Christy Brown - Sol Ayağım

85
Christy Brown - Sol Ayağım Modern zamanın edebi başyapıtlarından biri" Irish Times Christy BROWN SOL AYAĞIM Christy Brown Orijinal adı: My Left Foot Genel Yayın Yönetmeni: Gül Duran Editör: Mehmet Tarhan Redaktör: Kubilay Tabak Çevirmen: Kaan Mutlu Bilgisayar Uygulama: Nurhan Sezgin Kapak Tasarımı: Berkay Y.Bostan Kapak Film: Mat Grafik Baskı-Cilt: Melisa Matbaası 1. Baskı Ekim 2004 ISBN:975-8823-54-X © Christy Brown / Nokta Kitap NOKTA KİTAP Kazancı Yokuşu Muhtar Kamil Sokağı Basmacı Han. No. 5/3 Taksim / İSTANBUL Tel. 0 212 243 43 03 (pbx) Fax: 0 212 243 43 40 vvww.noktakitap.com / e-mail: [email protected] Sol Ayağım Christy Brown Çevirmen Kaan Mutlu NOKTA KİTAP Yazar Hakkında, Christy Brown 1932'de doğdu. Dublinli duvar örme ustasının 23 çocuğundan biri olarak dünyaya geldi. Beyin felcinin bir kurbanı olarak sol ayağı dışında

Transcript of Christy Brown - Sol Ayağım

  • Christy Brown - Sol Ayam

    Modern zamann edebi bayaptlarndan biri" Irish Times

    Christy BROWN

    SOL AYAIM Christy Brown Orijinal ad: My Left Foot

    Genel Yayn Ynetmeni: Gl Duran Editr: Mehmet Tarhan Redaktr: Kubilay Tabak evirmen: Kaan Mutlu Bilgisayar Uygulama: Nurhan Sezgin Kapak Tasarm: Berkay Y.Bostan Kapak Film: Mat Grafik Bask-Cilt: Melisa Matbaas

    1. Bask Ekim 2004

    ISBN:975-8823-54-X

    Christy Brown / Nokta Kitap

    NOKTA KTAP

    Kazanc Yokuu Muhtar Kamil Soka Basmac Han. No. 5/3 Taksim / STANBUL

    Tel. 0 212 243 43 03 (pbx) Fax: 0 212 243 43 40 vvww.noktakitap.com / e-mail: [email protected]

    Sol Ayam

    Christy Brown

    evirmen Kaan Mutlu

    NOKTA KTAP

    Yazar Hakknda,

    Christy Brown 1932'de dodu. Dublinli duvar rme ustasnn 23 ocuundan biri olarak dnyaya geldi. Beyin felcinin bir kurban olarak sol aya dnda

  • konumasn ve hareketlerini kontrol edemiyordu. Bu olay ona bu otobiyografiyi yazmasna ve resimlendirmesine olanak klmtr. Yazar daha sonra ok baarl olan DOWN ALL THE DAYS otobiyografik romann yazmtr. Romanlar; A PROMISING CAREER, A SHADOW ON SUMMER ve WILD GROW THE LILIES ve ayrca COLLECTED POEMS iir kitabn yaymlamtr. Christy Brown 1981'de ld.

    ANNEMZE

    indekiler

    I 'A' Harfi

    II A-N-N-E

    III 'Ev'

    IV Henry

    V Katriona Delahunt

    VI Ressam

    VII Acyan Bak

    VII Hapishane Duvarlar

    IX Lourdes

    X Annemin Yapt Ev

    XI Ksa Sreli Ziyaret

    XII Ne Olabilirdi?

    XIII Kalem

    XIV Acma Deil, Gurur

    XV Klieler ve Sezar

    XVI Onun iin Krmz Gller

  • CHRISTY BROWN

    I

    'A' HARF

    5 Haziran 1932'de Rotunda Hastanesi'nde dodum. Benden nce dokuz, benden sonra ise on iki tane ocuk vard, yani ben ortanca grubuna giriyordum. Toplam yirmi iki tane ocuun on yedisi yaad, drd bebekken ld, hayatta olan on hl ailenin devamn ellerinde tutuyorlar. Bana anlatldna gre, benimki zor bir doum olmu. Annem de ben de neredeyse oluyormuuz. Btn yaknlar hastanenin dnda sralanm, sabahn erken saatlerine kadar iyi haberler gelmesi iin dua ederek beklemiler. Doumun ardndan annem, birka haftalna kendisini toparlasn diye eve gnderilmi ve ben o sre boyunca annemsiz hastanede tutulmuum. Annem yeterince iyileip beni vaftiz ettirmek iin kiliseye gtrnceye kadar, orada isimsiz olarak kalm'm. Benle ilgili baz sorunlar olduunu ilk fark eden annemmi. O zaman drt aylk kadarmm. Beni ne zaman beslemeye alsa, kafamn kendiliinden arkaya doru dtn fark etmi. Eliyle boynumun arkasna destek yaparak dzeltmeye alyor; fakat kafam elini ektii anda dyormu. Bu ilk uyar iaretiymi. Yam ilerledike dier kusurlarn da farkna varm. Ellerimi neredeyse her zaman skl ve arkaya doru bkk olduunu grm. Azm biberonun meme ucunu kavrayamyormu nk enem o yata bile smsk birbirine kilitlendiinden, azm amak imknszlayormu veya enem aniden geveyip sarkarak, btn azm bir tarafa ekiliyormu. Alt aylkken etrafmda bir yastk da olmakszn oturamyormuum; on iki aylkken durum aynym. Bundan dolay ok endielenen annem endielerini babama anlatm ve hi gecikmeksizin salk konusunda danmak iin karar almlar. Beni hastanelere ve kliniklere gtrmeye baladklarnda bir yann zerindeymiim, benimle ilgili kesinlikle bir sorun -adn koyamadklar veya anlayamadklar; ama olduka gerek ve rahatsz edici bir eyler- olduu konusunda ikna olmulard. Beni gren ve inceleyen doktorlarn neredeyse hepsi, beni ok ilgin ama mitsiz bir vaka olarak deerlendirmiler. Birou anneme kibarca benim zihinsel engelli olduumu ve bu ekilde kalacam sylemiler. nceden be salkl ocuk yetitirmi gen bir anne iin bu ar bir darbe olmu. Doktorlar kendilerinden o kadar eminlermi ki; annemin benimle ilgili duyduu inan onlara neredeyse bir mnasebetsizlik gibi grnyordu. Onu, benim iin hibir ey yaplamayacana inandrmlard. O, bu gerei reddetmiti, tedavi olamayacam, kurtarlamayacam, hatta umutsuz olduum gereini. Doktorlarn ona syledii gibi bir embesil olduuma inanmyor ve inanamyordu. Annemin, vcudum sakat olsa da zekmda bir sorun olmadna dair inancn destekleyecek bir kant paras bile

  • kalmamt bu dnyada. Btn doktorlarn ve uzmanlarn sylediklerine ramen, kabullenememiti. Nedenini bildiine inanmyorum. En ufak bir phe krnts hissetmeksizin, sadece biliyordu. Doktorlarn benden midi kesmesini veya baka bir deyile benim bir insan olduumu unutmasn, hatta benim sadece beslenecek, ykanacak ve tekrar bir kenara braklacak bir ey olduumu sylemenin dnda hibir ekilde yardm etmediklerini gren annem, o noktada meselelerle kendi ilgilenmeye karar vermi. Ben, onun ocuu ve bu ailenin bir parasydm. Her ne kadar bedenen arzal olsam ve anlama zorluu eksem de, bana dierlerine davrand gibi davranmaya, misafirler varken asla sz edilmeyen arka odadaki "tuhaf ey" olarak kalmamama karar vermiti. Bu gelecek yaammla ilgili ok nemli bir karad. Annemin, yapacam tm savalarda her zaman yanmda olaca, yenileceimi hissettii zamanlarda ise bana g verecei anlamna geliyordu. Ama bu onun iin pek kolay deildi, nk akrabalarm ve arkadalarm aksine bir karar almt. Onlar, kibarca ve cana yakn davranlmam ama ciddiye alnmamam gerektiini ileri srmlerdi. Bu bir hata olacakt. "Kendi iyiliin iin," dediler ona; "dierlerine bakacan gibi bu ocua bakma, sonunda sadece senin kalbin krlr." Benim iin ne byk bir ans ki, annem ve babam onlarn ouna kar koydular. Bunun yannda annem sadece benim geri zekl olmadm sylemekle yetinmiyordu, bunu kantlamak da istiyordu. Bu, duyduu iddetli sorumluluk duygusundan deil; sevgisinden kaynaklanyordu. Bu kadar baarl olmas da bu yzdendir. Bu durumdayken "zor olan"n yan sra ilgilenmesi gereken be ocuu daha vard; ki ev henz tam manasyla dolu bile saylmazd. Erkek kardelerim Jim, Tony ve Paddy ile iki kz kardeim, Lily ve Mona, hepsi ok kkt ve aralarnda sadece birer ikier ya fark vard; yle ki merdivenin basamaklarn andryorlard. Drt yl su gibi, gemi, be yama basm olmama ramen, hl yeni domu bir bebek gibi yardma muhtatm. Babam bizi geindirmek iin tula duvar rmeye gittiinde annem, dier ocuklaryla benim aramda, zihnime kadar sarkarak kaim bir perde oluturan duvar; ar ar, byk bir sabrla tula tula skmeye alyordu. Btn bu abalarna ramen karlk olarak benden sadece belirsiz bir glmseme ya da anlamsz bir ses alabildii iin, ok cesaret krc bir iti bu. Konuamyor, hatta mrldanamyor, tek bir adm dahi atabilmek bir yana, destek olmakszn kendi bama oturamyordum bile. Tembel veya hareketsiz deildim. Uyku haricinde beni hi terk etmeyen vahi, sert, ylan gibi kvrak bir hareketle sarmalanm bir durumdaydm. Parmaklarm bkl, kollarm arkaya sarkk srekli iki yana sallanarak sk sk kaslyor, bam ise saa sola veya geriye kayp duruyordu. Yani ben tuhaf, yamuk, kk biriydim. Annem bir gn bana, benimle st katta saatlerce oturup, nceki Noel'de Noel Baba'dan aldm uzun, byk bir hikye kitabndaki resimleri gsterip, iindeki deiik hayvanlarn ve ieklerin isimlerini syleyerek onlar tekrarlamam iin nasl baarszca abalad n anlatt. Benimle uzun uzun

  • konuup glerek saatlerini geirmi, sonra da bana doru eilip kula ma yavaa fsldam: "Holandn m, Chris? Aylar, maymunlar ve tm bu gzel iekleri sevdin mi? yi bir ocuk gibi, evet diyorsan ban salla." Oysa ben anladma dair ona kck bir iaret bile veremedim. Yz unutla bana doru eilniti. Aniden tuhaf elim uzand ve boynundan kaln bir demet halinde sarkan koyu buklelerden bir tutamn kontrolszce, istemsizce kavrad. Skl parmaklarm kibarca amasna ramen parmaklarmn arasnda hl birka koyu renk sa teli kalmt. Sonra merakl baklarma srt evirip alayarak oday terk etti. Kap arkasndan kapand. Tamamen umutsuz gibi grnyordu. Akrabalarmn, benim bir geri zekl olduum ve bunun asla tedavi edilemeyecei konusundaki dnceleri ispatlanyor gibiydi. imdi bir kurumdan bahseder olmulard. Bu, ona teklif edildiinde; "Asla!" diye barm annem serte; "Olumun bir geri zekl olmadn biliyorum. Sorunlu olan vcudu, beyni deil. Bundan eminim." Emin? Hl Tanr'ya, bu inancna bir kant vermesi iin, iten ie dua ediyordu. Asl olan eyin inanmak olduunu biliyordu ama bunu kantlamak baka bir eydi. Be yana gelmitim ama hl herhangi bir zek belirtisi gstermemiim. zellikle sol ayamdaki parmaklarm hari hibir eye belirgin ilgi gstermemiim. Doal ihtiyalarm kendi kendime karlayamadm iin bu hususta bana babam yardmc oluyordu. Genellikle mutfakta srt st yatardm. Gneli, scak gnlerde bahede arpk kas ve dolam sinir yn olarak, beni seven, benim iin umut besleyen ve bylece beni kendi scaklklarnn ve insanlklarnn bir paras haline getiren ailemle evrilmi buluyordum. Yalnzdm, kendi dnyama hapsolmutum, dierleriyle iletiim kuramyordum, beni dierlerinin hayat alan ile eylemlerinin dnda tutan ve benimle onlarn varoluu arasndaki balanty kesen cam bir duvar vard. Dierleriyle komak ve oynamak iin can atyordum; ama esaretimi krp kendimi kurtaramyordum. Sonra aniden, oldu! Bir anda her ey deimiti, gelecek yaamm belli bir ekil almt, annemin bana olan inanc karln almt ve onun gizli korkusu alenen bir baarya dnmt. Onca yllk bekleyiin ve belirsizliin ardndan o kadar hzl olmutu ki, yaadm her sahneyi sanki geen hafta olmu gibi hatrlyorum. Gri ve souk bir Aralk gnnn leden sonrasyd. Darda karl sokaklar parldyordu; l l kar tanecikleri pencere camna yapp eriyordu ve aalarn byk dallarnda erimi gm gibi asl duruyordu. Rzgr kasvetle inliyordu ve her yeni ani rzgrda ykselip den kk kar kmeciklerini oluturuyordu. Her ey bir yana, bouk ve karanlk gkyz koyu bir tente ve griliin engin sonsuzluu gibi gerilmiti. eride, btn aile, byk glgelerin duvarda ve tavanda dans etmesini salayan, scak bir aydnlk veren byk mutfak ateinin etrafnda, kk odaya toplanmt. Bir kede, nlerinde birka yrtk okul kitabyla Mona ve Peddy, birbirine

  • sokulmu oturuyorlard. Yontulmu, eski kara tahtann zerine bir para ak sar tebeirle kk toplama ilemleri yapyorlard. Bense onlara yakndm, duvara dayanm birka yasta yaslanp izliyordum. Beni ok fazla cezbeden ey tebeirdi. nce, uzun ve parlak sar bir ubuktu. Bundan nce yle bir ey grmemitim. Kara tahtann siyah yzeyinde o kadar belirginleiyordu ki ondan altn bir ubukmuasna etkilenmitim. Aniden kz kardeimin yapt eyi yapmak iin ok byk bir istek duymutum. Sonra- ne yaptm tam olarak dnmeksizin ve bilmeksizin- sol ayamla kz kardeimin eline uzanp tebeiri ondan aldm. Bunu yapmak iin neden sol ayam kullandm bilmiyorum. Bu birok insan iin olduu gibi benim iin de artc, nk kk yalarmda ayak parmaklarma garip bir ilgi gstersem de bundan nce herhangi bir ekilde ayaklarmdan birini kullanmak iin giriimde bulunmamtm. Onlar benim iin ellerim kadar kullansz olabilirlerdi. O gn her naslsa sol ayam, grnte kendi iradesiyle, kz kardeimin eline uzanp kaba bir biimde ondan tebeiri almt. Ayak parmaklarm arasnda tebeiri skca tuttum ve bir drtyle hareket edip kara tahtann zerine sert bir karalama yaptm. Sonra durdum, biraz akn ve hayretle ayak parmaklarm arasndaki sar tebeir parasna daha sonra ne yapacam bilmeden, onun oraya nasl geldiini anlamakszn, bakakaldm. Sonra kendime geldim ve herkesin konumay kestiini ve bana sessizce baktn grdm. Kimse kmldamyordu. Siyah bukleleri kk tombul yzn evreleyen Mona kocaman gzleri ve ak azyla bana bakyordu. Yanan atein karsnda yz alevlerle aydnlanm olarak babam oturuyordu, ne doru eilmi elleri dizleri zerinde ak ve omuzlar gergindi. Alnmdan szan teri hissetim. Annem kilerden elinde duman kan aydanlkla geldi. Masa ve atein ortasnda odada oluan gerilimi hissederek durdu. Baklar takip etti ve beni grd, kedeydim. Gzleri yzmden, ayak parmaklarm arasnda skm tebeirli ayama kadar szld. aydanl brakt. Daha nce birok kez yapt gibi yanma geldi ve meldi: "Sana bununla ne yaplacan gstereceim Chris," dedi, ok yavaa. Garip ve ani bir ekilde yz sanki bir eit heyecanla kzarmt. Mona'dan baka bir para tebeir ald, duraksad, sonra gayet isteklice nmdeki yere "A" harfini izdi. Yzme srarla bakarak "Aynsn yap," dedi. "Aynsn yaz Chris." Yapamadm. Etrafma baktm, bana dnen gergin, heyecanl, o anda donmu, sabit, sabrsz, bir mucize gereklemesini bekleyen yzler grdm. Sessizlik derindi. Oda gzlerimin nnde dans eden alevler ve glgelerle doluydu, gergin sinirlerimi bir eit uyur uyanklkla sakinletirmiti. Kilerdeki musluktan damlayan suyun sesini, ocak rafmdaki saatin tkrtsn ve yanan ktklerin trtsn duyabiliyordum. Tekrar denedim. Ayam attm, ani ve sert bir denemeyle olduka eri bir izgiden baka bir ey yapamadm. Annem kara tahtay benim iin sabit tutuyordu.

  • "Tekrar dene Chris," diye fsldad kulama, "tekrar". Yaptm. Vcudumu kastm ve sol ayam nc kez attm. Harfin bir tarafn izdim. Dier tarafnn yarsn da izdim. Sonra tebeir krlm ve akna dnm bir halde kalakalmtm. Onu atmak ve vazgemek istedim. Derken annemin elini omzumda hissettim. Bir kez daha denedim. Ayam ne gitti. Titredim, terledim ve btn kaslarm gerdim. Ellerim o kadar sk kenetlenmiti ki, trnaklarm etime gemiti. Dilerimi o kadar skmtm ki neredeyse alt dudam deliyordum. Odadaki her ey, etrafmdaki suratlar beyaza dnene kadar yzt. Yine de yazmtm "A" harfi nmde yerdeydi. Titrek, uyumsuz ve bozuk keleri ve hi dzgn olmayan bir orta izgisi vard. Ama "A" harfiydi o. Kafam kaldrdm. Bir an iin annemin yzn grdm, yanaklarna gzya dmt. Sonra babam eildi ve beni omzuna ald. Baarmtm! Zihnime, kendini ifade etme ansn veren ey balamt. Doruydu, dudaklarmla konuamyordum, ama imdi sylenenlerden daha kalc bir eylerle konuacaktm, yazl kelimelerle. Ayak parmaklarm arasnda skm bir para krk sar tebeirle yere izdiim o tek harf yeni bir dnya iin yolum-du, zihinsel zgrlmn anahtar. arpk bir azn arkasnda "ifade edebilmek" iin can atan gergin ve telal ben iin bir rahatlama kayna olmutu.

    II

    A-N-N-E

    Annem bana ayamla A harfini izmeyi retmesinin ardndan btn alfabeyi hemen hemen ayn yolla retmeye balad. Kendisine mucizev ekilde sunulan frsatlar deerlendirmeye ve benim konuarak olmasa da, yazl kelimelerle iletiini kurmama yardm etmeye karar vermiti. Onun bu ie balamasna dair hatrladklarm olduka net. Ev ileriyle ok megul olmad her gn beni ndeki yatak odasna gtrr ve bir harfi sonra dierini retmek iin saatlerini harcard. Bir para tebeirle her harfi zemine yazard. Daha sonra bir silgiyle onlar siler ve bana hafzamdan, ayak parmaklarm arasndaki tebeirle tekrar yazdrrd. Bu her ikimiz iin de zor bir iti. Bir kelimeyi doru yazp yazmadm gelip grmesi iin inlediim zaman genellikle kilerde akam yemeini hazrlyor olurdu. Eer yanl yaptysam elleri unlu diz st ker ve bana dorusunu nasl yapacam gsterirdi. Hatrlyorum da yazmay rendiim ilk ey admn ve soyadmn ba harfleriydi: "C. B." Fakat ounlukla kartrr, "B"yi "C'den nce koyardm. Ne zaman birileri bana adm sorsa bir para tebeir alr ve zafer edasyla "C B" yazardm. Daha sonralar sadece iki ba harf yerine admn tamamn yazmay rendim. Bunu yapabildiim zaman kendimle ok gurur duymutum. Kendimi olduka nemli hissetmitim.

  • Alt yandayken sadece kendi adm yazmaktan sklmtm. Baka bir ey yapmak istedim, daha byk bir ey. Ama yapamyordum, nk okuyamyordum. Okuyabilmenin ne demek olduunu bile bilmiyordum. Tek bildiim Jim bunu yapabiliyordu, Tony bunu yapabiliyordu, Mona ve Peter bunu yapabiliyordu. Galiba kskanyordum. Yavaa ve ok skntl bir ekilde yirmi alt harfin hepsini annemle okuyup bitirdim ve srayla her birine hkim oldum. Yanmda oturup bana ders verdii zamanlarda dikkatlice dinlemem ve izlemeni anneme byk cesaret verdi. Dikkatim nadiren dalrd. Bir k akam byk atein nnde byk at kl sandalyede oturduumuzu hatrlyorum. Bebek ocak tann dier tarafnda beiinde uyumutu. Babam tulaclarn toplantsndayken, kz ve erkek kardelerim sokaklarda oynuyordu, biz ikimiz lo mutfakta yalnz kalmtk. Annem Peter'in okul kitabn elinde tutmu, kt kalpli vey anneleri tarafndan kuulara dntrlen Lir'in fakir ocuklar ve Diarmud, Graine'den dokunduu her eyi altna eviren kralla ilgili kk hikyeler okuyordu. Glgeler oday karartana ve kk Eamonn uykusunda kmldayp alayana kadar okumaya devam etti. Sonra ayaa kalkt ve klar at. By bozuldu ve sihir yok olmutu. Alfabeyi bilmek sava kazanmann yarsyd, nk yaknda harfleri bir araya getirip kk kelimeler oluturabilecektim. Bir zaman sonra kelimeleri nasl bir araya getirip cmleler oluturacam anlamaya baladm. Alyordum. Ama kulaa geldii kadar kolay ya da basit deildi. Annemin imdiden benim dmda ilgilenecek yedi ocuu daha vard. Neyse ki kz kardeim Lily ya da dierlerinin ona takt isimle Titch ile aralarnda gerek bir yardmlama vard. En bymz, Lily emberin kk annesi, esmer bukleleri ve parldayan gzleriyle kk ve sska bir ocuktu. Bazen ok tatl olabilirdi, kk bir melekti. Ama kzdrldnda hite melek gibi saylmazd. Annemin zor durumunu, herhangi bir yetikin kadndan daha abuk anlam ve yant vermiti. O, dierlerine bakmakla megul oluyor; bylelikle annem bana daha fazla zaman ayrabiliyordu. Yemekleri yapyor kkleri ykyor ve giydiriyor, byklerin ise her sabah okula hazrlanmadan kulaklarnn arkasn ykayp ykamadklarndan emin oluyordu. Arkamzdaki ok istekli bir glge gibi bizi takip ediyordu, nk Jim veya Tony genelde mutfaa ekingen bir ekilde girip Lily'nin azimli ev hanml hakknda kulak kabartp ifade verirlerdi. Hl anlalr ekilde konuamyordum ama imdiden ailedekilerin az ok anlayabilecei bir eit homurtulu lisanm olmutu. Zorlandmda ve onlar ne demek istediimi anlamadnda zemini iaret ediyor ve sol ayamla kelimeleri yazyordum. Yazmak istediim kelimelerin harflerini yazamadmda fkeye kaplyordum ve bu benim daha anlamsz homurdanmama neden oluyordu. Yedi yandayken ok fazla konumamanla ramen, imdi tek bama dorulabiliyor ve kemiklerimi krmadan ya da annemin porselenlerini paralamadan kalamn zerinde emekleyerek yer deitirebiliyordum. Ne

  • ayakkab ne de ayama giyecek baka herhangi bir ey kullanyordum. Annem plak ayakla ok ihmal edilmi grndm syleyerek, kk yatan itibaren beni ayama bir eyler' giymeye altrmay denedi. Ama ne zaman ayama bir ey geirse abucak tekrar atyordum. Ayamn kapanmasndan nefret ediyordum. Annem ayama orap ya da ayakkab geirdiinde, normal bir insan elleri arkasna balandnda nasl hissediyorsa yle hissediyordum. Zaman getike sol ayama daha fazla balanmaya baladm. O, aileme kendimi anlatmamda temel iletiimimin aracmd. Yava yava benim iin vazgeilmez oldu. Bununla birlikte evdekilerle aramdaki engellerin bazlarm krmay rendim. O, iinde bulunduum hapishane kapsnn tek anahtaryd. Zemine bir eyler yazacamda tpk annem retirken yaptm, gibi yere tkrp, topuumla srterek silip sonra hafzamdan tekrar yazma alkanlm olmutu. Alt buuk yalarndayken bir gn futbol oynarken bileini burkan kardeimi ziyarete bir mahalle doktoru geldi. Aaya indikten sonra doktor beni parmak aramdaki tebeirle yaz yazarken grd. ok armt. Anneme benim hakkmda sorular sormaya balad; benim btn sylenenleri anladm gstermem konusunda ok istekliydi. Annem beni masann stne oturttu ve doktoru, onun iin bir eyler yazmam rica etmesi iin davet etti. Bir an dnd, sonra antasndan byk kayt defterini kard, bana byk krmz bir kalem verdi ve deftere adm yazmam istedi. Kalemi ayak parmaklarn arasna aldm, defteri kendime ektim, kendimi hazrladm ve yavaa byk harflerle adm yazdm. "Harika!" diye balad. "ok ardm, Bayan Brown. Bu gerekten..." Birden- durdu, annem kafa karklyla utand, nk biraz tereddtten sonra neden kalemle yazlanlarn tebeirle yazlanlar kadar kolay silinmediini anlayamadan deftere tukurdum ve tm gayretimle silmeye altm. Doktor bir glmsemeyle birlikte annemin zrlerini pek nemsemeden, bam hafife okad ve harika bir ocuk olduumu syledi. Daha sonra beni ara sra ziyaret etti ve uzun yllar geliimimi merakla takip etti. Bu arada aile giderek oalyordu. Merdivenlerin basamaklar giderek daha yksee kyordu. Ben de byyordum. Vcudum ekilleniyor ve giderek byyordu, aklm da yle. Annem oktan alfabe aamasn getiimi ve neredeyse onun retmenlik glerinin tesinde olduumu dnyordu. Annem bana bir eyler okurken oturup dinlemek beni artk tatmin etmiyordu. Peter ve Mona gibi kendi kendime okuyamadm iin rahatszdm. Ayrca onlarn yaptn benim de yapabildiimi gstermek konusunda hevesliydim. Dolma kalem kullanmaya hi almamama ramen imdi tebeir yerine kurun kalem kullanmaya baladm. Bir keresinde birka komumuz umutla beklerken babamn en iyi dolma kalemini kullanarak adm yazmay denemitim. Ama annemin utancna karlk her yazmaya altmda kada yapmaktan baka bir ie yaramayacan grnce irenerek kalemi frlatmtm. Annem, dierleri gibi okula gitmemin imknsz olduunu biliyordu ancak bana bu yolda nasl en iyi ekilde yardmc olabilecei konusunda endieliydi. nk

  • akli durumumun normal olduundan emin olmasna ramen cahil olmaktan kaynaklanan zihinsel kayplarn fiziksel kayplarma ekleneceinden ok korkuyordu. Bu korku neredeyse devaml iindeydi ve ona ikence ediyordu. Bunun sebebi sakat olduu kadar cahil olan bu ocua sahip olmann utanc deildi. O sadece yam ilerledii zaman bu durumun getirecei dezavantajlar dnyordu. Okula gidemememin neden olduu eksiklikleri gidermek iin elinden gelen her eyi yaparak, beni her koulda kardelerimle eit hale getirmek istiyordu. Bunu her gn yapacak zaman ya da ans yoktu; isizlik, hastalk ve baka birok skntnn iinde bizi tamak iin debelenirken, zaten ii bandan akn oluyordu. Byle zamanlarda glmek zor gelirdi buna ramen her nasl olursa olsun glmeyi daima becerirdi. Annem megulken, karlatm baz yeni kelimeleri kendi kendime yazmay deniyordum. Ate, resim, kpek, kap ve sandalye gibi, evde etrafmda bulunan nesnelerin adlarn yazmaya almtm. Bir kelimeyi yazabildiimde kendimle gurur duyuyor ve ne kadar iyi bir renci olduumu gstermek iin anneme de kelimeleri yazyordum. Bir gn Peter'in okul kitabnda rastladm yeni bir kelime zerinde kendimi zorluyordum. Sonunda baardm ve atein yanndaki sandalyede oturup bebek kardeimi emziren anneme dndm. Akamd, azalan Nisan zemine baz ekiller oluturarak dyor, cilalanm maun masann zerinde, yzeyindeki atla aikar ederek parldyordu. ay henz hazr deildi ve dierleri st katta okulda rendikleri bir oyunu oynuyorlard. Peter'in kitab nmde, kalem sol ayamda kanepenin kenarnda melmi oturuyordum. O gn, o kelimeyle tek bama baa kamayacan dnerek annemin oturduu yere birok kez baktm. Ama onu sandalyede yavaa sallanrken bebei emziriini grnce, kafam baka bir yne evirip, kark hisler iinde, bu kelimeyi bir ekilde yolunu bulup, annemin yardm olmadan kendi kendime yazmam gerektiini dnmtm. Birka dakika sonra annemi yerinden hoplatan, annemin kolunda ki bebek kardeimin ise huzursuzlanmasma neden olacak bir zafer l attm. "Ne var Chris?" dedi annem. "Bebei uyandracaksn." Ama nemsemedim. Kendi tuhaf homurtumla, yanma gelmesini istedim. "Yeni bir kelime, deil mi?" diye sordu kollarnn arasnda uyuyan bebekle kanepenin kesine doru gelirken. Glmsedim ve kalemi alp beni uzun zamandr megul eden kelimeyi yazdm. Bitirdiimde onayn almak iin yzne baktm ve sayfalarn kenarna ne yazdma sessizce baktn grdm. Ben telalanp ayamla onu drtnceye dek, uzun sre sakin ve dnceli ekilde kald. Dnd, ellerini zerime koydu ve glmsedi. Yazmay rendiim yeni kelime A-N-N-E' ydi.

    III

    EV

  • imdi yedi yandaydm ve erkek kardelerimin yardmyla yatlarmla arkada olmaya balamtm. Okuldan sonra darya oyun oynamaya ktklarnda beni de yanlarna alyorlar ve "Gezinti arabas" dedikleri pasl, eski bir arabayla beni tayorlard. Hayatmn en gzel yllarnn bir ksm o eski, ypranm, eri sapl, yamuk tekerlekli arabada geti; parldayan lk Haziran akamnn alacakaranlnda veya Aralk gecesinin souk griliinde aydnlatlm sokaklardan ve karanlk, kasvetli geitlerde srldnde gcrdayp homurdanan o arabada. ok gemeden benim de birlikte ok elendiim arkadalarm oldu. Bu ocuklar bizim mahalledendi ve hibir soru sormadan beni aralarna kabul edecek kadar gen ve samimiydiler. Benimle birlikte bymlerdi ve bir ekilde benimle arkada olmay benimle bymemi ocuklardan daha kolay kabul ediyorlard. Gerekte ou benim sorunumu garip bir stnlk, neredeyse tanrsallk belirtisi sayyor ve bana tuhaf ocuksu bir tavrla sayg ve hrmetle davranyorlard. Artk beni arabada arkadan destekleyecek yastklar olmadan oturabilecek kadar gelimitim. Bu gezintilerde birok defa dmtm, arabay dnemelerde son sratle ittiklerinde araba devrilir, ben de bar ar iinde yere yuvarlanrdm. Ama bu yolla dayankl hale geldim ve dlerde bir tarz gelitirdim, bylece en kt dlerde bile sadece birka moruk ve izik oluyordu. Btn bunlar beni ok heyecanlandryordu. Evimizdeki en nemli eylerden biri yemekti. Biz ocuk iin yemek vakitleri asla abucak gelmezdi. Annem masay kurana kadar hepimiz sabrla bekler, daha sonra sraya girerdik. Kalamn zerinde aralarndan syrlp ounlukla ilk sray kapar, byklerden biri beni oturtuncaya kadar kendimi bir sandalyenin karsna atar, beklerdim. Sonra, kimin yemek yemeyi dierlerinden daha fazla srdreceini gstermek iin mcadele balard. Bu durumlarda, imeye ok fazla nem vermezdik. Esas amacmz kusmadan tketebileceimiz kadar ekmek ve ya ile karnmz doyurmakt. Kukusuz ben kendi bama yiyemiyordum. Ama bu, benim yarmalarda aktif bir rol oynamam engellemiyordu. Anneni veya babam yanmda oturur ve bana yedirirlerdi. Sk sk ekmei kaldrp azma sokmak gibi basit bir hareketten dolay elleri yorulurdu. Ekmek tabana yedinci veya sekizinci kez uzanan babam; "Bu i orduyu doyurmak gibi" diye ikyet ederdi. Hepimiz birbirimizi gemeye alrdk. Hepimiz kendimize gre iyi iler becerirdik, ama her zaman Peter kazanrd. Annem; "Ka tane?" diye sorduunda hep beraber; " dilim," diye bararak cevap verirdik. aydan sonra, eer dar kmamaya karar verdiysek bir araya gelip saklamba veya krebe oynardk. Byle durumlarda babam olan biteni grp hemen sandalyesinden kalkar, gazetesini evirip kapatr, paltosunu ve apkasn giyer ve kapdan karken anneme "Hepsi yataa girince dneceim," derdi. Kimin krebe olacana karar vermek iin havaya yarm peni atar ve yaz m tura m diye barrdk. Biri eski bir atk ya da orap getirir, kim seilmise onun gzne

  • balar ve oyun balard. Herkes krebenin etrafnda glerek dolanrken, o, uan bir kol ya da sallanan bir aya yakalamak iin aranr, hafif hafif 'arkadaa' vurmalara ve itelemelere kar mcadele ederdi. ok kibar bir oyun deildi. Bazen krebe rol bana derdi. Gzlerimin etrafna bir kakol balarlar, yerlerine geip de "Hazr" diye barmalarna kadar biraz beklerlerdim. Bir saniye durup, herhangi birinin nereye sakland?n gsteren bir nefes ya da kkrdama sesini yakalamak iin bekler, sonra dikkatlice sesin olduu yere doru emekler, ulaabileceim yere kadar kendimi srklerdim. Daha sonra sol ayam atp Pete/in pantolonunun paalarn ya da Mona'nn elbisesinin kenarn yakalamak iin ayak parmaklarm gererdim. Birini yakaladmda onu kendime doru eker ve teslim olduklarn ba?rana ya da nefesleri kesilene kadar ayaklarmla skca sarlrdm. Sonra onlar serbest brakrdm, atk gzmden alnrd ve onlara geerdi. Sekiz yalarmdayken bir cadlar bayram gecesi annem ve babam dardayken, kk bir parti yapmak iin birka arkadamz eve getirdik. O gece btn ev tamamen bize aitti ve buna ihtiyacmz vard, nk epeyce kalabalktk. kz kardeim de baz arkadalarn getirmiti; bylece garip kostmler giymi, korkun maskeler takm yedi kz ve iki kat kadar erkek olduk. Elmalar, fndklar ve dier eyleri bitirmemiz uzun srmedi. Sonra saklamba oynadk. Ben anslydm, nk kzlardan birinin on iki yanda pembe yanakl ve kumral bukleli, tombul bir yaratk olan Sally'nin Mona'ya banyodaki -byk kvete saklanacan, nk iinin su dolu olduu dnlecei iin kimsenin onu orada aramay akl etmeyeceini sylerken duymutum. O gece kvet botu ve Sally en iyi saklanma yerini bulduuna emindi. Sally varmadan, olabilecek en hzl ekilde karanlk banyoya doru emekledim ve byk emaye kvetin tam altna kendimi gizledim. Burada eski botlar, giysiler, bira ieleri gibi bir sr eski atk skmt ve her kprdaymda eski emsiyenin ucu kaburgalarma batyordu. Ama dayanmaya karar verdim, birka dakika sonra birinin banyoya girdiini ve kvete doru geldiini duydum. Gizlice baktm ve mutfaktan gelip kapdan szan ktan ayaklarnda sandaletler olan bir ift ince beyaz bacak grdm. Bunun Sally olduunu biliyordum. Kvete trmandn duydum ama dndm gibi kapa zerine ekmedi. Ne kadar aptal olduunu dndm, nk biri gelecek olsa karanlkta bile kolayca grlebilirdi; beyaz ipek bir elbise giymiti. Birka dakika sonra ieri biri geldi. ri ivili botlarn beton zemindeki sesinden anladm kadaryla gelen olanlardan biriydi. Sally kamaya vakit bulamadan, insanlarn gelip onu yakalamalar iin barmay planlamtm ve bunu bekliyordum. Barmak iin nefes aldm ama iri ivili botlar kvete doru yaklat ve bir ses, arkadalarmzdan biri olan Charlie'nin sesi, fsldad: "Sally burada msn?" "Charlie? Evet, bekliyorum." diye hemen cevaplad Sally. Arkasndan dikkatlice ekledi; "t karma." "karmam," dedi. Sonra kvetin kenarndan ykselerek kendini ieri brakt.

  • Daha sonra kapan ikisinin zerine kapandn duydum. Saklandm yerden emekleyerek ktm, boynumda bir trt hissettim ve dinlemek iin kvetin yanna oturdum. erden kkrdama ve bastrlm glme sesleri geliyordu. Yakmlatm ve birka santim mesafe brakarak kulam kapan aralna yaklatrdm. imdi rahata duyabiliyordum; "Beni seviyor musun?" diye sordu Sally, ardndan kkrdad. "Elbette," diye ciddi bir ekilde cevaplad Charlie ve bunu olduka grltl bir pck takip etti. renerek uzaklatm, nk Charlie'nin dier olanlar dansa bir kzla kalabilecek kadar hanm evlad olduundan emindim. Kapya doru emeklerken aklma bir ey geldi. Kvete doru emeklerken kendi kendime glmsedim ve olabildiince sessiz kendimi kvetin kenarna doru kaldrdm, kvete doru giden iki muslua yaklaabildiim kadar yaknlamak iin eildim. Biraz ses yaptm ama ikisi ieride duyamayacak kadar meguld. Ellerimi kullanamyordum ama iinde bulunduum durumda ayaklarm da kullanamyordum. Bu nedenle biraz daha ileri uzandm ve alnm musluklardan birine dayadm, canm ok yansa da yavaa kafamla musluu evirdim. Sonra musluk tamamen ald ve sular kvete doru akmaya balad. Kendimi aaya braktm ve bir rmcek kadar hzl emekleyerek kapya yneldim. Arkamdan kvetin kapann utuunu ve Charlie'yle birlikte yere yuvarlanrken Sally'nin "Anne! Anne!" diye bardm duydum. Tam zamannda, her ikisi de gzlerindeki sular silemeden kapdan ktm ve mutfaa girdim. Ne Sally ne de Charlie bu olaydan sonra bir daha evimize gelmedi. Noel bizim iin her zaman neefi bir olay olmutur, kutlama iin gereken eylerin eksik olduu zamanlarda bile. Evde ne kadar az para olursa olsun, Noel baba her zaman onlar daha byk ve heyecan verici gsterecek bir sr parlak renkli kda sarlm kk hediyeler getirirdi, ierisinde, Dublin'in kimsenin duymad kk kelerinde ve ara sokaklarndaki ucuz, basit dkknlardan alnan ucuz, basit oyuncaklar bulmadan nce kat zerine kat aardk. Ama bu hediyeler Noel sabah yastklarmzn zerinde dururken, en pahal tren setlerinden ya da oyuncak arabalardan daha ok ey ifade ederlerdi. Bir gece ncesinin akam, ben hari, ocuklarn her biri yataa erken gnderilirlerdi. Annem haftada yarm kron deyerek bir radyo almay baarmt ve her Noel arifesinde Kimmage Manor'daki Holly Ghost Fathers'dan gelen ayini dinlerdim, nk dierleri gibi ayine gidemezdim. Annem bana dua etmeyi retmiti ve radyodan dinlerken ayini biraz takip edebiliyordum ama rahibin syledii her eyi anlayamyordum, zellikle de o, babamn Latince olduunu syledii, garip dilde konuurken. Pederlerin neden btn dualar Latince okuduunu ara sra kendime sorardm. Peter, bunun btn azizlerin sadece Latince konutuundan ve Tanr'nn ngilizce anlamadndan kaynaklandn sylemiti. Annem, yam ilerledike, ilahiyatla ilgilenmemi salamak iin ok abalamt,

  • ama bu asla Kral Lir ve onun kuu ocuklar hakkndaki hikyeler kadar ilgimi ekmemiti. Annem bana Tanr'nn dnyay yedi gnde nasl yarattn anlattnda, bunu hibir soru sormadan kabul etmitim. Ama bana Lir'in hikyesini anlattnda ocuklarn nasl kuuya dnt, vey annelerinin neden bunu yaptyla ilgili bir sr soru sormutum. Onun tamamyla daha iyi bir hikye olduunu dnrdm. Tony, bana dnyadaki her eyi Tanr'nn bna ettiini sylediinde ona pis bir yalanc olduunu sylemitim nk babam, evleri sadece duvar ustalarnn yapabileceini sylemiti ve Tanr'nn bir duvar ustas olmadn biliyordum. Tony vahi bir ocuktu. Evde ve darda ban srekli belaya sokard. Onda biraz Romeo'luk vard. Btn mahallenin kzlar onun peinden koar fakat O, hibirini bir nebze olsun nemsemezdi, buralarn en gzel kz olan Nancy'yi bile. Aramzda en yakkl oydu; uzun boylu, soluk yzl, ok gl, ok abuk sinirlenen, kvrck siyah sal, byk elli, glmsediinde ve kahkaha attnda parldayan bembeyaz dileri olan gen bir adamd. Evdeki herkes ondan biraz korkard ve O, benim ilk kahramanmd. Bir keresinde ona zor bir durumunda yardm etmitim. Ben sekiz o ise on yalarndayd. O ve bir arkada, bir ey yznden kavga ettiler ve Tony onu yere yaptrncaya kadar dvmlerdi. Sonra birisi bunu babama ispiyonlad ve Tony iyi bir dayak yedikten sonra arkadaki yatak odasna bir hafta kapatld. Ertesi gece cadlar bayramyd. Btn ete havai fiek iin para biriktirmiti ve herkes iyi vakit geirecekti ama babamn msamahas yoktu. Tony evde kalacak ve "dersini alacakt." Bu kesindi. Zavall Tony aresizdi. Evdekilerden hi biri ona yardm etmeyecekti. "Keke yedek anahtarm olsa," diye homurdanyordu kapnn arkasndan. Ama dierleri onu dinlemiyordu. Onlara ok sinirlenmitim. Sadece, benim de biraz cesaretim olduunu gstermek iin Tony'e yardm etmek istedim. Ne yapacam tam olarak bilmiyordum ama anahtarn annemin nlnn cebinde olduunu biliyordum. Babam ona anahtar oraya koymasn, en gvenli yerin oras olduunu sylerken bulmutum. Sorun onu oradan nasl alacamd. Sonra aklma bir fikir geldi. Houma gitmemiti ama bu tek yoldu. Kanepenin zerinde oturup babamn kyafetlerini diken anneme doru emekledim ve kocaman zgn bir suratla kafam kucana koydum. Sanki bu ben deilmiim gibi ararak bakt, martlmaktan nefret ederdim. ine ipliini brakrken; "Ne var, yorgun musun?" dedi. zgnce kafam salladm, sonra durdu ve beni kucana ald. "Kum adam getirmek iin sana bir ark syleyeceiz," dedi. Sonra herkesi uyutabilecek, eski bir rlanda trksn yumuaka sylemeye balad. Gzlerimi kapattm ve birka dakika iinde olduka inandrc bir ekilde horluyordum. Derken, tedbirli bir ekilde sol ayam annemin nlnn cebine doru yaklatrdm, durdum ve tekrar hareket ettirdim. Bu sefer ayam tamamen cebin iindeydi. Dikkatlice iindekileri incelemeye baladm. Makas, dme ve makara gibi her eit vr zvr vard. Tam vazgeiyordum ki parmaklarm souk ve metal bir eye dokundu. Ve sonunda onun aradm

  • anahtar olduundan emin oldum. Anahtar parmaklarm arasna sktrdm ve yavaa ayam annemin cebinden syrp kardm. Btn bunlar olduka sessiz ve dikkatlice yaptmdan, annem hibir eyden phelenmedi. Sadece uykumda hareket ettiimi dnd. Bir sre sonra beni nazike kanepeye yatrd, zerime beni scak tutmas iin eski bir manto rtt. Sonra, kendi kendine mrldanmay srdrerek, akam yemeini hazrlamak iin kilere gitti. Annem mutfaktan kt anda zerimdeki mantoyu attm, kanepeden atladm ve olabildiince hzl kapya doru emekledim, ansma kap akt, bylece koridora getim ve merdivenleri, boynumu krmadan bir yenge gibi geri geri trmanarak st kata ulatm. Sol ayamla yatak odasnn kapsn ittim. Abim olduka pheli bir ses tonuyla konutu; "Kim var orada?" Ben olduumu anlamasn saladm. "Ne istiyorsun?" diye sordu. Anahtarn bende olduunu homurdandm. Aniden ieride bir grlt oldu ve bir dakika sonra Tony ve ben kapnn iki tarafnda melmi aralktan birbirimize bakyorduk. Hayatmzda ilk ve son defa birbirimizin gzlerine bakyorduk; "Gzel. Kapnn altndan geirebilir misin?" diye fsldad. Denedim ama aralk anahtarn geebilecei kadar geni deildi. Yar yolda skt. "Ben hallederim," dedi serte. Sonra pantolonunun cebinden aksn kartt ve yarm parmak geniliinde oluncaya kadar kapnn altn oydu. "imdi dene," dedi. Anahtar tekrar ieriye ittim ve bu sefer kapnn altndan yumuaka kayverdi. "yi i!" diye bard. Yerden kalktn duydum ve birka saniye sonra kilit ald ve Tony yznde byk bir glmsemeyle dar kt. Eildi ve kulama yaklap; "ok cesursun Chris," dedi. "dierlerinden ok daha iyisin." Sonra bir koucu gibi merdivenlerden aaya kotu, el sallamak ve glmsemek iin durdu ve ardndan sessizce n kapy ap dar kt. Merdivenlerden glkle indim, mutfaa doru emekledim ve annem hl yemei piirmekle megulken kanepeye geldim. Anahtarn yokluunu hi fark etmemiti. Daha sonra babam Tony'nin yonttuu yeri gstererek kzgn bir ekilde; "Bu kapya ne oldu?" diye sordu. Dua etmek iin diz km olan Tony; "Farelerdir" dedi.

    IV

    HENRY

    Sekiz yandayken o eski arabay hl kullanyordum ve iinde asil bir krahn gibi gidiyordum. Bu araba irkin, ypranm ve kimsenin beenmedii bir eydi. Her zaman tekmelenmi, yere frlatlm, itilip kaklm ve stne baslmt. Herkes onunla alay ederdi. Ama bana gre nerdeyse bir insan gibi sevimliydi.

  • Kimsenin anlayamayaca ana benim fark ettiim garip bir saygnl varm gibi geliyordu. Ona Henry adn verdim. Ak havadaki hayat hakkndaki ilk izlenimimi, onun tyl koltuu zerine oturarak yapmtm. O gn yzmde hissettiim, kalabalk sokaklar boyunca benimle koan, slak rzgr hatrlayabiliyorum. Karanlk bir k gecesi, oluklardan akan suyun altn rmaklar gibi grnmesine neden olan sokak 'lambasnn altnda, erkek kardelerim arkadalaryla kt oynarken, o arabann iinde oturduumu hatrlayabiliyorum. Yal Henry benim tahtmd. Onun zerinde dierleriyle maceray ve heyecan tattm. Beni gittikleri her yere, her hafta sonu mahalle sinemasna bile gtryorlard. Byk erkek kardeim Jim'in srtna tneyerek ieri girerdim. Dier ocuklarn bana nasl baktklarn ve Jim'in onlara nasl "defolun" dediini hatrlarm, yine de bunun hakknda dnmezdim nk kardelerimin srtna neden tnememem gerektiini kavrayamazdm. Hatrlayabildiimden bu yana her zaman birilerinin srtnda giderdim. Nedenini bilmezdim. 'Sinemaya' gitmeyi severdim. Iklar kapandnda arka tarafmzdan, ince uzun bir k hattnn karanl iinden geip, kafamz syrp, byk ekran zerine dp onu parlaklatrarak canlandrmas, gzlerimizi kamatrmas ve sonra ani bir sessizlikle zerinde grntnn balamas houma gidiyordu. Bir seferinde sinemadayken Peter ve arkadalarmzdan bazlar bana sigara iirmeye almlard. Peter'in o gn erkenden, babamn cebinden ard bir paket sigaray imeye alyorlard. Ama azma sigaray koyduklarnda, onlarn yakmasna frsat vermeden hepsini inedim! Peter bana dehet iinde bakt, yeile dnmemi veya ttn tkrmemi bekliyordu. Ama ben yalnzca srttm ve daha fazlas iin azm atm. Bana daha fazla vermedi! Yaz gelmiti. Duvar boyunca cansz, kk unutmabeni iekleri cesurca amlard, kk bir yldza benzeyen ieklerinin hepsi mavi, beyaz ve krmz benekliydi. Yan komumuzun bahesindeki byk aa ak yeil yapraklarla kaplanmt ve kabuuna yapan yosunlar nemli grnyordu ve gnete prldayan kk iy taneleriyle parldyordu. Darda sokakta sinekler p tenekelerinin etrafnda kme halinde ilerleyip vzldyorlard ve kap merdivenlerinde bahede kvrlm uyuyan kpein banda dolayorlard. Sinemaya gitmek iin ok scak ve terleticiydi. Bu yzden erkek kardelerim yal Henry'e, bahar temizlii yaptlar ve beni Dublin'in kenar mahallelerinde uzun 'yrylere' kardlar. Pazarlar gnmz Phoenix Park'ndaki imlerde uzanarak geirdiimiz ve sonra "Donnelly's Hollow"a inip, hava kararp eve gitme zaman gelene kadar ate yakp, sandvi yerken, asla gereklememi hikyeler anlatp, pasl eski bir kapta ay yapardk. Btn bu kk gezilere gitmek byk bir zevkti. Erkek kardelerim beni gezdirirken insanlar bazen durup bana bakarlard, ama ben bundan dolay zlmezdim nk bana neden baktklarna dair hibir fikrim yoktu. nsanlarn geerken byle komik bir ekilde bana bakmalarna yol aann, bir yerlerde bir sorun olduuna ve sorunun benimle ilgili olduuna dair, zihnimin derinliklerinde gizlenen bir dnce vard belki de. Yine de bu garip bir

  • dnceydi ve beni korkutuyordu, bylece bunu tam anlamyla dnmemeye alyordum. Sadece mutlu olmak ve erkek kardelerimin de benim mutlu olduumu grmelerini istiyordum. Yaklak sekiz buuk yalarndayken, bir gn Dublin'in dnda kk bir kr gezisine ktmz hatrlyorum. Ilk bir Eyll pazar, saat on sularnda yola kmtk. Yal Henry bir gece nceden zel olarak yalanm, parlatlmt ve bylece o sabah biraz daha az inildiyordu. Peter antasndaki kitaplarn tavan arasna boaltp, iini sandviler ve dokuz penilik bir ie sosla doldurdu. ki ie st, arabamdaki minderinin altna sktrdk. Araba her sarsldnda arkam eziyordu. Be kiiydik, iki erkek kardeim, iki arkada ve ben. Hepimiz Pazar kyafetlerimizi giymitik ve Peter Tony'den ard briyantinle salarn ekillendirmiti. "imdi Clark Gable'a benzedim, deil mi?" dedi, yatamzn zerindeki duvarda asl olan tozlu aynaya bakarak. Tam bunu sylemiti ki, merdivenlerden bir ayak sesi geldi ve Tony'nin kendi kendine mrldanarak geldiini duyduk. Peter, yatan altna dalarken; "Az daha karyordum!" diye fsldad. Sonra kap ald ve Tony kafasn kartt; "Peter'i grdnz m?" diye bize sordu odada gz gezdirerek. "Ayine gitti," diye cevap verdi Paddy, kravatn dzeltirken. "Yine briyantinimi alm," diye homurdand Tony, merdivenlerden aa sinirlice inerken. "Gitti mi?" diye sordu Peter gizlice, yatan altndan gzetleyerek. " Evet ama seni yakalarsa ldrecek!" diyerek uyard Paddy Peter, her zamanki umursamazlyla; "Burann alt fena halde tozlanm/' dedi, stn fralayarak. Sonunda yola ktk ve birka saat sonra bir da nehri kysnda kamp kurduk. Kyya oturdum ve gnein avknn vurduu suya baktka, dipte dalgalanan yeil yosunlar arasnda glgeler gibi rpnan kk balk kmelerini grdke bylendim. Bu kk gmms yaratk topluluunun bir ksm, tam benim altmdaki eimli bir kayann etrafnda toplandlar. abucak sandaletlerimi frlattm ve ayak parmaklarmla onlardan birini yakalayabileceimi dnerek sol ayam suya daldrdm. Ama balklarn nasl yaratklar olduunu bilmiyordum, aniden ok gibi frlayp kar kyya, ayamn kolayca yetiemeyecei bir yere atldlar. Gzel bir gn geirmitik. Paddy civardaki bir tarladan gelen byk, iman, uykulu gzl ve kocaman kuyruu arka bacaklarna ip gibi dolanm olan kahverengi bir inekle arkada oldu. "Onu saacam!" dedi ve hepimiz ona gldk. Ama inein kulana sevgi dolu szler fsldayp onu ikna etti ve sonunda onu sabitleyip, bir ktn zerinde oturarak kovay altna koydu ve bize srtt; "imdi izleyin!" dedi. zliyorduk, fakat elini uzatp inein memesine koyduunda arka ayayla kzgn bir ekilde saldrd ve onu srt st yaptrd. Sonra kuyruunu sallayarak yavaa uzaklat. Paddy; "Nasl olsa O da bir bayan!" dedi ve hepimiz kahkaha

  • attk. Akama doru eve gitmek iin yola koyulduk, ama yolu yarladmzda ackmtk. Yemeimiz iki saat nce bitmiti ve bo st ieleri dnda hibir eyimiz kalmamt. Alacakaranlk kyordu ve gidecek ok yolumuz vard. A olsam da o kadar kt saylmazdm nk dierleri gibi yrmem gerekmiyordu: Onlar beni srayla iterken ben sadece srt st oturuyordum. "Alktan lyorum" diye ikyet etti Peter, omuzlar sarkarak. "Kapa eneni, ben de yleyim," diye karlk verdi Paddy homurdanarak, yrmeye devam etti. Paddy, Peter7 e daha fazla sandvi getirmesi ve hepimizin tavuklar gibi ok yediimizi dnmesi gerektiini syledi. Peter ona sadece 'bir isim' takarak cevap verdi. Hepimiz tam sinirlerimizin hkimiyetini kaybedecek hale geliyorduk ki aniden, yolun kesinde, nnde dvme demir kaps olan ve etraf beton duvarlarla evrilmi byk bir ky evi grdk. Evin n dallar duvardan sarkan zeri ok gzel eylerle dolu meyve aalaryla tamamen kaplyd. Aniden durmutuk. ncelikle meyve aalarna, sonra birbirimize baktk. Peter ikinci kez;"Ben am," dedi, gzleri armutlara ve elmalara ivilenmiti. "Ben de yle," dedi arkadalarmzdan biri elinin arkasyla azn silerek. Midesinde kibarca dokunarak; "Ben de," dedi dieri. Peter etrafa dikkatlice gz att; "Etrafta hi kimse yok," dedi. "Belki arabay duvarn yanna getirebilirsiniz ve ben de stne kabilirim." Bu plan aramzdaki en byk olarak, gnlsz de olsa arballn devam ettirmek isteyen Paddy hari hepimiz kabul ettik, dierleri ona liderlik yapmas iin baktlar. Paddy hibir ey sylemeyince Peter sabrszca; "Ee, ne yapacaz?" diye sordu. Abim bir ayandan dierinin zerine kaykld, boazn temizledi ve byk bir ciddiyetle yle dedi; "Yedinci emir-almamalsn!". "Korkak!" diye bard dier duvara doru koarak. Peter omuzlarnn zerine alrken onlardan biri bacaklar balanm olarak dizlerine kt. Meyveye ulat ve aada ceketini am olarak duran ncye doru att. Paddy daha fazla duramad. Arabam duvara doru itti ve bir kesine trmand, bylece krmz elmalara ve sarmtrak kahverengi armutlara ulamak iin sadece kolunu kaldrmas yetiyordu. Bir miktar elma ve armut topladklarnda, Paddy; "Tamam, bu kadar yeter, a gzl olmayn," dedi. Aa indiler ve toplanan beimiz arasnda paylatrdlar ve yemek iin yolun imenli kenarna oturduk. Peter, beni bir armutla beslerken; "Neyse eve gidene kadar bizi idare edecektir," dedi. "Yine de gnah kartrken bunu anlatmamz gerekir," diye dindar bir ekilde karlk verdi Paddy. Peter, Elmasn hatr hutur yerken; "Bu gerek bir gnah deil," dedi. "Hi kimse onlarn yokluunu fark etmeyecek."

  • Arkadalarmzdan biri olan Bob, ba bir tarafta, av kpei gibi dinlerken, duruunu bozmadan; "Kim geliyor?" diye sordu. Tam ke bandan gelen yaklaan ayak seslerini duyduk. Peter, bize gz krpt ve dikkatlice gzetleyerek keye doru gitti. Sonra nefes almadan koarak geri geldi; "Yandk, polis geliyor!" dedi, soluk solua kalmt. Paddy kpkrmz olmutu. Hareket etmeye mecali kalmam gibi grnyordu; "Bize ne olacak?" diye sordu, aresizce. "Kan!" dedi Bob, srayarak. "Christy'i burada brakamayz, deil mi?"diye sze kart Peter, admlar yaklamt. Sonra aklna bir ey geldi; "abuk," dedi, dierlerine dnerek. "Btn eyleri Christy'nin minderinin altna sokun!" Soru sormak iin zaman yoktu. Birka saniyede btn meyveleri aldlar, beni arabann dna doru ekip, meyveleri dibine sokuturdular ve sonra beni stne oturttular. Polis keden dnd ve bizi grp yanmza doru yavaa geldi. "yi akamlar genler," dedi glmseyerek. Eliyle bam hafife okad; "vakit biraz ge deil mi, kk bey? Saat nerdeyse sekiz," dedi. dier drd sakin olmaya alyordu, huzursuzlard ve bir hayli sabrszlard. Polis, arkadaa; "imdi onu eve gtrn ocuklar. Daha fazla oyalanmayn, hoa kaln," dedi. Sonra bizi brakp geldiimiz yoldan yukar doru yavaa gitti. Gzden kavbolana kadar beklediler ve sonra elmalar ve armutlar aldlar. Ho grnmyorlard. "Ay, bunlar geri koyun!" dedi Paddy, meyveleri grnce. "Tanr bunlar almamz istemedi." Bylece, ok zgn bir halde yap yap olmu meyveleri byk evin duvarna braktlar ve tekrar eve gitmeye koyulduk. Eve, kendimizi hava kadar bo hissederek, vardmzda neredeyse saat on olmutu. "Bugn elendiniz mi?" diye sordu annem biz kapnn nndeyken. Peter Paddy'e bakt, o da Peter7 a bakt ve ikisi de bana bakt. "Evet," dedi Peter, daha fazla konumad. Tony ve Jim'in beni, evin ok fazla uzanda olmayan kanalda yzerlerken, onlar izlemem iin birlikte gtrdkleri sonraki gn, daha iyi bir rh halindeydik. ok scak ve bunaltc bir "gnd. Neredeyse hi gne yoktu, sadece, havay somut, dokunulabilen bir hale getiren ar ve bunaltc bir scak vard. Kanala vardk ve orada toplanm bir sr ocuk grdk, bazlar suda yzyor, ounluu kz olan bazlar derin olmayan yerlerde eteklerini ile nlklerini dizlerinin stne ekmi suda geziniyorlard ve dierleri inili kyda yatm, kurulanrken birbirlerine akl ta atyorlard. Onlar suda sradka yolun kenar slanyor, hava, kahkaha ve lklarla doluyordu. Kprde kalabalk bir izleyici topluluu vard. ki erkek kardeim beni btn olanlar grebileceim bir noktaya yerletirdiler. Sonra kprnn altnda soyundular, elbiselerini deitirip suya daldlar. Btn grlt ve heyecann ortasnda kendimi hararetli, yap yap ve biraz da kskan hissettim. Elbiselerimi yrtp erkek kardelerimin yapt gibi suya

  • atlamak istedim. Birden 'A' harfini ilk defa yazdm o gnk gibi hissettim, tuhaf bir istek, dierleri ne yapyorsa yapmak iin bilinsiz verilmi bir karar, hissettiklerini hissetmek ve bildiklerini bilmek iin. Suya girmeyi o anda her eyden fazla hissediyordum. Az sonra vcudu parldayarak ve salar alnna yapm Tony nehir kysna kt. Bardm ve yanma geldi. Tuhaf homurtulu lisanmla ona yzmek istediimi syledim. "Samalama, aka yapyorsun deil mi?" dedi glerek. Israr ettim. "Ama boulursun!" dedi bana. Tony'nin syledii hibir ey, her eyi annda denemek isteyen biri olan benim suya gitme isteimi azaltamazd. "Tamam o zaman," dedi. Ama en byk kardeim Jim duyduunda, hibir ey yapamayacan syledi. Tony'nin beni soymasna ve mayo giydirmesine bile yardm etmeyecekti. "O zaman bana mayonu ver," dedi Tony. "plak giremez!" Kanaln sakin bir kesine beni gtrd ve orada beni soydu. Jim olduka iri ve imand ve elbiseleri benim iin olduka bykt. Tony zerime olmas iin birka kez sarmak ve arkamdan onlar iliklemek zorunda kald. Sonunda, beni hazrlad ve kyya gtrd. Durdu ve bana bakt; "Hl girmek istiyor musun?" diye sordu. "Batp bir daha kmamak umurunda deil, yle mi?" Srttm ve kafam salladm. Belki de korkmutum ama bununla birlikte inatydm, o an vazgemeyecek kadar ok inatydm. Zavall Jim ayakta dikilmi titriyordu. "Yapma! O'nu ldreceksin!" dedi, ama O'nu nemsemedik. Tony bir aa daln koparp, suyun iine daldktan sonra banm zerinde sallayarak 'Babamz' ilahisini syledi. Ardndan beni kollarmn altndan tuttu ve biraz yukar kaldrp kanaln iine doru sallad. Soukluu beni soluksuz brakan buz gibi su zerimden hzla akyordu. Kafam karmt; her ey sulu bir bulankln iinde eriyip kayboluyordu. Bir an suyun altndaydm, ktm tekrar battm, knca nc kez tekrar dalacam zannediyordum. Ama olmad. Tam tersine ayaklarm lgnca salladm ve anladm bir sonraki ey; nehrin ilerisinde yzen beyaz kuular gibi szlyor olduumdu. Ayaklarm ldrmasna sallamaya ve su stnde durmaya devam ettim. Kydan gelen bir kahkaha seslerini duydum ve birka dakika sonra Tony yanma doru yzd. Kolumu tuttu ve Jim'in beni karaya ekecei noktaya doru ekti. Nefes nefese ama gurur dolu bir halde uzandm. Tony yanma melip beni kurularken; "Bir gn Christopher Columbus'u yeneceksin!" dedi. Bu benim ilk yzmd. Sonuncusu deildi, nk bir yaz kk bir ormanda bir yerlerde kefettiimiz kk kayalkl bir nehirde birok kez yzdm. Dierleri yzerken veya brtlen toplarken ben genelde kyda uzanyordum. Bazen orada uyuya kalrdm. Mutluydum. Kendim dnda, dnyadaki her eye

  • dikkatlice bakardm. Sonra bir gn arabam bozuldu: mili koptu, oturak kt ve kimse onunla ilgili bir ey yapamad. Paslanmas iin kmrle atld. Onun hasretini ekiyordum. Erkek kardelerim oynamak iin dar ktklarnda artk beni yanlarnda gtremiyorlard. Annem, babam ie baladnda onunla, bana yeni bir araba alnmas hakknda konuurken, onu zorla duyabildim; sersemlemitim. Bu sadece eski arabam ok zlediimden dolay deil, erkek kardelerimle artk dar kamayacan dncesine kaplmamdan dolayyd. Her ey deimiti. Sonunda kendi kendime kalmtm. Zaman zaman aklmda oluan, benle ilgili yanl bir eyler olduuna dair o tuhaf dnce, imdi daha da bymt. Birka gn sonra, erkek kardelerimle n bahede oyuncak askerlerle oynarken, birka arkadanz balk alar ve kavanozlaryla geldi. Hep beraber bala gitmeyi teklif ettiler. Gzel bir gnd ve kimse evde kalmak istemiyordu. Oltalar ve takmlar kapld, herkes ok heyecanlyd. Peter, gn bitiminden nce yirmi tane balk yakalayacana dair iddiaya girdi. Gitmeye hazr olanlar bahe kapnn nnde topland. Biraz sonra Tony, almay unuttuu bir ey iin, arkadalarndan biriyle geri geldi. Ona, giderken aptalca ve sessiz bir ekilde baktm. Durdu. lk defa, beni almadan bir yere gidiyordu. "zr dilerim Chris," dedi bana bakmadan. "Sana bir sr balk getireceim." Hzla uzaklat. Arkada bana acdn syleyince, Tony, onu frlatrcasna yola itti. Dierlerine yetimek iin hzla kotular. Bahede tek bama braklmtm. Durmadan sktm ellerime bakakaldm.

    V

    KATRONA DELAHUNT

    Dnyann dayana , sarslmt sanki. Yaam tatszlam grnyordu. Her ey grdmden ve anladmdan farklyd. Artk nadiren mutlu oluyordum. Mutfaktaki pencerenin kenarnda oturup, erkek kardelerim ve arkadalarnn, evin dndaki yolda yaptklar futbol man izliyordum. Peter'm ne kadar sk gol attn fark ediyordum. Bazen onlardan bazlar bana glmser ve el sallard. Ben de el sallamay denerdim ama kolumu kaldrdmda pencerenin erevesine arpmasna engel olamazdm. Durum byle olunca kendimi arkamdaki kanepeye frlatr ve yzm kesine gmerdim. O zaman tam on yanda, yryemeyen, konuamayan, kendi kendine yemek yiyip giyinemeyen bir ocuktum. aresizdim, artk ne kadar aresiz olduumu fark etmeye balamtm. Hakkmda hl hibir ey bilmiyordum: dierlerinden 'farkl' olduum gerei dnda hibir ey bilmiyordum. Beni neyin farkl kld hakknda veya neden byle olduum hakknda hibir fikrini yoktu. Sadece, koamadmm, futbol oynayamadmn, aalara trmanamadmn, hatta kendi kendime yemek bile yiyemediimin farkndaydm. Buna anlamlandramyordum. Bununla ilgili net bir ey dnemiyordum bile.

  • Sadece derinlerde bir yerde, keskin bir ban, ocuk aklmn btn hayallerini ve gzelliklerini oyup, paralara ayrdn, sakat olduum gereini rtlemeyecek kadar plaklatrp, beni gsz kldn hissediyordum. O zamana kadar kendim hakknda dnmemitim, doru, dierleri gibi olmadma dair belirsiz bir dnce bazen aklma gelip gider ve beni rahatsz ederdi. Fakat gzel eylerin lts iinde koyu bir lekeyi andran bu dnceyi abucak unutmaya almtm. Erkek kardelerimle futbol oynamaya gider, kendimi kefetmeyi srdrmediim zamanlarda az da olsa elenirdim. Ama imdi durum daha farklyd. Artk her eyi, elence ve merakla dolu kk bir ocuun gzleriyle deil de bir sakatn, kendi kaderini kefetmi bir sakatn gzleriyle gryordum. Peter'n ellerine baktm. Sabit, gl, kare parmakl ve kahverengilerdi. Bir eyleri skca kavrayabilecek veya havaya bir kestane frlatabilecek ellerdi. Sonra kendi ellerime baktm. Gariptiler; bklm, parmaklan arpk, bir ift insan elinden ok kvrlm iki ylana benzeyen devaml kprdayan ve titreyen, asla hareketsiz kalamayan ellerdi. Bu ellerin grnnden, aynada grdm sallanan kafamdan ve bir tarafa meyilli azmn grnnden nefret eder olmutum, bu nedenle aynadan nefret eder ve korkar olmutum. Bana ok fazla ey anlatyor gibiydi. Dier insanlarn bana baktnda ne grdn; azmn, her amda yana doru kaydn, beni irkin ve aptal gsterdiini, her konumaya aktmda azmdan anlamsz seslerle birlikte salyalar akttn, glmsemeye altmda yzmn buruukluklar iinde bir maske gibi grndn, kafamn bir yandan br yana titreyip sallandn grmemi salyordu. Grdm eyden korkmutum, nk byle grndm daha nce hi dnmemitim. Aynaya daha nce de bakmtm, fakat neye baktm bilmiyordum, tuhaf hibir ey grmemitim. imdi aynaya her baktmda ayn komik yz arkamdan bana yan gzle bakyordu. Bir gn, gzyalar iinde yatama trmandm, sol ayam tuttum, duvarda iviyle aslm olan kk aynay karp frlattm. Annem sesi duyup yukar kt ve bana ne olduunu sordu. Sadece ayamla yerdeki parampara aynay gsterdim, krk paralar perdelerden szan gne yla elmas gibi parldyordu. "Bu yedi yl boyunca kt ? ans anlamna geliyor" dedi glmseyerek, bir yandan da krk paralar spryordu. Birka hafta sonra annem bana yeni bir araba alabilmiti, doldurulmu otura ve plastik tekerleiyle gzel bir arabayd. Annem mutlu bir ekilde, bana; "imdi tekrar dar kabilirsin," dedi. Ben ise hibir tepki vermedim. Ertesi gn erkek kardelerim yeni arabamla ki ismi kendileri vermiti, hava atmak isteyerek, beni bir kez daha sokaklara gtrdler. Btn eski arkadalarmz etrafma toplanp yeni arabamla beni itmek iin sraya girdi. "Buna Mike de," diye nerdi onlardan biri, parlak siyah deri koluna ellerini srterek.

  • "Hayr," dedi Peter havaya kalkm burnuyla heybetlice. "Ona Sylvester diyeceiz." O gn beni, futbol oynarken onlar izlemeye gtrdler. Eski zamanlardaki gibiydi, btn "ekip" etrafmdayd, akalayor ve o gece oynayacak oyunlar dnyorlard. Ama artk hislerim eskisi* gibi deildi. Benden veya hayattan bir eyler eksilmi gibiydi, ama hangimizden olduunu bilemiyordum. Eskisi gibi onlarla birlikte elenemiyordum. Onlarn gzlerine, bende bir tuhaflk fark edip etmediklerini grmek iin uzun uzun bakyordum. Yabanc biri yanmdan getiinde yzm saklyordum, yine de yzme ve sonra ellerime nasl baktklarn ve giderken, yanlarnda biri varsa, balarn manal bir ekilde salladklarn ve sonra gidene kadar arkalarndan bana baktklarn fark etmekten kendimi alamyordum. Sokaklardaki insanlarn o baklar iimi deliyordu. Erkek kardelerim herhangi bir ekilde bunlar fark ettiimi anlamyordu; ama ediyordum. Eski arabam bozulmasn takip eden birka hafta iinde bile, vcudumun nasl olduunu fark ederek farkl bir insan olmutum. Daha hassaslatm, evimin dnda karlatklarma kar daha korkak bir hale geldim. Erkek kardelerim ve arkadalarm etrafmda oynarken, onlara anlamszca bakyordum, hatta homurdanmyordum bile. Oyunlarndan zevk almyordum. Bir katlmcyken artk bir izleyiciye dnmtm. O gnden sonra, ylda bir iki ziyaret hari, dar kmadm, hatta daha sonralar beni yalnzca evlerin veya insanlarn olmad, olduka sessiz yerlere gtrmelerine izin verdim. Erkek kardelerim benim bylesine evde oturmama neyin neden olduunu anlamyorlard. Beni, tekrar tekrar, dar kmam ve onlarla eskisi gibi oynamam iin ikna etmeye alyorlard, ama ben sadece kafam sallayp onlara glmsyordum. Sonra balarn kar, omuzlarn silkip kendi balarna dar karlard. Annem, bendeki deiiklii fark ediyordu ve bunun nedeninin bildiine inanyordum, yine de hibir ey sylemiyordu. Beni, evdeki herkesten daha iyi anlyordu. Onu kandramyordum, nk hissettiklerimin yarsn hissederni gibi, mutlu mu, zgn m olduumu her zaman garip bir ekilde anlyordu. Artk neredeyse her zaman mutsuz, ie dnk ve sessiz olduumun farkndayd. Eskisi gibi evde srnerek gezmiyor, atee veya sadece duvara uzun uzun bakarak byk koltukta kvrlp oturuyordum. Yalnz olduumu grdnden ve beni yalnzlmla brakmann tehlikeli olduunu bildiinden, bunu telafi etmeye alyordu. Bu yzden benim iin kk elenceler buluyordu; mesela, alt penilik gazetelerdeki hikyeleri, sol ayamla tuttuum kurun kalemle, ucuz ktlara yazmak gibi. Doru yazp yazmadm kontrol etmek iin zerlerinden geerdi. Yazm irkin olurdu: byk, kargack burgack harfler, noktasz, tiresiz veya aralar virglsz, sayfann aasna doru yatay olarak taard, doal olarak, ne soru ne de nlem iareti gibi bir ey koyardm.

  • Gnlerin gemesini benim iin kolaylatrsa da, kalbimde kklenmeye balayan o irkin memnuniyetsizlik hissini iimden atamyordum. Yazmak daha dorusu kopyalamak gzel saylrd, en azndan okumayla ilgilenmemi bile salamt. Yine de yeterli deildi. Baka bir eyler istiyordum; gergin enerjimi, iimden fkran gerginlik ve asabiyetimi harcamama olanak verecek bir eyler istiyordum. Daha sonra, sadece kopyalamaktan skldm ve kendimi ifade edecek baka yollar aramaya baladm, nk korkun bir skmlk hissediyordum. On yandayken, gittike daha ie kapank bir hal almaya balamtm. Annem deniyor ama denedii hibir ey beni rahatlatmyordu, o eski mutlu olan mutlu ocuu, hibir ey geri getiremiyordu. O artk yoktu. Onun yerine sinirleri krk bir cam paras gibi keskin ve telgraf telleri gibi gerilmi, sinirli, sessiz, koca gzl bir yaratk vard. Bir Noel'de, bizden biri, sanyorum Paddy, Noel Baba'dan bir kutu boya almt. O yl bir kutu oyuncak asker almtm; ama Paddy'nin harika renkteki boyalarn ve uzun, ince, tyl frasn grdm anda k oldum. Onlar benim olmalyd. Mavi, krmz, sar, yeil ve beyaz, kk, kat boya paracklarndan bylenmitim. Sonraki gnlerde Paddy'i, eski bir ayakkab kutusundan yrtt bir para beyaz mukavvaya baz tasvirler yapmaya alrken izledim; dzensiz ve garip eyler yapyordu; bu, beni biraz sinirlendirmi biraz da kskandrmt. Elindeki fray atarak "Uf, bu eyleri kullanamyorum! Bunlar kzlar iin." diye ikyet etti. Elime geen frsat anladm, ayamla bir kutu kurun askerimi ona doru itip, homurdanarak ona boyalar onlarla deitirmeyi teklif ettim. "Tamam!" dedi Paddy bylesine hanm evlad bir eyden kurtulduuna sevinerek; "Ama bunlar nasl kullanmay dnyorsun?" Bunu bende bilmiyordum; sadece sol ayam uzatp glmsedim. Noel'in btn heyecan geene kadar onlar sakladm. Sonra mutfakta annem ve benim d?mda kimsenin olmad sessiz bir leden sonra, sakladm yere srnerek gidip, dolab ayamla atm ve siyah boya kutusunu kartp yere, nme koydum. "Ne yapmay dnyorsun?" dedi annem, srtm duvara yaslayarak meldiim yere gelerek; "Herhalde resim yapmay denemeyeceksin!" Gayet ar bal bir ekilde kafam salladm. Fray ayaklarmn arasna aldm, azmda slattm, sonra boyalarn arasndaki en ok sevdiim renk olan parlak maviye srttm. Sonra fray dier ayama dokundurdum; ektikten sonra mavi bir benek grdm. "Oldu!" diye bardm, heyecandan kpkrmz olmutum. Annem; "Sana su getiriyim," diyerek kilere gitti ve bir bardak dolusu suyu getirip, nme koydu. Kdm yoktu. Annem Peter'in defterinden bir sayfa yrtp getirdi. Fray suya batnp, parlak krmz boyaya srttm. Sonra annem dikkatle bakarken, ayam sabitleyip nmdeki sayfaya bir ha iaretinin ana hatlarn izdim.

  • Ona zafer dolu bir tebessmle baktm. Be yl ncesinde, neredeyse ayn noktada, yerde oturup, ter iinde titreyip, ilk kez sol ayamla nasl yazdm hatrladm. Annem be yl nce olduu gibi, o zaman orda yanmdayd, bana kesintisiz bir destek salayarak hl yanmdayd. Bu sefer ne terleme ne de titreme vard. Gayet dzgn bir ekilde yapmtm. imdi bir boya fras tutuyordum, krk bir para tebeir deil. Ama ayn anlama geliyordu; d dnyayla iletiim kurmak iin yeni bir yol kefetmitim, sol ayamla konumak iin yeni bir yol. Zaman getike, kk boya kutuma daha balanr oldum. Peter'n bir eye kar kt zamanlarda suratnn ald halden, komu kedisi Tibby, yiyip bitirmeden nce p kutusunda duran, bir avu l bala kadar her eyi iziyordum. Sonra annem bana daha ok boya, fra ile bir iki resim defteri ve kalem alabilmiti. Doal olarak bu benim ifade alanm geniletmiti ve daha geni konular sememe frsat veriyordu. lk birka haftalk kararszlktan ve beceriksizlikten sonra, yeni oyunumla iddial bir ekilde ilgilenmeye baladm. Her gn, yukardaki arka yatak odasnda tamamen kendi bama resim yaptm. Deiiyordum.. O sralar bunun farknda deildim; ama beni mutsuz eden eylerin bazlarn unutmak ve yeniden mutlu olmak iin yeni bir yol bulmutum. Her eyden nemlisi kendimi unutmay renmitim. Artk erkek kardelerimle dar kmay zlemiyordum; nk zihnimi canl tutacak, her gnm drt gzle bekleyecek bir ey haline dntrecek bir eylere sahiptim. Saatlerce, ayak parmaklarm arasnda fray tutup, sa bacam sol bacamn altna kvrlm, kollarm iki yanma skca dayanm ve ellerim skl bir ekilde yerde melip oturuyordum. Btn boyalarm ve fralarm etrafmda olurdu. Annemle babamdan resim yapacam ktlar, sabit kalacak bir ekilde iviyle tutturmalarn istiyordum. Tuhaf bir pozisyon gibi grnyordu; kafam neredeyse bacaklarmn arasnda ve srtm bir tirbuon kadar eri duruyordu. Ama en gzel resimlerimi bu ekilde yapmtm. Tahta zemin benim tek resim sehpamd. Yavaa, bunalmmdan kmaya baladm. Resim yaparken saf bir haz duyuyordum; daha nce hi hissetmediim, beni benden alan bir duygu. Bunalma girdiim ve evdeki herkese sinirlendiim tek anlar resim yapmadm zamanlard. Balarda annem beni resim yapmaya tevik ederken doru eyi yaptn, mutsuz olmak iin daha az zamanmn kalacan dnyordu. Ama bir sre sonra endielenmeye balad; nk yalnz bama ok fazla zaman geiriyordum. Yukardaki yatak odasnda her eye, hatta kendime bile kaytsz bir halde saatlerce resim yaparak oturuyordum. Annem ska yukar gelip, odaya parmak ularnda girerek bir ey isteyip istemediimi sorard. Orada beni bir resme eilmi, parmaklarmn arasnda frayla bulurdu; sol ayam Peter ve Paddy'nin ellerini kulland kadar kolayca kullansam da bazen gzlerimin zerine dm sam dzeltmek ve alnmdaki teri silmek iin gelirdi. Neredeyse tm gn bir resmin nnde yerde eilerek oturmaktan dolay, vcudumun geri kalannda ok byk bir gerginlik

  • olurdu. Annemin, iyi olup olmadm kontrol etmek ii; hemen her geliinde bam ksaca sallar ve homurdanrdm. Sonra bir gn, ben yaklak on bir yandayken, annem hastalanarak yirmi ikinci ve son ocuunu dourmak zere Rotunda Hastanesi'ne gtrld. Birka hafta sonra bir erkek ocuu dnyaya getirdi. En kk erkek kardeim doduktan sonra hastaland ve durumu hzla ktleti. Hepimiz evde kt bir durumdaydk. Annemin gitmesiyle sanki evin stne l topra serpilmiti. Bu bir saatin iini karp, akreple yelkovan hareketsiz ve gsz brakmak gibi bir eydi. Artk resim bile yapamyordum; hibir eye kar ilgim kalmamt; nk annemin leceini dnyordum. Souk bir Aralk gecesi kanepede kvrlm otururken n kap alnd. Babam, elinde gazetesiyle atein yannda, okuyamayacak kadar endieli otururken alman kapnn sesini duymad, ikinci defa alnnca kalkt ve cevap vermek iin hole gitti. Hol kapsnda sesler duydum; ama dinleyerek canm skmak istemedim, nk annemden dolay ok fazla endieli ve zntlydm. Kap aldnda yana dnerek duvarn kenarndaki kanepenin kesine bam gmdm, babamla baka birinin daha mutfaa geldiini duydum. "Bu Christy," dedi babam. Sonra bir kzn sesini duydum: "Uyuyor mu?" akn bir ekilde biraz gzm krparak. Misafire baktm. Ik henz sndrlmemiti ve oda biraz glgeliydi; fakat dardaki sokak lambalarnn yla misafirimizin yaklak on sekiz yalarnda bir gen kz olduunu grdm. Zayf, uzun boylu ve hotu; imdiye kadar grdm en gzel kzd. "Merhaba," dedi ho bir glmsemeyle. "Benim adm Bayan Delahunt. Annen bana senden sz etti." Bir eyler sylemeye altm, fakat yine her konumaya altmda olduu gibi o garip homurtuyu karttm. Kz sadece glmsedi ve kanepenin kenarna oturdu. "Sana urayp tanmaya karar vermitim," dedi. "Senin iin sakncas yok deil mi?" Bam gl bir ekilde salladm. Sonra bana, benden nasl haberdar olduunu anlatt. Rotunda Hastanesi'nde hastabakchk rencisi olduunu, annemle orada tantn, benden orda haberdar olduunu, sol ayamla nasl resim izdiimi ve bylece benimle tanmak istediini rendim. Gelmesinin ayrca baka bir nedeni daha vard. Annem, onsuz evde nasl olduumuzu merak ettiini sylemi ona, o da bu yzden bizi ziyaret etmeye ve anneme kk bir not yazmam rica etmeye karar vermi. "Bunu benim iin yapar msn?" diye sordu. Geri eviremezdim. Sonra baban beni masaya kaldrd ve ayak parmaklarm arasnda kalemi tutarak eski bir zarfn arkasna unu yazdm: "Sevgili Annecim. Merak etme. Her ey yolunda. Bir sr yemek var. Hemen iyile. Christy."

  • Sonuna herhangi bir pck koymay istemedim; ama o bana bunu yaparsam ok daha iyi olacan syledi; bylece, isteksizce zarfn kesine byk bir pck karaladm ve zarf ona verdim. Tekrar geleceine sz vererek evden ayrld. O gece sersem bir ekilde yataa gittim. Sonraki gelii benim iin byk bir srpriz olmutu, nk bana annemin iyiletiine ve yaknda eve dneceine dair iyi haberlerin yan sra bir dolu boya, fra ve boyama kitab getirmiti. Katriona Delahunt, hayatma tam da onun gibi birine, benim hayat izgimin dnda, etrafmdaki dnce ve faaliyet snrlarn geniletmeni gerektirdiini farkettirecek ve bylece bana kendimle daha iyi bir denge oluturmamda katkda bulunacak, ihtiyacm olduu zamanda girmiti. Yllar iinde karlaacam mcadelelerde, annemden baka, benim iin en byk ilham kayna olmutu. Yine de tabii ki bunlarn hepsini on bir yanda fark etmiyordum. Tek bildiim hayalimdeki ilk kzla tantmd.

    VI

    RESSAM

    Hayallerimin kzyla ilk kez tanmam benim iin benzersiz bir olaylar zincirinin olumasna yol amt. Kalbimin herhangi bir ekilde yanldn bilmek ve eer yanldysa bu yanlgy fark edebilmek iin ok gentim; nk o yata btn ilgimi, vcudumun dier blmlerinden ok, ki buna kalbim de dhil, sol ayama vermitim. Ayrca duygularmn, iinde birazck hayal gc olan dier genlerle ayn olduunu dnyorum. Bayan Delahunt beni ziyarete geldiinde, ilk balarda kafam karm, sonrasnda bilincim yerine geldiinde, sakinlemeyi baarm ve onun gelecei gnleri heyecanla beklemitim. Anneme sam olduka dikkatli bir ekilde taratm, ona sama yapabilecei kadar dalgalandrmasn sylemitim. Peter gibi, Tony'nin sekiz penilik briyantininden aldrp, onun geleceini bildiim zamanlarda sama srdrrdm. Hl konuamyordum ama bir ekilde, yeni arkadamla beraberken konumann ok fazla bir anlam kalmyordu. Kendimize ait, garip, bilinsiz bir dilimiz var gibiydi; birbirimizi kendimize zg bir ekilde altlayabiliyorduk. O zamanlar telepati hakknda hibir ey bilmiyordum; ama bunun bile Bayan Delahunta mrldanmaya gerek kalmadan sohbet edebilmemizi aklayabileceini sanmyorum. Zihnim kendimi gelitirmeye balamt. Kendimi ve etrafmdaki olaylar daha ok anlamaya balamtm. Bunun sebebi, biri bana rettii iin deil, artk biraz daha fazla hissetmeye, dnmeye ve bylece daha fazla grmeye baladm iindi. Kendimi daha iyi tanmaya balamtm; nk kendimi ifade etmeyi ve bilinaltmda yatan eylere ulamay renmitim. Ancak, beni bekleyen gelecekten hl habersizdim. Bama gelecekler hakknda bilgisizdim.

  • Resim yapmaya balandka, kendimi daha mutlu ve sakin hissetmeye balamtm. Birileri bana bir ey sorduunda ya da konutuunda, eskiden yaptm gibi onlara saldrma eilimi gstermiyordum. Resim, havatmdaki tek byk akm olmutu, dikkatimi ynelttiim esas hedefti. Boyalarmn ve fralarmn yrngesinde yayordum. Ayrca beni bu kadar ok mutlu eden tek ey resini yapmak deildi, bu tek basma yeterli deildi. Gerek uydu ki; sadece kendimi deil, bir bakasn da mutlu etmek iin resim yapyordum; bir ie yarama ve benini gzmde bir eit tanra olmu birinin resimlerini yapma hissi. Sevgili 'ryalarmn kz' sadece benim kk resimlerimi byk bir memnuniyetle kabul etmekle kalmyor, byk bir sabrszlkla bekliyordu da onlar. Bu onun hakkndaki en nemli eydi; beni nemli, ie yarar ve sorumluluk sahibi biri gibi hissettirmekte ustayd. ok kt resim yapyordum. Tm yaptm ya da yapabildiim, byk kahverengi ve yeil paralardan oluan korkun kk, kara paralar ve gkyz iin byk, koyu bir mavilik denizinden ibaretti. Ama Bayan Delahunt her zaman onlardan bir bayaptmasna bahsederdi ve bu cesaretle kendime daha ok gvenerek daha iyi resim yapmaya balamtm. Btn renkleri kendim kartryordum. Sol ayamla boyalarm yerde dzenliyor, kalemlerimi ve fralarm hazrlyordum. Evdekiler bunlar yaparken, yardm etmeyi ok istiyorlard; ama onlara gvenemezdim! nk hibiri boyalar, fralar hakknda veya onlar nasl tutacaklar konusunda hibir ey bilmiyordu. Deerli eyalarma kt bir ey yapacaklarndan korkuyordum. Bu nedenle her eyi kendi bama halletmeyi tercih etmitim. Balarda boyalarm eski bir karton kutuda tutuyor ve yatamn altna koyuyordum. Ama babam, boyalarm iine koymak iin tahtadan bir kutu yapmt; buna 'malzeme kutusu' adn verdim. Derken, Noel'den birka hafta nce, bir Aralk gecesi ayamla Sunday Independent'in sayfalarn evirirken 12 ile 16 ya arasndaki ocuklar iin bir Noel Resim Yarmas ilan grdm. On ikimi biraz gemitim; bu nedenle katlmaya uygun saylrdm. Bir Pazar sabahyd, dier ocuklar ayindeydi, annem kilerde akam yemei iin lahana ykyor, babamsa pencerenin nnde oturmu gazetesini okuyordu. lana tekrar baktm, boyanmas gereken, sradan siyah beyaz bir resimdi. Mutlu bir balo ann gsteriyordu. Sahnenin ortasnda yakkl prensle dans eden Sindirella, etraflarnda asil kostmler giymi danslar, dar pantolonlu, yelekli erkeklerle uuan kabark etekli kadnlar. Balarnn zerinde byk avizeler sallanyordu. Boyamak iin ok gzel bir resim olduunu dndm ve o kadar etkilendim ki tamamen bitmi renklerle parlayan halini grr gibi olmutum. Bunu o kadar net bir ekilde grdm ki oktan yapm gibi hissettim. Kilerden annemi ardm ve yarma ile ilgili olan haberi ona gsterdim. "Dene bakalm" dedi. Kafam salladm ve yeterince iyi olmadma dair bir eyler mrldandm. "Bu aptalca" dedi. "Dahi olmana gerek yok. Sadece dene!" Denedim. O leden sonra resmi boyadm ve dndmden daha iyi yaptm.

  • Sindirella'ya zel bir ilgi gsterdim. Onu pembe yanakl, altn bukleli ve gzel mavi elbiseli, gz kamatrc bir kz yaptm. Beyaz saten ayakkablar, elbisenin altndan zarif bir ekilde iki kk fare gibi grnyordu. Yakkl prensin kyafetini ak mora boyadm ve mcevherler gibi grnmesi iin kk sar noktacklarla bezeyerek sanatsal bir dokunu yapmaya karar verdim. Prensin gzlerine biraz yeil katsam da her ikisinin gzn de maviye boyadm. Resmi bitirdiimde tatmin olmutum. Yarma ile ilgili herhangi bir ey yapmak istemiyordum; nk kazanma ansmn olmadn dnyordum. Ama annemi dinlemeyi reddedebilsem de ryalarmn kznn benden yapmam istedii hibir eyi reddedemiyordum. Annem ona yarmadan bahsettiinde ve boyadm resmi ona gsterdiinde Bayan Delahunt gecikmeden yarmaya katlmam gerektiini sylemiti. Bu benim iin bir emirdi. Resmin zerinden bir kez daha dikkatlice getim; baz yerlere birka dokunu ekledim ve resmin tmn biraz daha renklendirdim. Sonraki gn, annem resmi zarfa koydu, pul yaptrd ve gazeteye postalad. Gerekten btn bunlarn zaman kayb olduunu dnyordum ve ksa zamanda unuttum. Kk bir teselli dl bile kazanabileceimi sanmyordum. Btn hafta, en azndan ben ie yaramaz olduumu dnsem de Bayan Delahunt'un istediklerini yapmaktan dolay mutluydum ve sradan bir ekilde resim yapmaya devam ettim. Sonra ertesi Cuma sabah, n kap alnd. Annem kilerde baz kyafetleri ykyordu ve kapy amaya elleri sabunlu gitti. Ben o srada mutfaktaki byk yuvarlak masada, etrafmda boyalarm ve fralarmla oturmu resim yapyordum. Buras nadiren resim yaptm bir yerdi; nk genelde yalnz kalabildiim iin yukardaki yatak odasn tercih ederdim. Ama bu sabah deiiklik olsun diye mutfakta resim yapmaya karar vermitim. Annem kapya cevap verdiinde karsnda, Independent'dan beni grmek iin gelen bir muhabir ve fotoraf buldu. Benim haberim olmadan, Bayan Delahunt gazeteye gidip, oraya gnderilen resimlerden birinin ayak parmaklaryla resim yapan bir ocuk tarafndan gnderildiini syledii ortaya kt. Bundan biraz phelenmi olacaklar ki olan biteni grp kontrol etmek iin muhabirlerinden birini gndermeye karar vermiler. Muhabir ve fotoraf mutfaa girdiinde, palmiye aalar ve altn kumsallaryla mavi bir gl ierisindeki Gney Denizi Adas'na son dokunularm yapyordum. Kapnn aldn duyduumda kafam kaldrdm; biraz arkalarnda annem ve odamn karsnda durup bana bakan iki gazeteci adam vard. Kafam karmt ve hzlca boyamaya devam ettim. "Doruymu!" dediini duydum birinin heyecanla. Sonra ikisini de annem yanma getirdi ve bylece kim olduklarn rendim. "nanmas ok zordu Bayan Brown, ama imdi..." dediler. Benim hakkmda anneme bir sr sorular sordular ve annem onlara bu yaa kadar ki kk hikyeleri anlattka daha ok hayrete dtler. Btn bunlar olurken, ben olabildiim kadar sakin bir ekilde resim yapmaya devam ettim. Sonunda ayak parmaklarmn arasnda fra ve nmde resim sehpas, otururken

  • fotorafm ektiler. O sehpay bana aylar nce bir arkadam hediye etmiti; ok kullanlyd ama yerde resim yapmay daha ok tercih ediyordum ve o srada amaca uygun olsun, bir ressama daha ok benzeyebileyim diye konulmutu. Bu benim ilk fotorafmd. Ertesi Pazar sabah, Peter'la yar uyank ekilde yatarken babam merdivenlerden yukar kt, odaya girdi ve beni oturur duruma getirdi. "Bak, bak" dedi. Sunday Independent'in bir kopyasn yzme doru sallayarak; "Grdn m? Kazanmsn!" doruydu. Orta sayfada getiimiz Cuma ektikleri fotorafm vard. Ksa pantolonlu, bacak bacak zerine atm, gz kapaklar ukalaca aralanm ve bir tarafa sabit durabilmek iin kolunu destek alm bir olan. Ailedeki herkesin kahvaltsn yapp, benim baarm hakknda heyecanla konutuu mutfaa indirildim. Babam beni ieri soktuunda herkes konumay kesti. Annem tuttuu aydanl brakt ve babam beni kollarnda tutarken yanmda geldi. "Denemeyi asla brakma Chris!" dedi ve beni pt. "Ya ryalarmn kz?" O gn, daha sonra o da gelmiti. Elimi ellerinin arasna ald ve benimle gurur duyduunu syleyerek alnma bir pck kondurdu. Sol ayam ve ben yine kazanmtk!

    VII

    ACIYAN BAKI

    On yanda hl kendini veya kendi yeteneklerini kullanlabilecek kadar yeterince kefedememi kk bir ressamdm. Resim yapmak benim iin her ey demekti. Bunun sayesinde kendimi tam anlamyla ifade etmeyi rendim. Bu yolla bana henz gerek gibi gelmeyen bir dnyaya bir hcreden bakar gibi, ie yaramaz vcudumda barnan zihnimdeki btn olanlar, btn grdklerimi ve hissettiklerimi ak seik ifade eder olmutum. Zihnimle gzlerimle grdklerimden fazlasn gryordum. Ba/en saatlerce yatak odamda oturur, resim veya hibir ey yapmadan sadece oturup, kendi dnyamn iine dalar ve sradan dnyam oluturan her eyin tesine geip uzaklardm. Bu hayallerden birine daldmda dier her evi unuturdum; aadaki havasz kk mutfaktaki yksek sesleri... Peter'n kap nndeki basamaklarda armonika almaya almasn... Aadaki radyodan gelen caz mziini... Sokaktan gelen eskicinin yksek crtlak sesini... Bunlarn hepsi tek bir yanltc bulank sesle kaybolup, soluyordu ve tm bunlarn ardndan hibir ey duymaz veya grmez oluyordum. Orada sadece ylesine, otururdum, dnerek... Artk hi dar kmyordum. Uzun bir sre nce dar kmay brakmtm. Artk erkek kardelerimle bile evde oynamyordum. Bu onlar ilk balarda artmt; fakat yavaa aramzda oluan bu yeni ilikiyi kabul etmeye baladlar. Ailenin geri kalanna bir yabanc gibi geliniyordum, nk doal

  • olarak ayn evde birlikte yayorduk ve bu imknszd; bir btnn paralarydk. Ama hayat daha ok kendi iimde yayordum, dierleriyle birlikte yayordum, fakat ayn zamanda onlardan ayr yayordum, onlarn ouna anlaml gelen birok eyden ayrydm. Kendi kendime mutluydum yine de hl kendi kendime yeterli olmaktan ne kadar uzak olduumu bilmiyordum. Bir ocuun sradan yaamndan, sokaklardan ve kk ara yollardan uzaklam biri olarak, yreimin vcuduma oranla byme ve gelime asndan millerce yol kat ettiini fark ediyordum. Bunu tekrar yitirdim, gerekten ve doru bir biimde. Baka bir 'ryalarmn kz' olumutu, bir nceki kadar uzun boylu ve gzel deildi ama yama daha yaknd. Jenny'ydi ad. Evimin birka ev uzaklnda oturuyordu. Kk, enerjik ve sevimliydi; periye benzer gzel yzne dm birok kahverengi bukleleri, canl yeil gzleri ve bklm dudaklar vard. Maalesef Jenny cilveliydi; sadece gzel gzlerini istedii ekilde kullanarak, sokamzdaki erkek ocuklar arasnda bir karmaa yaratabilirdi. Hepsi onun iin deli oluyorlard ve byyp yetikin bir adam olduklarnda kimin onunla evlenecei hakknda tartmaya baladklarnda aralarnda kavga kyordu. Artk dar kmyordum ama bu benim Jenny'i grmemi engellemiyordu. Ona uzaktan yatak odamn penceresinden hayranlk duyuyordum. Resim izerken bu benim tembellik yapnama neden oluyordu, nk Jenny'nin sesini aada sokakta ne zaman duysam, pencerenin kenarna srnp yatakta oturarak, daha nce tam olarak fark etmediim dier kzlarla koarken ve hoplayp srarken onu izlerdim. Bir gn ben onu yukardan szerken, bana bakt. Yzmn kzardn hissettim ve kamak isterken bana glmsedi. Ona karlk vererek glmsemeyi baarabildim; o da bana pck yollad. Bunu yaptnda gzlerime inanamamtm; fakat rzgrda uuan kahverengi bukleleri ve uuan beyaz elbisesiyle sokan aasna doru giderken bir daha yapmt. O gece eski bir not defterinden bir sayfa yrttm, titreyen ayak parmaklarmla kalemi tutarak Jenny'e tutku dolu kk bir not yazdm; kk erkek kardelerimden birine notu vererek onu Jenny'nin kendisine vermesi iin ayak parmaklarmla tehdit ettim. Notta ona, onun sokamzdaki en ho kz olduunu ve eer izin verirse bir sr resmini izeceimi syledim. Sonra aceleyle bir dipnot olarak onu "her zaman" ok sevdiimi yazdm. Korkuyla ve heyecanla erkek kardeimin gelmesi iin bekledim, Jenny'nin cevap yazaca?n umut etmeye cesaretim bile yoktu. Yarm saat iinde rme ceketine sktrlm bir halde ondan bir notla geri dnd. Notu aldm ve istekle okudum, delirmiim gibi bana gln bir ekilde bakarak ayakta dikilen kardeimin varln unutmutum. Jenny'nin kk mektubunu tekrar tekrar okudum, zellikle de eer ondan istersem, beni arka bahemde gelip greceini syledii yeri. iimde garip bir heyecan ve bamda byk bir hafiflik hissettim. Bir terleyip bir yordum. Bir sre sonra kendime geldim. Erkek kardeim hl elleri arkasnda, az ak ve o byk mavi gzlerini yzme sabitlemi olarak hayret iinde duruyordu. Ona "Defolup git," diye

  • barmamla odadan korkmu bir tavan gibi frlayp kt. Sonra kendimi yasta frlattm ve kalbim lgn gibi atarak i ektim. Ertesi gne bulumay ayarladm, tamamen derli toplu, Tony'nin gzelim briyantiniyle alnmdan akacak kadar salarma ekilde verdim. Kk Jenny ok tatlyd. Oturduk ve baz resimlerime baktk ve her gsterdiime ok beendiine dair sesler kartt. Szckleri kt sylediimden ve ellerim yerime ayaklarm kullanmamdan dolay balangta ekingen ve sakardm. Fakat Jenny ya temiz kalpli, ince dnen biriydi ya da ok kurnaz, zira bende bir gariplik sezdiini fark ettirmeden, benimle oyunlar, partiler ve yandaki ocuk hakknda sanki Peter veya Paddy'ymiim gibi konutu. Onu bu yzden sevdim. Sk dostlar olmutuk. Jenny ve ben. Birbirimize hibir zaman ok eyden bahsetmedik, fakat her hafta saysz notlarla haberleiyorduk ve her cumartesi gecesi beni grmeye kayordu, bana hibir zaman okumadm fakat ok deer verdiim dergiler ve kitaplar getiriyordu, yatak odamda, kurtlarn delik at eski dolapta saklyordum hepsini. Bir sakat olarak, mahallemizdeki en ho ve en ok konuulan kzla arkadalk yaptm iin gizlice gurur duyuyordum. Peter'in ska Jenny'nin "gzel bir kz" olduunu ve hevesle onun favori 'sevgilisi' olmak iin her eyi yapacan sylediini duyuyordum. Bunu her duyduumda kendimle byk gurur duyuyor ve byk bir kendini beenmilikle bir zafer kazanm gibi hissediyordum; nk Jenny'ye giden ben deildim, Jenny bana gelmiti! Peter phelenmeye balamt ve bir Cumartesi Jenny ve ben balarmz birbirine ok yakn bir ekilde arka bahede otururken, ki sadece Jenny'nin getirdii eski hikye kitabna bakyorduk, yanmza geldi. Yzm kzarmt ama Jenny hi hareket etmedi. Sadece ban kaldrd, erkek kardeime ksaca glmsedi ve kitaba tekrar eildi. Peter, bana ldrecekmi gibi bakp, kapy arkasndan arpt ve kt. O akam, Jenny gitmeden nce birden sessizleti, dalgn bir ekilde kitapla oynad, kalar atk bir halde, sylemekte zorland bir ey varm gibi alt duda sarkk ylece oturdu. Ksa bir sre sonra endie iinde kalkt ve sonra aniden imlere yanma melerek alnmdan nazike pt. Bense geri ekildim, beni daha nce hi pmediinden dolay arm, sersemlemitim. Bir eyler sylemek iin azm atm; fakat o anda Jenny ayaa kalkt, yz kzarm ve gzleri yal bir halde baheden hzla uzaklarken, indii ta yoldan kk siyah ayakkablarnn sesi geliyordu, sokaa dalp gzden kayboldu. Bundan sonra haftalarca gelmedi, onu neredeyse notlara boduum halde hibir haber almadm. Bu srada Peter bana, zavall kk Jenny hakknda kt hikyeler anlatarak beni vazgeirmeye alt, fakat ona biraz bile inanmadm, hatta bana pt her ocuktan bir peni aldn sylediinde bile. "Her zaman parasz olmamn nedeni bu ite!" dedi zntl bir ekilde, ellerini bo cebine sokarak. Geceleri yatama oturur, Jenny'nin beni o gn arka bahede nasl ptn dnrdm. Hznl ve yalnz hissederdim. Neden gelmiyor diye sorardm kendi kendime, Peter rahat iinde horlarken, ben yatakta dner

  • dururdum. On drdnc ya gnm geldi, dier doum gn kartlarnn arasnda o sabah Jenny'nin ocuksu kk yazsyla yazlm bir kart grdm; fakat yine de beni grmeye hi gelmedi. Yatak odasndaki penceremden onu aada sokakta oynarken grrdm sk sk; ama gzlerini evimden uzak tutar ve bir kez bile bakmazd. Saatlerce pencerede oturur, bana kaamakta olsa ufack bir bak atmasn umut ederdim, alacakaranlk kene ve her ey kararana kadar, dier kzlarla ve arkalarnda onlar glerek kovalayan olan srsyle koarken beyaz elbisesinden baka hibir ey gremez hale gelirdim. Hayal krklm saklamak iin btn gn ne ekli ne de konusu olan resimler izerdim. Bunlar sadece karmakark zihnimin, kt zerindeki lgn ve pervasz geliigzel paracklaryd. Sonra bir gn srtm sabunlua dnk bir ekilde arka bahede keder iinde otururken yakmda bir ayak sesi duydum. Yorgun bir ekilde baktm. Gelen Jenny'ydi. Bahenin giriinde birka adm tede durdu, zayf ve ocuksu yaps arkasndaki beyaz duvarda belirginleiyordu, Haziran aynn gl gneinde slak beton zemine glgesi dmt. Bana doru bakyordu; ama bu bak acmayd. Acma duygusu dndaki baka eylere, samimi insanlarn efkatinin en gsz kalbe bile verebilecei 'gce' ihtiyac olan benim gibi biri iin, sadece basit bir acma dolu i bakn ne kadar zc ve ezici olduunu o anda anladm, daha sonra defalarca karlaacaktm. Onun acyan baklar altnda bam edim, ikimiz de hi bir kelime bile etmeden Jenny yavaa dnd ve beni bahede kendi bama brakt. Bundan sonra deitim. Birka nee dolu hafta boyunca normal olduumu dndm,btn mahallenin en tatl kzma "k olmu" ve bunun karls olarak kzn da onu nemsediini dnecek kadar ahmak ve kendini beenmi, sradan bir ocuk olduumu dndm. imdi btn bu kandrmacalarn sonuna gelinmiti, ama bunlarn en acs fark editi, derdimin nemsiz olmadn ve garipliimin baka kimse tarafndan fark edilmeyen, kendime zg bir ey olduunu dnerek kendimi kandrmamd. Artk kendimi bu denli kandrmakla ne kadar da salak olduumu anlyorum. Bayan Delahunt'la karlama heyecanyla, Jenny'le gelen resim yapma ilham ve o by sayesinde kendimi neredeyse unutmutum. Benimle dier insanlar arasnda kendi zihnim dnda hibir 'farkm' olmadn dnyordum. Kendimi bylesine bir rya lkesinde, imknsz bir cennette kaybetmek byk bir zevkti. Gzlerimi, kendimle ilgili btn sevimsiz gereklere kar birka hafta olsa bile kapatmam byk bir mutluluktu. Fakat yine de geree en ac ve en sert ekilde geri dnyordum. Evdeki yaam da deiiyordu. Herkes aniden bym gibi geliyordu bana. Jim'in ve Tony'nin artk birer adam olduunu fark etmek ok artcyd, jim herkesin onun uysal ve kz gibi baklaryla alay ettii sessiz bir ocuktu. Ve Tony evde hepimize kar belli bir stnlkten holanan ve her olayda konumaya hazr gz pek bir ocuktu. Lily, artk beni Pazar sabahlar kanal kysnda arabayla sren ve uyuman iin gzlerime bozuk paralar koyan, siyah

  • sal, kk kz kardeim deildi. Aniden evlilie hazr, nianl bir kadn olmutu. Arka cebine sapan koyan, o ksa ortlu okul ocuu Paddy artk, maan alp her Cuma gecesi gururla anneme veren, botlar ve ii tulumu toz ve har iindeki bir duvarc ra olmutu. Tombul, dank sal, tombul eneli ve elli kk kzdan, rujlu ve pudral, inanlmaz yksek topuklar giyen Mona, neredeyse her gece baka 'randevusu' olan ve dansa gitmeyi her eyden ok seven, gen ve ho bir bayana dnmt. Peter benden bir ya kkt ve ona her zaman, en sevdiim erkek kardeim olarak bakmtm, nk neredeyse ayn yata olduumuz iin hibir engel tanmakszn birbirimize vurabiliyor ve barabiliyorduk, durum byle olunca beni dierlerinden daha fazla tanyordu. Ama bana gre o bile deimiti; uzun pantolon giyiyordu, bylece farkl biri gibi grnyordu, biraz daha arbal ve bu yzden de daha uzak biri halini almt. Daha kk kz ve erkek kardelerimle hibir balantm veya yaknlm yokmu gibiydi. Kendilerinin yaayacaklar ocukluklar, kuracaklar arkadalklar vard, tpk benim de bir zamanlar yaadm gibi. yi ocuklard, fakat sakat erkek kardelerine kar korku ve merakla kark bir sayglar vard, belki de ayn zamanda bilinsizce ondan korkuyorlard. Beni ok az tanyorlard; nk btn gn yatak odamda resim yapyordum. Pazar gnleri mutfaktaki kanepede oturup radyodaki ayini dinlemeden nce gazetelere bakmann haricinde onlar ok az gryordum. O zaman bile onlarla fazla konumazdm; bu, ksmen dzgn konuamadm iin ama en ok da syleyecek hibir eyim olmad iindi. Farkna varmadan on beinci ya gnm geldi. Annem bir parti dzenlemiti. Keyifli bir toplantyd eski arkadalarmdan bazlar da gelmiti. Ben bilmeden kz kardeim Mona Jenny'i de davet etmi ve o da gelmiti. Ama o artk kk, illi yzl arka bahe ak maceramzdaki bildiim Jenny deildi, artk on alt yanda gri saten elbiseli, trnaklar ojeli, siyah salarndan gzel kokular salan ho biriydi. Ona doru baktm ve gzlerimiz akt. Ama eski Jenny'e dair her ne kadar kk bir benzeme varsa bile yanma gelince kayboldu ve elimi en ufak bir duraksama veya ekinme olmakszn tuttu. "Naslsn Christy iyi misin?" diye yar en ve yar gnl alc bir ekilde sordu."Evet, evet iyisin, kendini yorma." dedi, yattrc bir ekilde ben bir ey sylemek iin cebelleirken. Ondan bu sebepten dolay nerdeyse nefret ettim. Kk parti bittiinde ve herkes gittiinde, annem bana elenip elenmediimi sordu. Ona elendiimi syledim. Yaland, nk bam fena halde aryordu. Ama ba arsndan da kts, her eyden kts, o gece uyumak iin uzandmda duyduum korkun kalp arsyd. Artk bir ocuk olmadm biliyordum, ama bir 'yetikin' de deildim. ocukluun nee dolu kaytszl ve yetikinliin bilinlendirici acs ve hayal krkl arasnda asl duruyordum. Daha nceki gibi umursamaz ve mutlu olmak istiyordum. Ama ocukluun bittiini biliyordum. O gn arka bahede bir

  • ocuk bana ac dolu bir bak frlattnda, geleceimin belirsizliini ve umutsuzluunu grmtm.

    VIII

    HAPSHANE DUVARLARI

    Artk kendimden daha fazla kaamyordum, bunun iin ok fazla bymtm. Binlerce ekilde, gnler getike ve ailem tek tek byyp bana kendi kendini geindirecek birer yabanc halini aldka, kendi var oluumun kstlamalarn, skchn ve korkun darln anladm ve grdm. Etrafmdaki her ey canllk, aba, bymenin iareti gibiydi. Herkesin yapacak bir eyleri vard, onlar megul edecek, zihinlerini ve ellerini canl tutacak bir eyler. Hayatlarn bir btn yapacak ilgi alanlar, aktiviteleri ve amalar vard; tm bunlar enerjilerine doal bir kaynak ve doal bir ifade ortam salyordu. Benimse sadece sol ayam vard. Hayatm, yzm duvara doru dnk, dardaki byk dnyann seslerini ve hareketlerini duyan kardelerim ve tandm dier insanlar gibi hareket edip, dar kp, kendi yerimi alamadm skc bir keye benziyordu. Sadece bir oluk boyunca ayn eyleri dnerek, ayn eyleri hissederek ve ayn eylerden korkarak hareket ediyormuum gibi hissediyordum. Hayal krklyla dolu abalar ve kck dnceler dnda hibir eyim kalmamt. Annem her zaman benini bitmek tkenmek bilmeyen ilham kaynam olmutu, ama artk her zaman birbirimizle ayn fikirde olmuyorduk. Birok defa kavga ediyorduk, zorluk ekmeyerek ak ve net syleyebildiim tek ey "Cehenneme git!"ti ve bunu annemle yaptmz az kavgalarnda sinirlendiimde zamanlarda sylerdim. Konumam garip ve benim iin zorlaycyd, yine de anneme iimde neler olduuna dair hibir ey sylememe gerek yoktu. Annemin neredeyse zihnimi okuduuna inanyordum. Aramzda garip ve neredeyse anlalmaz bir eit balant vard, bylece dierlerinin de ne hissettiini grebiliyorduk. Bir rmcein kesilmi iki bacann, ikisinden birinde yaam olduu srece birbirinden ayr olsalar bile hareket edebilecei gibi bir eydi bu. Annem iimde gittike byyen aclar olduunu biliyordu, bydke yaamdaki yerimi daha ok hisseder olduumu anlyordu, bu gerei az da olsa yumuatmaya, kendi gcn ve heyecann bana vermeye alyordu, btn bunlar onun inand gibi sadece yalnz olmadm gstermekten ibaretti. O benim iin bir anneden daha fazlasyd; o savata birlikte savatm bir dostum gibiydi. Katriona Delahunt'un da ayrca byk yardm olmutu. Yeniyetme zihnime ylesine gzel ve moral verici konuuyordu ki bazen onun gerek olup olmadn, sadece ho bir yanlsama veya birden kaybolacak bir grnt olup olmadn merak ediyordum.

  • Fakat kulaklarmda onun sesini duyduumda, kahverengi samdaki renkleri ve ona vermek iin resimlerimden birini yaparken bana glmseyen gzlerle baktn grdmde, gerek olduunu anlyordum. Hayr, o ryalarmdan biri deildi, aksine gzel bir gereklikti o. Kk sulu boya resimler yapmaya devam ettim, hi grmediim sadece hayal ettiim kr manzaras, ky manzaras, gemiler, bir parkta havuzun yanndaki aalar gibi eylerin resimlerini izdim. Ama artk resim yapmak bile her ey gibi deimiti. Beni fazla tatmin edemiyordu. Hl resim yapmaktan holanyordum, fakat onu sevmeye bir son vermitim. imde bir eyler vard, yeni bir g, yeni bir ihtiya, parlak krmzlar, sarlar ve koyu kahverengileri sadece bir kt zerine dkmekle ve onlarla bir desen karmakla ifade edemeyeceim bir eyler. Baka bir eylere ihtiyacm vard, anlatabilmek iin daha byk bir araca ihtiyacm vard. Zihnim geliiyordu ve resim yapmadaki alanm tek bir noktaya dmt. Her geen gn daha umutsuzlayordm. Dudaklarmla konuamyordum ve artk resim yoluyla da konuamadm anlamtm; yava yava nefesim kesiliyormu gibi hissediyordum. ocukken dier insanlardan 'farkl' olduumu ilk kez anladmda, ne kadar zldm hatrlyorum. Artk dnyann benim iin bittiini dnmtm. Ama artk imdi o 'farklln' nemini tam olarak hissetmeye balyordum ya da bunun gerek anlamn. ocukken kendi sakatlmn bilincine vardmda ac bir ekilde alamtm. Artk alamyorum, gzyalarnn ferahl bile yok. Derin strabm iimdeydi. Bir gn, bir mitsizlik krizindeyken, hissett