Yıldız Holding Kurumsal Sürdürülebilirlik Araştırması

37
NUR SENA ÜNALAN PUB 513 Kurumsal Sürdürülebilirliğin Önemi ve Yıldız Holding’in Çevresel Sürdürülebilirlik Kapsamında Yaptığı Projelerin İncelenmesi Gelişen teknoloji ve imkanlar dahilinde insan hayatı her geçen gün değişime uğramaktadır. Bu değişimden sadece insanlar değil aynı zamanda içinde bulunduğumuz ekosistemde etkilenmektedir. Rekabetin artık sadece piyasalarda yaşanmadığı, müşterilerini kendine bağlayarak tercih edilebilir bir marka olmak isteyen şirketler için kurumsal sosyal sorumluluk ve sürdürülebilirlik gittikçe önem kazanmaktadır. Sürdürülebilirlik kapsamında bu raporda sürdürülebilirliğin günümüzde artan önemi, kurumsal sürdürülebilirlikte karşılaşılaşılan problemler ve Yıldız Holding’in çevresel sürdürülebilirlik alanında yapmış olduğu çalışmalar incelenecektir. Giriş “Günümüzün değişen rekabet şartları şirket faaliyetlerinin şirketin sürdürülebilir kılınma çabalarıyla paralel bir yapıya oturtulması gereğini ortaya çıkarmıştır. Sürdürülebilir kalkınma modern ekonomik kalkınmanın ekolojik yıkım, sosyal eşitsizlik, gelecek nesillerin ihmali gibi birbiriyle bağlantılı olan problemlerine çözüm üretmeye çalışan bir yapıyı 1

Transcript of Yıldız Holding Kurumsal Sürdürülebilirlik Araştırması

Page 1: Yıldız Holding Kurumsal Sürdürülebilirlik Araştırması

NUR SENA ÜNALAN

PUB 513

Kurumsal Sürdürülebilirliğin Önemi ve Yıldız Holding’in Çevresel Sürdürülebilirlik Kapsamında Yaptığı Projelerin

İncelenmesi

Gelişen teknoloji ve imkanlar dahilinde insan hayatı her geçen gün değişime uğramaktadır. Bu değişimden sadece insanlar değil aynı zamanda içinde bulunduğumuz ekosistemde etkilenmektedir. Rekabetin artık sadece piyasalarda yaşanmadığı, müşterilerini kendine bağlayarak tercih edilebilir bir marka olmak isteyen şirketler için kurumsal sosyal sorumluluk ve sürdürülebilirlik gittikçe önem kazanmaktadır.

Sürdürülebilirlik kapsamında bu raporda sürdürülebilirliğin günümüzde artan önemi, kurumsal sürdürülebilirlikte karşılaşılaşılan problemler ve Yıldız Holding’in çevresel sürdürülebilirlik alanında yapmış olduğu çalışmalar incelenecektir.

Giriş

“Günümüzün değişen rekabet şartları şirket faaliyetlerinin şirketin sürdürülebilir kılınma çabalarıyla paralel bir yapıya oturtulması gereğini ortaya çıkarmıştır. Sürdürülebilir kalkınma modern ekonomik kalkınmanın ekolojik yıkım, sosyal eşitsizlik, gelecek nesillerin ihmali gibi birbiriyle bağlantılı olan problemlerine çözüm üretmeye çalışan bir yapıyı temsil eder. Bu problemlerin oluşmasında firmaların katkısının çok fazla olduğunu söylemek mümkündür. Önemli olan hem işletme içi, hem de işletme dışı tetikleyiciler sonucu meydana gelen bu problemleri çözmek için alınacak önlemleri belirlemek ve uygulamaya geçirmektir.

Şirketleri sürdürülebilir olmaya zorlayan bazı güçlerin olduğu kesindir. Bu güçlerin kimisi şirketlerin maddi kaygılarından kaynaklanırken, kimisi de kurumsal bir kimlik oluşumunda gerekli olduğu düşünülen sosyal

1

Page 2: Yıldız Holding Kurumsal Sürdürülebilirlik Araştırması

sorumluluk duygusu içeriklidir. Ama şirketleri sürdürülebilir olmaya zorlayan güçlere iktisadi bir bakış açısıyla yaklaşıldığında; şirketler birer ticari kuruluştur ve tüm ticari kuruluşların öncelikli amacı “KAR” dır. Bu bakış açısına göre şirketlerin çevresel dejenerasyonun önlenmesi konusunda kendilerini sorumlu hissetmeleri, değişen tüketici alışkanlıklarına özellikle üretim ve pazarlama süreçlerinde yaptıkları inovasyonlarla karşılık vermeleri ya da küresel oluşum içerisinde diğer rakip firmalardan geri kalmamak adına sürdürülebilir bir vizyon sergilemek istemeleri; neticede kar maksimizasyonunu sağlamak amaçlıdır.”1

“Sürdürülebilir kalkınma; ekonomik büyüme ve refah seviyesini yükseltme çabalarını, çevreyi ve yeryüzündeki tüm insanların yaşam kalitesini koruyarak gerçekleştirme yöntemidir.

Sürdürülebilir Kalkınma insan ve çevre merkezli olmak üzere iki ana başlık altında değerlendirilmektedir. Doğal çevreninin korunması kadar ekonomik ve sosyal kalkınmanın da birbirinden ayrılmaz parçalar olduğunu kabul etmektedir.

Çevresel, ekonomik ve sosyal sürdürülebilirlik sağlandığı takdirde sürdürülebilir gelişme gerçekleşebilmektedir. Yenilenemeyen enerji kaynakları yerine yenilenebilir enerji kaynaklarının verimli kullanımı ve doğaya karşı sorumlu davranılması çevresel sürdürülebilirliğin gereksinmelerini oluşturmaktadır. Doğal enerjinin verimli kullanımı sonucu ülke ekonomisinde gelişme gözlenir. Ekonomideki kalkınma sürdürülebilir ekonomi kavramını gerçekçi kılmaktadır. Çevreye duyarlı bir yaklaşımla yaşamanın sonucunda sağlıklı toplumlar oluşur. Sağlıklı toplumların ekonomik refah içinde yaşantısı sosyal sürdürülebilirlik olarak adlandırılmaktadır.”2

Küresel anlamda kamuoyunun sürdürülebilirlik kavramıyla tanışması Birleşmiş Milletler bünyesinde çalışan Dünya Çevre ve Kalkınma Komisyonu’nun 1987 yılında yayımladığı “Ortak Geleceğimiz” isimli rapor sayesinde oluşmuştur. Bu rapore göre: "İnsanlık, gelecek kuşakların 1 http://www.iibfdergi.aku.edu.tr/pdf/14_2/14.pdf sayfa 2272 https://tr.wikipedia.org/wiki/S%C3%BCrd%C3%BCr%C3%

2

Page 3: Yıldız Holding Kurumsal Sürdürülebilirlik Araştırması

gereksinimlerine cevap verme yeteneğini tehlikeye atmadan, günlük ihtiyaçlarını temin ederek, kalkınmayı sürdürülebilir kılma yeteneğine sahiptir." Günümüzde gittikçe artan popülasyondan dolayı doğal kaynaklar hızla tükenmektedir. Gelişen teknoloji ile şirketlerin yapabileceklerinin artmasıyla birlikte topluma karşı olan sorumluluklarıda artmıştır. Rekabetin artık sadece maddi olarak yaşanmadığı günümüzde şirketler sosyal sorumluluklarının da farkına vararak çeşitli proje çalışmaları yapmaktadırlar. Hazırlanan projeler kapsamında sürdürülebilirlik bir bütün olarak algılanıp, uzun vadeli planlar ile yönetilmelidir.

Bireysel olarak sürdürülebilirliğe katkı sağlamak istersek; insanların binlerce yıldır yaşayarak, keşfederek öğrendiği bilgileri doğru kullanarak, daha adil ve sürdürülebilirliği olan bir yaşamı istememiz ve buna sahip olmamız mümkündür. Çevrenin korunması tüm ulusların paylaştığı bir sorumluluktur. Bu alandaki ulusal ve bölgesel çabaları desteklemekle beraber, daha geniş ölçüde ortak hareket etme ivedi gereksinimini de görmeliyiz. “Sürekli ve dengeli kalkınmanın gerçekleşebilmesi için çevre koruma, kalkınma sürecinin entegre bir parçasını oluşturacaktır, ayrı olarak düşünülemez.”3

Kurumsal Sürdürülebilirlik Nasıl Başladı?

“20. yy’ın sonları ve içinde bulunduğumuz yüzyıl; özellikle işletmelerin amaçlarının ne olması gerektiği yönünde bir değişimin yaşanmasına sebep olmuştur. İşletmenin bir ticari kuruluş olması nedeniyle muhasebe karını artırmaya yönelik her türlü faaliyeti doğru kabul eden anlayış, yerini bu organizasyonun ekonomik karlılığını artırıcı faaliyetleri ön plana çıkaran değerlerin kabul edilip uygulanmasına bırakmak zorunda kalmıştır. Bir başka ifadeyle geçmişin sadece finansal içerikli beklentileri, yerini sosyal içerikli beklentilere bırakmıştır. Aslında mali beklentiler tam olarak kaybolmamış; sosyal içerikli, çevreyi ve toplumsal değerleri koruyan, gözeten, sorumluluk bilinci yüksek uygulamalara yer veren işletmelerin; yeni düzendeki rekabet şansları artmıştır. Sürdürülebilir kalkınma, modern 3 http://www.bilgiustam.com/surdurulebilirlik-nedir/

3

Page 4: Yıldız Holding Kurumsal Sürdürülebilirlik Araştırması

dünyada hem etik, hem sosyal hem de teknolojik bir takım sorunları içine alan bir kavram olarak kabul edilmekte olsa da; nadiren kurumsal bir sorun olarak değerlendirilmektedir (Hoverstadt ve Bowling, 2005:131). Oysa ki sürdürülebilirlik, peşi sıra uzun ömürlülük kavramını da getirdiği için, ekonomik faaliyetlerin yaratıcı boyutu içerisinde yer alan kurumların da uzun ömürlü olması ve aldıkları kararlarla sürekli canlı bir yapıyı ortaya koymaları şarttır. İşletmeler ve rekabet arasındaki ilişkileri inceleyen literatürde genelde 2 temel soruya cevap aranmaya çalışılır:

1) Bazı kuruluşlar neden diğerlerine göre daha başarılı bir şekilde rekabet ederler?

2) Kuruluşlar rekabet avantajlarını sürdürülebilir kılmak için ne yapabilirler?

Teece ve arkadaşları (1997:509) Porter'ın rekabet gücü yaklaşımı da dahil, stratejik literatürün rekabet ortamı ve stratejik uyuşmazlıklar konusuna odaklandığını ve bu nedenle diğerlerinden daha başarılı olduklarını ve sürdürülebilir rekabet avantajının nasıl geliştirilebileceği konusunda kuruluşlara yardımcı olmadıklarını belirtmektedir. Oysa Killen ve arkadaşları (2008:337) işletmelerin rekabet başarısını anlamak için; dışsal odaklı öneriler yerine içsel odaklı öneriler sunan örgütsel avantaj modellerinden ya da kaynak tabanlı görüşten yararlanılabileceğine vurgu yapmaktadır”4

Gelecek İçin Sürdürülebilirlik!

“Yenilik peşindeki markalar, piyasadaki artan rekabetle birlikte doğaya duyarlı olup tüketicinin ilgisini çekmeye çalışırken bu tavırlarını sosyal sorumluluk bilinci göstererek değişik boyutlara ulaştırabiliyorlar. Mevcut dönemin trendleri arasına giren “sürdürülebilirlik” kavramı, firmaları “fark yaratmaya” doğru koşar adım sürüklüyor. Sınırlı kaynakları  verimli düzeyde kullanmaya çalışan üreticiler, sürdürülebilirlik çalışmaları yaparken tüketicilere de adeta ortaklık teklif ediyorlar. Geleceğini güvence altına almayı hedefleyen bilinçli bireylerde doğa dostu ürünleri seçiyor.4 http://www.iibfdergi.aku.edu.tr/pdf/14_2/14.pdf sayfa 228

4

Page 5: Yıldız Holding Kurumsal Sürdürülebilirlik Araştırması

Günümüzde sürdürülebilirlik önemi geç algılanmış ancak gelişme göstererek ilerleyen bir kavram. Bu kavram, geleceğini bilinçli bir şekilde tasarlayan ve koruyan kimselerin can simidi olacak projelerin çıkış noktası olacak gibi görünüyor.

Eğer Dünya insanların yuvası olmaya devam etmeliyse, bu amaca ancak sürdürülebilir bir alt yapı hazırlayarak destek olabiliriz. Dünya’da kalıcı olmak, doğayı her daim kullanabilmek çevresel temizliğe önem verirler, kısıtlı kaynakların verimli bir şekilde kullanılmasıyla gerçekleşebilir. Yani en kısa açıklamasıyla “ günü kurtarmak yerine yarın için pozitif değerler simgeleyen çalışmalar yapmak” sürdürülebilirlik için atılan bir adımı temsil eder.

Doğayı temel alarak sürdürülebilirlik çalışmalarını değerlendirmek eksik bir yaklaşımı temsil eder. Firmalar çalışanlarının verimliliğini, müşterileriyle iş birliği yapabilmeyi ve en önemlisi geleceği önemsemeyi, gelecek farkındalığını geniş kitlelere aşılamayı göz önünde bulundurmalılar. Eğer bu noktalar doğrultusunda çizilen bir yolun varlığı söz konusuysa, bu durumun etkileri finansal, çevresel, toplumsal ve global düzeylerde başarı elde edilecektir.” 5

Sürdürülebilirlik, özellikle son yıllarda gerek ülkemizde gerekse küresel olarak önemini gittikçe arttırmakla beraber hayatımızı doğrudan ya da dolaylı olarak etkilemektedir. Sürdürebilirlik doğru stratejiler ile uygulandığında; şirketin büyümesi, sermayeyi çekmesi, marka konumlandırması yapmasını, daha tercih edilir bir marka olması ve mevcut müşterilerini koruduğunu söylemek mümkündür.

Son yıllara kadar bir çok kurum ve kuruluş, bu alandaki çalışmalara kaynak yaratmayı gereksiz buluyordu. Bunun en önemli nedeni konuyla ilgili algı eksikliğidir. Esasında bir kurum sürdürülebilirlik çalışmalarına kaynak yaratarak çevresel, ekonomik ve sosyolojik nedenlerden kaynaklı riskleri yönetebilir, fırsatları değerlendirebilir, uygun stratejiler geliştirebilir, konumlandırma yapabilir, rekabet avantajı ile sermayeye ulaşım

5 http://www.gencfuturistler.org/haberler/gelecek-icin-surdurulebilirlik/

5

Page 6: Yıldız Holding Kurumsal Sürdürülebilirlik Araştırması

sağlayabilir. Markalar böylelikle bulundukları sektördeki konumlandırmalarıyla yerlerini sağlamlaştırmaktadırlar.

“Tıpkı dünyanın birçok yerinde olduğu gibi ülkemizde de bu konu ile ilgili duyarlılıklar artarak devam etmektedir. Örneğin Borsa İstanbul’da (BIST), geçtiğimiz yıl kurulan Sürdürülebilirlik endeksinde BIST 30’dan 15 firma yer almakta. BIST’in web sitesinde yeralan bilgiye göre, Kasım 2015 – Ekim 2016 dönemi için değerlendirmeye tabii şirketler listesinde 50 firma yer alıyor. BIST, Endeks’in katkılarını şöyle açıklıyor: “Endeksin hesaplanmaya başlanmasıyla kurumsal risklerini ve fırsatlarını etkin bir şekilde yöneten şirketlere rekabet avantajı sağlanırken, şirketlere sermaye çekmek ve finansman sağlamak amacıyla üzerine yeni yatırım ürünleri geliştirilebilen, yatırım yapılabilir bir endeks ortaya çıkmış olmaktadır.” Endeks, yatırımcılar için sürdürülebilirlik ve kurumsal sosyal sorumluluk ilkelerini benimseyen şirketleri ayırt edip bu şirketlere yatırım yapmalarını sağlayacak bir araç, varlık yöneticileri için sürdürülebilirlik ilkelerine dayalı fonlar, borsa yatırım fonları ve yapılandırılmış ürünler gibi çeşitli finansal ürünler çıkarmaları için bir gösterge sunmaktadır.

Sadece Borsa’da yaşanan yenilikler değil, aynı zamanda TC Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından ciddi girişimler ve kararnameler çıkarılmış ve çıkarılmaya devam etmektedir. 2012 yılında Resmi Gazete’de yayınlanan bir karar ile bakanlık “Sera Gazı Emisyonlarının Takibine İlişkin Yönetmelik” yayınlamıştır. Yönetmelikte şu an için belirli sektörler yer alsada, ileriki yıllarda bu sayının artacağını söyleyebiliriz.”6

Bu girişimlerin en önemli sebebi Karbon piyasası, borsaları olarak biliniyor. Dünyanın en büyük borsalarında işlem gören Karbon’un Türkiye’de de işlem görmesi için Dünya Bankası tarafından ülkemize 3 milyon USD değerinde hibe desteği sağlanmıştır. İstanbul Uluslararası Finans Merkezi’nin de hedefleri arasında da Karbon piyasası yer almaktadır. Lakin Türkiye 2009’daki Kyoto Protokolü ile ilgili zamanlama sıkıntısı nedeni ile Gönüllü Piyasalarda yer almaktadır. Yani ülke olarak Kyoto’da belirlenen

6 http://www.salom.com.tr/haber-94344-kurumsal_surdurulebilirlik__nedir_ne_degildir_.html

6

Page 7: Yıldız Holding Kurumsal Sürdürülebilirlik Araştırması

herhangi bir zorunluluğu ve yaptırımı şu an için bulunmuyor. Zorun piyasalara geçmesi (ki önümüzdeki günlerde bu konu ile ilgili girişimlerin olacağı ilan edilmiştir) bu süreçlerin tamamını hızlandırarak, kurumsallaşmasını sağlayacak. Bugüne kadar Karbon piyasalarında 170 milyar USD değerinde işlem gerçekleşmiştir. Türkiye’nin de içinde bulunduğu Gönüllü Piyasalarda ise 600 milyon USD civarında gerçekleşti.

2012 yılında Unilever’in yapmış olduğu “Karbon Ayak İzi” projesiyle çoğunlukla firmalar tarafından üretilen sera gazı miktarının çevreye zararı gözler önüne serilmiştir.

“Karbon Ayak izi miktarı, karbondioksit cinsinden ölçülen ve insanlar, çoğunlukla firmalar tarafından üretilen sera gazı miktarı açısından çevreye verilen zararın ölçüsüdür.

Küresel ısınmaya neden olan ve yüksek seviyelerde gezinen karbon ayak izi su kaynaklarımızın erkenden tükenmesine yol açabilecek etkili bir yapıya sahiptir. Global bazda karbon ayak izinin yüksek seviyelerde seyretmesine sebep olan ülkeler başta Çin olmak üzere, ABD, Avrupa Birliği, Rusya, Brezilya şeklinde sıralanabilir. Sıralanan ülkelerin ticaret potansiyellerine bakıldığında üretimin ve tüketimin maksimum düzeylerde olduğu sonucuna varabiliriz.

Türkiye açısından durumu değerlendirirsek doğaya zarar veren birçok firma, doğurdukları olumsuz sonuçları azaltabilmek adına iş stratejileri oluşturmaya çalışıyor. Unilever 2008-2009 yılları arasında 7 fabrikasında gerçekleşen CO2 salınımının azalmasına vesile olmuştur. 2008 yılında karbon salınımı 85,80 kg/ton iken 2009 yılında bu rakamlar 84,38 kg/ton düzeylerinde seyretmiştir. Söz konusu azalma tüketiciyle üreticinin ortaklaş hareket etmesinin bir eseri olup firmanın çevreye olan duyarlılığını da gözler önüne sermektedir.

Günlük hayatta tükettiğimiz birçok ürünü ambalajından çıkartıyoruz ve söz konusu ambalajları atık olarak evimizden uğurlarken bu vedanın sonuçlarını hiç de umursamıyoruz. Ambalaj atıkları bitki düşmanı olmakla birlikte toprakta yaşayan birçok canlının da hayatının sonlanmasına neden

7

Page 8: Yıldız Holding Kurumsal Sürdürülebilirlik Araştırması

olabilecek kadar tehlikeli materyaller barındırıyor. Yine bu konuyla ilgili olarak Türkiye’de yapılan bir çalışma ambalaj atıklarının azaltılması yolunda atılan adımların sevindirici haberlerini veriyor.

2009 yılında 411 ton Plastik, 222 ton Alüminyum, 15 ton Çelik-Teneke ve 20 ton Karton-Kağıt atığı Ar-Ge çalışmaları sonucu Unilever girişimiyle azaltıldı.” 7

“Küresel birçok firma sürdürülebilirliği iş süreçlerinin ve şirket stratejilerinin temel parçalarından biri haline getirmekte hatta reklam ve pazarlama faaliyetlerinde bu güncel terime hayli yer vermekte. Elbette gelişmiş ve refah seviyesi yüksek ülkelerde bu konu diğer ülkere nazaran daha dikkate değer olsa da, ülkemiz için tablo hiç de fena sayılmaz. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın 2012 yılında yayınladığı bir raporda yer alan anket sonuçlarına göz atacak olursak: “Bir ürünün üretim aşamasında çevreye daha az zarar verdiğini bilinmesi, ürünün satın alınması için daha fazla ücret ödemeyi” yeterli kılmaktadır. Ankete katılan tüketicilerin yüzde 33,2’si bunu söylemiştir. Bu oran Batı da yüzde 43, Asya da yüzde 8 civarındadır. On bir yıl süren Harvard Üniversitesi’nin bir araştırmasına göre KSS (Kurumsal Sosyal Sorumluluk) ve Sürdürülebilirlik faaliyetleri gerçekleştiren firmalar, rakiplerine nazaran dört kat daha hızlı büyümektedir.”8

Sürdürülebilirlik, sadece çevre demek değil; ekonomi, toplum, çevre demektir. Boşa harcanan yatırım ve proje maliyetleri demek de değildir. Sürdürülebilirlik; iş süreçleri, kurumsal kimlik ve iletişim stratejisine entegre edilerek doğru stratejiler ile uygulandığında; şirketin büyümesi, sermayeyi çekmesi, marka konumlandırması yapmasını, daha tercih edilir bir marka olması ve mevcut müşterilerin aidiyetini artırmasını sağlayan; iş süreçlerinde kolaylaştırıcılık rolü sağlamakla kalmayıp, tasarruf ve geleceği yakalama fırsatlarını sağlayan önemli bir enstrümandır.

Kurumsal Sürdürülebilirliğin Önemi

7 http://www.gencfuturistler.org/haberler/gelecek-icin-surdurulebilirlik/8 http://www.salom.com.tr/haber-94344-kurumsal_surdurulebilirlik__nedir_ne_degildir_.html

8

Page 9: Yıldız Holding Kurumsal Sürdürülebilirlik Araştırması

“Sürdürülebilirlik kavramı geçen yüzyıla damgasını vuran, üzerinde en çok yazılan ve konuşulan kavramların başında gelmektedir. Sürdürülebilirlik kavram olarak; ekonomik kalkınma, sosyal kalkınma ve çevrenin korunması temalarını içerisinde barındırır. Ağırlıklı olarak ekonomik kalkınmayı çağrıştırması; sürdürülebilirliğin aslında ekonomik karar birimlerinin faaliyetleriyle doğrudan ilişkili olmasıyla alakalıdır. Ekonomik karar birimleri adını verdiğimiz; hane halkı, şirketler, devlet ve dış dünya, yeni ekonomik düzenle birlikte içerisine sivil toplum kuruluşlarını da almıştır.

Sürdürülebilir kalkınma Dünya Çevre ve Kalkınma Komisyonu'nun yaptığı tanımda "bugünün insan ihtiyaçlarının gelecek nesillerin ihtiyaçlarını karşılama yeteneklerini feda etmeden karşılanabilmesi" (UN, 1987) olarak ifade edilmektedir. Oysa kurumsal sürdürülebilirlik, sürdürülebilir kalkınmanın sadece bir bölümünü içine alan -özellikle de üretimden sorumlu ekonomik karar birimleri olan- ticari işletmelerin devamlılığını ifade eden bir kavramdır. Dyllick ve Hockerts (2002:132) kurumsal sürdürülebilirliği, ekolojik ve sosyal sürdürülebilirliğin bir karması olarak ifade ederken, kurumların kısa vadeli kazançlar yerine, uzun vadeli kazanç amacına yönelmeleri gerektiğine de vurgu yapar. Yavuz'a göre (2010:64), sürdürülebilirlik kavramını ticari işletmeler için yorumlayacak olursak; işletmelerin üretim sürecinde çevreye verdikleri zararların giderilmesi amacıyla gerçekleştirdikleri strateji ve yaklaşımları, uzun vadede işletme devamlılığı için kullanmalarıdır. Fakat yine de günümüzün ekonomik karmaşasında ekonomik hayatın en önemli yapı taşını oluşturan ticari işletmelerin ekonomik faaliyetleri olmaksızın kalkınmanın sürdürülebilir kılınması mümkün değildir. Böyle bir durumda sürdürülebilirlik sadece kağıt üzerinde kalacaktır. Bu bağlamda sürdürülebilir kalkınmanın, ticari işletmelerin sürdürülebilirlik faaliyetleri ile yakın bir ilişkisi olduğu, hatta bir neden-sonuç ilişkisi içinde bulunduklarını söylemek yanlış olmayacaktır. Tokgöz ve Önce'ye göre (2009:252) kurumsal sürdürülebilirlik için şirketlerin yeni bir iş yapma modeli öğrenmesinin ve kazanımlarını artırma yollarını düşünmelerinin yanında, geleceğe de yatırım yapmalarına gerek bulunmaktadır. Hahn ve Scheermesser' in (2006:2) de belirttiği gibi; ticari

9

Page 10: Yıldız Holding Kurumsal Sürdürülebilirlik Araştırması

işletmelerin sadece üreten ve ekonomik değer yaratan birer kuruluş olmaları yeterli değildir; bu olağan faaliyetlerini sürdürürken ortaya çıkardıkları negatif dışsallıkları yok etmek ya da en aza indirmek için ellerinden geleni yapmaları gerekmektedir. Kurumsal sürdürülebilirliğin gelişimine, sürdürülebilir kalkınmanın katkısının iki açıdan olduğunu söylemek mümkündür (İMKB 2011:1). Bu katkılar;

1) Sürdürülebilir kalkınmayı sağlamak için şirketlerin hangi alanlarda yoğunlaşması gerektiği,

2) Sürdürülebilir kalkınmanın gerçekleştirilmesi konusunda şirketlerin, hükümetin ve sivil toplumun ortak bir hedef oluşturmasının teşviki şeklinde kendisini gösterir.

“Sürdürülebilir kalkınma teşvik edilirken kurumsal sürdürülebilirliğin bu teşviklerden pozitif dışsallık elde ettiği söylenebilir. Daha önce belirttiğimiz gibi sürdürülebilirlik tüm üretim faktörlerini içerisine almakta ve firma sürdürülebilirliği bunun sadece bir parçasını oluşturmaktadır. Sürdürülebilirlik adına atılan her adım, kurumsal sürdürülebilirlik için de önem arz eder. Bu bağlamda kurumsal sürdürülebilirlik, bir ülke içerisinde yer alan ve ekonomik bir amaca sahip kurumların, geleneksel büyüme kuramlarına bir alternatif olarak geliştirilen maddi manevi her türlü riski minimize etmeyi sağlayarak kurumları geleceğe daha sağlıklı aktarmayı hedefleyen bir yönetim anlayışıdır. 2010 yılında Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi'nin çeşitli ülkelerde faaliyet gösteren 766 şirketin CEO'su üzerinde gerçekleştirdiği araştırma sonuçlarına göre (İMKB, 2011:3-4) şirketleri kurumsal sürdürülebilirlik konusunda teşvik eden en etkin faktörler ise;

1) Artan marka değeri, güven ve itibarın, şirket karlılığını artırması,

2) Personel motivasyonunun artarak kar marjlarının yükselmesi,

3) İşletmelerin itibarının artmasıyla, kalifiye işgücü istihdamının kolaylaşması,

10

Page 11: Yıldız Holding Kurumsal Sürdürülebilirlik Araştırması

4) Toplumun gözünde elde edilen meşruiyet sayesinde rakiplere karşı rekabet üstünlüğünün elde edilmesi,

5) Uluslararası sorumlu yatırım şirketlerinden finansal destek sağlama imkanlarının kolaylaşması,

6) Bilinç düzeyi artan tüketicilerin değişen işletme talepleri şeklinde sıralanabilir.”9

Kurumsal sürdürülebilirliğin firmalar tarafından başarılı bir şekilde icra edilmesi, Bansal’a göre üç önemli gelişmenin tetikleyicisi olacaktır:

1) Çevresel Bütünlük: Şirketin yeni bakış açısı ile üretim sürecinde çevreye verilen zarar en az düzeye çekilecektir. Çevreyle dost üretim teknolojileri gelişecektir.

2) Sosyal Eşitlik: Şirketlerin sosyal sorumluluk projelerinin uygulanmasına verdikleri önem sayesinde, bireylerin kaynaklara eşit bir şekilde ulaşımı sağlanacaktır.

3) Ekonomik Refah: Gerek mevcut ürünlerle gerekse yeni ürünlerle üretimde etkinlik sağlanarak bir değer artışı yaratılacaktır. Bu bağlamda kurumsal sürdürülebilirlik ile elde edilecek gelişmeler sayesinde, sadece işletmeye ait değerlerde artış ve gelişmeler elde edilmeyecek, aynı zamanda sürdürülebilir kalkınma ve toplum adına da çok önemli adımlar atılmış olacaktır.

Sürdürülebilirlik Kurumsal İtibari Nasıl Etkiler?

“Kurumsal itibar işletme içerisinde ve dışarısında yer alan paydaşların işletme hakkındaki öngörülerinden oluşur (Özalp ve ark., 2010:100). Bir diğer ifadeyle paydaşların işletme ile ilgili değer yargıları toplamını anlatır. İşletmeler için kurumsal itibar artışı, artan rekabet gücü anlamına gelir ki; bu artış direk işletme paydaşlarının işletmeye olan bağımlılıklarının artışıyla ilişkilidir. Saylı ve Uğurlu’ya göre (2007:93) finansal risk yatırımcılarının firmaya eğilimlerindeki artış, bu firmaların kriz 9 OKUMUŞ, Kerem (2009) Yeni Bir İşletme Anlayışı: Kurumsal Sürdürülebilirlik, Sektörel Dernekler Federasyonu, 01.04.2009 tarihli yazı

11

Page 12: Yıldız Holding Kurumsal Sürdürülebilirlik Araştırması

ortamlarından daha az etkilenmesi, devlet ve banka desteklerinden daha rahat yararlanabilmeleri, sektörel ortalamadan daha yüksek bir oranda kar elde etmeleri, çalışan verimliliğindeki artışlar gibi gelişmeler şirket rekabet gücü üzerinde olumlu bir etki yaratacaktır. Günümüzde kurumsal itibar en az işletmelerin birtakım finansal çıktıları kadar önemli görülmektedir. Bu nedenledir ki işletmelerin birçoğu kurumsal itibarlarını artırmak adına birtakım çabalar sarf etmektedirler. Kurum itibarının artışında uygulanan sosyal sorumluluk projelerinin gerçekçiliğinin ve başarısının yeri oldukça fazla olacaktır. Özkol ve arkadaşları (2005:138) sosyal sorumluluk çalışmalarının kurumsal itibarı güçlendirdiğini ve faaliyet giderlerini azaltıcı, finansal performanslarını geliştirici ve marka değerlerini yükseltici bir yapı oluşturduğunu belirtmektedirler. Sarıkaya ve Oruç (2010:97) işletmelerin sivil toplum kuruluşları ile işbirliği içerisinde bulunmalarının da işletme için itibar artıcı bir unsur olduğunu belirtirler. Çünkü sivil toplum kuruluşları ile işbirliği içerisine giren işletmelerin yeni pazarlara girişi kolaylaşacak, bu sayede tanınırlığı ve aranılırlığı artacak, kalifiye personele ulaşma şansı yükselecek ve paydaşlarının güvenini teyit etmelerine imkan sağlayarak üstün rekabet gücüne kavuşması mümkün olacaktır. Bir işletmenin ekonomik sürdürülebilirliğinin sağlanmasında finansal kaynak ve beşeri sermayenin oldukça önemli bir rolü olduğu bilindiğine göre; kurumsal itibarın bu anlamda olumlu etkiler yarattığından bahsedilebilir. Sonuç itibariyle uygun şartlarda elde edilen finansal kaynaklar, istihdamında zorlukla karşılaşılmayan kalifiye personel, işletme adına pozitif bir rekabet gücünün oluşmasına destek olacaktır.”10

Sosyal Sorumluluk ile Kurumsal Sosyal Sorumluluk Arasındaki Fark Nedir?

“Sosyal sorumluluk ve kurumsal sosyal sorumluluk kavramları birbirinden farklı anlamlar içerir. Sosyal sorumluluk tüketiciyi aldatmamak, tüketici haklarına saygılı olmak, adil olmak gibi iş etiğine uygun davranışları bünyesinde barındırırken (Kotler and Lee, 2008:2-3); kurumsal sosyal sorumluluk kavramında ise işletmelerin paydaşlarına karşı

10 http://www.iibfdergi.aku.edu.tr/pdf/14_2/14.pdf sayfa 235

12

Page 13: Yıldız Holding Kurumsal Sürdürülebilirlik Araştırması

sorumluluklarında gönüllü bir şekilde çalışmaları ve istekli olmaları ön plana çıkmaktadır ve işletme ve paydaşları ortak bir veya birkaç amaç için bir araya gelirler (Orçan, 2007:27-38). Bir ekonomik karar birimi olarak değerlendirilen işletmelerin artan küresel rekabet ortamında her daim varlıklarını sürdürebilmeleri, bu yeni ekonomik düzene en kısa sürede adapte olmalarıyla mümkün olacaktır. İşte bu bağlamda işletmelerin sürdürülebilirliğinde paydaşlarla ilişkiler önemli bir rol oynamaktadır (Sarıkaya, 2009:41). Paydaş “işletmenin hedeflerine ulaşmasını etkileyebilen ve bu hedeflere ulaşmasından etkilenen bireyler ve/veya gruplar” olarak açıklanabilir (Sarıkaya, 2009:42). Carroll ve Buchholtz (2000:66-69) işletme paydaşlarını birincil (hissedarlar, çalışanlar, yöneticiler, müşteriler, tedarikçiler ve işletme ortakları) ve ikincil (hükümet ve düzenleyicileri, sivil toplum kuruluşları, sosyal baskı grupları, diğer ticari kuruluş ve rakipleri) paydaşlar olarak sınıflandırırken; Özalp (2001:10-13) işletme paydaşlarının iç (işletme çalışanları, ve sahipleri) ve dış (müşteriler, sendikalar, tedarikçiler, dağıtımcılar, hükümet ve yerel yönetimler) paydaşlar şeklinde de değerlendirildiğinden bahsetmektedir. Hitt ve arkadaşları ise (2005:23-26) paydaşları; sermaye piyasası paydaşları (hissedarlar ve işletme sermayesini oluşturanlar), ürün piyasası paydaşları (müşteriler, tedarikçiler, işgücü sendikaları) ve örgütsel paydaşlar (tüm işletme çalışanları) olarak 3 grupta ele almaktadırlar. Ne tür bir paydaş sınıflandırması kabul edilirse edilsin, işletmelerin paydaşları oldukça büyük bir grubu anlatmakta ve bu gruba karşı her daim sorumlulukların varlığı da kaçınılmaz olmaktadır.

Kurumsal sosyal sorumluluk işletmelerle işletme paydaşları arasındaki karşılıklı bağımlılık ilişkilerinin bir sonucu olarak ortaya çıkarken (Werther ve Chandler, 2006:6), işletmeler sosyal sorumluluklarını ekonomik, yasal, etik ve gönüllü zorunluluk olarak takip etmek zorunda kalmaktadırlar (Caroll, 1979:499). Özellikle 1990'lı yılların sosyal sorumluluk kavramının hızla geliştiği yıllar olduğu kabul edilir ki, bu yıllarda sosyal sorumluluk gelişmiş ve gelişmekte olan ülke ekonomileri için öncelikli gündem maddesi oluşturmuştur (Akgeyik, 2010:72). İçinde bulunduğumuz koşullar dahilinde işletmelerin içeriği çok güzel bir şekilde oluşturulmuş,

13

Page 14: Yıldız Holding Kurumsal Sürdürülebilirlik Araştırması

alabildiğine renkli sosyal sorumluluk projeleriyle paydaşlarını peşinden sürüklemesi çok zordur. Mesela paydaş gruplarından birisi olan müşteriler; ürün kalitesi, fiyat, bulunurluk ve hizmet hakkında daha fazla bilgi sahibi olduklarından, irtibata geçtikleri işletmeler konusunda daha fazla seçici davranmaktadırlar (Özalp ve Arkadaşları, 2008:74). İşte bu seçicilik günümüzün modern işletmelerinin toplumla karşılıklı güven ilkelerine dayalı düzgün ilişkiler geliştirmesine ihtiyaç duyar. Bu ihtiyaç duyulan güvenin oluşmasında da şirket stratejilerinin ve devlet politikasının birlikteliği ve uyum içinde teşekkülü şarttır. Görülen odur ki; özellikle 1990'lı yıllarda sosyal içerikli program ve projelere daha fazla yatırım yapan işletmeler daha başarılı olmuşlardır (CIPD, 2002:4). Hatta kurumsal sosyal sorumluluk 1990 sonrasına taşınarak örgütler açısından adeta bir zorunluluk haline gelmiş; Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği, Dünya Bankası ve Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı gibi kuruluşların bünyelerinde kurumsal sosyal sorumlulukla ilgili birimler oluşturulmuştur (Balı ve Cinel, 2011:49).” 11

Carroll (1991:42) işletmelerin sosyal sorumluluk projelerine bakış açılarının dört şekilde olduğundan bahseder ki, bu bakış açılarını bir piramit yardımıyla sınıflandırmaktadır:

“Şirketler ilk kuruldukları dönemde sosyal sorumluluğu ekonomik yönüyle görürler ve karlılık onlar için en önemli unsurdur. Biraz zaman geçtikten

11 http://www.iibfdergi.aku.edu.tr/pdf/14_2/14.pdf sayfa 234

14

Page 15: Yıldız Holding Kurumsal Sürdürülebilirlik Araştırması

sonra sosyal sorumluluk anlayışları kanunlara uygun, yasal yönü ağır basan bir yapıya bürünmeye başlar. Olgunlaşmaya başlayan şirketlerde ise ahlak yönlü, dürüstlüğü ve adilliği ön plana çıkaran bir sosyal sorumluluk anlayışına geçilir. Şirket tam anlamda olgunlaştığında ise sosyal sorumluluk, artık hayırseverlik yönlü; kurumsal bir vatandaş örneği sergileyen bir yapı üzerine oturur. Sosyal sorumluluk projelerinin etkin bir şekilde uygulanması sonucunda tüm paydaşlar için vazgeçilmez bir yapı oluşması ve firmanın bu sayede üstün bir rekabet gücü elde etmesi mümkün olacaktır. Şirketlerin gelişen sosyal sorumluluk anlayışı sayesinde, toplumların, sürdürülebilir kalkınmanın gerekliliğine olan inançları yükselecek, bilinçli bir toplumun oluşmasıyla da kurumsal sürdürülebilirlik tam anlamıyla ekonomik sürdürülebilirliğe taşınabilecektir.” 12

Kurumsal Sürdürülebilirlikte Karşılaşılan Sorunlar

Kurumların sürdürülebilirliğinde önemli olan ve ön plana çıkan kavramlar genel itibariyle yaptığımız çalışma içerisinde değerlendirilmiştir. Aslında bu değerlendirme, "kurumları sürdürülebilir kılmak için neler yapılabilir" bağlamında yapılmıştır. Olaya diğer açıdan yaklaştığımızda da kurumsal sürdürülebilirlik için çalışırken karşılaşılan sıkıntıların neler olduğu ve bu problemlerle nasıl mücadele edilebileceği de kısaca açıklanmalıdır. Chung ve arkadaşları (2011: 221) kurumların, sürdürülebilirlik ile ilgili olarak karşılaştıkları en önemli sıkıntının etkin olmayan insan gücü ve sınırlı kaynak kökenli olduğunu belirtmektedirler. Zayıf ve dirayetsiz bir yönetimin varlığı, insan gücü ve kaynak yapısındaki problemleri şirketin yüz yüze kaldığı acil durumlarda daha da etkisiz bir yapıya büründürmektedir (Chung ve ark., 2011:221). Örgütü oluşturan üyeler arasında sürekli bir uyumun görülmesi mümkün değildir. Özellikle de örgütün zorluklarla karşılaştığı, problemler yaşadığı dönemlerde, örgüt içinde farklı seslerin yükselmesi kaçınılmazdır. Hatta örgüt liderinin zayıflığı farklı ses sayısını artırıcı bir rol oynayacaktır. Bu zayıflıklar örgüt içinde istihdam edilen personelle ilgili olarak ortaya çıkan sıkıntılardır. Oysa bir

12 http://www.iibfdergi.aku.edu.tr/pdf/14_2/14.pdf sayfa 236

15

Page 16: Yıldız Holding Kurumsal Sürdürülebilirlik Araştırması

örgütün rakipleriyle olan ilişkilerinde, yanlış yönetim kararları neticesinde yaşadığı problemler de vardır. Gerekçesi belli olmayan örgüt amaçları, örgütün rolünü tam olarak benimseyememiş olması, kötü iletişim ve koordinasyon sonucunda işbirliğinde yaşanan belirsizlikler, etkin olmayan kaynak tahsisleri, üretim alanındaki şiddetli rekabet gibi sıralanabilecek bazı özellikler, örgütlerin kurumsal sürdürülebilirliklerini olumsuz yönde etkilemektedir (Chung ve ark., 2011:222). İşletmelerin kurumsal sürdürülebilirlik konusunda karşılaştıkları sıkıntıların temelde ekonomik ve yönetim kaynaklı olduğu görülmektedir. Ekonomik sorunlar, üretim faktörlerinin hem yetersizliği, hem verimsizliği, hem de etkin kullanılamaması kaynaklı olarak ortaya çıkmaktadır. Yönetimsel sorunlar ise temelde işletme içi iletişim sıkıntısından ve yöneticilerin düşük kabiliyetlerinden kaynaklanan bir yapı gösterir. Şirketlerin rekabet problemleri ise hem ekonomik, hem yönetimsel hem de hukuki bir özellik taşıyabilir. Bu bağlamda rekabet gücü üzerinde olumlu etki yaratan güç ise; entelektüel sermayenin mevcudiyetinin yanı sıra, haksız rekabete izin vermeyen güçlü bir hukuk sisteminin varlığı olmaktadır. Bowden ve arkadaşları (2001) bir kurumun sürdürülebilirliğinde karşılaşılan sorunlarla mücadelede, tüm işletme paydaşlarının motivasyonun ve farkındalığının çevresel ve ekonomik performans kadar önemli olduğunu kabul eder ve kurumsal sürdürülebilirlik engelleri ile mücadelede, öğrenme ve değişme kabiliyetine ihtiyaç duyan örgütlerin durumlarını yeniden gözden geçirmelerinin gerekliliğine işaret eder.”13

Kurumlarda yaşanan iş değişiklikleri sürdürülebilir projeleri etkileyebilmektedir. Örneğin bir önceki yöneticiyle takımın kurmuş olduğu iletişim, yeni yönetici ile kurulamadığında ya da mevcut yöneticiyle kurulamıyorsa bu projede sorunları beraberinde getirecektir. Çok seslilik her ne kadar daha çok yaratıcı düşünceyi getirsede zaman zaman sürecin uzamasına hatta aksamasına bile yol açabilmektedir. Bu yüzden yöneticinin bu durumlarda iyi bir moderatör olarak hem zamanı hem de takım çalışanlarını aktif ve iyi bir şekilde yönetmesi gerekmektedir.

13 http://www.iibfdergi.aku.edu.tr/pdf/14_2/14.pdf sayfa 238

16

Page 17: Yıldız Holding Kurumsal Sürdürülebilirlik Araştırması

“Günümüzde toplumun işletmelerden olan beklentileri geçmişe kıyasla değişmiştir. Değişen bu beklentiler işletmeleri yeni arayışlara yönlendirmektedir. Bu arayışlara yön veren en önemli kavramsa sürdürülebilirlik olmaktadır. İşletmeler için sürdürülebilirlik kavramı “kurumsal sürdürülebilirlik” şeklinde yeni bir boyut kazanmaktadır. Şirketler çevrelerinde olup biten her türlü ekonomik, sosyal ve hatta kültürel oluşumdan büyük oranda etkilenirler. Örgütlerin yakın çevrelerinde yer alan sivil toplum kuruluşları, devlet ve bu kurumlar arasındaki işbirliği iyi çalıştığı zaman tüm kaynakların kullanımında optimum etkinlik elde edilmiş olacaktır. Bu kurum ve kuruluşlar arasında işbirliği konusunda yaşanan sıkıntıların en önemli sebebi, kurum ve kuruluşların sürekli karşı karşıya kaldıkları değişiklikler, uğraşması zor olan bürokratik karmaşa, karşılıklı destek isteği olarak ifade edilmektedir. Günümüzün modern işletmeleri sürdürülebilir karlılık için; ekonomik, ekolojik ve sosyal çerçevede pek çok sürdürülebilirlik kriterini stratejik planlarının bir parçası olarak görmeye başlamıştır. Bu yapısal değişimin tüm ülke ekonomisinde yer alan kurum ve kuruluşlara yansıtılması ise, kamu otoritelerinin sürdürülebilirlik kavramına daha kurumsal bir açıdan bakmasıyla ve politik uygulamaları bu doğrultuda regüle etmesiyle mümkün olabilecektir. Bu anlamda kamusal bağlamda yapılabilecekleri; sıkı mali disiplin, güçlü bankacılık sektörü ve iktisadi, siyasi ve hukuki reformlar şeklinde özetlemek mümkündür.” 14

YILDIZ HOLDİNG’İN ÇEVRESEL SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK FAALİYETLERİ

Sabri Ülker'in 1944 yılında kurduğu Yıldız Holding Türkiye'nin lider gıda markası Ülker'i de bünyesinde barındıran holding kuruluşudur. Özellikle çevre alanında yaptığı yatırımları her geçen gün arttırmaktadırlar.

Çevresel Sürdürülebilirlik

“Yıldız Holding, toplumun ihtiyaçlarına yönelik somut katkılar sağlamayı kendisine önemli bir görev olarak görmektedir. Bu amaçla, üretim yapılan 14 http://www.iibfdergi.aku.edu.tr/pdf/14_2/14.pdf sayfa 239

17

Page 18: Yıldız Holding Kurumsal Sürdürülebilirlik Araştırması

toprakları sahiplenmek ve korumak, kurumsal vatandaşlık bilinciyle toplumun ihtiyaçlarına çözüm üretmek grubun öncelikli sorumlulukları arasında yer alıyor.

Holding genelinde 2010 yılından bu yana 40 milyon TL’ye yakın çevre ve enerji verimliliği yatırımı gerçekleştirilmiştir. Satış ve dağıtım ağındaki yeniden yapılanma ile 2 bine yakın aracı trafikten çekerek 4.7 milyon litrelik yakıt tasarrufu sağlanmıştır. Enerjinin verimli kullanılması ve tasarruf çalışmaları sonucunda 4 yılda 225 milyon kW/saat’lik bir tasarruf sağlanmıştır.

Sadece 2013 yılındaki yatırımlar ile yaklaşık 20 bin ailenin yıllık elektrik tüketimine denk gelen bu miktar ile 6 MW/saat’lik bir termik santralin kurulum ihtiyacı karşılanmıştır. Doğal kaynak tüketiminin azaltılmasına yönelik yürütülen çalışmalar sonucunda 200 milyon litre (4 bin kişinin bir yıllık su tüketimine eşdeğer miktarda) su tasarrufu sağlanmıştır.

Yeşil Projeler

Yıldız Holding bünyesinde faaliyet gösteren işletmelerde enerji verimliliği ve tasarrufu konularında yapılan çalışmaları, “Yeşil Projeler” adı altında yürütülmektedir. Üretimde bir yandan etkili bir atık yönetimi stratejisi ile karbon emisyon oranları ve çevresel atıklar yasal limitlerinin de altına çekilirken, holding bünyesindeki ambalaj şirketleri de doğada kısa sürede çözünen ambalaj malzemeleri geliştirerek dünyada öncü rol üstlenmektedir.

Karbon Emisyon Oranlarını En Aza İndirmek

1. Yapılan çalışmaların temelinde iklim değişikliği ile mücadele stratejisi yer almaktadır. Yıldız Holding işletmelerinde enerji verimliliğine yönelik yürütülen çalışmalar sonrasında 4 yılda 102 bin ton CO2 emisyonu azalımı sağlanmıştır.

Fabrikalarında tüketilen enerjinin ve dolayısıyla karbon emisyonlarının düşürülmesi için son 4 yılda yapılan çalışmalar sonucunda yıllık elektrik tüketiminde ortalama % 8, yıllık doğalgaz tüketiminde ise yıllık % 6,5

18

Page 19: Yıldız Holding Kurumsal Sürdürülebilirlik Araştırması

oranında tasarruf elde edilmiştir. Yapılan tasarruflar sonucunda CO2 salınımının %11 azaltılması sağlanmıştır.

İşletmelerdeki atıklardan ve atık sulardan enerji geri kazanım projeleri gerçekleştirilmiştir.

Son bir yılda, 50’nin üzerinde proje ile 2014 yılında su tüketimi 450 milyon litre azaltılmıştır. Toplam tasarruf 3 milyon kişinin bir günlük su tüketimine eş değerdir.

İşletmelerdeki karbondioksit emisyonlarını düşürmek için alternatif enerji kaynaklarına yönelim hızlandırılmıştır. Arıtma tesislerinin işletme şartlarını iyileştirerek enerji ve kimyasal tüketimleri minimize edilmiştir. Çeşitli işletmelerde yağmur sularını biriktirerek yer yıkamaları ve bahçe sulamada tekrar kullanılmıştır.

İşletmelerde oluşan tüm tehlikeli ve tehlikesiz atıkları kaynağında ayrıştırarak lisanslı firmalar aracılığıyla geri kazanım, geri dönüşüm ve bertaraf proseslerine yönlendirilmiştir.

Ozon tabakasına zarar veren soğutucu gazların minimize edilmesi sağlanmıştır. Fırın ve kazan bacalarından atık ısı geri kazanımı projeleri gerçekleştirilmiştir.

Fabrikalarda yüksek enerji verimli elektrik motorlarına geçiş sağlanmıştır.

Fabrikalarda gerçekleştirilen ölçüm sonuçlarına göre, fabrikalardan kaynaklanabilecek hava kirliliği emisyonları ve atık su kirlilik konsantrasyonlarının, mevzuatın öngördüğü spesifik yasal limitlerin oldukça altında olduğunu tespit edilmiştir. Ayrıca, fabrikaların çevre izin belgeleri yenilenmiştir.

2. Enerji verimliliği Yıldız Holding bünyesindeki işletmelerde enerjinin verimli kullanılması ve tasarruf çalışmaları sonucunda 2010-2013 arasında uygulanan projelerin sonunda 225.3 milyon kW/saat’lik bir tasarruf sağlanmıştır.

19

Page 20: Yıldız Holding Kurumsal Sürdürülebilirlik Araştırması

Ak Gıda’nın ısı enerjisinden sıcak su üretimi ve elektrik motorlarında verimin artırılmasına yönelik projesi, Elektrik İşleri Etüt İdaresi’nin (EİEİ) 2010 Yılı Verimlilik Artırıcı Proje (VAP) kapsamında destek almaya hak kazandı. Proje kapsamında işletmenin yaptığı yatırımın %30’u Enerji Bakanlığı tarafından hibe edilerek destek sağlandı.

Ülker Bisküvi Ankara Fabrikası da yine Elektrik Motor Sistemlerinde Verimliliğin Artırılmasına yönelik projesiyle VAP kapsamında destek aldı. Yine projeye Enerji Bakanlığı tarafından %30 hibe edilerek destek sağlandı.

Ak Gıda (Pamukova), Besler (İstanbul) ve Tül Kağıt fabrikalarında kendi elektriğini doğalgazdan üreten “Kojenerasyon Tesisleri” üretime alındı. Temiz bir yakıt olan doğalgazla çalışan kojenerasyon tesisleri tarafından her üç tesiste üretilen elektriğin yanı sıra, tesislerin ısı ihtiyacı da buhardan elde edilerek verimlilik sağlanıyor. Her üç tesiste üretilen elektrik, tesislerin tüm enerji ihtiyaçlarını karşılayacak düzeydedir.

Kümaş Madencilik şirketimizle, döner fırın atık ısılarından yararlanarak elektrik enerjisi üretimine yönelik 10 milyon kW/sa elektrik üretimi gerçekleştirilecektir. Bu çalışma sonrasında 5.900 ton CO2 emisyonu azaltılmış olacak. Bu rakam 4 kişilik 3.571 ailenin elektrik tüketimine denk geliyor.

Holding bünyesindeki işletmelerde 2013 yılında, enerjinin verimli kullanılması ve tasarrufunu amaçlayan projelerin sonucunda 57.7 milyon kW/saat’lik bir tasarruf sağladık ve karşılığında 28.4 bin ton eşdeğerinde karbondioksit salınımını engelledik. Yaklaşık 20 bin ailenin yıllık elektrik tüketimine denk gelen bu miktar ile 6 MW/saatlik bir termik santralin kurulum ihtiyacını karşılamış olduk.

Doğal Kaynak Yönetimi

Hammadde Verimliliği

20

Page 21: Yıldız Holding Kurumsal Sürdürülebilirlik Araştırması

Yıldız Holding şirketlerinde TS EN ISO 14001 Çevre Yönetim Sistemi kurallarına uygun olarak kağıt, plastik, cam gibi geri dönüştürülebilir olan atıkları ayrı ayrı biriktirip fabrikalarının bağlı bulunduğu ilçe belediyelerine ya da lisanslandırılmış kuruluşlara vererek ülke ekonomisine dolaylı katkı sağlanmaktadır.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nca yayınlanan Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği’ne göre işletmeler tarafından piyasaya sürülen ürünlerinin ambalajları 2010-2013 yılları arasında Bakanlıkça belirlenen %38-%44 oranlarında geri dönüştürülerek ülke ekonomisine katkı sağlanmaktadır.

2010-2013 yılları arasında geri dönüştürülen ambalaj miktarları, plastik için 48.197 ton, kağıt ve karton için 84.508 ton, cam için 27.063 ton ve metal için 12.833 tonu buldu.

İmalatta ise üretim aşamasında çıkan bitkisel atık yağları, sızdırmaz bidonlarla biyodizel üretimi için bedelsiz olarak lisanslı biyodizel firmalarına verilemektedir. Biyodizel üretimi ile atık madeni yağların çeşitli reaksiyonlarla yakıta dönüştürülmesini ve bu yakıtların araçlarda, ısınmada ve havacılık sanayinde kullanılması sağlanamktadır. Fabrikalarda ortaya çıkan atık madeni yağları ise, enerji üretimi amacıyla lisanslı firmalara verilmektedir. Madeni atık yağların depolandığı havuzları da yine çevreye zarar vermeyecek ve yağmur suyunu almayacak özelliklerde yapılmaktadır. Pil atıkları ise, “Taşınabilir Pil Üreticileri Ve İthalatçıları Derneği”ne ait toplama kaplarında biriktirerek bertaraf edilmektedir.

Atık Yönetimi

2012 yılında yaklaşık 8 milyon TL’lik yatırımla Ak Gıda Pamukova fabrikasında açılan anaerobik arıtma ve biyogaz tesisi, Türkiye’nin teknolojik anlamda en yeni tesisidir.

Bu tesisle fabrikadaki atıklar işlenerek 1.4 MW/saatlik enerji üretiliyor ve elde edilen biyogaz ile 2.700 hanenin doğalgaz, 3.800’e yakın hanenin de elektrik ihtiyacı karşılanabilmektedir. Bu sayede çevreye 500 bine yakın

21

Page 22: Yıldız Holding Kurumsal Sürdürülebilirlik Araştırması

ağaç dikimine eşdeğer katkı sağlıyor ve sera gazı emisyonlarını yıllık 9.8 bin ton azaltmış olunmaktadır.

Doğal Kaynakların Yönetimi ve Enerji Verimliliği Konusundaki Yatırımlar

50’nin üzerinde proje ile 2014 yılında su tüketimi 450 milyon litre azaltılmıştır. Toplam tasarruf 3 milyon kişinin bir günlük su tüketimine eş değer.

“Yeşil Kampüs: Çamlıca”

Yıldız Holding Çamlıca Kampüsü, ABD'deki Yeşil Binalar Konseyi (USGBC) tarafından verilen Enerji ve Çevre Dostu Tasarımda Liderlik (LEED) sertifikasını alarak yaşayan binalar kategorisinde Türkiye’den «Green Leed» alan üçüncü bina oldu. Bu süreçte ulaşılan sonuçlar ise şöyle;

- Yıldız Holding Çamlıca kampüsünde elektrik enerjisini, yenilenebilir enerji kaynaklarından üretilen elektrikten ( Yeşil Enerji ) kullanarak yeşil enerjiye dönüş sağlandı.- Su tüketimini % 25 – 30 oranında azaltıldı.- Yıllık 6.5 ton kağıt ve kartonu, 3.7 ton plastiği geri dönüşüme gönderildi.- Yılda 3.4 ton cam ve 2 ton metal geri dönüştürüldü.- 81.000 Kw/Saatlik enerji tasarrufu sağlandı.- 60 bin plastik bardak kağıt bardaklarla değiştirildi.- Yemekhane ve bahçe atıklarından kompost (gübre) üretimi sağlayarak, holdingin peyzaj alanlarında kullanıldı.

Sürdürülebilir Hammadde Tedariği

Yıldız Holding sürdürülebilir büyümenin en temel halkası olarak “sürdürülebilir hammadde tedariğine” büyük önem vermektedir. Türkiye’den tedarik edilemeyen kakao gibi bazı ürünler dışında hammadde ihtiyacının büyük bölümü iç piyasadan temin ediliyor. Bu da yüz binlerce üreticinin hayatına değer katmak anlamına geliyor.

22

Page 23: Yıldız Holding Kurumsal Sürdürülebilirlik Araştırması

Tarımsal hammadde tedariğinde çalışılan Türkiye’deki sözleşmeli çiftçilerinin sayısı 2.900’e ulaşmıştır. İşlerinin gereği ana hammaddesi olan buğdayın % 80’ini yurtiçinden temin etmektedirler. Buğday ve diğer tarımsal hammadde alımlarında doğrudan çiftçiden tedariğe öncelik tanımaktadırlar. Çiftçilere tohum desteği vermek suretiyle sözleşmeli ekimler yapılmaktadır.

Buğdayda Verimlilik Pojesi

Gıda ve içecek şirketlerinde, buğdaydan süte, fındıktan bitkisel yağa dek Türkiye tarım ürünlerinin endüstriyel alanda değerlendirilmesini sağlıyor ve global çalışmalarıyla bunu dünya ölçeğinde sürdürmektedirler. Bisküvinin ana hammaddelerinden olan buğdayda verimliliğin artırılması, tohum desteği sağlanması gibi çalışmalarla çiftçinin yanında yer almaktadırlar. 

Buğdayın iyileştirilmesi için tohum ıslah çalışmaları yapmaktadırlar. 2009 yılından bu yana Bahri Dağdaş Uluslararası Tarımsal Araştırma Enstitüsü ile birlikte bisküvilik buğday tarım ıslahı çalışması üzerine çalışıyorlar. Bu çalışmalarla verimi yüksek, hastalıklara ve kuraklığa dayanıklı tohumlar yetiştirilmesi hedeflenmektedir.

Yıldız Holding grup şirketi Önem Gıda, 5 yıldır Bahri Dağdaş Uluslararası Tarımsal Araştırma Enstitüsü ile birlikte bisküvilik tohum ıslah çalışmasını yürütüyor. Verimi yüksek, hastalıklara ve kuraklığa dayanıklı olacak tohumlar yetiştirilmesi çalışması tamamlandı. Böylece çiftçilerin daha fazla gelir elde etmesi mümkün olacaktır.

Buğday alımlarında direkt çiftçiden alımlara ayrıcalık tanıyor ve çiftçilere tohum desteği vermek suretiyle sözleşmeli ekimler yapılmaktadır.Tarımsal alanların korunabilmesinin en önemli şartlarından biri de, üreticilerin tarımsal faaliyetlerinin bir ekonomik değerinin olması ve bu ederin onlara ödenebilmesidir. Ana faaliyet alanları olarak tanımladıkları gıda ve içecek konusunda bu sorumlulukla hareket etmektedirler.

23

Page 24: Yıldız Holding Kurumsal Sürdürülebilirlik Araştırması

Sürdürülebilir Kakaoİşlerinin en önemli hammaddelerinden biri olan kakao temininde sürdürülebilir ilkeleri benimseyerek kakao çiftçilerinin ekonomik ve toplumsal gelişmelerine destek olmayı amaçlamaktadırlar.

Yıldız Holding, PACTS (Kakao İzlenirliği ve Sürdürülebilirliği için Üretici Birliği - Processors Alliance for Cocoa Traceability and Sustainability) programına sponsor oldu. Çevreye duyarlı ve profesyonel bir üretim zinciri yaratırken verimi artırmayı hedefleyen PACTS, bu doğrultuda kakao üretimi yapan çiftçilerin eğitilmesi, agronomi (tarım bilimi) desteği verilmesi ve yenilikçi üretim uygulamalarının öğretilmesini sağlıyor.

Sponsorluk kapsamında 2014 yılında PACTS’in Fildişi Sahili’ndeki kakao üreticilerinin yaşam ve çalışma koşullarının iyileştirilmesi programına yatırım yapılmaktadır. Bu yatırım ile PACTS fermantasyon ve kurutma merkezlerinin içilebilir su ve güneş enerjisi ihtiyacı karşılanmış olacak. Böylelikle bölge halkının ve merkezlerdeki ekiplerin çalışmalarını önemli ölçüde kolaylaşacak.

Fildişi Sahili’nde içilebilir su erişimi olmayan seçilmiş 8 merkeze yapılan yatırım ile her bir merkezde 100 ile 4.000 kişiye temiz su sağlanacak. Proje tamamlandığında sağlıksız içme suyu kaynaklı hastalıklarda azalma ve yerel halkın sağlık şartlarında iyileşme sağlanması da bekleniyor. Ayrıca toplamda 15 kurutma merkezine güneş aydınlatma sistemleri kuruluyor. Yerleştirilecek güneş panelleri sayesinde binaların hem iç hem dış aydınlatması yapılacak. Ayrıca elektrikli aletler günlük 7 saate kadar şarj edilebilecek. Böylece güvenlik seviyesi ve gece çalışmalarındaki görüş alanı artacak.

PACTS dışına Dünya Kakao Vakfı’na da destek olunmaktadır. Türkiye’nin en büyük kakao kullanıcısı olan Ülker Çikolata şirketiyle, 2012 yılında Dünya Kakao Vakfı’na (The World Cocoa Foundation) üye olarak dünya çikolatacılarıyla aynı platformda yer almaktadırlar. Bu platformla birlikte,

24

Page 25: Yıldız Holding Kurumsal Sürdürülebilirlik Araştırması

dünya nüfusunun refahını geliştirecek tarımsal üretimde sürdürülebilir ilkeleri benimseyerek kakao çiftçilerinin ekonomik ve toplumsal gelişmelerine destek olunması amaçlanmaktadır.

Dünya Kakao Vakfı’na üye olan ilk Türk şirketi olarak, Dünya Kakao Vakfı çatısı altında yapılan çalışmalar ile kakao sektörünün sürdürülebilir olmasına ve kakao çiftçilerinin refah seviyesinin artırılmasına destek olunmaktadır. 2000 yılında kurulan ve çikolata sektöründe faaliyet gösteren büyük şirketlerin üye olduğu Dünya Kakao Vakfı, kakao üretilen ülkelerdeki hükümetler, üniversiteler, sivil toplum örgütleri ve çiftçiler ile ortak çalışmalar yapıyor. Bu ortak çalışmalar, kakao üretiminde kalite ve verimliliği arttıracak araştırmaları, çiftçiler ve ailelerinin eğitilmesini içeriyor.”15

Sonuç

“Günümüzde sürdürülebilirlik, çevre dengesi ile ekonomik büyümeyi birlikte alan, hem doğal kaynakların etkin kullanımını sağlayan ve çevresel kaliteye önem veren hem de gelecek kuşakların kendi ihtiyaçlarını tehlikeye sokmaksızın bugünkü ihtiyaçlarını karşılayabilen bir model olarak karşımızda duruyor.

Günümüzün sürdürülebilir olma gerçeğinden yola çıkarak; şirket çıkarlarının toplumsal çıkarlar ile çatışmadığı, ekonomik ve kar odaklı bakış açısının yanında sosyal ve çevresel konuların da şirketlerin sorumluluğu haline geldiği yeni bir dünya düzenine girmiş bulunuyoruz. İş dünyası için sürdürülebilirlik, bu yeni düzende günümüz trendlerinin şirketler için getirdiği risk ve fırsatları anlayabilmek ve bunlara göre operasyonlarını, ürün ve hizmetlerini yeniden düzenlemek anlamına geliyor. Bu gelişmeleri takip etmeyen şirketlerin varlığını sürdürebilmesi mümkün gözükmüyor.” 16

Şirketleri ve iş yapış şekillerini köklü bir şekilde etkileyecek olan sürdürülebilirlik uygulamaları şirketlere ve sektörlere göre farklılık

15 https://www.yildizholding.com.tr/yarinlar-icin/cevresel-surdurulebilirlik/16 https://anahtar.sanayi.gov.tr/tr/news/is-dunyasi-icin-surdurulebilirlik-neden-onemli/457

25

Page 26: Yıldız Holding Kurumsal Sürdürülebilirlik Araştırması

gösteriyor. Yıldız Holding’in gıda üzerine hizmet verdiği sektörde sürdürülebilirlik bütçesini tarım ve geri dönüşüme ayırması buna örnek olarak gösterilebilir. Eski dünya düzeni şeklinde tanımlayabileceğim yakın geçmişte, şirketlerin temel amacının kar elde etmek, temel sorumluluğunun ise sadece şirket ortaklarına karşı olduğu düşüncesi hakimdi. Yeni düzen ise şirketlerin kar elde etme amacının, toplumsal çıkarlar ile paralel olabileceği bir “kazan-kazan” ilişkisini tanımlıyor. Yani, artık şirketlerin sadece şirket ortaklarına karşı değil, toplumsal ortaklarına karşı da bir sorumluluğu var. Şu da bir gerçek ki; günümüzün global bilgi dünyasında şirketlerin, içinde bulundukları toplumdan bağımsız ve ayrık durması düşünülemez.

“Günümüzde şirketleri sürdürülebilirlik esasında çalışmaya iten dört temel güç olduğunu söylemek mümkün. Bunların başında Yasal Uygunluk faktörü geliyor. Son yıllarda yerel ya da küresel düzeyde geçerli olan yasalar, şirketleri sorumlu olmaya yönlendiriyor. Burada dikkat çekmek istediğim nokta, yasal zorunlulukların sadece üretim yapılan ülkeyle sınırlı olmamasıdır. Ülkemizden AB’ye yapılacak kimyasal madde ihracatı için REACH Direktifi ile getirilen zorunlulukları örnek olarak verebilirim.

İkinci faktör (ki; belki de buna yasal uygunluktan daha fazla vurgu yapmalıyız) Kamuoyu Güveni’dir. Burada şirketler, faaliyetlerini devam ettirebilmeleri için özellikle operasyonlarını yürüttükleri çevrede yaşayan topluluklardan yazılı olmayan bir onay veya güvenoyu almak zorundadırlar. Bu olmadığı taktirde şirketin halktan tepki alması kaçınılmazdır.

“Müşteri Talepleri” de önemli bir yönlendirici unsurdur. Günümüz bilgi çağında toplumsal bilincin yükselmesi ile birlikte, daha çevreci araç ya da daha az yağlı besinler gibi tüketicinin değişen ihtiyaçları da şirketleri sorumlu ürün ve hizmet üretmeye zorlamaktadır.

Sürdürülebilirliği yönlendiren son faktör ise “Yatırımcı Talepleri”dir. Bu noktada sorumlu davranan şirketlerin gün geçtikçe finansmana erişimi

26

Page 27: Yıldız Holding Kurumsal Sürdürülebilirlik Araştırması

daha kolaylaşmaktadır. Örneğin; global sürdürülebilirlik endeksine dahil olan şirketlerin daha fazla yatırım çekmesi gibi.” 17

Sürdürülebilirlik stratejisi, temel olarak ekonomik, çevresel ve sosyal olmak üzere 3 ana başlık üzerinden oluşturulur ve uygulanır. Bu başlıklar altında yer alan etkenler göz önünde bulundurularak stratejiler belirlenmelidir. Sürdürülebilirlik projeleri toplumun yararına ve sektörün durumuna bağlı olarak hazırlandığında marka bilinirliğini ve farkındalığı yükseltmek için çok önemli bir adımdır.

KAYNAKÇA

http://www.iibfdergi.aku.edu.tr/pdf/14_2/14.pdf

https://tr.wikipedia.org/wiki/S%C3%BCrd%C3%BCr%C3%

http://www.bilgiustam.com/surdurulebilirlik-nedir/

http://www.gencfuturistler.org/haberler/gelecek-icin-surdurulebilirlik/

http://www.salom.com.tr/haber-94344-kurumsal_surdurulebilirlik__nedir_ne_degildir_.html

OKUMUŞ, Kerem (2009) Yeni Bir İşletme Anlayışı: Kurumsal Sürdürülebilirlik, Sektörel Dernekler Federasyonu, 01.04.2009 tarihli yazı

https://www.yildizholding.com.tr/yarinlar-icin/cevresel-surdurulebilirlik/

http://worldcocoafoundation.org/

http://www.pacts-cocoa.com/

https://tr.wikipedia.org/wiki/Y%C4%B1ld%C4%B1z_Holding

17 https://anahtar.sanayi.gov.tr/tr/news/is-dunyasi-icin-surdurulebilirlik-neden-onemli/457

27