Çada Sosyoloji KuramlarÇada Sosyoloji Kuramlar
Klasik Gelenein Geniletilmesi
Çeviri: M. Rami Ayas / Leyla Elburuz
Ruth A. Wallace: Washington DC’de George Washington Üniversitesi
sosyoloji bölümünde otuz yldr çalyor. Kuramlar tarihi, cinsiyet
çalmalar ve din sosyolojisi konularnda aratrmalar yaymlayan
Wallace, Sosyal Düüncenin Geliimi üzerine dersler vermektedir.
Kadnn toplumdaki rolü konusundaki aratrmalara katksyla Amerikan
Sosyoloji Dernei’nin verdii Jessie Bernard ödülünü almtr.
Eserlerinden bazlar: They Call Her Pastor: A New Role for Catholic
Women. NY: State University of New York Press (1992), They Call Him
Pastor: MarriedMen in Chargeof CatholicParishes. Paulist Press
(2003). Alison Wolf: Neuchatel ve Oxford üniversitelerinde eitim
gören Wolf, King’s College London’da Kamu Yönetimi yüksek lisans
programn yönetiyor. Üniversiteler, eitim ve beceri yönetimi, tp
igücü olmak üzere farkl disiplinler akademik ilgi sahasnn
içerisinde. OECD, Yeni Zelanda, Fransa ve Güney Afrika Milli Eitim
Bakanlklarna danmanlk yapan Wolf, ngiliz yazl basnnda skça yer
alyor ve BBC Radio 4’de ekonomik analizlerini paylamaya devam
ediyor. Eserlerinden bazlar: Does Education Matter?: Myths About
Education and Economic Growth, Penguin (2002). Improving skills at
work (Evans, K. ile birlikte), Routledge (2010).
© Yayn Haklar, Pearson Prentice Hall’dan alnmtr. © Tüm haklar Dou
Bat Yaynlar’na aittir.
Özgün Metin Contemporary Sociological Theory - Expanding
Classical
Tradition ngilizceden Çevirenler
Takn Tak Mirze Mehmet Zorbay
Harun Ak Kapak Tasarm
Bask: Dou Bat Yaynlar Mart 2012
Dou Bat Yaynlar Yüksel Cad. 36/4 Kzlay-Ankara Tel: 0 312 425 68
64-425 68 65 e-mail:
[email protected]
www.dogubati.com Sertifika No: 15036
Kapak Resmi: Toshiki Hirano, Kyoto Modern Sanat Müzesi.
Yeni Baskya Geçerken Teekkürler
Çada Sosyoloji Kuramlar’nm 2004’de yaymlamasndan bu yana yaklak
sekiz yl geçti. Son yllarda, bu alanda daha baka önemli çalmalarn,
yaymlarn olmasna ramen, aranp sorulan bir kitap oldu. Demek ki,
ihtiyaç ve ilgi artt ve karlatrmal okumalarn yarar daha çok anlald,
diyebilir miyiz? Bu kitabn bir serüveni var. imdi onu bütünüyle
anlatmak çok yer tutar. Çevirinin ustas Dr. Leyla Elburuz’u sayg ve
sevgi ile anmaya ve kendisine salkl uzun ömür dilemee öncelik
vererek, baka güzel bir karlamay ksaca anlatmak istiyorum.
Sosyoloji Dernei ve Adnan Menderes Üniversitesi Fen Edebiyat
Fakültesi Sosyoloji Bölümü’nün 1-2-3 Ekim 2009’da Üniversite’nin
Didim Yerlekesi’nde yaplan VI. Ulusal Sosyoloji Kongresi’ne dâvet
edildim. O srada, Sosyoloji Bölümü Bakan olan Profesör Gülsen
Demir’le nönü Üniversitesi’nde Sosyoloji Bölümü’nün kurulu ylla
rndan güzel anlarmz var ve Sosyoloji Dernei Bakan Profesör Bir sen
Gökçe ile DTCF’de ayn hocalarn örencisiyiz. Bu çarmadan ötürü
sevgili meslektalarma imdi de teekkür ediyorum. Kongre günlerinde,
Mula Üniversitesi Sosyoloji Bölümü
Bakan Profesör Muammer Tuna 1980’li yllarda (nönü Üniversitesi’nden
Ankara Üniversitesi’ne dönüümden sonra) Dil ve Tarih-Corafya
Fakültesi Sosyoloji Bölümü’nde benim örencim olduunu hatrlatt; Çada
Sosyoloji
Kuramlar’nm ngilizce özgün basksn da, Amerika 14 Yeni Baskya
Geçerken Teekkürler Birleik Devletleri’nde yüksek lisans ve doktora
çalmalar yllarnda okumu ve beenmi olduunu söyledi. Teekkür ettim;
öyleyse, lüt fen bir de kendisinin elindeki ngilizce metinle bu
çeviriyi karlatrp gözden geçirmesini istedim. Kabul etti ve sözünü
yerine getirdi. Kendisine burada da teekkür ediyorum. Adnan
Menderes Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nde o yl
henüz doçent olarak görevde bulunan Profesör Ümit Tatlcan’la da
kongre günlerinde tantm. Baz kavram tartmalar yaptk. Özellikle
sosyo loji kuramlar alannda verimli çalmalaryla insan imrendiren
mes lektama teekkürlerimi yineliyorum. zmir Kitap Fuar’nda tantm
Takn Tak, ilgisi ve içtenlii ile kitabn Dou Bat Yaynlar arasnda yer
almasn önerdi. Bu satrlar yazan, Profesör Tuna’nn düzeltmelerini
göz önünde tutarak onu yeniden gözden geçirdi. Bir ey, daha
mükemmel olabiliyor ama “en” mükemmel olduunu söylemek güç. Umarm,
örencilere ve ilgi du yanlara yararl olur. Onun, örencileri
ilgilendirdii kadar yaynclar da ilgilendirmesi gerek. O,
toplumbilimi alannda Türkçeye çevrilip yaymlanacak kitaplar
bakmndan da bir klavuz. Türkçenin felsefe ve bilim dili olarak
gelimesinde, dergi ve kitap yayncl ile önemli hizmet veren,
saduyulu entelektüel genç arka dam Takn Tak Bey’e ve yaynevinin
titiz, çalkan insanlarna imdiden teekkür ederim. Yeniden yazlm
metinle elimdeki kitab karlatrarak
basm öncesi çalma benim için de kolay olmad. Aysel Ayas, Suna Olgaç
ve Settar Demirci’nin yardmlar olmasa, i biraz
daha uzayacakt. Bu üç yaknma da yardmlarndan dolay teekkür
ediyorum. nsanlarmza yararl olmas dilei ile.
Mehmet Rami Ayas
LKN
Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Corafya Fakültesi’nin Sosyoloji
Bölümü ile dier üniversitelerimizin edebiyat, fen- edebiyat
fakültele rinde yer alan sosyoloji bölümlerinde zorunlu bir ders
olarak okutu lan “Çada Sosyoloji Kuramlar ”nn lisans üstü örenimde
insan bilimleriyle ilgili ders programlarnda da öretim konusu olduu
bilinmektedir. Bu bilim dalnn deiik ya ve meslekten insanlar bil
gilendirme balamnda ve özellikle üniversitelerde bir ders konusu
olarak önem tadna üphe yoktur. Ne var ki, Türkçe’de çada sosyoloji
kuramlarn derli toplu bir ekilde içeren ancak üç- dört kitaptan söz
edileb”ilir.1 Ruth A. WalIace ile Alison WoIf’un Con-temporary
Sociological Theory’sinin 1980 tarihli ilk basksnn Türkçesi, Dokuz
Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü lisans üstü
derslerinde bu satrlar yazanca —belirtilen eserlerin yan sra—
oku-tulmusa da, kitap olarak piyasaya arz edilmemitir.
1 Bunlardan biri Margaret Poloma, Contemporary Sociological Theory
(1979)’den Hayriye Erba’n çevirdii ve Gündoan yaynlar arasnda çk m
olan Çada Sosyoloji Kuramlar’dr (1993). kincisi, Sezgin
Kzlçe-lik’in klasik kuramclar da içine alan Sosyoloji Teorileridir
(Konya, 1992; 2. bask Yunus Emre yaynlar, 1994). Üçüncüsü,
bir
toplumsal bilimciler topluluunca Türkçeye kazandrlm olup, toplumsal
bilimci Mete Tunçay ile Aydn Uur’un yayma hazrladktan Tom
Bottomore- Robert Nisbet’in Sosyolojik Çözümlemenin Tarihi (Verso
Yaynclk, 1990, Ayraç, 1997)’dir. Bir dördüncü kitap olarak
anlabilecek olan da —bir ksm çada kuramla ilgili bilgi
verilmektedir— Alan Swingewood’dan Osman Aknhay’n çevirdii
Sosyolojik Düüncenin Ksa Tarihi (Bilim ve Sanat Yaynlar, Ankara,
1998)’dir. Elinizdeki kitabn 1980 basksnn piyasaya arz edilmemi
çeviri-sindeki, “Çeviri çin Birkaç Söz” yazsnda, Türkçe’de
sosyoloji kuramlar ile ilgili çalma ve yaynlar ana hatlaryla
belirtilmeye çallmtr. [Bu yaz, bu kitabn sonuna eklendi].
imdi, Washington Üniversitesi’nden “Emeritus” Sosyoloji Pro fesörü
Ruth A. Wallace ile Londra Üniversitesi’nden Prof. Alison Wolf’un
bu eserinin gelitirilmi, 2000 ylna dek güncelletirilmi ve yine
Prentice Hall yaynlar arasnda yer alan beinci basmnn (1999)
çevirisi Türkiye’de okuyucusuna kavumaktadr. Yazarlarnn da
belirttii üzere, kuramlarn her birinin
“Çada Toplumbilimi Kuram”nn bir parças olarak toplumsal gerçekliin
bütün yönlerine deilse bile baz yönlerine k tutmas bakmndan,
Contemporary Sociological Theory’nin Türkçesi, üniversitelerimizde
ki ders ad olan Çada Sosyoloji Kuramlar bal ile yaynlanmak tadr.
Çevirinin büyük baars, bu ie tereddüt etmeden girimi
olan “engin gönüllü”, deerli meslektam Dr. Leyla Elburuz’a aittir;
bu satrlar yazann olabildiince titiz emei ise, ona yardmc olabilmek
için harcanm saylabilir. Kitabn
ngilizce aslnda görülen birtakm bask yanllar düzeltilmekle
birlikte2, bu Türkçe basksnn yanlsz olduu ileri sürülemez.
Ömrümüzün önemli bir kesimini verdiimiz toplumbilimi alannda
ülkemizin insanlarna yararl olabilirsek ne mutlu. 2 Sözgelii, Peter
Wince (p. 4, 449). Peter Winch; Auguste Comte (1789 1857) (p. 19),
Auguste Comte (1798-1857); Francis Fukayama (p. 394 95), Francis
Fukuyama olarak düzeltilmitir. Kitabn ngilizce 1980 basksnn
Türkçesi’ni bilgisayarda yazma y üstlenerek lisans üstü örenim için
yararl bir hizmet gerçekletir mi bulunan örencim M. Süheyl Ünal’
burada anmadan, ona te ekkürlerimi yinelemeden geçemeyeceim. Bu
kitabn da yazlp bas kya hazrlanmasndan ötürü Leyla Arsan’a, onun
titiz ve sabrl ö rencisi Nilgün Celep Fide’ye, düzeltme ve dizin
çalmalarnda yar dmlar için Aysel Ayas’a içten teekkürlerimi ifade
etmek isterim.
M. R. A.
Bu kitap toplumbilimi kuramn bugün uygulanmakta olduu ekliyle
tartmakta ve çözümlemektedir; çalmalar toplumsal kuram en çok
etkileyen yazarlar ile, toplumbilimcilerin hâlâ geçerli olan yakla
mlar ve çözümlemeleri üzerinde odaklanmaktadr. Çada toplumbilimi
(contemporary sociology), hemen her nok tada klasiklerin, özellikle
Marx, Durkheim, Weber, Simmel ve Mead’ in çalmalar üzerine
kurulmutur ve bu
çalmalar kapsamaktadr. nanyoruz ki, kuram inceleme ve anlamann en
iyi yolu, klasik ya zarlarn eserlerinin daha sonraki
toplumbilimciler tarafndan ne e kilde ilenmi olduunu izlemek ve
kuramsal görülerin toplumsal gelimeleri güncel olarak açklamakta
nasl kullanlm olduunu görmektir. Bu nedenle biz her bir bak açsnn
(perspective) tarih sel köklerini tartrken klasik kuramclarn
katklarn belirttik. Bü tün metin boyunca da, çada kuramclarn ve
aratrmaclarn klasik düüncelerden nasl yararlanmakta olduklarn
gösterdik.
Kitabmzn son dört basksnda alt balk “Klasik Gelenein De vam” idi.
Düündükçe, çada kuramclarn eserleri ile disiplinin ilk kurucular
arasnda hâlâ bir süreklilie tank olmaktayz. Ancak, bu günün
toplumbilimindeki kuramsal çalmalarda süreklilikten daha fazlasnn
bulunduu sonucuna vardk. Sosyoloji kuramnda son günlerdeki
gelimeler, dünyann geri kalan ksmn bize daha çok yaklatran ve baka
kültürlerin deerlendirilmesi ile bizi zenginleti ren yeni yaratlm
teknolojiler kadar heyecan vericidir. Çada ku ramclarmz, gerçekten
sosyoloji devlerinin omuzlar üzerinde dur makta ama ayn zamanda
disiplinimizin ufuklarn üç önemli nokta da geniletmektedirler:
bunlar, çözümlemenin makro-yapsal, mikro-etkileim ve yorumlama
düzeyleridir. “Klasik Gelenein Gelitirilme si” olan yeni alt balmzn
sebebi budur. Kitabn gelecek sayfalarnda, bu düünürlerin temel
fikir ve kant lar, toplum ve toplumsal davran ile ilgili olarak
getirdikleri birta km çok özel bak açlar anlatlacaktr. Bu
kuramclarla ilgili baz deerlendirme ve eletiriler sunmakla beraber,
amacmz, her yakla mla ilgili ayrntl bir eletiri
yapmak ya da belirli bir yaklam des teklemek deil; okuyuculara,
yazarlarn modern sosyoloji kuram tar tmalarnn açk bir özetini
vermektir. Okuyuculara, yazarlarn ken di üslup ve takdim ekilleri
hakknda imkân olduu kadar açk bir fikir verebilmek için, metinde
birçok dorudan alntlara yer verdik. Ayn zamanda, sosyolojik
kuramlarn, toplumbilimcilerin deneysel (empirical) aratrmalarna
nasl yol gösterdiini ve sosyolojik kuram ile, sosyolog ya da
sosyolog olmayan, hepimizin dünyay nasl anla maya çaltmz ve onunla
alveri ekillerimiz arasndaki sk ba lantlar göstermeye çaltk. Bunun
için, belirli bir bak açsnn hem sosyolojik aratrmaclar, hem de
sradan insanlarca günlük olaylar yorumlarken nasl kullanld ile
ilgili deneysel örnekler de verdik. Anlalmas güç gereksiz meslek
argosu kullanmamak ve
fikirleri olabildiince basit ve açk ifade etmek için her çabay
göstermi ol makla birlikte, konunun çounlukla karmak olduu bir
gerçektir. Bu nedenle burada Albert Einstein’n, “Her eyin
olabildiince basit hâle getirilmesi, ama basite indirgenmemesi”
sözünü izlemee çal tk. Bununla birlikte, okuyucumuzun bir
toplumbilimi örencisi ol mas art deildir. Biz okuyucumuzu,
toplumbiliminin toplumsal dünyamz anlamaya yapt katklar ile
ilgilenen bir kimse olarak düünmekteyiz. Çalmalarmz srasnda,
yazarlarn, ama özellikle toplumbilimci lerin, kendi konularn nesnel
olarak (objectively) ele alp alamaya caklar hususunda hâlâ devam
etmekte olan tartmalarnn farknda idik. Bir anlamda, yani hangi
yazarlarn ve bu yazarlarn görülerinin hangi yönlerini ele almak ile
ilgili bizim de kendi deer ve tercihleri miz rol oynamtr. Ancak, bu
çerçeve içerisinde tarafsz anlatm,
nesnellii ve gerçekten aklc, geleneksel bilimsel deerleri hiç çekin
meden korumaya çaltk; çünkü bunlarn tam olarak gerçeklemesi mümkün
görünmüyorsa da, bilim adam aratrmaclarn —ve dünya nn— standart
olarak bunlardan vazgeçmemeleri gerekir. Ayn za manda, belirli bir
bak açsnn, bir dizi somut soru ve sorunlar ele alp, onlara yant
vermekte baarl olup olmadna özel bir dikkat gösterdik.
Metnin Plan
Bu yeniden gözden geçirilmi metinde çada sosyoloji kuramnn balca be
bak açs tartlmaktadr: ilevselcilik, çatma kuram, simgesel
etkileimcilik, fenomenoloji ve aklsal seçim kuramlar. Ki tap, ayn
zamanda, yeni kuramsal gelimelerin bir gözden geçirilme sini de
içermektedir. Metin, bu basm için genel olarak güncelleti rilmi ve
birkaç önemli ilave yaplmtr. Daha önceki basmda oldu u gibi,
feminist kuramla ilgili ayr bir bölüm oluturmaktan çekin dik; çünkü
çok geni kapsaml kuramsal yönelimlere dalmak gereke cekti.
Dolaysyla, feminist kuramclarn farkl sosyolojik bak açs ufuklarn
nasl geniletmi olduklar üzerinde durduk ve metin bo yunca ilgili
bölümlerde çalmalarn tarttk. Önceki basmlarmz- daki gibi, günümüz
toplumunda kadnlarn rolü ile ilgili sorunlar her bölümde bir
aratrma konusu olarak ele alnmtr. Bu basm iki yeni bölüm
içermektedir. Klasik ve modern toplumsal deime kuramla rn irdeleyen
Bölüm 4’ün bal, Evrim ve Modernlik: Makrososyo-lojik Bak Açlar’dr.
Burada Karl Marx, Talcott Parsons, Jürgen
Habermas ve Anthony Giddens’n evrim kuramlar derinliine tart lmakta
ve Ulrich Beck’in çalmalar tantlmaktadr. Bölüm 8, Be denin Yeniden
Kefi, daha önceki basmn içeriinden güncelletiril mekte ve bu alanda
Foucault’nun görülerinin geniletilmi bir tar tmas ile
sosyobiyolojik malzemeyi içermektedir. Dier balca büyük deiiklikler
yeni ilevselciler ile ilgili genile tilmi ve güncelletirilmi
ilâveler içermektedir: Yeni kuramsal hare ketler ile ilgili olarak
Jeffrey Alexander’in ve kararszlk üzerine Neil Smelser’n çalmalar
(Bölüm 2); Erik Olin Wright’n Amerika Bir leik Devletleri toplumunu
Marxç çözümlemesi ile snf ve devlet konularndaki aratrmalar (Bölüm
3); Erving Goffman’n cinsiyet sosyolojisi üzerindeki çalmas; Arlie
Hochschild’n duygularn sos yolojisi üzerine son çalmalar; ve
Patricia Hill Collins’in karmaklk kavram ile ilgili eletirisi
(Bölüm 5); Dorothy Smith’in görü açs kuramna (standpoint theory)
dayal aratrma malzemesinin güncel letirilmesi (Bölüm 6); James
Coleman ile ilgili tamamyla yeni bir ksm ve aklsal seçim (rational
choice) kuramclarnn çalmalarnn güncelletirilmesi (Bölüm 7); ve
postmodernism ile ilgili geniletilmi bir ksm (Bölüm 9). Bölüm 1
sosyoloji kuramlarnn yapsn ve insan toplumlarnn i leyiini bir
çözümleme ve anlama yöntemi olarak pratik önemini tar tmaktadr. Ayn
zamanda iki önemli aratrma konusu önermekte dir. Bunlardan birinden
—kadnn günümüz toplumundaki yeri— daha önce söz edilmiti; ikincisi,
modern toplumun özellii olan muazzam okul içi eitim sistemleridir.
Her belli bal kuramsal bak açs (the-
oretical perspective) bu okul içi eitim ve kadnlarn rolü gibi bütün
kitapta ilenmi olan sorunlara önemli ama ksmî çözümler salaya
bilmektedir.
levselcilik, çatma kuram, simgesel etkileimcilik, fenomenoloji ve
aklsal seçim kuramlar bölümleri bir ortak örüntüyü (common pattern)
izler. Her kuramn temel varsaymlarn ve anahtar kavram larn, sorulan
ve yant vermee çallan sorular belirttik. Yaklamn zihinsel köklerini
gösterdik ve çada kuramclarn daha önceki bilim adamlarndan
çkardklar sonuçlar tarttk. Sonra da, bak açsnn belli bal
kuramclarnn çalmalarn, onlarn en son ya da hâlâ ge çerli kantlarn
(arguments) özellikle vurgulayarak ayrntlar ile açkladk. Her ksmda,
bir yandan kuram, öte yandan sosyolojik aratrma ve genel toplumsal
gözlem arasndaki karlkl ilikiyi vur guladk. Çada kuramclarn, eitim
sistemini ve kadnlarn rolünü de içeren, somut olaylar nasl
çözümlediklerini ve meslekdalarnn farkl kuramsal bak açlarn nasl
somutlatrp kullandklarn gös terdik. Yine, çada kuramclarn
düüncelerinin toplumbilimci ol mayanlarn dünyaya bakna ve onu
tartma tarzna nasl yansd n örnekler vererek açkladk. Bölüm 8, çada
sosyolojiye duyulan ilgide gelimeyi tartyor: bedenin sosyolojisi.
Nihayet, Bölüm 9, modernizm ve postmodernizm’i irdeliyor ve Bölüm
l’deki eitim ve kadnlarn rolü ile ilgili sorulan sorulara verilen
yantla önemli bak açlarnn katklarn birletiriyor. Bu kitap daha
kdemli veya daha az kdemli yazarlk ayrm yap makszn ortak bir çabann
eseridir. Ruth Wallace ilevselcilik, sim gesel etkileimcilik ve
fenomenoloji bölümlerinden; Alison Wolf ça tma kuram, evrim
ve
çadalk (yenilik-modernity), aklsal seçim kuramlar ile bedenin
yeniden kefi bölümlerinden sorumludur. Bu kitab yazarken çok ey
örendik ve tanmladmz kuramc larn hem kavraylarn hem de baarlarn
daha tam olarak anlayp deerlendirdik. Onlara ve çalmamza sorular ve
yorumlaryla kat kda bulunan birçok örenciye de zihinsel borcumuzu
teslim ve te ekkür etmek isteriz. Anthony Heath, Patricia Madoo
Lengermann, J. Clyde
Mitchell, Robert Moran, Whitney Pope, Neil Smelser, Martin Wolf ve
rahmet li Herbert Blumer’n telkinleri ve sorular ile, bunda ve daha
önceki basmlarda büyük katklar olmutur. Yaymclarmz Edward
Stan-ford, Susan Taylor, Bill Webber, Nancy Roberts ve Sharon
Chamb-liss ile Larry R. Ridener (Baylor Üniversitesi) ve David G.
Wagner (Albany’de New York Üniversitesi) de dâhil olmak üzere bâz
Prenti-ce Hall eletirmenleri bize faydal tavsiyelerde bulunmulardr.
Janet Saltzman Chafetz, Ralf Dahrendorf, Doug Goodman,
Wa-de Hook, Heather Kane, Barbara Lal, Iain Mclean, Frank Mars,
Carlyle Maw, Bruce Mork, Kathryn Orlans, Sara Rab, Vernon Rey
nolds, David Sciulli, R. Stephen Warner ve Jarqueline Wiseman’a da
yardmlar için teekkür etmek isteriz. Joy Alexander’a, bizi kuram
konusunda yazmaya tevik
ettii için; Edmund Wolf’a, çeviride yardmc olduu için teekkür
ederiz. Win-nie Potter, James Coriden ve müteveffa Rebecca Wolf’un
bize cö mertçe ayrdklar zaman olmasa idi, bu kitap hâlâ yazma
olarak kalacakt. Jonathan, Benjamin ve Rachel Wolf, yaklammzda
denge duygumuzu korumamz salamlar ve varlklar ile yardmc olmu
lardr. Alison Wolf Ruth A. Wallace University of London George
Washington University
BÖLÜM 1 - TOPLUMU ANLAMA
nsanlar genel olarak kuram okumaya pek hevesli deillerdir. Onu
okullar, fabrikalar ve banliyöler ile, seçimler, düünler, grevler,
oyunlar ve tenis maçlar gibi “gerçek dünya” (real world)nn üstünde
serbestçe yüzen bir bilmeceler öbei gibi, yalnz birbirleri ile
balan tl soyut anlatmlar olarak görürler. Bu bir yanlgdr. Kuram
gerçek hayattan ayrmak bir yana, dünyaya bakmz bütünü ile, kuramsal
bak açmza dayaldr. Sosyolojik kuram ile ilgili okuma; kendimi zin,
dünyamzn ve hayatmzn günlük ve olaan olarak kabul edilen yönlerinin
ne kadar allmn dnda, karmak ve mulak olduu hakknda daha birçok eyi
anlama demektir. Sosyologlar “sosyoloji yaparken”, konularna souk
ve zihinleri bo olarak yaklamamaktadrlar. Konular ister insanlarn
ölümle ilgili davranlar, ister günümüz toplumunun bütün geliimi ve
muh temel gelecei olsun, incelemekte olduklar olayn belirli bir
yönü üzerinde odaklanrlar.3 Konularna baz kabullerle yaklarlar, baz
aratrma yöntemlerine arlk verirler; ve cevap aradklar baz özel
sorular vardr. Bu demektir ki, aratrmalar, sosyolojik kuramlarn
gelitirdii ekilde olaylara bak tarzlarna dayanmaktadr. Kuramlar
bunlar açklayc ve sistemli olarak ortaya koyar.
3 Bu özel konulan tartan kuramsal bak açlar için Bölüm 3 (Collins),
Bölüm 5 (Ksm iki: Blumer), Bölüm 4 (Parsons ve Habermas)’e baknz.
Ayn husus, sosyoloji dndaki dünya için de geçerlidir.
Düünce leri, kinci Dünya Sava’ndan bugüne kadar, devlet ekonomi
idare sine hâkim olan John Maynard Keynes, fikirler “doru da olsa,
yanl da olsa, genel olarak zannedildiinden daha kuvvetlidir.
Gerçekte dünya daha çok bunlar tarafndan idare edilmektedir.
Kendilerinin, entelektüel etkilerden muaf olduklarna inanan pratik
insanlar, ge nellikle baz zaman geçmi iktisatçlarn esiridirler.
Büyük makamla r igal eden ve gaipten sesler iiten deliler, büyük
çlgnlklarn, bir kaç yl öncesinin önemsiz bir akademisyen yazarnn
karalamalarn dan çkarmlardr”4 demektedir. Çada sosyolojik kuramlarn
top lumumuz ile ilgili olarak ileri sürdüü farkl baklar, bir bütün
ola rak toplumun üyelerinin farkl bak açlarna, iddialarna ve gözlem
lerine tekabül eder. 4 John Maynard Keynes, The General Theory of
Employment Interest and Money (London, Macmillan, 1936), s. 383.
“Sosyolojik kuram” n insan davran ve tarihin yönü üzerindeki etkisi
en dramatik olarak Karl Marx’n eserlerinde görülür. Waterga-te’i ve
Richard Nixon’n istifasn açklamaya çalan bir gazeteci, boanma
nispetleriyle uraan bir evlilik-aile danman ve kampüste neler
olduunu anlamaya çalan yeni örenciler; baz kuramsal ka bulleri
belirten kavramlara, insanlarn nasl davrand ve toplumsal kurumlarn
nasl ilediine ilikin bilgilere bavururlar. Bundan ba ka, “Bakann
anayasaya aykr davran” veya “bir kimseye bir rütbe vermek” ile
ilgili olarak konuma kabiliyetimiz bile, sosyolojik kura mn
alanna giren, kendimizle ilgili birçok gerçeklere dayanr. Tpk bunun
gibi, anlatmak istediimiz konunun hem kendimiz hem de
dinleyicilerimiz için açk ve anlalabilir olduunu “bilmemiz” gerçei
de buna dayaldr. Sosyolojik kuramlar çalma ve aile, kuvvet, hürri
yet ve bask dünyas ile ilgili olmayan biçimsel, bo kutular içeren
bir dünyadan olumaz. Aksine, bizim bu dünyay nasl gördüümüz, nasl
anladmz ve açkladmz, ayn zamanda içinde nasl hareket ettiimiz ve
böylece, onun ne ekil ald ile yakndan ilgilidir.
Sosyolojik Kuramn Yaps
Sosyoloji kuramclar farkldrlar; çünkü kabullerini veya varsaymla rn
(assumptions or hypotheses) sistematik olarak gelitirirler ve
kuramlarnn toplumsal hayat ne ölçüde açkladn kapsaml olarak
anlatrlar. Bundan daha önemlisi, davran ve toplumlarn ileyi
ekilleri ile ilgili yeni genel anlaylar getirirler. Bu anlaylar da
yay lr ve ileriki yllarda, asl eseri hiç okumam olan birçoklarnn dü
üncelerini etkileyebilir.
Sosyolojik kuramn fikirleri ortaya koymasnn sistematik ekli,
herhangi bir baka disiplinin (psikoloji, fizik, genetik ve
dierleri) “kuram” ile paylat bir niteliktir. Dier disiplinlerle
paylat ikinci önemli bir nitelik de, aralarnda apaçk farklar olan
saysz olaylar, aralarndaki benzerlikleri ortaya çkaran genel
ilkelere bala masdr. Örenci hareketleri, grevler ve isyanlar,
hiyerarik organi zasyonlarda çatma örnekleri olarak ele alnp,
aralarnda ortak olan
önemli özellikler belirlenir.5 Bunun gibi, lise örencileri ile dan
manlarn mülâkatlar ve cinayet davalar, toplumun üyelerince payla
lan düünceler ve insan etkileiminin önceden tahmin edilemeyen
dinamikleri hakknda neler gösterebilecekleri bakmndan incelenebi- 5
Bölüm 3’ e baknz.
lir.6
6 Bölüm 5 ve 6’ya baknz. 3Ancak, sosyolojik kuram bütün kuramlarn
temel sistematik
nite liklerini paylamakla beraber, bu terimden genellikle anlalan
anlam dan birçok yönlerden farkldr. Klasik kuram tanm7 esas
itibaryla tümdengelimli (deductive) dir. Baz genel kavramlarn ve
çou za man, baz açkça belirlenmi kabullerin tanm ile balar; bu
farkl kategorilere göre gözlemlediimiz hususlar nasl tasnif
edeceimize dair kaideler koyar ve sonra ortaya bu fikirlerle ilgili
birkaç genel önerme (proposition) çkarr. Gözlemciler konularn
snflandrdk tan sonra, genelletirilmi olan “kuram”, konunun yaps ve
davran hakknda mantk yolu ile birkaç belirli ifade çkarmalarna
yardmc olur. Mendel genetik yasalar buna iyi bir örnektir, çünkü
çocuklar arasnda genlerin elemesi ve özelliklerin (characteristics)
dalm ile ilgili genel ifadeler, birçok tür ile ilgili sonuç
çkarmakta kullanla bilir. Bu gibi kuramlar, çevremizle ilgili
olaylar önceden tahmin et mek için çok güçlü araçlar olduundan,
hayvanclktan paten imala tna kadar, modern hayatn her yönünde
gereklidir.8
7 Bu konunun en mükemmel tartmas Ernest Nagel’in The Structure of
Science (New York: Harcourt, Brace and World, 1961), özellikle s.
90-105. 8 Bilimsel aratrma ve bulular süreci kuramsal yapnn bu
tarifinden (anla tmndan) çok daha karmaktr. Bilimsel kuramn bina
edilmesiyle ilgili iyi (ve çok farkl) tartmalar Karl Popper’n The
Logic of Scientific Discovery (London: Hutchinson. 1959); Thomas
Kuhn’un The Structure of Scientific Revolutions (Chicago:
University of Chicago Press, 1970): Stephen Toul-min’in “From Form
to Function: “Philosophy and History of Science in the 1950’s and
Now”, Daedalus 106, No. 3 (Summer 1977); Nagel, The Struc-ture of
Science’da bulabilirsiniz.
Sosyolojik kuramn büyük bir ksm bu çok açk ve belirgin olarak tarif
edilen tipe dâhildir; ancak birçou da buna uymaz. levselcilik
kuramn ileride tartacamz Robert Merton, “Ders kitaplarnda
sosyolojik kuram olarak kabul edilenlerin çou, eldeki anlaml mal
zemenin genel yaklamlarla anlatlmasndan ibarettir”9 demektedir.
Örnein, bir kuram, insan güdülenmesiyle ilgili olarak baz çok genel
önermeler ileri sürüyorsa bu, baz davranlarn dier baz davran lardan
daha sk görülebilecei demek olabilir ve böylece gözlemciye, duruma
yaklaabilmesinde yardmc bir tutamak verir. Ancak, somut önermeler
olarak çok az ey salar. 9 Robert Merton, Social Theory and Social
Structure, geniletilmi bask (New York: The Free Press, 1968) s.
141. Bu gibi genel önermeler, tümdengelimli toplumsal bilim
düünce sine ters dümemektedir. Buna benzer çalmalar yapan baz kuram
clar toplumsal örgütlenme ve toplumun
gelimesi ile ilgili tahmin veya test edilebilir anlatmlarla
ilgilenmektedirler.10 Dier baz sosyo loglar, böyle tümdengelimli
“bilimsel” kuram ile hiç uramazlar. Hattâ insan davran ile ilgili
olarak böyle bir yaklamn geçerli olabileceini reddedebilirler.11
nsan davrannda sk sk tekrar edilen hususlara veya toplumsal
örgütlenmenin mahiyetine yer vermek ye rine, genel anlatmlar,
insanlarn toplumsal etkileimlerinin nasl ge litii
hakkndadr.12
10 Örnein Dahrendorf’un çatmann önemi ile ilgili çalmas veya
Par-sons’un kuramnn büyük bir ksm (3. ve 2. Bölümler). 11 Örnein
Garfinkel (Bölüm 6) ve Blumer’a (Bölüm 5) baknz. 12 Toplumsal
bilimin esas itibaryla tabiî bilimlerden farkl olup olmad ve farkl
ve dierlerine benzemeyen kuram ve kantlara ihtiyaç olup olmad
hususundaki tartma ile ilgili olarak aadakilere baknz: Peter Winch,
The Idea of a Social Science and Its Relation to Philosophy
(London: Routledge and Kegan Paul, 1958); George Caspar Homans, The
Nature of So- cial Science (New York: Harcourt, Brace and World,
1967); Randall Collins, Conflict Sociology: Toward An Explanatory
Science (New York: Academic Press, 1975), Bölüm I; Anthony-Giddens,
The Constitution of Society (Cambridge: Polity, 1984).
Bu farkllklardan dolay, sosyolojik kuram, genel ve “formalize”
yaklamlar ve insan davrann anlamak konusundaki ilgilerinin ötesinde
ortak yönleri çok az olan bir bak açlar (görü tarzlar) grubundan
ibarettir. Ancak tümdengelimli modelden en uzak olan kuramlar bile,
çok zaman herhangi bir kuramn en temel yap talar olarak
tanmlanabilen bir kavramlar takmn içerir. Esasnda, bir kavram, bir
olay (alglarmz ve deneyimlerimizi adlandrma ve s nflandrmada
kullandmz bir etiketi) temsil eden bir sözcük veya simge ya da özel
vakalardan genelletirilmi soyut bir düüncedir. Durkheim’n kuralszlk
(anomie) kavram ve Marx’n yabanclama (alienation) kavram sosyolojik
kavramlarn klasik örnekleridir. Bir kuramn anahtar kavramlar
toplumsal gerçekliin belki de gözümüzden kaçacak olan ksmlarn
görmemize yardmc olur. Kavramlar, toplumsal olaylar anlama ve
çözümlemede gerekli ilk admdr. Bütün bu kitap boyunca, okuyucunun,
toplumsal gerçekli in her bir bak açsna göre açklanan deiik
yönlerini görmesine ve böylece toplumu anlamasna yardmc olacak ana
kavramlarn tanmladk. 13Toplumbilimsel kuramlar birbirinden ayran
balca boyutlar ara snda, doa biliminden alnm olan tümdengelimli
modeli kabul ya da reddedilerini de dikkate
aldk.14 Bu, kuramlarn metodolojisinin çok önemli bir yönüdür.
Kuramlar baka üç önemli yönden de birbi rinden ayrlr. Bunlar,
onlarn “konular”, yaklamlarnn gerisinde yatan “kabulleri” ve
toplumsal kuramn yantlayabilecei ya da yant lamas gerektiine
inandklar “sorularn türleri”dir. Aadaki ksm lar, bu metinde
tartlmakta olan kuramlarn
örnek olduu geçerli balca seçeneklerin bir genel özetini
vermektedir. 13 Bu terimlerin hangi özel anlamlarda kullanlm
olduklar ile ilgili görüleri için bu bölümün metodoloji ksmna
baknz. 14 Neil J. Smelser, ed., Sociology: An Introduction, 2nd ed.
(New York: John Wiley, 1973), s. 13.
Konu
Konular bakmndan kuramsal bak açlar, toplumsal yap ve rolle rin
geni ölçekli özellikleri (characteristics) ile ilgilenen bak açlar
ya da makrososyoloji ile; kiiler aras teke tek karlamalar, insan
etkileimi ve haberlemelerinin ayrntlar ile ilgilenen bak açlar ya
da mikrososyoloji olmak üzere ikiye ayrlr. Ilevselcilik ve çatma
kuram, toplumsal yapnn ve
toplumsal kurumlarn genel yapsnn kapsaml özellikleri ile ilgilenen
iki yakla mdr. Bunlar, Marx’n snflar ya da Parsons’n sanayi
toplumlarn da hâkim özellik olarak gördüü tarafsz ilikiler gibi,
toplumsal ko numun (mevki-position) genel kategorileri arasndaki
ilikiye (ve bunun anlamna) arlk verirler. Bütün sosyolojik konularn
en geni kapsamls olan toplumsal evrim tartmalar, ilevselcilik ve
çatma kuram balamnda yer almaktadr. Bu, makrososyolojik kuramlar
kiilerin kavraylarn ve kararla rn konular dnda sayar, demek
deildir. Biz de burada, Smelser gibi; “toplumsal yap içinde
mevkiler ile davran birbirine balayan varsaymlarn her zaman
en
azndan zmnî psikolojik söylemlere (assertions)”15 ve özellikle
insan tabiat ile ilgili genel düüncelere dayandn kabul etmekteyiz.
Ancak, bu kuramclar en fazla bireysel psikolojiye deil: toplum
içindeki örgütler ve kurumlar ile, bunlarn içinde bireylerin
oynadklar kendilerine biçilmi rollere dikkat eder ler. Bireysel
eylemin itici güçlerini (dynamics) çözümlemeye oldukça az zaman
ayrrlar. 15 Alveri kuram dndaki aklsal seçim kuramclar daha az
determinist bir model kullanrlar ama yine de burada bireylerin
belli deerleri ve amaçla r davrann sk habercileri olarak kabul
edilir. Simgesel etkileimcilik ve fenomenolojinin bak açlar
da,
en ince ayrntlar ile insan etkileimini inceledii için, daha farkl
olamaz. Örnein, amatac bir müteri ile karlam olup bu duruma anlam
vermee çalan bir süpermarket çalannn davrannn nasl birey sel
deneyimler ve alglamalarla beraber toplumsal tanmlara dayana can;
ya da bir öretmen ile bir örencinin birbirlerini nasl anlayacaklarn
(veya anlayamayacaklarn) tartrlar. Bu mikrososyolojik yaklamlarca
kullanlan kavramlar toplumsal yapnn çeitli yönlerini snflandrmaz
ama, onun yerine, insanlarn belirli hareketlerini tar tmaya
yarayacak söz daarc oluturur.
Bölüm 7’de tartlan aklsal seçim kuramlarnn snflandrlmas daha
zordur. Bireysel kararlar ve seçimler üzerinde younlamakla
birlikte, bu kuramlar -özellikle de Blau’nnki- onlar toplumun me
ruluu gibi yapsal niteliklere balamaa çalr. Yine de, ilevselciler
ya da çatma kuramclar ile karlatrlnca, bir aklsal seçim bak
açsn
kullanan sosyologlar, genellikle ve çounlukla mikrososyolo- jik
sorunlarla ilgilendirir.
Kabuller (Assumptions)
Toplumbilimi kuramclarnn en önemli kabulleri insan tabiat ile
ilgilidir; biz de bütün metin boyunca, onlarn insanlarla ilgili
farkl görülerinin altlarn çizerek birbirleri ile karlatrdk.
Kuramclar özellikle, insan davrannn, aslnda belirlenmi ve böylece
ilke ola rak önceden bilinebilir olduunu düünenler ile insann
yaratcln ön plana çkaranlar olarak birbirinden ayrlrlar. En
belirgin kartlk, bir yanda ilevselcilik ve aklsal seçim kuramlar;
öte yanda,
simgesel etkileimcilik ve fenomenoloji arasndadr.16
16 Bölüm 2’ye baknz. lk görüün en açklayc felsefî ifadesi George
Homans’n çal malarnda bulunmaktadr. Homans’n ileri sürdüü görüler
bireyle rin seçimlerinin ve kararlarnn oynad role arlk verir, fakat
bü tün yaklam, “insan davrannn nedenleri vardr ve dolaysyla ilke
olarak tamamyla açklanabilir” inancna dayanr. Farkl zevklerin belli
bal kaynaklarn bulmak ve belirli bir karar önceden kestirmek hemen
hemen imkânszdr ama, onlar yine de, Homans’n kantla maya çaltna
göre, daha önceki belirli artlar ve evrensel ilkeler ya da
yasalarca belirlenir. Ayn görü, ilevselcilikte bulunmaktadr.
Durkheim, Parsons ve Merton davran; baz temel güçlerin ve
ihtiyaçlarn ve toplumun belirgin deerlerinin ve
içselletirilmi
(internalized) özel normlar takmnn, önceden bilinebilir en son bir
ilevi olarak kabul ederler. Yine, burada da, ilevselcilerin
açklamalar bireysel kararlar bilmez likten gelmez; Parsons’n eylem
kuram bireysel güdüler üzerine kurulmutur. Burada önemli husus,
ilevselcilerin, davran önceden belirlenmi ve dolays ile ilke olarak
tamamen açklanabilir olarak görmekte olduklardr; bu, Merton’n
“bilimsel” tavr olarak hatrla d ve onu toplumbilimine götüren
tutumdur.17
17 Davranç psikoloji, gözlemlenemeyenlerin tartlmasn bir yana brakp
ve insan aklnn “karakutusu” içinde olup bitenleri gözard ederek,
insan davrann, önceden kestirme ve tanmlama giriimidir. Biz bunun,
farelerde bile baarl olma ans bulunmadna inanyoruz. Bu yaklam
tercih eden kuramclardan biri olan Homans’n kendi açklamalarnda
yine de anlam ve deerlere merkezde yer vermesi dikkate deer. Çatma
kuram daha az içtenlikle belirlenimci/gerekirci (deter-ministic)
kuramclar olan Dahrendorf, Coser ve Collins’de çok açk olarak
görülmektedir. Onlarn genel ve açklayc önermeler (propo-sitions)
aray, davrann genel olarak belirlenmi ve önceden bili nebilir olduu
varsaymn tamaktadr. Bununla birlikte, çounlukla daha eletirici ve
ütopyac yazarlar için de durum ayndr. Marx’n bütün evrim kuram
eninde sonunda belirlenimcidir. Çatma kuramclarnn arlk verdii görü
açs, kendi çkarla rn salamaya çalan “amaçl bireyler ve
topluluklardr. Ayn husus, aklsal seçim (rational choice) kuramclar
için de geçerlidir. Buna karlk, ilevselciler daha çok bir toplum
veya toplumsal kümenin genel deerlerini ve
normlarn tehis etme ve tanmlamaya ilgi du yarlar ve olaylarda
bunlarn oynadklar rolleri çözümlerken davran daha edilgin olarak
görürler. Ancak, insansal eyleme en çok önem veren fenomenoloji
ve
sim gesel etkileimciliin mikro-sosyolojik bak açlardr ve onlarn
insann doas ile ilgili kabulleri temelde farkldr. Bütün toplumsal
bilimler (ve bunlara biyolojik bilimleri de ekleyeceiz) amaçl davra
n ile ilgilenmekte olduklarndan, jeoloji ve fizik gibi doa
bilimlerin den ayrlrlar. nsanlarda bu, geni bir simgeler ve
anlamlar alann; gözlemlenemeyen eyleri kapsar.18
18 Kiisel davrann tahmin edilmesi ile ortalama ya da topluluk
davrannn tahmin edilmesinin ayn ey olmadna dikkat edilmesi
gereklidir: birincisi nin imkânsz oluu, ikincisinin de imkânszl
demek deildir. Topluluk davrannn önceden bilinmesi için, çou
insann, çou zaman nasl tepki vereceinin bilinmesi yeterlidir.
Simgesel etkileimciler ile fenomenologlar bireyi etkin (active) ve
yaratc (creative) olarak ele alan görüün, davran önceden bilmeyi ve
bilimsel sosyoloji yasalarn gelitirmeyi imkânsz kldna inanr lar.
Böylece simgesel etkileimciler davranta sk sk tekrar eden önemli
hususlarn varoluunu inkâr etmemekle birlikte, bir etkileim srasnda
insanlarn anlam yorumlamasnda yaratc yaklamlarna arlk verirler.
Onlar, örenilmi tavr allar ve anlamlar içeren “ben” (me) ile,
yenilikçi ve önceden kestirilemeyen (unpredictable) “ben” (I)
arasnda ayrm yaparlar.19
Fenomenoloji de, devaml olan yorumlama ile ilgilenir; ancak,
fenomenologlar bu iki beni (‘I’ ile ‘me’yi)
karlatrmaktan daha çok, anlam çkarmalarn ve kabullerin yaygnlna
iaret ederler. Onlara göre bütün toplumsal dünyamz, toplum
deneyimimiz ve toplumsal etkileimimiz nesnel olarak gerçek olmayp,
zamanla ina etmekte olduumuz eylerdir. Dolaysyla, bu sürece sabit
bir anlam ve yap karakteri verecek yanltc somut öner meler
gelitirmemek gerekir.
19 Durkheim’n görüleri için Bölüm 2’ye baknz. nsan davrannn önceden
belirlenmi olup olmad
üzerinde önemli görü ayrlna ilâve olarak, bu bak açlar insanlarn
çkar lar veya deerler tarafndan güdülendiklerini kabul edip
etmemekte ayrlrlar. Bu fark, ilevselcilik ve çatma kuram örneinde
en kes kin hâliyle görülür. levselcilik, az çok açk olarak,
insanlarn güdülerinin ve davra nlarnn, esas itibaryla,
içselletirdikleri toplumsal deerlerin bir ilevi olduunu kabul eder.
Baka bir deyile, insanlarn temel amaç lar onlarn belirli bir toplum
içerisine domu olmalaryla oluur: bamsz olarak var olmazlar.
levselcilik, yine, bütün insanlarda ortak olan ve bütün toplumlarn
karlamas gereken ve karladklar temel “ihtiyaçlar” veya ‘ilevsel
zorunluluklar” da kabul eder; an cak, bunlara fazla yer vermez.
Toplumsal olarak alanm deerler öne çkarlr. Buna karlk, çatma
kuramclar, çou zaman apaçk-m gibi ele aldklar, ancak, aslnda
baskdan uzak olmay, iktidarda bulunmay, azla yetinmeyip daha çok
servet ve mevki sahibi olmay içeren çkarlara önem verirler. Bu
kuramclar, çkarlar, bütün top lumlarda ortak ve her durumda insan
davrannn gerisindeki balca güç olarak görürler. Çatma kuramclarnn
belli bir topluma özgü deerleri tartrken genellikle yaptklar ey, bu
deerlerin,
gerçek çkarlar konusunda insanlar yanltmaktaki rolünü tasvir
etmektir.
Dier görüler de, ya deerlerin ya da çkarlarn önemli olduunu kabul
ederler. Simgesel etkileimcilik deerleri “birinci ben” (me) içine
sinmi olarak görür; bu bak açsna göre çkarlar dikkate aln maz.
Fenomenoloji de insanlarn bakalarnn belirli durumda belirli
ekillerde davranacaklarna inandklarn ileri sürerken, çkarlardan çok
deerlere arlk verir ve davrann gerisindeki bu güveni insan davrannn
temeli olarak kabul eder. Aklsal seçim (tercih) kuram clar ise,
insanlarn tercihlerini belirleyen toplumsal deer ve zevk lerden söz
ederler; ama uygulamada iddialarn, evrensel olduuna inanlan -ve
dolaysyla kolaylkla kabul edilen- toplumsal kabul ya da statü gibi
amaçlara dayandrrlar. Bu bakmdan çatma kuram nn evrensel çkarlar
düüncesine daha yakn gelirler.
Yöntembilimi (Methodology)
Modern kuram bak açlarn (perspectives) birbirinden ayran üçün cü
önemli husus, aratrma ve kantlama yöntemlerinde, özellikle
tümdengelimli (deductive) ya da tümevarml (inductive) düünüü
kullanmalar arasndaki tercihleridir. Tümdengelimli (ya da tabiî
bilim) yaklamnda bir aratrma problemini açklayc önermeler ile
balanr ve mantksal muhakeme yolu ile bunun deneysel (empirical)
sonuçlarna varlr. Bu yaklamda kuram kurmann yolu, temel kav
ramlarn, varsaymlar formüle etmede kullanlmadan önce açklan masn
gerektirir. Örnein,
Durkheim’n temel kavramlar (bencillik, özgecilik, kuralszlk ve
kadercilik) intihar oranlar ile ilgili çözümle
mesinde anahtar bamsz deikenler olarak kullanlmtr.20
Bun dan sonra, varsaymlar (hypotheses) gerçek dünyadaki
veriler (data) ile snanmtr.21
20 Buradaki sav, bir varsaymn doru olduunu ispat edemeyeceiniz,
çünkü elinizdeki veriler için aklnza gelmemi olan baka açklamalar
olabileceidir. Ancak, varsaymnz ile badamayan veriler onun yanl
olduunu gösterebilir. Bkz. Karl Popper, The Logic of Scientific
Discovery, (London: Hutchinson, 1959). 21 Goffman’n görüleri için
Bölüm 5’e baknz.
Tümevarm yaklamn kullanan bilim insanlar gözlem yaparak, veriler
toplayarak balarlar. Çözümlemee açkça tanmlanm bir varsaymla
balamann çok kat bir yaklam olduunu ve çözümle-mecilerin, konularnn
önemli yönlerini göz ard etmelerine neden olacan düünürler. Onlara
göre, bir konuyu ve durumu doru bil mee çalmak ve gerçekte olmakta
olan eyin anlatmn ve açklan masn yava yava ina etmek çok daha
iyidir. Tümevarm yakla mnda anahtar kavramlar aratrma sürecinin son
çözümlemesinde ortaya çkar. Örnein, Goffman’n bir akl
hastahânesinde geni öl çüde yapm olduu gözlemleri, onu, “tüm kurum”
(total institution) kavramn yaratma sonucuna götürmütür.22
Tümevarm (induction) özelden genele bir sonuç çkarmay içerir.
Bununla birlikte, hem tümdengelimde hem de tümevarmda kuramc, ne
olmakta olduunu anlamaya yardm
etmek için kullanlabilen açkça tanmlanm kav ramlarla ilgilenir. 22
Bölüm 2’ye baknz. Ilevselcilik, çatma kuram (Frankfurt okulu
istisnas ile)
ve aklsal seçim kuram esas olarak tümdengelimlidir. Bunlar, önceki
ve daha genel önermelerden mantk yolu ile kantlar (arguments) ve
varsaymlar (hypotheses) çkarrlar. Örnein, ilevselci Robert Mer-ton
aykrln (sapma-deviance) deerler ile frsatlar arasndaki
uyumsuzluktan kaynaklandn ileri sürer23 çatma kuramcs Ralf
Dahrendorf sanayi çatmasn, örgüt çatmasnn daha genel ilkele rine
bal olarak açkla24 ve Randall Collins tümdengelimli bilimsel
toplumsal çözümlemeyi savunmaya, onun avukatln yapmaya ol dukça
fazla çaba göstermitir. Marxç kuram da çok kolaylkla bu bölünmenin
tümdengelimli tarafna yerletirilebilir. O, toplumsal evrimi maddî
deiikliklere, siyaset ve fikirler üstyapsn ekonomik hayatn alt
yapsna balar. Ancak, tartma ekli, diyalektik akl yü rütmeye arlk
vermesi ve toplumsal olaylarn, mevcut düzenin tu tarszlklarndan
(adm adm ilerlemeyi izleme yerine) çkmakta ol duunu kabul etmesi
ile, bilinçli olarak farkldr.25 Son olarak, aklsal seçim ve
özellikle Homans tarafndan temsil edilen alveri kuram (exchange
theory),
açkça ve bilinçli olarak tümdengelimlidir.23 Ho-mans temel
önermelerini belirledikten sonra, örnein, bireylerin top lumsal
onaylama ile ilgili deerlendirmesi sonucu, topluluk normla rna
uyumunun nasl gelitiini göstererek, onlardan baka önerme ler
çkarr.26
23 Bölüm 3’e baknz. 24 Peter M. Blau, Inequality and Heterogeneity:
A Primitive Theory of Social Structure (New York: The Free Press,
1977): Her ne kadar alveri kuramnn bir parças deilse de, ekil
bakmndan tamamyla tümdengelimlidir. 25 Bölüm 7’ye baknz. 26 Martin
Jay, The Dialectical Imagination (Boston: Brown, 1973), s. 82.
Simgesel etkileimcilik (symbolic interactionism) ve
fenomenoloji ise, çok açk farkllklar gösterir; çünkü bu görülerde
olanlar ilk önce bir durumu gözlemleyip deneyimledikten sonra neler
olup bitti ini tümevarm yolu ile çkarrlar. Simgesel etkileimcilere
göre, tümdengelimli akl yürütme, yanl olarak, eylem ve yorumlamann
daha önceki olaylar tarafndan belirlendii basite indirgemeci
yoldur. Toplumbilimciler, bunun yerine, -her eyden önce katlml
gözlem (participant observation) ile- insanlarn belirli durumlarda
olup bi tenleri nasl gördüklerini ve buradan nasl sonuca vardklarn
anla ma üzerinde younlamaldrlar. Fenomenologlar, tümdengelimli
toplumsal bilime daha da kardrlar. Bu tutum, bak açsnn genel
kabulleri ile bantldr. Fenomenologlar tümdengelimli kuramlarn,
genel olgucu (positivist) yasay ileri sürerek, snanabilir
genellemeler çkarlabilecek tek bir nesnel gerçekliin var olduu
yanlgsn içer diine inanrlar. Bunun yerine, fenomenoloji, herhangi
bir insann kendi gerçeklik görüü olarak anlatmakta olduklarnn, zmnî
kabul lere dayandn ileri sürer. Özellikle etnometodologlar,
insanlarn deneyimlerini nasl düzenlediklerini anlatma konusunda
kendi
kabili yetlerine güvenirler. Bununla birlikte, onlarn görüü,
kendilerini, sosyolojinin iinin genel yasalar elde etmek olmadn
görmeye; fakat dorudan doruya deneyimin salamln gözlemlemek ve doru
anlam kalplarn (regular patterns of meaning) saptamak için
yorumlamann belgesel yöntemini (documentary method) kullanma ya
götürür. 23Tümdengelimli model, yine, üçüncü bir küme olan eletirel
ku ramclar tarafndan farkl nedenlerle reddedilir. Bunlar
‘’geleneksel” ya da “pozitivist” dedikleri kurama, tümdengelimli
kantlarnn taraf sz olarak deerlendirilebileceini ileri sürdüü ve
saf bilgiyi amaçla d için, hücum ederler. Ancak, çalmalar, simgesel
etkileim veya fenomenoloji gibi tümevarml deildir. Bu görüte
olanlar katlml gözleme inanmazlar ve
fenomenolojiye, sezgiye dayand için sald-rrlar.27 Onlarn
“’eletirel” kuram, gerçek (fact) ile deer (value)in birbirlerinden
ayrlmaz olduunu kabul eder; onlar da kendi “positi-vist kart”
yaklamlarn önerirler. Özellikle, toplumsal olaylar, kendilerinin,
günlük gerçeklikten farkl ve ondan üstün olan tarihsel imkânlar
görüüne balarlar ve seçenekleri ölçmede belirleyici bir ölçü olarak
akln imkânna inanrlar.26
27 Max Horkheimer, Critical Theory (New York: Herder and Herder,
1972). Toplumbilimi kuramclar, niceliksel verilere
(quantitative
data) arlk verme bakmndan da farkldrlar. Metodolojilerinin bu yönü,
varsaym snama (testing) bilimsel düüncesi niceliksel veriler kul
lanmay gerektirdii
için tümdengelimli modeli kabul edip etmedikle ri ile ilgili olma
eilimindedir. Ancak, bu balant kesinlikle evrensel deildir. Homans
gibi bir alveri kuramcs, yaklamnda çok nice likseldir; Collins gibi
çatma kuramclarnn çou, tarihsel bilginin koyduu snrlar içinde daha
lmldrlar. Bununla birlikte, Parsons gibi bir ilevselci niceliksel
verilerden oldukça az yararlanr. lke olarak, toplumbiliminde
tümevarmsal kuramclar niceliksel teknikleri genellikle sevmezler.
Simgesel etkileimciler niceliksel tek niklerin, gözlemci ile
aratrlmakta olan hayat alan arasna mesafe koyduuna ve ölçüm
âletleri içinde olmayan önemli anlam yönlerini gözden kaçrdna
inanrlar. Fenomenologlar, toplumsal olgularn tarafsz olarak
ölçülebileceini ifade eden bu tekniklere güvenmezler ama Cicourel
gibi bazlar, çözümlemeciler onlarn snrlarnn far knda olurlarsa,
faydal olabileceklerine inanrlar. Ancak, tümevarm ile niceliksel
yöntemlere güvensizlik arasnda zorunlu bir balant yoktur.
Deneyimden önermeler çkarlabileceine inanan bir çözüm-lemeci, ayn
zamanda, dorulama için niceliksel yöntemleri kullanabi lir. Tablo
1-1’de, bu bölümde tartm olduumuz kuramlarn baz yönlerden
karlatrlmas özet olarak verilmektedir. Bu tabloda ya plan
karlatrmalarn basitletirilmi olduunu aklda tutmak gereklidir; bu
yüzden, sözü geçen bak açlar ile kuramclar arasnda ki farkllklar
karmaasn yeterince belirtmemektedir:
Amaçlar
Sosyolojik kuramn balca bak açlarnn birbirlerinden ayrld son husus
nihai amaçlardr; özellikle daha çok olgular tanmlamay m
(describing), ya da açklamay m (explaining), yoksa hattâ önce den
bilmeyi mi (predicting) amaçlamakta olduklardr. Sonunda, bütün
bilimler ve toplumsal bilimler, olup bitmekte olanlar evvelden
olduundan daha büyük ölçüde anladmz (understand) hisset memize
neden olacak anlatmlar salayarak, anlaymz artrmakla ilgilidir.
Ancak bu anlatmlar, olaylarla ilgili az veya çok ayrntl ta
nmlamalardan (çou zaman, nedensellik balantlarna fazla önem
vermeksizin allmadk terimler ve bak açlar ile), olgular farkl ve
daha genel kavramlarla yeniden yorumlayan (reinterpret) açklama
lara kadar uzanan bir yelpaze içinde yer alr. Çok dakik ve iyice ge
litirilmi olduklar takdirde, bu açklamalar
insann anlayn artr makla kalmayp, belirli tahminler yapmasn salar.
Bilimsel tümden-gelimli açklamay güçlü bir ilevsel araç yapan
budur. Ne var ki, açklama (explanation) ve önceden kestirme
(prediction) ayn ey deildir. Genel ilkelere gönderme yapan önemli
açklamalar, önce den kestirme bakmndan fazla bir ey söylemezler;
evrim kuram buna bir örnektir. Bunun gibi, önceden kestirme
kabiliyeti pek fazla anlamaya deil de, sk istatistiksel deiken
balantlarna dayanm olabilir. Bu farkn ne demek olduu konusunda en
sevdiimiz
örnekler den biri, Dr. John Snow’un hikâyesidir. Bir ondokuzuncu
yüzyl kolera salgnnda, ilgili makamlara, bütün su tulumbalarnn tuta
maklarn söküp kaldrrlarsa, hastaln yaylmasn durdurabilecek lerini
söylemitir. Snow bir deli deildi. Bir yerde kendi kuyularn
kullananlarn, ana su tulumbalarndan su içenlerden farkl olarak,
hastala yakalanmadklarn görmütü. Ancak, Snow, koleraya yaka
lanmakla, onu tayan su arasndaki balant hakknda yanlmam olmakla
birlikte; kolerann yaylmas konusunda bilgi sahibi deildi. Önceden
haber verme ile açklama arasndaki bu fark, birçok bilim
felsefecisinin önceden haber vermeyi deil de, açklamay
tümdenge-limli bilimin esas
olarak görmelerine neden olmutur.228
28 Toulmin, “From Form to Function,” s. 152-53. Toplumbilimsel
kuramn balca bak açlar arasnda, amaçlar yöntembilimi ile, ve bak
açsnn toplumsal bilim için bilimsel bir modeli kabul edip etmemesi
ile yakndan ilgilidir. Böylece, simgesel etkileimcilik ve
fenomenoloji, göreli olarak en fazla tanmlayc çö zümlemeye arlk
vermitir. Fenomenolojinin olaylar tanmlama endiesi,
gerçeklikle ilgili genel ve nesnel (objective) yasalar olabile cei
fikrini reddetmesinden kaynaklanr. Simgesel etkileimci bak açsn
kullananlar ve savunanlar, genel tanmlayc savlarn, insanla rn
deneyimlerinin çounu dikkate almayp gözden kaçrd için, çok ciddi
olarak kusurlu ve yetersiz olduunu düünme eiliminde dirler. Ancak,
bu tanmlamalar, günlük gözlemlerde gözden kaçabi len birçok
etkenleri ve olaylar dikkate almak suretiyle, anlaymz çok
derinletirebilir. levselcilik, çatma kuram ve aklsal seçim
kuramlar
olaylar daha genel ilkelerle açklamay amaçlarlar. Bu üçünden,
yelpazenin tanmlayc ucuna en yakn geleni ilevselciliktir. Örnein
Talcott Parsons’n çalmalar toplumu bir sistem olarak yeniden
tanmlar ve yeni snflandrmalar yapar; ancak, toplumu oluturan
parçalarn na sl gelimi olduunu açklamaz; buna karlk ilevselci
kuramn di er ksmlar daha etrafl açklamalar salar. Çatma kuramclar
ilevselcilere nazaran açklama ile daha fazla ilgilidirler.
Genellikle önceden tahmin saylabilecek önermeler çkar makla
beraber, bu tahminleri belirli tarihsel olaylara kadar uzatmaz lar.
Çalmalar, -”ideoloji” ya da “yabanclama” dan söz ederken-bir ölçüde
yeniden tanmlamay gerektirir; ama esas ilgi alanlar, olaylarn ve
kurumlarn, farkl kaynaklara sahip farkl topluluklarn eylemleri ve
çkarlar tarafndan, teknolojideki deiimler, ekonomik örgütleme,
merasimler ve fikirler tarafndan nasl yaratlm olduu ile ilgili
ayrntl açklamalardr. Bu açklayc önermeleri tahmin et mekte
(prediction) temel olarak kullanan Marx daha iddialdr; an cak,
Habermas gibi kuramclar da mevcut toplumun gelecekte nasl
gelieceini tahmin etmeye çalmlardr.
Son olarak, bu metinde tartlm olan bütün bak açlar arasn da,
tanmlama (betimleme-description) ile en az, açklama ve önce den
kestirme ile en fazla ilgileneni alveri kuramdr. Bu, savunucu larnn
yalnzca tulumba sap tipinde balantlarla ilgilenmekte olduk lar
demek deildir; çünkü davran ve eylemlerin kökenini anlamak için
insanlarn aklnda neler olup bittiini de anlamaya çalrlar. An cak,
bu amaç alveri kuramclar ile dier aklsal seçim kuramclar nn birey
ve ufak grup davrann kapsayan snrl konular üzerinde younlama
eilimini güçlendirmitir. Daha geni bir ölçekte, onlar, toplumsal
ilerin karmaklnn, dakik tahminler yaplmasn im kânsz kldn29 ve
toplumbiliminin, konu olarak tüm karmak in san toplumunu alm
olmasyla; tahmin etme öyle dursun, tam ola rak açklayamayaca bir
alan seçmi olduunu kabul edeceklerdir. 29 Popper, “The Logic of
Scientific Discovery, s. 59. Toplumbilimi kuramnn fizikle ya da
hattâ neoklasik
ekonomi ile karlatrlabilir birikimli bir çalmalar topluluu
oluturmad ger çei, yalnzca birbiri ile çelien yaklamlarla içinden
çklmaz bir du rumda bulunduumuz anlamna gelmez. Bir kuram, sonunda
bizim anlamamza yardm edip etmeyecei ile denenir ve burada tartlan
her bir kuram, insan toplumunun farkl bir yönünü aydnlatr.
Pop-per’n sözleri ile bütün bunlar, “dünya dediimiz eyi yakalamak
-mantkl klmak, açklamak ve ona hâkim olmak- için atlan alar-dr.29
Her birinin çada toplumbilimi kuramnn bir parças olarak
deerlendirilmesi bundan ötürüdür.
Kuram ve Anlama: Okul çi Eitim Örnekleri ve Kadnn Çada Toplumdaki
Yeri
Okul içi eitim ve cinsiyet modern sanayi toplumundaki hayatn,
hepimizin tecrübe sahibi olduumuz ve yaaymz saysz ekillerde
etkilemekte olan iki görünüüdür. Bu durum her ikisini de toplumbi
limsel kuramn her günkü dünyamz nasl aydnlatmakta olduunu
görebileceimiz mükemmel alanlar hâline getirmektedir. Sonraki
bölümlerde eitim ve cinsiyet ile ilgili sosyolojik aratrma ve sosyo
lojik olmayan görülerden örnekler seçtik. Her kuramsal bak açs,
toplumsal olayn bütün yönlerine deilse bile, baz yönlerine k
tutabilmektedir: ve ayn konulara sklkla dönerek, okuyucunun her bir
bak açsnn güçlü ve zayf yönlerini daha kolaylkla anlayabile ceini
ümit ediyoruz. Modern toplumlarda insan hayatnn gitgide
genilemekte
olan bir ksm ve milli gelirin büyük bir pay okul içi eitime
ayrlmakta dr. Örnein, 1994’te ortaöretimi tamamlam olan nüfus oran
ABD’de %85, Almanya’da %84, Kanada’da %74, Japonya’da %70 (1989
verileri) ve ngiltere’de %75’tir. Kadn ve erkek oranlar ABD, Kanada
ve Japonya’da ayndr, ama erkeklerin oran kadnlardan Almanya’da %12
daha yüksek, ve ngiltere’de %11 daha yüksektir. Ayn ülkelerde
yükseköretime bakacak olursak, bu oranlar öyledir. ABD’de %24;
Kanada’da %17; Japonya’da (1989’da) %13; Alman ya’da %13; ve
ngiltere’de %12’dir. Bütün ülkelerde erkek oranlar %3-%6 arasnda
deimekle beraber, kadn oranlarndan daha yük sektir; bunun bir
istisnas, bu oran farknn %17 olduu Japonya’ dr.30 Bundan baka,
eitim süresinin uzunluunun, ders geçmede baarlarnn, yüksek
notlar almann ve itibarl kolejlere girme imkân larnn kadn ve
erkeklerin daha sonralar karlaacaklar frsatlar ve meslek hayatlar
üzerinde önemli etkileri vardr.
30 ABD Eitim statistikleri Milli Merkezi, The Condition of
Education (Washington, D.C.: U.S. Government Printing Office,
1997), Tablo 23-1, s. 265. Eitim ve cinsiyet konularnda, özellikle
iki soru bizim
deneyimle rimizle (experience) ilgilidir. Eitim ile ilgili
sorularmz unlardr: Okul içi eitime ayrdmz zaman niçin bu kadar uzun
ve sanayile mi ülkelerin eitim sistemi geçmie oranla niye bu kadar
büyüktür? Ve ikinci olarak, kendi okul ve snflarmzda niçin baz
örenciler ortaöretim, kolej ve daha yüksek düzeylerde baarl olup
devam ederken; baz örenciler de yetkililerle çatarak en ksa zamanda
eitim sisteminden ayrlmaktadrlar? Cinsiyet konusundaki sorularmz
çada toplumda kadnlarn rolleri ile ilgilidir. Birincisi, tam zamanl
olarak çalanlar arasnda ABD’de bir ile üç yl aras yüksekokul
(college) eitimi alm kadn larn yllk ortalama maa tutarlar niçin
“ortaöretim (high school) mezunu olan erkeklerin
maalarndan daha azdr?31 kincisi, evde, okulda ve ite olan çocuklar
ve erkekler niçin saldrgan ve duruma hâkim olma eilimi gösterirken;
kzlar ve kadnlar niçin daha yüküm lü ve daha destekleyici olma
davranlar sergilemee eilimlidirler?
31 1995’te ABD’de tam zamanl olarak çalan bir ilâ iki yllk
yüksekokul örenimi görmü kadnlarn yllk kazanç ortalamas $23,997
idi: buna karn tam zamanl çalan
ortaöretim (high school) mezunu erkeklerin kazanç ortalamas $29,510
idi. Yüksekokul mezunlar arasnda bu ortalama, kadnlarda $32,051’e
karlk erkeklerde $45.266 idi. ABD Eitim statikleri Milli Merkezi,
Digest of Educational Statistics (Washington, D.C.: U.S. Government
Printing Office, 1997), Tablo 378, s. 422. Okuyucularmzn, metinde
ilerlerken bu genel temalar ve ara trma sorularn akllarnda
tutmalarn tavsiye ederiz. Her kuramsal görü tarz bilmece/bulmacann
bir parçasna cevap vermektedir. Bölüm 9’da her birinin salad çözüm
toplanarak birletirilmitir. Bu katklar bir araya getirmekle, bu,
birbirinden çok farkl yaklam larn, bu artc toplumsal olaylara nasl
tutarl açklamalar getirebi leceinin görüleceini ümit ederiz.
BÖLÜM 2 - LEVSELCLK
Yllarca, günümüz sosyoloji kuramlar arasnda üstün bir yer tutmu
olduundan ve karsna meydan okumak üzere çkan baka bak açlar
bulunduundan, tartmamza ilevselcilik ile balayacaz. Genel olarak,
Birleik Devletler’de sosyoloji örencilerinin modern kuram konusunda
okumalar gerekenlerin büyük bir ksmn, Talcott Parsons ile Robert
Merton’n eserleri tekil etmektedir. Hattâ, baz sosyologlar,
sosyolojik çözümleme ile, ilevsel çözümlemeyi bir tut ma noktasna
gelmilerdir. Kingsley Davis’in Amerikan Sosyoloji Dernei’nde 1959
ylnda, “Sosyoloji ve Antropolojide Özel Bir Yön tem Olarak levselci
Çözümleme Efsanesi” bal altnda yapm olduu bakanlk konumasnda öne
sürülen husus da bu idi.32
32 Kingsley Davis, “Sosyoloji ve Antropoloji’de Özel Bir Yöntem
Olarak levselci Çözümleme Efsanesi” American Sociological Review 24
(1959): 757-72. Davis’e göre, sosyoloji, 1) Bir kurumun veya davran
eklinin, toplumda oynad rolü veya ilevini ve dier toplumsal
özelliklerle olan ilikisini incelemek ve 2) bunu, esas olarak
“toplumsal” açdan açklamak demektir.33
Davis’e göre, bu da ilevselci çözümlemenin esasdr. Ancak, tartma
devam etmektedir, çünkü ilevselcilik em siyesi altnda durmak
istemeyen ve sosyolojinin yaps veya ilevselci-liin tanm üzerinde
Davis’in görülerine katlmayan birçok sosyo log vardr: bu bilime
(discipline), ilevselci yaftasn yaptrma çaba sna kar çkmaktadrlar.
Zaten ilerideki bölümlerde, kendilerini ilevselci yaklamlar olarak
tanmlayan veya buna kar olan farkl yaklamlar göreceiz.
33 Davis’in bu iddialarn, yeterli bir sosyolojik açklamann, nihai
olarak psikolojik açklama olmas gerektiini ileri süren George
Homans’n alve ri kuram ile karlatrmak ilginç olmaktadr. Bölüm 4’de
George Ho-mans’n “psikolojik indirgeyicilik” ile ilgili görülerine
baknz. 2Bu bak açsna çok zaman “yapsal ilevselcilik” adnn verilme
sine sebep, bir toplumsal sistemin ayakta kalabilmesi için, karlan
mas gereken ilevsel zorunluluklar veya “gereksinmeler” (needs) ile,
bu gereksinmeleri karlama durumunda olan yaplar üzerinde odak lanm
olmasdr. Bu görüe göre, toplumsal sistemler, varlklarn
sürdürebilmek için, baz ileri yapmak eilimindedirler ve dolaysyla
sosyolojik çözümleme, bu ileri yapacak veya bu “gereksinmelere”
cevap verecek toplumsal yaplar aramak durumundadr. Yllar geç tikçe,
Talcott Parsons ve Robert K. Merton’dan, bu yaklamn iki
kuramcsndan, yapsal ilevselciler olarak bahsedilmeye devam edil
mitir. Biz, bu bak açsna ilevselcilik adn, u iki sebeple veriyo
ruz: Birincisi, kendilerinden önce gelen özellikle Durkheim gibi
kii lerin ilevselcilii ile balantya açklk getirmektedir.
kincisi, her iki büyük kuramcmzn da ilevselcilik terimini tercih
etmeleridir. Mer-ton, ilevselci çözümleme terimini yllar boyunca
ayn anlamda kul lanmtr. Parsons ilev, yap ve süreç kavramlarn
yeniden gözden geçirdikten sonra
yapsal ilevselcilik terimini terk etmitir.34 34 Talcott Parsons,
“The Present Status of Structural - Functional Theory in
Sociology”, Lewis A. Coser, The Idea of Social Structure Papers in
Honor of Robert K. Merton (NewYork: Harcourt Brace Javanovich,
1975) s. 67, Par sons burada, “trnak içine alnm olan ‘yapsal
ilevselcilik’ bal bana gittikçe daha uygun gelmitir”
demektedir.
levselciliin Tanm
levselcilik nedir, sorusuna cevap olarak, ilevselcilii öyle tanmla
yan Bir Modern Sosyoloji Sözlüüne bakyoruz: Toplumsal ve kültürel
olgularn toplumsal-kültürel sistem içeri sinde yerine getirdii
ilevlerin çözümlenmesi. levselcilikte top lum, hiçbir ksmnn
bütünden ayr olarak anlalamayaca ve birbirleri ile ilikili
ksmlardan oluan bir sistemdir. Bu görüe göre: Herhangi bir ksmdaki
deiim, sistemin dier ksmlarnda bir miktar dengesizlie ve bir ölçüde
de bir bütün olarak sistemin yeniden düzenlenmesine yol açar.
levselcilik, biyoloji bilimlerin deki organik sistem modeline dayal
olarak gelitirilmitir.35
35 George A. Theodorson and Achilles S. Theodorson, A Modern
Dictionary of Sociology (New York: Thomas Y.
Crowell Co., 1969) s. 167. Toplumsal yapnn bütün özellikleri ve
toplumsal kurumlarn genel doas ile ilgilendii için, ilevselcilik
makrososyolojide odaklanm tr. levselcilerin, “bir toplumsal
sistemin birbirleri ile ilikili ksmla r” ifadesi, bir havaalanna
baklarak anlalabilir. Burada ksmlar, uçak biletleri ve rezervasyon
personeli, bakm grubu, pilotlar, hostes ler, yolcular, denetim
kulesi personeli, restoran içileri, yük tayc lar ve benzerleridir.
Bütün bu ksmlar birbirleri ile ilikilidir ve bun larn birbirlerine
karlkl olarak dayal olduunu anlamak için, bi rinde bir tedirginliin
olduunu düünmek yeterlidir. Hava alannn bir sistem olarak
dengesizliine yol açacak -kötü hava artlar dola ysyla pistlerin
kapanmas, radar denetim sisteminin kötü çalmas, bayram ve tatil
günlerinde (Noel veya ükran günü) yolcu skkl gibi- birçok
deiiklikler olabilir. Bu tedirginliklerden herhangi biri, çok
zaman, sistemin geçici olarak ilemez hâle gelmesi noktasna kadar
“bir ölçüde dengesizlik” sonucunu dourabilir.
Toplumsal sistemlerin bu yol ile çözümlenmesinde, ilevselciler üç
öge üzerinde durmaktadrlar: 1- Sistemin ksmlarnn birbirleri ile
ilikili ve birbirlerine bal olmas;
2- Toplamsal sistemde bir organizmann normal veya salkl du rumuna
benzer, “normal” veya denge hâlinde bir durumun mev cut olmas; 3-
Sistemin bütün ksmlarnn, normal hâle dönmek için yeniden
düzenlenmesi.
levselcilerin en önemli önermelerinden biri, daima böyle bir yeni
den düzenleme ve dengeyi yeniden salama eiliminin olacadr. Havaalan
örneinde, “normal” artlar tanmlamak ve bu artlar salamak için
sistemin nasl organize olduunu görmek kolaydr; personel daha çok
çalacak, fazla mesai düzenlenecek, ek görevli alnacaktr. Ancak,
baka durumlarda göreceimiz gibi bu daha zor olabilir. Toplumsal
sistemlerin dengeyi nasl koruduunu ve nasl
yeniden denge kurduunu çözümlerken, ilevselciler ana kavram olarak
pay lalmakta olan deerleri veya arzu edilenler ile ilgili, genel
olarak kabul edilen standartlar
kullanma eilimindedirler.36 Deerler ile ilgili görü birlii
(consensus), bireylerin bulunduklar topluma ah-lâksal olarak bal
olmalar anlamndadr. Deerlere önem verme, ilevselciliin en belirgin
ikinci özelliidir. Bu bakmdan, dier bal ca makro-sosyolojik bak açs
olan çatma kuram ile dorudan ters dümektedir. levselcilik, toplumun
birliine ve üyelerinin pay lamakta olduklar hususlara arlk
verirken, çatma kuramclar toplum içindeki bölünme ve insanlarn
farkl maddî çkarlar ardnca komaktan ileri gelen mücadeleleri
üzerinde durur.37
36 levselcilerin deerler ile ilgili tanmlar için, bu kitap,
s.52-53’e baknz. 37 Bölüm 3’e baknz.
Entelektüel Kökler: Emile Durkheim ve Selefleri
Modern ilevselcilerin en önemli entelektüel atalar Auguste Comte,
Herbert Spencer, Vilfredo Pareto ve Emile Durkheim gibi sosyolog
lardr. Comte, Spencer ve Pareto toplumsal sistemin ksmlarnn karlkl
bamll (interdependence) üzerinde; Durkheim, bütün leme
(integration) veya dayanma (solidarity) üzerinde durmular dr.
5Herkes tarafndan sosyolojinin kurucusu olarak kabul edilen
Au-guste Comte (1798-1857), toplumsal dengenin temelleri ile ilgili
genel aratrmalarnn sonucu, bir toplumdaki “statikler” (düzen) ve
“dinamikler” (ilerleme) ile ilgilenmitir. Comte, “statik sosyoloji
in celemesi, toplumsal sistemin farkl ksmlarnn eylem ve tepki yasa
larnn aratrlmasndan ibarettir” derken; ilevselciliin, toplumsal
sistemin parçalar arasnda karlkl bamllk bulunduu temel kabulünü
ifade
etmitir.38 Comte, toplumsal sistemin bütünü ile par çalar arasnda
uyumsuzluun “patolojik” olduunu belirtirken de, ilevsel denge
kavram ortaya çkmaktadr. Denge kavram, biyoloji nin homeostasis
yaklamndan alnmtr; örnein, düüp dizinizi yaraladnzda vücudunuzun
dier ksmlarnn yardma gelmesi ile bir kabuk balanacan; ve ksa
zamanda yarann iyileerek vücut sisteminizin yeniden dengeye
kavuacan bilirsiniz. Comte’un ça lmalar, toplumsal ve biyolojik
organizmalar arasnda buna benzer karlatrmalarla doludur.
38 Auguste Comte, “The Positive Philosophy, trans. Harriet
Martineau (Lon-don: Bell, 1896), vol. II. Herbert Spencer’n
(1820-1903) ad da, farkllama kavram do laysyla, ilevselciliin bir
önderi olarak belirtilmelidir. Spencer fark llamadan, sistemin
farkl ksmlar arasnda,
toplumlarn büyümesi dolaysyla kaçnlmaz olarak ortaya çkan karlkl
bamllk (ba-nlama) hâlini kastetmitir.39
Modern ilevselciler bunun gibi, fark llamay, toplumsal sistemin
parçalarnn birbirleri ile ilikili olmas nn ve bütünlemenin önemli
bir yönü olarak kabul etmektedirler. Spencer’n evrimci kuram,
Durkheim’n daha sonralar Toplumda I Bölümü’nde ifade edilmi olan
kuramna (modern ilevselcileri bü yük ölçüde etkilemi olan bir
kuram) genel olarak benzemektedir. Ancak, aralarnda iki önemli fark
vardr. Birincisi, Durkheim, Spen-cer gibi, toplumsal farkllamann
gerekli olduu üzerinde srar et memitir. kincisi, Durkheim’n,
sosyolojinin esas konusunun top lumsal gerçekler (social facts)
olduu üzerindeki srar, Spencer’n toplumsal ilerlemenin sebebinin
psikolojik olduu, yani, tayin edici etkenin, bireyin daha çok
mutlulua gereksinmesi olduu indirgeyici tutumuna dorudan doruya
ters dümektedir. Bu bakmlardan i-levselcilik, Durkheim’ takip
etmektedir. Buna ramen, Parsons ken disinin toplumsal deime
kuramnda Spencer’n toplumsal farkl lama kavramn kullanmtr.
39 Herbert Spencer, The Principles of Sociology (New York:
Appleton, 1896). Vilfredo Pareto (1848-1923) kendi sosyoloji
sistemini,
biyolojik bir organizmaya benzetme yerine, ksmlar arasnda karlkl
bam llk ve düzeltici deiiklikler gibi özelliklere sahip bir
psiko-kimyasal sisteme dayandrmtr. Pareto’ya göre, toplumsal
sistemin “molekül leri”, çkarlar, dürtüleri ve duygular olan
bireylerdir. Pareto, ksm lar arasnda karlkl ilikiler ve bamllklar
olan bir toplumsal sis temin açk ve
belirgin bir tanmn yapan ilk sosyologdur. Parsons daha sonralar,
sistemlerin bir yandan dengelerini korurken, öte yan dan nasl uyum
saladklarn ve deitiklerini açklarken, Pareto’nun sistemde uyum
salayan dinamik veya “hareket hâlinde olan” denge fikrini
kullanmtr.
Emile Durkheim
Emile Durkheim (1858-1917), hiç üphesiz, çada ilevselciliin en
önemli önderidir. Talcott Parsons, kendisinin en önemli entelektüel
rol modellerinden birinin Durkheim olduunu söylemitir.40 Bunun
gibi, Robert Merton, örencisi olduu kiilerin yan sra, en fazla ey
örenmi olduu iki kiiden birinin Durkheim olduunu ifade
eder.41
40 Talcott Persons, “On Building Social Sytem Theory: A Personal
History”, Daedalus (Fail 1970): 873. 41 Coser, The Idea of Social
Structure’a baknz. (s. 96). Ancak, Durkheim’n kuramsal etkileri
ilevselciliin ötesine
geç mektedir. Erving Goffman ile Peter Berger da kendi simgesel
etkile-imci ve fenomenolojist görülerine Durkheim’n baz fikirlerini
kat mlardr. Bir çatma kuramcs olan Randall Collins çalmalarnda âyin
(dinsel tören) konusunda Durkheim’n fikirlerini kullanmtr.42
42 Bölüm 3, 5 ve 6’ya baknz. Emile Durkheim Fransa’da Epinal,
Lorraine’de domutur.
Ba bas, büyük babas ve büyük büyük babas hahamd; o da, bir süre bir
haham okulunda okumu olmakla beraber onlarn
admlarn takip etmemeye karar vermitir.43 Ailenin içinde bulunduu
mali güçlükler ve babasnn hastal, Durkheim’n kolej örencisi olarak
ilk zaman larn güçletirmitir, ama Ecole Normale Superieure’den
mezun olmu, felsefe ve toplumsal bilim konularnda birçok
yaymlarndan dolay, 1887’de Bordeaux Üniversitesi’nde ders vermek
üzere davet edilmitir. 1902’de Paris Üniversitesi’ne geçerek,
ölümüne kadar orada kalmtr.
43 Steven Lukes, Emile Durkheim: His Life and Work (New York:
Harper and Row, 1972)’a baknz. Durkheim öretimi kutsal bir görev
olarak görmütür;
derslerine devam eden örencilerinden birçou Fransa’nn müstakbel
öret menleri olacaklardr. Öretim ve aratrmalarnn yan sra,
Durk-heim, ufak bir meslekdalar topluluu ile, ilk Fransz sosyoloji
dergi si Annee Sociologique’i (Sosyoloji Yll) kurmaya zaman
bulmutur. Ayn zamanda çok güçlü bir milliyetçi idi ve I. Dünya
Sava’nda, baka ülkelere Fransa’nn durumunu anlatan aratrmalar ve
belge leri bastrmak üzere bir komite kurmaya yardmc olmutur.
Durk-heim’n tek olu Andre, 1916’da Fransa uruna savarken ölmü tür.
Bu darbe, Durkheim’n inme geçirerek 1917’de 59 yanda ölü müne neden
olmutur. Durkheim’n en önemli ilevselci fikirlerinin bir ksm,
bütünleme (integration) kavramna, bireylerin toplumsal düzene
katlmalar konusuna ömür boyu duyduu ilginin bir sonucudur.
Bütünleme ya da toplumsal dayanma (social solidarity), toplumsal
dengeyi sür dürme için önemlidir. The Rules of Sociological Method
(Toplumbi limsel Yöntemin Kurallar) ve din ve eitim ile ilgili
çalmalar çou zaman
onun ilevselcilie en önemli katklar olarak belirtilir; ama ilk
büyük eseri The Division of Labour in Society (Toplumda Bölü-mü)’de
bile i bölümünün ilevini incelemektedir. Durkheim toplumsal evrimi
kabile topluluklarnn mekanik daya nmasndan, sanayi toplumlarnn
özellii olan organik dayanmaya doru bir hareket olarak gördü. lkel
toplumlarn özelliinin güçlü bir ortak vicdan (collective
conscience) olduunu kantlamaya çalt ve bunu, “ayn toplumun ortalama
vatandalarnda ortak olan inanç ve duygularn tümü” olarak tanmlad.
bölümü arttkça bireycilik de artt. Bir sonuç olarak, ortak vicdanda
karlkl bir azalma ve insanlar bir arada tutan kendine yeterliin
eksiklii ve rollerin birbi rine karlkl bamll ile nitelenen organik
dayanmaya doru bir deiim oldu.44 Ancak, üçüncü bin yln eiinde
uluslar ortak bilinç-liliin (collective consciousness) artt anlar
yaadlar. Akla iki ör nek geliyor: Çekoslovakya’da ellerinde
çiçeklerle cesurca tanklarn karsna çkan “kadife ihtilâl” içindeki
örenciler ve daha yakn za manda ngiltere’de Prenses Diana’nn ölümü
ile, dünyann dier bölgelerinde yank uyandran duygu taknl.
44 Emile Durkheim, The Division of Labour in Society, (Glencoe,
III; The Free Press, 1964), s. 49. Durkheim ayn zamanda
toplumbilimi için uygun bir konu ya ratmaya çalmtr; toplumsal
gerçekler alan. Bir toplumsal gerçei (social fact) öyle tanmlar,
“kendi bana bir varl olup, bireyleri nin görüntülerinden bamsz,
belirli bir toplumun tümünde genel olan.” Toplumsal gerçeklere
gösterdii örnekler yasalar, ahlâk kural lar, inançlar,
âdetler
ve modalardr. Durkheim daha sonralar top lumsal gerçeklerin anlamn
ayrntl olarak ilemi ve “birliktelikle kurulmu inançlar ve davran
ekilleri” anlamna gelen kurum teri mini kullanmtr. Toplumbilimini,
“kurumlarn, kurumlarn yaratl ve ileyileri bilimi” olarak
tanmlamtr.45 Durkheim, böylece, mak-ro yapsal (geni ölçekli ya da
toplum çapnda) olgular sosyolojinin esas konusu olarak ele almtr.
45 Emile Durkheim, The Rules of Sociological Method, Steven Lukes
tarafndan ön sözü yazlm ve yayna hazrlanmtr. (New York: The Free
Press, 1982), s. 45 ve 59. Durkheim, The Rules of Sociological
Method’da toplumsal
ger çekleri tartrken, ilevleri, “toplumsal organizmann
genel gerek sinmeleri” olarak görmektedir.46 Buradan itibaren,
toplumsal gerçek leri toplumsal olmayanlarla deil, toplumsal
gerçeklerle açklamaya devam eder. O, yöntemini, bireysel intiharlar
üzerinde deil, toplum sal bir gerçek olan intihar oranlar üzerinde
odakland ünlü ara trmas Suicide (ntihar)’da uygulamtr. 46 Durkheim,
The Rules of Sociological Method, s. 123. Durkheim’n cezalandrma
ile ilgili irdelemesi, hem kendisinin hem de daha sonraki ilevselci
çözümlemenin zayf ve kuvvetli nokta larn ortaya koymaktadr. Ona
göre, cezalandrma, suça kar top lumsal bir tepkidir. Yalnzca suç
ileyeni cezalandrmak ilevini yeri ne getirmek ve suçu önlemekle
kalmaz; ayn zamanda ortak duygula rn younluunu, modern
ilevselcilerin paylalan deerler adn ver dikleri deerleri (burada,
suç ilemee kar olma) korumak gibi, ge nellikle bilinmeyen ama çok
önemli bir
ilevi de yerine getirir. Durk-heim, cezann, “bu duygular ayn
younluk derecesinde korumak gibi faydal bir ilevi vardr, çünkü
bunlara kar yaplan saldrlar cezalandrlmaz ise, ksa zamanda bu
duygular zayflayacaktr” de- mektedir.47
47 Durkheim, The Rules of Sociological Method, s. 124. Ancak,
Durkheim’n toplumlarn hangi nedenle
cezalandrmaya bavurduklar konusundaki açklamas, pek yeterli
deildir. Çok do ru olarak, bir eyin yerine getirmekte olduu ilevin,
onun varolu unu açklamadn belirtmekte ve “neden bilinmekteyse,
ilevi daha kolaylkla bulabiliriz” demektedir. Ancak, bundan sonra,
nedeni i levden çkarmaktan kaçnrken kulland ayn mant uygulamakta ve
cezalandrmann, ortak duygular korumak ilevini yerine getirme
dolaysyla ortaya çktn ve bu durumun da cezalandrmaya neden olduunu
söylemektedir. Baka bir deyile, Durkheim, cezalan drmann bir sonuç
veya baml deiken (dependent variable) oldu unu söylemektedir.
(Neden) (lev)
Böylece, Durkheim’a göre, ekilde görebildiimiz gibi, “neden” ilev-
dir. Burada Durkheim’ a tavuk-yumurta bilmecesini sorabiliriz; bu
döngüsellik sorunu, yani olaylarn
ilevlere göre açklanmas, bütün ilevsel çözümleme sürecinde
tekrarlanmaktadr.
Durkheim’n en mehur kavram kuralszlk (anomie), onun
Inti-har aratrmasnn merkezini oluturur.48 Franszca’dan çevirisi ile
anomie kural ya da normlarn olmad bir durum; kuralszlk, norm-suzluk
demektir. Besnard bir anomie durumunu, “özellii, belirsiz amaçlar
ve snrsz beklentiler olan, mümkün olann giderek hzla ge nilemekte
olduu snrlar ile karlamaktan ileri gelen zihinsel ka rklk veya ba
dönmesi”49 olarak tanmlar. Durkheim iki kuralszlk tipi anlatr:
krizi ya da boanma sonucu âni deiiklik neticesinde ortaya çkan
keskin (acute) anomie; ve modern sanayi toplumunun özellii olan
sürekli bir deiim durumu, süregelen (chronic) ano-mie. Durkheim,
süregelen kuralszlk üzerinde odaklanmtr; çünkü, kendi ülkesi ile
dier sanayilemi ülkelerde neler olup bittii ile ilgi lenmekte idi.
48 Emile Durkheim, Suicide: A Stdy in Sociology, çev. John A.
Spaulding ve George Simpson; bir de önsöz yazarak, George Simpson
yaymlamtr. (Glencoe, III.: The Free Press, 1951). 49 Phillipe
Besnard, “The True Nature of Anomie” Sociological Theory 6 (1988):
91-95. Durkheim intihar karsnda tarafsz bir tutum almamtr; onu
toplumsal bir sorun olarak görmü, sanayilemi ülkelerde gittikçe
artmakta olan intihar olaylar onu endielendirmitir. Bu olgu kiisel
olarak da ona dokunmutur: Onu intihar ile ilgili deneysel
(empiri-cial) bir aratrmay balatmaya iten, en yakn arkada Victor
Hom-may’n intihar olmutur.50
50 Ruth A. Wallace ve Shirley F. Hartley’in “Religious Elements of
Friendship: Durkheimian Theory in an Empirical Context”, Jeffrey C.
Alexander, ed. Durkheimian Sociology: Cultural Studies (New York:
Cambridge University Press, 1988) s. 93-106. 17Durkheim’n
Intihar’nn ana fikrinin bir tanm,
tümdengelim (ya da doa bilimleri) yaklamn açkla kavuturabilir.
Durkheim’n aratrmas, ondokuzuncu yüzyl Avrupa’sndaki intihar
olaylarn yalnzca anlatmamaktadr. Burada Durkheim çok fazla ya da
çok az bütünlemenin veya düzenlemenin bir toplum için salksz olaca
temel kabulü ile balayarak; bundan, intiharla ilgili belirli
varsaymlar çkarr. Durkheim’n yaklamn ve “orta-ölçekli” kuram
açklamak üzere Robert Merton, Durkheim’ öyle yeniden ifade
etmitir:
Toplumsal ballk (cohesion), keskin gerilim ve endielilik hâlinde
olan topluluk üyelerine ruhsal (psychic) destek salar. ntihar
oranlar, insanlarn içinde bulunduklar çaresiz gerilim ve endielerin
ilevleridir. Katoliklerin toplumsal ballklar, Protestanlara göre
daha faz ladr. u hâlde Katolikler’de Protestanlar’dakinden daha
düük inti har oranlar beklenmelidir.51
51 Robert K. Merton, Social Theory and Social Structure, gözden
geçirilmi ve geniletilmi ed. (New York: The Free Press, 1957), s.
151.
Durkheim tipik ilevselcilik yaklam ile, toplumsal ballk veya
dayanma kuramn iki belirgin toplumsal ihtiyaç (gereksinme) olan
bütünleme ve düzenlemeye (regulation) dayandrr. Varsaymna göre, çok
fazla veya çok az bütünlemi ve düzenlenmi toplumlarda intihar
oranlar yüksek olacaktr. Bunlara tekabül eden intihar türleri
özgecilik (çok fazla bütünleme), bencillik (çok az bütünleme), ka
dercilik (çok fazla kural ve denetim) ve kuralszlk (çok az kural ve
denetim)tr. Durkheim’i, intiharn bu sonuncusunun neticeleri &c