YETMEDİ… Kapısına Mühürler Taktı, Biz Söktük...

60
www.yuruyus-info.org [email protected] Haftalık Dergi / Sayı: 554 1 Ocak 2017 Fiyatı: 1 TL (KDV dahil) YIKTIĞINIZ DUVARLARIN ALTINDA KALACAKSINIZ! AKP Faşizmi Derneklerimize Defalarca Baskınlar Düzenledi, Derneklerimizi Kırdı Döktü, İşkenceli Gözaltılar Yaptı Biz Derneklerimizi Açmaya Devam Ettik YETMEDİ… YETMEDİ… Kapısına Mühürler Taktı, Biz Söktük Attık YETMEDİ… YETMEDİ… Şimdi Derneklerimizin Duvarlarını Yıkıyor, Parça Parça Ediyor Biz Her Bir Duvar Parçasından Yeni Dernekler Kurabiliriz Her Bir Parçadan Umuda Yeni Mevziler de Yaratırız AMA YETMEZ… AMA YETMEZ… BİZ SOYGUNCU, ÇÜRÜMÜŞ BİZ SOYGUNCU, ÇÜRÜMÜŞ DÜZENİNİZİ BAŞINIZA YIKACAĞIZ! DÜZENİNİZİ BAŞINIZA YIKACAĞIZ! BİZ YENİ BİR DÜNYA KURACAĞIZ! BİZ YENİ BİR DÜNYA KURACAĞIZ! YENİ BİR DÜNYADA, YENİ BİR DÜNYADA, YENİ BİR HAYATI BÜYÜTECEĞİZ! YENİ BİR HAYATI BÜYÜTECEĞİZ!

Transcript of YETMEDİ… Kapısına Mühürler Taktı, Biz Söktük...

Page 1: YETMEDİ… Kapısına Mühürler Taktı, Biz Söktük Attıkyuruyus.biz/pdf/pdf/554.pdfpazarlayanlar olmayacak O yaşamda, ne sömürü, ne zulüm, ne faşizm olacak! O yaşamda çocuklarımızın

www.yuruyus-info.org

[email protected]

Haftalık Dergi / Sayı: 5541 Ocak 2017

Fiyatı: 1 TL (KDV dahil)

YIKTIĞINIZ DUVARLARIN ALTINDA KALACAKSINIZ!

AKP Faşizmi Derneklerimize DefalarcaBaskınlar Düzenledi, Derneklerimizi Kırdı

Döktü, İşkenceli Gözaltılar Yaptı Biz Derneklerimizi Açmaya Devam Ettik

YETMEDİ…YETMEDİ… Kapısına Mühürler Taktı, Biz Söktük Attık

YETMEDİ…YETMEDİ… Şimdi Derneklerimizin Duvarlarını Yıkıyor, Parça Parça Ediyor

Biz Her Bir Duvar ParçasındanYeni Dernekler Kurabiliriz Her Bir Parçadan Umuda Yeni Mevziler de Yaratırız

AMA YETMEZ… AMA YETMEZ… BİZ SOYGUNCU, ÇÜRÜMÜŞ BİZ SOYGUNCU, ÇÜRÜMÜŞ

DÜZENİNİZİ BAŞINIZA YIKACAĞIZ!DÜZENİNİZİ BAŞINIZA YIKACAĞIZ!BİZ YENİ BİR DÜNYA KURACAĞIZ!BİZ YENİ BİR DÜNYA KURACAĞIZ!

YENİ BİR DÜNYADA, YENİ BİR DÜNYADA, YENİ BİR HAYATI BÜYÜTECEĞİZ!YENİ BİR HAYATI BÜYÜTECEĞİZ!

Direnişin Başladığı Yerde Özgürlük de BaşlarBizim Direnmeye Başladığımız Yerde

Özgürlük Dalga Dalga Yayılır;Haklılık ve Meşruluk İnancı Adım Adım Büyür;Gerçekler Tek Tek Faşizmin Yalanlarını Eritir...

Burada Yenilgi YokturGüçsüzlük, Umutsuzluk, Çaresizlik Yoktur

Zafer Kesindir!

Page 2: YETMEDİ… Kapısına Mühürler Taktı, Biz Söktük Attıkyuruyus.biz/pdf/pdf/554.pdfpazarlayanlar olmayacak O yaşamda, ne sömürü, ne zulüm, ne faşizm olacak! O yaşamda çocuklarımızın

[email protected]: (0-212) 251 94 35

Sahibi ve Sorumlu Yazıişleri Müdürü:Mustafa DOĞRU

Adres: Katip Mustafa Çelebi Mah.Billurcu Sok. No: 20 / 2 Beyoğlu/İSTANBUL

Ofset Hazırlık: Ozan YayıncılıkAdres: Zübeyde Hanım Mah. FevziÇakmak Cad. 1297. Sokak No: 1 Daire: 1Sultangazi / İSTANBULTel: (0-212) 536 93 45

Mail: [email protected]

Yurtdışı Büro: Vakıf EFSANE Pieter de Hoochstr. 303021 CS Rotterdam/Nederland

ISSN: 1305-7944

Baskı: Ezgi MatbaacılıkSanayi Cad. Altay Sok. No: 10Çobançeşme / Yenibosna / İST.Tel: (0-212) 452 23 02

Avrupa: 4 Euro

Almanya: 4 Euro

Fransa: 4 Euro

İsviçre:6 Frank

Hollanda: 4 Euro

İngiltere: £ 3

Belçika: 4 Euro

Avusturya: 4 Euro

Haftalık Süreli

Yerel Yayın

Siyasi Dergi

Fiyatı: 1 TL

Mahkemelerin Adaletsizlik Dağıttığı Bir Ülkede TEK ADALET; Halkın Değerlerinin ve Kültürünün Yarattığı Hukuktur

Halkın Hukukçusu Barkın Timtik Bu Hukuka Uygun Davrandı ve Halkın Geleneklerini Yerine Getirebilmesi İçin Hukuki Yardımda Bulundu

“Yedi Yemeğine Katılmak” Diye Bir Suç YokturFaşizm “Suç” Yaratır

Suçu Yaratan Faşizmin Yasaları Meşru Değildir!Onların Hukuk Anlayışı ise “Operasyon” ve “Tutuklama”dır

Halkın Hukukuna Meşruluğunu Veren; Halkın Değerleri ve Kültürüdürİçinde Halkın İradesi, Gelenekleri ve Kültürü Olmayan Yasa

Adil Olamaz!..

Page 3: YETMEDİ… Kapısına Mühürler Taktı, Biz Söktük Attıkyuruyus.biz/pdf/pdf/554.pdfpazarlayanlar olmayacak O yaşamda, ne sömürü, ne zulüm, ne faşizm olacak! O yaşamda çocuklarımızın

ii ç i n d e k i l e r26 Faşizm Zalimin Zulmüdür:

Ülkemizde faşizme karşımücadele, iktidar

perspektifiyle ele alınmalıdır!

27 Özgür Tutsaklardan: Halka vevatana feda edilen canlar

ölümsüzdür...30 Tarih Cephelilere Diyor ki:

Halkın adaleti için savaşanlarıhalk unutmaz; “halkınacılarına, yoksulluğuna,kinine, inancına tercüman

olur sandıkçı Şükrü”

31 Kendi meclislerimizi kuralım,sorunlarımızı kendimiz

çözelim

33 Mahalleler: Yıkım faşizmdir!Faşizm, örgütlü halk gücüyle

yenilir

35 Milisler MahalleninŞahanlarıdır: Halktan dahabüyük güç yoktur! Herkes

mahallenin şahanı olabilir!

36 Ülkemizde Gençlik: Faşizmbizim duvarlarımızı yıksa da;biz, faşizmin ahlaksız,çürümüş sistemini başınayıkacağız!

38 Liseliyiz Biz: Düşmansaldırılarını, sahiplenmemizve dayanışmamızla boşa

8 Devrimciliğin Köşe Taşları:İdeolojik netlik devrimcininen büyük gücüdür

9 Biz Diyoruz ki: Derneklerimiziyıksalar da halkın olduğu heryer derneğimizdir

10 Bu halk bizim, bu vatan bizim!Emperyalizmin ve faşizminegemenliğine son verecekolan biziz, yoksulkondulardan dağlaraihtilalimiz sürüyor,umudumuz büyüyor

16 19 Aralık Marksizm-Leninizm’de ısrarın direnişive zaferidir!-3

19 Halkın Hukuk Bürosu:İstanbul Barosu’nun Av.Barkın Timtik’e yapılangözaltı ve işkence nedeniyleyaptığı açıklama...

21 17 Yaşında iki genç; Hakanİnci ve Muratcan Arslan...Maltepe Hapishanesi’nidireniş mevzisine çevirdiler...

23 10 Soruda: Evlilik

4 Derneklerimiz, kurumlarımızumudumuzun mevzileridir!Umudumuzun mevzileriniterk etmeyeceğiz!-1

BİZ YENİ BİR DÜNYAKURACAĞIZ!

çıkaracağız!

39 Ülkemizde Gençlik: Gençlik

coşkun akan sel gibidirdurmadı-durmayacak!

41 Sorunlar-Çözümler: Sekterlik

42 Kamu Emekçileri Cephesi:

Oportünizmin Ankara'da,Nuriye’nin direniş yerindeyaptıklarına ilişkin kısa bir

yazı

44 Devrimci İşçi Hareketi:...

47 Grup Yorum bir kar

makinasıdır... Grup Yorumtükenmeyen bir gelenektir...

Çünkü...

48 Halkın matbaası...

50 On bin değil, yüz bin kişi

hakkında soruşturma açsanızda düşüncelerimizi teslimalamazsınız

51 Avrupa’daki Biz: "Devrimcilik

suç değildir, Musa Aşoğlu'naözgürlük!

54 Avrupa’da Yürüyüş:...

56 Yitirdiklerimiz...

58 Basından... Maltepe Çocuk

Cezaevi’nde işkence iddiası...çocuklar ters kelepçeylebekletiliyor, darp ediliyor...

HASTATUTSAKMESUDEPEHLİVANSERBESTBIRAKILSIN!

YENİ YILDAUMUDU VE KAVGAYIBÜYÜTMEK İÇİNYÜRÜYÜŞ DERGİSİOKUYALIMOKUTALIM!

Page 4: YETMEDİ… Kapısına Mühürler Taktı, Biz Söktük Attıkyuruyus.biz/pdf/pdf/554.pdfpazarlayanlar olmayacak O yaşamda, ne sömürü, ne zulüm, ne faşizm olacak! O yaşamda çocuklarımızın

Faşizm en çok örgütlü halktan korkar.Bunun için önce örgütlü halka saldırır.

AKP iktidarının 11 Kasım tarihinde 370 der-neğin kapısına kilit vuracaklarını açıklamasıve o günden bu yana, derneklerimize ve diğerdemokratik kitle örgütlerimize saldırısı, örgütlühalktan duyduğu korku nedeniyledir.

Çünkü, derneklerimiz halkın örgütlen-mesinin temel araçlarındandır.

Halk, ancak örgütlü olursa faşizme karşıdirenebilir; emperyalizmin, oligarşinin sö-mürüsü, faşizmin zulmü karşısında; sömü-rüsüz ve zulümsüz, faşizmin olmadığı yenibir dünya kurabilir.

Bu savaş, emperyalizmin sömürü dü-zenlerini sürdürme savaşına karşı; halklarınsömürüsüz, zulümsüz bir dünyada, yeni biryaşam kurma savaşıdır.

Faşizm derneklerimize saldırıyor, kapı-larını mühürlüyor, kapılarına kaynak yapıyor;söküp atıyoruz. Yetmiyor, duvarlarımızı yı-kıyor; yeniden yapıyoruz. Bu ısrarımız, gös-terdiğimiz bu direnç ve irade; faşizmsiz,sömürüsüz yepyeni bir dünyanın savaşınıverdiğimiz içindir.

11 Kasım günü İçişleri Bakanlığı tara-fından 370 derneğin faaliyetlerinin valilik-lerce durdurulduğu açıklandı.

Bu açıklamadan kısa bir süre sonra içindeHalk Cephesi’ne ait dernekler de dahil olmaküzere sözü edilen 370 derneğin kapısınamühür vurulmaya başlandı. Bunların içinde,AKP iktidarının bugün hedef aldığı hemenher kesimden örgüt ve çevrenin derneği vardı.Ama, kapılarına vurulan kilitleri kırıp, mü-hürleri söküp atan bir tek Cephelilerdi.

Bir tek Cepheliler, defalarca kez derneklerifaşizmin saldırısına uğradığı, her defasındakapılarına kilit vurulup, içinde çalışanlarıgözaltına alındığı, ağır işkencelerden geçi-rildiği ve tutuklandığı halde, her defasındao dernekleri tekrar tekrar açtılar ve içinegirdiler. Dernek çalışmalarını sürdürdüler.

İçlerinde mahalle dernekleri de, hukuk-çuların dernekleri de vardı. İşçilerin dernekleride, sanatçıların kurumları da vardı.

Halk fırınları da, çay bahçeleri de vardı.

Değişmedi. Alınan tavır ortaktı, aynı ideo-lojiyi, aynı direniş kültürünü, aynı gelecekdüşlerini yansıtıyordu.

Ankara’da Çağdaş Hukukçular Derneğive Adalet Okulu AKP faşizminin kararıylasaldırıya uğradı, avukatlar direndiler. Göz-altına alınmaları, işkenceden geçirilmelerisonucu değiştirmedi. Gözaltından bırakıl-dıkları anda gidip bürolarını açtılar ve di-renmeye devam ettiler.

Esenyurt’ta Halk Cephesi’nin faaliyetyürüttüğü dernek 5 kez kapatıldı, üst üstebeş kez de mühür sökülüp açıldı.

İkitelli Özgürlükler Derneği her defasındamühür sökülerek, kilit kırılarak tekrar tekraraçıldığı için, faşizm kepenklerini kaynaklakapattı.

Bizim derneklerimizin ne kapıya ne ke-penge ihiyacı var. Tek bir duvar parçasınınaltında da biz dernek çalışmamızı sürdürürüz.Ama direniş mevzisini, halkı örgütlememevzimizi terk etmeyiz.

İkitelli Özgürlükler Derneği çalışanları,kepenkleri bütünüyle söküp attılar. Derneğeyine girdiler. Faşizm yine saldırdı, onlaryine açtılar derneği, faşizm dernekte bulduğukişileri gözaltına aldı, tutukladı, ama derneğikapatmayı başaramadı, tekrar tekrar gidipderneği açmaya devam ettiler.

Bu aynı zamanda faşizmle bir irade çatış-ması diye düşünürsek, .bu irade çatışmasınıkazanan faşizm değil, devrimciler olmuştur.

Gençlik Federasyonu, İdil Kültür Merkezikar maskeli polisleri, zırhlı araçları, uzunnamlulu silahlarıyla, duvarları kırmak içindozerleriyle neredeyse aralıksız saldırıyauğradı, her defasında tekrar açıldı. Her ikidernekte, eşyalar kırıldı, yağmalandı, GrupYorum’un enstrümanları kırıldı, kırık enstrü-manlarla çaldı Grup Yorum; parçalarını, fa-şizmin gücü Grup Yorum’un sesini susturmayayetmedi. Grup Yorum üyelerinin hemen hepsitutsak edildi, yenileri çıktı söyledi.

AKP faşizmi, en sonunda, Gençlik Fede-rasyonu binasını neredeyse kullanılamaz halegetirdi, tüm duvarlarını, zeminlerini, tavan-larını, içindeki eşyalarıyla birlikte kırdı, par-

Derneklerimiz, Kurumlarımız Umudumuzun Mevzileridir...

Umudumuzun MevzileriniTerk Etmeyeceğiz!-1

Kapılarına kilit vurdunuz,mühürlediniz; kırdıkkilitlerinizi, söktükmühürlerinizi girdik

derneklerimize. Kapılarınıkaynakla kapattınız;

söküp attık demirkapıları, kapısız girdikderneklerimize. Çaresiz

kaldınız, şimdiduvarlarını yıkıyorsunuz;

çok daha güzeliniyapacağız. Sizin

icazetinizle kurulmadı odernekler, sizin

isteğinizle kapanmaz.Hayır, biz sadece

derneklerimizin dahagüzelini kurmakla

yetinmeyeceğiz, aynızamanda yepyeni bir

yaşam kuracağız.O yaşamda, vatanımızı veemeğimizi emperyalizmepazarlayanlar olmayacak O yaşamda, ne sömürü,

ne zulüm, ne faşizmolacak!

O yaşamdaçocuklarımızın açlığı,yoksulluk olmayacak.O yaşamda bir avuç

asalağın iktidarıolmayacak, bağımsız vedemokratik Anadolu’daiktidarda, halk, olacak.

BİZ SOYGUNCU, ÇÜRÜMÜŞ DÜZENİNİZİ BAŞINIZA YIKACAĞIZ!44

Page 5: YETMEDİ… Kapısına Mühürler Taktı, Biz Söktük Attıkyuruyus.biz/pdf/pdf/554.pdfpazarlayanlar olmayacak O yaşamda, ne sömürü, ne zulüm, ne faşizm olacak! O yaşamda çocuklarımızın

çaladı. Çalışanlarını gözaltına alıp ağırişkencelerden geçirdi. Yine olmadı.Faşizmin bu saldırılardan sonuç almasımümkün değildir, çünkü Dev-Genç’li-lerin dört duvara da ihtiyaçları yoktur,onlar yürekleriyle, inançlarıyla, faşizminerişemeyeceği moral üstünlükleriylesavaşıyorlar. Ve, bu devrim iddialarıve savaşma iradeleriyle, yeniden ye-niden açıyorlar derneklerini ve çalış-malarına aralıksız devam ediyorlar.

Sarıgazi Haklar Derneği’ni basanpolis, derneği talan ettikten sonra, der-neğin duvarındaki Şafak Yayla ve Bah-tiyar Doğruyol'un resimlerini görünceadeta beyninden vurulmuşa döndü.

Şafak ve Bahtiyar yine karşıların-daydı. Katiller şaşkın, çözümü duvarıyıkmakta buldular. Çare olmadı, Şafakve Bahtiyar sadece duvarda bir resimdeğildir devrimciler için, Şafak ve Bah-tiyar bizim devrim için tüm çalışmala-rımızda yanımızdadır. Cephelilerin bugüçle mücadeleyi örgütlemeye devametmelerini engelleyemediler.

Neden direniş tavrınıbir tek Cephe almıştır?

Çünkü, bir tek bizim ideolojimiz,emperyalizmle, faşizmle savaşma gü-cüne sahiptir, emperyalizmi ve faşizmiyenebilecek güçtedir. Bu ideolojiMarksist-Leninist ideoloji, yani dev-rimci ideolojidir.

Devrimci ideoloji gücünü, bilimseloluşundan alır. Gerçekleri savunma-sından alır. Halkın çıkarlarını yansıt-masından alır.

Bundan dolayı, devrimci ideolojihalkı örgütleme gücüne sahiptir. Dev-rimci ideolojinin gücü buradan gelir.Devrimci ideoloji halkın çıkarlarınısavunduğu ve halkın gücünü örgüt-lediği için burjuva ideolojisiyle uz-laşmazlığını sürdürebilir, her koşuldaburjuva ideolojisiyle savaşma gücüneve iradesine sahiptir.

İkincisi, devrimci ideoloji burjuvaideolojisinin karşıtıdır. Her iki ideolojibirbiriyle uzlaşmaz çelişkilere sahiptir.Bu nedenle de devrimci ideoloji bur-juva ideolojisinin tüm saldırılarınakarşı direnir, direnmekten başka biralternatife sahip değildir. Burjuvaideolojisine direnme ve burjuva ideo-lojisine karşı savaşma gücünü ve ira-

desini, burjuvaziyle çelişkilerinin kes-kinliğinde bulur.

Bunun tersine, reformizm ve opor-tünizm, Kürt milliyetçiliği küçük bur-juvazinin ideolojileridir, özünde bur-juva ideolojisidirler.

Bu nedenle de pek çok zorlu ça-tışmada uzlaşmaya yönelmektedir.Burjuva ideolojisinin karşısında çokzayıf ve burjuva ideolojisine karşıdüşünce üretebilecek ideolojik, siyasal,ekonomik alt yapıdan yoksundur.

Bir üçüncü neden, devrimci ideo-lojinin bilimselliği ve gerçekliği ona,bütün yalanları, demagojileri alt üstedecek kadar büyük bir güç kazandırır.Bu faşizmin, burjuva ideolojisininasla sahip olamayacağı alt edilmezbir silahtır.

Faşizmin yalan ve demagojiyebağlı propagandaları asla uzun sürelietkili olamaz. Bilimsel ve gerçek olaneninde sonunda ortaya çıkar ve kendinikabul ettirir.

Gerçekler ortaya çıktığında, yalanve demagojinin ömrü o anda tükenir.

Faşizmin karşısında bir tek Cep-heliler direniyorlar;

Çünkü, bizim derneklerimiz oli-garşinin icazetinde kurulmadı. Biz,ülkemizde “iyi, kötü demokrasi var”diyerek, oligarşiden icazet dilenerekkurmadık o derneklerimizi. Biz, oli-garşiyle, faşizmle dişe diş mücadeleederek kurduk derneklerimizi. Bizimderneklerimiz, bu nedenle hiçbir za-man dört duvardan ibaret binalar ol-madı. Faşizme ve emperyalizme karşısavaşımızın kurumları oldular.

Bunun için, derneklerimiz sava-şımızın tüm özelliklerini taşırlar. Der-neklerimize bakan, orada en yalınhaliyle savaşımızın Halk Cephesinigörürler. Kültürümüzü, ideolojimizi,gelecekte kuracağımız yaşamı görürler.Yeni bir dünya düşlerimizi adım adımördüğümüzü görürler.

Çünkü, biz reformist değil, dev-rimciyiz. Bir tek devrimciler faşizmekarşı direnme iradesine, dinamiklerine,gücüne sahiptirler.

Reformizm direnemez, çünkü re-formizm düzen içiliktir. Düzenin içindeolanlar, düzenle köklü bir çatışmayagirmezler, bundan kaçınırlar.

Kürt milliyetçileri faşist düzenle

köklü bir savaşa girmezler. Bakın, Kürtmilliyetçiliği onlarca kişinin ölümüneneden olacak eylemler yaptığı halde,faşist düzenle köklü bir çatışmaya gi-remiyor. Bundan özellikle kaçınıyor.

Çok sayıda insanın öldüğü, tonlarcabombanın patlatıldığı eylemlerin ar-dından, hemen uzlaşma mesajları ver-meye başlıyor. Tek bir kez olsun,düzen değişikliğinden, iktidar iddia-sından söz etmiyor. Dönüyor, dolaşı-yor, düzen içi çözümlere geliyor, fa-şizmle bir arada yaşamanın teorisiniyapmaya başlıyor.

Bu durum öyle bir hal almıştır ki,artık Kürt milliyetçi hareketin hangitalepler için savaştığı bile anlaşılırolmaktan çıkmıştır. Dil mi istiyorlar?Öcalan’ın serbest bırakılmasını mıistiyorlar? Kürt sorununun çözümüaçısından talep kırıntısı bile denile-meyecek bu maddeler bile artık ka-rarlılıkla savunulur olmaktan çıkmışdurumdadır.

Çünkü, Kürt milliyetçiliği hemideolojik olarak, hem de pratik olarakfaşist düzenin alternatifi değil, tersinedüzen içidir.

Tonlarca ağırlığında bombalar pat-latırken de amacı faşist düzenle uz-laşma masasına oturmaktır. Bu nedenlefaşizmin saldırıları karşısında kurum-larını sahiplenemezler, direnmezler.Uzlaşmacılığın oluşturduğu düşüncetarzından, “mücadele anlayışından!”dolayı direnmezler.

Bakın fiilen yirmi yerde HDP binalarıkapalı. Ankara’da genel merkezlerine,hatta genel merkez binalarının sokağınasokmuyor polis HDP’lileri.

Kürt milliyetçiliği bunun karşısındabir şey yapmıyor, boyun eğiyor. Kürthalkının direnmediği söylenemez,Kürt halkı on yıllardır çok ağır be-dellere rağmen direnmiş bir halktır,fakat böyle direngen bir halk bileKürt milliyetçiliğinin ideolojisi ileetkisizleşmekte, faşizmin saldırılarınıseyreder duruma getirilmektedir.

Yine, Kürt milliyetçiliğinin halendağlarda savaşacak insan bulması,halen feda eylemleri yapacak savaş-çılar bulması yanıltmamalıdır.

Bunun maddi temeli, emperyalizmve oligarşi ile Kürt halkının arasındakiçelişkilerin derinliği, bunun sonucu

1 Ocak2017

Yürüyüş

Sayı: 554

55BİZ YENİ BİR DÜNYA KURACAĞIZ!

Page 6: YETMEDİ… Kapısına Mühürler Taktı, Biz Söktük Attıkyuruyus.biz/pdf/pdf/554.pdfpazarlayanlar olmayacak O yaşamda, ne sömürü, ne zulüm, ne faşizm olacak! O yaşamda çocuklarımızın

olarak Kürt halkının tüm düzen içipolitikalara rağmen faşist düzeniniçine entegre edilememesidir.

Keza oportünizm, reformizm, açık,net olarak Demokratik Halk İktidarıiçin savaştığını, nihai olarak sosyalizmihedeflediğini bile söyleyemiyor.

Faşist düzen içi politika üretiyor,faşizmin ahırı diye tanımlananTBMM’de, düzen içi politika yap-manın kanallarını yaratmaya çalışıyor.Bunun için dilini, taleplerini, sorunlaraçözümlerini, her şeylerini faşist düzeneuygun hale getiriyorlar. Bunu rahat-lıkla yapabilmek için düzenin faşistkarakterini bile “iyi kötü demokrasi”gibi kavramlarla tanımlıyorlar.

Biz direniyoruz, çünkü biz refor-mist, düzenle uzlaşan bir güç değiliz,devrimciyiz. Biz bu düzeni kökündenyıkmayı hedefliyoruz.

Biz devrimciyiz. Partimizin nihaihedefi sosyalist devrim, bu aşamayaulaşmak için belirlediği asgari hedefiise, halkın demokratik iktidarının ku-rulmasıdır. Biz buna denk düşen prog-ramlarla hareket ederiz.

Devrimimizin nihai hedefi Sos-yalist Devrim’dir. Devrimimizin yakınhedefi Demokratik Halk İktidarıdır.Demokratik Halk İktidarı, sosyalistdevrim hedefimize ulaşmanın geçişaşamalarından birini oluşturacaktır.

Devrim hedefiyle hareket edenler,bu düzeni yıkmayı hedefleyenler, budüzenin tüm saldırılarına tavır alabi-lirler, direnebilirler.

Çünkü, devrim ve devrimcilik de-mek, düzenle tüm uzlaşma kanallarınınatılması, düzenden köklü bir kopuştur.Derneklerimiz, bu iktidar iddiamızınhalkla bağlarıdır.

Derneklerimiz, iktidar iddiamızıhalka taşıdığımız ve halk içinde ör-gütlediğimiz yerlerdir.

Halkta faşizme karşı, kapitalizmekarşı; ideolojik, politik, pratik, moral,kültürel, sanatsal her alanda savaş bi-linci oluşturmak için yararlandığımıztemel alanlarımızdır.

Bu anlamda derneklerimiz, devri-mimizin halkla en canlı, somut bağkurduğu yerlerdir.

Faşizm de bunu bildiği için der-neklerimize saldırıyor, kapılarına kilitvurmak istiyor, duvarlarını yıkıyor,

çalışamaz hale getirmek istiyor. Amabunu yaparken asıl olarak irademizikırmak, Cephe’yi düzenle uzlaşan birkurum haline getirmek istiyor.

Derneklerimiz halklaaramızdaki bağdır,bu bağı koparamazlar,derneklerimiz halkladevrim arasındakiköprüdür,bu köprüyü yıkamazlar

Reformizmle devrimcilik arasın-daki temel ayrım noktası her zamaniktidar iddası olmuştur. Reformizm,halkın iktidarına, proletarya diktatör-lüğüne karşı çıkarak devrimin karşı-sındaki yerini almıştır.

Bunun sonucu olarak, ülkemizdede reformizmin ve refomizmin ideo-lojik etkisi altında olan oportünizmindemokratik mücadeleye ve buna pa-ralel olarak derneklere bakış açılarıile Cephenin bakış açısı da birbirindentemelden farklı olmuştur.

Reformizm ve oportünizm, hemdemokratik mücadeleyi ve hem dedernek çalışmalarını, düzen içi ör-gütlenmelerinin ve faşizmin icazetsınırları içindeki pratiklerinin alanıolarak görmüştür.

Biz, demokratik mücadeleyi, düzeniçi bir mücadele olarak ele almadık,biz demokratik mücadeleyi devrimmücadelemizin bir parçası olarak elealdık.

Derneklerimizi de devrim müca-delemizin temel kurumları olarak ör-gütledik.

Bu amacımıza uygun olarak, der-neklerimizde sosyal, kültürel, sportifçalışmalar örgütlerken de, siyasal ta-leplerle mücadeleyi örgütlerken de, hal-kın herhangi bir ekonomik-demokratiktalebi için mücadele ederken, herhangibir sorununa çözüm üretirken de, bunudevrim perspektifiyle ele aldık.

Devrimcilik, stratejik hedeftenkopmamaktır. Tüm mücadele biçim-lerini stratejik hedefe hizmet edecekşekilde ele almaktır.

Dernek çalışmalarımızı da, stratejikhedeflerimize, devrim hedefimize hiz-met edecek şekilde ele aldık.

Bu nedenle halkla sadece zayıf,

geçici bağlar kurmakla yetinmedik.Derneklerimiz aracılığıyla halkı dev-rime bağladık.

Hem bizim derneklerimizi ısrarlasahiplenmemizin temelinde bu ger-çekler yatmaktadır. Hem de bu sa-hiplenmeyi, bu kadar güçlü şekildeörgütleyebilmemizin temelinde buyatmaktadır.

Dikkat edilsin sayısız saldırı ve göz-altılara rağmen, yeniden yeniden halkgeliyor ve dernekleri sahipleniyor, açıyor,çalıştırıyor. Bu halkla devrim arasındakurulan bağın gücünü göstermektedir.

Derneklerimiz devrimcifaaliyetimizin temel alan-larından biridir

Çünkü: Devrimci çalışmanın özü,kitle çalışmasıdır. Yani kitleleri ör-gütlemek ve devrim için seferber ede-bilmektir. Derneklerimiz bu çalışmanınen etkili yürütüldüğü alanlarımızdanbiri olmuştur.

Çünkü: Halk örgütlenmelerininoluşturulmasına önderlik ederek kitleçalışması yapılmıştır.

Çünkü: Halkın en temel sorunla-rını sahiplenerek, halkı bu sorunlaretrafında örgütleyip harekete geçirmekkitle çalışmasının temel alanlarındanbiri olmuştur.

Çünkü: Kültürel, sosyal, sportiffaaliyetler örgütlemek, kitle çalışma-sının alanlarından biri olmuştur.

Çünkü: Faşist devletin saldırılarınakarşı halk direnişlerini örgütlemek,kitle çalışmasının alanlarından biriolmuştur.

Çünkü: Mahallelerde yozlaşmayakarşı mücadeleyi örgütlemek kitle ça-lışmasının alanlarından biri olmuştur.

Çünkü: Eğitim çalışmalarıyla, ya-şamı politikleştirmek, kitle çalışma-sının alanlarından biri olmuştur.

Çünkü: Halkın ekonomik-demo-kratik sorunlarını sahiplenerek, halkıbu sorunlar etrafında örgütlemek, kitleçalışmasının alanlarından biri olmuş-tur.

Çünkü: Kitle gösterilerinde, pro-testolarda, mitinglerde, yürüyüşlerde,halk ayaklanmalarında üstlendiklerimisyonla, kitle çalışmasının temelalanlarından biri olmuştur.

Çünkü: Halka devrimci bilinç ta-

Yürüyüş

1 Ocak2017

Sayı: 554

BİZ SOYGUNCU, ÇÜRÜMÜŞ DÜZENİNİZİ BAŞINIZA YIKACAĞIZ!66

Page 7: YETMEDİ… Kapısına Mühürler Taktı, Biz Söktük Attıkyuruyus.biz/pdf/pdf/554.pdfpazarlayanlar olmayacak O yaşamda, ne sömürü, ne zulüm, ne faşizm olacak! O yaşamda çocuklarımızın

şıyarak, kitle çalışmasının alanlarındanbiri olmuştur.

Derneklerimiz KuracağımızYeni Bir DünyayıTemsil Ederler

Biz bir anda gökten zembille inergibi, yeni bir dünyanın “yaratılma-yacağını” biliyoruz. Yeni bir dünyanınher tuğlasını savaşarak öreceğiz. İşte,savaşarak, yeni bir dünyayı tuğlatuğla ördüğümüz kurumlarımızdırderneklerimiz de.

Kuracağımız yeni dünyada, üretimaraçlarının bir avuç asalağın özelmülkiyetinde olduğu, insanın insanıezdiği, sümürdüğü, aşağıladığı, zul-mettiği dünyanın izlerini dahi bırak-mayacağız.

Derneklerimize bakın, İşte bu ku-racağımız yeni dünyayı, paylaşımilişkilerinden, yoldaşlık ilişkilerinekadar görebilirsiniz.

Kuracağımız yeni dünyada, halkgerçek anlamda iktidar olacaktır, kendikendini yönetecektir. Derneklerimizebakın, halkın yönetmeyi buralardaöğrendiğini, kendi kendini yönettiğinigöreceksiniz.

Kuracağımız yeni dünyada, halkıbilinçsiz bırakan, geri ve yozlaştırmapolitikalarıyla halkı yöneten düzeninizlerini dahi bırakmayacağız. Bakınderneklerimize, halkı eğitmek içinbir üniversite gibi çalıştığını göre-ceksiniz.

Kuracağımız yeni dünyada, birey-ciliğin izlerini dahi göremeyeceksiniz.Bakın derneklerimizdeki kolektif ça-lışma ve yaşama, kuracağımız yenidünyayı göreceksiniz.

Kuracağımız yeni dünyada, bur-

juva ideolojisinin, kültürünün, ahla-kının yeri olmayacaktır. Bakın der-neklerimize, devrimci ideolojimizigöreceksiniz.

Faşizmin SaldırılarınıBoşa Çıkarmanın YoluHalkı Örgütlemek veFaşizmin KarşısınaDikmektir

Faşizm, bu temel işlevdeki ku-rumlarımıza saldırıyor. Kitle bağla-rımızı koparmak istiyor, halkla dev-rimin bağını koparmak istiyor. Bunaizin vermeyeceğiz.

Nasıl?Bunun temel yolu daha fazla halkı

örgütlemektir. Derneklerimiz, halkınörgütlü olduğu alanlardır.

O zaman, bu alanları koruyacakolan halktır. Nasıl koruyacak halkderneklerini?

Derneklerimizi sahiplenmenin öne-mini kavrayarak koruyacak.

Derneklerimizi faşizme karşı sa-vunabileceğine inanarak koruyacak.

Örgütlü gücünü görerek koruyacak.Faşizmin karşısında yalnız olmadığını,büyük bir güç olduklarını görerekkoruyacak.

Fakat tüm bunlardan önemlisi, fa-şizme karşı direnmenin meşruluğuve zorunluluğunu bilince çıkararakkoruyacak.

Bunun için daha fazla sahipleneceğizderneklerimizi, faşizmin karşısında tekbir mevzimizi bile faşizme bedeliniödetmeden terk etmeyeceğiz.

Biz bataklığın ürettiği sivrisinek-lerle değil, bataklığın kendisini ku-rutmakla uğraşıyoruz. Bataklığın ken-

disi düzendir. Biz derneklerimizi sa-hiplenirken, halkımızda faşist düzenekarşı savaş bilincini oluşturacağız.Faşist düzene karşı savaşın, faşizmintek tek saldırılarını geri püskürtmekiçin yürüteceğimiz tek tek çarpışma-larla zafere ulaşacağını unutmayacağız.Faşizmi devrimci irademiz, bilincimizve halkımızın örgütlü gücü ile yene-ceğiz. Faşizmi Cüretle ve Emekle,Bedeli Ne Olursa Olsun Dernekleri-mizi Sahiplenerek Yeneceğiz!

Sonuç olarak;-Faşizmin derneklerimize saldı-

rısının nedeni, halkın örgütlü gü-cünden korkusundandır. Dernek-lerimiz halkın örgütlenme alanlarıolduğu için saldırıyorlar.

-Faşizmin derneklerimize saldı-rılarına bir tek biz direniyoruz. Birtek Cephe direniyor.

Çünkü, faşizme karşı direnmekönce ideolojik bir sorundur. Burjuvaideolojisinin etkisi altında, düzeniçi politika yapanların, faşizminsaldırıları karşısında direnmelerimümkün değildir.

-Derneklerimiz halkla aramız-daki bağdır, bu bağı koparamazlar,derneklerimiz halkla devrim ara-sındaki köprüdür, bu köprüyü yı-kamazlar

-Derneklerimiz devrimci faali-yetimizin temel alanlarından biri-dir

-Derneklerimiz, KuracağımızYeni Bir Dünyayı Temsil Eder.

-Faşizmin Saldırılarını Boşa Çı-karmanın Yolu Halkı Örgütlemekve Faşizmin Karşısına Dikmektir

(devam edecek)

Av. Barkın Timtik için nöbet ey-lemine başlamak isteyen Halkın Hu-kuk Bürosu avukatları gözaltına alındı.Gözaltılarla ilgili 27 Aralık’ta açık-lama yapan Kamu Emekçileri Cephesişunları ifade etti: “Hak aramak suçolamaz. Bunu suç haline getiren fa-şizmdir. Faşizm bizi saldırılara, tu-

tuklamalara, ölümlere, hesap sorma-malara alıştırmak istiyor. Halkın avu-katlığını yapanlara kendi “yasa”larınıdayatıyor. Yasalara aykırı bir durumbulamazsa zor kullanıyor. Devrimcidüşünceleri hayata geçirenler olduğusürece bu ülke hiçbir zaman siziniçin dikensiz bir gül bahçesi olma-

yacak! Yoksul mahallelerde, mahkeme

salonlarında, sahnelerde, okullarda,

üniversitelerde, madenlerde, tekstil

atölyelerinde; şehirlerde-kırlarda sal-

dırırken veya sömürürken bir kez

daha düşüneceksiniz. Devrimci avu-

katların talepleri bizim de talepleri-

mizdir. Av. Barkın Timtik serbest bı-

rakılsın. Halkın Hukuk Bürosu üze-

rindeki baskılara son verilsin”.

AKP Faşizmine Deriz ki: Devrimci Avukatlarla Mücadeleye Kalkışmayın, Taleplerini Kabul Edin!

1 Ocak2017

Yürüyüş

Sayı: 554

7BİZ YENİ BİR DÜNYA KURACAĞIZ!

Page 8: YETMEDİ… Kapısına Mühürler Taktı, Biz Söktük Attıkyuruyus.biz/pdf/pdf/554.pdfpazarlayanlar olmayacak O yaşamda, ne sömürü, ne zulüm, ne faşizm olacak! O yaşamda çocuklarımızın

Yürüyüş

1 Ocak2017

Sayı: 554

BİZ SOYGUNCU, ÇÜRÜMÜŞ DÜZENİNİZİ BAŞINIZA YIKACAĞIZ!88

1-İdeolojik netlik hayata ve mü-cadeleye dair ne kadar sorun varsabunlara doğru cevap verebilmektir.

İdeolojik netlik bir devrimciyigüçlü kılar, kendine güvenini arttırır,doğru düşünmesini sağlar.

2-Bir insan doğru düşünce tarzıve ideolojik netliğe sahipse disiplinliolur. Disiplin, doğru düşünce ve ideo-lojik netliktir.

Disiplin, yaptığın işin önemininfarkında olmaktır. Yaptığı işi ne içinyaptığını bilen, hedeflediği sonucualmak için uğraşan insan disiplinliolur.

3-İdeoloji bir yaşam biçimidir. Birçağrıdır sosyal, siyasal, ekonomik,ahlaki, kültürel bir yaşam tarzıdır.

4-İdeolojik mücadelede başarılı ol-mak istiyorsak doğru ve yanlışı ayırançok berrak bir çizgimiz olmalı. Buçizgi ilkelerimiz ve kurallarımızdır.Bu çizgi tarihimiz ve şehitlerimizdir.

Bu çizgi geleneklerimizdir.5-İdeolojik netlik devrimciye

cüret kazandırır. Cüret kişisel birduygu değildir. O gücü insana yaşamşekli kazandırır.

İdeolojik olarak net olan bir dev-rimci şaşırıp kalmaz, nerede nasıl dav-ranması gerektiğini, olası bir sorunlakarşılaştığında ne yapması gerektiğinibilir çözümsüz kalmaz

Sorunlar karşısında sürüklenmez.Talimat beklemeden her yerde ilkeve kurallar doğrultusunda kararlar alır.

6-Devrim iddiası ve inancını bü-yütmek, iktidarı alma kararlılığı ancakideolojik netlikle olur.

İdeolojik netliğin odağında iktidarbilinci ve iddiası vardır.

7-İdeolojik netlik halkı örgütle-mektir, halkı eğitmek kadrolaştırmak-tır.

Bir devrimci halkı Örgütler, halkagüvenir inanır. Halk bilgedir, idelojiknetlik olursa halkına görev vermektençekinmez, kime ne ve nasıl bir görev

vereceğini bilir, halkının her şeyi ya-pabileceğine inanır.

8-İki temel sınıf vardır, burjuvaziproleterya. Ara yol yoktur. Ara yolteslimiyettir.

İdeolojik net olmak iki sınıf ikiideoloji arasındaki tercihinde net ol-maktır.

9-İdeolojik netlik boşluk bırakma-maktır, bıraktığımız her boşluğu düzendoldurur. Boşluk bırakmak yerine ör-gütlemek ve sürekli eğitmek gerekir.İdeolojik netlik olursa örgütleyip eği-tebiliriz.

10-Militan düşüncenin olmadığıyerde bürokratizm vardır, bürokratikçalışma tarzı ile hiç bir sorun çözülemezancak ideolojik netlik beynimizi mili-tanlaştırır, ve militan bir beyin eskiyöntemlerden cesurca vazgeçebilir, eskiyöntemleri tekmeleyip yeniyi kurmakellerimizdedir. İdeolojik netlik oldu-ğunda çarpık, mekanik bir devrimcianlayaşına izin vermez. Hızlıca vazgeçipyeni yöntemlerle hareket edebilir.

İdeolojik Netlik

Devrimcinin En Büyük Gücüdür

Kör bir karanlıktaışıktır dergimiz. Enönemli görevimiz fa-şizmin karanlıklaboğmaya çalıştığıhalkımızın yanındaolmak ona ışığı gö-türmektir. Ulaştırdı-ğımız her dergi ka-ranlığı aydınlığadönüştüreceğininbilinciyle halkadaha fazla gitmelidaha fazla örgütle-

meliyiz. Okmeydanı: Fotoğraf ve Sinema

Emekçileri 16 Aralık'ta Okmeyda-nı’nda Yürüyüş dergisi dağıtımı yaptı.Halkla Grup Yorum’un tutuklanmasıüzerine sohbet edildiği çalışmaya 2kişi katıldı.1 saatlik çalışma sonunda40 dergi halka ulaştırıldı.

FOSEM: Fotoğraf ve SinemaEmekçileri 23 Aralık’ta Okmeyda-

nı’nda Yürüyüş dergisi dağıtımı yaptı.Halkla Grup Yorum’un tutuklanmasıve faşizm üzerine sohbet edildi. Ça-lışmada ayrıca 10 ev ziyareti yapıldı.2 kişinin katıldığı çalışma 1 saatsürdü. 43 adet Yürüyüş Dergisi halkaulaştırıldı.

Elazığ: Elazığ’da 20 Aralık'ta Ho-zat Garajı’nda Yürüyüş dergisi dağı-tımı yapıldı. Dergi dağıtımı sırasındaDersim’de şehit düşen Oğuz Meşehakkında insanlarla sohbet edildi.Dergi dağıtımı esnasında bir yazıha-nede Dersim’e giden arabayı bekleyenbir kadına dergi sorulurken, dükkandaniçeri 3-4 genç girdiler ve bilet aldılar.O sırada meraklı teyze gençlere nereyegittiklerini sordu. Gençler “Urfa’dangeldik teyze, sınava gelmiştik”. Teyze,“ne sınavı?” diye sordu. Gençler“polis özel hareket sınavı için geldik”dediler. Teyzenin yüzü birden düştüve "oğlum para için yazık değil miölüyorsunuz” dedi. Gençler “teyze

biz vatan aşkı için geldik”. Teyzeninise derginin kapağındaki Oğuz’u gös-tererek “bak bizim gençlerimiz asılkendi vatanları için ölüyorlar” dedi.Dağıtımda 32 dergi halka ulaştırıldı.

Amed: Amed’de 24 Aralık’ta,umudun sesi Yürüyüş dergisi, halkaulaştırıldı. Yaklaşık 1,5 saat sürençalışmada 18 dergi dağıtıldı.

Mahallemizde Yozlaşmaya İzinVermeyeceğiz

Çayan, Nurtepe, Güzeltepe halkınınaçmış olduğu "Uyuşturucuya-Hırsızlı-ğa-Yozlaşmaya İzin Vermeyeceğiz"kampanyası çerçevesinde 18 Aralık'tamahalle gençlerinin top oynadıkları es-nada bir erkek ve bir kadının bir gece-konduya girmeleri mahalle gençlerinindikkatini çekmiş ve gençler Cepheliabilerine haber verdi. Bunun üzerinegecekonduya giden Cepheliler evli birkişiyi bir bayanla fuhuş yaparken ya-kaladı. Yakalanan ahlaksız halkın gözüönünde kahve kahve dolaştırılarak teşhiredilerek cezalandırıldı.

DEVRİMCİLİĞİN KÖŞE TAŞLARI

Her Koşulda Umudun Sesi Yürüyüş DergisiniHalka Ulaştırmaya Umut Olmaya Devam Ediyoruz

Okmeydanı

Page 9: YETMEDİ… Kapısına Mühürler Taktı, Biz Söktük Attıkyuruyus.biz/pdf/pdf/554.pdfpazarlayanlar olmayacak O yaşamda, ne sömürü, ne zulüm, ne faşizm olacak! O yaşamda çocuklarımızın

��Biz diyoruz ki;dernekler devrimci mücadelenin önemli araçlarından birisidir. Örgütlenmeve dayanışma araçlarımız olarak devrimci mücadeleyi halkla bütünleştirebiliriz.

�Biz diyoruz ki; kolektif ilişkilerimizin en somut görüldüğü yerlerdir. Ben değil,biz hakimdir oralarda...

�Biz diyoruz ki; derneklerimiz kuracağımız yeni hayatın küçük adımlarıdır.

�Biz diyoruz ki; derneklerimiz yoksul gecekondu mahallelerinde, burjuvazinin yozkültürüne karşı; halkın kültür ve değerlerini devrimci bir anlayışla yaşatan yerlerdir.

�Biz diyoruz ki; derneklerimiz bizim aynamızdır. Oraları düzenli kullanırsak bizive yaşamımızı halka anlatmış oluruz.

�Biz diyoruz ki; derneklerimiz, halkın sorunlarının tartışıldığı ve çözümlerinbulunduğu mekanlardır.

�Biz diyoruz ki; halkın kendini güvende hissettiği, emek verdiği ve ürettiği, kendiniifade edebildiği yerlerdir.

�Biz diyoruz ki; derneklerimizi canımız pahasına olsa da koruruz. Çünkü oralarbize şehitlerimizin emanetidir ve bizden sonra geleceklere en iyi şekilde devretmeliyiz.

�Biz diyoruz ki; çocuklarınızı, kendini “müslüman”, “vatansever” diye tanıtıpiçinde her türlü sapıklığın, pisliğin bulunduğu kurumlara değil, devrimcilerin derneklerineemanet edin.

�Biz diyoruz ki; eğitim ailede başlar Cephe’de tamamlanır. Bu yüzden her çocuk,her genç ve bütün halkımız Cephe’nin yani devrimcilerin kurumlarında örgütlenelim.

�Biz diyoruz ki; her işin üstesinden geliriz, derneğimizi yıksalar her evi, her sokağıdernek yaparız.

�Biz diyoruz ki; derneklerimizi bin kez yıksanız, biz, bin birinci kez yaparız.Çünkü haklı olan biziz ve kazanacak olan da biziz.

DERNEKLERİMİZİ YIKSALAR DA HALKINOLDUĞU HER YER DERNEĞİMİZDİR

Baskı Politikalarınız BizleriYıldıramaz Haklı MücadelemizdenVazgeçiremez!

İstanbul-Çayan Mahallesi'nde,11 Aralık'ta Cephe Milisleri, korsaneylem düzenledi. Bu eylemde, faşizmin80 milyon halkı teslim alamayacaklarınıteşhir eden bir pankart asıldı. 7 Aralık'taise Çayan Cephe Milisleri faşist devletinaskeri gücüyle girdiği çatışmada şehitdüşen Devrimci Halk Kurtuluş Cephesigerillası olan Oğuz Meşe’yi korsaneylemle selamladı.

22 Aralık'ta ise Çayan Cephe

Milisleri Kağıthane’de bir torbacıyıayaklarından vurarak cezalandırdı.Bununla ilgili yaptıkları açıklamaşunlara değindiler: "Halkımız, bu dü-zenin içinde yozlaşmış ve bu düzeningetirdiği pislikleri mahallemize yay-maya çalışmış kişileri mahalleleri-mizde barındırmayacağız. Yozlaşmayıyayanlar bilmelidir ki bizim adaletimizher yerdedir. Bu bir başlangıçtır. Ka-ğıthane, Nurtepe, Güzeltepe, Alibey-köy’e kadar Cephelilerin uyuşturucuyakarşı açmış oldukları savaşın adaletterazisini göreceksiniz."

Çayan Cephe Milisleri aynı güniçerisinde Çayan Mahallesi gibi biryere gelip “Cephelileri tanımıyorum,onlar kim” gibi sözlerle hakaretleryapıp Cephelilere bıçak çeken kişiCephe Milisleri tarafından cezalan-dırılarak Nurtepe Sokullu Caddesi’nebırakıldı.

İkitelli: Cepheliler 17 Aralık'tauyuşturucu içen aynı zamanda torbatutan bir şahsı Cemevi bölgesindesuçüstü yakaladı. Üzerindeki uyuş-turucuyu alarak döken Cephelilerşahsı teşhir ederek, cezalandırdılar.

Biz Diyoruz ki;�

9

Page 10: YETMEDİ… Kapısına Mühürler Taktı, Biz Söktük Attıkyuruyus.biz/pdf/pdf/554.pdfpazarlayanlar olmayacak O yaşamda, ne sömürü, ne zulüm, ne faşizm olacak! O yaşamda çocuklarımızın

BU HALK BİZİM BU VATAN BİZİMEMPERYALİZMİN VE FAŞİZMİN EGEMENLİĞİNE

SON VERECEK OLAN BİZİZYOKSUL KONDULARDAN DAĞLARA İHTİLALİMİZ SÜRÜYOR,

UMUDUMUZ BÜYÜYOR...Faşizmin OHAL kararını tanımıyoruz. Direniyoruz, direneceğiz.

Savaşıyoruz, savaşmaya devam edeceğiz. Önderimiz bize her şart vekoşul altında direnmeyi ve savaşmayı öğretti. Bize bugünün dünyasında

tek başına kalmayı göze almadan devrimci olunamayacağını öğretti. Biz tek başımıza savaşmaya devam ediyoruz. İlan ettik.

EMPERYALİZMİN KURBANI DEĞİL CELLADI OLACAĞIZ! Emperyalizmi işbirlikçileriyle birlikte mezara gömeceğiz...

-Biz savaşta belirleyici temel unsurun insan olduğunu biliyorduk. Bu nedenle kendimize güvendik, ideolojimize güvendik, yoldaşlarımıza

güvendik, halkımıza güvendik. Bu nedenle güçlüyüz. Evet olanaklarımız veörgütlenmelerimiz bugün açısından emperyalist düzeni yıkmaya yetmiyor,

ancak hedefimizi bir kez daha ilan ediyoruz: ANTİ-EMPERYALİST ANTİ-OLİGARŞİK DEMOKRATİK HALK DEVRİMİ.

Hedefimiz Sosyalizm.-İdeolojimiz net, düşmanlarımız net... Varmak istediğimiz hedef net.

Kim olduğumuzu, nereden geldiğimizi biliyoruz, halkımızdan vevatanımızdan hiç kopmadık. Bu nedenle biz, yolumuzu hiç kaybetmedik.

Bizim pusulamız hep iktidarı gösterdi.Bu nedenle ne politikalarımız şaşırdı hedeflerini,

ne de kurşunlarımız.DİRENMEYEN ÇÜRÜR SAVAŞMAYAN ÖLÜR, DEDİK. Biz direndik ve

savaştık. Bugün de direniyoruz ve savaşmaya devam ediyoruz. YOKSULKONDULARDAN DAĞLARA UMUDU TAŞIYORUZ. Direnmek ve savaşmakdevrimci kimliği ve kişiliği büyütmektir. Direnmek ve savaşmak bugünden

yarını, kapitalizmde sosyalizmi öngörmek ve istemektir.DİRENEN VE SAVAŞAN HER CEPHELİ KAPİTALİZMİN ÖLÜMÜ,

SOSYALİZMİN YAŞAM KAYNAĞIDIR.

BİZ SOYGUNCU, ÇÜRÜMÜŞ DÜZENİNİZİ BAŞINIZA YIKACAĞIZ!10

Page 11: YETMEDİ… Kapısına Mühürler Taktı, Biz Söktük Attıkyuruyus.biz/pdf/pdf/554.pdfpazarlayanlar olmayacak O yaşamda, ne sömürü, ne zulüm, ne faşizm olacak! O yaşamda çocuklarımızın

2017 yılı, dağlarda Onurlar’ın-Oğuzlar’ın, şehirlerde Şafaklar’ınBernalar’ın yılı olacak. 2017 em-peryalizme ve faşizme karşı mey-danlarda, işkencehanelerde, hapis-hanelerde direnen ve savaşan CEP-HELİLERİN olacak.

Çünkü savaşmaya devam ediyo-ruz, direnmeye devam ediyoruz. Bizhalkız, Şahanlarımız ve Şafaklar’ımızvar bizim bitmez, tükenmez.

Biz halkız, sömürücü asalaklarakarşı savaşarak, direnerek yaratılanbir tarihimiz var bizim.

Biz halkız, biz CEPHELİYİZ.Kızıldere’den Çiftehavuzlar’a, Çif-tehavuzlar’dan Dersim'e, Mahir'denDayı'ya, Dayı'dan direnen ve savaşanher Cepheli’ye asla değiştirilemeyenM-L’ye inancımız, asla yok edile-meyen halk ve vatan sevgimiz, aslakırılamayan irademiz var bizim.

Biz diyoruz ki; açlık büyüyor,yoksulluk büyüyor, halklarımızınacıları büyüyor. Açlıktan ve yoksul-luktan her 5 saniyede bir çocuk ölü-yor. Her gün 1 milyar insan yatağınaaç giriyor. Dünya emperyalistlerin,savaş yağma ve talan alanı halinegetirilmiş.

Bunlar halkların kaderi olamaz.Biz bunu kabullenmiyoruz. Soygunu,açlığı yoksulluğu ve katliamları ka-bullenmiyoruz.

Faşizmin OHAL kararını tanımı-yoruz. Direniyoruz, direneceğiz. Sa-vaşıyoruz, savaşmaya devam ede-ceğiz. Önderimiz bize her şart vekoşul altında direnmeyi ve savaşmayıöğretti. Bize bugünün dünyasındatek başına kalmayı göze almadandevrimci olunamayacağını öğretti.

Biz tek başımıza savaşmaya de-vam ediyoruz. İlan ettik! EMPER-YALİZMİN KURBANI DEĞİLCELLADI OLACAĞIZ! Emper-yalizmi işbirlikçileriyle birlikte me-zara gömeceğiz. Bizi kendileri yarattı,biz onların mezar kazıcılarıyız. Me-zarlarını BİZ KAZACAĞIZ.

Biz Cepheliyiz,Biz Devrimciyiz,Biz halkız. Biz her gün yatağa

aç yatmak zorunda bırakılan bir mil-yar halkız.

Biz her 5 saniyede bir çocukları-

mızı toprağa gömen halkız.Biz üzerine tonlarca kimyasal

bomba atılan halkız.Biz; HER ŞEYE RAĞMEN

EMPERYALİZME KARŞI DİRE-NEN VE SAVAŞAN HALKIZ.

Direnmekten ve savaşmaktan aslavazgeçmedik. Ülkemizde bugün AKPfaşizmi tarafından OHAL ilan edimiş,mücadele ederek, direnişlerle, bedelödeyerek yarattığımız kazanımları-mıza, haklarımıza ve örgütlülükle-rimize karşı bir savaş açılmış du-rumda. AKP bu savaşı ahlaksızcayöntemlerle sürdürüyor. Derneklerinduvarlarını yıkıyor, dernek kapılarınımühürlüyor sahiplenilmesine engelolamadığında kapıları kaynaklıyor,17 yaşındaki gençlerimize günlerceişkence yapıyor, öğretmeninden avu-katına, kalp hastasından 70 yaşındakiyaşlılara kadar herkesi tutukluyor,gözdağı veriyor.

Oligarşi Dersim Ovacık‘ta şehitdüşen savaşçımız Oğuz Meşe'ninyedi yemeğine katılanları gözaltınaalıyor, tutukluyor.

Bu büyük bir acizliktir. Bu büyükbir çaresizliktir.

Cephe'nin savaşını engelleyeme-yen, umut olmasını engelleyemeyenemperyalizm ve işbirlikçileri, tutuk-layarak, gözdağı vererek, işkenceyaparak teslim almayı dayatıyor. Bİ-ZİM TARİHİMİZ EMPERYALİST-LERİ VE İŞBİRLİKÇİLERİNİ ALTETME TARİHİDİR. Bu güne kadarhiçbir koşulda bizi kendi düzenleriiçine çekemediler ve çekemeyecekler.

Direnmekten ve savaşmaktan, dün-ya halklarının umudunu yaşatmayadevam etmekten asla vazgeçmeyece-ğiz! Marksizim-Leninizmi, Sosyalizmiyaşatmaya devam edeceğiz...

Emperyalizm, tüm dünya halklarınave savaşan örgütlere, teslimiyeti veuzlaşmayı dayattı. "Sosyalizm öldü","Sınıflar savaşımı bitti“ dedi. "Herkesbenim ideolojik çizgime girecek" dedi,"Ya teslimiyet ya ölüm" dedi.

Ve tanık olduk!Savaşı terk edenlere,Halkların kaderini emperyalizmin

insafına bırakanlara,M-L'den, sosyalizmden vazge-

çenlere,

Direnmeyerek, savaşmayarak tes-lim olanlara, uzlaşanlara, çürüyen-lere,

Ve onlar, tanık oldular,Teslim olmazlığımıza, Halk ve vatan sevgimize,Sosyalizme bağlılığımıza,Feda ruhumuza,Her koşulda savaşmaya devam

etmemize.Biz her koşul altında direnmeye

ve savaşmaya devam ettik. Umudu-muzu ve coşkumuzu hiç yitirmedik.En zor günleri yaşadık ama umudu-muzu hep koruduk.

Çünkü biz;Marksist-Leninist ideolojimizden

asla sapmadık. Marksizm-Leninizm'einandık, Emperyalizm, "tek kutupludünya" diyerek zaferini ilan ettiğindebiz; Marksizm-Leninizm'e inanmaya,sosyalizme inanmaya, halkın yara-tıcılığına, değiştiriciliğine inanmayadevam ettik. BİZ HEP AYNIMARKSİST-LENİNİST SAN-DALYEMİZDE OTURMAYA DE-VAM ETTİK. Sosyalizmin sorunlarısosyalizmde çözülür diyerek, kapi-talizmle uzlaşmayı reddettik, sosya-lizmi aşağılamalarına, yok sayma-larına izin vermedik.

Çiftehavuzlar'dan orak çekiçlibayrağı sallandırarak, Marksizm-Le-ninizm yaşıyor, biz varız, biz yaşa-tacağız dedik.

Biz umudumuzu koruduk.Çünkü biz;-Emperyalizme karşı hep net ol-

duk. "Emperyalizm değişti, artık eskisaldırgan emperyalizm değil", "Em-peryalizm artık insancıllaştı", "em-peryalizm artık insan hakları ve de-mokrasi götürüyor" söylemlerininyalan ve demogoji olduğunu bili-yorduk. Buna karşı biz KAHROL-SUN EMPERYALİZM demeye,YAŞASIN TAM BAĞIMSIZ TÜR-KİYE demeye devam ettik.

Biz sınıflar gerçeğini biliyordukve bu nedenle de emperyalizmin de-ğişemeyeceğini, karakteri gereği sö-mürücü ve katliamcı olduğunu hiçunutmadık.

Tekelleşmeyle birlikte dünyadakibütün sorunların yaratıcısının emper-yalizm olduğunu söyledik. Açlığın,

1 1BİZ YENİ BİR DÜNYA KURACAĞIZ!

Page 12: YETMEDİ… Kapısına Mühürler Taktı, Biz Söktük Attıkyuruyus.biz/pdf/pdf/554.pdfpazarlayanlar olmayacak O yaşamda, ne sömürü, ne zulüm, ne faşizm olacak! O yaşamda çocuklarımızın

yoksulluğun, işsizliğin nedeninin em-peryalizm olduğunu, bu nedenle deçelişkilerin dünya halklarıyla emper-yalizm arasında öne çıktığını ve başdüşmanın emperyalizm olduğunu söy-ledik. Bu nedenle de emperyalizmetavır almaktan, emperyalizmin politi-kalarına tavır almaktan vazgeçmedik.

Çünkü biz biliyorduk ki, ülke-mizdeki ve bütün yeni sömürge ül-kelerdeki her türlü sorunun kaynağıemperyalizmin sömürüsüdür. Bu ne-denle de emperyalizme karşı her dö-nem mutlaka tavır aldık. Kimi zamansadece bir pankart astık, kimi zamankonsolosluk kapılarına dayandık.

Kimi zaman da tecrit saldırısındaolduğu gibi emperyalizmin politika-larına karşı öle öle savaştık. Kimizaman üslerine yürüyüşler yaptık,kimi zaman, kampanyalar düzenledikBU ÜLKE BU VATAN BİZİM de-dik. Kimi zaman milyonlar olup biraraya gelerek, AMERİKA KATİLDEFOL dedik.

Hiçbir zaman emperyalizme karşıtavırsız kalmadık, hiçbir zaman başdüşmanımızın emperyalizm olduğunuunutmadık ve M-L ideolojimizi hepkoruduk. Bu nedenle biz yolumuzuhiç şaşırmadık. Ne sağa ne de solayalpaladık

İdeolojimiz net, düşmanlarımıznet... Varmak istediğimiz hedef net.Kim olduğumuzu, nereden geldiği-mizi biliyoruz, halkımızdan ve va-tanımızdan hiç kopmadık. Bu nedenlebiz, yolumuzu hiç kaybetmedik. Bi-zim pusulamız hep iktidarı gösterdi.Bu nedenle ne politikalarımız şaşırdıhedeflerini, ne de kurşunlarımız.

HER CEPHELİ EMPERYA-LİZMİN VE FAŞİZMİN KOR-KUSUDUR

2016 yılında da, devrimci ilkele-rimizle, devrimci doğrularımızla,ideolojik netliğimiz ve sağlamlılğı-mızla savaşmaya devam ettik.

Günümüzde, tonlarca bombalarla,

halkı hedef alan, halka zarar vereneylemlerle, devrimci eylemlerin ya-rattığı olumlu değerlerin bir bir yokedildiği bir dönemde, biz devrimcieylemin ilkesine ve doğrularına dahaçok sarıldık.

Biz Cepheliyiz ve halkımız içinsavaşıyoruz. Bu nedenle halkımızazarar veren her eylemin karşısındadurduk. Doğru devrimci eylemleri-mizle emperyalizmin ve faşizminkorkularını büyütmeye devam ettik.

Emperyalistler diyor ki; "hedefleriolanaklarının çok üstünde", "yöne-ticileri isterse taraftarları tank bilebulurlar" Evet, hedeflerimiz olanak-larımızın çok üstünde.

Biz hiç bir zaman savaşı, silahlarıngücüyle değerlendirmedik. Güçlü ol-manın ideolojik netliğe ve bağımsızlığasahip olmak olduğunu biliyorduk.

Biz savaşta belirleyici temel un-surun insan olduğunu biliyorduk.

Bu nedenle kendimize güvendik,ideolojimize güvendik, yoldaşlarımızagüvendik, halkımıza güvendik. Bunedenle güçlüyüz. Evet olanaklarımızve örgütlenmelerimiz bugün açısındanemperyalist düzeni yıkmaya yetmiyor,ancak hedefimizi bir kez daha ilanediyoruz: ANTİ-EMPERYALİSTANTİ-OLİGARŞİK DEMOKRA-TİK HALK DEVRİMİ.

Hedefimiz Sosyalizm. Hedefimiz emperyalizmi yer yü-

zünden silip atmak. Neye güveniyoruz? Kendimize,

tarihsel ve siyasal haklılığımıza, ön-derimizin bıraktığı büyük mirasa,yoldaşlarımıza ve halkımıza ve dünyadevrimler tarihinin birikimlerine vedeneyimlerine.

Bizden korkmalarının nedeni bu-dur. Bizi hedef tahtalarına koymala-rının nedeni budur. Biliyorlar ki; tekbir Cepheli bile düzenlerini yerindenoynatabilir, savaşı yeniden başlata-bilir, dünya halklarına umut olabilir.ÇÜNKÜ HER CEPHELİNİN MA-

YASI KIZILDERE’DİR. Direnişleve savaşla ve uzlaşmazlıkla yoğrul-muş mayamız.

Bu mayayı değiştiremezler. Bizi tarihsel köklerimizden ayı-

ramazlar. Dünyada devasa silahlı güce ve

gerilla sayısına sahip örgütleri, kendidüzenlerine çektiler. Teslim aldılar.Bu sürecin adını: İDEOLOJİK VESİYASİ ÖNDERLİĞİNİ EMPER-YALİZMİN YÜRÜTTÜĞÜ; TAS-FİYE, UZLAŞMA VE TESLİMİ-YET olarak koyduk.

Çünkü, "barış" masaları, teslimiyetmasalarıydı.

Bu masalarda sadece silahlar bı-rakılmadı, bu masalarda halklarınumudu, özgürlüğü ve bağımsızlıklarıbırakıldı. Bu masalarda adaletten,onurdan vazgeçildi.

Biz vazgeçmedik. Her Cepheli,bu sürecin karşısına dikildi. Tesli-miyete tavır aldı. Ülkemizde Kürtmilliyetçi hareket ve ona yedeklenenoportünist-reformist sol ile yürütülenbu sürece tavır aldık.

Bugün her Cepheli, emperyaliz-min teslimiyet saldırılarını boşa çı-karmanın onuruyla savaşıyor.

Bugün her Cepheli, Kızıldere'dekiuzlaşmazlığımız ile savaşıyor.

Bugün her Cepheli, Çiftehavuz-lar’daki orak çekiçli bayrağımızı ül-kemizin dört bir yanında dalgalan-dırıyor.

Her Cepheli emperyalizm ve fa-şizmin karşısında sosyalizmi yaşat-maya devam ediyor.

Bu nedenle tek bir Cepheli, düş-manın korkulu rüyasıdır. Tek birÇepheli direniştir, savaştır.

Devrimcilik Kimliktir,Kişiliktir,Devrimcilik Parti-CepheliOlmaktır

Devrimcilik bir kimliktir, bir ki-şiliktir. Direnen, uzlaşmayan, sava-

Cephe gerillası; düşmanının gelmesini bekleyen değil, düşmanının peşine düşendir.Dağlardan, ovalardan, vadilerden, kayaların altından, çalıların dibinden, derelerden süzülerek

düşmanını kovalayandır. Böyle bir gerilla ile savaşamazsınız. Böyle bir gerilla anlayışınıyenemezsiniz. Bu gerilla anlayışı CEPHELİ GERİLLA ANLAYIŞIDIR.

BU SAVAŞ TARZI CEPHELİ SAVAŞ TARZIDIR. Bu halk savaşının karakteridir.

BİZ SOYGUNCU, ÇÜRÜMÜŞ DÜZENİNİZİ BAŞINIZA YIKACAĞIZ!12

Page 13: YETMEDİ… Kapısına Mühürler Taktı, Biz Söktük Attıkyuruyus.biz/pdf/pdf/554.pdfpazarlayanlar olmayacak O yaşamda, ne sömürü, ne zulüm, ne faşizm olacak! O yaşamda çocuklarımızın

şan... Halkını ve vatanını seven. Halkıve vatanı için savaşan.

Halkı ve vatanı için silahlanma-yanlar, savaşmayanlar devrimci ola-mazlar. Halk ve vatan sevgisi tarihve sınıf bilinicidir. Kim olduğunu,nereye ait olduğunu, nereden geldiğinibilmektir.

Bunları unutanlar, emperyalist kül-türün ve yozlaşmanın döngüsü içinegirer, düşmanlarını ve dostlarını bir-birine karıştırırlar.

Halkları ve vatanları için savaşa-mazlar.

Savaşmak her şeyden önce bilinçve cüret ister.

Kendi halkının yaratıcı gücüneinanmayanlar savaşmaya cüret ede-mezler.

Bu nedenle devrimci olmak gü-nümüzde Parti-Cepheli olmaktır. Bununiçin bugün söylüyoruz.

Çünkü artık bizden başka Mark-sizm-Leninizm'i savunan, Marksist-Leninist ilkelerle savaşan kimse kal-mamıştır.

Çünkü bugün uzlaşmayarak di-renmeye devam eden bizden başkakimse kalmamıştır.

Ülkemizde OHAL ilan edildi vehalkımız faşizmin saldırılarıyla karşıkarşıya. Savaşmak her zamankindendaha da zorunlu hale gelmiş durum-da...

Direnmek her zamankinden dahada zorunlu hale gelmiş durumda...Ancak meydanlarda bizden başka,CEPHELİLERDEN BAŞKA Dİ-RENEN KİMSE YOK. Herkes su-suyor, neden? Neden sadece biz dire-niyoruz, neden sadece biz savaşmakararı alıyoruz, neden sadece biz sa-vaşıyoruz?

Çünkü biz uzlaşmadık.Çünkü biz tecrite direndik. Em-

peryalizm tecrit saldırılarıyla devrimcikimliği ve kişiliği yok etmek istiyordu.Beyinlerimizi teslim almak istiyordu.Biz direndik. 122 şehit vererek dev-rimci kimliğimizi ve devrimci kişili-ğimizi koruduk. Çünkü emperyalizmkarşısında ideolojik olarak nettik.

Direnerek ideolojik netliğimizi vebağımsızlığımızı büyüttük. Devrimin,sosyalizmin onurunu yaşatmaya devamettik. Bugün bütün Cepheliler 122

şehidin gücüyle direniyor ve savaşı-yorlar.

DİRENMEYEN ÇÜRÜR SA-VAŞMAYAN ÖLÜR DEDİK. Bizdirendik ve savaştık. Bugün de dire-niyoruz ve savaşmaya devam ediyoruz.YOKSUL KONDULARDAN DAĞ-LARA, UMUDU TAŞIYORUZ. Di-renmek ve savaşmak devrimci kimliğive kişiliği büyütmektir. Direnmek vesavaşmak bugünden yarını, kapita-lizmde sosyalizmi öngörmek ve iste-mektir. DİRENEN VE SAVAŞANHER CEPHELİ KAPİTALİZMİNÖLÜMÜ SOSYALİZMİN YAŞAMKAYNAĞIDIR.

ADALETİMİZ, ÖFKEMİZ KA-DAR BÜYÜK OLACAK.

DAĞLARDAN KONDULAR-DAN GELİP, FAŞiST DÜZENİNİZİBAŞINIZA YIKACAĞIZ!

Öfkeliyiz ve kinliyiz!Yaratılan yoksulluk ve açlık tab-

losuna, işsizliğe öfkeliyiz,Halkımızın çocuklarının; Berkin-

ler’in, Dilekler’in, Yılmazlar’ın kat-ledilmesine öfkeliyiz,

Yurtlarda yakarak katlettiğiniz kız-larımız için öfkeliyiz,

Uyuşturucuyla, fuhuşla, kumarlayozlaştırdığınız gençlerimiz için öf-keliyiz.

Vakıflarda, yurtlarda, okullarda te-cavüz ettiğiniz çocuklarımız için öf-keliyiz.

Öfkemiz çok büyük. Vatanımızınhalkımızın acıları kadar büyük. Dahada büyüteceğiz. Biz biliyoruz ki;kinini, öfkesini yitirenler alçaklaşır.Halkı unutur, yakılan çocukları, te-cavüz edilen küçücük bedenleri unutur.Biz kinimizi öfkemizi büyütmeye de-vam edeceğiz.

Hırsızların, vatan hainlerinin, teca-vüzcü sapıkların faşist düzenlerini baş-larına yıkacağız. Bizim halkımız yok-sulluğu, açlığı, yozlaşmayı hak etmiyor.

Çünkü bu halk, emperyalizme karşısavaşmış ve bağımsızlığını savaşarakkan dökerek kazanmış bir halk. Hal-kımızın yarattıklarının yağmalanma-sına izin vermeyeceğiz.

Yoksul kondulardan, dağlardan çı-kıp geleceğiz. Oğuz olup geleceğiz,Çiğdem, Berna olup geleceğiz; Elifolacağız, Şafak, Bahtiyar olacağız...

Kondulardan, dağlardan, halkıniçinden geleceğiz. Geleceğiz ve o hertarafından pislik akan, yozlaşmış dü-zeninizi başınıza yıkacağız.

Her Cepheli bir Oğuz'dur. HerCepheli bir Çiğdem, Berna, Elif’tir.Korkunuz bundandır, emin olun ki okorkularınızı büyüteceğiz.

Bu adaletsizliğin böyle sürmesineizin vermeyeceğiz. Adalet savaşçıla-rımız çoğalıyor, adalet savaşımız ya-yılıyor.

Dağda şehirde adalet savaşçıları-mızın önüne geçemiyorsunuz. Hiçbirgüvenlik önleminiz, teknolojiniz bunayetmiyor. YETMEZ! Cephe’nin öf-kesinin önüne geçemezsiniz.

Savaşımız adalet, eşitlik ve öz-gürlük savaşıdır. Savaşımız halkınsavaşıdır. Halkımızı örgütleyecek vesavaştıracağız. Milyonlarca Oğuz olupdikileceğiz karşınıza. Oğuzlar halktır,halkı tüketemezsiniz.

Evet, bizim sizin ki kadar güçlüsilahlarımız yok ve olmayacak da.Ancak biz halk savaşı yürütüyoruz.Halk savaşlarının özelliği budur, sö-mürülen, her türlü hakkı elinden alın-mış halkların, düşmanları kadar güçlüsilahları olmayacaktır. Fakat inanınki bu hiç önemli değil.

Çünkü halk savaşları; silahlarıngücüne değil, halkın yaratıcılığına veörgütlülüğüne dayanır. Doğru devrimciilkelerle birleşir ve emperyalizmi ye-necek bir güce dönüşür.

Çin halkı bunu yaptı,Vietnam halkı bunu yaptı,Küba halkı bunu yaptı,Bizim halkımız da yapacak. Biz

de yapacağız ve inanın bizim devri-mimiz dünyayı sarsacak. Bizim dev-rimimiz tüm dünya tarihinin en etkilidevrimi olacak. Çünkü biz; bitti, yokoldu dediğinizi yeniden yeniden iktidaryapacağız.

Halkımıza güveniyoruz, ideoloji-mize güveniyoruz. Oğuzlar, Bernalar,Şafaklar sizin çürümüş düzeniniziyerlebir edecekler.

Bakın, bombalarla delik deşik et-tiğiniz dağlardan, bombalarla doldur-duğunuz ovalardan, vadilerden, de-relerden, Oğuz çıkıp geldi.

İşte halk savaşı budur. Cephe gerillası, düşmanının gel-

1 3BİZ YENİ BİR DÜNYA KURACAĞIZ!

Page 14: YETMEDİ… Kapısına Mühürler Taktı, Biz Söktük Attıkyuruyus.biz/pdf/pdf/554.pdfpazarlayanlar olmayacak O yaşamda, ne sömürü, ne zulüm, ne faşizm olacak! O yaşamda çocuklarımızın

mesini bekleyen değil, düşmanınınpeşine düşendir.

Dağlardan, ovalardan vadilerden,kayaların altından, çalıların dibinden,derelerden süzülerek düşmanını ko-valayandır. Böyle bir gerilla ile sava-şamazsınız. Böyle bir gerilla anlayışınıyenemezsiniz. Bu gerilla anlayışıCEPHELİ GERİLLA ANLAYIŞI-DIR. BU SAVAŞ TARZI CEPHELİSAVAŞ TARZIDIR. Bu, halk sava-şının karakteridir.

Halk savaşları halkın yaratıcılığınıesas alır, halkın bilgeliğini ve savaşmagücünü esas alır. Bu güç karşısındatanklarınız, toplarınız, uçaklarınız, özeltimleriniz çaresizdir. Siz çaresizsiniz.

Çaresizsiniz çünkü; BUGÜNEKADAR HİÇBİR CEPHE SAVAŞ-ÇISININ HEDEFLERİNE ULAŞ-MASINA ENGEL OLAMADINIZ.Bu sizin korkunuzdur ve inanın bukorkunuzu büyütmeye devam edece-ğiz.

Bu günleri arar olacaksınız. Örgütlüve silahlı bir halk karşısında yapabi-leceğiniz hiçbir şey yok.

Tek kurtuluşunuz adaletsizliğe sonvermek, halk çocuklarını katletmektenvazgeçmektir.

Emperyalizmle olan ilişkilere sonvermeniz, sömürüye son vermeniz-dir.

Aksi taktirde biz savaşmaya, sizinkorkularınızı büyütmeye devam ede-ceğiz.

Bütün halk düşmanlarına çağrı-mızdır!

Halkın adaletine teslim olun, halkayapılan zulme ortak olmayın. Simitsatın onurunuzla yaşayın. Yoksa ada-letimizin ve öfkemizin hedefi olmaktankurtulamazsınız.

Şunu unutmayın ki; Hiçbir halk sonsuza kadar esaret

altında yaşamayı kabul etmez. Ne ya-parsanız yapın! Hangi yönteme baş-vurursanız vurun halkın öfkesini son-suza kadar zincirlere mahkum ede-mezsiniz. Halk bir gün esaret zincir-lerini kıracak ve faşist düzeninizi ba-şınıza yıkacaktır.

Bunun garantisi CEPHEDİR, CEP-HELİLERDİR.

Her şeyi denediniz, katlettiniz, iş-kence ettiniz, sakat bıraktınız ancakcephelileri teslim alamadınız. 17 ya-şımızdaki de, 70 yaşımızdaki de di-reniyor.

İrademiz karşısında yapabileceğinizhiçbir şey yok. Yapamazsınız. Çünkühaksızsınız, çünkü halka karşısınız,çünkü, çürüyen ve yozlaşansınız.

ŞEHİRLERİN BÜTÜN YOK-SUL MAHALLELERİ ANADO-LU’NUN BÜTÜN DAĞLARI Bİ-ZİM OLACAK!

KAHRAMAN ŞAVAŞÇILARKUŞAĞI YARATTIK, CÜRETLİKOMUTANLARLA İKTİDARIALACAĞIZ!

Bugüne Alişanlar’la, Bernalar’la,Şafaklar’la, Oğuzlar’la geldik. Birkuşak yarattık. Bu kuşak, fedayı ku-şanan kahramanlar kuşağıydı. Kah-raman şavaşçılar kuşağı yarattık veemperyalizmin bizi yok etme saldırı-larını boşa çıkardık.

Bugün artık, kır ve şehir gerilla-larımızla, milislerimizle savaşımızıbüyütüyoruz.

Yoksul mahallelerin çamurlu so-kaklarından ellerinde silahlarıyla çıkıpadaleti uygulayan milislerimizle, ton-larca bombayla delik deşik edilendağlardan, bombalarla doldurulan va-

dilerden, derelerden süzülerek elleri-mizde silahlarımızla çıkıp geliyor, sa-vaşıyoruz.

Savaşımızı büyüteceğiz. Anado-lunun her karışında örgütlenecek vesavaşacağız.

Yoldaşlar!Şimdi savaşı büyütme zamanıdır. Şimdi savaşımızı bütün yoksul

kondulara ve bütün dağlara yaymazamanıdır.

Şimdi OĞUZ, BERNA, ÇİĞ-DEM, ŞAFAK OLMA ZAMANI-DIR.

Şimdi KOMUTAN VE YÖNE-TİCİ OLMA ZAMANIDIR. İktidarıistiyoruz. Devrim istiyoruz. Bununiçin sadece savaşmak, savaşçı olmakyetmez. Her dönem bir adım öne çık-mak gerekir.

Dün bir adım öne çıkmak savaşçıolmaktı, bugün bir adım öne çıkmakkomutan olmaktır.

Savaşımızın; HER KOŞULDASAVAŞAN VE SAVAŞTIRAN KO-MUTANLARA ihtiyacı var.

Savaşımızın; HER TÜRLÜ OLA-NAKLARLA SAVAŞI SÜRDÜRE-BİLEN KOMUTANLARA VE YÖ-NETİCİLERE ihtiyacı var.

Şimdi Cepheli olmak; bir adımöne çıkmak; YÖNETİCİ VE KOMU-TAN OLMAKTIR. Çünkü, savaşımızıbütün ülkeye yaymak ve süreklileş-tirmek hedefimiz var. Ve bunu uzakgeleceklere ertelemeyeceğiz.

Öfkemiz ve adalet anlayışımızbuna izin vermiyor. Evet büyük ola-naklara sahip değiliz ama biz elimiz-deki olanaklarla savaşı büyütebiliriz.

Biz bir bidon benzinle ve gerekti-ğinde taş ve sopayla savaşmasını bi-liriz. BİZ CEPHELİYİZ.

Şimdi Cepheli olmak; bir adım öne çıkmak, YÖNETİCİ VE KOMUTAN OLMAKTIR.Çünkü savaşımızı bütün ülkeye yaymak ve süreklileştirmek hedefimiz var.

Ve bunu uzak geleceklere ertelemeyeceğiz. Öfkemiz ve adalet anlayışımız buna izin vermiyor. Evet büyük olanaklara sahip değiliz

ama biz elimizdeki olanaklarla savaşı büyütebiliriz. Biz bir bidon benzinle vegerektiğinde taş ve sopayla savaşmasını biliriz. BİZ CEPHELİYİZ.

Bizim asla köreltilemeyen bir halk ve vatan sevgimiz, asla uzlaştırılamayan birideolojimiz, asla dindirilemeyen bir öfkemiz var.

Biz bunlarla savaşıyoruz.

BİZ SOYGUNCU, ÇÜRÜMÜŞ DÜZENİNİZİ BAŞINIZA YIKACAĞIZ!14

Page 15: YETMEDİ… Kapısına Mühürler Taktı, Biz Söktük Attıkyuruyus.biz/pdf/pdf/554.pdfpazarlayanlar olmayacak O yaşamda, ne sömürü, ne zulüm, ne faşizm olacak! O yaşamda çocuklarımızın

Bizim asla köreltilemeyen bir halkve vatan sevgimiz, asla uzlaştırıla-mayan bir ideolojimiz, asla dindiri-lemeyen bir öfkemiz var. Biz bunlarlasavaşıyoruz.

Bir Cepheli’nin esas silahı beynidir,yüreğidir.

Biz Dayımızdan bütün dünyayakafa tutmayı öğrendik. Biz Dayımız-dan yüreğimizle ve yumruğumuzlasavaşmayı öğrendik.

Biz Dayımızdan halka güvenmeyive halka inanmayı öğrendik. Biz budeğerlerle savaşıyoruz.

Yoldaşlar!Şehitlerimize, halkımıza ve vata-

nımıza devrim sözümüz var. Bu sözüyerine getirmenin tek bir koşulu var.

-Halkı örgütlemek,-Savaşı süreklileştirmek ve büyüt-

mek,Her Cepheli’nin omuzlarında bu

yük var. Her Cepheli’nin omuzlarındaşehitlerimizin yükü var. Her Cephe-li’nin omuzlarında halkın acıları var.

Bu nedenle her Cepheli, bir ko-mutan olmak zorundadır. Komutanolmak iktidarı istemek, halkı ve vatanısevmektir.

Komutan olmak şehitlerimize ver-diğimiz söze sadık olmaktır.

Komutan olmak için bize gerekliolanı istemektir. Biz herkesin örgüt-lenebileceğine, herkesin savaşabile-ceğini, herkesin savaştırılabileceğineinanıyoruz.

Savaşan herkes komutan olabilir,yönetici olabilir.

Devrim iddiamızı Kızıldere’denbugüne hiç kaybetmedik. Emperya-lizmin çizdiği yoldan değil, Önderle-rimizin çizdiği, Kızıldere'den Dersim'euzanan devrim yolunda yürüdük. Buyol ANADOLU İHTİLALİNİN YO-LUDUR.

Bu yolu Kızıldere'den günümüze,Mahirler’den Ozanlar’a kahraman şe-hitlerimizle, yoldaşlarımızla, halkı-mızla yürüdük. Biz Anadolunun ihtilaliyolundan yürümeye devam edeceğiz.

Yoldaşlar, Halkımız, Dostlar!Kimsenin kuşkusu olmasın ki sa-

vaşımızı büyüteceğiz. Kimsenin kuş-kusu olmasın ki, halk çocuklarının,açlığımızın ve yoksulluğumuzun he-sabını soracağız.

Bizden başka savaşacak, hesapsoracak kimse yok.

Cepheden başka devrimi yapacakbir güç yoktur.

Cephe halkın geleceğidir umudu-dur. Umudu büyütmeye devam ede-ceğiz. Kızıldere'den, Çiftehavuzlar'a,Çiftehavuzlar'dan Balkıca'ya, Balkı-ca'dan Dersim'e uzanan yolumuzu,iktidarı alarak taçlandıracağız.

Emperyalizmin ve faşizmin ikti-darını yıkacağız.

Bunun için savaşmak zorunludur.Savaşmadan ne halkımızı özgürleşti-rebilir, ne de vatanımızı bağımsızlaş-tırabiliriz.

Savaşmadan ne açlığımıza ne deişsizliğimize son verebiliriz.

Savaşamadan ne onurumuzu koru-yabiliriz, ne de çocuklarımızın geleceğini

kurabiliriz. Savaşmak geleceğimizdir.Savaşmak tek kurtuluşumuzdur.

Yoldaşlar, Halkımız, Dostlar2017 yılına dağlarda şahanları-

mızla, şehirlerde Şafaklar’ımızla vemilislerimizle giriyoruz. Hedeflerimizbüyük. Bütün Anadolu'ya yayılacağız.Bütün dağlar ve şehirler bizim silah-larımızla yankılanacak.

2017 yılında düşmanımızın kor-kularını, halkımızın umudunu büyü-teceğiz.

Tek başına kalsa dahi savaşmayakararlı, savaşımızı büyütmeye vebütün Anadolu'ya yaymaya kararlı,emperyalizme asla teslim olmayan,asla uzlaşmayan komutanlar kuşağıyaratarak yurdumuzu Amerikan pos-tallarından kurtaracağız.

Parti-Cephe Anadolu iltilalinin ön-cüsüdür. Her koşulda yol açan yolyapan yol gösterendir. Kurtuluşunyolu Parti-Cephe’nin yoludur.

Cephe saflarında birleşelim, sa-vaşalım kendi kaderimizi kendi elle-rimize alalım.

DİRENEN, SAVAŞAN HERCEPHELİ, HALKIMIZIN VE VA-TANIMIZIN KURTULUŞUDUR

PARTİ CEPHE ANADOLU İH-TİLALİNİN TEK ÖNCÜSÜDÜR

KIZILDERE'DEN DERSİM'EMAHİRLER’DEN OĞUZLAR’AYOLUMUZ BAĞIMSIZLIK YO-LUDUR

HAKLIYIZ KAZANACAĞIZ!

Ankara’da “İşimi, Öğrencilerimi İstiyorum” DiyenKamu Emekçilerinin Direnişi 50. Gününde!

Ankara Yüksel Caddesinde, İnsanHakları Anıtı önünde “İşimi, Öğren-cilerimi İstiyorum!” talebiyle oturmaeylemi yapan Nuriye Gülmen ve Se-mih Özakça’nın direnişleri, 27 Ara-lık’ta 50. gününe girdi. Direniş 50.gününde de aynı kararlılıkla sürüyor.Bu kararlılık sayesinde direniş hergeçen gün daha da güçleniyor, daha

da büyüyor. İki gündür, Malatya ve Bodrum’dan gelen kendilerigibi OHAL, KHK’larıyla ihraç edilen Kamu Emekçileri de ikigündür kendileriyle birlikte direniyorlar. Seslerini büyütüyorlar.

“Siz VarkenUmutsuz Değiliz”

Bahçelievler Halk Cephesi aile ziyaretle-rine devam ediyor. 22 Aralık’ta Kocasinan’daYürüyüş dergisi okuru olan bir ailenin evineziyaret edildi. 3 kişinin katıldığı ziyaretteaile ile uzun sohbet edildi, AKP faşizmi an-latıldı ve devrimcilere karşı artan baskılarkonuşuldu. Aile fertleri de dergiyi düzenliokuduklarını gündemi Yürüyüş dergisindentakip ettiklerini, medyanın hiçbir gerçeğiyansıtmayan haberler yaptığını söyledi.Umutlarının devrimciler olduğunu söyleyenaile; “siz varken umutsuz değiliz” dedi.

1 5BİZ YENİ BİR DÜNYA KURACAĞIZ!

Page 16: YETMEDİ… Kapısına Mühürler Taktı, Biz Söktük Attıkyuruyus.biz/pdf/pdf/554.pdfpazarlayanlar olmayacak O yaşamda, ne sömürü, ne zulüm, ne faşizm olacak! O yaşamda çocuklarımızın

19 Aralık sabahı oligarşinin silahlıgüçleri girdikleri her hapishanedeParti-Cephe'li tutsakların direnişiylekarşılaştılar. Ellerinde otomatik si-lahları, bombaları helikopterleri, işmakinaları vardı. Güçlüydüler. FakatParti-Cephelilerin olduğu hiçbir ko-ğuşa ellerini kollarını sallayarak gi-remediler. Barikatlar karşıladı onları,onun da olmadığı yerde bedenler ba-rikat yapıldı. Elde ne varsa silah ya-pılıp onlarla direnildi. Çünkü o günasıl önemli olan düşman saldırısınıdurdurmasının da ötesinde ona dire-

nerek iradesini kabul ettirmekti.’90'lar boyunca tüm dünyada dev-

rimci ideolojiyi yok etmek çabasınısürdüren ve bundan önemli bir mesafede kat eden emperyalizm, 2000 yılınagelindiğinde saldırısını yeni bir boyutataşımıştı.

Kendisine direnen, iradesini kabuletmeyen az sayıda devrimci hareketide teslim almak, dünyayı kendisi içingül bahçesine çevirmekti asıl amacı.Bu süreçte emperyalizmin devrimcihereketlere saldırısının özünü YA DÜ-ŞÜNCE DEĞİŞİKLİĞİ YA ÖLÜM

dayatması oluşturmuştur. Bu dayatmaülkemizde tecrit saldırısında cisimle-şirken, 19 Aralık bu teslimiyet ve uz-laşma dayatmalarının en hızlı uygu-landığı; ideolojik tasfiye çabalarınınsonuçsuz kaldığı noktada, fiziki im-hanın devreye sokulduğu gün oldu.Emperyalizm ve oligarşi çok dahafazla devrimcinin katledilmesini degöze alarak bu katliama girişmişti.

Ülkemiz açısından değerlendirir-sek; reformist sol, zaten çok öncesindetercihini düzen içileşmeden yana yap-mış ve devrim saflarını terk etmişti.

19 Aralık Marksizm-Leninizm’de Israrın Direnişi ve Zaferidir-219 ARALIK, EMPERYALİSTLER VE İŞBİRLİKÇİLERİNİN,

SOLU DÜZEN İÇİNE ÇEKME SALDIRISIDIR

119 Aralık, Emperyalizmin “Ya Düşünce Değişikliği Ya Ölüm” Dayatmasına

Verdiğimiz “Direniş” Cevabıdır19 Aralık, Emperyalizmin Siyasi ve İdeolojik Önderliğini Yaptığı;

Tasfiye, Uzlaşma ve Teslimiyet Politikalarının SonuçAlamayacağının İlanıdır

19 ARALIK GÜNÜ DİRENDİĞİMİZ İÇİN BUGÜN VARIZ!

Yürüyüş

1 Ocak2017

Sayı: 554

BİZ SOYGUNCU, ÇÜRÜMÜŞ DÜZENİNİZİ BAŞINIZA YIKACAĞIZ!16

Page 17: YETMEDİ… Kapısına Mühürler Taktı, Biz Söktük Attıkyuruyus.biz/pdf/pdf/554.pdfpazarlayanlar olmayacak O yaşamda, ne sömürü, ne zulüm, ne faşizm olacak! O yaşamda çocuklarımızın

19 Aralık Katliamı ile devam edensüreçte Büyük Direniş bu kesimlerinmaskelerini düşürdü ve devrimcilerlearalarındaki mesafeyi belirginleştirmeişlevi gördü.

Bu süreç bir yol ayrımı olma ni-teliğini ise, esas olarak oportünist solaçısından taşıdı. İdeolojik olarak hergeçen gün biraz daha gerileyen, em-peryalizme ve burjuva ideolojisineciddi tavizler veren, ancak bir şekildeo güne kadar devrim saflarında kala-bilmiş olan oportünizmin, gelinennoktada bu durumun daha fazla sür-dürülebilmesi mümkün değildi.

Emperyalizm tüm dünyada halklarınörgütlü güçlerini tercihe zorluyordu."Ya düşünce değişikliği ya ölüm" başkabir deyişle; " Ya benden yanasınız, yabana karşısınız; bana karşı olanı ezergeçerim." diyordu. Oportünist sol 19Aralık'ta direnmeyerek ve esas olarakda Büyük Direniş'ten kaçarak, bu da-yatmaya boyun eğdi.

Bu tehdide cepheden tavır almak,bedeller ödemeyi, hatta fiziki yok ol-mayı dahi göze alarak emperyalizmve oligarşinin saldırısının karşısındadurmak; devrimciliği, ideolojik ba-ğımsızlığı korumanın tek yoluydu. 19Aralık ve tecrite karşı direniş, bu an-lamda, ülkemiz koşullarında devrim-ciliğin, devrimci değerlerin tasfiyeedilmesine karşı bir direniş olma özel-liği de taşıyordu. Direnişin içerdiğibu anlam, daha sonrasında DİREN-MEYEN ÇÜRÜR sözüyle ifade edildi.

Sonunda oportünist sol, 19 Aralık2000 tarihinden itibaren direniş saf-larını terk ederek devrim iddiasından,devrimci değerlerden uzaklaştı. Sü-recin sonunda, artık reformist sollaarasındaki ayrım iyice belirsizleşmişduruma geldi. Bazıları ise çoktan dö-nemi reformistleşmeye kırdı, oradayerini aldı.

Bugün hapishanelerdeki durum dabu açıdan çarpıcı bir örnek oluşturuyor.AKP hapishanelerde keyfiyetini, hakgasplarını ve işkencelerini, her geçengün arttırıyor. Siyasi tutsaklar, kimolduklarına dahi bakılmadan oradanoraya sürülüyorlar. Telefon, ziyaret

vb. haklar gerekçesiz gasp ediliyor,kitap yasakları uygulanıyor. Hastatutsaklar katledilmeye devam ediliyor.

Özgür Tutsaklar bu saldırılara karşıgenel direnişle meydan okurken, opor-tünist soldan tutsakların bütün bu sal-dırılar, hak gaspları karşısında tek birdirenişleri yok. Hücrelerine çekilmişsadece seyrediyorlar. Çünkü direnecekbütün iddialarını, inançlarını kaybet-tiler. Gelinen nokta sıradanlaşmadır.Dahası çürümedir.

Kürt milliyetçisi hareketin durumuda bu açıdan farksızdır. PKK tutsakları19 Aralık Katliamı’na ve tecrit polita-kalarına karşı asgari bir direniş bilesergilemedi. Yaşanan sürecin, katliamınseyircisi oldular. Bununla da kalmayıpbizzat PKK önderi tarafından katliamsonrasında "farkımızı koyduk iyi oldu"denildi. Fakat bilmiyorlardı direnenlerlekendileri arasına koydukları bu fark,kendilerini günden güne daha fazlaçürütecek. Gelinen noktada Kürt mil-liyetçi hareketi teslimiyeti kabullenmiş,ideolojik olarak emperyalizmin hege-monyasına girmiş durumdadır. Bununsonucu olarak bugün, Suriye'de em-peryalizmin silahlı gücü olmayı ka-bulleniyor; ellerinde tuttukları bölgelereABD bayrağı çekmeyi sineye çekebi-liyorlar.

Bilindiği gibi, farklı süreçlerdengeçse de, Kolombiya'da FARC daemperyalizmin “Ya Düşünce Deği-şikliği Ya Ölüm” dayatması karşısındadirenmeyip, teslimiyet ve tasfiyeyikabul ederek Kolombiya oligarşisiylebarış imzaladı.Her ne kadar met-nin üzerinde " Ba-rış Anlaşması"yazsa da, imzala-nan gerçekte tes-limiyet anlaşma-sıdır.

Bütün bu ger-çekler ışığında ba-kıldığında, 19Aralık Direni-şi’nin ve BüyükDireniş’in anlamıdaha iyi anlaşılır.

Bütün dünyaya teslimiyetin kanlı birşekilde dayatıldığı bir süreçte biz di-rendik. Bütün dünya halklarına dadirenilebileceğini gösterdik.

Direnmeyenler çürüdü, teslimiyetesürüklendi, uzlaştı. Sonuç olarak em-peryalizmin yedeğine düştüler. Bizise, bütün dünyada tek başımıza kal-mak pahasına M-L'de, düşünceleri-mizde, silahlı devrim mücadelesindeısrar ediyoruz. Emperyalizme boyuneğmedik, karşısında eğilmedik. Onunideolojik dayatmalarından zerrece et-kilenmeyip, bir milim yolumuzdansapmadık.

Direnenlerin YanındaOlmayanlar HiçbirHakkın SavunucusuOlamazlar!

Bugün oportünist, reformist solundurumu içler acısıdır. Mesele fizikigüç, insan sayısı vb. değildir. NitekimKürt milliyetçi hareket açısından ba-kıldığında bunlar da vardır. Fakat so-nuç değişmiyor. İdeolojik bağımsızlıkyitirilmiş, teslimiyet ve uzlaşmacılıkkabul edilmiştir. Bu nedenle, ne birtalebin arkasında sonuna kadar dura-bilirler, ne de tek bir direnişi zaferetaşıyabilirler. Halka umut olamazlar.Çünkü direnme dinamiklerini çoktanyitirdiler.

Bugün “sol neden böyle?” soru-sunu soranlar dönüp 19 Aralık'a, Bü-yük Direniş sürecine bakmalıdır. Ce-vap oradadır. Direnmemelerindedir.

Tarihlerinde direniş gelenekleri

119-22 Aralık ŞehitlerimiziDiri Diri Yakanları Unutmadık!

1 Ocak2017

Yürüyüş

Sayı: 554

1 7BİZ YENİ BİR DÜNYA KURACAĞIZ!

Page 18: YETMEDİ… Kapısına Mühürler Taktı, Biz Söktük Attıkyuruyus.biz/pdf/pdf/554.pdfpazarlayanlar olmayacak O yaşamda, ne sömürü, ne zulüm, ne faşizm olacak! O yaşamda çocuklarımızın

AKP Fa izmine Deriz ki: Devrimci AvukatlarlaMücadeleye Kalkı mayın, Taleplerini Kabul Edin!

Av. Barkın Timtik için nöbet eylemine başlamakisteyen Halkın Hukuk Bürosu avukatları gözaltına alındı.Gözaltılarla ilgili 27 Aralık’ta açıklama yapan Kamu

Emekçileri Cephesi şunları ifade etti: “Hak aramak suçolamaz. Bunu suç haline getiren faşizmdir... Halkın avu-katlığını yapanlara kendi “yasa”larını dayatıyor. Yasalaraaykırı bir durum bulamazsa zor kullanıyor. Devrimci dü-şünceleri hayata geçirenler olduğu sürece bu ülke hiçbirzaman sizin için dikensiz bir gül bahçesi olmayacak!..Devrimci avukatların talepleri bizim de taleplerimizdir.Av. Barkın Timtik serbest bırakılsın. Halkın HukukBürosu üzerindeki baskılara son verilsin!”

yaratamamalarındadır. Ölüm orucundahainleşenleri alınlarından öpmelerin-dedir. Ki, oportünist sol saflarındaihanetin, teslimiyetin meşrulaştırıl-masının yolu böyle açılmış, bununsonucu Dersim'de 24 MKP gerillasıtek bir kurşun atmadan silahlarıylateslim olabilmiştir.

Öte yandan 19 Aralık Direnişi veBüyük Direniş, sadece solu değil, de-mokratik kitle örgütlerini de derindenetkiledi. Bu sürecin ardından sendi-kalar sendika olmaktan, derneklerdernek olmaktan çıktı. Gelinen noktadahepsi "Sivil Toplum Örgütü" oldular.

AKP faşizmi bugün emekçilereyönelik tarihteki en kapsamlı hakgasplarını ve tasfiyeyi gerçekleştiriyor.On binlerce kamu emekçisi KHK'larlabir gecede işinden atılıyor, kazanılmıştüm hakları gasp ediliyor. Bunun kar-şısında KESK'in örgütlediği tek birdireniş yoktur.

Bırakalım direniş örgütlemeyi,"diplomasi" masallarıyla kendindenbağımsız gelişecek direnişleri engel-leyici rol oynuyorlar. AKP'nin icaze-tine sığınarak üyelerinin yeniden işinedönmesini sağlamaya çalışıyorlar.Yani AKP'den insaf bekliyorlar. Hak-larını söke söke alma bilincinden zer-rece eser yoktur bu anlayışta.

DİSK'in durumu da farksızdır. SonKHK'larla grev hakkı neredeyse tü-müyle ortadan kaldırıldı. DİSK'in ör-gütlü olduğu bir çok belediyeye AKPkayyumlarla el koydu. DİSK üyesiişçiler sorgusuz sualsiz kapı önünekonuldu. Çoktandır patron sendikasınadönüşmüş olan DİSK, bütün bunlarkarşısında bırakalım grevi vb. tek birdireniş örgütleyebildi mi?

TMMOB, TTB... durum farksızdır.

Peki binlerle ifade edilenüyeleri olan sendikalar,odalar vb. nasıl bu halegeldiler? Cevabı 19 Aralıkve Büyük Direniş süre-cindedir. O gün direnen-lerin yanında yer alma-yanlar hiçbir değere sahipolamazlardı. Kendi hak-larını bile savunamazlar.Nitekim, savunmuyorlar.Kendi özgücüne, direnmegeleneğine güvenmeyen-ler yıllarca sırtlarını AB'yeyaslayarak muhalefetçilikoynadılar. Bugün artık bunun da koşullarıkalmamıştır. Tek yol direnmektir. Oysadirenme dinamiklerini çoktan kaybet-tiler.

O Gün Direndiğimiz İçinBugün Varız

19 Aralık emperyalizme karşı dire-nişten, düşüncelerimizden vazgeçme-diğimiz, direnme kararlılığımızı ilanettiğimiz gündür. Bu kararlılıkla 7 yılboyunca, 122 Şehit pahasına direndik.Hiçbir örgütün ödemeyi göze alama-yacağı bedelleri göze aldık, ödedik.

Hiçbir koşulda ihanetle, kavga kaç-kınlığıyla uzlaşmadık. Burjuva ideolo-jisine zerrece prim vermedik. BüyükDireniş bize devrime kadar hiçbir ko-şulda yolumuzdan sapmayacağımız birmiras bıraktı. Direnmeyenler içinseböyle bir şey söz konusu değildir. Çü-rümeye başladılar. 7 yıl sonra ise artıkhiçbir şeyleri kalmadı.

Bu güvenle söylüyoruz ki; 19 Ara-lık’ı direnerek karşılayanlar zaferleçıktılar. Zafer: ideolojik netliğimiz,baş eğmezliğimiz, savaşma kararlılı-ğımızdır. Devrimciliğin onuruna, saf-

lığına leke sürdürmememizdir. Zaferbütün dünyada M-L ideolojiden tavizvermeden devrim ve sosyalizm yolundaemin adımlarla yürüyen tek güç olarakkalmamızdır. Bugünün dünyasında sa-dece M-L ideolojiye sahip olanlar so-nuna kadar direnebiliyorlar. SadeceM-L ideolojiye sahip olanlar emper-yalizmin ve kapitalizmin alternatifiolabiliyorlar. Sadece M-L ideolojiyesahip olanlar ulusal ve siyasal sorunlarıçözebilecek durumdadırlar.

Ve yine diyoruz ki: O gün bedelödemekten kaçmadığımız için bugünvarız. Bedel ödemekten kaçmadığımıziçin bugün hala umuduz.

19 Aralık’ta yandık, yakıldık amayok edilemedik. Hasan Selimler, Şa-faklar, Bahtiyarlar, Elif Sultanlar, Çiğ-demler, Bernalar, Onurlar, Çayanlar,Oğuzlar o gün yandığımız yangınınküllerinden doğdular.

Ve 19 Aralık unutturulamayan,yaşayan bir tarihtir, yaratılan direnişgeleneği daha nice savaşçılar çıkara-caktır. Bu yanıyla 19 Aralık, kendihesabını soran ve soracak olan birdireniştir.

119-22 Aralık ŞehitlerimiziDiri Diri Yakanları Unutmadık!

Yürüyüş

1 Ocak2017

Sayı: 554

BİZ SOYGUNCU, ÇÜRÜMÜŞ DÜZENİNİZİ BAŞINIZA YIKACAĞIZ!18

Page 19: YETMEDİ… Kapısına Mühürler Taktı, Biz Söktük Attıkyuruyus.biz/pdf/pdf/554.pdfpazarlayanlar olmayacak O yaşamda, ne sömürü, ne zulüm, ne faşizm olacak! O yaşamda çocuklarımızın

Halkın HukukBürosu

Geçtiğimiz Çarşamba günü, gü-venlik güçleri tarafından yapılan biroperasyonda Kıraç’ta gözaltına alınan32 şüpheli şahıs arasında bulunanAv. Barkın Timtik ile ancak dün ya-pılabilen görüşme sırasında, işkencegördüğü ve bu işkence izlerinin fizi-ken tesbit edilebilecek şekilde bu-lunduğu anlaşılmıştır.

Av. Barkın Timtik’in gözaltı sü-recinde yaşadıkları, hukuk devletiiddiası taşıyan bir ülke için utançvesilesidir.

• Operasyona maruz kalanlara,bir eylem sırasında değil, şüphe üze-rine yakalama işlemi uygulanmıştır.İşlemi takiben, Esenyurt EmniyetMüdürlüğü’ne götürülen Av. Timtikile meslektaşlarının görüşmesi 4 günboyunca engellenmiştir.

• Avukat olduğu bilinmesine kar-şın, sorgusu kollukta ve savcı ol-

maksızın yapılabilmiştir.• Sorguya katılan meslektaşları

tarafından, Av. Barkın Timtik’in iş-kence gördüğü tespit edilmiştir.

• Bu gelişme üzerine, İstanbulBarosu Yöneticileri tarafından Em-niyet Müdürlüğü nezdinde mahallindeyapılan başvurular da kabul edilme-miştir.

Bir an için yakalama ve gözaltınailişkin bütün somut gerekçelerin var-lığı ve haklılığı kabul edilse dahi,öncelikle bir yurttaşın işkence görmesiasla kabul edilemez. Kaldı ki, avukatolduğu bilinen bir kişiye karşı buyola tevessül edilebilmiş olması, hiç-bir gerekçeyle açıklanamaz.

Avukatların konumlarına, yasalarıtarafından düzenlenen hükümlerletanınan ayrıksılıklar, onlara ilişkinbir ayrıcalık değildir. Yurttaşlarınhak arama özgürlüklerinin teminatı

olan avukatlara, mesleklerini ifa eder-ken her türlü yardımı sağlamak, ulus-lararası sözleşmelerle kabul edilendevlet yükümlülüğüdür. Buna rağ-men, kolluk güçlerinin doğrudanavukata yöneltilmiş bir işkenceyle,avukatın görevini yapmasını engel-lemek ve O’na gözaltı işlemi uygu-lamak, hiçbir gerekçeyle – OHALile bile– açıklanamaz.

İstanbul Barosu olarak, Av. BarkınTimtik’e uygulanan işkence olgusunuve sonuçlarını ciddiyetle ve hassasi-yetle takip edeceğiz. Bu takibimizin,adalet camiasına ilişkin bir utancındaha fazla taşınmaması ve yinelen-memesi için elzem olduğu kanısın-dayız. Bu utancın, “adalet” iddiasıtaşıyan hukuk kurumsallıklarınca pay-laşılamayacağına inanmak istiyoruz.

İSTANBUL BAROSU BAŞKANLIĞI

AAVUKATA KENCE, UTANÇ VES KASIDIR!

İSTANBUL BAROSU’NUN AV. BARKIN TİMTİK’E YAPILAN GÖZALTI VEİŞKENCE NEDENİYLE YAPTIĞI AÇIKLAMA

19 Aralık... Barkın Timtik BugünAdliyeye çıkarılıyor

İşkenceciler korkaktır, onursuz-dur.

İşkencelerini gizlemek için tu-tukladılar

Halkın avukatlığını yaptığımıziçin tutukladılar.

Umudu bitiremezsiniz. Umut ol-duğumuz için tutukladılar.

******20 Aralık... Baskılarınız, gözal-

tılarınız, tutuklamalarınız bizleri yıl-dıramaz!

"Bizim sevgimiz faşizmi yene-cek!"

Av. Barkın Timtik Onurumuzdur!Av. Barkın Timtik Serbest Bıra-

kılsınAv. Barkın Timtik dün gece AKP

faşizmi tarafından tutuklandı.ÇHD'nin avukat arkadaşımızla ilgiliyaptığı açıklama:

Av. BarkınTimtik "işte kitleninüzerine ateş eden buydu"diye teşhisettiği işkenceci polis, hapishaneyeteslim ederkende işkence yapmaya

devam etti.Barkın'ın alnında, yüzünde yeni

izler çizikler var. Hapishanede birliktetutuklandıkları müvekkilimizdenayırıp tek kişilik hücreye koymuş-lar.

Barkın'ın yanında yöresinde kimseyok. Henüz doktora çıkarmamışlar.Ancak morali yaralarından daha iyive yüksek.

******21 Aralık... Devrimci Avukatlık

Teslim Alınamaz!Halkın avukatları teslim alına-

maz!Barkın’ı faşizmin zindanlarindan

alacağızBarkın Timtik işçilerin, yoksul

halkımızın, Kürt halkının ve tümezilen sömürülen haklarımızın avu-katıdır.

AKP faşizminin Barkın Timtik’itutuklamasının nedeni bu avukatlıkpratiğidir.

Gözaltılarınız, işkencelerleriniz,keyfi tutuklamalarınız bizleri yıldı-ramaz!

Devrimci Avukatlık Onurumuz-dur!

Adaletin küçüldüğü ülkelerde artıkbüyük olan suçlulardır.

Sayılmayız parmak ile Tükenme-yiz kırmak ile!

Barkın Timtik onurumuzdur!Avukat Barkın Timtik Silivri 9

No’lu Hapishanesi’nde tecrit hücre-sinde tutuluyor!

Barkın Timtik halkın avukatlığınıyaptığı için işkencelere maruz kaldı.Bütün işkencelere onuruyla direndi!

Bizi gözaltına alarak, tutuklayarak,işkence yaparak hatta öldürerek yıldı-ramazsınız! Biz kazanacağız!... Kimsedevrimci avukatlık yapmamızı engel-leyemez! Tutsak düştüğümüzde dahidüşüncelerimizden vazgeçmeyiz!

Siz bizi copa, gaza, işkenceyeyenilir mi sandınız?

"Belki bahtiyarlık değildir artıkboynunun borcudur fakatdüşmana inat bir gün fazla yaşa-

mak.."

"Bir de ekmeği son lokmasınadek yemeyi

HALKIN AVUKATI BARKIN TİMTİK’İN GÖZALTINA ALINMASI VE TUTUKLANMASISONRASINDA İNTERNETTE YAYIMLANAN MESAJLARDAN BİR BÖLÜMÜ...

1 Ocak2017

Yürüyüş

Sayı: 554

1 9BİZ YENİ BİR DÜNYA KURACAĞIZ!

Page 20: YETMEDİ… Kapısına Mühürler Taktı, Biz Söktük Attıkyuruyus.biz/pdf/pdf/554.pdfpazarlayanlar olmayacak O yaşamda, ne sömürü, ne zulüm, ne faşizm olacak! O yaşamda çocuklarımızın

bir de ağız dolusu gülmeyi unutmahiçbir zaman."

" kararmasın yeter kisol memenin altındaki cevahir."

"Saklayacak bir şeyin yoksa kor-kacak bir şeyin de yok demektir…"Che Guevara

Bizi yenemezsiniz!"Eğer birgün beni başım eğik gö-

rürsen, bil ki başım; yere düşmüşbirini kaldırmak için eğilmiştir..."

"Yepyeni bir dünya kuracağız...Ve dört bir yana yazacağız"

Biz değerlerimiz için yaşıyoruz.Barkın'ı tutuklayanlar sizin hayattauğruna yaşadığınız neyiniz var?

"şimdiden yok bilsin hasmım ken-dini

bağlasalar parçalarım bendimiyatacağım bilsem bile zindanda"Halk için avukatlık yapmaya de-

vam edeceğiz! Barkın'ı faşizmin zin-danlarından alacağız!

Vatanımızı hırsız ve soysuzlarabırakmayacağız... Halkın avukatlığınıyapmaya her koşulda devam edece-ğiz!

******22 Aralık... Devlet sizin... Vatan

bizim... Devlet sizin iktidarınızı ko-ruma aracınız... Vatanımızın her yanıbizim... Suçlarınızın hesabını vere-ceksiniz!

Faşizmin Saldırılarına Boyun eğ-meyelim!

Mesleğimizin onuruna sahip çı-kalım!

Haklıyız ve faşizmden daha güç-lüyüz!

Barkın'ı faşizm tecrit ediyor. SilivriHapishanesi’nde tek tutuyorlar!

Gayet moralli ve dirençli... Tümdostlarını kucak dolusu selamlıyor..

Barkın'ı faşizmin zindanlarındanalacağız!

Faşizmle Mücadele Etmenin Onu-ru ve Gururu Devrimcilere Aittir!

Tutsak ederek mücadelemizi yokedemezsiniz!

Faşizm halkı sindirmek, zulmümeşrulaştırmak için, yasal işlemlerinsorgulanmasını yasaklar.

Yargının tartışılmazlığı ve faşizminotorite ihtiyacından doğar.

Yargıyı tartıştırmamak, faşizminotoritesini tartıştırmamaktır.

Faşizme karşı mücadele edenler,onun yargısına da karşı olmak duru-mundadırlar.

O "yargı" tarafından cezalandı-rılmayı da göze alarak gerçekleridile getirmelidirler.

Faşizm tutuklayarak mesleğimiziyapmamız üzerine ipotek kurmak is-tiyor!

Mesleğimizi ipotek altında yap-mayacağız ve mesleğimize tutuk-lama tehtidi ipoteği kurulmasına izinvermeyeceğiz!

BİZ HALKIN HUKUK BÜRO-SUYUZ VE BİZ İDDİALIYIZ...

Hukuku faşizmin hizmetinde birsilah olmaktan çıkaracağız, hukuku,halkın hukuku haline getireceğiz.

Halksanız Haddinizi Bilin! Fa-şizme Boyun Eğin! DİYOR AKP,HAYIR BOYUN EĞMEYECEĞİZ.

Faşizm,"Sana Düşman, BanaDüşman, Düşünen İnsana Düşman"

Faşizm suç yaratıyor: Cemevindeyedi yemeği düzenlemek ve katılmaksuç değildir!

Faşizmin üzerindeki hukuki şal,Barkın'ın yüzündeki darp izlerinigizleyemiyor.

İşkencecilere,Yargıya, Bu CüretiVeren Faşizmdir!

Barkın'ın tu-tuklanmasında Fa-şizmin ZulmünüGördüğümüz Ka-dar, Gerçeğin Gü-cünü de Görüyo-ruz...

Gerçek, Faşiz-me Direnmek,Hak Ve Özgürlükİstemek Suç De-ğildir!.

Gerçek demok-rasi, faşizm yıkı-larak kurulur.

Baskı ve terö-rü, keyfiliği artıranbir devlette, haklarve özgürlükler mü-cadelesinin tekyolu direnmektir

Barkın’ı, çürü-

yen ve çürüdükçe daha fazla zulmedipkeyfileşen bir devletin elinden çekipalmak istiyoruz biz.

19 Aralık Katliamı’nda katledi-lenlerin avukatı Barkın Timtik'i 19Aralık'ta tutukladılar!

Ne oldu işkencelerinizin sonucu?Elinize ne geçti? Neyi başarabildi-niz?

2013 yılında eski ortaklarınızlabirlikte de saldırmıştınız. İrademizbüyüdü, mücadelemiz büyüdü...

İçeride, dışarıda avukatlara işkenceyapılan bir ülkede tutsaklara neleryapıldığını anlamak için insan olmakyeterli. İşkence insanlık suçudur!

Biz nasıl bilirsek hepbir ağızdangülmeyi, bilirz öylece yaşamayı veölmeyi. Birmiz hepimiz, hepimiz bi-rimiz için...

Kıraç Cemevi’nde 7 Yemeğine Katıldıkları İçin Tutuklananlar Derhal Serbest Bırakılsın!

Kamu Emekçileri Cephesi Kıraç Cemevi'nde OğuzMeşe'nin 7 yemeğine katıldıkları için işkenceyle gözaltınaalınıp tutuklananlarla ilgili 27 Aralık'ta bir açıklama yaptı.Açıklamada: "AKP’nin katil polisleri 15 Aralık’ta KıraçCemevi’nde Oğuz Meşe’nin 7 Yemeğine katılan halka az-gınca saldırdı. Günlerce gözaltında işkence gördüler,ardından da tutuklandılar. AKP ‘ölülerinize sahip çıkmayın’demek istiyor. Cemevine, halka, ölüleri için dağıttıklarılokmaya saldırmak acizlik, korkaklıktır, alçaklıktır! 25kişi avukatlarıyla birlikte şu an Silivri Hapishanesi’nde.İçlerinden biri, Hasan Güzel, kanser hastası ve iyi birbakıma, düzenli tedaviye ihtiyacı var. Hasta-yaşlı demeden,ölür-yaşar demeden önüne geleni içeri atmak halk düş-manlığıdır. Hapishane koşullarından kaynaklı tutuklu bu-lunanların başına gelebilecek her şeyden AKP iktidarı so-rumludur. Ölülerimizi değerlerimize göre anmak boynu-muzun borcudur. Bunu engellemeye kalkmak, basınçlısuyu ellerinizle kapatmak kadar akıl dışıdır. Sizin silahlarınızvarsa, halkın da uğruna öleceği değerleri var. Kıraç Cem-evi’nde katıldıkları 7 yemeğinden dolayı tutuklananlarderhal serbest bırakılsın!" denildi.

Yürüyüş

1 Ocak2017

Sayı: 554

BİZ SOYGUNCU, ÇÜRÜMÜŞ DÜZENİNİZİ BAŞINIZA YIKACAĞIZ!20

Page 21: YETMEDİ… Kapısına Mühürler Taktı, Biz Söktük Attıkyuruyus.biz/pdf/pdf/554.pdfpazarlayanlar olmayacak O yaşamda, ne sömürü, ne zulüm, ne faşizm olacak! O yaşamda çocuklarımızın

1 Ocak2017

Yürüyüş

Sayı: 554

22 1BİZ YENİ BİR DÜNYA KURACAĞIZ!

Bir kavga yaşanıyor Maltepe ÇocukHapishanesi’nde şu günlerde. Amansızbir kavga. Nazım Hikmet'in dediğigibi "BU KAVGA FAŞİZME KARŞI,BU KAVGA HÜRRİYET KAVGA-SI". Ve Bulgar şair Vaptsarov'un dediğigibi "Kavga amansız ve katı / Kavga,dedikleri gibi destansı." İlk bakıştagörünmese de iki sınıf, iki irade çar-pışıyor bu kavgada. Zaten kavga buyüzden amansız ve katı...

Kavganın bir yanında 17 yaşındafidanları yaşlarını büyüterek idamedenler, öbür yanında zulme direnen17 yaşındaki fidanlar var. Bir yanda"Yetkilerinizi sonuna kadar kullan-maktan asla çekinmeyin..." diye ta-limat verenler, bu talimat gereği iş-kence edenler, "OHAL var, her türlüyetkimiz var" diyerek halka her türlü

zulmü reva görenler; öbür yanda iş-kenceye, zulme direnenler var.

Hakan İnci ve Muratcan Arslan,Maltepe Çocuk Hapishanesi’ndeki ikiçocuk tutsak. Biri Dev-Genç’li, biriGazi Mahallesi’nde halkın mücade-lesinin içinde yer aldığı için tutsakedilen iki devrimci... İkisi de 17yaşında ve aylardır işkence altındalar.Aylardır her türlü keyfiliğe, her türlübaskıya karşı direniyorlar... 20 gündüraçlık grevindeler. 20 gündür zulmedireniyorlar. O küçük bedenleriyleadeta meydan okuyorlar zulme.

Hakan İnci, çok değil üç ay öncede açlık grevine başlamıştı aynı yerde.O zaman da işkenceye ve keyfi da-yatmalara karşı direnmişti. O direndikçedaha çok saldırmıştı işkenceci gardi-yanlar. Sadece Hakan'a değil, "Hakan'a

işkence yapılmasınınhesabının sorulacağını,bunun yanlarına kal-mayacağını" söyleyenavukatına da işkenceyapmışlardı. AdaletBakanı her şeye rağ-men yalan söyleyerek"hapishanelerde işken-ce yoktur" diyordu ogünlerde.

O zaman tek başı-naydı Hakan. Tek ba-şına hem fiilen direndiişkencecilere hem de21 gün açlık greviyaptı ve kazandı. Diz

çöktü karşısında işkenceciler. Kıra-madılar Hakan'ın iradesini, teslimalamadılar... Bütün taleplerini kabuletmek zorunda kaldılar. Ama "amansızve katı" kavga bitmedi. Saldırmayadevam ettiler Hakan'a. Direnişi vezaferi hazmedemediler. Her fırsattahazımsızlıklarını gösterdiler Hakan'a.Direnişle kazandıklarını baskıyla,yeni saldırılarla, işkencelerle elindenalmaya çalıştılar. Vermedi Hakan,direnmeye devam etti.

Şimdi yine açlık grevinde Hakan.Bu kez Muratcan da var yanında. Bir-likte direniyorlar. Hem açlık grevi ya-pıyorlar, hem kapı dövüp slogan atı-yorlar... Talepleri çok basit ve hemenkarşılanabilir talepler. Tecrite son ve-rilmesini istiyorlar. Bir araya getirilmek,hiç değilse aynı havalandırmaya çık-mak, sohbet hakkını kullanmak isti-yorlar... İşkence ve ayakta sayım vermegibi keyfi dayatmalara son verilmesiniistiyorlar... Kaldıkları hücrelerin ko-şullarının düzeltilmesini, kitap ve yayınhakkından yararlanmayı istiyorlar...Ne fiili ne hukuki engel var bu taleplerinkarşılanmasının önünde. İsteseler he-men karşılayabilirler ama karşılamı-yorlar. Aksine daha çok saldırıyorlarHakan ve Muratcan'a... Her gün ke-lepçeleyerek süngerli hücreye atıp iş-kence yapıyorlar... Diz çöktürmek, bo-yun eğdirmek istiyorlar. "Teslim olacak,biat edeceksiniz" diyorlar. Ama başa-ramıyorlar. Direnmeye devam ediyorHakan ve Murat.

17 Yaşında İki Genç; Hakan İnci ve Muratcan Arslan...Maltepe Hapishanesi’ni Direniş Mevzisine Çevirdiler:

"Biz yol açıcı olacağız, bizden sonra gelenler aynışeyleri yaşamasınlar diye direniyoruz"

Avukat Oya Aslan ve Şükriye Erden, Hakan ve Muratcan'a yapılan işkencenin hesabınısormak için muhatap bulamadıklarında ziyaret defterine not düştüler, "bu hapishanedeişkence vardır" diye. Aslında deftere değil, tarihe not düştüler. Direnmenin bir biçimiydi buda. Zulmü, işkenceyi, adaletsizliği kabul etmemenin, sineye çekmemenin bir biçimi...

Direnmek isteyen bir yolunu bulur. Halkın avukatları da "elimizden bir şey gelmiyor" demekyerine, belki de o an için yapabilecekleri tek şeyi yaparak direnmenin bir yolunu buldu.

Nasıl Hakan ve Muratcan yol açıcı oldularsa kendilerinden sonra gelenlere, halkın avukatlarıda direnmek isteyenler için yol gösterici oldular, bir mesaj verdiler. O mesaj çok açıktır:ZULME KARŞI DİRENMEK HAKTIR VE DİRENMEK İSTEYEN BİR YOLUNU BULUR.

Page 22: YETMEDİ… Kapısına Mühürler Taktı, Biz Söktük Attıkyuruyus.biz/pdf/pdf/554.pdfpazarlayanlar olmayacak O yaşamda, ne sömürü, ne zulüm, ne faşizm olacak! O yaşamda çocuklarımızın

En son geçtiğimiz hafta, işkencesonucu kırılan gözlüğünü tekrar almakiçin gittiğinde, hastanede saldırıyauğradı Hakan. Yaşadıklarını annesineve avukatlarına anlattı. Annesininanlatımına göre; doktorla yüz yüzekalma, kelepçesiz muayene olmahakkını kullanmak istediği için bukez jandarmaların saldırısına uğradıHakan. Doktorun odasında işkencegören Hakan, bu işkenceler nedeniyleüç kez bayıldı. Ağzından ve burnun-dan kan geldi. Yine bu işkencelernedeniyle epilepsi (sara) nöbetlerigeçirmeye, krizleri sıklaşmaya baş-ladı... Yine de pes etmedi, vazgeç-medi, teslim olmadı... Muratcan'labirlikte Maltepe Çocuk Hapishanesi’nibir direniş mevzisine çevirdi.

Muratcan'ın "Biz yol açıcı ola-cağız, bizden sonra gelenler aynı

şeyleri yaşamasınlar diye direniyoruz"diyor. Evet, onlar yol açıcı olacaklar.Tıpkı Metris Hapishanesi'nde adınıtarihe canlarıyla yazanlar gibi. ’84Ölüm Orucu Direnişi’nde ölümsüz-leşen Apo, Fatih, Hasan, Haydargibi... 2008 yılında Metris Hapisha-nesi’nde ayakta sayım vermediği içinişkenceyle katledilen Engin ÇEBERgibi... 2000-2007 yılları arasında,tecrite karşı direnişte ölümsüzleşen122'ler gibi...

Sadece Hakan ve Muratcan değildidirenen. Avukatları da direndi Hakanve Muratcan gibi... Avukat GünayDağ, Hakan'a işkence yapılmasınınhesabını müdüre sormak istediği içinişkence gördü. Dövülerek, sürükle-nerek dışarı atıldı hapishaneden, par-makları ezildi... Avukat Oya Aslanve Şükriye Erden, Hakan ve Murat-

can'a yapılan işkencenin hesabını sor-mak için muhatap bulamadıklarındaziyaret defterine not düştüler, "bu ha-pishanede işkence vardır" diye. Aslındadeftere değil, tarihe not düştüler. Di-renmenin bir biçimiydi bu da. Zulmü,işkenceyi, adaletsizliği kabul etme-menin, sineye çekmemenin bir biçimi...Direnmek isteyen bir yolunu bulur.Halkın avukatları da "elimizden birşey gelmiyor" demek yerine belki deo an için yapabilecekleri tek şeyi ya-parak direnmenin bir yolunu buldu.Nasıl Hakan ve Muratcan yol açıcıoldularsa kendilerinden sonra gelenlere,halkın avukatları da direnmek iste-yenler için yol gösterici oldular, birmesaj verdiler. O mesaj çok açıktır:ZULME KARŞI DİRENMEK HAK-TIR VE DİRENMEK İSTEYEN BİRYOLUNU BULUR.

Hasan Güzel 15 Aralık’ta KıraçCemevi’nde verilen 7 yemeğindeişkenceyle gözaltına alındı. 5 günboyunca işkence merkezi Vatan’datutuldu. 5 gün boyunca avukatlarıylagörüştürülmedi.

Hasan Güzel 70 yaşında yaşlıbir baba. Kendisi bağırsak kanserihastasıdır. Bu nedenle daha önceameliyat geçirdi. Bağırsaklarının birkısmı çalışmıyor. Ondan dolayı yapayidrar torbası ile yaşamını sürdürüyor.Sağlık sorunları nedeniyle %80 en-gelli olduğuna dair raporu da varHasan Güzel’in. Raporu avukatla-rında mevcut bulunmakta… HasanGüzel yaşadığı sağlık sorunlarındanve yaşlılığından dolayı yaşamını tekbaşına sürdürmekte zorlanırken tecrithücrelerine konulması başlı başınabir işkencedir. Hasan Güzel’e, göz-altında tutulduğu süre boyunca ilaç-ları dahi verilmedi.

“Adalet Bakanı Bozdağ YalanSöylüyor Hapishanelerde İşkenceArtarak Devam Ediyor” dedik de-falarca meydanlarda… 70 yaşındakikanser hastası bir insanın bu yaşa-dıkları işkence değil midir? İşkenceyapılmaya daha Vatan’da başlandı.

Hasan Güzel’e ilaç-larını ancak eşi tu-tuklandıktan bir günsonra götürebildi ve

eşiyle görüşmesine izin verilmedi.Bu durum AKP iktidarının kor-

kaklığının ve ahlaksızlığının ifade-sidir… 70 yaşındaki kanser hastasıbir insandan bile o kadar korkmak-tadır ki onu tutuklamaya ihtiyaçduymuştur… Bu halktan ne kadarkorktuğunu göstermeye yeter deartar AKP’nin. 17 yaşındaki Hakanİnci’den 70 yaşındaki Hasan Gü-zel’e… AKP çocuk yaşlı tüm halktankorkuyor. Çünkü zulüm ettiği in-sanlar, bu insanlar. Ve bu insanlarınbir gün kendisinden hesap soracağını

biliyor. İşte bu yüzden çok saldırıyor.70 yaşındaki kanser hastası, yapayidrar torbasıyla yaşayan yaşlı bir in-sana yapılan bu saldırılar onların nekadar ahlak yoksunu olduğunu dagözler önüne sermeye yeter.

Bizler TAYAD’lı Aileler olarakHasan Güzel’i yalnız bırakmayaca-ğız. Faşizmin onu katletmesine izinvermeyeceğiz… Hasan Güzel’i fa-şizmin tecrit hücrelerinden koparıpalacağız!

Hasan Güzel Serbest Bırakılsın!İşkence Yapmak Şerefsizliktir!

Faşizmin Hasan Güzel’i Katlet-mesine İzin Vermeyeceğiz!

TAYAD’LI AİLELER 27 Aralık 2016

Tutuklu Maden İşçileri

Gökhan Ayaydın ve Volkan Çetin

Serbest Bırakılsın!Devrimci İşçi Hareketi 24 Aralık'ta İstanbul-Taksim, Galatasaray Lisesi

önünde, tutuklu Kınık maden işçileri Gökhan Ayaydın ve Volkan Çetinserbest bırakılsın konulu, basın açıklaması yaptı. Dört kişinin katıldığıbasın açıklamasına TAYAD’lılar da destek verdi. Saat 16.30'da başlayanaçıklama polis tacizi altında sürdürüldü.

Devrimci İşçi Hareketi TAYAD’ın her hafta İstanbul Galatasaray’dayaptığı hasta tutsak Mesude Pehlivan serbest bırakılsın ve hapishanedekiÖzgür Tutsaklara uygulanan hak gaspları, işkenceleri anlatan basın açıkla-masına 24 Aralık'ta, üç kişi olarak destek verdi.

Kanser Hastası Tutsak Hasan Güzel Serbest Bırakılsın!

Yürüyüş

1 Ocak2017

Sayı: 554

BİZ SOYGUNCU, ÇÜRÜMÜŞ DÜZENİNİZİ BAŞINIZA YIKACAĞIZ!22

Page 23: YETMEDİ… Kapısına Mühürler Taktı, Biz Söktük Attıkyuruyus.biz/pdf/pdf/554.pdfpazarlayanlar olmayacak O yaşamda, ne sömürü, ne zulüm, ne faşizm olacak! O yaşamda çocuklarımızın

1- Evli Kadın ve ErkekHer İşte Neden Eşit veOrtak Olmalıdır?

Düzen kültürü kadın ve erkeğintoplum ve aile içindeki yerini belir-lemiştir. Buna göre erkek, evin- aileningüvencesi ve evi geçindiren durum-dadır. Kadına düşen evin temizliğin-den düzenine, yemek yapmaktan ça-maşıra, çocuklara bakmak ve evinhanımı olmaktır. Hatta kadın kamusalbir işte çalışıyor olsa bile evin işleriniyapacak olan yine kadındır.

Bu kültüre göre belirleyici olan,son söz ve karar sahibi olan erkektir.

Bu yaklaşıma feodal kültür derler.Oysa bu yaklaşım kapitalist düzendede devam etmektedir. Kadını yatakodasına, çocuk odasına, mutfağa kı-sacası eve hapsederek “ev kölesi”haline getiren erkek değil, sömürüdüzeninin kendisidir.

Kadını evin işleriyle özdeş gören“ev kölesi” yapan, söz ve karar hakkınıelinden alan kültür bizim kültürümüz,halkımızın ilerici kültürü değildir.

Evlilik öncelikle sevgide eşitliktir.Sevgide eşit olan aile, evliliğin bü-tününde de eşit ve ortak hareket eder-ler. Biri diğerinden üstün ve ayrıcalıklıolamaz. Tersi durum baskı ve sömürüdüzeninin bize dayattığı gerici, kadınıikinci sınıf olarak gören, eşitsiz veezen anlayışı kabul etmek demektir.Böylesi bir zemin üzerinde yükselenevlilikler ve aileler parçalanmaya,dağılmaya mahkumdur.

2- Temeli sevgiye dayan-mayan evlilik olur mu?

Mevcut toplumsal düzen içindeher insan mutlaka evlenmeye koşul-lanmıştır. Kadın ve erkek belli bir

yaşa geldiklerinde bü-yükleri ve çevreleri ta-rafından yönlendirilir-ler ve evlenmeye zor-lanırlar. Bu durum ev-lenecek kadın ve er-keğin birbirlerindenhoşlanıp hoşlanmadık-

larından, sevip sev-mediklerinden öncegelen toplumsal biryasa gibidir adeta.

Ki, geçmişten gü-nümüze evlilikler ana - babalarca ka-rarlaştırılırdı. Çıkarlara bakılırdı. Yaniekonomik-sosyal olarak evlilikte be-lirlenen eş ne kazandıracak, ne kadarkazandıracak buna bakılırdı. Aşk, ev-liliğin temeli değildi. Evlenecek ki-şilerin eğilimleri esas alınmazdı.

Peki günümüzde nasıldır? Egemen-sömürücü sınıflar açısın-

dan bu durum (yani çıkar temelli ev-lilik) değişmezken halk kesimleri,ezilen sınıflar açısından “aşk evliliği”kural haline gelir.

Demek ki “ aşk” evliliğin temeliolmalıdır. Evlenen kişilerin karşılıklıeğilimi, hoşlanmaları, sevgileri ev-lenme kararının ağır basan nedeniolmalıdır. Evlenip evlenmeyecekleri,kimi tercih edecekleri her şeydenönce sevgi - hoşlanma temelli kendieğilimleri üzerinde yükselmelidir.

Evlilik bu temel üzerinde başla-mamışsa bile evliliğin sağlıklı birzeminde devam etmesi sevginin ge-liştirilip büyütülmesine bağlıdır.

3- Evliliğin OlmazsaOlmazı SevgiyiNasıl Geliştirip,Büyüteceğiz?

Sevgi emektir. Karşılıklı say-gıdır. Mutlulukta ve üzüntüdebir olmaktır. Fedakarlıktır. Pay-laşmaktır.

Birbirimize emek harcaya-cağız. Çıkarsız düşüneceğiz.Tercih ve beğenilerimize saygıgösterip dikkate alacağız. Tercihve beğenileri ortaklaştırmak,karşılıklı emek ve ikna ile ola-bilir, dayatma ile olamaz.

Birbirimizi eşitimiz olarakgöreceğiz. Değer vereceğiz.

Emek harcamak kendinden ver-mektir. Karşılık beklemeyi düşün-meden vermektir. İhtiyacımız olanıvermektir.

Sevginin büyümesi evliliğin bü-yümesidir.

“Hep ben mi fedakarlık göstere-ceğim”, “hep onun dediği mi olacak”vb. anlayışıyla hareket edilemez. Böy-le düşündürecek bir sonuç yaratılmışsaorada sağlıklı bir evlilikten söz edi-lemez. “Ben haklıyım, sen haksızsın”durumuna gelinmişse evlilik sallantıdademektir.

Doğru ve yanlış vardır. Ve bu dabirlikte bulunacaktır. Fedakarlık bek-liyorsak fedakar olacağız. Sevgi bek-liyorsak bunu ancak kendi sevgimizlekazanabiliriz.

Böyle hareket etmediğimizde enküçük zorlukta, anlaşmazlıkta evlilikdağılıp gidecektir. Bu noktaya gelenekadar da yaşamı karşılıklı zindanaçevirecektir.

4- Sorunsuz EvlilikVar mıdır? EvlilikteYaşanan SorunlarınNedeni KişilerinBireysel Zaafları mıdır?

İnsanın olduğu her yerde sorunda olacaktır. İnsan toplumsal bir var-lıktır. Bulunduğu çevreden, yaşadığıtoplumsal düzenden bağımsız değildir.Dolayısıyla yaşadığı toplumsal ko-şullar insanları doğrudan ve dolaylıetkileyerek evlilik ilişkilerine deetkide bulunur.

İdeal bir yaşam yoktur. Kolay çö-

Emek harcamak kendindenvermektir. Karşılık

beklemeyi düşünmedenvermektir. İhtiyacımız olanı

vermektir. Sevginin büyümesi evliliğinbüyümesidir. “Hep ben mifedakarlık göstereceğim”,

“hep onun dediği mi olacak”vb. anlayışıyla hareket

edilemez.

Ta rih ten, bi lim den, ön der le ri miz den, ge le nek le ri miz denöğ ren dik le ri mizle güçleneceğiz

BilgiBilgigüçtürgüçtür

SORUDA10EVLİLİK

1 Ocak2017

Yürüyüş

Sayı: 554

2 3BİZ YENİ BİR DÜNYA KURACAĞIZ!

Page 24: YETMEDİ… Kapısına Mühürler Taktı, Biz Söktük Attıkyuruyus.biz/pdf/pdf/554.pdfpazarlayanlar olmayacak O yaşamda, ne sömürü, ne zulüm, ne faşizm olacak! O yaşamda çocuklarımızın

zümler ve sorunsuz bir dünyada yok-tur. Bu nedenle sorunsuz evlilikteolamaz.

Ve elbette sorun varsa çözüm devardır. Önemli olan bu çözümleribulabilmektir.

Çözümün anahtarı nerededir? Sorun neyse, çözümü de o sorunun

kökenindedir. Evliliğimizi, ilişkile-rimizi ekonomik şartlar, geçim şartlarımı etkilemektedir? Sorunun kökenibizi bu şartlara mahkum eden kapi-talist sömürü düzenidir. Emeğimizinkarşılığını vermeyen, çalışma hak-kımızı elimizden alıp işsiz bırakansoygun düzenidir.

Evliliğimizi bencil, geri, eğitimsizözellikler mi etkilemektedir? Sorununkökeni insanlarımızı cehalete mahkumeden, halk için eğitim hakkını elindenalan, gerici, yoz, ezberci, faşist eğitimikafalara işleyen kapitalist düzendir.Bu düzendir ki “gemisini kurtarankaptandır”, “her koyun kendi baca-ğından asılır” vb. diyerek bencil, bi-reyci kişilikler yaratır, bunu özendirir.Sorun çözmekten aciz, sorumluluktan,emekten kaçan kişilikleri yaratan budüzendir. Sorunun kökeni işte bu ka-pitalist düzendir.

O halde sorunun kökenine yönel-meliyiz. Sorunlarımızı kişiselleştir-meyeceğiz. Nedenlerini yaşadığımızkoşullarda, sahip olduğumuz düşüncetarzında arayacağız. Öfkemizi birbi-rimize değil sorunlarımızın asıl kay-nağı olan kapitalist düzene, onunkültürüne yönelteceğiz. Devrimcikültüre, halk kültürümüze sarılacağız.Sorunlarımızı aşmanın başka bir yoluyoktur.

5- Düzenin KültürününKarşısına Halk veDevrimci KültürümüzleNasıl Çıkacağız?

Alınganlık, küskünlük, kaprisler,kıskançlık… Sonu gelmeyen ve çö-zümsüz tartışmalar-kavgalar… Şiddetkullanmaya varan davranışlar… Ez-mek ve hakaret etmek… Dayatma-cılık… Tehditler… Daha da sırala-nabilecek küçük-büyük davranış özel-likleri, evliliğin temeliyle çelişen,evliliği dinamitleyecek özelliklerdir.

Bu özellikler sömürücü kapitalist

düzenin kazandırdığı özellik-lerdir. Ve temelinde bencillik,bireycilik vardır. Mülkiyetçilikvardır. Zor vardır.

Zor, eğer sınıf karşıtına yö-nelmişse devrimcidir ve çözü-cüdür. Oysa evli kadın ve erkekbirbirinin sınıf karşıtı değildir.Dolayısıyla evlilik içi şiddether açıdan yanlıştır.

Özel bireysel mülkiyet sö-mürücü burjuva sınıfına özgü-dür ve kapitalist toplumun te-melidir. Bencillik, bireycilikde bu temelden kaynağını alır.

Bunlar halka, emekçilereuzak kültür ve değerlerdir. Bi-zim kültürümüz halk içindekisorunları zor yoluyla değil iknayoluyla, çözmeyi esas alır.

Bizim kültürümüz, kişiseldidişmeyi, kendi üstünlüğünü gös-termeyi değil birbirini tamamlamayı,birbirinden alıp-vermeyi, birbiriniyüceltmeyi esas alır. Bizim kültürü-müz mülkiyet, bencilliği, bireyciliğideğil, kolektivizmi, dayanışmayı,paylaşmayı, fedakarlığı, toplumculuğuesas alır. Düzenin kültürünün karşı-sına kendi kültürümüzle çıkarak ev-liliğimizi sevgi temelinde büyütebilirizancak.

6- Evlilik Hangi DurumdaBiter? BoşanmakKaçınılmaz mıdır?

Evliliğin temeli sevgi ise, emekise, sevgi bittiğinde evlilik de biter.Böylesi bir durumda evliliğin devamediyor olması resmiyette bir değertaşır. Boşanma, resmiyette de evliliğinbitişidir, ölmesidir.

Evlilik nasıl ki karşılıklı sevgiyedayalı ise, taraflardan birinin sevgisibittiğinde o evlilik de bitmiş demektir.

Evlilik (ya da sevgi) neden venasıl biter?

İçinde yaşanılan sosyal-ekono-mik-siyasal-kültürel koşullar ve bukoşulların kadın-erkek üzerindeki et-kileri:

Evli kişilerin sınıfsal karakterleri,yaşam tercihleri, kişilik özellikleri,beklentileri;

Beklenti ve tercihlerinin birbirle-riyle uyumlu olup olmaması, birbir-

lerine denk olup olmaması… Evliliğin geleceğini genel olarak

belirleyen temel etkenlerdir. Günümüz koşullarında boşanmalar

oldukça yaygınlaşmıştır. Her top-lumsal düzen kendi yapısına uygunolarak boşanmayı da hukuksal olarakdüzenlemiştir.

Bir toplumsal sistem boşanmayıaileyi ve sistemi koruma adına bo-şanmayı zorlaştırırken, modern top-lumlar boşanma önündeki engellerikaldırmıştır. Boşanmak her iki tarafatanınan bir haktır. Bu hakkın varlığıkimilerinin iddia ettiği gibi boşanmayıözendiren bir durum yaratmaz. Aksinebu hakkın varlığı evliliğin gönüllübir zeminde yükselmesinin sağlayı-cılarından biridir.

Boşanmak esas olarak erkek içindeğil kadın için zorluklar yaratır. Ka-pitalist düzen bir sonucu kaçınılmazolarak doğurur. Ancak bu durum daboşanmaların yaygınlığını engelle-yememiştir.

Boşanmalar neden bunca yaygın-laşmıştır?

Şunu söyleyebiliriz ki bu sorununcevabı asıl olarak toplumsal çürü-medir. Kapitalist sömürü düzeninininsanlarımızı çürütmesi, değersizleş-tirmesidir. Ve insanların birey olarakbuna direnemeyişleridir.

7- Kadın – ErkekBirlikteliğinin

Hangi nedenle olursa olsunbirbirinden bir şeyler

gizleyen bir evlilik zayıflıktaşır. Neden gizlenir?

Olumsuz sonuçlar doğururdüşüncesiyle gizleniyorsahayat er-geç bunu ortaya

çıkaracaktır. Kaldı ki dahabaştan bu durum güvensizliktaşımaktadır. Güvensizliğin

olduğu yerde karşılıklı güvende beklenemez. Evlilik asılbu noktada tehlikeye girer.

Yürüyüş

1 Ocak2017

Sayı: 554

BİZ SOYGUNCU, ÇÜRÜMÜŞ DÜZENİNİZİ BAŞINIZA YIKACAĞIZ!24

Page 25: YETMEDİ… Kapısına Mühürler Taktı, Biz Söktük Attıkyuruyus.biz/pdf/pdf/554.pdfpazarlayanlar olmayacak O yaşamda, ne sömürü, ne zulüm, ne faşizm olacak! O yaşamda çocuklarımızın

Meşruluğunun TemeliEvlilik midir?

Meşruluk nedir? Önce bunu açmakgerekir. Meşruluk toplumsal değerve ölçülere, yasa ve kurallara uy-gunluk halidir. Ancak bu çok genelbir ifadedir. Tek bir toplumsal değerve ölçü yoktur. Örneğin burjuvazinin,egemen sömürücü sınıfların kendideğer ve ölçüleri vardır, diğer taraftanhalkın, ezilen sınıfların da kendideğer ve ölçüleri vardır. Aynı şekildeyasa ve kurallar hukuk gibi kurum-larda hakim egemen sınıfın damgasınıtaşır. Dolayısıyla sınıfsal farklılıklargösterir. Demek ki meşruluk tarihsel,sınıfsal bir temele dayanır. Böyle ol-mazsa her şeyi meşru görmek gerekirki bu doğru değildir. Ve değerle öl-çüler toplumsal gelişmeye göre pa-ralellik gösterir. İşte meşruluğu butemeller içinde aramak gerekir.

Eskiden 11-12 yaşındaki kız ço-cukları evlendirilirdi. Hatta bugünbile bunun için yasal düzenlemelergündeme getirilmeye çalışılmaktadır.Şimdi yasalarda bu durum var, dinbunu uygun görüyor, aileleri, büyük-leri de uygun görmüşler denildiğindebu evlilik meşru olmuş olacak mıdır?Hayır bu durum meşru olduğu anla-mına gelemez.

Diğer yandan halkın mevcut değerve gelenekleri “çağdışı”, “gerici”denilerek çağdaşlık adına evlilik dışı“özgür birliktelikleri” savunmak dameşru görülemez.

Her iki halde de evliliğin meşru-luğunun ya da gayri – meşruluğununölçütü nedir o halde?

Kadın ve erkeğin birbirlerini sev-melerini, sevgi ve aşkta eşit olmaları,bunun için ölüme kadar her şeyi gözealabilmeleri, boşanma haklarının eşitdüzeyde olmasıdır. İki insan halkakarşı sorumluluklarının, saygılarınıngereği evlilik sözleşmesiyle de iliş-kinin adını koymuş olurlar.

Kadın ve erkek sadece birbirlerinekarşı değil içinde yaşadıkları toplumayani halka karşı da sorumludurlar.Halkımızın ilerici değer ve gelenek-lerini de gözetirler.

8- Evlilikte Güven,Sadakat, Açıklık Neden

Olmazsa Olmazdır? Evliliğin temeli sevgide eşit ol-

maktır. Sevginin somut ifadesi degüvendir, sadakattir, açıklıktır.

Hangi nedenle olursa olsun bir-birinden bir şeyler gizleyen bir evlilikzayıflık taşır. Neden gizlenir? Olum-suz sonuçlar doğurur düşüncesiylegizleniyorsa hayat er-geç bunu ortayaçıkaracaktır. Kaldı ki daha baştan budurum güvensizlik taşımaktadır. Gü-vensizliğin olduğu yerde karşılıklıgüven de beklenemez. Evlilik asılbu noktada tehlikeye girer.

Sadakat de evlilik temellerininbaşında gelir ve evliliğin ahlaki öl-çütlerinden biridir. Kapitalist düzen,basın-yayın, internet vb. gibi propa-ganda araçlarıyla bu değere saldırır.Aldatmayı meşrulaştırır. Kitleleri al-datmak, yalan ve demagoji bu sömürüdüzeninin politikalarının başında gelir.Vefa, bağlılık, özveri yoktur faşistdüzenin kitabında. Bunun yerine, al-datma, günübirlik ilişkiler, “anı ya-şama”lar, cinsel sapkınlıklar vardır.Cinselliği sömürü aracına dönüştür-müş, kadını meta haline getirmiştirkapitalist düzen. Nerede kapitalistdüzenin aldatmayı kültür haline ge-tiren kadın-erkek ilişkisini sevgi veaşktan uzaklaştırmış sadece cinselliğeindirgemiş insanı da insanlıktan çı-karan kültürü? Nerede halk kültürü-müz, değerlerimiz? Bizim kültürü-müz bırakalım aldatmayı, sevgisi içinölüm dahil her şeyi göze alabilen birdeğer taşır.

9- Mezhep, MilliyetFarklılıkları EvliliklerdeEngel Olabilir mi?

Çok uluslu, çok mezhepli bir halk-lar topluluğudur Anadolumuz. Al-evisi-Sünnisi, Kürdü, Türkü, Arabı,Lazı, Çerkezi ile halklar mozayiğiyiz.Halklarımız birbirinden kız alıp kızvermiş, kardeşçe on yıllarca bir aradayaşamıştır. Biz halklar içindeki mil-liyet, mezhep farklılığını birbirimizeüstünlüğümüz olarak değil, zengin-liğimiz olarak görürüz. Bu haldemezhep, milliyet farklılığı evliliklerdeengel olamaz, olmamalıdır.

Ancak kapitalist düzenin halkla-rımızı bu temellerde bölmek, arala-

rında suni ayrımlar yaratmak içinuyguladığı şovenist, mezhepçi poli-tikaları da gözardı etmemek gerekir.

Dolayısıyla kişilerin bilinç dü-zeyleri, düzenin bu politikalarındanetkilenme düzeyi evliliklerini de bunaparalel etkileyecektir. Farklılıklarımızıözgürce ifade edebileceğimiz ortam-ları yaratırsak sorun olmayacaktır.

10- Demokratik AileNedir?

Aileyi oluşturan anne-baba ve ço-cuktur. Toplumsal yapımızı düşün-düğümüzde buna kadın ve erkeğinanne ve babasını da dahil edebiliriz.Kısacası aynı çatı altında yaşayaninsanlardır aile…

Aile içi demokrasi, eşit söz vekarar hakkı demektir. İkna temellihareket etmeyi esas almak demektir.Aileyi oluşturan tüm bireyler kendi-leriyle ilgili kararlarda ortak söz vekarar hakkına sahip olmalıdırlar. Bir-birilerinin karar ve tercihlerine desaygı göstermelidirler.

Ailenin bu demokratik yapısı herşeyden önce ailenin temel bireyleriolan kadın ve erkeğin evliliklerininsağlam bir temel üzerinde yüksel-mesine bağlıdır. Nedir bu temel?

“Modern uygarlaştırılmış yasasistemleri, birincisi, evliliğin geçerliolması için her iki yanın gönüllü ka-tıldıkları bir sözleşme olmak gereğinive ikincisi, her iki yanın evlilik sıra-sında birbirinin karşısında eşit hak-larla ve görevlerle bulunmak gereğinitanımaktadır.” (Kadın ve Aile, sy160)

Elbette bir sömürü düzeninde ya-salar böyle eşitliği sağlayamaz. Çünküsistem sömürücüdür ve eşitsizlik üze-rine kuruludur. Eşitlik yasalarda yazılıolsa dahi kağıt üzerinde kalmayamahkumdur.

Evliliğin temeli olan gönüllülüğüve eşitliği ancak devrimciler, devrimcibilince sahip kişiler hayata geçirebilir.Demek ki sömürü düzenini karşımızaalmadan onunla mücadele etmeden,devrimcileşmeden demokratik aileyisağlayamayız. Sevgiye dayalı, mutlubir evliliği kuramayız.

1 Ocak2017

Yürüyüş

Sayı: 554

22 5BİZ YENİ BİR DÜNYA KURACAĞIZ!

Page 26: YETMEDİ… Kapısına Mühürler Taktı, Biz Söktük Attıkyuruyus.biz/pdf/pdf/554.pdfpazarlayanlar olmayacak O yaşamda, ne sömürü, ne zulüm, ne faşizm olacak! O yaşamda çocuklarımızın

Ülkemizde Faşizme Karşı Mücadeleİktidar Perspektifiyle Ele Alınmalıdır!

Bizi Anlatan, Bize Öğreten Filmler İzliyoruz FaşizminYozlaşma Politikasına Karşı Barikat Oluyoruz

Her hafta düzenlenen film gösterimlerine katılım günden güneartıyor. Bu hatfaki film gösterimlerinden derlediklerimizi yayımlı-yoruz:

Dersim: Dersim’de Halk Cepheliler 23 Aralık'ta bir arayagelerek, ”Uyuyan Ses” filmini izledi. Film izlendikten sonra filmindeğerlendirilmesi yapıldı. Filmdeki karakterlerin yaşadıkları tümkorkulara rağmen gösterdikleri fedakârlık, çaba ve herkesin inandığı,sevdiği şeyler için bir şeyler yapabileceği üzerine sohbet edildi.Film gösterimine 8 kişi katıldı.

Çanakkale: Halk Bilim Topluluğu 23 Aralık'ta "İftarlık Gazoz"filmini seyretti. Filmden sonra katılan kişilerin yorumları alındı.Film üzerinden tecrit, hapishanelerdeki işkence, açık grevleri veölüm oruçları konusu konuşuldu. 19-22 Aralık ‘Hayata Dönüş’ adıaltında hapishanelerdeki insanların nasıl katledildiği, tecridi yenmekiçin işkencelere karşı nasıl direnildiği ve bu durumun bugün dedevam ettiği konusu üzerinde duruldu. Film gösterimine 10 kişikatıldı.

Hatay: Umut Veren Asi Gazetesi’nde 24 Aralık'ta film gösterimiyapıldı. Her hafta düzenlenen film gösteriminde bu hafta “18Mayıs” filmi izlendi. 1980 yılında Güney Kore’de gerçekleşenaskeri darbe ile halka uygulanan katliamlar karşısında oluşandirenişi anlatan filmden sonra herkesin film hakkındaki düşünceleri

FAŞİZM, ZALİMİN ZULMÜDÜR

ÖĞRENELİM:Faşizm ülkemizde "olası bir

tehlike" değil, somut bir gerçekir.Faşizm, mevcut devlet biçimidir.Dolayısıyla, faşizme karşı müca-dele, iktidar perspektifiyle ele alın-ması gereken bir mücadeledir.

1-NAZİLER TOPLAMA KAMP-LARINI NEDEN KURDU?

Nasyonal Sosyalistlerin toplamakamplarını kurmaları 1933’te iktidaragelmeleriyle başlar. Bu kampların ilkbiçimleri SA’ların siyasi düşmanlarınıyakalayıp götürdükleri, dövdükleri, iş-kenceden geçirdikleri, öldürdükleri SAhapishaneleri, terk edilmiş depolar,eğitim kampları, Nazi partisi binalarıgibi yerlerdi.

Kampların ilk kurbanları, Komü-nistler, sendikacılar ve diğer anti-Naziler oldu, bunların ardından adlitutuklular getirilmeye başlandı.

2- TÜM DÜNYADA TOPLAMKAÇ TOPLAMA KAMPI KURUL-MUŞTUR?

EN ÖNEMLİ 5 TANESİNİNİSİMLERİ NEDİR VE HANGİ ÜL-KEDEDİR?

- Auschwitz-Birkenau, Alman fa-şizmi döneminde kurulmuş en büyükAlman toplama kampı. İlk kurulan

ana kamp Auschwitz'in 3 km. ilerisindeinşa edilmiştir. Polonya'nın Krakowşehrinin 60 km batısında, küçük birşehrin yakınlarında bulunur.

- Sachsenhausen, başkent Berlin'eyaklaşık 35 km uzaklıktaki Oranienburgbölgesinde 1936-1950 yılları arasındafaaliyet göstermiş bir Nazi toplamakampıdır. Nazi toplama kamplarınınidari merkezi olma özelliği taşıyan veaynı zamanda SS eğitim merkezi olankamp, 1936 yılında kurulmuştur.

- Sobibor Toplama Kampı, Polonya'nın güney doğusunda bir Alman imhakampı. Burada Mayıs 1942'den 1943'ünyazına kadar 250 bin Yahudi öldü-rülmüştür.

- Dachau Toplama Kampı, Münichyakınlarında Mart 1933’te kuruldu

3- BU KAMPLARDA KAÇ KİŞİÖLDÜ KAÇ KİŞİ SAĞ ÇIKTI?

- Toplama kamplarında 10 milyoninsan ölmüş, bunlardan ancak 400 binkişi sağ çıkabilmiştir.

EZBERLEYELİM:Faşizme Karşı Birleşik Cephe

anlayışının temel iki özelliği vardır:Birincisi, faşizmle çelişkisi olan,faşizmin baskılarına maruz kalantüm kesimleri birleşirmek; ikincisi,birleşik cephenin mücadelesini biriktidar mücadelesi olarak ele al-mak.

ÖZLÜSÖZ:"Faşist Diktatörlüklere Karşı

Mücadele Etmek İnsanlık Gör-evidir” (Alman Faşizminin Ye-nilgisinin 50. Yılında Direniş Ha-reketi İçinde Yer Alan HeinzHumbahc’la Röportaj)

Hitler iktidara geldiğinde, orduyu kendisinebağlayarak başladı.

02.08.1934: Askerler Hitler'in üzerine yemin etti.02.08.1934: Cumhurbaşkanı Paul von Hin-

denburg öldü. Ölür ölmez, ordu bizzat Hitler'ebağlandı. Yani artık ordu devletin değil, Hitler'inhizmetindeydi. 1945'e kadar, 18 Milyon Alman,Führer'e yemin etti.

16.03.1935: Zorunlu askerlik tekrar yürürlüğe konuldu.

Ordunun içindeki muhalifler tasfiye edildi. Hitleryanlızca kendisine biat eden bir ordu istiyordu.

Hitler, 1. Paylaşım Savaşındaki yenilginin ar-dından imzaladığı Versay Anlaşmasının getirdiğiyasakları yok saydı. 16 Mart 1935'te gene zorunluaskerliği yürürlüğe koyan yasa yürürlüğe girdi.Bundan 4 yıl sonra, orduda eli silah tutan 2,8milyon asker vardı. Hitler 2. Paylaşım Savaşıiçin böylece tüm hazırlığını tamamlamıştı. Po-lonya'ya saldırarak, 2. Paylaşım Savaşı’nı başlattı.

Yürüyüş

1 Ocak2017

Sayı: 554

BİZ SOYGUNCU, ÇÜRÜMÜŞ DÜZENİNİZİ BAŞINIZA YIKACAĞIZ!26

Page 27: YETMEDİ… Kapısına Mühürler Taktı, Biz Söktük Attıkyuruyus.biz/pdf/pdf/554.pdfpazarlayanlar olmayacak O yaşamda, ne sömürü, ne zulüm, ne faşizm olacak! O yaşamda çocuklarımızın

19-22 Aralık şehitlerimizden Fi-dan Kalşen'in nasıl şehit düştüğünü,o sırada yanında olan yoldaşları,şöyle anlatır:

"... Barikatın önüne geldiğindedurdu. Şebekenin demirlerini maltagörünmesin diye battaniyelerle ka-patmıştık. Battaniyelerden birini aç-tık. Fidan şebekenin ardındaki özeltimlere dönerek, yüreği ve bilincin-deki tüm öfkeyle haykırdı düşmana:"Siz bu vatanı sevemezsiniz, sevsey-diniz Amerikan postalları altındaçiğnetmezdiniz. Siz bu halkı seve-mezsiniz, sevseydiniz ak saçlı ana-larımımızı coplatmazdınız. Düşman-sınız DÜŞMANNN!..

(...) Düşmana sesinin son gücüve öfkesiyle son sözünü haykırdıktansonra, Fidan üzerindeki kırmızı kap-şonlu hırkasını çıkardı. Yanındakibenzin bidonunu alıp başından aşa-ğıya boca etti... Kendini tutuşturduğuanda kollarını öne uzatıp öylecekaldı. O duruş nasıl tarif edilebilirbilemiyorum ama bir ananın çocu-ğuna kucak açması ya da tüm sev-gileri göğsünde toplamak istemesigibi diyebiliriz belki. Belki kendindenönce şehit düşen yoldaşlarını ku-caklamaya hazırlıktı, belki geridebıraktığı bizleri kucaklıyordu. Belki,belkiler o öyle çok ki... Ama eminolduğumuz, coşkusunun, hesapsızsevgisinin somutlanmasıydı o duruşu,kollarını kucaklar gibi açık bırak-ması. Bacakları hafifçe aralıktı, çokhafif. Kendini dengelemek için kuş-kusuz. Mutlaka en fazla nasıl ayaktakalırım diye önceden düşünüp ha-zırlığını yapmıştır. Bu onun tarzıdırçünkü, hiçbir şeyi oluruna bırakmaz,

alır önlemini. Mutlaka buyüzden ayakta yandı, düşmedi

yere. 7 dakika boyunca en ufak kı-pırdama, titreme olmadan bu şekildebir anıt gibi kaldı." (Tecriti YenenlerAnlatıyor, Syf:308-309 Boran Ya-yınları)

Düşman karşısındaki o ateşli"yedi dakika" uzayıp yedi yıl boyuncaBüyük Direnişimizin her anına dam-gasını vurmuştur. Orada da kalmamışgeleceğimizi ve şimdilerde sürmekteolan Genel Direnişimizi aydınlat-mıştır. Ki faşizmin OHAL saldırılarıkarşısında hapishanelerde direnen-lerin sadece Özgür Tutsaklar olma-sının tarihsel kaynağı da buradadır.

Biz, düşman karşısında o ateşlihalimizle ve aynı yerimizdeyiz. Dü-zen içileşmedik, halk düşmanlarıylael sıkışıp icazet dilenmedik, "barış"adı altında halkın adalet arayışını,gelecek umudunu halk düşmanlarınınkirli ve kanlı masalarında satmayakalkışmadık. Emperyalizmi "özgür-lükçü", faşizmi "demokrat" ilan ediphalkı aldatmaya kalkmadık. TÜSİADpatronlarıyla el sıkışmadık. Amerikanemperyamizminin Ortadoğu'dakikara ordusuna nefer yazılmadık...Halk düşmanlarının yüzlerine suç-larını söyleyip "DÜŞMANSINIZDÜŞMAN" diye haykırmaya devamediyoruz. Çünkü teslimiyet saldırısı,tasfiyecilik dayatması karşısında di-renip; düşüncelerimizi, eş deyişlehalkın umudunu koruduk. Ki düş-manın teslimiyet saldırısı, tasfiyecilikdayatması karşısında nasıl bir tutumalacağımızı Büyük Direnişimizinbaşında dosta düşmana zaten ilanetmiştik:

"... Bir kefen giymek gerekirseeğer, bu asla düşmanın bize biçtiğikefenler olmayacaktır. Devrim eğer,canlarımıza ihtiyaç duyuyorsa, kızılbantlarla, kızıl bayraklarla süsle-

necek kefenleri giymekte tereddütü-müz olmayacaktır."

Düşmanın dayattığı teslimiyet-tasfiyecilik karşısında devrimci ta-vırın özü, özetidir bu sözler. Bedelödenecek ama direnme hakkındanvazgeçilmeyecekti. Çünkü, direnmehakkı, var olma hakkınızdır. Ki 19-22 Aralık günleri ve Büyük Direnişboyunca devrimin, devrimciliğin,devrimci düşüncenin varlığını canbedeli savunduk. Kürt milliyetçileri,oportünist ve reformist kesimlerinoluşturduğu akıllı solculuğun tavrıise malumdur.

Akıllı Solculuk Demek,Direniş KaçkınlığıDemektir

Akıllı solculuk direnme hakkınınkarşısında, düşmanın yanında saftutma halidir. Direnişin karşısına fa-şizmin icazetine sığınmayı çıkarırlar.

Kürt milliyetçileri, 19-22 Aralıkdirenişimizin hemen ardından ken-dilerinin direnmeyişlerini açıklarken"Farkımızı koyduk, iyi oldu" dediler.Yani, halk düşmanlarına "bizim di-renişle, devrimle, devrimcilikle birilgimiz yok, sizin politikalarınızabir itirazımız yok" demiş oldular."Fark" direnmekle direnmemek ara-sındaydı. Ki işte o gün direniş tavrıalamayanların koyduğu bu "fark"ıntarihsel sonuçları da ortadadır. Be-lediyelerine kayyum atanmasına,milletvekilleri tutsak alınmasına rağ-men, bugün bir direniş örgütleyemezdurumdadırlar.

Oportünizm ise "Kaymak taba-kayı koruyalım" derdindeydi. Direnişkaçkınlığını işte böyle pespaye birsöylemle teorize etmeye çalışıyor-lardı. Sonuç ortada. Kimisi örgütle-rini, kimisi çizgisini bile koruyamadı.Savruldular. Öyle ki, dün "kaymak

Özgür TutsaklardanÖzgür Tutsaklardan

HALKA VE VATANAFEDA EDİLEN

CANLAR ÖLÜMSÜZDÜR...

1 Ocak2017

Yürüyüş

Sayı: 554

27BİZ YENİ BİR DÜNYA KURACAĞIZ!

Page 28: YETMEDİ… Kapısına Mühürler Taktı, Biz Söktük Attıkyuruyus.biz/pdf/pdf/554.pdfpazarlayanlar olmayacak O yaşamda, ne sömürü, ne zulüm, ne faşizm olacak! O yaşamda çocuklarımızın

tabakayı koruyalım" diyenlerdenkimisi şimdilerde "sosyalizmdetembellik hakkı" üzerine inci-lerini döktürmekle meşgul...Öyle bir savrulmaydı ki bu,dün ihaneti meşrulaştırmayakalkanların gerillaları, düşmanabir tek kurşun sıkmadan silah-larını atıp teslimiyeti seçebildi...Kimisi parlamentarizmi seçipTÜSİAD patronlarının elini sı-kabilecek kadar düşkünleşebil-di...

Reformizm ise "Aynı ma-halleden değiliz" diyerek açıktandirenme hakkının karşısında vebu yanıyla faşizmin yanındayer aldı. Burjuvazinin ağızlarınaverdiği çürük sakızı çiğneyerek"yaşam kutsaldır" safsatalarıeşliğinde direniş kırıcılığına so-yundular. Dayanışma yerine"Bizi cepte keklik mi sandınız"cevabı verebildiler. Bu cevap,faşizmin kekliği olduklarınınen açık itirafı olarak tarihe ya-zılmış oldu.

Bakın şimdi bunlara, faşiz-min OHAL saldırganlığı karşı-sında ne haldeler? Direnemi-yorlar. Direnemezler. Faşizminkarşısında bir tane bile direnişörgütleyemiyorlar. Örgütleye-mezler. Çünkü, direnme hakkınısavunup halk düşmanlarına"DÜŞMANSINIZ DÜŞMAN"diyemeyenler, direnme iradesinide kendi elleriyle yok etmiş sa-yılırlar.

Bu SüreçtenAlnımız AkBaşımız DikÇıkacağız...

Henüz direniş fiilen başla-mamıştı. Ölüm Orucu gönül-lüleri direnişe dair değerlendir-melerini yapıyorlardı. İşte bukapsamda, 19-22 Aralık Dire-nişi’mizin feda şehitlerindenAhmet İbili, içinde direnişinşekilleneceği süreci şöyle ifadeediyordu:

"... Emperyalizmin kutsan-dığı, devrimciliğin tasfiye edil-

mek istendiği, halkımızın ör-gütsüz ve öndersiz bırakılmayaçalışıldığı tarihsel bir süreçtengeçiyoruz." (Tarihi YazanlarKonuşuyor-Boran Yayınları-Syf:235)

Sürece dair bu tespit, ogünlerde kendisine devrimci,komünist diyen hemen herkestarafından tekrarlanıyordu.Ama gereğini yapan sadeceAhmet İbili'ler, Fidanlar, Aşur-lar, Berrinler... yani BİZ olduk.

Evet, devrimciliğin tasfiyeedilmesi hedefleniyordu. Ohalde, bu saldırı karşısında neyapılmalıydı?

Tarihin bu sorusu karşısındaCephelilerin verdiği cevabı,Ölüm Orucu direnişine dairgönüllülük belirttiği yazısındaşöyle özetler Ahmet İbili: "...Bu sürece, Parti-Cephe olarakönderlik edeceğimizden, düş-mana geri adım attırıp zaferlerkazanacağımızdan, halkımızın,Parti-Cephe'mize, devrimeolan umudunu büyüteceğimiz-den, en ufak bir kuşkum yok."(Age)

Devrim ile karşı-devrimarasındaki bu çarpışmada dev-rime yani direnişe önderlikedecek olanın Parti-Cephe ol-duğu gayet nettir. Neden? Çün-kü, devrimcilik demek, düşmanpolitikasını bozguna uğratmakdemektir. Direnmek demektir.Ve bunu başarıp halk saflarınazafer kazandıracak yegane güç,tarihin gösterdiği gibi, sadeceCephe'dir.

Elbette, halk düşmanlarıkarşısında Halk Cephesi’nezafer kazandırmanın bedelleriolacaktır. Bu bedelleri ödeye-bilecek ideolojik gücü olma-yanlar için "Kaymak tabakayıkoruyalım" diyerek yılgınlığıteorize etmek kaçınılmaz son-du.

Bizim tavrımız ise netti.Şehidimiz Ahmet İbili'nin söz-leriyle ifade edersek; "... El-betteki bunun bir de bedeli

Özgür Tutsaklıkta,bireycilik yoktur, bencillik yoktur,

komün yaşamı vardır.

Özgür Tutsaklıkta,kolektif üretim vardır.

Özgür Tutsaklıkta,kolektif eğitim vardır.

Özgür Tutsaklıkta,kolektif iradeyle belirlenmiş

yaşam disiplini vardır.

Özgür Tutsaklıkta,kolektif iradeyle belirlenmiş

direniş çizgisi vardır.

Özgür Tutsaklıkta,mahkeme salonlarında

kolektif iradeyle belirlenmiş,mücadelenin meşruluğunun,haklılığının savunucusunun

yapılması vardır.

Özgür Tutsaklık,kolektif iradeyle belirlenmiş

örgütlü yaşam,örgütlü direniş,

örgütlü mücadele vesavaş demektir.

Özgür Tutsaklık,zindan duvarlarının içine

sığmayan tutsaklıktır.

Özgür Tutsak, bilir ki; suç devrimcilik yapmak değil,

faşizmin devrimcileritutsak etmesidir.

Bunun için Özgür Tutsaklık,faşizmin zindan duvarlarınıaşmak için yanıp tutuşan

tutsaklıktır.

Yürüyüş

1 Ocak2017

Sayı: 554

BİZ SOYGUNCU, ÇÜRÜMÜŞ DÜZENİNİZİ BAŞINIZA YIKACAĞIZ!28

Page 29: YETMEDİ… Kapısına Mühürler Taktı, Biz Söktük Attıkyuruyus.biz/pdf/pdf/554.pdfpazarlayanlar olmayacak O yaşamda, ne sömürü, ne zulüm, ne faşizm olacak! O yaşamda çocuklarımızın

olacaktır. Nasıl ki bugüne kadar, enküçük şeyi bile düşmandan, bedelödeyerek, zorla koparıp aldıysak,bundan sonra da öyle olacaktır. Heleki, böylesi bir süreçte ödenecek be-deller daha da büyük olacaktır."(Age)

Düşman karşısında böylesinedevrimci düşünenin tavrı direnişolurken, "kaymak tabakayı koruya-lım" diye düşünenlerin tavrı da yıl-gınlık oldu. Bir yanda “direnirsekbedeli olur ama bunu ödemeliyizve can bedeli öderiz” özgüveni var-ken, diğer yanda "kaymak tabakacı"bir güvensizlik söz konusudur. Dev-rim inancı ve halka güven taşıyanlarile inançsız ve güvensiz olanlar ara-sındaki bir saflaşmadır yaşanan.

Devrimcilik Nasıl YapılırSorusunun CevabıBüyük Direnişimizdir...

Devrime ve halka güvenenlerasla "kaymak tabakacı"lık yapmayakalkışmazlar. "Kızıldere'de doğduk"diyenler, devrime ve halka sonsuzbir güven taşırlar. Ahmet İbili, "busüreçten de başımız dik, alnımız akçıkacağız" derken, Cepheliler'in iştebu özgüvenini vurgulamaktadır:

"... Parti'mize, önderliğimize, yol-daşlarımıza ve halkımıza olan gü-venim tamdır. Elbirliğiyle bu süreçtende başımız dik, alnımız ak çıkacağız.Ülkemiz ve dünya devrim tarihinealtın harflerle yazılacak bir zafereimzamızı atacağız. Emperyalizmeve işbirlikçisi oligarşiye karşı nasılsavaşılır, devrimcilik nasıl yapılır,herkese bir kez daha göstereceğiz."(Age)

Emperyalizm ve oligarşiye karşınasıl savaşılır sorusunun tarihsel bircevabı, yedi yıl süren Büyük Dire-nişimiz olmuştur. Öyle olduğu içindirki, Amerikan emperyalizmi hazır-ladığı raporlarda "Yedi yıl direnişmi olur" diyebilmektedir. Ne olacaktıya... Uşaklarınız gelip 19-22 Aralık'tabizi diri diri yakınca, tecrit altındabizi katletmeye başlayınca devriminkızıl bayrağını elimizden atacak mıy-dık... Beklentiniz buydu değil mialçaklar? Ve fakat, bizim şahsımızda

yanıldınız. Çünkü, biz "kaymak ta-bakacı" olmadık hiç. BİZ, o bayrağıKızıldere'de kuşandık ve yeri gelinceelde bayraklaşmayı seçerek geleceğetaşımayı başardık. Bu bizim kültü-rümüz, geleneğimiz, tarihimizdir.Bu tarih böyle yazılmıştır. Bu tarih,emperyalizm ve oligarşiye karşı nasılsavaşılır, devrimcilik nasıl yapılırsorusunun cevabı olarak tarihe kanlayazılmış ve yazılmaktadır.

Yılgın SahtekarlarınMaskesi Düşmüştür...

İşte bu tarihin gücü ve öğretici-liğiyle, sürecin nasıl bir saflaşmayıgetireceğini, kuşandığı tarih bilinciyleşöyle ifade eder Ahmet İbili: "... Busüreç, aynı zamanda bir saflaşmayıda beraberinde getirecektir. Kimindevrimci olup-olmadığı , kimin halkiçin mücadele edip-etmediği, kimindevrim ve sosyalizmi isteyip iste-mediği ortaya çıkacak ve sahtekar-ların maskesi düşecektir. Herkeslayık olduğu yeri bulacaktır."

Bulmuştur. Tarih, sahtekarlarınmaskesini düşürüp herkesi hak ettiğiyere oturtmuştur. Ve bugün, tarihinoturttuğu o yerden kalkıp direnecekmecalleri bile yoktur. Çünkü yılgınlıkkoltuğuna oturmayı kendileri tercihetmişlerdir. Ki direniş ve yılgınlık,her şeyden önce, ideolojik ve siyasibir tercih olarak şekillenir.

Direniş ve yılgınlık, ideolojik-politik bir tercihtir. Ve neyi tercihederseniz, onun sonuçlarını yaşar-sınız. Sınıflar mücadelesinin kanu-nudur bu ve en az matematik ka-nunları kadar kesindir. Dün direnenlerbugün de direniyorlar. Dün direnişkırıcılığı yapanların hali de ortadadır:Faşizmin OHAL'ine direnecek me-cali, direniş örgütleyebilecek dev-rimci iradeyi bulamıyorlar.

Parti-Cepheli OlarakBen Nerede Olacağım?

Emperyalizm ve uşaklarının tes-limiyet-tasfiyecilik saldırısı karşısındadireniş kararı alan Ahmet İbili’ler,direnişin ön cephesinde yer almakiçin gönüllü olmuşlardır. Bu yanıyla,ideolojik ve politik bir tercih olarak

şekillenen direniş, örgütsel olduğukadar kişisel düzeyde de somutla-narak içselleştirilmiştir. Böyle olduğuiçindir ki, Ahmet İbili, yukarıda ak-tardığımız sözlerinin hemen ardındanşunları söyler:

"... Bunları, kendi dışımda birolgu olarak yazmıyorum. Bu savaşıniçinde yer alan ve yer alacak olanbiri olarak yazıyorum. Evet, Parti'ye,önderliğe, şehitlere, halka bağlılığın,yoldaşlık sevgisinin, devrimciliğinsınandığı bir süreçte, bir Parti-Cep-heli olarak ben nerede olacağım?Her şeyden önce, bütün samimiye-timle belirtmeliyim ki, iradem vehayatım üzerindeki tasarruf tamamenParti-Cephe'mize aittir. Benim dü-şüncem sorulacak olursa, savaşınön cephesinde yer almak istiyo-rum..."

Savaşın ön cephesinde yer alan-ların bu gücü nereden bulduklarınıncevabını yine Ahmet İbili verir. Fedaeyleminin hemen öncesidir ve İbi-li'nin son sözü şudur: "Bir canımvar, feda olsun halkıma, vatanıma..."

Ahmet İbili böyle der ve sonra...Sonra, faşizmin karanlığını feda ey-lemiyle tutuşturur. İşte o ateşin ay-dınlığında, tarihe kanla yazılan butarihin öğreticiliğiyle umudu kuşanırKomutan Hasan Selimler, Elif Sul-tanlar, Şafaklar, Bahtiyarlar, Çiğdemve Bernalar; Onur, Çayan ve Oğuz-lar...

Halka ve vatana feda edilen canlarölümsüzdür. Söz konusu olan dev-rimin, devrimciliğin ölümsüzlüğüdür.Uğruna can veren devrimciler varolduğu sürece, devrim yok edilemez.Fidanlar Çiğdem olur, İbililer Ça-yan... Ve Anadolu İhtilali kendi yo-lunda ilerlemeye devam eder. Ediyorve edecek, ta ki o büyük güne dek...

Özgür Tutsaklar olarak and olsunki, 19 Aralık Şehitlerimizin aydınlı-ğında ve her koşulda düşüncelerimizican bedeli savunarak zulme direne-ceğiz...

1 Ocak2017

Yürüyüş

Sayı: 554

2 9BİZ YENİ BİR DÜNYA KURACAĞIZ!

Page 30: YETMEDİ… Kapısına Mühürler Taktı, Biz Söktük Attıkyuruyus.biz/pdf/pdf/554.pdfpazarlayanlar olmayacak O yaşamda, ne sömürü, ne zulüm, ne faşizm olacak! O yaşamda çocuklarımızın

Zalimin zulmünün olduğu yerdedirenmek haktır. Haklarımız da erya da geç bu zulme, zulmün sahip-lerine karşı bu hakkı kullanır. Edenbulur, misali yaptıklarını fitil fitilzalimin burnundan getirir.

Şairin dediği gibi bu topraklardayüzyıllardır “zulüm ejderha”dır. Zul-mün ejderha olduğu telli duvaklıyurdumda kavgada yiğit olan oğullarve kızlar da vardır. Anadolu’nun gü-zellikleriyle yoğrulur o evlatlar ve ogüzellikler için ölür ve öldürürler.Çünkü onur – namus uğrunda ölü-necek kadar büyük değerlerdir Ana-dolu’da. Ve bu değerlere sahip çıkanyiğitleri de çoktur Anadolu’nun.

Sandıkçı Şükrü de bunlardan bi-ridir. Rizeli’dir Şükrü. Portakallıkmahallesinde kardeşini yaralayan bi-rini öldürür. Adalete güveni yokturŞükrü’nün. Çünkü adalet yoksuldan,haklıdan yana işlemez hiçbir zaman.O adalet varsılın adaletidir. Bu yüzdendağa çıkar Şükrü. Yeşilin ve mavininiç içe geçtiği Rize dağlarının onusaklayacağını bilir Şükrü... Ve tereddütetmeden yürür dağlara.

Elbette o dağlarında sahiplenipsahiplenmeyeceği eşkiyaları vardır.Bakmayın siz öyle sessiz durduğuna,aslında dağlar konuşur. Soysuzu, yol-suzu barındırmaz bağrında. Sadeceve sadece mazluma, mazlumun ya-nında yer alıp onun hakkını soranakucak açar, heybetli engin dağlar.Gayrısını bir inin dışına atar.

Şükrü’ye kucak açmıştır, çünküo dağların evladıdır. Çünkü Şükrühalkın açlığına, yoksulluğuna tercü-man; adaletsizliğe adalet olmaya so-yunur. Perilizade adlı varsıldan halkamısır dağıtmasını ister.

Perilizade yapmaz Şükrü’nün de-diğini, yapmadığı gibi meydan daokur. Şükrü de gider önce mısırlarıtoplar ve kendisi halka dağıtır, sonrada Perilizade’ye haddini bildirir.

Halkın adaleti olur Şükrü. Halkegemeni, egemenin adaletini tanımışolur artık, bir derdi olduğunda ilk

Şükrü’ye koşar akıl danışır, yardımister. Şükrü de ikiletmeden halkınyardımına koşar. Ki onun varlık se-bebi o halktır, o halkın acılarıdır.Halkın acılarına, yoksulluğuna, ki-nine, inancına tercüman olur Şükrü.

Birkaç kez hapse de düşer Şükrü.Ama her seferinde kaçar ve dağlarakoşar. Yariyle kucaklaşır gibi kucak-laşır dağlarla. Ve kaldığı yerden de-vam eder kavgasına. Zenginden alıpyoksula vererek dindirir halkın açlı-ğını.

Varilcioğlu Sadık’la birlikte, Trab-zon Valisi Kadir Paşa Şükrü’yü Of,İkizdere Köyü Şanlı mezrasında çe-virir. Kahpe Varilcioğlu’na inanır vekimi güvencelerden sonra teslim olur.Ve sırtından vurularak öldürülür.Şükrü’nün saflığını, temizliğini kul-lanır Varilcioğlu soysuzu ve halkınyiğit evladını katleder.

Ardından yakılan türküde şöyledile gelir bu ihanet: “Baktım ki Varilcidurur bir yana / Arkamı çevirdiminandım ona / Ne bilirdim puştlukedecek bana / Dünyada puşt olan

namı dar olmaz”Varilcioğlu bir kolcudur. Ve ancak

Sandıkçı Şükrü’nün hikayesinde buihanete sıra geldi mi adı anılır. Kol-culuk nedir? Reji kolculuğu soysuz-luktur. Osmanlı, emperyalistlerdenaldığı borçları ödemeyince Anado-lu’da 6 Avrupa devletine vergi top-lama yetkisi verir. Bunlar binlercememur ile harman yerlerinde vb.vergi toplamaya çıkarlar. Osmanlı’nınborcunu kapatma yolu budur. Bu işigörenlerin adı da Reji kolcusudur.Reji kolcusunun asıl işi halka zul-metmektir. Varilcioğlu da o soysuz-lardan biridir.

Şükrü ise bir kahramandır. Halko kahramanlarını unutmaz. Öleni tür-küsüyle, ağıtıyla, oyunuyla yaşatır.Sandıkçı Şükrü’nün de bir türküsüvardır. Ve bu türkü çok bilinen birtürküdür. “Sene üçyüz onbeş mevsimeuydum / Sebep oldu şeytan bir canakıydım / Katil defterine adını koydum/ Eşkıya dünyaya hükümdar olmaz”diye başlayan türküdür. Bu türküşöyle biter:

“Kalk bre Sandıkçı yürü meydana/ Senin mürüvvetini yoksuldan yana/ Trabzon eşrafı (*) kin besler sana /Vali Vüzera’nın (!) kıymeti olmaz”

Halkın gözünde hükmü yokturValinin vezirin. Halk kahramanınıbağrına basar. Çünkü o eşraf, o vali,o egemen yoksulun yanında değildir,karşısındadır. Şükrü ise yoksulun ya-nında onların karşısında.

Tarih Cephelilere Diyor ki;Sandıkçı Şükrü bu yüzden ölüm-

süzdür. Onun uğruna öldüğü o davabir halkın davasıdır aslında. Ve ohalk yeni Şükrüler yaratır. SelamiKurnazlar, Zehra – Canan, Bahattin,Osman… bugünün Şükrüler’idir.Şükrüler dünden bugüne adalet olurbu halka ve savaşırlar kurtuluşa ka-dar…

(*) Eşraf: Bir yerin zenginleri,sözü geçeneleri ileri gelenleri / Vü-zera: Vezirler (TDK)

Halkın Adaleti İçin Savaşanları Halk Unutmaz“Halkın Acılarına, Yoksulluğuna, Kinine,

İnancına Tercüman Olur Sandıkçı Şükrü”

Halkın adaleti olur

Şükrü. Halk egemeni,

egemenin adaletini

tanımış olur artık, bir

derdi olduğunda ilk

Şükrü’ye koşar akıl

danışır, yardım ister.

Şükrü de ikiletmeden

halkın yardımına koşar.

Ki onun varlık sebebi

o halktır, o halkın

acılarıdır. Halkın

acılarına, yoksulluğuna,

kinine, inancına

tercüman olur Şükrü.

TARİHTARİHCEPHELİLERECEPHELİLERE

DİYOR KİDİYOR Kİ

Yürüyüş

1 Ocak2017

Sayı: 554

BİZ SOYGUNCU, ÇÜRÜMÜŞ DÜZENİNİZİ BAŞINIZA YIKACAĞIZ!30

Page 31: YETMEDİ… Kapısına Mühürler Taktı, Biz Söktük Attıkyuruyus.biz/pdf/pdf/554.pdfpazarlayanlar olmayacak O yaşamda, ne sömürü, ne zulüm, ne faşizm olacak! O yaşamda çocuklarımızın

Bizi kim yönetecek?TBMM’mi bizi yönetecek?Yoksa bizi Halk Meclisleri mi yö-

netecek?Faşizm diyor ki; siz kendi kendinizi

yönetemezsiniz, biz sizi yönetecekleribelirleyeceğiz. Önünüze de bir sandıkkoyacağız, belirlediklerimizden birisiniseçeceksiniz.

Yani, “kurşunla mı ölmek istersin?Yoksa asılarak mı ölmek istersin? Başkaalternatifin de var, elektrikli sandalyedede idam ediyorlar insanı.”

Tüm seçenekler aynı kapıya çı-kıyor Faşizm’de. Bizi ilikleri-mize kadar sömürmeye kararvermişler, bizi ölüme mah-kum etmişler, ama cellatı-mızı seçmemize izin veriyor-lar. Cellatlarımız içindenseçim yapmamızın adına“demokrasi” diyorlar.

Biz diyoruz ki, hayır biz cel-ladımızı kendimiz seçmek istemi-yoruz. Biz kendi kendimizi yönetebi-

lecek güçteyiz ve biz kendi kendimiziyönetmek istiyoruz.

Halkımız, bu düzenle kavgamızınözü budur. Bir avuç asalak, her türlüyalan ve demagojiye başvurarak, ni-hayetinde bizi açlığa ve yoksulluğa,bizi onursuzluğa ve aşağılanmaya mah-kum ederek, ürettiğimiz tüm zengin-liklere el koydukları bu ahlaksız düzenisürdürmek istiyor.

Bizi, emeğimizi sömüren bir avuçasa-

lak karşısında güçsüz ve çaresiz bırakıp,bizim sırtımızdan saltanat sürmeye de-vam etmek istiyorlar.

Biliyoruz hiçbir insan, emeğininyağmalanmasını gönüllü olarak kabuletmez. Ya faşizmin yalanlarına kanı-yordur, ya da faşizmin teröründenkorktuğu, faşizmin örgütlü gücü kar-şısında kendini güçsüz hissettiği içinkatlanmak zorunda kalıyordur. Ya dabunların ikisi birden geçerlidir.

Evet, örgütsüz bir halkın faşizmekarşı güç oluşturması ve haklarını

savunabilmesinin olanağı yok-tur. Faşizm karşısında ör-

gütsüzsek, güçsüzüz de-mektir.

Fakat, örgütsüz-lük ve güçsüzlük bir ka-

der değildir.Faşizm, karşısında

örgütlenebilir ve güç ola-biliriz. Faşizm halkın ör-

gütlü gücü karşısında güçsüzve çaresizdir.

TTüm halkımızı

halk meclislerine çağırıyoruz

Kendi Meclislerimizi Kuralım

Sorunlarımızı Kendimiz Çözelim

- Faşizm kendinden olmayan her-kese saldırıyor, işten atıyor, gözaltınaalıyor, tutukluyor. Fakat, bir tek Cephefaşizmin saldırılarına karşı direniyor.Ankara’da işten atmalara karşı oturmaeylemlerinde direniyoruz, Hapishanelerdeişkence ve tecrite karşı, açlık grevleriyle,hücre yakma eylemleriyle direniyoruz. Der-neklerimizin kapılarını mühürlüyorlar,kırıp içine girerek direniyoruz.

Cephe, faşizme karşı direnmekve savaşmak için halkın örgütlü gü-cüdür, devrim okuludur. Faşizmekarşı Cephe saflarında birleşelim.

- İşte AKP demokrasisi! Biri avu-

katı, 26 Halk Cepheliyi tutukladı.

Tek suçları, Kıraç Cemevi’nde OğuzMeşe’nin katledilişinin 7. günü dola-yısıyla verilen yemeğe katılmaktır.

İşte AKP’nin inancı! Halkın ge-leneklerine, kültürüne saygıları yok.Ölülerimize saygıları yok.

- Bir ayı aşkın süredir Ankara Yük-sel Caddesi’nde, işimi istiyorum diyerekdirenen Kamu Emekçileri CepheliNuriye Gülmen ve Semih Özakça’nındirenişi 50. gününü geride bıraktı.Kamu Emekçileri Cephelilerin direnişiher gün daha da büyüyerek sürüyor.Destek olalım, halkın dayanışmasını

gösterelim. Birbirimizin sorunlarınısahiplenerek, ortak sorunumuz kabulederek, gücümüzü birleştirerek so-runlarımızı çözebiliriz.

- Halk Meclislerimiz haftanın hergünü uyuşturucuya karşı mücadeleiçin oturma eylemi gerçekleştiriyor.Oturma eylemlerimize katılalım, uyuş-turucu hepimizin sorunudur. Sorun-larımıza sahip çıkalım.

- AKP faşizmi, Küçük Armutlu veGazi Mahallelerimizde gecekondula-rımızı yıkma kararı aldı. AKP faşizminekarşı Halk Meclislerimizde örgütlenip,evlerimizi yıkımdan kurtaralım.

KooperatifKooperatifçilikle, tümüyle olmasa

da, emek ve ürünün değerini bulma-sı sağlanabilir. Diğer bir ifadeylekooperatifler fiyatın oluşmasında

üretenin zararlarının azaltıl-masında işlev görür.

direnene saldırıyor, işkence yapıyor tutukluyor, işte AKP faşizmi...

Atasözü:Yapmak isteyen yolunu

bulur, yapmak istemeyengerekçesini bulur.

Çat Kapı Her Eve GirmektirÇat Kapı tüm halkı devrime katmaktır

Haftanın Çat KapıGündemi

1 Ocak2017

Yürüyüş

Sayı: 554

3 1BİZ YENİ BİR DÜNYA KURACAĞIZ!

Page 32: YETMEDİ… Kapısına Mühürler Taktı, Biz Söktük Attıkyuruyus.biz/pdf/pdf/554.pdfpazarlayanlar olmayacak O yaşamda, ne sömürü, ne zulüm, ne faşizm olacak! O yaşamda çocuklarımızın

Halkımız, HalkMeclisleri hem faşizmkarşısında örgütlü birgüç oluşturabileceğimiz,hem de kendi sorunla-rımıza, faşist oligarşik düzene mahkumolmadan çözüm üretebileceğimiz, halkolarak kendi öz örgütlerimizdir.

Halk Meclislerine gelin, kendi ik-tidarınızı güçlendirin. Halk Meclislerihalkın kendi iktidarının, kendi kendiniyönetmesinin organlarıdır. Halk Mecl-isleri sırtımızdaki asalaklardan kur-tulmak için ihtiyaç duyduğumuz ör-gütlerimizdir.

Biz Sadece Bir KutuyaBir Zarf Atan Bir ElDeğiliz, Biz EmekHarcayan, Dünyada NeVarsa Hepsini Üreteniz,Biz Halkız

Biz diyoruz ki; üreten yönetme-lidir. insanın en değerli eylemi üre-timdir. En büyük güç, üretimin gü-cüdür. Ve bu güce sahip olma ayrı-calığı bizimdir. Yani halkındır.

Biz diyoruz ki; hayır gece gündüzsırtımızda bir avuç asalağı beslemekiçin çalışmıyoruz. Kendi yaşamımız,kendi çocuklarımızın yaşamı için ça-lışıyor, üretiyoruz.

Biz diyoruz ki; çoğunlukla, 12-14

saatleri bulan çalış-mamızla, üretmemiz-le değil yoksullukçekmek, rahat rahatyaşayabileceğimiz bir

zenginlik içinde olmamız gerekir.Halk Meclisleri bize halk olmanın,

üreten ve emekçi olmanın onurunuyaşatacak örgütlerdir. Yeter artık,kendi ellerimizle kendimize cellatlarseçmeyi bırakalım. Cellatın iyisi kö-tüsü olmaz. Cellatın namaz kılanı,kılmayanı olmaz. Öyle ya da böyle,cellatların hepsinin yöntemi sonuçtabizleri öldürmeye yarar. Başka birişlevi yoktur.

Kişiliğimizi, irademizi, gücümüzübir oy pusulasında faşizme silaholarak sunmayalım. Emekçilerin, üre-tenlerin saygın yerini almak için HalkMeclislerini örgütleyelim.

TBMM bir avuç asalağın, TürkiyeOligarşisinin meclisidir. TBMM dahaonursuzu, başta Amerika olmak üzere,emperyalist tekellerin meclisidir. On-ların çıkarlarını savunur, onların ihti-yaçlarını karşılar. Yeter artık, emper-yalist tekeller ve oligarşinin çıkarlarıiçin oy kullanmaya son verelim.

Kendi meclisimizi, Halk Meclis-lerimizi kurmak için hemen mahal-lemizde bir Halk Meclisi komitesioluşturalım, bu komite aracılığıylaörgütlenerek, kendi meclisimizi ku-ralım.

BOMBA Günün ilkışıklarında sessizlik kavga sessizlik barutyüklü Bir bombapatlayandasessizliğinortasında bombayla yayılan ışık seli ortalığı kaplayan sesler geliyor gür, kararlı, yarın yüklü Sesler geliyor dört biryandan Birbirine katlana katlana Her adımda insan seli Coşku yayından boşalanzemberek Tanıdık sesler, tanıdıkyüzler gördüklerim belki öyle zannediyorum Ama her biri ülkemin insanı Onları tanıyorum Onlar geleceğin muştusu Onlar bugün ve yarın Onlar kavga dostları

Fatma Hülya TümganAnkara Hapishanesi

Bir yanda çocuklarımızın açlıktan, soğuktan öldüğübir ülke, diğer yanda bir avuç asalağın lüks, sefa içindekiyaşamı. Bir yandan çocuklarımızın yalın ayak karda,kışta okula gitmek zorunda bırakıldığı bir ülke, diğeryanda, evlerine, arabalarına, uçaklarına, gemilerinekadar her türlü konfor ve lüks için bir avuç har vurupharman savurduğu alın terimiz.

İşte bu faşizmin adaletsizliğinin resmidir.Ahlaksız bir ideolojinin ortaya çıkardığı sonuçtur

bu. Ahlaksızdır faşizmin ideolojisi, adaletsizdir.Başkasının emeğine el koyan asalaklık ahlaksızlık-

tır.Halkı sefalete mahkum etmek ahlaksızlıktır.Bencillik, bireycilik, halkın ürettiği değerleri, kendi

kişisel mülkiyetine geçirmek ahlaksızlıktır.Burjuva ideolojisine karşı savaşmak ahlaklı ol-

maktır.

Mücadeleyi her zaman aynı yöntem ve araçlarla sür-düremeyiz. Yöntem ve araçlarımız mücadelemizin ihti-yaçlarına, koşullara göre değişim gösterir.

Düne kadar, bir eylem biçimimiz etkili sonuçlar ortayaçıkarırken, bugün artık etkisini yitirmiş olabilir. O zaman,devrimcinin görevi bu koşullarda yeni bir yöntem ve araçgeliştirmektir. Önemli olan, yeni yöntem ve araçlarımızında temel amacımıza hizmet etmesidir.

Halk Meclislerimiz, uyuşturucuya karşı mücadele yön-temi olarak oturma eylemlerini geliştirdiler. Bu yöntemhalkı hareketlendirmek için bir yöntem oldu. Fakat sürekliolarak aynı biçim kendini tekrar etmez, yeni biçimlerlezenginleştirmeliyiz. Hedefimiz, hem eylemlerimize katılanhalkın moral ve motivasyonunu canlı tutmak, hem deyeni katılımları sağlamak olacaktır. Uyuşturucuya karşımücadelenin somut sonuçlarını ortaya çıkarmak olacak-tır.

Halk Meclisleri;Halkın Ellerini,

SesleriniBirleştireceği

Bir Yerdir

İİdeolojik Mücadele Yöntem ve Araç

Yürüyüş

1 Ocak2017

Sayı: 554

BİZ SOYGUNCU, ÇÜRÜMÜŞ DÜZENİNİZİ BAŞINIZA YIKACAĞIZ!32

Page 33: YETMEDİ… Kapısına Mühürler Taktı, Biz Söktük Attıkyuruyus.biz/pdf/pdf/554.pdfpazarlayanlar olmayacak O yaşamda, ne sömürü, ne zulüm, ne faşizm olacak! O yaşamda çocuklarımızın

Bakın faşizmin tarihine, taş üstünetaş koyduğunu göremezsiniz.

Bakın Hitler faşizminin geçtiğiyerlere, taş üstünde taş bırakmadanşehirleri, köyleri yerle bir etmiştir.

Yer değişebilir, tarih değişebilir,faşizmin karakteri aynıdır. Yer Gua-temala, yıl “1982'de General RiosMontt'un yaptığı darbe sonucunda... 440 köy yakıldı, yıkıldı” (LatinAmerika’da Askeri Diktatörlük veKadın. s.57)

Ülkemiz de aynı durumdadır, sa-yısız köy yakılıp yıkılmıştır. İnsanlargöç ettirilmiştir.

Ve gecekondu mahallelerimizefaşizmin yıkım saldırıları da, geç-mişten günümüze aralıksız sürmek-tedir. Bu, şu ya da bu partinin, bele-diyenin yönetime gelmesiyle, şu yada bu şehirle sınırlı bir politika ol-mamıştır.

Bugün Küçük Armutlu ve Gazimahallelerimizde faşizmin bir kez dahagündeme getirdiği yıkımlar, halk düş-manı faşizmin karakteristikbir özelliğidir.

Fakat, bu ülkede

yaklaşık 70 yıldır faşizm var,yaklaşık 70 yıldır faşizm halkasaldırıyor, terör uyguluyor. Fa-kat, halk olarak hem yaşamalanımız gecekondularımızı sa-vunmayı başardık, hem de fa-şizmin saldırılarını geri püs-kürtmeyi başardık. Çünkü, fa-

şizmden daha büyük bir güce sa-hibiz; biz örgütlü halkız.

Faşizmi saldırganlaştıranyönetememe krizi veiktidarını kaybetmekorkusudur

Şundan emin olmalıyız ki faşizminbu saldırıları, aynı zamanda halklafaşizm arasındaki çelişkileri de de-rinleştirmekte, bir yerde faşizm kendisonunu da hazırlamaktadır.

Denilebilir ki; bunu göremiyormu faşizm de, kendi sonunu hazırla-yan bir saldırganlık içindedir?

Düzenin krizi, bu sorunun ceva-bıdır. Kapitalist düzen krize girdiğindedaha fazla saldırganlaşır. Bu düzeninkrizinden dolayı can çekişmesininsonucudur. Kapitalizm, krizini atlat-mak için, çelişkileri derinleştirmepahasına daha fazla sömürmek, zatenyoksul olan halka tümüyle açlığı da-

yatmak zorundadır. Evet, bilir ki bukendisinin sonunu da yaklaştırır.Fakat faşizmin başka şansı yoktur.Krizin sistem için ölüm olduğunubilir, krizi atlatmak için de halka zul-mederek, kendi sonunu da hazırlayanbir maceraya atılır.

Bunu yaparken, faşizmin güven-cesi, halkın örgütsüzlüğüdür. Bilirki, çelişkiler ne kadar derin olursaolsun, karşısında örgütsüz bir halkvarsa, bu halka boyun eğdirebilir.

Bunun için halkın tüm örgütlü-lüklerine saldırır, onları halka önderlikedemez, halkı faşizme karşı devrimsaflarında birleştiremez hale getirmekister. Bu kadar tutuklamanın nedenibudur. Halkla devrimcilerin, halk ör-gütlenmelerinin bağını koparmaktır.

Derneklerimizin kapısına kilit vur-mak istemelerinin nedeni de budur.Biliyorlar ki, derneklerimiz halkladevrimin bağıdır, bu bağı kopardık-larında devrim korkusundan kurtu-lacaklarını düşünüyorlar.

Faşizmin bu saldırılarından sonuçalıp almaması, bu saldırı politikala-rının boşa çıkarılması ve halk olarakörgütlenmemize bağlıdır. Yeni yön-temler geliştirerek, faşizm en azgınsaldırı koşullarında da yaşayabilecekörgütlenmelerimizi güçlendirerek, fa-

şizmin saldırılarını boşa çıkara-biliriz. Devrimi büyütebi-

liriz.

YYıkım FaşizmdirFaşizm, Örgütlü Halk Gücüyle Yenilir

Nedir bir dev-rimci için kendinieğitmek ve yenile-mek?

Bir devrimcinin kendisi-ni eğitmesi demek, devrimin görevle-rini yerine getirebilecek donanıma, kişilik yapısınaulaştırmasıdır.

Nedir günümüzde devrimimizin görevleri?Halkı örgütlemektir. Devrimci eğitim, halkı örgüt-

lemeye hizmet edecek birikime, düşünce yapısına,kişilik özelliklerine sahip olmamızı sağlıyorsa, amacı-na ulaşıyor demektir.

Devrimimizin görevleri, faşizme karşı savaşı örgüt-lemektir. Devrimci eğitim, faşizme karşı savaşımızıörgütlemeye hizmet ediyorsa, devrimciye, askeri vepolitik bilinç veriyorsa, savaşma cüreti, bilinci, iradesi

kazandırıyorsa,devrimci eğitim

demektir.Devrimimizin

görevleri, örgütlenmeleri-mizi düşmanın ulaşamayacağı, darbe

vuramayacağı gizlilikle örgütlemek. Düşmanın darbevurmasını engelleyecek disiplin, ilke ve kurallar çer-çevesinde örgütlemektir. Bu ilke ve kuralları uygula-yacak kadrolar yetiştirmektir.

Eğitimimiz, kadrolarımızı bu işlevi yerine getirebile-cek donanıma ulaştırıyorsa, bu devrimci bir eğitimdir.

Sonuç olarak; devrimci eğitimin özü yaşamın ihti-yaçlarına cevap verebilecek bir eğitim olmasıdır.Devrimci eğitim, burjuvazinin eğitim anlayışının ter-sine yaşamdan kopuk bir eğitim değildir. Yaşamınörgütlenmesine hizmet eden eğitimdir.

Devrimci Kişilik:Devrimci kişilik, kendini yenileyen,eğiten, devrimin ihtiyaçlarına göregeliştiren kişiliktir. Devrimci kişilik

önce kendi kişiliğinde devrimyapan kişiliktir.

1 Ocak2017

Yürüyüş

Sayı: 554

3 3BİZ YENİ BİR DÜNYA KURACAĞIZ!

Page 34: YETMEDİ… Kapısına Mühürler Taktı, Biz Söktük Attıkyuruyus.biz/pdf/pdf/554.pdfpazarlayanlar olmayacak O yaşamda, ne sömürü, ne zulüm, ne faşizm olacak! O yaşamda çocuklarımızın

Faşizme karşı mücadeleyi,örgütlü halk gücüylesürdürürsek kazanırız

Faşizmin penzehiri halkın ör-gütlü gücüdür. Faşizm ancak bundananlar.

Faşizmin panzehiri, faşizminşiddetinin karşısında halkın meşru,haklı devrimci şiddetidir. Faşizm,terör uygular ve ancak halkın dev-rimci şiddetinin dilinden anlar.

Faşizmin panzehiri, gizli örgüt-lenmektir. Faşist terör ancak halkıngizli örgütlenmeleri ile etkisizleşti-rilebilir, örgütlenmelerimizin gele-ceğini güvence altına alabiliriz vehalk gizli örgütlenmeler içinde kendinive yakınlarını güvende hissedebilir.

Devrimciliğin temeli halkı örgüt-lemektir. Devrim, örgütlü halkın gü-cüyle gerçekleştirilir.

Devrim için savaş, bir yerde halkıörgütleme savaşıdır.

Oligarşi, tüm politikalarını dev-rimcilerin halkı örgütlemesinin önünükesmeye yönelik oluşturur.

Devrimcilerin politikalarının özüde halkı örgütlemek üzerinedir.

Halkı hangi hedeflerle örgütle-yeceğiz?

Tek kelimeyle devrim hedefiyle

örgütleyeceğiz.Nedir bunun anlamı?Halkı, oligarşinin ica-

zet sınırları içinde örgüt-lemeyeceğiz.

Bu devrimcilerle, re-formizmi, oportünizmiayıran temel ayrım nok-talarından biridir.

Reformizm, sürekliolarak faşizmin icazet sınırları içindekalmaya çalışır. Bu nedenle legal ör-gütlenmek zorundadır. Örneğin, re-formizm için bir eylemin faşizminpolisi, valisi, kaymakamı tarafındanyasaklanmış olması, o eylemi yap-mamak için gerekçedir. Faşizmintüm yasaklarına birebir uyarlar. Buicazet sınırlarıdır. Öyle ki faşizminicazet sınırları bugün sokaklara adımatmayı bile engelliyor, reformizmbu yasaklara birebir uyuyor.

Devrimcilik faşist düzenin yıkıl-ması için örgütlenir. O halde, faşizminicazet sınırları içine kendini hapset-mez. Bu nedenle illegal örgütlenir.

İllegal örgütlenme, faşizme karşımücadeleyi kesintisiz sürdürebilmekiçindir. İllegal örgütlenme, faşizm ko-şullarında örgütlenmelerimizin büyü-mesini, gelişmesini sağlamak içindir.

Aynı şekilde, faşizm koşulların-daki illegal mücadelenin diğer ayağısilahlı mücadeledir. Faşizme karşıhalkı örgütleyebilmek için silahlımücadele de diğer bir zorunluluk-tur.

Sonuç olarak; ülkemizde faşizmsüreklidir. AKP faşizmi son dönem-lerde düzenin krizleri nedeniyle sal-dırganlığını artırmış ve demokrasicilikoyununu rafa kaldırmıştır.

Bu durum, illegal örgütlenmenin,silahlı mücadeleyi büyütmenin öne-mini daha fazla artırmıştır. Bugünancak illegal örgütlenen ve silahlımücadeleyi büyüten hareketler ya-şayabilirler. Reformizmin yaşam alanıneredeyse tümüyle ortadan kalkmıştır.

Dönem devrimin büyüyeceği birdönemdir. Devrimi büyütme iddiasıile örgütlenmeliyiz.

eğitim:Devrimci eğitim, sadece burjuva ideo-

lojisinin kötülüklerini anlatmakla sınırlıdeğildir.

Devrimci eğitim, kötü olanı gösterdiğigibi alternatifini de göstermelidir. Burjuvaideolojisinin alternatifi proletaryanınideolojisidir. Proletarya ideolojisinin birsistem olarak örgütlenmesi halkın iktida-rıdır. Sosyalizmdir.

Devrimci eğitim, halka, halkın iktidarı-nı anlatabilmelidir. Sosyalizmi anlatabil-melidir. Halkın kendi iktidarındaki kaza-nımlarını anlatabilmelidir. Halkın iktidarıekonomik olarak, siyasal olarak, hukukiolarak, kültürel olarak, sosyal alanda, eği-timde, sağlıkta halka ne verecektir?

Devrimci eğitim bunları anlattığı ölçü-de örgütleyici, eğitici, ikna edici olacaktır.Devrimci bir bilinç ve kişilik oluşturmayahizmet edecektir.

ajitasyon propaganda: AKP Suriye’de Sınır Güvenliği İçin Değil,

Amerika’nın Çıkarlarını Korumak İçin Savaşıyor.Ne diyor AKP faşizmi?Ulusal kurtuluş savaşı verdiklerini iddia ediyorlar. Öyle bir

propaganda yapılıyor ki, sanki emperyalizme karşı tüm güçle-riyle mücadele ediyorlar!

AKP emperyalizme karşı değildir, bugün iktidarda bulun-maları bile emperyalizmin işbirlikçileri olmalarının sonucu-dur.

AKP iktidarı, Ortadoğu, Kuzey Afrika, Kafkaslar,Balkanlar’da ABD ve AB emperyalizminin sömürgeci politi-kalarının uygulanmasında kullanılan bir araç olarak iktidaryapılmıştır.

ABD’nin emperyalist politikalarının eşbaşkanı olmakla övü-nen Recep Tayyip Erdoğan’ın ta kendisidir. Bugün Suriye’debulunmaları da emperyalizmin çıkarlarını korumak içindir.Emperyalizm Suriye topraklarını sömürgeleştirsin diye uşaklarıSuriye’de Anadolu halkının çocuklarının kanını döktürüyor.

Halkımız! AKP iktidarının işbirlikçi politikalarına hizmetetmeyin, çocuklarınızı emperyalizmin çıkarları için ölümegöndermeyin. Çocuklarınızı emperyalizmin çıkarları içinSuriye halkını katletmeye göndermeyin!..

Yürüyüş

1 Ocak2017

Sayı: 554

BİZ SOYGUNCU, ÇÜRÜMÜŞ DÜZENİNİZİ BAŞINIZA YIKACAĞIZ!334

Page 35: YETMEDİ… Kapısına Mühürler Taktı, Biz Söktük Attıkyuruyus.biz/pdf/pdf/554.pdfpazarlayanlar olmayacak O yaşamda, ne sömürü, ne zulüm, ne faşizm olacak! O yaşamda çocuklarımızın

AKP artık ülkemizi kendi yasa-larıyla, kendi kurumlarıyla da yöne-temiyor.

AKP, saldırılarında o kadar al-çalmıştır ki Dersim’de şehit düşenİbrahim Erdoğan Kır Gerilla Birli-ği’nden Oğuz Meşe’nin yedi yeme-ğine bile saldırdı.

Dirimize saygısı olmadığı gibiölümüze, geleneklerimize, görenek-lerimize de saygısı yoktur.

AKP’nin katil polislerinin gözaltınaaldığı Halk Cepheliler’den 26 kişi tu-tuklandı. Tutuklananlar içinde 70 ya-şındaki kanser hastası bir insanımız,Halkın Hukuk Bürosu AvukatlarındanBarkın Timtik ve yemeğe katılanlarıtaşıyan minibüsün şöförü de var.

Bizim 7 yemeğimiz bile tutuk-lanma gerekçesi yapılırken AKP’ningerici faşist güruhu, Suriye Halep’teişbirlikçileri yenildi diye, her taraftaher türlü eylem yapma özgürlüğünesahipler.

Biz, AKP’den ölümüze ya da di-rimize bir saygı beklemiyoruz. Ey-lemlerimizi yaparken ondan “anlayış”göstermesini beklemiyoruz. AKP,düşmanlığını yapıyor.

Düşmanımızı tanıyoruz. VeAKP’nin bütün korkusu bundandır.Halk korkusudur AKP’yi bu denlipervasız yapan...

Halktan büyük güç yoktur. Tarihbunu binlerce kez kanıtlamıştır. Dün-yanın en “güçlü” ordusuna sahip olanABD, Vietnam halkı karşısında dün-yanın en büyük yenilgisini aldı.

HALKI GÜÇLÜ YAPAN HAL-KIN ÖRGÜTLÜLÜĞÜDÜR!

AKP, pervasızlığını halkın örgüt-süzlüğünden almaktadır.

Vietnam halkının yenilmez ko-mutanlarından Giap, yenilmez “HalkSavaşının verilebilmesi için gereklisiyasal üstünlüğün sağlanması ya-nında, uygun bir örgütlenmenin de

gerçekleştirilmesi şart-tır” diyor.

Nedir bu örgütlen-meler?

Yine Giap’ın söylemiyle; "Halk Savaşı vermek için; - Si-

lahlı kuvvetler, - Ana kuvvet birlikleri, - Bölgesel birlikler, - MİLİS ve KENDİNİ KORUMA

BİRLİKLERİ şeklinde uygun örgüt-lenme biçimlerine sahip olmalıdır."

Giap’ın bahsettiği “uygun örgüt-lenme” bugün açısından en temeldeMİLİS ÖRGÜTLENMESİDİR.

Geçen hafta bu köşemizde de-ğinmiştik: AKP’nin saldırılarına karşı“Milis Örgütlenmemizi Büyütelim”demiştik.

Milis Örgütlenmemizi nasıl bü-yüteceğiz?

“7’den 70’e herkes milis olabilir”diyoruz. Yine milislerin görevlerinebaktığımızda mahallemizde yaşayanişçisinden memuruna, esnafından evkadınlarından yaşlı büyüklerimize,ilkokula giden çocuklarımızdan liseye,üniversiteye giden gençlerimize her-kesin yapabileceği bir iş vardır.

Uyuşturucu satıcıları sokaklardaaçıktan uyuşturucu satıyor. Evindeoturan yaşlı bir büyüğümüz, oturduğumasasında ne olup bittiği, her şeyigözlemleyip istihbarat işi yapabilir.Örneğin, evinde oturan yaşlı bir tey-zemiz de, kahvehanede oturan emeklibir amcamız da halk milislerindeyer alabilir. Mahallenin Şahanlarıolabilir.

Mahallenin esnafı mahalleyi eniyi tanıyanlardandır. Sabahın kö-ründen akşamın geç saatine kadardükkanında, mahallede olup bitenher şeyden haberdar olurlar. Ma-halleye giren bir halk düşmanı on-ların gözünden kaçmaz...

Mahallemize saldıran halk düş-manlarının panzerlerle, TOMA’larla,akreplerle mahalleye girişini ilk gö-ren onlar olur. Mahalle girişindekibir esnafımız polislerin mahalleyeadımını attığı andan itibaren birkaç

dakika içinde bütün mahalleyi bundanhaberdar edebilir ve saldırılara karşıanında önlemler alabiliriz.

Mahallemizin demircisi, maran-gozu, inşaat işçisi, tekstilcisi, bakkalı,kahvecisi, taksicisi... Hepsinin halkmilisleri örgütlenmesinin içinde ya-pacağı çok şey vardır.

Ve bu konuda halkın yaratıcılığınave tecrübelerine güvenmeliyiz.

Demirciler, inşaat işçileri düşma-nın panzerlerine, TOMA’larına, ak-replerine karşı çok yaratıcı tuzaklarkurabilir.

AKP faşizminden hiç kimseninkaçarak, saklanarak kendini korumaşansı yoktur. DİRENMELİYİZ.Daha da önemlisi MAHALLENİNŞAHANLARI örgütlenmemizi bü-yütüp halkın içinde yaygınlaştırarakve darbeler vurarak karakollarındançıkamaz hale getirmeliyiz.

Vietnam’da sayıları 600 bine kadarçıkan Amerikan ordusu Vietnam hal-kının yaratıcılığı karşısında kışlala-rından dışarıya adım atamaz halegelmişlerdir.

Bunda 7’den 70’e Vietnam hal-kının oluşturduğu milislerin rolü çokbüyük olmuştur.

Halkımız! Yaşımız, işimiz neolursa olsun: MİLİS ÖRGÜTLEN-MELERİNDEKİ YERİMİZİ ALA-LIM. MAHALLENİN ŞAHANIOLALIM!

HHalktan Daha Büyük Güç Yoktur!HERKES M AHALLENİNŞAHANI OLABİLİR!

MİLİSLER MAHALLENİN ŞAHANLARIDIR

1 Ocak2016

Yürüyüş

Sayı: 553

3 5Faşizmle Yöneten AKP Suçludur!

Page 36: YETMEDİ… Kapısına Mühürler Taktı, Biz Söktük Attıkyuruyus.biz/pdf/pdf/554.pdfpazarlayanlar olmayacak O yaşamda, ne sömürü, ne zulüm, ne faşizm olacak! O yaşamda çocuklarımızın

21 Aralık Çarşamba sabahı 02.00’de dayandılarGençlik Federasyonu’nun kapısına katil sürüleri. Yinekanlı ellerinde uzun namlulu silahları yine zırhlı araçlarınıngölgesine sığınmışlardı. Şaşırmadık.

Oligarşinin mücadelemizi bastırmak, sindirmek veyok etmek için kullandığı en bilinen yöntemle gelmişlerdi.Yağma, talan, yıkım, ahlaksızlık…

Her yere imzalarını bırakmışlardı. Kirli ahlaklarının,halk düşmanlıklarının, korkularının parmak izlerini bı-raktılar binamızın her bir köşesinde.

Tüm bu saldırıların operasyonların asıl sebebini bili-yoruz.

Yönetememe krizi içinde can çekişen oligarşinin gen-çliğin örgütlenmesinden duyduğu korkudandır saldırıları.AKP faşizmi zulmünü, adaletsizliğini büyüttükçe , “Ba-ğımsız Türkiye İstiyoruz”, “Adalet İstiyoruz” diyen,“Parasız Eğitim” isteyen gençliğe azgınca saldırıyor.

47 yıldır sürüyor bu baskılar ve operasyonlar, 47yıldır boğamadıkları sesi, DEV-GENÇ’in onurlu sesiniboğmak için geldiler. Geldiler ama yaptıkları yine sadecetaşı duvarı tabakları eşyaları yıkmak oldu. DEV-GENÇ’in47 yıllık onurlu tarihi, tarihsel haklılığı kale gibi yıkılmadıve bu halk var olduğu sürece faşizmin hiçbir saldırısı yı-kamayacak bu güçlü inancı.

Dev-Genç’liler 47 yıldır gençliğin mücadele bayrağınıdalgalandırıyor bu topraklarda. Dev-Genç’liler 47 yıldır

sadece gençliğin değil, halkın bağrında kök salmıştır.Çünkü DEV-GENÇ halkın tüm sorunlarına karşı daduyarlı olmuş ve mücadele etmiştir. Bunun içindir ki, 47yıldır oligarşi gözaltılardan tutuklamalara, infazlardankatliamlara, kayıplara her türlü kontrgerilla faaliyetiyleDev-Genç’in mücadelesini engellemek istedi. Bu saldırılarduruma göre dönem dönem artmakta ya da azalmaktadır.Bir ayda iki defa basıldı Gençlik Federasyonu. Bir aydaiki defa yıktılar duvarlarımızı, kapılarımızı, eşyalarımızı.Fakat 47 yıldır bitiremedikleri gibi bu defa da bitiremedilerbitiremeyecekler.

Bu uzun devrim yolunda biz Dev-Genç’liler hep büyükbedeller ödeyerek kesintisiz sürdürdük mücadelemizi.Bundan sonrada böyle olacak. Halkımıza halk çocuklarınabir söz verdik. Halkımızın hak ettiği sistemi geleceği ka-zanacağız. Ellerimizle öreceğiz duvarları tekrar. Yollaryapacağız. Geleceği biz yaratacağız. Biz değil, faşizmdirkorkan. Korkusu bizim sesimizin birleşmesinde, sesimizingücümüzün gürleşmesinde, büyümesindedir. Ve bir kezdaha diyoruz ki bizi bitiremeyeceksiniz.

İçimiz soğumuyor bizim. Halkımıza yoldaşlarımızayaptıklarınızın hesabını soracağız.

Faşizm Bizim Duvarlarımızı Yıksa da Biz FaşizminAhlaksız Çürümüş Sistemini Başına Yıkacağız! Ve faşizmo enkazdan çıkamayacak. Biz yıkıldığı yerden hakça kar-deşçe eşit bir sistem doğuracağız.

Faşizm Bizim Duvarlarımızı Yıksa daBiz Faşizmin Ahlaksız, Çürümüş Sistemini Başına Yıkacağız!

Ülkemizde Gençlik

GGençlik Federasyonu’ndan

Devrimci GençlikUmuttur, Gelecektir

Her Duvarda Devrimci Genç-lik'in Umut Taşıyan SloganlarınıGöreceksiniz

Duvarlara nakşedilen her slo-ganda devrimcilerin emeği, halksevgisi, devrim iddiası vardır. Halkave özellikle de geleceği temsileden gençliğe faşizme karşı kur-tuluşun kendi ellerinde olduğunuhatırlatır, güç verir, harekete geçirir.Bunu gözaltına alınma, tutuklanmave hatta katledilme pahasına yapar.Her gün artarak, çoğalarak donatırduvarları... Gelin elimize boyayıfırçağı alıp, biz de bu emeğe ortakolup, umudu büyütelim...

Bu hafta Devrimci Gençlik'inçeşitli yerlerde yaptığı yazılamaları

yayımlıyoruz.

ODTÜ Dev-Genç / 22 Ara-lık:

Dev-Genç'liler 22 Aralık'taGözaltına alınan ve basılan Genç-lik Federasyonu’nu sahiplenmekiçin 5 adet “Operasyonlarla Dev-Genç’i Bitiremezsiniz”, “AKPFaşizmi 80 Milyon Halkı TeslimAlamaz” yazılamaları yaptı.

Ankara Dev-Genç / 22Aralık:

Dev-Genç'liler 22 Aralık'taMimar Sinan Güzel Sanatlar Üni-versitesi’nde Oğuz Meşe’nin 7yemeğine katıldığı için tutuklananarkadaşları Ecenaz Çet ve diğertutsaklar için okulun çeşitli yer-lerine yazılamalar yaptılar. Yapılanyazılamalarda: “Devrimci Avu-

Yürüyüş

1 Ocak2017

Sayı: 554

BİZ SOYGUNCU, ÇÜRÜMÜŞ DÜZENİNİZİ BAŞINIZA YIKACAĞIZ!36

Page 37: YETMEDİ… Kapısına Mühürler Taktı, Biz Söktük Attıkyuruyus.biz/pdf/pdf/554.pdfpazarlayanlar olmayacak O yaşamda, ne sömürü, ne zulüm, ne faşizm olacak! O yaşamda çocuklarımızın

Dev-Genç’imiziBitiremezsiniz!

“Biz yenilirsek kalkar yenidensavaşırız ama diktatörler yenilirsesonları olur.” Fidel Castro

İstanbul Okmeydanı Mahallesi’ndebulunan ve Dev-Genç’in çalışmalarınıyürüttüğü Gençlik Federasyonu 21Aralık’ta AKP’nin katil polisleri ta-rafından iki ay içinde ikinci kez basıldı.Baskında kurumun çelik kapılarındangiremeyen katil polisler duvarları par-çalayarak içeri girebildi ve helikopterdesteğiyle genel ve geniş çaplı birsaldırı düzenledi. Bu acizlik ve kor-kaklık karşısında kurumlarını sahip-lenen Dev-Genç ve Liseli Dev-Genç’li-ler yazılı açıklama yayınlayarak kısacaşu sözlere yer verdi.

Antalya (27 Aralık):“Yine her zamanki gibi derneği-

mizi talan etmiş, duvarlarımızı kırmışfotoğraflarımızı yırtmış, arkadaşla-rımızı işkenceyle gözaltına almışlardır.Peki, soruyoruz sizlere bitirebildinizmi bizleri? Dev-Genç bu ülkeninonuru, gençliğin damarıdır. 47 yıldırdimdik ayakta durmuştur. Kimlergeldi, geçti bu süreçte, hangi “yön-temler”, “stratejiler” denendi, hangibiri bitirebildi de gençliği siz bitire-ceksiniz? Dev-Genç’i yok etmeyeçalışan kim varsa yok oldu. İşte siz

bunu idrak edemiyorsunuz. Biz halkız,milyonlarız! Siz ise bir avuç asalak,korkak, katil sürüsü… Bizi bitire-mezsiniz gençliği susturamazsınız!”

Elazığ Dev-Genç (22 Aralık):“… Bu korku umudun korkusudur.

Ölüyü diriltemezsiniz kokuşmuş budüzeninizi elbet yıkacağız… GençlikFederasyonu’nun binasının önüne bas-kın sonrası kuşlamalar sokağa serpil-mişti. Kuşlamalar da “AKP Faşizmi80 Milyon Halkı Teslim Alamaz” ya-zıyordu. Bu gerçeklik sizin korkunuzdur.Küba devriminin önderlerinden FidelCastro’nun dediği gibi; “biz yenilirsekkalkar yeniden savaşırız ama diktatörleryenilirse sonları olur”. Tarih bunu ya-zacaktır, sizin sonunuzu o defalarcabastığınız Dev-Genç getirecektir. Bas-kılarınızla bizleri yıldıramazsınız.”

Malatya Liseli Dev-Genç (23Aralık):

“Ey katil köpekler, yıllardan beriderneklerimiz, kurumlarımız basılmak-tadır ve yerle bir edilmektedir . Bugünekadar sizin gibi baskın yapanlar DEV-GENÇ tarihi altında boğulup kalmış-lardır… Duvarları kırmanız, fotoğraflarıkesmeniz, yatakları acizce bıçakla par-çalamanız, yemekleri yere dökmenizve Şafak Yayla’nın duvarda bulunanresmini çizmeye kalkmanız sizin ko-kuşmuş düzeninizin sonudur. Ey adiherifler, Şafak’ın resmini gördüğünüzde

iliklerinize kadar korku salınmıştır oyüzden vahşice etrafa saldırdınız… Sizise neden direndiğimizi anlayamazsınızçünkü bizim vatanına, halkına, ideo-lojisine sevdalı olduğumuzu bilemez-siniz. Boşuna çabalamaya son verinartık, bu düzen yıkılacak sizde bili-yorsunuz ve geleceğin en önemli kesimigençliğe saldırıyorsunuz, işkencelerletutukluyorsunuz ama şunu unutuyor-sunuz: Bitiremeyeceksiniz! Dev-Genç’ibitirecek cüretiniz yoktur çünkü sizinideolojiniz tamamen boş bir ideoloji-dir…”İstanbul Alibeyköy Liseli Dev-Genç (22 Aralık):

“… Adeta bir ordu yığdı AKP fa-şizmi 7 Dev-Genç’liye bir ordu iş-kenceci. Peki ya neyin korkusuydubu? İrademizin ve haklılığımızın kor-kusudur bu başka bir korkuya benze-mez! AKP faşizmine sesleniyoruz!Bastığınız kurumlarımız yıktığınız du-varlarımız irademizden ve bu haklımücadelemizden bizleri döndüreme-yecek. Yıktığınız duvarlar kırdığınıztabak çanaklar sizin çaresizliğinizinartık son çırpınışlarınızın çürümüşlü-ğünüzün kanıtıdır. Yoldaşlarımıza kal-dırdığınız eller yaptığınız işkencelersizlere Elif, Şafak, Bahtiyar olarakgene geri dönecek. Biz Kazanacağız!Faşizminizi başınıza yıkıp sizleri oyıktığınız duvarların altında bıraka-cağız! Yaşasın Onurlu Mücadelemiz!”

katlar Onurumuzdur-Dev-Genç”, “Cenazeye Katıldığı İçin Tutuklanan25 Halk Cepheli ve Avukat Barkın Timtik Serbest Bırakılsın- Dev-Genç”,“Gittiği Cemevi’nde Cenazeye Katıldığı İçin Tutuklanan MSGSÜ ÖğrencisiEcenaz Çet Serbest Bırakılsın! Tutsak Öğrencilere Özgürlük- Dev-Genç”,“MSGSÜ Öğrencisi Ecenaz Çet’e Özgürlük!- Dev-Genç”, “Ecenaz ÇetSerbest Bırakılsın! Tutsak Öğrencilere Özgürlük!- Dev-Genç” sloganlarınıduvarlara işlediler.

Kadıköy Dev-Genç / 22 Aralık: Dev-Genç'liler Kadıköy ve Moda’da 22 Aralık'ta, Oğuz Meşe’nin 7

yemeğine katıldığı için tutuklanan Halk Cepheliler ve Dev-Genç'liler içinyazılamalar yaptılar. Yapılan yazılamalarda: “Dev-Genç”, “Ecenaz Çet SerbestBırakılsın!- Dev-Genç”, “Dev-Genç’i Bitiremezsiniz!” ve “Kıraç CemeviTutsakları serbest Bırakılsın!-Dev-Genç” sloganlarını duvarlara işlediler.

Bahçelievler Liseli Dev-Genç / 22 Aralık:Bahçelievler Liseli Dev-Genç’liler 22 Aralık'ta Zafer Mahallesi'nde

yazılamalar yaptı. Yazılamalarda "Tutuklamalarla bizi Bitiremezsiniz-Dev-Genç", "Baskınlar Bizi Yıldıramaz - Dev-Genç ve Dev-Genç" yazı-lamaları mahallenin birçok duvarına yazıldı.

1 Ocak2017

Yürüyüş

Sayı: 554

3 7BİZ YENİ BİR DÜNYA KURACAĞIZ!

Page 38: YETMEDİ… Kapısına Mühürler Taktı, Biz Söktük Attıkyuruyus.biz/pdf/pdf/554.pdfpazarlayanlar olmayacak O yaşamda, ne sömürü, ne zulüm, ne faşizm olacak! O yaşamda çocuklarımızın

Liseli Dev-Genç’liler yeni bir yıladaha faşizmin terörü ve zulmü altında gi-riyoruz. Bir seneyi daha gerimizde bıra-kırken yeni gelecek senede kendimizeyeni sözler verdik daha fazla örgütlene-ceğiz, daha fazla çalışacağız. Daha hızlıolacağız. Daha cüretli daha inançla atıla-cağız kavgaya. Geçen seneyi gerimizdebırakırken geride bıraktığımız her bir günbile bir ders bir eğitim bizim için.

Başarılarımızdan yeni başarılar yara-tacak. Başarısızlıklarımızdan ders çıkaracaken iyisini yapmaya çalışacağız. Marştadadediği gibi:

“Dev-Genç’liler liderdirLiderler hiç durmazlarOligarşi yaşarkenYorulup oturmazlar” Durmadan yürüdüğümüz bu yolda tari-

himiz faşizme karşı yaratılan direniş gele-nekleriyle doludur. Pes etmeyen, durmayan,teslim olmayan mücadele geçmişine sahibiz.Bugün attığımız her bir adım, geçirdiğimizher bir saniye, aldığımız her bir nefesgençliği örgütleme hedefimize varmak için-dir. Emekle, alın teriyle, kanımızla, gençli-ğimizle yarattığımız bu tarihimizden aldı-ğımız güçle yürüyoruz bu amacımıza doğru.

Geçtiğimiz hafta yine demokratik ku-rumumuz, binamız basıldı. Yoldaşlarımızgözaltına alındı. Bir ay içinde iki defayaşadık aynı saldırıyı. Faşizm bizim mo-ralimize saldırıyor. Her bir saldırıdangülen yüzle çıkan, coşkuyla toparlanan,kavgaya daha hızlı atılmamızı sağlayanmoral gücümüze saldırıyor düşman. Yıl-gınlık, yorgunluk bekliyor bizden. Oysaahlaktan, sevgiden nasibini almamış leşkargaları bilmezler bizim moralimizi duvaryıkarak, eşya parçalayarak, tutsak ederekbozamazlar. Bizim moralimiz namusu-muzdur. Yüzümüzdeki gülümseme vemoral gücümüz şehitlerimize, tarihimize,tutsaklarımıza verdiğimiz sözdür. Onlardanaldığımız emanettir. Asla namert karşısındayere düşürmeyeceğiz yüzümüzü. Haklıve meşru olan biziz. Bu onur bu haklılıktır

bizim moralimizi büyüten. Bizi her kav-gadan daha da güçlenerek çıkartan.

Şimdi bir kez daha söz veriyoruz şe-hitlerimize, bir kez daha söz veriyoruztutsak yoldaşlarımıza. Ödediğimiz bedel-lerle, bilenen öfkemizle bedel ödeteceğizdüşmana. Ant olsun şart olsun ki her birsaniyemiz bu yemini yerine getirmek içingeçecek. Tutsak yoldaşlarımız... TutsakDev-Genç’liler, Tutsak Liseli Dev-Genç’liyoldaşlarımız; siz bizim onurumuzsunuz,sizi seviyoruz. Halkımız; tutsak Dev-Genç’liler bu halkın onurlu evlatlarıdır.Gençliğimize, geleceğimize sahip çıkmakgörevimizdir. Tüm halkımız, başta kendinedevrimciyim demokratım diyen işçisi, me-muru, gecekondulusu tüm halkımız tutukluDev-Genç’lileri sahiplenelim, onların serbestbırakılması için sürdürülen kampanyayadestek olalım, mektuplarımızla onlara tecrithücrelerinde yoldaş olalım.

Tutsak Dev-Genç’liler Serbest Bıra-kılsın!

Düşman Saldırılarını Sahiplenmemiz ve Dayanışmamızla Boşa Çıkaracağız!

Bu ülkede yaşıyoruz... Bu halkın çocuklarıyız... Ezilen, sömürülen,

katledilen bir halkın çocuklarıyız... Bu halkın kavgasında biz varız!

Liseliyiz Biz

Beklediğimiz O Güzel Günler Bu Direngen Gençlerin Elleriyle Size Gelecek…

Alibeyköy: Liseli Dev-Genç’liler 21Aralık’ta Cengiz Topel bölgesinde, OHALbahanesiyle giderek artan gözaltılar, tu-tuklamalar, kurum baskınları ve işkencelerile ilgili pankart astı. Ardından 21 Aralık’taGençlik Federasyonu’na yapılan baskınteşhir edildi. Üzerinde “Dev-Genç’i Biti-remezsiniz!” yazılı pankartın asılmasınınardından Liseli Dev-Genç’liler çalışmayıkuşlamalar ve ajitasyonlarla sonlandırdı.

Bahçelievler: Liseli Dev-Genç’liler22 Aralık’ta Zafer Mahallesi’nde GençlikFederasyonu’na yapılan baskın ile ilgiliyazılama yaptı. Yapılan çalışmada, “Tu-tuklamalarla Bizi Bitiremezsiniz! BaskınlarBizi Yıldıramaz! Dev-Genç” imzalı yazı-lamalar mahallenin birçok yerine işlendi.

Yürüyüş

1 Ocak2017

Sayı: 554

BİZ SOYGUNCU, ÇÜRÜMÜŞ DÜZENİNİZİ BAŞINIZA YIKACAĞIZ!38

Page 39: YETMEDİ… Kapısına Mühürler Taktı, Biz Söktük Attıkyuruyus.biz/pdf/pdf/554.pdfpazarlayanlar olmayacak O yaşamda, ne sömürü, ne zulüm, ne faşizm olacak! O yaşamda çocuklarımızın

Bir gençlik örgütü düşünün, ilkortaya çıkış tarihinden günümüzekadar “tek başına kalsa dahi” müca-delesini bütün kararlılığıyla sürdüren.Evet Dev-Genç’imiz ve Liseli Dev-Genç’lilerimiz. Onlar coşkularıylaumut oluyor, onlar onlarca tutukla-malara rağmen tek başına kalsa dahi“ben yaparım…” deyip kavganın enönünde koşuyor. Baksanıza; sadecebir hafta içinde onlarca yoldaşları tu-tuklandı, Gençlik Federasyonu binasıbasıldı ve 7 Dev-Genç’li gözaltınaalındı ve bina her tarafından harapedildi, yoldaşları DHKC Gerilla şehidiOğuz Meşe’nin geleneklerine göreanılmasına dahi tahammül edemeyendüşman tarafından saldırılara uğradılarve tutuklandılar ve tecrit hapishane-lerindeki direnişleri, düşmanına teslimolmama kararlılığı… ve sayamaya-cağımız nice şeyler. Bütün bunlarınyansıra hiçbir şekilde kampanyala-rından ve eylemliklerinden vazgeç-miyorlar. Halka kendilerini anlatmakiçin gece geç saatlere kadar kapı kapıdolaşıp gerçeği ulaştırmaya çalışıyorlar.Bu gençleri anlatmaya kitaplar bileyetersiz kalabilir ama biz her zamanbu onurlu gençleri size anlatacağız,çünkü onlar ülkemizin güzel geleceğiniyaratacak olan Dev-Genç ve LiseliDev-Genç’lilerdir. İnanın beklediğimizo güzel günler bu direngen gençlerinelleriyle size gelecek…

Dev-Genç ve Liseli Dev-Genç’li-lerin yaptığı çalışmalardan derledik-lerimizi sizlerle paylaşıyoruz:

ANADOLUAnkara:Dev-Genç’liler 20, 22 Aralık ta-

rihlerinde ODTÜ’de genel kitle ça-lışması yaptı. Yapılan çalışmalardailk olarak 17 yaşında Özgür Tutsakolan ve şu an açlık grevi direnişindebulunan Hakan İnci’nin tecrit ile ilgiliyaşadıklarını anlatan mektubunu oku-lun yemekhane, kütüphane, fizik vehazırlık bölümünün duvarlarına astı.Ve 19-22 Aralık Hapishaneler Kat-liamı ile ilgili yemekhaneye pankart

asıldı. Ve 21 Aralık’ta katil polislertarafından basılan ve 7 Dev-Genç’liningözaltına alındığı Gençlik Federas-yonu baskınını teşhir etmek için 5adet “Operasyonlarla Dev-Genç’i Bi-tiremezsiniz! AKP Faşizmi 80 MilyonHalkı Teslim Alamaz!” yazılamalarıyapıldı. Ardından baskında talanedilen Gençlik Federasyonu’nun re-simleri panolara asılarak operasyonteşhir edildi. Son olarak kısa bir açık-lama ve çağrı yapan Ankara Dev-Genç; “Hapishanelerde şuan 12 ve17 yaş arası 2416 çocuk bulunmak-tadır. Her biri fiziki ve ruhsal baskıaltında tutulmaktadırlar. Çocuklarakarşı işlenen suçlar, halka karşı iş-lenmiş suçlardır. Halkın geleceğinevurulan darbedir. Bu nedenle Hakanİnciler’i sahiplenmeliyiz.” dedi.

Ankara Liseli Dev Genç 22 Aralık’ta“Berkin Elvan Tanışma Çayı” programıdüzenledi. Liseliler önceki günlerdeEge Lisesi ve civardaki liselere tanışmaiçin ozalitler astılar. Düzenlenen prog-ramda, liselilerin sorunları, OHAL dö-neminde yaşanan baskılar ve baskıyakarşı yapılması gerekenler üzerine soh-bet edildi. Ayrıca kapitalist sistemininsanların almak istedikleri niteliklieğitime engel olduğu konuşuldu. 5 li-selinin katıldığı programın sonunda,Liseli Dev-Genç olarak düzenli toplantıyapılmasına karar verildi.

Malatya:Dev-Genç ve Liseli Dev-Genç’liler

22 ve 24 Aralık’ta Cemal Gürsel Ma-hallesi’nde Yürüyüş dergisi dağıtımıyaptı. Yapılan çalışmada 19-22 AralıkKatliamı’nın yıl dönümü nedeniylekatliam bugün AKP hükümeti tara-fından devam ettiği anlatıldı. Yapılançalışmada 30 dergi halka ulaştırıldı.Ayrıca 24 Aralık’ta Okuma Gruplarıçalışması yapıldı. Çalışmada BoranYayınları’nın “Halk Sınıfı” adlı eğitimkitabından “Devrim 1, Nasıl Bir Dev-rim Yapacağız?” konusu okundu veüzerine tartışıldı. Ayrıca Yürüyüş der-gisinden “Ülkemizde Gençlik” bö-lümü okundu ve Gençlik Federasyo-

nu’na yapılan baskın anlatıldı. Sonolarak Devrimci şair Ümit İlter’in“Geldik Geleceğiz” adlı şiiri okunduve sonraki hafta tekrar buluşma kararıalınarak çalışma sonlandırıldı.

Antalya:Dev-Genç’liler 23 Aralık’ta, 21

Aralık’ta Gençlik Federasyonu’nayapılan baskını teşhir etmek için Ma-navgat ilçesinde üzerinde “Dev-Genç’i Bitiremezsiniz!” yazılı ozalitastı.

Kocaeli:

Dev-Genç’liler 21 Aralık’ta, Hal-kın Hukuk Bürosu (HHB) avukatla-rından Günay Dağ’ın da katılımıyla“19-22 Aralık Hapishaneler Katliamı”konulu panel düzenledi. İlk olarakkatliamda şehit düşen 28 devrimcive tüm devrim şehitleri nezdinde birdakikalık saygı duruşunda bulunuldu.Ardından “Katliama Sessiz Kalmayın”adlı belgesel izlendi. Dev-Genç adınayapılan konuşmanın ardından “BoranFırtınası” adlı şiir okundu. Şiirin ar-dından sözü alan HHB’den Av. GünayDağ; 19 Aralık’ın sadece bir katliamolmadığını aynı zamanda bir direnişolduğunu belirterek, 19 Aralık Kat-liamı’nı hazırlayan zemin, bu evrededevrimcilerin içeride ve dışarıdakitutumu. İçeride bir katliam yaşanırkenbu süreçte dışarıdaki toplumsal mu-halefetin ne durumda olduğu, tepki-lerin ne boyuta oluştuğu, dışarıdakieylemlilikler gibi birçok konuya de-ğindi. Konuşmanın ardından verilenküçük bir konser ile panel sonlandı-rıldı. Kocaeli Eğitim-Sen’de gerçek-leştirilen panele 35 kişi katıldı.

Gençlik Coşkun Akan Sel Gibidir Durmadı-Durmayacak!

Ülkemizde Gençlik

1 Ocak2017

Yürüyüş

Sayı: 554

33 9BİZ YENİ BİR DÜNYA KURACAĞIZ!

Page 40: YETMEDİ… Kapısına Mühürler Taktı, Biz Söktük Attıkyuruyus.biz/pdf/pdf/554.pdfpazarlayanlar olmayacak O yaşamda, ne sömürü, ne zulüm, ne faşizm olacak! O yaşamda çocuklarımızın

Kütahya-Eskişehir:Kütahya ve Eskişehir Dev-

Genç’liler 24 Aralık’ta, Ankara Yük-sel Caddesi’ndeki İnsan Hakları anıtıönünde direnişte olan KEC’li NuriyeGülmen, Semih Özakça ve Veli Sa-çılık’ın 20 kez gözaltına alınarak ka-zandığı direniş alanında ziyaret etti.İlk olarak desteklerini belirten Dev-Genç’liler ardından Nuriye Gülmenve Semih Özakça için başlatılan kam-panya için imza topladı. ArdındanAv. Selçuk Kozağaçlı’nın yaptığısöyleşiden sonra alandan ayrıldılar.Ardından OHAL bahanesiyle işindenedilen ve geçtiğimiz günlerde birameliyat geçiren KEC’li Acun Ka-radağ öğretmene destek ziyareti ya-pıldı. Acun öğretmene yapılan destekziyaretinin ardından Dev-Genç’lilerziyaretlerini sonlandırdı.

Tekirdağ:Dev-Genç’liler 22 Aralık’ta, Te-

kirdağ Eğitim-Sen’de 19-22 AralıkHapishaneler Katliamı ile ilgili anmadüzenledi. İlk olarak katliam tarihindeyaşanılanların anlatıldığı bir metinokundu ve 28 devrimcinin orada kat-ledildiği ama katliamı yapanların is-tediklerini elde edemediği ve 7 yılsüren direniş sonunda zaferin kaza-nıldığı vurgulandı. Ardından 19-22Aralık Katliamı’nın bugün AKP ik-tidarıyla devam ettiği belirtildi veAKP iktidarının halka karşı açtığısavaşın aynı zihniyetin ürünü olduğu

belirtildi. Son olarak katliam ile ilgilibir belgesel izlendi ve üzerine sohbetedilerek program sonlandırıldı.

İSTANBULAlibeyköy:Liseli Dev-Genç’liler 21 Aralık’ta

Cengiz Topel bölgesinde, OHAL ba-hanesiyle giderek artan gözaltılar,tutuklamalar, kurum baskınları veişkenceler ile ilgili pankart astı. Ar-dından 21 Aralık’ta Gençlik Fede-rasyonu’na yapılan baskın teşhir edil-di. Üzerinde “Dev-Genç’i Bitiremez-siniz!” yazılı pankartın asılmasınınardından Liseli Dev-Genç’liler ça-lışmayı kuşlamalar ve ajitasyonlarlasonlandırdı.

Bahçelievler:Liseli Dev-Genç’liler 22 Aralık’ta

Zafer Mahallesi’nde Gençlik Fede-rasyonu’na yapılan baskın ile ilgiliyazılama yaptı. Yapılan çalışmada,“Tutuklamalarla Bizi Bitiremezsiniz!Baskınlar Bizi Yıldıramaz! Dev-Genç” imzalı yazılamalar mahalleninbirçok yerine işlendi.

Kadıköy:Dev-Genç’liler 22 Aralık’ta,

DHKC Gerilla şehidi Oğuz Meşe’nin7 yemeğine katıldığı için tutuklananlariçin Halk Cepheliler ile beraber Mo-da’da yazılamalar yaptı. Yapılan ça-lışmada “Dev-Genç’i Bitiremezsiniz!Kıraç Cemevi Tutsakları Serbest Bı-rakılsın! Ece Naz Çet Serbest Bıra-

kılsın! Dev-Genç” imzalı sloganlarduvarlara işlendi. Ayrıca Hasanpa-şa’da yapılan çalışmada faşistlerinyazılamaları kapatıldı ve yerine Dev-Genç sloganları yazıldı.

Kartal:Dev-Genç’liler 22, 23 Aralık’ta

mahallede çalışmalar yürüttü. Yapılançalışmalarda ilk olarak Merkez veErzincan Mahallesi’nde 57 adet Yü-rüyüş dergisi halka ulaştırıldı. Ayrıcayine Erzincan Mahallesi’nde, Gerillaşehidi Oğuz Meşe’nin 7 yemeğinekatıldığı için gözaltına alınıp tutuk-lananlar ile ilgili yazılama yapıldı.Çalışmada “Dev-Genç’i Bitiremez-siniz! Baskılar Bizi Yıldıramaz! Dev-Genç” imzalı sloganlar halkın mat-baasına işlendi.

MSGSÜ:Dev-Genç’liler 22 Aralık’ta,

DHKC Gerilla şehidi Oğuz Meşe’nin7 yemeğine katıldığı için cemevindengözaltına alınıp tutuklanan arkadaşlarıEce Naz Çet ve 25 Halk Cepheliiçin okulun çeşitli yerlerine yazılamayaptı. Yapılan çalışmada “DevrimciAvukatlar Onurumuzdur! CenazeyeKatıldığı İçin Tutuklanan 25 HalkCepheli ve Avukat Barkın TimtikSerbest Bırakılsın! Gittiği CemevindeCenazeye Katıldığı İçin TutuklananMSGSÜ Öğrencisi Ece Naz Çet Ser-best Bırakılsın! Tutsak ÖğrencilereÖzgürlük! Dev-Genç” imzalı slo-ganlar duvarlara işlendi.

Kamu Emekçileri Cephesi, 24 Ara-lık’ta bir açıklama yaparak, MaltepeHapishanesi’nde tutsaklara yapılan iş-kencelere sessiz kalmayacaklarını be-lirtti. Açıklamada şunlar ifade edildi.“Hakan İnci ve Muratcan Aslan MaltepeÇocuk Hapishanesi’ndeki hak gasplarınave işkenceye karşı günlerdir açlık greviyapıyorlar. Çocuk yaşlarıyla faşizmledişe diş mücadele ediyorlar. “Koskoca”bakanlar ise halkın gözünün içine bakabaka yalan söylüyorlar “hapishanelerdeişkence yok” diye. Kapalı kapılar ar-kasında, kimse bizi göremez, istediğimiz

gibi işkence yaparız, diye düşünmesinAKP faşizminin uygulayıcıları, unut-mayın halk her yerde! Her şeyi unutsada işkenceleri asla unutmaz! Faşizmedirenen çocuklar yarının yüz akı gençleriolacaklar, faşizmden hesap soracaklar,bunu biliyor AKP. Bu nedenle aydabir Gençlik Federasyonu’na baskın ya-pıyor. Bu nedenle kapı-pencere, mutfak,giysi demeden her şeyi parçalıyor. Bukaçıncı saldırınız? Bakın nasıl yenidenyaratıyorlar namuslu, genç elleriyle…İşkence Yapmak İnsanlık Suçudur, İş-kence Yapmaktan Vazgeçin!”

Kurslarımızla

Öğreniyor

ÖğretiyoruzFotoğraf ve Sinema Emek-

çileri tarafından her hafta Pazargünü İdil Kültür Merkezi’ndeyapılan kurs 18 Aralık’ta pho-toshop programına giriş yapıldı.6 kişinin katılımıyla Photoshopgrafiklerini ve fotoğrafları şe-killendiren bir resim editörüolan photoshopa bir sonrakiderslerde pratiğe geçiş yaparakdevam edilecek.

Maltepe Çocuk Hapishanesi’nde İşkence Var, AKP İktidarı Çocuklarımıza İşkence Yapıyor!

Ülkemizde Gençlik

Yürüyüş

1 Ocak2017

Sayı: 554

BİZ SOYGUNCU, ÇÜRÜMÜŞ DÜZENİNİZİ BAŞINIZA YIKACAĞIZ!40

Page 41: YETMEDİ… Kapısına Mühürler Taktı, Biz Söktük Attıkyuruyus.biz/pdf/pdf/554.pdfpazarlayanlar olmayacak O yaşamda, ne sömürü, ne zulüm, ne faşizm olacak! O yaşamda çocuklarımızın

Bugünkü sorun konumuz:Sekterlik...Sekterlik nedir?Kaynağını nereden alır?Ne sonuçlar doğurur?Nasıl çözülür?Sekterlik; devrimci saflarda yıkıcılık, kı-

rıcılık, dağıtıcılık, moral bozuculuk olarakortaya çıkan davranış biçimidir.

Sekterliğin çeşitli nedenleri vardır. Bun-lar;

Sekterlik, çoğunlukla sorunlar ve mü-cadelenin görevleri karşısındaki güçsüzlü-ğün, zayıflığın sonucu olarak ortaya çıkanbir davranış biçimidir.

O halde çözüm zayıflığın giderilmesi,devrimci kişiliğin güçlendirilmesidir.

Bir devrimcinin güçsüzlüğünün, zayıflı-ğının nedeni nedir?

- İdeolojik-politik zayıflıktır. Çözüm eğitimdir. Eğitimle ideolojik-politik

birikim, yani güç oluşturulur.- Düşünce tarzında bilimsel düşünce

yerine, subjektivizm hakimdir.Çözüm, bilimsel düşüncenin öğrenilmesi,

düşünce tarzı haline getirilmesi ile çözülür.- Tembellik, emek harcamaktan kaçın-

mak, devrimci kişiliğin zayıflığına nedenolur.

Çözüm, emektir. Daha çok çalışmak,daha çok emek harcamaktır.

- Planlı, programlı çalışarak mücadeleyiörgütlemeyen yöneticinin, bu zayıflığını gi-derme yöntemi olarak da sekterlik ortayaçıkar.

Çözüm, yaşamımızı planlamak, müca-delenin görevlerini yerine getirecek programçıkararak, bu programı hayata geçirmek-tir.

Sekterlik devrimci mücadele içinde, dev-rime zarar veren bir davranış biçimidir.Devrime zarar veren her davranış biçimigibi, düşmanın ideolojisinden beslenen birdavranış biçimidir. Düşman ideolojisindenbeslenen her davranış biçimi gibi, düşmanahizmet eden bir davranış biçimidir.

Sonuç olarak, sekterlik eleştirisi alan tümyoldaşlarımız, bunu ciddiyetle ele alarak,devrimi örgütlemenin ciddiyetiyle bu zaafıylamücadele ederek, zaafını yenmelidir.

Halk İçin Halktan Yana Üretimler YapmayaDevam Edeceğiz

Eda Yüksel’in anısına 4.sü düzenlenen Halk için Bilim, Halk içinMühendislik Mimarlık Sempozyumu; 24-25 Aralık tarihlerinde Kü-çükarmutlu Cemevi’nde yapıldı. Bağımsızlık, demokrasi ve sosyalizmmücadelesinde şehit düşenlerin anısına yapılan saygı duruşu ve HalkınMühendis Mimarları’nın açılış konuşmasının ardından kentsel dönüşümve yıkım gündemli ilk oturuma geçildi. Oturumda ilk olarak HalkCephesi Uluslararası İlişkiler Komitesi’nden Cansu Güneş Seferoğlusöz aldı ve Kürdistan’daki katliamlardan, sokağa çıkma yasaklarından,zorunlu göçten ve TOKİ’nin bu bölgede planladığı kentsel dönüşümdenbahsetti. Ardından Baltalimanı Mahallesi Muhtarı Ali Haydar Arslan,Bakanlar Kurulu kararıyla Küçükarmutlu’nun riskli alan ilan edilmesini,devletin kentsel dönüşüm adı altında yıkım saldırısı hazırlığındaolduğunu, buna karşı yapılanları ve yapılacakları anlattı. SonrasındaHalkın Mühendis Mimarlarından Cem Dursun, Küçükarmutlu’yayapılan saldırıların ilk olmadığını, son da olmayacağını belirtti vemahalle halkının evlerini yıktırmamak için direnmekten başkaseçeneğinin olmadığını anlattı. Son olarak Halkın Hukuk Bürosuavukatı Aytaç Ünsal, faşizmle yönetilen bir ülkede hukukun hiçbirhükmünün kalmadığını söyledi ve belirleyici olanın Armutlu halkınındirenişi olduğunu belirtti. Sempozyumun ilk günü akşamında GrupYorum küçük bir konser verdi.

Sempozyumun ikinci günü, Çevre ve Enerji oturumu ile başladı.Oturumda ilk sözü Halkın Mühendis Mimarları Enerji Komitesi’ndenKenan Emre Üstündağ aldı ve emperyalizmin enerji politikalarını an-lattıktan sonra Halkın Mühendis Mimarlarının geliştirdiği Hasan FeritGedik rüzgar türbini hakkında bilgi verdi. Ardından Dersim’in Hozatilçesindeki Karsel Köyü’nde yapılan ve evin elektrik ihtiyacını karşılayansu türbini ile ilgili bir video gösterildi ve Halkın Mühendis MimarlarıEnerji Komitesi’nden Olcay Abalay, su türbinini geliştirme sürecini veKarsel Köyü’nde yaşadıklarını anlattı. Sonrasında İzmir HalkınMühendis Mimarları’nın sobalı evlerdeki gaz zehirlenmelerine karşıgeliştirdiği karbon monoksit detektörünü tanıtan bir video izlendi.Ardından İzmir’den gelen emekli öğretmen Ahmet Yaparoğlu, güneşışınlarından yüksek dereceli sıcaklık elde edilebilen Güneş Ocağı ça-lışmasını anlattı. Son olarak Halkın Mühendis Mimarları’ndan UğurToğluk, Siirt’in Şirvan ilçesinde gerçekleşen bakır madeni katliamı ileilgili konuştu. Ailelere taziye ve dayanışma ziyaretinde bulunmak vekatliamın gerçekleştiği maden ocağında incelemeler yapmak içingittikleri Şirvan’da 2 gün keyfi biçimde gözaltında tutulduklarını, amabuna rağmen ailelerle dayanışmalarının engellenemediğini söyledi.

Verilen aranın ardından yapılan atölye çalışmasında BoğaziçiÜniversitesi öğrencisi Doruk Doğrular, sabun yapımını anlattı. Ar-dından başlayan Bilim ve Teknoloji oturumunda ilk olarak MarmaraÜniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof.Dr. Gültekin Çetiner, kapitalist sistemdeki eğitimin akıl dışılığı vesistemin yarattığı tüketim bağımlılığı üzerine örnekler verdi.Ardından Alternatif Bilişim Derneği’nden Oğuz Demirkapı, sansürve gözetlemeye karşı güvenli ve erişilebilir internet kullanımınınnasıl olması gerektiğini anlattı. Son olarak Halkın Mühendis Mi-marlarından Barış Yüksel, teknolojinin Marksist bakış açısıylaanalizi üzerine bir sunum yaptı. Teknolojinin gelişim aşamalarındanbahsetti ve insan faktörü olduğu sürece teknolojinin ne kadargelişmiş olursa olsun dünya halklarını yenemeyeceğini vurguladı.2 gün boyunca süren sempozyuma toplam 100 kişi katıldı.

SSORUNLAR / ÇÖZÜMLERSORUNLAR / ÇÖZÜMLER

1 Ocak2017

Yürüyüş

Sayı: 554

4 1BİZ YENİ BİR DÜNYA KURACAĞIZ!

Page 42: YETMEDİ… Kapısına Mühürler Taktı, Biz Söktük Attıkyuruyus.biz/pdf/pdf/554.pdfpazarlayanlar olmayacak O yaşamda, ne sömürü, ne zulüm, ne faşizm olacak! O yaşamda çocuklarımızın

OPORTÜNİZMİN ANKARA'DA NURİYE’NİN DİRENİŞYERİNDE YAPTIKLARINA İLİŞKİN KISA BİR YAZI

O p o r t ü -nizm Devrim-

ciliğin Düşma-nıdır!Oportünizmle Mü-

cadelede Amansız OlmalıyızBİR TANIM: OPORTÜNİZM:

"Güç durumlarda, davranışlarını ahlâkkuralları veya düzenli bir düşüncedençok, çıkarlarına uyacak biçimde ayar-lamayı amaçlayan tutum."

BİR DİRENİŞ: AKP faşizmininaçığa aldığı öğretim görevlisi KEC'liNuriye Gülmen yaklaşık iki aydır An-kara İnsan Hakları Anıtı önünde işinegeri dönmek için direniyor.

Nuriye Gülmen burada direnmehakkını kullanabilmek için tam 17gün boyunca her gün polisin saldırısınauğradı ve işkenceyle gözaltına alındı.

Polis gözaltılarla, işkencelerle Nu-riye Gülmen'i direnişinden vazgeçi-remeyince PES ETTİ.

Nuriye Gülmen tam 18. günde buanıtın önünde direnme hakkını 17 kezişkenceyle gözaltına alınarak kazandı.17 gün boyunca Nuriye Gülmen'inyanında Halk Cepheliler'in dışındakimse yoktu. Çünkü Nuriye Gülmen'inyanında durmak da işkenceyle gözal-tına alınmak demekti...

BİR TUTUM: Nuriye Gülmen di-reniş yerini dişiyle, tırnağıyla direnerek

söke söke kazanmıştır. Faşizme geriadım attırılmış ve direnişe destek hergeçen gün büyümektedir.

Tam bu noktada ortalıkta görün-meyen oportünizm birden ortaya çıkar.

Kaldıraç okurları kendi bildirilerinikoskoca Ankara'da dağıtacak yer bu-lamaz Nuriye Gülmen'in direniş stan-dının önünde dağıtmaya başlar.

Başka yerde dağıtması için uyarıl-dığında ise "ORADA POLİS VAR"derler.

Bir başka oportünist tutum İHDkılığında çıkar karşımıza. Sırtlarındaönlükleri "size destek açıklaması yap-maya geldik" derler. Açıklamayı ya-parlar ancak içinde Nuriye'nin direni-şiyle ilgili tek bir kelime yoktur. Buyaptıklarından dolayı uyarıldıklarındaise "söz isteyin size de konuşmanıziçin söz verelim" derler.

AKP'nin OHAL ilanından beri "Tu-tum belgesi imzalamak" dışında İHDbinasının dışına çıkamayan oportü-nistler Nuriye Gülmen'in dişiyle, tır-nağıyla direnerek kazandığı alandaNuriye Gülmen'e "söz hakkı verme"lütfunda bulunuyor.

Tekrar oportünizmin tanımına dö-nelim; "Güç durumlarda, davranışlarınıahlâk kuralları veya düzenli bir dü-şünceden çok, çıkarlarına uyacak bi-çimde ayarlamayı amaçlayan tutum."

Soruyoruz: Gerek Kaldıraç okur-larının gerekse İHD'lilerin tutumundabir AHLAK'tan söz edilebilir mi?

HAYIR! BUNUN ADI AHLAK-SIZLIKTIR.

Ne diyor Kaldıraççılar? "Başkayerde bildirilerimi dağıtamam ordapolis var..."

KEC'li Nuriye Gülmen dirensin,17 gün boyunca hergün saldırıya uğ-rayıp işkencelerle gözaltına alınsın...Siz gelin onun ödediği bedeller üze-rinden kendi propagandanızı yapın...

İşte OPORTÜNİZM budur. Kendiçıkarları için her şeyi kullanır. Hiçbirahlaki değeri yoktur.

Başkasının emeği, ödediği bedellerüzerinde tepinir.

SONUÇ: Cepheliler!Oportünizme karşı devrimci uya-

nıklığınızı elden bırakmayın. Oportünizm devrimcilere ait de-

ğildir. Burjuvaziye ait yoz çürümüşbir tutumdur.

Oportünizm devrimciliğin düşma-nıdır.

Emeğinizi, ödediğiniz bedellerioportünizme kullandırtmayın...

Emeğinizin üzerinde tepinmesineizin vermeyin... Oportünizmle ideolojikmücadelede amansız olun.

İNANCIMIZDAN ALDIĞIMIZHAKLILIĞIMIZLA DİRENİYORUZBİZ KAZANACAĞIZ!

Bütün savaşlar, önce insanın zih-ninde kazanılır. Tamda bu nedenlebiz her direnişimize baştan kazanmışolarak başlarız. Somut kazanımlar isesadece zaman işidir. O zaman dilimibazen günler, aylar ve hatta yıllaralmış olsa bile mutlaka bizim zafer-lerimizle sonuçlanmıştır.

Bugün AKP iktidarı OHAL adıaltında bir savaş yürütüyor. En önemlisilahı KHK (Kanun Hükmünde Ka-rarnameler) aracılığıyla kendisine mu-halif olan 60 bin kamu emekçisiniişinden etti. 90 bin memuru uzaklaş-tırdı. Ve 40 bin memur hakkında so-

ruşturma sürdürüyor. AKP haklarında kendi hukuklarına

uymadan hiçbir mahkeme kararı gös-termeden, binlerce kamu emekçisinisadece AKP’li memurların hazırladıklarıdosyalarla işlerinden uzaklaştırdılar, at-tılar. Bu durumda yapılması gerekentek şey elbette nasıl direniriz, haklarımızınasıl koruruz olmalıdır. Direnme kararıalmak, direnişe başlamak kendi içimizdezaferi kazanmaktır. Bunun için NuriyeGülmen, Semih Özakça direnişlerinegün gün devam ediyorlar.

Kazanmak için önce inanmak gerekir.İnanmak gerçek ile bilgiyi birleştirmektir.Haklı olduğumuza inanmaktır ve bizimher zaman haklının yanında olduğumuzubilerek direnmektir.

Direnmek bedel ödemeyi de ge-

rektirir ki bugün direnemeyenlerinaşamadıkları nokta da burasıdır. Eğerfaşizme karşı mücadele ediyorsanız,her hak için bedel ödemeyi de gözealmanız gerekir. Direndiğiniz için hergün gözaltına alınabilirsiniz. İşkencegörebilirsiniz. Sadece direnme hakkınıkazanmak için bile direnmek zorun-dasınızdır. İşte bu koşullarda ayaktakalabilmek inanç, kararlılık, tarihselhaklılığa inanmak ister. Oysa bakı-yoruz ki KESK gibi iki yüz bindenfazla üyesi olan bir sendika yürüyüşyapmak istiyor ama ilk polis engelinetakılır takılmaz geri dönüyor. Poliszafer işareti yapma diyor, elleri iniyor,polis önlükleri çıkarın diyor çıkarı-yorlar, polis yürümeyeceksiniz diyor,otobüslere biniyorlar geri dönüyorlar.

Yürüyüş

1 Ocak2017

Sayı: 554

BİZ SOYGUNCU, ÇÜRÜMÜŞ DÜZENİNİZİ BAŞINIZA YIKACAĞIZ!442

Page 43: YETMEDİ… Kapısına Mühürler Taktı, Biz Söktük Attıkyuruyus.biz/pdf/pdf/554.pdfpazarlayanlar olmayacak O yaşamda, ne sömürü, ne zulüm, ne faşizm olacak! O yaşamda çocuklarımızın

KESK neden direnemez de hep uz-laşır, hep icazet bekler?

Öncelikle kazanmaya inancı yoktur.Daha direnişe başlamadan bu işi nasılen az hasarla atlatırım hesapları yapar.

Kafada sınıf bilinçi yoktur. Sınıfsalbakmaz. Baktığı yer etkisi altında olduğuburjuva ideolojisidir. Bu kafa ne birdireniş örgütleyebilir ne de kazanabile-ceğine dair en ufak bir umudu büyütebilir.

Kendi gücüne inanmaz. Kendi kit-lesine, halkına güvenmez. Yenilgiyi dahabaştan kabullenmiştir. Bedel ödemek is-temez, hiçbir şey için bedel ödemeyedeğmez diye düşünür ve giderek kendineve ait olduğu sınıfına yabancılaşır.

Bir savaş, savaş sırasında değil sa-

vaştan önce kazanılır. Biz daha direnişebaşlamadan kazanacağımızı olan güve-nimizle direnişe başlıyoruz. Büyük di-renişte yedi yıl böyle direndik. Abdiİpekçi’de üç yıl boyunca kar sıcak de-meden elin altında böyle direndik. GülerZere’yi faşizmin elinden böyle aldık.Şehidimiz Ali Yıldız’ın cenazesini dahibu şekilde gömüldüğü çukurdan çıkarıpgeleneklerimize uygun biçimde defnettik.Yaşadığımız ülkenin gerçeğini biliyoruz.Faşizme karşı bedel ödemeden hiçbirhak kazanılamaz. Bizler tarihimizden,ideolojimizden aldığımız güçle bugündireniyoruz. Elmas Yalçınlar’dan, Mak-bule Sürmeliler’den aldığımız güçle di-reniyoruz. Direniyor çünkü kazanaca-

ğımıza inanıyoruz. İnanç:“Bir düşünceye gönülden

bağlı bulunma” diye açıklıyor TDK. Bizce ise inanç; “bilgi ve gerçekle

şekillenmiş duygu yoğunluğudur” di-yoruz. İşte bizi güçlü ve saldırılar kar-şısında yıkılmaz kılan bilimsel olan ilegerçek olanı kaynaştırmamızdır.

Faşizm bize ne kadar saldırırsa saldırsıntarihsel haklığımızla derenmeye yeni za-ferler kazanmaya devam edeceğiz.

TMMOB' UN 488 BİN ÜYESİKENDİNE BAĞLI 24 TANE ODA VARTMMOB BU KADAR ÜYE İLE NE YAPAR?

"ANKARA- TMMOB Yönetim KuruluBaşkanı Emin Koramaz, KESK'in 'İşimi,ekmeğimi geri istiyorum' şiarıyla İstan-bul'dan Ankara'ya başlattığı 'EmekçiYürüyüşü'nü desteklediklerini açıkladı."

OHAL’in ilanından bu yana AKPfaşizmi her gün halka, devrimcileresaldırıyor.

Bir gecede yüzlerce derneği kapatıyor.Radyo, televizyon kanallarına el konuyor.Devrimci avukatların bürolarına baskınlardüzenleniyor, mühürleniyor. Gözaltılar,tutuklamalar birbirini takip ediyor.

Yoksul halkın yaşadığı mahallerdekidernekler basılıyor, talan ediliyor, yet-miyor dernek duvarları yıkılıyor. So-kaklarda terör estiriliyor. Evler basılıyordevrimciler halktan insanlar gözaltınaalınıyor.

Devrimci sanatçıların kurumları üstüste iki kez basılıyor, Grup Yorum üyelerigözaltına alınıyor, tutuklanıyor. Ankara'nın göbeğinde iki aya yakın direnen, de-falarca gözaltına alınan iki KEC'li Nuri-ye'nin ve Semih'in direnişleri TMMOBtarafından görmezden geliniyor.

Yani OHAL'in ilanından bu yanagözaltılar, tutuklamalar, ev baskınları,hak gaspları, işten atılmalar almış başınıgitmişken, 488 bin üyeli TMMOB nedenüyelerini yığmaz meclisin önüne.

Neden bir miting bile örgütlemez.Neden bir yerde oturma eylemi içinçağrı yapmaz.

Hayatta her şey ideolojiktir deriz.TMMOB’un tavrı da ideolojiktir. Onundüşüncelerine yön veren ideolojide halkın,devrimcilerin çıkarları yoktur; düşün-celeri, yaşamaları, çalışmaları, burjuvaideolojisinin etkisi altındadır. Onları yö-neten yönlendiren devrimin çıkarlarıdeğil düzenin çıkarlarıdır. Onun içinhalkın acılarını anlamak, ortak olmak,birlikte bedel ödemek, riske girmek yok-tur.

Bunca haksızlık, adaletsizlik, iştenatma, asgari ücrete mahkum edilenbinler yüz binler açlık çekerkenTMMOB, halka karşı bu politikalarınsahibi olan emperyalizme ve AKP ik-tidarına karşı sessizdir.

Bugüne kadar demokrasi müca-delesi adına attıkları tek bir adımyoktur, halkın çıkarına olan hiç birpolitikaları yoktur.

Yıllardır devrimcilerle yan yana gel-medikleri gibi devrimcilere karşı kin-dardırlar. Devrimcilerin kurumlarındabulunmasından orada mücadele etme-sinden rahatsız olurlar. Devrimcileri bu-lundukları odalardan atmak için yapma-dıkları ayak oyunları kalmamıştır. Emeğiile geçinen Cansel Malatyalı’yı patronyöntemleri ile işten atmışlardır. GünlerceTMMOB kapısının önünde çadır kurarakdirenen Cansel Malatyalı direnişi kaza-narak işine geri dönmüştür.

Kimdir Cansel Malatyalı, onlar gibidüşünmeyen hatta onları, düşüncelerini,yaşam biçimlerini, asalaklıklarını eleş-tiren bir devrimcidir.

Devrimcilere ve devrimci düşüncelere

düşman olan TMMOB'un bugün ülke-mizdeki sınıflar mücadelesine hiçbir birkatkısı yoktur. 488 bin üyesini kendihaline bırakarak düzeni güçlendiriyor.

Sonuç olarak;TMMOB'un KESK'in "emekçi yü-

rüyüşü"ne destek vermesinin ne kamuemekçilerinin mücadelesine, ne de halkınmücadelesine sağladığı bir katkı yoktur.Destekliyor gibi görünmelerinin sebebiise, kamu emekçilerinin öfkesini düzeniçileştirmektir. Yaptıkları eylemler kamuemekçilerine umut taşımıyor, çünkühiçbir sonuç alıcı eylem örgütlemiyorlar.Kararlı ve sonuç alıcı eylem yapma ge-lenekleri ve kültürleri olmadığından,eylemleri sonuçsuz bırakıyor ve "bakınyapıyoruz ancak olmuyor" diyerek,emekçiler arasında yılgınlık yayıyorlar.

KEC olarak gerek KESK'in gerekseTMMOB'un kamu emekçilerini kan-dırmalarına izin vermeyeceğiz.

KARAR VERMENİN ÖNÜNDEKİ ENGELLER-Engeller-Mekaniklik-Deneyimsizlik-Yanlış karar alacağım baskılanması-Sorumluluk duygusunda gerilemeYapılmayacak iş, çözülmeyecek sorun

yoktur. Her işin bir yöntemi, her sorunun birçözümü vardır. OLMUYOR, YAPAMIYO-RUM değil,

DOĞRU YÖNTEM VE DOĞRU ÇÖZÜ-MÜ BULMALIYIM DİYE DÜŞÜNECEĞİZ.

Olmayan, yapamadığımız işlerde iş yapmayöntemimizi sorgulayacağız.

“Bir devrimci inanç taşıyıcıdır. Gittiği her yere ayakları götürür ama

onu taşıyan inancıdır ayakları götürürama inancı yürütür.”

1 Ocak2017

Yürüyüş

Sayı: 554

44 3BİZ YENİ BİR DÜNYA KURACAĞIZ!

Page 44: YETMEDİ… Kapısına Mühürler Taktı, Biz Söktük Attıkyuruyus.biz/pdf/pdf/554.pdfpazarlayanlar olmayacak O yaşamda, ne sömürü, ne zulüm, ne faşizm olacak! O yaşamda çocuklarımızın

ÖRGÜTLENMELİYİZDEVRİMCi FAALİYETLERDE

ÖNEMLi NOKTA, İŞİN ÖRGÜTBAKIMINDAN BÖLÜŞTÜRÜLME-Si DEĞİL; ÖRGÜT BiLiNCiNiN VEÖRGÜTLÜLÜĞÜN HER İŞE KA-TILMASIDIR.

-DİH’LİLER;Bilinç insanın kendisini ve çevresini

tanıma yeteneğidir.O zaman örgüt bilinci ile hareket

etmek bulunduğumuz alanı, birimi ta-nımaktır.

Tanımak alanın içine girmektir,öğrenmektir. Öğrenmek için soru sor-maktır, emek vermektir.

HER İŞİ ÖRGÜT RUHU İLEYAPMAK ÖNEMLİDİR.

HER İŞİ DEVRİM İÇİN YAP-

MAK ÖNEMLİDİR.

-DİH’LİLER sorumlu oldukları tümçalışmalara kanlarını, canlarını, ruhlarınıkatmalı ve sahiplenmelidirler. Sahip-lenmek her işe emeğimizi katmaktır.

Sonuç alamıyorsak nedeni;1- Geçmiş deneylerden yeteri kadar

ders çıkartmamak2- Kendine körü körüne bir güven

duymak3- Nedenleri bulmadan sonuçları

değiştirmeye çalışmak olabilirSonuç alamamanın iki nedeni var-

dır. Ya bilgimiz eksiktir ya da yönte-mimiz yanlıştır.

Eğer bilgimiz eksikse bilgimizi ta-mamlayacağız, uyguladığımız yön-temde bir yanlışlık varsa yöntemimizideğiştireceğiz.

SORUN-ÇÖZÜMSorun bireysel çalışma tarzı ise,

çözümümüz kolektivizmdir.Kolektivizm ideolojik bir tercihtir.Bireycilik kapitalizm ise, kolekti-

vizm sosyalizmdir.Biri düzen ise, diğeri devrim de-

mektir.

KOLEKTİVİZMBir alanda, birimde kolektif ilişkiler

ve işleyiş, yöneticilerden, komitelerdenbaşlar.

Yöneticisi, bulunduğu alanda ko-lektivizmden uzaksa, komiteleri işlet-miyorsa, alttaki insanlara kolektif ol-mayı önermesinin ve öğütlemesininbir anlamı yoktur.

Sorunların büyüdüğü yerde faali-yetimizin etkisi ve başarısı küçülür.Kolektif mekanizmalar çalıştığında, ko-mitelerin çözemeyeceği sorun yoktur.

ŞİİR:BİR İŞÇİNİN DOKTORA DEYİŞİBizi hasta eden nedir, biliyoruz,Hasta olunca bizi iyi edecekSenmişsin, öyle duyduk.Halkın parasıyla kurulanGüzel okullarda okumuşsunTam on yıl ve iyi etmeyiÖğrenmişsin,bir servetHarcamışsın bilgin için,İyi edebilmen gerek yani.Elinden gelir mi?Sana muayeneye geldiğimizdeÜstümüzdeki pırtılar çıkarılırSen de çıplak sırtımızı dinlersin.Oysa o pırtılara bir bakmanDaha çok şey söylerdi sanaHastalığımız hakkında.AynıdırElbisemizi de, göğsümüzü

yırtan.Sırtımızda ki sancıRutubetten diyorsun, evimizin

duvarındakiLekeler de rutubetten.Peki söylesene:Rutubet neden?

Çok çalışıp az beslenmekZayıf ve güçsüz yapıyor bizi,Senin reçetenseKilo alın, diyor,Bataklık kamışına daıslanma de istersen.

Bize ayıracak zamanın nekadar?

Bakıyoruz: evindeki halınınDeğeri, beşbin muayeneÜcretine bedel.Diyeceksin ki herhalde;Benim ne suçum var?EvlerimizinDuvarındaki rutubet lekesi deBaşka bir şey demiyor ki zaten.(Bertolt BRECHT)

TARİHİMİZDEN ÖĞRENİYORUZCansel Malatyalı 243 Gün Dire-

nişi Sonucunda Haklarını Kazandıİnşaat Mühendisleri Odasında ça-

lışan Cansel Malatyalı oda yönetimitarafından “performans düşüklüğü”gerekçe gösterilerek işinden atıldı.TMMOB’a bağlı İnşaat MühendisleriOdası yönetiminin işten attığı CanselMalatyalı, İMO önünde kurduğu ça-dırda 243 gün direndi. Eylemini enson Açlık Greviyle devam ettiren Can-sel Malatyalı, açlık grevinin 36. gü-

nünde direnişini zaferle bitirdi. Enzor zamanlarda en büyük fedakarlıklarıgösteren, direngen Anadolu kadınla-rının azmi ile sürdürdü direnişini. 243gün… Her günü irade savaşıydı. Üşü-dü, yoruldu, kovuldu ama yine de yıl-madı. Yoldaşlarının gücü ona güç kattı.“Geri dönüş yok. Ben haklıyım kaza-nacağım” dedi. Sırtlandı haksızlığauğrayıp hakkını arayamayan tüm emek-çilerin sorumluluğunu ve 243 günüzafere ulaştırdı. Tek olmak, haklı ol-manın karşısında güçsüzlük, acizlikdemek değildi. Bunu tüm dünyaya,direnen emekçi sınıfına gösterdi.

Yürüyüş

1 Ocak2017

Sayı: 554

BİZ SOYGUNCU, ÇÜRÜMÜŞ DÜZENİNİZİ BAŞINIZA YIKACAĞIZ!44

Page 45: YETMEDİ… Kapısına Mühürler Taktı, Biz Söktük Attıkyuruyus.biz/pdf/pdf/554.pdfpazarlayanlar olmayacak O yaşamda, ne sömürü, ne zulüm, ne faşizm olacak! O yaşamda çocuklarımızın

OĞUZ' UN MÜCADELESİ; HAKSIZLIKLARA VE ADELETSİZLEREKARŞI; HAK ALMA MÜCADELESİ VE SÖMÜRÜSÜZ BİR DÜZEN

KURMA KAVGASIDIROğuz Meşe i̇şçilerin öncüsüdür.Oğuz Meşe i̇şçi direnişlerinde ör-

gütlenmiş; o hem direnişlerin önündedirenişlerin militanı, emekçisi olmuşhem de direnişlerden öğrenmiştir.

Erkan Munar isimli DİH’li işçininişine geri dönme talebiyle yaptığıdirenişte örgütlendi.

Oya Baydak’ın patron sendika-cılığına karşı gerçekleştirdiği direnişteadım adım büyüdü.

Patron sendikacılığı bugün işçisınıfının başındaki en büyük beladır.Sınıfı zehirleyen, onu örgütsüzlüğemahkum eden patron sendikacılığınakarşı Oğuz’da militanca mücadeleetmiştir.

Patron sendikacıları, Oya Baydak’ın işine geri dönmek için yaptığı di-renişte, onu da diğer DİH’lilerle be-raber linç etmeye çalıştılar.

Patron sendikacılığı çürüyendi.İşçi sınıfını çürütendi. Buna karşıçıkanlara tıpkı patronlar gibi saldıran,

linç etmeye çalışandı. Oğuz’da budirenişlerde patronla patron sendi-kacılığı arasındaki işbirliğini gördü.

Patronlaşan sendikacıları gördü.Lüks otomobilleriyle dolaşan, lüks

otellerde kongreler yapan, kendilerineişçi sınıfının öncüsü diyen "sendi-kacıları" gördü.

O da burjuvazi ve proletarya...İki sınıf ve iki ideoloji arasındakifarkın ne kadar açık olduğunu mü-cadelesi ile direnişleri ile bizzat ya-şadığı linç saldırıları ile gördü vemücadelesini dağlara taşıdı.

Neden dağları tercih etti.Oğuz emeği sömürülen, kanını 1

Mayıs alanlarında akıtan binlerce iş-çiden biriydi.

Hak aramak için yolu çıktığındaengellenen, saldırıya uğrayan göz-altına alınan, işkence gören, sınıfmücadelesinin içinde pişen bir işçi,bir Cepheli’ydi.

O halkları elinden alınırken, sö-

mürülürken, işçi kardeşleri işten atı-lırken sesini çıkartmayan sindirilmişbir işçi olmadı.

Nerede adaletsizlik, haksızlık,AKP faşizmin saldırısı varsa Oğuzorada yerini alan, militan tavrını gös-terendi.

Oğuz'un Haksızlıklara,Adeletsi̇zli̇klere KarşıMi̇li̇tan Tavrı Onu Dersi̇mDağlarıyla Buluşturdu

Oğuz'un tavrı, düşünceleri ve mi-litanlığı, savaşı dağlardan patron sen-dikacılarına meydan okumadır.

İşçileri patrona satan bu sendika-lar; işçilerin hak alma mücadelesiniengellemek ve sınırlandırmak içinişveren ve devlet eliyle kurulan sen-dikalardır.

Bu sendikalar “işçi haklarını sa-vunur görünürler, ancak patronlarınekmeğine yağ süren, patronların kont-

ÖRGÜTLENMELİYİZ

BİRİNCİ ADIM----Örgütlenmenin ilk adımıişçilerle bağ kurmaktır.

İKİNCİ ADIM-----Bağı süreklileştirmektir. ÜÇÜNCÜ ADIM----Süreklileşen bağ üze-

rinden geniş-dar halk örgütlenmeleri kurmaktır, DÖRDÜNCÜ ADIM-----Yaklaşım ve poli-

tikalarımızla işçi örgütlenmesini hem nicelikhem nitelik olarak adım attırmaktır.

-DİH'LİLERDört adımda örgütlenmeliyiz,İşçilerle bağ kurarak, bu bağı süreklileştirerek,

örgütlülüğe dönüştürmeliyiz.Komiteler, meclisler kurmalıyız.Yeni kadrolar yetiştirmeyiz.Yeni kadrolar yetiştirmek kendi yerimize

birini yetiştirmektir,Neden? Faşizme karşı mücadelemizi aralıksız sür-

dürmek için.Nasıl? Sürekli eğitim ile, bildiğimiz herşeyi öğre-

terek.

Özlü SözPolitikamız hangi temele dayanmalıdır? Kendi gücümüze

dayanmalıdır ve bu kişinin kendi çabasıyla yenilenmesi an-lamına gelir. Biz yalnız değiliz; dünyada emperyalizme karşıtüm ülkeler ve insanlar bizim dostlarımız. Buna rağmen,kendi çabamızla yenilenmeyi vurguluyoruz. Kendi örgütle-diğimiz güçlere güvenerek, Çinli ve yabancı tüm gericilerimağlup edebiliriz. (Mao)

1 Ocak2017

Yürüyüş

Sayı: 554

4 5BİZ YENİ BİR DÜNYA KURACAĞIZ!

Page 46: YETMEDİ… Kapısına Mühürler Taktı, Biz Söktük Attıkyuruyus.biz/pdf/pdf/554.pdfpazarlayanlar olmayacak O yaşamda, ne sömürü, ne zulüm, ne faşizm olacak! O yaşamda çocuklarımızın

rolünde olan, demokratik işleyişi ola-mayan sendikalar”dır.

Bugün adları TÜRK-İŞ, HAK-İŞ,

DİSK... olsa da ortak özel-likleri patron sendikacılığıyapmalarıdır.

İşçilerden çok patronla-rın hakkını savunarak, işçiyipatrona satarak varlıklarınısürdürürler.

İşte Oğuz'un dağlarımesken tutması, mücade-lesini dağlardan sürdürmesi,bu düzeni aşağıdan yukarıyayıkma, yukarıdan aşağıyakurma mücadelesidir.

Halka, emekçilere, gen-çliğe “Dağlara gel” çağrı-sıdır.

Direnişteki işçiye soluk,moraldir.

Hak almak için yola çıkanemekcilerin pusulasıdır.

İşçi alanı açısından yeni Oğuzlarınyetiştirmek

Yeni Oğuzları örgütlemek için birçağrıdır.

Oğuz’un şiiride kavgaya çağrıdır.Bakışlarındaki sertlik Gülüşlerindeki güzellikHaylaz ve sevecenCanlarCan yiğitlerEllerindeki mavzerKadar soğuk olmuş Gün şimdiGecenin kuşatmasınıYıldızları silah eylenirYarenlerKızıldere’deki yanan o ateşi Yer gibi koynunda saklayanlarOğuz’un mücadelesi̇ haksızlıklara

ve adeletsi̇zliklere karşı; hak almamücadelesi̇, sömürüsüz bi̇r düzen kur-ma kavgasıdır.

19-22 Aralık şehitleri birçok yerdeanıldı. Yapılan anmaların bir bölü-münü yayımlıyoruz:

Dersim: 19-22 Aralık şehitlerinianmak için Dersim Halk Cephesi 19Aralık’ta Dersim şehir mezarlığınıziyaret etti. Fatma Ersoy ve AdaletYıldırım’ın mezarları başında saygıduruşu yapılarak şehitler anlatıldı.Mezarlıkta bulunan diğer şehitler deziyaret edilerek karanfiller bırakıldı.22 Aralık’ta da Fidan Kalşen ve ElifSultan Kalsen’in mezarları ziyaretedildi. Karanfil bırakıldı.

Dersim’de 25 Aralık saat 15:00’dayapılan programla 19-22 Aralık Şe-hitleri anıldı. Anma sinevizyon gös-terimi ile başladı. Program, 19-22Aralık Katliamı’nı yaşayan YurdagülGümüş’ün anlatımlarıyla birlikte,sohbet edilerek devam etti. Şehitleriçin yapılan helvanın yenilmesiyle,yaklaşık bir buçuk saat süren anmasonlandırıldı. Anmaya 8 kişi katıldı.

Antep: Antep Halk Cepheliler 25Aralık’ta, 19-22 Aralık HapishanelerKatliamı’nda şehit düşenlerin anmasınıyaptı. Anma programına 19-22 Aralıkşehitleri nezdinde tüm devrim şehitleri

için bir dakikalıksaygı duruşu ile

başlandı. Saygı duruşunun ardındankatliamı anlatan sinevizyon gösterimiyapıldı. İzlenen videonun ardından 19-22 Aralık Hapishaneler Katliamı ileilgili seminer verildi. Seminerde katliamöncesinden ve katliam sonrasındanbahsedildi. Ölüm Orucu şehidi FatmaKoyupınar’ın ablası ise katliamın olduğugün ve öncesindeki eylemlerden vekatliam günü dışarıda tutsak aileleriolarak neler yaşadıklarını anlattı. Yapılananma programına 11 kişi katıldı.

Halkın Mühendis Mimarları:Halkın Mühendis Mimarları, 22 Ara-lık’ta Bayrampaşa Hapishanesi önün-de 19-22 Aralık şehitlerini andı. An-mada yapılan konuşmada: “Devletintecrit politikası gereği hapishaneler-deki tüm siyasi tutsaklara yönelik19-22 Aralık 2000 tarihleri arasındagerçekleştirdiği katliamlarla yaşamınıyitiren devrimcileri unutmadık, unut-turmayacağız” denilerek, her seneolduğu gibi bu sene de BayrampaşaHapishanesi önüne devrim şehitleriiçin kızıl karanfiller bırakıldı. Tambağımsız bir ülke umuduyla ölüm-süzlüğe yürüyen devrim şehitlerineolan vefa borcu ve kazanana kadarsavaş sözünden hiçbir zaman vaz-

geçmedikleri ve vazgeçmeyecekleriifade edildi.

FOSEM: İdil Kültür Merkezi’nde23 Aralık’ta, 19 Aralık Katliamı anmasıyapıldı. 19 Aralık şehitleri nezdinde 1dakikalık saygı duruşu ile başlayananmada, 19 Aralık ile ilgili kısa birbelgesel izlendi. Katliam zamanı, Çan-kırı Hapishanesi’nde bulunan tutuklutanıkların o güne dair yaşananları an-latmasının ardından, söz alan katılım-cıların anlatımlarıyla devam eden an-mada Ümit İlter’e ait bir şiir okundu.13 kişinin katıldığı, 19 Aralık faşizmininbugün de OHAL ile devam ettiği üze-rine bir seminer gerçekleşti.

Elazığ: 22 Aralık’ta YıldızbağlarıMahallesi’nde 2000 yılında yaşanan19-22 Aralık Hapishaneler Katliamıile ilgili, “19-22 Aralık Katliamı’nınHesabını Soracağız- Halk Cephesi”yazılı pankart asıldı.

Hatay: Mustafa Kemal Üniversi-tesi Tayfun Sökmen Kampüsü’ne HalkCepheliler tarafından pankart asıldı.Hatay Halk Cepheliler, katillerin, ”Ha-yata Dönüş” adı altında yaptığı katliamıhalka her şekilde teşhir edeceklerinive şehitlerin hesabını sormaya devamedeceklerini belirtti.

19-22 Aralık Şehitlerimiz Ölümsüzdür!

Oğuz Meşe... (Oya Baydak direnişindepatron sendikacıları tarafından linç

saldırısına uğradı)

Yürüyüş

1 Ocak2017

Sayı: 554

BİZ SOYGUNCU, ÇÜRÜMÜŞ DÜZENİNİZİ BAŞINIZA YIKACAĞIZ!46

Page 47: YETMEDİ… Kapısına Mühürler Taktı, Biz Söktük Attıkyuruyus.biz/pdf/pdf/554.pdfpazarlayanlar olmayacak O yaşamda, ne sömürü, ne zulüm, ne faşizm olacak! O yaşamda çocuklarımızın

Grup YorumYolumuzu AçanBir Kar Makinasıdır

Grup Yorum Yol Açıcıdır.Çünkü: Türkülerinde tüm milli-

yetlerden halkımızın acılarını, se-vinçlerini işlemiştir. 1985’te herkesinsustuğu Kürt kelimesinin dahi yasakolduğu bir zamanda tüm bedellererağmen ilk Kürtçe türkü söyleyendir.Kürt halkının acılarını, sevinçlerini,hüzünlerini ele alan halkın üzerindekikaranlık perdeyi parçalayandır. GrupYorum’un verdiği bedeller sayesindebirçok sanatçının Kürtçe müzik yap-masına, Kürt halkını savunmasınazemin yaratmıştır. Yani Grup Yorumilklerin yaratıcı ve yol göstericisidir.

Grup Yorum Enternasyonalist-tir. Çünkü: Emperyalizmin saldırı-larına karşı direnen tüm halklarınyanında yer almış onlar için türkü-lerini söylemiştir. Irak’ta halkın kat-ledilmesine, işgal edilmesine karşıcanlı kalkan olmuş, dünya halklarınakarşı yapılacak katliamlara barikatolmuştur. Suriye’de savaşın en şiddetligeçtiği günlerde Lazkiye’de Suriyehalkıyla dayanışmak için türkülerinisöylemiştir. Filistin halkının haklıdavasını her zaman türkülerinde al-bümlerinde yer vermiş direnen hiçbirhalkın yenilemeyeceğini göstermiş-tir.

Grup Yorum Kardeşliktir. Çün-kü: İşçi barikatlarında direnen işçininyanında, mahsulünün karşılığını al-mayan, toprakları yağmalanan köy-lünün direnişlerinde, gecekondusuiçin direnen gecekondu halkının,gençliğin demokratik üniversite mü-cadelesinde kardeşçe yer almış hal-kımızın pikniklerinde diz kırmış düş-manın saldırılarına karşı halkla birliktegöğüs göğüse çarpışmıştır.

Grup Yorum Kolektivizmdir.Çünkü: Mücadelenin soluk alıp ver-diği her alan, mücadeleyi yüreğindeduyan her insan Grup Yorum’un birparçası olmuştur. Hapishanelerde di-renen Özgür Tutsaklar, dağda savaşan

gerilla, tarlada çalışan işçi,üniversitede okuyan öğrenci,kamu emekçisi herkes GrupYorum için üretmiş Grup Yo-rum’a ilham kaynağı olmuş-tur.

Grup Yorum Cesarettir.Çünkü: İnatla ve cesaretledoğru yolda ilerlemiş, gözaltı,baskı ve tutuklamalara rağmenmücadelenin sesi soluğu ol-maya devam etmiştir. Hapis-hanelerde de olsa direniş tür-külerini söylemeye, üretmeyedevam etmiştir. Hapishanedeüretimlerini durdurmak içinmüzik aletlerinin geçişini ya-saklamış faşizm, Grup Yo-rum’un üretimini durdurama-mış ranza borularından kaval,permatik sapından flüt, çeşmeborularından yan flüt yapıpüretimlerine devam etmiştir.

Grup Yorum Umuttur. Çünkü:Herkesin umutsuzluğa kapıldığı di-renmemenin yolunu aradığı dönem-lerde Grup Yorum boy verdi. Ve “BirTürküdür Direniş…” diyerek kavgayadahil oldu. Darbeyle yıkılmadı, iha-netle sarsılmadı, saldırılarda yenil-medi, yasaklamalarda susmadı. Vededi ki; “Biz Dağlara Bahar İçinÇıktık… Kardeşliği Hep Birlikte Öğ-rendik… BizdenUzak Dursun ArtıkKahpelik”

Grup YorumHalktır. Çünkü: Kü-çücük çocuklar tür-küleriyle büyüyorşimdi. Sol yumruk-larıyla marşlardaadımlıyor. Ve diyorki; “Hasretin O Bü-yük Güne SavaşarakVaracağız… Silahı-mız Söyleyecek SonSözü Haklıyız Kaza-nacağız!”. Anado-lu’nun her karışındayeşeren onlarca koro

elemanı vardır. Emperyalizmin başınıçektiği Almanya yasaklamaya çalıştı,oradan da bir Grup Yorum filizlendi.Bir konser yasaklandı bin konserverdi.

Grup Yorum Tükenmeyen BirGelenektir. Çünkü: Haklıdır, halkınbağrından kopmuştur. Tek tek kişilerledeğil, düşünceleri, inançları ve ör-gütlülükleriyle kendilerini ifade eder-ler. Bir gitse de, yüzlerle gelen mil-yonların sesidir.

Grup Yorum Bir Kar Makinasıdır...Grup Yorum Tükenmeyen Bir Gelenektir...

ÇÜNKÜ...

Mücadeleyi Birli imizle,Emekle Büyütece iz

Ankara İdilcan Kültür Merkezi’nde 25 Aralık’tasabah kahvaltısı, Halk Okulu, film gösterimi vetoplu dergi dağıtımı yapıldı. Kahvaltının ardındanyapılan Halk Okulu çalışmasında mücadeleyi bü-yütmek için “birken iki olmak” ve kolektivizmihayata geçirmek gerektiği konuşuldu.

Ardından birlikte “İftarlık Gazoz” filmi izlendi.Filmden sonra yapılan sohbette filmde geçen “biryola girmenin ve o yolun insanı olmanın” sözününbizim mücadelemizin esası olduğu konuşuldu. Prog-rama 18 kişi katıldı. Akşam saatlerinde de Tuzluçayırbölgesinde çat kapı Yürüyüş dergisi çalışmasına çı-kıldı. 25 dergi halka ulaştırıldı. Dergi dağıtımına 5kişi katıldı.

1 Ocak2017

Yürüyüş

Sayı: 554

4 7BİZ YENİ BİR DÜNYA KURACAĞIZ!

Page 48: YETMEDİ… Kapısına Mühürler Taktı, Biz Söktük Attıkyuruyus.biz/pdf/pdf/554.pdfpazarlayanlar olmayacak O yaşamda, ne sömürü, ne zulüm, ne faşizm olacak! O yaşamda çocuklarımızın

Cepheliler Anadolu ve İstanbul’unçeşitli mahallelerinde propagandaamaçlı yazılamaları duvarlara nak-şediyor.

Devrimci propaganda, halka ulaş-manın ve verilmesi gereken mesajınulaşması amacıyla yapılır. Bu çalış-mada bir küçük not kağıdından tutunda, bombalı pankarta ve bir silahlıeyleme kadar aklınıza gelen her şeyyapılır. Bu yapılan işler devlet tara-fından “terör, çevreye ve kamuyazarar…” olarak basına yansıtılır vehalka meşru olmadığını lanse eder.

Ama gerçek öyle değildir. Nedir?devrimciler halk için gecesini gün-düzüne katar, halka ulaşmak için heryolu dener. Kulağa basit gelse de bumücadelede dağıttıkları bir bildiriyüzünden bile yıllara varan hapiscezaları alıyor. Bir yazılama yaparkenkatil polisler ve faşistler tarafındanmermilerin hedefi oluyor. Bütün buve bunun gibi saldırılara rağmen

devrimciler korkusuzcahalk için, Cephe içindevrimci propagandayısürdürüyor.

HalkımızaÇağrımızdır!

MahallelerimizdeAKP faşizminin pro-pagandasına izin ver-meyelim, afişlerini sö-kelim, yazılamalarınıkaralayıp yerine Dev-rim ve hesap soracağı-mızın sloganlarını ya-zalım. Kısacası CepheMilisleri gibi olalım.

Cephe Milisleri veDHKP-C sempatizan-larının yaptığı çalışma-lardan derlediklerimiz:

ANADOLUHatay (23 Aralık):Cephe Milisleri Antakya Harbiye

Mahallesi’nin birçokyerine, 6 Aralık’taDersim’de girdiğiçatışmada şehit olanDHKC GerillasıOğuz Meşe’ninölümsüzlüğünü du-varlara nakşetti.

İSTANBULÇayan:Cephe Milisleri

ve DHKP-C Sem-patizanları Der-sim’de şehit düşenDHKC GerillasıOğuz Meşe içinNurtepe’de 10 adetyazılama yaptı. Ya-pılan yazılamalarda“Oğuz Meşe Ölüm-süzdür! DHKP-C”imzalı yazılamalaryapıldı.

Bahçelievler(18 Aralık):

Cephe Milisleri

Soğanlı ve Kocasinan Mahallesi’ndedevriye atarak faşistlerin yazmış ol-duğu yazılamaları silip yerine umudunsloganlarını nakşetti. Silinen 3 hilalinyerine “DHKP-C, CEPHE” yazıla-ması yapıldı. Ve yapılan kısa açıkla-mada: “Mahallemizde gerici ve fa-şistlerin çalışma yapmalarına izinvermeyeceğiz. Sokak sokak dolaşıphalkın matbaası olan duvarlara ya-zılama yapmaya devam edeceğiz”dedi. Ayrıca yapılan çalışmalardaDersim’de çatışmada şehit düşenDHKC Gerillası Oğuz Meşe’nin ey-lemini selamlamak için duvarlara“DHKC Gerillası Oğuz Meşe Ölüm-süzdür! CEPHE” imzalı sloganlaryazıldı.

İkitelli (8 Aralık):Cephe Milisleri Dersim’de şehit

düşen DHKC Gerillası Oğuz Meşe’yiselamlamak için birçok yere yazılamayaptı.

Altınşehir (7 Aralık):Cephe Milisleri Şahintepe Ma-

hallesi’nde, Dersim’de şehit düşenDHKC Gerillası Oğuz Meşe için ya-zılama yaptı. Yapılan çalışmada du-varlara “Oğuz Meşe Ölümsüzdür!Oğuz Meşe Yaşıyor Parti-Cephe Sa-

HALKINMATBAASI...

Yürüyüş

1 Ocak2017

Sayı: 554

BİZ SOYGUNCU, ÇÜRÜMÜŞ DÜZENİNİZİ BAŞINIZA YIKACAĞIZ!48

Page 49: YETMEDİ… Kapısına Mühürler Taktı, Biz Söktük Attıkyuruyus.biz/pdf/pdf/554.pdfpazarlayanlar olmayacak O yaşamda, ne sömürü, ne zulüm, ne faşizm olacak! O yaşamda çocuklarımızın

vaşıyor! DHKC Gerillası Oğuz Meşe Ölümsüzdür!Dağlar Cephesiz Olmaz Oğuz Meşe Onurumuzdur!DHKP-C, DHKC, CEPHE” imzalı yazılamalarınınyanısıra Almanya’da tutsak edilen Devrimci MusaAşoğlu için “Devrimcilik Yapmak Suç Değildir MusaAşoğlu Serbest Bırakılsın” yazılaması yapıldı. Sonolarak Dersim’de katledilen 8 TİKKO Gerillası için“Dersim’de Şehit Düşen 8 TİKKO Gerillası Ölüm-süzdür!” yazılaması yapıldı.

Kartal (8 Aralık):Cephe Milisleri Dersim’de girdiği çatışmada şehit

düşen DHKC Gerillası Oğuz Meşe için “Dersim’deSavaşan Gerillaya Bin Selam!” yazılaması yaptı.

Okmeydanı:Cephe Milisleri Dersim’de girdiği çatışmada şehit

düşen DHKC Gerillası Oğuz Meşe’yi selamlamakiçin birçok yere yazılama yaptı.

Sarıgazi (12 Aralık):Cephe Milisleri, 6 Aralık’ta Dersim’de girdiği ça-

tışmada şehit düşen DHKC Gerillası Oğuz Meşe içinmahallenin birçok yerine yazılamalar yaptı.

“Sahiplendiğin KadarVarsın!”

Okmeydanı Halk Meclisi, mahallenin en önemlisorunlarından uyuşturucuya karşı mücadele içindeyer alan tutsak Mustafa Kılınç’ın ailesini ziyaretetti. 15 Aralık’ta taziye sırasında Kıraç Cemevi’nedüzenlenen polis baskınında gözaltına alınanSibel Yalçın Direniş Parkı çay ocağı işletmecisiMustafa Kılınç tutuklanmıştı. Bu vesile ile MustafaKılınç’ın Hasköy’deki evine 23 Aralık’ta 1’i çocuk5 Halk Meclisi çalışanı ile birlikte ziyarete gidildi.Mustafa Kılınç’ın anne, babası ve ağabeyinin ol-duğu evde çok sıcak bir karşılama oldu. Musta-fa’nın iyi gününde olduğu gibi kötü gününde deyanında olduklarını belirten Halk Meclisi üyeleri,Halk Meclisi’nin uyuşturucuya karşı mücadele-sinde de zaman zaman yer alan Mustafa’nınhaksız bir şekilde gözaltına alınması ve akabindetutuklanmasındaki hukuksuzluk konuşuldu. HalkMeclisi üyeleri ziyaretlerinin süreceğini ifade etti.Okmeydanı Halk Meclisi daha önce de yol arka-daşları olan Kamil Sarıkaya ve Yasin Celep’inailelerini tutsak düştükleri gün ziyaret etmişti.

1 Ocak2017

Yürüyüş

Sayı: 554

4 9BİZ YENİ BİR DÜNYA KURACAĞIZ!

Page 50: YETMEDİ… Kapısına Mühürler Taktı, Biz Söktük Attıkyuruyus.biz/pdf/pdf/554.pdfpazarlayanlar olmayacak O yaşamda, ne sömürü, ne zulüm, ne faşizm olacak! O yaşamda çocuklarımızın

24 Aralık tarihli gazeteler ve in-ternet sitelerinde sosyal medyada 10bin kişiye soruşturma açıldığına dairhaberler çıktı. Facebook, Twitter,YouTube kullanıcılarının takibi ve ge-len şikayetler üzerine haklarında so-ruşturma başlatılan, tutuklanan vehaklarında işlem yapılmış binlercekişi var. İçişleri Bakanlığı’nın yaptığıaçıklamaya göre:

"İçişleri Bakanlığı Emniyet GenelMüdürlüğü’nce yürütülen çalışmalar-da, son 6 ayda, sosyal medya üzerin-den, halkı kin nefret ve galeyana sevkeden, terör örgütünü öven, terör örgütüpropagandası yapan, terör örgütü ileiltisaklı olduğunu alenen beyan eden,devlet büyüklerine hakaretlerde bu-lunan, devletin bölünmez bütünlüğüne,toplumun can güvenliğine kast eden3.710 kişi hakkında adli işlem yapılmış,bunlardan 1.656’sı tutuklanmış,1.203’ü Adli Kontrol şartıyla serbestbırakılmıştır. 84’ünün ise gözaltı işlemidevam etmekte olup; 767’si gözaltındanserbest bırakılmıştır. Hali hazırda açıkkimlikleri tespit edilerek CumhuriyetSavcılıklarına intikal ettirilen 10 binkişi hakkında da soruşturma ve adlisüreç devam etmektedir. Öte yandan,her alanda olduğu gibi sosyal medyaalanında da terörle mücadele karar-lılıkla sürdürülmekte olup; suç ve suç-lularla mücadele birimlerimizin teknikkabiliyetlerinin güçlendirilmesininyanı sıra Twitter, Facebook, YouTubebaşta olmak üzere birçok ulusal veuluslararası servis sağlayıcı, kurumve kuruluşlar ile yürütülen işbirlikleride en üst seviyeye taşınmıştır."

Öncelikle, AKP faşizmi, insanlarıninternetteki özel paylaşım alanlarınamüdahale etme hakkını nereden bu-luyor. İnsanlara her an gözüm üzerinde,bana zarar veren en ufak bir haberi,resmi, karikatürü, cümleyi dahi ya-yınlarsan yanarsın mı denmek isteni-yor. Bu durumda en büyük teröristkim oluyor. Elbette ki, insanların dü-şüncelerine, inançlarına müdahaleedenlerdir asıl terörist!

Bu nasıl bir korkudur? Neyin kor-kusudur? İnternet üzerinden dahi, hal-kın düşünmesinden, paylaşmasından,haber yaymasından korkan bir iktidartükenmiştir. Halka karşı yaptığı hertürlü zulmü, baskıyı, terörü örtbasetme derdindedir. Korku, AKP ikti-darının halka karşı işlediği suçları bi-liyor olmasındandır. Halkta yarattığıöfkenin, kinin, hesap sorma özlemininAKP iktidarının sonunu getireceğininfarkındadır. AKP faşizmi, sosyalmedyayı ancak; benim istediğim oran-da, benim istediğim konularda ve be-nim istediğim miktarda kullanabilirsindemek istiyor. Halkı ihbarcılığa, şi-kayete zorluyor. Böylelikle halkı bir-birine güvensizleştirmek, düşmanlaş-tırmak, bölmek istiyor.

Hayır! AKP faşizminin istediği ka-lıplara girmeyeceğiz! Düşünmekten,yazmaktan, hesap sormaktan vazgeç-meyeceğiz. Bizleri soruşturmalarla,tutuklamalarla, yapılan işlemlerle kor-kutamazsınız… Ülkede yapılan tümadaletsizlikleri, katliamları, işkenceleri,açlığı, yoksulluğu yazmaya ve yayın-lamaya devam edeceğiz. AKP Faşizmikorkmakta haklıdır, çünkü gerçekler

güçlüdür.AKP iktidarı medyayı nasıl susturup

sindirdiyse halkı ve devrimci kesimleride susturmak sindirmek istiyor. Halkada üç maymunu oynaması dayatılıyor.Oysaki halk tüm gerçekleri görüyor,biliyor ve konuşuyor. Halk AKP faşiz-minin gayrı meşru bir şekilde Suriyetopraklarını işgal edip orada askerlerinindiri diri yakıldığını biliyor, paylaşıyor,tepki gösteriyor, yorum yapıyor. 11Aralık’ta Adana Aliağa’daki bir yurttayanan 11 çocuğun haberinin geçtiği sı-rada; “Emekli Akademisyen Milletve-killerinin Çift Maaş Almasını” meclistengeçirdiler. Çocuklar umurlarında değildi.Daha büyük bir ahlaksızlığa giriştiler;tecavüze uğrayanlar tecavüzcüleriyleevlendirilsin ahlaksızlığının yasasınıda çıkarmaya çalıştılar. Maltepe hapis-hanesinde tutsak olan çocuklar Hakanİnci ve Muratcan Aslan’ın ahlaksız iş-kenceye maruz kaldıklarını ve 18 günüaşkın bir süredir açlık grevinde olduk-larını duymayan kalmadı. Devrimciavukat Barkın Timtik ve Grup Yorumelemanlarının hala tutsak olduğunu sa-dece ülkemizde değil tüm dünyaya du-yurduk, duyurmaya da devam edeceğiz.Ve daha sayamayacağımız, AKP faşiz-minin gizlemeye çalıştığı tüm gerçekleriyaymaya devam edeceğiz.

On Bin Değil, Yüz Bin Kişi Hakkında Soruşturma Açsanız daDüşüncelerimizi Teslim Alamazsınız!

Ankara Yüksel Caddesi’ndeİşlerine Geri Dönmek İsteyenKamu EmekçilerininDirenişi Sürüyor

Bir ayı aşkın süredir Ankara YükselCaddesinde, işine geri dönmek için di-renen Kamu Emekçileri Cepheli NuriyeGülmen ve Semih Özakça’nın direnişiher gün daha da büyüyerek sürüyor.

Pankart asma haklarını bile dire-nerek, işkencelere-gözaltılara maruzkalarak kazanan kamu emekçileri,

direnişlerinin sesini büyütmek, di-renişlerini daha fazla kişiye ulaştırmakiçin mahallelerde bildiri dağıtımı vekapı çalışması yapıyorlar. Kamu emek-çilerine destek her gün daha da artıyor.23 Aralık'ta ayrıca Tiyatroj tiyatrogrubu “Pusula” adlı oyunlarını ser-gileyerek desteklerini sundular.

Bir sonraki gün ise ÇHD BaşkanıAvukat Selçuk Kozağaçlı" OHAL veDirenme Hakkı" konulu bir söyleşisundu. Akşam 17’de de halkın kalabalıkkatılımıyla şiir dinletisi yapıldı İnsan

Hakları Anıtıönünde. İkigün içerisin-de İstanbul,Antakya veMalatya’danKamu Emek-çileri Cephe-liler, Eskişehir ve Kütahya’dan Dev-Genç'liler ziyaret ederek desteklerinisundular. 25 Aralık'ta ise anıtın önündedireniş türkülerinin hep birlikte söy-lendiği bir program yapıldı.

Yürüyüş

1 Ocak2017

Sayı: 554

BİZ SOYGUNCU, ÇÜRÜMÜŞ DÜZENİNİZİ BAŞINIZA YIKACAĞIZ!50

Page 51: YETMEDİ… Kapısına Mühürler Taktı, Biz Söktük Attıkyuruyus.biz/pdf/pdf/554.pdfpazarlayanlar olmayacak O yaşamda, ne sömürü, ne zulüm, ne faşizm olacak! O yaşamda çocuklarımızın

Bilindiği üzere ABD emperya-lizmi, Musa Aşoğlu'nun da aralarındabulunduğu devrimcilerin başına 3milyon dolar ödül koyarak aramayabaşlamıştı. Onlar ne yaptı; “başımızamilyon dolarlar da koysanız haklımücadelemizden asla vazgeçmeye-ceğiz. Haklı ve meşru olan biziz;suçlu olan emperyalizmdir” diyerek,fermanlarına meydan okumuşlardı.

Musa Aşoğlu, 02 Aralık 2016'daAlmanya'nın Hamburg şehrinde göz-altına alınarak tutuklandı. Musa Aşoğ-lu, Alman emperyalizminin tecrithücrelerinde bir Özgür Tutsak olarakdevrimciliğini sürdürüyor.

Peki, Musa Aşoğlu'nun emper-yalizmin hedefi olmasının ve tutsakedilmesinin gerekçesi nedir?

Almanya'da Musa Aşoğlu hak-kında ne açılmış bir soruşturma, nede verilmiş bir ceza vardır. Bu yanıylaAlmanya'da Aşoğlu'nun tutuklanmasıkendi yasalarına göre de gayrı-meşruve hukuksuzdur. Burjuvazinin hukukve yasalarının nasıl işlediğini vekime hizmet ettiğini biliyoruz ancakbu demek değil ki yoldaşımızın gaspedilen hakları ve yaşanan hukuksuz-luğa sessiz kalacağız; MUSA AŞOĞ-LU'NA HER KOŞULDA SAHİP ÇI-KACAK, ÖZGÜRLÜĞÜ İÇİN MÜ-CADELE EDECEĞİZ!

Musa Aşoğlu'nun ABD tarafındanbaşına ödül konularak aranmasınınve bugün Alman emperyalizmi tara-fından tutsak edilmesinin bir tek ne-deni vardır: DEVRİMCİ OLMAK!

Devrimci Olmak Suç Değil,Onurdur!

Devrimci olmak onurdur, hesapsız,hilesiz, temiz kalabilmenin tek yo-ludur.

Devrimcilik, dünyayı değiştirmeiddiasıdır. Sömürünün ve zulmün ol-madığı halkın ekmeksiz, adaletsizkalmayacağı bir dünya kurmak içinmücadele etmektir. Emperyalizmekarşı bağımsızlık, faşizme karşı de-mokrasi, sömürüye karşı sosyalizmistemektir.

Yozlaşmış sömürü düzeninin tümpisliklerine karşı direnmek, vahşetineboyun eğmemektir. Her yerde ve ko-şulda gerçekleri söyleme cesaretinigösterebilmektir.

Devrimcilik değişmek ve değiş-tirmektir. Eskiyeni, çürüyeni yıkıpyerine yenisini, halktan yana olanıkurmaktır.

Hayatın ve halkın içinde yarat-tığmız değer ve geleneklerimizi ko-rumak, ulusal onurumuzun ayaklaraltına alınmasına izin vermemektir.

Halkını ve vatanını, uğrunda öle-bilecek kadar sevmek, kurtuluşu vegeleceği için mücadele etmektir.

Söylediğini yapmak, yaptığını sa-vunmak, düşündüğü gibi yaşamaktır.“Ben” değil, “biz” olabilmektir. Bi-limsel düşünmek, sorunlar karşısındaçözümsüz ve çaresiz olmamaktır.

Yiğit olmak, korkmamaktır. Unut-mamak, unutturmamaktır. Vefa vebağlılıktır. İhanetin, dönekliğin, kal-leşliğin, namussuzluğun üzerine gi-debilmektir.

Devrimcilik, mevcut burjuva dü-zenin yerine halkın devrimci iktidarınıkurmak için örgütlü olarak mücadeleetmek ve savunduğu bu büyük ide-aller uğruna en ağır bedelleri gözealarak savaşmaktır. Zulme karşı isyanetmektir.

Devrimci Olmak Suç Değil,Zorunluluktur

Marks, bundan 160 yıl önce, in-sanlık dışı bu sistemde, insan kal-

manın tek yolunun insanlık dışı busisteme karşı savaşmak gerektiğinisöylemiştir.

Bu günün dünyasında devrimcilik,tercih değil bir zorunluluktur. Çünküinsanlık dışı sistemin tüm vahşetiniyaşıyoruz.

Emperyalizm, kan gölüne çevir-diği dünyamızda, sömürüsünü, kat-liamlarını işkencelerini, her türlühaydutluğunu pervasızca sürdürüyor.Açlık, sefalet, acı, kan ve gözyaşıher geçen gün katlanarak büyüyor.

Dünyada, her beş dakikada 160çocuk açlıktan ve tedavi edilebilirhastalıklardan ölüyor.

Açlıktan yılda 8.5 milyon kişiölüyor. Dünyada 1 milyarı aşkın birnüfus, yani her 6 kişiden biri açlıklakarşı karşıyadır. Geri bıraktırılmışülkelerde hergün 1 milyardan fazlainsan gece yatağına aç giriyor!

Afrika ve Asya ülkelerinin halk-ları açlıktan kitlesel olarak kırılırken,her gece yüz milyonlarca insan ya-tağına aç girerken, emperyalist ülkeler“Obezite salgını”nı tartışıyor, bununiçin “çözümler” buluyorlar.

Dünyanın toplam varlıklarının%80’ine dünya nüfusunun sadece%8.4’lük bir azınlığı sahip. Nüfusungeri kalan %91.6’sı ise %20’yi pay-laşmak zorunda. O nedenle ABD,AB gibi emperyalist ülkeler obeziteylemücadele ederken dünyanın geri ka-lanı açlıkla pençeleşiyor.

Almanya’da kedi-köpek mamasıiçin harcanan paralar ile Afrika kıta-sında emperyalizmin açlığa, ölümemahkum ettiği milyonlarca insanınyaşamını kurtarmak mümkündür

Bir Afrikalı’nın ortalama ömürü47 yıl iken, bir Avrupalı’nın ortalamaömürü 78 yıldır. Bir Avrupalı bir Af-rikalı’dan, neredeyse 2 kat dahauzun yaşıyor.

Dünyada, açlık ve yoksulluk kıs-kacındaki milyarlarca insan, bugünsadece ölmemek için yaşar hale ge-tirilmiştir.

Emperyalizm sosyal, siyasal, kül-türel ve ulusal tüm sorunlarımızın

"DEVRİMCİLİK SUÇ DEĞİLDİR, MUSA AŞOĞLU'NA ÖZGÜRLÜK!

AVRUPA’dakiBİZ

1 Ocak2017

Yürüyüş

Sayı: 554

55 1BİZ YENİ BİR DÜNYA KURACAĞIZ!

Page 52: YETMEDİ… Kapısına Mühürler Taktı, Biz Söktük Attıkyuruyus.biz/pdf/pdf/554.pdfpazarlayanlar olmayacak O yaşamda, ne sömürü, ne zulüm, ne faşizm olacak! O yaşamda çocuklarımızın

baş sorumlusudur. Asya’danAfrika’ya, Orta Doğu’dan La-tin Amerika’ya kadar ülkeleriişgal eden, ülkelerin yer altıve yer üstü tüm zenginlikleriniyağmalayan emperyalizmdir.

Emperyalizm, işte bu sö-mürü düzenini korumak için“terör” adı altında bağımsızlık,demokrasi ve sosyalizm mü-cadelesi veren devrimcilere,devrimci örgütlere saldırıyor.

Gerçek teröristler emper-yalizm ve işbirlikçilerdir.Irak’tan Afganistan’a, Suri-ye’den Afrika’ya kadar dünyahalklarının kanlarını oluk olukakıtan, canını alan emperya-lizm ve işbirlikçilerdir

Bu tabloyu yaratan dev-rimciler değil emperyalizmdir.BU KOŞULLARDA DEV-RİMCİLİK YAPMAK DE-ĞİL, YAPMAMAK SUÇ-TUR!

Devrimciler bu katliamcı,sömürü ve soygun düzeniniyıkmak, halkların eşit, özgürve adaletli bir dünyada yaşa-ması için mücadele ediyorlar.

Devrimciler, halklarınınkurtuluşu ve vatanlarının ba-ğımsızlığı için canlarını ortayakoyuyor, bedeller ödüyorlar.

Emperyalizmin başlarınakoyduğu ödül, devrimciler içinonurdur. Ne ödülleriniz, netutsaklıklarınız ne yasaklarınızne de katliamlarınız; devrim-cilerin önderliğinde her geçengün büyüyen ve sonunuzu ge-tirecek olan kurtuluş mücade-lelerini engelleyemeyecektir.

Musa Aşoğlu'nu tutsak ede-rek, tecrit uygulayarak teslimalacağınızı sanıyorsanız, çokbekleyeceksiniz. Anadolu top-rakları öyle bereketlidir ki, sizbir Musa ile başedemezkenbinlerce Musa sizin mezarınızıkazıyor olacak...

Devrimciler, halklarımızınonuru, yüz akıdır. DEVRİM-CİLERE SAHİP ÇIKIYOR,MUSA AŞOĞLU'NA ÖZ-GÜRLÜK İSTİYORUZ!

SUÇLU OLAN DEVRİMCİLERDEĞİL, İŞBİRLİKÇİ OLİGARŞİDİR;MUSA AŞOĞLU'NA ÖZGÜRLÜK!

Musa Aşoğlu, emperyalizmin ve işbir-likçilerinin yalan ve “terör” demagojileriyle,başlarına ödül koyarak yaptıkları sürekavıyla emperyalist Almanya tarafından tu-tuklandı. Musa Aşoğlu'nun tutuklanmasınıntek nedeni devrimci olması ve halklarınınkurtuluşu için mücadele etmesidir.

Emperyalizm ve işbirlikçileri MusaAşoğlu'nu tutuklayarak, devrimcilerinbaşına ödüller koyarak dünyanın enonurlu işini, devrimciliği suç sayıyor,mahkum etmek istiyorlar. Oysa devrim-ciliğin ve mücadelenin varlık nedeni,suçlu olan kendileri, insanlık dışı sis-temleri ve zulüm düzenleridir.

Ülkemizde, sadece son bir ay içindeyüzlerce devrimci gözaltına alındı, tu-tuklandı. Her gün halkın evleri basılıyor,kurumlarının kapısına kilit vuruluyor.Bedeller ödeyerek, savaşarak kazandığıhakları gasp ediliyor. Hiçbir yasa-kuraltanınmıyor.

AKP faşizmi, her geçen gün daha dapervasızlaşarak sürdürüyor halka karşısaldırılarını. Devrimcileri tutukluyor;milletvekillerini, belediye başkanlarınıtutukluyor; avukatları, gazetecileri, işçileri,memurları, öğrencileri, 60-70 yaşındakiana-babalarımızı tutukluyor.

OHAL ve KHK'larla binlerce emekçisoruşturmaya uğradı, işinden oldu ya datutuklandı. Halkın, evlatlarını sahiplen-mesi dahi yasak! Cephe gerillası OğuzMeşe'nin cenazesine sahip çıktıkları veanma düzenledikleri için saldırıya uğrayan25 devrimci, onları savunan avukatlarıylabirlikte tutuklandı.

Devlet gibi, faşist AKP gibi düşün-meyen herkes terörist ve vatan haini ilanediliyor, tutuklanıyor, katlediliyor. Bununadı faşizmdir. Faşizm; emeğin sömürül-mesine dayanan kapitalist düzenin enkanlı en insanlık düşmanı diktatörlüğüdür.FAŞİZME KARŞI DİRENMEK, MÜ-CADELE ETMEK SUÇ DEĞİL, GÖ-REVDİR!

Bugün, alkın eğitim, barınma ve sağlıkgibi en temel hakları yok ediliyor. Parasıolmayanın tedavi hakkı yok, eğitim hakkıyok. Yoksul halkımızın yaşadığı mahal-leler rant alanına dönüştürülüp, evine,

arsasına el konuluyor, halk sürgün edili-yor.

Halkımız sokakta, evde, hapishanede,dağda katledilmeye devam ediliyor; faşistAKP iktidarı bu katliamları açıkça sa-vunuyor ve arkasında duruyor. Erdoğan“emri ben verdim” diyerek Berkin'inkatledilmesini üstlenmiştir ama bırakınErdoğan'ın yargılanmasını, tetikçileri bilehala cezalandırılmadı.

Halkımızın en temel taleplerindenbiri olan “adalet” isteği, son birkaç yıldaçok daha yakıcı bir hal almıştır. 19-22Aralık Katliamı sorumlularından, kayıp-lara, devlet infazlarına, katledilen BaranTursun, Çağdaş Gemik’ten, HaziranAyaklanması şehitleri Berkin Elvan, Ab-dullah Cömert’e ve diğerlerine; GünayÖzarslan’dan Dilek Doğan’a tüm katliamdavaları adaletsiz bırakılmıştır.

Hergün, beşer-onar insanımız ya “doğalafet” denen katliamlarla madenlerin gö-çüğüne, yerin dibine gömülüyor ya dayerin yüzünde “iş kazaları”nda katlediliyor.Sadece AKP iktidarı döneminde “iş kaza-ları” denen katliamlarda ölenlerin sayısı15 BİN'i geçmiştir. Artan yozlaşma vebunun sonucu yaşanan bunalımlar, inti-harlar, fuhuş vb. sonucu yaşanan ölümler,ardı ardına açılan hapishaneler...

Emperyalizmin yeni sömürgesi olanülkemizde; açlık, yoksulluk, işsizlik, ada-letsizlik almış başını gidiyor. İşsizlik,resmi rakamlara göre % 12 civarlarındagörünse de gerçekte % 20'leri geçmiştir.Ülkemizde, 1 milyon civarında çocuk işçiçalıştırılmakta, yine resmi rakamlara göre42 BİN -gayri resmi rakamlara göre 200bin civarında- çocuk sokaklarda yaşamak-tadır. AKP iktidarı döneminde her yıl 7BİN çocuk tecavüze uğramakta, tecavüz-cüler iktidar tarafından korunmaktadır.

Halklarımız her geçen gün iyice yok-sullaşırken, işbirlikçi tekeller daha dazenginleşiyor, kimileri dünyanın ilk yüzzengini arasına giriyor. Bugün, 50 milyonyoksulun olduğu ülkemizde 20 milyoninsanımız açlık sınırının altında yaşa-maktadır.

2012 yılında açıklanan rakamlaragöre ülkemizde 12 ailenin toplam serveti70 milyar dolardır. Bu rakam geçen yıl-larda daha da katlanmıştır. AKP iktidarınınilk yıllarında ülkemiz ekonomisinin be-lirleyeni Koçlardan, Sabancılara 17 aile

Yürüyüş

1 Ocak2017

Sayı: 554

BİZ SOYGUNCU, ÇÜRÜMÜŞ DÜZENİNİZİ BAŞINIZA YIKACAĞIZ!52

Page 53: YETMEDİ… Kapısına Mühürler Taktı, Biz Söktük Attıkyuruyus.biz/pdf/pdf/554.pdfpazarlayanlar olmayacak O yaşamda, ne sömürü, ne zulüm, ne faşizm olacak! O yaşamda çocuklarımızın

SUÇLU OLAN DEVRİMCİLERDEĞİL, EMPERYALİZMDİRMUSA AŞOĞLU'NA ÖZGÜRLÜK!

Emperyalizm tarih karşısında suç-ludur; Çünkü, kapitalizmin tekelcive asalak aşamasıdır. İnsanın insantarafından sömürülmesine dayanansınıflı toplum düzenlerinin en so-nuncusu ve en gelişkini olan kapita-lizm, esas olarak bir avuç sermayesahibi kapitalistin işçi sınıfını ve do-laylı olarak bütün toplumsal yapıyısömürdüğü ve buradan sağladığı kâr-larla servetini arttırdığı bir düzendir.

Emperyalizm, savaş ve yıkım de-mektir; Çünkü, sömürü ve zulmünüsürdürebilmek için savaşlara mah-kumdur. Dünyanın zenginliklerininpaylaşılması için girdikleri 1. PaylaşımSavaşı’nda 10 milyon ölü, 20 milyonsakat bırakmışlardır arkalarında.

Bu savaşın sadece Avrupadakimali bilançosu ise 350 milyar dolarlıkyıkımdır. 2. Paylaşım Savaşı ise bi-rincisinden çok daha büyük bir kanlıkatliamdır. İnsanlığa verilen manevizararları bir tarafa koyarsak, bu kor-kunç boğazlaşmanın sadece can kaybıolarak bilançosu yaklaşık 70 milyoninsanın ölümüdür.

Emperyalizm, militarizm ve kantüccarlığı demektir; Çünkü, insanlığakarşı işlediği en ağır suçlardan biri,pazar kavgasına bağlı olarak geliş-tirdiği militarizm ve silah ticaretidir.Tarihin en büyük toplu katliam si-lahlarını geliştirmiş ve ekonomisininbüyük bölümünü bu sektör üzerinekurmuştur. Her şeyi tekellerin ihti-

yacına göre belirleyen bu sistem, bi-limi ve teknolojiyi kitle imha araçla-rının yapımı için seferber etmiş, mil-yarlık orduları silah tekellerinin üret-tiği bu silahlarla donatmıştır.

Örneğin ABD, dünya nüfusunun% 6'sını oluşturuyor ama tüm dünyadaüretilenlerin % 50'sini tüketiyor. Yineortalama bir Etiopyalıya göre birABD'li 600 kat fazla tüketiyor.ABD'nin sağa sola durmadan saldır-masının, askeri gücünü olağanüstüboyutlarda geliştirmesinin gerçek ne-denlerinden biri işte budur

Emperyalizm, sömürgecilik, kö-lelik ve sefalet demektir; Çünkü, ba-ğımlı ülkelerin bütün yer altı yerüstü zenginliklerinin vahşice sömü-rülmesi, kaynaklarının tüketilmesi,halkların kişiliksizleştirilerek kültür-lerinin yok edilmesi demektir. Em-peryalizmin, 1945’lerden sonra baş-lattığı yeni-sömürgecilik uygulamasıda esasen bu sömürü ve talanın, ba-ğımlılık ilişkilerinin ve işbirlikçiliğingizlenmesi içindir.

Emperyalizm, askeri darbeler veişkence demektir; Çünkü, 1950’lerdenbu yana, yalnızca ABD tarafındantezgahlanan darbeler bile bunun enaçık kanıtıdır. O kadar ki, bu darbe-lerin sayılması bile mümkün değildir.Yalnızca Türkiye’de 1971 ve 1980’deolmak üzere iki darbe tezgahlayanABD, dünyadaki bütün gerici-faşistyönetimlerin baş destekçisidir.

Emperyalizm, doğanın talan edil-mesi demektir; Çünkü, kapitalizm kârhırsı demektir ve bu gözü dönmüşhırs, yüz yıldan fazladır dünyanın eko-

lojik dengesini mahvetmekte, özelliklenükleer denemelerle, kimyasal atıklarlabağımlı ülkeleri çöplüğe çevirmekte,dünyayı bir felakete sürüklemektedir.Bu yüzden de sadece insana değil;doğaya, hayvana, temiz kalan, güzelolan her şeye düşmandır.

Emperyalizm tüm dünyayı kendiçiftliği sanıyor; çünkü, kendi gibi dü-şünmeyen ülkeleri, örgütleri, kişileri“terörist” ilan ediyor, yok etmeye,teslim almaya çalışıyor. Bunun içinülkeleri işgal ediyor, bunun için örgütleri“kara liste”lere alıyor, bunun için dev-rimcilerin başına ödüller koyuyor.

Her dört kişiden üçünün aç veyoksul olduğu bir dünyada, devrimiistemek, devrim için savaşmak kadarmeşru ve onurlu bir şey olamaz.Vahşi kapitalizmin, emperyalizminsebep olduğu bu tabloyu ancak dev-rimle temizleyebiliriz.

Ne yaparsanız yapın, boşuna! Cançekişerek en fazla ömrünüzü uzatır-sınız ama sonunuza engel olamıya-caksınız. Yakalandığınız ölümcül has-talıktan kurtulamayacaksınız.

Sonunuzu biz getireceğiz, başınaödüller koyduğunuz devrimciler ge-tirecek. Bekleyin, mezarlarınızı kazı-yoruz, celladınız olacağız. Devrimciler,ülkemizin ve dünya halklarının umuduolmaya devam edecektir. Emperyalizmyenilecek, halklar kazanacak!..

BU GÜNÜN DÜNYASINDADEVRİMCİLİK SUÇ DEĞİL GÖ-REVDİR, ZORUNLULUKTUR!

DEVRİMCİ MUSA AŞOĞLUONURUMUZDUR! MUSA AŞOĞ-LU'NA ÖZGÜRLÜK İSTİYORUZ!

idi. AKP milyarder ailelere yandaşıaileleri de kattı. Ülkerler, Çalıklar,Albayraklarla birlikte iki düzineyigeçmeyen aile zenginlik içinde ya-şarken ülkemiz halkları emperyaliz-min ve işbirlikçilerinin azgın sömürüve soygun düzeni altında açlık veyoksullukla boğuşmaktadır.

Ülkemiz, emperyalist tekellerin ciritattığı bir ülkedir. Örneğin ülkemizdeyatırım yapan 4 bin 408 Alman şirketivardır. Bunu, 2 bin 311 şirketle İngiltere,1894 şirketle Hollanda takip etmektedir.ABD'nin ise 1112 şirketi vardır.

Yabancı sermayeli şirketlerin top-lamı ise 26 bin 175'tir. Bunların 21bin 302'si uluslararası sermayeli şirketve şube iken; 4 bin 873'i ise yabancısermaye ortaklıdır.

Türkiye topraklarının 35 milyonmetrekarelik bölümü NATO veABD'nin işgal ettiği üslerle doludur.Türk yetkililerin bu üslere, Amerikankomutanlardan izin almaksızın gir-mesi yasaktır.

Özetle ülkemiz; bir avuç işbirlikçitekelin milyonları sömürdüğü, vatanıemperyalistlere sattığı, Amerika adına

yönettiği, işçi, memur, öğrenci, köylütüm halk sınıf ve tabakalarını, Kürt,Türk, Arap, Laz, Çerkez tüm halklarıezdiği; Alevi, Sünni, Hristiyan tüminançları baskı altına aldığı ya dakullandığı bir ülkedir.

Bu tabloyu değiştirmek için dev-rimci olmak dışında başka bir tercihyoktur. Açlığa, yoksulluğa ve ada-letsizliğe son verecek olan sadecedevrimcilerdir. MUSA AŞOĞLU VETÜM DEVRİMCİLER, İNSANLIKDIŞI BU DÜZENİ DEĞİŞTİRMEKİÇİN SAVAŞIYOR!

1 Ocak2017

Yürüyüş

Sayı: 554

5 3BİZ YENİ BİR DÜNYA KURACAĞIZ!

Page 54: YETMEDİ… Kapısına Mühürler Taktı, Biz Söktük Attıkyuruyus.biz/pdf/pdf/554.pdfpazarlayanlar olmayacak O yaşamda, ne sömürü, ne zulüm, ne faşizm olacak! O yaşamda çocuklarımızın

İngiltere'de Grup Yorum ile

Dayanışma

21 Aralık günü, İngiltere’nin baş-kenti Londra’da Grup Yorum için pro-testo eylemi yapıldı.

İşbirlikçi AKP faşizminin Londra’dakikarargahı önünde; “Grup Yorum HalktırSusturulamaz!, Türküler Susmaz HalaylarSürer!” sloganlarının yanısıra, “Terörist,faşist, katliamcı, işkenceci, IŞİD, AKPfaşizmidir!” sloganları haykırıldı.

Grup Yorum ambleminin bulunduğuİngilizce ve Türkçe “Grup Yorum Halk-

tır Susturulamaz!” ve “GrupYorum’a Özgürlük!” slogan-larının yer aldığı pankart açıldı.Özgürlüğümüzün ve bedelle-rimizin sembolü flamalarımız

tutuldu.

Grup Yorum ve Türkiye’dekiTutsaklar İçin Viyana’da Dayanışma Eylemi

21 Aralık günü Avusturya'nın Viyanaşehrinde, tutsak edilen Grup Yorum ele-manları ve Halkın Hukuk Bürosu avukatıBarkın Timtik için eylem yapıldı.

Eylemde OHAL ile ilgili 100 tanebildiri dağıtıldı, imza kampanyası içinimza toplandı. Ayrıca eylemde GrupYorum şarkıları söylendi.

Belçika'da, Tutsak Grup YorumÜyelerine Mektup

Belçika Grup Yorum’a ÖzgürlükKomitesi olarak, Bruxelles ve Lie-ge’deki sokak etkinliklerinden sonratutsaklıklarının 33. gününde Grup Yo-rum’a Mons, Charleroı ve Bruxellesbölgelerinden 100 kart yazarak halkınsanatçılarına destek sunuldu.

Av ru pa’da

Köln’de Musa Aşoğlu’nun Tutuklanmasını Protesto Eden Bildiriler Dağıtıldı

21 Aralık 2016 günü Almanya’nın Köln kentinde Al-manya Anadolu Federasyonu taraftarları bildiri dağıttı.Ehrenfeld semtinde Venloer Str. boyunca dağıtılan bildiridağıtımı sırasında halkın da olaya duyarsız kalmadığı gö-rüldü.

İngiltere’de Musa Aşaoğlu’na Özgürlük Eylemi Yapıldı

İngiltere’de Halk Cepheliler 21 Aralık günü Londra'da;Alman emperyalizminin elçiliği önünde devrimci tutsakMusa Aşoğlu’na özgürlük istediler.

Londra’da Alman elçiliği protestosunda, Halk Cephesiimzalı Devrimci Musa AŞOĞLU’nun resminin ve İngilizceve Almanca “Musa AŞOĞLU’na Özgürlük!” yazısınınyer aldığı pankart açıldı.

Yarım saat boyunca, Kızıl flamaların dalğalandığı“ABD emperyalizmiyle işbirliğine Son” sloganıyla eylembitirildi.

Musa Aşoğlu İçin Pullama Çalışması Hollanda’nın Amsterdam, Rotterdam, Den Haag, Za-

andam ve Dordrecht şehirlerinde 23-25 Aralık tarihleriarasında “Emperyalizme ve Faşizme karşı mücadele suçdeğildir, Musa AŞOĞLU için özgürlük” yazılı pullamalardanyüzlercesi yapıştırıldı.

NRW Dev-Genç’ten Hakan İnci ve Muratcan Arslan

AçıklamasıNRW Dev-Genç Hakan İnci ve Muratcan Arslan için

açıklama yaptı. Açıklamada: "İstanbul Maltepe Hapisha-nesi’nde 17 yaşında iki liseli, 13 gündür hakları için açlıkgrevinde. İki liseli Bağımsız Türkiye ve Demokratik,Parasız Eğitim istedikleri için tutuklandı.

Hakan İnci ve Muratcan Arslan hapishanede psikolojikve fiziksel işkenceyle karşı karşıya.

Alçaksınız, korkaksınız.Her gün işkence haberleri alıyoruz.Ama bunların hiç

biri yanınıza kalmaz.17 sinde Hakan’a ve tüm devrimci tutsaklara yaptığınız

işkenceler yanınıza kalmaz.Hakanın iradesini işkenceyle kırmak istiyorsunuz. KI-

RAMAYACAKSINIZ!İşkence yapmaktan vazgeçin.Hakan İnci’ye yapılan işkencelerin sorumluları Maltepe

Çocuk Hapishanesi ve gardiyanlarıdır” denildi.

Hollanda Dev-Genç’liler

T.C. Başkonsolosluğuna

Pankart Astı21 Aralık tarihinde Gençlik Federasyonu’na yapılan

operasyonu protesto etmek amaçlı, Hollanda’nın Rot-terdam şehrinde bulunan T.C. Başkonsolosluğu’na“Bizi Teslim Alamazsınız” yazılı, Dev-Genç imzalıpankart asıldı.

Düsseldorf Türkiye KonsolosluğuÖnünde Eylem Yapıldı

22 Aralık günü Düs-seldorf'da Türkiye Kon-solosluğu önünde, tutuk-lanan Barkın Timtik veGençlik Federasyonu’nayönelik yapılan baskıniçin eylem yapıldı. Ey-leme 5 kişi katıldı.

Yürüyüş

1 Ocak2017

Sayı: 554

BİZ SOYGUNCU, ÇÜRÜMÜŞ DÜZENİNİZİ BAŞINIZA YIKACAĞIZ!54

Page 55: YETMEDİ… Kapısına Mühürler Taktı, Biz Söktük Attıkyuruyus.biz/pdf/pdf/554.pdfpazarlayanlar olmayacak O yaşamda, ne sömürü, ne zulüm, ne faşizm olacak! O yaşamda çocuklarımızın

Fransa Özgürlük Komitesi, Fransadevletinin Halk Cephesi üyelerine yö-nelik uyguladığı baskı politikalarıyla,Adem Yıldız'dan sonra Ilgın Güleri'desınır dışı etmek istediğini açıkladı.Yapılan açıklamada: "Fransa DevletininAKP Faşizmi ile İşbirliği Sürüyor!

Adem Yıldız’dan Sonra Bir Dev-Genç’li Olan Ilgın Güler’de TürkiyeFaşizmine Teslim Edilmek İsteniyor!..

Daha önce ADEM YILDIZ’ı damahkeme önüne çıkardılar. Mahkeme

AKP faşizminin işkenceci polislerininhazırladığı ve Fransız siyasi polisininaltına imza attığı fezlekeyi ciddiyettenuzak buldu…

Demokratik her eylemi SUÇ sayan,her yıl, yüzbinlerce insanın 3 gün bo-yunca katıldığı Humanite festivalinibile suç olarak görüp, “hümanite fes-tivaline katıldılar. 50 bin bildiri vebroşür dağıttılar!” diyerek fezleke ha-zırlayıp mahkemeye verdiler…

Onların asıl derdi devrimciliği sos-

yalizmi savunmayı ve mücadele etmeyimeşru görüyor olmamızdır!

Grup Yorum konseri düzenlemek,katılmak suç ise, biz bu suçu işlemeyedevam edeceğiz! Humanite Festivali’nekatılmak, 50 bin bildiri ve broşür da-ğıtmak suç ise, biz bu suçları işlemeyede devam edeceğiz!

Yürüyüş dergisi dağıtmak ve okut-mak suç ise, biz bu suçları her haftaişlemeye devam edeceğiz!

Sizin Suç Dediğiniz Halkın Diren-me Silahıdır! Biz de Direnmeye DevamEdeceğiz!..." denildi.

Kamplarımız Araçtır, Örgütlenmek AmaçtırAvrupa Dev-Genç Yozlaşmaya Karşı Kış Kampı'nda

23 Aralık günü Belçika'da başlayan Gençlik kış kampı Almanya'dan, Fransa'dan, Hollanda'dan, İngiltere'den veBelçika'dan gelen gençlerle devam ediyor.

Bu yıl kış kampının ana sloganı "Yozlaşma Uyan, Emperyalizme Karşı Diren". Ve kampta yozlaşmaya karşı Halkve Vatan sevgisini büyüterek gençler kendini geliştiriyor, kolektivizmi büyütüyor, dayanışmayı büyütüyor.

Kampta farklı etkinlikler yapıldı, spordan, söylenen türkülere, yenilen yemeklere, oynan oyunlara, yapılan eğitimçalışmalarına kadar, her türlü faaliyetler yapıldı. Gençler bu şekilde bir birini daha iyi tanıyarak, paylaşmayı, kolektifyaşamayı öğreniyor.

NRW Halk Cephesi'nden AçıklamaNRW Halk Cephesi son baskılar, gözaltılar, tutuklamalar

ve katliamlarla ilgili açıklama yaptı. Açıklamada: "Baskılar,Katliamlar, Gözaltılar, İşkenceler, Tutuklamalar HalkıTeslim Alamayacak!

Birkaç gün önce Oğuz Meşe’nin taziye yemeğinin ve-rildiği cemevini basarak, içeridekileri gaza boğdular...Sonra işkence gözaltında devam etti. Ve hemen hemenhepsini tutukladılar.

Bütün bunlara maruz kalanlardan biri de Avukat BarkınTimtik’di... Daha sonra Okmeydanı'nında bulunan GençlikFederasyonu talan edilerek basıldı.

İşkence yaptıkları, tutukladıkları, baskı yaptıkları herhalk evladı, daha büyük kinle karşılarına çıkacaktır.

Katlettikleri her halk evladı binler olup, ellerde isyanbayrağı olacaktır…

Ve bu katiller sürüsünden mutlaka ve mutlaka hesapsorulacaktır… Kahrolsun Faşizm Yaşasın Mücadelemiz!"denildi.

Mannheim’da Kahvaltı ve 19-22 Aralık Anması Yapıldı

Almanya'nın Mannheim şehrinde18 Aralık günü kahvaltı düzenlendi.Saat 11:00'da başlayan kahvaltıya top-lam 35 kişi katıldı.

Kahvaltıdan sonra 19 Aralık Kat-liamı ve Oğuz Meşe için anma yapıldı.Saygı duruşu ile başlayan anmadaOğuz Meşe hakkında bir açıklamaokundu.

Okunan açıklamalardan sonra ya-pılan konuşmada, Türkiye tarihininkatliamlar tarihi olduğu; yeni sömürgebir ülke olan ülkemizin bağımsız ol-madığı, bu neden ile egemen güçlertarafından faşizmin sürekli bir şekildeyönetim şekli olarak uygulandığı söy-lendi. 19-22 Aralık’ta yaşanan katliamın

ise sadece bir katliam olarak görül-memesi gerektiği; aynı zamanda büyükbir direniş olduğu ve bu direnişinOğuz Meşe gibi savaşan yeni nesilleryarattığı üzerinde duruldu.

İnnsbruck'da 19-22 Aralık Şehitleri Anıldı

Avusturya'nın İnnsbruck şehrinde19-22 Aralık şehitleri anıldı. Anma 1dakikalık saygı duruşuyla başlandı.Anmaya 25 kişi katıldı.

Anadolu Kültür Merkezi’nde19-22 Aralık Şehitleri Anıldı

22 Aralık akşamı 19.00’da Hol-landa'nın Rotterdam şehrinde bulunanAnadolu Kültür Merkezi’nde 19-22Aralık Katliamı’nda şehit düşenler ve

18-26 Aralık tarihinde Maraş Katlia-mı’nda şehit düşenler anıldı. Anmaya1 dakikalık saygı duruşu ile başlandıve ardından konuşma yapıldı.

Konuşmanın ardından Maraş kat-liamı ve 19-22 Aralık Katliamı’nı an-latan sinevizyon gösterimi yapıldı.Sinevizyon gösteriminden sonra ha-pishanelerdeki son durumlar üzerinekonuşmalar yapıldı.

Belçika Halk Cephesi’nden19 Aralık Anması

Belçika Halk Cephesi Liege şeh-rinde bulunan Liege Alevi Kültür Mer-kezi’nin lokalinde 19 Aralık şehitleriniandı. 35 kişinin katıldığı anma saygıduruşu ile başladı. Sonra hazırlanankurgu izlendi ve Halk Cephesi adınabir konuşma yapıldı.

Fransa Özgürlük Komitesi’nden Açıklama

1 Ocak2017

Yürüyüş

Sayı: 554

55 5BİZ YENİ BİR DÜNYA KURACAĞIZ!

Page 56: YETMEDİ… Kapısına Mühürler Taktı, Biz Söktük Attıkyuruyus.biz/pdf/pdf/554.pdfpazarlayanlar olmayacak O yaşamda, ne sömürü, ne zulüm, ne faşizm olacak! O yaşamda çocuklarımızın

09 Ocak - 15 Ocak

Rosa LUXEMBURG,Karl LİEBKNECHT

Alman devriminin kararlı,cüretli, iki önderiydi Rosa veKarl. Polonyalı olan Rosa,daha 15 yaşında mücadeleyekatıldı. Alman Sosyalist De-mokrat Partisi (SPD) içindedevrim ve sosyalizm için döv-üştüler. SPD revizyonistleştik-

çe, onlar Marksizmin bayrağını yükselttiler. 1. Emperyalist PaylaşımSavaşı başladığında Sosyalist Demokrat Parti’nin birçok önderi bur-juvaziyle aynı safta yer alırken, buna karşı çıkan sadece iki kişivardı: Rosa ve Karl. 1916’da Rosa Luxemburg, Karl Liebknecht,Franz Mehring ve Clara Zetkin’in önderliğinde bir grup, SpartaküsBirliği’ni oluşturdular. Spartaküs Birliği, 1918 sonunda ayaklanmayaönderlik ederek, sosyalist devrimi gerçekleştirmeye çalıştı. 15 Ocak1919’da SPD’li İçişleri Bakanı’nın emrindeki polisler Rosa ve Karl’ıbir otelde tutuklayarak orada kurşuna dizdiler.

Karl LiebknechtRosa Luxemburg

Cemal UÇAN:1970’li yılların sonunda mücadeleye

katıldı. Cunta döneminde uzun süre tutsakkaldı. Tutsaklığının ardından İstanbul’damücadelesini sürdürürken, yakalandığı has-talık sonucu 10 Ocak 1993’te aramızdanayrıldı.Cemal Uçan

Özlem TÜRK:Kütahya Hapishanesi 7. Ölüm Orucu

Ekibi’nden Özlem Türk, 11 Ocak’ta, Nu-mune Hastahanesi’nde Mengele artıklarınınişkenceleri altında, direnişin 104. şehidiolarak şehit düştü.

27 yıllık yaşamının 7 yılı tutsaklık ko-şullarında geçti.

Öncesinde halkının özgürlüğü için, aç kalmaması içinmücadelenin içindeydi.

15 Nisan 1975 Gümüşhacıköy/Amasya doğumlu olanÖzlem, Alevi-Türk, yoksul bir çiftçi ailesinin çocuğuydu.Tek geçim kaynakları tütündü. Tüm tütün üreticileri gibi,o büyüdükçe, yoksullukları da büyüyordu. Lise yıllarındadevrimci düşüncelerle tanıştı. Liseden sonra çeşitli işlerdeçalışmaya ve mücadele etmeye başladı.

Çok genç insanların şehit düşmesi etkiliyordu onu.1993’te, iki üniversite öğrencisi olan Uğur Yaşar Kılıç veŞengül Yıldıran’ın katledilmesini protesto için yapılan 3günlük protesto Açlık Grevi, onun katıldığı ilk eylemlerdenbiri oldu. Özgür Karadeniz ve Samsun Mücadele gazetesibürolarında çalıştı. Sık sık gözaltına alındı. '93’te ÖzgürÜlke bürolarının kontrgerilla tarafından bombalanmasısonrasında dayanışma amacıyla gittiği Özgür Ülke büro-sundan gözaltına alındı. Çiller hükümetinin 5 Nisansoygun paketine karşı özel sayı dağıttığı için gözaltınaalındı. Adalet istiyor, gözaltına alınıyor, IMF soygununakarşı çıkıyor, gözaltına alınıyordu... Bu ülkenin tüm dev-rimcilerinin, demokratlarının başına geldiği gibi. Yüzlercegünlük açlığa tahammülün, yüzlerce güne yayılan karar-lılığın kaynakları işte buralardadır.

1995 23 Şubat’ında tutuklanarak Samsun Hapishane-si’ne, oradan da Ulucanlar Hapishanesi’ne sevk edildi.1996 Ölüm Orucu Direnişi’nde ikinci ekipte yer aldı.

2000 yılında F tipleri gündeme geldiğinde zulme karşıdirenişte de, 19 Aralık Katliamı sonrasında dayine enönde olmak isteyenlerdendi.

Özlem Türk

Mustafa EROL: Halkının anti-faşist mücadelesinde saf tutan,

devrim umuduyla devrimci hareket içinde yer alanbir devrimciydi. Çeliktepe’de halkın güvenliğinisağlamakla görevliydi. Bu sorumluluğunun bilinciylehareket ederken 12 Ocak 1980’de gericiler tarafındankatledildi.Mustafa Erol

Reyhan Havva İPEK, Selim YEŞİLOVA, Hüseyin DENİZ,Refik HOROZ

12 Ocak günü Diyarbakır’da gözaltına alınan Refik Horoz’labirlikte eve gelen polis içerde bulunan Reyhan, Selim, Hüseyin’lebirlikte Refik’i de katlettiler. Hepsi de TÖDEF’li öğrencilerdi.

Reyhan Havva İpek, 1970 Siverek doğumluydu. Kürt (Zaza)milliyetindendi. Dicle Üniversitesi Fizik Bölümü 3. sınıf öğrencisiydi.93’te mücadeleye katıldı. Mezarı Urfa Siverek ilçesinin bir kö-yündedir.

Hüseyin Deniz, 1974 Adana Ceyhan doğumlu ve Kürt milliye-tindendi. Yoksul bir çiftçi ailesinin çocuğudur. Dicle ÜniversitesiMatematik Bölümü 3. sınıf öğrencisiydi. 93 Ekiminde örgütlüilişkiler içinde yer almaya başladı. Mezarı Adana Ceyhan Kızıldereköyü mezarlığındadır.

Refik Horoz, 1971 Antakya doğumlu ve Arap milliyetindendi.Dicle Üniversitesi Matematik Bölümü 3. sınıf öğrencisiydi. birdönem Diyarbakır’da demokratik alanda yöneticilik yaptı. MezarıHatay Yaylıca’dadır.

Selim Yeşilova, Dicle Üniversitesi Biyoloji Bölümü 4. sınıföğrencisiydi. Arap milliyetindendi.

Reyhan Havva İpek Selim Yeşilova Hüseyin Deniz Refik Horoz

Page 57: YETMEDİ… Kapısına Mühürler Taktı, Biz Söktük Attıkyuruyus.biz/pdf/pdf/554.pdfpazarlayanlar olmayacak O yaşamda, ne sömürü, ne zulüm, ne faşizm olacak! O yaşamda çocuklarımızın

Dört TÖDEF'liydi onlar. Selim, Refik, Reyhan ve Hüseyin...1995’in 12 Ocak'ını 13 Ocak'a bağlayan gece katledildiler.Aslında bu dörtlü ve onların şehadeti halkımızın, devrimimizin,ülkemizin pek çok karakteristik yanına tanıklık ediyorlar adeta...

Onların katledilişi Türkiye ve Kuzey Kürdistan'daki yüzlercekontrgerilla cinayetinden herhangi biri belki. Ama yine deonların Kürdistan TÖDEF'ten olmaları, sahip oldukları ulusalkimlikler, kişilikleri oldukça çok şey söylüyor bize. Bukatliamda ayrıştırmamız gereken yanlar olduğunu söylüyor:

Amed'teki dört şehit ne söylüyorlar bize? Şehadetleri negösteriyor?

Halklarımızın Kardeşliğini Gösteriyorlar Bize: Refik, MaraşKatliamı’nın protestosunda gözaltına alınmış ve mahkemeyeçıkarılmıştı. Hakim "Oğlum sen Arapsın, ne işin var Kürtlerinarasında?" diye soruyordu ona... Selim de Arap'tı... Reyhanise bir Zaza kızı. Hüseyin bir Kürt'tü... Ulusal değerlerinebağlıydılar. Örneğin Selim'in normalde son derece sakin,sessiz bir yapısı vardı, ama Arapça konuştuğunda o sakinliğindenpek eser kalmaz, ateşli bir konuşmacı oluverirdi... Diğerleride en az onun Arap olduğu kadar Kürt'tü, Zaza'ydı. Amaonlar halkların kardeşliğine, kardeşlikten öte, birlikte savaşmasıgerektiğine inanıyorlardı. İşte bu yüzdendi ki, halkların kar-deşliğine yakılmış bir türküydü onların şehadetleri.

Bazı sekter, çarpık yaklaşımlarla da karşılaşmıyor değillerdielbette. Refik'e Diyarbakır'da bir Arap olarak mücadele etmeyi"yakıştıramayan" sorgu hakimi gibi, Reyhan’a da bazıları "senKürtsün, Kürt halkına ihanet ediyorsun, TÖDEF'lilerle dolaşma"diyorlardı. Ama onlar bu ülke gerçeğini bir ucundan yakala-mışlardı. Onun için mücadele içindeydiler. Onun için TÖDEFiçindeydiler. Onun için, onların ışığı Parti-Cephe ışığıydı.

Gençliğimizin Fedakarlığını Gösteriyorlar; Reyhan'ın babasıbir aşiret reisiydi. Annesi de bir aşiret reisinin kızı. Bu düzeniçinde çok rahat yaşayabilecek koşullara sahipti. Ama o aşiretağalarına karşı yoksul köylüsünün, halkının yanında yeralmayı tercih etti... Yani kendi sınıfına karşı halkının yanında...

O halkını tercih ederken, mücadelenin saflarına gelirkenailesinin "aşiret" soyundan gelen herhangi bir “burnu büyüklüğü”de yanında taşımamıştı. Tam tersine halkını tercih ederken,halk olmayı, halkının özellikleriyle donanmayı da başarmış,bu yolda epeyce mesafe katetmişti. Herhangi bir şeye ihtiyaçolduğunda onun ağzından çıkan sözler hep "ben bulurum","ben yaparım", "ben giderim" olmuştur... Refik de düzeniçinde aynı olanaklara sahipti... Selim tam tersine, maddidurumu pek de iyi olmayan orta halli bir çiftçi ailesinin çocu-ğuydu. Fedakardı, okulundan arta kalan zamanda pazarlardabir şeyler satıp okumaya çalışıyordu. Ve onlar tüm bu aynılıkve ayrılıklarına karşı kavgada birlikteydiler: Aslında hepsidüzen içinde istedikleri gibi bir yere sahip olabilirlerdi. Fizik,Matematik, Biyoloji bölümlerinde 3.,4. sınıf öğrencisiydiler...

Ne var ki, onların hayatının “kendini kurtarmaktan” öteamaçları vardı... İşte onlar Amed'te devrimci olmayı, Amed'tedemokratik mücadele yürütmeyi böyle bir amacın parçasıolarak kavramışlardı. Dicle Üniversitesinde boykotlarda heponların emeği, çabası, fedakarlığı, kahramanlığı vardı.

Kontrgerilla'yı Gösteriyorlar; Türk, Kürt, Arap, Çerkes,Laz, Gürcü tüm ulus ve milliyetlerden gençliğin örgütlülüğüolan TÖDEF çatısı altında demokratik üniversite mücadelesiyürütüyorlardı. Kaldıkları evde açıkça infaz edilmişlerdi.

Yıllardır ölen bizdik. Katledilen bizdik. Ölen Refik’ler,Selim’lerdi. Onların yerdeki kanı temizlenmeden, o kanınhesabı sorulmadan hiçbir şey temiz olmayacaktır bu düzende.

Birleşerek Savaşmanın Gereğini, Yani Kazanmanın YolunuGösteriyorlar: Onların ilham kaynağı kurtuluşun yıldızıydı. Cep-henin yıldızıydı. Cephe yıldızı halkları birleşip savaşıp kazanmayaçağırıyordu. Onlar bu çağrıya kulak vermişlerdi. Ne diyordusorgu yargıcı; oğlum sen Arapsın Kürtlerin içinde ne işin var?Bir başkasına aynı şey, sen Türksün, Van'da niye ortalığı karıştı-rıyorsun diye söylenir. Bir başkasına İstanbul'da bak işte burayada gelmişsin, bırak artık Kürtlüğü, Kürdistan'ı falan diye ifadeedilir... Mesele halklar birbirinden ayrı dursun, mücadeledenuzak dursundur. Bu, elbette ki oligarşinin meselesidir.

Bizim hedefimiz Reyhan, Selim, Hüseyin, Refik gibiyanyana gelmek olmalıdır. Amed şehitleri işte bu meseleyiçözmüşlerdir. Yanyana kavga etmiş, yanyana şehit düşmüşlerdir.Halklarının gençliğine kurtuluşun ışığını, yolunu göstermişlerdir.

Amed'te Dört Genç...

Dört Yoldaş, Dört Kardeş...

Anıları Mirasımız

Gözlerine kurban olduklarımTutmuşlardağ başlarınıYürek çaresiz bir serçedirÇırpınırŞimdi cihan parçalarınıntürkülerinesilah sesleri karışıyorBen zaptetmem yüreğimiAh derim ahKuşların kanatlarındaşafaklara bulanmak varsa

O serinlikte ürpermek vardı yaBarut kokularında umudu tadandımNehir boylarında koşandımParmaklarım gömülürken toprağaÖlüme yatardımAh demedim mi ahAh DiyarbekirSevdiklerimden ettin beni

Refik Horoz

Page 58: YETMEDİ… Kapısına Mühürler Taktı, Biz Söktük Attıkyuruyus.biz/pdf/pdf/554.pdfpazarlayanlar olmayacak O yaşamda, ne sömürü, ne zulüm, ne faşizm olacak! O yaşamda çocuklarımızın

İstanbul’da bulunanMaltepe Çocuk Cezaevi’nde

tutuklu 17 yaşındaki H.İ. veM.C.A.’nın işkenceye maruz kaldığıileri sürüldü. Robokop ekibinin sal-dırısına uğradığı, darp edildiği veters kelepçeyle saatlerce bekletildiğiiddia edilen çocukların başlattığıaçlık grevi ise 17 gündür devam edi-yor. Halkın Hukuk Bürosu avukatları,17 gündür cezaevinde bulunan H.İ.ve M.C.A.’yı 22 Aralık’ta ziyaretettiklerini, müvekkillerinin kendilerineher gün işkenceye maruz kaldıklarınısöylediğini ifade etti.

‘Çeber’i nasıl geberttiysek senide gebertiriz’

Avukatlar, müvekkillerinin işken-ceye maruz kaldıklarına yönelik ak-tarımlarını şöyle paylaştı:

13.12.2016 Pazartesi günü: H.İ.,kapıyı çaldığı için 2,5 saat süngerliodaya atıldı ve darp edildi. Hücregardiyanlar tarafından alt üst edildi.Ertesi gün, kapıyı çaldığı gerekçesiylebu kez robokop olarak tabir edilenhazır kuvvet tarafından hücre bası-larak darp edildi; yere yatırılarak,elleri ters kelepçelendi, ayaklarınada üç tane demir kelepçe takıldı, 1,5saat bu şekilde bekletildi.

15.12.2016 Perşembe günü: Ka-pıyı çaldığı gerekçesiyle robokoplusaldırı ekibi yine geldi. Yanlarında

Başgardiyan Bilge de vardı.H.İ., darp edilerek süngerlihücreye atıldı. Elleri ters birşekilde kelepçelendi, ayaklarınada plastik kelepçeler takıldı.Yaklaşık 30 dakika bu şekildetutuldu.

16.12.2016 Cuma günü:Göz muayenesi için hastaneyegötürülen müvekkilimiz, asker dışa-rıya çıkmadığı için muayene olmadanzorla ring aracına bindirildi; sloganattığı gerekçesiyle feci şekilde darpedildi. Gözü morardı, yanağı şişti.

17.12.2016 Cumartesi günü: H.İ.kapı dövdüğü gerekçesiyle yine ro-bokop ekibinin saldırısına uğradı. El-lerine ve ayaklarına plastik kelepçetakıldı. Kafası robokoplar tarafındanezildi, suratına, kafasına, tekme veyumruklar atıldı, diz kapağının üstündezıpladılar. Saldırı sırasında “Engin Çe-ber’i nasıl geberttiysek, seni de ge-bertiriz akıllı ol” diye tehditler savur-dular ve süngerli odaya atıldılar.

19.12.2016 Pazartesi günü: Mü-vekkilimiz Kartal Adliyesi’ne dönü-şünde hücresine gelen gardiyanlar,Adalet Bakanlığı’ndan yazı geldi di-yerek, televizyonunu aldılar; “3-4gün sonra vereceğiz” dediler. Bununüzerine kapıyı çalmaya başlayan H.İ.tekrar robokop ekibi tarafından darpedildi. Yanlarında Başgardiyan Bilge,

Gardiyan Mustafa da vardı. Ellerine2, ayağına 3 tane kelepçe taktılar.Elleri morardı, şişti, uyuştu.

‘Darp izleri hastanede raporlan-mıyor’

Yine 17 gündür açlık grevindeolan M.C.A.’nın aktarımları ise şuşekilde paylaşıldı:

“19 Aralık’ta hücre araması es-nasında yine hücreyi bastılar. Gar-diyanlardan bir tanesi bana tokat attı.21.12.2016 tarihinde saat 10.00 su-larında hücreme girdiler, yerlerdetekmelendim. Sırtıma yumruk atıldı.7-8 kişi beni iterek girdiler, kafamıeğerek sırtıma vurdular, yerde sü-rükleyip süngerli hücreye götürdüler.Beni yüz üstü yatırıp arkadan ellerimeiki, ayaklarıma iki kelepçe taktılar.Süngerli hücrede yaklaşık yarım saatkaldım. Sonra gelip aldılar. Kampüsiçerisindeki hastaneye götürdüklerindeyaralar tespit edilip raporlanmıyor.Emre ve Bilge isimli başgardiyanlarekipleri ile gelip darp ediyorlar.”

Basından...Zeynep Kuray (Birgün, 27.12.2016)

Maltepe Çocuk Cezaevi’nde İşkence İddiasıÇOCUKLAR TERS KELEPÇEYLE BEKLETİLİYOR, DARP EDİLİYOR

Gazi Halk Cephesi 25 Aralık’tabir açıklama yaparak, AKP’nin katilpolisleri tarafından gözaltına alınanarkadaşlarının derhal serbest bıra-kılmasını istedi. Açıklamada: “AKPhükümetinin eli kanlı kiralık katilleri24 Aralık Cumartesi günü saat 17.00sıralarında Gazi Mahallesi, GaziCemevi’nin önünden Murat Yükselisimli bir devrimciyi işkenceyle az-gınca gözaltına aldılar…

Aradan daha 24 saat geçmeden

mahallemizin devrimcilere yakındevrimcilerin içinde büyümüş olanmahalle çocuklarını bile gözaltınaalacak kadar acizler. 25 Aralık’tasaat yine 17.00’da katil köpeklerEren Türk, Cem Ömür ve Mert Bu-dak isimli arkadaşlarımızı gözaltınaalmış Gazi işkencehanesine götür-müşlerdir… Buradan bir kez dahasöylüyoruz katil köpeklere: Tayyip’inAKP’nin paralı köpekliğini yapma-yın, devrimcilere mahallenin genç-

lerine işkence yapmaktan vazgeçin.Simit satın onurlu yaşayın. AKP ik-tidarına kendinizi kullandırtmayın.Bizler ne sizlerden ne de sizin gibifaşist köpeklerden korkuyoruz. Öl-dürseniz de işkenceyle gözaltına daalsanız bizleri mücadelemizden geriadım attıramayacaksınız dışarıda birtek insanımız kalsa bile sizlerdenhalkın adaleti hesap sormaya devamedecek gözaltılar derhal serbest bı-rakılsın. Baskılar bizleri yıldıramaz.Gözaltılar tutuklamalar bizleri kor-kutamaz” denildi.

Gözaltılar, Kaçırmalar Bizleri Yıldıramaz

Yürüyüş

1 Ocak2017

Sayı: 554

BİZ SOYGUNCU, ÇÜRÜMÜŞ DÜZENİNİZİ BAŞINIZA YIKACAĞIZ!58

Page 59: YETMEDİ… Kapısına Mühürler Taktı, Biz Söktük Attıkyuruyus.biz/pdf/pdf/554.pdfpazarlayanlar olmayacak O yaşamda, ne sömürü, ne zulüm, ne faşizm olacak! O yaşamda çocuklarımızın

ÖÖğretmenimizğretmenimiz

“Hayat Karmaşık, Kavga Yalındır” Savaşın birçok cephesi vardır, gelişmeler

her zaman bizim irademiz ve inisiyatifimizle ortaya çıkmaz.

Ama karmaşıklık ya da yalınlık biçimlenir.Bilincin buğulu ve yüreğin kaygılıysa; kavga

karmakarışık olur senin gözünde, bir sorunlar yumağına dönüşür.

Sorunlar elbette var hayatta. Devrimci yaşamda, kavgada da var sorunlar.

Hep olacak da. Ama bilincin berrak, yüreğin pekse, onlar da kavganın birparçasıdır zaten. Kavga akıp gider,

kavganın stratejileri, taktikleri değişir,karmaşık formülasyonlara dönüşür,

ama kav ganın kendisi yalındır, onun akacağı bir tek yatak vardır

ve orada sürüp gider.Hepsinin özeti sonuçta şu değil midir:

Devrimi istiyor muyuz, istemiyor muyuz?Bunun için savaşıyor muyuz,

savaşmıyor muyuz?

Page 60: YETMEDİ… Kapısına Mühürler Taktı, Biz Söktük Attıkyuruyus.biz/pdf/pdf/554.pdfpazarlayanlar olmayacak O yaşamda, ne sömürü, ne zulüm, ne faşizm olacak! O yaşamda çocuklarımızın

ww

w.yu

ruyu

s-in

fo.o

rgyuruyus.b

iz@g

mail.co

m

YIKTIĞINIZ DUVARLARIN ALTINDA KALACAKSINIZ!

AKP Faşizmi Derneklerimize DefalarcaBaskınlar Düzenledi, Derneklerimizi Kırdı

Döktü, İşkenceli Gözaltılar Yaptı Biz Derneklerimizi Açmaya Devam Ettik

YETMEDİ…YETMEDİ… Kapısına Mühürler Taktı, Biz Söktük Attık

YETMEDİ…YETMEDİ… Şimdi Derneklerimizin Duvarlarını Yıkıyor, Parça Parça Ediyor

Biz Her Bir Duvar ParçasındanYeni Dernekler Kurabiliriz Her Bir Parçadan Umuda Yeni Mevziler de Yaratırız

AMA YETMEZ… AMA YETMEZ… BİZ SOYGUNCU, ÇÜRÜMÜŞ BİZ SOYGUNCU, ÇÜRÜMÜŞ

DÜZENİNİZİ BAŞINIZA YIKACAĞIZ!DÜZENİNİZİ BAŞINIZA YIKACAĞIZ!BİZ YENİ BİR DÜNYA KURACAĞIZ!BİZ YENİ BİR DÜNYA KURACAĞIZ!

YENİ BİR DÜNYADA, YENİ BİR DÜNYADA, YENİ BİR HAYATI BÜYÜTECEĞİZ!YENİ BİR HAYATI BÜYÜTECEĞİZ!

Direnişin Başladığı Yerde Özgürlük de BaşlarBizim Direnmeye Başladığımız Yerde

Özgürlük Dalga Dalga Yayılır;Haklılık ve Meşruluk İnancı Adım Adım Büyür;Gerçekler Tek Tek Faşizmin Yalanlarını Eritir...

Burada Yenilgi YokturGüçsüzlük, Umutsuzluk, Çaresizlik Yoktur

Zafer Kesindir!

Halkın Hukukçuları Silivri Hapishanesi Önünde, Halkın Hukukçusu Barkın Timtik;

Grup Yorum Üyeleri ve Gönüllüleri Kandıra Hapishanesi Önünde Grup Yorum Için Özgürlük Nöbeti Başlattılar