YeniDiplomasiHaberBülteni

7
1 NATO Kamu (Dijital) Diplomasiye Eklemleniyor Kuzey Atlantik Paktı (NATO) WE-NATO ismi ile açılan yeni birimi sayesinde dijital diplomaside yeni bir açılım başlatıyor. “NATO yetkililerin uluslar arası kamuoyu ve internet kullanıcıları ile NATO’yu ilgilendiren konularda açık ve şeffaf diyalog çerçevesinde doğrudan iletişime geçmesini sağlayan interaktif iletişim platformu” olarak tanımlanan WE- NATO, katılımcıları “söylemek istediklerinizi dinlemek istiyoruz” diyerek yetkililerle iletişim kurmaya cesaretlendirirken, her bir sayfanın altında “Yoruma kapalıdır” ibaresi açıklık politikası ile çelişmektedir. WE-NATO’ya NATO’nun mevcut sayfasından değil, yeni açılan http://we-nato.org/ adresinden ulaşılmaktadır. http://www.vasgk.com/2012/03/nato-engages-in-public-digital.html?spref=tw Dünya Ticaret Örgütünden YouTube Atağı Dünya Ticaret Örgütü Davos’ta gerçekleştirilen son Dünya Ekonomik Forumu toplantısı ile ilgili video yarışması düzenliyor. Gönderilecek olan videoların Dünya Ticaret Forumu’nun “Küresel Ticaret Sorunlarına Cevaplar Aramak” temalı “Public Forum” bölümüne ve/veya bu yıl ki toplantıda tartışılan ana konulardan birine hitap etmesi gerekmektedir. Dünya Ticaret Örgütü ayrıca sosyal medya araçlarında aktif bir kullanıcı olarak yer almaya başladı. Dünya Ticaret Örgütü ve bu araçları kullanan insanların birbirleri ile nasıl etkileşim içerisinde olacakları gerçekten çok ilginç olacak. YeniDiplomasi.com Haber Bülteni Mart 2012

description

YeniDiplomasi.com Haber Bülteni Mart ayı içerisinde yayınlanan yabancı dildeki başlıca dijital diplomasi haberlerinin tercümelerini içerir.

Transcript of YeniDiplomasiHaberBülteni

1

NATO Kamu (Dijital) Diplomasiye Eklemleniyor

Kuzey Atlantik Paktı (NATO) WE-NATO ismi ile açılan yeni birimi sayesinde dijital

diplomaside yeni bir açılım başlatıyor. “NATO yetkililerin uluslar arası kamuoyu ve internet

kullanıcıları ile NATO’yu ilgilendiren konularda açık ve şeffaf diyalog çerçevesinde

doğrudan iletişime geçmesini sağlayan interaktif iletişim platformu” olarak tanımlanan WE-

NATO, katılımcıları “söylemek istediklerinizi dinlemek istiyoruz” diyerek yetkililerle

iletişim kurmaya cesaretlendirirken, her bir sayfanın altında “Yoruma kapalıdır” ibaresi

açıklık politikası ile çelişmektedir. WE-NATO’ya NATO’nun mevcut sayfasından değil, yeni

açılan http://we-nato.org/ adresinden ulaşılmaktadır.

http://www.vasgk.com/2012/03/nato-engages-in-public-digital.html?spref=tw

Dünya Ticaret Örgütünden YouTube Atağı

Dünya Ticaret Örgütü Davos’ta gerçekleştirilen son Dünya Ekonomik Forumu toplantısı ile

ilgili video yarışması düzenliyor. Gönderilecek olan videoların Dünya Ticaret Forumu’nun

“Küresel Ticaret Sorunlarına Cevaplar Aramak” temalı “Public Forum” bölümüne ve/veya

bu yıl ki toplantıda tartışılan ana konulardan birine hitap etmesi gerekmektedir.

Dünya Ticaret Örgütü ayrıca sosyal medya araçlarında aktif bir kullanıcı olarak yer almaya

başladı. Dünya Ticaret Örgütü ve bu araçları kullanan insanların birbirleri ile nasıl etkileşim

içerisinde olacakları gerçekten çok ilginç olacak.

YeniDiplomasi.com Haber Bülteni ▸ Mart 2012

2

Dünya Ticaret Örgütünün Davos toplantılarında “Sosyal Medyaya Eklemlenme” konusunda

öğreneceği çok şey olabilir ancak şu da bir gerçektir ki Dünya Ticaret Örgütü

http://www.wto.org/english/forums_e/chat_e/chat_e.htm adresindeki online forum ve

chat odalarında hayli etkin bir çevrimiçi topluluğa sahip.

http://www.vasgk.com/2011/08/wto-engages.html

Papandreou Sosyal Medyanın Hükümetteki Rolü Hakkında Konuştu

Atina ‘da düzenlenen Amerikan Yahudi Organizasyonları Başkanlar Konferansı’nda

konuşma yapan Papandreou sosyal medya ve yeni medyayı referans göstererek

hükümetteki rollerinden bahsetti. Birçok önemli konunun değinildiği toplantı günlük

meselelerde Yunanistan’ı anlamak için bir başlangıç noktası olabilir.

http://www.vasgk.com/2011/02/papandreou-talks-about-role-of-social.html

Shimon Peres ve Benjamin Netanyahu Sosyal Medya ve Ortadoğu

Hakkında Konuştular

Shimon Peres ve Benjamin Netanyahu Ortadoğu’daki son olaylardan yola çıkarak internetin rolü

üzerine konuştular. Her iki siyasetçinin mesajı da ortak değerler taşıyordu.

Peres: Aslında örgütleyicisi olmayan bir isyan bu. Hiç kimse kimin organize ettiğini

bilmiyor. Facebook, akıllı telefonlar, internet gibi modern iletişim araçları ile gençler

arasında yayılan duygu ve bilginin bilinmeyen bir birleşimi olarak ortaya çıktı. İlk defa,

Arap dünyasındaki gençler diktatörlerin çirkin yüzlerini ve yozlaşmayı kendi gözleriyle

görebilirlerdi. Kendi gruplarıyla diğer grupları karşılaştırabilirlerdi. Sonrasında kendilerine

neden onlar orada değiller diye sorsunlar. Sonuç olarak, bu otokrasiye, baskıya, açlığa ve

ayrımcılığa karşı organize olmamış, kendiliğinden gelişen bir başkaldırıdır.

Netanyahu: Pakistan’dan Fas’a kadar meydana gelen bu karışıklığın temel sebebi Arapların ve İranlıların 20.yüzyılı atlamalarıdır. 21. yüzyılda ise internet ve televizyon gibi teknolojiler onlara neler kaçırdıklarını söylüyor ve bu nedenle ayaklanmaya zemin hazırlıyor.

Her iki liderin de üzerinde durduğu ortak nokta Ortadoğu’da insanların internet vasıtasıyla kendilerini eğitme, keşfetme ve organize olabileceklerine inanmalarıdır.

3

Yunanistan Başkanı Georges Papandreou ise Atina’da düzenlenen Amerikan Musevi Dernekleri toplantısında yaptığı konuşmada ise şunlara atıfta bulundu.

“İster Twitter, ister Facebook, isterse 24 saatlik bloglar olsun, artık yeni bir çağda, şeffaflık çağında yaşıyoruz. Bu yeni teknolojiyi, yani sosyal medyayı, daha iyi bir yönetim, vatandaşlarımızın daha geniş katılımı, daha çok hesap verilebilirlik ve umut ediyorum ki hükümette daha çok yenilik için kullanmalıyız.

Politikacılar artık internetin politikaları şekillendirdiği konusunda hem fikir. “Mısır’da Sosyal ve Medya ve İnternet Neden Önemli” isimli makalemde de yazdığım gibi, “Artık insanlar Facebook ve/veya Twitter nedeniyle sokaklara dökülmüyor. Internet insanlara araştırma, okuma, kendilerini eğitme, organize olma ve mesajlarını yayma imkanı verdi. Şurası çok açıktır ki internet Ortadoğu’da yaşanan son gelişmelerde oldukça önemli bir rol üstlendi”.

http://www.vasgk.com/2011/04/shimon-peres-benjamin-netanyahu-talk.html

Twitter Diplomasisi: Rusya Amerikan Elçisine Dersini Verdi

Amerikan elçisinin Vladimir Putin’in seçim zaferine karşı çıkan protestocuların

tutuklanması hakkındaki kaygılarını içeren twitter mesajı üzerine, Rusya Salı günü Twitter

üzerinden Amerikan elçisini tekdir eden bir mesaj gönderdi.

Dışişleri Bakanlığı Wall-Street’i işgal et eylemlerinde ABD’nin daha az insancıl yöntemler

kullandığını söyledi.

Rus polisi Moskova ve St. Petersburg’da yasal protestolar sonrası dağılmayı reddeden veya

izinsiz gösteri düzenleyen 500 kişiyi tutukladı. Sovyet zamanındaki muhalifler tarafından

sıkça kullanılan bir ifade ile “Pushkin Meydanı’nda barışçıl protestocuların tutuklanmasını

izlemek çok üzücü. Toplanma ve ifade özgürlüğü evrensel insan hakkıdır.” şeklinde tweet

atan ABD’nin yeni atanan Rusya elçisi Michael McFaul, Rusya’nın tepkisi ile karşılaştı.

Rusya’nın imajını geliştirmek için sosyal medyada atağa kalkan Rusya ise küresel kapitalizm

ve gittikçe genişleyen Wall-Street eylemleri üzerinden Amerika Birleşik Devletleri ve

Avrupa’yı eleştirdi. Dışişleri Bakanlığı Rus polisinin tavrı ABD’deki Wall-Street ve

Avrupa’daki çadır eylemcilerinin dağıtılmasında gördüğümüz manzara ile

karşılaştırıldığında daha insancıldı ifadelerini kullandı. Her ne kadar Rusya Devlet Başkanı

Medvedev ve ABD Başkanı Obama ilişkileri yeniden güçlendirme konusunda mutabık

kaldıklarını açıklasalar da, her iki ülke hala Suriye krizi ve Avrupa’ya uzun menzilli füzelerin

yerleştirilmesi gibi konularda fikir ayrılığındalar.

Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Rusya’nın ilişkileri geliştirmek konusunda verdiği söze

sadık kaldığını ancak Amerikan seçimleri boyunca bunun “dayanıklılık testi”nden

geçeceğini sözlerine ekledi. Putin ise Aralık ayında ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’ı

4

Kremlin’in düşmanı “çıkarcıları” destekleyerek 12 yıllık iktidarına karşı kışkırtmakla

suçladı.

Stanford Üniversitesi’nde Rusya ve Sovyetler Birliği’nde demokrasinin gelişimi analizleri

üzerine uzmanlaşan McFaul, Ocak ayında bu pozisyona atandığında Rus Devlet Televizyonu

tarafından eleştirilmişti. Göreve gelmesinin hemen ardından muhalefet liderler ile yaptığı

toplantı sonrasında Rus Devlet Televizyonu’nda çalışan bir yorumcu McFaul’un Rusya

uzmanı değil, demokrasinin gelişimi üzerine uzmanlaşan bir kişi olduğunu belirtti.

http://www.reuters.com/article/2012/03/06/us-russia-election-usa-idUSTRE82510Q20120306

Dışişleri Bakanlığı İspanyolca Basın Brifingi Verecek

Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mike Hammer Dışişleri Bakanlığı tarihinde ilk kez İspanyolca

basın brifingi verdi. Hammer gazetecilere hitaben: “Bugüne kadar sayısız İspanyolca

mülakatlar verdim. Birçoğunuz ne zaman İspanyolca basın toplantısı yapacağımızı

sordunuz. Hillary Clinton ile görüştüğümde, o böyle bir şeyin harika olacağını söyledi çünkü

bizler Amerikan dış politikasını dünyaya anlatmaya çalışıyoruz. Şurası bir gerçek ki

Hispanik Dünya’da da Amerikan dış politikasına karşı büyük bir ilgi var.”

Benzer şekilde Dışişleri Bakanlığı geçtiğimiz hafta Twitter üzerinden ilk kez İspanyolca

soruları sanal ortamda cevapladı.

Latin Amerika’da büyüyen ve Honduras, El Salvador, Kolombiya, Venezüella ve Brezilya’da

yaşayan Hammer Suriye’den, İran’a, Usame Bin Ladin’in öldürülüp cesedinin denize

atılmasına kadar birçok soruyu cevapladı.

http://www.linkedin.com/news?viewArticle=&articleID=5584294848942317590&gid=150544&type=me

mber&item=100292120&articleURL=http%3A%2F%2Fwww.cnn.com%2F2012%2F03%2F08%2Fus%2Fsta

te-department-spanish%2Findex.html&urlhash=dmB3&goback=.gde_150544_member_1

Kalabalıklar Neden Ayaklanır?

Aldo Matteucci

Tarih kitapları sonuçlanma süreçleri ile ilgili açıklamalarla birlikte başkaldırı ve isyan

öyküleri ile doludur. Albie Sachs’a göre, Devrimler kaçınılmaz hale gelene kadar

imkansızdır. Biz gerçekten devrimlerin neden yaşandığını biliyor muyuz?

5

Sosyolog Mark Granovetter, çoğunluk davranışını daha iyi anlamak için matematiksel bir

model geliştirdi. İşte o modelin satır başları..

Her insanın çevreden etkileniyor olduğu gözleminden başlayalım. Bir kişinin ayaklandığını

görüyorsam –ayaklanma noktasında ona katılırabilir ya da katılmazdım: prensiplerime

aykırı bir kere, her durumda polisten korktuğum gerçeği var, ayrıca damga yemekten

korkuyorum. Bu yüzden bir adım geride duruyorum. Eğer ayaklanmış olan kişi sayısının

arttığını görüyorsam girme konusunda daha yumuşak bakmaya başlıyorum. Polis ne yazık

ki beni tutuklayacak! Ama bu herkese olan bir şey olmuş oluyor. Hepimizin bildiği gibi

prensiplerimizi sorguladığımız kritik bir an bir taşma noktamız vardır. Bu ‘an’

davranışlarımızı güçlü bir grubun etkisi ve sosyal baskının ağır basışı sayesinde

değiştirdiğimiz cezbedici bir andır.

100 kişilik kalabalık bir grubun olduğunu farzedelim ve herkesin farklı bir taşma noktası

olduğunu düşünelim: A kişisi yalnız olsa bile ayaklanacaktır. B kişisi ise ayaklanmak için

sadece bir ayaklanmış kişiye ihtiyaç duymaktadır. Hareket bu düzlemde devam edecek ve

en sonunda toplumun en düzgün(ayaklanmalara karşı dik durabilen) insanı da buna

katılacaktır ki bu noktada kalabalıktan ayrılsa da birşey farketmez artık.

Şimdi biz bu 100 insanı meydana koyalım. A ve B’nin yan yana durduğunu varsayalım. A

ayaklanıyor ve B de onu takip ediyor. A ve B’nin taşma noktalarının çok kısa olduğu

insanlarla çevrili olduğunu düşünürsek gerçekten çok kısa sürede topluluk ayaklanmaya

başlayacaktır. Bir an A’nın etrafının hukuka karşı davranmaya meyilli olmayanlarla çevrili

olduğunu düşünelim; işte o noktada ayaklanma başlamayacak ve A’nın emekleri boşa

çıkacaktır.

Kalabalıkların kontrolü bir gösterinin sonucunu farklı kılabilir. Öz kontrol ise

ayaklanmaları büyümeden önce kontrol altına alabilir. Diğer yandan Roma’da 1970’li

yıllarda meydana gelen öğrenci ayaklanmalarına bakacak olursak; radikal kesimler birçok

arabayı öğrencilerin güzergahına park etmişlerdi ve gizli bir şekilde içlerine taşlar ve

sopalar koymuşlardı ve bu, topluluğu o sırada şiddete doğru tetikleyen unsur olmuştu.

İşte bundan sonra da birçok kendini aydın sanan kişinin konunun derinliği hakkında

karmaşık ve derin gibi gözüken saçmalıklarını dinlersiniz. Aslında gelişen olayların

nedenleri ve gelişme şekli bu kadar basit olan bu kısa matematiksel modelden ibarettir.

http://deepdip.wordpress.com/2012/03/05/why-do-crowds-riot/

Twitter Diplomasi ve Dışişleri Misyonu 2.0

6

Birleşik Devletler Suriye’deki diplomatik misyonunu Şubat ayının başında geri çekmiş olsa

da Suriye büyükelçisi Robert Ford diplomatik çalışmalarını durdurmamıştır. Öyle ki ABD

Dışişleri Bakanlığı’nın yeni stratejisi çerçevesinde sosyal medya aracılığı ile sahada olan

gelişmeleri takip etmeye devam etmekte ve onları şekillendirmeye çalışmaktadır. Ford,

büyükelçiliğin Facebook sayfasını kullanarak şehre doğru hareket eden tankların uydu

fotoğraflarını takipçileri ile paylaşmaktadır. Bu açıdan sıkça Facebook ve Twitter kullanarak

vermek istediği mesajları daha kolay ve kapsayıcı şekilde veren büyükelçi Ford’u yeni nesil

diplomat olarak tanımlıyoruz.

Bugünlerde ABD Dışişleri Bakanlığı’nda görev yapmakta olan ve göreve başlamak üzere

olan diplomatlara Alec Ross’un önderliğinde 21.yy Devlet Düzeni( 21st Century Statcraft)

kursları veriliyor. Bu çerçevede diplomatlar sosyal medya araçlarını kullanarak hedef

kitlelerine istedikleri mesajı daha hızlı ve etkili bir şekilde verebilmekte ve işlerinin doğası

gereği var olan riski minimum seviyelere indirebilmektedirler.

ABD Dışişleri Bakanlığı inovasyondan sorumlu kıdemli danışmanı Alec Ross tüm

diplomatlara ‘bir ağzınız fakat iki kulağınız var, asla diplomasiyi resmi masalara

kilitlemeyin, misyondan dışarı çıkın, oradaki insanlarla iletişime geçin ve onları anlamaya

çalışın’ yönlendirmesinde bulunuyor. Bu açıdan aslında ABD’li diplomat Ford’un işi oldukça

zorlaşıyor çünkü Suriye gibi çatışmaların sürdüğü ve kazanın kaynadığı riskli bir ülkede

görev yapıyor. Ancak sosyal medya sayesinde Suriye Elektronik Ordusu adı verilen bir

bloggerlar grubu çalışmalarını Ford’un yönlendirmeleri sayesinde yapıyor ve bu da tabii

ABD açısından riski minimum seviyeye indirmiş ve bir anda ciddi kitlelere istenen

mesajların ulaşmasını sağlıyor olmuştur.

Eski ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Philip J. Cowley, diplomatların dün ve bugün sürekli

bir risk ve tehlike altında görev yaptıklarını belirtmekte ve bugünkü atmosferde bu

risklerin çok daha aza indirebilme araçlarının bulunduğuna dikkat çekmektedir. Örneğin

Robert Ford, sosyal medya araçlarına girdilerini ince ince düşündükten sonra sunuyor ve

bir süre hedef kitlenin bu girdiye karşı tepkisini ölçüyor, yapılan değerlendirmeler

sonucunda ise oluşan tepkiye karşı yeni bir giriş yapıyor. Bu durum böyle devinimli ve

minimum risk ile birlikte devam ediyor ve sürekli yapılageliyor.

Alec Ross sosyal medyayı televizyona göre çok daha az riskli buluyor. Çünkü bir girdiyi

sosyal medya üzerinde bir anda gerçekleştirmiyorsunuz; bunun üzerinde önceden

düşünüyor ve ortamı analiz ederek hareket ediyorsunuz. Bu doğrultuda Ross, kendilerinin

son 3 yıldır yönettiği sosyal medya stratejisinin hiç olmadığı kadar az seviyede hata ve risk

faktörü oluşturduğunun özellikle altını çizmektedir.

http://www.npr.org/blogs/alltechconsidered/2012/02/21/147207004/twitter-

diplomacy-state-department-2-0

7

İnternet: İsrail’in yeni muharebe meydanı

Neil Lazarus

İsrail Kamu Dilomasisi’nden(Hasbara) bıkmış olan diasporadaki birçok kişi nesiller boyu,

İsrail’in pozisyonunu daha iyi ifade edebileceklerini düşünüyorlardı. Bugün uluslararası

alanda İsrail’in savunucusu olan birçok kişi ‘dijital elçi’ haline gelmişlerdir. İnternet, İsrail’in

halkla ilişkiler savaş hatlarını farklı bir boyuta taşımaktadır.

İsrail artık kendisini verimsiz bir şekilde ifade etmeye çalışan kişilere bel bağlamıyor. Bir

bilgisayarı veya akıllı telefonu olan herkesi kampanyaya yardım etmesi noktasında

kullanıyor. Iphone, Ipad, Youtube, Twitter ve Facebook halka ilişkiler savaşlarının yeni

silahları olarak adlandırılıyor. Bu noktada internet geliştikçe Hasbara’nın potansiyel halkla

ilişkiler gücü de gelişmiş olacaktır.

Ancak hala kurumsallaşmış Hasbara’nın karşı karşıya olduğu bazı sorunlar yok değil.

Dışişleri Bakan yardımcısı Danny Ayalon Batı Şeria ve mültecilerle ilgili çok parlak videolar

yayınladı. Bu videolar herşeyin mükemmel olduğunu gösteriyordu ancak bu noktada

çıkabilecek birkaç alaycı kitle bunların basit birer hükümet propogandası adına aldatmaca

olduğunu kolayca belirtebilirdi.

Örneğin başbakan Natenyahu’nun Youtube sayfası sadece birkaç yüz defa gözterildiğinden

pek popüler gözükmemektedir. Buna rağmen İsrail Savunma Bakanlığı’nın Youtube sayfası

oldukça başarılı bir çizgide bulunmakta ve yayınladığı videoları Dünya çapında yüzbinlerce

kişi izlemektedir. Ne yazık ki İSB hala halkla ilişkiler politikalarını basit fikirlerle

şekillendirmektedir. İSB’nin Youtube’da yayınladığı videolar konusunda ciddi hassasiyetleri

olmaya devam etmektedir, öyle ki Hamas’ın yaptığı bombalamaları yayınlamaya çalışarak

halen negative yönlü bir politika izlediği gözlemlenmektedir. Geçen yıl Gazze’ye doğru yol

almakta olan filolara düzenlenen saldırıların videoları Dünya çağında milyonlarca kez

izlenmiştir ancak ne yazık ki bu noktada da İSB videoları olayın üzerinden 12 saat gibi bir

süre geçtikten sonra yayınlamayı tercih etmiştir.

Unutulmamalıdır ki İsrail internet üzerinde halkla ilişkiler politikası uygulayan tek ülke

değildir. İsrail, online olarak bu çalışmaları yaparken aynı zamanda Filistinliler ve diğer

ülkeler de birtakım çalışmalar yapmaktadırlar. Dijital diplomasinin olumsuz tarafı ülkenin

vermek istediği mesajın bir merkezden yönetilememesidir. Bu da zamanla gizlilik

noktasında zarar verici hale gelebilir.

http://blogs.timesofisrael.com/the-rise-of-digital-diplomacy-could-be-changing-israels-

media-image/