8 Mart-12 Mart tarihleri arasında 1. Dönem 1. Sınavla-

rımız Başlıyor. Tüm Öğrencilerimize başarılar dileriz.

Sınav maratonu başlıyor!

2 Mart Salı günü 12. Sınıflarımız yüz yüze eğitime başladılar. Haf-tada dört gün boyunca öğrencilerimiz yüz yüze eğitime katılacak-lar. 125 öğrencimizin katıldığı derslerimizin uzun soluklu olması-

nı ve sağlıklı geçmesini temenni ediyoruz. Tedbiri elden bırakmayalım!

Yücel boru fen lisesi haftalık gazete

05.03.2021 Sayı.20

Gazete ybfl

Yücel Boru Fen Lisesi

Öğrenci Gazetesi

Yücel Boru Fen Lisesi adına sahibi

İsmail BOĞA Okul Müdürü

Yayın Yönetmeni

Sevgi Akbaba

Türk Dili ve Edebiyatı

Yayın Kurulu

Engin Güntepe Yayın Danışmanı

(Müdür Başyardımcısı)

Arif Dülger Yayın Danışmanı

(Müdür Yardımcısı)

Yağmur Atilla Editör (10/D)

Melike Ay

Editör (12/A)

Arif Bekdik Yazar (10/B)

Yazarlar

Menderes Yazıcı

Serpil Mutay

Arif Dülger

Altan B. Taşçıoğlu 10/A

Recep Yıldırım10/D

N.Yağmur Bahadır 10/C

Dağıtım

Okula dönene kadar online:(

İletişim

ybfl.gazete@gmail.com

A ilemizdeki minik dostlarımızı tanıtmaya devam ediyoruz. Bu haftaki misafirimiz okul hemşi-

remiz Ayten Aytaç’ın miniği.

Bu da diğer “Tarçın”

2013 Kasım ayında ailemize giren ya-kışıklı oğlum Tarçın. Evimizin nazlı bebeği, kızımın dert ortağı ve sırdaş, sevgi arsızı, duygusal, uysal çocuğu(ama tehlike hissettiğinde panter gibi atlayan koruyucumuz )… Evcil hayvan beslemeyenlere garip gelebilir belki ama o kadar farklı bir sevgisi var ki tarif edilmez, yaşanması gerekir. Yeri geldi hastalandı nöbet tuttuk başında, yeri geldi evimizin prensine doğum günü kutlamaları yaptık... Kışın karto-pu oynadık, yazın denizde yüzdük. Cankurtaranlık bile yaptı Tarçınımız. Sebzeye bayılan bir çocuktur, brokoli

Evimizdeki Dostlar :)

ve pırasa olmazsa olmazı. :)) Ağzı var dili yok demeyin darılırız, havlama şekli ve tonuyla konuşur oğlum bi-zimle (bir havlama evet 2 havlama hayır demek). Ve çok güzel anılar biriktirdi-ğim 8 yıl geride kaldı, bir

8.yıl daha beraber olmak temennisin-deyiz. İyi ki bizimlesin iyi ki oğlumuz oldun. 2017 Aralık ayında da premse-simiz katıldı aramıza... Tarçın’ıma kardeş oldu.

Sayfa 2 Sayı.20

9 Şubat 1938’de Mersin’de dünyaya gelen Doğan Cüceloğlu İstanbul Üniversitesi Psikoloji bölümünden mezun olduktan

sonra yüksek eğitim için ABD’ye gitti. 1980-1996 yıllarında Kaliforniya Eyalet Üniversitesi’nde çalıştı. 1992 yılında “İçimizdeki Çocuk” isimli kitabı ile tüm Türkiye’de tanındı. Türk insanın duygu, düşünce ve davranışlarını bi-limsel psikoloji kavramları ile insan-ların kolayca anlayabileceği akıcılıkla açıklayan kitaplar yazan Cüceloğlu, 1996 yılından sonra Türkiye’ye döne-rek üniversite öğrencilerine, öğret-menlere, ana-babalara ve iş adamları-na yönelik seminerler, konferanslar ve atölye çalışmaları yaptı. 16 Şubat 2021’de İstanbul’da vefat etti.

Psikoloji alanında çalışan herkes için önemli bir öğretmen olan Doğan Cüceloğlu ile üniversitede iken ders kitabı olarak okuduğumuz “İnsan İnsa-

na” ve “İnsan ve Davranışı” kitapları ile tanıştım. Daha sonraki yıllarda birçok seminerine, eğitimi-ne katıldığım, sohbet etme imkânı bulduğum de-

ğerli bilim adamına rahmet diliyorum. Geride bıraktığı eserleri ile Türk insanını aydınlatmaya

devam edeceğini düşünüyo-

rum.

Eserlerinden bazıları:

İnsan İnsana (1991)

İçimizdeki Çocuk (1992)

İçimizdeki Biz (1996)

Savaşçı (1999)Bir Kadın Bir Ses (2006)

Var Mısın? (2021)

Geliştiren Anne-Baba (2021)

Serpil Mutay/ Psikolojik Danışman ve Rehber Öğrt.

REHBERLİ K

Doğan Cüceloğlu

Sayfa 3 Sayı.20

Menderes YAZICI

Türk Dili ve Edebiyatı Öğr.

GÜ NDEM

DİLİMİZE SAHİP ÇIKALIM

2 021 yılı Cumhurbaşkanlığı tarafından Yunus Emre ve Türkçemiz yılı olarak ilan edildi. Türkçemiz, Tanzimatla beraber Batı dillerinin isti-

lasına uğramaya başladı. Özellikle fen bilimleri ve tıpla ilgili kelimeler

yeni açılan okullarda kullanılıyordu. Bu durum maalesef Cumhuriyet Dö-neminde de devam etti. Dilimizde karşılığı olduğu halde tıp, veterinerlik, biyoloji alanlarında Latin kökenli kelimelerin sayısı gittikçe arttı. Profesör ünvanlı bazı kişiler Türkçenin bir bilim dili olama-

yacağını artık seslendirmeye başladılar.

Covid-19 salgını sürecinde bu yabancı kelimelerin sa-

yısı daha da çoğaldı. Kullanılan kelimelerin aslında birçoğunun Türkçemizde karşılığı var. Ancak buna rağmen maalesef yabancı kökenli kelimeler kullanılı-

yor. Terim niteliğinde olan, dilimizde karşılığı olma-yan kelimeleri elbette alacağız ancak dilimizde karşılı-ğı olduğu halde yüzyıllardır kullandığımız kelimeleri

bir yana bırakarak bu yabancı kelimeleri kullanmak elbette doğru değil. Onun için bu süreçte kullanı-lan kelimelere karşı dilimizde karşılığı olan aşağıdaki

kelimeleri kullanmayı öneriyorum. enfekte olma :Bulaşma tanı :Teşhis

izolasyon :Tecrit, yalıtma ekipman :Teçhizat Peach (pik) :Zirve, doruk rutin :Alışılmış

Dilimizi kullanmada gerekli hassasiyeti göstermek dileğiyle...

OKULUMUZDAKİ

5 FARKLI

GİRİŞİMCİ

ÖĞRENCİ

ŞİRKETİNİN

FAALİYETLERİ

HIZ KESMEDEN

DEVAM

EDİYOR.

M erhaba. Ben 10-A sınıfından Altan Berdan Taşçıoğlu. Bu hafta sizlerle “Sivil Savunma Haftası” kapsamında Nurettin ULUTAŞ ile yaptığım röportajı paylaşmak istiyorum.

Öncelikle Sivil Savunma Haftası’nın ne olduğundan bahsedelim. Ül-kemizde her yıl 28 Şubat “Sivil Savunma Günü” ve 1-7 Mart deprem hafta-sı, deprem bilincinin oluşturulması ve depremlere karşı hazırlıklı olunması amacıyla “Deprem Hafta-sı” olarak kutlanmaktadır.

Günümüzde insanların hayatını tehdit eden birçok unsur vardır. Sivil Savunma Günü, insanla-rın savaş, doğal afet gibi durumlarda kendini koruması için bireyleri bilinçlendirme amacıyla ortaya çıkmıştır. Sivil savunma, savaş silahlarının cephe gerisine uzanan etkileri göz önüne alınarak Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra sivil halkın bu silahların etkisinden korunması bakımından bir örgütlenme-ye gidilmesi fikriyle ortaya çıkmıştır.

Nurettin ULUTAŞ öğretmenimiz ise Kocaeli İl MEM bünyesindeki AKUB (Arama Kurtar-ma Ekibi), SİSAD (Sivil Savunma Derneği), AKRAD (Anadolu Kesintisiz İletişim ve Radyo Ama-törleri Derneği) üyesi, Afet Farkındalık Eğitmeni. Ayrıca İzci Lideri ve Matematik Öğretmeni…

Şimdi röportajımıza geçelim.

1-Bu ekibe girmenize vesile olan şey nedir?

Bu ekibe katılmak nereden çıktı? Güzel soru, katılmam biraz gayri ihtiyari oldu ancak, niye katıldım demedim, iyi ki ka-tıldım dediğim zamanlar bile oldu. İnsan-lığa iyilik yapmak, faydalı bireyler olmak bambaşka bir şey. Yaptığı işin sonunda iyi bir iş çıkarmak, iş bittikten sonra şöyle bir arkana yaslanıp bakmak, insanı ayrı bir mutlu ediyor.

Ayriyeten biz izciyiz ve Türkiye İzcilik Federasyonu'na bağlı TİFAKE (Türkiye İzcilik Federasyonu Arama Kurtarma ve İnsani Yardım Enstitüsü) kurumumuz var. Federasyonumuzun MEB, AFAD, Kızılay ile arama kurtarma, insani yardım konusunda protokolleri var. Bu kapsamda çalışmalarda görev alıyoruz.

2-Aynı anda hem matematik öğretmenliği hem de bu görevi nasıl yürütebiliyorsunuz?

Öğretmenlik veya herhangi bir meslekle meşgul olmak, sivil savunmaya, bu konuda eğitim almaya engel değil. Vakit buldukça, hafta sonları, tatillerde eğitimlere katılıyoruz, bu sayede gelişimimizi tamamlıyoruz. İzcilik Federasyonumuzun eğitimleri, okul tatillerinde oluyor, AFAD Gönüllülük sis-teminde temel eğitimler online olarak oluyor. Bu arada yeri gelmişken tüm arkadaşlarıma AFAD gö-nüllülük sistemine katılmayı tavsiye ederim.

Faaliyetlere katılım durumu da acil ve afet durumunda olduğu için, o vakitlerde zaten bütün işler du-

rur, öyle değil mi?

Sayfa 4 Gazete ybfl

RÖ PÖRTAJ

Sivil savunma

Altan B. Taşçıoğlu/10a

3-Bu iş için eğitimi nereden alıyorsunuz?

Türkiye'de, İçişleri Bakanlığı AFAD ( Afet ve Acil Durum) İl Müdürlükleri tarafından istenildiği takdirde tüm eğitimler ve farkındalık çalışmaları yapılmaktadır. Bir de yine yukarıda da belirttiğim gibi İzcilik Federasyonu da, izcilere yönelik Tİ-FAKE adı altında bir takım eğitimler vermektedir. SİSAD tarafından, 2021 yılı Afet Eğitim Yılı mü-nasebetiyle aylık olarak çevrimiçi eğitimler verili-yor.

Eğitimleri illa gidip enkaz altından yaralı kurtar-

ma olarak düşünmemek gerek. Bu eğitimler birey-

sel olarak afetlere hazırlık için yapmamız gereken

hazırlıkları da kapsar.

4-Ben ve benim gibi öğrenciler, sizin gibi kurtar-ma ekiplerine katılmak için neler yapmalı?

İlk adım AFAD gönüllülük sisteminde yer almak.

Arama kurtarma faaliyetleri yürüten STK'ler var.

Kendimizi ve ailemizi afet öncesi hazırlık konu-

sunda bilinçlendirmek gerek.

5-Şu ana kadar yaşadığınız en etkileyici veya en

zorlu operasyon ne idi?

Aslında bu tür işlere yeni girdim sayılır, o sebeple

ilk katıldığım çalışma, 2020 Şubat'ta salgından he-

men önce olan, Van-Başkale depremi. Depremin

ilk dakikalarında depremin en çok etkilediği Özpı-

nar Köyünde idik. Van'daki izcilerimizle bölgede,

ilk gece sıfır uyku ile , -20 derece sabaha kadar bir

hafta çadır kurduk. Amaç barınacak yeri olmayan

depremzedelere kafalarını sokacak bir yer ayarla-

mak. Orada aynı aileden 5 kişi hayatını kaybetmiş-

ti.

6-Katıldığınız en son olay ne idi?

2020 Şubat'ta salgından hemen önce olan, Van-Başkale depreminde bulundum. AFAD ekipleri enkaz kaldırma çalışmaları yaparken biz Van ve Elazığ'dan gelen izcilerimizle çadır kurma, dep-remzedelere Kızılay ile malzeme ve donanım tasnif ve dağıtım kısmında yer aldık. Çocuklara oyunlarla psikolojik destek vermeye çalıştık. AFAD şube müdürünün takdiri, övgüsü ayrı bir mutluluktu. Ben yoktum ama yine daha geçen aylarda yeni Kartepe 'de kaybolan doktoru arama çalışmalarında Kocaeli izcilerimizle AFAD koordinesinde JAK, UMKE ile birlikte yer aldık.

Sayfa 5 Sayı.20

Sayfa 6 Gazete ybfl

7-Sadece depremzedelere mi yardım ediyorsunuz? Yoksa diğer afetler de mi sizin sorumluluğu-nuzda?

Deprem, sel vs. adı üstünde sivil savunma. Yalnız, biz gönüllüyüz, sorumluluk deyince farklı anla-

şılmasın. İçişleri Bakanlığı tarafından görev AFAD' da. Biz gönüllülük esasına dayalı olarak AFAD'

ın yanında yer alıyoruz. İl MEM tarafından kurulan AKUB ( Arama Kurtarma Birimine)'a izciliği-

mizden dolayı dâhil olduk, yine gönüllülük esasına dayanan bir katılım.

8-Deprem, sel, heyelan gibi doğal afetlerden insanların korunması için önerileriniz var mıdır?

Denir ya hani "Eğitim Şart" ve tabi bir de yetkililerin uyarılarına uymak çok önemli. Deprem için

evlerimizin dayanıklılığı, sel için dere yataklarını yerleşim yeri olarak seçmemek, çığ tehlikesine

karşı hazırlıklı olmak. Yetkililer tehlike var diyorsa bir bildikleri vardır.

9-Sizin eklemek istediğiniz bir şey var mı?

Afetlerde görev almayı sadece arama kurtarma, enkaz üzerinde molozların arasından afetzede çıkar-ma olarak bakmak eksik, çoğu zaman yanlış bir yaklaşımdır. Evi yıkılmış, sağ olarak kurtarılmış, birçok kişi çadır, yiyecek, barınma ihtiyaçları oluyor. Bu ihtiyaçların da giderilmesi gerekiyor. Belki ekranlarda janjanlı kıyafetleri ile kurtarma ekipleri görülüyor ama diğer ihtiyaçları gidermek de ayrı bir meziyet.

Afet öncesinde özellikle farkındalık çalışmaları ile hazırlık yaparak afetin zararları en aza indirilebi-lir. Bir anekdot paylaşmak istiyorum: 1999 Kocaeli depremi kayıtlarına göre yaralanmaların %50'si, can kayıplarının%2'si yapısal olmayan (binaların yıkılması ile ilgili olmayan) olaylardan kaynaklan-mıştır. Bu konuda yapılacak birçok çalışma var, ayrıntılı bilgiler için STK'ler ve özellikle AFAD takip edilirse ne yapabiliriz öğrenebiliriz.

AFAD Gönüllüsü olmayı hararetle tavsiye ediyorum.

Sayfa 7 Gazete ybfl

Kİ TAP TANİTİMİ

“Yu zyıllık Yalnızlık”a Mahkum Edilmek

N obel Edebiyat Ödüllü yazar Gabriel Garcia Marquez,

büyülü kasaba Macondo’da-gerçek büyüden bahsediyorum- geçen bu gerçeküstü eseri şu cümlelerle anlatıyor:

“Bu romanı dikkatle ve keyifle okuyan, hiç şaşırma-yan sıradan insanlar tanıdım. Şaşırmadılar, çünkü ben onlara hayatlarında yeni olan bir şey anlatmamıştım, kitabımda gerçekliğe dayanmayan tek cümle bulamazsınız.”

Marquez kitapta kendi çocukluğunun geçtiği Aracataca’yı sanat,

edebiyat ve sihirle harmanlayarak Macondo olarak anlatıyor. Jose

Arcadio Buendia ve Ùrsula Iguaran’ın torunlarının torunlarına kadar devam eden ve -bence- çarpıcı ve trajik bir şekilde sonuçlanan bu

eserde yüzyıllık bir yalnızlığa mahkum edilen Buendia soyunun

Macondo kasabasında yaşadığı içsel karmaşayı göreceksiniz. Belki

bu yalnızlığı ve Macondo kasabasını okurken şaşırmaktan kendinizi

alamayacaksınız.

Kitap 461 sayfa ve bu 461 sayfanın her birinde farklı bir isim, bir

olay ve bir karmaşa mevcut. Bu özellikler negatif değil kesinlikle, aksine bu kitabı sürükleyici kılan da bu.

Macondo’nun ve Buendia’ların yaşamlarını okurken zaman zaman

bu olayların gerçek bir hayattan alıntılanmış olduğunu unutabilirsi-niz. Yazar büyüyü ve sanatı edebiyatla öylesine profesyonelce har-

manlamış ki eserin niçin “kült” olarak anıldığını belki de daha ilk sayfadan anlayabilirsiniz.

Okuyacaklara tavsiyem; kitabı okurken ilk sayfadaki soyağacını yanlarında bulundurmaları çünkü aynı ismi

paylaşan 5-6 kişi görebilirsiniz. Benim kitabı okurken tek

zorlandığım yer burasıydı, kimin kim olduğunu anlamak.

Fakat soyağacına bakmayı alışkanlık haline getirirseniz say-falar geçtikçe insanları ezberlemeye başlıyorsunuz. Tabii siz

ezberledikçe aynı isimde birkaç kişi daha karakter kadrosu-

na dahil oluyor ama dediğim gibi soyağacına bakınca her

şey anlaşılabiliyor.

Kitabı okurken Macondo’nun “büyüsüne” gerçekten

kapıldım ve kendimi sanki Buendia ailesinin bir par-

çasıymışım da bir aile büyüğüm bana bunları anlatıyormuş gibi hissettim. Eğer bu tarz büyülü öğeler içeren kitapları

okumayı seviyorsanız Yüzyıllık Yalnızlık’ı okumanızı

öneririm.

N.Yağmur Bahadır /10 C

Yeni yeni biz şehirli insanlar bardağımı-zın taştığı noktada doğaya sarılmaya baş-ladık. Yorgun ruhlarımızı tazeleyecek fır-satı doğa sporlarında ve doğada vakit ge-çirmekte bulduk.

Kampçılık ile yenilenirken göreceğiz ki öyle beş yıldızlı değil milyarlarca yıldızı olan bir otelde olacağız.

BURADA KAMP YAPIN!

Çoğumuzda Karadeniz Yaylaları özlemi vardır eminim. Ancak o kadar uzun yol gitmeden de kulağınıza o yaylalarda his-

sedebileceğiniz bir yayla ismi fısıldayabi-lirim: Sakarya/Pamukova/İnönü Yay-lası.

İzmit -Yuvacık Barajı güzergahından gidiş, Pamukova -Çilekli Kö-yü üzerinden de dönüş güzergahı yapabilirsi-niz. Çilekli ve ya Hüse-yinli köylerinden mut-laka çilek almanızı tav-siye ederim. Bana çok-ça teşekkür edeceğinize eminim. Navigasyon, problemsiz şekilde

Sayfa 8 Gazete ybfl

K ampçılığın bir başka adı ol-saydı öze dönüş diyebilirdim. Ait olduğumuz toprağa, or-mana, çil çil parlayan yıldız-

ların altına, doğanın sessizliğine, yüzü-müzü sadece ay ışığının aydınlattığı ve zamanla kendine bağlayan geceye dö-nüş.

Unuttuk gökyüzünün yıldızlarla nasıl süslendiğini, şehrin ışıklarından. Hatta geceyi unuttuk. Gündüzleri güneşin ne-reden doğduğunu, doğanın münzevi ses-sizliğini unuttuk. Unuttuk özümüzden koparak.

GEZİ YAZİSİ

5 YİLDİZDAN FAZLASİ

Arif DÜLGER Müdür Yardımcısı

“öyle beş yıldızlı değil milyarlarca yıldızı olan bir otel”

Gazete ybfl Sayfa 9

yaylaya çıkartıyor sizi. Lakin yaylada te-lefon çekmiyor bilginiz olsun. Zaten bu-rada telefonun da bir önemi yok. Çok te-miz 4 pınar mevcut.:)

YANIMDA NE GÖTÜRMELİYİM?

Çadır, mat, kafa lambası, katlanabilir san-dalye ve masa, varsa tulum yoksa iyi bir battaniye, çakmak, çakı, düdük, çabuk bozulmayacak kalorili yiyecekler, küçük balta, yedek elbise (gece sıcaklık epey düşecek yaz ayları da olsa) çöp poşeti, ufak bir demlik ve çay. Çaysız olmaz. Bir de frizbi, badminton raket ve topu alırsa-nız gün içinde keyifli vakit geçirebilirsi-

niz. Temel malzemeler bunlar. Gerisi konfor alanına giriyor.

NE ZAMAN GİTMELİYİM?

Mayıs, Haziran Temmuz, Ağustos, Ey-lül ayları uygundur ancak soğuktan haz etmiyorsanız en ideali Temmuz ve Ağustos ayları diyebilirim.

* Ateş yakmak için daha önceden ateş yakılan yeri seçin ve taşlarla çevirin. Gece ateşi mutlaka söndürün ve dışarı-da asla yiyecek bırakmayın.

* Çadırınızı rüzgârdan korunaklı bir alana, çadır girişini rüzgarın tersine konumlandırın.

* Çöplerini mutlaka geri götürün.

* Olabildiğince kampınız sade olsun. Zahmetli olur ama unutamayacağınız bir keyfi var!

* Mutlaka küçük doğa yürüyüşleri ya-

pın

M ünazara nedir? Gelin önce kavramımızı kısaca tanımlaya-

lım. Münazara; bir konu üzerinde, belli kural ve yön-

temlere uyularak yapılan sözlü tartışmaya verilen isim-

dir. Örneklerini okulumuzda da canlı olarak sevgili öğretmenlerimiz sayesinde gördüğümüz

münazara, -tam olarak olmasa da - hepimizin gün içinde gerek ailemiz gerek ise arkadaşları-

mızla yaptığımız zevkli ve heyecanlı bir etkinliktir. Çoğu kişinin bilmemesine rağmen müna-

zara aynı zamanda Türkiye genelinde yarışmaları düzenlenen ve fazlasıyla önemsenen bir et-

kinliktir. Ben, bu yazıda aslında hepimizin internetten iki üç tık ile bulabileceği bilgiler yerine

okulumuzun münazara ile imtihanından bahsetmek istiyorum. (Aslında okul içinde, sınıflar

arası yaptığımız münazaralara hepiniz hakimsinizdir.) Gebze’de okullar arası düzenlenen ya-

rışmaya geçen sene katıldık. Bu yarışmada okulumuzu sevgili Onur ve İlkim ile beraber eli-

mizden geldiğince temsil etmeye çalıştık. Salgın nedeni ile henüz, biri hazırlık olmak üzere

iki maçımız gerçekleşebildi. İki maçta da emeği-

mizin karşılığını alarak galibiyeti elde ettik. Bu

başarımız fazlasıyla ufak bir başarı olmasına rağ-

men gerek sevgili edebiyat öğretmenimiz Sevgi

Akbaba’dan gerek sayın müdürümüz İsmail Bo-

ğa’dan aldığımız geri dönüşler bizi çok mutlu ve

motive etti. Salgın dönemi sona erdiğinde ve okul-

larımız açıldığında okulumuzu en güzel şekilde

temsil etmeye devam edeceğiz ve yeni münazırları

aramızda görmekten onur duyarız.

Yazımı Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî’nin şu sözü ile

bitirmek isterim: “Görünüşe aldanma, çünkü

hiçbir şey göründüğü gibi değildir; bugün hayat veren su yarın sizi boğabilir” Ve bu-

gün sıkıcı görünen münazara yarın en sevdiğiniz etkinlik olabilir :)

Selametle kalın…

Sayfa 10 Gazete ybfl

SÖHBET

OKULUMUZ VE MÜNAZARA

Recep YILDIRIM 10/D

İlçe yarışması, ikinci karşılaşma sonrası.

Sayfa 11 Gazete ybfl

UZAKTAN EĞİTİMDE HIZ KESMİYORUZ! YARIŞMALARA KATIL, KENDİNİ GÖSTER!

TÜRKİYE ZEKA VAKFI TARAFINDAN DÜZENLENEN

“Türkiye 26. Zeka Oyunları Yarışması” 8 Şubatta başadı.

Katılmak isteyenler

https://oyun.tzv.org.tr

adresinden katılım sağlayabilir.

Yarışma kurallarından ilk üçü bizden:

· Yarışmaya TZV web sitesi üzerinden ka-yıt olunacak ve gerekli bilgiler girilecektir. Yanlış bilgi -hangi aşamada olursa olsun- diskalifiye nedenidir. · Yarışma masrafları katılımcıya aittir. Ka-yıt tutarı 20 TL’dir. · Yarışmacılar Eleme Sınavı sorularını be-

lirtilen tarihler içinde herhangi bir süre kı-

sıtlaması olmadan tek başlarına çözüp sisteme gireceklerdir. Sorular cevaplanırken

ara verilebilir, belirtilen süreler içinde kalınan yerden devam edilebilir veya cevaplar

değiştirilebilir.