ALES 2010 Sozel

27
2010 İ LKBAHAR ALES / SÖZEL TEST İ Dİ NAMİ K AKADEMİ ’DEN MANTIKLI ALES 3 www.kpss.info 1. – 5. SORULARDA, CÜMLE VEYA PAR- ÇADAKİ BOŞLUĞU ANLAM BAKIMINDAN EN UYGUN BİÇİMDE TAMAMLAYAN SE- ÇENEĞİ BULUNUZ. 1. Artık aynı evde yaşayan insanlar bile birbirle- riyle ancak günlük ---- ilgili olarak konuşmak- ta, duygu ve düşünce ---- ortadan kalkmakta, böylece ortak değerler kaybolmaktadır. A) deneyimlerle – iletişimi B) sorunlarla – yoğunluğu C) davranışlarla – inceliği D) gereksinimlerle – paylaşımı E) konularla – şekli ÇÖZÜM: 1 – 5 tarzdaki soruları parçadaki ipuçlarından yola çıkarak çözmek gerekmektedir. “Günlük de- neyim” ve “günlük davranışlar” ifadeleri parçaya uygun düşmemektedir. Yine parçadaki “ortak değerler” sözü “paylaşım” kavramını akla getir- mektedir. Buna göre parça, D seçeneğiyle (ge- reksinimlerle -paylaşımı) en uygun biçimde ta- mamlanmaktadır. (Cevap D) 2. Dağların ---- kurulmuş olan Saraybosna, yem- yeşil doğası, rengârenk çiçekleriyle yalnız bu- lunduğu bölgeyi değil, dünyayı da süsleyen bir kent. Her ne kadar binaların duvarlarına dikkatlice bakıldığında ---- kurşun delikleri, insanı ---- da… A) üzerine – sayılan – duygulandırıyorsa B) arkasına – gözden uzak – heyecanlandırı- yorsa C) arasına – görülen – hüzünlendiriyorsa D) çevresine – fark edilen – acıtıyorsa E) yamacına – gözler önüne serilen – utandırı- yorsa ÇÖZÜM: “Dağların üzerine” sözü parçaya uygun düşme- mektedir. “Dikkatlice bakıldığına sayılan”, “dik- katlice bakıldığında gözler önüne serilen” sözleri de parçayı anlamına uygun tamamlamamakta- dır. Buna göre parça, C seçeneğiyle (arasına - görülen - hüzünlendiriyorsa da) en uygun biçim- de tamamlanmaktadır. (Cevap C) 3. Evet, bir şehri ---- için onun tarihini ve kültü- rünü bilmek ----. Ama ben kişinin kendini o kente ---- için, orayla ilgili yaşanmışlıkların ve anılarının olması gerektiğine inanırım. A) öğrenebilmek – zorunludur – alıştırıp yaşa- ması B) görmek – zordur – gitmiş gibi düşünmesi C) gezebilmek – şarttır – tanıtıp sevdirebilmesi D) anlamak – yeterlidir – kabul ettirebilmesi E) tanımak – gerekir – ait hissedebilmesi ÇÖZÜM: “Bir şehri öğrenebilmek”, “bir şehri görmek” ifa- deleri parçanın anlamına uygun düşmemektedir. Parçanın devamında bir gereklilikten söz edil- mektedir. “O kente ait hissedebilmesi için” sözü parçayı anlamına uygun tamamlamaktadır. Buna göre, parçada boş bırakılan yerlere E seçene- ğindeki sözler (tanımak - gerekir - ait hissede- bilmesi) getirilmelidir. (Cevap E)

Transcript of ALES 2010 Sozel

Page 1: ALES 2010 Sozel

2010 İLKBAHAR ALES / SÖZEL TESTİ

DİNAMİK AKADEMİ’DEN MANTIKLI ALES

3

ww

w.k

pss

.in

fo

1. – 5. SORULARDA, CÜMLE VEYA PAR-ÇADAKİ BOŞLUĞU ANLAM BAKIMINDAN EN UYGUN BİÇİMDE TAMAMLAYAN SE-ÇENEĞİ BULUNUZ.

1. Artık aynı evde yaşayan insanlar bile birbirle-riyle ancak günlük ---- ilgili olarak konuşmak-ta, duygu ve düşünce ---- ortadan kalkmakta, böylece ortak değerler kaybolmaktadır.

A) deneyimlerle – iletişimi

B) sorunlarla – yoğunluğu

C) davranışlarla – inceliği

D) gereksinimlerle – paylaşımı

E) konularla – şekli

ÇÖZÜM:

1 – 5 tarzdaki soruları parçadaki ipuçlarından yola çıkarak çözmek gerekmektedir. “Günlük de-neyim” ve “günlük davranışlar” ifadeleri parçaya uygun düşmemektedir. Yine parçadaki “ortak değerler” sözü “paylaşım” kavramını akla getir-mektedir. Buna göre parça, D seçeneğiyle (ge-reksinimlerle -paylaşımı) en uygun biçimde ta-mamlanmaktadır.

(Cevap D)

2. Dağların ---- kurulmuş olan Saraybosna, yem-yeşil doğası, rengârenk çiçekleriyle yalnız bu-lunduğu bölgeyi değil, dünyayı da süsleyen bir kent. Her ne kadar binaların duvarlarına dikkatlice bakıldığında ---- kurşun delikleri, insanı ---- da…

A) üzerine – sayılan – duygulandırıyorsa

B) arkasına – gözden uzak – heyecanlandırı-yorsa

C) arasına – görülen – hüzünlendiriyorsa

D) çevresine – fark edilen – acıtıyorsa

E) yamacına – gözler önüne serilen – utandırı-yorsa

ÇÖZÜM:

“Dağların üzerine” sözü parçaya uygun düşme-mektedir. “Dikkatlice bakıldığına sayılan”, “dik-katlice bakıldığında gözler önüne serilen” sözleri de parçayı anlamına uygun tamamlamamakta-dır. Buna göre parça, C seçeneğiyle (arasına - görülen - hüzünlendiriyorsa da) en uygun biçim-de tamamlanmaktadır.

(Cevap C)

3. Evet, bir şehri ---- için onun tarihini ve kültü-rünü bilmek ----. Ama ben kişinin kendini o kente ---- için, orayla ilgili yaşanmışlıkların ve anılarının olması gerektiğine inanırım.

A) öğrenebilmek – zorunludur – alıştırıp yaşa-ması

B) görmek – zordur – gitmiş gibi düşünmesi

C) gezebilmek – şarttır – tanıtıp sevdirebilmesi

D) anlamak – yeterlidir – kabul ettirebilmesi

E) tanımak – gerekir – ait hissedebilmesi

ÇÖZÜM:

“Bir şehri öğrenebilmek”, “bir şehri görmek” ifa-deleri parçanın anlamına uygun düşmemektedir. Parçanın devamında bir gereklilikten söz edil-mektedir. “O kente ait hissedebilmesi için” sözü parçayı anlamına uygun tamamlamaktadır. Buna göre, parçada boş bırakılan yerlere E seçene-ğindeki sözler (tanımak - gerekir - ait hissede-bilmesi) getirilmelidir.

(Cevap E)

Page 2: ALES 2010 Sozel

Mantıklı ALES

4

Din

am

ik A

ka

dem

i

4. Bu yazar, Türk edebiyatında sağlam biçemi, başarılı dili ve temalarının çeşitliliğiyle hiçbir şiir akımının ya da topluluğun içinde yer al-madan, ----.

A) döneminin şiir anlayışına uygun yapıtlar verir

B) kendine özgü bir şiir dünyası kurar

C) okurların beklentilerini göz ardı eder

D) edebiyat çevrelerinin acımasızca eleştirileriy-le karşılaşır

E) kendisine gereken değerin verilmediğini bilir

ÇÖZÜM:

Parçada sözü edilen sanatçının Türk edebiyatın-da hiçbir şiir akımının ya da topluluğunun içinde bulunmadan “özgün” bir yere sahip olduğu anla-tılmak istenmiştir. B seçeneği de “özgünlük” kav-ramını düşündürdüğü için parça bu seçenekle en uygun biçimde tamamlanabilmektedir.

(Cevap B)

5. Romancı da tarihçi gibi araştırma yapabilir, topladığı belgelerden yararlanabilir ama sıra yazmaya gelince işinin tarih yazmak değil, roman yazmak olduğunu unutmamalıdır. Bu-nun için romanda, yazarın topladığı bilgiler ve belgeler, buz dağının suyun altında kalan bü-yük bölümü gibi olmalı, ----.

A) göze batmamalıdır

B) çarpıcı sonuçlar doğurmalıdır

C) somut verilere dayanmalıdır

D) açık ve anlaşılır bir dil kullanılmalıdır

E) öznellikten kaçınılmalıdır

ÇÖZÜM:

Parçada, romancının yapıtını oluştururken tarihi belgelerden yararlanabileceğini; ancak bunu ya-parken bu bilgilerin dikkat çekmemesine özen göstermesi gerektiğinden söz edilmiştir. Buna göre parça, A seçeneğiyle (göze batmamalıdır) en uygun biçimde tamamlanmaktadır.

(Cevap A)

6. – 11. SORULARDA, NUMARALANMIŞ CÜMLELERDEN HANGİSİNİN, PARÇANIN ANLAM BÜTÜNLÜĞÜNÜ BOZDUĞUNU BULUNUZ.

6. (I) Son zamanlarda ülkemizde sıkça duyulan bir kavram var: İnovasyon. (II) Türkçede tam karşılığı olmayan bu sözcüğü dilimizdeki oku-nuşuyla yazmamız gerekiyor. (III) Bu kavram, her alanda “yeni”nin üretilmesi, özümsenme-si ve işletilmesi anlamında kullanılıyor. (IV) Bireyin ve toplumun gereksinimlerini karşı-lamak üzere yeni çözümler üretme amaçlanı-yor inovasyonda. (V) Araştırmalar sonucunda geliştirilen yeni teknolojilerin kullanımı ise inovasyonun temelini oluşturuyor.

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

ÇÖZÜM:

6 – 11 tarzdaki sorularda konuya bakış açısının değiştiği cümleyi tespit etmek gerekmektedir. “İnovasyon” kavramının açıklandığı bu parçada bu sözcüğün nasıl yazılması gerektiğini belirten II. cümle, parçanın anlam bütünlüğünü bozmuş-tur.

(Cevap B)

7. (I) Dünyanın en tanınmış edebiyat ödülü No-bel Edebiyat Ödülü’dür. (II) Bu ödül çoğun-lukla dünya politikasının etkisinde kalınarak, uluslar arası üne ulaşmış yazarlara verilir. (III) Kimi zaman yerini bulur, kimi zaman pek de değerli olmayan birine gider. (IV) Nice yazar var ki daha bu ödülü aldığı yıl unutulup git-miş, kendi ülkesinin edebiyatında bile önemi-ni yitirmiştir. (V) Bizim de başarılı sanatçılar yetiştirdiğimizi düşünüyorum; Sait Faik, Na-zım Hikmet, Halikarnas Balıkçısı gibi…

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

ÇÖZÜM:

Parçada, “Nobel Edebiyat Ödülü” ele alınmakta-dır. Ancak parçanın V. cümlesinde bu ödülle ilgi-si olmayan bir yorum yapılmıştır. Bu cümle, par-çanın anlam bütünlüğünü bozmaktadır.

(Cevap E)

Page 3: ALES 2010 Sozel

Mantıklı ALES

5

ww

w.k

pss

.in

fo

8. (I) Karabük Valiliği, başlattığı özel bir projeyle Karabük Yenice Ormanları’nın yürüyüş ve bi-siklet parkurlarını geliştiriyor. (II) Proje kap-samında, yürüyüş parkurlarına işaretler ko-nulması, yön ve bilgi tabelaları yerleştirilmesi planlanıyor. (III) Ayrıca bölgeyle ilgili rehber kitaplar hazırlanması da düşünülüyor. (IV) Yenice Ormanları, Doğal Hayatı Koruma Vakfı tarafından, Avrupa’nın biyolojik çeşitlilik açı-sından en değerli ve acil olarak korumaya alınması gereken yüz orman alanı arasında gösteriliyor. (V) Bu çalışmaların amacı, yöre-nin doğal zenginliklerinin tanıtılması, ekoturizm ve doğa sporları için cazip bir merkez hâline getirilmesi.

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

ÇÖZÜM:

Parçada, “Karabük Yenice Ormanları”yla ilgili bir projeden söz edilmektedir. Yenice Ormanları’yla ilgili, parçada ele alınan konudan farklı bir bilgi aktarılan IV. cümle, parçanın anlam bütünlüğünü bozmaktadır.

(Cevap D)

9. (I) Deneme türündeki yazıların bence en önemli özelliği kesinlemelere gitmeden okuru kendisiyle tartışmaya çağırmasıdır. (II) Okur bizimle aynı görüşte olmayabilir ama yazımızı okurken bir kuşku büyümeli içinde. (III) O mu doğruyu yazıyor, yoksa ben mi en doğruyu biliyorum, diye. (IV) Montaigne’nin şu sözünü hep hatırlarım: “Yolda karşımıza ilk çıkanla konuşur gibi yazmalı.” (V) Yazarlık yaşantı-mın en güzel övgülerinden biri sayarım bir genç okurumun bana söylediği şu cümleyi, “Her düşüncenize katılıyorum ama yazınızı okurken sizinle tartışmaktan alamıyorum ken-dimi.”

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

ÇÖZÜM:

Parçada, “deneme türünün okuyucuyu kendisiyle tartışmaya çağırması” özelliği üzerinde durul-maktadır. Ancak Montaigne’nin sözü, denemenin parçada ele alınan özelliğinin dışında bir düşün-ceyi içermektedir. Buna göre, IV. cümle parçanın anlam bütünlüğünü bozmaktadır.

(Cevap D)

10. (I) Stockholm’de Djurgarden Adası’nda bulu-nan Skansen, İsveç’in ilk açık hava müzesi ve hayvanat bahçesi. (II) 1891’de müzenin ku-rulmasını sağlayan Arthur Hazelius, Endüstri Çağı öncesinde İsveç’in farklı bölgelerindeki yerel yaşamları göstermeyi amaçlamış. (III) Skansen ilk önce adadaki Nordik Müze’nin bir bölümüyken 1963’te bağımsız bir kurum ol-muş. (IV) Hazelius, uzun seyahatleri sonunda ülkenin her yerinden parça parça yüz elli ci-varında yapıyı yeniden inşa edilmek üzere müze alanına taşıyarak müzeyi oluşturmuş. (V) Bu müzedeki yapıların sadece üç tanesi orijinal değil ama onlar da titizlikle kopya edilmiş.

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

ÇÖZÜM:

Parçada, “Hazelius’un kurulmasını sağladığı ‘Skansen’ adlı müzenin özellikleri” ele alınmak-tadır. III. cümledeki bilgi, sözü edilen müzenin parçada üzerinde durulan özellikleri dışında bir durumundan bahsettiği için parçanın anlam bü-tünlüğünü bozmuştur.

(Cevap C)

11. (I) Size bir kitaptan söz eder biri; piyasada az sayıda kalmış, eski bir kitaptır bu. (II) Bulmak için deliler gibi ardına düşersiniz o kitabın. (III) Sanki onu bulup da okursanız yaşamınız-da bazı düğümler kendiliğinden çözülecek, bir şeyler kendiliğinden aydınlığa kavuşacak-tır. (IV) Bunun için de gezmediğiniz kitapçı, sahaf kalmaz. (V) Zamanında o kadar çok ara-yıp da bulamadığım, yakın bir tarihte sahafla-rın birinde karşıma çıkan “Fakir Çalgıcı” adlı kitabı artık okuyup okumayacağımdan emin bile değilim.

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

ÇÖZÜM:

“Piyasada az sayıda kalmış, eski kitapları ara-manın uyandırdığı duygular”dan söz edilen bu parçanın V. cümlesinde özel olarak “Fakir Çalgı-cı” adlı bir kitaba değinilmesi parçanın anlam bü-tünlüğünü bozmaktadır.

(Cevap E)

Page 4: ALES 2010 Sozel

Mantıklı ALES

6

Din

am

ik A

ka

dem

i

12. – 15. SORULARDA, BAŞTA VERİLEN CÜMLEDEN KESİN OLARAK ÇIKARILABİ-LECEK YARGIYI BULUNUZ.

12. 2005’ten beri televizyonlarda yayımlanan bu ödüllü çizgi film, yoğun olarak Asya etkileri taşıyor.

A) Bir çizgi romandan 2005 yılında uyarlanmış-tır.

B) Hâlâ yayımlanmaya devam etmektedir.

C) Bir Asya ülkesinde yapılmıştır.

D) Çizerleri arasında Asyalılar vardır.

E) Çok izlenmesinde aldığı ödül etkili olmuştur.

ÇÖZÜM:

Cümledeki “2005’ten beri televizyonlarda yayım-lanan” sözü, sözü edilen çizgi filmin “hala yayım-lanmaya devam ettiğini” düşündürmektedir.

(Cevap B)

13. Bazı atletizm branşlarındaki rekorların 1900-2007 yılları arasındaki gelişiminin incelendiği bir araştırmaya göre, en çok rekor gülle ve ci-rit atma branşlarında, en az rekor kısa mesafe koşularında kırılmıştır.

A) Gülle ve cirit atma branşlarında daha fazla gelişme görülmüştür.

B) Uzun mesafe koşularında bir süredir yeni re-kor kırılamamaktadır.

C) 2007’den sonra bazı atletizm branşlarında rekor kırılamamıştır.

D) Gülle ve cirit atma branşlarında yarışan spor-cu sayısında son yıllarda artış olmuştur.

E) Atletizmin bazı branşlarında her yıl rekor kı-rılmaktadır.

ÇÖZÜM:

Başta verilen cümlede, “en çok rekorun gülle ve cirit atma branşlarında kırıldığı” belirtilmektedir. Bu bilgiden de “gülle ve cirit atma branşlarında daha fazla gelişme görüldüğüne” ulaşılabilmek-tedir.

(Cevap A)

14. Bu tiyatro, her sezon yeni ve farklı yazarların çarpıcı oyunlarını sergilemekteki tutarlılığını, bu yıl da seyirci karşısına çıkardığı oyunlarla sürdürdü.

A) Gittikçe yeni ve farklı yapıtlar bulmada zor-lanmaktadır.

B) Her yıl kadrosuna yeni oyuncular eklenmek-tedir.

C) Seyirci tarafından beğenileceğine inanılan yapıtlar tercih edilmektedir.

D) Bu yıl sergilenen oyunlar daha önce sahne-lenmemiştir.

E) Her sezon beklenenden çok izleyici gelmek-tedir.

ÇÖZÜM:

Cümledeki “yeni ve farklı yazarların çarpıcı oyun-ları” sözünden “bu yıl sergilenen oyunların daha önce sahnelenmediğini” çıkarabilmekteyiz.

(Cevap D)

15. Dünyadaki ruhani festivallerden biri olan bu festival, Hindistan’ın dört kutsal kentinde, her kentte ötekinden üç yıl sonra olmak üzere sı-rayla kutlanmaktadır.

A) Farklı kentlerde kutlanan iki festival arasında on iki yıl vardır.

B) Aynı kente tekrar sıra dört yıl sonra gelmek-tedir.

C) Her kente on iki yılda bir sıra gelmektedir.

D) Festival dört kentte aynı anda ancak on iki yılda bir kutlanmaktadır.

E) Hindistan’da kutsal kabul edilen yalnız dört şehir vardır.

ÇÖZÜM:

Festivalin Hindistan’ın dört kutsal kentinde, her kentte ötekinden üç yıl sonra olmak üzere sırayla kutlandığı bilindiğine göre, “Her kente on iki yılda bir sıra gelmektedir.” diyebiliriz.

(Cevap C)

Page 5: ALES 2010 Sozel

Mantıklı ALES

7

ww

w.k

pss

.in

fo

16. – 19. SORULARDA, NUMARALANMIŞ CÜMLELERİN ANLAMLI BİR BÜTÜN OLUŞTURMASI İÇİN HANGİLERİNİN BİR-BİRİYLE YER DEĞİŞTİRMESİ GEREKTİĞİ-Nİ BULUNUZ.

16. I. Ne var ki Princeton Üniversitesinden bir jeo-log, dinozorların yeryüzüne çarpan bir gök taşı yüzünden yok olduğunu savunan popüler inanışı geçersiz kılacak nitelikte ve bu konu-daki tartışmaları tekrar gündeme getiren, ol-dukça güçlü yeni kanıtlar ortaya koydu.

II. Bu gizemi çözmeye yönelik teoriler arasında gök taşı ve kuyruklu yıldız çarpması, yanar-dağ patlamaları, küresel iklim değişimi, deniz seviyesinin yükselmesi ve süpernova gibi se-çenekler yer alıyordu.

III. İlk çağlarda yaşamış, günümüze fosilleri kalmış bir sürüngen olan dinozorların yok oluşuna neyin sebep olduğu hâlâ gizemini koruyor.

IV. Bu bilim adamı, ABD’nin, Meksika’nın ve Hindistan’ın birçok bölgesinde kaya oluşum-larını inceleyerek bu sürüngenlerin yok olma-sını yalnızca gök taşı çarpmasına bağlama-nın doğru olmadığı kanısına vardı.

V. Çünkü, farklı bölgelerde yapılan çalışmalar sonucunda bulunan bitki ve hayvan fosilleri, kitlesel yok oluşun, gök taşı çarpmasından hemen sonra değil, çok sonra gerçekleştiğini kanıtlıyor.

A) I. ile II. B) I. ile III. C) II. ile IV.

D) III. ile V. E) IV. ile V.

ÇÖZÜM:

16 – 19 tarzındaki sorularda numaralanmış cüm-lelerde geçen “anahtar kavramlara” dikkat etmek bu tip soruların çözümünü kolaylaştıracaktır. Ni-tekim bu sorunun II. cümlesinde geçen “bu gi-zemi” sözüyle III. cümledeki “hala gizemini koru-yor” sözleri arasında ilişki kurulabilir. Buna göre, I. ve III. cümlelerin yer değiştirmesi gerektiğini söyleyebiliriz.

(Cevap B)

17. I. Yeşilçam’ı Yeşilçam yapan yönetmenler artık iyiden iyiye köşelerine çekildiler.

II. Kim bilir belki ilerlemiş yaşlarının değişen sinema ortamına pek uygun olmadığını dü-şünüyorlardır.

III. Bizlere armağan ettikleri o güzel filmlerin tadında…

IV. Ama gönül yine de onlardan emeklilik dö-nemlerini taçlandıracak birkaç film istiyor.

V. Ya da bunca yılın yorgunluğunu emeklilik döneminde atmaya çalışıyorlardır.

A) I. ile III. B) II. ile III. C) II. ile V.

D) III. ile V. E) IV. ile V.

ÇÖZÜM:

I. ve II. cümlelerde, Yeşilçam’ın eski yönetmenle-rinin artık köşelerine çekildiklerinden ve bunun sebeplerinden söz edilmektedir. V. cümlede an-latılanlar da bu sebeplerden biri olarak düşünü-lebilir. O halde III. ve V. cümleler yer değiştirdi-ğinde numaralanmış cümlelerle anlamlı bir bütün oluşturulabilmektedir.

(Cevap D)

18. I. Binlerce yıl önce Doğu ve Güneydoğu As-ya’dan Adriyatik’e kadar uzanan coğrafyada yapılan baharat ticareti, ekonomik sistemin temelini oluşturduğu gibi dünya siyasetine ve kültürlerine de yön verdi.

II. Birçok el değiştirerek Avrupa’ya ulaşan baha-ratlar pahalıya mal olsa da bunların ticareti oldukça yoğundu.

III. Bu baharatlardan biber, tarçın, zencefil, va-nilya gibi bazıları, doğunun uç noktalarından uzun bir yolculukla Avrupa’ya taşınırdı.

IV. Çünkü aristokratlar arasında bol baharatlı ve aromalı yemekleri tüketmek modaydı ve ba-haratların önemli bir şifa kaynağı olduğuna inanılıyordu.

V. Türkler ise daima baharatın bol yetiştiği bir coğrafyada yaşadı, dolayısıyla baharat, Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden biri oldu.

A) II. ile III. B) II. ile V. C) III. ile IV.

D) III. ile V. E) IV. ile V.

ÇÖZÜM:

Numaralanmış cümlelerde söz edilen aşamalara dikkat edildiğinde (baharatın Asya’dan Avrupa’ya taşınması) II. ve III. cümlelerin yer değiştirmesi gerektiği anlaşılmaktadır.

(Cevap A)

Page 6: ALES 2010 Sozel

Mantıklı ALES

8

Din

am

ik A

ka

dem

i

19. I. Avustralya’nın güneyinde bulunan bir elma-sın yerkürenin derinlikleriyle ilgili önemli bilgi-ler sağlayacağı düşünülüyor.

II. Adelaide’ın 300 kilometre kuzeyinde Eurelia köyünün biraz dışında bulunan bu elmas, Adelaide Üniversitesinde elmas uzmanı olan Ralf Tappert’a gönderildi.

III. Bu kadar derinde içinde mineral barındıran elmasa bugüne kadar sadece Kanada ve Brezilya’da rastlanırken şimdi de böyle bir elmas Avustralya’da bulundu.

IV. Tappert ve ekibinin yaptığı araştırmada el-masın içinde ancak yer kabuğundan 670 ki-lometre derinlikte oluşabilen minerallere rast-landı.

V. Yer bilimciler böyle elmasların, yerkürenin alt katmanlarına dair birçok önemli bilgiyi barın-dıran örnekler olduğu için çok önemli olduğu-nu düşünüyor.

A) I. ile II. B) II. ile III. C) III. ile IV.

D) III. ile V. E) IV. ile V.

ÇÖZÜM:

II. cümlede, elmasın Ralf Tappert’a gönderildiği belirtiliyor. IV. cümlede de Tappert ve ekibinin elmasla ilgili yaptığı araştırmadan söz ediliyor. Buna göre, III. ve IV. cümleler yer değiştirdiğinde numaralanmış cümlelerle anlamlı bir bütün oluş-turulabilmektedir.

(Cevap C)

20. I. arayıp bulmaya adayan

II. tanımlayan sanatçı, bu çalışmasında

III. İstanbul’u bir kez daha yorumluyor

IV. kendini, şehirlerin ruhlarını

V. bir sokak fotoğrafçısı olarak

Yukarıdaki sözler anlamlı ve kurallı bir cümle oluşturacak biçimde sıralandığında, hangisi baştan ikinci olur?

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

ÇÖZÜM:

Verilen sözlerle anlamlı ve kurallı bir cümle oluş-turulması için sözlerin şu şekilde sıralanması ge-reklidir: “Kendini, şehirlerin ruhlarını arayıp bul-maya adayan bir sokak fotoğrafçısı olarak tanım-layan sanatçı, bu çalışmasında İstanbul’u bir kez daha yorumluyor.” Buna göre, I ile numaralanmış söz baştan ikinci olmaktadır.

(Cevap A)

21. I. Bu disiplinlerin ortaya çıkmasından sonra, insanlık, bilgi birikimini sistemli olarak artırıp bilimleri ortaya çıkardı.

II. Daha sonraki aşamadaysa zeki olmayan ama programlandıkları işleri hızla ve hatasız yapabilen makineler üretti ve mekanik işleri robotlara, makinelere yaptırdı.

III. Tohumun büyümesi gözlenerek tarım, doğal barınma koşulları taklit edilerek inşaat ve di-ğer birçok disiplin ortaya çıktı.

IV. Şimdi de en az kendi kadar zeki ve kendin-den çok daha hızlı makineler yapmanın yani yapay zekânın peşinde.

V. Medeniyet, insanın doğayı çeşitli yönleriyle taklit etmesi ve bunu geliştirmesi sonucunda ortaya çıktı.

Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak biçimde sıralandığında, hangisi baştan dördüncü olur?

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

ÇÖZÜM:

Bu cümlelerle anlamlı bir bütün oluşturmak için cümlelerin şu şekilde sıralanması gerekmektedir: “Medeniyet, insanın doğayı çeşitli yönleriyle taklit etmesi ve bunu geliştirmesi sonucunda ortaya çıktı. Tohumun büyümesi gözlenerek tarım, do-ğal barınma koşulları taklit edilerek inşaat ve di-ğer birçok disiplin ortaya çıktı. Bu disiplinlerin or-taya çıkmasından sonra, insanlık, bilgi birikimini sistemli olarak artırıp bilimleri ortaya çıkardı. Da-ha sonraki aşamadaysa zeki olmayan ama prog-ramlandıkları işleri hızla ve hatasız yapabilen makineler üretti ve mekanik işleri robotlara, ma-kinelere yaptırdı. Şimdi de en az kendi kadar ze-ki ve kendinden çok daha hızlı makineler yap-manın yani yapay zekanın peşinde.” Buna göre, II ile numaralanmış cümle baştan dördüncü olur.

(Cevap B)

Page 7: ALES 2010 Sozel

Mantıklı ALES

9

ww

w.k

pss

.in

fo

22. “Siz yolunuza devam edin, böyle yaparsanız hedefe kendiliğinden varırsınız.” sözü, aşağıda-kilerden hangisinin önemini vurgulamakta-dır?

A) Beklenmedik durumlara hazırlıklı olma

B) Hızlı karar verebilme

C) Ulaşılabilir amaçlar belirleme

D) Gerektiğinde yardım almaktan çekinmeme

E) Amaca doğru, kararlılıkla ilerleme

ÇÖZÜM:

Bu cümleyle bir amaç uğruna yılmadan mücade-le etme, “amaca doğru, kararlılıkla ilerleme” dü-şüncesi vurgulanmıştır.

(Cevap E)

23. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde eleştiri söz konusudur?

A) Müzik hayatına lise yıllarında, yerel bir koro-da şarkı söyleyerek adım atmıştı.

B) Eski grubuyla yollarını ayırdıktan sonra bir süre tek başına çalıştı ama pek de mutlu ol-madı.

C) Beş yıl sonra çıkardıkları ikinci albümleri bek-lenen ilgiyi görmeyince hayal kırıklığına uğ-radılar.

D) Çok nadir bulunan güçlü bir sesi vardı ama çevresindekiler bunu anlayamayacak kadar ilgisizdi.

E) Geçmişte yaşadıklarıyla, okul yıllarıyla ve ai-lesiyle ilgili soruları her zaman cevaplardı.

ÇÖZÜM:

Eleştiri, bir sanatçının, bir eserin yahut bir kav-ramın hem olumlu hem de olumsuz yönleriyle değerlendirilmesidir. D seçeneğindeki “ama” bağlacı kendinden önceki yargının olumlu, son-raki yargının olumsuz olduğunu anlatmaktadır. Aynı zamanda “ilgisizdi” sözü de eleştiri anlamını kuvvetlendirmektedir.

(Cevap D)

24. (I) Bu filmde oynayacak oyuncuların seçimi üç aşamada yapıldı. (II) İlk önce başaktörler ve ba-şaktrisler, ardından figüranlar, en son da çocuk aktörler seçildi. (III) Aktörlerin seçimi her zaman-ki yöntemle yapıldı. (IV) Seçilenlerin yüzlerinin, filmde anlatılan olayın geçtiği zamanın yüzleriyle benzeşmesine çok dikkat edildi. (V) Hepsi de “eski bir fotoğraftan fırlamış” dedirtecek türden olmalıydı. (VI) Bunun için az çaba da harcama-dık. (VII) Kuzey Almanya’daki hemen her köyü gezip uygun yüzler aradık.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin han-gisi, altı çizili cümleyi açıklar niteliktedir?

A) II. B) III. C) IV. D) VI. E) VII.

ÇÖZÜM:

Altı çizili cümleyle oyuncuların gerçekçi olmaları ve senaryoya uygunluk göstermeleri anlatılmak istenmiştir. Buna göre, “Seçilenlerin yüzlerinin, filmde anlatılan olayın geçtiği zamanın yüzleriyle benzeşmesine çok dikkat edildi.” cümlesi, altı çi-zili cümleyi açıklamaktadır.

(Cevap C)

25. (I) Varlık dergisinin bir sayısında Behçet Necatigil’in “Eski Sokak” adlı şiirine rastladım. (II) Behçet Necatigil’in en güzel şiirlerinden biri ben-ce. (III) Yalnızca kolay anlaşılırlığından, yalınlı-ğından değil. (IV) Şairin yüreğindekileri yansıt-masından, insanca bir sıcaklık vermesinden, yal-nız bugüne değil yıllar sonrasına seslenen bir güç taşımasından… (V) Bir konuyu, bir duyguyu, bir özlemi, bir tutkuyu abartmadan, yüceltmeden en yalın, en etkili, en özlü biçimde duyurmasın-dan…

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin han-gisinde değerlendirme yapılmamıştır?

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

ÇÖZÜM:

Parçadaki II, III, IV ve V ile numaralanmış cümle-lerde Behçet Necatigil’in sanatı, dili ve “Eski So-kak” adlı şiiri değerlendirilmektedir. I. cümlede değerlendirme söz konusu değildir.

(Cevap A)

Page 8: ALES 2010 Sozel

Mantıklı ALES

10

Din

am

ik A

ka

dem

i

26. (I) Çocukların sürekli sorduğu “Neden?” sorusu-nu yanıtlarken yetişkinlerin üç yaklaşımı var. (II) İlki “Vaktim yok, başka zaman sor.” demek. (III) İkincisi kısa ve çabuk cevaplar vermek. (IV) Üçüncüsü de sorduğu soruyu önce kendisinin cevaplamasını istemek. (V) Ne var ki çocuk an-cak bu son yaklaşımla tartışmayı ve kendi dü-şüncelerini oluşturmayı öğrenebilir. (VI) Bu da oldukça zaman alan, zor ve sabır isteyen bir yak-laşımdır.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin han-gilerinde yoruma yer verilmiştir?

A) I. ve V. B) II. ve VI. C) V. ve VI.

D) I., IV. ve VI. E) IV., V. ve VI.

ÇÖZÜM:

I. cümlede, çocukların sorduğu “Neden?” soru-sunu yanıtlarken yetişkinlerin üç yaklaşımının ol-duğu belirtilmektedir. II., III. ve IV. cümlelerde bu üç yaklaşımın neler oldukları açıklanmaktadır. V. ve VI. cümlelerde de üçüncü yaklaşımla ilgili yo-ruma yer verilmektedir.

(Cevap C)

27. (I) Filmin yönetmeni, başrol için benimle konuş-tuğunda henüz senaryoyu yazmamıştı. (II) Hikâ-yesini anlatacağı kişinin geçmişi hakkında fazla bir bilgiye sahip değilmiş o zaman. (III) Ama onun, sıra dışı bir hayatı olduğunu ve bunun da film yapmak için oldukça uygun olduğunu dü-şünmüş. (IV) Senaryoyu gördüğümde kahrama-nın kişiliğinin oluştuğu yıllar bana daha çekici geldi. (V) Ayrıca hayatının ilerleyen dönemlerin-de modacı olmuş birinin hayatını anlatan bu fil-min, moda ve kıyafet üzerine kurgulanmamış olması da ilginçti. (VI) Sıra dışı bir kadının yük-seliş hikâyesiydi bu.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin han-gisi, kendisinden önceki cümlede söylenen-lerin nedenini açıklamaktadır?

A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI.

ÇÖZÜM:

Parçadaki I. cümlede, filmin yönetmeninin başrol için bir oyuncuyla konuştuğu sırada henüz se-naryoyu yazmadığından söz edilmektedir. II. cümlede de bu durumun nedeni (Hikayesini an-latacağı kişinin geçmişi hakkında fazla bir bilgiye sahip değilmiş o zaman.) açıklanmaktadır.

(Cevap A)

28. (I) Bir roman, öykü ya da oyun başka bir anlatım formuna uyarlandığında artık onun ilk hâlini dü-şünmemek gerekir. (II) Çünkü artık eldeki yeni bir formdur ve tartışma bu yeni form üzerinden yapılmalıdır. (III) Ne var ki romandan uyarlanan bu çizgi romanı, bu yeni forma göre değerlen-dirmekten yana olsam da kitapçı rafında görüp karıştırınca bir düğüm oluştu içimde. (IV) Bir kır-gınlık, bir aldatılmışlık hissi… (V) Ne de olsa bir gönül bağı, bir vefa borcu var bende yazarına karşı. (VI) Ama dediğim gibi, bu tamamen kişisel bir yaklaşım olarak değerlendirilmeli, başka bir şey değil.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin han-gisinde, konuşan kişi öznel bir tutum içinde olmasının nedenini belirtmiştir?

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

ÇÖZÜM:

Parçada konuşan kişinin öznel bir tutum içinde olmasının nedeni sözü edilen çizgi romanın ya-zarına karşı “bir gönül bağının, bir vefa borcu-nun” olmasıdır.

(Cevap E)

29. (I) Bir üniversite tarafından, ilköğretim öğrencileri arasında internet kullanımına ilişkin bir araştırma yapıldı. (II) Bunun sonucunda, interneti, kız ço-cuklarının % 60’ının iletişim, erkek çocuklarının % 55’inin oyun amacıyla kullandığı ortaya çıktı. (III) Araştırma, 12-14 yaş grubundaki 133 öğren-ci arasında yapıldı. (IV) Ailelerin evlerine interne-ti, çocuklarının derslerine yardımcı olması için aldığı öğrenildi. (V) Ayrıca öğrencilerin % 55’inin günde 1-3 saatini internet başında geçirdiği an-laşıldı.

İnternet kullanımına ilişkin bir araştırmadan söz edilen bu parçadaki numaralanmış cüm-lelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden han-gisi yanlıştır?

A) I. cümlede, kimler üzerinde yapıldığı söylen-miştir.

B) II. cümlede, cinsiyetlere göre kullanım amaç-ları yüzdelerle verilmiştir.

C) III. cümlede, kaç kişinin etkin kullanıcı olduğu açıklanmıştır.

D) IV. cümlede, hangi amaçla kullanılması bek-lendiği belirtilmiştir.

E) V. cümlede, kullanımı, zaman açısından sa-yısal verilerle belirtilmiştir.

Page 9: ALES 2010 Sozel

Mantıklı ALES

11

ww

w.k

pss

.in

fo

ÇÖZÜM:

I. cümlede, araştırmanın ilköğretim öğrencileri üzerinde yapıldığı söylenmiştir. II. cümlede, kız çocuklarının %60’ının iletişim, erkek çocuklarının %55’inin oyun amacıyla interneti kullandıkları be-lirtilmiştir. IV. cümlede, internetin çocukların derslerine yardımcı olması beklendiği ifade edil-miştir. V. cümlede öğrencilerin %55’inin 1-3 saa-tini internet başında geçirdiği belirtilmiştir. Ancak III. cümlede, kaç kişinin etkin kullanıcı olduğu açıklanmamıştır.

(Cevap C)

30. (I) Yayımcısının çok satış yapacağı ümidiyle yatırım yaptığı kitaplar vitrinlere yığılıyor, kitabevlerini popüler yazarların posterleri süslü-yor. (II) Kazancın ön plana çıktığı bu süreçte, sa-tış oranı düşük kitaplar dağıtımcı ve kitabevi ta-rafından önemsenmiyor. (III) Hatta bu kitaplar okuyucuyla karşılaşma fırsatı bile bulamadan ia-de ediliyor. (IV) Yayıncılar ve editörler bu yüz-den, değerini az sayıda insanın anlayabildiği “iyi”lerin değil, “ilgi çekecek”lerin peşinde koşu-yor. (V) Bu durumu iktisattaki “Kötü para, iyi pa-rayı kovar.” biçimindeki Gresham Kanunu’na benzetiyorum; yayın dünyasında da “kötü” kitap, “iyi” kitabı kovuyor.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlış-tır?

A) I. cümlede, saptama yapılmıştır.

B) II. cümlede, neden ve sonuç belirtilmiştir.

C) III. cümlede, çok okunmayan kitapların du-rumu ortaya konmuştur.

D) IV. cümlede, olumsuz bir yönelimden söz edilmiştir.

E) V. cümlede, değişen bir anlayıştan söz edil-miştir.

ÇÖZÜM:

I. cümlede, çok satış yapacağı düşünülen kitap-ların ön plana çıkarıldığı tespit edilmiştir. II. cüm-lede, ticari kaygı nedeniyle satış oranı düşük ki-tapların önemsenmediği belirtilmiştir. III. cümle-de, çok okunmayan kitapların iade edildiği açık-lanmıştır. IV. cümlede, yayıncıların ve editörlerin “iyi”lerin değil, “ilgi çekecek”lerin peşine düştü-ğünden söz edilmiştir. Ancak V. cümlede, deği-şen bir anlayıştan bahsedilmemiştir.

(Cevap E)

31. (I) Diyet yapanların en önemli hatası, yeterince karbonhidrat almamaktır. (II) Ekmek, pilav, ma-karna gibi besinleri kesen kişilerin metabolizma-sı, ihtiyacı olan karbonhidratı kastaki karbonhid-rattan almaya başlar. (III) Bu da kas kaybı anla-mına gelir ve beraberinde vücut su da kaybeder. (IV) Diyet yapan insan, tartıldığında kilo verdiğini sanır. (V) Ancak kaybedilen yağ değil, kas ve sudur. (VI) Eğer kilo vermenize karşın yalnızca yüzünüz, kollarınız inceliyor, yağ deposu olan karın ve öteki bölgeler aynı kalıyorsa yağ kay-betmediğinizi ve doğru zayıflamadığınızı bilmeli-siniz.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlış-tır?

A) I. cümlede, yanlış bir davranıştan söz edili-yor.

B) II. cümlede, bazı besinlerin ne kadar alınması gerektiğinden söz ediliyor.

C) IV. cümlede, düşülen bir yanılgıdan söz edili-yor.

D) V. cümlede, bir gerçek ortaya konuyor.

E) VI. cümlede, uyarı yapılıyor.

ÇÖZÜM:

I. cümlede, diyet yapanların hatalı bir davranı-şından söz edilmiştir. IV. cümlede, diyet yapan insanın düştüğü bir yanılgı belirtilmiştir. V. cüm-lede, gerçekte kaybedilenin yağ değil, kas ve su olduğu ortaya konmuştur. VI. cümlede, diyet ya-pan insanlar için bir uyarı yapılmıştır. Fakat II. cümlede, bazı besinlerin ne kadar alınması ge-rektiğinden söz edilmemiştir.

(Cevap B)

Page 10: ALES 2010 Sozel

Mantıklı ALES

12

Din

am

ik A

ka

dem

i

32. (I) Şiiri ya da öteki edebiyat ürünlerini anlayabil-mek için insanın “gerçeklik ve duyarlılık” eğiti-minden geçmesi gerek. (II) Gerçeklik eğitimi her-kes için gerekli, yolunu şaşırmamak için. (III) Du-yarlılık ise kimi sanatçıların sözünü ettiği “ince” şeyleri anlamak için... (IV) Sanatların en yücesi olan yaşama sanatına katkıda bulunan güzel sa-natları, müziği, resmi, edebiyatı, tiyatroyu, sine-mayı anlamakla ilgili bir duyarlılık... (V) Bu alan-lardaki eğitimi, basit bir meslek eğitimi olarak dü-şünmeyelim. (VI) Her şeyden önce, sanata za-man ayırmak, bu konularla ilgilenip onları özüm-semek için elverişli koşulları oluşturmak çok önemlidir.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlış-tır?

A) I. cümlede, bir amaca ulaşmada gerekli ko-şullar üzerinde durulmuştur.

B) II. cümlede, bir kavramın insanlar açısından önemi belirtilmiştir.

C) IV. cümlede, önceki cümlelerde belirtilenlerle ilgili açıklama yapılmıştır.

D) V. cümlede, konunun bir yönüne dikkat çe-kilmiştir.

E) VI. cümlede, sanatla ilgilenmenin doğuracağı sonuçlar belirtilmiştir.

ÇÖZÜM:

I. cümlede, edebiyat ürünlerini anlayabilmek için gerekli koşullar üzerinde durulmuştur. II. cümle-de, gerçeklik eğitiminin insanlar açısından önemi belirtilmiştir. IV. cümlede, önceki cümlede belirti-len “duyarlılık” kavramıyla ilgili açıklama yapıl-mıştır. V. cümlede, bu alanlardaki eğitimin basit bir meslek eğitimi olarak düşünülmemesi gerek-tiği belirtilerek konunun bir yönüne dikkat çekil-miştir. Ancak VI. cümlede, sanatla ilgilenmenin doğuracağı sonuçlar belirtilmemiştir.

(Cevap E)

33. Aşağıda verilen cümlelerin hangisindeki altı çizili söz çıkarılırsa cümlenin anlamında bir daralma olmaz?

A) Antrenmanlarını düzenli yapmayan bu koşu-cunun, rakiplerini geçmesi şimdilik mümkün değil.

B) Kütüphanedeki araştırmasının uzun sürmesi nedeniyle ödevini zamanında bitiremedi.

C) Şehrin karmaşasının henüz başlamadığı sa-bah saatlerinde yalnız yürümekten hoşlanır-dı.

D) En çok gol atan futbolcularını başka takıma kaptırmalarına rağmen oyuncular hiç de kötü bir performans sergilemiyorlar.

E) Yağmur nedeniyle kayganlaşan yolda viraja süratle girince otomobilinin kontrolünü bir an için kaybetti.

ÇÖZÜM:

D seçeneğindeki altı çizili sözcük cümleden çıkarıldığında cümlenin anlamında bir daralma olmamaktadır; çünkü cümlenin yükleminden (sergilemiyorlar) “oyuncular” sözcüğünü karşıla-yacak bir gizli özneye (onlar) ulaşabilmekteyiz.

(Cevap D)

34. Zamanında kendisi de iyi bir kaleci olan Fransız düşünürü ve romancısı Albert Camus, “Ahlaka dair bildiğim ne varsa futboldan öğrendim. Çün-kü top hiçbir zaman beklediğim köşeden gelme-di.” demiş.

Albert Camus bu sözleriyle aşağıdakilerden hangisini anlatmak istemiş olabilir?

A) Ahlak üzerine geliştirdiği düşünceleri aktar-mada futbol terimlerinden yararlandığını

B) İyi bir düşünür ve romancı olmasını, eskiden sporla uğraşmış olmasına bağladığını

C) Farklı bir alanda edindiği tecrübenin yaşama bakış açısını etkilediğini

D) Kendisini, düşün ve yazın alanlarında, futbol-da olduğundan daha başarılı bulduğunu

E) Başarılı bir sporcu olmanın öncelikle güzel ahlaka sahip olmaktan geçtiğini

Page 11: ALES 2010 Sozel

Mantıklı ALES

13

ww

w.k

pss

.in

fo

ÇÖZÜM:

Bir düşünür ve romancı olan Albert Camus’un futbolla ilgili cümlesinden bu alanda edindiği de-neyimin hayatının başka alanlarında da etkili ol-duğunu çıkarabilmekteyiz.

(Cevap C)

35. Dün bir dergide okudum. Çocukluğumuzun “Su-sam Sokağı”nın ilk bölümü yayımlanalı kırk yıl olmuş. Oradaki “Edi” ile “Büdü” koca adamlar olmuşlardır herhâlde. İnsan düşünüyor ister is-temez, “Bir iş sahibi oldular mı, evlenip çoluk ço-cuğa karıştılar mı?” diye. Aslında işleri iyiydi, ekmek elden su gölden yaşıyorlardı. Ama belli bir yaşa gelince bırakmışlardır bu işleri sanırım. “Kırpık” hâlâ aynı küfede mi yaşıyordur acaba? Sonra “Kurabiye Canavarı” o kadar kurabiyeden sonra göbeklenmiş midir? Kim bilir…

Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur?

A) Yorum B) Benzetme C) Tahmin

D) İkileme E) Mizah unsurları

ÇÖZÜM:

“Aslında işleri iyiydi, ekmek elden su gölden yaşıyorlardı.” cümlesinden yorum yapıldığı, “her-halde”, “sanırım” sözlerinden tahminde bulunul-duğu söylenebilir. “Çoluk çocuk” sözü, ikilemedir. Parça boyunca mizahi unsurlardan yararlanıl-mıştır. Ancak parçanın anlatımında benzetmeye başvurulmamıştır.

(Cevap B)

36. Bir araştırma için iki, üç ve dört yaşındaki çocuk-lardan oluşan iki farklı grup oluşturulmuş. Araş-tırmacılar, çocukların daha önce görmedikleri nesneler hakkında sorular sormalarına izin ver-mişler. Birinci gruptaki çocukların soruları nesne-lerin sadece adları verilerek, ikinci gruptaki ço-cukların soruları ise nesnelerin işlevleri de söy-lenerek yanıtlanmış. Yaşlarına bakılmaksızın ilk gruptaki tüm çocukların aldıkları yanıttan sonra nesnelerle ilgili tamamlayıcı başka sorular da sordukları, öteki gruptakilerin ise aldıkları yanıt-larla daha çok tatmin oldukları görülmüş.

Bu parçaya dayanarak aşağıdaki yargılardan hangisine varılamaz?

A) Çocuklar nesnelerin özelliklerini öğrenmeye çalışmışlardır.

B) Bir gruptaki çocuklara verilen bilgilerle, onla-rın sorduğu soruların sayısı arasında ters orantı vardır.

C) Bilmedikleri nesnelerin yalnızca isimlerini söylemek çocuklar için bir şey ifade etmez.

D) Nesnelerin işlevleri ile adları arasındaki ilişki çocukların ilgisini çeker.

E) Soru sormak çocukların bilgi edinmek için kullandığı bir yöntemdir.

ÇÖZÜM:

Parçada, çocuklar üzerinde yapılan bir araştır-mayla ilgili bilgiler verilmektedir. Bu parçaya da-yanarak çocukların nesnelerin özelliklerini öğ-renmeye çalıştıklarını, grupların sorduğu soru sayılarının farklı olduğunu, nesnelerin sadece isimlerini bilmelerinin çocuklar için bir şey ifade etmediğini ve çocukların bilgi edinmek için soru sorduklarını söyleyebiliriz. Fakat nesnelerin iş-levleri ile adları arasındaki ilişkinin çocukların il-gisini çektiğine dair bir bilgi parçada yer alma-maktadır.

(Cevap D)

Page 12: ALES 2010 Sozel

Mantıklı ALES

14

Din

am

ik A

ka

dem

i

37. Amerikalı bir antropolog, Senegal’de yaşayan şempanzeler üzerinde yaptığı araştırmalarda, il-ginç bulgulara ulaştı. Bu antropolog, ormanda yaşayan şempanzelerin bir lemur türünü avla-mak için ağaçtan kopardığı dalları dişleriyle siv-rilterek bir çeşit mızrak yaptığını ve öteki şem-panzelerin bu beceriyi izleyerek öğrendiğini göz-ledi. Aynı bilim adamı, şempanzelerin insanlar gibi bir tür kültür geliştirip geliştiremediğini araş-tırmaya devam edeceğini dile getirdi.

Bu parçaya dayanarak aşağıdakilerden han-gisi söylenebilir?

A) Şempanzelerin farklı ortamlara kolayca uyum sağlayabildiği

B) Yeni becerilerinin şempanzeleri baskın tür hâline getirdiği

C) Her şempanze türünün bir şeyi öğrenme sü-resinin farklı olduğu

D) Şempanzelerin başka canlılara yalnızca bes-lenme gereksinimi duyduklarında zarar ver-diği

E) İnsan dışında, alet yapabilen başka canlıların da bulunduğu

ÇÖZÜM:

Parçada, üzerinde araştırma yapılan şempanze-lerin avlanmak için alet yaptıklarının gözlendiği anlatılmaktadır. Buradan insan dışında, alet ya-pabilen başka canlıların da bulunduğuna ulaşıla-bilmektedir.

(Cevap E)

38. Çevirmen de bir insandır. Onun da bir bakış açısı vardır. Bu bakış açısı, ister istemez çeviriye yansır. Dolayısıyla aynı yapıtın farklı çevirileri olabilir.

Bu parçada çevirmenle ilgili olarak aşağıdaki-lerden hangisi anlatılmaktadır?

A) Üslubunun yapıttan yapıta değiştiği

B) Düşüncelerini istediği gibi yansıtamadığı

C) Başka çevirmenlerden etkilendiği

D) Yetkinliğinin çeviriyi etkilediği

E) Çeviriye yorumunu kattığı

ÇÖZÜM:

Parçada, çevirmenin de insan olarak bir bakış açısına sahip olabileceğinden yani çeviriye yo-rumunu kattığından söz edilmektedir.

(Cevap E)

39. Masal kahramanlarının aşması gereken engeller ve yenmesi gereken güçlükler saymakla bitmez. Çocuk, kendisini onlarla özdeşleştirirken kötüler-le ve onlarla bağlantılı olan tehlikelerle ilgili bilgi edinir. Masallar çocuğun düş gücünü geliştirip yaratıcılığını artırır. Çocuk o masallarda kendisini arar, kendisini bulur. Ayrıca mutlu sonlar, çocuğa her düşüşten sonra yeni bir yükseliş olacağı me-sajını verir.

Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisinin, masalların çocuklar üzerindeki etkilerinden biri olduğu söylenemez?

A) Çeşitli duygularla yüz yüze getirdiği

B) Yapabileceklerinin ve yapamayacaklarının ayırtına varmasını sağladığı

C) Umutlarını canlı tuttuğu

D) Düş dünyasını zenginleştirdiği

E) Olayların kendi başlarından geçtiği duygusu-nu uyandırdığı

ÇÖZÜM:

Parçadan masalların çocukları kazanma, kay-betme gibi çeşitli duygularla yüz yüze getirdiğine “Her düşüşten sonra yeni bir yükseliş olacağı mesajını verir.” cümlesinden umutları canlı tuttu-ğuna, “Düş gücünü zenginleştirip yaratıcılığını artırır.” cümlesinden düş dünyasını zenginleştir-diğine, çocuğun masal kahramanıyla kendisini özdeşleştirdiği bilgisinden olayların kendi başla-rından geçtiği duygusunu uyandırdığına ulaşıla-bilmektedir. Ancak yapabileceklerinin ve yapa-mayacaklarının ayırdına varmasını sağladığı bu parçadan çıkarılamamaktadır.

(Cevap B)

40. “Bütün ölüler unutulur… / Yaşayanlar kalır tek başlarına.” Eski yalıların birbirinden güzel resim-lerine bakarken Melih Cevdet Anday’ın bu dize-leri geliyor aklıma. Yaşayanlar işte bu eski yapı-lar. Yaşıyorlar mı, yoksa çağlarından kopmuş bi-rer geçmiş zaman hayaleti mi bunlar? Çoğu on sekizinci yüzyılda yapılmış, bugün eski günlerin dilsiz tanıkları olarak duruyorlar oracıkta. Vapurla geçerken görüyorum onları. Kiminin kırık panjur-ları inik, kiminin soluk perdeleri kapalı. Her za-man içime dokunur görünüşleri.

Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıda-kilerden hangisi söylenemez?

A) Betimlemeye başvurulmuştur.

B) Konuşma havasıyla yazılmıştır.

C) Koşul bildiren cümleler kullanılmıştır.

D) Varlıklara, insana özgü nitelikler yüklenmiştir.

E) Yer yer birinci kişili anlatıma başvurulmuştur.

Page 13: ALES 2010 Sozel

Mantıklı ALES

15

ww

w.k

pss

.in

fo

ÇÖZÜM:

“Kiminin kırık panjurları inik, kiminin soluk perde-leri kapalı.” cümlesinden betimlemeye başvurul-duğu, okuyucuyla sohbet ediyormuşçasına ve yer yer birinci kişili anlatıma (“… geliyor aklıma.”, “… görüyorum onları.”) yer verildiği, “dilsiz tanık-ları” sözünden de varlıklara, insana özgü nitelik-ler yüklendiği söylenebilir. Fakat parçada koşul bildiren cümleler kullanılmamıştır.

(Cevap C)

41. Bu yazar, her zaman, yakın çevresindekilerin dert ortağı, sırdaşı olduğu gibi, sokakta karşılaş-tığı herkesin de ablası, annesi gibi davranan bir “insan sevdalısı”. Öyküleri, okuruna anlatmadan sezdirir ardındaki duyguyu, insana dair duyarlık-ları, incelikleri. Öykülerindeki ayrıntılar ve dilin estetik kullanımıyla yaratılan hava, iyi bir senfo-nide olduğu gibi kusursuzdur. Fazlalıklara, kako-foniye yer yoktur. Metnin müziğinin aktarımı ve vurgular, noktalama işaretlerinin doğru kullanı-mıyla sağlanmıştır. Hatta yazdıklarını kimi kez tek bir sözcük ya da tek bir harfe kadar indirge-miştir vermek istediği duyguyu vurgulamak için. Bütün bunları yapabilmek için Türkçenin olanak-larından olabildiğince yararlanmıştır. Onun diğer sanat dalları hakkındaki ayrıntılı bilgisi, yapıtları-na yansımıştır.

Bu parçada anlatılan kişiyle ilgili olarak aşa-ğıdakilerin hangisine ulaşılamaz?

A) İnsanlarla iletişim kurmakta zorlanmadığına

B) İlgi alanının geniş olduğuna

C) Dil konusundaki yetkinliğine

D) Anlatmak istediklerini sık sık tekrarladığına

E) Yazdıklarında ses uyumuna önem verdiğine

ÇÖZÜM:

“Sokakta karşılaştığı herkesin de ablası, annesi gibi davranan bir ‘insan sevdalısı’.” sözünden in-sanlarla iletişim kurmakta zorlanmadığına, “onun diğer sanat dalları hakkındaki ayrıntılı bilgisi” sö-zünden ilgi alanının geniş olduğuna, “Türkçenin olanaklarından olabildiğince yararlanmıştır.” cümlesinden dil konusundaki yetkinliğine, “Met-nin müziğinin aktarımı ve vurgular, noktalama işaretlerinin doğru kullanımıyla sağlanmıştır.” cümlesinden yazdıklarında ses uyumuna önem verdiğine ulaşılabilmektedir. Ancak parçadan an-latmak istediklerini sık sık tekrarladığı çıkarıla-mamaktadır.

(Cevap D)

42. Eskiden sütçümüz, yoğurtçumuz, sebzecimiz vardı. Onlarla merhabalaşırdık. Hijyenin ve kali-tenin belgesi işte bu merhaba idi. Hâl hatır sor-duğumuz, hangi zeytinden hoşlandığımızı bilen, iyi peynirden bizi haberdar eden bakkalımız var-dı. Şimdi potansiyel tehlike olarak görüldüğümüz için üstümüz arandıktan sonra girebildiğimiz bü-yük alışveriş merkezlerindeki süper marketlerde satılan on binlerce ürünün arasında bir seçim yapamamanın sıkıntısını yaşıyor, “merhabasız” alışveriş yapıyoruz. Hiper, süper ve mega gibi sı-fatların kullanıldığı, isimleri yabancı olan market-lere ne kadar sık giderseniz gidin, güvenlik gö-revlisi, bölüm sorumluları ya da kasiyerlerle soh-bet edemezsiniz. Market arabalarıdır orada size en tanıdık gelen.

Aşağıdakilerden hangisi bu parçada yakınılan durumlardan biri değildir?

A) Zamandan kazanmak için büyük alışveriş merkezlerinin tercih edilmesi

B) İnsanlar arasında güvensizliğin artması

C) Ürün çeşitliliğinin kararsızlığa neden olması

D) Adlandırmalarda Türkçe sözcüklerin kulla-nılmaması

E) İnsan ilişkilerinde kopuklukların olması

Page 14: ALES 2010 Sozel

Mantıklı ALES

16

Din

am

ik A

ka

dem

i

ÇÖZÜM:

“Şimdi potansiyel tehlike olarak görüldüğümüz için üstümüz arandıktan sonra girebildiğimiz bü-yük alışveriş merkezlerindeki süpermarketlerde satılan on binlerce ürünün arasında seçim ya-pamamanın sıkıntısını yaşıyor, ‘merhabasız’ alışveriş yapıyoruz.” sözlerinden insanlar arasın-da güvensizliğin artmasından ve ürün çeşitliliği-nin kararsızlığa neden olmasından yakınıldığını, “hiper, süper ve mega gibi sıfatların kullanıldığı, isimleri yabancı olan marketler” sözünden ad-landırmalarda Türkçe sözcüklerin kullanılmama-sından, “Bölüm sorumluları ya da kasiyerlerle sohbet edemezsiniz.” sözünden insan ilişkilerin-de kopuklukların olmasından yakınıldığı söyle-nebiliriz. Fakat zamandan kazanmak için büyük alışveriş merkezlerinin tercih edilmesinden yakı-nıldığını söyleyemeyiz.

(Cevap A)

43. James Joyce’un “Ulysses” romanı, Stephen Dedalus ve Leopold Bloom’un Dublin’deki epik yolculuklarının gerçekleştiği tek bir günü anlatır: 16 Haziran 1904. “Bloomsday” olarak da bilinen bu gün, artık dünyanın her yanındaki “Joyceseverler” için bir gelenek hâlini almış du-rumda. San Fransisco’dan Sydney’e, Trieste’den Paris’e birçok şehrin kendine özgü “Bloomsday Festivali” var. Neredeyse 60 şehirde kutlanıyor ama en şenliklisi Molly ve Leopold Bloom’un, Dedalus’un, Buck Mulligan’ın ve tabii ki James Joyce’un memleketi olan Dublin’de gerçekleşi-yor. Öğle yemeği için, Bloom’un yaptığı gibi Duke Street’teki Davy Byrne’s Pub’a gidiliyor. Öğleden sonra Bloom’un gittiği Ormond Hotel’e uğranılıyor. Ulysses’ten bölümler okunuyor, ede-biyat etkinlikleri düzenleniyor.

Bu parçada Ulysses romanıyla ilgili olarak aşağıdakilerin hangisine değinilmemiştir?

A) Olayların geçtiği mekânlara

B) Gerçek olaylardan yola çıkılarak yazıldığına

C) Roman kişilerine

D) Yazarının nereli olduğuna

E) Bir festivalin düzenlenmesine esin kaynağı olduğuna

ÇÖZÜM:

Parçada romandaki olayların “Dublin’de” geçtiği-ne, “Stephen Dedalus” ve “Leopold Bloom’un” romanın kişileri olduğuna, James Joyce’un “Dub-linli” olduğuna ve romanın “Bloomsday Festivali” adında bir festivalin düzenlenmesine esin kay-nağı olduğuna değinilmiştir. Ancak romanın ger-çek olaylardan yola çıkılarak yazıldığına dair bir bilgiye yer verilmemiştir.

(Cevap B)

44. İtalyan Rönesans Sanatçısı ve Mühendisi Leonardo da Vinci’nin bugün dünyanın dört bir yanındaki önemli koleksiyonlara dağılmış not defterleri büyük ilgi görüyor. Bu ilgi defterlerin içeriğinden, da Vinci’nin şifreli notlarından ve açıklamalarından kaynaklanıyor. Defterler, ana-tomik çizimler ve fantastik savaş silahlarından sanatsal çalışma eskizlerine ve karalamalara dek pek çok şey içeriyor. Da Vinci’nin, defterlerin hemen her sayfasına aldığı anlaşılmaz notlar, aslında “aynayla okunan yazılar”. Da Vinci’nin bunu, notlarını düşman gözlerden gizlemek için mi yoksa solak olduğundan bu şekilde daha ko-lay yazabildiği için mi yaptığı hâlâ bir sır. Ancak, notlarını sıradan okuyucudan gizlemeye, en azından kolay anlaşılır olmaktan uzaklaştırmaya çalıştığına şüphe yok.

Bu parçada Leonardo da Vinci’nin defterleriy-le ilgili olarak aşağıdakilerin hangisine deği-nilmemiştir?

A) Neler içerdiğine

B) İlgi odağı olmasının nedenlerine

C) Dünyanın çeşitli yerlerinde bulunduğuna

D) Hakkındaki bilinmeyene

E) Yazıldığı dönemde yayımlanmadığına

Page 15: ALES 2010 Sozel

Mantıklı ALES

17

ww

w.k

pss

.in

fo

ÇÖZÜM:

Parçada, defterin anatomik çizimler ve fantastik savaş silahlarından sanatsal çalışma eskizlerine ve karalamalara dek pek çok şey içerdiğine, def-terlerin ilgi odağı olmasının Da Vinci’nin şifreli notlarından ve açıklamalarından kaynaklandığı-na, dünyanın dört bir yanında bulunduğuna, def-terdeki anlaşılmaz notların hala bir sır olduğuna değinilmiştir. Ancak yazıldığı dönemde yayım-lanmadığına ilişkin bir bilgiye parçada yer veril-memiştir.

(Cevap E)

45. VE 46. SORULARI AŞAĞIDAKİ PAR-

ÇAYA GÖRE CEVAPLAYINIZ.

(I) Simyacıların maddeleri altına dönüştürmek için giriştikleri çabalar onları, keşfettikleri ve kul-landıkları kimyasalların özelliklerini araştırmaya yöneltti. (II) Hakkında bilgi sahibi olunan ele-mentlerin gittikçe artması, kimya biliminin geliş-mesini sağladı ve elementleri sınıflandırma ge-reksinimini ortaya koydu. (III) Daha sonra, ele-mentlerin isim ve özelliklerini içeren, işlevlerini ifade edecek kadar esnek yapıda yeni bir şifreli dilin gerekliliği ortaya çıktı. (IV) Bunun için çeşitli tablolar hazırlandı ama ilk modern periyodik tab-lo Rus Kimyager Dimitri Mendeleyev tarafından 1869’da geliştirildi. (V) Tablo, kimyayı anlama yolunda atılan çok önemli bir adımdı. (VI) Tablo-nun “periyodik” diye nitelendirilmesiyse benzer özelliklere sahip elementlerin aynı periyotta ol-malarından kaynaklanıyordu. (VII) Var olan ele-mentlerin kimyası hakkında pek çok bilgiyi özet-leyen bu periyodik tabloya bakıldığında, ele-mentlerin temel nitelikleri görülebilmektedir.

45. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin han-gilerinde neden-sonuç ilişkisi vardır?

A) I. ve III. B) II. ve V.

C) I., II. ve VI. D) II., IV. ve VII.

E) III., V. ve VI.

ÇÖZÜM:

I. ve II. cümlede, simyacıların maddeleri altına dönüştürmek için yaptığı uğraşların kimya bilimi-nin gelişmesine katkıda bulunduğu belirtiliyor. VI. cümlede, benzer özelliklere sahip elementlerin aynı periyotta olmalarından tablonun “periyodik” diye nitelendirildiği ifade edilmektedir. Diğer cümlelerde neden-sonuç ilişkisi kurulamamakta-dır.

(Cevap C)

46. Bu parçada aşağıdaki sorulardan hangisinin cevabı yoktur?

A) Elementlerle ilgili araştırmalar ne gibi geliş-meler doğurmuştur?

B) Periyodik tablonun başlıca özellikleri neler-dir?

C) Simyayla ilgili çalışmalar hangi alanın geliş-mesine katkıda bulunmuştur?

D) Periyodik tablo son hâlini ne zaman almıştır?

E) Tablonun “periyodik” olarak adlandırılması neye dayanmaktadır?

ÇÖZÜM:

Parçada, elementlerle ilgili araştırmaların periyo-dik tablonun oluşmasını sağlaması gibi gelişme-lerden, tablonun başlıca özelliklerinden, simyayla ilgili çalışmaların kimya biliminin gelişmesine katkıda bulunduğundan benzer özelliklerine sa-hip elementlerin aynı periyotta olmalarından tab-lonun “periyodik” diye nitelendirildiğinden söz edilmiştir. Ancak periyodik tablonun son halini ne zaman aldığına değinilmemiştir.

(Cevap D)

Page 16: ALES 2010 Sozel

Mantıklı ALES

18

Din

am

ik A

ka

dem

i

47. VE 48. SORULARI AŞAĞIDAKİ PAR-ÇAYA GÖRE CEVAPLAYINIZ.

Dünya, milyonlarca insanı ekran karşısına çeken ve gelmiş geçmiş en iyi televizyon dizilerinden biri olarak kabul edilen “Lost”un sonunu büyük bir merakla bekliyor. Tamamen kurguya dayalı, ıssız bir adada geçen bu diziye, sürekli yeni ka-rakterler eklenerek, ölen karakterler hikâyeye yeniden alınarak ve karakterlerin hikâyeleri geç-miş, şimdi ve gelecekte birbiri içinde işlenerek dizinin temeli olan merak ögesi sürekli canlı tutu-luyor. Kendi kültürünü yansıtan yapımları beğe-nip yabancı dizi izleme alışkanlığı olmayanlar, popüler kültürü sevenler, yeni medya araçlarını sonuna kadar kullanmayı bilen yeni kuşak, bilim kurgu ve mitoloji meraklıları “Lost” dizisinin izle-yici kitlesini oluşturuyor.

47. Bu parçaya göre, “Lost” dizisinin izlenme oranının yüksek olmasında,

I. karakterlerdeki çeşitlilik ve değişim,

II. hikâyenin ıssız bir adada geçmesi,

III. karakterleri canlandıran oyuncuların tanın-mamış olması,

IV. hikâyede farklı zaman dilimlerinin iç içe geç-mesi

özelliklerinden hangileri etkilidir?

A) I ve II B) I ve III C) I ve IV

D) II ve III E) III ve IV

ÇÖZÜM:

“Sürekli yeni karakterler eklenerek, ölen karak-terler hikâyeye yeniden alınarak ve karakterlerin hikâyeleri geçmiş, şimdi ve gelecekte birbiri için-de işlenerek dizinin temeli olan merak ögesi sü-rekli canlı tutuluyor.” cümlesinden “Lost” dizisinin izlenme oranının yüksek olmasında “karakterler-deki çeşitlilik ve değişim”, “hikâyede farklı zaman dilimlerinin iç içe geçmesi” özelliklerinin etkili ol-duğu söylenebilir.

(Cevap C)

48. Bu parçaya göre, aşağıdakilerden hangisinin “Lost” dizisi izleyicisi olması beklenmez?

A) Çağdaş bilimin verileriyle düş gücünden ya-rarlanılarak oluşturulan ürünlerden hoşlanan-lar

B) Yaşanmış gerçek olayları izlemeyi sevenler

C) Evrenin doğuşuna ya da dinsel olaylara da-yalı hikâyelere düşkünlüğü olanlar

D) Toplumun geniş kesimlerine seslenen geliş-melere ilgi duyanlar

E) Yerli yapımları izlemeyi sevenler

ÇÖZÜM:

Parçanın sonunda “Lost” dizisinin izleyici kitlesi-nin kimlerden oluştuğu açıklanmaktadır. Bu kitle-lerden birinin de bilim kurgu ve mitoloji meraklıla-rından oluştuğu göz önüne alınırsa gerçek olay-ları izlemeyi sevenlerin “Lost” dizisi izleyicisi ol-ması beklenemez.

(Cevap B)

49. VE 50. SORULARI AŞAĞIDAKİ PAR-

ÇAYA GÖRE CEVAPLAYINIZ.

Doğu Karadeniz kırsal bölgesine ilk kez gidenler, özellikle turistler, gördükleri ufak tefek ahşap ya-pıları, çocukların oynadıkları ağaç evlere benze-tirler. Serender adı verilen bu yapılar aslında ev değil, yiyecek saklamak amacıyla yapılmış yer-lerdir. Ahşap çatmayla yapılanı da var, boğaz geçmeyle yapılanı da; kerestesi çam olan da var, kestane olan da... Bu çeşitliliğe karşın serenderler aslında basit bir mimariye sahiptir. Bunlar toprağa çakılı dört ayak üstüne oturtul-muştur. Yiyecekleri kemirgenlerden korumak için yerden iki-üç metre yüksekte inşa edilen bu yapı-ların, iş bittikten sonra toplanıp kaldırılabilen merdivenleri vardır. Ayrıca yiyeceklerin havadar bir ortamda, bozulmadan saklanabilmesi için bir dizi küçük oymalı penceresi bulunur.

49. Bu parçaya göre, aşağıdakilerden hangisi serenderlerin bir özelliği değildir?

A) Yılın belirli bir döneminde kullanılması

B) Kiler olarak kullanılması

C) Görünümlerinin farklı bir şeyi çağrıştırması

D) Değişik malzemelerden yapılabilmesi

E) Yapımlarında farklı tekniklerin kullanılması

Page 17: ALES 2010 Sozel

Mantıklı ALES

19

ww

w.k

pss

.in

fo

ÇÖZÜM:

Parçadaki “Serender adı verilen bu yapılar aslın-da ev değil, yiyecek saklamak amacıyla yapılmış yerlerdir.” cümlesinden serenderlerin kiler olarak kullanıldığından, “Çocukların oynadıkları ağaç evlere benzetirler.” cümlesinden görünümlerinin farklı bir şeyi çağrıştırdığından, “Ahşap çatmayla yapılanı da, kerestesi çam olan da var kestane olan da…” cümlesinden değişik malzemelerden yapılabildiklerinden ve yapımlarında farklı teknik-lerin kullanıldıklarından söz edildiği anlaşılmak-tadır. Ancak yılın belirli bir döneminde kullanıl-ması serenderlerin bir özelliği değildir.

(Cevap A)

50. I. Pencerelerinin olması

II. Yerden yüksek olması

III. Portatif bir merdivene sahip olması

IV. Basit bir mimariyle yapılmış olması

Bu parçaya göre, serenderlerin yukarıda veri-len özelliklerinden hangileri “önlem” amacı ta-şımaktadır?

A) I ve II B) I ve III C) II ve IV

D) III ve IV E) I, II ve III

ÇÖZÜM:

Yiyeceklerin havadar bir ortamda bozulmadan saklanabilmesi için pencerelerinin olmasının, yi-yecekleri kemirgenlerden korumak için yerden yüksek olmasının ve basit bir mimariyle yapılmış olmasının önlem amacı taşıdığını söyleyebiliriz.

(Cevap E)

51. VE 52. SORULARI AŞAĞIDAKİ PAR-

ÇAYA GÖRE CEVAPLAYINIZ.

Bayramlardan bir gece önce, içimdeki küçük kız çıkıveriyor ortaya. Yatağının baş ucuna koymak için, kabarık, kısa bir etek, yeni açmış nar çiçeği renkli bir gömlek, altına siyah rugan ayakkabı ve kıvırcık saçlarını iki yandan tutturacak parlak taş-lı tokalar istiyor benden. Sürekli yanımda olma-sını isteyip de bulamadığım o küçük kızın gönlü-nü etmek, bu tek başına geçirilen günlerde öyle-sine zor geliyor ki bana… Eminim benim gibi da-ha niceleri var üstelik. Çocukluğumdaki bayram-ları özlüyorum! O bayramları anımsamak, o gün-leri aramak eskimiş olmak mı, diye düşünüyorum sıklıkla. Gelenekleri yadsımanın neredeyse er-dem sayıldığı günümüzde, bayramları bile eski-ten biz değil miyiz aslında? Geçmişten bugüne neler değişti de bayramları bayram gibi yaşaya-maz olduk?

51. Bu parçadan aşağıdaki genellemelerin hangi-sine ulaşılamaz?

A) Çocukluk yıllarında yaşanan bayramların ver-diği zevk farklıdır.

B) Bayramlar, birlikte geçirilen zamanlar olmak-tan çıkmıştır.

C) Zaman içinde bayramların insanlar açısından anlamı değişmiştir.

D) Toplumsal uzlaşma için fırsat olan bayramla-rın değerlendirilmesi gerekir.

E) Toplumun değer yargıları zamanla değişebi-lir.

ÇÖZÜM:

Parçada, eski bayramların özlemini duyan bir kişinin düşüncelerine yer verilmiştir. Ancak par-çaya dayanarak toplumsal uzlaşma için bayram-ların fırsat olarak değerlendirilmesi gerektiğinden söz edilemez.

(Cevap D)

52. Bu sözleri söyleyen kişi aşağıdakilerden hangisiyle nitelendirilemez?

A) Küskün B) Duygusal

C) Eski günleri özleyen D) Üzgün

E) Geleneklerine bağlı

Page 18: ALES 2010 Sozel

Mantıklı ALES

20

Din

am

ik A

ka

dem

i

ÇÖZÜM:

Parçadaki sözleri söyleyen kişinin eski bayramla-rı özlediği için duygusal, eski günleri özleyen, üzgün ve geleneklerine bağlı bir niteliğinin oldu-ğunu düşünebiliriz. Fakat parçadan bu kişinin neden “küskün” olduğuna bir cevap alınamamak-tadır.

(Cevap A)

53. VE 54. SORULARI AŞAĞIDAKİ PAR-

ÇAYA GÖRE CEVAPLAYINIZ.

Elden kaçıveren zamanı henüz yakalayan olma-dı. Mezopotamya, Mısır, Yunan, Roma, Çin, Ce-lali, Rumi, Hicri, Miladi, Gregoryen takvimleri… Firari zamanın peşinden her kültür kendi takvi-mini yaptı. Çünkü zaman çok değerliydi ve kendi yaptıkları takvim ne kadar çok kişi tarafından be-nimsenirse o kadar söz sahibi olabilirlerdi. Bir takvimin kitlelerce kabul görmesi ancak, onun zamanın en küçük bölümlerini belirleyebilmesiyle sağlanabilirdi.

53. Bu parçaya göre, kültürlerin kendi yaptıkları takvimlerin yaygınlaşmasını istemesinin ne-deni aşağıdakilerden hangisidir?

A) Kullanıcıları arasındaki ortak kültürü temsil etmesi

B) Her kültürün, kendi yaptığı hesabın doğru ol-duğuna inanması

C) Egemenliğini başkalarına kabul ettirmek is-temesi

D) Takvimdeki hataların fark edilip düzeltilmesini hızlandırması

E) Döneme ilişkin kayıtlardaki karmaşanın biti-rilmek istenmesi

ÇÖZÜM:

“Çünkü zaman çok değerliydi ve kendi yaptıkları takvim ne kadar çok kişi tarafından benimsenirse o kadar söz sahibi olabilirlerdi.” cümlesinden kül-türlerin kendi yaptıkları takvimlerin yaygınlaşma-sını istemesinin nedeninin egemenliğini başkala-rına kabul ettirmek istemesi olduğuna ulaşılabil-mektedir.

(Cevap C)

54. Bu parçaya göre, bir takvimin yaygın olarak benimsenip kullanılabilmesi için aşağıdaki özelliklerden hangisine sahip olması gerekir?

A) Kullanımının kolay olması

B) Kültürel değerleri önemsemesi

C) Herkesçe anlaşılır bir dille oluşturulması

D) Son dönemde icat edilmesi

E) Zamanı olabildiğince ayrıntılı olarak göster-mesi

ÇÖZÜM:

“Bir takvimin kitlelerce kabul görmesi ancak, onun zamanın en küçük bölümlerini belirleyebil-mesiyle sağlanabilirdi.” cümlesinden bir takvimin yaygın olarak benimsenip kullanılabilmesi için zamanı olabildiğince ayrıntılı göstermesi özelliği-ne sahip olması gerektiğini çıkarabilmekteyiz.

(Cevap E)

55. VE 56. SORULARI AŞAĞIDAKİ PAR-

ÇAYA GÖRE CEVAPLAYINIZ.

2000 yılında, Etiyopya’nın Dikika bölgesinde, 3,3 milyon yıl önce yaşadığına inanılan üç yaşındaki bir çocuğa ait fosil bulundu. Bu fosilin Australopithecus afarensis türüne ait olduğu ve bu türe ait bugüne kadar bilinen en eski fosil olan Lucy’den yüz elli bin yıl önce yaşadığı tahmin ediliyor. “Selam” adı verilen bu kız çocuğunun fosilinin eksik parçalarının bulunması dört yıl sür-dü. Bütün kemik parçalarının bulunmasının ve onun bir çocuk olmasının, insanın evrimiyle ilgili önemli ipuçları vereceği düşünülüyor. Araştırma-yı yapan bilim adamlarına göre, ayak kemikleri ve diz yapısı çocuğun kesinlikle iki ayak üzerinde dik yürüdüğünü, kol kemiklerinin dizlere kadar inmesi ise tırmanabildiğini gösteriyor. Parmakla-rının da çok daha kıvrımlı olması bu teoriyi des-tekliyor. Ayrıca kafatasının küçük olması beyni-nin küçük olduğunun bir göstergesi.

55. Bu parçada “Selam” ile ilgili olarak aşağıdaki-lerden hangisine değinilmemiştir?

A) Ne tür yiyeceklerle beslendiğine

B) Hangi türün özelliklerini taşıdığına

C) Kol kemiklerinin özelliğine

D) İskeletinin tamamının bulunduğuna

E) Kafatasıyla beyninin büyüklüğü arasındaki ilişkiye

Page 19: ALES 2010 Sozel

Mantıklı ALES

21

ww

w.k

pss

.in

fo

ÇÖZÜM:

Parçada, sözü edilen fosilin “Australopithecus afarensis” türünün özelliklerini taşıdığına, kol kemiklerinin dizlere kadar indiğine, bütün kemik parçalarının bulunduğuna, kafatasının küçük ol-masının beyninin küçük olduğunun bir göstergesi olduğuna değinilmiştir. Ancak Selam’ın ne tür yi-yeceklerle beslendiğine parçada yer verilmemiş-tir.

(Cevap A)

56. Bu parçaya göre “Lucy” için aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?

A) Parmak kemiklerinin daha kıvrımlı olduğu

B) İki ayak üzerinde dik yürüdüğü

C) Daha erken dönemde yaşadığı

D) Boyunun daha kısa olduğu

E) Ağaçlık bir alanda yaşadığı

ÇÖZÜM:

Parçada, Selam adlı fosilin Lucy’den yüz elli bin yıl önce yaşadığının tahmin edildiği ifade edil-miştir. Selam’ın iki ayak üzerine dik yürüdüğü kesin olduğuna göre Selam’dan çok daha sonra yaşadığı bilinen Lucy’nin de iki ayak üzerine dik yürüdüğünü söyleyebiliriz.

(Cevap B)

57. VE 58. SORULARI AŞAĞIDAKİ PAR-

ÇAYA GÖRE CEVAPLAYINIZ.

Sık sık yanıma öğrenciler gelir. Edebiyat öğret-menleri ödev vermiştir, “Bir şair ya da yazarla röportaj yapın.” Gelirler, hep aynı soruları sorar-lar, “Hayatınızı anlatır mısınız? Kaç kitap yazdı-nız?” gibi… Sorulardan, okuma alışkanlıklarının olmadığını hemen anlarım. “Aç şu kitabımı oku.” derim öylelerine, oturup yaşam öykümü mü anla-tayım uzun uzun? Ama geçen gün iki liseli kız öğrencinin bana yönelttiği şu soru birden bir ışık yaktı içimde: “Okura yetişmek, ondan geri kal-mamak için ne yapıyorsunuz?” Öteki soruları da ilgi çekiciydi. Ama kafam takıldı bu soruya. Oku-run gerisinde kalmak demek, çağın beğenisinin, toplumun özlemlerinin, isteklerinin dışında kal-mak demektir. Ben de onlara “Ne mi yapıyorum? Önce iyi bir okur olmaya çalışıyorum.” dedim. Eskiden bazı ünlü yazarlar, “Ben okumam, yaza-rım.” derlerdi, bu yüzden okunmaz oldular.

57. Bu parçada yazar özellikle aşağıdakilerin hangisinden yakınmaktadır?

A) Öğrencilerin röportaj yapmak için sürekli ken-disini seçmesinden

B) Yazdığı yazıların, yayımlanan kitaplarının okunmamasından

C) Öğretmenlerin hep aynı konuyla ilgili ödev vermesinden

D) Kendisine kalıplaşmış, sıradan soruların yö-neltilmesinden

E) Yoğun çalışma hayatı boyunca başka işlere zaman ayıramamasından

ÇÖZÜM:

Parçanın başında yazar, röportaj yapmak için yanına gelen öğrencilerin sordukları sorulardan okuma alışkanlıklarının olmadığını hemen anla-dığını belirtiyor. Buradan da yazarın kendisine kalıplaşmış, sıradan soruların yöneltilmesinden yakındığını söyleyebiliriz.

(Cevap D)

58. Bu parçada yazar, bazı ünlü yazarların okun-maz hâle gelmesini aşağıdakilerden hangisi-ne bağlamaktadır?

A) Başkalarının yazdıklarıyla ilgilenmemelerine

B) Çok sayıda ürün verememelerine

C) İlgi çekici konular seçmemelerine

D) Gelenekçi yapıda olmalarına

E) Yazdıklarının anlaşılmamasına

Page 20: ALES 2010 Sozel

Mantıklı ALES

22

Din

am

ik A

ka

dem

i

ÇÖZÜM:

Yazarın “Eskiden bazı ünlü yazarlar, ‘ben oku-mam, yazarım.’ derlerdi, bu yüzden okunmaz ol-dular.” cümlesinden bazı ünlü yazarların başka-larının yazdıklarıyla ilgilenmediklerinden okun-maz hale geldiklerini çıkarabilmekteyiz.

(Cevap A)

59. VE 60. SORULARI AŞAĞIDAKİ PAR-

ÇAYA GÖRE CEVAPLAYINIZ.

Amerikan sineması eskiden hikâye anlatmada çok başarılıydı, şimdiyse en kötüler arasında yer alıyor. Çünkü artık hikâye değil, durum anlatıyor. Filmlerin büyük çoğunluğunda, neler olacağı ilk on ya da yirmi dakikada anlaşılıyor. Bu hikâye anlatmak değil. Hikâye kıvrımlarını yavaş yavaş açar, telaşla bir sağa bir sola savrulmaz.

59. Bu parçaya göre, Amerikan sinemasıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?

A) İyi senaryo bulmakta güçlük çekildiği

B) Filmlerin gereğinden uzun olduğu

C) Yüksek gişe getirisi olan filmler çekildiği

D) Teknolojinin olanaklarından aşırı ölçüde ya-rarlanıldığı

E) Filmlerin, izleyicinin merak duygusunu canlı tutamadığı

ÇÖZÜM:

Parçadaki “Filmlerin büyük çoğunluğunda, neler olacağı ilk on ya da yirmi dakikada anlaşılıyor.” cümlesinden Amerikan sinemasıyla ilgili olarak filmlerin, izleyicinin merak duygusunu canlı tuta-madığı düşüncesine ulaşılabilir.

(Cevap E)

60. Bu parçaya dayanarak iyi bir sinema filminin,

I. trajik olaylardan uzak olma,

II. daha önce işlenmemiş konuları seçme,

III. olayları önceden kestirilemeyecek bir yönde geliştirme

özelliklerinden hangilerini taşıması gerekir?

A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III

D) I ve III E) II ve III

ÇÖZÜM:

Parçada, iyi bir sinema filminin, izleyicinin merak duygusunu canlı tutması gerektiği anlatılmakta-dır. “Olayları önceden kestirilemeyecek bir yönde geliştirme” ifadesi de aynı düşünceyi içermekte-dir.

(Cevap C)

61. VE 62. SORULARI AŞAĞIDAKİ PAR-

ÇAYA GÖRE CEVAPLAYINIZ.

Nesnelerin kaydını tutma gereksinimi, sayı sis-temlerinin gelişmesini sağladı. Dünyanın birçok bölgesinde yazının gelişiminden önce görülen bu sistemler, soyut bir kavramı şifrelemek için kulla-nılan ilk örnekler olmayı bugün de sürdürüyor. Bundan 30 bin yıl kadar önce avcı topluluklar, tahta veya kemikten yapılma çetele çubukları kullanıyordu. Amaç, büyük olasılıkla öldürülen hayvanların sayısını kaydetmekti. Mezopotam-ya’da Sümerlere ait MÖ 3400 yılından kalma sayma işinde kullanılan kilden yapılmış markalar, stok tutma ve muhasebe sisteminin başlangıcını oluşturur. İnsanlar basit sayma işlemlerinde ge-nellikle el ve ayaklarından yararlandıklarından sayı sistemlerinin çoğu ondalık basamak siste-mini temel alır. Mayalar, Aztekler ve Keltler 20’lik sistemi, Mezopotamyalılar 60’lık sistemi benim-semişlerdi. Sayıların harflerle gösterildiği alfabe-tik sayı sistemleri, Yunanlılar, Romalılar, İbraniler ve sonraları Araplar tarafından geliştirildi. Ancak, şimdi dünyanın her yerinde “Arap” sistemi kulla-nılıyor.

61. Bu parçada aşağıdakilerin hangisine deği-nilmemiştir?

A) Avcı toplulukların kullandıkları sayma aracına

B) Markaların hangi malzemeden yapıldığına

C) Ondalık basamak sisteminin nasıl ortaya çık-tığına

D) Günümüzde hangi sayı sisteminin kullanıldı-ğına

E) Yazının bulunmasının sayı sisteminin geliş-mesini nasıl etkilediğine

Page 21: ALES 2010 Sozel

Mantıklı ALES

23

ww

w.k

pss

.in

fo

ÇÖZÜM:

Parçada, avcı toplulukların tahta veya kemikten yapılma sayma araçları kullandıklarına, markala-rın kilden yapıldığına, insanların sayma işlemle-rinde genellikle el ve ayaklarından yararlandıkları için ondalık basamak sisteminin ortaya çıktığına, günümüzde “Arap” sisteminin kullanıldığına de-ğinilmiştir. Ancak yazının bulunmasının sayı sis-teminin gelişmesini nasıl etkilediğine yer veril-memiştir.

(Cevap E)

62. Bu parçada aşağıdakilerden hangisi arasın-daki amaç-araç ilişkisinden söz edilmemiştir?

A) Öldürülen hayvan sayısının kaydı – çetele çubukları

B) Stok tutma – markalar

C) Sayma – el ve ayaklar

D) Ölçme – rakamlar

E) Şifreleme – sayı sistemleri

ÇÖZÜM:

Parçada, avcı toplulukların öldürülen hayvan sayısını kaydetmek için tahta veya kemikten ya-pılma çetele çubukları kullandıklarına, Sümerlere ait kilden yapılmış markaların stok tutma amacıy-la kullanıldığına, insanların basit sayma işlemle-rinde genellikle el ve ayaklarından yararlandıkla-rına, sayı sistemlerinin soyut bir kavramı şifrele-mek için kullanılan ilk örnekler olmayı bugün de sürdürdüğüne yer verilmiştir. Fakat ölçme-rakamlar arasındaki amaç-araç ilişkisinden söz edilmemiştir.

(Cevap D)

63. VE 64. SORULARI AŞAĞIDAKİ PAR-

ÇAYA GÖRE CEVAPLAYINIZ.

Sap ve başlıktan oluşan bir tıraş bıçağı en fazla ne kadar geliştirilebilir ki? En keskin tıraş bıçağı daha ne kadar keskinleşebilir? Televizyonlarda gösterilen tıraş bıçağı reklamlarından söz ediyo-rum. Çok da uzun olmayan aralıklarla “geliştiri-len” yeni bir modelin reklamı yapılıyor. Her yeni modelin elden kaymayı engelleyen “yeni” bir sa-pı, yüzü daha az tahriş eden “yeni” bir başlığı oluyor. Gerçekte değiştirilen şey sadece sapın rengi ya da bıçağın tasarımı olduğuna göre, bu reklamlar, sektördeki yoğun rekabetten kaynak-lanıyor olsa gerek. Üstelik bu reklamlar gösteri-lirken firmanın önceki modelleri piyasada satıl-maya devam ediyor. Böylece firma bu son rek-lamıyla daha önce reklamlarda aynı şekilde tanı-tılan önceki modellerinin o kadar da iyi olmadığı-nı kabul etmiş oluyor.

63. Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdaki-lerden hangisidir?

A) Yenisi çıkan bir ürünün, eskisinin satış mikta-rını düşürdüğü

B) Kimi televizyon reklamlarında gerçeklerden uzak bilgiler verildiği

C) Tüketicilerin, reklamların doğruluğunu araş-tırmadan ürün satın aldıkları

D) Firmaların ürünlerini sık sık geliştirerek piya-saya sundukları

E) Tüketicilerin ürün satın alma kararlarında rek-lamlardan etkilendikleri

ÇÖZÜM:

Parçada, ilk cümlelerden (Sap ve başlıktan olu-şan bir tıraş bıçağı en fazla ne kadar geliştirebilir ki? En keskin tıraş bıçağı daha ne kadar keskin-leşebilir?) itibaren televizyonlarda gösterilen tıraş bıçağı reklamlarında gerçeklerden uzak bilgiler verilmesi eleştirilmektedir.

(Cevap B)

Page 22: ALES 2010 Sozel

Mantıklı ALES

24

Din

am

ik A

ka

dem

i

64. Aşağıdakilerden hangisi bu parçanın yazarı-na ait bir düşünce olabilir?

A) Firmalar yaptıkları reklamlarla eski ürünlerini dolaylı olarak kötülemektedir.

B) Teknolojik gelişmelere ayak uydurmak zor-dur.

C) Piyasada yaşanan yoğun rekabet tüketicilere yarar sağlamaktadır.

D) Firmalar arasındaki rekabet arttıkça reklam için harcanan para da artmaktadır.

E) En etkili reklamlar, televizyon aracılığıyla ya-pılanlardır.

ÇÖZÜM:

Tıraş bıçağı reklamlarının inandırıcılığına inan-mayan parçanın yazarından “Firmalar yaptıkları reklamlarla eski ürünlerini dolaylı olarak kötüle-mektedir.” düşüncesine sahip olması beklenebi-lir.

(Cevap A)

65. VE 66. SORULARI AŞAĞIDAKİ PAR-

ÇAYA GÖRE CEVAPLAYINIZ.

Ben romanlarımı planlayarak yazmam. Kurgu, yazmanın bana verdiği bütün coşkuyu, zevki yok ediyor. Bana göre kitap yazmak, otların arasında parlak renkli bir ipin ucunu bulup ipi heyecanla kaynağına kadar takip etmektir. Bazen ip kopu-verir ve ortada öylece kalıverirsiniz. Ama ip ba-zen de -şanslı, cesur ve kararlıysanız- sizi bir de-fineye götürür. Ve define hiçbir zaman o kitaptan kazanabileceğiniz para değildir; define, yazdığı-nız kitaptır.

65. Bu sözleri söyleyen yazarla ilgili olarak aşa-ğıdakilerden hangisine ulaşılabilir?

A) Yazdıklarıyla, okurun kafasında soru işaretle-ri belirmesini amaçlamaktadır.

B) Romanlarında gerçek ve düş iç içe geçmiştir.

C) Kullandığı dil kolay anlaşılır değildir.

D) Romanlarında anlattıklarını bir sonuca bağ-lamamaktadır.

E) Yazma, severek yaptığı bir iştir.

ÇÖZÜM:

Parçanın yazarı yazdığı kitabı bir defineye ben-zetmektedir. Buradan yazarın yazma işini seve-rek yaptığına ulaşabiliriz.

(Cevap E)

66. Bu parçada yazarın “ip kopması” olarak nite-lendirdiği olay aşağıdakilerin hangisi olabilir?

A) Masa başında aralıksız çalışmaktan sıkıntı duyması

B) Yapıtın içerik yönünden zengin olmaması

C) Yazarken bir noktada tıkanıp kalması

D) Düşüncelerini anlatırken uygun sözcükleri bulmakta zorlanması

E) Yaratıcılığını yitirdiğini sanması

ÇÖZÜM:

Yazar kurgulamadan, içinden geldiği gibi yazma-yı “ip”e benzeterek somutlaştırmaktadır. Yazarın “ip kopması” olarak nitelendirdiği olay ise “yazar-ken bir noktada tıkanıp kalması” olabilir.

(Cevap C)

Page 23: ALES 2010 Sozel

Mantıklı ALES

25

ww

w.k

pss

.in

fo

67. VE 68. SORULARI AŞAĞIDAKİ PAR-

ÇAYA GÖRE CEVAPLAYINIZ.

(I) Satranç şampiyonu Garry Kasparov 1996 yı-lında “Derin Mavi” adlı bilgisayarla satranç maçı yapmıştı. (II) O sırada ben, “Gün gelecek insa-noğlu karmaşık problemleri insandan çok daha kısa sürede çözen bilgisayarı satrançta yeneme-yecek.” demiştim. (III) Bir arkadaşım ise, “Bilgi-sayar insan yapımı olduğu için insanoğlu daima bilgisayara galip gelecektir.” görüşünü savun-muştu. (IV) Sosyoloji eğitimi almış olmama kar-şın ben makineyi üstün bulurken matematik eği-timi almış olan arkadaşımsa insanı üstün bul-muştu. (V) Konuştuklarımızı duyan bir akade-misyen bu konunun araştırılmaya değer olduğu-nu söylemişti.

67. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin han-gilerinde karşılaştırma yapılmamıştır?

A) I. ve III. B) I. ve V. C) II. ve V.

D) III. ve IV. E) IV. ve V.

ÇÖZÜM:

II. cümlede, “çok daha kısa”; III. cümlede, “ise”; IV. cümlede, “karşın” sözleri bu cümlelerde kar-şılaştırma yapıldığını göstermektedir. I. ve V. cümlelerde karşılaştırma yapılmamıştır.

(Cevap B)

68. Bu parçadan aşağıdaki yargıların hangisine ulaşılabilir?

A) Sosyoloji ve matematik, farklı temeller üzeri-ne kurulmuş disiplinlerdir.

B) Sosyoloji eğitimi almış kişilerin aynı zamanda iyi bir matematikçi olmaları beklenemez.

C) Temeli matematiğe dayanan bilgisayarlar, in-sanın yapamayacağı her şeyi yapabilme özelliğine sahiptir.

D) Teknolojinin gelişmesi, insana olan gereksi-nimi giderek azaltacaktır.

E) Kişiler, yüksek öğrenimde edindikleri bilgileri-ni günlük yaşamda uygularlar.

ÇÖZÜM:

Parçanın IV. cümlesinden (Sosyoloji eğitimi almış olmama rağmen ben makineyi üstün bu-lurken matematik eğitimi almış olan arkadaşımsa insanı üstün bulmuştu.) sosyoloji ve matematiğin farklı temeller üzerine kurulmuş disiplinler oldu-ğuna ulaşabilmekteyiz.

(Cevap A)

69. – 72. SORULARI AŞAĞIDAKİ BİLGİLE-

RE GÖRE CEVAPLAYINIZ.

DİKKAT! HER SORUYU BİRBİRİNDEN

BAĞIMSIZ OLARAK CEVAPLAYINIZ.

Kaan, Leman, Mert, Nesrin, Osman, Özge ve Polat adlı öğrencilerin, beş seçenekli bir sorunun hangi seçeneğini işaretledikleriyle ilgili olarak aşağıdakiler bilinmektedir:

A seçeneğini iki, D seçeneğini üç kişi işaret-lemiştir.

B seçeneğini yalnız Osman işaretlemiştir.

C seçeneğini hiçbir öğrenci işaretlememiştir.

Mert ve Özge, aynı seçeneği işaretlemişler-dir.

Kaan, Mert ve Polat, farklı seçenekleri işaret-lemişlerdir.

69. Bu bilgilere göre, aşağıdaki ifadelerden han-gisi kesinlikle yanlıştır?

A) Kaan ve Leman aynı seçeneği işaretlemiş-lerdir.

B) Leman ve Nesrin farklı seçenekleri işaretle-mişlerdir.

C) Özge, A seçeneğini işaretlemiştir.

D) Özge, D seçeneğini işaretlemiştir.

E) Özge, E seçeneğini işaretlemiştir.

Page 24: ALES 2010 Sozel

Mantıklı ALES

26

Din

am

ik A

ka

dem

i

69. – 72. SORULAR AŞAĞIDAKİ BİLGİLE-

RE GÖRE ÇÖZÜLECEKTİR.

Kaan Leman Mert Nesrin Osman Özge Polat

D D A D B A E 1. durum

A D D A B D E 2. durum

A A E A B E D 3. durum

E D D A B D A 4. durum

D E D A B D A 5. durum

E A D D B D A 6. durum

7 kişi var. C seçeneği işaretlenmeyecek B seçe-neğini sadece Osman işaretleyecek 2 tane A, 3 tane D seçeneği işaretleneceğinden geriye kalan 1 kişi de E seçeneğini işaretlemelidir.

ÇÖZÜM:

Osman B yi işaretlediğinden diğer 6 kişiden 2 si A yı, 3 ü D yi işaretlerse E yi 1 kişi işaretlemeli-dir. Eğer Özge E yi işaretlerse Mert de E yi işa-retleyecektir. Bu durumda 2 tane A, 3 tane D, 2 tane E ve 1 tane B işaretlenmiş olacak ki 8 kişi eder. Burada 7 kişi var.

Özge’nin E seçeneğini işaretlemesi kesinlikle yanlıştır.

(Cevap E)

70. Nesrin’in işaretlemiş olabileceği seçenekler, aşağıdakilerin hangisinde verilmiştir?

A) Yalnız A B) Yalnız D C) Yalnız E

D) A ve D E) A ve E

ÇÖZÜM:

Tabloya göre Nesrin A ve D seçeneklerini işaret-leyebilir.

(Cevap D)

71. Kaan’ın, D seçeneğini işaretlediği biliniyorsa aşağıdaki ifadelerden hangisi kesinlikle yan-lıştır?

A) Leman, D seçeneğini işaretlemiştir.

B) Nesrin, A seçeneğini işaretlemiştir.

C) Nesrin, D seçeneğini işaretlemiştir.

D) Polat, E seçeneğini işaretlemiştir.

E) Mert, A seçeneğini işaretlemiştir.

ÇÖZÜM:

Tabloya göre, Nesrin’in A seçeneğini işaretleme-si bu durumda mümkün olmaz.

(Cevap B)

72. Polat’ın, A seçeneğini işaretlediği biliniyorsa

I. Leman,

II. Nesrin,

III. Özge

adlı öğrencilerden hangileri kesinlikle D se-çeneğini işaretlemiştir?

A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III

D) I ve II E) I ve III

ÇÖZÜM:

Polat A yı işaretlediyse Mert ve Özge A yı işaret-leyemez. E yi bir kişi işaretleyebileceğinden E yi de Mert ve Özge işaretleyemez. B yi sadece Osman işaretledi, C yi hiç kimse işaretlemeye-cek. O halde Mert ve Özge sadece D yi işaretle-yebilir. D yi Kaan işaretleyemez. Kesinlikle D se-çeneğini işaretleyen sadece Özge olur.

(Cevap C)

Page 25: ALES 2010 Sozel

Mantıklı ALES

27

ww

w.k

pss

.in

fo

73. – 76. SORULARI AŞAĞIDAKİ BİLGİLE-

RE GÖRE CEVAPLAYINIZ.

DİKKAT! HER SORUYU BİRBİRİNDEN

BAĞIMSIZ OLARAK CEVAPLAYINIZ.

1’den 7’ye kadar numaralandırılmış yan yana yedi tane reklam panosuna K, L, M, N, P ürünle-rinin reklamları yapıştırılmıştır. Bununla ilgili aşa-ğıdaki bilgiler verilmiştir: • K ve N ürünlerinin rek-lamları ikişer reklam panosuna, diğer ürünlerin reklamları bir reklam panosuna yapıştırılmıştır.

M ürününün reklamı, K ve N ürünlerinin bu-lunduğu panoların arasındaki panoya yapıştı-rılmıştır.

K ve N ürünlerinin diğer reklamları yan yana olan panolara yapıştırılmıştır.

L ürününün reklamı 3 numaralı panoya ya-pıştırılmıştır.

73. Aşağıdakilerden hangisi kesinlikle yanlıştır?

A) P ürününün reklamı 5 numaralı panoya ya-pıştırılmıştır.

B) K ürününün reklamı 1 numaralı panoya ya-pıştırılmıştır.

C) M ürününün reklamı 5 numaralı panoya ya-pıştırılmıştır.

D) N ürününün reklamı 2 numaralı panoya ya-pıştırılmıştır.

E) N ürününün reklamı 7 numaralı panoya ya-pıştırılmıştır.

73. – 76. SORULARI AŞAĞIDAKİ TABLOYA

GÖRE ÇÖZÜNÜZ.

1 2 3 4 5 6 7

K N L K M N P 1. durum

K N L P K M N 2. durum

N K L K M N P 3. durum

N K L N M K P 4. durum

N K L P K M N 5. durum

K N L K M N P 6. durum

K N L P K M N 7. durum

N K L P N M K 8. durum

K N L P N M K 9. durum

ÇÖZÜM:

Tabloya göre P ürününün reklamı 5 numaralı panoya yapıştırılamaz.

(Cevap A)

74. Aşağıdaki ürünlerden hangilerinin reklamı 6 numaralı panoya yapıştırılmış olabilir?

A) Yalnız N B) Yalnız P C) K ve P

D) N ve P E) K, M ve N

ÇÖZÜM:

Tabloya göre 6 numaralı panoya K, M ve N ürün-lerinin reklamı yapıştırılmış olabilir.

(Cevap E)

75. P ürününün reklamının 4 numaralı panoya yapıştırıldığı durumda aşağıdakilerden han-gisi kesinlikle doğrudur?

A) M ürününün reklamı 6 numaralı panoya ya-pıştırılmıştır.

B) M ürününün reklamı 5 numaralı panoya ya-pıştırılmıştır.

C) K ürününün reklamı 2 numaralı panoya ya-pıştırılmıştır.

D) K ürününün reklamı 5 numaralı panoya ya-pıştırılmıştır.

E) N ürününün reklamı 7 numaralı panoya ya-pıştırılmıştır.

ÇÖZÜM:

Tabloya göre, M ürününün reklamı 6 numaralı panoya yapıştırılmıştır.

(Cevap A)

76. 7 numaralı panoya K ürününün reklamının yapıştırıldığı biliniyorsa N ürününün reklamı kaç numaralı panolara yapıştırılmış olabilir?

A) Yalnız 4 B) Yalnız 5 C) 1 ve 4

D) 2 ve 4 E) 1, 2 ve 5

76. 7 nolu panoya K ürününün reklam yapıştırıldı-ğında N nin reklamları da 1, 2 ve 5 nolu panolara yapıştırabilir.

(Cevap E)

Page 26: ALES 2010 Sozel

Mantıklı ALES

28

Din

am

ik A

ka

dem

i

77. – 80. SORULARI AŞAĞIDAKİ BİLGİLE-RE GÖRE CEVAPLAYINIZ.

DİKKAT! HER SORUYU BİRBİRİNDEN BAĞIMSIZ OLARAK CEVAPLAYINIZ.

Ürünlerini yurt çapında pazarlayan bir şirketin pazarlama elemanı, ürünlerin tanıtımını yapmak için her ay farklı bir kente gitmiştir. Bu pazarla-macının gittiği kentlerle ilgili şunlar bilinmektedir:

Pazarlamacı,

Marmara Bölgesi’nde Edirne, Çanakkale, Bursa,

Doğu Anadolu Bölgesi’nde Van, Erzurum, Kars,

Akdeniz Bölgesi’nde Mersin, Hatay, Antalya,

Karadeniz Bölgesi’nde Gümüşhane, Artvin, Samsun

kentlerine gitmiştir.

Ayrıca pazarlamacının,

2., 6. ve 11. aylarda Karadeniz Bölgesi’nde bulunan bir kente gittiği,

yalnız bir defa, aynı bölgeden iki kente üst üste gittiği,

Marmara Bölgesi’ne gittikten hemen sonra Karadeniz Bölgesi’ne gittiği,

son olarak Akdeniz Bölgesi’nde bulunan bir kente gittiği

bilinmektedir.

1. Bölgeler 2. Bölgeler 3. Bölgeler

1. ay Mar ma ra

2. ay Ka ra deniz

3. ay Doğu Akdeniz Akdeniz

4. ay Akdeniz Doğu Akdeniz

5. ay Mar ma ra

6. ay Ka ra deniz

7. ay Doğu Doğu Doğu

8. ay Doğu Akdeniz Akdeniz

9. ay Akdeniz Doğu Doğu

10. ay Mar ma ra

11. ay Ka ra deniz

12. ay Ak de niz

77. Pazarlamacının 1. ay Edirne’ye, 10. ay ise Çanakkale’ye gittiği biliniyorsa pazarlamacı, kaçıncı ayda Bursa’ya gitmiş olabilir?

A) 3. B) 4. C) 5. D) 7. E) 8.

ÇÖZÜM:

6. ayda Karadeniz Bölgesi’ne gittiğinden 5. ayda Marmara Bölgesi’ne gitmiş olabilir.

(Cevap C)

78. Bu bilgilere göre, aşağıdaki ifadelerden han-gisi kesinlikle doğrudur?

A) 3. ve 4. aylarda, aynı bölgede bulunan kent-lere gitmiştir.

B) 8. ayda, Doğu Anadolu Bölgesi’nde bulunan bir kente gitmiştir.

C) 3. ve 8. aylarda, farklı bölgelerde bulunan kentlere gitmiştir.

D) 3. ve 8. aylarda, aynı bölgede bulunan kent-lere gitmiştir.

E) 7. ayda, Akdeniz Bölgesi’nde bulunan bir kente gitmiştir.

ÇÖZÜM:

Tabloda 1. sütuna göre 7. ve 8. veya 8. ve 9. aylarda Doğu Anadolu Bölgesi’ne gitmiş olabilir. Kesinlikle Doğu Anadolu Bölgesi’ne gitmiştir.

(Cevap B)

79. Pazarlamacının 7. ayda Hatay’a ve 8. ayda Van’a gittiği biliniyorsa pazarlamacı, 9. ayda aşağıdaki kentlerden hangisine gitmiş ola-maz?

A) Mersin B) Kars C) Erzurum

D) Gümüşhane E) Antalya

ÇÖZÜM:

Her bölgeye 3 kez gitmiş olacağından 2., 6. ve 11. aylarda Karadeniz Bölgesi’ne gittiğinden 9. ayda Karadeniz Bölgesi’nde bulunan Gümüşha-ne iline gitmiş olamaz.

(Cevap D)

Page 27: ALES 2010 Sozel

Mantıklı ALES

29

ww

w.k

pss

.in

fo

80. Pazarlamacının 3. ayda Akdeniz Bölgesi’nde bulunan bir kente gittiği biliniyorsa aşağıdaki ifadelerden hangisi kesinlikle yanlıştır?

A) 4. ayda, Akdeniz Bölgesi’nde bulunan bir kente gitmiştir.

B) 4. ayda, Doğu Anadolu Bölgesi’nde bulunan bir kente gitmiştir.

C) 7. ayda, Doğu Anadolu Bölgesi’nde bulunan bir kente gitmiştir.

D) 7. ayda, Akdeniz Bölgesi’nde bulunan bir kente gitmiştir.

E) 9. ayda, Doğu Anadolu Bölgesi’nde bulunan bir kente gitmiştir.

ÇÖZÜM:

4. ayda da Akdeniz Bölgesi’ne giderse Doğu Anadolu Bölgesi’ne 2 kez gitmiş olacaktır. Ama

her bölgeye 12

34

kez gitmesi gerekir.

4. ayda, Akdeniz Bölgesi’ne gitmesi kesinlikle yanlış olur. (Tabloda 3. sütunu incele)

(Cevap A)