BİLİŞSEL ÖĞRENME KURAMI

71
1 BİLİŞSEL ÖĞRENME KURAMI

description

BİLİŞSEL ÖĞRENME KURAMI. D avranışçılık akımı algılama, benlik, dikkat, problem çözme vb. karmaşık süreçleri açıklamada yetersiz kalmış ve 1970 ’ lerden itibaren etkisini yitirmeye başlamıştır. Aynı zamanda davranışçılıktan bilişselciliğe geçiş dönemi başlamıştır. - PowerPoint PPT Presentation

Transcript of BİLİŞSEL ÖĞRENME KURAMI

Page 1: BİLİŞSEL ÖĞRENME KURAMI

1

BİLİŞSEL ÖĞRENME KURAMI

Page 2: BİLİŞSEL ÖĞRENME KURAMI

2

Davranışçılık akımı algılama, benlik, dikkat, problem çözme vb. karmaşık süreçleri açıklamada yetersiz kalmış ve 1970’lerden itibaren etkisini yitirmeye başlamıştır. Aynı zamanda davranışçılıktan bilişselciliğe geçiş dönemi başlamıştır.

Page 3: BİLİŞSEL ÖĞRENME KURAMI

• Bilgi işleme kuramı George A. Miller tarafından Edward C. Tolman (1886-1959)’n işaret ve gizil öğrenme kuramları temel alınarak ortaya atılan, öğrenmenin birtakım zihinsel süreçlerin, bilişsel yaklaşıma dayalı bir kuramdır.

• Bilgi işleme kuramı, bilgiyi temel öğrenme aracı olarak almakta ve öğrenmeyi bellek sistemiyle açıklamaktadır.

3

Page 4: BİLİŞSEL ÖĞRENME KURAMI

4

Araştırmacılar, anlamlı öğrenme, bellek destekleyiciler,

problem çözme gibi karmaşık öğrenme biçimlerini incelemeye başlamışlardır. Sonunda bilişsel devrim gerçekleşmiş ve algı, öğrenme, düşünme, akıl yürütme vb. süreçlerin “nasıl olduğu”araştırılmaya başlanmıştır. Bu araştırmalar, öğrenme kavramına yeni boyutlar katan karmaşık bilgilerin üretilmesini sağlamıştır.

Page 5: BİLİŞSEL ÖĞRENME KURAMI

5

Bilişsel kuramcılar öğrenmenin içsel bir süreç olduğu ve doğrudan gözlenemeyeceği görüşünü getirmektedirler. Bu kuramcılar daha çok öğrenmenin doğrudan gözlenemeyen algı, bellek, kavrama, yaratıcılık, hatırlama gibi içsel süreçleri ile ilgilenmektedirler. Bireyde meydana gelen davranış değişikliğini ise içsel süreçlerin dışa yansıması olarak kabul etmektedirler.

Page 6: BİLİŞSEL ÖĞRENME KURAMI

6

Son zamanlara kadar öğrenmenin yaşantı sonucu gerçekleşen ve az çok kalıcı izli olan davranış değişikliği olarak tanımlanması yaygın olarak kabul görmüştür.Bu tanıma göre öğrenmenin üç temel özelliği vardır:

1.Bireyin davranışında bir değişikliğin olması, 2.Bu değişikliğin olgunlaşma,büyüme,uyku, ilaç,yorgunluk vb.etkenlerin etkisiyle değil de yaşantı

sonucu meydana gelmesi ve 3.Bu değişikliğin geçici değil de en azından belli bir süre

kalıcı olması.

Page 7: BİLİŞSEL ÖĞRENME KURAMI

7

Öğrenme ya da bilgiyi işleme süreci doğrudan gözlenemediğinden, bu süreci somutlaştırmak ve daha kolay anlamamızı sağlamak üzere bir model geliştirilmiştir. “BİLGİYİ İŞLEME MODELİ” adı verilen bu model, öğrencinin merkezi sinir sisteminde var olduğu kabul edilen yapıları göstermektedir. Nörofizyolojik açıklamalara göre öğrenmeyi oluşturan bu yapıların sinirsel bir ağ olduğu ve bilgiyi dönüştüren süreçlerin de elektrokimyasal bir değişme olduğu sanılmaktadır.

Page 8: BİLİŞSEL ÖĞRENME KURAMI

8

BİLGİYİ İŞLEME KURAMI• Bilgiyi işleme kuramına göre öğrenme olayı, bilgisayarların

çalışmasına benzetilmekte, girdilerin işlenip çıktılara dönüştürülmesi olarak görülmektedir. Bilgisayarda yazılanların kaydedilinceye kadar kaldığı bir önbellek vardır.Bu önbelleğin kapasitesi düşüktür.Bir süre yazdıktan sonra yazdıklarınızı

“kaydet”komutuyla sürekli belleğe aktarırsınz.

Page 9: BİLİŞSEL ÖĞRENME KURAMI

9

BİLGİYİ İŞLEME KURAMI

• Sürekli bellek kapasitesi, genellikle önbelleğin kapasitesinden yüzlerce hatta binlerce defa daha büyüktür.

Sürekli belleğe kaydedilen bilgi,sizin ulaşmanız için orada bekler.

İnsan beyni de aynı bir bilgisayar gibi çalışır.

Page 10: BİLİŞSEL ÖĞRENME KURAMI

10

BİLGİYİ İŞLEME KURAMI

• Yeni bilgi dışarıdan nasıl alınmaktadır?

• Alınan yeni bilgi nasıl işlenmektedir?

• Bilgi uzun süreli olarak nasıl depolanmaktadır?

• Depolanan bilgi nasıl geriye getirilip hatırlanmaktadır?

Page 11: BİLİŞSEL ÖĞRENME KURAMI

11

BİLGİYİ İŞLEME KURAMI• Bilgiyi işleme kuramı, üç ana bileşenden oluşmaktadır. • 1.BİLGİ DEPOLARI,• 2.BİLİŞSEL SÜREÇLER• 3.BİLİŞBİLGİSİ

• BİLGİ DEPOLARI, bilgilerin saklandığı ilk bilgiyi işleme kuramı bileşenidir. Bilgi depoları duyusal kayıt, kısa süreli bellek ve uzun süreli bellek olarak adlandırılan üç bellekten oluşur.

Page 12: BİLİŞSEL ÖĞRENME KURAMI

12

BİLGİYİ İŞLEME KURAMI

• Bilgiyi işleme kuramının ikinci bileşeni olan BİLİŞSEL SÜREÇLER, bilgilerin bir bellekten diğerine aktarılmasını sağlayan içsel zihinsel etkinlikleri içermektedir.

• Bilgiyi işleme kuramının üçüncü bileşeni ÜST-BİLİŞ ise, bilişsel süreçlerle ilgili bilgileri ve bunların denetimini içerir.

Page 13: BİLİŞSEL ÖĞRENME KURAMI

13

Bilgiyi işleme modelinin işleyişi ÜST-BİLİŞ

Page 14: BİLİŞSEL ÖĞRENME KURAMI

14

BİLGİYİ İŞLEME KURAMI• Şekilde de görüldüğü gibi, çevredeki uyarıcılar duyu organları

yoluyla alınarak duyusal belleğe kaydedilir. Ardından bu uyarıcılardan dikkat ve algı süreçlerinden yararlanılarak seçilen bilgi kısa süreli belleğe aktarılır. Bu bilgi hemen kullanılmak istenildiğinde davranışa dönüştürülür. Bilgi daha sonra kullanılmak istenildiğinde anlamlı biçimde kodlanarak uzun süreli belleğe aktarılır.

Page 15: BİLİŞSEL ÖĞRENME KURAMI

15

BİLGİYİ İŞLEME KURAMI

• Uzun süreli bellekte saklanan bilgi, gereksinim duyulduğunda kısa süreli belleğe geri getirilir ve davranış olarak gösterilir. Bu bellek sistemi içerisinde bilginin nasıl ve ne zaman akış göstereceği bilişbilgisi ile denetlenir.

Page 16: BİLİŞSEL ÖĞRENME KURAMI

16

BİLGİ DEPOLARI• DUYUSAL KAYIT: Bilgiyi işleme sürecinin ilk

aşaması duyusal kayıttır. Duyusal kayıt, çevreden alınan bilginin işleme sistemine girmeden önce kısa bir süre tutulduğu bilgi deposudur.

• Duyu organları sürekli olarak çevreden gelen bir uyarıcı bombardımanına maruz kalırlar.

• Bireyler sürekli olarak çevrelerinde görsel,işitsel,koku,tat ve dokunma olarak karşılaştıkları uyarıcılardan etkilenirler ve onları alırlar.

Page 17: BİLİŞSEL ÖĞRENME KURAMI

17

DUYUSAL KAYIT

Örneğin; sınıftaki öğretmenin sesi, kitaptaki sözcükler, tepegöz ya da projeksiyon cihazıyla yapılan gösteri, bilgisayardan alınan mesajlar, yazı tahtasındaki şemalar, diğer öğrencilerin konuşmaları vb. hepsi birer uyarıcıdır. Böylece uyarıcılar sistemin ilk ögesi olan duyusal kayda ulaşır.

Page 18: BİLİŞSEL ÖĞRENME KURAMI

18

DUYUSAL KAYIT

• Bilginin duyusal kayıtta kalış süreci çok kısadır. Bazı yazarlara göre bilgi duyusal kayıtta yarım saniyeden daha az kalmaktadır. Bilginin duyusal kayıtta kalış süresi çok sınırlı olmakla birlikte, duyusal kayıdın alan olarak kapasitesi sınırsızdır.

Page 19: BİLİŞSEL ÖĞRENME KURAMI

19

DUYUSAL KAYIT

Duyusal kayıt, kendinden sonraki öğrenme süreçleri için kritik bir öneme sahiptir. Duyusal kayıta gelen bilgi anında işlenmezse çok hızlı bir şekilde kaybolur.

Duyusal kayıta gelen sınırsız uyarıcıdan sadece dikkat edilen, öğrencinin beklentilerine, amaçlarına uygun olan az sayıdaki uyarıcı seçilerek kısa süreli belleğe gönderilir. Diğerleri duyusal kayıttan yok olur.

Page 20: BİLİŞSEL ÖĞRENME KURAMI

20

DUYUSAL KAYIT

Bilginin duyusal kayıttan kısa süreli belleğe

geçişinde DİKKAT ve SEÇİCİ ALGI süreçleri süzgeç görevi yapar. Bu nedenle aralıksız ve monoton bir biçimde üst üste verilen bilgiler, bireyin dikkat ve algı alanına giremediğinden duyusal kayıttan, henüz kısa süreli belleğe aktarılmadan kaybolmaktadır.

Page 21: BİLİŞSEL ÖĞRENME KURAMI

21

Örneğin; çocuklar tahtadaki şemayı defterlerine çizerken öğretmen bir taraftan şemayı açıklıyorsa, çocukların dikkati şemayı çizmeye verilmiş olacağından, öğretmenin açıklamaları duyusal kayıttan geçip kısa süreli belleğe aktarılamaz. Çünkü öğrenciler aynı anda sadece bir uyarıcı grubuna dikkat edip alabilmekte; diğerlerini elimine etmektedir.

Page 22: BİLİŞSEL ÖĞRENME KURAMI

SAME ATTENTIONAL POOL

✗ VOCAL VS SPATIALX Playing

guitar + watching thriller movie

X texting + listening/chatting

X Chatting + writing paper

X HmWk + TV

Page 23: BİLİŞSEL ÖĞRENME KURAMI

EVEN THE MOST OBVIOUS OBJECT COULD BE MISSED IF IT DOES NOT ENTER OUR

AWARENESS!!

Page 24: BİLİŞSEL ÖĞRENME KURAMI

24

DUYUSAL KAYIT Duyusal kayda gelen uyarıcılar anında işlenmezse çok

hızlı bir biçimde kaybolur. Duyusal kayıdın içerdiği bilgi özgün uyarıcının tam bir kopyasıdır. Görsel duyular duyusal kayıt tarafından aynı fotoğraf gibi kısa bir süre için kodlanır. Aynı şekilde işitsel duyular

da ses kalıpları olarak kodlanır.

Page 25: BİLİŞSEL ÖĞRENME KURAMI

25

DUYUSAL KAYIT

• Duyusal kayda alınan bilgi kısa bir sürede işleme sistemine aktarılmaz ise kaybolur ve tekrar geri getirilemez.

• Duyusal kayıdın varlığı insan yaşamında kritik bir öneme sahiptir. Birey okuduğu veya işittiği bir cümlenin sonu gelmeden başlangıçtaki sözleri unutsaydı cümleyi anlamlandırması olanaksız olurdu.

Page 26: BİLİŞSEL ÖĞRENME KURAMI

26

KISA SÜRELİ BELLEK Duyusal kayıttan dikkat ve algı süreçleri sonunda

ayrılan bilgi,sistemin ikinci ögesi olan kısa süreli belleğe geçer. Bu belleğin kapasitesi oldukça sınırlıdır. Araştırmalar bu belleğin kapasitesinin 5-9 yeni bilgi birimi (sayı, harf, obje, isim vb.) olduğunu göstermektedir. Ancak bireyler GRUPLAMA işlemiyle kapasiteyi fazlalaştırabilirler. Kısa süreli belleğin bilgiyi koruma süresi ise yaklaşık 20 saniyedir.

Page 27: BİLİŞSEL ÖĞRENME KURAMI

27

KISA SÜRELİ BELLEK

• Ortalama 20 saniye içerisinde bilgi işlenerek uzun süreli belleğe gönderilmezse unutulur ve unutulan bilgi geri getirilemez.Bu süreyi arttırmanın yolu ZİHİNSEL TEKRAR dır.

Page 28: BİLİŞSEL ÖĞRENME KURAMI

28

KISA SÜRELİ BELLEK

• Kısa süreli bellekteki bilgiler etkindir. Bu nedenle anında hatırlanır ve davranışa dönüşebilir. Ancak bu bilgiler, uzun süreli belleğe kodlanmadan araya yeni bilgiler girerse, ya da kodlama için bir çaba gösterilmezse (tekrar veya gruplandırma yapılmazsa) unutulur.

Page 29: BİLİŞSEL ÖĞRENME KURAMI

29

KISA SÜRELİ BELLEK

• Kısa süreli bellek sürekli çalışır. Bu özelliğinden dolayı kısa süreli belleğe “çalışan bellek” veya “işleyen bellek” de denir.

• Sonuç olarak işleyen belleğe gelen bilgi, ya zihinsel tekrar yoluyla bir süre hatırda tutularak davranış olarak ortaya çıkar,ya yirmi saniye içinde unutulur, ya da zihinsel tekrar ve kodlama yapılarak uzun süreli belleğe gönderilir.

Page 30: BİLİŞSEL ÖĞRENME KURAMI

30

KISA SÜRELİ BELLEK Dikkat edilen ve algılanan bilgi duyusal kayıttan

kısa süreli belleğe geçirilir. Kısa süreli belleğin bir işlevi sınırlı bilgiyi kısa süreli de olsa depolamaktır. İkinci ilevi ise, bilginin uzun süreli bellekte depolanmasını sağlamak ve bilgiyi uzun süreli bellekten geriye getirerek hatırlamak için zihinsel işlemleri yapmaktır. Bu nedenle kısa süreli bellek, İŞLEYEN BELLEK olarak da adlandırılmaktadır.

Page 31: BİLİŞSEL ÖĞRENME KURAMI

31

KISA SÜRELİ BELLEK

Kısa süreli belleğin alan bakımından kapasitesi çok

sınırlıdır. Üç yaşındaki bir çocuğun kısa süreli belleği sadece üç birimlik bilgiyi depolayabilmektedir. Yedi yaşına kadar, kısa süreli belleğin kapasitesi beş birime yükselmekte; on yaşından sonra da yetişkinlerde olduğu gibi beş birimle dokuz birim arasında değişmektedir.

Page 32: BİLİŞSEL ÖĞRENME KURAMI

32

KISA SÜRELİ BELLEK

Örneğin; öğretmenler, bazen ilköğretimin ilk yıllarında çocukların bir parçayı sesli olarak doğru okuyabildiklerini, ancak anlamını kavrayamadıklarını ifade ederler. Bu durumun nedeni ise, sesli okuma sırasında çocuklar, kısa süreli belleğin kapasitesinin tamamını sözcükleri doğru seslendirme ve telaffuz etmekte kullanmakta, fikirleri anlamak, anlamlandırmak için yer kalmamaktadır.

Page 33: BİLİŞSEL ÖĞRENME KURAMI

33

KISA SÜRELİ BELLEK

Kısa süreli belleğin kapasitesinin sınırlı olması nedeniyle, sadece sözlü sunuya dayalı derslerde öğrencinin öğrenmesi büyük ölçüde engellenmektedir.

Kısa süreli belleğin işlem hacminin sınırlı olması nedeniyle öğrenci hızlı bir biçimde art arda gelen fikirleri anlamlandırıp uzun süreli belleğe göndermeden unutmaktadır.

Page 34: BİLİŞSEL ÖĞRENME KURAMI

34

KISA SÜRELİ BELLEK

Bu nedenle öğretmenler, açıklamalarını sürekli ve hızla yapmak yerine, öğrencilerin kısa süreli belleklerinde işlem yapmalarına olanak verecek biçimde yavaş, daha çok ara tekrarlara ve özetlemelere yer vererek yapmalıdırlar.

Sunular çok kısa, öğretmen-öğrenci, öğrenci-öğrenci etkileşimi daha çok olmalıdır. Konunun anlaşılıp anlaşılamadığını kontrol edici sorular sorulup cevaplandırılması sağlanmalıdır.

Page 35: BİLİŞSEL ÖĞRENME KURAMI

35

KISA SÜRELİ BELLEK Yerinde ve etkili bir biçimde kullanılacak öğretim

araç ve materyalleri kısa süreli belleğin aşırı yüklenmesini önleyecektir. Örneğin; yazı tahtasının, tepegözün, tabloların, grafiklerin, haritaların vb. etkili kullanımı, öğrencinin kısa süreli belleğinin kapasitesini etkili bir biçimde kullanabilmesi için gerekli zaman aralıklarını sağlayacaktır.

Page 36: BİLİŞSEL ÖĞRENME KURAMI

36

KISA SÜRELİ BELLEK

Öğretmen, derste çok şey anlatıp öğrencinin çok az öğrenmesine neden olmak yerine, çok önemli şeyleri seçip öğrencilerin tam olarak öğrenmelerini sağlamalıdır.

Page 37: BİLİŞSEL ÖĞRENME KURAMI

37

KISA SÜRELİ BELLEK Sonuç olarak, kısa süreli belleğe gelen bilgi

şunlardan biri ile sonuçlanmaktadır: 1. Zihinsel tekrar yoluyla bir süre hatırda tutularak

doğrudan tepki üreticilere gönderilir ve davranış olarak ortaya çıkar. Örneğin; rehbere bakıp bir kez telefonu çevirme.

2. Bilgi, tekrarlanmadığında ya da kodlanmadığında 20 saniye içinde tamamen unutulabilir.

3. Zihinsel tekrar ve kodlama (anlamlandırma) yapılarak uzun süreli belleğe gönderilir; hatırlanmak üzere saklanır.

Page 38: BİLİŞSEL ÖĞRENME KURAMI

38

UZUN SÜRELİ BELLEK

• Uzun süreli bellek,sürekli bellek deposu olarak kabul edilir. Bir bilginin öğrenilmiş kabul edilmesi için mutlaka uzun süreli bellekte depolanmış olması gerekir.

• Uzun süreli bellekte bilgiler kaybolmaz,ancak bilgi,uygun biçimde kodlanmamış ve uygun yere yerleştirilmemişse,geri getirmede zorluklarla karşılaşılır.

Page 39: BİLİŞSEL ÖĞRENME KURAMI

39

UZUN SÜRELİ BELLEK

• Bilgiler kısa süreli bellekte çok kısa süre kalmasına karşılık, burada uzun süre korunmaktadır. Bilgiyi işleme sürecinin son aşamasını oluşturan uzun süreli belleğin kapasitesinin sınırsız olduğu kabul edilmektedir. Uzun süreli bellek, gerektiğinde kullanılmaya hazır olarak tutulan düzenlenmiş bilgilerin

depolandığı bir kütüphaneye benzetilmektedir.

Page 40: BİLİŞSEL ÖĞRENME KURAMI

40

UZUN SÜRELİ BELLEK

• Uzun süreli bellekteki bir bilgiyi kullanmak isteyen birey, bu bilgiyi orada bularak işleyen belleğe aktarır, ardından da onu davranışa dönüştürür. Uzun süreli bellekteki bilgilerin hatırlanma süresi, bilginin belleğe depolanma biçimine göre değişir. İyi örgütlenmiş bilgiler çabuk hatırlanırken, diğerleri daha uzun zamanda hatırlanır.

Page 41: BİLİŞSEL ÖĞRENME KURAMI

41

UZUN SÜRELİ BELLEK

Uzun süreli belleğin kapasitesi sınırsızdır. Uzun süreli bellek, gerektiğinde kullanmaya hazır olarak saklanan düzenlenmiş, organize edilmiş bilgilerin depolandığı bir kütüphaneye benzetilmektedir. Bu kütüphanenin bilgiye ulaşmayı yani hatırlamayı sağlayacak milyonlarca girişe ve bölmeler arasında da geçişleri sağlayacak bir ağa sahip olduğu düşünülmektedir.

Page 42: BİLİŞSEL ÖĞRENME KURAMI

42

UZUN SÜRELİ BELLEK

Bilginin hatırlanmasının büyük ölçüde, materyalin kodlanarak uygun yere yerleştirilmesine bağlı olduğu sanılmaktadır. Tıpkı kütüphanedeki düzenlemede olduğu gibi uygun kodlu bölmelere yerleştirilmiş kitapları aradığımızda uzun süreli bellekten geriye getirip kullanmak çok kolaydır.

Page 43: BİLİŞSEL ÖĞRENME KURAMI

43

UZUN SÜRELİ BELLEK Uzun süreli bellekte bilgi ŞEMA adı verilen yapılar

içinde depolanmaktadır. Şemalar, birbirine bağlı olan fikirler, ilişkiler ve işlemler setidir. Diğer bir deyişle şema, bir olayı, bir kavramı ya da beceriyi anlamak için rehber ya da biçimdir. Bir durumu, bir öyküyü, ders kitabındaki bir konuyu, sınıfta işlenen bir dersi anlatmak için uygun şemayı seçmek ve ayrıntıyı bunun içine yerleştirmek gerekir. Uygun şemayı bulmaksızın herhangi bir şeyi anlamaya çalışmak, tıpkı yeni gittiğimiz bir şehirde haritasız yol bulmaya benzer.

Page 44: BİLİŞSEL ÖĞRENME KURAMI

44

UZUN SÜRELİ BELLEK Yeni şemaların doğru bir biçimde oluşturulabilmesi için

öğretmenlerin almaları gereken önlemler bulunmaktadır. Bunlardan bazıları:

Özellikle küçük yaşlardaki çocukların öğretiminde ve öğrenci hangi yaşta olursa olsun tamamen yeni oluşacak öğrenmelerde somut görsel uyarıcılar kullanılarak öğrencilerin yanlış anlamaları ve yanlış şema oluşturmaları engellenmelidir. Örneğin; denizi hiç görmemiş bir çocuğun denizi öğrenmesi, denize ilişkin doğru şema geliştirmesi için film, video, slayt, poster vb. göstermek, sözel açıklama yapmaktan daha etkili bir öğretme-öğrenme etkinliği olacaktır.

Page 45: BİLİŞSEL ÖĞRENME KURAMI

45

UZUN SÜRELİ BELLEK Sık sık öğrencinin öğrenme eksik ve yanlışlarını

belirleyerek, zaman geçirmeden öğrencilerin bunları düzeltmelerini sağlamak gerekir. Bu nedenle ünite sonlarında değerlendirme yapılması, öğrencilerin doğru şemalar oluşturarak sonraki öğrenmelerini bunların üzerine kurması açısından önemlidir.

Okul öncesi yıllarda çocuklar ne kadar çok yaşantı kazanırsa, o kadar çok şema geliştireceklerdir. Bu durumda daha çok şemaya sahip olan çocuklar, okul öğrenmeleri bakımından üstünlüğe sahi olacaklardır.

Page 46: BİLİŞSEL ÖĞRENME KURAMI

46

UZUN SÜRELİ BELLEK Öğrenmenin oluşum sürecine göre, öğrencinin ön

öğrenmeleri, yeni öğrenmelerini hazırlayıcı ya da mümkün kılıcıdır. Bu nedenle öğretmen, öğrencinin yeni bilgiyi kazanmasını sağlarken, yeni bilgiyi içine yerleştireceği, ilişkilendireceği önceki bilgisiyle ilgili şemalarını harekete geçirmesi gerekir. Böylece yeni öğrenilecek bilgi öncekine dayalı olarak, ilişkilendirilerek öğrenilmiş ve anlamlı öğrenme gerçekleştirilmiş olur.

Page 47: BİLİŞSEL ÖĞRENME KURAMI

47

UZUN SÜRELİ BELLEK• Uzun süreli bellekte birçok farklı bilgi bulunur; hatta

doldurmaya yaşamımız yeterli değildir.Ancak KSB.te olduğu gibi,USB.e bilgi hızla girmez,biraz zaman ve güç gerekir.

• Uzun süreli belleğin üç temel bölümden oluştuğu söylenebilir.

• Bunlar anısal,anlamsal ve işlemsel bellektir.

Page 48: BİLİŞSEL ÖĞRENME KURAMI

48

ANISAL BELLEK• Anısal bellek,kişisel yaşantıların depolandığı

bölümdür. Belirli bir zaman,yer ve olaylarla ilgilidir.

• Özyaşamsal bellek olarak da adlandırılır. Anılar güç sarf edilmeden öğrenilir. Fakat anıların birbirine karışma eğilimi vardır. Bu nedenle bilgiyi geri getirmede zorluk çekilir. Ancak önemli ve travmatik olaylar ayrıntılı hatırlanır. Olağan ve sürekli yinelenen olayların anımsanması zordur, çünkü yeni olaylar öncekini bozabilir.

Page 49: BİLİŞSEL ÖĞRENME KURAMI

49

ANLAMSAL BELLEK• Anlamsal bellek, uzun süreli belleğin kurallar,

genellemeler, kavramlar, problem çözme, dil bilgisi gibi genel bilgilerin yer aldığı bölümdür. Okulda öğrenilenlerin çoğunluğu bu bellekte tutulur.

Page 50: BİLİŞSEL ÖĞRENME KURAMI

50

İŞLEMSEL BELLEK

• İşlemsel bellek,belli bir işlemin nasıl yapıldığına ilişkin bilgilerin saklandığı bellek bölümüdür. İşlemsel bellekte işlemlerin basamaklarının oluşması uzun zaman alır,ancak oluştuktan sonra anımsanması çok kolaydır.Dikiş makinesi kullanma,basketbol oynama,yüzmeyi öğrenme vb. ile ilgili kuralların,işlem basamaklarının saklandığı bellek işlemsel bellektir.

Page 51: BİLİŞSEL ÖĞRENME KURAMI

51

BİLİŞSEL SÜREÇLER

• Bilişsel süreçler, bilgiyi işleme modelinin ikinci ana bileşenidir. Bilişsel süreçler, bilginin duyusal bellek, kısa süreli bellek ve uzun süreli bellek arasında aktarılmasını sağlayan zihinsel etkinliklerdir.

• Bunlar DİKKAT, ALGI, TEKRAR, KODLAMA ve GERİ GETİRMEdir.

Page 52: BİLİŞSEL ÖĞRENME KURAMI

52

BİLİŞSEL SÜREÇLER

• DİKKAT: Bireyin çevreden gelen uyarıcılara yoğunlaşması sürecidir.

• Dikkat duyusal bellekteki uyarıcıların ya da ham bilginin işlenmesini sağlar. Öğrenme dikkat etme süreci ile başlar. Birey, aynı anda yalnız bir uyarıcıya ya da belli bir uyarıcı

bölümüne dikkat edebilir.

Page 53: BİLİŞSEL ÖĞRENME KURAMI

53

BİLİŞSEL SÜREÇLER Öğretmenler öğrencilerin dikkatlerini çekmek ve belli noktalarda odaklaşmalarını

sağlamak için aşağıdaki önerileri uygulayabilir: 1. Öğrencilere derste ne öğreneceklerini,

öğrendiklerinin günlük yaşamlarında ne işlerine yarayacağını açıklama; örnek olay ve durumlarla gözlemelerini sağlama.

Page 54: BİLİŞSEL ÖĞRENME KURAMI

54

BİLİŞSEL SÜREÇLER 2. Öğrencilere sorular sorarak onlarda merak

uyandırma. (Örneğin; “Zaman birimi olarak saat olmasaydı, insanlar nasıl yaşardı?”)

3. Beklenmeyen olaylar yaratarak öğrencilerin dikkatlerini yönlendirme. (Örneğin; çevre temizliğini işleneceği bir günde çöp torbaları, faraşlar, süpürgelerle sınıfa girilebilir; öğrencilerin uyarılmalarını sağladıktan sonra birlikte dışarı çıkarak çevreyi temizlerken dersin hedef davranışlar kazandırılabilir.)

Page 55: BİLİŞSEL ÖĞRENME KURAMI

55

BİLİŞSEL SÜREÇLER 4. Sınıfın oturuş düzenini değiştirerek, farklı araç-

gereçler kullanarak fiziksel çevrede değişiklikler yaratma.

5. Öğrencilerin dokunmasına, koklamasına, duymasına, tatmasına, görmesine olanak tanıyan uyarıcılar kullanma.

6. Kalemle oynama, gözü bir noktaya odaklama, hızla sınıfta dolaşma gibi dikkat dağıtıcı davranışlardan kaçınma.

Page 56: BİLİŞSEL ÖĞRENME KURAMI

56

BİLİŞSEL SÜREÇLER

• ALGI: Duyu organlarına gelen uyarımların anlamlı hale getirilmesi sürecine algı denir. Algı ile ilgili ilk araştırmalar Gestalt psikologları tarafından yapılmıştır. Gestalt psikologlarına göre, biz uyarıcıları ayrı ayrı değil, anlamlı bir bütün olarak görürüz ve bütün, onu meydana getiren parçaların toplamından daha çok anlam ifade eder.

Page 57: BİLİŞSEL ÖĞRENME KURAMI

57

ALGI

• Duyusal belleğe gelen çevresel uyarıcılardan, öğrenen ancak algılayabildiği bilgileri kısa süreli belleğe geçirmektedir.

Page 58: BİLİŞSEL ÖĞRENME KURAMI

58

ALGI Algılama, büyük ölçüde bireyin ön

öğrenmelerinden, beklentilerinden, güdülenmişlik düzeyinden etkilenir. Eğer öğrenci bir konuyu, bir dersi öğrenmeye ihtiyaç duyuyorsa, onunla ilgili bir beklentisi varsa,amaçlarına uygunsa öğrenmek için harekete geçer ve uyarıcıları algılamak için çaba harcar. Örneğin; balık tutmaktan hoşlanan bir öğrenci balıkların yaşamını öğrenmek için harekete geçebilir.

Page 59: BİLİŞSEL ÖĞRENME KURAMI

59

ALGI Ayrıca, öğrencinin algılamaları daha önce kazanmış

olduğu ön öğrenmelere dayalıdır ve onlardan etkilenir. Örneğin; dil bilgisinde öğrencinin sıfatları öğrenebilmesi için öncelikle isimleri öğrenmesi gerekir. İsimleri bilmeyen bir çocuğun sıfatları algılayabilmesi söz konusu olamaz. Matematik dersinde kümelerin eşitlik ve denkliğini verirken öğrencilerin “küme” ve “eleman” kavramlarını bilmesi gerekir. Aksi takdirde kümelerin eşitliği ve denkliğini anlayamaz.

Page 60: BİLİŞSEL ÖĞRENME KURAMI

60

ALGI Bu nedenle öğretmenler, öğrencilerinin dersle ilgili ön

öğrenmelerini kontrol edip eksik ve yanlışları varsa önce onları tamamlamalarını sağlamalıdır. Aksi takdirde yeni öğrenilecekleri anlamlı ve doğru bir biçimde öğrenmeleri mümkün olmaz.

Page 61: BİLİŞSEL ÖĞRENME KURAMI

61

TEKRAR

• TEKRAR: Kısa süreli belleğe gelen bilginin, daha uzun süre bu bellekte kalmasını sağlamak amacıyla yapılan etkinliktir. Bilginin depolanması için, bilginin kısa süreli bellekten uzun süreli belleğe aktarılması gereklidir.

Page 62: BİLİŞSEL ÖĞRENME KURAMI

62

TEKRAR

• Bilginin birkaç kez yinelenmesi hatırlanmasını kolaylaştırmaktadır. Ancak yine de bilgiyi yineleme yoluyla uzun süreli belleğe yerleştirme, bilgiyi işlemenin yüzeysel bir biçimidir. Bilginin anlamlı yollarla uzun süreli belleğe yerleştirilmesi daha etkili olacaktır.

Page 63: BİLİŞSEL ÖĞRENME KURAMI

63

KODLAMA

• KODLAMA: Bilgilerin uzun süreli belleğe aktarılması için yapılan işlemdir. Ancak bunun yapılması için öncelikle işleyen bellekteki bilginin uzun süreli bellekte daha önceden bulunan bilgilerle ilişkilendirilmesi gereklidir. Birey kodlama sürecinde bilgiye yönelik zihinsel semboller oluşturur.

Page 64: BİLİŞSEL ÖĞRENME KURAMI

64

GERİ GETİRME

• GERİ GETİRME: Bilginin uzun süreli bellekten aranıp bulunarak açığa çıkarılması sürecidir. Birey kendisi için gerekli olan bilgiyi uzun süreli bellekte arayıp bularak, kısa süreli belleğe getirip davranışa dönüştürür. Bilgiyi uzun süreli bellekten geri getirme ile bilginin uzun süreli belleğe yerleştirilmesi için yapılan kodlama arasında önemli bir ilişki vardır. Etkili kodlama, geri getirmeyi kolaylaştırır.

Page 65: BİLİŞSEL ÖĞRENME KURAMI

65

UNUTMA

• Bilgiyi işleme sürecinde, geri getirme olayının karşısında unutma vardır. UNUTMA, bilginin bellekten kaybolması ya da geri getirilememesidir. Bellek sistemini oluşturan duyusal kayıt, kısa süreli ve uzun süreli bellekte unutma olabilmektedir. Duyusal kayıtta, öğrenen birey bilgiye dikkat etmezse bilgi hemen unutulur.

Page 66: BİLİŞSEL ÖĞRENME KURAMI

66

UNUTMA

• Kısa süreli bellekte bilginin kalabilmesi için tekrarlanmasına gerek vardır. Yoksa bilgi kısa süre içerisinde unutulur. Uzun süreli bellekte bilgi kodlama ile yerleştirilir. Uzun süreli bellekteki bilginin kaybolması pek olanaklı değildir. Ancak yine de birey bilgiyi unutabilir. Bunun nedeni ise, bireyin bilgiyi bellekte bulamaması ya da çeşitli nedenlerle ulaşamamasıdır.

Page 67: BİLİŞSEL ÖĞRENME KURAMI

67

ÜST-BİLİŞ

• Bilgiyi işleme modelinin üçüncü bileşeni üst-biliştir. Üst-biliş, bilgi işleme sürecinde oldukça önemli bir yere sahiptir. Bilgiyi işleme sürecinde üst-biliş, öteki bileşenler olan bilgi depoları ve bilişsel süreçlerin bir bütünlük içinde işlemesini sağlar. Üst-biliş dikkat, algı, yineleme, kodlama ve geri getirme gibi

bilişsel süreçleri denetler ve yönlendirir.

Page 68: BİLİŞSEL ÖĞRENME KURAMI

68

ÖĞRENMEYİ ÖĞRENME

• Bilgiyi işleme kuramı, öğrenmenin açıklanması açısından çok önemli bir kuramdır. Bilgiyi işleme kuramının eğitim alanına getirdiği en önemli katkılardan biri ÖĞRENME STRATEJİLERİdir. Bilgiyi işleme kuramına göre birey, yeni bir bilgiyi kazanmak, yani uzun süreli belleğe kodlama yapabilmek için farklı yöntemler ya da stratejiler kullanır.

Page 69: BİLİŞSEL ÖĞRENME KURAMI

69

ÖĞRENMEYİ ÖĞRENME• Bilişbilgisi yeterince gelişmiş birey neyi, nasıl, hangi

hızla öğrenebileceğini doğru olarak kestirebilir ve kendisi için en uygun öğrenme stratejilerini seçip işe koşabilir.Bilgi çağında yaşayan bireylerin, bilgiye erişme yollarını bilmeleri ve bu bilgileri kullanabilmeleri gereklidir. Bireylerin bunları gerçekleştirebilmeleri için öğrenmenin nasıl olduğu, başka bir deyişle “ÖĞRENMEYİ ÖĞRENME” ile ilgili bilgiye sahip olmaları gerekir.

Page 70: BİLİŞSEL ÖĞRENME KURAMI

70

ÖĞRENMEYİ ÖĞRENME Öğrencilerin öğrenmeyi öğrenebilmeleri için, öncelikle,

kendi öğrenme özellikleri ile ilgili bilgi sahibi olmaları gereklidir. Yani, öğrenme sürecinde nasıl bir ortama, kime ya da kimlere gereksinimleri var, bilgileri nasıl algılıyorlar gibi öğrenme özelliklerinin ortaya çıkarılması gereklidir. Ayrıca, öğrenme sırasında bilgiye ulaşmalarını kolaylaştıran ve onları özümsemelerine yardımcı olan kimi stratejileri kullanıp kullanmadıklarını ve bunların neler olduğunu bilmeleri de gereklidir.

Page 71: BİLİŞSEL ÖĞRENME KURAMI

71

ÖĞRENMEYİ ÖĞRENME

Öğrencilerin öğrenmeyi öğrenmelerine yönelik olarak yapılan çalışmaların ve araştırmaların ışığında ortaya iki farklı kavram çıkmıştır. Bunlar, öğrencilerin öğrenmede yararlanılan teknikleri kapsayan “ÖĞRENME STRATEJİSİ” ve öğrencilerin öğrenme özelliklerini kapsayan “ÖĞRENME STİLİ” kavramlarıdır.