Dersimde Yeni Hayat

18
Gazetemiz tekrar yayında Aylık Siyaset, Kültür ve Sanat Yayınıdır www.dersimdeyenihayat.com YIL: 1 SAYI: 1 KÖŞE YAZILARI KÖŞE YAZILARI YENİ HAYAT’TAN Tekrar Merhaba Derken Sayfa 2 B. KESKİN Hayatın Yeni Olanına Dair... Sayfa 5 MEYMANE TANZ Kendine Müslüman Saçmalıklar... Sayfa 11 H.CANPOLAT Postlar Serilir Sayfa 8 ROJ û HEYV Tercih Sizin… Sayfa 7 B u gazete bin bir emek ve kolektif bir çaba ile 2004 yılında yayın hayatına başladı. İlk sayısının tüm çalışmaları bir inter- net kafede gerçekleştirildi. Altı aylık yayın hayatı süresince birçok zorluk yaşadı. Kah aba altından gösterilen sopalarla tehdit edildi, kah habere gidemedi ekonomik nedenlerle... Ama inat etti, yada etmeye çalıştı hayata tutunmak için. Başardı mı peki? Hem evet, hem de hayır. Başaramadı, çünkü yayın hayatı durdu. Başardı, çünkü yine karşınızda. Bu kez biraz daha çok yönlü ve daha kolay ulaşılır olacağız galiba. Malum artık inter- net üzerinden her şey bir tık ötede. Her ne kadar matbaada sabaha karşı baskı makinasından çıkan ilk sayfamızı alıp mürekkep kokusunu içimize çekme şansımız yoksa da, aynı heyecanı ve mutluluğu tekrar- dan yaşıyoruz yine. Sayfa 2 ARMENAK DEMİR Kültür ve Sanat… Sayfa 9 İ nsanlığın binlerce yılda yarattığı bilimsel bilgi kütlesine rağmen, tarihi kendini tekrar eden bir olgu olarak ele almak, ancak zihni felce uğramış dogmatiklerinin işidir. ''Dünya üzerinde hiç birşey değişmiyor'', ''Herşey, yaradanın dü- nyayı yarattığı ilk günkünden farksızdır'' gibi söylemler gelinen aşama itibariyle artık aklıselim her bireyin çürütebileceği tezler halini almıştır. Ama ne acıdır ki, birileri ise Dersimlilere tarihin tekerrürden ibaret olduğunu ispatlama çabasınday- mış gibi her festival öncesi aynı tarz ve içerikli tartışmaları ortaya atmaktadırlar. Sayfa 3/4 İşte geldi festival Kısa Kısa … Kenan Çetin’in festival yazısı Sayfa 12 Hozat halkı baraja dur dedi Sayfa 6 Yibo’lar kapandı, kış- lalar açılıyor Sayfa 10 Dersimlilere katliamın ardından özel kimlik Sayfa 11

description

Dersimde yeni hayat gazetesi yerel haber

Transcript of Dersimde Yeni Hayat

Page 1: Dersimde Yeni Hayat

Gazetemiz tekrar yayında Aylık Siyaset, Kültür ve Sanat Yayınıdır www.dersimdeyenihayat.com YIL: 1 SAYI: 1

KÖŞE YAZILARIKÖŞE YAZILARI

YENİ HAYAT’TAN

Tekrar Merhaba Derken

Sayfa 2

B. KESKİN

Hayatın Yeni Olanına Dair... Sayfa 5

MEYMANE TANZ

Kendine Müslüman Saçmalıklar... Sayfa 11

H.CANPOLAT

Postlar Serilir

Sayfa 8

ROJ û HEYV

Tercih Sizin…

Sayfa 7

BBB u gazete bin bir emek ve kolektif bir çaba ile 2004

yılında yayın hayatına başladı. İlk sayısının tüm çalışmaları bir inter-net kafede gerçekleştirildi. Altı aylık yayın hayatı süresince birçok zorluk yaşadı. Kah aba altından gösterilen sopalarla tehdit edildi, kah habere gidemedi ekonomik nedenlerle... Ama inat etti, yada etmeye çalıştı hayata tutunmak için. Başardı mı peki? Hem evet, hem de hayır. Başaramadı, çünkü yayın hayatı durdu. Başardı, çünkü yine karşınızda. Bu kez biraz daha çok yönlü ve daha kolay ulaşılır olacağız galiba. Malum artık inter-net üzerinden her şey bir tık ötede. Her ne kadar matbaada sabaha karşı baskı makinasından çıkan ilk sayfamızı alıp mürekkep kokusunu içimize çekme şansımız yoksa da, aynı heyecanı ve mutluluğu tekrar-dan yaşıyoruz yine. Sayfa 2

ARMENAK DEMİR

Kültür ve Sanat…

Sayfa 9

İ nsanlığın binlerce yılda yarattığı bilimsel bilgi kütlesine rağmen, tarihi kendini tekrar eden bir olgu olarak ele almak, ancak zihni felce

uğramış dogmatiklerinin işidir. ''Dünya üzerinde hiç birşey değişmiyor'', ''Herşey, yaradanın dü-nyayı yarattığı ilk günkünden farksızdır'' gibi söylemler gelinen aşama itibariyle artık aklıselim her bireyin çürütebileceği tezler halini almıştır. Ama ne acıdır ki, birileri ise Dersimlilere tarihin tekerrürden ibaret olduğunu ispatlama çabasınday-mış gibi her festival öncesi aynı tarz ve içerikli tartışmaları ortaya atmaktadırlar. Sayfa 3/4

İşte geldi festival Kısa Kısa …

Kenan Çetin’in festival yazısı Sayfa 12

Hozat halkı baraja dur dedi Sayfa 6

Yibo’lar kapandı, kış-lalar açılıyor Sayfa 10

Dersimlilere katliamın ardından özel kimlik Sayfa 11

Page 2: Dersimde Yeni Hayat

B u gazete bin bir emek ve kolektif bir çaba ile 2004 yılında yayın hayatına başladı. İlk sayısının

tüm çalışmaları bir internet kafede gerçekleştirildi. Altı aylık yayın hayatı süresince birçok zorluk yaşadı. Kah aba altından gösterilen sopalarla tehdit edildi, kah habere gidemedi ekonomik neden-lerle... Ama inat etti, yada etmeye çalıştı hayata tutunmak için. Başardı mı peki? Hem evet, hem de hayır. Başaramadı,

çünkü yayın hayatı durdu. Başardı, çünkü yine karşınızda. Bu kez biraz daha çok yönlü ve daha ko-lay ulaşılır olacağız galiba. Malum artık internet üzerin-den her şey bir tık ötede. Her ne kadar matbaada sabaha karşı baskı makinasından çıkan ilk sayfamızı alıp mürekkep kokusunu içimize

çekme şansımız yoksa da, aynı heyecanı ve mutluluğu tekrardan yaşıyoruz yine. “Peki neyi amaçlıyor bu gazete?” sorusunu sorabilir elbette okuyucular yada okuyucu adayları. Bilenler için bir tekrar, bilmeyen, daha doğrusu gazetemizle yeni tanışanlar içinse bir meramın açıklanması çabasına girelim öyleyse. Öncelikle burası bir platform, düşüncelerimizi paylaşmak için. Daha da önemlisi bir köprü aramızda. İnsanların

birbirleriyle ve dünyanın neresinde olurlarsa olsunlar memleketleriyle bağı. Neler oluyor haberdar olma noktamız. Geçmişimizle bağ noktamız. Gerçekler ve bunun üzerinden fikirsel paylaşım noktamız. Elbette olabilirse ilerde, oluşacak ortaklıklar üzerinden sorunları çözüm kanalımız. Burası koltuk sahiple-rinin olmadığı bir platform. Ama havanda su dövme yada geyik yapılacak mekanda değil.Keskin, kuru slogancılık yerine empati ve gerçekçiliği esas alan bir platform. Biz tekrardan diktik fidanı ve can suyunu verdik. Şimdi sıra sizlerde. Önceden tanıyan yada daha yeni tanışan, ama bu kolektifin içerisinde bir boyutuyla yer almak isteyen herkese kapılarımız açık. Yine kolektif bir çaba ve emek ile yara-talım ve bu sefer yaşatalım da gazetemizi. Herkese şimdiden kolay gel-sin...

Yeni Hayat`tan

Tekrar Merhaba Derken

Pertek yeni feribotuna kavuştu Her gün yüzlerce aracın Der-sim-Elazığ karayolu üzerinde kullandığı Pertek Belediyesi-ne ait feribot yenilenerek hiz-mete sunuldu

G eçtiğimiz mart ayında karaya çekilerek bakı-ma alınan ve artan ihti-

yaç kapasitesine uygun olarak daha da genişletilen Pertek Be-lediyesi’ne ait feribot yapılan törenle hizmete sunuldu. Pertek belediye başkanı Kenan Çetin yaptığı açıklamada, eski feribotun günün ihtiyaçlarına cevap verememesi üzerine ilçe halk meclisinde konunun görü-şülerek, feribotun modernize edilerek kapasitesinin artırılma-sına karar verildiğini ve yapılan ihale sonucunda da feribotun Mart ayında karaya çekildiğini, 3 ay gibi bir sürede de büyütme ve tadilat işlemlerinin bitirildi-ğini belirtti. Ayrıca Çetin kapasitesi 20 araçtan 60 araca çıkarılan feri-botun, 1 milyon 863 bin liraya mal olduğunu ve suya indiril-meden önce testlerinin yapıldı-ğını ifade etti.

Page 3: Dersimde Yeni Hayat

İ nsanlığın binlerce yılda yarattığı bilimsel bilgi kütlesine rağmen, tarihi kendini tekrar eden bir olgu olarak ele almak, ancak zihni felce uğramış dogmatiklerinin işidir.

''Dünya üzerinde hiçbir şey değişmiyor'', ''Her şey, yaratanın dünyayı yarattığı ilk günkünden farksızdır'' gibi söylemler gelinen aşama itibariyle artık aklıselim her bireyin çürütebileceği tezler halini almıştır. Ama ne acıdır ki, birileri ise Dersimlilere tarihin tekerrürden ibaret olduğunu ispatlama çabasındaymış gibi her festival önce-si aynı tarz ve içerikli tartışmaları ortaya atmaktadırlar. Bu in-sanlara göre Dersim, kalemlerinin mürekkebi bitmesin diye derin dondurucularda dondurulmuştur. Böylece bu insanlar da yeni yazı yazma ihtiyacı duymuyorlar, sadece yazılarının yayımlanma tarihini değiştirip yeniden piyasaya sürüyorlar. Her festival öncesi, festivali örgütleyen kurumlara bolca ithamın yapıldığı pek çok yazı yayımlanıyor, ama yayımlanan bol eleştirili bu yazılarda festivalin daha iyi örgütlenmesi için her hangi bir öneri ise yer almıyor. Bu durum ise bu yazıların üzüm yeme gayesiyle değil, bağcıyı dövme gayesiyle yazıldığını ilk elden ele veriyor. Biz bu yazıda hiç kimsenin avukatlığını yapmayacağız çünkü festivalin öncülüğünü yapan kurumlar kendilerini savuna-bilecek yeterliliktedirler ve kimsenin avukatlığına da ihtiyaçları yoktur. Bizim burada vurgulamak istediğimiz festivale dair yapılan eleştirilerde ki samimiyetsizlik ve elini taşın altına ko-ymama durumudur. Eleştiri yapmak samimiyet gerektirir ve samimiyet ise söyleme uygun gerçekleştirilen pratiklerle ken-dini hissettirir. Fakat yapılan sadece yazı yazmaktır, bunların çoğu da tepeden bakan çözüm içermeyen yazılardır. Yani söz konusu olan samimiyet değil art niyettir. Biraz daha somutlaştırmak adına festivale yönelik eleştirileri ele alıp incelemek çok daha ayağı yere basan bir davranış olacaktır. Öncelikle festivalin fazlasıyla politik geçmesi bu çevreleri rahatsız etmektedir. Çünkü onlara göre festival kültür ve doğa festivalidir, bunun siyaset ile politikayla alakası yok-tur. Olaya kaba bir yaklaşım sergileyenler bu yeme gelebilir ama ne yazık ki Dersimli bu yemi yemeyecek kadar olgundur. Biz bu arkadaşlara sadece şunu sormak istiyoruz;Dersim coğrafyası devletin siyasetçilerinin aldıkları kararlarla talan edilirken, ikinci bir ‘38 misali insanlar barajlarla yerinden yurdundan edilirken, adım başı kurulan karakollarla orman-larımız, dağlarımız insansızlaştırılırken, Dersim köylüsü üretemezken, gençlerimiz yozlaşırken siyaset yapmayacaksak, tüm bu yapılanlara karşı bir tavır geliştirme uğraşısında olmayacaksak ne yapacağız ve ne zaman yapacağız?

Yine aynı çevreler festivalin programının Dersim’in kültürünü yansıtmadığını iddia ediyorlar, ki bunda haklılık payları da vardır. Fakat eleştiri tarzları ve üslupları eleştirideki amacı ele vermektedir. Yaptıkları eleştirilerin amacı festival içeriğinin doldurulmasından ziyade örgütleyen kurumlara saldırmaktır. Belki bizler eleştiren kişilere haksız ithamda bulunuyormuşuz gibi olacak ama bizi buna sürükleyen onların bunca eleştiriler-ine rağmen, festival içeriğinin doldurulmasına dair bir kibrit çöpünü dahi kaldırma icraatlarının olmamasıdır. Evet, festival-in bir ana programı vardır, diyelim ki bu kurumlar sizi pro-gramdan mahrum etti, sizler ki Dersim’in öz kültürünü savunduğunuzu iddia ediyorsunuz ve halkında sizler gibi düşündüğünü iddaa ediyorsunuz. Bunca potansiyeliniz varken neden bir Kırmanci tiyatro düzenlemiyorsunuz, neden Kırmanci’nin geleceğine dair bir panel örgütlemiyorsunuz, neden Dersim kültürünü sergileyen sanatçılarla ortaklaşa bir konser düzenlemiyorsunuz? Siz bunları yapıyor olsaydınız eleştirilerinizin haklılığına inanırdık, fakat görünen o ki sizin derdiniz festival değil, festivali örgütleyen kurumlardır. Festivale yönelik eleştirilerde dikkat çeken bir tutarsızlık ise eleştirilerin özellikle Dersim merkez üzerinden yapılmasıdır. Eleştirilerde Dersim merkez programı hep konu edilmekte ve bu programdan rahatsız olan insanların ilçelere akın ettiği iddia edilmektedir. Bizim buna söyleyecek bir tek sözümüz var oda şudur; ilçelerdeki programları da aynı siyasi kurumlar oluşturmaktadır…

Festivale dair

Yeni Hayat’ın sözü

Dersimde Yeni Hayat Kollektifi

Page 4: Dersimde Yeni Hayat

Festivale yönelik eleştirilerde dikkat çeken bir tutarsızlık ise eleştirilerin özellikle Dersim merkez üzerinden yapılmasıdır. Eleştirilerde Dersim merkez programı hep konu edilmekte ve bu programdan rahatsız olan insanların ilçelere akın ettiği iddia edilmektedir. Bizim buna söyleyecek bir tek sözümüz var oda şudur; ilçelerdeki programları da aynı siyasi kurumlar oluşturmaktadır… Dersim’in siyasal anlamda kozmopolit yapısı bu tarz tartışmalara her zaman kapı ara-lamıştır. Ama bizlerin tartışmalarda aradığı temel olgu samimiyettir. Samimiyetten yok-sun olarak yapılan eleştiriler sadece bir art niyet göstergesidir. Eleştiriler anlamlarını ardından sergilenen pratiklerle ortaya çıkarır-lar. Bu yüzden festivale dair yapılan eleştirilerin büyük çoğunluğu samimiyet-sizlik abidesidir ve her festival öncesi tören-lerle bu samimiyetsizlik abideleri sergilen-mektedir. Eleştirilerimizde okun sivri ucunu samimi görmediğimiz kes-imlere yönelttik lakin hayatta hiçbir şeyin mükemmel olma-dığını bildiğimizden, festivale yönelik eleştiriler yaparken had-dimizi bileceğiz ve nesnel koşulları da hesaba katarak festivali örgütleyenlere bir çift söz söyleyeceğiz. Öncelikle festivalin eski heyecanını yitirdiği bir gerçektir. Fa-kat bunda örgütleyen kurumların pratiklerinden ziyade nesnel bir gerçekliğin sonucu vardır, oda şudur ki kendini tekrar eden herşey eski heyecanını yitirir. Bu noktada festivali örgütleyen kurumların festivali yıllık program halinde değil de, genel 12 yıllık serüvenini ele alarak düzenlemeler yapması kendini tekrar eden durumun aşılması noktasında ön açıcı olabilir. Festivalin en sıkıntılı yönü ise festivale yönelik oluşmuş olan sadece konser algısıdır. Öyle ki insanlar konser alanına akın ederken festivalin temel gündemi olan barajlara karşı gerçekleştirilen yürüyüşe aynı özeni göstermemektedir. Bu salt konser algısı aslında festivalin ana temasının konserlerin gölgesinde kalmasına sebebiyet vermektedir. Bu durumun

aşılması ise stadyum konserlerinin ufak çaplı konserlere bölün-mesiyle olabilir. Bütün bir kitleyi stadyuma toplayıp genel al-gıyı oraya yönlendirmektense, konserleri parçalayarak festival-in diğer bileşenleri olan tiyatro, sinevizyon gösterimi, paneller vb etkinliklerle eş değer kılınması sağlanabilir. Bu durum ise konser algısını yıkmakta ön açıcı olabilir. Belki festivale gelen kitle azalacaktır ama içerik bakımından daha etkili ve organi-zasyon bakımından daha net olacaktır. Dersim kimliğine yönelik çalışmaların yetersizliği ise hep konu edilmiştir ki bu noktada çeşitli adımların atıldığı da gerçektir. Özellikle paneller noktasında son festival programıyla birlikte Dersim kültürüne yönelik vurgular gittikçe daha da belir-ginleşmiştir. Fakat az önce belirttiğimiz gibi konser algısı panelleri geçersiz kılacaktır ve sonuçta yine festivalin Dersim’e aidiyet sıkıntısı yaşanacaktır. Bu noktada festival etkinliklerine özellikle Dersim yaşlılarının müdahil edilmeleri var olan ters algının ortadan kaldırılmasında bir nebze fayda sağlayabilir. Son olarak ise festival sırasında geçekleşen teknik problemleri konu edineceğiz; barınma, ulaşım ve çevre kirliliği en etkili sıkıntılarken, aşırı alkol tüketimi de pek çok noktada sorun yaratmaktadır. Bu sorunların aşılmasında özellikle belediyeye büyük sorumluluk düşmektedir. Belediye festival anında pek çok alanla ilgileniyor olduğundan bu alanlara yeteri ilgiyi gösteremiyor olabilir. Ama bunu aşmak için geçici komiteler kurabilir ve bağımsız çalışmalar örgütleyebilir. Alkol noktasın-da ise kesinlikle stadyum çevresinde alkol satışı ve tüketimi yasaklanmalıdır. Çünkü bu durum pek çok kavgaya ve hoş olmayan durumlara sebebiyet vermektedir. Sonuç olarak ise dedelerimizin ve ninelerimizin kanlarının karıştığı, analarımızın ise göz yaşlarını akıttığı Munzur Suyu’nun önündeki bentleri yıkacağına inanarak ve Dersim-li’nin tüm yoksulluklarına rağmen aynı sofraya diz kırması ümidiyle festivali karşılıyoruz. Umarız festivalimiz ilk günkü heyecanla ve yüklendiği misyona uygun, tüm halkların Der-sim’de, Dersim için buluştuğu bir şekilde geçer...

Page 5: Dersimde Yeni Hayat

B. Keskin

Hayatın Yeni Olanına Dair

U çsuz bucaksız bir evrenin sonsuzluğunda salınırken dünya, küçük bir şehrin sokaklarında hayatı yaşıyor ve zamanı harcıyoruz. Bazen tek düze bazense acılı

ve histerik. Gittikçe darlaşan sokaklar ve üstümüze üstümüze gelen kışlalar... İşte böylesine sıkılıyken yüreklerimizin umut penceresine vurulan kilitler, arar olduk karanlığımıza ışık ola-bilecek her şeyi. Bazen bir dost sözcüğünde bulduk aradığımı-zı bazense kıtlık sofrasında paylaştığımız kırıntılarda. Ve ses-sizce akıp giden zamanın Dersim kıyısında anladık ki paylaşmak ve üretmektir, bizi mutlu kılan ve karanlığımı-za ışık tutan.

Üretiyoruz en zor zamanda hayata tutunarak. Zor zamandan kastımız, bireyi hiçe sayan ama bireyselleşmeyi kutsayan bir kültürün çemberinde yaşıyor olmamızdır. Sınırları keskin bir çemberin ortasındayız yani, sınırın ötesi bencillik menfaat ve sefalet bu yansa üretmek paylaşmak ve bin bir renkli düşünce-lerimizle umut etmektir... Bizler sınırın bu yakasına demir atmış bir yeni hayatı savunuyoruz. 'Ben'i hiçe sayanlara ve bencilliği kutsayanlara inat Ben olarak ama bencil olmadan.

Bireye yaşam hakkı tanımayan, düşüncelerine monotonluk zinciriyle prangalar vuran, birimizi diğerimizle aynı kılan, tekleştiren egemen kültüre karşı her bir rengi adına Yeni Hayat dediğimiz bu tuvale işleyerek üretiyoruz…

Her rengin kudretini bünyemizde biriktiriyoruz, her düşünce-nin keskin yanlarından öğreniyoruz, ortaklaşa üretirken kendi rengimizde nefes alıyoruz. Kimsenin gölgesine düşmeden ve kimseyi de güneşten mahrum bırakmadan yaşıyoruz. Hayata dair manifestomuz işte budur...

Yokluk içindeyken tek varımız olan umutlarımızı paylaşıyo-ruz. Tüketmek için değil elbet, çoğaltmak için paylaşıyoruz. Aşk yağmalaması gibi sundukça ve hesap defterlerini yaktıkça temizliyoruz ciğerlerimize dolan havayı.

Özgürlüğü, yaşamı paylaştıklarımızla birlikte arıyoruz. Mala mülke tövbe edip, tüm yoksulları kendimize ortak ederek yaşıyoruz. Kökümüz Dersimdedir belki ama dallarımız Orta-doğuda, Afrikada, Güney Asyada ve de Latin Amerikadadır. Tüm insanlık için köklerimize daha sıkı sarılıyoruz. Afrikada-ki açlıktan ölen bebeği kendi ab-ı hayat suyunda ölüme mah-kum edilen Munzurumuzdan ayırmıyoruz çünkü biz paylaşı-yoruz mavi göğün altında ne varsa acısıyla tatlısıyla. İşte Ha-yata dair manifestomuz budur...

Sınırları keskin bir çemberin ortasında yeni olan bir hayatı ve yeni olan bir kültürü üretiyoruz. Hayat çiçeğindeki balı çoğalt-mak için paylaşıyoruz...

Pertek’te Sivas Katliamı Anması

Sivas'ta yaşanan katliamın 19. yıl dönümünde Pertek'te de bir anma gerçekleştirildi

E mek ve Demokrasi Platformu'nun örgütleyicisi oldu-ğu anma, kitlenin Belediye Garajı’nda toplanmasıyla başladı. Katliamda yaşamını yitiren aydınlar, sanatçı-

lar ve devrimci-demokratlar şahsında saygı duruşunda bulu-nuldu. Etkinlikte Sivas üzerine yazılmış türküler okundu, şiir dinletisi gerçekleştirildi. Dinletinin ardından katliama ilişkin Pertek Belediye Başkanı Kenan Çetin bir konuşma yaptı. Daha sonra “Sivas Cehennemi” adlı belgeselin gösterimi ya-pıldı. Belgeselin bitimine doğru aydınlatılmayan, korunan katliamlar zincirine ışık tutmak ve Sivas'ın yanan yüzünü bir kez daha göstermek için meşaleler yakıldı. Meşalelerle yürüyüşe geçen kitle alkış ve ıslıklarla yaşanan katliamı lanetledi. Yürüyüş esnasında sık sık “Sivas'ı unut-mak ihanettir”, “Sivas'ın katili patron-ağa devleti”, “Katil devlet hesap verecek” sloganları atıldı. Yürüyüşün ardından postane önüne gelinerek yakılan ateş etrafında toplanıldı ve platform adına bir basın açıklaması gerçekleştirildi. Sloganlar ve alkışlar eşliğinde anma sonlandırıldı.

Kültürel miras tescilleniyor

P ertek Belediye Başkanı Av. Kenan ÇETİN yaptığı açıklamada göreve geldiğimiz günden bu güne kadar yaklaşık olarak 23 kültürel mirasımızın tespit edilerek

Erzurum Kültür Varlıkları Koruma Bölge Kurulunca tescil edilmesinin sağlandığını belirtti. Son olarak da ilçemiz Camikebir mahallesi Kiliseler mevki-inde bulunan bir vatandaşımızın mülkünde ev yapmak için yapmış olduğu kazı sonucunda bulunan kilise kalıntısı için Erzurum Kültür Varlıkları Koruma Bölge Kuruluna müra-caat edildiğini, görevlilerce mahallinde yapılan incelemede Kilise kalıntısı koruma alanı sınırları içerisine alındığını be-lirtti.

Page 6: Dersimde Yeni Hayat

Hozat halkı baraja dur dedi

H ozat ilçesinde yapıl-ması planlanan 'İnköy Regülatör ve

Hidroelektrik Enerji Santra-li' (HES) için düzenlenen Çev-re Etki Değerlendirme (ÇED) toplantısı, halk tarafından pro-testo edildi. Hozat ilçesinde yapılması planlanan 'İnköy Regülatör ve Hidroelektrik Enerji Santrali' inşaatı amacıyla ÇED için toplantı yapan Çevre Şehirci-lik İl Müdürlüğü çalışanlarına halk tepki göstererek toplantı yaptırmadı.

Hozat meydanında toplanan yüzlerce kişi “Baraj yapma boşuna yıkacağız başına”, “Dersim’de baraj istemiyo-ruz”, “Dereler özgür akacak”, “Katil şirket Hozat’tan defol” sloganları atarak toplantının yapılacağı salona geldi. Katil şirketler dersim’den defolun! Hozat ve Dersim'de yıkıcı bir proje olan baraj ve HES'lerin hayata geçirilmek istendiğini belirten DEDEF’e bağlı Mun-zur Koruma Kurulu Sözcüsü Hasan Şen baraj ve HES'leri yaptırmayacaklarını, yeni kat-

liamlara göz yummayacakları-nı, toplantıya katılan şirket yöneticisinin toplantıyı terk etmesini istediklerini söyledi. Hozat Belediye Başkanı Cev-det Konak da kar amacı güden şirketlerin baraj ve HES'leri inşa ederek, Dersim insanını kültüründen ve toprağından uzaklaştırmak istediğini, bu amaçla her türlü yöntemi kul-

landıklarını söyledi. Konak, Dersim ve Hozat’ta baraj yap-tırmamak için şiddete başvur-madan sonuna kadar mücadele edeceklerini söyledi. Vatan-daşların yoğun tepkisi üzerine ÇED görevlilerinin, toplantı-nın gerçekleştirilmediğine dair tutanak tutmasıyla protesto eylemi sona erdi.

Hozat ilçesinde yapılması planlanan 'İnköy Regülatör ve Hidroelektrik Enerji Santrali' inşaatı amacıyla ÇED için toplantı yapan Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü çalışanları-na halk tepki göstererek toplantı yaptırmadı

Hozat’ta 1938 Duvarı oluşturuldu

H ozat Belediyesi, 1938 Dersim katliamının meydana geldiği dönemde askeri harekatın mer-

kezi konumunda bulunan Hozat’ta, bu olayların unutulmaması için, ilçe merke-zinin en işlek caddesi olan Cumhuriyet Caddesi'ne o dönemde çekilen fotoğrafla-rı astı. Cumhuriyet Caddesi üzerinde çarşı merkezindeki duvarlara asılan top-

lam sekiz fotoğraftan ikisinin şimdiye kadar hiçbir yerde yayınlanmadığı belir-tildi. Yaklaşık 50 metrelik bir duvar üze-rine 4 metrekare büyüklüğünde yaptırılan ve çerçevelenen fotoğraflarda 1937-38 yıllarında askerler tarafından gözaltına alınan ve boş arazide bekletilen, daha sonra da öldürülenler ile katliam sırasın-da operasyonlara giden askerlerin çeşitli

görüntüleri yer alıyor. Belediye Başkanı Cevdet Konak, 1938 yılında bir katliam yapıldığını söyleye-rek, "Hükümet ve CHP'nin Dersim Hal-kı'ndan karşısında diz çökerek özür dile-mesi gerekir" dedi.

1938 resimlerinin yanı sıra Deniz GEZ-MİŞ, Ernesto Che Guevera, Fikri SÖN-MEZ (Terzi FİKRİ) ve Musa ANTER gibi devrimci ve yurtsever aydınların resimleri de ilçe merkezinde ki duvar-larda yerini aldı.

Hozat Belediyesi ise yaptığı açıklama ile Halk tarafından olumlu görülen ve des-teklenen bu tür çalışmaların önümüzdeki dönemlerde de devam edeceğini belirtti.

Hozat Belediyesi 1938 Dersim Katliamı’na ait resimleri, ilçenin en işlek caddesine astı

Page 7: Dersimde Yeni Hayat

ROJ û HEYV

Tercih Sizin...

B ütün soruların sadece birer cevabı olsaydı ya da bütün yaşamımız sadece bir cevap kadar basit olsaydı, düze-nin bu kadar karmaşıklığı bizi yormayabilirdi.

Sizce bu soruların cevabı nedir?

“Biyolojik olarak çekilen doğum sancısı mı, yoksa zihnimizde yaşadığımız sancılar mı çekilir halde?” ya da daha zor.

Anne adayı olsaydınız ilki, ya da yalnızlığı kendinize kalkan olarak gördüğünüz de, zaman olgusunun önünüzden geçen bir vapuru seyreder gibi geçtiği yaşamınızda, ölmüş küçük bir be-dende hayata dikilen gözlerle karşı karşıya kaldığınızda hissetti-ğiniz sancılar mı?

“Kirlenmek güzeldir” reklam şiarını duymuşsunuzdur. Güzel olan kirletebileceğin bir sürü elbisenin olması mı, ya da bütün bir yıl boyunca tek bir elbisenin olması, her kirlendiğinde ve yıkandığında çıplak bir şekilde elbisenin kurumasını beklemek mi?

“Toplumun üyelerini artan bir ölçüde amaçların en etkin ger-çekleşmesi doğrultusunda örgütledikçe, verili bir durumda kişi-nin olaylar arasındaki ilişkilere ilişkin iç görgüsü temelinde akıllıca hareket etme yetisinde koşut bir düşüş olduğu” vb vb virgülü unutulan uzun cümlelerin bulunduğu kitaplar mı okun-malı, yoksa Cin Ali kitapları tadında anlaşılabilecek kitaplar mı okunmalı?

Dilini bilmediğimiz, bitkilerini tanımadığımız coğrafyada “tarzanca” bütün konuşmalar arasında yapayalnız kalırken, bü-yüdüğümüz topraklarda, büyütüldüğümüz dille küfür yemeyi nimet saymak mı?

Tahtadan yada çamurdan yaptığımız, postallarla ezilen oyun-caklarınız mı güzel, yoksa play stationda hayali asker olup, ha-yali olarak adam öldürmek mi isterdiniz?

Peki siz çn ve arka sayfalarında mankenlerin fotoğraflarıyla donanmış boyalı gazetelerimi, ya da oturduğu yerden ahkam kesip, emir veren ve kendini Kaf Dağı yüceliklerinde gören akıl babalarının gazetelerini mi tercih edersiniz, yoksa hiçbir çıkar ya da gizli bir amaç gütmeyenlerin Yeni Hayat’a dair fikirlerin emek ve kolektif bilinç çerçevesinde yayınlanan bir gazeteyi mi?

Her gün ruhunuzun recm’e uğratıldığı ve kendinize ve topluma yabancılaşmanıza neden olan, dumura uğratılmış aklınızla yap-tığınız bir iş mi zevk verir, yoksa “tembellik hakkı” olgusunu da hesaba katarak iş yapmak mı?

Bunlara benzer bir sürü soru… ve bunların dışında ve bir o ka-dar içinde nefes almanızı sağlayacak bir yayın…

Tercih sizin…

Mazgirt’te park ve alt yapı çalışması

M azgirt belediyesi daha güzel bir Mazgirt için ça-lışmalarını aralıksız sürdürüyor. Başlanmış olan park çalışması hızla devam ederken alt yapı çalış-

maları da imkanlar ölçüsünde sürdürülüyor. Mazgirt’te konutlar bölgesinde yapımına başlanan park ça-lışması hızlandırılırken, parkın festivale yetişmesi planlanı-yor. Festivalde açılması planlanan park çalışmasının yanı sıra mahalle aralarındaki ana yollara kilitli parke yapılıyor. Yok denecek kadar az olan altyapı çalışmalarını da imkânlar ölçüsünde sürdüren belediye Darıkent güzergâhında başlattı-ğı kanalizasyon çalışmalarını tamamladı. İlçenin temel ihti-yaçlarını gidermek ve yaşanabilir bir ilçe oluşturmak için çalışmalarına devam eden Mazgirt Belediyesi festivale kadar çalışmalarını hızlandırarak sürdürecek.

H ozat’ta çevre düzenlemeleri kapsamında Yeni Ma-halle’deki ana yollarda yapılan kilitli parke çalış-maları hızla devam ediyor. Belediyenin internet

sitesinden yapılan açıklamada; “15 haziran tarihinde başla-nan bu çalışmalar, yaklaşık 4000m2 civarında olup halk tarafından büyük bir ilgi görmektedir. Yine bu çalışmaların 30 eylül tarihine kadar devam edeceğini buradan bildirir , bu çalışmalara katkı sunan ve emeği geçen herkese Hozat bele-diyesi olarak teşekkür ederiz” denildi. Ayrıca terfi sistemdeki asbest boruların 1000 metrelik kıs-mının sökülerek yenilendiğini bildiren Hozat belediyesi, kalan kısımların 2013 yılında tamamlanacağını duyurdu.

Daha güzel bir Hozat için

Hozat belediyesi alt yapı çalışmalarına büyük bir hızla devam ediyor. Bir yandan Hozat sokakları parkelerle döşenirken öbür taraftan asbest su boruları yenileniyor

Page 8: Dersimde Yeni Hayat

G eceler gölgelenir, ay düşer dağ-ların karanlığına. Baykuş sesin-de bir çocuk ağlar, yakamozlar

serilir Munzur`a bir ananın gözyaşların-da… Sessiz gecede bir kaval sesi yankılanır yalnızlığında Munzur`un. Uzakların ardına yıldızlar düşer, yine biz oluruz. Ve dirilirken Dersim’de Yeni Hayat sesinde, yeniden anlarız hayatı… Ak postlar üzerinde güneşi indirdik yer-yüzüne, dostlar sofrasında kök salıyoruz tarihimize… Her birimiz çok uzaklardan geldik, solu-ğumuzu soluğunuza katarak. Deli taylar sırtında hiç düşünmeden atlarımızı sür-dük karanlığa. İşte burada sizinleyiz. Birbirimizi anlamak adına değil, sorgu-lamak hiç değil. Sözün bittiği yerdeyiz.

Parçalanmışlığın, hayal kırıklıklarının, umutsuz-lukların, çıkmazların çıkmaz sokağında yaşar-ken günleri, kaldırıp yü-zümüzü gökyüzünde umudu görebilmek adına, kenetlenebilmek yarı-na…

Bulunduğumuz coğrafyanın zorlukların-da vardı direnmek. Doğarken algıladık; sürüldük, öldürüldük, belki de hep ye-nildik ama vazgeçmedik hayattan. Bağ-lıydık göbek bağı gibi yaşama…

Bizlere hep geçmişi anlama görevi ve-rildi. Gelecekte iyi bir insan olma öğüdü sunuldu. Ama güneş balçıkla sıvanmı-yor. Önce insanlar gitti. Ardı sıra serçe kuşları. Kimileri saydı, kimileri sayama-dı kaçıncı kez yıkıldıklarını. Üşüyen ölülerimiz var terk etmişliğimizin so-ğukluğunda. Yozlaşan çocuklarımız var bencilliğimizde. Kayıp insanlar var sür-günlüğümüzde.

Şimdi biz olma zamanı. Yeniden doğ-malı ay karanlığa, köpek havlamaların-da büyümeli geceler ve çocuklar yeni-

den uzanmalı yıldızlara. Şimdi dönüş zamanı. Var olmanın, geleceği yaratma-nın tek bir geçerliliği vardır. Köklerimi-ze yakın, ak postlar üzerinde kahraman-lık masallarını anlatan Dersim`de Yeni Hayat sayfalarında geleceğe bakmanın anı… Seslendi uzaktan Gitme diyen yalnızlık Ardında bıraktığın gölgenin masumiyetine ağladı toprak Açılıyorken denizler Çılgınlığın aldatmacasında Yollar alkış tuttu kayıplarına Yürüdü unutmak adına Düştü gözlerinden bildiğim bütün resimler Unutulmuşluğun kayıp haritasında Koşarak geçti yıllar Bedensiz gölgemin soğukluğunda Üşüyordu sensiz bu ten Yürüyordum yalın ayak Beyaz düşlerimin mavi rengine Yüreğime düşen gözlerinin renginde Kar tanesine çizdim Senin olan baharın resmini.

H.Canpolat

Postlar Serilir...

U zunçayır Barajı ile Dersim’in doğasına ve dokusuna verdikleri zarardan tanıdığımız LİMAK

şirketinin Dersim’deki ikinci icraatı olan Peri Suyu üzerinde kuracakları Pembelik Barajı inşaatı karşısında direnen Nazımi-ye’nin Aşağı Doluca köylülerine şirketin paralı uşakları tarafından bir saldırı ger-çekleştirildi.

Tehditlerle, şantajlarla, işbirliği teklifle-riyle ve fiili saldırılarla köylülerin direni-şini kırmak isteyen devlet ve Limak Şir-keti artık daha pervasız saldırılar gerçek-leştiriyor. Bir yılı aşkın süredir baraj ya-pımına karşı direnişlerini sürdüren Nazı-miye’nin Aşağı Doluca köylülerinin kur-dukları direniş çadırına 18 Temmuz günü Limak Şirketi’ne ait özel güvenlik güçleri tarafından saldırı düzenlendi.

Şirketin paralı uşakları iş makinaları ile köye girip direniş çadırını yıkmak iste-yince köylüler direnişe geçti ve köylüler ile şirketin özel güvenlik güçleri arasında taşlı bir çatışma çıktı. Çıkan çatışmada bir köylü atılan taşlardan dolayı yaralan-dı. Daha sonrasında olay yerine gelen jandarma Limak Şirketi’nin ve işbirlikçi-lerin saldırılarını görmezden gelerek köy-lülere saldırdı.

“Peri Suyu direnişçileri yalnız değildir” Dersim'de Peri Suyu üzerinde yapılmak istenen baraja karşı çıkan köylülere yöne-lik saldırıyı kınayan İHD, "Peri Suyu direnişçileri ve geleceğine sahip çıkan hiçbir çevreci yalnız değildir" dedi.

İnsan Hakları Derneği Genel Merkezi, yaptığı yazılı açıklamada, barajlara ve HES'lere karşı direnenlerin yalnız olma-dığını belirtti. Pembelik Barajı inşaatının, Danıştay'ın yürütmeyi durdurma kararına rağmen devam ettiğine dikkat çeken İHD, baraj tamamlandığında Alevilerin kutsal mekanlarıyla birlikte çevredeki köylerin suya gömüleceğini belirten İHD, 12 kö-yün halkının baraja karşı 24 saat nöbette olduklarını anımsattı.

Limak özel güvenliği köylülere saldırdı

Page 9: Dersimde Yeni Hayat

Armenak Demir

Kültür ve Sanat...

K ültür ve sanat, bir toplumun yaşam biçiminin ifadesidir. Kültür, Mao'nun deyimiyle siyasetin ve ekonominin dışa vurumudur. Sanat ise bunun estetize edilmiş halidir.

İnsanın emek süreci içerisinde, insanlık tarihine geçişle birlikte, kültür ve sanat da var olagelmiştir. Ta komünal toplumda günü-müze, kültür ve sanat, toplumsal ekonomi ve siyasete göre şekil ( biçim) almıştır. Her toplumsal süreç (komünal, köleci, feodal, kapitalist, sosyalist) kendi kültür ve sanatını yaratır. Alt-yapı olan ekonomi, üst-yapı olan kültür ve sanatı belirlerken, kültür ve sanatta alt-yapıyı etkiler, hatta belirli dönemlerde belirleyici ola-bilir. Dolayısıyla, ekonomiden ve siyasetten bağımsız bir kültür-den ve sanattan bahsedilemez. Buna rağmen burjuvazi, kendi siyaseti gereği, kültür ve sanatın içini boşaltır, kültür ve sanatın ekonomi ve siyasetle ilişkisini muğlaklaştırır. Burjuvazi, kültür ve sanatı sadece ekonomik temelde bir sömürü aracı olarak ele alır. Kapitalizmin ekonomi- politiği (kar) üzerine kuruludur ve dolayısıyla kapitalist için her şey sömürü aracıdır. Doğasında, kültür ve sanatın da içini boşaltarak bir sömürü aracına dönüştü-rür. Kültür, sanat ve edebiyat sorunu üzerine Marksizm, sınıflı ve sınıfsız toplumlarda kültür ve sanatın içeriğini derinlemesine analiz eder ve temelde siyaset ve ekonomiyi ele alarak ayakları üzerine oturtur. Siyaset, ekonominin üst-yapıda yoğunlaşmış halidir. Siyasetin kültürle ilişkisi insanlık tarihi için olmazsa olmaz bir zorunluluk-tur. İnsanlık var oldukça, kültür ve sanatta var olacaktır. Kültür bir yaşam biçimidir. Sanat ise bunun farklı araçlarla( müzik, hey-kel, resim, sinema, tiyatro vs.) estetize edilmiş halidir. Sanattaki zenginlik, kültür ve siyasete bağlı olarak, farklılaşır, hatta bazen kültür ve sanat var olan ekonomi ve siyasetin hiyerarşisi dışına çıkarak ona alternatif bir ekonomi ve siyaseti bile eststize eder. Devrimci-sosyalist kültür ve sanatın amacı bir yönüyle bu alana girer. Devrimci sanatçı, sosyalist- komünist kimliği misyonu gereği, sanat ve edebiyatını geniş halk kitleleri için estetize eder. Örneğin, Nazım Hikmet, Ahmed Arif, Yılmaz Güney, Gorki, Pablo Neruda, Frida Kahlo, Grup Munzur, Çernişevski vs. bu kategoriye girenlerdir. Bu saydıklarımızın çoğu, genelde, kendi ülkelerinde ya sanatlarından dolayı hapis yatmışlardır, ya da baş-ka ülkelere sürgüne gönderilmişlerdir. Keza yine aynı şekilde her daim ölüm ve tutuklama furyası onların yakasını bırakmamıştır. Dolayısıyla, siyaset-ekonomi ilişkisi felsefi olarak zıtların birliği ve mücadelesidir. Biri olmadan diğeri olmaz. Tarihsel materyalizm ekseninde toplumlar tarihini irdelerken, ekonomi-politik bize kültür ve sanatın misyonu ve rolünü alt-yapı ile çelişkilerini ortaya koyar. Günümüzde proletarya ile bur-juvazi arasındaki sınıf savaşımı kültür ve sanat alanında da ken-dini gösterir. İktidardaki burjuvazi, elinde bulundurduğu tüm araçları kullanarak proletaryaya kendi kültür ve sanatını aşılar. Ayrıca proletaryanın devrimci dinamiğini bertaraf etmeyi, onun (proletaryanın) devrimci- sosyalist kültür ve sanatını yasaklar, ya da içini boşaltmaya çalışır. Proletaryayla burjuvazi arasındaki savaşım, kültür ve sanat alanında da, her iki sınıf var oldukça devam edecektir…

Çemişgezek'te hasat vakti...

D ersim’in tarım ve hayvancılık merkezlerinden biri olan Çemişgezek’te hasat son hızla devam ediyor. Bu yılki mevsimsel düzensizlikler nedeniyle ürün

rekoltesi her senekine göre düşerken, diğer tarım bölge-lerinde de aynı sorunun yaşanması ürün fiyatlarının şimdiden artmasına neden oldu. Arpa fiyatının kilosu 60 kuruşa yükselmesinin yanında saman fiyatı da her yılki fiyatın çok çok üzerinde kilosu 30 kuruşu bulması çiftçilerin bu konuda yeni arayışlar içerinse girmesine neden oluyor. Çiftçilerin büyük bir çoğunluğu hasat için hem ürünü çıkaran hem de saman yapan biçerdöverleri tercih ederken, diğer biçerdöver-lerle de hasat devam ediyor.

Dersim Belediyesi’nden çalışmalar...

D ersim belediyesi çarşı merkezinde çeşitli nedenlere bağlı olarak yıpranan ve bozulan yaya kaldırımlarının daha düzenli hale getirilmesi

amacıyla çalışmalarına devam ediyor. Belediye Fen İşleri Müdürlüğü ekiplerince yürütülen kaldırım çalışmaları çarşı merkezinde son aşamaya geldi. Belediye sitesinden verilen habere göre yoğun bir tempo ile çalışan ekiplerin tamamlanan kaldırımların ardından kaldırımdan yoksun mahallelerde çalışmalarını yaz boyunca aralıksız sürdüreceği duyuruldu.

Page 10: Dersimde Yeni Hayat

YİBO'lar kapandı, kışlalar açılıyor

4 +4+4 uygulaması ile zorunlu eğitimin 12 yıla çıkarılma-sının ardından Türkiye'nin birçok yerinde olduğu gibi bölgemizde de öğretim kurumlarını ve öğretim faaliyet-

lerini düzenleme çalışmaları başladı. İlköğretim okulları 4+4+4 kapsamında İlkokul, Ortaokul şeklinde yeni eğitim sistemine uydurulmaya çalışılırken bir sürgün ve köy boşaltma politikası-nın da kaynağı durumuna getirildi.

Peki, bu politika İlimizde nasıl uygulamaya konulmaya çalışılı-yor. Öncelikle YİBO’ların 1.2.3 ve 4. sınıfları kapatılacak ar-dından taşıma yapılacak yerleşim yerleri; öğrenci sayıları, coğ-rafi özellikler ve taşıma ihalesine katılma olasılıkları da dikkate alınarak taşıma merkezlerine taşınacak. Coğrafik nedenlerle ve öğrenci sayısının yeterli olmamasından ötürü Pertek köylerinde ikamet eden 1-4. Sınıf öğrencileri, Hozat, Mazgirt, Nazimiye ve Pülümür ilçelerine bağlı köylerde yaşayan 1-8. Sınıf öğrencileri Aktuluk Yatılı İlköğretim Bölge Okulunda eğitimlerine devam edecekler.

12 Yıllık zorunlu eğitim uygulamasının ilimizdeki yansıması olan bu durum yeni bir sürgün politikasını da beraberinde getir-mektedir. Bu sürgün politikasının en büyük mağdurları ise eylül ayında 66 ayını doldurmuş çocuklar, daha önce yatılı ilköğretim bölge okullarında okuyan 2.3.4. sınıf öğrencileri ve bu çocukla-rın aileleridir.

İlimizin dağlık oluşu, yerleşim yerlerinin birbirine uzak olması, köy okullarının kapalılığı, iklimsel özelliklerin taşımaya elve-rişli olmaması vb birçok olgu henüz hiçbir toplumsal reflekse sahip olmayan çocuklarımızın Aktuluk toplama kampına gön-derileceğinin göstergesi. Bu duruma razı olan aileler ise ya ço-cuklarını ''Devletin şefkatli kucağına'' teslim edecekler yada ilçelere, okul bulunan bölgelere göç etmeye başlayacaklar. Ai-lelerin bir kısmı çocuklarından ayrılmamak için göç edecektir ve bu göç ile birlikte köylerimiz daha da boşalarak insansızlaşa-caktır. Bir zamanlar yardım ve yataklık denilerek göç politika-larını halka dayatanlar bugün farklı örtülü söylemlerle halkı göçe mecbur kılmaktadır. ''Terörle Mücadele'' demagojisiyle yıllarca Dersim halkını sürgüne mahkum edenler bugün Dersim insanını yeniden şehirlere, betonlar arasındaki hapishanelere ve yalnızlaşmalara doğru sürüklemektedirler… Bir zamanlar yüz-lerce çocuk sesinin yankılandığı her bir köyümüz geçen zaman

zarfında kimsesizleşmiştir, azda olsa arta kalan çocuk sesleri ise Milli Eğitim Bakanlığı aracılığıyla kısılmaktadır.

Mevcut düzenlemenin göç kanalını açmasının yanında çocukla-rımızı kilometrelerce ötede başka bir YİBO ya sürgüne gönde-rilmesi de bir o kadar vahim bir durumdur.. Çünkü okula başla-yacak bu çocukların daha da küçük oluşu başlı başına bir prob-lemdir. Henüz 5 yaşındaki çocuklar yatılı okulun zorlu hayatına tabi tutulmaktadır ve erken yaşta devletin ideolojik torna tezga-hına kurban edilmektedir. Öte yandan bu küçük çocuklar coğra-fi gerekçeler ile kilometrelerce öteye taşınmaktadır yani aile ile çocuk arasına uzunca mesafeler koyulmaktadır. Çocuklar aile-lerini ancak iki ayda bir yada dönemde bir görme hakkına sahip olacaktır. Sonuç olarak çocuklar 9 ay devletin himayesinde 3 ay ailenin himayesinde olacaktır ve bu durum yaklaşık 8 yıl bo-yunca da kendini tekrar edecektir. İşte Dersimde çocukların zihinsel şekillendirilişinin ve kökünden koparılmasının organi-ze planı budur. Bir yandan YİBO’ların kapatıldığını söyleyen-lerin diğer yandan çocuklarımız için büyük toplama kampları inşa etmeleri devletin Dersim geçmişi itibariyle hiçte şaşırtıcı durmamaktadır.

Barajlarla ikinci 38 i yaşayan Dersim, devletin eğitim politika-larıyla da 38 in ikinci aşaması olan sürgün ve asimilasyonu yaşamaktadır. Dersimliye ya buralardan çeker gidersin yada çocuğunu bize vererek muteber vatandaş olmasına razı olursun denilmektedir. Her iki yolunda sonu Dersim için aynıdır. Ya Dersim Dersimliden uzak kalacak yada Dersimli Dersimin kül-türünden kopacak. Sonuç ise aynıdır; Benliğini yitirmiş bir Der-simli ve insansızlaşmış bir Dersim..

Dersim kamuoyunda hiç bir şekilde yer bulmayan bu konuda bir nebze gündem yaratabilmek ve Dersimlilerin demokratik örgütlülüklerini harekete geçirmek bugün için çok önemli bir husustur çünkü gelecek nesillerin kaybı bir bütün olarak kay-betmek manasındadır. Bu noktada Dersim kamuoyunu, Dersim-li eğitimcileri ve aileleri harekete geçmeye çağırıyorum.

Barajlarla ikinci 38 i yaşayan Dersim, devletin eğitim politikalarıyla da 38 in ikinci aşaması olan sürgün ve asimilasyonu yaşamaktadır. Der-simliye ya buralardan çeker gidersin yada çocu-ğunu bize vererek muteber vatandaş olmasına razı olursun denilmektedir.

Pertek’ten bir eğitimci

Page 11: Dersimde Yeni Hayat

Meymane Tanz

Kendine Müslüman Saçmalıklar

Karanlıktı. Evet, hem de çok karanlıktı. Bir an içimdeki karanlığın güneş gibi parıldayacağını düşündüm gayriihtiyari. Saçmalık işte… Karanlıkta ışıldar mıymış hiç. Bilmem, düşündüm işte. Yalan mı söyleyeyim?

Boğulmak üzereydim. Yetmiyordum, yetemiyordum, yetişemiyordum hayata. Her tarafa yetişmek insan karı değil. Birini tutsan öteki kırılıyor. Seçme şansın mı? Var mı öyle bir şans? Varsa da benim haberim yok herhalde. Peki sonuçta ne oluyor? Dönüp baktığında geriye ne görüyor-sun? Varsa tartabilecek tartın, hangi kefedir baskın gelen? Pişmanlıklar, hayal kırıklıkları, hüzün, acı, keder ve daha bilumum bilmem neler mi? Ee e. Bunca zaman ne yaptın, nasıl yaşadın peki? Hadi yüzleş gerçekliğinle, ver cevabını en samimi şekilde. Yapamıyorsun değil mi? Zor gelir elbet. Kolay mı bilmem kaç yıllık kandırmacayı bir seferde alt üst etmek. Yok efendim o öyle olmasaymış, bu böyle olmazmış. Ama yok bu böyle deme-seymiş ben öyle demezmişim… Hani sen? Hayatının biricik karar vericisi olan sen. Senin hiç suçun yok değil mi? Olur mu? Tabii ki yok. Öyle alış-mışız ki her şeyi kendimiz dışında nedenlerle açıklamaya. Kendimize karşı bile açık yürekli olamamışız hiç. Hep kuyruğu dik tutma modundayız. Nafile işte. Ne dayamalar atsan da kuyruk düşüyor gerçekler karşısında yere. Hatta sürünüyor yerlerde sere serpe.

Gel güzel kardeşim başlayalım hesaplaşmaya kendimizle. İlk noktaya gidelim. Hani anne ve babanın bilmem kaç dakikalık, elbet bir sorunları yoksa oda, zevki için geldiğini düşünüyorsun dünyaya. Evet, tabii kaba bir mantık yürütme bizi bu sonuca götürür. Haklısın. Peki, sen bunun böyle olduğunun farkına ne zaman vardın. Inga deyince mama, tabii bazıları içinse pirinç lapası, dayandığında ağzına kesmedin mi sesini. Veyahut da sıkıldın ilgisizlikten ağladın. At olmadılar mı sana, türlü şaklabanlıklar yapmadılar mı karşında? Yaptılar. Sen ne yaptın, sustun önce, sonra yana-ğından süzülen gözyaşlarına aldırmadan gülümsedin hemen onlara. Gevrek gevrek hem de. En şirinden hem de ve daha neler neler. Büyüdün tabii bu arada, artık şaklabanlık yapma sırası sana gelince… Yok efendim ben zevkinizin kurbanıyım, falan falan. Bir kere dünyadaki varlığını sadece ebeveynlerin kısacık zevkiyle açıklayan insan sadece anlık zevklerin pe-şinden koşar kardeşim. Gör bunu, kabullen. Birde diyelim ki hadi mesele-de haklı olan sensin. Onlar bir anlık zevk için senin var olmana neden oldular. Ki burada da kendi payımızı es geçiyoruz. Ee malum milyonlarca sperm arasından birinci geldik ve hayattaki belki de tek birinciliğimiz bu, kahretsin ki. Peki onların bu kısa zevkine karşılık sen neden bir ömür zevksizlik veriyorsun onlara.

Annemin kızdığı zamanlarda söylediği, “Seni doğuracağıma bir kalıp sabun doğuraydım”, yada “Senin yerine bir fıs yapaydım” lafını seviyo-rum. Peki bunu ona dedirten ne? Ya da kim? Tabii ki ben değilim değil mi? Yoo. Benim işte bunu dedirten. O ki ayağının altında cenneti barındı-ran, bilmem daha neler neler, demeyeceğim tabi. Çünkü anne işte, adı üzerinde. Eğer bir başka, anormal bir durum yok ise herkesin sahip olduğu ve birazcık, çok azıcık mantık, duygu, irfan, izan sahibi herkesin bildiği ama gerçekten bildiği anne işte. Neden böyle söylesin bu kadın. Anlamaya çalışan nerde. Düşün hadi bakalım. Bu kadın neden böyle bir şey söyler.

Birde şöyle bir yanımız var. İyi, güzel, hoş, takdir edilecek ne varsa yaşa-mımızda onları göğsümüzü gere gere kabulleniriz. Ben yaptım, benim eserim demekten geri durmayız. Değil mi? Evet öyle, hiç inkar etme. Gü-zeller, iyiler hepsi bizim başarımız. Kötülerdir bizim olamayan. Biz dışın-da herkesin ve her şeyin bir şekilde sorumlu olduğu. İşte böyle bir mahlûkatız biz insanoğulları. Ne önümüzden yürünür, ne de arkamızdan. Önümüzden yürüyeni ısırma, arkamızdan yürüyeni tekmeleme potansiyeli hep var bizde. Sadece kendimize Müslümanız. Sadece kendimize…

D ersim’de 1937 ve 1938 yıllarındaki katliamın ar-dından 1939 yılında sürgüne gönderilenlere Tunceli Vilayeti Halkına Mahsus kimlik verildiği

ortaya çıktı. Dersimle ilgili tartışmaları gündeme taşıyan CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün’ü makamında ziyaret eden ve bu kimliklerden taşıyan Elif Gündüz, kimliği Aygün’e teslim etti. Babasını; Dersim katliamında Zini Gediği’nde yaşanan ve 97 kişinin hayatını kaybettiği katliamda yitiren Elif Gündüz, kendisine verilen bu kimlikle henüz 8 yaşındayken annesi ve iki kız kardeşiyle birlikte Kastamonu’nun Daday İlçesi’ne bağlı Çayıralan Köyü’ne sürgün edilmiş. Gündüz ve Ailesi 1947 yılında çıkarılan afla yeniden Erzincan’a bağlı Çayırlı Köyü’ne geri dönmüş. Konuya ilişkin açıklama yapan CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün, Tunceli Kanununun 1936 yılında çıkarıldığını hatırlatarak, “Ancak bu kimlikler sürgüne gönderilen Dersimlilere, askeri harekatın bitmesinin ardın-dan yani 1939 yılında verilmiş. Buradaki mantık başka bölgelere gönderilen Dersimlileri bu kimliği vermek sure-tiyle takip etmek, resmi makamların işlerini kolaylaştırmak. Aynı zamanda bu uygulamada fişleme mantığını da görmek mümkün” dedi. CHP’li Aygün, kimliğin Dersim Komisyonuna sunul-masının ardından aralarında Elif Gündüz’ün babasının da yer aldığı ve 97 kişinin katledildiği Erzincan Zini Gediği’nde Dersim Komisyonu tarafından keşif yapılmasını istediklerini de kaydetti.

Dersimlilere katliamın ardından özel kimlik Dersim 38’in ardından ver-ilen kimlikler devletin kat-liamdan sonra diline, kültürü-ne yabancı memleketlere sürgününün ardından bile Dersimlileri tehlikeli görüldüğünü ve rahat takip edebilmek amacını güttüğünün açık kanıtı. Hatırlayın Hitler’de Ya-hudilerin kollarına üzerinde Yahudi Yıldızı bulunan pazubantlar taktırmıştı .

Page 12: Dersimde Yeni Hayat

Dersim Doğa ve Kültür Festivali ile taleplerimiz

“Her sorunu şiddetle, militarizmle yasaklamalarla çözmeye çalışandır kapitalizm. Demokratik, eşit haklara dayalı toplumun ihtiyaçlarını karşılayayım refleksi olmayan gelmiş geçmiş ikti-darların ve Hacivat iktidarsa karagözü oynayan “o kötü ben iyiyim”, “beni seç biraz da ben sorunları sadece konuşayım, oyalayayım, aldatayım; adaletimi kendime ben yontayım” di-yen muhalefet partileri ile yönetilen bir ülkede yaşıyoruz. Bu ülke iyi yönetildiğinde, sorunları konuşmaktan, sorunların oluş zamanını aramaktan çok, çözüme odaklanıp, tek tek çözül-düğünde, bağımsız olduğunda, inanın ki cennet bir ülke, güne-şin ve çiçeklerin ülkesi olur. Tam da bu noktada Dersim, ülke için bir servet kaynağı, açık kent müzesi durumunda. Doğa bizim gözümüzden midir diye düşünürken, gelen görenin;” hayır” dediği, özenerek ve bezenerek yaratıldığı, eşi ve benzeri olmayan ayrı bir güzelliktir Dersim. Dünyada ne korunabilir dendiğinde kırmızı listede(nesli tükenen) birçok bitki, hayvan türü; tüm inanç ve kültür uygarlığını barındırıyor. Bu doğal kültürel ve inançsal yapının değeri belirlenemez. Geleceğe uzanması sağlanması için tanımsız gayretler gerekli. Yani Munzur milli parkı birinci derece sit alanı olması gerekmekle beraber , barajlar ve yollara yapılan masraflara bakıldığında kendisinden beklenen yarardan çok kat ve kat zarar yapıldığı bilimsel bir gerçekliktir. Göç, tahribat, bitki örtüsü, insansızlaştırma, birçok kültürel ve inançsal yapının varlığının yok olması sadece Keban’a bakıldı-ğında görülecektir. Keban’ı düşünün baraj 100’ün üzerinde köyü aldı, o bereketli topraklar gitti. Kar bitti, yağmurlar ise dereleri ve barajları dolduruyor. Keban bir güzelim kent iken sürekli elektriği kesilen ve belediye başkanının elektrik borcun-dan dolayı icraya verilmesi ile ilkleri yaşadı. Adeta nüfus azal-masıyla (Çırçır Şelalesi ve Meslek Yüksekokulu olmasa) nahi-yeye, beldeye dönüşecek ilçe konumunda.

Geçmişte 20 bin nüfusuyla Pertek, son 10 yıldır 6-7 binlerde Termal Oteli, üniversite programları ve birkaç fabrika olmazsa, gasp edilen, yerine yenisi konulmayacak ki Sayın Başbakan iki kez söz vermiş olmasına rağmen yapılmayan köprüsüyle var olmaya çalışıyor Pertek. Pertek’e köprü yapılması durumunda, tahmini 3 veya 5 yılda nüfusu 20-25 olur. Meşe ormanlarımız yandı, yerine çıplak yamaçlar kaldı. Kalan ağaçlar da tırtılla, yılana, çıyana yem oldu. Tekleştirme (ağaç kesimini meşrulaştırma) uygulaması ormanlarımıza da bulaştı. Dersim alternatif enerjiyi araştırıyor, bulduğunda bölgeye ve ülkeye örnek olacak. Bizler güç birliği ile yerel belediyeler olarak, halkla birlikte kararlarımızı ve bütçe ile ilgili yapım işlerini; mahalle meclisi, halk meclisi, kadın ve gençlik meclisi ile birlikte kararlar alarak Dersim’de bir ilke imza atıyoruz. Sadece 5393 belediyeciliğiyle değil, meşru gelenek ve göreneklerimizi gözeten, onu kayda geçiren, tarihine, inancına ve doğasına sahip çıkan; yaşlısıyla, genciyle, kadınıyla, çocuğuyla ağaç diken yerel yönetimler olarak son 10 yılda 17 alanda yetkisi alınmış olsa da inatla, direnişle ve en önemlisi de emek vererek yola devam ediyoruz. Bu yazıyla amacımızı özetlemek gerekirse, ülkede Dersim Do-ğa ve Kültür Festivali ile taleplerimiz ; “Dersim 38 bir soykırım olup, BM soykırımı önleme ve ceza-landırma komisyonunca soykırım olarak tanınmalı, Seyitlerin ve diğer Dersimlilerin mezar yerleri açılmalıdır.” • Dersimin inanç merkezleri, kültür varlığı olarak tescillenmeli, yasal güvence ve korunmaya alınmalı, özeline ve doğallığına dokunulmadan, alt yapısı ve çevre düzeni planlanmalı, iyileşti-rilmeli, • Barajların yapımı tamamen ve derhal durdurulmalı, • Asimilasyon politikalarına son verilmeli; dillerin, kültürlerin yaşaması için barış süreci başlatılmalı, eşit ve özgür birliktelik, demokratik ve özerk yerel yönetimler için anayasal güvence sağlanmalıdır.

Pertek Belediye Başkanı Av. Kenan ÇETİN

Page 13: Dersimde Yeni Hayat

DERSİM MERKEZ PROGRAMI 26 TEMMUZ PERŞEMBE Karşılama Saat : 11.00 Sergi Açılışları Karikatür Sergisi : Zülfikar Tak(12 Eylül Amed Zindanı) Yer : Belediye Sergi Salonu Saat : 14.00 Kitap Stantları Yer : Seyid Rıza Meydanı PANEL; Dersim İnancı ve Cemevleri Katılımcılar : Munzur ÇEM, Ali MÜKAN (Dersim Kültür Derneği, Erdal GEZİK,Zeynep YILDIRIM( Devrimci Alevi Komitesi) Moderator : Murat POLAT Yer : Kütüphane Bahçesi Saat : 16.30 CEM TUTMA Erkân Cemi ve Üç Dilde Beyitler Saat :19.00 Yer :GolaÇetu Parkı STADYUM ETKİNLİKLERİ BANDİSTA Cemil Koçgiri Ali Baran Grup Vardiya Niyazi Koyuncu Mikail Aslan / Erkan Oğur Yer : Stadyum Saat : 19.00 AÇIK HAVA BELGESEL GÖSTERİMİ Belgesel Adı : Damında Şahan Yönetmen : Oya Aslan Yer : Yer Altı Çarşısı Üstü Saat : 22.00 27 TEMMUZ CUMA DİNLETİ Taylan YILDIZ Ahmet GÜLTEKİN Nurettin GÜLEÇ Saat :14.00 Yer : Kütüphane Bahçesi PANEL: Dersimîn Güncel Sorunları Katılımcılar : Av. Fatma KALSEN (Dersim Baro

Başkanı), Yusuf CENGİZ (TOBB Konsey Üyesi ve Dersim TSO Bşk.), Hıdır BELLİCE (Dersim Esnaf ve Sanatkarlar Odası Bşk.), Bedri ES (Bedensel Engelliler Derneği Bşk.), Cengiz EREN (Tunceli Eğitim ve Sağlık Vakfı YKÜ) Moderator :Av. Barış Yıldırım (İHD Dersim Şube Tem) Yer : Kütüphane Bahçesi Saat : 16.30 PANEL: Kadın Sömürüsüyle Güçlenen Erkek; Devletçi İktidar Katılımcılar : Sebahat TUNCEL (BDP iSTANBUL Mil-letvekili), Prof.Dr.Şebnem KORUR FİNCANCI, Eylem YILDIZ(DKH), Sevda KARACA(EMEP),Beycan TAŞKIRAN(ESP) Moderator : Mercan KIRMIZIÇİÇEK(Psikolog) Yer : Kütüphane Bahçesi Saat : 17.30 STADYUM ETKİNLİKLERİ PINAR SAĞ DENGE JİNÊN AZAD AYNUR DOĞAN ZELAL GÖKÇE SİLBUS U TARİ Yer : Stadyum Saat : 19.30 AÇIK HAVA BELGESEL GÖSTERİMİ Belgesel Adı : Oğlunuz Erdal Yönetmen : Tevfik Taş Yer : Yer Altı Çarşısı Üstü Saat : 22.00 28 TEMMUZ CUMARTESİ PANEL Konu : Birleşik Mücadele, Kürt Sorunu ve Anayasa Katılımcılar : Sırrı Süreyya Önder (BDP İstanbul Millet-vekili), Ender İMREK(EMEK P.), Alper TAŞ (ÖDP Genel Başkanı), Meryem Özsöğüt (Halk Cephesi), Figen YÜK-SEKDAĞ (ESP Genel Başkanı), Aydemir Güler(TKP), Ke-nan Özyürek (Partizan Temsilcisi), Moderator : Yer : Kütüphane Bahçesi Saat :16.30 TİYATRO GÖSTERİMİ Grup : CANLAR TİYATROSU Oyun : ISLAH…TENKİL..SÜRGÜN.. “DERSİM 38’’ Yönetmen: Cengiz Sezgin Yer: İl Kültür Müdürlüğü Salonu SAAT:17.30

12.MUNZUR KÜLTÜR VE DOĞA FESTİVALİ

Page 14: Dersimde Yeni Hayat

STADYUM ETKİNLİKLERİ Omedya Mestu ( Tunceli Belediyesi GKM Çocuk Korosu) METİN KAHRAMAN Fırkıt El Awda(Ülkeye Dönüş Grubu FİLİSTİN) Grup İsyan Ateşi ZELE MELE YAŞAR KURT SERVET KOCAKAYA Yer : Stadyum Saat :19.30 AÇIK HAVA BELGESEL GÖSTERİMİ Belgesel Adı : Dersim Başeğmezlik ve Çiçek Ülkesi Yönetmen : Kemal ÖZER Yer : Yer Altı Çarşısı Üstü Saat :22.00 29 TEMMUZ PAZAR GEZİ VE ÇILA YAKMA Halvori 38 Kayalıkları Ziyareti ve Çıla Yakma Saat : 13.00 PANEL: Dersim 38 Soykırımı, Talepler, Tazminat ve İstismar Katılımcılar : Özer TEKİNOĞLU (DEDEF), Kemal MUTLU (İzmir Tunc. Der), Hüseyin AYRILMAZ (DersimGazetesi), Av.Özgür Ulaş KAPLAN, Ziya ULUSOY(ESP) Moderator :Cafer DEMİR Yer : Kütüphane Bahçesi Saat :15.00 FORUM VE ÇEVRE YÜRÜYÜŞÜ "Dersim Coğrafyası; 9 Baraj, 23 HES, 63 Maden, 10.557 Mayın" YÇKM Halk Oyunları Grubu Yöneten : DEDEF-EĞİTİM-SEN Ekoloji Komisyonu Yer : Seyit Rıza Meydanı Saat : 18.00 STADYUM ETKİNLİKLERİ Kapanış Konuşması; Belediye Başkanı Edibe ŞA-HİN KOMA HEWREMAN(FOLKLOR EKİBİ) ERDOĞAN EMİR CÖMERT FERHAT TUNÇ GRUP YORUM GRUP MUNZUR GİANNİS XAROLİS Yer : Stadyum Saat :19.30 AÇIK HAVA BELGESEL GÖSTERİMİ Belgesel : Suyun Altındakiler Yönetmen : Seher Sağlam Yer : Yer Altı Çarşısı Üstü Saat : 21.30

Belgesel : Vatandaş Mustafa Yer : Yer altı çarşısı üstü SAAT :22.00 PERTEK PROGRAMI

26 TEMMUZ 2012/ PERŞEMBE

10:00 Karşılama

11:00 Çok Dilli Barış Heykelinin açılışı.

Yer: Pertek-Hozat Kavşagı

Ferhat TUNÇ

Melike DEMİRAG

Şanar YURDATAPAN

11.30 Kahvaltı Sultan Hıdır (Zewe) köyü

13.00 Tarihi yerlerin ve inanç merkezlerinin ziyaret edilme-si

27 TEMMUZ 2012 /CUMA

11.00 PANEL: DERSİM İNANCI VE YOZLAŞMA

EMEP-(HDK)

HÖC

DHF - Dersim Kültür Derneği Başkanı - Ali mükan

BDP

YÖNETEN: Av.Kenan Çetin YER: Belediye Gençlik Mer-kezi

16:00 PANEL : BİRLEŞİK MÜCADELE, KÜRT SORU-NU VE ANAYASA

Ender İMREK (EMEK Partisi Genel Başkan Yardımcısı)

BDP

Önder İŞLEYEN (ÖDP genel başk.yardımcısı)

DHF Av. Ugur YEŞİLTEPE

Page 15: Dersimde Yeni Hayat

PARTİZAN - Kenan ÖZYÜREK

HÖC / ESP

YÖNETEN:

YER: Çınar altı belediye binası karşısı

19:00 KONSER

Ali BARAN

Ayfer DÜZTAŞ

Erdoğan EMİR

Erkan OĞUR & Mikail ASLAN

Gerçek YALĞIN

Grup Yorum

Grup isyan ateşi

Haluk ÖZKAN

Sunucu : Zeynep DEMİR-Melih UĞRAŞ

Yer : Şelale Aile çay bahçesi

MAZGİRT PROGRAMI

27 Temmuz 2012 / Cuma

KIZILCIK KÖYÜ KÜLTÜR ve DAYANIŞMA DERNEGİ

Program Başlangıcı Saati 18.00(Kızılcık Köyünde)

Köy Misafirhanesi ve Cem Evi Açılışı

Yöresel Yemeklerimiz Eşliğinde Müzik Dinletisi

SANATCILAR

Yılmaz ÇELİK

Haydar BAYAR

Davul Zurna Ekibi

28 Temmuz 2012 / Cumartesi

Saat: 09.00 - 11.00 Sabah Kahvaltısı(Yöresel) Kızılcık Kö-yü(Pirali)

Saat: 12.00 - 15.00 Baba Mansur Ziyareti

Saat: 16.00 - 17.00 Mazgirt Merkez’de Geleneksel Halk Oyunları Davul Zurna Eğlence

Saat: 17.00 - 18.00 1938’de Mazgirt’te Toplu Katliamın Yapıldığı Yere Karanfil Bırakılması

Saat: 19.00 Konser ve Etkinliklerin Başlaması

Açılış Konuşmaları Mazgirt Belediye Başkanı Sayın Tekin TÜRKEL

Mazgirt Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Sayın Av. Ali Rıza AYDIN

DEDEF,

Siyasi Parti Ve Kurum Temsilcileri

PROGRAM

Erkan OĞUR & Mikail ASLAN

Grup MUNZUR

BERTEN & ARAKASD(Ermenice Müzik Topluluğu)

Erdoğan EMİR

Mehmet EKİCİ

HAYDAR BAYAR

HELİN

Sunucu: İlknur KAPLAN

Page 16: Dersimde Yeni Hayat

HOZAT PROGRAMI

08.00 - : Dersim’ den Hareket (Otogar)

10:00 -12:00 : Cem EMİR Parkının Açılışı-Kahvaltı

12:00 - 14:00 :Folklör Şiir ve Dinleti

14.00 - 17.00 : Panel : 20. YÜZYILIN SİYASAL VEBASI, MİLLİYETÇİLİK SOYKIRIM VE DERSİM

MODERATÖR: Ali DEMİR

Dr. Şükrü ASLAN

Av. Mehmet BAYKARA

Av. Barış YILIDIRIM

Av. Ebru TİMTİK

Yazar Cafer DEMİR

Yazar Ziya ULUSOY

YER : Belediye Düğün Salonu

17:10 - 17:30 : Ercan DOĞAN parkının açılışı

17:30 - 18:00 : Sessiz Yürüyüş

Toplanma Yeri : Cumhuriyet Caddesi (REMAR Karşısı)

18:00 - 18:20 : Qole Dersim Halk Oyunları

(Dersim Kültür Derneği)

18:30 - 01:00 : AKŞAM PROGRAMI

KONUŞMACILAR :

KONSER :

Grup Munzur,

Grup Yorum,

Grup Haykırış,

Grup Vardiya,

Emre SALTIK,

Zelal GÖKÇE,

Abidin BİTER,

Erdoğan EMİR,

Doğan ÇELİK,

Hozat Belediyesi Sanat Topluluğu

YER : Cumhuriyet MEYDANI

SUNUCULAR :

Zeynep DEMİR

Mehmet ÇETİN (Şair)

Berbati (Şair)

NOT: 38 DERSİM FOTOĞRAF SERGİSİ (KALAN- HA-SAN SALTIK ARŞİVİ)

TARİH : 28-29 Temmuz 2012

YER : Belediye Sergi Salonu

Page 17: Dersimde Yeni Hayat
Page 18: Dersimde Yeni Hayat