DENİZ TİCARETİ -...

27
Nisan 2016 | Yıl 24 | Sayı 287 DENİZ TİCARETİ Ertuğrul Sergisi Mersin’de Mersin 17. Kruvaziyer Gemisini Ağırladı MDTO Ulusal Fotoğraf Yarışması Başlıyor

Transcript of DENİZ TİCARETİ -...

Page 1: DENİZ TİCARETİ - mdto.org.trmdto.org.tr/wp-content/uploads/dergiler/2016/Nisan2016_internet.pdfDENİZ TİCARETİ Ertuğrul Sergisi Mersin’de Mersin 17. Kruvaziyer Gemisini Ağırladı

Nisan 2016 | Yıl 24 | Sayı 287

DENİZ TİCARETİ

Ertuğrul Sergisi Mersin’de

Mersin 17. Kruvaziyer Gemisini Ağırladı

MDTO Ulusal Fotoğraf Yarışması Başlıyor

Page 2: DENİZ TİCARETİ - mdto.org.trmdto.org.tr/wp-content/uploads/dergiler/2016/Nisan2016_internet.pdfDENİZ TİCARETİ Ertuğrul Sergisi Mersin’de Mersin 17. Kruvaziyer Gemisini Ağırladı

Sahibi ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü (MDTO adına): M. Cihat LOKMANOĞLUGenel Koordinatör: Ali ADALIOĞLUYayın Kurulu: M. Cihat LOKMANOĞLU, Jozef ATAT, Atahan ÇUKUROVA, Mişel ŞAŞATİ, İskender BOTROS, Bedii CANATAN, Özcan BARUT, Korer ÖZBENLİYayın Planlama Yönetimi: Tetis Medya Ajansı Grafik Tasarım: H. Mehmet AcarBasım Yeri: MATTEK Matbaacılık Tel: 0 312 433 23 10 13 Fax: 0 312 434 03 56 Adres: Ağaç İşleri San. Sitesi 1354. Cad. 1362. Sokak No: 35 Yenimalle - İvedik - ANKARA Basım Tarihi: Nisan 2016Yönetim Yeri: Pirireis Mah. İsmet İnönü Bulvarı No: 45 33110 Pk: 45 Mersin/Türkiye Tel: 0 324 327 70 00 (pbx) Faks: 0 324 329 52 30 E-posta: [email protected] [email protected] www.mdto.org.tr

MDTO’nın Aylık Yayın Organı Nisan 2016 Yıl: 24 Sayı: 287MDTO Basın Meslek İlkelerine Uyar.

İÇİNDEKİLER

Saygıyla Ali ADALIOĞLU

5-7Ertuğrul Sergisi Mersin’de9Mersin 17. KurvaziyerGemisini Ağırladı10-16MDTO’dan Haberler 18-24Kısa Kent Haberleri26-31Denizcilik Haberleri32-34Anılardaki Mersin23-242015 Yılı Kruvaziyer TurizmiDeğerlendirmesi25-29Mersin Limanı’nda Yük Tonajı Önceki Yıla Oranla Yüzde 1,5 Konteyner Hareketi Yüzde 3,2 Azaldı37Deniz Feneri38-39Denizcilik GündemindenKısa Kısa40-41Yavru Balık Denizde,Gelecek Elimizde42-47Denizcilik Sektörünün Son Durumu, İş ve İstihdam Olanakları Dünya Deniz Ticaret Filosu48 Sirküler50İstatistik

Limana yanaşmak için bekleyenbir petrol tankeri.

Ertuğrul Mersin’de...Ertuğrul Fırkateyni faciasını bilmeyen yoktur.

Ertuğrul, 50’si subay olmak üzere toplam 540 denizcimizin Osima adasının Kashinosaki

burnunda yakalandığı tayfun nedeniyle içinde şehit olduğu Fırkateyndir. Bu olay Osmanlı’

da büyük bir hüzünle yankılanmış, ancak Türk Japon ilişkilerine kattığı değer acısından tarih

sayfalarında önemli bir yer edinmiştir

Bu nedenle Ertuğrul faciası Türk-Japon Dostluğu’nun temeline atılan ilk harçtır.

2015 yılı Ertuğrul’ un batışının 125 ., Türk-Japon Dostluğu’nun 90. yılıydı...

Mersin Deniz Ticaret Odası, 2015 yılında Ertuğrul’da yapılan su altı çalışmalarına sponsor

olarak, Ertuğrul’la ilgili bir çok eserin çıkarılmasına önemli katkı koymuştur.

Bu nedenle Ertuğrul Fırkateyni’nin Türk Denizcilik Tarihinde ayrı bir yeri ve önemi vardır.

Geçmişin değerlerine sahip çıkarak, onlarla ilgili anıları su yüzüne çıkarmak zorundayız.

MDTO da her zaman olduğu gibi “sorumluluğunun bilincinde” olarak bu görevi yerine

getirmiştir.

Ertuğrul batığından çıkarılan kalıntılar Türkiye’ye getirilerek İstanbul Deniz Müzesi’nde

sergilenmişti.

Bir yıl sonra bu kalıntılar Mersin’e getirilerek 21 Nisan’da Mersin Deniz Müzesi’nde

Ertuğrul Salonu’nda sergilenmeye başlandı.

Eminim ki bir çok Mersinlinin bu sergiden haberi yoktur!

Toplum olarak ne yazık ki yeterince duyarlı değiliz!

Bence başta öğrencilerimiz olmak üzere tüm Mersinlilerin bu sergiyi gezmesi,

denizciliğimizin geçmişi ile yoğrulması gerekir.

Geleceğe yelken açmak, geçmişe sahip çıkmakla gerçekleşir.

Mersin bir deniz kentidir!

330 kilometreyi aşan kıyı şeridine sahiptir.

Mersin Limanı, Türkiye’nin Akdeniz’den dünyaya açılan en önemli kapısıdır!

Ve de, ekonomide Mersin’in lokomotifidir.

Türkiye ne yazık ki denizci bir ulus olamamıştır.

Mersin’de denizin zenginliklerinden yeterince yararlanamamaktadır!

Denizci olmak, denizi tanımak ve denizi sevmekle olur.

Ve de denizciliğimizin geçmişini bilmekle...

Ertuğrul’un anısına sahip çıkalım.

Page 3: DENİZ TİCARETİ - mdto.org.trmdto.org.tr/wp-content/uploads/dergiler/2016/Nisan2016_internet.pdfDENİZ TİCARETİ Ertuğrul Sergisi Mersin’de Mersin 17. Kruvaziyer Gemisini Ağırladı

MERSİN DENİZ TİCARETİ NİSAN 2016

4 5

2015 yılında, Mersin Deniz Ticaret Odası’nın (MDTO) sponsorlu-ğunda yeniden başlayan sualtı kazılarından elde edilen buluntu-lar daha önceki kazılardan çıkarılan eserlerle birlikte Mersin Deniz Müzesi’nde ziyarete açıldı. Sergide fırkateyne ait parçalardan silah aksamlarına, cam eşyalardan çivilere, porselen tabak parçaların-dan subaylara ait eşyalara kadar birçok eser yer alıyor. Sergideki 340 parça bundan sonra kalıcı olarak Mersin Deniz Müzesi’ndeki ‘Ertuğrul Salonu’nda sergilenecek.

Mersin Deniz Müzesi’nde gerçekleştiren Ertuğrul Sergisi açılışına Mersin Vali Yardımcısı Cezmi Türk Göçer, Büyükşehir Belediye Baş-kanı Burhanettin Kocamaz, MDTO Yönetim Kurulu Başkanı Cihat Lokmanoğlu, Ertuğrul Projesi Başkanı Tufan Turanlı, Türk-Japon Dostluk Derneği temsilcileri ile davetliler katıldı.

Açılışta konuşan Proje Başkanı Tufan Turanlı Mersin’deki sergi-

Ertuğrul Sergisi Mersin’de1890 yılında Japonya’da Kushimoto açıklarında batan Ertuğrul Fırkateyninde şehit olan denizcile-rimizin anısını yaşatmak üzere hayata geçirilen Ertuğrul Projesi kapsamında gerçekleştirilen sualtı kazılarından çıkarılan eserler Mersin Deniz Müzesi’nde sergilenmeye başlandı.

Page 4: DENİZ TİCARETİ - mdto.org.trmdto.org.tr/wp-content/uploads/dergiler/2016/Nisan2016_internet.pdfDENİZ TİCARETİ Ertuğrul Sergisi Mersin’de Mersin 17. Kruvaziyer Gemisini Ağırladı

MERSİN DENİZ TİCARETİ NİSAN 2016

6 7

“Eski çağlardan beri deniz ve denizcilikle yakın münasebeti olan bu güzide kentimizin Deniz Kuvvetleri içinde özel bir yeri vardır. Güzel Mersinimiz 2. Dünya Harbi sırasında 1941-1946 yılları ara-sında Deniz Okullarına ev sahipliği yapmıştır. 1941 yılında elim bir olay neticesi kaybettiğimiz Refah Şilebinin 167 şehidinin son olarak Mersin Limanından uğurlanmış olması buruk bir hatıra olarak ha-fızamızda yer almaktadır. Mersin şehri aynı zamanda 1974 Kıbrıs Barış Harekatında önemli bir lojistik harekat üssü olmuştur. Yıllardır Bahriyemize müstesna destek sağlayan aziz Mersin halkına Deniz Kuvvetleri personelinin duyduğu vefa borcunun bir simgesi olarak 2011 yılında açılan Mersin Deniz Müzesi, ülkemizin denizcilik ala-nındaki 4. müzesidir. Bugün açılışını gerçekleştirdiğimiz, Ertuğrul Fırkateyninin Japonya seyrinin anısına, ilki Deniz Kuvvetleri Komu-tanımızın himayesinde Beşiktaş Deniz Müzesi’nde açılan Ertuğruf Fırtkateyni Batından Çıkarılan Malzemeler Sergisi, yaklaşık 6 ay süren çalışmanın ürünü olarak oluşturuldu. Buradaki salonun oluş-turulmasında ve bu serginin Mersin Deniz Müzesi’ne kazandırılma-sında büyük emeği olan MDTO’ya, Mersin Belediyesine ve Tufan Turanlı’ya teşekkür ediyorum."

Tuğamiral Demirhan, sergiye destekleri nedeniyle Mersin Büyükşe-hir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz, Mersin Deniz Ticaret Odası Başkanı Cihat Lokmanoğlu ve Ertuğrul Projesi Başkanı Tufan Turanlı’ya plaket verdi.

Konuşmaların ardından Vali Yardımcısı Cezmi Türk Göçer, Bü-yükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz, Akdeniz Bölge Komutanı Tuğamiral N. Atilla Demirhan ve MDTO Yönetim Kuru-lu Başkanı Cihat Lokmanoğlu tarafından sergi salonlarının açılışı gerçekleştirildi. Protokol üyeleri daha sonra Ertuğrul Sergi Salonu-nu, Nihat Taner’in arşivinden fotoğrafların yer aldığı Deniz Okulları Mersin Yılları Sergi Salonunu ve Japon kültürünü yansıtan obje ve fotoğrafların yer aldığı sergiyi gezdi.

nin Ertuğrul Fırkateyninin 12. sergisi oldu-ğunu belirterek, serginin bundan sonra Amerika’ya, İspanya’ya ve Karadeniz’deki diğer kentlere de götürüleceğini söyledi. Mersin’deki serginin kendisi için özel oldu-ğunu söyleyen Turanlı, “Bir Mersinli olarak, Mersin’in bu kadar iddiayla ve kararlılıkla bu sergiye kavuşmuş olması bana gurur veri-yor” diye konuştu.

Ertuğrul Fırkateyninin 16 Eylül 1890 yılında yakalandığı fırtına sonucu Oshima adasının önündeki kayalıklara çarptığı anda dağıldı-ğını ve battığını hatırlatan Turanlı, bundan sonra gemiden çıkarılan topların, tüfekle-rin ve diğer değerli parçaların İstanbul’a gönderildiğini anlattı. 78 metrelik gemiden

arda kalan fazla bir şey olmadığını belirten Turanlı, buna rağmen 11 yıl süren kazılarda 8 bin 300 eser çıkardıklarını ve bunların ara-sından denizcilerin anısını en güzel şekilde yaşatacak 340 eserin Mersin’de daimi evini bulduğunu kaydetti.

Projeye destekleri için Mersin Büyükşehir Belediyesine ve Türk Japon Dostluk Derne-ğine teşekkür eden Tufan Turanlı “Ama açık-ça söylemem gerekir ki, en büyük desteği Mersin Deniz Ticaret Odası’ndan gördüm. Kendilerine teşekkür ediyorum ” dedi.

Ertuğrul Fırkateyninin öyküsünün sade-ce batan geminin ve şehit olan denizci-lerin öyküsü olmadığını vurgulayan Tu-

ranlı, “ Ertuğrul’un öyküsü o denizcilerin Japonya’ya gitme gayretinin öyküsüdür. O denizciler 10 bin kilometre yolu tek bir se-beple kat ettiler; o da Türk Japon dostlu-ğunun pekişmesi, iki ülke arasında kültür ve dostluk köprüsünün kurulmasıdır. Bu nedenle kazada şehit olan kahraman de-nizcilerimize de şükranlarımı sunuyorum ”ifadelerini kullandı.

Daha sonra sözü alan Akdeniz Bölge Ko-mutanı Tuğamiral N. Atilla Demirhan ise, denizcilik kültürünü kitlelerle paylaşmak için deniz müzesinin kuruluş yeri olarak Mersin’in seçilmesinin bir tesadüf olmadı-ğını söyledi. Tuğamiral Demirhan şöyle ko-nuştu:

Page 5: DENİZ TİCARETİ - mdto.org.trmdto.org.tr/wp-content/uploads/dergiler/2016/Nisan2016_internet.pdfDENİZ TİCARETİ Ertuğrul Sergisi Mersin’de Mersin 17. Kruvaziyer Gemisini Ağırladı

MERSİN DENİZ TİCARETİ NİSAN 2016

8 9

Thomson Spirit isimli İngiliz Kurvaziyer Gemisi, bu yıl ikinci kez Mersin Limanı’na yanaştı. Bin 225 İngiliz yolcu ve 491 mü-rettebat ile Güney Kıbrıs’tan yola çıkan gemi, Alanya’nın ardından Mersin’e uğ-radı. Gemi ile gelen 150 yolcu Tarsus, Kızkalesi ve Soli turlarına katılırken, 800’e yakın yolcu ise Mersin Büyükşehir Beledi-yesi ve Mersin Kent Konseyi koordinas-yonunda, Mersin Ticaret ve Sanayi Oda-sı (MTSO), Mersin Deniz Ticaret Odası (MDTO), Turizm Platformu ile Mersin Tu-rizm İl Müdürlüğü işbirliğinde düzenlenen organizasyonla şehir turu yaptı.

Organizasyon ekibi yolcuları sabahın erken saatlerinde limanda halkoyunları gösterisi ile karşıladı. İtalya’nın Brindisi Limanı'nda da benzer bir organizasyonla karşılandıklarını belirten yolcular, en sıcak karşılamanın ise Mersin’de gerçekleştiril-diğini belirttiler. Mersin’i anlatan broşürle-rin dağıtıldığı turistlere ayrıca 20’ye yakın Mersin Üniversitesi Turizm Bölümü'nde eğitim gören öğrenci gönüllü rehberlik yaptı. Öğrencilerin giydikleri tişörtlerin önünde ‘Check-in Mersin’, arkasında ise ‘How can I help U?’ yazısı yer aldı. Öğren-ciler otobüs gezilerinde tüm duraklarda

yolculara eşlik edip yön gösterdi.

İkisi üstü açık olmak üzere Büyükşehir Belediyesi’ne ait otobüsler gün boyu 20’ye yakın sefer yaparak kent merkezi-ni ziyaret etmek isteyen yolcuları gezdir-di. Otobüsler Büyükşehir Belediyesi ve Marina’da durarak yolcuların kenti ziyaret ederek alışveriş yapmasını sağladı. Oto-

büslerin engelli dostu olması ise özellikle engelli ziyaretçilerden büyük beğeni top-ladı.

Öte yandan Mersin’in bisiklet turu için uy-gun kentler arasında yer aldığını öğrenen bir grup bisikletli turist ise kenti bisikletle-riyle dolaştı.

Mersin Kent Konseyi Başkanı Yasmina Lokmanoğlu, Mersin Büyükşehir Bele-diyesi Genel Sekreter Yardımcısı Hasan Gökbel, Mersin Ticaret ve Sanayi Oda-sı Genel Sekreter Yardımcısı Ezgi Uçar, Mersin Deniz Ticaret Odası Genel Sek-reter Yardımcısı Halil Delibaş, MTSO 25 No'lu Seyahat Acenteleri, Konaklama, Eğlence, Sanat, Spor İşletmeleri Komite-si Üyesi Burak Hosta başta olmak üzere organizasyona katkı sunan kurumların temsilcileri, geminin kaptanına nezaket ziyareti düzenledi. Kaptan Leonidas Pa-napoulos, Mersin'i turist dostu bir kent olarak hatırlayacaklarını belirterek, sıcak karşılama için teşekkür etti. Kaptan Pa-napoulos, ayrıca tur düzenlenenler hari-cinde Mersin'in barındırdığı ve heyet ta-rafından dile getirilen, kruvaziyer gemileri için özel hazırlanmış diğer rotaları da ilgili birimlerine ileteceğini vurguladı. (İHA)

Mersin 17. KurvaziyerGemisini Ağırladı

Mersin, 17’nci kurvaziyer gemisini görkemli bir törenle karşıladı. Gemideki bin 225 yolcudan 800’ü, düzenlenen organizasyon ile şehir turu yaptı.

Page 6: DENİZ TİCARETİ - mdto.org.trmdto.org.tr/wp-content/uploads/dergiler/2016/Nisan2016_internet.pdfDENİZ TİCARETİ Ertuğrul Sergisi Mersin’de Mersin 17. Kruvaziyer Gemisini Ağırladı

MERSİN DENİZ TİCARETİ NİSAN 2016

10 11

MDTO’DAN HABERLER

Dr. Korkut Özkorkut, kural olarak tahkimin süresinin bir yıl oldu-ğunu ancak gerekli hallerde uzatılabileceğini belirtti.

Tahkimde hakem olmak için hukukçu olmak gerekmediğini de söyleyen Özkorkut, uzmanlığı olan, o işte, o sektörde uzman olan ya da uzun yıllardır tecrübe elde etmiş kişilerin de hakem olarak seçilebileceğini, tahkimde gizliliğin önemli olduğunu ve yargılamanın kural olarak aleni yapılmadığını, mahkemelere oranla daha kısa sürede ve hızlı karar verildiğini, zaman-maliyet açısından da bakıldığında, tahkimde alacağınız kararın, dosyanı-zın ve olayın incelenme süreci ve derinliği de dikkate alındığında tahkimin en azından pahalı olmayan bir müessesse olduğunu anlattı.

Özellikle yabancılık unsurunun bulunduğu, taraflardan birisinin başka ülkelerden olduğu uluslararası uyuşmazlıkların çözümün-de, ulusal mahkemelerin yarattığı tereddüdün söz konusu ola-bildiğine dikkat çeken Özkorkut, “Oradan çıkacak kararın hangi yönde olabileceği, belli bir menfaat korunması taşıyıp taşımaya-cağı da genellikle milli mahkemelere daha tereddütle bakılması-na yol açabilmektedir. Dolayısıyla bu yönde de tahkimin tercih edilebileceğini söyleyebiliriz” diye konuştu.

Tahkimde sözleşmenin önemini vurgulayan Özkorkut, “Genellikle sözleşmelerin sonuna sıkışmış olan uyuşmazlık maddelerine pek dikkat etmiyoruz. Ne zaman ki bir sorun çıkmaya başlıyor, hu-kukçular sözleşmeyi daha ayrıntılı karıştırmaya başlıyorlar. Başta belki uyardıkları ama genellikle dikkat edilmeyen veya ‘önemli değil biz onu nasılsa zamanı gelince hallederiz’ diye yaklaşılan bir tavırdan, bir anda her kelimenin, hatta hangi dildeyse o dilde hangisinin ne anlama geldiğinin, kelime kelime analiz edilmeye başlandığı bir sürece geliyoruz. Bu sürece geldiğimizde genellik-le hastayı kaybetme tehlikesiyle baş başayız. Oysa bu işin koru-yucu hekimliğini de baştan yapmak gerekiyor ki, o da sözleşme hazırlık süreçlerini ifade ediyor. Yani iyi bir sözleşme hazırlarsak, herhangi bir sıkıntı halinde bu işin tedavisi de çok daha iyi ve kısa sürede olabilecektir. İşte o yüzden sözleşmemize ekleyeceğimiz bir tahkim klozu ya da ayrı bir tahkim sözleşmesi yapacaksak bunun da nasıl bir tedavi sunmakta olduğunu çok iyi bilmek ve analiz etmek ve önceden de bu alternatifleri de değerlendirmek gerekiyor” ifadelerini kullandı.

Yabancı mahkeme kararlarının tenfizi ile yabancı hakem karar-larının tenfizinin farklı hükümlerle düzenlendiğini kaydeden Öz-korkut, yabancı bir mahkeme kararının Türkiye’de tenfizi için, mahkeme kararının verildiği ülke ile Türkiye arasında karşılıklılık koşulunun gerçekleşmesi gerektiğini, oysa tahkimde Türkiye, ha-kem kararlarının tenfizi konusunda 1958 New York Sözleşmesi’ne taraf olduğu için, hakem kararlarının dünyanın hemen hemen tüm ülkelerinde tenfiz edilebileceğini belirtti.

“Tahkim kararı uyuşmazlığı nihai olarak bitirir”

Daha sonra sözü alan TOBB Hukuk Müşaviri Yasin Ekmen ise, Meclis üyelerine TOBB tahkimi konusunda bilgiler aktardı. Tah-kimde verilen kararın o uyuşmazlığı nihai olarak bitirdiğini söyle-yen Ekmen, aynı uyuşmazlığın bir başka tahkim yargılamasında veya mahkemede yeniden yargı önüne getirilemeyeceğini kay-detti.

Tahkim sözleşmesinin iki şekilde olabileceği bilgisini veren Ek-men, asıl sözleşmeye eklenecek bir madde ile veya bir madde eklenmemiş ise veya uyuşmazlık doğduktan sonra taraflar ara-

sında yapılacak bir bağımsız tahkim sözleşmesi ile uyuşmazlığın tahkime götürülebileceğini belirterek, tahkim şartı ya da tahkim sözleşmesinin bulunduğu durumlarda, tarafların uyuşmazlık doğduktan sonra söz konusu uyuşmazlığı kesinlikle mahkemeye götüremeyeceklerini anlattı.

Tahkim süreci hakkında bilgiler aktaran Ekmen “Tahkim başvu-rusunu uyuşmazlık taraflarından birisi yapar. Dilekçe yazılıp, ha-kemlere veya kurula gönderilir. Kurum kendisine gelen dilekçeyi karşı tarafa gönderir. Karşı taraf cevap dilekçesini ister. Normal olan, tarafların hakemlerini kendilerinin belirlemeleridir. Eğer ta-raflar hakemlerini belirlememiş ise, kurum veya mahkeme hakem belirlemesini yapar. Hakem heyeti oluştuktan sonra uyuşmazlığın çözüm süreci başlar. Yargılamanın sona ermesi hakemin kararını vermesiyle gerçekleşir ki, bu normal süreç ve normal sonuçtur” dedi.

Tahkimi sona erdiren koşullar hakkında açıklamalarda bulunan Ekmen şöyle devam etti:

“Davanın taraflarca geri alınması, yargılamanın sona ermesi ko-nusunda tarafların anlaşması, yargılamanın devam etmesinin gereksiz veya imkansız yani konusuz kalması tahkim süresinin geçmesi veya uzatılmaması durumlarında tahkim yargılaması sona erer. Normalde tahkim süresi bir yıldır. Bir yıl içerisinde ha-kemlerce bitirilmesi gerekir. Eğer hakem heyeti bir yıl içerisinde bitiremeyeceğini anlarsa ek süre talebinde bulunur. Ek süre tale-binde bulunmamış veya o süreyi geçirmiş ise tahkim yargılama-sı orada biter ve uyuşmazlık mahkemeye gitmek zorunda kalır. Kurumsal tahkimde avans yatırılmaması durumunda da tahkim yargılaması sona erer.

Tahkim sonucunda verilen hakem kararı nihaidir ve bağlayıcıdır. Taraflar kararı icra etmekle yükümlüdür. Eğer kararın icrasında sorun yoksa, kaybeden taraf icra ederse sorun olmamaktadır. Ama davayı kaybeden taraf icardan kaçınır ise, kazanan taraf ha-kem kararını devletin kolluk kuvvetleri, yani icra daireleri aracılığı ile icra etmek için mahkemeye götürüp hakem kararını tescil et-tirir. Bu basit bit tescildir. Mahkeme tekrar esasa girip hakem ka-rarının incelemesine geçmez. Sadece icra edilebilirlik şerhi verir.”

Tarafların aralarında yaptıkları sözleşme ile uygulanacak tahkim müessesesini ayrıntıları ile düzenledikleri tahkim çeşidi olan Ad Hoc tahkim ve tarafların uyuşmazlığın çözümünü, sözleşme ile

MDTO’DAN HABERLER

Özkorkut ve Ekmen yaptıkları sunumlarla meclis üyelerine ‘Tahkim ve TOBB Tahki-mi’ ile ilgili bilgiler aktardılar.

TOBB Tahkim Divanında hakem olan An-kara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof.Dr. Korkut Özkorkut, tahkimi ‘çıkmış ya da çıkması muhtemel bir uyuşmazlık hakkında, bu uyuşmazlığın çözümü için bir ya da birden fazla kişiye yani hakemlere başvurmak suretiyle an-laşmazlığın onlar tarafından çözülmesinin talep edilmesi, seçilen hakemlerce uyuş-mazlığın çözümlemesi’ olarak tanımladı.

Her konuda tahkime gidilemeyeceğini belirten Özkurt tahkimin, kanunun tahkim yoluyla çözümlenmesine izin verdiği ko-nular kapsamında olmak koşuluyla uygu-lanacak bir alternatif yargı yolu olduğunu söyledi.

Yargı erkinin anayasaya göre bağımsız mahkemelerce kullanılan bir erk olduğu-nu hatırlatan Özkorkut, buna rağmen özel hukuka ilişkin uyuşmazlıkların çözümün-

de, bazı hallerde bu uyuşmazlıkların mah-kemeler yerine tahkim yolu ile hakemler tarafından çözülmesine izin verildiğini ve tahkimin taraflar arasında yapılan bir söz-leşmeye dayandığını kaydetti.

Konuşmasında, devlet yargısıyla tahkim müessesi arasındaki benzerlikler ve fark-lara da değinen Özkorkut, her ikisinde de hakemler ya da hâkimler tarafından yargılama yapıldığını, iki kesimin de ba-ğımsız ve tarafsız hareket etmesinin esas olduğunu belirterek, “Hakimler için ne öngörülüyorsa hakemler içinde aynı şey söz konusu. Hatta eğer seçmiş olmanıza rağmen hakemden memnun değilseniz ve eğer şartları varsa hakemlerin reddini de talep etmek mümkün olabilmektedir “diye konuştu.

“Tahkim kararlarına müdahale edilemez”

Tahkim kararlarına müdahale edilmesinin prensip olarak mümkün olmadığını vurgu-

layan Özkorkut, devlet yargısı söz konu-su olduğunda hiç kimsenin mahkemesini ve hakimini seçme imkanı bulunmadığını ama tahkimde tarafların hakem seçmenin yanı sıra hem maddi hukuk hem de usul hukuku bakımından da tarafların uygu-lanacak hukuku dahi seçebilmelerinin mümkün olduğunu söyledi.

Tahkimin olumlu yönlerini hakemlere güven, vakit, uzman kişiler, gizlilik, daha kısa sürede karar verme, yargılama gi-derlerinin azlığı, ulusal mahkemelerden doğabilecek riskler, usul hükümlerini be-lirlemede serbestlik, irade serbestisi ve yabancı hakem kararlarının tenfizindeki kolaylık başlıklarıyla sıralayan Özkorkut, her iki tarafın da takdir ettiği ve kararına saygı duyacağı bir hakemi seçebilmesi-nin, tahkimin önemli bir avantajı olduğunu söyledi. Mahkemelerin iş yükü düşünül-düğünde, taraflarca seçilmiş bir hakemin o uyuşmazlığa vakit ayırmasının ve uyuş-mazlık hakkında derinleme inceleme ya-pabilmesinin önemine dikkat çeken Prof.

Özkorkut ve Ekmen:

“TOBB Tahkimi Desteklenmeli” Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Tahkim Divanı Hakemlerinden Prof. Dr. Korkut Özkorkut ile TOBB Hukuk Müşavirleri Yasin Ekmen ve Pelin Üstün, Mersin Deniz Ticaret Odası (MDTO) Mec-lisine konuk oldu.

Page 7: DENİZ TİCARETİ - mdto.org.trmdto.org.tr/wp-content/uploads/dergiler/2016/Nisan2016_internet.pdfDENİZ TİCARETİ Ertuğrul Sergisi Mersin’de Mersin 17. Kruvaziyer Gemisini Ağırladı

MERSİN DENİZ TİCARETİ NİSAN 2016

12 13

MDTO’DAN HABERLER

Çünkü 10 divan üyesinin de kabul etmesi gerekiyor ki, böyle bir şey söz konusu değil.”

Sunumunda, TOBB tahkimi ile adli yargı arasındaki masrafları karşılaştıran Ekmen “1 milyon TL’lik bir davada; eğer her iki taraf Türk ise TOBB tahkiminde 43.500 TL masrafınız olur. Bir taraf ya-bancı ise, milletlerarası tahkim kuralı uyarınca her yıl devletimizin yayınladığı bir ücret tarifesi vardır. Buna göre ücret 81.000 TL’dir. Mahkemede ise binde 68 harç vardır . 70.000 TL ve ayrıca süre durumu söz konusu . Bir yılda 43.000 TL’ye biten bir dava adli yargıda 70.000 TL artı süreye mal olmaktadır” ifadelerini kullandı.

“Oda ve Borsalar kendi üyeleri arasındaki uyuşmazlıkları çözmeye yetkilidir”

5174 sayılı kanun uyarınca hazırlanan Oda Muamelat Yönetmeliği’ne göre Oda borsaların da kendi üyeleri arasında doğan uyuşmazlıkları çözmekle yetkili olduğunu hatırlatan Ek-men, şu anda mevcut 365 oda ve borsanın sadece birkaç tane-sinin kendi üyeleri arasında ya da üyelerinin başkalarıyla yaptığı sözleşmelerden doğan uyuşmazlıkları çözdüğünü belirterek bu-nun yaygınlaşması gerektiğini vurguladı.

Oda borsaların hakemlik yapmasının tarafların arasındaki söz-leşmeye bağlı olduğunu söyleyen Ekmen, işleyecek süreci şöyle açıkladı:

Tahkim mekanizmasını kurmak meclisin görevidir. Hakem liste-sini oluşturmak da meclisin görevleri arasındadır. Eğer taraflar hakem seçmez ise, hakemi atamak yönetim kurulunun yetkisin-dedir. Başta da belirttiğimiz gibi dilekçe odaya teslim edilir. Ge-nel Sekreter ya da yetkili personel başvuruyu inceler. Meclis tara-fından onaylanan listede yer alanlar arasından taraflarca ve/veya Yönetim Kurulunca seçilecek hakem veya hakem heyeti tarafın-dan incelenerek karara bağlanır. Daha sonra duruşma yapılarak uyuşmazlık çözümlenir. Oda borsanın bulunduğu şehir tahkim yeridir. Masraflar yine aynı hakem ücreti ve idari masraflardır.”

Tahkimin yaygın şekilde uygulandığı ülkelere bakıldığında, tica-ri hayat, hukuk sistemi, uluslararasılaşma, ekonomik kalkınma, uzlaşma kültürü ve marka şehir oluşumunun birbirleriyle iç içe geçtiklerini ve bunların aslında tahkimin o ülkeye sunduğu katkı-lar olduğunu kaydeden Ekmen, konuşmasına şöyle devam etti:.

“Ticari hayat ve hukuk sistemi diyoruz; 2 Dünya Savaşı’ndan sonra ticari hayatta uluslararası tahkim öne çıkmıştır. Bunun kat-kısını fark eden ülkeler tahkim merkezleri oluşturmuşlardır. Bizde olduğu gibi kanunla bir merkez kurmamışlar ama tahkim mer-kezlerinin özerk kişiler, STK’lar tarafından kurulmasının önünü açmışlardır. Çünkü ticari hayat, hukuk sitemi ile çok ilişkidir. Tah-kimin önünü açabilmek için hukuklarında gerekli düzenlemeler yapmak zorunda kalmışlardır. Şeffaf, öngörülebilir, açık kanunlar yürürlüğe koymuşlardır. Bu tür kanunlar ve hukuk sistemi sade-ce tacirleri değil bütün toplumu olumlu yönde etkilemiştir. Bu tür olumlu adımlar sonucu ticari hayat da renklenmiştir.

Bugün ülkemiz Orta Asya, Orta Doğu ve kuzey Afrika’ya hitap eden çokuluslu şirketlerin birçoğunun merkezi durumundadır. Eğer sizin ticari hayatınız ve hukuk sisteminiz de daha modern ve güçlü bir hale gelmiş ise, daha fazla çokuluslu şirketin ülke-mizi merkez üs olarak seçmesinin önü açılacaktır. Tahkiminiz ne kadar güçlüyse ve beraberinde hukuk sisteminiz ne kadar güç-lenmiş ise uluslararası ticari kuralların düzenlendiği veya tartışıl-dığı platformlara sizin ülkenizden de temsilciler çağırılır ve bir söz

hakkı verilir. Ama bugün bu platformlarda Türkiye sadece izleyici durumdadır. Öne çıkan ülkeler batılı ülkeler veya Singapur, Çin gibi ülkelerdir. Çünkü onlarda güçlü bir uyuşmazlık çözüm mer-kezi vardır. Hukuk sistemleri de güçlüdür, ticari hayatı da güçlü-dür. Bunlar hep birbiri ile ilişkilidir.

Ticari hayatın, hukuk siteminin iyi olduğu bir yerde ekonomik kalkınma da beraberinde gelir. Bir ülkeye çokuluslu şirketlerin gelmesi ve ticari hayatın iyi bir şekilde işlemesi ülkedeki nitelikli insan sayısına ve eğitme pozitif yansıması dolayısıyla o ülkeyi aranılan elemanın bulunduğu bir ülke haline getirecektir.

İrade özerkliği doğrultusunda taraflar uyuşmazlığın ne şekilde, hangi dil konuşularak, hangi ülkenin hukuk kuralları uygulanarak, hangi şehirde, hangi hakemler tarafından çözümleneceği hu-suslarını karşılıklı konuşularak belirlerler. Bu aslında zımni olarak uzlaşma kültürüne de yansıyacaktır. Tahkim bir uzlaşma değildir yargılamadır. Ama öncesi ve tahkim sürecindeki karşılıklı iletişim nedeniyle mahkemenin soğuk duvarları arasındaki kazan-kaybet çarpışması yerine, burada farklı bir süreç işliyor. Burada kazan-kaybet çarpışması daha farklı şekilde gelişmektedir. Bu yapı, uz-laşma kültürünü de arttıracaktır ki, bu da bugün ülkemizde olma-yan ve tamamen kaybolmaya yüz tutmuş bir kültürdür.

Biraz önce dünyada bu alanda öne çıkmış şehirlerden bahset-tim. Bizde de İstanbul var. Mersin’deki tahkim uygulamasının iyi olması İstanbul Tahkim Merkezi’ni öne çıkaracaktır. Şöyle bir avantajımız var; İstanbul zaten öne çıkmaya başladı, Afrikalı As-yalı Ortadoğulu tacirlerin taraf olduğu uyuşmazlıklar ICC, Viyana Londra’yı seçmiş olsalar bile son birkaç yıldır, o ülkelere vize al-makta sorun yaşadıkları için bizim ülkemize kayıyor. Taraflardan biri tahkim merkezi olarak Paris’i seçmiş ama oraya vize alamı-yor. Bu durumda ‘vizeyi en kolay nereye alabiliriz’ düşüncesiyle hareket ediyorlar.”

Bugün İstanbul’un tercih edilen bir uyuşmazlık çözüm merkezi haline geldiğini belirten Ekmen “Mersin’de İzmir’de Ankara’da ya da başka bir yerde yapılacak lokal tahkimler aslında bir binanın inşasının temelidir, tuğladır. Bir tuğla Mersin koyacak, bir tuğla Ankara koyacak... Böylelikle İstanbul’u öne çıkaracağız dolay-sıyla ülkemizi öne çıkaracağız. Bu nedenle benim koyacağım bir tahkim maddesi neyi değiştirir diye düşünmemek lazım. Bu sis-temi desteklemememiz lazım” dedi.

MDTO’DAN HABERLER

tahkim müesseselerinden birine bıraktık-ları tahkim çeşidi olan Kurumsal Tahkim olmak üzere iki tür tahkim çeşidi olduğunu söyleyen Yasin Ekmen, kurumsal tahkimin tercih edilme nedenleri şöyle açıkladı:

“Bugün özellikle gelişmiş ekonomilere sa-hip ülkelerde, yani tahkim uygulamasının çok fazla olduğu ülkelerde, yüzde 85-86 civarında tahkim davaları kurumsal tah-kimde çözümlenmektedir. Bunun da çeşit-li sebepleri vardır. Kurumun sahip olduğu tahkim kuralları nedeniyle bir öngörülebi-lirlik söz konudur. Yani, taraflar işleyişin nasıl olacağını bilebilirler.

Kurumsal tahkimde güven ve sıkı işbirliği unsuru bulunur. Yani tahkimde taraflar, ve-killeri, hakemler ve tahkim divanı arasında dörtlü bir ilişki söz konusudur. Bu dörtlü sıkı işbirliği esnasında bir süre sonra pay-daşlar arasında bir güven ilişkisi ortaya çıkar. Sürecin işleyişi de bu güven ilişkisi içerisinde aksamadan devam eder. Her zaman bir yardım elinin varlığı söz konu-sudur Burada tahkim kurumunun sekre-taryası olsun, divanı olsun, özellikle tah-kim konusunda tecrübesiz olan tarafları, tarafların vekillerini veya hakemleri rahat-latan bir dost elidir. Yardım eli her zaman mevcuttur.

Kurumsal tahkimde, iyi niyetli tarafın ko-runması söz konusudur. Özellikle Ad Hoc tahkimde süreci tıkamak isteyen taraf karşı tarafın atadığı hakemin reddini ister, reddi hakem tabinde bulunur. Bu durum-da, reddi hakem talebinin asliye mahke-mesine götürülüp, orada ret kararı konu-sunda mahkemenin kararının beklenmesi istenir. Veya hakemini seçmez, mahkeme atasın der. Bu durumda yine mahkeme-ye gidilmesi gerekecektir. Bu tür süreci tıkayacak veya yavaşlatacak açıklar olur ve bu açıkları kullanmaya çalışır. Ama ku-rumsal tahkimde bu tür kaçışlar ve kaçış maddeleri bulunmamaktadır. Profesyonel sekretarya, güven ve sıkı işbirliği sürecin işleyişini kolaylaştıracaktır. Bu açıdan ku-rumsal tahkim öne çıkmaktadır.”

“Adli yargımız bilirkişilere teslim olmuş durumda”

Uyuşmazlığın çözümünde uzman hakem-lerin görev almasının tahkimin en önemli avantajlarından biri olduğunu dile getiren Ekmen, konuşmasında ülkemizde adli yargının bilirkişilere teslim olmuş durumda olduğuna dikkat çekti. Ekmen şu ifadeleri kullandı:

“Özellikle bizim ülkemizdeki yargıdaki bir soruna dikkatinizi çekmek istiyorum. Bu-

gün maalesef geldiğimiz noktada hakem-lerimiz yargılamanın içinde değildir. Adli yargımız özellikle ticari uyuşmazlıklarda veya teknik uyuşmazlıklarda bilirkişilere teslim olmuş durumda. Bilirkişinin verdiği rapor üzerinde hakimler biraz rötuş ya da değişiklik yapıp mahkeme kararıymış gibi vermektedir. Eminim birçoğunuz burada bu tür durumlarla karşılaşmışsınızdır. İşte bu nedenle tahkim avantajlıdır. Avantaj-larının tümü önemli aslında ama özellikle ülkemiz özelinde uzman hakemler tara-fından uyuşmazlıkların çözülmesi tahkimi öne çıkarmaktadır.”

“5 yıldır çözülmeyen bir uyuşmazlığı 3 ayda çözdük”

Tahkimde sürecin daha kısa olduğunu belirten Ekmen, 5 yıldır çözülmeyen bir uyuşmazlığın TOBB tahkimi ile 3 ayda çö-züldüğünü ve uyuşmazlık 70’e 30 şeklinde davacı lehine çözülmesine rağmen her iki tarafın da sonuçtan memnun olarak evle-rine döndüğünü anlattı.

Türkiye’nin de dahil olduğu 154 ülke New York sözleşmesinde taraf olduğu bilgisini veren Yasin Ekmen, “Bugün Türkiye’de verilen bir hakem kararı aynı anda 154 ülkede tanıma tenfiz yoluyla icra edile-bilir durumdadır. Ama Türkiye’de verilen bir mahkeme kararı Türkiye’nin o ülkeyle ikili tanıma ve tenfizini düzenleyen sözleş-meye saik ise, bir sorunla karşılaşmadan icra edilebilir. Aksi takdirde icra edilmesi söz konusu olan ülkedeki kurallara göre Türkiye’de verilen bir mahkeme kararının icrası söz konusu olacaktır. Bu açıdan baktığımızda tahkim kararları mahkeme kararlarına göre daha yaygın bir uygula-ma alanına sahiptir. Özellikle siz uluslara-rası ticaret yapan iş adamları için önemli” diye konuştu.

Tahkimin dünyada ve Türkiye’deki duru-munu özetleyen Ekmen şunları söyledi:

“Dünyada ilk tahkim davası 17. yüzyıl-da görülüyor. Daha sonra 18. yüzyılda Londra’da Uluslararası Tahkim Merkezi kurulmuştur. Gelişen ekonomi sonrası ICC Tahkim Merkezi 1929’da kuruluyor. Özellikle 2. Dünya Savaşı’ndan sonra uluslararası ticaretin artması ile ulusla-rarası nitelikli uyuşmazlıklar da artıyor ve ulusal mahkemelere güven sorunu nede-niyle uluslararası tahkim ön plana çıkıyor. Bunu fark eden devletler bu pastadan pay alabilmek için kendi ülkelerinin birer tah-kim merkezi haline gelebilmesi için tahkim merkezlerinin kurulmasının önünü açıyor. Ve nitekim bugün özellikle Avrupa ülkeleri-

nin hemen hemen her biri birer uyuşmaz-lık çözüm merkezi halindedir. Londra başı çekiyor. Paris, Cenevre, Zürih, Stockholm, Milano, Viyana gibi şehirler ülkelerinin marka şehirleri ve çözüm merkezleri ola-rak öne çıkmaktadır. Bugün gelinen nokta-da ticari uyuşmazlıkların neredeyse yüze 75-80’i tahkim, arabuluculuk uzlaştırma gibi bir çok alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemleri aracılığıyla çözümlenmektedir.

Ülkemiz, bizim kültürümüz de aslında bu tür mahkeme dışı çözümlere yaban-cı değil. 13-14. yüzyıllarda ahilik sistemi, 15. yüzyılda lonca sistemi bizim de kül-türümüze girmiş birer uyuşmazlık çözüm yöntemleridir. Özellikle lonca sisteminde bir loncaya üye olan esnafın, tacirin taraf olduğu uyuşmazlık o loncada çözümlen-mek zorundaydı, kadı önüne gidilmiyordu. Yani aslında o dönemde bizde bir nevi zorunlu tahkim vardı.

1927’deki hukuk muhakemeleri usulü ka-nunumuzda da aslında modern tahkim düzenlemeleri kanunumuza girmişti . Fa-kat ekonomimizin ticaret ve sanayi üzeri-ne değil, tarıma dayalı bir ekonomi olması nedeniyle uygulama anlamında dibe vur-muştur, uygulanmamıştır. Fakat 90’lı yıllar ve sonrası atılan adımlar, yapılan iyileş-tirmeler uluslararası sözleşmelere taraf olan ticaret ve yatırımlara olumlu bir etki yapmıştır ve bugün İstanbul Tahkim Mer-kezi kurulmuştur. Uluslararası bir merkez olarak kurulmuştur. Uluslararası İstanbul Finans Merkezi’nin bir ayağı olarak kurul-muştur. Bu artık atılan adımların son nok-tası olarak ülkemizin de İstanbul özelinde bir uyuşmazlık çözüm merkezi olabilirliği-nin önünün açılması çalışmalarının sonu-cudur.

TOBB tahkimi, 1991 yılında kurulmuştur. Özerk bir yapıya sahiptir. Özerklik konusu-na özellikle dikkatinizi çekmek istiyorum. Kesinlikle TOBB Yönetim Kurulu da dahil hiç kimsenin divana baskı ve etki yapma-sı söz konusu değildir.

TOBB Tahkim Divanı, 10 üyeden oluşmak-tadır. Sayın Başkanımız 10 üyeden birdir. İMEAK DTO Başkanı Metin Kalkavan di-van başkanıdır. 3 tane de hukukçu hoca-mız bulunmaktadır ki, hocalardan Prof.Dr. Ziya Akıncı da bugün İstanbul Tahkim Merkezi’nin yönetim kurulu başkanıdır. Bugün merkezde 27 tahkim dosyası bu-lunmaktadır. Bunun 7 tanesinin bir tarafı yabancıdır. Ve yine hakemleri tarafların atamadığı durumlarda hakem atayan tah-kim divanıdır. Bu konuda hiç kimse ‘ha-kem x kişisi olsun’ baskısında bulunamaz.

Page 8: DENİZ TİCARETİ - mdto.org.trmdto.org.tr/wp-content/uploads/dergiler/2016/Nisan2016_internet.pdfDENİZ TİCARETİ Ertuğrul Sergisi Mersin’de Mersin 17. Kruvaziyer Gemisini Ağırladı

MERSİN DENİZ TİCARETİ NİSAN 2016

14 15

Proje yönetim ekibinin oluşturulduğunu ve çalışmaya başladığını ifade eden Çe-tin, projeye katılacak 120 gencin seçimi-nin ise mayıs ayında yapılacağı bilgisini verdi. Proje eğitimlerinin Haziran 2016’da başlayacağını ve 8 ay süreceğini anla-tan Çetin, eğitim sonunda katılımcılara kariyerleri için danışmanlık eğitimi veri-leceğini de söyledi. Projeden bekledik-leri sonuçları da aktaran Çetin, “Projeye kursiyer olarak katılan gençlerimizin iş arama kapasitelerinin gelişmesi ve iş gü-cüne katılımlarının artırılmasını hedefliyo-ruz. Mersin ve çevresinde lojistik sektörü arz ve taleplerini buluşturacak bir arayüz, ortak bir veri tabanı ve bir bilgi banka-sının hayata geçirilmesini amaçlıyoruz. Eğitimli ancak işsiz kitlenin, mevcut po-tansiyellerini ortaya çıkarabilecekleri, iş arama-bulma kapasitelerini artırıcı baş-vuru kaynaklarının kullanıma sunulmasını da hedefliyoruz. Ayrıca, projenin bir diğer sonucu da tüm proje ortakları, bölgedeki sivil toplum kuruluşları ve işverenler ara-sındaki iletişim ve işbirliğinin güçlenmesi olacaktır” dedi.

“Kursiyerlerimizden 10’u Pire’de Uluslararası Lojistik

Eğitimi’ne Katılacak”

Projeye, 20-29 yaş aralığındaki iktisadi ve idari bilimler fakülteleri veya meslek yük-sekokullarının işletme, dış ticaret ve lo-jistik bölümlerinden lisans veya önlisans mezunu gençlerin katılacağını bildiren Çetin, eğitim programlarının MEÜ tara-

fından gerçekleştirileceğini belirtti. Çetin, “Her kursiyer, 51 günlük eğitim programı kapsamında günlük 10 Avro gündelik alacak. Kursiyerlerimiz, eğitim sonrasın-da 20 günlük staj programına tabi tutu-lacaklar ve daha sonra sertifika alacaklar. Ayrıca, kursiyerlerimizden kurs programı not ortalaması en yüksek olan 10’u, 2017 ocak ayında eğitmenlerimizle birlikte Yunanistan’ın Pire kentinde bir haftalık ‘Uluslararası Lojistik Eğitimi’ne ücretsiz olarak katılacak. Şubat 2017’de de kur-siyerler ve lojistik işverenlerini bir araya getireceğimiz ‘Kariyer Günü’ etkinliği düzenleyeceğiz. Böylece gençlerimizin işverenlerle iletişim kurmaları sağlanacak ve işe yerleşme imkanları genişleyecek” diye konuştu.

“Türkiye’de Gittikçe Artan ‘Tahsilli İşsizlik’ Sorunu Var”

MEÜ Rektörü Prof. Dr. Çamsarı da Türkiye’de gittikçe artan tam bir ‘tahsil-li işsizlik’ sorunu olduğuna dikkat çekti. Bunun çok önemli olduğunun altını çizen Çamsarı, “Çünkü yetiştirdiğimiz her bir öğrencimiz, binbir umutla üniversitelere gelip bir sürü masraf yapıp, mezuniyet sonrası iş bulamama, karnını doyurama-ma gibi çok büyük bir problemle karşı karşıya kalıyor. Bunun en büyük neden-lerinden biri, başka yüksek öğrenimin stratejik bir planlamayla yapılmaması, özellikle kısa, orta, uzun vadede hangi dalda, hangi bölgede, hangi gereksinim-lerin olacağına dair ciddi bir çalışma ya-pılmamasıydı bugüne kadar. Bununla il-

gili Yüksek Öğretim Kurulu bazında güzel bir giriş oldu ve Stratejik Planlama başlığı altında bir bölüm oluşturuluyor. Bunun-la fakülte mezunlarına kısa, orta, uzun vadede ne kadar ihtiyaç olacak, bunlar planlandıktan sonra okullara alınacak öğ-renci sayıları belirlenecek. İnşallah mezun olduktan sonra bu tür zorluklarla karşıla-şıp, bunları çözmeye çalışmaktansa, bu projede olduğu gibi Strateji Kurulu’nun da yol göstermesiyle ülkemizde ihtiyaçlar baştan belirlenip, buna göre bir yol çizile-cek” ifadelerini kullandı.

MEÜ’de açtıkları ve açacakları bölümlerin bölge ihtiyaçlarına yönelik olması konu-sunda ciddi bir uğraş içinde olduklarının altını çizen Çamsarı, bunu hep göz önün-de bulundurduklarını söyleyerek, “Çünkü popülist yaklaşımla açılan okulların daha sonra işsizlik sorunuyla karşı karşıya kaldığını en iyi bilen insanlardan biriyim. MEÜ, bölgenin gelişiminde ve işsizlikte bu sorunları çözebilecek projeler konusunda oldukça hassas. Bu projenin önemine ge-lince, aktardığım sorunlardan dolayı plan-lanmış bir proje. Üniversite bitirmiş, belirli kapasitenin üstündeki gençlerimizin böl-geye katkı sağlayabilmeleri için mutla-ka kendi bölümleriyle ilgili olmak üzere bölgede istihdam edilmeleri lazım. 120 rakamı belki Mersin’in her derdine deva olacak bir rakam değil. Burası yaklaşık 2 milyon nüfusu olan bir il. Türkiye’nin her ilinde benzer projeler yapılarak, bunun yüzlü, binli, on binli rakamlara çıkmasını ve bu projenin bir başlangıç olmasını te-menni ediyorum” şeklinde konuştu.

“Başvurular 10 Mayıs’ta Başlıyor”

MEÜ Öğretim Görevlisi ve Proje Teknik Koordinatörü Mesut Salih Uzman ise pro-jenin ayrıntılarını paylaştı. Proje bütçesi-nin 266 bin 86 Avro olduğunu dile getiren Uzman, bu bütçenin yüzde 90’ının AB ta-rafından hibe olarak sağlandığını, yüzde 10’unun ise DABB tarafından karşılana-cağını söyledi. Projenin genel hedefinin, Mersin’de eğitimli ancak işsiz gençlerin işgücüne katılımını desteklemek ve istih-dam edilebilirliklerine katkıda bulunmak olduğunu vurgulayan Uzman, projeye katılmak isteyen gençlerin 10 Mayıs 2016 tarihinden itibaren ‘www.eleleisakademi-si.mersin.edu.tr’ adresinden başvuru ya-pabileceklerini sözlerine ekledi.

MDTO’DAN HABERLER

DABB ve MEÜ tarafından hazırlanan, Mersin Deniz Ticaret Odası ve Uluslara-rası Nakliyeciler Derneği’nin de paydaş olarak yer aldığı ve bir yıl sürecek ‘İş Aka-demisi’ projesi, Mersin'de yaşayan 20-29 yaşları arasında, en az önlisans eğitimini tamamlamış, lojistik sektörüyle ilgili bö-lümlerden mezun olan işsiz 120 genci kapsıyor. ‘İş Akademisi’ projesinin tanı-tım toplantısı, Doğu Akdeniz Belediyeler Birliği ve Adana’nın Çukurova Belediye Başkanı Soner Çetin, MEÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Çamsarı, Akdeniz Belediyesi Eş Başkanları Yüksel Mutlu ve Mehmet

Fazıl Türk ile proje paydaşı temsilcilerin katılımıyla Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Konferans Salonu’nda yapıldı.

“İşsiz Üniversite Gençlerinin İstihdam Edilmelerini

Artırmayı Hedefliyoruz”

DABB Başkanı Soner Çetin, tanıtımda yaptığı konuşmada, Türkiye’deki tüm be-lediye birlikleri içerisinde bu anlamda AB tarafından projesi onaylanan tek birliğin DABB olduğunu, bunun haklı gururunu yaşadıklarını söyledi. Proje ortaklarıyla

birlikte hem Mersin’e hem bölgeye çok yarar sağlayacak bir projeye imza ata-caklarını belirten Başkan Çetin, projenin hazırlıklarına DABB ve MEÜ işbirliğiyle 3 yıl önce başladıklarını aktardı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na sundukları ‘İş Akademisi’ projesinin 3 yıllık değer-lendirmenin ardından AB ve Bakanlıktan onay alarak 1 Mart 2016 tarihinde uygu-lanmaya başlandığını dile getiren Çetin, 12 ay sürecek proje faaliyetleriyle 120 üniversite mezunu işsiz gencin, lojistik sektöründe istihdam edilebilirliğinin artı-rılmasının hedeflendiğini kaydetti.

Üniversite Mezunuİşsiz Gençlere Destek

MDTO’DAN HABERLER

Doğu Akdeniz Belediyeler Birliği (DABB), Mersin Üniversitesi (MEÜ), Mersin Deniz Ticaret Odası ve Uluslararası Nakliyeciler Derneği, Avrupa Birliği’nin (AB) 266 bin Avro hibe desteği verdiği pro-jeyle lojistik eğitimi almış ve Mersin’de yaşayan işsiz 120 üniversite mezunu gence eğitim vererek, bu alanda istihdam edilmelerine katkı sağlayacak.

Page 9: DENİZ TİCARETİ - mdto.org.trmdto.org.tr/wp-content/uploads/dergiler/2016/Nisan2016_internet.pdfDENİZ TİCARETİ Ertuğrul Sergisi Mersin’de Mersin 17. Kruvaziyer Gemisini Ağırladı

MERSİN DENİZ TİCARETİ NİSAN 2016

16 17

Denizciliğimize dikkat çekmek ve yaratıcı çalışmaları desteklemek amacıyla düzenlenen “MDTO Ulu-sal Fotoğraf Yarışması”na başvu-rular başladı. Yarışma başvuruları 18 Eylül 2016 tarihine kadar de-vam edecek.

Tüm amatör ve profesyonel fo-toğrafçılara açık olan yarışmada Sualtı Dünyası, Deniz ve Ticaret, Deniz ve İnsan olmak üzere üç ayrı kategori bulunuyor.

Yarışmanın değerlendirme jürisin-de MDTO temsilcisi Ali Adalıoğ-lu, EFIAP temsilcisi Mural Ünal, AKUT Yönetim Kurulu Başkanı ve Fotoğraf sanatçısı Nasuh Mahru-ki, Fotoğraf Sanatçısı Niko Guido, Dünya Sualtı Sporları Federasyo-nu Dalış Eğitmeni ve Fotoğraf Sanatçısı Savaş Karakaş, Mersin Fotoğraf Derneği Temsilcisi ve Fotoğraf Sanatçısı Selami Türk ve Haber Muhabiri ve Fotoğraf Sanatçısı Wilco Van Herpen yer alıyor.

10 Ekim 2016 tarihinde sonuçla-nacak yarışmada ödüle layık gö-rülen kategori birincileri 3.000 TL, ikincileri 2.000 TL ve üçüncüleri 1.000 TL para ödülü kazanacak. Yapılan değerlendirmede MFD Altın, Gümüş, Bronz Madalya ile 5 Mansiyon Ödülü de sahiplerini bulacak.

Yarışma ile ilgili detaylı bilgiye, www.mdto.org.tr ve http://www.tfsfonayliyarismalar.org/yarisma_detay.asp?s=222 adreslerinden ulaşılabilir.

MDTO Ulusal Fotoğraf Yarışması BaşlıyorMersin Deniz Ticaret Odası, Mersin Fotoğraf Derneği işbirliğinde fotoğraf yarışması düzenliyor.

MDTO’DAN HABERLER

Page 10: DENİZ TİCARETİ - mdto.org.trmdto.org.tr/wp-content/uploads/dergiler/2016/Nisan2016_internet.pdfDENİZ TİCARETİ Ertuğrul Sergisi Mersin’de Mersin 17. Kruvaziyer Gemisini Ağırladı

MERSİN DENİZ TİCARETİ NİSAN 2016

18 19

KISA KENT HABERLERİ

man üyelerini ve milli mücadeleyi veren ecdadımızı ve tüm şehitlerimizi saygı ve rahmetle anıyor; geleceğimizin güvencesi çocuklarımızın bayramını içten duygularla kutluyor, sevgi ve saygılarımı sunuyorum” ifadelerini kullandı.

Mersin’de Çocuklar Bayramlarını Coşkuyla Kutladı

Mersin’de çocuklar bayramlarını coşku ve neşeyle kutladı. Marina Amfi Tiyatro’da düzenlenen etkinlikte, çocuklar 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nın ruhunu yansıttılar. Mersin Valisi Özdemir Çakacak, Türkiye’yi aydınlık yarınlara ço-cukların taşıyacağını söyledi.

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bay-ramı, Mersin’de Marina Amfi Tiyatro’da düzenlenen etkinlikle kutlandı. Rengarenk giysileriyle kutlamalara katılan çocukların coşkusu ve neşesi, büyükleri de etkiledi. Mersinliler kutlamalara beşikteki bebek-lerinden gençlere kadar her yaştan ço-cuklarıyla katılarak, çocukların 23 Nisan coşkusuna ortak oldular. Kutlamalara Vali Özdemir Çakacak, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz, Akdeniz Bölge ve Garnizon Komutanı Tuğamiral Nejat Atilla Demirhan, Mersin Milletvekilleri Aytuğ Atıcı ile Serdal Kuyu-cuoğlu ve Mersin İl Milli Eğitim Müdürü Adem Koca da katıldı.

23 Nisan kutlamaları, Vali Çakacak’ın mi-nik çocuklar ve Milli Eğitim Müdürü Koca

ile birlikte etkinliğe katılanların bayramını kutlamasıyla başladı. Alanda, ellerinden tuttuğu miniklerle tur atan Çakacak, ço-cukların heyecanını paylaştı.

Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okun-masının ardından, çocuklar, gençler ve gaziler birlikte sürpriz gösteri sergilediler. Öğrencilerin şiir okumasıyla devam eden kutlamalarda, Hüseyin Polat Özel Eğitim Uygulama Merkezi’nden zihinsel engelli çocukların halk oyunları gösterileri, izle-yicilerden büyük alkış aldı. TRT Çocuk Korosu’nun halk müziği ve sanat müziği konserlerinde seslendirdikleri eserlere, kutlamalara katılan çocuklar da ellerinde bayraklarla eşlik ettiler.

Bayramda 500 Çocuğa Bisiklet

Bayramda farklı çocuk guruplarının halk oyunları gösterilerinin ardından satranç yarışmasında dereceye giren çocuklara madalyaları Vali Çakacak ve diğer pro-tokol üyeleri tarafından verildi. Kutlama-larda ayrıca, Sağlık Bakanlığı’nın bisiklet kullanımını artırmak amacıyla çocuklara dağıtılmak üzere Mersin’e gönderdiği 500 bisikletin 20’si de yine Çakacak ve Mersin İl Sağlık Müdür Vekili Dr. Aytekin Kemik ile Milli Eğitim Müdürü Koca tarafından ço-cuklara verildi. Geriye kalan 480 bisiklet de daha sonra diğer çocuklara dağıtıla-cak.

Marina’daki kutlamalar, anaokulu öğren-cilerinin birbirinden renkli gösterileriyle sona erdi.

“Aydınlık Yarınlara Ülkemizi Çocuklarımız Taşıyacak”

Kutlamaların ardından gazetecilere açıkla-ma yapan Vali Çakacak, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda, çocuk-larının heyecanını hep beraber yaşadık-larını söyledi. Çakacak, “Geleceğimizin teminatı olan yavrularımızla birlikte bugün 23 Nisan Bayramı’nı kutluyoruz. 23 Nisan bizim tarihimizde çok önemli bir gün. 23 Nisan 1920 tarihinde Büyük Millet Mecli-si açıldı. Ülkemizin işgal altında olduğu o zorlu yıllarda millet iradesinin üstünde hiç-bir güç olmayacağını ilan kutlu ve mutlu bir gündü. Onun yıl dönümünü kutluyoruz. Millet egemenliğinin, millet iradesinin her türlü gücün üstünde bir güç olduğunu bü-tün dünyaya ilan etti Türk milleti ve Atatürk bu güzel, kutlu ve mutlu günü Türk çocuk-larına armağan etti. Çünkü aydınlık yarın-lara ülkemizi çocuklarımız taşıyacak” dedi.

Dünyanın hiçbir ülkesinde çocuklara ar-mağan edilmiş böyle özel bir bayram ol-madığının altını çizen Çakacak, “Büyük Millet Meclisi’nin açılması, Türk milletine olan güvenin ve saygının bir ifadesidir. Çünkü Atatürk, kurtuluş mücadelesini mil-letini arkasına alarak zaferle taçlandırdı ve bu güzel günü de Türk çocuklarına arma-ğan etti. Tüm dünyadan çocuklar da gele-rek, sevgi, birlik, beraberlik ve barış içinde 23 Nisan’ı Türkiye’de kutluyorlar. Bütün çocuklarımızın ve Mersinli hemşehrilerimin bu güzel bayramını kutluyorum, nice güzel bayramlara ülke olarak birlik, beraberlik içerisinde erişmeyi temenni ediyorum” diye konuştu. (İHA)

KISA KENT HABERLERİ

Vali Çakacak, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı do-layısıyla bir mesaj yayınladı. Mesajında, Türk milletinin, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde, egemenliğinin üze-rinde hiçbir gücü kabul etmeyeceğini Büyük Millet Meclis’inin açılışıyla tüm dünyaya gösterdiğini vurguladı. Kurtuluş mücade-lesinin devam ettiği zorlu yıllarda Büyük Millet Meclisi’nin açıl-masının, her hal ve şartta millet iradesinin üzerinde hiçbir gücün kabul edilemeyeceğinin tüm dünyaya ilanı olduğunu vurgulayan Çakacak, “Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin kuruluş yıl dönümü olan bu anlamlı günü, hem vatanımızın bağımsızlığı uğruna ve-rilen mücadelenin ve millet iradesinin en büyük güç olduğunun nesilden nesle aktarılması suretiyle sürekli hafızalarda canlı tutulma arzusunun hem de ‘Türk milletinin geleceği, bugünkü çocukların doğru görüşü ve yorulmak bilmeyen çalışma azmiy-le büyük ve parlak olacaktır’ veciz sözüyle de ifade ettiği gibi Atatürk, çocuklara duyduğu güveninin göstergesi olarak onlara armağan etmiştir. Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün yol göstericiliğinde, ülkemizin ve milletimizin gelece-ğinin teminatı olan çocuklarımızın, çağdaş medeniyetler seviye-

sine çıkma yürüyüşümüze öncülük eden, kalpleri vatan ve millet sevgisiyle dolu, görev ve sorumluluklarının bilincinde, milli ve manevi değerlerine yürekten bağlı insanlar olarak ülkemizin ge-leceğinde söz sahibi olduklarını görmek bizler için gurur kaynağı olacaktır. Çocuklarımızın da bu bilinçle tarihte ecdadının defa-larca sergilediği birlik, beraberlik ve kardeşliği bu topraklarda daim kılarak hem dünyada söz sahibi bir ülke olma yürüyüşünü sürdüren ülkemizi çok daha ileri seviyelere taşıyacaklarına hem de tüm dünya çocuklarına sevginin ve barışın elçileri olarak ör-nek olacaklarına yürekten inanıyorum” dedi.

İlk ve tek çocuk bayramı olan 23 Nisan’ın, tüm dünya çocukları-nın katılımıyla milli bir bayram olmanın ötesine geçerek evrensel bir barış şenliği havasında kutlandığına işaret eden Çakacak, “23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, gelecekte mil-letleri yönetecek ve dünyaya yön verecek olan nesilleri ortak bir coşku etrafında bir araya getirerek dünya barışının tesis edilme-sine katkı sağlamaktadır. Bu duygu ve düşüncelerle, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere Birinci Meclisimizin kahra-

Vali Çakacak:

“23 Nisan, Dünya Barışının Tesis Edilmesine Katkı Sağlıyor”

Mersin Valisi Özdemir Çakacak, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nın, gelecekte mil-letleri yönetecek ve dünyaya yön verecek olan nesilleri ortak bir coşku etrafında bir araya getirerek dünya barışının tesis edilmesine katkı sağladığını belirterek, 23 Nisan’ı kutladı.

Page 11: DENİZ TİCARETİ - mdto.org.trmdto.org.tr/wp-content/uploads/dergiler/2016/Nisan2016_internet.pdfDENİZ TİCARETİ Ertuğrul Sergisi Mersin’de Mersin 17. Kruvaziyer Gemisini Ağırladı

MERSİN DENİZ TİCARETİ NİSAN 2016

20 21

Mersin Uluslararası Müzik Festivali, bu yıl da dolu dolu geçecek. Bu yıl 15.’si düzenlenecek festivalin hazırlıklarında sona gelindi. Yaklaşık bir ay boyunca sanatseverleri, Mersin’in tarihi mekanların-da seçkin eserler, yıldız isimler ve dünyaca tanınan guruplarla bu-luşturacak olan festivalde klasik müzikten caza, flamenkodan Ana-dolu türkülerine kadar geniş bir yelpazede konserler yer alacak.

“İlimizi Ve Ülkemizi Dünyada Tanıtan Bir Festivaliz”

Mersin Uluslararası Müzik Festivali Yürütme Kurulu, 15. Mersin Uluslararası Müzik Festivali ile ilgili hazırlıkları, düzenlediği basın toplantısıyla kamuoyu ile paylaştı.

Mersin Sanat Etkinlikleri Derneğinde gerçekleştirilen toplantıya, Mersin Uluslararası Müzik Festivali Yürütme Kurulu Başkanı Selma Yağcı ve Festival Yürütme Kurulu üyeleri katıldı. Toplantıda, “Mer-sin Uluslararası Müzik Festivalinin 15. yılına başarıyla ulaşmış bu-lunmaktayız” diyen Yağcı, bu festivali başladıkları günden bu yana çok yoğun bir çaba ve çalışmayla bu günlere getirdiklerini söyledi. Yağcı, bu işi çok inandıkları için yapabildiklerini belirterek "Çünkü ilimizin ve ülkemizin evrenselliğine, önce ilimizi, sonra da ülkemizi dünyada tanıtan bir festival olduğumuza inanıyoruz. Ayrıca, Mersin halkının çok sesliliği zaten bildiğini ve bunun çok daha ilerisine la-yık olduğunu düşündüğümüz için biz buradayız” dedi.

Çok sesliliğin, insanların birbirini dinlemesi, birbirinin fikrine önem vermesi, konuşması, paylaşması anlamına geldiğini vurgulayan Yağcı, “Çok seslilik, savaşları, molotof kokteylini, taşları uzaklaş-tırır ve yok eder. Evrensel müzik gerçekten çok güzel. Biz, Mersin Uluslararası Müzik Festivaliyiz, klasik müzik festivali değiliz. Ama-cımız, halkımızın sevdiği tür müziklerle onları buluşturmak. Bizim öz müziğimiz türkülerimizdir. Bu yıl o kadar güzel etkinlikler var ki, harikulade günler geçireceğiz. Mersin halkı bunu hak ediyor. Bu festivali hep birlikte gerçekleştiriyoruz” diye konuştu.

“Dünyanın Başka Bir Yerinde Böyle Bir Festival Kurgusu Yok”

Festivalin Sanat Yönetmeni Erdoğan Şanal ise 15. Mersin Ulusla-rarası Müzik Festivalinin programı hakkında bilgi verdi. Bu festivalin Mersin’i sadece müzik ve sanatla buluşturmakla görevli olduğunu dile getiren Şanal, yurt içi ve yurt dışından yıldız isimler ve önemli müzik guruplarının yer aldığı festivalin, 2-28 Mayıs tarihleri arasında Mersin’in önemli tarihi mekanlarında seçkin eserleri sanatseverlerle buluşturacağını söyledi.

Mersin’in yetiştirdiği genç yeteneklerin yurt dışında büyük başarı-lar elde ettiklerini ve kenti temsil ettiklerini vurgulayan Şanal, şöyle konuştu:

“Mersin bununla gurur duymalı. Mersin, bu anlamda çok farklı ve çok güzel bir şehir. Mersin’in bir başka farkı da dünyanın başka hiçbir yerinde böyle bir festival kurgusu yok. Türkiye’de Mersin Uluslararası Müzik Festivali ile aynı ölçekte beş festival var. Bunlar,

Ankara, İstanbul, İzmir, Bursa ve D-Marin müzik festivalleri. Bu fes-tivallerin arkasında hep büyük bir sermaye grubu var. Ama Mersin Uluslararası Müzik Festivalinin çok özel bir durumu var. Bu festi-val Mersin’in. Başka hiçbir yerde örneği yok. Bütün belediyeler ile ticaret ve meslek odaları festivalin bütçesini karşılıyor. Bu kentte inanılmaz bir yardımlaşma ve birlikte bir iş başarma içgüdüsü var. Bu kurgu umarım devam eder. Burada, bir şeyi birlikte başarmanın güzelliği ortaya çıkıyor.”

Açılış Beethoven’in ‘9. Senfoni’siyle Yapılacak

Festivalin, 2 Mayıs’ta Beste Yarışması ile başlayacağı bilgisini veren Şanal, bu yıl Mersin Yumuktepe İçin Müzik Arıyor temasıyla yapılan yarışmaya 15 beste geldiğini ve seçmelerinin devam ettiğini kay-detti. 6-7 Mayıs’ta Kültür Merkezinde Polifonik Korolar Şenliğinin yapılacağını aktaran Şanal, şenliğe 50 koronun katılacağını belirtti. Festivalin açılış konserini 11 Mayıs’ta Kültür Merkezinde Ludwig Van Beethoven’in “9. Senfoni” eseri yapacaklarını ifade eden Şa-nal, Prof. Dr. Rengim Gökmen yönetiminde seslendirilecek kon-serde, orkestrada Çukurova Devlet Senfoni Orkestrasının, koroda Kültür ve Turizm Bakanlığı Devlet Çoksesli Korosunun, solist sanat-çı olarak da Türkiye’nin opera yıldızları Bengi İspir Özdülger, Ezgi Karakaya, Aykut Çınar ve Teyfik Rodos’un yer alacağını söyledi.

Şanal’ın verdiği bilgiye göre, festivalde ayrıca Türkiye Bale Yıldızla-rı, Boğaziçi Caz Korosu, Borusan Quartet, Karrin Allyson Jazz Qu-artet, Haydn Quartet, Turkuvaz Beşlisi, İmam Baildi, Flemenko’dan Anadolu’ya Ekrem Düzgünoğlu ve Gökkuşağını Kucaklamak kon-serleri yer alacak. Etkinlik, başta Mersin Kültür Merkezi olmak üzere Tarsus St. Paul Anıt Müzesi, Mezitli Soli Pompeiopolis Antik Kenti gibi tarihi mekanların yanı sıra, Mersin Üniversitesi Yenişehir Kam-püsü Nevit Kodallı Konser Salonu ve Yenişehir Belediyesi Atatürk Kültür Merkezinde düzenlenecek. İzleyiciler festival biletlerini, 15 TL ile 30 TL arasında değişen fiyatla Festival Ofisinden ve etkinlik günü etkinlik mekanından alabilecek.

Toplantıda, Mersin Üniversitesi Konservatuvarından mezun olan, iki yıl önce festival kapsamında genç yıldız olarak bir de konser veren ve halen Almanya Berlin’de eğitimine devam eden, Berlin ve İtalya’da geçen yıl iki birincilik ödülü alan keman sanatçısı Ali Can Süner, kemanıyla mini bir konser verdi.

5. Mersin Uluslararası Müzik Festivali Heyecanı Başladı15. Mersin Uluslararası Müzik Festivali heyecanı başladı. Bu yıl 2-28 Mayıs 2016 tarihleri arasında düzenlenecek festivalde, yerli ve yabancı yıldız isimler sanatseverleri müziğe doyuracak. Ücretsiz etkinliklerin de yer alacağı festivalin açılış konseri Beethoven’in ‘9. Senfoni’si ile 11 Mayıs’ta ger-çekleştirilecek.

KISA KENT HABERLERİKISA KENT HABERLERİ

DSİ toplu temel atma ve sertifika dağıtım töreni için Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu ile birlikte Mersin'e gelen Başbakan Yar-dımcısı Lütfi Elvan, AKP İl Başkanlığını ziyaret etti. Burada partililere hitap eden Elvan, son 14 yılda Mersin'e 15-16 milyar liralık yatırım gerçekleştirildiğini söyledi. Bu ülkede istikrar olmasaydı, halkın dik duruşu, çalışkanlığı, cesareti olmasaydı Türkiye'nin bu günlere ge-lemeyeceğini ifade eden Elvan, "Biz sizlerle büyüğüz, sizle büyü-meye, güçlenmeye devam edeceğiz" diye konuştu.

Mersin'in önemli bir tarım kenti olduğunu vurgulayan Elvan, tarım için olmazsa olmazların başında gölet geldiğini dile getirerek şun-ları söyledi: "Şimdi Allah'a çok şükür yol yapıyoruz, gölet yapıyoruz, barajlar yapıyoruz, kapalı şebeke sulama sistemleri yapıyoruz ki, bugüne kadar 2,5 milyar lira harcandı sadece sulama alanında. Nasıl biz her şey Türkiye için, her şey Mersin için derken içimiz titriyorsa, millet iradesine, gerçekten milli irade üzerinde de aynı titizlik ve hassaslık gösteriliyor. Milletimiz ne diyor? Milletimizin biz-den talebi nedir? İşte yaptığımız şey bu. 1 Kasım seçimleri öncesi vatandaşımıza neyin sözünü vermişsek vaatlerimizin tamamını 3 ay içinde gerçekleştirdik."

"Biz Bir Reform Hükümetiyiz ve Reformlara Devam Ediyoruz"

Ülkenin dört bir yanı ateş çemberi iken, bir çok terör örgütü ülkenin önünü kesmeye çalışırken, bir taraftan terörle mücadele ettiklerini diğer taraftan da Türkiye'nin gelişmesi, kalkınması için kararlılık-la reformlara devam ettiklerini vurgulayan Elvan, sözlerine şöyle devam etti; "Biz bir reform hükümetiyiz. Türkiye'nin geleceği için,

güçlü Türkiye için, güçlü bir millet için bu kararlılığımızı sürdürüyor ve böyle bir süreçte bir taraftan terörle mücadele ediyoruz ki, tek bir silahlı unsur kalıncaya ve o da yok edilinceye kadar terörle mü-cadelemizi sürdüreceğiz. Bölücü terör örgütünün yapmış olduğu tahribatları, o yıkmış olduğu yerleri tek tek ele alıp, oradaki vatan-daşlarımızı kucaklayarak, hiçbir vatandaşımızı mağdur etmeden ihtiyaçları neyse gidererek inşallah çok daha iyi çok daha güzel günleri onlara birlikte yaşatacağız. O kardeşlerimize zulüm eden bölücü terör örgütüne karşı mücadelemizi de kararlılıkla sürdüre-ceğiz. Bu konuda kimsenin endişesi olmasın."

"Ülkemiz, Küresel Anlamda Bir Cazibe Merkezi Olmaya Devam Edecek"

2015 yılında Türkiye ekonomisinin yüzde 4 büyüdüğünü hatırlatan Elvan, diğer ülke ekonomileri küçülürken Türkiye'nin büyümeye de-vam edeceğine işaret ederek şunları söyledi: "Bu kadar çok sıkın-tının ve 2 seçimin yaşandığı 2015 yılında yabancı sermaye girişi, 2014 yılına göre yüzde 30'un üzerinde bir artış gösterdi. 12.5 milyar dolar olan yabancı sermaye girişi 2014 yılında, 2 seçim dönemi yaşadığımız ve terörle mücadele dönemi yaşadığımız bir yılda 16.6 milyar dolarlık Türkiye'ye yabancı sermaye girişi oldu. Türkiye hala güvenli bir limandır ve güvenli bir liman olmaya devam edecektir. Yine ülkemiz sadece bu coğrafyanın değil, küresel anlamda bir ca-zibe merkezi olmaya devam edecektir. İşte biz bunun için gayret sarf ediyoruz. Ekonomi alanında çok sayıda reform var bunları tek tek gerçekleştiriyoruz. Yine sosyal güvenlik, eğitim, sağlık alanında, hangi alana bakarsanız bakın reformlarımızı gerçekleştirmeye ka-rarlılıkla devam edeceğiz."

“Vaatlerin Yüzde Yüzü Gerçekleştirildi”

Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu ise özellikle seçimlerden önce Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun vaat ettiği bütün hususların yüzde yüzünün yerine getirildiğini söyledi. Reformların da yüzde 65'in yerine getirildiğini kaydeden Eroğlu, bu kadar kısa zamanda bütün vaatlerin yerine getirilmesinin AKP'nin farkını gösterdiğini be-lirtti. Hükümetin Mersin'e büyük değer verdiğini söyleyen Eroğlu, şu ana kadar Mersin'e 16 milyar lira yatırım yapıldığını vurguladı. Orman ve Su İşleri Bakanlığı olarak Mersin'e 2.5 milyar liralık ya-tırımla en büyük yatırımları yapan bakanlıklar arasında olduklarını vurgulayan Eroğlu, bugün 10 büyük tesisin temel atma ve açılışının yapılacağını kaydetti. Eroğlu, bu tesislerin maliyetinin 280 milyon lira olduğunu ifade etti.

Eroğlu ve Elvan, konuşmalarının sonunda AKP Mersin İl Başkanlığı görevine atanan Cesim Ercik'i kutlayarak başarı diledi. (İHA)

Elvan:

“Türkiye Hala Güvenli Bir Limandır veGüvenli Liman Olmaya Devam Edecektir” Başbakan Yardımcısı Lütfi Elvan, iki seçim dönemi ve terörle mücadele döneminin yaşandığı bir yılda, Türkiye'ye 16.6 milyar dolarlık yabancı sermaye girişi olduğunu belirterek, "Türkiye hala gü-venli bir limandır ve güvenli bir liman olmaya devam edecektir" dedi.

Page 12: DENİZ TİCARETİ - mdto.org.trmdto.org.tr/wp-content/uploads/dergiler/2016/Nisan2016_internet.pdfDENİZ TİCARETİ Ertuğrul Sergisi Mersin’de Mersin 17. Kruvaziyer Gemisini Ağırladı

MERSİN DENİZ TİCARETİ NİSAN 2016

22 23

Nobel Kimya Ödülü kazanan Türk bilim insanı Prof. Dr. Aziz Sancar’ın girişimiyle Harriet Fulbright Enstitüsü tarafından başlatı-lan ve kız çocuklarının fen ve matematik eğitimini destekleyerek, bu çocukları üniversite ve iş yaşamına kazandırmayı amaçlayan “Aziz Sancar Kız Çocukları İçin STEM” projesinin Mersin kampı yapıldı.

Projenin Mersin ayağı, Mersin Üniversitesi Uğur Oral Konferans Salonu’nda

gerçekleştirildi

2 gün süren ve Türkiye Genç İşadamları Derneği’nin (TÜGİAD) destek verdiği Mersin kampının ilk gününde, STEM projesinin or-taya çıkışı, amacı ve kız çocuklarının eğitiminin öneminin ele alın-dığı panel düzenledi. Harriet Fulbright Enstitüsü CEO’su Gökhan Coşkun’un yönettiği panele konuşmacı olarak, TÜGİAD Yüksek İstişare Kurulu (YİK) Başkanı Ali Yücelen, Mersin Üniversitesi’nden Öğretim Üyeleri Doç. Dr. Sinan Özgelen ve Yrd. Doç. Dr. Nazik Gök-taş, Mersin Ticaret ve sanayi Odası’ndan Yasemin Taş, Almanya’da uluslararası bir şirketin üst düzey yöneticisi Burcu Dartan Karagöz ve Öğretmen İlknur Kavacık katıldı.

“Kız Çocuklarımızın Matematik, Bilim Ve Mühendisliğe Yönelmelerini Teşvik Etmek

İstiyoruz”

Panelin açılışında sadece 6. sınıf kız öğrencilerinin kabul edildiği projeyle ilgili bilgi veren Harriet Fulbright Enstitüsü CEO’su Coş-kun, bu projeyle yapmak istedikleri ana hedefin, ilköğretim 6. sınıfa giden kız çocuklarında küresel eğitim, bilim, mühendislik, matema-tik eğitimleriyle ilgili bir farkındalık oluşturmak ve merak duygusuna dokunmak olduğunu söyledi. Projenin temelinde, öğrencilerdeki merak duygusundan yola çıkarak bir farkındalık oluşturmanın yer aldığını vurgulayan Coşkun, “Bu farkındalığı yaratırken öğrenci-lerimizin sonraki eğitim hayatlarında, üniversite hayatına hazırlık sürecinde mümkün olduğu kadar matematik, mühendislik, bilim ve teknoloji programlarına yönelmelerini teşvik etmeyi, oraya bir zemin oluşturmayı istiyoruz. Ayrıca, mümkün olan en erken yaşta kız çocuklarımızı uluslararası eğitimin önemine, uluslararası eğitim yoluyla özellikle bilgi transferine uygun bir altyapı ve farkındalık ya-ratmak, projenin içeriğinin ana hedefi” dedi.

STEM projesinin artık Türkiye’de resmi olarak kabul edildiğini be-lirten Coşkun, Prof. Aziz Sancar’ın Nobel Ödülü’nü almasının ar-dından projeyi Aziz Sancar ismi ve Sancar’ın bugüne kadar ortaya koyduğu fikirler ve çalışmalar ışığında, genç nesle ama özellikle çocuklara miras olabilecek bir eğitim projesine dönüştürdüklerini anlattı. Coşkun, “Aziz Sancar isminin bizce çok kritik bir noktası var. Aziz Sancar’ın, bilim dalında Nobel Ödülü alan ilk Türk bilim adamı olmasının ötesinde, bu coğrafyadan yaklaşık 500 yıla yakın

bir zamandır çıkmayan bilimsel bir altyapının çıkmış olması sebe-biyle tarihsel bir kırılma noktasının önem taşıdığını düşünüyoruz. Dolayısıyla bugüne kadarki Nobel almadan önceki yapmış olduğu çok çok önemli bilim çalışmalarının yanı sıra Nobel ile birlikte taç-landırdığı bu başarı, sadece ülkemize değil, bütündeki coğrafya-mızın bizce bilim tarihi açısından bir kırılma noktasıdır. Bu başarı hikayesini ve bu gururu yaşatabileceğimize inandığımız en önemli unsur, çocuklarımıza bir rol model olarak Aziz Sancar hocamızın yaptıklarını aktarabilmek, bir merak ve moral katsayısıyla birlikte rol model oluşturabilmek. Bu yüzden de projeye ‘Aziz Sancar Kız Ço-cukları İçin STEM’ adını verdik. Hocamızın kıymetli katkıları, değerli fikirleri ve yönlendirmeleriyle 8 Mart 2016’da lansman toplantısını yaptık, Türkiye’de 7 ilde projenin başlaması için bu yıl adım attık” diye konuştu.

“Kız Öğrenci Sayısını Yüzde 1 Artırmak, Ülkelerin Kişi Başı Milli Gelirini De Yüzde 0,3

Artırır”

STEM eğitiminin, çevreye ve sürdürülebilir kalkınmaya hizmet eden her türlü bilim kaynaklı çalışmayı geliştirmenin temeli olarak tanım-lanabileceğini ifade eden Coşkun, sürdürülebilir bir başarı ortaya konduğu takdirde, bunun Türkiye’deki kalkınma ve yenilenme sü-recine de katkı sağlayacağının altını çizdi. Kız çocuklarının eğitimi-ne yönelik toplumsal algıyı pozitif anlamda artırmanın da ülkelerin gelişmişlik hikayelerinde önemli bir kırılma noktası oluşturduğuna işaret eden Coşkun, “Ortaokul ve liseye giden mevcut kız öğrenci sayısının yüzde 1 artırılması, ülkelerde kişi başına düşen milli geliri de yüzde 0,3 oranında artıracağına dikkat çeken Coşkun, “Kızların bilim ve teknoloji hakkında bilgi sahibi olmalarını desteklemek ve onlar hakkındaki toplumsal algıları değiştirmek, çocuklar için kısa dönemde, ülkeler içinse uzun dönemde köklü ve olumlu değişim-lere yol açacaktır” ifadelerini kullandı.

‘Aziz Sancar Kız Çocukları İçin Stem’ Projesi Mersin’de

Nobel ödüllü Türk bilim insanı Prof. Dr. Aziz Sancar’ın girişimiyle Harriet Fulbright Enstitüsü tarafından başlatılan “Aziz Sancar Kız Çocukları İçin STEM” projesi ile Mersin’de 6. sınıfta okuyan 2 kız öğrenciden biri ABD Silikon Vadisi’ne, biri de Güney Kore’deki yaz kampına gitme fırsatı elde edecek.

KISA KENT HABERLERİ

Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz, ‘Sözlerini yeri-ne getirmedi’ eleştirilerine yanıt vererek, sözlerinin arkasında olduklarını, projele-rin tamamlanacağını söyledi. Kocamaz, “Helikopter ve deniz uçağı ile ilgili son aşamaya geldik. İhaleye çıkıyoruz. Deniz otobüsüyle ilgili de araştırmalarımız de-vam ediyor” dedi.

Başkan Kocamaz, CHP Milletvekili Serdal Kuyucuoğlu’nun geçtiğimiz hafta, kendi-sine yönelik olarak sözlerini yerine getir-mediği yönündeki iddialarına Büyükşehir Meclis Toplantısı’nın son birleşiminde ya-nıt verdi. İsim vermeden konuşan ve “Ben polemiğe girmek istemiyorum ama henüz bir yılı yapılanmayla geçmiş, bir yılı da çok yoğun bir gayretle geçmiş bir beledi-ye yönetimini ‘verdiği sözleri yerine geti-remedi’ diye eleştirenler olabiliyor” diyen Kocamaz, sözünün arkasında duracağını ve projelerin tamamlanacağını söyledi.

“İhaleye Çıkıyoruz”

Mersin’in hizmete açlığı olduğunu vurgu-layan Kocamaz, yapacakları birçok pro-jenin Bakanlıklardan izin almak zorunda oldukları projeler olduğunu belirterek, Raylı Sistem’i örnek verdi. Ulaşım Master Planı’nı tamamlayarak Çevre ve Şehirci-lik Bakanlığı’na sunduklarını anımsatan Kocamaz, “Raylı sistemle ilgili nasıl bir sonuç alınacak, Bakanlığın vereceği ka-rar ne olacak, bunlar da Mersin açısından çok çok önemli” diye konuştu.

Mersin’in bir numaralı sorununun işsizlik, iki numaralı sorununun da trafik olduğuna dikkat çeken Kocamaz, “Trafiği çözmeye yönelik çabalarımız devam ediyor. Bu toplantıda komisyona havale ettiğimiz Li-monluk, Mezarlık 1 ve Mezarlık 2 kavşak-ları ile ilgili kararımızı çıkaracağız. Bun-larla ilgili ihale yapmak gibi bir durum da söz konusu değil. Zaman kaybı olmasın

istiyoruz. Asfalt ihalemizin içerisinde bu projeyi hayata geçirmek istiyoruz” şeklin-de konuştu.

Kocamaz, seçim öncesi verdiği sözler arasında yer alan ve en fazla eleştirilen konuların başında gelen ‘helikopter’, ‘de-niz uçağı’ ve ‘deniz otobüsüne ilişkin de şu açıklamayı yaptı: “Helikopter ve deniz uçağı ile ilgili son aşamaya geldik. İhaleye çıkıyoruz. Deniz otobüsüyle ilgili de araş-tırmalarımız devam ediyor. Ben polemiğe girmek istemiyorum ama henüz bir yılı ya-pılanmayla geçmiş, bir yılı da çok yoğun bir gayretle geçmiş bir belediye yönetimi-ni, ‘verdiği sözleri yerine getiremedi’ diye eleştirenler olabiliyor. Ama şunu herkes bilsin ki, söz verdiğimiz projelerin büyük bir kısmı tamamlanacak.”

Trafikle ilgili çözüm üretmeye çalışırlar-ken, bir vatandaşın, ’18 tane battı-çıktı ne oldu?’ diye sorduğunu aktaran Koca-maz, seçim döneminde Tulumba Kavşağı ile ilgili söz verdiklerini dile getirerek, “Bu 18 tane battı-çıktı Ulaşım Master Planı ile ortaya çıktı. Ama mümkün olduğu kadar bunları bir plan, program çerçevesinde tamamlamak mecburiyetindeyiz” ifadele-rini kullandı.

İlçe Belediyelerine Tanıtım Günleri Çağrısı

Mersin’in tanıtımına yönelik çabaları-nın da devam ettiğini belirten Kocamaz, bu çerçevede, 28 Nisan 2016 tarihinde Ankara’da 2. Mersin Tanıtım Günleri’ni düzenleyeceklerini bildirdi. Tüm ilçe bele-diyelerinin stantların ayrıldığını kaydeden Kocamaz, “Tüm ilçe belediyelerimizin gerek hizmetlerini gerekse bölgelerinde-ki tarihi ve turistik değerleri tanıtmak için orada bir an evvel yer almalarını ve bu-nunla ilgili hazırlık yapmalarını da özellikle rica ediyoruz” dedi. (İHA)

Kocamaz:

“Helikopter Ve Deniz Uçağında Son Aşamaya Geldik”

KISA KENT HABERLERİ

Page 13: DENİZ TİCARETİ - mdto.org.trmdto.org.tr/wp-content/uploads/dergiler/2016/Nisan2016_internet.pdfDENİZ TİCARETİ Ertuğrul Sergisi Mersin’de Mersin 17. Kruvaziyer Gemisini Ağırladı

MERSİN DENİZ TİCARETİ NİSAN 2016

24 25

Mersin Barosu Başkanı Antmen, yaptığı açıklamada, Mersin’de son dönemde hukuki sorunların ve ihtilafların arttığını, bunun da Mersin Adliyesi’ne çok fazla iş yükü bindirdiğini belirtti. Mersin’in iyi yö-netilmediğini, bunun bu kentte yaşayan herkesin suçu olduğunu öne süren Ant-men, Türkiye’nin geneli itibariyle en çok Suriyeli misafir göçü alan kentin Mersin olduğuna dikkat çekti. Antmen, “Yüz bin-leri aşan rakamlarda kontrolsüz, kimlik-siz, nasıl geçindiğini, daha sonra ne ola-cağını bilmediğimiz kişiler Mersin’de cirit atıyor. Akşamları Çamlıbel, Silifke Cadde-si, Atatürk Parkı, hafta sonları ise Adnan Menderes Bulvarı, Mezitli artık Mersin’in dokusunu yansıtmayan ve Mersin’de ya-şayan diğer insanları buradan uzaklaştı-ran bir yapıya sahip olmaya başladı. Bu çok önemli” dedi.

“Türkiye’nin Hatalı Suriye Politikası Nedeniyle Mersin’in Ekonomisi

Bitmiştir”

“Bu kentin iyi yönetilmesi lazım” diyen Antmen, Mersin’in trafik başta olmak üze-

re Suriyeliler sorunu ve ekonomik sorun-ları olduğuna işaret etti. Mersin’in daha sanayi kenti mi, turizm kenti mi olduğunun bile belli olmadığını dile getiren Antmen, “Akkuyu Nükleer Santrali’nden mi bah-sedelim veya çevreyi kirleten sanayi yatı-rımlarından mı bahsedelim? Eğer burada turizm istiyorsanız, doğa istiyorsanız, bu-raya nükleer santral yapamazsınız. Bun-ların hepsi birbirini tetikliyor. Türkiye’nin hatalı Suriye politikası nedeniyle Mersin’in ekonomisi bitmiştir. Ne Irak ile ne Suriye ile artık ticaret yapamıyoruz. Burası bir li-man. Yabancı ülkelerden gelecek malların karayoluyla Suriye’ye, Irak’a gönderilmesi gerekiyor. Bunu yapamıyoruz, çünkü Su-riye bir bataklık” diye konuştu.

“Mersin’de Ceza Ve İcra Davaları Patladı”

Mersin’de bir taraftan ekonomik koşulla-rın ağırlaşması, bir taraftan yoğun Suriyeli göçü nedeniyle hukuki sorunların ve ihti-lafların da arttığına dikkat çeken Antmen, “İnsanlar mutsuz. Evde kavga, sokakta kavga, aile içi şiddet artıyor. Onun dışında insanlar arasındaki uyuşmazlıklar artıyor ve bu adliyenin iş yükünü artırıyor. Mutsuz

insan karşısındakileri de mutsuz eder ve ceza davaları patlıyor. Onun yanında za-ten esnafımızda para kalmadı, ticarette iş yapılamıyor, sanayicimiz kan ağlıyor. Bu nedenle iş davaları arttı, işçi ve işveren arasındaki uyuşmazlıklar arttı. İcra dava-ları arttı. Çek-senet tahsil edilemiyor ve bu bir kartopu olarak, birbirini daha çok etki-leyerek adliyede de büyük sıkıntı veriyor” ifadelerini kullandı.

Şu an için Mersin Adliyesi’nin fiziki şart-larının iyi olduğunu, ancak özellikle icra daireleri için personelin yetersiz kaldığını kaydeden Antmen, “Ama mahkeme ade-di, hakim ve savcı adedi anlamında iş yükünü karşılayacak durumda. Bu arada, hakim ve savcıların tam bağımsız olma-ları, hiç kimseden emir, talimat, tavsiye almadan işlerini yapmalarını gerekiyor. Avrupa’da bir hakim ağır cezada yılda 30 dosyaya bakıyorsa, burada belki 600 dosyaya bakıyor. Biz hakim ve savcıları kendi hallerine bıraksak tayin ve terfi kor-kusuyla karar vermeyecekler. Hiç kimse-den ürkmeyecekler. Gerçekten üzerlerine ne kadar yük yüklerseniz yaparlar ama yeter ki, rahat bırakalım onları” şeklinde konuştu.

Yolunuzu Hep Bilimle Çizmeye Çalışın

TÜGİAD YİK Başkanı Ali Yücelen ise 6. sınıf-taki kızların ileride birer bilim insanı olmaları için ilk adımı atacak olmalarını düşünmenin kendisini her şeyden daha çok heyecan-landırdığını, 6. sınıfta okuyan kendi kızının da projeye başvurduğunu anlattı. Yücelen, paneli izleyen kız öğrencilere seslenerek, şunları söyledi:

“Hiçbir şey içine sevgi katılmazsa başarıya ulaşamaz. Hiçbir şey içerisinde bir amaç gütmezse başarıya ulaşamaz. Sizler, bili-min içerisine sevgiyi katıp, insanlığa, mem-leketimize faydalı hale getirebilecek olan en uygun insanlarsınız. Okulların girişine, ‘Ha-yatta en hakiki mürşit ilimdir’ yazarız. Büyük önderimizin, bizim için rol model dediğimiz-

de ilk akla gelenin çok güzel bir sözüdür bu. Yolunuzu hep bilimle çizmeye çalışın. Mürşidiniz hep bilim olsun veya bilim yolun-da ilerleyenler olsun ki, siz de o başarıya ulaşabilin. Akıl yoluyla gitmeye çalışın. Geç-mişimize baktığımızda, bizdeki en kutsanan özelliğin ilim bilmek olduğunu bir kere daha anlarız. Mesela bayrağımızdaki ay, geçmiş kadim uygarlıklarda hep ilmin, aklın yansı-ması olarak sembol haline getirilmiş. Hilal de bize verilen kadar ilmi, aklı ifade etmiştir. Bizde bayrağımıza girecek kadar önemli bir konudur bilim. O yıldız da insandır. Bizde bilim insan için yapılır.”

“Hayatta en hakiki mürşit ilimdir” diyen bir liderin çocukları olarak, okuduğunu anla-mada 65 ülke arasında 42. sırada olmanın utanç verici olduğunu söyleyen Yücelen, Avrupa Birliği’nde mühendis ve bilim ada-mı ortalamasının yüzde 6,5, Türkiye’de ise

yüzde 2,5 olduğunu dile getirerek. Yücelen, kız öğrencilere ‘Okumaya, okuduğunuzu anlamaya devam’ çağrısında bulundu.

Bir Öğrenci Silikon Vadisi’ne Gidecek

STEM eğitim kampının ikinci gününde, Mersin Üniversitesi kampüsü içindeki spor salonunda 6. sınıf kız öğrencilerinin katıldığı STEM etkinliği gerçekleştirildi. 100 öğrenci-nin katıldığı etkinlikte öğrenciler gözetmen-ler eşliğinde projelerini hazırladı.

Projenin tamamlanmasıyla, kurayla belir-lenecek 22 öğrenciden biri ABD’de Silikon Vadisi’nde, diğeri Güney Kore Seul’de 1 haftalık eğitim gezisi kazanacak. Diğer 20 öğrencinin 10’u TÜBİTAK Konya Bilim Mer-kezi Kampı’na katılacak, 10’u ise tablet bil-gisayar kazanacak.

Antmen: “Kontrolsüz Suriyeli Göçü Ve Ekonomik Koşullar Davaları Patlattı”

Mersin Barosu Başkanı Alpay Antmen, hem ekonomik koşulların ağırlaşmasının hem de yüz binleri aşan kontrolsüz, kimliksiz en fazla Suriyeli göçü almasının Mersin’de ceza ve icra dava-larını patlattığını söyledi.

KISA KENT HABERLERİ

Page 14: DENİZ TİCARETİ - mdto.org.trmdto.org.tr/wp-content/uploads/dergiler/2016/Nisan2016_internet.pdfDENİZ TİCARETİ Ertuğrul Sergisi Mersin’de Mersin 17. Kruvaziyer Gemisini Ağırladı

MERSİN DENİZ TİCARETİ NİSAN 2016

26 27

DENİZCİLİK HABERLERİ

ODTÜ Endüstri Ürünleri Tasarımı Bölümü öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Hakan Gürsu başkanlığındaki “Designnobis” tasarım eki-bi, İtalya’nın Milano kentinde düzenlenen ve 87 ülkeden 12 binin üzerinde tasarımcının yarıştığı A’ Design Award’da 8 ödül birden kazandı. Gürsu, yaptığı açıklamada, tasa-rımları arasındaki “Shelter Pack” adı verilen sığınmacı barınma ünitesinin savaş veya doğal afet sonrası kullanılmak üzere geliş-tirildiğini anlattı.

Gürsu, “Deniz Taksi” adını verdikleri tasarı-mın ise İstanbul Boğazı için geliştirilen çift güverteli, 65 yolcu kapasiteli bir katamaran olduğunu aktardı. Bu özel deniz aracının konforuyla öne çıktığını, manzarayı yolcu-nun ayaklarına sererek boğaz yolcuğunu keyfe dönüştürdüğünü ifade eden Gürsu, “Deniz Taksi” tasarımının ise “yat ve deniz araçları tasarımı” kategorisinde, gümüş ödüle layık görüldüğünü kaydetti.

Gürsu’nun verdiği bilgiye göre ekibin,

“Wave LED Armatür” projesi ise karayolla-rında kullanılan LED aydınlatma armatürü-nün modüler tasarımı ile 3 sınıfta aydınlat-ma ihtiyaçlarını karşılamak ve yüksek katma değerli bir ihraç ürünü olarak tasarlandı. Bu tasarımla ODTÜ’lü ekip, “aydınlatma ürün-

leri” kategorisinde A’ Design ödülünü alma-ya hak kazandı.

ODTÜ’lü tasarımcılar yarışmada “el aletleri tasarımı” kategorisinde Naxe Balta tasarımı ile altın, “Reverence Çay Demleyici” tasa-rımlarıyla “mutfak ürünleri” kategorisinde gümüş, “Office On The Go” tasarımlarıyla “kırtasiye ürünleri”, “Leapvox Videotelefon” tasarımlarıyla “elektronik ürünler tasarımı” kategorilerinde bronz, “Zavinna” tasarım-larıyla “mobilya aksesuarları” kategorisinde A’ Design ödülünü kazandı.

Bu yıl 8 tasarım ile elektronik üründen ula-şım aracı ve aydınlatmaya pek çok farklı kategoride ödülleri toplayan tasarım ekibi, son 5 yılda tasarımla ilgili farklı yarışmalar-da toplam 70 ödüle isimlerini yazdırdı.

Yarışmanın ödül töreni, 8 Haziran 2016’da İtalya’nın Milano kentinde gerçekleştirile-cek. (Deniz Haber)

ODTÜ’lü Tasarım Ekibi Designnobis, İtalya’dan 8 Ödülle Döndü

ODTÜ Endüstri Ürünleri Tasarımı Bölümü öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Gürsu başkanlığındaki tasa-rım ekibi, İtalya’nın Milano kentinde düzenlenen A’ Design Award’da 8 ödül birden kazandı.

Antalya Serbest Bölge İşleticisi AŞ’de (ASBAŞ) Genel Müdürü Zeki Gürses, 50 metreden uzun ve 800 tondan ağır yatları denize indi-rebilmek için farklı bir yöntem uyguladıklarını, bunun da maliyetli olduğunu söyledi. 50 metre ve üstü yatların denizle buluşturulma-sında sıkıntı yaşandığını belirten Zeki Gürses, projelendirme çalış-masının ardından atma, çekme sisteminin kapasitesinin 90 metre yat uzunluğu ile 1500 ton ağırlığa çıkarılacağını kaydetti. Zeki Gür-ses, rıhtım bağlama kapasitesi ve yat atma ile çekme sisteminin yenilenmesinin ardından bölgeye bakım ve onarım için de yatların alınabileceğini vurguladı. Yenilenme çalışması hakkında proje ha-zırlattıklarını sözlerine ekleyen Gürses, “Bakanlığa yapılacak su-numun ardından en kısa sürede yeniliklerin hayata geçirileceğini düşünüyoruz. Çünkü bu yenilikler serbest bölgemiz ve yat üretimi için önemli ayrıntılar. Yıllık ticari hacmimiz ortalama 900 milyon ile 1 milyar dolar arası değişiyor. Bakım ve onarımı hayata geçirdiğimiz-de bu rakam iki katına yükselecek” dedi. (Deniz Haber )

Antalya Serbest Bölge’de Bu Yıl, 51 Yat Denize İndirilecekAntalya Serbest Bölge İşleticisi AŞ’de (ASBAŞ) faaliyet gösteren yat üretim şirketleri atağa kalktı. Serbest Bölge yönetimi, yıl içinde 51 yatı denize indirmeyi planlayan şirketler için rıhtımda bir dizi yenilik yapacak.

DENİZCİLİK HABERLERİ

Dünya Denizcilik Üniversitesi (World Ma-ritime University - WMU) tarafından Mal-mö’deki Merkez kampüste 26-27 Nisan 2016 tarihleri arasında düzenlenen De-nizyolu ile Yapılan Göç Sorunu” başlıklı sempozyuma katılan Ulaştırma, Deniz-cilik ve Haberleşme Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Suat Hayri Aka, Akdeniz ve Ege Denizi’nde yoğunlaşan göç sorunu konusunda Türkiye’nin yaptığı çalışmalar hakkında bilgi verdi.

Sempozyumun ilk gününde açılış konuş-masını yapan WMU Başkanı Cleopatra Doumbia-Henry’den sonra kürsüye ge-len Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleş-

me Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Suat Hayri Aka, Türkiye’de 3 milyona yakın göçmenin olduğunu belirterek, Türkiye Cumhuriyeti’nin misafiri olan bu insan-lara, devlet olarak 10 milyar dolarlık bir harcama yaptıklarını ve yapmaya devam edeceklerini söyledi.

Türkiye’nin coğrafi konumu nedeniyle, Avrupa geçiş güzergahı üzerinde olması ve Ortadoğu ülkelerinde iç siyasi istikrar-sızlıklardan dolayı, ülkelerini terk edenle-rin ilk durağının Türkiye olduğunu ifade eden Müsteşar Yardımcısı Suat Hayri Aka, göçmen durumuna düşen bu insanların Avrupa ülkelerine geçmek için Ege ve

Akdeniz’de yoğunlaştığını kaydetti.

Sempozyumda Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin yaptığı çalışmalar hakkında da bir sunum yapan Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Müsteşar Yardım-cısı Suat Hayri Aka, daha sonra katılımcı-lardan gelen soruları cevapladı.

İki gün süren sempozyuma, Avrupa Bir-liği, NATO, IMO, OIM, ICS, ILO, UNHCR, FRONTEX ve IMFR’nin içinde bulunduğu uluslararası örgütler, ABD ve İtalya Sahil Güvenlik Komutanlığı temsilcileri ile hat operatörleri ve ülke temsilcileri katılarak birer konuşma yaptı. (Deniz Haber)

Denizyolu İle Yapılan Göç Sorunu, WMU’da Masaya Yatırıldı

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Suat Hayri Aka, Malmö’de dü-zenlenen “Denizyoluyla Yapılan Göç” başlıklı Sempozyum’da, Türkiye’nin Göçmen Sorunu ile ilgili yaptığı çalışmaları anlattı.

Page 15: DENİZ TİCARETİ - mdto.org.trmdto.org.tr/wp-content/uploads/dergiler/2016/Nisan2016_internet.pdfDENİZ TİCARETİ Ertuğrul Sergisi Mersin’de Mersin 17. Kruvaziyer Gemisini Ağırladı

MERSİN DENİZ TİCARETİ NİSAN 2016

28 29

DENİZCİLİK HABERLERİ

1906 yılında inşa edilen HMS Dreadnought’ın gelişmiş versiyonu olan gemide, birbirinden önemli özel-likler bulunuyor. Buhar gücüyle çalı-şabilen gemide 12 inch ebatında bir makineli tüfek bulunuyor. Çimento tak-viyeli zırh ile kaplanan dış cephe, aynı zamanda füzelere karşı da dayanıklı hale getirildi. Gemi, savaş esnasında her türlü hareket kabiliyetine uygun olarak tasarlandı. Son derece çevik bir manevra hassasiyetine sahip olan HMS Dreadnought, kendi ekseni etra-fında bir turu 19 saniyede tamamlıyor.

20 savaş gemisi gücünde olan HMS Dreadnought, 50 kişilik bir ekip tarafın-dan yönetilebilecek. Gemide bulunan ‘Ay Havuzu’ sayesinde askeri dalgıç-ların çok hızlı bir şekilde suyun altına inmeleri sağlanabiliyor.

HMS Dreadnought’da bulunan drone güvertesi sayesinde 3D çekim yapabi-len çok sayıda drone, keşif uçuşu ya-pabilecek. 360 derecelik quadcopter sayesinde HMS Dreadnought, çevre-sinde bulunan ve yaklaşan tüm savaş gemilerini tespit edebilecek. Uzun

menzilli vuruş mesafesi sayesinde hiç-bir savaş gemisi HMS Dreadnought’a yaklaşamayacak.

Geminin yan tarafları grafen kaplı ultra güçlü akrilik ile kaplanacak. Buna ek olarak savaş esnasında istendiği taktir-de kenarlar saydam hale gelerek etkili bir görüş kolaylığı sağlanacak.

Yeni HMS Dreadnought için İngilizler herhangi bir tarih vermedi. Ancak mü-hendislerin bu konuda yoğun bir mesai harcadığı biliniyor. (Deniz Haber )

Güney Kıbrıs’ta İlk Özelleştirme Yapıldı, Limasol Limanı Devredildi

Güney Kıbrıs’ta, Troyka’nın memorandumu uya-rınca yapılması gereken özelleştirmeler kapsa-mında, ilk büyük özelleştirme için dün imzalar atıldı. Limasol Limanı, 25 yıllığına özel bir şirkete devredildi.

Limasol Limanı’ndaki konteyner terminal istasyonunun “Euro-gate-Interorient Navigation Company” ve “East Med Holdings” ortaklık şirketine, deniz hizmetleri ve çok amaçlı terminal istas-yonunun da “DP World/GP Vasilopulos” ortaklık şirketine tahsis edildiği bildirildi.

Özelleştirme sürecinin 9 ayda tamamlanması beklenirken, 25 yı-lın karşılığında elde edilecek olan 1,9 milyar Euro’dan, 10 milyon Euro’sunun, anlaşma imzalanır imzalanmaz hazineye girdiği be-lirtildi.

Rum Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Marios Dimitriadis konu ile ilgili açıklamasında anlaşmanın kritik öneme sahip olduğuna

vurgu yaparak, Rum ekonomisine büyük katkı yapacağını söy-ledi. (Deniz Haber )

Tüm Savaşları Kazandırabilecek Olan Gemi Tasarlandı

Dünyada son yıllarda artan terör olayları ve gelişmiş ülkelerin güç savaşı, askeri alanda birta-kım devrimleri de zorunlu kılıyor. İngiliz donanma mühendisleri de bu gereksinimleri karşıla-mak üzere yeni bir savaş gemisi tasarladı.

DENİZCİLİK HABERLERİ

Bankalarca denizcilik sektöründe kullanılmak üzere kullan-dırılan krediler ve alacakların yeniden yapılandırılmasına yönelik düzenlemeler için süre 31 Aralık 2015’ten 31 Aralık 2016’ya ertelendi. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kuru-munun (BDDK), “Bankalarca Kredilerin ve Diğer Alacakların Niteliklerinin Belirlenmesi ve Bunlar İçin Ayrılacak Karşılıkla-

ra İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliği” Resmi Gazete’de yayımlandı.

Buna göre, denizcilik sektöründe kullanılmak üzere kullan-dırılan kredilere yönelik hükümlerin uygulanması 31 Aralık 2016’ya kadar yapılabilecek. (Deniz Haber )

Denizcilik Ve Turizm Borçları Düzenlemesi Ertelendi

“Büyük” olarak tabir edilen 150 groston üzeri Türk bayraklı özel yat sayısı, son 5 yılda 31’den 120’ye çıktı.

Deniz Ticareti Genel Müdürlüğü verilerinden derlenilen bilgiye göre, Türkiye’de deniz ticaretinin gelişimi doğrultusunda, Türk Deniz Ticaret Filosu’ndaki 150 groston ve üzeri gemi sayısı artış gösterdi.

Yaş ortalaması 22 olan 150 groston ve üzeri gemilerden oluşan filoda, kuru yük gemileri, 322 adetle başı çekiyor. Kuru yük ge-milerini, 229 adetle balıkçı gemileri, 142 adetle deniz araçları, 133 adetle römorkörler, 108 adetle yolcu gemileri izliyor.

Filodaki 150 groston ve üzeri gemilerde, yat sayısındaki artış da dikkati çekiyor.

Türkiye’de 2010 yılında 57 olan ticari yat sayısı 88’e, özel yat sa-yısı ise 31’den 120’ye yükseldi. Bunlar içinde 300 groston üzeri ticari yat sayısı, 7’den 9’a, özel yat sayısı ise 9’dan 32’ye çıktı.

Türk Deniz Ticaret Filosu’ndaki 150 groston ve üzeri gemi sayısı ise son 10 yılda, bin 379’dan bin 886’ya yükseldi.

Bunlar arasında “Türk Uluslararası Gemi Sicili”ne sahip gemi sayısı 677’den 979’a, “Milli Gemi Sicili”ne sahip gemi sayısı ise 702’den 907’ye ulaştı. (Deniz Haber )

Türk bayraklı büyük yat sayısı120’ye ulaştı

Page 16: DENİZ TİCARETİ - mdto.org.trmdto.org.tr/wp-content/uploads/dergiler/2016/Nisan2016_internet.pdfDENİZ TİCARETİ Ertuğrul Sergisi Mersin’de Mersin 17. Kruvaziyer Gemisini Ağırladı

MERSİN DENİZ TİCARETİ NİSAN 2016

30 31

Türkiye’ye giriş-çıkış yapan Türk veya ya-bancı bayraklı yatların kayıt işlemlerinde kullanılan belgelerin elektronik ortamda takibi Gümrük ve Ticaret Bakanlığının tüm taşra idarelerinde kullanıma açıldı.

Program sayesinde bugüne kadar yakla-şık 9 bin 500 yat kayıt altına alındı. Bunla-rın 6 bin 764’ü Türkiye karasularına giriş, 2 bin 588’i ise çıkış başvurusunda bu-lundu. Öte yandan kış aylarını Türkiye’de geçiren veya el değiştiren yatlar da kayıt altına alındı. Söz konusu kayıtlarda ABD bayraklı 2 bin 376 yat ilk sırada yer alır-ken, bunu 861 yat ile Türkiye, 728 yat ile de İngiltere takip etti.

Programın hayata geçirilmesiyle yatların Türkiye karasularına giriş-çıkış tarihleri,

varış yeri, yolculuk süre bilgileri ve müret-tebat ile demirbaş bilgileri gibi veriler bil-gisayar ortamında kayda alınmaya baş-landı. Kayıtların ilgili idareler tarafından eş zamanlı görünmesi sağlandı.

Kayıtlar daha önce gümrük idarelerinin kullandığı defterlerde tutuluyordu. Prog-ram sayesinde, kayıtlar bilgisayar ortamı-na taşındı ve işlemler hızlandı. Söz konusu yatlara ait veriler daha güvenli ve eksiksiz olarak depolanmaya başlandı. Böylece ihtiyaç duyulması halinde belgelerin in-celenmesi ve risk analizine tabii tutulması mümkün hale geldi. Kayıtların sonradan kontrolünün kolaylaşması denetim boş-luklarını da ortadan kaldırdı. Aynı şekilde, yurt dışı seferlerde kullanılmak üzere Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) alınmayan yakıtın

takibi de daha etkin hale geldi. Bu alanda yaşanan usulsüzlüklerin de önüne geçil-miş oldu. - Program “Kaçakçılık Bilgi Ban-kası” ile entegre edildi

“Yat Takip Programı” kaçakçılık olayları-nın hafızası olarak da adlandırılabilecek “Kaçakçılık Bilgi Bankası” ile entegre hale getirildi. Gerek yatların mevzuata aykırı bir şekilde kullanımı, gerekse yatlar vası-tasıyla yapılan kaçakçılığa ilişkin önlemler daha iyi bir noktaya taşındı.

Programın belirli kısımlarının, sektörün önemli aktörlerinden olan yat acentele-rinin erişimine açılmasıyla bürokrasinin daha da azaltılması ve bu yolla sunulan hizmet hızının artırılmasına dönük çalış-malar da devam ediyor. (Deniz Haber )

Türkiye karasularına giren-çıkan yatlara elektronik takip

Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın “Yat Takip Programı” ile yerli ve yabancı bayraklı yatların Türkiye karasularına giriş ve çıkışları elektronik ortamda kayıt altına alındı.

DENİZCİLİK HABERLERİDENİZCİLİK HABERLERİ

Dünya Doğayı Koruma Vakfı’nın (WWF) Londra Zooloji Topluluğu ile ortaklaşa yürüttüğü araştırmada, özellikle insanların beslenme amaçlı tükettikleri deniz canlılarının sayısındaki düşüşün hız ka-zandığı, ton balığı ve uskumru nüfusunda yüzde 74 azalma oldu-ğuna dikkat çekildi.

Dünya Doğayı Koruma Vakfı’nın 2015 Yaşayan Mavi Gezegen Ra-poru, deniz ekosistemdeki değişimi gözler önüne seriyor. Rapor sonuçlarını değerlendiren WWF Başkanı Marco Lambertini, “İn-san refahıyla doğrudan bağlantılı balık türlerine baktığımızda po-pülasyonların hızlı bir düşüşe geçtiğini görüyoruz. Balık türlerinin devamlılığı için mercan resifleri, mangrovlar ve deniz çayırları gibi ihtiyaç duydukları yasam alanları da eşit derecede tehdit altında” diyerek tehlikeye dikkat çekiyor.

Orkinos ve Torik Nüfusu Azalıyor

Bin 200’den fazla canlı türünün incelendiği araştırmada, aşırı av-cılık gibi insan kaynaklı aktivitelerin yanı sıra iklim değişikliğinin de bu nüfus düşüşünde etkisi olduğu, okyanusların havadan em-dikleri karbondioksit nedeniyle sularındaki asit oranının yükseldi-ğini bunun da su altındaki canlı türlerine zarar verdiği kaydedildi. Ekonomik değeri olan balık türleri indeksi, balık popülasyonunda küresel olarak 1970 ile 2010 arasında yüzde 50 düşüş olduğunu gösteriyor. Veri kaynakları, ekonomik değere sahip balık popü-lasyonları arasında 459 tanesi için tehditlerle ilgili bilgi içeriyor. Vakaların büyük çoğunluğunda aşırı avcılık ana tehdit olarak ta-nımlanıyor. Listelenen diğer tehditler, yaşam alanlarının azalması, kaybolması ve iklim değişikliğinin etkileri olarak sıralanıyor.

Uskumru, orkinos ve torik ailesi olarak tanımlanan Scombridae indeksi, 17 türün 58 popülasyonuna dayalı bir indeks ve bu in-deks, 1970 ile 2010 yılları arasında yüzde 74 azalma olduğunu gösteriyor.

Gelişmiş Ülkeler Önlem Almaya Başladı

Yeni Zelanda hükümeti, kendi kara sınırlarının iki katı büyüklüğün-de bir okyanus alanını koruma altına almaya hazırlanıyor. Karma-dec Okyanus Sığınağı, bu bölgedeki tüm avlanma faaliyetlerine yasak getireceğini duyurdu. Bu yasakla bölgenin benzersiz ya-pısı da koruma altına alınacak. Sığınak bu yıl faaliyete geçecek ve dünyanın en derin ikinci deniz çukurunu ve 50’ye yakın deniz altı volkanını da içinde bulunduracak. Ayrıca bu bölge, balık, kuş, balina ve deniz kaplumbağaları açısından son derece zengin. Bunlar göz önünde bulundurulduğunda bu projenin önemini kav-ramak son derece kolay oluyor.

Elbette ki balıkçılık sektörü bu karardan hiç ama hiç memnun de-ğil. Ancak proje büyük destek gördü ve herkes bu bölgenin bu gidişle insanlar yüzünden yaşanamaz hale geleceğinden emin. Yeni Zelanda’ya ek olarak Amerika Birleşik Devletleri hükümeti de

böyle bir proje yapmayı gündemlerine aldı.

Deniz Çayırları Üçte Bir Azaldı

Deniz çayırları, dip yapısını tutmak ve deniz yatağını dengelemek-ten dugong’lar, deniz ayıları ve yeşil deniz kaplumbağaları için beslenme alanı sağlamaya ve ticari olarak önemli balık türleri için kritik yaşam alanı oluşturmaya kadar bir dizi ekosistem hizme-ti veriyor. Aynı zamanda muazzam miktarda karbon depoluyor. Deniz çayırlarının kilometre kare başına 83 bin ton karbon de-poladığı tahmin edilmektedir. Bu miktar tipik bir karasal ormanın iki katından daha fazladır. Dünya çapında deniz çayırları yayılımı, geçtiğimiz yüzyıl, yüzde 30 oranında azaldı. Deniz çayırı yaşam alanlarının durumunu ortaya koymak için 215 çalışmanın küresel bir değerlendirmesi yapıldı. Deniz çayırları alanında düşüşün acı-masız bir şekilde yılda yüzde 1,5 olduğu ve ilgili bölgelerde 127 yılda toplam alan kaybının 3 bin 370 kilometrekare olduğu be-lirtilen değerlendirmede, 1879’dan 2006’ya kadar dünyanın her yerinden toplam bin 128 gözlem dâhil edildi. Bu verilerden küre-sel ölçekte bir sonuca varmaya çalışıldığında, 1879’dan beri 51 bin kilometrekare deniz çayırı alanının yüzde 29’unun kaybedildiği vurgulandı. Şu anki ortalama küresel deniz çayırı yayılımının ise 177 bin kilometrekare olduğu belirtiliyor.

Londra Zooloji Derneği de (ZSL), 232 türün 350 popülasyonu-nun verisine dayanarak deniz çayırı yaşam alanlarında bulunan balık nüfusu için bir endeks hazırladı. Deniz çayırlarındaki balık endeksi, 1970 ile 2010 yılları arasında yüzde 70’in üstünde dra-matik bir düşüş olduğunu gösteriyor. YGE veri kaynakları, deniz çayırlarında yaşayan popülasyonlar için ana tehdidi aşırı avcılık olarak tanımlıyor; arkasından ise yaşam alanı kaybı, değişimi geli-yor; kirlilik tehdidi ise yine deniz çayırı alanlarında balık ve mercan resifi indekslerinden daha yüksek gibi gözüküyor. (Deniz Haber )

Denizlerdeki Canlı Popülasyonu Yüzde 49 Azaldı

Dünya Doğayı Koruma Vakfı’nın yürüttüğü araştırma, 1970’den bugüne su altında yaşayan memeli-ler, deniz kuşları, balıklar ve sürüngenlerden oluşan popülasyonun yüzde 49 azaldığını gösteriyor.

Page 17: DENİZ TİCARETİ - mdto.org.trmdto.org.tr/wp-content/uploads/dergiler/2016/Nisan2016_internet.pdfDENİZ TİCARETİ Ertuğrul Sergisi Mersin’de Mersin 17. Kruvaziyer Gemisini Ağırladı

32 33

Mektupta bahsi geçen “İlyas” isimli öğ-renci halen Mersin’de yaşayan Sayın İlyas Yılgör’dür.

***

Dr. Ahmet Muhtar Bey’in trahom mücade-lesinde önemli katkıları olmuştu. 1930’da Mersin’in bütün okullarında bir göz tara-ması yapılmasını ve trahomlu öğrencile-rin ayrı bir okulda toplanmasını sağlamış; “Gözlerimizi Nasıl Koruyalım?” başlıklı bir kitapçık hazırlamıştı. Muhtar Bey, oğlunun kendisi gibi doktor olmasını arzu ediyor-du. Bu amaçla, hastaneye giderken ba-zen oğlunu da beraberinde götürüyordu. Ama bir ameliyat sırasında yaşananlar ters tepki yarattı:

“Babam bir gün Silifke’de bir göz ameliya-tına beni de yanında götürdü. Orada kan görür görmez kaçtım. Kaçış o kaçıştır. Çok hassas bir olay. Doktor olmamı istiyordu, ama baktı bende hayır yok. Daha sonra beni Tarsus Amerikan Koleji’ne yazdırdı.”

***

O yıllarda Mersin’de lise yoktu. Ortaokul-dan mezun olup eğitimlerine devam et-mek isteyenler her gün ünlü 5.20 treni ile

Adana’ya gitmek zorundaydılar. Çocuk-larının İngilizce öğrenmesini de isteyen ailesi Feyyaz’ı Tarsus Amerikan Koleji'ne göndermeye karar verdi.

Feyyaz Berker 13 yaşındayken, Atatürk’ün Hatay meselesi nedeniyle 1938 Mayıs ayında gelişini anımsıyor (Atatürk 20 Ma-

yıs 1938'de, askeri birliklerin geçit törenini izledikten sonra, vali konağında misafir edilmiş, 23 Mayıs 1938 gününe kadar Mersin'de dinlenmiş, çevrede gezintiler yapmıştı):

“Ben Tarsus Amerikan Koleji’nde öğren-ciyken Atatürk’ün Mersin’e trenle gelece-ğini duyduk. Bizi tren istasyonuna götür-düler. Sıralandık. Atatürk’ü göreceğiz diye çok heyecanlanmıştık. Ama hastalığının son dönemiydi. Tren durmadı, yavaşladı. Biz de hayal, meyal görebildik ya da gö-zümüzde canlandırdık. Tren geçip gitti ve hepimiz çok üzüldük.”

Feyyaz Tarsus’ta iki sene okudu. 26 Mart 1939 tarihinde milletvekili genel seçimleri yapıldı ve Dr. Muhtar Bey VI. Dönem İçel milletvekili seçildi. Berker ailesi Ankara'ya taşındı. Tarsus Amerikan Koleji'nden ay-rılmak zorunda kalan Feyyaz Berker,1939 sonbaharında, İngilizce eğitimine devam edebilmesi için İstanbul'da Robert Kolej'e yatılı olarak gönderildi. Liseyi bitirdikten sonra 1942 yılında aynı okulun inşaat mühendisliği bölümüne devam etti. 1946 yılında Robert Koleji bitirdi. Amerika Bir-leşik Devletlerine gitti ve 1948 yılında Michigan Üniversitesi'nden inşaat yüksek

Anılardaki MersinNihat Taner Anılardaki Mersin

Feyyaz Berker 7 Ekim 1925’te Mersin’de dünyaya geldi. Göz doktoru Ahmet Muh-tar Berker ve eşi Fatma Ünsiye Hanım’ın, kızları Beria’dan sonra ikinci çocuğuydu (*). Okul çağına geldiğinde ablası gibi Çankaya İlkokulu’na kaydoldu. Okul ünlü iş adamı Konstantinos Mavromati tarafın-dan Rum Ortodoks Kilisesi ile birlikte yap-tırılmıştı. Eski adı “Mavromation Partena-gogion” olan okulun giriş kapısı, fıskiyeli havuzu ve merdivenleri kilise gibi mermer kaplıydı. Cumhuriyet’in ilanından sonra Maarif Vekâleti’ne bağlanmış ve Çankaya adı verilmişti. Eğitim kalitesi nedeniyle ai-lelerin tercih ettiği okulun başında Niyazi Arığ Bey vardı. Disiplin merakı ile tanınan Niyazi Bey çocukların okul çıkışında başı-boş kalmasını istemez, bu nedenle üst sı-nıftaki çocuklar küçüklere evlerine kadar eşlik ederdi. Okulda her hafta Çarşamba günleri öğleden sonra laterna ile müzik dinletilir, bazen bu dinletilere başka okul-ların öğrencileri de katılırdı.

Sınıf öğretmeni Fazilet Hanım küçük Feyyaz’ı çok etkilemişti. O günleri anar-ken şöyle diyor: “Fazilet Hoca benim ha-yatımda çok önemlidir. İnsanların ilkokul öğretmenleri çok önemli. Genç bir hocay-dı. Söyledikleri benim için vazgeçilmez kuraldı.”

Yaklaşık on yıl önce, Çankaya’dan sınıf arkadaşı İrfan Koç kendisine bir mektup ve fotoğraf göndermişti:

“Eski eşyaları karıştırırken, ilkokul sıraları-na ait bir fotoğraf elime geçti. Tarih itiba-riyle 71 seneyi geçmiş. Bir anda hatıralar ve resimdeki o çocukluk arkadaşlarımın hayali canlanıverdi. Çankaya İlkokulu’nun bahçesi olarak kullanılan eski kilisenin önünde, Fazilet öğretmenimizin etrafında

bulunan bizlerin anısı bir bir canlanıverdi. Bu grubun büyük bir kısmını hatırlayıver-dim. Hemen hemen yarısına yakın kısmı-nın rahmetli olduklarını biliyorum. Geçen-lerde bir televizyonda sizin TÜSİAD’a ait konuşmanızdan bilgi sahibi oldum.

Ders arasındaki paydosta, bu kilise bah-çesinde çok koştuk. Hele, kilise duvarın-daki meyilli çıkıntıda koşarak muvazene temin etmeyi bir maharet olarak kabul ederdik, çünkü çoğu bunu yapamazdı.

Sizde belki yoktur düşüncesiyle bir kopya takdim ediyorum. Sizin hemen önünüzde-ki sıradaki uzun boylu (ismini İlyas olarak hatırlıyorum) çocuğun sağ yanındaki ki-şiyim (işaretli). İnsan yaşlandıkça geriye, hatırlayabildiği kadar geriye, çocukluğuna gidiyor. Buna vesile olan maddi vakıalar da şuurda hemen bir film oynatıveriyor. Ben bu resme bakmaktan büyük mutluluk ve rahatlık duydum. Bu vesileyle hayatta kaldığını gördüğüm bir arkadaşın da, şöy-le bir geziye çıkacağını ümit ediyorum.”

Feyyaz Berker

Dr. Muhtar Berker ve oğlu Feyyaz

Çankaya İlkokulu – Fazilet öğretmen ve öğrencileri

Anaokulu öğrencileri

Çankaya İlkokulu – Fazilet öğretmen ve öğrencileri

Tarsus Amerikan Koleji Hazırlık Sınıfı (oturanlar soldan 2. Feyyaz Berker, en sağda Süha Merze)

Page 18: DENİZ TİCARETİ - mdto.org.trmdto.org.tr/wp-content/uploads/dergiler/2016/Nisan2016_internet.pdfDENİZ TİCARETİ Ertuğrul Sergisi Mersin’de Mersin 17. Kruvaziyer Gemisini Ağırladı

MERSİN DENİZ TİCARETİ NİSAN 2016

34 35

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K

Anılardaki Mersin

mühendisi olarak mezun oldu. Bir süre Kaliforniya’da çalıştıktan sonra 1949'da Ankara'ya döndü. 1949-1950 yılları ara-sında Ankara'da yedek subay olarak as-kerliğini tamamladıktan sonra Esenboğa Hava Meydanı inşaatında şantiye şefi olarak çalışmaya başladı. 18.3.1955’te Alev Ögel ile evlendiler. 1956’da Meltem, 1961’de Şebnem adında iki çocukları dünyaya geldi.

1956 yılında meslektaşı Nihat Gökyiğit ile Feyyaz-Nihat Müşavirlik Mühendislik (FN) şirketini kurdular. Bir süre sonra Necati Akçağlılar’ın katılımı ile şirketin ismi FNN oldu. 1957’de Tekfen İnşaat adında yeni bir şirket kuruldu. Tekfen giderek büyüdü, mühendislik ve taahhüt alanında dünya-nın önde gelen kuruluşlarından biri ol-manın yanı sıra kimya sanayiinden finans sektörüne, gemi yapımından gıda sektö-rüne kadar çeşitli alanlarda faaliyet gös-teren 50’den fazla şirketten oluşan Tefken Holding’e dönüştü. Feyyaz Bey uzun yıllar Holding'in Yönetim Kurulu üyeliğini ve başkanlığını yaptı. Tekfen Holding’deki

görevlerini 2014 Ağustos ayında torunu Sinan Uzan’a devretti.

Türk Sanayici ve İş Adamları Derneği Yö-netim Kurulu Başkanlığı (1971-79), Yük-sek İstişare Konseyi Başkanlığı (1995-1996) yaptı ve 1997’de TÜSİAD Onursal Başkanı seçildi. DEİK (Dış Ekonomik İliş-kiler Kurulu), TAPV (Türkiye Aile Sağlığı ve Planlaması Vakfı), Hisar Eğitim Vakfı, Robert Kolej Mezunlar Derneği, Boğazi-çi Üniversitesi Danışma Kurulu, Stanford Araştırma Enstitüsü, MESS (Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası), TİSK (Türkiye İş-veren Sendikaları Konfederasyonu), TÜ-SEV (Türkiye Üçüncü Sektör Vakfı), TE-SEV (Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı), TEMA, DenizTemiz TURMEPA, TEGV (Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı), TTGV (Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı) kuruluşunda ve yönetiminde görev aldığı, onursal üyeliğinin devam ettiği kuruluş-lardan bazılarıdır.

(*) Beria Berker 16 Temmuz 1920’de İstanbul’da doğdu. Üsküdar Amerikan

Kız Kolejini, Siyasal Bilgiler Fakültesi Ga-zetecilik bölümünü bitirdi. University of Kentucky’de kütüphanecilik eğitimi aldı. Bu sırada Vedat Kerem ile tanıştı ve evlen-diler. Türk-Amerikan Kadınlar Derneği’nin kurucularından olup başkanlığını da yap-mıştı. Usta bir briç ve tenis oyuncusuydu. Çift kadınlarda Türkiye Tenis şampiyonu olmuştu. 29 Temmuz 2006’da vefat etti.

Kaynakça:

1) Sayın Feyyaz Berker’den alınan bilgi ve belgeler.

2) FB Feyyaz Berker, yazan ve yayına ha-zırlayan Mehmet Altun, Kurumsal Yayınlar Ltd. Şti. Ekim 2015, İstanbul

Tarsus Amerikan Koleji öğrencileri (oturan en sağda F.B.)

1930'lu yıllarda Avrupai bir kent görünü-mündeki Mersin’de tenis popüler bir spor-du. Küçük yaşta tenise başlayan Feyyaz Berker, tenis oynamayı 82 yaşına kadar sürdürdü.

Page 19: DENİZ TİCARETİ - mdto.org.trmdto.org.tr/wp-content/uploads/dergiler/2016/Nisan2016_internet.pdfDENİZ TİCARETİ Ertuğrul Sergisi Mersin’de Mersin 17. Kruvaziyer Gemisini Ağırladı

MERSİN DENİZ TİCARETİ NİSAN 2016

36 37

DENİZ FENERİ

Zarafet göze batmak değil, akılda

kalmaktır.

Giorgio Armani

Günümüz insanının metronun zamanında gelmesini temenni etmekten başka hiçbir beklentisi yoktur.

Paul Simon

Kafanızın içini boşaltın, tıpkı bir masanın üstünü boşaltır gibi.. Sonra her şeyi yeniden yerleştirin.

Rene Descartes

Geceleri uyumayanların yolundan çekilin.

F. Nietzsche

Verdiğini hiç unutmayan ama

aldığını çabucak unutan insandan

daha tehlikelisi yoktur.

Konfüçyüs

Harika işler trendlere, modaya ve popüler yorumlara boyun eğenler tarafından yaratılamaz

Jack Kerouac

Kuru pantolon ile balık tutulmaz

Miguel de Cervantes

Yolculuklar ilginçtir,

Dağlardan,

Deniz kıyılarından,

Kentlerden,

Gecelerden geçilir.

İnsanlardan geçilir..

T. Özlü

Neye sahip olduğunuz değil, neyin keyfine varabildiğimizdir mutluluğu yaratan

Charles Spurgeon

Dünyayı değiştireceklerine inanacak kadar çılgın olanlar, dünyayı değiştirecek olanlardır.

Steve Jobs

Başkaları için duyduğun kaygı, kendin için duyduğun kaygıların önüne geçmişse olgunlaşmışsın demektir.

John Mac Noughton

Biri size kızdığında, söylediklerini sakın unutmayın.

Victor Hugo

Dünyada hiç kimse seyirci koltuğunda oturan cesur insanları

alkışlamaz. Alkışlar hep sahneye

çıkanlar içindir. Tayfun Topaloğlu

En iyi öğretmenin son yaptığın

hatandır.

Ralph Nader

Page 20: DENİZ TİCARETİ - mdto.org.trmdto.org.tr/wp-content/uploads/dergiler/2016/Nisan2016_internet.pdfDENİZ TİCARETİ Ertuğrul Sergisi Mersin’de Mersin 17. Kruvaziyer Gemisini Ağırladı

38 39

Kıyı Emniyeti Yeni Botlarını Teslim Aldı

Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü ta-rafından inşa ettirilen Kıyem 5 ve Kıyem 6 isimli Çok Maksatlı Hızlı Tahlisiye Botu düzenlenen törenle denize indirildi.

Yalova Özata Tersanesince inşa süreci tamamlanan Kıyem 5 ve Kı-yem 6 hızlı tahlisiye botları, gemi tescil işlemlerinin tamamlanması-nın ardından Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü’nün filosuna katılarak, 1 Nisan tarihi itibarıyla Harem Tah-lisiye Bot İstasyonu’nda konuşlan-dırıldı. 2012 yılında 2 adet teslim edilen ve 2 adet daha sipariş alınıp inşasına başlanan arama kurtarma botları özellikleriyle dikkat çekiyor. Tekneler 23,30 metrelik tam boya ve 6,60 metrelik tam genişliğe sa-hip. Alüminyum malzemeden inşa edilen tekneler tam yüklü deplas-manı olan 70 ton, draftı 2,20 metre ve 27 deniz mili hıza ulaşabiliyor. 6g dalga kuvvetine dayanıklı olup self righting (su içerisinde ters dö-nebilen batmayan) özelliğinde di-zayn edilen Kıyem 5 ve Kıyem 6, 6 kişilik personeli ile özel durumlara ani müdahale yapabiliyor. İki dizel makine(2x1080 kw), iki devir düşü-rücü dişli, iki şaft hattı ve iki adet kontrol edilebilir kanatlı pervaneden oluşan ana tahrik sistemi ile gemi azami olarak 27 deniz mili hıza ula-şabiliyor. (Vira Haber)

DENİZCİLİK GÜNDEMİNDEN KISA KISA

Orta Asya-Basra Körfezi Ulaşım Koridoru hayata geçiyor

Özbekistan, Türkmenistan, İran ve Umman arasında daha önce im-zalanan Orta Asya- Basra Körfezi ulaşım koridorunun oluşturulması-na ilişkin anlaşma yürürlüğe girdi. Özbekistan Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, Nisan 2011’de Özbekistan, Türkmenistan, İran ve Umman arasında imzalanan Orta Asya- Basra Körfezi ulaşım kori-dorunun oluşturulmasına ilişkin anlaşmanın tüm taraflarca onaylandığı bildirildi.

Bu sayede artık anlaşmanın yürürlüğe girdiği belirtilen açıklamada, an-laşmanın, Orta Asya ve Basra Körfezi ülkeleri arasında kesintisiz yük-lerin taşınması ve transiti çerçevesinde güvenilir ulaşım koridorunun oluşturulmasını amaçladığı kaydedildi. Anlaşmayla ulaşım masrafla-rının düşmesi ve ulaşım süresinin kısalması ile bu çerçevedeki resmi evrakların sadeleştirilmesinin beklendiği vurgulandı. (Deniz Haber)

Carnival Vista Türkiye’yi rotasından çıkardı

Amerika’nın en büyük kruvaziyer şirketlerinden Carnival Cruise’in en yeni gemisi Carnival Vista 1 Mayıs’ta yapacağı Türkiye sefe-rini iptal etti. Dünyanın en büyük kruvaziyer şirketleri arasında yer Carnival´in en büyük gemisi ola-rak ilk inşa edilen Carnival Vista rota değişikliği yaparak rotada yer almasına rağmen İzmir’e uğrama-yacağı belirtildi. Yolcular tarafından rezervasyonu yapılıp ödenmiş olan İzmir turlarının paraları şirket tara-fından geri ödenecek. İzmir iptalinin şimdilik Mayıs ayından başlayarak Haziran ortasına kadar süreceğini bildiren Carnival şirketi, o tarihten sonraki dönem için henüz kesin ka-rar vermeyip, durumu vakti gelince tekrar gözden geçireceğini açıkla-dı. (Deniz Haber)

Düzensiz göçü önlemek için Sahil Güvenlik Karakolu

kurulacak

Sahil Güvenlik Komutanı Tümami-ral Hakan Üstem, artan yasa dışı faaliyetler ve düzensiz göç olayları nedeniyle denize kıyısı bulunan 25 ilde Sahil Güvenlik Karakolları kuru-lacağını açıkladı.

Ege Denizi’nde düzensiz göç trafi-ğinin yoğun olduğu bölgelerde 24 saat esasına göre kesintisiz olarak görev yaptıklarını belirten Üstem, “Mobil Radar Timleri ile karadan kontrol faaliyetleri icra edilmekte, havadan kontrol faaliyetleri kap-samında SG hava unsurlarından istifade edilmekte. Açık denizlerde uzun süreli görev ihtiyacı kapsa-mında sekiz 600 sınıfı gemi tedarik edilecek. Ağır hava şartlarında ara-ma kurtarma görev ihtiyacı kapsa-mında tedariki planlanan altı çok maksatlı helikopteri envantere ka-zandırılacak.” diye konuştu. (Deniz Haber)

Celestyal Cruises Türkiye’yi ana liman seçti

Celestyal Cruises CEO’su Kyriakos Anastassiadis, “Bazı cruise gemileri Tür-kiye limanlarından çekilirken, biz en yeni gemimiz Celestyal Nefeli’nin ana limanı olarak Türkiye’yi seçtik” dedi.

Anastassiadis, “ Türkiye bizim hedef bölgemizin bir parçası.” dedi. Anas-tassiadis, terör saldırılarına rağmen bu bölgede kalma kararlarına ilişkin, “Hem yolcularımızın hem de mürettebatın güvenliği bizim için birinci koşul-dur. Liman güvenlik görevlilerinin ve polisin sunduğu iş birliği sayesinde her anlamda güvenlik önlemi alıyoruz. Yolcularımıza ve mürettebatımıza güvenli bir tur vadediyoruz. Bu bölgeyi hedefleyen bir şirket olarak, Türkiye’yi gözardı etmemiz, tur noktalarımızın dışına çıkarmamız bizim için düşünülemez bir şey.” ifadelerini kullandı.

Celestyal Cruises Türkiye Temsilcisi Karavan Turizm’in Yönetim Kurulu Üyesi Gianluigi Baltazzi de firma olarak 2014’te 10 bin, 2015’te 25 bin olan sayıyı bu yıl 45 bine çıkarmayı hedeflediklerini söyledi. (Deniz Haber)

Ucuz petrol fiyatları Süveyş Kanalı’nı bitirdi

Düşen petrol fiyatları ticaret ve yük gemilerinin rotalarını değiştirme-sine sebep oldu. Şirketler Süveyş Kanalı’na yüksek geçiş ücreti öde-mek yerine Ümit Burnu’nu dolaşa-rak ulaşımı sağlıyor. Süveyş Kanalı 19. yy’da ticaret ve ekonomi ala-nında büyük bir devrim niteliği ta-şıyordu. Gemicilik firmaları yıllarca Mısır’a ait bir devlet kuruluşu olan Süveyş Kanal İdaresi’ne kanaldan geçiş amacıyla milyarlarca dolar ödemek zorunda kaldı. Ancak gü-nümüze gelindiğinde petrol fiyat-larındaki düşüş Süveyş Kanalı’nın önemini yitirmesine sebep oldu. Deniz ticareti uzmanı SeaIntel şir-ketinin yayımladığı rapora göre, ekim ayından şubat sonuna kadar Asya’dan demir alarak Avrupa ve ABD’ye yük taşıyan 115 gemi Sü-veyş Kanalı yerine, Güney Afrika’da Ümit Burnu’nu geçerek rotasını ta-mamladı. Uzun rotayı yüksek hızla kat etmenin Süveyş Kanalı’nı ge-çerken harcanan zamana yaklaştı-ğı belirtildi. Sealnet’e göre Güney Afrika rotasını tercih edenlerin her defasında 235 bin dolar kar ettiği görüldü. Rapor, kanal idarelerinin rota tercih ekonomisinde değişik-lik yapacaksa geçiş ücretlerinin Süveyş’te yüzde 50 oranında in-dirime gitmesi gerektiğini söyledi. (Deniz Haber)

Page 21: DENİZ TİCARETİ - mdto.org.trmdto.org.tr/wp-content/uploads/dergiler/2016/Nisan2016_internet.pdfDENİZ TİCARETİ Ertuğrul Sergisi Mersin’de Mersin 17. Kruvaziyer Gemisini Ağırladı

MERSİN DENİZ TİCARETİ NİSAN 2016

40 41

Sahil Güvenlik Akdeniz Bölge Komutanlı-ğınca Mersin'de deniz canlılarının korun-ması ve küçük boy balık avcılığının önlen-mesi amacıyla yaklaşık 1 yıldır yürütülen "Yavru Balık Denizde, Gelecek Elimizde Projesi" ile binlerce kişiye ulaşılarak yasa dışı avcılık konusunda farkındalık oluştu-ruldu.

Projenin tamamlanması dolayısıyla Mer-sin Kültür Merkezi'nde düzenlenen tören-de, saygı duruşunda bulunuldu, İstiklal Marşı okundu, tanıtım filmi gösterildi.

Sahil Güvenlik Akdeniz Bölge Komutanı Albay Fatih Erhan, projenin, denizlerin sevdirilmesi, denizlerdeki canlıların ko-runması ve küçük boy balık avcılığının za-rarları konusunda farkındalığın artırılması

amacıyla yürütüldüğünü belirtti.

Proje kapsamında çeşitli etkinlikler de yapıldığını bildiren Erhan, şu bilgileri ak-tardı:

"Küçük boy balık avcılığıyla mücadele konusunda denizden yapılan denetim ve kontrollerin yanı sıra diğer kurum ve kuru-luşlar ile koordineli çalışılmasıyla kamuo-yunda konu hakkında farkındalık oluştu-ruldu. Proje kapsamında ortaokul ve lise öğrencilerine yönelik yavru balık avcılığı ve geleceğin denizleri temalı resim ya-rışması, sahil güvenlik unsurlarının 3 gün süreyle anaokul çağındaki çocuklardan lise düzeyindeki öğrencilere kadar ziya-rete açılması, Çukurova Amatör Balıkçılık, Denizcilik ve Doğal Hayatı Koruma Der-

neği iş birliğiyle sahil güvenlik amatör olta balıkçılığı yarışması, Mersin Marina Yel-ken Kulübü iş birliğiyle sahil güvenlik yel-ken yarışması icra edildi. Bu faaliyetlerle yaklaşık 4 bin kişiye ulaşılarak denizciliğin sevdirilmesi sağlanmış, yasa dışı avcılık konusunda farkındalık oluşturulmuştur. Ayrıca deniz kaynaklarının korunması ile sürdürülebilir çevre kültürü oluşumuna katkı sağlanmıştır. Sahil Güvenlik Komu-tanlığı mavi vatan denizlerimizi sevdirerek korumaya, denizlerin sahip olduğu canlı kaynakları da geleceğe güvenle taşımayı bugün olduğu gibi bundan sonra da de-vam edecektir."

Vali Yardımcısı Cezmi Türk Göçer ise de-niz ve barındırdığı yaşamın büyük önem taşıdığını belirtti.

Yavru Balık Denizde,Gelecek Elimizde

Sahil Güvenlik Akdeniz Bölge Komutanlığınca Mersin’de deniz canlılarının korunması ve küçük boy balık avcılığının önlenmesi amacıyla yaklaşık 1 yıldır yürütülen “Yavru Balık Denizde, Gelecek Elimizde Projesi” ile binlerce kişiye ulaşıldı.

Göçer, son yıllarda yapılan atılımlarla denizcilikte önemli bir nok-taya gelindiğini ifade ederek, projenin de denizlerin korunması adına çok önemli olduğunu söyledi.

Mersin'in en yaşlı balıkçısı Şakir Yurdakul da 43 yıldır denizlerde balıkçılık yaptığını ve çocuklarını bu denizler sayesinde büyüttü-ğünü ifade etti.

Yurdakul, yeni nesil balıkçıların geçimlerini artık zor sağladığını belirterek, "Denizlerde balık stoklarımız azalıyor. Azaldıkça yö-neticilerimize, sahil güvenliğe ve bizlere daha çok iş düşüyor. Bizim çocuklarımıza, genç balıkçılarımıza balığa en az bir sefer doğurma şansı vermemiz ve balığın yavru balıkken kesinlikle tu-tulmaması gerektiğini öğretmemiz gerekir. Yasa dışı balıkçılığa, deniz kirliliğine karşı toplumu yetiştirmeliyiz. Bunlar için uğraş-mamız gerekir. Çalışmamız ve mücadele etmemiz gerekir. Yani sloganımız 'Kendimizi korumak için balığı korumak gerekir' ol-malı. Bu proje bu noktada önem taşıyor." diye konuştu.

Mersin'in en genç balıkçısı Taner Kaçan da çocuklarına, torunla-rına daha çok balık ve daha temiz deniz bırakmak için çalıştığını söyledi.

Konuşmaların ardından proje kapsamında düzenlenen çeşitli yarışmalarda dereceye girenlere ödülleri verildi.

Page 22: DENİZ TİCARETİ - mdto.org.trmdto.org.tr/wp-content/uploads/dergiler/2016/Nisan2016_internet.pdfDENİZ TİCARETİ Ertuğrul Sergisi Mersin’de Mersin 17. Kruvaziyer Gemisini Ağırladı

MERSİN DENİZ TİCARETİ NİSAN 2016

42 43

• Dünya deniz ticaret filo tonajı 2015 yılında 1.65 milyar DWT’a (%3.5 artış) ulaşmıştır.

• Ocak 2015 itibariyle dünya deniz ticaret filosunun (1000 GRT ve üzerindeki gemiler dikkate alındığında) % 90’nını kontrol eden 30 ülkenin sahip olduğu gemi sayısının 35.491 adet, dün-ya toplamının ise 41.002 adet gemiden oluştuğu görülmektedir. (ISL Ocak 2015 1000GT ve üzeri)

• Dünya Deniz Ticaret Filosu içerisinde Türkiye 13.sırada yer almaktadır.

Dünya Deniz Taşımacılığı

Dünya deniz ticaret filosunun toplam büyüklüğü 1.65 milyar DWT tonaja ulaşması denizyolu taşımacılığının ne derecede önemli bir konuma geldiğini göstermektedir.

Deniz taşımacılığının ülke ekonomilerindeki yeri gelişmekte, bu sebeple limanlar ve deniz araçlarının önemi de artmaktadır. Özellikle sanayi hammaddelerini oluşturan yükleri bir seferde büyük tonajlarda taşıma özelliği, diğer taşıma yöntemlerine göre ucuz maliyeti (denizyolu ile yapılan taşımaların, demir yoluna göre 3,5, karayoluna göre 7, havayoluna göre ise 22 kat daha ucuz olduğu ifade edilmektedir), denizyolu taşımalarının önemli avantajları arasındadır. Petrol, doğalgaz ve madenlerin önemli bir kısmının denizler altında bulunması, dünyanın dörtte üçünün sulardan oluşması, denizyolu ticaretinin önemini artıran unsurlar arasındadır.

2015 yılı itibarı ile dünyada yaklaşık 11.000.000.000 ton yük ül-kelerarası olarak deniz yolu ile taşınmıştır.

Kaynak: Statisca 2016

Ocak 2015 itibari ile uluslararası sularda sefer yapan ticaret gemi adedi istatistiklerine göre; 50.422 adet gemiden;

• 16.916 adedi Bulk carrier(Kuruyük) (%33),

• 10.696 adedi General Cargo Ship(genel yük gemisi), (%22)

• 6.971 crude oil tanker(ham petrol tankeri), (%14)

• 5.097 container ship(konteyner gemisi),(%10)

• 4.999 chemical tanker(kimyasal tanker), (%10)

• 4.066 Ro-Ro/Passenger ship(Ro-Ro yolcu gemisi), (%8)

• 1.677 adedi ise Liquefied Natural Gas Tanker (sıvı doğal gaz

tankeri)(%3) olarak yerini almıştır.

Konteyner Taşımacılığı

Konteyner taşımaları, kırkambar nitelikli yüklerden kaplı taşıma-lara uygun olabilecek daha ziyade pahalı mallar ve yükleme-bo-şaltmada zarar görme ihtimalî yüksek olan mallar ile soğutma tertibatlı konteynerlerle taşınabilecek soğuk yükleri kapsamak-tadır.

Konteyner taşımacılığı günümüzde bir çığır açmış olup öncelik-le limanlarda elleçlenen yükler büyümüş; üretim de dolayısıyla artmıştır. Klasik taşımacılığın limana bağımlı olan sınırları kon-teynerle birlikte alıcı ve satıcının depolarına kadar uzanmış ve dolayısıyla da konteyner taşımacılığında limanlar yükün geçiş noktaları durumuna gelmiştir.

Kaynak: UNCTAD

2015 itibari ile dünyada konteyner taşımacılığını yapan en büyük üç firma Danimarka, İsviçre ve Fransa’dandır. Bu üç şirket; Ma-ersk, Mediterranean Shipping Company (MSC) ve CMA-CGM’ dir.

• Maersk şirketinin TEU kapasitesi 2.526.490 TEU,%15.45,

• MSC şirketinin TEU kapasitesi 2.483.979 TEU, %13.22,

• CMA-CGM şirketinin TEU kapasitesi 1.502.417 TEU’ dur. %8.

Bu 3 şirket dünya denizyolu ile konteyner taşımacılığının %35 ini sağlamaktadır. Bu hatları Evergreen Line(%5.08) ile COSCO CONT. Line (4.55) izlemektedir.

Kaynak: UNCTAD, Dynamar B.V , Haziran 2015

2015 istatistiklerine göre Konteyner liman ve terminallerinde ilk üç liman Şanghay, Singapur ve Shenzhen’ dir.

• Şanghay limanında 35.290.000 TEU luk elleçlemeyle önceki seneye göre % 3.62 lik bir düşüş görülmüştür.

• Singapur limanında 33.869.000 TEU elleçlemeyle önceki se-neye göre % 3.89 luk bir artış görülmüştür.

• Shenzhen limanında 24.040.000 TEU elleçlemeyle önceki se-neye göre % 3.27 lik bir artış görülmüştür.

Kıtaların ve ülkelerin birbirinden suyolları ile ayrılmış olmaları, çok çeşitli noktalar arasında doğal ulaşım ağlarının oluşması-na neden olmuş, bir bakıma böyle bir ayrım, kıtalar ve ülkeler arasında ekonomik ilişkilerin gelişmesinin de nedenini oluştur-muştur.

Günümüzde dünya ticaretinin TonxMil bazında %90’dan fazla-sı deniz yolu ile taşınmaktadır. Bu nedenle dünya ekonomisi, deniz taşımacılığındaki değişmelerden etkilenmekte, sektörün gelişimini de yönlendirme çabası içinde olmaktadır.2000’li yıl-larda gerçekleştirilen deniz taşımacılığı ile ilgili teknolojilere

paralel olarak denizlerin ekonomik potansiyelinden yararlanma imkanları önemli ölçüde artmıştır. Dünya ticaretinde gerçekleşen küreselleşme ve bölgesel entegrasyonların birlikte yaşanması, uluslararası ticaretle ilgili düzenlemeleri de gündeme getirmiş, bu yönde ülkelerin denizlerdeki ticari menfaatlerinin giderek art-ması, tüm ulusların dikkatlerinin denizlere odaklanmasına ne-den olmuştur.

Sonuç olarak içinde bulunduğumuz dönemde, denizler ulus-lararası menfaatlerin çatıştığı en önemli ekonomik ve stratejik platformlardan biri haline dönüşmüştür.

Denizcilik Sektörünün Son Durumu, İş ve İstihdam Olanakları

Dünya Deniz Ticaret Filosu

Kpt. Halil Delibaş

MDTO Genel Sekreter Yardımcısı

Page 23: DENİZ TİCARETİ - mdto.org.trmdto.org.tr/wp-content/uploads/dergiler/2016/Nisan2016_internet.pdfDENİZ TİCARETİ Ertuğrul Sergisi Mersin’de Mersin 17. Kruvaziyer Gemisini Ağırladı

MERSİN DENİZ TİCARETİ NİSAN 2016

44 45

Gerek ülkemiz gerekse Doğu Akdeniz’deki en önemli deniz ve hudut kapısı Mersin Limanı’ndaki istatistiklere göre, 2015 yılın-da;

• 11milyon 859 bin 044 ton yükleme,

• 19 milyon 006 bin 855 ton tahliye olmak üzere

toplam 30 milyon 865 bin 898 ton yük elleçlenmiştir. Bu değer-ler, 2015 yılında bütün limanlarımızda elleçlenen toplam yükün % 7.5’inin Mersin Limanı’nda elleçlendiğine işaret etmektedir.

Mersin Limanı ülkemiz bazında da

• Botaş-Ceyhan

• Kocaeli/Tütünçiftlik

• İzmir/Aliağa ve

• İstanbul/Ambarlı tesislerinin/limanlarının arkasından yıllık el-leçleme açısından beşinci sıradadır.

Mersin Limanı Ticari Gemi Trafiği

Ticari gemi trafiği bazında 2014 yılında 4175 geminin operasyon için uğradığı limanımızda, 2015 yılında 4053 adet gemi ticari operasyon yapmıştır.

Kaynak : MDTO İstatistik Servisi

Mersin Limanı’nda 2008-2015 dönemi konteyner hareketi veri-lerine bakıldığında, son yıllarda konteyner taşımacılığında doğru orantılı olarak önemli artışlar olduğu, ancak bu artışın kriz ne-deniyle 2008 ve 2009 yıllarında durağanlaştığı; en yüksek de-ğere 2014 yılında önceki yıla göre % 8.9’lık artışla 1.470.798 TEU olarak ulaştığı ve 2015 yılında ise 1.423.231 TEU olarak gerçekleştiği görülecektir. Ülkemiz limanları toplam konteyner elleçlemesinin beşte birine yakını(% 17.5’i) Mersin Limanı’nda gerçekleşmiştir. Yine Mersin Limanında 2008 yılına göre 2015 yılında elleçlenen konteyner sayısının (TEU olarak) ise %60 art-tığı görülmektedir.

Denizcilik Sektörü İş ve İstihdam Olanakları

Ülkemizde denizcilik eğitimi; Yüksek Öğretim Kuruluna (YÖK) bağlı 4 yıllık fakülte, yüksekokullar ile 2 yıllık meslek yüksekokul-ları ve Milli Eğitim Bakanlığına (MEB) bağlı resmi ve özel öğretim kurumları tarafından verilmektedir.

Gemiadamlarına verilen eğitimle gemi adamı yeterlikleri; 500 GT (güverte)/750 kW (makine)’ye kadar bir seviye, 3000 GT/3000 kW’ye kadar ikinci bir seviye ve uzakyol yeterlikleri olarak ayrıl-mıştır.

Fakülte ve yüksekokullarda uzakyol yeterliğine sahip gemi ada-mı, meslek yüksekokullarında ise (3000 GT/3000 kW)’ye kadar yeterlikte gemi adamı yetiştirilmektedir. Bakanlıkça onaylı MEB’e

bağlı meslek liselerinin sayısı 42’dir. Bunların 22 adedi (3000 GT/3000 kW), 20 adedi ise sınırlı yeterlikler olarak adlandırılan (500 GT/750 kW)’ye kadar yeterlikte gemi adamı yetiştirmekte-dir. Yine MEB’e bağlı özel öğretim kurumlarının denizcilik eğitim kursları sayısı 38’dir. Bu kurumlardan 3 adedi (3000 GT/3000 kW)’ye kadar yeterlikte gemi adamı yetiştirmekte, diğerleri STCW sertifikalandırma ve tayfa sınıfı eğitimi vermektedir.

GT’a Göre Kaptan Vasıfları

kW’ya Göre Makinist Vasıfları

Uluslararası ve çok önemli bir endüstri dalı olarak değerlendiri-len DENİZCİLİK;

• Deniz Taşımacılığı,

• Gemi İşletmeciliği,

• Liman İşletmeciliği(Limancılık ve Deniz İşleri),

• Gemi İnşa, Gemi Onarım Tesisleri,

• Deniz Turizmi Firmaları,

• Gemi Acenteleri, Brokerler, Forwarderler vb Hizmet-Aracılık Firmaları,

• Kumanyacılar (Ship Chandlers),

• Gemi Akaryakıtçıları(İhrakiye-Bunker),

• Gemi Malzemeleri(İmalat-Satış),

• Su Ürünleri(Balıkçılık, Maden, Doğalgaz..)

• Surveyor,Ekspertiz Firmaları,

• Denizcilik Eğitimi vb. konuları kapsamaktadır.

Özetle denizcilik okulları mezunlarının kamu kurumları ya da özel sektörde sayılan iş/işletmelerde görev almaları ya da ulu-sal ve uluslararası olarak, kendi firmalarını kurarak çalışmaları mümkündür.

YÖK kapsamında verilen lisans programı bölümleri;

• Deniz Ulaştırma İşletme Mühendisliği,

• Gemi Makinaları İşletme Mühendisliği,

• Denizcilik İşletmeleri Yönetimidir.

Deniz Ulaştırma İşletme Mühendisliği

Deniz Ulaştırma İşletme Mühendisliği Bölümü’ nde 4 yıllık lisans eğitimini takiben mezunlar Deniz Ulaştırma İşletme Mühendisi unvanına sahip olmaktadır. Mezunlar bu unvana sahip olduk-tan sonra gemi ve gemi benzeri tesislerde kaptanlık hizmetleri

Türkiye Konteyner Taşımacılığı

Ülkemiz limanlarında 2015 yılında toplam 8.146.398 TEU kon-teyner hareketi olmuştur. Mersin limanı bu kapsamda son yıllar-da 1.5 milyon TEU’ya yakın değer ile ülkemiz konteyner elleçle-mesinin %17-20’sine sahiptir.

Türkiye’nin en büyük konteyner liman işletmesi, Ambarlı liman tesislerindeki terminallerdir. Yıllık 2,7 milyon TEU elleçleyen Am-barlı tesisleri dünyanın 48. büyük limanı konumundadır.

Türk Deniz Ticaret Filosu

Yıllar İtibari ile Türk Deniz Ticaret Filosunun Gemi Cinslerine göre DWT ve Adet Gelişimi (150GT ve Üzeri)

Kaynak: T.C. Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı

Türk deniz ticaret filosunda 150GT üzeri gemilerde 2014 itibari ile toplam 1888 adet gemi varken bu 2015 yılında 1886 adede düşmüştür.

Türk Armatörlerinin Milli ve Yabancı Bayraktaki Gemileri

Kaynak: ISL Ocak-Şubat 2015

Türk armatörlerinin milli ve yabancı bayraklı gemi istatistiklerine göre 1000GT üzeri gemilerde milli bayrakta belirgin bir artış ol-mamıştır fakat yabancı bayrakta muntazam bir artış görülmüş-tür. 1999 yılında 69 yabancı bayraklı gemi adedi var iken 2015 yılı itibari ile bu sayı 834’ e yükselmiştir.

T/B : TÜRK BAYRAKY/B : YABANCI BAYRAK

1999 yılında Türk armatörlerinin kontrolündeki filo 9.6 milyon DWT olup, bunun % 90,48’i Türk Bayraklı, % 9,52’si ise yabancı bayraktaki gemilerden oluşmakta iken, 2015 yılı başı itibariyle, 27.5 milyon DWT tonluk filonun % 30 u Türk bayrağında(8,25 milyon DWT), % 70 i ise yabancı bayrakta(19,25 milyon DWT) yer almaktadır.

Türkiye’de ve Mersin’ de Deniz Taşımacılığı

Dünyadaki 2008 ve 2009’daki finansal krizin etkisi ile oluşan olumsuz tablo 2010 yılından itibaren olumluya dönerek ülkemiz-de yıllık ortalama %8 civarında bir artış yaşanmıştır. Ancak 2013 ve 2014 yılında bir önceki yıla göre önemli sayılacak bir kargo hareketi düşüşü ile ülkemizin 2023 hedeflerinden sapma olduğu görülmüştür.

Ülkemizde 2015 yılında 416 milyon ton civarında yük denizyolu ile taşınmış ve bir önceki yıla istinaden limanlarımızda elleçle-nen yük miktarı 33 milyon ton kadar artarak yaklaşık bir önceki yıla göre %8.6 oranında yüksek değerde gerçekleşmiştir. Önce-ki sene konteynerle taşınan yük miktarı da 88.138.346 ton iken 87.025.857 tona gerileyerek % 1.3 oranında azalma meydana gelmiştir.

Doğu Akdeniz Bölgesi’nde konumlanmış olan Mersin, Akdeniz Bölgesi’nin canlı bir ticaret noktası konumundadır. Geçmişten bugüne kadar ticari anlamda birçok yatırımın odak noktası hali-ne gelen Mersin, günümüz küresel ticareti içinde özellikle Akde-niz Bölgesi’nin önemli bir ticaret ve lojistik merkezi olarak yerini almıştır. Özellikle Mersin Limanı ve Serbest Bölge üzerinden ger-çekleştirilen ithalat-ihracat-transit hacimlerinin çok yüksek ol-ması ve süregelen yıllarda da artarak gelişecek olması, Mersin ili ve hinterlandının güçlü ticari altyapısının diğer bir göstergesidir.

Mersin Limanı’nda 2015 yılında 30.865.898 Ton olarak gerçek-leşen toplam elleçleme bir önceki yıla oranla % 1.5 azalmıştır.

Mersin Limanı Kargo Hareketleri (Ton)

Kaynak: MDTO İstatistik Servisi

Page 24: DENİZ TİCARETİ - mdto.org.trmdto.org.tr/wp-content/uploads/dergiler/2016/Nisan2016_internet.pdfDENİZ TİCARETİ Ertuğrul Sergisi Mersin’de Mersin 17. Kruvaziyer Gemisini Ağırladı

MERSİN DENİZ TİCARETİ NİSAN 2016

46 47

• Klas, PSC, vb. sörvey, ekspertiz görevleri

Çalışma Alanları ve İş İmkanları

Gemi makineleri mühendisleri kamu ku-rumları ve Kamu İktisadi Teşebbüslerinde; resmi ve özel tersanelerde, deniz taşımacı-lığı yapan özel kuruluşlarda; Klas kuruluş-larında gemi makineleri imal eden fabrika-larda; bu makinelerin alım-satımını yapan ticarethanelerde, büyük sanayi tesislerinde, hizmet tesislerinde(Otel vb.), mühendislik bürolarında çalışabilmektedirler.

Denizcilik İşletmeleri Yönetimi

Denizcilik İşletmeleri Yönetimi’nde 4 yıllık lisans eğitimini takiben mezunlar ‘’Denizci-lik İşletmeleri Yönetimi’’ lisans diploması ve “Denizcilik İşletmecisi’’ unvanını alırlar. De-niz yolu ile taşımacılık işlemlerini planlayan ve yöneten kişidir.

Denizcilik İşletmecisi Ne İş Yapar?

Çalıştığı işletmenin sahip olduğu yük ve yol-cu gemilerinin en verimli şekilde çalışması için işletme planı hazırlar. Bunu yaparken;

• Kurumun para, malzeme ve insan gücü-nün en ekonomik şekilde kullanılması ve deniz taşımacılığı ile ilgili yasalara uygun davranılması için çaba sarfeder,

• İşletmeye bağlı olan veya olmayan yük ve yolcu gemilerinin hareket saatlerinin bağ-lantısını sağlar.

• Hazırladığı plana göre kendisine bağlı olarak çalışanlara görev dağıtımı yapar ve çalışmalarını kontrol eder.

• Denizcilikle ilgili yayınlar ile rakip firmala-rın faaliyetlerini izler, inceler.

Çalışma Alanları ve İş İmkanları

İş bulma sorunu hemen hemen hiç olma-yan bir meslektir. Bu konuda eleman yetiş-tiren eğitim kurumunun az olması nedeniy-le mezun olan öğrencilerin iş bulma şansı çok yüksektir. Mezunlar genel işletmecilik disiplini gerektiren tüm işkollarında görev alabilirler. Ayrıca, denizcilikle ilgili kamu ku-rumları, yerel yönetimler ile özel sektöre bağlı denizcilik kurum ve kuruluşlarında, gemilerde ve özel limanlarda, kendisine ya da bir başkasına ait deniz acentaları ve sigorta şirketlerinde çalışabilirler.

sunmaktadırlar. Mezunlardan gemilerde çalışmak isteyenler, T.C. Gemi Adamları Sınav Merkezinde (GASM) “Uzakyol Vardiya Zabiti olarak mezun olmakta”, 36 aylık çalışma sonrasında sınava gire-rek “Uzakyol 1.Zabiti” yeterliği alabilmektedirler. Uzakyol 1.Zabiti unvanını alanlar 36 aylık çalışma sonrasında “Uzakyol Kaptanı” sınavına girerler. Başarılı oldukları takdirde, “Uzakyol Kaptanı” ye-terliği alarak Uluslararası/ulusal filolarda Kaptan olarak çalışmaya hak kazanırlar.

Deniz Ulaştırma İşletme Mühendisi Ne İş Yapar?

• Gemilerin güvenli bir şekilde çalıştırılmasını ve amacına uygun bir şekilde işletilmesini sağlar.

• Taşınacak olan yükün ilgili yere, düzgün bir şekilde taşınması ve teslim edilmesinde koordineyi sağlar.

• Limandaki çalışma alanında yapılması gereken resmi işlemleri yapar ve yasal gereklilikleri yerine getirir.

• Emri altındaki personele iş dağıtımı yapar ve eş güdümü sağlar.

• Özetle gemi ve denizcilik işletmelerinde güverte zabitliği yapar

Çalışma Alanları Ve İş İmkanları

Resmi kurumlarda ve özel deniz ticaret firmalarında, liman ve liman işletme kuruluşlarında, uluslararası sularda çalışan acente ve şir-ketlerde, denizcilikle ilgili sigorta ve finans kuruluşlarında, kaptan

olarak da gemilerde çalışabilirler. Brokerlik, insan kaynakları, ter-sanecilik, marina ve benzeri alanlarda da çalışma imkanları vardır. Ayrıca mezun olan öğrenciler istedikleri takdirde üniversitelerde öğretim görevlisi olarak çalışma olanağına da sahiptir.

Gemi Makineleri İşletme Mühendisliği

Gemi Makineleri İşletme Mühendisliği Bölümü’nde 4 yıllık lisans eğitimini takiben mezunlar Gemi Makineleri İşletme Mühendisi unvanına sahip olurlar. Mezunlar bu unvana sahip olduktan sonra gemi ve gemi benzeri tesislerde mühendislik hizmetleri sunmak-tadırlar. Mezunlardan gemilerde çalışmak isteyenler, T.C. Gemi Adamları Sınav Merkezinde (GASM) “Uzakyol Vardiya Mühendisi”, 36 aylık çalışma sonrasında sınava girerek “Uzakyol 2. Mühendisi” yeterliği alabilmektedirler. Uzakyol 1. Mühendisi unvanını alanlar 36 aylık çalışma sonrasında “Uzakyol Başmühendisi” sınavına girerler. Başarılı oldukları takdirde, “Uzakyol Başmühendisi” yeterliği alarak Uluslararası/ulusal filolarda Baş Mühendis olarak çalışmaya hak kazanırlar.

Gemi Makineleri İşletme Mühendisi Ne İş Yapar?

• Her türlü gemi ve deniz aracında makine zabitliği görevi,

• Kamu ve özel sektörde teknik görev, teknik müdürlük, gemi ma-kine zabitliğine yönelik görevler,

• Tersane vb. tesislerde bakım, onarım mühendisliği,

Page 25: DENİZ TİCARETİ - mdto.org.trmdto.org.tr/wp-content/uploads/dergiler/2016/Nisan2016_internet.pdfDENİZ TİCARETİ Ertuğrul Sergisi Mersin’de Mersin 17. Kruvaziyer Gemisini Ağırladı

MERSİN DENİZ TİCARETİ NİSAN 2016

48 49

Yazıda şu ifadelere yer verildi:

“Deniz ticaretinin yoğun ancak otorite ve denetimin zayıf olduğu deniz alanlarında sıklıkla görülen deniz haydutluğu özel şahısların herhangi bir devlet bağlantısı olmaksızın kendilerine ait teknelerle ticari gemilere üzerindeki personele ya da yüke karşı kendi çıkarları doğrultusunda saldır-malarını ifade etmektedir.

Coğrafi açıdan değerlendirildiğinde dar su yollarının ve sayısız küçük adanın bu-lunduğu deniz alanları, bölge devletleri-nin içinde bulunduğu siyasi ve ekonomik

krizler kimi ülkelerde süregelen iç savaş-lardan ötürü oluşan otorite boşlukları, yönetim ve güvenlik zafiyetleri gibi ne-denlerden dolayı bahse konu bölgelerde deniz haydutluğu vakaları görülmektedir.

Deniz haydutluğunun artmasında kıyı ve limanlar başta olmak üzere devletlerin egemenlikleri altındaki deniz alanlarında güvenliği sağlamakta yetersiz kalmaları, bölgesel boyuttaki siyasi istikrarsızlıklar önemli bir rol oynamaktadır.

Deniz haydutluğunun yol açtığı sonuçlara bakıldığında ise bölge ülkeleri başta ol-

mak üzere dünya ticaretini ve ekonomisini olumsuz yönde etkilediği görülmektedir. Yüklerin çalınması ve seyrin gecikmesi ağır mali kayıplara neden olmakta, yük sahipleri armatörler ve sigorta şirketleri bu durumdan etkilenmektedir.“

UDHB, bu kapsamda Somali ve batı Afrika’da meydana gelen ve deniz ticare-timiz açısından olumsuz bir durum olan deniz haydutluğu konusunda, olayların yaşandığı bölgelerde seyir eden gemi-lerde, hem gemi kaptanları hem de şir-ket yetkilileri tarafından gerekli tedbirlerin alınmasını istedi.

Bakanlıktan Deniz Haydutluğu UyarısıUlaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Deniz Ticareti Genel Müdürlüğü 20 Nisan 2016 ta-rihli yazısında Somali ve batı Afrika bölgelerinde meydana gelen deniz haydutluğu vakalarına karşı gerekli tedbirlerin alınmasını istedi.

Page 26: DENİZ TİCARETİ - mdto.org.trmdto.org.tr/wp-content/uploads/dergiler/2016/Nisan2016_internet.pdfDENİZ TİCARETİ Ertuğrul Sergisi Mersin’de Mersin 17. Kruvaziyer Gemisini Ağırladı

MERSİN DENİZ TİCARETİ NİSAN 2016

50

TOTAL (LOADED & DISCHARGED)= 2.473.439 TONSLOADED

num.D+E+T D+I+TTRSHPMNT TRSHPMNTTOTAL TOTAL

num.

1

num.

DISCHARGED G. TOTAL

MERSİN CHAMBER OF SHIPPINGPORT STATISTICS

CARGO MOVEMENT - INWARDS/ OUTWARDSLOADED (IN TONS) DISCHARGED (IN TONS)

PORT OF : MERSİNMONTH OF : FEBRUARY 2016

COMMODITIES DOMESTIC EXPORT TRANSIT TRSHPMNT TOTAL COMMODITIES DOMESTIC IMPORT TRANSIT TRSHPMNT TOTAL

14.820 1.469 16.289 10.762 1.601 12.363 28.652 3.873 0 3.873 4.592 0 4.592 8.465 15.039 233 15.272 15.994 405 16.399 31.671 5.928 0 5.928 2.602 0 2.602 8.530 29.859 1.702 31.561 26.756 2.006 28.762 60.323 9.801 0 9.801 7.194 0 7.194 16.995 44.898 1.935 46.833 42.750 2.411 454.161 91.994 15.729 0 15.726 9.796 0 9.796 25.525 39.660 1.702 41.362 33.950 2.006 35.956 77.318 60.627 1.935 62.562 52.546 2.411 54.957 117.519

CEMENT 2.701 98.533 805 805 102.040 CEMENT 377 377

CEREALS 8.592 20 20 8.833 CEREALS 92.339 2.386 220 94.928

CHEMICALS 7.483 60.042 1.657 649 69.832 CHEMICALS 161.886 1.520 1.523 164.928

CITRUS 6.008 6.008 CITRUS 8.832 49 8.881

CNTR 32.265 32.265 CNTR 20.614 20.614

CONST. MACHINERY 715 715 CONST. MACHINERY 940 198 1.138

COTTON 4.183 186 198 4.568 COTTON 32.267 32.267

FERTILIZERS 4.072 27 4.099 FERTILIZERS 9.150 42.675 262 156 52.243

FOOD STUFF 20 123.225 2.140 1.046 126.431 FOOD STUFF 67.168 5.752 936 73.856

FROZEN MEAT 170 170 FROZEN MEAT 1.367 2.575 50 3.992

FRUITS 9.541 122 195 9.768 FRUITS 21.125 30.122 249 51.496

GENERAL CARGO 203.484 5.793 6.843 216.119 GENERAL CARGO 10.885 284.480 17.678 8.607 321.650

GLASS 13.454 13.454 GLASS 1.979 483 2.462

LEGUMES 37.399 120 34 37.553 LEGUMES 100 121.769 251 34 122.154

LIVE STOCK 1 1 LIVE STOCK 2.322 2.322

MACHINERY 7.144 159 7.303 MACHINERY 6.848 1.134 198 8.180

MINERALS 136.760 182 9.706 146.647 MINERALS 1.813 27 32.346 34.185

PETR.PRODUCTS 952 219 1.171 PETR.PRODUCTS 40.373 374.282 50 136 414.841

RICE 3.747 50 3.797 RICE 24.077 583 24.660

SODIUM CARB. 40.790 40.790 SUGAR 284 284

SUGAR 5.072 135 5.208 TEXTILE 48.978 2.026 2.475 53.480

TEXTILE 7 35.535 439 210 36.192 TIMBER 7.020 168 7.188

TIMBER 271 241 512 VEGETABLE OIL 84.048 2.048 85 86.181

VEGETABLE OIL 4.450 470 43 4.963 VEHICLES 8.366 1.164 5 9.535

VEHICLES 2.663 453 26 3.141

TOTAL 10.212 806.715 45.080 19.573 881.581 TOTAL 60.507 1.395.242 899.089 47.019 1.591.858

PASSENGER SHIP

Page 27: DENİZ TİCARETİ - mdto.org.trmdto.org.tr/wp-content/uploads/dergiler/2016/Nisan2016_internet.pdfDENİZ TİCARETİ Ertuğrul Sergisi Mersin’de Mersin 17. Kruvaziyer Gemisini Ağırladı