Saygıdeğer Katılımcılar,

Sizlerin konferansa katılımınız ve kabulünüzden dolayı büyük mutluluk ve gurur duyuyorum. Bileydi Anadolu Lisesi Model 2018 Birleşmiş Milletler Konferansı, tüm yönetim ve sekretarya ekibi olarak çok zor ve yorucu bir aşamadan geçmiş olsa da emeklerinin karşılığını görmektedir. BALMBM18’, Antalya genelindeki liselerden yoğun bir istekle başlamıştır.

Birleşmiş Milletler, ülkeler arasındaki küresel tartışmaların olduğu ve her türlü sorunlara çözüm bulunduğu bir kurumdur. Bu kurumun kendi içerisinde çok fazla komiteleri vardır. Bizim hazırladığımız konferansta ise bunlardan üçü vardır. Bu konferans boyunca hepimizin birer üst mertebe görevi üstlenerek bunları yerine getirmemizin geleceğimiz için ufak adımlar atabilme fırsatı sunduğunu düşünüyorum. Bu yüzden de bunu kendi açımdan da yerine getirmek istedim. İki günlük konferans boyunca tüm sorunlar yüz üstüne çıkacak ve sizler birer Birleşmiş Milletler ülkelerinden delegeler olarak sorunlara çözüm bulacaksınız. Herkese farkındalık yaratabilmeniz için birer şansınız da olmuş olacak. Ben ve akademik takımdaki tüm saygıdeğer arkadaşlarımla size etkin bir konferans sunacağız. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, kısacası 24 Ekim 1945 yılında kurulmuş Birleşmiş Milletler’ in ise en önemli konseylerindendir. Dünya barışını sağlamak için kurulmuş bu konseyi BALMBM18’e taşıdık. Sizler ise konferans boyunca uyuşturucu ile para kazanan teröristler, tüm terör olaylarının ve örgütlerinin dünya güvenliğini daha az nasıl etkileyebilir sorusunun çözümlerini arayacaksınız.

Bu komitede sizlere Batuhan Ali Erdoğan, Ece Yılmazyıldız ve Damla Talay moderötörlük yapacaklar. Bu çalışma rehberini ise komite sekreteriniz Batuhan Ali Erdoğan yazmıştır. Bu çalışma rehberinin size yol göstereceğini de belirtmek isterim.

Son olarak, tüm bu hayallerimizin gerçek olabilmesi için çalışan ve hep destek aldığım akademik takımdaki arkadaşlarıma minnetlerimi sunmak isterim. Tek başıma asla yapamayacağım işlerdi. Herkesin çok çalışması sonucu bu işleri yapabildik. Eğer başka sorunuz olursa her an gördüğünüz yer de dahil olmak üzere sorabilirsiniz.

Yakında görüşmek dileğiyle,

Sena GÜNGÖREN

KONU BAŞLIĞI: TERÖR ÖRGÜTLERİNİN GÜVENLİĞE TEHDİTİ

1)Özet

Son dönemde tüm dünyada hayatın ve politikaların en önemli belirleyici unsurlarından olan terörizmin kavramsal tartışmaları yıllardır yapılmakta ancak ortak bir tanım oluşturulamamaktadır. Özellikle insanlık tarihinin burada başlaması, karmaşık etnik ve dini yapısı, İslâm, Hıristiyanlık ve Musevilik dinleri için önemi, enerji kaynakları açısından zenginliği ile tüm dünyanın ilgi odağı olan Orta Doğu bölgesinde var olan terör çok çeşitli faktörlere dayanmaktadır. ABD’de gerçekleşen 11 Eylül 2001 olaylarının ardından başka bir boyuta geçen terörizm olgusu ve bölgedeki örgütlerin yapıları, eylemleri ve etkileri çalışmanın temel konuları olacaktır. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi olarak bizlere düşen bu bölgedeki terör tehlikesini tamamen bitirene dek çalışmaktır.

2)GirişOrta Doğu bölgesi; aralarında Türkiye ve Mısır’ın da bulunduğu Doğu Akdeniz’deki devletler tarafından kuşatılmış, Arap Yarımadası ve İran’ı da içine alan bölge olarak kabul edilmektedir. Bu coğrafya; içinde barındırdığı dini ve etnik çeşitlilik, zengin petrol ve gaz rezervleri, sınırlı su kaynakları, kontrolsüz ve aşırı silahlanma, ekonomik sorunlar, oluşturulamayan politik kültür ve katı otoriter liderler gibi bölgeye has özelliklerden ve Batılı güçlerin etkisi, bölgenin yer aldığı coğrafya gibi dış faktörlerin etkisiyle siyasal, sosyal ve ekonomik çözümler üretmenin ve uygulamanın her dönem oldukça zor olduğu bir alandır

3) TERÖRİZM VE TERÖRTerörizmin uluslararası alanda tanımlanma çabaları 1920’lerde başlamış terörizm terimi ilk kez 1930 yılında Brüksel’de ceza hukukunu birleştirmek için yapılan konferanslarda ortaya çıkmıştır. O dönemde terörizm, “Siyasi ve sosyal

fikirlerin ifade edilmesi veya uygulanması amacıyla; bir kimsenin, kişilerin yaşamına, özgürlüğüne, fiziksel bütünlüğüne, kamu veya devlet mülkiyetine karşı bir genel tehlike yaratabilecek araçların kasıtlı kullanımı şeklinde tanımlanmaktadır Terörizmi bir suç olarak tanımlama girişimleri ise Milletler Cemiyetince 1934 ve 1937 yılları arasında başlatılmıştır. Ancak günümüze kadar, net ve genel kabul gören bir tanım yapılamamıştır. Terör ve terörizm kavramları şiddet, korku, yasadışılık gibi olgular çağrıştırmaktadır. Gerçekten de Latince teröre kelimesinden gelen sözcüğün, korkutmak, dehşete düşürmek, korkutup kaçırmak gibi anlamları vardır. Günümüzde ise bu anlamlara bir de siyasi bir amaçla yapılıyor olmak eklenmiştir. Uluslararası terörizm kavramı ise, terörist eylemin sınırlar ötesi boyuta taşınması, uluslararası etkileri ve sonuçları olması durumu olarak nitelendirilebilir.

Terörizm Türleri Nelerdir?

Ulusal Terör: Devletin ülkesi içinde meydana gelen, dış kaynaklı hiçbir terör örgütü ile işbirliği içinde bulunmadan gerçekleştirilen ve başka bir devletin veya şahsın menfaatini veya zararını hedef almayan eylemlerdir. Devletin hukuki düzenini hedef almaktadır.

Devlet Terörü: Bir devletin kendi ülke sınırları içinde kendi vatandaşlarına karşı uyguladığı sistematik şiddet eylemleridir ve aynı zamanda devlet aktörleri tarafından İnsan Hakları Hukuku ihlali içinde gerçekleştirilen kapsamlı, yaygın, sistematik şiddet kullanımıdır.

Politik Terör: Politik amaçlar için toplumda korkuyu teşvik etmek için yapılan şiddet eylemleridir.

Uluslararası Terör: Uluslararası sonuç doğuran terörist eylemlerdir. Ulusal bir sisteme ülke dışından yöneltilen bir şiddet veya şiddet yüklü tehdit eylemidir.

a) Devlet Destekli Uluslararası Terör: Devletler veya devletlerle ilişkili ulus altı gruplar tarafından stratejik, politik, dini amaçlara ulaşmak için hedef toplum üzerinde korku ortamı yaratmaya yönelik şiddet eylemleridir.

b) Devlet Destekli Olmayan Uluslararası Terör: Terörist eylemde saldırgan ve mağdurun farklı tabiiyete sahip olması, eylemin birden fazla devlet ülkesinde gerçekleştirilmesi, terörist eyleme yabancılık unsuru katsa da devlet desteği olmadığı için devlet destekli sayılmamaktadır.

Uluslarötesi Terör: Devlet dışı aktörlerin uluslararası düzeyde şiddet eylemlerine karışmasını ifade eden terör türüdür. Uluslarötesi Terörü uluslararası terörden ayıran nokta gerçekleştirilen eylemlerin herhangi bir devlet tarafından yönetilememesi ve kontrol edilememesidir.

Etnik Terör: Etnik terör diğer terör türlerine göre daha radikal diyebileceğimiz bir terör türüdür. Çünkü diğer terör türlerine göre daha fazla şiddet içermektedir. Amaca ulaşmak için daha fazla şiddet kullanılmaktadır.

4) Orta Doğu’da Terörü Besleyen Unsurlar

A) SİYASİ FAKTÖRLERBölgedeki ülkeleri işgal eden ve ardından manda yönetimlerini tesis eden Batılı güçler, bu ülkelerde bürokrasiden hukuka, ekonomiden sosyal yaşamın hemen her alanına kadar nüfuz etmişler ve yerli halkı (özellikle Müslümanları) geri planda bırakmışlardır. Çoğunluk olan yerli halk, siyasete dahil olamamış ve bu çoğunluğun beklentileri hep gözardı edilmiştir. Bazı ülkelerde ise manda yönetimlerinin ardından başa gelen liderler katı otoriter tutumda olmuş ve zamanla yönetimlerini birer dikta rejimleri haline getirmişlerdir. Bazı ülkelerde ise iktidara gelen aileler, uzun yıllar boyunca yönetimi bırakmayacaklardı. Bu ülkelerde insanların siyasete katılmaları bir yana siyasi sistemleri eleştirme hakları bile yoktu. Batılı ülkelerin nüfuzu zaman zaman azalsa da günümüzde bile tamamen bittiği veya ülkelerin tamamen bağımsız hareket ettiklerini söylemek oldukça zordur. Irak 1932’de, Suudi Arabistan 1932’de, Mısır 1936’da, Suriye ve Lübnan 1946’da, Kuveyt 1961’de, BAE, Katar ve Bahreyn ise 1971’de bağımsızlıklarını kazanmışlardır.

B) ENERJİ KAYNAKLARI VE EKONOMİK FAKTÖRLERBölge dini ve tarihi önemlerinin yanında ekonomik olarak da oldukça önemli bir yere sahiptir. Kuzey Afrika, Orta Asya ve Kafkasya bölgelerini de kapsayan Büyük Orta Doğu adı verilen bu bölgede dünya petrol rezervlerinin %60‟ı, doğal gaz rezervlerinin ise yaklaşık %50’si bulunmaktadır. Sadece Orta Doğu düşünülünce ise bu oranlar %50 ve %40‟ın altına düşmemektedir. Dolayısıyla bölgeye egemen olan bir devlet, dünya ekonomisine yön verme fırsatını bulacaktır. Olası bir hakimiyeti kuran devletin dünya gücü olması sorgulanamaz. Geçmişte Osmanlı İmparatorluğu, sonra Birleşik Krallık, Soğuk Savaş döneminde ise; ABD ve SSCB bölgede hakimiyet kurarak birer dünya gücü olmuşlardır

C) DİN FAKTÖRÜ VE ETNİK YAPIOrta Doğu, insanlık tarihinin başladığı bölge olarak nitelenmesiyle farklı dinlere ve mezheplere ev sahipliği yapmaktadır. Etnik yapı olarak Araplar, Farslar ve Türklerden oluşmaktadır. Dinsel anlamda Müslümanların egemenliğinde olmuş ancak yapısında Yahudi ve Hristiyan unsurları da barındırmaktadır. Özellikle

Birinci Dünya Savaşı sonrasında ise Kürtlerin aktiviteleri artmıştır. Müslümanlar arasında mezhepsel olarak Sünni ve Şii farklılığı görülmektedir. Ayrıca radikal İslamcı örgütler ve Cihad anlayışı Müslümanlar arasındaki mezhep çatışmasını dinler arasında daha büyük bir meseleye çevirmiş ve birçok radikal terör örgütünün meydana gelmesine yol açmıştır. Bu gibi örgütler Cihad anlayışını farklı şekilde yorumlayarak Hristiyanlık ve Musevilik gibi dinlere tepkilerini dile getirmektedirler

Bugün dünyada yaklaşık 50 kadar aktif terörist grup vardır; bunların neredeyse yarısı dinî duygularla hareket ederler. El Kaide, Hamas, Hizbullah bunların en temel örnekleridir.

5) TERÖR ÖRGÜTLERİ

Ortadoğu, dünya üzerinde ilk yerleşim yerlerindendir. İnsanların doğduğu, diğer kıtalara yayıldığı bu topraklar, dünyada uğruna savaşların yapıldığı, en çok kanın akıtıldığı coğrafyadır. Birçok kültürün, dinin, mezhebin, ırkın yaşantısını sürdüğü bu topraklarda bir düzen içerisinde istikrarı sürdürmek oldukça güçtür. İstikrarın bozulduğu savaşta, iç karışıklılıklar içerisinde saymakla güçlük çekeceğimiz birçok örgüt kurulmuştur.

TALİBAN

Çoğunluğu Afganistan'ın en kalabalık etnik grubu, Peştunlardan oluşan Sünni İslamcı grup. Temel amacı Afganistan yönetimini ele geçirmektir. Birçok ülkeye göre, Afganistan’ın en tehlikeli terör örgütü konumundadır. Birbirinden farklı etnik grupları barındıran bu ülkenin en güçlü terör örgütlerinden biridir. Grubun temel amacı, Afganistan yönetimini ele geçirmektir. Son zamanlarda canlı bomba eylemleriyle adından sık sık bahsettiriyor. En son Pakistan'da, Hristiyanların Paskalya kutlamalarına yönelik gerçekleştirilen Lunapark bombalı saldırısında 80'den fazla kişi yaşamını yitirdi

EL KAİDE

Küresel çapta faaliyet gösteren İslamcı silahlı örgüt. Kökenleri Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nin Afganistan'ı işgal ettiği döneme dayanan örgüt, 1988 yılında kuruldu. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, NATO, Avrupa Birliği gibi uluslararası kuruluşlar ile birçok ülke tarafından terör örgütü olarak tanımlamaktadır. Günümüzde, Usame Bin Ladin'in 2 yardımcısından biri olan Eymen el-Zevahiri liderliği sürdürmektedir. Eymen el-Zevahiri, yayınladığı ses kaydında Taliban terör örgütünün yeni lideri Molla Muhammed Mansur'a bağlılığını açıklamıştır. El Kaide Yemen'de birçok yeri ele geçirmiş durumdadır.

EL-NUSRA CEPHESİ

Suriye'de Beşşar Esed rejimi karşısında savaşan ve rejimi devirerek bölgede bir İslam devleti kurmayı hedefleyen, İslamcı cihatçı örgüt. Amerika Birleşik Devletleri ve birçok ülke tarafından terör örgütü olarak tanımlanmıştır.23 Ocak 2012'de İnternet'te yayınlanan bir videoyla kurulduğu duyuruldu. Nisan 2013'te el-Kaide'ye bağlılığını açıkladıysa da 28 Temmuz 2016 tarihinde El-Kaide'den ayrıldığını bildirerek yeni isimlerinin Şam Fethi Cephesi olarak değiştirdiğini açıkladı

EL- AKSA ŞEHİTLERİ TUGAYLARIEl- Aksa Şehitleri Tugayları, Filistinli El Fetih örgütünün silahlı kanadını oluşturmaktadır. İkinci İntifa sırasında doğan örgüt, Batı Şeria ve Gazze’de İsrail’e karşı birçok saldırı düzenlemiş ve 2003 yılında yapılan ateşkesi

tanımamıştır. El- Aksa Tugayları lideri olmakla suçlanan Mervan Barguti, İsrail tarafından 2002 yılında yakalanmıştır. Örgüt, ABD olmak üzerine birçok ülke tarafından terör örgütü listesinde yerini almaktadır.

HAMAS

Hamas'ın, Filistinli Müslümanlar için savaştığı, Filistin’in kontrolünü İsrail’den almak adına savaş yapma görevini üstlendiği söylenmektedir. Bu tespit Hamas’ı 1988’ de İsrail’in var olma hakkı tanıyan Filistin Kurtuluş Örgütü ile karşı karşıya getirmiştir. Adını oldukça duyduğumuz bu örgüt birçok ülke tarafından terör listesinde yer bulmaktadır. 1987 yılında Şeyh Ahmed Yasin, Abdülaziz el Rantisi ve Muhammed Taha tarafından İlk intifadanın başlangıcında Mısır'daki Müslüman Kardeşler örgütünün Filistin kanadı olarak kuruldu.

İZZETİN el-KASSAM TUGAYLARIİsrail tarafından tespit edilmeyi zor hale getirmek için dağınık bir şekilde yaşayan yapısı vardır. Bu örgüt içerisindeki kopukluk, varlıklarını devam etmesi için gerçekleştirdikleri politikadır. İntifada gibi toplu eylemlerde bölüm sorumluları kendilerine bağlı savaşçıları harekete geçirir. Bölüm sorumlularının bile birbirlerini tanımadığı bu örgütün üyelerinin bazıları, Lübnan’ın güneyindeki Hizbullah tarafından eğitilmiştir.

HİZBULLAH

Lübnan'da bulunan, hem sivil hem de askeri kanadı olan Şiî inançlı ve her türlü Şiilik görüşe sıcak yaklaşan siyasi ve askeri parti. 1982 yılında başta İsrail'i, o zamanlar işgal etmekte olduğu Güney Lübnan'dan çıkartmak ve ardından bu İsrail'i yıkmak amacıyla kurulmuştur. Hizbullah'ın şu andaki genel sekreteri Hasan Nasrallah'dır.Hizbullah siyasi ve silahlı mücadele kanatlarının yanı sıra fakir Lübnan halkına yardım amacıyla birçok kurumlar da işletmektedir. Bunların arasında 8 hastane, 24 klinik, 32 okul ve 6 tane de çiftçiler için tarım yardım derneği bulunmaktadır.Ayetullah Humeyni taraftarlarının İran'daki Devrimini Orta Doğu'da yayma amacı da taşıyordu.Genelde Arap ve Müslüman dünyasında yasal bir direniş örgütü olarak kabul edilen Hizbullah ABD, Kanada, İsrail ve Avustralya, Suudi Arabistan tarafından terörist ilan edilmiştir. Avrupa Birliği Konseyi ise bu konuda kesin bir tutum almamayı tercih etmiştir.

İŞİD

Son yıllarda adından sıkça bahsedilen İŞİD, birçok dünya ülkesi tarafından bilinen en kanlı terör örgütü olarak tanımlanır. Suriye İnsan Hakları Gözleme raporuna göre; Ağustos 2014’te bu terör örgütünün Suriye’deki iç savaşçı sayısı 50.000, Irak’ta ise 30.000 olduğu bildirildi. CIA ise Eylül 2014’te örgütün Suriye ve Irak’ta toplam 20.000 ile 31.500 arasında savaşçı sahibi olduğunu açıkladı. Petrol kaynaklarına yakınlığı nedeniyle dünyanın en zengin illegal örgütü olduğu söylenilmektedir. Açılımı Irak Suriye İslam Devleti olan İŞİD’in asıl hedefi Sunni nüfusun yoğun olduğu bölgelerde halifeliği kurmaktır.

PKK

Türkiye'nin doğu ve güneydoğusu, Irak'ın kuzeyi, Suriye'nin kuzeydoğusu ve İran'ın kuzeybatısını kapsayan 1996'ya kadar devlet kurmayı amaçlayan ve bu amaçla söz konusu toprakların Türkiye sınırları dahilinde kalan kısmına sahip olabilmek için güvenlik güçleri, köy korucuları ve sivillere karşı eylem yapan, yasadışı silahlı örgüt.

 

PYD

Lideri Salih Müslim'dir. Askeri kolu yaklaşık 65.000 gerilladan oluşan Halk Koruma Birlikleri'dir. PYD'nin, PKK ile bazı kaynaklara göre benzer görüşleri savundukları, bazı kaynaklara göre de aralarında bir ortaklık olduğu öne sürülmektedir. PYD, hem Özgür Suriye Ordusu hem de Suriye Baas Partisi Hükümeti ile zaman zaman silahlı çatışmalara girmiştir. Ancak son zamanlarda PYD'nin Silahlı kanadı YPG ve Özgür Suriye Ordusu islamcı örgütlere karşı ittifak yapmıştır.

KONU BAŞLIĞI B: TERÖR ÖRGÜTLERİNİN FİNANSAL KAYNAĞI UYUŞTURUCU KAÇAKÇILIĞI

1)ÖZET:Bu konu başlığımızda çağımızın en büyük sorunlarından olan terör örgütlerinin ayakta kalmasını sağlayan maddi güçlerin çökertilmesi üzerine yoğunlaşmaktayız. Yapılan araştırmalar sonucu terör örgütleri finansal gücünün büyük bir kısmını uyuşturucu kaçakçılığı üzerinden elde etmektedir. Getirisi çok yüksek, nakliyesi kolay, alıcısı bol, talep elastikiyeti sert, tedavüldeki değerli para karşılığı takası mümkün, üretimi zahmetsiz, pazarlama ağı kolay bir mal olan uyuşturucu terör örgütleri için önemli bir gelir kaynağıdır. Teröristlerin ve terör örgütlerinin nihai amacı gelir elde etmek olmasa da faaliyetlerini finanse edebilmeleri için mali kaynak bulmak zorunda oldukları malumdur. Bu nedenle terör örgütlerinin en büyük gelir kaynağına, en büyük dayanağına indireceğimiz bir darbe terör örgütleriyle mücadelede önemli bir yol kat etmemizi sağlayacaktır. Burada Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi olarak bizlere düşen terör örgütlerinin bu maddi fonunu tamamen ellerinden almaktır.

2)GİRİŞUyuşturucu, insana kişisel zevk veren. Doğru düşünmekten ve davranmaktan alıkoyan maddedir. Uyuşturucunun yasal olmadığı bölgelerde alım ve satımlar illegal yollarla sağlanır. Büyük kara para alışverişlerinin gerçekleştiği uyuşturucu kaçakçılığı terör örgütlerinin geçtiğimiz dönemde gözdesi olmuştur. Günümüzde birçok terör örgütü gelirlerinin hatırı sayılır bir kısmını uyuşturucu kaçakçılığından elde eder. Bazı terör örgütleri ticaretini yaparak bazıları ise kontrol ettikleri bölgeden geçmesine izin vererek komisyon alır ve gelir sağlar.

Uyuşturucu kaçakçılığından elde edilen paranın organize suç ve terör örgütlerinin finans kaynağının büyük bir kısmını oluşturduğu Dünya Uyuşturucu Raporlarına yansımıştır. Bu raporda, ayrıca Birleşmiş Milletler kaynaklarına göre, uyuşturucu ekonomisinin uluslararası ticaretin yüzde 8’ini oluşturur. Örneğin PKK/KCK terör örgütünün, uyuşturucu üretimi ve ticaretine ilişkin faaliyetlerini uzun bir süre gizlemeyi başardığı tespitine yer verilen raporda, örgütün sadece Afganistan’dan Avrupa’ya giden Afgan eroininden yıllık 50-100 milyon dolar arasında bir gelir elde ettiği vurgulandı. Bir başka rapora göre ise son 24 yılda terör örgütleriyle bağlantılı olduğu belirlenen 350 uyuşturucu kaçakçılığı olayında 4 ton 45 kilogram eroin, 22 ton 339 kilogram esrar, 710 kilogram kokain ele geçirildi.

3)TERÖRÜN FİNANSAL KAYNAKLARI

Terör örgütleri varlıklarını sürdürmek için maddi kaynaklara ihtiyaç duyar.Her terör örgütünün farklı ticari politikaları olmakla beraber birçok legal ve illegal maddi fon bulma yolları bilinmektedir. Bu kaynaklar şöyle özetlenebilir:

Aidat ve bağışlar: Terör örgüt üyesi olmayan ve örgütle bağlantısı bulunmayan kişiler tarafından gönüllü olarak veya duyulan korku nedeniyle terör örgütlerine maddi yardımda bulunulabilir. Bu bağış veya yardımlar doğrudan nakit olarak yapılabileceği gibi yiyecek, ilaç, araç-gereç sağlamak gibi yollardan da yapılabilir.

Kar amacı gütmeyen kuruluşların kullanılması: Kar amacı gütmeyen kuruluşlar aracılığıyla toplanan bağışlarla da terör örgütlerine mali kaynak sağlanabilmektedir. Bağışta bulunan kişiler çoğu zaman verdikleri paraların terör örgütlerine aktarılacağını bilmemekte, bu kuruluşların beyan ettiği yasal amaç çerçevesinde kullanılacağı düşüncesiyle maddi yardımda bulunmaktadırlar.

Örgütsel yayınlardan elde edilen gelirler: Terör örgütleri, yayınladıkları gazete, dergi ve kitapları ideolojilerini yaymak ve teorik eğitimlerde taraftarlarını eğitmek amacıyla kullanmanın yanında bu yayınları sempatizanlarına satarak mali kaynak sağlamaktadırlar.

Dış destekler: Tarih boyunca terörizm, bazı devletlerin (iç ve uluslararası siyasetlerinin gereği olarak görülüp) doğrudan veya dolaylı olarak kullandığı ve kullanmakta olduğu bir dış politika aracı olmuştur. Terör örgütlerinin büyümesinde dış desteğin büyük payı bulunmaktadır. Dış desteği olmayan bir terörün faaliyetlerini sürdürmesi ve sadece içi kaynaklarla beslenme, barınma, eğitim, silah vb. ihtiyaçlarını karşılaması zordur. Terör örgütlerine destek veren ülkeler örgütlere, sığınma hakkı vererek, dernek, yayın organı gibi yan kuruluşlar açmasına izin vererek, kamp silah, cephane ve mühimmat yardımı yaparak, barınma, giyecek, yiyecek gibi lojistik imkan sağlayarak yardımda bulunmaktadır.

Ticari faaliyetler: Terör örgütü üyesi olan, üyelikten ayrılmış veya terörün finansmanı ile görünüşte bağlantısı olmayan kişilerce işletilen kuruluşların oluşturulması ve yasal ticari kazançların aktarılması ile de terör örgütlerine destek verilebilmektedir.

Sosyal etkinlikler: Düzenlenen konser, şölen, sergi ve gösteri gibi sosyal etkinlikler yoluyla terör örgütleri tarafından yüksek tutarlı paralar toplanabilmektedir.

Uyuşturucu kaçakçılığı: Getirisi çok yüksek, nakliyesi kolay, alıcısı bol, talep elastikiyeti sert, tedavüldeki değerli para karşılığı takası mümkün, üretimi zahmetsiz, pazarlama ağı kolay bir mal olan uyuşturucu terör örgütleri için önemli bir gelir kaynağıdır.

Fidye alma: Fidye amaçlı adam kaçırma faaliyetleri örgütlerin kullandığı finansman yöntemlerinden biridir. Örgüt bu faaliyetlerde başarısını kanıtladığında adam kaçırmasına gerek kalmayıp korkutma ya da tehdit yoluyla gelir temin etmeye devam edebilmektedir.

Haraç toplama: Örgütlerce haraç toplama, koruma, zarar vermeme, tehdit gibi yöntemlerle gerçekleştirilmektedir. Bu konuda vergi adı altında kişilerden zorla para toplamaya da rastlanmaktadır.

Sahtecilik: Günümüzün baskı teknolojisi ve ihtiyaç duyulan her türlü baskı araç, gereç ve malzemenin kolaylıkla bulunabilmesi örgütleri sahtecilikte adeta uzmanlaştırmıştır. Örgütler sahte para basmanın yanı sıra, sahte pasaport basmada da uzmanlaşmışlardır. Başta kendi mensuplarına sahte pasaport ve kimlik basan örgütler, talep halinde organize suç örgütlerine de sahte pasaport ve kimlik basarak gelir temin edebilmektedirler.

İnsan kaçakçılığı: Yasadışı göç organizasyonları ile yakın bağlantı içinde olan terör örgütleri insan kaçakçılığı vasıtasıyla hem kendilerine maddi gelir sağlamakta hem de eleman temin etmekte yoluna gitmektedirler.

Bunların dışında dolandırıcılık, soygun, gasp ve hırsızlık gibi yasadışı eylemler de terörün finansman kaynakları arasında bulunmaktadır.

4)UYUŞTURUCU KAÇAKÇILIĞINDAN GELİR ELDE EDEN BAZI TERÖR ÖRGÜTLERİ

a)PKK: Gelir kaynağı uyuşturucu kaçakçılığı olan terör örgütü PKK, uyuşturucu ticaretinin her aşamasında yer almaktadır. Terör örgütünün uyuşturucudan yıllık 1,5 milyar ila 3 milyar dolar arasında gelir elde ettiği tahmin ediliyor. Özellikle çocuk ve gençleri uyuşturucuyla zehirleyen terör örgütü, elde edilen parayla silah temin etmektedir. Uyuşturucunun en çok üretildiği Orta Doğu bölgesinden Avrupa’ya uyuşturucu aktarımında jeopolitik konumu sebebiyle Türkiye geçiş güzergahı konumundadır. Ürettiği ve kaynağından temin ettiği uyuşturucu maddeleri PKK, bu güzergahtan kolaylıkla nakleder. PKK’nın uyuşturucudan elde ettiği gelirin en önemli kısmını ise kaçakçılardan aldığı komisyonlar oluşturur.

Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinde kenevir ekimi, uyuşturucu kaçakçılığını koordine etme, Avrupa’da uyuşturucu dağıtımını koordine etme diğer ticari kaynağıdır.

b)TALİBAN: Taliban, Afganistan ve dolaylarında ortaya çıkan bir terör örgütüdür. Afganistan, ham maddesi afyon olan eroinin üretildiği yerlerin başında gelmektedir. Radikal İslamcı Taliban’la çatışmaların yaşandığı Helmand vilayeti afyonun başlıca tedarikçisi konumundadır. Helmand’da 80.000 hektarlık arazide haşhaş ekilmektedir. Ülkenin kuzeyinde de yasa dışı ticaret patlama yaşıyor. Taliban, uyuşturucu mafyasıyla ortak çalışıyor. Geniş bir dikim ağına sahip olan Taliban, kaçakçılık güzergahlarını da kontrol altında tutmaktadır. Birleşmiş Milletler raporlarına göre 2009 yılında Taliban’ın uyuşturucu ticaretinden elde ettiği kazanç 155 milyon doları buluyor. Geçen yıl örgütün uyuşturucudan elde ettiği kazanç en az 500 milyon dolar olarak kaydedilmiştir.

c)ETA (EUSKADİ TA ASKATASUNA): İspanya’nın Bask bölgesinde kurulmuş bir örgüttür. Silah ticareti amacıyla dolaylı yollardan uyuşturucu ticareti yapmaktadır. ETA’nın uyuşturucuyla bağını gösteren bir örnek de 1996 yılında yaşanmıştır: ETA militanlarından Jose Luis Folgueras 150kg kokain ile yakalanmıştır. Bu sayede kokainin İspanya’ya dağıtımında ETA’nın rol aldığı ortaya çıkmıştır.

d)IŞİD (DAEŞ, DEAŞ, DAİŞ): Petrol kaynaklarına yakınlığı sebebiyle dünyanın en zengin terör grupları arasında sayılır. Irak savaşının ilk yıllarında kurulan ve 2004 yılında El-Kaide’ye bağlılığını ilan eden grup bir süre sonra Irak El-Kaidesi adını aldı. Arnavut mafyasının yerine geçen IŞİD militanları ülkenin kuzeyinde esrar çiftliği kurdu. Buradan özel uçak ve gemi ile 4 milyar dolar değerinde uyuşturucu Avrupa’ya gönderildi. Bu şekilde terör örgütleri güçlendirilmiş oldu

e)EL-KAİDE: Afganistan dolaylarında ortaya çıkan terör örgütüdür. El-Kaide’nin finans kaynaklarında ise uyuşturucunun önemli bir yeri bulunmaktadır. Dünya’daki uyuşturucuların %25’i Afganistan’da üretilmektedir. Avrupa’da tüketilen uyuşturucu miktarının %95’i Afganistan’dan karşılanmaktadır. Afganistan, dünya ölçeğindeki afyon üretiminin %93’ünü, ülke güneyindeki Hilman Eyaleti ise bu oranın üçte ikisini tek başına sağlamaktadır. Bu sebeple örgüt, ülkesinin uyuşturucu zenginliğinden uyuşturucu üretim ve kaçakçılığı yollarıyla finansal gelir sağlamaktadır. Afganistan’ın yanı sıra İran ve Pakistan’da, örgütün uyuşturucu hattı içerisinde yer almaktadır. Hattı çevreleyen bölge ‘Altınboynuz’ olarak adlandırılmaktadır.