Download - KENZO TANGE

Transcript
Page 1: KENZO TANGE

KENZO TANGE

Page 2: KENZO TANGE

YAŞAMI 4 Eylül 1913 de Japonya’nın Osaka kentinde doğmuştur. Babasının mesleği gereği o dönemde Çin’de yaşamış, ardından Şangay ve İngiltere’de yaşadıktan sonra 1920 de Japonya’ya geri dönmüşlerdir.

1935 yılında Tokyo Üniv.de Mühendislik Fakültesi’nde mimarlık eğitimi almış, buradan mezun olduktan sonra Kunio Maekawa’nın yanında çalışmaya başlamıştır. Birkaç yıl çalıştıktan sonra Tokyo Üniv.ne geri dönmüş ve yüksek lisans eğitimine başlamıştır. 1946 yılında aynı üniveriste de asistan olan Kenzo Tange yine aynı yıl Tange Laboratuvarı’nı kurmuştur. 1963 yılında Şehir Mühendisliği Bölümü’nde profesörlük ünvanı kazanmıştır. 1961 den sonra ‘’Kenzo Tange&URTEC, Kent Planlamacılar ve Mimarlar’’ adını verdiği tasarım bürosunun yönetimini üstlenmiştir. 1946-74 arasında Tokyo Üniversitesi’nde profesör olan Tange 1974 den sonra emekliye ayrılmasına karşın aynı üniv.de öğretim görevini sürdürmüştür.

Page 3: KENZO TANGE

1950-60 arasında ABD Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nde(MIT), 1972 de ise Harvard Üniversitesi’nde konuk öğretim üyeliğinde bulunmuştur (Washington, Yale, Princeton gibi üniversitelerde de dersler vermiştir). Çok sayıda ulusal ve uluslararası ödül alan Tange (1966 Altın Madalya, 1980 Order of Culture, 1987 Pritzker Mimarlık Ödülü, 1994 Sacred Terasures,...v.s.) içlerinde Yugoslavya, Tayvan, ABD, İtalya, Caezayir, Suudi Arabistan, İran, Nepel, Suriye, Meksika, Kuveyt, Ürdün ve Katar’ın da bulunduğu çeşitli ülkeler için yapılar ve tasarımlar gerçekleştirmiştir. 22 Mart 2005 tarihinde vefat eden Kenzō Tange’nin cenazesi, tasarladığı eserlerinden birisi olan, Tokyo Katedrali’nde düzenlenen bir merasimden sonra toprağa verilmiştir.

Page 4: KENZO TANGE

TASARIM KURAMI Tange’nin mimarlık eğitimine başladığı 1930larda pek çok ülkede olduğu gibi Japonya da da ulusal bir mimarlık oluşturma çabaları egemen olmuştur. Bu ortamda yetişen Tange ülkesinin ileri teknolojisinden yararlanarak bir yandan Japon mimarisinin özelliklerini taşıyarak, öte yandan çağdaş mimarlık ilkelerini içeren tasarımlar üretmiş bu ilginç bireşimin oluşmasına katılan mimarlardan olmuştur. 1960 tan sonra yeni strüktür denemelerine yönelerek hem geleneksel Japon mimarlığının hem de uzun süre etkisinde kaldığı Le Corbusier’in izlerinden kurtulmaya başlamıştır. Tange’in mimari üslubunun en temel özellikleri; gelenekle çağdaşlığı birlikte sunması ve teknolojiyle insanın uyumlu birlikteliğini sunmasıdır. Bunu otobiyografisinde şöyle izah eder; “Mimari, öncelikle insan ruhuna hitap eden bir şey olmalı daha sonra temel formlar, mekan ve dış görünüş mantıklı olmalıdır. Çağımızda yaratıcılık; teknoloji ve insanlığın bir birlikteliği olarak ifade edilir. Geleneğin rolü, yaratıcılıkta katalizör görevini üstlenmesidir. Işin sonunda kendini belli etmeyen gelenek, yaratıcılığın kesinlikle içerisinde olmalı ama asla yaratıcının kendisi olmamalıdır.” Kenzo Tange’in bu felsefesi, tasarladığı hemen hemen bütün projelerde görülebilir. Bu bakış açısı Tange’i farklı kılan en önemli özelliğidir.

Page 5: KENZO TANGE

Tange’nin 1960lardan sonra yöneldiği bir alanda genç kuşak mimarlarınca başlatılan METABOLİZM AKIMI(1950lerin sonunda Japonya daki yeni sosyal gereksinimleri ve hızlı nüfus artışını karşılayabilecek, değişimlere uyum gösterebilecek ve Megastrüktürle öngören mimarlık yaklaşımı) doğrultusundaki çalışmalarıdır. Ahşap strüktürün Modernizm’e uyarlanması anlayışı II.Dünya Savaşı’ndan sonra Tange tarafından bir akım olarak ortaya konmuş ve Japon mimarisine özgü oranların hangi kaynakta arnması gerektiğini sorgulayan ‘’Comon’’ (M.Ö. 5000-300) ‘’Yayoi’’ (M.Ö. 300-400) tartışması gündeme gelmiştir. Comon döneminin ürünleri coşkulu ve dışavurumcu bir anlayışı yansıtırken Yayoi dönemi örnekleri sakin ve dengelidir. Tange önce Yayoi anlayışında kiriş-kolon oranlarına özen göstererek Hiroşima Barış Parkı’nı, Tokyo Eski Belediye Binası’nı ve Kanagava Vilayet Binası’nıbu doğrultuda tasarlamış daha sonra strüktür uzmanı Yoşikatsu Tsuboi’nin de yardımıyla Tokyo Katedrali ve Tokyo Olimpiyat Salonu’nu Comon anlayışında gerçekleştirmiştir. Modernizm’i teknoloji ile iç mekanı olduğu gibi dış biçime aktaran İŞLEVSELCİLİK anlayışını Comon sözcüğü altında toplayan Tange ve öğrencileri(Kikutake, Kurokava, Isozaki) 60 ve 70li yılların en önemli hareketi olan Metabolizm Akımı’nı gerçekleştirmişlerdir. Tange ‘’metabolizm’’sözcüğünü teknolojik yönüyle değil ifade tekniği olarak kullanmıştır.

Page 6: KENZO TANGE

Tange meslek yaşmına Japon ve Batı estetik ilkelerini birbiri içinde kaynaştırdığı yalın ve zarif üslubu damgasını vurmuş, bu üslup bütün dünyada büyük beğeni kazanmıştır. Tange’in erken dönem çalışmalarında, yapıtlarından çok etkilendiği Le Corbusier’in de etkisinde kalarak oluşturduğu ve “kapsamlı şehirler”(comprehensive cities) olarak adlandırdığı kent çalışmaları, hizmet ve ulaşım elemanları olarak kombine olmuş mega strüktürlerden oluşuyor. Kenzo Tange’in esinlendiği diğer isimler ise Rönesans döneminin ustalarından Italyan sanatçı Michelangelo ve 20.yy mimarlık dünyasının önemli isimlerinden Alman Mimar Walter Gropius’du. Bu Batı sanatçıları ile Japon geleneklerini ustalıkla harmanlaması, Tange’in kendi çizgisinin karakteristik özelliğini de oluşturmuştur.

Page 7: KENZO TANGE

AMERİCAN TIP

DERNEĞİ MERKEZ BİNASI

Page 8: KENZO TANGE

BÜYÜK PRENS OTELİ

Page 9: KENZO TANGE

TOKYO BÜYÜKŞEHİR

BELEDİYE BİNASI

Page 10: KENZO TANGE

KAGAWA HÜKÜMET BİNALARI DOĞU OFİSLERİ

Page 11: KENZO TANGE

FUJI TELEVİZYON BİNASI

Page 12: KENZO TANGE

TOKYO TİCARET SINGAPOURE BİNASI OMAKENZO TANGE REM KOOLHASS

Page 13: KENZO TANGE
Page 14: KENZO TANGE

KENZO TANGE HİROŞİMA BARIŞ ANITI MÜZESİ

SANAA ARCHİTECTS OGASAWARA MÜZESİ

Page 15: KENZO TANGE
Page 16: KENZO TANGE

TOKYO PLANI

Page 17: KENZO TANGE

Kenzo Tange’nin ses getiren tasarımlarından biri olan Tokyo Plan’ı Tokyo’nun yeniden yapılanmasını öneren bir projedir. Kenzo Tange’nin özellikle İkinci Dünya Savaşı sonrası Tokyo’nun gösterdiği gelişmeleri göz önünde bulundurarak kent merkezinden Tokyo körfezine uzanmış ve kent merkezine ek olarak düşünülmüş, beş milyon insanın yaşayabileceği deniz üstü kent parçası tasarımıdır. Tokyo’nun merkezinden başlayarak körfeze doğru uzanan ve Tokyo’nun yayılmacı kent anlayışının aksine doğrusal gelişen bir sisteme sahiptir. Yeni oluşturulacak kent parçasının bu omurgayagöre; yönetim, kültür, sanat merkezleri ile otelleri kapsayarak şekillenmektedir. İlk planlandığı ölçekte gerçekleştirilememiş olan bu proje sonrasında da kısmen gerçekleştirilmiştir fakat dünyanın her tarafında mimarlara ilham kaynağı olmuştur.

Page 18: KENZO TANGE

HİROŞİMA BARIŞ ANITI PARKI

Page 19: KENZO TANGE
Page 20: KENZO TANGE

6 Ağustos 1945 tarihinde yerel saat 08:15’i gösterirken, “Little Boy”(Küçük Çocuk) adı verilen atom bombası Hiroşima’da ilk anda 140.000 insanın ölümüne yol açtı. Ölü sayısı sonraki yıllarda da radyasyon etkisini gösterdikçe arttı. Su ve toprak yayılan radyasyondan etkilendi ve bombanın etkisi rakamlarla ifade edilemeyecek kadar büyük olmakla birlikte söylentiler uzun yıllar tek bir bitkinin bile Hiroşima’da yetişmeyeceği yönündeydi. Özetle, Hiroşima haritadan silinmişti.

Page 21: KENZO TANGE
Page 22: KENZO TANGE

Hiroşima’yı yeniden inşa etmek için açılan yarışma sonucunda proje “Hiroşima Master Planı” ile Kenzo Tange’e verildi. “II. Dünya Savaşı’nın küllerinden modern Japonya’yı inşa eden mimar” olarak anılan Kenzo Tange, Modern Japon mimarisinin de onunla başladığı ve bu nedenle Tange’in sadece Hiroşima’yı küllerinden inşa etmekle kalmayarak yeni Japonya’yı da inşa ettiği düşüncesi yaygındır.

Page 23: KENZO TANGE
Page 24: KENZO TANGE

2. Dünya Savaşı’nda atom bombasının atılması ile haritadan silinen Hiroşima’da bulunan yapıların yaklaşık %69’u tamamen yıkıldı ve %6,6’sı da ciddi hasar gördü. Kent saniyeler içinde tanınamaz hale geldi. Tange tasarımına Barış Bulvarı ve atom bombasının düştüğü yerde konumlanan bir anıt ve müze ile başladı. Yapıtları Hiroşima’ya çağdaş bir görünüm verirken, yaşananların unutulmaması için geçmişten kalan bazı eserleri de planına dahil etti. 1955 yılında tamamlanan ve toplam 1.615 m2’ ye sahip olan bu plan, Modern Japon mimarisinin başyapıtı olarak kabul ediliyor.

Page 25: KENZO TANGE

Bu projesinde Le Corbusier'in stilinin izlerini görmek mümkündür.

Page 26: KENZO TANGE

YOYOGİ JİMNASTİK SALONU

Page 27: KENZO TANGE
Page 28: KENZO TANGE
Page 29: KENZO TANGE
Page 30: KENZO TANGE
Page 31: KENZO TANGE
Page 32: KENZO TANGE
Page 33: KENZO TANGE
Page 34: KENZO TANGE
Page 35: KENZO TANGE
Page 36: KENZO TANGE

Le Corbusier' in etkisinden kurtulmaya başladığı bir

dönemde ''Comon'' etkisiyle gerçekleştirilmiş

bir yapı. Kendisini dünyaca ünlü

yapacak tasarımı olan Kokuritsu Yoyogi Kyōgijō ("Yoyogi Devlet

Spor Salonu") adlı jimnastik salonunu

1964 Tokyo Olimpiyat Oyunları için tasarlanmıştır (Yoşikatsu Tsuboi

ile).

Page 37: KENZO TANGE
Page 38: KENZO TANGE
Page 39: KENZO TANGE
Page 40: KENZO TANGE
Page 41: KENZO TANGE
Page 42: KENZO TANGE

Çatı örtüsünü donatılı beton kulelere

asılan beton kabloların

taşıdığı ağlar üstüne

yerleştirerek, onlara bir salyangoz kabuğunun kıvrımlarını anımsatan biçimler vermiştir

Page 43: KENZO TANGE
Page 44: KENZO TANGE
Page 45: KENZO TANGE
Page 46: KENZO TANGE
Page 47: KENZO TANGE
Page 48: KENZO TANGE
Page 49: KENZO TANGE
Page 50: KENZO TANGE
Page 51: KENZO TANGE
Page 52: KENZO TANGE
Page 53: KENZO TANGE

AZİZE MERYEM KATEDRALİ

Page 54: KENZO TANGE

St. Mary’s Katedrali, Roman Katolik Kilisesinin Tokyo ayağını oluşturuyor. Bunkyo’nun Sekiguchi mahallesinde konumlanıyor. Şu an katedralin bulunduğu yerdeki ilk yapı olan 1899 tarihli Gotik üsluptaki ahşap binanın II. Dünya Savaşı sırasında yanmasıyla, dönemin kilise yönetimi tarafından yeni bir bina inşa edilmek üzere bir yarışma açılır. Proje yarışmasının galibi olan ünlü Japon mimar Kenzo Tange tarafından 1961- 1964 yılları arasında tasarlanan yapının gerçekleştirilmesinde ise Köln Roman Katolik Kilisesi mimarlarından Wilhelm Schlombs ve Zürihli mimar Max Lechner görev alır.

Page 55: KENZO TANGE
Page 56: KENZO TANGE

Yapının strüktürü, nerdeyse düşeyde

birleştirilmiş sekiz adet iç bükey brüt beton panelden oluşuyor. Birleştiklerinde haç

şeklini çıkaran tavandaki çatı ışıklıkları ve çatı kaplaması olarak kullanılan koyu renkli ve parlak paslanmaz çelik

paneller, İsa’nın karanlıkta ve insanların

kalbinde parladığına işaret etmek üzere

şekillenmiş. Birbirleriyle kesişen parabolik

kabuklar kullanılmıştır.

Page 57: KENZO TANGE
Page 58: KENZO TANGE

Tange’nin yapıları üzerine derinlemesine araştırmalar yapan ‘Kenzo Tange: Works and Projects’ kitabının yazarı Udo Kultermann, kitabında kiliseden şöyle bahsediyor: “Haç şekline sahip bina planimetresinden yükselen sekiz hiperbolik duvar, tepede birleşerek çatıyı oluşturuyorlar. Duvarların birleşme noktalarında bıraktıkları açıklıkla ortaya çıkan haç şeklindeki ışıklık, dört yüzeyde devamlılığını koruyor ve düşeyde bir yarık olarak şekilleniyor. Bu hacme eklemlenen ikincil taşıyıcı elemanlar, dikdörtgen hacimleriyle katedralin sembolik karakteriyle ciddi bir zıtlık oluştururken, diğer yandan yürüme yolları ve platformlarla ortak bir dil kullanıyorlar. Vaftiz yeri de işte bu ikincil elemanlarla şekilleniyor. “60 metre yüksekliğindeki çan kulesi, iç mekanları brüt beton çıplaklığında bırakılan ana binaya belli bir mesafede duruyor. Paslanmaz çelikle kaplanan dış cepheler, binanın dini karakteriyle uyuşan bir ışıklılık katıyor.”

Page 59: KENZO TANGE
Page 60: KENZO TANGE
Page 61: KENZO TANGE
Page 62: KENZO TANGE
Page 63: KENZO TANGE
Page 64: KENZO TANGE

Çeşitli Ortaçağ Gotik Kiliselerini ziyaret eden Tange, bu kiliselerin ihtişamlı ve mistik atmosferinden etkilenerek Saint Mary Katedrali projesinde bu atmosferi modern teknolojiyle harmanlamıştır.

Robin Boyd tarafından kaleme alınan otobiyografik kitabında, başyapıtlarından biri sayılan Saint Mary Katedrali’nden bahsederken Tange şöyle diyor; “Mimari yaratı, gerçekliği tartışmanın özel bir yolu. Tasarım, gerçekliğin ötesinde işlerlik kazanan ve gerçekliği işlevsel bir nesnenin inşasıyla transforme eden bir faaliyet. Bu projenin sanatsal yanı ise çift taraflı; hem gerçekliği yansıtması, hem de zenginleştirmesi üzerine kurulu. Gerçekliğin mimari yaratım vasıtasıyla meydana gelmesi şeklindeki tahayyül, gerçekliğin anatomisinin, ruhani ve bedensel/fiziksel strüktürünün bir bütün olarak var edilmesi gerekliliğini ortaya koyuyor.”

Page 65: KENZO TANGE
Page 66: KENZO TANGE

Yapının yalnızca Katolik dünyasında oynadığı rol değil, aynı zamanda çağdaş mimarlık tarihinde de öenmli bir yeri var. Dini mekan mimarlığında halen en usta eserlerden biri olarak kabul gören Kenzo Tange’nin St. Mary’s Katedrali, geçirdiği 24 yılın ardından 2000 yılında restore edildi.

Page 67: KENZO TANGE
Page 68: KENZO TANGE
Page 69: KENZO TANGE
Page 70: KENZO TANGE
Page 71: KENZO TANGE

KAYNAKÇA: Eczacıbaşı Sanat Ansiklopedisi Yapı Dergisi 287 www.archidialog.com www.vikipedi.com www.arkitekt.com

Ruken ÖZGÖKÇE 20946004