Yorgo Andreadis - Neden Kardesim Husnu

67
PAl6?r ,A3t6 lEnr IDtatt \l\lll \r/1rr\r \l ...50 yrldan lazla bir stircrlir bilrttcrlrgirriz hir ctlt'l Lurlclrru/ *hfr,rrr nulrrrltlrr mi..i? Yaqarnrm siircsincc pck 1ok glrigr;t'y ltchlt lr.rlrnt,r llrr r.c,'rr 1',rl;' olaruydr. Ulnartm bu, karrsrllqtr[nll tiinl rtirptirlcltr nr \ununr irrrr'lrr ...Babam 1965'te ttO ya\slnda (iklii, lllrrl lru of'ch l,rrrlcltr'l hr1 l'.rlrrr't*rr.lr Annem ise 1984'te 83 yarsrnda (rlrlti. O rlir lrtr kurrrtl;r trl ro/. tl ro1 L'nx'lu1rr ...Annemle babam, aileleri, qocuklultyln cvl('ri llirtulrr'(l,r ,rl.ur trrtu. rr insanlardt. Babam Kyriakos, orarll rkr!rrrrtltrr ( )rrtrr ,rrr,r h,rl'.rrr r.rrrr biiyiikbabamla babaannem gizli I lrristiyan oltrp, K ur lrle rrlr'rrr I rtrI kesiminden Batum'a gehniqlcrdi. I 1.l.56 yrlrrrrlrr Strlt.rrr, llnttr llunr.rr tlur yaymlayp onlara pegelerini aqrna ltakkrrtr vcrrti, ( )nl;rr .l.r .rlrklrl,rr h,ururr onlarm lehineydi. Ama hangi kanutt. Ottlur ilii ytrr vrl hr\ rurr ,r \lurltln.rrr olarakyaqadrlarsadagizliden gizliye, Ilrristiy'urrllrrllur rl;rlrir l.ur,rtrl llrrrrtrr.u' haline gelmiqlerdi. $imdi ise kendilcrini agarnli, hclle lcrurr [,r\ lrrl{'hrtul,'r,h Evet, Sultan kendilerine bu hakkr vcrnri.sti lrrrl (), lolr trzllt.r, lrtlrrlrul ,1.r. onlar da millerce uzakta Dofu'da idiler. Y(irclcrirrrlchi ;r[ir rrc rlrr cr c\tr ' Hoca ve gergek Miisliiman komqularr nc diyccckti'l irlirrrr'rl;rn \.1/|,r'\rr''L iqledikleri giinah riltimciildii. iqte bu nedertlc. hcr ycrri 1ili. cvk'rtrhIt,'rt \r]rr.l kendi kciylerini terkederek, kendileriylc aynr dilr pul lrn;rrr \;rlr.rrr, r trlrr',1.r rrr arasnda cizgiirce yagamak iizere griq ettiler... t ISBN ,llil![illlllllillllllltil 0010t tattS g $l 5 c ,. PAlftt ,Alff -,UdrilHhntl Yorgo Andreadie r3 t-\ It belge

Transcript of Yorgo Andreadis - Neden Kardesim Husnu

  • PAl6?r ,A3t6lEnr IDtatt

    \l\lll \r/1rr\r \l

    ...50 yrldan lazla bir stircrlir bilrttcrlrgirriz hir ctlt'l Lurlclrru/ *hfr,rrr nulrrrltlrrmi..i? Yaqarnrm siircsincc pck 1ok glrigr;t'y ltchlt lr.rlrnt,r llrr r.c,'rr 1',rl;'olaruydr. Ulnartm bu, karrsrllqtr[nll tiinl rtirptirlcltr nr \ununr irrrr'lrr...Babam 1965'te ttO ya\slnda (iklii, lllrrl lru of'ch l,rrrlcltr'l hr1 l'.rlrrr't*rr.lrAnnem ise 1984'te 83 yarsrnda (rlrlti. O rlir lrtr kurrrtl;r trl ro/. tl ro1 L'nx'lu1rr...Annemle babam, aileleri, qocuklultyln cvl('ri llirtulrr'(l,r ,rl.ur trrtu. rrinsanlardt. Babam Kyriakos, orarll rkr!rrrrtltrr ( )rrtrr ,rrr,r h,rl'.rrr r.rrrrbiiyiikbabamla babaannem gizli I lrristiyan oltrp, K ur lrle rrlr'rrr I rtrIkesiminden Batum'a gehniqlcrdi. I 1.l.56 yrlrrrrlrr Strlt.rrr, llnttr llunr.rr tluryaymlayp onlara pegelerini aqrna ltakkrrtr vcrrti, ( )nl;rr .l.r .rlrklrl,rr h,ururronlarm lehineydi. Ama hangi kanutt. Ottlur ilii ytrr vrl hr\ rurr ,r \lurltln.rrrolarakyaqadrlarsadagizliden gizliye, Ilrristiy'urrllrrllur rl;rlrir l.ur,rtrl llrrrrtrr.u'haline gelmiqlerdi. $imdi ise kendilcrini agarnli, hclle lcrurr [,r\ lrrl{'hrtul,'r,hEvet, Sultan kendilerine bu hakkr vcrnri.sti lrrrl (), lolr trzllt.r, lrtlrrlrul ,1.r.onlar da millerce uzakta Dofu'da idiler. Y(irclcrirrrlchi ;r[ir rrc rlrr cr c\tr 'Hoca ve gergek Miisliiman komqularr nc diyccckti'l irlirrrr'rl;rn \.1/|,r'\rr''Liqledikleri giinah riltimciildii. iqte bu nedertlc. hcr ycrri 1ili. cvk'rtrhIt,'rt \r]rr.lkendi kciylerini terkederek, kendileriylc aynr dilr pul lrn;rrr \;rlr.rrr, r trlrr',1.r rrrarasnda cizgiirce yagamak iizere griq ettiler... t

    ISBN

    ,llil! [illlllllillllllltil

    0010t tattS

    g$l5c,.

    PAlftt,Alff

    -,UdrilHhntlYorgo Andreadie

    r3t-\

    Itbelge

  • $sf

    MARENOSTRUM

    Yorgo Andreadis, 19j6 yfunda, Selanik'in muhacir barakala-nndan olusan Kalamaria mahallesinde do{du. Ailesi Giircis-

    tan'daki Batum'dan 1930 yilmdaYunanistan'e gdg etmiEti. Ba-bau Kyriakos Andreadis, Pontus Ulusal Meclisi iiyesiydi. Bu aile-nin yaEad$r. ikinci giig olay idi. ik gAE, 1880 yrluda Batum'a gi-

    diEleriydi. Fullbright bursu ile Selanik'teki "Anadolu Koleji"nibitirdi. Bu Kolej, tarihi "Merzi.fon Koleji"nin devamrydt. Alman-ya'daki Freiburg Universitesinde iktisat okudu. Karadeniz biilge-sinin kiiltiir ve tarihine iliqkin ondan fazla kitap yazclr. Hem Tiir-

    kiye hem de Yunanistan'da kiiltiirel faaliyetlerle yakmdan ba!kurdu. 1960'tan bu yana Karadeniz bdlgesinin 40'dan gok kez zi-yaret etti ve iyi ba{lar geliEtirdi. "Tamarna" adh kitah 1993 yiltn-da Abdi ipekgi Edebiyat ddiitii altu. Tiirkiye ile Yunanistan ara-stndaki netameli konulardan birini ve son derece garprc, insanhkdratnlannr ele almasma karErn, kitah insanh{t ve dostlu/u yiicel-

    ten mesajlar veriyordu. Yazartn temel kaygrsr, uluslar arasmdabanE ve dostu{un miimkiin oldu{u mesajmm kuvvetle vurgula-maktu Yeter ki insanlar insanhklannt unutmasrn, rkma. dinineya da rengine bakmakstztn, yarundaki halkm yardtmtna koSabil-siz. "Tan.rama" (1993) yazqnn kendi qevirisiyle ingilizce (1993) ve

    Almanca (1994) olarak da yaymlandt. 1996 yfunda ise, Tama-ma'nr.n Tiirkqe gevirisi yaymevimiz tarafmdan okurlara sunuldtt.

    Yamnn gahsmalanndan bazt drnekler ise Eunlardtr:Pontus Kiiltiirn, I 9 60 :

    Klostoi (Dcinme Hristiyanlar), 1993,'iVlitostarr Eksodiise. Pontu s Rumlarnn T arthi. I 9 9 4.

  • BBLGEYAYINLARIMarenostrum Dizisi

    NEDEN KARDE$IM HUSNUYorgo Andreadis, 1992

    Yazartn Adresi:Andreadis GeorgiosRizuntos Street St.551 3l Kalqmaria

    Greece

    Bu kitabrn telif geliriTonya Lisesine brrakrlmqtrr

    Baskr: Gtilen OfsetKapak Diizeni: Zehra $enofuz

    Kapak Baskr: Orhan OfsetCilt: Giiven Mticellithanesi

    bclgctatrnlan

    BELGE ULUSLARARASI YAYINCILIKDivanyolu Caddesi Binbirdirck iEhanr l5 /l

    Sultanahmet - istRNnt tl-Tel-Fax: 212 511 44 53

    F

    Yorgo Andreadis

    NEDENKARDE$lM

    aa

    HUSNU

    Qeviren: Giilden TuYgan

    ao

    ffi -6T[rP$Ar-r;'' iI n-qjt"g- t":ta'fi'f;'J !1 o- -- ''"" o-o

    MARENOSTRUM

  • |EAPTIO: ANAPEAAH>i' ,-, : '{

    306036frntf n8e]ued Xouovi;

    PAJ571 .4555METULIBRARY

    Nr.d.n ksdepltn Iflbnw gcv. clldcn Tuygu.

    lilililllilllltllltillltllillilltiltlllilillltiltillilllllilllll002015673S

    EKAOTIKOI OIKOr AAEA

  • F tl yrldan fazla bir stiredir bilmedifiniz bir erkek kardeqi-1t, niz ol-ast mtimktin mii? Yaqamrm siiresince pek goka'/ It garip Eey geldi baqrma. Bu ise en garip olanrydr. Uma-nm bu, karqrlagtr[rm ttim stirprizlerin en sonuncusudur'

    Babam 1965'te 80 yaqrnda tildii. Bana bu erkek kardeEten higbahsetmedi. Ann;m ise 1984'te 83 yagrnda dldii. o da bu konudatek stizctik olsun siiylememiqti.

    Annemle babam, aileleri, gocuklarryla birlikte Giircistan'dakiBatum kentine yerleqmiq, tjztinde tutucu insanlardr. Babam Kyri-akos, orada dofmuqtu. onun ana-babasr yani biiytikbabamla ba-baannem gizli Hrristiyan olup, Karadeniz'in Tiirk kesimindenBatum'a gelmiElerdi.

    1856 yrhnda Sultan bir Hattr Htimayun yayrnlayrp onlara pe-gelerini agma hakkrnr verdi. onlar da agrldrlar. Kanun onlann le-hineydi. Ama hangi kanun. onlar iki yiiz yrl boyunca Miisltimanolarak yagadrlarsa da gizliden gizliye, Hrristiyanlardan daha fa-natik Hrristiyan haline gelmiglerdi. $imdi ise kendilerini agarak,kellelerini kaybedebilirlerdi. Evet, Sultan kendilerine bu hakklvermigti ama O, gok uzakta, istanbul'da, onlar ise kilometrelerce6tede, Dolu'da idiler. Ytirelerindeki ala buna ne diyecekti? Ho-ca ve gergek Mtisltiman komqula' ne diyecekti? islam'dan vaz-gegerek iqledikleri giinah ijliimctildii. Igte bu nedenle, her yent

  • gift, evlendikten sonra, kendi koylerini terkederek, kendileriyleaynr dini paylaqan yabancr uluslann arasrnda cizgiirce yaqamaktizere Kafkasya'ya ve Rusya'ya g6getti.

    Trabzon yakrnrnda kiigiik lbir kriy olan Zilmera (Subaqr)'danYorgancr Hristos, btiyiikannem Afroditi ile evlendi. Afroditi,Krum mahallesi Varenu kciyilnde do$mugtu. Burasr, Giimiiqhaneyakrnrndaki Yaflrdere'nin yukan btiltimtinde yer alan gok sayr-da gizli Hrristiyan kriyiinden ibaret karma bir b

  • kannem Afroditi'den aldrm. O, benim igin tarihi Ksenofon gibiy-di. Ktiklerimiz hakkrnda bugtin ne biliyorsam, bu kadrndan duy-dum. Biiyiikannemin bana anlatttlr gibi, Tonya'daki bu insanlardeligmig, Mtisliiman olmuqlardr, ama ne tiir bir Miisltimanhkttbu? Gergek Miisli.imandan daha fanatiktiler. Kendi halkrmrz bile,biiyiikannemin dedili gibi, Mtisltiman oldu ancak bizler, gizlidengizliye Hrristiyan kaldrk, ama ne ttir Hrristiyan? Higbir Hristiyanbizim kadar dindar de[ildi, ttim geleneklerimizi ve bayramlan-mrzr ayakta tuttuk. Btiytikannem Afroditi'nin gururla siiylediligibi, egi benzeri olmayan Hristiyanlardrk. Ancak bu Tonyaltlar,oldukga fanatik Mtisltimanlardr ve go[u Hristiyan kiiylerinin ba-grna bela kesilmiE ve biilgemizde bir sorun ya da savaq patlakverdilinde Hrristiyanlara sorun grkartmrqlar.

    Bu tiyktileri duyan benim gibi kiigiik bir gocufun hayalindebaEka ne gibi bir sonug dolabilirdi ki? Bana giire Tonyahlar, herHrristiyanr dolramaya hazr, btgaklar ve silahlar kuqanmrq yaba-nrl insanlardr. Onlardan nefret ediyordum. Onlar qeytandr. Dahasonralarr ya$lm biraz btiytidiifiinde, tesadiifen ansiklopedide,Tonya'nrn Trabzon'un gtiney-batrsrnda dalhk bir alan oldulunu,burada yerel Rumca (Bizans grekgesi) konuqan Miisltimanlarrnoturdulunu dlrendim.

    Thonia sdzciilii, eski Yunanca'da QAKAL anlamma gelenTHOS s

  • sormaya korkuyorum. $arkrnrn giizellifi konusunda hemfikirler-se, gciriiqiimiin dofrulufundan kuqkum kalmayacak. E[er befen-medilerse, ya da coqku duymuyorlarsa, onlann bir fikri olmadt-lrnr sciyleyecek aldrmayacafrm. Bu da, tiyle ya da briyle qzLrkt-nrn bende, en iyi melodi olarak kalmasr demek. Ama, higbirolumsuz gciriiqii kabul etmeyeceksem, niye onlara soruyorumriyleyse?

    En yansz kiqi bile, bu tiir bir yanhhktan kagrnamaz. Kendiniyalnrz hissetmemek iEin, kendisine yakrn diiqiincede insanlararar. Benzer diigiincede kiqileri buldufundaysa, mutlu olur vekendi yansrzhfr konusunda giiven duyar.

    Bana da tiyle oldu. Bu dykiimde, yansrz olmaya Eahqaca[rm.Benim fikirlerimi paylaqanlar iEin baqarrh sayrlacafrm, paylaq-mayanlar igin ise yanh bir insan olacaftm. Ama urnudum, her ikitarafi da diiqtindiirebilmek. Giiniimiizde ortak-halklanmtzt dii-giindiirebilmek bir baqarr. Her gi.in muruz kaldrfrmrz bombardr-man, dtiqiinmeye pek zaman brakmamakta.

    Htisnii, 1933 yrhnda Yakgrkur'da dofdufunda, Hristiyanla-nn biilgeyi terketmelerinin iizerinden on yrl geEmiqti. Gerqi,onun kciyiinde daha dnce Hrristiyanlar yoktu. Ttim Tonya biilge-si gibi, tam bir Miisltiman kciytiydii YakErkur. Ama aynr bcilgedegarip bir qey olmaktaydr. Tonya koylerinin pek Eofunda, insan-lar evlerinde Rumca (Bizans lehEesi) konuqmaktaydr ve ktiyiinyaqh kadrnlan Tiirkgeyi bilmezlikten geliyordu. Kiigtik Htisnii,bu farkrn ayrrdrnda de[ildi. Ama 6 yaqma geldifinde, bu soruylayizyl'j,ze geldi. Okula gitmek zorunda idi.

    Tonyah ktiyltiler okula pek saygr duymuyorlardr. Hem geniqaileler, hem de golu gocuk! Temel problem yagamr siirdiirebil-mekti. Srfrrlardan et, siit ve ya! elde ederek ekmeklerini kazan-mak igin toprakla gahqmak zorundaydrlar. O yrllarda, bu basitinsanlar iEin okul bir liikstii. Ancak orada bile de$iqme olmik-taydr. Okuyabilmek, sayr sayabilmek igin Eocuklar en azrndan

    12

    bir silre okula gitmek zorunda kaldrlar. Boylece kiigiik Htisnii,zorla ya da defil, en yakm ilkokula gitmek durumunda kaldr.Okula zevkle gitti[ini sanmryorum. Yrllar sonra bana sciyledi[igibi, okula gitmeyi hig istemeden kabul etmigti. Kabul etmiqtigiinkil annesinden korkuyordu. 'Yoksa beni drjvebilirdi' demiqti.

    Aynr d$eden sonra okuldan allayarak ddnmiiqtii ve okula birdaha gitmek istememiqti. Nedeni

  • diiriiydti. Cumartesi olmasrna kargrn, okuldaki gtirevinden izin-liydi. MeslektaElarrndan biri olan, ii[retmen Dimitri'nin Trab-zon'dan bir ziyaretgisi oldufundan, oraya gitmek istemigti. Herikisi gegen yaz Trabzon'da iken, qimdi Dimitri'ye gelmiq olanbu ziyaretgi tarafindan biiytikbir konukseverlik g6rmiiglerdi.

    Trabzonlu bu ziyaretgiyle tanrqmak Yotis ve benim igin bii-ytik bir fanstr. Orada olup biten her geyle ve gimdi orada yaqa-yanlarla daima itgileniyorduk. Orast bizim ana babalammrzrngeldifi btilgeydi. Dimitri, konuk ile ilgili bir kaq gtizel stiz stiyle-di. Bize adrnt da sdyledi ama adt bize yabancrydt ve Yotis nasrlstiylendilini unutmuftu.

    Ne zaman Karadeniz'i, iizellikle de Trabzon'u ziyaret etsem,bu basit insanlar konuseverlikleriyle bizi minnettar krlmrglardr.$imdi bu konukla tamqmak gansrm tepemezdim, kaldr ki gok azinsanrn Karadeniz'den buraya gelip bizi ziyxtet etme imk6nt var-dr.

    Biiylece Yotis ve ben, o sofiuk Kastm dlleden sonrasrna ra!-men Gumenissa'ya Dimitri'nin evine gittik. Birkag insan dahavardr orada. Trabzon'dan gelen konuk igin oraya gelen arkadag-lar ve tamdrklardr bunlar. Aym yaz dtineminde Trabzon'da kar-grlaqmrg olduklarrndan, bazrlan onu tanryorlardr. igte onu tanl-yanlar, karakteri ve konukseverlifinden kesin bir saygryla bahse-diyorlardr. Tiim bunlar gtiphesiz ilgimizi artudr. $imdi bu insan-la tarusmayr daha fazla istiyorduk. O suada, Tiirkiye'den arabay-la gelmig oldufundan, yemek sonrasl yorgun diigen konuk din-lenmekteydi. Ah, evet Yotis'in hazrlamakta giigli'ik gektili adnrda iilrendik konu[un. Htsnti idi adr.

    Ttim dostlar ve birbirlerini tantmayan bu insanlar, o yaz Ka'radeniz' e yaptrklan gezi amlann r v e bazr olaylan konuqurlarken,kapr agrldr ve hepimizin bekledili konuk odaya girdi. Hiisnii birstire kaprda durdu, hepimize 96yte bir goz atl.: ve oturmak iginbir iskemle gekti. Oturduktan sonra, bir kez daha hepimizi tnce-

    t4

    den inceye, sanki her birimizin bir resmini gekmek istermiEcesi-ne inceledi. Benim ve Yotis'in tam karErsrndaydr. O bana, benona bakryorduk. Dilerleri resmin drErna gftrnrqtr. Sanki bLbiri-mizi tamyorduk. O an, sanki geEmigle gimdiki zaman bulugmug-tu.

    Yalmzca bir tamEmayla, o yeni arkadaEmzn sizin ruhunuzahitap ettili ya da size karqr durdu[u izlenimine kaprldrlrnrz oldumu hig? O an, bu benim baqtma geldi. Bu garip duygu, daha son-ralan Hiisnii'den duydufum kadanyla, onun da bagrna gelmig.Hatrrladr[rm kadarryla, yaLnrzca bir saat kadar tince birbirimizlekarqrlagtr[rmrz halde birbirimizi uzun yrllardr tanryormuquz gibibir hisse kaprldrlrnr siiylemigti bana. Basit bir ziyaret olafantistiibir hal almrqtr. Hiisnii kardeqi olan beni, ben de Htisnii kardeEimitanrmrqtrk. Birbirimizi bulmugtuk.

    Daha sonralarr ikimiz igin de heyecanh bir ddnem bagladt.Hiisnti, yaprlmasr gereken qeyleri hazrrladt. En dnemli qey de,aynr heyecam bana gegirmig olmasrydr. Onun sevgi ve tutkuylayerine getirdili programlanm hazrlayarak onunla yarrgtrm. Ola-bildifince sft karqrlagmak zorundaydrk. Deferlendirilmemiq fir-sat kalmamahydr. lstanbul ve Selanik arasrndaki mesafe srfirainmigti. Yrllar, ilk karqrlagmamrzr kovaladr.

    Tiim gabalarmda, olafaniistii bir direng vardt. Her gey baganltolmak zorundaydr. istanbul'u siirekli ziyarct etmek zorunda kal-drk. Oraya gitmemize neden olabilecek her ttirli.i olasr kamtr bul-du.

    Gitmemizin olanaksz oldu[u durumlarda, kendisi bize geli-yordu. GeEen yrllan yeniden kazanmak igin agtklanamaz bir cog-kusu vardr.

    "Yorgo" derdi, "Sen kardegim olarak kalbimdesin ve birbiri-mize rastlamamrz Tannmn bir armafanr bana gdre." Acrsr, yaqa-mlmrzrn geri kalanrnr, kaybettilimiz yrllarr bize geri kazandu-maya yetmeyecefi konusundaki kugkusuydu. Birbirimizi bulma

    15

  • >..t i.. +i:.

    tirmeden o yeri gegiyoruz. Bir yerden diferine. Ara sra boq alam-lardan gegerken, Yotis qakalanyla dolduruyor da zaman su gibiakryor.

    $imdi Silivri'deyiz. Astrlardtr, surlanyla bir kale gibi dur-makta burada. 1915'te surla'nm bir biili.imii tahrip edilerek is-tanbul'a yol agrlmrq. Ama 1960'a dek eski gciriinti.isiini.i koru-mug. Silivri'nin ve ttim sahilin felaketi 1960'dan sonra olmug'Ttim bcilge, milyonlarca istanbullunun yazhklanyla dolu artft'

    Silivri, M.O. 625'te Megara'dan gelenlerce kurulmug' Mega-rahlar, tinderleri Sili ydnetiminde gelmiq buraya' Sili, yeni kentSilivria'yr kurrnuq. Vria, eski Irakya lehgesinde kent anlamnagelmektedir. Silivria, sili'nin kenti demektir, yani siligehir de di-yebiliriz. 4.yy.'dakentin bir baEpapazt da vardr, sonralarr metro-pol oldu. I972'ye dek ntfusun yansr Hristiyanlardan oluquyor-du. Kiliseleri oldukga iinliiydti ve Katedrallerine Bakire Ma-ria'nrn dofumundan esinlenerek aynr ad verilmigti. Bu kilisedeSilivrili Maria'nan bir ikonu ile Kutsal Zenya'nrn ve MS' 290'daHrristiyanhla sadakatinden dolayr ya$ammr burada silivri'dekaybetmiq Aziz Agathonikos'un kalrtlarr bulunmaktaydr' AyncaAziz Spyridon kiliseleri ile Maria'nrn Oltimtl Kilisesi de yer al-maktaydr burada. Tarihi Aziz Yohan (Johannes) Kilisesi, Fatihtarafindan camiye ddntiqtiiriilmtiqtti. Artrk Fatih ya da Htinkar ca-mii olarak adlandrnlmaktadrr. silivri kalesi, John Katakuzi-nos'un krzryla Ttirk sultanr orhan'rn 1346 yrhnda yaptrEr tarihievlili[e sahne olmuqtur. silivri'de ayrrca, tinceleri Kona Bali'ninollu olarak tamnan Aziz Nektarios dofdu 1846'da' Evini hdldgtirebilirsiniz. Giintimtizde Silivri, yrlhk yofurt festivaliyle ta-nrnmaktadu.

    Bu srada gtilmekten kendimizi alamadrk, giinkii yaqadr$ yerolan Bi.iyiikgekmece'yi kazara gegmeyelim diye telefonda hrzr-mrzr kesmemiz gerektilini sriyleyen Hiisnii'yii antmsatmtgtr bizeSilivri, $imdi yaqadrlr yerden 30 kilometre uzaklfttayrz' Hiis

    23

  • Kallikratia I Aya Paraskevi kilisesi

    i-

    i'{,,

    ,, .n

    4

    :.,I

    >l

    -

    Fi

    {

  • Hiisnii'niin evinde

    nii'n{in istedifi gibi hrzrmr kesecefim yerde, daha da artrdrm.Giindiiz gtizel olabilirdi ama krqtr ve hava karanyordu. O srrada,Iraklia'dan gegerken Arap Aziz George'u unuttufumuzu farket-tim. O, kutsal Iraklia'nrn tinderiydi. Savaq srasmda geteler Irak-lia'ya geldi[inde Arap Aziz George da dahil ttim ikonlar ve kili-seler yandr. Hrristiyanlar hiEbirini kurtaramadl.

    Epivate'lerin eski bir kciyti olan Selim Paqa'ya girmiyoruz. 40$ehitler Kilisesi artrk orada yok. Yerinde yeni bir cami yiiksel-mekte. Kale oldufu gibi kalmrE, gtinkti yerlegik halkr Fatih Sul-tan'rn Konstantinapolis'e ytiriidtilii srada hig direng gcisterme-den teslim olmuq. Bugtinkti halkt, Yunan Makedonyast'ndakiTsotili ve Siatista'dan gelen mi.iltecilerden oluqmakta. ilk geldik-lerinde, onlar da tsmmak igin baflan yok etmiqler ve yalntzcabufday yetiqtirmigler. $imdi ise Selim Paqa, yazhklarryla olduk-

    26

    Ea biiyiik, tiyle bu yazhklar sayrca yerli evlerin kat kat tizerinde.Qatalca btilgesine de girdik. Bu kaza, Metro diye adlandrnl-

    mrg Yunanltlarca. AynI zamanda bir baqkent merkeziydi. Os-manhlar ise, iqgal ettikleri andan itibaren qatalca adlnr vermiqlerburaya. Solumuzda kocaman bir gimento fabrikasr bulunmakta.Bu, Hiisnii'niin telefonlarr uyarmca dikkat etmem gereken bir ya-pr. $imdi yol Mimar Sinan'a iniyor. Hangi ziyaretgi Mimar Si-nan'rn eski Kallikratia oldufunu zuilayabilir ki? TiirkEe adr, 16.yiizyrlda meqhur Sinan tarafindan inqa edilen 4 kemerli kdpriidengelmekte. Epivatesli Aziz Paraskevi'nin kilisesi buradaydr. Hr-ristiyanlarrn aynlmasrndan sonra kilise, cami haline dcintiqtiirtil-dii. Bu cami 1980'de yrkrldr ve yerine yenisi yaprldr. Koti.i ingaedilmiq bazr yaprlar bcilgenin ve kiigtik limanlarrnrn dofal giizel-lifini mahvetmekte. Deniz kenarrndaki birkaq bahk lokantast,bahk sevenlerin olalan u[rak yeri.

    Yol gimdi agafrya inmekle, hedefimiz, sadece birkag km' iler-deki Bi.iyiikgekmece. Yokugtan Biiyiikgekmece'ye girig levhasrntgordtik bile. Giriqin yanlna, bir araba, alarm lambalan agrk ola-rak durmakta. Arabanm yanrnda birkaq adam duruyor, sanki ara-bayr inceliyorlarmtq gibi gtiriinmekteler. Kaza falan oldu[unudiiqilnerek, tam olarak ne olduluna bakryoruz gimdi. Arabayayaklaqryoruz ki, aman tannm, araba Hiisni.i'niin arabasr, Htisniide adamlarla birlikte orada durup ana yoldan inen arabalara do[-ru bakmakta. Bizim gelig ytini.imiizii izlemekteler. istanbul ydnti-ne gelen arabalara gdzlerini dikmig bizi aramaktalar. Hrztmrzrkesip Biiyiikgekmece giriqine beq metre kala duruncaya dek, bizifarketmedile r. Bizi Biiytikgekmece'ye giden ora yerlileri

    zannetmiqler.Ne mi olmug? Htisnti bizim evi araylp kzrmdan Selanik'ten

    ayrrldr[rmrzr duyduktan sonra, ne zaman gelece[imizi tahminegahqarak, arkadaglarryla o noktada beklemeye baqlamrqlar. Ara-basrmn da stop lambalannt, kendisini gciriip yolumuzu ve yOnii

    21

  • 1'fl

    H iis nii' niin evi, B iiy iikg e kme ce

    miizii kaybetmeyelim diye agmrq. Lambalar kag saat aqrk kalmtg-tr, sormaya cesaret edemedim. Allahr yok dedim kendi kendime.Hiisnti ile o giinleri gegirdikten sonra ne diyebilirim ki? Onun oyofiun konukseverlifii bizi yordu. Neler yapmadr ki?

    iti tiiEiit< gc;I, Biiyiik ve Kiigiik Qekmece'yi oluqturmakta'Eskiden burada gok sayrda zengin bahk iiretim tesisi bulunurdu.Ktigiik bir dere sularrnr Marmara'ya boqaltrrdr. Bu derenin giri-$ine tahtadan yaprlma parmakhk benzeri Eekmeceler koyarlardr.Kefal bahklart Karadeniz'e buradan gegerlerdi. Parmakhklar,tiim yaz boyunca igerde kalacaklarr qekilde kefalleri tutardl. Ba-hklar giderek birikir, sonbaharda da avlanma baglardr. Kiigiik-Eekmece'den sonra, Bizans Empyritis'in bulundulu nokta olanAmbarh'ya varrlrr. Gegmiq yrllarda burada biiyiik bir kale bu-lunmaktaydr. Btiyiikgekmece'de tinceleri hem Hrristiyan hemde Miisliiman halk yaqardr. Ortak ozellikleri ise yoksulluklzrny-dr. $imdi ise burada kritii inqa edilmig yazhkqr evleri yiiksel-mekte.

    Orada kag giin kaldrlrmrzr hatrrlamtyorum. Dcirt ya da beqgiin olmah. Asla unutmayacafrm tek qey, Hiisnii'ntin konukse-verlifinden gerEekten yorgun dtiqtiigiimiiz...

    Her gtinkii ortak konumuz Karadeniz veTrabzon'du. Hiisnii,Trabzon'a aqrktr. Kendi iilkesinde yaqarken o brilgeye nostaljiduyan bir insana ilk kez rasthyordum. Daha tinceleri bu tiir nos-taljinin yalnrzca Yunanistan'da iken bizim tarafimrzdan duyuldu-[unu diiqiiniirdiim hep. O bolgeden Yunanistan'a griEen biiyiikle-rimizin oykiileri, qarkrlan ve gozyaqlarryla biiyiimiiqtiik, Trab-zon'la ilgili her konugma, Hiisnti'niin, "gelecek yazbir kez bir-likte Karadeniz'e gitmemiz lazrm!" tinerisiyle son buluyordu.Herqeyi do!ru biEimde gdstermek istiyordu bize. Oradaki festi-vallere katrlmak, Tonya Eyilalar'r ziyaret etmek gibi. Yalnrzcadilinde miydi, yoksi bir tiir emir miveriyordu bilemeyecefiimama, her nasrlsa brzi o yaz Karadeniz'e gitme programma katrl-

  • mamrz konusunda ikna etmiqti. Ote yandan biz de gitmeyi arzuediyorduk.

    Trabzon'dan bahsettifinde anlattrfr

  • Bo!,az'da

    zon'dzki tek Huistiyan kilisesi Santa Maria'dan katolik bir rahipgelmiq, oliiyii alarak Trabzon'daki Masatluk Katolik mezarlt[magommiiq. Ancak evden Elena'mn cesediyle birlikte kitaplarrnr daalmrq. Katolik rahip. Ardrndan Trabzon Belediyesi gelip evi ka-patarak miihiirlemiq.

    Hiisni.i kitaplara Eok iiziilmi.ig ve katolik rahibin tiimiinii aldrfrgerge[ini kabul edememiq hig. $imdi bir siirt Yunan dostu varve Elena'nm kitaplarrnrn katolik bir rahibin ellerinde olmalarrn-dansa bizde olmaslnr gok daha anlamh bulmakta.

    Ofretmenlerimizin yanr srra hepimizin bir de yaqam ofretme-ni vardr. Iqte o da, karakteri ve bilgisi ile bizi etkileyen bir tigre-ticiydi.

    Elena da Hiisnii iEin ideal bir insandr. Ama bu gergek olmasabile, eminim o, Hiisnii'niin yaqamnr ve diiqiinme bigimini gok

    )z

    fazla etkilemigti. Sanryorum, Elena da Htisnti igin ideal bir kigiy-di. En azlndan, onun yaqamrnl ve diiqiince tarz;nr etkiledifi ke-sindi.

    istanbul'u onun konukseverlilinin yarattrfr heyecanla terket-tik. Hiisnii bizi ipsala stntrma kadar gegirmek istedi. Tiirki-ye'deyken baqimrza kcjtti bir qey gelmeyecefinden emin olmakistemigti. GiiElii bir qekilde itiraz etmemiz kargrsrnda rsranndanvazgegti. Qok yakrnda, o ay iginde Selanik'te bizi ziyaret edece-fine sciz verdi. Doniiq yolumuzda, bize yaklaqrmrna bir dereceolsun karqrhk verebilmek igin, onun konukseverlilinin intikamr-nr nasrl alablltriz diye planlar yapttk, fikirler ortaya attlk.

    Zaman gok gabuk gegti ve bir giin, ertesi giiniin ti[leden son-rasr Selanik'te bizimle olaca[rnr sciyleyen telefonunu aldrk Htis-nii'niin. Ertesi sabah erkenden kalktrk. Cumartesiydi. Aynr ak-

    H ii s nii Y unanistan' da arkadaglarr ile

    -tJ

  • Hiisnii Veria'da arkadaqlart ile

    gamHiisntiyanrmrzdaolacaktr.Kanm,hermisafirbekledifimiz-ie trep yaptrEr gibi, tiim evi temizlemek istedi' Evimiz yeterincetemizdi. Ama o, yeniden temizli[e kalkrqtr ve biitiin ev Qargambapazarrna dtjndii. Bu, ne zamafi biri bize ziyarete gelse' hep olantir qeydir, hepimiz hem yorulur hem de altiist oluruz' KahvemiziiEer, konu[umuzla ilgili planlanmrzt yaparken, zrl galdr' Gelen-ler Athina ve Yotis idi. Onlar da ortak konufumuz ve dostumuzigin yaprlan programlan dert etmiqler' en son programr gortiqmek

    istemiqler. Aynca baa. iyi fikirleri de varmrq' Kanm' hepimizinevden grkmasr gerekti[inden, kahvelerini garqabuk igtiler' Yotisve Athina evden aynlmak iizere kaprdayken, zit galdr' Karrm Ku-

    ka, iyice sinirlenmiqti. "Yine kim geldi?" dedi' Gelen Hiis-nti'ydti!

    Onceki gece erken yatml$, onun igin de sabah erkenden yola

    34

    grkmrq. Yattrfirnda uyku tutmamrq o da'Madem uyuyamlyorum,neden zaman kaybedeyim' demiq. Bekledifimiz gibi ii[ledensonra gelmek yerine, kalkrp arabasrna binmiq ve cumartesi saba-hr Yunanistan'a varmrq.

    "Hi.isnii" dedim, "gok iyi yaptrn!" Sevdiklerini cinceden habervermeden ziyaret etmekten hoqlanryormuq. Bizi de, tiim bu te-mizlik derdinden kurtarmrq oldu. o giin, kanmrn evi temizlemekgabasrndan neler gekti[imizi anlattrm ona. Qok gtildiik. sevgilidostumuzun gelmesi bizi Eok mutlu krlmtqfi.

    Pazar giinii, Sumela Manastrn'na gitmeyi planladrk' RahipManolis, Hiisnii'yii duymuqtu, tamqmak istedifinden konufumu-zu manastrra getirmemiz konusunda lsrar etmiqti. Ama krqtt vemanastrra Erkan daf yolunun karla kapanmrg olabilece[indenkorktuk. Rahip Manolis, bize telefonda gok fazla kar olmasrnakarqrn yolun agrk oldufunu sciyledi' Ama kar yafarsa, oraya va-rabilir miydik? Ne yapardrk? 'Sorun ne?' diye sordu Rahip Ma-nolis. .Gelirsiniz, yine kar bastygsa da, eriyinceye dek manasty-da kalrrsrnz.' Manolis de konukseverlik konusunda tutkulu biradamdr. Onun bu istefini nasrl reddedebilirdik ki?

    Bdylece arabalar eqlifinde Sumela Manastrn'na do[ru yolagrktrk. Kemenge de yammrzdaydr. Hiisnii, Karadeniz garkrlarr dt-qrnda ve kemengesiz miizik sevmezdi' Manastrrda Eok hoq zamurgegirdik. Tiim afaglarkarla kaphydr. Hava kapahydr ve bcilgeninzevkine ne yazlk ki varamadrk. Ama o ne mucizeydi! Manastumtepesinde gdk koca bir daire bigiminde agrktr, hog bir giineg rqrfrmanastrrn iizerine diiqmiiq gevreyi aydrnlatmaktaydr. Hiisnii ilkolarak yiiksek sesle haykrdr. "sumela Maria mucizesini goster-di!" onun bu ani tepkisine ve hayranhfrna giildiik. Manolis bizialulamaktan usanmtyordu. Konulumu zu ve bizi onore ediyordu'Kemenge eqliginde eski halk qarkrlarrnr gok hoq sciyliiyor, konu-

    fumuz igin dans da ediyordu' Hilsnii colmu$tu. Kulaklan bilegiiliiyordu.

    35

  • b6q

    Manastrdan aynlma zamanr geldi, ama Manolis'le baqa gtk-mak zordu. Varia kentindeki evine gitmek zorunda kaldrk. Kanstve krzlarr bizi bekliyordu.

    Veria'daki evine koca bir yabancr grup halinde doluqtuk. Krz-lanbizi igki ve tathlarla afrrladr. Ama Tiirkiye'den gelen konu-[un kim oldufunu anlamadrklanndan tereddiitlii davramyorlardt.Ktzlar sonunda, Tiirkiye'den gelen konufun kim oldufunu Yo-tis'e sordular. Yotis hep qaka yapar, onlara. Tiirkiyeli konufunhangimiz olabilece[ini diiqiindiiklerini sordu. Rahibin krzlan,Tiirkiyelinin kim oldugunu cifrenmek iEin hepimizi tek tek ince-lerken, biz susuyorduk. Nihayet bana dcjndiiler ve Ttirkiyeli ko-nuk diye beni g6sterdiler. Hiisnii gok mutluydu. Karadeniz'dengelen Tiirk konuk bendim. O ise Yunanhydr. Krzlarrn bu seqimi-ne hepimiz gi.ildi-ik. Giilmemiz kesildifinde , krzlart neler oldufu-nu anlamtqtt.

    Akqam dontiq yolumuzda, Skydra'da Haralampos Kotzavasi-lollu'nun evini ziyaret etmeyi planladrk. O da, Bafra kcikenli fa-natik bir Karadenizliydi. Baqarrh bir sanayicidir. Dimitri'ye; aynraK$am tiim dost grubumuzun evine gelmesi gerektilini stiylemig.Kotzavasiloflu, diinyanrn en biiyiik salyangoz smai tesisine sa-hip biri. Coqkulu bir qekilde kargrlandrk. Silahryla konuklanmngeliqini selamladr. Hilsni.i silahrn atrqrna hayran kaldr. Daha son-ralan Tonya'ya gittifirnizde, silah atmayl ne denli sevdifini an-ladrk. Kotzavasiloflu'nun kanst Despina, afulamada kocasrylayarl$tl, Ayruldrfrmrzda, hangisinin daha konuksever oldu[unusoyleyemedik. Haralampos mu, yoksa karrsr Despina mr?

    Hiisnii, Yunanistan'dan ayrrhrken, stcak dostlufumu zdan v ea$nlamamtzdan memnun kalmrqtr. Gelecek Yortu (Paskalya) eq-lerimiz ve Eocuklarrmrzla kendisini ziyaret edecefiimiz onaymlbenden ve Yotis'ten zorla aldr. "istanbul'da birkaq giin kalaca-[rz" diyordu, "ardtndan Paskalyayr gegirmek iizere uEakla Trab-zon'a gidecefi2." $imdi ona hayr diyebilir misiniz?

    31

  • Bdylece o yrhn paskalyast, iki arabayla, ben, Yotis, eqlerimizve gocuklarrmrz, ki bu toplam sekiz kigi demekti, Paskalya tatiliigin Ti.irkiye'ye dofru yola grktrk. Qok kalabahlrz gibi herhangibir kagrq teqebbtisii, onu yalmzca krzdrrrdr'

    Yolculuk giiniimtiz hava yeterince giizeldi, ttim yolculukzevkli gegti. Arabalarrmrz pe$pele gidiyor, yolda srra defiqiyor-

    flW

    38

    Hiisnii kanst ve kiigiik o{lu ile

    39

    duk. Perqembe gtini.i Trabzon'a ugak biletlerimiz hazrdt.Cumartesi sabahr Hiisnti'niin tiim bahqesi bize hoEgeldine ha-

    zrrlanmrqtt. Ocaklarrn altlarr yakrlmrE, etler krzarryordu. Videoda, kemengeli bir grup Karadeniz dansqrst da oradaydr. Bizi bti-yiik bir parti bekliyordu. E[er her qeyi bir gtinde yapmrEsa, bupartinin dtizenlenmesi konusunda ona hayran olmak gerek' Etle-re bakryor, videoyla ve dansgrlarla ilgileniyordu. Akqam geg sa-atlerde parti son buldu, hava oldukga serinledi[i igin eve girdikve ellencemiz yatana dek harika geleneksel halk garkrlarryla de-vam etti. Belli bir vakit gelince de yattrk. Ertesi gtin Pazardt veBursa'yr z\yaret etmek igin Yalova'ya gitmeye karar verdik'qiinkii Hiisnti Yunanistan'dayken Yotis'in karrsr Atena'ya, kendi-sini annesinin doldulu kiiy Sigit'e ve babasrmn doldulu nahiyeDemirtaq'a gdttiriicefine sciz vermiqti.

    Hava oldukga giizel ve giinegliydi. Foto[raf makinelerimizleKartal'a, oradan da gemiyle Yalova'ya gitmek iizere yola g*tft'Hiisnti, ktiEiik ollu ve karrsr Mesure ile bizimleydi. Bolaz Kdp-rlisii'nii gegtik ve dtinyanrn en giizel yerlerinden biri olan Bo-!az' tn giizelliklerine hayran kaldrk. Ayasofya' ya bayrldrk' B o$azKripriisti'niin sonuna gelmiqtik, artrk Asya'daydrk. Eski adr Kal-kedon (Chdkidon) olan Kadrktiy'den geqerek, Kartal kryrsrndakigemi terminaline yaklaqtrk. Yalova yolumuz krsaydr' Bir yandauzaktaki adalan gtirebiliyorduk' Gemideyken, Athina, gezimizleilgili resimler gekmek istedi ve Hiisnii'den, kansr ve olluyla bir-likte poz vermesini istedi. Mesure'nin ciddi bigimde hasta oldu-lunu biliyorduk. Bunu bize hem Htisnii hem de kendisi stiyle-miqti. Bundan dolayr da Athina, bu hoq gezinin amsr olsun diyeonlann ailece foto[raflarrnr gekmek isternigti. Aynca ktitti bir $eyolursa, Hiisnii'de karrsrnrn bir resmi kalacaktt.

    Yalova'ya vardrfrmrzda, Hiisnii bizi Qiftlik denilen bir yeregtitiirdii. "Buradaki tiim insanlar" dedi, "Tonya kdkenlidir'" Ora-da terzinin evini ziyarer etrik. Kansr hepimize siirpriz oldu. Bizi

  • X*r

    q*{

    >,

    boq

    $aErtacak derecede akrcr bir Pontus lehgesiyle konuqan yaqh bitkadrndr bu. Hiisnii'y e zaman zaman, "Eh Hiisnii, bu insanlan danereden buldun?" diYe soruYordu.

    Qocuklarrmrzrn yaqh kadrnt dinlediklerini ve onunla Pontuslehgesinde konuqmaya Eahqtrklarrnr btyiik bir sevingle farkettik.Yanrtlannrn ne olaca[rnr merak ederek kadrna bazr sorular sor-dular.

    Ote yandan yaqh kacln da, gocuklammrzrn dilini konuqtuklarr-ntduyuncaqokqaqrrdr.Buyabancrlannonunkoyiiniindiliniko-nuqmalannasrlmi.imkiinolabilirdi?HemenHiisnii'yedcinereksordu: .,Hiisnii, bu insanlar mr bizden, yoksa biz mi onlardantz?"Hiisnii de ona, "Senin fikrin ne?" diye sordu. "sanlnm onlar biz-den''diyeyanrtladrkadrn.Kiminkimdenoldulununneijnemiolabilirdi kil Belki de yagh kadnrn kafasrnda bizlerin onlardanolabilece[imiz diiEi_incesi daha onurlandrrrcr bir qeydi. oyle ol-sun! Qocuklar vebtz, bize sdylediklerinin dogru oldufunu onay-ladk, yagh kadrnr duyduklarr oldukEa memnun etti' Daha sonrabize, trafik kazasrnda olen bir gocufuyla ilgili htiziin dolu bir qar-kr sciyledi. Ama soylerken gozleri yaqlarla doldu, kocasr da' goz-

    lerinden sorunu oldulundan allamasr gerektigi iEin onu durdur-du. O$e oldufundan Yalova'ya dofru yola Erktrk' Yolda' terzi-nin yaqh kansrnr diiqi.indiik. Yalova'dan sahilde Trabzonlu biradama ait bahk lokantasma gittik. Bahklar Eok lezzetliydi, he-men soffa Athina'nrn annesinin do[um yeri olan Sigit'e dogruyola Erktrk. Sahil kesimi gok giizeldi ve yolculu[umuzu haritarehberlifinde yapryorduk. Ama yolumuz iizerinde Sigit yoktu'Biiyiik bir hayal krnkhfr iginde Sigit yokl diye bagriqmayaha-zrrlanryordu ki, yol d

  • cirttilmiiqtti. Bu kilise, geg Do[u Hrristiyan ddneminin en onemlianrtlanndan biri. Eski ddnemlerde bu kdy, her yer incir afagla-rryla dolu oldulundan ve Yunancada Siko incir anlamma geldi-finden Siki diye adlandrrrlmrq. Kilisenin gimdiki sahibi burayttavuklarr igin mekan ve depo olarak kullanmakta. Sigit'in gimdi-ki yerleEik halkr Girit adasrndan ve Makedonya'dan gelenler' Ta-rihin eski ve o zengin ddnemlerinde, bu k
  • Osmanh gelip Apamenia'yr tiimiiyle yerle bir edince, yerleqikhalkr biraz daha batrya gidip Mudanya'yr kurmuq.

    Mudanya'da, 1900 yrhnda 1200 Tiirk, 3.500 Hrristiyan yaqa-maktaydr. Merkezi adnt Aziz (Saint) George'dan almrqtr. AyrrcaAziz (Saint) Theodora adh bir kilisesi daha vardr.

    Mudanya limanr, Kios (Gemlik) Limanr gibi, iilkelerini1922'de terketmek zorunda brrakrlan miiltecilerin dramma sahneolmuqtu. O bdlgenin tiim Hrristiyan niifusu, grlgrnlar gibi bu li-manlarda toplanmrq, bu denli Eok insanr alamayacak denli az sa-yrda gemiye bindirilmigti. Mudanya yakmmda biraz daha yiik-sekte, Arnavutkdy kriyii yer almaktadrr. Burasr da, Bursa ve Mu-danyalr zengin Hrristiyan ailelerin yaz tatlllerini gegirdikleri birkriydii.

    Kahvelerimizi iEtikten sonra, Bursa'ya dopru hemen yola grk-trk. Bursa'dan 10 km. kadar rince solda Demirtaq kciyii vardrr.Burasr tanmmr$ bir Hrristiyan kriyii olup, Athina'nrn babasr daburada dofmuq.

    Burasr garip bir yol sistem olan bir koy. $imdiki halkr, Sela-nik yakrnrndaki Langa'dan gelen Tiirkler. Athina, babasrnm ken-disine anlattrklanna dayanarak koyiin gegmesini ve 1922'den on-ceki dcinemde yaprlmrq cjnemli binalan buldu.

    Demirtaq'tan ayrrldrktan krsa bir zaman sonra Bursa'ya var-drk. Bursa, Bithynia'nrn en btiyiik kentiymiq. Bithynia dcinemin-de insanlar barbar olup M.S. 2. yijzy:/rda Yunan ktiltiiriinii be-nimsemiq. Bithynia'nrn son krah Nikomidis, kralhfrnr Romahla-ra vermiq. Onunla da Prussioi hanedanr son bulmug.

    1. ytizyrldan itibaren Hrristiyanhk burada o denli hrzla yayl-mrq ki, Romah vali Plinios Junior. imptrator Trayanos'a gaqkrn-hk iginde Hrristiyanlann Bithynia'nrn her kciqesinde mantar gibibittifini soylemiq.

    ilk piskoposlar Alexancler ve Patrikios Eehit diiEmiiqler. Bursabolgesi Nikomedia (izmit) merkezine baflrymrq. 1087'den sonra44

    so\

    \

  • Bursa, Theupolis (Alanqehir) adryla bagkent (merkez) olup, son-ralan Prusa (Bursa) adrna almrq. Bu metropolde, 28'000 Hrristi-yan, 24 kilise, 9 gapel, 5 manastr ve 22 ayazma varml$' Bursaiginde, iig kiliselik mahallede 5.000 Hrristiyan yaqamaktaymtq'En eskileri surlarrn drgrnda, Demirkapr'daki Pamegiston Taxiarc-hon'muq. Sultan Orhan, Bursa'yt devletin baqkenti yaparak, Hr-ristiyanlara kalenin drqrnda ya$ama izni vermiq. Demirkapr Hrris-tiyanlarr, TiirkEe konuquyormuq. Dernirkapr ve Kayabaqr arasrn-dak Yahudi mahallesi varmlq. Kayabaqr'nda da Apostoles Kilise-si yer almaktaym4. Metropol katedrali, din bilgini Aziz John'unkilisesi olup, Bahkpazarlndabir tepede yer almaktaydr. 1873'debi.iyiik bir deprem ve yangm Bursa'yr, camilere ve kiliselere ha-sar verdiyse de her gey daha da gi.izel olarak yeniden inqa edil-mig. Bursa'daki Hrristiyan kciylerinde Ttirkqe konuqulmasmakarqrn, Yunanca efitim veren okullarr da varmrg'

    Bursa'daki Ulu Camii oldukga iinliidiir. Beyaz mermerdenyaprlmrq olup sanatsal bir qadrrvan iginde ortada yer almaktadrr'

    Eqlerimiz Bursa grkrqrnda uzun zaman geEirdiler' Bursa, Tiir-kiye,nin tekstil merkezi olup

  • ama halk kitleleri kente girdiginde,1922 yrhnda kentin caddesin-de korkunE bir qekilde tilmiiq. Bu oykilyii Hi.isnti'ye anlattr[rmdainanamadr. Savaq ne denli kotiiliiklere sahne oluyor' 1920'dencince Trigleia,da 6000 Hrristiyan ve yalnrzca 150 Ttirk yagamak-taymlg. Okullan varmlg ve zeytin iiretimi agrsmdan oldukEa zen-ginlermiq. Pantovasilissa, Aziz George Kyparissiotis, Aziz Geor-ge "aqa[r", Din bilgini AzizJohn, Maria'nrn Oltimti, AzizDtmit-n ve Aziz Vassili gibi gok sayrda kitise de bulunmaktaymrq bura-da. Eski Aziz Sref,anos Kilisesi. l66l'den sonra camiye ddniiqtii-rtilmiig. Hiisnti, Yunan tarihine hayrandr, ama qimdi duyduklan,onun daha once bitdiklerinin Eok daha citesindeydi. Hayranhkla,'ne de Eok saytda efendi yagryormug burada' derdi'

    Yalova'daki termal banyolan gegtik. Bu banyolar ta eski do-nemlerden beri buradaymrq. su burada Eok boldur ve oldukEa tu-ristik bir yerdir. Yine burada herhangi bir sanayi tesisinin diiqiin-cesine bile engel olunmuq. Eskr donemlerdeki adr Elenupolis'miqyalova'nrn. Ni_ifus defiqiminden cince istanbul'dan fakir Yahudi-ler gelmiq buraya. Bugiin en iyi miiqteriler Araplar.

    Yalova'dan sonra Kuri gelmekte. Burada 310 Hrristiyan aileya;arm$. Kadtnlan, bizim de gocuklulumuzdan' burada Yunanis-tan'claki mahallelerinden antmsadtltmtz Tiirk usulti qalvarlar gi-yerlermig. o srada Kalamaria'h Zambetoflu ailesini ve ressam ar-kadaqrm Andreas Zambeto[lu'nu anlmsadtm. Bu aile Yunanis-tan'a, Kuri'den gelmiqti. Bu btilgede, eski dcinemlerde bir kahinvarmlg. Mitolojide, Argonautes'in bu kahine Karadeniz'e yapacak-lan gezi ile ilgili bir grirtiqte bulunmasrnr istedifi soylenir. Kuri'deiki kilise valmr$. Aziz Prodromos John ve T'axlarchis Michael'

    Aynr giin Kios'a (Gemlik) da gittik. Burada ntifus 8'000 imiE,7.500'ii Hrristiyanmrq. Burasr qimdi liman ve yolun ticaretiylebiiyiik bir kent goriiniimiinde. Burada iig kilise ve iki manastrrbulunmaktaymrq. Bugiin yalnrzca camiye ddniiqen odigitria Kili-sesi var.

    48

  • \44

    4B

    s.p

    $u ana kadar salyangoz tesisi igin uygun bir yer bulamadrk'Tesis alanr hem sulak hem de ulaqrm agrsndan iglek olmah. Sev-kiyat kolayhlr olmasr zorunlu. Yine de daha zam-ammrz vardt,biz de ilerledik.

    Eski Kyzikos'un biraz dopusunda yer alan Panormos'a (Ban-drma) geldik. Panormos adr iki stjzciikten Panos ve ormos'dan(Panos K6rfezi) oluqmuq. Eskiden buraya stiriilerini getirirmiqgobanlar. Biilge bir kent haline ddni.iqttifiinde, adrna Panormosdemiqler. oysa burasr uzun ytizyrllar sakin, ki.iEiik ve dnemsiz birktiymiiq.

    osmanhlar Panormos'a geldiklerinde, Ala ve kadrlarrnl getil-miqler. Bursa'dan da bir miiftii gelmiq.

    1875 yrhnda, bu dnemsiz koy yanarak tiimiiyle harap olmuq'Niifus 5000,e varml$ ve kent konseyinde bir Ermeni ve bir Yu-nanh yer almrq. Btitiin evler ahqap oldufundan burada pek gokkez yangm grkmrq. Evler bir, iki hatta tig kathymrq' Yalntzcamahzenler ta$tanml$.

    YangurlardanSoma,okiigtikeskiktiy,giderekkenthalinial-ml$ ve otuz yrl iginde niifus 30.000'e ulaqm$. Niifusun tigte biri-ni oluqturan Hrristiyanlarrn kendilerine ait mahalleleri de varml$.Theotokos, Aziz Dimitrios ve Aziz George adh iig kilise de Pa-narmos'taymrq. okulda ise 900 gocuk ve 80 bebek bulunmaktay-mrq. Bandrrma (Panormas) ile istanbul arasrnda srkr bir ticaretsciz konusu ise de direkt baglantrlar gofu kez Avrupa limanlany-la imiq.

    Eski Kyzikos harabelerinden l0 km. mesafede Athaki yer oI-makta. Buradan giden Kalamaria'h i.inlii qairimiz Polyniki Geor-gala'yr nasrl unutabiliriz? Kyzikos piskoposunun kiirsiisii varmrqburada. Eski bir ktiprii birleqtiriyormuq iki yakayr, ama gofu kezfrrtrna yiiztinden sular altrnda kalmrq.

    Eski dcjnemlerde bu kopri.iyti Berci Tiirkleri koruyor, yolcu-lardan bahqig ahyorlarmrq. Koca tiirbanlan ve lasa galvarlanyla

    es?l K6T$pHS}JES:!s-s--Y "8" :''i*r,,{:,f, Y

    51

  • Xs

    a

    oo.F

    zeybekler gibi giyinirlermiq. Onderleri Derven Afa'ymrq' Koyutenli olup bir haltya otururmul. NcibetEilerden biri yolcuya yakla-qrr, mendilini aEarmrq. Yolcu da, ndbetgi kendisini "U!ur ola!"derken, mendile birkag giimiiq para brrakrmtq.

    Bu k

  • :;ffi" ffil*! siiiil,{,,,1ffi'l'r*'un -:['!t lEr 'I'|fl n* .

    's\tr

    \3jil

    h

    Gl(\to\

    ,t

    *,\ae-

  • Fq3

    13L

    q

    ta

    'b-"g'{;b-YiId

    T

    Bakire Maria'nrn Olilmii'niin dokuz gtinliik yrldciniimiiydii bufestival. Dcintig yolumuzda Katrrh adh bir kciyiin aErk sahilinehayran kaldrm. Ana babasr bu kiiyden gelme Selanik'in Yeni Ka-trrh'srndan Heraklis adh arkadaqrmr anrmsadrm. Katrrh'da iki ki-lisenin, Aziz lokn ve Santa Paraskevi'nin kahntrlan hAl6 mevcut.Eskiden burada 150 Huistiyan ailesi yaqamakta olup, denizcilik-le, ticaretle ve krjmi.ir iiretimiyle u[raqrrlarmrq. Ayrrca, civardakidaglardan istanbul'da zengin evlerine satrlmak izere tuz getirir-lermiq.

    Tiim yol boyunca Hiisnii'yle pek gok kez tartrgtrk. Stirekliolarak Karadeniz, Trabzon hakkrnda konuquyor, bir giin Tiirkiyeve Yunanistan'm omuz omuza gafdaqlagma ve ilerleme yolundabirlikte yiiriiyecefine iliqkin hayallerinden bahsediyordu.'Politi-kacilanmrz yeterince akrlh olabilselerdi' diyordu, 'bunun yalnrz-ca en iyi griziim delil, aynr zamanda tek gciziim oldu[unu da gci-riirlerdi?'

    Bursa'dan istanbul'a ddndtifiimtizde, dinlenmek iEin bir tekPazartesimiz vardr. Sah sabahr, istanbul'dan o Eok sevdi[imizTrabzon'a ugacaktrk. Karrm ve gocuklanm iginse, tiim yaqamlarrboyunca duyduklarr bir kente ilk ziyaretleri olacaktr. Ben, Trab-zon'da gok defa bulunmuqtum, Yotis ve karrsr da bu kenti dahacince ziyaret etmiqlerdi. Hepimiz etkilenmiqtik.

    istanbul'dan kalkan uEakla Ankara'ya geldik. Burada Trab-zon'a giden bir baqka uga[a binmek zorundaydrk. Ttim yol bir-buguk saat tuttu. Ugak Karadeniz kryrlarrna vardr[nda btaz al-galdr ve sahile paralel ugmaya baqladr. Sahilin giizellifine ve ka-radaki yeqil tonlarrna hayran olduk. Ktiyleri, kentleri saymayabaqladrk. Ne giizellikti o! Denizin altr, salrmrzdaki nefes sahil, oyiiksek Karadeniz daflarrnrn karla kaph ig kesimleri. Ne gcir-kemli daflardr! Tepelerde kurulu tablo gtiriiniimlii Giresun'un veardmdan Tirebolu'nun iizerinden gegtik. Artrk Akgabat admt ta-qryan Platana'nn yakrnlanndaydrk. Ah, Tannm Trabzon ertrk

    57

  • {-qif , 4:il aJli' qt'H,\I "',ii',,C Xjil '={iq ili,l

    -ilLrr' , =

    iiui^s,\

    ' 'tJa'

    "/\F11 \

    /v

    t\o\

    F

    Y

  • giiriiliiyordu! Ana babalarlmrzrn dolum yeri olan Kommeni'ninmerkezi iizerinde;'dik qimdi. Manzara hepimizi etkilemigti. Gii-neq de goriiniime yardrmcr oluyordu, yalmurlu iklimi olan bubolgede giineq rqrklan adeta bir armalan. Kanm Kuka'nm uga[npenceresinden bakarak a$adrfrnr gciriiyorum. Hiisnii'ye "iyi kiKuka ile birlikte Kars'a gitmedik" diyorum. "Burada b
  • smdaki iqbirligi ile de etkilenmiyordu' Yalnrzca Tiirklerle ve Yu-

    nanhlarla ilgilenmekteydi' insan, iki halkrn da ortak ktjkendenoldu[trnu nasrl anlatabilirdi onlara. Hiisnii'ye gdre, bu gergefibir kez anlasalar, iqbirlifine girecekler ve tiim diinyanrn gelece-

    lini kolayhkla ellerinde tutabileceklerdi'Htisni.i'niin yalntzca Yunanistan ve Tiirkiye ile ilgilendilini

    anlamama ve tilm dtinya halklan igin aynr idealleri ta$rmamakarqrn, Hiisnii'yle hemfikirdim' Kafasmda bu gibi sorunlarla bo-

    guqat ve tartrqmah bir tarihi geqmiqe sahip iki ulusun yaran adr-ia bdylesi hayalleri olan Hiisnti gibi bir adamm' bir sonraki aga-madatiiminsanlarrndostlufuidealinikabullenmesikolayola-caktr bana gdre.

    Bu teorilerini bize agftlamak igin hiEbir firsatr kagrrmadr'Trabzon'da kaldrlrmrz stire boyunca' Trabzonlu geng krzlarr ve

    o$anlan bize mutluluk iqinde gtisteriyor ve' "Bu denli srcak vesif, esti yunan heykellerini andran bu genE y:l'zler gibisini gcir-diiniiz mii hiE" diye soruyordu' Zaman zamarn Asya tipi tjzellik-ler taqryan birini gcirdiifiimtizde "iqte bakrn' bunlar da di[erleri!"derdi. Hiisnti iEin diferleri, Osman Bey'le gelen Asya kijkenliTiirklerin soyundan olanlardr' Daha sonra giilerek eklerdi; "Yu-

    nanistan' da Yunanltlarn arasmda yaqayan kendilerinin Yunanh

    oldufuna inanan kaE Asya tipine sahip insan gdrdiim biliyor mu-

    sunuz?" Tiim bir ya$amm felsefesini oluqturan' Htisnii'ye ait.bugdrtiqlere insan nasrl karqr grkabilirdi' Binlerce ornek g

  • vede buluqmak tizere Hiisnii'yle randevulaqmrqh.Pontus lehEesiyle yaprlan konugmalarr hayranhkla dinlerken,

    Hiisnii gtirtindil. Kahvedekilerin tilmii istanbul'dan gelen bu ba-qarrh hemgehrilerini selamlamak igin ayafa kalktr' Hiisnii'ni.inonlar igin cinemi bir soysal ve politik kiqilik oldu[u ortadaydr.

    Krsa bir siire sonta yakrndaki bir lokantaya gittik. Lokantanrnsahibi de bir Tonyah olan Muammer'di' Hepimizi biiytik bir iE-tenlikle kargrladr. Yerlerimize oturdulumuz srada arabasrylaHiisnii'niin Sami adh ye[eni geldi. O

  • dan, Yunanistan ile Ttirkiye arasrndaki ntifus defigimi nedeniyleannemin gitmek zorunda kaldrlrnr anlamasr kolaydr Ahmet'in.Ama, gizli Hrristiyan olmalarr ve Ttirkiye'de kalmaya korkmala-rr nedeniyle bi.iyiik annemle babamrn gegen yiizyrlda Batum'agitmek zorunda olduklannr agftladrfrmda, gdzlerini tizerime dik-ti ve 'brrak da bu dykiiyti anlamaya gahgayrm' dedi. Ona, onlanngizli Hrristiyanlar olarak yagadrklannr, 1856 yrhnda Sultan'rnHattr Htimayun'u imzalamasryla hcr Osmanh'nrn higbir tehlikeolmakszrn inancnr segmede tizgtir brrakrldrfirm s
  • !{

    q

    Yaqh bir Pontuslu adamtn kargrsrnda bile olsam, bu noktayryorumsuz brrakamazdtm. "Amca" dedim, "Aynr qey bizim insa-nrrnrz igin de geEerli. Onlar da bir kez daha dtinyaya gelseler, yi-ne Hrristiyurh[r seqerlerdi." Ama yaqh Ahmet'i asrl tjfkelendirenbir sonraki ciimletn olmuqtu, giinkii onun o kibirli Pontuslu tavrt-na ve mutlak gortiglerine darbe indirrnek istemiqtim. "Amca" de-dim, "ne kadar sadrk oldufunuzu bilemem, giinki] bunu k:uutla-mak ciurumunda kalmamr$stntz. Bu sadakat, yalntzca dualarla,camiye ve hacca gitmekie kamtlanamaz. insanlannrz, Miisliimanolarak yagamda kazanmtqlar ve bir qeyledni kaybetmemiqler. Bi-zim halkrmrz ise gok kan kaybetmiq, maceralar yaqamtq veinanglanna sadakatleri yiiziinden iilkelerinden bile olmuqlar. On-lar igin biz Mtisliimantz demek, mallannm yarunda evlerindekalmak ne denli kolay olurdu! Ama oyle yapmamtqlar, qehit ol-mayr, siirgiine gitmeyi, mtilteci haline gehneyi ve inanElan nede-niyle Eo[u kez yaqamlarmdan olmayr tercih etmiqler."

    Bunlart sciylerken, onun patlamasrnr bekliyordum. Ama yaqhAhmet beni sessizce dinliyordu. Ben bitirdilimde, herkes sus-kundu. Yaqh Ahmet, bir bana bir de o[lu Hiisnii'ye baktr. Hiisnti,hig duraksamadan ona, "Baba, sana gerEefi sdyliiyor!" dedi' An-cak yagh Ahmet, benim aErmdan dtiqiinmeyi kabule pek istekligciriinmiiyordu. Bir siire diiqiindii ve oflu Htisnii'ye donerek, benanlamayaytm diye Tiirkge "Senin gavurun beni deli edecek. Amadofrusunu s

  • re dnce, biiytik bir incelikle konuya de[indi.Trabzon'daki bir hastanede yatryordu, kendisine o bcilgede

    bulunamayan kan grubu gerekiyordu. O srrada ben, torunu Tu-ran'la istanbul'daydrm, Krzrlay'dan uygun kanr ahp Trabzon'a uE-tuk.

    O yolculuk ne maceraydr! Ankara'ya vanrken yanrmrzda qiqedolusu kan vardr. Trabzon havaalanr sise ba$r olarak kapah ol-dufundan, Trabzon'a gidecek uEak birkag kez ertelendi. Briylecebiletlerimizi iptal ederek yolculu[umuza otobiisle devam etmekzorunda kaldrk. Ne sertivendi!

    Aylardan $ubat'tr ve hava Eok soluktu. Otobtis ise firrn gibisrcaktr. Herkes sigara igiyordu. Sabah erken saatlerde Trabzon'avardrk. Tiim Trabzon yolu boyunca gofcir ytiksek sesle "Kalbi-min anahtarr" adh qarkryr dinledi durdu. O yolculufu hig unuta-mam,

    Otobiis terminalinden dofrudan hastaneye gittik. Kanr teslimederek yaqh Ahmet'in odasma girdik. Sanrrrm yaqr 88 falandr.Yata[rnrn gevresinde, olullan Ali ve Rahmi ile, Tonya'daki eskiKarakag'tan bir komgusu vardr. Benim odaya girdifimi gdriincegiiltimsedi ve yanrndakilere "O$um olarak kalbimdeki yerini al-dr" dedi. Daha sonra bana donerek, "Ah, Andreadis gok iyi birinsansrn sen. E[er Mtisltiman olabilseydin, ruhunu da kurtarmrqolurdun" dedi. "Bu konuyu diiqiinecefim!" dedim ona ve bu ko-nu sonsuza dek kapanmrq oldu.

    Ertesi giin, biiyiik bir arkadaq grubuyla Sumela Manasrrrr'nagittik. Manastr artrk harabe halindeydi, ama o zarnan bile g

  • S umela M anastrnnm kinde ki harabeler

    lerle anlaqmamrz gok kolay olmugtu. Hrristiyanlarrn terkinden buyana altmrg yrldar.fazla bir siire gegmesine karqm, halen Pontuslehgesiyle konuqabiliyorlardr.

    Anr olsun diye birkaE resim gekmek istedik. Ti.im insanlar go-luk gocuk toplandrlar. Qocuklardan olugan koca bir ordu! Hepi-miz fotofrafgryr beklerken, Hilsnii'niin sesini duyduk. "Durun,susun!". $imdi herkes Hiisnii'yii izliyordu. O srrada hiisnii, resimgektirmek isteyenlerin arasrnda duran geng birini parmalrylagosterdi. Gencin yiizii oldukga esmerdi. "Bu aclam aranrzda nearryor?" diye sordu vahqice. insanlar, bu kiqirrin koylerine yakrnzaman once geldifini, ve iyi bir insan oldu[unu sciylediler. "Ne

    72

    iyi insant" dedi Hiisnii, "Burayr hemen terketmeli." "Neden ter-ketmek zorunda ki?" sorumuza,"O bizden degil, Do[ulu!" yant-trnr verdi Hiisnii. Hepimiz suskunluk iEindeydik.

    Yalntz kaldrlrmrzda, iyi bir insan oldufu soylenen o gencineden kovdulunu sordum ona yine. "Sen bilmiyorsun" dedi Htis-ni.i, "O burah defil. Onun diyannda kadrnlar yiizlerini cjrter' Ya-bancrlara karqr aErk ve konuksever de[illerdir. Bizim insanrtntztiim kalbiyle kucaklayrp onuriandrrmak igin geldi buraya' Buadam ise yalmzca karrlanmtza bakmak igin burada..." Dofrumuydu, defil miydi? Bilmiyorum. Ama Htisnii'nijn dedifi ka-nundu.

    Muammer'in evindeki kadrnlar, Trabzon peyniri, mrhlama gi-bi cizel Pontus yemekleri haz[lamtqtr. Uzun ve sorunlu bir giiniinsonunda acrkmtqtrk. Biiyiikannemin zamarundaki yemekleri yer-ken iyice coqtuk. Her qey harika giiriiniiyordu.

    Ertesi giin Hi.isnii yine doluydu ve bu sefer Rize'ye bize eqlikeden Ahmet Ulu'ydu. Sabah gok erken saatlerde, Ahmet bir mi-nibtisle geldi ve Rize'ye dolru yola grktr.

    Rize yolu gok gi.izeldi, hava ise harika ve giineqliydi' Rize'yiiig kez gitmiqtim, ama grup olarak ilk gidiqimizdi. Trabzon hava-alanr yakrntndaki Yomra'yr, ya da biz Rumlarm verdi[i adla Go-mura'yr gegtik. Sa! tarafimtzda bulunan Yamboli nehrinden degeEtik. Bu nehrin giineye iinlii Santa'ya aktr[rnr stiyledim' Siir-mene ve Of, arkamrzda kalmrqtr. igerde giineyde kalan bu kesim.Pontus lehgesi konuqulan koylerle doluydu.

    Rize'ye geldik ve tiim kentin daha iyi bir fotofrafinr gekebil-mek iEin tepeye trmandtk. Bu tepenin dorufu bir park ve bota-nik bahgesiyle kaphydr. $imdi Tiirkiye'nin gya iiretim merkezin-deydik. Qayrmrzr igerken ayaklanmrz altrndaki kentin manzarasl-na hayran kaldrk. Daha sonra kent merkezine geri d

  • Aya Evgenios Kilisesi I Yeni Cuma Camii

    75

    Rize'de altm ve saat iqgilili alanrnda Eok sayrda sanatgr var-drr. Bunlardan biri de Stavros Mavidis'tir. Attilyesi Rize'de olupEok iyi bir yaqam stirmekteydi. Savaq ve Rusya'ya srlrnma zo-runlulu[u, btilgelerindeki di[er binlerce Hrristiyan gibi onlan daBatum'a ini. At

  • T rabzo n - O rtahi s ar' daki kahv e

    Haberler, Stavros'un ollu Zoras Mavidis'in kulafrna geldi. Oda, Kalamaria'daki iqini babasrndan miras almrqtr. Turistik geziy-le Rize'ye giden arkadaqlan ona, Erol'dan, Rize'deki diikkanrn-dan ve babasmm duvardaki resminden bahsettiler. Briylece Stav-ros'un oflu Zoras, o dtj,nem Rize'deki babasrnrn grrafrnrn ofluErol'u kegfetti. Yazrgmaya bagladrlar ve bciylelikle ben de Kara-deniz'e yaptrfrm

  • O gece, gok yorgun oldufumuzdan erkenden yattrk. Ertesigiin, sabah gok erken Hiisnii'yle birlikte dolmuqa binip Giimiig-hane'ye gidecektik.

    Tnbzon'a geri d

  • bir Eeqme. Iki iig EiftEi otobiis bekliyorlardr. Eski harap bir tabe-lada ikisu yazryordu. Kripri.intin altrnda coqkun bir nehir akryor-du. Dolmugtan inerek qeqmede elimizi yiiziimiizii yrkadrk ve gii-zel suyundan iEtik. Artrk bu coqkun nehrin akrgrnr daha iyi goz-lemleyebiliyorduk. Adr Ya$rdere'ymiq. Safda ve nehrin sol ya-nrnda gdle yiiksek daflar yiikseliyordu. Nehir bir kanyon oluq-turmu$tu. Yine nehrin solunda bir tarla yolu aqrlmrgtr. Bu yol,hepimizin de gok iyi bildigi bir yere grkryordu. O daflann yuka-rrsrnda ve ardrnda, gegmiq yiizyrilarda Hrristiyanlarm yuvalartolan Kromni, Imera, Istavrin, Lykast ve diler yerlegim birimleriyer almaktaydr.

    Kromni'yi duyan gocuklarrmtz, oraya gitmemizi istediler.Olirnaksrzl Uzakhk azdr ama bu yolla Eok zamanrmzt ahrdt. Bubdlgeyi gezmek igin biitiin bir giinii ayrrmak gerekirdi. Oysa Gii-miiqhane'yi goriip aynr gece Trabzon'a dcinmek istiyorduk.

    Qocuklarrmrz, Kromni'yi gormek umuduyla daplara doniipbakarken, dolmu;la Giirniiqhane yolumuza devarn ettik. $imdi deyolumuz yeni bir nehrin yanrna qrkryordu. Bu, Giimiiqhane'ninKan Nehri'ydi. O noktada Kan Nehri, Yaflrdere ile buluguyor,ikisi birleqerek Harqit Nehri adr altrnda Tirebolu yakrnrnda deni-ze akryordu. Kan Nehri'ni, coqkun akmaksrzrn yine gcirdii[iimde,akhm l915 yrlma, annemden duyduklanma gitti. O yrl Ermenitehciri giindemdeydi ve bu nehir', pek Eok insanhk suquna tanrkolmuq.

    Giimriqhane'ye yalmzca on kilometre kalmrqtr ve asfalt yol buuzaklrlr zaman agrsrndan oidukga krsaltmrqtr. Sa[ tarafimrzda es-ki giizel bir Eeqrne ve kente ters yonden giden bir tarla yolu var-dr"

    Hiisni.i siirijcijmiize, Giirniighane'ye girebilmemiz igrn o kcip-riiden gegmesini soyledi. "Olmaz" dedim, "Giimiiqhane'ye gide-bilmerniz iEin safdan bir tarla yolundan gitmeliyiz." Hrisnii banadcinerek, "Arna bu yol 1'alnrzca da$ara gider" dedi.

    80

    "Hayr, Hiisnii! Bizim gtirmek istedifimiz Gtimiighane, salda,ana yoldan uzakta" dedim, "Halktmrztn aynlmasrndan sonra ku-rulan Yeni Gi.imiiqhane ise iqte burada." Dolmugumuz eski Gti-mi.ighane'ye gitmek tizere dafa trmamrken, o anayolun yaplml-mn dykiisiini.i annemden duydulum kadanyla onlara anlattrm.

    Bizim Giimiiqhanemiz ana yoldan beE kilometre ilerde kurul-muq. Gegen ytizyrl boyunca hiikiimet Giimiiqhane iizerinden Er-zincan'la Trabzon'u ba$ayan bir yol yapmak istemig. Giimiiqha-ne'nin, Tiirk, Ermeni ve Rum liderlerinin tiimii, stizkonusu yolunGi.imtighane'den gegmesini engellemek i.izere biraraya gelmiq. Oyrllarda yollar, sava$ ve askerlerin oradan gegmesi demekmiq.Karadeniz'in o biilgesi Rusya ile stirekli sorunlar yaqadr[rndanordulann kentlerine girme olasrhfr gok fazlaymrq. Bu ytizden li-derlere miihendislere riiqvet dnermiqler ve yol da kentlerindendaha uzakta, aqalrda bir yerde agrlmrg. $imdi artrk herkes yolunkendi yakrnrndan geEmesi igin riigvet verirken, o dtjnemin bu ye-rel anlayrqr gocuklanmrzr gtildtirdii.

    Eski Giimiiqhane'ye gok gegmeden vardrk. Her yer harabeydi.insanlann, do[anrn olugturdufu harabeler. Yalnrzca beqi ayak-taydr. Minareleri yrkrk boq bir cami. Qatrsrz, duvarsrz yan virankiliseler. Gergekten igburkan gririintiiler! Binlerce eski Giimiiq-hane evi artrk birer taq yrlrmydr. Buranm biraz aqalrsrnda eskibir Ermeni kilisesinin harabesi vardr. Daflarrn tepesinden ma-denler g

  • Sumela rma{t

    Giimiiqhane'nin tannmrg okullanyla 60000 niifusa sahip oldulu-nu diiqi.inebiliyor musunuz? Madenleri, altur ve gtimiig ustalany-la imparaorlu[un en zengin brilgelerinden biriymiq. Giimiiqhane,o bolgedeki tiim l-Irristiyanlar iEin rinemli ve kutsal bir yerdi.$imdi ise grizlerimizin

  • Trabzon-Tabakhane

    dr[rmrzdan olup biteni anlamakta giigliik gektik.Ne zaman o kutsal topraklarr ziyaret etsek, bu gtine defin bi-

    ze hep o silah sesleri eglik etmiqtir. Karadeniz halkrnrn bu go-cuksu coqkusu ve konukseverli[i, 2500 yrl cince bu bcilgeye gel-diklerinde Ksenofon'un on binlerce askerinin karsrlarusrnr anrm-satrr bana.

    Gecenin ilerleyen saatlerinde ve sis nedeniyle epey geE kal-dfttan sonra cilesiye yorgun halde Trabzon'a vardrk. Ertesi sabahEok geg kalktrk. O gtin Paskalya'ydr ve programrmrz SolukSu'daki Kapagiannidis evini ziyaret etmekti. O gece Paskalyabayramrmzr kutlamak iizere krmrzr renkli yumurtalar yedik.

    84

    Qokgi.izelbirgtindiivebundandolayrqimdiAtatiirkKoqkiiolarak bilinen Kapagiannidis evine gok zevkli bir ziyaret yaptft.Ne yazrk ki bina ti.imiiyle restore ediliyordu ve yalnrzca o andagahqma olmayan yerleri gezebildik.

    O gece Paskalya Bayramrmrz igin K

  • ne haber vermedi diye Htisnii'yle tartrqmr$. 'Ayrp, ayrp' dedi pekgok kez. Htisnii boguna
  • celerini kangtrrmrg olmakla birlikte, pontus egoizmi son sciziisciylemesine izin vermiyordu. Konuklarrm cizen g
  • Ahmet bana hak verdi ve tartl;ma son buldu. Bu, ister be[e-nin ister belenmeyin Dolu'da srk srk olagelen bir tartl$madr.Dolu insanlan, kendi inanglarmm dolrulu[u konusunda kesinbir yargryla yaqarlar ve dolru olabilecek baqka inanaglarrn da varoldufunu duyduklannda qagrnrlar.

    Bizim igin hoq olan bu tartr$ma drqrnda, Trabzon'daki tiim za-manlmlz dans, garkr ve eflence ile gegti. Ancak tartr$ma si.irdiigiisiirece mutsuz olan tek kiqi Hiisnii'ydi.i, gtinkii yanhg bir diiqiin-ceyle bu konuqmalar nedeniyle kendimizi ktitii hissedebilece[i-mizi varsaymtqtt.

    Trabzon'u en iyi antlarla terkettik. Dostlartmtzla uzun siireoradaki deneyimlerimizden konuqtuk.

    Birkag hafta sonra Hiisnii, Yunanistan'a geldi. Bu kez Atina'ytda ziyaret etti. Bu kez aym konukseverlik ve gtizel giinler, sevgi-li konuklarr Hiisnii'ye oradaki dostlan tarafindan sallandr.

    Htisnii bizi iskenze'den, arkadaqt Kosmas'tn yanrndan aradr.Gelecelini soyledi. Nasrl da mutlu olduk.

    Aynr rifle, bizim Karadeniz Klubii'nii, daha sonra da Meta-morphosis Kilisesi'ni ziyaret ettik. Hiisnti her qeyi

  • olmasr konusunda korkmuqtu loanna, 'O zaman ne olacak?" diyede sordu.

    "Korkma" dedi Hiisnii. "Farkr ben karqrlarrm.""Ioanna, Kalamaria'daki Pontus Klubii'niin yardrmrna da gok

    giivenmigti. Biitiin yaztek bagrna gezi grubu igin adam toplama-ya gahgtr. Garip ama Pontus Grubu'ndan hiE yardrm gelmedi.Tek baqrna Eahqrrken ben de gok yardrm ettim.

    insanlar avanslarrnr ddeyip adlannr listeye yazdrrdrlar. Dahasonra da fikirlerini defiqtirip paralannr geri istediler.

    Nihayet zorlukla kiiEiik bir grup oluqturuldu. O kiigiik gruplaKaradeniz gezisi gergeklegtirildi. Hiisnii, o olmazsa halkr gezinin

    92

    Eski GiimiiEhane'de bog evler

    93

    arkasrndaydr. Agrfr Hiisnti iistlenmiqti. Hig kimsenin o agrktanhaberi bile olmadr. igte Hi.isnii b

  • lar Karadeniz'in Of ilgesindendi. Hiisnii Oflular'r sevmezdi. Ge-nelde Oflular'la Tonyahlar'rn duygulan karqrhkhdrr. "Oflularadarn defildir" derdi bana. Ona, Nea Trapezunta'daki bu yaqhinsanlann harika olduklarrnr ve onlan sevecefini sciyledim. On-lar, Hiisnti'yle ilgili giizel qeyler duyrnuqlardyyalntzca ve tanr$-mak istiyorlardr. Htjsnii onlar iEin anavatanlanndan gelen bir ko-nuktu. Hiisnii'ye bizimle gelmek angeuya gibi geliyordu.

    Eski GiimiiEhane'de bir yftmttAma Niko Alhazidis, Haralampidis ve diler Oflular, kemenEe

    ve qarkrlanyla Hiisnii'ye oyle hoq bir kargrlama yaptrlar ki, Hiis-nii daha sonralart Nea Trapezunta konusunda coqtu. Onlarla dansetti ve sonunda Niko'nun Oflu'ya benzemedi[ini soyledi. "Bu iyibir adam Oflu olamaz" dedi. Kliiplerini de ziyaret ettik ve gece

    94

    geE saatlerde en iyi izlenimlerle ve eLntlarla o kciyden ayrrldrk.Selanik'teki toplantrlarrmrzda, Vassiludi'den Spyro Muraditis

    de hep yanrmrzdaydr. Hiisnij'niin yakrn bir arkadaqrydr. Konu[uolarak Vassiludi ktiyiine de bir ziyaret yaptft ve orada LangadaGcjlii'nde giizel bahklar yedik.

    Hiisni.i ile yaqh Zacharia Musikidis arasrnda gegen ilging ko-nu$mayr hig unutmayacafrm. Zacharia e[itimli biriydi ve buyiizyrhn bagrnda Trabzon'da olup bitenlerin ttm tarihini gok iyibiliyordu. Koyu bir Pontuslu edasryla, Hiisnii'ye, Tonyah dostla-nnrn o yrllarda Hrristiyan kriylerine ne biiyiik zararlar verdikleri-ni anlattr.

    Hi.isnii'yii duyduklan Eok tizdii, kendini mazur gcistermeyeEalrqarak yaqhZacharia'ya "Amca, bu diinyanrn her koyiinde bir-takrm grlgrn insanlar vardrr" dedi. "Hayrr, gocu[um" diye yanrt-ladrZacharia. "lT0 ath genE, bu birkag grlgrn de[il, sizin tiim ko-yi.iniizdii."

    Selanik'te, Hiisnii'niin gidiqi onuruna, bir qenlik diizenlemeyidiiqiindtik. $enli$imizi daha ilging krlmak igin Selanik'te Gavu-rali lakabryla tanrnan arkadaqrm Aliollu Christos'u Eafrrdrm.Gavurali popiiler bir profesyonel Earktcr olup, Tiirk miizifi veqarkrlarmda uzmandrr. Bu qekilde Hiisnii'yii onurlandrrmak vekemenEenin yanrnda geqit sunmak istemiqtim. Gavurali'ninTiirkge bir iki qzrkr sdyleyip sriylemedilini hatrrlamryorum. Hiis-nii de istemedi zaten. O yalmzca Pontus miizifi ve qarkilarrnt is-tiyordu. Kemengeci Damos, o gece geg saatlere kadar galdr vesriyledi. Gavurali qarkr soylemek yerine bizim konufumuz olduve hig bir qey yapmadan parasmr aldr.

    O gece birgok arkadaq bizimleydi. Hiisnii co$mu$tu ve dostgaamaitiraza yer brrakmayan bir rsrarla Dimitri'ye Yotis'e ve b:nahitaben, "Bl yaz iiEiiniiz bana geliyorsunuz, hatta kemengeci Da-mos'u da getirin. Parharia'ya (Eyilalar) ve Katrkaya'ya gidece-$iz" dedi.

  • ftilnw

    #"Kapagiannidis Villast"nda I Bugiin "Atatiirk KiiEkii"

    "Katrkaya da ne?" diye sordum. "Dallarda yapilan bi.iyiik birqenlik. Qolunlulu Tonyah olan tiim yiire halkr orada toplanrr. Oqenlili bir kez olsun gcirmelisiniz." Ayrrlrrken de aynr scizleri yi-neledi; "George, Damon'u da yanrnrzda getirmeyi unutmayrn!".Bu, gidecelimiz ve Hiisnii'yle tartrqrlamayaca[r anlamma gel-mekteydi. Kabul edilmiqti. Kesindi. "Damos'u unutmayrn!"

    Ne yapabilirdik ki, ona 'Peki' demekten bagka!Katrrkaya'ya gidecelimiz zamana dek, bizi giildtiren bir siirti

    gey oldu. Bir Pontuslu turist olarak ne zaman istanbul'a gelse vetesadiifen Hiisnii'yle tanr$sa, hemen bize telefon agrp anlatrdtHiisnii. Bu insanlann beni tanrmalarrnr garipserdi. "Olabilir Hiis-ni.i" derdim. "Selanik biiyiik bir kent. Herkesin beni tantmasmtnasrl beklersin. Uzun yrllardr Almanya'dayrm. Sanatgr ya da po-litikacr mlylm ki beni tanrsrnlar." Hiisnti yine de anlayamazdr.Herkes beni tanrmak zorundaydr, e[er tanrmryorlarsa bu onlannhatasrydr. Bu mtimkiin mti!

    Bir giin beni aradr. Telefondan kemengenin sesini ve birininPontus lehgesiyle qarkr s

  • [ini de dinlemeyi arzu ediyordum. Hiisnti ile beraberken bu mti-zikle ba$antrm kopuyordu. Tiirkiye'yi ziyaret ettik ama hig Ttirkmilzifi dinleme imkdnrm olmadr. Aynr gece, hepimiz Tak-sim'deki Maksim'e gittik. Maksim, istanbul'un en btiyiik ve engozde miizik ellence merkezi. Qevre, salonlar, personel, herqeybizi coqturdu. Miizik de harikaydr. Yirmi geleneksel enstriimanltbir orkestra. Her qarkrcrya kendi orkestrasr eqlik ediyordu. Qrkanher qarkrcr bir iincekinden daha iyiydi. Geng bir dansgr krz or-yantal dans yaptr. Damos, dansm ve kzm tiim detaylarrnr dikkat-le izledi.

    Trabzon'a geldifimizde, Kanhka'da Muammer'in evinde kal-drk. Bir-iki giin sonra da Katrrkaya qenlifine kattlmak iizereTonya'ya hareket ettik. Din dersi cifretmeni olan Dimitri, bu qen-lipin, Aziz Elias Gi.inii'ntin Miisliimanlarca uyarlamasmdan fark-h bir gey olmadrfrnr keqfetti. $enlik tarihi ve da$arda kutlanma-sr gerEefi, onun eski AzizBIias Giinii oldufu konusunda kanrtry-dr. Din bilgini Dimitri her yerde daima Hrristiyan kciklerini araq-trrdrirndan, akhma bir olay geldi. Tonya'da bir kiiyde bir kadrna,finna koymadan cince ekmefin iizerine neden hag iqareti koyduk-larrnr sordufunda, kadrndan "daha kolay btilebilmemiz iEin" ya-nrtrnr aldrfrnr anlmsryorum. Bu yanrt onu diiq krrrkh[ma ufrat-mrqtr.

    Ozel bir dolmug ve video ile Tonya'ya gitmek iizere Trab-zon'dan hareket ettik. Vakfikebir'de mola verdik. Bu ktiyde de-nizden ayrrhp yirmi kilometre kadar gi.ineye inip Tonya'ya var-drk. Vakfrkebir'de Htisnii, bir diikkana girip hah aldt. HahnrnTonya'da birisine hediye ahnmtq olabilecefini dtiqtndiik. Diik-kanda pek gok arkadaqryla kargrlaqtr Hiisnii. Onlardan birine birqey sdyledi. Adam gidip, kar beyazr uzun bir yastrkla dtindii. Ar-drndan dolmuga binip yola koyulduk.

    Yol boyunca, kamyonlarla ya da yayan gelen tiim koylerinkemenge eqlifinde garktlart ve danslarr izlenebiliyordu. Gtineqli

    98

    harika bir giindii. Herkes Htisni.i'yii tanryordu sanki. Selamlar,cipiiciikler, ardrndan Yunanistan'dan gelen arkadaglarr olarak bi-zim tanrqtrnlmamtz. Yolun bir kavqafrnda bir grup yerde oturupbirqeyler yiyor, dans ediyordu. Biz de durduk. Difer kciqede biri-si kuzu sattyordu. Htisni.i bir kuzu aldr, kesip bir kaE dakikadahazrrladrk. Ne zaman kestiler, derisini ne zaman yiizdiiler farke-demedik. Ozel mangallardaki ateqin iizerindeydi bile. HiE bu ka-dar lezzetli et yememi$tik. Eski gazeteler topra$rn tizerinde masa

  • Biz kontrolden gegmedik ve Hiisnii'niin hemqerileri, hediyeoldulunu zannetti[imiz o hahyr agtr. Hahnrn baq ucuna uzunyastrlr yerlegtirdiler ve oturmamrz igin bizi ga[rrdrlar. AmanTannm! Herkes topra$rn ijzerine oturuyordu. Htisnii'niin konuk-larr ise halnrn iizerine oturacaktr. Ali ve ailenin bir siirti dostuyanrmrza hahya geldi. Ortada Ahmet'in yanrnda, kemengesi ileDamos oturuyordu.

    Tonya kaymakamr selamlamak iizere gelip aramtzda yerinialdr. Yine hahnrn iizerine gazeteleri agtrlar. Gazeteler yine etle,domatesle, biber ve peynirle dolmuqtu.

    Tiim insanlar dans edip, qarkrlar soyliiyordu. Da$larrn tepele-rinden gelenler, bize saldrracakmrq gibi ytiksek sesle grlhklar at-trklanndan, bize eski Ea! savaqgrlan gibi gciriindtiler. TrabzonValisiyle Gi.imiiqhane Valisi birlikte bizi selamlamak iqin yanr-mza geldiler.

    Dansgrlardan olugan her bir halka, yiizlerce insandan oluqu-

    100

    H ii s nii, Yu n anh do s tlany la

    yordu. Krzlar kendi oluqturduklarr halkalarda dans ediyorlardr.Yanrmrzda video oldufu igin, bilgisizlikten olsa gerek, elbiseleriilginE geldiginden Dimitri krzlarla dans etmek ve bu dansr vide-oya aldrmak istedi. Kavgaya ramak kalmrqtr. Bu yabancmrn ktz-lannm ellerine dokunmaya kalktqmasr, dahasr onlarla dans etme-si nasrl miimkiin olabilirdi? Kontrolden yakalanmadan gegen si-lahlann qimdi ceplerinde olduklarr akltma geliverdi. Ama kavgafalan olmadr. Hiisnii kavgayr dnlemekle kalmadr, hepimizinrenkli giysili krzlarla dans etmesi konusunda rsrar da etti. Bizimde krikenlerimizin oradan gelmesi nedeniyle yabancr sayrlamaya-cagrmrzr agrkladr. Tiim dans sahast, toprafr hah gibi drten yegilEimenli bir plato gdrtiniimiindeydi. Dems srrasrnda erkekler ayak-lannr yere vururken, sanki yeraltrndan ses geliyor, toprak depremoluyormuqcasrna sarsrhyordu.

    Yorgun bigimde hahmrza gokti.ik. Yaqh Ahmet, Damos'dankemenge galmastnt ve eski Pontus qarktlarr sriylemesini istedi.Ahmet oldukga co$muqtu. O srrada dortnala gelen at sesleri duy-duk. Yammrza geldiler. Gelenlerden biri Ahmet'in en btiyiik o[-lu Rahmi'ydi. Atrndan atlayrp bizi selamladr'

    Dcinerken, atladr[rmrz bir qey kalmasm diye her birimizi ogiin neler gordiifiimiizii birbirimize anlatttk. Bir koyde mola ver-dik. Burada da Htjsnii'niin bir arkadaqr vardl Lezzetli fasulyegorbasr ve di[er yernekleri yedik. Temiz daf havasr hepimiziacrktrmrgtr. Aynlmadan once yediklerimizin iicretini cjdemek is-tedik, ancak Htisnii'ntn arkadaqr kabul etmedi. Hiisnti'ntin dost-larr benim de dostlarrmdrr diyerek, cidemeyi kendi yapmak istedi.Uziilmiiqttik, giinkii bu adam bize pek hali vakti yerinde gibi gti-riinmemiqti.

    Aynr gece Tonya'daki Eyilalar'a (Parharia) gittik. Ahmet ora-da yaqryordu. Deniz nedeniyle olugan nemli ve srcak hava kryrdaya$amayr olanaksrz krldrfrndan, eski dcinemlerden beri insanlary azlar t yaylalara grkarlarmtq.

    rl

    lrt1

    10r

  • Ne yazrk ki Eyilalar'rn giizellilinin tadrna varamadrk, gtinkiioraya her gidiqimizde yolun sis vardr. Birkag yil sonra burayagiineqli bir giinde geldim de, dofarun tjzellikle de yabancr Eigek-lerin gtizelli[ine hayran kaldrm.

    Ahmet'in evine gittik. Eyilalar'daki ttim evler gibi son derecebasit taq bir evdi. Yatak odalarrnrn altrnda hayvanlara ait boliimvardr. Qevre giibre doluydu. Mitolojimizdeki Heraklis'i ve Avgi-as Pokunu anrmsadrm. Sanrrm kimse bahEesinin o boliimiinti te-mizlemiyor, ya[mur ahp gtitiiriiyor olmalt.

    Yatak odalannrn iini.inde mutfak ve misafir odast vardt. Basitbir eski Rum evi. Yatak odalannrn zemini tahtaydr, mutfafrndakiise toprak.

    Duman ttim odadan gegiyor, baca olmadr[rndan gatrdan gtkt-yordu. G

  • q,ffi

    wwq-$ffi 4

    V)

    Yv1

    s*a

    Rhd

    mlq uyuyorduk. Ama eski bir atasdziiniin de dedi[i gibi "belageldi mi tistiiste gelir."

    Giotis gok fazla igmigti o gece, bu da onu susatmr$. Yataktankalkmrg, igini giindiiz goziyle gdrmedilimiz evde su aramayabaglamrg. Ertesi giin suyun bahgede oldufunu gordiik. Evde hiEsu yokmug. Giotis karanhkta su aramaktan yorulmuq ki, iEi Eyi-lalar stitiiyle dolu iki btiytik lelenin durdu$u bir masa bulmug. Suolmadr[rndan, "susuzlu[umu gidermek igin bari gu siitten ige-yim" diye diiqiinmiiq. Bog yere iEmeye gahqmrq. Stiti.in yiizeyi tii-miiyle kaymakmrq. Kaymafir yanp siitti igmek igin iiflemi;. Amakaymak kahnmrE. Tekrar tekrar i.iflemiq. Sonunda iimitsizli[e ka-prhp yiiziinii siit ytizeyine daldrrmrq. Manzara gdrtilmeye deier-di. Giotis'in bumu, ytizii kaymak olmuq. Si.it hale daha derindeoldupundan siite ulaqmak igin tilm kafasmt lefenin igine sokmuq.Bu da gecenin son fashydr. O saatten sonra kim anlayabilirdi ki!

    Sisle geldik, sisle terkettik Eyilalar'r. Bdylece o muhteqemdo$amn yeqil hahsrnr kaplayan yabani gigeklerin giizellifini gd-remedik. Buraya ancak birkag yrl sonra gtineqli bir giinde tekrarziyaret ettiIimde, $ansrm yaver gitti.

    Trabzon'a geldik ve zorunlu olarak Motel Usta'ya gittik. Du-manla, yafla oylesine kirlenmiqti ki, Muammer'in evine konukolarek tekrar gitmeyi istemedik. Srcak bir banyo bizi kirlerimiz-den ve yorgunluktan arrndtrdt. iki odamrz vardr. UE yataklr olanrDimitri, Giotis ve Damos igin, ikinci oda ise Hi.isnti'yle benimigindi.

    O gece uyudu[umuzu sanmryorum. Hiisnii'yle bir siirii qeykonugtuk, Tiirk-Yunan iliqkileri hakkrnda tekrar konuqmak iEinfirsat dofmuqtu Hiisnii'ye. Ona gcire, neden ve sorun olan gey,kitaplar, insanlann dini ve militarizm idi. Bunlardzrn dolayr ilig-kiler geligtirilemiyordu. Kitaplar gengleri zehirliyor, askerler al-drklan maagr korumek istiyor, dindarlar ise fanatizm yayryorlar-dr. "Bu papazlar ve hocalar asla biz iki ulusun iliqkisini geligtir-

    105

  • Tonya'da

    mesine katkrda bulunmayacaktrr" dedi. Biitiin gece bu sorunlarhakkrnda konugtu. Biz, elele her iki iilkeyi tiim diinyaya tanrtabi-liriz. Yalnrzca birbirini tanrmak ve gengleri tanr$trmakla bile busorunun iistesinden gelebiliriz. Ardrndan mevcut atmosferi dede[iqtiririz" diyordu. Aniden yiizii iyimserlikle aydrnlandr. "E!erher iki taraftan da dolru ve uygun adamlan bulursak problemigdzeriz." "Bu ne zaman olur biliyor musunuz" diye sordu. Atinave Ankara'da Pontuslular sdz sahibi oldu[u zaman. Halklanmrzarasrnda kardeglik iligkisini baqarabilme umudu yalntzca bizler-de." Hiisnti konuqurken, bir ara uykuya daldrm.

    Ertesi gtinti yine bir sorunla karqrlaqtrk. Giimiiqhane'ye gitme-miz programlanmrqtr. Dimitri, Karadeniz'in bir milyon resminigekmigti belki ama hala GiimiiEhane'nin, batr biiltimlerinin bazryerlerini kagrrdrfrnr di.iqiinUyordu. istanbul'dan Htisnii'yii alrtisreden bir telefon geldi. iqi nedeniyle hemen istanbul'a dcinmesi

    106

    gerekiyordu. Orada bir sorun varmr$. Ama konuklarrnt Trab-zon'da yalnrz brrakrp nasrl gidebilirdi ki? Bizi zor durumdanRemzi kurtardr. "Brraktn gitsin" dedi. "Burada yalnrz daha da iyizaman gegirirrz". "Biz burada delil miyiz?" diye de sordu alayhbigimde Hiisnii'ye. Sonunda Hiisnti, istanbul'a gitmeyi kabullen-di ve bdylece bizi iki gi.inliiftine Trabzon'da yalntz brraktr. Yal-nrzlrk da ne demek? olan herhangi bir tehlikeye karqr bizi goze-tecek yaklaqrk yirmi Tonyah vardt gevremizde' Bize o kadar ka-labalrk geldiler ki, belki de daha fazlaydiar.

    Hiisnii'niin gidiqinde yeni bir sorun grktr. Hepimizin otel fatu-rasrnr zorla cidemeye kalkrqtr. ziyaretimiz yiiziinden yaptrEr bii-ttin o harcamalar yetmiyormuq gibi bir de otelinkini odemek iste-di. Bunu frsat bilip uEak biletlerimiz konusunu da aqtrm' "E!erbilet ve otel paralarrmrztbiz ddemezsek" dedim, "Bizi burada birdaha hig gdremezsin". Benim zorlamamla, biletlerimizi ve oteliicretini tidememizi kabul etti. istanbul'a gitmek iizere ayrrldr,biz de ktigtik bir dolmuqla Gtimiiqhane'ye hareket ettik'

    Bu kez yolculu[umuz daha iyi geqti. Hava lehimizeydi' Di-rekt olarak eski Giimiiqhane'ye gittik. Bir an onu gtizden kaybet-tik. onu, Giimiiqhane'de yiikselen bir dagrn tepesine trmanrkengiirdi.ik. Eski madenlere ait ttinellerin resimlerini gekiyordu. Ge-gen yiizyrllardan kalma, giimiiq ve diler madenleri drqan taqtyanktigiik vagon raylarr hala oradaydr. Yeni Giimiighane'ye otelimi-ze drindiiltimiizde, turistik amagla oraya gelen selanikli bir grupRum'a rastladrk. Aralannda Bayan Anna ve editcir Bay TasosKyriakidis'i g

  • rs

    ca,

    s

    n