yazdý Sayfa 6’da Saðlýkta yýkýma devam! - TTB · 2007. 10. 3. · lu, Dr. Gamze Saraçoðlu,...

8
C M Y K C M Y K 1 Ekim 2007 Sayý:155 “...Biraz paramýz var, özel hastane mi aça- lým, hipermarket mi?... Merkeze yakýn bir ar- sa bulalým, inþaata baþlayalým, bitince baka- rýz. Konjonktürel olarak bakalým, hangisi kâr- lýysa onu açarýz…” Avukat Mustafa Güler yazdý Sayfa 6’da Prof. Dr. Gençay Gürsoy 22 Temmuz seçimlerin- de AKP oylarýnýn yüzde 47’ye týrman- masýnýn nedenleri konusundaki tartýþmalar ya- devamý sayfa 3’te gündem ... “Saðlýk barýþa uzanan köprüdür” 1 Eylül Dünya Barýþ Günü… “Kar getirmeyen hastane 2 yýldýr boþ tutuluyor” TTB Halk Saðlýðý Yürütme Kolu üyesi Dr. Binali Çatak’la söyleþi Kaboðlu ve Oran’a destek Dünyadan haberler... Fransa’da emek örgütleri reformlara tepkili Fransa’da GDO’lu tahýl çatýþmasý Yoksul ABD’liler Küba týbbýna emanet AKP saðlýkta ne yaptý, ne yapacak, biz ne yapabiliriz? Dr. Ata Soyer yazdý 3. Sayfada 3. Sayfada 6. Sayfada 7. Sayfada 8. Sayfada 8. Sayfada Týp Dünyasý – ANKARA – Saðlýk Bakanlýðý, 59. Hükümet döneminde hazýrlan ancak seçimler nede- niyle TBMM’de görüþülemeyen “Kamu Hastanele- ri Birlikleri Pilot Uygulama Yasa Tasarýsý”ný yeni- den gündeme getirdi. Türk Tabipleri Birliði, kamu hastanelerini kar-zarar esasýna göre çalýþan iþletmeler haline getirerek özelleþtirmeyi amaçlayan tasarýya karþý çýktý. TTB Merkez Konseyi tarafýndan 11 Eylül 2007 günü düzenlenen basýn toplantýsýnda söz konusu tasa- rýnýn ne anlama geldiði anlatýldý. Basýn toplantýsýnda konuþan TTB Genel Sekreteri Dr. Altan ayaz, tasa- rýnýn kamu hastanelerinin tümüyle özelleþtirilmesi anlamýna geldiðini söyledi. Saðlýk Týp Dünyasý – ANKARA – Türk Tabipleri Birliði Merkez Konseyi, 60. Hükümet’ten piyasacý politikalarýn terk edilmesini ve saðlýðýn hak olarak kabul edilmesini istedi. TTB Merkez Konseyi, 22 Temmuz 2007 seçimlerinin ardýndan, yeniden iktidara gelen AKP Hükümeti’nden beklentilerini bir basýn toplantýsýyla açýkladý. Basýn top- lantýsýnda konuþan TTB Merkez Konseyi Baþkaný Prof. Dr. Gençay Gürsoy, genel seçimlere siyasi partiler ve seçim yasalarýnýn demokratikleþtirilmeden gidilmiþ ol- masýnýn seçmenlerin tercihinin sandýða yansýmasý nokta- sýnda ciddi engeller oluþturduðuna dikkat çekti. Seçimler sürecinde, 4 yýlý aþkýn süredir hükümette olan AKP’nin uyguladýðý ekonomik politikalarýn tartýþýlmadýðýný belir- ten Gürsoy, seçimlerin krize giren Cumhurbaþkanlýðý se- çimlerinin uzantýsýna dönüþmüþ laiklik, Irak’a yönelik as- keri müdahale ve siyasi parti liderlerinin kiþisel atýþmala- rý ekseninde yaþandýðýný kaydetti. 60. Hükümet’ten beklentilerini bir basýn toplantýsýyla açýklayan TTB Merkez Konseyi, anayasa deðiþikliðinin demokratik ve halka yönelik bir yaklaþýmla gerçekleþtirilmesini, neoliberal politikala- rýn terk edilmesini, saðlýðýn hak olarak kabul edilmesini istedi. Þirketleþtirme yeniden gündemde Saðlýk Bakanlýðý, “Kamu Hastaneleri Birlikleri Pilot Uygulama Yasa Tasarýsý”ný ye- niden gündeme getirdi. Türk Tabipleri Birliði, kamu hastanelerini kar-zarar esasýna göre çalýþan iþletmeler haline getirerek özelleþtir- meyi amaçlayan tasarýya karþý çýkýyor. “Piyasacý politikalar terk edilmeli” Türk Tabipleri Birliði Merkez Konseyi 60. Hükümet’ten beklentilerini basýn toplantýsýyla açýkladý Suriye ile iþbirliði anlaþmasý Suriye Tabipler Sendikasý yöneticileri iki ülke hekimleri arasýndaki iliþkileri geliþtirmek amacýy- la Türk Tabipleri Birliði’ni ziyaret etti. Saðlýk Bakaný Recep Akdað ile bir görüþme yapan iki kurum yöneticileri, daha sonra da iþbirliði anlaþmasý imzaladýlar. Sayfa 5’de Týp Dünyasý – ÝSTANBUL - DÝSK, KESK, TMMOB, Türk Tabipleri Birliði, TÜRMOB, Türk Diþhekimleri Birliði ve Türk Eczacýlarý Birliði, yeni anayasa hazýrlýklarýnýn toplumun tüm kesimlerinde ve Türkiye’nin her yerinde tar- týþýlmasý amacýyla bir kampanya baþlattýlar. “Özgür, demokratik, laik, emekten yana yeni bir anayasa için 81 ilde tartýþýyoruz, tar- týþtýrýyoruz” sloganýyla yürütülen kampanya i- çin 12 Eylül 2007 günü Ýstanbul’da bir basýn top- lantýsý düzenlendi. Kampanya hakkýnda bilgi ve- rilen basýn toplantýsýnda ana- Týp Dünyasý – ANKARA – AKP Hükümeti, yeni dö- nemde de saðlýkta yýkým politikalarýndan vazgeçilmeye- ceðinin sinyalini verdi. Saðlýk Bakaný Recep Akdað, dü- zenlediði basýn toplantýsýnda geçen dönem tepki topladý- ðý için yasalaþamayan “yabancý hekim”, “sözleþmeli tam gün çalýþma” ve “yeni týp fakülteleri açýlmasý” gi- bi tüm düzenlemelerin bu dönem uygulamaya konulaca- ðýný bildirdi. Saðlýk Bakaný Akdað, 12 Eylül günü bir basýn toplan- týsý düzenleyerek, saðlýk alanýnda yeni dönemde yaþama geçirilecek düzenlemeler ile ilgili bilgi verdi. Akdað’ýn verdiði bilgilere göre, Saðlýk Bakanlýðý ve üniversiteler de dahil olmak üzere kamuda yarý zamanlý çalýþmanýn kaldýrýlacak. Ancak tam gün çalýþmak isteyenler için söz- leþmeli çalýþma gündeme gelecek. Akdað, bunun için 1219 sayýlý yasada deðiþiklik yapýlaca- Saðlýkta yýkýma devam! Yabancý hekim “Sözde” tam gün Yeni týp fakülteleri AKP, yeni dönemde saðlýkta yýkým po- litikalarýndan vazgeçilmeyeceðinin sinya- lini verdi. Saðlýk Bakaný Akdað, düzenle- diði basýn toplantýsýnda geçen dönem tepki topladýðý için yasalaþamayan tüm düzenlemelerin bu dönem uygulamaya konulacaðýný bildirdi. 15-20 Mayýs 2007 tarihlerinde Yunanis- tan’a giden TTB heyeti, Yunanistan birinci basamak saðlýk sistemini inceledi. Çeþitli saðlýk kurumlarýna ziyaretlerde bulunan he- yet, Yunanistan Aile Hekimliði/Genel Pratis- yenlik Birliði Baþkaný Prodromos Merkouris Bodosakis ile bir görüþme yaptý. Sayfa 2’de devamý sayfa 4’te TTB’nin de aralarýnda olduðu 7 meslek örgütü ve sendika, yeni anayasa hazýrlýklarý- nýn toplumun tüm kesimlerinde ve Türki- ye’nin her yerinde tartýþýlmasý amacýyla bir kampanya baþlattý. Týp Dünyasý – ANKARA – Türk Tabipleri Birli- ði Genel Yönetim Kurulu, 22 Eylül 2007 Cumartesi günü, Ankara’da toplandý. Toplantýda, Saðlýk Bakaný Recep Akdað’ýn “tam gün” uygulamasýna geçilece- ði yönündeki açýklamalarý, yeniden gündeme gelen kamu hastane birlikleri yasa tasarýsý ve yeni anayasa hazýrlýklarý deðerlendirildi. Toplantýnýn açýþ konuþmasýný yapan TTB Merkez Konseyi Baþkaný Prof. Dr. Gençay Gürsoy, Saðlýk Bakaný Akdað’ýn 12 Eylül günü düzenlediði basýn toplantýsýyla “tam gün” uygulamasýna geçileceðini açýkladýðýný belirterek, sözü edilen uygulama ile TTB’nin savunduðu tam gün uygulamasýný karþýlaþ- týrdý. Henüz ortada söz konusu düzenlemeye iliþkin somut bir bilgi olmadýðýna dikkat çeken Gürsoy, an- cak Akdað’ýn sözlerinden yola çýkarak bir deðerlen- dirme yapabildiklerini söyledi. Gürsoy, Akdað’ýn sö- zünü ettiðinin “sözleþmeli tam gün” olduðuna dik- kat çekerek, “Böyle bir tam gün TTB heyeti, Yunanistan’daydý AKP’den “helal” anayasa Ankara Tabip Oda- sý’nca düzenlenen sem- pozyumda su sorunu- nun bir halk saðlýðý soru- nu olduðu, su kesintileri- nin þebeke kirliliðine yol açtýðý ve salgýn hastalýk- lara davetiye çýkarttýðý vurgulandý. Sayfa 5’de TTB GYK toplandý “Yarým güvenceyle tam gün olmaz” TTB GYK’de, saðlýðýn piyasalaþtýðý ko- þullarda hekim özlük haklarýný daha da ge- riletecek olan “sözde tam gün” uygulama- sýnda ýsrar edilecek olursa, hekimlik ortamý- nýn buna direnç göstereceði vurgulandý. devamý sayfa 5’de devamý sayfa 4’te Neomatidas’da saðlýk merkezi ziyareti Sayfa 3’te devamý sayfa 4’te devamý sayfa 4’te Doðum günün kutlu olsun Füsun Abla hukuk köþesi k “Nasihat”ler ve “Musibet”ler… ATO’dan “Su Sempozyumu” Tartýþýyoruz, tartýþtýrýyoruz

Transcript of yazdý Sayfa 6’da Saðlýkta yýkýma devam! - TTB · 2007. 10. 3. · lu, Dr. Gamze Saraçoðlu,...

Page 1: yazdý Sayfa 6’da Saðlýkta yýkýma devam! - TTB · 2007. 10. 3. · lu, Dr. Gamze Saraçoðlu, Dr. Tolga Temel, Çanakkale Tabip Odasý’ndanDr. Azem Ül-kü, Dr. Þükrü Gündüz,

C M Y KC M Y K

1 Ekim 2007 Sayý:155

“...Biraz paramýz var, özel hastane mi aça-lým, hipermarket mi?... Merkeze yakýn bir ar-sa bulalým, inþaata baþlayalým, bitince baka-rýz. Konjonktürel olarak bakalým, hangisi kâr-lýysa onu açarýz…”

Avukat Mustafa Güler yazdý � Sayfa 6’da

Prof. Dr. Gençay Gürsoy

22Temmuz seçimlerin-de AKP oylarýnýnyüzde 47’ye týrman-

masýnýn nedenleri konusundakitartýþmalar ya- devamý sayfa 3’te

gündem ...

““SSaaððllýýkk bbaarrýýþþaa uuzzaannaann kkööpprrüüddüürr””1 Eylül Dünya Barýþ Günü…

““KKaarr ggeettiirrmmeeyyeenn hhaassttaannee 22 yyýýllddýýrr bbooþþ ttuuttuulluuyyoorr””

TTB Halk Saðlýðý Yürütme Kolu üyesi Dr. Binali Çatak’la söyleþi

KKaabbooððlluu vvee OOrraann’’aa ddeesstteekk

DDüünnyyaaddaann hhaabbeerrlleerr......Fransa’da emek örgütleri reformlara tepkili

Fransa’da GDO’lu tahýl çatýþmasýYoksul ABD’liler Küba týbbýna emanet

AAKKPP ssaaððllýýkkttaa nnee yyaappttýý,, nnee yyaappaaccaakk,, bbiizz nnee yyaappaabbiilliirriizz??Dr. Ata Soyer yazdý

3. S a y f a d a

3. S a y f a d a

6. S a y f a d a

7. S a y f a d a

8. S a y f a d a

8. S a y f a d a

Týp Dünyasý – ANKARA – Saðlýk Bakanlýðý, 59.Hükümet döneminde hazýrlan ancak seçimler nede-niyle TBMM’de görüþülemeyen “Kamu Hastanele-ri Birlikleri Pilot Uygulama Yasa Tasarýsý”ný yeni-den gündeme getirdi. Türk Tabipleri Birliði, kamuhastanelerini kar-zarar esasýna göre çalýþan iþletmelerhaline getirerek özelleþtirmeyi amaçlayan tasarýyakarþý çýktý.

TTB Merkez Konseyi tarafýndan 11 Eylül 2007günü düzenlenen basýn toplantýsýnda söz konusu tasa-rýnýn ne anlama geldiði anlatýldý. Basýn toplantýsýndakonuþan TTB Genel Sekreteri Dr. Altan ayaz, tasa-rýnýn kamu hastanelerinin tümüyle özelleþtirilmesianlamýna geldiðini söyledi. Saðlýk

Týp Dünyasý – ANKARA – Türk Tabipleri BirliðiMerkez Konseyi, 60. Hükümet’ten piyasacý politikalarýnterk edilmesini ve saðlýðýn hak olarak kabul edilmesiniistedi.

TTB Merkez Konseyi, 22 Temmuz 2007 seçimlerininardýndan, yeniden iktidara gelen AKP Hükümeti’ndenbeklentilerini bir basýn toplantýsýyla açýkladý. Basýn top-lantýsýnda konuþan TTB Merkez Konseyi Baþkaný Prof.Dr. Gençay Gürsoy, genel seçimlere siyasi partiler veseçim yasalarýnýn demokratikleþtirilmeden gidilmiþ ol-masýnýn seçmenlerin tercihinin sandýða yansýmasý nokta-sýnda ciddi engeller oluþturduðuna dikkat çekti. Seçimlersürecinde, 4 yýlý aþkýn süredir hükümette olan AKP’ninuyguladýðý ekonomik politikalarýn tartýþýlmadýðýný belir-ten Gürsoy, seçimlerin krize giren Cumhurbaþkanlýðý se-çimlerinin uzantýsýna dönüþmüþ laiklik, Irak’a yönelik as-keri müdahale ve siyasi parti liderlerinin kiþisel atýþmala-rý ekseninde yaþandýðýný kaydetti.

60. Hükümet’ten beklentilerini bir basýn toplantýsýyla açýklayan TTB Merkez Konseyi, anayasadeðiþikliðinin demokratik ve halka yönelik bir yaklaþýmla gerçekleþtirilmesini, neoliberal politikala-rýn terk edilmesini, saðlýðýn hak olarak kabul edilmesini istedi.

Þirketleþtirme yeniden gündemde

Saðlýk Bakanlýðý, “Kamu HastaneleriBirlikleri Pilot Uygulama Yasa Tasarýsý”ný ye-niden gündeme getirdi. Türk Tabipleri Birliði,kamu hastanelerini kar-zarar esasýna göreçalýþan iþletmeler haline getirerek özelleþtir-meyi amaçlayan tasarýya karþý çýkýyor.

“Piyasacý politikalar terk edilmeli”Türk Tabipleri Birliði Merkez Konseyi 60. Hükümet’ten beklentilerini basýn toplantýsýyla açýkladý

Suriye ile iþbirliði anlaþmasý

Suriye Tabipler Sendikasý yöneticileri iki ülke hekimleri arasýndaki iliþkileri geliþtirmek amacýy-la Türk Tabipleri Birliði’ni ziyaret etti. Saðlýk Bakaný Recep Akdað ile bir görüþme yapan iki kurumyöneticileri, daha sonra da iþbirliði anlaþmasý imzaladýlar. � Sayfa 5’de

Týp Dünyasý – ÝSTANBUL - DÝSK, KESK,TMMOB, Türk Tabipleri Birliði, TÜRMOB,Türk Diþhekimleri Birliði ve Türk EczacýlarýBirliði, yeni anayasa hazýrlýklarýnýn toplumuntüm kesimlerinde ve Türkiye’nin her yerinde tar-týþýlmasý amacýyla bir kampanya baþlattýlar.

“Özgür, demokratik, laik, emekten yanayeni bir anayasa için 81 ilde tartýþýyoruz, tar-týþtýrýyoruz” sloganýyla yürütülen kampanya i-çin 12 Eylül 2007 günü Ýstanbul’da bir basýn top-lantýsý düzenlendi. Kampanya hakkýnda bilgi ve-rilen basýn toplantýsýnda ana-

Týp Dünyasý – ANKARA – AKP Hükümeti, yeni dö-nemde de saðlýkta yýkým politikalarýndan vazgeçilmeye-ceðinin sinyalini verdi. Saðlýk Bakaný Recep Akdað, dü-zenlediði basýn toplantýsýnda geçen dönem tepki topladý-ðý için yasalaþamayan “yabancý hekim”, “sözleþmelitam gün çalýþma” ve “yeni týp fakülteleri açýlmasý” gi-bi tüm düzenlemelerin bu dönem uygulamaya konulaca-ðýný bildirdi.

Saðlýk Bakaný Akdað, 12 Eylül günü bir basýn toplan-týsý düzenleyerek, saðlýk alanýnda yeni dönemde yaþamageçirilecek düzenlemeler ile ilgili bilgi verdi. Akdað’ýnverdiði bilgilere göre, Saðlýk Bakanlýðý ve üniversitelerde dahil olmak üzere kamuda yarý zamanlý çalýþmanýnkaldýrýlacak. Ancak tam gün çalýþmak isteyenler için söz-leþmeli çalýþma gündeme gelecek. Akdað, bunun için1219 sayýlý yasada deðiþiklik yapýlaca-

Saðlýkta yýkýma devam!Yabancý hekim “Sözde” tam gün Yeni týp fakülteleri� � �

AKP, yeni dönemde saðlýkta yýkým po-litikalarýndan vazgeçilmeyeceðinin sinya-lini verdi. Saðlýk Bakaný Akdað, düzenle-diði basýn toplantýsýnda geçen dönemtepki topladýðý için yasalaþamayan tümdüzenlemelerin bu dönem uygulamayakonulacaðýný bildirdi.

15-20 Mayýs 2007 tarihlerinde Yunanis-tan’a giden TTB heyeti, Yunanistan birincibasamak saðlýk sistemini inceledi. Çeþitlisaðlýk kurumlarýna ziyaretlerde bulunan he-yet, Yunanistan Aile Hekimliði/Genel Pratis-yenlik Birliði Baþkaný Prodromos MerkourisBodosakis ile bir görüþme yaptý. � Sayfa 2’de

devamý sayfa 4’te

TTB’nin de aralarýnda olduðu 7 meslekörgütü ve sendika, yeni anayasa hazýrlýklarý-nýn toplumun tüm kesimlerinde ve Türki-ye’nin her yerinde tartýþýlmasý amacýyla birkampanya baþlattý.

Týp Dünyasý – ANKARA – Türk Tabipleri Birli-ði Genel Yönetim Kurulu, 22 Eylül 2007 Cumartesigünü, Ankara’da toplandý. Toplantýda, Saðlýk BakanýRecep Akdað’ýn “tam gün” uygulamasýna geçilece-ði yönündeki açýklamalarý, yeniden gündeme gelenkamu hastane birlikleri yasa tasarýsý ve yeni anayasahazýrlýklarý deðerlendirildi.

Toplantýnýn açýþ konuþmasýný yapan TTB MerkezKonseyi Baþkaný Prof. Dr. Gençay Gürsoy, SaðlýkBakaný Akdað’ýn 12 Eylül günü düzenlediði basýntoplantýsýyla “tam gün” uygulamasýna geçileceðiniaçýkladýðýný belirterek, sözü edilen uygulama ileTTB’nin savunduðu tam gün uygulamasýný karþýlaþ-týrdý. Henüz ortada söz konusu düzenlemeye iliþkinsomut bir bilgi olmadýðýna dikkat çeken Gürsoy, an-cak Akdað’ýn sözlerinden yola çýkarak bir deðerlen-dirme yapabildiklerini söyledi. Gürsoy, Akdað’ýn sö-zünü ettiðinin “sözleþmeli tam gün” olduðuna dik-kat çekerek, “Böyle bir tam gün

TTB heyeti, Yunanistan’daydý

AKP’den “helal” anayasa

Ankara Tabip Oda-sý’nca düzenlenen sem-pozyumda su sorunu-nun bir halk saðlýðý soru-nu olduðu, su kesintileri-nin þebeke kirliliðine yolaçtýðý ve salgýn hastalýk-lara davetiye çýkarttýðývurgulandý. � Sayfa 5’de

TTB GYK toplandý“Yarým güvenceyle

tam gün olmaz”TTB GYK’de, saðlýðýn piyasalaþtýðý ko-

þullarda hekim özlük haklarýný daha da ge-riletecek olan “sözde tam gün” uygulama-sýnda ýsrar edilecek olursa, hekimlik ortamý-nýn buna direnç göstereceði vurgulandý.

devamý sayfa 5’de

devamý sayfa 4’te

Neomatidas’da saðlýk merkezi ziyareti � Sayfa 3’te

devamý sayfa 4’te

devamý sayfa 4’te

DDooððuumm ggüünnüünn kkuuttlluu oollssuunn FFüüssuunn AAbbllaa

hukukköþesi k

“Nasihat”ler ve “Musibet”ler…

ATO’dan “Su Sempozyumu”

Tartýþýyoruz, tartýþtýrýyoruz

Page 2: yazdý Sayfa 6’da Saðlýkta yýkýma devam! - TTB · 2007. 10. 3. · lu, Dr. Gamze Saraçoðlu, Dr. Tolga Temel, Çanakkale Tabip Odasý’ndanDr. Azem Ül-kü, Dr. Þükrü Gündüz,

Týp Dünyasý – SELANÝK – Türk Tabip-leri Birliði ve Pratisyen Hekimlik Derne-ði’nden bir heyet, Yunanistan’da birinci ba-samak saðlýk hizmetlerine iliþkin inceleme-lerde bulundu. Çeþitli saðlýk kurumlarýna zi-yaretlerde bulunan heyet, Yunanistan AileHekimliði/Genel Pratisyenlik Birliði BaþkanýProdromos Merkouris Bodosakis ile birgörüþme yaptý.

15-20 Mayýs 2007 tarihleri arasýnda ger-çekleþtirilen inceleme gezisine, TTB MerkezKonseyi üyesi Dr. Muharrem Baytemür, E-dirne Tabip Odasý’ndan Dr. Atilla Saraçoð-lu, Dr. Gamze Saraçoðlu, Dr. Tolga Temel,Çanakkale Tabip Odasý’ndan Dr. Azem Ül-kü, Dr. Þükrü Gündüz, Ýstanbul Tabip Oda-sý’ndan Dr. Ali Küçük, Pratisyen HekimlerKolu’ndan Dr. Birtürk Özkavak KýrklareliTabip Odasý’ndan Dr. Teoman Durukan vePratisyen Hekimlik Derneði’nden Dr. Erdo-ðan Mazmanoðlu katýldý.

Heyet üyeleri, 18 Mayýs günü de Yunanis-tan Aile Hekimliði/Genel Pratisyenlik BirliðiBaþkaný Prodromos Merkouris Bodosakisile görüþtü. Yunanistan birinci basamak sað-lýk hizmetlerine iliþkin bilgiler aktaran Bodo-sakis’in, heyetin sorularýna verdiði yanýtlarþöyle:

-Burasý Aile hekimliði/genel pratisyenYunanistan birliði merkezidir. Hoþ geldiniz.Lütfen oturun.

-Bazý Türkçe kelimeleri bildiðinizanlaþýlýyor.

-Evet biliyorum. Babam Tokat’da doð-muþ. Annem de Ýstanbulludur, þimdi öldü.Her iki tarafýn göçünde yani mübadalede1922’de gelmiþler. Babam Ýstanbul’da doð-du. Annem de Türkiye’den.

-Þimdi biraz buraya geliþ sebebimizikonuþmaya baþlayalým.

-Bizim durumumuz Türkiye’den faklý.Türkiye’yi biliyorum, sizde aile hekimliðibir uzmanlýk dalý. Týp fakültesinden sonrabranþlaþýyor ve sýnavla girerek 3 ya da 4 yýl-lýk bir eðitim sonrasýnda aile hekimi oluyor-sunuz, bunlarý tabip odasýndan öðrendim.Yunanistan’da týp eðitimi sonrasýnda 4 yýllýkbir eðitim alýnýyor ve sonrasýnda GP= AH o-lunuyor. Bizde ikisi de ayný aslýnda genelpratisyen eþittir aile hekimi. Türkiye’de ikisifarklý bunu biliyorum.

-Týp fakültesi sonrasýnda eðer uz-manlaþmayý seçemezsen ne oluyor? Týpfakültesi mezunu ne yapabilir?

-Pratikte hiçbir þey. Elbette doktor diplo-manýzý kullanabilirsiniz ancak sosyal güven-lik kurumu reçeteleri ödemiyor, kurumlar si-zinle kontrat imzalamýyor, siz de ilaç yaza-mýyorsunuz yani. Sonuçta her hekim uzmanolma yolunu seçmek zorunda kalýyor.

-Peki AH=GP tüm ilaçlarý yazýyormu? Yoksa sýnýrlama var mý?

-Hemen hemen bir dahiliye uzmanýnýnyazdýðý tüm ilaçlar reçete edebiliyor. Ancakhastane ilacý adý verilen özel uzmanlýk gerek-tiren onkoloji ilacý vb. yazamýyorlar.

-Genel pratisyenlerin durumu nasýl-dýr? Özelde mi yoksa kamu kurumla-rýnda mý daha çok çalýþýyorlar. Bu sü-reçte devlet politikasý nasýl iþliyor?

-Yunanistan’da toplam 75 bin doktoru-muz var. Ancak Avrupa Birliði’nce yapýlanbir çalýþmada Yunanistan’ýn hekim ihtiyacý-nýn 27 bin doktor kestirilmiþ. Bunun 7600’ü-nün GP olmasý gerektiði belirtilmiþ. Amagerçekte 75’inin 2200’ü GP. Böyle olmasýnakarþýn Yunanistan’da hekim iþsizliði yok.Çünkü büyük bir kýsmý kamu hizmetinde ça-lýþýrken, geri kalan kýsmý da özelde çalýþýyor-lar, rahat iþ bulabiliyorlar. Bu nedenle her-hangi bir zarar görmüyorlar.

-1. Basamak Saðlýk Kurumlarýnýndurumu nedir? GP’ler nerelerde çalýþý-yor?

-212 ana saðlýk merkezi (health center)var. Bu saðlýk merkezleri merkezde olmak ü-zere, buralara baðlý olarak çalýþan büyüklüküçüklü çok sayýda saðlýk birimleri (healthpost) var. Bunlarýn büyüklüðü ve sayýsý nü-fus tabanlý olarak deðiþmektedir. Buralardaçalýþan hekim ve hekim dýþý saðlýk personelisayýsý da hizmet verilen nüfusa göre deðiþ-mektedir.

Saðlýk merkezlerinin büyüklüklerine göreA, B1, B2, B3 ve C olmak üzere 5 tipi var. Atipi oldukça küçük 8 bin kiþiden az olan yer-leþim birimlerinde bulunuyor. B tipleri 8-28bin nüfusa hizmet veriyor. C tipi ise en bü-yük olaný, 30 bin nüfusun üzerindeki yerle-þim birimlerinde bulunuyor.

-Bahsettiðiniz saðlýk merkezlerikentte, onlara baðlý olan birimler kýr-

salda yer alýyor deðil mi?-Hayýr bahsettiðim tüm bu saðlýk birimle-

ri, hepsi kýrsalda. Kentlerde saðlýk merkezle-rimiz bulunmuyor.

-Bu saðlýk merkezlerinin yapýlanma-sýný biraz daha açýklar mýsýnýz?

-Örneðin benim müdürü/yöneticisi oldu-ðum Kavala’ya 60 km. uzaklýkta bir saðlýkmerkezi var, Neomatidas (Þekil 1). 27 binnüfusa baðlý hizmet veriyor. Bu saðlýk mer-kezi örneðinden yola çýkacak olursak, buradatoplam 16 genel pratisyen çalýþýyor. Etrafýn-da buraya baðlý, farklý büyüklüklerde vefarklý sayýda saðlýk çalýþanýnýn olduðu 5 baþ-vuru birimi yer almakta. Her baþvuru biri-mindeki saðlýk çalýþaný sayýsý bulunduklarýbölge nüfusuna göre farklýdýr. Merkezdeki 8GP’ne ek olarak bu baþvuru birimlerinde de8 GP ile birlikte toplam 16 GP çalýþmakta.GP’lerin yanýsýra 3 diþ hekimi, 2 pediyatristve 1 mikrobiyolog buralarda staff olarak gö-rev yapýyor. Ayrýca, haftada bir bu merkezle-re hastaneden, KBB Uzmaný, radyoloji uz-maný, psikiyatrist, genel cerrah, göz uzman-larýndan oluþan konsultan doktorlar gelmek-te ve hizmet sunmaktadýrlar ki biz bu doktor-lara “visiting doctors” diyoruz. Ortopediuzmanýna gerek duymuyoruz, genellikle bizGP’ler ilgileniyoruz.

-Bu merkezlerde çalýþan hekim dýþýsaðlýk çalýþanlarý kimlerdir?

-Bu merkezlerde hekimler dýþýnda, hem-þireler, ev ziyareti yapan hemþireler, ebeler,sosyal hizmet uzmanlarý, laboratuvar teknis-yeni/medikal tekniker ve idari ekip vardýr. Ý-dari ekip içinde, merkezin yönetimi ve hiz-metin sunulmasýyla ilgili düzenlemeleri ya-pan bir yönetici, randevularý düzenleyen vehizmetle ilgili danýþmanlýk hizmeti sununhalkla iliþkiler çalýþaný, koruma görevlisi vemerkezdeki her türlü arýza, elektrik vb gibisorunlar için teknik eleman görev yapmakta-dýr.

-Bu merkezler nasýl hizmet veriyor?Çalýþma saatleri nasýldýr?

-Bu merkezler 7 gün 24 saat çalýþýrlar vehiç kapanmazlar. Saydýðým bu ekip sabah ge-lir ve göreve baþlar. Öðleden sonra ve akþamiçin sýnýrlý sayýda personel nöbet tutar. Nöbe-te hekimler ve hemþireler kalýr. 2 GP, 1 diþhekimi ve belki 1 pediyatrist olacak þekildegece dönüþümlü nöbet tutulur.

-Hekimlerin çalýþma saatleri nasýl-dýr?

-Hekimlerin normal mesaisi 7,5 saattir.Ancak bu süreyi farklý þekilde tamamlarlar.Örneðin tüm bu saatler boyunca hasta bakýl-maz. Hekimin hasta muayene saatleri belli-dir. Saat 08.30-13.30 saatleri arasýnda hastabakýlýr. Tabi daha erken sürede hastalarýný bi-tirebilir. Geriye kalan zamaný hekim iþlerini

düzenlemek ve kendini geliþtirmek için har-car. Randevularýný kontrol eder, listelerinidüzenler, internete girer, güncel týbbi geliþ-meleri takip eder, ders çalýþýr vb.

Her hekim ayda beþ gün nöbet tutar. Bunöbetler, hafta “sonuna da gelebilir, Christ-mas tatiline ya da yeni yýl tatiline de fark et-mez, 24 saat nöbet tutulur.

-Bu merkezler özel mi yoksa kamuyamý baðlý çalýþýyorlar?

-Saðlýk Merkezlerimizin hepsi kamuyabaðlýdýr.

-Bu merkezlerin hepsinin kýrsaldaolduðunu söylediniz peki ya þehirlerde-ki durum nedir? Oraya nasýl hizmet gö-türüyor sunuz?

-Merkezlerin bu durumu bizim en büyükproblemimizdir. Çünkü 80’lerin baþýndansonra sistem deðiþti. Bu ne demektir? Çokfarklý çalýþma kollarý ortaya çýktý ayrýca has-tanecilik anlayýþý yaygýnlaþtý. Merkezlerdeher yerde hastane kuruldu. Böylelikle, þehir-lerde hastaneler birinci basamaðýn yaptýðý iþiyapmaya baþladý. Örneðin, mideniz aðrýdý-ðýnda hastaneyi arýyor, randevu alýyor ve he-kime görünüyorsunuz. Diðer bir açýdan daþöyle bir durum var. Sizde olduðu gibi bizimde sosyal sigorta kurumumuz var ama biz debu kurumdan çok sayýda var. En yaygýn kul-lanýlaný IKA’dýr, 5,5 milyondan fazla çalýþa-ný kapsar. Etrafta gördüðünüz farklý meslek-lerin, örneðin elektrik teknisyenleri, taksi þo-förleri, kaldýðýnýz oteldeki resepsiyon çalýþa-nýna dek vb.. herkesin kendi sosyal güvenlikkurumu vardýr ve hepsinin de kendilerine aitpoliklinikleri bulunmaktadýr. Yaklaþýk 300tane sosyal güvenlik kurumu var, her biriniaklýnýzda tutmanýz ya da yazmanýz mümkündeðil, ben bile hepsini bilmiyorum. Dediðimgibi en büyük ve yaygýn kullanýlaný IKA(Foundation of Social Security), çalýþanlarve iþçilerin baðlý olduðu en büyük sosyal gü-venlik kurumudur. Ýlk olarak 1930’larda E-lefterios Venuzelos zamanýnda bizimle tanýþ-týrýlmýþtýr. Dediðim gibi özellikle 80’lerdensonra çalýþanlar, hastalandýklarýnda kendipolikliniklerine baþvurmaya baþladýlar vemerkezlerde bu nedenle poliklinikler, hasta-neler birinci basamak gibi çalýþmaya baþladý.

-Peki merkezde, çocuklarýn aþýlan-masý ya da gebe takipleri gibi 1. basa-maða ait hizmetler nasýl sunuluyor?

-Pediyatristler yapýyor. IKA’nýn pediyat-ristleri var ve hastanelerde pediyatristler var,onlar yapýyorlar.

-Bu nasýl oluyor?-Aile çocuðunu doktora götürüyor. Dok-

tor da gereken ne ise, muayene, takip, aþý vb.yapýyor.

-Aile ya çocuðunu götürmezse ne ola-cak? Hizmet nasýl verilecek?

-Nasýl yani. Doktoru mu sevmiyor?

-Hayýr çocuðunu doktora götürmü-yor ya da aþý yaptýrmayý kabul etmiyor.Nasýl olacak?

-Ne demek istediðinizi anladým. Böyle birörneðimiz var. Selanik yakýnlarýnda yaþayanküçük bir çingene grubumuz var. Doktorlar-dan hoþlanmýyorlar. Bu bir problem bildiði-niz gibi. “Eðer Muhammed daða gitme-seydi, dað ona gelecekti”. Demek istediðimonlar gelmeseydi, biz onlara gideriz. Bu du-rum, sadece çocuklar için deðil, yaþlý kiþileriçin de geçerli.

-Kim gidiyor peki saðlýk hizmeti sun-maya?

-Biz gidiyoruz, bizim saðlýk merkezleri-mizin ev ziyareti görevleri var. Hatta ev ziya-retleri yapmak zorundayýz. Aslýnda IKA’nýnda zorunluluðu var ancak pek yaptýðý söyle-

nemez, kaçýyorlar. Hastaneler bunu yapmaz,ama tüm öteki doktorlar ev ziyareti yapar.

-Çalýþmayan ya da iþsiz insanlarýnsaðlýk hizmetine eriþimi nasýl oluyor?

- Onlar ulusal saðlýk sistemi kapsamýnda-lar. Saðlýk Bakanlýðý ve sosyal destek var. Ýþ-siz insanlar için konuþalým onlarýn bir sosyalgüvenceleri yok, bir þekilde iyileþtirmek, on-larý kapsama almak zorundayýz. Ancak siste-min dýþýnda olduklarýndan saðlýk sorunlarýolduðunda bir þekilde destekleniyorlar, ilaçdesteði, medikal destek yapýlýyor. Örneðinyasadýþý yollarla ülkede bulunan göçmenler,kaçaklar örneðin Ýranlýlar, Pakistanlýlar bukapsamda. Yunanistanlý olup da sosyal gü-vencesi olmayan sayýsý çok az, neredeyseyok. Örneðin siz iþsizseniz, babanýzýn ya daeþinizin saðlýk güvencesinden yararlanýyor-sunuz. Ya da bir kiþi iþini kaybetti, IKA’yabaðlý idi diyelim. Sosyal güvenlik kurumunaödediði prim gün üzerinden iþsiz olduðu za-manlarda destekleniyor. Yani diyebilirim kitüm Yunanlýlar bir sosyal güvenlik þemsiye-si altýnda. Fakat, Ülkede Arnavutlar, Bulgar-lar, Ýsrailliler, Pakistanlý, Afganlar var ve bu-rada bulunmalarý yasal deðil, elbette bunlarsosyal güvenlik kapsamý dýþý. Ama þu þekil-de oluyor. Çok da yaygýn bu durum. Bunlarbaþkasýnýn sosyal güvencesini kullanmayaçalýþýyor, baþkasýnýn karnesine ilaç yazdýrý-yor falan.

- Ülkemizde de benzer olaylar yaþa-nýyor.

- Aslýnda yok birbirimizden farkýmýz. Ay-ný denizi paylaþýyor, ayný güneþin altýnda ya-þýyoruz.

- Peki kurumun saðlýk güvencesi iþ-sizler açýsýndan iþsizleri kapsayýcýlýðýnasýl? Ne kadar süreyle bu durum de-vam ediyor?

- Farklý uygulamalar var. Farklý kurallarvar. Mevzuatla belirlenmiþ. Ödediðiniz prim,çalýþtýðýnýz gün/yýl üzerinden iþsiz kaldýðý-nýzda destekleniyorsunuz. Örneðin 5 yýl çalý-þýp prim ödediyse 1 yýl, 10 yýl kadar çalýþýpprim ödediyse 2 yýl kadar desteklenebiliyor.60 yaþýndan sonra ömür boyu destekleniyor.

- Hastanelerin durumu, kamu ya daözel daðýlýmý nasýldýr?

- Yunanistan’da hastanelerin çok büyükçoðunluðu kamu hastanesidir. Özel hastane-ler de bulunmaktadýr. Tam özel diyemeyiz.Ancak bunlar için yarý kamusal hastaneler di-yebiliriz çünkü IKA vb. gibi sosyal güvenlikkurumlarýyla anlaþma yapýyorlar. Yani devleteliyle desteklenmiþ oluyorlar.

- Özel hastanelerin sayýsýndaki yýlla-ra göre deðiþim nasýldýr? Eðilim nasýl-dýr?

Özel hastanelere bakýþ açýsý, bunu sadeceYunanistan deðil tüm Avrupa eðilimi olaraksöyleyebilirim ki özel hastane yanlýsý bir ba-kýþ açýsý yoktur. Çünkü özel hastaneye gitti-ðinizde para ödemek zorundasýnýz. Hastane-ler de bu þekilde cepten ödemeyle para kaza-namadýlar. Anlaþýldý ki 2. basamak saðlýkhizmetleri için özel hastanecilik çok da karlýdeðil. Yalnýzca Avrupa’da deðil Amerika’dada öyle oldu, 1. basamak daha faydalý. Böy-lelikle, on yýl öncesine dek sayýlarý çok artanözel hastaneler þu an sabitlenmiþ durumda.Neden? Þöyle anlatayým. Örneðin Selanikyakýnlarýnda da bir tane süper lüks bir hasta-ne yapýldý. Rus ve Bulgar mafyasý destekledibunu, çok lükstü. Baþlangýçta hiçbir kurumlakontrat yapýlmadý. Yani eðer hizmeti alacak-sanýz parasýný ödemek zorundasýnýz. Ancakhastane açýlýp hizmet vermeye baþlayýnca, okadar pahalý hizmeti alacak kimse buluna-madý, hastane varlýðýný sürdürmekte güçlükçekmeye baþladý. Hasta yani para gelmeyin-ce hastane kapanma riskine karþýn, sosyal gü-

venlik kurumlarýyla anlaþma imzalamayabaþladý ve hastane ilk açýldýðýndaki ihtiþamý-ný sürdüremedi.

- Sevk sistemi var mý? Nasýl iþliyor?- Ýyi bilinen bir þey vardýr GP’ler “gate

keepers” yani kapý tutucular denir. Bu ilk o-larak Ýngiltere’de ortaya çýkmýþ ve bizim1982’de VONCA üyeliðimiz sonrasýnda dagündeme geldi ve gelecek 2007 Avrupa GPÝstanbul kongresinde de tartýþýlacak. Ýngilte-re de bu olay 30-40 yýl önce ortaya çýktý veburaya yayýldý. Yani GP’leri bu þekilde ad-landýrdýlar, kapý tutucuyuz dediler. Kapý tutu-cu ne demektir? Bir kiþi düþünün apandisit o-perasyonuna ihtiyacý var. Öncelikle ve kesin-likle birinci basamaða gelmek zorunda, öncebana gelecek ki ikinci basamaða gidip ope-rasyonun yaptýrsýn. Bu kötü bir durumdu. Budurum diðer uzmanlarý ve cerrahlarý bizim,tüm GP’lerin düþmaný yaptý, sýkýntýlara yolaçtý. Biz de son 5-10 yýlda deðiþtik, artýk ka-pý tutucu deðil “kapý açýcý”yýz/gate openers.

Kapýlar açýk, açtýk kapýlarý. Ýþte hastane o-rasý gitmek isteyen gider. Git ve orada savaþver, çünkü orasý balta girmemiþ bir ormandýr.Gitmek isteyen gitmelidir. Biz engelliyici ol-mak istemiyoruz.

Bu durum sektörler arasý iþbirliði ile olur.Örneðin kiþi gastroenterologa gitmek istiyor-sa ve ben onu engellersem bu iþbirliðini yoketmiþ olurum. Kiþiye kimi ilaçlar verir vetavsiyelerde bulunurum. Kiþiyle de savaþý-rým bir yandan. Aslýnda unutulmamasý gere-ken þudur. Kiþi/hasta olayýn merkezindedir,hekim deðil. Biz eskiden doktorlarýn mer-kezde olduðu bir saðlýk sistemini kullandýk,merkezde doktorlarýn bulunduðu bir küçükevrendir. Þimdi ise merkezde müþteri/ki-þi/hasta bulunmaktadýr. Bunu destekleyin. Ýs-rail’de bir yapýlanma vardýr, Kibbutz. Gör-seniz papatyaya benzeyen bu yapýlanmada,merkezde okul, saðlýk merkezi, banka gibihizmetler, etrafýnda da çiftlikler ve çiftçilervardýr. Merkezdekiler B sýnýfý insanlar olma-lýdýr. A sýnýfý olanlarsa çiftçilerdir. Çünkühizmet onlarýn varlýðý nedeniyle vardýr.

- Genel Pratisyenlerin aylýk ortalamakazancý nedir? Bu kazanç çeþitli faktör-lere göre deðiþir mi?

- Hekimlerin aylýk kazandýðý para 2200 i-le 3000 Avro arasýnda deðiþiyor. Bu maaþ ký-deme ve yönetici olmaya baðlý olarak artabi-liyor. Örneðin ben saðlýk merkezlerinde çalý-þanlardan daha fazla kazanýyorum.

- Yunanistan’da iþyeri hekimliði varmý? Nasýl iþliyor?

- Yunanistan’da iþyeri hekimliði var. An-cak Yunanistan’daki iþyerleri daha çok kü-çük ve orta ölçekli iþletmeler. Yunanistan sa-nayi ülkesi deðil o nedenle çok sayýda ve bü-yük fabrika yok, bu nedenle iþyeri hekimliðivar ama çok fazla deðil. 300 dolayýnda iþye-ri hekimi var.

- Genel Pratisyenlik eðitiminden desöz ederek görüþmemizi sona erdirebili-riz, deðil mi?

- Ülkemizde 7 tane týp fakültesi bulun-maktadýr. Týp fakültelerindeki eðitimdensonra hekimler AH/GP uzmanlýðýný seçmekisterlerse bu konuda bir baþvuru yapýyorlarve sýraya alýnýyorlar. Bir bekleme listesi olu-þuyor. Bu süre 3–4 yýlý bulabiliyor. Yani he-kimlerimiz yalnýzca uzmanlýk eðitimi alabil-mek için bile 3 ila 4 yýl arasýnda bekliyorlar.Ama bu arada dýþarýda özel olarak hekimlikyapabiliyorlar, maðdur olmuyorlar yani. Da-ha sonra sýra kendilerine geldiðinde uzman-lýk eðitimine baþlayabiliyorlar. Eðitimimizmodüler yapýda 16 eðitim modülümüz var.Eðitimlerin bir kýsmý hastanelerde gerçekle-þirken bir bölümü de saðlýk merkezleri ve bi-rimlerinde gerçekleþiyor. Bu eðitimler bir e-ðitim koordinatörü/yöneticisi tarafýndan dü-zenleniyor ve denetleniyor. Ben de eðitimkoordinatörüyüm. Bana baðlý olan bir saðlýkmerkezi ve GP’ler var. Tarif edeyim. Orayýda ziyaret edersiniz.

- Bize zaman ayýrdýðýnýz ve verdiði-niz bilgiler için teþekkür ederiz. Biz desizi Türkiye’de aðýrlamaktan mutlulukduyacaðýz. Bu görüþmeler belki Türkiyeve Yunanistan arasýnda karþýlýklý hekimdeðiþim programýnýn da baþlangýcý olur.Bu konuda ne düþünüyorsunuz?

- Aslýnda bu gün benim doðum günüm.Sizinle bir arada bulunmak bana güzel bir ar-maðan oldu. Ben de size teþekkür ederim. Ý-ki ülke arasý karþýlýklý hekim dönüþüm prog-ramýna gelince aslýnda bu konuya olumlu ba-kýyoruz. Hatta kimi giriþimler yapýldý, görüþ-meler baþlatýldý ama çok ilerleme kaydede-medik. Umarým gerçekleþtiririz. Tekrar te-þekkürler.

15-20 Mayýs 2007 tarihlerinde Yunanistan’a giden TTB heyeti,

Yunanistan birinci basamak saðlýksistemini inceledi.

Çeþitli saðlýk kurumlarýna ziyaretlerde bulunan heyet, Yunanistan Aile Hekimliði/

Genel Pratisyenlik Birliði BaþkanýProdromos Merkouris Bodosakis ile

bir görüþme yaptý.

2 1 Ekim 2007

TTB heyeti, Yunanistan saðlýk kurumlarýnda incelemelerde bulundu

SA LIK B R M

2 GP

SA LIK MERKEZ

8 GP+ Uzman +

konsultan hekimler

SA LIK B R M

2 GP

SA LIK B R M

1 GP

SA LIK B R M

2 GP

SA LIK B R M

1 GP

Þekil 1. Nea Matidos Saðlýk Merkezi (B2 Tip)

Page 3: yazdý Sayfa 6’da Saðlýkta yýkýma devam! - TTB · 2007. 10. 3. · lu, Dr. Gamze Saraçoðlu, Dr. Tolga Temel, Çanakkale Tabip Odasý’ndanDr. Azem Ül-kü, Dr. Þükrü Gündüz,

vaþ yavaþ sönümlenirken, bu seçim baþarýsýnýn doð-rudan ve dolaylý sonuçlarý konusu giderek daha yoðun bir þekilde gün-demimizi iþgal ediyor: Bu büyük kamuoyu desteðini arkasýna almýþ o-lan AKP hangi ufuklara doðru yelken açacak?

Baþarýyý sindirip, toplumsal dengeleri dikkate alarak saðduyulu biruzlaþma politikasý mý izleyecek yoksa arkasýna aldýðý rüzgarýn sürükle-diði sulara mý açýlacak?

Seçimi izleyen günlerde Baþbakan’ýn yaptýðý uzlaþmacý konuþmala-ra karþýn, hemen arkasýndan gelen Cumhurbaþkanlýðý seçimi ve anaya-sa deðiþikliði konusunda izlenen yöntem, ikinci olasýlýðýn aðýr bastýðýnýgösteriyor. Baþbakan, anayasa taslaðýný tartýþan üniversite rektörlerine“Onlar iþlerine baksýn!” diyor. Böylece daha taslak resmen ortaya çýk-madan, asýl amacýn “türban” sorununu halletmek olduðu kuþkularýyaygýnlaþýyor ve mevcut gerilimler yetmezmiþ gibi bir de anayasa geri-limi bütün aðýrlýðýyla gündemimize oturuyor.

Bu arada, gerilimin her türlüsünü barýþ, demokrasi, insan haklarý veözgürlükler alanýný daraltmak için ustaca kullanma yeteneði geliþmiþmilliyetçi-statükocu güçler fýrsatý kaçýrmýyor ve AKP’ye karþý geliþengüvensizliði, darbe anayasasýný savunma mevzilerinin tahkiminde harçmalzemesi olarak kullanmaya çalýþýyor.

Yirmibeþ yýldýr bu ülkede sol adýna ne varsa bütün toplumsal biriki-miyle birlikte ezen, sindiren cunta anayasasýný “sol” ana muhalefet sa-vunuyor.

Öyle görünüyor ki bu toz duman içinde, 1982 Anayasasý’nýn çaðdaþdemokrasiyi, insan hak ve özgürlüklerini perdeleyen niteliðini veAKP’nin asýl hedefi olan neoliberal dünya sistemi ile entegrasyon pro-jesinin önünü daha da açacak yasa ve anayasa deðiþikliklerini teþhir et-me görevi yine toplumsal muhalefeti ayakta tutmaya çalýþan birkaç ör-gütün ve sosyalist solun omuzlarýna yüklenecek.

Kabul edelim ki geçtiðimiz 4 yýl içinde AKP’nin neoliberal dünyasistemiyle bütünleþme doðrultusundaki programýnýn en dikkati çeken veitiraf etmek gerekir ki en baþarýlý sektörü saðlýk alaný oldu. Gerçi henüzortada saðlýk kurumlarýnýn tek çatý altýnda toplanmasý, yarým yamalakbir “Aile Hekimliði Pilot Uygulamasý” ve kuyruðu Anayasa Mahke-mesi’ne kaptýrmýþ “Genel Saðlýk Sigortasý” (GSS) yasasý dýþýnda fazlabir ürün yok ama þöyle ya da böyle bir kamuoyu memnuniyeti olduðuinkar edilemez.

Bunun nasýl saðlandýðýný biz hekimler iyi biliyoruz: Saðlýk hizmeti-ni daha çok hasta muayenesi, daha çok reçete yazma ve daha hýzlý ilaçalmaya indirgeyen pragmatik bir anlayýþýn halk nezdinde itibar kazan-masý kaçýnýlmazdý. Buna, seçime bir ay kala sevk zincirini kýrýp, hasta-larýn birinci basamaðý atlayarak üniversite hastanelerinde ve özel hasta-nelere ulaþtýrma kurnazlýðýný vb. eklerseniz bu baþarýnýn olaðanüstü biryaný olmadýðý kolayca ortaya çýkar. Bu arada özel hastanelerde cepten ö-demeler, etik dýþý uygulamalar alýp baþýný gitmiþ, üniversite hastanele-rinde kuyruklar koridorlardan taþmýþ ne gam! Pragmatik AKP siyasetçi-sinin elinde bütün bunlar tekil kötü örnekler olarak halka kolayca açýk-lanýr ve yerine göre özel hastaneler, yerine göre üniversite hastaneleri,yerine göre de TTB ve hekimler suçlanýr olur biter.

Sahnede bu oyun oynanýrken, perde arkasýnda özel saðlýk sektörü sü-rekli pompalandý ve sessiz sedasýz olaðanüstü bir büyüme gerçekleþti-rildi, yabancý büyük saðlýk iþletmelerine kapýlar açýldý, sektörde tekelci-lik körüklendi, kamu kurumlarý saðlýk hizmeti üretmekten adým adýmçekildi ve hizmetin özel alandan satýn alýnmasýnýn yasal zemini hazýr-landý. Mevcut kamu hastanelerinin iþletme haline çevrilmesi yasasý söz-leþmeli istihdam, yabancý hekim çalýþtýrma vb. gündemin ilk sýralarýndazamanýný bekliyor.

Bugünlerde Saðlýk Bakaný’nýn bir basýn toplantýsýnda ortaya attýðýkamu kesiminde “tam gün” çalýþma zorunluluðu da bu sürecin bir par-çasý olarak gündeme geldi. Týp fakültelerini de kapsayacaðý ifade edilenbu deðiþikliðin hekimlerin önemli bir bölümünü ayaða kaldýrdýðýný bili-yoruz. Uygulamadan etkilenecek olanlar sadece muayenehane sahibi he-kimler deðil. Saðlýk Bakanlýðý dýþýndaki kamu kurumlarýnda çalýþan dö-ner sermaye almayan ve ikinci bir iþte de çalýþmak zorunda kalan he-kimler ve iþyeri hekimleri de etkilenecekler arasýnda.

Hekimler arasýnda çeþitli açýlardan tartýþýlmaya muhtaç bu uygula-manýn önümüzdeki aylarýn gündemini iþgal edeceðini biliyoruz. Týp fa-kültesi öðretim üyeleri ve uzmanlýk dernekleri temsilcileriyle yaptýðý-mýz ilk görüþmelerde “tam gün”le ilgili blok bir tutumun söz konusuolmadýðý anlaþýlýyor. Bugünkü uygulamanýn Cumhuriyetin kuruluþun-dan beri süregelen kazanýlmýþ bir hak olduðunu ileri sürenler yanýnda,özellikle eðitim kurumlarýnda ilke olarak tamgün sisteminin zorunlu ol-masý gerektiðini vurgulayanlar da var. TTB olarak önümüzdeki günler-de 1960’lý yýllardan beri savunageldiðimiz kamu kesiminde “tam günçalýþma” ilkesini göz ardý etmeden bugünün koþullarýnda nasýl bir tamgün uygulamasýný önerdiðimizi ana hatlarýyla ortaya koymak durumun-dayýz. Kamunun kamu olmaktan çýktýðý, hastanelerin iþletme haline dö-nüþtürüldüðü, sözleþmeli statü ile iþ güvencesinin yok edildiði, býrakýn“grevli toplu sözleþmeli sendika hakký”nýn tanýnmasýný üyelerinin özlükhaklarý üzerinde söz sahibi olan baðýmsýz bir meslek örgütüne bile ta-hammül edilmediði bir düzende, getirilmek istenen “tam gün”ün bizimsavunduðumuz “tam gün” olmayacaðý açýk. Getirilmek istenen uygula-manýn gerçek amacý konusunda kuþkularýmýz var. Ancak sorunun bü-tünden koparýlýp “tam günden yana olmak ya da olmamak” ikilemi-ne indirgenemeyeceði ortada.

TTB aslýnda yýllar önce uluslararasý sermaye kurumlarýnda hazýrlýk-larý yapýlan, 1990’lardan bu yana Doðu Avrupa ülkelerinde uygulanma-ya konulan bütün bu sürecin ne anlama geldiðini hekimlere ve halka sa-býrla anlatmaya çalýþýyor. Sistemin iyi sonuç vermediðini, gerek hizmetsunanlar, gerekse hizmet alanlar açýsýndan eþitsizlikleri arttýrdýðýný, za-ten pahalý olan ilaç ve teknoloji kullanýmýnda harcamalarý yükselttiðini,dýþa baðýmlýlýðý hýzlandýrdýðýný, koruyucu saðlýk hizmetlerini zayýflattý-ðýný örnekleriyle göstermeye uðraþýyor. Genel Saðlýk Sigortasý’ný mev-cut haliyle uygulanmasý halinde ilerde hizmetin adým adým paralý halegeleceðini, “temel teminat paketi”nin ister istemez küçüleceðini, budurumda ek özel saðlýk sigortalarýnýn devreye gireceðini, ödeme güçlü-ðü içinde olan kesimlerin saðlýk güvencesini kaybedeceðini anlatmayaçalýþýyor.

Çalýþýyor ama her konuda olduðu gibi bu konuda da halka ileride o-lacaklarý sayýp dökmek yeterince uyarýcý olmuyor, söylenenler nasihatgibi algýlanýyor. Bunlarýn sadece nasihat olmadýðý ise ancak “musi-bet”le yüzyüze gelince kavranabiliyor. Hekimler için, genç ve dar gelir-lilerden baþlayarak elit kesime doðru gecikerek ulaþan bol miktarda “musibet” gündeme geldiði için durum çabuk kavranýyor.

Performans v.b. uygulamalarla kamuda çalýþan hekimler hizmet sa-týn alma ve hýzlý büyümeye baðlý olarak da özel saðlýk alanýnda çalýþanhekimler belki de son yýllarýn en yüksek gelir ortalamalarýna ulaþtýklarýhalde, yarýn ne olacaðýnýn telaþýný yaþýyor, geleceðe güvenle bakamýyor.Sistemin hekim emeðini dolayýsýyla mesleði adým adým deðersizleþtire-ceðini fakediyor. Bu tedirgin edici ortamda meslek örgütümüze dört el-le sarýlmaktan ve kýsa vadeli çýkarlarýmýzý bir yana býrakýp dayanýþma i-çinde ortak deðerlerimiz etrafýnda kenetlenmekten baþka çare yok.

31 Ekim 2007

gündem...Prof. Dr. Gençay Gürsoy

baþ tarafý sayfa 1’de

“Nasihat”ler ve “Musibet”ler…

Týp Dünyasý – SELANÝK - Neo-matidas Yunanistan’ýn Selanik þehri-ne yaklaþýk 60 km. uzaklýkta, yakýn-larýnda bir göl ve mesire yerlerininbulunduðu, küçük þirin bir kasaba.Þehirde saðlýk merkezi yakýnlarýndabir de eczane bulunmakta. Hafta so-nu olmasý nedeniyle ön taraftaki po-liklinik giriþi kapatýlmýþtý. AncakSaðlýk Merkezi açýktý ve acil giriþi o-larak kullanýlan arka kapý kullanýlý-yordu.

Saðlýk merkezinin o günkü so-rumlu hekimi olan Dr. Fotini Kitsiuile görüþüldü. Kadýn hastalýklarý vedoðum uzmaný olan ve burada genelpratisyen olarak çalýþan Dr. Fotini, bubölgenin özellikle turistler tarafýndantercih edilmesi nedeniyle iþlerinin ö-zellikle yaz aylarýnda çok yoðun geç-tiðini anlattý. Normalde 11 hekimin(8 GP, 3 diþ hekimi) görev aldýðý bumerkezde, 3’erli ekip olarak çalýþtýk-larýný belirtti. Fotini, günde yaklaþýk50-60 hastanýn baþvurduðunu ve bu-nun yoðun bir sayý olduðunu vurgu-ladý. Burada sadece poliklinik hizme-ti verilmediðini belirten Dr. Fotini, a-

þýlama gibi koruyucu saðlýk hizmet-lerinin de sunulduðunu söyledi.

Fotini, merkezde staff olarak çalý-þan uzman hekimler, genel pratisyen-ler, diþ hekimleri ve mikrobiyologla-rýn da çalýþtýðýný belirtti.

Alýnan ücretin standart olduðunukaydeden Dr. Fotini, bunun herhangibir þekilde deðiþmediðini vurguladý.Fotini, “Bir GP ortalama 2200 Av-ro kadar kazanýyor. Ücretler sabit20 hastaya da 50 hastaya da bakýl-sa ücret aynýdýr. Bu ücret maaþþeklindedir bir ek ödeme yoktur.Hastadan da ek ücret talep etme-yiz. Yalnýzca maaþýmýzý alýyoruz.

Ülkenin farklý bölgelerinde çalýþ-ma ya da farklý branþlarda çalýþmaile maaþta herhangi bir deðiþiklikolmamaktadýr. Örneðin bir GP ilekadýn doðum uzmanýnýn aldýðý ma-aþ ya da merkezde çalýþanla köydeçalýþanýn maaþý aynýdýr. Ancak ký-deme göre biraz deðiþmektedir” di-ye konuþtu.

“Fazlanýn sonu yok” diyen Dr.Fotini, kazandýklarý paranýn kendile-rine yettiðini bildirdi. Pek çok farklýülkede çalýþtýðýnýn altýný çizen Fotini,bu saðlýk merkezinin çalýþtýðý en iyisaðlýk merkezlerinden biri olduðunukaydetti.

Neomatidas’da saðlýk merkezi ziyaretiYunanistan birinci basamak saðlýk hizmetleriyle ilgili incelemelerde bulunan TTB Heyeti, Selanik ya-kýnlarýndaki Neomatidas kasabasýnda saðlýk merkezini ziyaret etti. Saðlýk merkezinin hekimi FotiniKitsiu, merkezin çalýþma sistemini anlattý.

Týp Dünyasý – ANKARA – TürkTabipleri Birliði Merkez Konseyi, 1Eylül Dünya Barýþ Günü dolayýsýyladüzenlenen basýn toplantýsýnda,ABD’yi Ortadoðu’dan elini çekmeyeçaðýrdý.

Türk Tabipleri Birliði MerkezKonseyi, iki örgüt arasýndaki iliþkile-ri geliþtirmek amacýyla Türkiye’yegelen Suriye Tabipler Sendikasý yö-neticileriyle birlikte, 1 Eylül DünyaBarýþ Günü nedeniyle ortak bir basýntoplantýsý düzenledi. Basýn toplantý-sýnda konuþan TTB Merkez KonseyiBaþkaný Prof. Dr. Gençay Gürsoy,yaþadýðýmýz coðrafyada savaþýn ha-len en önemli halk saðlýðý sorunu ol-duðunu belirtirken, Büyük OrtadoðuPlaný kapsamýnda komþu Irak’a yöne-lik askeri müdahalede bulunanABD’nin bu durumun en büyük so-rumlusu olduðunu kaydetti. Irak’ýnbu müdahalenin sonucunda parçalan-manýn eþiðine geldiðini, Ýran’ýn iseyine ABD tarafýndan hedef gösteril-meye devam edildiðini söyleyenGürsoy, “1 Eylül Dünya Barýþ Gü-nü dolayýsýyla Türk Tabipleri Birli-ði olarak, bu durumdan duyduðu-

muz endiþeyi bir kez daha ifade e-diyor ve ABD’yi bölgeden eliniçekmeye davet ediyoruz” dedi.

Bölgede ve tüm dünyabarýþ egemen olsun

Hekimlerin, bölgede ve tüm dün-ya barýþýn egemen olmasýný istediðinivurgulayan Gürsoy, bu nedenle silah-lanma harcamalarýnýn azaltýlmasýný,bu kaynaðýn saðlýða, eðitime, yoksul-luk ve açlýkla mücadeleye harcanma-sýný istediklerini bildirdi.

Gürsoy, TTB olarak geçen yýl E-kim ayý içerisinde Ýsrail’in Lübnan’ayaptýðý saldýrýnýn hemen sonrasýndaSuriye ve Lübnan’a bir ziyarette bu-

lunarak, dostluk ve dayanýþma duy-gularýný ilettiklerini anýmsatarak, Su-riye Tabipler Sendikasý’nýn ziyaretihakkýnda da bilgi verdi. Gürsoy, söz-lerini þöyle sürdürdü:

“Hekimler olarak yaþadýðýmýzcoðrafya’da barýþýn inþasýna yapý-lacak en önemli katkýnýn saðlýk ala-nýnda yürüteceðimiz iþbirliði ve de-neyimlerimizin karþýlýklý paylaþýmýile mümkün olabileceðine inanýyo-ruz. Bu amaçla Suriye ile kurduðu-muz bu güçlü iliþkileri diðer kom-þularýmýz baþta olmak üzere tümülkelerle geliþtirilmesi yönündebundan sonra da gayret içerisindeolacaðýmýzýn bilinmesini istiyoruz.”

1 Eylül Dünya Barýþ Günü…

“Saðlýk barýþa uzanan köprüdür”TTB Merkez Konseyi, ABD’nin Irak’a müdahalesinden bu yana bölgede süren savaþ ortamýndanduyduðu rahatsýzlýðý bir kez daha dile getirirken, savaþa ve silahlanmaya ayrýlan kaynaðýn saðlýða,eðitime, yoksulluk ve açlýkla mücadeleye ayrýlmasý gerektiðini bildirdi.

Týp Dünyasý – ANKARA – Yargý-tay’ýn bozma kararý üzerine “halkýkin ve düþmanlýða tahrik” iddiasýy-la yeniden hakim karþýsýna çýkarýlacakolan Prof. Ýbrahim Kaboðlu ile Prof.Baskýn Oran’a Türk Tabipleri Birli-ði’nin de aralarýnda bulunduðu sendi-ka, meslek örgütü ve sivil toplum ku-ruluþlarý destek verdi.

DÝSK, KESK, Türk Tabipleri Bir-liði, Türk Diþhekimleri Birliði, Ýstan-bul Tabip Odasý, Ýstanbul Diþhekimle-ri Odasý, Ýstanbul Eczacýlar Odasý,78’liler Türkiye Giriþimi, ÜniversiteÖðretim Üyeleri Derneði, ortak bir a-çýklama yaparak, Yargýtay 8. Daire-si’nin kararýnýn düþünce özgürlüðüneçok aðýr bir darbe indirdiðini bildirdi-ler. Türk Tabipleri Birliði MerkezKonseyi Baþkaný Prof. Dr. GençayGürsoy, “Yeniden yargýlama kararýTürkiye’nin demokratikleþme yo-lunda 100 yýldýr bir arpa boyu yolalamadýðýnýn göstergesidir” dedi.

Ortak açýklamada, kararýn ceza ya-salarýndaki düþünce özgürlüðüne iliþ-kin hükümlerde köklü bir reform yap-ma gereðini ortaya koyduðu belirtildi.“Demokratikleþme, salt anayasanýnve/veya bazý yasa metinlerinin de-

ðiþtirilmesi olgusuna indirgeneme-yecek bir süreçtir” denilen açýklama-da, demokratikleþme sürecinin deva-

mý açýsýndan, yargý erkinin esas iþlevi-nin ne olduðu konusunda net bir baký-þa sahip olmasýnýn da çok büyük önemtaþýdýðý vurgulandý. Açýklamada,“Devleti bireye karþý deðil, bireyidevlete karþý korumak ülkemiz yar-gý alt kültürünün ana düsturu hali-ne gelmedikçe demokratikleþme yo-lunda hiçbir ilerleme kaydedemeye-ceðimiz açýktýr. Özgürlüklerine sa-hip çýkan bireylerin göðüslerini ge-re gere ‘Ankara’da yargýçlar var’diyebildikleri bir geleceðin umudu-nu taþýdýðýmýzý kamuoyuna duyu-ruruz” denildi.

Kaboðlu ve Oran’a destekYargýtay’ýn bozma kararý

üzerine halký kin ve düþmanlýða tahrik iddiasýyla

yeniden hakim karþýsýna çýkacak olan

Profesör Ýbrahim Kaboðlu ile Profesör Baskýn Oran’a

meslek örgütleri destek verdi.

Özel HastanelerYönetmeliði’ne durdurmaTýp Dünyasý – ANKARA – Danýþtay10. Dairesi, Türk Tabipleri Birli-ði’nin “Özel Hastaneler Yönetme-liði” ile ilgili olarak açtýðý davada,kimi maddelerin yürütmesini dur-durdu. Türk Tabipleri Birliði, 21 Ekim2006 tarih ve 26326 sayýlý ResmiGazete’de yürürlüðe giren “ÖzelHastaneler Yönetmeliði’nde Deði-þiklik Yapýlmasýna Dair Yönetme-lik”in bazý maddelerinin iptali veyürütmesinin durdurulmasý istemiile dava açmýþtý. Danýþtay 10. Da-iresi’nin yürütmesinin durdurulma-sýna karar verdiði maddeler þöyle: “Özel hastanelerin laboratuar hiz-metlerini satýn almasýna olanaksaðlayan düzenlemeler; hastanebünyesinde kurulacak olan labo-ratuarlarýn hastanenin faaliyet izinbelgesinde yer alacaðýna ve ayrý-ca ruhsatlandýrýlmayacaðýna iliþ-kin düzenlemeler; yönetmelik iledüzenlenmesi gereken bazý husus-larýn daha sonra düzenleneceðineiliþkin hükümler; özel hastane ola-rak kullanýlacak bina koþullarýnýdüzenleyen maddeler.” Söz konusu maddelerin ayrýntýlarý-na Türk Tabipleri Birliði’ninwww.ttb.org.tr adresindeki websayfasýndan ulaþýlabilir.

65 yaþ üstü hekimlereçalýþma yasaðýTýp Dünyasý – ANKARA – SosyalGüvenlik Kurumu (SGK), 65 yaþüstü hekimlere çalýþma yasaðý ge-tirdi. SGK’nin Özel Saðlýk Kurumun-dan/Kuruluþundan Saðlýk HizmetiSatýn Alma Sözleþmesi’nde, “Sað-lýk kurum/kuruluþu, hastalara hiz-met verebilmek için ruhsatýnda vefaaliyet izin belgesinde yer alanbranþlarda 65 (altmýþbeþ) yaþýnýdoldurmamýþ en az bir tam za-manlý uzman hekim bulundurmayýkabul ve taahhüt eder” ifadesineyer verildi. Henüz yürürlüðe gir-meyen düzenleme emekli maaþýy-la geçinme olanaðý olmadýðý içinözelde çalýþmak zorunda kalan65 yaþ üstü hekimlerin büyük tep-kisini çekti. TTB Merkez Konseyi,konuyla ilgili olarak SGK Baþkan-lýðý’na yazý gönderdi. Mektupta,kamuda ya da özel sektörde he-kimlik faaliyetlerinin sürdürülebil-mesi için tek baþýna yaþ faktörü-nün esas alýnmasýnýn kabul edile-mez bir çalýþma hakký ihlali oldu-ðu vurgulandý. Oldukça düþük e-mekli maaþlarý ile karþý karþýya bý-rakýlan hekimlerin hiçbir makulgerekçeye dayandýrýlmadan çalýþ-ma haklarýnýn kýsýtlanmasý kabuledilemeyeceðine yer verilen mek-tupta, “Gerekçesi ne olursa olsunhekimlerin mesleki pratiklerininengellenmesi ya da sýnýrlanmasýyönündeki giriþimlerde TTB ve ta-bip odalarýnýn taraf olacaðýnýn bi-linmesini isteriz” denildi.

KESK, “Ýnsanca YaþamÝçin” yürüdüTýp Dünyasý – ÝSTANBUL –KESK’in, Hükümet’le toplu görüþ-me öncesinde 27 Aðustos’ta Ýstan-bul’dan baþlattýðý “Ýnsanca Bir Ya-þam Ýçin Yürüyoruz” sloganýylabaþlattýðý yürüyüþ, 3 gün sonraAnkara’da sona erdi. Grevli toplu sözleþme hakký tale-biyle baþlatýlan yürüyüþe, 27 A-ðustos günü Ýstanbul’da BakýrköyÖzgürlük Meydaný’nda yapýlanbasýn açýklamasýndan sonra geçil-di. Türk Tabipleri Birliði’nin yaný sý-ra, DÝSK, TMMOB ile çeþitli meslekodalarý ve sanatçýlarýn da katýldýðýbasýn açýklamasýnda, KESK’in yü-rüyüþüne destek verildi. Grevli toplu sözleþme hakký, eþit i-þe eþit ücret, en düþük memur üc-retinin 1.150 YTL olmasý talepleri-ni içeren yürüyüþ Gebze, Kocaeli,Bursa ve Eskiþehir’den sonra 29Aðustos 2007’de Ankara’da sonaerdi. Türkiye’nin çeþitli illerindengelen KESK üyeleri, destek verensendika ve meslek örgütü temsilci-lerinin de katýlýmýyla öðle saatle-rinden itibaren Maltepe’de toplan-maya baþladýlar. Burada bir basýnaçýklamasý yapan KESK Baþkaný Ýs-mail Hakký Tombul, taleplerini birkez daha dile getirerek, insancayaþam için yürüyüþlerinin süreceði-ni söyledi.

Page 4: yazdý Sayfa 6’da Saðlýkta yýkýma devam! - TTB · 2007. 10. 3. · lu, Dr. Gamze Saraçoðlu, Dr. Tolga Temel, Çanakkale Tabip Odasý’ndanDr. Azem Ül-kü, Dr. Þükrü Gündüz,

1 Ekim 20074

C M Y K

Yan dal sýnavlarý20 Ekim’deTýp Dünyasý – ANKARA - Uz-man hekimlerin daha ileri sevi-yede yapacaklarý eðitim için,“Yan Dal Uzmanlýk Eðitim GiriþSýnavlarý” 20 Ekim 2007 tari-hinde Ankara’da yapýlacak. Öðrenci Seçme ve YerleþtirmeMerkezi’nden (ÖSYM) yapýlanyazýlý açýklamada, Yan Dal Eði-tim Giriþ Sýnavlarý iç hastalýkla-rý, çocuk saðlýðý ve hastalýklarý,genel cerrahi ana dallarýnda o-lacak. Sýnava katýlmak isteyenadaylar 24 Eylül-1Ekim 2007tarihleri arasýnda týp fakültesibulunan üniversitelerin rektör-lükleri tarafýndan kabul edile-cekler. Sýnavýn içeriði, konten-janlar baþvurular ve tercihlerleilgili ayrýntýlara ise ÖSYM’ninweb sayfasýndan ulaþýlabilecek.

Adli TýpKurumu’ndakibaskýlara tepkiTýp Dünyasý – ÝSTANBUL – AdliTýp Kurumu’ndaki (ATK) keyfiuygulamalar dur durak bilmi-yor. ATK Baþkaný Dr. KeramettinKurt’un döneminde yaþanan o-lumsuzluklarla ilgili olarak da-ha önce de yapýlan açýklama-lara ve gösterilen tepkiye kar-þýn, hekimlere yöneltilen baský-lar giderek artýrýldý, burada gö-rev yapan hekimler birer birersürgün edildi ya da istifaya zor-landý. ATK’deki keyfi uygula-malara son olarak Dr. ÞehaliÖzer’e yapýlan baský ve haksýz-lýklar eklendi. TTB yönetimi, ikiyýldýr çeþitli kereler sürgün edi-len ve sürekli olarak ATK yöne-timinin baskýlarýna maruz ka-lan Özer’e destek vermek a-macýyla Adli Týp UzmanlarýDerneði ile ortak bir basýn top-lantýsý düzenledi. Basýn toplan-týsýnda, Dr. Þehali Özer’e veATK çalýþanlarýna yönelik bas-kýlarýn bir an önce sonlandýrýl-masý istendi.

NovamedgrevcilerinedestekTýp Dünyasý – ANKARA – TürkTabipleri Birliði Kadýn Hekimlikve Kadýn Saðlýðý Kolu (KHKSK),Novamed iþçilerinin direniþinedestek verdi. Antalya’da serbest bölgede ü-retim yapan Alman sermayeliNovamed GmbH diyaliz ürün-leri fabrikasýnda, 82’si kadýn84 iþçinin, haksýz yere iþten çý-karýlmalarý nedeniyle geçen yýl26 Eylül’de baþlattýklarý direni-þe destek vermek amacýyla birbasýn açýklamasý yapan TTB-KHKSK, þirketi iþçilerin taleple-rini kabul etmeye çaðýrdý. Açýk-lamada, saðlýk malzemesi üre-ten Novamed’in kötü çalýþmakoþullarý nedeniyle çalýþanlarý-nýn saðlýðýný tehdit etiði belirti-lerek, “Þirketi kar hýrsýný dizgin-leyerek üretim koþullarýný dü-zeltmeye çaðýrýyoruz” denildi.Açýklamada þöyle denildi: “Novomed iþçisi kadýnlarýn di-reniþi bir kez daha hepimize e-meðimize, bedenimize, onuru-muza sahip çýkmak zorundaolduðumuzu göstermiþtir. Bede-nimizin ve hayatýmýzýn iþvereninve temsilcilerinin isteðine-ihti-yaçlarýna göre düzenlenmesiniprotesto ediyoruz. Asýl olan in-sandýr ve üretim süreçleri bugerçeðe göre düzenlenmelidir.”

Bakan l ýð ý ’n ýndört yýlý aþkýn süredir uygulama-dýðý “Saðlýkta Dönüþüm Progra-mý”nýn önemli ayaklarýndan birininkamu hastanelerinin iþletme halinegetirilmesi olduðunu belirten Ayaz,söz konusu tasarýyla birlikte kamuhastanelerinin kar-zarar esasýna göreçalýþan iþletmeler haline getirilereközelleþtirileceðini kaydetti.

Yönetim yapýsýdeðiþtiriliyor

Ayaz, Kamu Hastane BirlikleriPilot Uygulama Yasa Tasarýsý’nagöre hastanelerin yönetim yapýsýnýnbütünüyle deðiþtirildiðini söyledi.Yönetim kurulu üyelerinin valilik,yerel yönetim, il özel idaresi, ticaretodasý temsilcilerinden oluþtuðunuanlatan Ayaz, baþýnda da bir genelsekreter bulunduðunu aktardý. Ayaz,birlikler halinde örgütlenecek olankamu hastanelerinin tümüyle kendigelirleri ile ayakta duran kurumlarolmaya zorlandýðýný, bu arada çalýþ-ma ve ücretlendirme rejiminin de

deðiþtirildiðini, kýsacasý kamu has-taneleri iþletme haline dönüþtürüle-rek, piyasaya açýlmýþ olduðunu kay-detti.

Hedef sözleþmeli çalýþma59. Hükümet döneminde günde-

me gelen ancak yasalaþmayan “Ka-mu Yönetimi Temel Ýlkeleri Ka-nun Tasarýsý” (KYTÝK) ile birliktedüþünüldüðünde iþletme haline geti-rilecek olan kamu hastaneleri önce

yerel yönetimlere devredilecek, ar-dýndan tümüyle özelleþtirileceðinibelirten Altan Ayaz, hekimler vesaðlýk çalýþanlarýnýn da sözleþmeliçalýþanlar haline getirileceðini bil-dirdi. Ayaz, “Öyle görünüyor kiKYTÝK”i bütünlüklü bir biçimdeçýkaramayan hükümet ‘KamuHastaneleri Birlikleri Pilot Uygu-lama Yasa Tasarýsý’ ile bu amacaparça parça ulaþmak istiyor” diyekonuþtu.

ðýný bildirirken,“Bir madde veya belki özlük hak-larýyla ilgili 1-2 madde de deðiþti-rebiliriz” diye konuþtu. “Kamudaçalýþan hekimlerden bir tercihtebulunmalarý mý istenecek?” soru-suna, Akdað, “Nasýl ki 100 heki-min 62’si þu anda gönüllü olarak‘ben kamuda çalýþacaðým’ demeyiteþvik edici unsurlardan dolayýtercih etmiþse, geri kalan yüzde38’lik gruba da ‘artýk çoðunlukböyle bir noktaya geldiðine göresiz de tercihinizi yapýn, arzu eder-seniz kamuda çalýþýn size ek öde-me verelim, arzu ederseniz kamu-

dan ayrýlýn dýþarýda çalýþýn’ diyo-ruz” karþýlýðýný verdi.

Yabancý hekimSaðlýk Bakaný Recep Akdað, ya-

bancý hekim çalýþtýrýlmasý uygula-masýnýn da yeniden gündeme getiri-leceðini bildirdi. Yabancý hekimle-rin Türkiye’de çalýþmasý durumun-da, hekimler açýsýndan iþsizlik gibibir sorunun gündeme gelmeyeceði-ni savunan Akdað, yabancý hekimgelmesinin hekim açýðýný ortadankaldýrmayacaðýný söyledi. Akdað,denklik ve benzeri hususlarýnYÖK’ün kontrolünde olmaya de-

vam edeceðini kaydetti. Akdað, “Okadar çok hekim ihtiyacýmýz varki, Türkiye’ye 5 bin Türk vatan-daþý olmayan hekim getirebilsekbile bizim hekimlerimizin iþ alan-larýnda en ufak bir daralma ol-mayacak” görüþünü savundu.

2023’te, en az 200 binhekim

Halen ülke genelinde 100 bin he-kim bulunduðunu ifade eden Ak-dað, “2023’te, en az 200 bin hekimolmazsa bu ülkede saðlýk hizmetiyürütülemez hale gelir. Çünkühem nüfus hem de vatandaþýn

saðlýk bilinci artýyor” dedi.

Yeni týp fakülteleri Týp fakültelerindeki öðrenci sa-

yýsýnýn artýrýlmasý gerektiðini yine-leyen Akdað, “YÖK bu konudahiçbir iþbirliðine yanaþmýyor” di-yerek, “Aralýk’ta yeni YÖK Baþ-kaný’nýn göreve gelmesiyle konu-nun çözüme kavuþmasýný umduk-larýný” belirtti. YÖK yetkililerininyeni týp fakültesine ihtiyaç olmadýðýgörüþünde olduðunu ifade eden Ak-dað, Türk Tabipleri Birliði’nin deayný görüþte olduðunu kaydetti.

Akdað, bir baþka soru üzerine

yabancý doktorlarýn Türkiye çalýþ-masýna olanak tanýyan düzenleme-nin de 1219 sayýlý yasada yapýlacakdüzenlemenin içinde yer alabilece-ðini ancak bu konuyu Baþbakan Re-cep Tayyip Erdoðan ile tekrar gö-rüþeceklerini bildirdi. Akdað, “Sa-yýn Baþbakanýmýz uygun görürse,o da olur onun içinde” diye konuþ-tu. Gelecek 5 yýl sonunda SaðlýktaDönüþüm Programýnýn tamamlan-masýný hedeflediklerini belirten Ak-dað, bu süre sonunda ülkenin yep-yeni bir saðlýk sistemine sahip ola-caðýný kaydetti.

Hükümetten beklentilerYeni dönemde, en baþta savunul-

masý gereken konulardan birinin la-iklik olduðunu belirten Gürsoy,“Kuþkusuz ki, Türk Tabipleri Birli-ði de bu konuda taviz vermeyecek-tir” diye konuþtu. Gürsoy, neoliberaluygulamalarýnýn aynen devam etti-ðine dikkat çekerek, özelleþtirme vepiyasalaþma konusunda kamu aley-hine geliþmelerin sürdüðünü vurgu-ladý.

Hükümeti, seçimlerden öncebaþlatýlan birinci basamak saðlýkhizmetlerinin ücretsiz olmasý uygu-lamasýný sürdürmeye çaðýran Gen-çay Gürsoy, “Aksi halde bununbir seçim yatýrýmýndan ibaret ol-duðunun altýný çizmiþ olacaðýz”dedi. Gürsoy, hükümetten çevre so-runlarýna karþý da daha fazla duyar-lý olunmasýný istedi. Türkiye’ninçevre sorunlarýnýn en yoðun yaþan-

dýðý ülkelerden biri olduðuna iþareteden Gürsoy, neoliberal uygulama-larla bu sorunlara çözüm bulunma-sýnýn olanaklý olmadýðýný belirtti.

Gürsoy’un konuþmasýnýn ardýn-dan, TTB Genel Sekreteri Dr. AltanAyaz da, basýn açýklamasýný okudu.Basýn açýklamasýnda þunlara yer ve-rildi:

Anayasa deðiþikliði halkayönelik olmalý

Þimdilerde anayasanýn yine ege-men sýnýflarýn çýkarlarý, çaðdýþý top-lumsal düzen yanlýlarýnýn beklenti-leri doðrultusunda deðiþtirilmesigündemdedir. Oysa Anayasa’nýngerçekten demokratikleþtirilmesigerekmektedir. Bu nedenle içtenlik-li ve toplum yararýný önceleyen birçabaya ihtiyaç vardýr. Yeni anayasa,mutlaka tüm yurttaþlarýn temel in-san hak ve özgürlüklerine eksiksizsahip olmalarýný garanti altýna alma-

lý, örgütlenmenin önündeki her türengeli kaldýrmalý, siyasetin toplu-mun tüm kesimlerine açýlmasýna o-lanak tanýmalý, katýlýmcý, özgürlük-çü, tam baðýmsýzlýktan ödün verme-yen, emekten yana, laik, sosyal, hu-kuk devleti normlarýna uygun, çevresorunlarýna duyarlý, özelleþtirmekarþýtý, kamulaþtýrmaya olanak taný-yan hukuki bir metin olmalýdýr. Sað-lýk, tüm yurttaþlar için hak olarak ta-riflenmeli ve devlet tüm yurttaþlarýn“Saðlýk Hakký”ný Anayasal güven-ce altýna almalýdýr.

Piyasacý politikalar terkedilmeli

AKP, önceki dönem uyguladýðýve üretici kesimleri daha zor duru-ma sokan, belirli rant kesimlerinimemnun eden, uluslararasý finanskurumlarýnýn güdümünde yürüyenpiyasacý modelden vazgeçmelidir.Aksi takdirde sadece sýcak para ile

dönen ve cari açýðýn iyice büyüdüðüTürkiye ekonomisi daha fazla ayak-ta duramayacak, bu durumda toplu-mun baþta yoksul kesimleri olmaküzere tüm kesimlerini etkileyecek-tir. Cari açýðý küçültmek üzere yo-ðunlaþtýrýlan kamu varsýllarýnýn ö-zelleþtirilmesi, kamu hizmetlerininpiyasaya açýlmasý uygulamalarýn-dan vazgeçilmelidir. Bunun yerineyatýrýmlara önem veren, istihdamyaratan, gelir adaletsizliðini azaltýcýpolitikalara yönelinmelidir.

Saðlýk haktýr Hükümet, aile hekimliði uygula-

masý ile kapatýlan saðlýk ocaklarýnýnyeniden açýlmasýný, saðlýk ocaklarý-nýn altyapý, araç-gereç olarak geliþ-tirilmesini, yeterli saðlýk personeliistihdam edilmesini temin edereksevk zincirini tüm kurallarý ile uy-gulamalýdýr. Birinci basamakta gö-rev yapan tüm hekimlere aile he-

kimliði pilot uygulamanýn baþladýðýillerde ödenen ücret “Birinci Basa-mak Tazminatý” adý altýnda öden-melidir. Kamunun özel saðlýk ku-rumlarýndan hizmet almasýný dur-durmalý ve kamu saðlýk hizmetleriniiyileþtirmeli, niteliðini yükseltmeli,herkese eþit sunumunu saðlayacaktedbirleri almalý ve parasýz sunmalý-dýr. Hekimlerin iþ güvencesini elin-den alan “sözleþmeli çalýþma” gün-deme getirilmemelidir. Bütün saðlýkçalýþanlarýnýn grevli toplu sözleþme-li bir çalýþma ortamýnda, tam süreçalýþmasý gerektiðini, taþeron çalýþ-maya son verilerek bütün saðlýk ça-lýþanlarýnýn sözleþmeli vb. iþ güven-cesiz bir biçimde deðil, tek bir çalýþ-ma rejiminde ve tek bir ücretlendir-me sistemiyle istihdam edilmesinitalep ediyoruz. Hekimlere ödenecektemel ücret asgari geçim endeksineuygun olmalý ve özlük haklarýnayansýmalýdýr.

“Piyasacý politikalar terk edilmeli”

yasa hukuku uz-maný Prof. Dr. Ýbrahim Kaboðlubir sunum yaptý. Kampanyayý baþla-tan sendika ve meslek örgütleri tem-silcileri de nasýl bir anayasa istedik-lerini anlattýlar.

Toplantýda TTB adýna da MerkezKonseyi üyesi Dr. Ali Çerkezoðlusöz aldý. 12 Eylül 1980 darbesininürünü olan bu anayasa hazýrlanýr-ken, emekten yana olan örgütlerintemsilcilerinin ya hapiste, ya sür-günde, ya da yurtdýþýnda olduðunu,görüþlerinin bu anayasaya yansýya-madýðýný anýmsatarak konuþmasýnabaþlayan Çerkezoðlu, “Bugün bu-radayýz. Ama hükümet yine de buhazýrlýklarý kapalý kapýlar ardýn-da yürütmeye çalýþýyor. Buna izinvermemiz mümkün deðildir” di-ye konuþtu.

Mevcut 1982 Anayasasý’nýn 12Eylül Darbesi’nin yarattýðý askeri

diktatörlük koþullarýnda, emekçile-rin ekonomik ve demokratik hakla-rýný kýsýtlamak, sermaye sýnýflarýnýnegemenliklerini pekiþtirmek, hertürlü kamusal varlýðýn talanýný ko-laylaþtýrmak, siyaseti biçimselleþtir-

mek ve toplumun önemli bir bölü-müne kapatmak, çaðdýþý her türlüdüþünce, tutum ve davranýþýn kolay-lýkla yaygýnlaþtýrýlýp kalýcýlaþtýrýl-masýna olanak saðlamak üzere ha-zýrlandýðýný belirten Çerkezoðlu, a-

nayasanýn demokratikleþtirilmesitartýþmalarýný mesleki-demokratikbir kitle örgütü ve bu ülkenin bireryurttaþý olarak çok önemsediklerinikaydetti. Çerkezoðlu, mevcut ana-yasanýn yaptýrýmlarýnýn çoðunluðutemel insan haklarýna aykýrý ve anti-demokratik olduðunu anýmsattý.

Þimdilerde ise bu anayasanýn bi-le yine egemen sýnýflarýn çýkarlarý,çaðdýþý toplumsal düzen yanlýlarýnýnbeklentileri doðrultusunda deðiþti-rilmesinin gündeme geldiðini belir-ten Çerkezoðlu, asýl ihtiyacýn ana-yasanýn gerçekten demokratikleþti-rilmesi olduðunu söyledi. Çerke-zoðlu, bu nedenle içtenlikli ve top-lum yararýný önceleyen bir çabayaihtiyaç bulunduðunu kaydetti. Çer-kezoðlu, nasýl bir anayasa istedikle-rini ise þöyle anlattý:

“Yeni anayasa, tüm yurttaþla-rýn temel insan hak ve özgürlükle-

rine eksiksiz sahip olmalarýnýmutlaka garanti altýna almalý, ör-gütlenmenin önündeki her tür en-geli kaldýrmalý, siyasetin toplu-mun tüm kesimlerine açýlmasýnaolanak tanýmalý, katýlýmcý, özgür-lükçü, tam baðýmsýzlýktan ödünvermeyen, emekten yana, laik,sosyal, hukuk devleti normlarýnauygun, çevre sorunlarýna duyarlý,özelleþtirme karþýtý, kamulaþtýr-maya olanak tanýyan hukuki birmetin olmalýdýr. Saðlýk, tüm yurt-taþlar için hak olarak tariflenmelive devlet tüm yurttaþlarýn ‘SaðlýkHakký’ný Anayasal güvence altýnaalmalýdýr.”

Yeni anayasaya iliþkin tartýþma-lar, AKP Hükümeti’nin “gizli ka-paklý” yürütme çabasýna karþýn, ka-muoyuna da açýklanarak geniþletile-cek. 81 ilde ve tüm ilçelerde tartýþtý-rýlmasý saðlanacak.

Saðlýk Bakanlýðý’nýn “KamuHastaneleri Birlikleri PilotUygulama Yasa Tasarýsý”ný ye-niden gündeme getirdiði haberiStar Gazetesi’nin 10 Eylül 2007tarihli nüshasýnda yer aldý ve“devrim” olarak sunuldu. Aynýkonuyla ilgili olarak “MeslekÖrgütleri Uygulamaya SýcakBakýyor” baþlýklý bir habere da-ha yer verildi. Haberde yer alanbilgilerin gerçekleri yansýtma-masý ve görüþlerine yer verilenkiþilerin böyle bir açýklama yap-madýklarýný belirtmesi deTTB’nin düzenlediði basýn top-lantýsýnda konu oldu. TTB GenelSekreteri Dr. Altan Ayaz,“Meslek Örgütleri uygulama-ya Sýcak Bakýyor” haberininhem içerik hem de adý geçen ki-þiler açýsýndan yansýtmadýðýný

ve habercilik açýsýndan “sýkýntý-lý” olduðunu söyledi. Ayaz, sað-lýk ve týp ile ilgili haberlerde butür hatalarýn önlenmesi ve basýnyayýn kuruluþlarýyla iliþkileringeliþtirilmesi amacýyla, önü-müzdeki günlerde toplantýlardüzenleneceðini de bildirdi.

Haberin söz konusu bölü-münde adý geçen, TTB öncekidönem II. Baþkaný Dr. MetinBakkalcý da, buradaki cümlele-rin 2005 yýlýnda tam gün konusuile ilgili olarak söylediði cümle-ler olduðunu, söz konusu haber-le ilgisi olmadýðýný vurguladý.Haberin, Star Gazetesi’nce 2 yýlönceki haber havuzundan çekil-diði, içinde “tam gün” ifadesigeçtiði için konuyla ilgili sanýl-dýðý ve yeniymiþ gibi sunulduðuortaya çýktý.

baþ tarafý sayfa 1’de

baþ tarafý sayfa 1’de

baþ tarafý sayfa 1’de

baþ tarafý sayfa 1’de

Hastanelerin þirketleþtirilmesi yeniden gündemdeStar Gazetesi’nden “gazetecilik skandalý”

Yeni anayasa hazýrlýklarýný “tartýþýyoruz, tartýþtýrýyoruz”

AKP: Saðlýkta yýkýma devam!

Page 5: yazdý Sayfa 6’da Saðlýkta yýkýma devam! - TTB · 2007. 10. 3. · lu, Dr. Gamze Saraçoðlu, Dr. Tolga Temel, Çanakkale Tabip Odasý’ndanDr. Azem Ül-kü, Dr. Þükrü Gündüz,

51 Ekim 2007

C M Y K

“Yarým güvenceyle tam gün olmaz”uygulamasýný

desteklememiz mümkün deðil-dir” diye konuþtu.

21 Eylül Cuma günü, Saðlýk Ba-kaný Akdað ile tam gün konusuna i-liþkin bir görüþme yaptýklarýný bil-diren Gençay Gürsoy, TTB’nin gö-rüþlerini Akdað’a aktardýklarýný be-lirtti. Tam gün uygulamasýndan enfazla maðdur olacak kesimin kurumhekimleri ve iþyeri hekimleri oldu-ðunu Akdað’a ilettiklerini söyleyenGürsoy, bu durumda olan en az 4-5bin hekim bulunduðunu kaydetti.

Tam gün konusunda hekimlerineðilimlerinin 3 grupta toplandýðýnýifade eden Gürsoy, bunlarý þöyle sý-raladý: “Tam gün ilkemizdir, ne o-lursa olsun savunalým, diyenler.Kalýcý maaþ artýþlarý olsun ondansonra kabul edelim, diyenler. A-ðýrlýklý olarak öðretim üyelerininoluþturduðu, zinhar kabul etme-yelim, gerekirse AÝHM’ye gide-lim, diyenler.” Gürsoy, Saðlýk Ba-kanlýðý’nýn gündeme getirdiði uy-gulamanýn TTB’nin savunduðuyla

bir ilgisi olmadýðýndan hareketle,ortak bir kararda buluþulacaðýna i-nandýðýný söyledi.

“Sözde tam gün”Gençay Gürsoy’un konuþmasý-

nýn ardýndan, TTB Genel SekreteriDr. Altan Ayaz, 12 Mayýs’ta ger-çekleþtirilen GYK’den bu yanaTTB bünyesinde yürütülen çalýþma-larý anlattý. Ayaz’ýn konuþmasýnýnardýndan, tabip odalarý temsilcileri-nin gündemdeki konulara iliþkingörüþlerine geçildi. Toplantýda,Saðlýk Bakanlýðý, saðlýðýn piyasa-laþtýðý koþullarda hekim özlük hak-larýný daha da geriletecek olan “söz-de tam gün” uygulamasýnda ýsraredecek olursa, hekimlik ortamýnýnbuna direnç göstereceði bir kez da-ha vurgulandý.

Tam gün, kamu hastane birlikleriyasa tasarýsý ve anayasa deðiþikliðikonularýnýn öne çýktýðý toplantýdançýkan görüþleri, Altan Ayaz þöyle ö-zetledi:

- Piyasalaþtýrýlan saðlýk siste-

minde ‘tüccar saðlýk’ anlayýþýnýnyaratacaðý hasta maðduriyetleri veetik ihlallerini tartýþmak yerine ko-nuyu hekimlerin ‘tam gün’ çalýþ-masýna indirgemek, gerçek yapýl-mak isteneni gözlerden uzak tutma-ya hizmet eder.

- TTB’nin yýllardýr esas olaraktam gün çalýþmayý savunmaktadýrancak bu bir istihdam modeli olarak

bütünlüklü bir saðlýk sistemi içindeanlamlý olarak tartýþýlabilir.

- Saðlýðý bütünüyle ticarileþtirenbir anlayýþtan uzak, saðlýðý bir hakolarak gören, mesleki baðýmsýzlýðýgüvence altýna alan bir ortamda,toplu sözleþmeli, grevli sendikalhakký içeren, iþ güvenceli, sosyalhaklarý iyileþtirilmiþ, insanca bir ça-lýþma ortamýnýn saðlandýðý koþullar-

da “tam gün” gündeme gelebilir. - Bugün söz konusu olan ise

“saðlýk hakký”ný hiçe sayan, kamuhastanelerini özelleþtirmeyi hedef-leyen ve hekim özlük haklarýný geri-leten yapýsý ile TTB deðerleri ile ta-ban tabana zýttýr.

- Bu koþullarda yaþama geçirile-cek olanýn tam gün deðil, sözleþme-li köleliktir.

Týp Dünyasý – ANKARA –Suriye Tabipler Sendikasý yöneti-cileri, geçen yýl Türk TabipleriBirliði heyetinin Suriye’ye yaptýðýziyaretin ardýndan, 31 Aðustos-1Eylül 2007 tarihlerinde, Türk Ta-bipleri Birliði’ne 2 günlük ziyaret-te bulundular. Ýki kurumun yöneti-cileri 60. Hükümet’te yenidenSaðlýk Bakanlýðý’na getirilen Re-cep Akdað ile bir görüþme yaptý-lar.

Saðlýk Bakaný Recep Akdað’ýnmakamýnda gerçekleþtirilen görüþ-me yaklaþýk 1 saat sürdü.

Görüþmede Suriye heyeti adýnasöz alan Suriye Tabipler SendikasýGenel Baþkan Yardýmcýsý Dr. Saf-van El Halef Harabe, Akdað’ýyeniden Saðlýk Bakanlýðý görevinegetirilmesi dolayýsýyla tebrik etti.

Saðlýk Bakanlýðý’na“organizasyon”görevi

Akdað da, bir 5 yýl daha bu e-maneti devraldýklarýný belirterek,bundan böyle Türkiye’de SaðlýkBakanlýðý’nýn yeni rolünün dahaçok saðlýk hizmetlerinin organi-zasyonunu saðlamak olarak belir-leneceðini söyledi. Hekimliðin çokzor bir meslek olduðunu belirtenAkdað, sürekli olarak, zor durum-da olan ve þefkate muhtaç insanlarve onlarýn yakýnlarýyla karþýlaþma-nýn bu zorluðu artýrdýðýný kaydetti.Buna baðlamda Saðlýk Bakanlý-ðý’nýn da zor bir görev olduðunu

dile getiren Akdað, “Bir TurizmBakaný olmakla bir Saðlýk Baka-ný olmak arasýnda fark var diyedüþünüyorum” diye konuþtu. Ak-dað, sistemin yükünü çekenlerinde hekimler olduðunu belirtirken,bu yüzden hekimlerin iyi ve kolaykoþullarda çalýþmalarý gerektiðineve çalýþmalarý ölçüsünde geliri ol-masýna inandýðýný bildirdi.

Suriye ile Türkiye arasýndaki i-liþkilere de deðinen Recep Akdað,Suriye Tabipler Sendikasý ve TürkTabipleri Birliði arasýnda kurul-muþ bulunan iliþkiden duyduðumemnuniyeti de dile getirdi. Ak-dað, Türk Tabipleri Birliði’nin ge-leneði çok güçlü ve iþine de sami-miyetle sarýlan bir tabip örgütü ol-duðunu vurguladý.

Saðlýkta Dönüþüm’ün 2.bölümü hazýr!

Saðlýk Bakanlýðý’nýn SaðlýktaDönüþüm Programý’nýn ikinci 5yýllýk eylem planýný hazýrladýklarý-ný açýklayan Akdað, bu planýn enönemli parçalarýndan birinin, sað-lýk alanýnda atýlacak adýmlardaTürk Tabipleri Birliði’nin de arala-rýnda olduðu sektörel birliklerin vealanýn paydaþlarýnýn katýlýmýnýsaðlamak olduðunu kaydetti. Ak-dað, Suriye Tabipler Sendikasý’nada her konuda destek vermeye ha-zýr olduklarýný bildirdi.

TTB Merkez Konseyi BaþkanýProf. Dr. Gençay Gürsoy da, Ak-dað’ý devam eden görevi dolayý-sýyla tebrik ederken, Saðlýk Baka-ný Akdað’ýn iki ülke hekimlerinin

ve örgütlerinin iliþkilerin geliþtiril-mesi konusunda verdiði destektenduyduðu memnuniyeti dile getirdi.Türk Tabipleri Birliði’nin Suri-ye’ye ilk ziyaretinin ABD’nin as-keri müdahale tehdidinin olduðugünlere denk geldiðini anlatanGürsoy, TTB heyeti olarak bölgebarýþýnýn korunmasý konusundakiçabalarýný göstermek ve müdahaleolasýlýðýna karþý Suriye’ye destekvermek acýyla bu ziyareti gerçek-leþtirdiklerini aktardý. Bugün okritik dönemden bir oranda uzak-laþýldýðýný görerek mutlu oldukla-rýný belirten Gürsoy, “Umuyoruzki, bölgesel barýþ konusunda da,baþka sorunlarýn çözümü konu-sunda da olumlu ürünler verirbu iliþkilerimiz” diye konuþtu.

Suriye ile iþbirliði anlaþmasý

Týp Dünyasý – ANKARA – An-kara’da, yaz boyunca yaþanan su sý-kýntýsýnýn yol açtýðý kesintiler gün-lük yaþamý felce uðratýrken, berabe-rinde pek çok saðlýk sorunu riskinide gündeme getirdi. Türk TabipleriBirliði ve Ankara Tabip Odasý (A-TO), su krizi ve kesintiler çerçeve-sinde ortaya çýkmasý olasý saðlýk so-runlarýna yönelik bazý tespit uyarýve önlemleri ortaya koymak ama-cýyla “Su Sempozyumu” düzenle-di.

Ankara’da gerçekleþtirilen sem-pozyuma, TTB ve ATO temsilcileri-nin yaný sýra Ankaram Platformu -DÝSK Ankara Bölge Þubesi, ÝnþaatMühendisleri Odasý, Çevre Mühen-disleri Odasý ve KESK Ankara Þu-beler Platformu’ndan temsilcilerkatýldý. Sempozyum, su kesintileri-nin salgýn hastalýklara davetiye çý-kartacaðý, Kýzýlýrmak suyunun içmesuyu olarak kullanýlamayacaðý vesu krizinin toplumsal alanda uygu-lanan politikalarýn bir sonucu oldu-ðu vurgularý üzerinden yürütüldü.

Sempozyumda, Temmuz ayýndayaþanan su kesintileri sonucunda, ö-zellikle Aðustos, Eylül, Ekim ayla-

rýnda ishal salgýnlarý ortaya çýkabi-leceði uyarýsýnda bulunuldu. Bu-günlerde Ankara’da yoðun bir þe-kilde görülen ishal salgýnlarýnýn sukesintileriyle iliþkili olabileceði be-lirtiliyor.

Sempozyumda öne çýkan unsur-lardan biri de bu krizin, küresel ýsýn-manýn deðil, plansýz geliþme, keyfiyönetim ve “giriþimci” kent yöneti-minin bir sonucu olduðu vurgusu i-di. Bununla ilgili olarak, “Küreselýsýnma tüm dünyayý etkilemekte-dir ama dünyada Ankara’ya ben-zer kentlerde Ankara’da yaþanansu kesintileri yaþanmamaktadýr.Onun için Ankara’daki su kesin-tileri küresel ýsýnmanýn ve kurak-lýðýn arkasýna sýðýnýlarak açýkla-namaz” tespiti yapýldý.

Sonuç bildirgesi Yapýlan tespit ve deðerlendirme-

ler ýþýðýnda, sempozyumun sonuçbildirgesinde þu önerilere yer veril-di.

- Büyük kentlerde Kriz YönetimiKomisyonlarý kurulmalý ve bu ku-rullarda merkezi ve yerel yönetimbirimlerinin temsilcileri yanýnda, ü-

niversitelerin ilgili birimlerinden,TMMOB’un ilgili odalarýndan veTürk Tabipler Birliði gibi kuruluþ-lardan uzmanlarýn yer almasý sað-lanmalýdýr. Söz konusunda Komis-yonlar hýzla bir eylem planý üretme-li ve öncelikler bu eylem planýnýnuygulanmasýna verilmelidir.

- Kentlerde görülebilecek salgýnhastalýklar konusunda hýzla örgüt-lenmeye gidilmeli, Saðlýk Bakanlý-ðý, üniversiteler ve Türk Tabipler

Birliði öncülüðünde alýnacak ön-lemler tespit edilmeli ve hýzla uygu-lamaya konmalý ve geniþ çaplý bil-gilendirme kampanyalarý düzenlen-melidir.

- Su kesintisini temel alan su yö-netimi yaklaþýmý terk edilmeli, özel-likle lüks tüketimi sýnýrlayacak ön-lemlere baþvurulmalýdýr.

- Kentlerin su kaynaklarý, kirlilikdüzeyleri ve ilgili tüm bilgilerinsaydamlaþtýrýlmasý ve kamunun eri-

þebileceði hale getirilmesi, speküla-tif ve saðlýksýz bilgilendirmelerin ö-nüne geçmek açýsýndan zorunludur.

- Kentlerin saðlýksýz altyapýsýnýnyenilenmesine öncelik verilmeli veyüzde 40’lara varan kayýplar önlen-melidir.

- Kentsel geliþmede doðal kay-naklarý da hýzla tahrip eden piyasacýve rant mantýðýna teslim olmuþ an-layýþtan hýzla uzaklaþýlmalý; uzunvadeli, bilimsel-akýlcý planlamayaklaþýmý benimsenmelidir.

- Su havzalarýný kirleten tüm ya-pýlaþmalar ve yarattýðý olumsuzluk-lar ne pahasýna olursa olsun planlýbir biçimde ortadan kaldýrýlmalý, suhavzalarýna yapýlan yapýlar yýkýlma-lý, arýtma tesisi kullanmayan tesisle-rin çalýþma izinleri iptal edilmelidir.

- Su havzalarýnýn bütüncül veplanlý yönetimi benimsenmeli, olu-þan yönetim yapýlarý dar bürokratikkadrolara sýnýrlanmadan, toplumutemsil eden demokratik kitle örgüt-lerinin katýlýmýna açýk hale getiril-melidir. Bu çerçevede koruma-kul-lanma dengesini gözetecek biçimdeHavza Planlamasý etkin ve hýzlagerçekleþtirilmelidir.

Ankara Tabip Odasý’ndan “Su Sempozyumu”

baþ tarafý sayfa 1’de

TTB Merkez Konseyi ve Su-riye Tabipler Sendikasý arasýndakarþýlýklý iþbirliði anlaþmasý im-zalandý. TTB Merkez KonseyiBinasý’nda 1 Eylül günü imzala-nan anlaþma ile “iki ülke arasýn-daki kökü tarihe dayalý baðla-rý, kardeþlik ve dostluk duygu-larýný meslek örgütleri arasýn-daki iliþkilere de yansýtmak, týpmesleði ile ilgili geliþmelerde iþ-birliði saðlamak” amaçlandý.Anlaþmanýn maddeleri þöyle:

- Dost tabip örgütleri olarakbölgemizde ve dünyada adil vekapsamlý barýþýn saðlanmasý içindayanýþmamýzý sürdürmek.

- Týp etiðini geliþtirmek. - Tabiplerin yeterlilik düzeyi-

nin geliþtirilmesi, sürekli týp eði-timi ve hekimlerin deðerlendiril-mesi bilgileri paylaþmak.

- Gerek kamudaki, gerek özelsektördeki hekimleri birbirinebaðlayacak mesleki iþbirliði ger-çekleþtirmek.

- Genel saðlýk alanýnda, özel-likle hekimlerin çalýþma koþulla-rý, haklarý ve statüsü konularýndabilgileri paylaþmak.

Bu amaçlarý gerçekleþtirmekiçin, belirlenecek programa görekarþýlýklý ziyaretler yapýlacak.Anlaþma, her iki örgütün genelkurullarý tarafýndan onaylandýk-tan sonra yürürlüðe girecek.

Ýyi niyet anlaþmasý

4 yanlýþ bir TUS’ugötürür Týp Dünyasý – ANKARA – Týptauzmanlýk eðitimi almaya hakkazanmak için 12 bin hekimin16 Eylül Pazar günü girdiði Týp-ta Uzmanlýk Sýnavý’nda (TUS) 4sorunun yanlýþ olduðu iddiaedildi.Sýnava giren hekimlerdenbazýlarýnýn, sýnavdaki sorular-dan 4 tanesinin yanlýþ olduðuiddialarý üzerine, Türk TabipleriBirliði Merkez Konseyi ÖSYM iletemasa geçti. ÖSYM yetkililerisorularla ilgili olarak incelemebaþlatýldýðýný ve kýsa sürede so-runun çözüleceðini bildirdiler.ÖSYM yetkililerinin verdiði bil-giye göre, hatalý sorular iptal e-dilebilir ve deðerlendirme gerikalan sorular üzerinden yapýla-bilir. Þikayetler üzerine kimi uzman-larca yapýlan deðerlendirmeler-de, Temel Bilimler bölümünde55., Klinik Bilimler bölümünde17, 59 ve 64. sorularýn yanlýþolduðu; Temel Bilimler bölümü-nün 5, 6, 11, 49, 52, 74, 87.ile Klinik Bilimler bölümünün32, 42, 62, 92 ve 100. sorularýolmak üzere toplam 12 soru-nun da kötü ve özensiz hazýr-landýðý ileri sürülmüþtü.

Özelleþtirmebaskýsý intiharasürükledi

Týp Dünyasý – BOLU – Bolu Fi-zik Tedavi ve RehabilitasyonHastanesi Baþhekimi Dr. SedatTurgay intihar etti. Turgay’ýn in-tiharýndan, hastaneyi özelleþtir-me sürecine hazýrlamak ama-cýyla gönderilen ve 4 aydýr sür-dürdükleri incelemelerde, has-tane personeline sýnýrlarýný aþanbaský ve tehditler yönelten mü-fettiþler ve Saðlýk Bakanlýðý so-rumlu tutuldu. Bolu Fizik Tedavive Rehabilitasyon Hastanesi’nin20 yýldýr baþhekimliðini yapanve hastaneye büyük emeði ge-çen Turgay’ýn intiharý hekimlikcamiasýnda büyük üzüntü yarat-tý. Saðlýk Bakanlýðý’nýn kamu has-tanelerinin özelleþtirilmesi ama-cýyla 2008 yýlýnda pilot uygula-maya geçeceði hastaneler ara-sýnda yer alan Bolu Fizik Tedavive Rehabilitasyon Hastanesi’ne4 ay önce Saðlýk Bakanlýðý tara-fýndan özel olarak görevlendiri-len müfettiþler gönderildi. Mü-fettiþlerin rutin bir incelemeninsýnýrlarýný çok aþan bir biçimdehastane yönetimine ve çalýþan-larýna karþý tavýr ve davranýþlarsergilemeleri, hastane çalýþan-larý arasýnda büyük rahatsýzlýkyarattý. Zaman içerisinde müfet-tiþlerin tavýrlarý hakaret boyutu-na ulaþtý ve çalýþma barýþýný bü-tünüyle ortadan kaldýrdý. Tümbu olumsuzluklarýn sonucundaBaþhekim Dr. Sedat Turgay, ya-þamýna kendi eliyle son verdi.TTB Merkez Konseyi konuyla il-gili olarak yaptýðý açýklamada,Turgay’ýn intiharýndan, dene-tim/inceleme/eðitim görevindenziyada Saðlýk Bakanlýðý politika-larýnýn uygulayýcýsý olarak görenmüfettiþlerin ve Saðlýk Bakanlýðýyetkililerinin sorumlu olduðu be-lirtildi. Açýklamada, “Bu intiha-rýn sorumlusu müfettiþler veSaðlýk Bakanlýðý yetkilileri nehissetmektedirler, merak ediyo-ruz” denildi. Turgay, 1 Aðustos’ta büyük ka-labalýðýn katýldýðý cenaze töre-niyle son yolculuðuna uðurlan-dý.

Page 6: yazdý Sayfa 6’da Saðlýkta yýkýma devam! - TTB · 2007. 10. 3. · lu, Dr. Gamze Saraçoðlu, Dr. Tolga Temel, Çanakkale Tabip Odasý’ndanDr. Azem Ül-kü, Dr. Þükrü Gündüz,

Özel hastaneler, 1930 yýlýnda çý-kartýlmýþ olan Hususi Hastane-ler Kanunu ve 1982 yýlýnda yü-

rürlüðe giren Özel Hastaneler Tüzüðü’negöre açýlýp iþletilmekte idi. 2002 yýlýnýnMart ayýnda Özel Hastaneler Yönetmeliðihazýrlanýp yürürlüðe konuldu.

Bu yönetmelik, alýþýlmýþýn tümüyle dý-þýnda, adý geçen üst hukuk normlarý olanyasa ve tüzüðe deðil, Saðlýk Hizmetleri Te-mel Kanunu ve Saðlýk Bakanlýðýnýn Teþki-lat ve Görevleri Hakkýndaki 181 sayýlý Ka-nun Hükmünde Kararname’nin, genel ola-rak Bakanlýðýn hukuksal düzenleme yapmayetkisini belirten maddelerine dayanýlarakçýkartýldý.

Bunun sebebi yönetmelik kurallarýnýnincelenmesiyle anlaþýldý. Bu yönetmelik ileözel hastane açýlmasýnýn kolaylaþtýrýlmasý,Hususi Hastaneler Kanunu ve Özel Hasta-neler Tüzüðü ile getirilen koþullarýn “ha-fifletilmesi” amaçlanmýþtý. Bu yapýlýrkenüst normlar ihlal ediliyordu ama olsun.

Örneðin, yasanýn 14. maddesinde ger-çek kiþiler veya þirketlerden baþkasýna aitolan ya da sadece hayýr için açýlmýþ olanhastanelerin dýþarýdan gelen hastalarý para-sýz muayene ve tedavi etmek üzere hastane-ye baðlý poliklinik açabilecekleri belirtili-yor. Bu hüküm özel hastanelerin sadece ya-taklý tedavi kurumu olarak tasarlanmýþ ol-malarýnýn bir sonucu olsa gerektir. Ancaközel hastanelerin yataklý tedavi hizmetininyaný sýra poliklinik hizmeti de vererek kârelde etme istekleri yasaya aykýrý olarak yö-netmeliðe “Özel hastanelerde, ruhsatýn-da kayýtlý her uzmanlýk dalý için yeterlisayýda ve geniþlikte, yeterli þekilde hava-landýrýlan poliklinik muayene odasý ay-rýlýr” hükmü konularak saðlandý…

Bir baþka örnek; Özel Hastaneler Tüzü-ðü’ne göre “Özel hastaneler, hastalarý ra-hatsýz edebilecek derecede gürültülüyerlerden veya havayý kirletecek sýnaikuruluþlardan uzak, havadar, ferah vebahçe içinde ya da bahçeli ve aðaçlý yer-lerde” kurulabilir. Yönetmelikte ise özelhastanelerin bahçeli ya da bahçe içinde ol-masý zorunluluðundan -arsa maliyetlerin-deki artýþ sebebiyle olsa gerek- vazgeçil-miþtir...

Yönetmelikte zaman içinde birçok deði-þiklik yapýldý. Bunlarýn çoðu, yukarýda be-lirtilen örneklerde olduðu gibi, özel hastaneaçýlýþýný daha da kolaylaþtýrabilmek ama-cýyla yapýldý.

Bu düzenlemelerin getirdiði kolaylýklarve saðlýk hizmetlerinin özelleþtiriliyor ol-masý sebebiyle ülkemizin her yanýnda pýtý-rak gibi özel hastaneler açýlmaya; açýlanlarda aynen kamu hastaneleri gibi hem yatak-lý hem de ayakta saðlýk hizmeti vermeyebaþladýlar.

Son olarak, yaklaþýk bir yýl önce, 21 E-kim 2006’da, Özel Hastaneler Yönetmeli-

ði’nde kapsamlý deðiþiklikler yapýldý. Özelhastanelerin sýnýflandýrýlmasýndan, ameli-yathane tavan yüksekliðine; laboratuvarsýzhastane açýlabileceðinden laboratuvar içinayrýca ruhsat alýnmayabileceðine kadar bir-çok hüküm deðiþtirildi. Bu deðiþiklikler-den birçoðunun, öncekilerde olduðu gibi,maliyetleri azaltmaya yönelik “iyileþtir-meler” olduðu görülüyordu.

TTB tarafýndan, saðlýk hizmet sunu-munda sakýnca yaratacaðý düþünülen hü-kümlerin iptali için dava açýldý. Danýþtay,özel hastanelerin laboratuvarsýz da olabile-ceði, ayrýca laboratuvar ruhsatý alýnmasýnagerek olmadýðý, hastane binalarýna iliþkinkýsýtlamalarýn kaldýrýldýðý ve birçok konu-nun daha alt düzenlemelere býrakýldýðýmaddelerin yürütmesinin durdurulmasýnakarar verdi.

Özel hastanelerle ilgili bir örgütlenmesöz konusu karar üzerine yaptýðý açýklama-da;

“…Aylarca hazýrlýðý yapýlan, görüþegönderilen ve raporlar hazýrlanan Yö-netmeliðin ilgili Kanuna/Kanunlara uy-gun olmamasý nedeniyle Danýþtay10.Dairesi’nin 2006/7703 sayýlý kararý ileiptali/yürütmesinin durdurulmasý özelsektörün ve özellikle Saðlýk Bakanlý-ðý’nýn ilgili Genel Müdürlüðün üzerindeönemle durmasý gereken bir konudur.Alt mevzuat düzenlemesinin üst mevzu-ata aykýrý olmasý beklenmeyen bir du-rumdur. Ancak Yönetmeliðin yürütmesidurdurulan maddelerinin büyük çoðun-luðunun ilgili Kanuna aykýrý olduðunadair tespit ve karar Danýþtay’a aittir.

Yapýlan çalýþmalar harcanan emekle-rin boþa gittiði havasýný oluþturan bu vebenzeri durumlarla karþýlaþýlmamasýyeni dönemde Saðlýk Bakanlýðý’ndan ö-zel sektörün beklentilerinin baþýnda gel-mektedir.

Bu amaçla Saðlýk Bakanlýðý ve ilgiliGenel Müdürlüðü daha yakýn iþbirliðiyapmaya davet ediyoruz. Özel sektörünihtiyaç duyduðu düzenlemelerin gereki-yorsa Kanun düzeyinde yapýlmasýný…istiyoruz.”

“Özel sektörün saðlýkta dönüþümprogramý baþta olmak üzere Hükümetinyürüttüðü toplumun büyük kesimi tara-fýndan da olumlu karþýlanan çalýþmalar-daki katkýsýný yeniden hatýrlatmak iste-riz.” (http://www.ozelhastaneler.org.tr/de-fault.asp?aid=31&id=119)

Deðerlendirmelerinde (ve hatýrlatma-sýnda!) bulunmuþtur.

Özel hastaneler birlikteliðinin kýzgýnlýðýhaklý, zira kurgu kýsmen bozuldu. Apart-mandan bozma hastane açýlmasý, laboratu-arsýz hastane açýlmasý, vb. önlendi; “mali-yet” arttý. Kâr amacýyla kurulan her “iþlet-me” gibi, saðlýk iþletmesi olan özel hasta-neler de kârlarýný maksimize etmek isterler;iþin doðasý bu.

Ancak, yaþananlar göstermektedir ki,kâr arzusuna uygun düzenlemeler saðlýkhakký ile çatýþmaktadýr. Bu çatýþma dikkatealýnarak, bir yandan hizmetin standardýnýarttýracak düzenlemeler ve buna uygun de-netimler yapýlmalý; öte yandan kamu saðlýksistemi güçlendirilerek anayasal hak olansaðlýk hizmetleri, amacý kâr etmek olan ö-zel saðlýk kurumlarýna terk edilmemelidir.

***Baþlýða dönersek, merkeze yakýn bir ar-

sa bulalým, inþaata baþlayalým, bitince ba-karýz. Konjonktürel olarak bakalým, hangi-si kârlýysa onu açarýz…

1 Ekim 20076

C M Y K

Soldan Saða

1- Deri ve kýl gibi organik dokulardabulunan renk verici madde – Bir çeþitçörek. 2- Huni biçiminde çukur yer –Baþkalarý, herkes, yabancýlar. 3- Borusesi – Ham ipekten yapýlmýþ astarlýk ku-maþ – Boða güreþi yapýlan alan. 4- Nor-veç’in baþkenti – Bir organý su vererekyýkayýp temizleme. 5- Öðe – Laos’unpara birimi. 6- Ýnce dantel – Her yanýsuyla çevrili kara parçasý – Halk dilindebulgur pilavýna verilen ad. 7- Dengesini

ustalýkla korurken top, bý-çak, tabak gibi nesneleri atýptutarak gösteri yapan sanatçý– Çözüm yolu. 8- Yalnýz birkiþinin kendi kanýsýna daya-nan – Muðla’nýn bir ilçesi. 9-Kalýpta piþen bir tür meyvelipasta – Pantolon ya da eteküzerine giyilen bir tür kadýngiysisi. 10- Eski Mýsýr’dagüneþ tanrýsý – Dansta erke-ðe eþlik eden kadýn – Mik-roskop camý. 11- “HürremSultan”, “Tanrýlar ve Ýnsan-lar”, “Atçalý Kel Mehmet”gibi oyunlarýyla tanýnmýþ ya-zarýmýz. 12- Eskrimde kulla-nýlan üç silahtan biri – Yolla-

rý sulamada kullanýlan motorlu taþýt.

Yukarýdan Aþaðýya

1- Ýçkiler hakkýnda yazýlan kitap –Motorlu taþýtlarda direksiyon ile teker-lek arasýndaki baðlantýyý saðlayan mil.2- Leyleðe benzer bir kuþ – Güney gök-kürede yer alan bir takýmyýldýz. 3- Yuna-nistan’ýn plaka iþareti – Angola’nýn baþ-kenti – Helyum elementinin simgesi. 4-Tropikal enlemlerde yazýn denizden ka-raya, kýþýn karadan denize doðru esen

mevsim rüzgarý – Burgaç, anafor. 5-Yanký – Su taþkýný – Pirinç, buðday, mý-sýr gibi bitkilerin tohumu. 6- Fotoðrafçý-lýkta “bulanýk” anlamýnda kullanýlansözcük – Karaciðerin salgýladýðý acý sývý– Eski dilde su. 7- Bir cetvel türü – Að-rý Daðý’na verilen bir baþka ad – SuudiArabistan’ýn plaka iþareti. 8- Püskürtü –Eti lezzetli bir balýk. 9- Halk arasýnda e-þeðe verilen ad – Japon lirik dramý. 10-Genellikle sevecen ve hüzünlü bir konuiþleyen küçük lirik þiir – Niþastayý par-çalayarak þekere çeviren enzim. 11- Ýn-san vücudunun dýþ yüzü – Çok iðneli u-zun balýk oltasý. 12- Maden eþya üzerinevurulan bir cins cila – Sevinçli, neþeli –Bir meyve.

Hazýrlayan: Sedat YaþayanBulmaca...Bulmaca...Bulmaca...Bulmaca...

Dünyadan Haberler... Dünyadan Haberler...

Biraz paramýz var, özel hastane mi

açalým, hipermarket mi?

Avukat Mustafa Güler Fransa’da emek örgütlerireformlara tepkili

Fransa Cumhurbaþkaný Nicolas Sar-kozy’nin tartýþmalý özel emeklilik reformu-nun hýzlý bir þekilde tamamlanmasýný isteme-si sendika ve sol partileri hareketlendirdi. Ýþ-çi Mücadelesi partisi Sarkozy’nin açýklama-sýna “savaþ deklarasyonu” derken, en büyükiþçi sendikasý CGT, bu açýklamalarýn “eyle-me kýþkýrttýðýný” söyledi.

Haftalardýr tartýþma konusu olan özel e-meklilik reformu konusunda Sarkozy açýkla-mada bulundu. Açýklamasýnda ýsrarlý olduðu-nu gösteren Sarkozy, bu reformun 2008 yýlý-nýn ilk altý ayýnda tamamlanmasýný istedi.Sarkozy, özel emeklilik reformunu eklemekiçin üçüncü bir reformu beklemeyeceklerininaltýný çizdi.

Projede neler var? Reform özellikle Fransa Ulusal Demiryo-

lu Kuruluþu (SNCF), Paris ve banliyölerindetoplu taþýma kurumu RATP, Elektrik KurumuEDF, Gaz Kurumu GDF ve diðer kurumlarýilgilendiriyor. Bu alanlarda özel emekliliksistemleri kaldýrýlarak bazý çalýþanlarýn diðer-lerinden önce emekli olmasýnýn önüne geçile-cek. Grev hakkýna kýsýtlama öngören özel e-meklilik reformu ile kamu sektöründe grev-ciler minimum hizmeti saðlamak zorunda ka-lacaklar. Reform ile emekli olan memurlarýnyerine yenisi alýnacak ve kadro yüzde 50 da-raltýlacak.

Sarkozy’nin reformlarý devleti küçültmekolarak yorumlanýyor. Yine özel emeklilik re-formu ile veraset vergisi büyük ölçüde düþü-rülecek ve gelir vergisine yüzde 50 tavaný ko-nulacak. Haftada 35 saat olan çalýþma saatineSarkozy’nin ifadesiyle “kaçýnýlmaz” olarakesneklik kazandýrýlacak, örneðin fazla mesaiolanaklarý artýrýlacak.

Memurlarýn 65 yaþ öncesi emekliliðinikaldýracaðýný belirten Sarkozy, erken emekli-liðin ise aðýr bir þekilde vergilendirileceðinikaydetti. Sarkozy sorunun sendikalarla çö-zülmesi için Çalýþma Bakaný Xavier Bert-rand’a iki hafta süre verdi. Bu sendikalar ta-rafýndan kabul edilemez bulundu.

LO: Savaþ deklarasyonu Tartýþmalý emeklilik yasasýna sendika ve

sol partilerden tepkiler geldi. Ýþçi Mücadele-si (LO) lideri Arlette Laguiller, Sarkozy’ninaçýklamalarýnýn “iþçilere karþý savaþ dekla-rasyonu” olarak deðerlendirdi. Sarkozy’ninkararýný aldýðýný belirten Laguiller, sendika-lara ise bu saldýrý karþýsýnda imza atmak düþ-tüðü tepkisinde bulundu.

Ülkenin en büyük iþçi sendikasý CGTBaþkaný Bernard Thibault, “Burada benim i-çin tamamen yersiz bir açýklama var” diyerekeleþtirdi. Sarkozy’nin iþçilerin beklentilerinecevap olmadýðýný kaydeden Thibault, bu a-çýklamalarýn daha fazla eyleme kýþkýrttýðýnýbelirtti.

Ýþçi Gücü (FO) sendikasý genel sekreteriJean-Claude Mailly, emeklilik reformu konu-suna müzakerelerin zorlu geçeceðini dile ge-tirdi. Sarkozy’nin ekonomi politikasýnda‘’kopuþu’’ saðlayamadýðýný söyleyen Mailly,eskinin devamý olduðu, hatta daha da kötü-leþmeye gittiðini kaydetti.

CFDT sendikasý genel sekteri François

Chérèque, bir reform için öncelikle bir re-form pedagojisine ihtiyaç olduðunu söyledi.Chérèque, “sorunun çözümü için bizden 15gün istendiðinde bir reform pedagojisi yapýl-maz. Hele de bizden beþini ayný anda çözme-miz istendiðinde” þeklinde konuþtu. Sendika-lar kendi aralarýnda yapacaklarý toplantýlarýnardýndan özel emeklilik reformuna nasýl bircevap vereceklerini bildirecekleri. Sendika-lar daha önce yaptýklarý açýklamalarda hükü-met reforma hazýrsa kendilerinin de ‘’sava-þa’’ hazýr olduklarýný bildirmiþti.

Patronlar memnun Patronlar ise Sarkozy’nin açýklamasýndan

memnun. Fransa Þirketler Hareketi (ME-DEF) Baþkaný Laurence Parisot, Sarkozy’ninaçýklamasýný “yapýcý” þeklinde deðerlendirdi.“Yeni sosyal mimari” ifadesini kullanan Pa-risot, þirketleri tüm projelerin merkezine koy-duðu sürece “tarihi bir açýklama” diye konuþ-tu. (Kaynak: ANF - Fýrat Haber Ajansý - 19Eylül 2007)

Fransa’da GDO’lu tahýlçatýþmasý

Fransa’da GDO’lu tahýllarýn yandaþlarý vemuhalifleri arasýndaki gerilimler çatýþmayadönüþtü. Jandarmalar, pro-GDO çiftçileriningenetiði deðiþtirilmiþ mýsýra karþý militanmuhalifler için Güney Fransa’da bulunanVerdur-sur-Garonne kentinde düzenleyecek-leri pikniði engellemek için cop ve göz ya-þartýcý gaz kullandý.

Bu yaz, GDO’lu mýsýra karþýt gruplarýn –hem çevreciler hem de küçük çiftçiler- tarlar-daki ürünleri kesmedikleri veya tarlalarý bas-madýklarý çok az gün oldu. Protestocular, kü-çük çiftçilerin lideri Jose Bove liderliðinde ü-rünlere zarar vererek bir vatandaþlýk hakkýnýkullandýklarýný ifade ederek, ekolojik felakettehdidini ve agro-endüstriyel çok uluslu þir-ketlerin çiftçiler üzerindeki kaprislerini red-dettiklerini ifade ettiler.

Gerilimler, bu ay içinde, topraðýnýn birkýsmýnda GDO’lu mýsýr ekmek konusundaanlaþma yapan Lot bölümünden bir çiftçinin,protestocularýn kendi topraðýný iþgal edip birpiknik düzenlemeyi planladýklarý haberi üze-rine intihar etmesi üzerine kaynama noktasý-na geldi.

Fransa’nýn en büyük çiftçi federasyonuFNSEA, ürünlere karþý saldýrýlara yönelik bir

protesto istedi ve hükümeti eyleme çaðýrdý. Jandarmalar, M. Bove tarafýndan düzenle-

nen GDO karþýtý pikniðine gitmeye çalýþanla-rýn köprüyü geçmek istemeleri üzerine gözyaþartýcý gaz kullandý.

Protestoculardan biri “Eðer Bove mýsýrla-rýmýzý kesmeye devam ederse biz de onun sa-kalýný keseriz” dedi.

Merkezi Fransa’nýn FNSEA sorumlusuMichel Masson, “Þimdiden bir ölüm oldu vesöyleyebilirim ki birçok çiftçi kendilerini a-ðaca asmaktansa duvardan tüfeklerini alma-ya hazýrlar” dedi.

Bu karþýtlýk kýsmen kent vekýr arasý

nda. Ayný zamanda tarýma iki farklý yakla-þýmýn karþýtlýðý. FNSEA “bilimsel” bir yön-temle yüksek verimlilikte tarýmsal üretimyanlýsý. Bove ve destekçileri küçük çapta ge-leneksel yaklaþýmý savunuyorlar.

Baþarýlý hükümetler GDO’lu ürünler hak-kýnda açýk yasalar yapmaktan kaçýndýlar. Bir-çok tür yasaklanmýþken, çiftçilerin Amerikanþirketi Monsanto tarafýndan üretilen deneyselolarak MON810 adý verilen ve böcek saldýrý-larýna karþý baðýþýklýðý olduðu söylenen mýsýrçeþitlerini eklemlerine izin verildi. (Kaynak:Independent News and Media Limited - 27Aðustos 2007 – Çeviri: Ekoloji Kolektifi)

Yoksul ABD’liler Küba týbbýnaemanet

Castro’nun týp okulunun bedava eðittiðiilk ABD’li genç doktorlar diplomalarýný aldý.Geri dönüp ABD’li yoksullara hizmeti he-defleyen gençler “ABD’de olsa 500 bin dolaröderdik” diyorlar.

ABD’nin ezeli düþman belleyip 45 yýldýrambargo uyguladýðý komünist Küba, dünya-ca ünlü týp okullarýndan birinden sekiz Ame-rikalý genci mezun etti. Latin Amerika Týp O-kulu’ndaki altý yýllýk eðitimi tamamlayandördü New York’lu, üçü Kaliforniyalý, biriMinnesota’lý ve hepsi azýnlýk kökenli gençler,yoksul Amerikalýlar için hizmete hazýrlar.

Küba lideri Fidel Castro’nun dünyadakiyoksul ailelere saðlýk hizmeti saðlamak için1999’da kurduðu okuldan bu yýl mezun olan25 ülkeden 2 bin 100 öðrenci salý günü Hava-na’daki Karl Marks Tiyatrosu’nda törenlediplomalarýný aldý. Amerikalý sekiz öðrencide, Castro’nun yedi yýl önce siyahlarýn lobigrubu “Kongre Siyah Parti Toplantýsý” ileyaptýðý anlaþma çerçevesinde bedava eðitimgören 100 Amerikalý’dan diploma alan ilkgrup oldu. 10 bin öðrencinin okuduðu okulaseneye 18 Amerikalý katýlacak.

Yoksullarýn derdine devaolacaklar

Seyahat yasaðýndan týp öðrencilerini muaftutan Bush yönetiminin, öðrencilerin diplo-malarýna denklik verip vermeyeceði merak e-diliyor. Öðrencilerin ABD hastanelerinde ça-lýþmak için üç sýnavdan geçmeleri gerek.Castro’dan sosyalist ilham kapan gençler,ABD’de Küba’ya bakýþ yüzünden ayrýmcý-lýkla karþýlaþmaktan kaygýlý olsalar da aldýk-larý donaným ortaya çýktýðýnda önyargýlarýnyýkýlacaðý görüþündeler. (Kaynak: Radikal(ap, afp, bbc) - 26 Temmuz 2007)

Ýki hamlede mat

Satranç...Satranç...Satranç...Satranç...SatrançHazýrlayan: Dr. Avni Dayýcan

Çözüm:1.Vh3tehdit Vd71……Þb72.Vc81……Þd52.Ve6

hukukköþesi k

1-e4 c52-Af3 d63-d4 cxd44-Axd4 Af65-Ac3 a66-Fe3 Ag47-Fg5 h68-Fh4 g59-Fg3 Fg710-h3 Ae5

11-Af5 Fxf512-exf5 Ac613-Ad5 e614-fxe6 fxe615-Ae3 0-016-Fe2 Ve717-0-0 Kd818-Fh5 Þh819-Kfe1 d520-a4 Ac4

21-Axc4dxc422-Vg4 Vb423-Vxe6Kd224-Kad1Ad425-Ve4 Af526-Fe5 Kxf227-Ff3 Kd228-Fxg7 Þxg729-Ve5 kf630-a5 Ah4

31-Vc7 Kf732-Ve5 Kf633-Fh5 Ag634-Fxg6 Kxd135-Kxd1Þxg636-Ve4 Þg737-Kd7 Þg838-Vh7

1 0

1-d4 Af62-c4 e63-Af3 b64-g3 Fb75-Fg2 Fe76-0-0 0-07-Ac3 Ae48-Vc2 Axc39-Vxc3 c510-dxc5 bxc5

11-Ff4 d612-Kad1Vb613-Fg5 f614-Fc1 Ac615-Ve3 e516-Vd2 f517-e3 a518-a3 e419-Ae1 Ae520-f3 Vb3

21-fxe4 fxe422-Ac2 Vxc423-Kf4 g524-Kxf8+Kxf825-Ae1 a426-h3 af3+27-Axf3 exf328-Ff1 Ve629-Þf2 d5

30-Va5 Fd631-Vc3 Fxg3+32-Þxg3 Vd6+33-Þf2 Vh2+34-Þe1 Vg3+35-Þd2 Vf2+

0 1

Unutulmaz oyunlarMonticelli - Najdorf 1935

Yeni oyunlarKasimdzhanov, R (2670) - Anand, V (2788) 2005

Page 7: yazdý Sayfa 6’da Saðlýkta yýkýma devam! - TTB · 2007. 10. 3. · lu, Dr. Gamze Saraçoðlu, Dr. Tolga Temel, Çanakkale Tabip Odasý’ndanDr. Azem Ül-kü, Dr. Þükrü Gündüz,

C M Y K

1 Ekim 2007 7

AKP Hükümeti, 2002-2007 yýllarý arasýnda,saðlýk alanýnda, kendisin-

den önceki 1980 sonrasý hükümetle-rin izlediði yoldan yürümüþ, amasaðlýk alanýnda daha önce görülme-yen hýzda ve derinlikte deðiþiklikleryapmýþtýr. Biz buna, neoliberal re-formlarýn saðlýk alanýna yansýmasýdiyoruz. Bu reformlar, toplumsalyansýmalarý ile birlikte, AKP’nin 22Temmuz seçimlerindeki baþarýsýnýnönemli bir bileþeni olarak yorumlan-maktadýr. Söz konusu saðlýk baþarý-larý, aþaðýdaki gibi özetlenebilir.

1. AKP, saðlýk hizmet sunumunuve saðlýk hizmetleri finansmanýný,son 27 yýlda görülmedik þekilde dö-nüþtürmeye baþlamýþtýr. MGK Dö-nemi ile baþlayýp, ANAP Dönemin-de yükselen, DYP-SHP Dönemi ilerenklendirilen dönüþtürme süreci,daha çok toplumun “ikna edilmesi”ile ilgili ideolojik alt yapý oluþturmaamaçlýdýr. Oysa, AKP, saðlýk alanýn-da günlük yaþamý derinden etkileyenadýmlarýn sahibidir.

2. AKP’nin saðlýk alanýnda yapa-caklarýnýn, özgün olmadýðý çeþitlikaynaklarda ifade edilmiþtir. Bu a-landaki en temel iki kanýt, 2003Dünya Bankasý Raporu ve 2004 TÜ-SÝAD Raporu’dur. Uluslararasý ser-mayenin ve ülke burjuvazisinin sa-hiplendiði Saðlýkta Dönüþüm Prog-ramý, AKP Parti Programý’ndan,Hükümet Programýna, Saðlýk Ba-kanlýðý metinlerine kadar aynen yan-sýmýþtýr. AKP’nin yaptýðý, bu yazý-lanlarý, önemli ölçüde hayata geçir-mek olmuþtur.

3. Tüm eleþtiriler, AKP’nin sað-lýk alanýnda (tüm diðer alanlarda ol-duðu gibi) kurumsal tahribat yapaca-ðý, toplumun bundan ciddi ölçüde et-kileneceði yönündeyken, AKP, sað-lýk alanýnda attýðý adýmlarla önemlibir memnuniyet yaratarak, seçim ba-þarýsýna da bunu yansýtmýþtýr.

4. Neydi, bu adýmlarýn en önemli-leri? Her þeyden önce, AKP, saðlýkalanýna, kendisinden öncekilerle ký-yaslanmayacak ölçüde kamusal kay-nak aktarmýþtýr. 2002’de 8.7 milyardolar kamusal saðlýk harcamalarýný2004’de ikiye katlamýþ, 16.3 milyardolara çýkarmýþtýr. Türk parasý ola-rak ifade edersek, 2004 yýlýnda 1.9milyar YTL olan kamu saðlýk harca-malarý, 2006 yýlýnda 4.9 milyarYTL’ye ulaþmýþtýr.

5. AKP’nin vatandaþ açýsýndan ö-nemli bir diðer saðlýk adýmý, saðlýkhizmet sunumu alanýnda olmuþtur.Hizmetin kamu-özel ayrýmý yapma-dan tüm saðlýk kurumlardan alýnma-sý olanaðý açýlmýþtýr. SSK’lýlarýn di-ðer devlet hastanelerinden, tüm sos-yal güvencelilerin özel saðlýk ku-rumlarýndan yararlanabilmesi,SSK’lýlarýn serbest eczanelerden ilaçalabilmeleri, SSK ve Bað-KurlularýnÜniversite Hastanelerine gidebilme-si, vatandaþ açýsýndan en “pozitif”algýlanan adýmlar olmuþtur.

6. Saðlýk çalýþanlarý, AKP Döne-minde, performans temelli ücretle,sözleþmeli statü ile ve aile hekimliðipilot uygulamasý ile tanýþtý. Ama özolarak þu söylenebilir, saðlýk çalýþan-larýnýn önemli bölümü, daha çok dahekimler, 2002’ye kadar reel olarakazalmýþ ücretlerinin “performans”uygulamasý ile AKP Döneminde art-týðýný gördüler.

7. Neoliberal reformlarýn saðlýðayansýmasý demek olduðunu ifade et-tiðimiz, saðlýk reformlarý, özü itiba-riyle saðlýðýn piyasalaþtýrýlmasý/tica-rileþtirilmesi demektir. Piyasalaþ-ma/ticarileþmenin, beklenir ki, so-nuçlarý toplum ve çalýþanlar açýsýn-dan olumsuzdur. Oysa, olumsuzlukbeklentisi gerçekleþmemiþ, aksineAKP’nin olumluluk hanesine yazansonuçlar/algýlamalar oluþmuþtur.Neden? Uzmanlar buna, neoliberaldönüþümler olurken, bir “kazanan-lar koalisyonu oluþturma” politi-kasý demektedir. Özü þu; Saðlýk hiz-metlerinin finansmanýný SSK ve di-ðer sosyal güvenlik kurumlarý kay-naklarýna el koyarak, kamudan özelekaynak aktarma amaçlý kullanan,hizmet sunumunda kamu-özel ayrý-

mýný kaldýrarak, iþletmeleþtirilmiþsaðlýk kurumlarý ile hizmet verenAKP güdümlü saðlýk sistemi, piya-salaþmanýn etkilerini azaltmak için,farklý düzeylerde/sýnýflar için farklýbir kazananlar bileþimi oluþturmayaçabalamýþtýr. Burada en tipik adým,yeþil kartýn olanaklarýnýn geniþletil-mesidir. Daha önce, yeþil kart, sade-ce yatarak tedavi gören hastalar içinolanaklar sunarken, bunu ayaktanbakým görenler için geniþleten AKP

olmuþ, her þeyden önemlisi bu du-rumdakilerin serbest eczanelerdenyararlanmasýný saðlamýþtýr. Sonuçta,2004 yýlýnda 370 milyon YTL olanyeþil kart harcamalarý, 2006’da 2.8milyar YTL’ye çýkmýþtýr. Modernbir sosyal güvenlik/saðlýk güvencesisistemi kurmak yerine, iane modeli-nin bir yansýmasý olarak, hem dinselçaðrýþýmlý, hem de kendine biat etti-ren bir yolun AKP’ce tercih edilme-si, kamusal kaynaklarýn, toplumun

en yoksullarýna

daha fazla akýtýlmasý olarak yansýtýl-mýþtýr. Olayýn bir baþka yaný, yeþilkartýn Kürtlerin sisteme entegre edil-mesi amaçlý olarak yaygýnlaþtýrýlma-sýdýr. Türkiye’de her 5 kiþiden 1’in-de yeþil kart varken, bu oranýn Bin-göl’de % 69, Siirt’te % 60, Aðrý veHakkari’de % 59, Van’da % 58, Bat-man’da % 56, Adýyaman ve Kars’ta% 48, Iðdýr’da % 47, Bitlis’te % 46,Ardahan, Þýrnak ve Muþ’ta % 44,Mardin’de % 43, Diyarbakýr’da %41, Tunceli’de % 40 olmasýnýn veyeþil kart paralarýnýn, bu illerdekikamu saðlýk kurumlarýnýn en temelgelir kaynaðý olmasýnýn baþka ne an-lamý olabilir?

8. AKP’nin saðlýðý dönüþtürür-ken kazandýrdýðý koalisyon, sadeceyoksullardan ibaret deðildir. Özel

hastane ve özel saðlýk kuruluþlarý-nýn, çoðunluðu orta sýnýflar olan

“yeþil” sermayesi, giderek yay-gýnlaþan özel hastane zincirleri-

nin sahipleri, ilaç ve týbbi tek-noloji ithalatýmýzýn patla-

masý ile kârlarýný patlatanuluslar arasý saðlýk te-

kelleri ise diðer-asýl-kazananlardýr. Bu

kazananlarýn mem-nun olduðu, Milli-yet Gazetesi’nin

Ocak 2007’de 30 il-de yaptýðý ankette deçok belirgin olarak

yansýmýþtý: Bu anket-te, SSK’lýlarýn devlet hastanelerin-

den yararlanmasýnýn önünün açýlma-sý, sosyal güvencesi olanlarýn özelsaðlýk kurumlarýndan/hastanelerdenyararlanmasýnýn önünün açýlmasý ve

SSK’lý ve yeþil kartlýlarýn serbest ec-zanelerden yararlanabilmesi, en yok-sullar baþta olmak üzere, toplumun% 65-68’inin memnun olduðu sonu-cu söz konusuydu.

9. Saðlýðýn dönüþtürülmesi sýra-sýnda kazananlar koalisyonuna dahilolanlarýn bir bölümü de, bir kýsýmhekimler ve saðlýk personeli olmuþ-tur. Performans sistemi ile reel ücret-leri düþmekten kurtulan ve yüksel-meye baþlayan çoðu uzman hekim,bir kýsým pratisyen hekim, sistemindönüþümüne olan itirazlarýný en a-zýndan ertelemiþ ya da sisteme des-tek haline gelmiþlerdir. Saðlýk Baka-ný’nýn 2007 Bütçe konuþmasýnda, bu“desteðin” karþýlýðýnýn, maaþa ek o-larak 2005 yýlýnda ortalama 3 milyarYTL, 2006 yýlý için 4 milyar YTLolduðunu öðreniyoruz. Bu konudatamamlanmamýþ bir diðer adým da,aile hekimliði pilot uygulamasýdýr.Düne kadar ayný iþi yaptýklarý arka-daþlarýndan farklý bir tercih yapmakkoþulu ile, düne kadar aldýklarýnýn 5-6 misli parayý almaya hak kazana-caklardý, pilot illerin aile hekimleri.Buradaki ana nokta, saðlýk ocaklarý-na sahip çýkma direncini kýrmaktý.Bir yandan iyi hekimlik söylemi ilebeslenen bu dönüþtürme, halkýn“kýþkýrtýlmýþ saðlýk hizmeti talebi”ile de desteklenmektedir.

10. Neden, “kýþkýrtýlmýþ”? AKP,saðlýðý ticarileþtirirken sonuçlarýný a-zaltmak amacý ile bir yandan kaza-nan/kazandýðýný sananlarý arttýrýrken,diðer yandan sorunlar çýktýðýnda busorunlarýn asýl müsebbibini çarpýtanbir ideolojik kurgu yapmýþtýr. Bura-da, “saðlýðý, tedavi hizmeti; saðlýk

kurumunu tedavi hizmeti verenyer” olarak algýlayan ideolojik yak-laþýmýn/tercihin etkisi büyüktür.AKP, saðlýk ocaklarýný “her odasýn-da muayene yapýlan yer” olarak ni-telemiþ, hastanelerin hepsinde tedaviolanaðý sunarak da bir tedavi hizme-ti sunumu patlamasýna yol açmýþtýr.Örneðin, 2002’de 55 milyon olan po-liklinik sayýsý, 2005’de 105 milyonafýrlamýþtýr. Ayný dönemde, SaðlýkBakanlýðý hastanelerinde polikliniksayýsý 66 milyondan 165 milyona,yatan hasta sayýsý ise, 2.8 milyondan5.1. milyona çýktýðý yazýlmaktadýr.Doðal ki, insanlarýn, saðlýk hizmet-lerine ulaþmasý açýsýndan olumlu sa-yýlabilecek bir geliþmedir. Ancak, buartýþ saðlýk sorunlarýný ne kadar çöz-müþtür? Bu bilinmiyor. Üstelik, ar-tan talepleri karþýlananlarýn sorunla-rý çözülmediðinde ya da taleplerinebazý kýsýtlamalar getirildiðinde, AKPbir adres te bulmuþtur: Hekimler,saðlýk personeli ve örgütleri. Son za-manlarda saðlýk personeline yönelikþiddet artýþýnda, AKP’nin bu kendinisavunma amaçlý oluþturduðu kurgu-nun etkisi inkar edilemez.

11. AKP’nin dönüþtürürken kaza-nanlar koalisyonu oluþturma ve so-runlarýn nedenlerini çalýþanlara yön-lendirme kurgusu, 22 Temmuz baþa-rýsýnda önemli bir pay sahibidir. Birbaþka pay da, AKP karþýtý cepheyeaittir. AKP’nin saðlýkta attýðý adým-larý yeterince anlamayan, basma ka-lýp eleþtirilerle AKP’yi hafifseyen,dolayýsý ile derdini vatandaþa anlata-mayanlar, AKP’nin saðlýk alanýnda-ki baþarýsýnda önemli paya sahiptir-ler.

AKP saðlýkta ne yaptý, ne yapacak, biz ne yapabiliriz?

Doðal ki, AKP’nin sað-lýkta yapacaklarýnýn e-konomik durum, siyasal

durum, çok uluslu (saðlýk) tekel-ler(in)e önemli ölçüde baðlý oldu-ðunu söylemeye bile gerek yok.Burada, daha çok saðlýk alanýndaönceden yazýlmýþ metinler doðrul-tusunda-AKP, TÜSÝAD ve DB-birçýkarsama yapmaya çalýþacaðýz.

1. AKP, saðlýk hizmet sunu-munda attýðý adýmlarý sürdürecek-tir. Saðlýðýn piyasalaþmasý açýsýn-dan, 6200 saðlýk ocaðý yerine 20-25bin birinci temas yeri/muayene bi-rimi olmasý, 1000 civarýnda hastaneyerine 30-40 bin klinik/ayrý tedavibirimi olmasýndan daha “mantýk-lý” bir þey yoktur. Dolayýsý ile sað-lýðý piyasalaþtýrmaya soyunanlar,bütünlüðü bozulmuþ ve sayýlarý art-mýþ saðlýk hizmeti tüketim birimle-rini arttýrmayý sürdüreceklerdir.Yani aile hekimliði birimlerini vehastanelerin iþletmeleþtirilmesini…Özellikle, sevk zorunluluðu da kal-dýrýldýktan sonra, AKP için, birincibasamaðýn anlamý, kýþkýrtýlmýþsaðlýk hizmetleri talebinin karþýlan-masýndan (ve dolayýsý ile saðlýk tü-ketiminden) baþka bir þey deðildir.Henüz nitelik gibi bir kaygý görün-memektedir.

2. Kamu hastaneleri iþletmeleþ-tirilecektir ki, kamu-özel farký kal-masýn, kamudan özele kaynak ak-tarma modeli daha da rahat iþlesin.Ayrýca, iþletmeleþtirilince, tek tekparçalara ayrýlabilecek olan kamuhastanelerinin bütününe olmasa bi-le, kârlý parçalarýna yerel ya da u-luslar arasý sermaye gruplarý talipolabilsin. Bu kârlý alanlarýn artmasýile saðlýk tekelleri için cazip bir te-davi alaný oluþabilsin…

3. AKP, özelleþtirme adý altýnda,çok sayýda kamu kurumunu eldençýkardý. Ama deniz bitti. Önümüz-deki dönem satýlacak kamu malla-rýnýn baþýnda, kamu hastanelerive/veya onlarýn arsalarý gelmekte-dir.

4. AKP’nin, saðlýðý (ve devleti)dönüþtürürken arka planda yaptýðý,iktidar bloðundaki güçler dengesi-nin yeniden daðýlýmýna sermaye le-hine müdahale etmektir. Bu bað-lamda, üniversiteler, sadece saðlýkaçýsýndan deðil, yeni iktidar düzen-lemesi açýsýndan da hedeftir. Bukonu ayrýca tartýþýlmasý gerekir, a-ma burada önemli bir adým, üniver-site hastanelerinin küçültülmesive/veya çökertilmesidir. Sosyal gü-venlik kurumlarýnýn kaynaklarýnýaktarmayarak, döner sermaye para-larýnýn önemli bölümüne el koya-rak, personel alýmýna engeller çýka-rarak ve sýnýrlý personelin daha iyimaddi koþullarýn olduðu diðer ka-mu hastanelerine ve özel sektörekaçmasýna göz yumarak, öz kay-naklarýný kullanmasýný ihalelerle ö-zel sektöre kaynak aktarmasý ge-rekçesi ile önleyerek üniversitehastanelerine baþlattýðý saldýrýyý,AKP, önümüzdeki dönem arttýraca-ða benziyor. Bu, özel sektörün re-kabet olanaðýnýn arttýrýlmasý yö-nünden gereklidir. Diðer kazanýmise, AKP’ye karþý duran üniversiteyönetimlerinin “terbiye edilme-si”dir.

5. Önümüzdeki dönem, çok u-

luslu saðlýk tekellerinin adlarýný da-ha fazla duyacaðýz. Kýsa vadede fi-zik tedavi hizmetleri, labortauarlar,evde bakým hizmetleri, diyaliz hiz-metleri, yoðun bakým hizmetlerininözelleþtirilmesi “rasyonel” gözük-mektedir.

6. Ýþletmeleþme, bir yaný ile par-çalanma, diðer yaný ile kâr edeme-diði takdirde kapanma riski demek-tir. Bunun olumsuz getirisi karþý-sýnda, yerel yönetimlere devir for-mülü ile, yoksullar, kendileriniyoksullaþtýran sisteme daha fazlabaðýmlý kýlýnabilecektir.

7. Saðlýk Bakanlýðý’nýn yetkile-rinin azaltýlmasý diye bir kurgu var.Burada, yerel yönetimlerin devreyesokulmasý, yerelde güç odaklarýnayoksul vatandaþlarýn baðlanmasý-nýn yaný sýra, özel sektörün önününaçýlmasý gibi bir gidiþ yaþanacakgörünmektedir.

8. Saðlýk hizmetlerinin finans-maný, iþin kritik noktasýdýr. Bugünekadar, AKP, SSK’ya el koyarak,yani iþçi sýnýfýnýn birikimlerini kul-lanarak, saðlýða ciddi bir kaynak a-yýrmýþ oldu. Böylelikle, neoliberaldönüþümün sýkýntýlarýný ertelemiþde oldular. Ama, bugün ciddi birkaynak problemi var. Bu baðlam-da, sermayenin iþaret ettiði –RýfatHisarcýklýoðlu’nun 2007 Mart’ýn-da ek istihdam þartý ile iki yýl bo-yunca primlerin karþýlanmasý öne-risi-iþsizlik sigortasý fonu,AKP’nin önümüzdeki dönem hede-fi olabilir.

9. Kaynak meselesi bununla bit-miyor. Yukarýda belirtildiði gibi,hastanelerin satýlmasý, önümüzdekidönemin en yaþamsal problemi gibiduruyor.

10. Giderlerin azaltýlacaðýnýsöylemek, kehanet deðil. Burada, i-laçta olduðu gibi, hizmet sunumprovizyonu uygulamasý beklenme-li. Ýlaç ve hizmete ulaþmada “en-vai” çeþit bürokrasi bir diðer geliþ-me olacaktýr. Yeþil kart sayýsýnýnsýnýrlanmasý, yararlanmaya deðiþikengeller getirilmesi beklenmeli. A-ma, kaçýnýlmaz olarak bir katký pa-yý geliþmesi yaþanacaktýr.

11. GSS uygulamaya geçirilin-ce, ilk yýl için problem olmayabilir.Ama, daha sonraki dönemde, prob-lemler kaçýnýlmaz olarak yaþana-caktýr.

12. Saðlýk çalýþanlarýna gelince;onlarý sözleþmelilik bekliyor. Hemde, yerel otoritelerle. Eski sistemindirencinin kýrýlmasý için, aile he-kimliði için verilen “rüþvetler”inardý kesilecektir. Performans uygu-lamasý ayný kalmakla beraber, uzundönemde getirilerin azaltýlmasýbeklenebilir. Burada kritik noktaþu; saðlýk çalýþanlarý arasýndaki çý-karlarý farklý parçalý yapýnýn korun-masý, performans üzerinden mali-yetlerin belirlenerek bir denetimmekanizmasý olarak saðlýk çalýþan-larýna karþý kullanýlmasý. Burada,“tam gün”ü görmek, þaþýrtýcý ol-mayacaktýr. Kabaca söylenirse, ailehekimliðini tercih etmeyenlerin,

birinci basamaðýn özel týp merkez-lerinin ucuz emeði olmasý ile dahaçok kazanma beklentisi olan veAKP’nin baskýlarýndan bunalan uz-manlarýn özel sektörün yaygýnlaþ-masýnýn bir parçasý olmasý, hekim-leri ve kalifiye saðlýk personelinibekliyor desek yanlýþ olmaz.

13. Bu durum, mevcut sendikave meslek örgütlerinin altýný oya-caktýr. Onlarý etkisiz, kitleselliktenuzak ve iktidarýn “sivil uzantýsý”haline sokmak, AKP’nin bir diðerciddi hedefidir. Bunlar olurken, or-taya çýkmaya baþlayacak sorunlarkarþýsýnda, AKP’nin saðlýkçýlarý veörgütlerini hedef gösteren yaklaþý-mýnýn artarak süreceði kaçýnýlmazgibi.

14. Fal gibi oldu, ama bir tartýþ-ma açmak amacý ile, biraz da ucu-nu törpüleyerek bunlarý yazdýk.Daha fazlasý eklenebilir. Ama, gidi-þat böyle görünüyor.

Dr. Ata Soyer, Halk Saðlýðý Uzmaný

2007 Aðustos’unda durum nedir? Bundan sonra bizi neler beklemektedir?

Herþeyden önce,AKP’nin saðlýkta yap-týklarýný iyi anlamalý,

tartýþmalý ve toplumla doðru bir þe-kilde paylaþmalýyýz. Kendi meslek-taþlarýmýzla da.

Saðlýkta yapýlanlar, diðer alan-larda yapýlanlarla çok yakýndan il-gili. Bu gerçek iyi kavranýp, iþlen-meli. Hem de, farklý alanlarda o-lanlarý öðrenmeye çalýþmak, sað-lýkta olanlarý onlarla paylaþmak,gücü/etkiyi artýracaktýr.

Saðlýk meselesi, sadece saðlýk-çýlarý ilgilendirmiyor. En çok da,

yoksullarý, çalýþan sýnýflarý ilgilen-diriyor. Þimdilik, kendilerini ka-zanmýþlarýn yanýnda hissetmelerinealdanmamak gerek. Yoksullarý, ça-lýþanlarý, diðer kesimleri kapsayan,olayýn teknik yanýný içeren, amakendini onunla sýnýrlamayan “sað-lýk hakký hareketleri/komiteleri”,ön açýcý olabilir.

Dönemin en çok kullanýlan kav-ramý, “uzlaþma”. Aslýnda, güçlü-nün güçsüzü ezdiði bir durumda,

uzlaþma, özünde teslim almaya/ol-maya razý etme amaçlýdýr. Bu ideo-lojik saldýrý, bir þekliyle bertaraf e-dilmelidir. Ýtiraz etmeyen, teslim o-lur. Saðlýkta dönüþüm, saðlýðýn ti-carileþtirilmesi ise, itiraz etmemek,sürecin bir parçasý olmayý kabul et-mektir. Bu noktada, siyasal örgüt-lerin, meslek örgütlerinin ve sendi-kalarýn, kendilerinin birer deðer ör-gütü olduðunu unutmamalarý, herþeyden önde gelir. Ne idüðü belir-

siz bir rasyonalite söylemi altýnda,yükselen deðer “uzlaþma”nýn, ö-zünde yüzyýllardýr biriken ve mirasaldýðýmýz deðerlerin terki anlamýnageldiði unutulmamalýdýr.

Ayrýca, biz sadece olmazlarýsöylemiyoruz. Olurlarýmýz teknikolarak da mevcuttur. Ama, en ö-nemli olurumuz, saðlýðýn bir hakolduðundan vazgeçememek, bununda ancak doðumdan ölüme, her in-sana, ücretsiz, nitelikli, kolay ulaþý-labilir saðlýk hizmetleri ve saðlýklýyaþam koþullarýný saðlamak ilemümkün olacaðýný unutmamaktýr.

Biz ne yapmalýyýz?Biz ne yapmalýyýz?

2007 Aðustos’unda durum nedir? Bundan sonra bizi neler beklemektedir?

Page 8: yazdý Sayfa 6’da Saðlýkta yýkýma devam! - TTB · 2007. 10. 3. · lu, Dr. Gamze Saraçoðlu, Dr. Tolga Temel, Çanakkale Tabip Odasý’ndanDr. Azem Ül-kü, Dr. Þükrü Gündüz,

C M Y K

Týp Dünyasý Dergisi Sahibi ve Sorumlu Yazý Ýþleri Müdürü:Türk Tabipleri Birliði adýna Prof. Dr. Gençay GürsoyGenel Yayýn Yönetmeni: Mutlu SereliKatkýda bulunanlar: Dr. Þenol Avcý, Dr. Altan Ayaz, Dr. Muharrem Baytemür, Dr. Ali Çerkezoðlu, Dr. Oðuzhan Kýlýnç, Dr. Gamze Varol Saraçoðlu, Dr. Nadir Sevinç, Dr. Semih Tatlýcan,Dr. Mustafa Vatansever

Yayýnýn Türü: Yerel, süreliYýl:15 Sayý: 155 Tarih: 2 Ekim 2007Yayýmlayan: Türk Tabipleri BirliðiYayýn Ýdare Merkezi :GMK Bulvarý, Þehit Daniþ Tunalýgil Sok. No: 2 Kat: 4 Maltepe/Ankara Tel: (0312) 231 31 79 (pbx) Faks: (0312) 231 19 52- 53 [email protected]://www.ttb.org.tr

Týp Dünyasý Dergisi, Türk Tabipleri Birliði tarafýndan 15 günde bir yayýnlanýr. Ücretsizdir. Bir yýllýk posta ücreti olan 6 YTL karþýlýðýnda abone olunabilmektedir. 30.670 adet basýlmýþtýr.Hesap Numarasý: Türkiye Vakýflar Bankasý Maltepe Þubesi Hesap No: 00158007281178784

Baský Öncesi Hazýrlýk : GEO Tanýtým ve Reklam Hizmetleri Kubilay Sokak 23/8 Tandoðan Ankara Tel: (0312) 229 09 85 Faks:(0312) 229 09 86 [email protected]

Basým yeri ve tarihi : Ýhlas Gazetecilik AÞ. Turgut Özal Bulvarý Demirciler Sitesi 1. Cadde No: 68 Siteler Ankara 353 29 61 / 2 Ekim 2007

Týp Dünyasý Gazetesi’ne www.ttb.org.tr adresinden ulaþabilirsiniz

Týp Dünyasý – KASTAMONU –Kastamonu’nun Daday ilçesinde bu-lunan ve SSK hastanelerinin SaðlýkBakanlýðý’na devrinden önceSSK’nýn ikinci büyük göðüs hasta-lýklarý hastanesi olma özelliðini taþý-yan “Ballýdað Göðüs HastalýklarýHastanesi”, Saðlýk Bakanlýðý’nýn e-linde 2 yýldýr bomboþ bekletiliyor.Aslýnda hastane resmen kapatýlmýþdeðil. Ancak Saðlýk Bakanlýðý hekimve saðlýk personeli atamýyor, hastakabul edilmiyor, bina 250 yataðý vetüm týbbi donanýmýyla atýl durumdatutuluyor.

1998–2002 yýllarý arasýnda Ballý-dað Göðüs Hastalýklarý Hastane-si’nde hekimlik yapan TTB-HalkSaðlýðý Kolu Yürütme Kurulu üyesiDr. Binali Çatak bu durumun;“mevcut siyasal iktidarýn, saðlýktayapmak istediði dönüþümün geti-receði sonuçlarýn þimdiden bir gös-tergesi” olduðunu söyledi.

Siz daha önce bu hastanedegörev yapmýþsýnýz. Hastanenintarihçesinden biraz söz eder mi-siniz?

1950’li yýllarda, Menderes Hükü-meti döneminde Anadolu’da bir “Sa-natoryumlar Kenti” projesi geliþti-riliyor. Bu projenin ana ilham kayna-ðýný ise Menderes’in bir Avrupa ge-zisinde görüp etkilendiði sanator-yumlar oluyor. Türkiye’de de bu tipsanatoryumlar kurmak istiyor. Türki-ye’de sanatoryumlar kenti olabileceken uygun yerin ise birçok inceleme-ler sonucunda Kastamonu, Daday il-çesinin olabileceðine karar veriliyor.Savunma, Saðlýk ve Çalýþma Bakan-lýðý’nýn bütün göðüs hastanelerininburada yapýlmasý amaçlanýyor. 1500yataklý, helikopter pisti ve demir yo-lu baðlantýsý olan bir hastanenin -kibu SSK Ballýdað hastanesi- inþaatýbaþlatýlýyor. Ancak Menderes hükü-metinin ömrü hastanenin tamamlan-masýna ve diðer bakanlýklara baðlý

hastanelerin yapýlmasýna yetmiyor.1960 darbesi oluyor. Cunta, bir bloðutamamlanan SSK hastanesinin dýþýn-daki tüm hastanelerin yapýlmasýný ip-tal ediyor. 350 yatak ruhsatlý ancakfiili 250 hastaya hizmet veren bugünkü hastane yapýlýyor sadece.

Hastanenin resmi açýlýþý nezaman oluyor?

Hastane 1965 yýlýnda hizmetebaþlýyor. Ýçinde sinema salonu, kü-tüphanesi vb. sosyal faaliyetlerindeyapýlmasýna imkân veren hastane, ül-kenin tüberküloz tarihinde önemliyer tutuyor. Doðu, Güneydoðu, Kara-deniz ve Akdeniz bölgesi tüberkülozhastalarýna çok önemli hizmetler ve-riyor. Örneðin benim çalýþtýðým dö-nemde de Hatay, Diyarbakýr, Adýya-

man, Mersin, Malatya, Eskiþehir,Zonguldak, Adana gibi birçok ilin-den hasta geliyordu.

Ancak hastanenin talihini gene birdarbe, 1980 darbesi ve sonrasýndakurulan Özal Hükümeti deðiþtiriyor.Emekli, yaþlý askeri doktorlarýn ata-masý yapýlýyor. Hastane dinamiðinikaybediyor. Diðer yandan Özal Hü-kümeti döneminde SSK’nýn paralarý-na el konup tahvillerle deðiþtirilmesi,SSK’nýn saðlýk harcamalarýnda ký-sýntýya gitmesini de beraberinde geti-riyor. Tabiî ki bundan Ballýdað Has-tanesi de etkileniyor. Tek tük hekimatamalarý ile idare edilmeye çalýþýlý-yor.

Hastanenin coðrafi konum,diðer þehirlere uzak olmasý gibinedenlerden dolayý hastalarýnburayý tercih etmediði söyleni-yor. SSK’ya baðlý olduðu dönem-de de bu gerekçelerden dolayýhasta akýþýnda etkilenme oluyormuydu?

Orada çalýþtýðým süre içinde böy-le bir olaya rastlamadým. Hatta devir-den önce, üçlü koalisyon dönemindeepey bir hekim, hemþire ve diðer yar-dýmcý personel atamasý yapýldý. Has-tane tam kapasiteyle çalýþmaya baþ-ladý. Yani saðlýk personeli yeterli ol-duðu süreç içerisinde hiçbir zamanhasta sýkýntýsý çekilmedi.

Ayrýca, Ballýdað Hastanesi ilçe i-çinde çok önemli bir yere sahip. Ýlçe-

nin en önemli geçim kaynaðý. Örne-ðin çalýþanlarýn hemen tümü Dadayve köylerinde yaþayan insanlar. E-meklilerin ve aktif çalýþanlarýn bü-yük çoðunluðunu bu hastane istih-dam etmiþ. Kapanmasý sadece hasta-lar açýsýndan deðil, ilçe insaný içindeçok olumsuz sonuçlar doðuracaktýr.Biliyorsunuz en çok göç veren illerinbaþýnda Kastamonu gelmektedir.

Hastaneye ne zamandan beridoktor atamasý yapýlmadýðýnýbiliyor musunuz?

Bildiðim kadarýyla saðlýk bakan-lýðýna geçtiðinden bu yana hiçbirdevlet hizmet yükümlülüðü kurasýn-da Ballýdað Hastanesine göðüs hasta-lýklarý uzmaný ya da baþka bir branþdoktoru atanmadý.

Sizce tam donanýmlý bir has-tanenin atýl durum getirilmesi,belki de ileride kapatýlmasýnýnnedeni ne olabilir?

Bunun iki olasý nedeni olabilir.Birincisi olasýlýk; Türkiye’de tüber-küloz, kanser, KOAH gibi göðüshastalýklarý görülmemektedir, ya dakontrol altýna alýnmýþtýr. Bu nedenlegöðüs hastalýklarý hastanelerine artýkihtiyaç kalmamýþtýr (!). Ýkinci olasý-

lýksa; saðlýkta dönüþüm projesininhayata geçirildiðinin pratik sonuçla-rýný yaþamaya baþladýðýmýzdýr.

Birinci olasýlýðý ele alýrsak Türki-ye gerçekleriyle uyuþmuyor. Þöyleki, verem için temel risk grubu iyibeslenemeyen düþkünler (alkolikler,kronik hastalýðý olanlar vb) ve yok-sullardýr. Devletin resmi verilerinegöre ülkemiz insanýnýn %4.8’i gün-lük 1, %25 insan ise günlük 2 dolarýnaltýnda gelire sahip. Daha açýk bir i-fade ile söylersek yaklaþýk 3.5 mil-yon insan günlük 1 lira 250 kuruþ, 18milyon insanýmýz ise yaklaþýk günlük2 lira 500 kuruþla yaþamýný idame et-tirmeye çalýþýyor. Kaba bir deyimle20-25 milyon insanýmýz yoksuldur;verem için temel risk grubudur. Di-ðer yandan her ne kadar vereme aittatmin edici resmi bir veri yoksa da,Türkiye’de 15-20 milyon verem ileenfekte nüfus olduðu tahmin edil-mektedir. Ve bu nüfusun 1.5-2 mil-yonu yaþamýnýn bir döneminde ve-rem hastasý olacak. Bu ürkütücü birrakam ve veremin boyutlarýnýn ciddi-yetini de ortaya koymaktadýr. Þimdidurum böyleyken bir verem hastane-sinin iþlevsiz hale getirilmesinin yada kapatýlmasýnýn mantýðý ne olabi-lir?

Ýkinci seçenek, yani “saðlýkta dö-nüþüm projesinin” bir getirisi olma-sý en önemli etken gibi gözükmekte-dir. Resmi aðýzlarýnda deklere ettiðigibi dönüþümün temel mantýðý, sað-lýðý piyasaya açmaktýr. Piyasaya açý-lan her þeyin parasal bir deðeri ol-mak zorundadýr. Bu kapitalist ideolo-jinin olmazsa olmaz yasasýdýr. Para-nýz varsa saðlýðýnýzý kontrol ettirebi-lirsiniz veya tedavi olabilirsiniz; has-taneniz kar ediyorsa çalýþtýrýrsýnýz,kar etmiyorsa kapatýrsýnýz. Artýk iþ-letme haline getirilen kamu hastane-lerinin açýk kalmasý ya da kapatýlma-sý kazandýðý paraya, performansýnabaðlý. Verem üzerinden ne kadar per-formans elde edilebilir ki? Ballýdaðhastanesi saðlýkta dönüþümün ilkkurbaný olsa gerek. Bunun da diyeti-ni uzun vadede yoksul halk ödeye-cek.

Resmen kapanmýþ bir hastanedeðil. Satýþý ya da baþka bir ku-ruma devri düþünülüyor mu?

Gerek SSK gerekse Saðlýk Ba-kanlýðý döneminde hastane çeþitli ka-mu kurumlarýna devredilmek istendi.Ancak bunlar gerçekleþmedi. Bu-günlerde de Kastamonu ÜniversitesiTýp Fakültesi’ne devredildiði söyle-niyor. Ne kadar doðru bilemiyorum.

Ancak göz ardý edilen konu, Bal-lýdaðýn sadece görkemli bir yapý ol-masýyla deðerlendirilmesi. Sorun bi-na deðil. Bu ülkede çýð gibi büyüyenbir verem ve daha da önemlisi MDRtüberküloz denen dirençli tüberkülozvakalarýnýn da artýyor olmasý. Bu günprimer MDR-TB %3, sekonderMDR-TB %20 civarýnda. Direnci ol-mayan bir tüberküloz vakasýnýn teda-visi yaklaþýk 100 dolarlýk bir harca-ma gerektirirken, dirençli tüberkülo-zu olan bir vakanýn tedavisi için 10000 dolar harcamak gerekiyor. Ba-kanlýk bu hastaneyi Türkiye genelinehitap eden MDR-TB hastanesi yapa-bilir.

Kastamonu’nun Daday ilçesinde bulunan ve SSK

tarafýndan Saðlýk Bakanlýðý’na devredilmeden

önce Türkiye’nin ikinci büyük göðüs hastalýklarý hastanesi olma özelliðini taþýyan Ballýdað Göðüs Hastalýklarý Hastanesi,

2 yýldýr bomboþ bekletiliyor.

Ahmet Kanneci Ataol Behramoðlu

Kanser bilgilendirme Çocuklarla, sanat faaliyetleri

Meme Muayenesi TTB Çalýþtayý

Kermes “Teta’mýn Mutfaðý” Sergisi

Týp Dünyasý – ANKARA –Türk Tabipleri Birliði eski BaþkanýDr. Füsun Sayek’in 60. doðum gü-nü, eþi Prof. Dr. Ýskender Sayek ta-rafýndan Hatay’ýn Ýskenderun ilçesi-ne baðlý Arsuz beldesinde düzenle-nen, “Dr. Füsun Sayek Saðlýk veKültür Etkinlikleri” ile kutlandý.

11-18 Aðustos 2007 tarihleri ara-sýnda gerçekleþtirilen “Füsun SayekSaðlýk ve Kültür Etkinlikleri” kap-samýnda, Arsuzlular ve Füsun Sayekdostlarý Ýskender Sayek Evi’nde ka-lýcý ve gezici sergilerle birlikte saðlýkve kültür etkinliklerine katýlma fýrsa-tý buldular.

Etkinlikler, “60. Yaþ GünündeBir Yaþam Öyküsü: Füsun Sayek”konulu toplantý ile baþladý. FüsunSayek’in eþi, TTB Merkez Konseyiüyesi Prof. Dr. Ýskender Sayek bura-da yaptýðý konuþmada, geleneksel o-larak sürdürmeyi istedikleri bu kül-tür ve sanat etkinliklerinde, eþi Fü-sun Sayek’in varlýðýyla buluþtuklarý-ný söyledi. Etkinliklerin bu yýlki te-masýnýn “meme kanseri” olduðunubelirten Sayek, bu kanser türünün er-ken teþhis edilmesi halinde tedavi e-dilebilir olduðunu belirtti. Sayek, 18Aðustos’a kadar sürecek etkinliklersýrasýnda vatandaþlarý bu konuda bil-gilendireceklerini kaydetti.

Ücretsiz meme taramasý Yakalandýðý meme kanseri nede-

niyle, 16 Ekim 2007 günü aramýzdanayrýlan Füsun Sayek’in

60. doðum günü nedeniyle düzen-lenen saðlýk etkinlikleri kapsamýnda,Avon’un “Saðlýða Yolculuk” proje-si bünyesinde yer alan paneller dü-zenlendi. 12 Aðustos’ta gazeteci Öz-lem Gürses, 13 Aðustos’ta da gaze-teci Ahu Özyurt’un yönettiði panel-lerde, Prof. Dr. Tezer Kutluk, Prof.Dr. Þuayib Yalçýn ve Prof. Dr. Ýs-kender Sayek, meme kanserinde er-ken teþhisin önemini anlattýlar. Söy-leþilere olduðu kadar, ücretsiz memetaramasýna da ilgi yoðun oldu. 300olarak belirlenen mamografi sayýsý,talep üzerine 500’e çýkarýldý. “Ücret-siz meme kanseri bilgilendirmehattý”nýn açýlýþý da ilk kez buradaduyuruldu. 09.00-17.00 saatleri ara-sýnda ücretsiz 0 800 314 99 99 no’lutelefonu arayan kadýnlar, uzmanhemþirelerden meme kanseri ile ilgi-li tüm sorularýnýn yanýtlarýný alabile-cekler ve meme kanseri ile ilgili do-kümanlara ulaþabilecekler.

Sergiler, þiir dinletisi,konserler

Kültür etkinlikleri kapsamýnda i-se, 11 Aðustos akþamý þiiri ve her da-im ifadelerini þiirle güçlendirmeyiseven Füsun Sayek anýsýna, þair Ata-ol Behramoðlu’nun sunduðu þiirdinletisi gerçekleþtirildi. Prof. Dr.Erkmen Böke’nin “Füsun’un Çi-çekleri” resim sergisi, Prof. Dr. Ýs-kender Sayek, Selin Sayek Böke ve

Ayþe Batman’ýn “Arsuz Tarih veKültürü” adlý fotoðraf sergisi, AylinSayek, Yasmina Jraissati ve RayaMakzume’nin Füsun Sayek tatlarýnýcanlý tutan “Teta’mýn Mutfaðý” ser-gileri etkinlikler süresince açýk tutul-du.

Füsun Sayek Saðlýk ve Kültür Et-kinlikleri, Arsuz’da ilk kez bir klasikmüzik konserine vesile oldu. Çuku-rova Üniversitesi Devlet Konserva-tuar’ý öðrencilerinin verdiði konseryoðun ilgi gördü. Ahmet Kanne-ci’nin gitar dinletisi ve Al Gore’uniklim krizini konu eden filmi “Uy-gunsuz Gerçek” de kültür etkinlik-leri arasýnda yer aldý.

14 ve 15 Aðustos günü de Musta-fa Kemal Üniversitesi’nin düzenle-diði sanat faaliyetlerinde buluþanArsuz’lu çocuklarýn sesleriyle þen-lendi. Ýki gün süren etkinliklerde ço-cuklarýn yaptýklarý çamurdan heykel-ler, resimler, kaðýt heykeller, boyan-mýþ taþlar ve duvar resimleri haftaboyunca Ýskender Sayek evinde ser-gilendi.

Türk Tabipler Birliði (TTB) He-kim Ýnsan Gücü Çalýþma Grubu da,çalýþtayýný 13 Aðustos 2007 günüburada düzenledi. 15 Aðustos 2007günü de Hatay Tabip Odasý’nýn dü-zenlediði Sürekli Mesleki GeliþimEtkinliði kapsamýnda Meme Kanse-rinden Korunma, Erken Taný, MemeMuayenesi ve maketle Meme Mua-yenesi Pratik Uygulamasý gerçekleþ-tirildi.

Türk Tabipleri Birliði eski baþkanýDr. Füsun Sayek’in 60. doðumgünü, Hatay’ýn Ýskenderun ilçesi-ne baðlý Arsuz beldesinde düzen-lenen “Dr. Füsun Sayek Saðlýk veKültür Etkinlikleri” ile kutlandý.

Doðum günün kutluolsun Füsun Abla

Kar getirmeyen hastane 2 yýldýr boþ tutuluyor

Dr. BBinali ÇÇatak

Doðum günün kutluolsun Füsun Abla