YAŞAMAK, AMA NASIL..?Türkiye ve Dünya nüfus hareketlerinin ve projeksiyonlarının kıyaslanarak incelenmesiProf. Dr. M. Hakan Şatıroğlu
Türkiye Aile Sağlığı Eğitimi ve Planlaması Derneği (TAPD) Genel BaşkanıŞatıroğlu NAR HASTANESİ
12.ULUSAL JİNEKOLOJİ ve OBSTETRİK KONGRESİRixos Sungate Otel - 18 Mayıs 2014 Antalya
Her sevgi yorulma
k demektir
, her
yorulmak bir
sevgi değil !
Özdemir ASAF
Türkiye Nüfus Piramidi
kadın ve erkek nüfus miktarını birbirine yakın
piramidin tabanı geniş -- doğurganlık sabit ancak nüfus artıyor, (TDH; 2.1)
En fazla nüfus kadın ve erkeklerde 10-14 yaş grubunda
Nüfusumuzun yarıdan fazlasının 30 yaşından küçük
Yaşlı nüfus oranın düşük Türkiye nüfusunun genç ve
dinamik bir yapıya sahip
Yaş Grubu Toplam Nüfus içindeki Payı0-14(çocuk) 2615-64(yetişkin) 6765+(yaşlı) 7
Diğer ülkelerde modern yöntem kullanımı
Modern yöntem
Doğum kontrol
hapı
İğne implant
Spiral Kondom Tüp ligasyonu
Geleneksel
Cezayir 52 45,9 - 2,3 2,3 1,1 9,4
Mısır 56,2 9,9 7,8 36,5 1 1,3 2,7
Zimbabwe
58 43 11,1 0,3 1,4 2 1,8
Tunus 53 10,9 2,1 27,6 1,6 10,5 9,6
Bangladeş
47,3 26,2 10,5 0,6 4,2 5,2 10,7
İran 56 18,4 3,4 8,4 5,6 17,3 17,4
Türkiye (TNSA 2003)
42,5
4,7 0,4 20,2 10,8 5,7 28,5United Nations Population Division, 2007
24,4
3,1
72,4
0
20
40
60
80
ÇOCUKİSTEYENLER
KARARSIZLAR ÇOCUKİSTEMEYENLER
1988 1993 1998 2003
DOĞURGANLIK TERCİHLERİNDEKİ GELİŞMELER
%13.6’sı 2 yıl ve daha sonra istiyor.
TNSA 1988, 1993, 1998, 2003
AB ve Türkiye’de doğurganlık oranları
Türkiye nüfusunun 2023 yılında 84 247 088 kişi olması beklenmektedir…
Nüfus 2050 yılına kadar yavaş bir artış göstererek en yüksek değerine (93 475 575 kişi) 20150’de ulaşacaktır.
2050’den itibaren düşmeye başlayan nüfusun 2075 yılında 89 172 088 kişi olması beklenmektedir.
Demographic Indicators, 2000-2020
2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010
Toplam doğurganlık hızı (kadın başına)
Total fertility rate (per woman) 2,27 2,25 2,24 2,22 2,21 2,19 2,18 2,17 2,15 2,14 2,12
Katkılı yenilenme hızı (kadın başına)
Gross reproduction rate (per woman) 1,11 1,10 1,09 1,08 1,08 1,07 1,06 1,06 1,05 1,04 1,03
Net yenileme hızı (kadın başına)
Net reproduction rate (per woman) 1,06 1,05 1,05 1,04 1,04 1,03 1,03 1,02 1,02 1,01 1,00
Çocuk doğurmada ortalama yaşMean age of childbearing 27,2 27,2 27,2 27,2 27,1 27,1 27,1 27,1 27,0 27,0 27,0
Kaba doğum hızı - Crude birth rate (‰) 20,2 19,9 19,6 19,4 19,1 18,9 18,7 18,4 18,2 17,9 17,5
Doğumlar - Births ('000) 1363 1362 1362 1361 1360 1361 1362 1361 1358 1352 1342
Doğuşta beklenen yaşam süresi (yıl)
Expectation of life at birth (year) Toplam - Total 70,4 70,6 70,7 70,9 71,1 71,3 71,5 71,7 71,8 71,9 72,0 Erkek - Males 68,1 68,2 68,4 68,6 68,8 68,9 69,1 69,3 69,4 69,5 69,6 Kadın - Females 72,8 73,0 73,2 73,4 73,6 73,8 74,0 74,2 74,3 74,4 74,5
Kaba ölüm hızı - Crude death rate (‰) 6,2 6,2 6,2 6,2 6,2 6,2 6,3 6,3 6,3 6,4 6,5Ölümler - Deaths ('000) 415 422 429 436 443 450 456 464 473 483 495
Bebek ölüm hızı - Infant mortality rate (‰) Toplam - Total 28,9 27,8 26,7 25,6 24,6 23,6 22,6 21,7 21,0 20,5 20,0 Erkek - Males 32,3 31,0 29,8 28,6 27,5 26,4 25,3 24,3 23,6 23,0 22,4 Kadın - Females 25,4 24,4 23,4 22,4 21,5 20,6 19,8 19,0 18,4 17,9 17,5
Nüfus artış hızı - Population increase rate (‰) 14,1 13,8 13,5 13,2 12,9 12,6 12,4 12,1 11,8 11,5 11,1
Yıl ortası nüfus - Mid-year population ('000) 67420 68365 69302 70231 71152 72065 72974 73875 74766 75643 76505
Not: Yıl ortası nüfus projeksiyonları Note: Mid-year population projections
Demografik Göstergeler, 2000-2020 Göstergeler, 2000-2020
DDemografik Göstergeler, 2025-2050 k Göstergeler, 2025-2050
2025 2030 2035 2040 2045 2050
Toplam doğurganlık hızı (kadın başına)Total fertility rate (per woman) 1,97 1,92 1,88 1,84 1,81 1,79Katkılı yenilenme hızı (kadın başına)Gross reproduction rate (per woman) 0,96 0,94 0,92 0,90 0,88 0,87Net yenileme hızı (kadın başına)Net reproduction rate (per woman) 0,94 0,92 0,90 0,89 0,87 0,86Çocuk doğurmada ortalama yaşMean age of childbearing 26,6 26,5 26,4 26,4 26,4 26,4Kaba doğum hızı - Crude birth rate (‰) 14,7 13,8 12,9 12,3 11,8 11,4Doğumlar - Births ('000) 1294 1252 1204 1167 1131 1099Doğuşta beklenen yaşam süresi (yıl)Expectation of life at birth (year) Toplam - Total 74,4 75,5 76,2 76,4 76,6 77,3 Erkek - Males 71,8 72,8 73,3 73,5 73,7 74,3 Kadın - Females 77,1 78,4 79,2 79,5 79,7 80,4Kaba ölüm hızı - Crude death rate (‰) 7,3 7,7 8,3 9,3 10,3 11,0Ölümler - Deaths ('000) 640 695 777 885 989 1065Bebek ölüm hızı - Infant mortality rate (‰) Toplam - Total 12,2 9,7 8,2 7,8 7,3 6,5 Erkek - Males 14,0 11,1 9,3 8,8 8,2 7,3 Kadın - Females 10,4 8,2 7,1 6,7 6,4 5,7Nüfus artış hızı - Population increase rate (‰) 7,4 6,1 4,6 3,0 1,5 0,3Yıl ortası nüfus - Mid-year population ('000) 87756 90806 93284 95060 96102 96498
Yaş Grubu - Age Group 2025 2030 2035 2040 2045 2050
Toplam - Total 87756 90806 93284 95060 96102 96498
0- 4 6442 6296 6063 5864 5709 5521
5- 9 6468 6428 6284 6053 5855 5700
10-14 6464 6459 6420 6277 6046 5849
15-19 6577 6451 6446 6408 6266 6035
20-24 6533 6554 6430 6426 6388 6246
25-29 7029 6507 6529 6405 6401 6364
30-34 6650 6997 6479 6501 6378 6375
35-39 6123 6613 6961 6446 6468 6347
40-44 6435 6072 6562 6908 6397 6421
45-49 6522 6351 5999 6484 6827 6324
64728 63772 61182
50-54 5886 6384 6226 5884 6361 6701
55-59 4766 5691 6187 6040 5709 6178
60-64 79.514 3942 4518 5418 5900 5760 5453
65-69 3170 3620 4179 5023 5471 5356
70-74 2287 2754 3185 3693 4439 4856
75+ 2462 3113 3917 4747 5625 6771
16.983 26080 31287 35315
Erkek - Males 43956 45374 46480 47222 47604 47667
Kadın - Females 43800 45434 46806 47839 48495 48831
Yaş ve cinsiyete göre nüfus projeksiyonları, 2025-2050
Ülkelere göre tahmini nüfus artışı2000-2050
0
20
40
60
80
100
120
2000 2015 2025 2050
Nü
fus
(m
ily
on
)
Türkiye
Almanya
İngiltere
Fransa
İtalya
Portekiz
İsveç
Yunanistan
Kaynak:United Nations Population Division
Üreme Hakları;
Bireylerin sorumluluk bilinci içinde sahip olmak istedikleri çocukların sayı, aralık ve zamanlaması konusunda özgürce karar vermeleri,
Bunları yapabilmeleri için de yasalara aykırı olmayan, etkili, ucuz ve güvenli metodlar hakkında bilgilendirilme,
Aile planlaması, gebelik ve doğum için yeterli sağlık hizmetine ulaşabilme,
Doyurucu ve güvenli bir cinsel sağlığa sahip olamak demektir Reproductive Health Meetings Teheran 1968, Bucharest 1974, Mexico
1984,
Türkiye nüfusunda yaşlı nüfus oranı 2023 yılında %10,2’ye yükselecek
2012 yılında yaşlı nüfus olarak tabir edilen 65 yaş ve üzerindeki nüfus 5,7 milyon kişi, bunların toplam nüfusa oranı %7,5
2023 yılına gelindiğinde bu nüfus 2,9 milyon artışla 8,6 milyon kişiye, oranı ise %10,2’ye yükselecek
2023 de 84 247 088 kişide sadece 8,6 milyon kişi 65 yaş ve üzerinde olacak
Bu demektir ki yaklaşık 50.000.000 kişi, daha önce bizim için 30 yıldan fazla çalışan bu insanlar için de üretecek!!
“Yaşlanıyoruz” diye yakınıyoruz ama henüz bugün bile genç nüfusun % 17 gibi büyük bir oranına iş bulamıyoruz
15-24 yaş aralığındaki gençlere iş bulamadığımız gibi eğitimlerini bile sağlayamıyoruz,
bu yaş grubunun % 40’ı ne okula gidiyor ne de işe ! Ya birde nüfus insanlarımızın karar verdiğinin ve isteğinin
dışında artarsa (TDH;2.1), yeni gelen çocuk ve gençlerimiz için nasıl bir eğitim ve iş bulma hazırlığı yapıyoruz?...
Oysa bu tabloda da yer aldığı gibi eğitimle vasıflı bir çalışan haline gelen bireylerin hem kazançları artıyor hem de ülkenin işsizlik oranı geriliyor !
Nüfusun Eğitim Durumu
Türkiye'de Cumhuriyetin ilanından sonra eğitim görmüş insan sayısını arttırmak amacıyla hızla yatırım yapılmıştır.
O yıllarda harf devriminden önce de (%12-16) okur yazar oranı çok düşüktü. Yeni alfabenin kabulü ile 1928 yılında okuma yazma seferberliği başlamıştır
Cumhuriyetin ilk yıllarından günümüze, nüfusumuzun okur yazarlık oranı artmış ve eğitim seviyesi yükselmiştir.
Günümüzde zorunlu eğitim süreci dört yıl ilkokul, dört yıl ortaokul ve dört yıl lise eğitimi olmak üzere toplam 12 yıldır.
Ülkenin gelişmesi, İNSANLARIMIZIN HATTA DÜNYA İNSANLARININ daha iyi koşullarda yaşaması, ancak iyi yetişmiş evrensel bilgilerle donanmış, düşünmeyi ve insan olmayı bilen bireylerin ve onların oluşturduğu toplumun varlığı ile sağlanabilir.
Nüfusun Eğitim Durumu
Okuma yazma bilmeyen………….……. %6Okur yazar fakat okul bitirmeyen …... %20İlk okul ………………………………..……..%24 İlköğretim ……………….………….………%16Ortaokul ve dengi ………………..……....%5Lise ve dengi ………………………….……%17Yüksekokul, yüksek lisans,doktora….. %8Durumu bilinmeyen …………………..…. %4
Nüfusun Eğitim Durumu
Nüfusun Eğitim Durumu
Görüldüğü gibi, günümüzde okur yazar oranı %90 civarındadır. Ancakokuma yazma bilmeyen nüfus ülkemizin her tarafında eşit olmadığı gibi cinsiyetler arasında da belirgin farklılıklar gösterir. Her zaman olduğu gibi erkeklerde okuma yazma oranı kadınlara göre daha fazladır.
Evet Cumhuriyet çok çalıştı ve okuma yazma oranını % 90’lara çıkardı ancak henüz % 100 değil ve ne yazık ki hemen herkese eşit eğitim imkanı veremiyoruz..
Emeklilik ve sosyal güvenlik 2007 yılında uygulanmaya başlayan sosyal
güvenlik reformundan önce Türkiye’de insanlar 38 yaşında emekli olabiliyordu
Dönemin SGK Başkanı 15 yıl prim ödeyen birinin 40 yıl emekli aylığı almasının mümkün olduğunu söylüyordu.
Aslında sorun yaşlanma değil, hak edilmeden emeklilik sağlanmasında idi.
Bunun da nedenini herhalde popülist nedenlerle bu hakkı verenlerde aramak gerekir.
Yeni yasayla emeklilik yaşı yukarı çekilerek kadınlar için 58, erkekler için 60 seviyesine getirildi.
Eski sistemin ülke bütçesine bindirdiği yükle kıyaslandığında yeni durumun sürdürülebilir olduğunu söylemek mümkün
Ancak geçim sağlamaktan uzak emekli aylıkları zaten emeklilerin çoğunun yeni işlerde çoğu kez de ucuz işgücü olarak kayıt dışı ya da düşük ücretle çalıştıkları bir ülke gerçeğidir.
Emeklilik ve sosyal güvenlik
insanların daha uzun süre üretime katkıları, sağlıklarına ve birikmiş tecrübelerine uygun
çalışma koşulları ve ücretlerle kayıtlı ve güvenli olarak çalışıp huzur içinde bir
süre daha iş yaşamında kalmaları
onları mutlu ve daha sağlıklı kılacaktır. Göreceli olarak daha kötü şartlarda kayıt
dışı çalışırken veya evde otururken artması muhtemel olan sağlık harcamalarının da azaltılması mümkün olacaktır.
Emeklilik ve sosyal güvenlik
Japonya’nın gelişmesi piramitlerde yer almaktadır, çalışmışlar gelişmişler ve ömürlerini uzatmışlar
bundan yakınmıyorlar, onur duyuyorlar. Nüfuslarını artırmaya çalışmaktan çok,
zor ama kalıcı ve adaletli bir yol seçip sistemlerini, insanlarının yaş ortalamaları, demografik yapılarına ve yeni ihtiyaçlara göre düzenliyorlar.
Türkiye nüfus piramitleri de insan ömrünü uzatabildiğimizi, gerçek ve kalıcı bir gelişim gösterdiğimizi ifade etmektedir. Bundan yakınmak yerine onur duymamız gerekmektedir.
Emeklilik ve sosyal güvenlik
Ülkemiz nüfusu üzerinde yapılan tartışmalar, bilimsel gelişimin bir başarısı olan insan ömrünün uzamasından korkar gibi görünse de aslında;
onları üretimde tutarak kendilerine yeter hale getirememekten,
her ailenin - sonuçta ülkelerin ve toplumların - onurları olan bu tecrübeli, dingin insanlarımızın artık çok da fazla tüketmeyeceğinden - ki bu
mevcut “tüketim ekonomisinin” en sevmediği durumdur – korkuyoruz galiba…
Emeklilik ve sosyal güvenlik
Kentleşme
Cumhuriyetin ilan edildiği dönemlerde nüfusumuzun çoğu kırsal kesimde yaşamaktaydı.
1950'li yıllardan itibaren kent nüfusunda belirgin bir artış olmuştur.
1985 yılında ise ilk kez kent nüfusu, kır nüfusu oranını geçmiştir.
2010 yılında ise 50’li yıllardaki kır kent nüfus oranları yer değiştirmiştir.
Nüfus ve Sanayileşme
Hızla artan nüfusun tatmin edici bir yaşam düzeyine erişebilmesi için, halkın satın alma gücünün arttırılması bunun için de sanayi malları üretiminin mümkün olan en yüksek hızla artması gerekir.
Sanayinin hızla gelişmesi için en önemli girdi; enerjidir.
Enerji, sanayi yanında ısıtma, aydınlatma ve ulaşım gibi hizmetler için de gereklidir.
Dünya üzerinde enerji kaynakları sınırsız gibi görünmekte ise de, bugünkü teknolojiyle yeter enerjiyi, özellikle sağlık tehlikesi yaratmadan, sağlamak çok zordur
Nüfus ve Sanayileşme
Dünya iklimini bozmayan teknolojiler yerine, hesapsız teknoloji kullanımının,
İnsanı odaklamayan, sürdürebilir olmayan, sadece dönemsel kazançların artmasını amaçlayan sanayi üretimlerinin;
iklim değişikliklerine Dünya kaynaklarının hızla tükenmesine (yer altı-yerüstü sular,
madenler, besin üretimi ….) çöp ve kimyasal-nükleer atıkların artışına çalışma yerlerinde kontrol edilmeyen olumsuz koşullar nedeniyle
meslek hastalıkları’ na, hatta “meslek ölümlerine” neden olduğu gerçeğini hep hatırlamalıyız….
HELE DE “1-2 KİLO KÖMÜR” VE KAR ARTIŞI İÇİN CANINI KAYBEDEN YÜZLERCE MADENCİMİZİ KAYBETTİĞİMİZ ŞU GÜNLERDE …
Nüfus ve iklim değişiklikleri Bu olumsuz senaryoların içinde, iklim
değişikliği dünya nüfusunu ilgilendiren en önemli sorun olarak karşımıza çıkmaktadır.
İklim değişikliğinin sonucunda: seller, kuraklık, sıcak hava dalgaları ve deniz suyu seviyesindeki yükselmeler, nüfus artışı ile birlikte tetiklenerek insanoğlu için var olma ile ilgili daha ciddi sorunları da beraberinde getirecektir.
Nüfus ve Besin Üretimi
1961 yılında buğday stoku 154 milyon ton iken gittikçe azalmış , son dönemde üretilebilenden çok buğday tüketilmiştir. (İkinci Dünya Savaşından önce Batı Avrupa hariç, her kıta tükettiğinden fazla buğday üretiyordu.)
Buğday ihraç eden ülkelerin sayısı hızla azalmıştır. Yakın zamana kadar buğday ihraç eden ülkeler, sadece Amerika
Birleşik Devletleri, Kanada, Rusya ve Avustralya idi, şimdi onlar da satışları askıya almışlardır.
En önemli protein kaynağı olan et ve balık üretimi ele alınırsa durumun parlak olmadığı görülür.
Ayrıca; Gelişmiş ülkelerde artan “et” ihtiyacını ! (lüzumsuz sadece
keyif için) karşılamaya yönelik olarak beslenen, büyük baş hayvanlardan çıkan metan gazının, iklim değişiklikleri ve ozon tabakasının delinmesinin nedenlerinden biri olması, tüketim ve kar maksimizasyonu çılgınlığının vardığı boyutları anlatmaktadır.
Nüfus ve Besin Üretimi
Neredeyse kontrolsüz nüfus artışının yanında, Hidroelektrik santraller ve benzeri teknolojiler ile enerji üretmekten çok, ekolojinin geri dönülmez olarak değişmesine neden olan uygulamalar, besin üretimini giderek yetmezliğe sokmakta.
Artan nüfusun “beslenmesini” ucuz fakat karlı olarak sağlama isteği, genetiği değiştirilmiş gıdaların üretilmesi gibi sağlığa kalıcı zararı olduğu bilinen yan yollara sapmayı gerektirir hale gelmiştir.
Birleşmiş milletler raporlarına bakarsak gelecek 20 yılda dünya enerji, gıda ve su savaşlarına şahit olacaktır.
Çin’in ve benzeri “zengin” ülkelerin “fakir” ülkelerden ve kıtalardan (Ukrayna, Afrika) ekilebilir topraklar satın alması, en çok bu nedenledir …
Nüfus ve Besin Üretimi
Nüfus ve Doğal Denge
Nüfusun artışı doğal dengeyi de olumsuz etkilemektedir. Kentlerde konutların ve sanayi tesislerinin tarım topraklarının
azalması Artan besin gereksinmesini karşılamak için meraların ve ormanların
tarım arazisine dönüştürülmesi, Kar ve rant nedeniyle tarım arazilerinin yapılaşmaya açılması Kullanılan tarım ve böcek ilaçlarının ekolojik dengeyi ciddi oranda
bozması Kar amacı ile gereğinden fazla kullanılan “kimyasal gübrelerin”
toprağı yorması, Akarsuların, göllerin ve hatta denizlerin, insanların ürettiği ısıyla
ısınması nedeniyle deniz göl akarsu ve yer altı sularının ekolojik dengesinin bozulması veya yok olması,
Atıklardaki fosfat tuzlarıyla kirlenen sularda plankton ve bitkilerin hızla üreyerek oksijeni tüketmesi sonucu deniz ekolojisinin bozulması balık ve diğer deniz canlılarının azalması bir çok türün yok oluşu,
önde gelen örnekleridir…
2010 yılına kıyasla, 2100 yılında sadece Afrika kıtasında 2.5 milyar fazladan insan yaşayacak
2009 yılında Afrika kıtası sadece 1 milyar insanı barındırırken, 2044 yılında, yani 35 yıl içinde 1 milyar insanı daha barındırmaya başlayacaktır.
Afrika'nın nüfus artış hızı Asya'dan bile hızlı olacaktır.
Asya'da 432 milyon, Latin Amerika'da 97 milyon, Kuzey Amerika'da 182 milyon yeni insan nüfusa katılmış olacak
Kaynak: United Nations, Department of Economic and Social Affairs, Population Division (2011) http://esa.un.org/wpp/Analytical-Figures/htm/fig_2.htm
Ülke projeksiyonları
Ülke projeksiyonları
Kaynak: United Nations, Department of Economic and Social Affairs, Population Division (2011) http://esa.un.org/wpp/Analytical-Figures/htm/fig_2.htm
• 2011 yılında dünya nüfusunun %60'ı Asya'da yaşarken %15'i Afrika'da yaşamaktadır.
• Avrupa kıtasında ise nüfus 63 milyon kadar azalmıştır.
• 1990 yılına kadar Avrupa kıtası en kalabalık ikinci nüfusa sahip olmasına rağmen, 1996 yılından buyana Afrika kıtası nüfus büyüklüğünde ikincidir.
• Çin nüfusu 2010'a kıyasla 2100'de azalırken, Hindistan nüfusu büyük bir sıçrama kaydederek 1.5 milyarı geçmekte...
Bu tablo aslında işin gerçeğini anlatıyor. Gelişmiş ülkeler “gelişmekte olan”
ülkelerdeki nüfus artışından yararlanarak, daha önce
bizim Almanya’ya gönderdiğimiz gibi, ucuz iş gücünden yararlanacak gibi
görünüyorlar.
Ülke projeksiyonları
Oysa biz ve bizim gibi ülkeler, tuzağa düşmeden, insanımızı ucuz iş gücü yapmadan, yaşadıkları evlerinden koparmadan, dünyanın zaten giderek azalan
kaynaklarını ve diğer insanları da gözeterek,
adaletli bir sistemi hedeflemeli ve birlikte bu amaç için hazırlanmalı ve çalışmalıyız.
Ülke projeksiyonları
Bu hazırlıkları yapamazsak; insanımızın doğru bir şekilde
götürdüğü, ülke demografik yapısını 75-100 yıl kadar daha ağırlıklı olarak üretimde tutabilecek bu uygun nüfus artış hızı, avantaj olmaktan çıkarak
gerçekten handikap olacaktır.
Ülke projeksiyonları
Hem ucuz işgücü sağlamak, hemde tüketimi artırmak için, öncelikle
nüfus artışına ihtiyacı olan, tüketime ve büyümeye dayalı ekonomik sistemle dünyamızın o mucize
“ekonomik büyümesi” bakın nasıl sonlandı;
Ne yazık ki bunu yaşayarak öğrendik..
Dünya nüfusunun en zengin ülkelerde yaşayan beşte birinin gelirinin en fakir beşte birinin gelirine oranı 1960’da 30’a 1 iken 1995’de 74’e 1’e yükseldi (bakınız; Food Reseach and Action Center (FRAC) tarafından bildirilen ABD tarım bakanlığı bulguları http://www.frac.org ).
Birleşmiş Milletler Dünya Yiyecek Programı ve ABD Açlığın önlenmesi İçin Ulusal Birlik raporlarında “Hergün 5 yaş altındaki 34.000 çocuğun açlıktan ya da açlığa bağlı önlenebilir hastalıklardan dolayı öldüğü” tahmini yer almaktadır.
Bitmedi, zannetmeyiniz ki bu sadece sömürülen, geri bıraktırılan ülkelerin insanlarının derdi,
2003 yılı NAPS (National Association for the Prevention of Starvation) raporunda “ABD’nde 12 milyon aile (ortalama 4 kişiden 48 milyon kişi yani ABD nüfusunun yaklaşık %15’i) bir sonraki yemeğini nasıl elde edeceğini düşündüğü” bildirilmekte…
Tek yol olarak dayatılan “tüketime dayalı ekonomik büyüme modeli” kendi insanını bile beslemekten aciz!...
Oysa Irak savaşını sürdürmek için 2004 yılı itibarı ile harcanan 87 milyar doların yarısı ile, (43 milyar dolar) yeryüzündeki herkese temiz su, yeterli beslenme, gerekli sağlık koşulları ve temel eğitim sağlanabileceğini bildiriyor…,(Birleşmiş Milletlerin 1999 yılında yayınladığı “İnsanlık Kalkınma
Raporu” Human Development Report, New York , 1999)
Ve hala “neden dünyanın bir çok bölgesinde insanlar isyan ediyor ?” diye düşünüyoruz.
Ne yaman bir çelişki !..
NÜFUS ARTIŞI, HESAPSIZ TEKNOLOJİ KULLANIMI
MEVCUT TÜKETİME DAYALI EKONOMİ SİSTEMİNİN
HIZLA YOK ETTİĞİ
DÜNYA KAYNAKLARININ TÜKENMESİ,
İNSAN’IN YERYÜZÜNDEKİ YAŞAMINI TEHDİT EDEN
EN ÖNEMLİ SORUN OLACAK GİBİ DURMAKTADIR !
Yaşam bir dizi rastlantı gibi algılanabilir, ancak işin aslı bu rastlantıları nasıl karşıladığımız,
AKLIMIZI ve ÖZGÜR İRADEMİZİ nasıl kullandığımızdır.
Yaptığımız tercihler,bizim kim olacağımızı belirler.
HŞ
Top Related