Ahmet yeşilpınar 20100104 418 ödev
-
Upload
ahmet-yesilpinar -
Category
Documents
-
view
1.340 -
download
5
description
Transcript of Ahmet yeşilpınar 20100104 418 ödev
AHMET YEŞİLPINAR
20100104
Ceit 418 Ödev
Not: Eleştiriler son slaytlarda yer almaktadır…
SINIF YÖNETİMİ
SINIF YÖNETİMİNİN ÖĞELERİ Öğretmenler, yılda aşağı yukarı 180 iş
günü, sınıflarındaki öğrencilere belirli konuları öğretmek üzere görevlendirilmişlerdir. Ancak zaman zaman sınıflarındaki öğrencilerin öğrenme ve davranış sorunlarından dolayı amaçlarına ulaşma çabalarında sıkıntıya girerler.
Ancak zaman zaman sınıflarındaki öğrencilerin öğrenme ve davranış sorunlarından dolayı amaçlarına ulaşma çabalarında sıkıntıya girerler. Öğretmenliğin ilk yıllarında, sınıf yönetimi, öğretmenlerin zamanlarının önemli bir bölümünü alır.
• Davranış yönetimi ile ilgili karşılaşılan güçlükler deneyimsiz öğretmenlerle sınırlı olmayıp deneyimli öğretmenlerinde sınıf yönetimiyle ilgili yöntemlere ihtiyaçları vardır.
“Uyan İdil uyan !”…İdil her zamanki gibi başına sıraya koymuş ,bilmem kaçıncı rüyasını görmektedir..Onu da anlamak zor tabi ,arkada Berkay’ın her söze yaptığı komik yorumlar Gediz’in her lafın üzerine atıldığı kahkaları varken uyumak…Serenay ve Başak’ın kıskançlık krizleri sonucu yapılan kavgalar bunlara tepki gösteren(bağırarak)öğretmenler ,ve bu fırsattan yararlanıp tahtaya şekiller kalpler çizen yine ve yine Gediz…
Gediz…Tüm bu düzenin yanındadersi dinlemek için yırtınan ,her ünite için farklı renkte kalem kullanacak kadar titiz Simge ve sınıfımızın muhalefeti Ekin…Kapı tarafında durmak bilmeyen dedikoduları ve susmak bilmeyen çeneleri ile birkaç kız grubu ve bunların arasından sıyrılmaya çalışan her konuda şikayetçi ve heyacanlı Tuğcan.Ve ben ,herkesin arasında sakin bir yaşam sürmeye çalışıyorum( derslerin çoğunda revire gitmem birazı gerçek bazıları kaçış dışında).Şüphesiz en çok zorlanan sevgili öğretmenlerimiz .İşte bizim sınıfın halleri…
Yukarıdaki örneği arttırmak mümkündür.Çocukların yaptıkları yada yapmak isteyecekleri pek çok davranışlar gibi her birinin kişilikleri okula ve derslere yönelik tutumları ders izleme ve çalışma alışkanlıkları ,öğrenme stilleri, ailelerinden getirdiği alışkanlıklar ve davranışlar arkadaşlarıyla ilişkileri de birbirinden farklıdır.
Başka bir deyişle öğretmen sınıfında öğrencileri kadar farklı kişilik ve özelliklerle karşı karşıyadır.Bir sınıfta çeşitliliğin artması öğretmenlik mesleğinin en zor yanlarındandır.
Birey olarak çocuklar çevrelerinde meydana gelenlere yanıt vermek konusunda kendilerine özgü yollar geliştirirler.Bu davranışların çoğu uygun davranışlardır.
Bu davranışların çoğu uygun davranışlardır.Akranları ve yetişkinler bunları onayladıklarında daha da gelişir.Bazı davranışlar ise uygun değildir ve olumsuz davranışlar olarak adlandırılır.
Öğretmenler sorunlar ortaya çıktığında hazırlıklı olmalıdır.
JONES VE JONES’E (2001)GÖRE KAPSAMLI BİR SINIF YÖNETİMİ BEŞ BİLGİ VE BECERİ ALANINI KAPSAMALIDIR. KAPSAMLI BİR SINIF YÖNETİMİ:
1. Öğrencilerin kişisel ve psikolojik ihtiyaçları konusunda araştırma ve kurumlara dayalı olmasını,
2. Öğrencilerin kişisel ihtiyaçlarının giderilmesin i sağlamak için iyi yönetilen bir sınıf ortamının oluşturulmasını ve sınıfta olumlu öğretmen-öğrenci ve akran ilişkilere dayalı ortamları,
3. Sınıfta oluşturulacak olumlu sınıf ortamları yanı sıra öğrencileri ve bir grup olarak sınıfın akademik gereksinimlerine yanıt verecek öğrenmeyi kolaylaştırılacak ortamlarının düzenlenmesi,
4. Öğrenci ihtiyaçlarının anlaşılmasını olumlu ve etkili öğrenme-öğretme ortamının oluşturulması yanı sıra organizasyonel ve grup yönetimi becerilerine de sahip olunmasını,
5. Problemlere yönelik öğretimsel çözümsel ve davranışsal standartların geliştirilmesini içerir.
Günümüzde ise sınıf yönetimi kavramına daha geniş bir bakış açısıyla yaklaşılmaktadır.Yalnızca öğretmen otoritesinin sınıfta hakim kılınması anlamında değil daha çok öğrenmeyi sağlayıcı bir sınıf ortamının sağlanmasıyla açıklanmaktadır. Kapsamlı ve etkili bir sınıf yönetiminde öğrenciler öğrenme için daha çok zaman harcarken istenmedik davranışlarda da azalma olmaktadır.
SINIF YÖNETİMİNİN BOYUTLARI
Sınıf yönetimi kavramı sınıf liderliği öğrenimine ilişkin sınıf atmosferi ve disiplin ögelerinden oluşur.Öğretmenin etkili bir lider olması onun olumlu sosyal fiziksel ve entelektüel çevre sağlama becerileriyle ilgilenmesini gerektirir.Bu da etkili iletişim kurma ve öğrenciyi motive etme becerisine sahip olmakla mümkündür.
Sınıf yönetiminin başka bir boyutu olan sınıf atmosferi sınıfın fiziksel ve psikolojik çevre düzenlemesiyle ilgilidir.Sınıf çevresi öğrenci davranışı üzerinde oldukça etkilidir.Çekici bir sınıf öğrencileri öğrenmeye yönlendirilmelidir.Öğretmen psikolojik açıdan güven veren bir ortam oluşturmalıdır..Sınıf düzeni öğrenme-öğretme disiplini sağlamada öğretmene yardımcı olur.İyi organize edilmiş bir sınıfta öğretmen kontrol edebilir.
Sınıf yönetiminin diğer önemli boyutunu oluşturan ,öğretmen,aile ve yöneticileri doğrudan ilgilendiren disiplin kavramıdır. Disiplin eğitimin en zor ve en temel boyutudur, çünkü disiplin olmadan etkili öğretim olmaz.
DİSİPLİN MODELLERİ
Sınıfta disiplinin sürekli kılınması konusunda birçok model ve bunlarla ilgili çalışmalar vardır.Hiçbir model tek başına eksiksi olarak koruyucu destekleyici yada düzeltici olarak düşünülmese de bazıları diğerlerine göre daha avantajlı olabilir.. Öğretmen eğitiminde ders programı tasarımında eğitim psikolojisine kadar pek çok alanda bilgi ve beceri kazandırılması hedeflenir.Sınıf içi disiplin sorunlarıyla nasıl baş edebilecekleri konularının ise ele alınması oldukça sınırlıdır.
Öğretmenin liderlik tarzı onun ne tür disiplin yaklaşımı benimsediğinin bir göstergesidir..Disiplin anlayışları bakımından öğretmenler arasında farklılıklar vardır..Öğretmenler oluşacak istenmeyen bir davranıs karşısında eylemde bulunmadan önce hem kendisi hem de çocuk için oluşabilecek durumlarını farkında olarak becerilerini kullanabilmeleri ve ne yapacakları konusunda zekice kararlar verebilmektedir.
Davranış Değişikliği Modeli
Davranış değişikliği modeli Skinnerin “öğrenme teorisi” üzerine temellendirilmiş olsa da bu model Ivan Pavlov’un çalışmasıyla başlamıştır.Bu teori davranışlar ve çevre koşulları arasındaki ilişkileri araştırır.Bu modelde davranışların hemen hemen tümünün büyük bir olasılıklar öğrenildiğini bu öğrenme olayının ve öğrenilen davranışın sürdürülmesinin çevreden gelen tepkiyi bağlı olduğunu varsayar.
Eğer çocugun çevreden aldığı aldığı tepkileri denetim altına alırsak o zaman çocuğun davranışını değiştirebilir yada denetleyebiliriz..Bu model insan davranışlarının çevresel etkiye verilen tepkiler olduğu üzerine temellendirilir.Öğrenmenin amacı çocuklara yeni bilgi ve beceriler kazandırmak ise öğrenme davranışta değişimi getirir demek ise öğretim çocukların davranışlarında değişiklilik oluşturmak anlamına gelmektedir.
Bu modele göre sınıfta ortaya çıkabilecek disiplin sorunlarına olumlu bir yaklaşımla çözüm ve yaklaşımın hem öğrenci hem de öğretmen için ne denli yararlı olduğunu gösterir.Olumlu ve etkin çözümlerle öğretmenlerin azar faslına ve öğretime ayrılan zamanın istenmeyen davranışlarla uğraşmakla geçmeyeceği savunulur.
Öğretmen istendik davranışları kazandırma konusunda kuralları açık bir şekilde belirlemeli her ne kadar zor olsa da rahatsızlık verici davranışı göz ardı etmeli ve kurallara uyanları övmelidir.Öğretmenler uyumlu davranışlarda bulunan öğrencilere pekiştirecek olarak puan marka oyuncak istedikleri bir etkinliği yapma vb. verirken diğer öğrenciler bu ödülleri alamayarak cezalandırılmış olurlar.
Öğretmenin ABC’si veya Türkçe deyişi ile öğretmenin DDT’si bu modelin temel ilkelerini oluşturulur.(Wheldall,1992).İlkelerin temelinde bir davranışın üç acıdan analizi yatar.Bu ilkeler kısaca:
A “antecedent”(“D”davranış):Bu davranış öncesi koşullardır.Bir davranış yapıldığında o andaki çevresel koşul ve durumlar davranışın yapılmadan önceki
koşulları içerir.
B”behavior”(“D”davranış):Davranış çocuğun yaptıklarının somut deyişlerle
ifadesidir.Bir öğretmen öğrencisinin “yaramazlık yaptığını”söylerse bu ifade
davranışın iyi ve kesin bir tanımı değildir.Dinleyen kişi bu yargıya neyin neden olduğunu bilemez.Öğretmenin “yaramazlık
yapmak”kavramını daha belirli ve kesin biçimde ifade ermesi gerekir.Diğer bir konu
ise birkaç gün sonra aynı davranışı yine aynı kategoride ele alınıp alınamayacaktır.
C “consequences (”T” tepki):Davranış sonrası çocuğa yapılanlar.Bireyin birçok etkinliklerin üstesinden gelebilmesine yardımcı olarak en güçlü araç olumlu
pekiştireceklerdir.Sınıf içinde istenmeyen bir davranış ortaya çıktığında davranış
pekiştirilmezse kuvveti azalır ve söner.Öğretmen yapması gereken istendik davranışın arkasından olumlu pekiştireçleri
vermesidir.Başka bir deyişle istenmeyen davranışa tarafsız tepki vermek demektir.
Rudolf Dreikurs’un Sosyal Disiplin Modeli
Bu modelde disiplin kavramı Rudolf dreikurs tarafından oluşturulmuştur.Dreikurs Chicago toplum cocu danışma merkezinin kurucusu ve tibbi yöneticisidir.Hayatının büyük bölümünü kuramlarının sınıf yönetimi ve disiplin uygulamalarına nasıl aktarılabileceğini açıklayarak ve okullara bu konuda danışmanlık yaparak geçirmiştir.
Psikolog Alfred Adler den etkilenmiştir.Adlere göre insan sosyal bir varlıktır .Cocuk okul personeli ve aileleri ile ilişkide bulunarak etkili yada etkisiz sosyal davranış öğrenir.Temel aldığı görüş öğrencilerin yanlış davranışları giderilmeyen ihtiyaçlarının bir sonucudur.
Adler, tüm insanların temel motivasyonlarını başkaları tarafından kabul edilmek ve ait olunmak isteğinden kaynaklandığını belirtmiştir. İnsanın sosyal varlık olması onun tüm yaptığı davranışların düzenli, amaçlı ve sosyal onay elde edilmesine yöneliktir.
Davranışlarımız dünyaya ilişkin yorumlarımızın sonuçlarıdır.Bizi çevreleyen gerçeklerden çok ,bu gerçeğe ilişkin öznel değerlendirilmelerimize göre hareket ederiz.Tüm insanlar oysal açıdan ait olma ve kabul edilme ihtiyacındadırlar.Bir öğrenci kabul görme konusunda başarısız olduğunda ”hatalı hedefler” adını vereceğimiz yanlış davranış örüntüsü başlar.Yanlış davranışlar,bir yer bulma ve statü elde etme konusunda çocuğun sahip olduğu hatalı görüşlerin sonucudur.
Dreikurs, davranış bozukluklarını 4 gruba ayırır. Bunlar:
1. Dikkat çekme2. Güç mücadelesi3. Öç alma4. Yetersiz görünme
İstenmeyen davranışta bulunan çocuk davranışının altında yatan hedefin bilincinde olmadığı halde eylemlerinin mantıklı olduğunu düşünür.
Çocukların çoğu grubun bir parçası olamayacaklarını anladıkları anda dikkat çekme davranışında bulunur.Başlangıçta toplum tarafından benimsenen davranışlarda bulunsa bile bu durum diğerleri tarafından fark edilmiyorsa istenmeyen davranışlara başvurabilir.
Öğretmenin kendilerine daha çok ilgi göstermesini isteyen bu çocuklar arkadaşlarını daha çok rahatsız ederler,öğretmen yanlarına gelmeyince çalışmayı reddederler.Yaramazlık yapan öğrenciye ilgi göstermek onun uygun davranışlarını geliştirmez aksine bu davranışlarını pekiştirir.
Güç mücadelesine giren öğrenciler büyüklere meydan okuyarak istedikleri her şeyi elde edeceğini düşünürler.Güç ihtiyacı öğretmenle tartışarak ona karşı çıkarak çalışmayarak sabırsızlıkla ve kabalıkla kendini gösterir.
Bu öğrenciler öğretmeni kendileriyle kavga etmeye çekebilirse onlar kazanır çünkü öğretmeni güç mücadelesine çekmiş olurlar. Ne istedikleri önemli değildir. Öyle yada böyle istediklerini elde etmişlerdir.Öğretmeni üzmeyi başarmışlardır. Eğer mücadeleyi öğretmen kazanırsa öğrenciler hayatta gücün her şey olduğuna daha kesin bir şekilde inanmaya başlar.
Diğer iki aşamada kaybeden öğrenci üçüncü hedefi uygulamaya çalışır.Öç alma hedefini seçen çocuk bu aşamada başkalarını inciterek önem kazanma yeteneğine sahiptir.Bu aşamadaki yanlış hedef:
”Eğer diğerlerini incitebilecek güce sahip olursam kendimi ancak o zaman önemli
hissederim”
Öç almayı hedef haline getiren öğrenciler kendilerini cezalandırılmış hissederler.Bu oldukça tehlikelidir.Büyüklerin onları cezalandırması öç almak isteyen öğrenciler için yeterli bir sebeptir.Bu tür davranışlar daha çok ergenlik dönemindeki cocuklarda görülür.Daha küçük çocuklarda görülesi çocuklarda kişilik problemleri olduğunu düşündürebilir.
Yetersiz görünen öğrenciler kendilerini yardımsız hissederler ve kendilerini hata olarak görürler.Başarısız olduklarına o kadar inanmışlardır ki daha fazla denemenin yararı yoktur.Kendilerini hata olarak kabul ettiklerini bütün etkinliklerden geri çekilerek gösterirler.Öğrenciler bu hedefle “aptal”ı oynarlar .Cevap vermeyi sınıf etkinliklerine katılmayı reddederler.Kimseyle konuşmazlar.Bu çok ciddi bir durumdur ve bunun üstesinden gelmek hem öğrenci için hem de öğretmen için zordur.
Bu yaklaşıma göre yetiştirilen öğretmenler öğrencilerin yanlış davranışlarının hangi gruba dahil olduğunu ve bu davranışların mantıksal sonuçlarını nasıl yorumlayacaklarını öğrenirler.Öğrencilere yaklaşımı şekli doğru olanı belirtmektir.
Dreikus yaklaşımı, öğrencilerin kendi disiplinlerini gerliştirmeleri esnasına dayandığı için kuralları belirlemede öğrencilerin de söz sahibi olduğu demokratik sınıflar üzerine yoğunlaşır. Keyfi cezalandırmadan çok davranış bozukluklarının mantıklı sonuçları üzerinde duru.Burada bu konuda kapsamlı bir eğitim almayan öğretmenlerin sıkıntıya düştükleri konu öğreninin yanlış davranışına neden olan güdüleri belirleme becerisini geliştirmenin zor olduğudur.
Örneğin: süöz almadan konuşmak öğretmene küstahça karşılık vermek koridorda sigara içmek vb. davranışların mantıksal sonucu ne olabilir?
Yine de gerekli becerilere sahip öğretmenler için istenmeyen davranışlarla uğraşmada ve onların iç yönetim becerilerini geliştirmede bu yaklaşım güçlü bir araç olarak görülebilmektedir.
Bu model kendine özgü bir modeldir.Modelde yanlış davranışın önlenmesi öğrencilere olumlu ilişkiler gelişitirilmesinde bağlıdır.. Ancak bu şekilde öğrenciler kabul görüldüklerini hissedebilirler.
Dinlediğiniz için teşekkür ederim…
ELEŞTIRILER….
Biçimsel uygunluk: Konu görsel olarak zenginleştirilebilirdi örneğin pisikolog alfred adler’in resmi veya bir görseli aşağıdaki slayta yerleştirilebilirdi bu öğrenmenin kalıcı olması açısından daha etkili olacaktı..
ELEŞTİRİLER…..
Öğretimsel uygunluk: Bu kriter açısından bilgilerin açıklığı ve genişliği slaytlarda detaylı olarak anlatılmıştır. Aşağıdaki slaytta da gördüğmüz gibi.
Eleştiriler…..
Araştırma modeli: Konunun araştırılmasında sadece internetden faydalanılmıştır. Araştırma kısıtlı tutulmuştur bilgi genişliği için başka araştırma yöntemleri de kullanılabilirdi.
Eleştiriler…..
Örnek Verme: Konu örneklerle zenginleştirilmemiştir. Slaytlarda 2 kez örneklere yer verilmiştir. Daha fazla örneğe yer verilmesi o konunun daha iyi anlaşılmasını sağlaycaktı.
Eleştiriler…
Konunun Bütünlüğü: konunun bütününde çok fazla slayta ve gereksiz bilgilere yer verildiği için konu dinleyenler açısından sıkıcı ve anlaması güç hale gelmiştir.