ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ … · Yapılan çalışmada evsel...
Transcript of ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ … · Yapılan çalışmada evsel...
ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
YÜKSEK LİSANS TEZİ
Onur ORTATEPE
EVSEL NİTELİKLİ ATIKSULARIN AEROBİK VE ANAEROBİK ŞARTLAR ALTINDA, AZOT VE FOSFOR GİDERİM VERİMLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI
ÇEVRE MÜHENDİSLİĞİ ANABİLİM DALI
ADANA 2013
2
ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
EVSEL NİTELİKLİ ATIKSULARIN AEROBİK VE ANAEROBİK ŞARTLAR ALTINDA, AZOT VE FOSFOR GİDERİM VERİMLERİNİN
KARŞILAŞTIRILMASI
Onur ORTATEPE
YÜKSEK LİSANS TEZİ
ÇEVRE MÜHENDİSLİĞİ ANABİLİM DALI
Bu tez 11/07/2012 Tarihinde Aşağıdaki Jüri Üyeleri Tarafından Oybirliği/Oyçokluğu ile Kabul Edilmiştir. Prof. Dr. Ahmet YÜCEER Doç. Dr. Çağatayhan Bekir ERSÜ Doç. Dr. Ramazan BİLGİN DANIŞMAN ÜYE ÜYE Bu tez Enstitümüz Çevre Mühendisliği Anabilim Dalında hazırlanmıştır. Kod No: Prof. Dr. Mustafa GÖK Enstitü Müdürü
Not: Bu tezde kullanılan özgün ve başka kaynaktan yapılan bildirişlerin, çizelge, şekil ve fotoğrafların kaynak gösterilmeden kullanımı, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunundaki hükümlere tabidir.
I
ÖZ
YÜKSEK LİSANS TEZİ
EVSEL NİTELİKLİ ATIKSULARIN AEROBİK VE ANAEROBİK ŞARTLAR ALTINDA, AZOT VE FOSFOR GİDERİM VERİMLERİNİN
KARŞILAŞTIRILMASI
Onur ORTATEPE
ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
ÇEVRE MÜHENDİSLİĞİ ANABİLİM DALI
Danışman : Prof. Dr. Ahmet YÜCEER Yıl :2013, Sayfa:99 Jüri : Prof. Dr. Ahmet YÜCEER : Doç. Dr. Çağatayhan Bekir ERSÜ : Doç. Dr. Ramazan BİLGİN
Yapılan çalışmada evsel nitelikli sentetik atıksu kesikli aktif çamur ve yukarı akışlı
anaerobik filtre reaktörü kullanılarak arıtılmıştır. Reaktörlere verilen sentetik atıksu ortalama değerleri; KOİ 500 mg/L, TKN (NH3 ve Organik Azot) 45 mg/L, NO3 2,5 mg/L, toplam fosfor 8,5 mg/L dir. Deneysel çalışmalar sırasında kesikli aktif çamur reaktörü ve yukarı akışlı anaerobik filtre reaktörleri eş zamanlı olarak işletilmiş ve aynı evsel nitelikli sentetik atıksu ile beslenmiştir.
Kesikli aktif çamur reaktörü; uçucu askıda katı madde (UAKM) 3500 mg/L, askıda katı madde (AKM) 5000 mg/L, hidrolik bekletme süresi (HRT) 24 saat, çamur yaşı 20 gün, F/M oranı 0,06 gün-1, Çözünmüş oksijen (ÇO) 3,6 mg/L ortalama değerleri altında işletilmiştir. Yukarı akışlı anaerobik filtre reaktörü; AKM 15000 mg/L, HRT 12 saat ve 350C sabit sıcaklık değerleri altında işletilmiştir. Bu parametreler işletme sırasında sürekli olarak kontrol edilmiştir. Kesikli aktif çamur reaktöründe ortalama % 90, yukarı akışlı anaerobik filtre reaktöründe ortalama % 78 KOİ giderildiği görülmüştür.
Kesikli aktif çamur ve yukarı akışlı anaerobik filtre reaktörlerinin azot ve fosfor değerlerinin karşılaştırılması; TKN, NH3, NO3, NO2 ve toplam fosforun giriş ve çıkış konsantrasyonlarına göre hesaplanmıştır. Çalışma sonunda kesikli aktif çamur reaktörü ortalama giderim verimleri; TKN % 91, toplam fosfor %63, yukarı akışlı anaerobik filtre reaktörlerinde ise ortalama TKN % 12 oranında giderilirken, toplam fosforun %20 oranında artış gösterdiği gözlenmiştir.
Yukarı akışlı anerobik filtre reaktöründe azot ve fosfor çıkış konsantrasyonlarının yüksek olmasından dolayı Kurak bölgelerde evsel nitelikli atıksuların, yukarı akışlı anerobik filtre reaktörü ile arıtıldıktan sonra zirai amaçlı sulama suyu olarak yeniden kullanılması düşünülmektedir. Anahtar Kelimeler: Kesikli aktif çamur, yukarı akışlı anerobik filtre, kurak
bölgelerde atıksuların yeniden kullanılması, azot giderimi, fosfor giderimi.
II
ABSTRACT
MSc. THESIS
THE TREATMENT OF NITROGEN AND PHOSPHORUS PERFORMANCE COMPARISON WITH BATCH FLOW ACTIVATED
REACTOR AND UPFLOW ANAEROBIC FILTER REACTOR
Onur ORTATEPE
ÇUKUROVA UNIVERSITY INSTITUTE OF NATURAL AND APPLIED SCIENCES
DEPARTMENT OF ENVIRONMENTAL ENGINEERING Supervisor : Prof. Dr. Ahmet YÜCEER Year :2013, Pages:99 Jury : Prof. Dr. Ahmet YÜCEER : Assoc.Prof.Dr. Çağatayhan Bekir ERSÜ : Assoc.Prof.Dr. Ramazan BİLGİN
In this study, synthetic domestic watsewater is treated with batch flow
activated sludge and upflow anaerobic filter reactor. The reactors are fed with synthetic domestic wastewaters which have the value of COD (chemical oxygen demand) 500 mg/L, TKN (NH3 and organic nitrogen) 45 mg/L, NO3 2,5 mg/L, total phosphorus 8,5 mg/L. During the study, the batch flow activated sludge and upflow anaerobic filter reactor are run simultaneously and supplied with the same synthetic domestic watsewater.
The batch flow activated sludge reactor is run under the average of MLVSS 3500 mg/L, MLSS 5000 mg/L, hydraulic retention time (HRT) 24 hour, Solids residence times (SRT) 20 days , F/M ratio 0,06 day-1, DO (dissolved oxygen) 3,6 mg/L. The upflow anaerobic filter reactor is run under the average of MLSS 15000 mg/L, HRT 12 hour and 350C constant temperature. These parameters are always checked during the running. It is observed that, from the activated sludge %90 and from the upflow anaerobic filter reactor % 78 COD is removed.
The comparison of nitrogen and phosphate values of the batch flow activated sludge and upflow anaerobic filter reactors are calculated according to the inlet and outlet concentration of; TKN, NH3, NO3, NO2 and total phosphorus. The batch flow activated sludge reactor average removal rate: TKN % 91, total phosphorus %63. The upflow anaerobic filter reactor average removal rate for TKN % 12 but total phosphorus increased % 20.
In conculusion, upflow anaerobic filter reactor, nitrogen and phosphorus discharge concentration is higher than batch flow activated sludge reactor. Therefore the effluent can be reused in arid regions for irrigation, due to high nutrient content.
Keywords: Batch flow activated sludge, upflow anaerobic fitler, wastewater reuse,
nitrogen removal, phosphorus removal.
III
TEŞEKKÜR
Lisans ve yüksek lisans eğitimim ve tez çalışmam boyunca her türlü olanağı
sağlayarak yardımlarını benden esirgemeyen ve fikirleriyle bana yol gösteren
danışman hocam Çevre Mühendisliği Bölüm Başkanı Sayın Prof. Dr. Ahmet
YÜCEER’e sonsuz teşekkürlerimi sunarım.
Eğitimim ve tez aşmam boyunca fikirleri bana ışık tutan hocalarım Sayın Prof
Dr. Mesut Başıbüyük’e, Sayın Doç. Dr. Çağatayhan Bekir ERSÜ’ye, Sayın Yard
Doç Dr. Turan YILMAZ’a ve teşekkür ederim.
Çalışmamda gerekli olan ekipmanlar ve tezim süresince bana destek veren
Arş. Gör. Dr. Orkun İbrahim DAVUTLUOĞLU’na, Arş. Gör. Dr. Ayşe ERKUŞ’a,
Arş. Gör. Dr. Fatih ERKUŞ’a ve Arş. Gör. Behzat BALCI’ya teşekkür ederim.
Çalışmam sırasında benden yardımlarını esirgemeyen tüm yüksek lisans
öğrencisi arkadaşlarıma teşekkür ederim.
Bana yüksek lisans eğitimi imkanı veren Ç.Ü. Fen Bilimleri Enstitüsü’ne ve
çalışmalarım esnasında tüm bölüm olanaklarından yararlanmamı sağlayan Çevre
Mühendisliği Anabilim Dalı Başkanlığı’na, teşekkürlerimi sunarım.
IV
İÇİNDEKİLER SAYFA
ÖZ .............................................................................................................................I
ABSTRACT ............................................................................................................ II
TEŞEKKÜR ........................................................................................................... III
İÇİNDEKİLER ....................................................................................................... IV
ÇİZELGELER DİZİNİ ..........................................................................................VII
ŞEKİLLER DİZİNİ ................................................................................................ IX
SİMGELER VE KISALTMALAR ....................................................................... XII
1. GİRİŞ ................................................................................................................... 1
1.1. Evsel Nitelikli Atıksuyun Özellikleri .............................................................. 3
1.1.1. Evsel Nitelikli Atıksularda Azot ve Fosforun Önemi ............................ 6
1.2. Çevre Mühendisliği Uygulamalarında Azot .................................................... 7
1.2.1. Azot Döngüsü ..................................................................................... 10
1.2.2. Nitrifikasyon ...................................................................................... 11
1.2.3. Denitrifikasyon ................................................................................... 14
1.3. Çevre Mühendisliği Uygulamalarında Fosfor ............................................... 15
1.3.1. Fosfor Döngüsü .................................................................................. 17
1.4. Evsel Nitelikli Atıksuların Arıtılması ........................................................... 18
1.4.1. Aerobik (Havalı) Arıtma Prosesleri ..................................................... 19
1.4.1.1. Aktif Çamur Yöntemi .............................................................. 21
1.4.1.2. Aktif Çamur Yönteminde Organik Maddenin Parçalanması ..... 23
1.4.1.3. Kesikli Aktif Çamur Yöntemi .................................................. 25
1.4.1.4. Kesikli Aktif Çamur Yönteminde Azot Giderimi ..................... 28
1.4.1.5. Kesikli Aktif Çamur Yönteminde Fosfor Giderimi ................... 30
1.4.2. Anaerobik (Havasız) Arıtma ............................................................... 32
1.4.2.1. Anaerobik Arıtma Mekanizması .............................................. 33
1.4.2.2. Anaerobik Arıtma Yöntemleri .................................................. 35
1.4.2.3. Anaerobik Filtre Reaktörleri .................................................... 37
1.4.2.4. Yukarı Akışlı Anaerobik Filtre Reaktöründe Azotun
Davranışları ............................................................................. 38
V
1.4.2.5. Yukarı Akışlı Anaerobik Filtre Reaktöründe Fosforun Davranışları............ 40
1.5. Dünya’da Su Kaynakları ve Kullanım Şekilleri ............................................ 43
1.6. Türkiye’de Su Kaynakları ve Kullanım Şekilleri .......................................... 44
1.7. Atıksuların Yeniden Kullanılma İhtiyacı ...................................................... 46
1.7.1. Kentsel Amaçlı Yeniden Kullanım ..................................................... 47
1.7.2. Endüstriyel Amaçlı Yeniden Kullanım ............................................... 47
1.7.3. Çevre ve Rekreasyon Amaçlı Yeniden Kullanım ................................ 47
1.7.4. Yeraltı Suyunun Beslenmesi Amaçlı Yeniden Kullanım ..................... 47
1.7.5. İçme Suyu Kaynaklarının Artırılması Amaçlı Yeniden Kullanım ........ 48
1.7.6. Tarımsal Amaçlı Yeniden Kullanım.................................................... 48
1.7.7. Atıksuların Yeniden Kullanımında Dikkat Edilmesi Gereken
Faktörler ............................................................................................. 50
1.8. Atıksuların Tarımsal Amaçlı Yeniden Kullanımı .......................................... 50
1.8.1. Atıksuların Tarımda Yeniden Kullanılması Planlanırken Dikkat
Edilmesi Gereken Faktörler ................................................................ 52
1.8.2. Su Kaynağının Özellikleri ................................................................... 52
1.8.2.1. Miktar ...................................................................................... 52
1.8.2.2. Kalite ....................................................................................... 53
1.8.2.3. Tuzluluk .................................................................................. 53
1.8.2.4. Sodyum İçeriği ........................................................................ 54
1.8.2.5. Eser Elementler........................................................................ 54
1.8.2.6. Bakiye Klor ............................................................................. 55
1.8.2.7. Nutrientler ............................................................................... 55
1.8.2.8. Endokrin Bozucular ................................................................. 55
1.8.3. Ekonomik Açıdan Uygunluk............................................................... 56
1.8.4. Mikrobiyolojik Açıdan Sağlık Riskleri ............................................... 56
1.8.5. Toksikolojik Açıdan Sağlık Riskleri ................................................... 57
1.8.6. Sosyokültürel Konular ........................................................................ 58
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR ................................................................................... 59
3. MATERYAL VE METOD ................................................................................. 67
3.1. Materyal ....................................................................................................... 67
VI
3.1.1. Kesikli Aktif Çamur Reaktörü ............................................................ 67
3.1.2. Yukarı Akışlı Anaerobik Filtre Reaktörü ............................................ 68
3.1.3. Sentetik Atıksu ................................................................................... 69
3.2. Metot ........................................................................................................... 70
3.2.1. Analitik Yöntemler ............................................................................. 70
3.2.2. Deneysel Çalışma ............................................................................... 71
4. BULGULAR VE TARTIŞMA ............................................................................ 73
4.1. Reaktörlerin İşletmeye Alınması .................................................................. 73
4.2. Deneysel Bulgular ........................................................................................ 75
4.2.1. Kesikli Aktif Çamur Reaktörü Bulguları ............................................. 75
4.2.2. Yukarı Akışlı Anaerobik Filtre Reaktörü Bulguları ............................. 79
5. SONUÇLAR VE ÖNERİLER............................................................................. 89
KAYNAKLAR ....................................................................................................... 93
ÖZGEÇMİŞ ........................................................................................................... 99
VIII
ÇİZELGELER DİZİNİ SAYFA
Çizelge 1.1. Ham Evsel Nitelikli Atıksuyun Kirlilik Dereceleri ............................... 4
Çizelge 1.2. Ham Evsel Nitelikli Atıksuyun Karakteristiği ...................................... 5
Çizelge 1.3. Farklı ülkelerdeki ham evsel nitelikli atıksu değerlerinin
karşılaştırılması .................................................................................. 6
Çizelge 1.4. Sucul ortamlarda NH4+, NO2 ve NO2 iyonlarının fazla miktarda
bulunması sonucu oluşabilecek kirlilik türleri ...................................... 8
Çizelge 1.5. Havalandırma havuzlarında Nitrifikasyon yapabilme yeteneğine
sahip organizma grupları. .................................................................. 13
Çizelge 1.6. Çevre mühendisliği uygulamalarında en çok rastlanan fosfor
bileşikleri .......................................................................................... 17
Çizelge 1.7. Enerji ve karbon kaynaklarına göre mikroorganizmaların genel
sınıflandırılması ................................................................................ 20
Çizelge 1.8. Aerobik ve anaerobik bakteriyel metabolizma ................................... 34
Çizelge 1.9. Dünyadaki Toplam Su Miktarlarının Yüzdesi .................................... 44
Çizelge 1.10. Dünya’da Yıllara Göre Su Tüketim Miktarları ................................... 44
Çizelge 1.11. Ülkemizde Tüketilebilir Su Potansiyeli Miktarları ve Yüzdesi ........... 45
Çizelge 1.12. Arıtılmış Atıksu Kullanım Uygulamaları. .......................................... 49
Çizelge 2.1. HUASB reaktöründe evsel nitelikli atıksuyun arıtılmasında ait
parametreler ...................................................................................... 62
Çizelge 2.2. Farklı reaktörlerdeki azot giderim oranları ......................................... 63
Çizelge 2.3. HUSB ve UASB reaktörlerinin ortalama değerleri ............................. 64
Çizelge 3.1. Sentetik Atıksu Bileşimi .................................................................... 70
Çizelge 4.1. Kesikli Aktif Çamur Reaktörü İşletme Parametreleri ......................... 73
Çizelge 4.2. Yukarı Akışlı Anaerobik Filtre Reaktörü İşletme Parametreleri ......... 74
Çizelge 4.3. Kesikli Aktif Çamur Reaktörü Bulguları ........................................... 73
Çizelge 4.4. Kesikli Aktif Çamur Reaktörü TKN Bulguları ................................... 76
Çizelge 4.5. Kesikli Aktif Çamur Reaktörü NH3 Bulguları ................................... 76
Çizelge 4.6. Kesikli Aktif Çamur Reaktörü Organik Azot Bulguları ..................... 77
Çizelge 4.7. Kesikli Aktif Çamur Reaktörü Nitrat Azotu (NO3) Bulguları ............. 77
IX
Çizelge 4.8. Kesikli Aktif Çamur Reaktörü Nitrit Azotu (NO2) Bulguları ............. 78
Çizelge 4.9. Kesikli Aktif Çamur Reaktörü Toplam Fosfor Bulguları.................... 78
Çizelge 4.10. Yukarı Akışlı Anaerobik Filtre Reaktörü Bulguları............................ 80
Çizelge 4.11. Yukarı Akışlı Anaerobik Filtre Reaktörü TKN Bulguları ................... 81
Çizelge 4.12. Yukarı Akışlı Anaerobik Filtre Reaktörü NH3 Bulguları .................... 81
Çizelge 4.13. Yukarı Akışlı Anaerobik Filtre Reaktörü Organik Azot Bulguları...... 82
Çizelge 4.14. Yukarı Akışlı Anaerobik Filtre Reaktörü Nitrat Azotu (NO3)
Bulguları ........................................................................................... 82
Çizelge 4.15. Yukarı Akışlı Anaerobik Filtre Reaktörü Nitrit Azotu (NO2)
Bulguları ........................................................................................... 83
Çizelge 4.16. Yukarı Akışlı Anaerobik Filtre Reaktörü Toplam Fosfor Bulguları .... 83
Çizelge 5.1. Kesikli Aktif Çamur Reaktörü ve Yukarı Akışlı Anaerobik Filtre
Reaktörü Ortalama Değerleri ............................................................. 89
X
ŞEKİLLER DİZİNİ SAYFA
Şekil 1.1. Ötrofikasyonun sucul ortamdaki döngüsü ................................................ 9
Şekil 1.2. Azot döngüsü. ....................................................................................... 10
Şekil 1.3. Atıksu içerisinde bulunan amonyum iyonunun nitrifikasyon
basamakları. .......................................................................................... 11
Şekil 1.4. Nitrifikasyon bakterilerinden a)Çomaksı Şeklindeki Nitrobacter
b)Nitrosomonas. .................................................................................... 11
Şekil 1.5. Atıksu içerisinde bulunan amonyak ve amonyum iyonunun farklı pH
aralığında bulunma yüzdesi ................................................................... 12
Şekil 1.6. Ani nitrifikasyon sırasında bulunan protozoa türleri .............................. 13
Şekil 1.7. Fosfor Bileşikleri .................................................................................. 16
Şekil 1.8. Fosfor Döngüsü ..................................................................................... 18
Şekil 1.9. Piston Akımlı Aktif Çamur Reaktörü .................................................... 22
Şekil 1.10. Tam Karışımlı Aktif Çamur Reaktörü ................................................... 22
Şekil 1.11. Klasik Aktif Çamur Prosesinin Şematik Gösterimi ................................ 23
Şekil 1.12. Organik maddenin biyolojik bir hücreye transferi .................................. 24
Şekil 1.13. Kesikli aktif çamur prosesi .................................................................... 27
Şekil 1.14. Aktif Çamur aerobik fosfor giderim profili ............................................ 31
Şekil 1.15. Biyolojik fosfor giderim prosesinde BOİ ve Ortofosfatın değişimi ........ 32
Şekil 1.16. Anaerobik dönüşüm prosesleri .............................................................. 35
Şekil 1.17. Askıda çoğalan sistemler ....................................................................... 36
Şekil 1.18. Biyofilm üzerinde çoğalan sistemler ...................................................... 37
Şekil 1.19. pH değişimine bağlı amonyak ve amonyum değişimi ............................ 39
Şekil 1.20. Polifosfatın kimyasal yapısı ve yüksek enerjili ortofosfat grubu ............ 41
Şekil 1.21. Biyolojik fosfor arıtımında, Anaerobik ve Aerobik metabolizmaların
davranışları ........................................................................................... 41
Şekil 1.22. İleri Biyolojik Fosfor Giderim Prosesi şematik gösterimi ...................... 42
Şekil 2.1. Anaerobik filtre reaktöründe farklı hidrolik bekletme sürelerindeki
KOİ ve AKM giderim verimleri ............................................................ 65
Şekil 3.1. Kesikli Aktif Çamur Reaktörü ............................................................... 68
XI
Şekil 3.2. Yukarı akışlı anaerobik filtre reaktörü ve biyogazın toplandığı
ölçeklendirilmiş silindir ve asitli su tankı düzeneği ................................ 69
Şekil 4.1. Kesikli Aktif Çamur Reaktörü ve Yukarı Akışlı Anaerobik Filtre
Reaktörlerinde KOİ giderim verimlerinin karşılaştırılması .................... 84
Şekil 4.2. Kesikli Aktif Çamur Reaktörü ve Yukarı Akışlı Anaerobik Filtre
Reaktörlerinde TKN giderim verimlerinin karşılaştırılması ................... 85
Şekil 4.3. Kesikli Aktif Çamur Reaktörü ve Yukarı Akışlı Anaerobik Filtre
Reaktörlerinde NH3 Azotu giderim verimlerinin karşılaştırılması. ........ 86
Şekil 4.4. Kesikli Aktif Çamur Reaktörü ve Yukarı Akışlı Anaerobik Filtre
Reaktörlerinde Nitrat (NO3) giderim miktarlarının karşılaştırılması ....... 87
Şekil 4.5. Kesikli Aktif Çamur Reaktörü ve Yukarı Akışlı Anaerobik Filtre
Reaktörlerinde Fosfor giderim miktarlarının karşılaştırılması ................ 88
XII
SİMGELER VE KISALTMALAR
A.Ç.
AKM
BOİ
BOİ5
BOİu
ÇBS (SRT)
ÇHİ (SVI)
ÇO
F/M
HRT
KOİ
MLSS
MLVSS
NH3
NO2
NO3
OLR
TÇM
TKM
TKN
TOK
TP
UAKM
: Aktif çamur
: Askıda katı madde
: Biyolojik oksijen ihtiyacı
: Beş günlük biyokimyasal oksijen ihtiyacı
: Nihai biyokimyasal oksijen ihtiyacı
: Çamur bekletme süresi
(Sludge retention time)
: Çamur hacim indeksi
(Sludge volume index)
: Çözünmüş oksijen
: Besin maddesinin organizma miktarına oranı
(Food/Microorganism)
: Hidrolik bekletme süresi (Hydraulic retention time)
: Kimyasal oksijen ihtiyacı
: Karışık sıvıda katı madde
(Mix liquor suspended solids)
: Karışık sıvıda uçucu katı madde
(Mix liquor volatile suspended solids)
: Amonyak azotu
: Nitrit azotu
: Nitrat azotu
: Organik yükleme oranı (Organic loading rate)
: Toplam çözünmüş katı
: Toplam katı madde
: Toplam kjeldahl azotu
: Toplam organik karbon
: Toplam fosfor
: Uçucu askıda katı madde
1. GİRİŞ Onur ORTATEPE
1
1. GİRİŞ
İçinde bulunduğumuz yaşam küresi, sadece insanlar için değil aynı zamanda
diğer tüm canlılar içinde yaşam kaynağıdır. Çok hassas bir denge içinde olan bu eşsiz
dünyanın başka alternatifi bulunmamaktadır. Günümüze kadar doğal kaynakların
bilinçsiz kullanımı ile sürekli tahrip edilmesi, özellikle çevreye duyarlı olmayan
endüstrileşme, hızlı ve plansız kentleşme eğilimleri vb. nedenler, sahip olduğumuz
doğal zenginliklerin hızla tahrip olmasına, hatta bazı türlerin yok olmasına neden
olmuştur.
Ekolojik dengedeki bu bozulmalar başta küresel ısınma olmak üzere, yaşamın
temel kaynağı olan suyun kalitesinin bozulmasına ve miktarının da her geçen gün
azalmasına neden olmuştur. Suyun giderek azalan ve dolayısı ile kıymetlenen bir
kaynak olması, su havzalarının önemini arttırmaktadır. Bu nedenle su havzalarının
planlanması konusunda sistematik bir stratejinin olmaması ve su havzalarının küresel
ölçekteki ekolojik değişimlerden hemen etkilenen bir yapı sergilemesi nedeniyle
önemi bir kat daha artmaktadır. Su stresinin işaretlerini bugün her yerde görmek
mümkündür. Yer altı sularının seviyeleri düşmekte, göller küçülmekte, sulak alanlar
yok olmaktadır. (Öztürk, 2005)
Bugün şehirlerimizde yaşanan sorunlardan bir tanesi de atıksulardır. Atıksu
karakterizasyonu, uygun arıtma sistemlerinin tasarımı ve tesisin düzgün bir şekilde
işletilmesi açısından çok önemlidir. Kentsel atıksular genellikle ham evsel atıksular
ile ön arıtmadan geçmiş endüstriyel atıksulardan oluşmaktadır. Bu yüzden bu
atıksular çok farklı özelliklere sahiptir ve ekonomik bir arıtma için
karakterizasyonunun bilinmesi gerekmektedir.
Evsel ve endüstriyel atıkların arıtılmadan veya gerektiği gibi arıtım
yapılmadan deşarj yapılmasıyla alıcı ortamdaki çözünmüş oksijen miktarını
azalmasına ve bunun sonucunda ekolojik dengenin bozulmasına neden olmaktadır.
Atıksu deşarjlarıyla kirletilmiş yüzeysel suların kalitesi giderek düşmekte ve belirli
bir süre sonunda bu sular, birçok kullanım amacına hizmet edemez hale gelmektedir.
Atıklar sonucu, kayıp ve kirlenme dünyada olduğu gibi ülkemizde de çok kısıtlı alıcı
ortamlar olan; su ve toprak kaynaklarında önemli sorunlar oluşturmaktadır. Bu
1. GİRİŞ Onur ORTATEPE
2
sorunların üstesinden gelmenin en akılcı yolu atık üretmemektir. Bu mümkün
olmadığında da atıkları arıtmak ve yeniden kullanmaktır. (Türkmen, 2006)
Atıksuların yeniden kullanıldığı alanlar:
1. Zirai amaçlı sulama (tarımsal ürün yetiştirme)
2. Arazi iyileştirme amaçlı sulama (park, bahçe, yeşil alan sulaması)
3. Endüstriyel amaçlı kullanım (kazan ve soğutma suları vb.)
4. Yer altı suyu zenginleştirilmesi
5. Rekreasyon ve çevresel amaçlı kullanım (göl, bataklık ve balıkçılık
faaliyetlerinde vb)
6. Evsel amaçlı kullanım alanlarında (tuvalet suları, yangın söndürme vb.)
7. İçme suyu olarak yeniden kullanımı
Bazı sanayileşmiş ülkelerin belirli şehirlerinde ve gelişmekte olan ülkelerin
bazılarında çok az miktarda su kaynağı bulunmaktadır. Özellikle kurak (arid) ve yarı
kurak (semi arid) bölgelerde atıksular boşa harcanmayacak kadar değerlidir. Bu
kapsamda atıksuların arıtımı artık tüm dünyada kaçınılmaz hale gelecektir.
Yapılan çalışmada evsel nitelikli atıksuyun aerobik ve anaerobik şartlar
altında azot ve fosfor giderim verimleri kıyaslanmıştır. Azot ve fosfor alıcı ortamlara
direk olarak deşarj edildiklerinde ortamı olumsuz yönde etkilerler. Bunlardan en
etkilisi alg patlaması olarak bilinen “ötrofikasyon” olayıdır. Bunun yanında azot ve
fosfor, bitkiler için besin ( nutrient ) kaynağıdır. Özellikle gübreler yüksek miktarda
azot ve fosfor içermektedirler. Tarımsal amaçlı kullanılan bu gübreler yüksek
miktarda ürün eldesi ve verimlilik sağlamaktadır. Bu nedenle azot ve fosfor tarımsal
amaçlı olarak, en çok ihtiyaç duyulan iki elementtir. Evsel nitelikli atıksuların azot
ve fosfor açısından zengin olması, atıksuyun tarımsal amaçlı kullanılmasını gündeme
getirmiştir. Arıtılmış atıksuyun alıcı ortama verilmesi yerine tarımsal amaçlı olarak
kullanılması, hem su kaynaklarının korunmasını hem de alıcı ortamların
kirletilmesinin önlenmesi açısından çok önemlidir. (Yüceer, 2009)
1. GİRİŞ Onur ORTATEPE
3
1.1. Evsel Nitelikli Atıksuyun Özellikleri
Evsel nitelikli atıksular askıda, koloidal ve çözünmüş halde organik ve inorganik
maddelerden oluşur. Atıksuyun konsantrasyonu, kullanılan suyun kirletilmeden
önceki konsantrasyonuna ve suyun kullanılış amacına bağlıdır. Gerek iklimsel
şartlar, gerekse de insanların yaşam standartları ve kültürleri atıksu karakteristiğini
önemli ölçüde etkiler. Kişi başına günlük su tüketim değerlerinin değişmesi ve evsel
kanalizasyonlara, endüstriyel atıksuların verilmesi de atıksu karakteristiğini
değiştiren önemli parametrelerdir. Her ne kadar suya deşarj edilen atık miktarları
toplumların özelliklerine göre farklılık gösterse de, bu fark çok yüksek değildir.
Bununla birlikte atıksu karakteristikleri sadece şehirden şehre değil, her bir yerleşim
birimi için mevsimden mevsime hatta saatten saate bile değişkenlik gösterebilir.
Atıksulardaki kirleticilerin konsantrasyonuna bağlı olarak gösterdiği değişkenlik,
atıksuyun sınıflandırılmasına neden olmuştur. Evsel nitelikli atıksu; zayıf orta veya
kuvvetli derecede olarak sınıflandırılmıştır. Çizelge 1.1’de (ham) hiç arıtılmamış ve
bir işleme uğramamış evsel nitelikli atıksu özellikleri verilmiştir. (Metcalf&Eddy,
2003)
1. GİRİŞ Onur ORTATEPE
4
Çizelge 1.1. Ham Evsel Nitelikli Atıksuyun Kirlilik Dereceleri (Metcalf & Eddy,2003)
Kirleticiler Birim Konsantrasyon
Zayıf Orta Kuvvetli
Toplam Katı Madde mg/L 390 720 1230
Toplam Çözünmüş Katı Madde mg/L 270 500 860
Uçucu Çözünmüş Katı Madde mg/L 110 200 340
Toplam Askıda Katı Madde mg/L 120 210 400
Uçucu Askıda Katı Madde mg/L 95 160 315
BOI5(20C0) mg/L 110 190 350
Toplam Organik Karbon mg/L 80 140 260
KOI mg/L 250 430 800
Toplam Azot mg/L 20 40 70
Organik Azot mg/L 8 15 25
Serbest Amonyak Azotu mg/L 12 25 45
Nitrit mg/L 0 0 0
Nitrat mg/L 0 0 0
Toplam Fosfor mg/L 4 7 12
Organik Fosfor mg/L 1 2 4
İnorganik Fosfor mg/L 3 5 10
Klorür mg/L 30 50 90
Sülfat mg/L 20 30 50
Yağ ve Gres mg/L 50 90 100
Uçucu Organik Bileşikler mg/L <100 100-400 >400
Çizelge 1.2’de, çizelge 1.1’deki gibi hiçbir arıtma işlemi uygulanmamış
(ham) evsel nitelikli atıksuyun, standart olarak kabul edebileceğimiz ortalama
değerleri verilmiştir. Çizelge 1.2’de görüleceği gibi, atıklar çok yüksek oranda
karbon, azot, fosfor gibi organik besinlerden ve yüksek konsantrasyonda
mikroorganizmalardan oluşmaktadır. Bunlar hemen çürümeye müsait olup,
kanallarda akarken bile biyolojik bozunmaları devam eder. Böylece zaman içinde
1. GİRİŞ Onur ORTATEPE
5
atıksuyun bazı özellikleri de değişmektedir. Toplumlar arasında, özellikle de
gelişmekte olan ve gelişmiş toplumlar arasında su tüketimi çok farklı
olabileceğinden, değerler g/kişi-gün cinsinden verilmiştir. (Arceivala, 2002)
Çizelge 1.2. Ham Evsel Nitelikli Atıksuyun Karakteristiği (Arceivala, 2002)
Madde Atıksuda Bulunma Değeri
(g/kişi-gün)
BOİ5(200C) 45-54
KOİ 1.6 - 1.9xBOİ5
Toplam Organik Karbon 0.6 – 1.0xBOİ5
Toplam Katı Madde 170-220
Askıda Katı Madde 70-145
Alkalinite (CaCO3 cinsinden) 20-30
Kloridler 4-8
Toplam Azot 6-12
Organik Azot 0.4 x toplam azot
Serbest Amonyak Azotu 0.6 x toplam azot
Nitrit -
Nitrat 0.0 - 0.5 x toplam azot
Toplam Fosfor 0.6-4.5
Organik Fosfor 0.3 x toplam fosfor
İnorganik Fosfor (ortho- ve polifosfat) 0.7 x toplam fosfor
Toplam Bakteri (100 ml atıksu içinde) 109 - 1010
Koliform Bakteriler (100 ml atıksu
içinde) 109 - 1010
Kanalizasyon sistemlerinin etkili çalışması durumunda, biyokimyasal oksijen
ihtiyacı (BOİ) değeri genellikle 54 g/kişi-gün civarındadır. Gelişmekte olan bazı
bölgelerde oluşan atıksuyun tamamı kanalizasyon sistemine verilmediğinden, BOİ
değeri 30-40 g/kişi-gün seviyesinde olabilir. Eğer kanalizasyonda birleşik sistem
uygulanıyorsa, BOİ değeri %40 daha yüksek yani 77 g/kişi-gün seviyesinde
1. GİRİŞ Onur ORTATEPE
6
olmaktadır. Evsel nitelikli atıksular azot ve fosfor gibi besinlerin ana kaynağıdır.
Birçok endüstri kuruluşunun atıksularında (gübre ve gıda endüstrileri hariç) çok az
miktarda besin elementi bulunur. Gelişmen ve gelişmekte olan ülkelerin BOİ, azot ve
fosfor değerleri karşılaştırılması Çizelge 1.3’de verilmiştir (Arceivala, 2002).
Çizelge 1.3. Farklı ülkelerdeki ham evsel nitelikli atıksu değerlerinin karşılaştırılması (Metcalf&Eddy, 2003)
Ülke (g/kişi-gün)
BOİ Toplam Askıda
Katı Madde Toplam
Kjeldahl Azotu Amonyak
Azotu Toplam
Fosfor Brezilya 55-68 55-68 8-14 - 0.6-1
Danimarka 55-68 82-96 14-19 - 1.5-2 Mısır 27-41 41-68 8-14 - 0.4-0.6
Almanya 55-68 82-96 11-16 - 1.2-1.6 Yunanistan 55-60 - - 8-10 1.2-1.5 Hindistan 27-41 - - - -
İtalya 49-60 55-82 8-14 - 0.6-1 Japonya 40-45 - 1-3 - 0.15-0.4 Filistin 32-68 52-72 4-7 3-5 0.4-0.7 İsveç 68-82 82-96 11-16 - 0.8-1.2
Türkiye 27-50 41-68 8-14 9-11 0.4-2 Uganda 55-68 41-55 8-14 - 0.4-0.6 Amerika
(USA) 50-120 60-150 9-22 5-12 2.7-4.5
1.1.1. Evsel Nitelikli Atıksularda Azot ve Fosforun Önemi
Teknolojik gelişmeler, hızlı nüfus artışı ve tüketim alışkanlıklarının artması
ile birlikte; alıcı ortamlara verilen atıkların miktar ve çeşitliliğinde bir artış
gözlenmiştir. Özellikle yeni kirleticilerin ortaya çıkması, su kaynaklarının, toprağın
ve atmosferin yararlı kullanımını azaltmaktadır.
İnsan aktiviteleri sonucunda, yüzeysel sularda, azot ve fosfor miktarının
artması en yaygın sorunlardan biri olan ötrofikasyona neden olur. Ötrofikasyon
1. GİRİŞ Onur ORTATEPE
7
belirtileri daha çok yaz ayları boyunca alglerin çoğalması (Alg patlaması) sonucu
ortaya çıkar. Alg patlaması sonucu sularda ki; bulanıklık artar, çözünmüş oksijen
seviyesi düşer, balıklar ölür, flora ve fauna çeşitliliği azalır. Yüzeysel sulardaki alg
miktarı ve bulanıklığın artması ile içme amaçlı olarak kullanılacak suların klorlama
(Dezenfeksiyon) ihtiyacı da artacaktır. Bununla birlikte yüksek seviyede kurşun
içeren dezenfektanların kullanılmasıyla insanlarda kanser riski de artacaktır. Sucul
ortamda aşırı miktarda nutrient varlığı mikroorganizma aktivitesini arttıracaktır.
Buna örnek olarak pfisteria insan sağlığına zarar verebilecek bir mikroorganizma
türüdür (US.EPA,2001).
Kullanılabilir su kaynaklarının her geçen gün azalması, mevcut su
kaynaklarının korunmasının önemini arttırmaktadır. Türkiye’de de mevcut su
kaynaklarının korunması için azot ve fosfor kontrolü büyük önem taşımaktadır. Azot
ve fosforun alıcı su ortamlarında meydana getirdiği kirlilik önemli boyutlara
varabilmektedir. Bunun içinde azot ve fosforun giderilmesi için, gerekirse ileri
arıtma yapılmalıdır. Özellikle gelişmiş ülkelerde azot ve fosforun ayrı ayrı
giderilebildiği gibi, birlikte de giderilebileceği sistemler uygulamalı olarak
ispatlanmıştır.
Azot ve fosforun kontrolü için uygulanan kimyasal ve fiziksel proseslerin
pahalı olması, kimyasal çöktürme halinde ortaya fazla miktarda çamur çıkması ve bu
çamurun bertarafında karşılaşılan güçlükler, biyolojik arıtma tekniklerini ortaya
çıkarmıştır ( Gülşen ve ark.,1997).
1.2. Çevre Mühendisliği Uygulamalarında Azot
Azot içeren atıksular alıcı ortama deşarj edildiklerinde alıcı ortamın su
kalitesini bozarlar. Amonyum iyonu (NH4+), nitrit iyonu (NO2
-), ve nitrat iyonu
(NO3-), sucul ortamda bulunan temel azotlu bileşiklerdir. Sucul ortamlarda, azotlu
bileşiklerin oluşturduğu önemli kirlilik etkileri;
Ø Çözünmüş oksijen seviyesi azalması,
Ø Toksisite,
1. GİRİŞ Onur ORTATEPE
8
Ø Ötrofikasyon,
Ø Methemoglobinemia,
Uluslararası örgütler ve yönetmeliklerle, alıcı ortamlarda (göl, deniz, vs.)
azotu belli seviyelerde tutabilmek için sınır değerler getirilmiştir.
Çözünmüş Oksijen Seviyesi Azalması: Azot bileşiklerince zengin atıksular
alıcı ortamlara deşarj edildiklerinde ortamdaki oksijenin azaldığı gözlenmiştir.
Oksijen seviyesindeki bu azalma ortamdaki mikrobiyal faaliyetlerden
kaynaklanmaktadır. Mikroorganizmalar için besin (nutrient) kaynağı olan azotun
alıcı ortamlarda bulunması, ortamdaki mikrobiyal faaliyetleri ve mikroorganizma
konsantrasyonunu arttırırlar. Sucul ortamdaki çözünmüş oksijen seviyesinin
azalması; alglerin çürükçül bakterilerin tarafından ayrıştırılması sırasında çözünmüş
oksijenin büyük bir kullanmaları ve amonyum iyonunun nitrifikasyona uğraması ile
çözünmüş oksijenin azota bağlanmasıdır. (Gerardi, 2002)
Toksisite: Azotun üç farklı bileşiği de sucul ortamda, özellikle balıklar için
toksisteye neden olabilmektedirler. Nitrat, amonyum ve nitrit iyonları ile
kıyaslandığında daha fazla toksik etkiye sahip olduğu bilinmektedir.
Çizelge 1.4. Sucul ortamlarda NH4+, NO2 ve NO3 iyonlarının fazla miktarda bulunması sonucu oluşabilecek kirlilik türleri (Gerardi, 2002)
Azotlu Bileşikler Kirlilik Türleri
NH4+ / NO2
- • Sucul bitkilerin aşırı büyümesi • Çözünmüş oksijen seviyesinin azalması • Toksisite (NH4
+ için NH3+ Toksisitesi)
NO3-
• Sucul bitkilerin aşırı büyümesi • Çözünmüş oksijen seviyesinin azalması • Toksisite • Methemoglobinemia
Amonyum iyonu (NH4+), birçok organizma grubu için nutrient kaynağı olsa
dahi, sudaki pH seviyesinin artması ile ortamdaki amonyum iyonu amonyağa (NH3+)
dönüşür. Sucul ortamlarda yüksek konsantrasyonlarda bulunan amonyak canlılar için
toksik etkiye sahiptir. Sucul ortamlarda pH 9,4 ve üzeri olduğunda amonyum
iyonunun büyük bir kısmı amonyağa dönüşür.
1. GİRİŞ Onur ORTATEPE
9
Ötrofikasyon: Azot ve fosforun arzu edilmeyen seviyelerde alıcı ortamlarda
bulunması sonucu oluşur. Fosfat (PO4-2), ötrofikasyona neden olan birincil neden
olsa da, azot atıkları da su kirliliğini ciddi boyutlarda arttırmaktadır. Azot ve fosforun
alıcı ortamda fazla miktarda bulunması ortamdaki sucul bitkilerin (alg) hızlı bir
şekilde çoğalmasını sağlar. Bakteri ve mantarlar ölen bitkilerin kalıntılarını,
çözünmüş oksijeni de kullanarak ayrıştırır. Çözünmüş oksijen ve bitki kalıntıları;
karbondioksit, su, amonyum iyonu, fosfat iyonu ve sülfat iyonuna dönüştürür.
Bakteri ve mantarlar da yeni hücreler oluşturarak çoğalırlar. Büyük hacimdeki
mikroorganizma konsantrasyonu sonucu ortamdaki çözünmüş oksijenin büyük bir
kısmı da tüketilir. Ötrofikasyon sonucu sucul ortamda; çözünmüş oksijenin
azalmasına bağlı canlı ölümlerine, su da renk, koku ve tat değişikliğine neden olur.
Methemoglobinemia: Nitrat iyonuyla kirlenmiş içme suyu, insan vücuduna
özellikle bebeklere kolaylıkla girebilmektedir. Bebek vücuduna giren nitrat iyonu
sindirim sisteminde nitrite dönüşerek dolaşım sistemine de girebilmektedir. Nitrit
iyonu hemoglobinde bulunan demir ile bağ oluşturur ve hemoglobin hücresinin
akciğerlerden oksijen alımını engeller. Böyle bir durumda bebeğin vücudu mavi
renge dönüşür. Bu nedenle bu hastalığa mavi bebek hastalığı da denmektedir.
Vücuda alınan oksijenin yetersiz olması, bilinç yitimine veya ölüme neden
olabilmektedir. (Gerardi, 2002)
Şekil 1.1. Ötrofikasyonun sucul ortamdaki döngüsü (Gerardi, 2002)
1. GİRİŞ Onur ORTATEPE
10
1.2.1. Azot Döngüsü
Azot elementi, proteinlerin yapısının temel elementi olmasından dolayı
oldukça önemli bir besin tuzudur. Klorofil, RNA, DNA, birçok ko-enzim ve bazı
vitaminler azot içeren biyomoleküllerdir. Azot elementi ayrıca, fotosentez, solunum,
protein sentezi, genlerin oluşumu ve büyüme gibi önemli hayatsal fonksiyonlar için
gerekli bir elementtir. Sucul sistemlerde çeşitli formlarda bulunan azot elementinin
en yaygın formları nitrat (NO3), nitrit (NO2), serbest amonyak (NH3), amonyum
(NH4+), serbest azot gazı (N2), amino asitler ve proteinler gibi organik formlardır.
Basit kimyasal reaksiyonlar ile bir formdan diğerine dönüşüm gözlenebilmekle
beraber, daha sıklıkla biyolojik aktivitenin sonucudurlar. Sucul çevrelerdeki azot
döngüsü Şekil 1.2’ de şematik olarak gösterilmektedir. (Lekang, 2007).
Şekil 1.2. Azot döngüsü (Lekang, 2007).
1. GİRİŞ Onur ORTATEPE
11
1.2.2. Nitrifikasyon
Biyolojik nitrifikasyon, amonyum iyonunun oksidasyona uğrayarak nitrit ve
nitrat iyonuna dönüşmesidir. Oksidasyon boyunca amonyum ve nitrit iyonuna
nitrifikasyon bakterileri tarafından (Nitrosomonas ve Nitrobacter) oksijen bağlanır.
Nitrifikasyonun gerçekleşmesi doğal denge için çok önemlidir. Özellikle bitkiler,
azot ihtiyaçlarını nitrat iyonunu absorbe ederek karşılarlar.
Nitrifikasyon, atıksu arıtma tesislerinin işletilmesi ve planlanması açısından
da önemli bir yere sahiptir. Aerobik arıtma tesislerinde, amonyum ve amonyak
miktarları pH ve sıcaklığa bağlı olarak değişiklik gösterirler. Standart bir aktif çamur
arıtma tesisinde 100C - 200C sıcaklık ve 7 - 8,5 pH aralığında, atıksudaki azotun
%95’i amonyum iyonu halinde bulunur. Oksidasyon sırasında sudaki çözünmüş
Şekil 1.3. Atıksu içerisinde bulunan amonyum iyonunun nitrifikasyon basamakları (Gerardi, 2002).
Şekil 1.4. Nitrifikasyon bakterilerinden a)Çomaksı Şeklindeki Nitrobacter b)Nitrosomonas (Gerardi, 2002).
1. GİRİŞ Onur ORTATEPE
12
oksijen, amonyum iyonu ve nitrit iyonuna bakteri hücresi içerisinde bağlanır. Çünkü
biyokimyasal reaksiyonlar hücre içinde meydana gelir. (Gerardi, 2002).
Amonyum iyonu, ürenin hidrolizi ve organik azot bileşikleri parçalanması ile
oluşur. Organik azot bileşiklerinin hidroliz ve parçalanması sonucu amino grubu
ortaya çıkar ve amonyum iyonu oluşur.
Birçok organizma grubu amonyum iyonu ve nitrit iyonunu okside edebiliyor
olsa da, özellikle aktif çamur sistemlerinde; Nitrosomonas ve Nitrobacter bakterileri
tarafından oksidasyon gerçekleştirilir. Bu iki bakteri türü özel enzimlere ve hücre
yapılarına sahip olduklarından nitrifikasyon için önemli bakterilerdir. Nitrifikasyon
bakterileri diğer organizma gruplarından daha fazla oranda nitrifikasyon yapabilirler
ancak bu hücre bölünmesi veya büyümesine bağlı değildir. Nitrifikasyon bakterileri,
diğer organizma gruplarından yaklaşık 1000 – 10.000 kez daha fazla nitrifikasyon
yapabilme kapasitesine sahiptirler. (Gerardi, 2002).
Şekil 1.5. Atıksu içerisinde bulunan amonyak ve amonyum iyonunun farklı pH aralığında bulunma yüzdesi (Gerardi, 2002).
1. GİRİŞ Onur ORTATEPE
13
Çizelge 1.5. Havalandırma havuzlarında Nitrifikasyon yapabilme yeteneğine sahip organizma grupları (Gerardi, 2002).
Organizma Tür Aktinomisetler Myocbacterim
Nocardia Alg Chlorella Bakteri Arthrobacter
Bacillus Nitrobacter Nitrosomonas Proteus Pseudomonas Vibrio
Mantar Aspergillus Protozoa Epistylis
Vorticella
Nitrifikasyon bakterilerinden iki tür Protozoa, ani nitrifikasyon sırasında çok
sayıda bulunan türlerdir. Bunlar Epistylis ve Vorticella’dır.
Şekil 1.6. Ani nitrifikasyon sırasında bulunan protozoa türleri (Gerardi, 2002)
1. GİRİŞ Onur ORTATEPE
14
1.2.3. Denitrifikasyon
Denitrifikasyon terimi ilk olarak 1886 yılında Fransa’da kullanılmıştır. Bu
terim substratı parçalamak için nitrat iyonlarını kullanan bakteriler olarak
adlandırılmıştır.
Atıksular için denitrifikasyon; organik maddenin parçalanması için fakültatif
bakterilerin (denitrifikasyon bakterileri) nitrat ve nitrit iyonunu kullanması olarak
tanımlanabilir. Azot bileşiklerinin atıksudan uzaklaştırılması için genellikle
denitrifikasyon ve nitrifikasyon birleşik sistemleri kullanılsa da, denitrifikasyon
anoksik şartlar altında gerçekleşir. Bu nedenle denitrifikasyon elverişli işletme
koşularının sağlanmasında katkıda bulunur.
Örnek olarak aktif çamur arıtma sistemlerinde bulunan bakterilerin yaklaşık
% 80’i anaerob fakültatif bakterilerdir. Bu organizmalar sahip oldukları enzimler
sayesinde sudaki serbest oksijeni, nitriti ve nitartı kullanarak organik maddeleri
parçalayabilirler. Fakültatif anaeroblar ilk olarak sudaki serbest oksijeni daha sonra
ise nitriti ve nitratı kullanırlar.
Organik parçalanma aerobik ve anaerobik şartlar altında gerçekleşebilir.
Aerobik ortamda serbest oksijen molekülleri kullanılarak hücresel faaliyetler
sürdürülür ve organik madde parçalanır. Örnek olarak glikozun parçalanması;
C6H12O6 + O2 6CO2 + 6H2O
Atıksu ortamında serbest oksijen molekülü bulunmadığı, organik maddenin
parçalanması için nitrit ve nitrat iyonu gibi bağlı oksijenin kullanıldığı durumlara
anaerobik ortam denir. Eğer ortamdaki nitrit ve nitrat gibi bağlı oksijenlerde,
hücresel faaliyetler için kullanılırsa, ortam anoksik şartlara dönüşür.
C5H10O5 + 4NO-3 + 4H+ 5CO2 + 7H2O +2N2
Anoksik şartlar altında nitrit ve nitrat iyonları bir dizi biyokimyasal
reaksiyonlar sonucu indirgenir. Bu biyokimyasal reaksiyonlar sonucu nitrit ve nitrat,
1. GİRİŞ Onur ORTATEPE
15
gaz fazına geçerek moleküler azot haline dönüşür. Denitrifikasyon süresince, nitrat
iyonu önce nitrite daha sonra da moleküler azot gazına dönüşerek atmosfere yayılır.
Nitrifikasyon, azotun atıksudan uzaklaşmasını sağlamaz, sadece amonyum
iyonunu nitrat iyonuna dönüştürür. Ancak nitrifikasyonun ardından gerçekleştirilen
denitrifikasyon, azot bileşiklerini, azot gazı formuna dönüştürerek atmosfere ulaştırır.
Bununla birlikte moleküler azot olan azot oksitler, denitrifikasyon süresince nitrit ve
nitrat iyonlarından oluşurlar. Denitrifikasyon sırasında oluşan azot gazı suda
çözünmez formda olduğundan direk atmosfere yayılır. (Gerardi, 2002).
1.3. Çevre Mühendisliği Uygulamalarında Fosfor
Yüksek konsantrasyonlarda fosfor içeren atıksuların kontrolsüz şekilde alıcı
ortamlara deşarj edilmesi sonucunda su kalitesinde önemli ölçüde bozulmalar
oluşabilmektedir. Bu nedenle fosfor kirliliği, çevresel açıdan gün geçtikçe önem
kazanmaktadır. Sucul ortamlarda fosfor, fosfat formunda bulunur. Özellikle
inorganik fosfat bileşikleri veya bunların dehidrate şekilleri olan polifosfatlar çevre
mühendisliği uygulamalarında önemli bir yere sahiptir.
Evsel nitelikli atıksular fosfor bileşiklerince zengindirler. Sentetik deterjanların
kullanımı ile birlikte evsel nitelikli atıksulardaki fosfor miktarı 2-3 kat artarak 8-12
mg/L seviyesine gelmiştir. Deterjanların katkı maddelerinin %50’sinden fazlasını
polifosfatlar oluşturmaktadır. Bu da evsel nitelikli atıksulardaki inorganik fosfor
miktarını arttırmaktadır. İnorganik fosforun önemli bir kısmı da insan
metabolizmasında proteinlerin parçalanması sonucu oluşur. Bir insanın günde atacağı
fosfor miktarı 1,5gr/gündür. Evsel atıksuların 1-2mg/L sini organik fosfor, 4-9mg/L
sini inorganik fosfor oluşturur. (Samsunlu, 2006)
1. GİRİŞ Onur ORTATEPE
16
Polifosfatlar, birden fazla ortofosfat molekülünden su çıkması ile elde edilen
dehidrate şekiller olduğundan, su ortamında zamanla hidrolize uğrar ve orto haline
geri dönerler. Polifosfatın hidrolize olarak ortofosfat haline dönüşmesine örnek bir
reaksiyon olarak, Tetrasodyum pirofosfatın, Di sodyum fosfata hidrolizi verilebilir.
Na4P2O7 + H2O 2Na2HPO4
Bu dönüşüm olayının hızı, sıcaklığın bir fonksiyonudur ve sıcaklık kaynama
noktasına yaklaştıkça hız artar. Hidroliz olayının hızı, aynı zamanda pH’ın düşmesi
ile arttırılabilir. Kompleks fosfatların hidrolizi; aynı zamanda bakteriyel enzimler
vasıtası ile de olmaktadır. Bu nedenle temiz sularda dönüşüm hızı, atıksulara oranla
daha az olmaktadır. (Samsunlu, 2006)
Toplam Fosfor
Toplam İnorganikFosfor
Ortofosfat Polifosfat
Organik Fosfor
Şekil 1.7. Fosfor Bileşikleri
1. GİRİŞ Onur ORTATEPE
17
Çizelge 1.6. Çevre mühendisliği uygulamalarında en çok rastlanan fosfor bileşikleri (Samsunlu, 2006)
Fosfat Bileşikleri Kimyasal Formülleri Ortofosfatlar
• Tri sodyum fosfat • Di sodyum fosfat • Mono sodyum fosfat • Di amonyum fosfat
Na3PO4
Na2HPO4 NaH2PO4
(NH4)2HPO4
Polifosfatlar • Sodyum hekzametafosfat • Sodyum tripolifosfat • Tetrasodyum pirofosfat
Na3(PO3)6 Na5P3O10 Na4P2O7
1.3.1. Fosfor Döngüsü
Fosfor elementi çoğu sucul sistemlerde büyümeyi ve üremeyi sınırlayıcı
olduğu düşünülen bir besin tuzudur. Fosfor elementi, sucul sistemlerde inorganik
fosfat iyonundan (PO4-3) organik moleküllere kadar (fosfolipidler, şeker ve DNA
gibi) birçok kimyasal formda bulunur. En temel ve en önemli formu ise ATP
formudur. Fosfat iyonunun çeşitli formları arasındaki kimyasal denge, pH, kalsiyum
ve alüminyum gibi metal iyonlarının varlığına, ortamın yükseltgenme–indirgenme
potansiyeline, sediment tabakasının karışım düzeyi ve kirliliğin var olup olmamasına
bağlı olarak ortamda bulunabilirler.
Sucul bir ekosistemde, çevrede fosfor bileşiklerinin katıldığı fiziksel ve
kimyasal tepkimeler tam olarak tanımlanamamıştır. Partiküllü organik, çözünmüş
organik, partiküllü inorganik ya da çözünmüş inorganik formlarda bulunabilen fosfor
elementinin sucul ortamlardaki döngüsü şematik olarak Şekil 1.8’ de gösterilmiştir.
(Lekang, 2007).
1. GİRİŞ Onur ORTATEPE
18
1.4. Evsel Nitelikli Atıksuların Arıtılması
Evsel nitelikli atıksuların organik madde miktarının yüksek olmasından
dolayı yaygın olarak biyolojik arıtma yöntemleri kullanılır. Biyolojik arıtma
atıksuyun içinde bulunan askıda veya çözünmüş organik maddelerin bakterilerce
parçalanması ve çökebilen biyolojik floklarla sıvının içinde kalan veya gaz olarak
atmosfere kaçan sabit inorganik bileşiklere dönüşmesidir.
Biyolojik arıtma sistemleri değişik şekillerde sınıflandırılabilirler. Ortamda
oksijen varlığına göre havalı (aerobik) ve havasız (anaerobik) olarak sınıflandırılan
bu sistemler kullanılan mikroorganizmaların sistemdeki durumuna göre askıda ve
sabit film (biyofilm) prosesleri olarak da sınıflandırılabilirler.
Şekil 1.8. Fosfor Döngüsü (Lekang, 2007)
1. GİRİŞ Onur ORTATEPE
19
Evsel nitelikli atıksu arıtımında organik madde içeriğinin yanı sıra azot ve
fosfor gibi besi (nutrient) maddeleri de biyolojik arıtımda giderilir. Çoğu durumda
toksik olabilecek eser (iz) miktardaki organik maddeleri de gidermek önemlidir.
(Öztürk, 2005)
1.4.1. Aerobik (Havalı) Arıtma Prosesleri
Bütün havalı (aerobik) atıksu arıtma proseslerinde atıklar a) sentez ve b)
oksidasyon yolu ile yok olurlar. Diğer bir deyimle organik maddelerin bir kısmı yeni
hücrelere dönüşürken (sentez) geri kalan kısmı gerekli enerjiyi üretmek için
oksidasyona tabi tutulurlar.
Atıksudaki BOİ’nin giderimi, çökmeyen kolloidal katıların pıhtılaştırılması
ve organik maddelerin kararlı hale gelmesi, başta bakteriler olmak üzere çeşitli
mikroorganizmalar tarafından gerçekleştirilir. Mikroorganizmalar, kolloidal ve
çözünmüş karbonlu organik maddeleri çeşitli gazlara ve yeni hücrelere dönüştürerek
kullanırlar.
Mikroorganizmalar, üremelerini ve diğer hayati fonksiyonlarını devam ettirmek
için,
Ø Enerji kaynağına,
Ø Yeni hücre sentezi için karbona,
Ø Azot, fosfor, sülfür, potasyum, kalsiyum ve magnezyum
gibi inorganik elementlere ihtiyaç duyarlar. Organik besi maddeleri de hücre sentezi
için gereklidir. Mikrobiyal faaliyetler için gerekli karbon ve enerji kaynaklarına
substrat adı verilir.
1. GİRİŞ Onur ORTATEPE
20
Çizelge 1.7. Enerji ve karbon kaynaklarına göre mikroorganizmaların genel sınıflandırılması (Öztürk, 2005)
Sınıflandırma
Enerji Kaynağı
Karbon Kaynağı
Ototrofik: Fotoototrofik Kemoototrofik
Işık İnorganik yükseltgenme-indirgenme reaksiyonu
CO2 CO2
Heterotrofik: Kemoheterotrofik Fotoheterotrofik
İnorganik yükseltgenme-indirgenme reaksiyonu.
Işık
Organik Karbon
Organik Karbon
Organik maddeler yok olmaya başlayınca biyolojik hücrelerin bir kısmı
gerekli enerjiyi sağlamak amacıyla kendi kendini oksitler (içsel solunum). Aerobik
biyolojik oksidasyon reaksiyonları genel olarak aşağıdaki şekilde ifade
edilebilmektedir:
Organik madde (BOI, KOI) + O2 + N+ P Hücre +CO2 +H2O + biyolojik
yolla parçalanamayan çözünebilir maddeler
Hücre + O2 CO2 + H2O + N + P + parçalanmayan hücresel kalıntılar
Bu biyolojik parçalanma olayı tüm havalı biyolojik arıtma sistemlerinde yer
almaktadır. Aşağıda biyolojik reaksiyon 3 adımda gösterilmektedir.
1. Adım: Biyokütlenin üretimi ve organik maddenin oksidasyonu
8 (CH2O) + NH3 + 3 O2 C5H7NO2 + 3 O2 + 6 H2O + Enerji
2. Adım: Biyokütlenin solunumu
C5H7NO2 + 5 O2 5CO2 + NH3 + H2O + Enerji
1. GİRİŞ Onur ORTATEPE
21
3. Adım: Nitrifikasyon
NH3 + 2 O2 HNO3 + H2O + Enerji
Havalı biyolojik artıma yöntemleri genellikle iki büyük sınıfa ayrılabilirler:
Ø Arıtmayı yapan bakterilerin askıda bulunduğu sistemlerdir. Buna örnek
olarak aktif çamur sistemi ve çeşitleri (türevleri) gösterilebilir.
Ø Arıtmayı yapan bakterilerin sabit bir yüzey üzerine tutunarak büyüdüğü
sistemler. Bunların başlıca örnekleri damlatmalı filtreler ve dönen
biyodisklerdir.
Atıksu arıtımında çok sık kullanılan biyolojik prosesler;
Ø Havalandırmalı lagünler,
Ø Damlatmalı filtreler,
Ø Döner biyodiskler
Ø Stabilizasyon havuzları
Ø Aktif çamur prosesleridir.
Aktif çamur prosesleri veya onun modifikasyonları daha çok büyük
tesislerde, kullanılmaktadır. (Öztürk, 2005)
1.4.1.1. Aktif Çamur Yöntemi
Aktif çamur süreci, arıtımı gerçekleştiren mikroorganizmaların askıda
büyüme özelliklerine sahip olduğu bir aerobik biyolojik arıtma yöntemidir. Arıtım
olgusu, oksijen ihtiyacına sahip olan maddelerin mikroorganizmaların metabolik
faaliyetleri ile son ürünlere dönüştürülmesi ve yüksek kalitede çıkış suyunun eldesine
yöneliktir.
1. GİRİŞ Onur ORTATEPE
22
1914 yılında Ardern ve Lockett tarafından İngiltere’ de geliştirilen proses, bir
atığın aerobik olarak stabilizasyonunu gerçekleştirebilen aktif kütle üretiminin
meydana gelmesi sebebiyle aktif çamur olarak adlandırılmıştır. Orijinal prosese
benzer olan birçok versiyonu kullanılmaktadır. En çok piston akımlı ve tam karışımlı
prosesler kullanılmaktadır. (Eckenfelder, 1998)
Aktif çamur proseslerinde ızgaradan geçirilmiş veya çöktürülmüş atıksu son
çöktürmeden gelen konsantre çamurun değişik miktarlarıyla (%20-100) karıştırılır.
Bu karışım bir havalandırma tankına verilerek burada organizmalar ve atıksu
havalandırılır. Bu işlem ile mikroorganizmaların oksijen ihtiyacı giderilirken
muhteva iyi bir şekilde karıştırılmış olur. Bu şartlar altında organizmalar organik
maddenin bir kısmını enerji elde etmek amacıyla karbondioksit ve suya dönüştürür,
kalan kısmını ise oksidasyonda elde edilen enerjiyi kullanarak yeni hücreler üretmek
için kullanırlar.
Şekil 1.9. Piston Akımlı Aktif Çamur Reaktörü (Metcalf&Eddy, 2003)
Şekil 1.10. Tam Karışımlı Aktif Çamur Reaktörü (Metcalf&Eddy, 2003)
1. GİRİŞ Onur ORTATEPE
23
Bu karıştırmadan sonra bir çökeltme tankına verilir ve burada flok halinde
olan mikroorganizmalar çöktürülerek çıkış suyundan giderilir. Çöktürülen
mikroorganizmalar veya aktif çamur daha sonra havalandırma tankının sonunda
prosesin başına geri devir yapılarak tekrar atık suyla karıştırılır. Bu proseste sürekli
olarak yeni aktif çamur üretilir ve her bir günde üretilen fazla çamur (atık aktif
çamur), ön çöktürmedeki çamurla birlikte uzaklaştırılır. Doğru şekilde dizayn edilen
ve isletilen aktif çamur tesislerinden çıkan su yüksek kalitelidir. (Metcalf&Eddy,
2003).
1.4.1.2. Aktif Çamur Yönteminde Organik Maddenin Parçalanması
Evsel nitelikli ham atıksuyun organik madde miktarı oldukça yüksektir. Aktif
çamur sisteminde mikroorganizmalar yeni hücreler oluşturmak için atıksudaki
çözünmüş oksijeni kullanarak organik maddeyi parçalamaya başlar.
Mikroorganizmalar birikmiş yapıda bulunan organik maddeleri, kompleks
organik maddeler gibi parçalamaya çalışırlar. Bu nedenle mikroorganizmaların
Şekil 1.11. Klasik Aktif Çamur Prosesinin Şematik Gösterimi
1. GİRİŞ Onur ORTATEPE
24
kompleks organik maddeleri parçalayabilmeleri için yeterli miktarda çözünmüş
oksijenle, belirli sürede bir arada bulunmaları gerekir. Başlangıçta bir çeşit
mikroorganizma birikmiş organik maddenin bir kısmını, diğer mikroorganizma
grupları ise geriye kalan organik maddeyi parçalar. Atıksudaki bu organik maddeleri
parçalayan mikroorganizmalar sudaki çözünmüş oksijeni de kullanırlar. Bu aşamada
oksijen tüketimi ve mikroorganizma miktarında artış olur.
Ortamdaki organik madde miktarının azalmaya başlaması ile
mikroorganizmaların bir kısmı ölüm fazına geçer. Bu nedenle organik maddenin
azalmasıyla birlikte kullanılan oksijen ve mikroorganizma miktarlarında da azalma
olur. Ancak sürekli reaktörlerde, sisteme sürekli organik madde girişi olacağından
mikroorganizmalar organik maddelerden beslenmeye devam ederek yeni hücreler
oluşturacaktır.
Bazı mikroorganizmalar, sindirdiği organik maddelerden ürettikleri sindirim
artıklarını hücre duvarında absorbe ederler. Daha sonra bu sindirim artıkları başka
mikroorganizmalar tarafından besin kaynağı olarak kullanılabilmektedir. Bu birikmiş
organiklerin sindirim prosesi; biyolojik popülasyonların kompleks organik maddeleri
tamamıyla parçalayıncaya kadar devam eder (Junkins, 1983).
Şekil 1.12. Organik maddenin biyolojik bir hücreye transferi (Junkins, 1983)
1. GİRİŞ Onur ORTATEPE
25
1.4.1.3. Kesikli Aktif Çamur Yöntemi
Kesikli akışlı reaktörler yaygın bir kullanıma sahip aktif çamur proseslerinin
başında gelmektedir. Kesikli akışlı reaktörler, tüm aktif çamur ve atıksu karışımının
reaktörde tutulduğu, tam karıştırılan, sıcaklık ve konsantrasyon değişimlerinin çok
olmadığı, belli bir atıksu akışı olmayan ve kapalı devre çalışan sistemlerdir.
Reaktörde belli bir giriş ve çıkış akımı olmamasından ve reaktörde tam karışım
olmasından dolayı atıksu içindeki tüm maddeler eşit sürelerde arıtmaya tabi
tutulurlar. Kesikli akışlı reaktörler, doldur-boşalt yöntemine göre işleyen ve
doldurma, havalandırma, çöktürme işlemlerinin tümünün aynı reaktörde meydan
geldiği giriş ile çıkış akımı olmayan ve kapalı olarak çalışan reaktörlerdir. Kesikli
akışlı reaktörlerde arıtma işleminde arka arkaya gerçekleşen 5 aşama bulunmaktadır.
Bu aşamalar sırasıyla şöyledir;
1) Doldurma
2) Havalandırma
3) Çökeltme
4) Boşaltma
5) Bekletme
Bu beş aşamadan oluşan işleme çevrim denilmektedir. Doldurma işleminde
reaktörde bulunan aktif çamurun üstüne atıksu eklenmesi ve karıştırma ile besleme
yapılmaktadır. Bu aşama yaklaşık 5-10 dakika sürmektedir (Metcalf&Eddy, 2003).
Reaktöre doldurma işlemi sırasında verilecek atıksu miktarının reaktör hacmine oranı
3/4 olmalıdır (Dulkadiroğlu, 2003). Doldurma işlemi sırasında atıksu, yapılacak
uygulamaya göre reaktöre karıştırmadan eklenebileceği gibi havalandırma
yapılmadan karıştırarak yada karıştırma ve havalandırma bir arada yapılarak
doldurulabilir.
Havalandırma aşamasında reaktördeki aktif çamur üstüne eklenen atıksuya
tam karışım ve havalandırma işlemi uygulanmakta ve bu işlem sonucu atıksudaki
organik maddeler aerobik olarak oksidasyon reaksiyonları meydana getirmekle
1. GİRİŞ Onur ORTATEPE
26
birlikte anaerobik olarak denitrifikasyon oluşmaktadır. Oksidasyon havalandırma
sonucu meydana gelirken, denitrifikasyon karıştırma işlemi sonucu ortaya
çıkmaktadır. Havalandırma aşaması süresi atıksuyun özelliklerine göre 1-30 saat
arasında değişmektedir. Havalandırma işlemi sırasında karıştırma yüksek hızlarda
yapılmamalıdır. Hızlı karıştırma çamurun çökelme özelliğini olumsuz yönde
etkilemektedir. Bu nedenle aktif çamur ve atıksu karışımının tüm reaktörde üniform
dağılabileceği optimum bir seviyedeki hızla karıştırma işlemi yapılmalıdır.
Çökeltme işleminde reaktörün havalandırma ve karıştırma işlemi
durdurularak aktif çamur ve atıksu karışımının 45 dakika çökelmesi sonucu ayrılması
sağlanmaktadır.
Boşaltma işleminde çökeltmeden sonra reaktörün üst kısmında kalan
supernatant tabakası, reaktörde herhangi bir çıkış yapısı olmaması nedeniyle,
reaktörü yeniden besleme işlemine hazırlamak için sifonlama yoluyla dışarı alınır.
Bu işlem yaklaşık 10 dakika sürmektedir.
Bekletme işlemi reaktörün yeniden beslenmesi öncesi çamur stabilizasyonu
sağlamak amacıyla yapılmakta olup opsiyonel bir işlemdir ve 30 dakika kadar
sürmektedir.
Bugüne kadar çeşitli modifikasyonları denenmiş olan kesikli akışlı reaktör
sistemleri doldur-boşalt reaktörlere çok benzemekle birlikte en önemli farkı,
atıksuyun reaktöre alınma süresinin tercihe bağlı olması ve bu işlemin reaksiyon
sürecinin bir parçasını oluşturmasıdır. (Crites ve Tchobanoglous, 1998)
30 yıl önce Avustralya’ da geliştirilen kesikli boşaltma yapılan uzun
havalandırma prosesi şekil 1.13’de şematik olarak gösterilmiştir. Fiziksel olarak tek
bir havuz içeren proses, atıksuyun sürekli girişine imkan sağlarken, prosesten
arıtılmış suyun çıkışı kesiklidir. Kesikli aktif çamur prosesi ve diğer klasik aktif
çamur prosesleri arasındaki fark, klasik aktif çamur proseslerinde biyolojik arıtma
kademeleri farklı tanklarda yapılırken kesikli aktif çamur da bütün kademelerin aynı
tankta sırayla yapılmasıdır. Havalandırma ve çöktürme işlemleri aynı tankta
yapıldığından çöktürme tankından havalandırma tankına çamur geri devrinin
yapılmasına gerek yoktur. Normal işletmede 4 saatlik bir döngü kullanılır. Her bir
döngü (1) havalandırma, (2) çöktürme ve (3) boşaltma olmak üzere, sırasıyla üç faza
1. GİRİŞ Onur ORTATEPE
27
bölünür. Nitrifikasyon ve BOI dönüşümü havalandırma fazı sırasında meydana gelir.
(Crites ve Tchobanoglous, 1998)
Denitrifikasyon çöktürme fazında meydana gelmektedir. Ekstra
denitrifikasyon ve çöktürülmüş duru fazın sistemden deşarjı boşaltma fazında
meydana gelmektedir. Fazla çamurun atılması tank içerisinin tam karışımlı olduğu
durumda yani havalandırma fazında gerçekleştirilir. Çamurun havalandırma
tankından atılması her gün atılan çamur miktarının hesaplanmasında kolaylık sağlar.
Küçük yerleşimler için kullanılan sistemlerde (2000 veya daha az nüfus), çamur,
yoğunlaştırma ve uzun süreli depolama amacıyla bir depoya alınır ve oluşan
süpernatant tesis girişine geri döndürülür.
Lagünlerin çamur depolama maksadıyla kullanılması halinde katı maddeler
periyodik olarak kurumaya bırakılır ve arazide ya da bir çöp depolama alanında
bertaraf edilir. Daha büyük tesislerde çamur çoğunlukla bir yoğunlaştırıcıya verilir.
Yoğunlaştırılmış katılar bir fitre presle susuzlaştırılır. Yoğunlaştırıcıda ve filtre
preste oluşan sıvı faz tesis girişine geri döndürülür. Susuzlaştırılan katılar toprak
şartlandırıcısı olarak kullanmak için genellikle kompostlaştırılır. (Crites ve
Tchobanoglous, 1998)
Şekil 1.13. Kesikli aktif çamur prosesi (Crites ve Tchobanoglous, 1998)
1. GİRİŞ Onur ORTATEPE
28
1.4.1.4. Kesikli Aktif Çamur Yönteminde Azot Giderimi
Atıksularda azot genellikle amonyak veya organik azot olarak bulunur. Çok
az miktarlarda da nitrit veya nitrat azotu bulunabilir. Azot gideriminde iki temel
mekanizma asimilasyon ve nitrifikasyon-denitrifikasyondur. Azot bir besi maddesi
olduğundan arıtma işlemindeki mevcut bakteriler amonyak azotunu asimile etmekte
ve hücre kütlesi ile birleştirmektedir. Amonyak azotunun bir kısmı hücre ölümü ve
bozunması nedeniyle atıksuya geri döner
Havalandırma havuzuna giren amonyak azotu, aerobik ortamda nitrifikasyon
bakterileri ile NO3’e kadar yükseltgenir. Nitrifikasyon bakterileri CO2’ yi karbon
kaynağı olarak kullanarak, enerjilerini NH4 ve NO2’nin oksitlenmesinden sağlayan
aerobik ve ototrofik organizmalardır. Nitrifikasyon bakterileri, aktif çamur
sistemlerinde mevcut karma kültürün bir parçası olup genellikle nitrifikasyon ve BOİ
giderme eş zamanlı gerçekleşir.
Optimum nitrifikasyon şartları:
Ø pH= 7,5-8,5
Ø T= 20-25 0C
Ø Min. Çözünmüş O2 =2mg/L
Havalandırma havuzunda oluşan NO3 yüksek konsantrasyonda (>1000mg/L)
denitrifikasyon bakterileri üzerinde inhibisyon etkisi yapar (İleri, 2000).
pH 7 ve üzeri olduğu durumlarda amonyak azotu (NH3)ma hakim olur
(Metcalf&Eddy, 2003).
1. GİRİŞ Onur ORTATEPE
29
NH4+ ↔ NH3 + H+
Nitrifikasyonda oluşan nitrat ve nitrit konsantrasyonları belirli bir seviyenin
üzerinde toksik olduğu için denitrifikasyonla N2’ye dönüştürülmelidir.
Denitrifikasyon anoksik şartlar altında, oksijen yerine nitratın elektron alıcısı olarak
kullanılması ile gerçekleşir.
Aktif çamur sisteminde nitrifikasyonun gerçekleşebilmesi için önemli
detaylar;
Ø Nitrifikasyonun amaçlanmadığı geleneksel aktif çamur sistemlerinde
çözünmüş oksijen (ÇO) derişimleri 0.5 - 1 mg/l sınırları arasındadır, ancak
nitrifikasyon amaçlanırsa, bu da genellikle uzatmalı havalandırmalı
sistemlerdeki durumdur, uygun nitrifikasyon için 1.5 - 2.0 mg/l ÇO değeri
olmalıdır.
Ø Nitrifiye edici bakterilerin büyüme hızlarının yavaş olması, bu bakterilerin
inhibitörlere, tesis işletme koşullarına ve giriş atıksu kompozisyonuna karşı
hassasiyetini getirmekte ve bu nedenle nitrifikasyon prosesi özel dikkat
gerektirmektedir.
Ø Çözünmüş oksijen nitrifikasyon için gerekli bir besi maddesidir (nutrient).
Araştırmacılar kritik bir çözünmüş oksijen derişiminin üstünde nitrifikasyon
hızının etkilenmediğini belirtmektedirler. 1964 yılında Whurmann’nın
değişik çözünmüş oksijen derişimlerinde yaptığı çalışmalarda 1.0 mg/l ÇO
için % 10 nitrifikasyon sağlandığını, 4.0 ve 7.0 mg/l ÇO için azotun % 90'ının
okside olduğunu bulmuştur. Downing ve Scragg 0.2 mg/l seviyesinde
nitrifikasyonun durduğunu, Gujer ve Jenkins ise 1974 yılında nitrifiye edici
organizmaların anaerobik ortamlarda uzun süre canlı kaldıklarını, ancak
[ ][ ][ ]+
+
=4
3NH
HNHKa
[ ] [ ]343 /1
100NHNH
NH ++=
1. GİRİŞ Onur ORTATEPE
30
düşük ÇO derişimlerinde aktivitelerinin etkilendiğini bulmuştur.
Nitrifikasyondan sorumlu bakterilerden nitrobakterin 2 mg/l ÇO
derişimlerinin altında aktivitesinin azaldığı, nitrosomonasın ise fazla
etkilenmediği bulunmuş ve ÇO derişiminin nitrit ve nitrat oluşum
mekanizmalarında değişik etkileri olduğu ve düşük derişimlerde nitrit
birikimi olabileceği sonucuna varılmıştır (Balku, 2004).
1.4.1.5. Kesikli Aktif Çamur Yönteminde Fosfor Giderimi
Mikroorganizmalar hücre sentezi ve enerji transferi için fosforu kullanırlar.
Bu şekilde giriş fosforunun % 10-30’ u biyolojik arıtmayla giderilir. Bazı isletme
şartlarında mikroorganizmalar ihtiyaçlarından fazla fosforu bünyelerinde tutabilirler.
Bu şekilde fazla fosforu bünyelerine alan mikroorganizmaların sudan alınmasıyla
fosfor da giderilmiş olur.
Biyolojik yolla fosfor giderimi birtakım ardışık proseslerin uygulanmasıyla
mümkün olur. Bu prosesler şu şekilde sıralanabilir.
1. Bir grup bakteri fazla miktar fosfatı polifosfat olarak bünyelerinde tutma
kabiliyetine sahiptir.
Kesikli Aktif Çamur sisteminde, havalandırma havuzunda bulunan sıvı
fazdaki fosfat organizmalar tarafından tutulur. Böylece fosfat konsantrasyonu azalır.
Aerobik şartlar altında ortamda yeteri kadar karbon bulunmaması durumunda
Acinetobacter sp. Polihidroksibütiratı (PHB) parçalayarak metabolize eder ve
Adenozin Trifosfat (ATP) üretir. Oluşan ATP polifosfat halinde hücre içinde tutulur
(İleri, 2000).
Aerobik şartlarda:
ADP(Adenozin Difosfat) + (PO4)n+1 ATP+ (PO4)n
1. GİRİŞ Onur ORTATEPE
31
Şekil 1.14’de Aktif Çamur sistemine, aşırı fosfor yüklemesi ile arıtım verimini
yükseltmeyi amaçlayan bir çalışmadan alınan veriler bulunmaktadır. Deney ölçekli
kurulan aktif çamur sisteminin, havalandırma havuzundan iki farklı zamanda alınan
numunelerin fosfor giderimleri incelenmiştir. Görüldüğü gibi havlandırma
havuzunda bulunan fosfat, organizmalar tarafından tutularak fosfat
konsantrasyonunun giderek azalmasına neden olmaktadır (Tunçal, 2008).
2. Uçucu yağ asitleri gibi anaerobik şartlarda üretilen fermantasyon ürünlerinin
ortamda bulunması halinde, bu bakteriler fermantasyon ürünlerini asimile ederek
hücrelerinde depolarken fosforu da açığa çıkarırlar. Takip eden aerobik/anoksik
şartlar altında depolanan fermantasyon ürünleri okside edilerek enerji üretilirken,
hücredeki polifosfatın depolanması artar. Bu nedenle fosfor giderimi için anaerobik
bir fazdan sonra aerobik bir faz gereklidir.
Anaerobik bir fazdan sonra aerobik fazın kullanılması, mikroorganizmaların
fosfor alımını daha da artırmaktadır. Bu iki fazda fosfor konsantrasyonu ve çözünür
BOI’deki değişim Şekil1.15’de görülmektedir.
Şekil 1.14. Aktif Çamur aerobik fosfor giderim profili. (Tunçal, 2008)
1. GİRİŞ Onur ORTATEPE
32
1.4.2. Anaerobik (Havasız) Arıtma
Anaerobik arıtmada, organik atıklar farklı mikroorganizma gruplarının
ortaklaşa çalışmasıyla, anaerobik bakteri hücrelerine ve esas olarak metan ve
karbondioksit şeklinde gaz forma dönüşürler. Anaerobik arıtma, uygun koşullar
sağlandığında organik madde giderimine ihtiyaç duyulan çoğu alanda rahatlıkla
kullanılabilir. Önceleri atıksu arıtma çamurlarının stabilizasyonunda kullanılan
anaerobik arıtma teknolojisi, bir sonraki aşama olarak yüksek KOİ değerine sahip
endüstriyel atıksuların arıtımında kullanılmıştır. Günümüzde ise gerek evsel, gerek
endüstriyel atıksu arıtımında anaerobik arıtmanın giderme verimleri ve işletme
prensipleri üzerine çalışmalar yapılmaktadır. (Yılmaz, 2004).
Anaerobik arıtmanın, aerobik arıtmaya göre özellikle enerji ihtiyacı ve atık
çamur oluşumu yönünden üstünlükleri vardır. Anaerobik arıtmanın ilerleyen
kademelerinde ortaya çıkan hidrojenin ya da son aşamada ortaya çıkan metanın
enerji açısından kullanımının araştırılması günümüzün popüler konularındandır.
Atıksu arıtımında özel bir alan olan anaerobik parçalanma bir fermentasyon
prosesidir. Proses, organik maddenin son indirgenme ürünü olan metan üretimiyle
karakterize edilir ve metan üretiminin yanı sıra karbondioksit de son ürün olarak
oluşur. Anaerobik parçalanma sırasında oluşan bu iki gaz fazındaki bileşiklerin
karışımı “biyogaz” olarak adlandırılır. Bu proseste oluşan biyogaz metandan dolayı
Şekil 1.15. Biyolojik fosfor giderim prosesinde BOİ ve Ortofosfatın değişimi (Crites ve Tchobanoglous, 1998)
1. GİRİŞ Onur ORTATEPE
33
önemli bir enerji kaynağıdır.
Anaerobik proseslerde organik maddelerdeki kimyasal enerjinin çoğu metan
olarak geri kazanılırken, aerobik proseslerde ise bu organik maddelerdeki enerjinin
çoğu bakteriyel metabolizma için kullanılır. Bu nedenle de aerobik arıtmada oldukça
büyük miktarda bakteriyel hücre üretilmektedir. Aerobik dönüşümde 1 kg KOİ’ yi
gidermek için ortalama 2 kWsa.’ lik elektrik sarf edilerek, 0.5 kg biyokütle
üretilmektedir. Anaerobik dönüşümde ise 1 kg KOİ’ yi giderirken 0.5 m3 biyogaz
(yaklaşık 0.4 L sıvı yakıta eşdeğer) ve 0.1 kg biyokütle oluşmaktadır (Yılmaz, 2004).
1.4.2.1. Anaerobik Arıtma Mekanizması
Anaerobik arıtma sistemlerinde, diğer biyolojik arıtma sistemlerinde olduğu
gibi en önemli mekanizma bakteriyel metabolizmadır. Bakteriyel metabolizma
anabolizma ve katabolizmanın aynı anda oluşmasıyla gerçekleşir. Katabolizma,
kısaca organik maddenin parçalanması, anabolizma ise organik maddenin hücre
sentezinde kullanılması olarak tanımlanabilir. Mikroorganizmalar, bütün
organizmalar gibi yaşam fonksiyonlarını yerine getirmek ve üremek isterler. Bunun
için organik bileşenlerden elde edilen enerjiye ve yapı taşlarına ihtiyaç duyarlar.
Mikroorganizmalar tarafından salgılanan enzimlerle enerji açısından zengin, yüksek
yapılı organik bileşenlerin parçalanmasıyla düşük enerjiye sahip basit moleküller ve
serbest enerji açığa çıkar. Bu serbest enerjinin bir kısmından ATP üretilir ve
mikroorganizmanın hücresinde depolanır geri kalan enerji ise ısı enerjisi olarak açığa
çıkar. ATP yapımında kullanılan bu enerji; serbest enerji veya Gibbs Reaksiyon
Enerjisi [kJ/ Reaksiyon] olarak adlandırılır. Bir reaksiyon, Gibbs Reaksiyon Enerjisi
sadece negatif değerler aldığında gerçekleşir. Bu değer ne kadar büyükse,
reaksiyonlar o kadar hızlı gerçekleşir. Organik maddelerin parçalanması sırasında
açığa çıkan enerji aerobik ve anaerobik koşullar altında farklı şekillerde kullanılır.
Örneğin Glikozun aerobik parçalanması sırasında toplam olarak -2870 kJ/mol enerji
açığa çıkar, bunun -1100 kJ/mol’ü organizmanın kullanması için açığa çıkan serbest
enerjidir. Bu enerjiden 38 ATP üretilir. Anaerobik koşullarda ise ATP üretimi için
oluşan serbest enerji – 58 kJ/mol’dür, bu da yalnızca 2 ATP üretimine olanak
1. GİRİŞ Onur ORTATEPE
34
sağlamaktadır. Bu durum, anaerobik bakterilerin aerobiklere nazaran neden yavaş
büyüdüklerini açıklamaktadır. Aerobik ve anaerobik metabolizmanın
karşılaştırılması ise aşağıdaki şekilde ifade edilebilir:
Çizelge 1.8. Aerobik ve anaerobik bakteriyel metabolizma (Speece, 1996) Aerobik Anaerobik
Katabolizma %33 Katabolizma %97 Anabolizma %67 Anabolizma %3
Çizelgeden, anaerobik metabolizma sonucunda biyokütle oluşumunun
aerobik metabolizmaya kıyasla ne kadar az olduğu açıkça görülmektedir. Bu da
anaerobik arıtmada atık çamur stabilizasyonu sorununu minimuma indirmektedir.
Ayrıca aynı miktarda ve kirlilik yükünde atıksuyun arıtımı için gereken reaktör
hacmini düşürmektedir. Anaerobik koşullar altında, atıksudaki KOİ’nin %90’ından
fazlası son ürün olarak metana dönüşür. Oluşan bu enerji formu, biyokütle sentezinde
kullanılmadığından, atık çamur bertarafı için gereken maliyet ve alan ihtiyacı düşer
(Speece, 1996).
Anaerobik reaktörlerde iki şekilde metan oluşur. Birincisi, hidrojen ve
karbondioksitin birleşmesi, diğeri de formik asit, asetik asit ve metanolün, metan,
karbondioksit ve suya dönüşmesidir. Anaerobik parçalanmanın devam edebilmesi
için reaktörde metan oluşturan bakterilerle diğer bakteri grupları dinamik bir denge
içinde olmalıdır. Ayrıca mikroorganizmaları inhibe eden toksik maddelerin, örneğin
ağır metallerin ve sülfürün bulunmaması zorunludur. Ortam pH’ı 6.6-7.6 arasında
olmalıdır ve PH’ı 6.2 civarında tutabilecek miktarda alkalinite bulunmalıdır. Çünkü
bu pH değerinin altında metan bakterileri faaliyet gösteremezler. Anaerobik
reaktörlerde normal olarak 1000 mg/L ile 5000 mg/L arasında alkalinitenin ve 250
mg/L ‘den daha az yağ asitlerinin bulunması gerekmektedir (Metcalf&Eddy, 2003).
1. GİRİŞ Onur ORTATEPE
35
Şekil 1.16. Anaerobik dönüşüm prosesleri (Metcalf&Eddy, 2003)
1.4.2.2. Anaerobik Arıtma Yöntemleri
Anaerobik arıtma prosesinin verimini arttırmak için çesitli konfigürasyonlar
denenmiştir. Yeni alternatiflerde esas amaç, biyokütlenin reaktör içerisinde kalma
zamanının, dolayısıyla da atık ile mikroorganizmaların yeterli temas süresinin
sağlanmasıdır. Anaerobik biyokütle birikimini ve reaktör içindeki bekletme zamanını
arttırmak için, tamamen yeni yöntemler benimsenmelidir. Metanojenesis safhasının
anaerobik arıtmaya katkısı çok büyük olsa da, prosesin en çok sorun yaratan en
hassas kısmıdır. Bu yüzden de anaerobik arıtma prosesinin iyileştirilmesinde belli
şartlar sağlanıp, alternatif teknolojiler benimsenirken metanojenesis safhası önem
kazanmaktadır. Anaerobik reaktörler; mikroorganizmaların askıda çoğaldığı veya
biyofilm üzerinde çoğaldığı reaktörler olarak iki grupta ele alınabilirler;
1. GİRİŞ Onur ORTATEPE
36
Askıda çoğalan sistemler:
• Klasik Anaerobik Çürütücüler (CSTR)
• Anaerobik Temas Reaktörleri
• Membranlı Anaerobik Reaktörler
• Yukarı Akışlı Çamur Örtü Reaktörler (UASB)
• Genleşmiş Granüler Çamur Örtü Reaktörler (EGSB)
Biyofilm üzerinde çoğalan sistemler:
• Anaerobik Akışkan Yataklı Reaktörler (FB)
• Anaerobik Filtreler (AF) [Sabit Yatak]
Ayrıca bu reaktörlerin çeşitli kombinasyonlarından oluşan “Hibrit Reaktörler”
de mevcuttur. Hibrit reaktörlerde, bir reaktörün avantajı diğerinin dezavantajı yerine
kullanılır. (Speece,1996).
Şekil 1.17 Askıda çoğalan sistemler (Öztürk, 2007)
1. GİRİŞ Onur ORTATEPE
37
1.4.2.3. Anaerobik Filtre Reaktörleri
Anaerobik filtre ilk olarak 1969 yılında Young ve McCarty tarafından
tanımlanmıştır ve çeşitli endüstriyel atıkların arıtımında etkili bir şekilde kullanılmak
üzere geliştirilmiştir. Son 30 yıldır ise yüksek hızlı arıtma sistemi olarak kuvvetli
organik atıksuların arıtımında kullanılmaktadır. Anaerobik filtreler aşağı veya yukarı
akışlı olarak dizayn edilirler. Filtrelerde; plastik, seramik ya da benzeri, çözünme ve
baskı sonucu kırılmaya dayanıklı malzeme kullanılır. Dolgu malzemesinin yüzey
alanı oldukça önemlidir. Aynı hacim için, artan yüzey alanında arıtma verimi artar.
Dolgu malzemesi üzerinde ilk yüklemeden itibaren zamanla biyofilm oluşur. Atıksu
bu biyofilm tabakasında ve dolgu malzemesi arasında bulunan boşluklarda oluşan
anaerobik çamur granüllerinde arıtılır. Filtrelerde zaman zaman tıkanmalar meydana
gelebilir, bu tıkanmaların neticesinde kaballanma olmasını önlemek için sisteme
basınçlı gaz (azot ya da sistemde oluşan biyogaz) verilir. Filtrelerde yüksek KOİ
değerine sahip atıksuların yanı sıra düşük yüklerdeki atıksular da arıtılır, hidrolik,
organik ve toksik etkilere karsı dayanıklıdır, çamur bekleme süreleri yüksek, çamur
üretimi düşük ve biyokütle kaybı azdır. Anaerobik filtrelerde geri devir yapılması
KOİ giderme verimini önemli miktarda arttırmamasına rağmen sistemin özellikle
alkalinite, nutrient ve ısı ihtiyacının azaltılması bakımından önemli bir uygulamadır.
Anaerobik filtrelerin kısa sürede tıkanmasını önlemek için yüksek AKM içeren
atıksuları filtreden önce ön çökeltmeye tabi tutmak uygundur. Young ve Yang
anaerobik filtre dizaynındaki en önemli parametrelerin,
Şekil 1.18. Biyofilm üzerinde çoğalan sistemler (Öztürk, 2007)
1. GİRİŞ Onur ORTATEPE
38
• Hidrolik bekletme süresi,
• Dolgu malzemesi tipi,
• Akımın yönü, olduğunu belirtmişlerdir.
ABD’de ve Kanada’da 1972 yılından itibaren inşa edilmiş çok sayıda kurulu
yukarı akışlı anaerobik filtre vardır. Bu tesislerde hacimsel organik yük 0.2-16 kg
KOİ/m3-gün aralığında değişmektedir. Hidrolik bekleme süreleri de katı atık sızıntı
suyu, arıtılan anaerobik filtrelerdeki 30-40 günlük süre haricinde, 12 ile 96 saat
aralığında yer almaktadır. Arıtılan atıklardaki giriş KOİ değerleri de 100-150 mg/L
(ön çökeltmeli atıksu) ile 24000 mg/L (fermentasyon atıksuyu) gibi geniş bir aralıkta
değişmektedir. Elde edilen KOİ giderme verimleri atık tipine bağlı olarak genelde %
60-90 aralığındadır. İşletme emniyeti ve sistem veriminin yükseltilmesi amacıyla
birden fazla sayıda filtre veya anaerobik çamur yataklı filtre (hibrid reaktör) inşa
edilerek seri bağlı işletilebilir. (Öztürk, 2007).
1.4.2.4. Yukarı Akışlı Anaerobik Filtre Reaktöründe Azotun Davranışları
Anaerobik arıtmada çamur üretimi daha az olduğundan nutrient ihtiyacı da
daha az olacaktır. Buna karşın anaerobik arıtma için gerekli nutrientlerin atıksuda
yeteri kadar olmadığı durumlarla sıkça karşılaşılır. Bu gibi durumlarda atıksuya N, P
gibi nutrientlerin takviyesi gerekir. Anaerobik arıtma için en ideal KOİ/N/P oranı,
işletmeye alma döneminde 300/5/1-500/5/1 aralığında, sistem kararlı hale geldikten
sonra ise 700/5/1’ e kadar yükseltilebilmektedir. Eğer bu değerler atıksuda mevcut
değilse üre, H3PO4 veya amonyum dibazik fosfat ilavesiyle sağlanabilir.
Bilinen en önemli azotlu bileşik, organik bir atık olan üre; CO(NH2)2 dir. Üre
anaerobik bakterilerce amonyak ve CO2’e parçalanır. Azotlu bileşiklerin
fermantasyonu sonunda formik, asetik, propiyonik ve laktik asit gibi yağ asitleri ile
CO2 ve H2 gibi gazlar oluşmaktadır. (Öztürk, 2007).
CO(NH2)2 + H2O CO2 + 2NH3
1. GİRİŞ Onur ORTATEPE
39
Amonyak, anaerobik arıtmada özellikle metan bakterileri üzerinde toksik etki
yapar. Amonyak zayıf bir asittir ve sularda genelde amonyum iyonu (NH4+) şeklinde
bulunur. Serbest amonyak (NH3-N) ile amonyum azotu arasındaki oran pH’a bağlı
olarak değişir. pH arttıkça serbest amonyağın (NH3-N) oranı artar. Metan bakterileri
için asıl toksik etkiyi serbest amonyak (NH3-N) gerçekleştirir. Bu yüzden amonyağın
inhibisyonu özellikle yüksek pH’larda daha tehlikelidir. Yaklaşık olarak 100 mg/L
konsantrasyondaki serbest amonyak (NH3-N) konsantrasyonu toksik etki
göstermekle birlikte, eğer bu değere sistem alıştırılarak ulaşılırsa toksik etki
görülmeyebilir. Sularda amonyak ve amonyumun pH’a göre değişimi Şekil 1.19’da
gösterilmiştir.
Nitrit ve Nitrat azotu anaerobik şartlar altında denitrifikasyona uğrayarak
serbest azot formuna dönüşürler. Anaerobik sisteme giren amonyak azotu
oksitlenemeyeceğinden dolayı nitrifikasyon işlemi gerçekleşmeyecektir. Ancak
yapılan bazı çalışmalarda anaerobik sistem içerisindeki NH4, bağlı oksijen olan NO3
ve SO4’ü kullanarak NH4’ün N2 gazına dönüştüğü belirlenmiştir. Bu işleme
amonyaklaşma (ANAMMOX) denir (Yang, 2009).
Şekil 1.19. pH değişimine bağlı amonyak ve amonyum değişimi (Öztürk, 2007)
1. GİRİŞ Onur ORTATEPE
40
2NH4+ + SO4
-2 N2 + S + 4H2O
1.4.2.5. Yukarı Akışlı Anaerobik Filtre Reaktöründe Fosforun Davranışları
Atıksulardaki fosforun biyolojik yolla giderilmesi, oluşan çamur miktarının
az olması, fosfor konsantrasyonunun çok düşük seviyelere çekilebilmesi ve maliyet
açısından daha elverişlidir.
Atıksudan fosfor 3 yolla uzaklaştırılabilir.
ü Fiziksel (Filtrasyon ve membran yöntemleri ile)
ü Kimyasal (Kalsiyum, aluminyum ve demir gibi kimyasallar eklenerek
kimyasal çökeltme yöntemiyle)
ü Biyolojik ( İleri biyolojik arıtma yöntemiyle)
Fosforun biyolojik yolla giderilmesi şu şekilde açıklanabilir: Anaerobik
şartlar altında fermente organik maddeler hücre içinde PHA (polihidroksialkanoat)
olarak depolanır. Hücre içinde asetat ve propiyonat PHA’nın (polihidroksialkanoat)
dört farklı şeklinde depo edilir: Polihidrokisbütirat (PHB, sadece asetattan üretilir),
polihidrokisvalerat (PHV, asetat ve propiyonattan üretilir), polihidroksi-2-metilbürat
(PH2MB, asetat ve propiyonattan üretilir), polihidroksi-2-methilvalerat (PH2MV,
sadece propiyonattan üretilir). PHA’ın üretilebilmesi için enerjiye ihtiyaç vardır. Bu
enerji, hücre içinde depolanan polifosfatın parçalanması sonucu elde edilir.
1. GİRİŞ Onur ORTATEPE
41
Şekil 1.20. Polifosfatın kimyasal yapısı ve yüksek enerjili ortofosfat grubu (Bond, 1999)
Polifosfatın yüksek enerjili ortofosfat gurubunun parçalanması sonucu
PHA’nin ihtiyacı olan yüksek miktarda enerji açığa çıkar. Polifosfatın hidrolizi
sonucu oluşan fosfat grubu hücre dışına atılır ve böylelikle ortamın fosfat
konsantrasyonu artmış olur. Ayrıca az seviyede de olsa glikozun parçalanması ile de
PHA üretilir (Bond, 1999).
Şekil 1.21. Biyolojik fosfor arıtımında, Anaerobik ve Aerobik metabolizmaların davranışları (Bond, 1999)
1. GİRİŞ Onur ORTATEPE
42
Anaerobik Aerobik
Substrat
Asetat Fermentasyon
PHB Depo
Enerji + P
PAO (Acinetobacter)
Enerji + Biyomas
Enerji + Biyomas Heterotroflar
Heterotroflar
O2
Acinetobacter organizmaları anaerobik şartlar altında asetat ve yağ asitlerini
(VFA) parçalar ve polihidroksibütirat (PHB) olarak depo ederler. Anaerobik
şartlarda hücre içindeki polifosfatlar hidroliz edilerek PHB sentezinde kullanılır.
Parçalanan polifosfat sıvı faza geçerek ortamın fosfat konsantrasyonunu arttırır.
Anaerobik ortamdan sonra aerobik ortama verilen atıksuda yeni hücre sentez
reaksiyonları gerçekleşecektir. Bu durumda hücre içinde biriktirilen PHB’ler
parçalanarak yeni hücre sentezi ve enerji üretiminde kullanılacaktır. Böylece
anaerobik ortamda sıvı faza geçen fazla miktarda fosfor, aerobik ortamda ATP
üretiminde kullanılacağından yoğun bir şekilde tüketilecektir. Anaerobik prosesten
sonra aerobik prosese verilen sularda daha fazla fosfor giderildiği yapılan çalışmalar
sonucu kabul görmüştür. Fosforun giderilmesi için yapılan anaerobik-aerobik prosese
de İleri Biyolojik Fosfor Giderimi (EBPR) denilmektedir. (Ersü, 2006)
Anaerobik Şartlarda:
H2O + (PO4)n (PO4)n-1 + HPO4-2 + H+
Şekil 1.22. İleri Biyolojik Fosfor Giderim Prosesi şematik gösterimi (Ersü, 2006)
1. GİRİŞ Onur ORTATEPE
43
1.5. Dünya’da Su Kaynakları ve Kullanım Şekilleri
Dünyadaki toplam su miktarı 1 milyar 400 milyon km3’tür (1 km3 = 1 milyar
m3 ). Bu suyun %97,5’i denizlerdeki ve okyanuslardaki tuzlu sulardan ibarettir.
Geriye kalan sadece %2,5’lik kısım tatlı suları teşkil etmekte olup bunun çok az bir
kimsinin çeşitli maksatlar için kullanılabilir olduğu belirlenmiştir.
Dünyadaki toplam suyun yılda yaklaşık 500.000 km3’ü denizlerde ve toprak
yüzeyinde meydana gelen buharlaşmalar ile atmosfere geri dönmekte ve hidrolik
çevrim içerisinde yağış olarak tekrar yeryüzüne düşmektedir.
Dünya yüzeyine yağışla düşen su miktarı yılda ortalama olarak 100.000 km3
civarında olup, bunun 40.000 km3’ü akışa geçerek nehirler vasıtasıyla denizlere ve
kapalı havzalardaki göllere ulaşmaktadır. Bu miktarın 9.000 km3’ü ise teknik ve
ekonomik olarak kullanılabilir durumdadır. Bunların dışında göllerdeki, toprak
içinde absorbe haldeki, bitki bünyesinde tutulan su vb. vardır ki bunların yüzdeleri
hakkında incelenen kaynaklar arasında bilgiye rastlanmadığı için bu bilgilere
değinilememektedir. Dünyadaki toplam su miktarının yüzde olarak dağılımı Çizelge
1.9.’de gösterilmektedir.
Dünya nüfusunun halen 1/3’ü yeterli ve sağlıklı su kaynaklarına sahip
olmamakla birlikte, kullanılabilir suyun dengeli dağıldığını da söylemek mümkün
değildir. Dünyada 1940 yılında toplam 1000 km3 olan su tüketimi; 1960 yılında 2000
km3’e, 1990 yılında ise 4130 km3’e ulaşmıştır. 2000’li yılların başında bu tüketim
5162 km3’ü bulmuştur. Çizelge 1.10. görülebileceği gibi 1940 ile 2000 yılları
arasında nüfusun artması, su tüketim alışkanlıklarının değişmesi, hızlı endüstrileşme
gibi nedenlerle su tüketimi katlanarak artmıştır. 1990 ve 2000 yılları arasında su
tüketiminin diğer yıllara oranla daha az arttığı gözlenmektedir. Bunun nedenlerinde
endüstrilerde yeni teknolojilerin kullanmasının özendirilmesi, tarımda yeni
teknolojilerin keşfedilmesi, su kaynaklarının korunması, tüketim için önlem alınması,
çevre bilincinin ve yeniden kullanımın artması gibi faktörleri saymak mümkündür.
(DSİ, 2005)
1. GİRİŞ Onur ORTATEPE
44
Çizelge 1.9. Dünyadaki Toplam Su Miktarlarının Yüzdesi (DSİ, 2005) km3 %
Dünyadaki Toplam Su Miktarı 1.4 Milyar 100
Denizler ve Okyanuslardaki Tuzlu Su Miktarı 1.365 Milyar 97,5
Tatlı Su Miktarı 0,035 Milyar 2,5
Yılda Buharlasan Su Miktarı 500.000 0,036
Yılda Yağışla Düşen Su Miktar 100.000 0,007
Nehirlerle Akışa Geçen Miktar 40.000 0,003
Teknik ve Ekonomik Kullanılabilir Su Miktarı 9.000 0,00064
Dünyada tüketilen suyun %73’ü sulamada kullanılmaktadır. 1990 yılı itibari
ile sulanan tarım alanlarının toplamı 240 milyon hektar iken bu miktarın yaklaşık
yılda % 0,8 oranında artarak 2015 yılında 290 milyon hektara ulaşması
beklenmektedir.
Çizelge 1.10. Dünya’da Yıllara Göre Su Tüketim Miktarları (DSİ, 2005)
Yıl Dünya’da Toplam Su Tüketimi (km3)
1940 1000
1960 2000
1990 4130
2000 5162
1.6. Türkiye’de Su Kaynakları ve Kullanım Şekilleri
Türkiye; dünyanın yarı kurak bölgesinde yer almaktadır. Dünya yüzeyine
düşen yağış, yılda ortalama 800 mm civarında iken; Türkiye’de yıllık ortalama yağış,
643 mm’dir. Bu değer yılda 501 milyar m3 suya tekabül etmektedir. Bu suyun 274
milyar m3’ü toprak ve su yüzeyleri ile bitkilerden olan buharlaşmalar yoluyla
atmosfere geri dönmekte, 69 milyar m3’lük kısmı yeraltı suyunu beslemekte, 158
1. GİRİŞ Onur ORTATEPE
45
milyar m3’lük kısmı ise akışa geçerek çeşitli büyüklükteki akarsular vasıtasıyla
denizlere ve kapalı havzalardaki göllere boşalmaktadır.
DSİ’den edinilen bilgiler incelendiğinde 274 milyar m3 su miktarı tamamen
buharlaşarak geri dönmekte gibi bir anlam çıkmaktadır ki bunu kabul etmek doğru
bir yaklaşım olmayacaktır. Çünkü bir miktar su toprak içinde absorbe olarak
kalmaktadır. Bir miktar su ise bitkilerin büyümesi için gerekli suyu sağlamak üzere
bitki bünyesinde tutulmaktadır. Bu nedenle bir miktar su yüzdesini de bu
yüzdelerden ayrı tutarak çeşitli sular olarak ayırmak gerekmektedir. Ancak
kaynaklarda bu su ayrı olarak belirtilmediği için bu konuda net bir rakam
verilememektedir. Türkiye’de yağışla yeryüzüne düşen su miktarlarının yüzde olarak
ifadesi Çizelge 1.11’de gösterilmektedir. (DSİ, 2005)
Günümüz teknik ve ekonomik şartları çerçevesinde, muhtelif gayelere yönelik
olarak tüketilebilecek yerüstü suyu potansiyeli yurt içindeki akarsulardan 95 milyar
m3, komşu ülkelerden yurdumuza gelen akarsulardan 3 milyar m3 olmak üzere yılda
98 milyar m3 civarındadır. Yeraltı suyu potansiyeli ise yapılmış olan etütlere göre 12
milyar m3 olarak hesaplanmıştır. Bu durumda, günümüzdeki şartlar çerçevesinde
ülkemizin tüketilebilir yüzey ve yeraltı suyu potansiyeli yıllık toplamı 110 milyar m3
olmaktadır. Ülkemizdeki tüketilebilir su miktarlarının yüzdesi Çizelge 1.11.’de
gösterilmektedir.
Çizelge 1.11. Ülkemizde Tüketilebilir Su Potansiyeli Miktarları ve Yüzdesi (DSİ, 2005)
Milyar m3 %
Toplam Tüketilebilir Su Miktarı 110 100
Akarsulardan Gelen Tüketilebilir Su Miktarı 98 89,09
Komsu Ülkelerden Gelen Su Miktarı 3 2,72
Yeraltı Suyu Miktarı 12 10,91
1. GİRİŞ Onur ORTATEPE
46
Ülkemizde başta DSİ olmak üzere su kaynaklarının geliştirilmesinden
sorumlu olan kamu kurum ve kuruluşlarının 2002 yılı bası itibari ile geliştirdikleri
projeler ile su tüketimi 40 milyar m3’e ulaşmış bulunmaktadır. Bunun 6 milyar m3’ünü
yeraltı suyu teşkil etmektedir. Bu suyun 30 milyar m3’ü sulama, 5,8 milyar m3’ü
içme-kullanma ve 4,2 milyar m3’ü de endüstri sektöründe tüketilmektedir.
Yıllık toplam su potansiyeli nüfusumuza bölündüğünde kişi basına yılda
1.600 m3 su düşmektedir. 2020 yılında nüfusumuzun 95 milyona ulaşacağı
tahmininden hareketle kişi başına düşen kullanılabilir su miktarının 2020 yılında
1.150 m3/yıl olacağı söylenebilir. Devlet İstatistik Enstitüsü (DİE) 2030 yılı için
nüfusumuzun 100 milyon olacağını öngörmüştür. Bu durumda 2030 yılı için kişi
başına düşen kullanılabilir su miktarının 1.000 m3/yıl civarında olacağı söylenebilir.
1960 ve 2000 yılları arasında kişi başına düşen su miktarında keskin bir düşüş olduğu
gözlenmektedir. Mevcut büyüme hızı, su tüketim alışkanlıklarının değişmesi gibi
faktörlerin etkisi ile su kaynakları üzerine olabilecek baskıları tahmin etmek
mümkündür. Ayrıca bütün bu tahminler mevcut kaynakların 25 yıl sonrasına hiç
tahrip edilmeden aktarılması durumunda söz konusu olabilecektir. Dolayısıyla
Türkiye’nin gelecek nesillerine sağlıklı ve yeterli su bırakabilmesi için kaynakların
çok iyi korunup, kullanılması gerekmektedir (DSİ, 2005).
1.7. Atıksuların Yeniden Kullanılma İhtiyacı
Nüfusun yoğun olduğu yerlerde, kaliteli suyun kısıtlı olduğu ve kurak
bölgelerde atıksu önemli bir su kaynağı olabilir. Atıksu arıtılarak sulamada yeniden
kullanılabilir. Atıksuyun içilmek üzere arıtılması teknik açıdan mümkün olmakla
birlikte her toplumun kabul edebildiği bir konu değildir.
Atıksuların endüstriyel proses suyu amaçlı kullanılması, tarımda sulama suyu amaçlı
kullanılması ya da içme suyu amaçlı kullanılması teknik açıdan mümkündür. Çizelge
1.12’de arıtılmış atıksuların kullanım alanları ve kullanım uygulamaları
gösterilmektedir (Metcalf&Eddy, 2003). Atıksuyun yeniden kullanım şekilleri:
1. GİRİŞ Onur ORTATEPE
47
Ø Kentsel
Ø Endüstriyel
Ø Çevre ve rekreasyon amaçlı
Ø Yeraltı Suyunun beslenmesi amaçlı
Ø İçme suyu kaynaklarının artırılması amaçlı
Ø Tarımsal
1.7.1. Kentsel Amaçlı Yeniden Kullanım
Kentsel amaçlı yeniden kullanımda tuvaletlerdeki sifonlarda, yangın
hatlarında vb. yerlerde arıtılmış atıksuların kullanılması amaçlanır. (Kretschmer,
2004).
1.7.2. Endüstriyel Amaçlı Yeniden Kullanım
Su kısıtlılığının ve nüfusun artması ile endüstriyel amaçlı yeniden kullanım
çok önemli su sağlama yöntemlerinden biri haline gelmiştir. Endüstriyel yeniden
kullanım su proseslerde kullanılabilir: Soğutma kuleleri, radyoaktif atıkların
seyreltilmesi, petrol rafinerileri, kimya fabrikaları, kazanlar ve metal fabrikaları.
1.7.3. Çevre ve Rekreasyon Amaçlı Yeniden Kullanım
Çevresel amaçlı yeniden kullanım sulak alanların restorasyon amaçlı
kullanımın artırılması işlemlerini içerir. Rekreasyon amaçlı kullanımda arıtılmış atik
su golf sahalarında, yüzme alanlarında kullanılabilir.
1.7.4. Yeraltı Suyunun Beslenmesi Amaçlı Yeniden Kullanım
Arıtılmış atıksu yeraltı suyunun yeniden beslenmesi amacı ile kullanılabilir.
Sulama da bu olaya katkıda bulunur.
1. GİRİŞ Onur ORTATEPE
48
1.7.5. İçme Suyu Kaynaklarının Artırılması Amaçlı Yeniden Kullanım
İçme sularının artırılması için arıtılmış atıksular, yüzey suları ve yeraltı suları
ile karıştırılır ve ilave bir arıtım ile birlikte su dağıtım sistemlerine verilir.
1.7.6. Tarımsal Amaçlı Yeniden Kullanım
Tarımsal faaliyetler için yeniden kullanım su kaynakları yönetiminin bir
başka yöntemidir. Arıtılmış atıksuların tarımda yeniden kullanılmasının pek çok
avantajı vardır. Öncelikle arıtılmış atıksuların tarımda kullanılması üretimi artırır.
Bunun nedeni arıtılmış atıksu bünyesinde, bitkilerin ihtiyaç duyduğu pek çok nutrient
bulundurur. Böylelikle sulama sonrasında ilave nutrient ihtiyacı düşer. Bu da
bitkilerin ürün oluşturma miktarının artmasını sağlar. Fakat bütün bunlar yapılırken
sağlıkla ilgili pek çok konunun dikkate alınması gerekmektedir. Çünkü atik sular
nutrientlerin yanında pek çok sağlığı bozucu mikroorganizmaları da bünyesinde
bulundurmaktadır.
Tarımsal faaliyetler için kullanılması gereken su miktarı toplam temiz su
tüketiminde büyük bir yüzdeye sahiptir. Yeraltı sularının tarımsal amaçlı, pompa ile
çekilmesi de dahil olmak üzere dünyada toplam su tüketiminin yaklaşık % 70’i
sulama için kullanılmaktadır (Kretschmer, 2004).
1. GİRİŞ Onur ORTATEPE
49
Çizelge 1.12. Arıtılmış Atıksu Kullanım Uygulamaları. (Metcalf&Eddy, 2003) Yeniden Kullanım Alanı Uygulamalar
Çevresel
Dere akımı düzenleme Bataklık ve sulak alanlar
Rekreasyonel alanlar (parklar, göller) Balıkçılık ve Su kültürü
Kar yapma
Tarım ve Bahçe Sulama
Yem ve tohum mahsulleri Yenilebilir Mahsuller Temel besleme suyu
Çim ve ormanlar Fidanlık
Buzlanmaya karşı koruma
Yeraltı Suyu Reşarjı İçilebilir Akiflerin Reşarjı Tuzlu su girişi kontrolü
Depolama
Kentsel
Yangından Korunma Tuvalet sifonu
Sokak/Araba Yıkama Toz kontrolü İklimlendirme
Endüstriyel
Soğutma Kazan besleme
İnşaat Proses Suyu
Baca gazı temizleme
İçme Amaçlı Direkt İçme Dolaylı İçme
1. GİRİŞ Onur ORTATEPE
50
1.7.7. Atıksuların Yeniden Kullanımında Dikkat Edilmesi Gereken Faktörler
Yüksek kalitede temiz su sağlanamaması ve yüksek maliyet, atıksuların
arıtımında iyi kalitede çıkış suyu elde edilebilmesi, atıksu kullanımında yeniden
kullanımın en verimli yöntem olması, planlama yapılırken uygulanacak yöntemler,
yeniden kullanım projesi amacının belirlenmesi, bilgi toplama, pazar araştırması
yapılması, potansiyel kullanıcının tanımlanması, potansiyel kullanıcıların su kalitesi,
miktarı ve yasa gereksinimleri, alternatiflerin araştırılıp karsılaştırılması,
alternatiflerin analiz edilmesi, teknik konuların incelenmesi, para konuların
incelenmesi, çevresel ve sosyal analizlerin yapılması, rapor hazırlama ve planın
yerine getirilmesi, arıtılmış atıksu pazar araştırması ve bilgi hazırlama, atıksu kalitesi
ve miktarı, potansiyel kullanıcıların ve kullanım alanlarının envanterinin çıkarılması,
sağlıkla ilgili gereksinimler, hastalık oluşumunun, su kalitesi problemlerinin (yeraltı
suyunu korumak kısıtlamaların olduğu yerlerde) önlenmesi için düzenlemelerin
yapılması, arıtılmış atıksuyun kullanımını sağlayacak potansiyel tarımsal
kullanımların tanımlanması, ilerideki arıtma seviyelerinin kabulü ile gelecekteki
ihtiyaçların belirlenmesi, gelecekteki su sağlama ile ilgili maliyetlerin tahmin
edilmesi, kullanımına olan ilginin araştırılması, arıtılmış atıksuyun potansiyel
kullanımı (ürün tipi gibi), şimdiki ve gelecekteki miktarların belirlenmesi, zamanlama
ve güvenilirlik ihtiyaçları, kalite gereksinimlerinin belirlenmesi, şimdiki ihtiyacın
arıtılmış atıksu ile karşılanması gibi faktörlere dikkat edilmelidir (Arceivala, 2002).
1.8. Atıksuların Tarımsal Amaçlı Yeniden Kullanımı
Dünya nüfusunun artması ile birlikte su tüketimi ve buna paralel olarak oluşan
atıksu miktarı artış göstermektedir. Yeterli su kaynakları olmayan ülkelerde bu artış,
su sıkıntısına neden olmaktadır. Bu sıkıntı, insanları yeni su kaynakları arayışına
yönlendirmektedir.
Su sıkıntısı oluşturan başlıca iki sektörden biri tarım, diğeri ise endüstridir.
Endüstriyel sektörde uygulanan yenilikler ile birlikte pek çok gelişme
1. GİRİŞ Onur ORTATEPE
51
kaydedilmesine rağmen tarımsal faaliyetlerde su sıkıntısını azaltacak yeterli gelişme
henüz kaydedilememiştir.
Binlerce yıldır insan atıklarının tarımda kullanılması bilinen bir uygulama
olmuştur. Çok eski yıllarda insan dışkıları toprağın gübrelenmesi maksadıyla Çin ve
diğer Asya ülkelerinde kullanılmıştır. 16 ve 17. yüzyıllarda Almanya ve İngiltere’de
bu atıkların arıtılması için bitki büyümesinde kullanılmıştır. Bu yöntem 1800’lü
yıllarda tüm Avrupa’da, Kuzey Amerika, Avustralya’da atıksuların arıtılması için
oldukça yaygın ve bilinen bir yöntem halini almıştır ve atıksuların tarımda
kullanılması giderek benimsenen yöntemlerden biri haline gelmiştir (Lallana,2001).
1950’li yıllarda atıksular ile sulama yapılması oldukça dikkat çeken bir
uygulama olmaya başlamıştır. Bunun nedenlerinden biri kentleşmenin hızlı şekilde
büyümesi ve atıksulardaki kirliliğin dikkat çekici şekilde artışıdır. Diğer bir neden ise
pek çok şehirde sulama için gerekli temiz su kaynaklarının yetersiz oluşudur. Bu
faktörler ve sağlık risklerinin zamanla daha iyi anlaşılmasının ardından arıtılmış
atıksu tarımda sulama amaçlı kullanılması gün geçtikçe artmıştır.
Arıtılmış atıksuların tarımda yeniden kullanımı uygulaması özellikle su kıtlığı olan
ülkelerde önemli bir su kaynağı yönetim biçimidir (Yüceer, 2009). Çünkü tüketilen
suyun büyük bir kısmı sulama maksatlı çekilmektedir. Bu sayede sulama amaçlı
çekilen temiz suyun miktarı azaltılabilir.
Atıksuların tarımsal faaliyetler için yeniden kullanılması ekonomik açıdan
uygundur. Çevresel açıdan ise kullanımı oldukça güvenilirdir. Tarımda evsel
atıksuların arıtılarak yeniden kullanımının avantajlarından bazıları şunlardır:
Ø Toprağın su, nutrient, organik madde ihtiyacını karşılanması,
Ø Temiz suların korunmasını sağlanması,
Ø Atıksuların deşarjı için gerekli yatırımlarda ekonomik açıdan yararlı olması.
Ancak atıksuların yeniden kullanımındaki beş endişe nedeniyle su kaynağı
olarak düşünülmesinde halen zorluk çekilmektedir. Bu beş endişe; kullanımdaki
yararlar hakkında yeterli bilgi bulunmayışı, sağlık riskleri bulundurma olasılığı,
kültürel önyargıların bulunuşu, yeniden kullanım projelerinin ekonomik olup
1. GİRİŞ Onur ORTATEPE
52
olmadığının tespitinde yeterli ölçüm yöntemlerinin bulunmayışı ve kontrolsüz olarak
yapılan uygulamalarda olumsuz deneyimlerin bulunmasıdır (Lallana,2001).
Su sıkıntısı çeken bölgelerde bu uygulamaların zorunlu hale gelmesi ile olası halk
sağlığı riskleri de göz önünde bulundurulduğunda yeniden kullanım alanında çeşitli
rehberlerin oluşturulması zorunlu hale gelmiştir. Sonuç olarak, WHO, Dünya
Bankası, EPA, UNDP gibi örgütler rehberler üzerinde çalışmaya başlamışlardır. Bu
konuda 1989 yılında WHO ilk rehberini oluşturmuştur. (Kretschmer, 2004).
1.8.1. Atıksuların Tarımda Yeniden Kullanılması Planlanırken Dikkat Edilmesi
Gereken Faktörler
Atıksuların tarımda yeniden kullanılması söz konusu olduğunda bazı dikkat
edilmesi gereken konular ortaya çıkar ki bunlar kısaca; su kaynağının özellikleri,
ekonomik açıdan uygunluk, sağlık konuları, zirai verimlilik ve sosyokültürel
faktörler olarak sayılabilir.
1.8.2. Su Kaynağının Özellikleri
1.8.2.1. Miktar
Toprağa düşen yağmurun mevsimsel olarak değişiklik göstermesi kurak
bölgelerde su kaynakları yönetilirken dikkat edilmesi gereken bir konudur.
Mevsimsel ihtiyaca göre programlama yapılmalıdır. Tarım en önemli su tüketen
sektörlerden biri olduğu için su kaynakları yönetilirken suyun miktarının mevsimsel
olarak değişikliğine ve ihtiyaca göre planlama yapılmalıdır. Çünkü tarımda yeterli
sulama bitkilerin büyümesi için gereken kritik faktörlerden biridir. Bu nedenle
arıtılmış atıksuların tarımda yeniden kullanımı planlanırken kurak mevsimlerde
yeterli miktarda sulama suyu ayırmaya önem gösterilmelidir. (Türkmen, 2006)
1. GİRİŞ Onur ORTATEPE
53
1.8.2.2. Kalite
Su kaynakları yönetiminde su belli amaçlar için ayrılırken suyun miktarı
kadar kalitesi de önemlidir. Hedeflenen amaç için yeterli kalitede ve yeterli miktarda
su elde etmek ülkelerin su yönetim politikaları belirlenirken dikkat edilmesi gereken
en önemli konulardandır. Bu özellikle kurak ülkelerde çok büyük bir önem kazanır.
Yeterli temiz su kaynağı olmayan ülkeler arıtılmış atıksuları istenen kalitede
olmadığı zamanlarda temiz su ile arıtılmış atıksuyu karıştırarak istenen kalitede su
elde etmeye çalışmaktadırlar. Böylelikle hem istenen kalitede hem de yeterli
miktarda su elde etmektedirler. Arıtılmış atıksuların sulamadaki kalite parametreleri
söz konusu olduğunda dikkat edilmesi gereken faktörleri ise kısaca tuzluluk, sodyum
oranı, eser elementler, bakiye klor, nutrientler ve mikrobiyolojik sağlık riskleri olarak
saymak mümkündür. Bakteriler konusunda arıtılmış atıksuların sulamada
kullanılmasında dikkat edilecek en önemli parametreler toplam koliform ve fekal
koliform miktarlarıdır. Ayrıca sulama suyunun kalitesi söz konusu olduğunda
sprinkler sulama yönteminin kullanılması ile arıtılmış atıksuda bulunabilen
mikroorganizmalar aeresoller vasıtasıyla bitkilere taşınır. Sulama yapılırken bu
konuların da dikkate alınması gerekmektedir. (Türkmen, 2006)
1.8.2.3. Tuzluluk
Tuzluluk sulamada kullanıma uygunluğun belirlenmesindeki en önemli
parametrelerdendir. Tuzluluğa karşı tolerans bitkiden bitkiye değişir. Tuz
konsantrasyonu yüksek olan su ile sulama yapıldığında tuzlar toprakta birikip
bitkilere zarar verebilir. Bu nedenle tuzluluğu yüksek olan su ile sulama yapılması
söz konusu olduğunda tuzluluğa karşı toleransı yüksek bitkiler seçilmelidir.
Tuzlulukta en önemli iyonlar sodyum, klorür ve bor iyonlarıdır. Tuzluluk arttıkça
toprağın ozmotik potansiyeli düşer. Bu bitkilerin bünyelerine su alma oranlarını
düşürür ve bunun sonucunda bitkiler bünyelerine yeterli su alabilmek için büyük
ölçüde enerji harcarlar. Su almak için fazla enerji harcayan bitkiler büyümek için
gerek duydukları enerjiye yeterince sahip olamazlar. Bu durum kurak iklim
1. GİRİŞ Onur ORTATEPE
54
şartlarında yeterli sulama suyu temin edilememesi ve bitkilerin su ihtiyaçlarının
artması nedeniyle daha da zordur. (Türkmen, 2006)
1.8.2.4. Sodyum İçeriği
Sulama suyundaki sodyum içeriği önemli bir parametredir. Çünkü yüksek
seviyede sodyum ve düşük tuzluluk toprağın fiziksel şartlarının zayıflamasına neden
olur. Bu da permeabiliteyi düşürür.
Topraktaki sodyumun etkisi SAR (Sodyum Adsorpsiyon Oranı) ile anlatılır.
SAR değeri topraktaki sodyumun kalsiyuma oranıdır. SAR değerinin ölçümü ile
sulama suyunun sulamaya uygunluğu belirlenir. Yüksek SAR değeri yüksek
tuzluluğun işaretidir. Toprakta sodyumun kalsiyuma oranı 3:1 değerini astığında
toprak agregaları dağılma eğilimi gösterir. Toprak agregalarının dağılması ile toprak
partikülleri giderek küçülür ve bu da toprak porlarının küçülmesine neden olur.
Toprak porlarının küçülmesi sonucu toprak gözeneklerinde bitkilerin büyümesi için
gerekli ve yeterli oranda su tutulamaz. Yani suyun infiltrasyon oranı düşer. Eğer
sodyum konsantrasyonu yüksek arıtılmış atıksular ile sulama yapılması planlanıyor
ise toprağın alkalinitesi ayarlanarak kalsiyum oranı dengelenmelidir. Sodyum
oranının yüksek olduğu topraklarda toprak tanecikleri kuruyup, çatlayarak
birbirinden ayrılma eğilimi göstermektedirler. Oluşan bu yapı sonucu çamurlaşan
toprak sulansa dahi su üst yüzeyden alt kısma geçememektedir. Bu nedenle bitkilerin
büyümesi için gerekli su toprağa geçemediğinden bitkilere ulaşamamakta ve ürün
oluşumu azalmaktadır. (Türkmen, 2006)
1.8.2.5. Eser Elementler
Sulama suyunda eser elementler dikkat edilmesi gereken konulardandır. Eser
elementlerden en önemlileri kadmiyum, bakir, molibden, nikel ve çinkodur. Eser
elementler pH’si düşük topraklarda aktif ve toksik olduklarından düşük pH’li
topraklarda eser elementlere özel önem gösterilmelidir.
1. GİRİŞ Onur ORTATEPE
55
1.8.2.6. Bakiye Klor
1 mg/L’den düşük serbest bakiye klor bitkiler için zararlı değildir, ancak
hassas bitkiler 0.05 mg/L’den düşük seviyelerde bile zarar görebilir. Bazı bitkiler
bünyelerinde kloru biriktirebilir ancak bu da sodyum gibi yaprakların yanmasına
neden olur. 5 mg/L’den yüksek konsantrasyondaki klor çoğu bitkiye zarar verir.
1.8.2.7. Nutrientler
Sulamada bitki büyümesi açısından en önemli nutrientler azot, fosfor,
potasyum, çinko, bor ve sülfürdür. Bu sayılanlardan bitki büyümesindeki en önemli
rol azotundur. Bitkilerin büyümesi için sulama suyunda yeterli miktarda azot
bulunmalıdır. Fakat aşırı miktarda bulunması durumunda ise bitkilerin büyümesi ve
olgunlaşması gecikir. Aşırı miktarda fosfor bitkiler için olumsuz etki yaratmaz ancak
yüzey sularına karışırsa olumsuz etki oluşturur. (Türkmen, 2006)
1.8.2.8. Endokrin Bozucular
Günümüzde arıtılmış atıksuların yeniden kullanımı söz konusu olduğunda
endokrin bozucular en dikkat çekici dezavantajlardan biri olarak sayılmaktadır.
Endokrin bozucular atıksuda bulunan hormonlar vasıtası ile alıcı ortama ulaşırlar.
İnsanlar üzerine bilinen herhangi bir zararlı etkileri olmamalarına rağmen su
ortamında yüksek konsantrasyonda bulunmaları dişi balık oranının artmasına neden
olmaktadır.
Son yıllarda yapılan çalışmalarda sucul ve diğer ortamlarda (çevresel ortam)
tıbbi ilaçlardan kaynaklanan mikro kirleticilerin görülmesi ve bunların bu ortamlarda
yaşayan canlılara olan olumsuz etkilerinin ortaya konması, endişeleri arttırmıştır
Özellikle 2004 yılında Hindistan ve Pakistan’da yaşayan 3 akbaba türünde meydana
gelen beklenmedik hızlı ölüm nedeninin, büyük ve küçük baş hayvanlarda geniş
çapta kullanılan diklofenak adlı ağrı kesiciden kaynaklandığının ortaya konması
bilim dünyasında büyük sürpriz ve şaşkınlık yaratmıştır. Yapılan çalışmalarda
1. GİRİŞ Onur ORTATEPE
56
organizmalar üzerinde tıbbi ilaçlardan kaynaklanan ve tespit edilen bazı etkiler,
cinsiyet oranlarının değişmesi, cinsiyet tersinimleri, popülasyonların azalması,
yumurtlama ve canlı kalma oranlarının azalmasıdır. Günümüzde tıbbi birçok
kimyasalın kullanımı sonucu, bunların çevresel ortamlardaki taşanımı, bozunumu,
dönüşümü, miktarları ve nihai akıbetleri konularında sınırlı bilgi mevcuttur. (Kabak,
2008)
1.8.3. Ekonomik Açıdan Uygunluk
Arıtılmış atıksular ile sulama yapılması planlanırken bu konunun mali açıdan
uygun olup olmadığı araştırılmalıdır. Bu nedenle bu proje yapılmadan önce bir
maliyet ve fayda analizi yapılır. Çünkü yeterli yağış alan ve temiz su kaynakları
yeterli olan bölgelerde suyu arıtıp sonra sulamada kullanmak ekonomik açıdan uygun
olmayabilir. Böyle bir masraf gereksiz olabilir. Ancak su sıkıntısı çeken bölgelerde
çok miktarda su gerektiren tarım için arıtılmış atıksu kullanılması daha uygun olur.
1.8.4. Mikrobiyolojik Açıdan Sağlık Riskleri
Arıtılmış atıksuların tarımda yeniden kullanılmasını kısıtlayan en önemli etken,
atıksu ile sulamanın sağlık sorunlarına neden olabileceği endişesidir. Atıksular
genelde, patojenik mikroorganizmaları bünyelerinde ihtiva ederler. Çünkü modern
arıtma yöntemleri (örneğin aktif çamur sistemi) patojenik mikroorganizmaların
giderileceği düşünülerek dizayn edilmezler. Bu patojenik mikroorganizmalar ancak
dezenfeksiyon ile giderilirler ki bu da gelişmekte olan ülkeler için ilave maliyet
anlamına gelir. Dezenfeksiyon yapılmayan atıksularda bakteri, protozoa, helmint,
virüs gibi canlılar hayatta kalabilirler. Patojen canlılar atıksudan giderilmeden
tarımda sulama maksatlı kullanıldıklarında yiyeceklerle insana bulaşarak hastalık
meydana getirirler. Özellikle pişmeden yenen yiyecekler bu açıdan büyük tehlike
oluşturur. Ayrıca atıksu ile sulanan arazide çalışan isçiler de diğer arazilerde çalışan
isçilere oranla daha fazla risk altında çalışmaktadırlar. Riskli bölgelerde çalisanlar
dört grupta incelenebilir.
1. GİRİŞ Onur ORTATEPE
57
Ø Tarım arazisinde çalışan isçiler ve aileleri,
Ø Mahsul toplayıcılar
Ø Tüketiciler (mahsul, et ve süt)
Ø Atıksular ile sulama yapılan arazilerin çevresinde yasayan insanlar
Nematod yumurtalarının miktarı büyük ölçüde durultma işlemiyle azaltılır.
Yumurtalar yavaş yavaş dibe çökeceği için, atıksuyun havuzda çok uzun süreyle
bekletilmesi gerekir. Yumurta miktarının azalma oranı A, bekletme süresi tS ile,
aşağıdaki oranlarda bağlantılıdırlar.
A(%) = 100 [1 – 0.41 exp(0.0085T2 – 0.49T)]
Görüldüğü gibi, 500 adet Nematod yumurtasını litrede 1’den aza indirmek
için genellikle en az 15 gün gerekmektedir. Bu sürede yumurta miktarı kontrol
edilmelidir (Kretschmer, 2004).
1.8.5. Toksikolojik Açıdan Sağlık Riskleri
Evsel atıksular genellikle insan sağlığı açısından toksik seviyede kimyasal
içermezler. Ancak evsel atıksulara endüstriyel atıksuların bulaşması söz konusu
olduğunda toksik maddeler insanlara zarar veren seviyelere ulaşabilir. Toksik madde
ihtiva eden atıksular ile sulama yapıldığında bu maddeler bitkiler vasıtasıyla besin
zincirine katılıp insan bünyesinde birikebilirler. Örneğin Cd, evsel atıksularda toksik
seviyede bulunmaz. Ancak bitkilerde birikerek insanlara ve hayvanlara zarar verici
seviyelere ulaşabilir. Bitkilerde birikmeye benzer şekilde hayvanlarda biriken toksik
maddeler de et veya sütün tüketilmesi vasıtasıyla besin zincirine katılarak insanlarda
toksik seviyelere ulaşabilirler. (Kabak, 2008)
1. GİRİŞ Onur ORTATEPE
58
1.8.6. Sosyokültürel Konular
Atıksuların yeniden kullanımı ile ilgili bir projenin hayata geçirilmesinden
önce sosyokültürel açıdan engellerin ortadan kaldırılması gerekmektedir. Öncelikle
halkın çoğunluğunun atıksuların arıtıldıktan sonra yeniden kullanılacağı fikrini kabul
etmeleri gerekmektedir. Temiz kaynakların korunması bunun gerekliliğinin kabulü
proje başlangıcında aşılması gereken en önemli engellerden biridir. Halkın kabulü
olmaksızın, uygulanamayacak bir proje için arıtma, tasfiye, ishale masrafları
yapmanın uygun olmayacağı açıktır.
Halkın atıksuların arıtıldıktan sonra yeniden kullanımı konusuna karşı
yaklaşımı bölgesel olarak farklılıklar göstermektedir. Bu konuda gelenekler, din ve
tarımda uygulama yöntemleri ön plana çıkmaktadır. Örneğin İslam Dini’ne mensup
ülkelerde arıtılmış atıksuların tarımda yeniden kullanılması daha zor kabul gören bir
konudur. Böyle olmasına rağmen kuraklık ve su kıtlığı nedeniyle Orta Doğu’da yer
alan pek çok İslam ülkelerinde sulama amaçlı yeniden kullanım oldukça yaygın bir
yöntemdir. Hatta Ürdün yeniden kullanım konusunda öncü ülkeler arasında yer
almaktadır.(Kretschmer,2004)
2.ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Onur ORTATEPE
59
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR
Azot ve fosfor konsantrasyonlarının atıksu ve alıcı ortamlardaki artışı, yeni
arıtma teknolojilerini de beraberinde getirmiştir. Yapılan çeşitli çalışmalarda
anaerobik ve aerobik arıtma sistemlerinin bir arada kullanıldığı ileri arıtma teknikleri,
azot ve fosforun yüksek verimlerde giderilebildiğini ortaya koymaktadır. Ancak
yapılan ekstra prosesler arıtma maliyetini de arttırmakta ve bu nedenle daha
ekonomik teknolojiler üzerinde çalışmalar devam etmektedir.
Fang ve ark., (1995) kesikli akışlı reaktörlerde azot giderimi amacıyla ortama
karbon kaynağı ekleyerek yüksek KOİ giderim verimi sağlanabileceğini
göstermişlerdir. Bu amaçla çalışmalarında, içerilerine çok gözenekli ve yüzey alanı
geniş lifli yapıda dolgu maddeleri ile doldurulmuş iki aerobik kesikli akışlı reaktör
kullanmıştır. Sisteme ilave karbon kaynağı eklenerek evsel atıksuyla beslemiş ve
sistemin azot ve fosfor giderimi ile KOİ giderme verimlerini incelemişlerdir. Sonuç
olarak 0.22 gUAKM/gKOİ çamur üretme oranında ve oda sıcaklığında yapılan bu
çalışmada %97.1 NH3-N, %97.3 toplam N, %75.2 toplam P giderimleri ile %89.9
KOİ giderme verimi elde etmişlerdir.
Sommariva ve ark., (1996) Biyolojik fosfor giderim yöntemlerinden biri olan
A/O prosesi laboratuvar ölçekli olarak çalışılmıştır. Reaktöre giren atıksu sırası ile
aerobik ve anaerobik tanklardan geçirilmiştir. Fosfor içeriğinin 100mg/L’nin
üzerinde olduğu durumlarda fosfor giderim veriminin %90’ın üzerine çıktığı tespit
edilmiştir.
Romanski ve ark., (1997) laboratuvar ölçekli yapılan çalışmada, evsel
nitelikli atıksulardan fosforun giderilmesi için aktif çamur yöntemi kullanılmıştır.
Kurulan aktif çamur reaktörü içinde önce anaerobik sonra aerobik kısım
oluşturulmuştur. Reaktöre verilen sentetik atıksu içerisinde asetat, pepton ve maya
ekstraktı kullanılarak aktif çamur faunası zenginleştirilmiştir. Böylece fosfor
gideriminin de artacağı ön görülmüştür. Anaerobik kısımda karbon ve enerji kaynağı
olarak daha çok asetatın kullanıldığı ve yüksek konsantrasyonlarda bulunan asetatın
hücre içinde depolanmış fosfatı açığa çıkardığı görülmüştür. Böylece anaerobik
ortamda sıvı faza geçen fosfat, aerobik ortamda giderilmektedir.
2.ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Onur ORTATEPE
60
Umble ve Ketchum., (1997) çalışmalarında sürenin arıtma performansı üstüne
etkilerini araştırmışlardır. Kesikli akışlı reaktör sisteminde atıksuya uyguladıkları 12
saatlik çevrim süresi sonunda %98 BOİ5 giderimi, %89 NH4-N giderimi ve %90
toplam AKM giderimi sağlamışlardır.
Yalmaz ve Öztürk., (2001) kesikli akışlı reaktör sistemi kullanarak
atıksulardaki amonyak giderimini araştırmışlardır. Çalışmalarının sonunda çeşitli
atıksular kullanarak sistemin amonyak giderim veriminin her defasında %95’in
üstünde olduğunu göstermişlerdir.
Lettinga ve ark., (2002) 4 saatlik hidrolik bekletme süresi ile 13 °C’de
anaerobik filtre ve hibrid reaktörde gerçek evsel atıksu için AKM giderimi
çalışmışlardır. Anaerobik filtrede, hibrid reaktöre göre toplam ve çözünmüş KOİ
giderim veriminin belirgin bir farkla yüksek olduğunu ve performansının daha stabil
olduğunu belirtmişlerdir. Ayrıca biyogazdaki metan konsantrasyonunun anaerobik
filtrede %70.7 ± 2.9 ve anaerobik hibrid reaktörde ise % 58.9 ± 3.2 olduğunu ve
anaerobik filtrenin biyogaz üretiminin hibrid reaktöre göre daima daha yüksek
olduğunu belirtmişlerdir. Her iki reaktörde de hidroliz basamağı benzer hızlarla
ilerlerken, metanojenesis ve asidifikasyon kademelerinin anaerobik filtrede daha hızlı
gerçekleştiğini belirtmişlerdir. Wang, benzer özelliklere sahip atıksuyla anaerobik
çamur örtü reaktörüyle 3 saat bekletme süresi ve 12 °C’de yaptığı çalışmalarda KOİ
giderim veriminin %42 düzeyinde kaldığını belirtmiştir. Anaerobik filtrenin 4 saatlik
hidrolik bekletme süresi ve 13 °C’de toplam KOİ, askıda KOİ, süspanse KOİ ve
çözünmüş KOİ giderimi sırasıyla % 55, % 82, % 35 ve % 38 olarak bulmuşlardır.
Ayrıca çıkıştaki atıksu çamurunun daha iyi çökelme ve susuzlaştırma kapasitesine
sahip olduğunu belirtmişlerdir. Anaerobik filtrenin, evsel atıksuların düşük
sıcaklıktaki ön arıtımına daha uygun olduğunu belirtmişlerdir.
Tönük., (2004) havasız yukarı akışlı çamur yataklı reaktörde, evsel nitelikli
atıksuyun arıtma potansiyelini araştırmıştır. Ayrıca Türkiye’nin sıcak iklim
kuşağında yer alan bölgeleri için paket arıtma sistemi geliştirilmesi üzerine
çalışılmıştır. Çalışma sonunda, evsel nitelikli atıksuların hiçbir kimyasal ilave
yapılmadan %70 ‘lik bir verimle arıtıldığı saptanmıştır.
2.ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Onur ORTATEPE
61
Uygur ve ark. (2004), ardışık kesikli işletme ile sentetik atıksudan nutrient
giderimi farklı hidrolik alıkonma sürelerinde çalışılmıştır. Nutrient giderme prosesi
anaerobik, anoksik, oksik, anoksik, oksik ve çökeltme fazlarını içerir. Her bir
basamağın hidrolik alıkonma zamanları, değişirken çamur yaşı 10 günde sabit
tutulmuştur. KOİ, azot ve fosfat gideriminde her bir basamağın hidrolik alıkonma
sürelerinin optimum alıkonma süreleri bulunmuştur. En yüksek gözlenen organik
karbon, azot (NH4 ve NO3-N) ve fosfat (PO4-P) giderme verimleri sırasıyla %96,
%87, %81 ve %90 olarak bulunmuştur.
Uğurlu ve Akın (2004), çalışmalarında denitrifikasyon mekanizmasının
reaktördeki fosfor giderimine ve KOİ giderme verimine etkilerini araştırmışlardır.
400 mg/L KOİ’ye sahip sentetik atıksu içerisinde 700 mg/L asetat, 110 mg/L glukoz,
53 mg/L NH4, 21 mg/L fostat ve diğer maddeler bulunmaktadır. Deneyler eşzamanlı
olarak yapılmıştır. 193 gün süren bu çalışmada kullanılan aktif çamur yaşı 25 gün
olarak bulunmuş ve ortalama olarak 4000 mg/L AKM konsantrasyonu seçilmiştir.
Birinci set çevrimindeki aşamalarda reaktör anaerobik doldurma/çürütme için 4 saat,
anoksik periyot için 30 dakika, aerobik periyot için 6 saat ve çökeltme için 1,5 saat
olmak üzere toplam 12 saatlik bir çevrim süresinde işletilmiştir. İkinci set
çevrimindeki aşamalarda ise reaktör anaerobik doldurma/çürütme için 4 saat, aerobik
periyot için 6 saat, çökeltme için 2 saat olmak üzere toplam 12 saatlik bir çevrim
süresinde işletilmiştir. Çalışmada kesikli akışlı reaktör için nitrat %98, fosfat %80 ve
genel olarak KOİ giderimi %97 olarak belirlenmiştir. Anoksik fazda nitrat giderimi
çok üst düzeyde olması nedeniyle bu çalışmada doldurma ve boşaltma fazları için
anoksik ve aerobik koşulların daha avantajlı olduğu görülmüştür. Sonuç olarak kısa
süreli uygulanan bir anoksik aşamanın azot giderimi için aerobik faza geçilmeden
etkili olabileceği belirlenmiştir.
Sumino ve ark., (2006) Atıksudan azot giderimi için, nitrat indirgenme ve
anaerobik amonyum oksidasyonunun tek reaktör içinde gerçekleştirildiği bir çalışma
yapmışlardır. Reaktörlerdeki C/N oranı ve organik karbonun etkileri incelenmiştir.
Heterotrofik denitrifikasyon baktrilerinin büyümesi için C/N oranı 1 olan sentetik
atıksu ile reaktör beslenmiştir. Azot giderim veriminin %80 - %94 aralığında
değiştiği tespit edilmiştir.
2.ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Onur ORTATEPE
62
Kalyuzhnyi ve ark., (2006) Yapılan çalışmada; Deamox (Denitrifying
Amonium Oxidation) yöntemiyle atıksuda bulunan yüksek konsantrasyonlardaki
azotun giderilmesi çalışılmıştır. Deamox yöntemi, yeni bulunan Anammox
yönteminin ototrofik denitrifikasyon şartları altındaki reaksiyonu olarak
tanımlanabilir. Sülfit elektron alıcısı olarak kullanılarak nitrit üretilmiştir. Deney
ölçekli yapılan çalışmada azot yükü 1000mg/L/gün olan atıksuda %90 azot giderim
veriminin sağlandığı belirlenmiştir.
Kaliappan ve ark., (2007) Laboratuvar ölçekli yapılan çalışmada hibrit yukarı
akışlı anaerobik çamur yataklı (HUASB) reaktöründe evsel nitelikli atıksuyun
giderilmesi çalışılmıştır. Reaktörde dolgu malzemesi olarak plastik halkalar
kullanılmıştır ve hidrolik bekletme süresi 3,3 saat olarak alınmıştır. KOİ giderim
verimi % 75 – 86 arasında, BOİ girdim verimi ise % 70 – 91 arasında bulunmuştur.
Çizelge 2.1. HUASB reaktöründe evsel nitelikli atıksuyun arıtılmasında ait parametreler (Kaliappan, 2007)
Parametreler Giriş Suyu
Konsantrasyonları (mg/L)
Çıkış Suyu Konsantrasyonları
(mg/L) TKN
Klorür Sülfat Fosfat
Potasyum
43,4 – 49,0 160 – 188 39 – 56
14,8 – 16,6 13,5 – 17,1
47 – 53,2 160 – 188 15 – 24
16,2 – 19,1 14,1 – 18
Isaka ve ark., (2007) Anammox yöntemiyle azot giderimi için yapılan
çalışmada, anammox bakterileri için bir adet anaerobik filtre reaktörü kurulmuştur.
Filtre reaktöründe dolgu malzemesi olarak işlenmemiş polyester kumaş maddesi
kullanılmıştır. Deneyler 37 °C’de ve 20-22°C sıcaklıkta yapılmıştır. Yüksek
konsantrasyonda azot giderim verimi elde etmek için giriş atıksu azot
konsantrasyonu, hidrolik bekletme süresi ve azot giderim verimleri incelenmiştir.
Reaktöre giren amonyum ve nitrit konsantrasyonlarının, azot giderim verimini
arttırdığı belirlenmiştir. Hidrolik bekletme süresisnin 180 dakika olduğu durumda
neredeyse reaktördeki bütün amonyum ve nitritin (çıkış suyunda anammox
reaksiyonunda üretilen nitrit bulunmaktadır) giderilmiştir. Hidrolik bekletme süresi
2.ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Onur ORTATEPE
63
180 dakikadan 90 dakikaya düştüğünde reaktöre yüklenen azot miktarının da artması
ile, azot dönüşüm oranı yükselmiştir. Aynı dönüşüm hidrolik bekletme süresi 60
dakikaya düşünce de gözlenmiştir. Hidrolik bekletme süresi 40 dakika olunca azot
dönüşüm oranı 10,1 kg-N/m3/gün’e kadar ulaşmıştır. Ortalama azot dönüşüm oranı
20-22°C sıcaklıkta ise 8,1 kg-N/m3/gün olarak bulunmuştur. Ancak azot düönüşümü
için en iyi performans 37 °C’de olduğu bulunmuştur. Giriş suyundaki nitrat
konsantrasyonunun 280mg/L’nin altında olduğu durumlarda, kısa hidrolik bekletme
sürelerinde ve düşük sıcaklıklarda bile reaktör verimli bir şekilde çalışabilmektedir.
Çizelge 2.2. Farklı reaktörlerdeki azot giderim oranları (Isaka, 2007)
Reaktör Azot dönüşüm oranı
(kg-N/m3/gün)
Sıcaklık
(0C)
Anaerobik Filtre 11,5 37
Anaerobik Filtre 8,1 20-22
Yukarı Akışlı Anaerobik
Filtre 26 37
Akışkan Yataklı 6,9 36
Ardışık Kesikli 1 32-33
Sabumon., (2007) Ardışık kesikli anaerobik reaktörde yapılan çalışmada,
organik madde ile amonyumun anaerobik ortamdaki ilişkisi incelenmiştir. Anammox
prosesi ile amonyumun anoksik şartlarda nitrata dönüştüğünü bulmuştur. NO3, NO2
ve SO4 son elektron alıcısı olarak kullanılarak amonyumu okside edebilirler.
Çalışmada organik madde varlığında anaerobik ortamda amonyumun giderilidğini
ortaya koymuştur.
Alvarez ve ark., (2008) 21 0C ve 14 0C sıcaklık aralığında ham evsel nitelikli
atıksuyun anaerobik ortamdaki giderimini pilot ölçekli olarak çalışmışlardır. Hibrit
yukarı akışlı çamur yataklı reaktör (HUSB) ve yukarı akışlı anaerobik çamur örtü
reaktörü (UASB) olmak üzere iki farklı reaktör kıyaslanmıştır. HUSB reaktörü için
hidrolik bekletme süresi 5,7 ve 2,8 saat aralığında, UASB reaktörü için 13,9 ve 6,5
2.ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Onur ORTATEPE
64
saat aralığında çalışılmıştır. Deneyde elde edilen sonuçlar Çizelge 2.3’de
gösterilmektedir.
Çizelge 2.3. HUSB ve UASB reaktörlerinin ortalama değerleri (Alvarez, 2008) Parametreler HUSB Reaktörü UASB Rekatörü
Hidrolik Bekletme Süresi
(saat)
Çamur Yaşı (gün)
AKM giderimi (%)
KOİ giderimi (%)
4,1
28,8
56,8
29,2
10,8
79,1
59,4
44,5
Yang ve ark., (2009) Anaerobik reaktörde eş zamanlı amonyum ve sülfat
giderimini laboratuvar ölçekli olarak çalışmışlardır. Anammox prosesi boyunca,
anammox bakterileri enerji sağlamak için nitratı son elektron alıcısı olarak
kullanarak amonyumu oksitlemiştir. Amonyum ve nitritin en yüksek giderim verimi
% 97 - 98 olarak bulunmuştur. Prosesin başında amonyum ve sülfat NH4Cl ve
NaSO4 olarak sentetik atıksuya eklenmiştir. 60 gün sonunda çıkış suyu ortalama
amonyum ve sülfat miktarları 30 ve 60 mg/L konsantrasyonlarında, ortalama
amonyum ve sülfat giderim oranları sırasyıla % 40 ve % 30 olarak bulunmuştur.
2NH4+ + SO4
-2 N2 + S + 4H2O
3SO4-2 + 4NH4
+ 4NO2- + 3S-2 + 4H2O + 8H+
3S-2 + 2NO2- +8H+ N2 + 3S + 4H2O
2NO2- + 2NH4
+ 2N2 + 4H2O
Melidis ve ark., (2009) Pilot ölçekli ve ham atıksuyla beslenen anaerobik
filtre reaktöründe sırasıyla 25°C - 30°C ve 35°C sıcaklıkta 0,23 – 0,28 – 0,36 gün
hidrolik bekletme sürelerinde 165 gün çalıştırılmıştır. Ortalama KOİ ve AKM
giderim verimleri sırasıyla %52 ve %57 olarak bulunmuştur. Ayrıca en yüksek
biyogaz üretimi 0,23 günlük hidrolik bekletme süresi ve 35°C sıcaklıkta tespit
edilmiştir.
2.ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Onur ORTATEPE
65
Khelifi ve ark. (2009), çalışmalarında tam karışımlı sürekli akışlı aerobik
reaktör kullanarak tekstil atıksularının arıtımında bakterilerin moleküler araçlar
vasıtasıyla izlenmelerini sağlamışlardır. Çalışmada polimorfizm metodu kullanmışlar
ve sonuç olarak bakteriyel çeşitliliğin azalmasına bağlı olarak boyar madde
gideriminin de büyük ölçüde değiştiğini belirlemişlerdir. Ayrıca %85-90 olarak
bulunan KOİ giderme veriminin bakteriyel popülasyonun azalmasına bağlı olarak
%30-55 düzeylerine düştüğünü göstermişlerdir.
Martin ve ark., (2010) 17 - 15 °C sıcaklık aralığında, filtre malzemesi olarak
plastik halkaların kullanıldığı anaerobik filtre reaktöründe evsel nitelikli atıksu arıtım
verimini incelemişlerdir. Reaktör sentetik olarak hazırlanan evsel nitelikli atıksu ile
KO
İ Gid
erim
Ver
imi %
A
KM
Gid
erim
Ver
imi %
Sıcaklık (0C)
Sıcaklık (0C)
Şekil 2.1. Anaerobik filtre reaktöründe farklı hidrolik bekletme sürelerindeki KOİ ve AKM giderim verimleri (Melidis, 2009)
2.ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Onur ORTATEPE
66
beslenmiştir. Hidrolik bekletme süresi 10-17,1 saat aralığında KOİ giderim veriminin
%80’e vardığı yapılan deneysel çalışmalar sonucunda bulunmuştur.
3.MATERYAL VE METOT Onur ORTATEPE
67
3. MATERYAL VE METOD
3.1. Materyal
Çalışmalar Çukurova Üniversitesi Çevre Mühendisliği A.B.D.
laboratuarlarında yapılmıştır. Çalışmada işletilmek üzere laboratuar ölçekli kesikli
aktif çamur reaktörü ve yukarı akışlı anaerobik filtre reaktörü deney düzenekleri
kurulmuştur.
3.1.1. Kesikli Aktif Çamur Reaktörü
Kesikli aktif çamur reaktörü için hazırlanan aerobik deney düzeneği,
pleksiglas malzemeden yapılmıştır. Dikdörtgen şeklindeki düzenek 20-40 cm
boyutlarında ve 8L hacme sahiptir. 1 adet hava pompası ile havalandırılan reaktörde
oksijen transferinin verimli bir şekilde sağlanabilmesi için hava taşları (difüzörler)
kullanılmıştır. Reaktörün içinde akımın homojen olarak dağılmasını sağlamak için
bir adet karıştırıcı ile sistem sürekli olarak karıştırılmaktadır. Reaktörden üst faz suyu
sifon yöntemiyle boşaltılıp yerine sentetik atıksu ilave edilerek sistem kesikli olarak
çalıştırılmıştır.-
3.MATERYAL VE METOT Onur ORTATEPE
68
Şekil 3.1. Kesikli Aktif Çamur Reaktörü
3.1.2. Yukarı Akışlı Anaerobik Filtre Reaktörü
Bu çalışmada pleksiglas malzemeden yapılmış bir adet yukarı akışlı
anaerobik filtre reaktörü kullanılmıştır. 7,5 cm iç çap ve 50 cm yüksekliği olan
anaerobik filtre reaktörü 1-1cm ebatlarındaki seramik yatak malzemesi ile
doldurulduktan sonra boşluk hacmi 1L’dir. Reaktör içindeki sıcaklığı 350C’ de sabit
tutabilmek için reaktörün dışına 40 cm yükseklikte su ceketi yerleştirilmiştir. Bu
ceketlerde su dolaşımı, inkübatörlü ısıtmalı soğutmalı su sirkülatörü ile
yapılmaktadır. Reaktör içinde akımın homojen olarak dağılmasını sağlamak için
reaktör tabanından 5 cm yüksekliğe 0,2 cm çapta delikler açılmış birer pleksiglas
plaka yerleştirilmiştir.
Reaktörde üretilen biyogaz, ölçeklendirilmiş pleksiglas kolonda toplanmıştır.
Üretilen biyogaz miktarını günlük olarak takip edebilmek için asitli su ile yer
değiştirme prensibine göre çalışan bir düzenek kurulmuştur. Düzenek;
ölçeklendirilmiş pleksiglas kolon, asitli su tankı ve ara bağlantı hattından
oluşmaktadır. Ölçeklendirilmiş pleksiglas kolon; 7,5 cm iç çap ve 45cm
3.MATERYAL VE METOT Onur ORTATEPE
69
yüksekliğindedir. Asitli su tankı 40-20 cm boyutlarında 30 cm derinliğinde ve sert
plastik malzemeden yapılmıştır. Asitli su tankının üst kısmı atmosfere açıktır.
Reaktörü beslemek için hazırlanan sentetik atıksu peristaltik pompa ile
reaktörün altından sabit debi ile verilmektedir. Reaktör tabanından beslenen sentetik
atıksu aşağıdan yukarı doğru hareket ederek seramik dolgu malzemeleri arasından
geçer ve reaktörün üst kısmından tahliye edilir. Reaktöre hava girişini önlemek için
su kilidi yöntemi uygulanmıştır. Ayrıca reaktörün hemen çıkışında numune alma yeri
bulunmaktadır.
Çalışmada kullanılan reaktör, Şekil 3.2‘de görülmektedir.
Şekil 3.2. Yukarı akışlı anaerobik filtre reaktörü ve biyogazın toplandığı
ölçeklendirilmiş silindir ve asitli su tankı düzeneği
3.1.3. Sentetik Atıksu
Bu çalışmada orta karakterli evsel nitelikli atıksuya eşdeğer yükte, sentetik
atıksu kullanılmıştır. Sentetik atıksuyun bileşimi ISO 11733’e göre hazırlanmıştır.
Sıcaklık arttıkça mikrobiyal parçalanma hızlanacağından dolayı uygulanan 12 saatlik
hidrolik bekletme süresince sentetik atıksu özelliğinin sabit kalabilmesi için soğutma
işlemi uygulanmıştır.
3.MATERYAL VE METOT Onur ORTATEPE
70
Çizelge 3.1. Sentetik Atıksu Bileşimi (ISO 11733) Bileşik Konsantrasyon
(mg/L) Pepton 192 Et Ekstraktı 138 Glikoz 19 Amonyum Klorit (NH4Cl) 23 Anhydrous potasyum monohidrojenfosfat (K2HPO4) 16 Disodyum hidrojenfosfat dihidrat (Na2HPO42H2O) 32 Sodyum hidrojen karbonat (NaHCO3) 294 Sodyum klorit (NaCl) 60 Demir(III) klorit hekzahidrat (FeCl3 6H2O) 40 Su 1L
Bu reçete, hazırlanmasındaki kolaylık ve mevcut laboratuvar koşulları göz
önünde tutularak seçilmiştir. Seçilen sentetik atıksu ortalama 458 mg/l KOİ
vermektedir. (TSE, 2006).
3.2. Metot
3.2.1. Analitik Yöntemler
Toplam Kjeldahl Azotu; numunedeki organik azot parçalanarak amonyağa
dönüştürülmüş ve numunede bulunan amonyak ile birlikte borik asidin (H3BO3)
içinde absoblanmıştır. Çözelti 0,02N H2SO4 ile titrasyon yapılarak ölçülmüştür.
Amonyak Azotu; borat tampon çözeltisi ile pH 9,5 civarında tamponlanmış
ve distilasyon yoluyla NH3, borik asit (H3BO3) içinde absoblanır. Çözelti 0,02N
H2SO4 ile titrasyon yapılarak ölçülmüştür.
Nitrat; distile su şahit numunesine göre UV spektrofotometre “0” (sıfır)
absorbana ayarlanmıştır. 220 nm dalga boyunda nitrat değerleri kalibrasyon eğrisi
yardımıyla bulunmuştur.
Nitrit; numunedeki nitrit miktarı, kitte bulunan reaktif yardımıyla oluşan
rengin, renk skalası ile karşılaştırılmasıyla kolorimetrik yöntemle ölçülmüştür.
Toplam Fosfor; numune sülfirik asit ve nitrik asit ilave edilerek
kaynatılmıştır. 1N NaOH ile pH nötralize edilmiştir. Nötralize edilmiş numune
3.MATERYAL VE METOT Onur ORTATEPE
71
üzerine vanadamolibdat çözeltisi eklenerek 420 nm dalga boyunda toplam fosfor
değerleri kalibrasyon eğrisi yardımıyla bulunmuştur.
Biyogaz; reaktörde üretilen biyogaz miktarı, ölçeklendirilmiş kolonda
asitlendirilmiş su ile yer değiştirme yöntemiyle ölçülmüştür. İki zaman aralığında
toplanan gaz miktarı, ölçümün yapıldığı andaki sıcaklık ve basınç değerleri standart
şartlara çevrilerek günlük biyogaz miktarı hesaplanmıştır. Açık hava basıncı
Çukurova Üniversitesi Meteoroloji İstasyonu ölçümlerine dayanılarak elde edilmiştir
(Çukurova Meteo, 2010). Üretilen biyogazın kompozisyonu ( %CH4 ve % CO2) gaz
kromotografisi cihazıyla ölçülmüştür.
KOİ; K2Cr2O7-H2SO4 karışımı ile oksidasyon ve 0,025N Fe(NH4)SO4 ile
titrasyon yöntemiyle ölçülmüştür.
SVI ve AKM; gravimetrik yöntemle ölçülmüştür. Analizlerin tümü standart
metotlara uygun olarak yapılmıştır. (Apha,2005)
3.2.2. Deneysel Çalışma
Kesikli aktif çamur reaktörü için bir meşrubat sanayisinin aktif çamur arıtma
tesisinden alınan çamur kullanılmıştır. 5L hacimde çalıştırılan reaktörde çamur
hacmi 1L dir. Reaktörün adaptasyon süresi boyunca giriş ve çıkış KOİ ve AKM
miktarları ölçülmüştür. 7 günlük zaman aralığında, reaktör içerisindeki
mikroorganizmalar sentetik atıksuya ve ortama adapte olmuştur. Adaptasyon
süresince reaktör pH’sı 7,8 civarında tutulmuştur. Reaktör, orta derecede kirlilik
yüküne uygun evsel nitelikli atıksu özelliğinde hazırlanan sentetik atıksu ile
beslenmiştir. 24 saat hidrolik bekletme süresi işletme koşulu altında tam karışımlı
olarak çalıştırılmıştır. Günlük olarak reaktör 30 dakika süre ile durdurularak çökeltim
sağlanmış ve reaktördeki üst faz suyu tahliye edilerek yerine sentetik atıksu
doldurulmuştur. Çamur yaşı 20 gün olacak şekilde planlanan reaktördeki günlük
çamur atma miktarı da buna göre hesaplanmıştır.
Kesikli aktif çamur reaktöründen rutin olarak alınan numuneler üzerinde
AKM ve giriş-çıkış KOİ değerleri deneyleri yapılmıştır. Ayrıca pH ve oksijen metre
ile yapılan; pH ve çözünmüş oksijen ölçümleri sonucunda reaktörün stabil olarak
3.MATERYAL VE METOT Onur ORTATEPE
72
çalıştığı görülmüştür. Kesikli aktif çamur reaktörünün düzenli olarak işletilmeye
başlamasından sonra rutin olarak azot ve fosfor deneyleri için numuneler alınmıştır.
Alınan numunelerden TKN, amonyak, nitrat ve nitrit azotu ve toplam fosfor
deneyleri yapılmıştır.
Yukarı akışlı anaerobik filtre reaktörü için gerekli granüler çamur bir bira
endüstrisinin anaerobik reaktöründen alınmıştır. Granüler çamurun hazır olarak
alınıp deney reaktörüne adapte edilmesi, anaerobik sistemler için gerekli olan uzun
start-up süresinin azaltılmasına yardımcı olmuştur. Yukarı akışlı anaerobik filtre
reaktörü için gerekli çamur miktarı UAKM (MLVSS) deneyi ile hesaplanmıştır.
Kesikli aktif çamur reaktörü için hazırlanan sentetik atıksu aynı zamanda
yukarı akışlı anaerobik filtre reaktörü içinde kullanılmıştır. Yukarı akışlı anaerobik
filtre reaktörüne sentetik atıksu reaktörün en alt kısmından verilmektedir. Bu şekilde
yukarı akışlı olarak hareket eden arıtılmış atıksu reaktörün üst kısmından tahliye
edilmiştir. Reaktörde hidrolik bekletme süresi 12 saattir. Böylelikle organik yükleme
oranı arttırılacak ve anaerobik reaktörün düşük KOİ yükünde daha verimli bir şekilde
çalışması sağlanmıştır. Anaerobik filtre reaktörü ile evsel nitelikli atıksuyun arıtım
çalışmasında Hidrolik bekletme süresi 10-17,1 saat aralığında KOİ giderim veriminin
%80’e vardığı bulunmuştur (Martin ve ark, 2010). Reaktörden çıkan gazın
toplanması ise reaktörün üst kısmından alınan gazın asitlendirilmiş su (0,05 M
H2SO4) ile aşağı doğru yer değiştirme prensibine göre çalışan düzenek vasıtası ile
sağlanmıştır.
Kesikli aktif çamur reaktörü ve yukarı akışlı anaerobik filtre reaktörlerinin
adaptasyon süreleri tamamlanıp sistemler stabil hale geldikten sonra periyodik olarak
azot ve fosfor parametreleri uygun deneysel metotlar ile ölçülmüştür.
4.BULGULAR VE TARTIŞMA Onur ORTATEPE
73
4. BULGULAR VE TARTIŞMA
4.1. Reaktörlerin İşletmeye Alınması
Yapılan çalışmada, yukarı akışlı anaerobik filtre reaktörü ve kesikli aktif
çamur reaktörleri kurulmuştur. Çalışma süresi boyunca her iki reaktöre; KOİ, AKM,
UAKM, Çamur Hacim İndeksi, pH, Çözünmüş Oksijen ve Toplam Biyogaz
ölçümleri periyodik olarak yapılmıştır. Reaktörlerin stabil bir şekilde çalışabilmesi
için yapılan bu deneylerin yanı sıra aerobik ve anaerobik reaktörlerdeki azot ve
fosfor giderim verimlerini karşılaştırabilmek için; TKN (Toplam Kjeldhal Azotu),
NH3 (Amonyak Azotu) , NO-3 (Nitrat Azotu), NO-
2 (Nitrit Azotu), Organik Azot ve
Toplam fosfor tayinleri yapılmıştır. Kesikli aktif çamur reaktöründe işletme
parametreleri çizelge 4.1.’de verilmiştir.
Çizelge 4.1. Kesikli Aktif Çamur Reaktörü İşletme Parametreleri Parametreler Birimler Değerler
UAKM (MLVSS) mg/L 3500 AKM (MLSS) mg/L 5000
HRT Saat (h) 24 Çamur Yaşı Gün 20 Giriş KOİ mg/L 500 Giriş BOİ mg/L 210 Debi (Q) L/gün 4
Reaktör Hacmi (V) L 5 Organik yükleme oranı mgKOİ/L*gün 400
F/M gün-1 0,06 SVI L/g 49
Çözünmüş Oksijen mg/L 3,5-3,8 pH 25-270C 7,5-7,7
Kesikli aktif çamur reaktörü çizelge 4.1. deki değerler altında 3 ay süreyle
işletilmiştir. 7 günlük adaptasyon süreci sonrasında reaktörün stabil olarak çalıştığı
yapılan deneyler sonucu belirlenmiştir. Nitrifikasyon bakterileri, çamur yaşının
12’den büyük olduğu durumlarda biyokütle içindeki kütlesel yüzdesi artar. Bu
nedenle çamur yaşı 20 seçilerek nitrifikasyonun daha yüksek seviyede olması
sağlanmıştır. Ancak bu durum fosfor giderimini olumsuz yönde etkilemektedir. Öyle
4.BULGULAR VE TARTIŞMA Onur ORTATEPE
74
ki çamur yaşı 20 olduğunda sistemden atılacak çamur miktarı klasik aktif çamur
reaktörlerine oranla (Klasik aktif çamur çamur yaşı aralığı,5-15 gün) daha az
olacaktır. Atılan çamur miktarı azalınca sistemden atılan fosfor miktarı da
azalacaktır.
Yukarı akışlı anaerobik filtre reaktörü işletme parametreleri çizelge 4.2.’de
verilmiştir.
Çizelge 4.2. Yukarı Akışlı Anaerobik Filtre Reaktörü İşletme Parametreleri Parametreler Birimler Değerler
AKM (MLSS) mg/L 15000
HRT Saat (h) 12
Giriş KOİ mg/L 500
Giriş BOİ mg/L 210
Debi (Q) L/gün 2
Reaktör Boşluk Hacmi
(Vb)
L 1
Organik yükleme oranı mgKOİ/L*gün 1000
Yukarı akışlı anaerobik filtre reaktöründe çizelge 4.2.’deki şartlar altında 3 ay
süreyle işletilmiştir. Anaerobik sistemin adaptasyonu 20 gün sürmüştür. Reaktörde
kullanılan granüler çamur, hali hazırda işletilmekte olan bir bira fabrikasının
anaerobik reaktöründen temin edilmiştir. Adaptasyon sürecin kısa olmasının nedeni
de buna dayandırılabilir.
Deneysel çalışmalar sırasında kesikli aktif çamur reaktörü ve yukarı akışlı
anaerobik filtre reaktörleri eş zamanlı olarak işletilmiştir. Sentetik olarak hazırlanan
evsel nitelikli atıksu hem aerobik hem de anaerobik reaktörlerin beslenmesinde
kullanılmıştır.
Evsel nitelikli atıksular organik yüklerinin düşük olmasından dolayı
anaerobik reaktörler için uygun olmadığı düşünülmektedir. Ancak yapılan son
çalışmalar neticesinde, düşük organik yüklerde dahi anaerobik arıtmanın etkili
olduğu görülmüştür.
4.BULGULAR VE TARTIŞMA Onur ORTATEPE
75
4.2. Deneysel Bulgular
Aktif çamur reaktörü ve yukarı akışlı anaerobik filtre reaktörleri için elde
edilen bulgular aşağıda gösterilmiştir.
4.2.1. Kesikli Aktif Çamur Reaktörü Bulguları
Kesikli aktif çamur reaktöründe yapılan deneysel çalışmalar sonucu elde
edilen bulgular Çizelge 4.3, 4.4, 4.5, 4.6, 4.7, 4.8 ve 4.9’de gösterilmiştir.
Çizelge 4.3. Kesikli Aktif Çamur Reaktörü Bulguları
No AKM (MLSS) (mg/L)
ÇO (mg/L) pH
KOI (Giriş) (mg/L)
KOI (Çıkış) (mg/L)
KOI %
Giderim 1 4500 3,5 7,8 510 56 89 2 4700 3,2 7,7 495 38 92 3 4365 3,6 7,8 488 42 91 4 4150 3,8 7,9 410 58 86 5 4230 3,5 8,0 435 53 88 6 4330 3,3 7,6 451 51 89 7 4467 3,3 7,7 456 45 90 8 5445 3,8 7,7 560 55 90 9 5170 3,5 7,5 549 44 92
10 5200 3,0 7,4 498 46 91 11 5010 3,1 7,5 545 55 90 12 5140 3,4 7,8 548 45 92 13 4900 2,8 7,8 497 57 89 14 5145 3,6 7,6 485 42 91 15 5285 3,5 7,5 508 41 92 16 5360 3,5 7,7 497 58 88 17 5276 3,4 7,4 520 43 92 18 5220 3,3 7,7 518 45 91 19 5185 3,3 7,5 525 52 90 20 5200 3,8 7,4 506 44 91 21 5158 3,5 7,5 482 51 89 22 5090 3,0 8,0 498 50 90 23 4853 2,8 7,9 510 53 90 24 4900 3,6 7,9 516 46 91 25 5215 3,1 7,6 490 37 92 26 5144 3,4 7,6 485 45 91 27 5025 3,4 7,7 505 40 92 28 5110 3,3 7,7 507 40 92
*Reaktör hidrolik bekletme süresi 24 saattir.
4.BULGULAR VE TARTIŞMA Onur ORTATEPE
76
Kesikli aktif çamur sistemleri bilindiği üzere biyolojik arıtmada en etkili
yöntemler arasındadır. Yapılan çalışmada da KOİ giderim verimlerinin %92’ye
kadar çıktığı görülmüştür. Daha önce yapılan bir çalışmada aerobik reaktörlerde KOİ
giderim veriminin ortalama %85-90 olduğu gözlenmiştir. (Khelifi ve ark., 2009)
Çizelge 4.4. Kesikli Aktif Çamur Reaktörü TKN Bulguları
No TKN Giriş (mg/L)
TKN Çıkış (mg/L)
TKN % Giderim
1 42 3 93 2 45 2,5 94 3 46 2 96 4 46 3 93 5 47 5 89 6 48 4 92 7 45 6 87 8 46 3,5 92 9 46 3 93 10 47 3,6 92 11 42 3,5 92 12 45 3 93 13 43 4 91 14 46 3,5 92
*Reaktör hidrolik bekletme süresi 24 saattir.
Aerobik ortamda azotun nitrifikasyona uğramasıyla, atıksuda bulunan NH3,
NO-3’e yükseltgenir. Bu nedenle kesikli aktif çamur reaktörüne giren TKN azotu da
azalır. Amonyum indirgenme reaktörüyle yapılan bir çalışmada sentetik atıksu ile
beslenen reaktörde, azot giderim veriminin %80 - %94 aralığında değiştiği tespit
edilmiştir. (Sumino ve ark., 2006)
Çizelge 4.5. Kesikli Aktif Çamur Reaktörü NH3 Bulguları
No NH3 Giriş (mg/L)
NH3 Çıkış (mg/L)
NH3 % Giderim
1 32 <1 99 2 34 <1 99 3 38 <1 99 4 36 <1 99 5 39 <1 99 6 40 <1 99 7 37 <1 99
*Reaktör hidrolik bekletme süresi 24 saattir.
4.BULGULAR VE TARTIŞMA Onur ORTATEPE
77
Kesikli aktif çamur arıtma reaktörüne giren NH3‘ ün neredeyse tamamı
okside olur. İyi havalandırılmış bir kesikli aktif çamur reaktörü çıkış suyunda NH3
büyük bir kısmı nitrit ve nitrata dönüşür. Kesikli akışlı aerobik reaktörle yapılan bir
çalışmada %97.1 NH3-N, %97.3 toplam N, %89.9 KOİ giderme verimi elde
edilmiştir (Fang ve ark., 1995).
Çizelge 4.6. Kesikli Aktif Çamur Reaktörü Organik Azot Bulguları
No Organik Azot
Giriş (mg/L)
Organik Azot Çıkış
(mg/L)
Organik Azot % Giderim
1 10 <1 99 2 11 <1 99 3 8 <1 99 4 10 <1 99 5 8 <1 99 6 8 <1 99 7 8 <1 99
*Reaktör hidrolik bekletme süresi 24 saattir.
Çizelge 4.7. Kesikli Aktif Çamur Reaktörü Nitrat Azotu (NO-3) Bulguları
No (NO-3) Giriş
(mg/L) (NO-
3) Çıkış (mg/L)
(NO-3) Artış
Miktarı (mg/L) 1 2,5 10,5 8 2 2,6 9,2 6,6 3 2,3 9,6 7,3 4 2,5 8,6 6,1 5 2,5 9,5 7 6 2,3 8,7 6,4 7 2,5 9,8 7,3 8 3,0 8,5 5,5 9 2,5 9,3 6,8
10 2,1 9,5 7,4 11 2,9 8,6 5,7 12 2,5 10,6 8,1 13 2,1 9,2 7,1 14 2,3 9,8 7,5
*Reaktör hidrolik bekletme süresi 24 saattir.
4.BULGULAR VE TARTIŞMA Onur ORTATEPE
78
Çizelge 4.8. Kesikli Aktif Çamur Reaktörü Nitrit Azotu (NO2) Bulguları
No (NO-2) Giriş
(mg/L) (NO-
2) Çıkış (mg/L)
(NO-2)Artış
Miktarı (mg/L) 1 <0,1 <0,1 <0,1 2 <0,1 <0,1 <0,1 3 <0,1 <0,1 <0,1 4 <0,1 <0,1 <0,1 5 <0,1 <0,1 <0,1 6 <0,1 <0,1 <0,1 7 <0,1 <0,1 <0,1
*Reaktör hidrolik bekletme süresi 24 saattir.
Aerobik sistemlerde yeterli oksijenin varlığında ve uzun hidrolik bekletme
sürelerinde azotun oksijen bağlama yeteneği çok fazladır. Yapılan çalışmada da neredeyse NH3’ün tamamı nitrifikasyona uğrayarak nitrata dönüştüğü görülmüştür.
Reaktörü besleyen evsel nitelikli atıksu özelliğindeki sentetik atıksu, az miktarda
nitrat azotu ve sınır değerlerin altında nitrit azotu içermektedir. Kesikli akışlı aerobik
reaktör sistemi kullanarak atıksulardaki amonyak giderimi araştırmasında, amonyak
giderim veriminin her defasında %95’in üstünde olduğu gözlenmiştir (Yalmaz ve
ark., 2001).
Çizelge 4.9. Kesikli Aktif Çamur Reaktörü Toplam Fosfor Bulguları
No Toplam Fosfor
Giriş (mg/L)
Toplam Fosfor Çıkış
(mg/L)
Toplam Fosfor %
Giderim 1 6,3 1,6 75 2 8,5 3,5 59 3 8,2 3,4 59 4 9,5 3,4 64 5 8,7 2,9 67 6 7,6 3,0 60 7 8,2 3,0 63 8 9,4 3,9 58 9 8,7 2,9 67
10 8,9 2,8 68 11 6,9 2,8 59 12 8,5 2,6 69
*Reaktör hidrolik bekletme süresi 24 saattir.
4.BULGULAR VE TARTIŞMA Onur ORTATEPE
79
Kesikli aktif çamur reaktöründe bulunan toplam fosforun tamamı hücre
sentezinde enerji kaynağı olarak kullanılmaktadır. Çizelge 4.9.’dan da görüleceği
üzere reaktöre giren fosforun giderildiği görülmektedir. Ardışık kesikli işletme ile
sentetik atıksudan nutrient giderimi çalışmasında fosfat giderim veriminin ortalama
%90 olduğu gözlenmiştir. (Uygur ve ark., 2004). Kesikli akışlı aerobik reaktörle
yapılan bir çalışmada %75.2 toplam P giderim verimi elde edilmiştir (Fang ve ark.,
1995).
4.2.2. Yukarı Akışlı Anaerobik Filtre Reaktörü Bulguları
Yukarı akışlı anaerobik filtre reaktöründe yapılan deneysel çalışmalar sonucu
elde edilen bulgular Çizelge 4.10, 4.11, 4.12, 4.13, 4.14, 4,15 ve 4.16’da
gösterilmiştir.
4.BULGULAR VE TARTIŞMA Onur ORTATEPE
80
Çizelge 4.10. Yukarı Akışlı Anaerobik Filtre Reaktörü Bulguları
No KOI (Giriş) (mg/L)
KOI (Çıkış) (mg/L))
Q L/gün
Organik Yükleme
Oranı (gKOİ/L*gün)
Gaz L/Gün
KOI %
Giderim
1 510 120 1,99 1,01 0,340 76 2 495 125 2,05 1,01 0,336 75 3 488 116 1,96 0,96 0,305 76 4 410 97 2,01 0,83 0,321 76 5 435 100 2,03 0,89 0,335 77 6 451 96 1,99 0,90 0,366 79 7 456 112 1,99 0,91 0,363 75 8 560 115 1,96 1,10 0,370 79 9 549 99 2,01 1,10 0,361 82 10 498 108 2,00 1,00 0,339 78 11 545 85 2,05 1,12 0,344 84 12 548 100 1,99 1,09 0,361 82 13 497 96 2,00 0,99 0,352 81 14 485 108 1,99 0,97 0,367 78 15 508 105 2,01 1,02 0,362 79 16 497 90 2,01 1,00 0,367 82 17 520 114 1,99 1,03 0,360 78 18 518 135 2,01 1,04 0,354 74 19 525 97 2,03 1,06 0,345 82 20 506 95 1,96 0,99 0,370 81 21 482 105 2,02 0,97 0,359 78 22 498 102 1,97 0,98 0,375 80 23 510 99 1,98 1,01 0,356 81 24 516 106 2,03 1,05 0,364 79 25 490 98 2,01 0,98 0,345 80 26 485 80 1,99 0,97 0,365 84 27 505 89 2,03 1,02 0,352 82 28 507 95 2,01 1,02 0,354 81
*Reaktör hidrolik bekletme süresi 12 saattir.
4.BULGULAR VE TARTIŞMA Onur ORTATEPE
81
Çizelge 4.11. Yukarı Akışlı Anaerobik Filtre Reaktörü TKN Bulguları
No TKN Giriş (mg/L)
TKN Çıkış (mg/L)
TKN % Giderim
1 42 39,5 6 2 45 41,5 8 3 46 41,5 10 4 46 42 9 5 47 40 15 6 48 42,5 11 7 45 39 13 8 46 44 4 9 46 40 13
10 47 39,5 16 11 42 36 14 12 45 37 18 13 43 39 9 14 46 41 11
*Reaktör hidrolik bekletme süresi 12 saattir.
Anaerobik ortamda serbest oksijen bulunmadığından azotun nitrifikasyona
uğraması mümkün değildir. Ancak yapılan bazı çalışmalarda anaerobik sistem
içerisindeki NH4, bağlı oksijen olan NO3 ve SO4’ü kullanarak NH4’ün N2 gazına
dönüşmesini sağlar. Bu olaya amonyaklaşma denir. Anaerobik reaktörde eş zamanlı
amonyum ve sülfat giderimi laboratuvar ölçekli olarak çalışılmıştır. Çalışma sonunda
ortalama amonyum ve sülfat giderim oranları sırasıyla % 40 ve % 30 olarak
bulunmuştur (Yang ve ark., 2009).
Çizelge 4.12. Yukarı Akışlı Anaerobik Filtre Reaktörü NH3 Bulguları
No NH3 Giriş (mg/L)
NH3 Çıkış (mg/L)
NH3 % Giderim
1 32 30 6 2 34 32 6 3 38 34,3 10 4 36 32,5 10 5 39 32,5 17 6 40 35,5 11 7 37 31,8 14
*Reaktör hidrolik bekletme süresi 12 saattir.
4.BULGULAR VE TARTIŞMA Onur ORTATEPE
82
Yukarı Akışlı Anaerobik Filtre Reaktörüne giren NH3‘ ün okside
olamayacağından, reaktöre girdiği gibi çıkması beklenir. Ancak amonyaklaşma
nedeniyle amonyağın az da olsa bir kısmının giderildiği gözlenmiştir.
Çizelge 4.13. Yukarı Akışlı Anaerobik Filtre Reaktörü Organik Azot Bulguları
No Organik Azot
Giriş (mg/L)
Organik Azot Çıkış
(mg/L)
Organik Azot % Giderim
1 10 9,5 5 2 11 9,5 14 3 8 7,2 10 4 10 9,5 5 5 8 7,5 6 6 8 7 13 7 8 7,2 10
*Reaktör hidrolik bekletme süresi 12 saattir.
Çizelge 4.14. Yukarı Akışlı Anaerobik Filtre Reaktörü Nitrat Azotu (NO3) Bulguları
No (NO-3) Giriş
(mg/L) (NO-
3) Çıkış (mg/L)
(NO-3)
% Giderim 1 2,5 1,9 24 2 2,6 2,4 8 3 2,3 2,2 4 4 2,5 2 20 5 2,5 1,8 28 6 2,3 2,1 9 7 2,5 1,9 24 8 3,0 2,4 20 9 2,5 2 20
10 2,1 1,7 19 11 2,9 2,2 24 12 2,5 1,7 32 13 2,1 1,7 19 14 2,3 1,9 17
*Reaktör hidrolik bekletme süresi 12 saattir.
4.BULGULAR VE TARTIŞMA Onur ORTATEPE
83
Çizelge 4.15. Yukarı Akışlı Anaerobik Filtre Reaktörü Nitrit Azotu (NO2) Bulguları
No (NO-2) Giriş
(mg/L) (NO-
2) Çıkış (mg/L)
(NO-2)Artış
Miktarı (mg/L) 1 <0,1 <0,1 <0,1 2 <0,1 <0,1 <0,1 3 <0,1 <0,1 <0,1 4 <0,1 <0,1 <0,1 5 <0,1 <0,1 <0,1 6 <0,1 <0,1 <0,1 7 <0,1 <0,1 <0,1
*Reaktör hidrolik bekletme süresi 12 saattir.
Anaerobik reaktörlerde serbest oksijen olmadığından, ortamdaki NO3 ve SO4,
oksijen kaynağı olarak kullanılmaktadırlar. Anaerobik reaktördeki nitratın
azalmasının nedeni de buna bağlıdır. Yapılan çalışmada da görüldüğü üzere TKN
azotu yani NH3 ve organik azotun çok az giderildiği gözlenmiştir. NH3’ün
azalmasındaki neden ise amonyaklaşmadır. Reaktörü besleyen evsel nitelikli atıksu
özelliğindeki sentetik atıksu, ölçülemeyecek kadar küçük değerde nitrit azotu
içermektedir. Yukarı akışlı anaerobik reaktör çıkış suyunda, yine eser miktarda nitrit
azotu bulunmaktadır.
Çizelge 4.16. Yukarı Akışlı Anaerobik Filtre Reaktörü Toplam Fosfor Bulguları
No Toplam Fosfor
Giriş (mg/L)
Toplam Fosfor Çıkış
(mg/L)
Toplam Fosfor %
Artışı 1 6,3 9,3 47 2 8,5 9,0 6 3 8,2 10,6 29 4 9,5 11,2 18 5 8,7 10,4 20 6 7,6 9,3 22 7 8,2 8,9 8 8 9,4 10,9 16 9 8,7 10,1 16
10 8,9 10,9 22 11 6,9 8,5 23 12 8,5 9,4 11
*Reaktör hidrolik bekletme süresi 12 saattir.
4.BULGULAR VE TARTIŞMA Onur ORTATEPE
84
50
55
60
65
70
75
80
85
90
95
100
1 3 5 7 9 11 13 15 17 19 21 23 25 27
%Yü
zde
Gid
erim
KOİ Giderim Verimleri
Kesikli Aktif Çamur Reaktör üYukarı Akışlı Anaerobik Filtre Reaktör ü
Yukarı Akışlı Anaerobik Filtre Reaktörü çıkış suyunda fosfor miktarı
artmıştır. Bunun nedeni hücreler enerji sağlayabilmek için bünyelerindeki polifosfatı
parçalar. Polifosfatın hidrolizi sonucu oluşan fosfat grubu hücre dışına atılır ve
böylelikle ortamın fosfat konsantrasyonu artmış olur. Çizelge 4.16.’dan da
görüleceği üzere reaktöre giren fosfor miktarında artış görülmüştür. Laboratuvar
ölçekli yapılan bir çalışmada hibrit yukarı akışlı anaerobik çamur yataklı (HUASB)
reaktörde evsel nitelikli atıksuyun giderilmesi çalışılmıştır. Reaktörde dolgu
malzemesi olarak plastik halkalar kullanılmıştır ve forfor artış oranı verimi ise % 15-
20 arasında bulunmuştur (Kaliappan ve ark., 2007).
Aerobik arıtma sistemleri; organik madde içeriği yüksek olan atıksuların BOİ
ve KOİ konsantrasyonlarını çok düşük seviyelere kadar düşürebilirler. Bu nedenle
kesikli aktif çamur reaktöründeki KOİ giderim verimi %90 ve üzerinde
seyretmektedir.
Anaerobik arıtma sistemleri ise kirlilik yükü yüksek atıksuların arıtılmasında
daha etkilidirler. Ancak anaerobik arıtma sistemlerinde yüksek konsantrasyonlarda
Şekil 4.1. Kesikli Aktif Çamur Reaktörü ve Yukarı Akışlı Anaerobik Filtre Reaktörlerinde KOİ giderim verimlerinin karşılaştırılması
4.BULGULAR VE TARTIŞMA Onur ORTATEPE
85
0
20
40
60
80
100
120
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14
%Yü
zde
Gid
erim
TKN Azotu Giderim Verimleri
Kesikli Aktif Çamur Reaktörü
Yukarı Akışlı Anaerobik Filtre Reaktörü
bulunan KOİ düşük seviyelere çekilmesine rağmen, bu seviye aerobik arıtmadaki
kadar düşük seviyelere ulaşmaz. Bu nedenle deşarj standartlarına ulaşabilmek için
anaerobik arıtmalardan sonra aerobik arıtma yapılır. Şekil 4.1 den de görüleceği
üzere, evsel nitelikli atıksuyun aerobik ve anaerobik reaktörlerdeki KOİ giderim
verimleri kıyaslandığında, aerobik sisteemin daha verimli olduğu görülmektedir.
Ancak yapılan çalışmada yukarı akışlı anaerobik filtre reaktöründe de KOİ giderim
veriminin %80’lere ulaştığı belirlenmiştir. Bu da anaerobik sistemlerin düşük
kirliliğe sahip atıksuların arıtımında dahi uygulanabileceğini göstermektedir.
TKN azotu; organik azot ve amonyak azotunun toplamıdır. Kesikli aktif
çamur reaktöründe hücresel faaliyetin yüksek olması ve nitrifikasyondan dolayı TKN
azotunun neredeyse tamamı tüketilmiştir. Organik azot daha çok hücresel
faaliyetlerde, amonyak azotu ise reaktördeki uzun havalandırma nedeniyle
nitrifikasyona uğrayarak NO-3 e dönüşmüştür. Bu nedenle kesikli aktif çamur
reeaktöründe TKN giderimi çok yüksektir.
Anaerobik reaktörlerde ise serbest oksijen olmadığından dolayı amonyak azotunun
oksitlenmesi söz konusu değildir. Ancak NH4, bağlı oksijen olan NO3 ve SO4’ü
Şekil 4.2. Kesikli Aktif Çamur Reaktörü ve Yukarı Akışlı Anaerobik Filtre Reaktörlerinde TKN giderim verimlerinin karşılaştırılması
4.BULGULAR VE TARTIŞMA Onur ORTATEPE
86
kullanarak direk N2 gazına dönüşebilmektedir (amonyaklaşma). Bu nedenle
amonyaklaşma ve hücresel faaliyetler sonucu az da olsa TKN giderimi olmaktadır.
Şekil 4.2.’den de görüleceği gibi Kesikli Aktif Çamur Reaktöründeki TKN giderim
verimleri Yukarı Akışlı Anaerobik Filtre Reaktöründen daha yüksektir.
Şekil 4.3. Kesikli Aktif Çamur Reaktörü ve Yukarı Akışlı Anaerobik Filtre Reaktörlerinde NH3 Azotu giderim verimlerinin karşılaştırılması.
Amonyak azotu oksijenin varlığında nitrosomonas ve nitrobakterler
tarafından oksitlenerek NO3 ve NO2 ‘ye yükseltgenir. Oksidasyon boyunca
amonyum ve nitrit iyonuna nitrifikasyon bakterileri tarafından oksijen bağlanır.
Kesikli aktif çamur reaktöründe havalandırma sayesinde ortamdaki oksijen
konsantrasyonu sürekli 2 mg/L’nin üzerinde tutulmuştur. Böylece ortamdaki
amonyum azotu nitrifikasyona uğrayarak azalmıştır.
Yukarı akışlı anaerobik filtre reaktöründe ise oksidasyon olmadığından dolayı
amonyağın giderilmesi mümkün olmamıştır. Sadece çok az miktarda amonyağın
giderildiği görüşmüştür. Bununda amonyaklaşma ile oluştuğu düşünülmektedir.
0102030405060708090
100
1 2 3 4 5 6 7
%Yü
zde
Gid
erim
NH3 Azotu Giderim Verimleri
Kesikli Aktif Çamur Reaktör üYukarı Akışlı Anaerobik Filtre Reaktör ü
4.BULGULAR VE TARTIŞMA Onur ORTATEPE
87
Şekil 4.4. Kesikli Aktif Çamur Reaktörü ve Yukarı Akışlı Anaerobik Filtre Reaktörlerinde Nitrat (NO3) giderim miktarlarının karşılaştırılması
Şekil 4.4’de nitrat miktarının kesikli aktif çamur reaktörü ve yukarı akışlı
anaerobik filtre reaktöründeki davranışları görülmektedir. Kesikli aktif çamur
reaktöründe amonyak azotunun nitrifikasyona uğraması sonucu nitrat azotu
oluşmuştur. Bu nedenle kesikli aktif çamur reaktörü çıkış suyunda nitrat miktarı artış
göstermiştir. Yukarıakışlı anaerobik filtre reaktörü nitrat miktarında ise çok az
miktarda azalma olmuştur. Bunun nedeni ise anaerobik reaktörlerde serbest oksijenin
yokluğunda ortamdaki SO4 ve NO3 gibi bağlı oksijenlerin kullanılmasıdır.
4.BULGULAR VE TARTIŞMA Onur ORTATEPE
88
0
2
4
6
8
10
12
14
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12
Fosf
or M
ikta
rı (m
g/L)
Fosfor Giderim Miktarları
Sentetik Atıksu Fosfor Miktarı
Kesikli Aktif Çamur Reaktörü Fosfor Miktarı
Yukarı Akışlı Anaerobik Filtre Reaktörü Fosfor Miktarı
Şekil 4.5. Kesikli Aktif Çamur Reaktörü ve Yukarı Akışlı Anaerobik Filtre
Reaktörlerinde Fosfor giderim miktarlarının karşılaştırılması
Aerobik arıtma sistemlerinde mikroorganizmalar; sentez reaksiyonları ve
enerji sağlamak amacıyla sucul ortamdaki fosforu hücre içinde tutarlar. Böylelikle
mikroorganizmalar ortamdaki fosforu tüketmiş olurlar. Yapılan çalışmada kesikli
aktif çamur reaktöründe de sucul ortamdaki fosfor miktarının azaldığı saptanmıştır.
Anaerobik arıtma sistemlerinde PHA’ın üretilebilmesi için enerjiye ihtiyaç
vardır. Bu enerji, hücre içinde depolanan polifosfatın parçalanması sonucu elde
edilir. Polifosfatın yüksek enerjili ortofosfat gurubunun parçalanması sonucu yüksek
miktarda enerji açığa çıkar. Böylece hücre için gerekli olan enerji sağlanmış olur.
Ancak polifosfatın hidrolizi sonucu oluşan fosfat grubu (PO4) hücre dışına (sıvı faza)
atılır ve böylelikle ortamın fosfat konsantrasyonu yükselmiş olur. (Ersü, 2006)
Yapılan çalışmada da Yukarı Akışlı Anaerobik Filtre Reaktöründeki fosfor
konsantrasyonun, giriş fosfor konsantrasyonundan daha yüksek olduğu gözlenmiştir.
5. SONUÇLAR VE ÖNERİLER Onur ORTATEPE
89
5. SONUÇLAR VE ÖNERİLER
Bu çalışmada elde edilen bulgular doğrultusunda aşağıdaki sonuçlar elde
edilmiştir.
Evsel nitelikli atıksuyla beslenen Kesikli aktif çamur reaktöründe yüksek
verimle atıksu arıtımı yapılabildiği tespit edilmiştir. Bu reaktörden çıkan atıksu çok
düşük biyolojik ve kimyasal kirlilik yüklerine sahip olduğundan alıcı ortamlara da
deşarjında herhangi bir sorun teşkil etmemektedir. Özellikle organik yükü fazla olan
evsel nitelikli atıksuların arıtımı için aktif çamur sistemlerinin çok etkin bir arıtma
yöntemi olduğu söylenebilir.
Çalışmanın birinci adımı olan aktif çamur reaktörünün işletilmeye
alınmasından ve stabil arıtma verimi sağlandıktan sonra reaktördeki azot ve fosfor
giderim miktarları tespit edilmiştir. Toplam Fosfor, Toplam Kjeldahl Azotu (TKN)
NO-3 (Nitrat) ve NO-
2 (Nitrit) parametreleri üzerinden yapılan deneyler sonucunda
fosfor ve azot giderim verimleri tespit edilmiştir.
Çizelge 5.1. Kesikli Aktif Çamur Reaktörü ve Yukarı Akışlı Anaerobik Filtre Reaktörü Ortalama Değerleri Giriş Suyu
(Evsel Nitelikli Sentetik Atıksu) Çıkış Suyu
TKN mg/L
NH3-N
mg/l NO3 mg/l
TP mg/l
TKN mg/L
NH3-N
mg/l NO3 mg/l
TP mg/l
Kesikli Aktif
Çamur Reaktörü
45,2 36,5 2,5 8,0 3,5 <1 9,5 3,5
Yukarı Akışlı
Anaerobik Filtre
Reaktörü
45,2 36,5 2,5 8,0 40,2 32,6 2,0 9,8
Yapılan çalışma sonucunda kesikli aktif çamur reaktörüne giren evsel nitelikli
atıksuyun ihtiva ettiği azot miktarının TKN cinsinden ortalama %91-92 oranında
giderildiği gözlenmiştir. Kesikli aktif çamur reaktöründe gerçekleşen nitrifikasyon
sonucu reaktöre giren amonyak azotunun büyük bir kısmının nitrata dönüştüğü tespit
5. SONUÇLAR VE ÖNERİLER Onur ORTATEPE
90
edilmiştir. Amonyum iyonları nötr pH’a kadar su ortamında baskın olarak bulunur.
pH nötrden yukarı doğru yükseldikçe de ortamın amonyak konsantrasyonu artacaktır.
Amonyağın uçuculuk özelliği ve havalandırmanın da etkisiyle amonyağın bir kısmı
atmosfere karışır. Bununla birlikte mikrobiyal faaliyetlerden dolayı bir miktar azot da
bakteri bünyesine alınmıştır. Kesikli aktif çamur reaktöründe giriş azot ve çıkış azot
miktarları arasındaki kütle farkının bu durumdan kaynaklandığı düşünülmektedir.
Çalışmada, Kesikli aktif çamur reaktörüne giren atıksudaki Toplam Fosfor
miktarının giderildiği gözlenmiştir. Reaktöre giren fosfor enerji kaynağı olarak
kullanıldığı için mikroorganizmalar tarafından hücre içine alınırlar. Sucul ortamdaki
fosforun hücre içine alınmasıyla atıksudaki fosfor miktarı giderilmiş olmaktadır.
Yapılan çalışmada da Kesikli aktif çamur reaktörü giriş ve çıkış suyu parametreleri
incelendiğinde, Toplam Fosfor miktarının atıksudan ortalama %60-65 oranında
giderildiği gözlenmiştir.
Çalışmanın ikinci adımı olarak Yukarı akışlı anaerobik filtre reaktörü
kurulmuştur. 350C sabit sıcaklıkta işletilen reaktöre Kesikli aktif çamur reaktörüne
verilen evsel nitelikli sentetik atıksuyun aynısı kullanılmıştır. Anaerobik sistemler
normalde yüksek kirlilik yüküne sahip atıksuların arıtılmasında kullanılmasına
rağmen, yapılan son çalışmalarda görülmüştür ki evsel nitelikli atıksuların arıtılması
içinde yüksek verim elde edilebilmektedir. Yukarı akışlı anaerobik filtre reaktörüne
verilen sentetik atıksuyun organik yükün düşük olmasından dolayı sisteme aşılanan
anaerobik çamurun kendini sindirmesi hasıl olmuştur. Dolayısıyla atıksu ortamına
biyokütle kaynaklı azot ve fosfor verilmesine neden olmuştur.
Yukarı akışlı anaerobik filtre reaktöründe TKN azotunun % 6-18 aralığında
giderildiği gözlenmiştir. TKN azotu yani NH3 ve organik azotun giderimi, anaerobik
sistemlerde NH3’ün N2 gazına dönüşmesini sağlayan amonyaklaşma reaksiyonlarıdır.
Amonyaklaşma reaksiyonlarında az miktarda NH3, N2 gazına dönüşerek TKN’nin
azalmasına neden olur. Reaktörde serbest oksijen olmadığından nitrifikasyon
gerçekleşmez, bunu yerine ortamdaki NO3 ve SO4, oksijen kaynağı olarak
kullanılırlar. Yapılan çalışmada da reaktördeki NH3 ‘ün ortalama %10, NO3’ün % 20
oranlarında giderildiği tespit edilmiştir.
5. SONUÇLAR VE ÖNERİLER Onur ORTATEPE
91
Yukarı akışlı anaerobik filtre reaktörü çıkış suyunda fosfor miktarı artmıştır.
Çünkü Acinetobacter organizmaları anaerobik şartlar altında asetat ve uçucu yağ
asitlerini (VFA) parçalar ve polihidroksibütirat (PHB) olarak depo ederler. Hücre
içindeki polifosfatlar da hidroliz edilerek PHB sentezinde kullanılır. Bu durumda
parçalanan polifosfat sıvı faza geçerek ortamın fosfat konsantrasyonunu arttırır.
(İleri, 2000). Yapılan çalışmada da hücreler enerji sağlayabilmek için bünyelerindeki
polifosfatı parçalamışlardır. Polifosfatın hidrolizi sonucu oluşan fosfat grubu hücre
dışına atılarak ortamın fosfat konsantrasyonu artmıştır. Reaktördeki Toplam fosforun
da %20 oranında artış gösterdiği tespit edilmiştir.
Arıtılmış atıksuların tarımsal amaçlı olarak kullanılması sırasında toprağın pH
özelliğine çok dikkat edilmesi gerekmektedir. Toprağın pH’ının yüksek olması,
sudaki amonyumun amonyağa dönüşmesine, dolayısıyla uçucu olan amonyağın
atmosfere karışmasına neden olabilir. Böylece toprağın azot tutma kapasitesi düşük
olur. Yine bazik özellikte toprağın fosfor bağlama özelliği yüksek olduğundan fosfor
toprakta çökelerek bitki içerisine alınamaz. Bu nedenle toprağın özelliği sulama
açısından son derece önemlidir.
Çalışma sonucunda Yukarı akışlı anaerobik filtre reaktörü çıkış suyunun,
Kesikli aktif çamur reaktörü çıkış suyuna oranla daha yüksek seviyelerde azot ve
fosfor bulundurduğu tespit edilmiştir. Azot ve fosforun yüksek konsantrasyonlar da
sucul ortamlara deşarj edilmesi, kirlilik olarak kabul edilse de özellikle kurak
bölgelerde sulama suyu olarak kullanılması avantaj sağlamaktadır. Ancak
Azot ve fosfor, bitkiler için gübre olarak kullanıldığından kurak bölgelerde
arıtılmış atıksuların zirai amaçla sulama suyu olarak yeniden kullanılması hem
ekonomik hem de su kaynaklarını daha verimli kullanmak açısından çok faydalı
olacaktır.
Kurak bölgelerde evsel nitelikli atıksuların Yukarı akışlı anerobik filtre
reaktörü ile arıtılması birçok avantaj sağlayacaktır. Bunlar;
5. SONUÇLAR VE ÖNERİLER Onur ORTATEPE
92
v Arıtılmış atıksu çıkış suyunun azot ve fosfor miktarının yüksek
olmasından dolayı zirai amaç için kullanmaya uygun olması. (Bu
sayede zirai amaçlı olarak kullanılacak gübre maliyeti de düşecektir.)
v Kurak bölgelerde su kaynaklarının kullanımını optimize etmek.
v Arıtma işletme maliyetini düşürür.
v Tatlı su kaynaklarının yerine kullanılacağı için su kaynaklarının
korunmasının sağlanması.
93
KAYNAKLAR
ALVAREZ, J.A., ARMSTRONG, E., GOMEZ, M., SOTO, M., 2008. Anaerobic
treatment of low-strength municipal wastewater by a two-stage pilot plant
under psychrophilic conditions, Bioresource technology 99 (2008) 7051-7062
APHA, 2005. Standart methods for the examination of water and waste water,
American Public Health Association, 21. Baskı
ARCEIVALA, S, 2002. Çevre Kirliliği Kontrolünde Atıksu Arıtımı, Atılım Ofset
Yayınları,
BALKU Ş., 2004. Azot Giderimli Aktif Çamur Sisteminde Enerji Optimizasyonu,
Ankara Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Doktora Tezi.
BOND, P.L., ERHART, R., WAGNER, M., KELLER, J. ve BLACKALL, L.L.,
(1999). Identification of some of the major groups of bacteria in efficient and
nonefficient biological phosphorus removal activated sludge systems,
Applied and Environmental Microbiology, 65, 9, 4077-4084.
ÇİFTÇİ, H., KAPLAN, Ş. Ş., KÖSEOĞLU, H., KARAKAYA, E., KİTİŞ, M., 2007.
Yapay SulakAlanlarda Atıksu Arıtımı ve Ekolojik Yaşam. Erciyes
Üniversitesi F. B. Enstitüsü Dergisi 23(1-2), sf. 149-160
DULKADİROĞLU, H., 2003. Hareketli Yataklı Ardışık Kesikli Reaktörlerde
Karbon ve Besi Maddesi Giderim Kinetiği. İTÜ Fen Bilimleri Enstitüsü
Doktora Tezi.
DSİ, 2005. Akarsularımız, Göllerimiz, Barajlarımız, DSİ Zamanla Yarışıyor, T.C.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı.
ECKENFELDER, W. W., GRAU. P., 1998. The Activated Sludge Process Design
and Control: Theory and Practice (2nd edition), Technomic Publishing
Company, Inc., Lancaster, PA, USA
ELMITWALLI, T., A., SKLYAR, V., ZEEMAN, G., LETTINGA, G., 2002. Low
Temperature Pre-Treatment of Domestic Sweage in An Anaerobic Hybrid or
An Anaerobic Filter, Bioresource Technology 82,
EPA., 2004. Guidelines for Water Reuse US Environmental Protection Agency.
EPA/625/R-04/108 September, 2004.
94
ERSÜ, Ç.B.,2006. Biological nutrient removal in bench-scale membrane bioreactor
and full-scale sequencing batch reactor under various configurations and
conditions, Iowa State University, Doktora tezi, Iowa
FANG, H.H.P., LING, J.W.C., 1995. Removal of nitrogen and phosphorus in batch
reactors with fıbrous packing. Bioresource Technology. 53(2):141-145.
GÜLŞEN, H., Yeşilnacar, M.İ., Yıldız, O., Gerger, R., 1997. "Evsel Atıksularda
Biyolojik Azot ve Fosfor Giderimi", 2. Ulusal Çevre Mühendisliği Kongresi,
P-10, İstanbul.
ISAKA, K., SUMINO, T., TSUNEDA, S., 2007 High Nitrogen Removal
Performance at Moderately Low Temperature Utilizing Anaerobic
Ammonium Oxidation Reactions, Journal of Bioscience and Bioengineering
103-5.
İLERİ, R., 2000. Çevre Biyoteknolojisi, Değişim Yayınları.
JUNKINS, R., ECKHOFF, T., DEENY, K., 1983. The Activated Sludge Process:
Fundamentals Of Operation.
KABAK, H., 2008. Kullanılan bazı tıbbi ilaçların canlı aktif çamur biyokütlesi
tarafından adsorplanma özelliğinin incelenmesi, Çukurova Üniversitesi Fen
Bilimleri Enstitüsü, Doktora Tezi, Adana
KALİAPPAN, S., YEOM, I.T., BANU, J.R., 2007. Treatment of Domestic
Wastewater Using Upflow Anaerobic Sludge Blanket Reactor, Int. J.
Environ. Sci. Tech. 4 (3).
KALYUZHNYI, S., GLADCHENKO, M., MULDER A., VERSPRİLLE, B.,
2006.New Anaerobic Process of Nitrogen Removal, Water
Science&Technology54-8.
KHELIFI, E., BOUALLAGUI, H., TOUHAMI, Y., Jean-Jacques GODON, J.J.,
HAMDI, M., 2009. Bacterial monitoring by molecular tools of a continuous
stirred tank reactor treating textile wastewater. Bioresource Technology.
100(2):629-633.
KRETSCHMER, N. RIBBE, L., GAESE, H., 2004. Wastewater Reuse for
Agriculture. Technology Ressource Management & Development -Scientific
Contributions for Sustainable Development, Vol. 3.
95
LALLANA C, KRINNER W., CEDEX T. E., 2001. Sustainable water use in Europe
Part 2: Demand Management S. Nixon, Water Research Centre J. Leonard, J.
M. Berland, IOW ETC/IW Leader: T. J. Lack.
LEKANG, I., 2007. Aquaculture Engineering, Wiley-Blackwell, Second Edition.
LETTINGA, G. ELMITWALLI, T. A., OAHN, K. L.T., ZEEMAN, G, 2002.
Treatment of domestic sewage in a two-step anaerobic filter/anaerobic hybrid
system at low temperature. Water Research, 36, 2225-2232.
LIU, S., GONG, Z., YANG, F., ZHANG, H., SHI, L., FURUKAWA, K., 2008
Combined Process of Urea Nitrogen Removal in Aerobic Anammox Co-
Culture Reactor, Bioresource Technology 99.
MANARİOTİS I. D. , GRİGOROPOULOS S. G., 2008, Restart Of Anaerobic Filters
Treating Low-Strength Wastewater, Bioresource Technology 99 (2008)
3579–3589.
MARTIN, M.A., DE LA RUBIA, M.A., MARTIN, A., BORJA, R., MONTALVO,
S., SANCHEZ, E., 2010. Kinetic evaluation of the psychrophylic anaerobic
digestion of synthetic domestic sewage using an upflow filter, Bioresource
technology 101 (2010) 131-137.
MELIDIS, P., VAIOPOULOU, E., ATHANASOULIA, E., AIVASIDIS, A., 2009.
Anaerobic treartment of domestic wastewater using an anaerobic fixed-bed
loop reactor, Elsevier desalination 248 (2009) 716-722.
METCALF & EDDY, 2003. Wastewater Engineering, Treatment, Disposal And
Reuse, Mcgraw-Hill İnternationaleditions, Fourth Edition.
ÖZTÜRK, İ., 2007. Anaerobik Arıtma ve Uygulamaları, Genişletilmiş 2. Baskı, Su
Vakfı Yayınları.
ÖZTÜRK, İ., TIMUR, H., KOŞKAN, U., 2005, Atıksu Arıtımının Esasları, İstanbul
Teknik Üniversitesi Basım Evi,
ROMANSKI, J., HEIDER, M., WIESMANN, U., 1997. Kinetics of anaerobic
orthophosphate release and substrate uptake in enhanced bioligical
phosphorus removal from synthetic wastewater, Wat. Res pp3137-3145
96
ROMERO, H. (1997). The Mezquital Valley, Mexico. In: Helmer, R., Hespanol, I.
(eds.) Water Pollution Control, a guide to the use of water quality
management principles, E & FN Spon, London, pp397-408.
SABUMON, P.C., 2007. Anaerobic ammonia removal in presence of organic matter:
a novel route. Journal of Hazardous Materials, 149(1), 49 - 59.
SAMSUNLU, A., 2006. Atıksuların Arıtılması, Birsen Yayın Evi.
SOMMARIVA, C., CONVERTI, A., DEL BORGHI, M.,1996. Increase in phosphate
removal from wastewater by alternating aerobic and anaerobic conditions,
Elsevier Desalination 108 (1996) 255-260.
SOTIRAKOU, E., KLADITIS, G., DIAMANTIS, N., GRIGOROPOULOU, H.,
1999. Amonia and phosphorus removal in municipal wastewater treatment
plant with extended aeration, Global nest pp 1-1 47-53.
SPEECE, R. E., 1996. Anaerobic Biotechnology for Industrial Wastewaters. Archae
Pres, Nachwille, Tennessee, 436.
SUMINO, T., ISAKA, K., IKUTA, H., SAIKI, Y., YOKOTA, T., 2006 Nitrogen
Removal from Wastewater Using Simultaneous Nitrate Reduction and
Anaerobic Ammonium Oxidation in Single Reactor, Journal of Bioscience
and Bioengineering 102-4.
TSE, 2006. Türk Standartları Enstitüsü, TS EN ISO 11733.
TOPRAK, H., 1999. Atıksu Arıtma Sistemlerinin Tasarım Esasları, 975-
441-149-2.
TUNÇAL, T., PALA, A., USLU, O., 2008. Biyolojik aşırı fosfor giderimi temel
özelliklerinin İzmir atıksu arıtma tesisinde araştırılması, İTÜ dergisi su
kirlenmesi kontrolü, 18:1 17-31
TURGUT G., 2008, Çevre Kimyası,Gazi Yayın Evi,
TÜRKMEN, C., ARCAK, S., 2006. Kentsel Arıtma Çamuru Ve Azot
Uygulamalarının Kireçli Topraklarda Bazı Toprak Özelliklerine Etkileri,
Selçuk Üniversitesi ZiraatFakültesi Dergisi 20 (40): (2006) 121-130
TÖNÜK G.U., 2004, Anaerobic Treatment of Domestic Wastewaters In Upflow
Sludge Blanket Reactors, Gazi üniversitesi Fen Bilimleri Dergisi, ISSN 1303-
9709
97
UBUKATA, Y., 2006. Fundamental Mechanisms of Phosphate Removal by
Anaerobic/Aerobic Activated Sludge in Treating Municipal Wastewater,
Eng.Life Science 6-1.
UĞURLU, A., AKIN, B.S., 2004. The effect of an anoxic zone on biological
phosphorus removal by a sequential batch reactor. Bioresource Technology.
94(1):1-7.
UMBLE, A.K., KETCHUM, A.L., 1997. A strategy for coupling municipal
wastewater treatment using the sequencing batch reactor with effluent
nutrient recovery through aquaculture. Water Sci. Techn. 35(1):177-184.
U.S. EPA., 2001. Development and Adoption of Nutrient Criteria into Water Quality
Standards.
UYGUR, A., KARGI, F., BAŞKAYA, H.S., 2004. Ardışık zamanlı kesikli
biyoreaktörde biyolojik nutrient gideriminde hidrolik alıkonma
süresininoptimizasyonu, Uludağ Üniversitesi M.M.F. Dergisi 9-1.
YALMAZ, G., ÖZTÜRK, I., 2001. Biological ammonia removal from anaerobically
pre-treated landfill leachate in sequencing batch reactors (SBR). Water
Science Technology. 43(3):307-314.
YANG Z., ZHOU S., SUN Y., 2009. Start-up of simultaneous removal of
ammonium and sulfate from an aerobic ammonium oxidation (anammox)
process in an anaerobic up-flow bioreactor, Journal of Hazardous Materials,
169.
YILMAZ, T., 2004. Yukarı akıslı anaerobik çamur örtü ve anaerobik filtre
reaktörlerinde siyanür giderimi. Doktora Tezi, Çukurova Ünv. Fen Bilimleri
Ens. , Adana.
YÜCEER, A., ERSÜ, Ç.B., SUCU, M.Y., 2009. Water Planning and Water Reuse in
Agriculture; International Symposium on Environment. Kyrgyzstan Manas
University.
99
ÖZGEÇMİŞ
30/07/1986 yılında Adana’da doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimini Adana’da
tamamladı. 2004 yılında başladığı Çukurova Üniversitesi, Mühendislik-Mimarlık
Fakültesi, Çevre Mühendisliği Bölümü’nden 2008 yılında mezun oldu ve aynı yıl
Çevre Mühendisliği Bölümü Çevre Mühendisliği Anabilim Dalı’nda yüksek lisansa
başladı.