ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1571/2202.pdf · yerlerinden 89 adet yüzey...
Transcript of ANKARA ÜNİVERSİTESİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/1571/2202.pdf · yerlerinden 89 adet yüzey...
ANKARA ÜNİVERSİTESİ
FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
DOKTORA TEZİ
GÖLBAŞI YÖRESİ TOPRAKLARININ MÜHENDİSLİK-FİZİKSEL ÖZELLİK
İLİŞKİLERİNDE JEOİSTATİSTİK UYGULAMASI
Oğuz BAŞKAN
TOPRAK ANABİLİM DALI
ANKARA
2004
Her hakkı saklıdır
ÖZET
Doktora Tezi
GÖLBAŞI YÖRESİ TOPRAKLARININ MÜHENDİSLİK-FİZİKSEL ÖZELLİK İLİŞKİLERİNDE JEOİSTATİSTİK UYGULAMASI
Oğuz BAŞKAN
Ankara Üniversitesi
Fen Bilimleri Enstitüsü Toprak Anabilim Dalı
Danışman : Prof. Dr. İlhami ÜNVER
Bu çalışmayla Gölbaşı Özel Çevre Koruma alanı ve yakın çevresi topraklarının mühendislik-fiziksel özellik ilişkilerinin ve konumsal yapılarının jeoistatistik yöntem kullanılarak belirlenmesi amaçlanmıştır. İki aşamada yürütülen araştırmada ilk olarak profil örnekleri analiz edilmiş ve yüksek istatistik ilişki gösteren (P<0,01) toprak mühendislik-fiziksel özellikleri ikinci aşamada kullanılmak üzere seçilmiştir. İkinci aşamada jeoistatistik analizde kullanılmak için 45 km2 lik alanda 500x500 m aralıklarla grid geçirilerek 221 adet, araştırma alanının çeşitli yerlerinden 89 adet yüzey örneklemesi (0-20 cm) yapılmıştır. Toprak örneklerinde kıvam limitleri ile kil kapsamı arasında önemli (P<0,01) pozitif, kum kapsamıyla önemli (P<0,01) negatif ilişkiler belirlenmiştir. Silt kapsamı ile kıvam limitleri arasında herhangi önemli bir ilişki belirlenememiştir. Tüm toprak özellikleri için deneysel yarıvariogramlar oluşturulmuş, toprak özelliklerinin küresel tip yarıvariogram modeliyle temsil edilebileceğine karar verilmiştir. Çapraz doğrulama analizi testleri sonuçlarıyla modellerin çalışma alanının konumsal yapısını doğru olarak yansıttığına karar verilmiştir. Toprak özelliklerinin dağılım haritaları, tanımlanan deneysel yarıvariogramlar kullanılarak blok kriging yöntemiyle elde edilmiştir. Sonuçlar silt dışında tüm toprak özelliklerinin topoğrafya ile belirgin bir ilişki gösterdiğini ortaya koymuştur. Araştırılan toprak özelliklerinin konumsal yapısı benzer özellikteki diğer alanlar için uygulanabilir nitelikte bulunmuştur. 2004, 176 sayfa ANAHTAR KELİMELER : Kıvam limitleri, agronomik limitler, mühendislik-fiziksel özellik ilişkileri, konumsal değişiklik, jeoistatistik
i
ABSTRACT
Ph. D. Thesis
USE OF GEOSTATISTICS IN THE RELATIONSHIPS OF ENGINEERING-PHYSICAL PROPERTIES OF THE GÖLBAŞI REGION SOILS
Oğuz BAŞKAN
Ankara University
Graduate School of Natural and Applied Sciences Department of Soil Science
Supervisor : Prof. Dr. İlhami ÜNVER
The aim of this study was to determine the relationships between engineering and physical soil properties and spatial dependence at Gölbaşı Special Protected Area and its vicinity using the geostatistical methods. The study was carried out in two steps. First profile samples were analyzed and soil properties with high statistical correlations (P<0,01) were selected to use at the second stage. Secondly, 221 soil samples with a grid pattern spacing 500x500 m and additional 89 soil samples were collected from different places in study area to use geostatistical analysis. While statistically significant positive correlations (P<0,01) were determined between plasticity limits and clay content, negative correlations (P<0,01) were found between plasticity limits and sand content. Any statistically significant correlation was not determined between plasticity limits and silt content. Experimental semivariograms were developed to determine the spatial dependence of soil properties, which could be described with a spherical model. From a cross validation procedure, it was concluded that these models may represent the spatial structure of the study area. The maps for the distribution of soil properties were obtained based on the fitting semivariogram models and using the block kriging analysis. The results showed that all soil properties studied indicated clear dependence with topography except for the silt content. Spatial structure derived from the studied soil properties seemed applicable to the other areas with similar features. 2004, 176 pages Key Words : Plasticity limits, agronomic limits, engineering-physical properties, spatial variability, geostatistics
ii
ÖNSÖZ ve TEŞEKKÜR Heterojen özelliği nedeniyle toprakların kısa mesafelerde özellik değişimi göstermeleri araştırma alanının her noktasında bu özelliklerin belirlenmesini engellemektedir. Teknolojik gelişmelerle birlikte örneklenmemiş nokta veya alanlardaki özelliklerin daha az hata ile tahmin edilebilme olanakları toprak bilimi araştırma konuları içerisinde yeni yaklaşımları kullanılabilir hale getirmiştir. Toprak biliminde giderek artan oranlarda kullanılan jeoistatistik yöntemle, özellikle yüksek işgücü ve zaman gerektiren toprak özelliklerinin örneklenmemiş nokta veya alanlarda belirlenmesi, benzer özellikteki alanlar için kullanılabilirliğinin araştırılması, gelecekte yapılacak çalışmalarda önemli zaman ve işgücü kazancı sağlayabilecektir. Tez çalışmamın planlanmasında, yürütülmesinde ve değerlendirilmesinde değerli katkılarını esirgemeyen, yapıcı eleştirileriyle çalışmamın her aşamasında destek olan hocam Prof. Dr. İlhami ÜNVER’e teşekkürlerimi sunarım. Jeoistatistik konusuyla çalışma fikrini oluşturan, Yrd. Doç Dr. İlhami BAYRAMİN’e, konuyu çalışmama yardım eden Hacettepe Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Cem SARAÇ’a teşekkür ederim. Tez çalışması sırasındaki değerli katkıları nedeniyle Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Toprak Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Taşkın ÖZTAŞ’a, değerli eleştiri ve katkılarından dolayı Gaziosmanpaşa Üniversitesi Ziraat Fakültesi Toprak Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Sabit ERŞAHİN’e teşekkür ederim. Arazi ve analiz çalışmalarındaki katkıları nedeniyle Dr. Orhan DENGİZ’e, analiz çalışmalarındaki katkısı nedeniyle Dr. Hesna ÖZCAN’a, Araş. Gör. Mustafa SAĞLAM’a ve Aziz Doğuş ARDA’ya, tez formatının oluşturulmasındaki yardımları nedeniyle Sayın Sevgi EKŞİ ve Sayın Hüsamettin ÖZDEMİR’e teşekkür ederim. Araştırma sırasında her konuda destek olan Köy Hizmetleri Ankara Merkez Araştırma Enstitü’sü Müdürü Dr. Haluk ÜSTÜN’e, kimya laboratuvarı sorumlusu kimya mühendisi Atilla GÜNTÜRK’e ve tüm laboratuvar çalışanlarına, çalışmada emeği olan tüm enstitü çalışanlarına teşekkür ederim. Oğuz BAŞKAN Ankara, Mayıs 2004
iii
SİMGELER DİZİNİ A Aktivite a Yapısal uzaklık Ao Etki alanı Bİ Büzülme indeksi BL Büzülme limiti C Kil C1 Yapısal varyans Ck Basıklık katsayısı Co Kontrolsüz etki varyansı Co+C Tepe varyansı Cs Çarpıklık katsayısı CV Değişim katsayısı D Su noksanlığı e Gözenek dağılımı EC Elektriksel iletkenlik HA, Hacim ağırlığı bλHİ, k Hidrolik iletkenlik KDK Katyon değişim kapasitesi KS Kullanılabilir su LL Likit limit L Tın M Ortalama MKA Maksimum kuru ağırlık OM Organik madde ON Optimum nem Öz.Ağ, Özgül ağırlık kλp Gözenek hacmi P Yağış miktarı PE Potansiyel evapotranspirasyon pF Suyun tutulma enerjisi Pİ Plastiklik indeksi PL Plastik limit R Depolama S Kum S Su fazlalığı S Siemens Sat Suyla doygunluk Si Silt SD Standart sapma SSN Sürekli solma noktası TK Tarla kapasitesi U Su kullanımı Var Varyans γ(h) Deneysel yarıvariogram
iv
ŞEKİLLER DİZİNİ Şekil 3.1. Araştırma alanının yer bulduru haritası .................................................29
Şekil 3.2. Gölbaşı yöresi topraklarının su bilançosu diyagramı.............................32
Şekil 3.3. Araştırma alanının jeomorfolojik haritası ..............................................36
Şekil 3.4. Deneysel yarıvariogram bileşenleri .......................................................43
Şekil 4.1. Profil örneklerinde bünye, kritik nem düzeyi ve kıvam limitlerinin
dağılımı ..................................................................................................55
Şekil 4.2. Araştırma alanı yüzey topraklarının kum içeriği ile kıvam limitleri
arasındaki ilişkiler..................................................................................80
Şekil 4.3. Araştırma alanı yüzey topraklarının kil içeriği ile kıvam limitleri
arasındaki ilişkiler..................................................................................83
Şekil 4.4. Araştırma alanı yüzey topraklarının suyla doygunluk değerleri ile kıvam
limitleri arasındaki ilişkiler.....................................................................86
Şekil 4.5. Araştırma alanı yüzey topraklarının tarla kapasitesi değerleri ile kıvam
limitleri arasındaki ilişkiler....................................................................88
Şekil 4.6. Araştırma alanı yüzey topraklarının sürekli solma noktası değerleri
ile kıvam limitleri arasındaki ilişkiler...................................................90
Şekil 4.7. Araştırma alanı yüzey topraklarının kullanılabilir su kapsamı
değerleri ile kıvam limitleri arasındaki ilişkiler.....................................92
Şekil 4.8. Kum değerleri eklemeli örnek dağılımı.................................................98
Şekil 4.9. Kum değerleri için yön gözetilmeksizin oluşturulan küresel tip
yarıvariogram grafiği .............................................................................99
Şekil 4.10. Kum değerleri için çapraz değerlendirme analizi ile model
uygunluğunun karşılaştırılması...........................................................99
Şekil 4.11. Kum değerleri blok kriging tahminleri ve dağılım haritası ...............100
Şekil 4.12. Kum değerleri blok kriging tahminleri hata haritası .........................100
Şekil 4.13. Kil değerleri eklemeli örnek dağılımı................................................102
Şekil 4.14. Kil değerleri için yön gözetilmeksizin oluşturulan küresel tip
yarıvariogram grafiği........................................................................103
Şekil 4.15. Kil değerleri için çapraz değerlendirme analizi ile model
uygunluğunun karşılaştırılması ........................................................103
Şekil 4.16. Kil değerleri blok kriging tahminleri ve dağılım haritası ..................104
v
Şekil 4.17. Kil değerleri blok kriging tahminleri hata haritası ............................104
Şekil 4.18. Silt değerleri eklemeli örnek dağılımı ...............................................106
Şekil 4.19. Silt değerleri için yön gözetilmeksizin oluşturulan küresel tip
yarıvariogram grafiği........................................................................107
Şekil 4.20. Silt değerleri için çapraz değerlendirme analizi ile model
uygunluğunun karşılaştırılması ........................................................107
Şekil 4.21. Silt değerleri blok kriging tahminleri ve dağılım haritası .................108
Şekil 4.22. Silt değerleri blok kriging tahminleri hata haritası............................108
Şekil 4.23. Suyla doygunluk değerleri eklemeli örnek dağılımı .........................110
Şekil 4.24. Suyla doygunluk değerleri için yön gözetilmeksizin oluşturulan
küresel tip yarıvariogram grafiği ......................................................111
Şekil 4.25. Suyla doygunluk değerleri için çapraz değerlendirme analizi ile
model uygunluğunun karşılaştırılması .............................................111
Şekil 4.26. Suyla doygunluk değerleri blok kriging tahminleri ve dağılım
haritası ...............................................................................................112
Şekil 4.27. Suyla doygunluk değerleri blok kriging tahminleri hata haritası ......112
Şekil 4.28. Tarla kapasitesi değerleri eklemeli örnek dağılımı ...........................114
Şekil 4.29. Tarla kapasitesi değerleri için yön gözetilmeksizin oluşturulan
küresel tip yarıvariogram grafiği ......................................................115
Şekil 4.30. Tarla kapasitesi değerleri için çapraz değerlendirme analizi ile
model uygunluğunun karşılaştırılması .............................................115
Şekil 4.31. Tarla kapasitesi değerleri blok kriging tahminleri ve dağılım
haritası ..............................................................................................116
Şekil 4.32. Tarla kapasitesi değerleri blok kriging tahminleri hata haritası ........116
Şekil 4.33. Sürekli solma noktası değerleri eklemeli örnek dağılımı ..................118
Şekil 4.34. Sürekli solma noktası değerleri için yön gözetilmeksizin oluşturulan
küresel tip yarıvariogram grafiği .....................................................119
Şekil 4.35. Sürekli solma noktası değerleri için çapraz değerlendirme analizi
ile model uygunluğunun karşılaştırılması ........................................119
Şekil 4.36. Sürekli solma noktası değerleri blok kriging tahminleri ve
dağılım haritası ..................................................................................120
vi
Şekil 4.37. Sürekli solma noktası değerleri blok kriging tahminleri hata
haritası ...............................................................................................120
Şekil 4.38. Kullanılabilir su kapsamı değerleri eklemeli örnek dağılımı ............122
Şekil 4.39. Kullanılabilir su kapsamı değerleri için yön gözetilmeksizin
oluşturulan küresel tip yarıvariogram grafiği ...................................123
Şekil 4.40. Kullanılabilir su kapsamı değerleri için çapraz değerlendirme
analizi ile model uygunluğunun karşılaştırılması.............................123
Şekil 4.41. Kullanılabilir su kapsamı değerleri blok kriging tahminleri
ve dağılım haritası ............................................................................124
Şekil 4.42. Kullanılabilir su kapsamı değerleri blok kriging tahminleri hata
haritası ................................................................................................124
Şekil 4.43. Likit limit değerleri eklemeli örnek dağılımı ....................................126
Şekil 4.44. Likit limit değerleri için yön gözetilmeksizin oluşturulan küresel tip yarıvariogram grafiği ......................................................127 Şekil 4.45. Likit limit değerleri için çapraz değerlendirme analizi ile model
uygunluğunun karşılaştırılması ............................................................127 Şekil 4.46. Likit limit değerleri blok kriging tahminleri ve dağılım haritası.......128 Şekil 4.47. Likit limit değerleri blok kriging tahminleri hata haritası .................128 Şekil 4.48. Plastik limit değerleri eklemeli örnek dağılımı .................................130 Şekil 4.49. Plastik limit değerleri için yön gözetilmeksizin oluşturulan küresel tip yarıvariogram grafiği ......................................................131 Şekil 4.50. Plastik limit değerleri için çapraz değerlendirme analizi ile model
uygunluğunun karşılaştırılması ............................................................131 Şekil 4.51. Plastik limit değerleri blok kriging tahminleri ve dağılım haritası....132 Şekil 4.52. Plastik limit değerleri blok kriging tahminleri hata haritası ..............132 Şekil 4.53. Plastiklik indeksi değerleri eklemeli örnek dağılımı .........................134 Şekil 4.54. Plastiklik indeksi değerleri için yön gözetilmeksizin oluşturulan küresel tip yarıvariogram grafiği ......................................................135 Şekil 4.55. Plastiklik indeksi değerleri için çapraz değerlendirme analizi ile model uygunluğunun karşılaştırılması .......................................135 Şekil 4.56. Plastiklik indeksi değerleri blok kriging tahminleri ve dağılım haritası ..............................................................................................136 Şekil 4.57. Plastiklik indeksi değerleri blok kriging tahminleri hata haritası......136
vii
ÇİZELGELER DİZİNİ
Çizelge 3.1. Ankara ili (1978-2001) aylık ortalama meteorolojik değerleri..........31
Çizelge 3.2. Toprak serilerinin araştırma alanı içerisindeki dağılımları ................33
Çizelge 4.1. Araştırma alanı profil örnekleri yüzey horizonlarının korelasyon
analiz sonuçları..................................................................................74
Çizelge 4.2. Araştırma alanı yüzey örneklerinin korelasyon analiz sonuçları .......79
Çizelge 4.3. Kum değerleri tanımlayıcı istatistikleri .............................................97
Çizelge 4.4. Kum değerleri küresel yarıvariogram model parametreleri...............97
Çizelge 4.5. Kum değerlerinin çapraz doğrulama analizi ile elde edilen
küçültülmüş hata istatistikleri ve kriging tahminleri standart
sapması ...............................................................................................98
Çizelge 4.6. Kil değerleri tanımlayıcı istatistikleri ..............................................101
Çizelge 4.7. Kil değerleri küresel yarıvariogram model parametreleri................101
Çizelge 4.8. Kil değerlerinin çapraz doğrulama analizi ile elde edilen
küçültülmüş hata istatistikleri ..........................................................102
Çizelge 4.9. Silt değerleri tanımlayıcı istatistikleri..............................................105
Çizelge 4.10. Silt değerleri küresel yarıvariogram model parametreleri .............105
Çizelge 4.11. Silt değerlerinin çapraz doğrulama analizi ile elde edilen
küçültülmüş hata istatistikleri ve kriging tahminleri standart
sapması .............................................................................................106
Çizelge 4.12. Suyla doygunluk değerleri tanımlayıcı istatistikleri ......................109
Çizelge 4.13. Suyla doygunluk değerleri küresel yarıvariogram model
parametreleri ..................................................................................109
Çizelge 4.14. Suyla doygunluk değerlerinin çapraz doğrulama analizi ile
elde edilen küçültülmüş hata istatistikleri ve kriging tahminleri
standart sapması .............................................................................110
Çizelge 4.15. Tarla kapasitesi değerleri tanımlayıcı istatistikleri ........................113
Çizelge 4.16. Tarla kapasitesi değerleri küresel yarıvariogram model
parametreleri ..................................................................................113
viii
Çizelge 4.17. Tarla kapasitesi değerlerinin çapraz doğrulama analizi ile elde
edilen küçültülmüş hata istatistikleri ve kriging tahminleri standart
sapması ..........................................................................................114
Çizelge 4.18. Sürekli solma noktası değerleri tanımlayıcı istatistikleri...............117
Çizelge 4.19. Sürekli solma noktası değerleri küresel yarıvariogram model
parametreleri ...................................................................................117
Çizelge 4.20. Sürekli solma noktası değerlerinin çapraz doğrulama analizi ile
elde edilen küçültülmüş hata istatistikleri ve kriging tahminleri
standart sapması .............................................................................118
Çizelge 4.21. Kullanılabilir su kapsamı değerleri tanımlayıcı istatistikleri .........121
Çizelge 4.22. Kullanılabilir su kapsamı değerleri küresel yarıvariogram model
parametreleri ..................................................................................121
Çizelge 4.23. Kullanılabilir su kapsamı değerlerinin çapraz doğrulama analizi
ile elde edilen küçültülmüş hata istatistikleri ve kriging tahminleri
standart sapması .............................................................................122
Çizelge 4.24. Likit limit değerleri tanımlayıcı istatistikleri .................................125
Çizelge 4.25. Likit limit değerleri küresel yarıvariogram model parametreleri ..125
Çizelge 4.26. Likit limit değerlerinin çapraz doğrulama analizi ile elde edilen
küçültülmüş hata istatistikleri ve kriging tahminleri standart
sapması .............................................................................................126
Çizelge 4.27. Plastik limit değerleri tanımlayıcı istatistikleri ..............................129
Çizelge 4.28. Plastik limit değerleri küresel yarıvariogram model
parametreleri .................................................................................129
Çizelge 4.29. Plastik limit değerlerinin çapraz doğrulama analizi ile elde
edilen küçültülmüş hata istatistikleri ve kriging tahminleri standart
sapması ...........................................................................................130
Çizelge 4.30. Plastiklik indeksi değerleri tanımlayıcı istatistikleri......................133
Çizelge 4.31. Plastiklik indeksi değerleri küresel yarıvariogram model
parametreleri .................................................................................133
Çizelge 4.32. Plastiklik indeksi değerlerinin çapraz doğrulama analizi ile elde
edilen küçültülmüş hata istatistikleri ve kriging tahminleri standart
sapması ...........................................................................................134
ix
İÇİNDEKİLER
ÖZET ................................................................................................................. i
ABSTRACT...................................................................................................... ii
ÖNSÖZ ve TEŞEKKÜR.................................................................................. iii
SİMGELER DİZİNİ ........................................................................................ iv
ŞEKİLLER DİZİNİ............................................................................................v
ÇİZELGELER DİZİNİ .................................................................................. viii
1. GİRİŞ ............................................................................................................1
2. KAYNAK ARAŞTIRMASI ........................................................................5
2.1. Toprakların Mühendislik Özellikleriyle İlgili Çalışmalar...........................5
2.2. Jeoistatistik Yöntemlerden Yararlanılarak Yürütülen Çalışmalar .............9
2.2.1. Genel çalışmalar.......................................................................................9
2.2.2. Toprağın fiziksel özelliklerine ilişkin çalışmalar...................................16
2.2.3. Toprakların kimyasal özellikleri üzerine yapılan çalışmalar .................22
2.2.4. Toprakların biyolojik özellikleri üzerine yapılan çalışmalar .................26
2.2.5. Toprak etüt ve haritalama konularında yapılan çalışmalar ....................26
3. MATERYAL ve YÖNTEM.......................................................................28
3.1. Materyal ....................................................................................................28
3.1.1. Araştırma alanının özellikleri.................................................................28
3.1.2. Araştırma alanının coğrafi konumu .......................................................28
3.1.3. İklim .......................................................................................................30
3.1.4. Araştırma alanı toprak özellikleri...........................................................32
3.1.5. Jeoloji .....................................................................................................34
3.1.6. Jeomorfoloji ...........................................................................................35
3.2. Yöntem......................................................................................................37
3.2.1. Arazi ve laboratuvar çalışmalarında uygulanan metotlar.......................38
3.2.1.1. Mühendislik özellikleri .......................................................................38
3.2.1.2. Fiziksel özellikler ................................................................................39
3.2.1.3. Fizikokimyasal özellikler ....................................................................40
3.2.2. Jeoistatistik Analiz .................................................................................41
3.2.2.1. Uzaklığa bağlı ilişki fonksiyonu (Variogram) ....................................41
x
3.2.2.2. Deneysel yarıvariogram ......................................................................43
3.2.3. Çapraz değerlendirme (Cross-validation) analizi...................................44
3.2.4. Kriging ...................................................................................................44
4. BULGULAR ve TARTIŞMA....................................................................47
4.1. Profil Toprakları Mühendislik Özellikleri ................................................47
4.1.1. Kıvam limitleri .......................................................................................47
4.1.2. İnce taneli zeminlerin sınıflandırılması..................................................48
4.1.3. Şişme potansiyeli ...................................................................................48
4.1.4. Kompaksiyon .........................................................................................49
4.2. Profil Topraklarının Fiziksel Özellikleri...................................................49
4.2.1. Bünye .....................................................................................................49
4.2.2. Suyla doygunluk ....................................................................................50
4.2.3. Tarla kapasitesi ve sürekli solma noktası...............................................50
4.2.4. Gözenek hacmi.......................................................................................51
4.2.5. Gözenek dağılımı ...................................................................................51
4.2.6. Özgül ağırlık ..........................................................................................51
4.2.7. Birim hacim ağırlığı ...............................................................................52
4.2.8. Hidrolik iletkenlik ..................................................................................52
4.3. Profil Topraklarının Fizikokimyasal Özellikleri.......................................53
4.3.1. Organik madde .......................................................................................53
4.3.2. Serbest karbonatlar (CaCO3)..................................................................53
4.3.3. Toprak asitliği (pH)................................................................................53
4.3.4. Elektriksel iletkenlik ..............................................................................54
4.3.5. Katyon değişim kapasitesi .....................................................................54
4.4. Yüzey Örnekleri .......................................................................................75
4.4.1. Mühendislik özellikleri ..........................................................................75
4.4.1.1. Kıvam limitleri ....................................................................................75
4.4.1.2. İnce taneli zeminlerin sınıflandırılması...............................................76
4.4.1.3. Şişme potansiyeli ................................................................................76
4.4.2. Fiziksel özellikler ...................................................................................77
4.4.2.1. Bünye ..................................................................................................77
4.4.2.2. Suyla doygunluk ................................................................................77
xi
4.4.2.3. Tarla kapasitesi ve sürekli solma noktası............................................77
4.4.3. Toprak fiziksel özellikleri ile kıvam limitleri arasındaki ilişkiler..........78
4.4.3.1. Kum ....................................................................................................80
4.4.3.2. Kil .......................................................................................................82
4.4.3.3. Silt ......................................................................................................85
4.4.3.4. Suyla doygunluk ................................................................................85
4.4.3.5. Tarla kapasitesi....................................................................................87
4.4.3.6. Sürekli solma noktası .........................................................................90
4.4.3.7. Kullanılabilir su kapsamı ....................................................................92
4.5. Jeoistatistiksel Analiz................................................................................94
4.5.1. Tanımlayıcı istatistikler..........................................................................94
4.5.2. Jeoistatistiksel analizler..........................................................................94
4.5.3. Kum dağılımı .........................................................................................97
4.5.4. Kil dağılımı ..........................................................................................101
4.5.5. Silt dağılımı .........................................................................................105
4.5.6. Suyla doygunluk(saturasyon) dağılımı ................................................109
4.5.7. Tarla kapasitesi dağılımı ......................................................................113
4.5.8. Sürekli solma noktası dağılımı.............................................................117
4.5.9. Kullanılabilir su kapsamı dağılımı .......................................................121
4.5.10. Likit limit dağılımı .............................................................................125
4.5.11. Plastik limit dağılımı ..........................................................................129
4.5.12. Plastiklik indeksi dağılımı..................................................................133
5. SONUÇ......................................................................................................137
KAYNAKLAR ..............................................................................................141 EKLER...........................................................................................................155 EK 1 ...............................................................................................................156 EK 2 ...............................................................................................................158 EK 3 ...............................................................................................................164 EK 4 ...............................................................................................................171 EK 5 ...............................................................................................................174 ÖZGEÇMİŞ ...................................................................................................176
xii
1. GİRİŞ
Toprak, değişken yapısı nedeniyle kısa mesafelerde büyük özellik değişikliği gösterir.
Bu nedenle toprak özelliklerinin hemen her noktada belirlenmesi pratikte mümkün
değildir.
Topraklar, araştırma alanı içerisinde belirli noktalardan alınan örnek özelliklerine göre
değerlendirilirler ve çalışma alanının tümüne genellenirler. Bu genellemeyle çizilen
sınırlar içerisinde toprak özelliklerinin her noktada yaklaşık aynı olduğu kabul edilir.
Klasik istatistik metotlarıyla yapılan değerlendirmelerde, toprak özelliklerinin uzaklık
boyutu ile olan ilişkisi (konumsal yapısı) dikkate alınmaz ve her noktadan alınan
örneklerin birbirlerinden bağımsız olduğu kabul edilir. Araştırma sonunda ise belirlenen
toprak özellikleri, ait olduğu popülasyonun ortalamasını en iyi şekilde tahmin ettiği
varsayımıyla arazinin tümüne genellenir.
Gerçekte herhangi bir toprak özelliğinin bir noktadaki ölçüm değeri onun söz konusu
noktadaki uzaysal konumunun bir fonksiyonudur. Bu durum toprak özelliklerinin
arazide süreklilik gösterdiğine işaret etmektedir (Öztaş 1995). Yani birbirlerine yakın
aralıklarla alınan örnekler, birbirlerinden daha uzak aralıklarla alınan örneklere göre
daha fazla benzerlik gösterirler. Konumsal bağımlı değişkenlerin uzaklık boyutunu
dikkate almadan yapılan değerlendirmeler, bu değişkenlerin açıklanmasında yetersiz
kalırlar (Hamlett vd 1986). Bu nedenle incelenen toprak özelliklerinin örnekleme
noktaları arasındaki uzaklığı dikkate alan bir yaklaşım, daha gerçekçi bir değerlendirme
olanağı sağlar.
1
Özellikle son yirmi yıldır gelişen teknolojiyle birlikte toprakların özelliklerinin
belirlenmesinde, örneklenmemiş alanlardaki özelliklerin tahmin edilmesinde farklı
yöntemler artan bir ağırlıkla kullanılmaya başlanmıştır. Jeoistatistik analiz, konumsal
bağımlılığın belirlenmesinde kullanılan bu metotların genel adıdır.
Jeoistatistiğin tarihsel gelişimi D.G. Krige ile başlamış (1951), temel prensipleri ise ilk
olarak Matheron (1963) tarafından belirlenmiş ve Güney Afrika’da madencilik
araştırmalarında uygulanmıştır. Matheron (1973), tesadüfi işlevlerin oluşumuna teorik
bir yaklaşım getirmiştir.
Jeoistatistik metotlar, incelenen toprak özelliğinin konumsal değişikliğinin
belirlenmesini ve bu özelliğin çalışma alanı içerisinde herhangi bir noktadaki değerinin
en az hata ile tahmin edilmesi olanağını sağlar.
Jeoistatistiksel metotlardan yarıvariogram analizi, incelenen toprak özelliğinin konumsal
(spatial) bağımlılık derecesini yani ölçüm yapılan noktalar arasındaki konumsal bağımlılığı
belirlemede, kriging analizi ise ölçüm yapılmayan nokta veya alanlardaki özelliklerin
tahmin edilmesinde yaygın olarak kullanılmaktadır (Öztaş 1995).
Jeoistatistik, bilgisayar teknolojisindeki gelişmelere paralel önemli zaman, emek ve para
kazancı sağlayan, parametreler arasındaki ilişkilerden yararlanılarak, arazi özelliklerini
genelleştirmeye olanak sağlayan bir tekniktir (Warrick vd 1986, Yates ve Warrick 1987,
Ditzler 1994, Zang vd 1995).
Jeoistatistik, parametrik istatistik yöntemlerinin bahsedilen sakıncalarını gidermede, yani
konumsal değişikliklerin belirlenmesinde, çok sayıda alanın yanı sıra toprak biliminde
yaygın olarak kullanılmaktadır (Burgess vd 1981, Russo ve Bresler 1981 ve 1982, Vieira vd
2
1981, Yost vd 1982a, 1982b, Singh vd 1985, Warrick vd 1986, 1988, Mejstrik ve Swacha
1988, Rope vd 1988, Zanini ve Bonofacio 1991, Lascano ve Hatfield 1992).
Toprakların mühendislik özelliklerinin analizi, büyük ölçeklerde bozulmuş ve
bozulmamış örnek almayı gerektiren, uzun süreli analizlere dayalı zor bir iştir
(Öztürkmen ve Ünver 1997). Özellikle geniş alanlarda çalışıldığında ihtiyaç duyulan
süre ve işgücü miktarı da o oranda artmaktadır. Bu nedenle çeşitli toprak parametreleri
arasındaki ilişkilerden yararlanarak bunları genelleştirmek, bahsedilen güçlüklerin
azaltılması yönünden büyük önem taşımaktadır.
Toprakta çeşitli parametreler arasında yakın ilişki bulunmakta olup, örneğin kil miktarı; likit
limit, plastik limit, büzülme limiti, plastiklik indeksi, higroskopik nem, sıkışabilme
(kompaksiyon ve konsolidasyon), hidrolik geçirgenlik gibi çok sayıda mühendislik ve fiziksel
özelliği etkilemektedir (Can 1983). De Jong vd (1990), toprakların bünyeleri ve organik
madde (karbon) içeriklerinden yararlanılarak, atterberg limitlerinin tahmin edilebileceğini
göstermişlerdir.
Arazide herhangi bir yerde ölçülen toprak özelliğinin araziyi temsil etme derecesi söz
konusu özelliğin örnekleme alanı içerisindeki varyasyonuna bağlıdır (Trangmar vd
1985). İncelenen toprak özelliğinin varyasyon derecesi bu özellikler hakkında
yapılacak değerlendirmelerin güvenirliliğini etkileyeceğinden, örnek sayısı ve
örnekleme aralığının seçimi büyük önem taşımaktadır. Son derece heterojen yapısı
nedeniyle çok küçük mesafelerde bile önemli özellik değişiklikleri gösteren toprakların,
mühendislik özellikler gibi çok yüksek işgücü gerektiren analizlerin her noktada yapılıp
gerçek sınırların çizilmesi bu özelliği nedeniyle mümkün değildir.
Toprak özelliklerinin konumsal bağımlı davranışları, bu özelliklerin jeoistatistiksel
yöntemlerle tanımlanmasına olanak sağlamıştır.
3
Bu çalışmada yaklaşık 350 km2’lik alan içerisinde özellikle tarım ve yerleşim
potansiyelinin yüksek olduğu alanların topraklarının mühendislik ve fiziksel özellikleri
belirlenerek aralarındaki ilişki irdelenmiştir. Uygulanışı çok eski olmayan ve toprak
biliminde 1980’li yıllardan sonra artarak kullanılmaya başlayan jeoistatistik yöntemlerin
söz konusu toprak özelliklerinin uzaklık ve yön boyutuna bağlı değişimlerinin
tanımlanmasında kullanılma olanakları araştırılmıştır.
Bu amaçla jeoistatistik yöntem ile örnekleme yapılan noktalardaki toprak özelliklerinin
değerlendirilerek ölçüm noktaları arasındaki otokorelasyonun, yani doğal olarak
bulunan yersel bağımlılığın derecesi belirlenmiştir. Daha sonra ileri bir interpolasyon
tekniği uygulanarak, incelenen özelliğin örneklenmeyen nokta veya alanlardaki
değerleri tahmin edilerek dağılım deseni saptanmıştır. Toprak mühendislik
özelliklerinin belirlenmesinin zaman ve iş gücü açısından getirdiği yük düşünüldüğünde
özellikle böyle büyük ölçekli alanlar için çalışmayla elde edilecek sonuçların
genelleştirilme olanakları araştırılmıştır.
4
2. KAYNAK ARAŞTIRMASI
Bu bölümde toprakların mühendislik özellikleriyle ilgili çalışmalar gözden geçirilerek
özetlenmiştir. Toprak biliminde 1980’lerden sonra kullanılmaya başlayan ve uygulama
konuları her geçen gün artan jeoistatistik yöntemle ilgili yapılan çalışmalar yine bu
bölümde özet olarak verilmiştir.
2.1. Toprakların mühendislik özellikleriyle ilgili çalışmalar
Atterberg (1911), iki mikrondan daha küçük çapta öğütülmüş kuvarsın plastik özellik
göstermediğini, aynı büyüklükteki mika tanelerinin tane büyüklüğü azaldıkça artan
derecede plastiklik gösterdiğini saptamıştır. Buna göre kıvamlılık, tane büyüklüğünün
yanı sıra mineralojik özellikle de ilişkili bir toprak karakteridir.
Kıvam limitleri ince toprak fraksiyonlarının bir fonksiyonu olduğundan, topraklar
içerdikleri kil miktarlarına göre plastiklik gösterirler. Kil kapsamındaki artış kıvam
limitlerini de arttırır (Atterberg 1911, 1912, Terzaghi 1926).
Toprak kıvamlılığı farklı nem kapsamları içerisinde adhezyon ve kohezyon
kuvvetlerinin bir sonucudur (Russell ve Russell 1950).
Değişik topraklar için yapılan proktor testi sonuçlarına göre maksimum kuru birim hacim
ağırlıkları ve optimum su içerikleri sırasıyla kum bünyeli topraklarda 1,79-1,93 g/cm3 ve %
12,40-14,50, silt bünyeli topraklarda 1,68-1,78 g/cm3 ve % 14,78-19,20, kil bünyeli topraklarda
ise 1,56-1,76 g/cm3 ve % 17,30-36,30 sınırları arasında saptanmıştır (USBR 1961).
5
Tanecik boyutu küçüldükçe (kil miktarı arttıkça) likit limit, plastik limit ve su kapsamı
artmaktadır. Kil kapsamı % 15’ in altındaki topraklarda plastik özellik görülmez
(Terzaghi ve Peck 1948, Sowers 1965, Baver 1966).
Alkan (1972), optimum su içeriği sınırlarına kadar sulanan toprakların sıkıştırılmaları
sonucu, bunların en küçük hacme sahip olduğunu ve maksimum kuru birim
ağırlıklarının en yüksek sayısal değerlere çıktığını belirtmiştir.
Slasareva vd (1972), tipik Sierozemlerin yoğunluğu, yapıları ve bunların agronomik
özellikleri üzerinde yaptıkları araştırmalarda toprak agregatlarının gözeneklilikleri, suya
dayanıklılığı, boyutları ve mekanik kompozisyonlarının toprak hacim ağırlığını ve
değişken gözenekliklerini etkilediğini saptamışlardır.
Wilson (1972), plastikliği “materyalin basınç altında kırılıp dağılmadan şekil
değiştirebilme özelliği” olarak tanımlamaktadır.
Rasmussen (1976), ilkbaharda tarla trafiği sonucu oluşan toprak sıkışması ve toprak fiziksel
değerlerinin ölçümü üzerindeki çalışmalarında, özellikle nemli koşullarda sıkışmanın artışının
üst toprağın boşluk ve havalanma hacminin azalmasına neden olduğunu saptamıştır.
Warkentin (1974), killi zeminleri karakterize etmek üzere ölçü olarak likit limit değerlerinin
kullanılmasını önermiş, likit limit değerlerinin killi zeminlerde allofan veya amorf materyale
sahip zeminlerin yüzey alanlarıyla çok yakından ilgili olduğunu bildirmiştir.
6
Tuncer ve Birand (1978), organik madde yüzdesinin killi zeminlerin likit limit
değerlerinin, plastiklik ve sıkışma indislerinin artmasına, doğal birim ağırlıklarının ise
düşmesine neden olduğunu bildirmektedir.
Andersland (1980), organik materyalin toprak sıkışabilirliğine etkisini araştırmış, model
organik topraklarda yaptığı sıkıştırma deneyleri sonucu yüksek organik madde
içeriğinin toprakların sıkışmasını büyük ölçüde etkilediğini göstermiştir. Organik madde
kapsamının duyarlı olarak kontrolü ile fiber tipi ve boyutları, model topraktaki materyal
tipi kaolinit-fiber karışımı kullanılarak elde edilmiştir.
Fujimoto (1980), sıkışan toprağın kesme direnci parametrelerini ve hacim değişmelerini
sabit normal basınç altında direkt kesme yöntemi uygulayarak araştırmıştır. Küçük
normal basınçlar (3 kg/cm2) bölgesinde maksimum kesme direnci, optimum su
içeriğinin altındaki düzeylerde saptanmıştır. Normal gerilmelerin artışı ile toprağın
statik sıkışma değeri (% olarak) ve kesme direnci büyük ölçüde artmaktadır.
Başlangıçta kuru olan bir toprakta, su içeriği arttıkça yavaş yavaş kırılganlığını kaybeder,
plastik özellik kazanır. Plastik şartlarda toprak işleme için fazla ıslaktır (Hillel 1980).
Mertdoğan (1982), toprağın sıkışma indisi ile likit limit arasında doğrusal bir ilişkinin olduğunu
belirtmiş, eşit likit limite sahip topraklarda ise artan plastik limite karşılık olarak direncin (kesme
sağlamlığı) yükseldiğini, sıkışabilirlik ve geçirgenliğin ise düştüğünü saptamıştır. Kumlu
zeminlerde belirlenen proktor eğrisinde sivrilik olmadığını, kil içeriği arttıkça sivriliğin
artacağını belirten araştırıcı, sıkıştırmada kullanılan keçi ayağı silindirinin devir sayısındaki
artışların, optimum su içeriğinden sonra sıkıştırmayı artırmadığını göstermiştir.
7
Hammel vd (1983), kompaksiyon ile toprakların likit limit özelliklerinin, plastik
limitten daha fazla ilişkili olduğunu, yine likit limit ile toprak yüzey alanı ilişkisinin
plastik limitten daha fazla olduğunu bildirmişlerdir.
Kohezyonsuz topraklarda likit limit değeri % 20’nin altındadır (Head 1984).
Smith vd (1985), yaptıkları çalışmada, katyon değişim kapasitesi ile likit limit ve plastik
limit arasında önemli pozitif ilişkiler tespit etmişlerdir.
Toprak işleme ile plastik limit ve tarla kapasitesindeki toprak su içeriği arasındaki
ilişkileri inceleyen Larney vd (1988), Terzaghi vd (1988) toprak işleme için uygun
maksimum su içeriği tayin metotlarının çoğunun, plastik limite benzer değerler vermeye
eğilimli olduğunu kaydetmişlerdir.
De Jong vd (1990), üç farklı horizondan (A, B, C) aldıkları toprak örnekleri üzerinde
yaptıkları çalışmada, kıvam limitleri üzerine kil içeriği etkisinin B ve C horizonunda
(ortalama kil içeriği, % 28 kil) A horizonundan (ortalama kil içeriği, % 22) daha fazla
olduğunu tespit etmişlerdir.
Artan kum içeriği toprağın su tutma kapasitesini azalttığından, kıvam limitlerindeki
mevcut su içeriği azalmakta ve bu durum negatif bir ilişkinin ortaya çıkmasına neden
olmaktadır (De Jong vd 1990).
Altınbaş ve Dündar (1991), zemin mekaniği ile ilgili bazı mühendislik özelliklerini
tanımlamak amacıyla yaptıkları araştırmada, zeminin yapısal bileşiminde şişme özelliği
ve plastik özelliği az olan kil minerallerinin varlığının, optimum su içeriğinin düşmesine
8
neden olurken, toprak dokusu içerisinde kum ve siltin birlikte bulunmasının maksimum
kuru birim ağırlığını arttırdığı sonucuna varmışlardır.
Maksimum su içerğinde yapısal stabilite düşüktür. Toprak işleme aletleri bu nem
kapsamında en iyi ufalanmayı sağlarlar (Wagner vd 1992).
Kil minerallerinin yüzey adsorptif kuvvetleri, kil minerallerinin eksi yüklü olmaları ve suyun
polar yapısı nedeniyle suyun tutulmasını önemli oranda etkilerler (Petersen vd 1996).
Canbolat ve Öztaş (1997), kıvam limitleri ile bazı fiziksel ve kimyasal özellikler arasındaki ilişkileri belirlemek için yaptıkları araştırmada toprak örneklerinin likit limit ve plastik limit değerleri ile kil içeriği, organik madde miktarı, kireç içeriği ve katyon değişim kapasitesi arasında önemli pozitif, kum içeriği ile önemli negatif ilişkiler belirlemişlerdir. Ball vd (2000), toprakta kompaksiyon değişimini ve onun plastiklik, bünye, organik madde,
tane büyüklüğü ile olan ilişkisini araştırmışlardır. Araştırıcılar likit limit değerinin
kompaksiyonun tahmin edilmesinde tane büyüklüğü dağılımından daha önemli olduğunu,
tane yoğunluğunun ise kompaksiyonun tahmininde önemli olmadığını bildirmişlerdir.
2.2. Jeoistatistik Yöntemlerden Yararlanılarak Yürütülen Çalışmalar
2.2.1. Genel çalışmalar
Gözlem verilerinin deneysel variogram yapısının belirlenmesi ve bu variogram yapısına
teorik bir modelin uydurulması jeoistatistiksel çalışmaların temelini oluşturmaktadır
(Delhomme 1978, Vieira vd 1983).
9
Burgess ve Webster (1980), “blok kriging”den elde edilen tahmin varyansının noktasal
kriging’e göre daha düzgün olduğunu belirtmişler, bu nedenle toprak özelliklerinin
haritalanması amacıyla blok kriging uygulanmasını önermişlerdir.
Yarıvariogram modelleri ve kriging teknikleri, klasik istatistik yöntemler gibi bir tek
istasyonun gözlem değerleri ile ilgilenmemekte (Bastin ve Gevers 1985), bir alan ya da
doğrultu üzerinde düzenli veya düzensiz şekilde dağılmış, mevcut tüm gözlemler
kullanılmakta ve zaman boyutu yanında konumsal değişkenlik boyutu da çalışmaya
dahil edilmektedir (Karlinger ve Skrivan 1980).
Çalışmalarda genellikle noktasal değerler yerine, incelenen değişkenin belirlenmiş bir
alan üzerindeki ortalama değerinin kullanılması tercih edilmektedir. Böylece, alansal
tahminlerde tahminin varyansından alan içerisindeki blok varyansının çıkartılması ve
sonuçta noktasal tahmin varyansına göre daha düşük bir varyansla tahmin yapılması
sağlanarak noktasal kriging yönteminin bazı sakıncaları giderilmektedir (Karlinger ve
Skrivan 1980, Burges ve Webster 1980). Özellikle kontrolsüz etki varyansının toplam
varyans içindeki oranının yüksek olduğu durumlarda (Tabios III ve Salas 1985), alansal
tahminlerin noktasal tahminlere göre daha güvenilir olacağı bildirilmektedir.
Konumsal değişkenlik sürekli bir dağılım göstermekte olup normal dağılımla ifade
edilememektedir. Konumsal değişkenlik belirli bir alanda her nokta için belirli bir
değeri temsil ettiğinden gerçek bir fonksiyondur. Klasik istatistiksel modeller örneklerin
normal dağılım gösterdiğini varsayar ve yerin pozisyonu hakkında bilgi vermezler
(Webster ve Burgess 1980).
Konumsal özellikler yarıvariogramlarla belirtilirler, uygun konumsal yapının tahmin
edilmesi ve haritalanması faktöryel kriging veya kriging analizleri olarak bilinen kriging
varyasyonlarının kullanılmasıyla yapılır (Matheron 1982, Goovaerts 1992).
10
Jeoistatistiksel yöntemlerle gözlemlerin yapıldığı noktaların konumları ve gözlemler
arası korelasyon dikkate alınarak yansız ve minimum varyanslı tahminler
yapılabilmektedir (Olea 1982).
Çapraz doğrulama analizi, kriging metodu içerisinde yer alan ölçüm noktalarındaki
değerleri çevresindeki değerlerle tahmin ederek, gerçek değerlerle tahmin değerlerini
karşılaştıran, seçilen modelin güvenirliliğini test eden bir yöntemdir (Vieira vd 1983).
Doğrusal modelde grafikteki yarıvariogram eğrisi doğrusal olarak artığından grafik
üzerinde sabit bir örnekleme aralığı belirlenememektedir. Bu davranış iki örneğin
vektör dağılımının daha büyük olduğunu ve bunlar arasındaki ortalama farkın da
değişken olacağını göstermektedir (Wollum ve Case 1984).
Trangmar vd (1985), kriging tekniğini yarıvariogram yapısal özellikleri kullanılarak
örneklenmemiş noktalardaki konumsal değişikliklerin yansız tahmininin optimal şekilde
yapıldığı bir teknik olarak tanımlamıştır. Kriging analizini diğer interpolasyon
yöntemlerinden ayıran en önemli özellik tahmin edilen her bir nokta veya alan için bir
varyans değerinin hesaplanabilmesidir ki bu tahmin edilen değerin güven derecesinin
bir ölçüsüdür. Eğer bir nokta veya alan için hesaplanan varyans değeri kesin değerler
arasındaki varyanstan daha küçük ise toprak özelliğinin ölçülmeyen nokta veya alan için
tahmin edilen değerin güvenilir olduğu kabul edilir.
Hamlett vd (1986), toprak özelliklerinin konumsal bağımlılık gösterdiğini ve klasik
istatistik metotlarının, değişkenleri uzaydaki konumsal bağımlılıklarına rağmen
bağımsız değişkenler olarak ele alması nedeniyle, yetersiz kaldığını bildirmektedirler.
11
Toprak özellikleri ile ilgili çalışmalarda genellikle küresel (spherical), doğrusal (linear)
ve üslü (eksponansiyel) tip yarıvariogram modeli yaygın olarak kullanılmaktadır
(McBratney ve Webster 1986).
Yarıvariogram analizleri, çiftlik bazından havza ya da bölge bazına değin değişen
ölçeklerde çalışma olanağı vermektedir (Hamlett vd 1986, Nash ve Daugherty 1990,
Camberdalla vd 1994).
Konumsal bağımlılığın doğru şekilde açıklanabilmesi için “en iyi örnekleme nasıl
olmalı” en çok karşılaşılan sorulardan birisi olmakla birlikte basit bir çözümü de yoktur
(Warrick ve Myers 1987).
Kriging tekniğinin diğer interpolasyon metotlarından (yüzey eğilim ve ters uzaklık
metodu) daha iyi olduğu yapılan çalışmalar sonunda elde edilen jeoistatistiksel
sonuçlarla kabul edilmektedir (Laslett vd 1987, Voltz ve Webster 1990). Bunun yanında
yapılan bazı çalışmalar (Van Kuilenburg vd 1982, Bregt vd 1987, Leenhardt vd 1994)
geleneksel sınıflama ve haritalamanın bazen kriging yöntemiyle eşit düzeyde
yapılabileceğini göstermiştir.
Miller vd (1988), toprak erozyonunun kuru tarım alanlarında ürün üzerine olan etkilerini
açıklamakta klasik istatistik metotlarının yetersiz olduğunu bildirmektedir.
Sacks ve Schiller (1988), minimum tahmin hatası veren optimum örnekleme tablosu
için olasılık optimizasyon algoritması kullanmışlardır. Araştırıcılar sınırlı birbirlerinden
farklı uzaklıktaki 121 örnekleme noktası ile 15 gözlemlik küçük örnekleme noktaları
kullanmışlardır.
12
Jeoistatistikle ilgili yapılan çalışmalar fizyografik ayrımlı bölgelerin farklı özellikli
otokovaryans yapılara ayrılmasının uygun olacağını göstermiştir. Bu nedenle araştırma
alanlarının interpolasyondan önce fiziksel bilgilere (farklı litoloji, farklı iklim zonu vb.)
dayalı ana sınıflara ayrılması daha sağlıklı tahminlerin yapılmasına olanak sağlar (Stein
vd 1988, Mc Bratney vd 1991).
Di vd (1989), örnekleme stratejilerinin geliştirilmesinde jeoistatistiksel yaklaşımın geleneksel
istatistiksel metotlardan daha etkili olduğunu ve aynı düzeyde kesinlik elde etmek için kriging
yönteminde geleneksel istatistiksel yönteme göre daha az örnek gerektiğini bildirmiştir.
Jeoistatistik çalışmanın başlangıç noktasında örnekleme tablosu, kriging tahminleri
kalitesinde önemli bir rol oynar. Normal (ordinary) kriging’in önemli avantajlarından
biri jeoistatistiksel yaklaşımın temel hipotezi olması, tahmin doğruluğunun kriging
varyansıyla açıklanabilmesidir (Webster ve Oliver 1990).
Doğrusal model gerek uygulanışının kolay olması, gerekse birçok yarıvariogramın
küçük adım aralığı için doğrusal bir ilişki vermesi nedeniyle en yaygın olarak kullanılan
yarıvariogram modellerinden biridir. Ayrıca kestirim işleminde kısa adım aralığının
esas alınması bu modelin kullanılmasında avantaj sağlamaktadır. Küresel ve üslü
modelde yarıvaryans değeri belli bir noktadan sonra az (üslü) ya da çok (küresel) sabit
bir değere ulaşır. İki model arasındaki fark grafiğin tepe varyansı değerine ulaşma
şeklindedir. Küresel modelde tepe varyans değeri kesin bir x mesafesinde yakalanırken,
üslü modelde eğri tepe varyans değerine asimptotik bir şekilde yaklaşır. Bu nedenle
kesin bir kural olmamakla birlikte, üslü model için pratik etki aralığı tepe (sill)
varyansının % 95’i olarak seçilir (Webster ve Oliver 1990).
13
Örnekler arasındaki konumsal bağımlılık mesafe boyutundan başka yöne göre de
oluşabilir. İncelenen özellikler için belirlenen yarıvariogram değerlerinin yönlere göre
değişiklik göstermesi yönsel bağımlılığın (anisotropik) bir göstergesidir. Yönsel
bağımlılığın oluştuğu durumlarda, varyasyonun maksimum ve minimum olduğu yönler
dikkate alınarak hesaplanan bir katsayının yarıvariogramın eğim bileşimine ilave
edilmesi gerekmektedir (Webster ve Oliver 1990).
Son onbeş yıldaki gelişmeler ve çalışmalar jeoistatistiğin toprak etüt ve amenajman
uygulamalarında son derece uygun olduğunu göstermiştir. Temel teknik olan normal
kriging yöntemi bilinen minimum varyansla yansız tahmin olanağı sağlar. Değişken
verileri tahmin sınırlarını genişletmek amacıyla co-kriging ile uygulanır. Variogram tüm
jeoistatistik uygulamaları için en önemli parametredir. Bu nedenle uygun sayıdaki
verilerle hassas bir ölçekte doğru bir şekilde tahmin edilmeli ve uygun şekilde
modellenmelidir. Variogram, tahmin için kullanılmasının yanında ilave örnek
alanlarının seçiminde toprak etüt çalışmaları için en uygun örnekleme düzenini
belirlemek için de kullanılabilir (Oliver ve Webster 1991).
Kriging tekniği diğer tahmin tekniklerine göre daha yansız sonuçların yanı sıra
minimum varyanslı ve tahmine ait standart sapmanın hesaplanmasına olanak
vermektedir (Deutsch ve Journel 1992, Abtew vd 1993).
Webster ve Oliver (1992), toprak özelliklerinin deneysel yarıvariyogram modellerinin
oluşturulması için gerekli örnekleme sayısının ne kadar olması gerektiğini
araştırmışlardır. Araştırıcılar tipik toprak özelliklerinin ve çevresinin tanımlanabilmesi
için 50 verinin az olduğunu, en az 100 verinin gerektiğini bildirmişlerdir. Normal
dağılımlı yönden bağımsız dağılım gösteren toprak özelliklerinin deneysel
yarıvariogramlarının 150 veriyle hesaplanmasının genellikle yeterli olduğunu, 225
veriyle yapılan hesaplamanın daima güvenilir olabileceğini bildirmişlerdir.
14
Parkin (1993), toprak değişikliğinin, konumsal ve geçici ölçekte birçok oluşumun
doğrudan ve karşılıklı ilişkilerinin bir sonucu olduğunu bildirmektedir.
Webster ve Oliver (1993), güvenilebilir bir tahmin variogramı oluşturabilmek için en
az 150 verinin gerektiğini, yönlere bağlı değişimi açıklayabilmek için ise daha çok veri
gerektiğini bildirmişlerdir.
Toprak özellikleri genellikle çok değişkenlidir ve jeoistatistik konumsal temelde, toprak
özellikleri arasındaki değişikliğin korelasyonunun nasıl olduğunu araştırmada gittikçe
artarak kullanılmaya başlanmıştır (Goovaerts 1999).
Van Groenigen vd (1999), minimum kriging varyansı elde etmek amacıyla konumsal
simülasyon düzeltmesi kullanarak optimum konumsal örnekleme tablosu düzenlemişlerdir.
Van Groenigen (2000), konumsal simülasyon düzeltmesi ile elde edilen örnekleme
tablosu performansı ile üçgensel grid performansını 23 örnek noktası ile
karşılaştırmıştır. Konumsal simülasyon düzeltmesi kriging varyansı 40,64’den 39,99’a,
maksimum kriging varyansı 86,83’den 53,36’ya düşmüştür. Daha sonra düzensiz olarak
100 örnek alınmış ilave 10 örnek ile gözlemler düzenlenmiştir. Ortalama kriging
varyansı 21,62’den 15,83’e, maksimum kriging varyansı 70,22’den 34,60’a düşmüştür.
Kriging varyansı variogram parametrelerinden etkilendiği için, variogram
parametrelerinin en iyi örnekleme tablolarına etkileri araştırılmıştır. Gaussian variogram
modeli, aynı kontrolsüz etki varyansı, tepe varyansı ve etki aralığına sahip olmasına
rağmen üslü variogram modelinden farklı örnekleme tablosu üretmiştir.
15
2.2.2. Toprağın fiziksel özelliklerine ilişkin çalışmalar
Warrick ve Nielsen (1980), statik toprak fiziksel özelliklerinin konumsal değişikliklerini
inceledikleri çalışmanın sonuçlarına dayanarak, toprak mekanik kompozisyonları, hacim
ağırlığı ve benzerlerinin genelde normal olasılık dağılımı gösterirken, su ve katı hareketiyle
ilgili hidrolik iletkenlik, elektriksel iletkenlik gibi dinamik özelliklerin genelde logaritmik
normal dağılım gösterdiklerini bildirmektedirler.
Gajem vd (1981), toprağın 0,1 ve 15 atmosferde sahip olduğu su içeriği, kullanılabilir su
kapasitesi, yüzey alanı, tane büyüklük dağılımı ve birim hacim ağırlığı gibi fiziksel
özelliklerine ait konumsal değişim parametrelerini belirlemiş ve model değişimlerini
karşılaştırmışlardır.
Vieira vd (1981), tınlı bir toprakta infiltrasyon ölçümleri yapmışlardır. Toplam 1280
ölçüm yapılan çalışma alanında sonuçlar yaklaşık normal dağılım göstermiştir.
Variogram değerleri konumla oldukça yüksek bağımlılık göstermiştir. Araştırıcılar
doğru sonuç elde edebilmek için gerekli minimum örnekleme sayısının ne olmalı
sorusunu 1280 örnekle karşılaştırarak araştırmışlardır. Başlangıçta 16 ölçüm değeri
alınarak 1264 nokta değerini tahmin etmişlerdir. Daha sonra yapılan 32, 64, 128 ve 256
nokta ölçümlerinde korelasyon katsayısı giderek artmıştır. Araştırıcılar 128 nokta ölçüm
değerleri ile 1280 noktadaki ölçüm değerlerinin benzer sonuçlar verdiğini bildirmişlerdir.
Ovalles ve Collins (1988), kuzey-batı Florida’da istatistiksel olarak seçilmiş bazı toprak
özelliklerinin konumsal değişikliklerini jeoistatistik kullanılarak araştırmak, fizyoğrafya
ile ilişkili toprak özelliklerinin nasıl değişiklik gösterdiğini ve örnekleme yoğunluğunun
artış göstermesi gereken alanları belirlemek amacıyla yaptıkları çalışmada toprakların
kum, kil ve organik karbon içeriklerinin yarıvariogramlarının yönlere göre değişiklik
gösterdiğini belirlemişlerdir. Toprak özelliklerinin kriging verileri ve standart hata
16
diyagramları Florida’da beş fizyografik bölgeyle ilişkili bulunmuştur. Araştırıcılar bu
diyagramların değişiklik göstermesinin, farklı topoğrafya, jeoloji ve arazi kullanımı
nedeniyle olabileceğini bildirmişlerdir.
Dahiya vd (1990), iki yıldan daha fazla bir süre güney-batı Haryana’da kumlu
topraklarda toprak su kapsamı değişimini jeoistatistik yöntemle incelemişlerdir. Farklı
derinliklerden 15 gün aralıklarla alınan (2,5 ay 0-30 cm ve 3 ay 30-180 cm) örneklerde
yarıvariogramlar hesaplanmıştır. Kriging analizi uygulanarak kısa aralıklar için toprak
su kapsamı tahmin edilmiştir. Kriging için kullanılan yarıvariogram modelinin
geçerliliği çapraz doğrulama tekniği kullanılarak test edilmiştir. Model, çalışılan alanda
toprak nem kapsamının tahmininde mükemmel sonuç vermiştir. Yarıvariogramlar
ayrıca birbirini izleyen örnekler arasında istenilen herhangi bir kesinlikte zaman aralığı
belirlemek için de kullanılmıştır. Bu prosedürle örnekleme çabalarının iki örnek
arasındaki güvenilirlikte önemli bir azalma olmaksızın zaman aralığının artırılmasıyla
azaltılabileceğini göstermiştir.
Munoz vd (1990), toprak su kapsamı, bünye ve iki bitkide ürün gelişimindeki konumsal
değişiklikleri, Tunus’ta kırmızı step toprağında klasik istatistik ve jeoistatistik metotları
kullanılarak araştırmışlardır. Ölçümler 13,5 ha’lık arazide 15x10 m gridler oluşturularak 81
noktada toplam 1,21 ha’lık bir alanda yapılmıştır. Her bir değişkenin varyasyon katsayısı
% 11-100 arasında olmuştur. Değişim sınırları 80 m’nin altında bulunmuştur. Dağılım ve
varyans tahmini, hesaplanan ortalama değerlerin doğruluğu, örnekleme alanının büyüklüğü
tahmini ve örnekleme sayısı belirlemek amacıyla kullanılmıştır. Sonuçlar 81 gözlemden
elde edilen toplam nispi hatanın % 3 ile % 26 arasında olduğunu göstermiştir. Değişkenlerin
konumsal yapı gösterdiği yerlerde ortalama değerlerde hatanın azaltılması, örnekleme
alanının boyutunu artırmadan mümkün olmamaktadır.
17
Bramley ve White (1991), toprak fiziksel özelliklerinin zamanla büyük değişiklikler
göstermediğini, bu nedenle variogramın tekrar edilebilmesinin yanı sıra benzer
topoğrafya ve benzer toprak tipleri için de kullanılabileceğini bildirmektedirler.
Enti ve Chang (1991), on altı toprak örnekleme düzeninin kriging ve yönsel variogramlara
olan etkilerini jeoistatistik yöntem kullanarak araştırmışlardır. Gridler oluşturularak her
örnekleme noktasında toprak hacim ağırlığı değerleri belirlenmiş ve örnekleme yapılmayan
noktalarda hacim ağırlığı değerleri kriging ile tahmin edilmiştir. Kriging ile elde edilen
tahmin değerleri gözlemle elde edilen en az 6168 değer ile karşılaştırılarak kontrol
edilmiştir. Araştırma sonuçları örnek sayısının kısmen az olduğu ve yarıvariogramın iyi
modellenmediği durumlarda bile kriging yönteminin tüm örnekleme düzeninde hacim
ağırlığını doğru ve yansız bir şekilde tahmin ettiğini göstermiştir.
Kanber vd (1991), toprakların bünye ve su tutma kapasitesi gibi fiziksel özelliklerinin
uzaklık boyutu içinde gösterdikleri konumsal değişkenliği yarıvariogram analizi
yardımıyla belirlemişlerdir. Deneme alanının kuzey-güney doğrultusunda seçilen 78 m
uzunluğundaki bir hat üzerinde 1 m aralıklarla 30 cm toprak derinliğinden 70 örnek
almışlardır. Alınan örneklerde bünye, tarla kapasitesi, ve solma noktası belirlenmiştir.
Araştırma sonucunda silt dışında diğer özelliklerdeki değişkenliğin uzaklığın bir
fonksiyonu olduğu, etki zonunun kil için 32 m , TK için 15 m, SSN için 10 m arasında
değiştiği belirlenmiştir. Ayrıca anılan özelliklerin haritalarının yapılabileceği
anlaşılmıştır. Öte yandan toprak özelliklerine ilişkin çalışmalarda yapılan etüdün
doğruluk düzeyinin örnek sayısı ölçüsünde, örnek yerinden de etkilendiği gösterilmiştir.
McBratney vd (1991), yüzey toprağı kil kapsamının jeoistatistiksel haritasını yapmak
amacıyla eğimli ve düz arazide 50x30 km’lik bir alanda çalışma yürütmüşlerdir. Olası
global ve bölgesel özel tesadüf fonksiyonları (IRF-K) kullanılarak karşılaştırılmıştır.
Uygulanan global modellerin her ikisi topoğrafik sınırlar yakınında kötü sonuçlar
vermiştir. Bu süreksizlik bazı ilave kenar etkilerinin kıyısında eğimli ve düz alanlar için
18
kriging uygulandığında ortadan kalkmıştır. Kovaryans fonksiyonları ve üslü variogram
modelleri her bölge içerisinde kil kapsamlarının benzer olduğu yerler için türetilmiştir.
Global modelle karşılaştırıldığında tahmin kil kapsamının ortalamadan sapması % 6,
ortalama kareler sapması % 14 azalma göstermiştir.
Gummatov vd (1992), Greyzem toprakların su tutma, hacim ağırlığı, nem kapsamı ve
katyon değişim kapasitesinin konumsal değişikliklerini, bölgesel değişiklikler teorisi
kullanarak örnekleme noktaları arasındaki etki uzaklığını, dağılımın varyansını
araştırmışlardır. Su tutma eğrisi yarıvariogramları yüksek kontrolsüz etki varyansı
etkisiyle, etki uzaklığı 21-63 m arasında değişen zayıf küresel konumsal yapı göstermiştir.
Akgül vd (1995), Atatürk Üniversitesi çiftliği topraklarında bünyeye ilişkin değişimin
jeoistatistiksel yöntemler kullanılarak değerlendirilmesi ve dağılım desenlerinin belirlenerek
haritalanması amacıyla yaptıkları araştırma sonucunda, toprakların kil, kum ve çakıl
miktarlarının dağılım paternlerinin topoğrafya ile belirgin bir ilişki gösterdiğini saptamışlardır.
Logston ve Jaynes (1996), işlenmiş alanlarda farklı zamanlarda hidrolik iletkenliğin
konumsal değişikliği ile ilgili yaptıkları araştırmalarda, K değerinin uyum aralığının K30
ve K60 için orta düzeyde olduğunu bildirmektedirler. Araştırıcılar konumsal bağımlılığın
ve yapısal uzaklığın ölçüm yönüyle değiştiğini, sadece transektler arası ölçümlerin K
nın konumsal değişikliğini açıklamaya yetmediğini bildirmektedirler.
Jacquez vd (1996), toprak su tutma eğrisi (pF) ve doygun koşullarda hidrolik iletkenlik
değerleri toprak profilinde üç horizonda ölçmüştür. Hidrolik iletkenlik ve su tutma eğrisi
değerlerinin konumsal değişikliği iki ayrı ölçüm faktör seti ile tanımlanmıştır (psi ve K).
Her iki ölçüm faktörü logaritmik normal dağılım göstermiştir. Dönüştürülmüş verilerin
ölçüm faktörleri varyansı düzenli olurken, ortanca değerleri hem yatay hem de dikey yönde
düzensizlik göstermiştir. Büyük ölçek değişimleri Ap horizonunda K parametreleri, C2
19
horizonunda psi parametreleri için toplam gözlenen değişiklikte önemli dağılım
göstermiştir. Ölçüm parametreleri için konumsal yapı sadece bu iki durum için
gözlenmiştir. Diğer tüm durumlar için herhangi bir konumsal bağımlılık oluşmamıştır.
Çetin ve Özcan (1997), toprakların kil içeriklerinin uzaklık boyutu içerisinde
gösterdikleri değişkenlik tavrını jeoistatistik tekniğiyle belirlemeye çalışmış ve
optimum haritalama tekniği ile niceliksel olarak haritalanabilme olanaklarını
araştırmışlardır. Çalışma alanı toprakları kil içeriklerinin gözlem noktaları arasındaki
uzaklığın bir işlevi olarak konumsal bağımlılık gösterdiği belirlenmiştir. Yarıvariogram
etki uzaklığı 3,5 km olarak belirlenmiştir. Böylece, yarıçapı bu mesafeye eşit ya da
küçük olan bir çemberin komşuluğundaki bütün örneklerin birbirleri ile ilişkili olduğu,
örneklerin birbirlerinden bağımsız olarak düşünülemeyeceği sonucuna varılmıştır.
Çalışma alanında 6000 adet grid noktası oluşturularak basit kriging tekniği ile
kestirimler yapılmış, bu kestirimler kullanılarak çalışma alanının eş kil eğrileri haritası
ve kriging standart sapma haritası çizilmiştir.
Toprak neminin konumsal sıklık gözlemlerinin 3 boyutlu tahmin şartları kriging ile elde
edilmiştir. Gözlemler yerel stratigrafileri içeren alt alanlara bölünmüş ve yönsel variogram
uygulanmıştır. Bu şartlar altında 3 boyutlu yarıvariogram fonksiyonunu belirtmek güç
olmuştur. Fakat georadar etüdüyle iki yarıvariogram fonksiyonu türetilmiş, iki farklı
sedimantolojik birim tanımlanmıştır. Sedimantolojik yapısı kriging ile hesaplanan toprak
neminin tahmin şartları ile daha yüksek doğruluk elde edilmiştir. Bu gelişmeler çapraz
doğrulama (cross validation) yöntemi olarak belirlenmiştir (Kitterod vd 1997).
Ortaş ve Berkman (1997), yapılan bir çalışmada hacim ağırlığı ve toprak nem
içeriğinin uzaklığa bağlı değişimlerinin irdelenmesi amaçlanmıştır. Kuzey-güney ve
doğu-batı yönünde 100 m’lik eksenler üzerinde 5 m aralıklarla toprak örnekleri alınmıştır.
Kuzey-güney doğrultusunda 0-20, 20-40, 40-60 cm derinliklerden, doğu-batı
doğrultusunda 0-20 cm toprak derinliğinden 80 örnek alınmıştır. Jeoistatistiksel analiz
20
sonucunda güvenilir örnekleme aralığının, hacim ağırlığı için kuzey-güney yönünde 40
m ve doğu-batı yönünde 30 m; nem içeriği için doğu-batı yönünde 25 m, kuzey-güney
yönünde 20 m’lik mesafeler içinde olduğu belirlenmiştir.
Western vd (1997), Avustralya güney Viktorya’daki Tarravarra havzasındaki 10,5 ha’lık
alanda 13 gün süreyle toprak neminin detaylı konumsal yapısını belirlemek amacıyla
ölçümler yapmışlardır. Hidrolojik davranış, konumsal organizasyon arazi performansı;
toprak nem paterninin jeoistatistiksel yapısı ve toprak nem paterninin uzaktan
algılanmasından oluşan çeşitli analiz verileri özetlenmiştir. Bu yapılarla birlikte yüzey akış
kayıpları ve meteorolojik veriler havzada Thales ve VIC modellerinin uygulanması için
kullanılmıştır.
Castrignano ve Stelluti (1999), agregat büyüklük dağılımını belirlemek amacıyla güney
İtalya’da kil bünyeli toprakta 23x25 m aralıklarla örnekleme yapmışlardır. Kuru eleme
yöntemiyle belirlenen agregat büyüklük dağılımı değerlerinde parçacık boyut değerleri
(D), 2 ile 3 arasında değişmiştir. Toprak agregasyon değişikliğinin haritalanması için
kriging ile interpolasyon yapılmıştır. Kuru toprak agregatlarının toplam kütle dağılımı
R3-D ile oransal bulunmuştur.
Çetin vd (1999), Aşağı Seyhan Ovası IV Merhale projesi kapsamında yer alan yaklaşık
30 000 ha’lık alanda yürüttükleri çalışmada, taban suyu düzeyi altındaki katmanların
hidrolik iletkenlik ölçümleri ve taban suyu elektriksel iletkenlik değerleri uzaysal
bağımlılık yapıları ve etki uzaklıklarının jeoistatistik yöntemle saptanması
amaçlanmıştır. İncelenen özelliklere ilişkin olarak toplam 154 adet gözlem verisinin
istatistikleri hesaplanarak K ve EC verilerinin sağa çarpık bir dağılım gösterdiği ve
değişim katsayılarının yüksek olduğu saptanmıştır. Jeoistatistik analiz sonucunda EC ve
K gözlemlerinin uzaysal olarak bağımlı olduğu belirlenmiştir. Bu bağımlılık yapısı K
için Gauss, EC için üslü tip modelle ifade edilebilmiştir.
21
Utset ve Cid (2001), farklı nem şartlarında ferrasol topraklarda penetrometre direncinin
konumsal değişimini jeoistatistik yöntemle çalışmışlardır. Ölçümler sulamadan önce
kuru toprak şartlarında ve sulamadan 2 ve 24 saat sonra yapılmıştır. Aynı alanda hacim
ağırlığı değerleri ve relatif topoğrafik yükseklik ölçülmüştür. Penetrometre ölçümleri
ve hacim ağırlığı değerlerinin konumsal değişikliği kuru şartlarda ve sulamadan sonra
normal dağılım göstermiştir. Penetrometre direnci yarıvaryans değerleri kuru şartlarda,
ıslak şartlara göre daha büyük değerler göstermiştir. Konumsal yapıda farklılık olmasına
rağmen sulamadan önce ve sulamadan 24 saat sonra 8-10 m’de penetrometre
yarıvariogram değerleri hacim ağırlığı yarıvariogram değerleriyle büyük benzerlik
göstermiştir.
2.2.3. Toprakların kimyasal özellikleri üzerine yapılan çalışmalar
Al-Sanabani (1982), güney Arizona topraklarında 10 ha’lık alan içerisinde 101 tesadüfi
örnekleme yapmıştır. Örnekler 0-30 cm derinlikten alınmış ve saturasyon ekstraktında
elektriksel iletkenlik (EC) değerleri ölçülmüştür. EC değerlerinin 0,6-32 dS/m arasında
değiştiği, ortalamasının 1,4 varyansının 0,7 ile yaklaşık logaritmik sıklıkta bir dağılım
izlediği bulunmuştur. Deneysel variogram değerleri 5 m ve 10 m aralıklarda ve küresel
modelle çizilmiştir. Araştırıcı kriging varyansının bölgenin toprak EC değerlerini doğru
olarak değerlendirdiğini ve variogram modelinin güvenilir olduğunu bildirmektedir.
Bhatti vd (1993), Peshawar Pakistan’da 4.5 ha’lık çalışma alanında 8 paralel transektlerle
15 m aralıklardan 25 cm derinlikten toprak örnekleri almışlardır. Topraklarda bünye,
pH, kireç, ekstrakte fosfor, ve potasyum belirlenmiştir. Ekstrakte fosfor % 64, ekstrakte
potasyum % 23’le en yüksek değişim katsayısı göstermiştir. Toprak pH’sı ve ekstrakte
potasyum hariç tüm toprak özellikleri konumsal özellik göstermiştir. Çalışma alanı
fosfor kapsamına bağlı olarak bitki besin yönetimi için iki farklı alana bölünmüştür.
22
Keck vd (1993), ABD güneydoğu Montana’da maden yataklarında toprak özelliklerinin
konumsal dağılımlarını modellemek amacıyla araştırma yürütmüşlerdir. Toprak
özelliklerinin konumsal bağımlılıklarının belirlenmesi amacıyla jeoistatistiksel
yöntemler uygulanmıştır. Maden ocağı toprakları 100 m örnekleme aralığıyla düzensiz
bir şekilde toplanmıştır. Alt-üst edilen toprak katlarında bulundukları derinlik, toprak
tekstürü , pH ve EC ölçümleri yapılmıştır. Toprak analiz sonuçları 100 m örnekleme
aralığı için her toprak özelliğinde konumsal bağımlılık oluşmamıştır. İnterpolasyon için
kriging uygulaması verilerin korelasyon özelliği göstermemesi ve herhangi
yarıvariogram ile uyum göstermemesi nedeniyle gereksiz bulunmuştur. Konumsal
bağımlılığın olmadığı durumlarda, geleneksel istatistik tekniklerinin (örneğin regresyon
analizi) kullanılması daha uygundur.
Yates vd (1993), toprak kimyasal özelliklerinin konumsal dağılımlarını karakterize etmek
amacıyla jeoistatistiksel teknikler uygulamışlardır. Büyük alanlarda konumsal bağımlılığı
tahmin etmek amacıyla görünüşte çapraz (pseudocross) variogramlar ve co-kriging
teknikleri uygulanmıştır. Ayrıca tarım alanlarında toprak kimyasallarının zararlı etkilerini
minimize etmek amacıyla ortalamaların elde edilmesinde kriging uygulanmıştır.
Anil vd (1996), Hindistan’da Haryana aluviyal platosunda pH, EC ve silt + kil
kapsamının konumsal bağımlılığını test etmek amacıyla çalışma yapmışlardır. Üç farklı
nem rejim zonunda 24 büyük grupla kombinasyonda 10x10 km’lik gridlerle 470 adet
örnek alınmıştır. Varyasyon katsayısı % 7,10 ile % 29,40 arasında değişmiştir. Yapılan
jeoistatistik değerlendirme sonucunda silt + kil kapsamı ve pH tüm uzaklıklar için
uyumlu olurken, EC ölçümleri 225 km mesafe ile uyum göstermiştir. Bu değerler
noktasal ve blok kriging yöntemleriyle interpolasyon sonucu gözlem değerleriyle
karşılaştırılmıştır. Gözlem değerleri ile kriging değerleri ortalamaları eşit çıkmıştır.
23
Prieme vd (1996), iki orman toprağında CH4 emisyonlarının konumsal bağımlılıklarının
10-12 m den daha küçük mesafelerde meydana geldiğini bulmuşlardır.
Ryel vd (1996), toprakların NO-3, NH-
4 ve toprak nemi kapsamlarında yetiştirme
periyodu içerisinde farklı variyogramların oluştuğunu gözlemlemişlerdir.
Sylla vd (1996), toprakların aktif ve potansiyel asitliklerinin olağan faktörlerini
belirlemek amacıyla batı Afrika’da 4 nehir havzasında çalışma yapmışlardır. Kuru
sezonda beş farklı derinlikten nehir ağzından itibaren 40x20 m’lik gridlerle örnekler
alınarak aktif ve potansiyel asitlikleri belirlenmiştir. Asitliğe neden olan farklı şartların
konumsal değişimleri varyans analizi kullanılarak belirlenmiştir. Jeoistatistik analiz ise
konumsal değişimleri daha detaylı çalışmak amacıyla kullanılmıştır. Makro ölçekte
havzalar arasında ana eko bölgeler belirlenmiştir. Havza içerisinde nehir ağzından
uzaklaştıkça alt çevre şartları ve topoğrafik şartlarla oluşmuş zonlar belirlenmiştir.
Makro ölçekte çalışma alanın iki eko bölgeye ayırmak mümkün olmuştur. Orta ölçekte
toprak asitliği nehir boyu doğrultusunda bağımlılık gösterirken, mikro ölçekte kriging
haritaları toprak asitliğinde farklı yapılar göstermiştir.
Odeh vd (1997), yüzey toprağı organik karbon yüzdesini tahmin etmek için sayısal yükselti
modelinden türetilmiş arazi şekli özelliklerini değerlendiren çoklu doğrusal regresyon
modeli ile basit kriging yerine normal kriging teknikleri kombinasyonlarını kullanmışlardır.
Chang vd (1998), gel-git olayının etkisinde olan düşük tarımsal değerli bir çalışma
alanından su baskınından önce ve sonra grid geçirerek toprak ve sediment örnekleri
almışlardır. Örneklerde Al, Ca, Cd, Cr, Cu, Fe, K, Li, Mg, Mn, Na, Ni, Pb, Zn, su
kapsamı ve tane boyutu analizleri yapılarak orijinal veri setleri oluşturulmuştur. Tam ve
azaltılmış veri setleriyle deneysel variogramlar ve çapraz yarıvariogramlar
oluşturularak, bunlar kriging ve co-kriging analizlerinde kullanılmışlardır. Sonuçlar
1995 yılında orijinal örnek yoğunluğunun yaklaşık % 50 1996 yılında yaklaşık % 40
azalmasıyla konumsal değerlendirmede herhangi bir kayıp olmadığını göstermiştir.
24
Verilerin analizi 1995 yılındaki % 50 azalmanın mümkün olduğunu gösterirken 19 örnek
değerlendirmesinin istatistik olarak güvenilir olmayacağını çalışma alanı için minimum örnek
sayısının kriging ve co-kriging için 28 olarak alınması gerektiğini göstermiştir.
Utset vd (1998), kalibre edilmiş 4 elektrotlu prob ile (FEP), Küba’da Cauto Vadisinde
elektriksel iletkenliğin dolaylı olarak belirlenmesi amacıyla jeoistatistik yöntemleri
kullanmışlardır. Grid geçirilerek 50 m aralıklarla alınan toprak örneklerinde EC
değerleri ölçülmüştür. Tuzluluk için EC ölçümlerinde doğrusal variogram doğu-batı
yönünde elde edilmiştir. Elektriksel iletkenliğin laboratuvar ölçümlerinin konumsal
yapısı ile yarıvariogramlar uyumlu olmuştur. Çapraz değerlendirme (cross-validation)
analizleri FEP ölçümlerinden elde edilen EC yarıvariogram değerleri EC konumsal
değişikliğinin, laboratuvar ölçüm variogramlarıyla karakterize edilebileceğini göstermiştir.
Pozdnyakova vd (1999), sodyum adsorpsiyon oranının (SAR) belirlenmesi amacıyla
3375 ha’lık tarım alanında kriging ve co-kriging analizlerini uygulamışlardır. Co-
kriging tekniği SAR değerini tahmin için kullanılan EC değerlerinin değerlendirilmesinde
daha kolay uygulanmıştır. Tahmin SAR değerlerinin konumsal dağılımları yoğun
örneklemeler ve belirli oranlarda azaltılan örneklemeler kullanılarak jeoistatistik yöntemle
belirlenmiştir. Sonuçlar önemli oranlarda örnekleme sayısı azaltılmasına rağmen co-kriging
ile yapılan tahminlerde doğruluk oranının yüksekliğini göstermiştir. Toplam SAR
değerlerinin kullanıldığı kriging sonuçlarıyla, azaltılmış SAR değerlerinin kullanıldığı co-
kriging sonuçları karşılaştırıldığında co-kriging tahminleri hata kareler ortalamasının
önemli oranlarda azalmasını sağlamıştır. Örnekleme maliyeti yoğun EC verileriyle birlikte
co-kriging için küçük oranda SAR verileri kullanıldığında % 80 azalmıştır.
Ardahanlıoğlu vd (2002), Iğdır ovasında tuz ve sodyumdan etkilenen alanlarda
değişebilir sodyum, elektriksel iletkenlik, toprak asitliği ve bor kapsamının konumsal
değişikliğini belirlemek için yaptıkları araştırmada, elde ettikleri bulguları havza
içerisinde benzer karakteristikteki diğer alanlara uygulanabilir bulmuşlardır.
25
2.2.4. Toprakların biyolojik özellikleri üzerine yapılan çalışmalar
Bramley ve White (1991), biyolojik çalışmalarda zaman ve varyans ilişkisini araştırmak
için yılın belirli dönemlerinde örneklemeler yapmışlardır. Araştırıcılar varyansın
zamanla değişiklik göstermesi nedeniyle jeoistatistik analizin biyolojik özelliklerin
belirlenmesinde sorunlar oluşturabileceğini bildirmektedirler.
Webster ve Boag (1992), tarım alanlarında bitki köklerinde yaşayan ve verimi büyük ölçüde
etkileyen kist (cyst) nematoduyla ilgili araştırmalarında, nematodların konumsal değişikliklerinin
belirlenmesi için en uygun olduğu aralığın 5-50 m arasında olduğunu saptamışlardır.
Çeşitli araştırmacılar (Goovaerts 1994, Webster vd 1994), farklı toprak tipleri veya
jeolojik yapılarla ilişkili bölgesel değişikliklerden kaynaklanan kirliliğin lokal
kaynaklarını veya arazi farklılıklarından kaynaklanan toprak özelliklerindeki lokal
değişimleri faktöryel kriging kullanarak ayırmışlardır. Araştırıcılar bu çalışmalarında
konumsal bileşen haritalarını, konumsal değişikliğin kaynaklarını daha iyi anlamak için
tanımlayıcı anahtar olarak kullanmışlardır.
2.2.5. Toprak etüt ve haritalama konularında yapılan çalışmalar
Rogowski ve Wolf (1994), konumsal değişikliklerin ve dağılımlarının coğrafi işletim
sistemleriyle birleştirilerek haritalama ünitelerinin yapımında kullanılabileceğini bildirmişlerdir.
Bourgault vd (1997), gerçek veri setleri kullanarak modern jeoistatistiğin toprak etüt
problemlerinin çözümüne uygulanma potansiyelini araştırmışlardır. Yedi farklı toprak
tipi içeren yaklaşık 15 dekar alandan dikey ve yatay olmak üzere toplam 2385 ölçüm
26
yapılmıştır. Elektriksel iletkenlik dağılım haritasını yapmak için basit kriging, basit co-
kriging ve olabilirlik arazi tahminleri olmak üzere üç farklı yöntem izlenmiştir.
Büyük ölçekte konumsal değişikliğin olduğu yerler arazi kullanımı, toprak tipi veya
litolojinin değişimi ile ilişkilidir. Arazi kullanımı, toprak veya jeoloji gibi ikincil
kategorideki bilgiler çalışma alanı katmanlarını tanımlamak için kullanılabilirler (Stein
vd 1988, Voltz ve Webster 1990, Van Meirvenne vd 1994).
Oberthur vd (1999), üst toprak bünyesinin haritalanması amacıyla farklı üç
interpolasyon tekniği uygulamışlar ve sonuçları, tane büyüklüğü dağılımının kriging
haritalarıyla sınıflandırılmış bünye haritaları ile karşılaştırmışlardır. Araştırma sulama
yapılan pirinç ekosisteminde ve yağış-pirinç ekosisteminde olmak üzere iki farklı
bölgede yapılmıştır. Toprak verileriyle birleştirilmiş verilere bölgesel ölçekte (1:100
000-1:150 000) haritalar yapabilmek için gereksinim duyulmuştur. Bu veriler toprak
haritalarından, toprak eksperlerinden ve çiftçilerden alınan bilgilerle birleştirilmiştir.
İnterpolasyon haritaları tane büyüklüğü dağılımının interpolasyon haritalarına dayalı
bünye haritaları ile uyumlu olmuştur ve toprak tekstürü arazi tahminleri toprak bünye
sınıfları laboratuvar ölçümleriyle uyum göstermiştir. Kategorik verilerin interpolasyonu
toprak bünye sınıfında olduğu gibi, basit arazi ölçümlerinin kullanıldığı yetersiz
örneklemenin yapıldığı bölgelerde haritaların çözünürlüğünün artırılmasına ve
güncelleştirilmesine olanak sağlamıştır. Bağımsız test setlerinin kullanılabildiği yağış
alan alanlarda indikatör kriging en iyi sonuç vermiştir.
27
3. MATERYAL ve YÖNTEM 3.1. Materyal 3.1.1. Araştırma alanının coğrafi konumu Ankara ilinin yaklaşık 25 km güneyinde Gölbaşı ilçesi ve yakın çevresini içine alan
araştırma alanı 472 000 – 487 000 m doğu, 43 87 000-44 08 000 m kuzey koordinatları
arasında yer almaktadır. Araştırma alanı 1: 25 000 ölçeğinde İ29a3, İ29c1, İ29c4, İ29d2,
İ29d3 paftalarıyla temsil edilmektedir (Şekil 3.1).
3.1.2. Araştırma alanının özellikleri
Araştırma 981 km2 alana sahip Mogan gölü havzasında yer alan yaklaşık 350 km2’ lik,
Gölbaşı Özel Çevre Koruma Alanı ve yakın çevresini kapsamaktadır. Mogan (5,6 km2)
ve Eymir (1,08 km2) göllerinin de içinde bulunduğu araştırma alanı Ankara iline
yakınlığı nedeniyle yoğun yerleşim baskısı altındadır.
Araştırma iki aşamada yürütülmüştür. Birinci aşamada ideal bir arazi değerlendirmesini
oluşturacak arazi verileri, temel toprak etüd haritalama çalışmaları ile toplanmış, bu
kapsamda belirlenen 19 profilden 60 adet bozulmuş, 40 adet bozulmamış toprak örneği
materyal olarak kullanılmıştır.
İkinci aşamada test alanı olarak seçilen seri bazında yaılımın en fazla olduğu 45 km2 lik alan
içerisinde 500x500 m aralıklarla gridler geçirilerek 221 adet ve çalışma alanının değişik
noktalarından 89 adet olmak üzere, yüzey toprağından toplam 310 örnek alınmıştır.
28
İzmir
ANKARA
Ayaş
Polatlı
Haymana
Gölbaşı
Bala
Elmadağ
Beynam
Ahiboz
İkizce
Oyaca
Mogan G.
Eymir G.
Çubuk B.
Ovaç
ay
Ankara Ç.
0 10 20
(km)
ÖLÇEK
K
Adana
Bol
u
A Ç I K L A M A L A R
Havza SınırıÖÇK Alan SınırıKarayolu
Drenaj AğıGöl veya Baraj
Büyük ŞehirİlçeKöy veya Kasaba
Trabzon
Van
Adana
Ankara
Samsunİstanbul
İzmir
Antalya
0 250 500ÖLÇEK
K
(Km.)
Havalanı
Şekil 3.1. Araştırma alanının yer bulduru haritası
29
3.1.3. İklim
Ankara ili ve çevresi, kışları soğuk ve yağışlı, yazları sıcak ve kurak geçen, yarı kurak
iklim özelliklerine sahip karasal iklim kuşağı içerisinde yer almaktadır. Yıllık ortalama
buharlaşmanın 1141,6 mm, ortalama yağışın ise 410,5 mm olduğu bölgede en fazla
yağış ortalama 51,3-48,2 mm ile Nisan ve Mayıs aylarında, en az yağış ise 13,7 mm ile
Eylül ayında alınmaktadır. En sıcak ay 23,1 0C ortalama ile Temmuz, en soğuk ay ise
ortalama 0,4 0C değeri ile Ocak ayıdır. Havzada en yüksek ortalama buharlaşma 237,3
mm ile Temmuz ayında olmaktadır. Rüzgar hızının en yüksek gözlendiği Temmuz (2,3
m.sn-1) ve Ağustos (2,2 m.sn-1) aylarında en düşük bağıl nem (% 47) düzeyi
gerçekleşmiştir (Çizelge 3.1). Bitki su kullanımı ve buharlaşmanın olmadığı kış
aylarında yağışlarla alınan su profilde birikerek (R) su fazlalığı oluşturmuştur (S). Bahar
aylarıyla birlikte bitki su kullanımı ve sıcaklıkla birlikte artan buharlaşma kış aylarında
profilde biriktirilen suyun Nisan ayı ortasından Haziran ayı ortasına kadar geçen
yaklaşık iki aylık sürede hızla tüketilmesine neden olmuştur (U). Yaz aylarında yağış
miktarlarındaki azalma, sıcaklık artışı ile artan buharlaşma ve bitki su kullanımı,
araştırma alanı topraklarında profilde Haziran ayı ortasından Ekim ayı ortasına kadar su
noksanlığı (D) oluşmasına neden olmuştur (Şekil 3.2).
30
Çizelge 3.1. Ankara ili (1978-2001) aylık ortalama meteorolojik değerleri, (Anonim 2001)
Sıcaklık (0C)
Aylar Max. Min. Ort.
Yağış
(mm)
Bağıl
(Nispi) Nem
(%)
Rüzgar Hızı
(m/sn)
Ortalama
Buharlaşma
(mm)
Ocak 4.4 -2.9 0.4 41.8 73 1.7 -
Şubat 6.4 -2.2 1.8 34.0 71 1.8 -
Mart 11.3 0.6 5.6 38.1 64 1.9 -
Nisan 17.0 5.6 11.1 51.3 61 1.8 86.5
Mayıs 22.0 9.5 15.8 48.2 58 1.9 146.3
Haziran 26.2 12.8 19.8 36.2 54 1.9 182.1
Temmuz 29.8 15.8 23.1 18.9 47 2.3 237.3
Ağustos 29.7 15.7 22.8 15.0 47 2.2 222.0
Eylül 26.1 11.7 18.6 13.7 50 1.7 157.9
Ekim 19.8 7.4 12.9 32.7 62 1.6 87.9
Kasım 12.0 2.0 6.4 38.3 70 1.5 21.6
Aralık 6.6 -0.4 2.7 42.3 76 1.6 -
Yıllık 17.6 6.3 11.8 410.5 61 1.8 1141.6
Yıllık ortalama toprak sıcaklığının 8 Co’den fazla, 15 Co’ den düşük olması ve ortalama
yaz sıcaklığı ile ortalama kış sıcaklığı arasındaki farkın 5 Co’tan fazla olması nedeniyle
sıcaklık rejimi Mesic’tir. Yazın, yaz gün dönümünden (21 Haziran) sonra toprağın
ardışık 45 gün den fazla kuru kalması ve kışın ise yine kış gün dönümünden (21 Aralık)
sonra ardışık 45 günden fazla toprağın nemli olması nedeniyle nem rejimi ise Xeric’tir
(Soil Taxonomy 1999) (Şekil 3.2).
31
020406080m
m s 10
00
12014
160
O Ş M N M H T A E E K A 0
Aylar
u
P (mm) PE (mm)
D
R
U
SR
U-Kullanım (mm), D-Su noksanlığı (mm), R-Depolama (mm), S-Su fazlalığı (mm), P- Yağış miktarı (mm), PE- Potansiyel evapotranspirasyon(mm) Şekil. 3.2. Gölbaşı yöresi topraklarının su bilançosu diyagramı
3.1.4. Araştırma alanı toprak özellikleri
Araştırma alanında yayılım gösteren toprak serilerinin alansal dağılımları Çizelge 3.2’de
verilmiştir. Yavrucak serisi 4510,2 ha ile en fazla yayılıma sahip seridir. Bunu sırasıyla
Taşpınar (2973,1 ha) ve Karaoğlan (2698,3 ha) serileri izlemektedir. Örencik serisi ise
200,4 ha ile çalışma alanında en az yayılım gösteren seridir. Toprak taksonomisine (Soil
Survey Staff1999) göre belirlenmiş ordolarda en geniş alanı 10967,4 ha ile Mollisoller
kaplar. Çok az bir farkla yayılım gösteren Inceptisol ordosu 10660,8 ha, pedolojik
gelişimin çok az olduğu Entisol ordosu 8739,7 ha, Alfisol ordosu ise 2229,5 ha alan
kaplamaktadır (Dengiz 2002).
32
Çizelge 3.2. Toprak serilerinin araştırma alanı içerisindeki dağılımları (Dengiz 2002)
Profil
No Seri Adı
Alan
(ha)
Oran
(%) Taksonomi
Oran
(%)
1 Gölcük Bataklığı 1477,0 4,53 Sodic Hydraquent
7 Kaleboğazı 1098,7 3,37 Typic Fluvaquent
22 Mogan 2483,2 7,62 Typic Xeropsamment
17 Örencik 200,4 0,61 Typic Xerofluvent
4 Recepli 396,8 1,22 Lithic Xerorthent
8 Oğulbeyi 1463,1 4,49 Typic Xerorthent
20 Ahlatlıbel 1620,5 4,97 Lithic Xerorthent
ENTISOL
26,8
3 Yağlıpınar 1327,7 4,07 Typic Calcicxerept
21 Taşpınar 2973,1 9,12 Typic Calcicxerept
16 Ulugüney sırtı 1543,3 4,73 Typic Haploxerept
19 Taşlık Tepe 1325,8 4,07 Fluventic Haploxerept
6 Gölet 1216,5 3,73 Calcic Haploxerept
11 Çalı Tepe 2274,4 6,98 Calcic Haploxerept
INCEPTISOL
32,8
14 Karaoğlan 2698,3 8,28 Typic Calcicxeroll
5 Doğu Tepe 1552,1 4,76 Lithic Haploxeroll
12 Yavrucak 4510,2 13,84 Fluventic Haploxeroll
10 Kocadüz Tepe 2206,8 6,77 Typic Haploxeroll
MOLLISOL 33,6
18 41 Evler 1217,7 3,74 Calcic Haploxeralf
9 Beylikdüzü 1011,8 3,10 Mollic Haploxeralf ALFISOL 6,8
33
3.1.5. Jeoloji
Araştırma alanında gözlenen jeolojik birimlerle ilgili veriler Maden Teknik Arama
Genel Müdürlüğü verilerinden (Anonim 1992) elde edilmiştir.
Araştırma alanında en yaşlı birim Alt Triyas yaşlı Emir formasyonudur. Yeşil şist fasiyesinde
metamorfizma geçirmiş kayaçlardan oluşan formasyonun üzerine Orta-Üst Triyas yaşlı
Elmadağ formasyonu düşey geçişli gelir. Emir formasyonu kısmen ilksel özelliğini koruyan
ve alttan üste doğru metamorfizması azalan kayaç topluluğundan oluşur. Üst kesimlere doğru
gittikçe orta ve irileşen bol fosilli Premiyen, Karbonifer yaşlı kireçtaşı blokları içerir.
Kireçtaşı, killi kireçtaşı, marn ve kumtaşlarından oluşan Üst Jura-Alt Kretase yaşlı
Lalelik formasyonunun alt dokanak ilişkisi alanda belirsizdir. Üst dokanağı Virancık
gölselleri tarafından uyumsuz örtülüdür.
Üst Kretase öncesi yerleşme, yaşlı kabul edilen ofiyolitik melanj niteliğindeki Dereköy
formasyonunun üst dokunağı Gerder volkanitleri ve Virancık gölselleri tarafından
uyumsuz örtülüdür. Daha yaşlı formasyonlarla olan ilişkisi geniş alanlarda bu genç
formasyonlarla örtülü oluşu nedeniyle gözlenmez.
Üst Miyosen yaşlı Gerder volkanitleri ile üst kesimlerde bunlarla yanal ve düşey geçişli
gözlenen Virancık gölselleri daha yaşlı formasyonları uyumsuz örter.
Genç formasyonlarla olan dokanak ilişkisine dayanarak Alt Pliyosen yaşlı olarak
yorumlanan Oğulbey dasitleri, ofiyolitlerle volkanitleri kesmiş ve Gölbaşı formasyonu
tarafından örtülmüştür.
34
Üst Pliyosen yaşlı alüvyon yelpazeleri, yersel göl çökelleri ve akarsu çökellerinden
oluşan Gölbaşı formasyonu daha yaşlı tüm formasyonları uyumsuz örter. Alanda
gözlenen en genç oluşuklar ise Kuvarterner yaşlı alüvyonlardır (Anonim 1992).
3.1.6. Jeomorfoloji
Gölbaşı yöresinde ana su bölümü çizgisinin en yüksek bölümleri, alanın kuzey-doğu
ucundaki Elmadağ doruğu ile çevresindeki dar sırtlar üzerinde yer alır. Ankara
melanjı’na ait metamorfitler, volkanitler ve ofiyolitler üzerinde güney yönde yükselti
kaybederek uzanan doğudaki su bölümü kuzey kuzeydoğu- güney güneybatı yönlü
Gölbaşı havzasının uzanımına paraleldir. Havzanın batısındaki ana su bölümü Çölova
(İmrahor) deresi ile ana akarsu Ankara drenajını ayırır. Bu ana su bölümünde,
metamorfitlerle birlikte yer alan bloklu kireç taşları (Permiyen) iyi karst gelişimli
zengin yer altı suyu rezervuarlarını oluşturmuştur. Havzada bu iki ana su bölümü
arasında kalan genç aşınım yüzeylerinin (DII, DIV) kalıntıları, kuzey yönünde akışlı
İmrahor deresi drenajına genel hatlarıyla uyan erozyonal-denüdasyonal süreçlerle
gelişmiş, çok basamaklı bir morfoloji sunmaktadır. Yüzey eğimleri genelde ana
akarsuyun yerleştiği havza tabanı yönündedir (Şekil 3.3).
Yaklaşık üst miyosen’den başlayarak gelişimi gözlenebilen ve günümüzde yan derelerle
parçalanmış plato kalıntıları olarak görülen aşınım yüzeyleri, havza ortasına doğru
yerini Kuvarterner yaşlı akarsu şekillerine bırakmakta, havza tabanında ise kuzey
bölümde Holosenden oluşan iki aluvyon set gölünün (Mogan ve Emir) bulunduğu
aluvyal akarsu ovası yer almaktadır. Anadolu’daki aşınım yüzeylerini, dönem karşılığı
olan “D” simgesi ile belirten Erol (1983), Ankara çevresinde yaptığı jeomorfolojik
çalışmalarda da (Erol 1968, 1973, Erol vd 1980) beş aşınım sistemi (DI, DII, DIII, DIV
ve S-seki sistemleri) ayırt etmiştir.
35
Yerleşim yerleri VT; Vadi tabanı Profil yerleri V; Vadi DIV; Alçak plato Y; Yamaç DIII; Orta yüksek plato Sa; Alçak sekiler DII; Yüksek plato Sy; Yüksek sekiler
1: 100 000
Şekil 3.3. Araştırma alanının jeomorfolojik haritası (Anonim 1992)
36
3.2. Yöntem
Maden Teknik Araştırma Genel Müdürlüğü’nden sağlanan 1:25 000 ölçekli jeomorfolojik
haritalar ile çalışma alanında yayılım gösteren arazi şekilleri belirlenmiştir. Daha sonra yine
aynı kuruluştan alınan 1:25 000 ölçekli jeolojik haritalar ile farklı ana materyal ve farklı
fizyografik üniteler üzerinde bulunan topraklar belirlenmiştir.
Çalışma alanında, küresel konumlama sistemi (GPS) kullanılarak koordinatları saptanan 19 profilden genetik horizon esasına göre toplam 60 adet bozulmuş, 40 adet bozulmamış toprak örneği alınmış ve alınan toprak örnekleri gerekli ön işlemlerden geçirilerek laboratuvar analizleri için hazırlanmıştır. Toprak örneklerinde, bünye, suyla doygunluk, tarla kapasitesi, sürekli solma noktası, toprak reaksiyonu (pH), elektriksel iletkenlik, kireç kapsamı, organik madde, değişebilir katyonlar, katyon değişim kapasitesi özelliklerinin ve değerlerinin yanı sıra; hacim ağırlığı, özgül ağırlık, gözeneklilik (porozite), büzülme limiti, plastik limit, likit limit, kil aktivitesi, büzülme indeksi, hidrolik geçirgenlik, nem karakteristik değerleri ve sıkışma derecesi (kompaksiyon) belirlenmiştir Araştırmanın ikinci aşamasına geçilirken önce, analiz sonuçları istatistiksel yöntemle değerlendirilmiş ve istatistiksel olarak yüksek ilişki gösteren (P<0,01) mühendislik-fiziksel toprak özellikleri (yüzde doygunluk, tarla kapasitesi, sürekli solma noktası, kullanılabilir su kapsamı, kil ve kum yüzdesi, likit limit, plastik limit, plastiklik indeksi, silt yüzdesi) grid örneklemesi için seçilmiştir. Araştırma alanında seri bazında yayılımın en fazla olduğu 45 km2 ‘lik test alanı seçilerek 500x500 m aralıklarla gridleme yapılmış kesişim noktalarından 221 adet, çalışma alanının çeşitli yerlerinden 89 adet olmak üzere toplam 310 adet yüzey toprağından (0-20 cm) örnek alınmıştır. Toprak özelliklerinin normal dağılımdan ayrılışlarını belirlemek amacıyla “univariate” analizi uygulanmıştır. Toprak örneklerinin analizi sonunda elde edilen veriler jeoistatistik yöntem ile
değerlendirilerek deneysel yarıvariogramlar oluşturulup toprak özelliklerinin konumsal
37
bağımlılık dereceleri belirlenmiştir. Deneysel yarıvariogramların hesaplanmasında “h”
mesafesi aktif adım aralığının % 10’u olarak seçilmiştir.
Toprak özellikleriyle ilgili yapılan çalışmalarda genellikle noktasal değerler yerine,
incelenen değişkenin belirlenmiş bir alan üzerindeki ortalama değerinin kullanılması
tercih edilmektedir. Ayrıca blok kriging yöntemi ile noktasal kriging yönteminin bazı
sakıncalarının da giderilebilmesine (Karlinger ve Skrivan 1980, Burges ve Webster
1980) olanak sağlaması nedeniyle çalışma alanında örnekleme yapılmayan yerlerdeki
toprak özelliklerinin tahmin edilmesinde blok kriging yöntemi uygulanmıştır.
Araştırma alanında suyla doygunluk, kil kapsamı, tarla kapasitesi, kullanılabilir su
kapsamı, likit limit ve plastik limit değerlerinin tahmin edilmesinde en fazla 16; kum
kapsamı, sürekli solma noktası, silt kapsamı ve plastiklik indeksi değerlerinin tahmin
edilmesinde en fazla 8 komşuluk değeri kullanılmıştır.
Hata istatistiklerinin normal dağılıma uygunlukları “Kolmogorov-Smirnov “ testi ile
kontrol edilmiştir (SPSS 9.0).
3.2.1. Arazi ve laboratuvar çalışmalarında uygulanan metotlar 3.2.1.1. Mühendislik özellikleri Kıvam limitleri : Likit limit, plastik limit ve büzülme limitleri bulunarak elde edilen
değerlerden plastiklik indeksi ve büzülme indeksi hesaplanmıştır (Bowles 1970).
Kompaksiyon : Standart proktor silindir deneyi ile belirlenmiştir (Munsuz ve Ünver 1983).
38
Kil aktivitesi : Plastiklik indeks değerinin, kil yüzdesine oranlanmasıyla hesaplanmıştır
(Skempton 1953).
Mühendislik sınıfı : Tane büyüklüğü analizi ve atterberg limitlerinden yararlanılarak
bulunmuştur (Mertdoğan 1982).
3.2.1.2. Fiziksel özellikler Bünye : Hidrometre yöntemi kullanılarak belirlenmiştir (Bouyoucos 1951). Gözenek hacmi : Boşluklar hacminin, toprağın toplam hacmine oranlanmasıyla bulunmuştur (Munsuz 1985). Gözenek dağılımı : Boşluklar hacminin, toprağın katı kısımlar hacmine oranlanmasıyla bulunmuştur (Munsuz 1985). Hidrolik iletkenlik : Bozulmamış toprak örneklerinde sabit seviyeli hidrolik iletkenlik seti kullanılarak ölçülmüştür (Klute ve Dirksen 1986). Hacim ağırlığı : Bozulmamış örnekler kullanılarak kuru toprağın toplam hacme oranlanmasıyla hesaplanmıştır (Blake ve Hartge 1986). Tane yoğunluğu : Piknometre yöntemiyle hesaplanmıştır (Blake ve Hartge 1986).
39
Nem karakteristik değerleri: Seramik levhalar kullanılarak belirlenmiştir (U.S.Salinity
Lab.Staff 1954). Tarla kapasitesinin tayininde bozulmamış toprak örnekleri kullanılmıştır.
3.2.1.3. Fizikokimyasal özellikler
Organik madde : Walkley-Black yönteminin Jackson tarafından modifiye edilmiş şekliyle yapılmıştır (Jackson 1958). Kireç : Serbest karbonatların tayini Scheibler kalsimetresi kullanılarak yapılmıştır (Çağlar 1958). Toprak asitliği : Doygunluk çamurunda potansiyometrik yöntemle ve cam elektrotlu pH metre kullanılarak yapılmıştır (U.S.Salinity Lab.Staff 1954). Elektriksel iletkenlik : Doygunluk çamurunda elektriksel iletkenlik değeri Wheatstone köprüsü ile ölçülmüştür (U.S.Salinity Lab.Staff 1954). Katyon değişim kapasitesi : pH sı 8.2’ ye ayarlı sodyum asetat (NaOAc) ve 1N amonyum asetat (NH4 OAc) kullanılarak yapılmıştır (Rhoades 1986). Değişebilir katyonlar : Amonyum asetat (NH4OAc) yöntemi ile analiz edilmiştir (Thomas 1986) .
40
3.2.2. Jeoistatistik analiz 3.2.2.1. Uzaklığa bağlı ilişki fonksiyonu (Variogram)
Jeoistatistik, örnekler arasındaki konumsal bağımlılığın uzaklığın bir fonksiyonu olduğu
düşüncesiyle geliştirilmiş bir yöntemdir. Birbirine yakın aralıklarla alınan örneklerin
birbirlerinden daha uzak aralıklarla alınan örneklerden daha fazla benzerlik göstermeleri
doğaldır. Örnekler arasındaki benzerlik, örnek noktaları arasındaki mesafe arttıkça
azalma gösterecek belli bir noktadan sonra ise konumsal bağımlılık sona erecektir.
z(x) h z(x+h) g g x x+h x noktasındaki örnek değeri z(x), bundan h kadar mesafedeki x+h noktasındaki örnek
değeri ise z(x+h) ile gösterilsin,
Jeoistatistikte konumsal değişkenin değerleri arasındaki farkın uzaklığa bağlı
değişimleri variogram fonksiyonu ile ortaya konur. Variogram fonksiyonu birbirinden h
uzaklığıyla ayrılmış iki rastlantı değişkeni arasındaki farkın varyansı şeklinde ifade
edilir (Tercan ve Saraç 1998).
2γ(h) = Var[Z(x) – Z(x+h)] [1]
Varyansa ilişkin; Var(Z) = E(Z)2 - µ2 eşitliği kullanılarak variogram beklenen değer cinsinden
2γ(h) = E[Z(x) – Z(x+h)]2 [2]
şeklinde yazılabilir.
41
Variogram fonksiyonu, toprağın ilgili konumsal değişkeni için ne gibi özellikler
gösterdiğini belirlemede kullanılır. Toprak özelliklerinin ölçüm noktaları arasındaki
konumsal bağımlılığın derecesi, değişkenin homojenlik ve izotropluk dereceleri, düzenliliği
ve bir örneğin etkili olduğu uzaklık sayısal olarak belirlenebilir (Tercan ve Saraç 1998).
Teorik olarak h = 0 olduğunda variogram değeri sıfıra eşittir [γ(0) = 0]. Bununla
birlikte, uzaklığa bağlı değişimin verilerden belirlenebileceği sınır bir uzaklık değeri
vardır. Bu sınır uzaklık, bütün mevcut örnekler içinde, birbirine en yakın iki örnek
arasındaki uzaklıktır. Pratik olarak, bu uzaklıktan daha küçük uzaklıklarda, değerler
arasındaki farkın değişimi, veri olmadığından belirlenemez ve bu durum variogramın
orijininde bir süreksizliğe (0 dan farklı pozitif bir değer almasına) neden olur. Orijindeki
süreksizliğin bir diğer nedeni de örnekleme ve analiz hatalarıdır. Süreksizliğin bu iki
kaynağını birbirlerinden ayırt etmek mümkün değildir ve variogramda bu durum
kontrolsüz etki varyansı (külçe etkisi, nugget variance) “C0” şeklinde ortaya çıkar. Bu
etki ölçüm hatalarından, söz konusu özelliğin yapısından veya örnekleme noktaları
arasındaki mesafenin incelenen toprak özelliğinin konumsal (spatial=yersel) bağımlılık
derecesini belirlemek için uygun olmamasından kaynaklanan varyasyonu içine alır
(Öztaş 1995). Konumsal değişken variogramı belirli bir mesafeden sonra artışını
durdurur ve tepe varyansı (eşik, sill) “C0 + C” değeri çevresinde değerler almaya başlar.
Variogramın eşik değerine ulaştığı uzaklık etki alanı (yapısal uzaklık, range) “a” olarak
adlandırılır ve fiziksel olarak bir örneğin etki alanı kavramına karşılık gelir (Şekil 3.4).
Yapısal uzaklıktan daha büyük uzaklıklarda bir değerin diğeri üzerinde hiçbir etkisi
yoktur, yani konumsal bağımlılık sona ermiştir (Tercan ve Saraç 1998).
42
Şekil 3.4. Deneysel yarıvariogram bileşenleri
3.2.2.2. Deneysel yarıvariogram
Yarıvariogramlar belli bir x mesafesi ile birbirlerinden ayrılan örnek çiftleri arasındaki
varyansın mesafeyle olan ilişkisini gösterirler. Diğer bir ifade ile, örnekleme çiftleri
arasındaki mesafenin bir fonksiyonu olarak uzaysal bağımlılığı tanımlar ve
matematiksel olarak aşağıdaki eşitlikle ifade edilirler (Journel ve Huijbregts 1978).
Her bir h uzaklığı için deneysel variogram
γ*(h) = )(21
hN [3]
[ ]∑=
+−)(
1)()(
hN
iii hxZxZ 2
ile hesaplanır. Eşitlikte N(h); h uzaklığına karşılık gelen örnek çifti sayısını, Z(xi)
incelenen özelliğin “ i ” noktasındaki ölçüm değerini, Z(xi + h) incelenen özelliğin “ i + h ”
noktasındaki ölçüm değerini göstermektedir.
43
Toprak özellikleri ile ilgili çalışmalarda genellikle küresel, doğrusal ve üslü tip
yarıvariogram modelleri yaygın olarak kullanılmaktadır (McBratney ve Webster 1986).
Doğrusal model gerek uygulanışının kolay olması, gerekse birçok yarıvariogramın
küçük lag mesafeleri için doğrusal bir ilişki vermesi nedeniyle en yaygın olarak
kullanılan yarıvariogram modellerinden biridir. Ayrıca kestirim işleminde kısa lag
mesafelerinin esas alınması bu modelin kullanılmasında avantaj sağlamaktadır. Küresel
ve üslü modelde yarıvaryans değeri belli bir noktadan sonra az (üslü) ya da çok
(küresel) sabit bir değere ulaşır. İki model arasındaki fark grafiğin tepe varyansı
değerine ulaşma şeklindedir. Küresel modelde tepe varyans değeri kesin bir x
mesafesinde yakalanırken, üslü modelde eğri tepe varyans değerine asimptotik bir
şekilde yaklaşır. Bu nedenle kesin bir kural olmamakla birlikte, üslü model için pratik
etki aralığı sill varyansının % 95’i olarak seçilir (Webster ve Oliver 1990).
Diğer taraftan örnekler arasındaki konumsal bağımlılık mesafe boyutundan başka, yöne
göre de oluşabilir. İncelenen özellikler için belirlenen yarıvariogram değerlerinin
yönlere göre değişiklik göstermesi yönsel (anizotropik) bağımlılığın bir göstergesidir.
Yönsel bağımlılığın oluştuğu durumlarda, varyasyonun maksimum ve minimum
olduğu yönler dikkate alınarak hesaplanan bir katsayının yarıvariogramın eğim
bileşimine ilave edilmesi gerekmektedir (Webster ve Oliver 1990).
3.2.3. Çapraz değerlendirme (Cross-validation) analizi
Gözlem verilerinin deneysel variogram yapısının belirlenmesi ve bu variogram yapısına teorik
bir modelin uydurulması jeoistatistiksel çalışmaların temelini oluşturmaktadır (Delhomme
1978, Vieira vd 1983, Oliver ve Webster 1991). Bu nedenle, variogram uygun sayıdaki verilerle
hassas bir ölçekte doğru bir şekilde tahmin edilmeli ve uygun şekilde modellenmelidir.
44
Çapraz değerlendirme yöntemi, teorik yarıvariogram parametrelerinin çalışma alanını temsil
edip edemeyeceğinin belirlenmesinde bir ölçüt olarak kullanılmaktadır (Vieira vd 1983).
Çapraz değerlendirme analizi kriging metodu içerisinde yer alan ölçüm noktalarındaki
değerleri çevresindeki değerlerle tahmin ederek, gerçek değerlerle tahmin değerlerini
karşılaştıran, seçilen modelin güvenirliliğini test eden bir yöntemdir (Vieira vd 1983).
3.2.4. Kriging
Variogram fonksiyonu, konumsal değişkenin çeşitli özelliklerinin sayısal olarak
belirlenmesi yanında, örneklenmemiş noktalardaki bilinmeyen değerlerin kestirimi
amacıyla da kullanılabilir. Genel olarak kestirim işlemi, bilinen değerlerin ağırlıklı
ortalaması alınarak yapılır.
Matematiksel olarak bu işlem;
Z*(Xo) = ∑ [4]
=
n
iii xZ
1)(λ
şeklinde gösterilir. Eşitlikte Z*(Xo) = X0 noktasında bilinmeyen ancak kestirilen değeri
Z(Xi) = X0 noktasının kestiriminde kullanılacak verileri
λi = bu verilere atanacak ağırlıkları ifade etmektedir.
Normal olarak Xi , i = 1,........,n noktalarındaki değişkenin değerleri bellidir. Ancak
bunlara verilecek ağırlıkları hesaplamak gerekir. Jeoistatistikte bu ağırlıklar, kestirim
45
hatalarının ortalaması sıfır ve varyansı en küçük olacak şekilde belirlenir. Ağırlıkların
bu koşullar altında belirlenmesi işlemine kriging adı verilir.
Kriging analizini diğer interpolasyon metotlarından ayıran en önemli özellik, tahmin
edilen her bir nokta veya alan için ayrı bir varyans değerinin hesaplanabilmesidir ki bu,
tahmin edilen değerin güven derecesinin bir ölçüsüdür. Eğer bir nokta veya alan için
hesaplanan varyans değeri, gerçek varyanstan daha küçük ise toprak özelliğinin
ölçülmeyen nokta veya alanı için tahmin edilen değerinin güvenilir olduğu kabul edilir
(Trangmar vd 1985).
46
4. BULGULAR ve TARTIŞMA
Araştırma alanı ve yakın çevresindeki topraklar, yedi farklı jeomorfolojik birim üzerinde
bulunmaktadırlar. Bunlar denizden yükseklikleri 900 m ile 1259 m arasında değişen Holosen
dönemine ait ova tabanı (OT) ve vadi tabanı (Vt), genç Pleyistosen dönemine ait alçak seki
(Sa), yaşlı Pleyistosen dönemine ait yüksek seki (Sy) ve aşınım yüzeyleri olan üst Miyosen
dönemli yüksek plato düzlüğü (DII), Pliyosen dönemli orta yükseklikteki (DIII) ve alt
Pleyistosen dönemine ait alçak plato (DIV) düzlüğüdür (Erol 1968, 1973, Erol vd 1980).
Araştırmanın asıl amacı yüzey topraklarının mühendislik-fiziksel özelliklerinin
belirlenmesi ise de söz konusu özelliklerin profil boyunca nasıl bir değişim gösterdikleri
de incelenmiş, böylece yüzey toprağı ile, profil derinliği arasındaki ilişki sürekliliği
kontrolü yapılmıştır. Bu amaçla araştırma alanında, yedi farklı jeomorfolojik birim
üzerinde açılan profillerin tanımlanmasıyla farklı 19 adet toprak serisi tanımlanmıştır.
Profillerin fiziksel ve mühendislik özellik dağılımları Şekil 4.1 de, toprakları niteleyen
diğer fiziksel ve fizikokimyasal özellikler ise Ek 1 ve Ek 2’ de verilmiştir.
4.1. Profil Toprakları Mühendislik Özellikleri
4.1.1. Kıvam limitleri
Araştırma alanı profil örnekleri için belirlenen kıvam limitleri şekil 4.1 de verilmiştir.
Profil örneklerinin likit limit değerlerinin % 22-110, plastik limit değerlerinin % 14-46,
büzülme limiti değerlerinin % 3-22, plastiklik indeksi değerlerinin % 4-73, büzülme
indeksi değerlerinin % 3-43 arasında değiştiği belirlenmiştir. Likit limit ve plastik limit
değerleri ile kil değerleri karşılaştırıldığında bu değerlerin kil fraksiyonuna bağlı olarak
arttığı, diğer bir deyişle kil yüzdesi yüksek olan toprak örneklerinin likit limit ve plastik
47
limit değerlerinin de yüksek olduğu görülmektedir. Bu bulgular diğer araştırıcıların
buldukları bulduğu sonuçlarla paralellik göstermektedir (Atterberg 1911, 1912, Terzaghi
1926, Terzaghi ve Peck 1948, Sowers 1965, Baver 1966).
Araştırma alanında yayılım gösteren toprak serilerine ait örneklerin plastiklik
özellikleri belirlenmiştir (Lambe 1951). Likit limit yüzdesi esas alınarak yapılan
değerlendirmede (Ek 3, Çizelge 1) toprakların % 12,96’sının düşük, % 44,44’ünün orta, %
31,48’inin yüksek ve % 11,12’sininde çok yüksek plastiklik gösterdiği belirlenmiştir.
4.1.2. İnce taneli zeminlerin sınıflandırılması Araştırma alanı ince taneli zeminlerden oluşmaktadır. İnce taneli zeminlerin
sınıflandırılmasında kullanılan plastisite kartı ile araştırma alanındaki profil örneklerinin
likit limit ve plastiklik indeksi değer sonuçları karşılaştırılmıştır. Bu zeminlerin
plastisite kartı üzerindeki dağılımları Ek 4, Şekil 2 de gösterilmiştir.
Birleştirilmiş zemin sınıflamasına göre araştırma alanındaki zeminlerin genelde OL (% 35,19),
OH (% 27,78) ve CH (% 12,96) gruplarına ait zeminlerden oluştuğu görülmektedir.
4.1.3. Şişme potansiyeli Araştırma alanı profil topraklarının aktivite değerleri ile kil fraksiyonuna bağlı olarak Seed
vd (1964), tarafından verilen abak üzerindeki dağılımlarına bakıldığında, araştırma alanı
topraklarının şişme potansiyellerinin düşük olduğu görülmüştür ( Ek 4, Şekil 3).
48
4.1.4. Kompaksiyon Araştırılan toprak özelliklerinin maksimum kompaksiyondaki hacim ağırlığı değerlerinin 1,29
ile 1,87 t.m-3 arasında değişen değerlere sahip olduğu bulunmuştur. Bu değerler Lambe
(1951) tarafından geliştirilen sınıflandırma değerleriyle (Ek 4, Çizelge 4) karşılaştırılmıştır.
Bu sınıflandırma sistemine göre araştırma alanında dolgu için çok iyi veya iyi özelliğe
sahip toprak örnekleri bulunmamaktadır. Örneklerin % 14’ü dolgu için orta, % 86’sı ise
dolgu için zayıf uygunluk özelliği göstermektedirler.
Maksimum kuru birim hacim ağırlığının elde edildiği nem aralığı ile likit limit ve
plastik limit değerleri karşılaştırıldığında plastik limit nem kapsamının likit limite
oranla daha yüksek ilişki gösterdiği bulunmuştur. Bu bulgu diğer araştırmacıların
bulduğu sonuçlarla örtüşmektedir (Kezdi 1969, Kretschmer vd 1993, Thacker vd 1994).
Kum kapsamının artması maksimum kuru birim hacim ağırlığının da artmasını sağlamıştır
(Çizelge 4.1).
4.2. Profil Topraklarının Fiziksel Özellikleri
4.2.1. Bünye
Toprak örneklerinin fiziksel analiz sonuçları Şekil 4.1 de verilmiştir. Yüzey ve horizon
örneklerinin kum içeriğinin % 8 ile % 72, kil içeriğinin % 10 ile % 55, silt içeriğinin ise %
13 ile % 46 arasında değiştiği belirlenmiştir. Elde edilen değerlere göre araştırma alanı
topraklarının bünye sınıfının genelde kil-tın (% 37,5), kil (% 17,9) ve tın (% 14,3) olduğu
49
bulunmuştur. Bünye değerleri topoğrafya ile ilişkili olarak değişim göstermiştir.
Yükseltinin ve eğimin arttığı alanlarda erozyon etkisiyle kum oranı artarak bünye
içerisinde hakim tanecik özelliği kazanmıştır (Ahlatlıbel Profil 20 ve Recepli Profil 4
serileri).
4.2.2. Suyla doygunluk
Profil örneklerinin suyla doygunluk değerlerinin % 25 ile % 125 arasında değişen değerler
aldığı belirlenmiştir. Horizonlarda kil miktarındaki artış nedeniyle artan yüzey alanı ve
elektronegatif yükler, suyla doygunluk değerlerinin artmasına neden olmuştur. Kum
miktarının % 72 olduğu horizonda (Profil 22) doygunluk değeri % 25 ile en düşük değeri
alırken, % 49 kil içeren horizonda (Profil18) % 125 ile en yüksek değere ulaşmıştır.
Suyla doygunluk değerleriyle kil kapsamı arasında pozitif, kum kapsamı arasında
negatif önemli ilişki belirlenirken, silt kapsamının suyla doygunluk değerine istatistik
önemli herhangi bir etkisi olmamıştır (Çizelge 4.1).
4.2.3. Tarla kapasitesi ve sürekli solma noktası
Profil örneklerinde tarla kapasitesi değerlerinin % 17-54, sürekli solma noktası
değerlerinin % 9 ile % 26 arasında değiştiği belirlenmiştir. Kil kapsamı yüksek olan
topraklar genelde yüksek tarla kapasitesi ve sürekli solma noktası değerleri
göstermişlerdir. Kil kapsamıyla söz konusu özellikler arasında pozitif, kum kapsamıyla
negatif önemli ilişkiler bulunmuştur. Killi topraklar sürekli solma noktasına kumlu
topraklara göre daha çabuk gelmişlerdir.
Silt kapsamı ile tarla kapasitesi değerleri arasında ilişki belirlenemezken, sürekli solma
noktası ile % 5 düzeyinde önemli ilişki bulunmuştur (Çizelge 4.1).
50
4.2.4. Gözenek hacmi
Profil topraklarının gözenek hacim değerlerinin % 41 ile % 60 arasında değişen değerler
aldığı belirlenmiştir. Tanecik boyutunun küçülmesi toprak kütlesi içerisindeki toplam
boşluk miktarının artmasını sağlarken, kum kapsamı gözenek hacmi değerlerini negatif
yönde etkilemiştir. Kumlu toprakların gözenek hacimleri ince taneli toprakların gözenek
hacimlerinden genellikle küçüktür (Hillel 1982). Silt kapsamı kile benzer davranış
göstererek gözenek hacminin artmasını sağlamıştır (Çizelge 4.1).
4.2.5. Gözenek dağılımı
Profil topraklarının gözenek dağılımı değerlerinin 0,61 ile 1,54 arasında değiştiği
belirlenmiştir. Kil ve silt kapsamı ile gözenek dağılımı arasında pozitif, kum kapsamıyla
negatif önemli ilişki bulunmuştur (Çizelge 4.1). Tanecik boyutunun küçülmesi gözenek
dağılımını arttırırken, tanecik boyutunun büyümesi gözenek dağılım değerlerinin
düşmesine neden olmuştur.
4.2.6. Özgül ağırlık
Profil topraklarının özgül ağırlıklarının 2,53 - 2,76 arasında olduğu belirlenmiştir.
Yüksek özgül ağırlık değerleri muhtemelen yüksek özgül ağırlık gösteren minerallerin
oranlarının fazla bulunmasından kaynaklanmaktadır.
51
4.2.7. Birim hacim ağırlığı
Profil örneklerinde parafin metoduyla bulunan hacim ağırlıklarının 1,13 g.cm-3 ile 1,62
g.cm-3 arasında değerler aldığı belirlenmiştir. Kil kapsamı yüksek olan profil örnekleri
topraklarında hacim ağırlığı değerleri 1,13 -1,22 g.cm-3 arasında değişim gösterirken, kumlu
topraklarda bu değer 1,62 g.cm-3 değerine kadar ulaşmaktadır. Tekstürün kaba bünyeye
doğru geçmesi toplam boşluk miktarının azalmasına ve kuru birim hacim ağırlığının
artmasına neden olmuştur (Çizelge 4.1).
Profil örneklerinde, özellikle işlemeli tarımın yapıldığı yerlerde sürüm katının hemen
altındaki horizonda sıkışmadan kaynaklanan hacim ağırlığı artışı belirlenmiştir.
4.2.8. Hidrolik iletkenlik
Profil örneklerinin hidrolik iletkenlik değerleri 0,021 ile 15,050 cm.sa-1 arasında
değişmiştir. Kil ve önemli düzeyde olmamakla birlikte silt kapsamındaki artış hidrolik
iletkenlik değerlerinin düşmesine neden olurken, kum kapsamındaki artış hidrolik
iletkenlik değerlerinin önemsiz düzeyde artmasını sağlamıştır (Çizelge 4.1). Hidrolik
iletkenlik sınıflarının belirlenmesinde Ek 4, Çizelge 5 deki değerler kullanılmıştır (Lambe
1951, Munsuz 1985) .
Profil örnekleri hidrolik iletkenlik değerlerinin kil fraksiyonunun hakim olduğu topraklarda
0,021 - 1,423 cm.sa-1 ile çok yavaşla orta yavaş, kum fraksiyonunun hakim olduğu
topraklarda 2,520 - 15,050 cm.sa-1 ile orta yavaş ve orta hızlı arasında olduğu belirlenmiştir.
52
4.3. Profil topraklarının fizikokimyasal özellikleri
4.3.1. Organik madde Toprak örneklerinin fizikokimyasal analiz sonuçları Ek 2 de verilmiştir. Toprak örneklerinde
organik madde miktarlarının yüzey örneklerinde % 0,87-3,42, yüzey altı örneklerinde (tüm
horizonlar) ise % 0,34 ile % 2,13 arasında değerler aldığı belirlenmiştir. Organik madde
miktarı mikrobiyolojik aktivite, bitkisel ve hayvansal atıklar nedeniyle yüzey
toprağında profilin alt katlarına oranla yüksek değerler almıştır.
4.3.2. Serbest karbonatlar (CaCO3)
Profil örneklerinin kireç kapsamlarının % 0 ile % 55,8 arasında değişen değerlere
sahip olduğu belirlenmiştir. Şiddetli erozyona uğrayan Doğu tepe serisi topraklarında
(P11) profilde kireç gözlenmezken, kireç taşı ve marn üzerinde oluşan Çalı tepe serisi
topraklarında (P5) yüksek miktarlarda (% 55,8) kireç belirlenmiştir.
4.3.3. Toprak asitliği (pH) Profil örneklerinin doygunluk çamurlarında ölçülen pH değerlerinin profil 1’le temsil edilen Gölcük bataklığı serisi topraklarının dışında yüzey topraklarında 7,17 ile 7,77, diğer horizonlarda ise 7,67 ile 8,72 arasında değiştiği belirlenmiştir. Yarı kurak iklim şartlarının hakim olduğu bölgede yağışın bazik katyonların profilden yıkanması için yeterli olmaması yüzey altı horizonlarında daha yüksek pH değerlerinin oluşmasına neden olmuştur. Gölcük bataklığı serisi toprakları büyük olasılıkla yüksek taban suyu etkisiyle diğer profillerden ayrımlı özellik göstermiştir.
53
4.3.4. Elektriksel iletkenlik Profil örneklerinin elektriksel iletkenlik değerleri yüzey örneklerinde 0,015-1,30 mS.cm-1, yüzey altı horizonlarda ise 0,009 - 0,98 mS.cm-1 arasında bulunmuştur. Gölcük bataklığı serisi profilinde ise yüzey toprağı elektriksel iletkenlik değeri 16,75 mS.cm-1, yüzey altı toprağı elektriksel iletkenlik değeri ise 22,50 mS.cm-1 olarak bulunmuştur. 4.3.5. Katyon değişim kapasitesi Profil örneklerinin katyon değişim kapasitelerinin yüzey örneklerinde 16,48 - 52,21 mol.kg-1, yüzey altı horizonlarda ise 10,35 - 46,17 mol.kg-1 arasında değerler aldığı belirlenmiştir. Toprakta kil miktarı ile katyon değişim kapasitesi arasında pozitif (P<0,01), kum kapsamı ile negatif (P<0,05) önemli ilişki bulunmuştur. Silt kapsamının söz konusu parametreye önemli herhangi bir etkisi olmamıştır (Çizelge 4.1). Yarı kurak iklim şartlarının etkisi altında olan bölgede yağışın azlığı, profilde yüksek bazla doygunluk değerleri oluşmasına neden olmuştur. Profil örneklerinde hakim katyon Ca+2 ve Mg+2 olurken, Gölcük bataklığı serisi profilinde hakim katyon Na+ iyonu olarak bulunmuştur.
54
Profil 1
(a)
00,5
11,5
22,5
33,5
44,5
0 10 20 30 40 50 60 70 80 90 100 110 120
nem (w/w)
pF AC
(b)
PL38
38
LL83
100
BL 5
11
0
5
10
15
20
25
0 10 20 30 40 50 60 70 80 90 100 110
nem (w/w)
Der
inlik
(cm
)
(c)
Şekil 4.1. Profil örneklerinde bünye (a), kritik nem düzeyleri (b) ve kıvam limitlerinin
(c) dağılımları
55
Profil 3
(a)
00,5
11,5
22,5
33,5
44,5
0 20 40 60 80 100 120 140
nem (w/w)
pF
ApBwBkC
(b)
PL40 39
41
46
LL 56
59
69
100
12
BL 8
13
3
0
10
2030
40
50
6070
80
0 20 40 60 80 100 120
nem (w/w)
Der
inlik
(cm
)
(c) Şekil 4.1. Devam
56
Profil 4
(a)
0
0,5
1
1,5
2
2,5
3
3,5
4
4,5
0 5 10 15 20 25 30 35 40 45 50 55
nem (w/w)
pF A
(b)
PL31
LL46
BL 14
0
2
4
6
8
10
12
14
0 5 10 15 20 25 30 35 40 45 50
nem (w/w)
Der
inlik
(cm
)
(c)
Şekil 4.1. Devam
57
Profil 5
(a)
0
0,5
1
1,5
2
2,5
3
3,5
4
4,5
0 5 10 15 20 25 30 35 40 45 50 55 60
nem (w/w)
pF A
(b)
PL33
LL48
BL 8
0
2
4
6
8
10
12
14
0 5 10 15 20 25 30 35 40 45 50 55
nem (w/w)
Der
inlik
(cm
)
(c)
Şekil 4.1. Devam
58
Profil 6
(a)
00,5
11,5
22,5
33,5
44,5
0 10 20 30 40 50 60 70 80 90
nem (w/w)
pF
ApBwCkC2
(b)
PL38
33
35
24
LL 58
64
67
31
11
BL 14
11
21
0
10
20
30
40
50
60
70
0 10 20 30 40 50 60 70 80
nem (w/w)
Der
inlik
(cm
)
(c)
Şekil 4.1. Devam
59
Profil 7
(a)
0
0,5
1
1,5
2
2,5
3
3,5
4
4,5
0 10 20 30 40 50 60 70 80 90
nem (w/w)
pF
ACg
(b)
PL30
26
LL54
51
BL 11
12
0
2
4
6
8
10
12
14
16
18
0 5 10 15 20 25 30 35 40 45 50 55 60
nem (w/w)
Der
inlik
(cm
)
(c)
Şekil 4.1. Devam
60
Profil 8
(a)
00,5
11,5
22,5
33,5
44,5
0 10 20 30 40 50 60 70nem (w/w)
pF
AC
(b)
PL36
37
LL47
58
BL 8
22
0
2
4
6
8
10
12
14
16
18
0 5 10 15 20 25 30 35 40 45 50 55 60 65
nem (w/w)
Der
inlik
(cm
)
(c) Şekil 4.1. Devam
61
Profil 9
(a)
00,5
11,5
22,5
33,5
44,5
0 10 20 30 40 50 60 70 80 90
nem (w/w)
pF
ApBtC
(b)
PL36
27
26
LL63
67
3818
BL 13
9
0
5
10
15
20
25
30
35
40
45
0 10 20 30 40 50 60 70 80
nem (w/w)
Der
inlik
(cm
)
(c)
Şekil 4.1. Devam
62
Profil 10
(a)
00,5
11,5
22,5
33,5
44,5
0 10 20 30 40 50 60 70
nem (w/w)
pF
ApA2ACC1
(b)
PL30
28
30
26
LL 42
47
42
42
18
BL 6
13
9
0
10
20
30
40
50
60
0 5 10 15 20 25 30 35 40 45 50
nem (w/w)
Der
inlik
(cm
)
(c)
Şekil 4.1. Devam
63
Profil 11
(a)
00,5
11,5
22,5
33,5
44,5
0 5 10 15 20 25 30 35 40 45 50 55
nem (w/w)
pF
ApBwBkC
(b)
PL24
26
26
26
LL 36
43
37
30
14
BL 12
9
22
0
10
20
30
40
50
60
0 5 10 15 20 25 30 35 40 45 50
nem (w/w)
Der
inlik
(cm
)
(c)
Şekil 4.1. Devam
64
Profil 12
(a)
00,5
11,5
22,5
33,5
44,5
0 10 20 30 40 50 60 70 80 90 100
nem (w/w)
pF
ApA2ACCk
(b)
PL31
28
28
27
LL43
35
54
50
15
BL 12
13
14
0
10
20
30
40
50
60
0 5 10 15 20 25 30 35 40 45 50 55 60
nem (w/w)
Der
inlik
(cm
)
(c)
Şekil 4.1. Devam
65
Profil 14
(a)
0
0,5
1
1,5
2
2,5
3
3,5
4
4,5
0 10 20 30 40 50 60 70 80 90 100 110
nem (w/w)
pF
ApA2Ck
(b)
PL37
35
37
LL54
46
749
BL 11
8
0
5
10
15
20
25
30
35
40
45
0 10 20 30 40 50 60 70 80
nem (w/w)
Der
inlik
(cm
)
(c)
Şekil 4.1. Devam
66
Profil 16
(a)
0
0,5
1
1,5
2
2,5
3
3,5
4
4,5
0 10 20 30 40 50 60 70 80 90 100
nem (w/w)
pF
ApBwBCCk
(b)
PL32
30
30
LL48
50
4614
BL 12
16
0
10
20
30
40
50
60
0 10 20 30 40 50 60
nem (w/w)
Der
inlik
(cm
)
(c)
Şekil 4.1. Devam
67
Profil 17
(a)
0
0,5
1
1,5
2
2,5
3
3,5
4
4,5
0 10 20 30 40 50 60 70 80 90
nem (w/w)
pF A
(b)
PL33
LL57BL
7
0
5
10
15
20
25
30
0 5 10 15 20 25 30 35 40 45 50 55 60
nem (w/w)
Der
inlik
(cm
)
(c)
Şekil 4.1. Devam
68
Profil 18
(a)
0
0,5
1
1,5
2
2,5
3
3,5
4
4,5
0 25 50 75 100 125 150
nem w/w)
pF
AA2BtBkCg
(b)
PL27
37
38
37
37
LL 40
64
84
88
110
6
BL 6
10
13
9
0
10
20
30
40
50
60
70
0 20 40 60 80 100 120
nem (w/w)
Der
inlik
(cm
)
(c)
Şekil 4.1. Devam
69
Profil 19
(a)
00,5
11,5
22,5
33,5
44,5
0 10 20 30 40 50 60 70
nem (w/w)
pF
ApBwCk
(b)
PL32
36
31
LL53
44
3620
BL 5
8
0
10
20
30
40
50
60
0 5 10 15 20 25 30 35 40 45 50 55 60
nem (w/w)
Der
inlik
(cm
)
(c)
Şekil 4.1. Devam
70
Profil 20
(a)
00,5
11,5
22,5
33,5
44,5
0 5 10 15 20 25 30 35 40 45nem (w/w)
pF
AC
(b)
PL21
22
LL30
26
BL 15
12
0
5
10
15
20
25
0 5 10 15 20 25 30 35
nem (w/w)
Der
inlik
(cm
)
(c) Şekil 4.1. Devam
71
Profil 21
(a)
00,5
11,5
22,5
33,5
44,5
0 5 10 15 20 25 30 35 40 45 50 55 60
nem (w/w)
pF
ApA2CkC2
(b)
PL14
37
27
26
LL38
44
34
36
10
BL 10
14
16
0
10
20
30
40
50
60
70
0 5 10 15 20 25 30 35 40 45 50
nem (w/w)
Der
inlik
(cm
)
(c)
Şekil 4.1. Devam
72
73
Profil 22
(a)
0
0,5
1
1,5
2
2,5
3
3,5
4
4,5
0 60
pF
10 20 30 40 50
nem (w/w)
AC1C2
(b)
PL24
22
LL36
26
BL 11
12
0
10
20
30
40
50
60
0 5 10 15 20 25 30 35 40
nem (w/w)
Der
inlik
(cm
)
(c)
Şekil 4.1. Devam
74
Çizelge 4.1. Araştırma alanı profil örnekleri yüzey horizonlarının korelasyon analiz sonuçları LL
% PL %
Pİ %
BL %
MKA t.m-3
O.N %
Kil %
Silt %
Kum %
Sat %
TK %
SSN %
KS %
KDK mol.kg-1 e P HA
g.cm-3Hİ
cm.sa-1Öz. ağ BI
PL ,746** Pİ ,857** ,298 BL -,329 -,209 -,313 M.K.A -,775** -,858** -,449 ,282 ON ,784** ,841** ,476* -,484* -,846** Kil ,636** ,712** ,365 -,243 -,453 ,678** Silt ,444 ,414 ,279 -,374 -,567* ,543* ,403 Kum -,645** -,710** -,382 ,364 ,597** -,735** -,863** -,810** Sat ,942** ,702** ,810** -,228 -,696** ,671** ,671** ,388 -,636** TK ,893** ,618** ,802** -,350 -,617** ,717** ,653** ,376 -,622** ,797** SSN ,832** ,682** ,662** -,421 -,700** ,726** ,664** ,472* -,680** ,751** ,879** KS ,775** ,445 ,769** -,223 -,429 ,572* ,519* ,222 -,454 ,684 ,913** ,608** KDK ,505* ,652** ,230 -,168 -,571* ,584** ,584** ,348 -,561* ,448 ,398 ,367 ,350 e ,538* ,460* ,422 -,274 -,401 ,540* ,586** ,620** -,719** ,375 ,699** ,577** ,671** ,512* P ,520* ,487* ,377 -,249 -,422 ,547* ,610** ,640** -,745** ,371 ,654** ,544 ,624** ,561* ,989** HA -,546* -,544* -,366 ,292 ,494* -,579** -,544* -,670** ,719** -,362 -,681** -,613** -,610** -,436 -,952** -,949** Hİ -,383 -,204 -,397 -,186 ,056 -,294 -,497* -,038 ,343 -,419 -,390 -,221 -,462* -,384 -,213 -,204 ,057 Öz.ağ ,099 -,177 ,288 ,006 ,205 -,016 ,344 -,037 -,200 ,165 ,156 -,002 ,261 ,361 ,291 ,297 -,009 -,525* BI ,755** ,918** ,375 -,579** -,829** ,897** ,692** ,542* -,739** ,678** ,657** ,739** ,461* ,612** , 494* ,507* -,572* -,095 -,150 A ,464* -,100 ,742** -,231 -,271 ,080 -,288 ,050 ,165 ,436 ,357 ,263 ,369 -,072 -,047 -,098 ,074 -,016 ,039 ,010* 0,05 önemli ; ** 0,01 önemli
4.4. Yüzey Örnekleri
Araştırmanın birinci aşamasında profil çukurlarından alınan örneklerin analizi
sonucunda elde edilen veriler yorumlanmaya çalışılmış ve yüzey topraklarının
özelliklerine ilişkin analiz sonuçları istatistiksel yöntemle değerlendirilmiştir. Söz konusu
parametreler arasından, yüksek korelasyon gösteren fiziksel ve mühendislik özellikleri
seçilerek (Çizelge 4.1), araştırmanın ikinci aşamasında kullanılmıştır. İkinci aşamada
yalnızca yüzey toprağından örnekleme yapılıp bu örneklerde toprakların fiziksel ve
mühendislik özellikleri karşılaştırılmıştır. Jeoistatistik yöntemle söz konusu özelliklerin
örneklenmemiş alanlardaki değerleri tahmin edilerek araştırma alanındaki dağılımları
belirlenmiştir.
4.4.1. Mühendislik özellikleri
4.4.1.1. Kıvam limitleri
Araştırma alanı yüzey örnekleri likit limit değerlerinin % 25 ile % 82, plastik limit
değerlerinin % 12 ile % 42, plastiklik indeksi değerlerinin % 7 ile % 44 arasında
değiştiği belirlenmiştir (Ek3). Örneklerin likit limit ve plastik limit değerleri ile kil
değerleri karşılaştırıldığında bu değerlerin kil fraksiyonuna bağlı olarak arttığı, diğer bir
deyişle kil yüzdesi yüksek olan toprak örneklerinin likit limit ve plastik limit
değerlerinin de yüksek olduğu görülmektedir. Küçük tane boyutu ve elektronegatif
yükler kıvam limitleri değerlerinin artmasına neden olmuştur (Atterberg 1911, 1912,
Terzaghi 1926, Sowers 1965, Baver 1966, Terzaghi ve Peck 1948).
Plastik özelliğin değerlendirilmesinde likit limit yüzdesi esas alınarak (Lambe 1951)
yapılan değerlendirmede araştırma alanı topraklarının % 1,3’ünün çok yüksek plastiklik,
75
% 32,6 sının yüksek plastiklik, % 56,1’inin orta plastiklik ve % 10,0’ının düşük plastiklik
özelliği gösterdiği belirlenmiştir (Ek 4, Çizelge 1).
4.4.1.2. İnce taneli zeminlerin sınıflandırılması
Araştırma alanı topraklarının genellikle ince taneli zemin özelliği gösterdiği belirlenmiştir. Bu
tür zeminlerin sınıflandırılmasında kullanılan plastisite kartı ile araştırma alanındaki yüzey
topraklarının likit limit ve plastiklik indeksi değer sonuçları karşılaştırılmıştır. Bu zeminlerin
plastisite kartı üzerindeki dağılımları gösterilmiştir (Ek 4, Şekil 2).
Birleştirilmiş zemin sınıflamasına göre araştırma alanındaki zeminlerin genelde CL (%
35,58), OL (% 30,65) ve OH (% 28,06) gruplarına ait zeminlerden oluştuğu görülmektedir.
4.4.1.3. Şişme potansiyeli
Araştırma alanı yüzey topraklarının aktivite değerleri ile kil fraksiyonuna bağlı
dağılımları incelendiğinde (Seed vd 1964), şişme potansiyellerinin düşük olduğu
görülmüştür (Ek 4, Şekil 3). Toprağın aktivite sayısı arttıkça genelde hacim değişmesi
de artar. Bu değişmeye etki eden suyun miktarı mevcut kolloidal kil tanelerinin tip ve
miktarına ve katyonların cinsine önemli ölçüde bağlıdır. Aynı faktörler toprağın
plastiklik indeksini de tayin ederler (Munsuz 1985).
76
4.4.2. Fiziksel özellikler
4.4.2.1. Bünye
Araştırma alanı yüzey topraklarının kum değerlerinin % 3 ile % 67, kil değerlerinin % 14 ile
% 64, silt değerlerinin ise % 3 ile % 56 arasında değerlere sahip olduğu bulunmuştur. Elde
edilen değerlere göre araştırma alanı topraklarının bünye sınıflarının genelde kil (% 61,61) ve
kil-tın (% 26,77) olduğu bulunmuştur. Bünye değerleri topoğrafya ile ilişkili olarak değişim
göstermişlerdir. Araştırma alanının kuzeyinde ve batısında yükseltinin fazla olduğu alanlarda
yaygın bünye değerleri tın (% 5,48), kumlu kil-tın (% 4,52) olarak bulunmuştur.
4.4.2.2. Suyla doygunluk
Araştırma alanı yüzey topraklarının suyla doygunluk değerlerinin % 32 ile % 92 arasında
değerlere sahip olduğu bulunmuştur. Tanecik boyutunun küçülmesiyle toplam yüzey
alanı artışı suyla doygunluk değerlerinin artmasına neden olurken, tanecik boyutunun
büyümesi söz konusu değerlerin azalmasına neden olmuştur. Silt kapsamı ile suyla
doygunluk değerleri arasında herhangi bir ilişki bulunmamıştır (Çizelge 4.2).
4.4.2.3. Tarla kapasitesi ve sürekli solma noktası
Tarla kapasitesi değerlerinin % 15,36 ile % 40,66 arasında değerler aldığı belirlenen araştırma
alanı yüzey topraklarında kil değerlerinin artması tarla kapasitesi değerlerinin de artmasını
sağlamıştır. Tarla kapasitesi değerleri de topoğrafya ile ilişkili dağılım göstermişlerdir.
77
78
Araştırma alanı yüzey topraklarının sürekli solma noktası değerlerinin % 8,41 ile % 24,75
arasında değerler aldığı bulunmuştur. Kil miktarına bağlı olarak tarla kapasitesi değerleri yüksek
olan toprak örneklerinin sürekli solma noktası değerleri de yüksek bulunmuştur (Çizelge 4.2).
4.4.3. Toprak fiziksel özellikleri ile kıvam limitleri arasındaki ilişkiler
Bazı araştırıcıların da değindiği gibi (Maphumo ve Chanasyk 1998), tarla kapasitesi,
sürekli solma noktası, kullanılabilir su kapsamı gibi tarıma ilişkin toprak özellikleri ile
kıvam limitleri arasındaki ilişkileri inceleyen fazla çalışmaya rastlanmamıştır.
Toprakların incelenen fiziksel özellikleri ile kıvam limitleri arasındaki ilişkileri
belirlemek amacıyla yapılan regresyon analizlerinde kum, kil, silt, suyla doygunluk,
tarla kapasitesi, sürekli solma noktası ve kullanılabilir su kapsamı bağımsız, likit limit,
plastik limit, plastiklik indeksi ve aktivite bağımlı değişken olarak değerlendirilmiştir.
Söz konusu özelliklerin korelasyon analiz sonuçları Çizelge 4.2 de verilmiştir.
79
Çizelge 4.2. Araştırma alanı yüzey örnekleri korelasyon analiz sonuçları
N Sat %
Kum %
Kil %
Silt %
TK %
SSN %
KS %
LL %
PL %
PI %
Kum 310 Pearson C -,628** Kil 310 Pearson C ,584** -,743** Silt 310 Pearson C ,060 -,367** -,345** TK 310 Pearson C ,888** -,595** ,562** ,042 SSN 310 Pearson C ,839** -,713** ,679** ,050 ,864** KS 310 Pearson C ,729** -,353** ,329** ,026 ,893** ,545** LL 310 Pearson C ,895** -,589** ,549** ,058 ,884** ,790** ,765** PL 310 Pearson C ,708** -,498** ,379** ,105 ,724** ,632** ,645** ,824** Pİ 310 Pearson C ,771** -,482** ,527** -,066 ,735** ,672** ,624** ,836** ,377** Aktivite 310 Pearson C ,284** ,129* -,322** ,116 ,264** ,125* ,328** ,386** ,047 ,585**
*; 0,05 önemli, **; 0,01 önemli
4.4.3.1. Kum
Kum içeriği ile kıvam limitleri arasında önemli negatif ilişkiler belirlenmiştir (Şekil
4.2). Plastikliğin nedeni üzerinde elektromagnetik yükler taşıyan çok küçük ve ince
tanelerdir (Munsuz 1985) ve sadece küçük tanecik boyutu plastiklik özelliğin
oluşmasına yeterli değildir. Atterberg (1911), 2 mikrondan daha küçük çapta öğütülmüş
kuvarsın plastiklik göstermediğini saptamıştır. Bu durum, tanenin üzerindeki yüklerin
ve tane şeklinin, kıvamlılık üzerinde çok önemli rol oynadığını göstermektedir. Artan
kum içeriği toprağın su tutma kapasitesini azalttığından, kıvam limitlerindeki mevcut
nem içeriği azalmakta ve bu durum negatif bir ilişkinin ortaya çıkmasına neden
olmaktadır (De Jong vd 1990). Kohezyonsuz topraklarda likit limit için bulunan
değerler önemsizdir ve bu topraklarda plastik limit görülmez (Munsuz 1985).
(a)
Şekil 4.2. Araştırma alanı yüzey topraklarının kum içeriği ile kıvam limitleri arasındaki
ilişkiler
80
(b)
(c)
Şekil 4.2. Devam
81
4.4.3.2. Kil
Araştırma alanı yüzey topraklarının kil içerikleri ile kıvamlılık limitleri arasında önemli
pozitif, aktivite sayısı ile önemli negatif ilişkiler belirlenmiştir (Şekil 4.3). Likit limit
değerlerine ait korelasyon değerlerinin plastik limite oranla daha yüksek çıkması, likit
limit değerinin kil miktarından daha fazla etkilendiğini ortaya koymaktadır (Demiralay
ve Güresinli 1979).
Likit limit toprağın mineral bileşimine, yüzeydeki yüklerin yoğunluğuna ve bağlı suyun
kalınlığına, yüzey alanının hacmine veya tanelerin şekline bağlıdır. Genellikle ince olan
taneler kuvvetli yüzey yüklerine sahiptir. Yüzey yükü kuvvetlendikçe ve taneler
inceldikçe, viskozitesi yüksek olan bağlı suyun oranı artar ve buna bağlı olarak da likit
limit artar (Munsuz 1985).
Kil tipi plastik limit değerini etkiler, illit mineralinin plastik limit değeri 23-50, kaolinit
mineralinin 1-40, allofan tipi minerallerde ise 76-96 arasındadır (Munsuz 1985).
82
(a)
(b)
Şekil 4.3. Araştırma alanı yüzey topraklarının kil içeriği ile kıvam limitleri arasındaki
ilişkiler
83
(c)
(d)
Şekil 4.3. Devam
84
4.4.3.3. Silt
Araştırma alanı topraklarının silt kapsamlarını % 3 ile % 56 arasında değişen değerler
aldığı belirlenmiştir. Toprakların silt içerikleri ile kıvam limitleri arasında istatistik
önemli ilişki belirlenememiştir (Çizelge 4.2). Sadece küçük tanecik boyutu plastikliğin
oluşmasında yeterli değildir (Atterberg 1911). Araştırma bulguları silt kapsamı ile
kıvam limitleri arasındaki ilişkileri inceleyen bazı araştırıcılar (De Jong vd 1990,
Mueller vd 2003) tarafından bulunan sonuçlarla örtüşmektedir.
4.4.3.4. Suyla doygunluk
Toprakların suyla doygunluk değerleri ile kıvam limitleri arasında pozitif önemli
ilişkiler belirlenmiştir (Şekil 4.4). Toprak taneciklerinin küçülmesi kıvam limitlerini
arttırmıştır. Tanecik boyutunun küçülmesi ile artan yüzey alanı ve elektriki yükler suyla
doygunluk değerleri için de aynı etkinin oluşmasına neden olmuştur. Likit limit
değerinde su miktarı taneler arasındaki su zarları ve toprak kitlesinin azalan kohezyon
gücü nedeniyle herhangi bir basınç karşısında akabileceği derecede kalınlaşmıştır. Likit
limit değerinde topraktaki su zarları toprak boşluklarının büyük bir kısmını dolduracak
şekilde birbirleri ile birleşmişlerdir. Bir çok toprakta likit limit değerlerindeki su
miktarıyla doygunluk değerinde tutulan su ile doğrusala yakın bir ilişki vardır. Bu ilişki
likit limit değerinde toprağın oldukça kalın su zarları içerdiğini ortaya koymaktadır
(Akalan 1973).
85
(a)
(b)
Şekil 4.4. Araştırma alanı yüzey topraklarının suyla doygunluk değerleriyle kıvam
limitleri arasındaki ilişkiler
86
(c)
Şekil 4.4. Devam
4.4.3.5. Tarla kapasitesi
Araştırma alanı yüzey topraklarının tarla kapasitesi değerleri ile kıvam limitleri
değerleri arasında önemli ilişkiler bulunmuştur (Şekil 4.5). Kil boyutundaki toprak
tanecikleri söz konusu özellikleri önemli oranda etkilemiştir. Tarla kapasitesinde ve
plastik limit değerinde su miktarının azalması toprak tarafından suyun tutulma enerjisini
arttırmıştır. Plastik limit değerine eşit veya daha küçük değerlerde su kapsayan
topraklarda toprak suyunun gösterdiği özellikler, serbest suyun gösterdiği özelliklere
benzememektedir (Akalan 1973).
Toprak işleme ile plastik limit ve tarla kapasitesindeki nem içeriği arasındaki ilişkileri
inceleyen bazı araştırıcılar (Mueller 1985, Larney vd 1988, Terzaghi vd 1988, Smedema
1993, Mueller ve Schindler 1998, Dexter ve Bird 2001) toprak işleme için en uygun
87
nem içeriğinin plastik limit nem kapsamına yakın değerler verdiğini kaydetmişlerdir.
Plastik limit değerindeki nem kapsamından daha küçük bir değer için kil artık plastiklik
özelliğini kaybederek kolay ufalanabilir ve parçalanabilir şekle dönüşmektedir.
(a)
Şekil 4.5. Araştırma alanı yüzey topraklarının tarla kapasitesi değerleriyle kıvam
limitleri arasındaki ilişkiler
88
(b)
(c)
Şekil 4.5. Devam
89
4.4.3.6. Sürekli solma noktası
Toprakların sürekli solma noktası değerleriyle kıvam limitleri arasında önemli ilişkiler
bulunmuştur (Şekil 4.6). Söz konusu limitler ince toprak fraksiyonunun bir fonksiyonu
olduklarından içerdikleri kil miktarlarına göre çeşitli plastikliğe sahiptirler (Atterberg
1911, 1912, Terzaghi 1926). Sürekli solma noktası değeri de benzer şekilde toprağın
ince fraksiyonuyla yakın ilişkilidir. Toprakta kil miktarındaki artış kıvam limitleri ve
solma noktası değerlerinin de artmasına neden olmaktadır.
(a)
Şekil 4.6. Araştırma alanı yüzey topraklarının sürekli solma noktası değerleriyle kıvam
limitleri arasındaki ilişkiler
90
(b)
(c)
Şekil 4.6. Devam
91
4.4.3.7. Kullanılabilir su kapsamı
Yüzey toprakları kullanılabilir su kapsamıyla kıvam limitleri arasında önemli pozitif
ilişkiler bulunmuştur (Şekil 4.7). Kıvam limitlerindeki artış benzer şekilde toprak
agronomik özelliklerinin de artmasına neden olmuştur.
(a)
Şekil 4.7. Araştırma alanı yüzey topraklarının kullanılabilir su kapsamı değerleriyle
kıvam limitleri arasındaki ilişkiler
92
(b)
(c)
Şekil 4.7. Devam
93
4.5. Jeoistatistiksel analiz
Araştırma alanı yüzey toprağı analizlerinden elde edilen değerler jeoistatistik analiz için
kullanılmıştır. Toprakların yüksek ilişki gösteren mühendislik-fiziksel özelliklerinin
deneysel yarıvariogram modelleri oluşturulmuş, söz konusu parametrelerin araştırma
alanındaki dağılımları belirlenmiştir.
4.5.1. Tanımlayıcı istatistikler
İncelenen toprak özelliklerinin ortalama, ortanca, standart sapma, varyasyon katsayısı,
minimum, maksimum, çarpıklık, basıklık katsayısı gibi tanımlayıcı istatistikleri
univariate analizi kullanılarak hesaplanmıştır (Statistical Package for Social Science 9.0
1998). Çarpıklık katsayıları –0,53 ile 0,66, basıklık katsayıları –0,56 ile 1,35 arasında
değişen söz konusu özelliklerin normal dağılıma uygunlukları “Kolmogorov-Smirnov”
testi uygulanarak kontrol edilmiştir. Tarla kapasitesi, kullanılabilir su, suyla doygunluk,
likit limit ve plastik limit değerlerinin normal dağılım gösterdikleri belirlenmiştir. Kum, kil
ve silt kapsamı, sürekli solma noktası ve plastiklik indeksi değerleri normal dağılım
göstermemelerine karşın, deneysel yarıvariogramların hesaplanmasında herhangi bir
avantaj sağlamamaları nedeniyle dönüştürülmeden kullanılmışlardır.
4.5.2. Jeoistatistiksel analizler
Deneysel yarıvariogram değerleri kuzey-güney (0o), kuzeydoğu-güneybatı (45o), doğu-
batı (90o) ve güneydoğu-kuzeybatı (135o) olmak üzere 4 farklı yönde hesaplanmıştır.
Hesaplama yapılan tüm yönler için deneysel yarıvariogram değerlerinde belirli bir
ayrım gözlenmemiştir. Bu nedenle incelenen her toprak özelliğinin yönden bağımsız
94
(isotropik) olduğu kabul edilmiştir. Örnek çiftleri arasındaki konumsal bağımlılık
yönden bağımsız, örnek çiftleri arasındaki mesafeden bağımlı olarak bulunmuşlardır.
Deneysel yarıvariogram modeli her toprak özelliği için en küçük kareler toplamı
değerini veren parametrelere göre seçilmiş ve kriging uygulamasında kullanılmıştır.
Örneklenmemiş alanlarda toprak özelliklerinin tahmin edilmesinde blok kriging
yöntemi uygulanmıştır.
Araştırma alanından alınan 310 adet yüzey toprağı örneğinde yönsel bağımlılık
gözetilmeksizin örnek çiftleri oluşturularak her bir “h” mesafesi için deneysel
yarıvariogram değerleri hesaplanmıştır. Aktif lag aralığı tüm toprak özellikleri için
örnek noktaları arasındaki maksimum uzaklığın %60’ı, ayrım mesafesi ise aktif lag
uzaklığının %10’u olarak seçilmiştir. Araştırılan tüm toprak özellikleri silt kapsamı
dışında yüksek konumsal bağımlılık göstermişlerdir. Toprak çalışmalarında yaygın
olarak kullanılan küresel, doğrusal ve üslü tip yarıvariogram modelleri içerisinde
(McBratney ve Webster 1986), araştırılan tüm toprak özelliklerinin en iyi şekilde
Matheron (1973), tarafından geliştirilen küresel tip deneysel yarıvariogram modeli ile
ifade edilebileceği belirlenmiştir. Küresel yarıvariogram modeli diğer yarıvariogram
modellerine göre en düşük küçültülmüş hata istatistik değerleri göstermiştir (EK 5).
Ölçüm hatalarından, örnekleme noktaları arasındaki mesafenin incelenen toprak
özelliğinin konumsal bağımlılık derecesini belirlemek için uygun olmamasından veya
özelliğin kendi doğasından kaynaklanan varyasyon nedeniyle (Öztaş 1995, Trangmar vd
1985, Oliver 1987) küresel yarıvariogram modelinde incelenen her toprak özelliği için
farklı oranlarda kontrolsüz etki varyansı (külçe etkisi, nugget varyans) oluşmuştur. Silt
kapsamı, araştırılan özellikler içerisinde en yüksek kontrolsüz etki varyansı değeri
göstermiştir.
95
Toprakların özelliklerinin konumsal bağımlılık gösterdikleri maksimum uzaklık değerleri
farklılık göstermiştir.
Seçilen modelin araştırma alanını temsil edip edemeyeceği çapraz değerlendirme (cross-
validation) metodu ile test edilmiştir (Vieira vd 1983).
Alansal tahminlerde tahmin varyansından alan içindeki blok varyansının çıkartılması ve
sonuçta noktasal tahmin varyansına göre daha küçük bir varyansla tahmin yapılmasına
olanak sağlaması (Burges ve Webster 1980), özellikle kontrolsüz etki varyansının
toplam varyans içerisindeki oranının yüksek olduğu durumlarda (Tabios III ve Salas
1985), alansal tahminlerin noktasal tahminlere göre daha güvenilir sonuçlar vermesi
nedeniyle örneklenmemiş alanlarda toprak özelliklerinin tahmin edilmesinde blok
kriging yöntemi uygulanmıştır.
Kriging tekniği diğer tahmin tekniklerine göre yansız, minimum hata varyanslı ve
tahmine ait standart sapmanın hesaplanmasına olanak sağlayarak tahmin işleminin
güvenilirliğini sorgulamaktadır (Delhomme 1978, Olea 1982, Vieira 1983, Trangmar vd
1985). Bu amaçla her özellik için kriging tahmin değerlerinin standart sapma haritaları
oluşturulmuştur. Tahmin standart sapma değerleri gerçek standart sapma değerlerinden
küçük çıkmıştır. Bu sonuç, tahmin edilen toprak özelliklerinin ölçülmeyen nokta veya
alanlar için güvenilir olduğu anlamına gelmektedir.
96
4.5.3. Kum dağılımı
Araştırma alanının kum değerleri tanımlayıcı istatistikleri Çizelge 4.3’de verilmiştir.
Kum değerleri dağılımı % 3,0-67,0 arasında değişim göstermiştir. Değişim katsayısı
% 33,8 olarak hesaplanan kum değerleri sıfırdan büyük (0.49) çarpıklık katsayısıyla
sağa çarpık bir dağılım göstermişlerdir. Veri dönüştürme uygulamalarının dağılıma
herhangi bir katkısı olmaması nedeniyle kum değerleri herhangi bir dönüştürme
uygulanmadan deneysel yarıvariogram hesaplanmasında kullanılmıştır (Şekil 4.8).
Çizelge 4.3. Kum değerleri tanımlayıcı istatistikleri
Özellik Ortalama Ortanca Varyans Standart Değişim Min. Mak. Çarpıklık Basıklık (m) (M) (S2) sapma katsayısı katsayısı katsayısı
(SD) (C.V) % (Cs) (Ck) Kum 29,45 29,0 95,97 9,80 33,8 3,0 67,0 0,49 0,84
Yüzey toprağı örneklerinde kum değerleri dağılımı küresel tip deneysel yarıvariogram
ile tanımlanmıştır (Şekil 4.9). Modelin kontrolsüz etki varyansı Co= 41,60, yapısal
varyansı C1= 111,60 ve tepe varyansı C= 153,20 olarak belirlenmiştir. Toplam varyansın
% 27,2’sini kontrolsüz etki varyansı, % 72,8’ini yapısal varyans oluşturmuştur. Kum
değerleri etki alanı 19050 m olarak bulunmuştur (Çizelge 4.4). Kum değerleri 19 km
çapındaki bir daire içerisinde birbirleriyle bağımlı davranış göstermişlerdir.
Çizelge 4.4. Kum değerleri küresel yarıvariogram model parametreleri
Özellik Model Co Co+C C1 Ao C1/Co+C
Kum İ. Küresel 41,60 153,20 111,60 19050 0,728
Co: kontrolsüz etki (külçe etkisi), Co+C: tepe varyansı, C1: yapısal varyans, Ao:örnek etki alanı (m),
İ:isotropik
97
Seçilen küresel modelin uygunluğu çapraz değerlendirme analizi ile test edilmiştir
(Şekil 4.10). Küçültülmüş hata istatistiklerine ve kriging tahminlerine ait istatistik
sonuçları Çizelge 4.5’de verilmiştir.
Çizelge 4.5. Kum değerlerinin çapraz doğrulama analizi ile elde edilen küçültülmüş
hata istatistikleri ve kriging tahminleri standart sapması
Özellik Yarıvariogram Örnek Küçültülmüş hata Ölçüm değerleri Tahmin değerleri Modeli sayısı Ortalama Standart sapma Standart sapması Standart sapması Kum İ. Küresel 310 -0,002 2,096 9,80 4,50
Deneysel yarıvariogram parametreleri esas alınarak uygulanan blok kriging sonucunda
belirlenen dağılım desenleri, kum yüzdesinin araştırma alanının kuzeydoğusunda en
yüksek değerlere ulaştığını göstermektedir (Şekil 4.11).
Kriging işlemi sonunda gerçek değerlerle karşılaştırıldığında tahmin değerlerinin
standart sapması küçülmüştür (Şekil 4.12).
Şekil 4.8. Kum değerleri eklemeli örnek dağılımı
98
Şekil 4.9. Kum değerleri için yön gözetilmeksizin oluşturulan küresel tip yarıvariogram
grafiği
3
19
35
51
67
3 19 35 51 67
Ger
çek
kum
deg
erle
ri (%
)
Tahmin kum degerleri (%)
Şekil 4.10. Kum değerleri için çapraz değerlendirme analizi ile model uygunluğunun karşılaştırılması
99
472000 476667 481333 486000X (m)
4387095
4392288
4397481
4402673
4407866
y (m
)% Kum
47,240,133,026,018,911,8
Şekil 4.11. Kum değerleri blok kriging tahminleri ve dağılım haritası
472000 476667 481333 486000X (m)
4387095
4392288
4397481
4402673
4407866
y (m
)
% Kum (SD)
4,503,943,382,822,261,70
Şekil 4.12. Kum değerleri blok kriging tahminleri hata haritası
100
4.5.4. Kil dağılımı
Araştırma alanında kil değerleri dağılımı % 14,0-64,0 arasında değişim göstermiştir
(Çizelge 4.6). Değişim katsayısı % 22,92 olarak hesaplanan kil değerleri sola çarpık
dağılım göstermişlerdir (Şekil 4.13). Deneysel yarıvariogramlar herhangi bir
dönüştürme yapılmadan hesaplanmıştır.
Çizelge 4.6. Kil değerleri tanımlayıcı istatistikleri Özellik Ortalama Ortanca Varyans Standart Değişim Min. Mak. Çarpıklık Basıklık (m) (M) (S2) sapma katsayısı katsayısı katsayısı
(SD) (C.V) % (Cs) (Ck) Kil 42,79 45,0 96,16 9,81 22,92 14,0 64,0 -0,48 -0,56
Araştırma alanından alınan 310 adet yüzey toprağı örneğinde kil değerleri küresel tip
deneysel yarıvariogram modeli ile tanımlanmıştır (Şekil 4.14). Modelin kontrolsüz etki
varyansı Co = 52,90, yapısal varyansı C1= 90,60 ve tepe varyansı C=143,50 olarak
belirlenmiştir. Toplam varyansın % 36,9’unu kontrolsüz etki varyansı, % 63,10’unu
yapısal varyans oluşturmuştur. Kil değerlerinin etki alanı 17990 m olarak bulunmuştur
(Çizelge 4.7). Kil değerleri yaklaşık 18 km çapındaki bir daire içerisinde birbirleriyle
bağımlı davranış göstermişlerdir.
Çizelge 4.7. Kil dağılımı küresel yarıvariogram model parametreleri
Özellik Model Co Co+C C1 Ao C1/Co+C Kil İ. Küresel 52,90 143,50 90,60 17990 0,631
Co: kontrolsüz etki (külçe etkisi), Co+C: tepe varyansı, C1: yapısal varyans, Ao:örnek etki alanı (m), İ:isotropik
101
Seçilen küresel modelin uygunluğu çapraz değerlendirme analizi ile test edilmiştir
(Şekil 4.15). Küçültülmüş hata istatistikleri ve kriging tahminlerine ait standart sapma
değerleri Çizelge 4.8’de verilmiştir
Çizelge 4.8. Kil değerlerinin çapraz doğrulama analizi ile elde edilen küçültülmüş
hata istatistikleri ve kriging tahminleri standart sapması
Özellik Yarıvariogram Örnek Küçültülmüş hata Ölçüm değerleri Tahmin değerleri Modeli sayısı Ortalama Standart sapma Standart sapması Standart sapması Kil İ. Küresel 310 0,034 2,151 9,81 4,5 Deneysel yarıvariogram parametreleri esas alınarak uygulanan blok kriging sonucunda
belirlenen dağılım desenleri kil değerlerinin araştırma alanının güneydoğusunda en
yüksek değerlere ulaştığını göstermektedir (Şekil 4.16).
Kriging işlemi sonunda gerçek değerlerle karşılaştırıldığında tahmin değerlerinin
standart sapması küçülmüştür (Şekil 4.17).
Şekil 4.13. Kil değerleri eklemeli örnek dağılımı
102
Şekil 4.14. Kil değerleri için yön gözetilmeksizin oluşturulan küresel tip yarıvariogram
grafiği
14
27
39
52
64
14 27 39 52 64
Ger
çek
kil d
eger
leri
(%)
Tahmin kil degerleri (%)
Şekil 4.15. Kil değerleri için çapraz değerlendirme analizi ile model uygunluğunun
karşılaştırılması
103
472000 476667 481333 486000x (m)
4387095
4392288
4397481
4402673
4407866
y (m
)% Kil
53,548,643,738,934,029,1
Şekil 4.16. Kil değerleri blok kriging tahminleri ve dağılım haritası
472000 476667 481333 486000x (m)
4387095
4392288
4397481
4402673
4407866
y (m
)
% Kil (SD)
4,54,03,53,02,51,5
Şekil 4.17. Kil değerleri blok kriging tahminleri hata haritası
104
4.5.5. Silt dağılımı
Araştırma alanında silt değerleri dağılımı % 3,0-56,0 arasında değişim göstermiştir
(Çizelge 4.9). Değişim katsayısı % 25,29, çarpıklık katsayısı 0,51 olarak hesaplanan silt
değerleri (Şekil 4.18) sağa çarpık dağılım göstermişlerdir. Deneysel yarıvariogramların
hesaplanmasında veriler dönüştürülmeden kullanılmıştır.
Çizelge 4.9. Silt değerleri tanımlayıcı istatistikleri Özellik Ortalama Ortanca Varyans Standart Değişim Min. Mak. Çarpıklık Basıklık (m) (M) (S2) sapma katsayısı katsayısı katsayısı
(SD) (C.V) % (Cs) (Ck) Silt 27.77 27,0 49.33 7.02 25,29 3.0 56.0 0.51 0.89
Yüzey toprağı örneklerinde silt değerleri dağılımı küresel tip deneysel yarıvariogram ile
tanımlanmıştır (Şekil 4.19). Modelin kontrolsüz etki varyansı Co = 30,56, yapısal
varyansı C1= 30,57 ve tepe varyansı C= 61,13 olarak belirlenmiştir. Toplam varyansın
% 50,0’ını kontrolsüz etki varyansı, % 50,0’ını yapısal varyans oluşturmuştur (Çizelge
4.10). Kontrolsüz etki varyansının yüksek olması silt kapsamının kısa mesafeler içinde
önemli değişiklikler göstermesinden kaynaklanmaktadır. Silt yüzdesinin etki alanı
12520 m olarak bulunmuştur.
Çizelge 4.10. Silt değerleri küresel yarıvariogram model parametreleri Özellik Model Co Co+C C1 Ao C1/Co+C Silt İ. Küresel 30,56 61,13 30,57 12520 0,500
Co: kontrolsüz etki (külçe etkisi), Co+C: tepe varyansı, C1: yapısal varyans, Ao:örnek etki alanı (m), İ:isotropik
Seçilen küresel modelin uygunluğu çapraz değerlendirme analizi ile test edilmiştir
(Şekil 4.20). Kontrolsüz etki varyansının yüksek olmasına rağmen, model araştırma
alanındaki konumsal yapıyı doğru olarak yansıtmıştır. Modelin küçültülmüş hata
105
istatistikleri ve kriging tahminlerinin standart sapma değerleri Çizelge 4.11’de
verilmiştir.
Çizelge 4.11. Silt değerlerinin çapraz doğrulama analizi ile elde edilen küçültülmüş hata istatistikleri ve kriging tahminleri standart sapması
Özellik Yarıvariogram Örnek Küçültülmüş hata Ölçüm değerleri Tahmin değerleri Modeli sayısı Ortalama Standart sapma Standart sapması Standart sapması Silt İ. küresel 310 -0,044 2,042 7,02 2,9
Deneysel yarıvariogram parametreleri esas alınarak uygulanan blok kriging sonucunda
belirlenen dağılım desenleri silt değerlerinin araştırma alanının doğu, güneydoğu,
güneybatısında en yüksek değerlere ulaştığını göstermektedir (Şekil 4.21).
Kriging işlemi sonucunda gerçek değerlerle karşılaştırıldığında tahmin değerlerinin standart
sapması küçülmüştür (Şekil 4.22).
0
25
50
75
100
3 16 30 43 56
Ekle
mel
i örn
ek s
ayis
i (%
)
Silt (%)
Şekil 4.18. Silt değerleri eklemeli örnek dağılımı
106
Şekil 4.19. Silt değerleri için yön gözetilmeksizin oluşturulan küresel tip yarıvariogram
grafiği
15
21
28
34
40
15 21 28 34 40
Ger
çek
silt
dege
rleri
(%)
Tahmin silt degerleri (%)
Şekil 4.20. Silt değerleri için çapraz değerlendirme analizi ile model uygunluğunun
karşılaştırılması
107
472000 476667 481333 486000x (m)
4387095
4392288
4397481
4402673
4407866
y (m
)% Silt
39,735,631,627,523,519,4
Şekil 4.21. Silt değerleri blok kriging tahminleri ve dağılım haritası
472000 476667 481333 486000x (m)
4387095
4392288
4397481
4402673
4407866
y (m
)
% Silt (SD)
2,902,542,181,821,461,10
Şekil 4.22. Silt değerleri blok kriging tahminleri hata haritası
108
4.5.6. Suyla doygunluk (saturasyon) dağılımı
Araştırma alanı yüzey topraklarının suyla doygunluk değerleri % 30-92 arasında değişim
göstermiştir. Toprak bünyesindeki farklılıklar nedeniyle oldukça geniş dağılım sınırları
gözlenmesine neden olan değerlerin, değişim katsayısı % 18,28 olarak hesaplanmıştır
(Çizelge 4.12). Suyla doygunluk değerleri düşük çarpıklık katsayısı değeriyle normal dağılım
göstermişlerdir (Şekil 4.23).
Çizelge 4.12. Suyla doygunluk değerleri tanımlayıcı istatistikleri
Özellik Ortalama Ortanca Varyans Standart Değişim Min. Mak. Çarpıklık Basıklık (m) (M) (S2) sapma katsayısı katsayısı katsayısı
(SD) (C.V) % (Cs) (Ck) Doygunluk 57,45 56,0 110,30 10,50 18,28 30,0 92,0 0,36 0,18
Yüzey toprağı örneklerinde suyla doygunluk dağılımı küresel tip deneysel
yarıvariogram modeli ile tanımlanmıştır (Şekil 4.24). Küresel tip yarıvariogram
modelinin kontrolsüz etki varyansı Co= 29,60, yapısal varyansı C1= 112,10 ve tepe
varyansı (C = Co +C1) C= 141,70 olarak belirlenmiştir. Toplam varyansın % 20,90’ını
kontrolsüz etki varyansı, % 79,10’unu yapısal varyans oluşturmuştur. Suyla doygunluk
değerleri etki alanı 10380 m olarak bulunmuştur. Toprak örneklerinin suyla doygunluk
değerleri yaklaşık 10,5 km’lik bir alan içerisinde birbirleriyle bağımlı davranış
göstermişlerdir (Çizelge 4.13).
Çizelge 4.13. Suyla doygunluk değerleri küresel yarıvariogram model parametreleri
Özellik Model Co Co+C C1 Ao C1/Co+C Doygunluk İ. Küresel 29,60 141,70 112,10 10380 0,791
Co: kontrolsüz etki (külçe etkisi), Co+C: tepe varyansı, C1: yapısal varyans, Ao:örnek etki alanı (m), İ: isotropik
109
Seçilen küresel modelin uygunluğu çapraz değerlendirme analizi ile test edilmiştir
(Şekil 4.25). Küçültülmüş hata istatistikleri için en düşük değer, diğer tüm toprak
özelliklerinde olduğu gibi küresel modelde elde edilmiştir (Çizelge 4.14).
Çizelge 4.14. Suyla doygunluk değerlerinin çapraz doğrulama analizi ile elde edilen
küçültülmüş hata istatistikleri ve kriging tahminleri standart sapması
Özellik Yarıvariogram Örnek Küçültülmüş hata Ölçüm değerleri Tahmin değerleri Modeli sayısı Ortalama Standart sapma Standart sapması Standart sapması Suyla doy. İ. küresel 310 0,026 1,871 10,50 5,8
Küresel yarıvariogram parametreleri esas alınarak uygulanan blok kriging sonucunda
belirlenen dağılım desenleri suyla doygunluk değerlerinin araştırma alanının
güneydoğusunda en yüksek değerlere ulaştığını göstermektedir (Şekil 4.26). Bu alanda
yüksek kil kapsamı, yüksek suyla doygunluk değerleri gözlenmesine neden olmuştur.
Kriging işlemi sonunda gerçek değerlerle karşılaştırıldığında tahmin değerlerinin
standart sapması küçük bulunmuştur (Şekil 4.27).
Şekil 4.23. Suyla doygunluk değerleri eklemeli örnek dağılımı
110
Şekil 4.24. Suyla doygunluk değerleri için yön gözetilmeksizin oluşturulan küresel tip
yarıvariogram grafiği
32
47
62
77
92
32 47 62 77 92
Ger
çek
suyl
a do
ygun
luk
dege
rleri
(%)
Tahmin suyla doygunluk degerleri (%)
Şekil 4.25. Suyla doygunluk değerleri için çapraz değerlendirme analizi ile model
uygunluğunun karşılaştırılması
111
472000 476667 481333 486000x (m)
4387095
4392288
4397481
4402673
4407866
y (m
)% sat
81,072,463,855,246,638,0
Şekil 4.26. Suyla doygunluk değerleri blok kriging tahminleri ve dağılım haritası
472000 476667 481333 486000x (m)
4387095
4392288
4397481
4402673
4407866
y (m
)
% sat (SD)
5,805,144,483,823,162,50
Şekil 4.27. Suyla doygunluk değerleri blok kriging tahminleri hata haritası
112
4.5.7. Tarla kapasitesi dağılımı
Araştırma alanın tarla kapasitesi değerleri tanımlayıcı istatistikleri Çizelge 4.15’de
verilmiştir. Tarla kapasitesi değerleri dağılımı % 15,0-50,0 arasında değişim
göstermiştir. Değişim katsayısı % 17,96 olarak hesaplanan tarla kapasitesi değerleri
normal dağılım göstermişlerdir (Şekil 4.28).
Çizelge 4.15. Tarla kapasitesi değerleri tanımlayıcı istatistikleri Özellik Ortalama Ortanca Varyans Standart Değişim Min. Mak. Çarpıklık Basıklık (m) (M) (S2) sapma katsayısı katsayısı katsayısı
(SD) (C.V) % (Cs) (Ck) TK 27,25 27,69 23,94 4,89 17,96 15,0 50,0 0,23 1,03
Yüzey toprağı örneklerinde tarla kapasitesi değerleri küresel tip deneysel yarıvariogram
ile tanımlanmıştır (Şekil 4.29). Modelin kontrolsüz etki varyansı Co = 4,540, yapısal
varyansı C1= 26,24 ve tepe varyansı C= 30,78 olarak belirlenmiştir. Toplam varyansın
% 14,70’ini kontrolsüz etki varyansı, % 85,30’unu yapısal varyans oluşturmuştur. Tarla
kapasitesi değerlerinin etki alanı 9310 m olarak bulunmuştur (Çizelge 4.16).
Çizelge 4.16. Tarla kapasitesi değerleri küresel yarıvariogram model parametreleri
Özellik Model Co Co+C C1 Ao C1/Co+C TK İ. Küresel 4,54 30,78 26,24 9310 0,853
Co: kontrolsüz etki (külçe etkisi), Co+C: tepe varyansı, C1: yapısal varyans, Ao:örnek etki alanı (m), İ:isotropik
Seçilen küresel modelin uygunluğu çapraz değerlendirme analizi ile test edilmiştir
(Şekil 4.30). Küçültülmüş hata istatistikleri ve kriging tahminleri standart sapma
değerleri Çizelge 4.17’ de verilmiştir.
113
Çizelge 4.17. Tarla kapasitesi değerlerinin çapraz doğrulama analizi ile elde edilen küçültülmüş hata istatistikleri ve kriging tahminleri standart sapması
Özellik Yarıvariogram Örnek Küçültülmüş hata Ölçüm değerleri Tahmin değerleri Modeli sayısı Ortalama Standart sapma Standart sapması Standart sapması TK İ. küresel 310 0,020 1,726 4,89 2,9
Deneysel yarıvariogram parametreleri esas alınarak uygulanan blok kriging sonucunda
belirlenen dağılım desenleri tarla kapasitesi değeri yüzdesinin araştırma alanının
güneydoğusunda en yüksek değerlere ulaştığını göstermektedir (Şekil 4.31). Bu
alandaki yüksek kil kapsamı tarla kapasitesi değerlerinin yüksek olmasına neden
olmuştur.
Kriging işlemi sonunda gerçek değerlerle karşılaştırıldığında tahmin değerlerinin standart
sapmaları küçülmüştür (Şekil 4.32).
0
25
50
75
100
15 24 33 41 50
Ekle
mel
i örn
ek s
ayis
i (%
)
TK (%)
Şekil 4.28. Tarla kapasitesi değerleri eklemeli örnek dağılımı
114
Şekil 4.29. Tarla kapasitesi değerleri için yön gözetilmeksizin oluşturulan küresel tip yarıvariogram grafiği
15
21
28
34
40
15 21 28 34 40
Ger
çek
TK d
eger
leri
(%)
Tahmin TK degerleri (%)
Şekil 4.30. Tarla kapasitesi değerleri için çapraz değerlendirme analizi ile model
uygunluğunun karşılaştırılması
115
472000 476667 481333 486000x (m)
4387095
4392288
4397481
4402673
4407866
y (m
)TK %
41,136,632,027,522,918,4
Şekil 4.31. Tarla kapasitesi değerleri blok kriging tahminleri ve dağılım haritası
472000 476667 481333 486000x (m)
4387095
4392288
4397481
4402673
4407866
y (m
)
TK % (SD)
2,902,542,181,821,461,10
Şekil 4.32. Tarla kapasitesi değerleri blok kriging tahminleri hata haritası
116
4.5.8. Sürekli solma noktası dağılımı
Değişim katsayısı % 16,16 olarak hesaplanan sürekli solma noktası değerleri (Çizelge
4.18) sola çarpık (-0,53) dağılım göstermişlerdir. Veriler deneysel yarıvariogramların
hesaplanmasında dönüştürülmeden kullanılmıştır (Şekil 4.33).
Çizelge 4.18. Sürekli solma noktası değerleri tanımlayıcı istatistikleri Özellik Ortalama Ortanca Varyans Standart Değişim Min. Mak. Çarpıklık Basıklık (m) (M) (S2) sapma katsayısı katsayısı katsayısı
(SD) (C.V) % (Cs) (Ck) SSN 16,03 16,52 6,70 2,59 16,16 8,0 24,0 -0,53 0,58
Yüzey toprağı örneklerinin sürekli solma noktası değerleri küresel tip deneysel
yarıvariogram ile tanımlanmıştır (Şekil 4.34). Modelin kontrolsüz etki varyansı
Co = 2,180, yapısal varyansı C1= 6,998 ve tepe varyansı C= 9,178 olarak belirlenmiştir
(Çizelge 4.19). Toplam varyansın % 23,80’ini kontrolsüz etki varyansı, % 76,20’sini
yapısal varyans oluşturmuştur. Sürekli solma noktası değerinin etki alanı 12570 m
olarak bulunmuştur.
Çizelge 4.19. Sürekli solma noktası değerleri küresel yarıvariogram model parametreleri Özellik Model Co Co+C C1 Ao C1/Co+C SSN İ. Küresel 2,18 9,178 6,998 12570 0,762
Co: kontrolsüz etki (külçe etkisi), Co+C: tepe varyansı, C1: yapısal varyans, Ao:örnek etki alanı (m), İ:isotropik
Seçilen küresel modelin uygunluğu çapraz değerlendirme analizi ile test edilmiştir
(Şekil 4.35). Küresel yarıvariogram modeli diğer modellere oranla daha düşük
küçültülmüş hata istatistikleri değerleri ölçülmesini sağlamıştır. Küçültülmüş hata
117
istatistikleri ve kriging tahminleri standart sapma değerleri ortalamalarıyla Çizelge
4.20’de verilmiştir.
Çizelge 4.20. Sürekli solma noktası değerlerinin çapraz doğrulama analizi ile elde edilen
küçültülmüş hata istatistikleri ve kriging tahminleri standart sapması
Özellik Yarıvariogram Örnek Küçültülmüş hata Ölçüm değerleri Tahmin değerleri Modeli sayısı Ortalama Standart sapma Standart sapması Standart sapması SSN İ. Küresel 310 -0,015 1,927 2,59 1,3
Deneysel yarıvariogram parametreleri esas alınarak uygulanan blok kriging sonucunda
belirlenen dağılım desenleri sürekli solma noktası değerlerinin araştırma alanının
güneydoğusunda en yüksek değerlere ulaştığını göstermektedir (Şekil 4.36). Bu
alandaki yüksek kil kapsamı sürekli solma noktası değerlerinin yüksek olmasına neden
olmuştur.
Kriging işlemi sonunda gerçek değerlerle karşılaştırıldığında tahmin değerlerinin standart
sapması küçülmüştür (Şekil 4.37).
0
25
50
75
100
8 12 16 20 24
Ekle
mel
i örn
ek s
ayis
i (%
)
SN (%)
Şekil 4.33. Sürekli solma noktası değerleri eklemeli örnek dağılımı
118
Şekil 4.34. Sürekli solma noktası değerleri için yön gözetilmeksizin oluşturulan küresel tip yarıvariogram grafiği
9
13
17
20
24
9 13 17 20 24
Ger
çek
SSN
dege
rleri
(%)
Tahmin SSN degerleri (%)
Şekil 4.35. Sürekli solma noktası değerleri için çapraz değerlendirme analizi ile model
uygunluğunun karşılaştırılması
119
472000 476667 481333 486000x
4387095
4392288
4397481
4402673
4407866
ySSN %
21,018,916,914,812,810,7
Şekil 4.36. Sürekli solma noktası değerleri blok kriging tahminleri ve dağılım haritası
472000 476667 481333 486000x (m)
4387095
4392288
4397481
4402673
4407866
y (m
)
SSN % (SD)
1,31,11,00,80,70,4
Şekil 4.37. Sürekli solma noktası değerleri blok kriging tahminleri hata haritası
120
4.5.9. Kullanılabilir su kapsamı dağılımı
Araştırma alanındaki dağılımı % 5,0-25,0 arasında değişim gösteren kullanılabilir su
kapsamının değişim katsayısı % 27,50 olarak hesaplanmıştır (Çizelge 4.21).
Kullanılabilir su kapsamı değerleri normal dağılım göstermişlerdir (Şekil 4.38).
Çizelge 4.21. Kullanılabilir su kapsamı değerleri tanımlayıcı istatistikleri
Özellik Ortalama Ortanca Varyans Standart Değişim Min. Mak. Çarpıklık Basıklık (m) (M) (S2) sapma katsayısı katsayısı katsayısı
(SD) (C.V) % (Cs) (Ck) KS 10,77 11,11 8,77 2,96 27,50 5,0 25,0 0,65 1,15
Yüzey toprağı örneklerinin kullanılabilir su kapsamı değerleri küresel tip deneysel
yarıvariogram ile tanımlanmıştır (Şekil 4.39). Modelin kontrolsüz etki varyansı Co =
1,92, yapısal varyansı C1= 8,86 ve tepe varyansı C= 10,78 olarak belirlenmiştir. Toplam
varyansın % 11,80’ini kontrolsüz etki varyansı, % 82,20’sini yapısal varyans oluşturmuştur.
Kullanılabilir su kapsamı yüzdesinin etki alanı 8070 m olarak bulunmuştur (Çizelge
4.22).
Çizelge 4.22. Kullanılabilir su kapsamı değerleri küresel yarıvariogram model parametreleri
Özellik Model Co Co+C C1 Ao C1/Co+C KS İ. Küresel 1,92 10,78 8,86 8070 0,822
Co: kontrolsüz etki (külçe etkisi), Co+C: tepe varyansı, C1: yapısal varyans, Ao:örnek etki alanı (m), İ:isotropik
Seçilen küresel modelin uygunluğu çapraz değerlendirme analizi ile test edilmiştir
(Şekil 4.40). En düşük küçültülmüş hata istatistikleri küresel yarıvariogram modelinde
oluşmuştur (Çizelge 4.23 ).
121
Çizelge 4.23. Kullanılabilir su kapsamı değerlerinin çapraz doğrulama analizi ile elde
edilen küçültülmüş hata istatistikleri ve kriging tahminleri standart sapması
Özellik Yarıvariogram Örnek Küçültülmüş hata Ölçüm değerleri Tahmin değerleri Modeli sayısı Ortalama Standart sapma Standart sapması Standart sapması KS İ. küresel 310 0,048 1,587 2,96 1,8
Deneysel yarıvariogram parametreleri esas alınarak uygulanan blok kriging sonucunda
belirlenen dağılım desenleri kullanılabilir su kapsamı değerlerinin araştırma alanının
güneydoğusunda en yüksek değerlere ulaştığını göstermektedir (Şekil 4.41). Bu alandaki
yüksek kil kapsamı kullanılabilir su değerlerinin yüksek olmasına neden olmuştur.
Kriging işlemi sonunda gerçek değerlerle karşılaştırıldığında tahmin değerlerinin standart
sapması küçülmüştür (Şekil 4.42).
0
25
50
75
100
5 10 15 20 25
Ekle
mel
i örn
ek s
ayis
i (%
)
YS (%)
Şekil 4.38. Kullanılabilir su kapsamı değerleri eklemeli örnek dağılımı
122
Şekil 4.39. Kullanılabilir su kapsamı değerleri için yön gözetilmeksizin oluşturulan
küresel tip yarıvariogram grafiği
5
9
12
16
19
5 9 12 16 19
Ger
çek
KS d
eger
leri
(%)
Tahmin KS degerleri (%)
Şekil 4.40. Kullanılabilir su kapsamı değerleri için çapraz değerlendirme analizi ile
model uygunluğunun karşılaştırılması
123
472000 476667 481333 486000x (m)
4387095
4392288
4397481
4402673
4407866
y (m
)KS %
18,515,913,310,78,15,5
Şekil 4.41. Kullanılabilir su kapsamı değerleri blok kriging tahminleri ve dağılım haritası
472000 476667 481333 486000x (m)
4387095
4392288
4397481
4402673
4407866
y (m
)
KS % (SD)
1,801,581,361,140,920,70
Şekil 4.42. Kullanılabilir su kapsamı değerleri blok kriging tahminleri hata haritası
124
4.5.10. Likit limit dağılımı
Araştırma alanının likit limit değerleri tanımlayıcı istatistikleri Çizelge 4.24’de
verilmiştir. Likit limit değerleri dağılımı % 25,0-82,0 arasında değişim göstermiştir.
Değişim katsayısı % 20,05 olarak hesaplanan likit limit değerleri normal dağılım
göstermiştir (Şekil 4.43).
Çizelge 4.24. Likit limit değerleri tanımlayıcı istatistikleri Özellik Ortalama Ortanca Varyans Standart Değişim Min. Mak. Çarpıklık Basıklık (m) (M) (S2) sapma katsayısı katsayısı katsayısı
(SD) (C.V) % (Cs) (Ck) LL 46,39 46,0 86,54 9,30 20,05 25,0 82,0 0,43 0,40
Yüzey toprağı örneklerinin likit limit değeri küresel tip deneysel yarıvariogram ile
tanımlanmıştır (Şekil 4.44). Modelin kontrolsüz etki varyansı Co = 30,10, yapısal
varyansı C1= 75,20 ve tepe varyansı C= 105,30 olarak belirlenmiştir. Toplam varyansın
% 28,60’ını kontrolsüz etki varyansı, % 71,40’ını yapısal varyans oluşturmuştur. Likit
limit değerinin etki alanı 9220 m olarak bulunmuştur (Çizelge 4.25).
Çizelge 4.25. Likit limit değerleri küresel yarıvariogram model parametreleri Özellik Model Co Co+C C1 Ao C1/Co+C LL İ. Küresel 30,10 105,30 75,20 9220 0,714
Co: kontrolsüz etki (külçe etkisi), Co+C: tepe varyansı, C1: yapısal varyans, Ao:örnek etki alanı (m), İ:isotropik
Seçilen küresel modelin uygunluğu çapraz değerlendirme analizi ile test edilmiştir
(Şekil 4.45). Modelin küçültülmüş hata istatistikleri ve kriging tahminlerinin standart
sapma değerleri Çizelge 4.26 verilmiştir.
125
Çizelge 4.26. Likit limit değerlerinin çapraz doğrulama analizi ile elde edilen küçültülmüş
hata istatistikleri ve kriging tahminleri standart sapması
Özellik Yarıvariogram Örnek Küçültülmüş hata Ölçüm değerleri Tahmin değerleri Modeli sayısı Ortalama Standart sapma Standart sapması Standart sapması LL İ. küresel 310 0,034 1,758 9,30 5,1
Deneysel yarıvariogram parametreleri esas alınarak uygulanan blok kriging sonucunda
belirlenen dağılım desenleri likit limit değerinin araştırma alanının güneydoğusunda en
yüksek değerlere ulaştığını göstermektedir (Şekil 4.46). Bu alandaki yüksek kil kapsamı
likit limit değerlerinin yüksek olmasına neden olmuştur.
Kriging işlemi sonunda gerçek değerlerle karşılaştırıldığında tahmin değerlerinin standart
sapması küçülmüştür (Şekil 4.47).
0
25
50
75
100
25 39 54 68 82
Ekle
mel
i örn
ek s
ayis
i (%
)
LL (%)
Şekil 4.43. Likit limit değerleri eklemeli örnek dağılımı
126
Şekil 4.44. Likit limit değerleri için yön gözetilmeksizin oluşturulan küresel tip
yarıvariogram grafiği
25
37
48
60
71
25 37 48 60 71
Ger
çek
LL d
eger
leri
(%)
Tahmin LL degerleri (%)
Şekil 4.45. Likit limit değerleri için çapraz değerlendirme analizi ile model
uygunluğunun karşılaştırılması
127
472000 476667 481333 486000x (m)
4387095
4392288
4397481
4402673
4407866
y (m
)LL
65,558,852,245,538,932,2
Şekil 4.46. Likit limit değerleri blok kriging tahminleri ve dağılım haritası
472000 476667 481333 486000x (m)
4387095
4392288
4397481
4402673
4407866
y (m
)
LL (SD)
5,14,54,03,42,92,2
Şekil 4.47. Likit limit değerleri blok kriging tahminleri hata haritası
128
4.5.11. Plastik limit dağılımı
Araştırma alanının plastik limit değerleri tanımlayıcı istatistikleri Çizelge 4.27’de
verilmiştir. Dağılım sınırları % 12,0-46,0 değişim katsayısı % 19,65 olarak hesaplanan
plastik limit değerleri normal dağılım göstermişlerdir (Şekil 4.48).
Çizelge 4.27. Plastik limit değerleri tanımlayıcı istatistikleri Özellik Ortalama Ortanca Varyans Standart Değişim Min. Mak. Çarpıklık Basıklık (m) (M) (S2) sapma katsayısı katsayısı katsayısı
(SD) (C.V) % (Cs) (Ck) PL 28,03 28,0 30,33 5,51 19,65 12,0 46,0 0,14 -0,05
Araştırma alanından alınan 310 adet yüzey toprağı örneğinde plastik limit değeri küresel
tip deneysel yarıvariogram modeli ile tanımlanmıştır (Şekil 4.49). Modelin kontrolsüz
etki varyansı Co = 10,84, yapısal varyansı C1= 24,75 ve tepe varyansı C= 35,59 olarak
hesaplanmıştır. Toplam varyansın % 30,50’sini kontrolsüz etki varyansı, % 69.50’sini
yapısal varyans oluşturmuştur. Plastik limit değerinin etki alanı 8240m olarak
bulunmuştur (Çizelge 4.28).
Çizelge 4.28. Plastik limit değerleri küresel yarıvariogram model parametreleri Özellik Model Co Co+C C1 Ao C1/Co+C PL İ. Küresel 10,84 35,59 24,75 8240 0,695
Co: kontrolsüz etki (külçe etkisi), Co+C: tepe varyansı, C1: yapısal varyans, Ao:örnek etki alanı (m), İ:isotropik
Seçilen küresel modelin uygunluğu çapraz değerlendirme analizi ile test edilmiştir
(Şekil 4.50). Model küçültülmüş hata istatistikleri ve kriging tahminleri standart sapma
değerleri Çizelge 4.29 ‘da verilmiştir.
129
Çizelge 4.29. Plastik limit değerlerinin çapraz doğrulama analizi ile elde edilen küçültülmüş
hata istatistikleri ve kriging tahminleri standart sapması
Özellik Yarıvariogram Örnek Küçültülmüş hata Ölçüm değerleri Tahmin değerleri Modeli sayısı Ortalama Standart sapma Standart sapması Standart sapması PL İ. küresel 310 0,063 1,720 5,51 3,1
Deneysel yarıvariogram parametreleri esas alınarak uygulanan blok kriging sonucunda
belirlenen dağılım desenleri plastik limit değerinin araştırma alanının doğusunda ve
güneydoğusunda en yüksek değerlere ulaştığını göstermektedir (Şekil 4.51). Bu
alandaki yüksek kil kapsamı plastik limit değerlerinin yüksek olmasına neden olmuştur.
Kriging işlemi sonunda gerçek değerlerle karşılaştırıldığında tahmin değerlerinin
standart sapması küçülmüştür (Şekil 4.52).
Şekil 4.48. Plastik limit değerleri eklemeli örnek dağılımı
130
Şekil 4.49. Plastik limit değerleri için yön gözetilmeksizin oluşturulan küresel tip
yarıvariogram grafiği
18
24
30
36
42
18 24 30 36 42
Ger
çek
PL d
eger
leri
(%)
Tahmin PL degerleri (%)
Şekil 4.50. Plastik limit değerleri için çapraz değerlendirme analizi ile model uygunluğunun karşılaştırılması
131
472000 476667 481333 486000x (m)
4387095
4392288
4397481
4402673
4407866
y (m
)PL
38,334,731,127,523,920,3
Şekil 4.51. Plastik limit değerleri blok kriging tahminleri ve dağılım haritası
472000 476667 481333 486000x (m)
4387095
4392288
4397481
4402673
4407866
y (m
)
PL (SD)
3,12,82,42,11,71,3
Şekil 4.52. Plastik limit değerleri blok kriging tahminleri hata haritası
132
4.5.12. Plastiklik indeksi dağılımı
Araştırma alanının plastiklik indeksi değerleri tanımlayıcı istatistikleri Çizelge 4.30’da
verilmiştir. Değişim katsayısı % 31,01 dağılım aralığı % 4,0-44,0 arasında değişim
gösteren plastiklik indeksi değerleri dönüştürülmeden deneysel yarıvariogramların
hesaplanmasında kullanılmıştır (Şekil 4.53).
Çizelge 4.30. Plastiklik indeksi tanımlayıcı istatistikleri Özellik Ortalama Ortanca Varyans Standart Değişim Min. Mak. Çarpıklık Basıklık (m) (M) (S2) sapma katsayısı katsayısı katsayısı
(SD) (C.V) % (Cs) (Ck) PI 18,35 18,0 32,52 5,70 31,01 4,0 44,0 0,66 1,35
Araştırma alanından alınan 310 adet yüzey toprağı örneğinde plastiklik indeksi değeri
küresel tip deneysel yarıvariogram ile tanımlanmıştır (Şekil 4.54). Modelin kontrolsüz
etki varyansı Co = 17,17, yapısal varyansı C1= 23,70 ve tepe varyansı C= 40,87 olarak
belirlenmiştir. Toplam varyansın % 42,00’ını kontrolsüz etki varyansı, % 58,00’ını
yapısal varyans oluşturmuştur. Plastiklik indeksi değerinin etki alanı 12640 m olarak
bulunmuştur (Çizelge 4.31).
Çizelge 4.31. Plastiklik indeksi küresel yarıvariogram model parametreleri Özellik Model Co Co+C C1 Ao C1/Co+C PI İ. Küresel 17,17 40,87 23,70 12640 0,580
Co: kontrolsüz etki (külçe etkisi), Co+C: tepe varyansı, C1: yapısal varyans, Ao:örnek etki alanı (m), İ:isotropik
133
Seçilen küresel modelin uygunluğu çapraz değerlendirme analizi ile test edilmiştir
(Şekil 4.55). Küçültülmüş hata istatistikleri ve kriging tahminlerine ait istatistik analiz
sonuçları Çizelge 4.32’de verilmiştir.
Çizelge 4.32. Plastiklik indeksi değerlerinin çapraz doğrulama analizi ile elde edilen küçültülmüş hata istatistikleri ve kriging tahminleri standart sapması
Özellik Yarıvariogram Örnek Küçültülmüş hata Ölçüm değerleri Tahmin değerleri Modeli sayısı Ortalama Standart sapma Standart sapması Standart sapması Pİ İ. küresel 310 -0,006 2,009 5,70 2,5
Deneysel yarıvariogram parametreleri esas alınarak uygulanan blok kriging sonucunda
belirlenen dağılım desenleri plastiklik indeksi değerinin araştırma alanının
güneydoğusunda en yüksek değerlere ulaştığını göstermektedir (Şekil 4.56). Bu
alandaki yüksek kil kapsamı plastiklik indeksi değerlerinin yüksek olmasına neden
olmuştur.
Kriging işlemi sonunda gerçek değerlerle karşılaştırıldığında tahmin değerlerinin
standart sapması küçülmüştür (Şekil 4.57).
0
25
50
75
100
4 14 24 34 44
Ekle
mel
i örn
ek s
ayis
i (%
)
PI
Şekil 4.53. Plastiklik indeksi değerleri eklemeli örnek dağılımı
134
Şekil 4.54. Plastiklik indeksi değerleri için yön gözetilmeksizin oluşturulan küresel tip yarıvariogram grafiği
4
11
17
24
30
4 11 17 24 30
Ger
çek
P de
gerle
ri (%
)
Tahmin PI degerleri (%)
Şekil 4.55. Plastiklik indeksi değerleri için çapraz değerlendirme analizi ile model uygunluğunun karşılaştırılması
135
472000 476667 481333 486000x (m)
4387095
4392288
4397481
4402673
4407866
y (m
)PI
28,624,620,716,712,88,8
Şekil 4.56. Plastiklik indeksi değerleri blok kriging tahminleri ve dağılım haritası
472000 476667 481333 486000x (m)
4387095
4392288
4397481
4402673
4407866
y (m
)
PI (SD)
2,52,21,91,61,30,9
Şekil 4.57. Plastiklik indeksi değerleri blok kriging tahminleri hata haritası
136
5. SONUÇ
Gölbaşı Özel Çevre Koruma alanı ve yakın çevresini kapsayan yaklaşık 350 km2’lik
alan içerisinde özellikle tarım ve yerleşim potansiyelinin yüksek olduğu alanların
topraklarının bazı mühendislik ve fiziksel özellikleri belirlenerek aralarındaki ilişki
irdelenmiştir. Toprak biliminde 1980’li yıllardan sonra artarak kullanılmaya başlayan
jeoistatistik yöntemlerin söz konusu toprak özelliklerinin uzaklık ve yön boyutuna bağlı
değişimlerinin tanımlanmasında kullanılma olanakları araştırılmıştır.
Toprak mühendislik özelliklerinin belirlenmesinin zaman ve iş gücü açısından getirdiği
yük düşünüldüğünde özellikle böyle büyük ölçekli alanlar için çalışmayla elde edilecek
sonuçların genelleştirilme olanakları araştırılmıştır.
İki aşamada yürütülen araştırmada önce araştırma alanı topraklarının detaylı toprak etüt
haritalarının oluşturulması amacıyla, araştırma alanında belirlenen 19 noktadan açılan
profil çukurlarından horizon örneklemesi yapılarak 7 farklı jeomorfolojik birim
üzerinde oluşmuş 19 farklı toprak serisi belirlenmiştir.
İkinci aşamaya parametre seçiminde temel oluşturması amacıyla bu horizonlarda
mühendislik-fiziksel özellikler belirlenmiştir. Araştırmanın asıl konusunu oluşturan
yüzey topraklarının mühendislik-fiziksel özelliklerinin belirlenmesinin yanında, söz
konusu özelliklerin profil boyunca gösterdikleri değişim de incelenmiştir.
Örneklerin kıvam limitleri ile suyla doygunluk, tarla kapasitesi, sürekli solma noktası
değerleri arasında önemli ilişkiler (P<0,01) belirlenmiştir.
137
Kıvam limitleri ile kil kapsam arasında pozitif (P<0,01), kum kapsamı arasında negatif
önemli ilişki (P<0,01) belirlenirken, silt kapsamının söz konusu parametrelere herhangi
bir etkisi olmamıştır. Küçük tanecik boyutu ve elektro negatif yüklerin etkisiyle kil
artışına bağlı olarak toprakların kıvam limit ve agronomik limit değerleri artış
göstermiştir.
Kompaksiyon değerini kum pozitif (P<0,01), kil (P<0,01) ve silt (P<0,05) negatif yönde
etkilemiştir.
Araştırma alanında dolgu için çok iyi veya iyi özelliğe sahip toprak örnekleri
bulunmamaktadır.
Jeoistatistik yöntem uygulanan ikinci aşamada elde edilen dağılım haritaları suyla
doygunluk, kil, tarla kapasitesi, sürekli solma noktası, kullanılabilir su kapsamı, likit
limit, plastik limit, plastiklik indeksi değerlerinin araştırma alanı içerisindeki
dağılımlarının benzerlik gösterdiğini ve söz konusu özelliklerin araştırma alanının
güney doğusunda en yüksek değerlere ulaştığını göstermektedir. Bu özellikler için
tanımlanan deneysel yarıvariogram değerlerinde yapısal varyansın toplam varyansa
oranı 0,63-0,85 arasında değişim göstermiştir. Bu durum seçilen modelin araştırma
alanında söz konusu özelliklerin konumsal yapılarını doğru olarak yansıttığını
göstermektedir.
Kum değerleri diğer toprak özelliklerin tersine bir dağılım deseni göstererek en yüksek
değerlere araştırma alanının kuzeydoğusunda eğimin ve yükseltinin fazla olduğu
alanlarda ulaşmıştır.
138
Araştırma alanının doğu, güneybatı ve güney doğusunda en yüksek değerlere ulaşan silt
değerlerinde yapısal varyansın kontrolsüz etki varyansına oranı 0,50 olarak
bulunmuştur. Kontrolsüz etki varyansının bu denli yüksek olması silt değerlerinin daha
kısa mesafeler içerisinde değişim göstermelerinden kaynaklanmaktadır. Silt kapsamı
iyi modellenmediği halde kriging yöntemi ile yapılan kestirim sonucunda kriging
standart sapmasının küçüklüğü, dağılım deseninin doğru ve yansız bir şekilde tahmin
edildiğini göstermektedir
İncelenen toprak özelliklerinin güven sınırlarının kontrol edilmesinde kullanılmak
amacıyla blok kriging tahminlerinin standart sapma haritaları oluşturulmuştur. Tüm
özellikler için araştırma alanının güneyinde (Çökek bataklığı) standart sapma değerleri
artış göstermiş, kriging tahminlerinin güven sınırları azalmıştır. Çökek bataklığında
olduğu gibi araştırma alanı içerisinde ayrımlı özellik gösteren alanların ayrı olarak
modellenmesi ve örnek yoğunluğunun arttırılması daha sağlıklı tahminlerin
yapılmasına olanak sağlayacaktır.
İncelenen tüm toprak özelliklerinin standart sapma değerleri gerçek değerlerle
karşılaştırıldığında daha küçük çıkmıştır. Silt gibi konumsal bağımlılığın çok iyi
modellenemediği durumda bile dağılım desenleri güven sınırları içerisinde kalmıştır.
Yoğun örneklemenin yapıldığı test alanında standart sapma değerleri tüm özellikler için
en küçük değerlerde gerçekleşmiştir. Seçilen örnek aralığı tüm özelliklerin konumsal
yapısını tanımlamada son derece uygun olmuştur.
Silt dışında araştırılan özelliklerin tüm dağılım desenleri topoğrafya ile belirgin bir ilişki
göstermiştir.
139
İncelenen toprak mühendislik-fiziksel özellikleri zamanla büyük değişiklikler
göstermediğinden variogramın tekrar edilebilmesinin yanı sıra benzer topoğrafya ve
benzer toprak tipleri içinde kullanılabilir bulunmuştur. Bu, toprak mühendislik
özellikleri gibi yoğun iş gücü ve zaman gerektiren özelliklerin belirlenmesinde önemli
kolaylıklar sağlayabilecektir.
140
KAYNAKLAR
Abtew, W., Obeysekera, J. and Shih, G. 1993. Spatial analysis for monthly rainfall in
South Florida. Water Resources Bulletin, 29(2); 179-188.
Akalan, İ. 1973. Toprak Fiziği. Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Yayınları No: 527.
Akgül, M., Öztaş, T. ve Canbolat, M.Y. 1995. Atatürk Üniversitesi çiftliği topraklarında
tekstürel değişimin jeoistatistiksel yöntemlerle belirlenmesi. İlhan Akalan
Toprak ve Çevre Sempozyumu. Cilt I, Sayfa 82-92, Ankara.
Alkan, Z. 1972. Zirai İnşaat. Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi yayınları, No:19,
Erzurum.
Al-Sanabani, M. 1982. Spatial variability of salinity and sodium adsorption ratio in
typic haplargid soil. Ms Thesis, The University of Arizona, Tucon.
Altınbaş, Ü. ve Dündar, A.H. 1991. Asidik kahverengi orman toprağının kimi mekanik
özellikleri ile kil mineralleri ilişkileri üzerine araştırmalar. Mahmut Sayın Kil
Mineralleri Sempozyumu, 2-4 Mayıs 1991 Adana-Türkiye.
Andersland, A. 1980. Organic material and soil compressibility. American Society of
Civil Engineering.
Anil, K., Kuhad, M.S., Grewal, Ms., Dahiya, I.S. and Kumar, A. 1996. Evaluation of
spatial variation in some soil properties of alluvial plains. Arid Soil Research
and Rehabilitation, 10(1); 21-30.
Anonim. 1992. Emir ve Mogan göllerinin korunmasına yönelik jeoloji-hidrojeolojik
incelenmesi. MTA. Ankara.
Anonim. 2001. Devlet Meteoroloji İstasyonu Ankara uzun yıllar meteorolojik verileri.
Ankara.
Ardahanlıoğlu, O., Öztaş, T., Evren, S., Yılmaz, H. and Yıldırım. Z.N. 2002. Spatial
variability of exchangeable sodium, electrical conductivity, soil pH and boron
content in salt-and sodium affected areas of Iğdır plain(Turkey). Journal of Arid
Environments, (in press).
Atterberg, A. 1911. Die plastizitat der Tone. Intern. Mitt. Bodenk. 1; 10-43.
Atterberg, A. 1912. Die Konsistenz und die Bindigkeit der Böder. Intern. Mitt. Bodenk,
2; 149-189.
141
Ball, B.C., Campbell, D.J. and Hunter, E.A. 2000. Soil compactibility in relation to
physical and organic properties at 156 sites in UK. Soil and Tillage Research,
57; 83-91.
Bastin, G. and Gevers, M. 1985. Identification and optimal estimation of random fields
from scattered pint-wise data. Automatica, 21(2); 139-155.
Baver, L.D. 1966. Soil Physics. John Wiley and Sons Inc. New York.
Bhatti, A.V., Wadood, A. and Khattak, R.A. 1993. Spatial variability of some soil
properties of Malakandher Farm. Sarhad Journal of Agriculture, 9(6); 619-632.
Blake, G.R. and Hartge, K.H. 1986. Bulk Density and Particle Density. In : Methods of
Soil Analysis, Part I, Physical and Mineralogical Methods. Pp: 363-381. ASA
and SSSA Agronomy Monograph no 9(2nd ed), Madison.
Bourgault, G., Journel, A.G., Rhoades, J.D., Corwin, D.L. and Lesch, S.M. 1997.
Geostatistical analysis of a soil salinity data set. Advances in Agronomy, 58;
241-292.
Bouyoucos, G.J.1951. A recaliberation of the hydrometer method for making
mechanical analysis of soils. Agronomy Journal, 43; 435-438.
Bowles, T.E. 1970. Engineering Properties of Soil and Their Measurement. Mc Graw-
Hill Book Comp. New York.
Bramley, R.G.V. and White, R.E. 1991. Analysis of variability in the activity of
nitrifiers in a soil under pasture. II. Some problems in the geostatistical analysis
of biological soil properties. Austuralian Journal of Soil Research, 29; 109-122.
Bregt, A.K., Bouma, J. and Jellinek, M. 1987. Comparison of thematic maps derived
from a soil map and from kriging of point data. Geoderma, 39; 281-291.
Burgess, T.M. and Webster R. 1980. Optimal interpolation and isarithmic mapping of
soil properties: II. Block kriging. Journal of Soil Science, 31; 333-341.
Burgess, T.M., Webster. R. and McBratney, A.B. 1981. Optimal interpolation and
isarithmic mapping of soil properties. IV. Sampling strategy. Journal of Soil
Science, 31; 643-659.
Cambardella, C.A., Moorman, T.B., Novak, J.M., Parkin, T.B., Karlen, D.L., Turco,
R.F. and Konopka, A.E. 1994. Field–scale variability of soil properties in
Central Iowa soils. Soil Science Society of American Journal, 58; 1501-1511.
142
Can, H. 1983. Ankara Yıldız İmar Kapsamındaki Zeminlerin Mineralojik Özelliklerinin
Mühendislik Davranışlarına Etkisi. Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi
Diploma Sonrası Yüksek Okulu, Yayınlanmamış doktora tezi.
Canbolat, M.Y. ve Öztaş, T. 1997. Toprağın kıvam limitleri üzerine etki eden bazı
faktörler ve kıvam limitlerinin tarımsal yönden değerlendirilmesi. Atatürk
Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi, 28(1); 120-129.
Castrignano, A. and Stelluti, M. 1999. Fractal geometry and geostatistics for describing
the field variability of soil aggregation. Journal of Agricultural Engineering
Research, 73(1); 13-18.
Chang, Y.H., Scrimshaw, M.D., Emmerso, R.C.H. and Lester, J.N. 1998. Geostatistical
analysis of sampling uncertainityat the Tollesburg managed retreat site in
blacwater estuary, Essex, UK kriging and co-kriging approach to minimise
sampling density. Science of the Total Environment, 221(1); 43-57.
Çağlar, K.Ö. 1958. Toprak İlmi. Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Yayınları, No:10,
Ankara.
Çetin, M. ve Özcan, H. 1997. Tarsus Ovası toprakları kil içeriklerinin optimum
haritalama tekniği ile haritalanması. 6. Ulusal Kültürteknik Kongresi, Uludağ
Üniversitesi Ziraat Fakültesi ve Kültürteknik Derneği. 5-8 Haziran 1997. Ankara
Üniversitesi Basımevi.
Çetin, M., Özcan, H. ve Tülücü, K.1999. Jeoistatistik yöntemle taban suyu tuzluluğu ve
hidrolik iletkenlik ölçümleri etki uzaklıklarının saptanması. GAP I Tarım
Kongresi, 26-28 Mayıs 1999, Şanlıurfa.
Dahiya, I.S., Dahiya, D.J., Shanwal, A.V., Laura, R.D. and Agrawal, R.P. 1990.
Geostatistical analysis of temporal variation in water content of sand dune soils.
International Jornal of Tropical Agriculture, 8(1); 54-65.
De Jong, E., Acton, D.F. and Stonehouse, H.B. 1990. Estimating the Atterberg limits of
southern Sascatchewan soils from texture and carbon contents. Canadian
Journal of Soil Science, 70; 543-554.
Delhomme, J.P. 1978. Kriging in the Hydrosciences. Advances in Water Resources,
1-5.
143
Demiralay, İ. ve Güresinli, Y.Z. 1979. Erzurum ovası topraklarının kıvam limitleri ve
sıkışabilirliği üzerinde bir araştırma. Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi
Dergisi, 10(1-2); 77-93.
Dengiz, O. 2002. Ankara Gölbaşı özel çevre koruma alanı ve yakın çevresinin arazi
değerlendirmesi. Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Toprak Bölümü.
Yayınlanmamış doktora tezi. Ankara.
Deutsch, C.V. and Journel, A.G. 1992. Geostatistical software library and user’s guide.
Oxford University Press, Inc., New York.
Dexter, A. and Bird, N.R.A. 2001. Methods for predicting the optimum and the range of
soil water contents for tillage based on the water retention curve. Soil Tillage
and Research, 57; 203-212.
Di, H.J., Trangmar, B.B. and Kemp, R.A. 1989. Use of geostatistics in designing
sampling strategies for soil survey. Soil Science Society of American Journal,
53(4); 1163-1167.
Ditzler, C. 1994. Geostatistics: a brief look its application in soil survey. In: Factors of
Soil Formation : A Fiftieth Anniversary Retrospective, Soil Science Society of
American Journal, Spec. Publ. No: 33, ISBN 0-89118-804-5, pp;69-73.
Enti, T. and Chang, C. 1991. Evaluation of soil sampling schemes for geostatistical
analyses: a case study for soil bulk density. Canadian Journal of Soil Science,
71(2); 165-176.
Erol, O. 1968. The growth of Ankara City and the geomorphology of ıts site. Gllogue
Intern. De Geogr. Applique. Liege 231-245, Belgium.
Erol, O. 1973. Ankara Şehri Çevresinin Jeomorfolojik ana Birimleri. Geomorhological
Outlines of the Ankara Area. Ankara Üniversitesi Coğr. Araşt. Enst. Yayın No:
16, Ankara.
Erol, O., Yurdakul, E., Gürel, N., Ünsal, Y., Algan, Ü. ve Yüksel, M. 1980. Ankara
Metropolitan Arazi Kullanım Haritası. MTA Derleme, Rapor No: 6875, Ankara.
Erol, O. 1983. Türkiye’nin Geniş Tektonik ve Jeomorfolojik Evrimi ve Bugünkü Genel
Jeomorfolojik Görünümü, İstanbul Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Coğ. Enst.
Jeomorfoloji Anabilim Dalı Yayını, İstanbul.
Fujimoto, M. 1980. Agriculture Bulletin of Saga University, No:48, 103-112, Japan.
144
Gajem, J.M., Warrick, A.W. and Myers, D.E. 1981. Spatial structure of physical
properties of a typic torrifluvent. Soil Science Society American Journal. 45;
709-715.
Gamma Design Software. 1990. GS+ Geostatistics for the Environmental Sciences.
Version 2.3. Plainwell, Michigan. USA.
Gamma Design Software. 1995. GS+ Geostatistics for Agronomic and Biological
Sciences. Version 5.0. Plainwell, WI. USA.
Gillot, J.E. 1968. Clay in Engineering Geology. Elsevier Publishing Company, 296 p.
Amsterdam.
Goovaerts, P. 1992. Factorial kriging analysis: a useful tool for exploring the structure
of multivariate spatial soil information. Journal of Soil Science, 43; 597-619.
Goovaerts, P. 1994. Study of spatial relationships between two sets of variables using
multivariate geostatistics. Geoderma, 62; 93-107.
Goovaerts, P. 1999. Geostatistics in soil science: state-of-the-art and perspectives.
Geoderma, 89; 1-45.
Gummatov, N.G., Zhiromskiy, S.V., Mironenko, Ye.V., Pachepskiy, Ya.A. and
Shcherbakov, R.A. 1992. Geostatistical analysis of the spatial variability of
water holding capacity of gray forest soil. Eurasian Soil Science, 24(8); 24-36,
Translated from Pochvovedeniya 24(6), 52-62.
Hamlett, J.M., Horton, R. and Cressie, N.A.C. 1986. Resistant and explatory techniques
for use in semivariogram analysis. Soil Science Society of American Journal 50;
868-875.
Hammel, J.E., Sumner, M.E. and Burema, J. 1983. Atterberg limits as indices of
external surfaces areas of soils. Soil Science Society of American Journal, 47;
1054-1056.
Head, K.H. 1984. Manual of Soil Laboratory Testing. Volume 1: Soil Classification
and Compaction Tests. ISBN, 0-7273-1302-9. Biddles Ltd, Guildford, Surrey.
Hillel, D. 1980. Fundementals of Soil Physics. Academic Press Inc. 111 Fifth Avenue,
New York.
Hillel , D. 1982. Introduction to Soil Physics. Academic Press Limited, 24-28 Oval
Road, London.
Jackson, M.L. 1958. Soil Chemical Analysis. Prentice Hall Inc., Englewood Cliffs, N.J.
145
Jacquez, D., Vanderborght, J., Mallants, D., Mohanty, B.P., Feyen, J., Joares, A(ed).,
Gomez Hernandez, J(ed). and Froidevaux, R. 1996. Analysis of solute
redistribution in heteregenous soil: I. Geostatistical approach to describe the
spatial scaling factors. Geo env I. Geostatistics for environmental applications.
Proceeding, Lisbon Portugal, 18-19 November, 271-282.
Journel, A.G. and Huijbregts, C.H.J. 1978. Mining Geostatistics. Academic Press.
London.
Kanber, R., Köksal, H. and Kırda, C. 1991. Toprakların kimi fiziksel özelliklerinde
gözlenen uzaklık boyutuna bağlı değişkenlik tavırları. Turkish Journal of
Agriculture and Forestry, 15; 921-929.
Karlinger, M.R. and Skrivan, J.A. 1980. Kriging analysis of mean annual precipitation,
powder river basin Montana and Wyoming. U.S. Geological Survey. Water
Resources Investigations, 80-50, Tacoma-Washington 98402.
Keck, T.J., Quimby, W.F. and Nielsen, G.A. 1993. Spatial distribution of soil attributes on
reconstructed mine soils. Soil Science Society of American Journal, 57(3); 782-786.
Kezdi, A. 1969. Handbuch der Bodenmechanik. Band 1, Bodenphysik, 259 pp., Band 3,
Bodenmechanisces Versucswesen, 1 st ed. VEB Verlag fuer Bauwesen,
Berlin/Kiado, 274 pp. Budapest.
Kitterod, N.O., Langshold, E., Wong, WK. and Gottshhalk, L. 1997. Geostatistic
interpolation of soil moisture. Nordic Hydrological Conference, Akureyi,
Iceland, August 1996. Nordic Hydrology, 28( 4-5); 307-328.
Klute, A. and Dirksen, C. 1986. Hydraulic Conductivity and Diffusivity : Laboratory
Methods. In : Methods of Soil Analysis, Part I, Physical and Mineralogical
Methods. pp: 687-732. ASA and SSSA Agronomy Monograph no 9(2nded),
Madison.
Kretschmer, H., Horn, R., Bohne, K. and Frenkel, J. 1993. Ermittlung der potentiellen
Verdichtbarkeit und Verdichtungsgefaehrdung mitHilfe des Proctorversuches
und Modellierung der Proctorkurve. Z. F Kulturtenhnik und Landentwicklung,
34; 73-82.
Krige, D.G. 1951. A statistical approach to some mine valuationsand allied problems at
the Witwatersrand. M.Sc. thesis, University of Witwatersrand.
Lambe, T.W. 1951. Soil Testing for Engineers. London.
146
Larney, F.J., Fortune, R.A. and Collins, J.F. 1988. Intrinsic soil physical parameters for
sugar beet seedbed preparation. Soil Tillage Resources, 12; 253-267.
Lascano, R.J. and Hatfield, J.L. 1992. Spatial variability of evaporation along two
transects of a bare soil. Soil Science Society of American Journal 56; 341-356.
Laslett, G.M., McBratney, A.B., Pahl, P. and Hutchinson, M. 1987. Comparison of
several spatial prediction methods for soil pH. Journal of Soil Science, 38;
325-341.
Leenhardt, D., Voltz, M., Bornand, M. And Webster, R. 1994. Evaluating soil maps for
prediction of soil water properties. European Journal of Soil Science, 45;
293-301.
Logston, S.D. and Jaynes, D.B. 1996. Spatial variability on hydraulic conductivity in a
cultivated field at different times. Soil Science Society of American Journal 60;
703-709.
Mapfumo, E and Chanasyk, D.S. 1998. Guidelines for safe trafficking and cultivation,
and resistance-density-moisture relations of three disturbed soils from Alberta.
Soil and Tillage Research, 46; 193-202.
Matheron, G. 1963. Principles of Geostatistics. Economic Geology, 58; 1246-1266.
Matheron, G. 1973. The intrinsic random functions and their applications. Adv. Appl.
Prob. 5; 239-465.
Matheron, G. 1982. Pour une analyse krigeante de donnees regionalisees. Centre de
Geostatistique, Ecole des Mines de Paris, Report N-732, Fontainebleau.
McBratney, A.B. and Webster, R.1986. Choosing functions for semivariograms of soil
properties and fitting them to sampling estimates. Journal of Soil Science, 37;
617-639.
McBratney, A.B., Hart, G.A. and McGarry, D. 1991. The use of region partitioning to
improve the representation of geostatistically mapped soil attributes. Journal of
Soil Science, 42(3); 513-532.
Mejstrik, V. and Svacha, J. 1988. Concentrations of Co, Cd, Cr, Ni and Zn in crop
plants cultivated in the vicinity of coal-fired power plants. Science Total
Environment, 72; 57-67.
Mertdoğan, S. 1982. Toprak Mekaniği Laboratuvar El Kitabı. Köyişleri ve Koop.
Bakanlığı Topraksu Gn. Md. Yayınları, No: 173, Ankara.
147
Miller, P.M., Singer, M.J. and Nielsen, D.R. 1988. Spatial variability of wheat yield and
soil properties on complex hills. Soil Science Society of American Journal, 52;
1133-1141.
Mueller, W. 1985. Standortkundliche Voraussetzungen fuer die Gefuegemenlioration
durch Tieflockerung im humiden Klima. In: Die Gefuegemenlioration durch
Tieflockerung-Bisherige Erfahrungen und Ergebnisse Schriftenreihe des
Deutschen Verbandes fuer Wasserwirtschaft und Kulturbau e.V. (DVWK) Heft
70. Verlag Paul Parey, pp. 1-34. Hamburg und Berlin.
Mueller, L. and Schindler, U.1998. Wetness criteria for modelling trafficability and
workability of cohesive arable soils. Proceedings of Seventh Annual Drainage
Symposium on Drainage in the 21st Century: Food Production and the
Environment, March 8-10, pp. 472-479. Orlando.
Mueller, L., Shindler, U., Fausey, N.R. and Lal, R. 2003. Comparison of methods for
estimating maximum soil water content for optimum workability. Soil and
Tillage Research, 72; 9-20
Munoz Pardo, J., Ruelle, P. and Vauclin, M. 1990. Spatial variability of an agricultural
field; geostatistical analysis of soil texture, soil moisture and yield components
of two rainfed crops. Catena, 17(2); 369-381.
Munsuz, N. ve Ünver, İ. 1983. Toprak Mekaniği ve Teknolojisi Uygulama Kılavuzu.
Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Yayınları No:103, Ankara.
Munsuz, N. 1985. Toprak Mekaniği ve Teknolojisi. Ankara Üniversitesi Ziraat
Fakültesi Yayınları No: 922, Ankara.
Nash, M.H. and Daugherty, L.A. 1990. Statistical comparison of soil map-unit
boundaries. Soil Science Society of American Journal, 54 ; 1677-1681.
Oberthur, T., Goovaerts, P. and Dobermann, A. 1999. Maping soil texture classes using
field texturing, particle size distribution and local knowledge by both
conventional and geostatistical methods. European Journal of Soil Science,
50(3); 457-479.
Odeh , I.O.A., McBratney, A.B. and Slater, B.K. 1997. Predicting soil properties from
ancillary information: non-spatial models compared with geostatistical and
combined methods. In: Baafi, E.Y., Schofield, N.A.(Eds.), Geostatistics
Wollongong ’96. Kluwer Academic Publishers, Dordrecht, pp. 1008-1019.
148
Olea, R.A. 1982. Optimization of the High Plains Aquifer Observation Network,
Kansas. Kansas Geological Survey, Grandwater Series, No. 7, Lawrence,
Kansas.
Oliver, M.A. 1987. Geostatistics and its application to soil science. Soil Use and
Management, 3(1); 8-19.
Oliver, M.A. and Webster, R. 1991. How geostatistics can help you. Soil Use and
Management, 7(4); 206-217.
Ortaş, İ. and Berkman, A. 1997. Bir jeoistatistiksel tekniğin toprak hacim ağırlığı ve
nem içeriği araştırmalarında kullanım olanaklarının irdelenmesi. Turkish Journal
of Agriculture and Forestry, 21; 523-529.
Ovalles, F.A. and Collins, M.E. 1988. Evaluation of soil variability in Northwest
Florida using geostatistics. Soil Science Society of American Journal, 52; 1702-
1708.
Öztaş, T.1995. Jeoistatistiğin toprak bilimindeki önemi ve uygulanışı. İlhan Akalan
Toprak ve Çevre Sempozyumu., Cilt I. Sayfa : 271-280, Ankara.
Öztürkmen, A.R. ve Ünver, İ. 1997. Harran Ovası topraklarının bazı mühendislik
özellikleri. Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi, 1(2): 73-82.
Parkin, T.B. 1993. Spatial variability of microbial processes in soils, a review. Journal
of Environmental Quality, 22; 409-417.
Petersen, L.W., Moldrup, P., Jacobsen, O.H. and Rolston, D.E. 1996. Relations between
specific surface area and soil physical and chemical properties. Soil Science,
Vol. 161(1); 9-20.
Pozdnyakova, L., Zhang, RenDuo. and Zhang, Rd. 1999. Geostatistical analyses of soil
salinity in a large field. Precision Agriculture, 1(2); 153-165.
Prieme, A., Christensen, S., Galle, B., Klemedtsson, L. and Griffith, D.W.T. 1996.
Spatial variability of CH4 uptake in a Danish forest soil and its relation to
different measurement techniques, Atmosp Environ, 30; 1375-1379.
Rasmussen, K.V. 1976. Soil compaction by traffic in spring, Tidsskift for Planteaul 80;
835-856. Denmark.
Rhoades, J.D. 1986. Cation Exchange Capacity. Chemical and Microbiological
Properties. In : Methods of Soil Analysis, Part II. pp:149-157. ASA and SSSA
Agronomy Monograph no 9(2nd ed), Madison.
149
Rogovski, A.S. and Wolf, J.K. 1994. Incorporating variability into soil map unit
delineations. Soil Science Society of American Journal, 58; 163-174.
Rope, S.K., Arthur, W.J., Craig, T.H. and Craig, E.H. 1988. Nutrient and trace elements
in soil and desert vegetation of southern Ideha. Environ. Monitor. Assess. 10;
1-24.
Russell, E.J. and Russell, E.W. 1950. Soil conditions and plant growth. Longman,
London.
Russo, D., and Bresler, E. 1981. Soil hydraulic properties at stochastic processes: I. An
analysis of field spatial variability. Soil Science Society of American Journal,
45; 682-687.
Russo, D., and Bresler, E. 1982. Soil hydraulic properties at stochastic processes: II.
Errors of estimates in a heterogeneous field. Soil Science Society of American
Journal, 46; 20-26.
Ryel, R.J., Caldwell, M.M. and Hanwaring, J.H. 1996. Temporal dynamics of soil
spatial heterogeneity in Sagebrush-Wheatgrass Steppe during a growing season.
Plant and Soil, 184; 299-309.
Sacks, J. and Schiller, S. 1988. Spatial Designs. In: Grupta, S.S., Berger. J.O. (Eds.),
Statistical Decision Theory and Related Topics IV vol. 2 Springer-Verlag, New
York, pp. 385-399.
Seed, H.B., Woodward, R.J. and Lundgren, R. 1964. Fundamental Aspects of the
Atterberg Limits. Journal Soil Mechanics and Fondations Division, A.S.C.E,
Vol. 90, No. SM6, pp. 75-105.
Singh, J., Karamanos, R.E. and Kachanoski, R.G. 1985. Spatial variation of extractable
micronutrients in a cultivated and a native prairie soil. Canadian Journal of Soil
Science, 65; 149-156.
Skempton, A.W. 1953. The collidal activity of clays. 3th İnternational Soil Mechanics
and Basic Engineering Congress, Part I, 57-61, Switzerland.
Slasareya, L.N. 1972. Density and structure of typical Sierozem and their agronomic
importance. Pochvovedentie, No:12 , 80-90. USRR.
Smedema, L.K. 1993. Drainage performance and soil management. Soil Technology, 6;
183-189.
150
Smith, C.W., Hadas, A., Dan, J. and Koyumdjisky, H. 1985. Shrinkage and atterberg
limits in relation to other properties of principal soil types in Israel. Geoderma,
35; 47-65.
Soil Survey Staff. 1999. Soil Taxonomy. A Basic of Soil Classification for Making and
Interpreting Soil Survey. USDA Handbook No: 436, Washington D.C.
Sowers, G.F. 1965. Consistency. In Methods of Soil Analysis Part 1, pp.391-399.
Monograph No.9 American Society of Agronomy. Madison, Wiconsin.
SPSS. 1998. SPSS Inc. Version 9.0. 233 S Wacker Drive 11ft flor. Chicago.
Stein, A., Hoogerwerf, M. and Bouma, J. 1988. Use of soil map delineations to improve
(co)kriging of point data on moisture deficits. Geoderma, 43; 163-177.
Sylla, M., Stein, A., Mensvoort, M.E.F. and Van Breemen, N. 1996. Spatial variability
of soil actual and potential acidity in the mangrove agroecosystem of West
Africa. Soil Science Society of American Journal, 60(1); 219-229.
Tabios III, G.Q. and Salas, J.D. 1985. A comparative analysis of techniques for spatial
interpolation of precipitation. Water Resources Bulletin, 21(3); 365-380.
Tercan, A.E. ve Saraç, C. 1998. Maden yataklarının değerlendirilmesinde jeoistatistiksel
yöntemler. Jeoloji Mühendisleri Odası Yayınları: 48, Ankara.
Terzaghi, K. 1926. Simplifield soil tests for subgrades and their physical significance.
Pub. Roads, 7;153-162.
Terzaghi, K. and Peck, R.B. 1948. Soil Mechanics in Engineering Practice. Jhon Wiley
and Sons, Inc. p.348, New York.
Terzaghi, A., Hoogmoed, W.B. and Miedema, R. 1988. The use of the ‘wet workability
limit’ to predict the land quality ‘workability’ for some Uraguayn soils.
Netherland Journal of Agricultural Science, 36; 91-103.
Thacker, D.J., Campbell, J.A. and Jhonson, R.L. 1994. The effect of soil compaction on
root penetration, mechanical impedance and moisture-density relationships of
selected soils Alberta. Alberta Conservation and Land Reclamation Management
Group Report. #RRTAC OF-9, p. 37.
Thomas, G.W. 1986. Exchangeable Cations. In : Methods of Soil Analysis, Part II,
Chemical and Microbiological Properties. Pp:159-164. ASA and SSSA
Agronomy Monograph no 9(2nded), Madison.
151
Trangmar, B.B., Yost, R.J. and Wehara, G. 1985. Application of geostatistics to spatial
studies of soil properties. Advances in Agronomy, Vol 38;.65-91.
Tuncer, E.R. ve Birand, A.A. 1978. Yumuşak killi zeminlerin jeolojik özellikleri. VI.
Bilim Kongresi Mühendislik Araştırma Grubu Tebliğleri, İnşaat Seksiyonu,
sayfa;. 1021-1031, İzmir.
US Salinity Laboratory Staff. 1954. Diagnosis and Improvement of Saline and Alkali
Soils. Agri. Handbook. No:60, USDA.
USBR.1961. United States Bureau of Reclamation Service. Design of Small Dams. U.S.
Government Printing Office, Washington D.C.
Utset, A., Ruiz, M.E., Herrara, J. and Leon, D.P. 1998. A geostatistical method for
salinity sample site spacing. Geoderma, 86(1-2); 143-151.
Utset, A. and Cid, G. 2001. Soil penetrometer resistance spatial vairability in a Ferrasol
at several soil moisture conditions. Soil and Tillage Research, 61; 193-202.
Van Groenigen, J.W., Siderius, W. and Stein, A. 1999. Costrained optimisation of soil
sampling for minimisation of the kriging variance. Geoderma, 87; 239-259.
Van Groenigen, J.W. 2000. The influence of variogram parameters on optimal sampling
schemes for mapping by kriging. Geoderma, 97; 223-236.
Van Kuilenburg, J., De Gruijter, J.J., Marsman, B.A. and Bouma, J. 1982. Accuracy of
spatial interpolation between point data on soil moisture capacity, compared
with estimates from mapping units. Geoderma, 27; 311-325.
Van Meirvenne, M., Scheldeman, K., Baert, G. and Hofman, G. 1994. Quantification of
soil textural fractions of Bas-Zaire using soil map polygons and/or point
observations. Geoderma, 62; 69-82.
Vieira, S.R., Nielsen, D.R. and Biggar, J.W. 1981. Spatial variability of field-measured
infiltration rate. Soil Science Society of American Journal, 47; 175-184.
Vieira, S.R., Hatfield, J.L., Nielsen, D.R. and Biggar, J.W. 1983. Geostatistical theory
and application to variability of some agronomical properties. Hilgardia, 51(3);
1-75.
Voltz, M. and Webster, R. 1990. A comparison of kriging, cubic splines and
classification for predicting soil properties from sample information. Journal of
Soil Science, 41; 473-490.
152
Wagner, L.E., Ambe, N.M. and Barnes, P. 1992. Tillage-induced soil aggregate status
as infuluenced by water content. Trans. ASAE., 35(2); 499-504.
Warkentin, B.P. 1974. Physical properties related to clay minerals in soils of the
Carribbean. Tropical Agr. 51;279-287. Mc Gill University, Montreal, Canada.
Warrick, A.W. and Nielsen, D.R. 1980. Spatial variability of soil physical properties in
the field. In: Hillel. D(ed). Applications of Soil Physics. Academic Pres, New
York.
Warrick, A.W., Myers, D.E. and Nielsen, D.R. 1986. Geostatistical methods applied to
soil science. In : Methods of Soil Analysis, Part I, Physical and Mineralogical
Methods. Pp: 53-82. ASA and SSSA Agronomy Monograph no 9(2nded),
Madison.
Warrick, A.W. and Mayers, D.E. 1987. Optimization of sampling locations for
variogram calculations. Water Resouces Research, 23(3);496-500.
Warrick, A.W., Zhang, R. El-Harris, M.K. and Myers, D.E. 1988. Direct comparisons
between kriging and other interpolators. In Wierenga, P.J. and Bachelet, D. (ed).
International conference and workshop on the validation of flow and transport
models for the unsaturated zone. Las Cruces, NM, 505-510.
Webster, R. and Burgess, T.M. 1980. Optimal interpolation and isarithmic mapping of
soil properties III. Changing drift and universal kriging. Journal of Soil Science,
31; 505-524.
Webster, R. and Oliver, M.A. 1990. Statistical Methods in Soil and Land Resource
Survey. Oxford University Press, Oxford.
Webster, R. and Boag, B. 1992. Geostatistical analysis of cyst nematodes of soil.
Journal of Soil Science, 43; 583-595.
Webster. R. and Oliver, M.A. 1992. Sample adequately to estimate variograms of soil
properties. Journal of Soil Science, 43; 177-192.
Webster, R. and Oliver, M.A. 1993. How large a sample is needed to estimate the
regional variogram adequately? In: Soares, A. (Ed), Geostatistics Troia’92,
Kluwer Academic Publishers, Dordrecht, pp.155-166.
Webster, R., Atteia, O. and Dubois, J.P. 1994. Coregionalization of trace metals in the
soil in the Swiss Jura. European Journal of Soil Science, 45; 205-218.
153
Western, A.W., Grayson, R.B. and Green, T.R. 1997. The Tarrawarra Project: high
resolution spatial measurement, modelling and analysis of soil moisture and
hydrological response. Hydrological Processes, 13(5); 633-652.
Wilson, H. 1972. Ceramics, Clay Technology. pp.55 Mc Graw-Hill Book Co., New York.
Wollum, A.G. and Case, D.K. 1984. Spatial variability of rhizobium japonicum in two
North Carolina Units. Soil Science Society of American Journal, 48; 1082-1086.
Yates, S.R. and Warrick, A.W. 1987. Estimating soil water content using cokriging.
Soil Science Society of American Journal, 51; 23-30.
Yates, S.R., Zhang, R., Shouse, P.J., Van Genuhten, M.T., Russo, D(ed). and Dagan,
G. 1993. Water flow and solute transport in soils, developments and
applications, 283-304, Advanced series in Agricultural Sciences 20.
Yost, R.S., Uehara, G. and Fox, L. 1982a. Geostatistical analysis of soil chemical
properties of large land areas. I. Semi-variograms. Soil Science Society of
American Journal, 46; 1082-1086.
Yost, R.S., Uehara, G. and Fox, L. 1982b. Geostatistical analysis of soil chemical
properties of large land areas. II. Kriging. Soil Science Society of American
Journal, 46; 1033-1037.
Zanini, E. and Bonifacio, E. 1991. Spatial variability of available micronutrients in the alluvial
soils of the plain to the south of Turin. Rivista di Agronomia, 25; 416-421.
Zhang, R., Rahman, S., Vance, G.F. and Munn, L.C. 1995. Geostatistical analysis of
trace elements in soil and plants. Soil Science, 159(6); 383-390.
154