VAN GÖLÜ HAVZASI’NDA ERKEN DEMİR ÇAĞI...

14
Van Gölü Havzası veya daha genel bir ifade ile Kuzeydoğu Anadolu (Res. 1) için Erken De- mir Çağı terimi Urartu Krallığı öncesini ta- nımlamada kullanılmaktadır. Bu sürecin baş- langıcı daha belirsiz olmakla birlikte, sonu- nun Urartu Krallığı’nın kuruluş evresi yani M.Ö. 9. yüzyıl ortaları olduğu genel olarak kabul edilir. Kuzeydoğu Anadolu’nun bu dö- nemine ilişkin Orta Assur yazılı belgelerinde, Uruatri ve Nairi adlı bölgeler ve buralardaki toplumlarla bağlantılı olarak bazı bilgiler yer almakta (Tarhan 1982), ancak bunlarla eşle- nebilecek arkeolojik veriler tartışılmaktadır. Bu problemin çözümüne yönelik atılan adım- lar çerçevesinde, son yıllarda Van Havza- sı’ndaki Dilkaya, Karagündüz ve Yoncatepe gibi mezarlıklarda yürütülen kazılarda ortaya çıkarılan buluntuların büyük bir bölümü Er- ken Demir Çağı’na tarihlenmiştir (Sevin-Ka- vaklı 1996a; Sevin 1999; Belli-Konyar 2003; Sevin 2004). Bu çalışmalarda höyükler ile özellikle mezarlıklardan gelen ve büyük bir kontekst oluşturan buluntu topluluğundan belli gruplar, çevre bölgelerden bazı örnekler- le karışılaştırılarak tarihleme yoluna gidilmiş- tir. Ancak mezarlıklarla ilişkili höyüklerden Dilkaya ve Karagündüz ile Van Kalesi Höyü- ğü’nün birbiriyle benzeşen tabakalaşması, mezar buluntuları üzerine yapılan değerlen- dirmelerle uyuşmamıştır. Buna ek olarak bu- luntuların bütünü, Van Havzası’ndaki geliş- meleri yansıtan stratigrafik verilerle birlikte değerlendirildiğinde durum farklı görünmek- tedir. 25 VAN GÖLÜ HAVZASI’NDA ERKEN DEMİR ÇAĞI PROBLEMİ KEMALETTİN KÖROĞLU*-ERKAN KONYAR** * Doç. Dr., Marmara Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Eskiçağ Tarihi Anabilim Dalı, Göztepe-İstanbul, kemalettin@mar mara.edu.tr ** Dr. İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Eskiçağ Tarihi Anabilim Dalı, Vezneciler-İstanbul, [email protected] . Abstract Dilkaya, Karagündüz and Yoncatepe necropoleis have yielded rich finds: red-polished pottery, grooved pottery, iron rings, pins and daggers, bronze pins and fibulae. The red polished pot- tery and the fibulae indicate that these sites were used right up until the end of 7 th century B.C., that is to the last days of the Urartian kingdom. The grooved pottery in the graves probably represents a rural tradition which was widespread at least until the end of 7 th century B.C. The fact that this pottery is wheel made and found together with datable objects, means that it can not simply be categorised along with the Early Iron Age grooved pottery of Elazığ region. The Iron Age settlement at Yoncatepe, Dilkaya mound and Karagündüz mound, related to the- se three necropoleis are limited to Urartian period and no trace of a pre-Urartian wall or flo- or was ever found. Thus, we can discuss the graves and finds only by establishing a chrono- logy between 9 th and 7 th cent. B.C.

Transcript of VAN GÖLÜ HAVZASI’NDA ERKEN DEMİR ÇAĞI...

Page 1: VAN GÖLÜ HAVZASI’NDA ERKEN DEMİR ÇAĞI …mimoza.marmara.edu.tr/~kemalettin/vanbolgesiedcarksanat.pdfUrartu çok odalı kaya mezarları içinde Palu III ve Mazgirt/Kaleköy gibi

Van Gölü Havzası veya daha genel bir ifade ileKuzeydoğu Anadolu (Res. 1) için Erken De-mir Çağı terimi Urartu Krallığı öncesini ta-nımlamada kullanılmaktadır. Bu sürecin baş-langıcı daha belirsiz olmakla birlikte, sonu-nun Urartu Krallığı’nın kuruluş evresi yaniM.Ö. 9. yüzyıl ortaları olduğu genel olarakkabul edilir. Kuzeydoğu Anadolu’nun bu dö-nemine ilişkin Orta Assur yazılı belgelerinde,Uruatri ve Nairi adlı bölgeler ve buralardakitoplumlarla bağlantılı olarak bazı bilgiler yeralmakta (Tarhan 1982), ancak bunlarla eşle-nebilecek arkeolojik veriler tartışılmaktadır.

Bu problemin çözümüne yönelik atılan adım-lar çerçevesinde, son yıllarda Van Havza-sı’ndaki Dilkaya, Karagündüz ve Yoncatepegibi mezarlıklarda yürütülen kazılarda ortaya

çıkarılan buluntuların büyük bir bölümü Er-ken Demir Çağı’na tarihlenmiştir (Sevin-Ka-vaklı 1996a; Sevin 1999; Belli-Konyar 2003;Sevin 2004). Bu çalışmalarda höyükler ileözellikle mezarlıklardan gelen ve büyük birkontekst oluşturan buluntu topluluğundanbelli gruplar, çevre bölgelerden bazı örnekler-le karışılaştırılarak tarihleme yoluna gidilmiş-tir. Ancak mezarlıklarla ilişkili höyüklerdenDilkaya ve Karagündüz ile Van Kalesi Höyü-ğü’nün birbiriyle benzeşen tabakalaşması,mezar buluntuları üzerine yapılan değerlen-dirmelerle uyuşmamıştır. Buna ek olarak bu-luntuların bütünü, Van Havzası’ndaki geliş-meleri yansıtan stratigrafik verilerle birliktedeğerlendirildiğinde durum farklı görünmek-tedir.

25

VAN GÖLÜ HAVZASI’NDA ERKEN DEMİR ÇAĞI PROBLEMİ

KEMALETTİN KÖROĞLU*-ERKAN KONYAR**

* Doç. Dr., Marmara Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Eskiçağ Tarihi Anabilim Dalı, Göztepe-İstanbul,[email protected]

** Dr. İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Eskiçağ Tarihi Anabilim Dalı, Vezneciler-İstanbul, [email protected].

Abstract

Dilkaya, Karagündüz and Yoncatepe necropoleis have yielded rich finds: red-polished pottery,grooved pottery, iron rings, pins and daggers, bronze pins and fibulae. The red polished pot-tery and the fibulae indicate that these sites were used right up until the end of 7th century B.C.,that is to the last days of the Urartian kingdom. The grooved pottery in the graves probablyrepresents a rural tradition which was widespread at least until the end of 7th century B.C. Thefact that this pottery is wheel made and found together with datable objects, means that it cannot simply be categorised along with the Early Iron Age grooved pottery of Elazığ region.

The Iron Age settlement at Yoncatepe, Dilkaya mound and Karagündüz mound, related to the-se three necropoleis are limited to Urartian period and no trace of a pre-Urartian wall or flo-or was ever found. Thus, we can discuss the graves and finds only by establishing a chrono-logy between 9th and 7th cent. B.C.

Page 2: VAN GÖLÜ HAVZASI’NDA ERKEN DEMİR ÇAĞI …mimoza.marmara.edu.tr/~kemalettin/vanbolgesiedcarksanat.pdfUrartu çok odalı kaya mezarları içinde Palu III ve Mazgirt/Kaleköy gibi

Biz burada, höyüklerden elde edilen stratigra-fik veriler ile bölgede kazılan ve tümü ErkenDemir Çağı’na tarihlenen mezarlıklardan ge-len zengin buluntu topluluğunu birlikte elealarak, söz konusu merkezlerin Erken miyoksa Orta Demir Çağı’na mı tarihlenmesi ge-rektiği konusunda yeni değerlendirmeler yap-mayı deneyeceğiz. Yazarlardan K. Köroğ-lu’nun, 2002 yılında Türk Eskiçağ BilimleriEnstitüsü’nün İstanbul’da düzenlediği ulusla-rası bir toplantıda sunduğu bildiri (Köroğlu2003) ve E. Konyar’ın 2004 yılında İ.Ü. Sos-yal Bilimler Enstitüsü’nde tamamladığı dokto-ra tezinin (Konyar 2004)1 benzer sonuçları butartışmanın temelini oluşturmuştur.

Stratigrafik Veriler:

Yukarıda belirttiğimiz gibi Van Havzası’nda,bölgedeki Demir Çağı ile ilgili yerleşim süre-cini gösteren 3 höyük kazılmıştır.

Van Gölü’nün güneydoğu kıyısındaki Dilkaya

Höyüğü, Van Kalesi Höyüğü ve Erçek Gö-lü’nün doğu kıyısındaki Karagündüz Höyüğüstratigrafik açıdan benzer bir dizilim gösterir.Her üçünde de Karaz veya Erken Transkafkas-ya türü çanak çömlek ve kerpiçten mekanlar-la temsil edilen İlk Tunç Çağı yapı katları üze-rinde, Orta Demir Çağı (Urartu) yerleşmesivardır. Bu höyüklerde M.Ö. 2. binyıl ve ErkenDemir Çağı mimari tabaka olarak bulunma-maktadır. Demir Çağı’na ilişkin yalnızca Urar-tu Dönemi yapıları belirgindir (Sevin 1999).

Dilkaya’da M6, M7 ve N7 açmalarında ortayaçıkarılan taş temelli bir yapı ile birlikte parlakkırmızı astarlı çanak çömlekler ve Urartu Dö-nemi küçük buluntuları ele geçmiştir (Çilingi-roğlu-Derin 1992: 405; Çilingiroğlu 1993).Van Kalesi’nde dörtgen düzenli ve büyük biryapı grubu saptanmıştır. Buradaki kalıntılar,taş temelleri 0,95 m kadar kalınlıkta olan bir-birine bitişik 15 odalı bir yapı veya yapılaraaittir. Bu yapının büyük oranda tahrip olmuş

26

Res. 1: Doğu Anadolu ve metinde geçen merkezler.

Page 3: VAN GÖLÜ HAVZASI’NDA ERKEN DEMİR ÇAĞI …mimoza.marmara.edu.tr/~kemalettin/vanbolgesiedcarksanat.pdfUrartu çok odalı kaya mezarları içinde Palu III ve Mazgirt/Kaleköy gibi

27

Res. 2: 2 fibula, tunç iğne ve yivli çanak çömleğin birlikte bulunduğu Yoncatepe M 3 Mezarı (Belli-Konyar 2001: Res. 16).

Page 4: VAN GÖLÜ HAVZASI’NDA ERKEN DEMİR ÇAĞI …mimoza.marmara.edu.tr/~kemalettin/vanbolgesiedcarksanat.pdfUrartu çok odalı kaya mezarları içinde Palu III ve Mazgirt/Kaleköy gibi

28

Res. 3: Ana oda dışında ikinci bir gömü odası bulunan Karagündüz 6-7 Mezarı (Sevin-Kavaklı 1996a: 22).

Page 5: VAN GÖLÜ HAVZASI’NDA ERKEN DEMİR ÇAĞI …mimoza.marmara.edu.tr/~kemalettin/vanbolgesiedcarksanat.pdfUrartu çok odalı kaya mezarları içinde Palu III ve Mazgirt/Kaleköy gibi

geç evresi, ele geçen çanak çömlek ve küçükbuluntular yanında, İskit tipi ok uçları ve ikiadet fibula nedeniyle M.Ö. 7. yüzyıla tarihlen-miştir (Tarhan 1994).

Karagündüz’de ise en azından 400 m2’lik ala-na yayılmış bir yapı grubu ortaya çıkarılmıştır.Kuzeydoğu-güneybatı yönünde uzanan yapı,1,00-1,40 m arasında kalınlığa sahip duvar-larla oluşturulmuştur. Yapının, tabanı taş dö-şemeli bir avlusu vardır. Yapı katı içinde bulu-nan, bazıları işaretli kırmızı parlak astarlı ça-nak çömlekler, mühürler ve tunç eserler Urar-tu Dönemi’nin ürünüdür (Sevin-Özfırat-Ka-vaklı 2000: 856).

Tabaka olarak gözükmemekle birlikte, kazıraporlarında her üç höyükte de Erken DemirÇağı’na ait bazı buluntuların varlığından sözedilir. Bunlar, çoğunlukla çukurlardan bulun-muş ve literatürde “yivli çanak çömlek” olarakadlandırılan az sayıdaki in situ olmayan çanakçömlek parçalarından oluşur. Bu höyüklerdesöz konusu dönemin var olup olmadığı, bütü-nüyle yivli çanak çömleğin Van Havzası’ndakikronolojisi ile ilgilidir. Bu tür çanak çömleğiniyi bilinen Elazığ bölgesindeki erken örnekler-le, tipolojik ve yapısal özellikler bakımındanfarklılıkları ve tarihleme problemleri, aşağıdaayrıntılı bir biçimde ele alınacaktır.

Bir höyük olmamakla birlikte, zengin buluntutopluluğuyla Urartu öncesine yerleştirilen

Yoncatepe yapısını ve buluntularını da buradatartışmakta yarar vardır. Bu yapının depola-rından gelen in situ buluntularla, hemen yakı-nındaki mezarlıktan gelen ölü hediyeleri ara-sındaki benzerlik, kronolojik problemler ko-nusunda yeni ipuçları vermektedir.

Yoncatepe’deki yapı, yaklaşık 1200 m2’lik biralana kurulmuştur. Yerel taşlardan yapılmış2,80 m kalınlıktaki düzgün duvarları 3,00 mkadar yükseklikte günümüze ulaşmıştır. Ola-sılıkla iki katlı yapıya doğudan taş döşeli biralandan girilmektedir. Girişin kuzeyinde üstkata çıkan merdivenler bulunmaktadır. Batı-sında ise dikdörtgen planlı, kuzey-güney doğ-rultusunda uzayan yine taş döşeli bir avlu yeralır. Avlunun güneybatı köşesindeki kapıdanbir antre aracılığıyla büyük bir depoya geçilir.Doğu-batı doğrultusunda, dikdörtgen planlıdepoda, omuzlarına kadar toprağa gömülüpithoslar, testiler ve çanaklar in situ durumda,saptanmıştır. Taş döşeli avludan aynı doğrul-tudaki ikinci bir kapı, antre ve koridor aracı-lığıyla büyük bir salona ulaşılır. Burası Yonca-tepe yapısının en zengin buluntularını ver-miştir. Salonun doğu duvarına yapışık du-rumda, ince kerpiç duvarlarla birbirinden ay-rılan üç oda vardır. Odalardan gündelik kulla-nım kapları yanında, kerpiç sekiler üzerineoturtulmuş depo kapları, yonca ağızlı testiler,çanaklar ve fibulalar ele geçmiştir. Salonunbatı bölümünde ise at koşum takımları, çok

29

Res. 4: Kargündüz mezarlığından içlerinde yemek kalıntıları bulunan yivli çanaklar (Sevin-Özfırat 2000: Res. 3).

Page 6: VAN GÖLÜ HAVZASI’NDA ERKEN DEMİR ÇAĞI …mimoza.marmara.edu.tr/~kemalettin/vanbolgesiedcarksanat.pdfUrartu çok odalı kaya mezarları içinde Palu III ve Mazgirt/Kaleköy gibi

sayıda Urartu tipi yaprak biçimli demir ok uç-ları gibi buluntular belgelenmiştir (Belli-Kon-yar 2001; Belli-Konyar 2003; Konyar 2004:220 vd; Belli 2004: 29).

Yoncatepe yapısının plan tipi ve inşa biçimi,burasının savunma amaçlı kale olmaktan çok,üst katı yaşam alanı ve alt katı depo ve işlikle-re ayrılmış küçük bir saray veya “konak” ola-rak yorumlanması gerektiğini düşündürmek-tedir.

Burada tanımlanan depolar, Van Gölü Havza-sı’nda Çavuştepe (Erzen 1978: Lev. 9a), Top-rakkale (Erzen 1962: Res. 22-23), Kayalıdere(Burney 1966: 83 vd. Res. 4, Lev. XII-a, XIV-a,b) ve Ayanıs (Çilingiroğlu 2001a: 68 vdd)gibi Urartu kalelerinden bilinen örneklerinküçük bir modeli gibidir. Urartu Krallığı’nınkuzeyindeki M.Ö. 7. yüzyıl yapısı KarmirBlur’da açılan depoların bazılarında, depokapları yanında günlük işlerin yapıldığına iliş-kin verilerin olması, ayrıca birinde demir süseşyaları ve fibula bulunması, Yoncatepe’deki“Büyük Salon” olarak adlandırılan bölümdekiduruma oldukça benzemektedir (Piotrovsky1952: Res. 18; Forbes 1983: 66 vdd).

Bütün bu buluntular içinde, sayıları çok ol-mamakla birlikte, tarihlenmeleri konusunda

genel bir fikirbirliği bulunan fibulaların olma-sı oldukça önemlidir. Fibula, “Büyük Salon”yanında, Yoncatepe 3 Nolu Mezar’da da elegeçmiştir. Böylece, aşağıda değineceğimizüzere, tarihleme problemi ve yapı ile mezarlıkarasında kurulmakta zorluk çekilen ilişkiaçıklık kazanmış olmaktadır.

Mezarlıklar

Yukarıda değindiğimiz gibi Van bölgesinde,höyüklerde temsil edilmeyen Urartu Krallığıöncesindeki Erken Demir Çağ süreci, Dilkaya,Karagündüz ve Yoncatepe mezarlık buluntu-larıyla açıklanmaya çalışılmaktadır.

Van bölgesinde Dilkaya’da 2 (Çilingiroğlu1991), Karagündüz’de 9 (Sevin– Kavaklı1996a; Sevin-Kavaklı 1996b; Sevin 1999) veYoncatepe’de 8 oda mezar (Belli–Konyar2001; Belli-Konyar 2003; Konyar 2004) in si-tu buluntularıyla birlikte açılmıştır.

Mezarların genel planı, toprak altına inşa edil-miş dikdörtgen bir oda ve bu odaya girişi sağ-layan dar bir kapı ile dromostan oluşur (Res.2). Karagündüz 6 ve 10 ile Yoncatepe’deki 4(2 yan oda), 6 ve 8 (3 yan oda) nolu mezarlar-da, taş duvarlarla çevrili ana odanın yanına,toprak kazılarak daha küçük boyutlarda ikin-

30

Res. 5: Karagündüz’den parlak kırmızı astarlı çanak ve testiler (Sevin-Kavaklı 1996a: Res. 36).

Page 7: VAN GÖLÜ HAVZASI’NDA ERKEN DEMİR ÇAĞI …mimoza.marmara.edu.tr/~kemalettin/vanbolgesiedcarksanat.pdfUrartu çok odalı kaya mezarları içinde Palu III ve Mazgirt/Kaleköy gibi

ci ve bazılarında üçüncü ve dördüncü odaoluşturulmuştur (Res. 3).

Bu mezarların çoğunluğunun, yüzey topra-ğından oldukça derinde mezar odasına açılanbir kapısı bulunmaktadır. Gömü yapıldıktansonra doldurulan kapının önündeki, yüzeyeulaşan kuyu biçimli çukur, yeni gömüler içintekrar açılmak durumundadır. Bu çukurlarınbazılarının çevresi birkaç sıra taşla çevrilmiş-tir. Bu çukur/dromos anlayışı oda mezarlardastandart bir uygulama gibi görünmektedir.Eğer mezar odasının dar duvarlarından birin-de kapı yoksa, bu kez mezar odasına üstten,kapak taşlarından biri kaldırılarak yeni gömüyapılmaktaydı. Bu durumda mezarların yüze-ye daha yakın ve kapak taşlarının kolay açıla-bilir biçimde planlanmış olması gereklidir. Buikinci tür, kapısız ve dromossuz planlanmıştır.Yoncatepe (M2, M5 ve M6) ve Ernis’te bu gru-ba giren mezarlar saptanmıştır.

Bu tür mezarlar tek kişi için değil, çoklu gö-mü için inşa edilmiştir. Yan odalarda kafatas-ları, üst üste yığılmış iskeletler ve bunlarlailişkili mezar hediyeleri depolanmış durumdasaptanmıştır. Örneğin Karagündüz 8 NoluMezar’daki birey sayısı 106’ya kadar çıkmak-tadır. Bütün Karagündüz Mezarlığı’nda ise284 kişi gömülmüştür (Sevim-Pehlivan vd.

2002). Mezara en son koyulan gömü, hemenbütün mezarlarda kapıya yakın bölümde vehocker durumda, eskiler ise arka duvara doğ-ru, yan oda/odalar varsa buraya doldurulmuşdurumda açılmıştır (Res. 2-3). Karagündüz 1Mezarı’nda yan duvarda bir niş; Karagündüz2 Mezarı’nda ise tabana açılmış küçük bir çu-kur bulunmaktadır. Yoncatepe 6 Nolu Mezar’da ise taban altına açılmış ve basamaklarla ini-len derin oda, yine toprak içine açılmış biryan odaya geçit verir. Bu mezarlara normalgömü yanında yakılmış gömülerin de koyul-duğuna ilişkin veriler ele geçmiştir.

Burada kısaca tanımladığımız oda mezarplanlarındaki dromos, niş ve özellikle de yanoda anlayışı, Van Kalesi, Kayalıdere, Palu veMazgirt/Kaleköy gibi büyük Urartu merkezle-rinde bulunan çok odalı kaya mezarlarının(Çevik 2000) yansıması gibi görünmektedir.Urartu çok odalı kaya mezarları içinde Palu IIIve Mazgirt/Kaleköy gibi 2 odalı örnekler ço-ğunluğu oluşturur ve bu durum kaya mezaranlayışı ile oda mezarlar arasındaki yakın plananlayışının kanıtı olarak gözükür.

Van bölgesinde söz konusu her üç mezarlığıntarihlenme problemini daha iyi anlayabilmekiçin, buluntuları gruplara ayırarak tartışacakolursak, Erken Demir Çağı’nı gündeme geti-

31

Res. 6: Mezarlıklar ve Urartu merkezlerinden fibulalar.

Page 8: VAN GÖLÜ HAVZASI’NDA ERKEN DEMİR ÇAĞI …mimoza.marmara.edu.tr/~kemalettin/vanbolgesiedcarksanat.pdfUrartu çok odalı kaya mezarları içinde Palu III ve Mazgirt/Kaleköy gibi

ren “yivli çanak çömlek”ten başlamak gereke-cektir.

Yivli Çanak Çömlekler

Yivli çanak çömlekler daha çok Keban ve Ka-rakaya baraj alanlarında yapılan arkeolojikkazılar ve yüzey araştırmalarından tanınmak-tadır. Çanaklar, ağız kenarı ile omuzları ara-sındaki yatay yiv bezeme nedeniyle literatürde“yivli çanaklar”, “grooved ware”, “grovy ware”gibi tanımlarla adlandırılırlar. Elazığ bölgesin-de Korucutepe, Norşuntepe, Tepecik gibi bir-çok höyükte, Geç Tunç Çağı tabakalarınınüzerindeki yapı katlarında bulunmuşlardır(Hauptmann 1969/70; Winn 1980; Sevin1991; Bartl 2001; Köroğlu 2003). Bunlara iliş-kin C14 tarihleri yalnızca Korucutepe’dengelmektedir. Ancak hiçbir merkezde ErkenDemir Çağı’na yerleştirilen bu tabakalar üze-rinde, Orta Demir Çağı’na veya Urartu ege-menlik sürecine ait yapı katı teşhis edileme-miş, bu da stratigrafik bakımdan soru işaretle-rini tümüyle ortadan kaldırmamıştır. Bu böl-gede özellikle Fırat’ın batısındaki Köşkerbabave İmamoğlu gibi merkezlerde benzer çanakçömlekler daha geç tabakalarda, Orta Anado-lu kökenli Orta Demir Çağı boyalıları ile bir-likte de bulunmuştur (Ökse 1992).

Çanak çömleğin temel özellikleri arasında, ço-ğunlukla elde veya ağır dönen çarkta yapıl-mış, kalın kırmızı-kırmızımsı kahve ve deve-

tüyü renkte astarlı, bazıları açkılı olmaları sa-yılabilir. Formlar, keskin veya yuvarlak omuz-lu, yivli çanaklar, akıtacaklı ve tutamaklı çöm-lekler, vazolar ve testilerden oluşur. Az olmak-la birlikte kazı bezeme yanında boya bezemede vardır.

Van bölgesindeki mezarlarda bulunan yivli ça-nak çömlek topluluğu ise tipoloji ve mal gru-bu açısından farklı bir karakterdedir. Burada-kiler genellikle pembe-devetüyü renkte astar-lıdırlar ve hemen hemen tümü çarkta yapıl-mışlardır (Konyar 2004: 341 vd). Gömü anla-yışının bir parçası olarak, içlerindeki yiyecekve içecekle birlikte mezara konduğu anlaşılanbu kapların formları da sınırlıdır (Res. 4). Da-ha çok ağız altında yivler olan, keskin omuz-lu ve ağız kenarından tutamaklı çanaklar veomuzlarında kabarcıklar olan “S” profilli kü-çük çömlekler bu grubun temsilcileridir (Se-vin-Kavaklı 1996a). Yoncatepe’de bir mezarda(M3) omuz üzerine çekilen yatay bantlar ara-sında zikzak ve dalgalı boya bezeme de görü-lür (Belli-Konyar 2001). Yoncatepe 3 Meza-rı’ndaki bu boyalılar, Korucutepe ve Norşun-tepe boyalılarına benzemektedir. Ancak aynımezarda, yivli örnekler ve demir eserler ya-nında iki adet fibula (Konyar 2004: Lev. 191)bulunması durumu değiştirmektedir.

Bu farklılıklara ek olarak Karagündüz 3, 5 ve8 ile Yoncatepe 3 ve 4 nolu mezarlarda yivliçanak çömlek, kırmızı astarlı ve perdahlı mal-

32

Res. 7: Mezarlıklar ve Urartu merkezlerinden tunç iğneler.

Page 9: VAN GÖLÜ HAVZASI’NDA ERKEN DEMİR ÇAĞI …mimoza.marmara.edu.tr/~kemalettin/vanbolgesiedcarksanat.pdfUrartu çok odalı kaya mezarları içinde Palu III ve Mazgirt/Kaleköy gibi

larla aynı mezar odalarında birlikte bulun-muştur (Konyar 2004: 195 vd, 230 vdd). Ay-nı şekilde Van Kalesi Höyüğü’nde Urartu yapıkatının altına doğru derinleşen bir çukurda,bu iki mal grubu birlikte ele geçmiştir (Tar-han–Sevin 1994: 851, Res. 18; Tarhan 1994:44 vdd). Kazı raporları ve malzemesinin yal-nızca bazı bölümleri hakkında bilgi edinebil-diğimiz, Van Gölü’nün kuzeyindeki Ernis Me-zarlığı’nda da durum aynıdır (Sevin 1996).Yivli çanak çömleğin Urartu merkezlerindekullanıldığı konusunda bir diğer veri ise Aya-nıs Kalesi’nden gelmiştir. Göz ardı edilemeye-cek miktarda bulunan örnekler (Kozbe–Çe-vik–Sağlamtimur 2001: Lev. 9/1-30), tartıştı-ğımız merkezlerdekilerin paralelleridir. Çiviyazılı kitabeleri, mimarisi, maden eserleri vedendrokronolojik verileri ile M.Ö. 7. yüzyılınilk yarısına II. Rusa dönemine tarihlenen Aya-nıs Kalesi, bu türün Van Havzası’nda UrartuDönemi boyunca kullanıldığı konusunda açıkfikir vermektedir.

Parlak Kırmızı Astarlı Mallar

Bütün mezarlarda olmamakla birlikte birço-ğunda bulunan ikinci grup, kırmızı-kahveren-gi astarlı ve iyi perdahlı, Urartu merkezlerin-den bildiğimiz çanak çömleklerdir. Kap tipleri

arasında dışa çekik ağız kenarlı, omurgalı ça-naklar, çömlekçikler ve metal örneklerin takli-di olarak yapıldığı öngörülen yonca ağızlı tes-ti gibi formlar bulunmaktadır (Res. 5).

Dilkaya ve Karagündüz’de mezarlıkların yakı-nındaki höyüklerde Urartu yapı katlarında veYoncatepe yapısında bu tür çanak çömlek be-lirgindir. Bir çanak çömlek grubunu bir top-lumla ilişkilendirmek zor ve kabul edilemezgörünmekle birlikte, parlak kırmızı astarlımalların büyük Urartu merkezlerinde, idarive dini yapılarla bağlantılı biçimde ele geçme-si, bu türün Urartu Krallığı ile birlikte anılma-sına neden olmuştur (Burney–Lang 1971:129; Kroll 1976; Zimansky 1998: 192). Şim-diye kadar bu örneklerin, Urartu öncesine ve-ya daha net bir ifadeyle M.Ö. 8. yüzyıldan er-kene gittiği konusunda herhangi bir stratigra-fik veri bulunmamaktadır. Yapım tekniği özengerektiren bu tür, ortaya çıktığı Urartu Döne-mi çanak çömlekleri içinde bile çok yaygın vesayısal çoğunlukta değildir. İçinde krali me-kanlar, tapınak ve saray malı kalitesinde ör-neklerin bulunduğu Ayanıs’taki çanak çömle-ğin ancak %18’ini bunlar oluşturur. Bu du-rum göz önüne alınırsa, Dilkaya, Karagündüzve Yoncatepe gibi küçük merkezlerde az olu-şu da anlaşılabilir.

33

Res. 8: Mezarlıklar ve Urartu merkezlerinden demir iğneler.

Page 10: VAN GÖLÜ HAVZASI’NDA ERKEN DEMİR ÇAĞI …mimoza.marmara.edu.tr/~kemalettin/vanbolgesiedcarksanat.pdfUrartu çok odalı kaya mezarları içinde Palu III ve Mazgirt/Kaleköy gibi

Fibulalar

Doğu Anadolu ve çevresinde, M.Ö. 7. yüzyıl-da II. Rusa Dönemi’nde kurulduğu bilinenToprakkale (Wartke 1990: 79/b), Ayanis(Stone-Zimansky 2003: Res. 11.15) ve KarmirBlur’da (Piotrovsky 1952: Res. 18) arkeolojikkazılarda fibula bulunmuştur. Bölgeye yaban-cı olan bu özel buluntu grubunun (Res. 6)Urartu’ya geldiği dönem konusundaki en be-lirgin ipuçları da, inşa tarihleri belli olan buüç merkezdeki örneklerdir (Krş. Öğün 1979:Res.3). Çok odalı Kayalıdere mezarında da fi-bula bulunmuş olması bu tarihlemeyi destek-ler niteliktedir (Burney 1966: Res. 23). AyrıcaVan Kalesi Höyüğü (Tarhan 1994: Res. 21/1 ),Adilcevaz (Öğün 1978: Lev. 31/15), Patnos-Dedeli (Öğün 1978: Res. 53), Karmir Blur ya-kınındaki Nor Areş Mezarlığı (Piotrovsky1969: Lev. 78; Barnet 1963: Res. 42) ve Ha-sanlu III (Muscarella 1965: Lev. 57/2) gibimerkezlerin de aynı yüzyıla tarihlenmesindefibula buluntusunun önemli payı vardır. Ya-yınlanmamış olmakla birlikte Dilkaya odamezarının hemen dışında da bir fibula bulun-tusunun varlığı kaydedilmiştir (Çilingiroğlu1991: 31). Resim 6’da da görüldüğü gibi,Yoncatepe “Büyük Salon” ve M3 Mezarı’ndançıkan tunç fibulalar Nor Areş ve Kayalıdere fi-bulasının tam paralelidir.

Anlaşılacağı üzere, Yoncatepe yapısındaki insitu depo kapları, parlak kırmızı astarlı çanakçömlekler yanında, at koşum takımı parçaları,demir ok uçları ve tunç fibulalar gibi buluntu-lar, bir bölümü M.Ö. 7. yüzyıl olmak üzere ta-mamen Urartu Dönemi’ni karakterize eder.Burada Urartu öncesine tarihlenebilecek birbuluntu topluluğu gözükmemektedir. Eldekimevcut veriler ışığında, mezarlığın da bu yapıile ilişkili ve çağdaş olmadığını söylemek ol-dukça zordur.

Diğer Buluntular

Her üç mezarlıktaki ölü hediyeleri arasındademirden bilezikler, bıçaklar, hançerler, iğne-ler ve yüzükler bulunmuştur. Tunçtan ise fi-bulalar yanında hayvan ve bitkisel başlı iğne-ler, yüzükler, küpeler vardır. Az olmakla bir-likte birkaç adet altın küpe de ele geçmiştir.Sayısal bakımdan en büyük grubu taş ve camboncuklar oluşturur.

Bu buluntulardan Karagündüz ve Yoncatepetunç iğnelerinin, Kayalıdere (Burney 1966:Lev. XI/c, Res. 21/13), Adilcevaz (Öğün 1978:Res. 17), Iğdır/Melekli (Barnett 1963: Res.32/1-2) ve Nor Areş (Barnett 1963: Res. 42)gibi Urartu merkezlerinde yakın benzerlerivardır (Res. 7). Aynı şekilde demir iğneleri de(Res. 8) Ayanıs ve Toprakkale (Wartke 1990:

34

Res. 9: Mezarlıklardan demir bıçaklar.

Page 11: VAN GÖLÜ HAVZASI’NDA ERKEN DEMİR ÇAĞI …mimoza.marmara.edu.tr/~kemalettin/vanbolgesiedcarksanat.pdfUrartu çok odalı kaya mezarları içinde Palu III ve Mazgirt/Kaleköy gibi

Lev. 34/f-g) gibi bilinen Urartu merkezlerindebulunanlardan ayırmak zordur. Demir bıçak-lara benzer örnekler Iğdır/Melekli (Barnett1963: Res. 38/6, 7, 8) ve Toprakkale (Wartke1990: Res. 24) gibi merkezlerde bulunmuştur(Res. 9). Yine demirden yapılmış bileziklerKayalıdere (Burney 1966: Res. 23/15) ve Iğdır(Barnett 1963: 155, Res. 32/3) Urartu mezar-larında ele geçmiştir (Res. 10). Karagündüz’debulunan bir taş mühür de bu tarihlemeye uy-gun tipik bir örnek olarak anılmalıdır (Sevin-Kavaklı 1996a: Res. 29)

Sonuçlar

Van bölgesinde arkeolojik kazılarla incelenenDilkaya, Karagündüz ve Yoncatepe mezarlarıkırmızı astarlı ve yivli çanak çömlek, demirbilezik, yüzük, iğne ve hançer, bronz iğne vefibula gibi zengin buluntular vermiştir. Bulun-tuların çoğu Van Gölü Havzası’na özgü özel-likler taşımaktadır. Günümüze kadar genelbakış açısıyla, erken Elazığ örnekleriyle ben-zerliğine dikkat çekilen yivli çanak çömlek-lerin bile çarkta yapılmış olmaları ve yüzey iş-lemleri bakımından ayrı ve bölgesel karakter-

li oldukları görülmektedir. Mezar odalarınınplanları ve burada uygulanan gömü biçimi debunların diğer bölgelerden farklı ve homojenkarakterini yansıtır. Karagündüz ve Dilkayaiskeletlerinin birbirine çok benzeyen morfolo-jik ve patolojik özellikleri de bu topluluklarınaynı sosyo-kültürel çevreye ait olduklarınıdesteklemektedir (Sevim-Pehlivan vd 2002).

Mezarların son tarihi konusunda, bu bölgeyedışardan geldiği bilinen bronz fibulalar belir-gin bir biçimde M.Ö. 7. yüzyılı verir (Res. 6).Mezarların yapılışları veya buradaki en erkenbuluntuların tarihi ise biraz belirsiz görün-mektedir. Bu konuda hipotetik olarak birkaçnesil öncesine giden bir süreç veya daha so-mut bir yaklaşımla, ilişkili oldukları yerleşimyerlerinin ve buradaki tabakaların tarihleriesas alınmalıdır. Her üç mezarlığın ilişkili ol-duğu yapılar (Dilkaya, Yoncetepe ve Karagün-düz’de) Urartu Dönemi ile sınırlıdır. Herüçünde de Urartu öncesine ait bir taban veyaduvar parçası bulunmamaktadır. Dolayısıylaeldeki mevcut veriler ışığında, mezarlıkları veburadaki tüm buluntuları ancak M.Ö. 9-7.

35

Res. 10: Mezarlıklardan demir bilezikler.

Page 12: VAN GÖLÜ HAVZASI’NDA ERKEN DEMİR ÇAĞI …mimoza.marmara.edu.tr/~kemalettin/vanbolgesiedcarksanat.pdfUrartu çok odalı kaya mezarları içinde Palu III ve Mazgirt/Kaleköy gibi

yüzyıl arasında bir kronoloji oluşturarak tartı-şabiliriz.

Aynı mezar odalarında bulunan farklı buluntugrupları, birbirinden çok ayrı dönemlere ta-rihlenerek açıklanamaz. Yivli çanak çömleğin“Urartu öncesine çekilebileceği yolundaki ge-nel yaklaşım” kabul edilebilir görünmekle bir-likte, Van Havzası’nda Erken Demir Çağı taba-kalarının yokluğu ve bu malların Urartuürünleriyle birlikte görülmesi yüzünden (Res.4, 5), tartıştığımız merkezler kapsamında şim-dilik yalnızca hipotetik bir fikir olarak kal-maktadır. Bu bağlamda Karagündüz 6-7 me-zarı için yalnızca iki adet (kalibrasyonlu) C14örneği ile önerilen 13-12 yüzyıl tarihlerinin(Sevin-Özfırat-Kavaklı 2001: 356) buluntula-rı açıklamaya yetmeyeceğini belirtmek gerek-mektedir. Bu mezarlar için Erken Demir Çağı,yani Urartu öncesi önerisi kabul edilirse, par-lak kırmızı astarlı malların, bronz iğne ve fi-bula gibi 8-7. yüzyıla tarihlenen buluntularında erkene çekilmesi; mezarlıktaki insanlara aitolan Urartu yerleşim yerlerinin de aynı şekil-de krallık öncesinden başlatılması gibi yenitartışmaları gündeme getirecek bir durum or-taya çıkacaktır.

Van bölgesindeki Dilkaya, Karagündüz veYoncatepe mezarlıkları ve ilişkili merkezleri,Urartu Dönemi’ne tarihleme yaklaşımımız ka-bul edildiğinde ise, bölgenin krallık öncesi Er-ken Demir Çağı sürecinin arkeolojik bakım-dan belgelenememişliği büyük bir problemolarak kalacaktır. Bu durumda, KuzeydoğuAnadolu’da ikinci binyıla ilişkin kurganlar,boyalı çanak çömlek ve göçebe yaşam biçi-miyle temsil edilen kültürel süreçten (Çilingi-roğlu 1991b), merkezi güçlü devlet yapısıylaUrartu’ya nasıl geçildiğini anlayabilmek dahada zorlaşmaktadır. Ancak bir dönemi belgele-mede yaşanan zorluk yalnızca KuzeydoğuAnadolu ve Urartu öncesi için söz konusu de-ğildir.

Bilindiği üzere Anadolu’da Hitit İmparatorlu-ğu’nun M.Ö. 13. yüzyıl sonlarında yıkılışınıizleyen birkaç yüzyıllık süreç, yazılı ve arke-

olojik verilerin eksikliği yüzünden son yıllarakadar “Karanlık Çağ” olarak adlandırılmak-taydı. Urartu’nun çağdaşı olarak gelişen GeçHitit kent devletlerinin geçmişi de bu zamandilimi içinde kalmaktadır. Başta Boğazköy ol-mak üzere, Gordion ve Kaman-Kalehöyük gi-bi merkezlerden gelen yeni veriler, bu sürecintümüyle karanlık olmadığına, ancak sosyalyaşamın köklü bir değişim geçirdiğine ve eskibüyük merkezlerde bile basit, geleneksel veyoksul köylü kültürüne dönüldüğüne işaretetmektedir (Genz 2003).

Urartu Krallığı’nın güney komşusu Assur’dada bu sürecin büyük bölümünün belgeleri ek-siktir. Orta Assur Dönemi’nde Hurri-MitanniDevleti’ni yıkarak Kuzey Suriye’de söz sahibiolan Assur Krallığı, özellikle I. Tiglath-pileser(1114-1076) sonrası hızla küçülerek başkentve yakın çevresini kapsayan merkezi bölgeyeçekilmiştir. Yoğun Arami göçünün de yaşan-dığı bu süreçte pek çok Orta Assur yerleşme-si yangınla son bulmuştur. Assur yerleşmele-rinde M.Ö. 1050 ile 950 yılları arasındaki dö-nem ise “karanlık” olarak nitelenecek kadarzayıf arkeolojik veri ile temsil edilir. Orta As-sur Krallığı’nın çöküşünü getiren bu kargaşave küçülmenin nedenleri arasında, M.Ö.1200 yıllarından itibaren ortaya çıkan kuruiklime bağlı olarak tarım alanlarının verimsiz-leşmesi ve otlakları kuraklaşan göçebelerinharekete geçmesi gösterilmiştir (Neumann-Parpola 1987; Butzer 2000; Roaf 2001).

Şimdilik Doğu Anadolu’da, Urartu öncesinde-ki sürecin karanlık kalmasında normaldenfarklı ve olumsuz iklim koşullarının ne kadarpayı olduğunu açık bir biçimde bilemiyoruz.Ancak Kuzeydoğu Anadolu’da, özellikle deVan Gölü Havzası’nda İlk Tunç Çağı sonrasın-da terkedilen höyüklere ve dolayısıyla yerleşikyaşama, M.Ö. 9 . yüzyıl ortalarına UrartuKrallığı’nın kuruluşuna kadar dönülmediğinisöyleyecek yeterince kanıt bulunmaktadır.Belki bu süreç, yakın gelecekte yürütülecekkapsamlı araştırmalarda, Orta Anadolu ve As-sur’da olduğu gibi, daha basit yaşam koşulla-rının arkada bıraktığı zayıf izler sürülerek

36

Page 13: VAN GÖLÜ HAVZASI’NDA ERKEN DEMİR ÇAĞI …mimoza.marmara.edu.tr/~kemalettin/vanbolgesiedcarksanat.pdfUrartu çok odalı kaya mezarları içinde Palu III ve Mazgirt/Kaleköy gibi

açıklanabilecektir. Ancak diğer bölgelerdendaha yüksek olan Kuzeydoğu Anadolu’da, busüreç için tartıştığımız höyükler ve yakınların-da bulunan mezarlıklar yerine olasılıkla yarıgöçebe yaşam alanlarını incelememiz gerekti-ğini düşünmekteyiz.

DİPNOT1. Van Müzesi başkanlığında yapılan arkeolojik kazı

buluntuları üzerinde çalışmama izin veren KültürVarlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’ne ve ekipelemanı olarak katıldığım Yoncatepe buluntularıüzerinde her türlü gözlem yapmama imkan verenProf. Dr. Oktay Belli’ye teşekkürü bir borç bilirim(E. Konyar).

KAYNAKLARBarnett, R. D. 1963, “The Urartian Cemetery at Ig-

dır”, Anatolian Studies XIII: 153-198.

Bartl, K. 2001, “Eastern Anatolia in the Early IronAge”, Migration und Kulturtransfer. Der Wandelvorder- und zentralasiatischer Kulturen im Umb-ruch vom 2. zum 1. vorchristlichen Jahrtausend.Akten des Internationalen Kolloquiums Berlin,23. bis 26. November 1999. (ed. R. Eichmann – H.Parzinger), Bonn: 383-410.

Belli, O. 2004, “2003 Yılı Van-Yoncatepe Kalesi veNekropolü Kazıları”, Türk Eskiçağ Bilimleri Ens-titüsü Haberler 18: 28-29.

Belli, O. – E. Konyar 2001, “Excavations at Van-Yon-catepe Fortress and Necropolis”, Tel Aviv 28/2:169-212.

Belli, O. – E.Konyar 2003, Doğu Anadolu’da ErkenDemir Çağı Kale ve Nekropolleri-Early Iron AgeFortresses and Necropolies in Eastern Anatolia.İstanbul.

Burney, C. A. 1966, “A First Season of Excavations atthe Urartian Citadel of Kayalıdere”, Anatolian Stu-dies 16: 55-111.

Burney, C. – D. M. Lang, 1971, The Peoples of theHills. Ancient Ararat and Caucasus. London.

Butzer, K. W. 2000, “Environmental Change in theNear East and Human Impact on the Land”, Civi-lizations of the Ancient Near East I. (ed. J. M. Sas-son), New York: 123-151.

Çevik, N. 2000, Urartu Kaya Mezarları ve ÖlüGömme Gelenekleri. Ankara.

Çilingiroğlu, A. 1991, “The Early Iron Age at Dilka-ya”, Anatolian Iron Ages. The Proceedings of theSecond Anatolian Iron Ages Colloquium held atİzmir, 4-8 May 1987. (ed. A. Çilingiroğlu - D. H.French), Oxford: 29-38.

Çilingiroğlu, A. 1993, “Van-Dilkaya Höyüğü KazılarıKapanış”, XIV. Kazı Sonuçları Toplantısı I: 469-491.

Çilingiroğlu, A. 2001a: “Storerooms”, Ayanis I. TenYears’ Excavations at Rusahinili Eiduru-kai1989-1998. (ed. A. Çilingiroğlu - M. Salvini) Ro-ma: 68-83.

Çilingiroğlu, A. 2001b, “Migration in the Lake VanBasin East Anatolia in the Late 2nd MillenniumB.C. and the Foundation of a Kingdom”, Migrati-on und Kulturtransfer. Der Wandel vorder-undzentralasiatischer Kulturen im Umbruch vom 2.zum 1. vorchristlichen Jahrtausend. Akten des In-ternationalen Kolloquiums Berlin, 23. bis 26. No-vember 1999. (ed. R. Eichmann – H. Parzinger),Bonn: 371-381.

Çilingiroğlu, A. – Z. Derin, 1992, “Van-Dilkaya Kazı-sı 1990”, XIII. Kazı Sonuçları Toplantısı I. Anka-ra: 403-422.

Erzen, A. 1962, “Untersuchungen in der urartäisc-hen stadt Toprakkale bei Van in den jahren 1959-1961”, Archäologischer Anzeiger: 383-414.

Erzen, A. 1978, Çavuştepe I. M.Ö. 7.-6. YüzyılUrartu Mimarlık Anıtları ve Ortaçağ Nekropolü.Ankara.

Forbes, T. 1983, Urartian Architecture. Oxford.

Genz, H. 2003, “The Early Iron Age in Central Ana-tolia”, Identifying Changes: The Transition fromBronze to Iron Ages in Anatolia and its Neighbo-uring Regions. Proceedings of the InternationalWorkshop Istanbul, November 8-9, 2002. (ed. B.Fischer - H. Genz - E. Jean - K. Köroğlu), Istanbul:179-191.

Hauptmann, H. 1969/70, “Norşuntepe. HistorischeGeographie und Ergebnisse der Grabungen1968/69”, Istanbuler Mitteilungen 19-20: 21-78.

Konyar, E. (2004), Doğu Anadolu Erken Demir ÇağıKültürü: Arkeolojik Kazı ve Yüzey AraştırmalarıBulgularının Değerlendirilmesi. (İstanbul Üniver-sitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, yayımlanmamışDoktora Tezi).

Kozbe, G. – Ö. Çevik – H. Sağlamtimur, 2001, “Pot-tery”, Ayanis I. Ten Years’ Excavations at Rusahi-nili Eiduru-kai 1989-1998. (ed. A. Çilingiroğlu -M. Salvini), Roma: 85-153.

37

Page 14: VAN GÖLÜ HAVZASI’NDA ERKEN DEMİR ÇAĞI …mimoza.marmara.edu.tr/~kemalettin/vanbolgesiedcarksanat.pdfUrartu çok odalı kaya mezarları içinde Palu III ve Mazgirt/Kaleköy gibi

Köroğlu, K. 2003, “The Transition from Bronze Ageto Iron Ages in Eastern Anatolia”, IdentifyingChanges: The Transition from Bronze to IronAges in Anatolia and its Neighbouring Regions.Proceedings of the International Workshop Istan-bul, November 8-9, 2002. (ed. B. Fischer – H.Genz – E. Jean – K. Köroğlu), Istanbul: 231-244.

Kroll, S. 1976, Keramik Urartäischer Festungen inIran, Archaeologische Mitteilungen Aus Iran Er-gänzungsband 2. Berlin.

Muscarella, O. W. 1965, “A Fibula from Hasanlu”,American Journal of Archaeology 69: 233-240.

Neumann, J. – S. Parpola, 1987, “Climatic changeand the eleventh-tenth-century eclipse of Assyriaand Babylonia”, Journal of Near Eastern Studies46: 161-182.

Öğün, B. 1978, “Die urartaeischen Graeber in derGegend von Adilcevaz und Patnos”, The Proce-edings of the Xth International Congress of Clas-sical Archaeology. Ankara: 61-67.

Öğün, B. 1979, “Urartäische Fibeln”, Akten des VII.internationalen Kongresses für iranische Kunstund Archäologie, München 7. - 10. Sempetber1976, Archaeologische Mitteilungen Aus Iran Er-gänzungsband 6: 178-188.

Ökse, A. T. 1992, “İmamoğlu in der Eisenzeit: Kera-mik”, Istanbuler Mitteilungen 42: 31-66.

Piotrovsky, B. B. 1952, Karmir Blur II. Erevan.

Piotrovsky, B. B. 1969, The Ancient Civilisation ofUrartu. Geneva.

Roaf, M. 2001, “Continuity and Change from theMiddle to the Late Assyrian Period”, Migrationund Kulturtransfer. Der Wandel vorder-und zent-ralasiatischer Kulturen im Umbruch vom 2. zum1. vorchristlichen Jahrtausend. Akten des Inter-nationalen Kolloquiums Berlin, 23. bis 26. No-vember 1999. (ed. R. Eichmann, – H. Parzinger),Bonn: 357-369.

Sevim, A. – C. Pehlivan – A. Açıkkol – H. Yılmaz –E. Güleç, 2002, “Karagündüz Erken Demir Çağıİskeletleri”, 17. Arkeometri Sonuçları Toplantısı.Ankara: 37-48.

Sevin, V. 1991, “The Early Iron Age in the Elazığ Re-gion and the Problem of the Mushkians”, Anatoli-an Studies 41: 87-97.

Sevin, V. 1996, “Van / Ernis (Ünseli) Nekropolü Er-ken Demir Çağ Çanak Çömlekleri”, AnadoluAraştırmaları XIV. Prof. Dr. Afif Erzen’e Arma-ğan: 439-467.

Sevin, V. 1999, “The origins of the Urartians in thelight of the Van/Karagündüz excavations”, Anatoli-an Iron Ages 4, (ed. A. Çilingiroğlu – R. J. Matt-hews); Anatolian Studies 49: 159-164.

Sevin, V. 2004, “Pastoral Tribes and Early Settlementsof the Van Region, Eastern Anatolia”, A viev fromthe highlands: archaeological studies in honour ofCharles Burney. (ed. A. Sagona) Peeters: 179-2003.

Sevin, V. – E. Kavaklı, 1996a, Bir Erken Demir ÇağNekropolü Van/Karagündüz an Early Iron AgeCemetery. İstanbul.

Sevin, V. – E. Kavaklı, 1996b, “Van/Karagündüz Er-ken Demir Çağı Nekropolü”, Belleten 227: 1-20.

Sevin, V – A. Özfırat, 2000, “Van-Karagündüz Kazı-ları”, Türkiye Arkeolojisi ve İstanbul Üniversitesi.(ed. O. Belli), İstanbul: 168-174.

Sevin, V. – A. Özfırat – E. Kavaklı, 2000, “Van-Kara-gündüz Höyüğü Kazıları (1997 Yılı Çalışmaları)”,Belleten XLIII/238: 847-867.

Sevin, V. – A. Özfırat – E. Kavaklı, 2001, “1997-1999Hakkari Kazıları”, 22. Kazı Sonuçları Toplantısı I.Ankara: 355-368.

Stone, E. C. – P. Zimansky, 2003, “The UrartianTransformation in the Outher Town of Ayanis”,Archaeology in the Borderlands, Investigations inCaucasia and Beyond. (A. T. Smith, K. S.Rubinson), Los Angeles: 213-228.

Tarhan, M. T. 1982, “Urartu Devleti’nin ‘Kuruluş’ Ev-resi ve Kurucu Krallardan ‘Lutipri-Lapturi’ Hak-kında Yeni Görüşler”, Anadolu Araştırmaları VI-II: 69-114.

Tarhan, M. T. 1994, “Recent Researches at the Urar-tian Capital Tushpa”, Tel Aviv 21/1: 22-57.

Tarhan, M. T. – V. Sevin, 1994, “Van Kalesi ve EskiVan Şehri Kazıları 1990 Yılı Çalışmaları”, BelletenLVII/ 220: 843-861.

Wartke, R. B. 1990, Toprakkale. Untersuchungen zuden Metallobjekten im Vorderasiatischen Muse-um zu Berlin. Berlin.

Winn, M. N. 1980, “The Early Iron Age Pottery”, Ko-rucutepe 3. Final Report on the Excavations ofthe Universities of Chicago, California (Los An-geles) and Amsterdam in the Keban Reservoir,Eastern Anotalia (1968-1978). (ed. M. N. van Lo-on), Oxford - Amsterdam, North-Holland: 155-175.

Zimansky, P. E. 1998, Ancient Ararat. A Handbookof Urartian Studies. New York.

38