YIL 1 / SAYI: 1 Səhər -...

35
SəhəR YIL 1 / SAYI: 1 MAYIS 2014 Bakü Türk anadolu lİsesİ Her SEHER bir bülbül ötsün bağımızda Her gece bir yıldız olsun göğümüzde... “azerBaycan’ın kederİ Bİzİm kederİmİz, sevİncİ Bİzİm sevİncİmİzdİr.” m. kemal aTaTürk “Bİz Bİr mİlleT, İkİ devleTİz.” Haydar alİyev ZəfəRdən ZəfəRə gEdən yol SAYFA 56 Bakü-İStanBul ÇanakkalE Hattı... SAYFA 36 OKULUMUZ 20 YAŞINDA ÖZÜMÜZ SÖZÜMÜZ HayallERİMİZ HEP BİR… SAYFA 14

Transcript of YIL 1 / SAYI: 1 Səhər -...

Page 1: YIL 1 / SAYI: 1 Səhər - btal.meb.k12.trbtal.meb.k12.tr/meb_iys_dosyalar/999/49/909513/dosyalar/2015_10/... · Bakü Türk Anadolu Lisesi T.C. Milli Eğitim Bakanlığı ve Azerbaycan

Səhər

YIL 1 / SAYI: 1 ▪ MAYIS 2014Bakü Türk anadolu lİsesİ

Her SEHER bir bülbül ötsün bağımızdaHer gece bir yıldız olsun göğümüzde...

“azerBaycan’ın kederİ Bİzİm kederİmİz,sevİncİ Bİzİm sevİncİmİzdİr.”

m. kemal aTaTürk

“Bİz Bİr mİlleT, İkİ devleTİz.” Haydar alİyev

ZəfəRdən ZəfəRə gEdən yol

SAYFA 56

Bakü-İStanBul ÇanakkalE Hattı...

SAYFA 36

OKULUMUZ

20YAŞINDA

ÖZÜMÜZ SÖZÜMÜZ HayallERİMİZ HEP BİR…

SAYFA 14

Page 2: YIL 1 / SAYI: 1 Səhər - btal.meb.k12.trbtal.meb.k12.tr/meb_iys_dosyalar/999/49/909513/dosyalar/2015_10/... · Bakü Türk Anadolu Lisesi T.C. Milli Eğitim Bakanlığı ve Azerbaycan
Page 3: YIL 1 / SAYI: 1 Səhər - btal.meb.k12.trbtal.meb.k12.tr/meb_iys_dosyalar/999/49/909513/dosyalar/2015_10/... · Bakü Türk Anadolu Lisesi T.C. Milli Eğitim Bakanlığı ve Azerbaycan

SƏHƏR

İÇİNDEKİLER04 OKULUMUZ

09 BeKLeyen SayfaLar

10 BEŞYILINARDINDAN

12 tARİhİRomAN

20 DÖRtYILINARDINDAN

22 oKULUmUZDABİRRESSAm

24 tüRKİYE’DENÖZLEmLESELAmLAR

27 BİRÖğREtİmmEtoDU

28 SAtRANÇŞAhmAt-EFSANESİ

30 XIZIDABİRGUN

34 BİRmANGADABİZDEN….

42 KARİKAtüRLER

44 tARİhtEAZERBAYCANtüRKİYE

KARDEŞLİğİNEKISABİRBAKIŞ

48 UNUtULmAZYAZtAtİLİ

50 BİLİmŞENLİğİmİZ

52 oKULUmUZDABİRŞAİR

54 KARDEŞLİKZAmANI

58 müZİğİNBüYüSüNDEKENDİmİBULmAK

60 PRoJEÇALIŞmALARImIZ

62 BAŞARILIoLmANIZİÇİNÖNERİLER

İmtiyazSahibi:BAKütüRKANADoLULİSESİADINA

İRFANÖZEN Okul Müdürü

DergiSorumlusu:ÖmERDURAK Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni

YayınKuruluGüRAYYILmAZ Tarih Öğretmeni hAmZAÖZER Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni ALİtEZCAN Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni

mURAtDEğER Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni

DR.mELAhAtmüRŞüDLü Azerbaycan Dili ve Edebiyatı Öğretmeni

QAZANFERmURADoV Azerbaycan Tarihi Öğretmeni

Design&Print – Max Offset

BaKü TüRK aNaDoLu LİsEsİ

04 2636 54

Səhər

YIL1/SAYI:1▪mAYIS2014

01İÇİNDEKİLER|SƏhƏR

Page 4: YIL 1 / SAYI: 1 Səhər - btal.meb.k12.trbtal.meb.k12.tr/meb_iys_dosyalar/999/49/909513/dosyalar/2015_10/... · Bakü Türk Anadolu Lisesi T.C. Milli Eğitim Bakanlığı ve Azerbaycan

EDİTöR merhaba,Bakü Türk Anadolu Lisesi’nin misyon

ve vizyonu çerçevesinde okulumuz öğret-men ve öğrencileriyle hazırlamaya çalıştı-ğımız dergimiz, bir bakıma eğitim öğretim faaliyetlerimizin kısa bir özeti niteliğini taşıyor. Bu açıdan dergimizin önemli bir çalışma olduğunu düşünüyorum.

Faulkner “yazmak insan kalbini yüceltmek”dir der. Bu sözün ne kadar doğru olduğunu bilmem ama bence yaz-mak, durmadan konuşan kainatın dilini anlamak demektir veya yazmak kaina-ta hakkıyla bakmayı bilmek demektir. Bu çerçevede öğrencilerimizin hikaye, şiir ve deneme yazılarının dergide yer almasına önem verdik. İlkler her zaman zor ve ek-sikleri olsa da kıymetlidir. Bundan sonraki dergi çalışmalarımızda öğrencilerimizin daha fazla ilgi göstereceğini umuyorum.

Dergimizde yer alan bir başka önemli çalışma da, uzun yıllar okulumuzda hizmet vermiş çok kıymetli Azerbaycanlı öğret-menlerimizle yaptığımız söyleşiler… Bu-nun dışında öğrencilerimizin geçtiğimiz ay içerisinde “18 Mart Çanakkale Şehitlerini Anma Programı” çerçevesinde Türkiye’ye yaptıkları gezi ve sonrasında hazırladıkları samimi ve içten yazı, programın amacına ulaştığının açık göstergesi…

Mezun öğrencilerimizden “DÖRT YI-LIN ARDINDAN”, bu sene görev süresi-ni dolduran öğretmenlerimiz adına aynı paydaş duyguların işlendiği “ BEŞ YILIN ARDINDAN” ve geçtiğimiz yılarda gö-rev yapıp görev süresini doldurmuş öğ-retmenlerimizin ortak duygularının iş-lendiği “TÜRKİYE’DEN SELAM” başlıklı yazılar,uzun ve bir o kadar anlamlı bir sürecin sonunda duyguların dile gelmesi açısından son derece kıymetli yazılar…

Okulumuzda yapılan bazı gezi ve göz-lem etkinlikleri, bilim şenliklerinde elde edilen başarılar, hepimizi gururlandıran çalışmalar, dergimizin farklı konu başlık-larını oluşturdu.

Evet, harflerin duygularla birleşip, cümlelerin içinde dans edebilmesidir yazmak… Resim ve müzik yetenekleriyle, aynı zamanda okul başarılarıyla herkesin takdir ettiği öğrencilerimizin, eserleriyle beraber kendi dünyalarını anlattıkları ya-zılar da dergimizin içeriğini zenginleştirdi diyebilirim.

Şiirleriyle kendi his dünyasını bizimle paylaşan sevgili öğrencilerimizin eserle-rinin dergimizde yer alması, hem öğren-cilerimizin şiir sevgisini artırmak; hem de yazma tutkusunun gelişmesini sağlamak açısından önemli olduğu kanaatindeyim. Çünkü şiir, kişinin iç çırpınışlarına kanat takıp uçması ve göklere çıkıp oradan yer-yüzüne bakması değil midir?

“ODLAR YURDU” nda kardeşlik me-şalesinin ebediyen yanacağı inancının bir nişanesi olarak, okulumuzun kuruluşunun 20. Yılına özel çıkardığımız dergimizi, öğ-retmen ve öğrencilerimizin çalışmaları-nı paylaşacağı bir alan olması açısından önemsiyor, keyifle inceleyeceğinizi ve okuyacağınızı umut ediyorum…

Her SEHER bir bülbül ötsün bağımızdaHer gece bir yıldız olsun göğümüzde

ÖmerDURAKTüRK DİLİ vE EDEBİyaTI öğRETmENİ

DEğERLİoKUYUCULAR

Bakü Türk Anadolu Lisesi olarak ama-cımız, “Bir Millet İki Devlet” sözünün bir gereği olarak dost ve kardeş ülke Azerbaycan’da karşılıklı işbirliğine da-

yalı; yüksek bilim, kültür ve ahlak anlayışını yerleştirmek, nitelikli eğitim yoluyla önce Türk Dünyası’na daha sonra bütün dünyaya model olabilecek nesiller ve bu nesillerin mimarlarını yetiştirmektir. Bir diğer amacımız da kişisel ve toplumsal sorumluluk bilincine sahip, özgüveni tam, öğrenmekten yaşam boyu kopmayan, etkili iletişim kurabilen, her yönüyle nitelikli bir yaşam süren, ülkesine ve insanlığa hizmet için gereken beceri, tutum ve sorumlulukları edinmiş bireyleri yetiştirmek ve topluma kazandırmaktır.

Bu hedefler doğrultusunda yaklaşık olarak 20 yıldır Azerbaycan’da eğitim-öğretime de-vam eden okulumuz yetiştirdiği öğrenci profili ile Azerbaycan’da örnek gösterilen bir okul olmuştur. Azerbaycan-Türkiye arasındaki dostluk ve kardeşlik köprüsünü kuvvetlendi-ren okulumuzda eğitim alan öğrenciler, millet ve vatan sevgisi ile yoğrulmuş dürüst, başa-rılı birer vatandaş kimliğini kazanmaktadırlar. Okulumuz mezunları Azerbaycan‘nın önemli kurumlarında görev almakta ve Azerbaycan-Türkiye arasındaki ilişkilere büyük katkıda bulunmaktadırlar.

Değerliveliler,Azerbaycan’ı çok seven ve Azerbaycanlı

kardeşlerimizin çocuklarına eğitim hizmeti sunmaktan memnun olan bir kadroya sahip okulumuzda, sizlerin de desteği ile yönetim-öğretmen kadrosu olarak eğitim-öğretim hiz-metini sağlıklı bir ortamda, çağın gereklerine göre yapma ve yapabildiklerimizin en iyisini yapmanın gayreti içerisindeyiz.

Değerliöğretmenler,2009 yılından itibaren öğretmen, müdür

yardımcısı ve son olarak bu eğitim-öğretim yılında müdür olarak gururla çalıştığım oku-lumuzda teslim aldığım görev bayrağını daha da yükseklere çıkarma gayreti içinde oldum. Sizlerle beraber güzel işler yaptığımıza ve bu güzelliklerin gelecek yıllarda da devam edece-ğine inanıyorum.

Sevgiliöğrenciler,Gururla çalıştığımız bu güzide eğitim yu-

vasında geleceğe umut ve güvenle bakan siz gençleri görmekten son derece mutluyuz. Hedefleriniz doğrultusunda büyük bir azim ve coşkuyla çalıştığınız sürece, başarılı olacağı-nıza ve hem kendiniz hem de toplum için çok faydalı işler yapacağınıza inanıyorum.

Değerliokuyucular,Malumunuz üzere bu eğitim-öğretim yılı so-

nunda buradaki görev süremi tamamlamış olaca-ğım. Bir taraftan burada çalışıp güzel işler yapma-nın verdiği gururu, diğer taraftan ise okulumuzdan, bu güzel ülke Azerbaycan’dan ve burada tanışıp çok sevdiğim gerek Azerbaycanlı gerekse Türk dostlarımdan kısa süre sonra ayrılacak olmanın üzüntüsünü yaşıyorum. Bu vesileyle buradaki ça-lışma sürem boyunca tanıştığım tüm dostlarıma, desteklerini benden hiç bir zaman esirgemeyen öğrenci velilerime, mesai arkadaşlarıma çok te-şekkür ediyor, kendilerine huzur, mutluluk ve sağlık dolu günler diliyorum.

Son olarak, bu eğitim ve öğretim yılında ilk defa başlattığımız dergi çalışmasının uzun soluklu olmasını temenni eder, emeği geçen bütün öğret-men ve öğrencilerimi yürekten kutlarım.

EDİtÖRDENOKUL müDüRümüZ0302

Page 5: YIL 1 / SAYI: 1 Səhər - btal.meb.k12.trbtal.meb.k12.tr/meb_iys_dosyalar/999/49/909513/dosyalar/2015_10/... · Bakü Türk Anadolu Lisesi T.C. Milli Eğitim Bakanlığı ve Azerbaycan

Bakü Türk Anadolu Lisesi T.C. Milli Eğitim Bakanlığı ve Azerbaycan Respublıka-sı Tahsil Nazırlığının 28Şubat1992 tarihinde imzalanan mütabakat zaptına göre 24.01.1994 tarihinde açılmıştır.

Azerbaycan Respublikası Tahsil Nazırlığınıa bağlı 174 Nolu okulun 4.katında faali-yete başladı.174 Nolu okul adı Azerbaycan Tahsil Nazırlığının 09.09.1999 tarih ve 689 sayılı emri ile Bakü Türk Anadolu Lisesi olarak değiştirilmiştir.

Okulumuz açıldığı günden bu güne başarısıyla, yetiştirdiği öğrenci profili ile Azerbaycan’da örnek gösterilen bir okul olmuştur.Azerbaycan ile Türkiye arasında dostluk ve kardeşlik köprüsünü kuvvetlendiren okulumuzda eğitim alan öğrenciler, millet ve vatan sevgisi ile yoğrulmuş dürüst ve başarılı birer vatandaş kimliğini kazanmaktadırlar.

oKuLuN tARİhÇESİ

“Bir Millet İki Devlet” sözünün bir gereği olarak dost ve kardeş ülke Azerbaycan’da karşılıklı iş birliğine dayalı; yüksek bilim, kültür ve ahlak anlayışını yerleştirmek,nitelikli eğitim yoluyla önce Türk Dünyası’na daha sonra bütün dünyaya model olabilecek nesiller ve bu nesillerin mimarlarını yetiştirmektir. Hedefimiz; kişisel ve toplumsal sorumluluk bilincine sahip, özgü-veni tam, öğrenmekten yaşam boyu kopmayan,etkili iletişim kurabilen, her yönüyle nitelikli bir yaşam süren, ülkesine ve insanlığa hizmet için gereken beceri, tutum ve sorumlulukları edilmiş bireyleri yetiştirmek ve topluma kazandırmaktır.

BaKü TüRK aNaDoLu LİsEsİ

OKULUMUZ

OKULUMUZOKULUMUZ0504

Page 6: YIL 1 / SAYI: 1 Səhər - btal.meb.k12.trbtal.meb.k12.tr/meb_iys_dosyalar/999/49/909513/dosyalar/2015_10/... · Bakü Türk Anadolu Lisesi T.C. Milli Eğitim Bakanlığı ve Azerbaycan

Her iki ülkenin milli ve resmi bayramları bü-yük coşku içerisinde kutlanmaktadır. Okulu-muzda Türkiye’nin ve Azerbaycan’ın resmi ve milli bayram ve kutlama günlerinin yanı sıra fiziki şartlar elverdiği ölçüde sportif ve kültü-rel etkinlikler yapılmaktadır. 19 Mayıs Genç-lik ve Spor Bayramı ve Nevruz Bayramı coş-kulu bir programla kutlanmakta,Türkiye’yi tanıtmak üzere Türkiye’ye öğrenci grupları gönderilmektedir.

Okulumuz sadece üniversite başarısıyla değil,başka alanlarda da başarısını göstermektedir.2013 yılında düzenlenen 11.Türkçe Olimpiyatlarında öğrencilerimiz 1 birincilik, 2 ikincilik 1 üçüncülük, 2012 yılında düzenlenen 10.Türkçe Olimpiyatlarında öğrencilerimiz 2 birincilik, 1 ikincilik, 2011 yılında düzenlenen 9.Türkçe Olimpiyatlarında öğrencilerimiz 2 birincilik, 2 ikincilik kazanmışlardır.

2013-Uluslararası Çevre Olimpiyatı’nda (INEPO) okulumuzdan “Apolar-Çöplerden Sunta Üretimi” adlı projeleriyle katılan öğrencilerimiz ödüller kazanmışlardır.

2012-Uluslararası Çevre Olimpiyatı’nda (INEPO) okulumuzdan “Her Tohum Bir sanat Eseridir” adlı projeleriyle katılan öğrencilerimiz bizlere ikincilik madalyası kazandırmıştır.

Üniversitelerin lise öğrencileri arasında düzenledikleri çeşitli yarışmalarda öğrencilerimizin gösterdikleri başarı o üniversiteler tarafından takdir edilmektedir.

Öğretmenlerin projelerini yönetim olarak desteklemekte ve onların her alanda okulumuzu temsil etme başarısını gördükçe yönetim kadrosuyla,öğretmeniyle, personeliyle aynı mutlu-luğu paylaşmaktayız. Örneğin 2009-2010 eğitim-öğretim yılı içerisinde Türkiye’de düzenle-nen EMEPYA Öğretmen Projesi yarışmasına katılan Matematik Öğretmenimiz M.Barış BÜ-YÜKTÜRK dördüncü (4.) olarak mansiyon ödülü kazanmıştır.

sosyaL FAALİYEtLER

Yönetim,öğretmen ve personel kadrosu son derece uyumlu çalışan bir okulda yüksek başarı elde etmek doğaldır. Dolayısıyla okulumuz,mezunların hem yerleş-me oranı hem de yerleştiği üniversite bakımından takdire şayandır.

1999 yılından bu yana mezun veren okulumuz, bu güne kadar yaklaşık olarak 940 (dokuz yüz kırk) öğrenci mezun vermiş ve ortalama başarısı %99 olarak gerçek-leşmiştir diyebiliriz.

Son dört (4) yıllık mezun tablomuz şu şekilde olmuştur:

Mezunlarımızın büyük bir bölümü üniversite tercihlerini Türkiye’nin sayılı üniversi-telerinden yana kullanmaktadır.Üniversite hayatından sonra Azerbaycan’ın önem-li kurumlarında görev almakta ve Azerbaycan-Türkiye arasındaki ilişkilere büyük katkıda bulunmaktadırlar.

Sıra No Öğretim Yılı Mezun Sayısı Üniversiteye Yerleşen

TCS(Bursluluk Kazanan Sayısı)

Üniversiteye Yerleşmeyen sayısı

1 2007-2008 43 43 9 02 2008-2009 44 44 20 03 2009-2010 73 73 29 04 2010-2011 84 80 31 45 2011-2012 78 78 22 06 2012-2013 93 93 20 0

0706OKULUMUZOKULUMUZ

Page 7: YIL 1 / SAYI: 1 Səhər - btal.meb.k12.trbtal.meb.k12.tr/meb_iys_dosyalar/999/49/909513/dosyalar/2015_10/... · Bakü Türk Anadolu Lisesi T.C. Milli Eğitim Bakanlığı ve Azerbaycan

Belki de birçok bekleyenim var Belki de birçok beklediğim var okunmaktan eskimiş sayfalarım varKiminin ruhun işlemiş kiminin zihnine Beklemek yormuyor beni Beni asıl yoran, bekleyip de gelmeyenlerim simdi bir damla huzur bul benimle varsın okunmaktan eskisin sayfalarımHer cümlemden birkaç kelime koy cebine Belki senin de bekleyenlerin vardır.

okunmadığım kadar eskiyim okunduğum kadar değerliyimBelki de bilmediğin kadar gizliyim Belki de anlayabildiğin kadar açık.su gibi ekmek gibi muhtacım okunmayamadem okunmayacaktım neden yazıldım?önce amaçlamak gerekir önce sevmek gerekir.Nasıl bir insan sevgiye aşka muhtaçsa işte bende öyle muhtacım okunmaya. İşte öyle muhtacım sana.

YaseminBilge

BEKLEyEN SayfaLar

Sosyal ve Kültürel alanda da güzel faaliyetlere imza atan okulumuz öğrencileri, yeri geldiğinde Türkiye’de Azerbaycan’ı temsil etmektedir.

2013 Nisan ayında Doğa Kolejleri tarafından düzenlenen 23.Nisan şenliklerine folklor ekibimiz katılmış ve öğrencilerimiz Türkiye’yi, İstanbul’u gezme, tanıma fır-satı bulmuşlardır.

Türkiye’de Kayseri Büyük Şehir Belediyesi tarafından düzenlene Uluslararası Ti-yatro Festivaline okulumuz tiyatro ekibi 2011 ve 2012 yıllarında iki kez davet edil-miş ve ödüllerle dönmüşlerdir.

Üç (3) yıldan beri öğrencilerimiz Türkiye ve Azerbaycan İzcilik Federasyonları ta-rafından desteklenerek, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin konaklama katkısıyla Türkiye’deki izcilik kamplarına katılmaktadır.

Sınıflar arasında düzenlenen çeşitli yarışmalarla (satranç, basketbol, futbol, turnu-vaları, en temiz sınıf, vs.) kendi aralarında birbirleriyle yarışmaktadır. Bu da onların sosyal yönden kaynaşmalarına vesile olmaktadır.

10-A

0908BeKLeyen SayfaLarOKULUMUZ

Page 8: YIL 1 / SAYI: 1 Səhər - btal.meb.k12.trbtal.meb.k12.tr/meb_iys_dosyalar/999/49/909513/dosyalar/2015_10/... · Bakü Türk Anadolu Lisesi T.C. Milli Eğitim Bakanlığı ve Azerbaycan

içimi yakan da Bakanlığımızın açtığı müla-katın adının“ Temsil Yeteneği Mülakatı” ol-masıydı. “Ülkemi temsil edebilecek hüviyet-te değil miydim ben? Bu göreve layık değil miydim?” Bu sorular içimi kemiriyordu her geçen gün. Aklıma gelen ilk cümle“ Ülkemi temsil edemeyecek hüviyetteysem,görevden el çektirilmemi talep ediyorum.” Cümlesi ola-caktı ve bu cümleyi ilgili yetkililer bilmeliydi. Ya içimi kemiren bu dertten kurtulmalıydım ya da çok severek yaptığım mesleğimi bırak-malıydım. İçimde kopan bu fırtınaya cevap bulamadım tabii,ancak pes etmek yok deyip diğer süreç devam ederken açılan sınava tek-rar girdim. 2009 yılı mart ayında yapılan yazılı aşamasını geçtikten sonra iş tekrar mülaka-ta kaldı,ancak şaşırtıcı olan şu ki beni ülkemi temsil etmeye vaktiyle layık görmeyenler bu sefer “Ülkeni temsil edebilirsin.” dediler ve seminer dönemi derken o kadar hızlı ilerle-di ki resmi işler “İvedilikle ülkeyi terk edin ve görevlendirildiğiniz ülkede göreve başlayın.” emriyle yola revan olduk. Görev yerimiz Kaf-kasların giriş kapısı, gönül kapısı, söz ustala-rının yetiştiği odlar yurdu Azerbaycan’dı.

Her veda bir başlangıçtır aslında, ardına dönüp baktığında gördüğün,bir zaman dili-mine hapsolmuş “sen”in yankılarıdır, cümlesi yola çıkma hazırlıklarımızın başladığı zaman-larda söylediğim bir cümleydi. Bir zaman di-limine hapsolmuş ben’in yankıları, içimdeki çığlık artık yol bulmuş, Bakü’de yapacakları-mızın hayalimizdeki plânlarını yapar olmuş-tum. Ve valizlere sığdırdığımız yeni bir baş-langıç oldu bu yolculuk, hayallerimle birlikte. Büyükelçiliğimiz her zaman yeni bir görevle bizi görevlendirecek, Azerbaycan’ın her yerin-de Türkiye Türkleriyle Azerbaycan Türklerini buluşturup “Aynı milletin evlatlarıyız.” haykı-rışını seslendirecek gençler yetiştirme arzu-suydu hayalim. Bu iç yankılarıyla 29 Ağustos 2009,bir ramazan günü çıktık İstanbul’dan yola ve varış Bakü Haydar Aliyev Havalimanı. Pasaport kontrolünü yapan genç ve güzel ha-nımefendinin sorduğu soruyla başladı Bakü hayatımız. “Subay mısın?” diyordu karşım-daki genç hanım. “Yok,öğretmenim.” dedim hemen, subay kelimesinin manasının Türkiye Türkçesindeki karşılığının “bekar” anlamın-da kullanıldığını bilmeden.Beni anlayan genç hanım sade bir tebessümle sadece “yaxşı” deyip pasaportumu inceledikten sonra “Hoş geldiniz.” diyerek geçmeme müsaade etti. Hayallerimizle baş başa diğer öğretmen ar-kadaşlarımızla içine 5 yılı sığdırdığımız valiz-leri bekleme zamanı,ara ara da diğer bekle-yenlerle kısa sohbetler… Dışarıya çıktığımızda elinde“ BAKÜ TÜRK ANADOLU LİSESİ” yazıl-

mış bir kağıtla bizi bekleyen öğretmen ve ida-reci arkadaşlarla buluşma, en kısa şekliyle gecikmiş iftar yemeği ikramıyla devam etti gece. Akabinde sahura kadar dinlenme vakti, bizi Bakü’de Türkiye’den gelen arkadaşların kurduğu Qafkas Üniversitesi misafirhanesin-de ağırladılar. Devletimizin görevlendirdiği 20 öğretmeni misafir edecek devlet misafirhane-si ve devletin kendi personelini karşılayacak aracının olmaması da insanın içini acıtan bir hadise,bu düşünceleri homurdana homurda-na uyuyakalmışım oracıkta.

Hayallerimi icraata dönüştürecek okulu görme vakti… Bir hevesle göreve başlama iş-tiyakı… Bizden evvel gelmiş arkadaşlarımızın mihmandarlığı ile resmi işlerin yanında ev arama telaşı… Hepsi zevk,heyecan,mutluluk içinde yaptığımız işler…

Bu heyecanla zaman zaman hüzünlendi-ğimiz, zaman zaman şevkimizin arttığı va-kitler, zaman zaman yapılan yanlışlara ba-ğırıp çağırdığımız durumlar, zaman zaman… derken geçti bu beş yıl, ne kadar da çabuk geçti…Bir varmış bir yokmuş der gibi, kısa süren bir masal gibi geçti. Geride bırakaca-ğımız hocaların hocası Melahat abla, yürüyen kütüphane Gazanfer ağabey, sesiyle heyeca-nıyla renkli ağabey Arzu Hoca, duruşuyla bir şeyler öğreten Solmaz abla, 20 yıllık müdür yardımcımız Sadi bey, teknik işlerin baş so-rumlusu Yakup ağabey, okulumuzun temizliği için yorulan ablalar... Azerbaycan’da bıraktı-ğımız dostlarımız,Bakü’deki varlık sebebimiz öğrencilerimiz, Türkiye’den aynı heyecanla gelen görevine devam eden ve bu sene görev süresi dolan öğretmen arkadaşlarım, hepinizi çok özleyeceğim. Ve her birinizden çok çok şey öğrendiğimi bilmenizi isterim. Buradaki misyonumuzu hakkıyla tamamlayıp tamam-lamadığımızı öğrencilerimiz ve geride bıraktı-ğımız dostlarımız takdir edeceklerdir.

Elveda diyebilmek zor iştir, zor iştir güzel anıları uzak yakınlara yolcu etmek, zor iştir kıyamadıklarını zamanın hoyrat girdabına uğurlamak… Hüzünlerin ve mutlulukların ta-dını sararmış sayfalarda bırakmak… Zor iştir, bitmeden başlamaya mecbur olmak.

AlitEZCANTüRK DİLİ vE EDEBİyaTI öğRETmENİ

Her veda bir başlangıçtır aslında, ar-dına dönüp baktığında gördüğün,bir zaman dilimine hapsolmuş “sen”in yankılarıdır. Bu düşüncelerle baş-

ladı vaktiyle yurt dışı maceramız.Başlangıcın temel noktası Kanal 7 televizyonunda yayınla-nan “Türksoy’la İpek Yolu” programı olmuştu. Bu programı her seyredişimde “Ben de Türk dünyasının bir yerinde ülkeme ve soydaşları-ma gönülden destek olabileceğim çalışmanın

içinde yer alabilmeliyim.” diyordum her sefe-rinde. Bu amaçla Türk dünyasındaki okulları-mız için MEB’in açtığı hepimizin bildiği sınava girerek başlatmak istedim maceramı. Ancak girip de yazılı sınavları geçerek başlayan ma-cera mülakat engeline takıldı ve üç kez ma-alesef elendim mülakat aşamalarında,nasıl içim yandı bir bilseniz. Ama pes etmek yok-tu, hayatta hiçbir şeyden pes etmediğim gibi devam kararı aldım kendi kendime. En çok

BEŞ yILIN ARDINDAN

10 11BEŞYILINARDINDANBEŞYILINARDINDAN

Page 9: YIL 1 / SAYI: 1 Səhər - btal.meb.k12.trbtal.meb.k12.tr/meb_iys_dosyalar/999/49/909513/dosyalar/2015_10/... · Bakü Türk Anadolu Lisesi T.C. Milli Eğitim Bakanlığı ve Azerbaycan

manlı Təbriz” romanında Güney Azerbaycan Türklerinin İran faşizmine karşı istiklâl mü-cadelesini destansı bir hava içinde işlemiştir. [Axundlu, s.43] Ordubadî romanın kahramanı Səttarxan’ın şahsî hayatına çok fazla yer ver-memiştir. Oğuz Kağan, Attila, Alp Er Tunga, Şu Destanlarında olduğu gibi yazar Səttarxan’ın hayatını, talihini milletin talihi ile birleştirmiş, bütün Güney Azerbaycanlıların istiklal aşkını Setterxan’ın şahsında özdeşleştirmiştir.

Azerbaycan edebiyatının ilk tarihî ro-manlarından olan “Qızlar Bulağı” romanında Yusif Vəzir Çəmənzəminli Türklerin kadim tarihini anlatırken Zerdüştlüğün kutsal kita-bı olan “Avesta”dan ve onun içindeki folklor unsurlarından istifade etmiştir. “Qan içində” romanında ise Çəmənzəminli bazı efsane ve rivayetlere de yer vermiştir. Bunlardan en dik-kat çekeni Oğuz Han’ın demir kapı Derbend’i alışı ve onun Gültekin adlı kızı ile ilgili olanı-dır. Efsane romanda bir masal üslubu ile “Bir varmış, bir yokmuş…” diye başlamış ve yine masal üslubuyla bitirilmiştir. Romanda yine gökyüzünün kırmızı renge boyanması ile ilgili bir efsaneye de yer verilmiştir.

Muasır Azerbaycan edebiyatının önem-li romancılarından Əzizə Cəfərzadə’nin tarihî romanlarında da halk edebiyatının tesirleri mevcuttur. Türkiye edebiyatında Ahmet Mit-hat Efendi’nin roman ve hikâyelerinde halk hikâyelerinin anlatım tarzından beslenerek romanın akışı içerisinde okuyucuya “ey kârî” diye seslendiğini yukarıda belirtmiştik. Əzizə Cəfərzadə de halk hikâyeleri anlatan bir âşık, ozan veyahut eski devirlerin İstanbul’undaki bir meddah gibi okuyucusu ile ünsiyet kur-mak, onları vasıtasız bir şekilde hadiseye ka-tabilmek için romanlarında “Əziz oxucum” gibi hitaplarla onlara seslenmiştir. Azerbaycan’da folklor ve halk edebiyatı üzere akademik ça-lışmaları ile de meşhur olan Cəfərzadə ülkenin ayrı ayrı şehir ve köylerini gezmiş bu sahada önemli bilgiler, numuneler toplamıştır. Yazarı-mız elbette bunlardan gereğince istifade etme yoluna girmiştir. Mesela yine halk hikâyesi geleneğinde olduğu gibi yeri geldikçe roman-larında bayatılara, rubailere, gazellere yer ver-miş, anlatımını bunlarla süslemiştir. “Aləmdə səsim var mənim” romanında Cəfərzadə, ro-manın kahramanı Azerbaycan’ın meşhur şairi Səyit Əzim Şirvani’yi rakkase Sona’ya âşık et-miştir. Seyit, tıpkı Anadolu ve Azerbaycan’daki âşıklık geleneğinde olduğu gibi ömrü boyunca bu gönlünde hayalî olarak yaşattığı bu sevgili-ye şiirler yazmıştır.

Bu örneklerin yanında Türkiye edebiya-tında Nihal Atsız’ın “Bozkurtların Ölümü”, Murat Sertoğlu’nun “Battal Gazi”, Abdullah

Ziya Kozanoğlu’nun “Malkoçoğlu”gibi roman-lar ile Azerbaycan edebiyatında Süleyman Rehimov’un “Qafqaz qartalı”, Cəlal Bergüşad’ın “Sıyrılmış qılınc-Babək-“ Elçin’in “Mahmud və Məryəm” Kamal Abdulla’nın yazdığı “Yarımçıq əlyazma” gibi eserler de konusunu doğrudan halk destanlarından alan tarihî romanlardır. Bu ve buna benzer pek çok numune bize göster-mektedir ki hem Türkiye edebiyatında hem de Azerbaycan edebiyatında tarihî romanın te-şekkülünde halk edebiyatının ve klasik edebi-yatın önemli rolü olmuştur.

Gerek Türkiye edebiyatında gerekse Azerbaycan edebiyatında Avrupaî tarzda tarihî romanın ortaya çıkışında 19. yüzyıl-dan itibaren Avrupa’dan yapılan çevirilerin de müspet etkisi olmuştur. Türkiye edebi-yatında Batıdan yapılan ilk çeviri örnekleri, Alexandre Dumas Pere’den “Monte Cris-to”, “Kraliçe’nin Gerdanlığı”, “Üç Silahşör”; Xavier de Montepin’den “Fakirler Tabibi” adlı eserlerdir. Azerbaycan edebiyatın-da ise meşhur Arap yazarı Circi Zeyda’nın “Ərmənusə”, “Əzrayi Qureyş”, “17 Rama-zan”, ve “Kərbala Yanğısı”, eserleri geçen asrın ilk yıllarında tercüme edilmiştir. Bun-ların dışında A. Tolstoy’un “Birinci Pyotr”, A.S.Novikov-Priboy’un “Susima”, Abdulla Qədiri’nin “Ötən günlər” romanlarının Azer-baycan Türkçesinde çap olunması tarihî ro-manın Azerbaycan’da gelişiminde önemli rol oynamıştır.

muratDEğER

TüRKİyE vE azERBaycaN EDEBİyaTINDa tARİhİRomANINoRtAYAÇIKIŞI

BİREDEBİtüRoLARAKtARİhİRomANDANÖNCEtüRKVEAZERBAYCANEDEBİYAtLARINDAtARİhİKoNULARIİŞLEYENBİRÇoKEDEBİtüRBULUNmAKtAYDI.AVRUPAİtARZDABİREDEBİYAtINtESİSİNEKADARDEStANLAR,hALKhİKAYELERİ,EFSANELER,mENKIBELER,GAZAVEtNAmELER,mESNEVİLERtARİhİKoNULARIEDEBİVEEStEtİKUNSURLARLAİŞLEYEREKhERİKİEDEBİYAttADAtARIİhİRomANINYERİNİtUtmUŞtUR.“DEDEKoRKUthİKAYELERIİ”,“KÖRoğLUDEStANI”,“ASLIİLEKEREm”GİBİhALKhİKAYELERİİLEKLASİKEDEBİYAtINKUDREtLİŞAİRLERİNİNYAZDIğI“İSKENDERNAmE”,“hüSREVİLEŞİRİN”,“LEYLİVümECNUN”,“hADİKAtüS-SüDA”GİBİmESNEVİLERGEREKtüRKİYEEDEBİYAtINDAGEREKSEAZERBAYCANEDEBİYAtINDAtARİhİRomANINhEmDoğUŞUNAhEmDEİNKİŞAFINAKAYNAKLIKEtmİŞtİR.

Mesela modern Türkiye edebiyatında Batılı tarz-da hikâye ve tarihî ro-man türünün ilk örnek-

lerini veren Ahmet Mithat Efendi’nin hikâye ve romanlarında geleneksel Türk halk hikâyeciliğinin önemli bir türü olan meddahlığın tesiri bulun-maktadır. Meddahlık geleneksel Türk tiyatrosunun önemli türle-rinden biridir. Meddah tek başına sahne olarak kullanılabilecek yere çıkarak kendisini heyecanla bekle-yen seyircilerine “Hz. Hamza”, “Hz. Ali”, “Battal Gazi”, “Köroğlu” gibi kahramanlık hikâyeleri veya “Kerem ile Aslı”, “Ferhat ile Şirin”, “Leyla ile Mecnun”, “Züleyha ile Yusuf” gibi aşk hikâyelerini ya da kendi ürettiği bir hikâyeyi çeşitli temsillerle anla-tan kişidir. Ahmet Kabaklı’ya göre meddahlığın kökeni âşık denilen

saz şairlerinde hatta Dede Korkut’ta aranmalıdır. Ahmet Mithat Efen-di tıpkı meddahlar gibi eserlerinde kendi kişiliğini gizlememiştir. Ro-man veya hikâyesinde anlattığı kişi-lere kendisi de kızmış ya da acımış, yapılan hareketleri beğenmiş veya beğenmemiş ve bunları zaman za-man okuyucusuyla da paylaşmıştır. Zaman zaman da romanın akışını kesmiş ve meddahların seyircilerine hitabına benzer bir tarzda “ey kâri” diyerek okuyucuya hitap etmiş ve mevzu ile alakalı nasihatler vermiş-tir. [Cevdet Kudret, s.37]

Azerbaycan tarihî romanının te-şekkülünde ve inkişafında da halk edebiyatından, folklordan ve kla-sik edebiyattan hem konu hem de üslup bakımından faydalanılmıştır. Azerbaycan tarihî romanının banisi olan Məmməd Said Ordubadî “Du-

TüRK DİLİ vE EDEBİyaTI öğRETmENİ

12 13tARİhİ rOMantARİhİrOMan

Page 10: YIL 1 / SAYI: 1 Səhər - btal.meb.k12.trbtal.meb.k12.tr/meb_iys_dosyalar/999/49/909513/dosyalar/2015_10/... · Bakü Türk Anadolu Lisesi T.C. Milli Eğitim Bakanlığı ve Azerbaycan

Solmaz FEtELİYEVA: 1994-cı ildən Bakı Türk Anadolu Liseyinde müəllim işləməyə başlamişam. Məktəbimizin şagirdləri ilk illərdən öz bacarıqları, dünya görüşləri ilə fərqlənib. 21il ərzinde şagirdlərimiz dünyanın müxtəlif ölkələrindəki, xüsüsən Türkiyədəki üniversitetlərdə təhsil almaqla məktəbimizin adını həmişə ucaltmışlar.

GazanfermURADoV: BTAL-da 1995-ci ildən çalışıram. Onu deyim ki, çox da məmnunam. BTAL-ın mənim həyatımda müstəsna yeri var. BTAL-ın göndərişi ilə şagirdlərimizlə bərabər İstanbula, Çanaqqalaya, KKTC-nə getmişik. Orada yüksək qonaqpərvərlik, insanlara sev-gi ilə qarşılanmışdıq. 1997-ci ildə BTAL-ın bir neçə azərbaycanlı müəllimləri ilə Trabzona ortaq tarix, dil, mədəniyyət kursuna getmişdik. Bu kursun bizim sonrakı fəaliyyətimizdə bö-yük əhəmiyyəti olmuşdur. Şagirdlərə gəlincə, əvvəldən bu günə dəyişən ancaq zamandır. Məzunlar BTAL-a gəlir, qazandıqları universi-tet və tələbə həyatı haqqında şagirdlərimizə məlumat verirlər, onlara gələcəkləri üçün istiqamət verməkdə yardımçı olurlar. Bir sözlə bu illərdə böyük bir BTAL ailəsi formalaşmış və bu proses hələ də davam etməkdədir. Bu ailənin üzvü olduğum üçün qürur duyuram. Dünyanın

müxtəlif universitetlərində BTAL-ın məzunları təhsil alırlar. Bu BTAL-ın böyük uğurudur. On-lardan hətta xarici ölkələrdə çalışanlar da var. Azərbaycanda çalışanlar isə dövlətinə, vətəninə sədaqətlə xidmətdə hər kəsdən seçilirlər. On-lar BTAL-ın məzunu olduqları ilə fəxr edirlər. BTAL məzunlarının Azərbaycan dövlətçiliyinin möhkəmlənmə sində də rolu böyükdür. Bu-nun üçün həm müəllim, həm valideyn, həm də bir vətəndaş kimi BTAL kollektivinə, BTAL-ın açılmasında əməyi keçənlərin hər birinə minnətdarlıq edirəm. BTAL ailəsinin bütün üzvlərini salamlayıram.

2Birçok öğretmenimiz görev süresi boyunca okulumuz-da çalışıp görev sürelerinin sonunda okulumuzdan

ayrıldılar. Türkiye’den gelen öğret-menlerimizle ilgili genel olarak neler söyleyebilirsiniz?

Dr.melahat müRŞüDLü: Türkiyədən gələn öyrətmənlərlə bağlı ümumi olaraq deyə bilərəm ki, hər bir öyrətmən bu Lisedə çalışmağı haqq edən öyrətmənlərdir. Bu

SolmazFEtELİYEVAvəFidanANZURoVA

özümüz sözümüz hAYALLERİmİZhEPBİR…

AZERBAYCANLIÖğREtmENLERİmİZLERÖPoRtAJLAR

1 Bakü Türk anadolu Lisesin-de kaç yılında öğretmenliğe başladınız? İlk yıllarınız ile şimdiyi karşılaştırdığınızda

okul ve öğrenciler ile ilgili nelerin değiştiğini söyleyebilirsiniz?

Dr.melahat müRŞüDLü: 1995-ci ilin no-yabr ayından bu Lisedə çalışıram. İlk illərlə in-diki illəri müqayisə etdikdə məktəb həyatında bir sıra dəyişiliklərin baş verdiyi müşahidə olunur. Bu dəyişilikləri aşağıdakı kimi qrup-laşdırmaq olar:

- İnformatikanın tədrisii öyrəncilərdə İKT –dan istifadəetmə bacarıqlarını həm nəzəri, həm də praktiki cəhətdən formalaşmasında mü-hüm rol oynayırdı. Son illər bu fənnin tədrisində problemlər var idi.

- Universitetlərə qəbulda 100% başarıya nail olunmuşdur.

- Fənn laboratoriyaları təşkil edilmişdir.Öyrəncilərlə bağlı dəyişiliklər:- Əvvəlki illərdə öyrəncilər fənn olimpi-

adalarında, ingilis dili fənni üzrə keçirilən müsabiqələrdə başarıyla çıxış edirdilər. Mate-matika, Azərbaycan dili üzrə Pespublika birin-ciliyini qazanan şagirdlər olmuşdur. Amma son illərdə şagirdlərimizin bu aktivliyi hiss olunmur.

- Hər bir sinifin panosunda öyrəncinin hüquq və vəzifəsindən bəhs edən, okul müdirinin imza və möhürü ilə təsdiq edil-miş duyuru bəlgələri asılırdı. Bunun bərpa edilməsi ümumi işə fayda verərdi.

Sadi GAFARoV: İlk əvvəl onu xatır-ladım ki,BTAL 1993-cü ildə ulu ondər H.Əliyevin xeyir-duası ilə yaradılmışdır. Prezident təqaüdü təsis olunduqdan sonra ilk prezident təqaüdünü də ulu öndər bizim məzunumuza təqdim edərək onu təbrik et-mişdir. BTAL-ın yaradılmasının ilk illərində orada çalışmasam da onun haqqında məlumatım vardır. BTAL-ın əvvəl bağlı ol-duğu 174 saylı orta məktəbdə direktor mü-avini vəzifəsində işləyirdim. İşimdə müsbət keyfiyyətləri nzərə alıb mənə BTAL-da di-rektor müavini vəzifəsi verildi. Hal-hazırda da BTAL-da işləyirəm. Metodik hazırlıgım və sagirdlərə pedaqoji yanasmam im-kan verir ki,iki dövlətin vahid məktəbi olan BTAL-ın qabaqcıl təcrübəsindən istifadə edərək təlim-tərbiyə prosesini daha da mükəmməlləşdirək. Demək olar ki,son illərdə ölkəmizdə təhsil sahəsində olan is-lahatlar və elmi-texniki tərəqqi, informasi-ya mübadiləsi onu deməyə imkan verir ki, məktəbimiz ildən ilə daha yaxşı nəticələr əldə edir.

14 15ÖZümüZSÖZümüZhAYALLERİmİZhEPBİR…ÖZümüZSÖZümüZhAYALLERİmİZhEPBİR…

Page 11: YIL 1 / SAYI: 1 Səhər - btal.meb.k12.trbtal.meb.k12.tr/meb_iys_dosyalar/999/49/909513/dosyalar/2015_10/... · Bakü Türk Anadolu Lisesi T.C. Milli Eğitim Bakanlığı ve Azerbaycan

bizimlə əlaqə saxlayırlar. Bəzən bayramlarda hədiyyələr göndərirlər. Bəzi müəllimlər ikinci dəfə çalışmaq üçün Azərbaycana gəlmişlər. BTAL-ın bu günə qədərki uğurlarında onların hər birinin zəhməti var. Bəzi məqamlarda on-lardan biz müəllimlər də müəyyən keyfiyyətlər əxz etmişik. Çiyin-çiyinə çalışdığımız bütün türk müəllimlərinə ürək dolusu salamımı çat-dırıram.

3 -ortak dil,kültür ve ebedi kar-deşliğimizin timsali olma misyonuyla kurulan okulu-muzda bu misyonun örneği

olabilecek unutamadığınız bir anınızı bizimle paylaşır mısınız?

Dr.melahat müRŞüDLü: Bu lisedə işlədiyim hər gün mənim üçün bir hadisədir. Unutmadığım anlar da çoxdur. Bu anlar mənə həm sevinc, həm də kədər bəxş et-mişdir. Amma bir anı sizinlə paylaşmaq istərdim. 1997-ci ilin qış tətilində başda müdir bəy olmaqla 20 nəfərədək öyrətməni ailəsi ilə birlikdə Türkiyəyə aparan avtobu-

sun Gürcüstan-Türkiyə sınırlarında qəzaya uğraması və müdirimiz Sait bəylə matema-tik öyrətməni Mahmud bəyin həlak olması xəbərini eşitdiyimdə okula gəldim. Tətil ol-masına baxmayaraq hər kəs: Təhsil Nazir-liyimizin idarə rəisi, öyrətmənlər, öyrəncilər, valideynlər, sokakdan insanlar məktəbdə idi. Tanıyıb tanımamağından asılı olmaya-raq hər kəs bu xəbəri öz acısı hesab edir-di. O acı günü qardaşlığımızın bir bariz nümunəsi kimi xatırlayıram.

Sadi GAFARoV: İstər dilimiz, mədəniy-yətimiz və əbədi qardaşlığımız haqqında iza-hat verməyə ehtiyac duymuram. Çünki bunları Allah bizlərə ərmağan edib və bunlar haımıza aiddir.Heç bir qüvvə bunları bizim əlimizdən ala bilmez və bizləri ayrı sala bilməz. Bunun örneyi elə Türkiyədən gələn müəllimlərdir. Onlar Azərbaycanda özlərini daha rahat hiss edirlər nəinki başqa yerlərdə.Çünki bura onla-rın da vətənidir. Xatirimdə qalan bir hadisəni söyləmək istəyirəm.Türkiyədən gələn müdir Ahmet Hacoğlunun zamanında Quba rayonuna ailəlikcə səyahət düzənlənmişdir.Təxminən 40 nəfər.(Ailəlilər və bekarlar) Günəşli bir gün idi.Meşəlik, çeşmə başı,yaşıllıq,əyləncələr,bir yan-

həm pedaqoji təcrübə, həm də bu təcrübəni tətbiqetmə baxımından özünü göstərir. Öyrəncilərlə, öyrətmənlərlə, valideynlərlə münasibətlərin qurulmasında, müxtəlif, al-ternativ fikirlərə yanaşmada tolerant və hu-manist görüşlərə malikdirlər.

Sadi GAFARoV: Türkiyədən gələn müəllimlərin əksəriyyəti Azərbaycan haqqında geniş məlumatları olduqla-rını bildirirlər.Ancaq onlar Azərbaycanı görmək,oradakı bacı və qardaşları ilə bir yerdə olmaq arzusu ilə imtahan verərək Azərbaycanda-BTAL-da işləmək səadətinə nail olmuslar. Onlarin burada həvəslə ça-lışdıqlarının şahidi olmusuq. Azərbaycanli sagirdləri öz övladları kimi sevirlər. Onlar-la calışmaqdan zövq aldıqlarını bildirirlər.Azərbaycanlı müəllimlərlə çiyin-çiyinə həvəslə işləyərək məktəbin şöhrətini daha da ucaltmağa calışırlar. Bunun nəticəsi olaraq Tələbə Qəbulu Üzrə Dövlət Komis-siyasının hesabatına görə məktəbimizin reytinqinin qiyməti orta respublika reytinq qiymətindən yüksək olmuşdur. Onlar öz vətənlərinə döndükdə isə: “Bərabər anıları-mız oldu,gözəl bir ortamda çalışdıq, sizləri

və Azərbaycanı çox sevdik, özümüzü köçəri quş kimi hiss etdik. 5 illik zamanin necə də tez kecdiyini bildirirlər”. Bu onu göstərir ki,onlar oradan gələndə nə arzulayıblarsa ona nail olublar. Bizləri və burada gördükləri gözəllikləri heç vaxt unutmayacaqlarini, ha-mımızı qucaqlayaraq, nailiyyətlər arzulaya-raq, hətta kövrəlib ağlayaraq köçəri quş kimi öz ata yurdlarına bizləri də məyus edərək Azərbaycandan ayrılırlar.

Solmaz FEtELİYEVA: Bakı Türk Anado-lu Liseyinin müəllim kollektivi sağlam və mehriban ailəyə bənzəyir. Azərbaycanlı və Türkiyədən gələn müəllimlər arasında heç bir soyuqluq olmayıb. Həmişə bir-birimizə hörmətlə yanaşmışıq. Hər il sıramızı tərk edən Türkiyəli müəllimlərdən böyük təəssuratlarla ayrılırıq. Həmişə də onları yad edirik.

Gazanfer mURADoV: Məni duyğulan-dırdınız. Kaş ki,Türkiyədən gəlmiş bütün müəllimləri bir araya yığmaq mümkün olay-dı. Bizim münasibətlərimizi gözlərinizlə görərdiniz. Bunu dildə söyləmək çətindir. Ay-rılıb gedən türk müəllimləri bu gün də BTAL-la,

Dr.melahatmüRŞüDLüvəFidanANZURoVAGazanfermURADoVvəmustafaYİRmİBEŞ

16 17ÖZümüZSÖZümüZhAYALLERİmİZhEPBİR…ÖZümüZSÖZümüZhAYALLERİmİZhEPBİR…

Page 12: YIL 1 / SAYI: 1 Səhər - btal.meb.k12.trbtal.meb.k12.tr/meb_iys_dosyalar/999/49/909513/dosyalar/2015_10/... · Bakü Türk Anadolu Lisesi T.C. Milli Eğitim Bakanlığı ve Azerbaycan

SadiGAFARoVvəFidanANZURoVA

yaşayırlar. Ancaq buna baxmayaraq bəzi tövsiyələrim var.

a) Oyrəndikləri dillərin içərisində ən gözəl və əziz ana-dili olduğunu dərk etsinlər.Bu dilin gözəlliyinin başqa dillərdə olmadığını bilsinlə və təbliğ etsinlər.

b) Həyatları boyu öz Türk mədəniyyət-lərini unutmasınlar. Əksinə, onu hər yerdə yaşatsınlar.

c) Harada Azərbaycan və Türk bayrağı görsələr oranı ziyarət etsinlər və oranı öz doğmalarının məkanı olduğunu əminliklə dərk etsinlər.

Bir ananın iki oğluBir amalın iki qoluO da ulu, bu da uluAzərbaycan-Türkiyə (B. Vahabzadə)

Solmaz FEtELİYEVA: Azərbaycan və Türkiyə qardaş ölkələrdir. Bu qardaşliğin əbədi olması ücün biz muellimler hemise calismisiq. Sagirdlerimize uzumuze tutub soyleyirem ki,Turk Azerbaycan qardasli-ginin ebedi olmasina daim calismalidirlar.Bunun ucun yaxsi oxumali, yuksek dunya-goruse malik olmali, turk milletinin adet-enenelerini qorumalidirlar. Mektebimiz de sagirdlerimizin milli ve vetenperver ruhun-da terbiye edilmesi bu dostlugun mohkem olmasina yardim edir ve edecek.

GazanfermURADoV: İki örnək söyləmək istəyirəm. Birincisi-Çanaqqalada ölüm-di-rim savaşında minlərlə şəhid qazilərin sıra-larında azərbaycanlıların olmasını, ikincisi Bakı-Şamaxı yolunun yüz km-də Acıdərə çayının kənarında təpənin üstündə sovetlər zamanı millət tərəfindən göz bəbəyi kimi qorunmuş, üzərində

“Bir türk oğlu qəhrəmanındır bu məzar,Gör necə yer ilə yeksan eyləmişdir xakzar,Qafqaz islamı yolunda eyləyib zinhar canınƏrseyi-hərb içrə bir əslanındır bu məzar.”

Misraları yazılmış şəhid türk əsgərinin məzarının ziyarətgah kimi qorunub sax-lanması, onlarca belə misallar qardaşlığı-mızın yenilməz və əbədi olmasını göstərir. Biz Türkiyə Azərbaycan münasibətini bu misallar səviyyəsində inkişaf etdirməyi

şagirdlərə anladır və ətin dırnaqdan ayrıl-masının mümkün olmadığını başa salırıq.

sizce okulumuz Türk azeri kardeşliğine hangi yönüyle katkı sağlıyor veya sağla-maya devam edecek?

Dr.melahat müRŞüDLü: BTAL Türkiyə-Azərbaycan qardaşlığının ilk qaranquşudur. Bir təlim-tərbiyə ocağı olaraq XXI yüzilli-yin insanını yetişdirmək kimi bir missiyanı şərəflə yerinə yetirir. Bundan əlavə sosi-al fəaliyyətləri ilə də ölkələrimiz arasında əlaqələrin möhkəmlənməsinə öz töhvəsini verir. Bir neçə ildir ki, öyrəncilərimizin Türkiyəyə səfərləri, Azərbaycan muzeylərinə ekskursiyalar, İnternat məktəbə yardımların edilməsi bu tədbirlər sırasına daxildir. Əlbəttə, bu istiqamətdə fəaliyyəti genişləndirmək də olar. Məsələn, öyrətmənlərimiz tərəfindən Azərbaycandan olan müəllimlərə seminar-ların verilməsi, öyrəncilər arasında yarışların təşkili, bir rayon məktəbi ilə “qardaş okul” projesini planlaşdırıb həyata keçirilməsi mümkün olan fəaliyyətlərdir.

Sadi GAFARoV: Mənə elə gəlir ki,məktəbdə keçirdiyimiz günləri bir sa-vaş kimi düşünməliyik. Əgər müəllim və şagirdlərimiz bir-biri ilə elm öyrənmək üçün savaşırsa və bu sagirdlərimizin savadina və intellektual səviyyəsinin yüksəlməsinə səbəb olursa deməli burada məktəbimizin missionu düzgün düşünülmüşdür.

Bütün müəllim və şagirdlərimizə ən gözəl günlər və uğurlar arzulayiram.

Gazanfer mURADoV: Bu suala demək olar ki, digər sualları cavablandırarkən bir az toxundum. Qısa deyə bilərəm ki, BTAL-ın rəhbərliyindən başlamış müəllimlərinə, texniki heyətinə, xidmətçilərinə və güvənlik əməkdaşlarına qədər hər kəsin fəaliyyəti Azərbaycan Türkiyə qardaşlığının əzəli və əbədi olmasının göstəricisidir. Yaşasın Azərbaycan-Türkiyə timsalında bütün türk dünyasının birliyi.

da kabablar, somavar çayı, mahnılar, musiqi… və hər kəs görəvli idi. Olduğumuz yeri səliqəyə saldiq. Biz futbol oynamağa baslayanda anidən bir güclü yağış yağdı. Hər kəs avtobusa qaçdı (qadınlar “siz niyə futbol oynadınız” bunun suçu sizsiniz deyərək zarafat edirdilər) Allah bizi ora-da sinağa çəkdi.Çünki yağış həqiqətəndə biz olduğumuz əraziyə daha güclü yağmışdır. Avtobusun irəliləməsinə imkan yox idi. Həmin həyacan içində hər kəs bir-birinə təsəlli verir-di. Hətta orada unudulan bir somavarı müdir ayaqqabısını soyunaraq gedib gətirdi. Mən bir daha əmin oldum ki,orada həyəcan içində olanların hərəkətləri, düşüncələri qardaşliğı-mızın, mədəniyyətimizin və ən başlıcası in-sanlığın ən uca zirvəsidir və isbatıdır. Belə gözəl günlər, unudulmaz xatirələr hər bir türkə nəsib olsun. Amin!

Solmaz FEtELİYEVA: Türkiye və Azərbaycan dostluğunun, qardaşlığı-nın əbədi olacağına inanıram. Türkiyədə olarkən buna bir daha əmin oldum.

Gazanfer mURADoV: BTAL-ın varlığı və fəaliyyəti ən yadda qalan, heç vaxt unudulma-yan anlardır. Türiyədən gəlmiş müəllimlərlə bərabər çalışmaq unudula bilərmi? Bay-

raqlarımızın bərabər dalğalanmasını hər gün görərkən qürur duymamaq olarmı? Bir millətin iki dövlətinin qurduğu BTAL-ı orada çalışan bütün kollektivi, onların dost-qardaş münasibətini unutmaq olarmı?

4 Türk ve azeri kardeşliğinin daimi ve ebedi olabilməsi için bu sayfalardan öğrencilerimi-ze neler söyleyebilirsiniz?

Dr.melahat müRŞüDLü: Türkiyə-Azərbaycan qardaşlığının əbədi ol-ması üçün öyrəncilərimizə tariximizi öyrənməklə gələcək hədəflərini: siyasi, iqtisadi,mədəni birliyin qurulması yolları-nı müəyyənləşdirməyi tövsiyə edirdim. Bu hədəflərə çatmağın yeganə yolu bilikdən, elmdən keçir. Qoy gənclərimiz bu yolda yo-rulmasınlar.

Sadi GAFARoV: Onu ən əvvəl söyləyim ki,bizim sagirdlərə dil,mədəniyyət və qardaş-lıq haqqında hec bir şey söyləməyə ehtiyac yoxdur. Çünki onlar indiki zamanda bunları daha çox dərk edir və bu mədəniyyətin içində

18 19ÖZümüZSÖZümüZhAYALLERİmİZhEPBİR…ÖZümüZSÖZümüZhAYALLERİmİZhEPBİR…

Page 13: YIL 1 / SAYI: 1 Səhər - btal.meb.k12.trbtal.meb.k12.tr/meb_iys_dosyalar/999/49/909513/dosyalar/2015_10/... · Bakü Türk Anadolu Lisesi T.C. Milli Eğitim Bakanlığı ve Azerbaycan

değişemeyeceğimi anlıyorum. O zamanki en komik anlardan biri de hangi okuldan geldiğimiz sorulduğunda “aşağıdan” deyip, aşağıyı işaret etmemizdi.

Lise hayatım tıpkı benim gibi çelişkilerle dolu. Arkadaşım dediğim insanlarla aram-da ne kadar çok fark olduğunu anladım. Ama yılların hatrı var. Sonuçta bizi birbiri-mize dört yıl bağlamıyor. Burada daha uzun süreli bir zaman diliminden bahsediyorum. Ama bu okul aynı zamanda da bana mesa-felerin kaybettirdiği bir arkadaşımı bulma-mı sağladı. Düşünsenize! Bundan beş sene önce “bir ay” sonra geleceğini söyleyen ar-kadaşınızı bir anda karşınızda görüyorsu-nuz. Ne hissedersiniz? Ben şok olmuştum. Birbirinden habersiz geçen yıllar gerçekten de insanları değiştirebiliyor. Başlarda çok soğuktuk. Eskiden iki kardeşten farksız ol-duğumuz dikkate alınırsa bu garipti. Ama şimdi birbirimize daha yakınız. Beraber ge-çirmediğimiz yılları da sayarsak on yıldır arkadaşız.

Dört yılın en unutulmaz günlerini geçen sene yaşadım. Türkçe Olimpiyatları’nda Azerbaycan birincisi olduğumu öğrendi-ğimde çok mutlu olmuştum. Öğretmenleri-nizin, hatta kendinizin bile beklemediği bir şey gerçek oluyor. Bir sene sonra mezun olacağım düşünülürse, o sene benim için çok önemliydi ve böyle aktivitelerin zaman kaybı olduğunu düşünüyordum. Zaten ya-rışmaya çok sevdiğim bir öğretmenimi kır-mamak için katılmıştım. Azarbaycan’daki elemeleri geçene kadar çokta önemseme-miştim. Ama çok yanılmışım. Orada ya-şadığım duygular hiçbir şeyle ölçülemez. Önemli olan “dünya birincisi” veya “dünya üçüncüsü” olmak değil. Farklı insanlarla tanışıyorsunuz. Çeşit çeşit milletler, kül-türler... En önemlisi de hepiniz aynı dilde konuşuyorsunuz. Farklı ülkelerden, belki de hiç gitmeyeceğiniz bir ülkedeki insanla tanışıyorsunuz, arkadaş oluyorsunuz. O za-manlardan en çok hatırlamak istediğim şey açılış töreni. O andaki duyguları bir daha hissedebileceğimi sanmıyorum. Kocaman bir konvoy... Hiç tanımadığınız insanlar... Hepsi sizin için gelmiş. En güzeli de geçit töreniydi. Bizim ülkemizin adı okunduğunda herkes daha yüksek sesle alkışlamaya baş-ladı. Keşke o anları bir daha yaşayabilsem.

Ve yine dört yılın ardından... Hep o öze-nerek baktığım cüppeli insanlardan biri de ben olacağım. Gururla baktığım, keşke be-nim de adım olsa dediğim “Başarı Tablosu” nda benim de ismim yazılacak. Bir bakıma bu okuldan, arkadaşlarımdan ayrıldığım

için üzülüyorum. Ama bana göre her ayrı-lığın sonu bir kavuşmadır. Babamdan örnek verirsem, ilk okul arkadaşlarıyla hala görü-şüyor. Eğer arkadaşlığınız gerçek ise araya ister mesafeler girsin isterse de yıllar geç-sin iletişiminizi sağlıyorsanız arkadaşlıklar asla unutulmaz.

Eski mezunlar okula geldiğinde onla-ra hayran kalırdım. “Bir gün ben de böyle olabilecek miyim?” diye düşünürdüm. Ve bu hayallerimin gerçek olmasına birkaç ay kaldı..

Bu okulu digger okullarla karşılaştırdığı-mızda bazen ders yükünün çok fazla oldu-ğunu düşünebilirsiniz. Ama bu okulun bize kazandırdığı şeyleri hiçbir şey veremez. Bunu belki de şimdi anlayamayız. Ama mezun olup da üniversiteye başlayınca bu okulun değerini çok iyi anlayacağız.

Bu yazımda bizden küçük arkadaşlarıma seslenme şansım var. Onlara sadece yılla-rının değerini bilmeleri gerektiğini söylemek istiyorum. Çünkü aynı bizim gibi geriye dö-nüp baktıklarında yüzlerinde bir gülümse-me oluşmasını istiyorum.

İnsan belki çoğu şeyi geri alabilir ama kaybedilen zamanı ve yılları hiçbir zaman geri alamaz. Sizde zamanınızın değerini iyi bilin ve geriye dönüp baktığınızda yüzünüz-de bir gülümseme oluşsun.

EmineBAhŞIYEVA 11-c

Dört yılın ardından... Zaman çabuk geçer derler ya... İşte benim için de öyle oldu. Liseye başlamam daha dün gibi aklımda. Sanki yıllar değil

de birkaç gün geçmiş gibi. Ama birkaç ay sonra mezun olacağız ve yeni bir hayata ilk adımımızı atacağız.

Liseye başladığım ilk günü sanki dün-müş gibi hatırlıyorum. Kapıda durmuş ve arkadaşımın gelmesini bekliyordum. Çok

heyecanlıydım. Yeni arkadaşlarım, yeni öğ-retmenlerim olacaktı. Sınıfa ilk girdiğimde kimse birbirini tanımıyordu ve herkes kendi sırasında sessizce oturuyordu. Bu bana çok garip gelmişti. Eski sınıfımın “uzun eşek” oynamasına bile şahit olmuş insandım so-nuçta. Bu yüzden bu sessizliği garipsemiş-tim. Ama şimdi dönüp geriye baktığımda ne kadar da yanıldığımı fark ediyorum. Şimdi durup düşününce arkadaşlarımı hiçbir şeye

DöRT yILIN ARDINDAN

20 21DÖRtYILINARDINDANDÖRtYILINARDINDAN

Page 14: YIL 1 / SAYI: 1 Səhər - btal.meb.k12.trbtal.meb.k12.tr/meb_iys_dosyalar/999/49/909513/dosyalar/2015_10/... · Bakü Türk Anadolu Lisesi T.C. Milli Eğitim Bakanlığı ve Azerbaycan

oKuLumuzDa BİRRESSAm

Küçükken babam hep benim için re-sim çizerdi ve ben de bundan çok hoşlanırdım.Ne zaman benim ya-nımda otursaydı ondan bana resim

çizmesini isterdim.Dolayısıyla ne yazmayı, ne de okumayı öğrenmeden önce ben artık çizim yapayı öğrendim.

Sevdiğim çizgi film kahramanlarını çiz-meye çalışırdım,sonra resme olan bu ilgim okulda da devam etti. Hep çizdiğim resimlerle hocalarımı şaşırtırdım.

Zaman geçtikçe beni en çok rahatlatan şeyin resim çizmek olduğunu keşfettim. So-yutları somuta çevirmek...

Çizdiğim her bir resim benim bir parçam

olup, duygularımın toplandığı bir dünyadır.Kederli veya sevinçli olduğum anlar resimle-rime yansır. Bitirmediğim bir resim benim için yarım kalmış, ifade edilmemiş bir duygudur. Bu yüzden de bir resmi bitirene kadar, o duy-guyu omuzlarımda bir yük gibi hissederim.

Boş zamanlarımda ünlü ressamların re-simlerine bakar ve onların bu resimleri çizer-ken hangi duyguları paylaşmak istediklerini anlamaya çalışırım. Bir resimden çok etkilen-diğim zaman aynı duyguyla başka bir resim çizmeye çalışırım.

En çok abstrakt-soyut resim-resim çiz-

meyi, insanları düşündürmeyi ve onlara duy-gularımı gizli mesajlarla belirtmeyi severim.Bir ressam çizimlerinde rengarenkliğe ne kadar çok yer verirse, bu onun hayata renkli gözlüklerden bakmasının göstergesidir. Ben de çizimlerimde daha çok rengarenkliğe yer veririm.Çünkü etrafımdaki her şeyin ne kadar güzel ve renkli olduğunu görüyorum.

Resim yapmak beni mutlu ediyor ve re-

simsiz hayatımı düşünemiyorum. Bu nedenle okulu bitirdikten sonra üniversitenin mimarlık bölümünü bitirmek ve yüksek lisans eğitimi aldığım zaman kendi sergimi düzenlemek, resimlerimi ve düşüncelerimi diğer insanlarla paylaşmak istiyorum.

Ve resim yapma yeteneğimi geliştirmek, ünlü bir ressam olup, hayatın tüm güzellikle-rini insanlara aktarmak istiyorum.

ArzuRZAYEVA 10-b

BENİm DüNYAm

22 23oKULUmUZDABİRRESSAmoKULUmUZDABİRRESSAm

Page 15: YIL 1 / SAYI: 1 Səhər - btal.meb.k12.trbtal.meb.k12.tr/meb_iys_dosyalar/999/49/909513/dosyalar/2015_10/... · Bakü Türk Anadolu Lisesi T.C. Milli Eğitim Bakanlığı ve Azerbaycan

Herkesin bir sırrı vardır.Kiminin korkularıdır sırrıKiminin ise duyqularıHerkesin bir hayali vardır.Kimisi sadece düşlerinde kurarKimisi peşinden koşar.Her kesin bir derdi vardır.Kimisi anlatır ve çözerKimisi içine dökerHer kesin bir bakışı vardır.Kimisi masum ve derinKimisi boş ve gergin.Her kesin bir gülüşü vardır.Kimisi sahte ve yalancıKimisi duru ve iç açıcı....

Güvenmektir sevgi, ona kıyamamaktır,aklına geldiğinde gülümsemektir.Kısa bir an göremediğinde özlemektir,sesini duyamadığında çırpınmaktır.

Göz göze geldiğinde titremektir,Kaçırmaktır gözlerinimeraktır sevgi, kıskanmaktır başka gözlerdensahiplenmektir, korumaktır sevdiğiniGözlerinin derinliği ile hissettirmektir seni seviyorum demeyi.....

BernaDEmİRCAN

sEvGI...

HERKEs...TüRKİyE’DEN ÖZLEmLESeLaMLarTemmuz 2012-den bu yana 1,5 yılı

aşkın zaman geçti Türkiye’ye ge-leli. Ama hala Bakü ve Bakü Türk Anadolu Lisesi tütüyor gözlerim-

de. Kubinkasıyla, Beş Mertebesiyle, Tar-govisiyle, sahiliyle Bakü gözlerimin önün-de bir sinema şeridi gibi geçiyor şu an.

Evet şu an sanki Nizami’den metroya binmiş ve Nerimanov’a gidiyormuşum gibi bir his kapladı içimi. Zira özleme-mek mümkün mü o güzel yerleri ve gü-zel dostları. Bizleri bağrına basan Azer-baycanlı dostları unutmak mümkün mü. Mümkün mü hiç evlerine davet ederken evinde neyi varsa ikram etme çabasında olan o sıcak kalpli ve samimi insanları. Hala da telefon görüşmelerinde “Gelmeyi düşünmüyor musunuz? Bekliyoruz. Bir eviniz burada unutmayın ha” diyerek biz-leri özlediklerini ifade eden o güzel dost-ları unutmak mümkün mü?

Beş yılım nasıl geçti diye sorsanız, ömrümde geçirdiğim “güzel beş yıl” de-rim. Hem güzel beş yıl, hem de bana de-ğer katan beş yıl. Hem bilgi birikimimi ar-tıran beş yıl hem de ufkumu açan beş yıl.

Bakü’de çalışmak ayrı bir güzel-likti, özellikle de Bakü Türk Anadolu Lisesi’nde. Azerbaycanlı öğretmen ve personel ile çalışmak ayrı bir güzellikti. Onarı tanımış olmak ve onlarla aynı çatı altında çalışmaktan duyduğum memnu-niyeti ve onuru her daim ifade ederim. Okulumuz BTAL’ı daha iyi yere getirmek adına bana verdikleri destek için bütün öğretmen, personel ve öğrencilerime sonsuz teşekkür ederim. Öğrencilerin hem ders konusunda hem de kültü-rel faaliyetler konusundaki başarılarını unutmamak gerek. Şu anda Türkiye’nin

seçkin üniversitelerinde okumaları bu azimlerinin neticesidir. Halen okumak-ta olan öğrencilerimin de Türkiye’de okuyan yüzler-ce arkadaşları gibi başarılı olması temennimdir. Hep-sinin gözlerinde sevgiyle öpüyorum. Okulun başarılı olması ve Azerbaycan’da önemli bir yerde olması idarecisinden öğretmeni-ne, personelinden öğren-cisine kadar herkesin katkı sağlamasından kaynak-lanmaktadır. BTAL, bütü-nüyle bir aile olmuş, her kes üstüne düşeni yerine getirdiği için güzel bir okul. Buradan BTAL ailesini saygı ve sevgiyle selamlıyorum.

Şu anda orada çalışmakta olan Türkiye’den gitmiş öğretmen arkadaşla-rıma da görevlerinde başarılar diliyor ve güzel günler yaşamalarını temenni edi-yorum.

Bakü Türk Anadolu Lisesi’ne selam, Bakü’ye selam, Azerbaycan’a selam. Türkiye’den hepinize selam.

Saygılarımla

AbdullahÖZİŞÇİ

HazIRLIK-a

24 25tüRKİYE’DENÖZLEmLESELAmLAR

Page 16: YIL 1 / SAYI: 1 Səhər - btal.meb.k12.trbtal.meb.k12.tr/meb_iys_dosyalar/999/49/909513/dosyalar/2015_10/... · Bakü Türk Anadolu Lisesi T.C. Milli Eğitim Bakanlığı ve Azerbaycan

Projestandından

Ödültöreni

Lise bende bir çok şeyi değiştirdi. Hem kişiliğim hemde hayata bakış açım değişti bu dönemde. Birçok şey öğ-rendim. Yaşarken farkında olmadığın

şeyler... Geriye dönüp baktığında nasıl değiş-tiğini ve zamanla nasıl büyüdüğünü açıkça görüyor insan. Lise benim için gerçek anlam-da önemli bir geçiş dönemi oldu.

Kimi zaman üzüldüm, kimi zaman sevin-dim, bazen de yoruldum. Hırs yaptım, he-deflerime ulaştım. Fakat her şeye rağmen bu 4 yıl acısıyla tatlısıyla unutulmazdı.

Yeni arkadaşlar kazandım bazılarını belki bazılarını kaybettim... İşte bu yıllar, yaşadık-larım beni hayata hazırlayan şeyler. Hayatın zorlu dönemlerine hazırlayan olaylar. Gün ge-lecek yaşamla mücadelemizde tek başımıza kalacağız. Problemlerle tek başımıza başa çı-kacağız. İşte o zamanlar, bugünleri hatırlayıp güç alacak şekilde geçirelim bu yılları. Henüz yolun çok başındayız. Geri dönüp bakınca pişmanlıklarımız değil mutluluklarımız olsun.

Bu yıllar kime ne katmıştır bilemem fakat bana yeni arkadaşların yanında paylaşmayı da

öğretti. Bazen harçlıklarımızı paylaştık, bazen dostluklarımızı, üzüntümüzü bazen de sevinci-mizi. Koca bir sınıf aynı şeye kahkahalarla gül-dük, bazen de bir filmde ağladık.

Çok güzel insanlar tanıdım, çok iyi öğret-menler. Bizim için her zaman en iyisini iste-yen insanlar. Bizleri kendi çocukları yerine koydular. Bize sadece ders kitaplarında ya-zanları değil tecrübelerini de aktardılar, bizle-re rehber oldular.

Hayatımda birçok ilki bu 4 yılda yaşadım ve yaşıyorum. Bu yılları güzel yaşamak ve mutlu olmak kendi elimizde. Umalım ki sonu da kendi gibi güzel olsun.

2011-2012 eğitim öğretim yılında EMGED’ in öğretmenle-re yönelik olarak düzenlenmiş olduğu Eğitim Metotları Proje Yarışması EMEPYA’ da oku-lumuz Matematik Öğretmeni Mehmet Barış Büyüktürk oku-lumuzu en iyi şekilde temsil etmiştir. Barış öğretmenimizin “TÜMEVARIM VE FARKLI İS-PAT YÖNTEMLERİNİ MATER-YAL YARDIMIYLA ÖĞRETME” isimli eğitim metodu matema-tik dalında incelemeye değer 96 proje arasından ilk eleme-yi geçmiş ve finale kalmıştır. Amacı tümevarım konusunu ve doğrudan ispat yöntem-lerini materyaller kullanarak kavratmak olan bu metot, Tur-gut Özal Üniversitesi’ nde dü-zenlenen finalde ise Mansiyon ödülüne layık görülmüştür.

LİsE VEBEN

KübraBAŞtüRK

BİR öğRETİm mEtoDU

mutluson

11-c

26 27BİRÖğREtİmmEtoDULİSEVEBEN

Page 17: YIL 1 / SAYI: 1 Səhər - btal.meb.k12.trbtal.meb.k12.tr/meb_iys_dosyalar/999/49/909513/dosyalar/2015_10/... · Bakü Türk Anadolu Lisesi T.C. Milli Eğitim Bakanlığı ve Azerbaycan

Hesaplamaya başlayınca ilk kareler kolay gitmiş. Birinci kareye bir buğday, ikinci kareye iki buğday, üçüncü kareye dört buğday... Ancak 10. kareye gelindiğinde toplam 1023 buğday vermeleri gerekiyor. Bu yaklaşık bir avuç buğda-ya karşılık gelir; ben sizin için saydım. Hesabın hep böyle gideceğini, rahibe hep böyle üç beş buğday vereceklerini zannediyorlardı. Zaten 15. karede yalnızca 1.5 kilo buğday vereceklerdi. 25. kareye gelince vermeleri gereken buğdayın 1.5 ton olduğunu görmüşler ama fazla heye-canlanmamışlar. Oysa 31. kareye gelince bu işin şakası olmadığını anlamaya başlamışlar, çünkü vermeleri gereken buğday 92 tonmuş. Yine hesaplamaya devam etmişler. 49. kareye geldikleri zaman 24 milyon ton buğday verme-leri gerekiyor. Bu ise bugünkü Türkiye’nin bir yıllık buğday üretiminden daha fazla. 54. kareye geldiklerinde ise 771 milyon ton buğday verme-leri gerekiyor toplam olarak. Bu da dünyamızın bugünkü ölçülere göre bir buçuk yıllık buğday üretimi. “Madem başladık hesaplara, devam

edelim” deyip bitirmişler. 64. kare de tamam-landığında bugünkü ölçülerle dünyanın 1500 yıllık buğday üretimini rahibe vermeleri gerek-tiği ortaya çıkmış.

Bu hikayenin sonu bilinmiyor. Rahip bir mik-tar buğdaya razı olup gitti mi, yoksa Şah’tan iyi bir azar işitti mi bilmiyoruz. Satrancın günü-müzden yaklaşık 1300 yıl önce bulunduğunu ve eskiden de dünyanın yıllık buğday üretiminin bugünkünden daha az olduğunu göz önüne alırsak rahibe olan borcumuzu hala ödemediği-miz, hala borçlu olduğumuz ortaya çıkar.

TüBİTaK yayINLaRI, maTEmaTİğİN ayDINLIK DüNyasI KİTaBINDaN

Satrancın ilk kez M.S. 570 yıllarında Hindistan’da ortaya çıktığını biliyoruz. Bunu nerden biliyoruz? O tarihlerde yazılmış olan pek çok evrakta satranç

oyunundan söz ediliyor. Daha önce Çin’ de de bu oyunun oynandığı rivayet ediliyorsa da Çin kayıtlarında, o her şeyi kaydeden Çin kayıtların-da, satrançtan söz edilmediği için biz yine de satrancın başlangıcı olarak 570-600 yıllarını ve Hindistan’ı alıyoruz.

Rivayet olunur ki bunu bulan Brahman rahi-bi Şah’a bir ders vermek istemiş. “Sen ne kadar önemli bir insan olursan ol, adamların, vezir-lerin, askerlerin olmadan hiçbir işe yaramaz-sın” demek istemiş. Şah durumdan memnun görünmüş, “Peki, oyunu ve dersini beğendim. Dile benden ne dilersen” demiş. “Bir matematik sohbetinde satranç nerede işin içine giriyor?” diyorsanız işte burada giriyor: Rahip bu olay üzerine Şah’ın alması gereken dersi hala alma-dığını düşünerek “Bir miktar buğday istiyorum” demiş. “Sana bulduğum bu oyunun birinci ka-resi için bir buğday istiyorum. İkinci karesi için iki buğday istiyorum. Üçüncü karesi için dört buğday istiyorum. Böylece her karede, bir önce-ki karede aldığım buğdayın iki misli buğday is-

tiyorum. Sadece bu kadarcık buğday istiyorum” demiş. Şah, kendisi gibi yüce ve kudretli bir şahtan isteye isteye üç beş tane buğday isteyen bu rahibin, küstahlığa varan alçakgönüllülüğü-ne sinirlenmiş ve ona bir ders vermek istemiş. “Hesaplayın. Hak ettiğinden bir tane fazla buğ-day vermeyin” demiş.

saTRaNÇ ŞAhmAt-EFSANESİ

Satranç tahtasında buğdaylar

1. kareye 20 buğday = 1

2. kareye 21 buğday = 2

10. kareye 29 buğday = 512

30. kareye 229 buğday = 536 870 912

60. kareye 259 buğday = 576 460 752 303 423 488

64. kareye 263 buğday = 9 223 372 036 854 775 808

Toplam 264- 1 buğday = 18 446 774 073 709 551 615

Tam olarak 18 kentilyon 446 katrilyon 774 trilyon73 milyar 709 milyon 551 bin 615 tane.

28 29SaTranÇEFSANESİSaTranÇ EFSANESİ

Page 18: YIL 1 / SAYI: 1 Səhər - btal.meb.k12.trbtal.meb.k12.tr/meb_iys_dosyalar/999/49/909513/dosyalar/2015_10/... · Bakü Türk Anadolu Lisesi T.C. Milli Eğitim Bakanlığı ve Azerbaycan

Yolculuğum yalnızlar evine. Yalnızlarla görüşmeye gidiyorum. Orda yeterince çok yalnız insan var. Zamanım yettiği kadar onlarla görüşüceğim.

Karşıma ilk çıkan 100 yaşı olan bir bayandı. Önce selamlaştık,yüzü hüzünlüydü. Uzun za-mandır yanına kimsenin gelmediğini söyledi. Hepsi tüm tanıdıkları yalnızlar evine yerleşmiş, geriye kalan torunlarının ise onu unuttuğunu söyledi.

Başka birine yaklaştım. Elinde çiçekler var-dı. Şimdi sevdiklerim yanıma gelmiştiler, bak bana çiçek almışlar deyip gülümsüyordu. Onun mutluluğunu görüp sevindim, ama yan tarafta bir çocuğun ağladığını gördüm. Elinde annesi-nin baş örtüsünü sımsıkı tutup içten ağlıyordu. “Buraya yerleşmeme annem çok üzülüyordiye ağlıyorum” dedi.

Ha söyleyeyim yalnızlar evine giren oradan çıkamaz. Ben? Ben misafirim henüz burada...

Sonra bir yalnızı gördüm, misafiri vardı ya-nında. O yalnızlar evine yeni yerleşmiş belli. Karşısında bir çocuk ağlıyordu. “eve geri dön” deyip yalvarıyordu, ama bir türlü o yalnızın göz-lerine bakmaya cesaret edemiyordu. Gözlerine baksaydı onun da geri dönmek istediğini ama başaramadığını anlardı...

Bu zaman bir kişinin temelli yalnızlar evine yerleşmesinin şahidi oldum. Akrabaları, sevdik-

leri içten çığlık atarak ağlıyor, kendilerinden ay-rılmalarını istemiyorlardı. Ama o sakin ve ciddi adımlarla yeni evine doğru yürüyordu. Belki o da acı çekiyordu, sevdiklerinden ayrılmak iste-miyordu, ama mecburdu.

Başka bir yalnız gördüm. Etrafına pişman-lık duygusu yayıyordu. Konuştuk biraz. Bana yaptığıı kötülüklerden pişman olduğunu, şimdi azap çektiğini anlattı.

Burada o kadar çok yalnız var ki. Hepsiyle konuşamam. Belki de konuşurum. Ama eninde sonunda ben de sen de bu eve temelli yerleşe-ceğiz, o zaman konuşurum onlarla.

Zaten aldığımız her nefes bizi o eve yaklaş-tırıyor. Zaman bizi kendi otobüsünde oraya gö-türüyor. Şimdi bu dünyada misafiriz orası bizim teselli evimiz olacak. Çünkü orası terk edilmez. “Hangi giden terk edebilmiş ki mezarını?”

RehimeRASİtZADE

yaLNIzLaR EVİ

Liseyimiz İzcilik klubu planına əsasən hər il Azərbaycaın və Turkiyənin tari-xi yerlərinə, muzeylərə ekskursiyalar təskil edir. Martın 16-da duzənlənən

gəzidə yolumuz xızıya idi. Dağlar qoynun-da yerləşən Xızı ədəbiyyatimiza M. Musfiq, C.Cabbarli, N.Xəzri, C.Novruz kimi şairlər bəxş etmisdir. Saat 9-da Xiziya yetisdik. İlk dayanacagimiz nakam şairimiz Mikayil Musfiqin ev muzeyi idi. Repressiya qurbani olan şairin ev-muzeyində biz onun həyatina dair maraqli məlumatlarla tanis olduq. Ədəbiyyat muəlliməmiz muzeyin Xatirə ki-tabina bu sozləri yazdi. ”Mikayil Musfiq milli poeziyamizin vicdani, qururu, şərəfidir”

Biz daha sonra Cəfər Cabbarlinin heykəlini ziyarət etdik. Təqribən yarim saat sonra biz Altiagaca çatdiq. Bir gun əvvəldən qar yagdiğı ucun bəzi yerlərdə qar qalmişdi.Hələ ağaclar yarpaqlanmasa da gozəlliyi ilə bizi məftun elədi. Biz burada əyləncəli za-man kecirdik. Şəkil çəkdirən kim, dağa cıxan kim, sohbət edən kim... Sonra Arzu muəllimlə dağa qalxdiq. Bir dostumuz yuksəklikdən qorxurdu, amma bizim istəyimizi yerə sal-mayaraq dağa qalxdi, Arzu muəllimin gozəl sesi var,biz ondan xahiş etdik ki bir mah-ni oxusun. Xalq mahnisinin sədasi altinda Xizinin mənzərəsini seyr etdik. Ordan ay-rilmaq vaxti catanda cox uzulduk. Yolus-tu kafedə oturduq. Hərkəs evində bişirdi-yini ortaya qoydu. Hava vurdugu ucun çox acmisdiq,samavar cayi adama ləzzət verirdi.Yaşilliqda dondurma oyunu, futbol, valeybol da oynadiq. Biz oynayarkən vaxtin necə kec-diyini hissetmədik. Və təəssuflər olsun ki,evə donmək vaxti catmisdi. Biz oradan hec ay-rilmaq istəmirdik. Avtobusa oturduqda necə yorgun oldugumuzu hiss etdik.

XIzIDa BİRGUN

9-c

31YALNIZLAREVİXIZIDABİRGUN

30

Page 19: YIL 1 / SAYI: 1 Səhər - btal.meb.k12.trbtal.meb.k12.tr/meb_iys_dosyalar/999/49/909513/dosyalar/2015_10/... · Bakü Türk Anadolu Lisesi T.C. Milli Eğitim Bakanlığı ve Azerbaycan

LaleGURBANoVA

analar qatır gecəni gündüzə, ömrünü həsr edir ilk gündən bizə.yetişdirir övlad vətənimizə,Belə analar: canım qurban sizə!

Əgər zərər dəyərsə telimizə,Elə bil xəncər batar qəlbinizə.o zaman yaş dolar gözlərinizə,Belə analar: canım qurban sizə!

Bizə bəslədiyiniz sevginizə,Işdən yaralanmış əllərinizə...ağrıdan qanayan dizlərinizə,Belə analar: canım qurban sizə!

caNIm QUrBan!

HazIRLIK-a

32 33CANImQUrBan!

Page 20: YIL 1 / SAYI: 1 Səhər - btal.meb.k12.trbtal.meb.k12.tr/meb_iys_dosyalar/999/49/909513/dosyalar/2015_10/... · Bakü Türk Anadolu Lisesi T.C. Milli Eğitim Bakanlığı ve Azerbaycan

maNGa saNaTI NEDİR? BİRmANGADABİZDEN….Dünya ülkelerini son yıllarda kasıp

kavuran manga okuma alışkanlı-ğı, ülkemizde de dönemde oldukça popüler bir hale gelmiştir. En basit

anlatımı ile mangaların çizgi romanlar oldu-ğu söylenebilse de, manga kültürünün bir-çok sosyokültürel etki ile şekillendiğini de unutmamak gerekir. Milattan önce 6. yüzyı-la kadar dayanan tarihi olayların günümüz mangasının şekillenmesinde etkili olduğu düşünülmese de, tarihsel süreç içerisinde dini, kültürel ve ekonomik birçok konunun ya-rattığı etkiler mangaların popüler hale gelme-sinde etkili olmuştur. Şuan için tartışmasız Japonya’nın egemenliğinde gelişen manga sektörü, yüzyıllar boyunca Çin etkisinde ya-şayan Japonların kültürlerine de Çin toplumu sayesinde entegre olmuştur

Japon tarihinin daha yakın dönemlerinde gazetelerde ve dergilerde ilk defa seri ola-rak günlük ya da haftalık olarak basılan çizgi romanlar ve karikatürler çok geniş kitlelere ulaşmıştır. Japon toplumunun benimsemekte hiç zorlanmadığı bu çizgi romanlar, birçok in-san için bir tutku olmuş ve sonraki hafta çizgi seride ne olacağı büyük bir merak konusu ha-line gelmiştir. Anime çizim sanatı olarak ad-landırılan manga çizgileri oldukça abartılı bir şekilde çizilebilme özgürlüğü sağladığından, sanatçının düşündüklerini dilediği yoldan ifa-de edebilmesine de imkan sağlamaktadır.

DilaraKeSen

9-b(G)

34 35mANGA SANAtI mANGASANAtI

Page 21: YIL 1 / SAYI: 1 Səhər - btal.meb.k12.trbtal.meb.k12.tr/meb_iys_dosyalar/999/49/909513/dosyalar/2015_10/... · Bakü Türk Anadolu Lisesi T.C. Milli Eğitim Bakanlığı ve Azerbaycan

BTaL BaKü-İsTaNBuL-ÇaNaKKaLE HaTTI... BİRGEZİNİNARDINDAN...

türkiyeyeotobüsleyolculuk(EmilŞıxaliyev-hz/A)Cumartesi günü ailelerimizden ayrılırken he-

yecanlıydık. Sonuçta İstanbula yaklaşık 2500 km-lik bir yol gidecektik. 32 saat uzundu ama tahminimden kolay geçti. Tiflisden gece geçer-ken ışıl ışıldı...

Karadeniz(ElşenFermanzade-hz/D)Sarp sınır kapısından geçtiğimizde geceydi.

Hava soğuktu ve Ay denizin üzerini aydınlatıyor-du. Sabah olduğunda da etrafa tepelerdeki evlere baka baka deniz kıyısından gittik. Rize ve Trab-zon tabiatı çok güzeldi...

İstanbul-ÇapaAnadoluÖğretmenLisesi(ZiyaKerimov-hz/D)İstanbulda kaldığımız sürecemisafir olduğu-

muz bu okulun asıl ismi “Darülmuallimun” imiş. 2. Abdülhamidin 1848`te açtırdığı Osmanlının ilk öğretmen okuludur. Tarihi bir okul. Pansiyonu ve yemekhanesi düzenliydi, ayrıca tanıştığım arka-daşlara selam yolluyorum...

1.Gün İstanbul.Panorama1453müzesi(AnarQasımov-hz/D)Burası hakikaten merak uyandırıcı idi. Müze-

ye girdikten sonra döner bir merdivenden yukarı çıktık. Çıktıkça yukarıdan top sesleri, kılıç şakırtı-ları geliyordu.Gerçekten İstanbulun fethi sırasın-da ordaymışız gibi hissettik...

topkapıSarayı(XeyyamSadıqlı-hz/A)Topkapı sarayı canlı bir mimari şaheser. Bü-

yük kale duvarları ve kapısından geçip avluya ulaştık. Adalet kulesi altındaki Divani hümayun kutsal emanetleri, hazineleri, silahları gezdik.Safevi kılıçları,Osmanlıya hediye edilmiş Safevi tahtı çok güzeldi.Dünyanın en büyük elmasların-dan kaşıkcı elması çok parlaktı. Göz alıyordu. En üzüldüğüm şey fotoğraf çekmemize izin verilme-mesi oldu. Bahçedeki çiçekler de çok güzeldi.

türk-İslamBilimmüzesi(turanNasibli-hz/D)Her bölüm ayrı bir bilim dalına ayrılmış. Ge-

zerken geçmişte biz müslümanların ne kadar bü-yük bilimsel gelişmelere vakıf olduğunu ve Batı-nın bundan ne kadar çok istifade ettiğini gördük.Maketler vardı. Mancınıklar ve saat maketleri il-gimi çekti.

Boğazturu(İsamemmedov-hz/A)Eminönüde balık ekmek yedikten sonra ge-

miyle boğaz turuna çıktık. Hava açık ve güneşliy-di. Martılar gemiye eşlik ediyordu. Yolculardan si-mit atanlar oluyodu. 2 saatlik ezide Boğaz köprü-sünün altından geçtik. Çok harikaydı Boğaz turu...

Bizim Yunusun “Gelin tanış olalım; İşi kolay kılalım; Sevelim sevilelim; Bu dünya kimseye kalmaz” demesinin üstünden asırlar geçti. 21. Yüzyıl insa-

nıyız ve Tarih ilerledikçe nefret ayrımcılık (disc-rimination), hoşgörüsüzlük uzakları yakın eden ulaşım imkanlarına rağmen azalmıyor hatta daha da artıyor.

Bırakın farklı milletlerin, aynı ülkenin, aynı soyun hatta aynı dinin insanları bile bu ha-satalıklara (ve yakalanmış maalesef). Birlikte yaşamanın tek çaresi ise “tanışmak” gibi gö-rünüyor...

Azerbaycan Bakü`de yaşayan ve çalışan bir öğretmen olarak Azerbaycanla Türkiyeyi birleş-tiren tahimizin izlerinden gidecek bir seyahatın yararlı olacağını düşünerek bir gezi tertip ettik. Bakü Şehitler Xiyabanından başlayarak İstanbul ve Çanakkale şehitlerine uzanan bir gezi...

15 Mart-20 Mart tarihleri arasında 2 öğ-retmen 9 öğrenci ile gezimizi gerçekleştirdik. Bakü Şehitlerinden Çanakkale Şehitlerine se-lamlar ve dualar götürdük...

Bize güvenerek çocuklarını emanet eden kıymetli valideynlerimize, bize destek olan okul müdürümüz İrfan beye, bizi misafir eden İstan-bul-Çapa Anadolu Öğretmen Lisesi idarecileri-ne şükranlarımızı sunuyoruz....

Gezi dönüşünde öğrencilerimizin gezip gördükleri ve hissettiklerini kısaca yazmalarını istedik. Kısa başlıklar halinde öğrencilerimizin düşünceleri...

GürayYILmAZ

TaRİH öğRETmENİ

36 37BİRGEZİNİNARDINDAN...BİRGEZİNİNARDINDAN...

Page 22: YIL 1 / SAYI: 1 Səhər - btal.meb.k12.trbtal.meb.k12.tr/meb_iys_dosyalar/999/49/909513/dosyalar/2015_10/... · Bakü Türk Anadolu Lisesi T.C. Milli Eğitim Bakanlığı ve Azerbaycan

2.Gün ÇanakkaleÇanakkale Şehitleri Anıtı-Çanakkale Anma

törenleri-YahyaÇavuşAnıtı(muradmemmedli)Resmi törenlerin yapılacağı alana geldik.

Salı günü sabah saatlerinde. Çok kalabalıktı.Şehitliklerde şehitlerin isimleri vardı. Çanakka-lede hava tertemizdi. Sonra gezmeye başladık.Yahya Çavuş anıtına gittik.Yahya Çavuş 63 as-kerle 3 alaylık düşman askerine karşı savaşmış kahraman...

57.AlayŞehitliği(muradmemmedli-hz/A)Hakikaten görülmesi gereken bir yer. Dün-

yanın en kahraman eskerleri burada yatıyor.Bu askerler şehit olacaklarının bildikleri hal-de kendi cenaze namazlarını kılmışlar. Bura-da mellimimiz Azerbeycanlı bir şehitin kabrını gösterdi.

ÇanakkaleDestanıGösterimmerkezi(Çingizmustafazade)Müzeden çok farklı,daha çok sinema gibiy-

di.11 salondan oluşuyordu. Animasyonlarda 3D gözlüklerle izlenen filmlerle, dekorlarla Ça-nakkale savaşını yaşadık.Çok harikaydı.

3.Gün İstanbulSultanahmetCamii(ElşenFermanzade-hz/D)Müellimimiz camii ile ilgili bilgiler verdi. 6

minaresi vardı ve hakikaten uzaktan göründü-ğü gibi değil,çok büyük bir camii.

2.Abdulhemidtürbesi(ElşenFermanzade-hz/D)Bahçesine gire bildik.Orada sarayda doğ-

muş son Osmanlı şehzadesi Ertuğrul efendi de vardı, Ziya Gökalp da. Müellim bilgi verdi.Dua ettik.

SüleymaniyeCamii–KanuniSultanSüley-manvehürremSultantürbesi(ZiyaKerimov).

İçeri giremesekte camdan içeriyi gördük. Dua etik. Bahçede kediler bir havuzdan su içi-yordu. Bilicli yapılmış gibiydi. Çok kedi vardı.

DolmabahçeSarayı(AnarQasımov).Saray Beşiktaş Stadının yanındaymış. Çok

sevindim. Dolmabahçe sarayı Osmanlı devle-tinin hala güçten düşmediğinin gösterimidir. 285 oda ve 43 salon vardır. Sarayın yapımında çok altın kullanılmıştı. Çok ihtişamlıydı.

üsküdarAzizmahmudhüdayitürbesi.Restorasyon vardı içeri girmedik ama Pa-

dişahın bile kendisine hizmet etdiği inşanmış.

FethiPaşaKonağı.Hocanın verdiği bilgiye göre burası paşanın eviymiş.

Şimdi restaurant olmuş. Boğaz manzarası ve yemekler güzeldi.

marmaray.Üsküdardan başlayıp Sirkeciye yani boğazın diğer ta-

rafında geçen tüp geçit ile karşıya 4-5 dakikada geçtik.

Düşünceler (Güray Yılmaz)1.3 Günde İstanbulu gezemezsiniz ama planlı olursa-

nız hedeflediğiniz kısmını görebilirsiniz. İstanbul ve Ça-nakkale için Mart Nisan ayları en ideal aylar. Hava ne çok soğuk ne çok sicak. Biraz da talihli olmanız lazım tabii.

2.Azerbaycanda Meb`e bağlı bir Anadolu lisesi olarak müzelerde bizden giriş ücreti alınması beni üzdü. İnşaal-lah bu durum duzeltilir.

3.Biz Türklerde müdavımcılık vardır. Yani hep beğen-diği yerden alışverişi yapma ve ya aynı beraberde tras olma gibi. İstanbula gelindiğinde mutlaka Eminönünde Balık-ekmek Karakoyde Baklava yemeli. Vapurda simit martılarla paylaşılmalı.

4.İnsan İstanbula her gelişinde yeni bir şey oğreniyor. Tophaneden Beşiktaşa yürüyerek gitmek haritada görün-düğü gibi kolay değilmiş. Beşiktaşdan da Eminönüne di-rek otobüs yok. Ayrıca Beşiktaşta Deniz Müzesi mutlaka gorülmeli. Bunlar bu gezide oğrendiklerim.

5.Dolmabahçe Müzesinin içindeki hediyelik eşya sa-tışı ile dışındakı satış yerleri arasında nerdeyse yarı yarıya fark var. Aynı şey panorama muzesi içinde geçerli hediye-lik eşyayı buradan bakabilirsiniz.

6. İstanbulda gezerken toplu taşıma ile gezmek araçla gezmekten daha hızlı oluyor.

38 39BİRGEZİNİNARDINDAN...BİRGEZİNİNARDINDAN...

Page 23: YIL 1 / SAYI: 1 Səhər - btal.meb.k12.trbtal.meb.k12.tr/meb_iys_dosyalar/999/49/909513/dosyalar/2015_10/... · Bakü Türk Anadolu Lisesi T.C. Milli Eğitim Bakanlığı ve Azerbaycan

This question has been the first question in impor-tance among the questions taking up the peda-gogists’ time who have been left no choice but to teach it as a target language for several decades

after English had been accepted as an official language by the United Nations. The clearest and the most leading rea-sons within the reasons that we have to teach English is that The USA regarded itself as the protector state for European Allies and that the change of the world power balance to this country having put in an appearance at the last moment in the two world wars. Thus the world policy has placed to the gravity centre of the known orbit under the control of the USA having diverged from its static orbit.

Being a student of ten-year and an experienced teacher, I want to deal with some systematic points of this issue. Especially, since the world languages have many common grammatical structures, we are to teach our students that the basic condition to be succesful in learning a target lan-guage is to know our mother tongue in detail.Tongues, like living things born, grow up and die. To me the most impor-tant reason that setting off a language to the forsaken past of the history is;

That a state to insulate the language she uses strictly from the other tongues by forbidding the interaction with the other tongues. Therefore when the nation using that tongue dissapears, the tongue that the nation didn’t give anyone any chance to speak to disappears as well. History has recorded many languages dissapeared together with the nations that had been destroyed.

English that could free itself from this vicious circle suc-cessfully although is a kind of Indo-EuropeanFamilyofton-gue-German Group-taking Suffixes, is also taking (prefi-xes).English having such a grammatical structure, it may be difficult for us since we are speaking turkish which is taking suffixes. Yet, everything that seems to be difficult in the life is easy indeed. It is the lack of a convenient method that makes the things difficult to us and enable us to classify them first and put into pieces afterwards.

As you see, English that is considered to be difficult both to learn and to teach can be both learned and taught by the com-bination of these three trivets. They are; a)Astudenteagertolearnb)Anexperiencedteacherc)Aconvenientmethot

A desirous student is to study firmly knowing that English learning is an occupation lasting for a long time and also is hard. And an experienced teacher is to succeed to affect his student at the very beginning. A student does study for only a teacher’s lesson whom he likes without loosing desire. If a teacher who attempts to teach his student with no effort to affect him will inevitably face the same ruin that a blacksmith faces who beats the iron without heating it. A teacher as the

best guide has to know the English teaching methods very well in order not to be the most confused guide who shows the way with no information about it. One thing not to be forgotten is that we the teachers train brains; the engineers train trains. We the teachers must make the classroom astu-dentcenteredatmospher.

Having provided such an astmospher, a teacher trying to comprehend that there are three kinds of human memory such as sensorymemory,shorttermmemoryandlongtermmemory shoul apply a bit of convenient methods in order to meet the requirements of the each kind of memory I menti-oned above.

The main orbit of a perfect learning includes the below elements: Grammar, Sounds, Words, Phrases, Discussionand Bodytongue.

The most common methods of some methods to teach Grammar are; Grammartranslationmethodand AudioLin-gualmethod.And theSoundsare to be taught bylisteningactivitiesfirstly by having anativespeakerbeen listened to. Otherwise, permanent pronounciation mistakes may oc-cur at the students. There are plenty of activities to follow to teach the words. For instance, realies, flash cards can be shown and diffrent kinds of word games can be played. Phrases can be taught to the students thanks to the realies,flashcards and by some kinds of games as the words be-ing taught. And also by discussion, dynamic learning can be generated. Bodylanguage is a kind of way of teaching that totalPhysicalResponsemethod which is vital to apply led to get all these acquisitions. Cut it short, in this way a teacher as it were an actor before the students by using gestures and imperatives mostly.

Last thing not to be forgotten is that; A teacher is a real guide and a conductor, in the so called process of education which is a teaching process of permanent, useful and pos-sitive behavior. On the other hand a student is a receiver and desirous during this process and one more thing not to be forgotten is that it is nothing but the fact of excess demand in the societies that makes the factories full working in the world. For this reason, no one but the passerbys’ themselves who let the guide follow the right step.

HoW Has ENGLIsH BEcomE a GLoBaL ToNGuE ANDhoWShoULDWEtEAChIt?

VahapKARPINAR ENGLIsH TEacHER(BTaL)

Bu soru, İngilizce’nin Birleşmiş Milletler tarafından resmi dil kabul edilmesinin ardından, onlarca yıldır bu dili hedefdil olarak öğretmek zorunda olan eği-timcilerin zihinlerini meşgul eden soruların başın-

da gelmektedir. İngilizce’yi öğretmek zorunda oluşumuzun birçok sebebinden öne çıkan en bariz olanı ise İngilizce’yi konuşan Amerika Birleşik Devletleri’nin iki büyük dünya sa-vaşında da son anda sahneye çıkıp, Avrupalı müttefiklerinin hamiliğine soyunması ve dünya güç dengesinin bu ülkenin lehine değişmesidir. Böylelikle dünya siyaseti statik yörün-gesinden uzaklaşıp Amerika’nın güdümündeki bildik yörün-genin çekim merkezine oturmuştur.

On sene önceki bir öğrenci ve tecrübeli bir öğretmen ola-rak ben bu surunun sistematik birkaç yönü üzerinde durmak istiyorum. Öncelikle dünya dilleri ortak birçok dilbilgisi özel-liğine sahip olduğu için, hedef bir dil olan İngilizce’de başarılı olmanın en temel şartının kendi ana dilimize hakim olmak olduğunu öğrencilerimize öğretmeliyiz.

Diller; tıpkı canlılar gibi doğar, büyür ve ölürler. Bir dili tari-hin unutulan mazisine yollayan bence en önemli sebep;

Bir devletin kullandığı kendi dilinin – politik bir takım kaygılarla-başka dillerle etkileşimini yasaklayarak, diğer dillerle arasına katı bir izole duvar örmesi ve bu dili sade-ce bir ırkın dili olmaya zorlamasıdır. Böylece, o dili kullanan millet tarihe karıştığında, beraberinde kendisi dışında hiçbir kimseye konuşma şansı bırakmadığı dili de yok oluyor. Ta-rih, yıkılan devletlerle beraber ortadan kaybolan birçok dili kaydetmiştir.

Bu kısır döngüden yakasını başarıyla kurtarmış olan İngilizce; hintAvrupaDilAilesi-GermanGrubu-SondanEk-lemeliBirDil olmasına rağmen, yapısında bulunan çok sa-yıdaki önek (prefix)’ten dolayı, önden de ek almaktadır. Bu yapı özelliğinden ötürü, sondan eklemeli bir dil olan türkçe konuşan bizlere göre İngilizce öğrenme, birçoğumuza zor gibi gelebilir. Lakin, hayatta zor gibi görünen her şey aslında kolaydır. Onları bize zor gösteren şey ise bu zorlukları önce tasnifleyip sonra büyük parçaları küçültmemizi sağlayacak olan uygun bir metodun olmamasıdır.

İşte öğrenilmesi ve öğretilmesi zor gibi gözüken İngilizce şu üç sacayağının bir araya gelmesiyle kolaylıkla hem öğre-nilir ve hem de öğretilebilir. Bunlar;

a) Öğrenmeyeisteklibiröğrenci.b)tecrübelibiröğret-menc)Uygunbirmetot

İstekli bir öğrenci, İngilizce öğrenmenin uzun soluklu ve meşakkatli bir uğraş olduğunun bilinciyle, azimle çalışma-lıdır. Tecrübeli bir öğretmense, işin en başında öğrencisini etkilemeyi başarmalıdır. Bir öğrenci ancak sevdiği bir öğret-menin dersine bıkmadan usanmadan çalışır. Bir öğretmen, öğrencisini etkilemeden öğretmeye kalkışıyorsa, demiri ısıt-madan döven bir demircinin yaşadığı hüsranı yaşar. En iyi

bir yol rehberi olan öğretmen-yolu en çok karıştıran kişi, o yolu bilmeden tarif eden rehber-gibi olmamak için İngilizce öğretim metotlarını çok iyi bilmelidir. Unutulmamalıdır ki biz öğretmenler beyinleri eğitiriz; mühendislerse trenleri yöne-tirler. Biz öğretmenler, sınıfı öğrencimerkezlibiratmosfer’e çevirmeliyiz.

Böylesi bir ortam sağlandıktan sonra insan hafızasının; Duyumsalhafıza,KısaSürelihafızaveUzunSürelihafızaolmak üzere üç farklı çeşidinin olduğunun bilinciyle hareket eden bir öğretmen, tam bir öğrenmenin gerçekleşmesi için, yukarıda belirttiğimiz her bir zeka çeşidinin de doyurulması için uygun metotların hepsinden bir miktar uygulamalıdır.

Gerçek bir öğrenmenin ana eksenini oluşturan unsurlar ise şunlardır; Dilbilgisi, Sesler, Kelimeler, DeyimselYapılar,tartışmave VucutDili.

Dilbilgisinin verilebileceği birkaç metottan en yaygın olanları; Grammar translation method ve Audio Linqualmethod’dur. Sesler ise ilk önce ana dili İngilizce olan bir ‘nati-vespeaker’ın konuşması dinletilerek dinleme aktiviteleri ya-pılarak verilmelidir. Aksi halde öğrencilerde kalıcı telaffuz ha-taları oluşabilir. Kelimeler’in öğrencilere kazandırılması için yapılabilecek aktivite sayısı oldukça fazladır. Mesela; sınıf-taki gerçekobje’ler, flaşkart’lar gösterilebilir ve çeşitli kelime oyunları oynanabilir. DeyimselYapılar da aynen kelimelerin verildiği gibi ‘gerçekobje, flaşkart ve çeşitli oyunlar vasıta-sıyla öğrencilere kazandırılabilir. Ayrıca, tartışma metoduyla da etkin bir öğrenme gerçekleşebilir. VücütDili ise tüm bu kazanımların olması için uygulanması çok verimli olantotalPhysicalResponsemethod’ un ortaya çıkardığı bir öğretme şeklidir. Kısaca bu yolla öğretmen, vücut uzuvlarını ve emir kipini çok yoğun bir şekilde kullanarak, adeta bir tiyatrocu gibi öğrencilerin önünde oyunculuk yapar.

Son olarak unutulmaması gereken bir şey var ki o da şu-dur; Öğretmen, kalıcı, faydalı ve olumlu davranış kazandır-ma süreci olan eğitimde gerçek bir rehber ve uygulayıcıdır. Öğrenci ise bu süreçte alıcı ve talep edendir ve yine unutul-mamalıdır ki dünyada fabrikaları tam kapasiteyle çalışmaya zorlayan sebep toplumlardaki talep patlamasından başka bir şey değildir. Bu sebeple bir rehberin doğru adım atmasını sağlayacak olanlar yine aynı yolda yürüyenlerdir.

İNGİLİzcE NasIL KüREsEL BİR DİL oLDu VEoNUNASILÖğREtmELİYİZ?

VahapKARPINAR İNGİLİzcE öğRETmENİ(BTaL)

40 41İNGİLİZCEÖğREtİmİİNGİLİZCEÖğREtİmİ

Page 24: YIL 1 / SAYI: 1 Səhər - btal.meb.k12.trbtal.meb.k12.tr/meb_iys_dosyalar/999/49/909513/dosyalar/2015_10/... · Bakü Türk Anadolu Lisesi T.C. Milli Eğitim Bakanlığı ve Azerbaycan

43KARİKAtüRLERKARİKAtüRLER

42

Page 25: YIL 1 / SAYI: 1 Səhər - btal.meb.k12.trbtal.meb.k12.tr/meb_iys_dosyalar/999/49/909513/dosyalar/2015_10/... · Bakü Türk Anadolu Lisesi T.C. Milli Eğitim Bakanlığı ve Azerbaycan

kan müharibələri gedirdi. Müsavatın Azərbaycandan başqa Qafqazın və Rusi-yanın müsəlmanlar yaşayan bölgələrində şöbələri var idi. Balkan müharibələri dövründə partiyanın yaydığı bəyanat Qaf-qazda böyük əks-səda doğurmuşdu. Bəyanatda türk xalqlarına müraciət edilərək Osmanlı imperiyasına yardım göstərilməsi qeyd olunurdu. Çağırış Rusiya hökumətini çox narahat etmiş və partiyaya qarşı təqiblər başlanmışdı. Nəticədə “Müsavat 1913-cü ildən leqal fəaliyyətini müvəqqəti dayandırmağa məcbur olmuşdu.

1887-ci ildən çar hökuməti müsəlman-türkləri hərbi xidmətə çağırmağı dayandır-mışdı. Məqsəd müsəlman türk gənclərini hərbi işin sirlərini öyrənməkdən, silah-la rəftar qaydalarını unutdurmaqdqan ibarət idi. Rus hökuməti bilirdi ki, heç bir Azərbaycan türkü Osmanlı türkünə qarşı si-lah işlətməz, Rusiya Osmanlı ilə müharibə etdiyi zaman silah onlarun özünə qarşı çevriləcək. Ona görə də azərbaycanlılar hərbi xidmət əvəzində hərbi vergi adlanan mükəlləfiyyət daşımağa məcbur edildilər.

Düşmən həmişə bu iki ayrı yaşayan bir döyünən ürəyi bir-birinə qarşı qoymağa çalışmışdır. 1929-cu ildən Azərbaycan tam şəkildə latın qrafikalı əlifbaya keçmişdi. İ.V.Stalin hər iki türk dövlətinin əlifbasının eyni yəni. latın qrafikalı əlifba olduğunu qəbul edə bilməyərək 1939-cu ilin so-nunda türk və Azərbaycan xalqlarının hər cür yaxınlaşmasının qarşısını almaq üçün Azərbaycanda xalqa tamam yad olan kirill qrafikalı əlifbaya keçilməsinə sərəncam vermişdir. Buna baxmayaraq iki ölkənin əhalisi sıx əlaqə saxlamış, bir-birinə arxa-dayaq olmuşlar. İkinci dünya savaşında AXC-nin müstəqilliyini bərpa etmək ümidi ilə azərbaycanlılar milli legionun tərkibində Almaniya tərəfindən sovet ordusuna qarşı döyüşə atıldılar. Almaniya məğlub olduq-dan sonra 1945-ci ildə vaxtilə Azərbaycan Xalq Cümhuriyyətinin süqutundan sonra si-yasi əqidələrinə görə Türkiyəyə mühacirət edənlər kimi onlar da qardaş ölkəyə üz tut-muşlar.

1918-ci ildə Azərbaycana Nuru Pa-şanın komandanlığı altında Türk-Qafqaz İslam Ordusu yardıma gəlməsi və

Azərbaycan ərazilərini, xüsusilə, onun siya-si və mədəniyyət mərkəzi olan Bakının türk-müsəlman qanına susamış daşnaklardan azad edilməsini xatırladaraq Azərbaycan xalqının ümummilli lideri Heydər Əliyev de-mişdir:

“...Azərbaycanı daşnakların təcavüzündən Türk ordusunun xilas etməsi hər bir azərbaycanlının qəlbində yaşayır. Azərbaycan xalqı həmin ağır dövrdə türk xalqının köməyini heç vaxt unutmayacaqdır.”

“Azərbaycanın sevinci bizim sevin-cimiz, kədəri bizim kədərimizdir” deyən Qazi Mustafa Kamal Atatürkün rəhbərliyi ilə Anadoluda aparılan milli mübarizə za-manı azərbaycanlılar da maddi və mənəvi yardımlarını əsirgəməmişlər. Qardaş-lıq münasibətlərinin bu cür nümunələrini istənilən qədər göstərmək olar Azərbaycan Sovetlər Birliyinin tərkibində olarkən bu iki qardaş respublika arasında rəsmi münasibətlər mövcud olmuşdur. Beləki, 1967-ci ildə Türkiyə Cümhuriyyətinin Baş Naziri Süleyman Dəmirəlin, ondan iki il sonra 1969-cu ildə Türkiyə Res-publikasinın Prezidenti Cövdət Sunayın Azərbaycana səfər etməsi xalqlarımız arasında əlaqələrin gələcək istiqamətinin müəyyənləşdirilməsində başlıca amil ol-muşdur. Təsadüfi deyil ki, Azərbaycan müstəqilliyini bərpa etdikdən sonra prezi-dent Heydər Əliyev Türkiyəyə üç dəfə rəsmi, iki dəfə qeyri-rəsmi, on beş dəfə işgüzar səfər etmişdir ki, bu da Heydər Əliyevin xarici siyasət konsepsiyasında Türkiyəyə və bu iki xalq arasındakı münasibətlərə nə qədər əhəmiyyət verdiyini göstərmişdir. Qeyd etmək lazımdır ki, hələ 1991-ci ildə Azərbaycan öz müstəqilliyini bərpa etdi-yi zaman həmin ilin 9 noyabrında onun müstəqilliyini tanıyan ilk dövlət Türkiyə olmuşdur. 1992-ci ilin yanvar və av-qust aylarında müvafiq olaraq Türkiyənin Azərbaycanda, Azərbaycanın isə Türkiyədə diplomatik nümayəndəlikləri fəaliyyətə başlamışdır. Respubliamızın beynəlxalq in-teqrasiyasında, regiondakı təhlükəsizliyin qorunmasında, Azərbaycanın siyasi-iqtisa-di, elmi-mədəni və digər maraqlarının, eləcə də, əlaqələrinin genişlənməsində Türkiyə ilə əməkdaşlığa Azərbaycan rəhbərliyi xü-

TaRİHTE azERBaycaN TüRKİyE KARDEŞLİğİNEKISABİRBAKIŞ

Azərbaycanın və Türkiyənin müxtəlif sahələrdə əlaqələrinin qədim tarixi kökləri vardır. Bu dövlətlər ən qa-rışıq, mürəkkəb tarixi şəraitdə bir-

birinə arxa, kömək olmuşlar. Kökü, dili, dini, mədəniyyəti, adət və ənənələri eyni olan xalqların dövlətləri – yəni bir millətin iki dövlətinin arasında olan münasibətlər baş-qa cür ola da bilməz.

Hələ XI əsrdə səlcuqlar Anadoluya axın edərkən əvvəlcə Azərbaycana gəlmiş, bura-dakı müsəlman-türk dövlətləri ilə birləşmiş, özlərinə arxa-dayaq yaratdıqdan sonra Bizansla məşhur, dünya tarixində iz qoy-muş Malazgird döyüşünü etmişlər. Bu gəliş Azərbaycanda yaşayanlar üçün də çox əlverişli olmuşdur. O zamandan Bizans-erməni-iber hərbi birləşmələrinin bu tor-paqlara hücumuna son qoyulmuş, Bizansın Cənubi Qafqazın işğalı planı puça çıxmışdı.

Orta əsrlərdə Osmanlılar Avropa-nın içərilərinə daxil olan zaman Avropa dövlətlərinin türklərə qarşı məkirli siyasəti bir müddət türk xalqlarının faciəsinə, Osmanlı-Səfəvi müharibələrinə səbəb ol-muşdur.

Lakin sonralar yəni XIX əsrin sonlarında Azərbaycanda milli – demokratik hərəkat canlanarkən bu hərəkatın nümayəndələri Osmanlı türkləri ilə yaxın əlaqədə olmuşlar. Türkiyəyə gedən ziyalılar oradan qayıdarkən tam yeni ideyalarla “türkçülük, millətçilik, dövlətçilik, demokratizm“ ideyaları ilə qayıt-mışdılar. Onların Ziya Göy Alp, Yusif Akçura-oğlu və başqaları ilə görüşü milli hərəkatımıza yeni istiqamət vermişdir. Bu cür əlaqələr son-ralar da daim davam etmişdir.

1875-ci ildə Azərbaycan tarixində ilk milli qəzet olan “Əkinçi” nəşrə başlayır. Bu qəzetın Azərbaycanda milli-siyasi şüu-run, milli birliyin yaranmasında böyük rolu olmuşdur. 1877-ci ildə Rusiya – Osman-lı müharibəsi zamanı bir sıra ölkələrdə, hətta Avropada əməkdaşları və oxucula-rı olan “Əkinçi” Osmanlı dövlətinə maddi və mənəvi yardım göstərməyə çağırmışdı. Bundan xəbər tutan iblis çar hökuməti 56 nömrədən sonra qəzetin nəşrini dayandır-mışdır .

1911-ci ildə Azərbaycanın siyasi həyatında mühüm hadisə olan “Müsa-vat” partiyası yarandı. Bu zaman Bal-

44 45AZERBAYCANtüRKİYEKARDEŞLİğİNEBAKIŞAZERBAYCANtüRKİYEKARDEŞLİğİNEBAKIŞ

Page 26: YIL 1 / SAYI: 1 Səhər - btal.meb.k12.trbtal.meb.k12.tr/meb_iys_dosyalar/999/49/909513/dosyalar/2015_10/... · Bakü Türk Anadolu Lisesi T.C. Milli Eğitim Bakanlığı ve Azerbaycan

olan, onların həm Azərbaycanın, həm də ay-rı-ayrı ölkələrin universitetlərində təhsil al-masına vəsilə olan Bakı-Türk Anadolu litseyi də məhz Azərbaycanın müstəqilliyinin ilk illərində, 1993-cü ildə Azərbaycan və Türkiyə dövlət rəhbərlərinin xeyir-duası ilə fəaliyyətə başlamış və bu günə qədər də gənclərimizin tərbiyəsi və təhsilində Azərbaycançılıq, türk-çülük, vətənpərvərlik, dövlətçiliyə sədaqət ruhunda yetişdirilməsində öz işini davam etdirir və üzərinə düşən vəzifəsini layiqincə yerinə yetirir.

Qeyd etmək lazımdır ki, bütün məsələlərdə istər beynəlxalq, istərsə regional məsələlərdə ölkələrimizin mövqeləri demək olar ki, üst-üstə düşür. Dövlətlərimiz BMT, İKT, Avro-pa Şurası, Qara dəniz İqtisadi Əməkdaşlıq Təşkilat, Türkdilli dövlətlər birliyi, NATO və s. nüfuzlu təşkilatlarda nümunəvi əməkdaşlıq edirlər. Qafqazda sabitliyin təmin edilməsində Türkiyə-Azərbaycan əməkdaşlığı güclü zəmin üzərində qurulmuşdur. Hələ 1993-cü ilin aprelində erməni hərbi birləşmələri Azərbaycanın zəngin sərvətə malik olan Kəlbəcər rayonunu işğal etdikdən sonra, BMT-nin Azərbaycanın işğal olunmuş ərazilərini erməni silahlı birləşməsinin qeyri-şərtsiz tərk etməsi barədə qətnaməsini Ermənistan tərəfi icra etmədiyinə görə Türkiyə Respublika-

sı Ermənistanla sərhədlərini bağlamış və bu problemin həll olunmasına qədər sərhədlərin açılmayacağını bəyan etmişdir.

Azərbaycan Respulikasının Prezidenti İlham Əliyev respublikalarımızın mövcud vəziyyətini aşağıdakı kimi dəyərləndirmişdir: “Türkiyə-Azərbaycan əlaqələri indi ən yüksək səviyyədədir. Bu əlaqələr strateji əlaqələrdir. Dostluq, qardaşlıq prinsiplərinə əsaslanır. Bizi birləşdirən həm tarixi köklər, həm mədəni əlaqələr, bizim keçmişimiz və bu günkü siyasi maraqlarımızdır.” Dövlət başçılarımızın, xalqlarımızın qardaşlığı və dostluğu daim var olsun. Yaşasın türk xalq-larının qürur mənbəyi olan Azərbaycan-Türkiyə qardaşlığı!

GürayYılmazBTaL-IN TüRK TaRİXİ müƏLLİmİ

Qəzənfərmuradov

BTaL-IN azƏRBaycaN TaRİXİ müƏLLİmİ

susi əhəmiyyət vermişdir. Azərbaycan və Türkiyə arasındakı qardaşlıq münasibətləri 2003-cü ildə Azərbaycan Respublikasının Prezidenti seçilmiş İlham Əliyev tərəfindən inkişaf etdirilmişdir. Ölkələrimiz arasındakı münasibətlərin xarakterinə diqqət yetirsək, görərik ki, Türkiyənin də dövlət və hökumət başçılarımnın xaricə ilk rəsmi səfəri Azərbaycandan başlayır. Bu bir ənənəyə çevrilmişdir. Türkiyə Respublikasının Baş Naziri Rəcəb Təyyib Ərdoğan iki qardaş ölkə arasında olan münasibətlərin xarakterini belə göstərmişdir: “Türkiyə ilə Azərbaycan arasında münasibətlər köklü, tarixi və mədəni bağlardan qaynaqlanan qardaşlıq təməli üzərində hər sahədə inkişaf etməkdə və güclənməkdədir. ... Sevnici də, kədəri də bir olan Türkiyə və Azərbaycana bütün dün-ya qibtə ilə baxır.”

1994-cü il sentyabrın 20-sində “Əsrin müqaviləsi” imzlanan zaman xarici neft şirkətləri konsorsiumunda“ Türk petrolla-rı” şirkətinin də təmsil olunması iki qardaş ölkənin arasında strateji əməkdaşlığın real təzahürü idi. 2006-cı ildə Azərbaycan nef-tinin Aralıq dənizinin Türkiyə sahillərindəki Ceyhan terminalı vasitəsilə dünyaya çı-xarılması beynəlxalq transkontinental layihə ilə həyata keçirilmişdir. 2007-ci

ilin əvvəllərində Bakı-Tbilisi-Ərzurum qaz kəməri, 2010-cu ildə Azərbaycan Dövlət Neft Şirkəti ilə Türkiyənin BOTAŞ şirkəti arasında imzalanmış müqavilə, Bakı-Tbilisi-Qars dəmir yolu və s. bu kimi beynəlxalq əhəmiyyətli layihələrin kökündə Azərbaycan-Türkiyə qardaşlığı və bu qar-daşlığın monolit birliyi durur.

Hələ sovet dövründə birbaşa mədəni əlaqələrin olmadığı zaman Azərnaycanada Orxan Kamalın, Nazim Hikmətin, Əziz Ne-sinin, Rəşad Nuri Güntəkinin və başqa türk yazarlarının əsərləri sevilərək oxunmuşdur. O zamanlar Ankara, İstambul, İzmir və baş-qa şəhərlərdə çıxış etmiş mayestro Niyazi, dünya şöhrətli bəstəkar Arif Məlikov, xalq artistləri Rəşid Behbudov, Zeynəb Xanlaro-va ,eləcə də Leyla Vəkilovanın rəhbərliyi ilə Azərbaycan Dövlət Rəqs Ansamblı haqqında bütün türk qəzetləri incəsənət ustalarımı-zın sənətkarlıq qüdrətindən yazmışlar. Bu mədəniyyətlərin bir-birinə nə qədər doğma və yaxın olduğunu göstərən faktlardır.

Azərbaycan müstəqilliyini bərpa etdikdən sonra bütün sahələrdə olduğu kimi elm, təhsil və mədəni münasibətlərdə də böyük dirçəliş və inkişaf olmuşdur. Yeri gəlmişkən qeyd etmək yerinə düşərdi ki, yüzlərlə azərbaycanlı və türk gənclərinin təlim-tərbiyəsi ilə məşğul

46 47AZERBAYCANtüRKİYEKARDEŞLİğİNEBAKIŞAZERBAYCANtüRKİYEKARDEŞLİğİNEBAKIŞ

Page 27: YIL 1 / SAYI: 1 Səhər - btal.meb.k12.trbtal.meb.k12.tr/meb_iys_dosyalar/999/49/909513/dosyalar/2015_10/... · Bakü Türk Anadolu Lisesi T.C. Milli Eğitim Bakanlığı ve Azerbaycan

yer Sille oldu. Buradaki insanlarin tatlılığı, samimiyeti beni etkilemişti. Yalnız beni değil herkesi etkilemişti. Programımızda olmama-sına rağmen bu köye iki gün ard arda gittik. Orada bize Sille’nin tarihini anlatan kitaplar dağıttılar. Sonra bizi canlı müziğe davet et-tiler. O geceyi, orda geçirdiğim günleri hiçbir zaman unutmam. Sille’de Taner Bey bize çok yardımcı oldu. Hatta orada olan üzümlerin birine bizim okulun ismini yapıştırdı.

Konya’da mehşur olan Usta Niyaz’ın oku-luna gittik. Bu okulu başka okullardan farklı kılan çok ilginç bir şey vardı. Bu okulun giri-

şinde iki çeşme var ve her cuma bu çeşmele-rin birinden bal, birinden süt akıyor. Ne yazık ki biz cumaya kadar orada kalamadık. Çünkü önümüzde uzun bir yolculuk vardı. Konya’da olduğumuz zaman burada kitap fuarı geçiril-di. Bu fuarda her çeşit kitap bulunmaktaydı.

Konya’dan sonra Alanya’ya gittik. Bahattin amcanın sayesinde yolculuğumuz çok güzel ve neşeli geçti. Alanya’ya varmadan önce Manavgat Şelalesi’ne gittik. Manavgat Şe-lalesi çok güzeldi. Küçük Niagara Şelalesi’ni andırıyordu.

Alanya’da denize çok yakın olan Öğret-men Evi’nde kaldık. Alanya Türkiye’nin tu-ristik bölgelerinden biridir. Havası sıcak ve nemlidir.Burada her yerde turist görebilirsin. Alanya’da olduğumuz üç gün boyunca sa-bahları denize akşamları da eğlence merkez-lerine, çeşitli mağazalara gidiyorduk. Burada kaldığımız günlerde deniz çok dalgalı olsa da Arzu hoca ve diğer arkadaşlar denize girmek-ten vazgeçmediler. Alanya’da Dim mağarası ve Dim çayına gitdik. Dim çayının güzelliği ve suyunun soğukluğu herkesi etkilemişti. Turkiye gezisinin son durağı olan Alanya’dan İstanbula-Atatürk hava limanına-gittik. Yol-culuk boyunca Kemal arkadaşımız biz uyur-ken fotoğraflarımızı çekti. Bu güzel günleri hala unutamıyorum. Türkiye gezisinin bizim için çok büyük faydası oldu. Türkiye hakkın-da daha fazla bilgiye sahip olmamızı sağladı. En önemlisi Türkiye üniversitelerinde okuma isteğimiz arttı. Bu geziyi düzenlediği için Mil-li Eğitim Bakanlığına, gezimiz süresince bize yardımcı olan insanlara, okulumuza, bizi yal-nız bırakmayan Arzu Hocaya, Yegane Hocaya ve en başta Nuran Hocaya teşekkür ederiz.

uNuTuLmaz YAZtAtİLİ

Geçen yıl yaz tatilinde Milli Eğitim Bakanımız Nabi Avcı’nın desteği ile okulumuzda bir gezi düzenlendi. Okulumuzun en başarılı öğrencile-

rinden 12 kişi geziye katılmaya hak kazandı. Öğretmenlerimizin de yardımıyla Türkiye’yi gezmek fırsatı bulduk. Bu gezi bize hem ge-nel kültür bakımından, hem de kişisel gelişim bakımından çok faydalı oldu. Gezi süresince Eskişehir, Konya ve Alanya’da bulunduk. Bir birinden ilginç olaylarla karşılaştık. Hep bir-likte çok güzel zaman geçirdik. Gittiğimiz her yerde çok iyi karşılandık. Herkes bize kendi sevgi ve ilgisini gösteriyordu.

İlk durağımız Ankara oldu. Çok sakin ve rahat bir yer olan Ankara’yı hepimiz sevdik. Ankara’dan hızlı trenle Eskişehir’e geçtik. Eskişehir’in havası hiç yabancı gelmiyordu. Sanki kendi memleketimizdeydik. Ortasından Porsuk Çayı geçen şehir, içerisinde Osman-gazi Üniversitesi ve Anadolu Üniversitesi’nin bulunması nedeniyle bir öğrenci kenti görü-nümündedir. Bundan başka Eskişehir Mat helvası, Nuga helvası, Kalabak suyu, çiğbörek ve Lületaşı ile mehşurdur.

Eskişehir’de Volkan Hoca bizi karşıladı. İki gün boyunca eziyetimizi çekti. Gittiğimiz yerler hakkında bize bilgiler verdi. Türkiye’nin genç-lik merkezi olarak bilinen Eskişehir’de Soyiç

Otel’de kaldık. İki gün boyunca Kent Park, Şelale Parkı, Odunpazarı Evlerini, Haller Gençlik Mer-kezini, Bilim Sanat ve Kültür Parkını, Eskişehir Arkeoloji Müzesini, Balmumu Heykelleri Müze-sini v.b yerleri gezdik. Çok zevk aldık. Anado-lu Üniversitesi’nin kampüsünü gezdik. Küçük bir şehiri andıran üniversite herkesin dikkatini çekti. Bizim burada olduğumuz günlerde Türk-menistan Kültür Günleri geçiriliyordu. Türkmen kardeşlerimiz bizi de bu nedenle düzenlenmiş konsere davet ettiler.

Eskişehir’den sonra Konya’ya gittik. Kon-ya, Türkiye’de en eski yerleşim merkezlerin-den biridir. Burada en eski ve en gelişmiş Ne-loitik devir yerleşim merkezi olan Çatalhöyük bulunmaktadır. Konya’da bizi Ahmet Bey kar-şıladı. Ahmet Bey samimiyeti ve güler yüzü ile herkesin sevgisini kazanmıştı. Tüm Konya’yı gezdik. Mevlana müzesi, Şems Tebrizi Mes-cidi, Çatalhöyük v.b yerlere gittik. Konya’da Uygulama Oteli’nde kaldık. Buraya gittiğimiz ilk gece Arzu Hoca ve Yegane Hocayla dışa-rıya çıktık. Gezi rehberimiz olan Nuran Hoca bunu duyunca çok şaşırdı. Çünkü gece dışa-rı çıkmak çok tehlikeliymiş. Aslında geceleri Konya çok sessiz oluyor. Çünkü burada ya-şayan insan sayısı çok az.

Bir gün sonra Sille’ye gittik. Konya’da Mevlana müzesinden sonra en çok sevdiğim

49UNUtULmAZYAZtAtİLİUNUtULmAZYAZtAtİLİ

48

Page 28: YIL 1 / SAYI: 1 Səhər - btal.meb.k12.trbtal.meb.k12.tr/meb_iys_dosyalar/999/49/909513/dosyalar/2015_10/... · Bakü Türk Anadolu Lisesi T.C. Milli Eğitim Bakanlığı ve Azerbaycan

BİLİm ŞENLİğİmİZ

Bakü Türk Anadolu Lisesi ne 2009/2010 eğitim öğretim yılında geldiğimde Azerbaycanlı öğrenci-lerimde, çoğu lise öğrencilerinde

olduğu gibi fizik dersine karşı bir tedirginlik olduğunu hissetmiştim. Bunu aşamanın en iyi yolunun bu derste öğrenilen pek çok bil-ginin, teorik olmaktan çıkarıp, pratiğe dök-mek gerektiğini ve bunu yaparken de öğ-rencilerin bizzat olayın içinde yer almaları gerektiğini düşünüyordum.

Öğrencilerimin içinde bu görev alma ve yaratıcılık isteği olduğunu hissettim. Bu ilgi ve isteğin ileriki dönemde okulumuza katı-

lan öğrencilere örnek olması amacıyla konu kısıtlaması yapmadan her türlü bilimsel ko-nulara merak uyandırmak ve yaratıcılıkla-rına katkıda bulunmak için, okul idaresine bir bilim şenliği projesinden bahsettim ve desteklerini almaya karar vererek okulumuz bünyesindeki ilk bilim şenliğimizi 2011 yılı-nın mayıs ayında gerçekleştirdik.

Derslerde problem çözerken sessiz ka-lan, hatta bu işi hiç başaramayacağını dü-şünen pek çok öğrencinin istekli olması beni daha da çok motive etti. Bu şenlikte sualtında yaşamdan, periskop yapımına, enerji dönüşümlü çiftlik tasarlanmasına

kadar çeşitli konuları içeren deney stantla-rımız vardı. Bunun yanı sıra fizikte şaşırtıcı deneyler de senlikte oldukça ilgi gördü.

Gösterilen bu ilgi bize 2012 yılında bu şenliğin sadece fizik dalında ve kendi oku-lumuzla sınırlı olmayıp diğer ders alanla-rında ve buradaki diğer Türk okullarının katılımıyla, değerli öğretmen arkadaşları-mın, başta matematik öğretmenimiz sayın M.Barış Büyüktürk’ün de önemli desteğiyle ayrıca kimya hocamız Selma Gükyokuş’un kimya alnında, Fatma Türkan hocamızın tarih alanında bilgi yarışması formatında küçük bir deneysel düzenek oluşturmasıyla bu şenliği daha geniş bir platforma taşıma

imkanı bulduk. Umarım bundan sonra da okulumuz daha büyük organizasyonlara imza atar ve sevgili öğrencilerimizin başa-rısı uluslararası pek çok alan da duyulur.

SiralÖZKAN FİzİK öğRETmENİ(2009-2014)

50 51BİLİmŞENLİğİmİZBİLİmŞENLİğİmİZ

Page 29: YIL 1 / SAYI: 1 Səhər - btal.meb.k12.trbtal.meb.k12.tr/meb_iys_dosyalar/999/49/909513/dosyalar/2015_10/... · Bakü Türk Anadolu Lisesi T.C. Milli Eğitim Bakanlığı ve Azerbaycan

GƏLİRYenə çıxacağam dağlar başına,Yenə dərvişliyim vurdu başıma,Yenə çatma verib gözəl qaşına,Bir gözəl qaşından yazmağım gəlir. Ürək ətdən deyil, daşdı desinlər,Şehə jalə deyil, yaşdı desinlər,Vəfasız deyil də,çaşdı desinlər,Bir dilin çaşından yazmağım gəlir. Çaydı bu, axarı özü seçəcək,Arzudu ürəkdə, gəlib keçəcək,Dərdi də bəyənib düzüb keçəcəkBir ürək dərdindən yazmağım gəlir. Görən əl çəkərmi göz ağlamaqdan,Görən bəs deyərmi dil dağlamaqdan,Örkənin keçdiyi boz doğanaqdan,Bir məzlum dilindən yazmağım gəlir. Havalıdı Təyyar, dəli demə sən,Qaniçən doymaza zəli demə sən,Hər sözü gözələ bəli demə sən,Əxlaqı gözəldən yazmağım gəlir. üRƏK

Bu həsrət, bu acı bir yerə qədər,Ürək kövrəlməsə, gözlər dolarmıHökm etmə ürəyə, o duyur səni,Ürəkdən ürəyə yollar olarmı. Payızdı, rənglərin gözəli, payız,Payızdı, həsrətin əzəli, payız,Bir az da dərdini az elə, payız,Ürəyin sirrini ürək alarmı. Ağzı yoxuşadı, bu yoxluğun da,Aclıqla qoşadı bu toxluğun da,Alov yoxluğunda, od yoxluğunda,Ürəkdə ocağı ürək qalarmı.

GƏLİRBir yanağı qönçə gözəldən ötrü,Durub eşq bağına girməyim gəlir,Bir dili bal kimi çiçək eşqinə,Ətri bənüvşəni dərməyim gəlir. Gedim gözəl içrə gözəl seçim mən,Gedim eşq şərbətin alım, içim mən,Gedim bir gözələ könül açım mən,Mənim o gözəli görməyim gəlir. Çağıran Təyyardı,- gələn kimdi bəs,Vəsf edən də Odu, gülən kimdi bəs,Bir sevda yolunda ölən kimdi bəs,Ölməmiş yolunda ölməyim gəlir...

MILLETEBiz illərə hökm eyləyib, tarixləri yaratmışıq,Qəlbimizdə alov çatıb, alovlardan qor almışıq,Bu gün niyə çəkilmişik qınımıza, daralmışıq,Düşmən kimi öz-özünə rəqib olan ,qıyan millət ,Dərin, dərin nə yatmısan,ayağa dur, oyan millət!

Dağ çayısan, aşıb-daşan, ümmanlara axan da sən,Göy buludsan, göy üzünə, işıq salan çaxan da sən,Bir incisən, yel sonrası yer üzünə çıxan da sən,İnci kimi sorağını dörd bir yana yayan millət,Dərin. dərin nə yatmısan, ayağa dur, oyan millət!

Ürəyində min arzu var, ürək dolu dilək sənin,Hiyləgərdi düşmənlərin, qurduqları kələk sənin,Qılıncını çıxar qından, qılınc sənin, bilıək sənin, Səfərbər ol , bu axının qarşısında dayan,millət,Dərin, dərin nə yatmısan, ayağa dur, oyan millət!

Yetər artıq sızladığın, göz yaşların üzə çıxıb,Sən yatmısan, rus-erməni, beş-on deyil, yüzə çıxıb,Ellər girov, dağlar əsir, düşmən artıq düzə çıxıb,Ay yuxusu dərin olan, ayan millət, duyan millət,Dərin, dərin nə yatmısan, ayağa dur, oyan millət!

Özgələrə köz paylayan, işıq saçan, ocaq olma,Yad dillərə, könül verən,könül açan qucaq olma,Öz elinnin yiyəsi ol,öz elindən qaçaq olma,Ya alov ol düşmənləri, yandır millət, ya yan millət,Dərin, dərin nə yatmısan, ayağa dur, oyan millət!!!

təyyarŞƏRİF

oKuLumuzDaBİRŞAİR

Mən, Təyyar Şıxəli oğlu Şərif. 1998 ildə Bakı şəhərində doğulmuşam. 2005 ildə Səbayel rayonu 50 say-lı məktəbin 1 sinfinə getmişəm.

2013 ildən, yəni bu ildən isə Baki Türk Anado-lu Lisesinə keçirilən sınaqlarda iştirak etdim və sınağı qazandım.Hazırda Lisenin hazırlıq sinfində təhsilimi davam etdirirəm.

Sözə olan sevgim hələ çox kiçik yaşların-dan var idi. Məktəbə getmirdim hələ. İlk dəfə musiqi ilə rep formasında bir şeylər deməyə başladım. Məktəbə getdikdən sonra isə yazdıqlarımı kimsəyə göstərmirdim, cırıb atırdım çox zaman. 5 sinifi bitirəndən son-ra ailəmizlə Güney Azərbaycan şəhərlərinə ziyarət etdik. Mən orda Məşhəddə Na-dir şahın, Təbrizdə Şəhriyarın məzarlarını gördüm, Ərdəbildə Şeyx Səfi türbəsini Şah İsmayılın məzarını ziyarət etdim. Və bu ziyarət zamanı, geri qayıdarkən Atam mənə dağıdılmış, işğal altında olan sərhədyanı torpaqlarımızı gördüm.Bu, məndə yazmaq həvəsini yenidən alovlandırdı. O zaman yazdığım bütüb şeirlər talan edilmiş o tor-paqların təsiri altında yazıldı. Və beləcə yazdıqlarımı bir gün Anam tapdı. Oxuyan-dan sonra Atam sosial şəbəkələrdə mənə səhifə açdı. Və mən yazmağa başladım...

Öncə sözündən tanıdım səni Sonra səsindənSözünlə səsin arasındaqəribə kontrast kəşf etdim...Təsadüf sandım bunu.Daha sonra yuxuma gəldin, üzünü tanıdımaramağa başladım səni,inanmayacaqsan bəlkə,bir əksdə üzünü də tapdım...Hətta - “çoox gözəlsiniz” deməkdən saxlaya bilmədim özümü. – bu da ikinci təsadüf...Sonra sənə “söz” deməyi qərarlaşdırdım.

HazIRLIK-B

52 53oKULUmUZDABİRŞAİRoKULUmUZDABİRŞAİR

Page 30: YIL 1 / SAYI: 1 Səhər - btal.meb.k12.trbtal.meb.k12.tr/meb_iys_dosyalar/999/49/909513/dosyalar/2015_10/... · Bakü Türk Anadolu Lisesi T.C. Milli Eğitim Bakanlığı ve Azerbaycan

İki millet bir kaderYürekleri bürümüş bir kederVatan uğrunda ölmüş nice askerSessiz kalma, sende al bir siper

Yüreğine saplanmış bir hançerBunu çıkarmak ilim isterDüşman sonunu gözlerUyuma cesaretini göster

Tarihine bak göğüsün kabarsınİçinde yatan Türk uyansınDüşmanlar korkuyla bakakalsınBu dünya Türk’ü bir kez daha tanısın

Vatan uğrunda ölen şehidinGözü arkada kalmasınBağımsızlık için dökülen kanlarBoşa akmasın

Sesini çıkar kiBu millet doğruya uyansınSusma kiHakkın adaletin ışığı yansın

KaRDEŞLİK ZAmANI

orhanSAVAŞ

11-c

54 55KARDEŞLİKZAmANI

Page 31: YIL 1 / SAYI: 1 Səhər - btal.meb.k12.trbtal.meb.k12.tr/meb_iys_dosyalar/999/49/909513/dosyalar/2015_10/... · Bakü Türk Anadolu Lisesi T.C. Milli Eğitim Bakanlığı ve Azerbaycan

olmasaydı, görəsən. bugünkü Türkiyə və Azərbaycanın xəritəsi hansı halda olardı!?. O vaxt Lenin daşnak Şaumyana yazırdı: “Nə olur-olsun Bakını verməmək”. Şərqdə ilk demokratik Cumhuriyyətin qurucusu olan Məmməd Əmin Rəsulzadə Leninin bu sərsəm çağrışına cavab olaraq yazırdı :”Ba-kısız Azərbaycan başsız bədəndir” Bakı uğ-runda gedən döyüşlərdə qardaş köməyinə gələn minlərcə Anadolu türkü həlak oldu. Onların Azərbaycanın bir çox bölgələrinə səpələnmış məzarları sovet dönəmində xal-qımız tərəfindən qorunub saxlanılmışdı.70 illik sovet imperiyası bütün səylərinə bax-mayaraq insanların qəlbindən o möhtəşəm tarixi silib ata bilməmişdi.

“Xalqlar dostluğu” zənciri ilə buxovlan-mış Azərbaycan nəhayət özündə güc tapa-raq bu zəncirləri qırdı. 1990 cı il...20 Yanvar faciəsi... xalq əliyalın, silahsız-sursatsız “qızıl ordu tanklarının” üstünə yeridi. O gecə 150-dən artıq şəhid verdi xalqımız, 700 nəfərədən artıq adam yaralandı, əlil oldu. Faciə dolu bir qəhrəmanlıq səhifəsi yazıldı. Bu müstəqilliyimizə gedən yolda xalqımızın çaldığı qələbə idi. Zəfər dolu bir qələbə!

“Vurulur tərtəmiz alnından uzanmış yatıyor, Bir hilal uğruna, ya rəbb nə günəşlər batiyor”

Bəli, alnından vurularaq bir hilal uğrunda batan günəşlər Canaqqaladan, Bakıdan. 20 yanvar gecəsindən uzanan, zəfərdən zəfərə gedən yolun yolçularıdır. Mən inanıram ki, bir gün bu zəfər dolu yol Qarabağdan keçəcəkdir!

məlahətmüRŞüDLü

DR.

zƏFƏRDƏNzƏFƏRƏ GEDƏNYoL

2009-ci ilin isti yay günlərinin birində yola çıxdıq. 44 kişi idik. İstanbul Böyükşəhər Bələdiyyəsi Umraniyə İzçilik Federasiyası-nın dəvəti ilə İstanbula gedirdik. İki həftəlik səfər proqramı ilə tanış olmuşduq. Bizi orada çoxlarımızın indiyədək yaşamadı-ğı həyat, davranış tərzi, maraqlı görüşlər, gəzintilər gözləyirdi.Qrupda bir neçə nəfəri çıxmaqla demək olar ki, hamı birinci dəfə idi ki, İstanbula gedirdi. Amma uşaqlar şəhər haqqında yetərincə bilgilərə malik idilər: şərqlə qərbi birləşdirən, Türkiyənin ən bö-yük şəhəri, dəniz portu, iri sənaye, ticarət və mədəniyyət mərkəzi... Qopqocaman İstanbul! Topqapı sarayı, Yerəbatan Sa-rınca, Sultan Məhmət məscidi... Umraniyə meşəliyindəki kamp həyatı: səhər idmanı, qəhvəaltı, birdən 800-1000 kişinin bir ağız-dan söylədikləri, meşəni silkələyən şükran-lıq duası: ”Allahımıza hamd olsun, qan ol-sun, can olsun, var olsun, hamımıza afiyət olsun”, seminarlar, yarışmalar, axşamlar tonqal başında şən-məzhəkəli proqram-lar!... Bunlar hamısı bir həftə ərzində ya-şadıqlarımızdır. İkinci həftə yolumuz Ça-naqqalaya idi. Bu əfsanəvi yerlərdə olmağı hələ 90-cı illərdə xəyal edirdim. Kitablar-dan oxuduqlarım mənə Türk tarixinin ən möhtəşəm səhifələrindən xəbər verirdi.Şəhəri, döyüşlərin getdiyi yerləri gəzdikcə adam gördüklərindən və eşitdiklərindən yerindəcə donub qalır, heyrətə gəlir, istər-istəməz düşünürsən: ”275 kq. mərmini

təkbaşına qaldıraraq topa yerləşdirən Seyid Minbaşı bu gücü hardan aldı, və yaxud da sabah ölümünü gözləyən 57-ci alay!” Onlar Atatürkün: ”Mən sizə ölməyi əmr edirəm” çağrışını mətanətlə qarşıladılar. Bütöv bir alay qəhrəmancasına həlak oldu, amma Bətən torpağından bir qarış belə düşmənə vermədilər. Azıburnunda silahla dırnağadək silahlanmış düşmən sayca və hərbi sursatca dəfələrlə onlardan az olan Türk əsgərlərinin müqavimətini qıra bilmir və geri çəkilir. Son-ralar onlardan biri öz gündəliyində belə ya-zacaqdır: “Türklər üstümüzə uçaraq gəlirdi” Anıt məzarlığı, Sərçə təpəsi, Şahin dərəsi, 261 Rakamlı Təpə,Üsteğmən nazif Çakmak Anıtı,... yüzlərcədir! 250 min Türk övladının şəhidlik zirvəsinə qalxdığı yerlər! Vətənin: ”Eşsiz kahraman Atatürkə minnətdar ol-duğu zəfər dolu döyüşlər! Məzar daşlarının üstündə yazılmış “Məhəmməd, Əli, Həsən, Müseyib, Bakı” sözlərini həyacansız oxu-mamaq mümkün deyil. Dərə və təpələrdəki bu məzar daşları yüzlərcə həmvətənimizin bu ölüm-dirim mübarizəsində qardaşları ilə birlikdə qanlı döyüşlərdə iştirak etdiyinə şahidlik edirdi.

Mən nədənsə, Çanaqqala zəfəri ilə 1918-ci il sentyabrın 15-də Bakının erməni-rus birləşmələrindən Nuru Paşanın rəhbərlik etdiyi Qafqaz İslam Ordusu tərəfindən azad edilməsi arasında bir bağlılıq görürəm. 1915-ci ildə Çanaqqala zəfəri, ondan cəmi üç il sonra Nuru Paşanın Bakıya yürüşü

azƏRBaycaN DİLİ vƏ ƏDƏBİyyaTI müƏLLİmİ

56 57ZƏFƏRDƏNZƏFƏRƏGEDƏNYoLZƏFƏRDƏNZƏFƏRƏGEDƏNYoL

Page 32: YIL 1 / SAYI: 1 Səhər - btal.meb.k12.trbtal.meb.k12.tr/meb_iys_dosyalar/999/49/909513/dosyalar/2015_10/... · Bakü Türk Anadolu Lisesi T.C. Milli Eğitim Bakanlığı ve Azerbaycan

Bazen sessiz bir yerde oturup etrafı dinlemeye çalışırım. Mevsime bağlı olarak çeşitli sesler duyarım. Yazın sokakta oynayan çocukların, sonba-

harda insanlar yürürken ayaklarının altında ezilen sararmış yaprakların, kışın sessizliği-nin ve baharda tüm doğanın yeniden uyanı-şının bir sesi vardır. Bunların hepsi birer mü-ziktir aslında. Her mevsimde doğa bir müzik besteler. Her canlı ise bu müziğin bir notası-dır. Bir nota bazen sevinç dolu bir müzikte rol alırken, bazen de kederli bir müzikte olabiliyor, tıpkı her insanın bazen gülüp bazen ağlaya-bildiği gibi.

Beni en çok hayata bağlayan mevsim ba-hardır. Bence bütün insanlar baharı sever ve kışın bitmesini sabırsızlıkla bekler. Çünkü bu mevsimde doğanın bestelediği müzik insanın ruhunu ısıtır. Kışı geride bırakmanın getirdiği mutluluk duygusuyla kendimiz de farkında ol-madan bu müziğin bir parçası oluveririz. Kalp atışlarımız, nefes alış-verişimizle bu müziğe bir parça katarız. Oysa kış mevsiminde bütün doğa sessizliğe bürünür. Doğa sessizliği bes-telemeye başlar.

Bu bahsettiklerim doğanın yarattığı müzik. Bir de insanın yarattığı müzik vardır. Bir insan sadece, doğanın yarattığı eşsiz melodileri duyabildiği zaman müzik yaratabilir. Ben de bu melodileri duyabiliyorum ve sesleri birleş-tirdiğimde ortaya çıkan melodiden inanılmaz zevk alıyorum. Her ses bir harf, her parça bir cümle, her melodi bir hikayedir müziğin dilin-de, doğayla paylaşılan bir hikaye...

Benim için hayattaki en büyük mutluluk bu. Müzik yaratmak, doğaya “Ben varım” diye hay-kırmak gibidir. Bazı şeyler var ki, onları konuşa-rak anlatmak mümkün değil. Benim için müzik söyleyemediklerimi söylemenin yoludur.

müzİğİN BüyüsüNDE KENDİmİBULmAK

AtanurNEBİYEVA 10-b

58 59müZİğİNBüYüSüNDEKENDİmİBULmAK

Page 33: YIL 1 / SAYI: 1 Səhər - btal.meb.k12.trbtal.meb.k12.tr/meb_iys_dosyalar/999/49/909513/dosyalar/2015_10/... · Bakü Türk Anadolu Lisesi T.C. Milli Eğitim Bakanlığı ve Azerbaycan

Piezoelektrik kelimesi Latince bastırmak-press anlamındaki “piezo” ön ekinden türetilen bir kavramdır. Piezoelektrik iletken olmayan bil-lurdan yontulmuş bir levha belli bir doğrultuda uygulanan bir baskı (çekme ya da sıkıştırma) sonunda,billur levhanın iki yüzünde ters işaretli yüklerin (+q ve -q) çıkmasıyla nitelendirilen bir olaydır. Piezoelektriği ilk kez 1880‟de Pierre ve Jacgues Curie kardeşler tarafından keşfe-dilmiştir. Piezoseramik malzemeler elektriksel etkiyi mekanik büyüklüğe,mekanik etkiyi elekt-riksel büyüklüğe dönüştüren simetri merkezi olmayan kristallerdir.Yaygın olarak kullanılan piezoseramik malzemeler:

1. Kuartz (SiO2)2. BaTiO3 3. Kurşun-zirkonyum-titanyum (PZT)

Günümüzde elektrik enerjisi her yerde kul-lanılıyor. Buralara AVM’ler, havaalanları ve.s. dahildir. Bu tür yerlerin ışıklandırılmasında büyük miktarda elektrik enerjisi kullanılıyor. Bu enerjinin bir hissesini orada olan insanlar pie-zoelektrik yardımıyla oluşturabilirler. Bunun için sadece döşemeye piezo paneller yerleştirmek yeterlidir. Ìnsanlar döşeme üzerinde hareket ederken uyguladıkları basınçla elektrik enerjisi oluşur ve bu enerji o yerin ışıklandırılmasına yardım ediyor.Projemizin maksadı alverna-tif enerji kaynaklarının geliştirilmesi ve büyük miktarda elektrik enerjisinin kullanılmasını en-gellemektir.

Projemizin hedefleri piezoelektrikin baş-ka yerlerde de kullanılması, daha az maliyetle daha çok enerji elde edilmesidir.

Meyve sebze üretiminin yoğun olduğu böl-gemizde çok fazla bir şekilde meyve çekirdek-lerinin ortaya çıktığını tespit ettik. Azerbaycan genelinde meyve suyu fabrikalarını, kayısı, fın-dık ve ceviz işleme tesisleri dikkate alındığın-da çok fazla miktarda çekirdek ya da selüloz içerikli kabukların ekonomiye kazandırılması gerektiğini düşündük. Çünkü bir taraftan sun-ta yapmak için ağaçlar kesilirken diğer taraftan çekirdeklerin yakacak olarak değerlendirilmesi ya da değerlendirilmemesi söz konusudur. Bu amaçla ceviz ve fındıkları kırdık, ayıkladık, öğüt-tük, daha sonra çöplerden elde ettiğimiz stra-foru asetonda çözerek doygun çözeltisini elde ettik. Bu elde ettiğimiz çözeltiye öğütülmüş ka-bukları ilave ettik, karıştırdık ve kalıplara döke-rek sunta elde ettik.

PRoJE ÇALIŞmALARImIZ

orucmUSAYEV KənanAYDINLI10-b

PRoJEmİZİNAmACI:ÇEVREmİZDEKİAtIKmADDELERDENoLANStRA-FoRUUYGUNBİRÇÖZüCüYLEÇÖZEREKoLUŞANKARIŞImACEVİZVEFINDIKKABUKLARINIEKLEYEREKSUNtAELDEEtmEKAmAÇLANmIŞtIR.

İNSANLARINDAhAÇoKoLDUğUYERLERDEPİEZoELEKtRİğİNKULLANILmASI

Kutuplanmış Piezoelektrik Disk

motor davranış

jeneratör davranışı

Piezoelektrikmateryalinmotorvejeneratördavranışı

Uygulanan voltaj değeri ile kutup voltaj değerinin aynı olma durumu:piezoelektrik disk uzar

Başınc Uygulanmış Piezoelektrik disk:Kutuplama voltajı ile aynıdeğerde voltaj elde edilmektedir

Uygulanan voltaj değeri ile kutup voltaj değerinin ters değerlerde olma durumu: piezoelektrik disk kısalır

Gerdirilmiş Piezoelektrik Disk:Üretilen voltaj değeri. kutuplanmış voltaj değerinintersi değerdedir

GENERAtoRFLooR

green electricity

pressure

60 61PrOJe ÇALIŞmALARImIZPrOJe ÇALIŞmALARImIZ

Page 34: YIL 1 / SAYI: 1 Səhər - btal.meb.k12.trbtal.meb.k12.tr/meb_iys_dosyalar/999/49/909513/dosyalar/2015_10/... · Bakü Türk Anadolu Lisesi T.C. Milli Eğitim Bakanlığı ve Azerbaycan

BaŞaRILIoLmaNIz İÇİN ÖNERİLER

■ Öğrenmeyi ders anında gerçekleştirin. Dersi derste anlayın ve öğrenin.

■ Derslere önceden hazırlanın.

■ Planlı çalışın.

■ Ders dışı zamanlarda konuları biriktirmeden günü gününe çalışın.

■ Derste aktif olun, derse katılın. Olumlu eleştirilerde bulunun. Anlaşıl-mayan konuları anında sorun. Öğretmeninizden veya iyi bilen arkadaşla-rınızdan yardım isteyin.

■ İşlenen konuyu o günün akşamı tekrar edin.

■ Verilen ödevleri zamanında ve başkalarından yardım almadan yapın.

■ Dersle ilgili notları doğru ve tam olarak kaydedin.

■ Geçer not almak için değil, tam öğrenmeyi gerçekleştirmek için çalışın.

■ Ders çalışırken başka şey düşünmeyin.

■ Hep aynı yerde çalışın. Burada mecbur olmadıkça başka bir şey yap-mamaya özen gösterin.

■ Etütleri iyi değerlendirin.

■ Konuyla ilgili fazla örnek yapın.

■ Zayıf olduğunuz konuları tespit edin, bu eksikleri giderin.

■ Başarma isteği ve morali içinde olun.

■ Dinlenme ve uykuyu düzenli bir şekilde yürütün.

■ Gece yatağınıza uzandığınız zaman o gün neler yaptığınızı ve yarın ne yapacağınızı kendi kendinize sormadan uyumayın.

■ Dersi masa başında çalışın. Koltukta, yatakta uzanarak değil.

Hepinize başarılar ve mutluluklar dilerim. SEÇİmSİZİN.SoNUÇLARDA!

ÇaLIŞmaNIN ENGELLERİ-aTLayIN tELEVIZYoNENGELINIAŞIN.

tELEVİZYoNPRoGRAmLARI, çeşitlilik ve konu açısından oldukça zengin yayın-lar sunmakta ve farkında olmadan ciddi zaman kayıplarına yol açmaktadır. Sı-navlara hazırlanan bir öğrencinin, okul yükü de düşünüldüğünde, zaman faktörü-nü oldukça iktisatlı bir biçimde kullanması gerekmektedir. Bu açıdan, televizyon seyrederken seçici davranmanız bir zorunluluktur. Her programı izlemek yerine, ilgi duyduğunuz, sizi zihnen yormayacak yayınları tercih edin. Günlük ortalama televizyon izleme sürenizi bir saatin üstüne çıkar-mayın. Televizyon seyrederken asla ders çalışmayın; bu tür davranışlar zihnin aktivitesini düşürür ve buna dayalı olarak gerekli algılama seviyesini koruyamaz-sınız. Pembe diziler, televole tarzı programların özellikle olumsuz etkileri vardır; bu tür programlardan elden geldikçe uzak durunuz.

müZİKLEDERSÇALIŞILmAZ. Bir çok öğrenci, sessiz ortamlarda çalışmak yerine müzikli ortamlarda çalışmayı tercih eder. Bunun sebebi, öğrencinin ders çalışırken motivasyonunu kaybetmesidir; isteklilik sağlamak adına sevimli ortamlar kurmak için müzik bir araç olarak kullanılır. “Ben müzikle çalışırken daha iyi anlıyorum” türü sözler bu anlayışın savunularındandır. Fakat, Eğitim Bilimin araştırmalarına göre, müzikli ortamlarda çalışanlarda öğrenme miktarı normalin altındadır. Müziksiz or-tamlarda çalışmaya kendinizi zorlayın; eğer ortamda müzik olmayınca çalışma is-tekliliğinizi kaybediyorsanız hiç değilse sözsüz müzikle (klasik müzik gibi) çalışma ortamınızı kurgulayın

tELEFoNmUhABBEtLERİNESINIRKoYUN. Farkına varmadan zamanımızı çalan faktörlerden birisi de telefondur. Telefon konuşmalarını uzun tutma-maya, boş sohbetlerle zaman geçirmemeye dikkat edin. Gerekirse, çalışma saatlerinizi arkadaşlarınıza bildirip, bu saatler arasında çok acil olmadıkça aramamalarını onlardan rica edin. Ailenize, o saatler arasında arayanları not almalarını ve gerekmedikçe sizi çağırmamalarını söyleyin. Bu disiplinin fay-dasını kısa sürede göreceksiniz.

ÇALIŞmALARINIZISIKSIKBÖLmEYİN. Ders çalışırken, soru çözerken önceden be-lirlediğiniz çalışma süresine sadık kalın; sudan bahanelerle (bir şeyler atıştırayım, evdekilerle şu konuyu bir konuşayım gibi) çalışma masasını terk etmeyin. Yapma-nız gerekenleri çalışmanın öncesinde veya sonrasında yapın; araya giren bu tür davranışlar çalışma sürenize dahil olduğundan size fazla çalıştığınız hissini vererek aldatıcı olur.

AŞIRIÇALIŞmANINDAZARARIVARDIR.Ders başında ilgisiz şeylerle uğraşmak ne kadar zararlı ise, aralıksız ders çalışmak da o kadar tehlikelidir. Unutmayın siz-ler birer insansınız ve her insan gibi dinlenme ihtiyacınız vardır. Başarılı olan öğ-renciler durup dinlenmeden çalıştıkları için değil, sistemli çalıştıkları için hedef-lerine ulaştılar. Siz de kaldıramayacağınız bir programı takip etmeye çalışmayın; bu durumda veriminiz iyice düşer ve bir süre sonra hiç çalışamaz hale gelirsiniz. O halde, çalışma aralarına mutlaka dinlenme süreleri ekleyin.

BAZI GIDALARIN ÇALIŞmAYA oLUmSUZ EtKİSİ VARDIR. Doğal gıdalar alın; mevsim dışı turfanda sebze ve meyvelerden, uyarıcı veya uyku getirici yiyecek ve içeceklerden uzak durun. Doğal beslenmenin çalışmalarınıza faydası vardır. Örneğin, çalışma öncesi ayran türü uyku getirici içecekler, aşırı yorgunluklarda uykunuzu engellemek için kafeinli içecekler içmeyiniz; bu tür anormal beslenme-lerin ertesi günkü zararı o gün edindiğiniz yararı yok eder.

ümitFİDANBoY

REHBER öğRETmEN

62 63ÖNERİLERÖNERİLER

Page 35: YIL 1 / SAYI: 1 Səhər - btal.meb.k12.trbtal.meb.k12.tr/meb_iys_dosyalar/999/49/909513/dosyalar/2015_10/... · Bakü Türk Anadolu Lisesi T.C. Milli Eğitim Bakanlığı ve Azerbaycan

15

18

17

13

12

3

2

5

6

10

1

7

84

20

9

turalAğALI

1. 1960-cı ildə “Azerbaycan” jurnalında derc olunmuş “Keçen ilin son gecəsi”,”Bayram həsrətində” hekayələrinin müəllifi kimdir? 2. ”Dolça” povestinin müəllifi kimdir? 3. 1743-cü ildə Azərbaycanda hansı xanlığın əsası qoyulmuşdur? 4. 1724-cü ilin iyul ayında Osmanlılarla Rusiya arasında hansı müqavilə imzalanmıştır? 5. Kosmosa göndərilən ilk heyan hansıdır? 6. Hansı planet yerden adi gozlə görülür? 7. Hansı heyvan 3 il yata bilir? 8. Dünyada ən çox coca-cola içən ölkə hansıdır? 9. Dünyanın ən balaca çayı? 10. Dünyada ən popular ad? 11. Hansı heyvan öldüktən sonra 4 ayaq üstə qala bilir? 12. Ən böyük beynə sahib heyvan? (bedene nisbətən) 13. Saat əqrəbi istiqamətində dövr vuran yeganə planet? 14. Hansı heyvan 3 metr yüksəkliyə tullana bilir? 15. Hansı heyvan bir gözü açıq yatır? 16. Hansı həşərat 9 gün başsız yaşaya bilir? 17. Geriyə gedə bilməyən yeganə heyvan? 18. Hansı heyvan eşidə bilmir? 19. Hansı ölkənin ¼-i meşələrlə örtülüdür? 20. Hansı materik üzərinə helikopter enməsinə qadağa qoyulmuşdur?

HazIRLIK /D

KRassvoRD BULmACA

64BULmACA