ismail.sen@ito.org.tr ESK‹ KÂRLAR BARDAK OLDUismailsen.com/pdf/07.08.2011.pdf · hemen hepsinin...

Post on 03-Sep-2019

16 views 0 download

Transcript of ismail.sen@ito.org.tr ESK‹ KÂRLAR BARDAK OLDUismailsen.com/pdf/07.08.2011.pdf · hemen hepsinin...

} }8 T E M M U Z 2 0 1 1

SAYFA 11

eko-magazİn

BULMACAHaz›rlayan

Nalan M. ALAKENTile ti sim@so rus hop.com

SOLDAN SAĞA: 1- Türkiye Futbol Federasyonu’nun yenibaşkanı olan isim (İlk ismi Mehmet)… 2- Zorunlu DepremSigortasını yapmak ve yönetmek amacıyla kurulan DoğalAfet Sigortaları Kurumu’nu simgeleyen harfler…Başkaldırıcı… Bağlama… 3- Hindistan’ın internet kodu…Kurum ve kuruluşlarda gereksinim duyulan mallarıalmaya yetkili birim… 4- Sıkça Sorulan Sorularanlamındaki kısaltma… Dış karşıtı… İlgilendiren, ilişkin…5- Afyonkarahisar’ın, türküleri ile ünlü bir ilçesi…Manganez elementinin simgesi… 6- Türkiye’de KuzeyAmerika Ülkeleri Serbest Ticaret Anlaşması olarak bilinenanlaşmanın İngilizce kısaltması… Akıtma işi… 7-Genişlik… İşi kumaş, giysi, çamaşır ütülemek olankimse… 8- Slovakya’nın plaka işareti… Refleks… 9-Bizmut elementinin simgesi… Belçika’nın internetharfleri… Üretici Fiyatları Endeksi anlamındaki kısaltma…10- Para olarak değil, madde olarak verilen… Erkekkeçi… Boru sesi… 11- İtalya’nın internet harfleri…Alışveriş işlerinin sağladığı para kazancı… 12- Ekonomiuzmanı, iktisatçı… Trabzonspor için kullanılan kısaltma.

YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1- Bir borç ve hak doğurmakveya bir borcu ya da hakkı kanıtlamak amacıylaoluşturulan, borçlunun imzasını içeren belge… Procter &Gamble’ın çamaşır suyu markası… 2- Tanıtma işi…Beyaz Rusya’nın plaka işareti… 3- Dumanın değdiğiyerde bıraktığı kara leke… İthalatta bir malın bedeli,sigortası ve navlun giderleriyle birlikte olmak üzeremaliyeti… Reklamlarında “Küçükler büyük işler başarır”sloganını kullanan, Depa firmasının elektrikli küçük evaletleri markası… 4- Dingil… Radyo ve Televizyon ÜstKurulu’nu simgeleyen harfler… 5- Bir hizmet karşılığısürekli ve düzenli ödenen para… 6- Turizmin yanı sıraarıcılığıyla da öne çıkan Muğla ilçesi… Belirli faaliyet veişlemler sonucu yeni bir mal veya hizmet meydanagetirme… 7- Bir cismin sıcaklığının artmasına yol açanfiziksel enerji… (Tersi) Oltu kebabına verilen diğer isim…Finger, Burçak, Negro, Topkek ürünlerine sahip bisküvimarkası… 8- Torunu olan kadın… Resmî kayıt defteri,ana defter… 9- Bir soru eki… Gösteri sanatlarında belirlibir olayı canlandırmak için bilgisayar ortamındahazırlanmış ses ya da görüntü… 10- Galatasaray’a evsahipliği yapan stadyum için kullanılan isimlerden biri…11- Kuru gıda hali ve kışlasıyla ünlü İstanbul semti…Türkiye Radyo Televizyon Kurumu’nu simgeleyenharfler… 12- Bir kuruluşta görevlilerin atanmaları,yükselmeleri ve emeklilikleri gibi kişisel işlemlerin bütünü.

BULMACANIN ÇÖZÜMÜ 9. SAYFADA

Bir Avrupalı seyyah,İstanbul’a yolunu düşürür.İstanbul’un elmasımesabesindeki Eyüp semtininhalk kahvelerinden birinde,günlük hayatı gözlemler.

Kahveye gelenler gidenlerolur. Çay ya da kahve içenlerkendi içtiklerinin ücretiniöderken; “askıya bir kahve,üç çay” gibi değişik sayılardaçay ya da kahve parasını da ödeyerekgiderler.

Sonra kahveye kendi halindeinsanlar gelir, çevredekilere selamverir ve bir iskemle çekip otururlar.

Kahve çalışanı yeni müşterisine neiçmek istediğini sorduğunda, müşterigayet samimi ve içten bir şekilde;“askıda kahve ya da çay varsa” diyesorar ve aldığı cevaba göre isteğinibelirtir.

Bu hal, seyyahın çok dikkatini çekerve birkaç gün heyecanla gözlemlerdebulunur. İstanbul’daki incelemelerinibitirdikten sonra memleketine döner.

Dostlarıyla, arkadaşlarıyla veşehrindeki esnaflarla konuşurken,İstanbul’da gördüklerini hayretleriçerisinde anlatır.

★★★

O yılların İstanbul’u, Avrupa içinmedeniyet beşiğidir ve medeniyet

adına taşınacak ve yaşatılacakbir kültür varsa, buİstanbul’dan gelmelidir,İstanbul’da beklenir.

Öyle de olur ve “askıdakahve” kültürü, Avrupa’nınbirkaç küçük şehrinde başlar.Bazı araştırmacılar; “askıdakahvenin” bize yabancımemleketlerden transferedildiğini söyleseler de bu

eksik bilgidir.Oysa bizim toplumumuzun ticari

geleneklerinin mihenk taşı, “insanahizmettir.” Yani karşılıksızyardımlaşma ve dayanışma bizimtoplumumuz mayasında vardır.

Bunun ilk örneklerinden birisi de“sadaka taşlarıdır.” Ticaret erbaplarıgünün ilk saatlerinde sadaka taşlarınapara koyarlar, ihtiyaç sahipleri de yinegünün ilk saatlerinde sadaka taşlarınagelip, ihtiyaçları kadar parayı alıpgiderler.

Konumuz “sadaka taşları”olmadığı için bu yardımlaşma vedayanışma mevzusunu, belki başkabir zaman işleyebiliriz. Biz “Askıdabeş ekmeğe” dönelim.

★★★

İstanbul’da bulunan çarşılarınhemen hepsinin etrafında küçük esnaflokantaları vardır. Esnaf buralarda

karınlarını doyurur, misafirleriniağırlar.

Aşağı yukarı her esnafın kendiüzerine vazife edindiği fakat hiçdillendirmediği ve nerede, ne zaman,nasıl uygulama yapacağı belliolmayan “üç hak” vardır.

Bunlar; “göz hakkı,” “tuz hakkı,”“su hakkı.” “Tuz hakkı” ile “suhakkını” yine başka bir yazıda elealmak üzere şimdilik “göz hakkını”anlatalım.

İşte “göz hakkı,” “askıda kahve,çay, ekmek ve çorba” geleneğinidoğurmuştur. Yaklaşık 600 yıl devameden bu gelenek, fakirle zenginarasında insani bir köprü kurmuştur.

Şimdi ise bu insana hizmet amacıgüden âdetimiz, yeniden yaşatılmayabaşlamıştır. “Askıda ekmek”uygulaması, fırınlarda hayatageçirilmiş, yavaş yavaş ağgenişlemektedir.

Birkaç fırında gözlem yapmaimkânı buldum. Fırın sahibi, iş yerininbir köşesine sınıf tahtası gibi küçük birtahta yapmış, üzerine de “askıdaekmek” yazmış.

Fırına giriyorsunuz, kendinizelinize kalemi alıyor ve askıya kaçekmek bırakmak istiyorsanız, orakamı yazarak ücretini ödeyipgidiyorsunuz.

Bazı fırınlar da “ekmek teknesi”olarak levha asmışlar, onlarda da yine

aynı uygulama yapılıyor.Bizzat ilgilendiğim bir fırında

günde 40 ila 50 ekmek askıyabırakılıyor ve akşam olduğundaaskıda ekmek kalmıyor.

Tabii bu arada maalesef haklı olarakşu soru akla gelecektir.

“Peki, fırıncılara nasılgüvenilecek, bu işi hakkıyla yapıpyapmadıkları nasıl bilinecek?”

Haklı bir soru. Bir ya da birkaçekmeğin parasına tamah edecekinsanlar çıkar mı? Çıkar. Lakin“istisnalar kaideyi bozmaz” ilkesince,bu âdetimizin, geleneğimizinyaşatılması kaçınılmazdır.

Bir de tamahkâr insan ile munisinsan belli olur. Bizler de kimleregüvenebileceğimizi,güvenmeyeceğimizi rahatlıklaanlayabiliriz.

★★★

Evet, iyiden yana, iyilikten yanamesai harcamalı ve teşvikçi olmalı.Günümüz insanının en çok muhtaçolduğu ve hasret kaldığı buduygulardır.

İyilik yapamadığımız için iyiliklergöremiyoruz. İyiliklerden yanaolamadığımız için iyiliklerdenmahrum kalıyoruz.

İyilerimiz ve iyiliklerimiz bol olsun.

HÜSEYİNÖZTÜRK

HAFTALIK İsmailŞen

ismail.sen@ito.org.tr

Askıda beş ekmek

Sanayi devriminin buhar makinesiyle başladığıkonusunda şüphe yok. Peki buhar makinesininmucidi James Watt kimdi? Bir bilim adamı mı,mucit mi? Mühendis mi, usta mı?

James Watt, aslında doğuştan zengin bir adam.Watt yetişkin bir erkek olduğunda, zengin birarmatör olan babasının işlerinin bozulmasıylagurbete gidiyor. Ölçüm aletleri ustası olmak üzereLondra’da çalışan Watt, İskoçya’ya döndüğündeLonca’dan izin alamaz ve sanatını icra edemez.Glasgow Üniversitesi’nde bir araştırmaatölyesinde çalışmaya başlayan James Watt, buatölyede buhar makinesini geliştirir. Yani buharmakinesi, üniversite sanayi işbirliğinin ilkürünlerinden biri…

James Watt’ın işadamlığı buhar makinesinigeliştirmek için sponsor aramasıyla başlar. CarronDemir İşleri şirketinin kurucusu, sanayici JohnRoebuck, Watt’ı destekler. Sponsorun desteğininyetmediği durumlarda Watt, tam 8 yıl anketörlükyaparak çalışmalarını sürdürür. Ancak Roebuckiflas eder ve Watt yeni bir ortak bulur. JamesWatt’ın yeni ortağı Matthew Boulton, sadecesermaye değil fikir de verir. Makinenin ileri gerihareketinin dairesel olmasını akıl eder ve budeğişiklikle makinenin gücü tam 5 kat artar.

1794’te Boulton ve Watts şirketi kurulur ve1765’te ilk örneği Glasgow Üniversitesi’nde çalışanbuhar makinesi 1776’da ticari kullanıma sunulur.Sadece buhar makinesi üretip satmaya başlarlar.1824 yılına kadar tam 1164 makine satılır.Makinenin girdiği her madende ve fabrikadabuharın sihirli gücüyle verim artar, maliyetlerazalır. Böylece sadece iki girişimci zengin olmaklakalmaz bir ülkeyi zenginleştirecek ve dünyayıdeğiştirecek olaylar zincirini başlatır.

James Watt, zengin bir işadamıydı. Büyük birmalikânede yaşayan bir makine fabrikatörüydü.Belki önemli icatları olmuştu, ancak bu icatlarınonu ne kadar bilim adamı yapacağı tartışılır.

FabrikatörJames Watt

Çok uzun zaman önce, Turgut Özaliktidarının ilk, eski Türkiye’nin son yıllarındabir matbaada çalışıyordum. Patronumuz birişin fiyatını çıkarırken basit bir formüluygulardı:

Kağıt bedeli x 3 + kafana göre kâr = TeklifFormülün zor kısmı kâğıdı hesaplamaktı.

Kâğıdın metrekaresi, gramı ve baskı adediylebelirlenen kâğıt bedeli üçle çarpılır, ortaya çıkanrakam yeterli görülmezse “makul” bir miktardaha “kâr” olarak eklenir ve babanın oğlunaverebileceği bir teklif ortaya çıkardı…

Kağıt üçle çarpılıyordu vesonuçta; birinci pay kağıt,ikinci pay baskı ve kalıp gibidiğer masraflar, üçüncü pay ise kâroluyordu… Sonradan eklenen ekstra“kafana göre kâr” ise, düşük maliyetli işlerdegeçerliydi.

Netice itibarıyla yüzde 33’ün altında kârlaherhangi bir iş yapılmıyordu. Bazı küçük veorta büyüklükteki işlerde ise yüzde binlerin çoküzerinde kârlar elde ediliyordu.

Tabii bu durumda yanlış hesaplanan bazımaliyetlerin cezası da müşteriden çıkıyordu.‘90’lı yıllarda bir reklam ajansı zamanınparasıyla 12 milyon lira teklif vermesigerekirken, yanlışlıkla verdiği 60 milyon lirateklif müşteri tarafından kabul edilmiş, teklifiveren arkadaşın adı “12/60” kalmıştı.

★★★

Yine aynı yıllarda bir Alman firmasıyla Türkfirması arasında birleşme oluşturmaya çalışan

danışman bir arkadaşın başından geçenler deoldukça ilginç. Reçel üreticisi firma ileAlmanları, Anadolu’daki fabrikada bir arayagetiren arkadaş, aynı zamanda çevirmenlikyapıyor. Almanlar soruyor:

“Kâr oranınız nedir?”Türk ortaklar birbirine bakıp, gözlerini

havaya dikiyor, hesaplamaya çalışıyor, sonraomuz silkip cevap veriyorlar:

“Ürününe göre yüzde bin ile 2 bin hatta 3bin arasında.”

Danışman arkadaş böyle bir kâr bilgisinden

sonra görüşmenin biteceğinden endişelenipkârı biraz düşük gösteriyor:

“Yüzde 30-40 civarında.”Almanların gözleri fal taşı gibi

açılıyor:“Nasıl bu kadar müthiş kârlar

yapabiliyorsunuz. Bu gerçekçi değil.” Sonuçta iş olmuyor. Ve en büyük

neden ifade edilen yüksek kârlarıinanılmaz bulmaları oluyor.

★★★

Son yıllarda kâr oranları süreklidüşüyor. Daha doğrusu normalleşiyor.

Ekonominin normalleşmesi, enflasyonundüşmesi, teknolojinin gelişmesi, sermayenin,malın ve hatta hizmetin küreselleşmesi enönemli nedenler. Teknolojik gelişmelerin dahasıkı takibi, verimliliğin önem kazanması, doğruhammaddenin ve yarı mamulün daha uygunfiyata temini için araştırma, daha rekabetçifiyatlar da bu sürecin sonuçları…

★★★

Sonuçta yeni şartları erken fark eden veuyum sağlayan kazanıyor. Diğerleri de eskikârların hayaliyle avunup, bitimsiz şikâyetlerinidile getirirken hiç sıkılmıyor:

“Piyasanın tadı kalmadı.”“Bu kârlarla iş yapılmaz.”Ama İstanbul Ticaret Odası’nın munzam

aidatları öyle demiyor. Her yıl olduğu gibi buyıl da İstanbul şirketlerinin kârı arttı.

Yani kâr oranları düşüyor ama kârlılıkartıyor.

‘‘İşinizikendinizyönlendirmezsenizsizi dışarı doğruyönlendirirler.”

BertieCharles Forbes

1880 – 1954 yıllarıarasında yaşamış, hâlâ

iş dünyasının enönemli içeriklerinin

üretildiği Forbesdergisini 1917’de

kurmuş, İskoç gazeteci,yazar ve işadamı.

TEŞEBBÜS TARİHİNDEN10 Eylül 1339 / 10 Eylül 1923 Akbaba Dergisi

10 Temmuz1940’ta bugün, Türkiye’nin azalan kağıt stokları

dolayısıyla gazete sayfaları sınırlandırıldı.1996’da bugün gazetelerin promosyon

çılgınlığına hükümet müdahale etti. Aynı günTürksat uydusu Fransız Guyanası’nda uzayafırlatıldı.

11 Temmuz1789’da bugün Fransa

Devrimci Milli Meclisi’ne“İnsan ve Yurttaş HaklarıBildirgesi” Lafayettetarafından sunuldu.

1984’te bugün özeldershanelerin yenidenkurulması yasalaştı.

12 Temmuzİ. Ö. 100’de bugün meşhur

Roma İmparatoru Julius Caesardoğdu. Caesar’ın ilk adıdoğduğu aya verilecekti.

1969’da bugün BaşbakanSüleyman Demirel işisteyenlere “işiniz vardı da bizmi elinizden aldık” dedi.

1973’te bugün yurtdışına çıkışlar dört kere ilesınırlandırıldı.

13 Temmuz1949’da bugün Papa Pius

komünizme açtığı savaş

bağlamında Komünist Parti’ye üye olanlarınaforoz edileceğini belirtti.

1961’de bugün Türkiye’nin Ortak Pazar’aüyelik için yaptığı başvuru reddedildi.

14 Temmuz1937’de bugün yeni ithalat rejimi başladı.

İthalatın yüzde 90’ı serbest rejime tabi olacaktı.1948’de bugün Yerli

Film Yapanlar Cemiyetitarafından düzenlenenilk film festivalininyarışma sonuçlarıaçıklandı.

1982’de bugünBaşbakan YardımcısıTurgut Özal görevindenistifa etti. Özal siyasetegirerek AnavatanPartisi’ni kuracak ve ilkseçimlerde tek başınaiktidara gelecekti.

15 Temmuz1912’de bugün

İngiltere’de sosyalsağlık sigortasıyürürlüğe girdi.

1954’te bugünİzmir liman işçileri,

yasak olmasına rağmen greve gitti. 24 işçigözaltına alındı.

16 Temmuz1918’de bugün Rus

Çarı Nikola ve diğerRomanof hanedanıüyeleri, Urallar’dakiYekaterinburg kasabasında öldürüldü.

1947’de bugün Rize Çay Fabrikası açıldı.

TARİHTE BU HAFTA

O BİR İŞADAMI

Öcü yabancı sermayeÜstte: Türkiye’de ecnebi sermayeAltta: - Doyabilmek için daha çok yemeliyim!..

ESK‹ KÂRLAR BARDAK OLDU

Sayfa11_Sayfa 10.qxd 07.07.2011 22:07 Page 1