ZİHNİN GELİŞİMİ İÇİN ÖVGÜLER · Los Angeles, California Üniversitesi Tıp...

25
i ZİHNİN GELİŞİMİ İÇİN ÖVGÜLER Sentez ve bütünleştirmeye dair güç gösterisi. Siegel bu kitabında kişilerarası ilişki- lerimizin ve sinir sistemimizin nasıl zihnin iki temel direğini oluşturduğunu adeta nakış gibi işleyerek açıklamış. Kitabın ikinci baskısı en güncel nörobilimsel kanıtları ön plana çıkarmaktadır; ruh sağlığı, çocuk gelişimi ve beyin uzmanlarının ve öğrencilerinin mut- laka okuması gereken bir kaynaktır. RICHARD J. DAVIDSON, PhD, Psikoloji ve Psikiyatri Profesörü; Zihin Sağlığı Araştırmaları Merkezi Kurucusu ve Başkanı, Wisconsin-Madison Üniversitesi Zihnin Gelişimi kitabının yayınlanması ile birlikte kişilerarası nörobiyoloji doğmuş oldu. Siegel’in nörobilimi, bağlanmayı ve gelişim teorisini sentezleme ve insancıllaştır- ma konusundaki dehası bu kitabın en çok satanlar listesine girmesini ve binlerce insanın bu yeni bilim dalına ilgi duymasını sağlamıştır. İkinci baskıda on yıldan fazla sürede birikmiş olan ilave bulgulardan, derin düşüncelerden, fikirlerden ve sezgilerden yarar- lanılmıştır. Hepinizi Siegel’in büyüleyici yolculuğunu paylaşmaya davet ediyorum, ilk kez çıkıyor olsanız da daha önce çıkmış olsanız da. Hayal kırıklığına uğramayacaksınız. LOUIS COZOLINO, PhD, Psikoloji Bölümü, Pepperdine Üniversitesi Zihnin Gelişimi ilk yayınlandığında, Siegel’in zihin, beyin ve ilişkilerin insan sağ- lığının temeli olan “bir gerçekliğin üç yönü” olduğu yönündeki önermesi, öğretilebilir bilimsel bilgilerden çok ilham verici bir öngörüye yakın duruyordu. Sadece on yıllık zaman içerisinde, kişilerarası deneyimin nörobiyolojisi, psikoloji araştırmalarının en önemli alanlarından biri haline geldi. Nörobilimciler, gelişim psikolojisi uzmanları ve klinisyenlerin zihin, beden ve ilişkiler arasındaki etkileşimi daha fazla aydınlatmaya baş- lamalarının bu alanı ne kadar ileri taşıdığını, ikinci baskı için araştırılan iki binin üzerin- deki yeni kaynak ortaya koymaktadır. Kitabın açık olarak yazılmış ve titizlikle belgelen- miş eşsiz ikinci baskısı bu gelişmekte olan bilim için kapsamlı bir rehber niteliğindedir. SARAH BLAFFER HRDY, PhD, Antropoloji Onursal Profesörü, California Üniver- sitesi, Davis Siegel kitabını “zihnin gelişimine seyahat” olarak tanımlıyor ve psikoterapistler ve diğer benzer alanlardaki öğrencileri bu şaşırtıcı maceraya davet edebilecek daha dona- nımlı biri olduğunu sanmıyorum. Siegel bu anlaşılır ve yaratıcı bir dille yazılmış kitabın- da idrak edilmesi oldukça güç olan insan beyni ile ilgili olguları ve teorileri incelemek- tedir. Aynı zamanda beynin çocuğun yaratıcı ve tutkulu zihnini nasıl farklılaştırdığını ve anlamlı niyetleri, deneyimleri, hayali inançları, ilişkileri, topluluğu, kültürü ve dili paylaşmasını sağladığını açıklamaktadır. Siegel bu anlayışı kaygılı, kaotik ve katı hale

Transcript of ZİHNİN GELİŞİMİ İÇİN ÖVGÜLER · Los Angeles, California Üniversitesi Tıp...

Page 1: ZİHNİN GELİŞİMİ İÇİN ÖVGÜLER · Los Angeles, California Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde Psikiyatri Klinik Profesörü’dür. Aynı zamanda bireylerde, ailelerde, enstitülerde

i

ZİHNİN GELİŞİMİ İÇİN ÖVGÜLER

Sentez ve bütünleştirmeye dair güç gösterisi. Siegel bu kitabında kişilerarası ilişki-lerimizin ve sinir sistemimizin nasıl zihnin iki temel direğini oluşturduğunu adeta nakış gibi işleyerek açıklamış. Kitabın ikinci baskısı en güncel nörobilimsel kanıtları ön plana çıkarmaktadır; ruh sağlığı, çocuk gelişimi ve beyin uzmanlarının ve öğrencilerinin mut-laka okuması gereken bir kaynaktır.

RICHARD J. DAVIDSON, PhD, Psikoloji ve Psikiyatri Profesörü; Zihin Sağlığı Araştırmaları Merkezi Kurucusu ve Başkanı, Wisconsin-Madison Üniversitesi

Zihnin Gelişimi kitabının yayınlanması ile birlikte kişilerarası nörobiyoloji doğmuş oldu. Siegel’in nörobilimi, bağlanmayı ve gelişim teorisini sentezleme ve insancıllaştır-ma konusundaki dehası bu kitabın en çok satanlar listesine girmesini ve binlerce insanın bu yeni bilim dalına ilgi duymasını sağlamıştır. İkinci baskıda on yıldan fazla sürede birikmiş olan ilave bulgulardan, derin düşüncelerden, fikirlerden ve sezgilerden yarar-lanılmıştır. Hepinizi Siegel’in büyüleyici yolculuğunu paylaşmaya davet ediyorum, ilk kez çıkıyor olsanız da daha önce çıkmış olsanız da. Hayal kırıklığına uğramayacaksınız.

LOUIS COZOLINO, PhD, Psikoloji Bölümü, Pepperdine Üniversitesi

Zihnin Gelişimi ilk yayınlandığında, Siegel’in zihin, beyin ve ilişkilerin insan sağ-lığının temeli olan “bir gerçekliğin üç yönü” olduğu yönündeki önermesi, öğretilebilir bilimsel bilgilerden çok ilham verici bir öngörüye yakın duruyordu. Sadece on yıllık zaman içerisinde, kişilerarası deneyimin nörobiyolojisi, psikoloji araştırmalarının en önemli alanlarından biri haline geldi. Nörobilimciler, gelişim psikolojisi uzmanları ve klinisyenlerin zihin, beden ve ilişkiler arasındaki etkileşimi daha fazla aydınlatmaya baş-lamalarının bu alanı ne kadar ileri taşıdığını, ikinci baskı için araştırılan iki binin üzerin-deki yeni kaynak ortaya koymaktadır. Kitabın açık olarak yazılmış ve titizlikle belgelen-miş eşsiz ikinci baskısı bu gelişmekte olan bilim için kapsamlı bir rehber niteliğindedir.

SARAH BLAFFER HRDY, PhD, Antropoloji Onursal Profesörü, California Üniver-sitesi, Davis

Siegel kitabını “zihnin gelişimine seyahat” olarak tanımlıyor ve psikoterapistler ve diğer benzer alanlardaki öğrencileri bu şaşırtıcı maceraya davet edebilecek daha dona-nımlı biri olduğunu sanmıyorum. Siegel bu anlaşılır ve yaratıcı bir dille yazılmış kitabın-da idrak edilmesi oldukça güç olan insan beyni ile ilgili olguları ve teorileri incelemek-tedir. Aynı zamanda beynin çocuğun yaratıcı ve tutkulu zihnini nasıl farklılaştırdığını ve anlamlı niyetleri, deneyimleri, hayali inançları, ilişkileri, topluluğu, kültürü ve dili paylaşmasını sağladığını açıklamaktadır. Siegel bu anlayışı kaygılı, kaotik ve katı hale

Page 2: ZİHNİN GELİŞİMİ İÇİN ÖVGÜLER · Los Angeles, California Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde Psikiyatri Klinik Profesörü’dür. Aynı zamanda bireylerde, ailelerde, enstitülerde

ii

gelmiş genç hayatlara bütünlük verebilecek insancıl ve saygılı bir psikoterapi yaratma-nın hizmetine sunmaktadır.”

COLWYN TREVARTHEN, PhD, FRSE, Çocuk Psikolojisi ve Psikobiyolojisi Onur-sal Profesörü, Edinburgh Üniversitesi, Birleşik Krallık

Zihnin Gelişimi’ni ilk okuduğumda, çocuklar ve onların gelişimlerini muazzam bir biçimde anlamamızı sağlayan muhteşem ve eşsiz bir kitap olduğunu düşündüm. Açıkçası neden ikinci baskıya ihtiyaç duyulacağı ile ilgili hiçbir fikrim yoktu. Kitabın bu baskısı-nın mükemmeliyete ulaştığının ancak okuduktan sonra farkına varabildim. Zihin, beyin ve ilişkilerin kavramsal olarak bütünleştirilmesi olağanüstü. İkinci baskı her öğretmene, terapiste ve ebeveyne, çocuklar ile etkileşimlerimizin onların beyinlerini, zihinlerini ve tüm geleceklerini nasıl şekillendirdiğine dair zengin bir anlayış sunmaktadır. Herkesin tekrar tekrar okumak isteyeceği bir kitap.

Dr. JOHN M. GOTTMAN, Evliliği Sürdürmenin Yedi İlkesi kitabının yazarı.

En çılgın beklentilerim gerçekleşti. Kendimi nörobiyoloji hakkında bilgi edinmek için zahmetle uğraşmak yerine, bilgileri neredeyse hiç çaba sarf etmeden özümserken buldum. Bunun sebebi: 1-) Yazar belgelerini genellikle kişilerarası ilişkiler bağlamında ve özellikle ikili yaklaşım bağlamında sunabilmektedir. 2-) Yazar kolay anlaşılabilirlik hususunda bir usta, gösterişten kaçınıyor ve verilerini klinik olarak kullanışlı hale getir-me konusunda da oldukça başarılı. - American Journal of Psychiatry

“Okunaklı, saygılı ve aydınlatıcı.” – Educational Leadership

“Dikkate değer bir kitap… Zihnin Gelişimi çağdaş psikiyatrinin büyük bir kısmını tanımlayan indirgemeciliğin cesurca ötesine geçiyor.” – Psychiatric Times

“Üç yaşındayken yaptıklarımızı neden hatırlayamayız? Neden bazı çocuklar alışıl-madık biçimde utangaç? Aşağılanmanın biyokimyası nedir ve gelişmekte olan bir çocu-ğun beynini için nasıl “zehirleyebilir”? Tüm bu soruların yeni ve akla yatkın cevapları Siegel’in nörobiyoloji, psikoloji araştırmaları ve bilişsel bilim sentezinde karşımıza çık-maktadır. … Ele aldığı konu, yani nasıl olduğumuz kişi oluruz sorusu pek çok okuyucu-yu büyüleyecektir.” – Publishers Weekly

“Siegel’in anlattığı öykü gerçekten büyüleyici, temel olarak bireyin çevresi ve geli-şim nörobiyolojisinin arayüzünde meydana gelen etkileşimli süreçlerin öyküsü. Siegel hücre kimyasından beynin mimarisine, bakıcı-bebek bağlanmasından yetişkinlikteki ki-şilerarası ilişkilere kadar sistemin her düzeyini birbirine bağlıyor. İnsanın gelişim süreç-lerine dair canlandıracak, aydınlatacak ve ileriye taşıyacak olan bu kitabın, gelecekte bir dönüm noktası olarak görüleceğini düşünüyorum.” – Journal of Child Psychology and Psychiatry

Page 3: ZİHNİN GELİŞİMİ İÇİN ÖVGÜLER · Los Angeles, California Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde Psikiyatri Klinik Profesörü’dür. Aynı zamanda bireylerde, ailelerde, enstitülerde

iii

Daniel J. Siegel

ZİHNİN GELİŞİMİİlişkiler ve Beyin Arasındaki Etkileşim

Bizi Nasıl Biz Yapar

İkinci Baskı

Page 4: ZİHNİN GELİŞİMİ İÇİN ÖVGÜLER · Los Angeles, California Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde Psikiyatri Klinik Profesörü’dür. Aynı zamanda bireylerde, ailelerde, enstitülerde

iv

Psikoterapi Enstitüsü Eğitim Yayınları: 253Nörobilim Serisi: 10

Zihnin Gelişimi: İlişkiler ve Beyin Arasındaki Etkileşim Bizi Nasıl Biz YaparDaniel J. Siegel

Özgün Adı:The Developing Mind: How Relationships and the Brain Interact to Shape Who We Are

Copyright © 2012 Mind Your Brain, Inc.Published by The Guilford Press

A Division of Guilford Publications, Inc.

Türkçe yayın hakları Psikoterapi Enstitüsü’ne aittir.

ISBN 978-605-9137-94-2Birinci Baskı: Eylül 2018

Editör: Tahir ÖzakkaşÇeviri: Göksel Güzel

Yayıma Hazırlayan: Menekşe ArıkDizgi ve Kapak Tasarım: Yasemin Gümüş

Baskı: Acar Matbaacılık Prom. ve Yayın. San. ve Tic. Ltd. Şti.Osmangazi Mahallesi Mehmet Deniz Kopuz Caddesi No: 20/1

Esenyurt – İSTANBUL

PSİKOTERAPİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİM ARAŞTIRMA SAĞLIKORG. VE DANIŞMANLIK LTD. ŞTİ.

Eğitim ve Kongre Merkezi: Fatih Sultan Mehmet Caddesi No:285Darıca / KOCAELİ Tel: 0262 653 6699

PSİKOTERAPİ ENSTİTÜSÜ LTD. ŞTİ. BEYOĞLU ŞUBESİAsmalı Mescit Mah. İstiklal Cad. No:120 Galatasaray İşhanı Kat: 5

Beyoğlu / İSTANBUL Tel: 0212 243 2397

www.psikoterapi.com - www.psikoterapi.org - www.hipnoz.com

Page 5: ZİHNİN GELİŞİMİ İÇİN ÖVGÜLER · Los Angeles, California Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde Psikiyatri Klinik Profesörü’dür. Aynı zamanda bireylerde, ailelerde, enstitülerde

v

Maddi’ye

Page 6: ZİHNİN GELİŞİMİ İÇİN ÖVGÜLER · Los Angeles, California Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde Psikiyatri Klinik Profesörü’dür. Aynı zamanda bireylerde, ailelerde, enstitülerde

vi

Dr. Daniel J. Siegel, uluslararası alanda beğeni toplamış bir yazar, ödüllü bir eğitmen ve tanınmış bir çocuk psikiyatristidir. Kültür, Beyin ve Gelişim Merkezi’nde Eş Araştır-macı ve Yargısız Farkındalık Araştırmaları Merkezi Eş Direktörü olarak hizmet verdiği Los Angeles, California Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde Psikiyatri Klinik Profesörü’dür. Aynı zamanda bireylerde, ailelerde, enstitülerde ve topluluklarda içgörü, şefkat ve em-patiyi yükseltmeyi amaçlayan bir eğitim merkezi olan Mindsight Institute Direktörü’dür. Kitapları Akıl Gözü, Pocket Guide to Interpersonal Neurobiology (Kişilerarası Nörobi-yoloji İçin Cep Rehberi), The Mindful Therapist (Terapistin Yargısız Farkındalığı), The Mindful Brain (Beynin Yargısız Farkındalığı), Parenting from the Inside Out (İçten Dışa Doğru Ebeveynlik), The Whole-Brain Child (Çocuğun Sağlıklı Zihni).

Yazar Hakkında

Page 7: ZİHNİN GELİŞİMİ İÇİN ÖVGÜLER · Los Angeles, California Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde Psikiyatri Klinik Profesörü’dür. Aynı zamanda bireylerde, ailelerde, enstitülerde

vii

Psikoterapi Enstitüsü olarak, öncelikle ruh sağlığı profesyonellerinin ya da ruh sağ-lığı ile ilgilenen kişilerin ihtiyaç duyacağı teorik bilgileri ve pratik/uygulamaya yönelik deneyimleri paylaşan özgün ve çeviri yayınlar ile literatüre katkıda bulunmayı hedef-liyoruz. Psikoterapi Enstitüsü Eğitim Yayınları, Psikoterapi Enstitüsü’nün çalışmaları kapsamında gerçekleştirilen atölye çalışmaları, uluslararası konferanslar ve dünya lite-ratüründen seçkileri içermektedir.

Kişilerarası nörobiyoloji yaklaşımıyla insan ilişkilerinin beynin gelişimi üzerine mu-azzam etkisini anatomik, nörolojik ve klinik bilgilerle en ince ayrıntısına kadar ortaya koyan Siegel, geleceğin psikiyatrisine temel oluşturacak bulgulara ve psikiyatrinin yeni ufuklarına ışık tutuyor. Bebek-ebeveyn ilişkisinden duygulara, bellekten kendi kendini düzenlemeye kadar güncel araştırma alanlarını bütünsel bir kavrayış içinde ustalıkla bir araya getiriyor.

Konuya ilgi duyan okuyucuların yanı sıra klinisyenler, psikoterapistler ve araştırma-cılar için başvuru kitabı niteliği taşıyan bu yayını sizlerle buluşturmaktan kıvanç duyarız.

Sunuş

Tahir ÖZAKKAŞPsikoterapi Enstitüsü Başkanı

Page 8: ZİHNİN GELİŞİMİ İÇİN ÖVGÜLER · Los Angeles, California Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde Psikiyatri Klinik Profesörü’dür. Aynı zamanda bireylerde, ailelerde, enstitülerde
Page 9: ZİHNİN GELİŞİMİ İÇİN ÖVGÜLER · Los Angeles, California Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde Psikiyatri Klinik Profesörü’dür. Aynı zamanda bireylerde, ailelerde, enstitülerde

ix

Disiplinlerarası düşüncenin büyüleyici dünyasına hoş geldiniz. Sizi zihin, beyin ve ilişkilerin iç içe geçmiş karmaşasını keşfetme yolculuğumda bana katılmaya davet edi-yorum. Zihnin Gelişimi’nin yaklaşık on iki yıl önceki ilk baskısının yayımlanmasından bu yana, bilimin nesnel incelemeleri ve içsel düşünümün öznel bilgisinden pek çok şey ortaya çıkmıştır. Yolculuğumuzda bizi aydınlatacak olan bu farklı fakat eşit öneme sahip bilgi alanları bu kitabı onurlandırmaktadır.

Kitabın bu ikinci baskısında bilim adamlarından, psikoterapistlerden, eğitimciler-den, filozoflardan, pratisyen hekimlerden ve toplum liderlerinden öğrendiklerimi bir araya getirmekten dolayı derin bir onur duyuyorum. İlk baskıda tanımlanan bilim dalı –“kişilerarası nörobiyoloji” ya da kısaca “KANB”– o günden bu zamana harikulade bir gelişim gösterdi. Bu bilim dalına ait organizasyonlar (bkz. Uluslararası Kişilerarası Nörobiyoloji Araştırmaları Birliği), derinlemesine eğitim veren programlar (bkz. www.mindsightinstitute.com ) ve iki düzineden fazla ders kitabından oluşan bir mesleki kü-tüphane bulunmaktadır.

Bu baskı için kaynakları tümüyle güncellemekteki ve metni gözden geçirmekteki amacım KANB ile ilgili fikirleri düzenlemek ve bilimsel dayanaklarını olabilecek en anlaşılır, kısa ve öz hale getirmekti. Bu yenileme sürecinin ilk safhalarında, kendini işine adamış ve parlak 15 araştırma asistanına sahip olmak benim için büyük bir şanstı. Bu asistanların iki farklı görevi vardı: kaynaklardaki güncel olmayan ve literatürün des-teklemediği bilgileri çıkarabilelim diye “bu kitabın ilk baskısını ve KANB’nin ardında yatan fikirleri çürütmek” ve alternatif bakış açıları sunan yeni araştırmaları ortaya koy-mak. Tüm bu çaba bağlamında iki binin üzerinde bilimsel makale incelendi; kitaptaki her paragraf (projeksiyon cihazı ile Mindsight Enstitüsü’nün duvarına yansıtılarak) ekip tarafından incelendi ve gerekli değişiklikler yapıldı. Bu süreç içerisinde on iki yılı aşkın süredir ortaya atılan varsayımların yeni çalışmalar ve gelişen teknoloji sayesinde kanıt-lanıp kanıtlanmadığını görebilmek için KANB’nin temellerini inceleyen taptaze zihin-lerden faydalandık. Önermelerimizin büyük bir kısmının yeni bulgularla desteklendiğini görmek muhteşem bir deneyimdi.

İkinci Baskı İçin Önsöz

Page 10: ZİHNİN GELİŞİMİ İÇİN ÖVGÜLER · Los Angeles, California Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde Psikiyatri Klinik Profesörü’dür. Aynı zamanda bireylerde, ailelerde, enstitülerde

x

Aynı zamanda kitabın ilk baskısını okumuş bazı insanlarla –on yılı aşkın süredir kitabı derslerinde kullanan eğitimcilerle– görüşme ve kendilerine ikinci baskıda ne gibi değişikliklerin yapılması gerektiğini sorma şansımız oldu. Herkesin ortak cevabı “Bi-limsel kaynakların güncellenmesi dışında hiçbir şey” şeklindeydi. Bu nedenle ilk baskı için gelen olumlu tepkilere sadık kalınarak ve çeşitli bilim dallarında yürütülen araştır-malar yansıtılarak bütünüyle güncellenmiş bir ikinci baskı okuyacaksınız. Ayrıca kültür, cinsiyet, mizaç, kalıtım, bilinç ve onun çeşitli zihinsel ve sosyal süreçlerdeki nöral bağ-lantılarının rolü ile ilgili özel tartışmalar ekledim. Önermelerin büyük çoğunluğu, geli-şen teknoloji sayesinde yapılan araştırmaların sonuçları tarafından desteklenmektedir. Hipotez olarak kalan diğerlerinin durumu ise bilime dayalı tahminler olarak ifade edil-mektedir. Verilerle desteklenen net bulgular ile çıkarımlar arasındaki ayrımı korumak ilk baskının önemli bir özelliğiydi; ikinci baskıda ve bütün olarak KANB alanında da aynı hedef gözetilmektedir.

Bu yeni baskıda aynı zamanda bu yaklaşımın uygulanabilir ve bilimsel taraflarının derinlemesine incelendiği bir son bölümün yanı sıra, bazı karmaşık fikirler ve bunlara ait kelimelerin anlamlarına kolayca ulaşılmasını sağlayan bir terimler sözlüğü bulunmak-tadır. Bunlara ek olarak okuyucuların öğrenmek için yararlanacakları görsel şekiller ve sık sık kullanılan alıntılar eklenmiştir. Doğal olarak tüm vaka örnekleri kişisel özellikleri gizli tutularak sunulmuştur.

Zihnin Gelişimi çeşitli programların en beğenilen kitabı haline geldi; bu ikinci baskının da öyle olacağını umuyorum. Kitap yazmak benim tutkum ve ikinci baskıyı yazmak için bu işe geri dönmek benim zevkle yaptığım bir şey. Bu baskının bölümleri kabaca aynı sıralamada olabilir fakat güncel kaynaklar ve yeni fikirler ile uygulamaların bütünleştirilmesini içermektedir. Dünyanın her yerinden tavsiyelerini gönderen okuyu-cularımıza ve bu çalışma için bilgi birlikteliği anlayışı yaratma tutkusuyla görüş alışve-rişinde bulunan yazarlar ve öğretim üyelerine minnettarım. Marian Solomon ve Bonnie Goldstein, KANB’yi yıllık UCLA toplantımızda profesyonellere tanıtma konusunda harikulade bir ekip oldular ve profesyonel topluluğumuza önderlik ettikleri için kendi-lerine teşekkür ediyorum. Guilford Yayınevi’nin baş editörü ve bu kitabın tüm dünyaya ulaşmasını sağlayan Kitty Moore ile çalışmak çok keyifliydi, kendisine tüm desteği ve bilgeliği için müteşekkirim. Her gün benimle birlikte satır satır gerekli düzeltmeleri ya-pan Barbara Watkins’e muhteşem yeteneğinin yanı sıra detaylara ve akıcılığa büyük itina gösterirken aynı zamanda bütünü aklında tutma becerisi için ne kadar teşekkür etsem azdır. İnsanların sevdiği bir kitabı yeniden ele alarak tamamen güncellemek ve verdiği mesajı net ve bütünleşmiş bir dille yeniden düzenlerken özünün korunmasını sağlamak kitabı yazarken karşılaştığımız zorluklardı. Bu sayfaları onunla birlikte baskıya hazır hale getirmek benim için bir zevkti. Mary Sprayberry taslak metni titizlikle inceledi ve Martin Coleman ise yapım editörlüğünü üstlendi.

Ayrıca KANB’nin düşünsel yuvası olan Mindsight Enstitüsü’nün parçası olan her bir bireye teşekkürü bir borç bilirim. Bu çalışmanın farklı kültürlerdeki uygulama yön-temlerini görebilmek açısından dünya çapındaki online kursumuzun katılımcılarının bu alandaki uluslararası bakış açıları bizim için paha biçilemez. Gerek yerel gerekse uzak mesafedeki öğrencilerin geri bildirimleri bu çalışma için itici güç oldu ve bu alanı güncel

Page 11: ZİHNİN GELİŞİMİ İÇİN ÖVGÜLER · Los Angeles, California Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde Psikiyatri Klinik Profesörü’dür. Aynı zamanda bireylerde, ailelerde, enstitülerde

xi

tutmamız için bizi motive etti. Stephanie Hamilton ve Whitney Stambler dahil tüm ekip ile çalışmak büyük bir zevkti. Whitney kendini kaynakların genişletilmesine ve notların tüm kitap ile bütünleştirilmesine adadı ve bu uğraşları için kendisine teşekkür ederim. Ayrıca taslakların son kontrollerinin yapılmasındaki katkılarından dolayı Eric Berge-mann ve Aubrey Siegel’e minnettarım. CEO’muz Caroline Welch işlerimizi organize et-mede ve KANB’nin olası uygulama alanları ile ilgili öngörü yaratma konularında güçlü bir destek ve ilham kaynağı oldu. Bu ikinci baskının mesajının kalbinde yer alan liderliği için kendisine teşekkür ederim.

On ikiden fazla bilim dalını incelemek ve bu dallarda ortaya çıkan bulguları keşfet-mek bizi oldukça zorladı. Kitap rafları arasında şevkle saatlerimi geçirdiğim kütüphane, ilk baskı için ikinci evim haline gelmişti. O günlerden bugüne internet üzerinden birbi-rine bağlı online kütüphanemiz sayesinde ulaşılabilir olan bilimsel yayınlar ve araştırma makalelerin sayısında katbekat artış oldu. Bu bilgi yolculuğunda bize katılan olağanüstü stajyer grubu ile birlikte bu kitabı güncelleme gibi bir hedef için uğraşmak benim için bir mutluluk kaynağı. İkinci baskıyı meydana getirmek için birlikte çalışmak bize araştırma verilerini inceleme, birçok farklı bilimsel araştırmadan yararlanma, fikirleri birleştirme ve tüm bunları tutarlı bir bütün haline getirme imkânı sağladı. Bu duyarlı ekibin dost-luğundan dolayı kendilerine çok minnettarım: Lisa Baldini, Kimberley Clark, Hannah Farber, Julien Fyhrie, Victoria Goldfarb, Riley Kessler, Cyrus Nahai, Benjamin Nelson, Karen Olivares, Suzanne Parker, Francesca Reinisch, Gregory Sewitz, Katey Solzberg, Lucy Walsh ve Anabel Young. Birlikte keşfetmenin yaratıcı yolculuğuna çıktığımız tüm bu arkadaşlara kendilerini bu projeye adadıkları için müteşekkirim. Elinizde tuttuğunuz bu kitabın, yaşamlarımız boyunca sağlıklı ve dayanıklı zihinlerin gelişimini destekleme-de bize yardımcı olacak somut bir kaynak olarak kullanılabilinirliğinin sürdürülmesini tüm samimiyetimle dilerim.

Page 12: ZİHNİN GELİŞİMİ İÇİN ÖVGÜLER · Los Angeles, California Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde Psikiyatri Klinik Profesörü’dür. Aynı zamanda bireylerde, ailelerde, enstitülerde

xii

Zihin nedir? Nasıl gelişir? Bu kitap zihnin kişilerarası deneyim ile beynin yapısı ve işlevi arasındaki bağ vasıtası ile meydana geldiği düşüncesini araştırmak için çeşitli bilimsel öğretilerden elde edilen bilgileri birleştirmektedir.

Birçok genç gibi ben de ergenlik çağlarımda belirli bir konuya tutku ile kafa yo-ruyordum: İnsanlar ve zihnin doğası beni büyülüyordu. Bir dizi seyahatin neticesinde aileler ve çocukların bakımı alanında uzmanlaşmış bir psikiyatrist oldum. Yol boyunca birçok farklı insan ve onların hayat hikâyeleri ile karşılaştım. Bilimsel eğitim almış ve insan düşüncesine kendini kaptırmış biri olarak, kendimi insanın gelişim sürecini –ol-duğu kişiye nasıl dönüştüğünü– anlamaya çalışırken buldum. Bu süreci araştırmalardan edinilen bilgileri inceleyerek ve insanların yaşamlarının temelinde yer alan öznel dene-yimlere mümkün olduğu kadar yakın olarak anlamaya çalıştım. Bu kitap zihin ve insan gelişimine dair bu anlayış edinme çabalarının birleşimini sunmaktadır.

Zihnin gelişiminin doğasına dair bu inceleme dağ başındaki sakin sohbetlerden dersliklerde ve konferanslardaki hararetli tartışmalara farklı kesimlerden birçok insanı içine almıştır. Son zamanlardaki seminerlerde zihin ve gelişimi şekillendiren deneyimler ile ilgili temel soruları tartışmak için çocuk gelişimi, eğitim, sağlık, nörobilim, psiko-loji, kamu yönetimi ve sosyal hizmet alanlarından bir dizi profesyonelle görüştüm. Bir eğitimci olarak bu deneyimleri yaşamak, bu çalışmayı, zihnin gelişiminin kişilerarası ve nörobiyolojik temeli ile ilgili bilimsel bütünlük sunan bir çerçevede bütünleştirmek konusunda cesaretlendirdi.

Bu kitap çeşitli bilim dallarında çalışan insanlar için kullanışlı olabilir. Klinisyenin bu süreçleri anlaması, hastaların şifa bulmalarına yardımcı olmasını sağlayabilir. Aka-demisyenler bu disiplinler arası girişimler sayesinde kendi çalışmalarının farklı bilim dalları ile nasıl bir ilişki içerisinde olduğunu daha iyi kavrayabilir. Duygu ve kişile-rarası ilişkilerin öğrenme ve belleğin temel güdüleyicilerinden olduğunun anlaşılması eğitimciler için çok faydalı olabilir. Çocuk gelişimi uzmanları ve diğer çocuk yetiştiren insanların, iletişim kalıplarının bir çocuğun gelişmekte olan beynini nasıl direkt olarak etkilediğini bilmeleri bilimsel temelli bir gelişim planı yaratabilmek için elzemdir ve bu

İlk Baskı İçin Önsöz

Page 13: ZİHNİN GELİŞİMİ İÇİN ÖVGÜLER · Los Angeles, California Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde Psikiyatri Klinik Profesörü’dür. Aynı zamanda bireylerde, ailelerde, enstitülerde

xiii

durum çocukların en iyi şekilde gelişmesine olanak sağlar. Diğer birçok insan için, bey-ni oluşturan maddeden zihnin nasıl ortaya çıktığını ve kişilerarası ilişkilerin süreçlerini öğrenmek, mesleki ve özel hayatlarını geliştirebilecekleri faydalı bir anlayış kazandırır. Kişilerarası deneyimler, zihnin yaşam boyu süren gelişimini şekillendirir. Bu kitap, bu kişilerarası süreçlerin nasıl meydana geldiği, bizim ve diğer insanların büyüme ve geli-şimlerine yardımcı olması için nörobiyoloji ile ilgili fikirlerden nasıl faydalanabileceği-miz hakkındadır.

Benim çalışma alanım olan psikiyatride, nörobilimsel araştırmaların sayısındaki büyük artış aşırı uca savrulan bir şekilde yorumlanarak “biyolojik belirlenimcilik” çağ-rısı olarak alınmıştır. Biyolojik belirlenimcilik görüşünü benimseyenler psikiyatrik bo-zuklukların biyokimyasal süreçlerin neticesi olduğunu, büyük çoğunluğunun genlerden kaynaklandığını ve deneyimin pek az etkisi bulunduğunu savunmaktadır. Bu izlenim indirgemeci görülebilir fakat ne yazık ki pek çok psikiyatri öğretmeni ve öğrencisinin ifade ettiği moral bozukluğu, beyne öncelik vereceğiz diye zihni kaçırdıklarını gösteri-yor. İronik olan ve yakın zamana kadar pek bilinmeyen şey ise, nörobilim alanındaki son bulguların tam tersini işaret ettiğidir: Çevre ile olan etkileşimler, özellikle diğer insan-larla kurulan ilişkiler beynin yapısal ve işlevsel gelişimini doğrudan şekillendirmektedir. Beyin mi zihin mi, biyoloji mi deneyim mi, yaradılış mı yetiştirme mi diye tercih yapma-ya çalışmak zorunda değiliz. Bu katı ayrımlar, önemli ve karmaşık bir konu olan insan zihninin gelişimi ile ilgili berrak düşünmenin önünde engeldir.

Kitabın son bölümünün düzeltmelerini bitirdiğim esnada, psikiyatrist olarak eğitim almış ünlü bir nörobilimci tarafından kaleme alınmış bir makale American Journal of Psychiatry’de yayımlandı. Eric Kandel’in “Psikiyatri için Yeni Bir Düşünce Çerçevesi” başlıklı yazısı, psikiyatrinin son zamanlarda kendi içindeki bazı bölünmelerden çok za-rar gördüğünü öne sürüyor. Bu bölünmeler yüzünden insan deneyimi, zihin ve beyin ile ilgili çok sayıda bilgi bütünleştirilememiştir. Bu alanlara odaklanan bilimsel temelli bir sentez sunmanın, profesyonel bölünmeleri geride bırakıp klinisyenlerin ve insan gelişi-mine yardım eden herkesin işine yarayacak yeni bir kavramsal zemin inşa edilmesine olanak sağlayacağını umut ediyorum.

Her ne kadar genetik ve yapısal etkenlerin gelişimin sonuçlarına olan önemli ve so-mut katkılarının farkında olmak önemli olsa da, deneyimin gelişimi nasıl şekillendirdiği ile ilgili gerçekte ne kadar bilgi sahibi olduğumuzu incelemek en az bunun kadar önemli. Böyle dengeli bir bakış açısı sayesinde biz ebeveynler hem sunduğumuz deneyimlerden ötürü sorumluluk hissedebilir hem de çocuklarımızın gelişiminin sonuçlarını sadece ey-lemlerimizin belirlediği şeklinde gereksiz bir suçluluk duygusu taşımaktan kurtulabiliriz.

Ruh sağlığı hizmeti sağlayanların deneyimin insan gelişimindeki rolünden yüz çevirmiş olması, geçmişteki bazı korkunç hataları tekrarlamaktan kaçınma çabamız olabilir. Çok uzak olmayan geçmişte, otistik çocukların anneleri “buzdolabı” olmakla suçlanıyor, şizofreniye hastanın ailesi tarafından “iki arada bir derede” bırakılmış ol-masının sebep olduğu düşünülüyor, bipolar bozukluğu olanlar ruh hallerindeki denge-sizliğin “psikolojik nedenlerinin” araştırılması için binlerce saat terapiye maruz kalıyor, obsesif-kompülsiflerin endişelerinin kaynağı olan bazı erken travmaları bastırdığı sanı-

Page 14: ZİHNİN GELİŞİMİ İÇİN ÖVGÜLER · Los Angeles, California Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde Psikiyatri Klinik Profesörü’dür. Aynı zamanda bireylerde, ailelerde, enstitülerde

xiv

lıyordu. Tüm bu üzücü örneklerde, uzmanlar olarak, hastalarımızın acılarının ve işlev bozukluklarının nedenlerini deneyimde aradık. Niyetimiz iyi olsa da bu bakış açısı bizi yanlış yönlendirdi ve hastalarımız için faydalı olmadı. Tüm bunlar, hastalar ya da ailele-rinin gelişim ya da şifa bulmalarına yardımcı olmadı, ancak kusur ithamlarına ve yersiz suçluluk duygularına sebep oldu.

Psikiyatrik hastalıklara dair çağdaş anlayışımız ve farmakolojik ajanların yerinde kullanımı sayesinde birçok insan yıkıcı boyutta acı ve çileden korunmuştur. Psikiyatrinin ilaç tedavisinin sağladığı bu son derece önemli imkanlardan faydalanabilmesi için ruhsal bozuklukların oluşumunda beynin de payının olduğu düşüncesini benimsemesi gerek-miştir. Fakat deneyimlerin, özellikle de sosyal deneyimlerin zihnin şekillenmesindeki önemini yadsımanın ne hastalarımıza ne de gelişimi anlamak için bize bir faydası vardır.

Eğer sosyal etkenler, yani insan ilişkileri beynin ve zihnin gelişimini şekillendiri-yorsa, bu nasıl gerçekleşmektedir? Bu kitabın amacı, kişilerarası deneyimin zihnin geli-şimini ve duygusal sağlığın korunmasını nasıl etkilediğini inceleyerek bu soruyu açıklı-ğa kavuşturmaktır.

Bu kitabı yazarken girişilen zorlu işlerden biri de zihne, insan ilişkilerine ve öz-nel gündelik yaşama dair kavrayışımızı derinleştirmek için bilimin nesnel görüşlerinden yararlanmaktı. Bu yaklaşımın faydası, insan deneyiminin nasıl meydana geldiğine dair basit mantıkla veya kendimiz üzerine düşünerek edinebileceğimizden çok daha fazla bil-gi sağlamasıdır. Örneğin yaşamın ilk yılları boyunca beyin devrelerinin nasıl geliştiğini anlarsak, daha büyük çocukların ya da yetişkinlerin neden anaokulu öncesindeki dene-yimlerini bilinçli olarak hatırlayamadıklarını da anlayabiliriz. Beynin diğer zihinlere dair farkındalığı nasıl yarattığını öğrenirsek, duygusal iletişimin biyolojik kaynaklarını ve insan ilişkilerinde empati olmaması halinde neler olabileceğini anlamaya başlarız. Buna ek olarak, travmanın beyin gelişimini nasıl etkilediğini anlamak, sonrasındaki bellek bozuklukları ve stresle başa çıkamama sorunlarının nedenini anlamamızı sağlar. Zihni anlamak için bilimsel yöntemleri kullanmak, öznel zihinsel yaşam ve kişilerarası ilişki-lere dair anlayışımızı derinleştirmek için güçlü bir araç olmuştur. İnsanların büyüme ve gelişiminde bu anlayışların çok büyük katkısının olduğu görülmüştür.

Bu nörobiyoloji fikirlerinin insanların tedavi ve gelişimlerine olan katkısını görmek sadece beni heyecanlandırmakla kalmadı, aynı zamanda bu kitabı bitirmek için gereken enerjiyi de sağladı. Bu vazife ailemin eşsiz desteği olmadan gerçekleştirilemezdi. Kim bilir kaç kez “Sonunda bitti!” cümlesini duydular ve sadece birkaç hafta sonra beni bir sonraki taslak üzerinde çalışırken buldular. Onların sürekli cesaret vermeleri benim için paha biçilemez.

Guilford Yayınevi başlangıçta benden bellek ve psikoterapi ile ilgili bir kitap yaz-mamı istedi. O zamandan bu zamana kitabın konusu genişledi; sabırlı editörüm Kitty Moore’un desteği ile zihin, beyin ve insan ilişkilerine dair temel soruları kapsayan bir hal aldı. Bu çalışmaya olan inancı ve tamamlama sürecindeki hünerli katkıları için kendisine teşekkür ediyorum. Guilford’un etkili ve duyarlı yayın ekibine ve titizliklerinden dolayı özellikle Anna Brackett ve Mary Sprayberry’e minnettar olduğumu belirtmek isterim.

Page 15: ZİHNİN GELİŞİMİ İÇİN ÖVGÜLER · Los Angeles, California Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde Psikiyatri Klinik Profesörü’dür. Aynı zamanda bireylerde, ailelerde, enstitülerde

xv

Meslek yaşantım içerisinde, klinik eğitimimi en çok hastalarım sayesinde geliş-tirdiğimi söylersem abartmış olmam. Gerek mesleki gerek kişisel olarak, bana hayatım boyunca öğrenmeyi hayal edebileceğimden fazlasını öğrettiler. Ayrıca psikoterapist ola-rak gelişimime yardım eden ve destekleyen Jim Grodstein, MD, Chris Heinicke, PhD, Regina Pally, MD, Arnold Scheibel, MD ve Don Schwartz, MD, gibi klinik öğretmenlere sahip olmak benim için çok büyük bir şanstı. Bu yolculukta bize birçok öğrenci de eşlik etti; UCLA’da Dr. Mary O’Connor ile birlikte yönettiğimiz Bebek ve Okul Öncesi Ser-visi, Mindsight Enstitüsü ve dünyanın her yerinden online derslerimizin öğrencileri gibi. Bunlar, incelemek ve kavramsallaştırmak için sürekli akıl yürüten, karmaşık fikirleri anlamaya ve aktarmaya çok hevesli öğrencilerdi. En hareketli öğretmenlik deneyim-lerinden biri, politik savaşların yıkıcılığını ve çocuk istismarını çözmekle uğraşan ve Doğu Avrupa’dan birçok farklı ülkeden gelen psikoterapist ekipleriyle çalışma fırsatın-dan doğdu. Dr. Pamela Sicher ve Dr. Owen Lewis tarafından yönetilen Çocuk Ruh Sağ-lığı İttifakı Vakfı, bu fedakar ve özverili terapistlere, gelişmekte olan ülkelerinde çocuk istismarını değerlendirme, tedavi etme ve (hepimizin umut ettiği gibi) önlemenin temel öğelerinin öğretilmesi için özgün bir eğitim programı geliştirdi. Bu terapistlerin kendile-rini nasıl adadıklarını görmek ve bu kitaba ait fikirlerin tüm kültürler için ulaşılabilir ve kullanılabilir olduğunu duymanın coşkusu ilham verici.

Deneyimlerin beyni nasıl şekillendirdiği ve zihni nasıl düzenlediği ile ilgili sorular, bölgesel bir çalışma grubu olan ID-CNS Enstitüsü’nün (Gelişimsel ve Klinik Nörobilim Enstitüsü) ateşli tartışma konularıydı. Bu Enstitü’nün üyelerine –Lou Cozolino, PhD, Allan Schore, PhD, Judith Schore, PhD, John Schumann, PhD– zihin ve beyin üzerine yaptığımız bu yolculukta bana eşlik ettikleri için teşekkür ederim. Çocukluk arkadaşım ve zihnin önemi üzerine konuşmalar yaptığım Jonathan Fried metin ile ilgili değerli fi-kirlerini benimle paylaştı ve özellikle taslak metindeki “böylece”lerin çokluğuna dikkat çekmek konusunda yardımcı oldu. Kendisine bundan dolayı teşekkür ediyorum. Oluşu-munun çeşitli aşamalarında, bu kitabı okuyarak çok faydalı yorum ve sorularını paylaşan Daniel Attias, merhum Lisa Capps, PhD, Leston Havens, MD, Eric Hesse, PhD, Althea Horner, PhD, Mary Main, PhD, Eleanor Ochs, PhD, Sarah Steinberg, Caroline Welch ve Guilford Yayınevi’ndeki düzeltme sürecine dahil olan tüm isimsiz editörlere ayrıca teşekkür ederim.

Teşekkür edilmesi gereken başka insanlar da var. Tıp fakültesinde, çocuk hastalık-ları ile ilgili danışmanım ve arkadaşım olan Dr. Tom Withfield III, henüz yolun başın-dayken bana “hastalarla ilgilenmenin yolu onları sevmekten geçer” prensibini öğretti. Daha sonra bu kitaba dönüşmüş olan ilk nüsha, 1996 yılındaki ölümünden önce Tom ve eşi Peg’in Berkshires’taki evlerini ziyaret için çıktığım seyahatte yazılmaya başlandı. Hayatımdaki böylesi önemli bir bağlanma figürünü kaybettikten sonraki yas sürecini anlamlandırmaya çalışmanın bana öğrettiklerini bu kitaba yansıttım. Aynı yıllarda diğer bir kişi, tıp fakültesinde “hayatımı” kurtarmış olan Dr. Leston Havens, Boston’un karışık psikiyatrik ikliminde kendi deneyimlerime tutunmam konusunda bana güç verdi. Çocuk ve yetişkin psikiyatrisi uzmanlık eğitimim boyunca Dr. Joel Yager, Dr. Gordon Strauss ve merhum Dr. Dennis Cantwell farklı yönlerdeki incelemelerimi ve profesyonel tut-kularımı düzenleme çabalarımı desteklediler. UCLA’daki Ulusal Ruh Sağlığı Enstitüsü

Page 16: ZİHNİN GELİŞİMİ İÇİN ÖVGÜLER · Los Angeles, California Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde Psikiyatri Klinik Profesörü’dür. Aynı zamanda bireylerde, ailelerde, enstitülerde

xvi

araştırma eğitimi yıllarımda Marian Sigman, PhD ve Robert Bjork, PhD, rehberliklerini benden esirgemediler. Yarattıkları o muazzam disiplinlerarası eğitim ortamı birlikte araş-tırma yapılmasına olanak sağladı.

Psikiyatri öğrencisi olduğum yıllar boyunca, meslek yaşantısının büyük bir kısmını yaşamın ilk yıllarındaki deneyimlerin gelişimi nasıl etkilediğini araştırmaya adamış olan Robert Stoller, MD, tarafından süpervizyon almış olmak benim için bir onurdur. Tera-pistler olarak hastaları, zihni ve kendi deneyimlerimizi tartışmak için saatlerimizi har-cardık. Konularımızdan biri insan iletişimiydi. Bob’un elim bir kaza sonucu ölümünden önceki son kitaplarından birinde yazdığı gibi:

Yine de netlik arayışı içinde bir haz duygusu barındırıyor ve ben bunun bilincine tam anlamıyla daha yeni yeni varıyorum. Bazen bir cümleyi mümkün olan en sade haline getirmeye çalışırken cümlenin bir soruya, paradoks ya da şakaya dönüştüğünü görüyo-rum (bu üçü aynı şeyin farklı halleri, tıpkı buz, su ve buhar gibi). İyi ki böyle oluyor: netlik soru sorar, yanıt vermez. Belki önümüzdeki yüz yıl içerisinde, bir Zen üstadı gibi popomun üzerine otururken nihayet net bir cümle kuracağım. Fakat içinde kelime olma-yacak (Stoller, 1985, s. x).

Basit bir dil kullanmak, gerekmediği yerde mesleki dil kullanmamak, kısa ve anla-şılır cümleler kurmak konusunda elimden gelenin en iyisini yapmaya çalıştım. Anlatmak istediğimiz şeyi olduğu gibi iletme konusunda kelimelerin yapabilecekleri sınırlı olsa da hem karmaşık fikirlere hem basit gerçeklere dair bilgileri paylaşmanın yegâne yöntem-lerinden biridir. Kelimeler, bir zihni diğerinden ayıran zaman ve mekân sınırları ötesin-den iletişim kurmamıza olanak sağlar. Kelimeler sayesinde yaşamlarımızın hikâyesini anlatırız ve yaşadığımız dünya ile kendimizi anlama dürtüsünü yansıtan bilimsel keşifler arasında bağ kurarız. Kitabın içindeki hikâyeler ve bilimin, sosyal zekâyı daha iyi anla-mamıza ve kişilerarası deneyim ve zihnin yaşam boyu gelişimi ile ilgili cevaplanmamış birçok ilginç ve önemli soruya dikkat çekmeye yardımcı olmasını dilerim.

Page 17: ZİHNİN GELİŞİMİ İÇİN ÖVGÜLER · Los Angeles, California Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde Psikiyatri Klinik Profesörü’dür. Aynı zamanda bireylerde, ailelerde, enstitülerde

xvii

İçindekilerZihnin Gelişimi İçin Övgüler ...................................................................................................................................................... iYazar Hakkında ...........................................................................................................................................................................viSunuş ...............................................................................................................................................................................................viiİkinci Baskı İçin Önsöz ..............................................................................................................................................................ixİlk Baskı İçin Önsöz ...................................................................................................................................................................xii

BÖLÜM 1Zihin, Beyin ve İlişkiler ...............................................................................................................................................................1

BÖLÜM 2Bellek ..............................................................................................................................................................................................41

BÖLÜM 3Bağlanma ......................................................................................................................................................................................81

BÖLÜM 4Duygu ........................................................................................................................................................................................... 129

BÖLÜM 5Zihinsel durumlar ................................................................................................................................................................... 165

BÖLÜM 6Tasarımlar: İşlemleme Modları ve Gerçekliğin İnşası ........................................................................................... 195

BÖLÜM 7Kendi Kendini Düzenleme ................................................................................................................................................... 237

BÖLÜM 8 Kişilerarası Bağlantı ............................................................................................................................................................. 273

BÖLÜM 9Bütünleştirme .......................................................................................................................................................................... 299

SON SÖZBütünleştirmeyi Geliştirme Çerçevesi ........................................................................................................................... 337Terimler Sözlüğü ..................................................................................................................................................................... 345Notlar ........................................................................................................................................................................................... 357Kaynaklar................................................................................................................................................................................... 381

Page 18: ZİHNİN GELİŞİMİ İÇİN ÖVGÜLER · Los Angeles, California Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde Psikiyatri Klinik Profesörü’dür. Aynı zamanda bireylerde, ailelerde, enstitülerde

xviii

Page 19: ZİHNİN GELİŞİMİ İÇİN ÖVGÜLER · Los Angeles, California Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde Psikiyatri Klinik Profesörü’dür. Aynı zamanda bireylerde, ailelerde, enstitülerde

1ZİHNİN GELİŞİMİ

Zihinsel deneyimlere odaklanan alanlar, “zihin” tanımlaması yapmaktan genellik-le kaçınır. Bu kaçınma, muhtelif haklı gerekçelerin herhangi birinden kaynaklanabilir. Tanımlamaların bütünlüklü bir anlayışa ulaşmamızı kısıtlayabileceğini savunan felsefi yaklaşım vardır mesela; ya da zihnin gizeminin, zihnin tanımlayıcı özelliklerini betim-lememize engel olduğu düşüncesi bulunur. Ya da bazen “zihin” kelimesi, öznel içsel ya-şantımızın gizemli kaynağının belirteci, yani bu bilinmezin yerine kullanılır. Bu kitapta, tüm bu yaklaşımlara saygı duymakla beraber riskli bir işe de kalkıştım; yaşamlarımızın nasıl geliştiğini ve sağlıklı bir zihnin gerçekte nasıl olabileceğini anlamamıza çok faydalı olmuş işler bir zihin tanımını inceliyorum. Neticede, en azından zihnin temel özellikleri-ni tanımlamaya teşebbüs etmezsek, sağlıklı bir zihni oluşturabilecek unsurları saptama-mız nasıl mümkün olabilir?

Bu kitap çeşitli bilim dallarından edinilen yeni bulguların, zihnin gelişimine dair nasıl yeni bir anlayış kazandırabileceğini incelemektedir. Bu bilim dalları zihnin nasıl işlediğine dair pek çok fikir vererek insan deneyimine ilişkin derinlemesine fakat fark-lı bakış açıları sunar. Örneğin nöroloji beynin bellek ya da algı gibi zihinsel süreçleri nasıl meydana getirdiği ile ilgili bilgi verebilir. Gelişim psikolojisi çocukların aileleri ile birlikte yaşadıkları süre içerisindeki zihinsel gelişimlerinin nasıl olduğuna dair bir bakış açısı sunar. Antropoloji ise, farklı kültürlerdeki ilişkisel deneyimler ve iletişim kalıplarının zihnimizin gelişimini nasıl direk olarak şekillendirdiğini anlamamızı sağlar. Psikiyatri, bireylerin hayatlarının gidişatını temelden değiştiren duygusal ve davranışsal karışıklıklardan dolayı çektikleri acılara dair klinik bir bakış açısı sunar. Bu bilim dalları genellikle birbirinden yalıtılmış halde işlev gösterir. Fakat bu bilim dallarının güncel bulgularını sentezlemeye giriştiğimizde, birçok bağımsız çalışma alanının inanılmaz bir yakınsaması ortaya çıkar. Bu yakınsama “bilgi birlikteliği” olarak adlandırılabilir – ba-ğımsız bilim dallarından gelen ortak bulguların keşfi.1 Bu bulgular zihnin beyin madde-sinden ortaya çıkma sürecine ve kişilerarası ilişkilerimizdeki iletişimimizin zihnimizi nasıl şekillendirdiğine ışık tutar. Amacım kişilerarası deneyimin nörobiyolojisine temel oluşturan bu bilimsel bakış açılarının bazılarını genel olarak özetlemek ve bütünleştir-mektir.

Zihin, Beyin ve İlişkilerKişilerarası Nörobiyoloji Perspektifi

BÖLÜM 1

Page 20: ZİHNİN GELİŞİMİ İÇİN ÖVGÜLER · Los Angeles, California Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde Psikiyatri Klinik Profesörü’dür. Aynı zamanda bireylerde, ailelerde, enstitülerde

2 ZİHİN, BEYİN VE İLİŞKİLER

Daha net olarak ifade etmem gerekirse, zihnin gelişiminin daha iyi anlaşılması için, zihinsel süreçleri (örneğin bellek ve duygu) nörobiyoloji (örneğin belirli beyin devrele-rindeki nöronların aktivitesi) ve kişilerarası ilişkiler (örneğin iletişim kalıpları) ile bü-tünleştiriyorum. Aslında bu bütünleştirme, gerek bu kitabı yazmayı, gerek ise okumayı güçleştirmektedir. Bu durumun, önceki öğrencilerimin birçoğunda olduğu gibi, nörobi-yolojiye yeni başlamış kişiler için engel oluşturmasından endişe ediyorum. Çünkü ilk kez duydukları terimler ve fikirler onlar için çok bunaltıcı olabilir ve okumaya devam etme heveslerini azaltabilir. Yine de birçok eğitim deneyimi, bunun için çaba sarf etme-ye değeceğini göstermektedir. Bölümler ilerledikçe, her bir konunun, bu alana yaban-cı kişiler tarafından kolayca anlaşılabilmesini sağlayacak bir arka plana yer vermeye çalıştım. Herhangi bir uzmanlık bilgisine gerek yoktur. Yeni kavramlar ve terimlerle karşılaşmak elbette ki kaçınılmazdır fakat kitabın tümündeki bilgileri okuyucunun gö-züyle bakarak derlemeye, belirli bulguların önemini özetlemeye ve kitapta tekrar edilen belirli eğilimlere bilgi notları eklemeye özen gösterdim. Kişisel, bilimsel ya da mesleki ilgi alanlarınız ne olursa olsun, bu kitabı okuduğunuzda daha önce yaşamadığınız de-neyimleri kavrama yeteneğiniz artacaktır. Zihniniz hayatta olup biten şeyleri anlama ve bunlara cevap verme hususlarında bütüncül bir bakış açısı ile donatılacağından dolayı, bu yaklaşımı öğrenmek “şans, ona hazır olanın yanındadır” şeklinde betimlenebilecek bilimsel görüşü destekleyecektir. Bazen yabancı gelebilecek bu isimlerin ve fikirlerin görünen yüzünün hemen ardında çok kullanışlı bilgiler ve kolayca ulaşılabilir birçok kavram bulunmaktadır. Baştan itibaren müşterek bir anlayışla hareket etmek, kişilerarası ilişkiler ve zihnin gelişimi ile ilgili heyecan verici ve karmaşık bulguları anlamlandırma hususunda size yardımcı olacaktır. Yeni sularda yüzmek isteyenler için, disiplinlerarası çalışmanın büyüleyici dünyasına hoşgeldiniz!

ZİHNİ TANIMLAMAKOnlarca bilim adamının birbirleriyle zihin üzerine iletişim kurmasını sağlayan bir

zihin tanımlaması şöyledir: “Zihnin temel bir özelliği, bilgi ve enerji akışını düzenleyen, vücut bulmuş ve ilişkisel bir süreç olmasıdır.” Bu tanımı, Beyin Yılları olarak bilinen 1990’ların başlarında, beyin ve zihin arasındaki bağlantıyı tartışırken müşterek bir baş-langıç noktamız olması amacı ile 40’tan fazla bilim adamına sundum. Antropologlardan nörobilimcilere tüm araştırmacılar bu bakış açısını kullanarak her bir bilim dalının ger-çekliğin doğasını keşfetme yöntemini tanımlamanın ortak bir yolunu bulabilmişlerdir. Bilgi ve enerji akışı, aynı kültürden insanların kendi aralarındaki paylaşımlardır ve bu akış bir beyin tarayıcısı vasıtasıyla ölçülür. İnsan doğasına dair farklı bakış açılarımızı paylaşmanın bir yolu olarak, dört yılı aşkın süre bu tanımdan faydalandık. Böylece, en sonunda kişilerarası nörobiyoloji (KANB) olan disiplinler arası bilim dalının ilk tohum-ları, bu topluluğun bereketli topraklarına ilk kez ekilmiş oldu. KANB diğer bir kişi ile aramızdaki en derin ilişki bağlantılarından genel sinir sistemimiz içerisindeki sinaptik bağlantılara kadar her şeyi içermektedir. Kültürlerin ve ailelerin kişilerarası gücünü kap-sar ve bununla beraber moleküler mekanizmalara ışık tutar; her birinin öznel zihinsel yaşamlarımıza katkısı vardır. KANB nörobiliminin bir dalı değildir. İnsanoğlunun doğa-sını araştıran çeşitli disiplinlerden elde edilen bulguların birleştirildiği engin bir alandır.

Page 21: ZİHNİN GELİŞİMİ İÇİN ÖVGÜLER · Los Angeles, California Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde Psikiyatri Klinik Profesörü’dür. Aynı zamanda bireylerde, ailelerde, enstitülerde

3ZİHNİN GELİŞİMİ

KANB, bilimi temel alarak beyin, zihin ve kişi-lerarası ilişkilerimiz arasındaki bağlantılara dair bir anlayış yaratmayı amaçlamaktadır. KANB, kişilerarasının ötesinde, yaşayan diğer canlılar ve tüm dünyamız ile olan ilişkimizi anlamamız için kullanılabilir. Bu yaklaşım sayesinde sağlıklı yaşamı anlamak ve desteklemek için yeni stratejiler geliştirmek mümkün. Zihni tanım-layabilir ve aynı zamanda yaşamımız boyunca gelişen zihnimizi nasıl sağlıklı bir şekilde yetiştirebileceğimizi tasarlayabiliriz.

Bu çerçevedeki fikirler üç temel başlıkta toplanır:

1- İnsan zihninin temel unsuru, beynin kendi içinde ve diğer beyinlerle arasın-daki enerji ve bilgi akışını düzenleyen, vücut bulmuş ve ilişkisel bir süreç olmasıdır.

2- Vücudun ve ilişkilerin geliştirdiği bir özellik olarak zihin, içsel nörofizyolojik süreçler ve ilişkisel deneyimlerden oluşur. Başka bir deyişle, zihin, tüm vücu-da yayılmış olan sinir sisteminden ve ilişkilerde kullanılan iletişim kalıpların-dan meydana gelen bir süreçtir.

3- Beyin gelişiminin işlev ve yapısı, deneyimlerin, özellikle de kişilerarası ilişkilerdeki deneyimlerin, sinir sisteminin genetik olarak programlanmış olan olgunlaşma sürecini şekillendirmesiyle belirlenir.

Kısaca, insan ilişkileri nöral bağlantıları şekillendirir ve her birinin zihnin oluşumu-na katkıda bulunur. İlişkiler ve nöral bağlantılar birlikte zihni şekillendirir. Bu, parçala-rın toplamından fazlasıdır; bu, meydana gelmenin özüdür.

Zihne dair bir görüş psişenin sözlük tanımlaması ile paralellik gösterir: “1-) insan ruhu; 2-) idrak; 3-) psikiyatri – öznel olarak algılanan, kendi karmaşık süreçleri ile birlik-te fiziksel süreçlere dayanan işlevsel varlık olarak zihin: tüm organizmayı ve kendisinin çevre ile olan etkileşimini yönetir.”2

Bu kitap sadece beynin faaliyetlerinden çok zihnin varlığı kavramını genişletmek-tedir. Toplumsaldan sinaptiğeherşeyi birleştirmek için tüm bilimsel disiplinlerden fay-dalanan bir KANB perspektifi sunmaktadır. Güncel nörobilim, beynin zihin ile ilgili bölümünü ele alarak yapısı ve işlevi arasındaki bağlantıyı ortaya çıkarmakta ve dene-yimin zihinsel süreçleri nasıl şekillendirdiğini anlamamızı sağlamaktadır.3 Deneyim, nöronlar arasındaki bağlantıların yapısı ve faaliyetini başkalaştırarak, bellek, duygu ve kişisel farkındalık gibi muhtelif süreçlere yol açan devreleri doğrudan şekillendirir. Aynı zamanda biliyoruz ki, deneyim ve nöronların tetiklenmesi, gen ifadesini kontrol eden düzenleyici molekülleri değiştirir – “epigenez” olarak adlandırılan süreç.4 Bu epigenetik değişimler, deneyimin, beynin bazen yaşam boyu süren gelişimini nasıl güçlü bir şekilde değiştirdiğini su yüzüne çıkarır. Aslında nöroplastisite alanındaki son çalışmalar, beynin yapısal bağlantılarını deneyim ile tüm yaşam boyunca değiştirmeye devam ettiğini orta-ya çıkarmaktadır.5 Buna ek olarak, evrim üzerine yapılan çalışmalar, memeli beyinleri-mizin son derece sosyal olduğunu ve bu sosyal ilişkilerin, yaşamımızın ilk günlerinden

Zihin, enerji ve bilgi akışını düzenleyen, vücut bulmuş ve ilişkisel bir süreçtir.

Page 22: ZİHNİN GELİŞİMİ İÇİN ÖVGÜLER · Los Angeles, California Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde Psikiyatri Klinik Profesörü’dür. Aynı zamanda bireylerde, ailelerde, enstitülerde

4 ZİHİN, BEYİN VE İLİŞKİLER

itibaren nöron işlevi üzerinde çok büyük etkiye sahip olduğunu iddia etmektedir. Zihne dair bakış açımızın ilişkisel kısmına gelirsek, insanlar ara-sındaki iletişim kalıplarının zihnin işlevlerini şe-killendirmedeki önemini göstermek için gelişim ve ailenin işlevini konu alan bir çok çalışmadan faydalanabiliriz. Geçmişin şu andaki deneyimlerimizi nasıl şekillendirdiği ve gelecek-teki eylemlerimizi nasıl etkilediğini derinlemesine kavramak için deneyimin zihin üze-rindeki etkisine dair tüm bildiklerimizi kullanabiliriz. Zihin, beyin, ilişkiler ve deneyimi kavramak, bunların zaman boyunca kurdukları bağları gösteren ve insan gelişimini dört boyutlu olarak görmemize olanak sağlayan bir pencere sunar.

Bu kitap çocuk gelişimi, iletişim, karmaşık sistemler, kültürel antropoloji, duygu, evrim, bilgi işlem, bellek, hikâye ve nörobiyoloji çalışmalarının birlikteliğinden oluşan bir dizi bilimsel disiplinin bulgu ve kavramlarını harmanlamaktadır. Kendi ihtisasları bu alandan farklı olan insanların anlayabilmesi ve kendi profesyonel ya da kişisel yaşamları ile ilgili bulguları uygulayabilmeleri için yeterli bir girizgâh sunmaya çalıştım. Zihnin gelişimi ile ilgili bilinenleri incelediğimizde, insanların yaşamları boyunca büyümeye ne şekillerde devam edebildiğine dair çok önemli bilgiler edinebiliriz. Çocukluk ve gençli-ğimizi geride bırakmış olsak bile, zihnin gelişimi sürekli devam eder.Zihinsel süreçler ve beynin işleyişi arasındaki bağlantıları anlayarak, kişilerarası ilişkilerin zihnin oluşumu-nu şekillendirmede esas rolü oynamaya – gerek yaşamın ilk yılları gerek tüm yetişkinlik boyunca –nasıl devam ettiğine dair nörobiyolojik bir temel inşa edebiliriz.

ENERJİ VE BİLGİ AKIŞIEnerji ve bilgi akışı kalıplarını oluşturan düzenleyici süreç olan zihnin kısmen vü-

cuda yayılmış nöronların faaliyetlerinden doğduğu söylenebilir.6 Unutulmamalı ki, zih-nin salt kafatası içindeki beynin bir ürünü olduğu görüşü çok yetersiz kalabilir. Sosyal olacak şekilde evrimleştik ve zihinsel süreçler, içsel nöral bağlantılarımızın yanı sıra di-ğer insanlarla kurduğumuz kişilerarası iletişimsel bağlantılarımızın bir ürünüdür. Bu ha-tırlatma olmaksızın, aklımız kolaylıkla “zihin temelde beynin faaliyetidir” düşüncesine kayabilir. Bu metindeki bilimsel temellere dayanan görüşe göre, zihnin meydana gelişi, sadece sinir sisteminin işleyişinden kaynaklanmaz, bunun ötesinde bir oluşumdur. Hem dahili nöral işlevlerimiz hem de iletişimsel paylaşım süreçlerimiz, burada zihin olarak tanımladığımız işlemi meydana getirir.

Bu konunun altını en başta çizmek önemli. Bazen nörobilim araştırmacıları ya da popüler medya, zihnin, temelde beynin bir ürünü olduğunu ifade etmektedirler. Bu sık kullanılan görüşe göre, zihinsel yaşam beyinsel faaliyetlerle bir tutulmaktadır – beyinde-ki nöronların birbirini ateşlemesinin bir ürünü. Fakat bu kitapta, tüm vücuttaki (sadece kafatasının içindeki beyin değil) nöral işlevlerden meydana gelen zihinsel süreçleri ve ilişkisel süreçleri (sadece beden olarak kişi ya da sinir sistemi değil) algılayan daha geniş bir bakış açısı sundum. Zihin, vücut bulmuş bir şeydir, kafatasına hapsolmuş değil. Ve zihin aynı zamanda toplumdan yalıtılarak meydana getirilen bir ürün değildir, ilişkisel-

Çocukluk ve gençliğimizi geride bırakmış olsak bile, zihnin gelişimi sürekli devam eder.

Page 23: ZİHNİN GELİŞİMİ İÇİN ÖVGÜLER · Los Angeles, California Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde Psikiyatri Klinik Profesörü’dür. Aynı zamanda bireylerde, ailelerde, enstitülerde

5ZİHNİN GELİŞİMİ

dir. Bu ilişkiler, bireyin yeryüzündeki diğer varlıklarla, özellikle de diğer insanlarla olan iletişimini kapsar. Bu kitap özellikle yaşamlarımızda zihnin meydana gelişini şekillendi-ren kişilerarası ilişkilerdeki önemli yönlere odaklanmaktadır. Fakat bizim doğa ile, geze-genimiz ile, üzerinde yaşadığımız ve aynı zamanda zihinsel (ve fiziksel) yaşamlarımızı şekillendiren yeryüzü ile de ilişkilerimiz var. Yeryüzü ile olan bu ilişkimiz, su içerek ya da nefes alarak yaşantımızı sürdürmemizi sağlayan, bizim için hayati olan ilişki şeklidir. Fakat bu kitap öncelikli olarak, ilişkinin iki birey arasında olan türüne odaklanmaktadır. Bu “bilgi ve enerji akışını düzenleyen, vücut bulmuş ve ilişkisel süreç”in sosyal doğa-sıdır.

Bu açıklamadan varılacak sonuçların önemini, kitabın sayfalarında yapacağınız yolculukta göreceğinizi ümit ediyorum. Bu sonuçlardan biri, bizim kendi zihnimize “sa-hip” olmadığımızdır – bizler, bireysel benlik olarak, zihnimizin faal olması için diğer insanlara bağımlıyız. Bu tanımlamanın ilişki ile ilgili kısmı bazı insanları rahatsız et-mektedir. Fakat eğer bir aile olarak yaşıyorsanız ya da birebir ilişki içindeyseniz, öznel, içsel zihinsel yaşantınızın diğer insanlar tarafından derinlemesine etkilendiğini bilirsiniz. Bilimsel yönden, herhangi bir antropolog ya da sosyolog, zihinsel yaşantımızın ilişkisel kısmının tamamen hakikat olduğunu araştırmalar vasıtasıyla bilir. Bu nedenle, sosyal olan ile sinaptik olan arasında bağlantı kuracak bir şeye ihtiyacımız var. İnsan gerçek-liğinin bu iki seviyesinin arasında kolaylıkla geçiş yapabilmek için, bu ikisini birbirine bağlayan ortak bir zemin oluşturmamız gerekiyor.

Biriyle konuşurken, gırtlağımız, kinetik enerji olarak ortaya çıkan hava molekülle-rinin hareketlerini tetikler. Kulak zarı, bu enerji akışına, ses siniri ve beynin aşağı yönlü nöron devreleri arasında elektrokimyasal enerji hareketi yaratarak tepki verir. İyonlar, nöron membranlarının içinde ve dışında hareket eder ve kimyasal nörotransmitterlerin serbest kalması aşağı yönlü nöronları aktif hale getirir. Tüm bu nöral ateşleme modelleri daha önce öğrendiklerimizle eşleştiğinde bu “enerji akışı” bilgisel bir değer kazanır ve dinleyici, konuşan kişinin ne dediğini anlar.

Burada “iletişimin” enerji ve bilgi paylaşımına dayandığını görebiliriz. Fakat zihin-sel yaşamın bu paylaşılan öğeleri nelerdir? Enerji akışının farklı formlarını incelemek için muhtelif farklı enerji ölçümleri kullanılabilir. Beyin görüntüleme çalışmaları, be-lirli nöral bölgelerdeki metabolik enerji tüketim süreçlerini ya da bölgesel nöral faaliyet kümesi olduğu düşünülen belirli alanlara doğru gerçekleşen kan akışını inceler. Elekt-roensefalogramlar (EEG), kafamıza yerleştirilen elektrotlar vasıtasıyla ölçülen, beynin yüzeyi boyunca gerçekleşen elektriksel faaliyeti hesaplar. Bu “enerji akışı” hesaplama-ları, bazı gizemli maddelerin evrene doğru akışına dair bilimsel olmayan görüşler gibi basite indirgenmemiştir. Nörobilim, nöronların enerji tüketiminin etkinleşmesi yoluyla gerçekleşen beyin işlevlerinin durumunu inceler. Beyindeki bu uyarılma ve etkinleşme durumunun yeri ve seviyesi – bu enerji akışı – zihinsel süreçlerimizi doğrudan etkiler.

Fakat zihin, enerji akışının düzenlenmesinin yanı sıra bilgi akışının düzenlenmesini de kapsar.7

Bilgi nedir? Oldukça temel bir düzeyde “bilgi”, sembolik anlamı olan enerji gir-dabından meydana gelir. Eğer Yunanca bilmiyorsanız, “glicanera” kelimesini söyledi-

Page 24: ZİHNİN GELİŞİMİ İÇİN ÖVGÜLER · Los Angeles, California Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde Psikiyatri Klinik Profesörü’dür. Aynı zamanda bireylerde, ailelerde, enstitülerde

6 ZİHİN, BEYİN VE İLİŞKİLER

ğimde, bu harflerden meydana gelen seslerden herhangi bir bilgi türetemeyeceksiniz. Evet, harflerin kendilerine ait bilgileri vardır; “g” harfi “ge” şeklinde söylenir ve diğer sesler de birleştirildiğinde “glicanera” kelimesini söyleyebilirsiniz. Bu bakış açısı ile, harflerin, bilginin parçaları olduğu söylenebilir – belirli sesleri temsil eden kısa ve eğri çizgiler. Fakat kelimenin bütünü sembolik bir anlama sahip olmayabilir. Eğer Yunanca biliyorsanız, bu kelimenin anlamının “tatlı su” olduğunu ve aynı zamanda Girit Adası’n-da harikulade bir plajın adı olduğunu “bileceksiniz”. Şimdi harflerin sahip olduğu ses-lerden ziyade “glicanera” kelimesinin neyi temsil ettiğini biliyorsunuz. Bu bilgi, bu ses dizisinin yani “glee-kah-nehr-ah”daki enerji akış kalıbının içinde yerleşik olan sembolik anlamdan gelir.

KANB dahilinde, enerji ve bilgi akışının üç yönü olarak zihin, beyin ve ilişkileri inceleyece-ğiz. Beyin, bu akışı şekillendiren, vücut bulmuş nöral mekanizmadır; ilişkiler, akışın paylaşılma-sıdır; zihin, bilgi ve enerji akışını düzenleyen, vücut bulmuş ve ilişkisel süreçtir. “Zihin nerede-dir?” sorusunu soracak olursak, düzenleyici işlevlerinin sinir sisteminde vücut bulduğu-nu ve kişilerarası ilişkilerimizde yerleşik olduğunu söyleyebiliriz. Kişilerarası ve nöral süreç, gerçekliğin hem psikolojik hem de ilişkisel çerçevesi içinde, zihinde meydana gelir. Zihin, yaşantımızın en az bu iki yönünün etkileşimi ile gelişir.

Zihin, beyin ve ilişkiler üç farklı öğe değildir. Onun yerine, “bir gerçeğin üç yönü” denmesini öneriyoruz – enerji ve bilgi akışı gerçekliğinin. Madalyonun farklı yüzleri olduğu gibi, bir varlığın da birçok özelliği, börçok yönü olabilir. Zihnin bu yönü, ilişki-ler dahilinde paylaşılan ve beynin fiziksel mekanizmaları yoluyla taşınan, tüm vücuda yayılmış sinir sisteminin içinde vücut bulmuş enerji ve bilgi akışını düzenler. Atıfta bu-lunmayı, okumayı ve yazmayı kolaylaştırmak için, bu “vücut bulmuş beyinden” “beyin” olarak bahsedilecektir. Lütfen zihin gibi kendi kendini örgütleyen sürecin, bir sistemin beliren özelliği olduğunu da dikkate alınız. Bu süreç, sistemin öğelerinin etkileşiminden (enerji ve bilgi, vücut içerisinde dolaşır ve insanlar arasında paylaşılır) meydana gelir ve aynı zamanda meydana gelişinden itibaren birçok öğeyi, tekrarlanan bir biçimde, düzenler. Zihnin bu yinelemeli, kendi kendini örgütleyen süreçlere özgü, yeniden girişli özelliğini şu şekilde tanımlayabiliriz: ilişkiler ve beyin zihni şekillendirir ve zihnin de ilişkiler ve beyni şekillendirir. Zihin, beyin ve ilişkiler, bir sistemin üç farklı yönüdür: düzenleme, vücut bulmuş mekanizma ve enerji ile bilgi akışının paylaşımı. Birlikte çık-tığımız bu yolculuk boyunca, zihnin bu büyüleyici ve karmaşık yönlerini keşfediyor olacağız. Şekil 1.1, enerji ve bilgi akışının yönlerini temsil eden zihin, beyin ve ilişkiler ile yaşam deneyimi üçgenini göstermektedir.

“Bilgi”, sembolik anlamı olan enerji girdabından meydana gelir.

Page 25: ZİHNİN GELİŞİMİ İÇİN ÖVGÜLER · Los Angeles, California Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde Psikiyatri Klinik Profesörü’dür. Aynı zamanda bireylerde, ailelerde, enstitülerde

7ZİHNİN GELİŞİMİ

ZİHİN (düzenleme)

BEYİN(mekanizma)

İLİŞKİLER(paylaşma)

Şekil 1.1 Enerji ve bilgi akışının üç yönü. Daniel J. Siegel, The Mindful Therapist: A Clinician’s Guide to Mindsight and Neural Integration’dan uyarlanmıştır. Copyri-ght@2010. W.W. Norton & Company izniyle.

Bu sizin için yeni bir düşünme yöntemi olabilir fakat enerji ve bilgi akışı modelleri ile ilgili olarak zihinsel, nöral ve ilişkisel süreçleri kavramak, bilim ile yaşamlarımızın öznel doğasının harmanlanması için çok etkili bir yoldur. Doğal olarak, zihinsel deneyi-mimiz, düzenleyici süreçten çok daha fazlasıdır; öznel bilincimizin niteliğini ve duygu, mana, amaç, sevgi, bağ ve bütünlük anlayışımızı zenginleştiren içsel anlama yöntemle-rini kapsar. Yine de zihnin düzenleyici yönünü öğrenmek, beynin gelişimi ve ilişkilerin evrimi esnasında, zihnin hangi yollarla gelişimini sağladığını daha derinlemesine kav-ramamızı sağlar. Göreceğiniz üzere, bu akışın belirli modelleri esnek ve uyum sağlayıcı [adaptif] bir sonuç içerir; zihin, beyin ve ilişkiler istemli olarak sağlıklı olmaya yönlendi-rilebilir. Bu sağlıklı yaşam modeli, sinir sistemi içerisinde ve insanlar arasındaki enerji ve bilgi bütünleştirilmesini kapsar. Bütünleştirme; enerji ve bilgi akışını paylaşma (iliş-kiler), şekillendirme (vücut bulmuş sinir sistemi mekanizmaları, basit ifadeyle beynin) ve düzenleme (zihin) biçimleri arasında bağ kuran örgütleyici ilkedir.

BütünleştirmeZihnin ayrı ayrı bilgi işlemleme biçimleri vardır. Örneğin duyu sistemlerimiz, dı-

şarıdan gelen görüntü ya da ses gibi uyarıcılara cevap verebilir ve bu bilgiyi zihinsel semboller olarak kullanılan nöral ateşlemenin modelleri olarak tasarlayabilir. Beynin faaliyeti, içsel ve dışsal yaşantımızla ilgili bilgilerin çeşitli türlerinin tasarımlarını ya-ratır. Örneğin, vücuttaki hislerin, beş duyumuzla algıladığımız şeylerin, kavramlar ile fikirlerin ve kelimelerin tasarımlarına sahibiz. Bu tasarımların her bir biçiminin, beynin farklı devrelerinde yaratıldığı düşünülür. Bu bilgi işleme biçimleri bağımsız olarak ha-