BÜTÜN YÖNLER‹YLE OSMANLICA VE M‹RASI ULUSLARARASI...

17
BÜTÜN YÖNLER‹YLE OSMANLICA VE M‹RASI ULUSLARARASI SEMPOZYUMU B‹LD‹R‹ K‹TABI 26-27 Nisan KIRIKKALE/TÜRK‹YE Editörler: Prof. Dr. Eyüp BAfi Yrd. Doç. Dr. Ayten EROL Yrd. Doç. Dr. Adem YILDIRIM Yrd. Doç. Dr. Fatıma Zeynep BELEN Bildirilerde yer alan yazıların hakları saklı olup, yazıların tamamı veya bir kısmı kaynak gösterilmeden iktibas edilemez. Bildirilerde yer alan yazıların dil, bilim ve hukuksal açıdan her türlü sorumlulu¤u yazarlarına aittir. Dizgi-Düzenleme: Ali ÇEL‹K Baskı: ÖZEL OFSET Bas›n Yay›n Mat. Rek. ‹nfl. Tur. San. Ltd. fiti. Matbaac›lar Sanayi Sitesi 1514. Sok. No:6 Yenimahalle–ANKARA Tel: 0.312.395 06 08 Sertifika No: 29514 ISBN 978-975-8626-13-7 Birinci Basım Aralık 2016 KIRIKKALE ÜN‹VERS‹TES‹ ‹SLAMÎ ‹L‹MLER FAKÜLTES‹ Kırıkkale Üniversitesi Kampüsü 71450 Yahflihan/KIRIKKALE

Transcript of BÜTÜN YÖNLER‹YLE OSMANLICA VE M‹RASI ULUSLARARASI...

BÜTÜN YÖNLER‹YLE OSMANLICA VE M‹RASI ULUSLARARASI SEMPOZYUMU

B‹LD‹R‹ K‹TABI26-27 Nisan KIRIKKALE/TÜRK‹YE

Editörler:Prof. Dr. Eyüp BAfi

Yrd. Doç. Dr. Ayten EROLYrd. Doç. Dr. Adem YILDIRIM

Yrd. Doç. Dr. Fatıma Zeynep BELEN

Bildirilerde yer alan yazıların hakları saklı olup, yazıların tamamı veyabir kısmı kaynak gösterilmeden iktibas edilemez.

Bildirilerde yer alan yazıların dil, bilim ve hukuksal açıdan her türlü sorumlulu¤u yazarlarına aittir.

Dizgi-Düzenleme:Ali ÇEL‹K

Baskı:ÖZEL OFSET Bas›n Yay›n Mat. Rek. ‹nfl. Tur. San. Ltd. fiti.Matbaac›lar Sanayi Sitesi 1514. Sok. No:6Yenimahalle–ANKARATel: 0.312.395 06 08Sertifika No: 29514

ISBN 978-975-8626-13-7

Birinci Basım Aralık 2016KIRIKKALE ÜN‹VERS‹TES‹ ‹SLAMÎ ‹L‹MLER FAKÜLTES‹Kırıkkale Üniversitesi Kampüsü 71450 Yahflihan/KIRIKKALE

ARfi‹V BELGELER‹ IfiI⁄INDA XIX. YÜZYILIN ‹K‹NC‹ YARISINDAGAYR-‹ MÜSL‹M MEKTEPLER‹NDE

L‹SÂN-I OSMANÎ MUALL‹M‹ ‹ST‹HDAMI

YRD. DOÇ. DR. NEVZAT SA⁄LAMKARABÜK ÜN‹VERS‹TES‹

G‹R‹fi

Bu çalıflma, arfliv taraması sonucu seçilen yüzü aflkın belgenin de¤erlendirilmesi sonucu

elde edilen bilgilere dayanmaktadır. Bu belgelerde genel olarak gayr-i müslim mekteplerinde

Lisân-ı Osmanî dersinin tedrisi için muallim tayini, bu muallimlerin tayininde yetkinin kendi-

lerinde oldu¤unu iddia eden bir kısım cemaatlerle hükümet arasında yaflanan ihtilaflar ve mu-

allimlerin maaflları konu edilmektedir. Osmanlı devletinin resmî dili olarak da ifade edilen ve

mekteplerde tedris edilen Türkçe veya Osmanlı Türkçesi, çalıflmamıza konu olan belgelerde

Lisân-ı Osmanî olarak kaydedilmifltir.

Osmanlı devleti klasik dönemde gayr-i müslimlerin kendi e¤itim faaliyetlerini yürütme-

lerine imkân tanımıfl, cami civarında kurulan mektep ve medrese gibi her kilise etrafında ted-

risatın papazlar tarafından yapıldı¤ı odalar mektep vazifesi görmüfltür.1 Eylül 1869 tarihli Maa-

rif-i Umûmiyye Nizamnâmesiyle mektepler mekâtib-i umumiyye ve mekâtib-i husüsiye adıyla

iki guruba ayrılmıfltır. Böylece gayr-i müslimlere yönetimi kendi sorumluluklarında bulunan

(özel/husüsî) mektep açma imkânı sa¤lanmıfltır. Bu nizamnâmenin yüz yirmi dokuzuncu mad-

desinde de cemaat mekteplerine muallim tayini ve müfredatına iliflkin esaslar yer almaktadır.2

1. Osman Nuri Ergin, Türk Maarif Tarihi, ‹stanbul 1977, I-II, 725.

2. Mahmud Cevad ‹bnu'fl-fieyh Nâfî: Maarif-i Umûmiyye Nezâreti. Tarihçe-i Teskîlât ve ‹craatı ‹stanbul 1338/1919, s. 493.

Osmanlı devletinde önceleri kilise–havra gibi ibadet mekânları bünyesinde din adamları

yetifltirilmesine yönelik açılmıfl olan gayr-i müslim mekteplerinin, zamanla devlet aleyhine fa-

aliyetlerin yürütüldü¤ü birer kurum haline geldikleri anlaflılmaktadır. Bu sebeple XIX. yüzyılın

ikinci yarısından itibaren özellikle Sultan II. Abdülhamit döneminde denetim altında tutulması

gereken birer kurum olarak görülmüfltür. Nitekim 1896 yılında Do¤u Anadolu'da e¤itim faali-

yetlerini denetleyen komisyon, hazırladı¤ı raporda isyan ve karıflıklıkların çıkmasında gayr-i

müslim mekteplerinin katkısını ortaya koymufl ve yabancı hocaların görev yaptı¤ı bu okullara

iliflkin yasal düzenlemelerin yapılmasının önemine dikkat çekmifltir.3

Osmanlı hükumeti Tanzimat'tan sonra siyasî otoritesini yitirmesi sebebiyle yabancı ve

cemaat mekteplerini tam anlamıyla teftifl etme¤e muktedir de¤ildi. Her mektep kendi prog-

ramını ve okutaca¤ı kitabı belirler, buna Maarif Nezâreti müdahale edemezdi4. 1869 tarihli

Maarif Nizamnâmesi denetim ve müdahale yetkisi verdi¤i halde çeflitli sebeplerle yetkisini kul-

lanamayan devlet, bu yetkisini ancak 1886'da oluflturulan müfettifllik kurumundan sonra kul-

lanabilmifltir.5 Bu nizamnâmede teftifl esnasında diplomasız muallim istihdam edildi¤i, prog-

ramlarının ve ders kitaplarının sakıncalı oldu¤u tespiti halinde bunların de¤ifltirilmesi ve dü-

zeltilmesi karar altına alınmıfltı.

Esasen devlet gayr-i müslim mekteplerini ayrılıkçı faaliyetlerden uzak, yasal bir çerçeve-

de hizmet veren birer e¤itim kurumu haline getirmek istemiflse de buna muvaffak olamamıfl,

nihayet XIX. yüzyılın ikinci yarısından itibaren muhtelif cemaatlere ait bir kısım mektepler

devlet için bir tehdit unsuru haline gelmifllerdir.

GAYR-‹ MÜSL‹M MEKTEPLER‹NDE L‹SAN’I OSMANLI TEDR‹S‹

Devlet-i aliyye, resmi dili olan Lisân-ı Osmanî’nin gayr-i müslim mekteplerinde Müslüman

muallimler tarafından okutulmasına hususî ehemmiyet vermifltir. Bundan maksat gayr-i müslim

çocuklarının devlet hizmetine yarayacak derecede Türkçe ö¤renmelerine fırsat vermektir6. Bu

sebeple Lisân-ı Osmanîmn ö¤renilmesi ve ö¤retilmesi hususunda gösterilen gayret ve çalıflma-

lara her türlü destek ve yardım sa¤lanmıfltır. Sisam Ceziresi'nde Lisân-ı Osmânî'nin halka ö¤re-

tilmesini teflvik için ilk etapta yüz adet elif-bâ cüzüyle elli adet kıraat kitabı gönderilmifl bu hu-

sustaki çaba ve gayretler takdirle karflılanmıfltır.7 ‹zmir'de Musevî milleti tarafından “Tâcü'l-Mez-

heb” adıyla açılan mektepte Lisân-ı Osmanî ö¤retimine fevkalâde itina gösterildi¤i, bölgelerde-

ki di¤er mekteplerden üstün oldu¤u belirtilerek masraflarının ve muallim maafllarının karflılan-

masına yardımda bulunulması uygun görülmüfltür.8 Maarif tarafından tedrisine özel önem veri-

len Lisân-ı Osmarimn ne derece tedris edildi¤i, ö¤rencilerin hangi seviyede oldukları denetle-

nerek, görülen aksaklıkların giderilmesi için gerekli önlemlerin alınmasına çalıflılmıfltır.9

424 I Bütün Yönleriyle Osmanlıca ve Mirası Uluslararası Sempozyumu Bildiri Kitabı

3. Z. Salih Zengin, “II. Abdülhamit Döneminde Yabancı ve Azınlık Mekteplerin Faaliyetleri”, Belleten, 2007, c. 71, sy. 261, s. 613-652.

4. Osman Nuri Ergin, Türk Maarif Tarihi, III-IV, 1044.

5. Bayram Kodaman, Abdülhamid Dönemi E¤itim Sistemi, Ankara 1980, s. 66-67.

6. BOA, A. MKT. MHM. 691/35-15.

7. BOA, MF. MKT. 20/36. 20 B. 1291/2 Eylül 1874.

8. BOA, DH. MKT. 1902/41. 14 Ca. 1309/16 Aralık 1891.

9. BOA, MF. MKT. 270/36-13, 15.

Rum milletinin mekteplerinde Türkçe ö¤renmesi maksadıyla, maaflları cemaatleri ta-

rafından ödenmek üzere Maarif Nezâreti'nce muallimler tayin edilmesi istenmifltir. Fukarâ ço-

cuklarına bedelsiz Türkçe kitaplar ve her tarafta umûmî derslikler açılarak bunlar için de ücret-

siz risâle ve kitap verilmesi ve Lisân-ı Osmanî'nin Rumlara kolaylafltırılması ve ö¤retilmesi yo-

lunda kitap te'lifine mükâfat konulması ayrıca Rum milleti mekteplerinden mezun olan baflarılı

ö¤renciler arasından Türkçe'nin tahsilini tamamlamak arzusuyla Mekâtib- i Âliye-i Osmâniye'ye

girecek fakir çocukların tahsilleri süresince masraflarının karflılanmasına imkân tanınmıfltır. Di-

¤er taraftan Beyo¤lu Bidâyet Mahkemesi Hukuk Dâiresi âzâsı Kostantinidi Efendi'nin teklifi üze-

rine Rum mekteplerinde Türkçe hocalı¤ı yapacak olanların bir cemiyet-i ilmiye kurmalarına,

Rum milletine Lisân-ı Osmanî''nin kolay ö¤retilebilmesine yönelik bir çaba oldu¤u de¤erlendi-

rilerek maarifin kontrolü ve bilgisi dâhilinde faaliyet göstermek flartıyla izin verilmifltir.10

YAHUD‹LER‹N L‹SAN-I OSMANLI E⁄‹T‹M‹NE BAKIfiLARI

Yahudiler ‹spanyolca ve ‹branice ile tedrisâtın pratik hayatta bir faydası olmadı¤ını dü-

flünerek, tedrîsât dili olarak daha çok Fransızca ve Almanca'yı tercih etmifllerdir. Bununla be-

raber Türkçe'nin önemini kavramıfllar ve Lisân-ı Osmanî'nin ö¤renilmesine gayret etmifller,

Ahmet Rasim'i mekteplerinde Türkçe hocası yapmıfllardır. Ahmet Rasim bu mektepler için bir

de “Amelî, Nazarî Ta'lîm-i Lisân-ı Osmânî” adıyla bir gramer kitabı yazmıfltır. Hatta mekteple-

rinin isimlerini Osmanlıca ifade etmifllerdir.11

Musevîlerin Lisân-ı Osmanî hakkında ortaya koydukları bu yaklaflım muhtelif yerlerde

yayınlanan makalelere de yansımıfltır. 4 Teflrinisâni 1310/16 Kasım 1894 tarihli Tercüman-ı

Hakikatte yayınlanan bir makalede Türkçe'nin lezzeti ve letâfeti ile maarifin terakkisine ne de-

rece tesir etti¤i, bu dilin ö¤renilmesinde gösterilen çabayla ra¤betin daha da arttı¤ı belirtil-

mektedir. Bu sebepledir ki Musevîler Lisân-ı Osmanî sâyesinde elde edecekleri mevki ve itibarı

fark ederek bu dili ö¤renme gayreti içine girdiler. Kısa zamanda Lisân-ı Osmanîye hakkıyla

vakıf olacak dereceye geldiler.13 Belki böyle bir politika benimsemelerinde bafllarında bulu-

nan Hahambaflılarının da etkisi olmufltur.

Musevîler lisân-ı millî olan ‹spanyolca'yı tamamen bırakarak bütün mekteplerinde Lisân-

ı Osmanî'nin tedrîsine bafllamıfllar, cemaat arasında yaygınlafltırılmasını temin için de“Ta'mîm-

i Lisân-ı Osmanî” adıyla komisyon oluflturmufllardır. Bu komisyona devlet tarafından izin veril-

mifl, resmiyet kazandırılması hususunda nezaretlere bilgi verilmesi istenmifltir.14 Di¤er taraf-

tan bu komisyonun Lisân-ı Osmanı"nin yaygınlafltırılması yönelik yapaca¤ı çalıflmalar için ge-

rekli paranın hayır sahipleri tarafından verilecek yardımlarla karflılanması planlanmıfltır. Ancak

söz konusu yardımların tahsiline kadar Nezâret'in kontrolü altında gelir elde etmeye dönük pi-

yango düzenlenmesi için komisyona izin verilmifltir.15

Arşiv Belgeleri Işığında XIX. Yüzyılın İkinici Yarısında Gayr-î Müslim Mekteplerinde Lisan-ı Osmanî ... / Yrd. Doç. Dr. Navzat Sağlam I 425

10. BOA, ‹. MMS. 49/2128. 7 C. 1291/22 Temmuz 1874.

11. Osman Nuri Ergin, Türk Maarif Tarihi, III-IV, 1040.

12. Osman Nuri Ergin, Türk Maarif Tarihi, III-IV, 1041.

13. Osman Nuri Ergin, Türk Maarif Tarihi, III-IV, 1042.

14. BOA, BEO. 1479/110871; BOA, BEO. 1551/116253; BOA, MF. MKT. 506/54; BOA, MF. MKT. 593/29; BOA, BEO. 1479/110871.23 Ca. 1318/18 Eylül 1900.

15. BOA, BEO. 1639/122856.

Yine ‹zmir'de de aynı adla kurulan (“Ta'mîm-i Lisân-ı Osmanî') komisyona da resmiyet

kazandırılması istenmifltir. Resmiyet kazandırmak için tanzim edilecek ruhsatnamenin kim ta-

rafından onaylanaca¤ı, kaç kuruflluk pul yapıfltırılaca¤ı ve içeri¤inin ne olaca¤ına dair Maarif

Nezareti'nden bilgi istenmektedir.16 Museviler tarafından benzer komisyon/cemiyetler di¤er

flehirlerde de kurulmaya devam edilmifltir. Bunlardan biri de belediye azâsından Jozef Nar'ın

baflkanlı¤ında eflrâf, belde ileri gelenleri ve zeki gençlerden oluflan “Lisân-ı Osmânî Selanik

Musevî Cemiyetindir.17

L‹SANI-I OSMAN‹ MUALL‹MLER‹N‹N TAY‹N‹ VE ‹ST‹HDAMI

Maarif Nezâreti cemaat mekteplerine 1880'den itibaren maaflları maarif bütçesinden

karflılanmak üzere Lisân-ı Osmanî muallimleri tayin etmeyi kararlafltırmıfl ise de bu kararın uy-

gulanmasına 1895 yılında çıkan irade ile bafllanmıfltır18. Maaflları maarif tahsîsâtından verilerek

muallim tayininin bir âtıfet-i seniyye ve aynı zamanda gayr-i müslim çocuklarının devlet hiz-

metinde istihdamlarına imkân verecek derecede Türkçe ö¤renmelerini sa¤lamaya yönelik bir

çaba oldu¤u ifade edilmektedir.19

Mekâtib-i gayr-i müslimeye muallim tayininde sürecin genel olarak flu flekilde iflledi¤i gö-

rülmektedir. Vilayetten Nezaret'e gönderilen atama talebi Mekâtib-i Gayr-i Müslime ve Ecne-

biye Müfettiflli¤i'ne havale edilmektedir. Müfettifllikte kaydı icra edildikten sonra Muhasebe

birimine havale edilen evrak, Muhasebe kaydı bilahare yapılmak üzere adayın memuriyetinin

tasdiki için Meclis-i Kebir-i Maarife havalesi yapılmaktadır. Muallimin adayının evrakları, tayin

edilece¤i vilayete göre Anadolu'ya veya Rumeli'ye bakan Maarif Meclisi tarafından ‹ncelen-

mektedir. Meclis, aday muallimli¤e ilk defa atanacaksa imtihan evrakı tetkik edilmek üzere ki-

fliden oluflan komisyona göndermekte, imtihan komisyonun adayı “maksada kâfî' görmesi,

Meclisin de uygun oldu¤una karar vermesinden sonra Muhasebe ve Sicil kaydı icra edilmek-

tedir. Mekâtib-i Gayr-i Müslime ve Ecnebiyye Müfettiflli¤i tarafından adayın ismi defter-i mah-

sûsuna kaydedildikten sonra memuriyetinin tasdik edildi¤ine dair vilayete tahrîrat yazılmak

üzere evrak Maarif Mektubî kalemine havale edilmektedir.

Muallim tayininde dikkat edilen en önemli husus muallimin Müslüman olmasıydı. Dev-

let, gayr-i müslim mekteplerinde istihdam edilecek Lisân-ı Osmanî muallimlerini tayin yetkisi-

ni elinde bulundurmufl, devlete ra¤men muallim tayin eden cemaatler olmakla birlikte bu yet-

kiyi gayr-i müslim makamlarına vermemifltir. Zira Türkçe'nin ö¤retilmesinin yanında bu mek-

tepleri ö¤retmenler vasıtasıyla kontrol etmeyi de amaçlamıfltır. fiüphesiz bunda bir kısım gayr-

i müslim mekteplerin devlet aleyhine faaliyetlerin oda¤ı haline gelmesinin tesiri vardır.20 Bu

426 I Bütün Yönleriyle Osmanlıca ve Mirası Uluslararası Sempozyumu Bildiri Kitabı

16. BOA, MF. MKT. 506/54. 4 S. 1319/23 Mayıs 1901.

17. BOA, TFR. I. KNS. 10/930.

18. Osman Nuri Ergin, Türk Maarif Tarihi, III-IV, 1029.

19. BOA, A. MKT. MHM. 691/35-15.

20. Genifl bilgi için bkz. Selçuk Akflin Somel , “Osmanlı Ermenilerinde Kültür Modernleflmesi, Cemaat Okullanve Abdülhamit Rejimi", Tarihve Toplum Yeni Yaklaflımlar, Bahar 2007, sy. 5, s. 71-92; Remzi Kılıç, “Osmanlı Türkiye'sinde Azınlık Okulları (19. Yüzyıl)", TürkKültürü, 1999, c. 37, sy. 431, s. 151-159; Durmufl Yılmaz, “Lozan Antlaflmasından Önce Azınlık Okullarının Durumu", TürkiyatArafltırmaları Dergisi, yıl:1997, sy. 4, s. 279-288; Ersoy Tafldemirci, “Türk E¤itim Tarihinde Azınlık Okulları ve Yabancı Okullar", ErciyesÜniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2001, sy. 10, s. 13-28; Hüseyin Albayrak, “19.Yüzyılda Trabzon'da Azınlık ve YabancıOkullar", yay. Haz. M. K. Arslan-A. M. Coflar-K. Üçüncü, Trabzon ve Çevresi Uluslararası Tarih, Dil, Edebiyat Sempozyumu, 3-5 Mayıs2001, 2002, c. 1, s. 413-440; Z. Salih Zengin, “II. Abdülhamit Döneminde Yabancı ve Azınlık Mekteplerin Faaliyetleri", Belleten, 2007,c. 71, sy. 261, s. 613-652.

sebeple resmî evrakları tamam olsa bile bir gayr-i müslimin muallimli¤ini onaylamadı¤ı da ol-

mufltur. Meselâ, ‹zmid Ermeni mektebi Lisân-ı Osmanî muallimli¤ine ‹zmid do¤umlu Bak-

lacıyan Heci Agop o¤lu Kirgor Efendi'nin evrakları tamam oldu¤u halde, bu dersin tedrîsinin

bir Türk'e havale edilmesinin maksada daha uygun olaca¤ı belirtilerek ataması

yapılmamıfltır.21 Tayin ifllemlerinde adaydan terceme-i hal varakası, mülâzemet rüûsu, muh-

tarlıktan iyi hal kâ¤ıdı ve tezkire-i Osmaniye belgesi gibi evraklar istenmektedir.22

Muallim tayinlerinde öncelikle o bölgedeki mekteplerde görev yapan muallimler tercih

ediliyordu. Ancak bu ilave görevin asıl vazifesine mani olmamasına özellikle dikkat edilmekte

idi. Manastır Serfice Rum Rüfldiyesi Lisân-ı Osmanî muallimli¤ine tayin edilecek olan mahallî

Rüfldiye mektebi muallimi Ragıb Efendi'nin asıl vazifesini aksatmaması flartıyla tayini uygun

görülmüfltür.23

Maarif ile bazı cemaatler arasında Lisân-ı Osmanî muallimi tayini yetkisinden kaynakla-

nan bir takım sıkıntılar yaflanmıfltır. Hükümetin muallim tayin etmesine karflı çıkanların

baflında Rum milleti ve Bulgarlar geliyordu.25 Muallimlerin devlet tarafından tayinlerine karflı

çıkmalarının altında yatan sebep maaflları maarif tarafından verilecek Hristiyan muallimler is-

tihdam etmek düflüncesinde olmalarıydı.26 Bu amaçlarını gerçeklefltirecek imtiyazı elde etmek

için hem Rum milleti temsilcisi olan Patrikhane'den hem Bulgar Eksarhlı¤ı'ndan Adliye ve Me-

zâhib Nezâreti'ne tahrîrâtlar gönderilmifltir.27

Rumlar kendileri için Türkçe'yi bir ihtiyaç olarak görmedikleri gibi bu dersi okutacak

muallime para vermeyi de kabul etmemifllerdir. Maaflları Maarif tarafından verilerek tayin edi-

lenlere de muallim tayini yetkisinin kendilerine ait oldu¤unu ileri sürerek görev

yaptırmamıfllardır.28 Hükûmet ise, tayin yetkisi Rum Patrikhanesi ve Bulgar metropolit- hâne-

lerine bırakılanların, maaflları cemaat tarafından ödenen muallimler oldu¤unu belirterek, Li-

sân-ı Osmanî muallimi olacakların devletin resmî okullarından mezun olmaları sebebiyle liya-

kat, ehliyet ve yeterliliklerinin maarif idareleri tarafından daha iyi tespit edilebilece¤ini vurgu-

lamakta ve ‹dâdi mekteplerine donanımlı talebe yetifltirmeleri beklenen bu muallimleri tayin

yetkisinin maarife ait oldu¤unu bu gerekçelerle ortaya koymaktadır.29

Osmanlı topraklarında köylere kadar Rumların meskûn oldu¤u hemen her yerde mek-

tepleri bulundu¤u bilinmektedir. Patrikhâne ve metropolit-hâneler tarafından kurulan bu

mekteplerin ders programları, müdür, muallim ve muallimelerin diplomalarının Patrikhâne ve

metropolit-hâneler tarafından tanzim veya tasdiki maarifin kararlarındandı. Aynı zamanda hü-

kûmet tarafından bunların denetlenmesi ve kontrol edilmesi, sakıncalı görülen derslerin oku-

Arşiv Belgeleri Işığında XIX. Yüzyılın İkinici Yarısında Gayr-î Müslim Mekteplerinde Lisan-ı Osmanî ... / Yrd. Doç. Dr. Navzat Sağlam I 427

21. BOA, MF. MKT. 355/22. 25 Ks. 312/6 fiubat 1897.

22. BOA, MF. MKT. 355/22.

23. BOA, MF. MKT. 406/61. 17 S. 1316/7 Temmuz 1898.

24. BOA, A. MKT. MHM. 691/35-15.

25. BOA, A. MKT. MHM. 691/35-27.

26. BOA, A. MKT. MHM. 691/35-28.

27. Osman Nuri Ergin, Türk Maarif Tarihi, III-IV, 1028-1029.

28. BOA, A. MKT. MHM. 691/35-15.

29. BOA, A. MKT. MHM. 691/35-15; Osman Nuri Ergin, Türk Maarif Tarihi, III-IV, 1462.

tulmaması ve diplomasız muallim istihdamına müsaade edilmemesi, ayrıca ders programları,

okutulan kitaplara iliflkin hazırlanan defterler, muallim ve muallimelerin isimleri ve diploma-

larının mahallî maarif dairelerinin kayıt ve tasdikinden sonra ruhsatnâmeleri verilmekte idi.30

Rumların hükûmetin muallim tayinine karflı çıkarken yumuflak bir üslup kullanarak kendileri-

ne ait bir hakkı müdafaa eder tarzda yaklaflım gösterdikleri görülmektedir. Nitekim Rum Pat-

rikhanesinden gönderilen yazıda, Lisân-ı Osmanî muallimlerinin tayin yetkisinin devlete ait ol-

du¤una dair talimat ve tebligâtın patrikhanenin biri metropolitler di¤eri muhtelit (karıflık)

meclisleri olmak üzere iki komisyonu tarafından de¤erlendirildi¤i belirtilerek Osmanlının res-

mî lisanının faydası Rum millet-i sâdıkası tarafından daima nazar-ı dikkate alınarak birçok feda-

kârlıklarla tahsiline gayret gösterildi¤i ifade edilmektedir. Her geçen gün daha da

yaygınlafltırılmasına samimiyetle çalıfltıklarını, maafllarının maarif tahsîsâtından ödenmesine

de minnettar olduklarını ifade etmektedirler. Ancak Türkçe muallimlerinin de dâhil oldu¤u

bütün muallim ve muallimelerin tayini yetkisinin birkaç sene önce ilan edilen ve yürürlü¤e ko-

nulan Padiflah kararına göre merkezde (‹stanbul'da) Patrikhâne, taflrada ise metropolit-hânele-

re ait oldu¤u tasdik edildi¤i ve maafllarının da ileride maarif tarafından ödenece¤i karar-

lafltırıldı¤ı halde, di¤er taraftan muallimlerin ve mekteplerin nizamnâmeye riayetleri denetlen-

meleri yapılmakta iken, Türkçe muallimleri için bir istisna ortaya atılmasının, düzen ve inti-

zam içinde olan idare açısından birtakım mahzurlar ve zorluklar do¤urdu¤u dile getirilmekte-

dir. Bu sebeple Patrikhâne'ye ba¤lı bulunan mekteplerin eskiden oldu¤u gibi usul ve muâme-

lelerini devam ettirmelerine hükûmet-i seniyye tarafından müsaade edilmesi istenmektedir.31

Bu talep üzerine Bulgar Eksarhlı¤ı'na da Rum Patrikli¤i'ne söz konusu muallimlerin ta-

yin yetkisinin kendilerinde olmadı¤ı, Padiflah'ın iradesine ba¤lı oldu¤u, konunun bahsedilen

kararlarla bir ilgisinin bulunmadı¤ı tekrar yazı yazılsa da neticeyi de¤ifltirmeyece¤i an-

laflıldı¤ından, öncelikle tayin edilen Lisân-ı Osmanî muallimlerini tereddütsüz kabul eden ce-

maatlerin mekteplerine muallim tayin edilmesi, di¤erlerinden de talep edilirse icabına

bakılmasının uygun olaca¤ı mütalaa edilmifltir.32

Yukarıda bahsi geçen muallim tayini yetkisini kendilerinde gören Rumların, mekteple-

rinde maarif tarafından tayin edilen muallimlere görev yaptırmadıklarını gösteren birçok ör-

nekler bulunmaktadır. Rumeli Vilâyât-t fiâhâmesi Lâyihası'mımi yürürlü¤e konulması ile Ma-

nastır'da bulunan Rum mekteplerine Lisân-ı Osmâmî muallimleri tayin edilmifltir. Ancak, söz

konusu lâyihada muallimleri tayin edecek makama dair bir açıklık bulunmadı¤ı gerekçesiyle

tayin edilen bu muallimlerin memuriyetlerinin Patrikhâne'den uygun görüldü¤üne dair cevap

gelinceye kadar kabul edilmeyece¤i metropolit tarafından belirtilmifltir. Buna karflılık Maarif

Nezâret'i muallim tayininin tabii oldu¤unu, tereddüte gerek olmadı¤ını bildirerek metropoli-

te tavsiyede bulunması hususunda Patrikhane'ye tebligatta bulunmufltur. Di¤er taraftan Neza-

ret tarafından tayin edilen muallimleri kabul etmedikleri gibi, Rumların cemaatlerinden seçe-

428 I Bütün Yönleriyle Osmanlıca ve Mirası Uluslararası Sempozyumu Bildiri Kitabı

30. BOA, A. MKT. MHM. 691/35-28. 16 C. 1314/22 Kasım 1896.

31. BOA, A. MKT. MHM. 691/35-30-33. 17 fi. 1314/ 21 Ocak 1897.

32. Osmanlı Devleti'nin Berlin Antlaflması (1878) ile Hıristiyan azınlıkların meskûn oldukları bölgelerde ıslahatyapma yükümlülü¤ü altınagirmesi üzerine Sultan II. Abdülhamid siyasî baskıları azaltabilmek için bütün imparatorluk topraklarını kapsayacak flekilde 1896-1906yılları arasında Anadolu Islahatı Projesini bafllatmıfltır. Bk. Ramazan Balcı, Kosova Islahatı (1896-1905): “Rumeli Vilayeti fiahanesineMahsus Mevadd-ı Islahiyye Layihasının Kosova'da Uygulanması”, Türkiyat Mecmuası, C. 22/Güz, 2012, s. 1.

cekleri muallimlerin maafllarının da hükûmet tarafından karflılanmasını istedikleri görülmekte-

dir.33 Hatta Siroz'da Rum Ortodoks Cemaati ile Prifltine ve civarı Ortodoks ahalisinin de bu

tarzda talepleri bulunmufllardır.34

Manastır Rum Mekteb-i Rüfldiyesi Lisân-ı Osmâmî muallimli¤ine tayin edilen ‹dâdî Mü-

dürü Besim Efendi'nin de tayinine de metropolit aynı gerekçe ile karflı çıktı¤ını görmekteyiz.35

Yine aynı isimli bir di¤er muallimin Yanya'da bulunan Rum mektebine tayin edilmesine Rum

metropolitinin karflı çıkması üzerine Musevî mektebine tayin edildi¤i görülmektedir.36

Devletin, mekteplerine Lisân-ı Osmamî muallimi tayini kararına Rumlar gibi bazı gerek-

çeler ileri sürerek Bulgarlar da karflı çıkmıfllardır. Nitekim Edirne Rum metropolitinin yanı sıra

Bulgar cemaatinin reisleri de muallim tayin yetkisinin kendilerine ait oldu¤unu iddia etmifller-

dir.37 Bu ba¤lamda Bulgar Eksarhı, hükûmetin Lisân-ı Osmamî'yi tedrisine dair tasavvurunun

tatbik edilemez oldu¤unu, edebiyat bakımından fakir, aynı zamanda tahsîli zor olan Türk-

çe'nin ö¤renilmesinin mümkün olmadı¤ını, resmî dil olan Türkçe'yi yabancı bir lisan gibi gör-

düklerini ifade etmifltir.38

Bulgar milleti Eksarh-hânesi'nin Adliye ve Mezâhib Nezâreti'ne göndedi¤i yazıda Lisân-ı

Osmamî derslerinin rüfldiye ve idâdîsi olan yerlerde bu mektep muallimlerine verdirilmesi,

bulunmayan yerlerde dersi vermeye yeterli olanlara havalesi belirtildikten sonra muallim tayi-

ni yetkisinin cemaatlerine ait oldu¤u ifade edilmektedir. Edirne Bulgar cemaati tarafından di-

le getirilen bu görüflün Devlet-i aliyyenin resmi mekteplerinden mezun olan ve maaflları maa-

rif tarafından ödenen muallimleri kapsamadı¤ı, dolayısıyla Edirne Bulgar cemaatinin itirazının

yerinde olmadı¤ı Maarif Nezâreti tarafından vurgulanmaktadır. Öte yandan Bulgar Eksarh-hâ-

nesi Nezâret'in kararına karflı flu görüflleri dile getirmektedir:

Bulgar millî mekteplerinin (mekâtib-i milliyyesinin) Saltanat-ı Seniyye'de önceden beri

imtiyaza sahip oldu¤u zikredilerek, Rüfldiye mekteplerinde yeni kararların alınmasından evvel

de zaten Lisân-ı Osmanî'nin okutuldu¤u beyan edilmektedir. Muallim maafllarının maarif ta-

rafından ödenmesine teflekkür etmekle beraber, mukarrerât-ı mezkûrede umum muallimler

hakkındaki ifadenin Lisân-ı Osmanî muallimlerini de kapsadı¤ı belirtilmektedir. Lisân-ı Osma-

nî muallimi olacakların devletin resmî mekteplerinden mezun olması meselesi ise, Rüfldiye de-

recesinde Bulgar mekteplerinin sayısı fazla olmadı¤ından Lisân-ı Osmanî'nin devletin resmi

okullarından diploma alarak mezun olanlar tarafından okutuldu¤u, bunlar bir taraftan kendi-

leri yetiflmekte, di¤er taraftan çocukların kabiliyet ve istîdâdına göre tedrîse çalıfltıkları ifade

edilmektedir. Kaldı ki bu dili Bulgar talebesine kendi anadiliyle izah ederek ö¤retmenin daha

kolay olaca¤ı ileri sürülmektedir. Asıl gaye Rüfldiye derecesindeki Bulgar mekteplerinde dev-

letin resmî dilinin çocuklara ö¤retilmesi ise, bunu da devletin resmî mekteplerinden mezun

Arşiv Belgeleri Işığında XIX. Yüzyılın İkinici Yarısında Gayr-î Müslim Mekteplerinde Lisan-ı Osmanî ... / Yrd. Doç. Dr. Navzat Sağlam I 429

33. BOA, DH. TMIK. S. 6/67. 22 fi. 1314/26 Ocak 1897.

34. BOA, A. MKT. MHM. 691/35-3.

35. BOA, DH. TMIK. S. 8/51. 4 N. 1314/6 fiubat 1897.

36. BOA, MF. MKT. 377/5. 15 L. 1315/9 Mart 1898

37. BOA, A. MKT. MHM. 691/35-15.

38. Osman Nuri Ergin, Türk Maarif Tarihi, III-IV, 1458.

olanlar ve bu iflte yeterli olanlar yapacaksa maksat hâsıl olmufl demek olaca¤ından bu konuda

Bulgar ruhânî idaresinin üzerine düfleni yapaca¤ı belirtilmektedir.39

Hükümet tarafından ise, Suriye, Bursa, Cezayir-i Bahr-i sefid, Ba¤dad, Van ve di¤er bazı

vilayetlerde eskiden beri istihdam edilmekte olan ve maaflları nezâret tarafından ödenen mu-

allimlerin daimî surette maarif idarelerince seçildi¤i ve tayin edildi¤i, halen aynı usulle tayin

yapıldı¤ı ve önemli bir itirazın olmadı¤ı hatırlatılarak Rum Patrikhânesi ile Bulgar Eksarh-hâ-

nesine Adliye Nezâreti vâsıtasıyla tebligat yapılmasının uygun olaca¤ı mütalaa edilmektedir.40

Hükümet karflılafltı¤ı bu tavır karflısında gayr-i müslim mekteplere Lisân-ı Osmanî mual-

limleri tayin edilmesinin devlete ait bir karar oldu¤unu belirtmekle birlikte, muallimleri kabul-

de tereddüt göstermeyen mekteplere muallim tayini yoluna gitmifltir41. Muvafakat etmeyen-

lere karflı zor kullanma yoluna gitmemifl, muallim tayininde tereddüt gösteren gayr-i müslim

yetkililere tayin yetkisinin hükûmete ait oldu¤unun anlatılmasını istemifltir.

Islahat layihasında Hristiyan Rüfldiye mekteplerine tayin olunan Lisân-ı Osmanî muallim-

lerinin maafllarının maarif vâridâtından ödenece¤i açık iken, tayinleri hakkında bir açıklık ol-

madı¤ı yönünde itirazlara karflı, tayin yetkisi cemaatlere verilenlerin maaflları cemaat ta-

rafından ödenecek muallimlerle ilgili oldu¤u, maaflları maarif tahsîsâtından/gelirlerinden veri-

lecek Lisân-ı Osmanî muallimlerinin seçilmesi ve tayin yetkisinin ise, Nezâret'e ait oldu¤u ifa-

de edilmektedir.42 Muallimlerin Patrikhâne ve Eksarhlık tarafından tayin edilmesi halinde ise,

gayr-i müslim mekteplerine muallim tayininden beklenen ve amaçlanan faydanın temin edile-

meyece¤i, ayrıca di¤er milletlere mensup cemaatlerin de bu yolda talepte bulunacakları do-

layısıyla ardı arkası kesilmeyecek bir münakaflanın bafllayaca¤ı dile getirilmektedir.43

Rumların ve Bulgarların hükûmetin muallim tayinine ayak diretmelerinin gerçek sebebi,

mekteplerinde Müslüman görmekten rahatsız olmaları, maaflı devlet tarafından verilecek Hris-

tiyan muallim istihdam etmek istemelerinden kaynaklanmaktadır. Muallim seçimi ve istihdamı

yetkisini kendilerinde görerek bu yetkilerini kullanma talebinde bulunan cemaatler bu taleple-

ri kabul edilmemesine ra¤men44 hükümetin açık emrine muhalefet ederek tercihlerine göre

muallim tayin etmekten geri durmamıfllardır. Mesela, Ohri Bulgar Rüfldiye mektebine tayin edil-

mifl olan Osman Efendi'nin Bulgarca bilmemesi sebebiyle ders vermede zorluk çekti¤i ve ken-

disinden istifade edilemedi¤ini ileri sürerek Ohri dava vekillerinden Tesenofu (?) Lisân-ı Osma-

nî muallimi olarak tayin etmifller ve maaflının da Nezâret tarafından ödenmesini istemifllerdir.45

Yine Kalafafl (?) kasabasında Katolik mektebine tayin edilen Dârul-muallimîn mezun-

larından Âkif Efendi'ye de aynı gerekçeye istinaden görev yaptırılmamıfltır. Selanik ve Köprü-

lü Bulgar mekteplerine tayin edilen muallimler de aynı durumla karflılaflmıfllardır.

430 I Bütün Yönleriyle Osmanlıca ve Mirası Uluslararası Sempozyumu Bildiri Kitabı

39. BOA, A. MKT. MHM. 691/35-26. 26 Ca. 1314/2 Kasım 1896.

40. BOA, A. MKT. MHM. 691/35-15. 7 R. 1314/15 Eylül 1896.

41. BOA, DH. TMIK. S. 8/51. 1 Za. 1314/3 Nisan 1897.

42. BOA, A. MKT. MHM. 691/35-19. 5 C. 1314/11 Kasım 1896.

43. BOA, A. MKT. MHM. 691/35-24. 17 B. 1314/22 Aralık 1896.

44. BOA, DH. TMIK. S. 8/51-7.

45. BOA, DH. TMIK. S. 8/51. 4 N. 1314/6 fiubat 1897.

Bir taraftan muallim tayinine dair bu tartıflmalar devam ederken, di¤er taraftan gayr-i

müslim mekteplerinde Müslümanlar dıflında da muallim istihdam edildi¤i görülmektedir. Hü-

kümet muallim tayin etme yetkisini cemaatlere vermemekle birlikte maslahat icabı veya müc-

bir sebeplerle Müslüman muallim tayininden sarf-ı nazar etmek durumunda kalmıfltır. Meselâ,

Bursa Rum mektebinde Lisân-ı Osmanî muallimi olarak Kozmidi Efendi'nin görev yaptı¤ı,

onun istifasından sonra da önce Heybeliada'daki Ruhban mektebinde sonra Midilli, Ayvalık ve

di¤er Rum mekteplerinde Lisân-ı Osmanî tedris etmifl bulunan ve Rum milletinden olan Dimit-

raki ‹stavridi Efendi tayin edilmifltir.46 Bir taraftan hem Lisân-ı Osmanı"nin flîve-i tekellümünü

muhafaza etmek ve hem mektebi kontrol altında bulundurmak için vilâyet tarafından ‹dâdî-

ye'de bulunan mekâtib-i âliyeden mezun muallimlerden veya münasip bir memurun seçilme-

si istenmifltir.47 Ancak Rum talebeye Lisân-ı Osmanî ö¤retecek muallimin her iki lisana âflina

olması metropolitlik tarafından gerekli görüldü¤ünden, bu evsâfı hâiz ‹slam'dan bir kifli bulu-

nuncaya kadar söz konusu görevin Dimitraki ‹stavridi tarafından îfâsının uygun görülmüfltür.48

Di¤er taraftan ‹zmid Ermeni mektebinde Abraham Efendi, Arapgir Ermeni mektebinde

Begos Efendi ö¤retmenlik yapmıfllardır.49 Cemaatlerin Hristiyan muallimlerin görevlerinde

bırakılmaları ve yerlerine Müslüman muallimlerin tayin edilmesine mani olmak için ö¤renci-

lere bu muallimlerden memnun oldukları ve gayretleri sebebiyle niflanla taltif edilmeleri yo-

lunda arzuhaller yazdırıldı¤ı görülmektedir. Meselâ, Triyeste'de Ermeni cemaatine ait mektep-

te on befl yıldır Lisân-ı Osmanî muallimli¤i yapan Rahip Samuel Fenerciyan'ın özverili çalıflma-

ları sebebiyle Mecidî niflanı ile taltif edilmesi bir kısım ö¤renci tarafından dile getirilmifltir.50

Muallim tayinlerinde bu mesle¤i icra edenlere öncelik veriliyorsa da ihtiyacı karflılamak

için birtakım kurumlarda görev yapan memurlar da Lisân-ı Osmanî muallimli¤ine tayin edil-

mifllerdir. Bunlar arasında Telgraf ve Posta memurları, mahkeme kâtipleri, hastane imamları

ve askerî görevliler bulunmaktaydı.51 Fakat muallimlik yapanlar dıflından bu göreve seçilecek

adaylar imtihana tabi tutulmaktaydı. Bu adayların yapılacak imtihanda ö¤retmenlik yapmaya

ehliyetli ve liyakatli olduklarını ispat etmeleri gerekiyordu. Meselâ, Yanya Musevî mektebi mu-

allimli¤ine tayin edilen Yanya ‹stînâf Müdde-i Umûmili¤i Bafl-kâtibi Mehmed Zeki Efendi bir

komisyon tarafından yazılı imtihan yapılmıfl ve flu suallerin sorulmufltur.52

1- Maarifi el-yevm vâsıl olmufl bulundu¤u terakkıyâttan ve flu vesile ile de mehâmid-i se-

niyye-i cenâb-ı Hilâfet-penâhîden bâhis bir fikir kaleme alınız.

2- ‹lk üç cümlenin tahlil-i sarfı ve nahvîsini tahrîran gösteriniz.

a) ‹lm ü ma'rifet bâ'is-i seâdettir,

b) ‹nsan tahsîl-i kemâlâta gayret ederse nâ'il-i feyz ü kemâl olur,

c) ‹nsan ekdi¤ini biçer,

Arşiv Belgeleri Işığında XIX. Yüzyılın İkinici Yarısında Gayr-î Müslim Mekteplerinde Lisan-ı Osmanî ... / Yrd. Doç. Dr. Navzat Sağlam I 431

46. BOA, MF. MKT. 380/52-7.

47. BOA, MF. MKT. 270/36-8.

48. BOA, MF. MKT. 270/36-8.

49. BOA, MF. MKT. 172/102. 19 Haziran 1309/1 Temmuz 1893.

50. BOA HR. TO. 501/136.

51. BOA, MF. MKT. 406/6; BOA, MF. MKT. 460/63; MF. MKT. 369/46.

52. BOA, MF. MKT. 460/63.

3- Ve biçer nasıl fiildir? Efâl-i basîtadan mıdır, mürekkebeden midir? Semâ'îden mi, kıya-

sîden midir?

4- Efâl-i basîta kaç sîgaya münkasimdir ve her kısmın sûret-i teflekkülü nasıl olur?

Rumeli vilayetine ait ıslahat lâyihasına istinâden Rüfldiye seviyesindeki gayr-i müslim

mekteplerine Lisân-ı Osmanî dersleri konuldu¤u ve tayin edilecek muallimlerin devletin res-

mî mekteplerinden mezun olmaları gerekiyordu53 Hükümet köylere kadar yayılmıfl olan bü-

tün gayr-i müslim mekteplerine ehliyet sahibi muallim bulma sıkıntısının yanı sıra bütçe im-

kânlarının yetersizli¤i gibi sebeplerle ö¤retmen tayin edemedi¤i için flehir ve kasabalarda bu-

lunan mekteplere öncelik vererek köy mekteplerini daha sonraya bırakmıfltır.54 Di¤er taraftan

muallim tayin edilecek flehir ve kasabaların nüfus yapısı dikkate alınmıfl ve muallim seçimin-

de hassasiyet gösterilmifltir. Meselâ, Adapazarı'nda Rumlar tarafından infla olunan mektepte

çocuklara Lisân-ı Osmanî tedris etmek üzere bir muallim tayin edilmesine iliflkin belgede Ada-

pazarı'nda müslim, gayr-i müslim ne kadar hâne bulundu¤u ve hangi mezhebe mensup olduk-

larına dair bilgi istenmifltir55Muallim tayinlerinde makamların birbiriyle irtibatsızlı¤ı veya

kayırmacılık sebebiyle bazen kargafla yaflandı¤ı da görülmektedir. Meselâ, Abraham Efendi'nin

istifası üzerine münhal kalan ‹zmid Ermeni mektebi muallimli¤ine ‹dadî müdürü tarafından li-

va muhasebe memuru Reflad Efendi'nin tayini teklif edilmiflken, bir gün sonra aynı göreve Mu-

tasarrıflık makamından ‹zzet Efendi'nin tayin edilmesi teklif edilmifltir. ‹dâdî müdürü, ‹zzet

Efendi'nin memuriyetine muvafakat etti¤ini beyan ettiyse de Muhasebe tarafından Reflad Efen-

di'nin tayin ifllemleri yapılmıfltır.56

Mekteplerde Lisân-ı Osmanî 'nin ne derece tedris edildi¤i ö¤rencilerin hangi seviyede

oldukları da belli dönemlerde teftifl edilmifl ve e¤itim ile ilgili problemler tespit edilerek ge-

rekli önlemler alınmaya çalıflılmıfltır57. Tedrisâtta muallimlerin ihmal, kusur ve yetersizli¤in-

den kaynaklanan hatalar tespit edildi¤inde, vazifesini îfâda kusuru olanların maslahat gere¤i

azledilmeleri gerekiyordu.58 Ancak fiam Katolik mektebinde Lisân-ı Osmanî muallimi askeri-

yeden Yüzbaflı Kuvvetlu Kırıfl'ın (?) ve Musevî mektebinde muallim fiükrü

Efendi'nin asıl vazifesiyle (askerlikle) ilgilenmesi ve dersi önemsememesi sebebiyle ö¤-

rencilerin Lisân-ı Osmanîyi ö¤renemedikleri belirlenmifltir. Dolayısıyla her iki muallimin de

asıl görevlerinin muallimliklerini bi-hakkın yerine getirmelerine imkân vermedi¤inden, bun-

ların yerine daha münasip olanlarının tayini Maarif müdürlü¤ü tarafından Nezârete bildirilmifl-

tir.59

Bunun üzerine Maarif idaresi baflkâtibi Cemil ve Nüfus Nezâreti baflkâtibi Hacı Abdi

Efendi tayin edilmiflken, okul idaresinin Yüzbaflı Kuvvetlu Kırıfl (?) ve fiükrü efendilerden

432 I Bütün Yönleriyle Osmanlıca ve Mirası Uluslararası Sempozyumu Bildiri Kitabı

53. BOA, A. MKT. MHM. 691/35-25. 4 C. 1314/10 Kasım 1896.

54. BOA, DH. MKT. 322/31; BOA, Y. A. HUS. 316/53. 10 B. 1312/7 Ocak 1895.

55. BOA, MF. MKT. 36/28. 12 R. 1293/ 7 Mayıs 1876.

56. BOA, MF. MKT. 157/91; MF. MKT. 157/105. 7 Ts. 308/19 Kasım 1892.

57. BOA, MF. MKT. 270/36-13, 15.

58. BOA, A. MKT. MHM. 691/35.

59. BOA, MF. MKT. 270/36-13.

memnuniyeti sebebiyle vazifelerinde daha dikkatli olmaları tembih edilerek görevlerinde

bırakılmıfllar, tayin edilen di¤er iki muallimin atamaları iptal edilmifltir.60

Bazı mektep müdürleri istedikleri keyfiyette olmayan Müslüman muallimleri birtakım

gerekçeler göstererek görevden aldırmak istemifllerdir. Bursa Musevî mektebi Lisân-ı Osmanî

muallimi Musa Kazım Efendi'nin görevini yürütemedi¤i gerekçesiyle azledilerek yerine talebi

Fransızca bilen vilâyet maiyetine memur Mülkiye mektebi mezunlarından Fuad fiihab Bey'in

tayini mektep müdürü tarafından talep edilmifltir.61 Ancak Maarif Meclisinin de¤erlendirmesi

neticesinde Musa Kazım Efendi'nin Daru'l-muallimin Rüfldiye mezunlarından oldu¤u ve

1304/1886-87 tarihinden beri (yaklaflık on yıldır) söz konusu muallimlikte istihdam edildi¤i

halde hakkında herhangi bir flikâyet bulunmadı¤ı dikkate alınarak, azledilmesinin adalete uy-

gun olmayaca¤ı kanaatine varılmıfltır.62

Nitekim Musa Kazım Efendi de yazdı¤ı arzuhalde yeni gelmifl Türkçe bilmeyen bir

Fransız direktörünün kayırılması maksadıyla, uzun zamandır söz konusu muallimlikte bulun-

du¤u halde vazifesini yerine getiremedi¤i fleklinde kendisine iftira edildi¤ini belirterek ma¤-

duriyetine sebep olacak bu hususun düzeltilmesini talep etmifltir.63

L‹SAN-I OSMAN‹ MUALL‹MLER‹N‹N GAYR-‹ MÜSL‹M MEKTEPLER‹N‹ KONTROLÜ

Bilindi¤i üzere Osmanlı devleti da¤ılma ve yıkılma sürecine girdi¤i dönemde de bugün-

kü Ortado¤u, Afrika ve Rumeli'de genifl topraklara sahip bulunuyordu. Devletin hayatiyetini

devam ettirebilmesi için merkeze uzak olan bu bölgelerde kontrolü elinde tutması ve devlete

yönelik yıkıcı, bölücü faaliyetlere fırsat vermemesi önem ifade ediyordu. Bu yüzden Avrupalı

devletlerin ve misyonerlerin de deste¤iyle yıkıcı faaliyetlerin oda¤ı haline gelmesini önlemek

üzere gayr-i müslim mekteplerinde devlet, Lisân-ı Osmanî'yi zorunlu ders haline getirerek bir

yandan e¤itim ve kültürde ortak payda oluflturmak, di¤er yandan tayin etti¤i Müslüman Türk

muallimler vasıtasıyla bu mektepleri kontrol etmek istemifltir. Bir kısım cemaatlerin devlet ta-

rafından muallim tayinine karflı çıkmaları bu sebebe dayanıyordu. Ancak ö¤retmen yetersizli-

¤inin yanında, verilen ücretlerin düflük olması yüzünden muallim bulunamaması sebebiyle fle-

hirlerde ve bazı kasabalarda muallim istihdam edilebilmifltir. Köylerdeki mekteplere muallim

tayini ise ileriki tarihlere bırakılmıfltır.

Devletin tayin etti¤i Lisân-ı Osmanî muallimleri vasıtasıyla gayr-i müslim mekteplerini

bir nevi gözetim altında tutmaya çalıflmasında bu mekteplerde Müslümanlık ve Osmanlı aleyh-

tarı bir e¤itim politikası takip edilmesinin flüphesiz etkisi vardır. Ders kitabı olarak okutulan

birçok kitabın maarif müfettifllerinin tespiti ile tedristen men edilmesi,64 devletin bu okullar-

daki faaliyetleri yakından takip etmesini zaruri hale getiriyordu. Çünkü bir kısım okullar maa-

rif müfettifllerinin teftifline de karflı çıkıyorlardı. Artık Osmanlı'nın hâkimiyeti altında yaflamak

Arşiv Belgeleri Işığında XIX. Yüzyılın İkinici Yarısında Gayr-î Müslim Mekteplerinde Lisan-ı Osmanî ... / Yrd. Doç. Dr. Navzat Sağlam I 433

60. BOA, MF. MKT. 270/36-6.

61. BOA, MF. MKT. 444/28-3.

62. BOA, MF. MKT. 444/28. 16 Za. 1315/28 Mart 1899.

63. BOA, MF. MKT. 444/28-5.

64. Osman Nuri Ergin, Türk Maarif Tarihi, III-IV, 1036.

istemeyen cemaatlerin mekteplerini hazırladıkları programlarıyla Osmanlı aleyhtarı faaliyetle-

rin yapıldı¤ı yerler dönüfltürmeleri tabii idi.65

Di¤er taraftan ö¤rencilerin Lisân-ı Osmanî'ye vukûfiyet ve melekelerinin ölçülmesi için

Maarif idaresi tarafından mümeyyizler bulundurulması, bunun için de imtihan günlerinin bil-

dirilmesi Rum, Bulgar metropolitleriyle Ulah ve Sırp direktörlerine bildirilmifltir. Bunlardan

Sırp ve Ulah direktörleri muvafakat etti¤i halde, Rum ve Bulgar metropolitleri muvafakat et-

memifl ve imtihan günlerini bildirmemifltir. Hâlbuki Avrupa devletlerinin sadece kendi ülkele-

rinde de¤il, aynı zamanda iflgal ettikleri yerlerde dahi kendi dillerinin ö¤renilmesini mecbur

ettikleri gibi, Osmanlı ülkesinde de neflre çalıfltıkları görülmektedir. Bu sebeple Devlet-i aliy-

ye sınırları içinde e¤itim veren Hristiyan mekteplerinde Türkçe tedrisinin takibi ve temini için

Türkçe imtihanlarında maariften mümeyyizler bulundurulması zaruri ve gerekli görülmüfltür.

Ayrıca bu mekteplerin teftifl edilerek Türkçe ö¤retilmeyen mekteplerin kapatılmasının

Padiflahın emri oldu¤u belirtilmektedir. Bu emre binaen imtihanlarda mümeyyiz bulundurul-

ması gerekli görülmüfl, bu sebeple de imtihan günlerinin maarif müdürlüklerine bildirilmesin-

de ısrar edilmifltir. Buna muvafakat etmeyen Manastır metropolitli¤i ile di¤er metropolitlikle-

re ve Bulgar Eksarhlı¤ı'na tekrar kesin bir dille tebligat yapılması istenmifltir.66

Esasen Sadaretten Manastır'daki Rum, Bulgar ve Ulah mekteplerine Türkçe dersi vermek

üzere tayin edilecek yirmi kadar muallimin nerelere tayin edilece¤i ve maafllarının nasıl

karflılanaca¤ına iliflkin izahat istenmesi üzerine, Yanya Valili¤i'nden gelen cevap gayr-i müslim

mekteplerinin durumunu özetler mahiyettedir:67

Hristiyan mekteplerine yabancılar tarafından külliyetli miktarda para verildi¤i ve mek-

teplerde muallim ve muallimelerin ço¤unlu¤unun ecnebî oldu¤u belirtildikten sonra bu mek-

teplerde ne tür faaliyetlerin yapıldı¤ı bilinemedi¤inden hiç olmazsa Lisân-ı Türkî'yi tedrîs ve-

silesiyle mekteplerin ve muallimlerin ahvâlinden haberdar olmak için Hristiyan mekteplerin-

de birer Türk muallim bulundurmak önem arz etmektedir. Bu sebeple Manastır, Prizrin ve Gö-

rice sancaklarında bulunan Rum, Bulgar ve Ulah mekteplerinin ‹dâdî ve Rüfldiye derecesinde-

ki yirmi kadar mektebe birer Türkçe muallim tayin olunarak bunlara befler yüz kurufl maafl ve-

rilmesi tasavvur olunmufltur. Türkçe'nin yalnız gayr-i müslim ‹dâdî ve Rüfldiye mekteplerinde

okutulması, ‹btidâî mekteplerinin istisna edilmesi do¤ru de¤ildir. Türkçe'nin mutlaka bu mek-

teplerde de okutulmasının gerekti¤i mütalaa edilmifltir. Ancak Hristiyan mekteplerinin ta-

mamına, maaflları devlet tarafından verilerek muallim tayin edilmesi mümkün olmadı¤ından

en do¤ru yolun ‹btidâî, Rüfldî ve ‹dâdî bütün Hristiyan mekteplerinde muallim maafllarının ce-

maatler tarafından verilmek flartıyla devlet tarafından Türkçe'nin zorunlu ders hale getirilme-

si olaca¤ı düflünülmüfltür. Bunun her devlette uygulanan bir usul oldu¤u da belirtilmektedir.

Böylece gayr-i müslim mekteplerinde görev yapan yabancı dil hocalarının denetlenmesi ve

kontrolü mümkün olacak ve devlete karflı fesat faaliyeti içinde olanlar beklenebilecektir.68

434 I Bütün Yönleriyle Osmanlıca ve Mirası Uluslararası Sempozyumu Bildiri Kitabı

65. Osman Nuri Ergin, Türk Maarif Tarihi, III-IV, 1456.

66. BOA, MF. MKT. 409/11. 8 Ra. 1316/27 Temmuz 1898.

67. BOA, A. MKT. MHM. 498/13.

68. BOA, A. MKT. MHM. 498/13.

Di¤er taraftan Müslümanlardan tayin edilecek Türkçe muallimleri vasıtasıyla mekteple-

rin gelir kaynaklarının bilinmesi, zararlı kitapların okutulmasına engel olunması, yabancıların

faaliyetlerinin denetlenmesi mümkün olacak, aynı zamanda Türkçe okuyacak ö¤rencilerin altı

aylık dönemlerde yapılacak imtihanlarla seviyeleri tespit edilebilecektir.69

Kontrol ve denetimden uzak mekteplerin misyonerlerin çalıflmaları, ders programları ve

okutulan ders kitaplarıyla devlet aleyhine faaliyetlerin oda¤ı haline gelmesi mümkün ola-

caktır. Nitekim Ermeni mekteplerinde de okutulan tarih kitabının bazı yanlıfl bilgiler ihtiva et-

ti¤i belirtilerek tashih edildikten sonra basılmasına izin verilece¤i belirtilmektedir.70

Gayr-i müslim mekteplerinde sadece muallim olarak de¤il aynı zamanda dil ö¤renmek

için de Müslüman gençlerin bulundurulması gere¤i üzerinde durulmaktadır. Bir evrak veya

mektubu okuyup tercüme edecek Müslüman bulunmadı¤ından bu iflin Rum ve Bulgarlara

yaptırılmak zorunda kalındı¤ı, bunun da birçok sakıncaları oldu¤u ifade edilmektedir. Buna

karflılık Rüfldiye'den mezun Müslümanlardan birkaç kiflinin maaflları devlet tarafından verile-

rek, Rum ve Bulgar mekteplerinde Rumca ve Bulgarca ö¤renmek üzere bulundurulmasının

devletin menfaatleri açısından önemine iflaret edilmektedir.71 Öte yandan Rumca ve Bulgar-

caya vâkıf Müslümanlardan müfettifl ve müfettifl yardımcılarıyla bu mekteplerin denetlenmesi

sayesinde devlet aleyhine faaliyetlerde bulunan yabancıların önüne geçilerek devlet kontrolü-

nün sa¤lanması mümkün olacaktır. Bu müfettifller aynı zamanda ‹slam okullarını da teftifl ede-

rek bunların ıslahı ve terakkisi için gerekli tedbirlerin alınmasını sa¤layacaklardır.72

Yapılması öngörülen ve önerilen bu çalıflmaların sadece Yanya için de¤il, aynı zamanda

Rumeli'deki bütün vilâyetler için geçerli olan hususlar oldu¤u da ayrıca vurgulanmaktadır.73

Bu teklif ve öneriler üzerine yapılan de¤erlendirmede gayr-i müslim mekteplerinde Lisân-

ı Osmanı"nin zorunlu ders olması mütalaa edilebilece¤i, ancak bütün okullara muallim temini

mümkün olsa bile bu muallimlerin maafllarının mektepler tarafından ödenemeyece¤i, bütçe-

den ödenmesinin de mümkün olamayaca¤ı mütalaa edilmektedir74 Bu sebeple Yanya'daki mek-

teplerin teftifli için bir müfettifl ile bir müfettifl muavininin görevlendirilmesi ile yetinilmifltir.75

L‹SAN-I OSMAN‹ MUALL‹MLER‹N‹N MAAfiLARI

Gayr-i müslim mekteplerinin ‹slam mekteplerine göre düzen ve intizam yönünden daha

mükemmel oldu¤u, Müslüman mekteplerin genel ihtiyaçlarının karflılanmasında dahi birtakım

zorluklar çekildi¤i, di¤er yandan muallim maafllarının da gayr-i müslim mekteplerindeki mual-

limlerin maafllarının çok altında oldu¤u görülmektedir.76 Bazı bölgelerde muallim maafllarının

Arşiv Belgeleri Işığında XIX. Yüzyılın İkinici Yarısında Gayr-î Müslim Mekteplerinde Lisan-ı Osmanî ... / Yrd. Doç. Dr. Navzat Sağlam I 435

69. BOA, A. MKT. MHM. 498/13.

70. Osman Nuri Ergin, Türk Maarif Tarihi, III-IV, 1039.

71. BOA, A. MKT. MHM. 498/13.

72. BOA, A. MKT. MHM. 498/13.

73. BOA, A. MKT. MHM. 498/13. 25 L. 1305/5 Temmuz 1888.

74. BOA, A. MKT. MHM. 498/13.

75. BOA, A. MKT. MHM. 498/13.

76. BOA, A. MKT. MHM. 691/35-3.

436 I Bütün Yönleriyle Osmanlıca ve Mirası Uluslararası Sempozyumu Bildiri Kitabı

77. Evkaf-ı münderise: Meflrut-i lehi (vakfa konu olan eserleri) tamamen yok olmufl gelirlerinin sarfına mahal kalmamıfl vakıflardır.

78. BOA, MF. MKT. 270/36-15.

79. BOA, MF. MKT. 270/36-16.

80. BOA, MF. MKT. 343/17. 25 M. 1314/6 Temmuz 1896.

81. BOA, MF. MKT. 219/21. 3 Ca. 311/12 Kasım 1893.

82. BOA, A. MKT. MHM. 691/35. 28 N. 1311/4 Nisan 1894.

83. BOA, A. MKT. MHM. 691/35. 26 Z 1313/8 Haziran 1896.

evkaf-ı münderiseden77 ödenmesi dile getirilmiflse de bunun vakfın ruhuna aykırı oldu¤u ge-

rekçesiyle kabul edilmemifltir. fiam'da Musevî ve Katolik mekteplerinde Lisân-ı Osmanî mual-

limli¤ine tayin edilecek muallimlere maafllarının evkâf-ı münderiseden78 ödenmesi gündeme

gelmifl, ancak evkaf-ı münderise bütçesinden gayr-i müslim mekteplerinde görev yapan mual-

limlere maafl ödenmesinin vakfın mevzuatına aykırı oldu¤u belirtilerek vaz geçilmifltir.79

Vekâleten muallimlik görevinde bulunanların bu görevi asâleten yürütenlerin üçte bir

oranında maafl aldıkları anlaflılmaktadır. Nitekim Rum Ortodoks ‹btidai mektebi Lisân-ı Osma-

nî muallimli¤ini vekâleten yürütmekte olan Hama Maarif kâtibi Mehmed Termanini Efendi ai-

le efrâdının çoklu¤u, maaflının azlı¤ını dile getirerek yüz yirmi kurufl maaflla bu görevi asâle-

ten yürütmek istedi¤ini bildirmifltir.80 Ayrıca belgelerden Lisân-ı Osmanî muallimlerine veri-

len maaflın yüz yirmi kurufl ile iki yüz elli kurufl arasında de¤iflti¤i anlaflılmaktadır.

Nitekim fiam'da bulunan Rum Ortodoks Mektebi Lisân-ı Osmanî muallimi fievket Efen-

di'nin maaflının yüz elli kurufl, daha sonra onun yerine tayin edilen Tahir Bey'in maaflının ise

iki yüz kurufl oldu¤u görülmektedir.81 Özellikle gayr-i müslim mekteplerinde görev yapan di-

¤er ders hocalarının maaflları emsal gösterilerek Lisân-ı Osmanî muallimlerinin maafllarının da

artırılması yolunda taleplerde bulunulmufltur. Ancak mevcut maaflların ödenmesinde dahi

güçlük çekildi¤i dikkate alındı¤ında, bütçesi imkânları çerçevesinde bu taleplerin karflılana-

mayaca¤ı açıktır.

Rumeli teftifl heyetinden üç müfettifl tarafından muallim maafllarının artırılmasına dair

kaleme alınarak Sadâret'e gönderilen yazı bu konuyu de¤iflik boyutlarıyla ortaya koymaktadır.

Söz konusu yazıda Rumeli'deki vilayetlerde Rüfldiye derecesinde bulunan mekâtib-i gayri müs-

limede Lisân-ı Osmanî dersinin fahrî olarak yahut yol masraflarına karflılık olmak üzere seksen

kurufl maaflla Rüfldiye ve ‹dâdiye muallimleri tarafından, bunların olmadı¤ı yerlerde yüz-yüz el-

li kurufl maaflla ‹dâdî mezunlarından veya ehliyet ve liyakat sahipleri arasından tayin edilenler-

le yürütüldü¤ü belirtilmektedir.

Di¤er taraftan Kosova dâhilinde bulunan ve gayr-i müslim cemaatler tarafından tayin edi-

len on üç adet gayr-i müslim mekteb-i rüfldiye Lisân-ı Osmanî muallimlerine metropolit- hâne-

lerce aylık en az iki yüzden altı yüz kurufla kadar maafl verilirken, maarif tarafından görevlen-

dirilenlere seksen kurufl verilmesinin, hem muallim bulma sıkıntısına hem muallimlerin em-

salleri arasında küçük görülmelerine sebep oldu¤u belirtilerek maafllarının yükseltilmesi, böy-

lece kudretli muallimler tayin edilmesi talep edilmektedir.82 Bu talebin, Türkçe tedris eden

muallimlere dörder befler yüz kurufl maafl verilmesinin hem emsallerine aykırı olaca¤ı, hem es-

kilerinin maafl taleplerine yol açaca¤ı, bütçenin de buna imkân vermeyece¤i mülahazasıyla ye-

rine getirilemeyece¤i bildirilmifltir.83

Benzer bir talebin de ‹flkodra valili¤inden geldi¤i görülmektedir. ‹flkodra'da üç, Dıraç

Sanca¤ı'nda üç olmak üzere altı muallime ihtiyaç varken, seksen kurufl maaflla muallim bul-

manın mümkün olmadı¤ı ifade edilerek, hiç olmazsa yüz elli kurufla yükseltilmesi talep edil-

mifltir. Ayrıca tedrisinde büyük yarar oldu¤u belirtilen Lisân-ı Osmanî'nin hakkıyla okutulması

ve arzulanan faydanın temini isteniyorsa, bunun için ‹flkodra'nın hususî durumu da dikkate

alınarak maaflların en azından iki yüz elli kurufla çıkarılması talep edilmiflse de bunun da büt-

çe imkânları çerçevesinde mümkün olmadı¤ı bildirilmifltir.84

Muallim maafllarında bir miktar da olsa artıfl sa¤lamak üzere mektebin giyecek/melbu-

sât, yakacak/mahrûkât ve aydınlatma/tenvirâtı tahsîsâtından tasarruf yapılması gündeme gel-

mifltir. Ancak tahsîsâtından tasarruf edilmesi tavsiye edilen mekteplerden biri olan Kosova ‹dâ-

dî'sinin birçok eksikliklerinin bulunması bir yana her geçen gün artan ö¤renci sayısının böy-

le bir tasarrufa imkân vermedi¤i ifade edilmektedir.85

Lisân-ı Osmanî tedrisini de ihtiva eden önemli bir vesika da Hindistan Müslümanlarının

halîfe-i müslimîn Sultan II. Abdülhamid Hân'a kalbî ba¤lılıklarını güçlendirmek üzere Lon-

dra'da ve Hindistan'ın Kalküta flehrinde birer Cemâat-i Islâmiyye kurmak ve Londra'da Nur-i

Âlem adıyla saltanat-ı seniyye'nin mukaddes hukukunu ‹ngilizlere ve bütün âleme karflı müdâ-

faa etmek gâyesiyle ‹ngilizce bir gazete tesis eden ve Dersaâdet'e gelmifl bulunan meflhur ka-

lem erbabından Abdullah el-Me'mun Efendi'nin bu ziyaretine dair vesikadır.

Bu vesikada Abdullah el-Me'mun Efendi'nin, Hind Müslümanları ile hilâfet makamı

arasındaki irtibatı güçlendirmek üzere Dersaâdet'e gönderilecek Hind Müslümanlarının mekâ-

tib-i Osmâniyye'ye kabulünü ve Hindistan'da açılacak Osmanlı mekteplerinde Lisân-ı Osmanî

tahsîli ile bu mekteplere verilecek isimleri görüflmek ‹stanbul'a geldi¤i zikredilmektedir86.

Konuyla alakalı dikkat çeken bir di¤er belge (1911 tarihli) Nablus Mutasarrıfı Süleyman Fet-

hi Bey'in Beyrut Valili¤i'ne “mahremâne” kaydıyla yazdı¤ı bir rapordur. Bu raporda Nablus'a ge-

len Kudüs Rum Patri¤i ile görüflmesine ve bölgedeki emlak ve arazilerin ecnebi ve Yahudilerin

eline geçti¤ini ayrıca ‹ngilizlerin ve Avrupalıların buralardaki faaliyetlerine dikkat çekmektedir.

Lisân-ı Osmanîmn yok hükmünde kaldı¤ını, Yafa, Kudüs ve Beyrut mekteplerinden me-

zun olmufl ‹ngilizce ve Fransızca'yı konuflan fakat devletin resmî dilinden bir kelime anlama-

yan Müslüman gençlerle karflılafltı¤ını ifade etmektedir. Bir vakitler Mescid-i Aksâ ile Sahratul-

lahi'l-müflerrefe etrafında taleb-i ulûma mahsus olmak üzere yapıldı¤ı halde oda, dükkân ola-

rak kullanılmakta olan hücrelerin ihyâsı veya ayrıca bir üniversite kurulmak suretiyle Mısır, Hi-

caz ve Suriye bölgelerinin birleflti¤i nokta ve mevkiinin nezaket ve ehemmiyeti malum olan

Kudüs'te Lisân-ı Osmanî tedris olunmak üzere Mısır'daki Ezher'e muâdil bir medresenin kurul-

masını ve masraflarının da gasbedilmifl olan vakıf mallarının ortaya çıkarılarak karflılanmasını

teklif etmektedir.87 Fethi Bey'in Beyrut valili¤i tarafından Dâhiliye Nezâreti'ne gönderilen bu

lâyihası Evkaf Nezâreti'ne havale edilmifltir.88

Arşiv Belgeleri Işığında XIX. Yüzyılın İkinici Yarısında Gayr-î Müslim Mekteplerinde Lisan-ı Osmanî ... / Yrd. Doç. Dr. Navzat Sağlam I 437

84. BOA, A. MKT. MHM. 691/35-10, 11.

85. BOA, A. MKT. MHM. 691/35-3.

86. BOA, Y. PRK. TKM. 28/56.

87. BOA, DH. ‹D. 34/18.

88. BOA, DH. ‹D. 34/18. 16 Ca. 1329/15 Mayıs 1911.

Yine 1907 tarihli bir baflka belge de Rober Kolejde Lisân-ı Osmanî muallim muavini olup

tahsilini tamamlamak üzere Amerika'ya gitmek isteyen Asitâneli Hüseyin Efendi ile ilgilidir.

Hüseyin Efendi'yi kendi kâtibi oldu¤unu beyan ederek pasaportsuz vapura bindirmek isteyen

ve zabıtayı aldatan Amerikan Hamburg fiirketi'nin Dersaadet vekili Mösyö Hafi Olof Hele-

man'ın itimadı yitirmesi, emniyet ve inzibâtı ihlal etmesi sebebiyle memuriyetine devam et-

mesinin mümkün olmadı¤ı belirtilmektedi.89

438 I Bütün Yönleriyle Osmanlıca ve Mirası Uluslararası Sempozyumu Bildiri Kitabı

89. BOA, HR. ‹D. 57/68. 10 Te. 1323/23 Ekim 1907.