YÜZYILLAR BOYUNCA ALMAN GERÇEGİ - ANADOLU · PDF fileitibaren bir Rhein kabile...

16

Transcript of YÜZYILLAR BOYUNCA ALMAN GERÇEGİ - ANADOLU · PDF fileitibaren bir Rhein kabile...

Page 1: YÜZYILLAR BOYUNCA ALMAN GERÇEGİ - ANADOLU · PDF fileitibaren bir Rhein kabile grubu için kullanılır olmuştu) Fransa'ya, Lom­ bardlar İtalya'ya, Visigotblar İspanya'ya geçiyorlar.
Page 2: YÜZYILLAR BOYUNCA ALMAN GERÇEGİ - ANADOLU · PDF fileitibaren bir Rhein kabile grubu için kullanılır olmuştu) Fransa'ya, Lom­ bardlar İtalya'ya, Visigotblar İspanya'ya geçiyorlar.

YÜZYILLAR BOYUNCA ALMAN GERÇEGİ ve TÜRKLER

Page 3: YÜZYILLAR BOYUNCA ALMAN GERÇEGİ - ANADOLU · PDF fileitibaren bir Rhein kabile grubu için kullanılır olmuştu) Fransa'ya, Lom­ bardlar İtalya'ya, Visigotblar İspanya'ya geçiyorlar.

Ulusları «dost, düşman» diye ayıran saf göntillere

Page 4: YÜZYILLAR BOYUNCA ALMAN GERÇEGİ - ANADOLU · PDF fileitibaren bir Rhein kabile grubu için kullanılır olmuştu) Fransa'ya, Lom­ bardlar İtalya'ya, Visigotblar İspanya'ya geçiyorlar.

YUZYILLAR BOYUNCA ALMAN GERÇEGİ ve TÜRKLER

BURHANOGUZ

İSTANBUL 2007

Page 5: YÜZYILLAR BOYUNCA ALMAN GERÇEGİ - ANADOLU · PDF fileitibaren bir Rhein kabile grubu için kullanılır olmuştu) Fransa'ya, Lom­ bardlar İtalya'ya, Visigotblar İspanya'ya geçiyorlar.

Anadolu Ayd ınlanma Vakfı Yayınlan 26 Kültür Dizis i: 13

ISBN 975-8586-27-1

2. Basım İstanbul, Ekim 2007

© 2007 Anadolu Aydınlanma Vakfı İktisadi İşletmesi Tüm yayın hakları saklıdır.

Anadolu Aydınlanma Vakfı İktisadi İşletmesi'nin yaz ı h izni olmaksızın tamamen veya kısmen alıntı yapılamaz, hiçbir şekilde kopya edilemez,

çoğal tılamaz ve yayın lanamaz.

Tercüme hakkı yazara aittir.

Baskı Hazırlık

Ahmet Y. Özbilen

Kapak Tasamn Murat Efe

Montaj/İç ve Kapak Baskı ve Cilt Kurtiş Matbaacılık

0212 613 68 94 kurtis@kıırtismatbaa.com

ANADOLU A YDINLANMA VAKFI Y AYfNLARI Cağaloğlu Yokuşu No: 40 Kat: 2

Cağaloğlu-İstanbul Tel: (0212) 513 80 19 Faks: (0212) 513 81 09

c-posıa:[email protected]

Page 6: YÜZYILLAR BOYUNCA ALMAN GERÇEGİ - ANADOLU · PDF fileitibaren bir Rhein kabile grubu için kullanılır olmuştu) Fransa'ya, Lom­ bardlar İtalya'ya, Visigotblar İspanya'ya geçiyorlar.

SUNUŞ

İşte bir dostluk öyküsü. Bundan ilcimse gocwımasın. Baba mirasuu ıkulla· namayan soylunun çok dostu olur. Bu bir doğa yasasıdır. Ben de sadece «doğa yasaları»nı ·anlatmaya çalıştım. Kapitalizmin son aşaması olan emperyal:iz:rnin yasalarıdır bunlar. Kimse yakasım kurtaramaz bu yazgıdan. Sadece bunla­rı kimin nerede, nasıl uygulayacağıru coğrafya saptar, o dönemin sosyo-his­terik koşulları altında. Bizim bilete de Töton vurmuş ... Hikaye bundan iba­rettir.

« •••

Allah sana mal vermiş Alaman bombası gibi!»

Bu, müstehcenc kaçan bir halk şarkısıydı, ağızlarda dolaşırdı, yirmi otuz yıl önce. «Alaman bombası»nın etkisini vurgulardı, bu arada. Öbür uluslar­da bomba yok muydu? Vardı ama «Alaman bombası>> başkaydı. Yerleşmişti

bir kez Alaman'ın üstünlüğü.

Evet, her yaştan Ti.irkün günlük yaşantısında, dirsek temasını hiç ıkaybet­

mediği bir Alman imajı daima filigranda belirir. Bunu Marshall Yardımı bile gölgcleyemedi, Alınanya'nın çökün Lü yıllarında (1945- 1950).

Bu imaj, yüzelli yıllık, belki de daha fazla, bir sistemli çalışma sonucu yer­leşmişti; daha von Moltke'nin Anadolu'da dolanması sıralanndan (1835 -39) başlamak üzere. Bu imajın bayraktarlığını yapacaık .kişiler de bu arada ya­ratılıyordu, Enver'lcr, Talat'lar, Cemal'ler ... ve bugünküler gibi.

Ağustos 1915'te, yani Birinci Dünya Savaşı'nın başlamasından bir yıl sonra, Pan-Ccrmen hareketinin başlıca liderlerinden Rohrbach «Bir yıl dövüş­

meden sonra Almanya'da hemen her.kcs zafer ya da bozgunun, Türkiye'nin konınınası ve aradaki ulaşım yollarının açık kalmasına bağlı olduğuna :ina-

5

Page 7: YÜZYILLAR BOYUNCA ALMAN GERÇEGİ - ANADOLU · PDF fileitibaren bir Rhein kabile grubu için kullanılır olmuştu) Fransa'ya, Lom­ bardlar İtalya'ya, Visigotblar İspanya'ya geçiyorlar.

nıyor>> diye yazıyordu (1) ve az sonra da «Tür.Jciye yenilip müttefi,kler ara­sında taksim edilecek olursa Alman Dünya Politikası (Weltpolitik)nın sonu gelecek ve Almanya bir dünya gücü olmaktan ÇJ:kacaktır» (2

) diye ekliyor­du (3).

Pan·Cermanizm'in amaçlarına ve Tötonizm'·in Anavatan (Vaterland) dışı­

na taşması ülküsüne kendini adamış bir kişinin kaleminden çıkmış bu söz-. ler Drang nac/ı Os ten, yani Doğu'ya Baskı- Yayılma'nın gerçekleşmesine Al­manlarca verilen önemi ve büyük bir Cermen dünya gücünün kurıılm~sın­da, onlara göre Türkiye'nin .rolü bulunduğuna, Türkiye'siz bu jşin başarıl­masının güç, hatta olanak dışı olduğuna dair .inancı belirtir.

Bu Grosser Deutschland düşü, Alman birliğinin kurulmasından hayli önce, çıkan yüzyılın ilk yarısında, her Prusyalının gönlünde yatmış olmalı ki von Moltke'nin Osmanlı ülkesindeki görevini «Sanki .kendi vatanı için yapıyor- .

muş gibi benimsemiş ... » olduğu, « ... yabancı bir memleket!(! ve yabancı bit millet içinde, ne kadar büyük bir gayretie, J.isandan tutun da karışık siyasi dununa kadar her şeyi öğrenmek ve benimsernek için uğraştığı görülür» (4).

Her gittiği yerin haritalarını çıkarmaya da özen gösterirmiş ...

Almanların Ti.ir.klcrle jJk temaslan fazlaca dostane olmamış. İkinci Haçlı

Seferi'nc kalkmış Roma- Cerınen İmparatorıı III. Konr~d Selçukluya çarp­mış, ordusu Anadolu'da erimiş, Üçüncü Haçlı Seferi'nin şeflerinden olan Kırmızısakal l. Fricdrich (Barbarossa), amcası Konrad'ın öcünü alayım

derkı.:..'n Tarsus çayında boğuluvermiş, ordusu da dağılmış (ö). Osmanlının ta­rih sahnesine çıkmasıyla savaş alanı Alman topraklarına :intikal etmiş ve harp talihi çoğu kez Osmanlıya gülrnüş. Ama gün gelmiş, Osmanlı çağın

teknolojisinin geı,isinde kalmış. O zaman bu tal:ih başlamış Alınana yaver olmaya XVIII. yy'larda bir denge ve barış havası hüküm sürüyor. III. Mus­

tafa döneminde Prusya ile yapılan 1761 tarihLi antlaşmanın birinci maddesi <<Osmanlı Devleti jlc Pıusya Kralı arasında barış ve dost·luk devamlı ola»

6

(1) Das Grösser Deııtsdıland, Ağustos 1915. (2) New York Evrning Mail, 25 Ağustos 1915. (3) Zikreden Evans Lewin. ·-The German road to the East. An account of

the «Drang nach Ostem and the Teutonic aims in the Near and Middle East, London 1916, s. 1 Ye Edward Mead Earle. -- Bağdat Dem:iryolu Sa. vası, çev. K. Yargıcı, İs t. 1972, s. 315.

(4) Helmuth von Moltke. - Tür~iye'deki durum ve olaylar üzerine mektup­lar. Çev. Hayrullah Örs, Ank. 1960, H. örs'ün önsüzünden.

(5) Bkz. Burhan Oğuz. - Türkiye halkının kültür kökenleri. Teknikleri mil-esseseleri, inanç ~-e adetleri, C. I, İst. 1977, s. 131. '

Page 8: YÜZYILLAR BOYUNCA ALMAN GERÇEGİ - ANADOLU · PDF fileitibaren bir Rhein kabile grubu için kullanılır olmuştu) Fransa'ya, Lom­ bardlar İtalya'ya, Visigotblar İspanya'ya geçiyorlar.

diye başlıyor ("). Bununla b.irlikte Prusya'yı süreklti, Osmanlıların düşmanı olan Avusturya ve Rusya'ya meyyal (eğingen) halde görüyoruz. Petersburg ve Berlin saraylan arasındaki sıhriyetteri ilerde yine söz edeceğiz.

Ayastefanos andlaşmasıyla sona eren ve Osmanlı Devleti'ni çöküntünün eşiğine geti-ren 1293 Rus Harbi'nden sonra biraz olsun nefes alma olanağı­nı sağlayan Bismarck'ın, tertipiediği BerLin Kongresi'ndeki (1878) sözde «hayırhah>> tutumu, izahını bulmuş olmakla birlikte işin aslında bu tutu­mun samldığı kadar «hayırhah» olmadığını göreceğiz.

Ama «Demir Şansölyc» bunun dışında, Avusturyalı meslektaşı ünlü Metter­nich'in doğrultusunda, devrimci hürriyet <ilkeleri ve halkın elde ettiği hak­Iann ortaya çıkardığı «tehlike»lere savaş açmış, her türlü liberal düşün­cenin karşısında olan bir sosyo-politik doktrinin de temsilcisi olmuştu. Bu doktrin Wilhelm'den geçerek Hitler rejiminde noktalandı. Sonra 1945 sözde «temizliği• ve doktrinin bundan kurtularak günümüze çıkan uzantılan, «de­mokrasiler cephesi»nde yer almış Federal Alman Cumhuriyeti'ndeki uzan­t ıları ...

1933'tcn sonra, yukardaki «tehlike»lere karşı bir «Milliyetçi» savunma «Mih· ver>>İ oluşturulmuştu, ünlü Berlin- Roma Mihveri. Bugün Roma, Bismarck'­ın torunlarının ayağının altından kaymıştır. Onw1 yerine Ankara'yı yerleş­

tinne çabası vardır, Bonn'un yöneticiler-inde, bunlar ·ister Hıristiyan ... , is­ter Sosyal- Demokrat olswllar.

İşte bu açılardan inceleyeceğiz Türk- Alman «geleneksel kardeşlik» ini, bu­nun sorunlarını, kahramanlannı.

«Tek el şaklamaz>> derler. Gerçekten, bana ·kitap, belge, fotoğraf taşımak­

tan bıkmayan Si:ıan Kuneralp ve Saman Helvacıoğlu, teşvik ve yardımlannı

hiç esirgemeyen Sami Karaören dostlarım olmahızın kitabın bu boyutlara ulaşması ol:anak dışında kalırdı. Sağ olsunlar.

İstanbul, ll Haziran 1983

- --·--·-- -(6) Necdet KurdakuL ··-· Osmanlı Devleti'nde ticaret antıaşmaları ve kapi­

tülasyonlar, İst. 1981, s. 153.

7

Page 9: YÜZYILLAR BOYUNCA ALMAN GERÇEGİ - ANADOLU · PDF fileitibaren bir Rhein kabile grubu için kullanılır olmuştu) Fransa'ya, Lom­ bardlar İtalya'ya, Visigotblar İspanya'ya geçiyorlar.

PAN· CERMEN VE TÖTONIK HAREKETLER

Konuyu derinlemesine kucaklayabilmek :için Pan- Cermen ve Tötonik ha­reketlerin özünün bilinmesinde yarar vardır.

Bir Kuzey Avrupa kabilesinin mensubu olan Tötonları Romalılar, daha M.Ö. 103'de tanımışlardı. M.S. 102'de de impaTator Marius bunları kesin bir ye­nilgiye uğratmıştı.

«Töton» adı, şekil itibariyle Keltik kökenli olup Tötonik (Cermanik) diller, ezcümle İngilizce, Hollandaca (Dutch), Felemenkçe, Almanca (Yüksek ve Aşağı), İsveççe, Danimarkaca, Norveç diyalektleri... için bir müşterek terim olmaktadır.

Tac1tus, «Germania»yı bir yandan, Ren ve Tuna ile ayrıldığı Gaul ve Rhaetia (İsviçre), öbür yandan da aralarında dağlar ve karşılıklı korku bulunan Sarmatlar ve Daslar ülkesi arasında kalan alan olarak tarif ediyor. Ancak, iki Roma Germania eyaleti bu alanın dışında kalıp burasını hiçbir surette «Alman»lar iskan etmemişti. Bugünün Almanya'sının büyük bölümü ve son­radan burayı iskan edecek olanlar hiçbir zaman Roma yasası altına girme­ınişierdi ya da Roma kültürünü massetmemişlerdi. Böylece bunlar, öbür Batı Avrupa'lılardan farklı ol.arak kalmışlardı. Bu fark çok mu büyüktü? Bunu yanıtlamak zordur.

Şefleri Arminius İsa'nın 9. yılında Romalı Vanıs'u Teuıoburgerwald (Töton Ormanı) muharebesinde bozguna uğratıyor. Ama kendisi askn Cherusci'lere mensuptu, tıpkı Charlemagne'ın Franklara mensup olması gibi. Her ikisi de «Töton» ya da «Alman» tesmiye edilmeyi kabul etmeyeceklcrdi.

Roma İmparatorluğu çökünce daha ;ileri bir ·ethnik patlamak vaki oluyor, IV. ve V. yüzyıllarda. Skandinavya'dan, Cermania'dan ve Elbe'ı:ıin ötesinden Cermanik kabileler Orta ve Batı Avrupa, Balkanlar, İtalya ve İspanya ya­rımadasını dolduruyorlar. Franklar (ya da «hür insanlar». Bu ad III. yy'dan

8

Page 10: YÜZYILLAR BOYUNCA ALMAN GERÇEGİ - ANADOLU · PDF fileitibaren bir Rhein kabile grubu için kullanılır olmuştu) Fransa'ya, Lom­ bardlar İtalya'ya, Visigotblar İspanya'ya geçiyorlar.

itibaren bir Rhein kabile grubu için kullanılır olmuştu) Fransa'ya, Lom­bardlar İtalya'ya, Visigotblar İspanya'ya geçiyorlar. Yeni çevreleri tiçinde bunların niteLikleri tedricen değişiyor. Bugünün Almanya'sı Bavyeralılar,

Alemanniler, Tburingliler, Franconianlar, Saxsonlar ve Lorraineliler tarafın-·

dari iskftn ediHyor. Bunlar, aralarında herhangi bir siyasi bağ ya da bjrlik ruhunun bulunmadığı gevşek gruplar oluşturmuşlardı. Dillerine gelince, her ne kadar yazılı belge mevcut değilse ·de, bunun da aynı şekilde olduğu tah- · min ediliyor. Çeşitli kabileler aynı 'bir basit esas dilin çeşitli lehçelerini kul-. !anmış olmalıdırlar. Ama Roma ~1:\erine konanlarda Latinleşmiş varyantlar geHşmiş. Böylece, takriben VI. yy'da «thiod» ya da «kavim» kökünden tü­remiş bir sıfat, Rhein ile Elbe _g.rasında kalmış olan grupların yerl'i diline uygulanmaya başlanmış. Bu sıfatın Latin şekli theodisca olup eski Yüksek Alınimca'sı da diııtisk oluyor ki bu da yavaş yavaş diutsch şekline dönüşü- . yor ... Bugün «Almanlar» dediğimiz insanlar kendilerini bu terimle ifade et­mektedirler.

Az çok VIII. yy'da bu yerli dil, yazılmaya başlanmış ve yine bu dönemde Frankların imparatoru tarafından yedi kabile dükalığına aralarmda bi-rlik kbar eclilmi5. Charlcmagne 814'te ölünce, ·imparatorluğu dağılmış, Doğu

kısmı Frank krah Louis'ye düşmüş olup bu kral kendini «Germanicus» tes­ıniye etmiş. Artık doğruca «Arman» tarihi başlamıştır. Bu birlik öylesine güçlenmiş ki 91l'de bu yedi kabile, Franklar tarafından -idare edilmeleten kurtulmak için Franconia Dükü Conrad'ı kral ilan etmişler ve on yıl sonra bu krallık artık Regmım Teııtonicorum (Tötonların Krallığı) olarak anılır olmuş. Bundan böyle Teutonici, bölge sakinlerinin müşterek adı olmuş (la).

Töton·ik Örgütü ya da Kudüs'te Azizc Meryem Hastahanesi Töton Şövalye­ler-i (Der dcutsche Orden, Deutsche Ritter), Haçlı seferlerinin ürünü üç büyük askeri-dini örgütten biriydi. Tampliye ve Hospitaliye'lerden sonra ortaya çı kan Tötoni k Örgüt, ilk olarak III. Haçlı Sefcri sırasında kuruldu. 1190 91 kışında Bremen ve Lübcck'li bazı dindar tacirler, sahile çektikleri bir teknc içinele bir hastahanenin il·k temelini attılar. Birkaç yıl sonra va:kıf, Kudüs'teki Azize Bakire 'Meryem Alman Kilisesi'ne bağlanmış olarak görü­nür oLdu. 1198'dc de ordu ve Haçlı Kontruğu'nun başı, Azizc Meryem Alman hastahanesi ihvanı nı bir Şövalyeler Örgütü mertebesine yükseltti ve böyle­ce de ilk mensuplar asalet ünvanına sahip oldular; bundan böyk de Örgüt'e sadece asil doğuşlu Almanların kabulü bir kaidc haline geldi. Örg~t'ün yu­karda adı geçen iki kentlc organik bağı da hep süregclodi.

Öbür ·iki askeri örgüt g!bi Tötohik Örgüt de hayırsevcrlikle :işe başlayıp bir

(la) Michael Balfour. - The Kaiser and his time, Middlesex 1972, s. 1-3.

9

Page 11: YÜZYILLAR BOYUNCA ALMAN GERÇEGİ - ANADOLU · PDF fileitibaren bir Rhein kabile grubu için kullanılır olmuştu) Fransa'ya, Lom­ bardlar İtalya'ya, Visigotblar İspanya'ya geçiyorlar.

askeri dernek halinde gelişmiş ve sonunda Hıristiyanlığın huzursuz sınırla­rında hükümraniLk hakkını kullanan bir imtiyazlı kuruma dönüşmüş. Za­manla da Örgüt, gerçek görev·inin Almanya'nın doğu sın1rlarmda olduğunu «anlamaya başlamış»... Böylece Örgüt, Alınanya'nın doğu sınırının kurucu­lanndan biri olarak yerini alffilş ve XII. yy'dan XIV. yy'a kadar Alınanya tarihinde belki de hayati önemi ha1z olan Drang nach Osten içinde kendine düşeni yapmaya başlam1ş .

Adolph von Holstcin ve Arslan Hanri çağlarından itibaren, ·içine Alçak Ül­ke'lerden çiftçilerin, Lübeck'ten taeirierin ve Sisterian Örgütü'nden kcş:işlc­rin rol aldıklan bir Alman kolanizasyon hareketi Odcr'den Vistula'ya, Vis­tula'dan Dwina'ya, Prag'a, Gnessen ve hatta Novgorod'a kadar Alman etki­sini yaymıştır. Bu hareket içinde Tötonik Örgüt, Hansa örgütüyle birlik-1c, başlıca ak tif rolü oynamış.tır. 1229'da Örgüt, Prusya'nın fethine giı.ıişmiş.

Bütün bu :işler de Hıristiyanlık adına olduğundan Papa ile bir muvazaaya girilmiş : zaptedilen topraklar Aziz Peder'e sunulup ondan tırnar olarak ge­ri alınmış!. .. Buna karşılık da Peder, Örgüt'ün bu hareketlerine iştirak et­mişlere Haçlı iın~iyazım Yermiş; şövalycler bağı5larla desteklcnip toprak­larını hızla genişletmlşler. Daha XIV. yy'ın başlarında bu fetihlcr, Örgüt'ün karakterini temelinden değiştirmiş ve Doğu ile her türlü bağlantısını kay­belmiştir: Akka'nın 129l'de elden çıkmasından sonra, Büyük Usta önce Vcnedik.'~. daha sonra tia, 1308'dc, Vistula üzerinden Marienburg'a göç etmiş.

Yine büyük topraklara sahip olmakla Örgüt, hükümran bir aristokrasi ha­line gelmiş. İlk hasta bakımı amacı ve fetih çağının dini heyecanı yerini, fetih işi bitince, bir sırur devletini idare etme yarı askeri, yan siyasi soru­nuna terketmiş. Örgütün statüsü, yeni koşullara uyacak şekilde değiştiril­

miş ve büti.in bir :idari sistem ortaya çıkmış.

Sonunda Fransız İhtilaH, Örgüt'ü tüm mülkünden ve, bir süre ıçın de, ya­şamından etmiş. 1801'dc Ren nehrinin batısındaki Bailiwicks Fransa tara­fından ilhak edilmiş; 1809'da Örgüt tamamen ortadan kaldırılıp topraklan, üzerinde bulundukları eyaletlerin sivil idarelerine <.lı.!ı-rcdilmiş. Ama 1840'da Örgüt Avusturya'da, Habsburg'1ula yakın ilişkili olarak yenielen canlanmış­sa da onun gerçek varisleri, Prusya'nın Hoht!nzollcrn'leri olmuştur. Polan­ya'nın 1772'de taksiminde payına düşen Batı Prusya'yı ele geçiren Büyük Fricdrich II, Örgüt'ün 300 yıl ayrı kalmış müLklerini bir kez daha bir araya getirmiş (1).

Alman nüfuzunun yerleşmesinde büyük katkısı olmuş olmakla aynntılanna ayrıca aşağıda gireceğim Bağdat Dcmıryolu, bütünüyle Alman olan karakte-

( 1) EB, ma d. «Teutonic Order, the~.

lO

Page 12: YÜZYILLAR BOYUNCA ALMAN GERÇEGİ - ANADOLU · PDF fileitibaren bir Rhein kabile grubu için kullanılır olmuştu) Fransa'ya, Lom­ bardlar İtalya'ya, Visigotblar İspanya'ya geçiyorlar.

rini pek koruyamamıştı; bu yüzden de girişimin murahhas azası Dr. Gwinner çok kez «Bağdat Demiryolu'nu bütünüyle bir Töton teşebbüsü hatinde tut­mamakla» suçlanmıştır (2).

Tötonik Örgüt'ün öykü'sü kısaca böyle. İstanbul'da, Yüksekkaldırım'ın başın­da Alman kulübünün adı Tötonia'dır.

Prusya, Almanya'nın geri kalanuıdan farklı ve birçok yönlerden de ters yön­de gelişmişti . Reform::ısyon döneminde Tötonik şövalyderin Biiyük Usta'sı,

Hohenzollcrn'lcrin bir 1üiçük koluna mensup bir kişiydi . Lu ther ona yemi­ninden dönüp örgütü la~vetmeyi, evlenip bir si.ilale kurmayı salık veriyor; o da, bu akıllıca programı tümüyle uyguluyor. Fakat XVII. yy'ın başlann­da sülalcsi sönüyor ve Prusya Dükalığı Brandenburg Elektörlüğü'ne ka­t:lıyor. Bu arada çeşitli güçler, kısmen olsun hürriyetlerini elde etmiş

obn köylüleri yeniden toprağa bağlı serf haline getirme yönünde çalışı­

yor. Birk :ıç !!man dışında kentler de gerileme dönemine girmiş olup soy­lulann topraklan nda geniş ölçüde üretilen buğday fazlası bu limanlardan Batı'y::ı sev!-. ediliyor. Orta sınıflar, aşikar şekilde mevcut de~illcr ve yak­l aşık ikiyüz yıl boyunca Jı.mke ı· asale~i tck egemen olara k kalıyor.

Büyük Etektör'ün (16-tO • 1688) saltanatı :ile Hohcnzollcrn'lcr yavaş yavaş

üs tün çıkmaya baş!ıy0r!ar. 170l'tlc oğlu Frcdcrick, <<Prusya Kralı» olu­yor. Aile, kcndilerininki gibi orta büyüklükte .bir devletin ancak, daha güç-11i.i komşularının aynlıklar.ııni istismar edebilecek kadar kuvvetl-i olursa paşanya ulaşabilir prensipine dayanmıştı. Prnsya'nın sınırlı olanakları göz önüne alınarak, işbu siyasanın gerektirdiği asgari güç, ancak bu olanakla­rın kullanımında azami dikkat \'C denetimle sağlanabilirdi. Ancak, ekono­mik me)'\·clcı·in va.!d'cditdiği temel endüstri, savaşlar ve paralı asker dü­zeni esas itibariyle çok pahalı olduğundan Prusya, ihLiHUci Fransa'dan önce ulusal ordusunu kurmuştu. Bu .işe Büyük Frederick (1712-1786), gelirinin üçte ikisini tahsis etmiş, reşit erkek nüfusun altıda birini orduda hizmete 7orunlu tutmuştu; öldüğü zaman bu ordu, Fransa'nınki kadar büyüktü. Su­bny kadrosu bir yüksek görev duygusuyla dolu olup göz kırpmadan her ti.irlü ağır koşullara, tehlikelere ve ölüme göğüs germeye, hiçbir karşılık

beklemeksizin, hazır haldcyd.i. Kralın inancına göre bu onur duygusu an­cak feodal asalette bulunabilirdi; bundan bütün öbür sınıfların ve hele bur­jm:azinin tü.mden yoksun olduğu muhakkaktı. Bu sonuncusu, ahlaki mü­Iahazalar yerine maddi amaçlarla tahrik edi liyordu ve felaket anında feda-

(2) E. M. Earıe. - a.g.e., s. 117.

ll

Page 13: YÜZYILLAR BOYUNCA ALMAN GERÇEGİ - ANADOLU · PDF fileitibaren bir Rhein kabile grubu için kullanılır olmuştu) Fransa'ya, Lom­ bardlar İtalya'ya, Visigotblar İspanya'ya geçiyorlar.

karlığın gerekli ya da beğenilir olduğunu düşünmeyecek kadar fazla akıl­

cıydı: Sivil idare zımnen ordunun bir şubesiydi. Büyük memurlar aynı asil sınıftan çıkariardı ve krala aynı şaşmaz itaati göstermekle mükelleftiler.

Mutlakiyet üç yolla ılımlandınlmıştı. Önce hükümet, Avrupa'nın en modern­leri arasında olup XVIII. yy'ın rasyonalizminin en son düşüncelerinden

esinlenir durumdaydı ve her dini görüşe tolerans gösterirdi. Gerçi, birey­lerin bu işte söyleyecekleri birşey yoktu amoı. rasyonalistler daima iyi hü­kümeti, ferdi hürriyete yeğleme eğiliminde olurlar. İkinci olarak kral biz­zat, başkalarına yüklediği mükellefiy,etlerin hepsine kendini de tabi kılmıştı ve kendini halkının ilk hizmetkan olarak görürdü, Osmanlı Padişahı gibi... Baştah idareci kötü olunca sistem de fena çalışırdı; ama Hohelzollern'ler herzaman vasatın üstünde •idareci çıkarmışlardır, Osmanof;;'Ulları'run aksine. Son olarak da Prusya başarılıydı, "üs'at ve uluslararası mevki itibariyle h(zla büyüyordu (!!a) .

Gördüğümüz gibi Hohenzollern'lerin vaftiz babası bizzat Luther olmuştu. Bu itibarla Almanya'nın «Sunni>>Si, Protestan ve Prusyalı olandı. BJr Kato­lik Bavycralı, gi.inümüze dek, işin «alevl»si olarak kalacaktı. ..

İlcrde çok kez tekrarlc:ıyacağım gibi Almanya'nın genel dış siyasası hep Fran­sa'yı müttefiklerinden tecridedip yalnız bırn.kmak, sonra da bir kolay lok· ma ol.:ırak hesabını görmek yönünde olmuştur. Daha sonra İstanbul'a Bü­yükelçi olarak atanıp yakın tarihimizde derin iz bırakmış olan ve o gün­lerin Dışişleri müsteşarı Baron Marshall, Fr::msa'nın Berlin Büyükelçisine bir gün aynen şunları söylüyor: «Artık İngiltere'yc, canı istediği gibi her şeye cl atmak için Fransız-Alman zıtlaşmasına güvcnmemesi gerektiğini gös­tcrmcn:n zamanı gelmemiş midir?>>. Tariz uçıkp, Chambcr:ain ve Kipiing'in borazancılığını yaptıkları bu Pan-Britanizm'c ·idi. Chambcrlain, «dünyanın her devirele tanıdığı idarecilerin en büyüğü bu Anglo-Sakson ırkına güveni­yorum!>> diyordu. Bu sözler Pan-Ccrmanizm'in tepesini altırınaya yeterliy­di: «Affedcrsiniz, dünya imparatorlu~unun sahibi olacak ırk bizimkidir!. .. »

9 Ağustos 1899'cla, Fransız-Rus itti[akına dair Quai d'Ors;:ıy (!b) nin bir ya­zısında bunun anlan1ı aç1kl»kla belirleniyordu: <<Avrupa'yı hem Paıı-Cerma- . ııi;:;m hem de bıgiii::. emperyali::miııi11 yarattığı tehlikelerden kon.ımak» (2c) «:\lmany::ı.'d::ı, İngiltere'de, entc!cktücl üretim, hatta artistik olanı bile çok

(2::t) M. Bal!our. - a.g.e., s. ll· 2. (2b) Fransız Dı§işleri Ba~anlığı.

(Z'c) Henri Guillemin. - Na tionalistes et nationaux (1870. 1940), Gallimarcr 1974, s. 66.

12

Page 14: YÜZYILLAR BOYUNCA ALMAN GERÇEGİ - ANADOLU · PDF fileitibaren bir Rhein kabile grubu için kullanılır olmuştu) Fransa'ya, Lom­ bardlar İtalya'ya, Visigotblar İspanya'ya geçiyorlar.

daha kolay olarak kendi sosyal zernınınc, ya onu denetimi altmda tutan kapitalist burjuvaziyc, ya da işçi hükumetlerine bağlıdır ... 1914 ile 1918 ara­sındaki, vatanseverlerin gururu olmuş Fransız intelligentzia'sının ünlü se­ferberliği, Pan-Cermanizm'in ya da Britanya emperyalizminin vüs'at ve mü­kemmel intibakına varamamıştı» (2d).

Gelelim şimdi, adı geçen Tötonik örgütün başlardan beri hizmetine girdiği «Pan-Cerrnanizm» üLküsüne.

Pan-Ccrmanizm, Almanya'da bir harekete verıilen ad olup genel olarak bu tabir bu ülkede, sınırlarının ötesinde politik ve ekonomi!\ genişleme am~ cıyla vaki kaynaşmayı ifade eder; daha özgül olarak da Pan-Cerrnen BirHği (Ligi) tarafından düstur haHnc getirilmiş programa bağlanan ·isimdir. Faal bir poli tik güç olan Pan-Cermanizm, XIX. yy'ın son çeyreğinde, yani 187l'de Alman imparatorluğunun kuruluşunda, çağın emperyalist hareketinin bir bölümü olarak doğmuştur. P.ununla birlikte kökleri ideolojik olarak Al­manya'nın parçal anıp yabancı egemenliği altına girdiği Napolyon zamanına kadar geri gider. O günlerde ozan Arndt «Ren bir Alman nehridir ve de Al­manya'nın sınırı değildir» slogarunı ortaya atmakla Almanya'nın Hollan­da'yı, İsviçre'yi de kapsayıp Adriatik'c ulaşması arzusunu ifade ediyordu. Pedagog Jahn (<<Turm·ater» Jahn), ülkesinin Cenova'dan Memel'c, Dunkerk'ten Sandemir (Sandomiertz)'e, Kopenhag'tan Trieste'ye uzanmasını istiyordu; Prusya'lı genl!ral Dietrich von Bülow, Prusya'nın batıya doğru, Hollanda ve Mensc eyaletini; kuzeye doğru, Danimarka'yı; doğuya do~ru Varşova'yı içine alacak şekilde genişlemesi gereğini ileri sürüyordu. Filozof Hegel de, devlet gücünü yüceltiyor ve savaşı, manttk açısından tebriye ediyordu. Fich­te'ye gelince o, «devletler arasında ne kanun, ne hak vardır; sadece güçlü­nün hakkı vardın• diyordu ...

1813·14 kurtuluş sa\'aşlarının büyük vatansever ozanı Arndt, Was ist des deutsc/ıeıı V aterlaııd adlı koşuğunda Alman vatanının

«So we:t die deutsche Zunge klingt Und Gott im Himınci Lieder singt»,

yani «Alman dilinin duyulabild!ği .ve Tanrı'nın gökte şarkı söylediği» yerlere dek uzanacağını söylüyor. Jahn da, Fransızlara .karşı savaş için gençleri eğitmek üzere Berlin'de iLk Turnverein ya da jimnastik derneği'ni kurmuş­tu ve böylece de <<Turnvater», yani «jimnastik babası» adını almıştı. Hoca­lar genellikle öğrencilerinden destek alıyorlardı; bu sonuncular da kendHe-

(2d) Plerre Naville. - La r6volution et les intellectuels, Galliınard 1975, s. 63-4.

13

Page 15: YÜZYILLAR BOYUNCA ALMAN GERÇEGİ - ANADOLU · PDF fileitibaren bir Rhein kabile grubu için kullanılır olmuştu) Fransa'ya, Lom­ bardlar İtalya'ya, Visigotblar İspanya'ya geçiyorlar.

ı-ini Bıırsclıenschaften (Öğrenci derneği) :içinde örgütlemekle meşguldüler. Tabir, TuTDvatcr Jahn'a ait olup bu öğretmen, Berlin Üniversitesi'nin, eski Landmannschaft'ın yerini alacak tek bir öğrenci kuruluşunu daha 1811 'de öneriyordu. Landmannschaft ise, üyelerini sadece belli bazı iliere inhisar ettiriyorrlu .ki bu da müşterek bir Alman yurdu kavramının karşısına dik.il­mckteydi. 1815'te ük Bursc1ıenschaft, Jcna Ün:ivers.itesl'nde, Jalın'ı tarumış olan ve binbaşı von Lützow'un 1813'de kurduğu Frei Korps içinde dövüşmüş öğrenciler tarafından örgütlendi, ve üyelerini sıradan öğrenciler oluştur·

du. Korps ise ar.istokrasi'yi temsil ediyordu. Böylece Üniversite içinde, il:iş·

kileri çoğu kez gergin olan iki dernek var olmuştu. Bismarck da Korps'a dahil olacak ve itk düellosundan sonra .kendini buraya kabul ettirecektir. Ünlü ethnolog Franz Boas ise Burschenschaft üyesiydi ve Korps öğrencileri­nin salladıkları (çoğu .kez antisemit ıkarakiterde) bakaretiere tahammül etmez ve onlarla düello ederdi. Yüzündeki yara izi için de «'bir kutup (Baffinland) ayısının tırnak beresi>> dcreli (1880'Ier) (la).

Von Bülow ailesinin de Almanya'ya generaller, marcşallar, şansölyeler ver­miş olduğunu da unutmayalım.

1815 Alman Konfederasyonu aslında Kutsal Roma İmparatorluğu'nun çok daha rasyonel bir ifadesiyd.i. Tıpkı bir asır sonra L~t\inov gibi Metternich, banşın bölünmez olduğuna inanıyor ve gereğinde Alınanya'yı tehdit edecek bir ihtilale karşı harekete geçme prensipini bcnimsiyordu. Her ne kadar adı

aAlman» idiyse de, bu Konfederasyon çok sayıda yabancı azınlıkları içcri­yordu. Buna karşılık yine çok sayıda Alman bunun dışında, Schlcswig, Batı Prusya ve Poscn ilc Doğu Prusya'da yaşıyordu. Sadowa-Kocniggractz muha­rebesinden sonra Nicolsburg andlaşmasıyla Avusturya'dan hiçbir şey alın­

maınış, sadeec Alman Konfederasyonu'ndan eli çcktiır.ilmişti. Bu sonuncusu da «Kuzey Alman Konfedcrasyonu»na döni.işti.i: «Alman» tabiri, bu konfede­rasyonun yurttaşianna inhisar etti (2b).

Aslında, Almanya'nın birleşmesi, feodal ça~ların artığı sayısız Alman di­nastik devletlerinin tasfiyesini gerektirdiğinden Pan-Cennanizm csasta, de­

mokratlar ve libcrallerd.::n destck alan ve 1813'dcn sonra öğrenci birlikleri (Bursclıenschaften) ve 1848'dc de frankfurt parlamentosu tarafından teşvik

edilen bir devrim hareketi olmuş olup gelenektc yerleşmiş bir saldırgan

genişleme programına bağlarun:ştır. Eski Drang ııach Ostcıı'i, Slav topra-

(2a} Abram Kardiner et Edward Preble. --· Introduction a l'ethnologie. GaW­mard 1966. s. 185.

(2b) William Carr. - A history of Germany 1815 · 1945, London 1974, s. 4-17.

14

Page 16: YÜZYILLAR BOYUNCA ALMAN GERÇEGİ - ANADOLU · PDF fileitibaren bir Rhein kabile grubu için kullanılır olmuştu) Fransa'ya, Lom­ bardlar İtalya'ya, Visigotblar İspanya'ya geçiyorlar.

ğında Alman kolonizasyonu ve kültürel nüfuzu şeklindeki karakteristiği

içinde sürdi.irmcyi amaçlamaktadır. Ama Almanya'nın hızlı şekilde hir önder sınai güç haline gelmesinin yarattığı yeni koşulların bir yansıması haline gelmiştir.

XIX. yy'ın ortasında politik ekonorrtist Friedrich List ve Wilhelm Roscher,. vatandaşlan arasında revaçta olan hayali birlik kavramlarının gerçekleş­

mesi için pratik programlar ortaya çıkarmaya çalışmışlar. List, Alırianya .

ilc Habsburg'lar imparatorlui;;rı.ı, yani Avusturya arasında gümrük birligi önermiş ve buna Hollanda'nın da muhtemel :ütihakım öngörmüş zira Ren suyunun ağzı 'kontrol altında tutulmadan Almanya «ana .kapısı komşunun elinde bulunan bir evııe benzemektedir. Ateşli bir milliyetçi olan Paul de· Lagardc «Tüm Kıta'da barışı teminat altına alacak bir Orta Avrupa yarat­malıyız. Bir kez Ruslar Karadcniz'den, Slavlar da güneyden süriildükten­sonra, esasta bir köylü toplum olduğumuzdan, kolanizasyon için kendi öz sınırlanmızın doğusunda geniş topraklara sahip olacağız. Orta Avrupa'yı yaratmak için savaş ,ilk fırsatta patlayamaz ama yapabileceğimiz şey, ulu­sumuzu bu savaşın çvkmasırun gere~ fikrine alıştınnaktır" diyordu.

Bismarck'ın keskin muhaliflerinden Constantin Frantz, içine, Almanya'nın yanısıra Avusturya, Hollanda, Bdçika, Flandr, Lorraine, Franche..Comtc,. İsviçre, Balkanlar ve Rus Polonya'sını alacak bir .konfederasyonun Alman. egemenliği altında .kurulmasını öncriyordu, daha başkaları gibi.

Alman egemenliği altında bir Orta Avrupa ihtirası bir başka türden milla­haza ilc de beslcniyordu. Fichte, üstün manevi kabiliyelleri itibariyle Al­manların Avrupa'yı barışa zorlamaya en uygun ulus olduklarını iddia eili~

yordu. Bir asır soara, biı· Fransız olan Comtı.! de Gobineau, «Essaie sur l'inegal!ite des raccs humaines» («İnsan ırklarının c~itsizliği üzerine dene­mc») (1853-55) adlı kitabını yayınlamıştı; bunda Kuzcyli insan tipinin üs­tünlüğü ilkesi işleniyordu \'C bu yapıt, insanlarının kuzeyli olduklan ifade· edilen Almanya'da derin etki yapmıştı. Benzer bir doktrin de, sonradan Ox-· ford Üniversitesi'nde profesör olan Friedrich Max Müller tarafından ileri sürülüyordu. Doğu'nun kutsal din kitaplannın tedkikinden sair ırkiara üs­tl.in bir «Aryen» ırkı düşüncesine varmıştı. Her ne .kadar sonradan bu fik­rilli geri aldıysa da bu itk görüşl~ri haylıca yer etti. Ünlü filozof Frieclrich· Nietzsche de, çok sık «SÜperinsa!lD (Vbermensch) dan söz etmiş olduğundan: (düny:ının süperinsanları da Aryen'ler olduğuna göre), bu mektebin talcipçisi olarak görülmüş, fakat vatandaşları olan Almanları çok eleştirdiğinden­

Pan-Cennanistler ona fazla itibar etmemişlerdir. Ama bu, sonradan Hitler'in. ona sıkıca yapışmasına engel olmamıştır. 1899'da, Richard Wagner'in kızıyla