BM VE KUVVET KULLANMA Funda Keskin.pdf · 150 FUNDA KESK‹N/BM VE KUVVET KULLANMA Bunun nedeni,...

26
149 AVRASYA DOSYASI M Antlaşması, kuvvete başvurmayı düzenleyen kurallar açısından bir dönüm noktasıdır. Kuvvete başvurmanın devletler için bir hak olduğu uzun dönem boyunca, silâhlı çatışmalar sırasında uyulması gereken kuralları belirleyen jus in bello altın çağını yaşarken, kuvvete başvurulmasını düzenleyen kurallar, yani jus ad bel- lum zayıf kaldı. Buna karşılık, kuvvete başvurmanın önce kısıtlandığı sonra da yasaklandığı 20. yüzyıl, jus ad bellum için canlanma dönemi oldu. Önce Milletler Cemiyeti (MC) Misakı, sonra da 1928 Briand- Kellogg Paktı bu yönde ilk adımları attılar. 1945 Birleşmiş Milletler (BM) Antlaşması ise en ileri ve kapsamlı düzenlemenin yapıldığı belge oldu. Günümüzde silâhlı güce başvurma konusunda temel düzenleme olan BM Antlaşması'nda kullanılan terim, kuvvet kullanmadır. Savaş kelimesi, 111 maddelik tüm Antlaşma içinde yalnızca bir kez geçmek- tedir ve bu da Giriş'te söylenen, BM halklarının iki kez insanlığa tarif olunmaz acılar getiren savaş felaketinden gelecek kuşakları korumaya karar verdikleri sözünden ibarettir. Maddelerde bir daha bu kavram kul- lanılmamış, onun yerine 2/4'te kuvvet kullanma, Güvenlik Konseyi'nin yetkilerini belirleyen 39. maddede ise barışa yönelik tehdit, barışın bozulması ve saldırı terimleri tercih edilmiştir. BM VE KUVVET KULLANMA Funda KESK‹N* One of the most fundamental norms in international law is the prohibition against the use of force force by states in their international relations. This prohibiton is stated in the Art. 2/4 of the United Nations Charter. Only justification for use of force by states within the existent legal regime is the right of individual or collective self-defense. Since collective security system which is drawn up by the Charter has never functioned as it was anticipated, Security Council chose the option of authorizing or permitting the member states to use force. Still, it was able to do it only in three occasions. Consequently, peacekeeping forces has emerged as a means of achieving international peace and security. * Yrd. Doç, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi, Uluslararas› ‹liflkiler Bölümü, Uluslararas› Hukuk Kürsüsü B Avrasya Dosyas›, BM Özel, ‹lkbahar 2002, Cilt: 8, Say›: 1, s. 149-174.

Transcript of BM VE KUVVET KULLANMA Funda Keskin.pdf · 150 FUNDA KESK‹N/BM VE KUVVET KULLANMA Bunun nedeni,...

Page 1: BM VE KUVVET KULLANMA Funda Keskin.pdf · 150 FUNDA KESK‹N/BM VE KUVVET KULLANMA Bunun nedeni, devletlerin MC Misakı ve Briand-Kellogg Paktı'nın ... 17. yüzyılda, devletin

149AVRASYA DOSYASI

M Antlaşması, kuvvete başvurmayı düzenleyen kurallaraçısından bir dönüm noktasıdır. Kuvvete başvurmanın devletleriçin bir hak olduğu uzun dönem boyunca, silâhlı çatışmalar

sırasında uyulması gereken kuralları belirleyen jus in bello altın çağınıyaşarken, kuvvete başvurulmasını düzenleyen kurallar, yani jus ad bel-lum zayıf kaldı. Buna karşılık, kuvvete başvurmanın önce kısıtlandığısonra da yasaklandığı 20. yüzyıl, jus ad bellum için canlanma dönemioldu. Önce Milletler Cemiyeti (MC) Misakı, sonra da 1928 Briand-Kellogg Paktı bu yönde ilk adımları attılar. 1945 Birleşmiş Milletler (BM)Antlaşması ise en ileri ve kapsamlı düzenlemenin yapıldığı belge oldu.

Günümüzde silâhlı güce başvurma konusunda temel düzenlemeolan BM Antlaşması'nda kullanılan terim, kuvvet kullanmadır. Savaşkelimesi, 111 maddelik tüm Antlaşma içinde yalnızca bir kez geçmek-tedir ve bu da Giriş'te söylenen, BM halklarının iki kez insanlığa tarifolunmaz acılar getiren savaş felaketinden gelecek kuşakları korumayakarar verdikleri sözünden ibarettir. Maddelerde bir daha bu kavram kul-lanılmamış, onun yerine 2/4'te kuvvet kullanma, Güvenlik Konseyi'ninyetkilerini belirleyen 39. maddede ise barışa yönelik tehdit, barışınbozulması ve saldırı terimleri tercih edilmiştir.

BM VE KUVVET KULLANMA

Funda KESK‹N*

One of the most fundamental norms in international law is theprohibition against the use of force force by states in theirinternational relations. This prohibiton is stated in the Art. 2/4 ofthe United Nations Charter. Only justification for use of force bystates within the existent legal regime is the right of individual orcollective self-defense.Since collective security system which is drawn up by theCharter has never functioned as it was anticipated, SecurityCouncil chose the option of authorizing or permitting themember states to use force. Still, it was able to do it only inthree occasions. Consequently, peacekeeping forces hasemerged as a means of achieving international peace andsecurity.

* Yrd. Doç, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi, Uluslararas› ‹liflkiler Bölümü, Uluslararas› HukukKürsüsü

B

Avrasya Dosyas›, BM Özel, ‹lkbahar 2002, Cilt: 8, Say›: 1, s. 149-174.

Page 2: BM VE KUVVET KULLANMA Funda Keskin.pdf · 150 FUNDA KESK‹N/BM VE KUVVET KULLANMA Bunun nedeni, devletlerin MC Misakı ve Briand-Kellogg Paktı'nın ... 17. yüzyılda, devletin

150 FUNDA KESK‹N/BM VE KUVVET KULLANMA

Bunun nedeni, devletlerin MC Misakı ve Briand-Kellogg Paktı'nınkısıtlamalarından kurtulmak için yaptıkları gibi, terimin etrafındandolaşmaları önlenmek istenmesidir. II. Dünya Savaşı gibi sarsıcı birdeneyim yaşanınca, son derece belirsiz bir içerik kazanan savaş gibi birterimin bırakılarak daha kapsayıcı ve tarafsız görünen terimlerin tercihedilmesi, doğal bir gelişme olmuştur. Böylece, savaşın yanısıra savaşavarmayan kuvvet kullanma yolları da kapsanmış olmaktadır ve savaşıtanımlama zorunluluğu da ortadan kalkmıştır.1 BM Antlaşmasıhazırlandığı sırada bunu yapmanın son derece zor olacağına ve büyükbir olasılıkla tüm tarafların üzerinde uzlaşacağı bir tanıma ulaşılamaya-cağına kuşku yoktur.

Devletler arasındaki her türlü silâhlı çatışma, ilgili devletler buçatışmaya ne isim verirse versin, kuvvet kullanma terimi kapsamındadeğerlendirilmektedir. Kuvvet kullanma dendiği zaman, savaş gibi engeniş çaplı ve yoğun olan kuvvet kullanma yollarından, abluka, ambar-go, bombardıman gibi sınırlı zararla-karşılık yollarına, geniş çaplı dasınırlı da olabilen değişik nedenlerle karışma yollarından kuvvetebaşvurma yasağının hukuka uygun bir istisnasını oluşturan meşrusavunma durumlarına kadar tüm yollar anlaşılmaktadır.

Devletler tarafından kuvvete başvurulmasının yanısıra, bölgeselveya evrensel uluslararası örgütler de kuvvet kullanabilirler. Bu türkuvvet kullanmaya hangi durumlarda başvurulabileceği her örgütünkurucu antlaşmasında belirlenmiştir. Böyle bir olasılık, BMAntlaşması'ndan önce düşünülmüş değildi. İlk kez BM'ye belirli durum-larda kuvvet kulllanma yetkisi tanınmıştır. Yani devletlere meşru savun-ma bir yana hiçbir durumda kuvvet kullanma yetkisi tanınmamışolmasına karşılık, bir uluslararası örgüt olan BM gerekli gördüğü durum-larda bir yaptırım yolu olarak kuvvete başvurabilir.

KUVVET KULLANMAYA İLİŞKİN TEMEL KURALLAR

Devletler tarafından kuvvet kullanılmasının yasaklanması BMAntlaşması, birbirini tamamlayan üç güvenlik sistemi getirmektedir: BMAntlaşması VI. ve VII. bölümlerde belirlenmiş olan ortak güvenlik sis-temi, Bölüm VIII’de yer alan bölgesel düzenlemeler 51. maddedeifadesini bulan bireysel ya da birlikte meşru savunma hakkı.

Kuvvet kullanılmasına ilişkin temel düzenlemeyi, BM Antlaşması 2.madde 4. fıkra oluşturmaktadır. Antlaşma’nın 1. madde 1. fıkrasındasayılan ilk amaç, uluslararası barış ve güvenliğin korunmasıdır. 2. mad-

1 Subhas C. Khare, Use of Force Under the UN Charter, New Delhi, Metropolitan Book, 1985, s.13-14.

Page 3: BM VE KUVVET KULLANMA Funda Keskin.pdf · 150 FUNDA KESK‹N/BM VE KUVVET KULLANMA Bunun nedeni, devletlerin MC Misakı ve Briand-Kellogg Paktı'nın ... 17. yüzyılda, devletin

151AVRASYA DOSYASI

2 MC Misak›, madde 12/1, 13/1 ve 15/1.

denin 4. fıkrasına göre, tüm üyeler, uluslararası ilişkilerinde, gerek her-hangi bir devletin toprak bütünlüğüne ya da siyasal bağımsızlığına karşıgerekse BM'nin amaçları ile bağdaşmayacak herhangi bir biçimde,kuvvet kullanma tehdidine ya da kuvvet kullanmaya başvurmaktankaçınırlar.

Bu hüküm, jus ad bellum konusunda o zamana kadar yaşanangelişmelerin genel çizgisine uygundur. 15. yüzyıla kadar, haklı birnedene sahip olan her devletin kuvvete başvurabileceği düşünülüyor-du. 17. yüzyılda, devletin gerek gördüğü anda kuvvete başvurabileceğigörüşü genel kabul görmüştü. 19. yüzyıldan itibaren bu hak üzerindebazı kısıtlamalar öngörüldü ve 20. yüzyılda da devletler tarafından tek-taraflı olarak kuvvete başvurulması yasaklandı. Bu konuda ilk evrenseldüzenlemeyi getiren MC Misakı’na bakarsak, BM Antlaşması’nın nekadar ileri ve kapsayıcı bir yasak getirmiş olduğunu daha iyi kavraya-biliriz.

Kuvvete başvurma hakkının kısıtlanması

MC Misakı devletlerin savaşa başvurma haklarını tam olarakellerinden almamıştı. Bu konuda Misak’ın getirdiği düzenleme, devlet-lerin aralarındaki anlaşmazlıkları çözmek için önce barışçı yöntemlerebaşvurmalarının zorunlu hale getirilmesi, ancak bu yöntemlerinbaşarısızlığa uğraması halinde devletlerin savaşa başvurma hakkınınkabul edilmesiydi. Savaş dışındaki yollar, MC Misakı’nda ele alınma-maktadır.

MC Misakı 10. maddeye göre, taraflar tüm MC üyelerinin ülke bütün-lüklerini ve siyasî bağımsızlıklarını bir dış saldırıya karşı gözetmeyi vekorumayı üstleniyorlardı. Böyle bir dış saldırı olursa, Konsey bu yüküm-lülüğün yerine getirileceği araçlar konusunda tavsiyede bulunacaktı.Savaş konusunda temel madde olan 11. maddeye göre, MC üyelerinihemen etkilesin ya da etkilemesin, her türlü savaş ya da savaşabaşvurma tehdidi MC’yi bir bütün olarak ilgilendiriyordu ve MC ulus-ların barışını korumak için doğru ve etkili olabilecek önlemleri alacaktı.

MC Antlaşması’na göre, iki devlet arasında çatışmaya gidebilecek biruyuşmazlık çıktığı zaman, her şeyden önce barışçı çözüm yollarınagidilmesi şarttır. Misak’ta bu amaçla üç yöntem öngörülmüştür:Hakemlik, mahkeme veya MC Konseyi.2 Bu yollara başvuran ama birsonuç alamayan devletler, madde 15/7’ye göre, gerekli gördükleriönlemleri almakta özgürdürler. Bir sonuç alınmışsa, taraflar bu kararaiyi niyetle uyacaklar ve yine bu karara uyan tarafa karşı savaşa başvur-

Page 4: BM VE KUVVET KULLANMA Funda Keskin.pdf · 150 FUNDA KESK‹N/BM VE KUVVET KULLANMA Bunun nedeni, devletlerin MC Misakı ve Briand-Kellogg Paktı'nın ... 17. yüzyılda, devletin

152 FUNDA KESK‹N/BM VE KUVVET KULLANMA

3 Hakemlik ve yarg› kararlar› için madde 13/3, Konsey karar› için 15/6.4 A.C. Arend ve R.J. Beck, International Law and the Use of Force, Beyond the United Nations Charter

Paradigm, London, Routledge, 1993, s.23.5 Oral Sander, Siyasî Tarih, 1918-1990, 2.B., Ankara, ‹mge Kitabevi, 1991, s.20-21.6 Avustralya, Kanada, Hindistan, ‹rlanda Cumhuriyeti, Yeni Zelanda, Güney Afrika, Afganistan, Arnavutluk,

Avusturya, Bulgaristan, Çin, Küba, Danimarka, Dominik Cumhuriyeti, M›s›r, Estonya, Etiyopya, Finlandiya,Guatemala, Macaristan, ‹zlanda, Letonya, Liberya, Litvanya, Hollanda, Nikaragua, Norveç, Panama, Peru,Portekiz, Romanya, Rusya, S›rbistan, H›rvat-Sloven Devleti, Siyam, ‹spanya, ‹sveç, ‹ran, Yunanistan,Honduras, fiili, Lüksemburg, özel statü alt›nda olan Danzig, Kosta Rika ve Venezuela.

mayacaklardır.3 Eğer taraflardan biri bu barışçı çözüm yoluna başvur-duktan sonra elde edilen sonuca uymazsa, 12. madde 1. fıkraya göre,diğer taraf, sonucun alınmasından itibaren üç ay beklemek zorundadır.Yani bu üç ay bir çeşit soğuma dönemi olarak öngörülmüştür.

BM Antlaşması’na kadar olan dönemdeki ikinci önemli belge, 1928Briand-Kellogg Paktı’dır. MC Misakı’nın aksine, Briand-Kellogg Paktıhalen yürürlüktedir ve BM Antlaşması’yla birlikte, kuvvete başvurmayasağını ortaya koyan ikinci ana belge konumundadır.

Briand-Kellogg Paktı'nın 1. maddesine göre, taraflar uluslararasıanlaşmazlıkların çözülmesi için savaşa başvurmayı reddeder ve bir-biriyle olan ilişkilerinde savaşı ulusal politikanın bir aracı olarak kul-lanmaktan vazgeçtiklerini açıklarlar. Pakt'ın 2. maddesi ise, taraflarınniteliği ve kaynağı ne olursa olsun, anlaşmazlıklarının ve çatışmalarınınçözümünü barışçı yollar dışında bir yolda aramayacaklarını belirtmek-tedir.

Briand-Kellogg Paktı savaşa başvurmayı açıkça hukuka aykırı ilanetmektedir. Bunun çekincelerle ortaya çıkan tek istisnası, meşru savun-ma durumu olarak karşımıza çıkmaktadır.4 Ayrıca, MC'ye üye olandevletlerin isteğiyle, MC organları kararıyla saldırgan devlete karşı ortakMC hareketi de istisna olarak kabul edilmiştir. Bu Pakt'la ilk kez savaşıngenel olarak ve kesin bir şekilde yasaklanması söz konusu oldu ve biruluslararası örgütün kararıyla savaşa başvurulması bu yasağın istisnasıolarak kabul edilmiştir.

Briand-Kellogg Paktı, fikir olarak ilk ileri sürülmesinden gerçekleştir-ilmesine kadar büyük ilgi ve taraftar topladı. Pakt 1928’de ABD,İngiltere, Fransa, Almanya, İtalya, Japonya, Polonya, Belçika veÇekoslavakya arasında imzalandı.5 Daha sonra, Türkiye de dahil olmaküzere, hemen hemen tüm bağımsız devletler Pakt’a taraf oldular.6

MC Misakı gibi Briand-Kellogg Paktı da yalnızca savaşı konu almak-tadır. Bir anlamda MC Misakı'ndan bir adım öteye gitmekte ve savaşıkesin olarak yasaklamaktadır. Ancak savaşa varmayan kuvvet kullanmayolları yine kapsam dışıdır ve savaş hiçbir yerde tanımlanmamıştır.

Page 5: BM VE KUVVET KULLANMA Funda Keskin.pdf · 150 FUNDA KESK‹N/BM VE KUVVET KULLANMA Bunun nedeni, devletlerin MC Misakı ve Briand-Kellogg Paktı'nın ... 17. yüzyılda, devletin

153AVRASYA DOSYASI

7 Yousif Elagab, The Legality of Non-Forcible Counter-Measures in International Law, Oxford, ClarendonPress, 1988, s.198.

8 Belatchew Asrat, Prohibition of Force Under the UN Charter, A Study of Article 2(4), Uppsala, Iustus Förlag,1991, s.39-40.

Savaşın hem MC Misakı'nda hemde Briand-Kellogg Paktı'ndatanımlanmadan düzenlenmesininilk etkisi, 1907 III. La HayeSözleşmesi'ne göre savaş ilanetmekle yükümlü olmalarınakarşılık, devletlerin artık bunuyapmamaları olmuştur.

Briand-Kellogg Paktı'yla ilgiliikinci sorun, savaş yapma

yasağının bir önlemler sistemine bağlanmamış olmasıdır. Bu yasağıçiğneyen devletin, karşılaşacağını bildiği bir önlemler dizisi yoktur.Ayrıca, Pakt'ın ulusal politikanın bir aracı olarak savaşı yasaklaması,sanki başka nedenlerle savaşa başvurmayı yasaklamıyormuş gibi birizlenim yaratmaktadır. Oysa yasak amaca bağlandığı an, devletleramaçlarının yasak olan belli bir amaç değil de hukuka uygun olanbaşka bir amaç olduğunu iddia etmekten kaçınmayacaktır.

b) Uygulanan Uluslararası Hukukta Kuvvet KullanmanınYasaklanması

BM Antlaşması 2/4 ile getirilen yasak, gerek MC Misakı gerekseBriand-Kellogg Paktı’na göre daha kapsamlı ve geneldir. Yalnızca kuvvetkullanma değil, kuvvet kullanma tehdidi de yasaklanmıştır. Ancak, tıpkıdaha önce MC Misakı’nda ve Briand-Kellogg Paktı’nda savaşın tanımlan-mamış olması gibi, BM Antlaşması’nda kullanılan kavramların da tanımıyapılmamıştır. Dolayısıyla, hangi tür kuvvet kullanmanın yasak olduğukonusunda bile sorunlar ortaya çıkmıştır.

İlk olarak, 2/4 ile silâhlı kuvvet kullanma yasaklanmıştır. Siyasî veyaekonomik baskı yapılması bu maddenin kapsamı dışındadır. Bunlarında 2/4 kapsamında değerlendirilmesi gerektiğimi savunanlar, bugörüşlerini koşulların değişmiş olmasına bağlamaktadırlar.7 Ancak,Ekvador’un moral ya da fiziksel güç önerisi ve Brezilya’nın ekonomikzorlamaların da yasak kapsamına alınması önerisi, Antlaşma’nınhazırlık konferansında reddedilmiştir.8 2/4’ü açıklayan ve yorumlayan1970 BM Antlaşması Uyarınca Devletler Arasında Dostça İlişkiler veİşbirliğine İlişkin Uluslararası Hukuk İlkeleri Genel Kurul Kararı da

BM Antlaşması 2/4 ilegetirilen yasak, gerek

MC Misakı gerekseBriand-Kellogg

Paktı’na göre dahakapsamlı ve geneldir.

Page 6: BM VE KUVVET KULLANMA Funda Keskin.pdf · 150 FUNDA KESK‹N/BM VE KUVVET KULLANMA Bunun nedeni, devletlerin MC Misakı ve Briand-Kellogg Paktı'nın ... 17. yüzyılda, devletin

154 FUNDA KESK‹N/BM VE KUVVET KULLANMA

9 L.M. Goodrich, E. Hambro ve P. Simmons, Charter of the UN, Commentary and Documents, London,Stevens and Sons, 1949, s.49.

10 Ian Brownlie, International Law and the Use of Force by States, Oxford, Clarendon Press, 1963, s.364.11 Belatchew Asrat, “Prohibition of Force...”, s.140.12 I.C.J. Reports, Case Concerning Military nad Paramilitary Activities In and Against Nicaragua, 1986, s.94.

yalnızca silâhlı kuvvet kullanılması üzerinde durmaktadır. Ekonomik vesiyasî baskı, barışa yönelik tehdit olarak veya Örgüt’ün amaç ve ilkeler-ine aykırı bir eylem olarak değerlendirilebilir. Ancak kuvvet kullanmayasağı içinde değerlendirilemez.9

Kuvvet kullanma tehdidi ise, bir devletin istekleri yerine getirilmezsekuvvete başvuracağını açıklamasıdır.10 Hangi eylemlerin kuvvet kullan-ma tehdidi oluşturduğunu Güvenlik Konseyi saptar. Saldırının tanımınıyapan 1974 tarihli 3314 sayılı Saldırının Tanımına İlişkin Genel KurulKararı da kuvvet kullanma ve kuvvet kullanma tehdidi terimlerikonusunda bir şey söylememektedir. Bu kararda sayılan eylemlerinhepsinin kuvvet kullanma oluşturduğu kuşkusuzdur ancak kuvvet kul-lanma tehdidinden bahsedilmemektedir.

Bir eylemin ya da açıklamanın kuvvet kullanma tehdidi oluşturmasıiçin, her an gerçekleşebilecek bir eylem olasılığı var olmalıdır.Gelecekte, belirsiz bir zamanda gerçekleştirileceği söylenen eylemlerkuvvet kullanma tehdidi olmaz.11 Tehdit, sözle ya da eylem yoluylagerçekleştirilebilir. 1990’da Irak, henüz Kuveyt’le görüşmeler devamederken sınıra yüz bin asker yığarak bunu yapmıştır. Uyarı ile tehdidiayıran unsur, tehdidin her an eylem olasılığı taşımasıdır. Ancak kuvvetkullanma tehdidini çoğunlukla kuvvet kullanmanın kendisiizlediğinden, dikkatler kaçınılmaz olarak daha ciddi bir ihlâl olan son-raki eylem üzerinde yoğunlaşmaktadır.

Kuvvet kullanma yasağı incelenirken göz önünde tutulması gerekenbir başka nokta, II. Dünya Savaşı’ndan bu yana birçok belirsiz bölgeninortaya çıkmış olmasıdır. Bunların en önemlisi, dolaylı saldırı yöntem-leridir. Artık devletler bir başka devlete karşı kuvvet kullanırken askergöndermek zorunda değildir. 1974 Saldırının Tanımı Kararı’nın 3. mad-desinde dolaylı bazı eylemler de saldırı kapsamına alınmıştır: Kararın (f)paragrafında yer verilen, devletin kendi ülkesini başka bir devletesaldırı için kullandırması ve (g) paragrafında yer verilen, başka birdevlete o ülkede silâhlı saldırı oluşturabilecek yoğunlukta silâhlı güçkullanma olayları gerçekleştiren silâhlı kollar, gruplar, düzensiz birliklerveya lejyonerler göndermek. UAD da 1986 Nikaragua Davası’ndadolaylı saldırıyı meşru savunma hakkının kullanılması yolunu açandurumlardan birisi olarak kabul etmiştir.12

Page 7: BM VE KUVVET KULLANMA Funda Keskin.pdf · 150 FUNDA KESK‹N/BM VE KUVVET KULLANMA Bunun nedeni, devletlerin MC Misakı ve Briand-Kellogg Paktı'nın ... 17. yüzyılda, devletin

155AVRASYA DOSYASI

Ancak, bunların hangilerinin 2/4 kapsamına girdiği sorusunun ayrıcayanıtlanması gerekmektedir. Bu gibi durumlarda, yürütülen faaliyetlerinbu devlet tarafından yürütüldüğüne kuşku bulunmamalıdır.13 Örneğin1986 Nikaragua Davası’nda, Nikaragua’nın ileri sürdüğü bazı eylem-lerin ABD ordusuna mensup kişilerce gerçekleştirildiğine kuşku yoktur.Nitekim UAD, kararın (d) paragrafında Nikaragua ülkesinde bazı liman,askerî üs ve devriye gemilerine karşı gerçekleştirilen eylemleri sayarak,bunların başka bir devlete karşı kuvvet kullanılması niteliğindeolduğunu belirtmiştir. Dolayısıyla, doğrudan silâhlı kuvvetkullanılmasının yanısıra dolaylı yollarla kuvvet kullanılması da 2/4tarafından yasaklanmış yollar arasındadır.

İç çatışmalar, kuvvet kullanma kavramı kapsamında değer-lendirilmez. Çünkü 2/4, devletlerin yalnızca uluslararası ilişkilerindekuvvet kullanmalarını veya kuvvet kullanma tehdidinde bulunmalarınıyasaklamaktadır. İç çatışmalar, 1992'de Somali'de olduğu gibi, 39.maddeye göre uluslararası barış ve güvenliği tehdit eden ve bu yüzdenönlem gerektiren nitelikte olabilirler, ancak BM Antlaşması'nda kuvvetkullanmaya ilişkin ana madde olan 2/4'te yasaklanan kuvvet kullanmayolları kapsamına girmezler.

Asıl sorun, bir devletin toprak bütünlüğü ya da bağımsızlığına karşıveya BM Antlaşması amaçlarıyla bağdaşmayan herhangi bir biçimdekuvvet kullanmanın yasaklanmış olmasının, yasağın kapsamını daraltıpdaraltmadığı noktasındadır. Yani, bir kuvvet kullanma eylemi BMamaçlarıyla çelişmiyorsa, başka bir devletin toprak bütünlüğünü vebağımsızlığını ihlâl etmiyorsa veya geçici olarak ihlâl ediyorsa, yasakkapsamı dışında kalabilir mi? Bunu kabul edenlerin görüşüne göre,yasak sınırlı niteliktedir. Yani, yalnızca bir devletin toprak bütünlüğüveya siyasî bağımsızlığına karşı ya da Antlaşma’nın amaçlarına aykırıolan kuvvet kullanma eylemlerini yasaklamaktadır. Bu durumun enklasik örneği, vatandaşları sorun olan bir bölgede yaşamsal tehlikeiçinde olan bir devletin onları kurtarmak için müdahale etmesidir. Bunuİsrail, Uganda’nın Entebbe havaalanına kaçırılan uçakta bulunan İsrailvatandaşlarını kurtarmak için yapmıştır.

BM Antlaşması’nın klasik yorumuna göre ise, konulan yasak genelve kesin bir yasaktır. Maddedeki bu terimler genel yasağı sınırlandırmakiçin değil, tam aksine güçlendirmek için konulmuştur. Antlaşma’nınhazırlık çalışmaları da bu görüşü desteklemektedir. Dumbarton Oaksönerilerinde bulunmayan bu terimler, San Francisco Konferansı’nda,

13 T.O. Elias, The UN Charter and the World Court, Lagos, Nigerian Institute of Advances Legal Studies, 1989,s. 63-64.

Page 8: BM VE KUVVET KULLANMA Funda Keskin.pdf · 150 FUNDA KESK‹N/BM VE KUVVET KULLANMA Bunun nedeni, devletlerin MC Misakı ve Briand-Kellogg Paktı'nın ... 17. yüzyılda, devletin

156 FUNDA KESK‹N/BM VE KUVVET KULLANMA

küçük devletler ülke bütünlüğü ve siyasal bağımsızlığının korunandeğerler olduğunun vurgulanmasını istediği için konulmuştur. Yanigenel ve kapsayıcı yasağı sınırlandırma niyeti bulunmamaktadır.

Klasik görüşün kabulü halinde, devletler, antlaşmaların ihlâli gibiuluslararası hukuka aykırı olan ancak kuvvet kullanma içermeyen uygu-lamalara karşı kuvvet kullanma yoluna sapamaz. Oysa yasağı kısıtlıkabul eden görüş, bu gibi durumlarda da eğer BM amaçlarına aykırıdeğilse veya diğer devletin toprak bütünlüğü veya siyasî bağımsızlığıihlâl edilmiyorsa, devletlere kuvvete başvurma olanağı tanır. Dolayısıylazor durumdaki vatandaşlarını kurtarmak için ve insancıl nedenlerlekuvvet kullanmayı hukuka uygun kabul etmek gerekir. Çünkü herikisinde de diğer devletin siyasal bağımsızlığına karşı bir hareket yok-tur, toprak bütünlüğü geçici bir süre için ihlâl edilmektedir ve açıktır kitehlikede olan insanları kurtarmak BM Antlaşması ilke ve amaçlarınaaykırı değildir.

Ancak bu görüş kabul edilirse karşı karşıya kalacağımız asıl sorun şuolacaktır: Belli bir kuvvet kullanma eyleminin niteliğini saptarkendevletlerin amaç ve niyetini nasıl saptayacağız? Devletler her zamanamaçlarının kuvvet kullanmayı haklı hale getiren bir amaç olduğunuiddia edebilir ve o devletin amacının o neden değil de başka bir nedenolduğunu ispat etmek çoğu zaman mümkün olmayacaktır. Yani bugörüşün kabul edilmesi, kötüye kullanma yolunun da açılmasıanlamına gelmektedir.

Baskın olan yorum, yasağı kapsayıcı kabul eden yorumdur.Devletlerin ve doktrinin çoğunluğu geniş yorumu reddetmektedir,çünkü geniş yorum güçlü devletlerin işine yaramaktadır. Askerî yöndenzayıf olan hiçbir devlet, çiğnenen hakkı ne olursa olsun, daha güçlüdevlete karşı herhangi bir şekilde kuvvet kullanamaz.

c) Kuvvet Kullanma Yasağının İstisnaları

Bu yasağın yine BM Antlaşması ile belirlenen istisnaları mevcuttur.Güvenliğe İlişkin Geçici Hükümler’i düzenleyen XVII. Bölüm’de yer alan106. maddeye göre, 43. maddede sözü edilen özel antlaşmalar yürür-lüğe girene kadar, 30 Ekim 1943 tarihli Dört Ulus Bildirgesi tarafları veFransa, uluslararası barış ve güvenliğin korunması için gerekebilecekher türlü eyleme BM adına girişebilirler. Sözü edilen madde, BMAntlaşması’nın Barışa Yönelik Tehdit, Barışın Bozulması ve Saldırı FiiliDurumlarında Eylem başlığını taşıyan VII. Bölüm’ünde yer almaktadır.Buna göre üye devletler, uluslararası barış ve güvenliğin korunmasıamacı için gerekli olan silâhlı güçleri Güvenlik Konseyi’ne sağlamayı

Page 9: BM VE KUVVET KULLANMA Funda Keskin.pdf · 150 FUNDA KESK‹N/BM VE KUVVET KULLANMA Bunun nedeni, devletlerin MC Misakı ve Briand-Kellogg Paktı'nın ... 17. yüzyılda, devletin

157AVRASYA DOSYASI

üstlenmektedirler ve sağlayacakları güçlerin sayısını, türünü, hazırlıkderecelerini, bulundukları yeri, sağlanan kolaylıkları ve yardımınniteliğini Güvenlik Konseyi ile yapacakları özel antlaşmalarla belirleye-ceklerdir. Bugüne kadar yapılmamış olmalarına rağmen, sözü edilenbeş devletin böyle bir uzlaşmayı sağlamaları durumunda, BM adınahareket etmeleri daha makul olacağından,14 kuramsal olarak açık biryol olmakla birlikte, uygulamada gerçekleşmesi beklenmemektedir.

İkinci istisna, Antlaşma’nın 107. maddesinde belirlenmiştir ve BMAntlaşması’nın hiçbir hükmünün, taraf devletlerin II. Dünya Savaşı’ndadüşman olan bir devlete karşı bu savaşlın sonucu olarak giriştiği veyagirişilmesini uygun bulduğu eylemleri etkilemeyeceğini belirtir. Bu mad-denin XVII. Bölüm’de yer alan geçici önlemler arasında yer almasınedeniyle, II. Dünya Savaşı sona erene kadar geçerli olduğunu, yaniartık geçerli olmadığını söylemek mümkündür.

Dolayısıyla, halen geçerli olan iki istisna vardır. Bunlardan birincisi,devletler tarafından tek-taraflı olarak kuvvet kullanılması yöntemi olanmeşru savunma hakkıdır. İkincisi ise, 2/4 ile getirilmiş olan genelyasağın uygulanmasını sağlaması ve uyulmaması durumunda örgütünalacağı önlemleri belirlemesi beklenen ortak güvenlik sisteminin birparçası olarak BM kararıyla uygulanan zorlama yollarıdır.

i. Meşru Savunma Hakkı

Tüm hukuksal sistemler, hukuka aykırı bir saldırıya uğramalarıhalinde, üyelerinin gerekirse güç kullanarak kendilerini korumalarınaizin verir. Bununla birlikte, bu meşru savunma hakkının o sistemdekiönemi ve işlevi, sistemin örgütlenme biçimine ve düzeyine bağlıdır.Hukukun uygulanmasını tek elde yeterince toplayamamış olan bir sis-temde, bu hakkın daha büyük bir rol sahibi olması mümkündür.

Meşru savunma, özellikle 20. yüzyılda kuvvet kullanmanınsınırlandırılmasıyla yeni bir anlam kazandı. Devletlerin bir egemen hakolarak kuvvet kullanabildiği yüzyıllar boyunca, meşru savunma hakkınadayanarak kuvvet kullanılmasına özel önem verilmemesi doğaldı. Herdevletin doğal olarak sahip olduğu, kendisini işgal ya da saldırıdankorumak için başvuracağı ve şartlarının oluştuğuna kendisinin kararvereceği bir hak olarak meşru savunma, 1928 Briand-Kellogg Paktı ileortaya çıktı ve ancak 1945’ten itibaren tüm yönleriyle açıklığakavuşturulmaya çalışıldı. BM Antlaşması’nın ortaya koyduğu genelkuvvet kullanma yasağı ve ortak güvenlik sistemi çerçevesinde, meşru

14 A.C. Arend ve R.J. Beck, International Law and..., s.32.

Page 10: BM VE KUVVET KULLANMA Funda Keskin.pdf · 150 FUNDA KESK‹N/BM VE KUVVET KULLANMA Bunun nedeni, devletlerin MC Misakı ve Briand-Kellogg Paktı'nın ... 17. yüzyılda, devletin

158 FUNDA KESK‹N/BM VE KUVVET KULLANMA

15 Mahmut R. Belik, Devletlerin Harp Selahiyetinin Tahdidi ve Milletleraras› ‹htilaflar›n Sulh Yolu ‹le Halli Usulleri,Cilt I, ‹stanbul, ‹stanbul Üniversitesi, 1956, s.4.

16 Hans Kelsen, “Collective Security and Collective Self-Defence Under the Charter of the UN,” A.J.I.L., CiltXLII, No:4, 1948, s.794.

savunma ortak güvenlik sistemi harekete geçene kadar başvurulacakbir yol olarak istisnaî nitelik kazandı.

BM Antlaşması’nın meşru savunmaya ilişkin hükmü olan 51. madde-ye göre, “bu Antlaşma’nın hiçbir hükmü, Birleşmiş Milletler Üyelerindenbirinin silâhlı saldırıya hedef olması halinde, Güvenlik Konseyi ulus-lararası barış ve güvenliğin korunması için gerekli önlemleri alıncayadek, bu üyenin doğal olan bireysel ve meşru savunma hakkına halelgetirmez.”

Kuvvet kullanmanın yasaklanması, meşru savunmayı doğal bir istis-na olarak içerir. Meşru savunma hakkı kısıtlanabilir ama yok edilemez.Özel bir maddeyle kabulü de gerekmez. Nitekim MC Misakı’nda veBriand-Kellogg Paktı’nda açıkça belirtilmemiş olmasına karşın, o zamanda varlığını koruduğuna şüphe yoktur. Haksız bir saldırı karşısındadevletlerin kendilerini savunma hakları hiçbir zaman tartışılmamıştır.15

BM Antlaşması da meşru savunmanın bu niteliğini, bunun doğal bir hakolduğunu belirterek kabul etmektedir.

51. maddeyle meşru savunma hakkı üç yönde gelişmiştir:Herşeyden önce, bireysel meşru savunmanın yanısıra birlikte meşrusavunmayı da kapsar hale gelmiştir. Yapılagelişte, birlikte meşru savun-ma hakkı diye bir hak yoktur. İkinci olarak, silâhlı saldırınıngerçekleştiği durumlara özgü kılınarak mümkün olduğu kadar kötüyekullanmalardan kurtarılmaya çalışılmıştır. Üçüncü olarak da, GüvenlikKonseyi gerekli önlemleri alana kadar kabul edilen bir hak olarak geçi-ci nitelik kazanmıştır.16 BM Antlaşması’nda söylenmemekle birlikte,yapılagelişten kaynaklanan bir kural olarak, meşru savunma hakkıçerçevesinde kuvvete başvuran devlet, saldırıyı bertaraf etmek içingerekli olan düzeyde güç kullanmalıdır ve amacı da statükonun korun-ması veya yeniden kurulmasıyla sınırlı olmalıdır. Birlikte meşru savun-ma hakkının kullanılabilmesi için ise, hem bireysel meşru savunmahakkının kullanılabilmesi için gerekli olan koşullar gerçekleşmeli hemde saldırıya uğrayan devlet bunu belirterek yardım istemelidir.

51. maddenin işlevinin ne olduğu sorusu halen önemini korumak-tadır. 51. madde-yapılageliş ilişkisi konusunda iki görüş vardır.Birincisine göre, 51. madde bu hakkın kapsamını belirler ve kısıtlar.Yani 51. maddede sayılan koşullara uymak zorunludur. Bu durumda,önleyici meşru savunma ve yurt dışındaki vatandaşlarını korumak için

Page 11: BM VE KUVVET KULLANMA Funda Keskin.pdf · 150 FUNDA KESK‹N/BM VE KUVVET KULLANMA Bunun nedeni, devletlerin MC Misakı ve Briand-Kellogg Paktı'nın ... 17. yüzyılda, devletin

159AVRASYA DOSYASI

17 Antonio Cassese, tr. S.J.K. Greenleaves, Violence and Law in the Modern Age, Princeton, PrincetonUniversity Press, 1988, s.36-37.

karışma durumlarında kuvvet kullanma, meşru savunma hakkının kap-samı dışında kalır. Çıkarlarını savunmak için meşru savunma hakkı isetemelden reddedilmektedir.

İkinci görüşe göre, 51. madde yalnızca hakkın varlığını belirler, kap-samını kısıtlamaz. Öyle olsaydı, 51. madde meşru savunmayı yalnızcasilâhlı saldırı eylemlerine özgü kabul etmesi sonucu, devletlerin hak-larını ihlâl eden eylemlerle meşru savunma yolunu açan eylemlerarasında bir boşluk olurdu. Yapılagelişe dayanan bir meşru savunmahakkının kabulü bu boşluğu kapatır.

Bu ikinci görüşe göre, 51. madde kendisinden önceki yapılagelişhukukunu yürürlükten kaldırmamakta veya kısıtlamamaktadır. Doğalbir hak olduğunu söylemesi de bunu doğrulamaktadır. Yapılageliştemeşru savunma hakkının kapsamına baktığımızda ise, tehdit o andageçerliyse ve buna karşı kullanılan araçlar tehditle orantılıysa; önleyicimeşru savunma, devletin çıkarlarını korumak için kuvvet kullanılmasıve yurt dışında tehdit altında olan vatandaşlarını korumak için kuvvetkullanılması meşru savunma hakkı kapsamında kalır ve hukuksaldır.17

Bu noktada devletlerin uygulamasına bakarsak, bazı büyük devlet-lerin kimi zaman geniş bir meşru savunma hakkı iddia ettiğini görüyo-ruz. Ancak, daha geniş meşru savunma hakkının ileri sürüldüğü herolayda, veto nedeniyle Güvenlik Konseyi’nde karar alınamasa bile,diğer devletler böyle bir genişletmeden rahatsızlıklarını göstermişlerdir.Bunu veto yetkisi bulunan bir devlet yaptığı zaman karar alınamamış,ancak örneğin İsrail’in 1980’de Irak’ın Osirak reaktörüne yaptığısaldırıda ABD bile veto kullanmamış ve İsrail Güvenlik Konseyi’ndekınanmıştır. Çünkü reaktör Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın gözle-mi altındaydı ve İsrail’e karşı yapıldığını gösteren hiçbir şey yoktu. Bukınama kararı alınırken, Meksika böyle bir hak tanınırsa bunun kötüyekullanılması ihtimalîni açıkça belirtti.

Bu konuda çok önemli bir karar olan UAD’ın 1986 NikaraguaDavası’ndaki kararına bakarsak, Divan’ın iki görüşü de belli ölçülerdeyansıtan, bir anlamda birleştiren bir karar verdiğini görüyoruz. Divan,51. maddede öngörülmeyen gereklilik ve orantılılık koşullarınıngeçerliliğini kabul etmektedir. Bu davada Divan, ABD’nin bir ulus-lararası antlaşmadan doğan sorunları Divan’ın yetkisi dışında bırakmışolması nedeniyle BM Antlaşması’na göre değil, yapılagelişe göre kararvermiştir.

Page 12: BM VE KUVVET KULLANMA Funda Keskin.pdf · 150 FUNDA KESK‹N/BM VE KUVVET KULLANMA Bunun nedeni, devletlerin MC Misakı ve Briand-Kellogg Paktı'nın ... 17. yüzyılda, devletin

160 FUNDA KESK‹N/BM VE KUVVET KULLANMA

18 I.C.J. Reports, 1986, s.96-97.19 I.C.J. Reports, s.119.20 Rein Müllerson, “Self-Defense in the Contemporary World,” Law and Force in the New International Order,

L.F. Damrosch ve D.J. Scheffer (der.), Boulder, Westview, 1991, s. 20.21 Sevin Toluner, “Nikaragua’ya Karfl› Askerî ve Benzeri Faaliyetler Davas›’ndaki Yarg› ve Meflru Savunma

Hakk›,” Mahmut R. Belik’e Arma¤an, ‹stanbul, Milletleraras› Hukuk ve Milletleraras› Münasebetler Arait›rmave Uygulama Merkezi, 1993, s. 407.

22 I.C.J. Reports, 1986, s.127.

Divan’a göre, BM Antlaşması yapılagelişte var olan ilkeleri ifadeetmiş ve sonra da 40 yıl boyunca bu hukuk Antlaşma’nın etkisi altındagelişmiştir. Antlaşma’da yer alan birçok hüküm, artık ondan bağımsızbir statü kazanmıştır.18 Yapılagelişin manevi unsuru olan opinio juris’invarlığını ise, devletlerin Genel Kurul kararlarına ilişkin tutumlarına veBM Antlaşması 2/4’e yaptıkları atıflara dayandırmaktadır.

Divan, 51. maddedeki doğal meşru savunma hakkının hem birliktehem de bireysel meşru savunmayı kapsadığını belirterek Antlaşma’nınkendisinin de bu hakkın yapılagelişte var olduğunu kabul ettiğinedikkat çekmektedir.19 Ancak yapılageliş varlığını koruyor olsa bile, enazından elli yıldır BM Antlaşması etkisinde gelişmekte olduğunun kabuledilmesi gerekir. Temel sorun elli yıl önceki yapılagelişin değil,bugünkünün saptanmasıdır. BM Antlaşması, 51. maddenin geniş yoru-munu desteklememektedir.

Divan da 1986 Nikaragua Davası’nda bu yönde görüş ortayakoymuştur. Silâhlı saldırıyı ve buna bağlı olarak meşru savunma hakkınıkısıtlı tanımlamıştır.20 Buna göre, silâhlı saldırı niteliğinde olmayankuvvet kullanma ve karışma eylemlerine hedef olan devlet, ülkedışında girişeceği bir askerî harekatı meşru savunma hakkınadayandıramaz.21 Bu durumda kalan ve bu eylemleri kendi ülkesindedurduramayan bir devlet, ancak orantılı karşı önlem alabilir.22 AncakUAD, elindeki davayla ilgisi olmadığından bu orantılı karşı önlemlerinneler olabileceği konusuna bir açıklık getirmemiştir. UAD’ın kararındançıkan konumuz açısından önemli sonuç, bu eylemler silâhlı saldırıdüzeyine erişmiyorsa devletlerin bu eylemlere karşı meşru savunmaçerçevesinde kuvvet kullanamayacağıdır.

ii. BM Kararıyla Uygulanan Zorlama Yolları

BM Antlaşması madde 2/4’e göre, uluslararası barış ve güvenliğinkorunmasından başlıca sorumlu olan organ Güvenlik Konseyi’dir.Antlaşma’nın 39-51. maddeleri bu konuyu düzenlemektedir. 39. mad-deye göre, Güvenlik Konseyi barışın tehdit edildiğini, bozulduğunu ya

Page 13: BM VE KUVVET KULLANMA Funda Keskin.pdf · 150 FUNDA KESK‹N/BM VE KUVVET KULLANMA Bunun nedeni, devletlerin MC Misakı ve Briand-Kellogg Paktı'nın ... 17. yüzyılda, devletin

161AVRASYA DOSYASI

da bir saldırı eylemi gerçekleştiğini saptar ve uluslararası barış vegüvenliğin korunması veya yeniden kurulması için tavsiyelerde bulunurya da 41. ve 42. maddeler uyarınca hangi önlemlerin alınacağını karar-laştırır.

41. madde, silâhlı zorlama içermeyen önlemleri belirlemektedir. 42.madde ise, Güvenlik Konseyi’nin madde 41’deki önlemlerin yetersizkaldığı ya da kalacağı kanısına varması halinde, hava, deniz ve karakuvvetleri aracılığıyla her türlü girişimde bulunabileceğini belirtmekte-dir. Bu tür bir zorlama önlemi kararı, bütün devletler için bağlayıcıdır.48. maddeye göre, bu kararların uygulanması için gerekli önlemler tümBM üyeleri ya da bunlardan bazıları tarafından alınabilir.

Bu hükümlere göre, 39. madde Güvenlik Konseyi’ne iki işlev yükle-mektedir: Önce, barışa yönelik tehdit, barışın bozulması ya da saldırıeylemi durumlarından birisinin gerçekleşip gerçekleşmediğini saptaya-caktır. Sonra da durum hakkında tavsiyelerde bulunabilecek ya daalınacak önlemleri saptayabilecektir.

Bu kavramlar hiçbir yerde tanımlanmamıştır. Söz konusu durumlarınortaya çıkmasına neden olan eylem kuvvet kullanma içerebileceği gibi,kuvvet kullanma içermeyen bir eylemin de barışa yönelik tehdit ya dabarışın bozulması durumu oluşturduğuna karar verilebilir. Bu saptamatamamen Güvenlik Konseyi’nin yetkisindedir. Konsey 39. maddedebelirlenen saptamayı yapsa bile, hemen 41 ya da 42 gereği zorlamaönlemi alınmasına karar vermek zorunda değildir. Taraflara tavsiyel-erde bulunarak arabuluculuk ve barışçı çözüm rolünü devam ettirebilir.

Güvenlik Konseyi’nin bu kararlarının uygulanması için bir demekanizma öngörülmüştür. Konsey’in kendi askerî gücü olmadığınagöre bunu üye devletlerden almak zorundadır. Bu amaçla, 43. madde-ye göre Güvenlik Konseyi ile üye devletler arasında özel antlaşmalaryapılması gerekir. Bu özel antlaşmalarda, üyelerin Güvenlik Konseyiemrine verebileceği silâhlı güçler belirtilecek ve Konsey ihtiyaçduyduğu anda bu güçleri kullanabilecektir.

Bölgesel örgütler tarafından kuvvet kullanılması durumu iseAntlaşma’nın VIII. Bölüm’ünde düzenlenmiştir ve 52-54. maddeleriiçerir. 52. madde, BM amaç ve ilkeleriyle bağdaşan uluslararası barış vegüvenliğin korunmasına ilişkin antlaşmalar ve bölgesel örgütlerçerçevesinde sorunlarını çözmeye çalışacaklardır.

53. madde ise, Güvenlik Konseyi’nin kendi yetkisindeki zorlamaönlemlerinin uygulanmasında bölgesel antlaşmalar ve kuruluşlardanyararlanabileceğini, ama Güvenlik Konseyi’nin izni olmadan buantlaşma ve örgütler tarafından zorlama önlemi uygulanamayacağını

Page 14: BM VE KUVVET KULLANMA Funda Keskin.pdf · 150 FUNDA KESK‹N/BM VE KUVVET KULLANMA Bunun nedeni, devletlerin MC Misakı ve Briand-Kellogg Paktı'nın ... 17. yüzyılda, devletin

162 FUNDA KESK‹N/BM VE KUVVET KULLANMA

belirtmektedir. 54. maddede de bölgesel antlaşmalar çerçevesinde vebölgesel örgütler tarafından girişilen veya tasarlanan her türlü eylem-den Güvenlik Konseyi’nin her an ve tam olarak haberdar edileceğinibelirtmektedir.

Bu hükümlere göre, bölgesel örgütler meşru savunma amacıyla kul-lanılabilir. Güvenlik Konseyi’nin izin verdiği zorlama önlemlerini uygu-layabilir. Tartışılan durumlar, Güvenlik Konseyi’nin onayındangeçmeyen ama reddetme yoluna da gitmediği 1963 Küba füze krizi gibidurumlar ve bölgesel örgütün kuvvet kullanmayı emretmediği tavsiyeettiği dolayısıyla zorlama önlemi olmayan durumlar olarak ortayaçıkmaktadır.

Ancak bugüne kadar BM Antlaşması’nda öngörülen mekanizmakurulamamış, Güvenlik Konseyi’nin beş sürekli üyesinin veto hakkınedeniyle bu organ işlevini Antlaşma’da öngörüldüğü şekilde yerinegetirememiş ve Güvenlik Konseyi kararıyla bir devlete karşı zorlamaönlemi olarak kuvvet kullanılması, Antlaşma’da öngörülenden farklı birgörünüm kazanmıştır. Kore Savaşı, Körfez Krizi ve Somali İç Savaşı’ndaBM kararına dayanılarak birlikte kuvvet kullanılması, Antlaşma’daöngörülenden farklı yöntemlerle gerçekleştirilmiştir.

1990 Körfez krizine kadar, Güvenlik Konseyi çok istisnaî durumlar-da barışa yönelik tehdit ya da barışın bozulması durumlarının gerçek-leştiğini saptamıştır. Bunların ilki, 1950’de Sovyetler Birliği GüvenlikKonseyi’nde yokken, Kuzey Kore’nin Güney Kore’yi işgalinin barışınbozulması olarak belirlemesi ve üyelerine Güney Kore’ye yardımetmelerini tavsiye etmesidir. 41. maddeye göre kuvvet kullanma içer-meyen önlem uygulama yetkisini de çok az kullanmıştır. Bunun ikiörneği, 1968’de Rodezya’ya ve 1977’de Güney Afrika’ya önlemleruygulanması kararı almasıdır.

39. maddeye göre saptamayı yaptıktan sonra uygulanması gerekensüreç ise, özel antlaşmaların yapılamaması nedeniyle hiç uygulana-mamıştır. Bunun yerine, Güvenlik Konseyi üye devletlere kuvvet kul-lanma izni vermiş ya da bunu tavsiye etmiştir, ancak baştadüşünüldüğü gibi bunu emretme olanağından yoksun kalmıştır.Müdahale etmesi gereken bir çok çatışmaya müdahale edememiştir. Bunedenle, 1990’a kadar BM zorlama operasyonu olarak karşımızasadece 1950 Kore olayı çıkmaktadır. Bundan sonra 1990’a kadar birdaha böyle bir uzlaşma sağlanamamış, ilk kez Irak’ın Kuveyt’i işgalinedeniyle yeniden bir zorlama harekatı BM tarafından gerçekleştirilebil-miştir. 1992 Somali’deki operasyon ise bunun üçüncü ve son örneğidir.

Page 15: BM VE KUVVET KULLANMA Funda Keskin.pdf · 150 FUNDA KESK‹N/BM VE KUVVET KULLANMA Bunun nedeni, devletlerin MC Misakı ve Briand-Kellogg Paktı'nın ... 17. yüzyılda, devletin

163AVRASYA DOSYASI

KUVVET KULLANMA KONUSUNDA 1990 SONRASI YAŞANANGELİŞMELER

1. Reform Çalışmaları

BM sistemini değişen gerçeklere uydurmak ve etkinliğini artırmakçabası yeni değildir. BM, Soğuk Savaş, sömürgelerin bağımsızlıklarınıalmaları ve bu sürece bağlı olarak ortaya çıkan sosyal ve ekonomikhaklar, insan hakları kurallarının daha yaygın bir şekilde uygulanması,ortak değerlerin korunması için uluslararası eylemde bulunulmasıyönündeki istekler ve son zamanlarda da bazı BM üyelerinindemokratik yapı ve süreçler oluşturmada örgütün yardımını istemelerigibi sorunlarla, Antlaşma’da bir değişiklik yapılmadan başa çıkmayaçalışmıştır. Bunların bir kısmı BM’nin Antlaşma’da planlandığı gibiçalışmasını engellerken, bir kısmı da yeni görevler üstlenmesini gerek-tirmiştir.

BM sistemi, daha Antlaşma imzalandığı zaman bir çok noktadaeleştirilerle karşılaştı. İç çatışmaların kuvvet kullanma yasağı dışındabırakılmasına yöneltilen eleştiriler, uygulamada karşılaşılan daha temelsorunlar karşısında önemini kaybetti. BM, uluslararası barış ve güven-liği doğrudan doğruya tehdit eden uluslararası çatışmalara bile etkili birşekilde müdahale edemezken, bu tehdit düzeyine erişmeyen sayısızmiktardaki iç çatışmaya karışması düşünülemezdi. Buna karşılık,Güvenlik Konseyi’nin beş sürekli üyesine tanınan veto hakkı en önem-li sorun olarak ortaya çıkmıştır. İkinci büyük sorun ise, BMAntlaşması’nda belirlenen mekanizmanın kurulamaması olmuştur.

Güvenlik Konseyi’nin kendisine Antlaşma’yla tanınan yetkileri kul-lanabilmesi, beş sürekli üyenin anlaşmalarına bağlıdır. ABD, Rusya, Çin,İngiltere ve Fransa’dan biri dahi bir karar tasarısına ret oyu verirse, okarar alınamamaktadır. Bu beş sürekli üyeden biri aleyhine kararalınması da bu nedenle mümkün değildir. Nitekim beklenen işbirliğigerçekleşmemiş, Güvenlik Konseyi, sürekli üyelerinin taraf olduğuçatışmalarda hiçbir etkide bulunamamıştır. 1956 Süveyş’te İngiltere veFransa, 1979 Afganistan’da Sovyetler Birliği ve 1983 Grenada’da ABDvetoları karara engel oldu. 1945-1992 arasında, Sovyetler Birliği 114,ABD 69, İngiltere 30, Fransa 18 ve Çin 3 kez veto hakkını kullanmıştır.

İkinci olarak, 1950’de Kore olayı patlak verdiği zaman VII. Bölüm’deöngörülen işlerin hiçbiri gerçekleştirilememişti. 43. maddede belirtilenözel antlaşmalar yapılamamıştı. Oysa Güvenlik Konseyi ile üye devletlerarasında yapılması gereken bu antlaşmalarla, bir zorlama önlemi uygu-lama kararı verilmesi durumunda herbir üye devletin Güvenlik Konseyiemrine vereceği askerî gücün, bu gücün hazırlık derecesinin, sahip

Page 16: BM VE KUVVET KULLANMA Funda Keskin.pdf · 150 FUNDA KESK‹N/BM VE KUVVET KULLANMA Bunun nedeni, devletlerin MC Misakı ve Briand-Kellogg Paktı'nın ... 17. yüzyılda, devletin

164 FUNDA KESK‹N/BM VE KUVVET KULLANMA

23 Genel Kurul karar› no:377A/V, 3 Kas›m 1950.

olduğu silâhların ve devletinsağlayacağı diğer kolaylıklarınsaptanması gerekiyordu. Gü-venlik Konseyi’nin emrine verile-cek olan askerî güçlerin stratejikplanlamasını yapması gereken As-kerî Kurmay Komitesi,antlaşmaların yokluğunda tama-men bir formalîte olaraktoplanıyordu. Güvenlik Konseyimadde 39’a göre bir belirleme

yapsa ve madde 42’ye göre önlem uygulamaya karar verse bile,emrinde bunu uygulayacak güç yoktu. Madde 43’teki özelantlaşmaların yokluğunda, üye devletler bir operasyona katılmakzorunda değildir.

BM’nin bu sorunlara bir yanıt verebilmesi yönünde bazı çabalar har-candı. Bölgesel örgütlerin rolünün artırılması, Genel Kurul’un daha önplana çıkarılması, barış güçlerinin kuruluşu ve Güvenlik Konseyi’ninüye devletlere kuvvet kullanmayı emretme yerine tavsiye etme ya dabuna izin verme yoluna gitmesi, BM’nin Soğuk Savaş ve bloklaşmasonucu ortaya çıkan tıkanıklığa yanıt verme çabasının ürünleridir.Ancak barış güçlerinin dikkate değer başarısına rağmen, diğer yollarbekleneni verememiştir. Bölgesel örgütler BM Antlaşması ile GüvenlikKonseyi’ne tabi kılınmıştı. Genel Kurul 1950’de Kore operasyonunuyönetti ama Kore operasyonu, Genel Kurul’a bu yetkiyi sağlayan 1950Barış İçin Birlik23 kararının uygulanmasının tek örneği olarak kaldı.Güvenlik Konseyi’nin BM Antlaşması VII. Bölüm çerçevesindedevletlere kuvvet kullanma izni vermesi ya da tavsiyesinde bulunmasıyolu ise, 1950 Kore’den sonra 1990’lara kadar bir daha hiçkullanılmadı. 1990 Körfez ve 1992 Somali müdahaleleri bu yöndekiumutları artırdıysa da, Somali başarısızlığı bu yolun daha fazlakullanılmasına engel oldu.

1990’dan itibaren bloklaşmanın sona ermesi, BM’de ilk planlanan-ların gerçekleştirilebilmesi yolunda umutlar yarattı. Üstelik, BM yakınzamanlarda seçim yapma, mayın temizleme, iç çatışmalar sonrası reha-bilitasyon vb. yeni görevler de üstlenmişti ve bir reform düşünülüyor-sa, bunu gerçekleştirmenin tam zamanıydı. 1990 sonrasında, BM’ninhizmetlerine gereksinim artmıştır. Çatışmaları önlemeye yönelik diplo-masi ve barışı kurma, barış gücü/gözlemci görevleri ve seçim izleme veçatışma sonrası barışı kurma alanlarında büyük artış görülmektedir.

1990’dan itibarenbloklaşmanın sonaermesi, BM’de ilk

planlananlarıngerçekleştirilebilmesi

yolunda umutlaryarattı.

Page 17: BM VE KUVVET KULLANMA Funda Keskin.pdf · 150 FUNDA KESK‹N/BM VE KUVVET KULLANMA Bunun nedeni, devletlerin MC Misakı ve Briand-Kellogg Paktı'nın ... 17. yüzyılda, devletin

165AVRASYA DOSYASI

1989’dan sonra barış gücü operasyonları hızla artmıştır. Bu güçler, bazıyerlerde klasik barış gücü tanımını da oldukça esnetmiştir. Seçimlerdeyer almak ise yeni üstlendiği bir görevdir. Bu hizmete de talep büyük-tür, çünkü katıldığı seçimlere meşruiyet katmaktadır. Çatışma sonrasırehabilitasyon ise, Somali ve Bosna’da hiç de kolay bir iş olmadığınıortaya koymuştur. Bu kapsamda BM’den, sivil toplumu yeniden kur-mak, ekonomiyi ve altyapıyı canlandırmak, hükümet bürokrasisiniyürütmek, seçimlere yardım etmek, mülteci ve yerinden edilmiş kişileridöndürmek ve silâhları azaltmak görevlerini yerine getirmesi beklen-mektedir. Mayın temizleme de bu hizmetin doğal bir parçası olmuştur.

Yeni uluslararası ortamla birlikte, BM'nin algılanışında da olumlugelişmeler olmuştur. Güvenlik Konseyi'nin ve Genel Sekreter'inpopülerliği artmıştır. Ancak bu yeni algılama, finansal krize bir çözümbulunmasını sağlamamıştır. Örgüt, Soğuk Savaş sonrası tüm bu bek-lentilere karşılık veremeyecek durumdadır. Kaynakları sınırlıdır,yapısında bozukluklar vardır ve finansman sorunu ve idarî sorunlar kro-nikleşmiştir. Reform çalışmalarının başarılı olabilmesi için iki soruyacevap verilmesi gerekmektedir: 1) Örgüt tüm bu beklentilere etkin birşekilde karşılık verebilir mi? 2) Yapısını ve uygulamalarını bunuyapacak şekilde yeniden düzenleyebilir mi?

Bu zamana kadar yapılan tüm reform girişimleri ve önerileri örgütünmalî ve idarî yapısında düzeltme yapılmasına yöneliktir. Ancak 1992’deGüvenlik Konseyi Genel Sekreter’den ilk kez BM’nin önleyici diplomasi,barışı kurma ve koruma konularında daha etkin olabilmesi için bir ana-liz yapmasını ve tavsiyelerde bulunmasını istedi. Bunun sonucunda1992’de Gali Bir Barış Gündemi’ni hazırladı. 17 Mart 1997’de ise GenelSekreter Kofi Annan ikili reform programını ortaya attı. Birinci adımdagenel sekreterin yetkisinde olan idarî değişiklikler yapılacaktı. İkinciadımda ise daha temel konularda uzun vadeli bir eylem planı oluşturu-lacaktı.

Asıl önemli olan ikinci adım, yani uzun vadeli yeniliklerdir ve bunlarüye devletlerin kararını gerektirmektedir. Bu önerileri Annan Temmuz1997’de ortaya atmış, Genel Kurul Kasım 1997’de reform çalışmalarınıonaylamıştır. Bu görüşmeler sırasında, bir çok devlet reformun yalnızcabir masraf kısma anlamında alınmaması ve örgütü güçlendirmeninamaçlardan birisi olması gerektiğini söylediler. Genel Sekreter, uzunvadeli reformları beş başlık altında toplamaktadır: Barış ve güvenlik,ekonomik ve sosyal konular, kalkınma faaliyetleri, insancıl konular veinsan hakları.

Bu konuların dördünde komiteler kuruldu, insan hakları ise her-birinde yer alacak şekilde örgütlenmiştir. Tüm BM birimleri bu gruplar-

Page 18: BM VE KUVVET KULLANMA Funda Keskin.pdf · 150 FUNDA KESK‹N/BM VE KUVVET KULLANMA Bunun nedeni, devletlerin MC Misakı ve Briand-Kellogg Paktı'nın ... 17. yüzyılda, devletin

dan birine ya da daha fazlasına bağlandı. Genel Kurul da bu çabaya1992’de kurduğu çalışma gruplarıyla katıldı. Beş çalışma grubu vardır.Bunlardan birisi, Güvenlik Konseyi Reformu Çalışma Grubu’dur. Bugrup tüm devletlerin katılımına açıktır. Gruptaki görüşmeler daha çokGüvenlik Konseyi’nin büyüklüğü, yapısı ve karar verme mekanizmasıüzerinde yoğunlaşmıştır. Bir çok devlet, Güvenlik Konseyi’nin üyesayısının artırılmasını istemektedir. Böylece Konsey, BM üye sayısındakiartışı temsil eder hale gelebilecektir.

Genel Kurul’un o tarihteki başkanı İsmail Razali’nin (Malezya), GenelKurul’a bağlı olarak kurulan Güvenlik Konseyi çalışma grubununbaşkanı olarak 20 Mart 1997’de sunduğu öneriye göre, üye sayısı15’ten 24’e çıkacak, 5’i sürekli üye (Afrika, Asya, Latin Amerika veKarayipler ve 2 endüstrileşmiş devlet- yani Almanya ve Japonya) ve 4’üsürekli olmayan üye (Afrika, Asya, Doğu Avrupa ve Latin Amerika veKarayipler) eklenecektir. Yeni sürekli üyeler veto hakkına sahip ola-mayacaktır.24

Beş sürekli üyenin veto hakkından vazgeçecekleri düşünülme-diğinden, VII. Bölüm’e ilişkin konularda veto kullanımını kısıtlayacakbazı formüller geliştirilmiştir. Bunlar arasında, vetonun geçerli ola-bilmesi için iki ya da üç sürekli üyenin veto hakkını kullanması,Antlaşma’da yapılacak değişikliklerde ve Genel Sekreter seçimindevetonun geçerli olmaması, veto hakkının yalnızca barış gücü ve zorla-ma önlemi kararlarında geçerli olması gibi öneriler vardır. Ancak, budeğişiklikleri sürekli üyelerin de kabul etmesi gerekmektedir. BMAntlaşması’nda değişiklik yapılabilmesi için Güvenlik Konseyi’nde oyla-ma yapılmamakta,. Genel Kurul 2/3 çoğunlukla karar aldıktan sonra,üye devletlerin 2/3’ünün değişikliği onaylaması beklenmektedir. Ancakbu onaylayan 2/3 içinde, beş sürekli üyenin de bulunması zorunludur.Yani onların kabul etmediği hiçbir değişiklik yapılmaz.

Bunun dışında, VII. Bölüm’deki mekanizmanın kurulması yönündebir gelişme görülmemektedir. Güvenlik Konseyi reformu, tüm reformçabaları içinde en az umut vaat edeni olarak görülmektedir. Herşeydenönce, beş sürekli üye arasında uzlaşma yoktur. Çin ve Fransa birçokkonuda ABD ve İngiltere’den farklı düşünmektedir. 1947’de özelantlaşma yapılması için sürdürülen görüşmelerin terk edilmesineneden olan ABD-SSCB uzlaşmazlığı, ya yine bu devletler arasında ya daözellikle ABD ile Çin arasında çıkabilir. BM'de bir birlik havasıoluşmuşken hiçbir şekilde çözülemeyecek böyle bir sorun isten-memektedir.

166 FUNDA KESK‹N/BM VE KUVVET KULLANMA

24 Press Release GA/9228, 20 Mart 1997.

Page 19: BM VE KUVVET KULLANMA Funda Keskin.pdf · 150 FUNDA KESK‹N/BM VE KUVVET KULLANMA Bunun nedeni, devletlerin MC Misakı ve Briand-Kellogg Paktı'nın ... 17. yüzyılda, devletin

Beş sürekli üye arasındaki görüş ayrılıklarından başka, BM’nin diğerüyeleri arasında da hangi devletlerin Güvenlik Konseyi’nde yeni sürek-li üyeler olarak yer alacağı konusunda uzlaşma yoktur. Ekonomikgerçekler nedeniyle Almanya ve Japonya’nın adı sık sık dilegetirilmiştir. Ancak onların sürekli üye olmaları, Konsey’deki Kuzey-Güney dengesizliğini daha da artıracaktır. Bu iki devletin, BM’ye öde-mek zorunda oldukları katkı paylarının büyüklüğünü ileri sürerekreform sürecini hızlandırmak istemeleri de tepkilere neden olmuştur.7-8 Nisan 1997’de Yeni Delhi’de toplanan Bağlantısızlar dışişleri bakan-ları, Güvenlik Konseyi’nde gelişmekte olan devletler aleyhinegenişleme olamayacağını, bu reformun gerçekleştirilmesi için zamansınırı konulamayacağını, vetonun azaltılmasının ve kaldırılmasının şartolduğunu belirten ve Güvenlik Konseyi’nin çalışma yöntemlerinindüzeltilmesine daha fazla önem verilmesi gereğinin altını çizen birbildiri yayınladılar.

Kuzey-Güney dengesizliğini ortadan kaldırmak için Avrupa Birliğiadına tek bir üyelik olması da önerilmiştir ancak İngiltere ve Fransa’nınkarşı çıkacağına kuşku yoktur. Hindistan, Brezilya ve Nijerya gibi sürek-li üyeliğe aday bazı devletlerin bu statüyü elde etmeleri ise, komşularıtarafından itirazla karşılanacaktır.25

Genel Kurul’a bağlı Güvenlik Konseyi reformu çalışma grubu, 29Mayıs 1997’de tartışmaların geldiği durumu gösteren bir raporhazırlamıştır. Buna göre Güvenlik Konseyi’nin üye sayısı 24 ya da 26’yaçıkacaktır. Yeni sürekli üye sayısı beş ya da altı olacaktır. Beş olursa, birAfrika, bir Asya, bir Latin Amerika ve Karayipler ve iki endüstrileşmişdevlet yeni üye olacaktır. Altı yeni üyenin kabulü durumunda, bu yeniüye Afrika’dan olacaktır. Yeni sürekli olmayan üye sayısı, dört, beş yada altı olacaktır. Bu yeni üyelikler de bir Afrika, bir Asya, bir DoğuAvrupa ve bir Latin Amerika ve Karayipler devleti olacak şekildedağıtılacaktır. Devletlerin çoğunluğu, vetoyu anti-demokratik bir uygu-lama olarak görmektedirler, ancak sürekli beş üye vetoyu kaldıran birdeğişikliği onaylamayacaklarını belirtmişlerdir. Bu sorunun çözülmesiiçin değişik öneriler getirilmiştir: Yeni üyelerin veto hakkına sahip olma-ması, tam veto hakkına sahip olması, tam veto hakkına sahip olmasıancak bunu belli bir süre kullanamaması, yeni üyenin (zorunlu ya dagönüllü olarak) veto hakkını kullanmayacağını tek taraflı bir bildirimleaçıklaması (beş sürekli üye için de uygulanabilir), veto kullanılabilecekya da kullanılamayacak konuları belirleyen bir liste hazırlanması, yeni

167AVRASYA DOSYASI

25 Security Council Reform Roundtable, Ottawa, 12 Eylül 1995. http://www.ncrb.unac.org/unreform/roundta-bles/SCreform.html, 26 Ocak 2002.

Page 20: BM VE KUVVET KULLANMA Funda Keskin.pdf · 150 FUNDA KESK‹N/BM VE KUVVET KULLANMA Bunun nedeni, devletlerin MC Misakı ve Briand-Kellogg Paktı'nın ... 17. yüzyılda, devletin

168 FUNDA KESK‹N/BM VE KUVVET KULLANMA

26 A/AC.247/1997/CRP.8, 29 May›s 1997.

üyeler için bir çeşit kolektif veto uygulaması getirilmesi (yeni üyelerinoyunun veto oluşturması için iki, üç, dört ya da beşinin birlikte olum-suz oy kullanması), bunlara ek olarak Genel Kurul’un genel olarak yada bir konu listesi hazırlayarak sürekli üyelere veto kullanmaktankaçınmaları çağrısında bulunması.26 Bu durumda, Güvenlik Konseyireformu üzerindeki tartışmaların kilitlenmiş olması hiç de şaşırtıcıdeğildir.

2. 1990 Sonrası BM Çerçevesinde Kuvvet Kullanılması

1990’ların başında ortaya çıkan umutlu havaya rağmen, BMAntlaşması’nın kuvvete başvurulmasını düzenleyen hükümlerinde kısavadede bir değişiklik yapılamayacağı açıkça görülmektedir. BM’ninellinci kuruluş yıldönümü olan 1995’e kadar reform çalışmalarınınsonuçlanacağı yönündeki iyimser tahminler gerçekleşmemiştir. BM,dünya üzerinde ortaya çıkan kuvvet kullanma olaylarına 1945’te çizilençerçeve içinde müdahale etmek zorundadır. Bu çerçevenin 1945-1990döneminde de yetersiz kaldığı, öngörülen sistemin kurulamadığı ve1990’dan sonra BM’nin yeni görevler üstlenmek zorunda kaldığı dadüşünülürse, 1990-2000 döneminde uluslararası barış ve güvenliğinkorunması konusunda yaşanan başarısızlıkları şaşkınlıkla karşılama-mak gerekir. Elinde başka bir yol bulunmayan BM, bu olaylaraçoğunlukla barış güçlerini kullanarak müdahale etmeye çalışmış vebunu yapmaya çalışırken, barış güçlerini zorlama önlemlerinden ayırançizgiyi de zaman zaman aşmıştır.

a. Ruanda

Somali’den sonra yaşanan en büyük insancıl felaket, Ruanda’dayaşanmıştır. Ruanda hükümeti güçleri ile Ruanda Milliyetçi Cephesi(RPF) arasındaki ilk çatışmalar Uganda sınırında 1990’da çıkmıştı.Bundan sonra gerçekleştirilen bir dizi ateşkes anlaşmasına rağmen,Şubat 1993’te ülkenin kuzeyinde çatışmalar tekrar başladı. GüvenlikKonseyi, kesilen görüşmelerin yeniden başlayabilmesi için 22 Şubat1993’te Ruanda ile Uganda sınırına askerî gözlemci yerleştirilmesiniönerdi. Bu arada 7 Mart’ta Ruanda ile RPF Tanzanya’da buluşarakuzlaşmak için bir yol bulmayı ve ateşkesi kabul ettiler.

22 Haziran’da, Güvenlik Konseyi’nin 846 sayılı kararıyla Uganda-Ruanda Gözlemci Gücü kuruldu (UNOMIR). Bu güç, altı ay için kurul-muştu ve Uganda topraklarında çalışacaktı. Denetimler, silâh ve cepha-

Page 21: BM VE KUVVET KULLANMA Funda Keskin.pdf · 150 FUNDA KESK‹N/BM VE KUVVET KULLANMA Bunun nedeni, devletlerin MC Misakı ve Briand-Kellogg Paktı'nın ... 17. yüzyılda, devletin

nenin ve diğer askerî malzemenin taşınması üzerinde yoğunlaşacaktı.Afrika Birliği Örgütü de bir gözlemci grubu yerleştirdi. 16 Mart’ta tekrarbaşlayan görüşmeler sonucunda, 4 Ağustos 1993’te barış antlaşmasıimzalandı. Güvenlik Konseyi’nden de, tarafsız uluslararası gücün barışantlaşması imzalanır imzalanmaz yerleştirilebilmesi için gerekenlerinyapılması istendi. Genel Sekreter, Güvenlik Konseyi’ne sunduğu 24Eylül tarihli raporda UNAMIR’in kurulmasını önerdi. Amaç, geçicihükümetin kurulması ve çalışabilmesi için uygun ortam yaratılmasıydı.Asıl olarak başkent Kigali’nin güvenliğini sağlayacaktı, ateşkesantlaşmasını gözetecekti, seçimlerin güvenli bir ortamda yapılmasınısağlayacaktı ve mayın temizleme işiyle uğraşacaktı. UNAMIR, 5 Ekim’de872 sayılı kararla kuruldu. Ancak barış antlaşmasında öngörülen süreç,geçici organların kurulamaması nedeniyle sekteye uğradı ve şiddetyeniden tırmandı.

Bu arada insancıl yardımlar devam ediyordu. 1993’te, tüm nüfusun%13’ünü oluşturan 900 bin insan yerinden edilmişti. Antlaşmadansonra bunların 600 bini evlerine döndü. Ancak 6 Nisan 1994’te Ruandave Burundi devlet başkanlarını taşıyan uçağın düşmesiyle olumlu ortambozuldu. Hutu muhalefet ve Tutsi azınlığın üyeleri, ülke çapında katlia-ma maruz kaldı. İki hafta içinde ölü sayısı on binleri buldu. Geçicihükümet Kigali’yi terk etmek zorunda kaldı. UNAMIR’in 10 Belçikalıüyesi öldürülünce, Belçika askerlerini geri çekti. Bu durumda UNAMIRgörevini yerine getiremez duruma düştü. Bunun yerine, siyasîgörüşmeleri başlatarak bir ateşkes sağlamak, sivillere yardım etmek,çatışanların arasında kalanları kurtarmak ve yerinden edilenlereinsancıl yardımla sınırlı olarak çalışmaya başladı.

Bu sırada, Genel Sekreter Güvenlik Konseyi’ne üç alternatif sundu:1)Taraflar uzlaşamadığına göre ve katliam da sürdüğüne göre,UNAMIR’in görev tanımını genişletip tarafları zorlamak. Bu VII. Bölümegöre yetkilendirme ve ek asker gerektiriyordu. 2) Küçük bir grupKigali’de taraflar arasında bir ateşkes sağlamak için çalışmak üzere kal-abilirdi. İki hafta ya da biraz daha fazla bu çaba sürdürülebilirdi.3)UNAMIR tamamen çekilebilirdi. Ancak, Genel Sekreter bundan yanadeğildi. Güvenlik Konseyi, ikinci alternatifi tercih etti.

Ülkeyi terk eden insancıl yardım ekipleri Kenya’da yenidenörgütlendiler. Uganda ve Burundi üzerinden yardım sağlanmayabaşlandı. Ancak RPF kontrolü altında olan ve sayısı neredeyse bir mily-onu bulan insana ulaşmak mümkün değildi. Genel Sekreter’in 29 Nisan1994 tarihli raporu, Kigali civarında çatışmaların şiddetlendiğini belir-tiyordu. UNAMIR de kentteki sivillere yönelik daha fazla katliamhazırlıkları yapıldığını rapor etti. Önceki üç hafta içinde 200 bin insan

169AVRASYA DOSYASI

Page 22: BM VE KUVVET KULLANMA Funda Keskin.pdf · 150 FUNDA KESK‹N/BM VE KUVVET KULLANMA Bunun nedeni, devletlerin MC Misakı ve Briand-Kellogg Paktı'nın ... 17. yüzyılda, devletin

ölmüştü. Genel Sekreter bir kez daha Güvenlik Konseyi’nden kuvvetkullanma olasılığının düşünülmesini istediyse de Güvenlik Konseyi buyönde bir karar almadı. Sadece tarafların çatışmaları durdurmalarını veüye devletlerden de insancıl yardım götüren kuruluşlara yardımetmelerini isteyen bir açıklama yapıldı.

Bundan sonraki çalışmalar insancıl yardım çerçevesinde yürütüldü.17 Mayıs 1994, 918 sayılı karar ile UNAMIR genişletildi. Asker sayısı5500’e çıkarıldı. Silâh ambargosu konuldu. Ayrıca Genel Sekreter’den,insancıl hukuk kurallarının çiğnenmesi olaylarının soruşturulması içinbir rapor hazırlaması istendi.

Genel Sekreter, 19 Haziran 1994 tarihli mektubunda hâlen etkili birkarşılık verilemediğini belirtti ve Fransa’nın, Güvenlik Konseyi’ninizniyle Bölüm VII’ye göre bir çok-uluslu operasyon başlatma önerisinisundu. Operasyonun amacı, Ruanda’daki risk altında olan sivillerin veyerinden edilmiş insanların güvenliğinin sağlanmasıydı. 22 Haziran’daGüvenlik Konseyi bu öneriyi 929 sayılı kararı ile kabul ederek iki aysüre tanıdı. Operation Turquoise 23 Haziran’da başladı.

Operasyon bölgesi, Ruanda’nın 1/5’i kadardı. RPF buna karşıysa daFransız güçleriyle çatışmaya girmekten kaçındı. UNAMIR ile Fransız güç-leri arasında yakın ilişki kuruldu. 18 Temmuz’da RPF tek taraflı olarakateşkes ilan etti. 31 Temmuz’da Fransız güçleri çekildi ve böylece içsavaş sona erdi.

Tüm çatışmalar boyunca 7 milyon kişilik nüfusun 500 bini ölmüş, 3milyonu ülke içinde yerinden edilmiş, 2 milyonu da komşu ülkelerekaçmıştı. Bu o zamana kadar görülmemiş ölçüde büyük bir krizi göster-mekteydi. Komisyon raporu her iki tarafın da insancıl hukuk suçlarıişlediğini ama Hutu çoğunluğun Tutsi azınlığı yok etmek için planlı veörgütlü bir şekilde çalıştığını ortaya koydu. Bunun üzerine, 8 Kasım1994, 955 sayılı Güvenlik Konseyi kararıyla Ruanda Mahkemesi kurul-du. Ancak etkili bir askerî müdahale yönünde Güvenlik Konseyi’nehiçbir talep gelmediğinden, BM’nin soruna müdahalesi, barış gücü,Genel Sekreter’in arabuluculuk çabası ve insancıl yardımlarçerçevesinde kaldı.

b. Kosova

Kosova, Bosna-Hersek’teki savaş yaşanırken dikkatleri pek çekme-mişse de, aslında potansiyel bir sorun olarak hep vardı. 1991’deYugoslavya dağılırken, Kosovalılar da bağımsızlık ilan ettiler. Sırplarbuna tepki veremediler ve etnik Arnavutlar bölgeyi yönetmeyebaşladılar. Sırpların Kosova’daki güç gösterilerine ve Sırp ağırlığınıyerleştirme çabalarına karşılık, 1996’da UÇK ilk kez ortaya çıktı.

170 FUNDA KESK‹N/BM VE KUVVET KULLANMA

Page 23: BM VE KUVVET KULLANMA Funda Keskin.pdf · 150 FUNDA KESK‹N/BM VE KUVVET KULLANMA Bunun nedeni, devletlerin MC Misakı ve Briand-Kellogg Paktı'nın ... 17. yüzyılda, devletin

1997 boyunca gerilim tırmandı. Mart 1998’de karşılıklı gösterileroldu. Sırplar bir grup Kosovalıyı öldürdüler. Temas Grubu (ABD,İngiltere, Fransa, Almanya, İtalya, Rusya) bir araya geldi. Bu aradaİbrahim Rugova, katı Kosovalıların katılmadığı seçimlerde yenidenbaşkan seçildi. Ağustos’ta, Sırpların UÇK’ya ve Kosovalı Arnavutlarınköylerine yaptıkları saldırılar yoğunlaştı. UÇK’nın eylemleri de arttı. UÇKSırp güvenlik güçlerine saldırırken, Sırplar sivilleri hedef alan veöldürülen her güvenlik görevlisine karşı misilleme şeklinde sivilleriöldüren bir yol izlediler.

13 Ekim’de sağlanan anlaşma uzun sürmedi. 23-27 Aralık’ta, Sırpgüçleri UÇK ile çatıştı ve köylere saldırdı. 15 Ocak’ta ise, UÇK’nın 4polisi öldürmesine karşılık, Sırp güvenlik güçleri Racak katliamında 45sivil Kosovalıyı öldürdü. Miloseviç ITFY’nin savcısını Racak’asokmayınca, ABD Dışişleri Bakanı Madeleine Albright’in askerî çözümisteği ABD’de ağırlık kazandı.

Temas Grubu Dış İşleri Bakanları, tarafların 6 Şubat’ta Rambuillet’degörüşmelere başlamalarını istediler. UÇK 12 Mart’ta anlaşmayı imzalay-acağını açıkladıysa da, Sırplar 18 Mart’ta reddettiler ve Kosova sınırındayığınağa başladılar. 20 Mart’ta da Kosova’ya girdiler. 24 Mart’ta iseNATO bombardımanı başladı. 3 Nisan’da Belgrad ilk kez vuruldu. 1Haziran’da son tur görüşmeler başladı. 9 Haziran’da, Yugoslavya ileNATO arasında, Sırp geri çekilmesini düzenlemek için teknik anlaşmasağlandı. 10 Haziran’da, NATO Genel Sekreteri Solana bombardımanıdurdurdu. Güvenlik Konseyi 1244 sayılı kararı ile, Kosova’ya ulus-lararası sivil ve askerî otoritelerin girişine izin verdi. Kaçmış olanKosovalıların 600 bini 14 Haziran’dan itibaren üç hafta içinde evlerinegeri döndü. Kosova’ya toplam 20 bin barış gücü askeri girdi. 20Haziran’da Sırplar çekilmeyi tamamladılar. NATO bombardımanı res-men durdu. 20 Eylül’de UÇK’nın silâhsızlandırılması tamamlandı.

Güvenlik Konseyi, Kosova’daki duruma ilişkin olarak üç temel kararalmıştır. Bunlar 1160, 1199 ve 1203 sayılı kararlardır. 31 Aralık 1998,1160 sayılı karar, Kosova’daki durumu bölgede barış ve güvenliğeyönelik bir tehdit olarak belirlemektedir. Güvenlik Konseyi, Sırppolisinin Kosova’daki sivillere ve barışçı göstericilere karşı güç kullan-masını ve UÇK’nın terör eylemlerini birlikte kınamış, Yugoslavya’nıntoprak bütünlüğünü doğrulamış ve Kosova dahil tüm Yugoslavya’yasilâh ambargosu koymuştur. Barışçı bir çözüm sağlanamazsa ek önlem-ler alınacağı da belirtilmektedir. 1199 sayılı kararda, çatışmalara sonverilmesi istenmektedir. Yugoslavya’dan ve Kosovalı liderlerdeninsancıl durumu düzeltmek ve yeni bir insancıl felaketi önlemek içingerekli adımları atmaları talep edilmektedir. Bu karara göre,

171AVRASYA DOSYASI

Page 24: BM VE KUVVET KULLANMA Funda Keskin.pdf · 150 FUNDA KESK‹N/BM VE KUVVET KULLANMA Bunun nedeni, devletlerin MC Misakı ve Briand-Kellogg Paktı'nın ... 17. yüzyılda, devletin

Yugoslavya’nın bazı somut önlemler alması gerekmektedir: Sivil halkakarşı faaliyet gösteren güvenlik güçlerinin faaliyetlerine son verilmesive sivillere baskı için kullanılan güçlerin geri çekilmesi, durumun ulus-lararası etkin ve sürekli takip altında tutulması, UNHCR ve Kızıl Haç’ınbirlikte çalışarak yerinden edilmiş kişilerin evlerine dönmelerinisağlamaları, insancıl yardımların engellenmeden Kosova’ya ulaşması vesiyasî çözüm için yapılacak görüşmelerin takviminin belirlenmesi.1203 sayılı karar ise, 16 Ekim 1998’de Yugoslavya ile AGİT arasında,15 Ekim 1998’de Yugoslavya ile NATO arasında yapılan görüşmeleridesteklemekte, yerinden edilen kişilerin geri dönmelerini sağlamagörevinin Yugoslavya’nın görevi olduğunu belirtmektedir.

Güvenlik Konseyi kararları, Kosova’daki durumu 39. maddeçerçevesinde barış ve güvenliğe yönelik bir tehdit olarak belirlemekteama önlem uygulanmasını öngören ve bu görevi NATO’ya veren birhüküm bu kararlarda bulunmamaktadır. Bunun nedeni, GüvenlikKonseyi’ndeki veto hakkıdır. ABD ve diğer NATO üyeleri, Rusya’nın vetoedeceği kesin olan bir oylamayı Güvenlik Konseyi gündemine getirme-mişlerdir.

NATO’nun bombardımanı hukuksal bir temele dayandırmaya çalışanaçıklamaları, iki temel ortaya koymaktadır: Operasyonun BM karar-larına dayandığı ve insancıl müdahale örneği olduğu.

13 Ekim 1998’de Kuzey Atlantik Konseyi, Yugoslav otoriteleri BMkararlarına tam olarak uymayı reddederse, sınırlı hava saldırılarına veaşamalı bir hava operasyonuna karar vermiştir. Solana durumu 9Ekim’de şöyle açıklamıştır: FRY VII. Bölüm çerçevesinde alınan 1160ve 1199 sayılı kararlara uymamıştır. Genel Sekreter bir insancıl felaketyaşanabileceği uyarısında bulunurken, FRY sorunu çözmek için hiçbirsomut adım atmamaktadır. Yakın gelecekte zorlama önlemi kararıalınamayacağı görülmekteyse de, 1199 sayılık Güvenlik Konseyi kararıdurumun kötüleşmesinin bölgede barış ve güvenliği tehdit ettiğinibelirtmektedir. Bu durumda, NATO kuvvete başvurabilir.

Ancak bu operasyonun BM kararlarına dayandığını söylemek pekmümkün görünmemektedir. Güvenlik Konseyi’nin önce 39. maddeyegöre belirleme yapması, sonra da önlem kararı alınması gerektiği, daha1966’da Rodezya sorunu nedeniyle karara bağlanmıştır. Çünkü, budurumda bile Güvenlik Konseyi barışçı yollar çerçevesinde tavsiyedebulunabilir. Zorlama önlemi kararı vermesi gerekmez.

Bombardıman sona erip, Kosova’nın yeniden inşası aşamasınagelindiğinde ise, bu görev yine barış gücüne düşmüştür. NATO ileYugoslavya arasında yapılan anlaşmanın27 Güvenlik Konseyi’ne

172 FUNDA KESK‹N/BM VE KUVVET KULLANMA

Page 25: BM VE KUVVET KULLANMA Funda Keskin.pdf · 150 FUNDA KESK‹N/BM VE KUVVET KULLANMA Bunun nedeni, devletlerin MC Misakı ve Briand-Kellogg Paktı'nın ... 17. yüzyılda, devletin

ulaştırılmasından sonra, GüvenlikKonseyi 10 Haziran 1999, 1244sayılı kararıyla Genel Sekreter’eKosova’da uluslararası bir sivilyönetim oluşturma görevini verdi.

UNMIK (UN InterimAdministration Mission inKosovo) daha önce hiçbir BM

operasyonunun sahip olmadığı yetkilere sahip olmuştur. Tüm yasamave yürütme yetkileri ve yargının idaresi görevi UNMIK’e aittir.Kosova’nın yeniden yapılandırılması görevinin yerine getirilebilmesiiçin, üç BM dışı örgüt BM’nin yetkisi altında çalışmaktadır. İç yönetimisürdürme görevini BM kendisi yapmaktadır, insancıl yardımlar da BM’yebağlı uzman örgütlerden birisi olan UNHCR tarafından yerine getirilmek-tedir. Buna karşılık demokratikleşme ve kurum oluşturmayı AGIT,ekonomik yeniden inşayı Avrupa Birliği ve güvenliği sağlamayı ise NATOüstlenmiş durumdadır.

Geleneksel barış güçleri ile karşılaştırıldığında, Kosova’daki BMgücünün daha çok sivil unsurlardan oluştuğu ve 1990 sonrası artan birşekilde barış gücü işlevlerinden biri haline gelen bir görevi yerinegetirmek üzere kurulduğu açıkça görülmektedir. Seçim düzenleme,gözetme, demokratikleşme ve kurum oluşturma süreçlerine katkı işlev-leri, bu yeni dönemde birçok barış gücü operasyonunun ayrılmaz birparçası haline gelmiştir.

SONUÇ

BM Antlaşması 2/4 ile getirilmiş olan kuvvet kullanma yasağı,bugüne kadar büyük tartışmalara neden olmuş, hatta 2/4’ün “öldüğü”yönünde yorumlar yapılmıştır. Devletlerin kuvvete başvurmaktanvazgeçmedikleri açıktır. Ancak bu durumu yasağın geçersiz olduğuşeklinde yorumlamak, devletlerin 2/4’ün en açık ihlâli durumlarındabile bu eylemlerini BM’nin getirdiği istisnalara dayandırma çabalarınıgörmezden gelmek olur. Devletler çoğu zaman eylemlerini meşrusavunma hakkına dayandırmakta, kesin olarak bu hakkın dışında kalanmüdahaleleri ise insancıl nedenlerle açıklamaya çalışmaktadırlar.Dolayısıyla, BM Antlaşması 2/4’ün geçerli olduğuna inançlarının devamettiği noktasında kuşku yoktur.

173AVRASYA DOSYASI

27 Security Council doc., S/1999/682.

BM Antlaşması 2/4’üngeçerli olduğuna

inançlarının devamettiği noktasında

kuşku yoktur.

Page 26: BM VE KUVVET KULLANMA Funda Keskin.pdf · 150 FUNDA KESK‹N/BM VE KUVVET KULLANMA Bunun nedeni, devletlerin MC Misakı ve Briand-Kellogg Paktı'nın ... 17. yüzyılda, devletin

Ancak, BM Antlaşması’nda öngörülen sistemin kurulamaması, buyasağın uygulanması ve uluslararası barış ve güvenliğin sağlanması içinalternatif yollar aranmasına neden olmuştur Güvenlik Konseyi’nin yet-kisinde kalan zorlama önlemi uygulamaları Antlaşma’da belirlenen yön-temden tamamen uzaklaşmış, sadece bir büyük gücün operasyonuüstlenmesi durumunda başvurulabilen ve dileyen üye devletlereGüvenlik Konseyi tarafından izin verilmesi şeklinde gerçekleştirilebilenbir yol halini almıştır. Barış güçleri ise bu çaba içinde ortaya çıkan veVII. Bölüm çerçevesinde ortaya çıkan sorunlara müdahale etmek içinen çok başvurulan yoldur. Antlaşma’da öngörülen sistemin işler halegetirilmesi ya da değiştirilmesi, yakın bir gelecekte beklenmemektedir.

174 FUNDA KESK‹N/BM VE KUVVET KULLANMA