ve 20-A-21 · Sanatı . ve Yeni Müzecilik: Dijital Sanat Pratiklerinin Müzeolojik . Bağlamda...

12
- ve ...

Transcript of ve 20-A-21 · Sanatı . ve Yeni Müzecilik: Dijital Sanat Pratiklerinin Müzeolojik . Bağlamda...

Page 1: ve 20-A-21 · Sanatı . ve Yeni Müzecilik: Dijital Sanat Pratiklerinin Müzeolojik . Bağlamda Değerlendirilmesi . Öğr. ... raber var olma mücadelesi . sırasında geliştirdiği

- ---~--~~-----:

ve ...

CSS
Text Box
20-A-21
Page 2: ve 20-A-21 · Sanatı . ve Yeni Müzecilik: Dijital Sanat Pratiklerinin Müzeolojik . Bağlamda Değerlendirilmesi . Öğr. ... raber var olma mücadelesi . sırasında geliştirdiği

i~ .1 IlIl7l fi'Cll R Ki'CIlPlIlR

YENİ MEDYA VE ...

Yayın Hakları

© E yayınları 2012

Editör

Deniz Yengin

Kapak Tasarımı

Dide Akdağ

Baskı ve Cilt

Özener Matbaası

Birinci Basım

Ekim 2012

ISBN 978-975-8612-68-0

Sertifika No: 10763

Anahtar Kitaplar Yayınevi

E Yayınları Tic. Ltd. Şti .'nin Tescilli markasıdır.

YENİ MEDYA VE ...

i~ I!JI Illlllfi'CIlR KI'C7I pııı R

Page 3: ve 20-A-21 · Sanatı . ve Yeni Müzecilik: Dijital Sanat Pratiklerinin Müzeolojik . Bağlamda Değerlendirilmesi . Öğr. ... raber var olma mücadelesi . sırasında geliştirdiği

İçİNDEKİLER

ÖNSÖZ ..... ............................. ......... ... .... ................ .. ... ......................... ..................... 11

Kes-Kopyala-Yapıştır: Bir Sanat Yüzeyi Olarak Ekran

Yrd. Doç. Dr. Alper Altunay ........ .............. .......... .... .................. ..... ...... ... ....... ... 13

"Sanat"ın "Etik"le ilişkisinin "Yeni Medya" Bağlamında Sorgulanması

Barış Acar ..... ............................................ ................................................. ...... ... 42

Yeni Medya ve Radyonun Geleceği: Digita1 Radio Mondiale (Drm)

ProfDr. Bülent Küçükerdoğan .................. .... .. .......................................... ....... 60

Sosyal Medyaya Girmeden Önce Bilinmesi Gerekenler

Doç. Dr. Cem Sefa .Sütçü ................................................. ............................. ..... 74

Türkiye E-Devlet Sistemi için Bir Performans Değerlendirme Yaklaşımı

Öğr. Gör. Dr. Cengiz Erdal ........ .................... ......... ...... .................................... 90

Yeni Medyada Soysal Ağ Uygulamasi Olarak Twitter ve Fikir Madenciliği

Öğr. Gör. Dr. Çiğdem Aytekin ....................... .. ..... .......................................... 102

Yeni Medyaya Eleştirel Bakış

Yrd. Doç. Dr. Deniz Yengin ............................................................................ .l23

Yeni Medya Sanatı ve Yeni Müzecilik: Dijital Sanat Pratiklerinin

Müzeolojik Bağlamda Değerlendirilmesi

Öğr. Gör. Derya yücel ..................................... ..................................... ........... 134

Yeni İletişim Ortamı Olarak Mobil Teknolojilerin Bağlam-Temelli

Pazarlamada Kullanımı

Doç.Dr.Erhan Akyazı, Barış yavuz .......................... ......... ..................... .. ..... 153

7

Page 4: ve 20-A-21 · Sanatı . ve Yeni Müzecilik: Dijital Sanat Pratiklerinin Müzeolojik . Bağlamda Değerlendirilmesi . Öğr. ... raber var olma mücadelesi . sırasında geliştirdiği

Video Sanatı ve Üçüncü Uzam

Doç. Dr. Ferhat Kamil Satıcı .......................... .. ................................ ...... ........ 180

BirYeni Medya Hazırlayıcısı Olarak Kavramsal Sanat

Prof Dr. Ferhat Özgür .. ................................................................................. 200

Yeni Bir İfade Olasılığı: Güncel Sanatta Video'nun Radikal Dili

Öğr. Gör. Fırat Arapoğlu ............................................................................... 225

Yeni Medyanın Etik Sorunları Üzerine Bir Değerlendirme

Yrd. Doç. Dr. Günseli Bayraktutan ........ ................................ .... ................... 237

Yeni Medya ve Telematik Sanat

Yrd. Doç. Hülya Toksöz Şahiner .................................................................... 259

İnternet Mucizesi Olarak Yaşam Alanı Bulan Sanal Benliklerin

Önlenemez Yükselişi!

Doç. Dr. Işıl Zeybek ...................................................................................... ... 276

Yeni Medya Okuryazarlığı

Yrd. Doç. Dr. Jale Balaban-Salı ........................................ .... ......................... 291

Video Sanatı: Performans, Enstalasyon ve Heyke!

Muammer Bozkurt ................................................................. .. ................. ...... 310

Yeni Medya ve Türk Sineması

Yrd. Doç. Dr. Okan Ormanıı .................... ........ .............. .. .......... .... ................ 339

Yeni Medya ve Temel Pratikleriyle Yeni Türk Sineması

Yrd. Doç. Dr. Perihan Taş Öz .................................................... .................... 363

Yeni Medya Sanatı'nın Tarihsel İçeriği

Doç. RıJat Şahiner ......................................... .. .. ........ ....................... .... ..... ....... 383

8

Üretimde, Sunumda ve Tüketirnde Sayısallaşan Karikatür

Prof Dr. Selçuk Hünerli .............. .. ................ .... .. :· ........... .................... ..... ....... 408

Deneysel Tarih Yazımına Hipermetinsel Katkı / Hipermetin ve Sosyal

Bilimlerde Yeni Metin Kodlari

Öğr. Gör. Dr. Süreyya Evren .......................................................................... 415

İnternet Gazeteciliğinde Yeni Reklam Dönemi: ABD, İngiltere, Türkiye

Karşılaştırması

Yrd. Doç. Dr. Tolga Kara ................................................................................ 429

Sanal Dünyadald Gerçek Oyuncular: Spor Markalarının Advergaming

Uygulamaları. : ............... : ............ .. .. ... ............................. ... ..................................... 450

Yrd. Doç. Dr. Volkan Ekin .......................... .................. .... .............................. 450

Yazarlar HakkJnda .................................... ............................................................ 471

9

Page 5: ve 20-A-21 · Sanatı . ve Yeni Müzecilik: Dijital Sanat Pratiklerinin Müzeolojik . Bağlamda Değerlendirilmesi . Öğr. ... raber var olma mücadelesi . sırasında geliştirdiği

SOSYAL MEDYAYA GİRMEDEN ÖNCE BİLİNMESİ GEREKENLER

1. ÖNCELİKLE

Doç.Dr. Cem Sefa Sütçü

Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi

Gazetecilik Bölümü Bilişim Anabilim Dalı

Sosyal Medya, günümüzün en popüler (trendy!) konularının başın­

da geliyor. Bilişim ve İletişim Teknolojileri dediğimiz; bilgisayarlar, ya­

zılımlar, Internet, mobil telefonlar, SMS, tabletler, uygulamalar, anında mesajlaşma, sosyal paylaşım siteleri, bloglar, mikrobloglar, e-ticaret, e­

devlet, e-imza, gözetim kameraları artık yaş farkı gözetmeksizin insan­

larımızın günlük hayatlarındaki sohbetlerinin bir parçası haline gelmiş

durumda . . Hepimizin bildiği gibi telmolojiyi insanlar geliştiriyor. Arthur C.

Clark'ın 2001 Uzay Macerasıkitabında ve aynı adlı Stanley Kubrick'in

yönettiği filmde (1968) olduğu gibi maymunların karşısına bir anda

gökten simsiyah bir monolith olarak inmiyor. İnsan, ihtiyaçları doğrul­tusunda becerilerini ve aklını kullanarak geliştirdiği teknikleri toplum

içinde, gerek karşılığını almak için gerekse de karşılık beklemeksizin,

diğer bireylerle paylaştıkça o teknikler birer teknoloji haline geliyor.

Ateş, bunun tipik bir örneğidir. Gerçi, düşen yıldırımların ormanı yak­

masından sonra yanan hayvanların etlerini yiyen insanların ateşte yiye­

ceklerini pişirmeyi geliştirdikleri söylenir. Bu haliyle ateş gökten inmiş

bir teknik olarak kabul edilebilir ama onu ocak, kalorifer ve doğalgaz

sistemlerine dönüştürüp sosyalleştiren de insan becerisi ve aldıdır. Te-

74

kerlek, kalem, yazı, kitap, pusula, barut, buhar, elektrik, içten yanmalı

motorlar, petrol, gazete, sinema, radyo, televizyon ve yukarıdaki parag­

rafta bahsettiğimiz bütün araç ve sistemler birer teknolojidir. O yüzden,

teknolojiden vazgeçmek diye bir şeyanlamsız olur. Teknoloji, insanın

doğasını meydana getirir ve bir anlamda da doğada diğer canlılarla be­

raber var olma mücadelesi sırasında geliştirdiği araçlardır.

Bu çalışmada, teknolojinin geçirdiği bir dönüşümün 2000'li yıllarda­

ki yansımaları olarak karşımıza çıkan Sosyal Medyanın insan ve toplum

üzerindeki etkilerini irdeleyerek bu ortamın insanlar için ne ifade ettiği

üzerinde durmaya çalışacağım. Bunun için temel bazı kavramları orta­

ya koyup tartırşmakta fayda var.

2. SOSYAL OLAYLARIN BELİRSİzLİGİ VE BiLİşİM

YAKLAŞıMı

İletişim Bilimlerinin Fen Bilimleri ile ortak noktaları olduğunu düşü­

nürüm. Örneğin, alıcı ve verici arasında bir mesajı iletmek için en kısa

yolun hesaplanması, en kısıtlı kanaldan en fazla içeriğin karşı tarafa ak­

tarılması, karşı taraftan gelen tepki/ geribildirimin ölçülmesi gibi elzem

konularda mühendislik ve matematik bilgisine ihtiyaç duyulmaktadır

(Shannon, 1948: s.l). Öte yandan, bunların hangi insanlar için, hangi

zamanlarda ve hangi ihtiyaçlara karşılık olarak hangi bedellerle yerine

getirileceği konusu çok fazla değişken içerdiği, zaman-mekan ve sosyo-­

psikolojik bağlamIarda farklılıklar gösterebileceği için ölçülmesi kolay

değildir. Çünkü belirsizlikler içerirler. Bu durumda Sibemetik bilimi bi- .

ze yardımcı olur.

Sibernetik bilgisinin ve bilişim yaklaşımının sosyal konuların ince­

UU<:'>ılııue kullanılması, sistem yaklaşımından faydalanılması anlamı­

na gelmektedir. Bu da, analitik bir yaklaşımdır. Sibemetik, sistemlerin

75

Page 6: ve 20-A-21 · Sanatı . ve Yeni Müzecilik: Dijital Sanat Pratiklerinin Müzeolojik . Bağlamda Değerlendirilmesi . Öğr. ... raber var olma mücadelesi . sırasında geliştirdiği

taşıdıkları enformasyon bazında analiz edilmesi yaklaşımıdır. İletişim

ve Kontrol kavramlarını temel alır. Bu konuda en detaylı ve orijinal bil­

giler Norbert Wiener'in Cybernetics: or Control and Communication in

the Animal and the Machine, 1961 ve The Human Use of Human Beings:

Cybernetics and Society, 1954 adlı çalışmalarında bulunabilir. Wiener

1954 tarihli çalışmasında, günümüzdeki gelişmelere ışık tutacak bır

açıklamada bulunarak, toplumun, ancak onun mesajlarının ve iletişim

araçlarının incelenmesi ile anlaşılabileceğini belirtiyor. Gelecek yıllarda

bu mesajlarda ve iletişim araçlarında yaşanacak gelişmelerde insan ile

makine, makine ile insan ve makine ile makine arasındaki mesajların

çok önemli bir rol oynayacağını söylüyor (Wiener, ı 954: s.18).

Biz sosyal sistemleri incelerken ikili sistemi temel alan bilgisayarın

çalışma mantığını kullanalım demiyoruz. Diğer bir deyişle, bilgisa~ar

sistemleri sosyal sistemlerin yerine geçer demiyoruz. Bizim burada soy­

lemek istediğimiz şey basit olarak şudur: Sosyal sistemleri incelerken

kullanacağımız yaklaşım, analitik yaklaşım olmalıdır. Bu tıpkı bir dok­

torun hastasını incelerken insan hücrelerini oluşturan yapıtaşlarına ka­

dar inerek inceleme yapması gibi bir yaklaşım olmalıdır. Böylece olay­

ların kaynakları , gelişmeleri ve sonuçları rahatlıkla görülebilir.

Bu noktada denilmektedir ki, Bilişim, sosyalolayları incelemek için

kısıtlı bir sistem olan bilgisayar sistemlerini kullanıyor. Bu doğrudur.

Bilgisayar sistemleri kısıtları olan sistemlerdir. İkili sistem dediğimiz,

açık-kapalı düzeni bazında, çalışma yapısına sahiptir. Oysa insan DNA

yapısı nedeniyle dörtlü sistemde çalışmaktadır. Sosyal sistemler de bu

dörtlü yapının meydana getirdiği insanın oluşturduğu olasılığa dayalı

yapılardır.

Herhangi bir olayın meydana gelme olasılığı, imkansızlık ile kesinlik

arasında değişik değerler alabilir. İmkansızlık durumu %0 ile temsil

edilir. Kesinlik durumu ise %100 ile temsil edilir. Bu durumda, bu iki

76

değer arasında oluşan sayısız değer (seçenek) sosyalolayların tahmin

edilebilirliğini zorlar. Bu durum, analiz yeteneği sınırlı olan bir takım

fikir sahiplerine göre sosyal konuların ölçülerneyeceği anlamına gel­

mektedir. Halbuki ölçme yöntemi olarak olasılık hesapları ve benzeri is­

tatistiksel yöntemler kullanıldığında kesinsizliği, yani O ile 1 arasında

olma durumunu belirli bir güvenle hesaplayabilmek mümkündür.

Sosyalolayları olasıllk yaklaşımıyla açıklayamadığımız durumlar da

olabilir. Örneğin, torbadan farklı renklerdeki toplardan birini çelunemi­

zin olasılığı olcıy gerçekleştikten sonraki durumla ilgilidir. Fakat top

çekme işlemi ile ilgili değildir. Bu durumda olasılık yaklaşımı uygun ol­mayacaktır .

Diğer taraftan, sosyal konularda çoğunlukla kesinsizlikten (uncerta­

inity) çok belirsizliğin (ambiguity) olduğu durumlar sözkonusudur. Be­

lirsizlik, bir olayla ilgili olarak ortamlar ve seçenekler hakkında yeterli

enformasyon sahibi olmamak demektir. Bu durumda da yetersizliği gi­

dermek üzere devreye bilişim sistemleri girer. Bu konuda kapsamlı bir

bilgi edinmek için Giovanni Sommaruga'nın editörlüğünü yaptığı For­

mal Theories of Information, 2009 adlı çalışmayı okumanızı öneririm.

Bilişim sistemleri verinin toplanarak uygun şekilde analiz edilip ihti­

yaç duyulan enformasyonun oluşturulmasını sağlamak amacıyla kuru­

lur. Sosyal konular ile ilgili kurulan bilişim sistemlerinin ilk örnekleri

nüfus işleri ile ilgili kurulan sistemlerdi. Günümüzde, e-devlet uygula­

maları başlığı altında bahsedilen çalışmalar, coğrafi enformasyon sis­

temleri ve kurumsal kaynak planlama sistemleri gibi çalışmalar, sosyal

olaylarla ilgili enformasyonu oluşturmaya yönelik çalışmalardır. Bu tür

sistemler yaygınlaşıp geliştikçe, sosyalolaylarla ilgili enformasyon daha

kolay toplanabilecek ve böylece bu olayların nedenleri, gelişim evreleri

ve bu olayların sonuçları üzerindeki belirsizliği ortadan kaldırmaya yö­nelik gelişme sağlamak mümkün olabilecektir.

77

Page 7: ve 20-A-21 · Sanatı . ve Yeni Müzecilik: Dijital Sanat Pratiklerinin Müzeolojik . Bağlamda Değerlendirilmesi . Öğr. ... raber var olma mücadelesi . sırasında geliştirdiği

Belirsizliğin azalması demek kesinlik durumuna daha da yaklaşabiI­

rnek demektir. Bu da, sosyalolayları daha iyi analiz edebilmek demek­

tir. Daha iyi analiz edebildiğimiz zaman da sosyalolaylar hakkında da­

.ha kapsamlı bilgi sahibi olabiliriz. Çünkü bilgiyi enformasyondan elde

ederiz. Bilgi, enformasyonun içeriğidir. Onun taşıdığı anlamdır. Bu du­

rumda, elde ettiğimiz bilgiler bizim sosyal sistemleri daha iyi anlama­

mıza yardımcı olacaktır.

Anlam (meaning), kişiden kişiye, topluluktan topluluğa, kültürden

kültüre farklılık gösterir. İnsanlar ve onların oluşturdukları sosyal yapı­

lar arasında farklılıklar arttıkça anlamlar da farklılaşır. Ortak yaklaşım­

lar geçersizleşir.Enformasyon yerine anlamın değerlendirilmesi ise bi­

zim, modellerne aracı olarak nesne yönelimli (object oriented) yaklaşı­

mı kullanmamıza yol açar. Zaten insan, etrafını bir nesneler dünyası

olarak algılar, tanımlar ve yapılandırır. Sosyalleşrnek için de dil aracını

kullanır. Böylece, nesne yönelirnH modellerne üzerine semantik yakla­

şım getirilerek bu nesneler dünyasının diğer insanlarla paylaşımı ola­

naklı hale gelir. Fakat tamamen sağlanmış olmaz. Bu açıdan baIaldığın­

da dil önemli bir unsur olarak karşımıza çıkar.

3. ETKİLEŞİM KAVRAMı VE ÖTESİ

Umberto Eco, Açık Yapıt, 2001 adlı çalışmasında dilin çok önemli bir

unsur olduğundan bahseder. Eco, dilin doğuşuyla ilgili teorisinden bah­

sederken bilişim teorisi kavramlarını kullanır. Genel hatlarıyla yukarıda

bahsettiğim olasılık hesapları ve entropiye değinir (Eco, 2001 : s.64-70) .

Tabii olarak dil, insanlar arasında iletişimi sağlamanın temel meto­

dudur. İletişim kurmak için yazılı ve sözelolmayan diye ayırabileceği­

miz iki temel metot da vardır. Fakat dil ile iletişim kurmak diğerlerine

göre daha basIandır. Aslında, bu son cümle hakkında yaIan zamanda

78

bende şüpheler uyanmaya başladı. Derslerimde yeni iletişim ortamları Uzerine öğrencilerimle konuşurken onların azımsanmayacak bir bölü­

münün telefonla konuşmak yerine SMS göndermeyi tercih ettiklerini

öylediklerine şahit oldum. Gençlerin yeni medyayı kullanma alışkan­

lıkları üzerine meslektaşlarımla yaptığımız alan araştırmalarında da

özellikle bu konuyla ilgili sorular sorarak durumu ortaya koymaya çalı­fıyorum.

Sözel, yazılı veya sözelolmayan, hangi şekilde olursa olsun iletişim

kurduğumuzda karşı tarafa gönderdiğimiz mesaj, içerik olarak bizim

düşüncelerimizi taşır. Fakat mesajla taşınan bu içerik aynı zamanda an­

lamı da karşı tarafa taşımakta mıdır? Diğer bir deyişle, karşı taraf bizi

nlamış mıdır? Yoksa öyle mi görünmektedir? Bu sorular kaliteli bir ile­

tişime sahip olmak için cevaplanması gereken sorulardır. Cevapların olumlu yönde ortaya çıkması için bir soru daha sormak gerekir: Kaliteli

netişim kurmak için ne yapmalı? Bunun cevabı aslında tekdir: Etkileşi­mi arttırınal!.

Etkileşim, Rafaeli'nin 1988 tarihli "Interactivity: From new media to

,,_~, ....... unication" adlı çalışmasında ilk ve özgün bir şekilde tanımlanmış­

br. Burada etkileşim iletişimin bir değişkeni olarak tarif edilir (Rafaeli,

988, s.111) .Rafaeli, iletişimi, iki yönlü (two way) , tepkisel (reactive)

etkileşimli (interactive) olarak üçe ayırır (Rafaeli, 1988, s.118-120).

şimin (interactivity) sosyal bir etkileşim (social interaction) oldu­

söyleyerek bunu daha çok Dance'in spiral modeline benzetir (Ra-

1988, s.113). Dolayısıyla etkileşim, kendiliğinden sosyalIiği çağ-

Bu anlamda cep telefonları toplumda etkileşimi arttırmaya en çok

eden araçlar olarak karşımıza çıkıyor. Yeni medya araçlarının

ve insanlara bir kurtarıcıymışcasına önerilmesi, ihtiyaç

.)lrrıadJ~ı halde talep oluşturulmasına yönelik çalışmaların sonucunda,

79

Page 8: ve 20-A-21 · Sanatı . ve Yeni Müzecilik: Dijital Sanat Pratiklerinin Müzeolojik . Bağlamda Değerlendirilmesi . Öğr. ... raber var olma mücadelesi . sırasında geliştirdiği

örnegın, cep telefonu kullanım oranları dünyada ve Türkiye'de ciddi

boyutlara ulaşmış durumdadır.

TÜBİTAK - BİLTEN tarafından 2000 yılında gerçekleştirilen BTYKA-

2000 (Bilgi !eknolojileri Yaygınlık ve Kullanım Anketi-2000) araştırma­

sında, Türkiye'deki hanelerin %SO,2'sinin cep telefonu hizmetine erişe · ·

bildiği, bu hanelerin %17,8'indeyse iki veya daha fazla cep telefonu ol­

duğu saptandı. Elde edilen veri, 1997 yılındaki verilerle karşılaştırıldı­

ğında cep telefonu sahipliğinin hanehalkı temelinde %10,1'den

%SO,2'ye yükseldiğini gösteriyor. Cep telefonu sahipliği, üç yılda 5 kat

artmış durumda. Verilere daha yakından bakıldığında, cep telefonu hiz­

metine erişebilen hanelerin %64,l'inde tek telefon; %2S,4'ünde iki cep

telefonunun bulunduğu; ikiden fazla cep telefonuna sahip hanelerin ise

%10,4 düzeyinde olduğu görülüyor (Tübitak - Bilten, 2001).

Sabit telefon abone yoğunluğu 2002 yılında %27 iken 2010 yılı so­

nunda %22 seviyesine düşmüştür. Cep telefonu abone yoğunluğu ise

kaydedilen hızlı gelişmeyle 2008 yılı sonunda %92,l'e ulaşmış , ancak

numara taşınabilirliği uygulamasının devreye alınması ve her yöne tari­

feler sayesinde bazı kullanıcıların ikinci hatlarını iptal etmesi sonucu

2010 yılı sonunda %83,9'a gerilemiştir (Bilişim Sektörüne Bakış, 2011).

Devlet Planlama Teşkilatı'nın (DPT) 2011 yılı Bilgi Toplumu İstatis­tiklerine göre ülke genelinde %90,5 olan yüksek cep telefonu sahipliği

ve bu sahipliğin kentsel ve lursal alanda (%92,8 ve %85) birbirine ya.­

kın değerde olması, cep telefonu sahipliğinin ülke genelinde yaygınhğı­

nı göstermekte (Bilgi Toplumu İstatistikleri 2011: s. 37) dendikten son­

ra çok ilginç bir saptamada bulunuluyor. Aynen şöyle: . . . ve cep telefonu

üstünden birtakım hizmetlerin vatandaşlara sunum u için büyükfırsat ya­

ratmaktadır (Bilgi Toplumu İstatistikleri, 2011: s. 37).

Bu aslında çok anlamlı,durumu açıklayan bir cümledir. DPT, bu fır­

satı devlet hizmetlerinin e-devlet uygulamaları yoluyla vatandaşlanı

80

ul.aştırılması hedefini güderken değerlendirmek gerektiğini söylerken,

özel sektör de artan rekabet ortamında mevcut müşterilerinin bütün

alışveriş alışkanlıklarını takip etmek ve potansiyel müşterilerine ulaş­

mak amacıyla cep telefonu, internet gibi iletişim sistemlerini kullanı­

yorlar. Hatta . bunu bir adım daha öteye götürerek, kendi müşterilerine

it bu bilgileri başka firmalarla da paylaşma yoluna gidiyorlar.

Örnekler için; http://www.sprite.com.tr/(SCl31lrsSSsodnurbSnyuh­

yu4S))/PuanSorgula.aspx? AspxAutoDetectCookieSupport= 1 adresinde

Gizlilik Sözleşmesi bölümüne veya http://turkcellid.turkcelL.com.tr/re­

gistration/ registration.id adresinde Kabul Sözleşmesi bölümündeki bağ­

lamıda yer alan sözleşmenin 5.6 ve 5.7 maddelerine veya

http://www.biletkibris.com/PrivacyPolicy.aspx adresindeki açıklamala­

ra bakmak yeterli olacaktır. Bu tipik örneklere bakıldığında, sanal or­

tamda şahsi bilgilerin nasıl kullanıldığı konusunda endişelenmek için

yeterli sebepierin olduğu görülecektir.

Bu örneklerde, firmaların müşteri memnuniyeti ve hizmetlerinin

sürdürülebilirliğini sağlamak amacıyla müşterilerinin şahsi bilgilerine

ulaşmayı ve bu bilgileri istedikleri gibi değerlendirme yetkisini talep et­

tikleri görülmektedir. Bunun diğer bir adı da kontroldür. Üstelik keli­

menin her iki anlamıyla da kontrol etmek,yani, bir yandan bir bilginin

var olup olmadığını denetlemek, diğer yandan da bu bilgileri çeşitli

amaçlarla kullanarak üçüncü şahıslarla paylaşmak anlamında yönet­

mek.

İşte bu konu, etkileşirnin en önemli unsurunu oluşturmaktadır: Kay­

nağın alıcı hakkında bilgi sahibi olması.Etkileşim de tam anlamıyla bu

amaçla gerçekleştirilir. Böylece alıcı, günlük rutin hayatı içinde gerçek­

leştirdiği, yemeksepeti.com gibi bir siteden siparişle yemek yemek, cep

telefonuyla konuşmak, gittiği bir mekanı foursquare de işaretlemek,

okumak istediği bir kitabı kitapyurdu.com gibi bir siteden sipariş et-

81

Page 9: ve 20-A-21 · Sanatı . ve Yeni Müzecilik: Dijital Sanat Pratiklerinin Müzeolojik . Bağlamda Değerlendirilmesi . Öğr. ... raber var olma mücadelesi . sırasında geliştirdiği

rnek, bir marketten o marketin üye kartı ve bir bankanın kredi kartını

kullanarak ekmek ve süt almak veya Kıbrıs'a uçak bileti almak gibi her

türlü davranışta kendisi hakkında bilgilerini bu firmalara aktarmakta ve

yukarıda bahsettiğim sözleşmeler ve benzerleri ile kontrat altına alına­

rak istatistiksel çalışmalar için verilere dönüştürülmektedir.

Tabii, bu durumun yukarıda bahsettiğim gibi sakıncaları olabileceği

gibi bir yanda dahem müşteriler, hem de firmalar için çok büyük fayda­

ları vardır: Bunların içinde en önemlisi belki de müşterisini daha iyi ta­

nıyan firmaların önlara daha iyi hizmet edebilmek için bir fırsatları ol­

duğu gerçeğidir.

Bu bölümde son olarak etkileşirnin nasıl ölçülebileceğinden bahset­

mek gerekir. Bunun için bir ölçek var mıdır? Buna cevap olarak stan­

dart bir ölçeği n olmadığını söyleyebiliriz. Aynı zamanda şunu da söyle­

yebiliriz. Alıcı ve verici arasındaki etkileşirnin düzeyi sıfır ile bir arasın­

da değişir. O olması etkileşim yok anlamına gelirken. Etkileşim düzeyi­

nin 1 olması ise alıcı ve verici arasında tam bir etkileşirnin (yüzde yüz

etkileşim) olduğunu gösterir. Bu iki uç değer de teorik değerlerdir ve

taraflar arasındakiiletişimde etkileşirnin sıfır (hiç) veya bir (tam) olması

pratikte mümkün olmaz. Etkileşim derecesi sıfır ile bir arasında bir de­

ğer alır. Aslında, bir taraf diğer tarafla görüşmüyorsa, bu, diğer tarafa

verilen -bak ben seninle konuşmuyorum- şeklinde bir mesajdır. Sıfır

anlamına gelmez. Diğer taraftan, en yakınımız da olsa bir yakınız hak­

kında herşeyi tam bilmemiz mümkün olmaz

İnsanlar -ve doğalolarak firmalar- karşı tarafın ne istediğini veya

ihtiyaç duyduğunu , anlamak için etkileşimi arttırmaya yönelik çabalar

içine girerler. O yüzden, etkileşimi sadece karşılıklı iletişim kurmak ve­

ya bir mesaja tepki vermek (geribildirimde bulunmak) olarak tarif et­

mek yeterli bir tanım olmaz. Yeni iletişim ortamları bize bunun bu ka­

dar basit olmadığının açık örneklerini vermektedir.

82

4. DİJİTALLİK VE GELENEKSEL MEDYANıN DÖNÜŞÜMÜ

Mesajlarımızı, tarih boyunca sürekli daha hızlı hareket eden ve daha

taşınabilir ortamlar ile iletme yoluna gitmişiz. Örneğin, önce duvarlara

yazı ve resimler işlerken sonraları taş ve kil tabletlere, daha sonra da

parşomen, papirus ve kağıt üzerine işlemişiz. Elektronik iletişim ortam­

arı ise bugüne kadar ulaşabildiğimiz en hızlı ve en taşınabilir iletişim

rtarnlarını temsil ediyor. Bu anlamda baktığımızda, "geleneksel" diye

tanımlayabileceğimiz medyanın ancak belirli kısa zaman dilimleri için­

de söylendiğini görüyoruz. Diğer bir deyişle, medya, içeriğini daha hızlı

\Fe daha kolay taşıyabilmek,kullanıcılarına ulaştırabilmek için sürekli

önüşüyor. Örneğin, kitap televizyonagöre daha geleneksel bir iletişim aracıdır. Yani daha uzun süreden beri kullanılmaktadır ama Internetin

yaygınlaşması ile birlikte, kitap kavramının bazı temel ögelerini değişi­

me zorlayan hipermetin diye bir kavram ortaya çıkmıştır. Hipermetin,

Internet üzerinde kayıtlı enformasyonlar arasında bağlantılar (link) ku­

rarak oluşturulan bir metin türünü ifade etmektedir. Kitapda olduğu gi-

i enformasyonlar birbirini takip eden sayfalar halinde doğrusal bir

Okuma gerektirmezler. Okuyucu bağlantılar arasında kendi tercihine

öre enformasyonları takip edebilir. O yüzden bir okuyucunun Internet

ltizerinde yaptığı okuma bir başka okuyucununkine benzemez. Bu du­

m, bana bir anlamda Eco'nun Açık Yapıt'ını hatırlatır.

Dijital kavramı yeni kavramı ile neredeyse özdeş olarak değerlendi­

:rilir. Yeni kavramını açıklayan pek çok çalışma vardır. Marmara Üniver-

itesi iletişim Fakültesi'nde çeşitli zorluklara rağmen iki defa düzenledi­

;tirniz eni İletişim Ortamları ve Etkileşim Uluslararası Konferansıarında "Vlı,-,,,.vv6, NMIC2010) ve Türkiye Bilişim Derneği İstanbUl Şubesin­

görevimiz sırasında yine iki yıl İstanbul Bilişim Kongrelerinde bu

da pek çok değerli çalışma sunulmuştur. Detaylı bir analiz için bu

83

Page 10: ve 20-A-21 · Sanatı . ve Yeni Müzecilik: Dijital Sanat Pratiklerinin Müzeolojik . Bağlamda Değerlendirilmesi . Öğr. ... raber var olma mücadelesi . sırasında geliştirdiği

dokümanlar incelenebilir. Burada şunu söylemekle yetinebiliriz: Yeni

kavramı, iletişim ortamlarını sadece kronolojik olarak sınıflama görevi

görmez. Fakat aynı zamanda, onların etkileşim ve kontrol açısından yükselen düzeyini de ifade eder. Tarih boyunca her iletişim aracı, kay­

nağın alıcı üzerindeki kontrolünü arttırmaya yönelik olarak kullanıla­gelmiştir. Kitap, gazete, sinema, radyo, televizyon, bilgisayarlar ve şu anda dünyada televizyon ile birlikte en yaygın olarak kullanılan iletişim araçları olan telefonlar etkileşim ve kontrolü sağlamaya/arttırmaya yö­

nelik olarak değerlendirilmişlerdir.

Dijital kavramı, SosyalOlayların Belirsizliği ve Bilişim Yaklaşımı bö­

lümünde de bahsettiğimiz gibi ikili sistem dediğimiz bir kavramı ifade

eder. Bilgisayar sistemlerinin temeli olan, elektronik devrelerin ala bile­

ceği .iki mantıksal mümkün durumu belirtir. Elektrik devresinden akım geçmiyor anlamındaki açık ve elektrik devresinden akım geçiyor anla­

mındaki kapalı terimleri ile ifade edilir. Sembollerle gösterimde, kolay­

lık olsun diye açık yerine O (sıfır) ve kapalı yerine bir (1) kullanıldığın­da, örneğin, "01100010" ifadesi bilgisayar işletim sisteminde "b" karak­

teri olarak tanımlanır. Bu sembol dizisinin açıklaması şöyledir: Sekiz

elektrik devresinin ikinci, üçüncü ve yedinci devrelerinden akım geçir­

diğimizde "b" karakterini elde ederiz. Buradaki O ve llerin (bit-binary

digit) durum bildirmek dışında sayısalolarak bir anlamı yoktur. Man­

tıksal anlamları vardır. Onların yerine Evet/Hayır, Kapalı/Açık veya

Var/ yok ikilisini kullanmak herhangi bir farklılık yaratmaz. Dolayısıyla,

dijital kavramının karşılığı sayısalolamaz.

Dijitallik, başta Manovich olmak üzere pek çok iletişimeinin üzerin·

de durduğu önemli bir konudur (Manovich, 2001: s.27-48, Lister vd.,

2009: s.17). En önemli fonksiyonu, nesneleri sanallaştırması, çoğalta­bilmeye ve elektronik ağlar üzerinden iletebilmeye olanak tanımasıdır. Böylece, nesnelerin geleneksel yöntemlerle coğrafik olarak bir nokta-

84

dan diğerine taşınması sırasında karşılaşılan, yavaşlık, ağırlık ve mesa­

fenin uzun olması gibi kavramlar ortadan kalkmaktadır. Nesneleri sayı-

allaştırarak, diğer bir deyişle örneğin, Floransa'daki Davut heykelinin

'lideosunu çekip, bilgisayar ortamında uygun yazılımlarla üç boyutlu çi­

l imlerini elde ettikten sonra bu çizimleri İstanbul'da bir bilgisayara

önderip bu bilgisayara bağlı üç boyutlu yazıcıdan heykelin minyatür

ir kopyasını elde ederek veya dünyanın bir köşesinde olan depremde

lenlerin arasında tanıdıklarınızm olup olmadığını internet üzerinden

raştırarak zaman ve mekanda sıkışma dediğimiz durumu yaratmış olu-

tuz. 1800'lü yılların buharlı trenlerinde saatte 30-40 km. hızla taşınan

'· 'ksek emek gerektiren maliyetli postalarından, dijitallaşme sayesinde

ber-optik kablolar üzerinden e-posta iletimini dünya ölçeğinde saniye­

ler içinde gerçekleştirebiliyoruz. Ama mesafeler arttıkça durum karma­

ıklaşabilir. Örneğin, NASA, Mars Görevi adı altında Mars gezegenine

san göndermek için çalışma yapıyor. Buradaki önemli problemlerden

~ir tanesi de Dünya ile Mars arasındaki mesafe gereği iletişim de oluşan

O dakikalık gecikme. Dünyadan Mars üzerindeki astronotlara gönderi-

en bir mesaj 20 dakika sonra ulaşıyor. Onlardan gelen cevap da 20 da­

·ka sonra dünyaya ulaşınca iletişim kurmak çok sabır gerektiren bir

al alıyor (CSA, 2008). Acil mesaj kaVramı anlamını yitiriyor.

Dijital sistemin en önemli avantajlarından biri de zaman ve mekan

nı zorlaması yanında, aynı anda çok fazla verinin aktarırnma

EIıIJ,aUC:IK sağlamasıdır. Bu durum, insanlara sadece bir televizyon veya bir

kanalını değil, neredeyse sayısızdiyebileceğimiz yayını izleyebil-

olanağı vermektedir. Günümüzde artık televizyon da dönüşümünü

ak üzeredir. You Tube sitesinin 2005 yılında faaliyete geç­

ile başlayan bu süreç şimdi Dijitlirk, Tivibu gibi uygulamalarla.

p Sosyal TV adı altında akıllı televizyonlarla devam etmekte­

. Bu cihazlarda televizyon ve bilgisayar, sosyal ağlarla birlikte yön-

85

Page 11: ve 20-A-21 · Sanatı . ve Yeni Müzecilik: Dijital Sanat Pratiklerinin Müzeolojik . Bağlamda Değerlendirilmesi . Öğr. ... raber var olma mücadelesi . sırasında geliştirdiği

deşm~ haldedir (Titlow, 2012). Sosyal 1V, televizyon izlerken, bu bir

popüler dizi veya bir maç olabilir, izleyicinin Akıllı 1v ekranında Face­

book, Twitter gibi sosyal paylaşım ağlarına girerek izlediği yayınla ilgili

o sırada ağdaki diğer insanlarla paylaşıma girmesini ifade ediyor. Yani,

edilgen bir alıcı olarak, sadece yayını izlemekle kalmıyor aynı zamanda

anlık olarak yorumlara ve bilgi paylaşımlarına katılabiliyorsunuz veya

izlediğiniz maçla ilgili bahislerin son durumunu görebiliyorsunuz (Eler,

2012)

Yöndeşmeyi endüstri haline gelmiş bütün medya alanlarında görebi­

liyoruz. Örneğin, müzik yapımcıları, film yapımcıları, kitap/ dergi yayın­

cıları, gazete yayıncıları ürünlerini pazarlarken ve sunarken aynı med­

yayı kullanıyorlar: Sosyal Medya. Bu durum, eskiden (5-10 yıl öncesine

kadar) Televizyon için geçerliydi. Televizyon bu ürünlerin ortak pazar­

lama ve sunum ortamıydı. Yöndeşmenin o kadar ilginç yan etkileri olu­

yor ki bunları yaşamadan tahmin etmek oldukça zor. Örneğin, "sosyal

medya, gazetecileri ve yazarları sınırlar mı? Ya da kurumlarını temsil

eden kişiler, -sosyal medyayı istediği gibi kullanabilir mi?" gibi soruları

gazeteciler birbirlerine soruyorlar. Medya yöneticileri yazarlarının/ga­

zetecilerinin sosyal medyada yazdıklarına müdahale etmek istiyor. Ga­

zeteciler de bu konuda net bir tavrı henüz ortaya koymuş değiller. Üs­

telik bu durumlar ve sorular sadece bizim için değil, dünyada da tartış­

ma konusu oluyor. (Semerei, 2012) .

Tabii, bu tür olaylar çok önemli bir gerçeği de ortaya koyuyor. Daha

önce bir makalemizde (Sütcü, Öztermiyeci, 2011: s. 56) belirttiğimiz

gibi, bilgi paylaşımının artması, bilgiye ulaşmayı kolaylaştıran ve sıklaş­

tıran araçların artması, erişilebilir hale gelmesi, görece ucuzlaması ve

bazı açılardan sakıncaları da olsa, enformasyon bombardımanı dediği­

miz durumlarla çok sık karşılaşır olmamız bize özgürlüğün tanımını ye­

niden yapmamız gerektiğini hatıdatıyor. Özgür insan kimdir? Artık öz-

86

gür insan; özgürce gezen, özgürce düşünen, özgürce konuşan değil, bil­

gi kaynaklarına özgürce ulaşabilen ve başkalarının kanaat önderliğiyle

değil özgürce ulaştığı kaliteli bilgilerden süzerek elde ettiği aklın (wisdom) sahibi olabilen insandır.

5. SONUÇ

Her ne kadar, başlığı, sosyal medyaya girmeden önce bilinmesi gere­

kenler olsa da bu makaleyi okuyanların sosyal medyaya zaten girdikle­

rini tahmin etmek çok zor değiL. Bazıları belki bu makaleyi okuyunca

sosyal medyada kendi yaptıklarından başka neler yapılabileceği hakkın­

da bilgi bulabileceklerini düşünmüş olabilir. "Facebook'a zaten üyesi­

niz, Google+'a da üye olun orada şöyle farklılıklar var. Böyle değişik­

likler var." gibi bir takım bilgiler beklemiş olabilirler. Ya da sosyal med­

yanın ne kadar kaçınılmaz bir şekilde bizi etkilediğini ve sarmaladığını

bir kez daha duymuş olabilirler. Fakat bu makale bunların biraz daha

ötesine giderek sosyal medyanın ortaya çıkışına temelolan kavramları ve altyapısını irdelemeye ÇalıŞtı.

Sosyal bir varlık olan insanın gerçekleştirdiği bu teknolojinin de

Onun bu sosyalliğine katkı yapacak şekilde nasıl evrilmekte olduğuna

vıırgu yaptı. Bundan on-onbeş yıl kadar önce, "bilişim", "dönüşüm", "e­

Li "veri", enformasyon", "bilgi", "sistem", "grid" gibi kavramları konuşup

tartışıyorduk ve çoğu insana da zor ve karmaşık geliyordu bu kavram­

lar. O zamanlar, bilgisayarlar form faktörleri farklılaşıp daha "ultra" ta­

şınabilir, hatta tablet ve alullı telefonlar haline gelip henüz gündelik ya­

şamın içinde erirnemiştİ. Dikkat ederseniz, son zamanlarda Internet ve

'bilgisayarlar ile ilgili her kavramın başına veya sonuna "yeni", "arayüz",

"etkileşim", "sosyal" "touch/dokunmatik" "cloud!bulut" ve "i-" takıları­

nı çok rahat getirmeye başladık. Eskiden "e-" takısını elektronik anla-

87

Page 12: ve 20-A-21 · Sanatı . ve Yeni Müzecilik: Dijital Sanat Pratiklerinin Müzeolojik . Bağlamda Değerlendirilmesi . Öğr. ... raber var olma mücadelesi . sırasında geliştirdiği

mında kullanırdık. Sonra her medya elektronik ortama taşınmaya baş­

layınca "e-"nin anlamı etkileşimli oldu. Yani "interactive", diğer bir de­

yişle "i_". İşte bu kavramlardaki değişim ve dönüşüm, şimdi rahmetli

Steve Jobs'un adını koyduğu "Post-PC" döneminde olduğumuzun belir­

tileri. Bu makale de, bu dönüşümü farkedip üzerine düşünelim ve ko­

nuşalım diye yazıldı.

KAYNAKLAR

Bilgi Toplumu İstatistikleri 2011, DPT Müsteşarlığı, Bilgi Toplumu Dairesi Baş­

kanlığı, DPT Yayın No: 2826, http://www.dDt.gov.tr/ DocObiects/View/12808/

Bilgi Toplumu Istatistikleri 2011.pdC 2011, s. 37, Erişim: 07.01.2012.

Bilişim Sektörüne Bakış, http://www.istekobi.com.tr/ sektorler/bilisim-s6/sektore­

bakis/bilisim-b6.aspx, 27.07.2011 tarihli Dünya gazetesinden alıntı, Erişim:

11.01.2012.

CSA, 2008, http://www. asc-csa.gc. ca/eng/astronomy/mars/going.asp.Erişim:

07.01.2012.

Eco, Umberto, ''Açıklık, Enformasyon, İle tişim': Açık Yapıt, Çeviren: Pınar Savaş,

1. Baskı, Can Yayınları, İstanbul, 2001 .

Eler, Alicia, How Social Media & Social TV Will Change Super Bow12012, RWW,

http://www.readwriteweb.com/archives/ how _sociat media _soci-

attv _wi/tchange_super _bowl.php, Erişim : 09.01.2012.

Lister, Martin, Jon Dovey, Seth Giddings, Iain Grant, Kieran Kelly, NewMedia: A

Critical Introduction, 2nd Edition, Routledge, New York, 2009.

Manovich, Lev, The Language of the New Media, MIT Press, Cambridge, Mass.,

2001.

NMIC2006, http://mimoza.marmara.edu .tr/- csutcu/NMIC2006 proceedings.

PDF, Erişim : 07.01.2012.

NMIC2010, http://mimoza.marmara.edu.tr/ -csutcu/NMIC20 10 Proceedings.

QSJf, Erişim: 07.01.2012.

Rafaeli, Sheizaj, "Interactivity: From new media to communication", In R. P.

88

Hawkins, J. M. Wiemann & S. Pingree (Eds.) , Advancing communication scien­

ce: Merging Mass and interpersonal process (s. 110-134). Newbury Park: Sage,

1988.

Sommaruga, Giovanni (Ed.) "Formal Theories of Information: From Shannon to

Semantic Information Theoryand General Concepts of Information", Lecture

Notes in Computer Science 5363, Springer, Berlin, 2009.

!Shannon, Claude E., A Mathematical Theory of Communication, By Reprinted

with corrections from The Bell System Technical Journal, Vol. 27, pp. 379-423,

623-656, July, October, 1948.

Semerc~ Yavuz, "Medya bu Konuyla Er Geç Yüzleşecek", Habertürk Gazetesi,

http://www.haberturk.com/medya/haber / 7160 78-medya-bu -konuyla-er-gec­

yuzlesecek, Erişim: 07.01.2012.

Sütcü, Cem Sefa, Öztermiyeci, Murat, "Research on the Contextual and Functional

Differences Between Newand Old Journalism", Journalism and Mass Commu­

nication, ISSN 2160-6579, October 2011, Vol. 1, No. 1, 48-56.

Titlow, John Paul, "From CES, A Few Hints About the Future of TV", RWW,

http://www.readwriteweb.com/archives/from _ ces _ a Jew _ hints _about _the Ju­ture_oLtv.php, Erişim: 09.01.2012.

. itak - Bilten, "İletişim Teknoloji/erinin Yaygınlık ve Kullanım Haritasını Çıkar­

dı", Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü, 2001, http://basin.tubitak.gov.tr/ bul­

ten/bilten.htm, Erişim: 11 .01.2012.

, Norbert, Cybernetics: or Control and Communication in the Animal and

the Machine, 2nd edition, MIT Press, Cambridge, Mass ., 1961 .

, Norbert, The Human Use of Human Beings: Cybernetics and Society, 2nd

edition, Da Capo Press, 1954.

89