YOKSUL TANRI Tyanalı Apollonius AYTUNÇ ALTINDAL Tanrı... · 2021. 5. 22. · Aytunç Altındal...
Transcript of YOKSUL TANRI Tyanalı Apollonius AYTUNÇ ALTINDAL Tanrı... · 2021. 5. 22. · Aytunç Altındal...
YOKSULTANRITyanalıApollonius
AYTUNÇALTINDAL
AYTUNÇALTINDAL’INTÜMKİTAPLARIUyuşturucu Maddeler Sorunu (Toplu
Çalışma),HastürkYay.(Tükendi)Partizan (Şiirler), Yücel Yay., 1975
(Yasaklandı)Türkiye’de Kadın, Alfa Yay., 2005 (8.
Baskı)Dinmeyen(Şiirler),1.BaskıParis,2.Baskı
HavassYay.,1978(Yasaklandı)Haşhaş ve Emperyalizm,Alfa Yay., 1979
(4.Baskı)Siyasal Kültür ve Yöntem, Havass
Yay.,1982Anılan (Şiirler), Havass Yay., 1982
(Yasaklandı)Niçin Eşit İşe Eşit Ücret Değil?, Süreç
Yay.,1984İhanetŞiirleri,SüreçYay.,1984Laiklik;EnigmayaDönüşenParadizma,Alfa
Yay.,1986(5.Baskı)Elvedasız, Kendi Sesinden Şiirler, 1992,
İsviçreThreeFacesofjesus,Sussex,1Türkiyeve
Ortodokslar,AlfaYay.,1995(6.Baskı)Elvedasız,SarmalYay.,1996(3.Baskı)Bilinmeyen Mitler, Alfa Yay., 2005 (12.
Baskı)GülveHaçKardeşliği,AlfaYay.,2005 (5.
Baskı)VatikanveTapınakŞövalyeleri,AlfaYay.,
2002(6.Baskı)Üçİsa,YeniAvrasyaYay.,2002(6.Baskı)MeryemveHilal,Şiirler,Subrosa,2005.
ÇEVİRİLER
Çinli Papağan, E.S. Gardner, Akba Yay.,1972(Tükendi)Parababaları,FerdinandLundberg,EYay.,
1973(2Cilt)(Tükendi)Kertenkele, Moris West, E Yay., 1974 (8.
Baskı)Kapitalizmden Sosyalizme Geçiş Süreci
Üzerine,P.Sweezy-C.Bettelheim,MayYay.,1974(Beraatetti)Ermiş, Halil Cibran, E Yay., 1974 (14.
Baskı)GeceAna,KurtVonnegutJr.,EYay.,1975
(3.Baskı)Savaş ve İşçiler, Lenin, Yücel Yay., 1976
(Yasaklandı)Barbarlık Kıyısı, Norman Mailer, Havass
Yay.,1980(3.Baskı)Sözler, Halil Cibran, Süreç Yay.,1984 (7.
Baskı)
YOKSULTANRI
TyanalıApollonius
AytunçAltındal
AlfaYayınları1590
AytunçAltındalKitapları9
YOKSULTANRI
TyanalıApollonius
AytunçAltındal
1.Basım:Mayıs2005
ISBN:975-297-624-7
YayıncıveGenelYayınYönetmeniM.FarukBayrak
YayınKoordinatörüveEditörRanaGürtuna
PazarlamaveSatışMüdürüVedatBayrak
KapakTasarımıUtkuLomlu
©2005,ALFABasımYayımDağıtımLtd.Şti.
KitabıntümyayınhaklarıAlfaBasımYayımDağıtımLtd.Şti.‘neaittir.
Yayınevindenyazılıizinalınmadankısmenyadatamamenalıntıyapılamaz,hiçbirşekildekopyaedilemez,çoğaltılamazve
yayımlanamaz.
AlfaBasımYayımDağıtımLtd.Şti.
TicarethaneSokakNo:53Cağaloğlu34410İstanbul,Turkey
Tel:(212)5115303-5138751-5123046Faks:(212)5193300
BaskıveCiltMelisaMatbaacılık
ÇiftehavuzlarYoluAcarSanayiSitesiNo:8Bayrampaşa-İstanbul
Tel:(212)6749723Faks:(212)6749729
Bukitabımıkırkyıllıkyazarlık
yaşamımdabanadestekolan,beni
yüreklendirentümdostlarıma
armağanediyorum.
İçindekiler
ÖNSÖZ
Birinci Bölüm APOLLONIUS’UN AYAKİZLERİ
1.1.AyaSofya’dakiDeesisMozaiği
1.2.KaranlıkKilise’dekiMandylion
1.3.Hangiİsa?
İkinciBölümHAYATIÇALINANADAM
2.1.AldatılanlarveAldananlar
2.2.“İnsanSuretindekiTanrı”
2.3.Apollonius/Balinius
Sonsöz
ÖNSÖZTyanalı Apollonius’un yaşam öyküsünü
çocukluğumda “büyüklerimden” dinlemiştim.Bana bu dinlediklerimden hiç kimseye sözetmememgerektiğidetembihlenmişti.(1951)Kemerhisarlı Apollonius’un “hayatını”yazmayıhepistedim.Son35yıliçindebelgeve bilgi topladım. Çocukluğumda dinlediğimApollonius’un ya da Araplar’ın arasındakiadıyla Balinius/Balyonos’un olağanüstüyaşamını yazmak altmış yaşımdan sonranasip oldu. Buna da şükür. Bu olağanüstüermişinTürkiye’de ilk kez yayınlananhayatıve eserleri umarım ilgi çeker. Kaldı ki,Apollonius, bizden biridir.Anadolulu bilge birkişidir.Apollonius’undoğumyeri olanTyanaKenti, Antik dönemde Geç Hititİmparatorluğu’nun Başkenti olan Tuvana idi.Dolayısıyla ataları itibariyle Apollonius,son/geç Hititler’le bağlantılıydı. İşte bu geçHititli ermiş önümüzdeki yıllarda özellikleHıristiyan Alemi’nde adından en çok söz
edilecekkişidir.
Bu kitap yazarlık yaşamımın 40. yılındahem bu uzun serüvende bana destek olandostlarımahemdedeğerli okurlarımaküçükbir armağandır. Böyle bir kitap yazacağımıbilen ve/veya tahmin eden dostlarım için bukitap bir sürpriz olmamıştır.Ama ya tahminetmeyenler için! Umarım onlar daşaşırmazlar.
Tyanalı Apollonius, SANAL bir romankahramanı değil, tüm yaşamı, başta Romaİmparatorluğu’nun arşivleri olmak üzere,ayrıntılarıyla belgelenmiş GERÇEK birermiştir. Yaşadığı çağda (1.yy) “İnsanSuretindeki Tanrı” olarak yüceltilmiş,zindanlara atılmış ama görüşlerinden hiçbirşekilde ödün vermemiş bir Bilge’dir. Onunvarlığı ve yaşamı, 4. yüzyıldan başlayarak,Hıristiyanlığın korkunç baskısındankurtulabilmekisteyenAydınlara,bumeyandaTapınak Şövalyeleri’ne, Gül ve HaçKardeşliği Örgütüne, Hümanizmin
Kurucularına ve nihayet günümüzün“bilimine” damgalarını vurmuş bazıakademisyenlere, bağlı oldukları Kilise-DışıOccult örgütlerince iletilmiş, okutulmuşolduğu için “Yol Gösterici” sayılmıştır. Öteyandan başta Katolik Kilisesi olmak üzeretüm bağnaz Hıristiyanlar, yüzyıllarca O’nunadını ve eserlerini gizlemişler ve/veya yoketmek istemişlerdir. Bunun nedeni, daha 3.yy’dan itibaren Romalı Pagan ve Helendüşünür, yazar, devlet adamı ve filozoflarınİsa Mesih ile Apollonius’u kıyaslamaları veikincisinibirincisindenÜSTÜNsaymalarıdır.
***
“Yoksul Tanrı” (The Poor God) adıylayazdığım bu kitapta, Tyanalı Apollonius’unyaklaşık 2000 yıllık serüveninin bazıyanlarınıokuyacaksınız.Apollonius’un“Ayakİzlerini” takip edenler O’nun tıpkı bir “DeusAbsconditus” (Invisible God=GözeGörünmeyen Tanrı) gibi İncil’in sayfalarınınarasında, dolayısıyla İsa Mesih’in
“portresinin” ardında belki de O’nunmaskesiyle gizlenmiş olarak dolaşmaktaolduğunu biraz hayret, biraz şaşkınlık amaeminim ki heyecan duyarak okuyacaklardır.Tyana (Kemerhisar)’da 2001 yılında İtalyanhükümetince başlatılan kazı çalışmaları,nihayet tamamlanmak üzeredir. Bu kazılar,Dr.AsımTanış’ınbaşkanlığındayürütüldüveApollonius’un 2000 yıl önceki yaşam alanıortaya çıkartıldı. Şimdi 2002’den başlayarakher yıl Temmuz ayında “Apollonius KültürFestivali”düzenleniyor.
***
Kitabı yayınlayan Sayın Faruk BayrakyönetimindekiAlfaYayınları’na,SayınVedatBayrak’a, Sayın Rana Gürtuna’ya teşekkürediyorum.BukitabıyazarkenyardımlarıolanProf. IraGitler’e veeşine (NewYork) hiçbiryerde bulamadığım, tek nüshası kalmış birkitabı bana aktardıkları için teşekkürediyorum. Ayrıca bazı Fransızca kitaplarıbulmakta yardımcı olan genç ve başarılı
akademisyen Selin Şenocak’a (Paris,Sorbonne) ne kadar teşekkür etsem azdır.İtalyancaçevirilerBatuhanÖzkantarafındanyapıldı, kendisine teşekkür ediyorum. Dahaönce de olduğu gibi, Pelin Kara, yine üstüngayret gösterip zor bilgisayar dizimini yaptı,onadateşekkürüborçbiliyorum.
Umarım bu olağanüstüErmiş’in olağandışıyaşamınıveserüveniniseverekokursunuz.
AytunçAltındal
İspilandit/23Mart2005
BIRINCIBÖLÜMAPOLLONIUS’UNAYAKİZLERİ
‘Lapluslargetolerancedanslaplusstricteindependance’
A.M.O.R.C.
1.1.AyaSofya’dakiDeesisMozaiği
“IhadratherbekilledTodaythangointovoluntaryExile
tomorrow.”
“Yarıngönüllüolaraksürgünegitmektensebugünöldürülmeyiyeğlerim.”
PhraseaPaetus1
İ.S. 1054 yılı Batı Hıristiyan aleminde(Christendome) bir dönümnoktası olmuştur.Odönemdebirbirlerinin ırksal özelliklerindennefret edenbirPapa ile bir patrik veonlarınemrindekigüçlerHıristiyanalemindetam911yıl sürecek bir ‘mezhepler arasıdiyalogsuzluğu’ başlatmışlardı. RomaKilisesi’nin başında Başpiskopos (gündelikdildeki adıyla Papa=Peder) IX. Leo vardı.GerçekadıBruno idi veLorrainepiskoposu
ikenFransa İmparatoru III.Henry tarafındanPapalıkTahtı’naoturtulmuştu (1049).Bruno,
İtalyan asıllı olmayan üçüncü Papa’ydı2.
Alsace’li soylu bir ailenin oğlu olan Bruno,bilgili, görgülü ve üstün erdemleri olan birkişilik olarak ünlenmişti. Ayrıca kendiordusuna başkomutanlık yapabilecek kadardagözüpekbirdinadamıydı.Papaolduktansonra Güney İtalya’da saldırılar düzenleyenNorman kabilelerine karşı 1054’te savaş
açmışveordusununbaşındayeralmıştı.3
IX. Leo’nun mahiyetine alarak yükseksorumluluklar verdiği en güvenilir üç kişi isebirbirlerindendahakurnaz,dahaacımasızvedaha takıntılı adamlardı. Bunlar sırasıylaSilva Candida piskoposu Hildebrand, MonteCasino Abbot’u Humbert ve Ostia’nınkardinal-piskoposuPeterDamianiidi.Üçüdeçok yetenekli konuşmacı ve tartışmacıydı.Çağın en geniş bilgi ve kültürüyle donanımlıfakat ihtiraslı kişilerdi.BunlardanHildebrand,
Papa’dandahafazlaPapa’cıydı(Papist).Nevarkiailesi,geçmişiveneredennasılgeldiğibelli değildi. Yahudi kökenli olduğuna dairsöylentiler vardı; 1054 yılında Papalık IX.Leo’dançokiştebuadamdansoruluyordu.
Humbert de ondan aşağı değildi. Toulyakınlarındaki Moyen Mouttier’de basit birköylüailesininçocuğuolarakdünyayagelmişve küçük yaşında yöredeki manastıraalınarak keşiş (monk) yapılmıştı. Kurnaz veişbitirici bir adam olarak tanınan Humbertdahasonra,osıralardaLateran’da(Roma’nınbir semti) bulunan Papalık binasındakütüphanesorumlusuolarakgörevyapmıştı.Bu görevi sırasında ünlü Loraine Dükü’nünkardeşiLiege(Belçika)egemeniFrederick’inmahiyetinegirmeyibaşarmıştı.
Peter Damiani ise çok entelektüel bir dinadamıydı. O yıllarda tartışılan manastırların
reforme edilmesi girişimini yönetiyordu.4 Bu
girişim910yılındaDükWilliamofAquitaine’in
kurmuş olduğu Clunny Manastırı tarafındanbaşlatılmıştı.Damiani,buünlüveesrarengizmanastıra mensuptu. Hıristiyan alemindeCistercian diye bilinen bu tarikat tümAvrupa’da ve Türkiye’de en az rakipleriCizvitler kadar önemli rol oynamıştı. Şukadarını belirterek geçelim ki, TapınakŞövalyeleri (Knights Templar) tarikatınınresmikurucusuveyönetmeliğiniyazmışolankişiAzizBernardClairveuxbutarikatınbaşı
idi.5İlginçtirki,Papagibibuüçyardımcısıda
İtalyanasıllıdeğildi.
Bu Papalık cephesinin karşısındaİstanbul’daPatrikMichaelCerulariusveekibivardı.1054’teDoğuRoma İmparatorluğu IX.Konstantin Monomachos tarafındanyönetiliyordu.İmparator,Cerularius’ubilgebirdin adamı olduğu için değil, becerikli birsiyasetçi olduğu için Patrik yapmıştı.GerçektendeCerulariusöncekiimparatorIV.Michael’in darbe ile devrilmesinde, perde
arkasındaönemliroloynamıştı.6Buolaydan
sonraCerulariussiyasettençekilmişvekeşişolmuştu. Yeni İmparator bu eski dostunuunutmamışvekendisineçokyararlıolacağınıumarak Patrik yapmıştı (1045). AyrıcaCerularius İstanbul’un en eski ve soyluailesine mensuptu. Bu husus da İmparatoriçinönemliydi.YeniPatriksiyasikonulardakimaharetinihemengöstermişve1047yılındapatlak veren ve doğrudan imparatoru hedefalan Leo Tornikios adlı sokak eşkiyasınınyönettiği kanlı ayaklanmayı kısa sürede
bastırmıştı.7
Cerularius’un en ilginç siyasi taktiğiPatrikhane’ye özel ve tamamen sokakkabadayılarından kurulu bir vurucu güçoluşturmuş olmasıydı. Patrik’in ne zamanimparatorlayadabaşkabirgüçodağıylabaşıderde girse, gizlice oluşturduğu ve perdearkasındanyönettiğiplepssanda(kutsanmışköleler) denilen bu vurucu gücü bir
ayaklanma veya isyan başlatmaları içinharekete geçirir ve rakiplerine gözdağı
verirdi.8
11.yy’da Doğu Roma İmparatorluğu’nda,Roma’da olduğu gibi yönetimsel ve siyasalsorunlar doruktaydı. İmparatorluğuntopraklarında Kilise’nin öğretisine tamamenkarşı ve fakat ‘gerçek’ Hıristiyanlarolduklarını öne süren birçok gizli tarikatkurulmuştu.Bunlardanbir kısmıFransa’dakiClunnyManastırı ile onunPortekiz’deki koluAlçoboça Manastırı’yla bağlantılıydılar.BunlardanengüçlüsüPhounoloagiagitaidiye
bilinenGizliYasakKiliseidi.9Merkezikuzey-
batı Balkanlar’daki Apollonnia ve OpsikonManastırlarında olan bu gizli kilise Tzourilloadlı muhtemelen İspanyol-Portekiz asıllı biritarafından kurulmuştu ve bunlar ilerikitarihlerdeBizansbelgelerindeBogomillerdiyetanımlandılar. Bogomolizm, kökleri 1.yy’ainen aykırı bir kiliseydi ve 8-9.yy’da
Anadolu’da,11.yy’dansonraBalkanlar’dave13-14.yy’da da Fransa’da çok etkili oldular.GerekBizansgereksePapalıkbunlarakarşıHaçlı Seferleri düzenlediler ve yaklaşık 3milyon Bogomil (Fransa’da Beguin veBeguardlar, Cathareler, Albigenseler vd.)
vahşiceöldürüldü.10Diğeraykırıkiliselerise,
Yakubiler,Nasruriler,SuriyeMonofisitleri’ydi.İstanbul’dakiPatrikbunlarladakavgalıydı.
PatrikCerulariuskendisinin imparatorluğundini önderi olduğunu ve İmparatorKonstantin’in de İstanbul’u sadeceYeniRomaolarakdeğil,aynızamandaYeniIsraelveYeniSion olarak kurduğunu öne sürerekPapa’dan üstün ve güçlü olduğunusöylüyordu. Patrike göre Tanrı’nın gerçekseçkin kulları Yahudiler değil Bizanslılar’dı.Bizans’ta Yahudiler ve Monofosit ErmenilerPatrik için Latinler’den daha tehlikeli vezararlıydılar.Papalık ilePatrikhanearasındayüzyıllardır sürenfilioquesorunudiyebilinenbir sorun vardı. Cerularius papalık ile
arasındakigerginliğibirazdahaarttırmakiçinikieskisorunudahagündemegetirdi.Bunlar,Papaların asla kabullenmedikleri ve geçmişi6.yy’a inenekümeniklik sorunu ile yineyüzlerce yıldır tartışılan “Patrik mi üstünPapa mı?” şeklinde özetlenecek olanegemenlikhakkısorunuidi.
Şimdi ilkin kısaca filioque sorunu nedir?Bunugörelim.
Hıristiyanlığın ilk önemli ekümenik, yaniCihanşümul-Evrensel kiliseler konseyi,bugünİznikdediğimizeskiNicaea’daİ.S.325yılındatoplandı.BukonseyibizzatİmparatorKonstantinhazırladıveyönetti.BukonseydeDoktriner Tanım diye bilinen bir yöntemleHıristiyanlığınamentüsübelirlendi.BunagöreTek-Tanrı inancı yerleştirildi ve bu Tanrı’nınBabaolduğuvurgulandı.
İznik konseyinin en önemli duyurusuTrinite-Teslis idi. Buna göre Hıristiyanlık’ta‘Üç Varlık Bir Arada’ bulunacaktı. Ama buformülde yer alan baba-oğul ve kutsal ruh
üçlüsünün birbirleriyle olan ilişkilerinin nasıldüzenleneceğitartışmayıbaşlatmıştı.İznik’teGrekçe olarak yazılan metinde Baba, Oğulve Kutsal RuhHupostaseis kelimesi ilekarşılanmıştı.Diğerdeyişle3hupostaseisbirOusia(TekVarlık)içindeydi.AmaLatince’yeçeviride bu metinde değişiklik yapılmıştı.Grekçe’de üç hupostaseis tek varlığın(Ousia) içindeyken,Latince’deTanrı,‘BirÖzveya Cevher İçinde Üç Şahıs’ olarakverilmişti(trespersonaeinunasubstantia).
DahasonraHıristiyanlıkiçindeortayaçıkantartışmalarda bu iki metin çok önemli roloynamışlardı. Filioque sorunsalı da işte bubağlamdaortayaçıktı.BabaileOğulveOğulile Kutsal Ruh arasındaki bağlantının nasıl
olacağıfilioqueprobleminibaşlattı.11
Filioque kelime anlamıyla‘Ve Oğuldan’demektir. Bu kelime gerçekte kutsalmetinlerde bu şekliyle geçmemekteydi.Sevilla’nın sevilen piskoposu Isidor
tarafından Hıristiyan amentüsünesokulmuştu. İznik-İstanbulKonseyi’nin kabulettiği metnin sonuna, tek kelime olarakeklenmişti. İznik-İstanbul Konsey’inde kabuledilenmetindeşöyledenilmişti:Credimus...etinSpiritumsanctum,dominumetvivificantemex Padre (Baba’dan gelen Kutsal Ruh’ainanıyorum). Toledo’da bu amentüye‘etexfilio’ ibaresi eklenmişti. Buna göre KutsalRuh, hem Baba’dan hem de Oğul’dangeliyordu.
Bizans Toledo’da yapılan bu girişimiduyuncakızılcakıyametkoptu.İspanyollar’ınkendi başlarına böyle bir girişimdebulunmaları Bizans/Konstantinopol ile Romaarasında tarihibir tartışmayıbaşlattı.Bizansbu eklemeyi kabul edemeyeceğini ve İznikKonseyi’nde yapılmış olan formülasyonabağlıkalacağınıaçıkladı.Romaisefilioque’asahipçıktı.
Böylelikle Hıristiyan amentüsünde iki ayrıyorumçıkmışoldu.
Birincisine göre Kutsal Ruh, Baba’dan veOğul’dan neşroluyordu. Onların devamı,sürdürücüolarakanlaşılıyordu.
İkincisine göre, bu şekilde yapılan amentüTrinite’dekidengeyibozmuştu.
DoğuOrtodoksKilisesi’nin ruhaniönderleriolanpatriklerbugörüşteydiler.
Doğu Ortodoks Kilisesi’ne göre Teslis’te(Trinite) bir uyum bir denge vardı. Bu daşöyle olmuştu; Baba ebediyen Oğul’akaynaklık etmekteydi. Kutsal Ruh iseOğul’dan neşrolmaktaydı. Dengeyi kuranBaba’ydı.
Katoliklerbuamentülerdenbirincisini,DoğuOrtodoksları ise ikincisini benimsemişlerdi.Böylelikle 589 yılında başlayanfilioquetartışmasıgünümüzekadarsürmüştür.
Ama filioque’un sadece ilahiyat açısındandeğil,birdesiyasaliktidaraçısındanyarattığısorunlarvardır.
Bizans’a görefilioque’unun kabuledilemeyişindeki en önemli husus bueklemenin Bizans’taki patriğe danışmadandoğrudan Roma’daki Papa tarafından kutsalmetneekletilmişolmasıydı.Papabueklemeyiyaptırırken patriği kasten atlamış veHıristiyanlıkdinindeenüst otoritenin kendisiolduğunu göstermek istemişti. Papa’ya göreHıristiyanlık, Katolik dininin evrenselliğinisavunan ve onu temsil eden kendisindensorulmalıydı. Bizans’a göre ise İmparatorKonstantin, durup dururken imparatorluğunbaşkentini Roma’dan alıp Konstantinopol’egetirmemişti. Bizans’a göre İstanbul, tümHıristiyanlığın merkeziydi. Nitekim bunedenle Konstantinopol’ün yerlisi olanlaraimparatorPopulus Romanus adını vermişti.Türkçe’ye İstanbullu diye çevirebileceğimizbudeyimegöre,KonstantinopolhalkıgerçekRoma’nın ‘halkı’ durumundaydılar. Bizans’agöre sadece Roma piskoposu olan Papa,kendi başına Hıristiyanlığa yeni doktrinlersokmaktaydı. Oysa böyle bir değişikliği
yapmak yetkisi tüm Kiliselerin ortakkatılımlarıyla yapılacak olan bir Ekümenikkonseyde alınabilirdi. İşte o günlerdenbugüne kadar Katolik Papalar ile OrtodoksPatrikler arasında biri ilahiyat diğeri otoriteaçısından doğmuş vefilioquediyeanılanbu
uzlaşmazçelişkivardır.12
Şimdi de kısaca‘Ekümenik nedir?’ bunugörelim.Ekümenik(lik)kavramınıncorralative(koşut çağrıştırıcı) karşılığı İslami literatürdeDar-ül İslam’dır. Kuşkusuz bu tanımlamasadece konuya giriş anlamında bir değertaşımaktadır. Bunun dışında işlevsellikbakımından iki kavram arasındaki temelfarklılıkkalıcıdır.Şimdikelimeninanlamsalınıaçıklamayageçelim.
Ekümene (Gr. Oikoumene, oikoumenos)eski Grekçe’de ‘sürekli yerleşim alanı’anlamınagelir.Arasıra yaşanılanyadahiçyerleşim görmemiş coğrafi alanları değil,kalıcı yerleşim görmüş toprak bütünlüğünü
anlatır. Bu nedenle de uygarlık kavramıylabağlantılıdır. Kelime bu anlamıylaİs lamiy et ’ tek i‘Medine Uygar Şehir’kavramıyla yakınlık göstermektedir. Aynızamanda üstün bir kültürün ifadelendirilişiEkümene kavramıyla anlatılır. Şöyle ki;Ekümene sayılan bir bölgede kültürelgelişmişlik,Ekümene bölgesinin çevresindekalan diğer kültürleri kendisine silah zoruylaolmasada,hayranlıkaracılığıylabağlamıştır.Dolayısıyla çevre kültürlerin yarı bağımlıoldukları üstün kültürel alan, şehir ya dabölgeanlamındakullanılır.
Ekümenik (Gr. Oecumenicus) kelimea n l a m ı y l aEkümene’den türetilmiştir.Cihanşümul, Evrensel dünya çapındaanlamında kullanılır. 20.yy’da ise ProtestanveDoğuOrtodoks kiliselerinin kurdukları vemezhepler arası farklılıkları mahfuz tutarakHıristiyanlığı yaymak amacına yönelik olanKiliselerarası Birliği ifade eder. Buekümenikhareketin merkezi İsviçre’nin Cenevreşehrindedir. Cenevre’de egemen olan
Protestan Etiğinin Calvinist Kilisesi’ylebağlantılıdır. Almanya’da ise yine ProtestanKiliseleri’nden olan Lutheran Kiliseleri’ylebağlantılıdır. Fener Rum Patrikhanesi de buhareketinöncülerindendir.
Ekümenik,bukilisehareketi içinde‘strateji’anlamında kullanılır. Kilise sayesinde çokönemliroloynayanstratejikavramı, ilahiyatadeğil, dünyevi (Seküler) yönetim literatürüneaittir. Dolayısıyla kilise siyasetinde‘strateji’,siyaset aracılığıyla Hıristiyan‘misyonerliğini’özellikle yabancı gençler arasındayaygınlaştırmaktır. Bu hareketin içinde fiilenyer alan ve bu stratejiyi icra eden şahıslaraEkümenistdenir.BuEkümenik‘ideolojiye’de
Ekümenikalizmdenir.13
Ekümenik Patrik nitelemesini ilk kullananPatrik Johan’dır. İstanbul Patriği, kenditopladığıbirSynod’da(DinMeclisi)kendisine‘Ekümenik Patrik’ denilmesini kararabağlatmıştır. İ.S. 587-588 yıllarında,
İstanbul’da toplanan bu Synod’da PatrikJohan (Hıristiyan ilahiyatında Acul diyetanınır)osıradapapaolan2.Pelaguis’akarşıkendisine bu sıfatı yakıştırmış ve güçyarışmagirmiştir.Papa,Acul(hızlıdavranan)Johan’ınkendisinebusıfatıaldığınıduyuncaderhal harekete geçmiş ve Bizans’takidelegesine (apocrisiarius) emir vererekHıristiyanlığınenönemlitöreniolanEucarist’a(şarapveekmek)katılmasınıyasaklamışvek e n d i s i n eEkümenik diyen patriğinyöneteceği ayinlerin Hıristiyanlığa aykırı (biranlamdaŞirk)olacağınısöylemiştir.
Pelagius’tansonrapapaseçilenGregorydeAculJohan’ınbusıfatıkullanmasınaşiddetlekarşı çıkmıştır. Şu ünlü söz Gregorytarafından Patrik Johan için söylenmiştir:“Patrik lakabına uygun olarak hızlasıskalaşırken,kibridehızlabüyüyor.”
Gregory, Patriğin bu sıfatı kullanmasınınHıristiyanlığa karşı ve Canon denilen kilisekonseylerinin yasalarına aykırı olduğunu
vurgulamıştır. Roma Kilisesi’ninBaşpiskoposu Patrik Johan’ı İsa’nınyolundan çıkmış olmakla suçlamış vekendisinin ‘Anti Christ’in (Deccal) öncüsüolduğunusöylemiştir.
Gregory tezini imparator Maurice’e deanlatmıştı. İmparator bunun üzerine kiliseyiçok umursamadığını belirtmiş ve aynen,“Böylebudalacabirkelimeuğrunaikikiliseninarası bozulmamak,” demiştir.BununüzerineAcul Johan, Roma tarafından kabuledilmeyen bu sıfatı taşımayı sürdürmüştür.Johan, 595’ te ölünce yerine patrik yapılanCyricus(595-603)daaynısıfatıkullanmışveKadıköy Konseyi diye bilinen din meclisininkararlarınasadıkkalanpatriklertarafındanbusıfatlaanılmıştır.
Katolikler iseEkümenik kavramını, çeşitlizaman aralarıyla toplanan konsiller içinkullanmaktadırlarpatriğinşahsıiçinolmaktançok. Örneğin Hıristiyanlık tarihinde çokönemli rolleri ve anlamı olan Toledo
konsillerinden4.(634),6.(638),11.(675)ve15. (693) konsillerde Bizans’ın ruhaniönderleri sadece İstanbul Kilisesi’ninbaşpiskoposları olarak anılmışlardı,kendilerinden patrik diye de söz
edilmemişti.14
***
1054 yılında Papa Normanlar’a karşısavaşa gittiğinde Lombard Kardinai’iHumbert, Papa’nın baş delegesi ve tamyetkilivekiliolarakİstanbul’daydı.Latinler’dennefretedenbirPatrik’inkarşısındaBizans’tannefretedenbirKardinalvardı.Patriknefretinigöstermekiçin1049yılındaİstanbul’dakitümLatinmanastırlarınıkapatmışvemallarınaelkoymuştu. Kardinal Humbert bu gasbınhesabını sormak için İstanbul’a yollanmıştıama onun aklında başka bir çözüm vardı.Humbert aklındaki çözümü uygulamayasokmaktanhiççekinmedi...
Kardinal Humbert’e göreekümenik olan
Patrik’inkendisideğil,Papatarafındantemsiledilen Roma Kilisesi idi. Papa ile Patrikarasındaki en önemli sorunlardan bir tanesibuydu. Ayrıca dini törenlerde kullanılanmayalı/mayasız ekmek sorunu vardı. İkikilisearasındakibaşkabirsorundaPatrik’inPapa’yı küçümseyerek ona yazdığımektuplarda sürekli olarak “Kutsal Peder”diyeceğine “Kardeşim” diye hitap etmesiydi.Bir diğer husus da Humbert’e göreBizans’taki kilisenin giderek daha yoğun birşek ildehermetik (dolayısıyla Hıristiyanlığakökten karşı) akımlara ve görüşlereyönelmekteolduğuydu.PapalıkbaştemsilcisiHumbert’e göre bu ‘sapkınlığın’ sorumlusuPatrik veFilozofların Konsülü unvanınıtaşıyantarihçivefelsefeciMichaelPsellusveyardımcısıJohnİtalosidi.
Bu ve benzeri suçlamalarla Patrik’e karşımücadele eden Kardinal Humbert 1054yılında artık kopma noktasına gelmiş olanİstanbul-Romakavgasınasonnoktayıkoyankişi oldu. 16 Temmuz 1054 sabahı kutsal
ayin sırasındaAya Sofya’yı bastı ve töreniyönetmekte olan Patrik’in önüne birbullbıraktı. (Bull, Papa’nın fetvası gibi birmetindir.) Patrik ve çevresindekilerönlerindeki mihrabın üzerine bırakılan metnibüyük bir şaşkınlık içinde okudular. Bunagöre Papa IX. Leo, Patrik Cerularius’u veyanındakileri ‘aforoz’etmiş,diğerbirdeyimle
Hıristiyanlıkalemindenkovmuştu.15
İlkşaşkınlığıatlatanPatrikdeaynışekildePapa’yı Hıristiyanlıktan kovduğunu açıkladı.Ve daha sonra bunu yazılı hale getireceğinibildirdi.Olayderhal imparatora intikalettirildi.O da tarafları barıştırma gayreti içine girdi.Patrik İmparator’a göre de yetkilerini aşmışgibiydi. Patrik Cerularius İmparator’unRoma’dan yana tavır koyacağını anlayıncahemenpleps sanctayı harekete geçirdi.İstanbul, “Ortodoksluk elden gidiyor,”nidalarıyla çınlamaya başladı, bazı zenginLatinleröldürüldü,bazıErmeniveYahudilerinmalları gasp edildi, canlarına kast edildi.
İmparator isyanın büyüyeceğinden korkarakPatrik’ten ayaklanmayı bastırmasını istedi.Patrik Cerularius da İmparator’un ricasınıkırmadı ama bir şartı vardı; Ortodokslukkorunacak ve Papa’nın hükmü geçersizsayılacaktı. İmparator bu şartı hemen kabuletti ve isyan Cerularius’un yaptığı kısa birkonuşmadan sonra başladığı gibi bir andasona erdi. 1054 yılında Bizans’ta en güçlükişiPatrikCerularius’tu.
İlginçtir ki bu isyanın yaşandığı sıralardaimparatorPapa’yabirelçigöndererekondanyardımistemişti.ElçiRoma’yavardığındaneyazık ki Papa’nın huzuruna çıkamamıştı,çünkü Papa üç gün önce ölmüştü! İkiKilisenin işbilirdinadamlarıKardinalHumbertvePatrikCerularius,HıristiyanAleminibölenbuolaydaPapa’nınmüdahalesiolmasındiyeondan boşalmış olan Taht’a yeni Papaatanmadan bu kopuşugerçekleştirmemişlerdi. Katolik KilisesininuyguladığıbirgeleneğegörePapalar’ınölümüüç tam gün gizli tutuluyordu. Papa’nın
öldüğünü Humbert ve Cerularius biliyorduama askeri hareketleri yönetmekte olanİmparatorhenüzduymamıştı...
İkiKilisearasındakibukopukluktam911yılsürdü ve Katolik ve Ortodoks Kiliseleri -İstanbul’daki günümüzdeFenerPatrikhanesiolarakbilinenmerkez-ilkkez1965yılındabiraraya gelebildiler. Bu ayrılığın başmimarlarınanelerolduderseniz;uyanıkkeşişHumbertdahasonraIX.StephanadıylaPapaoldu.PatrikCerularius ise ‘aforoz’olayındankısa bir süre sonra ölen imparatorun eşiİmparatoriçeTheodorailetersdüştü.Papa’yıve imparatoru yenenPatrik, kadının fendineyenildi ama yılmadı. Doğu Roma’yı bir süreiçin Theodora’nın gözdesi ve imparatoryaptığıVI.Michaelyönetti.Nevarkibukezdesahneye filozoflarınbaşıMichaelPsellusçıktı. Bizans’a Hermetizm’i sokmaklasuçlanan bu tarihçinin hazırladığı bir planCerularius tarafından uygulandı ve VI.Michael bir yılın sonunda devrildi. Theodora
da öldü. İmparatorluk Cerularius vePsellus’un isteğiyle asi general IsaacCommenus’a verildi. Nedir ki bir süre sonraPsellus yeni imparatorun desteğiyleCerularius’ututuklattıveBizans’ıntanıdığıenhırslı Patrik 21 Ocak 1059’da daracık bir
hücredeölünceyekadargözaltındatutuldu.16
***
1054’te meydana gelen olaylarda ilksıralarda görev ve sorumluluklar yüklenentarihçi-felsefeci Michael Psellus, gerçekteçokesrarengizbiradamdı.Güçlübirfelsefecivebilgilibirtarihçiolmasınınyanısıraustabirtartışmacı ve ‘monarşist’ bir bürokrattı.AyaSofyaKilisesi’nimerkezalangizlibirfilozoflarörgütü kurmuştu. Bu örgüt çeşitli dillerdeyazılmış, çok eski bazı metinleri Kiliseyönetimininhaberivebilgisiolmadantercümeederek kendi aralarında tartışıyordu. Butartışma konularının neredeyse” tamamıHıristiyanlığındogmalarıylatersveonakarşı
olan fikirler ve görüşler üzerine kurulmuştezlerdi. Psellus sofu bir Platonist’ti, İsa’cıdeğildi.Kendiyazdığınagöreinsantıpkıantikçağın filozoflarının yazdıkları gibi ‘ToplumsalVarlık’tı Kilise ise bunun tam tersineinanıyorduve insanlarıdabuna inandırmayaçalışıyordu. Psellus Kilise’nin dogmalarınakarşı ‘akıl’ı savunuyordu- ‘iman’ı ikinciplanaatmıştı. Pagan filozoflara Hıristiyanlığınkutsal ermişlerinden ve azizlerinden dahafazlaatıflardabulunuyor,onlarıngelenekleriniövüyordu. Psellus’un kendi gizli çevresineaktardığı gizli bilgiler Kilise yönetimitarafından duyulsa herhalde hemenplepssanctanınönüneatılırdı.
Psellus’un Bizans’ın gündelik hayatınakattığı bazı gelişmeler onun nasıl düşünüpdavranmışolduğunuaçıklıyordu.Örneğin11.yy’ın ortalarında İstanbul’da sadecedokumacı kadınlara özgü olan veAgathaGünü diye adlandırılan özel toplantılar vetörenler yapılmaya başlanmıştı. OysaKilisenin takvimindeböylebirayinyoktu,hiç
kimse kilisenin takviminin dışındaki bir ayinidüzenleyemezdi.Psellusbukonudadevreyegirdi ve gerçekte tam bir Pagan Ayinişeklinde düzenlenen ve en aşırı cinselgösterilerin yapıldığı bu özel günü, kitabauydurup yasaklatmayıp kökleşmesinisağladı.
Psellus’un yetkili olduğu dönemde İstanbulgaripdüşünceleri, inançları vegörüşleriolanbir takım esrarengiz adamların ve onlarınyönettikleri örgütlerin başkenti olmuştu.Bunlara iki örnek verelim: Calabriali Neilosadlı cahil bir köylü, kendisine gaiptenmesajlar geldiğini öne sürerek İsa’nınTanrı’nın oğlu olmadığını vaaz ediyordu.Neilos’agöreBakireMeryem’edeTheotokos
(Tanrı’nın Annesi) denilmesi gülünçtü.17
Neilos, Kilise’nin kabul ettiği İncil’den değil,İ.S. 325’deki İznik Konsili’nde yasaklanmışolanveApokirifdiyebilinenİnciller’denatıflaryapıyordu. Bir de söylem geliştirmişti: “BizO’nu(BakireMeryem)evlendirmedikamaO
karşımızagebeçıktı!”
Tam bir rasyonalist olmasına rağmenPsellus “cinlere” (Demonia) inanan bir bilimadamıydı.Onagöre,örneğinkırsalalanlardaBabo adıyla anılan bir kötülük cini vardı.Psellus bundan yola çıkarakBaboutzikarioidiye bir tür cin çarpması hastalığı tanısıoluşturmuştu.
İlginçtir ki Psellus babasından değil amaannesindençoketkilenmişolduğunuveonunçok “garip” bir kadın olduğunu yazmış vesöylemişti. Gerçekten de Psellus’un annesiBizans’takikadınlarınevliyasıgibiydi.Öldüğüzaman cenazesine binlerce kadın katıldı veson giydiği rahibe giysisi (Habit) 1000parçaya bölünerek, koruyucu olacağıvarsayılarakkadınlaradağıtılmıştı.
NedirkiPsellus’un,Kilise’nindiniveKutsalsaydığı metinlerden çok “gizli ve yasaköğretilere” büyük bir merakı vardı. Bunlarınbaşında daHermetizm geliyordu. Bu,Hıristiyan babaları tarafından kesinlikle
yasaklanmışbiröğretiydi.BukonudaPsellusve Cerularius birbirlerini suçlamaya kadarvaran tartışmalar yapmışlardı. PsellusKilise’ye bildirmedenCorpusHermetica diyebilinen ve sadece birer nüshaları bulunankitaplarıGrekçeye çevirmiş ve bazılarını daçevresindekilere çevirtmişti. Bununlakalmamış, bu gizli ve yasak öğretilerikimseye fark ettirmeden hem Kilise’ninLiturgy’sine(ayintörenivb.)sokmuşhemdehalkın gündelik yaşamına aktararak onlarınfarkında olmadan Kilise’nin koyduğu ve öngördüğü ilkelerdoğrultusundadeğilHermetikilkeler doğrultusunda yaşamalarına aracıolmuştu. Buna Hıristiyan literatüründeinculturation deniliyordu. Ve bu da bir türmisyonerlik faaliyeti idi. -ancak Psellus’unuyguladığı inculturation tamamen Hıristiyandogmalarına karşı olan bir misyonerlikti.Psellus’un bu gizli çalışmaları fark edilseydiönce Yedikule Zindanları’na, oradan da ipegiderdi.
Psellus, Hermetik gizli metinlere 1050
yılında -1054’teki olaylardan dört yıl önce-Harran’daki (Urfa) sonSabii Maabediyıktırılınca sahip olmuştu, kitapları ve diğerkutsal metinleri kaçıranlar bunları niçinPsellus’a getirmişlerdi, bilinmiyor. (Sabiiler,İncil’deveKuran’daadlarındansözedilenveSubba diye bilinen Gnostik-Hıristiyanlardır.BunlarVaftizciYahya’yabağlıdırlarve İsa’yıönemsemezler. Ayrıca Bakire Meryem’esaygıduymazlar.MecdeliMeryem’iveSofyadedikleriHikmeti-dişilprensibi-yüceltirler.)
AyaSofya’dakurduğugizlihücredePsellusişte bu metinleri kendi seçtiği kişileraracılığıyla hayata aktarıyordu. Tilmizleri
arasında Araplar ve Keltler de vardı.18
(Katolik dini metinlerinde Sofya‘DivineWisdom= İlahi Hikmet’ olarak tesmiyeedilmiştir. Gerçekte olmayan bir azizedir.)Urfa yakınlarındaki Harran gerek dinlertarihinde gerekse toplumsal tarihte çokbelirleyici ve önemli bir merkez olagelmişti.AntikÇağ’daAbraham (Hz. İbrahim)burada
doğmuş ve üç monotesit (tek Tanrıcı) dininbaşlatıcısı olmuştu. Ayrıca ilk üniversitedengi okul da İ.Ö. 1000 yıllarında buradakurulmuştu.Harran,gizli ilimlerin(Occult)veonun Alşimizm ve astrolojiyle birlikte enönemli kolu olan Hermetizm’in merkezikonumundaydı. Hermetizm, Harran’dayaşayan Sabiiler ile Mardin çevresindekiYezidiler için resmi dinmertebesindeydi. BuSabii versiyonunda Hermetizm özellikleAstroloji(İlm-i-Nucüm),elokuma(Palmistry),tılsım (Talisman) ve muska=Vefk (Amulet)yazma dallarında çok derin gelişmegöstermişti. Sabiilerin bir de Hermetizm -büyü, karabüyü, fal, sihir vd.- öğreten tümdinlerce yasaklanmış kitabı vardı. Batıdünyası işte buEnYasakveEnGizlikitabıPsellus’un çevirisiyle öğrendi.Psellus,İncil’dençokönceyazılmışolduğubilinenbuk i tabaPicatrix adını koymuştu, sonrakiyüzyıllarda hep bu adla anıldı.Oysa kitabıngerçek adı başkaydı:Ghayatal Hakim”(Hikmet Sahibi Olanların Tanrısı). Psellus
İstanbul’dahermetizmiyayarkenonabugizlifaaliyetlerindeençokyardımcısıJohn Italosadlı filozofdestekolmuştu. İtalosPsellus’tansonraFilozoflarınKonsülüyapıldıveİtalosdaaynı yoldangitti.VeOdaPsellusgibi ilerikiyıllarda‘HeretikveSapkın’olarakyargılandıvecezalandırıldı.PsellusBizans’ıHermetizmile tanıştırırken Fransa’da da şaşırtıcıgelişmeler yaşanmaya başlanmıştı. İnsanlarhiç alışmadıkları bilgileri içeren kitaplarokumaya başlamışlar ve yaşam tarzlarındaköklü değişiklikler yapmaya koyulmuşlardı.Avrupa’da ki ilk ‘romanlar’ işte bu dönemdeyazılmaya başlandı. İlkin Marie de Francekadın duygusallığını anlatan uzun şiirdenilebilecek bir eser yazdı. SonraChretienTroyes,1170’lerdeünlüLancelotveParcevalefsanelerini Yuvarlak Masa Şövalyeleri’niyazdı. Aynı yıllarda ona rakip bir romancıdaha vardı: Bogomil/Cathare bölgesindedoğup büyümüş olan Gautier d’Arras.Hermetizm ve Occult bilgilerine sahip birkişiydi d’Arras. Eski soylu ve zengin bir
ailedengeldiğibiliniyordu.1160’taşaşırtıcıbirromanyazdı.Ogünleredeğintabusayılanvehakkında Kilise tarafından çıkartılmış nicekötü söylenti bulunan bir ermişin hayatıydıbu. Gautier d’Arras romanında bu kişiyiyüceltmiş, neredeyse İsa’nın eşitimertebesine çıkarmıştı. Gautier d’Arras’ınkahramanının adı Tyanalı Apollonius idi.Katolik Kilisesi’nin ‘baş’ düşmanı olarak
işaretlediğiAnadoluluPaganermiş...19
11. yy’ın ikinci yarısından itibarenİspanya’da da garip gelişmeler olmayabaşlamıştı. İlkin Psellus’un Grekçeyeçevirdiği Picatrix İspanyolca’ya çevirildi.Bunu Hermetizm’in en önemli kitaplarındanvebelgelerindenolanEmeraldTablet(ZümrütMetin) çevirisi izledi. İslam okültist veKabbalist’i İbn-i-Masarra (883-931) birMagiolarak yazdıklarıyla adından en çok söz
edilenkişilerdenbirioldu.20Onuİbn-i-Arabi
izledi (1165). Ünlü Nostradamus’un
Kehanetlerinin tamamına yakını Arabi’ninçalışmalarındanyolaçıkılarakkurgulanmıştır.Bunlara ek olarak Antik Yunan ve İyonya,Mısır veMezopotamyauygarlıklarının yazarvefilozoflarıdaBatı’yayenidengirişyaptılar.Plato,Aristo,Empedokles,SokratveHomerokunmayaveokutulmayabaşlandı.
Hermetizm’in bilime, sanata ve kültüredoğrudanve/veyadolaylıolarakkatılmasıylabirlikte katı ve kendi içinde kapalı devreişlenen Hıristiyan Alemi’nde ilk Rönesanshareketleri filizlenmeye başladı. Sanıldığınıntersine Rönesans 14. yy’da değil 11. yy’dabaşlamıştı! Örneğin Kur’an’ın ilk Latinceçevirisi bile 1143’te İspanya’da yapılmıştı.Benzer şekilde Pisagor’un sayılara dayalıgizli öğretisi ilk kez 11. yy’da Bizans’tayeniden ortaya çıkmıştı. Bu yeni fikirlerin,görüşlerin ve inanç sistemlerinin tamamıistisnasız Hıristiyandogmaticque’ine aykırı,onakesinliklekarşıyorumlardı.
BatıAvrupaRönesans’ayönelirkenBizans
bambaşkabiryolasaptı.AynışekildeRomaKilisesi de artık iyice düşmanı gibi gördüğüBizans’akarşıbambaşkabirstratejigeliştirdi.Madem ki Bizans neredeyse Hermetizm’leözdeşleşmişti,Romadayaklaşanbu tehtidekarşı önlemler almaya karar verdi. İlk HaçlıSeferi’ni(1090)örgütleyerekhemyenidenbir‘iman’ tazeletmeyi hemde rakipleri İslamiyetve Ortodoksluktan kurtulmayı planladı vebunları hayata geçirdi. Avrupa’da bir yandaRafızi/sapkın inanç sistemleri, diğer yandaimanlarını Roma’ya gösterebilmek ve İslamAlemi’ninveDoğu’nundilleredestanservetinipaylaşabilmek için yanıp tutuşan yoksuldüşmüşşövalyelerveaçköylülerarzularınabir an önce kavuşabilmek için birbirleriyleyarışıyorlardı.
***
Roma Kilisesi’nin I. Haçlı Seferi’niörgütlemeye başladığı sıralarda İspanya’daCadizveGranadakentlerindevaazlarveren,kitaplaryazankimolduğuveneredengeldiği
bilinmeyen bir adam dikkatleri üzerindetoplamayabaşlamıştı.AdamınadıArtephiusidi. Bu adın ne anlama geldiği bilinmiyorduama Artephius bu adı gündelik hayatındasadece kolaylık olsun diye kullandığını,gerçek adının ise Apollonius olduğunu önesürüyordu. Nasıl olmuşsa 1. yy’da yaşamışolanApollonius,1000yılsonraçıkagelmişveKatolik Kilisesi’nin karşısına dikilivermişti.Artephius’un dediğine göre o Apollonius’unreincarnation’u(yenidencanlanmış)idi.
TyanalıApollonius’unhayatı ilkkez,Romaİmparatoru Septimus Severus’un bilge eşiİmparatoriçe Julia Domna tarafındanyazdırılmış ve İmparatorluk arşivinekonulmuştu. 3. yy’ın başlarında (İ.S. 220yıllarında) yazılan bu kitap Kilise için ‘entehlikeli’ kitap sayılmıştı. İ.S. 325’teKonstantin tarafından toplanan İznikKonsili’ndeApollonius’untümkitaplarınınyokedilmesine, büstlerinin kırılmasına,mabetlerinin yıkılmasına yol açan kararlaralınmıştı. ŞimdiArtephius’un ortaya çıkması
Kilise’de şok yarattı. Artephius on kitapyazdı. Bunların hepsinde de aynı cümlevardı: “Arthepius, Tyanalı Apollonius’unbilgilerini aktarmaktadır.” Kitaplarda o günekadarhiçbirfilozofunveyaokültistinbilmediğiduymadığı büyü, sihir, astroloji ve tılsımformülleri vardı. Kilise onu yakmadan önceArthepius ortaya çıktığı gibi yine esrarengizbir şekilde kayboldu. Tıpkı 1000 yıl önceCadizveGranada’dabulunmuşolanTyanalıApollonius’unortadankaybolduğugibi...
***
Psellus’unBizans’tabaşlattığıdeğişimonunölümündensonradayardımcıları,öğrencilerive tilmizleri tarafından sürdürüldü. Bunlarınen ünlüsü 13. yy’ın sonlarında ünlenenPleton’du. Onun gayretli çalışmalarıylaHermetizm neredeyse Bizans Kilisesi ileözdeşleşti. Papalık bu gelişmeye kayıtsızkalamazdı. PapalıkAvrupa’da güçlenmiş vedüzenlediği Haçlı Seferleri ile maddiolanaklarını da arttırmıştı. Onlara göre sıra
Bizans’ın cezalandırılmasına gelmişti.Papalık en uygun ortamı 4. Haçlı Seferisırasındaeldeetti.Kudüs’eulaşmakiçinyolaçıkan Haçlılar 1204 baharında İstanbul’avarmışlardı. İmparator bazı kuşkularakapılarak Haçlılar’ın karşıya geçmeleriniengelleyinceHaçlılardaPapa’danizinalarakİstanbul’u kuşattılar ve 13 Nisan 1204’tekentegirerekyağmalamasoygunvetecavüzeylemlerinebaşladılar.İstanbul,Cerularius’uno çok korktuğu sona duçar olmuş ve
Latinler’in eline düşmüştü.21 İstanbul’un tüm
zenginlikleri yağmalandı, en değerli eserler,bu arada tüm el yazması kitaplar Batı’yakaçırıldı.OrtodoksKilisesihukukenvarlığınısürdürdü ama fiilen tüm etkisini ve gücünüRoma’ya devretti. İstanbul’da bir KatolikKatedral’iaçıldı.
Latinler’in işgali sırasında, ErmenilerbaşdüşmanlarıOrtodoksRumlar’dan intikamalabilmekiçinLatinler’leişbirliğiyaptılar.Ama1261’de İmparator Bizans’ı geri alınca
İstanbul’da ilk katliam Latinler’e değilErmeniler’e uygulandı. Binlerce ErmeniBizanskılıcıylayokedildi.
Bizans yeniden kuruldu, Kilise yeniden
güçlendirildi.22 Bütün bu olaylara sessizce
tanıklık eden Aya Sofya’da da bazıdeğişiklikler yapılmaya başlandı. Bizans’ınLatinler’den kurtarılmasını simgeleyen yenibirmozaikAyaSofya’yakonuldu.Nedirkibudaha önce hiç görülmemiş duyulmamıştarzda yapılmış ‘yeni’ bir İsa üçlemesi(Trinité) idi. Bu yeni mozaik Deesis diyeadlandırıldı (bkz: Ek). Bu betimlemede İsaMesihikiyanındadaSabiilerintaptığıVaftizciYahya ile Meryem vardı. Bu mozaikİmparator’un isteği ile ama eski PatrikBlemmydes ile yeni Patrik ArseniusAutoreianos’un itirazlarına rağmen AyaSofya’ya yerleştirilmişti. İmparator kendisininEpistemonark (Kilise’ninBaşıOlanEgemen)olduğunu, Ortadoksluğun esasta ondansorulması gerektiğini bildirmişti. Patriklerin
yapabileceği hiçbir itiraz kalmamıştı. Ne varkiyıllarsürenbutartışmalarsırasındabaştaİstanbul’da sonra da Anadolu’nunEkümenikalanlarında Aya Sofya’daki diğer kutsalikonlarveresimlerlehiçbirbenzerliğiolmayanbumozaikle ilgili çokgarip iddialar kulaklarafısıldanmaya başlamıştı. Bu söylentileriçıkartanlaragöremozaikte resmedilmiş olankişi Yüce Rab İsaMesih değildi. Ya kimdi?Tyanalı Apollonius adlı bir Pagan’dı... Amasöylentilerbukadarladakalmamıştı.Dahasıve daha vahim olanları da vardı. İddiasahiplerine göre Deesis Mozaiğindeki kişigerçekten deTynalıApollonius’tu çünkü İsaMesih(JesusChrist)diyebirkişiaslındahiçyaşamamış ve var olmamıştı... İsa Mesihİznik Konsil’i sırasında Kilise’ninyöneticilerininuydurduklarıbir‘Resimliromankahramanıydı’,tamamensanalbirkişilikti,neyaşamış ne de İncil’de anlatılan mucizeleriyaratmıştı. Dahası, var olduğu söylenen 12Havarisi de hiçbir zaman var olmamıştı. İsaMesih’in Tanrı’nın oğlu olduğu ve bakireden
doğduğu iddiası ise Kilise Babaları’nınuydurdukları koskoca bir yalandan veürkütücü bir masaldan öte anlam
taşımıyordu...23
1.2.KaranlıkKilise’dekiMandylion
“inwhatconcernstheStateactasaking;inwhat
concernsyourselfactasaprivateman.”
“Devletiilgilendirenkonulardakralgibi;kendiniilgilendiren
konulardaözelbirinsangibidavran.”
ApolloniusofTyana24
AyaSofya’nınilkresmiadıBüyükKilise(hemegale ekklesia) idi. Bu görkemli yapı,sanıldığı gibi İstanbul’un kurucusu büyükKonstantin tarafından değil onun oğlu 2.Konstantius’un (337 - 361) döneminde inşaedilmişti. İlk hali günümüzde bilinengörüntüsünden çok farklıydı.Örneğin bugünhayranlıklaseyredilenogörkemlikubbesiveyarım kubbeleri yoktu, ahşap düz bir çatısı
vardı. İçi de aynı değildi, daha küçük vedüzayak girilen basit bir bazilikagörünümündeydi. Model olarak BabaKonstantin’in 335 yılında Kudüs’te yaptırdığıHolySepulchrebazilikasıörnekalınmıştı.
2. Konstanius’un Katedrali 404 yılındatanınmayacak şekilde yandı. Günümüzde oKilisenin temellerinde kullanılmış olan bazıbüyük taş bloklar halenAya Sofya Müzesi’nin bahçesinde durmaktadır. Binayı 2.Theodius(408450)yenidenonardı.Ancakilkinşaat planlarına sadık kalmadı, değişiklikleryaptırdı. Katedral yeni haliyle 425 yılındayenidenBüyükKonstantinadınatesciledildi.Böylece Aya Sofya’nın Patrikliğe değil,İmparator’aaitolduğubelgeleregeçmişoldu.
Bu güzel yapıya Aya Sofya adı ise 430yılında verildi. Yapılışından yaklaşık 90 yılsonra (!)2.TheodiusçokzenginvekültürlübiraileninkızıolanAtheis-Eudocieileevliydive imparatoriçe gerçekten de son dereceetkili bir kadındı. Hıristiyanlığın Dogmatik
Öğretisine hiç uymayan, ona tamamen tersdüşmeyi göze alan, Pagan geleneklerineinanan bir kişiydi. İstanbul’da ilk üniversitedengi okul onun girişimiyle kuruldu. Dahasonra Michael Psellus’un Konsüllüğünüyaptığı kurum, işte bu Pagan geleneklerinegöre yaşamayı neredeyse Hıristiyanlarınİmparatoriçesi olmaya yeğlemiş olan kadıntarafından kurdurulmuştu. 2. Theodius bukurumdanyetişenbilginlerinisteğiüzerineilkBizans Anayasası kabul edilen belgeyiyazdırdı:Codex Theodius adıyla bilinen bubelge daha sonra 6. yy’da Jüstinyentarafından on hukukçuya yazdırılacak olanünlü JüstinyenCodex’ine kadar Bizans veDoğu Roma İmparatorluğu’nunyönetilmesinde en önemli rol oynayan
yasalar-üstü‘yasa’statüsündekaldı.25
2. Konstantinius’un Büyük Kilisesi’ninadınındeğiştirilerekAyaSofyayapılmasındada Atheis-Eudocia’nın etkisi olmuştu.İmparatoriçebudeğişimeitirazetmekisteyen
dinadamlarını kadınlığını ve bilgisinikullanarakdevredışıbırakmayıbaşardı.İ.S.430 yılında yeniden inşa edilenKilisenin adıtüm belgelere İmparator Kilisesi Aya Sofyaolarak geçirildi. (İmparatorların taç giydikleriKilise olduğu için aynı zamanda İmparator’uTaçlandıranAnaKiliseunvanınıdataşır.)
Sözün burasında ister istemez kısacaSophia kavramının üzerinde durmakgerekiyor. Bu sözcük ‘Hikmet=Wisdom’anlamına gelmektedir. Nedir ki HıristiyanöğretisininSynoptic denilen ve İ.S. 325yılındatoplananİznikKonsili’ndekabuledilenilk üçGospel’inde hiç geçmemektedir. VeHıristiyanlığa tamamendışsal ve seküler birkavramdır. (Gospel, Yeni Ahitin ilk dörtkitabının herbirine verilen addır. GospelleriyazdıklarıvarsayılanMarkus,Matta,Luka’yada Evangelistler denilir. İlk dört kitap birEvangelium’dur.)
İlginçtir ki, 4. Evangelist’in Gospel’i olanJohannah Gospel’inin ilk satırı bu sözle
açılmıştır. Bu Gospel ile diğerleribirbirlerinden öylesine farklıdırlar kigünümüzde bile bazı Hıristiyanlar ilk üçeönem verip 4. Gospel’i görmezliktengelebilmekte ve/veya sadece onu okuyupötekileri atlamaktadırlar. Nedir ki, aslolantamamını kabullenmektir. İlahiyatçılaraçısından ise bu dördüncü Gospel bir‘Enigma=Muamma’dır. Bu nedenle ‘Heretik’
sayılmasıgerekenbirmetindir.26
4. Gospel’i yazdığı varsayılan John adlıkişininkimliğidemeçhuldür.Bukişininİsa’nınöğrencilerinden ve/veya tilmizlerindenbirisinin olması da pek olası değildir. Çünküİsa’nınHavarileriolarakbilinenkişilerin-dahasonra eklenen Saul=Paul hariç- tamamı (12kişi) cahil, yoksul ve eğitimsiz sıradanYahudilerdi. ‘Sofya’ kavramıYahudiliğe değilHellen Kültürüne ait bir kavramdı ve İsa’nındöneminden önce Yahudi Baş HahamlarıHellenKültürüyleilişkiyegirilmesinikesinlikleyasaklamışlardı. Dolayısıyla Havari olarak
adlandırılan bu kişilerin ‘Sofya’nın anlam veönemini bilmeleri olası değildi. Hellenizm’de‘Logos’ (Kelam ve kelime) olarakkullanılagelmişti ve Pagan dünyasının entemel şifresi ve kavramıydı. Kim olduğubilinmeyenkişi iştesadecePaganlaraait veçeşitli sırların taşıyıcısı olan bu kavramıalmış ve kendi Gospel’inin ilk cümlesinibununla kurmuştu: “BaşlangıçtaLogos=KelamvardıveoTanrıylabirlikteydi.”(John,1.1)BöyleceSynoptic’egöreTanrı’nınoğlu olduğu söylenen İsa Mesih John’unGospel’inde Pagan’ların ‘Logos’u yapılmıştı.KaldıkiTanrı’yla‘birlikte’olmakönermesideYahudiliğe değil, Pagan filozoflarına aitti.John’un Gospel’inde İsa, ‘Tanrınınkelamı/hikmeti’ haline getirilerek Paganist
Hellenlerin ‘Sofya’sı ile özdeşleştirilmişti.27
Nasıl olmuşdaPaganlara karşı acımasızcave hunharca düşmanlık besleyen Hıristiyanyöneticiler, rakiplerinin en temel fikrini vekavramını alarak kendilerinemal etmişlerdi?
Bu sorunun yanıtı özellikle de son elli yıldırilahiyatçılar ve bilim adamları tarafındanaraştırılmaktadır.
Bu garip eklemleme gerçekte tamamensiyasi nedenlere dayanıyordu. HıristiyanlarAnadolu’da çok etkili değillerdi. 4. yy’ınortalarınadoğruİstanbul’daetkilihalegeldilerama Anadolu’da egemen olan inanç-sistematiği hâlâ Paganist ve Hellenikti. Oyüzyıllarda İstanbul’daki Kilisenin vePatriklerinengüçlü rakibiHellenlerdi.Bunlarözellikle Batı ve İç Batı Anadolu’da,Karadeniz’de -örneğin Sinop ve çevresinde-ve Güneydoğu Anadolu’da çok etkiliydiler.HellenlerPaganizm’ebağlıydılarveHıristiyanolmak istemiyorlardı. OnlarınHıristiyanlaştırılmasıhemçokkanlıolduhemde8.yy’ınsonlarınahattabazıbölgelerde9.yy’ınortalarınakadarsürdü.DiğerbirdeyişleAnadolu’daki Paganlar ‘Populus Romanus’s a y ı l a nGentile’nin aksine Hıristiyanolmamakta direndiler. Onların dirençleriJüstinyen ile başlayarak -bu imparator
Hıristiyan misyonerliğini teşvik amacıylaküçükbirkasabanınHıristiyanlaştırılmasıiçinyetmişbinaltıngöndermişti-kırıldı.Yinede9.yy’ın ortalarına kadar yer yer kendi‘Syncretist’ (eklemleyici/birleştirici/aktarmacı)inanç sistemleri içinde yaşadılar. İşte SofyabuanlayışınürettiğibirkavramdıveDoğudaHellenler için ‘Divine Wisdom’ı simgeleyen‘Kutsal İlahi Zeka/ Hikmet’i simgelemek için
kullanılıyordu.28
Sofya’nın Hıristiyanlıkla uzlaşır bir yanıyoktu, tam tersineonadışsal ve seküler biranlayışınürünüydü.Nevar kiHıristiyanlığınKurucuBabalar’ıbukavramıalıpbunabirdedramatik bir efsane ekleyerek, sanki ‘Sofya’adında sofu Hıristiyan mümin bir kadınyaşamış ve Paganlar tarafından hunharcaöldürülmüş gibi ona bir de “Azizelik-Aya=Saint” atfetmişlerdi. Gerçekte “AzizeSofya” diye bir kadın ne var olmuş, neyaşamış ne de Paganlar tarafındanöldürülmüştü.Butamamenuydurmaidi.Tıpkı
Kilise Babaları’nın İsa’yı “Logos=Word”(kelimetullah) yaptıkları gibi... Onların tekamacı vardı o da Hıristiyan olmamaktadirenen Pagan Hellenleri bir an öncekendilerine bağımlı hale getirecek olan vetemelleri İznik Konsili’nde atılmış olan “Yeniİsa Dini”ne sokmaktı. (Bizans için... 4-9.yy’lar arasında Anadolu “Natolia” diyebiliniyordu. Bu sözcük Taşra anlamınageliyordu. Çünkü henüz tam anlamıylaEkümenlik sayılmıyordu, hâlâ yer yerPaganist inançlar vardı. 9. yy’dan sonrabunların tamamı ortadan kaldırılıncaNatolia’nın başına (A) takısını getirdiler.Grekçede bu ek “olumsuzluk” ifade edentakıydı.BöyleceNatoliaartık taşraolmaktançıktı,Bizansoldu.BuyüzyıldansonraBizansyeni“Ekümene”olarakSlavtopraklarınıseçtive iki yüzyıl içinde onları Ortodokslaştırdı.)PaganHellenleri için “Dişil İlke” olan Sofya-Hikmetböyleceİsa’yaatfedilerek“LogosErilİlke” yapılmış oldu. Logos, Anadolu’dakiStoacı Hellenler için “İlahi Akıl” anlamında (
Logos spermatikos) kullanılıyordu ve bu da
“Doğal Yaratılışı” gösteriyordu.29 Oysa
Snynoptic’e göre İsa “Bakire Meryem’den“DoğalOlmayan”tarzdadoğmuştu!!!John’unGospel’i gerçekte, 1. yy’da Anadolu’daegemen olan ve Tyanalı Apollonius’un dayaydığı Hermetik Gizil Öğretiyle büyükölçüdeörtüşenbirmetindi.
AyaSofya13Ocak532’debaşlayan“Nika”isyanı sırasında bir kez daha yıkıldı.İmparator Jüstinyen’e karşı birlikteayaklanmabaşlatan“MavilerveYeşiller”tümİstanbul’u kan ve ateşe boğdular. Sayısızkutsal mekan ve devlet binası yakıldı,yağmalandı.Bu ilkörgütlüsokakterörübazısenatörlerin de desteğini alarak imparatorunve güzel ve fettan karısı Theodora’nınsarayınınkapısınadayandı.Bizans’lıbirsirkcambazının kızı olan eski fahişeler kraliçesiTheodora korkarak kaçmak isteyenJüstinyen’idurdurdu.Asilerin liderleriyleözelbirgörüşmedüzenlediveonlarıolabildiğince
oyaladı. Jüstinyen zaman kazandı veyabancılar lejyonunu İstanbul’a soktu.AcımasızGothsüvarilerindenkuruluolanbuordu Hypodrom’da -bugünkü SultanahmetMeydanı- elli bin asiyi kılıçtan geçirdi.İstanbul’da Jüstinyen’in ve Theodora’nınegemenliği yeniden tesis edildi. “Nika”sözcükanlamıyla“Yen,zaferkazan”demektiama zaferi asiler değil fettan Theodorakazandı.
İşteAyaSofyabu isyandan sonra bir kezdaha yeniden inşa edildi. Günümüzde tümgörkemiyle seyredenlerde hayranlıkuyandıran Aya Sofya bu üçüncü kezdüzenlenmiş olan ibadethanedir. Jüstinyenyeni Aya Sofya’yı hem daha büyük -içuzunluğu 135 m- hem de daha değişik biranlayışla yaptırdı. Yeni Aya Sofya’yı inşaedenlerMilet’liyaşlı IsıdoreveLydia-TralesliAnthemius oldular. Bu iki usta gerçektemimar değil, mekanisyen ve teknisyendiler.“Mechanikoi” diye biliniyorlardı ve bir tür
mekanik bilimcileriydiler.30 Yeni Aya Sofya
beş yıl on ayda tamamlandı. Ünlü ChartesKatedrali’ninonikiyılda,Roma’dakiSt.PeterKatedrali’nin seksen yılda tamamlandıklarıdüşünülürse Jüstinyen bir dünya rekorukırmıştır denilebilir. Aya Sofya’nın içdekorasyonunda Libya’dan, Mısır’dan,İtalya’dan ve diğer uzak ülkelerden getirilenrenkli mermerler kullanılmıştı. Görkemlikubbesiiseyakınzamanlarakadar-Sinan’ınkubbesiilebirlikte-dünyanınengüçlü,büyükvegörkemliüçkubbesindenbiriolarakanıldı.
Jüstinyen ve Theodora Aya Sofya’da okadar büyük değişiklikler yaptırmışlardı ki,bazı din adamları bu değişimlerinOrtodoksluk inanana ters düştüğünüsöylemeden edemediler. Aya Sofya, onlaragöre mimarisi, geometrisi ve matematiği ileneredeyse bir Stoacı-Hermetik PaganMabedi benzeri mekanlarda bulunabilecektasarımlarıyansıtıyordu.Dinadamlarıpekdehaksızdeğillerdi.
Nedir ki, Aya Sofya’nın yarımkubbelerinden biri 558 yılında çöktü.Jüstinyenbukezbubölümeyenibireklemeyaptırdı ve Aya Sofya 24 Aralık 562’de -İsa’nındoğumgünüolduğuvarsayılangünde-bir kez daha imparator adına kutsandı vetescil edildi. İç dekorasyonunda yer alanmozaikler,freskolarveresimlerdahasonrakiyüzyıllarda değişik imparatorlar dönemindeçoğaltıldı.
***
Aya Sofya’ya 13. yy’ın son çeyreğindeyapılan “Deesis” mozaiği de işte sonradaneklenenbutipresimlerden, imajlardanbiridir.Deesis sözcük anlamıyla kutsal üçlemedemektir. Ancak Kutsal Üçlü olarak bilinen“Trinité”den farkı, Deesis’de, Baba, Oğul veKutsal Ruh’un değil “Bakire Meryem’in,İsa’nın veVaftizciYahya’nın ” bir arada üçlüolarak bulunmasıdır. Figüratif bir çalışmadırve Bizans mozaik dekoru alanında uzmanolanAntonyWhite’in yazdığına göre Bizans
sanatının bir harikasıdır. “Bu olağanüstüfigürler, duygusal ve psikolojik açıdantamamen yeni bir anlayışı simgelemektedir,”diyorWhiteveekliyor“BatıAvrupa’nınenaz
yüzyılilerisindedirler,”31.
Fatih İstanbul’u fethedinceAya Sofya’dakifigürlerin üzerleri kapatılmış ve böyleliklekorumaya alınmıştı. 1847’de Osmanlıyönetimi İsviçreli Gaspare ve GiuseppeFossati biraderleri İstanbul’a getirerekmozaikleriaçığaçıkarmalarınıistedi.1931’deABD’deki Bizans Enstitüsü ThomasWhitemore Başkanlığında Mabedin tümtemizlenmeişiniüstlendi.1934’teAtatürkAyaSofya’yımüze yaptırdı. İşte DeesisMozaiğibutemizlemelersonundaortayaçıktı.Yüzlerhariçbazıbölümlerineyazıkkikırılmalarvebozulmalar nedeniyle izlenememektedir.Deesis’te sağda Meryem, solda VaftizciYahya vardır. Ortada ise İsa Mesihgörünmektedir. Nedense Meryem’in elindeİncilyoktur-kuralgereğiolmasıgerekirdi.Bu
ilginç husus, Meryem’in Oğlu İsa’yı kabuledip, İncil(ler)i umursamadığı anlamındadır.Mesih sol eliyle İncil’i tutmaktadır. Yüzlertemizbirçalışmaylaortayaçıkartıldıkları içinifadeleri gayet net görülmektedir. Meryem’inhüzünlübakışıveYahya’nınçilesigerçektende ustaca resmedilmiştir. (Yahya, başıkesilerek idam edilmişti.) İsa Mesih isegelenekselgiysisiiçindeAyaSofya’dakidiğerimajlardan çok farklı bir bakışla kendisiniseyredenlere bakmaktadır. Yine ilginçtir ki,Meryem, Mesih ve Yahya aynı kadrajiçindedirler- oysa kural gereği ayrı olmalarıgerekirdi.
Nedirki,konununuzmanıolmayankişilerinanlayabilmesimümkünolmayanbirtür“Gizli”şifre işlenmiştir portreye. Bu şifre/ işaretİsa’nın sol kaşının üstüne çok ustalıkla,dikkatçekmeyecekşekildeişlenmişbir“ll=onbir sayısı” dır. Sanki Mesih’in sol kaşınınüstündebellibelirsizbiryaravargibidir...Vebu şifre (yara) dikkatlice incelendiğinde “11sayısı” olarak algılanmaktadır. Bu sayı ve
yara garip ama gerçektir ki, ünlü TyanalıApollonius’un en belirgin simgesi/özelliğidir.Onun hakkında yazılmış olan kitaplarda veyapılmış olan çalışmalarda, Apollonius’ungizlibir tarikata “inisye” edilirken sol kaşınınüzerine bu “11 sayısına benzeyen yara”nınişlendiği yazılıdır. Dolayısıyla Apollonius’untüm büst ve resimlerine yara işaretikonulmuştur. (İnisye edilmek çok gizli birtarikata ölüm yemini ederek katılmaktır, üyeyapılmaktır.Tümgizliörgütlerüyealacaklarıkişileri önce uzun sınavdan geçirirler sonradaüyeyaptıklarızamanonlarakodadlarvesemboller verirler. Ayrıca bedenin bazıyerlerineözelsimgeler,işaretler-dövmegibi-işletirler.Örneğin sağ ayağın üstüne üçgen,solavucuniçine(X)işaretikazımakgibi.)
AyaSofya’dakiİsaMesih’inportresiyleilgilibuiddiaçokuzunyıllardırbilinmesinerağmenson birkaç yıldır gündeme getirilmeye
başlanmıştır.32İddianınsahiplerinegöreAya
Sofya’daki Deesis Mozaiği’nde görülen kişi
gerçekteİsaMesih(JesusChrist)değil,onunadı altına alınarak gerçek kimliği tarihtensilinmiş olan Anadolu Ermiş’i TyanalıApollonius’tur! Tyanalı Apollonius gençyaşında pisagorcu (Pythagorean) bir gizli(occult) örgütüne inisye edilmişti. (Ayrıntılarıkitabın ikinci bölümünde bulacaksınız.)Sayılar ve onların “Sırları” ile ilgilenen vebunlardan yola çıkarak çeşitli öngörüler,kehanetler ve varsayımlar oluşturan buörgütün 1. yy’daki ünlü kişisi Apollonius’tu.Sayılarvebunlaraait“İlim” (numeroloji)aynızamandaastroloji,alşimizmvehermetizmilebağlantılıydı. Sayıların ezoterik (içsel/batini)değerleri bu hermetistlere göre insanlarınhayatlarını yönlendirmekteydi. Sayılarla ilgiliolarak Kutsal Kitap’ın eski ahit (Yahudileriçin) bölümünde uzun bir yer ayrılmıştır.Cosmogony/Evrenbilim anlayışında “Sayılarve Sesler” en önemli iletişim değerleriydiler.Sayılarla beraber ondan sonra geometrifazlasıyla önem verilen bir alandı. Tümyapılar, başta mabedler ve ibadethaneler
geometri aracılığıyla inşa edildikleri içingeometri“KutsalBilim”olarakkabuledilmişti.(Aya Sofya’nın Geometrisi için bkz: Ek )Geometri veonunla ilgili açık vegizli bilgilergünümüzde hayatlarımıza yön vermektedir.Örneğin bir piramidi alalım, bunu toplumauyguladığımız zaman toplumsal katmanlarınkonuşlanış tarzını görürsünüz. Ya da daireveyaeliptikimajlar,tümühayatınbiralanındakarşılaşacağınız formlardır. Geometrinin birtanımı da zaten “formların sayılarla sentezi”
olarakyapılmıştır.33
Geometri ve sayılar occult ilimlerindeöylesine önemli rol almışlardı ki Masonlarbunu kendileri için bir tür “İlah” (deity)mertebesine yükseltmişlerdi. MasonlarınAnayasası’nda (Anderson Yasası 1723), ilkcümle şöyle açılmaktadır: “Tanrı herMasonun yüreğine geometriyi yazmıştır.”Anderson Yasası İngiliz Masonlarının İncil’i
olmuştur.34
Geometri İslam ve Yahudilikte de önemliyertutar.Özellikledeİslammimarıveyazımtekniklerinde örneğin Kufi yazımındageometrik formlar etkili olmuştur. BenzerşekildeGothikKatedraller’ininşasındavehertürlü kentleşme (Urbanization) projelerinde
Geometrienbelirleyiciunsurdur.35
Geometri Hıristiyanlığın en önemli veolmazsa olmaz simgesi ve sembolü olanHaç’ınşifresinitaşır:Bir“Küp”ünaltıkanadını
açtığınızdaortayabir“LatinHaçı”çıkar.36
Tyanalı Apollonius işte sayıların vegeometrinin sırlarına sahip olan Neo-Pisagorcu bir Filozof ve Hermetistti.Apollonius, Alman araştırmacı KarlheinzDeschner’in de yazdığı gibi 1. yy’da İsa veHavarileri ile aynı yıllarda ve büyük ölçüdeaynı bölgelerde ve kentlerde yaşamıştı. Varolan tüm Occult ilimlerini -Cinbilim(Demonology)MagickveMantik-eniyibilen
vebubilgisiyleünlenmişkişiydi.37 (“Mantic”
ve Türkçe’de bilinen Mantık çok farklıdallardır. Mantic ilimler denildiğinde çeşitli“Okuma” biçimleri anlaşılır, örneğinAugry=Kuşların hareketlerini okuyarakDoğa’nınDili’niÇözmeSanatı,Hyphomancy,Stolisomancyvd.gibi)
Apollonius’un inisye edildiği gizliPisagorcuörgüt Orphic ve ondan önce var olan vekökleriİ.Ö.6-7.yy’larakadarinen“Kadmeioive Thelidei” diye adlandırılmış olan gizliakımların sürdürücüsü konumudaki
“Synedria” idi.38 Pisagorcu örgütler içinde
Orphic geleneğe ve örgütlenme modeline(thiasoi) en yakın olan buydu. Pythagor’unkendisi (İ.Ö. 520 civ.) bu iki geleneğibirleştirmişti. Orphic İnanç-Sistematiği ilePisagorculuk el ele yürümüşlerdi.İnisyasyonları da aşağı yukarı aynıydı.Örgüte üye yapılan kişi -genellikle 6-16 yaşarasında- en az beş yıl “Konuşmama”
koşulunukabulederdi.Bususkunlukörgütünsırlarıylailgilideğildi.Günlükyaşamdagereklive zorunlu olan sözleri de konuşamazdı,örneğin su veya yemek isteyemezdi. Bu üçaşamalı bir dönemdi ve Pisagorcular budöneme, “Dilin üstündeki Öküz/ DilindeAğırlıkVar”(oxonthetongue),Orphiclerise“DilinÜstündekiKapı” veAnadolu’dakidiğerbirgizliOkültörgütüolanEleusienSıralarıda,“Dilin Üstündeki Anahtar” dönemi diyorlardı.Apolloniusbeşyılsüreylebukoşulgereğihiçkonuşmadan sadece eğitim görerekyaşamıştı. Pisagorcuların diğer koşulu isekadınlarla ilgiliydi. Gizli Örgüte üyeyapılanların kadınlarla ilişkiye girmesikesinlikleyasaktı. (Dahasonrakiyüzyıllardaortaya çıkan Hıristiyan Monastisizm’i bugelenekten kaynaklanmıştı. Keşişlerin veKatolik Papazların evlenememe zorunluluğuda bu gelenekten kaynaklanarak Aziz Paultarafından Hıristiyanlığa sokulmuştu vetamamen Pagan Hermetizmi’nin birunsuruydu.İlginçtirkiPapalarınveKatolikdin
adamlarınınevlenmemeleriniöngörenKatolikKilisesi’ninkurucusuAzizPeterevliveçocuksahibi bir adamdı!) Pisagorcuların bir diğerkoşulu saç ve sakalın kesilmemesiydi.Ayrıcavejeteryanolmazorunluluğuvardı.Birbaşka koşul ise her sabah ve akşam -kışdahil- soğuk suyla günde iki kez yıkanmakzorunluluğuydu. Apollonius’un hiçbir kadınlailişkisi olmamış ve tüm yaşamı boyuncavejeteryan kalmıştı. Bedene işlenen özeldövme veya yara izleri ise onların alametifarikasıidi.Dahasonrakiyüzyıllardaörneğinİtalya’da Carbonari adlı gizli örgüte üyeyapılanlardan da bir parmağın kesilmesiistenmişti. Benzer şekilde ÇarlıkRusya’sındaki gizli ve fanatik bir OrtodoksTarikatına (Skoptsky) üye yapılacak olankadınlara “meme sünneti” uygulanıyordu.Mastectomy diye bilinen bu operasyondakadın üyenin sol meme ucu kılıçlakesiliyordu. Benzer bir uygulama Nazi SSÖrgütünün“KaraTarikat”diyebilinenengizlive iç örgütünde de vardı. Burada erkeklerin
yüzlerindekılıçlayaralaraçılırdı.Naziler içinyüzün çeşitli yerlerinde kılıç darbeleriyleaçılmış olan bu yara izlerinin çok büyükönemivardı.
PisagorcuveOrphicgizliörgütlerihertürlü“Büyü ve Sihir Kardeşliğine” (Fraternity)
dayalı örgütlenmelerdi.39 Bu örgütler için
sayılarveonlarıngizligüçlerivedeğerlerienkutsalbilgilerdi.Pisagorcuörgütlerdesayılar,“Dualist veMonist” yapılar olarak işlenmişti.Bunagöre, örneğin 3, 5, 7,11,17,19, 23, 29,31, “İncomposite” (başka sayılardan
oluşmamış sayılar) karakterdeydiler.40
Bunlar tam olmayan sayılar (Odd/ Even)
olarak “Gnomons” diye adlandırılmışlardı41.
Apollonius’un kaşının üstündeki Gnomonsayısıolan11çokilginçbirsayıydı.BusayıKabbala’yagöreçoktehlikelikötülükyüklübirsayıydı.Onsayısı(Decaddenilir)Kabbala’daenüstdeğerolanSephirotic sayıyı verirkenonbironunmükemmelliğinibozansayıolarak
değerlendirilmişti.42Onbirsayısıgünahların
sayısı olarak biliniyordu. Matta İncili’nde(XII.43)İsaMesihbusayıdagizlenenkötülükCini’nin tarlalara ve ekinlere zarar verdiğinisöylemişti.AynışekildeEskiAhit’tedeonbirsayısının Psalms=Mezmurlar (CVI 37)bölümünde “Siddim” olarak kötülüğün ruhuolduğu yazılıydı. Bu nedenle İbranicededoğrudan doğruya 11 sayısı yoktur. “On veBir” olarak Achad Osher şeklinde telaffuzedilmektedir.Sayılarınsadecekendideğerleriyoktur, bunlar aynı zamanda alfabeninharfleriyle de bağlantılıydılar. Romaİmparatorluğu’nda olsun Pagan Hellenlerinarasında olsun harfler ve sayılar birbirleriyle“Dualite” oluşturuyorlardı. İslam dininde iseörneğin I=Bir sayısı Elif olarak Allah’ısimgelerken(Monizm=Tekçilik),2=4kisayısıDualiteyi (zıtların birlikteliğini) gösteriyordu.Kur’an’da da eski Pisagorcu anlayışıyansıtan bir sure vardır: Allah, “Biz herşeyden iki cins/tür yarattık.” (LI.49). Bunun
meali dişi/erkek, yer/gök vd. şeklindedir.Benzer olarak, Ibranice’nin 28 harfi de ayın
28 durağıyla bağlantılıdır43. Başta Ibraniler
ve Araplar olmak üzere Ortadoğu’da veKadimMısır’dabaşlayarakgelişmişvedahasonraHintveAcemgelenekleriylebirleşerekkurulmuş çok özel ve gizli “Harf ve Sayı”tılsımları ve muskaları yazma ilmi (mantic)oluşmuştur.TyanalıApolloniusbugizliManticilmininbilinenenünlüustasıydıvebazılarıilkkez olmak üzere sayısız muska ve tılsımhazırlamıştı. Bunların çoğu günümüzde bileTürkiyedahilbirçokülkedekullanılmaktadır.
Pisagorcular ve Orpicler Hindistan’dakibilgekişilerleveBudistlerledeyakın ilişkilerkurmuşlar ve onların bazı öğretilerinibenimseyerek bunları Batı’ya aktarmışlardı.Bu nedenle Trakya’da Dionisos geleneğinegöre kurulmuş ve yönetilmiş olanPisagorculukÖğretisindeHintveİrankökenli-örneğin Meccusi (Ateşgede) ve
Zerdüşt=Zora-hustra- öğeler vardı.44 Bu
bağlantıların kurulabilmesinin nedeniPisagor’un yaşadığı dönemde İran’a veHindistan’a kadar gitmiş olmasıyla,Anadolu’nunbüyükkısmıylaTrakya’nınHintliKral Cyrus’un egemenliği altında olması daHindistan ve muhtemelen Nepal-Tibetyakınlarına gitmişti. Apollonius, bu uzak veücra bölgelerde konaklayan bilge kişilerdenve bunların yüzyıllardır sürdüregeldikleri“Büyü ve Sihir Kardeşliği” merkezlerindeeğitim almıştır. (19. yy’da Teosofiyi kuranHelena Petrowska Blavatsky de uzunca birsürebumerkezlerdebulunmuşveeğitimdengeçmiştir. Apollonius, Blavatsky’nin önderikabuledilmektedir.)
Kilise bu geziler konusunda da bazıönlemleralmışvemanipülasyonlaryapmıştır.Bugün bile yaygın olan bir inanca göre İsaMesihÇarmıh’taölmemişvebugünPakistanve Hindistan arasında sorun olan Keşmir’egiderek yaşamış veburadaölmüştür.Kilise,
çıkarlarınauyduğuzamanlardavebölgelerdemisyonerlikamacıylabumasalıkullanmaktançekinmemiştir. Örneğin o bölgelerdekiMüslüman halklar arasında bu inanç çokyaygındır ve Kilise bunu bildiği içinMüslümanları Hıristiyanlaştırabilmek için debumasalı kullanagelmiştir. Tıpkı Polonya’daveAlmanya’dayapıldığıgibi.Polonya’dasofuKatolikyığınlarİsa’nınYahudideğilPolonyalıolduğuna ve Filistin’de değil Lehistan’dadoğduğunainanırlar.Hattaonlaragöreİsa’nınmezarı bile Polonya’da yerini sadecePapalar’ınbildikleribiryerdedir.Almanlar ise9-11. yy’lar arasında Avrupa’da en sonHıristiyanlaştırılanboylardı.Kilisebunlaradaİsa’nınmavigözlü,sarısaçlı, iriatletikyapılıbir Toton Prensi olduğu yalanını söylemişti.Hitler döneminde Naziler, İsa’nın Yahudideğil, Alman Prensi olduğunu düşünüyorlar
vebunayürekteninanıyorlardı.45
Oysa İsa bırakın Hindistan’a ve İran’agitmeyi Yahudi -gerçekte Roma
egemenliğindeki- yerleşim bölgelerindeki ikiküçük Filistin kasabasının dışına bileçıkmamıştı. Ayrıca ne İran’lılarlakonuşabilecekkadaryabancıdilbilgisinedeBrahmanlar’la anlaşabilecek kadarBudizm/Hinduizmbilgisi vardı. İncil’de İsa’yaatfedilmiş olan mucizelerin tamamına yakınıtarihsel belgelerle ve kayıtlarla kesin olarakbelirlenmişolduğuüzere,gerçekte,AnadoluluAsklepios, Herakles ve Dionisos’adayanmaktaydı, onların öğretilerinden“Plagiarism=lntihalcilik” yoluyla alınmışlardı.
İsa’nıngerçektebunlarlahiçbirilgisiyoktu.46
Tıpkı “KutsalMandylion” olayındada olduğugibi.
***
Doğu Roma İmparatorluğu’nun yeniBizans’ın tarih sahnesine çıkışı bir bakıma“Doğulu Greklerin Latin Batı dan aldıkları
rövanştı”,47 Ve Bizans gerçekte tarih
sahnesine çıkabilmek için Antikite’nin renkli
kültür, sanat, felsefe ve siyaset akımlarınıbarındıran Anadolu’daki Pagan Hellenuygarlığını sona erdirerek “Devlet”olabilmiştir. Ordudan sanata, siyasettenticarete kadar hemen her alanda en az 7.yy’a kadar Doğu Roma İmparatorluğukendilerini Grek veya Hellen değil(Konstantin’in İstanbul’u Yeni Roma olarakkurduğu gerekçesiyle) Romalı kabul vebeyan eden imparatorlar ve devlet adamlarıtarafındanyönetilmişti.(Budurumİ.S.578’deİmparator 2. Justin’in ölümünden sonradeğişti). İlginçtir ki Grek asıllı olduğu bilinenilk İmparatorTibere (578-582) idi ve sonrakiyüzyıllarda 11. yy’a kadar yani Comnenos,Arigelos, Paleolog ve Cantacuzenhanedanlarına kadarki dönemde hiçbir GrekBizans’ta imparatorluk yapmamıştı. Bunedenle Bizans’ın tam anlamıylaHıristiyanlaştırılması da gerçekleşmemişti.ÖylekiBizansİmparatorlarınınHıristiyanlığınenüsttemsilcisiolduğunubelirten“pistosenTheo basileus” (Basil Tanrı’ya sadıktır)
ibaresi de ilk kez 627 yılında imparatorHeraklius döneminde kullanılmaya
başlanmıştı.48 Ondan öncesinde Bizans’ta
vebüyükölçüdeAnadolu’daHıristiyanlık vePagan Hellenizmi vardı -şu farklı ki,Hıristiyanlar Çok-Tanrılı Hellenlere korkunçbaskı ve zulüm uyguluyorlardı, kendiTanrılarıİsaMesihadına!
11. yy’ın ikinci yarısından itibaren (1054olaylarından sonra) Bizans’ta Hermetikdüşünce neredeyse Ortodoksluğun temeldeğişmezi olmuştu. Dolayısıyla birçokuydurma tören ve hurafe de üretilmiş vebunlar da kutsanmaya başlanmıştı-kigerçekte bu tip batıl malzemenin neHermetizm ile ne de Ortodoksluk ile bağıvardı. Bu çalkantılı değişim dönemindeOrtodoks Kiliselerinde, Katolik Kiliselerindegörülmeyen ve görülmesi dedüşünülmeyecek olan imajlar, ikonlar veresimler yer almaya başlamıştı.Örneğin 11.yy’ın sonlarına doğru inşa edilen bazı
kiliselerde kubbenin ortasına 1000 yıldırkonulmamışbirmozaikkonulmayabaşlandı.Bu yine bir Deesis’ti. O döneme kadarkubbenin ortasına kutsal yapı geleneğidekoruolarakdaimaMeryemvekucağındakibebek İsa resmedilirken, ilk kezAnadolu’daortakubbenin (apse) içineMeryem-Tanrı’nınOğlu İsa- Vaftizci Yahya üçlüsü konulmayabaşlamıştı. Bu sıradan bir değişiklik gibigörülmemelidir, çünkübiranlamdaTrinite’ninöneminin ikinci plana atılmasıdır ve onunyerine Deesis’in yerleştirilmesidir. Budeğişimin ilk örneği yine Anadolu’dakiGöreme’de (Kapadokya) bulunan KaranlıkKilisedir (Darkchurch). Bu kilise ve onakardeş olarak aynı yıl içinde inşa edilenElmalı veTokalıKiliseleri’nedegarip imajlarkonulmuştu. Örneğin Tokalı Kilisesi’ndeçıplak bedeni sadece saçlarıyla örtülü birMeryem resmi vardır. BuMeryem, gerçekteİsa’nın annesi ve Tanrı’nın eşi (Theotokos)değil İsa’nın Gnostik Hıristiyanlarıninançlarına göre evlenerekSarah adında bir
de kız çocuğu olduğu iddia edilen MariaMagdelena idi (Mecdelli Meryem/ EskiFahişe). İlginçtirki,Papalar,PatriklervetümKilise Babalan 1962 yılında sona eren 2.VatikanKonsili’ninnihaioturumunakadarbuikinci -bu ikilinin dışında İncil’lerde başkaMeryem’lerdevaramakiminkimolduğubellideğildir- Meryem’in eski bir fahişe olduğunusonradan nadim olarak İsa’nın Havarileri’neHavarilikyaptığını iddiavebeyanetmişlerdi.1962yılındansonrabuMeryemileilgiliolarakyeralan karalayıcı ifadeleringerçektedoğruolmadığıvebunların4.yy’daKilise’nin“KadınDüşmanı” yöneticileri tarafından uydurularakİncil’e eklenmiş ifadeler olduğu konuyuyıllardır sorgulayan ilahiyatçılar tarafından
kanıtlandı.49 (Nedir ki Papalık bu gerçeği
henüz açıkça kabullenerek resmi biraçıklama yapmamış ve İncil’de de gereklideğişiklikhenüzyapılmamıştır.)
Karanlık Kilise’deki bu Deesis HıristiyanDogmatique’i ve “Canonları” (yönetmelik,
nizamname) itibariyle bir “Latria” (sadeceTanrı’ya gösterilmesi gereken saygı vetapınış) değil bir “Dulia” (kutsal kişilere veKilise’nin başına gösterilen saygı)konumundadır ve ilginçtir ki tam ortaKubbededir, yani Tanrı’nın bulunmasıgereken yerde. Kaldı ki Vaftizci Yahya dayine bazı iddialara göre İsa Mesih’in yolaçıcısı değil tam tersine Onun “rakibi” olankişidir!
İşte Göreme’de volkanik taşların içineoyularak yapılmış olan Karanlık Kilise’de(penceresiz öldüğü için) bir de “Mandylion”vardır. Bu sözcük Kutsal -Bez, Kutsal Örtüanlamına gelmektedir. Kilisedeki beşincibölümde kuzey taraftaki “Diaconicon” diye
bilmenduvardadır.(Bkz:Ek).50
Mandylion’da İsa’nın yüzünün alın, saçlarve yanlarıyla çene kısmı görülmekte, ağız,burun ve gözleri tahrip edilmiş olduğu içingörülmemektedir. Kumaş motifiyle
resmedilmiş olan bölümdeki tüm simgelerilginçtir ki, Pisagorculuğun sayılarının vegeometrisinin sembollerini yansıtmaktadırlarvebunlarındiğerbir kilisedebenzeri yoktur.Kumaş deseninin iki akıntısında dokuzaryarım küre ile iç bölümünde yedi adet tamküremotifibulunmaktadır.İkiakıntıdaüzerlerisıva ile kapatılmış ve okunması mümkünolmayan ama görülebilen kısımlarındananlaşıldığı kadarıyla stilize edilmiş SuriyeAramicesi ile yazıldığı anlaşılan metinlervardır. Üstünde İsa’nın “pantocrator” (tipikBizansikonoplastikdeyişi:İsa,KadiriMutlakTanrıdıranlamınagelir)yazısıgörülmektedir.Hıristiyan geleneğine göre bu Mandylion’unöyküsü şöyledir: Bu, İsa’nın bizzat kendisitarafından yapılmış ve kendi yüzünügösteren ilkve tek “emanettir”. İsa’nınkendiportresini yapması da ilginç bir anlatımlaaktarılmaktadır. Buna göre Edessa (Urfa)KralıAbgarvebahastalığınatutulmuştur.(BuhastalıkHıristiyan-Yahudikutsalkitaplarındavemetinlerinde en çok başvurulan onulmaz
hastalık tipidir. Musa’nın kız kardeşi Miriamda vebaya yakalanır, sonra Musa’nınTanrı’yaricaetmesiüzerinedüzelir.)TanrınınOğlu’nun yeryüzüne indiğini duyan KralAbgar derhal bir elçi gönderip (herhaldeNasıra’ya/ Filistin’e) İsa’dan gelip kendisiniiyileştirmesini ister. Kral Abgar ekler: “Eğerişlerinin çokluğundan dolayı gelemezsegönderdiğimelçiOnunbirresminiyapıpbanagetirsin. Ben o resme bakıp iyileşirim!” NeyazıkkiİsaMesih’indahaönemliişlerivardırNasıra ve çevresinde, dolayısıyla TanrınınOğlubulunduğuyerdenayrılıpKralınayağınagidemez(!)AmaUrfalıressamelçideİsa’nınportresini yapamaz. Neden? Çünkü İsa’nınyüzündeöylebir“Nur”vardırkielçiningözlerigeçiciolarakkamaşırvekörleşir.BunugörenTanrının Oğlu gülümser ve kendisine sugetirilmesini ister.Busu ileyüzünüyıkarveboynundaki atkıyı/örtüyü çıkarıp bununlayüzünükurular, işteneolursao zamanolurve İsa’nın yüzü olduğu gibi bu Mandylion’açıkar. (Tıpkı Torino’daki kefen / Mandylion
öyküsü gibi) Urfa’lı ressam-elçi buMandylion’ualıpKralAbgar’agötürür.Kralınvebadan kurtulup kurtulamadığı meçhuldür,amabuolaydan1000yılsonraMandylion’unKaranlık Kilise’nin duvarına resmedildiğikesinliklebilinmektedir.BuöyküBizansikonageleneğine uygundur ve kutsal kişiler(Azizler) de İsa’dan sonra “Şifacı”(Theumaturg) olarak hizmet vermişlerdirBizanslılara!
Bu öyküde kendisinden söz edilen şifacıgerçekten de İsa Mesih olabilir mi? Yoksayine tipik bir Bizantinizm sonucu gerçek birşifacı yine İsa Mesih mi yapılmıştır Kilisetarafından? Mandylion’daki tüm desenlerpisagorcusisteminsimgeleridir.Bubir.
İsa,altucuolmayanbirhaçınortasındaveüstünde resmedilmiştir. Kilise’nin anlattığımasalagöreİsasağkenelçiyikabuletmişvekonuşmuştur -Haç’a gerildiği sırada değil!ÖyleysebuHaçneyinnesidir?İsasağlığındaçarmıha gerilerek vahşice öldürüleceğini
kendisi bile bilmiyordu- ya da TanrınınOğluolduğuna göre biliyordu ama bunukorkmasınlardiyeHavarilerinesöylememişti?Gerçekte bilmiyordu, neden? Çünkü İsaYahudiydi ve öldürüleceğini bilse bile bununRomalıların eliyle çarmıha gerilerek değil,Yahudi şeriatına göre Yahudiler tarafındantaşlanarak olacağını (recm yoluyla)düşünmüştü, denilebilir. Suçu ve yargılanışıitibariyle İsa, Roma’ya karşı değil Yahudişeriatınakarşısuçişlemiştivebununcezasıda recm idi, Yahudiler aynı dinden olan birkardeşlerini, çarmıh ile öldürmezlerdi. Bukesinyasaktı.Buiki.
Ortodoks inancına göre İsa’nın başınınetrafında“Nimbus”denilenveOnunTanrınınOğlu olduğunu simgeleyen bir “Halo” (daire)bulunması gerekirdi.BuNimbus’unüzerindehiçbir desen olamazdı. Nitekim kilisedekibütün resimlerde bu halo vardır, sadece buMandylion’da yoktur. Yani resimdeki kişininen belirgin özelliği- Tanrının Oğlu olmak-nedense belirtilmemiş, dolayısıyla
dünyevi/seküler bir portre çizilmiştir. Bu üç.Mandylion da ilginçtir ki yedi adet tam daireİsaolduğusöylenilenkişininbaşınınetrafınadeğil yüzünün iki yanına koyulmuştur. BudairelerhiçbirHıristiyanikonografisineuygundeğildir. Tamamı Hermetik Öğretiye aitsembollerdir.PisagordanbaşlayarakPlato’yakadar gelen Hermetik Gizli Öğretide budaireler“güneş’in”ve“ay”ınyedihalini tasvirediyorlardı. Dairelerin etrafına yerleştirilmişolan küçük noktalar ise yıldızlarıgösteriyordu. BunlarAntik Hellen dini inançsistematiğindeki (Paganist) en bilinen enklasiksimgelerdiler.DahasıPlato,kendieserikayıp uygarlık “Atlantis”‘de Mandylion’dagörülen daireleri kullanarak bunlarınAtlantis’in güneşi ve ay’ı olduğunu yazmıştı.Budört.
GeneMandylion’dakidaireleraynızamandaAlşimist Hermetistlerin sembolleriydi.Geleneksel olarak bir kişininAlşimist ya daHermetist olduğunu göstermek için yüzünün
ikiyanınayediadetdairekonurdu.Bugüneşve ay’ın onu kötülüklerden koruyacağınainanılırdı.Bubeş.
Tüm Mystic akımlarda olduğu gibiPisagorculuktavePaganistHermetizmdedeTanrı’nınsembolüMandylion’dagörülendaireidi. Buna göre başlangıç ve sonu olmayangeometrikyapıdaire,Tanrıdemekti—çünkümerkezi, başlangıcı ve sonuhemher yerdehem de hiçbir yerdeydi. Bu dairelerAnadolu’daki tüm Apollo Mabedleri’ninkapılarının üstünde duruyordu. Ve bumabedler de “Bu” işaretlerinden dolayı“Şifahane” (modern hastane) olarakbiliniyorlardı.Apollo ise tümAnadolu’daki engüçlü “Şifacı” ve ilginçtir ki “Kurtarıcı” idi.Kilise’nin İsa’ya atfettiği iki temel özellikgerçekte (şifacılık ve kurtarıcılık) Apollo’yaaitti.Budaaltı.
Dairenin karşıtı karedir. Daire Tanrısallığısimgelerken, Kare yeryüzüne ait oluşu,seküler olanı simgeler. Mandylion’da yedi
daireveüçkarevardır.KutsalNimbusyerineKare/Haç konulması, İsa’yı sağken Haç’agerilmiş göstermektir. Çünkü Haç’ın alt ucuyoktur. Bu İncil’de anlatılanlara tersdüşmektedir. Dairelerin arasına konulmuşolanHaçmotifleri ise on iki köşeliHaçlardırvesekizadettir.BusekizHaçgerçekte İsaMesih’e ait ezoterik/ Apokaliptik tekgöndermedir. Şöyle ki İncil’de kötülüğünsayısı 666 olarak verilmiştir, buna karşılıkiyilik İsa’da özdeşleşmiş olan 888’dir.Mandylion’daki yüzün İsa Mesih’e aitolmayacağı kesindir. Çünkü 1. yy’daAnadolu’daki en ünlü şifacı Apollonius idi,öyle ki İsa’nın adı kendi küçük Filistintopraklarında bile bilinmiyordu. ApolloniusRoma İmparatorlarıyla muhatap olurken -enaz5imparatorla-İsa’nınadınıonuyargılayanYahudiKralıHerodbileduymamıştı!KaldıkiTyana, (modern Kemerhisar) Urfa’yaFilistin’den çok daha yakındı. En önemlisiEdessaKralı’nın 1. yy’da bir yahudiden şifaummasımümkündeğildi, çünküUrfa/Harran
o sırada dünyadaki en önemli Tıb veHermetik Bilim Merkezi konumundaydı.Abgar Hanedanı, Edessa’da İ.Ö. 2. yy’ınsonundan itibarenegemenolmuştu.Edessa,Roma Eyaleti sayılan, Suriye kökenli‘Osrhoene’ bölgesinin başkentiydi. Sanat vekültüründe Hellenizm etkiliydi; dili Suriye
Aramicesiydi.51 Edessa’da, tıpkı
İstanbul’daki gibi büyük bir hipodrom/kentikoruyan altı büyük kale, bir geniş forum,tiyatro ve dönemin belki de en güçlü tıp
merkeziolanbirhastanesivardı.52Edessa,
pagan mimari anlayışına” göre kurulmuş birkentti. İlginçtir ki, İsa’nın döneminde İsa ilemektuplaştığı - elçi aracılığı ile - söylenenAbgar, Hıristiyan değildi. Bilinen ve Bizanskaynaklarına göre belgelenmiş ilk HıristiyanKralı Edessa’da VIII. Abgar’dı. Bu Kralİ.S.207 yılında Roma’ya bir ziyarettebulunmuş ve bundan sonra Hıristiyanlığı
Edessa’ya getirmişti.53 Kral’ın Roma’ya
ziyaretisırasındaİmparatorSeptim-Severusidi ve işte bu İmparator’un eşi olanİmparatoriçe Julia Domna TyanaliApollonius’unhayatınıkitaplaştırmıştı.Kral’ınRoma’yı ziyaretinden yaklaşık 20 yıl sonra,Roma’da İmparatorluk Arşivi’ndeApollonius’un kendi yazdığı kitaplardanoluşanözel bir bölümkurulmuştu. (İ.S. 220)İmparator ve eşiHıristiyan değil Pagandılar.“Mandylion”vemektuplaşmaöyküsü,ilkkezSylviaAetheriatarafından4.yy’ınsonlarındaortaya atılmıştır. İznik Konsili’nden (325)yaklaşık 70 yıl sonra! (İsa’ya Abgar’ınelçisinin geldiği ve/veya İsa ile Abgararasında yazışma(lar) olduğu Yeni Ahit’in
hiçbir yerinde zikredilmemiştir.)54
Konstantin’in topladığı bu Konsil’den sonraçokgüçlübirHıristiyanlaştırmaKampanyasıve zorlaması başlatılmıştı.Anadolu’daki tümPagan ve Hellenistik kültür bu kampanyasırasında ya yok edilmiş ya daHıristiyanlaştınlarak “Bizans”ın malı
yapılmıştı. Nedir ki, özellikle 5. yy’daAnadolu’da Paganist-Hermetik kültür birçokbölgede, bu meyanda Suriye ve Urfa’dadirenmeyedevametmişti.W.H.C.Frend’indebelirttiği gibi, özellikle Fırat ve çevresinde,başta düş yorumculuğu ve horoskopokuması geleneği o kadar güçlü bir İnanç-Sistematiği idi ki, İ.S. 2. yy’da bu bölgede“Ölümsüz Pagan Tanrılarının” güçlerine
inanmamazlıketmek “Ateizm”sayılıyordu.55
Urfa ve çevresinde, yineFrend’inbelirttiğinegöre,herevdebirhoroskoptakvimivardıvebununaracılığıylakiminhangigünveneredeölebileceği“bile”(!)hesaplanabiliyordu.
Urfa,burası çokönemlidir ki, 1. yy’danenaz İ.S.579yılınakadarApollo kültünebağlıkalmıştı. Şöyle ki Bizans belgelerine göre,579 yılında Urfa valisi Anatolius, bir ihbarüzerinePagangeleneklerinebağlıolduğuvegizlice bu dini yaydığı iddasıyla idam
edilmişti.56 Anatolius, Bizans tarafından
atanmış bir vali olmasına rağmen Zeus içintörenler düzenletmiş ve bunlara bizzatkatılmıştı.
Ama Vali Anatolius’a yönetilen en ağırsuçlama şuydu. O dönemin Monofisit(Ermeni) tarihçisi Efesli John’un anlattığınagöre Vali Anatolius, İsa’nın portreleriniyaptırmış ama bunların Apolla’yabenzetilmeleriniveonutemsiledecekşekildesembollerle süslenmesini istemişti.DolayısıyladaValiveEdessahalkı,Kilise’ninve Bizans’ın zulmünden kurtulmak için,İsa’ya tapar gibi yaparak kendi “Öz” dinselinançlarınaolanbağlılıklarınısürdürmüşlerdi.Portrelerde görülen kişi İsa gibi dursa dagerçekte o değildi, Apollo’ydu çünküEdessalılarkendilerinekılıçzoruyladayatılanTanrı’nınOğlu’nundiniHıristiyanlığaveonun
Tanrı’sı İsa’ya hiç bağlanmamışlardı.57 Vali
ve Edessalılar korkudan “Takiyeci”olmuşlardı. (Edessalı İsa portresi için bkz:Ek)
KralAbgar’ınyaşadığıdönemdegerçektende yaşamış ve Apollo mabedlerinde gizlieğitimdengeçerekŞifacıolarakkabuledildiğiiçin kendisine “Apollo’nun Oğlu” denilen birkişivardı:TyanalıApollonius.
İsa Mesih’in ise gerçekten de yaşayıpyaşamadığı, İncil’deki o sözleri söyleyipsöylemediği bile belli değildir. Tersine tümbelgeler onun hiç var olmadığını ve tüm İsaMesih öyküsünün Kilise Babaları ve AzizPaul tarafından uydurulduğunugöstermektedir. İki İngiliz araştırmacınınyazdıklarıgibi, “Son iki bin yıldır İsa’nın diniHıristiyanlık olacağına gerçekte TyanalıApollonius’un dini son ikibin yılımıza
damgasınıvurabilirdiamaounutuldu”.58
Şimdiartık“Hangiİsa?”diyesorabiliriz.
1.3.Hangiİsa?
“TheLordhadsaid:CalihimImmanuel,which
meansGod-With-Us!TheHolySpiritsaid:GiveHimthenameJesus,becauseHewill
savehispeoplefromtheirsins.”
“Tanrıdediki:O’naImmanueladınıverin,Tanrı-Bizimledemektir.KutsalRuhdediki:
Onaİsaadınıverin,çünküohalkınıgünahlarındankurtaracaktır.”
Matthew,20-24.59
Öncelikle şu hususu açıkça belirtmekgerekiyor: İsa Mesih hiçbir zaman hiçbiryerde kendisinin “Bir ve tek mutlak Tanrı”olduğunu iddia ve beyan etmiş değildir.Böylesibir iddiaGospeller’deyoktur.BenzerşekildebeyanlarıiçerenKilise-İçiveyaKilise-
Dışı İsa’ya ait olduğu kesinliklebelgelendirilmiş “Özgün” bir tek kaynak dayoktur. Tanrı olmak ya da diğer bir deyişleİsa’nın Tanrılaştırılması, İsa Mesih’in kendiisteği ve inançları dışında, onun gıyabında,onu hiç görmemiş, tanımamış, yaşıtı daolmamış bazı kişilerce onun ölümünden(?)sonra yapılmış bir atıf ve yakıştırmadır, okadar.
Tıpkı İncil’de yer alan ve İsa tarafındansöylendi denilen sözlerin büyük bir kısmınında gerçekte onun tarafından söylenmemişolduğu gibi. Tıpkı İsa’nın doğumu ve ölümüarasındaki dönem hakkında Gospeller’deonunla ilgili anlatılmış olayların büyükkısmınındagerçektehiçyaşanmadığıveİsaile doğrudan hiçbir bağlantısının olmadığıgibi...
Bu nedenle ilkin İsa’nın doğumu İncil’denasıl işlenmiştir,onugörelim.Sonradaonunyaşamıyla ilgili, yine İncil’deyeralançarpıcı“tahrifleri”aktaralım.
Yoahim ve Hanna’nın60 kızı Meryem,
Nasıra kasabasında61 bir marangoz olan
Yakub’un oğlu Yusuf’la62 nişanlıydı. Ancak
birleşmelerindenönce‘gebeolduğuanlaşıldı’(Matta,1:18).Yusuf ‘salihbiradamoluponualeme rezil etmek istemeyerek, gizliceboşanmak niyetinde idi’ (Matta, 1:19). RABmüdahale ederek meleklerinden birinedüşünde Yusuf’a görünmesini buyurdu.Melek dedi ki: “Sen Davut oğlu Yusuf,Meryem’i kendine karı olarak almaktankorkma çünkü kendisine doğmuş olanRuhülkudüs’dendir.Vebiroğuldoğuracaktır;veonunadınıİsakoyacaksın;çünkükavminigünahlarından kurtaracak olan odur” (Matta,1:20-21).Yusufitaatkarbiradamdı,kendinesöyleneni yaptı; Meryem’i karı olarak evinealdıamabiroğuldoğuranadekonunlacinselilişkiden sakındı. ‘Ve çocuğun adını İsakoydu.’ (Matta, 1:25) Böylelikle İsiahPeygamber’in kehaneti yerine gelmiş
oluyordu. (Matta: 1:23) Ve Meryem’in oğlugelecekyüzyıllardadaböyletanınacaktı.
Ancak, kehanetin yalnızca yarısınıngerçekleştiği anlaşılmaktadır, çünkü İsaiahPeygamber’in Tanrısı, bakireden doğacakçocuğa başka bir ad vaad etmişti. Bu adImmanuel’di. Okuyalım: ‘Bunun için Rabkendisisizebiralametverecek;iştekızgebekalacakvebiroğuldoğuracak,veonunadınıImmanuel koyacak’ (İsaiah, 7:14). Tanrı’nınbaşlangıçtaki tasarımını değiştirip bebeğe
neden yeni bir adı, İsa’yı63 vaat ettiği Yeni
Ahit’te yazılı değildir. Garip görülebilir ya dagörülmeyebilir ancak, Meryem’den doğançocuğunadı ‘Tanrı-Bizimle’ (yani, Immanuel)değil,‘YHVHSelamettir’(yani,İsa)oldu.
Sekizinci gün,AnneMeryem’le üvey babaYusuf, Şeriat’a göre bebeği sünnet ettirmekiçin Tapmağa götürdüler, İsa Tapınak’tasünnet edildi. Böylelikle Tanrı’nın BabilTalmudu’na göre ilk muhtedi olan İbrahim’le
yaptığı ‘ahdin işaretini’ (Tekvin, 17:11)
edinmiş oldu (64). Sekiz günlük bebek İsa,
böylelikle adanmış da oluyordu: “Ve RabMusa’ya söyleyip dedi: Bütün ilk doğanlarıİsrailoğulları arasında, insanda vehayvandabütün rahmi açanları benim için takdis et, obenimdir” (Çıkış, 13:1).BöylelikleMeryem’inoğlu,İsrailoğulları’nınRAB’bineaitolmuştu.
Meryem’in kız kardeşi ya da kızkardeşlerininvedolayısıyladaaltıyadayediyeğeninin olup olmadığı Yeni Ahit’de yazılıdeğildir. (Klopas’ın karısı Meryem’in -Yuhanna 19:25- Meryem’in gerçek kardeşiolup olmadığı belirlenememiştir.) Yusuf’undahaöncekievliliğindenenazaltıyadayedievlat sahibi olmuş yaşlı bir adam olupolmadığıdakayıtlıdeğildir.BuikiolasılıkYeniAhit’te belirtilmez, ama İsa’nın dört erkekkardeşininadıverilir. İsa’nınenaz iki yadaüç kız kardeşi de bulunmaktaydı. İncilderleyicisi Markos’tan okuyalım: ‘Meryem’inoğlu ve Yakub’un, Yosef’in, Yahuda’nın ve
Simun’un kardeşi, dülger, bu değil mi? Kızkardeşleri burada bizimle değiller mi?’(Markos, 6:3) Dört İncil yazarından ikincisiMarkos’a göre bunlar, İsa’nın gerçek erkekve kız kardeşleriydiler. (Yuhanna, 19:25).Eğer Yuhanna’nın öne sürdüğü gibi İsa’nınkuzenleriyseler,ozamanMeryemyaşamınınsonunadekbakire veTanrı’nınbakiregeliniolarakkalmışdemektir.
Muhtemeldirki,Meryem’inkızyadaerkekkardeşi yoktu, ama Elisabeth adında birkuzeni olduğu kesindir. Meryem’in özelliklegebelik döneminde onunla çok yakın olduğubize bildirilmektedir. Elisabeth’in bakireMeryem’in gebeliğini kendi ailesinden ilköğrenenkişiolduğudayazılıdır.
Elisabeth kırk yaşlarında olmalıydı veZekeriya adlı bir kahinle evliydi (Luka,l:5).Elisabeth ‘kısır idi’ (Luka, 1:7). Sara,Raşel,Rebeka veHanna’dan sonraKutsal Kitap’taadı geçen beşinci, Yeni Ahit’teki ilk kısırkadın Elisabeth’tir. Daha önceki bütün kısır
kadınlarvekocalarıgibiElisabethvekocasıda ‘Allah indinde salih’ idiler (Luka, 1:6). Bunedenle, Zekeriya bir gün Rab’bintapınağındaykenMelekCebrail onagöründüve dedi ki: “Korkma Zekeriya; çünkü duanişitildi, karın Elisabeth sana bir oğuldoğuracak, onun adını Yahya koyacaksın.(... )ÇünküRab’bin gözündebüyük olacak,şarap ve içki içmeyecek ve daha anasınınkarnından Ruhülkudüs’le dolu olacak.İsrailoğulları’ndan birçoğunu onların Allah’ıRabbe döndürecek. Babaların yüreklerinioğullara,asilerisalihlerinhikmetineçevirmekveRabbeamadebirkavimhazırlamaküzereİlya’nın ruhu ve kudretiyle onun önündeyürüyecektir.(Luka,1:13-17).”
İsrail’in Tanrı’sı daima Meleği Cebrailaracılığıylakonuşurdu.Tanrıherzamanöncekocalara ‘korkmamalarını’ söyler, ardındanonlara her birinin, ayrıcalıklı anlamı olan bir‘ad’ ve bir ‘oğul’ müjdelerdi. Buradaki tekilginç husus, Melek Cebrail’in Zekeriya’ya,düşündedeğiltapınağınloşışıklarıarasında,
tütsü yaktığı sırada konuşmuş olmasıdır.Yeni Ahit’te anlatılanlara göre altı ay sonraMeryem’ideziyaretedenişteyinebuMelekCebrail’di. Bu Cebrail’in bakireye yaptığıvarsayılan kayıtlara geçmiş ilk ve sonziyaretidir.İnsanlaraTanrı’nınsözünüiletmekMelek Cebrail için olağan bir olaydı. AmaCebrail,tabiiRAB’bintalimatlarıüzerine,öncesıkıntılıkocalaragörünmeyealışkındı.Neki,bakireye görünüp ‘müjdeyi vermek’ MelekCebrail için alışılmadık bir durumdu. BelkiMelekCebrailbunedenle‘müjdeyi’vermedenönce ‘Bakire Meryem’e korkmamasınısöylemiştir!
Elisabeth’e dönelim! Zekeriya’ya bildirilentarihte, oğlu doğdu. Ona Zekeriya’nınakrabaları arasında bu adı taşıyan kimseolmamasınakarşın(Luka,1:61)Yahyaadınıverdiler. Çünkü Zekeriya Abiya ruhbansoyunun mensubuydu ve Elisabeth de,Meryem’in tersine, Harun’un soyundandı.(Luka, 1:5). Yahya büyüdü, ruhça
kuvvetlendi; ve İsrail’e görüneceği günekadar çöllerde kaldı. (Luka, 1:80). Doğru,Markos’a göre Yahya kehanet uyarınca hiçmayalı içki içmedi. Yalnızca bitki ve yabanbalı yedi. Hiç tıraş olmadı ve devetüyündenbir harmani giyip beline bir deri kuşak taktı(Markos, 1:6). Yahya atalarının geleneğinedeniyle Peygamber ya da Mesih (Christ)olmaya layık değildi, ama aynı gelenekuyarıncabirRahip-Yöneticiolabilirdi...Yahyabunlarıdenemedi;onlarınyerineyaşamınıbirbaşkaseçeneğeadadı.
GerçektekendisindenaltıayküçükkuzeniolanvedahasonraTanrı’nınOğludiyeanılanİsa’nın gelişini bildiren ilk Vaftizci oldu. Yenibir İstiğfar ahdinin yeni işareti olarak suyladeğil, Ruhülkudüs ve ateşle vaftiz edecekolan İsa’nıngerçekvaftizciolacağınıbildirdi.Kilise, sonraları 24 Haziran gününü VaftizciYahya Günü ilan etti. Vaftizci Yahya Günüarifesinde tüm dünya Hıristiyanlarınınkentlerden çıkıp evlerindeki kötü ruhlarıkovalayacak şifalı sarı kantaron otunu (St.
John’swort) toplamaları istendi. (Anlamlı birPaganuygulamasıdırbu.)
Böylelikle,YeniAhit’inbaşlarında,bizlereikioğul sunulmuştur. Biri Yahya (İbranicebiçimiyle Johanna ‘JAHVEH esirgeyicidir’anlamına gelir), diğeri de İsa, (JAHVEHselamet’dir.) Jahveh Esirgeyicidir, JahvehSelamet’tirinyolunuaçmıştır.Her ikioğuldailk doğan Yahudi bebeklerdir ve dolayısıyla,Yasa’ya göre her ikisi de ebeveynlerininTanrısı’naadanmışlardır.
İsa’nın annesi Meryem, imana göre yabakiredir, ya da bir parthenos, yani yinebakire, ancak tertip edilmiş bir evliliğe rızagöstermeyip kendi eşini seçen kadın’dır. Butasarıma göre Bakire Meryem, kötü ya dahafifmeşrepbirkadınolduğundandeğil,‘kendihakkının bilincinde bir kişi’ olduğu için
“evlenmeden” anne olmuştur65. İsa’nın
Platon’cu Celsus’un İ.S. 170’te ileri sürdüğü
gibi66, büyüsünü Mısır’da öğrenmiş küstah
bir şarlatan olup olmadığı konumuz itibariylebu incelemede üzerinde durulmayacakhususlardır. Çünkü; en kestirme deyişle‘BakireAnnelik’ yakıştırması Hıristiyanlıktançok önce, tüm Hindistan, Mezopotamya veOrtadoğu’da bilinen bir olguydu. Örneğin;Buda, Sokrates, Eflatun ve Büyük İskenderdehalk söylencesinegöre ‘BakireAnne’dendoğmuşlardı!
Benzerşekilde,tarihselİsadenilendefazlaönemli değildir. Tarihsel İsa ilahiyatçı vetarihçiler için bir çeşit Araştırma-Alanı iken,mitolojik İsa, kendine inananlar için nihaigerçeklik olarak kalmıştır. Nesnel birinceleme için, tanımlarımıza perspektifkazandırabilecek tek İsa portresi, YeniAhit’teki Mesih’tir. Bu portrenin tarihigerçekliğinin olup olmaması biziilgilendirmemektedir. Çünkü Hıristiyandünyası sadece ve sadece Yeni Ahit’teokuduğu Mesih’e bağlılık duymaktadır.TarihselMesih’edeğil.
Geleceğin Mesih ve Tanrı’sınınyeryüzündeki yaşamı işte böyle başladı. Vediğer iki İncil yazarının, İncil’lerinde bu
büyüleyici bakire doğumu67 olayına neden
değinme gereksinimi duymadıkları da daimabirsırolarakkaldı!
***
Matta,kendiİncil’inde,İsa’nınsoykütüğünüİbrahimPeygamber’lebaşlatıp‘Mesihdenilen’İsa’ylabitirir (Matta,1:16).Matta İbrahim’denİsa’ya kırk iki kuşak saymaktadır. Onunsoyağacında üvey baba Yusuf ‘Meryem’inkocası’ olarak verilip İsa babasının soyhattıyla değil, anasının adıyla kaydedilmiştir.Bu, geleneksel ibrani soyağacı kurgusunubozduğu için alışılmadık bir işlemdir. Her ikiebeveynin, Meryem ve Yusuf’un Mattayorumunda birer kuşak işgal etmeleri dealışılagelmiş bir uygulama değildir. Matta bukırk iki kuşağı, her biri on dörder kuşakiçeren üç başlık halinde toplamıştır. Matta,
Meryem ve Yusufu dahil etmekle ondördüncü kuşağı İsa’ya yakıştırmıştı. Öteyandan Luka İsa’nın soyağacınıAdem’e veondanda tabiiTanrı’ya iletmişti.Luka İncil’inde Tanrı’dan İsa’ya yetmiş yedi kuşaksayılmıştı(gerçektebubirkaçbinyıldanfazlatutmamaktadır).
Matta İbrahim Peygamber’den DavutPeygamber’e on dört kuşak saymıştı. VeLuka, Tanrı’dan İsa’ya yetmiş yedi kuşaksaymaktaydı. Cemaatin başındakiyöneticilere iletilen mesaj, DavutPeygamber’in adının sayısal değerinin İsa’yıon dördüncü kuşağa yerleştirmekle, bilgilereve söz sahibi diğer cemaat yöneticilerinesıradan bir bilginin ötesinde malzemesağlamaktaydılar. Yetmiş yedi, yedi artıyediye bölündüğünde, on dörde eşitlenir vekırk iki kuşak üç kez on dört başlık altında(3X14) toplandığında Davut Peygamber’inadının sayısal değerine göndermeyapmaktadır, böylelikle Mesih denen İsa’yıgizlice onun soyuna bağlar. Bu soyağacı
aktarımı, geleceğin tanrısını aynı zamandaYahudiPeygamberi İsaiah’ninkehanetinedebağlamaktaydı.Herikiİncilyazarınınattığıilkadımlar, bu kehanetin gerçekleştirilmesibağlamındazorunluydu.ÜveyBabaYusuf’unLuka yorumunda bağımsız bir kuşaksayılmayıp dışlanması da kayda değer.Matta, yorumunda bu kuşak boşluğunu,inanca göre İsa üzerinde hiçbir ‘emeği’olmayan Yusuf’u ayrı bir kuşak olaraksaptarken, elinde yeterli sayıda kuşakbulunan Luka’nın ona hiç gereksinimiolmamıştı.
Sayısal değerlere ilişkin konular, sonrakiyüzyıllarda Gnostik tarikatlar, gizli ya daRafızi denen dernekler, Okultistler veEzoteristlerce Operasyonel ve Spekülatifolarak kullanılagelecektir. Bu değerlerkarmaşık cin kovma dualarının çeşitlibiçimlerini ifadelendirmenin yanı sıra,simgeciliğin tılsım gizemlerine vekarmaşıklığına içkin bir sayısal nitelik
kazandırmada da temel kabul edilebilecekti.Şuünlü ‘kutsal’ ondört sayısı içinbukadaryetersanırım.
İsaMesih’in çocukluğunadair ayrıntılı bilgiyoktur. Ancak ilginç bir olay aktarılmıştır(Luka,2:41-51):
İsa on iki yaşındayken, her yıl ailesiylebirlikte Yeruşalim’de (Kudüs) kutlanan Fısıhbayramından eve dönüşte kaybolmuştu.Yusuf’la Meryem onu her yerde aramışlarama bulamamışlardı. Üç gün sonraTapınağın avlusunda, yaşlılarla konuşurkengördüler onu. Luka bu yaşlı Yahudiöğretmenlerin (Hahamlar) on iki yaşındakiçocuk İsa’nın sorduğusorulardanve verdiğiyanıtlardan çok etkilendiğini belirtmektedir.Buöğretmenlerin gerçektenetkilendiklerimi,yoksa tedirgin mi oldukları, İsa ile annesiMeryem arasındaki şu konuşmadanizlenebilir. Luka şöyle yazıyor: ‘Onugördüklerizaman,şaştılarveanasıonadedi;Eyoğul,nedenbiziböyleettin?İştebabanve
ben yüreğimiz çok sıkılarak seni aradık.Onlara dedi; Neden beni aradınız? Bilmiyormuydunuz ki, benim için Babamın evindebulunmak gerekti? Onlar ise kendilerinesöylediğisözüanlamadılar.’(Luka,2:48-50)
Eğer, İsa bu öğretmenlerle annesiylekonuştuğu tarzda konuştuysa, bu anlatımtarzı orada hazır bulunanları etkilemektençok tedirgin etmiştir. Çünkü Tanrı’nın tekilolarak ‘babam’ biçiminde nitelendirilmesiMuseviler arasında alışılmadık bir uygulamaidi;babafigürüolaraktanrıgelenekselolarak‘Babam’ biçiminde değil, ‘Babamız’ olaraktanımlanırdı.YinegelenekselolarakTapınakRAB’bin ikamet ettiği yerdi. RAB. ‘Babamınevinde’ oturmuyordu. Eğer bu olay Luka’nınuydurduğu bir ekleme değilse, o zamantaşıdığıanlam,önemlidir.Böylesibirnitelemedaha on iki yaşındayken; ‘Hepimizin babasıbirdeğilmi,bizibirAllahyaratmadımı?’(Mal,2:10) diyen gelenekten açıkça kopmuş birİsa’ya işaret etmektedir. Daha sonralarıbilindiğigibi,İsaotuzyaşlarınageldiğindede,
Yahudilerin ‘Tanrımız’ nitelemesi geleneğiniyadsıyarak Tanrı’yı ‘Tanrım’ olarakadlandıracaktır. Kimi durumlarda bazıPeygamberlerin Habakuk’da yapıldığı üzere(3:18-19)Tanrıyı ‘Kurtarıcım’yada‘Yehova,Rab,benimkuvvetimdir’nitelemelerinecevazolsa da, ‘Tanrı’mızın’ ‘Tanrım’ biçimindetekilleştirilmesi, Tanrı’nın İnsan Benliği’ndeözelleştirilmesisayılmaktaydıvekesinolarakyasaklanmıştı. Çünkü Musevi PeygamberiMika’nın da belirttiği gibi, ‘Çünkü bütünkavimler, her biri kendi ilahının ismiyleyürüyor;bizdedaimaveebediyenAllahımızRABBİN ismiyle yürürüz’ (Mika, 4:5)denmişti. Tanrılar ve Ruhlar arasındayaşayan ve bazen onlar tarafından yardımaçağrılan Paganın tersine, Yargıç Tanrıİsrail’in RAB, Musevilerin arasında yaşayanİlahi Güçtü. (“Çünkü ben Allah’ım ve insandeğilim; senin ortanda olan Kuddüsüm”)(Hoşea, 11:9)YaşayanYargıç-TanrıRAB’bibütün Musevilerin arasındaydı, hiçbirMusevinin özel mülkiyetinde ya da evinde
değildi.
Tanrı, Yeni Ahit boyunca, Eski Ahit’intersine yalnızca bir kez konuşur. Bu daİsa’nın kuzeniYahya tarafındanvaftiz edilişisırasında gerçekleşir. İncil yazarıYuhanna’nınsöylediğigibiVaftizciYahya’nınmı onu herkes gibi vaftiz olmaya çağırdığı,yoksa Matta, Luka ve Markos’ta gösterdiğiüzere İsa’nın mı kendini Yahya tarafındanvaftiz edilmeye davet ettiği açık değildir.Matta,İsa’nınvaftizinişöylebetimler:“Veİsavaftizoluphemensudançıktı;veiştegökleraçıldı, veAllah’ın ruhunun güvercin gibi inipüzerinegeldiğinigördü;ve iştegöklerdenbirses dedi: Sevgili Oğlum budur, ondanrazıyım” (Matta, 3:16- 17). Tanrı bundansonra İsa dahil hiç kimseyle konuşmadı veİsa ve Havarileri ibadet etmek üzere dağaçıktıklarında bir buluttan gelen ‘ses’in aynımesajı tekrar etmesi dışındahiç emir ya datalimatvermedi.İsabunedenle,“AllahRuhturve ona tapınanların ruhta ve hakikattetapınmaları gerekir,” demiştir ( Yuhanna
4:24).
Anlaşıldığı kadarıyla İsa gelip sıradan birMusevigibivaftizolmuştur.Yahya,“Benonubilmezdim,” der (Yuhanna, 1:31). Ve İsavaftiz edildiği sahilden, sonradan Yahya’nındoğrulayacağı üzere mecazi anlamda tüminsanlar ve özelde tüm Museviler içinkullanılan bir unvan olan Tanrının Oğlusıfatını alarak ayrılmıştır (Yuhanna, 1:34).Tekvin’de şöyle denilir: ‘Ve vaki oldu ki,toprağın yüzü üzerinde adamlar çoğalmayabaşladı ve onların kızları doğduğu zamanAllah’ın oğulları insanın kızlarının güzelolduklarını gördüler ve seçtiklerindenkendilerine kanlar aldılar” (Tekvin, 6:1-3).DolayısıylabirMuseviolarakİsadabirTanrıOğlu’ydu ama bu onu Mesih yapmayayetmiyordu.Bunedenledirki, sonradanbaşıkesilmeküzere,Herod tarafındankapatıldığıhapishanedenYahyakendinibeklenenMesiholarak görüp görmediğini anlamak için onahaberciler gönderecektir. İsa bu hayati
soruyu son derece belirsizce yanıtlar.Gerçekte İsa Musevi cemaatini yöneten veyönlendiren söz sahibi kişiler tarafındançağrılmışveonaylanmışdeğildi,(hatta)onlartarafından bilgi düzeyinde yetersizbulunmuştu!
İsa’nın nasıl doğduğu ya da Tanrı’nınbeklenenMesih’i olaraknasıl onaylandığınınüzerinde çok fazla durmak gerekmez.KuşkusuzNasıralı İsa,Musevilerinbeklediğibir ve tekMesih değildi.ÇünküMesih idealiİsa’dan onlarca yıl önce Essene Kümrantarikatının biçimlendirdiği esrarengiz bir Hak
Belleticisi’nedahafazlauymaktadır68.
***
Adettir, Avrupa’da her yeni yılın sonhaftasında İsa ve Hıristiyanlık’la ilgili yoğunyayın yapılır. Gazeteler, dergiler, radyo vetelevizyonlar İsa’yı çeşitli enlem veboylamlarda ele alır, incelerler. Yüzyıllardırsüren tartışmalar, herAralık ayındayeniden
alevlenir. İsa, kilise, İncil, azizler vb. bazenbilimsel ama çokça sansasyonel yazılarlaizleyicilere, dinleyicilere ve okurlarasunulurlar.
İsa’yla ilgili iddialar yüzyıllardır değil inanın2000 yıldır sürmektedir. Belki bin değişikgörüşHıristiyanlıkaleminde tartışılmıştır.Buiddialarbolluğundabazılarıbilimselgerçekliğesahipken, çoğu ‘Mitos’ düzeyinde kalmıştır.İlk bakışta ‘Kaç İsa var veya Hangi İsa?’soruları okurları şaşırtabilir. Ancak bu BatıİlahiyatFakültelerindekabulgörmüş,dersvetez konusu olmuş bir yaklaşımdır. Resmiideolojik araştırmalar işte bu sorulardanhareketleyolaçıkarlar.
Batı ilahiyatına göre başlıca dört İsatipolojisivardır.
1)İncilyazarlarınagöreİsa:BunaSynoptikİsa denir. İncil yazdığı var sayılan bindenfazla şahıs vardır. Günümüzde de çeşitliHıristiyan cemaatleri, değişik İncil’leredolayısıyla değişik İsa imajlarına
tapmaktadırlar. Synoptik İsa, işte buçeşitlilikte esas olanı vurgular. Yeni Ahitdenilenkitaptadört İncil yazıcısı (Evangelistdenilir bunlara) tarafından portresi çizilmişolanİsa,tümHıristiyanlariçinkabuledilmesiistenenİsa’dır.
2) Mitolojiye göre İsa: Buna Mitolojik İsadenir. İlahiyatta Synoptik İsa’nın büründüğümitoloji haline getirilmiş İsa’yı temsil eder.Geçmiş uygarlıklarda -özellikle de Mısır veHellen uygarlıklarında- bulunan efsanelerinİsa’yaatfedilmesiyleşekillenmiştir.
3) Tarih bilimine göre İsa: Buna Historicalİsa denir. Tarih, sosyoloji ve ilahiyatın ortaköznesi işte bu İsa’dır. Üniversite vefakültelerde daima tarihsel verilerlekanıtlanmaya çalışılan İsa budur. Tarihselİsa,günümüzdeençoktartışılan,kabulyadareddedilenİsa’dır.
4)İnananlarınİsa’sı:Bugöreceliolarakyenisayılanbirİsatiplemesidir.19.yy’ınsonunda20. yy’ın başında özellikle Katolik ve
Protestan Alman ilahiyatçıları tarafındangeliştirilmişbir tiptir.Bunagöreİsa’nınnevekim olduğuna karar vermesi gerekenler, nekilisedir, ne bilim adamlarıdır, ne deİncil’lerdir.İsa’nınnevekimolduğunasadeceinananlar karar verebilirler. Ona inananlarnasılinanıyorlarsa,İsaöyledir.
İsa’nın gerçekten yaşayıp yaşamadığıkonusu ise en çok tartışılan hususlardanbirisidir. Bazı ilahiyatçılar ve araştırmacılarözellikle Musevi kökenli tarihçilerinbulgularından ve eldeki belgelerden yolaçıkarak İncil’lerde anlatılan İsa’nın hiçyaşamadığını, bu İsa tipinin, söz konusuİsa’dan yaklaşık olarak 200 yıl kadar önceyaşamış ve adı SİRAÇ olan bir Yahudi’ninoğlu İsa (Jesus) olduğunu öne sürmektedir.Benzer şekilde, günümüzden 2000 yıl önceFilistin denilen bölgedeki Nazareth (İsa’nındoğup büyüdüğü kasaba) diye bir yerleşimbiriminindevarolmadığınıönesürerler.
Butartışmalardaönesürülenbirdiğeriddia
da, İsa’nın çarmıha gerilerek öldürülüpöldürülmediğidir. İsa’nın nerede ve nasılöldürüldüğü çok tartışmalıdır. İsa gerçektendeçarmıhagerilmişmidir?Busoruyabirçokilahiyatçıolumluyanıtverirken,özelliklegençaraştırmacılar, dinlerine olan bağlılıklarıylaorantılıolarakevetyadahayırdemektedirler.Biriddiayagörede,evetİsaçarmıhagerilmişama ölmeden kurtarılmış ve daha sonraKeşmir’egiderekoradayaşamıştır.
Bir diğer ilginç iddia da İsa’nın evli olupolmadığıdır. Bu da yaygın bir iddiadır. Dahaçok siyasal sonuçları olan bir tartışmanınürünüdürbu.İncil’lerdeİsa’nın,dörterkek,enaz iki kız kardeşinin bulunduğuanlatılmaktadır.Ama bu konuda esas kabuledilen dört İncil’de de bu olay değişikanlatımlarlaverilmiştir.Bunagöreİsa’nınöz-annebir-kardeşlerideğil,yeğenvekuzenlerivardır. İsa’nın Mecdelli Meryem’le (MariaMagdelena)evlendiğiveçocuksahibiolduğuiddiasıdaçokönemlibir iddiadır.Bunagöreİsa İncil’lerde de anlatılan bir düğünle
evlenmiştir. Daha sonra krallık iddiasıylaortayaçıkmışvebirayaklanmabaşlatmıştır.Buayaklanmadayakalanarakidamedilmiştir.Ama karısı ve çocuğu Fransa’yakaçırılmışlar ve orada Hıristiyanlığın ilkkrallığı olan Merovenj Hanedan’ınıkurmuşlardır. Merovenjlerin daha sonraortaya çıkan Karolenj hanedanı tarafındanyıkılmasıylabirlikteİsa’nınsoyundangelenlergizli bir örgüt kurarak, günümüze kadarvarlıklarınısürdürmüşlerdir.Builginçvebirazda polisiye kokan konuya ileridedeğineceğim. Çünkü bu siyasi gizli örgütün(Adı: Pieure de Sion) ucu Türkiye’ye de
dokunmaktadır.69
1994’te ABD’de şaşırtıcı bir bilimsel biraraştırma yayınlandı. Bu kitabın adı ‘FiveGospels’ yani ‘Beş İncil’di. Yazarları da İsaSemineri’ninüyeleriveeditörolarakdaProf.Robert W.Funk ile Prof. Roy W. Hooverolarak belirtilmişti. Kitap büyük boy ve 552
sayfaydı.70
Şimdi de kısaca İsa Semineri sözcüğüüzerindebirazduralım.İsaSeminerikavramıson25yılınHıristiyanlıkiçindeöneçıkardığıbir akımınadıdır.Dünyacaünlü ilahiyatçılar,Vatikan’ınbaskısındanbıkarak,gizliceilkİsaAkademilerini kurmuşlardır. Bu bilimadamlarından bazıları, adlarının duyulmasıüzerine bağlı bulundukları üniversite vefakültelerden atılarak işsiz bırakılmışlardır.Amerika’dan başka Almanya, Fransa veİsviçre’dedeİsaSeminerlerivardır.Amerika’daki Akademi şimdi MinnesotaÜniversitesi’nin bünyesindedir. Yaklaşık 200bilim adamı birlikte çalışarak İncil’itartışmaktadırlar. Zaman zaman bu sayı,aradabirkatılanlarladahadayükselmektedir.
İsa Seminerleri’nin tartışma konusu, adıüzerinde,İSA’dır.İncil’deyeralansözlerinnekadarı İsa’ya aittir? İsa bu sözleri söylemişmidir? Yoksa bunlar sonradan uydurularak
kilise tarafından İncil’lere sokuşturulmuşmudur? İşte, İsa Seminerleri’nin konusubudur. İlahiyat çevrelerinde, bu seminerlerekatılan bilim adamlarından ‘İncil Dedektifleri’diyesözedilir.
Şimdikaldığımızyerdensürdürelim.
Synoptik İndilerde İsa’nındörterkekveenaz iki kız kardeşi olduğu yazılıdır. Ancakbunlar gerçek kardeşleri mi, değil mi bellideğildir.
İncil Dedektiflerinin 5. Gospel olarakkodeksledikleri ve yeni bir çevirisinisundukları Thomas İncil’i,, işte bukardeşlerden birisine aittir. İsa’nın kardeşiThomas tarafından yazıldığına inanılan bukitabın ne Synoptik’le ne de John’la birbağlantısıvardır.:
Türkiye’nin Didim semtinde yaşadığı içinDidymus diye tanınan ve Judas Thomasadıyla İsa’nın erkek kardeşi sayılan buşahsın, gerçekte İsa’nın ikiz kardeşi olduğu
da çok yazılmıştır. Ancak bu yeni kitaptasadece kardeşlik takısı öne çıkarılmıştır.‘İkiz’olmakkeyfiyetinedeğinilmemiştir.
Thomas İncil’i ilk kez 1948’de çok darçerçevede bazı ilahiyatçılar ve tarihçilertarafından incelenmiştir. Halen elde biriMısır’dakiKoptiHıristiyanlığı’nayönverenveİ.S 350 yılında yazılmış bir nüshasıyla, İ.S200 yılında Grekçe yazılmış bir nüshasıbulunmaktadır. İsa semineri üyeleri işte bunüshayı okuyarak bazı sonuçlaravarmışlardır.
Thomas İncili’nde İsa’ya ait olduğu önesürülen 114 deyiş yer almaktadır. BunlarThomas tarafından, diğer dört İncil’denbağımsızolarakkalemealınmışlardır.İsa,buİncil’deki sözleriyle tamamen bambaşka birkarakter-olarakortayaçıkmaktadır.
İsa Semineri üyelerinin yıllar sürenincelemelerden sonra vardıkları bazısonuçlanaktararakbitiriyorum.Thomasİncil’ive geleneği, bu incelemelerden çok önce
vardı. Örneğin Kıbrıs Kilisesi, Mısır KoptikKilisesi, Nasturi Kilisesi ve kısmen deUkrayna Kilisesi, Aziz Thomas’ı çokyüceltmişlerdi. Bu kiliseler, eldeki Thomasİncili’ni okuyarak değil, kendi geleneklerinebağlı kalarak bu inanç sistemine sadakatgöstermişlerveyerleşikKatolik,OrtodoksveProtestan Hıristiyanlarla ters düşmeyi,bilmedengözealmışlardır.
İsaSemineriüyelerininvardıkları sonuçlarışöyleözetleyebiliriz.
1) İsaSemineriüyelerinegöre İncil’deyaniYeniAhit diye bildiğimiz kitapta İsa’ya atfenanlatılmış olan yaklaşık 1500 sözden eniyimser bakış açısıyla sadece yüzde 20’siİsa tarafmdan söylenmiştir. Gerisi, ilkHıristiyanlartarafmdanuydurulmuşlardır.
2) İsa, Mesih olduğunu öne sürmemiştir.Mesih kelimesi,Christ kelimesininTürkçesidir. ‘Christ aynı zamandaHıristiyankelimesinindeköküdür.DolayısıylaSeminerÜyelerine göre İsa,Mesih (Christ) olduğunu
söylememişolmasınarağmen,kilisebabalantarafından Mesih ilan edilmiştir. Christkavramı İsa’nın yaşadığı dönemde bir‘makamın’adıydıokadar.
3)İsa,kilisekurmamışveherinsanınTanrıimanının göğüs kafesinde olduğunusöylemiştir. Kilise kurmayı düşünmemiş vesöylememiş olan İsa, bugün kiliseye bağlı
kılınmıştır71.
***
İsa’nın on iki Havarisi vardı.Havari=Apostlesözcüğümesajileten,“tebliğ”yayan kişi anlamında kullanılmıştır. Bukişilerin İsa’yı tanıdıkları, gördükleri, onunlakonuştukları ve ondan eğitim aldıkları kabuledilir. Bu on iki kişi şunlardır: Simon- dahasonra adı İsa tarafından değiştirilerekPeter=Kaya yapıldı. Onun kardeşi Andrew;Zebede’nin oğulları James ve John(Yohannah);Philip;Batholomew-ki,bunadaNathansel deniliyordu-; Mathew- bu da Levi
adıyla tanınıyordu-; Thomas; James -Alphaeus’un oğlu diye biliniyordu-; Judas, -James’in oğlu; Simon Zealot (Mümin) veJudasİscariot’du(Mat,10:2-4;Mark,3:16-19;Luka, 6:14-16; Act, 1:13). Bunlar Galilekentinde yaşayan kişilerdi ve Peter, Jamesve John, İsa’ya en yakın olanlardı.Sonuncusu Judas İscoriot ise İsa’ya ihaneteden muhbir-havariydi. Sonra intihar etti.Onun yerine Matthias Havari yapıldı.(Act,1:26) Paul, Barnabas ve birkaç kişidaha, geleneksel olarak Havari statüsündekabul edilmişlerdir. (Act, 14:14; Rom, 16:7 ;Gal, 1:19). Bunların arasında bir de“Havarilere Havarilik” yapan MariaMagdelena vardır ki İsa’nın mezarının boşolduğunudiğerlerinehaberverenkişiodur.
Garipamagerçektirki,İsa’yaimanedenbuilk kadroda, onu doğuran annesi BakireMeryem yoktur! Daha önemlisi İsa Mesih,kendisini doğuran annesi Bakire Meryem’i -yaniTanrınınOğlunudünyayagetirenkadını-İncil’de anlatıldığına göre ‘Reddetmiştir’
(Mark,3:20-21ve31-35;Mat,12:46-50). İsa,sadece annesi Meryem’i değil, kardeşlerioldukları varsayılan kişileri de reddetmiştir,kendisinin “Onlardan” olmadığını açıkçasöylemiştir. Öte yandan, kardeşleri de “bizonu hiç tanımıyoruz ve ona inanmıyoruz”demişlerdi. (John, 7: 5). Daha önce debelirttiğimgibi,VaftizciYahyada,O’nu“dahaönce hiç tanımazdım” demişti. Garip amagerçektir ki, annesi de kardeşleri de İsa’nınimanına inanmamışlardır;O’nuhiçbir şekildeizlemeden kendi geleneksel Yahudi
inançlarına bağlı kalmışlardır72. Ek olarak,
kısaca,Stephen’dandasözetmekgerekiyor.Bu kişi de İsa’nın yanında bulunmuştu amaHavari sayılmamıştı. Oysa Stephen,Kudüs’te kurulan ilk kilisenin (yedi)yöneticisinden biri, hatta o kilisenin en üstikinci yöneticisi -birincisi İsa’nın kardeşidenilenJames’tir—konumundaydıveyaptığıkonuşmalarla Yahudileri öfkelendirmiş vetıpkı İsa gibi, Yahudi Şeriatı’na karşı çıktığı
gerekçesiyle öldürülmüştü. Şu farkla ki;Yahudiler, Stephen’i kendi cezalandırmausulüne göre, yani taşlayarak (recm)öldürmüşlerdir.StephenilkHıristiyan“Şehidi”kabul edilir (Act, 6:5-12). Aziz Paul iseStephen’in taşlanmasını örgütleyen kişiydi!İsa’yı“TanrınınOğlu”ve“BakiredenDoğma”olarak kabul etmeyen ilk büyük topluluk“Ebionitler” olmuştu. Bunlar Paul’u“Sahtekarlıkla”suçlamışlar-YahudiŞeriatınıdeğiştirdiği için - ve tüm Gospelleri dereddetmişlerdir. Aynı şekilde “BakireDoğumu”da,İsa’nın“İlahi”varlığınıdaaçıkça
reddetmişlerdir73.
Ebionitler, evliliğe ve kadınlarla ilişkiyekapalıydılar,şarapiçmezlervebaşlarınayağsürdürmezlerdi. Ebionitler, Gnostik Essene
geleneğininsürdürücüleriolanYahudilerdi74.
İsa’yıyargılayanYahudiKralıHerodAntipasda Ebionit Kavmindendi. Bunlar HellenUygarlığı’nakarşıtarafsızdılar.
İsa’nın“İlahi”(Tanrıolmak)iddialarınakarşıçıkmış olan kişiler, onun sağlığında onunlabirlikte aynı yerlerde, aynı zaman dilimindeyaşamış olan, ona en yakın bulunmuşinsanlar ve topluluklardı. Hatta bugünküVatikan’ın ve Katolisizmin kurucusu kabuledilen,AzizPeterbileİsa’yasonandaihanetederek,“Onu tanımadığını” söylemişti!Oysaİsa’ya“TanrınınOğlu”olduğunu ilksöyleyende oydu! Fakat Romalı askerler İsa’yıgötürürlerken, onu tanımadığını söyleyenPeter=Simon=Kaya, sonra bu sözlerini gerialmıştı!İncil’deikirisaleonunadınıtaşır,amaonun tarafından yazıldıkları kuşkuludur,çünküen iyimser tahminle bu risalelerin İ.S.95-100yıllarıarasındayazılmışolabilecekleribelgelenmiştir. O yıllarda hem İsa hem dePeter, enaz 40-60 yıldır ölüydüler!Kaldı ki,yinegaripbir raslantıolsagerek,hemPeterhemdePaul,yazılarında-yadaİncil’ealmanyazılarında ve söylevlerinde -İsa’nın “BakireDoğumu”ndan hiç söz etmemişlerdi!Böylesineinanılmazbir“Mucizeden”niçinbir
tek kelime dahi olsa söz etmeleri. TanrınınOğlu İsa’ya haksızlık değilde nedir? Yineilginçtirki,Gospeller’debinlercekişionaimanetmişti diye yazılıyken, “Apostollar’ın İşleri”(Acts)adlıbölümde,Peter’insayılarısadece120 kadar olan kişiye vaaz verdiği yazılıdır(Acts, 1:15). Oysa bir Bakire’den “TanrınınOğlu” nundoğmasımucizesi o çağlardada,bugündetüminsanlığısarsacakbirolgudur,ama ne hikmetse böylesine olağanüstü ve“Doğa Dışı” bir olay ne Romaİmparatorluğu’nun kayıtlarında, ne Yahudikaynaklarında ne de diğer herhangi bir“Belge”de yazılmıştır! Diğer bir deyişle,Bakire’den çocuk doğduğu ve bununda İsaMesih olduğu “Bir Tek” resmi veya gayriresmi belgede yoktur - iki Gospel’deanlatılanlardışında!Oçağıntümtarihçilerininve Roma Devleti’nin tüm arşivcilerinin buinanılmazveDoğaüstüolayıatlamışolmalarınasıl açıklanabilir ki? Kaldı ki 1. yy’insonunda yazıldığı bilinen ünlü JosephusTarihi’nde “İsa Mesih” diye birinden söz
edilmemiştir. Yahudilik tarihini tümayrıntılarıyla yazmış olan Josephus’unYahudiliği böylesine etkilemiş olan bir kişiyihiçduymamış,bilmemişolmasıolanaksızdır,ama onun yazdığı tarih kitabında BakireDoğum da, İsa’nın Tanrının Oğlu olduğuiddiasıda“Tek”sözcükledahiyeralmamıştır-tıpkı, çarmıha gerilerek öldürüldüğü gibi!Benzer şekilde, İ.S. 40 yıllarında yaşayandiğer bir ünlüYahudi - İskenderiyeli - tarihçiPhilo da neredeyse kendi gözlerinin önündeyaşanmış olan bu “Mucizeler”denhabersizdir. O da ne Bakire Doğum’dan nede Tanrının Oğlu olduğu söylenen İsa
Mesih’tenhaberdardır75.
Bakire Doğumla dünyayagelmiş/gönderilmiş bir Tanrı’dan ilk kezDevlet-kefaletiyle söz edilmesi, o Tanrı-Oğlu’nun Çarmıh’a gerilerek vahşiceöldürülüşünden yaklaşık 300 yıl sonraolmuştur. İstanbul’un kurucusu BüyükKonstantin’in, tebası Hıristiyanlar arasındaki
bitmeyen tartışmalara bir son vermekamacıyla İ.S. 325 yılında İznik’te topladığıKonsil’de, İsa’ya atfen “Yeni” bir dinkurulmuştur.İsa resmen Devlet ZoruylaTanrının Oğlu ve Kutsal Üçlüdeki ikincigüçteki(Lord)Tanrıyapılmıştır.Kiminadına?İlginçtir ki, Peter ve Paul adına. Ne var ki,Peter “bile” İsa’yı sadece bir“Peygamber=Prophet” olarak tanımlamış veyazmıştı. Peter’in, İsa’yı anlattığı risaledeİsa’nın, Musa tarafından geleceğimuştulanmış, bir “Peygamber” olduğuvurgulanmıştı. Aynen şöyle yazmıştı Peter:“Tanrı, sizlere aranızdan benim gibi birPeygamber çıkartacaktır, onun sözünüdinleyin” (Acts:3:22) Peter’e göre Musa’nınsözünü ettiği kendisi gibi “Peygamber” olan
kişi,İsaidi76.MusaveonadayanarakPeter,
“Tanrı sizlere aranızdan Oğlu olan Tanrıyıçıkartacak,” diye söylememişlerdi. İznikKonsili’ne katılan Kilise Babaları siyasiegemenlik sağlayabilmek için Peter’in bu
sözlerini alıp İncil’e koydular. Ama aynızamanda da Bakire’den Doğma İsa’yı daTanrı’nın Oğlu olarak Tanrı kabul ve ilanettiler.Artıkbunukabullenmeyenleribekleyentekakıbetvardı:“Yakılmak”
***
“DevletTanrısı” yaratmakdüşüncesiAntikMısır’da başlamıştı. Mısır’da ölen Firavunlargenelde, Tanrı ilan ediliyordu. Yaşarken“Tanrı” yapılanlar da vardı, örneğin II.Ramses gibi. Benzer şekilde Helenler dekendi “Site-Devletleri”nde Tanrı’laryaratmışlardı. Zeus,Apollo,Afrodit vd. site-devletlerinin Tanrı ve Tanrıçalarıydılar.Ayrıca çeşitli böcekler -örneğin Mısır’daskarabe - ve hayvanlar-örneğin kartal, keçi,güvercin vd. -de “ilah” (Deity)statüsündeydiler. İnsanlar, gerekli gördüklerizaman Panteist, (Kamu-Tanrıcılık); Polyteist(Çok Tanrıcılık); Henoteist (diğer TanrılarıreddetmedenbiramaTekilolmayanTanrıyabağlılık);Kathenoteist(belirlibirTanrı’yıbelirli
bir süre kabulleniş) gibi “Syncretist” (eşyapımlı-eklemlemeli) bir İnanç-Sistematiği’ne
bağlıydılar77.Site-DevletiTanrısı/İlahıolmak
fikri, Hıristiyanlığı yayabilmek için KiliseBabaları tarafından benimsenmişti. Bu planagöreHellenler’in“Tanrıları” (site-devletindeki)alınarakbunlarınherbiriiçinbir“Aziz”tahsisedilmişti. Bu kişi bazen tamamen sanal daolabiliyordu.Sanalyadagerçekbirkişi,Azizilan edilerek o kentin-sitenin “PatronSaint” iyapıldı.Okentikoruyan/kollayıcı“KoruyucuAziz veya Azize” yaratmak fikriHıristiyanlıktaki diğer pek çok tören veuygulama gibi Paganizm’den alınmaydı.Günümüzde Hıristiyan kentlerinin koruyucu-Aziz’leri vardır, örneğin Aziz AndrewMoskova’nın, onun kardeşi Aziz PeterRoma’nın“PatronSaint”istatüsündedirler.
Ancak Hıristiyanlığın kurucu babalarıbununla da yetinmemişlerdir. Antik Mısır’daveAnadolu’dabaştadaSümer,Elam,Âkadve Hititler’de - mesleklerin de “Tanrıları”
vardı. Örneğin “Yılan” tıbbın, hekimlerin“Tanrısı/İlahı” idi. Hıristiyanlığın kurucubabalarıbuköklügeleneğidekendilerinemaletmekte gecikmediler: Hermesleğe birAziztahsis ederek her biri için özel bir “Gün”ayırdılar.Örneğinİsa’nınüveybabası(yadaerzast=yedek babası) sayılan Josef,“marangozculuğun” koruyucu azizi yapıldı.Her 1 Mayıs İşçi Bayramı Kiliselerde AzizJosefin“Dua”günüolarakkutlanır.Mısır’da,“Devlet-Tanrısı” bizzat egemen Hanedan
tarafından yaratılırdı.78 Hanedan hangi
“cult”ebağlıysaoHanedan’ınüyelerideaileiçindeki hiyerarşiye göre o cult’un rahipleri,rahibeleri ya da mabed görevlileri olurlardı.Ama aslolan Firavun’un yönlendirdiği ayinlerve/veyauygulamalardı.
HıristiyanlığıniçindençıktığıYahudilik,işte,Mısır’dakibuuygulamalardançoketkilenmişbir din olmaktan ziyade bir “Varoluş tarzı”(modeofexistence)olarak “TekTanrıcılığa ”geçmişti. İlginçtir ki, hem millet adı olarak
“İsrael” adı, hem de ‘Musa’ adı İbranicedeğildir.BuTek-Tanrılıdinin“Cemaatinin”adıolan “İsrael” kelimesini millet anlamında ilkkez Firavun telaffuz etmişti. Aynı şekilde“Musa” adı da (Mosheau) yine Koptik-Mısır’da kullanılan bir “sıfattı” ve “SuylaGelen” anlamına gelmekteydi. İsrael’in, dinadamı olmaktan çok ilk “Devlet Adamı”sayılanMusainanışagöre,Nil’ebırakılanbirsepetiniçindeakıpgiderkenyıkanmaktaolanFiravun’unkızıtarafındanbulunmuşveonuntarafından bu adla onurlandırılmıştı.Ortadoğu’da siyaset, kültür, sanat, edebiyatve dinlerin şekillendirilmesinde AntikMısır’dakiAteş,Güneş veAt kültlerinin çokbüyük katkısı olmuştu. En belirgin vebelirleyici olanı da “Tanrının Oğlu” olmakfikriyle,ünlüAkhenetonilebaşlayanilk“Tek-Tanrıcılık” inancıydı. Akheneton, “Solar-Monoteizm” diye bilinen, “GüneşeTapınıcılığı” başlatmıştı.Akheneton,Güneş’i“Tek Devlet Tanrısı ” yapmış ve başkatanrılaratapmmayıyasaklamıştı.Kendisinide
bu “TanrınınOğlu” sayıyordu. Hıristiyanlığınkurucu babaları bu yüzlerce yıllık geleneğikendilerinemal ederek, hiçbir şekilde “TanrıOlmak” iddiası bulunmayan İsa’yı, önce“Tanrının Oğlu” sonra da “Tanrı-Lord” ilanetmekten kaçınmamışlardı. Bu nedenle tümPagangeleneğini(Logosdahil)kendisinemaletmişolanKiliseiçin,gerçekte,İsa’yıortadankaldırıp, Paganizm’i “Sanal” bir TekTanrıcılığa mahkum etmiş kurumdurdiyebiliriz. Ve aynı Kilise İmparator’unemriyle, İ.S. 325’te, İsa’yı “Peygamber”olmaktan çıkartıp, “Tanrı” ilan etti.Hıristiyanlık ancak böylelikle Devlet- Dini
oldu79.
İmparator Büyük Konstantin tüm yaşamıboyuncaAk-heneton’la başlamışolan “Solar
Monteizm” e bağlı kalmıştı80. Hıristiyan
oluşu(?) ölümüne yakındır. Ancak “Güneş”onun için yine önemliydi. Hıristiyanlığıyürekten benimsemekten ziyade kasten
desteklemişti; bu da onun devlet-siyasetiyle
bağlantılıydı81. Konstantin, hırslı ve atak
Hıristiyanlık’ta “Fetihci-Ruh” (irredentizm)bulunduğunu sezmişti. Bu nedenle de onuniçin kendisini Güneşin-Oğlu kabul edenFiravun Akheneton ile “Yahweh’in Oğlu”
yapılmış olan İsa arasında fark yoktu82.
Sonuçta ikisi de insandı. Ve gelmiş geçmişen gaddar İmparatorlardan biri, belki de,birincisi olan Konstantin, bu yeni “SanalTanrının Oğlu”nu yeni “Fetihler” yapabilmekiçin bir “Araç” olarak görmüştü. (Konstantin,kendisinede‘Augustus’unOğlu’ şeklindebirunvan vermişti. August olmak Sezarolmaktan daha önemliydi.) Kaldı ki“Natolia”da, Hıristiyanlığa geçmiş olanlarçoktan beri Akheneton’un “Ank-Haçını” buyeni Tanrı”nın sembolü olarak boyunlarındataşıyorlardı. İlginçtir, Konstantin dönemindeAnadolu’dahenüzBizanslaştırılamamışolan,zorlamavebaskıylaHıristiyanyapılmışolanPaganların ilk Haç’ı, bugün bildiğimiz Latin
Haç’ı değil, Firavun Akheneton’un kendidinininsembolüolanAnk-Haçıydı!
İKINCIBÖLÜMHAYATIÇALINANADAM
‘DelacelebrationdesMystèresetdesceremoniessacrees,Jamaispersonne
neparlera.’
LeNuctemeron,IXApolloniosdeTyane
2.1.AldatılanlarveAldananlar
“Yourancestorsweregoodmen,yourpresentestateyou
maywellloathe”
“Atalarınıziyiinsanlardı,şimdikihalinizebakıp
yerinebilirsiniz.”
ApolloniustotheMelesians
XXXIII(83)
Garip ama gerçektir ki, Doğu Romaİmparatorluğu’nun yaklaşık 1000 yıllık varisive uzun bir süre de sürdürücüsü,koruyucusu ve geliştiricisi olduğu dinselsistematik, sadece 14 yıl içinde çöktü veyeriniHıristiyanlığabıraktı.Tarihinbelkideenilginçgelişmelerindenbiri budur.Bu14yıllıkdönem Hıristiyanlara hoşgörü göstermeyen
Galerius’un (Sezar statüsündeki RomaYöneticisi) I.S. 311 yılında yayınladığı“MüsamahaFermanı”(EdictofToleration)ileBüyükKonstantin’inI.S.325yılındatopladığıİznik Konsil’i arasında geçen dönemdir.
Hıristiyanlar kendilerine “Müsamaha”84
gösterileceğini İmparatorluğun en üst düzeyyöneticilerinden öğrenince tüm gayretleriniİmparatorluğun merkezini ele geçirmeyeyönelttiler. Eğer Roma İmparatorluğu’nuyöneten “Tetrarşi=Beşli yönetim” den birİmparatoru Hıristiyan yapabilirlerse, halkın%99’uPaganistdeolsaönündesonundatümİmparatorluğu ele geçirebileceklerinisezinlemişlerdi. Onların tercihi gençKonstantin oldu. Sonuçta onu zaferegötürdüler ve o da Hıristiyanlığa en büyükkatkıyı yaptı. İlginçtir ki KonstantinHıristiyanlığın en belirleyici, en önemli ve ilk“Ekümenik” Konsili’ni toplayıp, bunabaşkanlık ettiği İ.S. 325 yılında henüzHıristiyan olmamıştı. “Azizler Kitabında”
(BookofSaints)belirtildiğiüzereKonstantin,ölümünden-belki de öldükten sonra- sadecebirkaçdakikaönce,yatağınınbaşındanöbettutan kişilerin arasında bulunan bir papazın,üzerine su sıçratmasıyla- dini vecibeler
yerinegetirilmeden- “Vaftiz”edilmişti!85Yine
ilginçtir ki, bu Konsil’i topladığı için “VaftizEdilmemiş Hıristiyan” (bu nasıl oluyorsa)Konstantin,DoğuKiliseleri tarafından İsa’nın12 Havarisi’ne eklenerek -Aziz Paul’udışlayarak - 13. Havari kabul edilmiştir.Konstantin İznik Konsili’ni 20 Mayıs 325’tetoplantıya çağırmıştı ve 21 Mayıs’ta açılanKonsil’e bizzat kendisi başkanlık etmişti. Bunedenle de gerçekte Pagan dini “SolarMonotheizmine” bağlı olan İmparator’unbaşkanlığında toplanan bu ilk HıristiyanEkümenikKonsü’i,bugündeyürürlükteolanve vazgeçilemez ve değiştirilmesi teklif dahiedilemez kararlar almıştı. Tahminedilebileceği üzere, 21 Mayıs tarihi deOrtodoks ve diğer Doğu Kiliseleri’nde “Aziz
Konstantin” günü olarak günümüzde dekutlanmaktadır.Konstantinsadece imparatordeğil aynı zamanda, Hıristiyanlığın önemliAzizlerindenbiriyapılmıştı.
Builginçİmparatorunyaşamınakısacagözatmakta yarar vardır. Çünkü nasıl biregemenin yönlendirdiği, beğenmediğikararları değiştirdiği, beğendiklerini -kendisinin ve devletin çıkarlarına uyanlarıonaylayarak“HıristiyanAmentüsü”neeklediğiancak böylelikle anlaşılabilir. İsaMesih’in ilksaf vemasum “inançları” Konstantin gibi biradamınkesinbuyruklarıdoğrultusundanasıl“YeniDin”halinegelmiştir,buKonsil’debunuiyianlamadan,İmparatorluksınırlarıiçindebuKonsil’den sonra yaşananları anlayabilmekdekavrayabilmekdeolasıdeğildir.DiğerbiranlatımlagünümüzdekiHıristiyanlığınözününve kurgusunun yapılışında kimler etkiliolmuşlardı ve bu etkili kişilerin en tepesindeyer alan İmparator Konstantin “Nasıl” birkişiydi ve “Nasıl” bir Hıristiyanlıkkurdurmuştu, bunu görelim. Şunu da
ekleyelim ki, Konstantin, İznik Konsili’nitoplarken,yönetirkenvekararlarıonaylaryadaredederkenHıristiyandeğildive“PontifexMaximus” (tüm inançların ve dinlerin başrahibi)sıfatınıtaşıyordu.KonstantinbuKonsilsırasında sadece Hıristiyanların değil, aynı
zamandaPaganizminde“BaşRahibiydi”86
İstanbul’u (Constantinople) “Yeni Roma”olarak kuran ve tarihe I. Konstantin ya daBüyükKonstantintanımıylageçenİmparator,Roma İmparatorluğu’nun iki ünlü yöneticisiDiocletianveMaximian’ınkurduklarısisteminegemenliğinin sürdüğü İ.S. 270-305 yıllarıarasında siyasal formasyonunu edinmişti.Geçerken belirtmekte yarar var ki, Bizans(Byzantium) Konstantin tarafından kurulmuşbir kent ya da Devlet değildi. İmparatorKonstantin’den çok önce Romaİmparatorluğu’nunuzakbirekyerleşimalanıolarak İstanbul’da Haliç ve çevresinde“Byzantium” diye bir bölge vardı. Konstantinişte var olan bu “Byzantium” bölgesini
genişleterek kent ölçülerine getirdiği buyerleşim alanını Doğu Romaİmparatorluğu’nunBaşkentiolan“YeniRoma”(Constantin’inkenti)adıylakurdu.(Tamtarihi11Mayısİ.S.330)DiğerbiranlatımlaBizans,Doğu Roma İmparatorluğu’nun ve/veyaİstanbul’un adı değildir, küçük bir yerleşimalanının “Yeni Roma”nın kurulmasındanöncekiadıdır.BenzerşekildeRusÇarlarıda,1453’ten sonra, ilk iki Roma’nın, yani TiberNehri üzerindeki Roma ile Boğaziçi’ndekiRoma’nıngöçtüklerini/tarihekarıştıklarınıönesürerek Moskova’yı “Üçüncü Roma” adıylakurmuşlar ve Ortodoksluğun “Tek”
koruyucusuolduklarınıilanetmişlerdi.87
Diocletian dönemi, yaklaşık son 100 yıldırsüren çalkantılı dinsel tartışmalar sürecinin,Paganizm lehine değiştirildiği yıllardır. EskiTanrılar yeniden canlandırılmışlar veHıristiyanlara baskı uygulanmıştı. İşteConstantin bu hareketli dönemde dünyayageldi (İ.S. 275 veya 276). Onun doğduğu
yılda imparator Tacitus ölmüştü ve ondanönceki imparatorlar tarafından ilan edilmişolan “Güneş Tanrısı” Romaİmparatorluğu’nun “Hakimidir” şeklindeki
kuralTacitustarafındandagüçlendirilmişti.88
O dönemde Romalı senatörlere de “GüneşTanrısınınOğulları”deniliyordu!Konstantin’inyıldızı otuzlu yaşlarındayken İ.S. 304-305yılındanitibarenparlamayabaşladı.OsıradaGaleriusveMaximinHıristiyanlarakarşıyenibir baskı kampanyası başlatmışlardı. Butartışmalar İ.S. 310-313 yılları arasındadoruğa ulaştı. Bir yandan Pagan filozoflarıdiğeryandandaonlarakarşıvedevletiçindegizli örgütlenmeler yapmış olan Hıristiyanlarvardı. Devleti içerden ele geçirmek için hertürlüMakyavelizmi,AzizPaul’unünlüsözüne-“Ben bir kişiyi kazanmak için, Yahudi’yleYahudi, Paganla Pagan, Romalıyla Romalıolurum.”- dayandırarak hareket edenHıristiyanlara Devlet katından gelen en gizlidestekKonstantin’in annesiHelena’dandı, ki
o da, Doğu Kilisesi tarafından ölümündensonra Azize ilan edilmişti/tıpkı oğlunun daAziz yapıldığı gibi. İ.S. 310-313 yıllarıİmparatorluk sınırları içinde çok derin dinselayrışmaların yaşandığı dönemdi. BudönemdeİsaMesih,henüzresmenTanrı’nınOğlu olarak tescil edilmemişti. İmparatorluksınırlarıiçindeyaklaşık2500kadarfarklıİncilvardı. Henüz “Trinite=Teslis” de kabuledilmemişti.Hıristiyanyazarlar,PorphyrygibigüçlübirPagan filozofakarşı,kendidinlerini
savunmakta zorlanıyorlardı.89 Öte yandan
Porphyry, gerçek bir “ İnanç” isteniyorsabunun kurucusunun ünlü “Şifacı” TyanalıApollonius olması gerektiğini, İsa’yı hiçtanımadıklarını ve Gospeller’in de yalan-yanlış, cahilce metinler olduklarınıvurguluyorlardı. Porphyry, İsa’ya atfedilentüm mucizelerin, gerçekte Apolloniustarafından ortaya getirilmiş olduğunu ısrarla
belirtiyordu.90
Konstantin’in içinde yetiştiği siyasi ortam,Diocletian tarafından başlatılmış olan reformçalışmalarıyla belirlenmişti. Buna göre,Diocletianİmparatorluğun ikiAugustusve ikiSezar tarafından yönetilmesini öngörmüştü.4.yy’dabusisteme“Tetrarşi” (Beşliyönetim)deniliyordu. Ve bu yönetim 100 idari-alanıdenetimaltmdatutuyordu.Odönemdebu100ilde, 12 Kilise-Alanı (Diosez) vardı.İmparatorluk’ta Doğu Bölgesi (ya daMüfettişliği=Prefectura praetorio perOrientum)Mısır,Libya,Trakya,BalkanlarveKaradeniz’i de içine alan dev bir coğrafyayı
kapsıyordu.91Konstantinİ.S.306yılındaişte
bubölgeninİmparatoruyapılmıştıveölümünedeğin(337)kendisinihepbuDoğuBölgesiyleözdeşleştirmişti...İtalyavediğerbölgelerinde“Egemeni”olmasınarağmen.
4.yy’daRomaİmparatorluğundabüyükbirmaliçöküntüyaşanıyordu.“Para”neredeyse
sıfırlanmıştı.92 Konstantin bunu
düzeltebilmek için ilkin askeri harcamalarıkıstı, sonra da yeni bir para sistemi getirdi.Fazla ayrıntıya girmeden belirteyim ki,Konstantin, bürokrasiyi güçlendirerek“Devletçilik” ilkesini hayata geçiren ilkimparator olmuştur. Ostrogorsky’nin debelirttiği üzere, Konstantin’in Devletçilikanlayışının koruyucusu Orduydu. İmparatorbu orduyu Barbar olarak nitelendirilenAlman=Cermen Kabilelerinden
oluşturmuştu.93 Ve bunların Pagan
tanrılarına büyük önem veriyordu. Nedir ki,Devletçiliği yerleştirebilmek için Konstantinkendi ailesinin mensupları da dahil (oğlu vekarısı) binlerce insanı gözünü kırpmadanidama gönderdi. Konstantin gibi Maximin deAugustusunvanını taşıyordu.Bu iki rakiptenMaximin Porphyry’nin İsa’ya ve onu Tanrıyapmak isteyenlere karşı yönelttiği savlarıdestekliyordu. Maximin, Hıristiyanlartarafından hazırlanmış sahte bir metin olan“Acts of Pilate” (İsa’yı çarmıha gönderen
genel vali) adlı yazılardan yola çıkarakHıristiyanları “Ateist” ilanetmişti.Maximin ilköğrenim okullarında okuyan çocuklaraHıristiyanlığın “Barbarca” olduğunu ve bupropagandaya kanılmaması gerektiğiniöğreten dersler konulmasını sağlamıştı.Konstantin, Maximin’in aksine Hıristiyanlarıkendi çıkarlarına uydukları sürecekoruyacağını açıklamıştı. Konstantin’in karşıolduğu dinsel akım, ilginçtir ki, TyanalıApollonius’un son büyük temsilcisi olduğuHermetizmdeğil,sonikiyüzyıldırözellikledeRomaLejyonlarındaçoketkiliolan“Mitraizm”idi. Bu İran-Hindu kökenli dinsel inançsistematiğiİ.S.4.yy’dabaştaAnadoluolmaküzere tüm Ortadoğu da, Mısır’da veBalkanlar’da çok büyük taraftar kitlesine
sahip olmuştu94 ve Konstantin bu İran
etkisinin kendi İmparatorluk Bölgesi içinHıristiyanlıktan daha tehlikeli olduğunuhesaplamıştı. Mitraizm, Doğu Roma’daöylesineetkiliolmuştuki,Konstantin’denotuz
yıl sonra İmparator olan yeğeni Julian (361-Apostatediyebilinir)363yılındaçokgizlibirMitraistörgüteüyeyapılmıştıveİstanbul’dakiilk gizli Mitra Mabedi (mithraeum) onunisteğiyle kurulmuştu. Julian kendisinin“reenkarne” (yeniden doğmuş) olmuş Mitra
olduğuna inanıyordu.95 Julian dayısı
Konstantin’iatalarınındinini “cahillere” teslimetmekle suçlamış ve Hıristiyanları baskıaltına almıştı. Özetleyecek olursak, BüyükKonstantin yeni kurduğu kentini veİmparatorluğunu baş düşmanı ve rakibiPersler’in etkisinden kurtarabilmek içinMitraizm’e karşı mücadele ederken,Hıristiyanlığın ne olduğu ve olmadığı henüztam bilinmeyen Tanrı’sının tuzağınadüşmüştü denilebilir. Kaldı kiMitraizm’de deHermetik öğeler vardı. Daha sonrakiyüzyıllardaBogomilizm(Bog=BulgarcaTanrıdemektir) adıyla anılan akımlar daMitraizm’den Hermetizm’den ve aldıklarıbirçok unsuru öğretilerinin içinde görüyorlar
vesavunuyorlardı.ÖteyandanApolloniusdaMitraizm’i kendi kaynaklarından ve yerindeöğrenmiş bir filozoftu. Dolayısıyla onunHermetik öğretisi içinde de Mitraik unsurlarvardı.Diğerbiranlatımla“Dualizm”iesasalanMitraik öğretinin, örneğin “Karanlık-AydınlıkKarşıtlığı” ya da iyilik- kötülük, güzellik veçirkinlik vd. gibi zıtlıkların DiyalektiğiHermetistApollonius’unöğretisindedesıkçayeralıyorlardı.
Nedir ki,Mitraik öğeler İsa’ya dayandırılanHıristiyanlıkta da vardı. Şu farkla ki; bu“Dualizm” artık bir “Trinite” yedönüştürülmüştü. Buna göre Baba Tanrı,herşeyinüstünde(aboveall)Oğul-Tanrı İsa,herşeyin yanında (by all) ve Kutsal Ruh daherşeyin içinde (in all) şeklinde formüleedilmişti. Dolayısıyla “İyilik/ Kötülük” vs.Diyalektiği, bir “Zıtlar-Arası Mücadele” değilve/fakat İsa’nın “varlığında” çözümlenenO’nunla bütünleşildiği takdirde “çözülen” birçelişkiyi temsil ediyordu. İsa “kurtarıcı” idi,İnsanoğlu’nun Adem ve Havva’dan beri
başında olan ve onu yönlendiren “İlkGünah”la başlayan “Çelişki”yi çözecekolandı.(Bu“İlkGünah”masalıdabizzatAzizPaul tarafından uydurulmuştu.) Zaten bunedenle de tüm insanlığı bu çelişkidenkurtarmak için Baba Tanrı, kendi öz oğlunuinsan suretinde zavallı insanların arasınagöndermiş ve onun öldürülmesine seyircikalmıştı. Hıristiyanlar bu esrarengiz olaya“Grand Mysterium” (Büyük Sır) diyorlardı.UzlaşmazçelişkilerinmücadelesiniesasalanMitraizm’e karşı Hıristiyanlık “Uzlaşır” bir“Çelişki”koymuştu.
İştebuhususKonstantiniçinçokcazipbir“Siyasi” silahtı (leverage anlamında),kaldıraçtı.Bu“Kaldıraç”ıhayatageçirmekve“Uzlaşmaz Çelişkileri Yok Etmek ” amacıylaHıristiyan önderlerinin İsa’ya biçtikleri“Kurtarıcılık-Uzlaştırıcılık” rolünü hayatageçirmek için kendisinin bu rolü üstlenmesigerektiğini düşündü ve ünlü İznik Konsili’nitoplantıya çağırdı. Konstantin bu role
çıkarken, tıpkı Aziz Paul gibi, Güneş’eTapanlar ile Güneş’e Tapıcı, Hermelistler’leHermetist ve Hıristiyanlarla Hıristiyan gibidavranmayı benimsemişti.Ünlüdeyişle, tambir “Takiyye Ustası” idi Konstantin. (Benzerbirmodel İ.Ö.390’lı yıllardaPlato tarafındanyazılmıştı. Sokrat davasını işleyen“Euthyphron” adlı çalışmasında Plato,Atina’da yargıçların “Dinsizlikle” suçladıklarıSokrat’ın karşısına, din konusunda birbiriyleçelişirgibigözükenargümanları savunanbu
kişiyiçıkartmıştı.)96
***
18 Eylül 324’te Konstantin, Boğazın doğuyakasında son rakibi Licinius’un ordusunubozguna uğrattı ve Roma İmparatorluğu’nuntek ve mutlak egemeni oldu. RomalıEgemenler arasındaki bu son savaş,“Chrysopolis” savaşı diye tarihe geçti. Busavaşta Licinius, Pagan tanrılarının adına,Konstantin ise “Yeni Bir Devlet ve Yeni Bir
Din” kurmak idealiyle dövüştüler. Konstantinsavaşı kazandı. Eğer Licinius kazansaydıyeryüzünde Hıristiyanlık diye bilinen -bugünkü haliyle- inanç bulunmayacaktı.Tarihin garip bir cilvesidir ki, Konstantin biryandanLicinius’un “PaganTanrıları”nakarşısavaşıyor,diğeryandandaDoğusınırlarınakomşu olan (Hıristiyan) Monofisit-ErmeniKrallığı’nı yıkmak için uğraşıyordu. Amagerçekte Konstantin’in daha derin bir idealivardı, Konstantin bir “Devlet Tipini” ve bir“DinselAnlayışı”tarihegömmeyiplanlamıştı.
Bu devlet, Hellenler’in “Hıristiyan Devleti”(L’etat Chretien) idi. Dinsel-Anlayış ise budevleti yöneten siyasi yapıyla belirlenmişti.BunagöreHellenHıristiyanlığındaDevletveKilise ayrı ve “Özerk” yapıda ve statüdeidiler. Konstantin ise Kilise’yi kesinlikleDevletin Yönetimi ve Denetimi altına almakamacındaydı. Tarihte “Cezaropapizm” diyebilinen bu sistem, Konstantin’den bu yana“Devlet-Denetimindeki Din” olarak “DevletLaisizmi” şeklinde sürmektedir. Uygarlık
tarihçisi, Gonzague de Reynold’un dabelirttiği gibi, Hellenler’in Hıristiyan-Devleti,Konstantin’in ilkin İznik Konsili’ni toplaması,ardından da İmparatorluğun “Başkent”iniRoma’dan Küçük Byzantium bölgesinetaşıyarak burada “Yeni Roma”yı kurmasıyla
tarihekarıştı.97
Chrysopolis Savaşı sırasında bileKonstantin, “Hıristiyanların Tanrısı’nı, RomaPanteonu’na kabul ettirebilmek mümkün
değildir,” diye düşünüyordu.98 Savaşa
giderken Konstantin “Güneş TanrısıYoldaşım” (companion) olacak demişti!İmparator Konstantin için Devlet her zamanKilise’nin üstünde bir değer ve anlamtaşımıştı. Örneğin Hıristiyanlarınuyguladıkları“Celibacy” (evlenmemekoşulu)yönetmeliğini320yılındadeğiştirmişti.Benzerşekilde, atanacak olan piskoposları, Kilisedeğil,Devlet ve İmparator seçecekti.AyrıcaPazar gününü “Güneşin Günü” (Sun Day)
ilan ederek tatil yapmıştı. O döneme kadareskiYahudigeleneğinegöreCumartesigünütatilyapanvekiliseleridolduranHıristiyanlar,Devlet zoruyla “Tanrının” koyduğunainandıkları kutsal takvimlerini değiştirerek,Konstantin’in koyduğu Seküler-Devlet’intakvimini “Kutsal” kabul ederek dua etmeyebaşladılarvehâlâdadualarınısürdürüyorlar!Oysa İsa eğer gerçekten de yaşadıysa,Cuma akşamından Cumartesi akşamınakadar olan “Tanrının Dinlenmeye Çekildiği”haftalık tatileuygunyaşamışveduaetmişti!99
Pagan Tanrılarının koruyucusu Licinius’uChrysopolis’te yenen Konstantin, busavaştan 18 ay sonra terhis ettiği ordusutarafındandüzenlenentörende,“Tanrılarsenikorusun Augustus Konstantin” sloganıylaselamlanmış veuğurlanmıştı.Dikkat edilirsebuolay20Mayıs325’teaçılan1.Ekümenikİznik Konsili’nden tam 10 ay sonrayaşanmıştı. Konstantin’in yeni bir “Din ve
Devlet” modelini hayata geçirmek içinbaşlattığıkampanyadantam10aysonrabileordusu Konstantin’i Pagan tanrılarınınkoruyuculuğuna“Emanet”etmişti.
Birkaç yıl öncesine kadar Devlet’in vekendisinin çıkarlarına uyduğu zaman,Hıristiyanların karşısında büyük biralçakgönüllülük göstererek kendisini“Tanrının Yoksul Bir Hizmetkarı ” olaraktanımlayanKonstantin,20Mayıs325’teİznikKonsili’ne başkanlık yaparken açılışkonuşmasında kendisini birdenbire “TanrınınBaş Temsilcisi” (Vicar) yapıvermişti. Bunagöre yeryüzünde yaşanacak ve yapılacakolanişleriveişlemleri,artıkTanrı(bukezİsa)adına “Bizzat” Konstantin belirleyecekti,O’nun istemediğiaynızamandaTanrı’nındaistemediği sayılacaktı! Günümüzde Papalarda “Vicar” statüsündedirler ve bu modelinDevlet katındaki ilk resmi uygulayıcısıkendisi vaftiz bile edilmemiş olan ve aslenPaganlarınGüneş-Tanrısı’natapanİmparatorKonstantinolmuştu.
İznik Konsili’ne imparatorluğun tümbölgelerinden seçilmiş 230 piskopos
katılmıştı.100
Konstantin yine kendi isteğinegöre bir karar almış ve Konsil’de geçecekolantümkonuşmalarınveverilecekolantümyazılı metinlerin, Grekçe olması koşulunugetirmişti. Oysa ki özellikle İmparatorluğunGüneydoğu sınırlarından gelenlerleAfrika’dan gelenler, Hıristiyanlığın “Asıl”dilinin Aramice olduğunu, Grekçekonuşulursa Kutsal Metinlerde anlamkaymaları olacağını öne sürüyorlardı amaKonstantin kuracağı Yeni Din’in “Dilini”Grekçe olarak tayin etmişti bile. Oysa İsaAramice biliyordu, Grekçe bilmiyordu! İlkİncil’lerdeAramiceyazılmıştı...
Konstantin’in yeni bir devlet ve yeni bir“Devlet-Dini” yaratabilmek için Grekçe’yi“Zorunlu” dil haline getirmesi sadece İznikKonsili’nin tartışmaları sırasında değil, dahasonrakiyüzyıllardaortayaçıkanyadapatlak
veren isyanlarda, ayaklanmalarda ve/veyaakademik ve teolojik tartışmalarda dabelirleyici bir rol oynamıştır. Konsil’e katılanpiskoposlardan bazılarının Aramice yerineGrekçe kullanılmasına itiraz etmelerinedensiz ve mesnetsiz değildi. Onlara göreçevirilerde olsun, dialoglarda olsun iki dilarasında “Anlam” kaymaları olacaktı. Zaten200 yıl içinde yapılmış olan İncil/Gospelyazımlarında, çevirilerinde ya dayorumlarında (tefsirlerde) sayısız kargaşalıkortaya çıkmıştı. Nitekim dil sorunundankaynaklananbukargaşayasonvererek tümİncil’lerden bir “Standart” İncil oluşturmakgörevi de Konsil’e aitti. Konsil, sayısı binleribulan İncil’leri tasnif edecek, sonrakodeksleyecek ve artık bir dahadeğiştirilmemesikaydıyla“Resmi”bir“Devlet-İncili” oluşturacaktı. Konsil bunu yaptı ve“Devlet İncili”nin dışında bırakılanları“Apokirif” olarak nitelendirerek yasaklattı.İznikKonsiliöncesinekadarPaganlardanveonların yöneticilerinden en azından
“Tolerans” beklediklerini öne sürerek daimamağduru,ezilmişivehakkıyenmişioynayanKilise yöneticileri Roma İmparatorluğu’ndaiktidarı ele geçirince, kendileri gibidüşünmeyen ve kendi Tanrıları’na- tapmakistemeyen Pagan Hellenler’e ve diğerAnadolulu topluluklara “Sıfır” toleransgösterdiler.ÖylekiKatolikve/veyaOrtodoksolmayı reddeden diğer Hıristiyanları bile (ör:Protestanları) ateşe atarak yakmaktançekinmediler.
Grekçe ile Aramice arasındaki ifade veanlam farklılıklarmdan doğan sorunlarakısaca değindikten sonra İznik Konsili’negeçelim. Bu sorun Hıristiyanlık içindeinanılmayacakkadarönemlidinselfarklılıklar,tefsirler ve hizipleşmeler başlatmıştır. Bunubazıörnekleriyleaçıklamakzorunludur.
Aziz Paul’un belirttiğine göre, MusatarafındanyazılmışolduğubilineneskiAhit’inilk beş kitabına “Pentateuch” denilir.(Acts,3:22) Bu beş kitabın ilkine “Genesis”
adıverilmiştirfakatAramicemetindeböylebirsözcük yoktur, bu sonradan yapılmış bireklemedir. Genesis kitabı, Grekçeyeçevrilirkenilkİbranice/Aramicesözcük-kibu
gerçekte Kutsal Kitap’ın101
da ilksözcüğüdür-“Başlangıçta” (in thebeginning)olarak verilmiştir. Oysa bunun özgünmetindeki karşılığı “Bara” dır ve bu ilahisözcük, birleşme -cinsel de dahil- doğmak,karşılıklı- ilişki ve ilahi müdahale gibianlamlara gelmekteydi. Hiçbir şekilde“mutlak” başlangıç anlamına gelmiyordu.Kısaca ve teknik ayrıntılarda boğulmadan
söyleyebiliriz ki,102
Genesis’in ilk bölümü,“Başlangıçta Tanrı evreni ve yeryüzünüyarattı” şeklindeki -günümüzde Hıristiyanlıkiçin İznik Konsili’nden beri kabul edilen-anlatımladeğil,“TanrınınBarashet’iyleevrenveyeryüzüyaratıldı”şeklindeanlaşılmalıydı.Diğer bir anlatımla Yahudiler’in TanrısıJahveh,bir“Başlangıç”yapıp,yeryüzünüveevreniyaratmışdeğildi;eğerböyleyapsaydı-
yani bir başlangıçtan yola çıksaydı- diğerPagan tanrılarından farkı olmazdı, çünküonlar önce “Başlangıç” yaparak yeryüzünüvd. yaratıyorlardı. Ama bu söylenenPaganları yumuşatmış ve onlara kenditanrılarının yaptıklarını başka bir tanrı dayapıyormuşgibibirizlenimedindirmişti.
İznik Konsili’ne 230 piskoposla birlikte,dahaalt düzeydeKilise yöneticisi olandahayüzlerce din adamı da katılmıştı. Konsil’ekatılan din adamları çeşitli hizipleroluşturmuşlardı.Örneğin;Kudüs’ten gelenlerFilistinli (Caesaera) din adamlarına,Fenike’den gelenler Kilikyalı Ariuscularlabirlikte, Libyalı ve Antakyalılara
karşıydılar.103
Bitniyalı Hıristiyanlar iseGalatia Kilisesi’ne ateş püskürüyorlardı.Aralarında bağımsız kalmak isteyenler devardı,örneğin;kavgayıyumuşatmak isteyenİskenderiyeliAlexandergibi...Ki dahasonrao daRomaBaşpiskoposu Sylvester (Papa)ile tartışmaya başladı. Kısacası Konsil’de
yaşanan tartışmalar ve kargaşa İmparatorKonstantin’in önceden planladığı gibi,kendisine son vebitirici sözü söyleyebilmekolanağını sağlamıştı. İmparator, her kafadanayrı sesin çıktığı, kimin neyi, niçinsavunduğunu bilmediği bu tartışma ortamınıbir emirle sona erdirerek tüm kavgayı “TekSözcüğe” indirgeyebileceğini ve bunu daisteseler de istemeselerde “Nihai Senede”koyduracağınıbiliyordu.Veöyledeyaptı.
İmparator Filistinli din adamlarına önceliktanıdı ve onların hazırladıkları “Amentü”nünKonsil’de genel kabul görmesini perdearkasındandestekledi.Bunagöre İsaMesihLogosyapılmakisteniyordu,oldu;İsaMesih,Babanın “Edindiği” Oğul deniliyordu, bu dakabul edildi ama Ariuscular bu iki “Ön-Kabule” karşı çıktılar. Ariuscular buradasadece Babanın gerçek Tanrı olduğunu,İsa’nınLogosolamayacağınıveonunsadeceİnsan olduğunu vurguladılar. TartışmalaraylarcasürdüveözellikledilanlaşmazlıklarıKonsil’in kaderini belirledi. (Konsil’den sonra
da İsa, Ariuscular için hala bir “creature”mahluk, yaratılmış varlık olarak kaldı.Ariuscular Konsil’de yenilmelerine rağmengörüşlerindenvazgeçmediler).
İştebuatmosferdeartıksabrıtaşmaküzereolan Konstantin’in imdadına, Filistin’liEusebius yetişti. Tüm tarafları birleştirecekbir “Sözcük” ürettiğini ve bunu İmparatorgündemegetirirsetümtartışmalarınbiteceğiniaçıkladı. Konstantin bu fırsatı kaçırmadı.Eusebiusvetaraftarlarınınbulduklarısözcük,daha önce de değindiğimiz “homoiusion”
idi.104
Konstantinbusözcüğebağlıkalınaraknihai bir çözüm bulunmasını yoksa Konsil’idağıtacağını bildirdi. Konsa” in hiçbir sonuçelde edemeden dağılması demek,İmparator’un Hıristiyanları bir daha bu denliönemsemeyeceği anlamına geliyordu.Hıristiyan din adamları bu sözcüğün“Amentü”deki belirleyici kavram olmasınıisteksizce de olsa kabullenmek zorundakaldılar. Nedir ki; Ariuscular bu sözcüğün
Amentü’ye konulmasına karşı çıktılar. Karşıçıkarken de çok haklı bir gerekçeleri vardı.Konsil’dekabuledilenvetümdinadamlarınınonayıyla tartışılan “Ortak İncil” metnininKutsiyeti ile bağdaşmıyordu. Çünkü KutsalMetinler’de “homoiusion” diye bir sözcükyoktu, yer almamıştı ve dahaönemlisi onunadına hareket edilen İsaMesih, bu kavramıneduymuşnedebilmişti.KutsalMetin’deyeralmayan, insanlar tarafından uydurulmuş birsözcüğün “Amentü” de bulunmasıdüşünülemezdi. Ama oldu. Konstantin busözcüğün Amentü’ye konulmasına kararverdi. Böylece İsa ile Baba Tanrı, “AynıTürden” oldular. Bunu kabul etmeyenlereKonstantin “Kılıçla” cevap verecekti. İznikKonsili’nde ilk kez özgün metinlerin dışındakavramlarİncil’esokulduveilkkez“Heretic”(sapkın)üretmesürecibaşlamışoldu.
Konstantin’in, Eusebius’tan devralarak,
kendigörüşüymüşgibi İncil’esokturduğu105
“homousios” (derivative) kavramı aynı
zamanda “Ortodoksluğu” da tayin edenkavram oldu. Daha sonra 382 yılındatoplanan2.EkümanikalSynod’da(İstanbul’dayapıldı) İznik Konsili’nin “Amentüsü” esasalınarak bazı değişiklikler yapıldı ve RomalıKatolikler, Ortodokslar, 16. yy’dan sonra daAnglikanlar için Dogmatik kabul edildi, diğerbirçokkiliseisedoğrudandoğruyailkAmentüsayılan İznik Konsili’nde kabul edilenmetnesadıkkaldılar.
Arius veKonsil’in iki önemli adı, Eusebiusve İznikliTheognissürgünegönderildiler.Veuzunca bir süre için kiliseler arasındakikavga biraz da Konstantin’den korkulduğuiçin küllendi. Hemen ekleyelim ki, bu kavgahiç bitmedi ve 1453’e kadar zaman zamanalevlenerek ve başka kalıplara dökülereksürdü.
İznik Konsili’ni izleyen yıllarda Konstantin“Yeni Dini” yerleştirmek ve temellerinisağlamlaştırmakiçinkanlıbirdönembaşlattı.Kendisine bağlı olan din adamları en hafif
ceza olan sürgüne gönderilirken, dahatehlikeli saydığıbazıkişileridoğrudanölümegönderdi. Bunların arasında en yakınarkadaşlarıvekarısıİmparatoriçeFaustadavardı. İmparatoriçe sadece Konstantin’inannesi Helen gibi Hıristiyanlara sempatiduymamış, kendi başına bazı “lütuflarda”bulunmuş ve geniş araziler, binalarbağışlayarak,kiliseyigüçlendirmişti.NedirkiKonstantinkendisinibilgilendirmedenhareketeden herkesi ölüme gönderdiği için eşiFausta da Trier’deki büyük hamamdayıkanırken, imparator tarafındangörevlendirilmişkişilerceboğularaköldürüldü.Konstantin Konsil’den bir yıl sonra, 326’dakendisineenbüyükdesteğivermişolanoğluVeliahtCrispus’udasarayındaöldürttü.
AnahatlarıAzizPaultarafındanhazırlananve ondan sonraki iki yüz yıl içinde çeşitlibiçimlerde “Terminolojik” değişimlere
uğratılan Kutsal Metinler106
Konstantin’inelinde ve dilinde tam bir “Yasaklar” kitabına
dönüşmekte gecikmedi. İznik Konsil’ikararlarını öne sürerek Konstantin, ilkinYahudilere karşı baskı siyaseti uygulamayabaşladı.Nedirki,Konsil’denbirkaçyılsonra,geniş halk yığınlarından gelen itirazlarıdikkate alarak bu kez de Konsil’deki en“Uyumlu” kişilere saldırdı. Kimisini sürgünegönderdi,kimisinihapseattırdı.
Konstantin’in zulmü kısa bir süre sonraPaganlara yöneldi. Pagan Tapınakları müzeyapıldı; Roma’da Pagan SenatörlerinMeclis’teki Kutsal Mimberi bile kaldırıldı vekendilerinden “Devlet-Dini”ne inanmasalarbilesaygıgöstermeleriistendi.Anadolu’daveOrtadoğu’da ise Paganizm ve Hermetizmhâlâ güçlüydü. Oralarda henüz “Tek Tanrı,TekDin,TekDil ” yerleştirilememişti.TyanalıApollonius’unadıveanısıhâlâcanlıydı.Öyleki İ.S. 302’de Bitniya Valisi Hierocles(Sossius) onu öven konuşmalar yapıyor veanısınınyolgöstericiolduğunuaçıkçabeyanediyordu. Bu görüşlere karşı Eusebius ikikitap yazmış (Against Hierocles) ve İsa’nın
sadece Musa’dan değil, Apollonius’tan daüstün olduğunu, çünkü kutsal HıristiyanMetinlerine göre “Yahudi” değil “İbrani”(Hebrew) olduğu için evrenin yaratıldığıdöneme kadar giden bir geçmişe sahipolduğunu vurguluyordu. Eusebius
inanılmayacakkadarentrikacıbiradamdı,107
ve en az onun kadar “Entrikacı” olanİmparator Konstantin’le birlikte “Yeni İsaDininin”temelleriniatankişiooldu.
Birivaftizbileolmamışve/fakatHıristiyanlıkhakkında her din adamından daha fazlayetkiyevesözesahip,karısınıveözevladınıöldürtecek kadar zalim ve gaddar birİmparator ile, tüm yaşamı entrika ve desiseile geçmiş, ne verdiği sözü tutmuş ne debirliktehareketettiğikişilerisavunmuşbirdinadamı, birbirlerini destekleyerek tüm Pagan(ki bu sözcük o dönemde “Uygar Kentli”
anlamına geliyordu),108
uygarlığının,edebiyatının, sanatının, kültürünün ve en
önemlisi“DinselSistematiğinin”hunharcayokedilmesi için gerekli olan yıkıcılık görevini
üstlenmişlerdi.109
Gerçekte bu iki adamın da geçmişleritahmin edilemeyecek kadar karanlıktı.Konstantin’inşaibelivebilinmeyengeçmişiileilgili bir “Sır” günümüzde de tartışmakonusudur. Eşi Fausta’yı bu “Sırrı”açıklayabileceği kuşkusuyla öldürttüğü deiddia edilmiştir. Bu “Sır” her neysegünümüzde bilinmiyor. Ama bilinen şudur,İznikKonsili’ninsonundaKonstantin’inannesiHelena İsa’nın yaşadığı topraklara gitti venasılsayaklaşık300yıldırtoprağınaltında-vegizlibiryerdegömülübulunanİsa’nıngerildiği
“Çarmıhı” buluverdi. Tarih 3 Mayıs 328!110
Bunun bir bölümünü Konstantin’e yolladı veböylece günümüz HıristiyanlarınınkullandıklarıHaçbizzatKonstantintarafındanyaptırılarakherHıristiyanınboynunaasıldı.Ozamana kadar kullanılan Haç, gerçekte
Mısır’ın Güneşe Tapan Firavun’uAkheneton’un sembolü olan “Ank”tı. İlginçtirkiHelena,nehikmetsehemİsa’nınçarmıhagerildiği Haç’ı, hem de Pagan TanrıçasıAfrodit’in mabedini aynı anda ve yan yanabulmuştu!
Konstantin-Eusebius ikilisinin başlattıklarıyeni dinin ilk kurbanları Yahudiler vePaganizm’e ve Hermetizm’e bağlı Paganlaroldu. Ama onlardan sonra gelenler de boşdurmadılar. Başta Tyanalı Apollonius olmaküzere birçok “Gerçek” filozof ve şifacınınhayatlarını “Çalarak” onların bilgi ve mucizekabul edilen marifetlerini/yeteneklerini yenitanrı İsa Mesih’e atfetmekten geri
durmadılar.111
Başına gelenleri eğer Tanrı-Babası’nınyanındanizliyorsaİsaMesih,kimbilir ne kadar üzülüyor ve şaşırıyordur. Veiddiaedildiğigibibirgüngeridönerse,bugünhangiKilise’denonuiçerisokarlar,Vatikan’ınneresindengirebilir,doğrusumerakadeğer!
Tyanalı Apollonius’un başına gelenler deİsa’nınkinden az değildir. Onun tüm eserleriyasaklanmış, büstleri parçalatılmış ve admayapılmış olan tapınaklar ya yıkılmış ya datoprakla örtülmüştür. Tyana’da Apolloniusdiyebiri yaşamamışve/veyayaşadığıkabuledildiği zaman da “Büyücü” olarakreddettirilmişti. Nedir ki 325’ten sonrabaşlatılan “Conspiration=Susarakyoksaymak” ilkin 11. yy’da MichaelPsellus’un tüm Hermetica’yı Grekçeyeçevirmesiyle bozulmaya başladı. Psellus veöğrencileri Plato’yu, Proclus’u ve Plotoniusgibi Hermetik çalışmaları yakından tanıyan
kişileriyenidenBatılıaydınlaratanıttılar.112
Ve 1501’de Venedik’te ilk kez TyanalıApollonius’un hayatını anlatan veImparatoriçe JuliaDomna tarafındanFlaviusPhilostratus’ayazdırılmışolan“Apollonius’un
Hayatı”113
adlı kitap yayınlandı.BuGrekçeorijinalyayınlanınca,baştaKiliseolmaküzere
tüm Katolikler dehşete kapıldılar. Artıkkiliseniniçyüzügörülmeyebaşlanmıştı.
2.2.“İnsanSuretindekiTanrı”114
“Tyrantshavetwomethods.Someexecuteaccused
personswithoutatrial,andsomeonlyaftersentence.”
“Zalimlerinikiyöntemivardır.Bazıları
suçlanankişileriyargısızinfazeder,bazılarıdaönce
mahkumeder,sonrainfazagönderir.”
ApolloniusofTyana115
Tevrat’ta116
şöyle yazılmıştı: “Abramyetmiş beş yaşındayken Haran -Urfa’nınHarrankasabası-danayrıldıveTanrı’nınonavaat ettiği Kenan iline doğru yola çıktı.Yanında karısı Sarai ve ailesi vardı.“(Gen:12:l-5)Son2000yıllıktarihedamgasını
vuran kişi işte buAbram’dır. (Tevrat’a göreTanrıdahasonraonunadınıAbrahamyaptı.)Yahudiler’in Patriark=Ata, Kabile Şefi;Hıristiyanların,Aziz(Saint)veMüslümanlarındaPeygamberolaraknitelendirdikleriİbrahim,ikioğluİsmailveİsaacnedeniyleYahudilerinve Müslümanların da Atası sayılmaktadır.Abaham’ın bu yolculuğu, aynı zamanda son2000 yıllık Batı Uygarlığı’nın da başlangıcısayılmakta ve günümüzde Judeo-ChristianBatı Kültürü’nün “Dinsel Verilerini veŞifrelerini”oluşturmaktadır.
Nedir ki, Tevrat’ta yazdığı için tarihlemeyöntemiyle -bu yolculuk İ.Ö. 1800 yıllarındayapılmıştı-bakıldığında “Tartışılmaz” birgerçeklikgibigözükenbuyolculukbazıgaripipuçlarını da içinde taşımaktadır. Şöyle kiTevrat’takianlatımagöreİbrahim’in“Develeri”ve yükleri vardır ama hayrettir ki deve, İ.Ö.1800 yılında henüz Harran’da yoktu!Develerin ilk kez evcillleştirildiklerini anlatantarihselmetinlerİ.Ö.10.yy’aaittir!Kısacası,Abraham’ın yaşadığı (yaşadığı da kesin
değil) dönemde kesin olan şudur ki, neHarrran’danedeUr’da“EvcilleştirilmişDeve”vardı, insanlar henüz “Deveyi” kullanmayıbilmiyorlardı, yaklaşık 800-850 yıl sonraöğrendiler!!!
YineAbraham ile ilgili ilginçbirolayvardır.BudaTanrı’nınçağrısınauyanAbraham,ileriyaşındahemkendinihemdeoğlunu“Sünnet”eder. Tevrat’ta yazıldığına göre Tanrı,Abraham ile bir anlaşma yapar ve buanlaşmanın “Nişanı” olsun diye ondan hiçbilmediği “Yeni” bir olayı, “Sünneti”uygulamasını ister. Abraham da bu isteğiyerine getirir. Tevrat’ta anlatıldığına göre bu“Yepyeni” ve hiç duyulmadık bir olaydır(Sünnet). Oysa, günümüzde yapılanarkeolojikkazılardabuuygulamanın insanlartarafından en az İ.Ö. 2500’den beri bilindiğikanıtlanmıştır! İlginç olan da budur. EğerAbrahamİ.Ö.1800’lerdeyaşadıysa,“Sünnet”ilk kez onunla değil, ondan yaklaşık 700 yılönce başlamıştı. Toparlarsak; Tevrat’taki
“Anochronism” develer konusunda 800 yılkadar,sünnetkonusundada700yılkadarlıkbir sapma göstermektedir ki, bu nedenle“Gerçek”kabuledebilmekolasıdeğildir.
Öte yandanAbraham’ın bu ünlü yolculuğuhiç yapmamış olduğu, yapmış olmasındançok daha güçlüdür. Bütün bu yolculuk ve“VaadEdilmiş Toprak ” masalı, Tevrat’a İ.Ö.10.yy’dasokulmuştur.GerçekteAbraham’ınneredennereyegittiğimeçhuldür-eğerböylebirisi yaşayıp da bu yolculuğu yaptıysa!Çünkü Tevrat’ta anlatılan yolculukta adıgeçenhiçbirkent,kasabave/veyabölge,son150 yıl içinde yapılan arkeolojik kazılardabulunamamıştır.
İşte Atinalı ünlü yazar Flavius
Philostratus’un “Apollonius’un Yaşamı”117
adlı kitabını yazmaya başladığı İ.S. 211yılındaYahudiler’inkutsalkitaplarınınGrekçeçevirileri çoktan tamamlanmıştı. Bumetinlerde yapılmış olan sahtecilik ve/veya
çeviri yanlışlarıdaaynenalınmıştı.Nedirki,YeniAhitdiyebilinenHıristiyan Incili’nindörtGospel’ihenüztamanlamıylaneçevrilmişnede Kilise Babaları’nın öngördükleri tümuydurma eklemeler ve/veya çıkartmalaryapılmıştı.ÖrneğindörtGospel arasındaen“Esrarengiz” olanı sayılan John’unGospelindeki en temel kavramın (Logosmeselesi) nasıl çevrildiği bilinmiyordu. Şöyleki, John, kendi Gospel’inde ilk satırı“Başlangıçta Logos (Kelam) Vardı” diyerekaçmış ve eklemişti: “Logos Tanrı ileBeraberdi ve Logos Tanrı’ydı.” İbranice’den(Aramice)yapılançevirideKiliseBabalarıbusözleri tam anlamıyla saptırmışlardı. Bukavram gerçekte Neo-Platonist olanİskenderiyeli Philo tarafından öne sürülenfikirlerden yola çıkılarak bulunmuştu amaPhilo’nun terminolojisinde Kavram “Sophia”olarak “Dişil İlke” anlamındaydı, John daböylekullanmıştı!Nedirki,bu“Dişil=Sophia”Flavius’un döneminde, John’un yazdığınıntersine“Eril=Logos”halinegetirilmişti.Benzer
şekilde, John, “Logos, Tanrıylaydı,” diye deyazmamıştı.MetindeGrekçe“prostontheon”yani, “Tanrıya doğru giden yolda” (Tanrı’yaDoğru) denilmişti, ama Kilise Babaları,Tanrı’ya “ulaşmayı”Tanrı’yla “Beraberlik” vedaha sonra da Tanrı’yla “Özdeş”
yapıvermişlerdi.118
Flavius’un son derecekültürlü ve bilgili bir yazar olmasına rağmenYeni Ahit’te anlatılanlardan hiç haberdarolmadığı ve bunları okumadığı açık kabulgörmüş bir gerçektir. Diğer bir anlatımla,Flaviuskitabınıyazmayabaşladığında,tahrifli(Muharrer)ve/veyadeğil,YeniAhitmetinlerini-Dört Gospel’i- bilmiyordu. Bilmesi debeklenemezdi çünkü en az 1500Testamentyazılmıştıvebusayıhenüz“Dörde”indirilmişdeğildi.
Atinalı olarak bilinen yazar FlaviusPhilostratus, gerçekte Atina’da değil, ünlüsevici kadın şair Sapho’nun Adası diyebilinen Lesbos’ta İ.S. 170 yılında doğmuştu.Ailesi sanata, kültüre ve edebiyata çok
yatkındı. Ailesi’nden dört Philostratus,adlarını yazar olarak duyurmuşlardır.Bunlardan ilki 1. yy’da yaşamış ve Nerondöneminde “Dialoglar” yazmıştı. İkincisi olanFlavius, Tyanalı Apollonius’un hayatınıyazmıştır. Üçüncüsü de bunları yenidenderlemiş ve bazı eklemelerle yazmıştır.Dördüncüsüde"Rheotorik''yazarıydı.
Flavius, Lesbos’tan ayrılıp Atina’yayerleşmişveburadagüçlübirhatipolarakünyapmıştır.3.yy’ınbaşlarındaRoma’yagitmişve İmparatorSeptimusSeverus’un (193211)mahiyetine girmiş ve onun ikinci eşi “BilgeKadın” diye bilinen İmparatoriçe JuliaDomna’nın yazarlar kadrosuna alınmıştır.Flavius, Apollonius kitabını buİmparatoriçe’nin isteği üzerine kaleme almışve altı yılda tamamlayarak 217 yılındaİmparatoriçe’ye teslim etmiştir. O sıradaSeverusölmüşveyerineCaracallaİmparator
olmuştu.119
İmparatoriçe bir diğer yazarDiogenes’li Artius’a da “Filozofların
Yaşantıları”adlıbirkitapyazdırtmıştı.
İmparatoriçe Julia Domna, Suriyeli idi.Homs kentinin Başrahibi Bassiamus’unkızıydı. Tüm Suriyeliler gibi o da “GüneşTanrısı”na tapıyordu. Julia Domna’nın adı,Kilise Babaları tarafından, “Fahişe” olaraknitelendirilmiş ve aşağılanmıştır. Oysa JuliaDomna, tam bir bilgeydi; sarayındasanatçılar, yazarlar, felsefeciler için özelbölümler açmış, onları teşvik etmiş vekoruyucularıolmuştu.EşiİmparatorSeverus,tambirApolloniushayranıydıveonunadınabir“Mabed” inşaettirmişti.Apollonius’unözelyazıları, öğrencisi Damis tarafından tutulannotları ölümünden sonra bu İmparatorlukarşivine konulmuştu. JuliaDomna, Flavius’aarşivindeki bubelgeleri vermiş vebunlardanyolaçıkarakkitabınıyazmasınıistemişti.
Flavius’un çağdaşı tarihçi Dion Casius,ilginçtir ki, Yahudileri hiç sevmediğinidefalarcabelirtmişken,Hıristiyanlarhakkındatek satır bile yazmamıştı. Imparatoriçe Julia
Domna,kızkardeşiJuliaMaesavekızıJuliaMamaea ile kadın akrabaları, Severus’unSarayı’nda tartışılmaz bir egemenlikkurmuşlardı. Saray’da tarih, gezi-anıları,felsefe, sanat ve genel anlamda her türkültürel faaliyet vardı. Oysa SeptimiusSeverus,sertbirgeneraldi.Rakiplerinisavaşalanında yenerek İmparator olmuştu. JuliaDomna ife evlendikten sonra ülkesini barışiçinde yönetti. Bu nedenle de “Augustus”değil, “Antonius” (Barışcı) denilmesini istedi(DionCassius’tannaklen).
Flavius Philostratus’un kitabını yazıpImparatoriçe’ye takdim etmesinden sonraolaylar hızla gelişmiş olmalı. Şöyle ki,Flavius’un kitabından sonrabiriMoeragenesdiğeri de -daha geç olarak I.S.300’e doğru-SoterichusofOasistarafından ikiApolloniuskitabı daha yazılmıştı. Bu kitaplar İznikKonsili’nden sonra yakılarak yok edildiler.Kitapların varlığı, Kilise Babaları’nın kendikitaplarında onlara karşı yönelttikleri haksızeleştirilerdenbiliniyor,orijinalelyazmalarıyok
edilmiştir. Ancak Apollonius’tan söz edenFlavius sonrası tarihçiler vardır. GuyRochet’in belirttiğinegöreAmmienMarcellin,LamprideveVopiscusveEunapeyazdıklarıtarih kitaplarında kendi dönemleriniayrıntılarıyla aktarmışlar ve Julia Domna veSeverus ile Flavius’un çalışmasına atıflardabulunmuşlardı.
Bunlara ek olarak, belki de meslektentarihçi olmadığı halde, duyduğu hayranlıknedeniyleApolloniuskitabıyazmışolanbirdeüst düzey bürokrat vardır. Bu Bytnia Valisi,SossiusHiorocles’tir.BuValiİ.S.302’deünlüPorphry’ninkitabınıokuyarakkitapyazmayabaşlamıştı. O yıllarda Vali Hiorocles vePorphyry, Hıristiyanlığı “Barbarca Bir
Serüven”olaraknitelendirmişlerdi.120
Flavius’un anlattıklarına göre Apollonius,tambeşRomaİmparatoruilebirebir/başbaşagörüşmeler yapmış ve sonuncusu Domitiantarafından yargılanmıştı. Bu imparatorlar
RomaDevletTutanaklarınagöreVespesian,Titus ve Nerva’dır. Neron ve Domitian iseApollonius’u mahkum ettirmek istemişlerdir.Diğerleri ise onun sözlerini “Kehanetler”olarak dinlemişler ve ona büyük saygı vesevgi göstermişlerdir. En son Domitian’ınzulmüne karşı çıkan Apollonius bir sürezindana atıldıktan sonra İmparator’unhuzurunda yargılanmış ve bu düzmecemahkemede ölüme mahkum edilmeküzereykenbirdenbireortadankaybolmuştur!
Apollonius’unuzunyaşamıboyunca-enaz100 yıl yaşadığı belirtiliyor- yanında DamisNinovalı adlı bir öğrencisi bulunmuştu.Flavius,diğerbirçokbelgevekaynağınyanısıra iştebuDamis’intuttuğunotlardanyadaApollonius’un yazarakDamis’e emanet ettiğiyazılardan yararlanmıştı. Domitian’ınmahkemesinden kaybolduktan sonraApollonius’un önce Himalayalar’a bir kezdahagittiğisonradaEdessa/Urfa’yagelerekburadaAraplar’aSimya,Occult,Astroloji veEzoterizm konularında bilgiler aktardığı
Damistarafındanbelirtilmiştir.
Gerçektende,tıpkıdahaöncekendisindensöz ettiğim Granadalı Artephius gibi, bir deBalinius vardır. Bu kişinin ölümünden önceAraplar’ın arasında yaşamış olanApolloniusolduğu bilinmektedir. Bu konuda araştırmayapmış olan, Prof. Richard Gottheil’in
(ColombiaUni.)121
yazdığınagöreAraplar’ınBaliniusdediklerikişiTyanalıApolloniusidi.
Prof. Gottheil şöyle yazmıştı: “1889’daLondra’daAntikmetinleriaraştırırkenAsurielyazmaları buldum. Bunlar Apolloniustarafındanyazıldıklarıbelirtilenmetinlerdi.Buel yazmaları Doğu Hindistan Bakanlığı’ndanalınmışveLondra’dakiarşivdekorunmuştu.”Prof. Gottheil, bu Asuri el yazmalarınıİngilizce’ye çevirerek yayınlamıştı. Bumetinleregöre,ApolloniusAraplar’ınarasındaBalinius adıyla tanınmış ve saygı görmüştü.Yine bu çevirilere göre Apollonius bir“Asketin” (Ermiş gibi yaşayan, Zühd erbabı)
hiçbir zaman kadınlarla ve seksleilgilenmemesi gerektiğini vurgulamıştı.Apollonius’un şu sözleriyle Aziz Paul’unkadınlara bakışı neredeyse kelimesikelimesineaynıdır.Apollonius,AzizPaul’dan10-13 yaş büyüktü ama Aziz Paul (eskiadıyla Saul) onu mutlaka görmüştü. ÇünküAzizPaulTarsusluyduvetümöğreniminibukentte yapmıştı. Apollonius ise 16yaşındayken Tarsus’a öğrenim içingönderilmiş ve bu kentte kaldığı beş yıldaTarsuslular’ın sevgi ve saygısını kazanmışörnek bir “Öğrenci” olarak tanınmıştı.Apollonius’un,dahasonraPaultarafındandakullanıldığı izlenimini veren görüşü şöyleydi:(Gottheilçevirisi)
“Cahil bir kişiyi hiçbir zamanonurlandırmayın.ÇünküOnur,aptallarabahşolmaz(tanrıtarafındanonlaraverilmez).Aptalve Cahil’i kim onurlandırırsa o kişi Tanrı’yıöfkelendirir.Biraptalaiyilikyapmakenbüyükgünahtır. Kötü bir “Kadın-Eş” kötü birmülkiyettir.Veylolsun(lanetolsun)böylebir
kadınaâşıkolup,onunlaevlenenerkeğe.”
***
Apollonius uzun yaşamı boyunca kendiadına bir örgüt kurmuş değildi. Onunmisyonu, eldeki belgelerden ve yazılmışkitaplardan anlaşıldığı kadarıyla, bugünündünyasında mümkün olduğu kadar çokinsana ulaşarak onlara “Hikmet” (Wisdom)konusunda bilgiler vermek ve onlarıaydınlatmaktı.Apollonius bu özelliği ile eskive esrarengiz mistik Yahudi topluluğuEsseneler’in tavrını sergiler gibidir.ÜnlüÖlüDenizBelgeleri’ndenanlaşıldığıkadarıylabukişilerde,kadınlardanuzakduran,vejeterjanve düz harmani giyerek hiçbir karşılıkbeklemeden çevreleriyle ilgilenen (ör.Hastaları iyileştiren)“Bilge”kişilerdi.Bunlarlailgili belgeler ilk kez 1947’de ortaya çıktı vebunların tamamının düzenlenmesi veokunmasıancakgünümüzdetamamlanabildi.
Bubelgeleregöre122
herEsseneöncelikle
temiz olmak zorundaydı.123
Esseneler’in“ÖlüDeniz” kıyısındakimağaralaragömereksakladıkları metinlerden anlaşıldığına göreonlar için de temizlik en önemli görevdi.Kısaca “4Q Tohorot A” ve (4Q274) kodnumaralarıyla tanımlanan metindenanlaşıldığı kadarıyla, her Essene ve herinsan, Tanrı’nın “Dinlenmeye” çekildiğihaftanın 7. gününde (Cumartesi) mutlakahem kendini hem de giysilerini yıkamakzorundaydı. Bu işlem yapılmadan yemekyemesiyasaktı.BöylelikleTanrı’nınyasasına
(Lev.XIII,45)uyulmuşolaçaktı.124
Apollonius açık ya da gizli bir “Dinsel”örgütlenme yapmamış olmasına rağmençevresindevegittiğiülkelerdeonabağlanmışbirçoköğrencisive/veyatilmizi(müridi)vardı.Bunların en bilineni Ninovalı Damis adlıkişiydi. Apollonius, bitmeyen gezi veyolculuklarından birinde ünlüNinova kentinegitmiş ve orada Damis adlı bu kişiyle
tanışmıştır. Tevrat’a göre “Lanetli” kent olanNinova’da yaşayanlar (ör: Babilliler) hiçbirşekilde İsrael’in Tanrısı Jahveh’i “Bir” Tanrıolarakkabuletmemişlerdi.BunedenleTanrı,Ninova’nın taş üstünde taş kalmayacakşekilde yıkılmasını istemişti. Tevrat’takianlatıma göre, İsrael’in Tanrısı, Ninova’yı(Nineveh) “FahişeKent”olarak tanımlamıştı.(Ninova tam olarak bugünkü Irak’ınKuzeyi’nde yer alıyordu.Ancak bu krallığınegemenlik alanı Urfa’dan Bağdat’a kadaruzanıyordu.)ApolloniusileDamis’indostluğubir öğretmen ve öğrenci ilişkisi içindeyaklaşık 40 yıl kadar sürmüş olmalıdır.ApolloniusileilgiliilkanılarıDamisyazmışvebunlarDamis’inailesitarafındanİmparatorlukArşivi’ne aktarılmıştır. Eldeki metinlerdenanlaşıldığı kadarıyla Damis, kendi kentindeçok tanınmış ve sevilen bir “KültürAdamı”’dır. Apollonius ile genç Damisarasında yaklaşık 20-25 yıllık bir yaş farkıolduğu tahminediliyor.Apollonius’uAraplarlatanıştıran kişi işte bu Damis olmuştu.
Muhtemelen onun eserlerini Grekçe’denArapça’ya Damis çevirmiştir. Ancak,Philostratus’un yazdığına göre Apolloniusbirçok yabancı dil biliyordu, dolayısıylabunları kendisi Arapça yazmış da olabilir.Diğer bir husus ise Apollonius’un da bir“Testementum” yazdığı ve bunu Damis’ebıraktığı biliniyor. Bu bir tür “Vasiyet” inDamis tarafından saklandığı ve sonra daİmparatorluk Arşivi’ne intikal ettirildiğikesindir. Yine Damis’in “Emanetine”bırakılmışolanbaşkabirbelgevardır.Buçokönemlidir.Çünkübubirarazisatışvebağışbelgesidir.BunagöreApollonius,çokzenginolan ailesinin geniş toprakları ve mülkleriüzerinden kendisine intikal eden taşınmazmalları bazı kişilere eşit olarak dağıtmıştır.İşte bu devir belgesinde Apollonius’un adı,ailesi vedağıttığı topraklarıncoğrafialanları,sınırlarıveevsafı(özellikleri)belirtilmişti.Bu,devlettarafındandüzenlenmişbirbelgeydiveApollonius’un başta, sanatçı olan(heykeltıraş) kardeşi Hestiaeus’a ve
diğerlerine bağış yoluyla bıraktığı taşınır vetaşınmaz malların listesini içeriyordu.Apollonius’un kardeşi Hestiaeus tarafındanyapıldığıtahminedilen16yaşınıgösterenbirbüstü, Kemerhisar’da yapılan kazılarsırasında (2000 yılında) ortaya çıkarılmıştır.(Bkz:Ek)
Apollonius, muhtemelen Roma İmparatoruNerva’nın egemenliğinin son yıllarında (İ.S.96-98)bir dahagözükmemeküzereortadankaybolmuştu. İmparatorDomitian’ınkendisiniyargıladığı duruşma salonundan herkesingözü önünde birdenbire ortadan kaybolduğugibi, yine sessizce kaybolmuştu. Ancakbirincisinde, O.de Beauvoir Priaulaux’unyazdığına göre “öğle vakti duruşmasalonundankaybolanApollonius,aynıgününakşamı dostu Damis ile Diachacarchia
(Yunanistan)’da buluşmuştu.”125
İkincikayboluşundan önce Damis’i bir bahaneyleuzak bir kente yollamış ve bir daha da hiçkimsetarafındangörülmemişti.Nedirki,tıpkı
ölümünden sonra İsa Mesih’in tilmizlerinegöründüğü gibi, birçok kişi de Apollonius’ugördüklerini söylemişler veonun kendileriylekonuştuğuna tanıklık etmişler, yazılıbildirimlerdebulunmuşlardır.
Apollonius’unArapça(yadaçevrilmiş)olankitaplarıEndülüs’teİspanyolca’yaçevrilmiştir.Bu çevrileri yapanlardan biri, daha öncesözünü ettiğim Clunny ve AlçoboçaManastırları’ylabağlantılıolanBefehlAlphonsadlıbirdinadamıdır (yadadinieğitimalmışbir Hıristiyan Arap’tır). Befehl Alphons,Apollonius’un Arapça adını “Belyanus”(Balinius değil) olarak vermiştir. Buçevirmenin yazdığı/çevirdiği (çünkü bazıeklemeler yaptığı tahmin ediliyor) kitaptaApollonius’un çok yetkili, çok usta birOccultist olduğu yazılıdır. Alphons’unyazdığına göre “Apollonius, daima büyüyapabilen,astrolojikvetıbbişifalarüretebilen”
bir şahsiyettir.126
Alphons’un Arapça’dançevirdiği Apollonius kitabı, muhtemelen en
ünlü Arap/Müslüman matematikçi vekimyacısı sayılan Cabir İbn-i-Hayyan’ın
Apollonius’ukonualankitabıdır.127
Araplar’ın ve bazı “Rafizi-Gnostik” İslamitarikatların Balinius ve Hermetizm ile ilgiligörüşlerini yabancı bir kaynaktan
özetlemekte yarar vardır.128
Hermetizm’inilkelerininetbirşekildetanımlamakgerçektenkolay değildir. Genel olarak, doğanıniçerisinde barındırdığı en yenilenmişözellikleriveilişkileriincelemeyeyönelmişbirdoğa bilimi olduğu söylenebilir; yani, bireyi,zamanın ve mekanın efendisi olarakdünyanın merkezindeki önemli pozisyonayerleştirmeyi amaçedinenAntik veOrtaçağdönemlerindeönemlibiryeralmışkozmolojiközellikler taşıyan bütün bilimler, hermetikdoktrinden feyz alabilirler. İsmini TanrıErmete’den(Trismegistos,üçkatbüyük)alanHermetizm’in kökleri en eski antik çağlaradayanır ve zaman zaman Yunan Ermete
veya benzerleriMısırlı Toth, kutsal kitaptakiEnoch, müslüman İdris gibi farklı kişilikleredayandırılır.Buantikvekarışıkdoktrinlerdenitibaren, Araplar, onları Ortaçağ’da daHermetik sanatın tartışılmaz ustaları olarakkonumlandıran, zengin ve oldukçabütünleştirici bir gelenek geliştirmişlerdir.Avrupa’nın gelişiminde çok önemli bir yeriolduğunugördüğümüz,aynıMüslümanbilimisıkça hermetik öğeleri içerirdi. Sadecehermetizmi, bilimlere derin olma sebeplerinisağladığı düşünüldüğünde bu oldukçadoğaldır: Örneğin tıp alanında hastalıklardoğal dengeninbozulması gibi algılanabilirdi.Yani, bu bağlamda tedavi dengeyi yenidenkurmakadınabiraraçolabilirdi;sayılarkendiaçılarından üstün gerçeğin sembolleriydiler,yani matematik, metafizik gerçeğini ifadeetmekiçinmükemmelbiryolteşkiledebilirdi;Cennet (Eden) zamanlarından beri insanlartarafındanbaşlıcabilimdallarındanbiriolarakgörülen tarım, ruhsal içeriği zenginleştiriyor,ruhun “tohumlanması”na bir sembol haline
getiriyordu. Hermetizmin izi bilimin tümalanlarında hissedilebilirdi ve farklı tanınmışkişilikler bu özel bilimin eğitmenleri olarakbiliniyorlardı:Adem ve Mani, Pers (İran) veHindistan’ınbilgekişileri,Musavekızkardeşi
Maria, Pisagor, Tyanalı Apollonios.129
Özellikle bu sonuncusu Araplar tarafındanBalinus olarak bilinir. Hermetizmin, antikdünyadan İslam dinine yayılmasının başsorumlusu olduğu düşünüldüğündenMüslüman dünyasında büyük prestij sahibiolmuştur. Nitekim bir gün Balinus,Hermete’nin heykeli önünde durmuşbakarken,heykelinkaidesinde,onuheykelinetrafınıkazmayadavetedenbiryazıdikkatiniçekmiş; işte böylece kendisini Hermete’ninyaşlıbiradamkılığında,elindezümrüttenbirtablet (Emerald Tablet) ile oturduğumezarıniçinde bulmuş. Tanrı, misafire kendininbilgeliğini içeren bir kitap vermiş ve Balinusda bu eserin dünyaya yayılması göreviniüstlenmiş.
Bir başka Arap efsanesi yayılmanın çokdaha karışık olduğundan bahseder ve belkide, bütününü incelediğimizde Hermetizminyayılımınıdahadetaylıtemsilettiğinigörürüz.Bu sefer Hermete Tufandan kurtulabilmekiçin eserini yeraltına gömer ve Balinus onubulur,Aristo’yaemaneteder;sonrafilozofensevdiği öğrencisi olanAlessandroMagno’yaaktarır. O ise ölüm döşeğindeyken, Kral I.Antioco’dan eseri manastırın duvarınagizlemesini emreder. Uzun yıllar sonraMüslümanlar bu dolaşıma bir son vererek,
onugün ışığına çıkarırlar.130
BalinusArap-İslam aleminde bir kez daha efsanelerinadamı kimliğine bulundurulmuştur. Şöyle ki,Alharawi’nin öğrencisi coğrafyacı Yakut’agöre, Roma saray konutlarında onlaraBalinus tarafından armağan edildikleri
söylenen100tanealtınkaplısütunvardır.131
Balinus ayrıca Roma İmparatorlarına çokgüçlü tılsımlar armağan etmişti. RomaMüslümanlara göre bir büyü, gizem kentiydi
veuzaktı.Peygamberinyakınlarındanbirininanlattığı geleneğe göre, orada oturanlarınyarattığı gürültü olmasa güneşin nerededoğduğunun ve nerede battığının sesi
duyulurdu!132
Arap-İslam aleminde Balinus’tan söz edenyazarlarınhemenhementümündeefsaneylegerçek iç içe geçmiş durumdadır. Tıpkı İsaMesih için olduğu gibiApollonius için de bir“Gerçek Apollonius” bir de, sonradaneklemlenen ve uydurulan masallardanoluşturulmuş bir “Efsane Balinus” vardır.Halkın arasında sevilen, saygı duyulanApollonius, gerçek felsefeci, alşimist veokültist Apollonius’tan çok, işte bu“Mucizelerin”PeygamberiBalinus’tur.
Apollonius’un Araplar’ın arasındaki adıBalinus ile özdeşleştirilmiş, bilinen bazıeserlerişunlardır.
1) Tılsımlarla ilgili bir çalışma. Bu kitaptaHermetizmin temel ilkesi “Mikrokozmoz/
Makrokozmoz” işlenmiştir. Daha sonra 14.yy’danitibarenbuHermetikilkeAvrupa’dadailkkez “GülveHaçKardeşliği” gizli (occult)örgütü tarafından benimsenmiştir. Bu ilkeyi16. yy’da ünlü Paracelsus doruk noktasına
çıkartmıştır.133
Bu tılsımlar kitabından ünlümatematikçiRazisözetmiştir.
2)Astrolojiyleilgilikitaplar.Bunlarıntamamı6cilttirveuzunbirbaşlığıvardır.Apolloniusbukitaplarındatılsımlararacılığıylayıldızlarınbağlantılarını açıklamıştır. Kitabın tam adışöyledir: “The Spiritual Beings (CosmicForces) on Earthly Things, On theComposition of Talismans and on TheirUtilization for Purpose of Healing.” (KozmikGüçlerin/Manevi Varlıkların DünyeviNesneler üzerindeki Etkileri, TılsımlarınYapımı ve Bunların Şifa/Tedavi AmacıylaKullanılmalarıhakkında.)
Sözün burasında eklemeden geçmemekgerekiyor. Bilim, gökten zembille inmedi.
Öncesinde işte bu tür çalışmalar vardı. Birzamanlarbutürkitaplardanveçalışmalardansöz etmek bilim-dışı, uçukça vs. vs. gibiaşağılayıcısözlerlekarşılanıyorduamaartıksimyanın,astrolojininveHermetizm’in,bugünçok övünülen Bilim’in babası olduğuanlaşılmaya başlandı. Örneğin bir zamanlardudak bükülen “Hermetik Geometri”, gizliHermetiksemboller,onlarınsayısaldeğerlerive bunları üretmiş olan kişilerin yaşamlarıderskitaplarınagirmeye,üniversitelerdeözelve prestijli kürsülerde okutulmaya başlandı(ör. İsveç ve İngiltere’de). Tycho Brache,Kepler,GalileveNewtonhepbueskibilimleriinceleyerekbugünküyerlerinegeldiler.Tümüde Kilise’nin hışmına uğradı (ör. GiordanoBruno idam edildi) ama Kilise-Öğretisi’nindışınaçıkarakbilimigeliştirdiler.
Hermetist filozof ve düşünürlerin, örneğinPlutarque’in (İ.S. 46-120) sayılar ve harflerarasındaki gizil ilişkileri araştırmış olmasıartık “Bilim-Dışı” sayılmıyor. Ortaçağ’da butip çalışmalar doruktaydı. Bir
örnekle’noktalayayım.
Hermetizm’eçokmeraklıolanvePapalığakarşı mücadele eden Sicilya Kralı II.Frederick’e, 1240 yılında çok büyük birKral’ınDoğu’dangelerek,önünekimçıkarsayenerek tüm dünyaya egemen olacağıbildirilmişti. Kimler tarafından? ZamanınAvrupalımatematikçileri tarafından!1240yılıyaklaşırken bu Kral’ın Hıristiyanlar’ınbekledikleri İsa Mesih olacağı iyimserliğiortalığı kaplamıştı. Yahudiler ise bu Kral’ınDavut peygamberin soyundan gelecek olankendi Mesihleri olacağı inanandaydılar. Sözkonusu matematikçiler, gelecek olan Kralınkimliğini bilmediklerini ama 1240 sayısındagizlenmiş olan “Şifreyi” çözdüklerinisöylemişlerdi. Buna göre Hıristiyanlarıntakviminde 1240 yılı, Yahudi takvimindeki5000 yılına denk geliyordu. Mesih’in 6. binyılın başında geleceğine dair İncil’deKehanetlervardı.Bubüyükkehanetleruzunişlemlerle çözülmüştü. Yıl 1240 olunca,
kızılca kıyamet koptu Avrupa’da, BeklenenKral gerçekten de geldi, amaKral ne İsa’yatapanlarınnedeMusa’yabağlılıkduyanlarınKralı’ydı. Gelen Türk Hanı Batuhan’dı(Cengiz’in oğlu), ÜnlüAltın Orda Devleti’ninBüyük Hakan’ı! Kehanet ve Hermetikhesaplardoğruçıkmışamabeklentileryanlış
çıkmıştı!134
DönelimApollonius’uneserlerine:
3)YediGezegenveTılsımlarKitabı.Kitapta70tılsımve400resimbulunmaktadırveayınvegüneşinhallerinegörehangisaatte,hangigünde,hangiaydanegibibiristekiçinhangitılsımınkullanılmasıgerektiğiaçıklanmıştır.
4) 14. yy’da Yahudi bilim adamı SalomonDebNatanOrgiero,Apollonius’unLatincebirkitabını İbranice’ye çevirmiştir. ArapçadanLatince’ye çevrilmiş olan bu kitap“Magick/Sihir”hakkındadır.
5)Magick=SihirüzerineBaliniustarafındanyazılmış olan bir kitap Arap Hacı Kalfa
tarafından çevrilmiştir. Bu kitapta Balinius,üstün yetenekli bir Sihir/Büyü Üstadı olaraktanıtılmıştır. (Not: Kitabın ilk kezApolloniustarafından Amoriun’daki terk edilmiş birmanastırda bulunduğu ve Grekçe’denArapça’ya, astronomerMuhammedBinHalil
tarafındançevrildiğisöylenmiştir.)135
Apollonius’un bazı eserleri de, Leclerc’inyazdığına göre, Halid Bin Yezid tarafındanArapça’ya çevrilmişlerdir. Bunlar tıpla,şifacılıkla ilgili kitaplardır. Ünlü müslümanmatematikçiCabir (Cebiri kuran)bukitaplarıokumuş ve kendi sistemini geliştirirkenApollonius’un “Matematiksel Büyü
Tılsımlar”’ndanyararlanmıştır.136
Matematik ve Tılsımlar ile Geometri veTılsımlar arasındaki “gizil” ilişkiler, tıpkıharfler ve sayılar arasındaki gözegörünmeyen fakat “Kader-Yapıcı” sayılanilişkiler gibidir. İslam dünyasında birçoktarikat “Havass İlmi” diyebilinenbudallarda
uzmanlaşmıştır,örneğinRıfailer,Hurufilerveen başta da Melamiler İslam alemindeHermetik-Öğreti’yi yüzyıllardır bilen veaçıkçaolmasadakapalıolarakhayatlarındauygulayantarikatlardanbazılarıdır.
***
1693 yılında Londra’da yalnız yaşayan biradamdramatikbirşekildeintiharetti.Adamınadı,CharlesBlount’du.HayatınıGrekçe’denİngilizce’yeveFransızca’yayaptığıçevirilerlekazanmaya çalışmıştı. Charles Blount’unintiharından kısa bir süre önce İngiltereUlusal Kilisesi, ilk resmi açıklamasınıyaparak Apollonius’u “Lanetlemiş” ve onunadının hiçbir inanmış Hıristiyan (Anglikan)tarafından anılmamasını istemişti. CharlesBlount Apollonius’un dört ciltlik hayatınıGrekçe’den İngilizce’ye ve Fransızca’yaçevirmiş ve 1680’de ilk cildini yayınlatmayıbaşarmıştır.Ölümündenöncesonikicildideİngilizce’yeçevirmeyitamamlamıştı.Nedirki,bu ilk cildin yayınlanmasından sonra
İngiltere’de Kilise’nin girişimiyle Blountaleyhinde müthiş bir karalama kampanyasıbaşlatılmıştı.Kiliselerdeyapılantoplantılarda,yazılıvesözlübildirilerde tam13yılsüreyleBlount hakarete uğramış, aşağılanmış vediğer ciltlerin yayınlanması yayıncılarayapılanbaskılarlaengellenmişti.Blount,Kiliseve onun bağnaz savunucuları tarafındanadım adım izlenerek tüm yaşamı alt üstedilmiş ve intihara sürüklenmişti. İlginçtir ki,Blount, intiharettiktensonraKilise kendisininbuintihardahiçbirrolüolmadığınıveolaydanduyduğu üzüntüyü bir açıklama yaparakduyurmuştur!
Blount’ın intiharının üzerinden üç yılgeçtiktensonraFransa/Paris’teünlüPierreBayle’nin “Tarihsel ve Eleştirel Sözlük” adlıtemelyapıtıyayınlanmıştır(1696).
İşteApollonius’unadıvehayatınınçokkısabir özeti ilk kez bu sözlükte veaşağılanmadan aktarılmıştır (s. 266-269).Blount’un intiharının üzerinden 86 yıl
geçtikten sonra 1779’da bu kezAmsterdam’da Michel Rey, Blount’unçevirisini (Apollonius’un Hayatı)yayınlamıştır. Tarihin garip bir cilvesi olsagerek, Michel Rey Blount’un çevirisini Papa14. Clement’e (1769-1774) armağan/ithafetmiş ya da etmek zorunda kalmıştır.Zorunda kalmıştır diyorum çünkü Rey’inkendi başına da Blount gibi kötülüklergelebileceği endişesini taşımış olmasımuhtemeldir.
KaderinbiroyunuolsagerekApollonius’unkendisi de tüm yaşamı boyunca kendisiniağır ithamlara, suçlamalara, iftiralara vededikodulara karşı savunmak zorundakalmış bir insandı - tıpkı çevirmeni CharlesBlountgibi.
Apollonius’ayöneltilenyoğunsuçlamaonun“Kara Büyü” yapabilen bir “Büyücü” olduğuidi. Apollonius, tüm yaşamı boyunca hiçbirzaman “Kara Büyü” yapmadığını söylemekzorunda kalmıştır. Onu çekemeyenler,
kendisini ikikez İmparator’aşikayetetmişlerveondandavacıolmuşlardır.
Bunlardan ilki Neron döneminde Tigelliusadlı bir kişiden gelmiştir. Bu kişi,Apollonius’un kendisinin bazı esrarengizyeteneklerinin olduğunu bildiğini ve halkıngözünde bir “Tanrı” sayıldığını ve herkesinona “Tanrı Proteus’un Oğlu Apollonius ”dediğini bu nedenle de Apollonius’unİmparator Neron’un dostu değil düşmanıolduğunuönesürmüştür.
Bu iddia üzerine Neron’un huzurundayargılanmayı göze alan Apollonius,İmparator’un önüne geldiğinde, kendisinisuçlayan Tigellius’a hiçbir söz söylemedenbirsürebakmışvebirdençok ilginçbirolayyaşanmıştır. Apollonius’u “Sahte” Tanrıolmakla suçlayan Tigellius, birdenbireApollonius’un “Tanrı” olduğunu kabul ettiğinibeyan etmiş ve davasını geri çekmiştir.Apollonius böylece yargılanmadan aklanmışoluyordu. Apollonius’un Neron’un dostu
olmadığı ve olamayacağı kesindir. Çünkü
Flavius’un anlattığına göre,137
Apollonius,Neron’un döneminde özellikle de Yahudilereçok baskı ve şiddet uygulandığını önesürerekİmparatoru“Zalim”olmaklasuçlamışvesoyu itibariylehiçbir bağıolmadığı halde,haksızlığa uğratılan bir toplumun elindenalınmışhaklarınısavunmuştu.
İkincikezyargılanışıiseçokciddibirithamve suçlamadan dolayıdır. Bu kez İmparator,yaptığı zulüm ve işkencelerle tarihe geçmişolan Domitian’dır, onu suçlayan iseEuphrates adlı bir düşmanıdır. Euphrates,Apollonius’u İmparator Domitian’a karşı birdarbe örgütlemek ve küçük bir çobançocuğunu öldürerek onun iç organlarınabakarak kehanette bulunmakla yani,cinayetle suçlamıştı. (Romalılar, hayvanlarıniç organlarına bakarak kehanetlerde
bulunurlardı. Bu da bir Mantic Bilimdir.)138
Domitian, bu ihbar üzerine Apollonius’u -
kendi isteğiyle duruşmaya geldiği haldeduruşma gününü erteleyerek zindanaattırmıştı.Apollonius,buradaölümemahkumedilmişbirtilmizi,PhiliscusofMilus’laberaberbir süre -Flavius zaman belirtmemiş-kaldıktan sonra, o ünlü duruşmaya katılmışvekendisinintümyaşamıboyunca,birPagangeleneği olmasına rağmen “Kurban” etme(kesme) alışkanlığına son verilmesinisavunduğunu, dolayısıyla da insan ve/veyahayvanhiçbirvarlığıöldürmediğinisöylemişti.
Domitianiçinönemliolançobanınöldürülüpöldürülmediğini değil, kendisine karşı birdarbe veya suikast düzenlenipdüzenlenmediğini öğrenmekti. Domitian’ınmahkemesindeyargılananApollonius,iştebuduruşma sırasında, kendisine idam cezasıverilmeden az önce, herkesin gözü önündeortadanyokolmuştu!Bugaripolayilginçtirki,o dönemden bu yana her kaynakta aynennakledilmiş ve daha önemlisi devletintutanaklarına geçirilmiştir. FlaviusPhilostratus’un anlattığına göre,
zindandaykenApollonius diğer mahkumlarlailişki kurmuş ve onlarla uzun konuşmalaryapmıştır. (Bu dialoglar Flavius’un kitabındavardır.) Zindanda bir de özel olarakApollonius’u gammazlamak için orayagönderilmiş, gerçekte mahkum veya suçluolmayanbirde“Muhbir”vardır.Apollonius,buadamla da uzun konuşmalar yapar. Ona“Tiranların” nasıl insanlar olduklarını anlatır,Domitian’ın da bir zalim olduğunu söyler.Fakat muhbir, ihbar etmek için geldiğihapishanedeApollonius’a hayranlık duyarak
ayrılırveonuihbaretmez.139
Bu duruşmalar, bu ihbarlar ve iftiralarApollonius’un zalimlere ve zulme karşı birfilozof olduğunu göstermektedir. Üstelik buduruşmalarvehakkındakiiddialarhepRomakayıtlarında, tutanaklarında vardır. Oysa,ilginçtir ki, Çarmıh’a gerilerek öldürüldüğüsöylenen“TanrınınOğlu”İsaMesih’leilgili,neöldürüldüğünedair,ne “Babasız”doğduğunadair ne de en önemlisi “Öldükten Sonra
Dirildiğine” dair TEKBİRBELGEYOKTUR.Hiçbir Roma ve/veya Yahudi veyaArami/Syriac kayıtta bunlara rastlamakbugüne değin mümkün olmamıştır, bundansonraolurmubilinmez?
***
Dahaöncedebelirttiğimgibi,1501 tarihinekadar Apollonius’un yaşamı ve eserlerihakkında yaklaşık 1200 yıl süreyle birsessizliksürmüştür.İznikKonsili’ninkararlarıgeçen yıllarla birlikte sertleşerek baskıcıözellikleriniarttırmışvesadeceApollonius’undeğil, neredeyse tüm Gnostik ve Paganfilozofların yaşamları ve eserleri yakılmışve/veya yasaklanmıştır. GünümüzünVatikan’ında da yasak kitaplar listesi (IndexLibri) vardır. Bu listede 1000’den fazla kitapveelyazmasıvardır.Birde ikincibiryasakkitaplar listesi vardır ama bunlar daha çokson iki yüz yıl içinde yazılmış ve “Zararlı”ve/veya ahlak-dışı olarak nitelendirilmişkitaplardır.
1501-1599 yılları arasında İtalya’da(özellikle de Venedik’te) AlemannustarafındanyapılanLatinceçeviritamyedikezbasılmıştır. Ayrıca Paris’te üç kez(1555,1596 ve 1599) İsviçre’de bir kez(kısmenBasel’de1572)veBrüksel’deikikez(resimli 1588’de) yayınlanmıştır. 1611-1699yılları arasında Apollonius’un yaşamı veeserleri sekiz kez yayınlanmıştır. Bunlardanen ilginci “Gül ve Haç Kardeşliği” örgütütarafındanyayınlanan1670tarihlibirrisaledir.Burada Apollonius’un yaşamı ve eserlerihakkında, ünlü büyük Okültist Kont deGabalis’inçalışmalarıylailgilibilgilerverilirkensöz edilmiştir. Apollonius ile İsa Mesiharasındaki inanılmaz benzerliklere ilk dikkatçekeniştebugizliOkültörgütolmuştu.
1705-1798 yılları arasında Avrupa’daApolloniusileilgilionbirkitapyayınlanmıştır.Bunların arasında en ilginci hiç kuşkusuz,Apollonius ile İsa’nın açıkça karşılaştırıldığı1740tarihli“Essaisurlesmoeurs”başlıklıveFrançois Marie Arouet de Voltaire imzalı
çalışmadır. Ayrıca 1798’de ünlü Fransızdüşünür ve yazarı Pierre Samuel Sylvestrede Sacy 50 sayfalık bir bölüm yazarakApollonius’un“Sırları”ileilgilibilgilervermiştir.Sacy, ilginçtir ki, Philostratus’un eserindendeğil, ve/fakat Apollonius’un onun Araplarınarasında tanındığı Balinius adıyla yazdığıeserlerden söz etmiştir. Bu çalışmasındaSacy, Balinius’un ender rastlanan bir“Alim=Sage” ve “Bilge” , olduğundan sözetmiştir. Apollonius ile ilgili yayınlarda 19.yy’da bir patlama yaşanmıştır. Şöyle ki,1801-1898 yılları arasındaApollonius’la ilgiliya da ondan söz eden tam 49 eseryayınlanmıştır. Bu yükselişte Avrupa’daKatolik Kilisesi’nin uyguladığı korkunçbaskıların sanayi devrimi ve Fransız İhtilaliaracılığıyla kırılmış olmasının etkisi vardır.Bu yüzyıl içinde yayınlanan kitaplarınarasında en ilginç olanları hiç kuşkusuz,adındandahaöncesözettiğimizJeanAlbertReville’in Paris’te 1865’te yayınlanan veApollonius’ubir“PaganMesih’i”olaraktanıtan
kitabıyla, 1877’de Teosofi’nin kurucusu ünlüRuskadınOkültisti,HelenaP.Blavatsky’ninilk eseri “Isis” de yazdığı övgü dolusayfalardır. 19. yy’da Apollonius ile ilgiliyazılmış diğer kitaplar arasında MichaelFaraday’ın Londra’da 1883’te yayınlanan veApollonius’un yaşamının alınarak İsa’yaatfedildiğini anlatan kitabı çok tartışmayaratmıştır.
Diğer bir ilginç kitap ise “İsa Mesih’inBilinmeyen Hayatı” adıyla 1894’teMoskova’da yayınlanmıştır. Kitabın yazarıNicolas Notovitch, Apollonius’un yaşamınınmuhtemelen İsa’ya adapte edildiğinivurgulamıştır. 1898’de yayınlanan A.P.Sinnett imzalı bir inceleme Londra’daTeosofik -Blavatsky tarafından kurulandernek-Societytarafındanüyelerininbilgisinesunulmuştur.Aynı yıl içinde bu kezParis’teGabrieldeSacytarafındançokilginçbirkitapyayınlanmıştır. Gabriel Sacy, Apollonius’ungerçekte “Bahailiğin” kurucu Peygamberiolarak kabul edilen Bahaullah’ın manevi
yönlendiricisiolduğunuönesürmüştür.
Nedirki,19.yy’dayayınlanmışentartışmalıkitap hiç kuşkusuz Amerika’daPhiladelphia’dayayınlamışolanJonathanM.Roberts ve Gretta Spearman tarafındanyazılmışolançalışmadır.Bukitabınadı,“İsaMesihYoktu: İncil’dekiÖğretmenApolloniusofTyanaidi.”İşte1895’teyayınlananbukitapilk kez İsa Mesih ve Apolloniuskarşılaştırmasını Amerikan kamuoyunataşımış ve beklendiği gibi inanılmaz birtartışmabaşlatmış vebaştaMasonLocalarıile yobaz Katolik çevreleri arasında uzunsüreli yazılı, sözlü hatta kavgalı tartışmalaryaşanmıştır.
Butartışmalıkitabınyayınlanışındanbeşyılsonra bu kez New York’ta, “Apollonius’unİncili”(TheGospelofApollonius)adlıbirkitapyayınlanmışvetamsönmekteolantartışmayıyine ateşlemiştir. Kenneth S. Guthrie imzalıbukitaptaartıkaçıkçaHıristiyanlarayenibir“İncil” sunulmuştur. Guthrie’nin kitabı
Apollonius’un ünlü “Vasiyeti-Testameutum”uüzerineyazılmıştı.
1900-1999 yılları arasında ise baştaABDolmak üzereApollonius’la ilgili 200’den fazlafelsefi, ezoterik, kabalistik ve okültikkitap/çalışma yayınlanmıştır. Bunlarınarasında ilginç olanlar şunlardır; Paris veNew York’ta aynı sırada yayınlanan (1932)ve Apollonius’u Bogomiller’in Fransa’dakiversiyonu olan Albigensler’in Peygamberiolarak sunan Maurice Magre imzalı kitaptır.(Albigensler, daha önce de dediğim gibiGnostik Hıristiyanlığın Fransa’dakitemsilcileriydiler.TapınakŞövalyeleridedahilbirçok gizli örgüt Albigeus Geleneğinebağlıydılar. Bu topluluk Katolik Kilisesi’ninacımasızbaskısıylayakılarakve/veyakılıçlaöldürülerek, yok edilmiştir. Avrupa’daki ilkbüyük kitle katliamı işte bu Albigensler’euygulanmıştır. Katolik Kilisesi, kendikilisesine uymayan diğer Hıristiyanları“Yakarak”yoketmektenkaçınmamıştır.)
1947’de ise ünlü Ölü Deniz Belgeleritartışma ortamına girmişti. Bu meyanda,İsa’nın kardeşi olduğu söylenen Thomas’ınkayıp “İncili” bulunmuştu. Bu çarpıcı veşaşırtıcıbirİncil’di.İlginçtirkibuİncil’inyazarıolarak, Apollonius’un öğrencisi NinovalıDamis gösterilmiştir. Diğer bir anlatımla,İsa’nın kardeşi diye bilinen Thomas kendiİncil’iniyazmamış,buİncil’ihayatınınsonunadoğru Urfa’da (Edessa) yaşayan Damisyazmıştı.Buiddiadaİlahiyatdünyasınıallakbullaketmiştir.
Ve20.yy’daApolloniushakkındayazılmıştartışmasız en önemli kitaba Alice Winstonimzaatmıştı.1954’teNewYork’tayayınlananbukitabınteziadındagizliydi:
“Apollonius of Tyana: Founder ofChristianity”
“Tyanalı Apollonius: HıristiyanlığınKurucusu.”
2.3.Apollonius/Balinius
“Tolieunfree;truthisnoble.”
“Yalansöylemekköleliktir;Doğrulukisesoyluluk.”
ApolloinusofTyana140
Gabriel de Sacy İsaMesih ve Balinius ile19. yy’ın başlarında İran’da ortaya çıkmışolanBahailiğiveonunkurucusuolarakkabuledilenBahaullah’ınyazılarınıvedüşüncelerinikarşılaştırdığı kitabı 1889’da yazmış veBahaullah’ı,19.yy’ınenönemli“Reformatör”ü
olarak değerlendirmişti.141
Bu kitapyayınlandığında Bahaullah adıyla tanınanMirza Hüseyin Ali Nuri (1817-1892) henüzhayattaydı. (Bahaullah, Allah’ın Haşmeti
demektir).142
Bahailik akımı ile Apolloinus’un gerçektende bir bağlantısı var mıdır? Buna birbakmakta yarar vardır. Kaldı ki, Bahailiğin,gerçekkurucuları “Babiler” ve “Babilik!’ diyebilinenbirakımınöncüleriydiler.Buöncülerinen ünlüsü ise, “KurretülAyn” adıyla tanınanbirkadındı.Türkasıllıbu İranlı/Azerikadın,BabiliğintekkadınHavarisiydivetıpkıMariaMagdelenagibi(MecdelliMeryem)buakımınkurucusu “Bab” ile birlikte bu mezhebiyaymıştı.
GerçekadıZerrinTaçolanKürretülAyn19.yy. başlarında (Bir kaynağa göre 1818)İran’da Kazvin’de doğdu. Babiliğin tarihineeğilmişbazıTürkyazarları(SüleymanNazif,Dr. N. Özşuca, N. Nazif Tepedelenlioğlu)onun Türk olduğunu söylerler. Babası HacıMollaMuhammedSalihvededesiHacıMollaMuhammed Taki, Kazvin’in önde gelenmüçtehitlerindendi. Tüm ailesinin, o sırada
Kazvin’de yaygın bulunan Şeyhi tarikatıylayakın ilişkileri vardı.ZerrinTaçdakadınlaragöreli bir bağımsızlık tanınmasını savunan,kapılarını kadın müridlerine kapalı tutmayanbu tarikatıbenimsemişti.ŞeyhiliğinkurucusuŞeyhAhmedAksai’ninenönemli tilmiziolanHacı Seyyid Kazım Resti ile sık sıkgörüşürdü; teolojik formasyonunda bugörüşmelerin ağırlıklı etkisi olmuştur. Hattasonradan tüm Babilerce de benimsenecekolan “Kurretül Ayn” (Göznuru) ve “Ferehul-Fuad” (Gönül süruru) adlarını ona SeyyidKazım’ınverdiğisöylenir.
1845 yılından başlayarak İngiltere, Fransave Rusya’nın rekabet ve paylaşım alanıolmanın, arka arkaya yenilgiyle sonuçlanansavaşların; içerdeyse rüşvet ve yolsuzlukolaylarındaki hızlı artışın etkisiyle iyicebunalan İran’dadinselgörünümlühareketveayaklanmalar süregidiyordu. Şahlık yönetimidengeye göre kimi zaman içeride otoritesinikırmak istediği Şii Mollalara karşı buhareketleri destekliyor, kimi zaman en kanlı
biçimdebastırıyordu.
Bu akımlardan biri ve en güçlüsü, “Bab”(Sözlükanlamı:Kapı)diyebilinenSeyyidAliMuhammed’in vaazettiği, Şiiliğin Mehdidüşüncesi, Yahudi Kabbala’sı, Zerdüşt dini,Doğu Kilisesi, İslam Sufiler’i ve Hurufilik’tenesinlenen Babilik idi. Kaldı ki, bir ve aynıtopraklar üzerinde birlikte yaşayan tüm budin, inanış ve değerler birbirleriyle yoğunbiretkileşim içindeydiler. Babiliğin kurucusuAliMuhammed de 1819’da Şiraz’da doğmuş,Reştiyye (Mehdi düşüncesini vaazeden birtarikat) Şeyhlerinden ders görmüş,matematik,felsefeveastrolojiyeolanilgisininyanı sıra, İncil’i Yahudi dinini, Zerdüştinancını, Arami felsefesini incelemiş,sonradan kurduğu sisteme de yansıyacakolan antik okültizm-esoterizm üzerine derinbilgisahibiolmuştu.
Şiilik ve bundan hareketle kendine görebüyükbirİslamiyeteleştirisigetirerek,yenibirinanç sistemi olan Babiliği ilk kez Şiraz’da
vaazetmeye başladı (1843). Tanrı’nınbilinmesinde aracı olacak olan Bab (kapı),adını alması da bu tarihlere rastlar. (İsa dakendisini “kapı” olarak görüyordu. İslamEzoterizmi’nde “kapı” düşüncesi önemli biryer tutar. Seyyid Ali Muhammed de “Bab”kelimesine mistik bir anlam yüklemişti. Onagöre“Bab”ilahihakikatiaramaaracıydı.)
Bu sıralar Seyyid Kazım Resti ölmüş(1843), Şeyhiler yeni bir arayış içinegirmişlerdi. Kurretül Ayn Seyyid Kazım’ınönde gelen müridlerinden Molla HüseyinBuşrevi’ye bir mektup yazarak, bir esrarlı“Zuhur”un yakın olduğunu hissettiğini belirtti.Kendisi dearayış içindeolanMollaHüseyinbumektuptandaaldığıgüçleyolaçıktı.YoluŞiraz’a düştüğünde Bab’ı buldu; onunöğretisini benimsedi. Bab, mektubunugördüğü KurretülAyn’ı da havariliğine kabulederek, 18 (kendisiyle birlikte 19) huruf-ülhayy (hayat harfleri): Babi sistemine görevarlık’ı yaratan ilkeler-nitelikler arasında yerverdi.
Babilik Zerrin Taç için önemli bir dayanaknoktası olmuştu. Bu inancın ileridegöreceğimiz akidlerine dayanarak peçesiniattı, halk içinde Bab’ın görüşlerini savunanvaazlar vermeye başladı. Bu vaazlardapoligamiye karşı çıkıyor, kadının datoplumsal yaşamda yerini alması gerektiğinisavunuyordu.
Önceden kendisini Allah’ın gönderdiği birPeygamber, Bab olarak değerlendirmesinekarşın, Seyyid Ali Muhammed, bir süresonra,yenibiriddiadabulundu:O,Hakikat’ınçıktığıkaynak,Allah’ınbirtezahürü,kutsalbirgörüntüydü. Nokta veya Hazret-i Ala isminialdı.BundansonraBabismi,HorasanlıMollaHüseyinBuşreviiçinkullanılıroldu.
BabveyayeniadıylaNokta,bundansonraŞiraz’danhiçayrılmadıvezamanınıkurduğuyenidininteorikveteolojikumdeleriniformüleetmekle geçirdi. Babilik’in yaygınlaştırılmasıvesiyasal bir güçhalinedönüştürülmesi isebaşta Molla Hüseyin Buşrevi olmak üzere,
içlerinde Kurretül Ayn’ın da bulunduğu 18havari veya Huruf-ül hayy tarafındangerçekleştirildi. Propagandalarında yerinegöre ya yeni dini selamlıyorlar ve herkesiyeni imana çağırıyorlar, ya da Şii akidesineuygun olarak, beklenen imam Mehdi’nin,Nokta’nın kişiliğinde ortaya çıktığınısavunuyorlardı.
Babilik, akımı ilk başta Iran olmak üzereözellikleHindistanveUzakdoğu’daçokhızlıbir yayılma göstermiş ve pek çok taraftartoplamıştı. Bu durum İranlı yöneticilertarafından sakıncalı bulundu ve 9 Temmuz1850’de Seyyid Muhammed asılaraköldürüldü. Bundan iki yıl sonraKurretülAynvearkadaşlarıişkenceyleöldürüldüler.
BabveöndegelenBabilerinöldürülmesiyleBabi hareketi büyük ölçüde güçtendüşmüştü. Ancak bir yandan bir kısımBabininbiadettiğiSubh-iEzel,diğeryandanBağdat’taBab’ınmüjdelediğiMenYesherHuAllah (Allah’ın izhar edeceği kişi) olduğu
iddiasıylaortayaatılankardeşiMirzaHüseyinAli (Bahaullah) Babileri kısmen toplandılar.Ancak bu iki kardeşin de kendilerini Bab’ınhalefi ilan etmesi Babilik’i Ezel ve Bahaiolmaküzereikiyeböldü.
İşin ilginçyanı,Bahaullah’ın,Peygamberlikiddasında bulunmasının hemen ardındanOsmanlıİmparatorluğu’nunemriyleİstanbul’agetirilmesidir. Yanında seksen dört kişiyleİstanbul’a gelen Bahaullah burada dört aykalarak bir takım gizli faaliyetlerdebulunduktansonra,Edirne’yegönderilerek4-5yılkadaroradakaldı.MirzaHüseyinAli’ninmisyonunu açıklaması Edirne’de olmuştur.Ancak iki kardeşingirdiği dinsel çatışmadantedirgin olan Osmanlı Sarayı, Babi veBahailer’i Edirne’den sürerek Bahaullah veBabai’leriFilistin’deAkka’ya,MirzaYahyaveEzelilerideKıbrıs’agönderdi.(1868)Herikiside propaganda faaliyetlerini buralardasürdürdüler. Bugün Bahailik kolu başatdurumdadır ve dünyaya yayılmıştır. AyrıcaazsayıdaEzelilerdemevcuttur.
Çokkısabirsüreiçinde,İran’daözellikledeelit(tanınmışişadamları,zenginler,ilerigelenaileler, filozoflar, sufiler, Yahudi tacirler vb.)arasında yaygınlaşan Babilik, İslam Sufiliği,Yahudilik, Zerdüşt inancı, Doğu Kilisesi,DoğuokültizmiveHurufiliğinherbirininetkisialtında her birinden unsurları bünyesindesentezleştirenbirinanıştı.
Babi/Bahailere göreAllah özde yaratıcıdır,çünkühayatınkendisidir,hayatıneşredervebu neşretmenin tek yolu, yaratmaktır. Allahyaratabilmek için yedi harfi /kelamı kullanır:bunlar kuvvet, iktidar, irade, eylem, kerem,zafer ve vahiy’dir. Bunlar harf ve kelamolmanın yanı sıra, yaradılışta etkin olmuşnitelik/değerlerdir ki bunlarahuruf-ül hayydenir.
Allah’ın yaratıcılığı tam’dır, yaratığınki isekusurlu; ardından mutlaka parçalanma,azalma,tahribolmagelir.
Yaratık, kutsal değer-nitelikler’in tümüne
sahip olmadığı için Allah-olmayan’dır. Ama,Allah’tantümüyleayrıdadeğildir.Oyalnızcaeksiklidir. Tamlığma son Yargı Günü’nde,Allah’a kavuşmakla ulaşacak, onunlabütünleşecektir.(BubakımdanTasavvuf’dakiFenafillahdüşüncesiyleparalellikgösterir.)
Gobineau,BabilerinTanrısı’nailişkinolarakşunlarısöylüyor:
“Babilerin Tanrısı, görüldüğü gibi Kaldonyafelsefesinin, İskender’in, Gnostik teorilerinbüyük bir kesiminin, büyü kitaplarının,kısacası Doğu biliminin Tanrısı’dır.Pentatek’inki (Tevrat’ın ilk beş kitabının adı)değilse de Gomara ve Talmud’un vaazettiğiTanrı budur. Musa ve İsa’nınöğrenebildiklerinden hareketle İslamıntanımlamaya çalıştığı Tanrı bu değildir ama,tüm filozofların, kritiklerin, tümakıllı kişilerin,yani SufiTerin, Semitleşmiş Zerdüştlerin(Yani, Sasanilerden bu yana tümZerdüştlerin) ilimbuülkelerdeboyattığındanberi aradığı, taptığı Tanrı’dır. Bab,Hıristiyan
ve İslam boyunduruğunun bir süre gölgedebıraktığı bu Tanrı’yi tekrar hatırlatmaktan,karanlıklardan çekip çıkarmaktan başka bir
şeyyapmamıştır.”143
Babilere göre Ali Muhammed’in içindeAllah’ın cemalinin görüldüğü bir aynaolduğunu ve herkesin O’nu oradagörebileceğinideekleyelim.
Babiler, her harfin sayısal bir değeryüklendiğini “ebced”e büyük önem verirler.Babi düşüncesine göre Tanrı’nın sayısalifadesi, “Vahd” ve “Ahy” (hayat veren)i dekarşılayan ve “hayat veren tek” anlamınagelen 19’dur. “Vücud”un ebced hesabındakideğeride19tutmaktadır.
19 sayısı tüm Babi ve Babiliği temel alanBahai yaşamında denetleyici durumdadır.Babi/Bahai takvimine göre yıl 19 ay, ay 19gün,gün19saatvb.dir.Hukukiveticaritümdüzenlemeler önceden yerleştirilmiş bu ilahiuyumu bozmamak için 19 sayısı temelinde
yapılır.Bab,TanrıileTanrıdankopanyaratıkarasındaki uyumun yeniden kurulması için“herşeyibirliksayısınagöre,yani19bölümhalindeörgütleyiniz”demektir.
Kendisinden önceki Peygamberleri kabuletmesine, onları kendi dönemleri için tutarlısaymasına karşın, dönemlerini doldurmuşolduklarını söyler. Kendi önerdiği sistem,tümünden daha sonra geldiği için, tümününtamamlayıcısıdurumundadır.
Babi-Bahai düşüncesinin en önemliilkelerinden biri de temizliktir, su, temizliğinkendisidir ve temizler. Öyle ki, Babisavaşçıları, savaşırken, kanları vücutlarınayabancı olan giysilerine değip kirlenmesindiye,giysileriniçıkarıpçıplaksavaşırlardı.İyigiyinmek, her türlü lüks ve süs eşyaları,değerli taşlar Babilere haram kılınmamıştır.Aksine, inziva ve istimna’ya kınanmasıgerekendavranışlarolarakbakılmaktaydı.
Babilikte özellikle de çıkış dönemlerindemallar ortaktı. Bab’ın ölümünden sonra
tasarruf hakkını elde edebildiler. Bununtemelinde her türlü malın Allah’ın olduğudüşüncesi yatar. Bahailer’de Kıble yoktur.Allah her yerde olduğu için istedikleri yöndeibadetederler.
Bahailerin bulunduğu her ülkede birMilliRuhani Mahvil ve yerel organlar olanMahalli Ruhani Mahviller vardır. Bahailerkendiaralarındaçıkanher türlüanlaşmazlığıbuorganlardaçözümlerler;sivilmahkemelereçıkmalarıyasaktır.Herkıtadabirtaneolmaküzere beş Bahai Mabedi bulunmaktadır.Bunlar, Chicago (ABD), Kampala (Uganda),Aşkabat (Türkmenistan), Sydney(Avustralya) ve Frankfurt (Almanya)dadır.Cenevre ve de Lozan merkezleri
durumundadır.144
Gerçekten de Balinius’un yaşamı veeserleri dikkate alındığında Bahaullah’ın“Levih”diyetanımlananyaşamtarzıveTanrıinancası arasında sıkı benzerlikler vardır.
Doğu mislisizmi başta olmak üzere, Kabalaöğretisi,ezoterizm,okültizmveManiecheismhep Apollonius tarafından “vaaz” edilmişöğretilerdir.Temizlikyasaları(abdest)vetümdünyayı insanların ortak mülkiyeti gibigörmekApolloniusileonunbirtür“Replikası”sayılabilecek olan Bahaullah arasındakibirçok ortak husustan bazılarıdır. Diğer biranlatımla, eğerApollonius, bir “Din” kurmakisteseydi, bugünkü haliyle değil ama1880’lerdeki“Saflığı” içindekiBahailikgibibir“Cult” kurardı, denilebilir. Bahaullah’ınBalinius’uneserlerindenesinlendiğikesindir.
Şimdi de Apollonius’un yaşamının veöğretisinin bazı ilginç yanlarını görelim. İsaMesih’e atfen Kutsal Kitap’ta yazılanlarla,Apollonius’unyaşadığıdönemdebelgelenmişbazısözleriniveeserlerinikarşılaştıralım.Butahminlerin ötesinde ilginç sonuçlarverecektir,şaşırmayın.
***
Apollonius ile İsaMesih’in karşılaştırılması
konusu yeni bir olay değildir. Bu tartışmalarilkin Philostratus’un kitabının yazılışındansonrabaşlamışancakdoruknoktasına,dahaöncesözünüettiğimyüksekbürokratBitniyaValisi Hierocles’in Domitian dönemindeyazdığıApollonius’unhayatınıvemucizelerini
anlattığı kitapla ulaşmıştır.145
Domitiandöneminde baştaAnadolu olmak üzere, İ.S.3. yy’da Hıristiyanlar çok küçük birazınlıktılar. (Bkz.:Ek) O dönemdeki KiliseBabaları, kendilerine bir türlü inanmayanAnadoluhalkındançokDevletiyönetenleriveonların karılarını ve kızlarını etkileyerekHıristiyan yapmaya yönelmişlerdi. Bu gizlifaaliyetlerindedebaşarılıolmuşlardı.
Daha sonra İ.S. 302 yılından itibarenİmparator Diocletian, Hierocles’in bukitabından yola çıkarak, Anadolu’daHıristiyanlığın yayılmasını engellemiş vebaskı uygulamıştı. Bu kitabın etkisi o kadarçok olmuştu ki, dönemin Kilise Babaları,örneğin Filistinli Eusebe (Eusebe de
Cesaree) sadece bu kitabı konu alan veİsa’yı savunan “Hieroclese Karşı” (Contre
Hierocles)146
adlıbirkitapyazmakzorundakalmıştı. Eusebe’nin doğrudan Apollonius’u
hedefalanbirkitabıdavardır.147
Hierocles, kitabında, o günlerde, İsaMesih’eatfedilenmucizeleri,gerçekteİsa’nındeğil, Apollonius’un yaptığını ve/fakatHıristiyanların Apollonius’unyaptıklarını/mucizelerini “İntihal” (Plagierism)yoluyla alarak haksız bir şekilde İsa’yamalettiklerini açıklayan ilk yazardır/devletadamıdır.Bunakarşılık,KiliseBabaları, isteristemez, Apollonius’un çok ünlü bir şif acı(Thaumaturge), olduğunu, mucizeleryarattığını ama aslında bunları “Kara Büyü”aracılığıylaedindiğiniveİsa’nınmucizelerininApollonius’unkilerden büyük olduğunuyazmışlardır.Eusebe,Apollonius’unörnekbirinsan olduğunu, örnek bir ahlâk sahibiolduğunukabulettiğiniamakonumucizelere
gelincebunlarıgizliceöğrendiğiBüyüveSihiraracılığıyla yaptığını, yapabildiğini önesürerekonusahtekârlıklasuçlamıştır.İlginçtirki, adından bugünkü İncil’de de söz edilenSimonMagusadlıkişiyide,aynısuçlamaylakaralamışlardı. Gospel yazarları SimonMagus’un, çok tehlikeli ve çokmaharetli birbüyücü olduğunu belirtmişler sonra da onunİsa Mesih’in üstünlüğünü kabul ettiğiniduyurmuşlardı. Simon Magus 1. yy’dakiGnostiklerinöndegelenliderlerindendi.
Tıpkı İsa Mesih’in yaşamını ve eserlerini(mucizeleri dahil) anlatan 4 Gospel-Yazarıolduğu gibi, o çağlarda Apollonius’unyaşamını ve mucizelerini anlatan 4 yazarvardır. Bunlar, İsa için, Matthew, Marcus,LukeveJohn’dur;Apollonius içindeFlaviusPhilostratus, Moeragenes, Sotorichus ofOasisveHierocles’tir.İlginçtirki,İsaMesih’inyaşamınıyazmışolanbukişiler-eğergerçekiseler- bilindiği üzere ya çok az dini eğitimgörmüş ya da dindışı mesleklerde görevalmışlardır,örneğinMattavergi tahsildarıydı.
Apollonius’un yaşamını ve mucizeleriniyazmışolanlar ise tarihçi, felsefeci,bürokratvesiyasetçiydiler.
1996 yılında Time Dergisi “İsa’yıArarken/Arayış” başlıklı bir dosyayı kapak
yapmıştı.148
Derginin bu sayısında DavidVan Biema imzalı yazıda, daha öncekibölümde değindiğim “Beş Gospel” İsaSeminerine katılan ilahiyatçıların ve bilimadamlarının bulguları ışığında, 4 Gospel’deanlatılanların pek çoğunun yalan yanlışolduklarınınkesinleştiğivurgulanmıştı.Ayrıcailk4Gospelyazarının(4Evangelistin)dahiçgüvenilmeyecek kişiler oldukları, pek çokilahiyatçı ve bilim adamı tarafındanvurgulanmıştı. İlginçtir ki Apollonius’unhayatını ve eserlerini birinci elden yazmışolan ilk dört yazar, hiçbir şekilde“Güvenilmez”bilgileriyazan“Sahte” ve/veyakimlikleri belirsiz, kişiliksiz insanlar olaraktarihin hiçbir döneminde diğerleri gibisuçlanmamışlardı.Tersine,buyazarlar,hem
kendi dönemlerinde hem de 1700 yıl içindehep en güvenilir kaynaklar olarakgösterilmişlerdir.
Yine ilginçtir ki, Protestanlığın kurucusuMartinLutherde,budörtGospelyazarındanilk üçünün “Hiç Güvenilmez” kişilerolduklarını, dolayısıyla sadece John’abakılması gerektiğini hep vaaz etmişti.1835’te David Friedrich Strauss, “İsa’nınYaşamı” adlı kitabını yayınlayınca, Luther’inbaşlattığıtartışmaartıkbilimalanınataşınmışoldu. Strauss, kitabında eldeki - İznikKonsili’nde kabul edilen metinlerin çoğununsonradan ekleme olduğunu, bunlaragüvenilmemesi gerektiğini vurguladı. Onunaçıklamaları sonraki kuşak ilahiyatçılara yolgöstericioldu.Bu inanışagöre încil ileTarihve Bilim uyuşmuyordu. İncil’deki veriler,mucizeler vd. ne tarih bilimi, ne de Pozitifbilimlerle açıklanabilirdi. İncil’de adı geçenkentler, kasabalar ve olaylar tarihen “Zaten”hiçvarolmamışlardı!Straussvediğerbirçokilahiyatçıya göre İncil’deki İsa ile “İmanın”
İsa’sı ayrıydılar, aralarında bir bağ yoktu.Belki olması da gerekmiyordu! Diğer biranlatımla, inanmak isteyenler gerçek-olmayan, “Sanal” bir kişiye iman etmekteserbesttiler.
TıpkıApollonius için olduğugibi İsaMesihiçin de, öğretisinde “Büyücülük” ve sihirbulunduğu söylenmiştir. İsa’nın doğumundanbaşlayarak, daha sonra suyu şarabaçevirmesi, ölüyü diriltmesi, “Cin” kovması(Exorcism)vediğer“Mucizeleri”nehikmetse,aynen Apollonius için de geçerlidir. O da“ölüyü diriltmiş”, o da bir kenti (Efes)salgından kurtarmış, o da insanlara, tıpkıEsseneler’in Esrarengiz Belleticisi gibi “Şifa”dağıtmıştır. Tek farkla ki İsa, “Büyücülükle”suçlanmamış, ama ne hazindir ki, “ŞifaUstası” Apollonius “Büyücü” olmaklasuçlanmıştır.
Eğerbazıözelbilgiler(Occultik)aracılığıylainsanlara şifa dağıtmak büyücülükse, Musada, İsa da büyücü sayılmalıydılar. Hele
Musa, Tevrat’a göre, Mısırlı BüyücülerleFiravun’un huzurunda yarışmış ve kendi“Tanrısının”onaverdiği “Sihirin” Firavunlarınbüyücülerinkinden daha güçlü olduğunukanıtlamaya çalışmıştı. Öte yandan eğer“Yoktan Var Etmek ” büyücülükse, ilk baştaTanrı’nın kendisi “Baş” büyücü sayılmalıdır.Niçin Apollonius ve Gospeller’deki SimonMagus, büyücü sayılmışlardır, bu bellideğildir. Ortada açık bir haksızlık olduğukesindir.
TıpkıİsaMesihgibiApolloniusdaenyakındostlarından birinin ihanetine uğramıştır.Bilindiğigibi12.HavariolaraktanınanJudasİscariot, Romalılar’dan (ya da başka biranlatımagöreYahudiler’den)30gümüşsikkerüşvet aldıktan sonra İsa Mesih’i Romalıaskerlere ihbaretmiştir.Öte yandansadecebu “İhbar” masalı bile kendi içinde buGospeller’i “Yalanlar” mahiyettedir. ÇünküJudas, ilginçtir ki, Gospeller’ de yazdığınagöre, ONU HİÇ TANIMAYAN, ADINI,SANINI VE NASIL BİRİ OLDUĞUNU HİÇ
BİLMEYEN Romalılar’a şöyle bir önerigötürmüştü: Ben İsa’nın ve Havarileri’ninyanına gideceğim, hangisini ensesindenöpersem işte “O” kişi kendisinin “Tanrı’nınOğlu” ve “Yahudilerin Kralı” olduğunu iddiaedendir; benim kimi öptüğüme bakıp, kişiyitanırsınız ve yakalarsınız. Bu anlatım, aynızamanda,Gospel’de“HerkesOnutanıyorvepeşinden binlerce kişi gidiyordu” diyeyazılanları da yalanlamaktadır; ülkeninegemeni olan Romalılar’ın “İsa Mesih”ibırakın tanımayı, varlığından bile haberleriyoktu.
Apollonius’u da yakın dostu -sonra da enhırslı düşmanı Euphrates, İmparatorDomitian’aihbaretmişti.Enyakındostlarınınihanetine uğradıkları bilinen bu iki kişidenApollonius, Domitian’ın Güvenlik Bakanı(Prefect)Aelian tarafından zindana atılmıştı.Kendisine isnad edilen suçlar “Cinayet” vedarbecilerleişbirliğiidi.
Nekadarilginçtirki,enyakınlarıtarafından
ihbar edildikleri bildirilen bu iki kişiden, İsaMesih’inGERÇEKTEJUDASTARAFINDANHİÇ İHBAR EDİLMEDİĞİ bizzat Hıristiyanİlahiyatçılar tarafından1996’daaçıklanmıştır.DiğerbiranlatımlaJudasIscariot,30gümüşsikke alarak İsa Mesih’i Romalı askerlereihbar etmemiştir. BU İHBAR OLAYITAMAMEN sonradan uydurularak İncil’e
konmuştur.149
Oysa Apollonius’un ihbarıgerçektir, yazılı metinlere ve RomabelgelerinegörebuİHBARGERÇEK,RomalıaskerlereyapılanİHBARMASALDIR!
Tıpkı Apollonius’un başına geldiği gibi, neilginçtir ki İsa’nın başına da benzer bir olaygelmiştir.Bunagörebu ikikişi,birsüre için,en yakınları tarafından ÖNCE SAHTETANRI oldukları gerekçesiyleREDDEDİLMİŞLER, SONRA DASÖZLERİNİ GERİ ALARAK ONLARIN“TANRI” (LORD JESUS) ve “İNSANSURETİNDEKİ TANRI” olduklarını kabul vebeyanetıhişlerdir. İsaMesih,enyakınıAziz
Peter tarafından Romalı askerlerin önündeönce reddedilmiş, sonra da yenidenkabullenilmiştir. Rastlantı bu ya, Apolloniusda, Tigellius tarafından önce RED edilmiş,sonra MAHKEME karşısında O’nun İnsanSuretindeki Tanrı olduğu kabul ve beyanedilmiştir. İsa ile Apollonius arasında buolaydaTEKFARKvardır,odaApollonius’lailgili RED ve KABUL meselesi Romakayıtlarında, duruşma tutanaklarında vardır(Damis’ten naklen). AMA İSA’nın başınagelenAYNIolaylailgilihiçbirkayıtyoktur!
Tıpkı İsa’nın ölü Lazarus’u diriltişi gibi,rastlantıya bakın ki, Apollonius da Efes’lizenginbir aileningençvegüzel kızını “Ölü”iken diriltmiştir. Aralarındaki tek fark İsa’nınbunu Tanrı ve Tanrı’nın Oğlu olduğu içinyaptığı/yapabildiği söylenirken,Apollonius’unölüyü diriltmesi nedense “Büyü ve Sihir”gücüne bağlanmıştır. Kaldı ki, Apollonius,bunukendi başınadeğil,Doğanın yasalarınıkullanarak yaptığını, kendisinin büyücüolmadığını;bununbir “DoğaOlayı”olduğunu
ve her zaman olmayacağını söylemiştir.Oysa İsa’nınLazarus’u dirilttiğine inandırılanilk Hıristiyanlar, topluca, kendilerinin deöldükten sonra İsa tarafından yenidencanlandırılacaklarına iman ettirilmişlerdir.Üstelik yeniden canlandırdıklarında,doğrudan Cennet’te olacaklarınıdüşünmüşlerdir. Ve bu Cennete dekendilerinden başka hiçbir din mensubunungiremeyeceğiniönesürmüşlerdir.
Tıpkı İsa Mesih gibi, Apollonius da “Cin”kovmacılığı yapmıştır. İsa, taşlanacak birkadınıkötüyolasevkedencinleritemizlemiş,Apollonius da Efes kentini “Kıtlığa” duçareden cinleri kovarak, topraklara bereketgetirmiştir. İlginçtir ki, fahişeyi cinlerinegemenliğinden kurtaran İsa, Tanrı (LORD)sayılmış, Apollonius ise, ne hikmetse,“Şarlatan”olaraktanıtılmıştır.
Ve son olarak -ama sonuncu olarak değilİsa da Apollonius da “Tanrısal” olmaklaanılmışlardır.İsaMesih,ilkkez,Azizyapılan
Simon=Petrus tarafından Tanrı’nın Oğlu veTanrı (LORD) ilan edilmiş (Peter, İsa’yaTanrı’nınOğluolduğunaİmanettiğinisöyledi);Apollonius ise Damis tarafından “İnsanSuretindeki Tanrı” olarak nitelendirilmiştir.Ama nedense, İsa Mesih, İznik Konsili’ndeyeryüzüne“İnsan”suretindegönderilmişolanTanrı’nın Oğlu yapılmış -Devlet zoruyla- veApollonius’un kaderine “İnsan SuretindekiBüyücü” olmak düşmüştür. Damis’in beyanıve yazıları İmparatorluk arşivinde dururken,yoksulvecahilbalıkçıPeter’in,İsa’yı“Tanrı”(önce oğlu) yapışının hiçbir belgesi yoktur,olmamıştır. Aynı Peter, İsa’nın ölümündensonra,nehikmetse,birkaçayönce“TanrınınBiricikOğlu”dediğiİsa’yıbukez,sadece,bir“Peygamber” olarak çevresindekilere lanseetmiştir(Peter,3:22).
Şu kesindir ki, TyanalıApollonius, “HayatıÇalınan Adam” olmuştur. Nedense, onunlailgili her ne varsa, bunlar İsa’ya atfedilmiştir.Aynı yıllarda, aynı yörelerde, aynı insanlaramuhatap olarak yaşamış olan İsa ve
Apollonius’tan, İsa “Tanrı” yapılmış,Apollonius’un ise en az 1500 yıl adıunutturulmuştur. Bunun nedeni deKonstantin’in “YeniDinYeniDevlet ” kurmakamacıyla topladığı 1. Ekümenikal İznikKonsili ile, daha sonra İmparator olan I.Theodius’un (İ.S. 381-389) verdiği emirlerleApollonius’unadınıntarihtensildirilmişolmasıyatmaktadır.
Bu dönemden sonra Apollonius’unyaşamıyla ilgili Flavius Philostratus vediğerlerininyazdıklarıeserler,İ.S.460yılındaApollonius Sidonius (günümüzde AzizSidoine diye tanınıyor) adlı Fransız asıllı birsoylu tarafından bulunmuştur. Sidonius,Roma İmparatoruAuitus’un kızıyla evlenmişve bir tez yazarak Apollonius’u onatanıtmıştır. Solarion’un yazdığına göre 500-1500 yılları arasında Apollonius, “BilgeBalinius” adıyla sadece Araplar’ın arasındakendisine bir yer bulmuştur. Daha önce deadındansözettiğimizCabirİbnHayyan,(İ.S.
800yıllarında)ve“Geber”adınıalan(Cabir’eözenerek) İspanyol yazar Huques deSantalla (İ.S. 1150) Aristo’nun ünlü eseri“Secretum Secretorum” (Sırların Sırrı)kitabından söz ederken Apollonius ile ilgiliCabir’in kitabından da uzunca alıntılaryapmıştır. Cabir’in Apollonius’la ilgili buçalışması “Kitab al-Hacerala Re’i Balinius”adını taşıyordu ve tüm Orta Çağ boyunca,Apollonius’tansözedilentekkaynakbukitapolmuştur.
Şukesinliklesöylenebilirki,gerekTapınakŞövalyeleri,gerekseonlarınuzantısıolanGülve Haç Kardeşliği ile sonraki SpekülatifMasonik örgütlerin kurucu ve yöneticileri,Kilise’nin yoğun baskısı nedeniyle gizlenenApollonius’un bazı eserlerini görmüş veokumuşlardı. Gül ve Haç’ın kurucularındankabuledilenParacelsus,uzunyıllarAraplar’lave Türkler’le birlikte yaşamış ve Doğu’nunbüyü,tılsım,alşimizm,şifacılıkveHermetizmkonularındaki bilgilerine birinci elden
ulaşmıştır.150
Şu da kesinlikle söylenebilir ki, tarihselolarak devlet ve özel arşivlerdeki belgeleregöre TyanalıApollonius adlı “Ermiş” bir kişiyaşamıştır.Ancak Kilise Babaları bu kutsalkişiyi, nedense, ısrarla “Yok” saymışlar,“Varlığını” kabul etmek zorunda kaldıklarızaman da O’nun “Büyücü ve Sihirbaz”olduğunu iddia etmişlerdir. Acaba neden?Şimdibunugörelim.
***
Tarihteçokazkitap,yüzyıllarboyusürecektartışmaların kaynağı olmuştur. FlaviusPhilostratus’un yazdığı ya da Damis’intuttuğu notlardan ve İmparatoriçe JuliaDomna’ya iletilen belgelerden derlediği“Tyanalı Apollonius’un Yaşamı ” böyle birtartışmanınodağıolmuştur.Bukitaptaverilenbilgilere göre, Tyanalı Pagan Apollonius’unyaşamı ileYahudi asıllı İsaMesih’in yaşamıneredeysebirebirçakışmaktadır.
Şöyle ki; Flavius’un yazdığına göre,Apollonius günümüzün takvimiylehesaplanınca, İ.Ö. 4. yılda Tyana kentindedoğmuştur. Tyana, birinci yüzyıldaKapadokya’daki en ünlü ve gelişmiş Paganyerleşimalanlarındanbiri,belkidebirincisiydi.Batı’sında Galatia (Konya ve çevresi),Doğu’sunda Armenia, Güney’de Kilikya,Kuzey’de Pontus ile komşuydu. Tyana,günümüzdeNiğdeİli’ninKemerhisarilçesidir.(Bkz:HaritalarEk.)
Tyana, Kilikya Boğazı denilen bir geçitlePozantı’ya(Podandus)veoradandaTarsusve Adana’ya bağlıydı. Bu iki kentte odönemde en az Edessa (Urfa) ve Carrhae(Harran’ın 1. yy’daki adı) kadar gelişmiş veuygarlaşmışkentlerdi.AmaKapadokyalılar,oyıllarda olduğu gibi, ilginçtir ki, 10. yy’da dagözükara, kaba, dikkafalı, söz dinlemez,cesurgibisıfatlarlaanılıyorlardı.Öyleki,10.yy’daSaraygeleneğindeKapadokyalıdemeksert, hoyrat, kabadayı demek anlamına
geliyordu.151
Apollonius’undoğumtarihiileİsa’nındoğumtarihi, kuvvetle muhtemelen aynıdır. KatolikKilisesiilediğerKiliselerarasındabukonudada sorun vardır. Papa Gregory’nin takvimi,1582’de yürürlüğe girdi. Günümüzde birçokülkede kullanılan bu takvimde gerçekte 11gün atlanmıştı. Gregory bununla dayetinmemiş,koskocabiryılıdaatmıştı!Diğerbir anlatımla, Papa kendi Katolik Kilisesi’ninkutsal günlerinin her zaman için geçerliolacak bir takvime bağlamak istediği için,İsa’nın doğumunu l.Yıl (Birinci yıl) olarakgöstermişti.Oysa,matematikselolarakbu“0”
(sıfır yılı) olması gerekirdi.152
Dolayısıylagünümüzde İsa’nın tam olarak hangi yıldadoğduğu bilinmemektedir. Kesin olanGregory’nin takvimde gösterilen 1 (Bir)yılındadoğmamışolduğudur.İsamuhtemelenkendindenönce(İ.Ö.)4 ile6yıllarıarasındabirdönemdedoğmuştu.
Flavius’un kitabından öğrendiğimize göre,Apollonius, çokvarlıklı ve kültürlübir aileninçocuğudur. Ataları Tyana’ ninkurucularındandır. İyi bir eğitim ve öğrenimgörmüştür.Onaltıyaşınageldiğindeailesininisteği üzerine o dönemde eğitim merkezisayılan Tarsus’a gitmiş ve buradakiPisagorcu/Apollo’ya bağlı kişilerle tanışmışve onların öğrencisi olmuştur.Aynı yıllarda,daha genç olarak Aziz Paul da Tarsus’taeğitim ve öğrenim görüyordu. Biri YahudiFarisimezhebininöğretilerinegöre,diğerideRoma İmparatorluğu’nun asli dinselsistematiği olan Paganizm’e göreeğitilmişlerdi.AzizPaul daTarsus’un yerlisi,zengin bir ailenin iyi eğitim görmüş birçocuğuydu. Daha sonraki hayatındakendisini, tutucu Farisiler’in “En” tutucuFarisisi olarak tanımlamıştır. Apollonius ilePaul’un Tarsus’ta tanışıp tartışmış olmalarımuhtemeldir. Ancak kesinlikle “Olmamıştır”denilebilecek bir gerçek vardır: İkisi de, tümyaşamları boyunca İsa’yı hiç görmemiş ve
tanımamıştır.
AzizPaulilerikiyaşlarında,başlangıçtaçokkarşı olduğu, İsa Mesih olayını yaymayıüslenmiş ve dört Evangelist’in Gospelleri’nivaazetmeyebaşlamıştır.İlginçolan,şuünlüLazorusolayıdır.DördüncüGospel’inyazarıJohn -ki bunu onun yazdığı belli değildir-İsa’nın Lazarus adlı bir genci “Öldükten”sonra dirilttiğini yazmıştır. (Nedense buLazarus ve diğer “Sözde” dirilenler, dahasonra tekrar ölmüşler ve bu kez yanlarındaİsa olmadığı için, bir daha dirilmek şansınıyakalayamamışlardır!) Bu masalda garipolan, John’un son Evangelist olması veGospeli’ni İsa’nın ölümünden (İ.S. yaklaşık27-29 yılları) 60 yıl kadar sonra yazmışolmasıdır. Oysa Claude-Carrierre’nin debelirttiği gibi, ilk Gospel’in yazarı Matthew,İsa’nın hep yanında yer almıştı. Her zamanonunlaberaberolmuş,herzamanonayakınolmuştu ama kendi Gospeli’nde, böylesineinanılmaz bir olaydan tek satırla dahi söz
etmemişti!153
NitekimAzizPauldabugünküİncil’deyeralansözlerinegöre,“Bendebanane iletilmişse sizlere sadece onlarıanlatıyorum o kadar” demişti. Paul İsa’nınölüleri dirilttiğini ve öldükten sonra göğeyükselişini sorgulayanlara işte bu yanıtıvermekle yetinmişti. Paul daApollonius gibi,Atina’ya gitmiş ve burada Stoacı veEpiküryen filozoflarla tartışmıştı. Filozoflarona, “Kulağımıza garip gelen sözlersöylüyorsunuz”demişlervekendisinidikkate
almamışlardı.154
Oysa Apollonius Atina’yagittiğinde tüm felsefecilerle konuşmuş, dahasonra birçoğuyla yıllar boyuncamektuplaşmış ve karşılıklı fikir alışverişindebulunmuştu.Apollonius’unortadankaldırılmışolanlar dışında bilinen 81 mektubu vardır.İlginçtir ki, bu 85-90 yıllık dönemdeApollonius’un yazdığı mektupların hiçbirindeİsa’dan söz edilmemiştir. Belli ki kendisineyollanan mektuplarda da Hıristiyanlığın ve“Öldükten” sonra dirilen Tanrı’nın Oğlu İsa
Mesih’inadıgeçmemiştir.
İsa’nın ölümünden sonra kendisi hakkındayazılanlar ile daha sonra özellikle de 325yılında Konstantin’in “Devlet” siyasetiyaratmakamacıylatopladığıİznikKonsili’ndeyinebukanlıvegaddarimparatorunisteğiyledüzenlenen nihai belgede (Creed=Amentü)yer alan sözler Hıristiyanlar içinsorgulanmadan kabullenilen kaziyelerolmuştur. Konstantin ile başlayan “Yeni”dönemde “Zorla” HıristiyanlaştırılanPaganların sayısı milyonları bulmuştur.Rodney Stark’ın yaptığı hesaplara göre, ilkyüzyıldatoplamnüfusuniçindeenfazla1000kişiİsa’nınadınıduymuştuvebusayıRomaİmparatorluğunüfusunun0.0017sinetekabülediyordu. Oysa 325 yılından sonrakatlanarakartanHıristiyansayısı350yılında34 milyona (toplam nüfusun %56.3’üne)
yükselmişti.155
Apollonius da İsa da aynı dönemde
yaşamış olmalarına ve adlarını duyurmuşolmalarına rağmen, birbirlerinden hiçhaberdardeğillerdi.Apollonius,PisagorcuveŞifacıolarakuzakülkeleregidipgelirkenİsa,kısa yaşamı boyunca Yahudi yerleşimalanlarının sadece iki ya da üçünegidebilmişti. Apollonius’un gezilerinde ilkdurakAntakya ve Babil olmuştu.ApolloniusdahasonraMısır’a,Hindistan’avebirçokkezdeAtina’ya,Efes’e,Roma’yavediğerbüyükmerkezleregitmiş,buralardabazenKrallar’la-Hindistan’da ve Babil’de olduğu gibi- bazenİmparatorlarla -Roma’da olduğu gibi- bazende filozoflar, dinadamları ve/veya sıradaninsanlarla tanışmış onlarla konuşmuş, fikir
alışverişlerindebulunmuştur.156
Apollonius ile İsa’yı karşılaştıran kitaplar,Katolik Kilisesi’ nin baskısına uğramıştır.Nedir ki, 18. yy’ın sonundan itibaren bu
kitaplardabirartışgörülmüştür.157
W.B.Wallace’ın yazdığına göre
Philostratus’un kitabındaki TyanalıApollonius, Semitik “Kurtarıcı” (Saviour)İsa’ya karşı gerçek bir Pagan
“Kurtarıcı”dır.158
Gerçekten de günümüzdebilinen anlatımıyla İncil’de İsa ilePhilostratus’un kitabındaki Apollonius,birbirlerinin yerlerinde olabilecekkarakterlerdir. Hatta Apollonius çok dahauzun yaşadığı için İsa’dan “Fazladır”. Öteyandan İncil’in Yeni Ahit bölümü dikkatliceokunduğundaTyanalıApollonius’unbir“DeusAbsconditus” (Kendini Gizleyen Tanrı) gibiGospeller’in arasında dolaşmakta olduğugörülür. (İsrailoğulları, Musa’nın onlarasunduğu ya da tebliğ ettiği Tanrı JHVH-Yahveh’i, göremedikleri için ona “Bu TanrıNiçinKendiniGöstermiyordaGizliyor?”diyesormuşlardı. Deus Absconditus Latince buTanrıiçinyapılmışyakıştırmalardır.)
Apollonius, kuşkusuz 1. yy’da Greko-Romen dünyadaki adı en ünlü olan filozof,şifacı ve büyü ustasıydı. Sözün burasında,
“Büyü ve Sihir” denildiğinde, günümüzde“Bilimi” Tanrılaştırmış, mutlaklaştırmış olanakademik çevrelerin “Hokus Pokus”sözleriyle özetlenebilecek olan “Eksik veÇarpıtılmış” Büyü ve Sihir tanımlarını değil,baştaünlüMatematikçi IsaacNewtonolmaküzere sayısız bilimadamının ömürleriboyunca uğraştıkları Hermetik, Büyü veSihir’i kast ettiğimizi belirtmek gerekiyor.Sokakvesahneİllizyonistleri’ndendeğil,herşeyi “Yoktan” var ettiğine inanılan Tanrının“Gizil”gücünüsimgeleyenHermetikBüyüveSihir’insırlarınaulaşarakbunukendiçapındauygulayanveböylelikledeinsanlara“Yeni”yitanıtan “Büyü Ustalarından” biriydiApollonius.
Bu tip Büyü ve Sihir’in alşimizmin,ezoterizmin ve hermetizmin bilimsel niteliğinianlatan Kurt Seligmann’ın yazdığına göreTyanalı Apollonius, bu alanda kendi başına
bir okuldu.159
Yine Seligmann’ın yazdığınagöre Grekler “Ölüler Kültü” (Totenkult)
diyebileceğimizbirinancadaçokbağlıydılar.Ölen bazı kişilerin, yeryüzünde yapmakistedikleri işleri tamamlayamadan ölmelerihalinde, bir süre “Hades”in (Yeraltı Tanrısı)yanındadinlendiktensonrageridöndüklerineve yarım kalan “Misyonlarını”
tamamladıklarına inanıyorlardı.160
DikkatedilirsebuinançPagangeleneğineuygundur,Semitikdeğildir.Oysaİncil’deSemitikİsa’nınölümünden sonra geri dönüşü “Misyonunu”tamamlamakiçinolacaktır.DiğerbiranlatımlaTanrı Baba, biricik Oğlu İsa Mesih’i “İkinci”kez yeryüzüne gönderecektir! OysaPhilostratus, zindanda bulunduğu sıradaApollonius’un, ölüme mahkum edilmiş olantilmizi ile konuşurken -Damis’den naklen-kendisininonun içinHades’egidip,yaniölüpgeri geleceğini söylemişti. Philostratus’unkitabında Apollonius, defalarca Hades’e“GidipGeri Dönmekten” söz etmiştir. Bu daolmasıgerekendir,çünküApollonius’unbağlıolduğuPisagorculuk’unkurucusuPisagorda,
İsa’dan yüzlerce yıl önce, Antik MısırHermetizmi’nden öğrendiği bu bilgiyi yazmışve durmaksızın tekrarlamıştı. İsa’nınyaşadığı 1. yy’da bu tezi yayan veseslendiren tek filozof Apollonius idi.İsrailoğulları’nın ve İsa Mesih’in bunu dilegetirmesi mümkün değildi, çünkü Yahudigeleneği (Habakkuk ve Hagada) ve Şeriatıbunu“Seslendirmeyi”kesinlikleyasaklamıştı.Nedir ki, İncil’de Yahudi İsa, tıpkıApollonius’un dediği gibi Hades’e (ölüme)gitmişve“GeriDönmüştür”!
İlginçtir ki, Katolik Kilisesi Apollonius’ukaralamak için onun “Cinlerle” uğraşan, şifagetirmekamacıyla“Cinleri”kovanbirBüyücüolduğunu yüzyıllardır yinelemektedir. KatolikKilisesi’negöre,PaganApollonius, “Cinlerle”konuştuğunu ve onları yönlendirdiğini önesürmüş bir “Sahte Şifacı”dır. Nedir ki, odönemde“Cin”ilimi(Demonology)ilesadecePaganlar uğraşıyorlardı. Yahudiler’de böylebiruygulamave inançyoktu,olamazdı. “CinKovma”(Exorcism)Paganlaraözgübir“Şifa”
yöntemiydi.Bugünkütanımlarlasöylersekbirtür“RuhsalTerapi”vepsikolojikdanışmanlıkveRuhsal “Sağım”dı.Doğrudur, 1. yy’dabudaldadaenünlükişiApollonius idi.Şaşırtıcıolan tamamen Paganlara ait olan buuygulamanın “Tıpkısı” günümüzün KatolikKilisesi’nde “Resmen” vardır ve, rastlantıyabakın ki, yüzyıllardır Kilise’ye bağlı sofuKatolikPapazlar,Kilise’nin gizli bölümlerinde“Cin Kovmakla” meşguldürler. KatolikKilisesi’nde resmen “Cin Kovma/Çıkarma”dairesi vardır. Ve adı da “AthenaeumPontificiumReginaApostolorum”dur. Buradadeneyimli Papazlar, tıpkı 1. yy’da PaganApollonius’un yaptığı gibi, Ruhsal bunalımlargeçirmekteolanhastalarını“Zapt”etmişolanCinleriçıkartmaktayadakovmaktadırlar.Şufarkla ki, Apollonius bunu Hindistan’da,Mısır’da veAskelipos’da öğrendiği yöntemle“Doğa” adına yapmıştı. Katolik papazlar,Konstantin’in emriyle “Devlet Tanrısı”yapılmış olan İsa Mesih ve “O” nun olduğusöylenen Kutsal Kitap İncil adına
yapmaktadırlar. Papazlar neyin adınayapsalar da sonuç bir Pagan “Pratiğinin”Katolik Kilisesi tarafından gasp edilerekkendisine maledilmiş olduğu gerçeğinideğiştiremez.
3. yy’da yaşamış filozoflardan Apoleis veünlü Lactantius’un hocası Arnobius,Apollonius’un, Musa ve Zerdüşt gibi bir kişi
olduğunu yazmışlardı.161
Gerçekten de,İncil’in Yeni Ahit bölümünde anlatılanlarınneredeyse tamamını Apollonius “DA”yapmıştır. Garip ama gerçektir ki,Apollonius’undoğumundada“Mucize”vardır.Apollonius’un doğumunda onun yeryüzüneApollo’nunoğluolarakgönderildiğisöylenmiş-Philostratus da bunu nakletmiştir. Yazarbunun o dönemin kahinlerininyaptıkları/söyledikleri “Oracle”lardankaynaklandığını belirtmiştir. Apollonius “DA”rastlantıbuya,tıpkıİsaMesihgibimabedlerive tapınakları dolaşmış veburadaki “Çarpıkve Yoz ” dinsel öğretileri eleştirmiştir. Bir
farklaki,İsa,Yahudisinagoglarını,Apolloniusise Pagan tapınaklarını gezmiş veeleştirmiştir. Apollonius “DA” tıpkı İsa gibi,faizci ve rüşvetçi tefecilerle tartışmışonlarıninsanlarazulümveacıgetirdiklerinisöylemişve onların kentlerden ve de özelliklemabedlerden çıkartılmalarını istemiştir.İncil’de İsa’nın sinagogun avlusundakitefecilerin para masalarını nasıl devirdiğianlatılmaktadır. Apollonius da her gittiğikenttebukişilerletartışmıştır.
Tıpkı İsa Mesih gibi, Apollonius “DA”insanlara kötü huylarından veuygulamalarından vazgeçerlerse, kendilerine“Yeni Bir Yaşam ” verileceğini muştulamıştır.Bir farkla ki, İsa bu yeni ve “Ölümsüz”yaşamınkendisindengeleceğinisöylemiş—ya da Kilise Babaları onun ağzındansöylemişler— Apollonius ise bunun PaganTanrıları tarafından verileceğini önesürmüştür.
Tıpkı İsa Mesih gibi, Apollonius da
“Yeryüzünün” tüm insanlar için olduğunuhiçbir zalimin ve/veya tiranın yeryüzüne “El”koyamayacağını ve insanlarıköleleştiremeyeceğinivaazetmişveinsanlarızalimlerekarşıçıkmayaçağırmıştır.Birfarklaki,İsaApolloniusgibibuçağrısınınarkasındadurmamış ve gösterdiği cesaretsizlik
nedeniyle162
Yahudiler’inumutlabekledikleri“Mesih”olabilmeşansınıyitirmiştir.Apolloniusise zindanda bile çağrısını yinelemektençekinmemiştir.
Tıpkı İsa Mesih gibi Apollonius “DA”konuştuğu zaman Peygamber, ya da W.C.Frend’in deyimiyle bir “Yasayapıcı”(Lawgiver) gibi konuşmuş ve söylediklerininuygulanmasını, yanlışların düzeltilmesini,hatalardan dönülmesini sağlamak istemiştir.Bir farkla ki, İsa’nın vaaz ettikleri,muhtemelen 10-15 kişi tarafından hayatageçirilmiş, Apollonius’un sözleri ise tümPagan dünyasında yankılanmış ve hayatageçirilmiştir. Bunların hayata geçirilmesinde,
Krallar ve İmparatorlar, Apollonius’un işaretettiği yanlışların ve hataların düzeltilmesindeonun sözünü dinleyerek özel emirler vefermanlaryayınlamışlardır.ÖrneğinbirPagangeleneği olan “Kurban” kesilmesinin yanlışolduğu ilk kez Apollonius tarafından dilegetirilmişti. Apollonius, vejeteryandı veTanrılara adak olarak hayvanların kurbanedilmesinin Tanrılar’a “Hakaret” olduğunuvaaz etmişti -tüm yaşamı süresince.(ÖzellikleMitraizm’deBoğakurbanetmekvehayvanınkanınıyüzegözevecinselorganasürmek geleneği vardı. Apollonius bunaşiddetlekarşıçıkmıştı.)
Tıpkı İsa gibi,Apollonius “DA” kendi bağlıolduğu dinsel-sistematiğin artık yozlaşmayabaşladığını, doğru ve sağlam bilgileraktarmasıgerekendinadamlarınınbukutsalgörevlerini yapamadıklarını öne sürmüşlerdi.Apollonius’a göre -Damis’ten naklen-Antakya’dakiApollo Tapınağı’ndaki kahinler,“ciddi araştırmalar ve öğretim” görmemiş,yanlış bilgiler (batıl) aktaran kişilerdi. Oysa,
demişti Apollonius, insanlar Tanrılarınhuzurunatemizbirvicdanvedürüstdualarlaçıkmalıdırlar.Veeklemişti:“EyyüceTanrılar,bana hak ettiğimi lütfedin, yeter.” Bu ünlüsözündeki Tanrılar sözcüğünü “Baba”sözcüğüyle değiştirirseniz, W.C.Frend’in debelirttiği gibi, Apollonius’un yaşamını veeserlerini Gospeller’le karşılaştırmak ve
kıyaslamak“Kesinlikle”mümkündür.163
İsa’nın yapmadığı fakat Apollonius’unyaptığı bazı hususlar da vardır. ÖrneğinApollonius, İskenderiye ve Mısır’a giderekburalarda çölde yaşayan, çıplak dolaşan vekendilerine “Gymnasofist” denilen “ÇıplakUyarıcılarla” görüşmüştür. Bu kişiler çöldeçıplakolarakyaşamaktave“Kozmik”bilgileraramaktaydılar. Apollonius yeryüzüne ait,baştaseksolmaküzerehernesnedenuzakçölde “Münzevi” olarak yaşayan bu kişilerle“Tanrıların Varlığını ” tartışmıştır. İlginçtir ki,bu “Gymnasofist” denilen kişiler tarafındanuygulanan“Münzevi”yaşamtarzı,yineçölde
yaşayanvebugelenektengelenAzizAntonytarafından Hıristiyanlığa sokulmuş ve ilkHıristiyan münzevileri “Çöle” çekilerekKaranis’te ilk Hıristiyan Keşiş tarikatını(Monastisizm)kurmuşlarvegünümüzekadar
taşımışlardır.164
Sözüuzatmayavetümünükarşılaştırmayasanırımgerekyoktur.Zatenkarşılaştırmalar,bu kitabın yazarındançokönce, yüzyıllardırtüm ayrıntılarıyla yapılmıştır. Olayın özüşudur: İncil’in Yeni Ahit bölümünde İsaMesih’eatfedilenbirçoközellik,mucizelerdedahil“İntihal” izleniminivermektedir.Bunlarınbirçoğu,İsa’nınağzındançıkmamışsözlerdir.Bunların birçoğu İsa Mesih tarafındanyapılmışişlervemucizelerdeğildir. İsanasılki, Babasız doğarak “Baba Tanrının Oğlu”yapılmışsa“TanrıOğlu”yapmakfikriİncil’denenaz1000yılönceHindistan’daveMısır’dauygulanan bir gelenekti. Ölü Deniz’debulunan “Qumran” belgelerinde İsa’nın dakuvvetle muhtemelen esinlenmiş ve
etkilenmiş olduğu Esseneler, İ.Ö. 200yıllarından beri “Seherin/Şafak’inOğlu/Oğulları” (bene hashahar) ile “IşığınOğulları” ayrımını yapıyorlardı. Eldekiokunmuş belgelere göre (4Q298)Esseneler’in Belletici Öğretmeni (maskil)henüz belirli olgunluğa gelerek/ulaşarak“IşığınOğlu”olamamışgençtilmizlere“Seher
in Oğulları” diyerek hitap ediyordu.165
BelleticiEsseneMünzevileri’ninarasınayenikatılankişilere,“Ey,SeherinOğulları,buradaöğreneceklerinizi tam olarak uygularsanız,YENİDENYAŞAMYOLUNADÖNERSİNİZ”diyerek onları uyarırdı, gelenek böyleydi,(andreturnedtothepathoflife).
Gerçekte İncil’de kendini gizleyen, gözleregözükmeden İncil’in sayfalarında dolaşan“Deus Abscondilus” (invisible God), gözegörünerek bu sayfalarda “Dolaştırılmış” olanİsa Mesih değil, doğrudan doğruya TyanalıApollonius’tur, denilse yanılgı olmazkanısındayım.
SONSÖZHıristiyan Tanrıbilimi’nde (Teoloji) Aziz
Augustin’e atfen öğretilen bir deyiş vardır.Augustin’e göre, “Hıristiyanizm İmanıöngörür, İnananlar ise Dogma isterler.” İşte
bu166
kaziye Hıristiyanlığa yön vermiştir.Hıristiyanlar, Aziz Augustin ile başlayandönemde (6. yy) imanlarını “Hıristiyanizm”için kullanmışlar, onun “Hizmetine”sunmuşlar, kendileri içinse tartışılmasımümkünolmayan“Dogmatik”egözlerikapalıolarak uymuşlar, tartışmalara hiçgirmemişlerdi. Bu katı kalıpçılık veşablonculuk sonucunda, “Dogma”ya aykırıne varsa, eleştiri olarak ne varsa, gözlerinikırpmadanyoketmişlerdir.BuKiliseBabaları(Church Fathers) ve Kilise Doktorları(öğreticiler) son bin yıldır Religiocrat (DinBürokratlarını) da yanlarına/yedeklerinealarakHıristiyanlığayönvermişlerdir.OnlarınanlattıklarıHıristiyancılıkileYahudiasıllı,safve naif “Rabbi” (Haham) İsa’nın -eğer
yaşadıysa- söyledikleri neredeyse tabantabana zıttır. İsa’nın bırakın söylemesini,düşlerinde görse “Hayra” yormayacağıPaganistik veHelenistik uygulamaları, sankiİsaMesihistemişgibi,YeniAhit’ekoymuşlarve İnananlar’a kendi uydurdukları bu “YeniDin”in esaslarını “Dogma” diye yutturarakonlardan bunları asla sorgulamamalarınıistemişlerdir. Örneğin Trinite=Teslis (ÜçlüTanrıAnlayışı) bir Pagan uygulamasıydı veKonstantin ve İznik Konsili’ne katılanpiskoposlarca (ikisi hariç) zorla HıristiyanAmentü’süne sokulmuştu. İsa, Trinite’yi neduymuş ne de kendi öğretisi çerçevesindebenimsemişvevaazetmişti.Tıpkıkendisineinananlardan evlilikten uzak durulmasınıİSTEMEDİĞİ gibi. Din adamlarınınEVLENMEMESİ gerektiği İ.S. 352 yılındaLaodicea Konsili’nde alman kararla
gerçekleşmişti.167
Kilise’nin Makyavelizm’i nedeniyle sözkonusu katı kurallara uymayan herkes
“Ateşte” yakılarak (Auto de Feu denilir)cezasını (!) çekmeye mahkum edilmiştir.İsa’nın Tanrı değil olsa olsa “Yeni İnsan”olduğunu söylemek ve yazmak cesaretinigösterebilen birkaç yürekli ve inanmışHıristiyan’ın da sesi susturulmuş, eserleriyokedilmiştir.Örneğin,OrtaÇağsonrasınınen önemli Hıristiyan Mistiği Jacob Böhmebunlardan biridir. Böhme, İsa’yı Tanrı olarakdeğil“Yeniİnsan”olarakgörüyorduamavaazvermesi, konuşması, yazması Kilise
tarafındanyasaklandı.168
Teosofi’nin kurucusu Helena Blavatsky,artık kendisinden de ünlü olan kitabı “GizliDoktrin”de sıkçaApollonius’tan söz eder veonunla İsa’yı karşılaştırır. Blavatsky’ye göreyaİsa’nınhayatı,Apollonius’tanalınmıştıryada tersi. Diğer bir anlatımla bu iki adamarasındaki paralellikler o kadar çoktur ki,hangisinin hangisi olduğunu anlamak zordeğil, neredeyse imkansızdır. Blavatskybunu, iki adamın adının da (Joshua) ve
Apollo’nun “Gökyüzündeki Güneş”tenkaynaklandığını, ikisinin de doğumlarıylabirlikte Kozmik adlarla tanımlanmış
olmalarındanyolaçıkarakaçıklamaktadır.169
Blavatsky, devamla, lanbilicus’un 1. yy’daPisagor’unhayatınıanlatanbirkitapyazdığınıve burada İsa’nın reankarne olmuş Pisagorolduğunu gösterdiğine dikkat çekmiştir. Hernasılsa, sonuçta, Apollonius’un adıunutulmuştur.
Öyle anlaşılıyor ki, İsa da Apollonius daGERÇEKTEKİLİSEBABALARININELİNDEOYUNCAK OLMUŞLAR, BİRİ HİÇAKLINDAN GEÇİRMEDİĞİ HALDE TANRIYAPILMIŞ DİĞERİ İSE YÜZYILLARCAUNUTTURULMUŞTUR.
Hiç kuşkusuz iki adam da Kilise’nin, emirkomuta zinciri altında, başlarını sallayıp neidüğübelirsiz ritüellerle inananlarıaldatanveTanrı’ya ulaştıracağım diyerek onlarıyollarından saptıran din adamlarının
kurbanlarıolmuşlardır.
İlk yüzyılın biri Hermetist, Şif acı veFilozof/Bilge adamı diğeri saf ve temizduygularla “Yeni” tip bir insan yaratmakgerektiğini vaaz eden adamı, birlikte KiliseBabaları’nın ve Roma İmparatoruKonstantin’in, Teodius’un, Justinyen’in veTheodora’nıngayretleri iletarihevedinetersuçlardan sokulmuşlar ve hiç “Hak”etmedikleri yerlere yerleştirilmişlerdir. Kesinolan şudur ki, tüm yaşamı belgelerle ortadaolan (devlet arşivleri dahil) Apolloniusunutturulmuş, hayatının ve yaptıklarınınhemen hiçbiri belgelenemeyen İsa’nın, bubağlamdaSANALsayılmasıgerekenyaşamımutlaklaştırılmışvesankidoğrudandoğruyaTANRIKelamı imiş gibi “İnanç” ve “Dogma”arayanlarınhizmetinesunulmuştur.
Sonsözün sonu: Günümüzde İsa Mesih’in“Sevgi” olduğu ve bu nedenle hem ÜSTÜNbir dinin (Hıristiyanlık) kurucusu hem deÜSTÜN BİR SEVGİNİN TANRISI olduğu
yazılmakta ve İsa bu sözlerle onutanımayanlara sunulmaktadır. Oysa,“Sevginin tüm Evrendeki TEKÖLÜMSÜZLÜK”olduğunu1.yy’dadefalarcaher gittiği yerde anlatıp insanları SEVGİDEbirleşmeye davet etmiş olan SANAL değilGERÇEK kişi Kemerhisarlı=Tyanalı
Apollonius’tu170
İnsanları, tıpkı İsa gibi, acıçekmeye mahkum etmiş olan Kilise’ninkarşısmda, kendi çektiği acıları dikkatealmayıp, tüm İNSANLIĞI SEVGİDE veKARDEŞLİKTE BÜTÜNLEŞMEYE DAVETEDENAPOLLONIUSVARDIR...
Notlar
[←1]“ApolloniustheNazarene”,byDr.WalterSeigmeister,NY,1947,s.92,Apollonius'unenseverekkullandığıdeyiş.
[←2]“AHistoryofthePopes”,bySirNicholasCheetham,NY,1982,s.86
[←3]a.b.k.s.88
[←4]a.b.k.s.87
[←5]Bukonudaayrıntılıbilgiiçinbkz:“VatikanveTapınakŞövalyeleri”,AytunçAltındal,AlfaYay.2005,7.Baskı.
[←6]“ChurchandSocietyinByzantiumundertheComneni(1081-1261)”byMichaelAngold,Cambridge,1995,s.22
[←7]a.b.k,s.23
[←8]İlkkezBizans'ta“Nikaİsyanı”sırasındaJustinyen'ekarsı(İ.S.532)hayatagecirilenbusistem,dahasonrakiyüzyıllardaAvrupa'dagüçlübirgelenekhalinegeldi.SokakeşkiyalarınıörgütleyereksiyasetyapmakgeleneğininenbilinenikiörneğiAlmanya'da“KutsalVehm”(Femegerichte)denilenörgütile,bunlarınörgütledikleriHitler'inSSveSABirlikleridir.Ayrıntılıbilgiiçinbkz:“BilinmeyenHitler”,AytunçAltındal,AlfaYay,II.Baskı,2004.
[←9]Cheetham,a.b.k.s.21
[←10]Cheetham,a.b.k.s.21
[←11]FilioqueveTrinitekonusundaOrtodokslarınresmigörüşünübirincielkaynaktanöğrenmekisteyenlerünlüSırpdinadamıPereJustinPopovitch'inüçciltlik(1931-35)“DogmatikveOrtodokslukHakikatininFelsefesi”adlıçalısmasınabaşvurulabilir.(PhilosophyOrthodoxedelaVerite)Paris,1992.
[←12]Bubölümdahaönce“TürkiyeveOrtodokslar”adlıkitabımdagenişolarakişlenmiştir.AlfaYay.7.Baskı,2005.
[←13]Bustratejiningünümüzdekienetkiliüçtemsilcisişuuluslararasıkuruluslardır:ECEC(AvrupaisbirliğiicinEkümenikKomisyon),WCC(DünyaKiliselerKonseyi),CCREC(AvrupaİşbirliğiiçinHıristiyanSorumluluğuKomitesi).
[←14]Bubölümdeözetiverilenyazınıntamamıiçinbkz:TürkiyeveOrtodokslar”
[←15]Cheetham,a.b.k.s.89
[←16]Angold,a.b.k.s.24
[←17]Angold,a.b.k.s.477
[←18]Angold,a.b.ks.32-35Ayrıcabkz:MichaelBaigentandRichardLeigh,“TheElixirandTheStone”London,1997.
[←19]“RenaissanceandRenewalintheTwelfthCentury”Ed.ByRobertL.BensonandGilesContable,Oxford,1977/82,ConferencePaperbyPerNykroq,s.608.
[←20]BaigentandLeigh,a.b.k.s.78
[←21]“HistoiredeL'EtatByzantine”parGeorgesOstrogorsky,Paris,1977,s.360.
[←22]Angold,a.b.k.s.510.
[←23]Sözünburasındakısabiraçıklamayapmakgerekiyor.KutsalKitap'ınYeniAhitbölümündeyeralandörtGospel'inyazıldıklarıtarihlerİ.S.75-90yıllarıarasınatarihlenmektedir.Nedirki,bumetinlerdahasonrakiyüzyıllardaözellikledeikinciveüçüncüyüzyıldadeğiştirilerekyazarlarıtarafındanASLAsöylenmemişveyazılmamışbazı“Sahte”deyişlerveanlatımlarladoldurulmuşlardır.Diğerbiranlatımlaengerçekmetinler(Scriptures)diyeinsanlaraveinanmışHıristiyanlarasunulanbumetinlerdegerçektetahriflidirler.ButahriflimetinleresonörneksononyılicindebulunanYenibirMarkusGospel'iilebirkezdahakanıtlandı.Kısaca“TheSecretGospelofMark”(Mark'ınGizliİncil'i)diyebilinenbuözgünİncilmetnininbugünküKilisetarafındankabuledilenmetindençokfarklıolduğugörülmüştür.Örneğin;
kitaptaMeryem'inçokdahadeğişikbirprofiliçizilmistirveonunlailgiliolan“Bethany”kasabasınınniteliği-vemuhtemelenyerinintamtayini-yerleşikİncil'denfarklıolarakFilistin'dedeğilÜrdün’degösterilmiştir.İlginçtirkisadeceYeniAhit'tedeğilEskiAhit'tede(Yahudiİncili)inanılmaz“Sahte”eklemeleryapılmısolduğuüçyılönceyayınlananbilimselbirarastırmadaortayakoyuldu.BukeziddiasahipleriikiYahudi'ydi,biriİsrail'dendiğeriAmerika'dan.BunlardanilkiİsraelFinkelstein'dı.VebubilimadamıTelAviv'dekiİsrailArkeolojikAraştırmalarEnstitüsü'nüntepeyöneticisiydi.DiğeriiseNeilAsherSilberman'dıveodaünlübirarkeologdu.Buikiliyazdıklarıkitapta,EskiAhit'teyeralanTufanolayının(NuhTufanı)PatriarkAbraham'ınİsrail'denFilistin'egelişinin,Musa'nınYahudileriMısır'danKızılDeniz'iasasıylaikiyeayırarakkurtarışının(Exodus)ve
Jericho'nunsurlarınınçalınanborazanlarlayerlebiroluşununhiçbirşekilde“gerçek”olmadığını,uydurma“masallar”olduklarınıaçıkladılar.BuikiYahudibilimadamınagöreEskiAhit'teki(İ.Ö.1800'lerdenbaşlayarak)özgünmetinler,JudeaKralı(YahudiDevletibu)Josiasdöneminde“Siyasi”nedenlerledeğiştirilerekefsaneleredönüştürülmüştür.(İ.Ö.7.yy).Dahaöncede1977'deikijeolog,WilliamRyanveWalterPitman,EskiAhit'teki“NuhTufanı”olayınınKutsalKitaptaanlatıldığıgibiolmadığınıbelgeleriyleaçıklamışlardı.Silberman-Finkelsteinicinbkz:“LaBibledevoilee”,Ed.Bayard2002(BukısaörneklemeyiKutsalMetinlerle,NASILveNİÇİNveHANGİKASITLIamaçlarlaoynanmısolduğunugöstermekiçinaktardım.Ayrıcabukutsal“Sahtecilikle”ilgiligenişbirtartışmaiçnbkz:“LeNouvelObservateur”Nr.1967,18Juliet,
2002.)
[←24]“Apollonius the Nazarene”, The Life
and Teachings of the Unknown WorldTeacher of the First Century, byDr.Walter Seigmeister, Columbia Uni,Biosphical Pub. Co,New York, 1947,s.179
[←25]Ostrogorsky,a.g.e.s.83
[←26]Bu konuda özellikle bkz:“A History ofHeresy” by David Christie-Murray,OxfordUni.,1976,s.20-23
[←27]B k z ,“Holy Bible”, New InternationalVersion, Authorized Ed. 12. Edition,1988, Hodder and Stoughton, London.Kitaptaki tüm alıntılar, aksibelirtilmedikçe, bu İncil'den/KutsalKitaptan'dır.Ayrıcabkz: “HagiaSophia”,by W. Eugene Kleinbauer, AnthonyWhite, Henry Matthews, London, 2004.Bu kitapta yer alan“The Church ofJustinien” makalesi. Buraya İngilizcealıntıyıyapmaktayarargörüyorum.“Thename Hagia Sophia, referring to ChristasWisdom(Sophia)ofGod.”(s.14)AyaSo f y a ' n ı n“Geometrisi” günümüzdebirçok akademisyen ve bilim adamı içinaraştırmakonusuolmaktadır.Bubinanınalışılmadık ve çağının-ötesi nitelikteki“Geometrisi”ilebirçokbilimselaraştırmayapılmıştır. Bunlardan sonuncusuİsviçreli bilim adamı Prof. VolkerHoffman tarafından yapılmıştır. (Bern.Uni.)Prof.Hoffman,15Nisan2005'tebukonuda Aya Sofya'da bir Konferans
verdi,(çizimiçinbkz:Ek)
[←28]“TheBookofSaints”,London,Compiledby the Benedictine Monks of StAugustine's Abbey, Ramsgate,AuthorizedbytheCatholicChurch,1921/89,s.518.
[←29]TheBookofSaints”,London,Compiled
by the Benedictine Monks of StAugustine'sAbbey,Ramsgate,Authorized by the Catholic Church,
1921/89,s.518.
[←30]HagiaSophia,a.g.e.s.9
[←31]HagiaSophia,a.g.e.s.77
[←32]9)”ApolloniusofTyana:TheMonkeyof
Christ” by Robertino Solarion P.Delsalles, Dallas, 1998. Solarion'un,Apollonius ve hayatı ile ilgili kitaplarıyayınlanmıştır. Ayrıca tüm Apolloniuskronolojisivebazıkritikçevirilerveonungirişimiylegerçekleştirilmiştir.
[←33]“The Temple and The Lodge”, by
Michael Baigent-Richard Leigh, NY;1989, s.132. (Bu kitap özellikle demasonların tüm tarihini ve İngiltere,İskoçyave İrlanda'dakigizli faaliyetlerinibelgeleriyleaçıklamaktadır.Bazıbelgelerilkkezyayınlanmıştır.)
[←34]a.g.e.s.178-80
[←35]a.g.e.s.133
[←36]Haç ve bunun çeşitli şifreleriyle ilgili
olarak çok ayrıntılı bilgi edinmekisteyenler için bkz:Gül ve HaçKardeşliği,AytunçAltındal,Alfa Yay, 6.Baskı,2005
[←37]“AbermalsKrahtederHahn”,Karheinz
Deschner,Stutgard, 1962, s. 63 (İlk yayınlandığı
yılbukitapçoktartışmalaranedenolmuşve başta Vatikan olmak üzere bazıkiliselertarafındanyakılmışveyazandatehditedilmişti.)
[←38]Bu kavramlar için bkz:“The First
Philosophers” by George Thompson,London,1955,ss.130-140
[←39]Thompson,a.b.k.s.255
[←40]“The Occult Power of Numbers” by
W.WynnWestcott,Califomia1984,s.18(BukitabınyazanWescott,aynı zamanda gizli“Gül ve HaçKardeşliği” örgütünün“İmparator” diyebilinenBüyükÜstadlığı'nıdayapmış33.derecedenbirmasondur.)
[←41]a.g.e.s.19
[←42]a.g.e.s100-101
[←43]“Amulets and Superstitions” by E. A.
NellisBudge,NY,1978,s.44
[←44]“TheGreekThinkers”byT.Gomperz,
London,1901/1969,s.127
[←45]Deschner,a.g.e.s.78
[←46]Bu konuda ayrıntılı bilgi edinmek
isteyenler için bkz:“Bilinmeyen Hitler”Aytunç Altındal, Alfa Yay., 16. Baskı,2005
[←47]“L 'Hellenisme-La Formation de
l'Europe”, par Gonzaque de Reynolds,Paris,1944,s.142(Buçokilginçbir çalışmadır ve özellikle deBizans(laşma) sürecindeki siyasi,kültürel ve dinsel değerlerin oluşmatarzınıayrıntılarıylaişlenmektedir.)
[←48]“L'Hellenisme”,a.g.e.s.149
[←49]Bukonuçoktartışmalıdır.Günümüzde
bazı çalışmalar bu konunun yenidenalevlenmesine yol açmıştır. BuMeryem'in İsa'nıneşiolduğu iddiası içinbkz:“VatikanveTapınakŞövalyeleri”,A.Allindai,Alfa7.Baskı,2005.Ayrıcaçokayrıntılı ve/fakat“Sofu” Feminist tezleriçin bkz:“The Templar Revelation” byLynn Picknett and Clive Prince, Corgi,1997. (Bu kitap yer yer bilimseltarafsızlıktan uzaktır ve saldırgan birfeminist söylemi içermektedir.) Bu tipçalışmalara karşı, Katolik Kilisesi'ni veinancını savunan,Meryem'in İsa'nın eşiolamayacağını yazanlar da vardır.Örneğin Kenneth L. Woodward,Newsweek dergisinde, (2003/5) Bu tezisavunan Feminist ilahiyatçılara yanıtvermişti.Öteyandanfeministilahiyatçılarbu Meryem'in İncil'de anlatıldığı gibifahişe değil tam tersine bilge bir kadınolarak İsa'nın en güçlü yardımcısıolduğunu anlatmaktadırlar. (Ör. Karen
King,“The Gospel of Mary Magdala”HarvardUni.2003).Öteyandan“İsaevlimiydi?” sorusu ilk kez 1970'te ünlüilahiyatçı William P. Phipps tarafındanaynı başlıklı kitapta dünya kamuoyunasorulmuştu.
[←50]“Paintings of the Dark Church” H.
Yenipınar,S.Şahin,İstanbul,1998,s.71Foto:SuatEman.
[←51]“LeMondeByzantin”parLouisBrehier,
Paris, 1950, s. 125 BizansDokümantasyon: D.A.C.L.IV, İ921,s.2102-3.
[←52]“LeMonde”,CDLXVI:D:A.CL.IV,1921,
s.2059.
[←53]“Le Monde”, D.A.C.L. IV. S.2005;
DXXIII, I, 286; II. 126 (Romaİmparatorluktutanağı).
[←54]CCXLVI.IX.3;D.A.C.L.I.1907.s.87-97
[←55]“TheRiseofChristianity”,byW.H.C.
Frend,London,1984,s.168-170
[←56]“The Formation of Christendom” by
JudithHerrin,London,1987,s.184
[←57]Herrín,a.g.e.s.185.
[←58]“Elixir”a.g.e.s.3-4
[←59]“HollyBible”, Bible Society, 1979, s.
996
[←60]Onları Yoahim ve Hannah olarak
tanımlayan İnciller değil, 'gelenek'tir.(Hannah lütuf anlamına gelir.) AzizHannah cultus'u 14. yüzyılda kabuledilmiştir. Bkz.Book of Saints. (16.yüzyılda Avrupa'da Hannah'ın (Anna)kısır değil üç kez evlilik yapıp üç kızçocuğu annesi olduğu tartışılıyordu.Hannah,üçayrıkocadanüçkızedinmişve üçüne de Meryem (Miriam) adınıvermişti,buiddialaragöre.)
[←61]Böylesibirkentinvarolmadığıçağdaş
tarihçiler ve ilahiyatçılarcatartışılmaktadır. Alan Watts'a göre,“Nasıra” dal anlamına gelirken AzizBemard bunu 'çiçek' olarakyorumlamaktadır. Alan Watts,Myth andRitual in Christianity. (Londra: ThamesandHudson,1983),s.l16
[←62]Papa IX. Pius, Yusuf u resmen
evrensel kilisenin koruyucusu ilanetmiştir. Ayrıca çalışanların koruyucuazizi sayılır ve 1 Mayıs günü onahasredilmiştir. Bkz.Book of Saints,a.g.e. s.320 Matta'a göre YusufYakub'un oğlu, (Matta, 1:16) Luka'yagöreyseHeli'ninidi.(Luka3:23)
[←63]“Bu, İbranice Jehoshuah, Joshua'nın
ya da Jeshua’nın Grekçe biçimidir.Orijinal Grekçe IHCOYC olarak yazılırve Hıristiyan simgeciliğinde IC.IHC. yadaIHSolarakkısaltılır.”
[←64]Sukka49bDerBabylonischeTalmud,Münih: Wilhelm Goldmann Verlag.
Ausgewehit, übersetzt und erklart vonReinholdMayer,1965),s.101
[←65]AlanWatts,Nature,ManandWoman,
(NewYork:VintageBooks,1970),s.168.
[←66]Frend,a.g.e.,s.177
[←67]Bakire Doğumu genellikle Meryem'in
günahsız doğumuyla karıştırılır. Buikincisi, 19. yüzyılda bir İman İlkesihaline getirilmişti. Bu fikir, Katolikdogmanın savunucularından AzizJerome'a (yakl. 341-420)dayanmaktadır. Aziz Jerome'a göre,Meryem'in annesi Hannah kısırdı vekocasıyla gebe kalmadan 20 yılyaşamıştı.
[←68]EssenelerveHakkaniyetBelleticisiiçin
bkz. İskenderiyeli Philo. Quod OmnisProbus Liber, Yaşlı Plinius, HistóricaNaturalis, V. Kitap, Bölüm 17 veJosephus,WarsoftheJewsKitapXVIII,i.5 ve Kitap XV, x, 5. çevirilerDavies'den,a.g.e.,Ek.
[←69]Bu konuda ayrıntılı bilgi için bkz:“Gül
veHaçKardeşliği”,AytunçAltındal.
[←70]“The Five Gospels”, What Did Jesus
Really Say Robert W. Funk, roy W.Hoover/Jesus Seminar,“TheSearchforthe Authentic Words of Jesus” NewYork,1993
[←71]Bu yazılar“Türkiye ve Ortodokslar”
kitabından derlenmiştir. Diğer ayrıntılariçinbukitababakılabilir.
[←72]Bu konudaki Gnostik görüş için bkz:
“GospelAccordingtoAllanKardec”,NY,byDr. FrancisHarber, Trans. Spanish,1980.
[←73]“Heresy”a.g.e.s.17
[←74]“Heresy”, a.g.e. s.18. İsa'nın
ölümünden yıllarca sonra kurulan ilkküçük Hıristiyan cemaatlerinde İbranicekonuşanYahudi-Hıristiyanlar ileGrekçekonuşan Hellenler bir aradaydılar.Bunların arasındaki çatışmalar özellikled e“DiF' konusundakiler için Bkz:“TheChristianCenturies”Vol.1.TheFirst600Years,JeanDanielouandHenriMarrou,Darton-Longman, 1964, s. 3-8 (öz. 3-4)Dilçatışmasıveçeviriyanlışlıklarınaengüzel örnek“Mesih” kavramıdır. Busözcük İbranice“Messiah”dır veYahudiler için Kral (König) sözcüğüylesynonym (anlamdış)tır. Oysa Grekçe“Christus/Hıristos”Mesihkarşılığıolarakkullanılmış ve anlam kaymasıyaşanmasına neden olmuştur. GrekçeHıristos,Yahudileriçinsadece“dünyevi”(secular) olanbirnmevki/pozisyon/makamın“Uhrevileştirilmesini” getirmiş, böylelikleİsa'yı Tanrı'nın Oğlu ve Tanrı haline
sokmuştur. İsa Mesiah denildiğinde,İsa'nın Tanrı'nın Oğlu (Tanrı) olduğudeğil, Krallık iddiasında bulunduğuanlaşılmalıdır.Zatenölümfermanındadaöyle yazılmıştı. Mesiah sözcüğününGrekçe ve İbranice karşılıklan için bkz:Johannes Lehmann,“Jesus Report”Protocoll einer Verfälschung, Wien,1970,s.170-175
[←75]Philo ve Josephus tarihleri için bkz:
Flavius Josephus, “AntiquitatesJudaicae”.BoksXII-XIV.Ed.R.Marcus,Cambridge, 1943. Ayrıca,“BellumJudaicum”MassHarvardUni. 1927-28.Philo Judaeus,“Legatio ad Gaium” Ed.Smallwood. Leyden-Brill, 1926. Aynca,“Supplements” I and. II.Ed.R.Marcus,London, 1953. Philo'nun çalışması“Quodomnisprobuslibersit”Kap.12'yede bakılmalıdır. İskenderiyeli Philo İ.Ö.30-20 yıllarında doğmuş bir Yahuditarihçisidir.Josephus ise İ.S.37yılılndadoğmuşve100yılındaRoma'da ölmüştür. (Gerçekte
Josephus'untarihindeİsaileilgilisadece6kelimevardır.)
[←76]İncil'deki bu bölüm için ayrıca bkz.
Frend, s. 33-35 metninin İngilizceİncil'dekikarşılığınıdaaktarmaktayarargörüyorum“For Moses said; The LordyourGodwillraiseupforyouaProphetlike me from among your own people;you must listen to everything he tellsyou... Indeed all the Prophets fromSamuelon,asmanyhavespoken,haveforetoldthesedays”(Pet.3:22)
[←77]Bu konuda ayrıntılı bilgi için bakınız
“Three Faces of Jesus” by AytunçAltmdal,Sussex,1992
[←78]Bu konuda ayrıntılı bilgi için bakınız:
“LesHyksosetleMondedelaBible”parZ.Mayani,Paris,1956,özellikles.159-168
[←79]Deschner,s.65
[←80]Konstantin'in bastırdığı paraların
üzerindekendiadıveşucümleyazılıydı.“ZaptEdilemeyenYoldaşımGüneş”(Soliİnvicto Comiti). Bkz: Frend, s.476.Konstantin, yine Frend'in işaret ettiğiüzere. İ.S. 323 yılına değin HıristiyanTanrısı’nın hizmetinde olduğunusöylemesine rağmen, kendi“GüneşTanrısı”n&bağlıkaldı.4.yüzyılınDinsel-Sistematique'inde (İran'da veGüneydoğuAnadolu'da)veİran'daazdaolsa hâlâ güneşe tapılıyordu ve krallarave bazı özel bilgilere sahip kişilere“Arevordik” yani“Güneşin Oğlu”deniliyordu. Bkz.“The Other God” s.126-127
[←81]29 Ekim 312'de Konstantin, muzaffer
bir komutan olarak Roma'ya girdi veSenato tarafından kendisine“BaşAugustus” unvanı verildi. Konstantin buzaferin kendisine göklerdeki Tanrı'dangönderildiğini, ama bu Tanrı'nın Güneşmi, İsa mı olduğunu bilemediğini vetereddütte kaldığını açıklamıştı.“Acabahangisi?” diye sormuş ve yanıtalamamıştı.Bkz:Frend,s.482.
[←82]Frend, ibid. Bunun İngilizcesini de
ekliyorum;“WhatmatteredtoConstantin,howewer, was Constantine and likeother egoistical generals such asWallestein and Napeleon, he believedcompletely inhisstar,whether thiswasrepresented now by the sun or by theChristian God. Ayrıca Konstantin bir“Devlet” dini yaratmakla kalmamış“Devlet’inbaştasanatveedebiyatolmaküzereheralandamutlakegemenliğinidekurmuştu. Bkz:“ByzantinischeSchatzkunsF Johanna Fleming, DDR,1979,s.7.DoğuRoma'da İmparatorlarınkültüre ve sanata katkısı ve/veyabaskısı için bkz:“EsguissesByzantine”parAugustinMarrast,Paris,1874s.89-110. Öz. 68-69. Burada Theodora'nıntıpkı Meryem gibi“GüF ileözdeşleştirilmesi örneği vardır.Günümüzde“Topkapı” denen semt, odönemde“Azize Barbara Kapısı” diyebiliniyordu ve bu girişte,“GüF rengi bir
sütunun üstünde Theodara heykeliduruyordu.
[←83]WalterSeigmeister,a.g.e.s.204
[←84]“Edict” sözcüğünün Türkçesi tam
olarak“Ferman” değil, Kararname ileTebliğ arası bir emirdir. Kısaca Fermandiyerekokurakolaylıksağlamakistedim.“Toleration” ise Türkçeye ne yazık ki,yanlış bir şekilde“Hoşgörü” diyeçevrilmişndurumda. Oysa, kitapta“Müsamaha” diye vermeme rağmenbunun o dönemdeki Romaİmparatorluğu'ndaki tam karşılığı“Tahammül Etmek”tir. Diğer bir deyişlebubirTahammülEtmekemridir,Hoşgörüdeğildir,Müsamahadadeğildir.Tolerans,Latince“Toleare”den geliyor ve bu da“Sıkıntıya katlanmak, tahammül etmek”anlamınagelmektedir.
[←85]“BookofSaints”,a.g.e.s.136
[←86]Günümüzde, gerçekte Paganlara ait
olan bu unvanı, ilginçtir ki, Vatikan'dakiPapalar da kullanmaktadırlar.Hıristiyanlık öncesinde bu unvan AntikMısır'da “Çok-Tanrılı” Firavunlara veOrtadoğu'daki Krallara aitti ve tamanlamıyla“Tüm İnançların Baş Rahibi”demekti, sadece bir“Din”in değil, tüminançlarınenüsttemsilcisiidi.Firavunlar.Ayrıca, her Firavun, ölmeden önce desonra da“Tanrı” ilan ediliyordu. AntikM ı s ı r ' d a“Devlet Tanrıları”, AntikHellenlerde ise“Site Tanrıları” yapmageleneğivardı.
[←87]Ayrıca Byzantine/Bizanslı sözcüğü
eskiByzantium'dangalattır.DoğuRomaİmparatorluğu'nda yurttaş statüsündeolanlar Bizanslı değil, Roma Yurttaşıolarak anılıyorlardı. Bkz:“Medieval andModern Times” by James HarveyRobinson, NY, 1926, Bizans için, s.20;Moskovaiçins.700
[←88]Sun God is the LORD of the Roman
Empire” bkz: Frend, s.440. LORD aynızamanda Tanrı yapılmıştır. Hıristiyanlar“LORD Jesus” derken O'nun Tanrıolduğunuvurgulamışolurlar.
[←89]Frend,s.476
[←90]Frend,s.477
[←91]Ostrogsky,s.59-65
[←92]Ostrogsky,s.68
[←93]Ostrogsky,s.70
[←94]TheOtherGod,s.75
[←95]TheOtherGod,s.75-77
[←96]Bkz ,“Plato/Hippias Mineur, Alcibiade
vd” Tome I, Maurice Croiset, Paris,1920,s.176-205
[←97]Gonzague,s.141
[←98]Frend,s.484
[←99]Yahudilerin şeriatine göre bu bir
“Mitzvot” idi. Yani Tanrı'nın emriydi.Kilise Tanrı'nın emrine değil,İmparator'unemrineuymuştu.
[←100]Frend,s.498
[←101]Kutsal Kitap=Holy Bible. Bu iki
bölümdür. Bunun ilk bölümü Eski Ahit(Yahudiİncili)İkinciBölümüiseYeniAhit(Hıristiyan İncili)dir. Kutsal Kitap bu ikianacilttenoluşur.
[←102]Sonderecekarmaşıkolanbuçevirive
dil meselesi için, teknik düzeydeyapılmış olan tartışmalar için bkz:Commentaire, a.g.e. intro. Ayrıca“TheGenesisApocryphonofQumranCaveI(IQ20)” by Joseph Fitztmyer, EditricePontificio, Roma, 2004 ve GezaVermes'in“The Complete Death SeeScrolls in English” Penguin, Rev. Ed.2004.
[←103]AHistoryofHeresy,s.46
[←104]AHistoryofHeresy,s.49
[←105]Bu konuda üç temel eser kaynak
gösterilmiştir. Bunlar, “EcclesiasticalHistory”, Socrates, 1.8. Eng. Trans. InHenry Betteson, Ed.“Documentsof theChristianChurch” (NewYork) 1947, veJ.N.D.Kelly, “EarlyChristianDoctrines”,(rev.Ed.NY,1978)
[←106]Aziz Paul'ün anladığı ve uyguladığı
Hıristiyanlık için bkz:“Revelation andMystery”, by Markus Bockmuehl,WissenschaftlicheUntersuchungenzumNeuen Testament, 2. Reihe 36,Tubingen,1990.Özellikledeterminolojikdeğişimiçins.226-7
[←107]“Eusebius busied himself in the
intriguesinwhichhetooksuchpleasureand displayed so much skill andassiduity.“Vegerisiiçinbkz:“TheEarlyChristian Fathers” by Henry Betteson,OxfordUni.Prs,1956,s.25.
[←108]Bkz: Three Faces of Jesus/Üç İsa,
AytunçAltındal,AlfaYay,7.Baskı,2005
[←109]İznikKonsili'ndeikiEusebiusvardı.Biri
Filistinli tarihçi Eusebius, diğeri de osırada Konstantin'in başkenti olanNicomeda'dan gelen Eusebius. Sözkonusu ikincisidir. Bkz:“Early ChristianFathers”s.24-26
[←110]Frend, s.501. Burada geçerken
belirtmekte yarar gördüğüm bir hususvar. İsa'nın öldürüldüğü varsayılanHaç'ın hangi tip Haç olduğu çoktartışılmıştır. Bu bir (T) harfine harfinebenzeyen TAU Haç'ı mı yoksa (X)harfine benzeyen Aziz Andrew Haç'ımıdır bilinemiyor. O döneme kadarHıristiyanlar hem Ank'ı hem de“Balık”sembolünüİsa'yıvedinlerinitanımlamakiçin kullanıyorlardı. Sembol-Bilimin(synthematique)kurucusuünlümantıkçıRene Alleuan'ın belirttiğine göre bu ilkHıristiyanlar tarafından doğal yapısınedeniyledeğil,çizilenveseçilenbalığın“IXTUS” adıyla bilinmesindenkaynaklanıyordu.Busözcüğünsembolikaçılımı,“lesousXristosTeonUiosSoter”(IXTUSbaşharfleri) yani“KurtarıcıTanrı'nın Oğlu İsa Mesih”i veriyordu. (X)Latince10demektivebudaMusa'nın10emrinin bedenselleşmiş şekliydi, (bkz:De laNaturadeSymboles, Paris 1958,
s.64-68)
[←111]Benzer şekilde Eski Ahit'teki birçok
kitabı da yasakladılar. Örneğin EskiAhit'in en eski, en enteresan ve enönemli kitabı,“Enoch” tam 1400 yılyasaklandı, kimselere okutulmadı.Nedenmi,Çünkü Tevrat'ta anlatıldığınagöre Enoch 365 yıl yaşadıktan sonraölmemiş,gökyüzünemeleklertarafındançekilerek Tanrı'nın yanına gitmişti. BuTevrat'ta ki kurgu İsa'nın ölmeyipgökyüzüneyükselişiileaynıydı.Nedirki,Enoch olayı, İsa'ya atfedilen“ölmeyipgökyüzüne yükselme” olayındanyüzlerce yıl önce olmuştu. Bu konudaayrıntılı bilgi için bkz: “Enoch” par P.JavanovicetA.M.Brayant,Paris,2002.
[←112]“TheOtherGod's.175
[←113]“The Life of Apollonius of Tyana” by
FlaviusPhilostratus,OriginalGreek,220CE, 4. Translation into Latin byAlemannus Rhinuccinus, Venice, 1501.(Bu gerçekte yapılan 4. çeviridir amadiğerleridebasılmadanyasaklanmıştır.)
[←114]Seigmeister, a.g.e. s.167. (Alıntılar
kitabın 1947'deki özgün baskısındandır.Dr. Walter Seigmeister, daha sonra,1956'da bu ilk baskıya bazı eklemelery aparak“Apollonius the Nazarene”adıyla bir yayın daha yapmıştır amabuyeni kitapta adını değiştirmek zomndakalmış ve yazar olarak Raymond W.Bernard adını kullanmıştır. Bu kitap1964'teDr.Seigmeister'inölümündenbirsüre önce yeniden basılmıştır. Dr.Seigmeister'in 1947 baskısı özgünçalışmasınıbulabilmekolasıdeğildi.NewYork'ta Apollonius konusundaaraştırmalar yaparken 1992'deSeigmeister'in yakın akrabası Prof. IraGitler ile tanıştım ve elindeki tek kitabıbana armağan etmek nezaketinigösterdi. Kendisine ve eşine bir kezdaha burada yazılı olarak teşekkürediyorum.
[←115]“İnsan Suretindeki Tanrı” tanımlaması
banaaitdeğildir,orijinalişöyledir:“AGodin human form. “ Bu yakıştırmaApollonius'u Pagan Mesihi olarakdeğerlendiren Ernest Joseph Renan'ın(1823-1892) yakıştırmasıyla paralellikgösteren Reville'e aittir. Bkz.Seigmeister, a.b.k. s, 43. Ayrıca Bkz:Jean Reville,“LaReligionaRomesousles sévères” 1886, ve J. Domna için,A.Reville,“LeChristpaienduIII.Siècle,“Revue des Deux Mondes”, 1865.Okurlara Apollonius kitabı yazmış olanik i“Reville” var gibi gelebilir. BiriAlbert,diğeriJean.AslındatekRevillevar:JeanAlbert Reville. Ama Kilise'ninbaskısından dolayı, bir kitabına Albert,diğerinedeJeandiyeimzaatmıştır.
[←116]Kutsal Kitabın ilk beş kitabı Musa
tarafından yazılmıştır diye kabul edilir.Türkiye'de İncil de denilen bu kitabaadını veren“Bible” sözcüğü Grekçe“tabiblia” sözcüğünden gelir. İlginç olanhusus şudur ki,“ta biblia” Grekçede“Kitaplar” anlamına gelmektedir,“tekilkitap”değil.Aynışekilde“Eski/YeniAhit”denirken kullanılan“Testamentum”sözcüğü de Latincedir. Oysa sözcüğünözgünİbranicekarşılığı“Beriftirvebuda“İttifak-Alliance” anlamına gelmektedir.İbranicekutsalmetinler-Tevratdediğimizilk beş kitap=Torah- Grekçe'yeçevrilirken“Berit” Grekçe“Diatheke”yapılmış, bu da Latinceye“Testamentwn=Ahit/Şahitlik” olarakçevrilmiştir.(Çevirihatalarıvebunlardandolayı başlayan yanlış yönlendirmelerinaltınıçizmekiçinyazdım.)Bukonudakiilginçtartışmaiçin,Teolog
Jacques Noel Peres'in“Historia”dergisindeki önemli makalesine
bakılabilir.(Nr,698,Şubat2005s.38-41)1999'dabaşlayıp2005yılındasonaerenv e“Yeni” basımı yapılan, bu kitapta dakaynak olarak alınmış olan,“StandartVersion” da, yine bazı sözcüklerdeğiştirildi. Örneğin, İncil'de artık“TanrıAdem’iYarattı”yazmıyor.BenzerşekildeMeryem karnında çocuk taşıyordudenmiyor,“Hamilebırakıldı”deniyor.
[←117]“Philostrate-Apollonius de Tyane” sa
vie,sesvoyages,sesprodiges,Trad.A.Chassang, Paris, 1862/1995.Presentation et notes de Guy Rochet,(SAND), p,7. (Bu kitaptaki alıntılar aksibelirtilmedikçebuçeviridendir.)
[←118]Bu çok tartışmalı konu için bkz: Lynn
PicknettandClivePrince,a.g.e.s.373-75. Ayrıca bkz:“Jesus the Magician”(Büyücü İsa) byMortonSmith, London,1978.
[←119]A. Chassang, a.g.e. s,7. (Guy
Rochet'innotları.)
[←120]Frend,a.b.k.s.443ve460
[←121]“Apollonius of Tyana” by Richard
Gotthell, Zeitschrift DeutschenMorgenTandischenGeselschaft,Voi.56,1892.
[←122]“Ölü Deniz Rulolan/Manuscripts” diye
genelbirbaşlıkaltındatoplanmışolanbubelgelerin tam ve nihai çevirileri 2004yılında topluca yayınlanmıştır. Dahaönceki yıllarda çeşitli yayınlar yapılmışve/fakat bunlar ya eksik ya da yanlışçeviriler olarak değerlendirilmişlerdir.Tüm akademik çevrelerce, (Yahudi,KatolikveProtestan)ortakkabulgörmüşolanİngilizceçeviri,ünlüİbraniceuzmanıGeza Vermes'e ait olan yaklaşık 650sayfalık çeviridir. Bu kitapta yapılacakolan alıntılar işte Geza Vermes'in buçevirisindedir.Bkz:“TheComplèteDeadSea Scrolls” Trans by. Geza Vernies,Penguin, 2004. (Esseneler, İ.Ö. 200yularındayazdılarbumetinleriİsa'nınveVaftizciYahya'nınEsseneolduklarıiddiaedilmiştir.)
[←123]Philostratus,a.g.e.s,235-236
[←124]“DeadSeaScrolls”a.g.e.s,235-236
[←125]“The Indian Travels of Apollonius of
Tyanâ” O. De Beauvoir Priaulaux,London,1873,s.199.
[←126]“Bookon theFormsand ImagesThat
AreInHeaven”BefehlAlfonsX,aktaranSeigmeister,a.g.e.s, 107. (B. Alphus/Alfons'un kitabına
ulaşamadım.)
[←127]Cabir Ibn-i Hayyan'ın kitabı, 1942,
Kahire'de Paul Kraus tarafındanyayınlanan,“Contributiona l'historiédesidées scientifiques dans l'İslam” adlıçalışmada anlatılmıştır. Cabir Ibn-iHayyan,9.yüzyılınsonuile10.yüzyılınbaşında yaşamıştır. Çok geniş birkültüre sahip olan bu Müslüman bilimadamı tüm“Hermetik-Alşimin eserleriArapçaya kazandırmışür. Avrupa'da“Kimya” bilim dalının gelişmesi, birbakımaHayyanilebaşlamıştırdenilebilir.A r a p l a r“Simyacılığa” Al-Kimyadiyorlardı. Bu dönemde Latince olan veKatolik Kilisesi tarafından yasaklanmışolan Turba Philosophorum, TabulaSmaragdina, Tabula Chemica, Liber decompositione alchemia, Liber SecretumAlchimiagibibirçokkitapönceArapbilimadamları tarafından Batı'ya (Kilise'ninkarşı çıkmasına rağmen) sokulmuştur.(Bkz:15numaralıdipnot.)
[←128]“Mahometto In Europa” Giacomo E.
Carretto, Claudio Lo Jacono AlbertoVentura,acuradiFrancescoGabrieli,“ArabiE.Turchi inOccidente
622-1922” Arnoldo Mondadori, Milano,1982, ss. 165-168. (Çeviriyi SayınBatuhan Özkan yaptı, kendisineteşekkür ediyorum.) Kitabın Türkçe adışöyledir:“Avrupa 'daki İslam/Batı 'dakiArapveTürkler622-1922”
[←129]“Mahometto”a.g.e.s,166
[←130]“Mahometto”a.g.e.s,167
[←131]“Mahometto”a.g.e.s,184
[←132]“Mahometto”a.g.e.s,186
[←133]Bkz: Aytunç Altındal, Gül ve Haç
Kardeşliği
[←134]Bu konularda bkz:“L'Universe
Matematique” par Philip J. Davis etReuben Hersh, Boston/Bordas 982, s,95. Ayrıca Hermetizm'in günümüzünbilimine katkısı için bkz s.94-115.Ö z e l l i k l e“Kitab Al-Amanat wa-alHiqadat” yazan Sa'adyah İbn Yusuf al-Fayyumi (Saadia Gaon 882-942) içinbkz.s.109vd.
[←135]Flavius, a.g.e. s.30-31.Philostratus'un
yazdığına göre; Apollonius birçokyabancıdilbiliyordu.Bukitaplarıkendisi,Grekçe, Latince ve Arapça yazmışolabilir.
[←136]AktaranSeigmeister,a.g.e.s.107-110
[←137]Flavius, a.g.e. s. 180-181 (XXXIII-
XXXV)
[←138]Buolaylailgiliolarakbkz:“TheOccult”
by Colin Wilson, NY, 1971, s. 198-9.AyncaçeşitliManticdallaniçinbukitababaşvurulabilir.
[←139]Philostratus, a.g.e. s. 253-261.Apollonius'un Domitian ile olantartışmaları ile tutukluluğu sırasındakiolaylarla, diğerleri Philostratus'unkitabındayaklaşık64sayfa tutmaktadır.Kitaptaki alıntılar bu bölümdenözetlenmiştir.Özelliklebkz:Philostratus,s.238-287LivreVII-VIII(kısmen)
[←140]Seigmeister,a.g.e.s,185
[←141]“La religion de Bab,” reformateur
PersonduXIX.Siècle,ClementM.Huart,LePay,Paris1889.
[←142]“The World's Religions” by Ninian
Smart,Cambridge,1989,s.479-481
[←143]“Bahaullah and the New Era” J.E.
Esslomont, Bahai Publishing, Wilmette,Illinois, 1950. (Bahailer'in ABD'dekimerkezi Illionois'dedir ve Bahai inancıgereğiçokgösterişli,büyükvegörkemliolarak inşa edilmiştir. Benzer şekildeİsrail'deki merkezleri de son derecegözalıcı, etkileyici bir mimari anlayışıyansıtmaktadır.) Ayrıca Bahai Tanrıinancı için bkz:“Les Religions et lesPhilosophies dans L'Asie Centrale” parM.LeComtedeGobineau,1866.
[←144]KurretülAynveBabilik/Bahailikileilgili
ayrıntılı bilgi için bkz: “Kurretul Ayn”,SÜREÇ Siyasal Kültür Dergisi, 1. Cilt,Sayı 2, Der: Sibel Özbudun, s. 81-91.(AyrıcaDiyanet İşleriBaşkanlığı İslamaYönelik Yıkıcı Hareketler (Babilik veBahailiğin İçyüzü)Ankara, 1973 ile“Hz.Bahaullah'ınLevihleri”Çev.M.İnan,İst.1974.
[←145]“ApolloniusdeTyane”LeNuctemeron,
par Yoan Thanes, Pre. D'Emmanuel leBret,2002,s.6.
[←146]Eusebe,“Contre Hieroclem” qui ex
PhilostratihistoriacomparativApolloniusTyanensis Salvatori Nostra Jesu-Christo,Monel,1508,Kayser,1870.
[←147]Eus ebe ,“Discours” d'Eusebe de
Casaree touchant lesmiraclesattribuespar les Payens aApollonius de Tyane,LouisCousin(Trod)Paris,1684
[←148]“In Search of Jesus”, Time, 6 April,
1996.
[←149]“In Search of Jesus”, a.g.e. s 52-62.
(Gospellerin gerçekten Matthew, Mark,Luke ve John tarafından değil, belki deonların ilk öğrencileriyle, öğrencilerininöğrencileri tarafından yazılmış olduklarıbumakaledeönesürülmüştür.)
[←150]Paracelsus'un yaşamı ve eserleri için
bkz: Gül ve Haç Kardeşliği, AytunçAltındal.4.Baskı,AlfaYay.2005.
[←151]İ.S. 968 yılında Alman İmparatoru I.
Otto, Cremona Piskoposu Liutprand'ı,Bizans'aelçiolarakgöndermişti.Nevarki,Bizansyöneticileribudiplomatelçiyi,İstanbul'a varır varmaz tutuklamışlar veev hapsine almışlardı. Kendisine veelçilik mensuplarına çok kabadavranıldığmı gören piskopos,dahasonra İmparatoruna gizlice ilettiğimektubunda,“NeolacakbuKapadokyalı'dan da bu muamele beklenir, “ diyeyazmıştı. Bkz:“Médiéval Europe” EdWilliam H. Mc Neill and Schuyler O.Houser,Oxford,1971,ss.122-124.
[←152]Bu ilginç tartışma için bkz:
“ConversationsAboutTheEndofTime”,Jean-ClaudeCarrière,Penguin,1998.s.139-140.
[←153]ibid.a.g.e.s.108
[←154]“From Jésus to Christ” art. By. John
Meacham,Newsweek,March28,2005,s.52
[←155]ibid.a.g.e.s.54
[←156]Apollonius'un özellikle gezileriyle ilgili
bkz: “Apollonius de Tyane” par, MarioMeunier,“ou le séjour d'un dieu par mileshommes”Paris,1936.
[←157]Apollonius ile İsa'yı doğrudan konu
alan şu kitapları konuya ilgi duyanlarasalık verebilirim: EUSEBE, ContraHiroclem, qui ex Philostrati historiacomparavitApolloniusTyanensSalvatoriNostroJesuChristoed.FedMorel1508;Kayser,ContraHieroclem,1870.EUSEBE, Discours d'Eusebe de
Cesaree touchant lesmiraclesattribuespar les Payens aApollonius de Tyane,traduction du président Louis Cousin,Paris,1684.L. ELLIES DUPIN, L'histoire
d'Apollonius de Tyanenconvaincue defaussetéetd'imposture,Paris,1705.ED.BALTZER,op.Cit.,p.387-396.ED.Norden,AgnostosTheos,Leipzig,
1915.F.C.BAUR,ApolloniusvonTyanaund
Christus, oder der Verheltniss dessPythagoreismus zum Christenthum,Tubingue,1832.J.REVILLE,La religionaRomesous
lesSévères,1886,p.211sq.B.AUBE,Histoiredespersecutionsde
l'Eglise, lapolémiquepaiennealafinduu°siècle,p.426-512.J. GUIRAUD, Un essai de reforme
paienne au n° siècle la vie d'ApolloniusdeTyane,Montauban,1886.SP. DE LABRIOLLE, La réaction
paienne,Paris1934,p.175-189.
[←158]“ApolloniusofTyana”byW.B.Wallace,
Westminster Review, July-Dec, 1902.(Makale)
[←159]“Das Weltreich der Magie”, Kurt
Seligmann,NachwortvonProf.Dr.G.F.Hartlauh,Wiesbaden,1948.s.70-74.
[←160]Seligmann,a.g.e.s.71(Ayrıcabkz:“An
Encylopedia of Occultism”, by LevisSpence,ABD, 1993. (Bu kitabın yazanGül ve Haç Kardeşliği Örgütünün birdönembüyük“Üstadı”idi.)
[←161]Seigmeister,a.g.e.s.43
[←162]“FromJesustoChrist”a.g.e.s.48-50.
Bu makalenin yazan John Meachamşöyle yazmış: “İsa'nın hedef kitlesiYahudilerdi ama İsa gösterdiğicesaretsizlikle onların gözünde bir“BaşarısızPeygamber” (FailedProphet)sayıldı.”
[←163]W.C.Frend,a.g.e.s.277-278
[←164]AzizAntony,YukanMısır'daComa'da
doğmuştu (y.251). Yirmi yaşındaykentüm mülklerini yoksullara dağıtmış veçöldemünzevihayatıyaşamıştı.İ.S.305yılındaFayum'da ilkmanastırınıkurmuşve Monastisizm'in temellerini atarakmünzevilik (Hermit) üzerine vaazlervermişti. Aziz Antony, İ.S. 331'deKolzim'de öldü. Hıristiyan dünyasındasembolikolarak(T)TauHaçıvedomuzyavrusuyla simgelenmiştir. (Bkz:“TheBookofSaints”a.g.e.s.51)
[←165]“DeadSeaScrolls”,a.g.e.s.277-278
[←166]“Saint Augustin Et la fin de laCulture
Antique”parHenri-IreneeMorraU,Paris,1983,s.338. (Augustin'inbukaziyesi ileKur'an yorumu için aynı sayfayabakılabilir.)
[←167]“Mary Magdelen” by Susan Haskins,
London,1993,s.89
[←168]“LaNaissancedeDieu”LaDoctrinede
Jacob Böhme, par Pierre Deghaye,Paris, 1985.Yeni İnsan için bkz: s. 96-102.
[←169]“La Doctrine Secrète” H. Blavatsky,
Tome5.Paris,1948.s.154-158.
[←170]“Apollonius de Tyane et Jésus” par
Jean Louis Bernard, Paris, 1994. (Bukitapikisininkarşılaştırımasıdır.)