DERS PLANI Ders - WordPress.com...Yağlı Boya Yapımı Yağlı boya yapımı çok zor değildir....
Transcript of DERS PLANI Ders - WordPress.com...Yağlı Boya Yapımı Yağlı boya yapımı çok zor değildir....
DERS PLANI
Ders : Görsel Sanatlar Dersi
Sınıf : 11.sınıflar
Ders Süresi : 40 + 40 dk (2 ders saati)
Konu : Yağlı boya teknikleri
Öğrenci Tanımı : 16 kız- 12 erkek öğrenci / Gelir Durumları Orta
Amaçlar : Öğrenci için gerekli ortam sağlandığında çalışmalarında yağlı boya tekniğini
hatasız olarak kullanabilecektir.
Kazanımlar : 11.1.3.Görsel sanat çalışmasında hayallerini betimler. (G.İ.B)
11.3.6.Çağdaş medyadaki imaj, yazı ve sembol gibi unsurların etkisini analiz
eder. (Sanat Eleştirisi ve Estetik)
11.3.1.Sanat eserinin konusunu fark eder (Sanat Eleştirisi ve Estetik)
11.1.3.Görsel sanat çalışmasını oluşturmak için güncel sanattan yararlanır.
(Sanat Eleştirisi ve Estetik)
Hedefler : Yağlı boya tekniğini ayırt edebilme (Bilişsel Hedef)
Yağlı boya tekniğini kavrayarak uygulama yapabilme (Psikomotor
Hedef/Uygulamalı çalışma)
Yağlı boya ile diğer tekniklerin arasındaki farkı açıklayabilme (Duyuşsal
Hedef)
Yöntem ve Teknikler : Anlatım ve gösterme yöntemleri
Uygulama için : Yağlı boya, palet, fırçalar, tuval, su kabı, sünger, öğrenci önlüğü
ÖĞRETMENİN HAZIRLIĞI :
Bir hafta önceden konuyu öğrencilere vererek, araştırma yapmalarını sağlamak
Gerekli malzemelerin listesini vermek
Sınıf düzenini sağlamak
Ön test ve Son testleri sınıf mevcudu kadar çoğaltmak
Çalışmayı yaptırmadan önce teorik ve uygulamalı anlatımda öğrenciyi güdülemek
ÖĞRENCİNİN HAZIRLIĞI :
Asamblaj hakkında gerekli bilgileri toplayarak sınıfa gelmektedir.
Kullanacağı gerekli malzemeleri temin ederek derse katılım sağlamaktadır
Değerlendirme :
Süreç değerlendirilmesi
Aşama Aşama Ders Süreci :
Öğretmen derse başlarken yağlı boya tekniği hakkında teorik bilgi vermektedir. Daha sonra çeşitli
örnekler göstererek öğrenciyi güdülemektedir.
Günümüzde amatör yada profesyonel bir sanatçı kendi boyalarını kendisi mi yapmalıdır? Çoğu
öğretim görevlisinin buna cevabı “Hayır” dır. Ama yine de bazıları çok şükür ki pek azı ticari olarak
üretilen boyaların kalitesinde kesin bir garanti olmadığını ve bunları kullananların çalışmalarını
gelecekte bozulmuş olarak bulma riski olduğunu iddia eden, artık modası geçmiş bir fikirde ısrar
edeceklerdir. Ama bu “uzman”ların sözlerini doğrulamak için ünlü ressamlara danıştığınızda günümüz
sanatçılarının kendi boylarını yapmadıklarını, bunları kaliteli malzeme satan belirli mağazalardan
aldıklarını görürsünüz. Ama yine de boya yapımı konusunu biraz bilmede yarar vardır.
Eski belgeler, kitaplar ve uzman Maurice Boussetvan, Eyck’ten Goya’ya – Leonardo, Tiziano,
Raffaello, El Greco, Rubens, Rembrandt ve Velazques dahil en eski ustaların atölyelerinde sanatçının
boyalarını hazırladığı bir oda olduğunu söyler. Bu “mutfak”ta yada laboratuardaki raflarda üzeri
etiketlenmiş pigment yada boya tozları kavanozları dururdu. Bu etiketlerdeki isimlerin bazıları
bugünün imalatçıları tarafından da kullanılmaktadır: Kurşun beyazı, Napoli sarısı, zümrüt yeşili,
ultramarin mavisi. Onların yanında toprak kaplarda veya şişelerde bezir yağı, fıstık yağı, bal mumu ve
reçine gibi adlarda bir dizi madde görülebilirdi.
Bu köşede yanan bir şömine bulunurdu. Rafların yanında üzerine bir taş yerleştirilmiş sağlam bir masa
yer alırdı. Taşın yanında havanlar, tokmaklar, spatüller, fırçalar yer alırdı. Ressam bu masa üzerinde
bugünün sanatçısının da yapabileceği temel yöntemleri uygulayarak boyaları yapardı.
Yağlı Boya Yapımı
Yağlı boya yapımı çok zor değildir. Sorun, pigmenti (yani toz halindeki boya maddesini) bezir
yağı içinde sulandırmak ve mermer bir yüzey üzerinde ezmektir.
Eski büyük ustalar için güç olan şey saf ve kaliteli ürünler bulamak ve renk sabitliği, sertlik,
dayanıklılık açısından güvenilebilir bir boya formülünü keşfetmekti. Her sanatçının kendi formülleri
vardır. Leonardo da Vinci, çeşitli yağlar denerken, Dürer fıstığı yağını kömür filtresinden geçiriyor;
Tiziano lavanta çiçeği esansı ve güneşte rengi açılmış haşhaş yağı; Rubens kopal reçinesi, haşhaş yağı
ve lavanta çiçeği esansı kullanıyordu. Bunlar ev bunlar gibi birçok yöntem büyük ustaların
çalışmalarında kendi özelliklerini katıyordu. Bu işlemler on dokuzuncu yüzyılın ortalarına kadar
sürdü. Endüstri devriminin sonunda ilk boya fabrikalarını da ortaya çıkardı. Bunların bazıları
deneyimsizlik nedeniyle çok kötü nitelikli boya ve renkler yaptılar. Bu yeni tüp boyaları ilk kullanan
Emperyonist ressamların çalışmalarında lekeler, giderek değişen renkler, sarıya dönüşen beyazlar,
yeşillenen maviler, siyahlaşan kahverengiler, siyenalar vb. görülür. Bu çeşit felaketler, geleneksel
boya yapımı yöntemlerine dönmeyi haklı çıkarabilirdi. Ama bir ölçüde bu talihsiz olayların da bir
sonucu olarak çağdaş boya yapımcıları ürünlerinin kalitesini giderek yükselttiler ve eski büyük
ustaların kullandığı hammaddelerden de daha kalitelisini kullandılar. Böylece sorun çözüldü.
Günümüzde önde gelen marka boyalar, endüstri imalat yöntemleri ile üretilmektedir. Yapılan
işlemler, geleneksel boya yapımında kullanılan yöntemlerle aynıdır. Toz pigment bezir yağı ile
karıştırılır. Özel makinelerle ezilerek macun haline getirilip, tüplere doldurulur. Resim malzemesi
sanat dükkanlarda satılır.
Renkler
Dünyamızı aydınlatan güneş sarı-yeşil ışığı prizmadan geçirilerek analiz edilirse kırmızı, turuncu,
yeşil, mavi, sarı ve mor renklerden meydana gelen bir ışık kümesi olduğunu anlarız.
Ünlü bilginlerden Newton, bu renkleri bir daire üzerine yan yana sıralayarak ve daireyi hızla
çevirerek güneşin renginin gerçekten bu renklerin kaynaşmasından meydana geldiğini ispat etmiştir.
Bu dizi indigo=mora çalan mavi renkte yediyi bulur.
Fizikte güneş ışığını oluşturan bu renklere ana renkler denir. Fakat resim bilgisinde “ana renk”
olarak tanınan ve kabul edilen bu diziden yalnız kırmızı, sarı ve mavi renklerdir. Çünkü diğer bütün
renkler bu üç rengin birbirleriyle teker teker karıştırılmasıyla elde edilir.
Sarılar
Winsor & Newton, Schmincke, Le Franc & Bourgeois, Rowney, Reeves Academy ya da titan gibi
önemli yağlıboya yapım kuruluşları, çok çeşitli renkte boya üretimi yaparlar. Bazı firmaların doksana
yakın renkte boyası vardır ve belki on çeşit sarı bulmak mümkündür. Böylece özel isteklere uygun
renkler bulmak mümkün olur ama hiçbir sanatçı bu renkleri kullanmaz. Bir sanatçının paletinde, on iki
yada on dört renk bulunur. Yağlı boya resim yapımında standart olarak kullanılan boyaların başlıca
özellikleri şunlardır.
Titan Beyazı: Bu beyaz boya son zamanlarda, geleneksel olarak kullanılan kurşun ve çinko beyazının
yerini almıştır. Daha saydamsız ve güçlü bir boyadır.
Kurşun Beyazı: Kolayca kurur, çok saydamsız ve güçlüdür, fonların boyanmasına çok uygundur.
Çinko Beyazı: Kurşun beyazından daha soğuk bir renktir. Daha az örtücüdür daha az kurur.
Limon Sarısı: Bu boya bir Baryum Kromattır. Çok dayanıklı bir boyadır ve kullanımda beklenmedik
bir zorlukla karşılaşılmaz.
Napoli Sarısı: En eski boyalardan biridir. Saydamsız ve iyi kurur. Oldukça zehirlidir.
Kadminyum Sarısı: Kadminyum Sülfit; güçlü ve yoğun renkli, oldukça yavaş kuruyan bir boyadır.
İçinde bakır olanlar hariç tüm boyalarla karıştırılabilir.
Sarı Okr: Hidrohematit içeren saf ombra. Bilinen en eski boyalardan biridir, çok güçlü ve örtücü bir
boyadır. Hızlı kurur ve her renkle karıştırılabilir.
Kırmızılar
Kırmızılar içinde en dikkati çeken renkler açık toprak renkleridir. Bunlar sarı okr ile birlikte şimdiye
kadar bilinen en eski renklerdir. En çok kullanılan kırmızılar siyenalar, kadminyum kırmızısı ve
alizarin kırmızısıdır.
Saf Siyena: Adını aynı adı taşıyan İtalyan şehrinden almıştır. Hidrohematit içeren saf toprak rengidir.
Karıştırılması kolay ve pratik bir renktir. Eğer çok yağ karıştırılarak sulandırılırsa siyahlaşabilir; bu
nedenle büyük alanları örtmek için uygun değildir.
Yanık Siyena: Saf siyenanın ısıtılarak kavrulmasıyla elde edilir. Saf siyenaya benzer özellikleri olsa
da kolayca kararmama gibi üstünlükleri de vardır. Venedikli büyük ustalar tarafından çok
kullanılmıştır.
Vermillion: Çok parlak bir renktir. İyi bir örtücüdür, ama yavaş kurur. Uzun süre güneşte kalırsa
kararmaya başlayabilir.
Kadminyum Kırmızısı: Bir kadminyun sülfür selen bileşimidir. Güçlü parlak bir renktir; iyi
örtücüdür. Bakır içeren renkler dışında her renkle karıştırılabilir.
Garans Kırmızı: Alizarin kırmızısı olarak ta tanımlanır. Çok kuvvetli bir tonda olan bir laktır. Parlak
ve saydam bir renktir ve yavaş kurur. Karıştırıldığında çok zengin ve çeşitte mermer, pembeler ve
kırmızılar verir.
Yeşiller ve Maviler
Permanent Yeşili: Bu renk krominyum oksit ve kadminyum limon sarısı karışımıdır. Çok kullanılan
ışıklı bir renktir.
Yeşil Ombra: Sarı okrun bir türevi koyu haki bir gridir. Bilinen en eski renklerden biridir.
Emerald Yeşili: Zümrüt yeşili veya viridyan adlarıyla da bilinir. Bir hidrokrominyum hidrooksittir.
İlk kez 1838’de Paris’te elde edildi ve 1859’da satışa çıkarıldı. Tonal zenginliği ve bu renkten üretilen
renk dizilerinin kalitesi nedeniyle yeşillerin en güzeli olduğu söylenir.
Kobalt Mavisi: Bu renk kobalt siyahı, alüminyum oksit ve fosforik asit bileşimidir. 1802’de
Fransa’da keşfedildi. 1870’te İngiltere’de artistik bir renk olarak kullanıldı. Kullanımında sınırlama
olmayan metalik bir renktir. Çabuk kuruyan bu renk tamamen kurumamış hiçbir renk tabakasının
üzerine uygulanmamalıdır.
Ultramarin Mavisi: Ultramarin, tüm boya pigmentleri içinde en çok beğenilen renktir. Lapis lazuli
denen yarı değerli bir taşın ezilmesiyle elde edilir. İlk kez on ikinci yüzyılda Avrupa’da kullanılmıştır.
Bundan çok daha fazla kullanılan yapay ultramarin mavisine Fransız ultramarini denir. Yapay
ultramarin mavisi alüminyum, silikon, soda ve kükürt karışımıdır.
Prusya Mavisi: Bu renk potasyum ferrosiyanid ve kuvvetli bir renk gücü vardır. Transparan bir
renktir ve iyi kurur.
Kahverengiler ve Siyahlar
Saf Ombra: Saf siyenaya benzeyen ama yapısında daha çok magnezyum bulunan bir toprak rengidir.
Çok az yeşile kaçan bu renk, kullanımında çok fazla sorun çıkarmaz ve çok hızlı kurur.
Yanık Ombra: Saf ombranın ısıtılarak kurutulmasıyla elde edilir. Saf ombradan çok daha sıcak ve
kırmızıya yönelik bir tonu vardır. Aynı zamanda çabuk kurur ve sonunda kararır.
Alman Ombrası: Bu renk içinde demir filizi bulunan saf bitümlü ombradır. Koyu kahverengi bir
görünümü vardır. Çok yavaş kurur ve sadece glasi amacıyla çok ince bir tabaka halinde sürülür yada
rötuşlaşmada kullanılır.
Fildişi Siyahı: Tüm siyahların en çok kullanılanıdır. Ezilmiş kemiklerin ısıtılıp kavrulmasıyla elde
edilir. Fildişi parçalarından yapılan çok güzel bir türü de vardır. Koyu siyah bir renk verir.
Koyu siyah bir renk olduğundan, bazı ressamlar bu rengi, Prusya Mavisi, Yanık Ombra , Zümrüt
Yeşili ve alizarın kırmızısı gibi çeşitli koyu renklerde elde ettiğini hatırlamak gerekir. Sanatçı böyle
bir karışımla elde ettiği siyah rengin , yoğunluk derecesini, sıcağa ve soğuğa karşı eğilimini kontrol
edebilir.
Yağlı Boyada Kullanılan Sıvılar
PALET
Yağlıboya resimde kullanılan boyalar palet denilen ince ve hafif ceviz veya limon
ağacından yapılmış bir yüzey üzerine sıralanırlar. En iyi paletler sert parlak ve hafif
olanlarıdır. Ceviz, limon, akaju veya kontraplakın seçilmeleri bundandır. Bu tahtalar yüzeyleri
zımparalandıktan sonra ve yağlarla bazı işlemlere tutulduktan sonra kullanmaya elverişli
olurlar.
Paletlerin biçimleri ve büyüklükleri ödevlerine göre değişik olur. Fakat esas olarak dikdörtgen ve oval
biçimdedirler. Paletin bir kenarında baş parmağın geçeceği büyüklükte bir delik vardır. Sol elin baş
parmağı bu delikten sokularak, palet güzelce kavranır ve paletin altında serbest kalan parmaklarla
kullanılacak fırçalar tutulur. Palet kullanılacağı zaman önce üzeri haşhaş yağı ile ovularak toz ve
kirlerden temizlendikten sonra boyalar üzerine dizilmeli ve karıştırılmalıdır. Yağlı boyada paletin
temizliği pek önemlidir. Resim yapıldıktan sonra paletin ortasındaki boya artıkları terebentinli bezle
iyice temizlenmeli ve sonra üzeri haşhaş yağı ile ovularak tozdan uzak bir yere kaldırılmalıdır.
Fakat bu ancak uzun günler çalışılmayacak zamanlarda yapılır. Palet temizliği terk edilecek olursa
paletin ortasında kuruyup kalan boya artıklarının çıkarılması olanak dışı kalacak ve bu suretle palet işe
yaramaz bir duruma düşecektir.
FIRÇALAR
Boyaları palet üzerinde karuıştırma ve bu karışığı tuval üzerine sürme işi fırçalar aracılığı ile oluşur.
Yağlı boyada kullanılan fırçalar biçim ve türlerine göre iki bölüme ayrılırlar
a) Biçimlerinme göre
1-) Ucu sivri olan fırçalar 2-) Ucu yassı olan fırçalar3-) Ucu toparlak olan fırçalar
Bunların kullanılışları tabloda yapılması arzu edilen işe göre değişir.
b) Kılların cinsine göre:
1-) Domuzun yumuşak kıllarından yapılmış sert fırçalar.2-) Soğuk memleketlerde yaşayan yumuşak
tüylü sansar tüylerinden veya göl kenarlarında yaşayana samur hayvanlarının tüylerinden yapılmış
yumuşak fırçalar.
BIÇAK VE GRATUVAR
Ressamlar boyalarını ezmek veya tuvale sürülmüş fazla boyaları kazımak için madenden yapılmış
bıçak biçiminde gereçler kullanırlar.
Bunlardan birisi mala biçimindedir. Tuvale yanlış konulmuş bir boya rengi oradan kazımak ve
çıkartmak için bıçak gibi kullanılır. Eski ressamlar boyaları doğrudan doğruya tuvale, bunları fırça
gibi kullanarak sürerlerdi. İki ucu da keskin olan bu araca resim dilinde gratuvar denir.
Diğeri bıçak biçimindedir ki renkli toz boyaları yağda ezerek macun haline getirmek ve palet
üzerindeki boyaları birbirine karıştırmak için kullanılır
Alıntıdır
Yağlar
Yağlı boyada kullanılan renkler, toz boyaların bezir veya haşhaş yağı ile ezilerek macun haline
getirilmiş ve kurumaları için kalay tüp içine konulmuşlardır. Fakat bununla beraber tüp içindeki
boyalar da zamanla sertleşir. Böyle kurumuş ve sertleşmiş yağ ve terebantin ile tekrar ezilerek macun
haline getirilebilirse de bunların kullanılmaması daha doğru olur.
Toz boyaları ezme için kullanılacak bezir ve haşhaş yağının çok temiz, saf ve havanın oksijeni
etkisiyle bozulmamış olması gerekir. Yağları kullanmadan önce turnusol kağıdı ile kontrol etmek
yerinde olur. Toz boyalar ezilirken fazla yağ kullanmamalı. Boyaların katılığı orta derecede olmalıdır.
Çok cıvık olarak tablo üzerine sürülen renkler sonradan kararır ve tablonun renk ahengini değiştirirler.
Bunun için ressamlar, boyaları kullanmadan önce onları bir sünger kağıdı üzerine koyarak fazla
yağları yok ettikten sonra kullanırlar
Boyacılar, boyaların tüp içinde çabuk kurumamalarını sağlamak amacıyla toz boyalara çok yağ
karıştırırlar. Bu hileleri belli olmasın diye de bu katışığa balmumu katarlar. Çünkü balmumu boyalara
katılık verir. Bu suretle elde edilen boyalar da yağ ve bal mumu fazla bulunduğundan boyayıcı madde
de azdır. Fakat boyacılar böyle bir katışığa biraz (anilin) boyası katarak, istenilen rengi elde ederek,
sahtekarlıklarını gizlerler. Böyle tür boyalar kullanmaktan çekinmek gerekir. Çünkü tuval üzerine
sürülen bu tür boyaların yağları zamanla tuval tarafından emilir ve üstte boya hissini veren renkli bir
mum tabaksı kalır. Bu cins boyalarla yapılmış tabloların üzerinde sonra çalışıldığı zaman yeni sürülen
renklerin alttaki bal mumu tabakasıyla kaynaşmadığı görülür. Bu ise üste sürülen renklerin sonradana
çatlamasına neden olur. Daima az yağ ile ezilmiş boyalar kullanılmalıdır. Eğer resim yaparken boya
katı geliyorsa fırça yardımıyla Gode’de bulunan haşhaş yağından katarak yumuşatmak kesinlikle çok
yağlı boyaları kullanmaktan daha yararlıdır.
Esanslar
Eşyaların saydam ve buğulu görünüşlerini belirtmek, glase yapmak, çabucak taslak işlemek
özelliğinde boyaları sulandırmak için, esanslar kullanılır. Resimde en çok kullanılan esans <Esans
Terebantin>dir.
Esanslar hava ile temas edince reçineleşerek sararırılar. Esansların bileşiminde bulunan reçineler
çabuk kurumadıklarından bütün tozların resim üzerinde toplanmasına ve dolayısıyla renklerin
kararmasına neden olur. Bu sakıncalarından dolayı bunların yerine resimde petroller kullanılır.
Petroller
Resimde kullanılan petrollerin en ünlüsü “esans dö petrol”dür. Isıtılan petrolün buharını soğutmak
suretiyle elde edilir. Esans dö petrol hava etkisinde kalınca hemen uçar ve hiçbir tortu bırakmaz. Bu
deney beyaz bir kağıt üzerinde yapılırsa, gerçekten hiçbir tortu bırakmadığı görülür. Esans dö
petrollerin bu uçuş özellikleri yapılışlarına göre değişir. Beş dakika, bir saat ve hatta birkaç gün içinde
kuruyanları bile vardır.
Esans dö petrolün çabuk uçma özelliği, tortu bırakmaması kurumuş boya ve yağlara daha ok
sızabilmesi, terebantine üstün tutulur. Gerçekten eski, kurumuş bir boya üzerine bir damla esans dö
petrol damlatılsa tablonun ta arka tarafına kadar geçer. Öyle ki bununla karıştırılan boyalar, eski boya
katlarının sonlarına kadar etki bırakır. Bu nedenle kurumuş tablolar üzerinde düzeltmeler yapılacağı
vakit, tablonun yüzüne esans dö petrol sürülmelidir. Bu sayede yeni sürülecek boyalara sızar. Bu
suretle eski boyalarla bağlantı sağlayan yeni boyalar kurudukları zaman çatlayıp dökülmezler.
Esans dö petrol, balmumunu da etkileyip onu erittiğinden ve balmumu taşıyan boyalarla önce
çalışılmış bir tabloda yeniden çalışmak için kolaylık gösterdiğinden esans dö terebentinden daima
üstün tutulur. Bununla beraber esans dö petrol bulunmadığı zamanlar taze terebantin kullanmakta
sakınca yoktur.
Sigatifler
Boyaların bileşimine giren yağları kurutmak için kullanılır ki; bileşimleri manganez ve kurşun
oksitin katışığından oluşmuştur. Boyaların içindeki yağların bir bölümü havanın oksijen ile sürünüme
gelince çabuk kurur, diğer bir bölümü ise hemen kurumaz. Bunun için öncelikle çabuk kurumayan
boyaların içine sigatif katılır.
Sigatiflerin sıvı ve katı olmak üzere iki türü vardır. Boyalara katı durumdaki sigatiflerin
karıştırılması daha doğrudur. Çünkü bir boyayı kurutmak için gereken sigatifin miktarı kolay belli
edilir. Eğer sigatif mavi olarak kullanılması arzu ediliyorsa esans dö petrol ile ezilmelidir.
Godeye konulan sigatife, esanslara batırıldığı gibi fırçayı her an batırmak doğru değildir. Sigatif ancak
geç kuruyan boyalar için kullanılır.
Vernikler
Yağlıboyada kullanılan verniklerin temel maddesi reçinedir. Reçineler genellikle hidrojen, karbonit ve
oksijeni kapsarlarsa da bu üç maddenin oranına göre o reçinenin cinsi de değişir. Reçineler içinde
eridikleri sıvılara göre bölümlere ayrılırlar.
a) ispirtoda tamamıyla eriyen reçineler
b) sakız gibi soğuk ispirto ve esanslarda eriyen reçineler
c) ancak sıcaklığın etkisiyle eriyen reçineler.
İşte yağlı boyada kullanılan vernikler böyle değişik tür reçinelerin esanslar içinde eritilmesiyle elde
edilir. Reçineyi yağda pişirerek yağlı vernikler ve bunlara balmumu katılarak retuş verniği yapılır.
Yağlı Boya Yapım Aşamaları :
HAZIRLIK AŞAMASI-/ TERCİHİMİZ KÜÇÜK EBATLI BİR TUVAL.
DAHA DOĞRUSU PRESTUVAL.KALIN BİR MUKAVVA VEYA DURALİT ÜZERİNE
MARUFLE EDİLMİŞ BEZ. HAZIR BEZLER GENEL OLARAK ASTARLI OLURLAR. FIRÇA
OLARAK TERCİHİMİZ HABICO VEYA PEBEO MARKA SENTETİK YASSI (BEYAZ KIL) VE
YUVARLAK FIRÇALAR.4 / 6 / 8 / VE 12 NUMARALI FIRÇALARLA RESMİMİZİ
YAPACAĞIZ.
PALET:
BOYAYI EMMEYEN BİR AHŞAP VEYA CAM OLABİLİR.YETER Kİ BOYAYI RAHATLIKLA
KARIŞTIRABİLECEĞİNİZ BİR TABLANIZ OLSUN.
MEDYUM OLARAK (BOYAYI İNCELTMEK İÇİN) SAF TEREBENTİN VE KETEN YAĞINI
BELİRLİ MİKTARDA KARIŞTIRARAK (1 ÖLÇEK KETEN YAĞINA KARŞILIK 4 ÖLÇEK SAF
TEREBENTİN) MEDYUMU ELDE EDEBİLİRSİNİZ.VE TABİİKİ BOYAMA SIRASINDA VEYA
RESMİNİZ BİTTİKTEN SONRA FIRÇALARI TEMİZLEMEK İÇİN SENTETİK TİNERE
İHTİYACINIZ OLACAK.TABİİ DİKKATLİ KULLANMAK KAYDIYLA.FIRÇA TEMİZLİĞİ
İÇİN BÜYÜK KIRTASİYELERDE DEĞİŞİK MALZEMELER DE MEVCUT.AMA SENTETİK
TİNER DE İŞ GÖRMÜYOR DEĞİL.
BOYALAR:
PİYASADA ÇOK TÜRDE VE MARKADA YAĞLI BOYALAR SATILIYOR. BİZ GENELDE
WİNSOR-NEWTON MARKAYI TERCİH EDERİZ. BAZEN MARKALARA GÖRE BOYA
PİGMENTLERİ DEĞİŞEBİLİYOR (MARKALARI FARKLI RENKLERİ AYNI OLSA DA).
1.AŞAMA-ÖNCELİKLE RESMİNİ YAPACAĞIMIZ GÖRÜNTÜYÜ HAYAL EDİYORUZ.
BAZEN HAYALE GEREK KALMAZ. EĞER RESSAMSANIZ GÜNLÜK HAYATIN HERHANGİ
BİR KADRAJI SİZE “RESMİMİ YAP” DİYE SİZE HAYKIRABİLİYOR.
MODELİMİ VE MEKÂNI TUVAL ÜZERİNE DİKKATLİ BİR ŞEKİLDE ÇİZİYORUM. BUNUN
İÇİN RENKLİ KURU KIRMIZI KALEM KULLANIYORUM. EĞER KURŞUN KALEMLE
ÇİZERSEM BOYAMA SIRASINDA BOYA VE MEDYUM KURŞUNKALEMLE
KARIŞACAĞINDAN RENKLERİ KİRLETECEĞİNİ BİLİYORUM.
ÖRNEK :
2.AŞAMA-BİRAZ ULTRAMARİN VE BURNT SIENNA RENGİNİ MEDYUMLA
SULANDIRARAK GENEL BİR ASTAR ÇEKİYORUZ. BU BAŞLANGIÇ BİÇİMİ
GELENEKSELDİR VE ESKİ USTALARDA BU YÖNTEMİ KULLANMIŞLARDIR. ÇEKTİĞİMİZ
BU RENKLİ ASTAR BOYAMA SIRASINDA BANA YARDIMCI OLACAK. AYNI ZAMANDA
RESİM BİTTİKTEN SONRA NE KADAR RENKLİ OLURSA OLSUN GÖRÜNTÜYE
BÜTÜNLÜK KAZANDIRIYOR.
3.AŞAMA-YİNE ULTRAMARİN VE BURNT SIENNAYI KARIŞTIRARAK BİRAZ DAHA KATI
BOYAMAYA KOYU BİR ALAN OLAN ELBİSEDEN BAŞLIYORUZ.
4.AŞAMA-TEK BİR OBJEYE YOĞUNLAŞMAK HOŞ DURMAYABİLİR. HEMEN
ELBİSELERDEN MEKAN BOYAMASINA GEÇİYORUZ. BUNUN İÇİN DE
ULTRAMARİN,TITANIUM WHITE VE CADMIUM YELLOW RENKLERİNİ UYGUN RENGİ
BULUNCAYA DEK PALETTE KARIŞTIRDIKTAN SONRA ZEMİN VE DUVARLARI HAFİF
İMPASTOLARLA BOYUYORUZ.
5.AŞAMA-BU AŞAMADAN SONRA DEĞİŞİK RENK ARAŞTIRMALARINA GİRİYORUZ.
ELBİSE İÇİN AKLIMDAN BİRÇOK RENK GEÇTİ AMA TERCİHİM ALIZARIN VE
ULTRAMARIN KARIŞIMI BİR RENK OLDU. KONUYA UYGUNLUĞU AÇISINDAN
İSABETLİ BİR TERCİH OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM. DETAY İSTEYEN OBJELERDE 4
NUMARALI YASSI FIRÇAMI KULLANIYORUZ.
6.AŞAMA-RESİMDEKİ RENKLER YERİNE OTURDUKÇA RESİMDEKİ BİÇİM VE OBJELER
DE FARKLI İZLENİMLER ORTAYA ÇIKARIYOR. BU İZLENİMLER OLUMLU VEYA
OLUMSUZ ETKİLER BIRAKIR. MESELA BELLİ AŞAMADAN SONRA ARKADAKİ
MERDİVENLERİN FİGÜRÜ OLUMSUZ ETKİLEDİĞİNİ GÖRDÜM VE KAPATTIM.
MERDİVENİ KALDIRMAM RESME ADETA HAVA ALDIRDI. BURADAN ŞU SONUCU
ÇIKARABİLİRİZ:”RESİMDE HER OBJE RASTGELE YERE KONULMAZ”.
7.AŞAMA-YAVAŞ YAVAŞ DETAYLARA GİMEYE BAŞLIYORUM. TEN RENGİ İÇİN
TITANIUM WHITE, ULRAMARIN MAVİSİ,CADMIUM RED VE CADMIUM YELLOW
RENKLERİNİ KULLANDIM.İLK ÇEKTİĞİM RENKLİ ASTARIN ESAS RENKLERLE NASIL
UYUM İÇİNDE BULUNDUĞUNU TEKRAR GÖZLEMLEYİN.
8.AŞAMA-YİNE UZUNCA BİR İZLEME VE DÜŞÜNMEDEN SONRA FİGÜRÜ TIKAYAN BİR
ELEMAN DAHA OLDUĞUNU FARKETTİM:ARKADAKİ PENCERE!..HEMEN
KALDIRDIM,VE GERÇEKTEN DAHA İYİ DURDUĞUNU GÖRDÜM.
9.AŞAMA-12 NUMARA FIRÇAMIN YARDIMIYLA DUVARLARI HAFİF VURUŞLAR VE
FARKLI BOYA SÜRME BİÇİMLERİ İLE BİTİRDİM.DETAYLAR İÇİNSE 4 NUMARALI YASSI
FIRÇAMI KULLANDIM.BU İŞLEMİ GERÇEKLEŞTİRİRKEN AKLIMDA “DUVARIN DUVAR
GİBİ” OLMASI GEREKTİĞİ BİLİNCİ HAKİM.RESİMDE GÖRDÜĞÜNÜZ HER ELEMAN
(ETEK,ŞAL,DUVARDAKİ İNCE OYUKLAR VE LEKELER VS..) BU BİLİNÇLE
GERÇEKLEŞİRSE DAHA OLUMLU SONUÇLAR DOĞURUR.
EVET…İMZAMI DA ATTIM…PEKİ RESİM BİTTİ Mİ?..HAYIR!..BOYADIĞINIZ RESMİ
“AŞIRI BAKMA” TUZAĞINDAN KURTARMALISINIZ ÖNCE.BİTMİŞ GİBİ GÖRÜNÜR,AMA
ASLINDA BİTMEZ.BUNUN İÇİN RESMİ 2 GÜN GÖRMEME KARARI ALDIM.
SON AŞAMA-2 GÜN SONRA RESME BAKTIĞIMDA RENK VE DETAYLARDA
DEĞİŞİKLİKLER YAPMAM GEREKTİĞİNİ FARKETTİM. ETEĞE SOĞUK BİR PEMBE İLE
BOYARSAM DAHA RENKLİ DURACAĞINI DÜŞÜNDÜM. AYRICA DUVAR VE ELBİSE
ÜZERİNDE DE KÜÇÜK MÜDAHALELER GEREKİYORDU.AŞAMALARI DİKKATLE
İZLERSENİZ FARKI GÖRECEKSİNİZ.
VE… RESİM BİTTİ!
KAYNAK : Resim Sanatçısı Fatih Karakaş
SÖZLÜK:
PRESTUVAL: YAĞLI BOYA VEYA AKRİLİK BOYA YÖNTEMİ İLE RESİM YAPMAK İÇİN
KALIN MUKAVVA VEYA DURALİTE GERİLMİŞ BEZ. BU TİP TUVALLER GENELDE
KÜÇÜK EBATLI OLURLAR. VE PROFESYONEL SANATÇILAR-PEK AZI HARİÇ-
BOYAYACAKLARI “ESAS” RESMİN ÖN TASLAKLARINI BU TİP TUVALLERDE
UYGULARLAR. TABİİ BU TASLAKLAR BAZEN KÂĞIT ÜZERİNE SULUBOYA DA
YAPILABİLİYOR
DURALİT ÜZERİ MARUFLE BEZ: YUKARIDAKİ TANIMIN AYNISI .
MEDYUM: YAĞLI BOYAYI TUVAL ÜZERİNDE RAHATÇA SÜREBİLMEK İÇİN
HAZIRLANMIŞ İNCELTİCİ. BU İNCELTİCİ SANATÇININ PRATİĞİNE GÖRE DEĞİŞİR.
TEREBENTİN VE KETEN YAĞI VEYA HAŞHAŞ YAĞI ŞARTTIR. SANATÇILAR
YÖNTEMLERİNE GÖRE BU İKİSİNE EK OLARAK BEZİR YAĞI VEYA DAMAR VERNİĞİ DE
KATABİLİYORLAR. HATTA RESMİN DAHA ÇABUK KURUMASI İÇİN MEDYUMA
“KURUTUCU” EKLEYEN RESSAMLAR DA VARDIR. AMA GENEL İTİBARİYLE
TEREBENTİN VE KETEN YAĞI KAFİDİR.
PİGMENT: YAĞLIBOYANIN HAMMADDESİDİR. BENZETME YAPILIRSA İNSANIN DNA SI
VEYA MADDENİN ATOMU GİBİDİR. RENKLERİN TEMEL YAPISINI PİGMENTLER
OLUŞTURUR.
ULTRAMARİN MAVİSİ: TÜRKÇESİ İLE DENİZ MAVİSİ ANLAMIDADIR.İCAT
EDİLDİĞİNDEN BERİ GEÇMİŞ VE GÜNÜMÜZDEKİ BİRÇOK USTA RESSAMIN OLMAZSA
OLMAZ RENKLERİNDENDİR.KUVVETLİ BİR IŞIĞA BENZER.GÖLGELER VE EN İDEAL
MOR RENKLER BU RENKLE ELDE EDİLİR.
BURNT SIENNA: TEN RENGİNİN VAZGEÇİLMEZİDİR. BEYAZLA KARIŞTIRILINCA İDEAL
TEN RENGİNİ ELDE EDERSİNİZ. BİRÇOK RENKLE KARIŞTIRILABİLİR. BARIŞIK BİR
RENKTİR. ÖRNEĞİN RUBENS VE VAN DYCK’IN VAZGEÇİLMEZ TEN RENKLERİDİR.
TITANIUM WHITE: ZINC (ÇİNKO) BEYAZINDAN SONRA İCAD EDİLMİŞ YENİ TÜR BİR
BEYAZDIR. ÇİNKO BEYAZINA GÖRE RENKLERLE EN İYİ ANLAŞAN VEYA KARIŞAN BİR
BEYAZDIR. VE USTA RESSAMLAR GENELDE BU BEYAZI KULLANIRLAR.
IMPASTO: RESMİ BOYARKEN BOYAYI BİRAZ KATI ŞEKİLDE YÜZEY ÜZERİNE SÜRME
BİÇİMİDİR. BU SÜRME ŞEKLİ SANATÇININ DUYARLILIĞI İLE ORANTILIDIR.
EMPRESTYONİSTLER İMPASTO SÜRÜŞ TEKNİĞİNE EN İYİ ÖRNEĞİ TEŞKİL EDERLER.
ALIZARIN: MAVİ RENGE YAKIN BİR KIRMIZI RENK TÜRÜDÜR. SAYDAM BİR ALAŞIMA
SAHİPTİR. ULTRAMARİNLE BİRLEŞİNCE -VE BEYAZLA- HARİKA MORLAR MEYDANA
GETİRİR.
CADMIUM RED: OLDUKÇA IŞIKLI -CANLI- BİR KIRMIZIDIR. USTA SANATÇILARIN
ÇOĞUNUN PALETİNDE VAR OLAN BİR RENKTİR. SAYDAMDIR. BU DA PİGMENT
FARKINDAN KAYNAKLANIYOR.
CADMIUM YELLOW: BU SARI RENGİ KULLANMAYAN RESSAM HEMEN HEMEN YOK
GİBİDİR. GEÇMİŞ VE GÜNÜMÜZ RESİM SANATININ VAZGEÇİLMEZ RENKLERİNDEN
BİRİ OLMUŞTUR. MARKA DEĞİŞİKLİĞİNE GÖRE TRANSPARAN -KATILIK, İNCELİK-
FARKI GÖSTEREBİLİYOR. HER RENKLE KARIŞABİLEN VE KİRLETMEYEN BİR RENKTİR.
DEĞERLENDİRME
Öğrencinin
ADI VE SOYADI: TARİH:
SINIFI:
ÖLÇÜTLER
DERECELER
Çok iyi
5
İyi
4
Orta
3
Geliştirilebilir
2
Başarısız
1
1.Öğrenci
Konu
İle
ilgili
araştırma
yaptı.
2.Öğrenci
Yaptığı
araştırmayı
ve araştırdığı
görselleri
dosyaladı.
3.Öğrenci
Dosyaladığı
görsel
ve
dökümanları
sundu.
4.Öğrenci
ders
Konusuna
uygun
malzeme
getirdi.
5.Öğrenci
Çalışmasını
dersin
konusuna
uygun olarak
tamamladı
6.Öğrenci
verilen
zamanı
verimli
olarak
kullandı
TOPLAM
ALDIĞI
NOT
GENEL
TOPLAM