V§z'°zfz1§§§z;— - e-kitap.biz · “Öyle mi?” Henüz onun iltifatlarına alışamamış...
Transcript of V§z'°zfz1§§§z;— - e-kitap.biz · “Öyle mi?” Henüz onun iltifatlarına alışamamış...
HQN
SR-1
20
1,6i
Q1Kitap
Gize
mli - T
arama
Bird
ost
Lynne Graham Tutsak Kalpler
Leah'ın milyarder Yunan iş adamı Nik Andreakis'le düzmece evliliğini artık bitirmek istiyordu ama Nik onunla aynı fikirde değildi. Leah onun bu sahte evliliği sürdürmek istemesine inanamıyordu. İnsan şantaj sonucunda evlenmek zorunda kaldığı birisinden neden ayrılmak istemezdi ki?Leah evlendikleri geceyi yalnız geçirmiş ve bu, sonraki beş yıl boyunca değişmemişti. Şimdiyse kocasının neyin peşinde olduğunu anlamaya çalıştığı için gözüne uyku girmiyordu. Yıllardır o yokmuş gibi davranan kocası neden birdenbire onunla yakınlaşmaya çalışıyordu?
Jennifer Faye Saklı Prens
Zoe Sarris ayrılmalarından beri Veliaht Prens Demetrius'u görmemişti. Dolayısıyla prens ona özel bir kurumun iç mimarlığı işini önerince şoke oldu.Zoe kırık kalbini daha yeni onarmış, yaralarını daha yeni sarmıştı; yine her zamanki gibi yakışıklı ve çekici olan Demetrius'u yeniden görmek onun için büyük tehlikeydi.Fakat prensle hâlen evli olduklarını öğrenmesi her şeyi değiştirdi. Özellikle de, Demetrius prensesini geri istediğini belli edince... tercihen Noel'de!
<|>HARLEQUINr_53 tr
www.harlequintr.com Bandrol Uygulamasına İlişkin Usûl ve E sa slar Hakkında Yönetmeliğin
5 ’nci maddesi çerçevesinde bu yayının bandrol taşıması zorunlu değildir
Kitap
Gize
mli - T
arama
Bird
ost
ROM ANIN KARA KTF.R T ,F.B t
Leah AndreakisRomanın kadın kahramanı
Nik AndreakisRomanın erkek kahramanı
M ax HarrinetonL eah’ın babası
Paul WoodsL eah’m sevgilisi
Apollonia / PnniaN ik’in yeğeni
Eventhia AndreakisN ik’in annesi
AriadneEvanthia’nın kızı
StavrosAriadne’nin kocasıK
itap G
izemli
- Tara
ma B
irdost
-BİRİNCİ BÖ L Ü M -
L e AH omuzunun üstünden geriye doğru şöyle bir baktıktan sonra telâşla aşağıya, şarap barına indi. İçerisi loş ve akşam içicileriyle doluydu. Paul’u göremedi. Etraftaki takım elbiseli adamların arasından onu seçebilecek kadar uzun boylu değildi. Bir yandan birileri görüp tanıyacak diye çok korkuyordu. Nihayet uzak bir köşede Paul’un san saçlarını fark edince rahat bir nefes aldı.
Leah yanına giderken Paul ayağa kalktı. Uzun boylu, zarif ve çekiciydi, Leah ona gururla baktı. “Geciktin,” dedi Paul
“Kusura bakma, kurtulamadım.” Leah nefesi kesilmiş bir şekilde masaya oturduktan sonra endişeyle etrafa göz gezdirdi.
“Yapma şunu. Seni şehrin bu tarafında kimse tanımaz.”Leah gümüş sarısı başını öne eğdi, yüzü kıpkırmızı ve çok gergin
di. “Köşedeki adam bana bakıyor!”“Pek çok erkek güzel kadınlara bakar, sen de çok güzelsin aşkım.”
Paul alçak sesle mırıldanarak uzandı, Leah’ın incecik kemikli elini tuttu. “Sen yürürken erkeklerin dönüp sana bakması beni tahrik ediyor.”
“Öyle mi?” Henüz onun iltifatlarına alışamamış olan Leah, şık takımıyla uyuşmayan utangaç bir tavırla Paul’a baktı. İki yanından gümüş sarısı saçları dökülen pürüzsüz yüzünde bir memnuniyet ifadesi belirdi, safir mavisi gözleri, kulaklarındaki mücevherler gibi parlıyor-
Kitap
Gize
mli - T
arama
Bird
ost
du.“Benim daireme gidelim mi?” Paul bir parmağım Leah’m dolgun
alt dudağında dolaştırırken gülümsüyordu.Leah gerildi. “Yapamam, henüz olmaz. Ne hissettiğimi biliyorsun,”
diye kekeledi. Paul’un yüzüne sert ve soğuk bir ifadenin yerleştiğini görünce içinde bir korku uyanmıştı.
“Siz de benim neler hissettiğimi biliyor olmalısınız Bayan Andrea- kis. Hayal kırıklığı içindeyim!”
Leah bembeyaz oldu. “Paul, lütfen...”Sadece, kocan şehir dışında diye benimle oyun oynuyorsun.”
Leah derin bir acı hissederek ona baktı. “Seni seviyorum...”“Peki boşanmak istediğini ne zaman söyleyeceksin ona?”“Yakında. Sadece doğru zamanı bekliyorum.”Ortalama olarak ayda bir gece seninle aynı evde kaldığına göre
önümüzdeki yıl bu zamanlar hâlâ bekliyor olurum ben. Belki de o aşağılık adama âşıksındır.”
“Nasıl olabilirim? Normal bir evliliğimiz olmadığını biliyorsun.” “Tam dedikodu sütunlarına göre bir hikâye!”“Bu hiç komik değil Paul.”“Seninle birlikte olamıyorum ama içimi tek rahatlatan şey, onun da
seninle birlikte olmadığını bilmek. Bunun tam bir muamma olduğunu kabul etmen gerek. Sen beş yıldır hâlâ bakiresin, kocansa hep kolunda bir çıtırla dolaşıyor. Gizli gey falandır belki.”
Leah’ın hassas midesi kötü olmaya başlamıştı. Paul’a evliliği hak- kındaki gerçeği anlatmakla delilik ettiğini görüyordu. Hayır, Paul’un bir şey yapacağını sanmıyordu, ona sonuna kadar güveniyordu ama onun Nik’e duyduğu kıskançlığı yatıştırmak için biraz ihtiyatsız davranmıştı galiba. N ik... Kendisini bekleyen şeyleri düşününce Leah’ın kam donmuştu sanki.
“Onun hakkında böyle konuşma,” dedi hemen.“Masada dinleme cihazı mı vardır? Ondan ödün patlıyor, öyle değil
mi? Ondan seni serbest bırakmasını söylemeye cesaretinin yeteceğini hiç sanmıyorum. Boş yere vakit kaybediyorum galiba.”
“Hayır... Hayır, asla,” diye fısıldadı Leah telaşla. Paul’u kaybedeceğini düşününce paniğe kapılmıştı. Beş yıldır yaşadığı hayata döne
Kitap
Gize
mli - T
arama
Bird
ost
mezdi yine. Bomboş, amaçsız ve sıkıcı hayata... Paul’dan önce günler geçmek bilmiyordu. Ne bir sosyal hayatı ne de arkadaşları vardı. Öylesine saf ve naifti ki, evlendiği gün bir hapishaneye kapatıldığını, demir parmaklıklardan kurtulmaya çalıştığı güne kadar anlamamıştı.
“Öyleyse ne zaman?” diye üsteledi Paul.“Yakında. Söz veriyorum.”“Neden eşyalarını toplayıp evden ayrılmadığını anlayamıyorum.
Sanki ondan boşanmak için yeterince kanıtın yokmuş gibi. Nik Andre- akis demek zina demek neredeyse.”
“Bunu düzgün yapmak zorundayım Paul. Bunu ona borçlu olduğumu farkında değil misin?”
“Ona herhangi bir şey borçlu değilsin. Kilisenin ve yasaların karşısında senin kocan bile sayılmaz o.”
Leah saatine göz atınca nefesini tuttu. “Gitmem gerek!”Paul onu omuzlarından tuttu, ustaca öptü. “Seni arayacağım,” diye
söz verdi. “Seni seviyorum sevgilim.”Leah bardan fırlayıp çıktı. Uzun bir masaj ve bakım için rezervas
yon yaptırdığı ünlü güzellik salonundan üç blok ötedeydi. Paul la buluşmak için büyük riske girmişti. Nik’e boşanmak istediğini söylemediği sürece yakalanma riski artıyordu.
Gerçi ne fark ederdi? Nik onun ne yaptığına aldırış etmiyordu. Leah onu ayda bir iki kere, Londra’ya geldiğinde görüyordu, bazen bu kadar bile görüşmedikleri oluyordu. Nik çok ender olarak bir iş yemeğine ev sahibeliği yapmasını isteyebiliyor, Leah’la sadece yanında çalışanlar aracılığıyla iletişim kuruyordu.
Evlilikleri boyunca onunla hiç dışarı çıkmamıştı Nik. Ne yemeğe, ne bir partiye ne de bir tiyatro temsiline birlikte gitmişlerdi. Nik bu tür etkinliklere hep göz alıcı bir kadınla giderdi, karısıyla değil. Odalan ayrıydı. Aynı çatı altında kaldıkları ender gecelerde de Leah onun geç saatte evden çıkıp gün doğarken geldiğini duyduğu için, bu geceler de sayılmazdı.
Leah bir keresinde onun söylediklerini dinlerken çok ağladığını hatırlıyordu. Nerede hata yaptığını, ne yapıp ne yapmadığını, kendisini ona nasıl gösterebileceğini öğrenmeye çalışıyordu. Ama artık bu çok geride kalmıştı. Çocuk gelin büyüyüp akıllanmıştı artık.
Kitap
Gize
mli - T
arama
Bird
ost
“Affedersiniz, randevumu unutmuşum.” Leah her zamanki gibi, randevusunu kaçırsa da ödeme yapmak için ısrar etti, cömertçe bahşiş bıraktı. Bu sırada salonun sahibi Charlie yanına geldi; isterse Leah’ı hemen alabileceklerdi. Leah içini çekerek teşekkür etti, geciktiğini söyleyerek, şoförünü beklemek üzere danışmadaki koltuklardan birine oturdu.
“Bu arada Bayan Andreakis,” dedi Charlie ona eğilerek. Saçındaki boncuklar rengârenk sallanmıştı bu sırada. “Korumanız size bir mesaj bırakmak için aradı.”
Leah’ın yüzü bembeyaz oldu. .“Rahat olun, ona masaj odasında olduğunuzu söyledim.”Leah şimdi de kıpkırmızı olmuştu. “Teşekkür ederim.”“Bay Andreakis sizi evde bekliyormuş.”Nik onu evde mi bekliyormuş? Beş yıl boyunca onu bir kez olsun
beklemeyen Nik? En az iki hafta daha Londra’ya gelmesi gerekmeyen Nik eve mi gelmişti? Leah ürperdi, midesine kramp girmişti.
Charlie onun yanına oturdu, elini dostça dizine koydu. “Bebeğim, bu işler hiç sana göre değil.”
Leah neredeyse kekeleyerek, “Neden söz ettiğini anlamıyorum Charlie,” demeye çalıştı.
Charlie sevecen yüzünde anlayışlı bir ifadeyle ona baktı. “Beş yıldır her hafta buraya geliyorsun. Son bir iki aydır ne oluyorsa, yüzünden aynen okunuyor,” dedikten sonra içini çekti.
Leah donakalmış, sadece onu dinliyordu.“Nik Andreakis’in karısı için yalan yere tanıklık edecek kadar aptal
biri olarak tarihe karışmak istemiyorum,” dedi Charlie. “Nik Andreakis insanın parmaklarını kırabilecek birine benziyor. Bak, düşününce bile içim bir hoş oldu.”
Leah utançtan yerin dibine girmişti. “Üzgünüm.”“Ben de daha fazla yardımcı olamadığım için üzgünüm. Yoksa ar
tık seni mutlu görmek çok hoştu.”“Bayan Andreakis?”Koruması Boyce onu almaya gelmişti. Leah ayağa kalkarken Boy-
ce, patronunun karısıyla fazla yakınlaştığına tanık olduğu Charlie’ye buz gibi, tehditkâr bir bakış fırlatmıştı.
Kitap
Gize
mli - T
arama
Bird
ost
Leah limuzine bindikten sonra dağıldı. Charlie onun birisiyle görüştüğünü biliyordu. Leah kendisini müthiş aşağılanmış hissediyordu. Bir o kadar da yoğun bir suçluluk hissi yaşıyordu. Kuaförü, bir aile faciasının ortasında kalmaktan korkuyordu. Oysa Leah, onun başka birisiyle görüştüğünü bilse bile Nik’in kılını kıpırdatacağını sanmıyordu. Buna rağmen zavallı Charlie’nin ödü patlamıştı.
Leah, Charlie’yi severdi. Yaradılıştan çok neşeli bir adam olan Charlie bunca zaman boyunca onun yüzünü hep güldürmeyi başarmıştı. Leah onun üzülmesini istemezdi hiç.
N ik’ten herkes korkardı. Yine de Leah onun bir kez olsun sesini yükselttiğini bile duymamıştı. Evliliklerinin ilk yıllarında Leah da ondan çok korkuyordu ama zaman içinde Nik’in onun varlığının bile farkında olmadığını görmüştü. Nik onunla sadece, babasının ona aktardığı hisselere sahip olabilmek için evlenmişti. Leah, bir iş anlaşmasının maddelerinden biriydi, o kadar.
Buna rağmen bazen Nik’in ona gizli bir nefretle baktığına yemin edebilirdi. En sıradan şeylerden söz ederken bile sesinin bir kamçı gibi şakladığını hissederdi Leah. Nik sırf hisseleri elde edebilmek için onunla evlendiğine pişmandı sanki. İstediği zaman boşanması mümkünken bunu neden yapmadığını bilemiyordu Leah.
Şimdi de, beş yıllık evliliklerinde hiç yapmadığı bir şekilde, birdenbire eve gelmişti. Leah bu ani hareketin sebebinin ne olabileceği konusunda fikir bile yürütemiyordu. Muazzam malikânelerinin dış kapısından içeri girerken çantasını sıkı sıkı tutan parmaklarının boğumlan bembeyaz olmuştu.
Paul’la tanıştığından beri kendisine sık sık hatırlattığı şeyi geçirdi içinden yine; evli olsalar da N ik’in gerçekten karısı sayılmazdı. Ondan ayrılmayı çok daha önce istemeliydi ama babasının öfkesinden çekinmişti. Hayatının ilk on yedi yılını, babası M ax’i memnun etmeye çalışarak geçirmişti zaten Leah. Beş yıl önce de onun yönlendirmesi sonucunda Nik’le evlenerek hayatının en büyük hatasını yapmıştı. Ama babası artık hayatta yoktu, iki ay önce ölmüştü.
Baş uşak Petros, “Bay Andreakis sizi salonda bekliyor,” dedi.Leah iyice gerilmişti. Normalde N ik’i yemek saatine kadar gör
mezdi, mutlaka yanlış giden bir şeyler olmalıydı.
Kitap
Gize
mli - T
arama
Bird
ost
Salona girdiğinde Nik olanca azametiyle mermer şöminenin hemen yanında duruyordu. Bir zamanlar ona bakarken Leah’ın dizlerinin bağı çözülürdü ama şimdi sanki bir yabancıya bakıyor gibiydi.
Efsanevi Yunan milyarderi Nik Andreakis akıl almaz bir servetin sahibiydi, çok güçlüydü. El yapımı deri ayakkabılarından, kusursuz kesimli takım elbisesine kadar, her zamanki gibi, hiç uğraşılmamış hissi veren incelikli bir şıklığı vardı
Simsiyah gür saçları, altın ışıltılı bronz teni ve delici bakışları olan gece siyahı gözleriyle bir bakanın bir daha bakmak isteyeceği bir adamdı Nik. Leah onunla on yedi yaşındaki ilk karşılaşmasında anında vurulmuş, N ik’in uğrunda ölünebilecek bir adam olduğunu düşünmüştü.
Nik nereye giderse gitsin standartların çok üstünde görünürdü, istisnasız, ortamdaki bütün kadınların ilgisi onun üzerinde toplanır, o da bunu bilir, daha da kendinden emin bir şekilde davranırdı.
Bugün farklı bir havası vardı ama, bir şey olmuştu sanki. Ortamda elle tutulur bir gerginlik vardı.
Nik simsiyah gözlerini Leah’a dikti, bir süre onu süzdü. “Rujun dağılmış.”
Leah gayrı ihtiyari elini dudaklarına götürdü. “Öyle mi?”Nik bir an dikkatle onu süzdü. “Hiç vaktimiz yok, hemen Paris’e
gidiyoruz.” Kapıya yönelmişti bile.“Paris mi? Şimdi mi? Neden?”“Evet, hemen şimdi. Babanın geride bıraktığı bir şeyle ilgili.”Leah irkildi. Bildiği kadarıyla, M ax’in ölümünden sona Nik, tüm
mal varlığını satarak paraya çevirmişti. Leah babasının henüz kaybetmenin yasını tutuyordu, müdahale edememişti bile. Sonradan da iş işten geçmişti.
“Gözden kaçırdığın bir şey mi kalmış?” dedi iğneleyici bir sesle.“Arayıp durduğum şey nihayet bulunmuş diyelim. En azından,
kendi iyiliğin için, böyle olması için dua et.”Leah, N ik’in söylediklerinden tek kelime anlamamıştı.“Neden söz ettiğini anlamıyorum.”“Umarım anlamıyorsundur.”Nik, üzerini değiştirip eşyalannı almasına bile izin vermeden
Kitap
Gize
mli - T
arama
Bird
ost
Leah’ı yan yarıya sürükleyerek evden çıkardı. Leah kendini bir anda limuzinde bulmuştu, dehşet içindeydi.
Derin derin nefes alarak her zamanki gibi sakin görünmeye çalıştı. “Neler oluyor böyle?” diyebildi sonunda ama cevap alamadı.
“Babamdan kalan her şey satıldı sanıyordum,” diye üsteledi.Nik buz gibi bir sesle, “Sahiden mi?” dedi sadece.Leah giderek huzursuzlanmaya başlıyordu.“Neler olduğunu açıklayacak mısın bana?”“Neden açıklayacakmışım?” Nik bunu o kadar sert bir sesle söyle
mişti ki Leah başka bir şey diyemedi.“Her erkeğin gizli rüyalannı süslüyorsun...” demişti Nik ilk karşı-
laşmalannda. İnsan bu baştan çıkartıcı sözlerin şimdi yanında oturan ve beş yıldır onun varlığının bile farkında olmayan adamın dudaklann- dan döküldüğüne inanamazdı. Demek ki beş yıl önce de Nik’in rüyalarını süslemiyordu Leah. O halde neden evlenmişti Nik onunla? Nik onu vicdansızca kullanmıştı, tıpkı babasının N ik’in servetini ve nüfuzunu kullanması gibi.
Leah trafikte ilerlerlerken başını çevirip camdan dışarı baktı. Paul’u düşünüyordu. Paul ona kendisi olduğu için değer veren, düşüncelerini ve duygulannı önemseyen ilk erkekti. Leah’ı sadece kendisi olduğu için istiyordu, onu kullanmaya çalışmıyordu. Evet, Paris’e var- dıklannda N ik’e artık boşanmak istediğini söyleyecekti. Nik onun gençliğini çalmıştı, Leah en güzel yıllarını aşktan ve mutluluktan yoksun geçirmişti. Artık bunları istemeye hakkı vardı.
Paris’e Nik’in jetiyle gidiyorlardı. Leah uçakta dergi karıştırarak vakit geçirirken bir yandan kadın kabin görevlilerinin N ik’in etrafında nasıl pervane olduklannı dudak bükerek izliyordu. Kadınlardan esmer olanının N ik’e iyice tutulduğu açıktı. Leah bunu anlayabiliyordu çünkü bir zamanlar kendisi de aynı durumdaydı. Neyse ki kurtulmuştu artık.
Tam bir Yunan mizacına sahip olan Nik Andreakis, bir film yıldızı gibi çekici görünse de Leah’ı artık ne fiziksel ne de duygusal olarak etkilemiyordu. Ne yapacağı belli olmayan, sert ve fevri bir adamdı. Kibar görüntüsünün altında, kendisine karşı çıkanlan ezmeye hazır küstah ve manipülatif birisi vardı.
Havaalanında onları karşılayan limuzinle Paris’in akşam trafiğine
Kitap
Gize
mli - T
arama
Bird
ost
daldılar. Leah nereye gittiklerini bilmiyordu, cevap alamayacağı için sormuyordu da. Nihayet büyük bir banka binasının önünde durdular.
Yine hiç konuşmadan içeri girdiler. Onları karşılayan yetkiliyle birlikte binanın alt katında, özel kasaların bulunduğu bölüme indiler. Yetkili, duvardaki kasalardan birini çıkarıp ortadaki masanın üzerine koydu, Leah’a bir kasa anahtarı verip onları kasa odasında yalnız bıraktı.
“Anahtarı ver bana,” dedi Nik hemen.Leah, kasanın babasına ait olduğunu biliyordu, o halde kendisine
ait demekti. Anahtarı N ik’e vermemeye kararlı olarak, beş yıldır ilk kez kocasına aldırmayarak masaya yaklaştı. “Bu' babamın, yani benim...” diye mırıldandı.
“Neyi sahiplendiğine dikkat et.”Leah irkilerek N ik’e dönüp baktı. N ik’in yüzünün her zerresine
vahşi bir şiddet ve öfke ifadesi sinmişti. Leah anahtarı bıraktı.“Eğer kasadaysa, rahatlayabilirsin,” dedi Nik dişlerini sıkarak.
“Eğer değilse kendini ölmüş bil.”Ne vardı bu kasanın içinde! Leah’ın dizleri birbirine vurmaya baş
lamıştı, midesi kasılıyordu. Nik ise ona bakmamıştı bile, hafifçe titreyen elleriyle kasayı açmaya uğraşıyordu.
Kasa kâğıtlar, evraklar ve fotoğraflarla doluydu. Nik kasanın içindekileri masanın üstüne boşalttı, aralarında çılgınca bir şey aramaya başladı. Leah da merakla masanın üzerindekilere baktı. Üzerinde alıcısının ismi yazılı bir zarf gördü, bu ismi hiç duymamıştı bile. Sonra büyük, parlak bir fotoğraf gördü. Fotoğrafta bir sürü kadın ve erkek... Leah iğrenerek gözlerini kaçırdı. Babasının böyle müstehcen bir fotoğrafla ne işi olabilirdi, neden kasasında saklamıştı?
“Bunlar nedir böyle?” diye fısıldadı. Kasadan çıkanların N ik’i şaşırtmadığı belliydi, o hâlâ bir şey arıyordu.
“Bu kasa ne, biliyor musun?” diye öfkeyle güldü Nik. “Mahvolmuş hayatlar kasası! İnsanların sırlan var burada. Baban kurbanlannın kor- kulannı kullanarak onların sırtından geçinen bir hamamböceğiydi.”
Leah kalakaldı. “Babam hakkında nasıl böyle konuşursun?”Nik onu dinlemiyordu bile. “Bu pisliğin bana kalmış olması da ba
banın bana son hakaretidir. Ben, Nik Andreakis, başka kimsenin bu zaaf koleksiyonunu görmesini istemediğim için ellerimi kirletiyorum
Kitap
Gize
mli - T
arama
Bird
ost
şu anda! Babanın zafer koleksiyonu! Bu insanların her birini mahvetmek için delilleri saklamış aşağılık herif!”
Leah buz gibi duvara yaslandı. “Ne diyorsun sen?”“Sağır mısın yoksa?” Nik bir an dönüp nefretle ona baktı. “Seninle
neden evlendiğimi sanıyordun? Güzelliğin ya da iyi yetiştirildiğin için mi? Bir hanımefendi gibi davranmayı bildiğin için mi?”
“Hisse senetleri...” diye mırıldandı Leah rüyada gibi.“Ne hisse senedi! Yok öyle bir şey! Hiçbir zaman olmadı.” Nik ni
hayet aradığını bulmuş gibiydi. Bir belgeyi dikkatle inceliyordu. Derken yumruğunu masaya indirdi. “Lanet olsun! Bu sadece kopya!”
Nik bir anda, sanki boğazına sarılacakmış gibi Leah’ın yanına geldi. “Söyle! Sana verdi değil mi?”
Leah tir tir titremeye başlamıştı. “Neden söz ettiğini bilmiyorum,” dedi güçlükle.
“Söyle bana! Nerede o! Yıllardır bu şantajla yaşadım! Bir gün daha yaşamayacağım!”
Leah’m gözleri karardı, zihninde şantaj kelimesi yankılanırken yere yığıldı.
Kitap
Gize
mli - T
arama
Bird
ost
~ İKİNCİ BÖLÜM -
L e AH gözlerini limuzinde açtı. Nik’in hâlâ onun hemen yanında, boğazına sarılacakmış gibi durduğunu görünce delirmiş gibi kendini geriye attı, otomatik kilitli aracın kapılarını, hareket halinde olmalarına aldırmadan açmaya çalıştı. “Uzak dur benden!” diye bağırdı panik halinde.
“Çok kırılgansın değil mi? Sinirlerin dayanmıyor.” Nik biraz geri çekildi ama onu aynı ifadeyle süzmeye devam ediyordu. “Belgenin orijinali nerede?”
“Söyledim sana, neden söz ettiğini bilmiyorum. Babamın şantajcı olduğuna inanamıyorum.”
“Hem de en alâsındandı. Kurbanlarım tamamen parasız kalacak ya da çaresizlik içinde onu öldürmeye kalkacak kadar zorlamazdı, tatlı tatlı paralannı alırdı. Bu şekilde müthiş bir servet edinmişti. Eğer ailemle ilgili belgenin kopyasını çıkardıysa orijinalini mutlaka sana vermiştir. Onu bana karşı kullanmaya kalkarsan seni mahvederim.”
“Babam bana bir şey vermedi! Delirmişsin sen!”“Bu vakte kadar hep sabrettim. Beş yıldır kendimi dizginliyor
dum,” dedi Nik homurdanarak. “Seninle evli kaldığım sürece güvende olacaktım. Babanın evine gideceğini düşünmüştüm ama yapmadın. Bunun tek bir açıklaması olabilir, bana âşıksın sen.”
“Efendim?” Leah kulaklarına inanamıyordu.
Kitap
Gize
mli - T
arama
Bird
ost
“Farkında olmadığımı mı sanıyordun?” Nik ona aşağılayarak baktı. “Senin yerinde hangi kadın olsa giderdi ama sen gitmedin, takıntılı bir bağlılık ve sadakatle yanımda kaldın, elimi kolumu bağladın!”
Leah boğulacak gibiydi. Nik onun kendisine âşık olduğunu sanıyordu gerçekten! Neredeyse ona Paul’dan söz edecekti ama içinden bir ses dilini tutmasını söyledi. Hepsi sırayla olmalıydı.
“Sana âşık falan değilim,” dedi. Bu nasıl bir egoydu böyle.“On yedinci yaş günü hediyen olan adamla konuştuğunu hatırlatı
rım sana!”“Efendim?”“Beni magazin dergilerinden mi seçtin? Yoksa bir yerlerde görüp,
babana, ‘babacığım, bunu istiyorum!’ mu dedin?”Leah artık neye şaşıracağını bilemez haldeydi. “Sen delirmişsin!” “Bu konuşmayı yapmak için beş yıl bekledim ben! Bir hayvan gibi
avlandığımı biliyorum. Evinize ilk geldiğimde babanın kim olduğunu bile bilmiyordum, üçüncü bir şahıs vasıtasıyla tuzağa düşürüldüm ve evinize geldim. Bu sırada baban nedense ortalıkta yoktu. Ama sen vardın! Bembeyaz giyinmiş, çiçeklerle ilgileniyordun, kelimenin tam anlamıyla bekaretle kuşanmıştın. Ah, o kadar iyi hatırlıyorum ki!”
“Öyle değildim!”“Kanı biraz olsun kaynayan her erkek senden bakışlarını alamaz
dın. Utangaç bir ifadeyle gülümserken yanakların pembeleşiyordu ama iri mavi gözlerinle beni yiyip bitiriyordun. Sonra yemeğe davet edildim ve sen piyanonun başına geçip bir konser piyanisti gibi piyano çaldın, şarkılar söyledin. Bütün meziyetlerini bir bir döküyordun ortaya. O gece bir türlü işten konuşamadık. Evinizden, aklımda iki soruyla ayrıldım.”
“Öyle mi?” Leah sadece boşluğa bakıyordu.“Reşit olmuş muydun? Ve baban seni benim gibi yırtıcılardan ko
rumaya niyetli miydi?”Leah’ın midesi bulanmaya başlıyordu.“Yemeğe kalmam da senin fikrindi, eminim,” diye devam etti Nik.
“Babana beni istediğini söyledin, o kadar. O da hayatımı didiklemeye başladı ve nihayet, sadece hayatta kalan iki kişinin bildiği ve asla anlatmayacağı bir şeye ulaştı.”
Kitap
Gize
mli - T
arama
Bird
ost
Leah fısıldayarak, “Neydi o?” diye sordu.“Bunu sen biliyorsun. Max fazla zamanının kalmadığını biliyordu.
Sırrını sana emanet etmeden mezara gittiğine inanmıyorum.”Bu sırada limuzin durmuş, şoför Leah’ın kapısını açmıştı. Leah ne
redeyse yuvarlanarak araçtan indi. Nik’in Paris’teki dairesinin bulunduğu binanın önündeydiler. Çaresizlik içinde etrafına bakındı, kaçmak istiyordu.
Nik, aklından geçenleri okumuştu sanki. “Dene de gör,” dedi. “Şu sokağın köşesini bile dönemezsin.”
Böylece içeri girip, doğrudan Nik'in çatı katındaki dairesine çıkan asansöre bindiler.
Nik, “Anılar...” diye mırıldanarak kendi kendine gülümsedi. Leah’a sanki ruhunu görebiliyormuş gibi bakıyordu.
Leah susuyordu, bir şey diyemeyeceğini farkındaydı. N ik’in çok uzun zamandır bu intikam saatine hazırlandığı, babasının ölümünü sabırsızlıkla beklediği belliydi. Leah ona karşı ne yapabilirdi ki?
“Emirle yapabileceğim şeyler vardır belki ama seninle yatağımı paylaşmak bunlardan biri değil ne yazık ki. Baban benim seninle evlenmemi sağlayabilirdi ama yatak odama kadar gelip benim ...”
“Sus artık!” diye bağırdı Leah.“Neden ona anlatmadın?” diye üsteledi Nik. “Yatakta yapayalnız
olduğunu yıllarca gizledin. Neden?”Leah asansör durur durmaz bir anda asansörden fırladı, ilerideki
banyo kapısına atıldı, içeri girdikten sonra hemen kapıyı arkasından kilitledi. Sırtını kapıya yasladıktan sonra yavaşça aşağı kaydı ama ani bir mide bulantısıyla doğrulup lavaboya koştu. Biraz kusup rahatladıktan sonra bir uyurgezer gibi hareket ederek soyundu, duşun altına girdi.
Babası bir şantajcıydı. Bunu kendi kendine tekrarlayarak duş kabininin köşesinde yere çöktü. Su dalga dalga üstüne dökülürken arınmaya çalışıyordu. Hayatında ilk defa kendisini bu kadar kirlenmiş hissediyordu. Nik çocukluğunun sağlam temellerini bile elinden almıştı.
Leah’ın, aristokrat bir İngiliz ailesinden gelen ve M ax’le evlendiği için ailesiyle bağlan kopan annesi o dört yaşındayken ölmüştü. Max, annesinin neden öldüğün hiç söylememişti Leah’a, buna gerek bile görmemişti.
Kitap
Gize
mli - T
arama
Bird
ost
Leah’m çocukluğu bakıcılar ve yatılı okullar arasında geçmişti. Max her zaman seyahatte olurdu. Leah onu da götürmesini istediğinde mutlaka bir mazereti olurdu. Leah aslında babasının hayatında hiç yeri olmadığım çok uzun yıllar sonra anlamıştı.
Babası onun güzelliğiyle, iyi eğitim almasıyla ve müzikal yetenekleriyle gurur duymuştu hep. Bunlar hep sosyal açıdan pazarlanabilir meziyetlerdi, Leah bunu da yeni anlıyordu. Babası onun hep zengin ve nüfuzlu biriyle evlenmesini istemişti. Böylece hep kıyısında yaşadığı sosyeteye gerçekten dâhil olabilecekti. Leah sıcak bir ailede büyüme- mişti ama hayatın sert yüzüyle de karşılaşmamıştı hiç. Hep babası tarafından onaylanmaya ve sevilmeye uğraşmıştı.
Max’in aslında saygın bir iş adamı değil bir şantajcı olduğu nasıl gelebilirdi aklına? Sürdüğü rahat yaşamı, bir banka kasasında saklanan fotoğraflarla belgelere borçlu olduğunu nereden bilebilirdi?
Nihayet evliliğinin foyası meydana çıkmıştı. Nik’in ondan nefret etmesine elbette şaşırmıyordu artık. Ailemi korumak için demişti Nik. Leah onun ailesini tanımıyordu bile. Annesi hayattaydı, üç de kız kardeşi vardı ama Leah hiçbiriyle tanışmamıştı. Onların da kendisiyle tanışmak için bir girişimde bulunmamasına başlangıçta şaşırdığı olmuştu ama Nik de Max gibi kimseye hesap vermezdi.
Leah’ın ona âşık olduğunu nasıl düşünebilirdi Nik? Leah kendisini aşağılanmış hissediyordu. Başına silah dayanmış gibi onunla zorla evlendiği yetmezmiş gibi, karısıyla beş yıl boyunca hiç ilgilenmemişti ve şimdi bu kadının kendisine âşık olduğunu iddia ediyordu Nik!
Sular vücudundan süzülürken Leah yavaş yavaş, daha önce varlığını bile bilmediği bir gücün uyanmaya başladığını hissediyordu içinde. Neredeyse Nik için üzülmüştü. Nik onun babasının şantajını sürdürmesinden korkuyordu, bütün o tehditler onun içindi. Oysa Leah başka birine âşıktı. Ondan boşanmak istemesi Nik için cennet müjdesi gibi olacaktı muhakkak.
Hayatından koca bir beş yıl gitmişti, bundan başka bir saat bile kaybetmeye niyeti yoktu artık. Eskiden babasının otoritesi altındaydı, daha sonra onun yerini Nik almıştı. Nik’e tahammül etmiş, babasına evliliklerinin durumundan söz etmemişti. Aptal gururu engel olmuştu buna. Bir de korkusu tabii ki.
Kitap
Gize
mli - T
arama
Bird
ost
Leah hep korkmuştu. Korunaklı hayatından çıkıp dış dünyayla yüzleşmekten, babasının öfkesinden, evliliklerinin gerçek yüzünü öğrenirse babasının kalp krizi geçirip ölmesinden korkmuştu hep. Bundan sonra korkmayacaktı.
Nik mağdur olduğunu düşünüyordu ama o da mağdurdu bu işte. Sadece onun gibi ortalığı ayağa kaldırmıyordu. Nik’in kibirli tavrı hâlâ sinirine dokunuyordu Leah’m. Saf bir genç kızın evliliğinin ilk altı ayı boyunca hissettiği ilk aşk heyecanının bugüne dek sürebilir miydi?
Kapı sertçe çalındı birden.“Aç kapıyı,” diye gürledi Nik. .Leah ona kulaklarını tıkadı. Bugün yeterince muhatap olmuştu
Nik’le, bu kadarı yeterdi. Artık zerre kadar çekmiyordu Nik onu. Beş yıl önce karşısında tam zıddı birini gördüğü için Leah’a çekici gelmişti. On yedi yaşındaydı, toydu. Aklıyla değil, kalbiyle hareket etmişti.
Nik, “Leah!” diye bağırdı sabırsızlıkla.Neyse ki karşısına Paul çıkmıştı da Leah hayatta daha fazlasını hak
ettiğini görebilmişti. Paul ona her şeyden önce kendisini düşünmesi gerektiğini göstermişti. Tıpkı Nik’in yıllarca yaptığı gibi.
Leah ayağa kalkıp havlusuna uzanmıştı ki kapıya şiddetli bir darbe indi ve kapı geriye doğru esnedi, kilidi dağıldı ve ardına kadar açıldı. Nik, gözlerinden alevler saçarak kapının önünde duruyordu.
“Ne halt etmeye kendini kilitledin buraya?”Leah havluya sarındı, dehşete kapılmıştı. “Aklını mı kaçırdın sen?”“Senin merak etmiştim!”İyi olup olmadığını mı merak etmişti? Bunun için mi ilkel bir yara
tık gibi kırmıştı kapıyı? Leah kıyafetlerini toplamaya başladı.“Tenin kamelya rengindeymiş.”Leah doğruldu, gözlerini kırpıştırdı. Nik’in bakışlarında rahatsız
edici bir ifade vardı. Leah’ın havlunun örtemediği yerlerini uzun uzun süzdükten sonra bakışları dolgun dudaklarına takılıp kaldı.
“Havluyu bırak,” dedi kabaca.Leah donup kalmıştı. Nik onun havluyu bırakacağından ne kadar
emin görünüyordu. Elinde olmadan onun kor gibi yanan gözlerinin içine baktı. Dudakları kurumuş, ciğerlerindeki tüm oksijen bir boşalıp gitmişti sanki. Teni alev alev yanarken göğüsleri aniden gerilip dol-
Kitap
Gize
mli - T
arama
Bird
ost
gunlaşmıştı.“Vücudun ufacık ama kusursuz oranlarda,” diye mırıldandı Nik.Leah, Nik’in onunla böyle konuşmasına hâlâ inanamıyordu. Öte
yandan içten içe biliyordu onun böyle olduğunu, olabileceğini. Nik, çevresine her zaman cinsel bir enerji yayardı. Kendisi de ‘yırtıcı diye söz etmemiş miydi kendisinden?
“İzin verirsen giyineceğim.”“Ciddi değilsin herhalde?”Leah’ın benliği dalga dalga bir öfke sarmaya başlamıştı. Onca şey
den sonra Nik’in ondan sadece nefret etmesi gerekirken Nik’in aklına seks geliyordu. Neden? Tek sebebi yan çıplak olmasıydı herhalde.
“Giyinmek istiyorum,” dedi sesi titreyerek.“Utangaçsın.” Nik büyük bir memnuniyetle söylemişti bunu sanki.
“Çok uzun zamandır beni bekliyordun.”Leah kahkahalarla gülmeye başladı birden, kendini tutamıyordu.“Kes şunu.”Leah arkasını dönerken elindeki kıyafetleri yere bıraktı, elleriyle
yüzünü örttü. Histeri krizi geçiriyor gibiydi. Birden Nik arkadan ona sarıldı, kendisine çekti. Leah onun sıcaklığını hissediyordu ama sanki gerçek değilmiş gibi geliyordu ona bu. Beş yıl boyunca bu adam ondan cüzzamlı gibi kaçmış, şimdiyse birdenbire, Leah onunla başa çıkamayacak durumdayken ona dokunmaya karar vermişti. Çünkü buna hakkı olduğuna inanıyordu. Ama buna hakkı yoktu ve Leah onun kendisine dokunmasını istemiyordu.
“Belgenin nerede olduğunu belki de bilmiyorsundur. Max belgeyi yok etmiştir, kopyayı gözden kaçırmıştı. Ama belki de binlerinin kasasında, patlamaya hazır bomba gibi bekliyordur.”
Nik’in konuşma şekli Leah’ı ürpertmişti. Nik onu yavaşça kendisine çevirdi. Leah bir oyuncak bebek gibi aciz hissediyordu kendisini.
Yalınayak, Nik’in omuzuna bile yetişmiyordu boyu. Nefes aldığında Nik’in temiz, erkeksi kokusu doluyordu içine.
“Yüzüme bak.”“Lütfen bırak beni.”Nik onu duymamış gibi uzıın parmaklanyla çenesini hafifçe kaldır
dı, onu simsiyah gözleriyle süzmeye devam etti. Leah onun yaşadıklan
Kitap
Gize
mli - T
arama
Bird
ost
gergin anlar yüzünden böyle davranıyor olduğunu düşünmeye çalıştı.“Nik...” Leah’m sesi kendi kulağına bile çok aciz gelmişti. Oradan
uzaklaşmak istiyordu ama ayakları yere çivilenmiş gibiydi.“İsmimi böyle telaffuz etmeyeli çok uzun zaman olmuştu.”“Hayır.. diye fısıldayabildi Leah.Nik başparmağını Leah’m alt dudağında gezdirirken Leah titredi,
hareket etmeye çalıştı ama Nik diğer eliyle onu sırtından tutmuştu.Nik, Leah’m dudaklarını aralamasını dikkatle izledi, parmağını ya
vaşça dudaklarının arasında gezdirirken çenesini avucunun içine aldı. Leah ın hayatında hissettiği en erotik şeydi bu, Vücudu hemen tepki vermeye başlamıştı bile.
Nik onunla oynuyor, Leah’m verdiği en ufak tepkiyi bile büyük bir memnuniyetle izliyordu. Leah ise bunu, Nik’in ser verip sır vermemekle meşhur gözlerinde okuyabiliyordu.
“Ben...” diyebildi Leah, konuşamıyordu.“Daha fazlasını mı istiyorsun yoksa?” Nik birdenbire geri çekildi,
ona gülümseyerek tepeden baktı. “Bir dahaki sefere havluyu bırak dediğimde bırak pethi mou’’ dedi yavaşça.
Leah, yatak odasının kapısının çarpılarak kapandığını duydu. Kendisini mahvolmuş ve aşağılanmış hissediyordu.
Onca yıl bir şey olmamıştı, neden şimdi oluyordu bu? Nik, babasının onu zorla evlendirebileceği ama yatak odasında bir şey yapmaya zorlayamayacağma dair bir şeyler söylemişti. Max ölmüştü. Leah ise bir dişi olarak Nik’in çevresinde bulunuyordu. Cinsel olarak rahatlamak istediğinde Nik için bu kadarı yeterliydi.
Öte yandan, Nik’in dokunuşları Leah’m kendisini çok garip hissetmesine neden olmuştu. Ona itiraz edip kavga çıkarmamakla en iyisi yapmıştı. Nik gerçek bir maçoydu. O anda ondan boşanmak istediğini söylemesi onun gerçekten onunla birlikte olmaya çalışmasıyla sonuçlanabilirdi. Paul’dan söz etmek için kesinlikle yanlış bir zamandı.
Leah yatağa girdiğinde hâlâ eli ayağı titriyordu. Bu kadar sarsılması doğaldı çünkü kocası nihayet onun varlığını fark etmiş, ona seks beklentisiyle yaklaşmıştı.
Nik evlilikleri boyunca ona hiç sadık kalmamıştı ama eğer Leah, ona karşı biraz hevesli görünecek olsa Nik’in onu geri çevirmeyece
Kitap
Gize
mli - T
arama
Bird
ost
ğinden emindi. Böyleydi Nik, alırdı ama bir şey vermezdi.Babasının şirketini kendi çabalarıyla uluslararası çapta çok büyük
bir kuruluşa çevirmişti. Kimse ona iyilik yapmadığı için o da kimseye yapmıyordu. Düşmanlarının peşine düşüyor, onları alt edip ilkel bir zafer hissiyle tatmin oluyordu.
İşte babası Nik’in bu özelliklerini çok değerli bulduğu için Leah’ı onunla evlenmeye ikna etmek için çok uğraşmış, onun çok iyi bir koca olacağını söylemişti.
Leah’ın dudakları kederli bir gülümsemeyle kıvrıldı. Ne kocası! Onun hiç kocası olmamıştı. Ama beş yıl önce bunları kestiremezdi.
İlk karşılaştıkları günü tamamen farklı hatırlıyordu Leah. O güne kadar Nik Andreakis’i ne görmüşlüğü ne de adım duymuşluğu vardı. O gün tam da, devam etmekte olduğu çiçek yerleştirme kursunun birinci dönemi bitmişti. O da evlerinin ufak serasında çiçeklerle uğraşarak öğrendiklerini uygulamaya çalışıyordu.
Nik birdenbire seranın kapısında belirivermişti. Muhtemelen hizmetçi onu salona almıştı, o da salonun penceresinden dışarıdaki seraya bakmış ve Leah’ı görerek yanına gelmişti. Seranın kapısında altından bir Yunan tanrısı gibi duruyordu, Leah’m o güne kadar hayatında gördüğü en güzel şeydi. Leah kelimenin gerçek anlamıyla, Nik’e bir bakışta âşık olmuştu.
“Bu kış manzarasında bir bahar nefesi gibisin,” demişti Nik. Budama makası Leah’ın ellerinden kayıp yere düşmüş, Nik hemen makası alıp ona vermişti. Nik’in kendisiyle ilgilendiği Leah’ın aklına bile gelmemiş, onun sera ya da çiçeklerle ilgilendiğini düşünmüştü. Nik de bu konuyla ilgilenmiyormuş gibi görünmeyerek, Leah’ın çiçekler hakkında anlattıklarını dinlemiş, arada düzgün sorular sormuştu.
Bir ara Leah’a gözlerinin menekşeleri andırdığım bile söylemişti utangaç bir ifadeyle. Utangaç? Nik?
Leah serada ne kadar kaldıklarını bilmiyordu. Nik, babasıyla randevusu olduğunu söylememiş, bir hizmetçi yanlarına gelip babasının Leah’ı çağırdığını söyleyene kadar sadece onunla ilgilenmişti.
Leah babasının yanına gidince, seradaki adamın kim olduğunu sormuştu Max’e ve adının Nik Andreakis olduğunu öğrenmişti.
“Saatlerdir seni bekliyor, yemeğe kalmasını söyleyelim mi?”
Kitap
Gize
mli - T
arama
Bird
ost
Böylece Nik yemeğe davet edilmişti. Bu kesinlikle Leah’m hata- sıydı. Babası daha sonra bir bahaneyle, özür dileyerek yanlarından ayrılmış, onları yalnız bırakmıştı. Nik yemek boyunca Leah’a sorular sormuştu. Onun reşit olup olmadığını merak etmesi gerekmiyordu çünkü Leah ona bunu söylemiş, Nik de yüzünü buruşturmuştu.
Nik ertesi gelip onu evden çıkarmıştı ama Max bundan hiç hoşlanmadığını belli etmişti.
“Baban anlamasın diye seni öpmeyeceğim. Seninle ne işim olduğunu anlayamıyorum zaten, benim için fazla gençsin.”
Nik sonraki bir hafta boyunca aramamış, Leah "çok kırılmıştı. Max bu durumu neredeyse eğlenceli bulmuş, kızına duygularını belli etmemesini tavsiye etmişti.
“Andreakis istediği kadım elde edebilir ama evlenmeyi düşünmediği sürece seninle ilgilenmesini istemiyorum.”
“Ona bunu söyledin mi yoksa?”“Sen kendi değerini bilmiyor olabilirsin ama ben biliyorum,” diye
paylamıştı onu babası. “Seni en iyi okullara gönderdim, çok iyi bir evlilik yapmanı istiyorum Leah. Andreakis seninle gönül eğlendire- mez. Kârlı çıkmayacaksa daha fazlasını önermeyecektir.”
Nik, ikinci hafta çıkagelmişti ama Leah’a karşı tavırları biraz keyifsiz ve agresifti. Yine yemeğe kalmıştı. Max yemek boyunca genel olarak sessiz kalarak ikisini izlemişti.
İki gün sonra babası Leah’a, Petrakis International gemicilik şirketinde hisseleri olduğunu ve Nik’in bu hisseleri istediğini, kendisinin de bu hisseleri düğün hediyesi olarak Nik’e sunduğunu söylemişti.
Leah kendisini aşağılanmış hissetmişti.“Nik, Yunan’dır,” demişti babası hemen. “Bu tür anlaşmaları iyi
bilir. Şundan emin ol, Nik Andreakis gibi bir adam, maddi bir çıkar elde etmeyecekse evlenmeyi düşünmez. Bu hisseler senin çeyizin olacak. Seçim senin. Onu istiyor musun, istemiyor musun?”
Leah hıçkırıklara boğularak babasının yanından ayrılmıştı. Ertesi sabah babası kalbindeki rahatsızlıktan yakınmış, ne kadar ömrü kaldığını bilmediğinden söz etmişti. Sonra Nik’i öve öve bitirememiş, onun Leah’ı el üstünde tutacağını anlatmıştı.
“Ama o beni sevmiyor!” diye itiraz etmişti Leah.
Kitap
Gize
mli - T
arama
Bird
ost
Max kızına buz gibi bakmıştı. “Seni istiyor.”“O hisseleri istediği kadar değil.”“Bu evliliğin gerçekleşmesi sana kalmış. Sana, âşık olduğun adam
la evlenme şansı sunuyorum.”Leah şimdi bunun, Nik’i sana gümüş tepside sunuyorum anlamına
geldiğini anlıyordu. Nik şantajla etkisiz hale getirilerek ona teslim edilmişti aslında.
Kapı çaldı, gelen hizmetçi yemeğin hazır olduğunu haber verdi. Leah saatin bu kadar geçtiğim fark etmemişti bile. Paul onu her akşam sekizde arardı. Acaba uşakları Petros onun Paris’te olduğunu söylemiş miydi Paul’a? Yatağının baş ucundaki telefondan Paul’u aradı.
“Neredesin?” diye çıkıştı Paul hemen. “Petros, Bay ve Bayan And- reakis’in müsait olmadıklarını söyledi. Bu da ne demek böyle?”
“Paris’e gelmemiz gerekti ve ...”“Biz derken?” diyerek Leah’ın sözünü kesti Paul.“Max’le ilgili bir mesele çıktı, benim de gelmem gerekti. Yarın eve
dönüyorum sevgilim. Seni seviyorum.”“Ne meselesi?”“Önemli bir şey değil.” Leah olanları Paul’a anlatamazdı.“ Öyleyse Paris’i gezdiriyor mu sana?” Paul dalga geçiyordu.“Nik mi? Dalga geçiyor olmalısın.” Leah, Paul’u yatıştırmak için
gülmeye çalıştı. “Seni çok özledim, hep aklimdasın.”“Yarını iple çekiyorum.”“Ben de öyle ama Charlie’yi kullanamam artık.” Leah, koruması
Boyce’u atlatmak için pencereden çarşaf sarkıtıp aşağıya kayarak indiğini hayal etti bir an.
Charlie haklıydı, bu işler ona göre değildi. Gerçek anlamda bir evliliği olmadığı için vicdanı rahat olsa da kilisede ettiği yemini unutmuş değildi, bu durum onu çok rahatsız ediyordu.
“Fırsatı değerlendirip ona boşanmaktan söz etsene. Korkaklığı bırak artık. Adamın umurunda bile değilsin, biliyorsun.”
Leah arkada bir ses duyarak irkildi, dönüp arkasına baktığında dehşete kapılarak kalakaldı. Telefon elinden düşmüştü.
Kapıyı kapatmayı unutmuştu. Nik kapıda durmuş, kıpırdamadan ona bakıyordu. Leah da fal taşı gibi açılmış safir mavisi gözleriyle ona
Kitap
Gize
mli - T
arama
Bird
ost
24 Lynne Graham
bakıyordu.N ik... demek istedi ama ağzını açtığında sesi kaybolmuştu.Nik, “Yemek,” diye mırıldandıktan sonra gülümsedi. “Ama önce
görüşmeni bitir.”Leah eğildi, telefonu eline aldı, “Hoşça kal,” diyerek kapadı.
k
Kitap
Gize
mli - T
arama
Bird
ost
-ÜÇÜNCÜ BÖLÜM ~
L e AH’IN kalbi yerinden çıkacakmış gibi atarken Nik arkasını dönüp gitti. Bunun üzerine Leah rahatladı. Nik telefon konuşmasını duymamış olmalıydı. Duymuş olsa böyle davranmazdı Nik. Bir şey demediği gibi ona gülümsemişti bile.
Leah banyodan çıkarken, uşağın Nik’e arabasının onu almaya geldiğini söylediğini duydu. Koridora yaklaştığında ise, Nik’in arabayı geri gönderdiğini duydu.
Nik akşam yemeği için dışarı çıkacakken karar mı değiştirmişti? Herhalde onun için evde kalıyor değildi. N ik’in onun için bir şey yaptığı görülmüş şey değildi zaten.
Aşağı indiğinde Nik ona dönüp baktı. “Benim bir iki telefon görüşmesi yapmam gerek, sen beni bekleme,” dedikten sonra yanından ayrıldı.
Leah ne yediğinin farkına bile varmadan bir şeyler atıştırdı. Kendisini suçlu hissediyordu, kafası allak bullaktı. Şakakları zonkluyordu yine. Üç ay öncesine kadar açık, dürüst bir hayat sürüyordu. Sonra bir gün Harrods mağazasında Paul’la kazara çarpışmışlardı. Leah’ın aklına onunla bir ilişkiye gireceği gelmemişti bile. Paul ısrarla ona yemek ısmarlamak istemişti.
Leah sonunda onun ısrarına dayanamayarak teklifini kabul etmiş, birlikte çok hoş vakit geçirmişlerdi. Bundan daha masum ne olabilirdi?
Kitap
Gize
mli - T
arama
Bird
ost
Daha sonra aynı yerde tamamen tesadüfen, ikinci kez karşılaşmışlardı Paul’la.
Leah keyifsizce tabağını önünden itti. Şarabından bir yudum aldıysa da ağzının tadı olmadığı için beğenmedi. Neden böyle berbat hissediyordu kendisini?
Boşanmak istediğini N ik’e neden söyleyemediğini bilmiyordu. Nik beş yıldır dizginlenmiş gibi olduğunu söylese de aslında dışarıda kadınlarla gününü gün ediyordu aslında. Üstelik bu konuda en ufak bir çekincesi yoktu. Hem herkesin gözü önünde dolaşıyordu o kadınlarla, hem de gazetelerde boy boy çıkan fotoğraflara aldırmıyordu hiç.
Leah kahve içmekten vazgeçti, yatmaya karar verdi. Kendisini dayak yemiş gibi hissediyordu, çok yorgundu.
Sonra yanına geceliğini bile alamadığı geldi aklına. Banyodaki bornoz da çok büyüktü. Bir geceliğine çıplak yatmaya karar vererek yorganın altına öyle girdi. Çok alışkın olduğu bir yatma şekli değildi ama herhalde bir gece böyle idare edebilirdi.
Gözlerini kaparken kendi kendine ertesi sabah N ik’e boşanmak istediğini söyleyeceğini geçirdi içinden. Bu konuda kararlı davranmazsa hiçbir şey elde edemeyecekti.
Birdenbire uyandı, odanın ışıklan yanıyordu. Gözleri ışıktan kamaşarak yatakta doğruldu, bir an nerede olduğunu bile anlayamamıştı. Sonra yatağın biraz uzağında duran N ik’i gördü. Nik’in saçlan darmadağınıktı, kravatını çıkarmış, gömleği kınşmıştı. Yüzünde bir dehşet ifadesi vardı.
“Ne oldu? Saat kaç?” diye mınldandı Leah. Sonra esneyerek saatine baktı, daha çok erkendi.
“İsmimi lekeledin,” dedi Nik son nefesini verir gibi.Leah boğazını temizleyerek ona baktı, henüz tam uyanamamıştı.
“Efendim?” Yanlış duymuştu herhalde.“Kanm , başka bir adam la...”Leah’ın yüreği sıkışsa da onu asıl sarsan şey, N ik’in onun başka bir
adamla görüştüğünü keşfetmiş olması değil, ondan kanm diye söz etmesiydi. Şimdiyse Leah’a hakaret gibi geliyordu bu söz.
“İnkâr etmiyorsun,” dedi Nik.Leah yorgana sannarak N ik’e baktı, onun neden bu kadar şaşırdı-
Kitap
Gize
mli - T
arama
Bird
ost
ğını anlayamıyordu. Nik onun ne başka ne yapmasını bekliyordu ki? “Nasıl öğrendin?” diye sordu.“Kabahatinin ağırlığını anlayamamış gibi görünüyorsun.”“İçki mi içiyordun sen?” Leah, bütün bu gürültü patırtının altında
yatan gerçek sebebi anlamaya çalışıyordu. Gecenin bir yansı odasına dalıyor, aldatılmış ve mağdur koca rolünü oynuyordu Nik.
“Bununla içkinin ne ilgisi var?” Nik, Leah’a yaklaşırken ellerini havaya kaldınp savurmuştu. “Telefonda sevgilinle konuştuklannı duydum. Duyduklanma inanamadım!”
“Ah.” Leah başını yana eğdi. Tahmin etmeliydi. Ancak Nik o zaman o kadar sakin davranmıştı ki ihtimal vermemişti. Derin bir nefes aldı. Durumu N ik’in öğrenmesini tercih etmezdi ama belki de her şeyin bir şekilde açığa çıkması en iyisi olmuştu.
“Londra’daki ev telefonunun dökümünü istedim, sonra başucunda- ki telefonda en son aranan numarayla dökümü karşılaştırdım.
Leah ona dimdik baktı. “Sorsaydın söylerdim.”“Sevgilini mi söylerdin? Cristo... Hiç mi utanman yok senin?”Leah çenesini dikleştirdi. “Neden utanacakmışım?”“Sen... benim... kanm sın ...” dedi Nik kelimeleri dişlerinin arasın
da ezerek.Leah içgüdüsel olarak yatağın diğer tarafına kaydı, N ik’in tekin
olmayan öfkesi korkutmuştu onu. Nik ona karısı olduğunu söylediğinde, onun için sokaktaki yabancıdan fazla bir şey ifade etmediğini, onu hiçbir zaman karısı olarak görmediğini haykırmak istemişti ama N ik’in öfkeli hali gözünü korkutmuştu. Yangına körükle gitmek istemiyordu.
“Belki sabah biraz daha makul olursun,” dedi.“Neden?” Nik yatağın diğer tarafına geçiyordu şimdi. “Neden daha
makul olacakmışım?”Leah yeniden yatağın diğer ucuna geçmek isterken bir iki saniye
geç kalınca Nik uzandı, onu kolundan sıkıca tuttu.“Ne yapıyorsun?” diye çığlık attı Leah.Nik Yunanca bir küfür savurduktan sonra Leah’ın diğer kolunu da
kavradı. Leah’ın yüzü korkudan bembeyaz kesilmiş, gözleri kocaman açılmıştı.
“Ne zamandır onunla birliktesin?”
Kitap
Gize
mli - T
arama
Bird
ost
“Saymadım.” Leah doğru düzgün düşünemiyordu bile.“Theos. Onu öldüreceğim. Kesin.”“Böyle şeyler söyleme!” dedi Leah dehşete kapılarak.“Peki ya sen? Seni ne yapayım?”“Beni mi?” Leah ona bakakaldı. Nik aklını kaçırmış olmalıydı. “Nerede tanıştınız?”“Sana onun hakkında bir şey anlatmayacağım!”“Paul Stephen Woods. Yirmi sekiz yaşında. Oyuncu adayı, yan
zamanlı satış elemanı. Daha çocuk sayılır; sarışın, mavi gözlü, bir yetmiş boyunda ve çok hırslı. Senin bir şey anlatmana gerek yok zaten.”
“Neden böyle davranıyorsun? Senin umurunda mı sanki? Ben senin karın değilim, gerçek anlamda değilim.”
“Öyle mi? Benim soyadımı taşıyorsun. Yüzüğümü takıyorsun. Evimde yaşıyorsun. Senin karnını doyuruyorum, giydiriyorum, sana bakıyorum.”
Leah kıpkırmızı oldu. “Senden nefret ediyorum!”“Eğer bu doğruysa, seninle işim bittiğinde benden daha da nefret
edeceksin.”“Bırak beni,” diye fısıldadı Leah.“Onu bir daha asla görmeyeceksin.” Nik birden Leah’m kollarını
bırakıp geri çekildi. “Ama bunun için seni asla affetmeyeceğim.” “Tamam, ben de seni affetmeyeceğim.”Bu hataydı. Nik tam kapıdan çıkacakken döndü. “Bana doğruyu
söyle o zaman.”“Neyi?”“Bunu sadece benim ilgimi çekmek için yaptığını söyle. Arkanda
bu kadar iz bırakmanın, kapını aralık bırakıp telefonda sevgilinle konuşmanın başka bir anlamı olamaz.”
“ilgini çekmek mi?” Leah birden doğrulup oturdu, yüzü parlamıştı. “Çok da başarılı oldun.” Nik’in yüzünde beliren gülümseme Leah’ı
iliklerine kadar ürpertmişti. “Onunla daha yatmadın bile, öyle değil mi? Mükemmel.” Nik tekrar yatağa yaklaştı, siyah gözleri kor gibi yanıyordu. “Benim sabrımı taşıracak kadar ileri gitmiyorsun ama dikkatimi çekmeyi başarıyorsun.”
Leah bir an donup kaldı, sonra başım geriye attı, safir gözlerinden
Kitap
Gize
mli - T
arama
Bird
ost
öfke kıvılcımları saçarak N ik’e baktı. “Onunla yattım!” diye yalan söyledi. “Senin dikkatini çekmeye çalışmıyorum çünkü umurumda değilsin.”
“O adam sana parmağının ucunu dokundurduysa ölmüş demektir. Bunu anlıyor musun?” Nik karanlık bir ifadeyle ona baktı. “Bu bir oyun değil. Seni uyan yorum pethi mou. Eğer sana sahip olduysa onu mahvederim.”
Leah kıpırdayamıyor, nefes alamıyordu. Nik onu köşeye sıkıştırmıştı. Onun Paul’la birlikte olmadığını nasıl sezebilmişti peki?
“Onunla yatmadım,” dedi kırık dökük bir sesle.“Sebebini ben söyleyeyim sana! Bir Yunan, onu aldatan karısını
mutlaka boşar. Bir an senin benim kanm olarak edindiğin statüyü kaybetmeyi göze aldığını düşünmüştüm, ne aptallık!”
“Ben tam da bunu istiyorum!” diye bağırdı Leah. “Seni istemiyorum! Özgür olmak istiyorum!”
“Sanki olabilirmişsin gibi! Gerçek dünyada yok olur gidersin. Oraya göre değilsin sen. Kredi kartların olmazsa yeni doğmuş bir bebek kadar çaresiz kalırsın. Tam M ax’in yarattığı gibisin: Elini sıcak sudan soğuk suya sokmayan güzel ve kırılgan bir süs, zengin bir adam için kusursuz bir eş.”
“Seni domuz,” dedi Leah nefesini tutarak. Acı çekiyordu.“Elbette kendi kategorinde hiç de fena değilsin. Olağanüstü bir ev
sahibi, kusursuz bir hanımefendisin. Ama gerçekten özgür olmak istiyorsan, kendine şunu sorman gerek. Neden benim çoraplarımı hâlâ sen alıyorsun?” Nik gülümseyerek Leah’a son bir kez baktıktan sonra odadan çıkıp gitti.
Leah hiçbir şey anlamamıştı. Çoraplarla bu konunun ne ilgisi vardı şimdi? Evliliklerinin ilk günlerinde, angarya da olsa Nik’in çoraplannıo almıştı, sonra da öyle devam etmişti.
Yataktan fırladı, N ik’in onu dinlemesi, anlaması gerekiyordu. Üzerine banyodaki bornozu geçirip doğruca N ik’in odasına gittiğinde onun gömleğini çıkarmak üzere olduğunu gördü, kapıda durdu.
“Ne var?” dedi Nik sabırsızlıkla.”“Beni dinlemeni istiyorum,” dedi Leah bornozunun yakasını çekiş
tirip iyice kapatırken. “Paul’u seviyorum, boşanmak istiyorum.”
Kitap
Gize
mli - T
arama
Bird
ost
N ik ona yaklaştı. “Sen benim karımsın. Peki neden karım sın? Çünkü sen karım olm ayı çok istedin de ondan.”
“Ne dediğim i duymadın mı? Onu seviyorum!”“Onun da çoraplarını alıyor m usun?”Leah hiç düşünm eden elini kaldırdı, var gücüyle N ik ’in yüzüne in
dirdi. O kadar hızlı vurm uştu ki parm akları bir iki saniye karıncalandı. A lışık olm adığı bu şiddet karşısında kendisi bile dehşete kapılmıştı. N ik ’in , gözlerinin rengi iyice koyulaşarak ona uzandığını görünce, “Hayır!” diye korkuyla bir çığlık attı.
“İyi b ir sopayı hak ettiğini düşünsem de kendim i kontrol edebilirim . Eğer karısını döven bir adam olsaydın şimdiye kadar bunu görmüş olurdun, öyle değil m i?”
Nik ona iyice sokulurken bakışları, L eah’ın biraz açılmış olan yakasında gezindi.
“A yrıca eğlence anlayışım daha farklıdır. Bence senin benim yatağım da uzun ve ateşli bir gece geçirmen gerekiyor.”
“ İğrençleşm e!” L eah’ın yüz kasları gerilm işti.“Tecrübe etmediğin bir şeyi geri çevirme böyle.” N ik gülüm seye
rek L eah’a eğilirken bir eliyle kalçalarından kavram ıştı.“S ak ın ...”N ik, “Ç ok korktum ,” diye dalga geçti, L eah’ın yüzüne dökülm üş
bir tutam saçı nazikçe geriye itti. L eah’m ondan hiç beklemediği yum uşaklıkta bir hareketti bu, ona karşı koyam am ıştı bile.
Derken N ik, dudaklarıyla onun dudaklarını buldu, ustaca onu öpmeye başlayarak dudaklarını araladı. Leah nefes alamıyordu. N ik onu iyice kendisine çekm iş, dilini de kullanarak onu tutkuyla öpüyordu. Leah kıvrandı, N ik’e sokularak ellerini onun boynuna sardı. Gözlerini yum m uştu, kasıkları alev alev yanıyordu.
Nik b ir an ondan çekildi, tam amen ilgisiz bir yüz ifadesiyle ona baktı. “Adı ne dem iştin?”
“A d ı... A h, Tanrım !” Leah titreyen bacaklarla geri çekildi. “Önceliklerini karıştırıyorsun. Ben senin koçanım .”Leah bir şey söylem ek, kendini savunm ak istedi am a aklına bir şey
gelm iyordu. Bu sırada Nik göm leğini çıkarmış, bronz teninin sardığı güçlü kasları ortaya çıkm ıştı. Leah bakışlarını ondan alam adı bir an.
Kitap
Gize
mli - T
arama
Bird
ost
Nik onu iterek odasından çıkardı. “Kahvaltıda konuşuruz.”Kapı yüzüne kapatılm ış, Leah şaşkınlıkla kalakalm ıştı. Kendine ge
lince odasına gitti, yatağa girdi. O lanları anlam aya çalışıyordu. H er şey çok saçmaydı. N ik’in birdenbire neden böyle davrandığını anlayamı- yordu. D aha da kötüsü, kendisinin neden ona yeterince karşı koym adığını da çözem iyor, kendine kızıyordu. Vücudunun N ik’e verdiği tepki, Paul’a verdiği tepkiden çok daha güçlüydü.
Sakın, diye bağırdı iç sesi, derin bir utanç ve suçluluk hissetm işti. Nasıl karşılaştırabilirdi ikisini? O na göre b ir ilişkide seksin önem i yoktu. O Paul’u seviyordu. N ik bu inancı sarsmam ıştı.
Leah, N ik ’in inkâr edilemez cinsel çekiciliğine karşısında hâlâ savunmasız olduğunu fark ederek sarsılmıştı aslında. A rtık bunu aştığını sanıyordu, ona karşı kayıtsız olduğunu düşünüyordu. N ik, böyle olm adığını gösterm iş ve ona gülmüştü.
Sabah uyandığında odasında bir paket buldu. N ik çok düşünceli davranarak ona yeni giysiler ayarlamıştı. Leah alelacele giyinerek N ik’in yanm a gitti.
N ik okum akta olduğu Financial T im es’dan kafasını kaldırıp ona baktı. “Biraz daha uyu, hortlak gibi görünüyorsun. Dün akşamı kazasız belasız atlattığın için şanslısın. Öğrendiklerimden sonra gerçekten çok sabırlı ve anlayışlı davrandığım ı düşünüyorum. Beni zorlam a.”
Leah m asadaki tabaktan bir kruvasan aldı. N ik’in onun her hareketini izlediğinin farkındaydı. Sanki dün gece onca şey yaşanm am ış gibi son derece zinde görünüyordu Nik.
“Bugün bir avukatla görüşeceğim . Boşanm ak istiyorum .”“Rüyanda görürsün.”“Bana engel olam azsın.”“Bunu duym am ış gibi yapacağım .”“Burada oturup hakaretlerini daha fazla dinleyem em .”“O tur!” diye bağırdı N ik. Leah o kadar şaşırmıştı ki oturdu.“Beş yıl önce ben yirmi beş yaşındaydım , sense daha on yedi ya-
şındaydın. K adın bedeninde bir çocuktun aslında. Bu durum bana hiç de cazip gelmiyordu. Genç kızlardan hoşlanan erkekler vardır am a ben hiç onlardan biri olm adım .”
L eah’m yüzü solmuştu. N ik ’in ergen b ir genç kızla evlenm eye zor-
Kitap
Gize
mli - T
arama
Bird
ost
lanmaktan ne kadar utanmış olabileceği aklına gelmemişti hiç. “Ben den nefret etmişsin.”
“Sana kızgındım, nefret etme noktasına gelmedim. Birbirimize mahkûm olmuştuk, kendimce başa çıktım.” Nik bir an durduktan sonra devam etti. “On dört yaşındayken babamın gemilerinden birinde çalışmaya başlamıştım. Babam eski kafalı bir adamdı, benim en alttan başlamam gerektiğini düşünüyordu ama ben eğitim almak istiyordum Böylece, sonraki sekiz yıl boyunca günde on sekiz saat çalışmak zo runda kaldım. Okulla işi aynı anda götürüyor, aynı zamanda borsada oynuyordum. Gençliğimi doğru düzgün yaşamadım.”
Leah biraz rahatsız olmuştu, Nik daha önce onunla hiç böyle ko- nuşmamıştı. “Bunları bana neden anlatıyorsun?”
“Seninle evlenmeye zorlandığımda buna hazır olmadığımı anlamanı istiyorum.”
“Bunu kesinlikle anlıyorum,” dedi Leah buz gibi bir ifadeyle. “Sonunda zirveye ulaşmıştım. Artık gençken yapamadıklarımı ya
pabilecektim.”“Yani önüne gelen kadınla birlikte olabilecektin, sonra Max çıka
geldi ve beni senin başına sardı, öyle değil mi?”“O sırada kadınlarla öyle bir ilişkim yoktu. Her erkeğin öyle bii
dönemi vardır, ben hayli geç yaşadım.”Leah, Londra’daki evde yaşadığı berbat yalnızlığı hatırlayarak ür-
perdi. “Anlıyorum. Aldatan erkeklerin genel mazeretidir bu. Sen bc dönemi, evliyken, gizlenmeye gerek görmeden yaşadın hatta!”
“Bunun için özür dilemiyorum. Seninle zorla evlendirilmiştim, başka türlü evlenmezdim zaten. Yirmi beş yaşındayken bir kadına bağ; lanmaya hazır değildim. Seninle yatağımı paylaşmaktansa seni kend haline bırakmak ve kafama göre takılmak daha iyiydi.”
“Hiç kuşkum yok,” dedi Leah acı ve öfkeyle.“Öte yandan, son bir iki yıldır içimden seni yatağıma almak geçsı
de bunun Max’e yenilmek olacağını biliyordum. Düşmanımı sevindir mek istemedim.”
“Daha fazla dinlemek istemiyorum.”Nik ona aldırmadı. “Belgenin orijinalinin sende olduğunu sanmıyo
rum , belgede ne olduğunu bile bilmiyorsun bence.”
Kitap
Gizem
li - T
arama
Birdo
st
“Ne kadar rahatladım bilemezsin. Peki şimdi ne var sırada?” “Artık seninle evliliğimizi yürütmeye hazınm.”Nik’in yüzünde kötücül bir gülümseme belirmişti.
Kitap
Gize
mli - T
arama
Bird
ost
~ DÖRDÜNCÜ BÖLÜM ~
B AYILACAK gibi görünüyorsun, bir şey içsen iyi olacak.” Nik antika barın yanına gidip Leah için bir kadehe bir parmak içki koydu,! kadehi önüne bıraktı.
Leah zorlukla, “Ciddi olamazsın,” diyebildi.“Soyağacını bir kenara bırakacak olursak bir eşte aradığım her;
özelliğe sahipsin. Güzelsin, seksapelin var, zaten benimsin.” “Teşekkürler ama olmaz.”“Reddetme şansın olduğunu söylediğimi hatırlamıyorum. Ayrıca
dün akşam da kanıtladığım gibi, son derece makul davranacağım. Dün gece istesem seni yatağa yatırır v e ...”
“Hayır!” Leah kaskatı kesilerek ayağa kalktı.“Ama yapmadım. Senin bu fikre alışmanı bekleyeceğim.”“Paul’u seviyorum ben.”“Bu ismi bir daha duymayacağım, o iş bitti. Tek bir hata yapmana
izin vardı, yaptın. Bir daha onu arayacak ya da onunla buluşacak olursan karım olup olmamana aldırmam, ikinizi de mahvederim.”
“Beni tehdit edemezsin!”“Bu tehdit değil pethi mou, demir gibi sağlam bir söz. Sınırı aştığı
anda bedelini ödersin. Bir daha dün akşamki kadar anlayışlı olmam Hem gerçek aşkı bulduğunu düşünerek çocukça hayallere kapılma; Zengin kadınların peşine düşen birileri olur hep.”
Kitap
Gize
mli - T
arama
Bird
ost
“O benim zengin olduğumu bilmiyordu.”“Mücevherlerine, kıyafetlerine bir bak! Anlamaması için kör olma
sı gerekirdi. Neden bir korumayla dolaştığını sanıyordun? Öte yandan, ayrılacak olursan babanın kanlı parasının sende kalmayacağını bilmiyor o adam. O parayı hayır kuruluşlarına bağışlayacaksın çünkü.”
“Gerçekten mi?” dedi şaşkınlıkla Leah.“Babanın kurbanlarının çaresizliğinden kazandığı paranın sende
kalmasını mı istiyorsun yoksa?”Bunu düşününce Leah’m midesi bulanmıştı. N ik’e kötü bir bakış
fırlattıktan sonra odadan çıkmak için kapıya yöneldi.“Londra’ya dönüp hazırlanıyorsun. Kırk sekiz saat içinde Yunanis
tan’a uçuyoruz. Artık ailemle tanışmanın vakti geldi.”“Ne seninle evli kalıyorum ne de Yunanistan’a geliyorum.”“Git, soğuk bir duş al, başka bir seçeneğin olmadığını anla. Bunu
yaptıktan sonra da, dün kollanmdayken Paul W oods’un aklına hiç gelip gelmediğini düşün bir.”
“Seni piç kurusu...” Leah bu argo küfrü hayatında ilk kez kullanıyordu, hiç sevmezdi ama söyleyivermişti işte.
Nik donup kaldı. “Neden öyle dedin?”Leah buz kesti, bir şey diyemedi.“Neden?” diye üsteledi Nik.“Neden olmasın?” Leah geri çekilirken, “Domuz,” dedi bu kez. “Bak bunu kaldırabilirim işte. Leah, iyi bir evliliğimiz olabilir. Bi
ze bir şans vermeni istiyorum.”Leah, dikkatle N ik’i süzdü. Nik gerçekten çok kararlı görünüyordu. “Woods hakkında öğrendiklerimi anlatayım mı?” diye sordu Nik. Paul hakkında bu kadar kısa sürede ne öğrenmiş olabilirdi Nik?
Herhalde yarısı, Leah’ın sevdiği adama inancını sarsmak için uydurulmuş yalanlardı. Ancak Nik, aşkın ne kadar güçlü bir duygu olduğunu bilmiyordu.
Paul onunla ilgilenmiş, onu dinlemiş, yüreklendirmiş, desteklemişti. Onunla, Nik Andreakis’in asla ilgilenmediği bir şekilde ilgilenmişti. Leah ona inanıyordu, N ik’in ona bir şey anlatmasına gerek yoktu. Arkasına bakmadan odadan çıktı.
Londra’ya giderken uçakta migren krizi tuttu. Eve vardığında sürü-
Kitap
Gize
mli - T
arama
Bird
ost
nerek odasına çıktı. Hizmetçisi hemen perdeleri kapattı, yatağa yatmasına yardımcı oldu. Leah yalnız kaldığı anda yüzünü yastığa gömüp ağlamaya başladı. Elinden başka bir şey gelmiyordu.
Ertesi sabah kendine gelmişti, kendisini güçlü ve kararlı hissediyordu. Gerçekten ona ait olan tek mücevher, anneannesinden kalan pırlanta kolyeydi. Leah bu kolyeye çok bağlıydı ama onu satıp paraya çevirmekten başka şansı yoktu. Kolyeyi içi kan ağlayarak kuyumcuda bozdurduktan sonra dolabındaki en sade, en spor kıyafetleri ayırdı. Ucuz bir yer bulana kadar küçük bir otelde kalacaktı. Daha sonra herhangi bir iş bulup çalışmaya başlayacaktı. Yeni doğmuş bebek gibi çaresiz değildi o!
Dahili telefon çalmıştı. Petros, Bay Woods’un onu ziyarete geldi-; ğini söylüyordu. Leah, Paul’un oraya geldiğine inanamıyordu. Hemen aşağı indi.
“Buraya gelmemeliydin!”Paul duvardaki Picasso’yu inceliyordu. “Bu orijinal mi?”“Evet.” Leah’ın Paul’a anlatacak çok şeyi vardı ama ne kadarını
anlatması gerekliğini kestiremiyordu. Aynca, onun Nik’in evine gelmesi Leah’ı rahatsız etmişti, belki de bu yüzden boynuna sarılmamıştı.
“Nik’e boşanmak istediğimi söyledim. Bugün evden ayrılıyorum.” Paul’un yakışıklı yüzünde bir gülümseme belirmişti. İki adımda
Leah’m yanına geldi, ona sarıldı. “Sevgilim, bu harika bir haber!” : Paul onu öpmeye çalışırken Leah geri çekildi. “Hayır, burada ol
maz, doğru değil,” diye mırıldandı.Paul güldü. “Bu akşam benim evimde doğru gelir umarım.”“Senin yanma taşınmıyorum Paul.”Paul bir an kaşlannı çatarak düşündü. “Haklısın, boşanma sürecini,
zorlaştırabilir bu. Nafakanı da etkileyebilir.”“Nik’in parasını istemiyorum.”Paul’un parlak mavi gözleri kısıldı. “Aptal olma Leah. Babandan
sana zaten kalan bir miras var ama..Leah gerildi. Neden paradan söz ediyordu şimdi Paul? Zengin ka
dınların peşine düşen birileri otur hep. Nik’in sözleri kulaklarında çınladı. “Bu konuda konuşmamız gerek.”
“Ben sadece seni düşünüyorum, seni sefalete sürüklüyormuşum gi
Kitap
Gize
mli - T
arama
Bird
ost
bi olmak istemem.”“Yok öyle bir şey. Serbest kalacağım ve normal bir çift gibi olaca
ğız. Şimdi git. Buraya hiç gelmemen gerekirdi.”“Rahatla biraz.” Paul salonda gezinip antika eşyalara, duvarlardaki
tabloları alıcı gözle bakmaya başladı. “Bunların ne kadarı senin?” Paul’un yüzündeki açgözlü ifadeyi fark ettiği anda Leah’m içinde
bir şeyler ölmüştü. Paul’un tek ilgilendiği, onun beraberinde götürebileceği para ve değerli eşyalardı.
“Hiçbiri benim değil. Ayrıca evlilik sözleşmemiz gereği, ayrıldığımızda ben bir şey almıyorum,” diye yalan söyledi Leah birden. “Paris’e babamla ilgili bir meseleyi halletmek için gittiğimizi söylemiştim hani. Babamın mirası, borçlarım ödemeye ancak yetti.”
“Borç mu? Dalga geçiyorsun herhalde.”“Hayır. Bu evden beş parasız çıkacağım.”Paul, “Bana bundan hiç söz etmemiştin!” diye atıldı, sonra sustu.
“Düşünmeden hareket etme. İnan, senin iyiliğini düşünüyorum.” “Elbette.”“Eğer tüm bunları sırf benim yüzümden bırakırsan kendimi gerçek
ten çok kötü hissedeceğim. Yani, düşünsene bir, ya biz yapamazsak ne olacak? Açık konuşmam gerek. Bu sorumluluğu üstlenebileceğimden emin değilim. Ne yaptığımızı iyice düşünmemiz gerekiyor.”
Sonra bir randevusu olduğunu söyleyerek hemen ayrıldı Paul. Leah kendisini içi boşalmış gibi hissediyordu. Seni aptal, seni aptal diyordu iç sesi. Onunla ilk ilgilenen adama gönlünü kaptırmıştı. Paul onu elbette dinlemiş, yüreklendirip desteklemişti. Onun Nik’ten ayrılmasını elbette istiyordu çünkü onun derdi Nik’in parasıydı.
Leah öfkeyle odasına çıktı, eşyalarını topladı. Değişen bir şey yoktu. Paul hayatından çıkmıştı belki ama Leah, Nik’i de istemiyordu. Artık hayatında herhangi bir erkek istemiyordu! Babası, Nik ve Paul; üçü de onu kullanmışlardı. Leah ne yapmıştı peki? Onların her isteğine boyun eğmiş, tamamen pasif davranmıştı.
Aşağı inip taksi çağırdı. Koruması Boyce hemen yanına gelmişti. “Sana ihtiyacım yok,” dedi Leah. “Onu terk ediyorum.”Leah taksiye bindi, uzaklaşırlarken eve son kez dönüp baktı. Bildi
ği güvenli hayatı geride bıraktığının farkındaydı. Taksi şoförünün tav
Kitap
Gize
mli - T
arama
Bird
ost
siye ettiği bir otele yerleştikten sonra çıkıp, ilanlarına bakmak için bir gazete aldı. Her şeyden önce bir işle kalacak bir yer bulmalıydı.
Gece saat onda kapısı çalındı. Leah kapıyı açıp da karşısında Nik’i görünce hemen kapıyı kapatmak istedi ama Nik ayağını araya koymuştu bile. Sonra kapıyı iterek rahatlıkla açtı.
“Burada olduğumu nasıl öğrendin?”“Boyce seni izlemeyi akıl etmiş.” Nik içeri girdi, kapıya yaslanıp
kilitledi. “Yapması gerekeni yapmış. Tıpkı benim yapmak zorunda olduğum şeyi yapacağım gibi.”
“Bu ne demek oluyor şimdi?”“Gitmene izin vermeyeceğim.” "Leah’ın safir mavisi gözlerinde derin bir acı ifadesi belirdi. “Kemi
ğini nereye gömdüğünü unutan bir köpeğe benziyorsun. Birisi o kemiği kazıp çıkarana kadar aklına bile gelmemişti!”
“Sen benim karımsın.”“Ne zamandan beri karınım? Karnımı doyurman ya da bana kıyafet
alman yetiyor mu? Kıyafetlerin, yiyeceklerin ve kokuşmuş paran senin olsun. Senden hiçbir şey istemiyorum artık!”
“Hep beni istemiştin...”“O treni kaçırdın sen! Çok uzun zaman önceydi o.”“Bana hâlâ beni cezalandırmaya kalkıyorsun kendince.” Nik ya
vaşça ona yaklaştı. “Bir not bile bırakmadan gitmişsin.”“Ne yapmamı bekliyordun? Sevgili Nik, berbat bir beş yıldı, teşek
kürler mi deseydim? Çünkü sana sadece bunu söyleyebilirim!”“Onu benim evime getirmişsin,” dedi Nik homurdanarak.Leah durdu, yüzünde renk kalmamıştı.“Canın isteseydi onu yatağımıza da alırdın herhalde!”Leah bir kahkaha attı. Bu yüzleşmenin çok önce yapılması gereki
yordu, nihayet her şeyi söyleyebilirdi. “Bizim hiç yatağımız olmadı, bu yüzden böyle bir şeyi gerçekleştirmek mümkün olmazdı.”
“Kes artık,” dedi Nik dişlerini sıkarak. “Sinirlerime hâkim olmaya çalışıyorum.”
“Seni de sinirini de istemiyorum bu odada. Gitmeni istiyorum.” “Sensiz olmaz.”“Neden? Benim özel neyim var? Yanında dolaştırdığın o sarışın-
Kitap
Gize
mli - T
arama
Bird
ost
1 ardan biriyle evlensene Nik. Yoksa ben mi yanlış anlamışım? O sarışınlar da evliliğimiz gibi göstermelik miydi? Gördüğün gibi akıllandım. Neden bu kadar istiyorsun kalmamı? Gey misin yoksa?”
Leah bunu söylediği anda pişman olmuştu. Bu kadar ileri gitmeyi düşünmemişti aslında.
“Hayır, gey değilim.” Nik bunu söylerken ceketini çıkarmış, kravatını çözmeye başlamıştı. “Belki sana göstermem gerekiyordun”
Leah gözlerini kırpıştırdı. “Ne yapıyorsun?”“Yıllar önce yapmam gereken şeyi.” Gömleğini, düğmelerini bile
açmadan başından çekip çıkardı. “Leah çaresizlik içinde, “Lütfen giyinir misin?” dedi.“Hoşuna gidecek bir şey görmekten mi korktun? Bir de kanma kur
yapmayı düşünmüştüm! Sana çiçekler alıp yemeğe çıkaracaktım! Yatağa geç.”
“Delirdin mi sen?”Leah daha hareket edemeden Nik onu güçlü kollarına aldı, arkadaki
divana bırakıverdi. Ardından hemen üstüne çıktı.“Sen benim kanmsın.”“Bırak beni, eziliyorum.”“Belki hoşuna gider bu.” Nik, Leah’m dağınık saçlannı bir eliyle
kavrayıp gözlerinin içine baktı. “Theos, seni çok istiyorum.“Git, kendine aptal bir sarışın bul Nik. En azından ona yalan söy
lemek zorunda kalmazsın.” “Yalan söylemiyorum. Bir erkeğin vücudu asla yalan söylemez.
Nik bir bacağım Leah’m bacaklarının arasına yerleştirdi, tahrik olup sertleşmiş vücuduyla ona süründü. “Yalan yok.”
Leah’ın bacaklarının arası alev alev yanmaya başlarken yanaklan da pembeleşmişti. “İğrençsin.” _
“Seni istiyorum.” Nik dudaklanyla Leah’ın köprücük kemiğinin hemen üzerindeki oyuntuya dokundu.
“Hayır!” Leah paniğe kapılmaya başlamıştı.Nik esmer başını kaldırdı, gözleri ihtirasla parlıyordu. Ardından
dudaklarıyla Leah’ın dudaklannı buldu, onu müthiş bir tutkuyla öpmeye başladı. Ona baskın çıkmaya, onda kendisinden bir iz bırakmaya uğraşıyordu. Leah da hissediyordu bunu, tüm gücüyle ona karşı koy-
Kitap
Gize
mli - T
arama
Bird
ost
maya çalışıyordu ama Nik her öpüşüyle, dilinin her hareketiyle ona a a sonra ne isteyeceğini öğretiyordu sanki. Çok geçmeden Nik’in pürü®* süz omuzlarına tutunmuştu. ']
Nik, onu kucağına aldı, tişörtünü yukarı çekerek çıkardı. Bu sırada! göğüsleri birbirine değmiş, Nik boğuk bir sesle bir şeyler mırıldanmış-1 tı. Ardından Leah kendini yatakta, sırt üstü yatarken buldu. Nik hemen j eğilmiş, pembe bir göğüs ucunu dudaklarının arasına almıştı. Leah, jj vücudu geriye doğru yay gibi gerilerek kasıldı. Kalbi yerinden çıka- -1 çakmış gibi atıyordu, ter içinde kalmıştı, vücudunun her zerresi alarma geçmişti. Nik onun göğüslerini yoğuruyor, uçlannı dudaklarının ara- smda eziyor, dilini uçların çevresinde gezdiriyordu. Leah zevkle inlemeye başlamıştı.
“Sen benimsin,” dedi ama Leah onu dinlemiyordu, onun bunu söylerken kendisinden ayrılması hoşuna gitmemişti. Bu kez o uzandı Nik’in dudaklarına, az önce onun kendisini öptüğü gibi öpmeye başladı. Nik titreyerek hemen karşılık vermişti öpüşe.
Tekrar sarmaş dolaş oldular, artık kontrol edilemez bir heyecan içindeydiler. Leah hayatında ilk kez tattığı hazlara teslim olmuş, ne yaptığını ya da düşündüğünü bilemez haldeydi. Nik’in parmaklan, Leah’ın bacaklarının arasındaki ıslaklığa ulaşmış, onu çıldırtırcasına dans ediyordu. Leah kesik kesik soluk almaya çalışıyor, çaresizlik içinde inlerken Nik’in ismini sayıklıyordu.”
Nik boğuk bir sesle, “Daha fazla bekleyemeyeceğim,” dedikten sonra Leah’ın bacaklannm arasına yerleşti. Onu iyice okşadıktan sonra yavaşça ileri doğru atıldı. Leah bir an keskin bir acı hissettiyse de acı hemen dindi, yerini müthiş bir hazza bıraktı.
Nik’in her hareketiyle doruğa biraz daha yaklaşıyor, sadece bu duyguya; Nik’e ne kadar ihtiyacı olduğunu düşünebiliyordu. Nik’in hareketleri giderek hızlanmıştı. Leah da ona sımsıkı sarılmış, tüm kontrolünü kaybetmişti. Kalbi deli gibi atıyor, bilmediği bir şeyi bekliyordu sanki.
Ve oldu. Sanki içinde sımsıcak bir şey patlamış gibi, zihni dört bir yana dağılmış gibi hissetti Leah kendini.
“S ’agapo... s ’agapo.” Nik birkaç kez daha şiddetle öne atıldıktan sonra sarsılarak kendi doruğuna çıktı.
Kitap
Gize
mli - T
arama
Bird
ost
Leah dinginleşmiş, rahatlamıştı. Göklerden süzülerek yere ınıyor- muş gibi kendine gelirken, vücudunun her noktasının ona f e s i n e uğraşarak Nik’e iyice sokuldu. Onun esmer omuzunu opup kokusunu içine çekti. Nik ışığı söndürmüş, odaya sessizlik çökmüştü. Leah bitki bir şekilde derin bir uykunun koynuna yuvarlandı.
Kitap
Gize
mli - T
arama
Bird
ost
-BEŞİNCİ BÖLÜM -
N iK in Yunanca konuşan sesini duyuyordu, ama yatağındaydı Leah. Gözlerini açtı. Nik’in sırtı ona dönüktü, pencerenin önünde telefonda konuşuyordu. Leah her şeyi hatırladı birden.
Olanları açıklayamıyordu. Nik’e öfkeyle bağırırken bir anda her şey tersine dönüvermişti. Vücudundaki sızılar ona dün gece yaşadığı şeyleri daha da kesin olarak hatırlatınca yanakları kızardı. Eğer Nik kanlı canlı gözünün önünde olmasaydı bunun bir kâbus olduğunu düşünebilirdi.
Aptal sarışınlar ordusuna hoş geldin dedi kendi kendine. Üstelik onlar kadar bile olamamıştı. Nik’i terk etmeye karar vermiş, sonra bir anda nasıl olduysa kendisini onunla yatakta bulmuştu.
Nik’i geniş omuzlarına, dar kalçalarına, uzun bacaklarına baktı. Onu seyretmekten çok hoşlandığını fark edince sarsıldı. Neler olduğunu anlamıştı. Nik’e karşı hissettiği çekimi, arzuyu bastırmıştı ama yok edememişti. Nik’in kollarında çığırından çıkıp ona ihanet eden arzu buydu.
Leah’ın gözleri dolmuştu ama ağlamayacaktı. Kendisini gerçekten iyi hissetmiyordu, zaafının bir mazereti olamazdı.
Nik ona döndü, yatağın yanına geldi. Dudakları tatminkâr bir gülümsemeyle yukarı kıvrılmıştı. Yatağın kenarına ilişti. “Çok güzel bir sabah.”
Kitap
Gize
mli - T
arama
Bird
ost
Leah yağmur damlalarının camı dövdüğünü duyabiliyordu.“Atina’da yani,” diye ekledi Nik. “Sakın bana gelmeyeceğini söy
leme.” Parmağını Leah’ın alt dudağında gezdirmişti.“Sadece seksti,” dedi Leah, kıpkırmızı olmuştu.Nik’in yüzündeki gülümseme yüzünü aydınlatmıştı. Kesinlikle
sadece seks değildi; muhteşem, olağanüstü, inanılmaz bir seksti. Eğer uçak kalkmaya hazır olmasa hâlâ yataktaydım.”
Leah dişlerini gıcırdattı. “Dün seni terk etmiştim.”“Theous mou! Bugünse hiç olmadığımız kadar yakınız birbirimize.
Hayat sürprizlerle dolu! Bugün evliliğimizin ilk günü.”“Hayatımda duyduğum en berbat şey bu! Atina’ya gitmek istemi
yorum ben.”Nik ayağa kalktı. “Ama geleceksin. Herkes seni annemin evinde
bekliyor, bu yüzden gerekirse sırtıma atıp öyle götürürüm seni havaalanına. Dün gece kararını verdin sen agape mou!”
Leah dehşet içinde ona baktı. “Bilerek yaptın!”“Evet.” Bu tek kelimelik onay Leah’m yüzüne tokat gibi inmişti.
“Şimdi giyin. Hizmetçine valizini hazırlamasını söyledim”Leah’ın başı dönmeye başlamıştı, kendisini gerçekten hiç iyi his
setmiyordu. Yatak örtüsüne sarınarak kalktı, banyoya gitti. Aptallığının cezasını ödüyordu.
Paul’a âşık olduğunu sanmıştı. Belki birisine âşık olursa Nik’ten uzaklaşmasının daha kolay olacağını sanmıştı herhalde ama dün, Paul’un ziyareti gerçekleri görmesini sağlamıştı. Bunu kabul etmek acıydı ama Paul ona sadece parası için yaklaşmıştı. Leah bir daha Paul’u görmek istemiyordu bile.
Banyo çok sıcaktı, Leah’m başı dönüyordu. Duvara tutunarak giyinmeye çalıştı. Kendisini yavru bir kedi kadar güçsüz hissediyordu.
Dün gece kesinlikle bir hataydı. Leah şakaklarını ovdu, gücünü toplamaya çalışıyordu, ayağa kalkması gerektiğinin farkındaydı.
Banyodan çıkarken, kapıya yaslanarak kapıdan güç almaya çalıştı. Nik gözlerini kısarak ona baktı. “Neyin var?”
“Sanırım soğuk almışım biraz, önemli değil.” Leah bir an durup gücünü toparladı. “Burada kalıyorum, seninle gelmiyorum.”
“Kendinde değilsin, ne dediğini bilmiyorsun. Arabaya ben taşırım
Kitap
Gize
mli - T
arama
Bird
ost
seni.”“Olmaz! Beni dinlemiyor musun? Beni kandırdın!”Nik, zayıf çırpınmalarına aldırmadan Leah’ı kucağına aldı.“Lütfen! Seninle gitmek istemiyorum. Burada kalmak istiyorum.”“Theos... Onu bekliyorsun değil mi?”Leah’m eşyaları çoktan gitmişti. Nik bir eliyle kapıyı açarken diğer
eliyle onu zapt ediyordu.“Bırak beni!” Nik koridoru hızla geçerken Leah’ın başı iyice dön
meye başlamıştı.“Seni bıraksam yere yığılıp kalırsın.” Nik Ynnanca bir şeyler mı
rıldandı öfkeyle.“Ben boşanmak istiyorum. Yunanistan’a gitmiyorum!”Nik asansörü çağırmıştı.“Olanlar bir hataydı! İndir beni yere...” diye yalvardı Leah.“Sen ne dediğinin farkında değilsin.“Biliyorum.” Mecali olsa Leah çığlık atardı. “Senden nefret ediyo
rum,” diye mırıldandı ve kendinden geçti.Gözlerini açtığında uçaktaydı.“İç şunu, iyi gelir,” diyordu Nik.Ona hiçbir şey iyi gelemezdi. Leah çok öfkeliydi. Nik onun hasta
olmasından faydalanmıştı. Tartışmak faydasız olduğu için, Nik’in uzattığı sıvıyı bir yudumda içti, suçlayıcı bakışlarla ona baktı.
“Seni hasta halinle o otel odasında bırakamazdım.”“Asla affetmeyeceğim seni! Umanm gribim sana da bulaşmıştır!”Nik birden güldü, Leah’ın omuzuna sarıldı. Hastalığın ona bulaş
mayacağını göstermek istiyordu sanki. Leah gerçekten de onun hastalandığını hiç görmemişti, çok sağlıklı bir adamdı Nik.
Leah zaman kavramını yitirmişti. Uykuyla uyanıklık arasınad gidip geliyordu. Yunanca bir şeyler duyar gibi oldu, galiba uçak havaalanına inmişti. Leah bir yenilgi hissiyle gözlerini kapadı.
Çevresinde yüksek sesli konuşmalar duyunca yeniden kendine gelir gibi oldu. Bir şeyin üzerine yatırılmıştı, üzerindeki battaniye alınmış, kurumuş dudaklarının arasına bir termometre yerleştirilmişti. Gözlerini ' açıp bembeyaz tavana baktı. Hayır, havaalanı değildi burası, hastaney- i di. Nik’in binleriyle konuştuğunu duydu. Sesi öfkeli ve sabırsızdı.
Kitap
Gize
mli - T
arama
Bird
ost
Karşısındakinin de öfkeli olduğu anlaşılıyordu ama yumuşacık bir sesle konuşuyordu. Leah gözlerini açıp o tarafa döndü zorlukla.
Nik’in hemen yanında beyaz mantolu bir kadın duruyordu. Bir eliyle Nik’in siyah saçlarını okşarken, diğeriyle çenesine dokunuyordu. Leah onlara bakmasına rağmen Nik’i öpmek için uzanmıştı. Leah dehşete kapılarak hemen gözlerini kapadı.
Termometre bir süre sonra alındı. Leah gözlerini bir sonraki açışında kadın Nik’e bir şey veriyordu. Simsiyah, parlak saçları klasik güzellikteki yüzünü çevrelemişti. Pürüzsüz bir teni vardı. Muhteşem siyah gözleri Nik’e sıcacık bakıyordu. Leah öksürünce dönüp ona baktılar.
“Uyuyorsun sanıyordum," dedi Nik hemen. “Bu Doktor Kiriakos.”“Eleni,” diye düzeltti yanındaki kadın. “Korkarım kendini iyi his
setmen için biraz geçmesi gerekecek Leah.”Leah gözlerini kapattı, berbat hissediyordu kendisini. Saçları terden
nemlenmişti. Bütün kemikleri ağrıyordu. Ağlamak istedi ama hali yoktu. Nik onu tedavi etmesi için metresine getirmişti.
“Çok korktum,” dedi Nik onu başka bir yere taşırken. “Çok hasta görünüyordun. Paniğe kapıldım.”
Nik mi paniğe kapılmıştı? Leah doğru düzgün düşünemiyordu. Derken Nik başka bir kadınla Yunanca konuşmaya başladı. Bu kadın daha genç, daha sıcak ve rahattı. Leah yeniden kendinden geçti.
A rk a planda bir ses vardı. Leah’ın zihninde bölük pörçük görüntüler canlandı. Çok ateşi vardı. Bir yandan yanıyor, bir yandan tir tir titriyordu. Başı çatlayacak gibi ağrıyordu. Geceyle gündüz birbirine karışmıştı.
Binlerinin onu ıslak süngerlerle ovduğunu hatırlıyordu. Hiç tanımadığı bir yerdeydi. Loş ışıkta Nik’in siluetini görmüştü. Başkaları da vardı ama Leah onlan tam hatırlayamıyordu.
Gözlerini açtı. Bir hizmetçi perdeyi açıyordu. Dışarıda masmavi, pınl pırıl bir gökyüzü vardı. Güneş ışığı gözünü alınca Leah başını diğer tarafa çevirdi. Artık boğazıyla başı ağrımıyor, her tarafı dökülmüyordu neyse ki. Kapı kapandı, hizmetçi çıkmıştı.
Leah yıkanmak istiyordu. Doğrulmak istedi ama vücudu onu din
Kitap
Gize
mli - T
arama
Bird
ost
lemiyordu. İnleyerek bacaklarını yavaşça aşağı indirdi, tu tunabild iğ i her yere tutunarak, çok ağır hareketlerle banyoya geçti. Banyoda ayna-1 da kendisini görünce dehşete kapıldı. Hortlağa benzeyen bu kadın d a l kimdi böyle? Gücünü toplamaya çalışarak küvetin yanında yere d iz i çöktü, muslukları açmaya başladı. En azından temizlenirse kendini J daha iyi hissedebilirdi.
“Cristo! Ne yaptığını sanıyorsun sen?”Nik hemen yanındaydı. Esmer tenini iyice vurgulayan krem rengi 1
takım elbisesiyle muhteşem görünüyordu.“Sen delirdin mi? Yatakta olman gerek!” ■“Yıkanmak istiyorum.” Leah yanağını küvetin soğuk kenarına yas
ladı, çok halsizdi. Sonra birden hatırladı. Nik’i Eleni Kiriakos’la birlik-] te gördüğü an canlanmıştı gözünün önünde. Kalbi duracak gibi oldu.
“Ayakta duramıyorsun, ne banyosu?” Nik onu kaldırmak için eğildi ama Leah bir anda gözyaşlarına boğuldu. Kendini durduramıyor,! hıçkırıklarla ağlıyordu. Nik afallamıştı. Hemen Leah’ı kucakladı, ö zü rf üstüne özür diliyor, Leah çok hasta olduğu için endişelendiğini anlatı- f yordu. Banyonun ona ağır geleceğinden korkmuştu.
Leah on dakika sonra sıcak su dolu küvete girmişti. Zihnindeki bütün rahatsız edici düşünceler de silinip gitmişti. O güne dek gösterme- ) likten öteye geçmeyen bir evlilikleri varken N ik’in onu neden Yunanistan’a sürüklediğini de anlamaya çalışmıyordu artık.
Banyodan çıktıktan sonra N ik’in onu yatağa götürmesine itiraz e t- 'J medi.
“Denizin sesini duyuyorum,” diye mırıldandı. Uzaktan dalgaların < sesi geliyordu.
“Buraya nasıl geldiğimizi hatırlıyor musun?”“Hayır.”“Atina’da değiliz. Seni hasta hasta annemin evine götürmek iste
medim, o yüzden buraya getirdim.”“Burası neresi?”“Thrathos. Babam bu adayı ölmeden kısa bir süre önce satın almış- |
tı. Nekahat dönemini geçirmen için mükemmel bir yer.” '“Bir ada mı?” Leah çok bitkindi, hâlâ çok iyi düşünemiyordu am al
bu haliyle bile, beş yıllık kocası hakkında ne kadar az şey bildiğini fark!
Kitap
Gize
mli - T
arama
Bird
ost
ediyordu.“Kaç gündür buradayım?” diye sordu.“İki gündür.”Bu sırada kapı çalındı. Kırmızı bir bisikletçi şortu giymiş, dalgalı
siyah parlak saçları omuzlanndan aşağı dökülen gencecik bir kız girdi içeri. “Harika, daha iyi görünüyorsun,” dedi kız Leah’a.
“Leah, bu yeğenim Apollonia,” dedi Nik.Minyon esmer, “Herkes Ponia der bana,” dedi gülümseyerek. “Ha
vaalanına seni karşılamaya gelmiştim ama beni hatırlamazsın, kendinde değildin.”
“Sesini hatırlıyorum.” Leah gülümsedi. Ponia’nın sıcak tavırları bulaşıcıydı.
“Leah’m dinlenmesi gerekiyor, çok konuşursa yorulabilir.”Ponia, Nik gevezeliğini yüzüne vurmuş gibi kızardı.“Olur mu, birileriyle konuşmak hoşuma gider,” dedi Leah hemen.“Harika!” Ponia rahatlamıştı. “Kaç yaşındasın?”“Yirmi iki.”“Yani on yedi yaşında mı evlendin?” Ponia gözlerini kocaman aça
rak dayısına baktı. “Bizimkiler benim birisiyle çıkmak için daha çok küçük olduğumu söylediğinde onlara katılmıştın!”
Leah, N ik’in yüz hatlarının gerildiğini fark edince genç kızı kurtarmak için araya girdi. “İngilizcen ne kadar iyi böyle?”
“İngiltere’de bir okula gidiyorum. Keşke seni o yaşlarda tanısaymı- şım. Kim ne derse desin seninle mutlaka görüşürdüm.”
Nik sert bir şekilde yeğenine döndü, Yunanca bir şeyler söylemeye başladı. Ponia kaskatı kesilmişti. Güzel yüzünde isyan dolu bir ifadeyle başını önüne eğdi. Acaba Andreakis ailesinde, Nik’in hiç tanışmadıkları karısıyla ilgili neler konuşulmuştu? Leah merak etmekten kendini alamadı.
Nik içini çekti, kapıdan çıkarken, “Seni yormasına izin verme,” dedi Leah’a sadece.
Ponia, “Erkekler bazen gerçekten çok ahmak olabiliyorlar,” diye mırıldanarak Leah’a baktı.
Leah güldü. “Hem de nasıl!” Aslında ne kadar sıkılmakta olduğunu Ponia gelene kadar fark etmemişti bile. Hastalığı yüzünden böyle his-
Kitap
Gize
mli - T
arama
Bird
ost
sediyor olmalıydı. |“Adaya sizinle gelebilmek için resmen ayaklarına kapanmam ge
rekti,” dedi Ponia. “Nik, tatillerde buraya döndüğümde benim için hep üzülür aslında.”
“Bütün arkadaşların İngiltere’de olmalı.”“Hayır, ondan değil, sadece ailedekiler çok yaşlılar.” Ponia yüzünü;
buruşturdu. “Hepsi geçen yüzyılda yaşıyorlar!” :Leah gülümsemeye çalıştı. “Annenle baban?” :“Eh, onlar en gençleri diyebilirim, ellili yaşlarındalar.” •“En gençleri mi? Nik daha otuz yaşlarında. Annenin o kadar yaşı
var mı sahiden?”“İki teyzem daha da yaşlı. Anneannemse yetmişlerinde olmalı.”Nik çok geç gelmişti demek ki. Leah, anlamaya çalıştı. N edense
N ik’in hep en büyük çocuk olduğunu düşünmüştü, ailenin en küçüğü1 olabileceği aklına gelmemişti hiç. Çocuklar arasında yirmi yaş fark olması pek sık rastlanan bir şey değildi.
“Keşke daha önce tanışsaydık, seni çok merak ediyordum!”“Bu yüzden mi gelmiştin havaalanına?” :“Hayır, sadece sana burada iyi karşılandığını hissettirmek istemiş
tim. Bence ailem sana korkunç davranmış.” Ponia pencerenin yanına; gitti. “Benim şimdiki yaşımdaymışsın o zaman. Kocamın ailesi beni reddetseydi neler hissederdim, tahmin edebiliyorum. Çok kırılır ve j öfkelenirdim kesin!”
Leah birden her şeyi anlamıştı. Andreakis ailesi onu reddetmişti, yani onu ailesiyle tanıştırmak istemeyen Nik değildi. Yine de Leah ne kırılmış ne de öfkelenmişti. Onlarınki normal bir evlilik değildi. N ik’in ailesinin onunla ilgilenmemesinden daha ciddi sorunları vardı. Hatta şimdi kayınvalidesinin evine misafir olmadığı için seviniyordu.
“Kızgın değilim,” dedi.“Ama bence sana haksızlık edilmiş. Nik’in sana deliler gibi âşık
olup, sözlüsü Eleni Kiriakos’dan ayrılması senin suçun değil ki! Yani, böyle şeyler hep olmuyor mu? Evlendikten sonra sana âşık olsaydı daha mı iyiydi? Ne dersin?”
O sırada hizmetçinin içeri girip Ponia’yı çağırması Leah’ı cevap vermekten kurtarmıştı.
Kitap
Gize
mli - T
arama
Bird
ost
“Annem telefonda!” dedi Ponia homurdanarak. “Fazla soru sormayacaktır ama eminim seni çok merak ediyordur. N ık’ı çok sever. Ponia, Leah’ın çok bitkin göründüğünü fark etmişti o anda. Sen de birazdinlen istersen. Ben yine uğrarım.” _
“Çok sevinirim,” dedi Leah sesi titreyerek. Az once öğrendiği şey onu allak bullak etmişti. Bu şoku atlatmak için çok çaba harcaması gerekecekti.
Kitap
Gize
mli - T
arama
Bird
ost
~ ALTINCI BÖLÜM ~
E l ENI ve Nik. Nik ve Eleni. Leah darmadağın olmuştu. Beş yıl önce Nik in aslında nişanlı olduğunu öğreniyordu. Nişanlı da olsa Nik belki kısa bir maceraya itiraz etmeyecekti belki ama babası devreye girerek onu kendisiyle evlenmeye zorlamıştı.
N ik’le Eleni birbirlerine âşıklarsa Nik evliliklerini sürdürmek için neden ısrar ediyordu? Leah’tan ayrılsa Eleni'yle istediği gibi birlikte olabilirdi oysa. Yoksa doktor hanımın metresi olarak kalmasını mı ? istiyordu? js
Leah, N ik’in evlilikleri boyunca neden o kadar soğuk olduğunu çok 'daha iyi anlıyordu. Nik ondan gerçekten nefret etmişti! î
Leah’ın başı ağrıdan zonkluyordu artık. Max Harrington beş yıl iönce kızını nasıl manipüle ettiyse Nik de şimdi aynısını yapıyordu. •Leah ona başka birisine âşık olduğunu söyleyince, yıllar önce onu gör- Idüğünde nasıl etkilendiğini anlatmıştı Nik. Yıllar boyunca Leah’ın ona Iâşık olduğunu düşünmüştü üstelik. Yani beş yıllık evlilikleri boyunca jtona karşı ilgisiz kalarak bir yerde Leah’ı cezalandırmış oluyordu. Ele- Ini nin intikamını almıştı sanki; yaşayamadığı aşkı Leah’a da yaşatma- * mıştı.
Kitap
Gize
mli - T
arama
Bird
ost
Leah şimdi onunla geçirdiği geceyi, ona sokulmasını utanç ve aşağılanma hissiyle hatırlıyordu. Nik cinsel cazibesini kullanmış, son derece hesaplı hareket ederek karısını baştan çıkarmıştı. N ik’i mutlu eden tek şey Leah’ın ona karşı zaafını hissetmek olmuştu herhalde. Bunu fark etmek Leah’ın yarasına tuz basmıştı.
Çok bitkindi, huzursuz bir uykuya daldı, gece yarısını geçene dek, neredeyse on iki saat uyudu. Gözlerini açtığında kendisini biraz daha iyi hissediyordu. Üzerine bir sabahlık geçirdi, yiyecek bir şeyler bulmak için odadan çıktı. İki adım atmıştı ki koridorun diğer ucunda duran Nik’i gördü.
“Telefon mu arıyorsun pethi mou?”Leah irkilerek elini kalbinin üstüne koydu. “Telefon mu?” “W oods’la telefon görüşmelerinin süresine bakılacak olursa epey
telefon seksi yapmış olmalısınız. Evdeki dahili hattı kullanabiliriz biz. de, inan bana o ne diyorsa ben çok daha iyisini söyleyebilirim.”
Leah nefesini tuttu. “Seni sapık!”Nik homurdandı. “Bu da hiç yakışmıyor ağzına. Yalnız senin sarı
şın Adonis için cidden üzülmeye başlıyorum artık. Ne kadar sürdü demiştin, iki buçuk ay mı? Ne yaptınız bu süre içinde? El ele tutuşup iç geçirerek derin sohbetlere mi daldınız?”
Leah dişlerini gıcırdattı. “Seni hiç ilgilendirmez!”“Gel gör ki müthiş bir öğrenme ihtiyacı içindeyim,” dedi Nik dalga
geçerek.Leah öfkeden titreyerek arkasını döndü. “Acıktım ben.”“Canının Woods’u çekmediği belli, hiç çekmemiş zaten. Belki de
biraz ilgi ve romantizm istemiştin sadece, bunu anlayabiliyorum.”“O kadar basitsin ki, kafese konman gerek!” diye bağırdı Leah.
N ik’in kibirli tavrı onu çileden çıkarmıştı artık.“En azından senin Woods gibi üçüncü sınıf bir züppeden neden
hoşlandığını anlamaya çalışıyorum!” Nik aynı şekilde bağırarak karşılık vermişti.
“Çok zevksizim Nik, ne yaparsın! Bir zamanlar da seni seçmiştim.” Leah damarlarında dolaşan adrenalini hissedebiliyordu. Nik’te, da
ha önce fark etmediği bir şey görmüştü, bu kadar kör olduğuna inana- mıyordu. Nik, Paul’u kıskanmıyordu, en azından abarttığı kadar yoğun
Kitap
Gize
mli - T
arama
Bird
ost
bir duygu yaşamıyordu. Sadece karısının başka bir adamı ona tercih etmesi maço gururunu kırmıştı. Leah’m, Paul’un geçmişte kaldığım söylemesi ve onun gerçekten de Nik’in söylediği gibi üçüncü sınıf olduğunu kabul etmesi Nik’i mahvederdi.
Nik kor gibi parlayan gözleriyle onu süzerken Leah onun güçlü kişiliğinin tüm ağırlığını üzerinde hissetti. Bu defa, Paris’te, banyodaki havlu sahnesinden farklı olarak küçük düşmüş hissetmiyordu kendisini, tuhaf bir şekilde rahatlamıştı bile. O zaman Nik, parmağını şıklattı- ğı anda Leah’ın hemen yanına geleceğinden emindi.
Senin ihtiyacın olan şey ...” diye söze başladı Nik ama Leah onu susturdu.
“Geçen defa olduğu gibi kıyafetlerimin üstümden yırtılarak çıkarılmasına ihtiyacım yok.”
Derin bir sessizlik yaşandı. Nik bir an onu gece gibi yoğun siyah gözleriyle süzdü, sonra bir kahkaha attı. Leah şaşkınlıkla ona baktı, yanakları kızarmıştı.
“Acıktığını söylemiştin. Ben de senin ihtiyacın olan şey iki lokma bir şey yemek demeye hazırlanıyordum,” dedi Nik. Sonra Leah’ı arkasından nazikçe iterek kendi çalışma odasına soktu, bir kanepeye oturttu.
Leah, titreyen ellerini kucağında kavuşturdu. Ne yaparsa yapsın Nik’in doğal karizmasının etkisinden kurtulamıyordu. Nik’i yemek davetlerinde izlemiş, onun etrafını rahatlıkla etkisi altına aldığına tanık olmuştu hep. Bu onun doğasında vardı. Annesiyle ablalarının onun adım bastığı yere hayran olduklarından emindi Leah.
Nik, “Biraz daha toparlanmana sevindim ama keyifsiz görünüyorsun,” dedi ona dikkatle bakarak.
Leah, derin bir nefes aldı. “Konuşmamız gerek.”Nik yumuşak bir ifadeyle güldü. “Konuşmak için çok geç bir saat
pethi m ou"Nik onu hiçbir zaman ciddiye almamıştı. Belki hiçbir kadını ciddi
ye almıyordu belki de Leah sarışın olduğu ve bir zamanlar Nik’e tutkun olduğunu belli ettiği için onu ciddiye almıyordu.
Gerçi Nik bu tutkuyu beş yıl önce yok etmiş, Leah’ı arafta bırakmıştı. Leah ne evliydi, ne de özgürdü. Nik onun duygularım umursa-
Kitap
Gize
mli - T
arama
Bird
ost
mamıştı bile. Onun acı çektiğini göremeyecek kadar kendi nefret duygularına gömülmüştü. Onun başka bir adama meyledebileceği Nik’in aklına bile gelmemişti. Leah’ın özgürlüğü için, rahat hayatından vazgeçmeyi göze alabileceğini de düşünmemişti. Parayla statünün Leah için önemli olduğunu sanıyordu.
“Nik, konuşmamız gerekiyor ve eğer mümkünse sen öfkelenmeden, tehdit etmeden ya da alaycı olmadan yapalım bu konuşmayı.’’
Nik masasına yaslanmış, Leah’ı sinir bozucu bir ifadeyle izliyordu. Sanki büyümüş de küçülmüş bir çocuğu dinliyormuş gibi eğleniyordu.
“N ik ...”“Yemeğin geldi.” Nik kapıya gidip, bir uşağın getirdiği tepsiyi aldı.Leah şaşırmıştı, herhalde o derin düşüncelere daldığı sırada iste
mişti yemeği Nik, o yüzden fark etmemişti.“Ye.” Tepsi Leah’ın kucağına konmuştu.“Nik, Eleni Kiriakos’la seni biliyorum.”Nik kaşlarını çatarak ona döndü. “Ponia,” diye tahmin yürüttü. “Ne
kadarını biliyorsun?”“Onunla nişanlıymışsınız galiba.”“Yıllarca.”Leah, nefis görünümlü salataya bakarken iştahının kaçtığını hisset
ti. “Max senin sevdiğin kadından ayrılmana ve nişanı bozmana neden olduğu için kendini nasıl hissettiğini tahmin edebiliyorum.”
“Zamanlama uygun değildi.”“Uygun değildi ne demek şimdi?”“Eleni’yi yıllardır tanıyorum. Daha ilk gençlik yıllarımızda sözlen-
dik, bu bizim kararımız değildi. Babalarımız, gemicilik şirketlerini bir araya getirebilmek için istemişlerdi evlenmemizi. Eleni doktor olmak istiyordu. Babası bunu hiç onaylamıyordu ama benim Eleni’yi desteklemem onu susturdu. Eleni’yle, eninde sonunda ailelerimizi hayal kırıklığına uğratacağımızı biliyorduk ama bir süreliğine rol yapmak işimize gelmişti.”
“Rol yapmak mı?”“Eleni’nin babasına Eleni’yle evlenmek istemediğimi söyleseydim
babası onu başka birisiyle evlendirirdi ve Eleni tıp eğitimi alamazdı. Eleni mesleğine âşıktır, hayatında başka bir şeye yer yoktur. Ne o be-
Kitap
Gize
mli - T
arama
Bird
ost
nim hayalimdeki eşti, ne de ben onun hayalindeki kocaydım.” “Birbirinize âşık değil miydiniz?”“Bir zamanlar âşık olduğumu sanmıştım ama daha on sekiz yaşın
daydım ve Eleni çok güzeldi. Ama sonra onun işinden başka bir şey düşünmediğini görünce birbirimiz için hiç uygun olmadığımıza karar verdim.”
“Sense onun sadece seninle ilgilenmesini istiyordun.”“Beni ne kadar iyi tanıyorsun böyle.”“Açık konuşmak gerekirse bu sadece bir gözlem,” dedi Leah gergin
bir şekilde. “Evliliğimizin zamanlaması neden köttiydü peki?”“Eleni’nin babası, onun kariyerine odaklanmasında benim katkım
olduğunu söyleyerek beni suçladı. Böylece Eleni tamamen bağımsızlığını kazanamadan ailesine karşı çıkmak zorunda kaldı.
“Senin ailen nasıl tepki gösterdi?”“Yaptığım şey karşısında dehşete kapılıp utanç duydular. Ülkemiz
de nişan çok önemlidir, hele de benimki gibi geleneksel yapıda bir aile için. Andreakis ailesinin ismini lekelemekle suçlandım. Biz Eleni’yle nişanımızı zaten bozacaktık ama benim hemen başka birisiyle evlenmem ailelerin daha da kırılmasına neden oldu.”
Leah içini çekti. “Çok üzgünüm.”“Artık bunun bir önemi yok. Eleni geçen yıl bir doktorla evlendi.
Her iki aile de bu gelişmeyi memnuniyetle karşıladı.”Leah salatasını didiklemeye başladı. Eleni’nin N ik’in metresi oldu
ğunu düşündüğü için utanmıştı biraz. Her şeyi yanlış anladığım görüyordu.
“Sanki görünmezmişim gibi içine kapanıyorsun,” dedi Nik. “Böyle yaptığında bir şeyleri tekmeleyip yumruklamak istiyorum.”
Leah başını kaldırıp N ik’e baktı. “Bu çocukça bir şey.”“Hepimizin içinde bir çocuk vardır.”Leah boğazım temizledi. N ik’le yaşamak, her an patlayabilecek gi
bi duran bir volkanın yanında yaşamak gibiydi.“Neden gitmeme izin vermiyorsun?” diye sordu birden.“Sen benim karımsın.”“Yeterince iyi bir sebep değil.”“O belge bir yerlerde duruyor hâlâ.”
Kitap
Gize
mli - T
arama
Bird
ost
“Ama babam öldü. Muhtemelen belgeyi de imha etmiştir.”“Başka hiçbir şeyi imha etmemiş. M ax’ten nefret etsem de hakkını
teslim etmem gerekir, çok akıllıydı. Başka bir şeyler ayarlamadığı ne malum? Eğer ayrılacak olursak başka birisi bu belgeyi kullanarak ailemi mahvedebilir.”
“Bu artık paranoyaklık!” Leah’ın başı ağrımaya başlıyordu yine.“Bu riski göze alamam. Max, öldüğü güne dek senin benim kanm
olmanı garantilemişti. Senden ayrılmaya kalkarsam bunun bedelini bana ödetmeyi de ayarladığından eminim.”
Leah sersemlemişti. Günlerdir Nik’in neden ondan ayrılmadığını anlamaya çalışıyordu. Babasının yaptıkları yüzünden Nik in onu cezalandırdığını düşünmüştü önce. Sonra Paul’un varlığı gururunu zedelediği için böyle davrandığı sonucuna varmıştı. Hatta Nik sadece onu kendisine uygun bir eş olarak görüyor da olabilirdi.
Ancak şimdi olayın bambaşka bir boyutu olduğunu görüyordu. Nik, hayatının sonuna kadar onunla birlikte olmaya mahkûm edildiğini düşünüyordu.
“Rengin soldu,” dedi Nik.“Başım ağrıyor biraz.”Leah onun otele ne kadar öfkeli geldiğini hatırladı. Nik, ondan ay
rılmasına izin veremeyeceğini düşünüyordu ne de olsa. Kendisi ondan boşanmayı istese bile bunu yapamaz, bunu göze alamazdı. Müebbet hapis gibi bir şeydi bu evlilik onun için.
N ik’in evlendikleri anda bu baskıyı tüm ağırlığıyla fark etmiş olduğunu ilk kez anlıyordu. Leah’ın, babası hayattayken bir başkasına âşık olup kendisini terk etmesini kim bilir ne kadar istemişti Nik! Leah onu suçlayamıyordu artık. Onun kendisini beş yıl boyunca yalnız bırakmasını ve onu takıntılı bir şekilde sadık olmakla suçlamasını anlayabiliyordu.
Yemek tepsisi önünden alınmıştı. Nik onu kaldırmak için eğildi. Leah, “Kendim kalkabilirim!” diye itiraz etti ama Nik onu dinlemedi.
Leah yatağa bırakılınca yüzüstü döndü, N ik’i yüzüne bile bakamıyordu. Gururu kırılmıştı, kendisini aşağılanmış hissediyordu. Nik bir anda tüm algısını değiştirmişti. Şimdi ondan ne hakla özgür olmayı talep edebilirdi ki? İstese de istemese de N ik’i bu duruma düşüren şey,
Kitap
Gize
mli - T
arama
Bird
ost
ona tutulmasıydı. En başta onu bu evliliğe zorlayan Max değildi. J “Sabahlığı çıkarırsan daha rahat edersin.” fLeah irkildi. N ik’in hâlâ odada olduğunun farkında değildi. S“Önemli değil.” ■“Güzelce uyuman gerek.” ,Leah, N ik’in sabahlığın kuşağını çözdüğünü, sonra omuzlarından ;
aşağı indirerek üzerinden çıkardığını hissetti. INik içini çekti. “Burası benim odam biliyorsun. Benim de kalma
mın sakıncası var mı?”“Ben gideyim,” diyerek hareketlendi Leah herjıen.“Kalmanı istiyorum. Evliyiz biz,” diye mırıldandı Nik.Bir süre derin bir sessizlik oldu.“Evet.” Leah’ın yıllarca sakındığı, itiraz ve inkâr ettiği bir gerçek
likti bu. Şimdiyse her şeyiyle ona dayatılıyordu. O güne kadar evliliklerine ve Nik’e karşı hissettiği öfke ve onu terk etme konusundaki kararlılığı dağılıp gitmişti. Artık elinde hiçbir sağlam dayanak kalmamıştı. Nik o gün Paris’te gelecekleriyle ilgili bir karara varmıştı aslında. Leah bunu ancak’ şimdi görebiliyordu
Banka kasasında aslında özgürlüğünü bulmayı ummuştu Nik aslında. Aradığını bulamadığı gibi, ömür boyu bu evliliğe mahkûm olduğunu anlamıştı. Bunu anladığı anda, Leah’a tavn tamamen değişmişti. Kaçamıyorsa mahkumiyetini en iyi şekilde geçirmeye karar vermişti.
Leah tüm bunların kendi suçu olduğunu düşünüyordu artık. Ona : sanki idam mangasının karşısına çıkıyormuş gibi evlilik teklif eden : adamın teklifini kabul etmesi büyük bir aptallıktı. Nik’e hasta olup olmadığını sormuştu bir de. Düğünlerinden sonra aradan üç hafta geçmiş, Nik’le sadece iki kez görüşmüşler ama Nik ona yabancıymış gibi davranmıştı. Bu durum Leah’ı işkillendirmemişti bile, sırılsıklam âşıktı çünkü.
Arka tarafında ufak bir ses duyunca başını çevirip baktı. Nik soyunuyordu. Leah gözlerini hemen kapadı ama dinledi. Biraz sonra duşun I sesini duydu, evli bir kadının her gün duyduğu sesler olmalıydı bunlar. 1 Sonra Nik’in banyoyu dağınık bırakacağı canlandı gözünün önünde. i
Londra’daki evlerinde bir sabah Nik gittikten sonra odasına gitmiş, 1 banyosunun darmadağınık olduğunu görmüştü. Islak havlular yerlere 1
Kitap
Gize
mli - T
arama
Bird
ost
atılmış durumdaydı, hiçbir şey yerinde değildi.Leah onun evinde kendisini hep bir sığıntı gibi hissetmişti. Evde
ona ait hiçbir şey yoktu, tek bir eşyanın yerini bile değiştirmemişti.N ik’in bir arya mırıldandığını duyunca gözlerini açtı. Nik hemen
yanında durmuş, ona bakıyordu.“Uyu artık,” dedi Leah’a.Leah gözlerini kapattı, N ik’in üzerindeki havluyu yere bıraktığını
duydu. Sonra yatak hafifçe esnedi, ışık söndü.Derin bir sessizlik oldu. Leah ceset gibi yatıyordu ama uyanıktı.
Nik hemen yanında çırılçıplak yatarken uyuyamayacağını biliyordu.
L e a h sıcacık olmuş, rahatlamıştı. Biraz kıpırdanınca yanındaki vücudun sıcaklığını hissetti. Gözlerini açtı, N ik ie göz göze geldiler. Leah’m damarlarındaki kan daha hızlı akmaya başlamıştı bir anda.
Nik parmağını Leah’m alt dudağında gezdirdi. “Ağzını aç, senin tadına bakmak istiyorum,” dedi Nik.
Leah ona itaat etti. Aynı anda Nik ona sıkıca sarılmış, ellerini kalçalarında ve sırtında dolaştırırken dudaklarını dudaklarının altında ezmeye başlamıştı.
Leah göbeğinde tatlı, iç gıcıklayıcı bir sızı hissetti. N ik’in dudakları Leah’ın aralanmış dudakları üzerinde geziniyor, ileriye doğru uzanarak onun içini titretiyordu.
Nik, Leah’ın geceliğinin ince askılarını aşağı indirdi, göğüslerine dokundu. Ne yaptığından emin parmakları Leah’m göğüs uçlarını, uçlar dimdik olana kadar okşadı. Leah’ın kalçaları kontrolü dışında Nik’e doğru yay gibi gerilerek sokulmuştu. Bacakları titriyor, ellerini Nik’in siyah, gür saçlarında gezdiriyordu.
Nik onun örselenmiş dudaklarından ayrıldığında Leah’ın kalbi yerinden çıkacak gibi çarpıyordu. Nik onun iyice hassaslaşmış göğüsleriyle ilgilenirken dilini aralarında dolaştırıyordu. Leah, Nik’in dudaklarını teninde hissedince hazla inledi.
İhtirasa teslim olmuştu, baş döndürücü bir haz denizinde sürükleniyordu artık. Nik az öncekinden de yoğun bir tutkuyla onu öpmeye başladı, bu sırada elini onun bacaklarının arasına götürmüş, bacaklarını
Kitap
Gize
mli - T
arama
Bird
ost
okşayarak iyice yukarı çıkm ıştı. Leah kesik kesik nefes alıyor, kıvran! yordu artık.
N ik, L eah’ın kalçalarını kavradı, bacaklarının arasına yerleşti. Bİ an sonra vücutları birleşm işti. Leah hayatındaki bu yeni hazza bıraktı N ik ’le birlikte yavaş yavaş doruğa tırm andı.
İkisi de nefes nefese kalm ışlardı. N ik, L eah’ı kendisine çekti, “Sabırla bekleyince insan istediği şeyi elde ediyorm uş dem ek ki,” diye; m ırıldandı. “Oysa ben hiç de sabırlı b ir adam değilim dir.”
Leah bitkindi, doygundu; doğru düzgün düşünem iyordu. Kendine' gelmeye çalışırken uykuya daldı. Gözlerini açtığında perdeler ardına kadar açılm ış, güneş çoktan yükselmişti. K omodinin üzerinde, nefis kahvaltılıklarla dolu bir tepsi vardı. Nik gitmişti.
Leah yataktan çıkarken sadece şafak doğm adan az önce olanları) düşünebiliyordu. Yere fırlatılıp atılm ış geceliğini görünce utançtan yüzü kıpkırm ızı kesildi.
N ik onu derin bir uykudan uyandırmıştı ve Leah ne yaptığım de-< ğerlendirebilecek durum da değildi! Banyoya girdi, iyice yıkandı a m a | , sevişmelerinin sızısını vücudundan yıkayarak çıkaramazdı. | 1
N eden, ona her dokunuşunda N ik’i suçlayıp kendini kandırıyorduİ i ki? N ik ona dokunduğunda eriyip giden kendisiydi, bunun Nik de mut*! laka farkında olmalıydı. Leah daha arzu duymanın ne demek olduğunu! bilm ezken N ik en ufak b ir çaba harcam adan ona arzu duymayı öğ re t-f mişti. f
Beş yıl önce bu içgüdüsel arzu L eah’ı huzursuz etm iş, utandırmıştı. Böyle b ir yoğunluğa hazır olm adığı için N ik ’in onu yatakta yalnız bı- > rakm ası onun bu rahatsız edici duygudan uzak durm asını sağlamıştı." A ncak N ik, L eah’ın arzularının önüne ördüğü duvarı yıkınca ortaya 'i müthiş bir ihtiras patlaması çıkm ıştı böyle. ?
Çünkü Leah aslında N ik’i hep arzulamıştı. O na çorap alm aya devam etm esinin sebebi de buydu; N ik ’le kurabildiği kişisel tek bağın devam etm esini istem işti. N ik ’in gülmesine şaşırm ıyordu. M uhtemelen Imelda M arcos’un ayakkabılarından daha fazla çorabı olmuştu N ik ’in.
Bazı kadınlar reddedildiklerinde yapışır kalırlardı, o da fetişist gibi çorap alıp durm uş, N ik ’e varlığını hissettirm ek için evi çiçek düzenle m eleriyle süslem iş, giderek Londra’nın en şık, en zarif kadınların
Kitap
Gizem
li - T
arama
Birdo
st
birine dönüşm üştü. Tüm bunları Nik için yapmıştı.Çünkü ona âşıktı. Bu aşkla başa çıkabilm ek için Paul’a âşık oldu
ğunu düşünm üş, gururu kırıldığı için özgür olm ayı istem işti. Ancak değişen bir şey olm amıştı. N ik onu sevm iyordu, hiçbir zaman da sevmeyecekti. Nik sadece onunla birlikte yaşam aya m ahkûm du. Onun için seks sadece işlevsel bir şeydi. Yatağında bir kadınla uyanır, ondan sonra ne olduğunu düşünm ezdi bile. Bu yüzden kocasının onu birdenbire çok çekici bulm aya başladığını sanm ıyordu hiç. Nik seks gibi en temel ihtiyaçlarından birini giderirken duygusal şeyler aramazdı.
Ancak sözünü ettiği belgenin orijinalini bulmadan L eah’ı bırakm ayacağı da kesindi. Leah bu belgenin ne olduğunu gerçekten çok merak ediyordu. N ik, ailesini korumaktan söz ediyordu. Yoksa N ik’in ailesinin karanlıkta kalm ış suçlan mı vardı?
Leah sırtına mavi bir elbise geçirdikten sonra geniş terasa çıktı, aşağıdaki uçurum ve denize baktı. Başka bir zaman olsa manzaranın keyfini çıkarıp evi keşfe çıkardı ama şimdi sadece N ik ’i düşünebiliyordu. Nik de terastaydı. Krem rengi rahat bir pantolonla yakası açık siyah bir gömlek giymişti. L ilah’ın ayak seslerini duyunca dönüp ona baktı, gülümseyerek hemen yanına geldi.
“Nasıl hissediyorsun kendini?”“İyi.”N ik, tok sesi hafifçe boğularak, “Harika görünüyorsun,” dedi. Ba-
kışlan L ilah’ın gümüş sansı saçlannda, ışıldayan yüzünün zarif hatlarında ve vücudunun kalanında dolaştı. “M uhteşem sin,” diyerek L ilah’ı iki elinden tuttu, kendisine çekti.
“N ik ...”“Ve benim sin,” diye tam amladı sözlerini Nik.L ilah’ın söylemeye hazırlandığı şeyler aklından uçup gitmişti.“B ir şeyi bölm üyorum değil m i?” İkisi de Ponia’nın sesine döndü
ler.“Önemli değil.” N ik gülümseyerek L eah’ın ellerini bıraktı.“Y em ek geliyor,” dedi Ponia. Bu sırada N ik, masanın çevresindeki
sandalyelerden birisini çekerek L eah’ın oturm asına yardımcı olm uştu.L eah’m elleri titriyordu. N ik ’in ona sıcak davranması ve beğenisi
heyecanlandırmıştı onu. A m a N ik’in kadınlardan hemen sıkıldığını
Kitap
Gize
mli - T
arama
Bird
ost
biliyordu, onun da cazibesi çok sürmeyebilirdi. iBu sırada yemek servisi yapılmıştı. Ponia havadan sudan şeylerden ;
söz edip gevezelik yapıyordu. Leah ise başını tabağından her kaldırdığında Nik’in kendisine baktığını görünce heyecanlanıyordu. Kalbi hızlı hızlı atmaya başlamıştı, eli şarap kadehine daha sık uzanıyordu.
Nik, telefonu çalınca ayağa kalkıp yanlarından uzaklaştı. “Diğerlerinin de bunu görmesi için sabırsızlanıyorum,” dedi Ponia. “Pardon, neyi?”“Balayına çıkmış gibi, birbirinizden ayrılamıyorsunuz. Kendimi
buraya davet ettirirken bununla karşılaşmayı beklemiyordum.” Ponia buna alınmadığını göstermek için gülümsedi hemen. “Ben yüzmeye gidiyorum. Sonra görüşürüz.”
Leah yanakları kıpkırmızı olarak tekrar şarabına uzandı, böylece elleri boş kalmamış oluyordu. Nik’le konuşmaya karar vermişti ama ; Nik beş yıldır ilk defa Leah’a çok çekici bir kadınmış gibi davranıyordu. -
İçkisini bitirip ayağa kalkmıştı ki Nik ona arkadan sarılarak Leah’ı şaşırttı. .
“Ne oldu?” , “Konuşmamız gereken bir şey var.”“Unut gitsin. Eğer konuşmada boşanma, ayrılık ya da Woods lafla
rından birisi bile geçecekse sana şunu söyleyebilirim, sus.” i Nik her zaman bir adım önde olduğunu düşünüyordu ama bu defa
değildi. “Konu bunlardan birisi değil.”Nik, Leah’ı kendisine çevirdi. “Öyleyse önemli değilmiş.”Leah daha ona cevap veremeden Nik dudaklarıyla onun dudaklarını
bulmuştu bile. Nik’in dudakları, az önce içtiği şaraptan daha fazla döndürüyordu başını. Çaresizce Nik’e sokuldu, kollarını onun boynuna sardı. Vücudunun her zerresi Nik’e tepki veriyordu. Nik onu kalçalarından kavramış, kendi vücudunun verdiği tepkiyi göstermek istercesine kendisine doğru çekmişti.
“Seni yine istiyorum,” dedi boğuk bir sesle.Leah da onu çok arzuluyordu, kaşıklan sızlamaya başlamıştı bile, j
Nik’in onu baştan çıkarmak için fazla bir şey yapmasına ya da tatlı,1 sözler söylemesine bile gerek yoktu. Birkaç basit öpücük Leah’ın tah*j
Kitap
Gize
mli - T
arama
Bird
ost
rik olmasına yetiyordu. Leah kendisini basit bir oyuncak gibi gördü birden.
“Seninle konuşmam gerek. İçeri girelim.”“Yatakta konuşabiliriz.”“Yataktan daha birkaç saat önce çıktın!”“Yeniden dönmek için sabırsızlanıyorum agape mou.”Leah ona inanamayarak baktı.“Bence sekse fazla düşkünsün.”“Şikâyetin mi var?” Nik hınzırca gülümsedi.Leah içeri girdi, bir kanepeye oturdu.“Theos, bu çok tatlı! Ayakların yere değmiyor!” Nik güldü,
Leah’ın yanma oturacağına önüne, yere bağdaş kuruverdi. "Anlat.”“Şu belgeyi düşünüyordum," dedi Leah.Nik, Leah’ın daha önce ondan hiç duymadığı son derece kaba bir
küfür savurdu. Yüzünün bütün hatları gerilmişti. “Bu konuda ne konuşabiliriz ki?”
“Bu belgenin bulunması gerekiyor. Bana belgenin neyle ilgili olduğunu söylersen belki...”
"Olmaz!” diye bağırarak sözünü kesti Nik."Kimseye bir şey söylemem!”Nik, Leah’ı buz gibi bakışlarla süzdü. “Ne kadar az insan bilirse ai
lem o kadar güvende olur.Leah, bir gün önce aldırmayacağı bir şey fark etmişti; Nik onu de
ğerli ailesinin bir parçası olarak görmüyordu. “Bana güvenmiyorsun.” “Bunun güvenmeyle bir ilgisi yok.”“Elbette, hayatta en son güveneceğin kişi Max Harrington’ın kızı
olmalı,” diyerek sözlerini tamamladı Leah.“Ben öyle bir şey söylemedim.”“Söylemene gerek yoktu ki. Zaten yıllarca cüzzamlıymışım gibi
davrandın bana.”“Geçmiş artık geride kaldı.”“Bununla yaşamamı beklerken nasıl söyleyebilirsin bunu? Ne ol
duğunu bilirsem belgenin bulunmasına yardımcı olabilirim diye düşünmüştüm.”
“Ah, şimdi anlıyorum.” Nik dişlerini sıkmıştı. “Sen de böylece öz
Kitap
Gize
mli - T
arama
Bird
ost
gür kalacaksın, öyle mi?” " I“İstediğin bu değil mi zaten?”“Beş yıl önce bunu o kadar çok istemiştim ki! Bir hafta önce o bel
geyi bulduğumu sanmıştım. Ama o iğrenç kutudan eli boş dönünce bir şeyler değişti. Artık yolun sonuna geldiğimi biliyordum, nafile bir arayışla tek bir gün bile kaybetmek istemiyorum artık. Her şey bitti!” .
“Hayır, bitmedi. Birlikte olduğumuz sürece bitmeyecek.” ;; “Vücutlarımız birleştiğinde böyle düşünmüyordun. Ya da tatmin |
olup kollarımda hıçkırıklara boğulurken.. .” § “Lütfen,” dedi Leah yalvarır gibi. , f Nik, Leah’ı omuzlarından tutup ayağa kaldırdı. “Yatağımdayken i
çok ateşlisin. Sana hissettirdiklerime bayılıyorsun. Yanımda olduğunda i kendinden geçip kontrolünü kaybediyorsun.”
Leah ürperdi. “Benimle nasıl böyle konuşabilirsin?” i“Yatak odamda tam bir fahişe gibi davranabilirsin, mutfakta ya da j
sokakta nasıl davrandığınsa umurumda değil,” dedi Nik çok bilinen söze gönderme yaparak. Uzun parmaklarıyla Leah’ı sıkıca kavramıştı, siyah gözleri kor gibi yanıyordu. “Ama Woods’la bir kulübede gerçek aşkı bulmak gibi ergen hayallerini bırak artık. Ancak benim ölümü çiğneyerek yapabilirsiniz bunu. Sen benim karımsın. Bununla yüzleş, hem de sabrım tükenmeden önce yüzleş!”
Nik odadan çıkarken kapıyı hızla çarptı. Leah yeniden nefes almaya başlamıştı ama kalbi panik halinde, yerinden çıkacakmış gibi atıyordu. Nik bir anda parlayıvermişti.
Leah, Nik’e artık Paul’un onun için bir önemi kalmadığını, onun ifadesiyle hiçbir ‘ergen fantezisini’ süslemediğini keşke söylemiş olsaydı diye geçirdi bir ara içinden. Ancak Nik’in sözlü saldırısından öyle etkilenmiş, kendisini öylesine aşağılanmış hissetmişti ki hiçbir şey söyleyememişti bile.
“Ateşli... kontrolünü yitirmiş... bir fahişe.” Kuşkusuz, tam da bunları hak ediyordu Leah. N ik’in ilkel seviyesine inmiş, bütün ilkelerini ve düzgün davranışlarını bir kenara bırakmıştı. Bu ilkelerin en önemli- | si ise, aşksız seksin olmayacağıydı. Leah yıllarca bunu düşünmüş, baş- J ka türlüsünün mümkün olmayacağına inanmıştı ama şimdi aynı şeyi 1 kendisi yapıyordu.
Kitap
Gize
mli - T
arama
Bird
ost
Evet, bütün bu aşağılamaları hak ediyordu. Ayağa kalktı, derin bir nefes aldı.
Nik yine sarışın aptallarına dönebilirdi, bu Leah’ı hiç etkilemeyecekti.
Hayır, etkileyecekti!Leah, Nik’i başka bir kadınla birlikte hayal edince kalbinin param
parça olduğunu hissetti, hıçkırarak odadan çıktı.
Kitap
Gize
mli - T
arama
Bird
ost
-Y E D İN C İ BÖLÜM -
“ N ik çalışıyor mu?” diye sordu Ponia. Leah’la yemekteydiler.“Olabilir.” Le'ah, N ik’in yokluğunu yeni fark ediyormuş gibi gü
lümsemeye çalıştı. Ne de olsa beş yıl boyunca onun yokluğuyla yaşamıştı. Ancak son dönemde ilişkileri çok hızlı değişmişti, Leah artık eskisi gibi davranmakta zorlanıyordu.
“Öğleden sonra meyhanedeymiş, limandaki balıkçılardan birisi söyledi,” dedi Ponia. Sonra Leah’a huzursuzca baktı. “Çok kızgın, öyle mi?”
“Biraz tartıştık, evet.” Leah, Ponia’nın konuyu kapatmasını istiyordu artık.
“Çok çabuk öfkelenir.” Ponia saçının gür buklelerini kulağının arkasına itti. “Ama ender olarak bu kadar öfkelenir ama öfkelendiğinde de ailedekiler ne yapacaklarını bilemezler. Anneannem sesini bile çıkarmaz, hiçbiri bir şey demez. Nik parladığında herkes bir yerlere siner. Buna sadece bir kere tanık olmuştum ve çok şaşırmıştım.”
Ponia bir şeyler anlatmasını bekleyerek Leah’a bakıyordu ama Leah oralı olmadı.
“On bir yaşındaydım, iki teyzemin Nik hakkında konuştuklarını duydum. Onun biyolojik anne babasının kim olduğunu merak ediyor
Kitap
Gizem
li - T
arama
Birdo
st
lardı. Bense o güne kadar.. .”Leah donup kalmıştı. “Biyolojik anne babası mı?” diye mırıldana
rak Ponia’nın sözünü kesti.Ponia çok ciddileşmişti. “Elbette gidip anneme sorma aptallığını
gösterdim. Annem çok üzülüp kızmıştı. O zaman evlatlık alınmanın ailemde utanç verici bir şey olarak görüldüğünü bilmiyordum.”
“Anlıyorum,” dedi Leah. Şaşkınlığını belli etmeye korkuyor, az önce öğrendiği şey hakkında doğru düzgün düşünemiyordu bile.
“Aile içinde bu konu hiç açılmaz. Herkes Nik’i anneannemin doğurduğunu düşünüyor ama o zaman anneannemin kırk sekiz yaşında doğum yapmış olması gerekirdi!”
“Bu mümkün değil.” Leah, Ponia’nın merakını anlasa da rahatsız olmaya başlamıştı.
Ponia omuz silkti. “Bu sır Nik için daha da zordur herhalde.” “İnsanlar evlât edinmeye otuz yıl öncesinden çok daha farklı bakı
yorlar,” dedi Leah. “Yine de bunu konuşmasak daha iyi olacak Ponia. Çok özel konular bunlar, sen konuyu açmasan ben bilmiyordum bile.”
Ponia kıpkırmızı oldu, başını önüne eğdi. “Üzgünüm, neden açtıy- sam konuyu...”
“Çünkü ben hem ailedenim hem de değilim. Ama Nik’in bu kadar kişisel bir konuyu gizli tutmaya hakkı olduğunu kabul etmen gerekir. Onunla bu konuda konuşmak iyi bir fikir olmayabilir.”
“Bunu hayal dahi edemem.” Ponia dehşete kapılmıştı.Leah konuyu nazikçe değiştirdi, başka şeylerden söz ettiler. Ancak
Ponia gittikten sonra Leah onun anlattıklarını düşünmeye başladı. Nik hakkında aslında fazla bir şey bilmediğini fark ediyordu. N ik’in annesiyle babasının üç kızı olmuştu, muhtemelen bir oğulları olmasını çok istemişler ve gizlice bir oğlan çocuğunu evlat edinmişlerdi. Leah bu konuda bir şey yazıldığına rastlamamıştı hiç, demek ki sadece aile biliyordu bunu.
Acaba Nik kaç yaşındayken öğrenmişti bunu? Onun için büyük bir şok olmalıydı bu. Leah piyanonun başına oturdu, Chopin çalmaya başladı. N ik 'i, N ik’in hayatındaki yerini anlamaya çalışıyordu.
“Devam et, durm a.. .”Leah taburesinde yavaşça dönüp Nik’e baktı. Nik’in saçlan dağıl
Kitap
Gize
mli - T
arama
Bird
ost
mış, gömleğinin düğmeleri yarıya kadar açılmıştı.“Benim için çal,” dedi Nik. Bu bir rica değildi.Leah, gözlerinde öfkeli pırıltılarla tekrar piyanoya uzandı, Chopin
yerine basit b ir piyano alıştırm asını, hışım la çalm aya başladı. Bunun üzerine N ik hem en yanına gelip onun bileklerini tuttu.
“N eden?”“Ben senin kölen değilim ,” diye mırıldandı Leah am a gerçek sebep
bu değildi. Tanıştıkları ilk gece N ik için piyano çalm ış, bir daha da çalm am ış». M üzik onun için kendini ifade etm e biçimiydi ama o zaman NikTe paylaşması çok özel b ir şeydi.
“Çal,” dedi N ik yeniden. Sonra derin bir nefes aldı. “Çok inatçısın, bunu kestirm em gerekirdi. Çok kırılgan görünüyorsun am a değilsin.”
Oysa Leah o anda kendisini gerçekten çok kırılgan hissediyordu. “Bana ondan söz et,” dedi N ik tehlikeli bir sükûnetle. “Sevgilin
den.”“Paul hakkında bir şey duym ak isteyeceğini sanm ıyorum .”“Öyle m i?” Nik gülüm sedi, hiç tekin olm ayan bir gülüm sem eydi
bu. “Nerede tanıştınız?”“Harrods. O rada çarpıştık ve bana kahve ısmarlamak için ısrar et
ti.”“Yani H arrods’da mı tavlandın?” diye mırıldandı Nik.“O beni tavlamadı!”“Harrods dem ek,” dedi N ik inanam ıyormuş gibi. “Oradan nereye
gittiniz peki?”“B ir yere gitmedik. Ertesi hafta yine karşılaştık.”“D ur tahm in edeyim; aynı gün, aynı saat, aynı y e r .. .” “H atırlam ıyorum .”“Onunla karşılaşmayı umuyordun demek ki.”Leah bir şey söylemedi. Pencereye yürüdü, gece karanlığında sim
siyah görünen denize ve gökyüzündeki yıldızlara baktı. N ik’in ona böyle şeyler sormaya hakkı yoktu.
“D em ek aranızdaki elektriklenm e H arrods’da başladı. Tam olarak Harrods’ın neresinde?”
“Ne önem i var şimdi?”Nik kanepeye oturdu, uzun bacaklarını öne doğru uzattı. “Sadece
Kitap
Gize
mli - T
arama
Bird
ost
gözümde canlandırm aya çalışıyorum . İç çam aşırı reyonunda m ı yoksa yiyecek içecek bölüm ünde m i?”
“Buna cevap vermeyi reddediyorum .”“Böylece benim hayal gücüm e bırakm ış olursun, daha iyi. W oods
benim alanım a nasıl girebildi?”Leah dişlerini sıktı. “K olaylıkla.”“Tabii, ben orada yoktum çünkü.”Leah, Pau l’la ilişkisinin tam amen bittiğini N ik ’e söylememeye ka
rar verdi o anda. Onun kendini beğenmiş tavrı, bütün savunm a güdülerini harekete geçirmişti. Paul onun tek kozuydu. N ik eğer onun kendisine âşık olduğunu fark edecek olursa L eah’ın hayatı cehennem e dönerdi.
Paris’te, onun kendisine hâlâ âşık olduğunu nasıl da kendinden em in bir şekilde söylemişti Nik! N ik ’i sevse de henüz onun ne kadar acım asız olduğunu görebiliyordu. N ik, istediği şeyi elde etm ek için herkesi ve her şeyi kullanırdı. A slında yıllar önce ölm üş olm ası gereken bu karşılıksız aşk L eah’ı zadece zayıf kılıyordu.
“Onu sevm iyorsun sen,” diye mırıldandı Nik. “Eğer ona gerçekten âşık olsaydın ilk fırsatta onunla yatağa girerdin.”
Leah hışım la ona dönü. “İster inan ister inanm a, ikimiz de kendimizi tutabiliyorduk!”
N ik kanepeye, bir kaplan zarafetiyle, daha da yayıldı. “Benim ya- nım dayken öyle olm uyor ama.”
N ik’in bunu yüzüne vurması L eah’ı öfkelendirmişti.“Bundan bir şikâyetim yok,” dedi Nik gülüm seyerek. “Brüksel la
hanalarının üzerinden rom antik bakışm alardansa saf bir şehveti tercih ederim . Doğru tahm in ettim değil m i, manav reyonundaydınız? Sebzeler arasında yeşeren gerçek bir rom antizm!”
“Paul’un tek bir serçe parm ağında bile senin tüm vücudunda bulunandan daha fazla romantizm var!”
“Evet, sana kahve almıştı. Ben olsam seni en yakın otele götürür, güzelim göğüslerine şampanya dökerdim. Em inim bunu çok daha heyecan verici bulurdun.”
Leah bembeyaz olm uştu. Birden kocasının kaç kadının göğüslerine şampanya döktüğünü merak etm işti. M idesi bulandı, N ik’e buz gibi bir
Kitap
Gize
mli - T
arama
Bird
ost
bakış fırlattı. “Beni o sarışın aptallarınla karıştırma. Yatmaya gidiyorum!”
Onun yatağına gitmeyecekti elbette. Nik’in odasından gerekli eşyalarını aldı, koridorun sonunda gözüne kestirdiği bir odaya gitti. Kapıyı kilitledikten sonra yatağa girdi. Hayatlarının sonuna kadar birbirlerine mahkûm olmuşlardı belki ama bu birlikte yatmak zorunda oldukları anlamına gelmiyordu.
Birden hafif bir ses duyarak başını çevirdi. Pencereden içeri birinin girdiğini görünce neredeyse bir çığlık atacaktı ki, içeri girenin Nik olduğunu anladı loş ışıkta.
“Söylesene,” dedi Nik olanca rahatlığıyla. “İlişkimize biraz romantizm eklemek için mi yapıyorsun bunu? Dişlerimin arasında beyaz bir gül, elimde bir kutu çikolatayla mı gelmeliydim yoksa?”
Leah donup kalmıştı. “Otuz metrelik bir uçurum var orada!”Nik bembeyaz dişlerini göstererek gülümsedi. “Düşseydim açıkla
ma yapman çok zor olacaktı, öyle değil mi?”Leah gözlerini kırpıştırdı. N ik’in göze aldığı muazzam risk karşı
sında nutku tutulmuştu. “Sen delisin!” diyebildi sadece.Ponia olmasa kapıyı kırardım. Ayrıca o zaman hizmetçiler de fark
etmiş olurdu. Seni utandırmak istemem.”“Kapıyı kırmak seni utandırmayacak mıydı yani?”“Eğer o kapı karımın yatak odasının kapısıysa ve kilitliyse, hayır.
Bir Yunan için bundan daha ağır bir tahrik olamaz.”“Düşüp ölebilirdin!” Leah farkına varmadan sesini yükseltmişti.
“Buna değer miydi?”Nik yatağın diğer tarafına geçti, yorganın altına girdi. Büyük bir
memnuniyetle gülümsedikten sonra, “Bunu sabah sorarsın,” dedi.Hayır! Leah yataktan öyle hızlı fırladı ki neredeyse düşüyordu.
“Sen burada yatacaksan ben başka yerde yatarım!”“Benimle uyumayacaksan yerde yatabilirsin.”Çok beklersin! diye atıldı Leah. “Ne olduğumu sanıyorsun be
nim?”“Hiçbir kadın bu kadar kızdırmamıştı beni. Öğleden sonra söyle
diklerim için benden özür bekliyor bile olabilirsin ama senin hakaret addettiğin şeyi ben iltifat olarak görüyorum. Hangi erkek karısının
Kitap
Gize
mli - T
arama
Bird
ost
tutkulu olmasını istemez ki!”Leah ürperdi. “Bana fahişe dedin.” _“Demedim. Sadece yatağımda her zaman öyle davranabileceğini
söyledim,” dedi boğuk bir sesle Nik.“Kalsın, teşekkürler!”“Yine de hâlâ birkaç derse ihtiyacın olabilir. Seni eğitmek için sa
bırsızlanıyorum. Daha ne diyebilirim?”Leah öfkeden titriyordu ama bu durumda bile Nik’ten etkilendiği
nin farkındaydı. N ik’in istediği zaman ortaya çıkardığı doğal bir karizması vardı, Leah buna karşı koymaya uğraşıyordu.
“Bu şekilde birlikte yaşayamayız.”Nik bir anda yataktan kalktı. “Ama daha yeni başladık. Gel bura
y a ...” Leah geri çekilmeye fırsat bulamadan uzandı, onu kollarının arasına aldı.
“H ayır...” Leah’m itirazları Nik’in dudaklarında son bulmuştu. Yumruklarını sıkıp N ik’e vurmaya çalıştı ama o da ihtirasın kucağına yuvarlanmıştı. Dev bir dalgada sürüklenmek gibiydi bu. N ik’in dili, Leah’m dudaklarını aralamış, içeri uzanıyor, her hareketiyle Leah’ın içini ürpertiyordu. Leah’ın damarlarındaki kan daha hızlı akmaya başlamış, benliğinin derinliklerinde kor bir ateş tutuşmuştu sanki.
Leah sırtında çarşafların serinliğini hissederek ürperdi. Nik’e baktı. Nik nazikçe göğüslerini okşarken bile bakışlarında bir çaresizlik ifadesi vardı. Kalbi yerinden çıkacakmış gibi atıyordu, vücudunun tepkilerini kontrol edemiyordu.
“İstediğim şey bu değil,” diye fısıldadı. Varoluşunu tehdit eden ihtirasa karşı koymaya çalışıyordu.
“Ama beni istiyorsun.” Nik, gözlerinin rengi ihtirastan iyice koyulaşarak ona baktı.
“Hayır!”“Evet.” N ik’in sesi son derece kararlıydı. Dudaklarını Leah’m du
daklarında gezdirmeye devam etti, onunla oyun oynuyor gibiydi. Leah onun nefesindeki viski kokusunu alabiliyordu. “Beni istiyorsun...” diye mırıldandı Nik. “En az benim bunu istediğim kadar istiyorsun...”
Nik eğilip Leah’m göğsünün ucunu dudaklarının arasına alırken Leah’ın dudaklarının arasından bir haz iniltisi döküldü.
Kitap
Gize
mli - T
arama
Bird
ost
Kabul et,” dedi Nik. Leah’ı kalçalarından tutmuş, kendisine doğru çekiyordu bu sırada.
“Evet... Evet!”Leah, Nik’in dudaklarına ve becerikli ellerine teslim olmuştu ama
içten içe, yaptığı şeyin kendisi için çok tehlikeli olduğunu seziyordu.
Kitap
Gizem
li - T
arama B
irdost
-SEKİZİNCİ BÖLÜM -
L e a h , sahilde oturmuş, dizlerini kendisine doğru çekmişti. Kıyıya vuran dalgalan izliyordu. Böyle güneşe çıktıkça teni bronzlaşmaya başlamıştı. Adaya geleli on ya da on bir gün olmuştu herhalde, artık saate ya da takvime bakmıyordu pek. Nik yanındaydı hep, onu bırakıp gitmeyecek gibi görünüyordu. Bu da Leah’a müthiş bir güven duygusu veriyordu.
Çok mutluydu ama şimdi olduğu gibi, Nik’in büyüsünden uzaklaştığı zamanlarda bu kadar mutlu olmaktan korktuğu oluyordu. Nik’in evliliklerini tamamen pratik sebeplerle sürdürdüğünü düşündüğünde, böyle uysal bir şekilde onunla uzlaşmasına da şaşırıyordu.
Nik’e âşıktı. Bu yüzden Nik’in yanında olması, hiç doyamıyormuş gibi onunla sevişmesi elbette mutlu ediyordu Leah’ı. Kendi ideallerini bir kenara bırakıyordu neredeyse.
Hayatta hiçbir şey kusursuz ya da tam olamazdı. En temelinde, istediği her şey olmuştu. Nik’in karısıydı. Muhtemelen başka hiçbir kadının sahip olamadığı kadar sahipti ona. Üstelik Nik ona gerçekten de kocasıymış gibi davranıyordu. Artık biz demeye başlamıştı, bir çift olduklarını hissediyordu demek ki. Bu, Nik için büyük bir adımdı.
Ailesine çok yakın olsa da Nik aslında çok yalnız bir adamdı, Leah bunu daha yeni anlamaya başlıyordu. Her zaman dışadönük olduğu için bu yalnızlığını gizlemeyi başanyordu Nik. Hemen alaycılığa baş-
Kitap
Gize
mli - T
arama
Bird
ost
vurarak gerçek duygularını saklamayı tercih ediyordu. Leah onun ruhunun derinliklerinde çok daha fazla şeyler barındırdığını anladıkça çok şaşırıyordu. Yıllardır N ik’i küstah ve kendini beğenmiş bir adam olarak görmeye alıştıktan sonra onun bu yeni yüzü ona garip geliyordu.
Kendi kendine gülümseyerek parmaklarını incecik kumda dolaştırdı. Evet, N ik’e her zamankinden fazla âşıktı. N ik’in ona âşık olmaması bu kadar önemli miydi? Nik onu hep arzuluyordu. Leah’m yanakları kızardı bunu düşününce. Peki bu sonsuza kadar devam edebilir miydi? N ik’e bu yetecek miydi, hiç sıkılmayacak mıydı? Bir yıl sonra ilişkileri ne olacaktı? Bunun cevabını kimse şimdiden veremezdi.
Birisinin yaklaştığını duyunca arkasına dönüp baktı. Gelen, evdeki en genç çalışanlardan birisi olan Dimitri’ydi. Elinde bir piknik sepeti vardı. Leah’ı saygıyla selamladıktan sonra sepetten bir örtü çıkarıp yere serdi, sonra serinletici kapların içinde iki şişe şarapla kristal kadehler çıkardı.
“Kyrios Andreakis doğrudan buraya gelecek.”“Teşekkürler, gerisini ben hallederim.”Leah, Dimitri’yi gönderdikten sonra Nik’i beklemeye başladı. Bu
sefer şarabı Nik açabilirdi herhalde.Adadaki son günleriydi, ertesi gün Atina’ya gidip N ik’in ailesiyle
görüşeceklerdi. Ponia birkaç gün önce gitmişti.Biraz sonra Nik gülümseyerek yanına geldi. Ayağında dar bir kot
şort vardı sadece. Gülümsemesi Leah’m aklını başından almıştı, bir anlığına gencecik bir delikanlı olmuştu sanki.
“Beyaz giymişsin, sana yakışmış,” dedi Nik yanma otururken.“Beni ilk gördüğünde de beyaz giymiştim.” Leah hiç düşünmeden
söyleyivermişti bunu.Nik gerilmişti. Tirbuşona uzandı. “Evet.”Bu konuda konuşmak istemediği her halinden belliydi. Gözlerinde
öfkeli pınltılar belirmişti ama susuyordu. Leah buna aldırmadan devam etti. “O gün benimle görüşmek için çok uğraşmıştın.”
“Öyle mi? Kadehini uzatsana.”Leah alt dudağını ısırdı, iki kadehi de N ik’e uzattı. Onun kadehlere
şarap koymasını eklerken kendine kızıyordu. Nik’in ona güvenebileceğini düşünmüştü. Nik içinde onun hâlâ Paul’u düşündüğüne dair bir
Kitap
Gize
mli - T
arama
Bird
ost
şüphe beslerken ona nasıl güvenebilirdi?Paul’la ilgili gerçeği neden anlatmıyordu N ik’e? Buna gururu mu
engel oluyordu yoksa egosu mu? Nik çok rekabetçi ve sahiplenici bir adamdı. Beş yıl boyunca onu kanatlarından iğneyle tutturulmuş bir kelebek gibi muhafaza etmiş ama kelebek kanatlarını çırpmaya başla-
| dığı anda harekete geçmişti. N ik’le oyun oynamak akıllıca değildi hiç., “Bu senin için.” Nik, Leah’ın çıplak ayaklarının yanına bir kutu bı-1 rakmıştı.
Leah şaşkınlıkla ona baktıktan sonra kutuyu alıp kapağını açtı. Kutuda safir ve pırlanta taşlarla süslü bir yüzük vardı. Nefesi kesilmişti, “Muhteşem,” diyebildi sadece.
“Bu bir bağlılık yüzüğü,” dedi Nik.“Evet, biliyorum.”“Neden bu kadar şaşırdın? Altı üstü bir hediye. Hadi, ılımadan iç
şarabını.”Nik onun neden şaşırdığını elbette çok iyi biliyordu. Leah’a mih
rapta verdiği yüzükten sonra para dışında hiçbir şey vermemişti. Yılbaşında ya da doğum günlerinde Leah’ın banka hesabına yüklüce para yatırılmış, Leah da bu şekilde aldığı mücevherleri aslında ona Nik’in aldığını düşünmüştü.
“Yoksa istemiyor musun?” diye sordu Nik.“Elbette istiyorum!” Leah yüzüğü hemen alyansının üstüne taktı.“Babam da bana para verirdi,” dedi sonra. “Fazla bir şey istemi
yordum zaten. Bana verdiği tek hediye...”“Ben miydim?” diyerek sözünü kesti Nik gülerek. “Ben de pek he
diye sayılmam, öyle değil mi?”“Sadece annemin yazı masasını vermişti. Şık bir masadır ama de
ğerli de sayılmaz. Çatı arasına atılacakken babam onu bana vermeye | karar vermiş. Ne dedi verirken, biliyor musun?”
“Umurumda değil!” diye atılıverdi Nik sabırsızlıkla. “Theos, keşke şu beş yıl böyle bencil ve sadece kendini düşünen bir adam olmasaydım, M ax’in yaptıklarını sana ödetmeseydim.”
i “Neden öyle davrandığını şimdi anlayabiliyorum,” dedi Leah.“Daha on yedi yaşındaydın ve bana tutulmuştun.”Leah başını önüne eğip şarabını yudumladı.
Kitap
Gize
mli - T
arama
Bird
ost
“O zaman bile senin babanın şantajından haberdar olmadığını biliyordum aslında, sana daha iyi davranmam gerekirdi. Çocuktan farksızdın. Ponia gibi bir şeydi. Zaten ikinizi bir arada görünce, beş yıl önce görmek istemediğim şeyleri fark etmiş oldum.”
“Artık bunun bir önemi yok.”“Seni çok kırmış olmalıyım.”“Evet ama üstesinden geldim.” Leah gülümsemeye çalışarak dizle
rinin üstüne çöktü, piknik sepetindekileri çıkarmaya başladı. “Ne istersin?”
“Seni... Hemen!” .Bir anda uzanıp Leah’ı altına alıvermişti Nik. Ellerini Leah’ın san
saçlarından geçirdikten sonra gözlerinin içine baktı. “Yemeği boş ver.”Leah anında boş verdi yemeği, dudakları aceleyle birbirini buldu.
Her zaman kontrollü davranmaya alışık olan Leah’da kontrol falan kalmamıştı artık. Nik, içindeki yıkıcı ihtirası ortaya çıkarmıştı. Sadece Nik’e hissettiği derin tutku ve istek yönlendiriyordu onu, bir anda kıyafetlerini kenara atmışlardı.
Vücutları birleştiğinde Leah hazla inleyerek Nik’in temposuna uyum sağladı. Bir süre sonra ikisi de soluk soluğa doruğa ulaşmışlardı. Nihayet Nik ona sımsıkı sarılarak Yunanca bir şeyler mınldandı. “Canını yaktım mı?”
Nik’in bu hareketi I.eah'ı çok şaşırtmıştı ama Nik zaten sürekli şaşırtıyordu onu, yatakta da, yatağın dışında da. Buna alışmıştı artık. İyiyim der gibi gülümsedi Nik’e.
“Theos m ou... Bütün gün böyle yatabilirim.” Nik yan tarafa geçerken Leah ı da kendisine çekti. “Sana her baktığımda gözüme daha da güzel görünüyorsun agape mou. On yedi yaşındayken bir melek kadar saf ve dokunulmazdın. Şimdiyse, dudakları öpüşlerimle örselenmiş bir kadınsın ve hâlâ nefesimi kesiyorsun. En son sahilde seviştiğimde daha delikanlıydım. Hadi artık bir şeyler yiyelim.”
Nik rahatlamıştı, gergin görünmüyordu artık. Söylemek istediklerini söylemiş, beş yıllık evlilikleriyle ilgili pişmanlığını dile getirmişti. Leah, babasının Nik’i onunla evlenmeye zorlamakla aslında mutsuz bir evliliğe sebep olduğunu bildiğinden emindi. Bile bile yapmıştı bunu.
“Neden ciddileştin?”
Kitap
Gize
mli - T
arama
Birdo
st
“Max’i düşünüyordum.”“Şimdi her neredeyse, bize bakıp sırtlan gibi güldüğünden eminim.
Tam da onun istediğini yapıyoruz aslında. Eninde sonunda bir çocuğumuz da olacak.”
“Çocuk mu?”Nik gözlerini kısarak ona baktı, bir anda buz gibi olmuştu. “Hani
şu sürekli ağlayan ufak, pembe yaratıklar? Pek çok insan onları çok tatlı bulur ama sen öyle düşünmüyor olabilirsin elbette.”
Leah kıpkırmızı oldu. “Bunu hiç düşünmemiştim.” Gerçekten de yıllarca bu düşünceden uzak durmaya çalışmıştı ama şimdi kucağında Nik’in bebeğini taşıdığını düşünürken bile içi ısınmıştı.
Nik ona sarıldı. “Belki önümüzdeki yıl.”“Reddedemem bile, öyle değil mi? Nasılsa birbirimize mahkûmuz
biz, ayrılamayız.”“Evliliğimizi biz şekillendireceğiz. Bunu anla ve kabul et artık.
Geçmişe dönüp bakma.”Nik, Leah’ı öptükten sonra kadehini yeniden doldurdu, yiyecek bir
şeyler önerdi ama Leah’m iştahı kaçmıştı. Nik’in tam tersine, büyük bir iştahla bir şeyler yediğini izlerken belki de geleceğe iyimser bakabileceğini düşündü ilk kez. Geçmişi geride bırakması gerekiyordu ve öncelikle Nik’e Paul’u hayatından çıkardığını anlatmalıydı.
“Nik?”Aynı anda villadan sahile inen dik patikada birisinin onlara doğru
geldiğini gördüler. “Telefon istemiyorum demiştim,” dedi Nik elini kaldırarak. Onlara doğru neredeyse koşarak gelen adam Yunanca bir şeyler söyledi. Bunun üzerine Nik, “Acilmiş,” diyerek homurdandı. “Burada bekle beni.”
Nik patikadan yukarı çıkarken Leah sepetten gözüne kestirdiği çilekleri çıkarıp yemeye başlamıştı. Bir yandan yüzüğüne alıcı gözle bakıyordu. Nik döndüğünde ona Paul’u mutlaka anlatacaktı ama şimdi üzerine bir ağırlık çökmüştü, gözleri kendiliğinden kapandı.
Derken bir sesle uyandı, bir helikopterin adaya yaklaştığını gördü. Saatine baktı. Birkaç saattir uyuyordu, Nik yanına gelmemişti.
Leah üstünü başını düzeltip ayağa kalktı, villaya döndü. Etrafta çıt çıkmıyordu. Piknik sepetini yere bıraktı, Nik’in ofisine gitti.
Kitap
Gize
mli - T
arama
Bird
ost
“Beni sahilde unuttun ama seni affediyorum,” diye takıldı Nik’e. Nik dönüp ona baktı, bakışları buz gibiydi. Leah ürperdi, Nik’in
öfkesini kontrol etmeye çalıştığını görebiliyordu.“Kötü bir şey mi oldu?”“Nereden bildin?”“Ne oldu?”“Buraya gel, sana bir şey göstereceğim.”Leah içinde çok kötü bir önseziyle Nik’in yanına gitti. Nik’in ma
sasının üzerinde bir yığın fotoğraf vardı. Paul’la birlikteyken çekilmiş fotoğraflarıydı bunlar. Paul’la kalabalık bir caddede el ele yürürlerken, şarap evinde öpüşürlerken, bir kapının eşiğinde birbirlerine sokulmuşken çekilmiş fotoğraflarını görünce Leah beyninden vurulmuşa döndü. Neden şimdi? diye haykırmak istedi.
“Nereden gelmiş bunlar?”“Peşinizde bir fotoğrafçı olduğunu biliyor muydun?”“Hayır.”Karımın başka bir adamla birlikteyken çekilmiş fotoğraflarının ne
kadara satılabileceğini biliyor musun?”Nik’in söylediği fiyat korkunçtu. Leah bir şey söyleyemedi bile.“Bu fotoğraflar bir magazin gazetesine sunulmuş. Gazetenin sahibi
en yakın arkadaşlarımdan birisi olmasaydı ya da editör durumu fark etmeseydi bunlar çoktan basılmıştı!”
“Fotoğrafları satın aldın yani?”“Sen benim karımsın! Başka seçeneğim var mıydı? C ristoT “Bana bağırıp durmayı kes artık! Bunun için çok üzgünüm ama
buna engel olamazdım. Paul’la ilişkim zaten bitti! Daha Londra’da senden aynlmamdan önce bitmişti. Belki bunu sana daha önce söylemem gerekirdi am a...”
“Yalanlarını kendine sakla,” diyerek sözünü kesti Nik.Leah donup kaldı. “Yalan söylemiyorum. Bitti diyorum.”Onu korumak için bana her şeyi söylersin. Burada, gözümün
önünde duruyor işte!” Nik elini fotoğrafların üstüne indirdi.“Beni dinlemiyorsun, bana inanmıyorsun.”“Bunun hiçbir önemi yok. Ama hayatımda bundan daha fazla aşa
ğılandığımı hatırlamıyorum.”
Kitap
Gize
mli - T
arama
Bird
ost
Nik, Paul’u hiç önemsemiyordu demek! Leah, evliliğiyle ilgili kurduğu bütün aptalca hayallerin yerle bir olduğunu görüyordu. Ne Nik’in maço gururu, nc de evlilikleriyle ilgili beklentileri belirleyici değildi. Leah kendisini berbat hissediyordu. Az önce özür dilediğine pişman olmuştu. Sadece ilişkilerinin mümkün olduğunca az hasar almasını istemişti ama Nik, onun açısından evliliklerinin tamamen sahte olduğunu göstermiş oluyordu.
“Eğer buna aşağılanma diyorsan çok rahat bir hayat yaşamışsın demektir!” dedi bütün acısıyla.
Nik taş kesilmiş gibi, öylece durdu.Leah onun gözlerinin içine baktı. “Beş yıl boyunca bu aşağılanma
nın her türlüsünü yaşadım ben. Herkes senin evliliğimize verdiğin değeri biliyordu Nik, bunun için elinden geleni yaptın. Ancak senin yaptığını bir başkası yapınca iş değişiyor, öyle mi? İtibarını kurtarmak için paran ve bağlantıların olduğu için şanslısın, benim öyle olanaklarım yoktu. Bu yüzden evde yemek daveti verildiğinde davetlilerin imalı bakışlarına ve konuşmalarını sineye çekmek zorunda kalıyordum.^
Nik’in rengi solmuştu. “Kendimi evli gibi görmüyordum ben.“Ben de öyle.”“Bu farklı,” dedi Nik öfkeyle.“Evet, ben daha hassastım. Bu konuda bir şey yapamayacak kadar
da korkaktım. Ama şimdi korkunç bir günah işlemişim gibi başımı önüme eğip özür dileyecek değilim.”
“Theos mou. . .” Nik Yunanca bir küfür savurdu.“Çünkü üzgün değilim. Aslında şu anda ne düşünüyorum biliyor
musun, keşke arkadaşın bu fotoğrafları bassaydı, böylece sen de benim beş yıl boyunca yaşadığım şeyi bir iki hafta yaşamış olurdun!” Leah öfkeyle bağırıyordu. “Şaşırdın mı Nik?”
“Seni sürtük...” Nik öfkeden kıpkırmızı olmuştu.“Ama bir erkeğin anlayabileceği bir durum değil bu, benim sadece
üstesinden gelmem gerekiyordu. Ben de kendimce üstesinden geldim ama en azından seni açık açık küçük düşürmedim. Bir hanımefendi gibi davranıp, tokat yedikçe diğer yanağımı çevirmekle meşguldümçünkü!” . .
Nik bir an ona baktıktan sonra tek bir kelime etmeden çıkıp gitti.
Kitap
Gize
mli - T
arama
Bird
ost
Leah öylece kalakalmıştı. Nik’in neler düşündüğünü tahmin edebiliyordu. Nik için hayatta en önemli şey gururuydu. Aslında Leah’ın ağlayarak ayaklarına kapanmasını beklemişti, Leah’ı böyle bir tavır alması aklının köşesinden bile geçmezdi.
Leah ateş basmış yüzünü ellerinin arasına aldı, derin bir boşlukta süzülüyormuş gibiydi. Bir kere daha gerçek bir aptallık etmişti. Nik’in cazibesine kanmış, zokayı yutarak kendisini onun yatağında bulmuştu. Ama böyle bir kriz yaşanınca, aslında onun için hiçbir şey ifade etmediğini görmüştü.
Canı çok yanıyordu. Bu kadar sevdiği bir adamın ona hiç değer vermediğini görmek kahrediciydi.
Kitap
Gizem
li - T
arama
Birdo
st
- DOKUZUNCU BÖLÜM -
LtM UZİN Atina trafiğinde bir salyangoz hızıyla ilerliyordu. Leah göz ucuyla bakınca Nik’in kendisine bir kadeh içki hazırladığını fark etti. Nik onun için de bir kadeh hazırlayıp uzattı. Leah ne olduğuna bakmadan kadehtekini içiverdi, saf portakal suyu gibiydi. Ortam son derece gergindi.
Acaba Nik gece nerede uyumuştu? Leah sabaha karşı gözlerini açtığında yalnız olduğunu görmüştü. Öğle yemeğinde de görünmemişti Nik. Doğrusu Leah onu görmediğine üzüldüğünü söyleyemezdi. Gözlerinin şişini ve kızarıklığını gidermek için çok uğraşması gerekmişti.
“Londra’ya döndüğümüzde annemin yazı masasını kontrol edeceğim. Max masaya iyi bakmamı söylemişti. Belki de...”
“Gizli bir çekmecesi mi vardır?” diyerek alaycı bir ifadeyle sözünü kesti Nik. “Ya da bir yerine bir şifre saklanmıştır. Max’in böyle şeylerle uğraştığını hiç sanmam. Yine istiyorsan masayı parçala, sen bilirsin, bir şey çıkmayacaktır.”
Leah o belgeyi bulacağına yemin etmişti. Nik değerli ailesini koruyacak diye hayat boyu ona mahkûm olmak zorunda değildi.
“Bir cinayeti sakladığını düşünmeye başlıyorum,” dedi Nik’e.Nik güldü. “O kadar dramatik bir şey değil, rahat olabilirsin.”
Kitap
Gize
mli - T
arama
Bird
ost
“Bana anlatmanı isterdim.”Senin benden ayrılmayı ne kadar istediğini bilmiyor muyum sen
ce? O kadar aptal mı görünüyorum gerçekten?”“Ailene zarar vermezdim.”“Onlarla tanışana kadar bekle.”Nik derin bir sessizliğe çekildi sonra. Leah onun harika bir aile gö
rüşmesi beklemediğini anlıyordu. Yoksa keyifsizliğinin nedeni başka bir şey miydi? Leah, fotoğraflar konusundaki çıkışının onun canını sıktığını tahmin edebiliyordu. Belki de kendisini savunmakla yanlış yapmıştı. Hayatının gidişatını çok daha önccden eline alması gerekirdi Leah’m, bunda Nik’in bir suçu yoktu.
Ancak beş yıl önce bu konuyu tartışabilecek durumda değildi, Nik in de eli kolu bağlıydı. Doğal olarak Leah’ın kendisine saplantıyla tutkun olduğun sonucuna varmıştı, başka bir açıklaması yoktu çünkü.
Leah, Nik in başka bir kadınla sarmaş dolaş fotoğraflarını görse de- lirirdi herhalde ama Nik hiç böyle bir şey yapmamıştı. Gazetelerde sadece civarında güzel kadınlarla çekilmiş fotoğrafları ve bolca dedikodu vardı. '
Ayrıca Leah’ın hoşuna gitse de gitmese de Nik o sıralarda kendisini evli hissetmemekle yerden göğe haklıydı. Şantaj yoluyla, on yedi yaşında bir yeni yetmeyle evlenmek zorunda kalmıştı ve sadece kendi hayatını elinden geldiğince sürdürmeye çalışıyordu. Leah’a karşı her zaman nazik davranmış, onu incitmemişti. Başkalarının yanında ona hep saygıyla davranmıştı. Babasının sessiz kalması karşılığında ona bu statüyü sağlamıştı. Leah başka ne isteyebilirdi ki? Bu anlaşmada aşkın bahsi geçmemişti bile. Bir şekilde birbirleriyle yaşamayı öğrenmeleri gerekiyordu.
“D ün...” diye söze başladı ama nasıl devam edeceğini bilemedi. Sadece Nik le aralarındaki derin uçurumun üzerine bir köprü kurması gerektiğini hissediyordu.
“Seni öldürmek istedim,” dedi Nik hemen.Leah irkildi. Nik sıradan bir şey der gibi demişti bunu.Ama senin ne kadar öfkeli olduğunu anlayamamıştım. Birlikte ge
çirdiğimiz yıllara hiç senin gözünden bakmamıştım. Her zaman hayatından memnun görünüyordun. Neredeyse komik derecede memnun
Kitap
Gize
mli - T
arama
Bird
ost
görünüyordun hem de.” N ik’in dudağı alaycı bir ifadeyle kıvrıldı. “Hiçbir mutsuzluk belirtisi göstermedin.”
“Bunu görecek kadar yanımda değildin, hem zaman içinde duygularımı saklamayı öğrenmiştim.”
“Neden benimle kaldın? Bunu öğrenmek zorundayım. Woods’la gitmeyi düşündüğüne göre, param için olmadığından eminim. Öyleyse neden bu kadar uzun süre benden ayrılmadın?”
Leah’m yanakları önce pembeleşti, sonra bembeyaz oldu. “Seni ilk gördüğümde...” Ufak bir kahkaha attı. “Şimdi aptalca görünüyor ama sana ilk görüşte âşık olmuştum.”
“Hiç de aptalca görünmüyor.”Leah utanç verici bir şeyden söz ediyordu ama Nik ona yardımcı
olarak bunun utanç verici olmadığını hissettiriyordu! Leah duygularından söz etmekten utanırdı. Paul’a seni seviyorum demek kolay olmuştu çünkü bunu ilk önce Paul söylemişti.
“Bu hiç başına geldi mi? Yani ilk görüşte aşk?”“Evet.” Nik araç telefonuna uzandı, şoföre Yunanca bir şeyler söy
ledi. “Hiç beklemediğim bir şeydi, uçaktan paraşütsüz atlamak gibiydi. Hiç hoşuma gitmemişti.”
Leah başını önüne eğdi, Nik’in Eleni Kiriakos’tan söz ettiğini biliyordu. Nik o sırada daha on sekiz yaşında olduğunu söylemişti ama yine de başka bir kadının ona böyle bir duygu yoğunluğu yaşatabilmesi Leah’ın canını yakmıştı. Herhalde Eleni mesleğine daha az vakit ayırsa Nik’in ona olan aşkı sürecekti.
“Neler hissettiğini anlatıyordun,” dedi Nik.“Çok saftım. Başlangıçta senin de aynı şeyleri hissettiğini sanmış
tım. Sen sadece flört ediyordun ama ben bunu anlayamayacak kadar toydum. Bu yüzden Max’in yaptığı şey için tamamen beni suçlayabilirsin. Eğer sana âşık olup bunu o kadar belli etmeseydim, o da kirli çamaşırlarınızı ortaya çıkarmaya uğraşmazdı.”
“Bu senin hatan değil. Bankadaki kasa dairesinde seni suçlamıştım ama aslında öfkemi senden çıkarıyordum. Senin bir suçun yoktu ama Max’in kızıydın ve ben, sonumu getirebilecek şeyin kutuda olmadığını görmüştüm. Bunu söylemek için geç kalmış olabilirim ama babanın yaptıklarını o şekilde öğrendiğin için üzgünüm.”
Kitap
Gize
mli - T
arama
Bird
ost
“Eninde sonunda öğrenecektim.” Leah, Nik’in sakin tavrı karşısında şaşkına dönmüştü. Sonra hâlâ annesinin evine varamadıklarını fark etti. Sonra birdenbire durumu anladı. Nik, Leah’ın ailesiyle, birbirlerine silahlarını çektikleri bir sırada tanışmasını istemiyordu. Bu yüzden öfkesini bastırıyordu, böylece onların karşısına normal bir şekilde çıkabileceklerdi.
“Birbirimize karşı dürüst olmamız çok önemli,” dedi Nik. “Benimle evlenirken bana âşık olduğunu söylemiştin. Aşk ne zaman bitti?”
Leah gerildi. Konuşma giderek bir kâbusa dönüyordu. “Sadece sana ilgimi kaybettim. Ne zaman olduğunu hatırlamıyorum...”
“Neden kaldın o halde?”Nik acımasızca üsteliyordu ama Leah onun neden bilmek istediğini
anlayabiliyordu. “Seninle evlenerek babamın benimle gurur duymasını sağlamıştım, bir sebebi de buydu. Onun sevgisini ve onayını kazanmaya çalışıyordum. Tıpkı başlangıçta senin sevgini kazanmaya çalıştığım gibi.” ' 1 ~
Nik içini çekti.Leah artık ne olursa olsun diye geçirdi içinden. Zaten belli olan şe
yi saklamaya çalışması anlamsızdı. Güldü. “Bak, artık bunun bir önemi yok. Sana kendini kötü hissettirmeye çalışmıyordum ama o sırada öyleydim işte. Max hep ben yokmuşum gibi davranmıştı, sen de öyle davranıyordun. Böyle yaşamaya alışmıştım, tüm hayatım bir kozanın içinde geçiyordu sanki.”
“Ama seni sürekli kırmış olmalıyım.”Nik’in her zaman tok ve derin çıkan sesi garip bir şekilde çok üz
gün geliyordu kulağa. Leah bir yudum daha portakal suyu içti, kendisini neden böyle rahat hissettiğini anlamıyordu.
“Fazla beklentin ya da öz saygın yoksa, böyle hırpalanmayı kabul edersin çünkü bunu hak edersin. Ben kesinlikle hak etmiştim.”
Sana yaşattıklarımın onda birini bile hak etmemişsin!”Leah dönüp Nik e baktı. “Neden kendini suçlu hissediyorsun ki
şimdi?” Gerçekten anlayamıyordu bunu. “Biz gerçekten evli değildik.” “Ama şimdi evliyiz.” Nik onu incelercesine, dikkatle baktı. “Bar
dağın boşalmış, doldurayım.”K
itap G
izemli -
Tara
ma B
irdost
Leah başının dönmeye başladığını hissediyordu. Saf portakal suyu içtiğini sanıyordu ama acaba içtiği şeyde alkol olabilir miydi? Nik onun alkole dayanıksız olduğunu çok iyi biliyordu.
“Bu yoldan daha önce geçmedik mi?” Bir kilise çok tanıdık gelmişti Leah’a, sanki az önce önünden geçmişlerdi.
“Giorgios kestirme bir yol arıyor olabilir.”“Sanki bin yıldır arabadaymışım gibi hissediyorum.”“Derin sohbetler insana böyle hissettirir.”“Senin böyle sohbetlerle ilgilenmediğini sanırdım.”“Evliliğim söz konusuysa kesinlikle ilgilenirim.”Leah gözlerini kırpıştırdı. Zaman geçirmek için bir bardak portakal
suyu daha içti. Duyduklanna inanamıyordu, böyle şeyler söylemezdi Nik. Siyah gözlerinde şehvetli bir ifadeyle ona bakıyordu Nik, elmacık kemiklerinin üzeri hafifçe kızarmıştı.
“Biliyor musun, muhteşemsin...” diye mırıldadı Leah kendi kendine konuşur gibi. Gerçekten muhteşemdi Nik.
Nik uzanıp onun bir elini tuttu. “Dünkü mantıksız davranışım için beni affetmeni istiyorum.”
Leah, Nik’le sürdürdükleri bu tuhaf iletişimde onun aklından geçenleri kitap gibi okumaya başlamıştı ama birden onun bunu içtenlikle söylemediğini fark etti. Daha çok, Leah’ın duymak istediklerini söylüyor gibiydi, yoksa davranışının mantıksız olduğunu düşünmüyordu.
‘Evliliğim söz konusuysa. . .’ demişti Nik.Elbette ya! O belge bir yerlerde olduğu sürece Nik onunla evli
kalmak zorundaydı. Leah dün ilk kez gerçek anlamda diklenmişti ona. Şimdiyse Nik’ in onun çekip gitmesinden korktuğunu görüyordu.
“Böyle söylemek zorunda değilsin, ben de aşırı tepki gösterdim. Utanmıştım, biraz duyarsız davranmış olabilirim.”
Nik elini iyice sıktı Leah’m. “Asıl duyarsız davranan bendim, benim hatamdı. Başka bir şey duymak istemiyorum.”
Nik bunları söylese de Leah onun öfkesini güçlükle bastırdığını hissedebiliyordu. Düşüncelerini odaklamakta zorlanıyordu ama.
“Nik, seninle yola devam edemem. Önce o belgeyi bulmalıyım.” “Bu imkânsız.”K
itap G
izemli
- Tara
ma B
irdost
“Bulacak olsam beni anında bırakırsın, biliyorum. Bu arada yine o kilisenin önünden geçiyoruz galiba. Giorgios yolu kaybetti herhalde.”
Nik araç telefonundan şoförüne Yunanca bir şeyler söyledi.Leah bardağını bıraktı, ayakkabılarını çıkardı. Kendisini olağanüstü
rahatlamış hissediyordu, bir o kadar da heyecanlanmıştı.Nik onun diğer elini de tutarak kendisine çekti. Leah kesik kesik
nefes alıyordu, göğüs uçları dikleşmiş, sutyeninin ipek kumaşına sürtünmeye başlamıştı.
Birden Nik onu kalçalarından tutup kucağına oturttu. Başını geriye atmış, dudaklarıyla Leah’m dudaklarını buluvermişti.
Leah ellerini onun omuzlarına koymuştu.“Nik?”“Şu anda ne yaptığını bilmiyorsun,” diye mırıldandı Nik.Leah, “Ne yapmak istediğimi biliyorum,” diye kıkırdadı, dilini de
kullanarak N ik’i öpmeye başladı.Nik önce onu kendinden uzaklaştıracakmış gibi kollarından tuttu,
sonra hırsla kendisine çekti. Leah’ı öylesine hırslı öpmüştü ki dudaklarını örselemişti. Leah buna bayılmıştı.
Derken Nik bir anda ondan ayrıldı, durdu.Ben sinsi bir pisliğim,” dedi sıcak nefesi Leah’ın yanağını okşar
ken. “Bana istediğin şeyi söylemekte sonuna kadar haklısın ve şu anda sevişebilmek için ömrümün on yılını verirdim.”
“Ama?”“İçtiğin şeyde votka vardı Leah, şu anda sarhoşsun. Yaptığım iğ
renç bir şey, kabul ediyorum ama senin rahatlayıp konuşman gerekiyordu. Bu arada araba gerçekten aynı yerlerde tur atıp duruyordu. Lütfen affet beni.”
Leah birden gülmeye başladı, her şey çok komik gelmişti. “Yine de vicdan sahibisin.”
Ve şu anda vicdanım öldürüyor beni. Theos, seninle hep böyle oluyor! Seni o kadar çok arzuluyorum, sense beni yalvartıyorsun.”
Leah, N ik’in üzerinde böyle bir gücü olduğunu hayal dahi edemezdi. N ik’in onu bu kadar çekici bulabileceği aklına bile gelmezdi.
“Benim iri göğüslerim yok,” diye itiraz etti.K
itap G
izemli
- Tara
ma B
irdost
“Pardon, anlayamadım?”“Ya da upuzun bacaklarım.”“C risto , bence mükemmelsin.” Nik dudaklarını Leah’ın dudakları
üzerinde gezdirdi. “O kadar kusursuzsun ki benim olduğuna inanamıyorum.”
“Anlatmaya devam e t.. .”Nik, limuzinin bir avluya girdiğini görünce bir küfür savurarak
Leah’tan ayrıldı. “Geldik.”Leah ancak birkaç saniye sonra gerçekliğe dönebildi. Nik onu tek
rar koltuğa oturttuktan sonra yüzünü ellerinin arasına aldı, uzun uzun öptü, Leah da ona karşılık vermekte hiç gecikmedi.
Limuzinden indiklerinde temiz hava Leah’ın başını döndürmüştü. “Eğer içeride bir şeylere takılıp düşersem senin suçun,” dedi Nik'e.
“Hâlâ hastalığı atlatmaya çalışıyorsun, yemekten önce biraz uzanıp dinlenmeye hakkın var,” dedi Nik gülerek. “Kocan da sana eşlik eder.
Birlikte eve girdiler. Leah, ilişkilerinin seyrindeki hızlı değişimi neredeyse takip edemiyordu artık. Rahatlamış, yine mutlu olmuştu.
Onları Ponia karşıladı hemen. “Çok geciktiniz!”“Kaybolduk,” dedi Nik kaygısızca.“Kayıp mı oldunuz?”“Ama sonra birbirimizi bulduk,” diye ekledi Nik, bunu sadece
Leah duymuştu.“Evet.” Leah’ın safir gözleri parlamıştı.“Eleni de burada,” dedi Ponia arkalarından.Leah, N ik’in gerildiğini hissetti. Nik sonra gülerek, “Ne hoş sürpriz
böyle!” dedi.“Ayrıca bütün Kiriakos sülalesi de yemeğe geliyor.”Nik, “Ne kadar da medeni bir davranış,” dediyse de keyfi kaçmıştı.Leah bir sürü soru sormak istiyordu ama artık çok geçti. Bir uşak
kapıyı açınca, kalabalık bir salona girdiler. Girişleriyle birlikte herkes susmuş, onlara dönmüştü.
N ik’in annesi Evanthia Andreakis, yaşından en az on yaş küçük görünen, hâlâ hoş bir kadındı. Nik’le selâmlaştıktan sonra Leah’m yüzüne şöyle bir bakıp tokalaştı, yanında oturan Eleni’yle Yunanca sohbetine devam etti.
Kitap
Gize
mli - T
arama
Bird
ost
Eleni ise kusursuz elmacık kemiklerinin üzeri hafifçe kızararak ayağa kalktı, Leah’la selâmlaştıktan sonra sağlığının nasıl olduğunu sordu.
“Çok daha iyiyim, teşekkür ederim.”“Harika görünüyorsun Nik.” Eleni, Nik’e sıcak bir şekilde gülüm-
semişti. Onun az önceki mesafeli tavrından sonra böyle sıcak davranması Leah’ı irkiltmişti.
Bayan Andreakis, Leah’a uzaktan bir el işareti yaptı. Yaşlı kadının yanında durmakta olan Ponia, “Anneannem seni herkese tanıştırmamı istiyor,” dedi.
“İngilizce bilmiyor mu?” diye fısıldadı Leah.“Elbette biliyor, sadece kabalık ediyor,” dedi Ponia yüzü utançtan
kızararak. “Senin onur konuğu olduğunu düşünüyordum, sonra Eleni geldi. Özellikle davet edildiği belli!”
“Nik’le Eleni çok eski arkadaşlar.”“Aile öyle görmüyor. Eleni kocasından yeni ayrıldı.”Bu sırada bir hizmetçi ufacık fincanlarda kahve servisi yapıyordu.
Leah herkesin merakla onu izlediğinin farkındaydı ama kimse yanına gelmiyordu.
“Nik’in seni bırakıp yeniden onunla birlikte olmasını umuyorlar. Bu iğrenç bir şey,” dedi Ponia. “Bu yüzden sana yokmuşsun gibi davranıyorlar.”
Leah kıkırdamak istedi. Ponia’nın söyledikleri bile onun keyfini kaçıramazdı. Hâlâ limuzinde N ik’in ona dokunurken nasıl titrediğini hissediyordu. Nik onundu. Belki en başta hayalini kurduğu şekilde onun değildi ama belki bir yıl sonra bir aile olacaklardı. Küçük, esmer bir oğlan hayali kurarken hafifçe gülümsedi.
“Aklın burada değil galiba?” dedi Ponia endişeyle.“Merak etme. Sen insanlarla tanıştır beni.”Leah bir saat içinde Andreakis ailesinin hemen hemen bütün fertle
riyle tanışmıştı ve istisnasız bir şekilde hepsi tarafından soğuk karşılanmıştı. Ponia’nın söylediklerinin ciddiyetini anlamaya başlıyordu.
Derken Nik yanma gelip beline sarılınca salondakilerin tavrı sihirli bir değnek değmişçesine değişiverdi. Herkes N ik’le konuşuyor, onu
Kitap
Gize
mli - T
arama
Bird
ost
dinliyordu ama Leah yine de Nik’in iki ablasının ve görece yetişkin sayılabilecek yeğenlerinin Nik e mesafeli davrandıklarını sezmişti. Ponia onlara N ik’in baktığını anlatmıştı. Sadece onun annesiyle babası kendi ayaklarının üzerinde duruyorlardı.
“Gel, seni annemle tanıştırayım,” dedi Ponia sabırsızlıkla.Ariadne salonun arka tarafında, ellerini kucağında birleştirmiş, tek
başına oturuyordu. İncecik bir kadındı, gergin görünüyordu. Leah gülümseyerek kadının yanına gitti.
“Bu Leah,” dedi Ponia hemen.“Lütfen yanıma otur,” dedi Ariadne. “Ponia, bize kahve servisi
yapsınlar,” diyerek kızını gönderdikten sonra, “Nik çok mutlu görünüyor,” diye devam etti. “Peki sen mutlu musun?”
“Çok,” diye mırıldandı Leah.“Çok uzun zamandır seninle tanışmayı istiyordum ama şimdi ne
diyeceğimi bilemiyorum. Çok güzelsin, akıllısın, Nik anlattı bana. Müzisyenmişsin, Almanca ve Fransızca biliyormuşsun. Ben de İngilizceyi kızımdan öğreniyorum. Belki bir dahaki sefere benim evime gelirsiniz, çok sevinirim.”
“Ben de çok sevinirim.” Leah, Ariadne’nin tedirgin bir şekilde salondaki akrabalarına baktığını fark etmişti. Ailesinin kabul etmediği birisiyle samimi görünmekten çekiniyor olmalıydı. “Ponia bizimle kaldığında ona bayıldım.”
“Onu da yanınızda götürmeniz büyük bir incelik doğrusu. Nik onu çok şımartıyor.” Bu sırada salona giren uzun boylu, saçları kırlaşmaya başlamış bir adama bakıyordu. “Kocam Stavros da geldi.”
Leah gözlerini kısarak adama baktı. Adamın gülümsemesinde tanıdık bir şey vardı sanki ama Leah ne olduğunu anlayamadan kaybolu- vermişti. Bir an Nik’e benzetmişti Stavros’u.
Karısının tersine, konuşkan bir adamdı Stavros; Leah’a peş peşe sorular sormaya başlamıştı. Yunanistan’ı nasıl bulmuştu? Ailesini nasıl bulmuştu? “Eğer gerçek Yunan konukseverliğini görmek istiyorsan bize gelmelisin!” dedi sonra neşeyle. “Genç insanları eğlendirmeyi severiz. Ne yazık ki biz hayli geç evlendik ve bir kızımız oldu ama kızımız bazen bizi sıkıcı bulabiliyor!”
Nik de yanlarına gelmişti. Leah’ın görebildiği kadarıyla akrabaları
Kitap
Gize
mli - T
arama
Bird
ost
içinde N ik’i en sıcak karşılayan Stavros’tu ama Nik ona karşı biraz tutuk davranıyordu. Nedenini merak ederken N ik’in ona tutkuyla baktığını fark etti ve her şey silinip gitti aklından.
“Çok yorgun görünüyorsun,” dedi Nik.Leah kıpkırmızı olmuştu ama Nik onu ablasıyla eniştesinin yanın
dan büyük bir beceriyle uzaklaştırdı. Leah arkasına dönüp baktığında Ariadne’nin üzüntüyle arkalarından baktığını gördü. N ik’in onunla hiç konuşmadığını fark etmişti.
“Elbette konuştum,” dedi Nik.“Sanmıyorum.” .Üst kata çıkan sarmal merdivenlerin hemen altındaydılar, Nik onu
kollarına alıp öperek susturdu. Leah ondan ayrıldığında başı dönüyordu, doğru düzgün düşünemiyordu. Akrabalarının onları görebileceğin N ik’in umurunda değildi sanki, eğilip Leah’ı kucağına aldı.
Merdivenleri çıkarken, “Nasıl buldun bakalım ailemi?” diye sordu.“Dürüst mü cevap vermeliyim?”“Elbette, yoksa sormazdım.”“Korkunçlar.” Leah bunu dediği anda gözlerini kapadı, inler gibi
bir ses çıkardı. N ik’e bakmaya korkuyordu. “Eminim göründüklerinden daha sıcaktırlar.”
“Ya da daha soğuk.”Leah’ın gözleri kocaman açılmıştı. “Ah, N ik ...”“Üzülme. Artık kocaman oldum.”“Stravros’la Ariadne ise gerçekten çok tatlı insanlar ve belli ki sana
çok düşkünler. Hatta Stavros’u sana benzettim, biliyor musun?”Nik donup kaldı. “Delirdin mi sen? Onunla akrabalığımız yok!”Leah şaşkınlıkla gözlerini kırpıştırdı. Elbette onların bir kan bağlan
olmadığını biliyordu, Stravros sadece evlilik yoluyla N ik’in akrabasıy- dı am a... “Ama senin onların hiçbiriyle kan bağm yok ki!” deyiverdi hiç düşünmeden. Bunu söylediği anda, nasıl bir pot kırdığını fark etti ama geç kalmıştı.
Nik onu hızla yatak odasına götürdü, içeri girdikten sonra Leah’ı yere neredeyse fırlattı, kapıyı hızla çarptı.
“Bir daha söyle.”Leah geri geri gitti, yatağın ayakucuna oturdu. Gözleri dolmuştu.
Kitap
Gize
mli - T
arama
Bird
ost
“Üzgünüm... Bunu bilmemem gerektiğini unutmuşum.”“Belli oluyor. Ne zamandan beri biliyorsun?” Nik yanma geldi.“Senin evlâtlık olduğunu bana söyleyen kişiye kızmayacağına söz
verirsen söylerim. Kızcağız benim bildiğimi sanıyormuş v e ...”“Kızcağız mı? Ponia!”Leah ister istemez Ponia’yla aralarında geçen konuşmadan Nik’e
söz etmek zorunda kalmıştı. Nik dehşete kapılmıştı. “Bunca zamandır biliyor muymuş? Theos mou, aklımın köşesinden geçmezdi bu!”
“Ona bunun çok özel bir konu olduğunu söyledim, bir daha kimseyle konuşacağını sanmıyorum,” dedi Leah telaşla.
Andreakislerin evlât edinme sürecini korkunç bir şey olarak gördüğündün hiç kuşkusu yoktu. Nik de bu tavırla büyütüldüyse, onun da bu konuda konuşmaktan hiç hoşlanmadığım tahmin edebiliyordu.
Nik birkaç dakika sessiz kaldı, başını hafifçe önüne eğmiş, gözlerini kapatmıştı. Leah’ın sözlerinin onu çok rahatsız ettiği belliydi, Leah bir iki kez onun konuşmaya başlayacağını düşündü, dudakları hareket etmişti. Ama sonra suskunluğunu sürdürmüştü. Leah onun aklından geçenleri anlatmasını isterdi ama zamanı değildi. Ama Nik o kadar sarsılmış görünüyordu ki Leah kendini tutamadı, onun yanına gitti, ona sarıldı.
Nik şaşırmış, kasılmıştı.“Unut gitsin,” dedi Leah. Hem cüretine hem de Nik’e karşı hisset
tiği koruma hissine şaşırıyordu o da. “Önemli bir şey değil.”Nik birden gülmeye başladı, Leah’ı kalçalarından kavradı. “Öyle
diyorsan.”Leah, alt kattaki buz gibi insanların arasında geçirdiği çocukluğun
da Nik’in kaç kere kucaklanmış olabileceğini merak etti. Aşağıdaki soğuk tavrın kendisinden kaynaklandığını düşünmüştü ama şimdi aklına daha sevimsiz bir ihtimal geliyordu.
Acaba ablalarıyla aileleri, Nik’in güçlü ve başarılı olmasından, onun gerçek bir Andreakis olmadığını düşündükleri için mi nefret ediyorlardı? Annesiyle babasının onu ileri yaşlarında evlât edinmelerinin sebebi bu muydu? O sırada ablaları yetişkin oldukları için bunu hiç hoş karşılamamış olmalıydılar. Yine de N ik’in onlara karşı ne kadar cömert davrandığını düşününce, ona gösterdikleri tavır hiç adil değildi.
Kitap
Gize
mli - T
arama
Bird
ost
Acaba Nik bu sevgisiz ailede kimi koruyor olabilirdi?Leah bu sırrı öğrenmek için sonsuz yakıcı bir merak hissetti, Nik bu r 1 sırrın ortaya çıkmaması için özgürlüğünden vazgeçmişti. Leah’ın me- ■ j raktan içi içini yiyordu artık. I
Nik’in, “Sanki buradan binlerce kilometre uzağa gitmiş gibisin,” j demesiyle irkildi Leah. Başını kaldırıp ona baktı. I j
“Seni burada istiyorum,” dedi Nik yumuşak bir sesle. |Leah’ın kalbi hızlı hızlı atmaya başlamış, dudakları kurumuştu. İç- 1
güdüleri ona Nik’e kedi gibi sokulmasını emretmişti. Dudakları birle- I şirken Nik’in arzuyla içini çektiğini duydu. . I
Vücutları artık birbirini tanımaya başlamıştı, Leah, Nik’e karşı his- J settiği arzuyu kontrol edemiyordu artık. Bunun için uğraşmıyordu bile. 1 Ceketini çıkarıp yere bıraktı. N ik’in parmakları sırtında dolaştıktan f sonra sutyeninin kopçasını çözmüştü telaşla. Aynı anda bir göğsünü | avcunun içinde hapsedince Leah hazla inledi. I
Nik onu yatağa sırt üstü yatırdıktan sonra dudaklarını, iyice hassas- f laşmış göğüs uçlarında dolaştırmaya başladı. Leah’m benliği kavrulu- | yordu sanki, Nik’in kasıklarının ateşi yakıyordu onu. Gözlerini açtı, ü tutkudan parlayan gözleri kenetlendi.
Leah, Nik’in tüm yabanıllığını ve şehvetini gözlerinde ve yüzünün gergin hatlarında okuyabiliyordu. Bakışlarını birbirlerinden ayırmadan : birbirlerini sabırsızlıkla soydular.
“İnsanlarla kibar kibar sohbet edip kahve içerken tek düşündüğüm şey buydu,” dedi Nik ona açlıkla bakarken. “Beklediğimden de öte bir duygu bu.”
Leah ona baktı, kesik kesik nefes alıyordu artık. Nik’in vücudu bir güzellik abidesi gibiydi; harika kemik yapısı, zarif kasları ve bronz teniyle muhteşem görünüyordu.
Nik eğildi, Leah’ın boynunu öptü, dudaklarını boynunda, omuzla- nnda gezdirdi. Leah gözlerini kapatmış, onu omuzlarından sıkı sıkı kavramıştı. Nik’in teni sıcacıktı, hafifçe terlemişti. Nik elini aşağıya doğru kaydırıp, Leah’m en çok dokunmasını istediği yere gelince Leah, “Evet,” diye inledi.
“Nereden başlayacağımı bilemiyorum,” dedi boğuk bir sesle Nik. “Sana her şeyimi vermek istiyorum.”
Kitap
Gize
mli - T
arama
Bird
ost
Leah gözlerini açtığı anda kendisini Nik’in gözlerine hapsolmuş gibi hissetti. Nik Yunanca bir şeyler söyledikten sonra onu uzun uzun öptü, okşadı. Sonra, “Şimdi,” diyerek Leah’m bacaklarının arasına yerleşti, bir hamlede vücutlarının birleşmesini sağladı.
Leah öylesine yoğun bir haz hissetmişti ki aklını yitirebilirdi. “Sana ihtiyacım var,” diyebildi hıçkırarak. Hayatında yaşayabileceği en yoğun hazzı yaşayarak müthiş bir doruğa ulaştı.
K a lk m a vakti pethi mou''Leah gülümseyerek uyandı. Nik’in dudakları dudaklarına dokun
muştu ama Leah uzandığında onu yanında bulamadı. Leah gözlerini açtı. Nik yatağın yanında duruyordu, saçlan ıslaktı. Duştan yeni çıkmıştı. Leah’a gülümseyerek, “Akşam yemeği bir saat sonra,” dedi.
Leah saçlarını yıkaması gerektiğini biliyordu ama yine de harekete geçemedi. Öğleden sonra yaşadıklarının etkisindeydi hâlâ. Yatakta geçirdikleri zamanı, öğrendiği yeni becerileri hatırlayınca yanakları kızardı.
“Özel giyin,” dedi Nik. O da beyaz ipek bir gömlek giyiyordu o sırada. “Sanırım dans da olacak. Annem hoşça vakit geçirme meraklısı değildir, sırf Kiriakosları etkilemek içindir bu tantana.”
Leah yatakta doğrulup oturdu, ellerini saçından geçirdi. “Neden böyle bir şey yapma ihtiyacı hissetsin ki?”
Nik keyifsizce güldü. “Ailelerimiz, biz nişanı bozduktan sonra görüşmeyi kesmişti. O zamandan beri arada bir soğukluk vardır. Kendi adıma bu zamanlamadan hoşlandığımı söyleyemeyeceğim. Benim bildiğim adabı muaşerete göre bu akşamın bir aile yemeği olması gerekiyordu, misafir olmamalıydı.”
Leah onun ne demek istediğini biliyordu ama umursamadı bile. Evanthia Andreakis’in nihayet Nik’in karısıyla tanışacağı gün, Nik’in eski nişanlısıyla ailesini ağırlamaya karar vermesi rastlantı olamazdı. Bu, kayınvalidesinin tanışmadıkları zamanda onu yok saymasından daha da aşağılayıcı bir davranıştı ama Leah, Nik’in hatırına bu tavra tahammül edecekti.
Kitap
Gize
mli - T
arama
Bird
ost
“Eğer annem bu kadar yaşlı olm asaydı sana böyle davranm asının hesabını sormayı bilirdim ben.”
“Lütfen, benim yüzümden bir tatsızlık çıkm asın.” Leah yine de N ik ’in durum u fark etm esine sevinmişti.
“Onun bu kadar aptalca davranabileceği aklıma gelmezdi hiç. N eyin peşinde, hiç anlamıyorum. Eğer sana saygı göstermezlerse bir daha bu eve ayak basm am .”
Leah, N ik ’in karar verirse bunu yapacağından emindi. Çok üzülmüştü. “Böyle yapmam istem em .”
“A çık konuşm ak gerekirse buraya sadece öyle gerektiği için geldim. Hem bu evden hem de bu evdeki insanların çoğundan nefret ed iyorum. Buradan ayrıldığım da üzerimden bir yük kalkıyor sanki.”
Leah, N ik ’in sert açık sözlülüğü karşısında çok şaşırmıştı. Nik onun yanında ilk kez gardım indiriyordu. Ö te yandan N ik’in ondan ne kadar çok şeyi saklayabildiğim görüyordu. A ilesinin onu nasıl karşıladığını N ik ’in l'ark ettiğini düşünm emişti bile Leah. Şimdiyse onun bunun hem farkına vardığım , hem de bu yüzden ailesine hmçlandığm ı anlıyordu. En son istediği şeydi bu L eah’ın.
“N ik, bırak bana alışsınlar,” diye atıldı hemen. “Ponia ilk geldiğimizde beni güldürdü. Dediğine göre senin beni bırakıp yeniden Elen i’yle bir araya gelmeni umuyorlarm ış. Annen E leni’ye bayılıyormuş ve beni hep ikinizin arasını bozan birisi olarak gördüğü için tanışm ak istem iyorm uş.”
Nik gözlerini kısarak ona baktı. “E leni’nin mutlu bir evliliği var. Benim kiler bile böyle saçm a bir şey um am az.”
B ilm iyordu. N ik, E leni’yle kocasının ayrıldığını bilmiyordu. “Y eğeninin söylediğine göre E leni’yle kocası ayrılm ışlar.”Nik donup kalmıştı. “Ne zamandan beri?” diye sordu.Leah soğuk soğuk ürperdi. “Bilm iyorum .”“A riadne, Ponia’nın diline bir asma kilit aşmalı. Ortalıkta pimi çe
kilmiş el bombası gibi dolaşıyor resm en!” N ik sertçe arkasın döndü.Sonra derin bir sessizli oldu. Nik onun varlığını unutmuş gibiydi.
Leah yataktan sessizce kalkıp banyoya girdi. Asıl el bombasını o bırakmıştı ortalığa, bu kesindi. N ik haberi alınca allak bullak olmuştu.
Kitap
Gizem
li - T
arama B
irdost
Bu ona ne ifade ediyordu? E leni’nin yeniden serbest kalması N ik’e ı ifade ediyordu? Belki de sadece bunu Eleni’nin bunu ona bizzat sö lem emiş olm asına bozulmuştu Nik.
Leah bu konuda kendi kendine varsayımlara varm amaya karar ve di. Ama sonra E leni’nin, N ik’i gördüğü anda yüzünün nasıl aydınla dığı geldi aklına.
Doğal olarak Nik aşağıya inmek için onu beklem emişti. Leah kal balık salona yalnız girdi. Gözlerinin rengine uyan, m avi, askısız t elbise giymişti. İçeri girer girmez N ik ’le E leni’nin biraz ileride der bir sohbete daldıklarını gördü. Herhalde N ik, yeni haberleri alıyorc ondan. Eleni de ona biten evliliğini anlatıyor olmalıydı am a neden yüzü ışıl ışıldı, gülüm süyordu. N ik ’se son derece ciddiydi.
Ponia uzaktan ona el salladı am a o da yakışıklı bir gençle laflıyo du. N ik, L eah’ı görünce hemen ayağa kalkıp onun yanına geldi. I sırada yemek servisinin başladığı duyurulmuştu.
“Tam zamanında geldin,” dedi Nik gergin b ir şekilde gülümsey rek. “A m a şahane görünüyorsun.”
Leah, seni kıskanç, sahiplenici budala diye geçirdi içinden am a y ne de, “Eleni kocasından ayrılmış mı?” diye sormadan duramadı.
N ik ’in bakışları bulutlandı bir an. “Evet.”Hepsi bu kadardı, başka bir şey söylemedi N ik konuyla ilgili ol
rak. Kalabalık ve resmi yemek masası da böyle bir konuyu konuşrm için uygun değildi. Leah, ev sahibesinin hemen sağına oturtulm uşt Nik hemen karşısındaydı. Eleni ise birkaç sandalye gerideydi. Bay< Andreakis mükemmel bir İngilizceyle sohbet konusu bile açmaya ç lıştı. Leah kibarca cevap vermeye çalıştı ama aklı başka yerdeyc N ik ’in gerçekten işi vardı bu aileyle. Leah annesinin yüzündeki yı çizgilerini şimdi fark ediyordu.
M asadan kalkıldığında rahat bir nefes aldı Leah. Ponia hemen or yakaladı. “ Seni biriyle tanıştırm ak istiyorum.”
Genç yakışıklının adı D ion’du. Ne kadar tatlıydı, öyle değil m Dion kıpkırm ızı olm uştu am a Leah onun P onia’ya bakışlarından, get kıza tutulduğunu anlamıştı hemen.
“Önümüzdeki yıl nişanlanacağız,” diye fısıldadı Ponia.Ponia’nın ne kadar da genç, ne kadar da kendinden emindi böyl
Kitap
Gize
mli - T
arama
Bird
ost
Leah ona bakınca kendisini yüz yaşında gibi hissediyordu. Beş yılda * bu kadar büyümüş müydü sahiden? J
Ponia’yla Dion, Leah’m yanından ayrılırlarken “Bana onunla evleneceğini söylediğinde on dört yaşındaydı,” diyerek içini çekti Nik ona yaklaşıp. “Sebebini de söyledi. Onun hep gülümsemesini istiyormuş. Dion yirmi iki yaşında, Harvard’da işletme okuyor, son sınıfta. Ponia ne kadar uçarıysa o, o kadar ağırbaşlı. Ponia onu önümüzdeki yıl on- j dan sıkılırsa diye aklı gidiyor.” |
“Sence sıkılır mı?” Bu sırada müzikle birlikte, Ponia’yla Dion dan- j sa başlamışlardı. jj
“Hayır,” dedi Nik gülerek. “Ponia yüreğinin sesini dinleyecek ka- i dar cesur bence. Ayrıca annesiyle babası onların birbirine bağlılıklarını \ ifade etmesini önemsemediklerini söyleyince bunun aralarına bir gurur ; engeli olarak girmesine izin vermedi. Bu kadar net ve cesur olduğu için onu kıskanabilirim bile.”
Leah ona dikkatle baktı, neyi kast ettiğini anlamaya çalışıyordu. ; Nik, Eleni’yi düşünerek mi söylemişti bunu? Geriye dönüp baktığında, Eleni’nin kendisine uygun olmadığını düşündüğü için pişmanlık mı duyuyordu? Eleni onun gitmesine izin vermiş, bağrına taş mı basmıştı yoksa? Leah, Eleni’yi Nik’in yanında görmüştü. Onun Nik’i sadece yakın bir arkadaş olarak gördüğünü hiç sanmıyordu.
N ik’le dans ettiler. Nik harika dans ediyordu ama Leah’m hiç keyfi yoktu, çok huzursuzdu. Yanağım onun omuzuna koymuş, tanıdık kokusunu içine çekerken acı duyuyordu. Onu kaybedeceğinden korkuyordu çok.
Eleni’nin anne babasıyla da tanıştırıldı. İkisi de kibar insanlardı ama Leah onların soğukluğunu hissetmişti yine de. Onlara göre kızlarının beş yıl önce nişanlısından ayrılmasına neden olan kadındı Leah. Bir süre sonra Leah kibar konuşmalardan iyice sıkılarak izin istedi, biraz temiz hava almak için terasa çıktı. Biraz sonra Stavros da gelmişti yanma.
“Adriana’yı göremedim,” dedi Leah.“Ne yazık ki böyle davetler pek kanma göre değil, dinleniyor,” di
yerek içini çekti Stavros.“Hasta mı yoksa?”
Kitap
Gize
mli - T
arama
Bird
ost
“Sinirleri zayıf biraz. Sevgili ailesiyle bir araya geldiğinde acı çekiyor.” Stavros terasın korkuluklarını sanki biraz hınçla kavramıştı. “Nik’in ona vebalıymış gibi davranması da tuzu biberi oluyor.”
Leah kıpkırmızı oldu. “Çok üzgünüm, ben ...”“Sizi izledim, çok yakınsınız. Ariadne’ye söz verdim, bu konuda
Nik’le konuşmayacağım ama seninle konuşmayacağıma dair söz vermedim.” Stavros bir an durdu, her kelimesini tartarak konuşuyordu. “Senden arabuluculuk yapmanı isteyeceğim.”
Leah kaşlarını çattı. “Arabuluculuk mu?”“N ik’le bizim aramızda. Nik biliyor... Onun karıma tavrının hangi
yıl, hangi ayda birdenbire değiştiğini söyleyebilirim sana. Onun ne bildiğini bilmek istiyorum. Ona ne tür bir saçmalık anlatıldı acaba ki birdenbire Ariadne’ye tavır aldı? Ariadne bunu düşünüp durdukça sinirleri mahvoldu, benimse bir şey söylememe izin vermedi. Bense böyle olmasını hiç istemedim!”
Leah huzursuzca Stavros’a baktı. “Stavros... Neden söz ettiğin hakkında en ufak bir fikrim yok.”
“Sen de bilmiyor olamazsın.” Stavros derin bir yılgınlıkla iç geçirdi. “Elbette biliyorsundur. Nik bunu siz yeni evlendiğiniz sırada öğrenmişti. Sırrı kendisine saklayamazdı. Adriane otuz yıl önce onu terk etmişti ama aslında yüreği hiçbir zaman ondan ayrılmamıştı, hep onun için en iyisini yaptığını düşünüyordu.”
Leah yavaş yavaş her şeyi anlamaya başlıyordu, sersemledi, neye uğradığını şaşırmıştı. Ariadne, N ik’in kız kardeşi değil ama annesiydi. Nik, Ariadne’nin, annesiyle babasının gözlerinin önünde büyütmesi için verdiği ama kendisinin büyütmediği çocuğuydu. Nik bunu biliyordu... Evet, Nik bunu biliyordu. Yapbozun son parçası da yerine oturmuştu şimdi. Yoksa babasının ortaya çıkarmakla Nik’i tehdit ettiği aile sırrı bu muydu?
“Nik’in gerçeği bildiğinden emin olmak istiyorum,” dedi tekrar Stavros. Leah’m nasıl şaşırdığını fark etmişti aslında. “Anneannesinin ona anlattığını değil, gerçeği bilmeli Nik. Nik asla evlât edinilmedi. Nik’in doğum belgesinde tahrifat yapıldı ve annesiyle babası, Evant- hia'yla Alexos’muş gibi gösterildi. Elbette Evanthia’yla Alexos diğer kızlarını kandıramayacakları için bir evlâtlık hikâyesi uydurdular.
Kitap
Gize
mli - T
arama
Bird
ost
Alexos zaten bir oğlu olsun istiyordu ve karısının itirazlarına kulak asmayarak Nik’i bırakmadı. Böylece, onun olmayan ama hiç değilse yarı yarıya Andreakis olan bir oğlan çocuğunu büyütebilecekti.”
“Bütün hikâyeyi biliyorsun sen.”“Otuz yıl önce bunları bilseydim asla izin vermezdim!” Stavros öf
kesini saklayamamıştı. “Çok gençtik. Bir hata yaptık. Ama en azından Ariadne’nin hamile olduğunu anladıklarında bizi evlendirmelilerdi. Bu yüzden onları asla affedemem!”
“Sen N ik’in b a b a s ıs ın d iy e fısıldadı Leah gözlerini kocaman açarak.
Stavros kaşlarını çatarak ona baktı. “Sen bunu bilmiyor muydun? Eğer sen bilmiyorsan, Nik de mi bilmiyor yani?”
“Bu konuda onunla konuşmadık,” dedi Leah zayıf bir sesle. Arkasındaki korkuluğa yaslanmıştı.
Stavros’un yüzü daha da ciddileşmişti. “Belki de bilmek istemiyor- dur, berbat geçen çocukluğu için bizi suçluyordur. Haklıdır.”
“En baştan anlatabilir misin şunu?”Stavros kısaca anlattı. Ariadne Andreakis’e âşık olduğunda öğren
ciydi. Ariadne’nin ailesini etkileyebilmek için ne parası vardı ne de köklü bir aileden geliyordu. Bunun üzerine ilişkileri sona ermişti, Ariadne ailesine karşı koyacak gücü bulamamıştı kendinde. Hamile olduğu anlaşılınca annesiyle yurt dışına gitmişti. Bunu Stavros’a söylememişlerdi. Stavros, N ik’in varlığını ancak on yıl kadar sonra Ariadne’yle yeniden karşılaştığında haber almıştı.
“Ariadne’nin tüm bunları yalnız yaşayıp atlattığını öğrendiğimde ölecek gibi olmuştum. Üstelik üzerinde hiçbir hak iddia edemeyeceğim bir oğlum olduğunu öğrenmiştim. Ancak bu kez Ariadne’den ayrılmayacaktım. Yılmadım, ailesinin tüm itirazlarına karşın onu benimle evlenmeye ikna ettim!” Stavros’un bu hali Leah’a N ik’i hatırlatmıştı. “Alexos öfkeden küplere bindi, Evanthia ise beni görmeye bile dayanamıyordu, ki hâlâ öyledir ama biz bir kere karar verip harekete geçtikten sonra ne yapabilirlerdi ki? Bu ailede görünüş her şeyden önemlidir, fark etmişsindir belki.”
“Peki sonra?”K
itap G
izemli
- Tara
ma B
irdost
“Mutluluğumuz acılarla yoğruldu,” dedi Stavros açık bir ifadeyle. “Ariadne en azından oğlumuz gözümüzün önünde olduğu için mutlu olmamız gerektiğini düşünüyordu. Nik eğer evlâtlık verilmiş olsaydı onu bir daha asla göremeyebilir, tanımayabilirdik. Ama bazen bunun daha az acı vereceğini düşündüğüm oluyor hâlâ. Evanthia onu sevmiyor, ona oğlu gibi davranmıyordu. Ailenin diğer üyeleri de, evlâtlık alınıp sonra işlerin başına geçen bu çocuktan nefret ediyordu.’
“Hâlâ içerliyorlar galiba ona.”“Oysa Nik servetlerini yüz katına çıkarmıştır. Alexos özünde iyi bir
adamdı. N ik’i seviyordu aslında ama Adriane’nin zayıf olduğunu düşündüğü için onun oğluna sert davranıyordu. Oysa Adriane zayıf değildi. Nik ondan uzak durmaya başlayana kadar durumu hep idare etti. Zaten o zaman N ik’in her şeyi öğrendiğini anladık.”
“Herhalde bundan beş yıl önceydi bu, öyle değil mi?”“Bu korkunç bir şok olmuştur herhalde ama o kadar uzun süre bo
yunca, N ik’in bir şeyden kuşkulanıp sormasını beklemiştik hep.” Stavros öylesine içten konuşuyordu ki Leah’ın gözleri dolmuştu. “O bir şeyden şüphelenmediği sürece ona bir şey diyemezdik, bu bize düşmezdi. Ariadne annesiyle babasına, Nik’e hiçbir şey söylemeyeceğine dair söz vermişti. Ödediği bedel buydu. Ancak Nik doğumuyla ilgili gerçeği öğrendiği anda Adriane’ye yüz çevirdi. Tüm masumiyetimizle, ikimizin de beklemediği bir şeydi bu!”
Leah başını önüne eğdi. N ik’in ne düşündüğünü anlamaya çalışıyordu. Altık buna bir anlam veremez olmuştu. Nik kimi korumaya çalışmıştı? Adriane’yi mi anneannesini mi?
“Adriane’nin huzurlu olması, sinirlerinin daha fazla yıpranmaması için bu meselenin mutlaka çözülmesi gerekiyor.” Stavros uzanıp Leah’ın elini sıktı. “Bu yüzden bu konuyu Nik’le konuşmanı ve onun her şeyi bilip bilmediğini öğrenmeni istiyorum.”
“Tamam.”“Adriane onu çok seviyor; onun için bahaneler sıralıyor, kendini
suçluyor ama Nik yetişkin ve çok zeki bir adam. Neden beni kabul ediyor ama onu etmiyor? Kızımıza ne kadar düşkün olduğunu da gizlemiyor. Eğer annesine söz vermiş olmasam onunla bizzat kendim yüzleşirdim.”
Kitap
Gize
mli - T
arama
Bird
ost
Leah başını kaldırıp Stavros’a baktı. “Nik’in senin babası olduğunu bildiğini sanmıyorum.”
Stavros ona ikna olmayarak baktı, sonra Leah’m güzel yüzündeki endişeli ifadeyi fark etti. “Seni bu karmakarışık işin ortasına sürüklemem büyük bir bencillik.”
“Hayır.” Leah neredeyse kendisinin de bu işin bir parçası olduğunu söyleyecekti. Max yoksa N ik’in orijinal doğum belgesini mi ele geçir- j mişti? O belgede babası kim görünüyordu acaba N ik’in? Öte yandan * Nik birilerine sormadan annesinin kimliğinden emin olamazdı. Bunu ■ da ancak Evanthia Andreakis’e sormuş olmalıydı. ,
Leah derin bir nefes aldı. “Onunla Londra’ya gittiğimizde konuşa- ; cağım, burada olmaz.
“Sana minnettar kalacağım.”Stavros yanından gittikten sonra Leah omuzlarına ağır bir yükün
bindiğini hissetti. Kötü haber almaktansa hiç haber almamak yeğdir : durumu değildi bu. Nik, Pandora’nın kutusu gibiydi, sürprizlerle do- ' luydu. Ne zaman ne yapacağını kestirmek zordu. Stavros, Nik’in ger- j çek anne babasının kimler olduğunu öğrenmeye ne kadar hazır olduğunu bilemezdi.
Evet, M ax’in bulduğu belge kesinlikle bununla ilgili olmalıydı. Andreakis ailesini mahvedebilecek, otuz yıllık bir bilgiydi bu. Herhalde bir ailede bu kadar tehlikeli iki sır olamazdı, değil mi?
Salona tekrar döndüğünde N ik’in onu fark edip izlediğini gördü. Acaba onun az önce Stavros’la uzun ve çok özel bir konuşma yaptığını biliyor muydu Nik? Leah derin bir suçluluk duygusu hissetti, rengi solmuştu. Neredeyse Nik’in yanına koşup, nerede olduklarına ve çev- relerindekilere aldırmadan her şeyi anlatacaktı. Ama N ik’e bakarken onun sert yüz hatlarının hemen yanındaki Eleni’nin söylediği bir şey üzerine gevşediğini, Nik’in gülümsediğini gördü.
Nik birkaç dakika sonra yanına gelse de Leah bütün geceyi, az önce gördüğü sahnenin etkisiyle, keyifsiz bir şekilde geçirdi. Gündüz paylaştıkları sıcaklık kaybolmuş, yerini gergin bir kibarlık almıştı. Leah’ın içine bir buz kütlesi oturmuştu sanki, korkuyordu. Haftalar önce N ik’in Paris’te dağıttığı bariyerler yeniden, tüm sağlamlıklarıyla dikilmişlerdi.
Kitap
Gize
mli - T
arama
Bird
ost
Ancak değişen Leah değil, N ik’ti. Eleni’yi gördükçe, bütün hayatını Leah’la evli kalarak geçirmek zorunda olduğunu düşünüyor olmalıydı. Müebbet evlilikte seçme şansı yoktu.
Leah birden aydınlandı. N ik’e bu seçme şansını verene kadar asla mutlu olamayacaktı.
Kitap
Gize
mli - T
arama
Bird
ost
~ ONUNCU BÖLÜM ~
N i k , Londra’daki evlerine girdikleri anda, çok fazla işi olduğunu
0 , “ " “ deJİS" ' <,ik' “ —
“ U a h - “ Nik bir an donup ona takn . ''DondlISllmuzde konuşacağız "Leah neden bir kabahat işlemiş izlenimine kapılıyordu? Hiçbir sev
yapmamışta Ancak dün geceden beri Nik’in kendisine soğuk davran
câkd Ni ka h °rdU' Sf Vr0S’la konuŞmasım anlattığında ne yapacaktı Nık acaba, nasıl karşılayacaktı bunu? Leah ona bilmediği bir şeym, anlatmış olacaktı? Ya da Leah’m her şey, bildiğini iğrenmek Nık m hoşuna g.decek miydi? Leah’a hiçbir şey anlatmayan ve ona güvenmeyen kendısıydi.
Leah oturma odasına gitti, annesinin yazı masasına dudak bükerek a ti. İstersen baltayla ikiye böl gibisinden bir şeyler söylemişti Nik
Leah yaz, tablası olarak kullanılan kanadı çekti, yeni bir şey yoktu' Çekmeceler ve ufak gözler bomboştu. Leah kilidi olmadığı için masayı h,ç kullanmamıştı o güne kadar. Kanada bağlı kısa bir altın zincirin ucunda sallanan anahtar işlevsizdi çünkü masada herhangi bir anahtar
Kitap
Gizem
li - T
arama B
irdost
deliği yoktu. Masayı yaparken bunu düşünememişlerdi demek ki,Leah’ın bakışları anahtara takıldı birden. Paris’teki kasa dairesİMİİı
banka görevlisinin avucuna bıraktığı anahtara çok benziyordu bu. L tlh heyecanla zinciri çekip kopardı, bu sırada eli biraz sıyrılmıştı.
Anahtar, zincirle uyumlu olması için altın suyuna batırılmıştı, pınl pırıl parlıyordu ama üzerine kazınmış rakamlar hâlâ okunabiliyordu. Bu, bir başka kasanın anahtarıydı. Bu aslında Nik’in özgürlüğünün anahtarıydı ve beş yıldır onun evindeydi. Max bu durumu çok eğlenceli bulmuş olmalıydı.
Leah hemen Nik’in odasına koştu. Nik bu sırada yatak odasında üzerine bir gömlek geçiriyordu, kendi düşüncelerine öylesine dalmıştı ki Leah’ın içeri girdiğini fark etmemişti bile.
Leah boğuk bir sesle, “N ik...” dedi.Nik hemen dönüp ona baktı, Leah’ı görünce kaşlarını çattı. Leah’ın
yüzünde tek canlılık belirtisi safir gözleriydi o anda.Bir an elindeki anahtarı sonsuza dek saklamak geçti Leah’m için
den. Bunu Nik’e vermenin cesaret isteyeceğini, hele hele sonuçlarına katlanmanın daha da cesaret gerektireceği hiç gelmemişti Leah’ın aklına. Bunu şimdi fark ediyordu ama yine de tereddüt ettiği için utanarak anahtarı yatağın üzerine bıraktı.
“Hayatının sonuna kadar tutsak değilsin,” dedi sadece.Nik hiçbir şey anlamamış gibiydi. Önce Leah’a, sonra da anahtara
baktı.“Bu anahtar başka bir kiralık kasaya ait,” dedi Leah. “Muhtemelen
senin aradığın her neyse o kasada saklı.” Sonra masada herhangi bir anahtar deliği olmamasına rağmen bu anahtarın üzerinde durduğunu anlattı Leah.
“Cristo/” diye fısıldadı Nik. Yeniden canlanarak anahtarı eline aldı. “Bunca zaman. İnanamıyorum!”
Leah pencerenin önüne geldi. Anahtar, Nik’e özgürlüğünü vadedi- yordu. Evliliklerinin ya başlangıcı ya da sonu olacaktı bu. Nik’in onun gitmesini isteyip istemediğini ancak zaman içinde öğrenebilirdi Leah.
“Konuşmamız gereken başka bir şey daha var.”“Bekleyemez mi?” dedi Nik sabırsızlıkla. “Bir an önce Paris’e gi
dip bu anahtarı denemek istiyorum.”
Kitap
Gize
mli - T
arama
Bird
ost
“Hayır, bekleyemez. O kasada ne olduğunu biliyorum Nik. Senin doğum belgen var,” diyerek ona döndü Leah.
Nik’in güzel yüz hatları anında sertleşmiş, kasılmıştı. “Bunu nereden öğrendin?”
Leah güldü. “Senden öğrenmediğim kesin. Stavros anlattı.”Stavros mu?” Nik buna çok şaşırmış gibiydi.
Benden arabuluculuk yapmamı istedi. Benim senin sırdaşın olduğunu varsayıyordu. Yani, Ariadne’nin senin annen olduğunu biliyorum.”
“Stavros bunu biliyor mu yani?” Nik’in yüzü bembeyaz olmuştu, bakışlarını Leah’tan ayırmıyordu. ’ ’
“Bak, bu beni ilgilendirmez,” dedi Leah. Nik’in duruşu ve yüzündeki ifade tam bunu anlatıyordu çünkü.
“Ne kadar zamandır biliyormuş?”Leah kaşlarını çattı. Nik gerçekten bilmiyordu. Stavros’un babası
olduğunu gerçekten bilmiyordu ve Leah bunu ona anlatan kişi olmayı kesinlikle istemiyordu._ “Theos m ou... Eğer biliyorsa, bunun onların evliliğini mahvedeceğinden korkmama hiç gerek yokmuş.”
Bu cümleyle Nik, Leah’a bir sürü şey anlatmış oluyordu aslında. Nık babasının kim olduğunu bilmiyordu. Ariadne’nin geçmişinde karanlık sırlar olduğunu, geleneksel bir Yunan erkeği alarak Stavros’un bunu kaldıramayacağını düşünmüş olmalıydı. Yani Nik aslında Adriane yi korumuştu. Bu fedakârlığı boş yere yapmış olduğunu öğrenmek hiç hoşuna gitmeyebilirdi.
“Stavros her şeyi biliyor, seninle konuşmak istiyor. Bu sırrın saklanmaya devam etmesinin Ariadne’yi kötü etkilemesinden korkuyor.”
‘‘Öyleyse neden gelip kendisi konuşmamış benimle?”„ ^ nnene s^z vermiş, tıpkı annenin kendi ailesine söz vermesi gi
“Annem benden utanıyormuş.”“Hiç sanmıyorum. Eğer o kadar inatçı olmasan bunu kendin de öğ
renebilirmişsin zaten!”“ilk öğrendiğimde onunla konuşmak istedim, ağlayarak kaçtı!”Nık yirmi yıl boyunca ihanete uğradığını düşünüyor olmalıydı.
Kitap
Gizem
li - T
arama B
irdost
Muhtemelen öfkeli ve suçlayıcı konuşmuştu. Adriane dc böyle bir şeye hazırlıklı olmadığı için paniğe kapılmıştı herhalde. ^
“Peki evliliğimizi mi tartışacağız şimdi?” diye sordu Nik. “Çok basit. İster kalır, ister gidersin. Ben Paris’ten dönene dek kararını ver.
Leah donakalmış bir şekilde Nik’in ceketini giymesini izledi, sonra sessizce odadan çıktı. Nik’in kabalığı ve zalimliği karşısında dehşete kapılmıştı ama artık Nik kendisini özgür hissediyordu. Oysa dun... Daha dün bu andan ne kadar uzaktaydılar. Bir insan hem o kadar yakınlaşıp hem de karşısındakinin duygularına karşı bu kadar duyarsız olabilirdi?
Nik, eğer orijinal belgeyi bulursa ondan tereddüt etmeden ayrılacağını M ax’in bildiğini söylemişti. Aşktan korktuğunu da söylemişti. Sevgisiz büyümüş, sevgiye ihtiyaç duymadan yaşamı öğrenmişti.
Leah gururunu önemsemediği için kızıyordu şimdi kendisine. Ama ne fark ederdi ki zaten? Max’in başlattığı tiyatro oyunun son sahnesine gelmişlerdi işte. Nik artık hayatını istiyordu, hem de derhal. Bir saat bile gecikmek istemiyordu.
Leah ürperdi. Daha birkaç hafta önce elde etmek için uğraştığı özgürlük şimdi ona tepsiyle sunuluyordu. Nik, Max’in kızından kurtulmaya can atıyordu. Leah gözlerindeki yaşlan sildi. Nik aslında tam da onun istediği şeyi yapıyor, ne kadar aşağılık olduğunu gösteriyordu Leah’a. Leah ona yalvaracak değildi.
“ B u çok hoştu hayatım. Beni geçmişe götürdün. Leah parmaklarını piyanodan çekerken yakışıklı Amerikalı piyanoya doğru eğilmiş, ona saklamaya gerek görmediği bir hayranlıkla bakıyordu. ‘ Acaba şunu da biliyor olabilir misin?” Islıkla bir melodi çalmıştı. Leah gülerek melodiyi çalmaya başladı. ............
Bu saatte lobi biraz daha hareketli olurdu, böyle bir iki özel istek alırdı. Sonra bildiği şekilde çalmaya devam eder, otel yönetiminin istediği gibi, lobiye seçkin bir hava katacak eserleri seslendirirdi. Çok fazla para kazanmıyordu, bir yandan iş aramaya devam ediyordu.
Nik’in hayatından çıkalı bir ay olmuştu. O günden beri sürekli koşturuyordu. Gün boyu öylesine yorgun düşüyordu ki gece başını yastıği
Kitap
Gize
mli - T
arama
Bird
ost
koyar koymaz uyuyordu.Bir bilgisayar kursuna yazılmıştı. Sürekli iş ilanlarını tarayarak
kendisi için uygun işleri bulmaya çalışıyordu. Ve her sabah uyandığında o gün N ik’in hiç aklına gelmemesi için dua ediyordu. Ne var ki her piyano çalışında mutlaka onu hatırlıyordu.
Bu yüzden başını kaldırıp da N ik’i görünce onun gerçek olduğunu anlayamadı ilk önce. Sanki hayal gücü ve hafızası ona oyun oynuyor- muş gibi gelmişti. Piyano çalmaya devam etti ama safir mavisi gözlerinde bir ihtiras pırıltısı belirmişti.
“Benim için çal,” dedi Nik yavaşça. .Leah farkına varmadan durdu, yüreği ağzına gelmişti. N ik’in göl
gesi üzerine düşüyordu. Leah başını önüne eğdi. Nik onu neden ve nasıl takip etmişti acaba?
“L ütfen...” diye mırıldandı Nik. Bu kelimeye alışık değilmiş gibi, tuhaf bir vurguyla söylemişti.
Ne çalmamı istersin?” dedi Leah, Nik sanki bir müşteriymiş gibi. “Herhangi bir şey. Chopin mesela.”Leah, Beethoven çaldı, N ik’in ayırt edemeyeceğini çok iyi biliyor
du. Sonra bu şekilde ona kötülük yapmış gibi hissetti kendisini. Nik piyanonun yanından ayrılmadan dinlemişti onu.
“Ne istiyorsun?” diye sordu fısıldayarak. Müdür yardımcısının onları uzaktan izlediğini fark etmişti.
“Barmen dokuzda ara vereceğini söyledi.”“Seninle geçirecek değilim molamı.”Nik, piyanonun üstüne yıpranmış bir deri muhafaza koydu. “Anne
nin kolyesi.”“Ben sattım onu!”“Sana geri getirdim.”“İstemiyorum! Git ve beni rahat bırak!”“Bu beyefendi arkadaşınız mı Bayan Harrington?”Leah arkasına döndü, müdür yardımcısıyla göz göze geldi.“Hayır,” dedi adama.“Yerinizde olsam bu beyaz yalana kanmazdım,” dedi Nik gülüm
seyerek. “Piyanistiniz karım oluyor.”“Bu doğru mu?”
Kitap
Gizem
li - T
arama B
irdost
Leah çığlık atmak istese de başıyla onaylamak zorunda kaldı. “Zaten ara vermek üzere,” diye ekledi Nik.Leah, barın yanında onun için ayrılmış masaya gitti öfkeyle. Nik
hemen karşısına geçip oturmuştu.“Beni nasıl buldun?”“Epey uğraşarak.”“Ne istiyorsun?”“Bunu görmeni istiyorum.” Nik serinkanlı bir şekilde cebinden
kardığı kâğıdı kat yerlerinden açtı, masaya koydu.Leah gülse mi yoksa ağlasa mı bilemedi bir an. Belgede, Ariaı
Andreakis’in, otuz yıl önce bir İsveç kliniğinde Nikos Andreak dünyaya getirdiği yazıyordu.
“Belgede baba ismi belirtilmemiş. Evanthia’ya sorduğumda, ba mın evli bir adam olduğunu, annemin onun adını vermediğini söylı Sonra Stavros’un, karısının evlenmeden önce gayrı meşru bir ço dünyaya getirdiğini bilmediğini de söyledi. Bu aldatmacanın bana zandırdıklarını, ancak bu şekilde ailede kalabildiğimi anlattı. Aync£ konuda kesinlikle sessiz kalıp, Ariadne’yi utandırmamamı söyledi.”
Leah, “Bu çok zalimceymiş,” dedi.“Max söyleyene kadar Evanthia’nın çocuğu olmadığımı bilini]
dum. Öğrenince yıkıldım. Hemen Ariadne’ye gittim ama o da ben kaçtı. Böylece Evanthia’nın söylediklerini doğrulamış olmuştu, daha yanına yaklaşmadım bu yüzden. O kadar gergindi ki, bizi ele receğinden korktum.”
“Onu korumuşsun.”“Elbette,” diyerek belgeyi tekrar cebine koydu Nik.“Onunla görüşüyor musun şimdi?”“Evet. Stavros’la da. Beni uyardığın için teşekkür ederim.” “Benden öğrenmeni istememiştim sadece.”“Stavros’un babam olmasına çok sevindim. Tam da, annemi ı
cek olursam bana haddimi bildirecek bir babam olmasını isten Birbirimize çok benziyoruz zaten, ondan her zaman çok hoşlanmış Günün birinde, Evanthia artık gerçeklerin bir tehdit unsuru olmadı kabul ettiğinde aile olarak ortaya çıkacağız.”
“Harika, çok sevindim,” diye mırıldandı Leah ama o kadar d£
Kitap
Gize
mli - T
arama
Bird
ost
vinmemişti aslında çünkü Nik’in onu neden görmek istediğini anlamıştı. Nik, M ax’in başlattığı kâbusun bittiğini haber vermek için gelmişti.
Bir süre sessiz kaldılar. Nik saatine bakınca Leah, “Ben seni tutmayayım,” dedi hemen. Kalbi paramparça olmuştu.
“Kırsalda bir ev aldım, Londra’daki apartman dairesini satıyorum.” Kırda bir evinin olması Leah’ın hayaliydi, Nik’in değil.“Belki gelip görmek isterisin?”“Neden?”“Sadece bir fikirdi.” Nik elini masaya koydu.Yine bir sessizlik yaşandı. •“Kendine iş bulmuşsun,” dedi Nik.“Hep burada olmayacağım, burası sadece başlangıç. İdare edip gi
diyorum, eğer derdin buysa.”“Neden bu olsun?”“Belki de burnumun sürtülmesini istemişsindir.”“Belki.” Nik bunu inkâr edemezdi.“Avukatımdan haber aldın mı?” Izdırap Leah’ı mazoşist yapmıştı. Yine sessizlik.“Bütün çoraplarımı atmışsın.”“Bir ifade biçimi olarak düşün.”“Mesajı aldım.”“Çocukçaydı,” dedi Leah. “Eleni nasıl?”“Mutlu. Kocası davetin ertesi günü geri geldi. Eleni çalışma saatle
rini azaltacağına, kocası da yemek yapmayı öğreneceğine söz verdi.”“O akşam bunları mı konuşuyordunuz yoksa?”“Daha çok benim dinozor olduğumu anlatıyordu Eleni.”“Nasıl yani?”“Benim insanların hayatlarını mahvettiğimi söyledi. Beş yıl önce
ondan ayrıldığımda onun kalbini kırdığımı ama bunu hiç umursamadığımı anlattı. Dahası, onunla seninle evlendiğim gibi evlenecek olsaydım beni kendi elleriyle hadım edeceğini söyledi.”
Aralarına tekrar çöken sessizlik çok daha gürültülü ve gergindi.“Bu akşam benimle yatar mısın?”Leah kulaklarına inanamayarak Nik’e baktı.“Bu teklife cevap vermeyeceğim bile.”
Kitap
Gize
mli - T
arama
Birdo
st
“Neden?”“Bana bunu sorduğuna inanamıyorum.”“İnan,” dedi Nik gözlerini ondan ayırmadan.“Senden boşanmaya çalışıyorum!”“Hayatımda kimse yok,” dedi Nik daha yumuşak bir sesle, sanki bu
her şeyi değiştirirmiş gibi. “Başka bir kadına bakmadım bile. Başka bir kadını arzulamadım hiç. Sadece seni istiyorum!”
“Öyleyse bir problemin var demektir.” Leah yaprak gibi titreyerek ayağa kalktı.
Nik onu bileğinden tutup durdurdu. “Sormamam gerekirdi, söylemek istediğim şey o değildi.”
“Ama aklından geçen tam olarak buydu!” Leah elini ondan kurtarıp tekrar piyanosunun başına döndü.
Nik onu hâlâ arzuluyordu. Peki bunu nasıl ifade ediyordu? ‘Bu akşam benimle yatar m ısın?’ diyerek. Bunun Yunancası, ‘beni yalvartabilirsin ’ olabilirdi. Leah da bunu yapacaktı.
Gözünün ucuyla, N ik’in bardan çıkıp gidişini izledi. Bunun onu rahatlatması gerekiyordu ama hiç de öyle olmamıştı. Başını piyanoya yaslayıp hıçkırıklarla ağlamak istiyordu. Ancak otel müşterileri onu dinlemeye hazırlardı, işini kaybedemezdi.
Ancak sabahın dördünde uyuyabilmişti. Odası hâlâ çok klostrofo- bik geliyordu ona, adım atacak yer yoktu. Yatağı da kayadan farksızdı ama Leah yine de ağlamadı, Nik için ağlamayacaktı.
Sabah sekizde kapısının çalınmasıyla uyandı. Kapıyı ısrarla çalıyordu birisi. Leah yataktan sürünerek kalktı, üzerine bir şey geçirip kapıyı açtı.
Koca bir demet kırmızı gülle, Nik karşısında duruyordu. Nik gülleri Leah’ın eline tutuşturup içeri girdi, kapıyı arkasından kapattı.
“Bunlarla ne yapmamı bekliyorsun?” Leah gece makyajını silmeden yattığını hatırladı birden, panda gibi görünüyor olmalıydı. Saçlarıysa berbat durumdaydı.
“Suya koyabilirsin,” dedi Nik cevap olarak.Leah elleriyle saçını düzeltirken bakışlarını Nik’ten ayırmamıştı.
“Neyin var senin böyle?”Nik bir süre ona baktı, bir şey söylemedi. Leah banyoya gidip yü-
Kitap
Gize
mli - T
arama
Bird
ost
ziinü yıkadı, saçlarını fırçaladı bu arada.“Aslında onca yıl içinde çok az kadınla birlikte oldum, çoğu da ilk
yıldı. Sonra azaldı, son sene kimse yoktu.”Leah’ın bu şaşırtıcı bilgiye nasıl bir tepki vermesi gerekiyordu aca
ba? Hiç düşünmeden elindeki gül buketini, Nik’in sırtına indirdi. Nik ona döndü ama ellerini cebine sokup bekledi. Yüzünü bile korumaya çalışmıyordu. Leah buketi ona çarptı, çarptı. Gül tomurcuklan yerlere saçılmıştı.
Sonra yatağın kenarına yığılıp kaldı, başını eğdi, gözyaşları sessizce yanaklarından aşağı süzülmeye başlamıştı. Nik'onun önünde yere çömeldi, ellerini tuttu. “Benimle eve gel, ne olur.”
“Gelemem!”“Geçen bir ay boyunca neler yaptığını sana sormayacağım bile. Söz
veriyorum. Woods’un adını da bir daha anmayacağım. Kıskançlığı bırakabilirim. Yapamayacağımı sanıyorsun ama yapabilirim!”
Leah gözlerini açıp ona baktı. “Kıskanıyor muydun?”“Hem de nasıl,.ne sanıyorsun beni, taş mıyım?” dedi Nik kızgınlık
la. “O fotoğrafları görünce beynimden vurulmuşa döndüm. Bir türlü hazmedemiyordum ama eğer o fotoğraflarla başa çıkamazsam seni kaybedeceğimi biliyordum. Ama artık üstesinden geldim bunun.”
“N ik...”“O akşam Atina’da senin onu düşündüğünü görebiliyordum. Bu
nunla nasıl yaşayacağım ben diye geçirdim içimden.”“Seni düşünüyordum oysa. Stavros senin doğumunla ilgili şeyleri
daha yeni anlatmıştı, senin bilmediğin şeyleri bildiğim için kendimi suçlu hissediyordum.”
“Bense senin Stavros’la konuştuğunu bilmiyordum. Sonra ertesi gün anahtarı bana öyle bir ifadeyle verdin ki... Özgürlüğünü istiyordun. Woods’a âşıksan seni kalmaya zorlayamazdım.”
Leah, Nik’in ilk kez bu kadar açık yüreklilikle konuştuğunu duyuyordu.
“Paul’a âşık değilim,” dedi yutkunarak.“Fotoğraflar öyle söylemiyor.” Nik onun ellerini bırakarak ayağa
kalktı, pencerenin önüne gitti.“Fotoğraflar yanıltıcı olabilir. Paul’u eve gelmesinden sonra bir
Kitap
Gize
mli - T
arama
Bird
ost
daha görmedim.” Leah bir iki cümleyle sebeplerini anlattı. “Sadece bir maceraydı o, hiç yaşamadığım şeyleri yaşamak istemiştim galiba.”
“Eğer ben o kadar öfkeli ve gururlu davranmamış olsaydım benimle yaşayabileceğim şeylerdi onlar.” Nik tekrar Leah a döndü. Sen hep dürüst davrandın pethi mou. Eğer seni kaybettiysem bu benim hatam olur. Seni ilk gördüğüm anda âşık olmuştum sana, duygularım hakkında yanılmamıştın. Yıldırım çarpmış gibi olmuştum, senden kaçmak istedim. Ama sanki ayaklarımı bağlamıştın, senden uzak kalamıyor- dum. Çok gençtin, bense evliliğe hazır değildim. Öte yandan, ben olmazsam başka birisinin olacağını biliyordum. O zaman gidersem döndüğümde seni yeniden bulamayabilirdim.”
“Böyle hissettiğine inanamıyorum,” dedi Leah. Bu kadar uzun zaman birbirlerinden uzak durmuşlardı. Şimdiyse aslında duygularının karşılıklı olduğunu öğreniyordu Leah.
“Böyle hissediyordum ama bununla nasıl başa çıkacağımı bilmiyordum. Derken Max devreye girdi ve her şeyi değiştirdi. Benim yerime karar vermiş oldu.”
Leah babasının yaptıklarından bir kez daha utanarak başını eğdi. “Daha önce hiç kimse bana yapmak istemediğim bir şeyi yaptıra-
mamıştı. Bu kadar güçsüz olduğuma inanamıyordum! Kendimi, babanın senin için aldığı damızlık gibi hissediyordum. Bir yeniyetnıe beni tuzağa düşürmüştü. Aylarca öfkeden delirdim. Sonra evlensek bile, kendi iradem dışında sana hiçbir şey sunmamaya karar verdim.”
Teşekkürler Max, diye geçirdi içinden Leah.“Bunu anlayabiliyorum.”“Seni yeniden arzulamaya başladığımda aradan bir iki yıl geçmişti
ama bunu belli etmedim.” Nik’in yüzünde kararlı bir ifade belirdi. “Hayır, bunu belli etmedim. Sana yaklaşmaktansa iki elimi de kesmeyi tercih ederdim! Max’in şantajına boyun eğmeme gururum engel oluyordu. Dünyada tek kadın olarak sen kalsan yine de elimi sürmeyecektim sana.”
Bunu duymak Leah’ın canım yakmıştı ama çok daha önce, kendisinin görmesi gerekirdi. “Evet,” dedi.
“Seni hiç düşünmüyordum bile. Bu, Max’le benim aramda bir kavgaydı, sense arada bir piyondun sadece. Seni düşünmem gerekmiyor
Kitap
Gize
mli - T
arama
Bird
ost
du. Zihnimin gerisinde bir yerlerde vardın, evimdeydin, karımdın. Sana dokunamıyordum ama başka kimseye de dokunamıyordum. Öyle yaşayıp gidiyordum işte.”
“Buzlukta dondurulmuştum yani,” dedi Leah acı bir ifadeyle gülerek.
“Max öldüğünde, senin karım olarak kalmana çoktan karar vermiştim zaten. Bu kez seçimi ben yaptığım için gerçek bir evlilik olacaktı bu. Senin aklında başka şeyler olabileceğini düşünmemiştim bile,” diye itiraf etti Nik. Utanarak bakıyordu Leah’a. “Durumu o kadar uzun zamandır olduğu gibi kabul ediyordun k i... ” ■
“Tek bir sözün yeter diye düşündün,” diyerek onun sözlerini tamamladı Leah. Yüzü hafifçe pembeleşmişti ama bir yandan eğleniyordu. Nik kesinlikle kendini beğenmiş bir adamdı ama aynı zaman da dürüsttü.
“Beni sevdiğini düşünüyordum, onca yıl terk etmemiştin beni.” “Sadık ve fedakâr eştim yani.”“Sonra senin Woods’la telefonda konuştuğunu duyunca yıkıldım
ama muhtemelen daha fazlasını hak etmiştim zaten,” dedi Nik yüzünü buruşturarak. “Benden ayrılmak istiyordun, seni yanımda tutabilmek için önlemler almam gerekiyordu. Yoksa belgenin orijinalinin bir tehdit oluşturduğunu düşünmüyordum.”
“Düşünmüyor muydun?” Leah ayağa fırladı.“Bunu sadece seni yanımda tutabilmek ve evliliğimize bir şans
vermeni sağlamak için kullanmıştım. Bunu yapmaya hakkım yoktu, biliyorum ama seni kaybetmeyi göze alamazdım.”
“Yoksa sana kim çorap alırdı, öyle değil mi?”“Yakın zamana kadar, beni hayatımın sonuna kadar idare edecek,
tonlarca çorabım vardı.”Uzun bir sessizlik oldu. Nik boğazım temizledi. “Ponia’nın Dion
Kiriakos’tan vazgeçmeyişine hayran olduğumu söylerken...”“Dion, Kiriakos mu?” diye sordu Leah hayretle.“Eleni’nin küçük kardeşidir. Fark etmemiş miydin?”Leah başını iki yana salladı. O yemekte Kiriakos ailesinin neden
hep birlikte bulunduğunu biraz geç de olsa anlıyordu şimdi.“Ponia, gururunun kalbini yok saymasına izin vermemişti. Oysa
Kitap
Gize
mli - T
arama
Bird
ost
ben tam da böyle yapmıştım.”Leah safir rengi gözlerinde bir hayret ifadesiyle ona baktı, Nik’in
ona demek istediği şeyi anlamıştı.“Eğer daha rahat olacaksa, yazmayı deneyebilirsin,” dedi.“Paris’ten geldiğimde seni evde bulamadım, kendimi çölün orta
sında kalmış gibi hissettim. Bir kumar oynamış ve kaybetmiştim. Hapishaneden kaçar gibi kaçmıştın benden. Eve gelmene ihtiyacım var.”
“Beni kandırıyorsun.”“Beni sevip sevmemenin de bir önemi yok.”“Jüri henüz kararını veremedi.”“Seni çok seviyorum,” dedi Nik dişlerini sıkarak.“Ben de seni seviyorum ama sen bunu söyleyene kadar sana dön
meyecektim.”“Böyle zamanlarda senin eski, uysal hallerini nasıl özlüyorum bi
lemezsin!” Nik, Leah’ı kollarına aldı, ona sımsıkı sarıldı. Leah kendini cennette gibi hissediyordu, bir süre öylece kaldılar.
“Seni her gün, her saat özledim,” dedi Nik onu tutkuyla öpmeden önce. “Seni kaybettiğimi düşünmüştüm.”
Bir süre daha birbirlerine sarılarak durdular, öpüştüler. Nihayet biraz birbirlerinin varlığına alışınca Leah başını kaldırıp, “Çoraplarını attığımı görünce ne hissettin?” diye sordu.
“Eğer bana gerçekten kızmış olmasan öyle bir işle uğraşmaz, vakit harcamazdın. Bu da bana ümit verdi.”
“Takım elbiselerini doğramadığım için şanslısın!”“Bu bana daha da fazla umut verirdi ama yine de yemek pişirmeyi
öğrenmeye hiç niyetli olmadığımı hemen söyleyeyim.”Leah elini Nik’in göğsünde gezdirdi. “Senin daha başka yetenekle
rin var aslında.”Nik, Leah’ın yüzündeki hınzır gülümsemeden bakışlarını alamadı
bir an. “Öyle mi düşünüyorsun?”“Düşünmüyorum, biliyorum. Hemen yatakta deneyebiliriz ister
sen?”Nik, “Seni küçük cadı,” diyerek Leah’ı öpücüklere boğdu tekrar. “Şu aldığın evi de görmek istiyorum bir ara.”“Senin için aldım o evi.”
Kitap
Gize
mli - T
arama
Bird
ost
“Benim için mi?”Nik onu tekrar öpmeye başladı.Geçmişi geride bırakıp, birlikte yepyeni bir hayata başlayacakları
eve ancak günün ilerleyen saatlerinde gidebildiler.
Kitap
Gize
mli - T
arama
Bird
ost