamz gereken sonuç bir dümana ifade ettikleri itkilerinyalnzca dümanca itkiler olmaddr. Ayn zamanda pimanln, dümana hayranlnve onu öldürmü olmann vicdan azabnn davurumlardr. Bir tanr taraf ndan insanlarayasalar listesinin indirilmesinden çok önce bu vahilerin canl bir emre sahip olduukavramna direnmek güçtür: ihlal edilmesi cezasz kalmayacak olan "Öldürmeyeceksin".

Muzaffer bir öldüren üzerindeki kstlamalar olaanüstü biçimde sk ve genellikleardr. Bu kstlamalarn amac erkekleri, öldürülen kiinin kan kokusundan korumaktr.

Bir Choctaw bir düman öldürdüünde ve kafa derisini yüzdüünde bir ay boyunca saçn taramayaca ve eer kafas kanrsa bu amaçla bileine balad küçük sopadan bakabir eyle kamayaca bir yasa girer.

ki ilke birletirilmitir: tabunun öldürülen adamdan onunla temas etmi olan her eyegeniletilmesi ve öldürülen adamn hayaletinden duyulan korku.

(b) Hükümdarlar Üzerine TabuBir hükümdarn yalnzca korunmas gerekmez ayn zamanda ondan korunulmal dr. Buamaçlardan ikisi de saysz tabu kurallaryla salanr. Neden hükümdarlardan korunmak

gerektiini zaten biliyoruz. Çünkü onlar elektrik yükü gibi temasla aktarlan ve benzer biryükle korunmayan birine ölüm ve felaket getiren gizemli ve tehlikeli büyülü bir gücüntayclardrlar.

Henüz çok da uzak olmayan bir zamanda ngiltere krallar  Kraln erri olarak bilinen,sraca hastaln iyiletirme gücüne sahipti. I. Charles'n 1633'de tek bir hareketle yüzhastay iyiletirdii söylenir. II. Charles'n yüz bin kiiye yakndan dokunduu sanlr.Bu çare arayanlar kalabal o kadar büyük olurdu ki bir keresinde iyilemeyegelenlerden alt ya da yedisi ezilerek ölmütü.

Page 11: Dinin Kökenleri - Sigmund Freud

8/2/2019 Dinin Kökenleri - Sigmund Freud

http://slidepdf.com/reader/full/dinin-koekenleri-sigmund-freud 11/33

11

 Vahi insanlar arasndaki bu hükümdarlar bir ölçüde güce ve yalnzca tanrlarn birözellii olan ve uygarln daha sonraki evrelerinde yalnzca saray mensuplarndan enalçaklarnn onlarda varm gibi davranaca iyilikler ihsan etme yeteneine sahiptirler.

Mikado nun "ayayla yere basmasnn onuru ve kutsall için zararl olacan düündüünü" belirtir "bu nedenle bir yere gitmek istediinde oraya adamlarn omuzlar üstünde tanmas gerekir. Kutsal kiiliini açk havaya çkarmasndan üzüntüduyacaklardr ve güne onun banda parlayacak kadar deerli bulunmaz. Bedeninin tümbölümlerine öylesi bir kutsallk yüklenmitir ki ne saçn, ne sakaln ne de trnaklarn kesemez. Ancak, çok fazla kirlenirlerse onu gece uykudayken temizleyebilirler; çünkü,diye açklarlar, o srada bedeninden alnan ey ondan çalnmtr ve böylesi bir hrszonun kutsalln ya da onurunu zedelemi olmaz.

Kral ve rahiplerin saygnlyla ilgili tabularn tanmna daha fazla girmek için ne yerimizyeterlidir ne de ilgimizi çeker. Yalnzca onlarda ba rolü hareket ve beslenme özgürlüüüzerine kstlamalarn oynadn ekleyeceim.

Sierra Leone yerlileri arasnda krallk onurunu kabul etmeye kar çk o kadarbüyümütür ki çou kabile krallar olarak yabanclar seçmek zorunda kalmtr.

Frazer (1911) tarihin ak içinde ilk rahip kralln er yada geç bir ilahi ve bir de dünyevigüce bölünmesini bu koullara balar. Krallar, kutsal görevlerinin arlyla gerçek ilerüzerinde denetimlerini kuramaz hale geldiler ve bu iler kralln saygnlndanvazgeçmeye hazr olan daha alt düzey ama daha pratik insanlar n eline kald. Böyleceuygulamay yönelik olarak herhangi bir önemi bulunmayan ruhani egemenlik eski tabukrallarna kalrken bu kiiler dünyevi hükümdarlar haline geldi.

Krallarn seçen Sierra Leone'nin Timmes vahileri taç giyme töreni akamnda onudövme hakkn kendilerinde tutar ve bu anayasal haklar n o denli içten biriyi niyetleyerine getirirler ki kimi zaman zavall kral tahta çkacak kadar yaamaz. Bu nedenleönde gelen efler bir adama kar kin güttükleri ve ondan kurtulmak istedikleri zamanonu kral seçerler. Ancak bunun gibi çarpc örneklerde bile dümanlk olduu gibikabullenilmez, törenle maskelenir.

Krallarna yamur, güne , rüzgar ve hava gücünü yüklediklerinde ve sonra doabaarl bir av ya da zengin bir hasat umutlar n boa çkard için onlar tahttanindirdikleri yada öldürdüklerinde vahiler gerçekten de krallaryla ayn biçimdedavranmaktadr. Bir olann babasna ilikin resmi alkn olunduu üzere bu türden

ar güçlerle kapldr ve babaya güvensizliin ona hayranlkla yakndan balantl olduuanlalmtr. Bir paranoyak arkadalarndan birinin modelini bir "eziyetçi"yedönütürdüünde onu bir baba konumuna yükseltmektedir; tüm talihsizlikleri içinsuçlayabilecei bir konuma koymaktadr. Dolaysyla vahilerle nevrotikler arasndaki birikinci benzerlik bize bir vahinin hükümdarna kar tutumunun büyük bölümünün birçocuun babasna yönelik çocuksu tutumundan türedii gerçeinin ipucunu verir.

(c) Ölüler Üzerine Tabu

Page 12: Dinin Kökenleri - Sigmund Freud

8/2/2019 Dinin Kökenleri - Sigmund Freud

http://slidepdf.com/reader/full/dinin-koekenleri-sigmund-freud 12/33

12

Ölülerin güçlü yöneticiler olduunu biliyoruz; ama onlara dümanlara olduu gibidavranldn örendiimizde arabiliriz.

Maori'ler arasnda bir cesede dokunmu ya da gömülmesinde rol alm olan biri en üstdüzeyde murdard ve arkadalaryla ilikisi kesilir ya da deyim yerindeyse, boykotedilirdi. Yemee bile dokunamazd.  Yemek önüne, yere konur ve sonra elleri özenle

arkasnda bal durumda oturur ya da diz üstü çökerek elinden geldiince kemirirdi.  Neredeyse her kalabalk köyde kirlenmi olan kiiyi bu ekilde bekleyerek çok düük birücret kazanan gözden dümü bir sefil, bir alçaklarn en alça yaar. Yalnzca onun"ölüye ... son görevlerini yerine getirmi olan kiiye bir kol boyu yaklamasna izinverilirdi.  

Ölüyle bedensel temastan sonraki tabu kurallar Polinezya, Melanezya ve Afrika'nn birbölümünde ayndr. Bunlarn en sk rastlanan özellii böylesi bir temasta bulunmu kiilerin yemee dokunmasna kar yasak ve bunun sonucu olarak da onlarn bakalar taraf ndan beslenmeleri gereidir.

"ngiliz Yeni Gine'sinin Mekeo bölgesinde erkek bir dul tüm sivil haklar n kaybeder,toplum dna itilmi biri, herkesin uzak durduu korku ve dehet nesnesi haline gelir.  Son ipucu erkek ya da kadn dullarn tehlikeli özelliklerinin kökenini batan çkarmatehlikesine dek geri izlemeyi kolaylatrr. bir efendisi ya da sahibi olmadndan diererkeklerin arzularn uyandrmaya açktr. Bu türden yerine geçen doyumlar yasdüüncesinin tersine iler ve kaçnlmaz olarak hayaletin öfkesini uyandracaktr.

Yasla ilgili en artc ama ayn zamanda öretici adetlerden biri ölü insann adn azaalmaya yönelik yasaktr. Birbirinden çok uzak insanlar arasnda da görülür.

Ölü akrabalarnn adnn anlmas yaayanlar için ölümcül bir aasama olarak kabul

edilir ve bunun cezas cinayetinkinden daha az deildir. Bir ölümden sonra sesbenzeimi göz önüne alnmakszn ölü kiinin tüm akrabalar adlarn deitirir. Aslnda,Paraguay Guaycuru'lar arasnda bir ölüm gerçekletiinde ef kabilenin tüm üyelerininadn deitirirdi ve o andan balayarak herkes yeni adn sanki tüm yaam boyuncatam gibi hatrlard.

Vahilerin bir ad insann kiiliinin temel bir bölümü ve önemli bir iyelik olarak kabulettiklerini aklda tutarsak adlar üzerine bu tabu daha az artc görünecektir: sözcüklereher anlamda eyler olarak davranrlar.

Vahilerin ölü birinin adn onun kiiliinin bir bölümü olarak kabul etmeleri ve onu ilgili

tabuya tabi klmalar artk bizi artmaz. Yine, ölü birinin adn aza almak da açk olarakonunla temasta bulunmann bir türevidir.

En belirgin açklama ölü bedenlerin ve onlarda hzla görünür hale gelen deiikliklerindourduu deheti iaret edecektir. Tabu adetlerinin garipliklerinden sorumlu olan eyyastan baka, çok farkl amaçlar göz önüne alan bir ey olmal.

Çünkü onlar ölü insann hayaletinin varlndan ya da geri dönüünden korktuklarn gizlemezler ve onu uzakta tutmak ya da kovmak için çok say da tören gerçekletirirler.

Page 13: Dinin Kökenleri - Sigmund Freud

8/2/2019 Dinin Kökenleri - Sigmund Freud

http://slidepdf.com/reader/full/dinin-koekenleri-sigmund-freud 13/33

13

Adn aza almann onun ruhunu çarmayla ayn  ey olduunu ve bunu hzla onunvarlnn izleyeceini düünürler. Hayaletin kendilerini tanmamas için kendilerinigizlerler veya onun ya da kendilerinin adn deitirirler; hayaletin adn azna alarakonu akrabalarna kar kkrtan pervasz yabanclara öfkelenirler. Tabunun özününeytanlardan bir korku olduunu düünen Wundt'un görüünün bir dorulamasn bulmu gibiyiz.

Bu kuram o kadar olaanüstü bir bo inanca dayaldr ki ilk bakta inanlmaz görünür:yani, son derece içtenlikle sevilen bir akrabann ölüm annda yaknlarnn dümanlktanbaka bir ey bekleyemeyecei ve kötü arzularndan kendilerini olas her biçimdekorumak zorunda olduklar bir eytana dönütüü varsaym.

Aralarnda sudan bir perde olana dek canl ölünün saldrlan karsnda güven içindedeildi. nsann ölüyü adalara ya da nehirlerin uzak taraf na gömmeyi yelemesininnedeni budur ve "Burada ve Öte Dünyada" gibi deyimler bundan kaynaklanr. Dahasonra ölünün kötücüllüü azald ve içerlemek için belli bir hakk olan özel kategorilerlesnrland - örnein kötü ruhlar olarak katillerini izleyen öldürülen insanlar ya da

doyurulmam arzularyla ölen gelinler gibi. Ama, diye devam eder Kleinpaul, balangçtatüm ölüler vampirdi, hepsinin canllara kar kini vard, onlara zarar vermeye veyaamlarn çalmaya çalrlard. Kötü ruhlar kavram ilk olarak cesetlerden çkmt.

Ölüm genel olarak talihsizliklerin en ar olarak kabul edilir; bu nedenle ölülerinyazglarndan hiç honut olmadklarna inanlr. lkel düüncelere göre bir insan yalnzca -güçle deilse bile büyüyle- öldürülürse ölür ve böylesi bir ölüm doal olarak ruhuintikamc ve kötü huylu klma eilimindedir. Canllar kskanr ve eski dostlarnnarkadaln özler; o halde ölümlerine neden olmak için onlara hastal klar yollamasndaalacak bir ey yoktur... Ama bedensiz ruhun bütünüyle kötücül bir varlk olduukavramnn ayn zamanda ölüm korkusunun sonucu olan içgüdüsel ölüden korkmayla

yakndan ilikili olduu kuku götürmez.

Bir insana youn duygusal balln bulunduu neredeyse her olguda duyarl sevgininardnda bilinçdnda gizli bir dümanlk bulunduunu görürüz. Bu, çifte deerlilikherkesin doutan gelen mizacnda az ya da çok miktarda mevcuttur; normaldeincelemekte olduumuz takntl kendini suçlamalar yaratacak kadar çok deildir. Ancakkiinin doasnda çokça var olduunda kendisini aslnda insann bulmay hiçbeklemeyecei yerde, öznenin en çok sevdii kiilerle ilikisinde gösterecektir.

imdi henüz ölmü olanlarn ruhlarnn eytanlara dönütüü düüncesini veyaayanlarn kendilerini onlarn dümanlndan tabularla koruma zorunluluu duymasn 

açklayabilecek bir güdü bulduk. Ama ilkel insanlar bilinçdnda ölüm karsndahonutluk olarak duyumsanan bu dümanlkla farkl bir biçimde baa çkar. Bununkarsndaki savunma onu dümanlk nesnesinin, ölülerin kendilerinin yerine koymabiçimini alr. Hem normal hem de patolojik zihinsel yaamda ortak olan bu savunmaönlemi bir "yanstma" olarak bilinir. Hayatta kalan kii böylece sevilen ölü kiiye kar dümanca duygular beslemi olduunu yadsr; onun yerine ölünün ruhu bu duygular besler ve tüm yas süresi boyunca bunlar eyleme sokmaya çalr. Hayatta kalannyanstma araclyla gerçekletirdii baarl savunmaya ramen duygusal tepkisi cezave vicdan azab özellii gösterir çünkü bunlarn ksmen düman eytana kar savunma

Page 14: Dinin Kökenleri - Sigmund Freud

8/2/2019 Dinin Kökenleri - Sigmund Freud

http://slidepdf.com/reader/full/dinin-koekenleri-sigmund-freud 14/33

14

önlemleri olarak klk deitirmesine karn kendisi korkularn kölesidir ve vazgeçmelere,kstlamalara boyun eer. Dierleri gibi ölü üzerine tabu da bilinçli acyla meydanagelmi olan ölüm karsndaki bilinçd doyum arasndaki ztlktan doar. Hayaletiniçerlemesinin kökeni bu olduundan doal olarak korkacak en fazla eyi olanlar eskidenona en yakn olanlar ve en sevdikleri olacakt r.

Westermarck vahilerin doal ve doal olmayan ölüm arasnda ayrm yapmadklarndasrar etmekte hakldr. Bilinçd düüncede doal bir ölümle ölen biri öldürülmü biridir:onu kötü istekler öldürmütür.

eytanlarn varln kabul ettiimiz dorudur ama nihai ve ruhbilimsel olarakçözümlenemez bir ey olarak deil. Deyim yerindeyse eytanlarn ötesine geçmeyibaardk çünkü onlar yaayanlar taraf ndan ölüye beslenen dümanca duygularnyansmalar olarak açkladk.

(4)Kendi kötü itkilerinin eytanlara yanstlmas ilkel insanlarn evren görüünü oluturan ve

izleyen denemede- "animizm" olarak tanyacamz bir sistemin yaln zca bir bölümüdür.

Tüm eytan kavramnn canlnn ölüyle olan önemli ilikisinden türemi olmas pekalaolasdr. Bu ilikinin doasnda var olan çifte deerlilik insann daha sonrakigeliimlerinde, ayn kökten birbiriyle tamamen zt iki ruhsal yap çkarmasyla ifade edilir:bir yandan eytan ve hayaletlerden duyulan korku ve dier yandan atalara sayg.eytanlarn daima yakn zamanda ölmü olan kiilerin ruhlar olarak kabul edilmesi yasneytanlara inancn kökeni üzerindeki önemini her eyden daha iyi gösterir. Yasngerçekletirmesi gereken oldukça özel bir ruhsal görevi vardr: ilevi yaayann an veumutlarn ölmü olandan ayrmaktr. Bu baarldnda acyla birlikte vicdan azab vekendini suçlamalar, sonuç olarak da eytandan korku azalr. Ve balangçta eytan

olduu için korkulan ayn ruhlar artk daha scak bir yaklam bekleyebilir, ata olaraksayg görürler ve yardmlar için onlara bavurulur.

Vicdan nedir? Dile göre insann "en kesin olarak bilincinde" olduu eyi anlatr. Aslndabaz dillerde "vicdan" ve "bilinç" sözcükleri birbirinden güçlükle ayrt edilebilir.

Vicdan içimizde ilemekte olan belli bir istein reddediliinin içsel algsdr. Ancak vurgubu reddediin destek için baka hiçbir eye bavurmak zorunda olmaynda yani"kendinden emin" oluundadr. Bu, suç bilinci durumunda daha da nettir. Bunun için birneden ileri sürmek gereksiz görünecektir: vicdan olan biri içinde knama için hakllk,gerçeklemi olan eylem için kendini suçlama duyumsamak zorundadr. Ayn özellik

vahinin tabuya yönelik tutumunda da görülür. Vicdan taraf ndan verilmi bir emirdir;ihlal edilmesi, doal olarak ortaya çkan ve kökeni bilinmeyen korkutucu bir suçlulukduygusu yaratr.

Nevrozlar ruhbilimi bize istekli itkilerin bastrlmas halinde libidolarnn anksiyeteyedönütüünü öretmitir.

Hiç kimsenin yapmay istemedii bir eyi yasaklamaya gerek yoktur ve en iddetlibiçimde yasaklanan bir ey arzu edilen bir ey olmaldr. Eer bu ussal sav ilkel

Page 15: Dinin Kökenleri - Sigmund Freud

8/2/2019 Dinin Kökenleri - Sigmund Freud

http://slidepdf.com/reader/full/dinin-koekenleri-sigmund-freud 15/33

15

insanlarmza uygulayacak olsaydk onlarn en güçlü batan çkartmalarndan bazlarnn-hiç de olas görünmeyen- kral ve rahiplerini öldürmek, ensest suçu ilemek, ölüye kötüdavranmak vb. olduu sonucuna varrdk.

Tabu bir nevroz deil toplumsal bir kurumdur.

lkel insanlar arasnda bir tabunun ihlalini bir cezann, genellikle ciddi bir hastalk ya daölümün izlemesinden korkulur. Ceza tabunun ihlalinden sorumlu olan kiiye gelecektir.Takntl nevrozlarda durum farkldr. Hasta eer yasak bir eylem gerçekletirirse cezannkendisine deil baka birine gelmesinden korkar. Ancak bir tabunun ihlalinin öcünüotomatik olarak hatay yapandan almamas durumunda vahiler arasnda hepsininöfkenin tehdidi altnda olduu eklinde kolektif bir duygu doar ve bunun üzerineverilemeyen cezay kendileri vermek için acele ederler. Söz konusu olan ey bulac birörnein, batan çkarmann taklit edilecei korkusudur yani tabunun bulaclk özellii.Eer bir kii bastrlm arzuyu doyurmay baarrsa topluluun tüm dier üyelerinde ayn arzunun uyanmas kaçnlmazdr. Batan çkarmay bastrmak için gpta edilen ihlalciningiriiminin ürününden yoksun braklmas gerekir ve ceza sklkla bir kefaret eylemi

klnda ayn kusuru ilemek için onu uygulayanlara bir olanak salayacaktr. Aslnda bu,insanln ceza sisteminin temellerinden biridir ve kukusuz yasaklanm itkilerin hemsuçluda hem de cezalandran toplumda var olduu varsaymna dayaldr. Bu konuda ruhçözümlemesi dindarlarn her zamanki hükmünün dorulamasndan öte bir ey deildir:hepimiz zavall günahkarlarz.

Yasan kökeninde her zaman hastann sevdii bir insana kar dümanca bir ilki bulunur- o insann ölmesi istei. Bu itici bir yasakla bastrlr ve yasak yer deitirme yoluylasevilen insana kar dümanca bir eylemi temsil edebilecek belli bir eyleme ilitirilir. Eerbu eylem uygulanrsa bir ölüm tehlikesi vardr. Ama süreç daha da ileri gider ve sevileninsann ölmesi isteinin yerini ölebilecei korkusu alr.

Tabu, taknd biçimlerle nevrotiin dokunma korkusuna, "dokunma fobisine" çokbenzer. Nevrozda yasak her zaman cinsel türden dokunmayla ilgilidir ve ruhçözümlemesinevrozlarda baka yöne saptrlan ve yer deitiren içgüdüsel güçlerin cinsel kökenliolduunun genelde doru olduunu göstermitir. Dolaysyla nevrozun özellii olan eycinsel içgüdüsel öelerin toplumsal olanlar üzerindeki üstünlüüdür. Ancak bizzattoplumsal itkiler benci ve erotik parçacklarn özel türden bir bütünde birlemesindentüremitir.

Nevrozlarda ilemekte olan içgüdüleri çözümlersek onlardaki belirleyici etkinin cinselkökenli içgüdüsel güçler taraf ndan yaratldn buluruz; öte yandan karlk gelen

kültürel oluumlar benci ve erotik öelerin birlemesinden doan toplumsal içgüdüleredayaldr. Cinsel gereksinimler, kendini koruma istemleri gibi, insanlar birletirmegücüne sahip deildir. Cinsel doyum temelde her bireyin öz el sorunudur.

Nevrozlarn toplumsal olamayan doasnn genetik kökeni onlarn doyurucu olmayangerçeklikten daha haz verici olan dülem dünyasna kaçma eklindeki en temelamaçlarnda yatar. Nevrotiklerin bu ekilde kaçt gerçek insan toplumunun ve onunkolektif olarak yaratt egemenlii altndadr. Gerçeklikten uzaklama ayn zamanda insantopluluundan geri çekilmedir.

Page 16: Dinin Kökenleri - Sigmund Freud

8/2/2019 Dinin Kökenleri - Sigmund Freud

http://slidepdf.com/reader/full/dinin-koekenleri-sigmund-freud 16/33

16

IIIANMZM, BÜYÜ VE DÜÜNCELER N HER EYE GÜCÜ YETERL 

(1)Animizm, daha dar anlamyla, ruhlar öretisi ve daha geni anlamyla da genel olarakruhsal varlklar öretisidir. "Animatizm" terimi bize cansz nesneler olarak görünen

eylerin canl özellii kuramn anlatmak için de kullanlmtr. Balangçta belli birfelsefe sistemini tanmlamak için kullanlan "animizm" sözcüüne imdiki anlam Tylortaraf ndan verilmi görünür.

lkel rklarn doa ve evrene ilikin olarak benimsedii fazlasyla dikkat çekici bir görüünkavranmasyd. Onlar dünyay hem iyi hem de kötü saysz ruhsal varlklarla doldururlar;bu ruhlar ve eytanlar doal görüngülerin nedeni olarak kabul ederler ve yalnzcahayvan ve bitkilerin deil dünyadaki tüm cansz nesnelerin onlar taraf ndancanlandrldna inanrlar. ilkel halklar insanlarda benzer ruhlarn barndna inanrlar.nsanlarn içinde yaayan bu ruhlar yerleim yerlerinden ayrlabilir ve dier insanlara göçedebilirler; zihinsel etkinliklerin arac olup bedenlerinden belli ölçüde bamszdrlar.

lkel insan, animistik sistemin üzerine dayal olduu ikilikçi görülere nasl ulat? Bunu,(düler de dahil olmak üzere) uyku ve ona çok benzeyen ölüm görüngülerinigözlemleyerek ve herkesi böylesine yakndan ilgilendiren bu durumlar açklamayakalkarak yaptklar varsaylr. Bu kuramsallatrmann esas balangç noktas ölümsorunu olmalyd. lkel insann doal olarak kabul ettii ey yaamn sonsuz devamyd-ölümsüzlük. Ölüm düüncesi yalnzca sonralar ve ikircikli olarak kabul edildi.

lkel animizm gözlemimizin eriebildii kadaryla insann doal durumunun ruhsalanlatm olarak kabul edilmelidir. Cansz nesnelere yaam yüklemenin hakll Humetaraf ndan Dinin Doal Tarihi adl eserinde belirtilmitir:  nsanolunda tüm varlklar 

kendisi gibi alglamaya ve yakndan bildii ve derinlemesine bilincinde olduu bunitelikleri her nesneye aktarmaya yönelik evrensel bir eilim bulunur.  

Animizm bir düünce sistemidir. nsan rk çalar boyunca bu türden üç düünce sistemigelitirmitir - evrenin üç büyük resmi: animistik (ya da mitolojik), dini ve bilimsel.

Söz konusu bu üç evreyle ilgili olarak: animizmin henüz bir din olmad ama daha sonraüzerine dinlerin ina edildii temelleri içerdii söylenebilir.

(2)Sihir ve büyü kavramlar birbirinden ayrlabilir mi? Belki dilsel kullanm

dalgalanmalarna bir ölçüde keyfi bir aldrmazlk göstermeye hazrsak. O durumda sihirtemelde, kiinin benzer koullardaki bir insana davranaca biçimde davranarak, ruhlar etkileme sanatdr: onlara yalvararak, onlardan özür dileyerek, onlarn gönlünü alarak, gözda vererek, onlardan güçlerini alarak, onlar kiinin iradesine boyun edirerek -yaayan insanda etkin olduu kantlanm olan yöntemlerle. Öte yandan büyü farkl bireydir: temelde ruhlar göz ard eder ve her günkü ruhbilimsel yöntemlerden deil özelprosedürlerden yararlanr.

Page 17: Dinin Kökenleri - Sigmund Freud

8/2/2019 Dinin Kökenleri - Sigmund Freud

http://slidepdf.com/reader/full/dinin-koekenleri-sigmund-freud 17/33

17

Büyünün çok çeitli amaçlara hizmet etmesi gerekir - doal görüngüleri insann istencinetabi klmal, bireyi dümanlarndan ve tehlikelerden korumal ve ona dümanlarna zararverme gücü vermeli.

Yamur ve bereket ayinleri. Büyü yoluyla yamur, onu ya da ona yol açan bulut vef rtnalar taklit ederek, deyim yerindeyse "yamuru oynayarak" yaratlr.

lkel rklar arasndaki yamyamln daha üst düzey güdülerinin de benzer bir kayna vardr. Kii yeme eylemi yoluyla bir insann bedeninin parçalarn içe alarak onun sahipolduu nitelikleri de kendine al r.

Önce daha basit ve daha önemli olan taklitçi büyü olgusunu ele alalm. Frazer'a göre(1911) taklitçi büyü tek bana uygulanabilirken bulac büyü genellikle dierinigerektirir. nsann büyü uygulamasna yol açan güdüleri sezmek kolaydr: bunlar insannistekleridir. Varsaymamz gereken tek ey ilkel insann, isteklerinin gücüne büyük birinanc olduudur. Büyüsel araçlarla balad  eyin gerçeklemesinin temel nedeni onuistemesidir. Dolaysyla balangçta vurgu yalnzca istei üzerindedir.

Motor etkinlikleri hala gelimemi durumda olmasna karn çocuklar da benzer bir ruhsaldurum içindedir. Zaman geçtikçe ruhbilimsel vurgu büyülü eylem güdülerinden bueylemin gerçekletirilme yollarna kayar - yani, eylemin kendisine. Dolaysyla arzulanansonuçla benzerlii nedeniyle bu sonucun gerçeklemesini tek bana belirleyen eyinbüyülü eylemin kendisi olduu ortaya çkmaya balar. O noktada insanolu, inanç eliketmedikçe ruhlara bavurmann hiçbir sonuç vermeyeceini ve eer ardnda bir dindarlkyoksa duann büyülü gücünün baarsz olacan kabul etmeye hazr olacaktr.

Özetlersek büyüyü yöneten ilkenin, animistik düünce biçimi tekniinin, "düüncelerinher eye gücü yeterlii" ilkesi olduu söylenebilir.

(3)Genellikle istemeden de olsa tüm tak ntl nevrotikler bu ekilde bo inançldr.

Düüncelerin her eye gücü yeterliinin sürmekte olduunun en net biçimde görüldüüve bu ilkel düünce biçiminin sonuçlarnn bilince en fazla yaklat yer takntl nevrozlardr. Ama bunun bu özel nevrozun ayrt edici bir özellii olduunu varsaymayanlgsna dümemeliyiz çünkü çözümsel aratrma dier nevrozlarda da ayn eyi açaçkarr.

Nevrotikler geçerli parann "nevrotik para birimi" olduu baka bir dünyada yaarlar;

yani, yalnzca iddetle düünülen ve duyguyla resmedilen eyden etkilenirken d gerçeklikle uzlama onlar için hiç önem tamaz. Bir takntl nevrotik, gerçekteçocukluundan beri arkadalarna toplumun en düünceli ve vicdanl üyesi olarakdavranmken bir kitle katiline uygun düecek suçluluk duygusunun altnda ezilebilir.Yine de bu suçluluk duygusunun bir hakll vardr: arkadalarna yönelik olarak bilinçdnda ilemekte olan iddetli ve sk ölüm iaretlerine dayaldr. Günlük yaamdauygulad bo inançlarn yan sra bu tutum da onun yalnzca düünerek d dünyay deitirebileceine inanan vahilerle benzediini aça çkarr.

Page 18: Dinin Kökenleri - Sigmund Freud

8/2/2019 Dinin Kökenleri - Sigmund Freud

http://slidepdf.com/reader/full/dinin-koekenleri-sigmund-freud 18/33

18

Ne zaman gizemin içine szmay baarsam beklenen felaketin ölüm olduunu gördüm,Schopenhauer her felsefenin balangcnda ölüm sorununun durduunu söylemitir; bizde animizmin özü olan ruhlar ve eytanlara inanmann ölümün insan üzerinde yaratt etkiye geri uzandn daha önce görmütük. Takntl nevrozlarn koruyucuformüllerinin de karl büyü formülleridir.

Animistik evrede insanlar her eye gücü yeterlii kendilerine yüklediler. Dini evrede onutanrlara aktardlar ama kendilerinden ciddi olarak vazgeçmediler çünkü tanrlar kendiisteklerine uygun olarak çeitli yollardan etkileme gücünü kendilerine sakladlar. Evreneilikin bilimsel görü artk insann her eye gücü yeterliine hiç yer brakmaz;  insanlarküçüklüklerini örendiler ve ölüme ve doann dier gerekliliklerine uysallkla boyunediler. Yine de her eye gücü yeterlie ilikin ilkel inancn bir bölümü insann gerçeklikyasalaryla bouan aklnn gücüne inancnda hala devam eder.

Cinsel içgüdülerin davurumlar balangçtan beri gözlemlenebilir ama balangçta henüzd bir nesneye yöneltilmemilerdir. Cinselliin her içgüdüsel parçac öznenin kendibedeninde haz elde etmek ve doyum bulmak için birbirinden bamsz olarak çalr. Bu

evre oto-erotizm olarak bilinir ve onu içinde bir nesnenin seçi ldii bir baka evre izler.

Daha fazla inceleme bu ikisinin arasna üçüncü bir evre sokmann ya da bir baka ekildeifade etmek gerekirse ilk evreyi, oto-erotizmi ikiye bölmenin yararl ve aslnda kaçnlmazolduunu göstermitir. Bu ara evrede imdiye dek ayr duran cinsel içgüdüler bir bütünhaline gelmi ve ayn zamanda bir nesne bulmutur. Ama bu, özneye yabanc bir d nesne deil yaklak ayn zamanda oluturulmu olan kendi Ego'sudur. ona "narsisizmadn verdik. Özne sanki kendisine akm gibi davranr.

Bir insan libidosu için d nesneler bulduktan sonra bile bir ölçüde narsisistik kalr.

Görmü olduumuz gibi ilkel insanlar ve nevrotikler ruhsal eylemlere üst düzeyde deeryüklerler - bizim gözümüzle ar deer biçme. Bu tutum ussal bir biçimde narsisizmleilikilendirilebilir ve onun temel bir öesi olarak kabul edilebilir. lkel insanlarda düünmesürecinin hala büyük ölçüde cinselletirilmi olduu söylenebilir. Düüncelerin gücününher eye yettiine inanmalarnn, dünyay denetleme olaslna sarslmaz güvenlerinin veonlara insann evrendeki gerçek konumunu öretebilecek olan son derece kolay eldeedilebilir deneyimlere kapal olularnn kökeni budur.

Animistik evre hem zaman dizinsel hem de içerik olarak narsisizme karlk gelir; dinselevre, özellii bir çocuun ana babasna ball olan nesne seçimi evresine karlk gelir;bilimsel evrenin tam karl ise bir bireyin olgunlua ulat, haz ilkesinden vazgeçtii, 

kendisini gerçeklie uydurduu ve arzularnn nesnesi için d dünyaya döndüü evreolur.

Düüncelerin her eye gücü yeterlii uygarlmzn yalnzca tek bir alanndakorunmutur ve bu da sanat alan dr.

nsanlar hakl olarak "büyü sanatndan" söz eder ve sanatçlar büyücülerlekarlatrrlar. Sanatn  sanat sanat içindir den balamad kuku götürmez.Balangçta günümüzde çounun nesli tükenmi olan, itkilerin hizmetinde çalt.

Page 19: Dinin Kökenleri - Sigmund Freud

8/2/2019 Dinin Kökenleri - Sigmund Freud

http://slidepdf.com/reader/full/dinin-koekenleri-sigmund-freud 19/33

19

 (4)

Dolaysyla insann dünyayla ilgili olarak oluturduu ilk resim-animizm- ruhbilimsel birresimdi. Bilim ancak dünyann bilinmediinin ve onu örenmek için araçlar aranmas gerektiinin anlalmasndan sonra baladndan O henüz bilimsel temellere gerekduymuyordu. Animizm ilkel insana doal ve olaan bir ey olarak geldi.

Büyü varsaymlar animizmin çekirdeini oluturan ruhlar öretisinden daha köklü vedaha eskidir.

Büyü her eye gücü yeterlii yalnzca düüncelere ayrrken animizm bunun bir ksmn ruhlara aktarr ve böylece bir dinin oluumuna uzanan yolu haz rlar.

Ruhlar ve eytanlar yalnzca insann kendi duygusal iticilerinin yanstmalardr. Duygusalyüklerini insanlara çevirir, dünyay onlarla doldurur ve iç zihinsel süreçlerini kendi dndatekrar bulur.

lk ruhlarn kötü ruhlar olduunu ileri süren ve ruh düüncesini ölümün yaayanlarüzerindeki etkisinden çkaran yazarlarla ayn görüteyiz. Aradaki tek fark bizim ölümünyaayanlar kar karya brakt entelektüel soruna vurgu yapmamamzdr; bize görearatrma dürtüsünü veren güç daha çok yaayanlarn içine dald duygusal çatmayaatfedilmelidir.

Dolaysyla insann ilk kuramsal baars -ruhlarn yaratlmas boyun edii ilk ahlakikstlamalarla -tabu kurallar- ayn kaynaktan domu görünür, Ancak ayn kaynaktangelmi olmalarnn ezamanl olarak doduklar anlamna gelmesi gerekmez. Eeryaayanlarn ölüyle ilgili konumlar gerçekten ilkel insann düünmesine neden olan veonu her eye gücü yeterliinin bir bölümünü ruhlara devretmeye ve hareket

özgürlüünün bir ksmndan özveride bulunmaya zorlayan ilk eyse o zaman bu kültürelürünler insan narsisizmine kar olan  Avaykn'ye [Gereklilik] ilikin ilk bilgiyi oluturur. Böylece ilkel insan ölümü yadsr görünürken onun üstünlüüne boyun emi olur.

Bir animistik sistemin egemenliinde her kuraln ve her etkinliin, günümüzde "bo inanç" olarak tanmladmz, sistematik bir temeli olmas kaçnlmazdr.

çgüdüsel bastrmay ulalm olan uygarlk düzeyinin bir ölçütü olarak alrsak animistiksistemde bile, bo inanca dayal olularn edeniyle hatsz biçimde küçümsenen, ilerlemeve gelimelerin gerçekletiini kabul etmemiz gerekir. Bu yasaklar için ileri sürülengerekçeler büyü balamnda olsa da içgüdüsel doyumdan vazgeçerek daha fazla güç

kazanma temel düüncesi açktr ve yasan, büyüsel ussallatrmasyla yan yana olan, hijyenik kökeni göz ard edilmemelidir. Vahi bir kabilenin erkekleri ava, bala, savaaya da deerli ot toplamaya gittiinde evde kalan karlar, vahilerin yolculuun baars üzerinde uzaktan olumlu etkisi olduuna inand çok sayda ar kstlamaya tabi olur.Ama uzaktan etkili olan bu etmenin uzaktaki erkein evle ilgili özlem doludüüncelerinden baka bir ey olmadn ve bu klk deitirmelerin ardnda erkeklerinancak evde korumasz durumda braktklar kadnlarn tümüyle güvende olduklarn hissetmeleri halinde ellerinden gelenin en iyisini yapacaklar  eklinde, salam birruhbilimsel içgörü parças yattn görmek çok küçük bir sezgi gerektirir.

Page 20: Dinin Kökenleri - Sigmund Freud

8/2/2019 Dinin Kökenleri - Sigmund Freud

http://slidepdf.com/reader/full/dinin-koekenleri-sigmund-freud 20/33

20

IVÇOCUKLUKTA TOTEMZMN GER  DÖNÜÜ

(1)"Tüm bu gerçeklerin nda, bir zamanlar totemik kültürün daha ileri uygarla uzananyolu her yerde döemi olduu ve bu nedenle ilkel insan çayla kahramanlar ve tanrlar

dönemi arasnda bir geçi evresini temsil ettii çkarm fazlasyla olas görünür."

(1) Belli hayvanlar öldürülmez, yenemez ama türlerin üyeleri insanolu taraf ndanbüyütülür ve baklr.(2) Kazara ölmü olan bir hayvan için yas tutulur ve klann bir üyesi gibi saygylagömülür.(3) Baz durumlarda yeme yasa hayvann bedeninin yalnzca belli bir bölümüneilikindir.(4) Genelde korunan hayvanlardan birinin gereksinimin zorlamasyla öldürülmesigerektiinde ona özürler sunulur ve tabunun ihlalini -yani cinayeti- hafifletmek için çeitlihile ve bahaneler araclyla giriimde bulunulur. 

(5) Hayvan bir ayinde kurban edildiinde yalnzca alanr. (6) Belli durumlarda ve dini törenlerde belli hayvanlarn postlar giyilir. Totemizmin halageçerli olduu yerlerde bunlar totem hayvanlar olur. (7) Klanlar ve bireyler hayvanlarn adn alr - yani, totem hayvanlarnn. (8) Çou klan sancak ve silahlarnda hayvan temsillerinden yararlanr: erkeklerbedenlerine hayvanlarn resmini ya da dövmesini yaptrr. (9) Eer totem güçlü ve tehlikeli bir hayvansa onun adn tayan klan üyelerinikoruyaca varsaylr. (10) Totem hayvan klann üyelerini korur ve uyarr. (11) Totem hayvan klannn sadk üyelerine gelecei bildirir ve onlara rehberlik eder. (12) Totem klannn üyeleri sklkla totem hayvanna bir ortak soy bayla bal 

olduklarna inanrlar.

lkel rklarn genç deil gerçekte uygar rklar kadar eski rklar olduu unutulmamaldr.  Tam tersine, ilkel rklar arasnda her yönden köklü deiiklikler gerçekletii kesindir; bunedenle imdiki durum ve görülerinin geçmii ne ölçüde koruduuna ve ne ölçüde ilkselgeçmiin çarptmalar ve deiimleri olduklarna duraksamadan karar vermek asla olas deildir.

Frazer konu üzerine ilk denemesinde unlar yazar: "Bir totem,  bir vahinin kendisiylesnf n her üyesi arasnda yakn ve tümüyle öze bir iliki olduuna inanarak bo inançl birsaygyla davrand maddi nesneler snf dr... Bir insanla totemi arasndaki iliki karlkl 

yarar içerir; totem insan korur ve insan da çeitli yollardan toteme saygsn gösterir;eer bir hayvansa onu öldürmeyerek, bir bitki ise onu koparp toplamayarak. Fetitenfarkl olarak totem hiçbir zaman tek bir ey deil genellikle bir hayvan ya da bitki türü,ender olarak bir cansz nesneler snf , son derece ender olarak da bir yapay nesnelerolmak üzere her zaman bir nesneler snf dr ...

"Totemler en azndan üç çeittir: (1) tüm klan için ortak olan ve kalt yoluyla kuaktankuaa geçen klan totemi; (2) kadn ya da erkek olma durumuna göre dier cinsi

Page 21: Dinin Kökenleri - Sigmund Freud

8/2/2019 Dinin Kökenleri - Sigmund Freud

http://slidepdf.com/reader/full/dinin-koekenleri-sigmund-freud 21/33

21

darda brakan, bir kabilenin tüm erkek ya da tüm diileri için ortak olan cinsiyet totemi;(3) tek bir bireye ait olan ve kendinden sonraki ku aklara geçmeyen bireysel totem ... "

"Totem, kendilerini totemin adyla anan, ayn kandan, ayn atadan geldiklerine inanan veortak yükümlülükler ve toteme ortak bir inancn birbirine balad bir grup kadn veerkekten büyük sayg görür.  Dolaysyla totemizm hem dini hem de toplumsal bir

sistemdir. Dini yönü bir insanla totemi arasnda karlkl sayg ve koruma ilikilerini; toplumsal yönü ise klan üyelerinin birbirleriyle ve dier klandan insanlarla ilikileriniiçerir. Ama tüm kantlar iki yönün balangçta ayrlmaz durumda olduu, bir bakadeyile ne kadar geriye gidersek o kadar çok klan üyesinin kendisini ve totemini ayn türden kabul ettiini ve totemine kar eylemle klan arkadalarna kar eylemibirbirinden o kadar az ayrt ettiini bulacamz sonucuna iaret eder."

Totemi öldürmeme ya da yememe kurallar yalnzca tabular deildir; kimi zaman onadokunmalar, hatta bakmalar bile yasaktr; bir dizi olguda totemden gerçek adyla sözedilemez. Totemi koruyan tabularn ihlali otomatik olarak ar bir hastalk ya da ölümlecezalandrlr.

Totemizmin toplumsal yönü esas olarak sert bir biçimde dayatlan yasaklamada vekapsaml bir kstlamada ifade edilir.

Bir totem klannn üyeleri kardetir ve birbirlerini korumak, birbirleri ne yardmc olmakzorundadr. Eer bir klan üyesi klan dndan biri taraf ndan öldürülürse bu eylemdensaldrgann tüm klan sorumludur ve dökülen kann karln istemede öldürülen insanntüm klan birdir. Totem ba bizim anladmz anlamda aile bandan daha güçlüdür.Totem genellikle kadn soygeliim çizgisiyle geçtiinden ve babadan soy geliimininbalangçta tümüyle konu d braklm olmas olas olduundan ikisi kesimez.

Buna karlk gelen tabu kstlamas ayn totem klannn üyelerinin birbirleriyleevlenmesini ya da cinsel ilikide bulunmasn yasaklar. Burada totemizmin ilikili olduuünlü ve gizemli d evlilikle kar karyayz.

"Totem hayvan genellikle söz konusu grubun soysal hayvan olarak da kabul edilir.'Totem' bir yandan bir grup ad ve öte yandan da soyu gösteren bir addr. totemlersklkla kabile bölümlerinin adlar dizgesi haline gelirken dier zamanlarda soy düüncesive belki de kült anlam arlk kazanr ... "

" ... Ancak bu totemik kabile örgütlenmesinin en önemli toplumsal yönü farkl gruplarnbirbirleriyle ilikisini düzenleyen belli gelenek normlarn içermesidir. Bu normlardan

evlilik ilikilerini düzenleyenler önem açsndan ilk sradayd. Bu dönemin kabileörgütlenmesi totemik çada balayan önemli bir kurumla, d evlilikle balantlyd."

Totemler yalnzca dii soyundan gelirdi.  Bir totem klannn üyelerinin birbirleriyle cinseliliki kurmalar yasakt.

(2)

Page 22: Dinin Kökenleri - Sigmund Freud

8/2/2019 Dinin Kökenleri - Sigmund Freud

http://slidepdf.com/reader/full/dinin-koekenleri-sigmund-freud 22/33

22

Doyurucu bir açklama hem tarihsel hem de ruhbilimsel olmaldr. Bize bu garip kurumunhangi koullar altnda gelitiini ve insandaki hangi ruhsal gereksinimlere anlatmkazandrdn açklamaldr.

(a) TOTEMZMN KÖKEN 

Totemizmin kökeni sorusu bir baka biçimde ifade edilebilir: nasl oldu da ilkel insanlarkendilerine (ve klanlarna) hayvanlarn, bitkilerin ve cansz nesnelerin adlarn aldlar?

Totemizmin kökeni üzerine yaymlanm kuramlar üç gruba ayrmay öneririm - (A) adc,(B) toplumbilimsel ve (C) ruhbilimsel.

(A) Adc KuramlarKeane, (1899) totemleri bireylerin, ailelerin ve klanlarn kendilerini dierlerindenayrmada kullandklar "hanedan nianlar" olarak kabul eder. Ayn düünce bir kez deMax-Müller (1897) taraf ndan ifade edilmitir: "Totem önce bir klan iareti, sonra klanad, sonra klann atasnn ad ve son olarak da klann tapt bir eyin addr." Daha sonra

yazan Julius Pikler öyle der: "nsanolu hem topluluklar hem de bireyler için yazdasabitlenebilecek bir ada gereksinim duyar... Dolaysyla totemizm insann dini deil pratik,günlük gereksinimlerinden domutur. Totemizmin özü olan adlandrma ilkel yaz tekniinin bir sonucudur. Doas gerei totem kolayca çizilen bir resim yazs gibidir.Ama ilkeller hayvan ad tamaya balar balamaz onunla akrabalk düüncesinioluturdular."

Ayn  ekilde Herbert Spencer (1870 ve 1893) adlandrmay totemizmin kökenindekibelirleyici etmen olmak kabul eder. Belli bireylerin kiisel özelliklerinin onlar hayvanlarlaadlandrma düüncesine yol açtn ve bu yolla kendilerinden sonra gelenlere aktarlanövücü ya da takma adlar edindiklerini ilen sürer. lkel dilin belirsizlik ve anlalmazlnn

bir sonucu olarak daha sonraki kuaklar bu adm gerçek hayvanlardan gelen soyun kant olarak yorumladlar. Böylece totemizmin atalara tapnmann yanl anlalm bir biçimiolduu görülecektir.

Lord Avebury, Eer, der, hayvana tapnmay açklamak istersek, insan adlarnn nedenli sk olarak hayvanlardan ödünç alndn unutmamalyz. "Ay" ya da "Aslan" olarakadlandrlan birinin çocuklar ya da torunlar doal olarak bu ad bir klan adnadönütürdü. Buradan hayvana önce ilgiyle, sonra saygyla ve en sonunda bir türkorkuyla baklmas ortaya çk. (Lubbock, 1870)

lkel rklar (ayrca çada vahiler ve hatta kendi çocuklarmz) adlar, bizim gibi,

önemsiz ve geleneksel bir ey olarak deil önemli ve temel bir ey olarak kabul eder. Birinsann ad onun kiiliinin ba öesi, hatta belki de ruhunun bir bölümüdür. lkel insannbir hayvanla ayn ad tamas onun kendisiyle o hayvan türü arasnda gizemli ve önemlibir ban varln kabul etmesine yol açar. Bu, kan bandan baka ne olabilir ki? Adlarnbenzerlii bir kez bu sonuca yol açtnda kan tabusu hemen, d evlilik de dahil olmaküzere, tüm totemik emirleri gerektirecekti.

Ayrt edilme gereklilii çeitli klanlar adlar almaya zorlad ve bu nedenle her klan birdieri taraf ndan hitap edildii ad kabullendi.

Page 23: Dinin Kökenleri - Sigmund Freud

8/2/2019 Dinin Kökenleri - Sigmund Freud

http://slidepdf.com/reader/full/dinin-koekenleri-sigmund-freud 23/33

23

 (B) Toplumbilimsel Kuramlar

Reinach (1907) totemizmin  Toplumsal içgüdünün ar büyümesi nden baka bir eyolmadm belirtir. Benzer bir görü Durkheim'n (1912) son kitabnda da ilenir. Toteminsöz konusu rklar arasnda toplumsal dinin görünür temsilcisi olduunu ileri sürer:  burklarn gerçek tapnma nesneleri olan toplumu kapsar.

Arunta'nn garip bir ana rahmine düme ve yeniden dou kuram vardr. Ölü bir toteminruhunun yeniden douu bekledii ve o noktadan geçen herhangi bir kadnn bedeninegirdii belli yerler ["totem merkezleri"] olduuna inanrlar. Bir çocuk doduunda annebu yerlerden hangisinde gebe kalm olabileceini bildirir ve çocuun, totemi buna görebelirlenir. Ayrca ruhlarn (hem ölünün hem de yeni doann) bu merkezlerde bulunan vechuringa olarak bilinen belli ta tlsmlarla yakndan ilikili olduuna inanlr.

Ana rahmine dümenin cinsel birlemenin sonucu olduunu henüz kefetmemi olaninsanlar elbette yaayan en geri ve ilkel insan olarak kabul edilebilirdi.

Frazer, totemizm deerlendirmesini intichiuma törenine odaklayarak totemik sistemitümüyle yeni bir k altnda görmeye balad: en doal insan gereksinimlerini karlamakiçin tümüyle pratik bir örgütlenme olarak. Frazer, intichiuma töreninden elde ettiiiçgörünün nda kendi totemini yeme yasann insanlar durumdaki daha önemli biröeye, yani dier insanlarn gereksinimlerini karlamak için yenebilir bir totemdenolabildiince çok üretme emrine kör kldna inanmaya balad.

Hayvanlarn asla kendi türleriyle beslenmediklerini gözlemlemekten doduunu düündü:böyle yapmak totemleriyle özdelemelerinde bir gedik anlamna gelebilir ve sonuçta onudenetleme güçlerini azaltabilirdi.

Durkheim ve Lang'n (1903 ve 1905) itirazlar karsnda bu iddiann savunulamazolduu görülür. Tam tersine Arunta, Avustralya kabilelerinin en gelimii ve totemizminbalangçtan çok çökü evresini temsil edeni olarak görünür.

(C) Ruhbilimsel KuramlarBuna göre, totemizmin nihai kayna vahilerin insan ve hayvanlarn kendi türleriniüretme süreçlerini ve özellikle de erkein döllemedeki rolünü bilememeleri olur.Döllenme eylemiyle çocuun doumu (ya da devinimlerinin ilk kez alglanmas)arasndaki uzun boluk bu bilgisizlii kolaylatrm olmal. Bu durumda totemizm erildençok diil aklnn bir eseri olur: kökleri "hamile kadnn hasta dülemlerinde" yatar. Sonderece doal ve görünürde son derece evrensel olan bu türden anneye özgü dülemler

totemizmin kökü olarak görünür. (Frazer,1910)

Frazer'in kuramlarndan bu üçüncüsüne temel kar çk ikinci yada toplumbilimsel olanakar ileri sürülenle ayndr. Arunta, totemizmin balangçlarndan çok uzak görünür.  Atalarnn ruhlarn onurlandrmay amaçlayan bir tür spekülasyon uruna babal kurban etmi gibidirler. Bir bakirenin ruh taraf ndan gebe braklmas mitini genel bir anarahmine düme kuramna geniletmilerdir.

(b) ve (c) DI EVLLN KÖKEN VE TOTEMZMLE LKS 

Page 24: Dinin Kökenleri - Sigmund Freud

8/2/2019 Dinin Kökenleri - Sigmund Freud

http://slidepdf.com/reader/full/dinin-koekenleri-sigmund-freud 24/33

24

 Durkheim (1898, 1902 ve 1905) totemlere iliik olan tabunun ayn totemden bir kadnlacinsel ilikide bulunmaya kar bir yasak içermesinin kaçnlmaz olduu görüünü ilerisürmütür. Totem erkekle ayn kandandr ve bu nedenle kan dökme yasa (kzl bozma ve adetle balantl olarak) kendi toteminden bir kadnla cinsel iliki kurmasn engeller.

ki kurum arasndaki zamandizinsel ilikiler söz konusu olduunda yetkililerin çoutotemizmin en eskisi olduu ve d evliliin sonradan doduunda görü birliiiçindedirler.

McLennan (1865) D evliliin yaygn oluunu kz çocuklarn çounun doum srasndaöldürülmesi uygulamasnn ilkel toplumlarda kadn azlna yol açm olduu varsaymylaaçklad.

Dier d evlilik savunucular, bunun tersine ve daha doru olarak, d evlilikte ensestiengelleyecek bir kurum görmütür.

Evlilik snflarnn balamasyla ortaya çkan ilk kstlamalar genç kuan cinselözgürlüünü (yani, erkek ve kz kardelerle oul ve anneler arasndaki ensesti)etkilemiken babalar ve kzlar arasndaki ensestin yalnzca kurallarn daha dageniletilmesiyle engellenmi olduunu gözlemlemek ilginçtir.

"Derin bir insan içgüdüsünün neden yasayla desteklenmesi gerektiini anlamak kolaydeildir. nsana yemesini ve içmesini emreden yada ellerini atee sokmalarn yasaklayan bir yasa yoktur. nsanlar bu içgüdüleri bozmann gerektirecei yasal deilama doal cezalar korkusuyla içgüdüsel olarak yer, içer ve ellerini ateten uzak tutarlar. Yasa insana yalnzca içgüdülerinin onu yapmaya yönelttii eyleri yapmasn yasaklar;

bizzat doann yasaklad ve cezalandrd eyleri yasaklamak ve cezalandrmak yasaiçin gereksiz olur. Bu nedenle her zaman, yasann yasaklad suçlarn pek çok insannilemeye kar doal bir eilimi bulunduu suçlar olduunu emin bir biçimdevarsayabiliriz. Eer böyle bir eilim olmasayd böyle suçlar olmazd ve böyle suçlarilenmeseydi onlar yasaklamaya ne gerek vard? Dolaysyla ensestin yasalarlayasaklanmasndan enseste kar doal bir honutsuzluk olduunu varsaymak yerineensestten yana doal bir içgüdü bulunduunu ve eer yasa onu dier doal içgüdüleriolduu gibi bastrrsa bunu, uygar insan bu doal içgüdülerin doyurulmasnn toplumungenel çkar için zararl olduu sonucuna vard için yaptn varsaymalyz." (Frazer)

Genç insanlarn ilk cinsel uyarlmalarnn deimez biçimde enseste bal bir doada

olduunu ve bastrldklar zaman bu itkilerin daha sonraki yaamda nevrozlarn güdügüçleri olarak pek de abartlamayacak bir rol oynadklarn göstermilerdir.

Darwin üst düzey maymunlarn alkanlklarndan insanlarn da balangçta, en yal veen güçlü erkein kskançlnn rasgele cinsel iliki engelledii, göreceli olarak küçük grupya da hordalarda yaadklarn çkard.    En olas görü ilksel insann en eskizamanlarda dier erkeklere kar kskançlkla koruduu, elde edebilecei ve bakabileceikadar çok sayda kadnla birlikte küçük topluluklarda yaaddr. Ya da tpk Goril gibipek çok kadnla tek bana yaard: çünkü tüm yerliler bir grupta yalnzca bir yetikin

Page 25: Dinin Kökenleri - Sigmund Freud

8/2/2019 Dinin Kökenleri - Sigmund Freud

http://slidepdf.com/reader/full/dinin-koekenleri-sigmund-freud 25/33

25

erkek görüldüünde hemfikirdir; genç erkek büyüdüünde üstünlük için bir yarmayaplr ve en güçlü olan dierlerini öldürerek ve kovarak: kendisini topluluun ba olarakbelirler. Bu ekilde koyulan ve etrafta dolaan genç erkekler sonunda bir partner bulmay baardklarnda ayn ailenin snrlar içinde çok yakn iç üremeyi engellemi olurlar."(Darwin, 1871)

Kovulduktan sonra her biri, liderinin kskançl nedeniyle cinsel iliki üzerine ayn yasan hüküm sürecei benzer bir horda kurabilir. Zaman içinde bu, ileride bilinçli biryasaya genileyen eyi yaratr: "Bir evi paylaanlar arasnda cinsel iliki olmaz."Totemizmin yerlemesinden sonra bu kural baka bir ekil alacaktr: "Totem içinde cinseliliki olmaz."

Andrew Lang (1905), d evliliin totemik yasalardan doduunu ileri süren (Durkheim'nsavunduu) dier kuram da destekler. Bu iki bak açsn birletirmek biraz güçtür: ilkkurama göre d evlilik totemizmden önce balarken ikincisine göre ondan türer.

(3)

Çocuklarla ilkel insanlarn hayvanlara yönelik davranlar arasnda büyük ölçüdebenzerlik vardr. Çocuklarda erikin uygar insanlar kendi doalaryla dier tümhayvanlarnki arasnda keskin bir çizgi çizmeye zorlayan kibrin izi bile yoktur. Hayvanlar  kendileriyle tam eit görmeye kar hiçbir vicdani engelleri yoktur. Bedenselgereksinimlerini ortaya koymada ket vurulmam olduklarndan kukusuz hayvanlar kendilerine, bilmece gibi gelen büyüklerinden daha yakn hissederler.

Çocuk aniden belli bir hayvan türünden korkmaya ve o türün bir üyesine dokunmaktanya da onu görmekten kaçnmaya balar. Bir hayvan fobisinin klinik tablosu ortayaçkmaya balar - çocuklukta görülen psikonevrotik hastaln belki de en yaygn ve eneski biçimi.

Bu giz her olguda aynyd: söz konusu olanlar erkek çocuklar olduunda korkulanzeminde babalaryla ilgiliydi ve yalnzca hayvana yer deitirmiti.

Çocukta annesi için rekabetten doan baba nefreti onun aklnda snrsz bir egemenlikkuramaz; ayn insana kar köklü sevgi ve hayranla kar savamak zorundadr. Çocuk,babasna kar bu çift yönlü, bu çifte deerli duygusal tutumdan doan çatmadan, dümanca ve korku dolu duygularn babasnn bir yerine-geçenine yer deitirerekkurtulur.

Hem Oedipus hem de idi edilme karmaalarnda baba ayn rolü oynar - çocukluun

cinsel ilgilerine korkunç bir düman rolü. Tehdidinde bulunduu ceza idi edilme ya daonun yerine-geçeni olan kör etmedir.

Bu gözlemler (erkekler söz konusu olduunda) totemizm formülünde totem hayvannnyerine babay koymamz dorular. Bu ileri admda yeni ya da özellikle cesur bir eyolmad görülecektir. Aslnda, ilkel insanlarn kendileri de ayn eyi söyler ve günümüzdetotemik sistemin hala geçerli olduu yerlerde totemi ortak ata ve asl baba olaraktanmlarlar.

Page 26: Dinin Kökenleri - Sigmund Freud

8/2/2019 Dinin Kökenleri - Sigmund Freud

http://slidepdf.com/reader/full/dinin-koekenleri-sigmund-freud 26/33

26

Eer totem hayvan babaysa totemizmin iki ana kural, çekirdeini oluturan iki tabuyasa -totemi öldürmeme ve ayn totemden bir kadnla cinsel ilikide bulunmama-babasn öldüren ve annesiyle evlenen Oedipus'un iki suçuyla ve yetersiz biçimdebastrlmas ya da yeniden uyanmas belki de her nevrozun çekirdeini oluturan,çocuklarn iki asal isteiyle içerikleri açsndan çakr. Eer bu benzerlik talihin yanltc bir oyunu deilse anlalamayacak kadar uzak geçmite kalan totemizmin balangcna

k tutmamz salamas gerekir. Bir baka deyile, totemik sistemin Oedipuskarmaasnn içerdii durumlarn bir ürünü olmasnn olas olduunu göstermemizisalayacaktr.

(4)Robertson Smith (1894), sunakta kurban etme eyleminin eskil dinlerdeki temel özellikolduunu açklar. Ancak balangçta kurbann gönlünü almak ya da beenisinikazanmak için ilaha bir ey sunmak eklindeki daha sonraki anlamndan farkl bir anlam vard. Önceleri kurbann "ilah ve ona tapanlar arasnda bir dostluk eylemi"nden baka birey olmad gösterilebilir.

Kurban için sunulan eyler yenilebilir ya da içilebilir eylerdi;  insanlar ilahlarnakendilerini yaatan eyleri kurban ettiler: et, tahl, meyve, arap ve ya.

Dilsel kalntlar kurbann tanrya ayrlan parçasnn balangçta gerçekten onun yiyeceiolarak kabul edildiini kesin klar. Tanrlarn doas giderek maddiliini yitirince bukavram bir engel haline geldi.   çecek sunumu balangçta kurban hayvann kann içeriyordu. Sonradan bunun yerini arap ald. Eski çalarda arap "üzümün kan" olarakkabul edilirdi ve çada airler taraf ndan böyle tanmlanmaktadr.

Bu türden kurban toplumsal bir tören, tüm klan taraf ndan kutlanan bir enlikti. Genelolarak din topluluun bir ii ve dini görev de toplumsal yükümlülüün bir bölümüydü.

Kurban her yerde bir bayram içerir ve bir bayram kurbansz kutlanamaz.

Toplu kurban yemeinin etik gücü birlikte yeme ve içmenin önemine ilikin çok eskidüüncelere dayaldr. Bir insanla yiyip içmek dostluun ve karlkl toplumsalyükümlülüklerin bir simgesi ve onaylamasyd. Kurban yemeiyle dorudan ifade edileney yalnzca tanr ve ona tapanlarn  sofra arkadalar  olduuydu ama karlkl ilikilerindeki dier her ey buna dahil edilmiti. Çöl Araplar arasnda hala yürürlükteolan gelenekler ortak bir yemekte balayc olan eyin dini bir etmen deil bizzat yemeeylemi olduunu gösterir. Bu bedevilerden biriyle en küçük lokmay yiyen ya da onunsütünden bir yudum alan birinin artk bir düman olarak ondan korkmas gerekmez,aksine onun korumasndan ve yardmndan emin olabilir. Ancak birlikte yenen yemek

bedende kald sürece.

lkel toplumlarda mutlak ve bozulamaz olan tek bir ba vard akrabalk. Böyle birortakln dayanmas tamd. "Bir akraba, fiziksel bir birlik olarak adlandrlmas gerekeneyde, yaamlar tek bir ortak yaamn parçalar olarak ele alnabilecek kadar birbirinebalanm olan insanlar grubuydu. Eer bir insan tanrsyla yemek paylamsa onunlaayn özden geldiklerine dair bir inanc ifade ediyordur ve bir yabanc olarak kabul ettiibiriyle asla yemeini paylamayacaktr.

Page 27: Dinin Kökenleri - Sigmund Freud

8/2/2019 Dinin Kökenleri - Sigmund Freud

http://slidepdf.com/reader/full/dinin-koekenleri-sigmund-freud 27/33

27

O halde, kurban yemei balangçta yalnzca akrabalarn birlikte yiyebilecekleri yasasnauygun olarak akrabalarn bir bayramyd.

Hayvan olmadan bir klan bir araya gelmez. Robertson Smith, bir kurbannöldürülmesinin balangçta "birey için yasad olan ve ancak tüm klann suçunsorumluluunu paylamas halinde onaylanabilecek eylemler arasnda bulunduunun

kuku götürmediini belirtir. Kurban yemeine katlan herkesin kurbann etinden birparça yemesi kural suçlu bir kabile üyesinin cezasnn tüm kabile taraf ndan verilmesikuralyla ayn anlam tar. Bir baka deyile, kurban hayvanna kabilenin bir üyesi gibidavranlr; kurban eden topluluk, tanr ve kurban hayvan ayn kandand ve ayn klannüyeleriydi.

Hayvanlarn evcilletirilmesi ve sr yetitiriciliinin balamas eski günlerin kat vekatksz totemizmine her yerde son vermi görünür.

Kurban ederek öldürmenin kutsal gizemi  tapnanlarla tanrlar arasnda canl bir birlikban yaratan ya da ayakta tutan kutsal harcn ancak bu yolla salanabilecei

düüncesiyle dorulanr.  

Özel mülkiyet düüncesinin yerlemesiyle birlikte kurbana ilaha verilen bir armaan,mülkiyetin insandan tanrya aktarl olarak baklmaya baland.  lk çalarda kurbanhayvannn kendisi kutsald, yaam dokunulmazd; yalnzca klann tüm üyelerinin suçakatlmas ve tanrnn huzurunda suçu paylamalar halinde öldürülebilirdi; böyleliklekutsal öz klan üyeleri taraf ndan alnp tüketilebilecek ve dolaysyla birbirleriyle ve ilahlaözdelemeleri salanacakt. Kurban eylemi kutsal bir ayindi ve kurban hayvan da klannbir üyesiydi. Aslnda öldürülmesi ve tüketilmesiyle klan üyelerini canlandran ve tanryabenzerliklerini güvenceye alan ey eskil totem hayvan , ilkel tanrnn bizzat kendisiydi.

Robertson Smith'in dier durumlarda tüketilmesi yasak olan totemin ayinle öldürülmesive toplu halde yenmesinin totemik dinin önemli bir özellii olduu eklindeki savn benimsemeyi öneriyorum.

(5)Yas enlik neesi izler.  enliin özü daha çok bu arlktr; genelde yasak olan yapmaözgürlüü enlik duygusunu dourur.

Darwin'in ilkel hordasnda totemizmin balangcna yer yoktur. Orada bulduumuz tekey tüm diileri kendisine saklayan ve büyüdükçe oullarn uzaklatran sert ve kskançbir babadr. Toplumun bu ilk durumu hiçbir zaman gözlem nesnesi olmamtr. Gerçekten

karlatmz en ilkel örgütlenme türü -ve belli kabilelerde bu ün de yürürlükte olan-erkek gruplarn içerir; bu gruplar eit haklara sahip üyelerden oluur ve anne yoluylasoygeliim de dahil olmak üzere totemik sistemin kstlamalarna tabidirler.

Bir gün uzaklatrlan erkek kardeler bir araya geldiler, babalarn öldürerek yiyipyuttular ve böylece ataerkil hordaya son verdiler. Birleerek, bunu yapma gücünübuldular ve tek tek gerçekletirmeleri olanaksz olan eyi baardlar. Yamyam vahilerolduklarndan kurbanlarn öldürmenin yan sra yiyip yuttuklarn söylemeye gerek yok.Kukusuz hain ilkel kardelerden her biri için korkulan ve kskanlan bir modeldi ve onu

Page 28: Dinin Kökenleri - Sigmund Freud

8/2/2019 Dinin Kökenleri - Sigmund Freud

http://slidepdf.com/reader/full/dinin-koekenleri-sigmund-freud 28/33

28

yiyip yutma eyleminde onunla özdelemelerini tamamladlar ve her biri onun gücününbir bölümünü kazand. Bu durumda belki de insanolunun ilk enlii olan totem yemeipek çok eyin toplumsal örgütlenmenin, ahlaki kstlamalarn ve dinin- balangc olanbu unutulmaz ve suç nitel ii tayan eylemin bir yinelemesi ve anma töreni olur.

O zamana dek gerçek varl taraf ndan engellenen ey ondan sonra ruhçözümlemesinde

"ertelenmi itaat" adyla çok iyi bildiimiz ruhbilimsel ileme uygun olarak bizzat olanlartaraf ndan yasakland. Totemin, babalarnn yerine-geçeninin öldürülmesini yasaklayaraksuçlarn hükümsüz kldlar ve artk serbest kalm olan kadn üzerindeki iddialarn geriçekerek suçlarnn meyvelerinden vazgeçtiler.

nsan ahlaknn balangc olan totemizmin iki tabusu ruhbilimsel açdan eit deerdedeildir. Cinsel arzular insanlar birletirmez tersine onlar böler. Kardelerin,babalarn yenmek için birlemi olmalarna karn kadn söz konusu olduunda hepsibirbirlerinin rakibiydi. Yeni örgütlenme hepsinin birbirleriyle savamnda çökerdi çünkühiçbiri babasnn yerini baaryla alabilecek kadar güçlü deildi. Bu nedenle -belki de çoksayda tehlikeli krizden geçtikten sonra- eer birlikte yaayacaklarsa kardelerin,

arzuladklar ve babalarn öldürmelerindeki ba güdü olan kadnlardan hep birliktevazgeçmelerini salayan, enseste kar bir yasa koymaktan baka seçenei yoktu. Buyolla kendilerini güçlü klm olan -ve belki de hordadan sürgün edildikleri dönemdenkaynaklanan ecinsel duygular ve eylemlere dayal- örgütlenmeyi kurtardlar. Bachofen'in (1861) tanmlad ve daha sonra yerini ataerkil aile örgütlenmesine brakananaerkillik kurumunun tohumlar da burada olabilir.

Öte yandan totemizmin din yolunda bir ilk giriim olarak kabul edilme iddias bu ikitabudan ilkine -totem hayvannn cann alma üzerine tabuya- dayaldr.

Totemik din bu duyguyu yattrma ve ona kar ertelenmi bir itaat yoluyla babann

gönlünü alma eklinde giriimle evlatça suçluluk duygusundan dodu. Tüm daha sonrakidinler ayn sorunu çözme dorultusunda giriimler olarak görünür.

Totemik din yalnzca vicdan davurumlarn ve kefaret giriimlerini içermekle kalmad baba karsndaki zaferin bir ans olarak da hizmet etti. Bu zafer karsndaki doyum,ertelenmi itaat kstlamalarnn artk yürürlükte olmad geleneksel totem yemeienliinin yerlemesine yol açt.

Kardeler birbirlerinin yaamlarn bu ekilde güvenceye alarak kimsenin bir dierinehepsinin birlikte babalarna davranm olduklar gibi davranamayacan bildiriyorlard.  Dinsel tabanl totem öldürme yasana imdi toplumsal tabanl karde öldürme yasa 

eklenmiti. Önce ataerkil horda, varl kan bayla güvenceye alnm olan kardeçeklanla yer deitirmiti. Artk toplum suç ortaklna dayalyd; din, suçluluk duygusu veona bal olan vicdan azab üzerine kuruldu;  ahlak ise ksmen bu toplumungerekliliklerine ksmen de suçluluk duygusunun talep ettii kefarete dayalyd.

(6)Totemik kurban temas ve baba-oul ilikisi.

Page 29: Dinin Kökenleri - Sigmund Freud

8/2/2019 Dinin Kökenleri - Sigmund Freud

http://slidepdf.com/reader/full/dinin-koekenleri-sigmund-freud 29/33

29

Robertson Smith, eskil totem yemeinin özgün kurban biçiminde yinelendiinigöstermitir. Eylemin anlam ayndr: ortak bir yemee katlarak kutsallama. Yalnzcatüm katlanlarn dayanmasyla hafifletilebilecek olan suçluluk duygusu da devam eder.Yeni olan ey kurbann varsaylan huzurunda kesildii, sanki bir klan üyesiymi gibiyemee katlan ve yemei tüketenlerin özdeletii klan ilahdr. Nasl oldu da tanr balangçta yabanc olduu bir duruma geldi?

Bireylerin ruhçözümlemesi bize srarla her birinin tanrsnn babasna benzer biçimdeoluturulduunu, Tanryla kiisel ilikisinin bizzat babasyla ilikisine bal olduunu vebu ilikiyle birlikte salnp, deitiini ve temelde Tanrnn yüceltilmi babadan baka birey olmadn öretir. Ruhçözümlemesi tpk totemizmde tatmin kabile atas olarakadlandrld gibi Tanry baba olarak adlandran dindarlara inanmay önerir. Eerruhçözümlemesinin dikkate deer bir yan varsa bu kavramdaki ataerkil öenin enönemli öe olmas gerekir. Ama o zaman ilkel kurban durumunda baba iki kez temsiledilmi olur: bir kez Tanr olarak ve bir kez de totemik kurban hayvan olarak.

Tanryla kutsal hayvan arasnda çok sayda iliki olduunu biliyoruz.

Dolaysyla bizzat tanrnn totem hayvan olduunu ve dini duygunun daha sonraki birevresinde ondan gelimi olduunu varsaymak ussal görünür. Ama totemin vekilbabadan baka bir ey olmad düüncesi bizi daha fazla tartmadan kurtarr. Budurumda, totem vekil-babann ilk biçimiyken tanr, babann yeniden insan eklini ald daha sonraki bir biçimi olur. laman içinde insann babayla ve belki de hayvanlarlailikisinde de baz temel deiiklikler gerçeklemise dinin her biçiminin kökeninioluturan eyden -baba özleminden- türeyen bu türden yeni bir yarat meydana gelebilir.

Babalarn öldürme amacyla bir araya gelen erkek kardelerin her birinde onun gibi olmaistei uyanm ve bunu totem yemeinde vekil babalarnn parçalarn içe alarak ifade

etmilerdir. Her birinin uruna çaba gösterdii ey bu olsa da gelecekte hiçbiri babannüstün gücünü elde edemedi ya da etmesine izin verilmedi. Belli kültürel deiikliklerinbir sonucu olarak, tüm klan üyeleri arasnda egemen olan ilk demokratik eitliksavunulamaz hale geldi ve ayn zamanda tanrlar yaratarak eskil baba ülküsünücanlandrma eklinde, belli insanlara duyulan saygya dayal, bir eilim geliti. Bir insanntanr haline gelmesi ya da bir tanrnn ölmesi kavram günümüzde bizi inanlmaz ölçüdeküstahlk olarak etkiler; ama klasik antik çada bile bunda yanl bir ey yoktu. Onlarndüüncelerinde tanrlar ve insanlar yaknd çünkü pek çok aile soylarn tanrya dek geriizliyordu.

Babaya yönelik tutumdaki deiikliin din alanyla kstl kalmad, insan yaamnn

babann ortadan kalkmasndan etkilenmi olan dier yönüne de -toplumsalörgütlenmeye- geniledii kesin görünür. Baba-ilahlarn girmesiyle babasz toplum yava yava ataerkil temellerde örgütlenmi bir topluma dönütü.

stisnasz her yerde kurbana yüklenen önem kendisine yaplan hakszlk için babaya busuçun anld ayn eylemde doyum sunmasnda yatar.

Zaman geçtikçe hayvan kutsal özelliini ve kurban da totem enliiyle balantsn yitirdi;ilaha basit bir armaan, tanr adna bir vazgeçme eylemi haline geldi. Tanr Hazretleri

Page 30: Dinin Kökenleri - Sigmund Freud

8/2/2019 Dinin Kökenleri - Sigmund Freud

http://slidepdf.com/reader/full/dinin-koekenleri-sigmund-freud 30/33

30

insann o kadar üstüne yüceltildi ki yaln zca bir arac -rahip- üzerinden kendisineyaklalabildi, Ayn zamanda toplumsal yaplarda tanr-krallar ortaya çkt ve devleteataerkil sistemi soktu. Tahttan indirilen ve yeniden çkarlan babann intikamnn ac olduu itiraf edilmelidir: otoritenin egemenlii zirveye çkmt. Buyruk altna alnanoullar kendilerini suçluluk duygusunun arlndan daha da kurtarmak için yenidurumdan yararlandlar. Artk imdiki haliyle kurbandan hiçbir biçimde sorumlu deildiler.

Bunu isteyen ve düzenleyen Tanr Hazretleriydi.

ki yeni vekil-babann -tanrlar ve krallar- egemenliinin ilk evreleri dinin bir özelliiolarak kalan çifte deerliliin en canl iaretlerini gösterir.

Latin kabilelerinin ilk krallarnn tanr rolü oynayan yabanclar olduunu ve belli birenlikte törenle öldürüldüklerini ileri sürer. Öyle görünüyor ki her yl bir tanrnn kurbanedilmesi (ya da bir baka biçim olarak kendini kurban etme) Sami dinlerinin temel biröesiydi.  Yerküresinin yerleilmi olan en farkl bölgelerinde uygulanan insan kurbanetme törenleri kurbanlarn sonlarn ilahn temsilcileri olarak karladklarna kukubrakmaz ve canl insann yerini cansz bir kuklann almasyla bu kurban ayinlerinin geç

dönemlere kadar uzand izlenebilir. Smith (1894), kurban eyleminin nesnesinin herzaman ayn imdi tanr olarak taplan ey, yani baba- olduunu büyük bir dürüstlükleitiraf eder. Balangçtaki hayvan kurban edilmesi zaten insan kurban-babann törenleöldürülmesi- için bir yerine-geçendi; dolaysyla vekil-baba bir kez daha insan eklinebüründüünde hayvan kurban da insan kurbanna geri dönütürülebilirdi.

"Yas ilahi tragedyayla duygusal paylamn kendinden deil ama doaüstü öfke korkusutaraf ndan zorlanm ve dayatlm bir ifadesidir. Ayrca yas tutanlarn balca hedefitanrnn ölümünden sorumlu olmay reddetmektir.

Dinlerin daha sonraki geliimi srasnda iki canl etmenin, yani oullarn suçluluk duygusu

ve isyankarlnn hiç tükenmediini varsayalm.

Olanlarn kendilerini tanr-babann yerine koyma çabalan daha da belirgin hale geldi.Tarmn balamas ataerkil ailede olann önemini arttrd. Ensest libidosunun, ToprakAnay ileyiinde simgesel doyum bulan yeni davurumlar için cesaret buldu. Attis,Adonis ve Tammuz gibi bitkilerin ruhu olan ve ayn zamanda ana tanrçalarn sevgisindenyararlanan ve babalarna meydan okuyarak anneleriyle ensest suçu ileyen genç tanrlarortaya çkt.

Hristiyanlk eskil dünyaya ilk kez szdnda Mitras dininin rekabetiyle karlat ve uzunbir süre iki ilahtan hangisinin zafer kazanaca belirsizdi. Figürünü saran k halesine

ramen ran'l tanr bizim için belirsiz kalr. Mitras' bir boay öldürürken betimleyenoymalardan onun babasn tek bana kurban eden ve böylece kardelerini suçortaklnn yükünden kurtaran bir olu temsil ettiini çkartabiliriz. Suçlarn hafifletmenin bir baka yöntemi daha vard ve bu yöntem ilk kez sa taraf ndan kullanld.Kendi yaamn feda etti ve böylece kardelerini ilk günahtan kurtard.

Hristiyan mitinde ilk günahn Tanr-babaya kar olduu kuku götürmez. Ancak, eersa kendi yaamn kurban ederek insanolunu ilk günahn yükünden kurtardysagünahn bir cinayet olduu sonucuna varrz. nsan duygularnda son on derece derinlere

Page 31: Dinin Kökenleri - Sigmund Freud

8/2/2019 Dinin Kökenleri - Sigmund Freud

http://slidepdf.com/reader/full/dinin-koekenleri-sigmund-freud 31/33

31

kök salm olan ksas yasas bir cinayetin ancak bir baka yaamn kurban edilmesiyleödenebileceini belirtir: kendini kurban etme kan-suçuna iaret eder. Ve eer bu, biryaamn kurban edilmesi tanr-babayla kefareti salyorsa bedeli ödenmesi gereken suçyalnzca babann öldürülmesi olabilirdi.

Kurban olgusuyla birlikte, uurlarna babaya kar isyann balatlm olduu kadnlardan

tümüyle vazgeçmede söz konusu olduundan babayla kefaret çok daha eksiksizdi. Amabu noktada deimez ruhbilimsel çifte deerlilik yasas devreye girdi. olun babaya kar olas en büyük kefaret olarak sunduu bu eylemi ayn zamanda babasna kar isteklerinin gerçeklemesini de salad. Babann yan sra ya da daha dorusu babannyerine Tanr oldu. Baba dininin yerini oul dini ald. Bunun bir göstergesi olarak eskiltotem yemei -artk babann deil- olun et ve kann tüketen kardelerin bu ekildekutsallk kazand ve kendilerini onunla özdeletirdikleri komünyon biçiminde yenidencanland. Dolaysyla çalar boyunca totem yemeinin hayvan kurbanyla, hem ilah heminsan kurbanyla ve Hristiyan komünyonuyla özdelemesini izleyebilir ve tüm buayinlerde insanolunun srtna bu denli ar yük bindiren ama yine de az ya da çok gururduyduklar suçun etkisini görebiliriz. Ancak Hristiyan komünyonu temelinde babann

yeniden bir yana braklmas, suçun bir tekrardr.

(7)Tragedyann kahraman ac çekmeliydi; bu, bir tragedyann özü olarak günümüze dekdevam etti. Suç genelde ilahi yada imani bir otoriteye kar isyanda yatar ve sempatiduygularyla kahramana elik eden Koro onu engellemeye, uyarmaya ve sakinletirmeyeçalr ve aceleci eylemi için uygun ceza olarak duyumsanan eyle karlatnda onuniçin yas tutar.

Ama neden tragedya Kahramannn ac çekmesi gerekiyordu? Ac çekmesi gerekiyorduçünkü o, yanl bir dönüle tekrar yasalatrlmakta olan eski büyük tragedyann

Kahraman, ilk babayd ve trajik suç koroyu kendi suçlarndan kurtarmak için kendiüstüne almak zorunda kald suçtu. Uzak gerçeklikte Kahramann aclarna nedenolanlar aslnda Koro üyeleriydi; ancak imdi sempati ve üzüntüyle kendilerini yiyipbitiriyorlard ve kendi aclarndan bizzat kahraman sorumluydu. Omuzlarna yüklenen suç, yani büyük bir otoriteye kar haddini bilmezlik ve isyankarlk, tam da Koro üyelerinin,kardeler birliinin sorumlu olduu suçtu. Dolaysyla trajik Kahraman, istemeden de olsaKoronun kurtarcs haline geldi.

Bu ksa aratrmann sonucunun dinin, ahlakn, toplumun ve sanatn balangçlarnnOedipus karmaasnda kesitiini gösterdiinde srar etmek isterim. Toplumsalruhbilim sorunlarnn da tek bir somut nokta temelinde çözülebilir olduu buluu bana en

artcs olarak görünür - insann babasyla ilikisi. Pek çok önemli kültürel kurumunaltnda terimin gerçek anlamyla duygusal çifte deerliliin -yani ayn nesneye kar ezamanl sevgi ve nefretin varlnn- yattn göstermek için çok sayda f rsatmoldu. Olas bir varsaym bunun duygusal yaammzn temel bir görüngüsü olduudur.Ama bir dier olaslk, yani balangçta onun duygusal yaammzn bir bölümünüoluturmad ama insan rk taraf ndan çada bireylerin ruhçözümsel aratrmasnnhala çok güçlü olduunu gösterdii, baba karmaalaryla balantl olarak edinildiiolasl bana oldukça dikkate deer görünür.

Page 32: Dinin Kökenleri - Sigmund Freud

8/2/2019 Dinin Kökenleri - Sigmund Freud

http://slidepdf.com/reader/full/dinin-koekenleri-sigmund-freud 32/33

Page 33: Dinin Kökenleri - Sigmund Freud

8/2/2019 Dinin Kökenleri - Sigmund Freud

http://slidepdf.com/reader/full/dinin-koekenleri-sigmund-freud 33/33

düünce eylem için tam bir yerine-geçendir. Öte yandan ilkel insanda ketlenme yoktur:düünceler dorudan eyleme geçer. Onlarda düünce için bir yerine-geçen olan ey dahaçok eylemdir. Ve yargnn kesinliini iddia etmeksizin, önümüzdeki olguda "balangçtaEylem vard" söyleminin kabul edilebileceini düünmemin nedeni budur.