255887 - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D255887/2016/2016_APAKA.pdfmanında da en geniş...

15
};{ 12. ULUSLARARASI . T E B L G L E R Sempozyum. Tarihi : 6 - 7 - 8 2015 Eyüp BelediyesiKültür No: 81 Eyüp Belediyesi Kültür Sahibi : Remzi Proje Sorumlusu : Ahmet Turan Koçer Yaym Yönetmeni : Davut Akgül Editör : Hüseyin Karaca Yayma : Ümit Aksoy, Cemil Abdülbaki Tasanm ve Düzen : N uhun Gemisi Reklam ve Hizmetleri ISBN : 978-975-6087-13-8 : Mavi Ofset Tic. San. Ltd. O.S.B. Mahallesi Heskoop Sanayi Sitesi Modern Merkezi Blok Kat: 1 No: 22/23 Tel: (0212) 549 25 28 (pbx) Fax: {0212) 549 26 84 www.maviofset.com c-mail: [email protected] istanbul, 2016 EYÜP KÜLTÜR MÜDÜRLÜGÜ 444 3000 www.eyup.bel.tr 12. Eyüp Sultan Siycr

Transcript of 255887 - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D255887/2016/2016_APAKA.pdfmanında da en geniş...

Page 1: 255887 - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D255887/2016/2016_APAKA.pdfmanında da en geniş sınırlarına ula şan İslam fütuhatı, Hz. Osman'ın son dönenli ile Hz. Ali'nin haJifeliği

~ };{ 12.ULUSLARARASI

::ı:f~~~C8~3~~ . T E B L İ G L E R

Sempozyum. Tarihi : 6 - 7 - 8 Kasım 2015

Eyüp BelediyesiKültür Yayınları No: 81

Eyüp Belediyesi Kültür Yayınlan Adına Sahibi : Remzi Aydın

Proje Sorumlusu : Ahmet Turan Koçer

Yaym Yönetmeni : Davut Akgül

Editör : Hüseyin Karaca

Yayma Hazırlık : Ümit Aksoy, Cemil Nazlı, Abdülbaki Başer

Tasanm ve İç Düzen : N uhun Gemisi Reklam ve İletişim Hizmetleri

ISBN : 978-975-6087-13-8

Baskı : Mavi Ofset

Basım Yayın Tic. San. Ltd. Şti.

İkitelli O.S.B. Mahallesi Heskoop Sanayi Sitesi

Sinpaş İş Modern ݧ Merkezi Blok Kat: 1

No: 22/23 Başakşehir /İSTANBUL

Tel: (0212) 549 25 28 (pbx) Fax : {0212) 549 26 84

www.maviofset.com c-mail: [email protected]

istanbul, 2016

EYÜP BELEDİYESİ

KÜLTÜR İŞLERi MÜDÜRLÜGÜ

444 3000

www.eyup.bel.tr

12. Uluslararası Eyüp Sultan Sernpozyuınu, Siycr Vakfı işbirliğiyle düzenlenmiştir.

Page 2: 255887 - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D255887/2016/2016_APAKA.pdfmanında da en geniş sınırlarına ula şan İslam fütuhatı, Hz. Osman'ın son dönenli ile Hz. Ali'nin haJifeliği

:

"""'

IV.Oturum: Anadolu'ya Yönelik Fetih Hareketleri

EMEViLERiN BiZANS ÜZERiNE FETiH SiVASETi

Siileyman B. Abdülmelik Dönemi + Hişam B. Abdülmellk Dönemi +

' \ \ /

.e

~ Muaviye Dönemi +

Abdülmellk Dönemi + Velid B. Abdülmellk Dönemi +

Page 3: 255887 - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D255887/2016/2016_APAKA.pdfmanında da en geniş sınırlarına ula şan İslam fütuhatı, Hz. Osman'ın son dönenli ile Hz. Ali'nin haJifeliği

Prof. Dr. Ade m Apak •,

1970 yılında Bursa'da doğdu.

1992'de Uludağ Üniversitesi ilahiyat

Fakültesi'nden mezun oldu. Bir yıl son-

/ ra İslam Tarihi ve Sanatlan Anabilim

Dalı'na ~nrma Görevlisi olarak

atandı. 1995 yılında "Hz. Osman

Dönemi Emev1 İdarecileri" isim­

li tez ile yüksek lisansını tamamladı.

1999 yılında "Amr b. el-As (Hayatı­

Şahsiyeti-Devlet Adamlığı)" konu­

lu araştırmasıyla doktor oldu. 2001-

2002 ve 2004-2005 öğretim yılların­

da Türkmenistan Mahduınk.uli Devlet

Üniversitesi ilahiyat Fakültesi'nde

öğretim üyeliği görevinde bulundu.

Mayıs 2005'te doçent, 2011 yılında

profesör unvam aldı. Halen Uludağ

Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nde öğ­

retim üyeliği görevini sürdürmekte­

dir. Evli ve ik1 çocuk babasıdır.

Page 4: 255887 - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D255887/2016/2016_APAKA.pdfmanında da en geniş sınırlarına ula şan İslam fütuhatı, Hz. Osman'ın son dönenli ile Hz. Ali'nin haJifeliği

168 EYÜP SULTAN SEMPOlYUMU XII

• • EM EVI LERI N

• •• • BIZANS UZERINE FETiH SiVASETi Prof. Dr. AdemApak

Giriş

İslam tarihinde Muaviye b. Ebu Süfyan'ın Hz. Hasan'dan hal.ifeliği devralmasıyla

başlayıp Mervan b. Muhammed'in öldürülmesine kadar geçen döneme "Emev1

Asn" adı verilir. Gerek Hz. Peygamber (sav) devrinde yaşamış sahabe ile ondan

sonraki nesil arasında bir zaman köprüsü olması, gerekse bu süreçte meydana

gelen hadiselerin Müslümaniann zilıninde derin izler bırakmış olması sebebiy­

le, Emevller devri İslam tarihinin üzerinde en fazla tartışma yapılan dönemle­

rinden birini teşkil eder.

Dört halife döneminde istişare sonucunda seçilen halifelikten güç kulla­

mlarak ele geçirilen yönetim s.istemine geçilmesi, bunun akabinde devletin

kurucusu Muaviye b. Ebu Süfyan eliyle halifeliğin saltanata dönüştürülmesi;

buna tepki olarak gerçekleştirilen Hz. Hüseyirı hareketinin Kerbela faciasıy­

la sonuçlanması, yönetirnin uygulamalarına karşı çıkan Medine'nin işgal ve

yağmaya tabi tutulması, ardından Mekke'nin muhasara altına alınıp Kabe'nin

Page 5: 255887 - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D255887/2016/2016_APAKA.pdfmanında da en geniş sınırlarına ula şan İslam fütuhatı, Hz. Osman'ın son dönenli ile Hz. Ali'nin haJifeliği

yakılması, iç çatışmalarda bir kısmı as­

hab çocuğu olan binlerce Müslüman'ın

öldürülmesi, ayrıca muhtelif sebepler­

le meydana gelen kabile savaş lannda sa­

yısız insanın katledilmesi gibi hadiseler

Bıneviler döneminde öne çıkan siyasi ve

toplumsal hadiseler olarak özetlenebilir.

Bu dönemin diğer dikkat çeken özelliği

ise gerçekleştirilen yoğun fetih faaliyet­

leri neticesinde Müslümanların Çin sı­

nırından Atlas Okyaousu'na kadar ya­

yılması, pek çok farklı etnik unsur ve

kültürün ilk kez İslam diniyle

tanışmış olmasıdır. Bununla bir-

likte Emevıler döneminde mey­

dana gelen bir kısım siyasi hadi­

seler ve haliEelerin uygulamala­

n sebebiyle bu soy mensupları

sürekli olarak tenkide tabi tu­

tulmuştur. Emevller aleyhine

dile getirilen önemli iddiaların

başında, onların "ırkçı" bir an­

layış benimsernek suretiyle iş­

galci bir politika izledikleri ve

İslami cilıad yerine emperyal ya­

yılmacıbk emelleriyle hareket

ettikleri düşüncesi gelir. Başka

bir ifadeyle Emevller dönemin­

de Arap fatihler, dini ikinci pla-

na iterek ırkı ve iktisa<Ü saiklerle fe­

tihler gerçekleştirmişlerdir. Bilhassa

müsteşrikler (Wellhausen, Gerlof Van

Vloten, Goldziher, Winckler, Ceatani)

tarafından dile getirilen bu düşünce­

ye göre Emevller dönemindeki fetih

hareketinin temel amacı İslam dini­

oj yaymak değil, daha geniş toprak­

lara ulaşmak ve buraların zenginlik­

lerini ele geçirmektir. Welllıasuen ve

onun takipçilerinin dillendirdikleri in­

dirgemeci düşüncenin hatalı olduğunu

başka bir müsteşrik Della Vida, İslam

Ansiklopedisi'ndeki "Emeviler" madde­

sinde şu şekilde izah eder: "Hakjkatte

İsl3.miyet ile başlangıçta mücadele et­

miş olan bu Mekke aristokrasisinin ah­

fadına zahidane veya mutasavvıfane te­

mayüllerin tamamıyla yabancı olduğu

ve bu aristokraside daha ziyade cahiliye

devrinden kalma seyyid kafası ve tüc­

car cumhuriyetinin iş adamı zihniyeti­

nin bulunduğu kabul edilecek olursa,

diğer taraftan, Arap aleminin bu misli

görülmemiş zaferinin İslamiyet saye­

sinde vuku bulduğu, en moderni ve en

agnostiği de olsa, yine hiçbir zihni};etin

.\.. ~:...

İslamiyet d amga s md an kurtulamayacağı

göz önünde tutulmuş olacağından, ta­

rihi hakikatlerden uzaklaşmak tehlike­

si baş gösterir. Eme.vi halifeled zaman­

larının ve muhitlerinin adamı olmak sı­

fatı ile İslam abdelerinin taammümü

ile kendi ülkelerirıin genişlemesini, sa­

mimiyetle aynı şey addetmişler ve ister

Şü, i.ster Harici olsun, kendi siyasetleri­

ne düşman olanların aynı zamanda ha­

kiki Müslümanlığa da hasım oldukları­

na kanaat getirmişlerdir ... Her ne ka­

dar bunların sukutundan sonra, zahid

mulıitlerinde hakim olan fikirlelin te­

siri altında vücut bulan bazı şahadetler,

/

EMEVilERiN BiZANS ÜZERiNE FETiH SiYASETi 169

Page 6: 255887 - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D255887/2016/2016_APAKA.pdfmanında da en geniş sınırlarına ula şan İslam fütuhatı, Hz. Osman'ın son dönenli ile Hz. Ali'nin haJifeliği

1 Levi Della Vıda, G .• "Ernevt­ler", İA, 24J.

Emev1lerin hatırasını tel'in etmi~ ise

de, İslanıiyet'in, bilhassa onların dev­

rinden ve kısmen onlann bamlesi saye­

sinde, alemşümul bir din haline geldi­

ğini unutmamak lazımdır". 1

Burada şu hususu da vurgulamak

gerekir ki sadece Emev1 dönemi fetih­

leriılde değil, bütün islaoı1 fetihler dik­

kate alındığında etnik ve politik unsur­

ların, tabii ki, ekonomik sebeplerio bel­

li derecede rol oynadığı inkar edilemez.

Ancak dikkatli bir inceleme yapıldığında

Emevller döneminde de, diğer İslam ta­

rihi sürecinde olduğu gibi, fetihleri etki­

leyen en önemli amil, yine cihad düşün­

cesi yani İslam'ın yayılması (İ' la-yi keli­

memllah) olmuştur. Nitekim bu inanç­

la hareket eden Emev1 halifelerinin pek

çoğu bizzat hanedana mensup komu­

tanlada akıbeti belirsiz tehlikeli sefer­

ler düzenlenıişlerdir. Bilhassa Hazarlar,

Anadolu ve Ermenistan üzerine gerçek­

leştirilen asker! faaliyetlerde pek çok

halife oğlu ve kardeşinin bulunduğu

170 EYÜP SULTAN SEMPOZYUMU XII

açıkça görülecektir. Binaenaleyh bu böl­

gelerde İslam dininin yayılması ve ci­

hanşümul din haline gelmesinde Emev1

halifelerinin katkısı unutulmamalıdır.

Daha da önemlisi sonraki İslam tari­

hi sürecinde önemli roller üstlenecek

ve Müslümanların hamisi konumunu

üstlenecek olan TürkJer, İslam diniy­

le Erneviierin gerçekleştirdikleri fetih ­

ler sayesinde tanışmışlar, onların haki­

miyetleri döneminde İslam dinini be­

nimsemeye başlamışlardır. Hakikatte,

Bıneviler dönemi Türk-Arap ilişkileri

genelde düşmanlık boyutunda gerçek­

leşmişse de, bu münasebetlerin derinler­

de Türklerin İslam ile buluşmasına ze­

min oluşturduğu da inkar edilemez bir

gerçektir. Bilhassa Ömer b. Abdülaziz'in

halifeliği dönemindeki özel gayretler­

le Türklerin İslamiaşması konusunda

önemJi mesafeler alınrruştır. Benzer şe­

kilde Kuzey Afrika'da Emevi ordusuyla

Berbenler arasında da sürekli çatışma­

lar devam etmiş, ancak onlar arasında

da islamiaşma adına önemli ilerleme­

ler kaydedilmiştir. Emev'llerin eo parlak

döneminde gerçekleştirilen Endülüs'ün

fethinde, Müslümanlar arasına dahil

olan Berberilerin büyük katkısı olmuş­

tur. Netice itibariyle sonraki İslam tari­

hi sürecinde önemli rol oynayan gerek

Türklerin, gerekse Berbeôlerin islam' la

tanışmalarını temjn eden Emev1lerin

İslam'a ve Müslümanlara hizmetini inkar

etmek mümkün değildir.

Emeviler dönemi fetih siyasetini

konu edinen bu tebliğde devletin ku­

rucusu kabul edilen Muaviye b. Ebu

Süfyan'dan başlamak üzere devletin

özellikle doğu-batı hattında yaJ]lma­

sı ve bu yayılmadaki temel saikler ele

alınacaktır.

Page 7: 255887 - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D255887/2016/2016_APAKA.pdfmanında da en geniş sınırlarına ula şan İslam fütuhatı, Hz. Osman'ın son dönenli ile Hz. Ali'nin haJifeliği

Muaviye Dönemi

Hz. Ebu Bekir döneminde başlatı­

lan, Hz. Ömer yönetiminde Bizans ve

Sasan1 imparatorluklarının hakimiyet

alanlarını içine alan, Hz. Osman za­

manında da en geniş sınırlarına ula­

şan İslam fütuhatı, Hz. Osman'ın son

dönenli ile Hz. Ali'nin haJifeliği esna­

sındabiç çekişmeler sebebiyle sekteye

uğramıştı. KUfe'de Hz. Hasan'dan biat

alarak Müslümanları yeniden tek bir

yönetim altmda birleştiren Muaviye,

göreve gelmesiyle birlikte bir taraf­

tan Haridier ve Hz. Ali destekçile­

ri gibi yönetim muhalifleri ile müca­

dele ederken, diğer taraftan da hız­

lı bir şekilde fetih faaliyetleri başlattı.

Muaviye dönemindeki fetihler üç cep­

hede gerçekleşmiştir ki bunlardan ilki,

Bizans idaresi altında bulunan Anadolu

ve Ermenistan topraklandır. Irak as­

kerlerinin hedefi ise Horasan ve Sind

·.

coğrafyasıdır. Bu süreçte hedef alınan

üçüncü bölge ise, Mısır ordusunun so­

rumluluğuna verilen Kuzey Afrika'dır.

l'vJ.uaviye'nin başlattığı bu fetih strate­

jisi ve hedefleri kendisinden sonraki

halifeler tarafından da benimsenmiş­

tir. Bundan dolayı Erneviierin fetih si­

yasetini asıl belirleyen halifenjn devle­

tin kurucusu Muaviye olduğunu ileri

sürmek mümkündür.

Muaviye, Hz.

Ömer tarafindan

Şam'a vali tayin edil­

mesinden itibaren

Bizans üzerine dü­

zenli seferler başla­

tarı ilk Müslüman

valiydi. Ancak daha

sonraki iç problem­

ler bu faaliyetlerin ke­

sintiye uğramasına se­

bep oldu. Ancak ken­

disi halifelik görevi­

ni üstlendikten son­

ra Anadolu seferle­

rini (H. 42/M. 662)

yılında yeniden baş­

lattı.2 Buna göre her

yıl mutat hale geti­

rilen seferler, yaz ve

kış olmak üzere yılda

/

ı. Ya 'ku bl, Tarih, 1-il, Beyrut

1960, ll, 239; Tabert, Tari­hu'I-Oınem ve'l-Miilılk, (chk. Muh:ınııned Ebu'IFadl İbra­him). l-X1. Beyrı.ı t ts. (Da­ru's-Süveydau), Tari/ı, V,

172.

' EMEViLERiN BiZANS ÜZERiNE FETiH SiYASETi 171

Page 8: 255887 - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D255887/2016/2016_APAKA.pdfmanında da en geniş sınırlarına ula şan İslam fütuhatı, Hz. Osman'ın son dönenli ile Hz. Ali'nin haJifeliği

l. Mubanımed Hudari Bey, Mulıadartııü Tarilti'I-Ome­mi'l-lsMuıiyyeed-Dtvletii'I-E­

mev~•ye, (ıhk. Şeyh Muham­med Osmaııl), Bcymt 1986, s. 441; Aycın, trfın, Saltana­ta Giden Yolda Mu:ıviye b. Ebi Süfyan, Aukara J 990, s. 256. Seferlrrinsebepleri hak­lemda bk. Kılıç, Ünal, Yezid b. Muaviye, İstanbul 2001, s. 48-4 9; Av cı, Casinı, İs­lron Bizans İlişkileri , İstan­

bul 2003, s. 70.

iki defa düzenleniyor, giden ordular, !aşı

Bizans topraklannda geçi~iyodar, yaz ınev­

siınl erinde ise tekrar hücuına geçiyorlardı . l

Hz. Ebu Bekir'in halifeliğinden itibaren

Müslüman fatihler, gerek Suriye, gerekse

Mezopotamya (Cezire) topraklarında hızla

iledeyip bölgede yaşayan Aramilerin hızla

İslamiaşmasını ve Araplaşmasıru sağl~ş

olmakla birlikte, aynı faaliyeti Anadolu'da

gerçeklcştirmernişlerdir. Hatta burada zapt

ettikleri büyük şehirlerde tutunmak için

büyük gayret sarf etmernişler, sadece mu­

tad olarak her yaz mevsiminde Aman os ve

Toros silsilderi yoluyla Anadolu içlerine

alanlar yapmışlar, bol esir ve ganirnet al­

dıktan sonra geri dönmüşlerdir. Bunun al­

onda Arapların Anadolu'yu kendileri için

yeni bir yurt olarak düşünmedikleri ger­

çeği yatar. Anlaşılan o ki coğrafya ve tabi­

at şartlannın farklılığı sebebiyle Arap ka­

bileleri özellikle Toros Dağları'nın ku zey

172 EYÜP SULTAIN SEMPOZYUMU XII

ve batı kısıınlanna ulaşınakla birlikte, yurt

edinme açısmdan buralara iltifat etmemiş­

ler ve bölgeye ycrleşmeyi düşünmernişler­

dir. Savaşların ardından karşılıklı toprak

iltihaHı.n gerçekleşse, hatta Arap ordu­

lan baştanbaşa Anadolu'yu kat ederek ka­

radan İstanbul'a kadar ulaşrruş olsalar da,

Toros dağ silsilesi her iki devlet arasında ta­

bü bir sınır olma özelliğini sürdürmüştür. -'

Karşılıklı mücadeleler esnasında sadece

doğrudan doğruya sınır bölgesinde bulu­

nan ve en mühim geçitierin anahtarı ro­

lünü üstlenen şehir ve kalderin ele geçi­

rilmesine özel önem verilmiş, diğer yerle­

şim alanları fazla ısrar edilmeden rakip ta­

rafa terk edilebihniştir . .Bunun sonucun­

da Araplar ile Bizans arasında bitip tüken­

meyen çatışmalar sebebiyle her iki devlet

sınırında tampon bölge olarak geniş bir

arazi şeridi sahipsiz ve atıl vaziyette kal­

mıştır. Bizans imparatoru Herakleios'un

Page 9: 255887 - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D255887/2016/2016_APAKA.pdfmanında da en geniş sınırlarına ula şan İslam fütuhatı, Hz. Osman'ın son dönenli ile Hz. Ali'nin haJifeliği

Suriye'yi boşaltmak zorunda kalması ne­

deniyle bölgedeki şehirleri Müslümanlara

marnur bir şekilde bırakmamak için tahrip

etmes~, ahalisini de tehcire zorlaması­

nın da büyük etkisi vardır. Arap fatihlerin

Anadolu'ya ilerlemeleri esnasında arkala­

rında kendUerini tehdit edebilecek müs­

tahkem mevkiler bırakmamak için bura­

daki yerleşim birimlerini boşalttıkları ve

bölgeyi insansız bir alana çevirmeye çalış­

tıklan da unutulmamalıdır.•

Em eviler devleti boyunca Bizans ile ya­

pılan savaşlarda Müslümanlar genelde ta­

arruz eden, Rumlar ise savunmaya çekilen

taraf konumunda olmuşlardır. Ancak bu­

nunla birlikte Anadolu topraklarında her

iki devlet için de tam biri:istülliük gerçek­

leşmerniştir. Bunda her iki tarafın da ken­

di iç problemleri ve saltanat mücadelele­

riyle baş etmek durumunda kalınalannın

önemli derecede etkisi vardır. Nitekim

bu gibi ballerde zor durumda kalan taraf

belli miktar mal ve para karşılığında diğe­

riyle anlaşmaya çalışmış,5 durumu düzel­

dikten sonra çeşitÜ bahanelerle anlaşmayı

bozmak suretiyle tekrar eski savaş haline

dönmüştür. Ancak iki taraf arasında ger­

çekleştirilen savaşlar bir hakimiyet müca­

delesinden çok prestij sağlama ve kendi asıl

bölgelerini koruma düşüncesiyle cereyan

etmiştir. Bu hususta Bizans için öncelik­

li koruma alanı İstanbul, Emevıler için ise

Şam toprakları olmuştur. Dolaymyla her

iki bölgenin de ortasında yer alan Anadolu

coğrafyası taraflar için bir ara bölge kabul

edilmiş, tam bir sahiplenme gerçekleşme­

diği için bölgenin kontrolü karşılıklı ola­

ra)c rakipiere terk edilebilmiştir. Böyle bir

uygulama pek çok Anadolu şehrinin tah­

rip edilmesine ve halkın hayatının zorlaş­

masına sebep olmuşrur. Bütün bunlar se­

bebiyle iki güçlü devlet arasındaki nüfuz

mücadelesinde en fazla zarar gören bölge­

lerin başında Anadolu topraklannın oldu­

ğu açıkça görülür.

Muaviye'nin halifeliği zamarıında

Rumlar ve Ermeniler üzerine ilk seferler

Hicret'in 42. (M. 662) yılından itibaren baş­

latıldı. Nitekim her iki bölgeye giden ordu­

lar buralarda kayda değer başanlar kazan­

dılar.6 (H. 43/M. 663) ve (H. 44/M. 664)

yıllarında da Bizans üzerine karadan ve de­

nizden seferler devarn ettirildi. Sözgelimi

Büsr b. Ebu Ertat Rum topraklanna sefe­

re çıktı. 7 Malik b. Hübeyre (H. 46/M. 666)

ve (H. 4 7 !M. 667) yıllarında ordusuyla bir­

likte Rum topraklannda kışladı. 8

Muaviye döneminde Bizans üzerirıe

gerçekleştirilen seferlerinin en önerrıli­

si şüphesiz başkent İstanbul'un fethi gi­

ri§imidir. Muaviye'nin oğlu Yezid de

Hicret'in 50. (M. 670) yılında harekete

geçen yardımcı ordunun komutanlığıru

yaprruştır.9 Orduya Abdullah b. Abbas,

Abdullah b. Ömer, Abdullah b. Zübeyr

/

'· Honigmanıı. Emst, Bizmıs

Devletinili Doğrt Sımrı, (çev.

Fikret lşılran), İsranbul1970, s. 1, 36-39.

s. Ya'kubi, Tari/ı, li, 217.

•· Taberi, ·Tarih, V, 172; İb­

nü'l-Cev21, ei-Mımtazam Ji Tarihi'l-Ümem ve'l-Miilı1k, (chk. M uhammed Abdül­

kadir Ata-Mustafa Abdül­

kadir Ara),l-XYlll, Beynıt 1992, V, 193.

7· İbnli'l-Cevzl, el-Mımta­

zam, V, 201, 209; İbn Keslr, ei-Bidaye ıoe'ıı-Nilıôye, I-XlV,

Beyrut-Riy:ıd ts. (Mekte­betü'l-Mearif-Mektebe­tü"n-Nasr), VIII, 24, 27.

s. Ya'kub), Tarih, ll, 239-240; Tabeı:l, Tarilı, V, 181, 212. 227, 229.

'' Tabeô, Tarih, V, 234; İb­nü'I-Eslr, el-K4milfı'ı-Tarih, 1-TX, Beyrut 1986, ın, 227.

' EMEViLERiN BiZANS ÜZERiNE FETiH SiYASETi 173

Page 10: 255887 - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D255887/2016/2016_APAKA.pdfmanında da en geniş sınırlarına ula şan İslam fütuhatı, Hz. Osman'ın son dönenli ile Hz. Ali'nin haJifeliği

tO. İbn Kesir, ei-Bidôye, vm. 32.

ıı. Muaviye dönemi Bi2ans se­

ferleö için bk. Muhammed Kürd Ali, Hııatii'ş-Ş<ım,I-VT,

Dımaşk 1935 1938, 1, 142-

143 ; Gadban, Mün.ir Mu­lıaııuned,Muaviyelı. Ebt Süf yan, Dimaşk 1989, s. 357-

360; Ayc:ıu, İı:f.ıo, Mımvi­

ye b. Ebi Siifyan, s. 255-260.

ve Ebu Eyyub el-Ensad gibi sahabe ön­

derleri de iştirak etm.işlerdi. 10

Muaviye'nin halifeliği dönemin­

de Arapların gerçekleştirdikleri İstanbul

muhasaraları asıl hedef olan fetih ger­

çekleşmediği için başarısız girişim olarak

görülebilir. Ancak bu seferler sebebiy­

le Bizans İmparatorluğu'nun bütün gü­

cünü İstanbul'da teksif etmesi sebebiyle

AraplarınAnadolu'da çok rahat hareket et­

tikleri ve bölgedeki kontrolü ellerinde bu­

lundurdukları unutulmamalıdır.11

174 EYÜP SULTAN SEMPOZYUMU XII

Emevilerin başlangıç dönemine teka­

bül eden Muaviye b. Ebfı Süfyan'ın hali­

feliği zamanında ülke içindeki siyası is­

tikrarın belli bir oranda sağlanmasının

ardından başlatılan fetih hareketleri ile

özellikl'e Horasan ve Afrika'da daha önce

ele geçirilmiş, ancak dahili problemler

sebebiyle zamanla kontrolü kaybedil­

miş olan pek çok beldenin yeniden itaat 1

altına alınması sağlarruştır. ·

Abdülmelik Dönemi

Abdülrnelik b. Mervan, Bıneviler devle­

tinin idaresine geçtiği zaman babasından

siyasi aoJamda parçalanmış bir devlet dev­

ralınıştı. Dolayısıyla onun öncelikli göre­

vi ülkede yönetim birliğini temin etmek,

müstakil idareler altmda yaşayan toplu­

lukları tekrar Emevilerin hakimiyeti al­

tma almaktı. Abdullah b. Zübeyr'in etki­

siz hale getirilmesi, ardından Hancilerin

nispeten kontrol altına alınmalan, bu he­

defin belli oranda gerçekleşmesini sağla­

dı. Ancak onun bu adımlarla birleştirdi­

ği topraklar, Hz. Ömer ve Hz. Osman

döneminde fetbedilen bölgelerle sınırlı

kalrruştı. I-Ialbuki Emevilerin ilk devlet

Page 11: 255887 - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D255887/2016/2016_APAKA.pdfmanında da en geniş sınırlarına ula şan İslam fütuhatı, Hz. Osman'ın son dönenli ile Hz. Ali'nin haJifeliği

başkanı Muaviye zamalllDda daha uzak

beldeler fethedil.mişti. Ancak başlangıç­

ta Emevllerin idaresine boyun eğrniş bu­

lunan. bölge halklan Muaviye'nin vefatın­

dan sonraki siyasi kaos şartlannda itaatten

vazgeçip bağımsız davranmaya başlamışlar­

dı. Dolayısıyla Abdülmehk'in siyaSı rakip­

lerini ortadan kaldırınasından sonraki esas

görevi, geçmişte Emevi hakimiyetine bo­

yun eğmiş olan bölgeleri yeniden itaat al­

tına almak, devletin sınırlarını en azından

Muaviye dönemindeki noktasına ulaştır­

rnakn. Abdülmehk bu amaçla yönetiminin

ikinci yarısında Yezid b. Muaviye'den beri

terk edilmiş görünen dış politikaya yeniden

önem verıneye karar verdi. Bu doğrultuda

doğuda Horasan, kuzeyde Anadolu, batı da

da Kuzey Afrika üzerine seferler başlatıldı.

Abdülmelik b. Mervan döneminde

Mü.~lürnanların askeri faaliyet alanlarından

biri de Rum topraklarıydı. Bizans devleti

daha önce Hz. Ali ile mücadelesi esnasında

Muaviye ile yaptığı gibi, Abdülmelik za­

manında da dab.i.ü problemleri firsat bilerek

Bınevileri kendisine vergi vermek zorun­

da bırakmıştı. Diğer taraftan Müslümanlar

ile Bizans arasındaki tampon bölge ka­

bul edilen alanda Hıristiyan Merdailer

(Lübnan dağlıları) Bizans'tan aldıkları ce­

saretle Müslümanlara karşı sürekli olarak

sınır ihlalleri gerçekleştiriyorlardı. O ka­

dar ki Abdülmehk ülke topraklanna saldı­

ran Merdaıler (Ceracime) sebebiyle Arap

izzet-i nefsine pek hoş gelmeyen şartlarda

Bizans'la anlaşma yapmaya mecbur kaldı.12

Ülkedeki iç problemleri önemli öl­

çüde halleden Abdülrnelik b. Mervan,

Hicretin 73. (M. 692- 693) yılında

Bizans'a karşı harekete geçmeye karar ver­

di. Ce zir e valisi olan kardeşi Muhammed

b. Mervan'ı Bizans'a sefer yapmakla gö­

revlendirdi. Anadolu'yu kontrol hedefli

Arap-Bizans mücadelesi bu adımla yeni­

den başlamış olduY

Abdülınelik b. Mervan zamanında

Bizans topraklarına karşı gerçekleşen se­

ferlerin Muaviye dönemindeki faaliyet­

lerle karşılaştırıldığında daha az etkili ol­

duğu görülür. Zira bu süreçte Arap or­

duları Bizans ile genelde sınır boylarında

mücadele etmişler ve seferlerini kısa sü­

rede tamamlayıp ülkelerine dönmüşler­

dir. Bunda halifenin şartlar gereği iç prob­

lemlere ağırlık vermek zorunda kalması­

nın mutlaka etkisi vardır. Ancak yine de

Abdülmelik'in devlet başkanlığı z~iıanın­da gerçekleşen askeri faaliyetlerin, oğlu

Velid ve sonraki dönemlerdeki Anadolu

seferleri için önerrıli bir hazırlık sürecini

teşkil ettiği de unutulmamalıdır.

/

Velid B. Abdülmelik Dönemi

Abdülınelik b. Mervan'ın, Hicret'in 86.

(M. 705) yılında ölümünden sonra oğlu

Velid b. Abdülmehk halife oldu. Velid ba­

basından siyasi istikrarını sağlarnı§ güçlü

bir yönetim ve büyümeye hazır bir dev­

let devraldı. Dolayısıyla onun öncelik­

li hedefi devletin her anlamda daha çok

güçlendirilmesi, sınırlannın genişletil­

mesi ve sosyal refahın arnrılması oldu.

/

''· Belazün, Fuıülıu'l-BuMin,

(thk. AbduUah Enis et-Tab­ha-Ömer Enis er-Tab­ha), Beyrut 1987, s. 217-223; Ebu'I-Ferec, Grcgory, Ebu'l-Ferec Tnrilıi I. (çev. Ömer Rı:za Doğru!), Atı h ­m 1945, s. 187.

"· Ddazürl, Fıttıiltu'I-Buldnıı, s. 266; Taberi, Ttırilt, VI, 202; İbnü'l-Esir, el-Kamil, IV, 33.

' EMEViLERiN BiZANS ÜZERiNE FETiH SiYASETi 175

Page 12: 255887 - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D255887/2016/2016_APAKA.pdfmanında da en geniş sınırlarına ula şan İslam fütuhatı, Hz. Osman'ın son dönenli ile Hz. Ali'nin haJifeliği

"· Taberl, Tari lı, VI, 426, 429; ibnü'l-Cevzi, ei-Mımtnzam, VI, 271-272,283, 289,294.

15· Bdazun, Fırt/Jlm'l-Bultian, s. 266; Tabcrl, Tarih, Vl, 429, 434,439, 442,454,468, 469, 483, 492.

"· Taberi, Tarih, VI, 468; İb­nü'l-Esir, el-K/imi/, IV, 129.

17· İbnü'l-Cevz1, ei-Mımtazaın,

VI, 317; İbnü' l-Esit. el-Ka­

mil, IV,129, 135; İbn Keslr, el-BidR)~. IX, 95, 174.

'"· Velid b. Abdülmelik döne­mi Anadolu fetihleriiçin bk. Halife b. Hayyat, Tarilı, s. 234-235, 249; Ya'kUbi, Ta­ri/ı, U, 291-292.

Abdülmel.ik zamanında dahilde tesis edi­

len birlik sebebiyle Velid'in devlet başkan­

lığı sürecinde İslam ta~il-ıinin en etkileyi­

ci fetihlerine şahit olunmuştur. Nitekim

onun döneminin tebarüz eden şahsiyetleri

Tfukistan fatihi Kuteybe b. Müslim, Sind

fatihi Muhammed b. Kasım, Anadolu fe­

tihlerikomutaııı Mesleme b. Abdülıııelik

ile İspanya fatihleri Musa b. Nusayr ile

Tarık b. Ziyad olmuştur. Bu komutanla­

rın faaliyetleri sonucunda kısa süre zarfın­

da ülkenin sınırları Türkistan'dan Fransa

içlerine kadar ulaşmıştrr.

Velid b. Abdülmelik döne~de Emevllerin Bizans üzerine seferleri de

devam etti. Bu dönemde ilk Anadolu

seferleri onun devlet başkanlığına ge­

çiş yılı olan (H. 86/M. 705)'da Mesleme

b. Abdülmelik tarafından başlatıldı.

Hicret'in 87. (M. 706) yılında Mesleme

ile birlikte Yezid b. Cübeyr ve Hişam b.

Abdülmelik komutasındaki ordular dü­

zenledikleri askeri harekatla Anadolu'da

kaleler zapt edip, pek çok esirveganimet

elde ettiler. 14 Mesleme b. Abdülmelik'ten

başka Abbas b. Velid, Ömer b. Velid,

Mervan b. Velid, Abdülaziz b. Velid, Velid

b. Hişam ve Yezid b. EbU Kebşe de se­

ferlerde komutanlık yaptılar. ıs Yaklaşık

on yıl süren bu askeri harekat sonucunda

Araplar Anadolu'da bazı stratejik noktaları

ele geçirdiler; Mesleme b. AbdülmeHk H.

93 (M. 711-712) yılında Malatya civarın­

da bulunan üç kaleyikontrol altına aldı. 16

Bundan bir yıl sonra(H. 94/M. 712-713)

Abbas b. Velid, Antakya ve Tarsus'u fet­

hetti.17 Hicret'in 95. (M. 712) yılın­

da Mesleme b. Abdülmelik Amasya'yı,

Abbas da Antakya ve Heredea'yı (Ereğli)

ele geçirdi. 18

Velid b. Abdülmelik döneminde ger­

çekleştirilen fetihleri Hz. Ömer'in hali­

feliği zamanındaki yoğun asker1 seferler­

le kıyaslamak mümkündür. Gerçekten de

176 EYÜP SULTAN SEMPOIYUMU XII

Bınevlierin en parlak dönerrıinde gerçek­

leşen bu fetihler sadece İslam ve Arap ta­

rihi için değil, dünya tarihi açısından da

önemli hadiseler olarak kabul edilmiştir.

Süleyman B. Abdülnıelik Dönemi

Emev1 devletinde Süleyman b. Abdülmelik

döneminde meydana gelen en önemli po­

litik değişiklik, Muaviye b. EbU Süfyan'ın

kurduğu, daha sonra Abdülmelik ve oğlu

Velid tarafindan titizlikle devam ettirilen

yönetim de kabiJeler arası denge anlayışının

tamamen terk edilmesidir. Bu anlayış faklı­

lığını kabile asabiyetinin yönetime güçlü bir

şekilde dönüşü olarak nitelendirmek müm­

kündür. Nitekim Si,ileyman dönemin­

de Kuzeyli-Güneyll Araplar, Mudariler­

Yemerlller ya da Kaysüer-Kelbiler şeklin­

de bloklaşan Arap kabileleri birbirine ra­

kip aktif politik aktörler haline gelmişler,

zanıanla halifenin icraatını ve devletin gi­

dişatını doğrudan etkileyebilecek ve yön­

lendirecek etkinliğe erişmişlerdir.

Dalıili problem ve çatışmalar sebebiyle

Süleyman b. Abdülmelik'in halifeliği sÜte­

ci Emeviler devletinde duraklama veya içe

Page 13: 255887 - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D255887/2016/2016_APAKA.pdfmanında da en geniş sınırlarına ula şan İslam fütuhatı, Hz. Osman'ın son dönenli ile Hz. Ali'nin haJifeliği

kapanma dönemi olarak görülebilir. Onun

kısa süren iktidanrun en önemli dış politik

gelişmesi ise İstanbul'un tekrar fethine te­

şebbüs edilmesidir. Nitekim Hicret'in 98.

(M. 716-717) yılında halifenin emriyle

Mesleme b. Abdülmelik karadan, Ömer b.

Hübeyre de denizden Bizans başkentini ele

geçirmek için harekete geçtiler. 19 Süleyman

b. Abdülmelik, kardC§i Mesleme'ye şeh­

ri fethedinceye kadar muhasarayı sürdür­

mesi talimatını verdi. Kara harekatını b~­

latan Müslüman askerler o yılın kış ayla­

nnı Anadolu'da geçirdiler. Baharın gelme­

siyle birlikte Ömer b. Hübeyre denizden,

Bergama'da konuşlanan Meslemc de batı

kısmından yola çıkarak birlikte Çanakkale

boğazını geçtiler. İstanbul, Hicret'in 98.

yılı Ağustos ayında (M. 716)'mubasara al­

tına alındı.20

İstanbul kuşatması komutanı Mesleme

b. Abdülınelik, kuşatmanın kaldırılması ha­

linde kişi başına bir dinar ödemneyi taah­

hüt eden Rum teklifini reddettL21 Bunun

üzeriıle aynı anda hem karadan hem de de­

nizden saldırı başlatıldı. Ancak kuşat~a sı­

rasında meydana gelen şiddetli lodos Arap gemilerini sürükleyerek donanmanın da­

ğılmasma sebep oldu. Mubasaracıların bu

zafiyetinden istifade eden Bizanslılar ani

saldırıya geçerek Arap gemilerini kulla­

nılmaz hale getirdiler.22 Rumların savun­

ma esnasında Müslümatılara karşı geliştir­

dikleri en büyük silah yine Rum ateşiydi.

Bizanslılar bundan istifadeyle Arap gemi­

lermin arasına girerek donanmanın yiye­

cek ilıtiyacını karşılayan savunmasız er­

zak gemilerini yakıyorlardıY Denizdeki

büyük kayıpların yanında kuvvetli surlar

karşısında karadan yapılan taarruzlar da

netice verıneyince, yeni bir donanma ge­

linceye kadar hücurna ara verildi. Ancak o

yıl (H. 98/M. 717) kışm uzun ve şiddetli

geçmesi, erzak gemilerinin de Rumlar ta­

rafindan imha edilmiş olması Arap asker­

lerin sıkıntı çekmesirte ve büyük kayıplar

/

"· Talx-ıi, Tarih, V I, 523, 530-531; lbnü'l-Cevzi, ei-Mım­ınznm, VU, 24,26;İboKesir,

ti-Bidô~. IX, 167-170.

' Ya'kCıbi, Tari/ı, U, 299; lb­nü'I-E.sir, el-Kfinıil, V, 27;

ibnKesir, e/-Bidôye, ı:x, 167-

170, 174.

ı ibııü' l-Esir, el-Kamil, rv, 146-147; İbn Kc$ır, ei-Bida­~· ıx. 167-170.

Uçar, Şahin. Anadolu'tla b/am BizmısMıicdeksi, s. 114 (Le­lx-~u. Histoire du Bas Empi­re, XII, (ıışr. M. Sı. Martin,

P:ıris 1824-'l836, s. llG'cbrı) .

>. Oscrogorslcy, G., Bizans

~ı>ltti Tarihi, (çev. Fik­ret l~ılıan), Ankara 1995. s. 145-146.

EMEViLERiN BiZANS ÜZERiNE FETiH SiYASETi 1n

Page 14: 255887 - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D255887/2016/2016_APAKA.pdfmanında da en geniş sınırlarına ula şan İslam fütuhatı, Hz. Osman'ın son dönenli ile Hz. Ali'nin haJifeliği

"· Ya'ki'ıbl, Tarih, ll, 299; Ta­ben, Tari/ı, VT, 531 ; ibn Kes ir, el-Bidtiye, IX, 174, 184.

Bailly, A., Bizans Tan'lıi, I-IT, (çev. Haluk Şamaıı), ist:ı.n­bul ts., (fercüman 1001Te­

md Eser). s. 158; Hitri, Plu­lip, Sryasi l't Kii/türr.l blôm Ta­rihi, {çev. Salih Thğ), I-IV, İs­tM bul 1980, ll, 322.

ı• Cauard, Marius, "Tarih ve

Efsaneye Göre Araplann is­t:ıııbul Seferlcri", (çev. İsma­il Hami Da.n4meııd), l.sınır­bul Eııstitiisii Dergisi, İstanbul 1956, s. 226; Uçar, Şahin, b­/.1m-BizaıısMücaJdı:si, s. 113-

116; Öztürk, Necdet, "Fetih

Öncesi Istanbul Kllflımıbn ",

!.stanbul Anııağam, I-lll. ferilı vefarib,İsıanbul 1 995,s.40;

Yiğit, İsmail, "Emeviler Za­manında Gerçekleşen İstan­bul Seferleri", 2. Uluslararası İstaJıbul'un Fethi Konferan­

sı, Istanbul 1997. s. 56.

' Ya'L-iıbi. Tarilı, ll, 299. Ay­nca bk. Osrrogorsky, G., Bi­zmıs Ckı>kti, s. 146.

Tabeıi, Tari/ı, VT, 546, 553;

ibnü'l-Eslr,el-Kılmi/, IV, 151, 155; 1bnKesir, d-Bidtiyt,D<, 174,184.

! Y. Ostrogorsky1 G., Bizmts Deli­/eti, s. 146.

'1 Ebu1-Ferec, Gregory, Eb11'f-Ferec Tarihi 1, s. 192-

194. Aynca bk. Canard, Mari­uı, btımbıd Scjrltri, s. 226; Ba­illy, A., Bizaııs Tarihi, s. 158.

' 1 Ya'kU.bi, Tari/ı, II, 328-329;

Taberi, Tari/ı, Vll, 40.

'' Taberi, Tarih, VU, 43; ibn Kesır, ei-BiJtlye, IX, 256.

vermesine sebep oldu.2·1 Müslümanlar ku­

şatmayı. kal dırınadı lar, a.ncak yardım alama­

malan sebebiyle açhk ve sefalet içerisinde

bir kış geçirdiler.25

Hicret'in 99. (M. 718} yılırun ilkha­

hannda Mısır donanınası Arap askerlerin

yardımına geldi. Ardından 300 gemi.lik er­

zak da İstanbul'a ulaştı. Fakat donanma­

da görev yapan bazı Hıristiyan tayfalar is­

yan edip ele geçirdilcleri gemilerle Bizans

Kralı ID. Leon'a (M. 717-741} ulaşarak do­

narımanın yerini haber vermeleri üzerine

Arap gemileri Rum ateşi destekli şiddetli .. Bizans saldınlanna maruz kaldılar. Bizans

taarruzlan sonucunda pek çok savaş ve er­

zak gemisi kullanılamaz bale geldi. Sağlam

kalan erzak gemileri düşmanın eline geç­

ti.26 Denizden gelen Bizans h ücumlannın

yanı sıra Mesleme' nin idaresindeki kara bir­

likleri Bulgarlann, ona yardıma gelen Amr

b. Kays idaresindeki askerler de Slavlann

sürpriz saldınlanna uğradılar.27 Böylece

Araplar aynı anda denizden Bizanslılar, ka­

radan da Bulgar ve Sırplarakarşı savaşmak

zorunda kaldılar. Bütüıı bu olumsuz şart­

lara rağmen Meslemc b. Abdülmelik, ha­

lifenin kesin emri gereğince muhasarayı

devarn ettirdi. Fakat (H. 99/M. 717-718}

yılında Süleyman'ın vefannın ardından

Emev1 halllesi olan Ömer b. Abdülaziz'in

(H. 99-101/M. 717-720)derhal geridönül­

mesi emrinin gelmesi üzerine muhasaraya

178 EYÜP SULTAN SEMPOZYUMU XII

son verildi.2~ Bu şekilde tam bir yı.l süren

Emevüer devri üçüncü İstanbul kuşatma­

sı da neticesiz kalmış oldu.29 Sefer dönüş

yolunda Müslümanlar gerek düşman saldı­

rıları, gerekse tabü felaketler sebebiyle de

pek çok kayıp verdiler. Sonuçta muhasa­

raa askerler sadece beş gemi ile Suriye'ye

dönebildiler. Bundan dolayı Süleyman b.

Abdülrnelik tarafından gerçekleştirilen

İstanbul'un fethi girişimi, Arap fdtih ta­

rihinin en büyük başansızlıklanndan biri

olarak kabul edilir. 30

Ilişam B. Abdülmelik Dönemi

Hişam b. Abdülmelik'in 20 yıl süren ha­

lifeliği dönemindeki d1ş ilişkiler gelenek­

sel Emev'i politikasının tipik örnekleri­

ni verir. Dolayısıyla onun zamanında da

Maveraünnehr, Kafkasya-Anadolu hattın­

da ve Endülüs'te asken hareketlilik yaşan­

~tır. Bu bölgelerdeki hareketlilik daha

ziyade fethedilmiş topraklann elde turul­

ma çabası şeklinde gerçekleşmiştir. Yeni

toprakların fethedilınesi teşebbüslerlııe

ise Kafkasya ve Endülüs coğrafyasında şa­

hit olu nınuştur.

Hişam b. Abdühnelik döneminde

Anadolu'yu hedef alan asken faaüyetler

de gerçekleştirildi. Hazariara benzer şe­

kilde Bizans ordulan da Emevilerin iç ka­

nşıklılclanndan istifadeyle Müslümanların

yaşadıklan sınır bölgelerine taciz saldırılan

düzenllyorlardı. Bunun üzerine .fljşam gö­

reve gelmesinin ikinci yılında (H. 1 07 IM. 725-726} Bizans'a karşı sefeder gerçekleştir­

meye karar verdi. tlk olarak oğlu Muaviye

b. Hişam, Meymlln b. Milırfuı ve Mesleme

b. Abdülmelik komutasındaki ordular

Anadolu topraklanna girdiler.31 Ertesi yıl

Mesleme b. Abdülmelik Kayseri'yi ele gcçi­

rirken, İbrahim b. ilişam önemli bir Rum

kalesini fethetti.32 Daha sonra Müslüman

Page 15: 255887 - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D255887/2016/2016_APAKA.pdfmanında da en geniş sınırlarına ula şan İslam fütuhatı, Hz. Osman'ın son dönenli ile Hz. Ali'nin haJifeliği

ordular Anadolu'da Konya, Kemah, Kayseri,

Malatya, Niksar, Çankın ve Ankara'ya ka­

dar ulaşan seferler tertip ettiler. Hişam ele

geçirilen bazı Anadolu şehirlerine küçük

çaph da olsa Arap ailelerini yerleştirmek

sureti yle bölgede İslamiaşma faaliyetini

gerçekleştirmeye çahşıruştır. Bu dönem­

de Kıbrıs adasına da alanlar yapılmıştır.>>

Bizans'ın merkezi İstarıbul'a ise herhan­

gi bir sefer düzenlenmemiş, Arap ordula­

n batı hattında ancak İznik'e kadar ulaşa­

bilın.işlerdir.34 Hicret'in 122. (M. 740) yı­

lında Akrorıion (Afyon) yakınlannda III.

Leon'un oğlu Konstantinos'un ordusuyla

karşılaşan Müslümaniann ağır bir yenil­

giye uğrarnaları, Arap-Bizans ili şkilerinde

önemli bir dönüm noktası olmuş, bu neti­

ce Erneviierin Anadolu üzerindeki iddiala­

rına büyük bir darbe vurmuştur. 35 Kısacası

Hişam dönemindeki Arap taarruzları her

ne kadar Bizans devletini belH ölçüde sı­

kıntıyı düşürmüşse de, artık onun varlığını

tehdit edecek boyuttan çıkıruştır.36

Sonuç

İslam tari.binde önemli bir yere sahip olan

Emev1 halife! eri, bir kısımicraatları sebebiy­

le zaman zaman ağır eleştirilere maruz kal­

salar da, İslam' ın yayılması için büyük çaba

sarf etm.işler; sonuçta İslamiyet' i Atiantik'ten

Orta Asya'ya ve indus Nehri'ne kadar gö­

türen büyük futfiMtı gerçekleştirmişlerdir.

Emeviler dönemindeki fetih hareketleri­

nin en önemli figürleri şüphesiz Muaviye b.

Eliı Süfyan, AbdülmeHk b. Mervan, Velid

b. AbdülmeHk ve Hişam b. Abdülmelik'tir.

Fetbedilen bölgelerde her şeyden önce

hedefkitlenin islarrıiyet Üe taruşması temin

edilmiştir. Bu fetihlerde Kuteybe b. Müslim,

Türklerin İslam' ı kabul etmelerinde etkili ol­

muştur. Ayru anda Mulıaınmed b. Kasım ise

Hind bölgesinde yaptığı fetihler soncunda

ihtidalara şahit olunmuştur. Kafkasya böl­

gesi fetihlerinde başlangıçta başarısız olun­

muş, ancak bühassa Hişam b. Abdülmelik

dönerrıiııde gerek hakimiyet alarunın ge­

nişletümcsi, gerekse İslamiaşmanın gerçek­

leştirilmesinde ciddi mesafe kaydedÜmiştir.

Öyle ki, bölgede Aı:ap fatihlere uzun süreli

direnen Hazar Tıirkleri sonunda gönülleri­

ni İslam'a açmaya karar vermişlerdir. Buna

karşılık Bizans coğrafyasındaki asken faali­

yetlerde esash bir üerleme sağlanamaıiııştır.

Halbuki bölgeye sahabeden bazı kişilerin de

katıldığı seferler düzenlenmiş, bazı yerlere

Müslüman nüfus yerleştirtlmiş tir. Ama bun­

lann hiçbirisi Anadolu ve Akdeniz sahille­

ı:iı;ıde pek etkili olmaıruştır.

Emeviler dönemindeki gerçekleşen ili­

tuhat sayesinde değişik kültürler birbirlerin­

den etkilenmişlerdir. İslam dini, değişik böl­

gelerde birçok insan tarafindan kabul edihrıiş,

bu dini kabul etmeyenler cizye vermek şar­

tıyla kendi dinietini serbestçe yaşanıışlardır.

Bu şekilde Müslümanlat gitrikleri bölgde­

re İslam dinini ulaşurıruşlarken, ayru anda

yerli halklan n inanç ve kültürlerine müda­

hale etmedjk.leri için, bu inanç ve kültür­

lerin Müslüman kültür ve medenjyet hav­

zası dahilinde yaşarnalatma da dolaylı ola­

rak i.rnlcln sağlaıruşlardır. Bu hususu atala­

o on beş asırdır Lübnan'da yaşayan Marurıi

Hıristiyanlanndan yazar Arniıı Maloof

şu sözleriyle dile getirir: "Eğer atalarım,

Müslüman ordular tarafından Jetlıedilen bir iilkede

Hıristiyan olmak yerine, Hıristiyanlar tarafından

Jetlıediletı bir iilkede Müslüman olsalardı, onla n n

inaııçlarını koruyarak on dört yüzyıl köy ve kent­

lerindeyaşamaya devamedebilecekleriııi samnıyo­

rum. Gerçekten de, İspanya'daki Müslümanlara

ne o/Ju? Ya Sicilya'daki Müslünıaıılara? Yok ol­

dular, tek kişi kalınamacasına kat/edildiler, sürgıl­

ne zorlandılar veya cebreıı Hıristiyaııla;tırıldılar."

/

'' Ya 'ku bl. Tari/ı, II, 328-329; Taberl, Tarih, VTI, 40, 43, 116, 54, 67, 88, 90, 92-93, 99, 113, 139; fbnü'l-Cev­zl, fi-Mmıtaztım, VII, 121, 131, 143.

ibnü'l-Cevzi, ti-Mmuaztım, VII, 159, 164, 169, 174, 176, 192.

·"· Taben, Tarih, VII, 43, 46.

>•. Ostrogorsky, G .• BizmısDev­lcıi, s. 146.

'eMEViLERiN BiZANS ÜZERiNE FETiH SiYASETi 179