Vakif Universiteleri Arastirmasi
-
Upload
saban-isik -
Category
Education
-
view
998 -
download
10
description
Transcript of Vakif Universiteleri Arastirmasi
TC. MARMARA ÜNİVERSİTESİ
FEN-EDEBİYAT FAKÜLTESİ
SOSYOLOJİ BÖLÜMÜ
“VAKIF ÜNİVERSİTESİ ÖĞRENCİLERİNİN GÖZÜNDE TÜRKİYE YÜKSEKÖĞRETİM SİSTEMİ İÇİNDE VAKIF ÜNİVERSİTELERİNİN YERİ VE
ETKİLERİ”
Araştırma Raporu
Araştırma Danışmanları:
Prof. Dr. Ayşe DURAKBAŞA
Araş. Gör. Funda Karapehlivanoğlu ŞENEL
Araştırma Grubu:
Burak Karatekin, Burcu Aydın, Burcu Tunakan, Gökçe Özdem, Şaban Işık
İstanbul
Güz, 2010
İÇİNDEKİLER
GİRİŞ.........................................................................................................................................9
1. Problem Durumu...............................................................................................................10
2.Araştırmanın Amacı...........................................................................................................13
3. Araştırmanın Önemi..........................................................................................................14
4. Araştırmada Kullanılan Tanımlar......................................................................................15
BÖLÜM I: İLGİLİ ALAN YAZIN.......................................................................................17
1.1. Konunun Kuramsal Çerçevesi........................................................................................17
1.1.1 Yükseköğretimin Önemi...........................................................................................17
1.1.2. Üniversitenin Tarihçesi............................................................................................20
1.1.3. Türk Yükseköğretiminin Tarihçesi..........................................................................21
1.1.4. Yükseköğretimin Bugünkü Durumu.......................................................................23
1.1.4.1. Küreselleşme....................................................................................................24
1.1.4.1.1. Küreselleşme ve Yükseköğretim......................................................26
1.1.4.1.2. Küreselleşme ve Yükseköğretim Kurumlarının Örgütlenmesi ve
Yönetimi............................................................................................................28
1.1.4.1.3. Türkiye’de Küreselleşmenin Yükseköğretime Etkisi.......................30
1.1.4.2 Eğitimde Neo-liberal Politikalar.......................................................................33
1.1.4.2.1. Dünyada Eğitimde Neo-liberal Politikalar.......................................33
1.1.4.2.2. Türkiye’de Eğitimde Neo-liberal Politikalar.....................................38
1.1.4.2.3. Türkiye Yükseköğretiminde Neo-liberal Politikalar.........................40
1.1.5. Özel Yükseköğretim Kurumları..............................................................................41
1.1.5.1 Dünyada Özel Yükseköğretim Kurumları........................................................42
1.1.5.2 Türkiye’de Vakıf (Özel) Yükseköğretim Kurumları........................................46
1.1.5.2.1 Vakıf Üniversitesi Öğrencileri...........................................................53
1.1.5.2.2. Vakıf Üniversitesi Öğretim Elemanları.............................................55
1.1.5.2.3. Vakıf Üniversitelerinin Finansmanı..................................................57
BÖLÜM II. : YÖNTEM.........................................................................................................62
2.1. Araştırmanın Örneklemi.................................................................................................62
2.2. Araştırmanın Veri Toplama Tekniği..............................................................................63
1
2.3. Ön Araştırma..................................................................................................................64
2.4. Anket..............................................................................................................................64
2.5. Araştırmanın Sınırlılıkları ve Zorlukları........................................................................65
2.6. Araştırmanın Uyduğu Etik Kurallar...............................................................................66
BÖLÜM III. : BULGULARIN DEĞERLENDİRİLMESİ VE TARTIŞILMASI............67
SONUÇ VE ÖNERİLER......................................................................................................127
EKLER...................................................................................................................................132
EK 1 : LİTERATÜR TARAMASI.....................................................................................132
EK 2 : ANKET FORMU.....................................................................................................136
EK 3 : İstanbul’daki Vakıf Üniversitelerinin Öğrenim Ücretleri Tablosu........................160
KAYNAKÇA.........................................................................................................................161
2
GRAFİKLER
GRAFİK 1. Doğum Yeri Dağılım Grafiği
GRAFİK 2. Doğduğu Yerleşim Birimi Dağılım Grafiği
GRAFİK 3. Yaş Dağılımı Grafiği
GRAFİK 4. Cinsiyet Dağılım Grafiği
GRAFİK 5. Cinsiyet-Medeni Durum Grafiği
GRAFİK 6. Yerleşim Durumu Dağılımı Grafiği
GRAFİK 7. Katılımcıların Ailelerinin Yaşadığı Şehirlerin Dağılımı Grafiği
GRAFİK 8. Katılımcıların Ailelerinin Yaşadığı Yerleşim Birimi Dağılımı Grafiği
GRAFİK 9. Annelerin Sosyal Güvencesi Grafiği
GRAFİK 10. Babaların Sosyal Güvencesi Grafiği
GRAFİK 11. Katılımcı Ebeveynlerinin Birliktelik Durumu Grafiği
GRAFİK 12. Katılımcıların Kardeş Grafiği
GRAFİK 13. Katılımcıların Ailenin Kaçıncı Çocukları Olduğu Grafiği
GRAFİK 14. Katılımcıların Kardeş Sayıları Grafiği
GRAFİK 15. Katılımcı Hanelerinin Ortalama Gelir Düzeyi Grafiği
GRAFİK 16. Hane Gelirlerine Göre Katılımcıların Burslu Eğitim Görme Durum Grafiği
GRAFİK 17. Katılımcı Hanelerine En Çok Gelir Getiren Kişi Grafiği
GRAFİK 18. Okul Öncesi Eğitim Grafiği
GRAFİK 19. Okul Öncesi Eğitimi Süresi Grafiği
GRAFİK 20. Mezun Olunan İlkokul Şehri Grafiği
GRAFİK 21. Mezun Olunan İlkokulun Türü Grafiği
GRAFİK 22. Mezun Olunan Ortaöğretim Kurumunun Bulunduğu Şehirlerin Dağılımı Grafiği
GRAFİK 23. Mezun Olunan Ortaöğretim Kurumu Türü Grafiği
GRAFİK 24. Ortaöğretimde Eğitim Alınan Alanların Dağılımı Grafiği
GRAFİK 25. Üniversite Sınavına Hazırlık Sürecinde Dershaneye Gitme Grafiği
GRAFİK 26. Üniversite Sınavına Hazırlık Sürecinde Dershanede Eğitim Aldıkları Sürelerin
Grafiği
GRAFİK 27. Üniversite Sınavına Hazırlık Sürecinde Öğrencilerin Son Gittikleri
Dershanelerin Dağılımı Grafiği
GRAFİK 28. Üniversite Sınavına Hazırlık Sürecinde Öğrencilerin Dershanelerden Burs Alma
Durum Grafiği
3
GRAFİK 29. Üniversite Sınavına Hazırlık Sürecinde Öğrencilerin Dershaneye Ödedikleri
Yıllık Ortalama Ücretlerin Dağılımı Grafiği
GRAFİK 30. Üniversite Sınavına Hazırlık Sürecinde Özel Ders Alma Durum Grafiği
GRAFİK 31. Üniversite Sınavına Hazırlık Sürecinde Aileden ya da Akrabalardan Özel Ders
Alma Durumu Grafiği
GRAFİK 32. Üniversite Sınavına Hazırlık Sürecinde Parasız Ders Yardımı Alma Durumu
Grafiği
GRAFİK 33. Son Girilen Üniversite Sınavına Ortaöğretimde Eğitim Alınan Alandan Girme
Durumu Grafiği
GRAFİK 34. Üniversite Sınavına Hazırlanma Süresi Grafiği
GRAFİK 35. Öğrencilerin Son Girdikleri Üniversite Sınavı Yılları Dağılımı Grafiği
GRAFİK 36. Son Girilen Üniversite Sınavında Alınan Puana Göre Türkiye Sıralaması Grafiği
GRAFİK 37. Üniversite Sınavına Hazırlanırken Katılımcıların Girmek İstediği Üniversitelerin
Dağılımı Grafiği
GRAFİK 38. Üniversite Sınavına Hazırlık Sürecinde Katılımcıların Eğitim Görmek
İstedikleri Bölümlerin Dağılımı Grafiği
GRAFİK 39. Öğrencilerin Üniversite Tercihlerini Yaparken Etkili Olan Faktörler Grafiği
GRAFİK 40. Öğrencilerin İlk Tercihlerini Hatırlama Durum Grafiği
GRAFİK 41. Öğrencilerin İlk Tercihlerinin Üniversitelere Göre Dağılımı Grafiği
GRAFİK 42. Öğrencilerin Üniversite Tercihlerinin Tamamının Vakıf Üniversitelerinden
Oluşması Durum Grafiği
GRAFİK 43. Öğrencilerin Eğitim Gördükleri Üniversitelerin Dağılımı Grafiği
GRAFİK 44. Öğrencilerin Eğitim Gördükleri Bölümlerin Dağılım Grafiği
GRAFİK 45. Öğrencilerin Üniversitelerinde Burslu Eğitim Görme Durum Grafiği
GRAFİK 46. Öğrencilerin Üniversitelerinden Aldıkları Öğrenim Burslarının Oransal Dağılımı
Grafiği
GRAFİK 47. Öğrencilerin Üniversitelerine Ödedikleri Öğrenim Ücretlerinin Dağılımı Grafiği
GRAFİK 48. Öğrencilerin Üniversitelerine Öğrenim Ücretlerini Ödeme Şekilleri Dağılımı
Grafiği
GRAFİK 49. Öğrencilerin Üniversitelerine Ödedikleri Öğrenim Ücretlerini Karşılama
Şekilleri Grafiği
GRAFİK 50. Öğrencilerin Öğrenim Ücretlerini Ödemekte Zorluk Çekme Durumu Grafiği
GRAFİK 51. Öğrencilerin Öğrenim Ücretini Ödemek için Borçlanma Durumu Grafiği
4
GRAFİK 52. Öğrencilerin Üniversiteye Hazırlık Sürecinde Gitmek İstedikleri Üniversitelerde
Eğitim Görme Durumu Grafiği
GRAFİK 53. Öğrencilerin Üniversitelerinden Memnuniyet Dağılımı Grafiği
GRAFİK 54. Öğrencilerin Okudukları Bölümlerden Memnuniyet Dağılımı Grafiği
GRAFİK 55. Öğrencilerin Üniversitelerine Öğrenim Ücretlerini Ödeme Şekilleri Dağılımı
Grafiği
GRAFİK 56. Öğrencilerin Üniversitelerine Ödedikleri Öğrenim Ücretlerini Karşılama
Şekilleri Grafiği
GRAFİK 57. Öğrencilerin Öğrenim Ücretlerini Ödemekte Zorluk Çekme Durumu Grafiği
TABLOLAR
TABLO 1. 1992 – 1994 Yılları Arasında Türkiye’de Kurulan Üniversiteler
TABLO 2. Türkiye’de 2006 -2011 Yılları Arasında Kurulan Yükseköğretim Kurumları
TABLO 3. Kuruluş yıllarına göre İstanbul’daki vakıf üniversiteleri.
TABLO 4. Türkiye’deki vakıf üniversitelerinin öğrenci sayıları.
TABLO 5. Vakıf üniversitelerinin, öğrenci, öğretim elemanı sayı ve oranları (2005-2006)
TABLO 6. Türkiye’deki vakıf üniversitelerinin gelir dağılımı (2005-2006)
TABLO 7. Vakıf Üniversitelerinin öğrenci başına eğitim-öğretim harcamaları (2005-
2006)
TABLO 8. 2005 yılında devlet yardımı alan vakıf üniversitelerinde yardımın toplam
gelirdeki oransal değerleri.
TABLO 9. İstanbul’daki vakıf üniversitesi lisans öğrencilerinin üniversitelerinin toplam
lisans öğrencisi sayısına oranları.
TABLO 10. Katılımcıların Ebeveynlerinin Doğduğu Yerleşim Birimi Çapraz Tablosu
TABLO 11. Katılımcı Ebeveynlerinin Yaş Aralıkları Çapraz Tablosu
TABLO 12. Katılımcı Ebeveynlerinin Eğitim Durumu Çapraz Tablosu
TABLO 13. Katılımı Ebeveynlerinin Meslekleri Çapraz Tablosu
TABLO 14. Baba Mesleği “Serbest Meslek” Olan Katılımcıların Hanelerinde En Çok
Gelir Getiren Kişi
TABLO 15. Baba mesleği serbest meslek olan katılımcıların hanelerinin aylık ortalama
geliri
TABLO 16. Katılımcı Kardeşlerinin Cinsiyetleri Çapraz Tablosu
5
TABLO 17. Katılımcı Kardeşlerinin Medeni Durumları Çapraz Tablosu
TABLO 18. Katılımcı Kardeşlerinin Eğitim Durumu Çapraz Tablosu
TABLO 19. Katılımcıların Kardeşlerinin Mesleki Durumları Çapraz Tablosu
TABLO 20. Hane gelir kaynakları
TABLO 21. Kişisel gelir kaynakları
TABLO 22. Katılımcıların Aldıkları Burs Türleri Dağılımı Tablosu
TABLO 23. Okul Öncesi Eğitim Alan Katılımcıların Üniversitede Burslu Okuyup
Okumadığı Arasındaki İlişki
TABLO 24. Öğrencilerin Öğrenim Ücretini Ödemek için Borç Aldıkları Kişiler Tablosu
TABLO 25. Öğrencilerin Tercihlerinde Etkili Üniversite Olanaklarının Dağılımı Tablosu
TABLO 26. Eğitim Kalitesini ve Sosyal Etkinlikleri Önemli Bulan Katılımcıların, Vakıf
Üniversitelerinin Toplumsal Tabakalaşma Yol Açıp Açmadığına Dair Görüşleri
TABLO 27. Öğrencilerin Vakıf Üniversiteleri Mezuniyet Sonrası İş Bulma Olasılığına
İlişkin Algıları Tablosu
TABLO 28. Öğrencilerin Vakıf Üniversiteleri - Eğitimde Fırsat Eşitliği İlişkisine Bakışı
Tablosu
TABLO 29. Öğrencilerin Vakıf Üniversiteleri - Eğitimde Fırsat Eşitliği İlişkisine Bakışı
Tablosu
TABLO 30. Öğrencilerin Vakıf Üniversiteleri – Eğitim Harcamaları İlişkisine Bakışı
Tablosu
TABLO 31. Öğrencilerin Vakıf Üniversiteleri ve Devlet Üniversiteleri Arasında Finansal
Kaynakların Dağılımına İlişkin Algıları Tablosu
TABLO 32. Öğrencilerin Vakıf Üniversitelerindeki Eğitim Niteliğine İlişkin Algıları
Tablosu
TABLO 33. Öğrencilerin Vakıf Üniversiteleri – Eğitim Niteliğine İlişkin Algıları Tablosu
TABLO 34. Öğrencilerin Vakıf Üniversiteleri – Öğrenci Başarısı İlişkisi Algıları Tablosu
TABLO 35. Öğrencilerin Vakıf Üniversitelerinin Beyin Göçüne Etkisine İlişkin Algıları
Tablosu
TABLO 36. Öğrencilerin Vakıf Üniversitelerinin Sağladığı Özgür Ortama İlişkin Algıları
Tablosu
TABLO 37. Öğrencilerin Vakıf Üniversitelerinin Hizmet Sunan Şirket Niteliğinde Bir
Kurum Olarak Değerlendirilmesine İlişkin Algıları Tablosu
6
TABLO 38. Öğrencilerin Vakıf Üniversitelerindeki Yabancı Dil Eğitimine İlişkin Algıları
Tablosu
TABLO 39. Öğrencilerin Vakıf Üniversitelerinin Akademisyenliği Desteklenmesine
İlişkin Algıları Tablosu
TABLO 40. Öğrencilerin Vakıf Üniversiteleri – Akademik Kadro İlişkisi Algıları Tablosu
TABLO 41. Öğrencilerin Vakıf Üniversiteleri – Akademik Standarta İlişkin Algıları
Tablosu
TABLO 42. Öğrencilerin Vakıf Üniversitelerinin Sağladığı Teknik Olanaklara İlişkin
Algıları Tablosu
TABLO 43. Öğrencilerin Vakıf Üniversitelerinin Öğrencilerine Desteğine İlişkin Algıları
Tablosu
TABLO 44. Öğrencilerin Vakıf Üniversitelerinin Sağladığı Sosyal Olanaklara İlişkin
Algıları Tablosu
TABLO 45. Öğrencilerin Vakıf Üniversitelerindeki Yurtdışı Eğitim Olanaklarına İlişkin
Algıları Tablosu
TABLO 46. Öğrencilerin Vakıf Üniversitelerindeki Burs Olanaklarına İlişkin Algıları
Tablosu
TABLO 47. Katılımcıların Vakıf üniversitelerinin Ulaşım Olanaklarına İlişkin Algıları
Tablosu
TABLO 48. Öğrencilerin Burslu/Burssuz Ayrımı Üzerinden Sınıf Algısına İlişkin Çapraz
Tablosu
TABLO 49. Öğrencilerin Vakıf Üniversitelerinin Bankalarla İşbirliği İle Sağladığı Kredi
ve Taksitlendirme Olanaklarına İlişkin Algıları Tablosu
TABLO 50. Öğrencilerin Vakıf Üniversiteleri – Rekabet İlişkisine Ait Algıları Tablosu
TABLO 51. Öğrencilerin Vakıf Üniversiteleri – Eğitim Kontenjanına İlişkin Algıları
Tablosu
7
8
GİRİŞ
Kapitalizm, 1970’lerde girdiği yapısal krizden kurtulmak için yeni sermaye olarak
eğitimi seçmiştir. Dünya Bankası ve IMF’nin benimsediği ve uyguladığı politikalarda da
eğitim kapitalist düzenin devamlılığını sağlayacak önemli bir sektör olarak karşımıza
çıkmaktadır. 1980’li yıllara geldiğimizde, 24 Ocak kararları ile Türkiye’de uygulanmaya
başlanan neo-liberal politikalarla eğitimin özelleştirilmesi gündeme gelmiştir.
Türkiye’de yükseköğretimde özelleştirme politikaları, dünyadaki diğer örnekleri ile
paralel bir gelişim göstermemiştir. Dünyada özellikle var olan kamu üniversitelerinin kısmen
ya da tamamen özelleştirilmesi süreci yaşanırken Türkiye’de özel yükseköğretim
kurumlarının açılması söz konusu olmamıştır. Ancak 1960’larda yaşanan özel yükseköğretim
kurumu kurma girişimleri anayasaya aykırı bulunması sebebi ile gerçekleştirilememiş ve 1982
üniversite reformu ile Türkiye’de kar amacı gütmeyen vakıfların yükseköğretim kurumu
açmasına izin verilmiştir. Bu yeni düzenleme ile ilk açılan vakıf üniversitesi Ankara’daki
Bilkent Üniversitesi olmuştur.
1995 yılında imzalanan Hizmet Ticareti Genel Anlaşması (GATS) ve 2001’de girilen
Bologna süreci Türkiye’de eğitimin özelleştirilmesinde önemli adımlar olarak
nitelendirilmektedir. Bu atılan adımlarla özellikle 2000’li yıllarda Türkiye’de vakıf
üniversitelerinin sayısında önemli bir artış gözlenmiştir. Başlangıçta İstanbul, Ankara ve
İzmir gibi büyük illerde kurulan bu üniversiteler son yıllarda birçok Anadolu şehrinde de
yayılma göstermiştir.
Türkiye’de kamu üniversitelerindeki yığılmayı azaltmak amacı ile kurulan vakıf
üniversitelerinin sayısında meydana gelen bu hızlı artış dikkat çekmektedir. Gelirlerinin
büyük çoğunluğunu öğrencilerden aldıkları öğrenim ücretleri ile karşılayan ve gerekli
yükümlülükleri yerine getirdikleri takdirde devlet desteği alan bu üniversiteler, bünyelerine
kattıkları kaliteli akademisyenler, eğitim için gerekli donanım ve ekipmanları fazlasıyla
sağlamaları ve geliştirdikleri başarılı pazarlama stratejileri ile yükseköğretim sistemi içinde
önemli bir yere sahip olmuşturlar.
Başlangıçta genellikle düşük puanlı öğrencilerin gerekli öğrenim ücretini ödeyerek
özellikle piyasada rağbet gören ve iyi bir kariyer olanağı sağlayan bu üniversitelerde öğrenim
gördükleri ve yüksek puanlı, donanımlı ve altyapıya sahip öğrencileri bünyelerine katmak için
9
çabaladıkları gözlenirken, günümüzde birçok yüksek puanlı öğrencinin ilk tercihini vakıf
üniversiteleri oluşturmaktadır. Bunda kuşkusuz bu üniversitelerin sağladığı kaliteli eğitim ve
olanakların etkisi büyüktür.
Birçok olumlu ve olumsuz eleştiriye maruz kalan vakıf üniversitelerinin toplum
üzerindeki sosyal ve ekonomik etkileri önemli bir tartışma konusudur. Bu noktada
öğrencilerinin gözünden vakıf üniversitelerinin Türkiye yükseköğretim sistemi içindeki yerini
saptamak önemli olacak ve araştırmamızın temel sorunsalını oluşturacaktır.
1. Problem Durumu
Türkiye’nin sosyo-ekonomik ve kültürel olarak yol almakta olduğu süreç açısından
yükseköğretim sisteminin ayrı bir yeri ve önemi bulunmaktadır; çünkü ekonomik olarak daha
fazla sayıda nitelikli işgücüne ihtiyaç duyulmaktadır. İşte bu ihtiyaçları karşılamada ve
hedeflere ulaşmada rol oynayacak en etkili kurumların başında yükseköğretim kurumları
gelmektedir. Yükseköğretim sayesinde, endüstriye dayalı bir ekonomi için gerekli olan
yüksek nitelikler kazandırılabilir ve toplumda sosyal, siyasal, sivil ve entelektüel önderlik
yapacak kişilerin yetiştirilmesi sağlanabilir. Bu ve daha birçok nedenden dolayı gelişmiş bir
yükseköğretim sistemine sahip olmak, Türkiye için son derece önemlidir (Erdoğan, 2007,
s.267).
Türk yükseköğretim sisteminde dönem dönem sistemi değiştirmek ve duyulan
taleplere karşılık vermek için reformlar yapılmıştır. Örneğin 1981 reformundan önceki
yıllarda yükseköğretimin tüm düzeyleri için etkili ve koordineli bir merkezi planlamanın
olmaması, özellikle de altmışlı ve yetmişli yıllarda yükseköğretim kurumlarının sayısı, çeşidi
ve öğrenci sayılarında gözlenen hızlı artış ve bunlara ek olarak 1960-80 yılları arasında ortaya
çıkan siyasi, sosyal ve ekonomik sorunlar, yükseköğretimde bir reformu kaçınılmaz kılmış ve
sonunda 1981 reformu yürürlüğe konmuştur. (Başkan, 2001)
Yükseköğretim, 1981’de çıkarılan 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu ile akademik,
kurumsal ve idari yönden yeniden yapılanma sürecine girmiştir. Bu kanunla ülkemizdeki tüm
yükseköğretim kurumları Yükseköğretim Kurulu (YÖK) çatısı altında toplanmış, akademiler
üniversitelere, eğitim enstitüleri eğitim fakültelerine dönüştürülmüş ve konservatuarlar ile
meslek yüsekokulları üniversitelere bağlanmıştır. Böylece, söz konusu kanun hükümleri ve
anayasanın 130. ve 131. Maddeleriyle kendisine verilen görev ve yetkiler çerçevesinde
10
özerkliğe ve kamu tüzel kişiliğine sahip bir kuruluş olan Yükseköğretim Kurulu, tüm
yükseköğretimden sorumlu tek kuruluş haline gelmiştir. Türk yükseköğretim sistemi 1982 yılı
itibariyle yirmi yedi üniversite ile bunlara bağlı fakülte, enstitü, yüksekokul, konservatuar ve
meslek yüksekokullarından oluşan birleşik bir yapıya dönüştürülmüştür (Arslan, 2005).
Kar amacı gütmeyen vakıfların özel yükseköğretim kurma ve işletmelerine imkan
sağlayan yeni yasal düzenleme ile gündeme gelen üniversitelerin en önemli öncülerinden biri
1984’te faaliyete geçen Bilkent Üniversitesi olmuştur. Buna, ODTÜ’ye bağlı olarak 1987’de
Gaziantep’de açılan fakülte ve yüksekokulların birleşmesiyle ile oluşturulan Gaziantep
Üniversitesi’nin eklenmesi ile Türkiye’deki üniversitelerin sayısı yirmi dokuza yükselmiştir.
1992’de çıkarılan bir kanunla, birçoğu çeşitli illerde önceden varolan birimlerin üniversiteye
dönüştürülmesi, 1993’te Anadolu Üniversitesi’nin ikiye ayrılmasıyla ortaya çıkan Osmangazi
Üniversitesi, İzmir ve Gebze’de kurulan iki İleri Teknoloji Enstitüsü ile bu sayı elli dörde
ulaşmıştır. (Türeyen, 2004, s.14)
1992 yılında ikinci vakıf üniversitesi olan Koç üniversitesi, 1994’te üçüncü vakıf
üniversitesi olan Başkent üniversitesi ile Fransızca eğitim veren Galatasaray Üniversitesi
kurulmuştur. 1996’da beş, 1997’de sekiz, 1998’de iki, 1999’da ise iki vakıf üniversitesinin
kurulması ile Türkiye’deki yükseköğretim kurumu sayısı yetmiş üçe yükselmiştir. Bu
kurumları 2001’de vakıflarca kurulan Yaşar, İstanbul Ticaret, İzmir Ekonomi ve 2003 yılında
TOBB-Ekonomi ve Teknoloji üniversitesi izlemiştir. Vakıf üniversitelerindeki bu artış
günümüze kadar sürmüştür. Mayıs 2007 tarihinde TBMM’de kabul edilerek yasalaşan kanun
tasarısı, Cumhurbaşkanı tarafından onaylanması ardından İstanbul’da “Özyeğin Üniversitesi”,
“İstanbul Aydın Üniversitesi”, “Acıbadem Üniversitesi”, “İstanbul Arel Üniversitesi”,
İzmir’de de “İzmir Üniversitesi” adıyla yeni vakıf üniversitelerinin kurulmasına izin
verilmiştir. 2008 yılında açılan altı, 2009 yılında dokuz yeni vakıf üniversitesinin açılmasıyla
birlikte Türkiye’de vakıf üniversitesi sayısı kırk beşe çıkmıştır, 2010 yılında, İstanbul’da
“Fatih Sultan Mehmet”, “Ön Asya”, “Süleyman Şah” üniversiteleri ile Samsun’da “Canik
Başarı Üniversitesi” adıyla dört yeni vakıf üniversite kurulmasına ilişkin kanun tasarısı,
TBMM Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor komisyonunda kabul edilmiştir
(Çubukçu,2010).
Görüldüğü gibi son yıllarda yükseköğretim alanında şimdiye kadar girişilen devlet
destekli değişim çabalarına göre daha farklı bir nitelikte olan vakıf üniversitelerinin
yaygınlaştığı bir süreç izlenmektedir. Vakıf üniversitesi, doğrudan devlete bağlı olmayan, bir
11
vakıf tarafından özerk olarak işletilen üniversitedir. Halk arasında yanlış olarak özel
üniversite diye adlandırılsalar da, Türkiye’de özel üniversite kurmak yasal olarak mümkün
değildir (YÖK, 2005).
Özel üniversitelerin beraberinde getirdikleri çeşitlilik süreci eğitim sisteminin bir
bütün olarak uyumunu ve toplum gereksinimlerine yanıt verme yeteneğini güçlendirmektedir.
Kısacası özel üniversitelerin hem eğitim sistemine hem de toplum geneline faydaları
bulunmaktadır (Geiger,1986). Bu katkılarına karşın, ilk kuruldukları yıllardan beri Türkiye’de
vakıf üniversiteleri ile ilgili tartışmalar yapılmaktadır. Bu tartışmaların kaynağında vakıf
üniversitelerinin kabul ettiği öğrencilerin puanlarının devlet üniversitelerine göre daha düşük
olması, aldıkları devlet desteği, kendi öğretim elemanlarını yetiştirmekten çok kamuda çalışan
hazır yetişmiş öğretim elemanlarını bünyelerine katmaları vardır.
İlk açıldıkları günden beri Türkiye eğitim sistemi üzerindeki etkileri tartışılmış olan
vakıf üniversitelerini destekleyenler olduğu kadar eleştiren araştırmacılar, öğretim elemanları
ve politikacılar vardır. Vakıf üniversitelerini destekleyenler, bu kurumların yükseköğretim
yükünü devletin omuzundan alarak bu yükü paylaşacağını, üniversite kapısı önünde yığılmayı
azaltacağını, Türkiye’de bilimin gelişmesine katkıda bulunacağını, devlet üniversitelerindeki
çalışma koşullarından memnun olmadığı için yurtdışına giden eğitimli kişileri vakıf
kurumlarında istihdam ederek beyin göçünü engelleyeceğini, yurtdışına okumaya giden
öğrencilerden bir kısmını ülkede tutarak bu paranın ülkede kalmasını sağlayacağını
söylemektedir. Olumsuz eleştirilerin değindikleri noktalar ise şunlardır (Yetkin ve Atabek,
2006):
Türkiye’de 1984 yılından itibaren kurulan 25 vakıf üniversitesinin yarıdan fazlası
İstanbul’da, kalanlar Ankara ve İzmir’dedir, Mersin’deki tek üniversiteyi saymazsak
Anadolu kentlerinde hiç vakıf üniversitesi yoktur. Vakıf üniversiteleri yükseköğretimi
yaygınlaştırma işlevi görmektedir.
Vakıf üniversiteleri toplam öğrencinin çok küçük bir kısmına, yüzde 6-7’sine sahiptir.
Üniversite kapısı önünde yığılmayı engelleyici bir katkı sağlayamamışlardır.
Bu üniversiteler hem öğrencilerden eğitim ücreti alırlar, hem de 2547 sayılı yasanın
56. Maddesiyle devlet üniversitelerine tanınan “mali kolaylıklardan” yararlanırlar ve
belirli şartları yerine getirdiklerinde devlet üniversitelerine öğrenci başına verilen
ödeneğin %30’una kadar ödeneği devletten alılar.
12
Vakıf üniversitelerinin1980’lerden itibaren yayılmaya başlaması yalnızca Türkiye’ye
özgü bir durum değildir. 1980’li yıllarda Reagen ve Thatcher ile başlayan serbest Pazar
yönelimleri, daha sonra Sovyetler Birliği’nin dağılması ve Doğu Bloğunun yıkılması
sonrasında hız kazanmıştır. Bu değişiklik, yükseköğretime öğrenci başına kamu
kaynaklarından yapılan harcama miktarlarında düşüş olarak yansımıştır. Bunun başlıca
nedenlerini şu şekilde özetlemek mümkündür (YÖK, 2005a)
Artan öğrenci sayıları,
Hızla gelişen teknoloji konusunda öğrencilerin birim maliyeti daha yüksek alanlara
kayması,
Hızla gelişen teknolojinin daha pahalı araç gereç kullanımını gerekli kılması,
Kamu kaynaklarının toplumsal getirisi daha yüksek olan temel eğitim ve altyapı
yatırımlarına kaydırılması,
Devletçiliğin yerini serbest Pazar ekonomisinin almaya başlaması.
Vakıf üniversiteleri üzerine yapılan olumlu ve olumsuz tüm eleştiriler göz önüne
alındığında, vakıf üniversitelerinin Türkiye’deki üniversite sistemini gittikçe artan bir oranda
etkiledikleri görülmektedir. Tüm bu eleştirilerin farkında olarak ya da olmayarak vakıf
üniversitelerini tercih eden öğrencilerin tercih etme sebepleri incelenerek, sisteme nasıl bir
katkıda bulundukları ve olumlu etkilerinin yanı sıra Türkiye’de tartışmalı olan yükseköğretimi
olumsuz yönde nasıl etkilediğini de bakılmalı ve hem tercih dönemindeki öğrenciler
bilinçlendirilmeli hem de bu sorunları gidermek adına adımlar atılmalıdır.
2.Araştırmanın Amacı
Bu araştırmada, vakıf üniversitelerinde öğrenim görmekte olan öğrencilerin, vakıf
üniversitelerini Türkiye yükseköğretim sistemi içinde nasıl konumlandırıldıkları, olumlu ve
olumsuz etkilerine karşı tutumları araştırılacaktır. Bu kapsamda, neo-liberal politikaların
eğitime etkisi, Türkiye’de bu politikaların etkisi ile yükseköğretim sisteminde meydana gelen
değişimler, vakıf üniversitelerinin Türkiye Yükseköğretim sistemine entegrasyonu, girişimci
üniversite anlayışı ile oluşan öğrenci-müşteri-şirket üçlemesi ilişkisi, Türkiye’de vakıf
üniversitesi algısı, öğrencilerin vakıf üniversitelerini tercih sebepleri ve bu sebepler içerisinde
13
özellikle sosyo-ekonomik durumlarının ve meslek edinme kaygılarının ne derece etkili olduğu
incelenecektir.
3. Araştırmanın Önemi
Öğrenciler üniversite tercihlerini, ülkemizde Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi
(ÖSYM) tarafından düzenlenmekte olan Yükseköğretime Giriş Sınavı (YGS) ve Lisans
Yerleştirme Sınavı (LYS) sonucu elde edilen puana göre yapmaktadır. Bu nedenle, tercih
sürecinin ilk basamağını bu sınavlardan alınan puan oluşturmaktadır. Öğrenciler aldıkları
puana uygun üniversiteler ve bölümler arasından tercih yapmaktadır.
1980’li yıllarda Türkiye Yükseköğretim Sistemi’ne dahil olan vakıf üniversiteleri ile
gün geçtikçe yetersiz kalan yükseköğretim kontenjanlarına bir alternatif oluşturulmuş ve bu
üniversitelerle öğrencilere paralı ve burslu eğitim fırsatı sunulmuştur. Son yıllarda vakıf
üniversitelerinin sayısında ciddi bir artış olmuştur, böylece vakıf üniversiteleri ülkenin
yükseköğretim sisteminde önemli bir yere sahip olmuşlardır. Bu süreçte birçok eleştiriye
maruz kalan vakıf üniversiteleri, özellikle kamu üniversitelerinde istihdam edilen öğretim
görevlilerini bünyelerine katmaları sebebi ile fazlaca eleştirilmiştir. Bu konuda yapılan
araştırmaların da çoğu öğretim görevlilerinin görüşlerini almaya yönelik olmuştur. Örneğin İ.
Deniz Erguvan’ın “Vakıf Üniversitelerinin Türkiye Yükseköğretim Sistemine Etkilerinin
İncelenmesi” konulu tezinde, son yıllarda ülkemizde sayıları hızla artmakta olan vakıf
üniversitelerinin yükseköğretim sistemindeki etkilerini inceleyip, sorunlarını saptamak,
bunların giderilmesi için önlemler almak ve bilimsel veriler ışığında yükseköğretim
kalitesinin arttırılması için geleceğe dönük öneriler ortaya koymak hedeflenmiş, ancak
görüşülen kişileri yalnızca devlet ve vakıf üniversiteleri bünyesindeki akademisyenler
oluşturmuştur.
Vakıf üniversitelerinde öğrenim hayatlarının önemli bir kısmını geçiren, yaptıkları
tercihler sonucunda bu üniversitelerde öğrenim görmekte olan öğrencilerin görüşleri de tüm
bu aksaklık ve sorunları görmekte bir başka yol olarak önümüzde durmaktadır. Böylece,
eğitim araştırmaları literatüründe yeterince yer verilmediği gözlemlenmiş bir konuyu, bu
konunun en temel öznesi olan öğrencilerin bakış açısı üzerinden irdeleme fırsatı elde
edilecektir.
14
4. Araştırmada Kullanılan Tanımlar
Eğitim: Eğitimi bilimsel bir terim olarak incelediğimizde toplum yaşayışında yerlerini
almak için hazırlanan yeni kuşakların gerekli bilgi, beceri ve anlayışlar elde etmelerine ve
kişiliklerini geliştirmelerine yardım etme etkinliği olarak görülmektedir.
Eğitim, kişilerde dolaylı ya da dolaysız yolda öğrenme ile istendik davranışlar
oluşturmak veya çevreye, topluma uyumlu insanlar yetiştirmektir. (Turgut, 1995, s.1) Bununla
birlikte, insanda var olan yetenek ve güçlerin dış etkilerle iletişime sokularak bireyin kendisi
ve ortak yaşam yararına biçim ve yön kazandırılarak geliştirilmesi aynı zamanda gelişim için
benimsenecek ilke ve ereklerin uygulanmasında konulacak kural ve oluşturulacak yöntemlerin
de yine insanın kendisi ve yaşamında aranıp bulunmasıdır. (Soykan, 1997, s.9)
Akyüz eğitimi kişinin zihni, bedeni, duygusal, toplumsal yetenek ve davranışlarının
istenilen doğrultuda geliştirilmesi ya da ona bir takım amaçlara dönük yeni yetenekler,
davranışlar ve bilgiler kazandırılması yolundaki çalışmaların tümü olarak nitelerken,(1993,
s.2) Türeyen ise eğitimin devamlılığına dikkat çeker ve eğitimi tarih boyunca toplumsal ve
ekonomik gelişmenin paralelinde, gerekli bilgiyi üreten, beceriyi kazandıran ve kültürel
değerleri oluşturan bir araç olarak tanımlar. (2005, s. 7)
Öğretim: Öğretme faaliyetlerinin önceden hazırlanmış bir program çerçevesinde
amaçlı, planlı, düzenli ve kontrollü olarak yapıldığı yerler okullardır. Okullarda yapılan
öğretme faaliyetleri ise, öğretim olarak adlandırılmaktadır.
Öğretim, Akyüz’e göre teşkilatlı ve düzenli olarak genellikle bir öğretim kurumunda
öğretmenler tarafından öğrencilere araç, gereç kullanılarak bilgi aktarılması ve öğretilmesi
çalışmalarının tümüdür. (1993 s.1)
Yükseköğretim: Üniversiteleri yönetmek görevini ve sorumluluğunu taşıyan
birimlerden oluşan kuruluştur. Aynı zamanda, yükseköğretim, üniversitelerde ve
yüksekokullarda yapılan öğretimdir. Türkiye'de lise diplomasına ve üniversite giriş sınavını
kazanma şartına bağlıdır. Ülkelerin eğitim sistemine göre farklılık gösterir.
15
Yükseköğretim, Çağdaş eğitim – öğretim esaslarına dayanan bir düzen içinde milletin
ve ülkenin ihtiyaçlarına uygun insan gücü yetiştirmek amacı ile ortaöğretime dayalı çeşitli
düzeylerde eğitim – öğretim, bilimsel araştırma, yayın ve danışmanlık yapmak, ülkeye ve
insanlığa hizmet etmek üzere çeşitli birimlerden oluşan kamu tüzel kişiliğine ve bilimsel
özerkliğe sahip, devlet tarafından özel kanunla kurulan üniversite kurumlarında yürütülen
eğitim kademesidir (YÖK, 1981)
Üniversite: Bilimsel özerkliğe ve kamu tüzel kişiliğine sahip yüksek düzeyde eğitim –
öğretim, bilimsel araştırma, yayın ve danışmanlık yapan; fakülte, enstitü, yüksekokul ve
benzeri kuruluş ve birimlerden oluşan bir yükseköğretim kurumudur.
Yükseköğretimin sağlandığı kurum olarak üniversite ise, ileri düzeyde eğitim-öğretim
yapılan ve aynı zamanda araştırma faaliyetlerinin yürütüldüğü bu faaliyetler sonunda lisans ve
lisansüstü eğitimde yüksek mezuniyet dereceleri verme yetkisine sahip yükseköğretim
kurumlarıdır. (Aydın, 2001, s. 9) Aktan’a göre üniversite bilimsel bilgiyi araştırma yoluyla
üreten, öğreten ve yayan kuruluştur. (2004, s. 13)
Vakıf Üniversitesi: Doğrudan devlete bağlı olmayan, bir vakıf tarafından özerk olarak
işletilen üniversitedir. Türkiye’de, kanunlara göre vakıf üniversiteleri, Yükseköğretim
Kurulunun önerisi üzerine kanunla kurulur. Bu tür üniversitelerin kurulması, yeni bir
üniversite kurma veya kurulmuş bulunan bir yükseköğretim kurumuna üniversite adının
verilmesi şeklinde olur. Vakıf Yükseköğretim Kurumu, 2547 sayılı kanun hükümleri
uyarınca, devlet tarafından kurulmuş bulunan yükseköğretim kurumudur.
YÖK’e göre özel yükseköğretim kurumları kazanç amacına yönelik olmamak şartı ile
vakıflar tarafından kurulmuş bulunan üniversite ile yüksek teknoloji enstitüsü ve bunların
bünyesinde yer alan fakülteler, enstitüler, yüksekokullar, meslek yüksekokulları
konservatuarlar, araştırma uygulama merkezleri ile bir üniversite veya yüksek teknoloji
enstitüsüne bağlı olmayan meslek yüksekokullarıdır. (YÖK Yönetmeliği, 2005)
Devlet yükseköğretim kurumları: 2547 sayılı Kanun Hükümleri uyarınca Devlet
tarafından kurulmuş bulunan üniversite ile yüksek teknoloji enstitüsü ve bunların bünyesinde
yer alan fakülteler, enstitüler, yüksekokullar, konservatuarlar, meslek yüksekokulları ve
araştırma uygulama merkezleridir. (YÖK Yönetmeliği, 2005)
16
BÖLÜM I: İLGİLİ ALAN YAZIN
1.1. Konunun Kuramsal Çerçevesi
Günümüzde teknoloji baş döndürücü bir hızla ilerlemektedir. Özellikle, iletişim ve
bilişim alanında ortaya çıkan yenilikler çok hızlıdır. Bilim ve teknolojideki gelişmeler, bilgi
kavramının önemini gittikçe arttırmaktadır. Eğitimin en büyük işlevi de burada ortaya
çıkmakta, insanların bu değişim ve yeniliklere en iyi şekilde uyum sağlamasına yardımcı
olmaktadır. (Erguvan 2010, s.9)
Üniversite, eğitim, öğretim, bilimsel araştırma ve yayın yapan kurum olarak
tanımlanabilir. Bu işlevleri yerine getirmek üzere kurulan yükseköğretim kurumlarından, aynı
zamanda toplumun sorunlarını da çözüme kavuşturan çalışmalar yapması beklenmektedir.
Günümüzde üniversiteler yalnızca bilimsel araştırmalarla bilgi üreten ve aktaran kurumlar
olarak görülmemekte, aynı zamanda araştırma bulgularını toplumun, sosyal ekonomik ve
siyasal geleceğinin oluşturulmasında başarıyla kullanacak toplum liderlerinin
yetiştirilmesinde önemli görevler üstlenmiş kurumlar olarak kabul edilmektedir (Kaya, 1984).
Özellikle Türkiye’de, ekonomik sorunlardan ötürü nitelikli işgücüne daha fazla
gereksinim duyulmaktadır. Hem çağdaş ve demokratik bir ülke olmak hem de ekonomik
alandaki boşlukları doldurmak için gerekli kişileri yetiştirecek olan kurum ise yükseköğretim
kurumudur. Bu sebepten, gelişmiş bir yükseköğretime sahip olmak, Türkiye için çok
önemlidir.
1.1.1 Yükseköğretimin Önemi
Yükseköğretimin gelişim süreci doğuda ve batıda eş zamanlı yaşanmamıştır.
Dolayısıyla farklı coğrafyalardaki yükseköğretim kurumları birbirinden bir şekilde
17
etkilenmişlerdir. İlk olarak doğuda medreseler teşkilatlı birer kurum olarak ortaya
çıkmışlardır. Doğuda İslam uygarlığının yükselmesi ve genişlemesinde medreselerin önemli
bir payı vardır. Medreseler, kendi dönemlerinin en önemli eğitim kurumları olmuşlardır. Bu
kurumlar İslam uygarlığının yükselişine olduğu gibi, çöküşüne de önderlik etmişlerdir
(Aydın, 2001, s.22).
Yükseköğretim sistemi kuruluş yılları ve öğrenci sayıları açısından büyük çeşitlilik
gösteren ve sayıları artma eğiliminde olan devlet ve vakıf üniversiteleri başta olmak üzere,
açık öğretim, meslek yüksekokulu gibi farklı türlerden oluşan çok sayıda yükseköğretim
kurumunu bünyesinde barındıran çok kültürel ve karmaşık bir yapıya sahiptir (Başer, 2008,
s.106).
Türkiye’nin yüksek öğretim tarihinde dönüm noktası sayılabilecek olaylardan biri
belki de en önemlisi 1933 yılında gerçekleştirilen “Üniversite Reformu” ya da o zamanki
adıyla Darülfünun Reformu’dur. Bu reform dönemin en önemli yüksek öğretim kurumu olan
Darülfünun’un kapatılarak yerine İstanbul Üniversitesi’nin kurulmasıyla sonuçlanmıştır. Bu
süreçte Darülfünun’un öğretim üyesi kadrosu büyük oranda tasfiye edilmiş ve bir kısmı
yurtdışından getirtilmek suretiyle yeni bir çok öğretim üyesinin istihdamına gidilmiştir
(Aksoy, 2003, s.2).
Reformun sonuçlarını değerlendirecek olursak vurgulanması gereken en önemli nokta
hiç şüphesiz yapılan değişiklikler sayesinde üniversite kurumunun kısa vadede ciddi bir atılım
gerçekleştirdiği, kürsüleri, enstitüleri ve yönetim organlarıyla sağlam bir üniversite modelinin
oluşturulduğudur. Reform üniversitenin bilimsel yapısını güçlendirmiş ve bir çok bilimsel
alanın gelişiminin önünü açmıştır. Özellikle sosyal bilimler alanında reform sonrası yaşanan
gelişmelerden bugün bile övgüyle bahsedilmektedir (Yıldırım, 2003, s.14).
1946 yılına gelindiğinde üniversiteye özerliğinin verilmesi gerektiği konusunda görüş
birliği olmuştu. Bu amaçla Mili Eğitim Bakanlığı, üniversite öğretim üyelerinden oluşan bir
komisyona yasa tasarısı hazırlattı. Sıddık Sami Onar’ın başkanlık ettiği komisyonun
hazırladığı yasa tasarısının adı “ Üniversitelerin, Fakültelerin ve Bunlara Bağlı Diğer
Kurumların Özerklikleri Üzerine Kanun Tasarısı” idi (Baltacı, Akın, 2007, s.85).
Planlı dönem olarak ifade edilen 1961 sonrasında eğitim, genel olarak “kalkınma”
hedefi içinde değerlendirilmiş ve nitelikli insan gücü yetiştirilmesine yönelik en önemli araç
kabul edilmiştir. Bu dönemde ülkemizde DPT’nin ardından TÜBİTAK’ın kurulması ile
18
birlikte yeni bir bilim politikası uygulanmaya başlanmıştır. Bu kurumlar sayesinde ilk defa
“devlet bilimsel ve teknolojik araştırmaları bir bütün olarak ele amakta ve gelişim için etkin
bir yapı oluşturmaya” çalışmaktadır (Aydın, 2001, s.81).
1962’de planlı döneme geçiş ile birlikte, ortaya çıkan yükseköğretim talebinin
karşılanması konusunda üniversitelerden daha fazla sayıda öğrenciye eğitim vermek üzere
kontenjan artırmaları istenmiş olmasına rağmen üniversiteler, özerk olduklarından bahisle bu
isteği reddetmişlerdir. Bunun üzerine 1975 yılına kadar 11 yeni üniversite daha kurularak
toplam 19 üniversiteye ulaşılmıştır. Fakat yeni kurulan “taşra üniversiteleri”nde öğretim
elemanı ihtiyacı ise uzun süre karşılanamamıştır. Bu yüzden planlı dönem eğitim politikaları
için yapılan değerlendirmelerde daha çok “ulusal devlet ve ekonomik politikalarla
(bütünleşemediği yine) planlarda belirtilen fırsat ve imkan eşitliğinin sağlanamadığı, bireysel
farklılıklar ve kişisel kapasiteler fazlaca hesaba katılmadığı” yönünde eleştiriler
yöneltilmektedir (Aydın, 2001, s.82).
1981 Üniversite reformundan önceki yıllarda, Türk yükseköğretim sistemi beş tür
kurumdan oluşmaktaydı: Üniversiteler, Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı akademiler, bir kısmı
diğer bakanlıklara, çoğu Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı iki yıllık meslek yüksekokulları ile
konservatuvarlar, Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı üç yıllık eğitim enstitüleri, mektupla
öğretim yapan YAYKUR. Yükseköğretimin tüm düzeyleri için etkili ve koordineli bir
merkezi plânlamanın olmaması, özellikle de altmışlı ve yetmişli yıllarda yükseköğretim
kurumlarının sayısı, çeşidi ve öğrenci sayıları ile başka bir çok hususta gözlenen hızlı artış
nedeniyle yukarıda belirtilen yükseköğretim sistemi bir süre sonra başarısızlık ve yozlaşma
işaretleri vermeye başlamıştır. Bunlara ek olarak 1960-80 arasında ortaya çıkan siyasi,
sosyalve ekonomik sorunlar, yükseköğretimdeki kötüye gidişi daha da artırmıştır. Bu nedenle
yetmişli yılların sonunda köklü bir reform kaçınılmaz hale gelmiş ve sonunda 1981 reformu
yürürlüğe konmuştur. Yükseköğretim, 1981’de çıkarılan 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu
ile akademik, kurumsal ve idari yönden yeniden yapılanma sürecine girmiştir. Bu kanunla
ülkemizdeki tüm yükseköğretim kurumları Yükseköğretim Kurulu (YÖK) çatısı altında
toplanmış, akademiler üniversitelere, eğitim enstitüleri eğitim fakültelerine dönüştürülmüş ve
konservatuvarlar ile meslek yüksekokulları üniversitelere bağlanmıştır. Böylece, söz konusu
kanun hükümleri ve Anayasa’nın 130. ve 131. maddeleriyle kendisine verilen görev ve
yetkiler çerçevesinde özerkliğe ve kamu tüzel kişiliğine sahip bir kuruluş olan Yükseköğretim
Kurulu, tüm yükseköğretimden sorumlu tek kuruluş haline gelmiştir. ( YÖK, Tarihçe)
19
1.1.2. Üniversitenin Tarihçesi
Çağdaş yükseköğretimin kökenleri Eflatun’un Academia’sına (M.Ö. 400), Aristo’nun
Lyceum’una (M.Ö. 387), Çin’deki İmparatorluk Akademisi’ne (M.Ö.124) ve hatta bir
araştırma kurumu niteliği de taşıması nedeniyle, İskenderiye Müzesi’ne (M.Ö. 330-200) kadar
götürmek mümkündür. Ancak, günümüzdeki yükseköğretim sisteminin en önemli kurumunu
oluşturan üniversitenin protipleri olan Bologna Üniversitesi’nin 1088, Paris Üniversitesi’nin
1160, Oxford Üniversitesi’nin ise 1167 yılında kurulduğu göz önüne alındığında, çağdaş
yükseköğretimin yaklaşık 900 yıllık bir geçmişe sahip olduğu genellikle kabul edilen bir
husustur. (Sütlaş, 2010, s.5)
Bologna’da öğretmenlerin ücretleri öğrenciler tarafından ödenirdi ve kurum bir
öğrenci loncası niteliğindeydi. Rektör, öğrenciler tarafından kendi aralarından seçilir, ve
üniversitenin yönetimi, mali ve disiplin konuları da öğrenci rektör tarafından yürütülürdü.
Eğitim–öğretim öğretmenlerin sorumluluğundaydı ve bu durum aynı zamanda, kiliseden
bağımsız ve laik bir ortam yaratıyordu.
Öğretmen loncası niteliğindeki Paris’te ise, rektör ve fakülte dekanları öğretmenler
tarafından seçilmekte ve öğrencilerin burada da ücret ödemelerine karşın, üniversite, rektör,
dekanlar ve öğretmenlerin oluşturduğu kurumlar tarafından yönetilmekteydi. Paris’teki
öğretmen ve öğrencilerin çoğunluğu ruhban sınıfındandı; dolayısıyla, üniversite büyük ölçüde
kilise ile iç içeydi. (Erguvan, 2010, s.14)
Üniversiteler, yıllar boyunca kiliselere karşı direndiler. 16. Yüzyılda mutlak krallıklar
kiliseleri kontrol altına alınca, üniversiteler ile mutlak monarşi arasında bir işbirliği sağlandı.
Bu dönemde üniversiteler, devlet kademelerine memur yetiştiren kurumlara döndüler. Bu
işbirliği iki asır boyunca sürdü. Bu süreçte öğrenci sayılarında artış yaşansa da 17. ve 18.
yüzyılların ünlü filozof ve bilim adamlarının hemen hiçbiri bu birliklerin üyesi olmadı.
Modern bilim, üniversitelerin dışında doğdu (Karatepe, 2007).
20
1.1.3. Türk Yükseköğretiminin Tarihçesi
Cumhuriyetin kurulduğu ilk yıllarda ülkemizde yükseköğretim kurumu olarak yalnızca
İstanbul Darülfunun’u vardı. 29 Mayıs 1932’de hükümete sunulan rapor esas alınarak
1933’de çıkarılan 2252 sayılı yasayla Türkiye Büyük Millet Meclisi, İstanbul Darülfünun’u
kaldırarak yerine İstanbul Üniversitesi’ni kurmuştur. 1933’de 2252 no’lu kanunla
gerçekleştirilen üniversite reformu, çağdaş üniversitenin ülkemizdeki gerçek başlangıcıdır.
1933-1946 yılları arası, yükseköğretim kurumlarının yavaş yavaş yurt düzeyine
yayılmaya başladığı yıllardır. 1946’da çok partili hayata geçişle birlikte 2252 sayılı kanun
yürürlükten kaldırılmış, çıkarılan 4936 sayılı kanunla üniversitelere özerklik verilmiştir.
Yüksek Mühendis Mektebi’nin 1944’de tekrar düzenlenmesi ile İstanbul Teknik Üniversitesi
kurulmuş olup bunu Ankara’da daha önce kurulmuş olan Hukuk Fakültesi (1925), Ziraat
Fakültesi (1930), Dil ve Tarih, Coğrafya Fakültesi (1937), Fen Fakültesi (1943), Tıp Fakültesi
(1945) ve enstitülerin birleştirilmesiyle kurulan Ankara Üniversitesi izlemiştir. (Sütlaş, 2010,
s.3) 1955-1957 yılları arasında Ege Üniversitesi, Karadeniz Teknik Üniversitesi, Orta Doğu
Teknik Üniversitesi ve Atatürk Üniversitesi’nin kurulması ile yükseköğretimin Anadolu’ya
yayılması hız kazanmıştır. 1973-1981 yılları arası üniversitelerin tam anlamı ile Anadolu’ya
yayıldığı bir dönemdir. Türkiye’nin her bakımdan zor şartlar altında bulunduğu bu dönemde,
Diyarbakır, Eskişehir, Adana, Sivas, Malatya, Elazığ, Samsun, Konya, Bursa ve Kayseri’de
on yeni üniversite kurulmuş ve böylece üniversite sayısı on dokuza yükselmiştir(YÖK, 2007).
Üniversite sayısındaki en büyük artış 1992 yılında yaşanmış, yirmi bir yeni devlet
üniversitesi ve iki ileri teknoloji enstitüsü, bunlara ek olarak Türkiye’nin ikinci vakıf
üniversitesi olan Koç Üniversitesi kurulmuştur. 1993 yılında, Eskişehir’de Anadolu
Üniversitesi oluşturulmuş, 1994 yılında Galatasaray Üniversitesi ve üçüncü vakıf üniversitesi
olan Başkent Üniversitesi kurulmuştur. Bu gelişmeler sonucunda 1994 yılında Türkiye’deki
toplam üniversite ve ileri teknoloji enstitülerinin sayısı elli altıya ulaşmıştır. Bu tarihte 42
ilimize yayılmış olan bu yükseköğretim kuruluşlarının on yedisi üç büyük kentte, İstanbul(8),
Ankara (6) ve İzmir’de (3) toplanmıştı.
21
TABLO 1: 1992 – 1994 Yılları Arasında Türkiye’de Kurulan Üniversiteler
Üniversite Adı Kuruluş YılıAbant İzzet Baysal Üniversitesi(Bolu) 1992Adnan Menderes Üniversitesi(Aydın) 1992Balıkesir Üniversitesi 1992Başkent Üniversitesi (Ankara) 1994Celal Bayar Üniversitesi (Manisa) 1992Çanakkale On Sekiz Mart Üniversitesi 1992Dumlupınar Üniversitesi (Kütahya) 1992Eskişehir Osmangazi Üniversitesi 1993Galatasaray Üniversitesi 1992Gaziosmanpaşa Üniversitesi (Tokat) 1992Gebze İleri teknoloji Enstitüsü 1992Harran Üniversitesi (Şanlıurfa) 1992İstanbul Bilgi Üniversitesi 1994İstanbul Ticaret Üniversitesi 1992/2001İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü 1992Kadir Has Üniversitesi 1992Kafkas Üniversitesi (Kars) 1992Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi 1992Kırıkkale Üniversitesi 1992Koç Üniversitesi 1993Mersin Üniversitesi 1992Muğla Üniversitesi 1992Mustafa Kemal Üniversitesi (Hatay) 1992Niğde Üniversitesi 1992Pamukkale Üniversitesi (Denizli) 1992Sabancı Üniversitesi 1994Süleyman Demirel Üniversitesi (Isparta) 1992Zonguldak Karaelmas Üniversitesi 1992
*Üniversitelerin kendi sitelerinden bu bilgilere ulaşılmıştır.
1994 ile 2006 yılları arasında kurulan ve faaliyete geçen yirmi iki yeni vakıf üniversitesi
(On beşi İstanbul’da, dördü Ankara’da, ikisi İzmir’de, biri Mersin’de) ile üniversite ve ileri
teknoloji enstitülerinin sayısı yetmiş sekize ulaşmıştır. 1 Mart 2006 tarih ve 5467 sayılı
yasayla onbeş yeni devlet üniversitesi kurulması ile devlet üniversiteleri sayısı altmış sekize,
toplam üniversite sayısı doksan üçe, üniversitesi bulunan il sayısı da elli yediye ulaşmıştır
(YÖK, 2006). Bu rakamlar 2010 yılı itibariyle doksan dört devlet, kırk beş vakıf olmak üzere,
toplamda 139 olarak değişmiştir (YÖGM, 2010).
1994 yılından 2006 yılına açılan yeni bir devlet üniversitesi olmamasına rağmen, açılan
üniversite sayısı vakıf üniversiteleri ile hızlı bir artış gösterdi. 2006 yılından itibaren ise devlet
üniversitelerinin sayısında yeniden bir artış görünmeye başlamış ve toplam 48 devlet
22
üniversitesi açılmıştır. 2010 yılı itibariyle, Türkiye’deki toplam devlet üniversitesi sayısı
104’e ulaşmıştır. (YÖK)
TABLO 2 : Türkiye’de 2006 -2011 Yılları Arasında Kurulan Yükseköğretim Kurumları
Üniversite Adı Kuruluş Üniversite Adı Kuruluş Adıyaman Üniversitesi 2006 İstanbul Medeniyet Üniversitesi 2010Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi 2007 İzmir Katip Çelebi Üniversitesi 2010Ahi Evran Üniversitesi (Kırşehir) 2006 Karabük Üniversitesi 2007Aksaray Üniversitesi 2006 Karamanoğlu Mehmetbey 2007Amasya Üniversitesi 2006 Kastamonu Üniversitesi 2006Ardahan Üniversitesi 2008 Kayseri Abdullah Gül Üniversitesi 2010Artvin Çoruh Üniversitesi 2007 Kırklareli Üniversitesi 2007Bartın Üniversitesi 2007 Kilis 7 Aralık Üniversitesi 2007Batman Üniversitesi 2007 Konya Üniversitesi 2010Bayburt Üniversitesi 2007 Mardin Artuklu Üniversitesi 2007Bilecik Üniversitesi 2007 Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi 2006Bingöl Üniversitesi 2007 Muş Alparslan Üniversitesi 2006Bitlis Eren Üniversitesi 2007 Namık Kemal Üniversitesi 2006Bozok Üniversitesi (Yozgat) 2007 Nevşehir Üniversitesi 2007Bursa Teknik Üniversitesi 2010 Ordu Üniversitesi 2007Çankırı Karatekin Üniversitesi 2007 Osmaniye Korkut Ata Üniversitesi 2007Düzce Üniversitesi 2006 Rize Üniversitesi 2006Erzincan Üniversitesi 2006 Siirt Üniversitesi 2007Erzurum Teknik Üniversitesi 2010 Sinop Üniversitesi 2007Giresun Üniversitesi 2006 Şırnak Üniversitesi 2007Gümüşhane Üniversitesi 2007 Tunceli Üniversitesi 2007Hakkari Üniversitesi 2007 Uşak Üniversitesi 2006Hitit Üniversitesi (Çorum) 2006 Yalova Üniversitesi 2007Iğdır Üniversitesi 2007 Yıldırım Beyazıt Üniversitesi 2010
*Üniversitelerin kendi sitelerinden bu bilgilere ulaşılmıştır.
1.1.4. Yükseköğretimin Bugünkü Durumu
Yükseköğretimin kitlelere mal olması ve büyümesi çağ nüfusu için sağlanan
okullaşma oranı ile ölçülmektedir. Ülkemiz (1999 verilerine göre) %17.4’lük bir oranla ancak
dünya ortalamasını aşabilmektedir. Bu oran tersinden okunduğunda, her yıl yükseköğretim
olanağı tanın(a)mamaktadır. Vakıf yükseköğretim kurumları bu anlamda yükseköğretim kamu
hizmetinin bu büyük kitleye – az da olsa- ulaşılabilmesine katkı sağlamaktadır. Teknolojik
ilerlemeler ve işitsel – görsel bir takım olanaklar sayesinde yakın bir süre sonra
kurumsal/mekansal temelli eğitim yerine zaman/mekan sınırlaması olmayan eğitim teknik ve
23
yöntemlerine geçilecektir. Bu yönelimlerin zamanında görülebilmesi ve yükseköğretim
kurumlarının bu dönüşüme zamanında hazır olabilmesi açısından vakıf yükseköğretim
kurumları, daha avantajlı gözükmektedir. Çünkü gerek kurumsal gerek yönetsel gerek zihinsel
olarak daha kolay adapte olabilecek bir alt yapıya sahiptirler. Örneğin esnek karar alma
mekanizmaları sayesinde eğitim – öğretim dönemi içinde yöntem değişikliğine gidebilecek,
bu konuda gerekli araç – gereç ve malzeme alım ve sarfını kamu yükseköğretim kurumlarına
göre daha kısa zamanda tamamlayabileceklerdir. Bu avantajların iyi değerlendirilmesi
gerekmektedir (Aydın, 2001, s.4).
Türkiye yükseköğretim sistemi son çeyrek yüzyılda ve özellikle son on beş yılda
dünyada eşine ender rastlanan bir genişleme ve yapısal değişim süreci yaşamaktadır. Bu
dönemde devlet üniversitelerinin sayısı 1981 yılında sadece 19 iken 1982’de 27’ye, 1992’de
büyük bir sıçrama göstererek o yıl kurulan 21 üniversite ve iki ileri teknoloji enstitüsünün
katılmasıyla 51’e Mart 2006’da kurulan 15 yeni üniversite eklenerek 68’e yükselmiştir. Bu
sayıya, en son olarak da 2007 yılında 17 yeni üniversite eklenmiş ve devlet üniversitelerinin
sayısı Haziran 2008 itibariyle 94’e ulaşmıştır. (Başer,2008, s.106) 2010 yılı, Aralık ayı itibarı
ile devlet üniversitesi sayısı 104’e ulaşmış bulunmaktadır.
Hemen hemen OECD hükümetleri son senelerde yükseköğretim sistemlerini gözden
geçirmekte veya yeniden yapılandırmaktadır. Yükseköğretim ortamı giderek daha karmaşık
bir hale gelmektedir. Bilgi toplumuna dönüşme ve ekonomik ve sosyal ihtiyaçları
karşılamadaki rolleri nedeniyle yükseköğretim kurumları hükümetlerin ilgisini daha çok
çekmektedir; ancak merkezi planlamanın bilgi üretiminde çoğunlukla verimsiz olduğu ve
Pazar koşullarının daha etkili bir düzenleme sağladığı bilinmektedir. Hükümetlerin,
üniversitelerin bağımsızlığına gölge düşürmeden ve yeni pazarlara hizmet götürebilecek
dinamizmini azaltmadan ulusal hedeflere ve evrensel normlara uygun yapılar ve çözümler
getirmeleri beklenmektedir. Bu arada yükseköğretim kurumlarının niteliklerinin ve hizmet
verdiği kitlenin hızla değişmesi, çözümleri daha da zorlaştırmaktadır (Erarı, 2002).
1.1.4.1. Küreselleşme
24
Küreselleşme, günümüz dünyasında tanımı ve anlaşılması basit olmayan bir
kavramdır. “Son 15-20 yıldır küreselleşme üzerine sayısız eser üretilmiş ve farklı bakış
açılarına göre de küreselleşmeden ne anlaşılması gerektiği bir o kadar farklılaşmıştır.”
(Ateş,2006). Temel olarak ‘küreselleşme’; ekonomik, sosyal, politik ve kültürel
entegrasyonun artışı ile beraber tanımlanabilmektedir. Bir yandan da kürselleşme; çelişkili ya
da birbirine zıt etkenlerin, sosyal, ekonomik, politik ve kültürel alanlarda karşılaştıkları bir
arenadır. Burada ‘karşılaşma’ süreci, sürekli olarak iletişim halinde olan küresel dinamiklerin,
büyük bir arenada devamlılık arz eden diyaloglarını anımsatır, tam da bu nedenle
küreselleşme süreçsel bir olgudur. Bir yandan küreselleşmenin artan yoğunluk ve
melezleşmeyle birlikte heterojenlik yarattığını belirten, diğer yandan homojenliği artırdığını
düşünen görüşler bulunmaktadır (Giddens, 2000). Küreselleşme kültürel alanda, yerel kültür
ve kimliklerde gerilimlere, çözülmelere ve çatışmalara sebep olmaktadır. (Yeşiltuna
2006:481-439) Appadurai’ye göre bugünkü küresel etkileşimlerin temel sorunu kültürel
homojenleşme ve kültürel heterojenleşme arasındaki gerilimdir.. Bugünün küresel kültürünün
temel özelliği aynılık ve farklılığın kendilerini güçlendirmek için karşılıklı olarak birbirlerinin
unsurlarını yok etme siyasetidir (Keyman 2000:227).
Küreselleşme üzerine yazılmış teoriler de birbirinden farklı ideolojilere ev sahipliği
yapmaktadırlar. Immanuel Wallerstein tarafından geliştirilen “Dünya Sistem Teorisi”, J.
Meyer tarafından oluşturulan “Dünya Politika Teorisi” ve son olarak da R. Robertson’ ın
yazdığı “Küreselleşme Teorisi” bunlara örnek olarak gösterilebilir. Dünya Sistem Teorisine
göre, dünya ekonomik sistemini ulus devletlerin ötesinde merkez-çevre bağlamında ele alır ve
merkez ülkeler ileri kapitalistleşmiş ülkelerdir, çevre ülkelerdeki öz kaynakları merkeze
aktarır, çevreyi bir pazar olarak kullanırlar. Teoriye göre bu kısır döngü daima devam
edecektir. O nedenle 3. dünya ülkelerinin kapalı bir ekonomik sistemle kendi üreticilerini
teşvik etmeleri, teknolojilerini geliştirmeleri gerekmektedir. Wallerstein bu söylemi kurarken
tamamen Marx’tan etkilenmiştir.
Wallerstein’ın bakış açısıyla bakılacak olunursa, küreselleşmenin gerilimli yapısı
ülkelere göre farklılık gösterebilmektedir. Bu farklılıklar, özellikle, birinci dünya ülkeleri ile
çevre ve yarı-çevre ülkeler arasında belirgin bir şekilde görülmektedir. Gelişmiş ülkeler sahip
oldukları ekonomik, sosyal ve siyasal araçlarla kendi ideolojilerini; çevre ya da yarı-çevre
ülkeler üzerinde hâkim kılmaktadır. Bunun sonucunda bir aynılaştırma politikası görülebilir;
fakat bu hareket, uygulanması amaçlanan ülkede, pozitif olduğu gibi negatif sonuçlar da
doğurabilir. Negatif sonuç ile kast edilen farklılaştırma-yerelleştirme hareketidir. Bu
25
bağlamda küreselleşmenin ikiliklere yol açtığını söyleyebiliriz: küreselleşmeye karşı
tekilleşme, homojenleşmeye karşı farklılaşma, bütünleşmeye karşı parçalanma gibi. (Elteren
1999, s. 288)
Dünya Politika Teorisi’nde ise Meyer’e göre, dünya kültürü modern kültürlere ev
sahipliği yapan devletlerin akılcı, modern aktörleri tarafından oluşturulur. Meyer,
küreselleşme süreçinde uluslararası hükümet-dışı organizasyonlara ve kurumlara vurgu yapar.
Yukarıdaki iki önemli teorinin kısaca açıklanmasındaki amaç, araştırmanın temelini
oluşturacak R. Robertson tarafından yazılan “Küreselleşme Teorisi” ile farklılıkları daha
somut anlamda gösterebilmektir. Robertson, özellikle Wallerstein’a gönderme yaparak,
bugüne kadar küreselleşme ile ilgili yapılan teorilerin neredeyse hepsinin ekonomik temelli
olduğunu, hepsinde ekonomiye odaklanıldığını belirtir. Bunlarla beraber, Robertson, bahsi
geçen teorilerde kültürün öneminin vurgulanmadığına dair keskin eleştirilerde bulunur. Ona
göre küreselleşmeyi tanımlamada ve anlamada kullanılacak en önemli kavram ekonomi değil
kültür olmalıdır. Küreselleşmeyle birlikte dünyada tek bir kültür oluşur ve bu dünya kültürü
diğer yerel kültürlerle olan bir harmanlama sonucunda oluşur. Robertson bunu en iyi
tanımlayacak kavramın “küyerel” (glocal) olduğunu söyler. Küyerel, küresel ve yerel olanın
karışımıdır, içiçe geçmesidir. “Küyerel” esas olarak İngilizce bir kelime olan “glocal”
sözcüğünün Türkçe’ye çevrilmiş halidir. “Glocal”, “global” ve “local” kelimelerinin karışımı
ile oluşturulmuştur. Yerel olanın özelliklerini yitirmeden global (küresel) olabilmiş şeyleri
ifade etmekte kullanılan bir terimdir.
1.1.4.1.1. Küreselleşme ve Yükseköğretim
1980’lerden beri yalnızca Türkiye’yi değil bütün dünyayı etkilemekte olan
serbestleştirme ve özelleştirme uygulamaları yükseköğretim hizmetinin sunumunda ve
finansmanında da bazı değişimlerin yaşanmasına neden olmuştur. Bu değişimleri Aktan,
Demonopolizasyon (tekelleşmenin ortadan kaldırılması), Deregülasyon (serbestleştirme)
Özelleştirme, Desantralizasyon (Yerelleştirme) olarak üç başlık altında toplar. (Aktan, 2007)
Tekelleştirmenin ortadan kalkması sürecinde devletin tekeli kaldırarak yükseköğretim
sektörü, özel sektöre de açılmıştır. Devlet ağırlıklı olarak hizmet sunumunun ve daha çok
vergiye dayalı finansmanın yerini piyasa ağırlıklı hizmet arzı ve finansmanı almıştır. Bu
süreci ‘pisayalaştırma’ olarak da tanımlamak mümkün olabilir.
26
Yasal-kurumsal serbestleşme olarak da adlandırılan deregülasyonun temel amacı tüm
sektörlerde rekabetin canlandırılması ve ekonomide verimliliğin arrtırılmasıdır. 1980’li
yıllarda yükseköğretim hizmetlerinde deregülasyon uygulamaları yaygınlık kazanmıştır.
Saygın üniversitelerin başka ülkelerde şubeler açması, uzaktan eğitim programlarının
yaygınlaşması, Kaplan şirketi (GRE, TOEFL ve GMAT sınavlarına hazırlık konusunda büyük
Pazar payına sahiptir.) gibi uluslararası boyutta hizmet veren eğitim kurumlarının gittikçe
yaygınlaşması ve zenginleşmesi, üniversitelerin şirketlerle işbirliği yapması gibi değişimler
hep piyasa yönelimlidir ve bu durum bazı bilim adamları tarafından ‘akademik kapitalizm’
olarak adlandırılmaktadır. (Erguvan, 2010, s. 39)
Yerelleştirme ise merkezi yönetimin bazı mal ve hizmetlerin üretimini yerel
yönetimlere devretmesidir. Yerelleştirmenin temel gerekçesi kamu hizmetlerinden
yararlananların bu hizmetlere ulaşma olanaklarını arttırmak, hizmetin miktar ve kalitesinde
iyileştirmeler sağlamaktır. Merkezi yönetimin tüm hizmetlerin sunumunu üstlenmesi
durumunda farklı yerel gereksinimlerin karşılanmasında yetersizliklerin ortaya çıkabileceği
görüşü savunulur. Burada da yine piyasalaştırma eğilimi ağır basmaktadır. (Aktan, 2007)
Sayıları hızla artan vakıf üniversiteleri, yükseköğretim kuruluşlarının etrafında oluşan
çeşitli vakıflar ve şirketler, devlet üniversiteleri içinde ikinci öğretim başta olmak üzere
sayıları giderek artan paralı programlar, öğrenci katkı payları, paralı yaz okulu ve özel öğrenci
uygulamaları, barınma, ulaşım, beslenme gibi hizmetlerin de ticarileşmesi son yıllarda
yükseköğretinde gözlenen finansman değişiminin en başta gelenlerindendir. Bu durum, diğer
eğitim kademeleriyle birlikte yükseköğretime genel bütçeden ayrılan payın yetersizliğinin ve
üniversitelerden kendi kaynaklarını kendilerinin yaratması beklentisinin ağırlık kazanmasının
kaçınılmaz bir sonucu ve Dünya Bankası gibi uluslararası kuruluşların kamu hizmetlerinin
bedelinin kullanıcı tarafından ödenmesini öngören yaklaşımlarının birer yansımasıdır.
(Şenses, 2007)
Bugünkü eğilimlerin sürmesi durumunda son çeyrek yüzyılda iktisat politikası alanını
etkisi altına alan serbest piyasa ağırlıklı neo-liberal söylem ve uygulamaların, kısa sürede
yükseköğretim üzerindeki etkisini daha da arttırması beklenebilir. Üniversiteye giriş
konusundaki talep fazlası bugünkü düzeyini koruduğu sürece büyük sermaye gruplarının
yükseköğretime ilgisi artabilir ve yükseköğretim sistemi içinde yabancı sermayenin öneminin
giderek arttığı yabancılaşma sürecini beraberinde getirebilir. Bu yöndeki gelişmeler, zaman
içinde yabancı üniversitelerin Türkiye’de aynı adla kampüsler kurmasına ve daha ileri bi
27
aşamada da yabancı sermaye ağırlıklı üniversitelerin yaygınlaşmasına yol açabilir. (Şenses,
2007)
1.1.4.1.2. Küreselleşme ve Yükseköğretim Kurumlarının Örgütlenmesi ve Yönetimi
Bütün dünyda yükseköğretim kurumları büyük bir değişim içindedir. Üniversiteler ve
diğer yükseköğretim kurumlarından bilgi üretmeleri ve aynı zamanda öğrenci
gereksinimlerini karşılamaları ve bunu en etkili biçimde yerine getirmeleri beklenmektedir.
Yükseköğretim kurumları en iyi öğrenciyi ve öğretim elemanını kendi bünyesine katabilmek
ve araştırma fonları elde edebilmek için birbiriyle rekabet halindedir. Bu hızlı değişim
üniversitelerin örgütlenmesini ve yönetimini de etkilemekte devletin ya da hükümetlerin
doğrudan müdahalesi artık üniversitelerin özerkliğine, bağımsızlığına ve dinamizmine engel
olarak görülmektedir. (Erguvan, 2010, s. 41)
Günümüzdeki üniversite anlayışını etkileyen en önemli değişme 19. yy. da
Almanya’da ortaya çıkan “Von Humboldt Üniversitesi” ile olmuştur. Bu modelle bireysel
bilgi üretiminden toplu bilgi üretimine geçilmiştir. Bu modele araştırma üniversitesi de
denilmektedir. Enstitüler, kütüphaneleri ve laboratuarlarıyla bir bilim adamının kendi başına
sahip olamayacağı, bilimin üretilmesi için gereken üretim araçlarını sağlamaktadır. Bu
modelde eğitim bir kamu hizmeti olarak üretilmektedir. Sanayi üretiminde destek hizmeti
sağlayan bilimsel bilgi üretimi bu üniversite çatısında gelişmiştir. Burada belirleyici olan
nokta söz konusu geleneğin özerk üniversite çatısında yükselmesidir. Humboldt
üniversitesinin Almanya için belirleyici bir gelişme sağlaması ve bilimsel bilgi üretiminde
liderlerden biri haline getirmesi modelin sıkça uygulanmasının nedenlerinden biri olmuştur.
Türkiye’de gerek 1933 gerek 1946’da üniversite yeniden düzenlenirken benimsenen model de
bu olmuştur (Tekeli, 1994: 38)
Avrupa’daki özerk üniversite ve Humboldt Üniversitesi deneylerinden tamamen farklı
bir gelişim Amerikan üniversitelerinde yaşanmıştır. Bu deneyin çarpıcılığını öncelikle Max
Weber’in gözlemlerinden yola çıkarak değerlendirmek aydınlatıcı olacaktır. Weber Amerikan
üniversitelerini her şeyin “alışveriş” esasına dayandığı kurumlar olarak nitelemektedir
(Öztürk, 2006).
28
Yukarıda sözü edilen Avrupa tipi (Humboltvari) üniversitelerin bilgi – iktidar
arasındaki ilişkinin küresel (ekonomik) rekabet çerçevesinde değişmesiyle şirket – üniversite
kavramıyla ifade edilen Amerikan üniversite tipi ortaya çıkmıştır. Böylece ulusal kültür
fikrinin yerini içinde; fayda sağlama, çabuk ve kolaylıkla ulaşılan bilgi (diploma ve belgeler)
ideallerini taşıyan eğitimde mükemmellik (kalite) fikri almıştır. Bu haliyle yükseköğretim
kurumları Readings’in de ifade ettiği gibi bürokratik yolla yönetilen, müşteri merkezli bir
şirket haline gelmiştir. (Öztürk, 2006)
Sonuç olarak, küreselleşme sürecine en uygun modelin Ameriken üniversitelerinin bir
bölümünde uygulanan şirket tipi üniversite modeli olduğu düşünülmektedir. Bu model Max
Weber’in şaşkınlıkla gözlemlediği öğrenci-müşteri-şirket üçlemesi içinde gelişen modeldir:
(Arslanoğlu, 2001)
1)Bu doğrultuda yeni bilgi tabanlı ekonominin gereklerine uyan üniversitelerin başarılı
olacağı dolayısıyla iş çevreleri ile ilişkilerini geliştirecekleri beklenmektedir.
2) Bu bağlamda üniversiteler arasında hiyerarşik farklılıkların oluşacağı kesindir.
3)Üniversitelerin kendi kendini yönlendiren-öğrenen örgütler
olmalarıhedeflenmektedir.
Aktan, yükseköğretim kurumlarının örgütlenmesi ve yönetiminde görülen değişimleri
şu başlıklar altında toplar: (Aktan, 2007)
1. Girişimci üniversite modeline doğru ilerleme
2. Hesap verme sorumluluğuna dayalı üniversite özerkliği
3. Paydaşlarla işbirliği ve toplumsal sorumluluk
Girişimci, genel bilinen anlamında bir iş örgütleyen, yöneten ve söz konusu bütün
riskleri üstlenen kişidir. Bir diğer yaklaşıma göre girişimcilik; risk alma, fırsatları kovalama,
hayata geçirme ve yenilik yapma süreçlerinin tümüne verilen addır. (Akgül, 2005)
Yeni ekonominin itici gücü girişimcilik olduğu için ABD’de ve AB ülkelerinde birçok
üniversitede girişimciliği teşvik eden dersler verilmekte, üniversiteler şirketlerle ortak projeler
geliştirerek küresel bilgi ekonomisinde daha etkin rol almaktadır. Üniversitelerin dünya
ekonomisinde oynamaya başladığı bu etkin rol, üniversitelerin ‘girişimci üniversite’
kimliğidir. Yeni küresel ekonomi anlayışında üniversitelerin, bölgesel bir yenilikçilik
29
(inovasyon) merkezi olarak yeni girişimleri ve ekonomik atılımları destekleyecek bir ortam
yaratacak eğitim stratejileri doğurmaları beklenmektedir. (Erguvan, 2010, s. 42)
Tarihsel süreçte üniversitelerin asıl işi bilgiyi üretmek olarak görülmüştür; bu bilgiden
kar elde etmek sanayinin işidir. Ancak ürettikleri bilgiden kar elde etmek isteyen
akademisyenler, zaman içinde akademik kurumları ekonomik fayda ilkesine göre işleyen bir
işletmeye benzetmeye başlamışlardır. Böylelikle üniversiteler ve şirketler arasında ilginç bir
etkileşim yaşanmaya başlamış; üniversiteler şirketleirken şirketler de üniversiteleşmişlerdir.
Bu olguyu somutlaştırmak gerekirse, üniversitelerin açtıkları teknoloji geliştirme merkezlerini
ve pilot fabrikaları; bunun karşısında da şirketlerin kendi çalışanlarının tekbik ve entelektüel
açıdan gelişimini sağladıkları ve kendi adlarını taşıyan üniversitleri sayabiliriz. Örneğin,
üniversitelerce açılan teknoparklar ve bununkarşısında Motorola şirketinin aynı adı taşıyan
üniversitesi gibi. Böylece üç kolda – yani Üniversite, Sanayi ve Hükümet arasında- yeni
sarmal oluşturulrmuştur. (Erguvan, 2010, s. 43)
1.1.4.1.3. Türkiye’de Küreselleşmenin Yükseköğretime Etkisi
Türkiye’de yükseköğretimin yarı kamusal bir hizmet olduğundan hem devlet hem de
özel sektör tarafından finanse edilse de diğer üniversitelerdeki yapılanmalar Türkiye’de de
görülmeye başlamıştır. Yeni YÖK tasarısıyla üniversitelerin kendilerine kaynak yaratmaları,
akademik performansa göre ek ücretler alabilmeleri ve iş adamlarının da katılımıyla bir
akademik kalite denetim sistemi kurulası gibi yenilikler, girişimci üniversite anlayışının
Türkiye’de yerleşmeye başladığına işarettir. (Öztürk, 2006)
1995-2003 yılları arasında YÖK Başkanlığını yürütmüş olan Kemal Gürüz, modern
üniversitenin kamu kaynaklarına büyük ölçüde bağımlı olduğundan, özerkliğinin mümkün
olmayacağını savunur ve ‘girişimci üniversite modeli’ne geçişi destekler. Gürüz, girişimcilik
ve gelir kaynaklarının çeşitlendirilmesi temeline dayalı “girişimci üniversite modeli”ne
geçişin gerekçesini şu şekilde açıklamaktadır: “Günümüz üniversiteleri artık faaliyet
alanlarını sadece kendi mensuplarının değer yargılarına göre tespit etmekten ziyade,
faaliyetlerin türlerini ve alanlarını toplumun gereksinim ve beklentileri ile kendilerine tahsis
edilen kaynaklara göre belirleyen kurumlardır. Dolayısıyla, çağdaş üniversite, toplumun her
kesimi ile bütünleşmiş, faaliyetleri bakımından topluma karşı olan sorumluluğu ne ölçüde
yerine getirdiği denetlenen ve faaliyetleri bakımından topluma karşı olan sorumluluğunu ne
30
ölçüde yerine getirdiği denetlenen ve faaliyetleri toplum tarafından yönlendirilen, sahip
olduğu her türlü tesis, teçhizat, bilgi birikimi ve insan gücünü, girişimci bir zihniyetle
değerlendirerek ek mali kaynak yaratan, modern işletmecilik teknikleri ile yönetilen fevkalade
karmaşık yapıya sahip bir kurumdur” (Erdem, 2006)
Girişimcilik kavramının geleneksel olarak kar amaçlı olması, çıkarları, fırsatları
gözlemeye ve değerlendirmeye odaklanması tepki çekmektedir. Bu tepkiler, “üniversitelerin
ticarileşmesi ve şirketleşmesi” ve “akademik kapitalizm” gibi tanımlamaları da beraberinde
getirmektedir. Hem Türkiye’de hem de birçok ülkede, her şeyin paraya odaklanması,
üniversitelerin geleneksel onuruna tehdit, bağımsız eleştiri yeri olmaktan çıkma, piyasaya
devlete ve öğrenciye mali olarak bağlı olma ve özerkliğin kaybolması yönünde kaygılar
doğurmaktadır. (Odabaşı&Odabaşı, 2004)
Mali konuların önem kazanmasının üniversiteler için ne demek olduğunu ve bu
durumun üniversiteleri ne şekilde etkilediğini anlamak için özerklik konusuna değinmek
gereklidir. Aktan, üniversitelerde özerkliği üç boyutta ele alır: yönetsel, akademik ve mali.
Yönetsel özerklik, üniversitelerin kendi kararlarını kendisi alması ve bu kararlar
doğrultusunda demokratik yöntemlerle oluşturulmuş kurulların üniversiteyi yönetmesi ve
denetlemesi olarak anlaşılabilir. Akademik özerklik, öğretim elemanlarının istedikleri konuda
özgürce araştırma yapabilmeleri üzerine odaklanır. Mali özerklik ise üniversitenin kendi
bütçesini hazırlaması, kendi kaynaklarını oluşturması ve bunları kullanmasıdır. (Aktan, 2003,
s. 55-56) OECD’nin hazırladığı bir raporaa göre genelde AB ülkelerindeki üniversitelerde
yüksek oranda özerklik bulunurken Türkiye’de devlet üniversiteleri özerklik sahibi
görünmemektedir. (Erguvan, 2010, s. 44)
Küreselleşmenin de etkisiyle dünya genelinde yükseköğretimin finansmanı, sunumu
ve genel anlamda yönetimi değişmiştir. Üniversitelerde yeni bir yönetişim sistemi
oluşmaktadır. Pazar gücü ve devlet gücü yeni bir dengeye oturmakta; hükümetler
üniversitelerin doğrudan yönetiminden çekilmektedir. Üniversiteler kendi doğal kaynak
akışına güvenememekte, mali kaynaklara ulaşmak için daha çok gayret göstermekte, aynı
zamanda pazarda kendi konumlarını güçlendirmek zorunda kalmaktadır. Eğitim ve öğretim
yöntemlerinde de genel bir paradigma değişikliği söz konusudur. Bu yaşanan değişimler
dünya genelinde özel yükseköğretim kurumlarının sayısının gittikçe artmasında da etkili
olmuştur.
31
Özellikle nitelikli insan kaynağının geliştirilmesinde belirleyici bir rol üstlenen
yükseköğretimde kalıcı ve derin değişikliklere yol açan bir dönüşüm yaşanmaktadır. Scott’a
(2002) göre yükseköğretimin değişme hızı ve yenilik temposu hiçbir zaman son onlu yıllarda
olduğu kadar hızlı olmamıştır.
Kwiek’e (2002) göre yükseköğretimin dönüşümüne katkıda bulunan başlıca küresel
etkenler üç ayrı kategoride toplanabilir:
1) Ulus-devletin yükseköğretimi ulusal bilince katkıda bulunan ulusal bir değer olarak
algılayan görüşünde değişim.
2) Devlet tarafından finanse edilen kamu sektörü faaliyetlerine yönelik yeni bir bakış
açısı ve refah devlet işlevlerinin yeniden belirlenmesi.
3) Küresel düzeyde uluslar arası sermaye dolaşım ve yatırımlarının kamu sektörü
üzerindeki etkileri.
Bu kaçınılmaz ve karşı konulmaz süreç üniversiteler için bir takım fırsatlar
sunmaktadır. Aktay üniversitelerin öğrencilere ve akademisyenlere eğitimde Internet
erişimiyle birlikte küresel imkânlar sağlamakta olduğunu belirtirken Kellner de 21. yüzyılın
eşiğindeki değişmelerin akademik çalışmalar için yeni teknolojiler (bilgisayar, bilgi,
haberleşme ve multimedya) sağlamakta olduğunu vurgulamaktadır. (Öztürk, 2006)
Ancak, küreselleşme üniversiteler için fırsatların yanı sıra birçok tehdidi de
beraberinde getirmektedir. Scott’a (2002) göre üniversiteler üç önemli hususta
küreselleşmenin meydan okumasıyla karşı karşıyadır:
1) Üniversitelerin ulusal kültürü belirleyip yayma misyonu ile küreselleşme arasında
bir uyumsuzluk gelişmektedir.
2) Gerek iletişim ve bilişim teknolojisinin etkisiyle, gerekse küresel araştırma kültürü
ağların etkisiyle öğretimini homojenleşmesi ulusal kültürler şeklinde ifade edilen
“farklılıkları” eritmektedir.
3) Kamu üniversitelerinin mali açıdan bağlı olduğu devletin sosyal yönünün
küreselleşmeyle zayıflatılması gelirinin azalmasına yol açmaktadır.
Bugün toplumlar için yüksek öğretim kurumlarının yeniden düşünülmesi ve
yeniliklere gidilmesi küreselleşme süreci ve onun toplumlar üzerindeki baskısıyla ilintilidir.
Öyle ki çağımızda yaşanan problemler (krizler) küresel olup bu problemlere küresel örgütler
(IMF, OECD, World Bank, WTO) tarafından küresel çözümler aranmaktadır. Bunların yanı
32
sıra; yeni teknolojiler, yeni öğrenci profili (gittikçe çeşitlenen yaş grupları, geri dönen ve
çalışan öğrenciler, yaşam boyu öğrenme ideali), yükseköğretim kurumlarında ortaya çıkan ve
gündem kazanan vakıf üniversiteleri ile sanal üniversiteler (e-öğrenme) yüksek öğretim için
yeni bir durum oluşturmaktadır (Newman, 2000). Gittikçe artan öğrenci beklentileri ve pazar
odaklı rekabetçilik ile başarı odaklı toplumsal çevre gibi etkenler etkin olmakta ve sonuçları
tüm toplumda hissedilmektedir.
Sonuç olarak, yüksek öğretim kurumları dışında kalamayacağı bir değişim süreciyle
ve bu süreçte yeniden yapılanma ihtiyacıyla karşı karşıyadır.
1.1.4.2 Eğitimde Neo-liberal Politikalar
1.1.4.2.1. Dünyada Eğitimde Neo-liberal Politikalar
1980’li yıllarla birlikte ABD’de Reagen ve İngiltere’de Thatcher’in hem idari hem de
iktisadi bir politika olarak benimsediği neo-libaralizm, öncelikle bir ideolojinin adıdır ve
kaynağını liberalizmden almaktadır. Fakat neo-liberalizm, klasik liberalizmin yeniden
değerlendirilmesine dayalı görece gevşek fikirler bütünüdür. Neo-liberalizm, klasik
liberalizmde yer alan çeşitli anlayışları (devletin iktisadi hayata müdahelesi, sosyal devlet
anlayışı, fırsat eşitliği, toplumsal sorumluluk alma vb.) şiddetle reddetmekte ve kapitalizmin
sert bir şekilde ve sermayeden yana işletilmesini savunmaktadır. Neo-liberalizmin
liberalizmden temel farklılığını ise neo-liberallerin sermaye birikiminin ulaştığı aşama
nedeniyle artık piyasa ilişkilerinin toplumsal ilişkileri tanımlayacak ölçüde bir egemenlik
biçimine dönüştüğü inanç, yani piyasanın rüştünü kesinkes kanıtladığına ilişkin derin güven
oluşturmaktadır. Neo-liberalizmde toplumsal ve siyasal alan, iktisadi alan içinde ve iktisadi
alana göre yeniden tanımlanmakta; birey profili, bilginin niteliği ve kalkınmanın biçimi
yeniden düşünülmektedir. Siyasal ve toplumsal olanın piyasa mantığı içinde ve bu mantığa
göre yeniden yapılanması, neoliberallerce devletin birçok kuruma olduğu gibi eğitime
müdahalesini de yanlış bulmuştur. Nitekim neoliberal düşünür Milton Friedman, devletin
eğitime yaptığı müdahalenin eğitim standartlarını düşürdüğünü, öğrenimin motüvasyonunu
sağlayamadığını ve karlılık olmadan maliyetleri arttırdığını ileri sürmüştür. (İnal, 2009)
33
Günümüz dünyasının baskın sosyal ve ekonomik sistemi kapitalizmin 1970’lerden
itibaren dünya ölçüsünde yeni bir bunalım dönemine girmesi sonucu neo-liberal politikalar
gündeme geldi. Bu çerçevede ekonomik ilişkiler yeniden tanımlanırken sermayenin hareket
alanı da yeniden düzenlendi. Bağımlı ülke ekonomilerini yaşanan yeni sürece uydurabilmek
için yapısal gündeme geldi. Bu politikalar çerçevesinde devletin ekonomik alana
müdahalesinin, özellikle de kamusal hizmetlerin kısıtlanması neo-liberallerin temel
argümanları oldu. Bu eğitim alanında da önemli tahribatlara yol açtı. Neo-liberalizm eğitimi
bireysel yarar ve piyasa süreçlerine bağlayarak yeniden tanımladı. Eğitim, bireysel bir olgu
olarak tanımlanıp bir meta konumuna getirildi. Eğitim hizmetinin meta olarak algılanması;
‘bu hizmetten yararlananların elde edilen hizmetin maliyetini yüklenmeleri, bir kullanıcı
ücreti ödemeleri gerekir’ biçiminde temel argümana bağlandı. Bu argüman eğitimdeki neo-
liberal politikaların temek gerekçesi oldu. (Türkiye MAI ve Küreselleşme Karşıtı Çalışma
Grubu, 2002)
Günümüzde ‘bilgi toplumu, bilgi ekonomisi, bilgi teknolojileri, eğitim reformu,
yönetişim, performans kriterleri, yaşam boyu öğrenme, öğrenme toplumu, e-öğrenme gibi
eğitim alanındaki dönüşümlere ilişkin küresel söylemlerin arka planında yaklaşık yirmi beş
yıldır sürdürülen “neo-liberal” ekonomi politikaları var. Küresel ticaret ve sermaye hareketleri
için devletin küçülmesini öngören bu politikaların merkezinde devletin ve kamu
harcamalarının kısıtlanması politikaları bulunuyordu. (Boratav, 1999)
Toplumsal ihtiyaçların karşılanmasında devletin düzenleyici rolünü köklü bir biçimde
değiştiren bu politikalar, toplumsal çıkarların piyasa merkezinde yeniden tanımlanmasını
getirmiş, örgütlü modernliğin temel bileşenleri olan eğitim, sağlık ve sosyal güvenliğin
özelleştirilmesini hedef almıştır. Bunun sonucunda hem eğitime yüklenen toplumsal anlamlar;
buna bağlı olarak eğitimin amacı ve işlevi, hem de toplumsal gereksinimler çerçevesinde bir
kamusal hizmet olarak örgütlenmesinin ve sunulmasının koşullarını değiştirmiştir. (Sayılan,
(2007)
Eğitimde liberalleşme politikaları tüm dünyada 1980’li yıllardan itibaren IMF ve
Dünya Bankası’nın denetiminde uygulanan yapısal uyum programları ile gündeme geldi
1980’lerin başından itibaren öncelikle her düzeydeki eğitimin amacını ve içeriğini talepleri
doğrultusunda yeniden belirlemeye yönelik reformlar gündeme gelmiştir. İkinci olarak
eğitimin ve yetiştirmenin finansmanına yönelik reformlar. Üçüncüsü ise eğitimin toplumsal
hareketlilikteki rolünü ve eşitlikçi politik işlevini yeniden düzenlemeye yönelik reformlar.
34
Bunlar yapısal uyum programları olarak bir paket program olarak uygulanmıştır. (Cornay,
1995)
Birinci tür reformlar eğitimin amacının ve müfredatın küresel piyasanın ihtiyaçları ile
esnekliğin gerektirdiği bilgi ve beceriler temelinde yeniden düzenlenmesini hedeflemiştir.
Eğitimin içeriği büyük ölçüde piyasanın taleplerine uyarlanmıştır. Eğitimin her düzeyinde
ekonominin ve piyasanın talepleri doğrultusunda ‘insan gücü yetiştirme’ hedeflenmektedir.
(Sayılan, 2007) Eğitimin finansmanına yönelik reformlar ise asıl olarak eğitime ayrılan kamu
harcamalarının kısıtlanmasını; ortaöğretim ve yükseköğretimin özelleştirilmesini ve eğitimin
her düzeyinde öğrenci başına maliyeti düşürmeyi hedeflemiştir. Dünya Bankası parasız temel
yararının orta ve yükseköğretimden daha yüksek olduğu gerekçesi ile orta ve yükseköğretimin
özelleştirilmesine; bu alanlara ayrılan kamu harcamalarının temel eğitime aktarılarak, devlet
tarafından yürütülen parasız temel eğitimin iyileştirilmesi ve yaygınlaştırılmasına
odaklanmıştır. (Cornay, 1995)
Dünya Bankası tarafından reform olarak ifade edilen bu yeniden yapılanmalar eşitlikçi
söylemlerle meşruiyet kazanmıştır. Va rolan eğitim sistemlerinin eşitsiz ve merkezi yapılarına
yönelik eleştirileri de arkasına alan bu politikalar; parasız kamusal eğitimin yoksullardan
zenginlere kaynak aktarımı anlamına geldiğini; gelişmekte olan ülkelerde tüm nüfusun
ulaşabileceği temel eğitim olanaklarının olmadığını; bu nedenle temel bilgi ve becerileri elde
etme şansı bile bulunmayan yoksulların vergileriyle finanse edilen yükseköğretimden bu tür
ülkelerde asıl olarak zenginlerin yararlandığını vurgulayarak yükseköğretimin paralı hale
gelmesini ve yüksek öğretime ayrılan kamusal fonların temel eğitime aktarılmasını temel
politika edinmiştir. Bu liberal politikalar eğitim kurumlarında yeniden yönetim, eğitim
kaynaklarının yönetimi, öğretmen yetiştirme gibi örgütsel reformlar üzerinde odaklanmış ve
kamu/devlet okullarının tasfiyesine ve özel girişimciliğin önünün açılmasını hedef almıştır.
Eğitimin iş dünyası ve piyasanın değişen bilgi ve beceri taleplerini karşılamak için rekabet
temelinde yeniden yapılanması sonucu eğitim hakkı, fırsat eşitliği, toplumsal adalet,
yurttaşlık, ve demokrasi gibi eğitimin toplumsal işlevine yön veren nosyonlar gözden düşmüş,
rekabet ve girişimcilik kültürü başat eğitsel paradigma haline gelmiştir. (Sayılan, 2007)
GATS (Hizmet Ticareti Genel Anlaşması) 1994 yılında kurulan Dünya Ticaret
Örgütü’nün kurucu anlaşmalarından biri olarak 1995 yılında imzalanmıştır. GATS;
uluslararası hizmet ticaretine ilişkin temel kavram, kural ve ilkeleri küresel düzeyde
belirleyen ilk çok taraflı anlaşmadır. GATS anlaşmasına imza koyan devletler hangi hizmet
35
sektörlerini serbestleştireceklerini liste halinde açıklamakla yükümlü tutulmuşlardır. Türkiye
GATS anlaşmasını 1995 yılında onaylamış ve mesleki hizmetler, haberleşme hizmetleri,
müteahhitlik, eğitim hizmetleri, çevre hizmetleri, mali hizmetler, sağlık ve turizm hizmetleri
ile bu hizmetlerin alt sektörlerinde liberalizasyona gideceğine ilişkin taahhütlerde
bulunmuştur. Neo-liberalizmin ticaret anayasası olarak görülebilecek olan GATS uyarınca,
piyasa ekonomisi koşullarına tabi kılınarak ticarileştirilmesi öngörülen sektörlerin başında
eğitim gelmektedir “Küreselleşme” çağında eğitim artık ticareti yapılan bir hizmettir. Ancak
GATS’ın eğitimin özelleştirilmesindeki belirleyiciliği bu anlaşmanın hem özelleştirme
sürecine belirgin bir hız kazandırmasından hem de daha önce ulusal sermayeye açılan alanları
artık uluslararası tekellere açıyor olmasından kaynaklanmaktadır. Bu doğrultuda eğitim
“ulusal” olmaktan öte “ulusaşırı” bir nitelik kazanmaktadır. (Keskin, 2003)
Yıllardır sürdürülen neo-liberal ekonomi politikalarıyla ticarileştirilen ve piyasaya
açılan eğitim gibi hizmet alanlarının GATS ( Hizmet Ticareti Genel Anlaşması) ile tamamen
piyasaya açılması için mevcut düzenlemeler genişletilmiş ve hukuki bir özellik de kazandı.
Onbir başlık altında sürdürülen GATS müzarekeleri ile eğitim alanı, öncelikle ticaretin genel
kurallarına göre düzenlenen sıradan bir hizmet alanına (otomobil, buğday gibi) dönüştürülmek
isteniyor. Eğitim alanı beş alt hizmet alanına ayrılarak ticarileştirmeye ve riyasaya açılmaya
konu ediliyor. Eğitim alanı asıl olarak dört şekilde ticarileştiriliyor. (Sayılan, 2007)
1. Sınır aşırı hizmet sunumu: Bir üye ülkede üretilen hizmetin, bir başka üye ülkede
satılması (uzaktan eğitim, e-öğrenme gibi).
2. Hizmetin yurtdışı tüketime açılması: (hizmet sunan ABD, Kanada, Avusturalya gibi
ülkelerde yabancı öğrencilerin öğrenim görmesi.)
3. Ticari bir varlık oluşturmak: Bir üye ülkenin servis sağlayıcısı tarafından, bir diğer
üye ülkede yabancı yatırım yapma olanağı. (Eğitim alanının ulus aşırı sermaye gruplarına
açılması)
4. Gerçek kişilerin varlığı: Hizmet sunan ülke vatandaşlarının hizmet alan ülkede
istihdam koşullarının sağlanması. (Yabancı öğretim kadrolarının çalıştırılması gibi)
Bugün Dünya Ticaret Örgütü’ne üye olan 144 ülkeden 44’ü eğitim alanına angaje
olurken, bu ülkelerden 21’i (Türkiye dahil) yalnız yükseköğretimi müzakereye açmıştır.
GATS özellikle yükseköğretim alanındaki ticarileşmenin yönü ve biçimi üzerinde belirleyici
bir etkide bulunmaktadır. Yıllardır adım adım uygulanan eğitim alanının piyasaya açılması ve
36
ticarileştirilmesi yönündeki uygulamalar GATS süreci ile yeni bir ivme ve nitelik de
kazanmıştır. GATS eğitimin piyasalaştırılmasını dayatıyor ve aynı zamanda genişletiyor ve
kolaylaştırıyor. Bu çerçevede oluşan küresel eğitim piyasasında 2005 yılında yaklaşık 5
milyon kişi uluslar arası öğreci olarak küresel standarlarda hizmet veren eğitim kurumlarının
‘müşterisi’ haline gelmiştir Tüm dünyada 50 milyondan fazla öğretmen, 1 milyon öğrenci ve
binlerce doğrudan ve dolaylı kuruluşla yaklaşık iki trilyon dolarlık bir sektör olan eğitim,
GATS aracılığıyla uluslararsı sermayenin en gözde piyasası haline gelmiştir. Dünya Ticaret
Örgütü toplumların giderek artan ve çeşitlenen eğitim talebini karşılamak için devleti değil,
piyasayı sorumlu görüyor. (Mc Burnie, 2002)
Eğitimde neo-liberal yeniden yapılanmanın içinde bulunduğumuz ikinci evresinde
Dünya Bankası’nın ‘küresel eğitim reformu’ ise daha çok yönetişim, finansman, müfredat ve
öğretmen konusunda odaklanmıştır. “Yerelleştirme ve okul temelli işletmecilik” adı altınds
sürdürülen yönetişim reforumu ve özel okulculuğun destek ve teşviki politikaları ile eğitim
alanındaki neo-liberal dönüşüme son rotüşler yapılmakta; ayrıca eğitimdeki
muhafazakarlaşmaya koşut olarak din öğretimi de eğitim reformunun içinde
değerlendirilmektedir. (Sayılan, 2007)
Neo-liberal eğitim politikaları birkaç başlık altında şöyle özetlenebilir: (İnal, 2009)
a) Araçsallaştırma: Neoliberal eğitim politikaları, üniversiteleri askeri-endüstriyel
komplekslere, ulusal ya da uluslararası teknomiliter ağlara bağlamayı bir verimlilik gereği
olarak değerlendirmektedir. Bilim, böylece piyasa ve teknomilitarizmin hizmetinde
araçsallaştırılmaktadır.
b) Yüksek nitelikli eleman yetiştirmek: Neoliberal eğitim politikaları, eğitimin,
dolayısıyla üniversitelerin asıl işlevinin klasik donanımlı bireyler yetiştirmek değil, meta
üretim ve dolaşım süreçlerinde işgörecek yüksek nitelikli elemanlar yetiştirmesi gerektiğini
ileri sürmektedir.
c) Bilginin niteliği: Bilgi, bilimsel araştırma ve projeler, bilimsel öğrenim ve çeşitli
üniversiter hizmetler bir meta olarak tanımlanmakta ve piyasaya meta olarak sunulmaktadır.
Böylece, bilginin kamusal/toplumsal niteliği yok edilmekte, bilgi bireysel/firmasal/girişimsel
bir meta haline getirilmektedir. Nitekim, neoliberal eğitim politikaları, bilginin
toplumsallaşmasını engellemekte, yani eğitimi sermayeleştirmektedir. Bilginin
toplumsallaşmasının engellenmesi, üniversitelerin ürettiği bilgilerden öncelikle geniş toplum
kesimlerinin değil, özel birey ve firmaların yararlanmasını ifade etmektedir.
37
d) Paralı eğitim: 'Faydalanan öder' mantığıyla neoliberaller, eğitim hizmetlerinden
kimler yararlanıyorsa, onların aldıkları hizmetlerin karşılığını ödemesi gerektiğini öne
sürerler. Bu ilke, paralı eğitimin meşrulaştırılma mantığıdır. Sonucu ise, parası olmayan
yoksulların okuyamama tehlikesinin belirmesidir.
e) Eğitsel ölçütlerin yeniden tanımlanması: Neoliberal eğitim politikalarında eğitim
faaliyetleri kârlılık, verimlilik, bireysel fayda/getiri, performans, etkinlik gibi ölçütler
çerçevesinde yeniden tanımlanmaktadır. Bu ölçütlerin akademik değil, piyasa yönelimli
olduğunu söylemeye gerek yok herhalde.
f) Bilimin yeniden tanımlanması: Bilim, toplumsal kalkınma ve ortak yararın değil,
sanayinin ve tekniğin, yani sermayenin bir üretim girdisi olarak düşünülmektedir.
g) Devletin görevi: Neoliberal eğitim poltikalarına göre devlet, özel okulları teşvik
etmelidir. Devlet, özel okul kuracaklara bedava arsa tahsis etmeli, teşvik kredisi vermeli,
yatırım indirimlerinde bulunmalı, vergi muafiyeti tanımalı, kamu kaynağı aktarmalı, özel
okullarda okuyan öğrencilerin ücretlerinin önemli bir kısmını karşılamalıdır.
1.1.4.2.2. Türkiye’de Eğitimde Neo-liberal Politikalar
Türkiye’de eğitimdeki neo-libeal yapılanmanın arka planı 24 Ocak 1980 ve ardından
gelen askeri darbe tarafından uygulanmaya konan yapısal uyum ve istikrar programlarına
kadar uzanmaktadır. Kamu harcamalarının kısılması ve kamu sektörünün özelleştirilmesi
uygulamaları eğitim alanında ilk kez ‘kendi okulunu kendin yap’ kampanyaları ile örtülü bir
biçimde başlatılmış, 1990 yılından itibaren de küresel aktörler tarafından bu yapılanma
sistemli hale getirilmiştir. (Sayılan, 2007)
Neo-liberal politikalarının eğitim alanına taşınması ve yayılmasında uluslararası ticaret
ve yatırım anlaşmaları; IMF, Dünya Bankası, Dünya Ticaret Örgütü gibi uluslararası
kuruluşlar ve Avrupa Birliği gibi bölgesel örgütlenmeler önemli rol oynamaktadır. Neo liberal
politika, Dünya Ticaret Örgütü’nün GATS adlı hizmet ticaretini küresel serbest ticaret konusu
haline getirmeyi amaçlayan anlaşmasıyla sağlama alınmakta, Avrupa Birliği bu doğrultuda
politikaları teşvik etmekte, OECD bunun nasıl yönetilebileceğine ilişkin reçeteler
geliştirmekte, Dünya Bankası uygulama için krediler açmaktadır. (Keskin, 2003)
Dünya Bankası ile Türkiye arasında 1950’den günümüze kadar toplam 174 kredi
anlaşması imzalanmıştır. Bu kredi anlaşmaları içinde doğrudan eğitim sektörünü konu
38
alanların sayısı 8 tanedir. Dünya Bankası’nın eğitim hizmetlerine ilişkin müdahalesi 1971
yılında başlamıştır. 1971’de açılan ilk kredi ve 80’li yıllar boyunca açılan toplam 4 kredi
doğrudan mesleki eğimi konu almıştır. Küresel sermayenin gereksinimlerine uygun işgücü
yaratmak amacıyla yürütülen 5 proje için Dünya Bankası’ndan alınan kredi toplamı 282
milyon dolardır. 1980’li yıllarda başlayan projeler 90’lı yılların ikinci yarısına kadar devam
etmiştir. 1980’li yıllarda yürütülen mesleki eğitim projelerine rağmen, Dünya Bankası’nın
eğitim sistemine köklü müdahalesi 1990’lı yıllarda belirginlik kazanmıştır. 1990-2003
arasında 690 milyon dolar tutarında üç proje anlaşması imzalanmıştır. (Keskin, 2003)
Dünya Bankası proje kredilerine ait ikraz anlaşmaları incelendiğinde, bu projelerin
iki temel amaç taşıdığı ortaya çıkmaktadır: Anlaşmalarda dile getirilen ve genişçe yer verilen
açık amaç okul binaları, eğitim araç ve gereçleri ve öğretmenlerin yetiştirilmesi gibi
konularda iyileşme ve gelişme sağlayarak eğitimin kalitesini artırmak, daha önce 5 yıl olan
kesintisiz zorunlu ilköğretimi 8 yıla çıkarmak ve eğitimi yaygınlaştırmak şeklindedir. Bu
amaca dönük olarak DB’nın belirlediği kriterler çerçevesinde danışma hizmetleri alınmakta,
uluslararası ihaleye çıkılarak araç-gereç temin edilmektedir. İkinci amaç ikraz
anlaşmalarının satır aralarında gizlidir. Anlaşma metinlerinde ilkinden daha az yer bulmakla
birlikte daha güçlü olan bu amaç eğitimin adem-i merkezileştirilmesini, okulların özellikle
mali açıdan özerkleştirilmesini ve bağımsızlaştırılmasını, Banka’nın söylemiyle “okul
işletmeciliği”nin yaygınlaştırılmasını hedeflemektedir. (Keskin, 2003)
Neo-liberal politikaların eğitim alanına taşınmasında Avrupa Birliği de önemli bir rol
oynamaktadır. AB’nin eğitim politikaları da liberalleşme yönünde işlemekte; piyasanın
talepleri ve ihtiyaçları doğrultusunda kamusal eğitimin ticarileşmesi ve özel girişimciliğin
desteklenmesi, eğitimin içeriğinin piyasa taleplerine uyarlanması, yerelleştirilerek
esnekleştirilmesi; ortak standartlara bağlanarak akışkanlığın sağlanması AB’ye uyum
sürecinin köşe taşlarını oluşturmaktadır. (Sayılan, 2007)
1980’den günümüze kadar uygulanan politikalar, Türkiye’de eğitim sisteminin
ticarileştirilmesi ve ulusal eğitimin devlet okullarında kısmen paralı hale getirilmesi
konusunda oldukça başarılı olmuştur. Devlet okullarında paralı eğitim uygulamaları 1980’li
yıllarda başlamış, 1990’dan sonra ise gerek toplanan kalemlerin çeşitlenmesi gerek
miktarların artması bakımından yepyeni bir döneme girilmiştir. Günümüzde devlet
okullarında öğrencilerden çeşitli amaçlarla yaklaşık otuz farklı başlık altında para
39
toplanmaktadır. Vakıf parası, dergi parası, temizlik parası, kayıt parası, katkı parası gibi adlar
altında toplanan bu paralar, Türkiye’de eğitimin devlet eliyle ve devlet içinde
piyasalaştırıldığını göstermektedir. Milli Eğitim Vakfı eliyle toplanan bu paralar okul
‘işletmesi’ ile kamu kademeleri arasında paylaştırılmaktadır. Vakıf sistemi ve okul koruma
dernekleri üzerinden eğitim fiilen ticarileştirilip yerelleştirilmiştir. Bu uygulama eğitim
hizmetlerinin özelleştirilmesinin başlangıcını oluşturmaktadır. Bir veli, devlet okulunda
okuyançocuğu için yıllık olarak hiç küçümsenmeyecek bir para ödemektedir. Aslında eğitim
hizmetlerinin özelleştirilmesi dendiğinde aklımıza ilk olarak özel okullar ve dersaneler
gelmektedir. Ancak devlet okullarında yaşanan süreç eğitim hizmetlerinin fiilen özelleştiğini
göstermektedir. Bu uygulamalar; velileri, öğrencileri, öğretmenleri, idarecileri ve toplumu
özel okula ‘alıştırma’ yöntemidir. (Sarı, 2004)
Yükseköğretimde neo-liberal eğitim politikaların amacı; İlk olarak, üniversiteleri
kapitalizmle daha kompleks biçimde bütünleştirmek; yani üniversitenin özel bir şirket gibi
çalışması, kâr-zarar, fayda-maliyet hesaplamalarına öncelik vermesi, fonlarını borsada
değerlendirmesini sağlamak. İkinci olarak, süreç içinde üniversitelerin devletten aldığı
kamusal katkıyı azaltmak, eğitimle ilgili sosyal devlet anlayışını kaldırmak, eğitimi tümüyle
ücretli hale getirerek ve pahalılaştırarak üst sınıf kökenli öğrencilerin hizmetine sunmak.
Üçüncü olarak, öğretimle araştırmayı birbirinden ayırmak ve böylece aşırı uzmanlaşmanın
önünü açmaktır. (İnal, 2009)
Neoliberal eğitim mantığına göre, dünya küreselleşme sürecine ve bilgi çağına
girmiştir. Bu süreç ve çağda rekabet çok kızışmıştır. Rekabet edip ayakta kalabilmek için
bilgi-yoğun teknolojileri kullanabilecek yüksek vasıflı işgücüne ihtiyaç vardır. Oysa,
Türkiye'deki klasik eğitim yapan kitlesel kamu üniversiteleri bu çağdaş ihtiyacı
karşılayamamaktadır. Devlet, verimsiz ve çağın gerisinde kalmış kamu üniversitelerine değil,
özel üniversitelere finansman ayırmalıdır. Ancak, bu finansmanın bir diğer kaynağı da öğrenci
harçları olmalıdır. 'Yararlanan öder' mantığı ve 'İnsan Sermayesi' kuramı bunu
gerektirmektedir. Madem eğitim bireysel getirisi olan kârlı bir yatırımdır, o zaman bu hizmeti
alan kişi bunun karşılığını hemen ödemelidir. (İnal, 2009)
40
1.1.4.2.3. Türkiye Yükseköğretiminde Neo-liberal Politikalar
Yükseköğretim düzeyinde ticarileştirme ve paralılaştırma politikaları 1992’de 2527
sayılı yasada yapılan bir değişiklikle ‘harç’ olarak başlatılmış, üniversitenin rutin işlerinin
(yemekhane, kantin, temizlik vb. ) özelleştirilmesi, bazı eğitim programlarının parçalanarak
bir kısmının paralı kurslar haline getirilmesi gibi çeşitli uygulamalarla derinleştirilmiştir.
Giderek her düzeyde paralılaştırılan ve ticarileştirilen eğitim, keskin çizgileriyle sınıfsal bir
nitelik kazanmıştır. Eğitimin uzun dönemli toplumsal getirisini tamamen bir yana bırakan bu
yaklaşımlar için eğitim ve bilim giderek değer kazanan bir meta olarak kabul edilmekte;
özellikle yükseköğretim alanı, özel girişimciliği teşvik politikalarıyla (vergi indirimleri,
hazine arazisi tahsisi gibi) büyük karlar sağlayan bir sektör olarak sermayenin yeni girişim
alanlarından biri haline gelmiştir. Özel girişimin sahibi olduğu, küresel standartları yakalamış,
özel üniversitelerle sermayenin ara insan gücü ihtiyacını karşılamak girişimin sahibi olduğu,
karşılamak için kitlesel eğitim yapan meslek yüksekokulu odaklı devlet üniversiteleri, ortak
üniversiter kalite ve standartlar açısından birbirinden tamamen ayrılmakta; egitimin sınıfsal
düzlemde yeniden biçimlenmesinin tüm görünümlerini taşıyan bu süreç, bir önceki dönemin
herkes için parasız eğitim olanağı gibi kimi kazanımlarını da ortadan kaldırmaktadır. (Sayılan,
2007)
Yaklaşık yirmi beş yıl içinde parça parça hayata geçirilen bu politikalar sonucunda
eğitim alanındaki eşitsizlikler artmış; parası olanların bilgi ve egitim tekeli genislerken,
yoksullar için eğitim ile kazanılabilecek gelecek fikirlerini belirsizleştirmiştir. Bu sürece eşlik
eden liberalizmin ideolojik ve kültürel evrenindeki dönüşümler de egitimin kamusal anlamını
ve işlevini dönüştürerek eğitim hakkını ortadan kaldırmıştır. Bugün eğitimin alt sınıflar için
toplumsal hareketlilik açısından sunduğu olanak son derece sınırlıdır. Eğitimdeki eşitsizliğin
bir başka yüzünde ise, okullar arası farklılıklar var. Bu politikalar sonucu okullar açık biçimde
sosyal sınıf sistemine yerleşmistir.
Günümüz Türkiye'sinde, neoliberal eğitim politikaları sonucu kabaca iki tip üniversite,
iki tip eğitim anlayışı ortaya çıkmıştır. Kitlesel eğitim yapan, hâlâ klasik formasyona ve
müfredata göre öğretim veren ve büyük ölçüde kamusal bir perspektif içinde hareket eden
kamu üniversiteleri ve kamucu/devletçi bir eğitim anlayışı; sermaye tarafından kurulan,
araştırma ve profesyonel eleman yetiştirme ağırlıklı ve tümüyle Anglo-Sakson modele
dayanan elit özel vakıf üniversiteleri ve piyasacı eğitim anlayışı. (İnal, 2009)
41
1.1.5. Özel Yükseköğretim Kurumları
Özel yükseköğretim kurumları, kamu üniversitelerine denk, yükseköğretimde
kamunun karşılayamadığı talebi değerlendirmek amacında olan, belli bir para karşılığında
eğitim hizmeti veren, büyük ölçüde öğrencilerin ödediği öğrenim hizmetleriyle finanse edilen,
özel girişimciler ya da vakıflar tarafından açılmış özel kurumlardır. Özel üniversiteler yerine
getirdikleri işlevler açısından kamu üniversitelerine çok benzerler ancak aradaki temel fark,
kamu üniversitelerinin devlet, özel üniversitelerin ise özel girişimciler ya da vakıflar
tarafından açılıp işletilmesidir.
Özel üniversitelerin kendine özgü bazı yönleri vardır (Akdoğan ve Hasanov, 2003,
s.91):
- Özel üniversitelerde verilen eğitim hizmeti paralıdır. Bu kurumlarda öğrencilere
sunulan olanakların karşılığı olarak belli bir ücret alınır. Öğrencilere kaliteli bir eğitim
sunmanın yanında kar elde etmek de amaçlanır.
- Özel üniversiteler hem kamu hem de diğer özel üniversitelerle rekabet içindedir. Bu
rekabet üniversitelere göre uluslar arası boyutlara da çıkabilmektedir.
- Özel üniversiteler verdikleri eğitim hizmeti arzını yeni bölümlerin açılması ve
öğrenci sayısının arttırılmasını ancak özel izinlere bağlı olarak gerçekleştirebilirler.
- Hem bir eğitim kurumu hem de iktisadi birim olma niteliklerinden dolayı özel
üniversiteler üzerinde sıkı bir denetim vardır. Hem verdikleri eğitim hem de
gerçekleştirdikleri akçalı etkinlikler bakımından denetlenen özel üniversitelerin kurulması da
büyük ölçüde yasalara bağlıdır.
- Özel üniversitelerin kamu üniversitelerine göre amaçlarının çokluğu ve karmaşıklığı
(kalite+kar) zaman zaman yönetimlerini zorlaştırır.
- Özel üniversiteler hem özerk hem de bağımlıdır. Bu kurumlar hem topluma karşı
sorumluluk taşır hem de toplumdan soyutlanır. Özel üniversitelere yönetsel, mali ve bilimsel
alanlarda özerklik tanınırken, yükseköğretimin gelişimine katkıda bulunmak, ücretsiz öğrenci
okutmak gibi bazı sorumlulukları yerine getirmeleri beklenmektedir.
Özel yükseköğretim kurumlarının zaten yaygın olduğu ülkelerdeki kamusal
harcamalar küçülme, özel yatırım ise artma eğilimdedir. Günümüzde Doğu Avrupa ve Afrika
başta olmak üzere, gelişmekte olan ülkelerdeki özel üniversitelerin sayısı da artış
göstermektedir. ( Quddus ve Rashid, 2000).
42
1.1.5.1 Dünyada Özel Yükseköğretim Kurumları
19. yüzyıla gelene kadar özel üniversite ve devlet üniversitesi diye bir ayrım yoktu
çünkü modern devlet yapısı tam oluşmadığından bugünkü anlamda devlet bütçesi diye bir
kavram da yoktu. Kilise açısından üniversite, toplumun bir parçasıydı. Modern devlet yapıları
oluşmaya başladığında bile, İmparator ve Kral açısından üniversite devlet yapısının bir
parçasıydı. Yerel yönetimler ve üniversiteye bağışta bulunan zenginler açısından da durum
çok farklı değildi. Özel üniversiteyi, büyük ölçüde öğrencilerin ödediği öğrenim ücretleriyle
finanse edilen kurum olarak tanımlarsak, başta Bolonya olmak üzere Ortaçağ Avrupa’sı
üniversitelerinin büyük bölümünü özel üniversite olarak sınıflandırabiliriz. Vakıf gelirleri ile
ayni ve nakdi bağışlar da bir ölçü olarak alınırsa, 19. Yüzyıldan önce kurulmuş üniversitelerin
neredeyse tamamı vakıf üniversitesi olarak nitelendirilebilir. Almanya ve Fransa’da ise, 19.yy
boyunca üniversiteler giderek devlet kurumu niteliğine bürünmüştür. Katolik kilisesi ve özel
kurumlar, Fransa’da 1875’te çıkarılan Yükseköğretim Hürriyeti Kanunu’ndan sonra,
üniversite kurmaya başlamışlardır. Hollanda ve İspanya gibi ülkelerde özel üniversiteler
1880’li yıllarda kurulmuştur. ( Gürüz, 2001, s. 148-149).
Üniversitelerin kaynak gereksinimi 18.yüzyıl başına kadar özel kaynaklardan,
çoğunlukla vakıf kaynakları ile karşılanırken, 18.yüzyıldan 2. Dünya Savaşı sonuna kadar
işlev yapan üniversitelerin kaynakları güçlü merkezi devlet kuruluşları ile kamu kaynakları
olmuş, ancak 1950’lerden sonra patlayan kitlesel eğitim, kamu kaynaklarına ek olarak,
yeniden özel kaynaklara dönme gereğini gündeme getirmiştir (Öztunalı, 2001).
1950’lerde 1,5 milyon yükseköğretim öğrencisi olan ABD’de bu sayı 1999’da 15
milyona ulaşmıştır. Vakıf öğretim kurumlarının bu sayıdaki payı %34 tür. Japonya’daki 4
milyon dolayındaki üniversite öğrencisinin %77’si vakıf – özel üniversitelerin öğrencisidir.
Dünya genelinde, özel yükseköğretim kurumlarında okuyan öğrencilerin oranı 1985’te
yaklaşık %18 iken, günümüzde %30’a yaklaşmıştır. Türkiye’de, özel yükseköğretim kurumu
bulunmamakla birlikte vakıf üniversiteleri, öğrenciden alınan ücret açısından bu statüde
değerlendirilse bile ülkemizdeki bu oran %6 civarındadır ( YÖK,2007,s.5).
OECD’nin 2007 yılı eğitim raporlarına göre, OECD ülkelerinde 1995 – 2004 yılları
arasında her düzeydeki eğitimde kamu harcamaları artış göstermiştir. Ancak özel kesim
harcamaları bu ülkelerin dörtte üçünde kamuya göre daha yüksek bir artış göstermiştir. Genel
olarak 2004 yılına ait rakamlarda her düzeydeki eğitim harcamalarının %87’si kamuca
karşılanırken, yükseköğretimde bu rakam %76’dır. OECD ülkeleri içerisinde eğitim
43
harcamalarının finansmanında yaklaşık % 98-99’luk oranlarla İskandinav ülkeleri, eğitimi
kamu kaynaklarıyla en çok finanse eden ülkeler konumunda bulunmaktadırlar. 2000-2004
yılları arasındaki değerleri itibariyle bu oranlar Türkiye için %92-93 düzeylerindedir. Diğer
eğitim düzeyleriyle karşılaştırıldığında yükseköğretim kurumları özel sektör kaynakları
tarafından en çok desteklenen düzeydir. 18 OECD ülkesinde 1995-2000 ve 2001-2004 yılları
arasında yükseköğretime kamunun katılımı her sene düşüş göstermiştir (OECD Indicators,
2007).
ABD’de yükseköğretim sistemi, merkezi bir şekilde işlemektedir. Yaklaşık 3000 kadar
devlet ve özel üniversitesi vardır ve bu kurumlar, özel üniversitelerde kurumların kendilerinin
seçtiği mütevelli heyetleri, devlet kurumlarında ise üniversite yönetim kurumları tarafından
yönetilir. Alman – Amerikan Akademik Konseyi tarafından 2002 yılında hazırlanan rapora
göre şu anda Amerika’da yükseköğretimin özelleşmesi eğilimi hız kazanmakta ve
Almanya’daki gibi her kuruma eşit olarak sunma ve yüksek kalite ölçütlerine ulaşmak yerine,
seçkin eğitim kurumlarının mükemmellik ve rekabetçi düzeyinin korunması ve yükseltilmesi
hedeflenmektedir. ABD’de hem devlet hem özel üniversiteler, gereksinimlerini değişen
oranlarda kamu fonlarıyla karşılamakta, bunun yanı sıra öğrenci harçları ve özel kurumların
destek ve bağışları da gelir kaynakları arasında sayılmaktadır (Adams, 2002).
ABD eğitim sisteminin genel özellikleri küreselleşmenin yükseköğretim üzerindeki
etkisiyle oldukça örtüşmektedir. Devletin yavaş yavaş elini eğitimden çekmesi, özel sektörün
eğitim üzerindeki artan etkisi, üniversitelerin ülke politikalarından ve siyasi baskılardan
bağımsızlaşması ve piyasa beklentilerine göre karar verebilme esnekliğine sahip olması,
mütevelli heyeti tarafından yönetilmesi ABD eğitim sisteminin temel niteliklerini
oluşturmaktadır.
Üniversite kurumunu yaratan ve tüm dünyaya yayılmasını sağlayan, 20.yüzyılın
başına kadar bu alanda rakipsiz olan Avrupa Üniversiteleri, 20. yüzyılın ortalarından itibaren
bir duraklama dönemine girmiş ve üstünlüklerini ABD’ye kaptırmışlardır. 1990’lı yıllardan
itibaren, denizaşırı ülkelerdeki üniversitelerde öğrenim gören Avrupalı öğrenci sayısı,
Avrupa’da öğrenim gören yabancı öğrenci sayısının çok üzerine çıkmıştır. Amerikan
üniversitelerini tercih eden Avrupalı öğrencilerin sayısı her yıl artış göstermektedir.
Avrupa Birliği ülkelerinde uygulanan yükseköğretim sistemlerinin birbirine
yakınlaştırılması ve üye ülkeler arasında eğitim ve araştırma alanında işbirliğinin
arttırılmasına yönelik çalışmalar, 1998 yılında imzalanan Sorbon Deklarasyonu ve özellikle
44
1999 yılında yayınlanan Bolonya Deklarasyonu sonrasında hız kazanmıştır. Bolonya
sürecinin amaçları (Aktan, 2007):
- Avrupa Yükseköğretim Alanı içerisinde verilen derece, diploma ve kredilerin bu alan
içerisinde ülkelerde sorunsuzca tanınmasını sağlamak,
- Avrupa Yükseköğretim Alanı’nı dahilinde mezun olan öğrencilerin sorunsuzca iş
bulabilmelerine yardımcı olmak,
- Öğretim üyelerinin ve öğrencilerin hareketliliğini teşvik etmek,
- Üniversitelerin küresel ölçekte rekabet gücünü arttırmak,
- Yaşam boyu öğrenmeyi teşvik etmektir.
1820 öncesinde İngiltere’de Oxford ve Cambridge olmak üzere yalnız iki üniversite
vardı. Bu üniversiteler özel sektörün bağışlarıyla destekleniyordu. Bu dönemde üniversiteler
meslek insanı yetiştiren yer olmaktan çok ‘‘ zengin beyefendilerin’’ genel kültürlerini
arttırmak için geldikleri yerlerdi. Bu nedenle 19.yüzyılda, Oxbridge’in eksiklerini kapatmak
için başka üniversiteler açılmaya başlandı. Bu üniversiteler de yerli iş adamlarının bağışları,
öğrenci harçları ve bazen yerel yönetimler tarafından destekleniyordu. Devletin
yükseköğretimi desteklemesi, Britanya ekonomisinin rakip ülkelerin üstünlüğü karşısında
sarsılmaya başlayınca devreye girdi. 1919 yılında hükümete üniversitelerin mali
gereksinimleri konusunda önerilerde bulunacak bir kurum oluşturuldu. Hükümet,
üniversitelerin mezun vermesi ve uygulama değeri bulunan araştırmalar yapması için destek
vermeye başladıysa da üniversitelerin hangi konularda etkinlikte bulunması konusunda özgür
bırakıyordu (Garrett, 2001).
Günümüzde İngiltere’de üniversitelere kamu ve özel desteği sürmektedir.
Üniversiteler gelirlerinin %60’ını kamusal kaynaklardan elde etse de para getirecek konularda
araştırma yapma, deniz aşırı ülkelerin öğrencilerini ülkeye çekme gibi yöntemlerle destek
arayışı sürmektedir. Bunun dışında hükümet İngiliz üniversitelerinin Amerikan modelini
izlemesini ve mezunlarından ve yardımseverlerden bağış toplaması gerektiğini
vurgulamaktadır (MacLeod, 2006).
OECD’nin sınıflandırmasına göre üç tür yükseköğretim kurumu vardır: devlet,
hükümete bağlı özel ve bağımsız özel. Almanya ve Fransa’daki üniversitelerin çoğu 1. Sınıfa
girmektedir. OECD’ye göre bütün Alman üniversiteleri devletindir. 1998 yılında resmi Alman
45
belgelerine göre 344 yükseköğretim kurumunun 75’i ‘‘devlete bağlı olmayan’’ olarak
tanımlanmıştır ve bu kurumlarda toplam öğrenci sayısının %2’sine eğitim verilmektedir. Bu
sınıfa giren kurumlar, kiliseye bağlı dini okullar, belirli bir eğitim felsefesi güden özel
üniversiteler, devlet üniversitelerinin gelir yaratması ve daha fazla esneklik sahibi olması
amacıyla yarattığı belirli birimler ve bağışlar ve öğrenci harçlarıyla desteklenen daha çok
işletme alanında uzmanlaşmış kurumlardır (Teichler, 2003).
ABD’dekinin tersine, Almanya’daki yükseköğretim sistemi, herkesin erişmesi için
hükümetler tarafından desteklenen, kişiler arasında farklılık yaratmayı değil, herkese eşit
olanak tanımayı amaçlayan sistemdir. Bu sistem büyük oranda merkezidir. Ve üniversiteler
arasında büyük farklılık bulunmaz. Karar verme yetkisi büyük oranda üniversitelerdeki
fakültelerindir (Adams, 2002).
1.1.5.2 Türkiye’de Vakıf (Özel) Yükseköğretim Kurumları
Genç bir nüfusa sahip olan Türkiye’de, yükseköğretime olan talep her geçen gün
artmaktadır. Devlet üniversitelerinin bu talebi karşılayamaması gerekçesiyle açılan vakıf
üniversitelerinin sayısı da buna bağlı olarak her sene artış göstermektedir. İlk vakıf
üniversitesi, 1984 yılında kurulan ve 1986 - 87’de eğitime başlayan Bilkent Üniversitesidir.
Bunu, 1992 yılında kurulan Koç Üniversitesi, 1994’de kurulan Başkent Üniversitesi izlemiş
ve vakıf üniversitesi sayısı 1996’da 8’e, 2002’de 24’e ve 2010’da ise 53’e yükselmiştir. Bu
kurumların 30’u İstanbul’dadır. Bu üniversitelerin dışında, üniversite ile bağlantısı olmayan
vakıf meslek yüksek okulları da bulunmaktadır (YÖK, 2007).
Vakıf üniversitelerinin yasal dayanağı, Anayasanın 130. Maddesinde yer almıştır. Bu
maddeye göre, kazanç amacına yönelik olmamak şartı ile vakıflar tarafından, devletin gözetim
ve denetimine tabi yükseköğretim kurumları kurulabilir. Vakıf yükseköğretim kurumlarının
hangi usulde kurulacağı 2547 Sayılı Yükseköğretim Kanununun ek 3. maddesinde
gösterilmiştir. Vakıf tarafından kurulan üniversiteler devlet eliyle kurulan üniversiteler gibi
kanunla kurulmakta olup, kamu tüzel kişiliğine sahiptirler. (YÖK, 2007)
Anayasanın 130. Maddesinin son paragrafı uyarınca, vakıflar tarafından kurulan
yükseköğretim kurumları mali ve idari konular dışındaki akademik çalışmaları ve öğretim
elemanlarının sağlanması yönlerinden, devlet eliyle kurulan yükseköğretim kurumları için
Anayasada belirtilen hükümlere tabiidir. 2547 sayılı kanunun ek 8, 9 ve 10. maddelerinde
(YÖK,2007);
46
- Vakıflarca kurulacak yükseköğretim kurumlarındaki akademik organların, devlet
yükseköğretim kurumlarındaki akademik organlar gibi düzenleneceği ve onların görevlerini
yerine getireceği,
- Öğretim elemanlarının niteliklerinin devlet yükseköğretim kurumlarındaki öğretim
elemanlarının niteliklerinin aynısı olduğu,
- Devlet yükseköğretim kurumlarında çalışmaları yasaklanmış veya disiplin yoluyla bu
kurumlardan çıkarılmış kişilerin, vakıf yükseköğretim kurumlarında görev alamayacakları,
- Vakıf yükseköğretim kurumlarının eğitim-öğretim esasları, öğretim süreleri ve
öğrenci hakları ile ilgili hususların 2547 sayılı Kanun hükümlerine tabi olduğu,
- Bu kurumların mali, idari ve ekonomik konularda Yükseköğretim Kurulunun
gözetim ve denetimine tabi oldukları belirtilmektedir.
Türkiye’de ilk özel üniversite açma girişimi 1960’lı yıllarda başlamış, daha sonra bu
kurumlar Anayasa’ya aykırı oldukları gerekçesiyle kapatılmıştır. 1982’de üniversite reformu
ile kar amacı gütmeyen vakıfların yükseköğretim kurumu açmasına izin verilmiştir.
1960’lardan 1980’lerin başına kadar özel yükseköğretim olgusu üniversite sisteminde bir
gedik olarak görüldü; sağ siyasal eğilimliler bu gediği taze bir nefes borusu olarak
selamladılar, solcular ise eğitimde eşitlik ilkesini daha da zaafa uğratacak bir boşluk olarak
gördükleri bu gediği tıkamak için siyasal ve yasal mücadele yürüttüler. Özel üniversite
olgusunda ikinci perde 1984’te Bilkent Üniversitesinin fiilen kuruluşuyla açıldı ( Özuğurlu,
2003).
47
TABLO 3: Kuruluş yıllarına göre İstanbul’daki vakıf üniversiteleri.
ÜNİVERSİTENİN ADI KURULUŞ KOÇ ÜNİVERSİTESİ 1993FATİH ÜNİVERSİTESİ
1996 IŞIK ÜNİVERSİTESİİSTANBUL BİLGİ ÜNİVERSİTESİSABANCI ÜNİVERSİTESİYEDİTEPE ÜNİVERSİTESİ
1997
BEYKENT ÜNİVERSİTESİKADİR HAS ÜNİVERSİTESİDOĞUŞ ÜNİVERSİTESİİSTANBUL KÜLTÜR ÜNİVERSİTESİMALTEPE ÜNİVERSİTESİBAHÇEŞEHİR ÜNİVERSİTESİ 1998 HALİÇ ÜNİVERSİTESİ 1999OKAN ÜNİVERSİTESİ
2001İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİİSTANBUL BİLİM ÜNİVERSİTESİ 2006ACIBADEM ÜNİVERSİTESİ
2007İSTANBUL AREL ÜNİVERSİTESİİSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİÖZYEĞİN ÜNİVERSİTESİPİRİ REİS ÜNİVERSİTESİ
2008İSTANBUL KEMERBURGAZ ÜNİVERSİTESİİSTANBUL ŞEHİR ÜNİVERSİTESİYENİ YÜZYIL ÜNİVERSİTESİ
2009İSTANBUL MEDİPOL ÜNİVERSİTESİFATİH SULTAN MEHMET VAKIF
2010İSTANBUL 29 MAYIS ÜNİVERSİTESİSÜLEYMAN ŞAH ÜNİVERSİTESİİSTANBUL SABAHATTİN ZAİM ÜNİVERSİTESİBEZM-İ ALEM VAKIF ÜNİVERSİTESİ
Kaynak: YOGM
İlgili yasa metinlerinde, resmi yazışmalarda ve medya organlarında bu üniversiteleri
nitelemek için ‘vakıf’ terimi kullanılmakta, daha önemlisi ‘biz özel değil vakıf
üniversitesiyiz’ şeklindeki düzeltme talepleri bizzat bu üniversite yöneticileri tarafından, yeri
geldiğinde, dile getirilmektedir. Bir tür alınganlık söz konusudur. Son yıllarda üniversitenin
başına konan nitelemelerde büyük bir çeşitlenme yaşandığı doğrudur; ‘devlet/kamu’, ‘özel’,
‘kar amaçlı’, ‘ kar amacı gütmeyen’, ‘şirket’, ‘girişimci’, ‘vakıf’ vb… Dikkat edilirse kamu ve
48
özel terimleri daha üst bir soyutlama düzeyinde, kurumun toplumsal mülkiyet ilişkileri
içindeki yerini nitelemektedir. Diğerleri ise kamuya ait olmayan kurumun örgütlenme biçimi
ve işleyişi ile ilgilidir. Dolayısıyla türü itibariyle özel olan üniversite alt bir sınıflamayla, kar
amacı güden veya gütmeyen, şirket veya vakıf bünyesinde yer alan şeklinde ayrıca tasnif
edilebilir (Özuğurlu, 2003).
Genel anlamda özel öğretim kurumları hem ekonomi hemde eğitim alanında bazı
katkılar sağlar. Ülkemizdeki özel öğretim kurumları eğitimin kalitesinin arttırılmasında
öncülük etmek, ekonomide de rekabetin gereği olarak en iyi hizmeti vermek durumundalar.
Özel eğitim kurumlarının bu yönde yaptıkları etkinlikleri şöyle özetleyebiliriz ( Hesapçıoğlu
ve Özcan, 1995, s.162).
1. Eğitim hizmetinin niteliğinin yükseltilmesi amacıyla ortamın eğitim teknolojisinin
ilkelerine uygun araç-gereçle donatılması ve uygun amaçlarla kullanılması,
2. Bilgisayarın eğitimin her kademesinde kullanılması,
3. Laboratuar ve uygulama dersliklerinin araştırma ve inceleme yapmak isteyen
öğrenciler için uygun ortam sağlaması,
4. Devletin hazırladığı mevzuat dışında kendi hazırladıkları ve ilgili mercilerce
onaylanmış bir mevzuata sahip olmaları nedeniyle karşılaştıkları güçlükleri ya da uygulamak
istedikleri yöntem ve teknikleri belirleyip gerekli değişiklikleri yapabilmeleri.
R. Geiger (1986, s.216) de özel yükseköğretim kurumlarının eğitim boyutundaki
faydalarını şöyle açıklar:
1. Özel eğitimin bulunduğu tüm eğitim sistemlerinde özel üniversiteler ek kapasite
yaratan kurumlar olarak görülmüştür. Talebin fazla ancak arzın sınırlı olduğu yükseköğretim
sektöründe özel üniversiteler kısmen de olsa bu açığı kapatmada yararlı olmaktadır.
2. Özel üniversiteler genelde daha fazla, daha farklı ve daha iyi eğitim veren kurumlar
olarak düşünülmüş ya da böyle olduklarını vurgulamaya ve kanıtlamaya çalışmışlardır. Kamu
üniversitelerine bir seçenek olarak ortaya çıkış nedeni de bu üç etmene dayandırılmıştır.
Devletin bazı nedenlerden ötürü sağlayamadığı olanakları sunan özel üniversiteler daha geniş
yelpazede toplumun eğitim gereksinimlerini karşılamaktadır.
3. Ekonomik açıdan ise şu gibi yararlar söz konusudur: Özel üniversiteler istihdam
yaratan, vergi ödeyen, açıldıkları bölgenin sosyal, ekonomik ve çevresel sorunlarına çözüm
üreterek kalkınmasına katkıda bulunan kurumlardır. Özel üniversiteler vergi ödeyerek devlet
bütçesine doğrudan, temelde devletin verdiği bir hizmeti üstlenerek de dolaylı katkıda
49
bulunmuş olurlar. Ayrıca özel üniversitelerin yapmış oldukları yatırımlar, harcamalar ve
sağladıkları iş olanaklarının uzun vadede genel olarak ülke kalkınmasındaki katkıları
yarattıkları faydalar arasındadır.
Sonuç olarak özel üniversitelerin beraberinde getirdikleri çeşitlilik süreci eğitim
sisteminin bir bütün olarak uyumunu ve toplum gereksinimlerine yanıt verme yeteneğini
güçlendirmektedir. Kısacası özel üniversitelerin hem eğitim sistemine hem de toplum
geneline faydaları bulunmaktadır (R. Geiger, 1986).
Bu katkılarına karşın, ilk kurdukları yıldan beri Türkiye’de vakıf üniversiteleriyle ilgili
tartışmalar yapılmaktadır. Bu tartışmaların kaynağında vakıf üniversitelerinin kabul ettiği
öğrencilerin puanlarının devlet üniversitelerine göre daha düşük olması, aldıkları devlet
desteği, kendi öğretim elemanlarını yetiştirmekten çok kamuda çalışan hazır yetişmiş öğretim
elemanlarını bünyelerine katmaları vardır. Vakıf üniversitelerine yöneltilen ekonomik
boyuttaki eleştiriler arasında şu konular başta gelmektedir:
- Kar amacı gütmeme misyonunu yerine getirmemeleri,
- Kimi zaman ABD’nin bile üzerine çıkan yüksek eğitim ücretleri,
- Özellikle bazı vakıf üniversitelerinde öğrencilerden alınan ücretlerin öğrencilere
yönelik harcanmaması,
- Üniversitenin finansmanı konusunda vakfın katkısından çok, öğrenci gelirlerine
dayanan bir mali sistem kurulması,
- Üniversiteler arasında öğrenci gelirlerinin toplam gelirlere oranı, öğrenci başına
yapılan harcama gibi konularda büyük farklar bulunması.
Bazı akademisyen ve araştırmacılara göre, kar amacı gütmemek koşuluyla açılan bu
kurumlar, kar amacı güden ve adı vakıf olan, aslında kişiye bağlı kurumlar durumuna
gelmişlerdir. Özel üniversitelerde asıl yetkili tüzel kişiliğin temsilcisi rektör değil, mütevelli
heyetidir. Tüzel kişiliğin temsilcisinin ve atamalarda yetkilinin mütevelli heyeti olması
üniversite içinde rektörlük ve mütevelli heyeti olarak iki güç odağını doğurmuştur. En büyük
aksaklıklardan biri budur. Ayrıca kamu üniversitesi rektörünün unvanının profesör olması
gerekirken özel üniversite rektörü olmada yeter koşul lisans diplomasına sahip olmaktır. Aynı
durum dekanlar için de geçerlidir. Bunun dışında bilim anlayışına aykırı olarak değişik siyasal
ve dinsel ideolojilerin egemen olduğu özel üniversitelerin açılmasına yönelme başlamıştır
(Hatiboğlu, 1998, s.411).
50
Vakıflar tarafından kurulmuş yükseköğretim kurumlarına, kamu tüzel kişilerine ait
arazi ve tesislerin tahsis edilmesi 2547 sayılı Yükseköğretim Yasasının Ek 18. maddesi ile
kurallaştırılmıştır. Kendi üniversitelerinden sakındığı ‘eğitim, öğretim ve araştırma tesisleri,
öğretim üyesi lojmanları, öğrenci yurtları, sosyal ve kültürel tesisler’ için özel vakıf
üniversitelerine oldukça cömert davranan devlet, bununla da yetinmeyip bu kurumlara ‘devlet
yardımı’ adı altında vakıf üniversitesi bütçelerinin %45 ‘ine kadar YÖK kararıyla karşılamayı
üstlenmiştir ( Altıntaş ve Hatiboğlu, 1998, s.133).
Daha sonra bu oran, vakıf üniversitelerine yapılan devlet yardımını yeni koşullara
bağlayan tasarıyla Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu’nda değiştirilmiştir. Tasarıya göre vakıf
üniversitelerine bütçeden yapılacak devlet yardımı, devlet üniversitelerinin ödeneklerinin
yüzde 30’unu geçemeyecektir. 1996 yılındaki yasa, vakıf üniversitelerine yapılacak yardımın,
devlet üniversitelerine yapılacak yardımın %50’sine kadar olabileceğini öngörüyordu. Ancak
bu yeni yasa tasarıyla devlet desteği almak kolaylaşmış, daha önceden ilk 2000’den öğrenci
almak, bilimsel düzeyde, sıralamada bulunmuş olduğu şehirde en üst sıralarda yer almak gibi
koşullar yerini daha genel bir değerlendirme sistemine bırakmıştır (Işıklı, 2003).
Fuat Ercan da özelleştirme politikalarının bir uzantısı olarak tüm eğitim alanında özel
eğitim kurumlarının açılmasının hızla artığını, sayıları hızla artan özel eğitim kurumlarına
devlet kısıtlı kamu kaynaklarıyla önemli oranda her türlü desteği verdiğini belirtmekte ve
eğitimin ticarileştirildiği bu uygulamaların kamuya ait eğitim kurumlarında yetişmiş öğretim
kadrosunun özel eğitim kurumlarına transferini gündeme getirerek kamuya ait eğitim
kurumlarının işleyişini iyice zorlaştırdığını söylemektedir (2006).
Okçabol, vakıflara o kadar kaynak aktarmaya gerek olmadığını, yükseköğretim
kontenjanları çoğaltıldığında ve vakıflara aktarılan kaynak kamu üniversitelerine verildiğinde
sorunun çözüleceğini kestirmektir. Sorunun kontenjan baskısı olmadığını, amacın yoksul ve
dar gelirli öğrenciyi elemek ve varlıklı öğrenciye yeni olanaklar sunmak olduğunu da
sözlerine eklemektedir (2007).
Bilgi üniversitesi kurucularından Toktamış Ateş’e göre şuanda; yurtdışında eğitim
gören öğrenci sayısı elli binin üzerinde. Yani devlet, elli binin üzerinde üniversite öğrencisi
için döviz ödüyor. Bu öğrenciler dışarıya gideceğine, ülke içinde kalsınlar diye küçük ölçekli
bir eğitim kurumu oluşturulmuştur. Istanbul School for International Studies (ISIS) adındaki
bu kurum, ne YÖK, ne de Milli Eğitim Bakanlığı tarafından onaylanmayınca, bir vakıf
oluşturularak İstanbul Bilgi Üniversitesi’nin temeli atılmıştır (1999).
51
Tansel ve Güngör’e göre ise vakıf üniversiteleri verdikleri yüksek maaşlar ve
kullandıkları güncel teknoloji ile konusunda uzman yabancı ve Türk akademisyenleri
kendilerine çekerek beyin göçünü kısmen tersine çevirmişlerdir. Ancak istedikleri öğrenim
ücretleri, çoğu Türk ailesinin bütçesinin kaldırabileceğinden fazla olduğu için yükseköğretim
üzerindeki talep fazlasını azaltmakta başarılı olamamışlardır. Bu öğrenim ücretleri ödeyebilen
öğrenciler daha yüksek sosyoekonomik ailelerden geldiği için bu durum zaten var olan
eğitimde fırsat eşitliği sorununu daha da kötüleştirmektedir (2002).
Özel üniversite artık –olumlu yada olumsuz anlamda- egemen üniversite sisteminde
açılan bir gedik değil, sistemin bizzat kendisi olmuştur. Kurumsal yapısı, işleyişi ve işlevleri
bakımından hakim üniversite modeline, özel üniversite olgusunda billurlaşan yaklaşım
damgasını vurmaktadır. En nötr terimlerle ‘talep merkezli’ üniversite yaklaşımı şeklinde ifade
etmek mümkündür. Bu yaklaşımın yeni-liberalizmi eğitim sektöründeki bir varyantı olduğunu
hatırlatmaya gerek yoktur. Özel üniversite olgusu, Kesley’in ifadesi ile ‘‘küresel rekabetçi
üçüncü basamak eğitim modelinin’’ ayrılmaz bir unsurudur. Kamu üniversitelerinin
özelleştirilmesi sürecine direniş sergilenir ve bu yolda zaman kaybedilirse, üniversitelerin
hızlı, ucuz ve etkili bir şekilde uzmanlar yetiştiren bir eğitim şirketine dönüşecekleri şeklinde
uyarılar, hakim eğilimin sözcüleri tarafından sıkça yapılır. Benzer ideolojik mücadele
taktiğini ‘girişimci üniversite modelini’ Türkiye’ye yerleştirme gayreti içindeki
Yükseköğretim Kurulu’nda (YÖK) da görmek mümkündür. YÖK bir raporunda, özel
üniversitelerin gelişmiş ülkelerde kar amacı gütmeyen vakıflar tarafından kurulan yüksek
prestijli araştırma üniversiteleri niteliğine sahip olduğu, gelişmekte olan ülkelerde ise ‘daha
ziyade kar amacı güden, kısa süreli mesleki ve teknik eğitim’ veren bir nitelik sergilediğini
söylemektedir(YÖK,2003; 10). Buradaki betimlemenin geçerliliği bir yana bırakılırsa, açıkça
görüldüğü gibi hakim eğilimler bakımından özel üniversite olgusu, hem bir göz bebeği hem
de göze batan bir mertek muamelesi görebilmektedir(Özuğurlu, 2003).
Türkiye’de yükseköğretim kurumları değişikliklerden etkilenmiş ve yakın geçmişte
neo-liberal eğilimler yükseköğretim kurumlarını zorlayıcı sorunlar ortaya çıkmıştır. Öğrenci
harçlarının yükseltilmesi ve üniversitelere devlet katkısının azaltılması, sosyal etkinler gibi
girdilerin cari giderler altında öğrencilere yüklenmesi, üniversitelerin ticari anlamda ihale
almak için rekabete zorlanması yaşanan sorunlara örnektir. Yukarda vurgulananları yalnızca
küreselleşme ve neo-liberalizmin getirileri gibi algılamak yanılgı olur. Burada doğrudan Pazar
ilişkisi oluşturmuştur. Bu gelişmeler gelişmiş üniversiteler için belki yararlı görülebilir, ama
52
uzun dönemde yükseköğretimin bazı alanlarının yani doğrudan piyasaya hizmet etmeyen,
arkeoloji, felsefe gibi) yok olmasına yol açacaktır (Sütlaş, 2010).
1.1.5.2.1 Vakıf Üniversitesi Öğrencileri
Özel üniversitelerde lisans ve önlisans düzeylerinde okuyan öğrenci sayısı 1986
yılında 486 ile başlamıştır ve 2005-2006 öğretim yılında 95.782’ye ulaşmıştır. Bu sayı,
açıköğretimde okuyan yaklaşık 700.000 öğrenci dışarıda tutulduğunda, toplam tam zamanlı
öğrenci sayısının %6.5’ini oluşturmaktadır. Toplam üniversite sayısının üçte birini oluşturan
vakıf üniversitelerinin barındırdığı öğrenci yüzdesinin yalnızca %5-6 düzeyinde kalması
düşündürücür. Değişik eğitim düzeylerine baktığımızda, öğrencilerin % 5’i lisans, % 2,2
önlisans, % 8.7’si yükseklisans, % 3.9’u doktora eğitimlerini vakıf üniversitelerinde
sürdürmektedir (Gürüz, 2006).
Aşağıdaki tabloda da görüldüğü gibi, tüm vakıf üniversitelerinde okuyan öğrencilerin
yaklaşık %80’i altı vakıf üniversitesinde( Yeditepe, Bilkent, Fatih, Başkent, Bilgi, Aydın)
toplanmıştır; geri kalan vakıf üniversitelerinin lisans öğrenci sayısı genelde 2000-5000
arasındadır.
TABLO 4 : Türkiye’deki vakıf üniversitelerinin öğrenci sayıları.
ÜNİVERSİTE ADIÖNLİSANS LİSANS
LİSANS ÜSTÜ TOPLAM
Atılım Ü. 46 4420 580 5046Bahçeşehir Ü. 1607 5658 1751 9016Başkent Ü. 811 7968 265 9908Beykent Ü. 3591 4576 1121 9622Bilkent Ü. 811 10082 1227 12120Çağ Ü. 628 1682 41 2351Çankaya Ü. 152 3710 313 4175Doğuş Ü. 987 2832 169 3988Fatih Ü. 2749 6283 960 9992Gelişim Eğt.Kült.,Sağ. Ve Sos.Hiz.Vak. 191 0 0 191Haliç Ü. 0 4066 494 4560Işık Ü. 0 2457 87 2544İlke Eğitim ve Sağlık Vakfı 596 0 0 596İstanbul Arel Ü. 2419 670 0 3089İstanbul Aydın Ü. 8362 1717 151 10230İstanbul Bilgi Ü. 462 7335 2466 10263İstanbul Bilim Ü. 383 691 75 1149
53
İstanbul Kültür Ü. 1135 5339 545 7019İstanbul Ticaret Ü. 1254 3825 481 5560İzmir Ekonomi Ü. 147 5635 202 5984İzmir Ü. 139 387 0 526Kadir Has Ü. 1144 3336 561 5041Kavram Ü. 924 0 0 924Koç Ü. 0 3435 471 3906Maltepe Ü. 999 4324 1578 6901Okan Ü. 599 2771 219 3589Özyeğin Ü. 0 207 0 207Sabancı Ü. 0 2945 601 3546TOBB Ekon. ve Tekno. Ü. 0 1969 179 2148Türkiye Loj.Araş. Ve Eğit.Vak. 331 0 0 331Ufuk Ü. 104 1241 284 1629Yaşar Ü. 1135 2333 58 3526Yeditepe Ü. 62 14167 2251 16480TOPLAM 31768 116061 18.328 166157
Kaynak: YOGM, 2008
Bu kurumlarda okuyan öğrenciler genellikle devlet üniversitelerinde okuyan
öğrencilere göre daha düşük puanla kabul edilmektedir. Vakıf üniversitelerinin düşün puanlı
öğrenci almaları nedeniyle, iyi yetiştirilmemiş mezunlar verme olasılığı ortak kaygılar
arasında yer almaktadır. Bunun yanı sıra vakıf üniversitelerinin düşük puanla öğrenci almaları
ve devlet üniversitelerine giremeyen bu öğrencilerin yüksek ücretle üniversitede okuma fırsatı
bulmaları nedeniyle, bu üniversitelerin eğitimde fırsat eşitliğini zedelediği yönünde
eleştirilerde vardır. Bu düşük puanların nedeni öğrencilerin büyük çoğunluğunun düşük bir
katkı payı karşılığında devlet üniversitelerinde okumayı tercih etmesidir. Ancak ÖSS’de ilk
1000, hatta 100’e giren öğrenciler açısından durum değişmektedir. Vakıf üniversiteleri
ikramiye, aylık maaş, yüzde 100 burs, yurt dışında staj gibi tekliflerle başarılı öğrencileri
kendilerine çekmeye çalışmaktadır. Örneğin 2008 yılı yerleştirme sonuçlarına göre ilk 2
bindeki öğrencilerin 838’i vakıf üniversitelerine yönelmiş, çoğu başta Boğaziçi olmak üzere
devlet üniversitelerini seçmiş, vakıf üniversitelerinde de Bilkent, Koç ve Bahçeşehir öne
çıkmıştı(Talha, 2008). Yine 2007 yılında, ‘‘ şampiyon ’’ olarak nitelendirilen ve genelde ilk
10’a giren öğrencilerin başlıca tercihleri Sabancı, Boğaziçi ve Bilkent üniversiteleri
oluşmuştur. Bu durum, vakıf üniversitelerinde çok başarılı ve bursla okuyan az sayıda bir
54
öğrenci grubuyla ÖSS’den düşük puan alan ve yüksek okul harçlarını ödemeye gücü yeten
kalabalık bir öğrenci grubunun var olduğunu göstermektedir.
1.1.5.2.2. Vakıf Üniversitesi Öğretim Elemanları
Vakıf üniversitelerinde çalışan tam zamanlı öğretim elemanı 2005-2006 öğretim
yılında 7000 civarındadır. Bu rakam, toplam 82.000 akademisyenin çalıştığı yükseköğretim
sisteminin %8.3’ünü oluşturmaktadır. Ancak eğitimde niteliği etkinleyen en önemli
etkenlerden biri olan öğretim elemanı başına düşen öğrenci sayısı, toplam sayıdan daha
belirleyicidir. Bu sayı, vakıf üniversiteleri arasında farklılıklar göstermekte olup genel olarak
devlet üniversiteleri ortalamasından küçüktür.
TABLO 5: Vakıf üniversitelerinin, öğrenci, öğretim elemanı sayı ve oranları (2005-2006)
Öğrenci ve öğretim Vakıf üniversiteleri Tüm üniversiteler Oran (%)Öğrenci sayısı 95.782 1.646.689 5.8Öğretim üyesi 2.502 32.095 7.8Araştırma görevlisi 1.331 28.749 4.6Öğretim elemanı 7.762 82.250 9.4
Kaynak: YÖK, 2007
Öğretim elemanlarının, tüm üniversitelere göre oransal dağılımına bakıldığında, tüm
üniversitelerdeki öğretim elemanlarının %9,4’ünün vakıf üniversitelerinde istihdam edildiği
görülür. Yukarıdaki tabloda görüldüğü gibi bu oran araştırma görevlisi istihdamı öteki
öğretim elemanlarına göre daha düşüktür. Bu durum, vakıf üniversitelerinin öğretim üyesi
yetiştirmede yeterince istekli olmadıklarını ya da bu alana kaynak aktarmaya öncelik
vermediklerini göstermektedir (YÖK,2007,s. 18).
2008-2009 öğretim yılında devlet üniverstelerinde çalışan öğretim elemanı toplam
sayısı 87.605’tir. Bu sayının 32.876’sını, yani yaklaşık %38’ini araştırma görevlileri
oluşturmaktadır. Araştırma yapmaktan çok ders vermekle yükümlü öğretim görevlileri ise bu
rakamlar oldukça farklıdır. Geleceğin öğretim üyelerini oluşturacak olan araştırma
görevlilerinin sayısı olan 10.318’in %18’ini oluşturmaktadır. Öğretim görevlileri ise 2896 ile
en kalabalık gruptur ve toplam sayının %28’ine denk gelmektedir. Bu rakamlar da 2005-2006
öğretim yılındaki rakamların çok değişmediğini, vakıf üniversitelerinin ağırlıklı olarak
öğretim görevlisi ve okutman kadrolarına öncelik verdiği, araştırma görevlisi sayısını
tuttuğunu bir kez daha ortaya koymaktadır (YOGM, 2010).
55
Devlet üniversitelerinde hükümetin kararına bağlı olan akademik kadrolar, vakıf
üniversitelerinde kurum tarafından açılır ve öğretim elemanları belirli bir süre için sözleşme
ile işe alınırlar. Bu süre içinde içinde öğretim elemanlarının performansı değerlendirilerek
sürenin bitiminde sözleşmenin yenilenip yenilenmeyeceğine karar verilir. Sözleşme
yenilendikten sonra, bir sonra sözleşme dönemine kadar kişinin performansı nedeniyle işten
çıkarılması sık rastlanan bir durum değildir. Vakıf üniversiteleri öğretim elemanlarının
değerlendirilmesi konusunda kendi ölçütlerini belirlemişlerdir bu değerlendirme sonucuna
göre kişilerin terfiisine karar verilir. Değerlendirme ölçütleri arasında yayın sayısı, yapılan
araştırmaların kalitesinin yanı sıra genelde öğrenci anketleri tarafından belirlenen ders verme
becerisi de yer alır ( Doğramacı, 2005).
Vakıf üniversiteleri görevlendirecekleri öğretim elemanı sayısı konusunda devlet
üniversitelerinden farklı olarak hükümet kararlarına gerek duymadığı için istedikleri sayıda
araştırma görevlisi, okutman ve öğretim üyesi göreve alabilmektedirler. Bu sayının bazı vakıf
üniversitelerinde bazı devlet üniversitelerinden bile düşük olması bu üniversitenin bir öğretim
elemanına çok sayıda öğrencinin sorumluluğunu vererek kendi açısından ekonomik bir
kazanç sağlamak istemesinden, kısacası bu konuda yatırım yapmak istememesinden
kaynaklanmaktadır.
Altundağ’a göre, ister devlet üniversitelerinden vakıf üniversitelerine transfer deyin,
ister eğitimin özelleştirilmesi, devlet üniversitelerinin içinin boşalması veya özel eğitimin
teşvik gelinen nokta şu; sadece Marmara Üniversitesi’nden Yeditepe Üniversitesine geçen
öğretim üyesi sayısı 386’dır. Devlet üniversitelerinde yetişmiş, aynı sırada profesör, doçent
gibi unvanlar almış kıdemli hocalar, yıllarını harcadıkları eğitim kurumlarından çeşitli
sebeplerle bir bir ayrılıyorlar. Tecrübelerini ve en verimli dönemlerini bu yeni fakültelerin
hizmetine sunuyorlar. Yukarıda Marmara Üniversitesi ile ilgili verilen sayı; İstanbul
Üniversitesi, ODTÜ ve Boğaziçi gibi Türkiye’nin saygın üniversiteleri için de geçerli.
Hocaların devlet üniversitelerinden ayrılışını tek bir nedene bağlamak mümkün değil. Birçok
öğretim görevlisinin ağzından sözbirliği etmişlercesine şu gerekçe çıkıyor: ‘‘Demokratik ve
özgür ortam arayışı.’’ Akademisyen Edward Said örneğinden hareketle bu konuda şöyle bir
sonuca da varılabilir: Colombia Üniversitesi’nden dilbilimci Said, Filistinli militanlarla
beraber İsrail tanklarını taşlarken fotoğraflanır. Bunun üzerine ABD yetkilileri, üniversiteden
hoca hakkında soruşturma açılmasını ve görevine son verilmesini talep ederler. Üniversite
rektörü ise tam bir dirayet göstererek Said’in arkasında yer alır. Bizde ise iktidarla siyasi bir
hesaplaşma yoksa, özgürlüklerin korunmasıyla ilgili radikal bir mücadele görmek oldukça
56
zor. Çünkü Türkiye’de öğretim görevlileri devlet yöneticileriyle değil, üniversite yönetiminin
güç gösterisiyle karşı karşıya (Altundağ, 2003).
Sessiz ama derinden geçişlerin başta gelen sebeplerinden biri de ‘‘ekonomik’’ durum.
Devlet üniversitesinde çok düşük kazanca talim eden hocalar, vakıf üniversitelerinde üç dört
kat daha fazla maaş alabiliyorlar. Ancak burada da çalışma saatleri artıyor ve daha çok
yorulabiliyorlar. Vakıf üniversitesine kademeli olarak geçişi sağlayan ‘‘part-time öğretim
görevlisi olma’’ durumu, kademeli geçişin ilk ayağı. Diğer bir sebep ise yaş haddi meselesi;
vakıf üniversitelerinin kurulması aşamasında, 67 yaşını doldurup emekli olarak kurucu
öğretim üyesi olarak vakıf üniversitelerine geçen hocaları genç ve başarılı akademisyenler
izledi. Erken emekli olanlar, akademik hayatlarında öğrencilere en yüksek katkı
sağlayabilicekleri bir dönemde müreffeh bir hayata kavuşmakla birlikte birikimlerini
‘‘özel’’in sunduğu imkanlar çerçevesinde değerlendirebilyorlar. Yukarıda zikredilen tüm bu
nedenlerden dolayı, gerek devlet sektöründen özel sektöre, gerekse ülke dışına ‘‘beyin göçü’’
yaşıyoruz. Gidenler geri gelmiyor, gelen akademisyen devlette kalmak istemiyor (Altundağ,
2003).
1.1.5.2.3. Vakıf Üniversitelerinin Finansmanı
Öğretim elemanı başına düşen öğrenci sayısıyla oldukça bağlantılı ve özellikle YÖK
tarafından hazırlanan Vakıf Üniversiteleri Raporu’ndan sonra basının da ilgisini çekmeye
başlamış olan bir başka konu da vakıf üniversitelerinin öğrencilerine ne kadar yatırım yaptığı,
öğrencilerin ödediği öğrenim ücretinin ne kadarının öğrencilerin eğitim ve öğretimi için
harcandığı konusudur. Bu konuda da vakıf üniversiteleri arasında büyük farklılıklar göze
çarpmaktadır. Vakıf üniversitelerinin, öğrenci başına harcamaları bakımından çok önemli bir
farklılaşma içinde olduğu kaydedilen raporda, üniversiteler arasında öğrenci başına yapılan
harcamalarda on iki kata varan bir farklılık bulunduğu, bu farklılığın öğretim kalitesinde de
bir farklılık yarattığı vurgulanmıştır.
Vakıf üniversiteleri, üç ayrı finansman kaynağına sahiptir. Bunlar:
1) Kurucu vakfın katkısı,
2) Öğrenci harçları,
3) Devlet yardımıdır.
57
Bu üç ayrı kaynaktan gelen gelirlerin oranları, vakıf üniversitelerine göre
değişmektedir. Vakıf üniversitelerini gelirlerinin dağılımları bakımından iki gruba ayırmak
mümkündür. İlk gruptaki vakıf üniversitelerinde güçlü bir kurucu vakıf bulunup gelirlerin
büyük oranı bu kaynak tarafından karşılanmaktadır. İkinci gruptakilerde ise, üniversite
gelirlerinin büyük oranı öğrenci harçlarından sağlanmaktadır. Vakıf üniversitelerinin sayıca
büyük bölümü ikinci gruba girmektedir (YÖK, 2007).
TABLO 6: Türkiye’deki vakıf üniversitelerinin gelir dağılımı (2005-2006)
Kaynak: YÖK, 2007
Görüldüğü gibi, üniversite gelirlerinde öğrenci katkı oranı, yaklaşık olarak % 20-90
arasında değişmektedir. Bu tablo, vakıf üniversiteleriyle ilgili olarak öne çıkan finansman
58
biçimi sorununa işaret etmektedir. Bu kurumların finansmanının öğrenci gelirleri mi yoksa
kurucu vakfın yardımlarıyla mı sağlanması gerektiği Türkiye’deki vakıf üniversiteleri
konusunda en çok tartışılan konulardandır
TABLO 7: Vakıf Üniversitelerinin öğrenci başına eğitim-öğretim harcamaları
(2005-2006)
Kaynak: YÖK,2007
Tabloda da görüldüğü gibi, kimi üniversiteler öğrenciden aldıkları ücretin çok daha
üzerinde bir miktarı öğrencilere harcarken, bir kısmı da aldığı ücretin yarısını bile öğrencilere
harcamamaktadır.
59
Finansman yapılarının büyük kısmını öğrenci gelirleri üzerine kuran üniversitelerin bu
bütçeden öğrencilere yönelik ayırdığı kaynak, eleştirilerin başında gelmektedir. Çünkü kar
amacı gütmeme misyonuyla kurulan vakıf üniversitelerinin birçoğu, öğrenciden aldıkları
ücretin yarısını bile öğrenciye harcamamaktadır. Örneğin, öğrenciden 11 bin TL ücret alınan
bir üniversitede, öğrenci başına yapılan harcamanın 3 bin TL seviyesinde kalması ve vakıf
üniversitelerinin gelirlerini nereye harcadığı konuları en büyük eleştiri konusu olmaktadır.
Üniversitelerin ana gelir kaleminin ne olması gerektiği konusunda da fikir ayrılığına
düşen rektörlerin bir kısmı, ‘‘vakıf üniversiteleri öğrenciden minimum ücret alıp geri kalanını
kendi cebinden karşılamalı’’ derken, kimisi ise ‘üniversitelerin en büyük gelir kalemi öğrenci
ücretleridir’’ görüşündedir. Vakıf üniversitelerinin finansman yapısı ve gelir kalemlerinin
dağılımı konusunda üniversite rektörleri ile mütevelli heyeti başkanları arasında da fikir
ayrılığı yaşanmaktadır.
Kurucu vakfın katkısı ve öğrenci harçlarının yanı sıra, vakıf üniversitelerinin üçüncü
gelir kaynağını, devlet bütçesinden vakıf üniversitelerine ayrılan ödenekler oluşturmaktadır.
Yapılabilecek devlet yardımı, kamu yükseköğretim kurumlarına o yıl tahsis edilen toplam
bütçe ödeneklerinin örgün eğitimdeki öğrenci sayısıyla çarpılması sonucu bulunacak miktarın
% 30’unu geçememektedir. Gerçekleşen yardım, öngörülen %30’luk en yüksek oranın çok
altında kalmaktadır. Örneğin, 2002 yılında verilen Devlet yardımı miktarı % 6 düzeyinde
kalmıştır. 2005 yılında ise vakıf üniversitelerinden 15’i devlet katkısından yararlanmamış,
yararlanan 10 üniversitenin aldıkları ödenek, bütçelerinin yüzde 3.6’sı ile yüzde 0.9’u
arasında değişmiştir (Türkiye’nin Yükseköğretim Stratejisi, 2006, s.67).
Vakıf üniversitelerine yapılan devlet yardımından yararlanılması, bazı kriterlere
bağlanmıştır. Bu kriterler, vakıf üniversitelerinin, öğretim üyesi yetiştirmelerini, burslu
öğrenci kontenjanlarının arttırmalarını ve gelişmelerini özendirici yükümlülükler
taşımaktadır. Bir vakıf üniversitesinin hangi koşullarda devlet yardımı alabileceği, 2547 Sayılı
Yasada açıklanmıştır. Vakıf üniversitelerine yapılan devlet yardımı, kamuoyunda bilinenin
aksine büyük bir orana sahip değildir. 2005 yılı itibariyle, vakıf üniversitelerinden devlet
yardımı alanların sayısı 10 olup bu üniversitelerde, üniversitenin toplam gelirleri içinde devlet
yardımı oranı en çok %3-4 civarındadır (YÖK, 2007, s.10).
60
TABLO 8: 2005 yılında devlet yardımı alan vakıf üniversitelerinde yardımın toplam
gelirdeki oransal değerleri.
Kaynak:YÖK,2007
61
BÖLÜM II. : YÖNTEM
2.1. Araştırmanın Örneklemi
“Vakıf Üniversitesi Öğrencilerinin Gözünde Türkiye Yükseköğretim Sistemi İçinde
Vakıf Üniversitelerinin Yeri ve Etkileri” isimli araştırma kapsamında, Kasım 2010-Ocak 2011
tarihleri arasında, İstanbul il sınırları içerisinde vakıf üniversitelerinde öğrenim görmekte olan
öğrencilerle anket çalışması gerçekleştirilmiştir. Anket çalışması sonucunda, örneklemimiz
Acıbadem Üniversitesi, Bahçeşehir Üniversitesi, Beykent Üniversitesi, Bezm-i Alem
Üniversitesi, Doğuş Üniversitesi, Fatih Üniversitesi, Haliç Üniversitesi, Işık Üniversitesi,
İstanbul Arel Üniversitesi, İstanbul Aydın Üniversitesi, İstanbul Bilgi Üniversitesi, İstanbul
Bilim Üniversitesi, İstanbul Kültür Üniversitesi, İstanbul Ticaret Üniversitesi, Kadir Has
Üniversitesi, Koç Üniversitesi, Maltepe Üniversitesi, Okan Üniversitesi, Özyeğin
Üniversitesi, Piri Reis Üniversitesi, Sabancı Üniversitesi ve Yeditepe Üniversitesi’nde eğitim
görmekte olan katılımcılardan oluşmuştur. Örneklemi oluştururken öncelikli önem verdiğimiz
husus, katılımcı kitlesini olabildiğince geniş tutmak olmuştur. Bu yüzden, anket soruları
çeşitlendirilerek, farklı sosyal sınıflardan öğrencilerin ankete katılımı sağlanmıştır. Toplamda
109 katılımcıya anket uygulanmıştır.
TABLO 9: İstanbul’daki vakıf üniversitesi lisans öğrencilerinin üniversitelerinin
toplam lisans öğrencisi sayısına oranları.
Ankete katılan öğrenci sayısı
Toplam Katılımcılar
İçindeki Yüzdesi
Lisans Eğitimi Alan Toplam
Öğrenci SayısıAcıbadem Üniversitesi 1 0,9 203Bahçeşehir Üniversitesi 5 4,6 6514Beykent Üniversitesi 1 0,9 5265Bezm-i Alem Üniversitesi 1 0,9 105Doğuş Üniversitesi 3 2,8 3086Fatih Üniversitesi 2 1,8 6207Haliç Üniversitesi 1 0,9 3601Işık Üniversitesi 1 0,9 2217İstanbul Arel Üniversitesi 1 0,9 1129İstanbul Aydın Üniversitesi 4 3,7 2979İstanbul Bilgi Üniversitesi 10 9,2 7165İstanbul Bilim Üniversitesi 2 1,8 351İstanbul Kültür Üniversitesi 6 5,5 5345
62
İstanbul Ticaret Üniversitesi 10 9,2 3888Kadir Has Üniversitesi 7 6,4 2842Koç Üniversitesi 14 12,8 3589Maltepe Üniversitesi 1 0,9 4675Okan Üniversitesi 9 8,3 3140Özyeğin Üniversitesi 5 4,6 369Piri Reis Üniversitesi 2 1,8 140Sabancı Üniversitesi 2 1,8 3008Yeditepe Üniversitesi 21 19,3 13926Toplam 109 100,0 79744
(YÖK,2010)
2.2. Araştırmanın Veri Toplama Tekniği
Geniş bir katılımcı kitlesine ulaşarak, araştırmanın güvenilirliliğini sağlamlaştırmak
amacıyla niceliksel araştırma yöntemi tercih edilmiştir. Niceliksel araştırma yöntemi, anket
tekniğinin tutarlı ve kalıcı bir yapıya sahip olması, büyük gruplara hızla uygulanabilme
olanağı sağlaması ve araştırma konusuna uygun verilerin elde edilebileceği bir yöntem olması
nedenleriyle seçilmiştir. Niceliksel araştırma yöntemi sayesinde, görüşme yapılan kişiler
arasında karşılaştırma yapılabilmesi ve elde edilen sonuçların sayısal verilerle
desteklenebilecek olmasının da avantajı düşünülmüştür. Niceliksel araştırma yönteminin
gereği sayılabilecek olan genellenebilme özelliği de, verilerin analiz edilmesi esnasında
yardımcı bir unsur olarak ön plana çıkmıştır.
Anketin uygulanması konusunda, öncelikle sahaya inerek anketin birebir uygulanması
planlanmıştır. Fakat, araştırma danışmanlarımızdan Prof. Dr. Ayşe Durakbaşa’nın araştırma
konumuz ve örneklemimiz üzerinde yaptığı değerlendirmeden sonra sunduğu, anketin internet
üzerinden yapılması halinde daha etkili sonuç alınabileceği önerisi üzerine, anketin internet
üzerinden uygulanması ve sahaya sadece gözlem amacıyla inilmesi kararlaştırılmıştır.
Yaptığımız literatür taramasının ardından, internet üzerinden anket uygulaması sunan
servisler incelenmiştir. Öncelikle “Google Documents” isimli servis incelenmiş, fakat bu
servisin gereksinimlerimizi karşılamadığı sonucuna ulaşılmıştır. Bunun üzerine
“Surveymonkey.com” isimli internet sitesinin anket oluşturma servisi incelenmiş ve bu
servisin kullanımına karar verilmiştir.
“Surveymonkey.com” internet sitesinin sağladığı en büyük avantajlardan biri zaman
tasarrufu olmuştur. Anketin internet üzerinden yapılması sayesinde, analiz için daha geniş bir
63
zaman diliminde çalışma fırsatı doğmuştur. Ayrıca, anketlerin yazılı olarak basılı olması
gerekmediği için kağıt tasarrufu da mümkün olmuş, bu şekilde çevrenin korunmasına katkı
sağlanmıştır.
İnternet üzerinden gerçekleştirilen anketin sağladığı bir diğer avantaj ise örnekleme
ulaşma konusunda sağlanmıştır. Oluşturulan internet anketinin linki, Facebook, Twitter ve
Friendfeed gibi sosyal paylaşım sitelerinde, Ekşisözlük gibi internet portallarında ve vakıf
üniversitelerine ait mail gruplarında paylaşılmıştır. Özellikle yeni kurulan üniversitelerdeki
öğrencilere ulaşmak amacıyla Facebook kullanımı, bizim için çok yararlı olmuştur.
İnternet anketinin bu kadar fazla mecrada dağıtımının getirebileceği sıkıntılar olan
“mükerrer anket” ve “örnekleme uymayan katılımcıların anketi uygulaması” gibi sorunlar da,
anketlerin tek tek incelenmesi yoluyla bertaraf edilmiştir.
2.3. Ön Araştırma
Araştırma kapsamında oluşturulan anket, internet anketine dönüştürülmeden önce
Bahçeşehir Üniversitesi, Kadir Has Üniversitesi, Bilgi Üniversitesi ve İstanbul Ticaret
Üniversitesi’nde öğrenim görmekte olan bazı katılımcılara uygulanmıştır. Manipülasyonu
engellemek amacıyla, bu çalışmalar birebir gerçekleştirilmiştir.
Yapılan ön araştırma sonucunda, vakıf üniversitesinde öğrenim görmekte olan
katılımcıların uyarıları ve önerileri doğrultusunda anket üzerinde bazı değişiklikler
yapılmıştır.
Yapılan ön araştırmanın ardından anketin nihai taslağı hazırlanmıştır. Altı bölüm ve
159 sorudan oluşan anket “Surveymonkey.com” sitesi üzerinde hazırlanarak, katılımcılara
sunulmaya hazır hale gelmiştir.
2.4. Anket
Anket ilk olarak uygulanacak kişilerin demografik bilgilerini anlamaya yönelik
“Kişisel Bilgiler” bölümüyle başlamaktadır. Bu bölümde katılımcıların ve aile bireylerinin
cinsiyeti, doğum yeri, yaşı, eğitim durumu, medeni hali ve şu an yaptığı iş öğrenilmeye
çalışılarak katılımcı hakkında daha zengin bilgiye ulaşılması amaçlanmıştır.
64
“Eğitim Bilgileri” bölümünde, katılımcının üniversite eğitiminden önceki eğitim
bilgilerinin alınması amaçlanmıştır. Böylece okul öncesi eğitim alıp almadığı, lisede hangi
alanda okuduğu ve dershaneye gidip gitmediği gibi sorular sorularak, katılımcının üniversite
öncesi eğitim yaşantısının, üniversite tercihinde ve üniversite yaşamında nasıl etkileri
olabileceği araştırılmıştır.
“Üniversite Bilgileri” bölümünde, katılımcının üniversite bilgilerinin alınması
amaçlanmıştır. Katılımcının hangi üniversitede öğrenim gördüğünü, istediği üniversitede
okuyup okumadığını, üniversite eğitimi için ücret ödeyip ödemediğii öğrenilmeye
çalışılmıştır.
“Vakıf Üniversiteleri Hakıkında Genel Yargılar” bölümünde , katılımcılara vakıf
üniversiteleri ile ilgili genel yargılar sunularak, bu yargılara katılıp katılmadıkları öğrenilmeye
çalışılmıştır. Böylece, vakıf üniversiteleri hakkında toplumun öngördüğü çeşitli yargılar
hakkında, vakıf üniversitelerinde okuyan öğrencilerin ne düşündüğünün öğrenilmesi
amaçlanmıştır.
“Katılımcıların Öğrenim Görmekte Oldukları Üniversiteler İle İlgili Yargılar”
bölümünde, katılımcılara kendi üniversiteleri hakkındaki düşüncelerini öğrenmek amacıyla
çeşitli yargılar sunulmuştur. Bu şekilde, katılımcıların kendi üniversitelerinde hangi hususlara
en çok dikkat ettiği, kendi üniversitesini hangi yargılar üzerinden tanımladığı öğrenilmeye
çalışılmıştır.
“Katılımcıların Üniversite Tercihleri İle İlgili Yargılar” bölümünde ise katılımcının
üniversite tercih sürecini irdeleyen yargılar katılımcılara sunulmuş ve katılımcının üniversite
tercihindeki temel etkenlerin öğrenilmesi amaçlanmıştır.
2.5. Araştırmanın Sınırlılıkları ve Zorlukları
Bu araştırma, 2010 – 2011 akademik yılında yalnızca İstanbul il sınırları içerisinde
bulunan vakıf üniversitelerinde öğrenim görmekte olan lisans öğrencilerinin ekteki anket
sorularının internet yoluyla cevaplamaları ile ilgili alan yazın ve anket analizleri sonucu çıkan
tablolar bağlamında değerlendirilmesi ile sınırlandırılmıştır.
Araştırma esnasında yaşanılan en önemli zorluklardan biri anketin beklenenden uzun
olmasıdır. Bunun temel sebebi, araştırma konularının geniş tutulmasıdır. Araştırma
65
konularının genişlemesi nedeniyle sorular çoğalmış, dolayısıyla herhangi bir soruyu anketten
ayırabilmek zorlaşmıştır. Anketin uzun olmasının yarattığı en temel sorun, ankete katılım
gösterenlerin anketi tamamlamadan bırakması olmuştur. Ankete başlayan 319 kişiden 210’u
anketi tamamlamadan sayfadan ayrılmıştır.
Anketin uygulandığı katılımcının, o esnadaki davranışları, ruh hali ve mimikleri,
anketi uygulayan için önemli verilerdir. Karşılaştığımız bir diğer sorun da bu verilere
ulaşamamak olmuştur. Ayrıca anketin birebir uygulanmamasının yarattığı önemli bir olumsuz
etki de sorular arasındaki tutarlılığın denetlenememesi olmuş ve bunun sonucunda bazı veriler
arasında anlamlı ilişkiler kurulamamıştır.
2.6. Araştırmanın Uyduğu Etik Kurallar
Anketin uygulanması esnasında kişilerden isim bilgisi alınmamış, ayrıca kişilerin
verdikleri bilgilerin sadece anketi uygulayanlar tarafından görüleceği ve başka hiçbir mecrada
kullanılmayacağı hakkında güvence verilmiştir.
Mükerrer anketlerin önlenmesi amacıyla kişilerin IP adresleri alınmış, fakat anket
analizinin ardından bu IP adresleri silinmiştir.
Anketin internet üzerinden uygulanması anketi uygulayanların katılımcıları etkileme
ihtimalini ortadan kaldırmış böylece araştırmamızın tarafsızlık ilkesini ve güvenilirliğini
desteklemiştir.
66
BÖLÜM III. : BULGULARIN DEĞERLENDİRİLMESİ VE TARTIŞILMASI
GRAFİK 1. Doğum Yeri Dağılım Grafiği
GRAFİK 2. Doğduğu Yerleşim Birimi Dağılım Grafiği
67
Ankete katılanların;% 49.5’i (54) İstanbul% 6.4’ü (7) Adana% 5.5’i (6) İzmir% 3.7’si (4) Ankara% 3.7’si (4) Bursa% 2.8’i (3) Yurtdışı% 1.8’i (2) Çanakkale% 1.8’i (2) Denizli% 1.8’i (2) Kayseri% 1.8’i (2) Konya% 1.8’i (2) Malatya% 1.8’i (2) Bursa% 1.8’i (2) Muğla% 0.9’u (1) Adıyaman% 0.9’u (1) Ağrı% 0.9’u (1) Aydın% 0.9’u (1) Çorum% 0.9’u (1) Diyarbakır% 0.9’u (1) Aydın% 0.9’u (1) Mersin% 0.9’u (1) Kocaeli% 0.9’u (1) Mardin% 0.9’u (1) Samsun% 0.9’u (1) Siirt% 0.9’u (1) Sivas% 0.9’u (1) Tokat% 0.9’u (1) Zonguldak doğumludur.
Katılımcıların; % 79.8’i (87) il merkezi,% 15.6’sı (17) ilçe merkezi,% 2.8’i (3) köy-bucak,% 0.9’u (1) kasaba,% 0.9’u (1) ise yurtdışı doğumludur.
GRAFİK 3. Yaş Dağılımı Grafiği
GRAFİK 4. Cinsiyet Dağılım Grafiği
GRAFİK 5. Cinsiyet-Medeni Durum Grafiği
68
Katılımcıların;% 11.9’u (13) 16-19,% 71.6’sı (78) 20-23,% 14.7’si (16) 24-27% 1.8’i (2) 28 ve üzeri yaş aralığındadır.
Katılımcıların % 56’sını (61) kadınlar oluştururken % 44’ünü (48) erkekler oluşturmaktadır.
Katılımcı 60 kadının tamamı yasal olarak hiç evlenmemişken 47 erkek yasal olarak hiç evlenmemiş, 1’i yasal olarak evli ve 1’i de boşanmıştır.
GRAFİK 6. Yerleşim Durumu Dağılımı Grafiği
GRAFİK 7. Katılımcıların Ailelerinin Yaşadığı Şehirlerin Dağılımı Grafiği
% 0.9’u (1) Mardin’de, % 0.9’u (1) Muğla’da, % 0.9’u (1) Rize’de, % 0.9 ‘u (1) Sakarya’da, % 0.9 ‘u (1) Sivas’ta, % 0.9 ‘u (1) Tokat’ta, % 0.9 ‘u (1) Trabzon’da, % 0.9 ‘u (1) Uşak’ta, % 0.9 ‘u (1) Yalova’da ve % 0.9 ‘u (1) Düzce’de yaşamaktadır.
69
Katılımclıların; % 58.7’si (64) aile yanında, % 13.8’i (15) yalnız, % 9.2’si (10) özel yurt ya da pansiyonda, % 9.2’si (10) arkadaşlarıyla, % 6.4’ü (7) devlet ya da kurum yurdunda ve % 2.8’i (3) akraba yanında yaşamaktadır.
Katılımcıların ailelerinin; % 57.8’i (63) İstanbul’da,% 6.4’ü (7) Bursa’da% 4.6’sı (5) Adana’da% 4.6’sı (5) İzmir’de% 3.7’si (4) Ankara’da% 1.8’i (2) Çanakkale’de% 1.8’i (2) Konya’da% 1.8’i (2) Tekirdağ’da% 0.9’u (1) Afyon’da% 0.9’u (1) Antalya’da,% 0.9’u (1) Artvin’de,% 0.9’u (1) Balıkesir’de,% 0.9’u (1) Denizli’de,% 0.9’u (1) Edirne’de,% 0.9’u (1) Hatay’da,% 0.9’u (1) Konya’da,% 0.9’u (1) Malatya’da,
GRAFİK 8. Katılımcıların Ailelerinin Yaşadığı Yerleşim Birimi Dağılımı Grafiği
TABLO 1. Katılımcıların Ebeveynlerinin Doğduğu Yerleşim Birimi Çapraz Tablosu
Anne Baba
Frekans Yüzde Frekans Yüzdeİl merkezi 53 48.6 50 45.9İlçe merkezi 27 24.8 27 24.8Kasaba 7 6.4 5 4.6Köy-bucak 19 17.4 23 21.1Yurtdışı 3 2.8 4 3.7Toplam 109 100.00 109 100.00
Katılımcıların ebeveynlerinin doğdukları yerleşim birimleri incelendiğinde annelerinin
%48.6’sı (53) babaların ise % 45.9’u (50) il merkezinde, annlerin % 24.8’i (27) ve babaların
%24.8’i (27) ilçe merkezinde, annelerin % 6.4’ü (7) babaların ise % 4.6’sı (5) kasabada,
annelerin % 17.4’ü (19) babaların ise % 21.1’i (23) köy ya da bucakta, annelerin % 2.8’i (3)
babalar ise % 3.7’si (4) yurtdışında doğduğu saptanmıştır.
70
Katılımcıların ailelerinin;% 77.1’i (84) il merkezinde,% 20.2’si (20) ilçe merkezinde,% 1.8’i (2) kasabada,% 0.9’u (1) yurtdışında yaşamaktadırır.
TABLO 2. Katılımcı Ebeveynlerinin Yaş Aralıkları Çapraz Tablosu
Anne BabaFrekans Yüzde Frekans Yüzde
36-45 33 30.3 7 6.446-55 65 59.6 62 56.956-65 11 10.1 40 36.7Toplam 109 100.00 109 100.00
Katılımcıların ebeveynlerinin yaş aralıkları incelendiğinde annelerin %30.3’ü (33) ve
babaların % 6.4’ü (7) 36-45, annelerin % 59.6’sı (65) ve babaların % 56.9’u (62) 46-55,
annelerin % 10.1’i (11) ve babaların % 36.7’si (40) 56-65 yaş aralığında oldukları
belirlenmiştir.
TABLO 3. Katılımcı Ebeveynlerinin Eğitim Durumu Çapraz Tablosu
Frekans
Anne Baba
İlkokul terk 6 1
İlkokul mezunu 17 10
Ortaokul terk 2 3
Ortaokul mezunu 8 5
Lise terk 5 3
Lise mezunu 37 22
Üniversite terk 1 7
Üniversite mezunu 31 56
Okula gitmemiş, okur-yazar değil.
1 0
Okur-yazar değil. 1 0
Bilmiyorum 0 2
Toplam 109 109
71
Katılımcıların ebeveynlerinin eğitim durumu incelendiğinde ise annelerin % 5.5’i (6) ve babaların % 0.9’u (1) ilkokul terk, annelerin % 15.6 (17) ve babaların % 9.2 (10) ilkokul mezunu, annelerin % 1.8’i (2) ve babaların % 2.8 (3) ortaokul terk, annelerin % 7.3 (8) ve babaların % 4.6 (5) ortaokul mezunu, annelerin % 4.6 (5) ve babaların % 2.8 (3) lise terk, annelerin % 33.9 (37) ve babaların % 20.2 (22) lise mezunu, annelerin % 0.9 (1) ve babaların % 6.4 (7) üniversite terk, annelerin % 28.4 (31) ve babaların % 51.4 (56) üniversite mezunu, annelerin % 0.9 (1) okula gitmemiş, okur-yazar, % 0.9 (1) okur-yazar değildir.
TABLO 4. Katılımı Ebeveynlerinin Meslekleri Çapraz Tablosu
FrekansAnne Baba
Ünvanlı memur 15 26Ünvansız düz memur 2 1
Vasıfsız işçi 3 0Vasıflı işçi 2 2Esnaf-Zanaatkar 2 2Esnaf-Ticaret erbabı 1 11Serbest meslek 12 42Marjinal sektör 0 1Emekli 12 24İşsiz 2 0Ev hanımı 58 0Toplam 109 109
Sözlük anlamıyla serbest meslek, kişisel çalışmaya, mesleki bilgiye, uzmanlığa
dayanan ve bir işverene bağlı olmadan kendi adına kazanç sağlamak için yapılan iş anlamına
gelmektedir. Bu anlamı ile kullanarak, doktor, avukat, mimar ve mühendis gibi meslekler de
“serbest meslek” seçeneği altında değerlendirilmiştir. Fakat bu durumun bir karışıklık
yaratmaması için, bu mesleklere tabi olup da devlete bağlı çalışanlar ise “ünvanlı memur”
seçeneği altında yer almıştır. Bu iki seçenek için de açıklamalar anket içerisinde belirtilmiştir.
Tabloyu incelediğimizde, serbest meslek sahibi babaların çoğunlukta olduğu
görülmektedir. Babaları serbest meslek sahibi olan katılımcıların ailelerinin %88,1’inde
haneye en çok gelir getiren kişi baba olmuştur. Ayrıca, babaları serbest meslek sahibi olan
katılımcıların ailelerinin %69,1’inde aylık hane geliri 5.001 TL’nin üzerindedir. Sonuç olarak,
vakıf üniversitesine öğrenim görmekte olan kişilerin büyük bir çoğunluğu üst orta sınıf
ailelere mensup olduğunu görmekteyiz. Bu durum, vakıf üniversitesinde öğrenim görmekte
olan bir birey bulunduran ailelerin ekonomik durumunun belirli bir seviyenin üzerinde olması
gerektiğini göstermektedir.
72
Ankete katılanların ebeveynlerinin meslekleri incelendiğinde annelerin % 13.8’i (15) ve babaların % 23.9’u (26) ünvanlı memur, annelerin % 1.8’i (2) ve babaların % 0.9’u (1) ünvansız-düz memur, annelerin % 2.8’i (3) vasıfsız işçi, annelerin % 1.8’i (2) ve babaların % 1.8’i (2) vasıflı işçi, annelerin % 1.8’i (2) ve babaların % 1.8’i (2) esnaf-zanaatkar, annelerin % 0.9’u (1) ve babaların % 10.1’i (11) esnaf-ticaret erbabı, annelerin % 11’i (12) ve babaların % 38.5’i (42) serbest meslek, babaların % 0.9’u (1) marjinal sektör, annelerin % 11’i (12) ve babaların % 22’si (24) emekli, annelerin % 53.2’si (58) ev hanımıdır.
TABLO 5. Baba Mesleği “Serbest Meslek” Olan Katılımcıların Hanelerinde En Çok Gelir Getiren Kişi
Haneye en çok gelir getiren kişi?
Anne Baba
Kendisi
Kardeşlerinden biri
Babanızın mesleği?
Ünvanlı memur
Frekans 0 23 2 1Yüzde ,0% 88,5% 7,7% 3,8%
Esnaf-ticaret erbabı
Frekans 0 11 0 0Yüzde ,0% 100,0
%,0% ,0%
Serbest meslek
Frekans 5 37 0 0Yüzde 11,9% 88,1% ,0% ,0%
Emekli Frekans 2 19 0 3Yüzde 8,3% 79,2% ,0% 12,5%
TABLO 6. Baba mesleği serbest meslek olan katılımcıların hanelerinin aylık ortalama geliri
Hanenizin ortalama geliri?
1000 ve altı
1001-3000
3001-5000
5001-7000
7001-10000
10001-15000
15001-20000
20001 ve üzeri
Serbest meslek
Frekans 1 4 8 9 6 9 4 1Yüzde 2,4% 9,5% 19,0
%21,4
%14,3% 21,4% 9,5% 2,4%
GRAFİK 9. Annelerin Sosyal Güvencesi Grafiği
GRAFİK 10. Babaların Sosyal Güvencesi Grafiği
Katılımcıların annelerinin %79.8’inin (87) sosyal güvencesi varken % 20.2’sinin (22) sosyal güvencesi yoktur. Öte yandan babalarının %95.4’ünün (104) sosyal güvencesi varken %4.6’sının (5) sosyal güvencesi yoktur.
73
GRAFİK 11. Katılımcı Ebeveynlerinin Birliktelik Durumu Grafiği
GRAFİK 12. Katılımcıların Kardeş Grafiği
GRAFİK 13. Katılımcıların Ailenin Kaçıncı Çocukları Olduğu Grafiği
74
Katılımcı ebeveynlerinin; % 84.4’ü (92) evli ve birlikte, % 1.8’i (2) evli ama ayrı yaşıyor,% 9.2’si (10) boşanmış% 0.9’u (1) boşanmış ama birlikte yaşıyor,% 1.8’inin (2) annesi vefat etmiş,% 1.8’inin (2) babası vefat etmiştir.
Katılımcıların % 91.7’sinin (100) kardeşi varken %8.3’ünün (9) kardeşi yoktur.
Katılımcıların kaçıncı kardeş oldukları incelendiğinde; % 44.0’ı (48) birinci kardeş,% 30.3’ü (33) ikinci kardeş,% 12.8’i (14) üçüncü kardeş,% 2.8’i (3) dördüncü kardeş ve% 1.8’i (29 beşinci ve üzeri kardeştir.
GRAFİK 14. Katılımcıların Kardeş Sayıları Grafiği
TABLO 7. Katılımcı Kardeşlerinin Cinsiyetleri Çapraz Tablosu
Frekans Yüzde
Birinci
Kardeş
İkinci
Kardeş
Üçüncü
Kardeş
Dördüncü
Kardeş
Beşinci
Kardeş
Toplam Toplam
Kadın 53 20 3 2 1 79 51.3
Erkek 47 17 8 2 1 75 48.7
Toplam 100 37 11 4 2 154 100.00
Katılımcıların kardeşlerinin cinsiyet dağılımına baktığımızdan kadınların oranı % 51.3
(79) iken erkeklerinki % 48.7 (75)’dir.
75
Ankete katılanların; % 55’inin (60) bir, % 24.8’inin (27) iki, % 8.3’ünün (7) üç ve % 3.7’sinin (4) dört ve dörtten fazla kardeşi vardır.
TABLO 8. Katılımcı Kardeşlerinin Medeni Durumları Çapraz Tablosu
Frekans Yüzde
Birinci
kardeş
İkinci
kardeş
Üçüncü
kardeş
Dördüncü
kardeş
Beşinci
kardeş
Toplam Toplam
Yasal olarak hiç
evlenmemiş (bekar)
77 29 7 2 1 116 75.4
Yasal olarak evli 22 7 3 1 1 34 22.1
Bilmiyorum 1 1 1 1 0 4 2.6
Toplam 100 37 11 4 2 154 100.00
Ankete katılanların kardeşlerinin medeni durumları incelendiğinde; % 75.4’ünün (116)
yasal olarak hiç evlenmemiş, % 22.1’inin (34) yasal olarak evli ve % 2.6’sının (4)
kardeşlerinin medeni durumunu bilmedikleri belirlenmiştir.
TABLO 9. Katılımcı Kardeşlerinin Eğitim Durumu Çapraz Tablosu
Frekans YüzdeBirinci kardeş
İkinci kardeş
Üçüncü kardeş
Dördüncü kardeş
Beşinci kardeş
Toplam Toplam
İlkokul mezunu 1 1 0 0 0 2 1.3Ortaokul mezunu 2 0 0 0 0 2 1.3İlköğretime devam etmekte
10 5 3 0 0 18 11.7
Liseye devam etmekte 24 6 0 0 0 30 19.5Lise terk 2 0 1 0 0 3 1.9Lise mezunu 3 4 2 0 1 10 6.6Üniversiteye devam etmekte
21 5 0 2 0 28 18.2
Üniversite terk 0 1 0 0 0 1 0.6Üniversite mezunu 35 14 3 1 1 54 35.16 yaş altı 1 0 1 0 0 2 1.3Bilmiyorum 1 1 1 1 0 4 2.6Toplam 100 37 11 4 2 154 100
Katılımcıların kardeşlerinin eğitimi ile ilgili verdikleri bilgiler incelendiğinde; 154
katılımcı kardeşinden % 1.3’ü (2) ilkokul mezunu, % 1.3’ü (2) ortaokul mezunu, %11.7’si
(18) ilköğretime devam etmekte, % 19.5’i (30) liseye devam etmekte, % 1.9’u (3) lise terk, %
6.6’sı (10) lise mezunu, % 18.2’si (28) üniversiteye devam etmekte, % 0.6’sı (1) üniversite
76
terk, % 35.1’i (54) üniversite mezunu, % 1.3’ü (2) 6 yaş altında olduğu için okula gitmiyor ve
% 2.6’sı (4) kardeşlerinin eğitim durumunu bilmiyor.
TABLO 10. Katılımcıların Kardeşlerinin Mesleki Durumları Çapraz Tablosu
Frekans YüzdeBirinci kardeş
İkinci kardeş
Üçüncü kardeş
Dördüncükardeş
Beşinci kardeş
Toplam Toplam
Ünvanlı memur 16 5 1 0 0 22 14.3Ünvansız-düz memur
3 1 0 0 0 4 2.6
Vasıflı işçi 4 1 0 0 0 5 3.2Esnaf-ticaret erbabı 3 1 0 0 0 4 2.6Serbest meslek 10 6 1 0 0 17 11.1İşçi 1 1 0 0 0 2 1.3Ev hanımı 4 2 1 1 1 9 5.8Öğrenci 55 16 4 2 0 77 50.0Bilmiyorum 4 4 4 1 1 14 9.1Toplam 100 37 11 4 2 154 100.0
Katılımcıların kardeşlerinin meslekleri ile ilgili verdikleri bilgiler incelendiğinde; 154
katılımcı kardeşinden % 14.3’ü (22) ünvanlı memur, % 2.6’sı (4) ünvansız düz memur, %
3.2’si (5) vasıflı işçi, %2.6’sı (4) esnaf ticaret erbabı, % 11.1’i (17) serbest meslek, % 1.3’ü
(2) işçi, % 5.8’i (9) ev hanımı, % 50’si (77) öğrenci ve % 9.1’i (14) ise katılımcılar tarafından
bilinmemektedir.
GRAFİK 15. Katılımcı Hanelerinin Ortalama Gelir Düzeyi Grafiği
77
Ankete katılanların ortalama hane gelirleri incelendiğinde;% 0.9’u (1) 1.000 TL ve altı,% 27.5’inin (30) 1.001-3.000 TL,% 22’sinin (24) 3.001-5.000 TL,% 18.3’ünün (20) 5.001-7.000 TL,% 9.2’sinin (10) 7.001-10.000 TL,% 11.9’u (13) 10.001-15.000 TL,% 6.4’ü (7) 15.001-20.001 TL,% 3.7’si (4) ise 20.001 TL ve üzeri gelire sahiptir.
GRAFİK 16. Hane Gelirlerine Göre Katılımcıların Burslu Eğitim Görme Durum Grafiği
Katılımcıların üniversitelerinde burslu ya da ücretli eğitim alma şekillerine göre hane
geliri dağılımları incelendiğinde Grafik 16’dan da anlaşılabileceği gibi 5.000 TL ve altı hane
gelirine sahip olanların çoğunluğunu eğitimini burslu olarak alan öğrenciler oluştururken
5.001 TL ve üzeri hane gelirine sahip öğrenciler eğitimlerini ücretli olarak almaktadır.
Katılımcılarımızın çoğunluğunun eğitim gördüğü bölüm olan psikoloji bölümü lisans eğitim
ücretlerini incelediğimiz Ek 3’te yer alan tabloda da görüldüğü gibi okullarına ödedikleri
peşin ortalama ücret 18.366 TL’dir. Bu ücret üniversitelerin sağladıkları çeşitli taksitlendirme
ya da ücretin karşılanması için öğrencilerin ya da velilerinin aldıkları banka kredileri ile artış
göstermektedir. Tüm bunlar göz önüne alındığında belli bir ekonomik gelirin altındaki haneler
çocuklarını vakıf üniversitelerinde ücretli olarak okutamamaktadır. Ayrıca hane gelir
kaynakları incelendiğinde Tablo 20’den de anlaşılacağı üzere gelirlerin % 50.6’sını (86) ücret
ve maaşlar, % 25.3’ünü (43) gayrimekul gelirleri, % 20.6’sını (35) özel işyeri gelirleri ve %
3.5’ini (6) ayni gelirler oluşturmaktadır. Vakıf üniversitesi öğrencilerinin hane gelir
kaynaklarını ücret ve maaşların yanı sıra özellikle gayrimenkul kiraları oluşturmaktadır. Tüm
bunlar, vakıf üniversitesi öğrencilerinin genelinin üst orta ya da üst sınıfa mensup ailelerden
geldiklerine işarettir.
78
Katılımcıların hane gelirleri burslu eğitim alıp almadıklarına göre incelendiğinde; 62 burslu, 47 ücretli öğrenciden “1.000TL ve altı” gelir grubunda 1 ücretli, “1.001-3.000 TL” gelir aralığında 22 burslu - 8 ücretli, “3.001-5.000 TL” gelir aralığında 17 burslu – 7 ücretli, “5.000–7.000 TL” 8 burslu – 12 ücretli, “7.001-10.000 TL” gelir aralığında 4 burslu – 6 ücretli, “10.001-15.000 TL” gelir aralığında 6 burslu – 7 ücretli, “15.000-20.001 TL” gelir aralığında 3 burslu – 4 ücretli ve “20.001 TL ve üzeri” hane gelirine sahip 2 burslu – 2 ücretli öğrenci bulunmaktadır.
GRAFİK 17. Katılımcı Hanelerine En Çok Gelir Getiren Kişi Grafiği
TABLO 11. Hane geliri kaynakları
Frekans YüzdeÜcret ve maaşlar 86 50
6Gayrimenkul gelirleri
43 25.3
Özel işyeri gelirleri 35 20.6Ayni gelirler 6 3.5Toplam 170 100.0
TABLO 12. Kişisel gelir kaynakları
Frekans Yüzde
Aile yardımı 96 62.3
Akraba yardımı 4 2.6
Ücret ya da maaş 26 16.9
Burs 28 18.2
Topla 154
100.0
TABLO 13. Katılımcıların Aldıkları Burs Türleri Dağılımı Tablosu
Frekans YüzdeÖğrenim bursu 22 44.9Öğrenim kredisi 14 28.6STK bursları 5 10.2Özel kişilerin sağladığı burslar 8 16.3Toplam 49 100.0
79
Ankete katılanlardan % 85.3’ünün (93) haneye en çok geliri babası getirirken % 8.3’ünün (9) annesi, % 4.6’sının (5) kardeşlerinden biri ve % 1.8’inin (2) kendisi getirmektedir.
Katılımcıların birden fazla şıkkı işaretleyebildikleri kişisel gelirlerini hangi kaynaklardan sağladıkları sorusuna gelen toplam 154 cevaptan % 62.3’ü (96) aile yardımı, % 18.2’si (28) burs, % 16.9’u (26) ücret ve maaş ve % 2.6’sı (4) akraba yardımı cevabını vermiştir.
Katılımcıların birden fazla şıkkı işaretleyebildikleri hane gelirlerini oluşturan kaynaklar sorusuna gelen toplam 170 cevabın % 50.6’sını (86) ücret ve maaşlar, % 25.3’ünü (43) gayrimekul gelirleri, % 20.6’sını (35) özel işyeri gelirleri ve % 3.5’ini (6) ayni gelirler oluşturmaktadır.
Anketi dolduranlardan yalnızca burs alanların cevapladığı nerelerden burs almaktasınız sorusuna gelen cevapların % 44.9’unu (22) öğrenim bursu, % 28.6’sını (14) öğrenim kredisi, % 16.3’ünü (8) özel kişilerin sağladığı burslar ve % 10.2’sini (5) sivil toplum kuruluşlarının sağladığı burslar oluşturmaktadır.
GRAFİK 18. Okul Öncesi Eğitim Grafiği
TABLO 14. Okul Öncesi Eğitim Alan Katılımcıların Üniversitede Burslu Okuyup Okumadığı Arasındaki İlişki
Eğitiminiz burslu
mu?Toplam Evet Hayır
Okul öncesi eğitim
aldınız mı?
Evet Frekans 36 27 63Eğitimi burslu-burssuz olanların, okul öncesi eğitim alma yüzdesi.
58,1% 57,4% 57,8%
Toplam yüzdesi 33,0% 24,8% 57,8%
Hayır Frekans 26 20 46Eğitimi burslu-burssuz olanların, okul öncesi eğitim almama yüzdesi.
41,9% 42,6% 42,2%
Toplam yüzdesi 23,9% 18,3% 42,2%
Total Frekans 62 47 109Okul öncesi eğitim alanların toplam yüzdesi
56,9% 43,1% 100,0%
Toplam yüzdesi 56,9% 43,1% 100,0%
Okul öncesi eğitim alan katılımcıların %58.1’i üniversite eğitimini burslu olarak
sürdürmektedir. Bu sonuca bakarak, okul öncesi eğitimin üniversitedeki başarıyı doğrudan
etkilediğini söyleyebiliriz. Ayrıca, katılımcıların okul öncesi eğitim aldıkları dönemde, okul
öncesi eğitimin zorunlu olmadığını da hesaba katmamız gerekmektedir. Günümüz eğitim
80
Katılımcıların %57,8’i (63) okul öncesi eğitim almışken, %42,2’si (46) okul öncesi eğitim almamıştır demiştir.
sisteminde, okul öncesi eğitimin zorunlu olmasına yönelik yapılacak çalışmaların faydalı
sonuçlar doğuracağını öngörebiliriz.
Ayrıca, katılımcıların okul öncesi eğitim aldıkları dönemde, okul öncesi eğitimin
ücretli bir olması da, katılımcıların ailelerinin sosyo-ekonomik statüsünün yüksek olduğuna
dair bir gösterge olarak kabul edilebilir.
GRAFİK 19. Okul Öncesi Eğitimi Süresi Grafiği
81
Ankete katılan kişilerin %56.9’u okul öncesi eğitim almıştır. Bu kişilerin %3,7’si (4) 6 aydan az, %30.3’ü (33) 6-12 ay arası, %20,2’si (22) 1-3 yıl arası ve %2,8’i (3) 3 yıldan uzun süre okul öncesi eğitim almıştır.
GRAFİK 20. Mezun Olunan İlkokul Şehri Grafiği
Ankete katılanların,
%54,1 (59) İstanbul, %6,4’ü (7) Bursa, %5,5’i (6) Adana, %5,5’, (6) İzmir, %3,7’si (4) Ankara, %1,8’i (2) Çanakkale, %1,8’i (2) Kocaeli, %0,9’u (1) Ağrı, %0,9’u (1) Antalya, %0,9’u (1) Artvin,
GRAFİK 21. Mezun Olunan İlkokulun Türü Grafiği
82
%0,9’u (1) Rize, %0,9’u (1) Sakarya, %0,9’u (1) Samsun, %0,9’u (1) Sivas, %0,9’u (1) Tekirdağ, %0,9’u (1) Tokat, %0,9’u (1) Trabzon, %0,9’u (1)Yalova,
cevabını vermiştir.
Ankete katılanların, %74,3’ü (81) devlet okulu, %25,7’si (28) özel okul cevabını vermiştir.
%0,9’u (1) Balıkesir, %0,9’u (1) Çankırı, %0,9’u (1) Denizli, %0,9’u (1) Hatay, %0,9’u (1) Mersin, %0,9’u (1) Konya, %0,9’u (1) Malatya, %0,9’u (1) Mardin, %0,9’u (1) Muğla, %0,9’u (1) Nevşehir,
GRAFİK 22. Mezun Olunan Ortaöğretim Kurumunun Bulunduğu Şehirlerin Dağılımı Grafiği
Ankete katılanların,
%56’sı (61) İstanbul, %6,4’ü (7) Bursa, %5,5’i (6) Adana, %4,6’sı (5) İzmir, %2,8’i (3) Ankara, %1,8’i (2) Çanakkale, %1,8’i (2) Kocaeli, %1,8’i (2) Sakarya, %1,8’i (2) Trabzon, %0,9’u (1) Amasya,
cevabını vermiştir.
GRAFİK 23. Mezun Olunan Ortaöğretim Kurumu Türü Grafiği
83
%0,9’u (1) Manisa, %0,9’u (1)Muğla, %0,9’u (1) Rize, %0,9’u (1) Samsun, %0,9’u (1) Sivas %0,9’u (1) Tekirdağ %0,9’u (1) Tokat, %0,9’u (1) Yalova,
Ankete katılanların, %33’ü (36) Anadolu lisesi, %26,6’sı (29) Düz lise, %18,3’ü (20) Özel okul, %11,9’u (13) Süper lise, %5,5’i (6) Fen lisesi, %4,6’sı (5) Meslek lisesi cevabını vermiştir.
%0,9’u (1) Antalya, %0,9’u (1) Çankırı, %0,9’u (1) Denizli, %0,9’u (1) Düzce %0,9’u (1) Hatay, %0,9’u (1) Mersin, %0,9’u (1) Kayseri, %0,9’u (1) Kilis, %0,9’u (1) Konya, %0,9’u (1) Malatya,
GRAFİK 24. Ortaöğretimde Eğitim Alınan Alanların Dağılımı Grafiği
Vakıf üniversitelerinde eğitim görmekte olan katılımcıların %53’ünün eşit ağırlık
alanından gelmesi, yükseköğretimde eşit ağırlık alanında daha fazla bölüm olmasından dolayı
beklenen bir sonuç olmakla beraber; bu durumun vakıf üniversitelerine özgü bazı özellikleri
vardır. Özellikle son dönemde kurulan vakıf üniversitelerini incelediğimizde, açılan
bölümlerin daha az teknik donanım gerektiren bölümlerden oluştuğunu görmekteyiz. Bu
bölümler de, çoğunlukla sosyal bilimler odaklı eşit ağırlık alanındaki bölümlerdir.
GRAFİK 25. Üniversite Sınavına Hazırlık Sürecinde Dershaneye Gitme Grafiği
GRAFİK 26. Üniversite Sınavına Hazırlık Sürecinde Dershanede Eğitim Aldıkları Sürelerin Grafiği
84
Ankete katılanların %53,2’si (58) Eşit ağırlık, %37,6’sı (41) Sayısal, %6,4’ü (7) Sözel, %2,8’i (3) Yabancı dil cevabını vermiştir.
Ankete katılanların %90,8’i (99) dershaneye gitmişken, %9,2’si (10) dershaneye gitmemiştir.
Ankete katılanların %90,8’i (99) dershaneye gitmiş olup, dershaneye gidenlerin %49,5’i (54) 2 yıl, %19,3’ü (21) 1 yıl, %12,8’i (14) 3 yıl, %9,2’si (10) 4 yıl ve üzeri cevabını vermiştir.
GRAFİK 27. Üniversite Sınavına Hazırlık Sürecinde Öğrencilerin Son Gittikleri Dershanelerin Dağılımı Grafiği
GRAFİK 28. Üniversite Sınavına Hazırlık Sürecinde Öğrencilerin Dershanelerden Burs Alma Durum Grafiği
GRAFİK 29. Üniversite Sınavına Hazırlık Sürecinde Öğrencilerin Dershaneye Ödedikleri Yıllık Ortalama Ücretlerin Dağılımı Grafiği
85
Ankete katılanların %91,7’i (100) dershaneye gitmiş, bu kişilerin %61,4’ı (67) burs almamış, %30,3’ü (33) burs almıştır.
Ankete katılanların %91,7’si (100) dershaneye gitmiştir. Bu kişilerin, %35,8’i (39) “3001 – 5000 TL”, %18,3’ü (20) “Ücretsiz”, %15,6’sı (17) “1001-3000 TL”, %11,9’u (13) “1000 TL ve altı”, %9,2’si (10) “5001 TL ve üzeri”, %0,9’u (1) da “Bilmiyorum” cevabını vermiştir.
Ankete katılanların,
%13,8’i (15) Uğur Dershanesi, %11’i (12) Fem Dershanesi, %10,1’i (11) Final Dergisi
Dershanesi, %8,3’ü (9) Fen Bilimleri Dershanesi, %8,3’ü (9) Final Dershanesi, %3,7’si (4) Kültür Dershanesi, %2,8’i (3) Kavram Dershanesi, %2,8’i (3) Sınav Dershanesi, %1,8’i (2) Artıbir Dershanesi, %1,8’i (2) Birey Dershanesi, %19,3’ü (21) Diğer, %16,5’i (18) Bilmiyorum,
cevabını vermiştir.
GRAFİK 30. Üniversite Sınavına Hazırlık Sürecinde Özel Ders Alma Durum Grafiği
GRAFİK 31. Üniversite Sınavına Hazırlık Sürecinde Aileden ya da Akrabalardan Özel Ders Alma Durumu Grafiği
GRAFİK 32. Üniversite Sınavına Hazırlık Sürecinde Parasız Ders Yardımı Alma Durumu Grafiği
86
Ankete katılanların %52,3’ü (57) üniversite sınavına hazırlık sürecinde özel ders almamışken, %47,7’si (52) özel ders almıştır.
Ankete katılanların %94,5’i (103) üniversite sınavına hazırlık sürecinde aile ya da akrabalarından özel ders yardımı almışken %5,5’i (6) aile ya da akrabalarından özel ders yardımı almıştır.
Ankete katılanların %96,3’ü (105) üniversite sınavına hazırlık sürecinde parasız ders yardımı almamışken, %3,7’si (4) parasız ders yardımı almıştır.
GRAFİK 33. Son Girilen Üniversite Sınavına Ortaöğretimde Eğitim Alınan Alandan Girme Durumu Grafiği
GRAFİK 34. Üniversite Sınavına Hazırlanma Süresi Grafiği
GRAFİK 35. Öğrencilerin Son Girdikleri Üniversite Sınavı Yılları Dağılımı Grafiği
87
Ankete katılanların %88,1’i(96) ortaöğretimde eğitim aldıkları alandan üniversite sınavına girmişken, %11,9’u (13) ortaöğretimde eğitim aldıkları alandan üniversite sınavına girmemiştir.
Ankete katılanların %59,6’sı (65) “1 yıl”, %36,7’si (40) “2 yıl”, %3,7’si (4) “3 yıl ve üzeri” cevabını vermiştir.
Ankete katılanların %22,9’u “2006”, %17,4’ü “2008”, %15,6’sı “2007”, %13,8’i “2005”, %12,8’i “2010”, %10,1’i “2004 ve altı”, %7,3’ü “2009” cevabını vermiştir.
GRAFİK 36. Son Girilen Üniversite Sınavında Alınan Puana Göre Türkiye Sıralaması Grafiği
GRAFİK 37. Üniversite Sınavına Hazırlanırken Katılımcıların Girmek İstediği Üniversitelerin Dağılımı Grafiği
88
Ankete katılanların %11,9’u “1001-5000”, %10,1’i “50001 ve üzeri”, %9,2’si “40001-50000”, %9,2’si “10001-20000”, %8,3’ü “20001-30000”, %5,5’i “30001-40000”, %2,8’i “501-1000”, %1,8’i “101-500”, %1,8’i “5001-10000” ve %39,4’ü “Hatırlamıyorum” cevabını vermiştir.
Ankete katılanların,
%16,5’i İstanbul Üniversitesi %13,8’i Boğaziçi Üniversitesi %9,2’si İstanbul Ticaret Üniversitesi %8,3’ü Yeditepe Üniversitesi %4,6 İstanbul Bilgi Üniversitesi %4,6’sı Koç Üniversitesi %4,6’sı Marmara Üniversitesi %4,6’sı Mimar Sinan Üniversitesi %2,8’i Bahçeşehir Üniversitesi %2,8’i Orta Doğu Teknik Üniversitesi %1,8’i Bilkent Üniversitesi %1,8’i Ege Üniversitesi %1,8’i Galatasaray Üniversitesi
cevabını vermiştir.
GRAFİK 38. Üniversite Sınavına Hazırlık Sürecinde Katılımcıların Eğitim Görmek İstedikleri Bölümlerin Dağılımı Grafiği
Ankete katılanların,
%11,9’u Psikoloji %11’i Hukuk %7,3’ü Uluslararası İlişkiler %6,4’ü Endüstri mühendisliği %6,4’ü İşletme %4,6’sı Bilgisayar Mühendisliği %3,7’si Felsefe %3,7’si Mimarlık
89
%1,8’i Hacettepe Üniversitesi %1,8’i Osmangazi Üniversitesi %0,9’u Aydın Üniversitesi %0,9’u Dicle Üniversitesi %0,9’u Haliç Üniversitesi %0,9’u İstanbul Kültür Üniversitesi %0,9’u KaradenizTeknik
Üniversitesi %0,9’u Maltepe Üniversitesi %0,9’u Piri Reis Üniversitesi %11’i Diğer %1,8’i Bilmiyorum
%3,7’si Mütercim tercümanlık %3,7’si Tıp %1,8’i İnşaat mühendisliği %1,8’i Reklam %1,8’i Tarih %1,8’i Uluslararası Ticaret %27,5’i Diğer %2,8’i Bilmiyorum
cevabını vermiştir.
GRAFİK 39. Öğrencilerin Üniversite Tercihlerini Yaparken Etkili Olan Faktörler Tablosu
Ankete katılanların %43,1’i aile yönlendirmesi, %21,1’i dershane öğretmenleri,
%4,6’sı okul öğretmenleri, %17,4’ü arkadaşlar, %8,3’ü akrabalar, %2,8’i basındaki öss
uzmanları, %85,3’ü ise kendim cevabını vermiştir.
GRAFİK 40. Öğrencilerin İlk Tercihlerini Hatırlama Durum Grafiği
90
Ankete katılanların %89’u (97) ilk tercihini hatırlarken, %11’i (12) ise ilk tercihini hatırlamamaktadır.
GRAFİK 41. Öğrencilerin İlk Tercihlerinin Üniversitelere Göre Dağılımı Grafiği
Ankete katılanların, %11’i (12) Boğaziçi Üniversitesi %10,1’i (11) Koç Üniversitesi %8,3’ü (9) İstanbul Üniversitesi %7,3’ü (8) Yeditepe Üniversitesi %6,4’ü (7) İstanbul Teknik Üniversitesi %4,6’sı (5) Bilgi Üniversitesi %3,7’si (4) Marmara Üniversitesi %2,8’i (3) Bahçeşehir Üniversitesi %2,8’i (3) Bilkent Üniversitesi %2,8’i (3) Hacettepe Üniversitesi %1,8’i (2) Ege Üniversitesi %1,8’i (2) İstanbul Kültür Üniversitesi %1,8’i (2) İstanbul Ticaret Üniversitesi %1,8’i (2) Özyeğin Üniversitesi
cevabını vermiştir.
Katılımcıların ilk üniversite tercihlerini incelediğimizde, %51,4’ünün ilk tercihinin
devlet üniversitelerinden yana olduğunu görmekteyiz. Buna karşılık olarak, katılımcıların
%35,8’inin ilk tercihi ise vakıf üniversiteleri olmuştur.
Vakıf üniversiteleri hakkındaki yargılara verdikleri cevaplara baktığımızda,
üniversiteleri olumlu yönde savundukları gözlenen katılımcıların; üniversiteye girmeden önce
vakıf üniversiteleri hakkında net düşüncelere sahip olmadığı görülmektedir.
91
%0,9’u (1) Aydın Üniversitesi %0,9’u (1) Çankaya Üniversitesi %0,9’u (1) Doğuş Üniversitesi %0,9’u (1) Galatasaray Üniversitesi %0,9’u (1) Haliç Üniversitesi %0,9’u (1) Kocaeli Üniversitesi %0,9’u (1) Medipol Üniversitesi %0,9’u (1) Mimar Sinan Üniversitesi %0,9’u (1) Orta Doğu Teknik
Üniversitesi %0,9’u (1) Sabancı Üniversitesi %0,9’u (1) Uludağ Üniversitesi %11,9’u (13) Diğer %11’i (12) Bilmiyorum
GRAFİK 42. Öğrencilerin Üniversite Tercihlerinin Tamamının Vakıf Üniversitelerinden Oluşması Durum Grafiği
GRAFİK 43. Öğrencilerin Eğitim Gördükleri Üniversitelerin Dağılımı Grafiği
Ankete katılanların, %19,3’ü (21) Yeditepe Üniversitesi %12,8’i (14) Koç Üniversitesi %9,2’si (10) İstanbul Bilgi Üniversitesi %9,2’si (10) İstanbul Ticaret Üniversitesi %8,3’ü (9) Okan Üniversitesi %6,4’ü (7) Kadir Has Üniversitesi %5,5’i (6) İstanbul Kültür Üniversitesi %4,6’sı (5) Bahçeşehir Üniversitesi %4,6’sı (5) Özyeğin Üniversitesi %3,7’si (4) İstanbul Aydın Üniversitesi %2,8’i (3) Doğuş Üniversitesi
cevabını vermiştir.
GRAFİK 44. Öğrencilerin Eğitim Gördükleri Bölümlerin Dağılım Grafiği
92
Ankete katılanların %81,7’si (89) üniversite tercihlerinin tamamını vakıf üniversiteleri oluştururken, %18,3’ü (20) üniversite tercihlerinin tamamını vakıf üniversiteleri oluşturmamaktadır.
%1,8’i (2) Fatih Üniversitesi %1,8’i (2) İstanbul Bilim Üniversitesi %1,8’i (2) Piri Reis Üniversitesi %1,8’i (2) Sabancı Üniversitesi %0,9’u (1) Acıbadem Üniversitesi %0,9’u (1) Beykent Üniversitesi %0,9’u (1) Bezm-i Alem Üniversitesi %0,9’u (1) Haliç Üniversitesi %0,9’u (1) Işık Üniversitesi %0,9’u (1) İstanbul Arel Üniversitesi %0,9’u (1) Maltepe Üniversitesi
Ankete katılanların, %12,8’i (14) İşletme, %8,3’ü (9) Mütercim Tercümanlık, %7,3’ü (8) Psikoloji, %5,5’i (6) Bilgisayar mühendisliği, %5,5’i (6) Endüstri mühendisliği, %5,5’i (6) Hukuk, %5,5’i (6) Uluslararası İlişkiler, %4,6’sı (5) Matematik, %3,7’si (4) Reklamcılık, %2,8’i (3) Felsefe,
cevabını vermiştir.
GRAFİK 45. Öğrencilerin Üniversitelerinde Burslu Eğitim Görme Durum Grafiği
GRAFİK 46. Öğrencilerin Üniversitelerinden Aldıkları Öğrenim Burslarının Oransal Dağılımı Grafiği
93
%2,8’i (3) Sosyoloji, %1,8’i (2) Elektrik-elektronik mühendisliği, %1,8’i (2) İç mamırlık, %1,8’i (2) İktisat, %1,8’i (2) İletişim, %1,8’i (2) Kimya veBiyoloji Mühendisliği, %1,8’i (2) Uluslararası Ticaret ve İşletme, %0,9’u (1) Tıp, %23,9’u (26) Diğer,
Ankete katılanların; %56,9’u (62) eğitimlerini burslu alırken, %43,1’i (47) eğitimlerini ücretli olarak almaktadır.
Ankete katılanların %56,9’u (62) burs almaktadır. Burs alan katılımcıların %48,4’i (30) %100, %32,3’ü (20) % 74 - % 50 aralığını, %9,7’si (6) % 99 - % 75 aralığını, %8,1’i (5) % 49 - % 25 aralığını,
GRAFİK 47. Öğrencilerin Üniversitelerine Ödedikleri Öğrenim Ücretlerinin Dağılımı Grafiği
GRAFİK 48. Öğrencilerin Üniversitelerine Öğrenim Ücretlerini Ödeme Şekilleri Dağılımı Grafiği
94
Ankete katılanların %56,9’u (62) burs almaktadır. Burs alan katılımcıların %48,4’i (30) %100, %32,3’ü (20) % 74 - % 50 aralığını, %9,7’si (6) % 99 - % 75 aralığını, %8,1’i (5) % 49 - % 25 aralığını,
Ankete katılanların %70,6’sı (77) “Ücret ödemiyorum”, %17,4’ü (19) “5.001 - 10.000 TL”, %6,4’ü (7) “10.001 - 20.000 TL”, %4,6’sı (5) “5.000 ve altı”, %0,9’u (1) “20.001-30.000 TL” cevabını vermiştir.
Vakıf üniversitelerinin öğrenci çekmek amacıyla uyguladığı yöntemlerden biri de
taksitlendirme yöntemidir. Vakıf üniversiteleri, peşin olarak 15.000-20.000 TL aralığındaki
bir ücreti karşılayamayacak durumda olan bir aile için, çeşitli taksitlendirme seçenekleri
sunarak, onları kendi üniversitelerine yönlendirmektedir.
GRAFİK 49. Öğrencilerin Üniversitelerine Ödedikleri Öğrenim Ücretlerini Karşılama Şekilleri Tablosu
Ankete katılanların %28,4’ü “Ailem tarafından karşılıksız karşılanıyor”, %3,7’si
“Kendim karşılıyorum”, ve %2,8’i “Diğer” cevabını vermiştir.
95
Ankete katılanların %29,4’ü (32) ücret ödemektedir. Bu kişilerin % 62,5’i (20) öğrenim ücretini taksitle, %34,4’ü (11) peşin, %3,1’i (1) de diğer bir yolla ödediğini belirtmiştir.
GRAFİK 50. Öğrencilerin Öğrenim Ücretlerini Ödemekte Zorluk Çekme Durumu Grafiği
GRAFİK 51. Öğrencilerin Öğrenim Ücretini Ödemek için Borçlanma Durumu Grafiği
TABLO 24. Öğrencilerin Öğrenim Ücretini Ödemek için Borç Aldıkları Kişiler Tablosu
FrekansAilemden 1Akrabalarımdan 2Arkadaşlarımdan 0Aile dostlarımdan 0Bankalardan 2
96
Ankete katılanların %30,3’ü (33) öğrenim ücreti ödemektedir. Ücret ödeyen katılımcıların yüzde %57,6’sı (19) bu ücreti öderken zorlanmadığını belirtirken, %42,4’ü (14) ise ücreti öderken zorlandığını ifade etmiştir.
Ankete katılanların %30,3’ü (33) ücret ödemektedir. Katılımcıların %87,9’u (29) herhangi bir borç almadığını ifade ederken, %12,1’i de öğrenim ücretini ödemek için borç aldığını belirtmiştir
Borç alanların %20’si ailesinden borç aldığını belirtirken, %40’ı akrabalarından ve %40’ı da bankalardan borç aldığını ifade etmiştir.
GRAFİK 52. Öğrencilerin Üniversiteye Hazırlık Sürecinde Gitmek İstedikleri Üniversitelerde Eğitim Görme Durumu Grafiği
Katılımcıların büyük bir çoğunluğu, istedikleri üniversitede eğitim görmediğini
belirtmiştir. Grafik 41’i incelediğimizde, katılımcıların büyük bir çoğunluğunun ilk tercihinin
devlet üniversitesi olduğu sonucuna varmıştık. İlk tercihini devlet üniversitesi olarak
belirlemiş katılımcıların %36’sı, şu anda öğrenim aldıkları vakıf üniversitesinin girmek
istediği üniversite olmadığını belirtmiştir. Bu durumu, istedikleri üniversiteleri kazanamayan
katılımcıların bir diğer yol olarak vakıf üniversitelerine yönelmesi olarak görebiliriz. Devlet
üniversitelerinde eğitim görmek için yeterli gereksinimleri sağlayamayan katılımcılar, “boşta
kalmamak” adına, öğrenim ücreti ödemeyi de göze alarak vakıf üniversitelerini tercih
etmektedirler.
97
Ankete katılanların %66,1’i (72) üniversiteye hazırlık sürecinde gitmek istedikleri üniversitede eğitim görmezken, %31,2’si (34) üniversiteye hazırlık sürecinde gitmek istedikleri üniversitede eğitim görmekteyken, %2,8’i (3) ise gitmek istediğim bir üniversite yoktu cevabını vermiştir.
TABLO 25. Öğrencilerin Tercihlerinde Etkili Üniversite Olanaklarının Dağılımı Tablosu
FrekansBaşarı ve ihtiyaca yönelik çeşitli burslar sunması 40Öğretim üyesi başına düşen yayın sayısının fazla olması 27Son teknoloji ile donatılmış derslikler, laboatuvarlar, yurtlar ve spor salonlarına sahip olması
44
Yurtdışı öğrenci değişim programları ile yurtdışı akademik deneyim fırsatı sunması
40
Geniş bir öğretim kadrosuna sahip olması 52Mezunlarına iyi bir kariyer için olanak sağlaması 53Eve yakın olması 3İlgi duyduğum bölüme sahip olması 2Başörtülü okuyabilme imkanı sunması 2İyi bir dil eğitimi vermesi 3Puanımın bu üniversiteye yetmesi 3İstanbul’da olması 3Diğer üniversitelere nazaran ucuz olması 3
Anketimizde yarı açık uçlu ve çoktan seçmeli olarak yer alan bu soruya katılımcıların;
%36,7’si başarı ve ihtiyaca yönelik çeşitli burslar sunması, %24,8’i öğretim üyesi başına
düşen yayın sayısının fazla olması, %40,4’ü son teknoloji ile donatılmış derslikler,
laboatuvarlar, yurtlar ve spor salonlarına sahip olması, %36,7’si yurtdışı öğrenci değişim
programları ile yurtdışı akademik deneyim fırsatı sunması, %47,7’si geniş bir öğretim
kadrosuna sahip olması, %48,6’sı mezunlarına iyi bir kariyer için olanak sağlaması, %3,7’si
eve yakın olması, %2,8’i ilgi duyduğum bölüme sahip olması, %2,8’i başörtülü okuyabilme
imkanı sunması, %3,7’si iyi bir dil eğitimi vermesi, %3,7’si puanımın bu üniversiteye
yetmesi, %3,7’si İstanbul’da olması, %3,7’si diğer üniversitelere nazaran ucuz olması
cevabını vermiştir.
98
GRAFİK 53. Öğrencilerin Üniversitelerinden Memnuniyet Dağılımı Grafiği
Grafik 52’de, vakıf üniversitelerinde öğrenim görmekte olan katılımcıların %66,1’inin
istedikleri üniversitede eğitim görmedikleri sonucuna varmıştık. Fakat, üniversitede öğrenim
görmeye başladıktan sonra katılımcıların kendi üniversiteleri hakkında fikirleri değişim
göstermiş; katılımcıların %73,4’ü öğrenim gördükleri üniversiteden memnun olduğunu
belirtmiştir. Katılımcılar, istedikleri üniversitede öğrenim görmeseler bile, adapte olmayı
tercih etmiş ve zaman ilerledikçe üniversitenin kendilerine sunduğu imkanlara daha olumlu
bakmaya başlamıştır.
GRAFİK 54. Öğrencilerin Okudukları Bölümlerden Memnuniyet Dağılımı Grafiği
99
Ankete katılanların %49,5’i (54) “Memnunum”, %23,9’u (26) “Kesinlikle memnunum”, %11,9’u (13) “Memnun değilim”, %8,3’ü (9) “Kararsızım”, %6,4’ü (7) “Kesinlikle memnun değilim” cevabını vermiştir.
Ankete katılanların %40,4’ü (44) kesinlikle memnunum, %33’ü (36) memnunum, %11’i (12) kararsızım, %11’i (12) memnun değilim, %4,6’sı (5) kesinlikle memnun değilim cevabını vermiştir.
GRAFİK 55. Öğrencilerin Üniversitelerinin Sağladığı Olanakların Dağılımı Grafiği
Vakıf üniversitelerinde eğitim almakta olan katılımcıların kendi üniversitelerinde bir
avantaj olarak gördüğü noktaları sorduğumuzda, cevap verenlerin %25’i belirli bir neden
belirtmemiştir. Bu veriyi, vakıf üniversitelerinin yetersiz bir kurum olarak görülmesi şeklinde
yorumlamak yerine, eğitim alan katılımcıların böyle bir ayrıma gitmeyi tercih etmemesi
olarak yorumlamak daha doğru olabilir.
Kendi üniversitelerindeki avantajlara değinen katılımcıların belirttiği hususların
başında, üniversitelerindeki yüksek eğitim kalitesi gelmektedir. Katılımcıların yaklaşık
%20’si, üniversitelerinde yüksek kalitede eğitim verildiğini söylemiştir. Daha sonra birçok
kez değineceğimiz gibi, “yüksek eğitim kalitesi” vakıf üniversitesinde okuyan öğrencilerin en
çok memnun olduğu noktalardan biridir. Bunun dışında, katılımcıların %11’i de bir vakıf
üniversitesinde burslu eğitim almanın önemli bir husus olduğuna dikkat çekmiştir. Burssuz
eğitim alanların yaklaşık 5.000 TL – 20.000 TL aralığında ücret ödediği bir ortamda, para
vermeden veya indirimli eğitim almak, katılımcılar için bir avantaj olarak görülmüştür.
100
Ankete katılanların; %19,3’ü (21) yüksek eğitim
kalitesi, %11’i (12) burs, %11’i (12) iyi bir kariyer fırsatı
sunması, %10,1’i (11) iyi bir öğretim
kadrosu, %9,2’si (10) gerekli tüm
donanımlara sahip olması, %8,3’ü (9) sosyal etkinliklerin
fazla olması, %3,7’si (4) yurtdışı öğrenci
değişim programları, %1,8’i (2) iyi bir yabancı dil
eğitimi, %24,8’i (27) yok, %0,9’u (1) bilmiyorumcevabını vermiştir.
GRAFİK 56. Öğrencilerin Üniversitelerini Diğer Vakıf Üniversitelerinden Ayıran Özelliklerin Dağılımı Grafiği
Vakıf üniversitelerinde eğitim almakta olan katılımcılara, kendi üniversitelerini diğer
vakıf üniversitelerinden ayıran özellikleri sorduğumuzda, aldığımız cevapların çoğunluğu
kendi üniversitelerindeki eğitim kalitesinin yüksekliğini vurgulamaktadır. Ankete katılanların
%21,1’i kendi üniversitelerindeki öğretim kadrosunun diğer üniversitelerden daha kaliteli
olduğunu belirtirken, %20,2’si de üniversitelerinde verilen eğitimin diğer üniversitelerden
daha kaliteli olduğunu belirtmiştir. Ayrıca eğitim kalitesini öngörebileceğimiz bir diğer husus
olan, üniversitenin gerekli tüm olanaklara sahip olması da katılımcıların %9,2’sinin dikkat
çektiği bir noktadır.
Sonuç olarak, vakıf üniversitelerinde eğitim almakta olan katılımcıların, kendi
üniversitelerinde avantaj olarak gördüğü “eğitim kalitesi”, diğer vakıf üniversiteleri ile
yapılan karşılaştırmalarda da ön plana çıkmaktadır. Bunun dışında, katılımcıların %16,5’i
kendi üniversitelerini vakıf üniversitelerinden ayıran belirgin bir özellik olmadığını
belirtmiştir. Bu yüzdenin bir önceki soruya göre düşük olmasının sebebi, kendi üniversiteleri
101
Ankete katılanların, %21,1’i (23) kaliteli
öğretim kadrosu, %20,2’si (22) eğitim
kalitesi, %9,2’si (10) gerekli tüm
olanaklara sahip olması, %9,2’si (10) iyi bir kariyer
olanağı sağlaması, %6,4’ü (7) burs olanakları
sağlaması, %3,7’si (4) iyi bir yabancı
dil eğitimi, %3,7’si (4) öğrenim
ücretinin fazla olması, %3,7’si (4) üniversitenin
isminin bir marka niteliği taşıması,
%3,7’si (4) öğrenim ücretinin ucuz olması,
%0,9’u (1) yurtdışı bağlantıları,
%0,9’u (1) öğrenci-hoca ilişkisi,
%0,9’u (1) bilmiyorum, %16,5’i (18) yok,
cevabını vermiştir.
ile ilgili soru sorulduğunda bir özelliği ön plana çıkarmayan katılımcıların, kendi
üniversitelerini diğer vakıf üniversiteleri ile karşılaştırdığında, daha sağlıklı değerlendirme
yapabilmesi olarak yorumlanabilir.
GRAFİK 57. Öğrencilerin Üniversitelerini Devlet Üniversitelerinden Ayıran Özelliklerin Dağılımı Grafiği
Vakıf üniversitelerinde eğitim almakta olan katılımcılara, kendi üniversitelerini devlet
üniversitelerinden ayıran özelliklerini sorduğumuzda, bir kez daha “eğitim kalitesi” cevabı
almaktayız. Soruya cevap veren katılımcıların %25’i vakıf üniversitelerinde verilen eğitimin,
devlet üniversitelerinden daha kaliteli olduğu sonucun varmıştır. Bu sonuç, bir önceki soruya
göre, görece daha yüksek olmasına rağmen, beklenen değer artışı olmadığı için, vakıf
üniversitelerinde eğitim almakta olan katılımcıların, devlet üniversitelerine daha yukarıdan
baktığını söyleyemeyiz. Vakıf üniversitelerinin toplumda tabakalaşmaya yol açıp açmadığını
sorduğumuz soruya verilen cevaplarda da bunu görmekteyiz. Eğitim kalitesinin daha yüksek
olduğunu belirten katılımcıların yaklaşık %60’ı vakıf üniversitelerinin toplumda tabakalaşma
yaratmadığını belirtmiştir.
102
Ankete katılanların, %24,8’i (27) eğitim kalitesi, %11’i (12) sosyal etkinlikler, %11,9’u (13) iyi bir öğretim
kadrosuna sahip olması, %11,9’u (13) öğrenci hoca
ilişkilerinin rahat olması, %9,2’si (10) yüksek öğretim
ücreti ödemesi, %4,6’sı (5) iyi bir kariyer olanağı
sağlaması, %3,7’si (4) iyi bir yabancı dil
eğitimi sağlaması, %1,8’i (2) yurtdışı
bağlantılarının olması, %0,9’u (1) kampüs olanakları, %0,9’u (1) başörtülü eğitim alma
imkanı sunması, %5,5’i (6) bilmiyorum, %13,8’i (15) yok,
cevabını vermiştir.
Fakat devlet üniversitelerindeki eğitim kalitesi ile ilgili diğer sorulara baktığımızda;
katılımcıların, devlet üniversitesindeki eğitim durumu ile ilgili görüşlerine net olarak
ulaşabiliriz. Ankete katılanların yaklaşık %12’si vakıf üniversitelerinde öğrenci-hoca
ilişkisinin daha rahat olduğunu belirtmiştir. Bu sonuçtan yola çıkarak, vakıf üniversitelerinde
eğitim almakta olan katılımcıların, devlet üniversitelerindeki akademisyen-öğrenci ilişkisini
bir ast-üst ilişkisi olarak gördüğünü öngörebiliriz. Ayrıca, sosyal etkinliklerin fazla olması da,
katılımcıların bu soruda daha çok dikkat ettiği noktalardan biri olmuştur. Katılımcıların
%11’i, vakıf üniversitelerindeki sosyal etkinliklerin devlet üniversitelerine nazaran daha
kaliteli ve çok sayıda olduğunu dile getirmişlerdir. Bunun sonucu olarak, vakıf
üniversitelerinde eğitim almakta olan katılımcıların, kendilerini kampüs içerisine daha rahat
hissettikleri sonucuna ulaşabiliriz.
TABLO 26. Eğitim Kalitesini ve Sosyal Etkinlikleri Önemli Bulan Katılımcıların, Vakıf Üniversitelerinin Toplumsal Tabakalaşma Yol Açıp Açmadığına Dair Görüşleri
Eğitim kalitesi
İyi bir öğretim
kadrosuna sahip olması
Öğrenci-hoca ilişkilerinin daha
rahat olmasıSosyal
etkinliklerToplumsal
tabakalaşmaya yol açar
Kesinlikle katılmıyorum
Frekans 4 4 2 3Yüzde 14,8% 30,8% 15,4% 25,0%
Toplama oranlı yüzde
3,7% 3,7% 1,8% 2,8%
Katılmıyorum
Frekans 12 5 8 4Yüzde 44,4% 38,5% 61,5% 33,3%Toplama oranlı yüzde
11,0% 4,6% 7,3% 3,7%
Kararsızım Frekans 4 2 1 2
Yüzde 14,8% 15,4% 7,7% 16,7%Toplama oranlı yüzde
3,7% 1,8% ,9% 1,8%
Katılıyorum Frekans 5 2 2 1
Yüzde 18,5% 15,4% 15,4% 8,3%
Toplama oranlı yüzde
4,6% 1,8% 1,8% ,9%
Kesinlikle katılıyorum
Frekans 2 0 0 2Yüzde 7,4% ,0% ,0% 16,7%
Toplama oranlı yüzde
1,8% ,0% ,0% 1,8%
103
TABLO 27. Öğrencilerin Vakıf Üniversiteleri Mezuniyet Sonrası İş Bulma Olasılığına İlişkin Algıları Tablosu
Frekans Yüzde Frekans Yüzde
Kesinlikle katılmıyorum 8 7,3 9 8,3
Katılmıyorum 18 16,5 14 12,8
Kararsızım 18 16,5 28 25,7
Katılıyorum 53 48,6 38 34,9
Kesinlikle katılıyorum 12 11,0 20 18,3
Toplam 109 100,0 109 100.0
Araştırmada kurulan hipotezlerden biri “Vakıf üniversiteleri gerek açtığı popüler ve iş
bulma olasılığı yüksek programlarla, gerekse ismi ve prestiji ile öğrenci çekmektedir”
yargısıdır. Vakıf üniversiteleri öğrencilerinin bu konuya dair olumlu ve olumsuz yargılara
likert ölçekte verdikleri cevaplar incelenerek bu konudaki algıları ölçülmeye çalışılmıştır.
Çoğu vakıf üniversitesinin tanıtım sloganları bu aşamada dikkatimizi çekmiştir. Örneğin,
Okan Üniversitesi, “İş yaşamına en yakın üniversite”; Piri Reis Üniversitesi, “Geleceğiniz
güvence altında” ve Süleyman Şah Üniversitesi, “Parlak bir geleceğe kanat açın”
sloganlarıyla kendilerini ifade etmektedirler. Bu bağlamda, Tablo 27’de görüldüğü üzere, 109
anket katılımcısından 99.önerme ve 130.önermede aldığımız cevapların %50’den fazla bir
104
Mezuniyet sonrası iş bulma olasılığı yüksek programlar açmaktadır.
İsmi ve prestiji ile öğrencilerine avantaj sağlar.
99.önerme olan “Vakıf üniversiteleri bölüm/fakülte açarken öğrenci çekebilmek için öncelikle popüler, mezuniyet sonrası iş bulma olasılığı yüksek programlar açmaktadır” yargısına ankete katılanların,
% 48,6’ sı katılıyorum, % 16,5’ i katılmıyorum, % 16,5’ i kararsızım, % 11’ i kesinlikle katılıyorum, % 7,3’ ü kesinlikle katılmıyorum
cevabını vermiştir.
130.önerme olan ‘’Üniversitem, mezun olduktan sonra ismi ve prestiji ile öğrencilerine avantaj sağlar’’ yargısına ankete katılanların,
% 34,9’ u katılıyorum, % 25,7’ si kararsızım, % 18,3’ ü kesinlikle katılıyorum, % 12,8’ i katılmıyorum, % 8,3’ ü kesinlikle katılmıyorum
cevabını vermiştir.
oranı her iki önerme içinde hipotezimizi destekler niteliktedirler. Fakat diğer bir taraftan,
vakıf üniversiteleri yeni bölümler açarken yahut kontenjan arttırmaya giderken günün
ekonomik koşullarını ön planda tutmaktadır. Bu yüzden günümüzde rağbet görmeyen ve az
sayıda uzmanı olan bilim dallarına kendi bünyelerinde yer vermemektedirler.
TABLO 28. Öğrencilerin Vakıf Üniversiteleri - Eğitimde Fırsat Eşitliğine İlişkin Algıları Tablosu
Frekans Yüzde Frekans Yüzde
Kesinlikle katılmıyorum 14 12,8 13 11,9
Katılmıyorum 27 24,8 19 17,4
Kararsızım 23 21,1 22 20,2
Katılıyorum 29 26,6 34 31,2
Kesinlikle katılıyorum 16 14,7 21 19,3
Toplam 109 100,0 109 100,0
105
87. “Vakıf üniversiteleri akademik başarı düzeyi düşük ancak gelir düzeyi yüksek öğrencilere yükseköğretim kapısını açarak toplumda fırsat eşitliği algısını zedelemektedir” önermesine ankete katılanların;
%26,6’sı katılıyorum, % 24,8’i katılmıyorum, %21,1’ i kararsızım, % 14,7’si kesinlikle katılıyorum, % 12,8’ i kesinlikle katılmıyorum
cevabını vermiştir
95. “Vakıf üniversiteleri herkesin karşılayamayacağı yükseköğretim ücretleri nedeni ile eğitimde eşitlik ilkesine aykırı hareket etmektedir.” önermesine ankete katılanların;
%31,2’ si katılıyorum, %20,2’ si kararsızım, %19,3’ ü kesinlikle katılıyorum, %17,4’ ü katılmıyorum, %11,9’ u kesinlikle katılmıyorum
cevabını vermiştir.
Toplumda fırsat eşitliği algısını zedelemektedir.
Ücretleri nedeni eğitimde eşitlik ilkesine aykırı hareket etmektedir.
TABLO 29. Öğrencilerin Vakıf Üniversitelerinin Burs Vermesi ile Sosyoekonomik Statü Çeşitliliğine İlişkin Algıları Tablosu
Frekans Yüzde Frekans Yüzde
Kesinlikle katılmıyorum 10 9,2 6 5,5
Katılmıyorum 35 32,1 7 6,4
Kararsızım 25 22,9 17 15,6
Katılıyorum 32 29,4 48 44,0
Kesinlikle katılıyorum 7 6,4 31 28,4
Toplam 109 100 109 100,0
Araştırmada kurulan hipotezlerden biri ‘‘Vakıf üniversiteleri, yüksek öğretim ücretleri
sebebi ile eğitimde fırsat eşitliği ilkesini zedeler’’dir. Tablo 28’de bu konu ile ilgili olumsuz
önermelerimiz yer almaktadır. Ankette bulunan 87. önermeye ankete katılan 109 vakıf
üniversitesi öğrencisinden 29’u katılıyorum, 27’si katılmıyorum, 23’ ü kararsızım, 16’sı
kesinlikle katılıyorum, 14’ü kesinlikle katılmıyorum cevabını verirken çok benzer bir önerme
olan 95. önermeye katılımcıların 34’ü katılıyorum, 22’si kararsızım, 21’i kesinlikle
katılıyorum,19’u katılmıyorum, 13’ü kesinlikle katılmıyorum cevabını vermiştir. Cevaplardan
anlaşılacağı üzere öğrencilerin vakıf üniversitelerinin eğitimde fırsat eşitliği algısını
zedelediğine ilişkin kesin bir tavrı yoktur; ancak genel eğilimleri eğitimde fırsat eşitliği
algısının zedelendiği yönündedir. Tablo 29’da ise bu konu ile ilgili olumlu önermelerimiz yer
106
Burs olarak dağıtarak toplumsal adaleti sağlamaktadır.
Farklı sosyoekonomik statülerdeki öğrencileri bünyesinde barındırır.
93. “Vakıf üniversiteleri gelir düzeyi yüksek öğrenciden ücret alıp bunu düşük gelirli öğrencilere burs olarak dağıtarak toplumsal adaleti sağlamaktadır.” önermesine ankete katılanların;
%32,1’ i katılmıyorum, %29,4’ ü katılıyorum, %22,9’ u kararsızım, %9,2’si kesinlikle katılmıyorum, %6,4’ ü kesinlikle katılıyorum
cevabını vermiştir.
125. “Üniversitem, öğrencilerine başarı ve ihtiyaca yönelik çeşitli burslar sunarak farklı sosyoekonomik statülerdeki öğrencileri bünyesinde barındırır.” önermesine ankete katılanların;
%44 ‘ ü katılıyorum, %28,4’ü kesinlikle katılıyorum, %15,6’sı kararsızım, % 6,4’ ü katılmıyorum, %5,5’i kesinlikle katılmıyorum
cevabını vermiştir.
almaktadır. Anketimizdeki 93.önerme ‘‘Vakıf üniversiteleri gelir düzeyi yüksek öğrenciden
ücret alıp bunu düşük gelirli öğrencilere burs olarak dağıtarak toplumsal adaleti
sağlamaktadır’’ ve 125. önerme ise ‘‘Üniversitem, öğrencilerine başarı ve ihtiyaca yönelik
çeşitli burslar sunarak farklı sosyoekonomik statülerdeki öğrencileri bünyesinde barındırır’’
dır. 93.önermeye anketimize katılan 109 vakıf üniversitesi öğrencisinden 35’ i katılmıyorum,
32’si katılıyorum, 25’i kararsızım, 10’u kesinlikle katılmıyorum, 7’si kesinlikle katılıyorum
cevabını verirken; 125.önermeye 48’i katılıyorum, 31’i kesinlikle katılıyorum, 17’si
kararsızım, 7’si katılmıyorum, 6’sı kesinlikle katılmıyorum cevabını vermiştir. Özellikle 125.
önermeye verilen cevapların yarısından fazlasının yargıyı destekler nitelikte olması
öğrencilerinin gözünde vakıf üniversitelerinin fırsat eşitliğini destekleyici bir politika
izlediğinin göstergesidir. Dört farklı önermeyle olumlu ve olumsuz yargılar vererek
incelemeye çalıştığımız bu konuda yargılarımıza aldığımız cevaplar arasında bir tutarsızlık
mevcuttur, bu sebeple öğrencilerin genel eğilimine ulaşmamız mümkün olmamıştır.
TABLO 30. Öğrencilerin Vakıf Üniversiteleri ve Eğitim Harcamalarına İlişkin Algıları Tablosu
Frekans Yüzde
Kesinlikle katılmıyorum 14 12,8
Katılmıyorum 17 15,6
Kararsızım 38 34,9
Katılıyorum 31 28,4
Kesinlikle katılıyorum 9 8,3
Toplam 109 100,0
Araştırmada kurulan hipotezlerden biri ‘‘Toplumda vakıf üniversitelerinin kar amacı
gütmeme misyonu ile kurulan eğitim kurumları olmalarına rağmen gelirlerinin büyük bir
kısmını eğitim harcamaları için kullanmadıklarına dair bir algı vardır’’dır. Ankette hipotezi
destekler nitelikteki 76. önerme verilmiştir. Bu yargıya verilen cevapların 38’i kararsızım,
31’’i katılıyorum, 17’si katılmıyorum, 14’ü kesinlikle katılmıyorum, 9’u kesinlikle
107
76. Vakıf üniversiteleri öğrencilerden aldığı öğretim harçlarını yine öğrencilere harcayarak eğitime yapılan yatırımı artırmaktadır.
Ankete katılanların;
%34,9’u kararsızım, %28,4’ü katılıyorum, %15,6’sı katılmıyorum, %12,8’i kesinlikle
katılmıyorum, %8,3’ü kesinlikle
katılıyorum cevabını vermiştir.
katılıyorum şeklindedir. Bu konu vakıf üniversitelerinin karşılaştığı ekonomik boyuttaki en
büyük eleştirilerden biridir. Tablo 7’de görüldüğü üzere vakıf üniversitelerinin birçoğu,
öğrenciden aldıkları ücretin yarısını bile öğrencilerine harcamamaktadır. Bu bağlamda
aldığımız cevaplardan 40’ının hipotezimizi destekler nitelikte olduğu görülmektedir.
TABLO 31. Öğrencilerin Vakıf Üniversiteleri ve Devlet Üniversiteleri Arasında Finansal Kaynakların Dağılımına İlişkin Algıları Tablosu
Frekans Yüzde
Kesinlikle katılmıyorum 16 14,7
Katılmıyorum 38 34,9
Kararsızım 29 26,6
Katılıyorum 17 15,6
Kesinlikle katılıyorum 9 8,3
Toplam 109 100,0
TABLO 32. Öğrencilerin Vakıf Üniversitelerindeki Eğitim Niteliğine İlişkin Algıları
Tablosu
Frekans Yüzde
Kesinlikle katılmıyorum 25 22,9
Katılmıyorum 31 28,4
Kararsızım 19 17,4
Katılıyorum 24 22,0
Kesinlikle katılıyorum 10 9,2
Toplam 109 100,0
108
Vakıf üniversiteleri devletten aldıkları maddi destekle aslında devlet üniversitelerine gitmesi gereken kaynakların azalmasına neden olmaktadır.
Ankete katılanların;
%34,9’u katılmıyorum, %26,6’sı kararsızım, %15,6’sı katılıyorum, %14,7’si kesinlikle
katılmıyorum, %8,3’ü kesinlikle katılıyorum
cevabını vermiştir.
80. Vakıf üniversitelerinin öğrenci çekebilmek amacıyla, büyük altyapı ve donanım gerektiren, mezunları büyük sorumluluk alacak fakülte ve bölümler (hukuk,tıp gibi) açması toplumda kaygı yaratmaktadır.
Ankete katılanların;
%28,4’ü katılmıyorum, %22,9’u kesinlikle katılmıyorum, %22’si katılıyorum, %17,4’ü kararsızım, %9,2’si kesinlikle katılıyorum
cevabını vermiştir.
TABLO 33. Öğrencilerin Düşük Puanlı Öğrenciler ve Nitelik Farklılaşmasına İlişkin
Algıları Tablosu
Frekans Yüzde Frekans Yüzde
Kesinlikle katılmıyorum 19 17,4 22 20,2
Katılmıyorum 38 34,9 29 26,6
Kararsızım 19 17,4 18 16,5
Katılıyorum 21 19,3 28 25,7
Kesinlikle katılıyorum 12 11,0 12 11,0
Toplam 109 100,0 109 100.0
Araştırmada kurulan diğer bir hipotez ‘‘Bünyesinde barındırdığı düşük puanlı-yüksek
ücretli, yüksek puanlı-burslu yada düşük ücretli öğrencilerin altyapı ve donanımlarındaki
farklılık vakıf üniversitelerinin mezunları arasında bir nitelik farklılaşmasına neden
olmaktadır’’dır. Bu hipotez bağlamında 80. önermede Tablo 32’de görüldüğü gibi
katılımcıların yaklaşık yarısı yargıyı desteklememektedir ve yine 81.ve 94.önermeyi de Tablo
33’de görüldüğü gibi katılımcıların yaklaşık %50’si desteklememektedir. Sonuç olarak farklı
sosyo-ekonomik statülere ile farklı altyapı ve donanımlara sahip vakıf üniversitesi öğrencileri
bu durumun eğitimde bir nitelik farklılığına yol açmadığını düşünmektedir. Bu konuda
fazlaca eleştiriye maruz kalan vakıf üniversitelerinden yola çıkarak kurduğumuz hipotez
öğrencilerinin görüşlerinin bu yönde olmaması sebebi ile çürütülmüştür.
109
Düşük puanlı öğrencileri kabul ettiği için öğretim niteliğinin düşmesine neden olmaktadır.
Mezunlar arasında nitelik farklılaşmasına neden olmaktadır.
81. “Vakıf üniversiteleri genelde devlet üniversitelerine göre daha düşük puanlı öğrencileri kabul ettiği için öğretim niteliğinin düşmesine neden olmaktadır.” önermesine ankete katılanların;
%34,9’u katılmıyorum, %19,3’ü katılıyorum, %17,4’ü kesinlikle katılmıyorum, %17,4’ü kararsızım, %11’i kesinlikle katılıyorum
cevabını vermiştir.
94. “Vakıf üniversitelerinde yüksek puanlı burslu öğrencilerle düşük puanlı ücret ödeyen öğrencilerin birlikte öğretim görmesi, mezunlar arasında nitelik farklılaşmasına neden olmaktadır.” önermesine ankete katılanların;
%26,6’sı katılmıyorum, %25,7’si katılıyorum, %20,2’si kesinlikle katılmıyorum, %16,5’i kararsızım, %11’ i kesinlikle katılmıyorum
cevabını vermiştir.
TABLO 34. Öğrencilerin Vakıf Üniversiteleri ve Öğrenci Başarısına İlişkin Algıları Tablosu
Frekans Yüzde Frekans Yüzde
Kesinlikle katılmıyorum 10 9,2 14 12,8
Katılmıyorum 22 20,2 23 21,1
Kararsızım 15 13,8 23 21,1
Katılıyorum 41 37,6 37 33,9
Kesinlikle katılıyorum 21 19,3 12 11,0
Toplam 109 100,0 109 100.0
110
Mezun olmak konusunda sorumluluk geliştirmelerine katkıda bulunmaktadır.
Öğrencilerin akademik başarısına katkıda bulunmaktadır.
Vakıf üniversiteleri ücret karşılığı eğitim verdiği için öğrencilerin yıl/dönem kaybetmeden mezun olmak konusunda sorumluluk geliştirmelerine katkıda bulunmaktadır önermesine ankete katılanların;
%37,6’sı katılıyorum, %20,2’si katılmıyorum, %19,3’ü kesinlikle katılıyorum, %13,8’i kararsızım, %9,2’si kesinlikle katılmıyorum
cevabını vermiştir.
Vakıf üniversiteleri öğrencilere puan kaygısına kapılmadan istediği bölümde okuma olanağı sunarak öğrencilerin akademik başarısına katkıda bulunmaktadır önermesine ankete katılanların;
%33,9’u katılıyorum, %21,1’i katılmıyorum, %21,1’i kararsızım, %12,8’i kesinlikle katılmıyorum, %11’i kesinlikle katılıyorum
cevabını vermiştir.
TABLO 35. Öğrencilerin Vakıf Üniversitelerinin Beyin Göçüne Etkisine İlişkin Algıları Tablosu
Frekans Yüzde
Kesinlikle katılmıyorum 7 6,4
Katılmıyorum 20 18,3
Kararsızım 28 25,7
Katılıyorum 39 35,8
Kesinlikle katılıyorum 15 13,8
Toplam 109 100,0
Vakıf üniversitelerinin olumlu algılanan etkileri düşünüldüğünde ilk akla gelen
konulardan biri vakıf üniversitelerin beyin göçünü yavaşlatmasıdır. Anketimizde ‘‘Vakıf
üniversiteleri yurtdışında çalışan Türk bilim insanlarını bünyesine katarak beyin göçünü
yavaşlatmaktadır’’ önermesine alınan cevaplardan, Tablo 35’de görüldüğü gibi, yaklaşık
%50’si (54) destekler niteliktedir.
111
Vakıf üniversiteleri yurtdışında çalışan Türk bilim insanlarını bünyesine katarak beyin göçünü yavaşlatmaktadır.
Ankete katılanların;
%35,8’i katılıyorum, %25,7’si kararsızım, %18,3’ü katılmıyorum, %13,8’i kesinlikle katılıyorum, %6,4’ü kesinlikle
katılmıyorum cevabını vermiştir.
TABLO 36. Öğrencilerin Vakıf Üniversitelerinin Sağladığı Özgür Ortama İlişkin
Algıları Tablosu
Frekans Yüzde Frekans Yüzde
Kesinlikle katılmıyorum 11 10,1 7 6,4
Katılmıyorum 20 18,3 11 10,1
Kararsızım 14 12,8 12 11,0
Katılıyorum 30 27,5 47 43,1
Kesinlikle katılıyorum 34 31,2 32 29,4
Toplam 109 100,0 109100,0
Vakıf üniversitelerinin devlet üniversitelerine göre öğrencilerine daha özgür ortam
sağlaması birçok mecrada dile getirilen bir görüştür. Ankete katılan öğrencilerin 103.
önermeye ve 124. önermeye verdiği cevaplar göz önüne alındığında açık bir şekilde
görülmektedir ki bu görüş desteklenmektedir.
112
Özgür bir düşünce ortamı sağlamaktadır.
Devlet üniversitesine göre daha özgür bir ortam sağlar.
Özgür bir düşünce ortamı sağlar önermesine ankete katılanların;
%31,2’si kesinlikle katılıyorum, %27,5’i katılıyorum, %18,3’ü katılmıyorum, %12,8’i kararsızım, %10,1’i kesinlikle katılmıyorum
cevabını vermiştir.
Devlet üniversitesine göre daha özgür bir ortam sağlar önermesine ankete katılanların;
%43,1’i katılıyorum, %29,4’ü kesinlike katılıyorum, %11’i karasızım, %10,1’i katılmıyorum, %6,4’ü kesinlikle katılmıyorum
cevabını vermiştir.
TABLO 37. Öğrencilerin Vakıf Üniversitelerinin Hizmet Sunan Şirket Niteliğinde Bir Kurum Olarak Değerlendirilmesi Durumuna İlişkin Algıları Tablosu
Frekans Yüzde Frekans Yüzde
Kesinlikle katılmıyorum 22 20,2 6 5,5
Katılmıyorum 23 21,1 15 13,8
Kararsızım 20 18,3 27 24,8
Katılıyorum 33 30,3 34 31,2
Kesinlikle katılıyorum 11 10,1 27 24,8
Toplam 109 100,0 109 100,0
Vakıf üniversitelerinin aldıkları en önemli eleştirilerden biri de kendilerini, üniversite
olarak görmekten ve bu kurumun en önemli vasıflarından biri olan bilimsel düşünceye katkı
sağlamaktan çok bir şirket olarak konumlandırmalarıdır. Katılımcı vakıf üniversitesi
öğrencileri de Tablo 37’de görüldüğü üzere 97. önermeye %30,3 katılıyorum, %21,1
katılmıyorum, %20,2 kesinlikle katılmıyorum, %18,3 kararsızım, %10,1 kesinlikle
katılıyorum şeklinde cevap vermiştir. 88. önermeye ise, %31,2 katılıyorum, %24,8 kesinlikle
katılıyorum, %24,8 kararsızım, %13,8 katılmıyorum, %5,5 kesinlikle katılmıyorum şeklinde
olmak üzere, vakıf üniversitelerinin bilim üretmemesiyle ilgili net bir tavır belli etmemiş
113
Eğitim-öğretim hizmeti sunan kurumlar olarak işlev görmektedirler.
Kendi şirketleri gibi görme eğilimi.
97. “Vakıf üniversiteleri bilim üreten olmaktan çok, eğitim-öğretim hizmeti sunan kurumlar olarak işlev görmektedir.” önermesine, ankete katılanların;
%30,3’ü katılıyorum, %21,1’i katılmıyorum, %20,2’si kesinlikle katılmıyorum, %18,3’ü kararsızım, %10,1’i kesinlikle katılıyorum,
cevabını vermiştir.
88. “Vakıf üniversitesi kurucularının bu üniversiteleri, bir kamu kurumundan çok kendi şirketleri gibi görme eğilimi, kurumsallaşma sürecini olumsuz etkilemektedir.” önermesine ankete katılanların;
%31,2’si katılıyorum, %24,8’i kesinlikle katılıyorum, %24,8’i kararsızım, %13,8’i katılmıyorum, %5,5’i kesinlikle katılmıyorum,
cevabını vermiştir.
olsalar bile, bu üniversitelerin şirket politikasına sahip olmalarının ‘üniversite olma’
vasıflarına olumsuz etkide bulunduğu görüşünü açık bir şekilde desteklemişlerdir.
TABLO 38. Öğrencilerin Vakıf Üniversitelerindeki Yabancı Dil Eğitimine İlişkin Algıları Tablosu
Frekans Yüzde
Kesinlikle katılmıyorum 11 10,1
Katılmıyorum 14 12,8
Kararsızım 17 15,6
Katılıyorum 40 36,7
Kesinlikle katılıyorum 27 24,8
Toplam 109 100,0
114
Üniversitem, eğitimde yabancı dili etkin bir şekilde kullanarak yüksek öğretim sistemi içinde farklılık yaratır.
Ankete katılanların,
%36,7’si katılıyorum, %24,8’i kesinlikle katılıyorum, %15,6’sı kararsızım, %12,8’i katılmıyorum, %10,1’i kesinlikle katılmıyorum
cevabını vermiştir.
TABLO 39. Öğrencilerin Vakıf Üniversitelerinin Akademisyenliği Desteklenmesi
Durumuna İlişkin Algıları Tablosu
Frekans Yüzde Frekans Yüzde
Kesinlikle katılmıyorum 6 5,5 2 1,8
Katılmıyorum 15 13,8 8 7,3
Kararsızım 24 22,0 24 22
Katılıyorum 42 38,5 56 51,4
Kesinlikle katılıyorum 22 20,2 19 17,4
Toplam 109 100,0 109 100.0
115
Yüksek ücret vererek akademisyenliğe özendirmektedir.
Emekli olmuş akademisyenlerin eğitime katkılarının sürmesi için bir olanak sağlamaktadır.
Vakıf üniversiteleri öğretim elemanlarına daha yüksek ücret vererek akademisyenliğe özendirmektedir önermesine ankete katılanların,
%38,5’i katılıyorum,
%22’si kararsızım,
%20,2’si kesinlikle katılıyorum,
%13,8’i katılmıyorum,
%5,5’i kesinlikle katılmıyorum
cevabını vermiştir.
Vakıf üniversiteleri yaş haddinden emekli olmuş akademisyenlerin eğitime katkılarının sürmesi için bir ortam ve olanak sağlamaktadır önermesine ankete katılanların,
%51,4’ü katılıyorum, %22’si kararsızım, %17,4’ü kesinlikle katılıyorum, %7,3’ü katılmıyorum, %1,8’i kesinlikle katılmıyorum
cevabını vermiştir.
TABLO 40. Öğrencilerin Vakıf Üniversiteleri – Akademik Kadro Kalitesine İlişkin Algıları Tablosu
Frekans Yüzde Frekans Yüzde
Kesinlikle katılmıyorum 7 6,4 3 2,8
Katılmıyorum 37 33,9 11 10,1
Kararsızım 19 17,4 12 11,0
Katılıyorum 35 32,1 61 56,0
Kesinlikle katılıyorum 11 10,1 22 20,2
Toplam 109 100,0 109 100,0
Araştırmada kurulan hipotezlerden biri de, “Vakıf üniversiteleri devlet
üniversitelerinin akademik kadrolarının zayıflamasına neden olur” idi. Bu hipotezden yola
çıkarak sorduğumuz 90. önermeye katılımcıların verdiği cevaplar Tablo 40’da görüldüğü
üzere %33,9 katılmıyorum, %32,1 katılıyorum, %17,4 kararsızım, %10,1 kesinlikle
katılıyorum, %6,4’ü kesinlikle katılmıyorum şeklindedir. 102. önermeye anket
katılımcılarının verdiği cevaplar ise %56 katılıyorum, %20,2 kesinlikle katılıyorum, %11’i
kararsızım, %10,1’i katılmıyorum, %2,8’i kesinlikle katılmıyorum şeklindedir. Bu
116
Öğretim elemanlarını kendi bünyesine katarak devlet üniversitelerinin kadrosunu zayıflatmaktadır.
Akademik kadrolarını güçlendirmekte ve eğitim kalitesini arttırmaktadır.
90. “Vakıf üniversiteleri devlet üniversitelerinin yetiştirdiği öğretim elemanlarını kendi bünyesine katarak devlet üniversitelerinin kadrosunu zayıflatmaktadır.” önermesine ankete katılanların;
%33,9’u katılmıyorum, %32,1’i katılıyorum, %17,4’ü kararsızım, %10,1’i kesinlikle katılıyorum, %6,4’ü kesinlikle katılmıyorum
cevabını vermiştir
102. “Vakıf üniversiteleri, devlet üniversitelerinin akademisyenlerini verdikleri yüksek ücretlerle kendi bünyelerine çekerek akademik kadrolarını güçlendirmekte ve eğitim kalitesini arttırmaktadır.” önermesine ankete katılanların;
%56’sı katılıyorum, %20,2’si kesinlikle katılıyorum, %11’i kararsızım, %10,1’i katılmıyorum, %2,8’i kesinlikle katılmıyorum
cevabını vermiştir.
cevaplardan yola çıkacak olursak; ankete katılan öğrencilerin, vakıf üniversitelerinin devlet
üniversitelerinin kadrolarını zayıflattığı yönünde net bir tavır sergilemedikleri
gözlemlenmekle birlikte, bu üniversitelerin kadrolarını devlet üniversitelerinden
akademisyenlerle güçlendirdiği ve bu durumun eğitim kalitelerini arttırdığı yönünde bir
görüşe sahip oldukları görülmektedir.
TABLO 41. Öğrencilerin Vakıf Üniversiteleri ve Akademik Standartlara İlişkin Algıları Tablosu
Frekans Yüzde Frekans Yüzde
Kesinlikle katılmıyorum 7 6,4 5 4,6
Katılmıyorum 7 6,4 3 2,8
Kararsızım 11 10,1 8 7,3
Katılıyorum 49 45,0 41 37,6
Kesinlikle katılıyorum 35 32,1 52 47,7
Toplam 109 100,0 109 100.0
117
Zengin akademik kadrosu ile eğitim kalitesinde fark yaratır.
Akademisyenlerle daha etkin ve rahat bir iletişim kurabilmektedir.
Üniversitem, zengin akademik kadrosu ile eğitim kalitesinde fark yaratır önermesine ankete katılanların;
%45’i katılıyorum, %32,1’i kesinlikle katılıyorum, %10,1’i kararsızım, %6,4’ü katılmıyorum, %6,4’ü kesinlikle katılmıyorum
cevabını vermiştir.
Üniversitemde öğrenciler devlet üniversitelere nazaran akademisyenlerle daha etkin ve rahat bir iletişim kurabilmektedir önermesine ankete katılanların;
%47,7’si kesinlikle katılıyorum, %37,6’sı katılıyorum, %7,3’ü kararsızım, %4,6’sı kesinlikle katılmıyorum, %2,8’i katılmıyorum cevabını
vermiştir.
TABLO 42. Öğrencilerin Vakıf Üniversitelerinin Sağladığı Teknik Olanaklara İlişkin Algıları Tablosu
Frekans Yüzde Frekans Yüzde
Kesinlikle katılmıyorum 7 6,4 10 9,2
Katılmıyorum 7 6,4 12 11
Kararsızım 10 9,2 15 13,8
Katılıyorum 49 45,0 42 38,5
Kesinlikle katılıyorum 36 33,0 30 27,5
Toplam 109 100,0 109 100.0
Vakıf üniversiteleri sahip oldukları ileri düzeyde teknik olanaklarla öğrencilerine daha
üst düzey bir eğitim ortamı sağladıkları iddiasındadırlar. Buradan yola çıkarak Tablo 42’de
görüldüğü üzere 123. önermeye ve 135. önermeye verilen yanıtlar, 123. önermeye %68, 135.
önermeye %66 oranında olmak üzere, bu iddiayı destekler niteliktedirler.
118
Gerekli teknolojik ekipmanları sağlar.
Yayın ve kitap çeşitliliği ile farklılık yaratır.
Üniversitem, zengin akademik kadrosu ile eğitim kalitesinde fark yaratır önermesine ankete katılanların;
%45’i katılıyorum, %33’ü kesinlikle katılıyorum, %9,2’si kararsızım, %6,4’ü katılmıyorum, %6,4’ü kesinlikle katılmıyorum
cevabını vermiştir.
Üniversitem, kütüphane bünyesinde barındırdığı zengin yayın ve kitap çeşitliliği ile farklılık yaratır önermesine ankete katılanların;
%38,5’i katılıyorum, %27,5’i kesinlikle katılıyorum, %13,8’i kararsızım, %11’i katılmıyorum, %9,2’i kesinlikle katılmıyorum
cevabını vermiştir
TABLO 43. Öğrencilerin Vakıf Üniversitelerinin Öğrencilerine Desteğine İlişkin Algıları Tablosu
Frekans Yüzde Frekans Yüzde
Kesinlikle katılmıyorum 9 8,3 8,3 7,3
Katılmıyorum 16 14,7 14,7 9,2
Kararsızım 20 18,3 18,3 32,1
Katılıyorum 41 37,6 37,6 35,8
Kesinlikle katılıyorum 23 21,1 21,1 15,6
Toplam 109 100,0 100,0 100,0
119
Her türlü etkinliğe maddi ve manevi destek sunmaktadır.
Proje ve araştırmalara yüksek bütçe olanakları ile destek sağlar.
Üniversitem, akademik proje ve araştırmalara yüksek bütçe olanakları ile destek sağlar önermesine ankete katılanların;
%35,8’i katılıyorum, %32,1’i kararsızım %15,6’sı kesinlikle katılıyorum, %9,2’si katılmıyorum, %7,3’ü kesinlikle katılmıyorum
cevabını vermiştir.
Üniversitem, öğrencilerinin okul içinde düzenlediği her türlü etkinliğe maddi ve manevi destek sunmaktadır önermesine ankete katılanların;
%37,6’sı katılıyorum, %21,1’i kesinlikle katılıyorum, %18,3’ü kararsızım, %14,7’si katılmıyorum, %8,3’ü kesinlikle katılmıyorum
cevabını vermiştir.
TABLO 44. Öğrencilerin Vakıf Üniversitelerinin Sağladığı Sosyal Olanaklara İlişkin Algıları Tablosu
Frekans Yüzde Frekans Yüzde
Kesinlikle katılmıyorum 8 7,3 13 11,9
Katılmıyorum 11 10,1 18 16,5
Kararsızım 10 9,2 18 16,5
Katılıyorum 45 41,3 41 37,6
Kesinlikle katılıyorum 35 32,1 19 17,4
Toplam 109 100,0 109 100,0
120
Öğrenciler arasındaki iletişimin gelişmesine ve sosyalleşmelerine katkıda bulunur.
Öğrencilerine kaliteli barınma ve yeme içme olanakları sunar.
Üniversitem, bünyesinde barındırdığı öğrenci kulüp, topluluk ve organizasyonlarını destekleyerek öğrenciler arasındaki iletişimin gelişmesine ve sosyalleşmelerine katkıda bulunur önermesine ankete katılanların;
%41,3’ü katılıyorum, %32,1’i kesinlikle katılıyorum, %10,1’i katılmıyorum, %9,2’si kararsızım, %7,3’ü kesinlikle katılmıyorum
cevabını vermiştir.
Üniversitem, bünyesindeki yurt, kantin ve yemekhanelerle öğrencilerine kaliteli barınma ve yeme içme olanakları sunar önermesine ankete katılanlar;
%37,6’sı katılıyorum, %17,4’ü kesinlikle katılıyorum, %16,5’i kararsızım, %16,5’i katılmıyorum, %11,9’u kesinlikle katılmıyorum
cevabını vermiştir.
TABLO 45. Öğrencilerin Vakıf Üniversitelerindeki Yurtdışı Eğitim Olanaklarına İlişkin Algıları Tablosu
ta
Frekans Yüzde
Kesinlikle katılmıyorum 3 2,8
Katılmıyorum 7 6,4
Kararsızım 14 12,8
Katılıyorum 41 37,6
Kesinlikle katılıyorum 44 40,4
Toplam 109 100,0
TABLO 46. Öğrencilerin Vakıf Üniversitelerindeki Burs Olanaklarına İlişkin Algıları
Tablosu
Frekans Yüzde
Kesinlikle katılmıyorum
10 9,2
Katılmıyorum 17 15,6
Kararsızım 14 12,8
Katılıyorum 38 34,9
Kesinlikle katılıyorum 30 27,5
Toplam 109 100,0
121
Üniversitem, öğrencilerine anlaşmalı olduğu öğrenci değişim programları ile yurtdışında eğitim olanakları sunar.
Ankete katılanların;
%40,4’ü kesinlikle katılıyorum, %37,6’sı katılıyorum, %12,8’i kararsızım, %6,4’ü katılmıyorum, %2,8’, kesinlikle katılmıyorum
cevabını vermiştir.
Benim için tercih yaparken üniversitenin çeşitli burslar sağlaması etkili olmuştur.
Ankete katılanların;
%34,9’u katılıyorum, %27,5’i kesinlikle katılıyorum, %15,6’sı katılmıyorum, %12,8’i kararsızım, %9,2’si kesinlikle katılmıyorum
cevabını vermiştir.
TABLO 47. Katılımcıların Vakıf üniversitelerinin Ulaşım Olanaklarına İlişkin Algıları Tablosu
131
Frekans Yüzde
Kesinlikle katılmıyorum 18 16,5
Katılmıyorum 15 13,8
Kararsızım 14 12,8
Katılıyorum 38 34,9
Kesinlikle katılıyorum 24 22,0
Toplam 109 100,0
TABLO 48. Öğrencilerin Burslu/Burssuz Ayrımı Üzerinden Sınıf Algısına İlişkin
Çapraz Tablosu
Diğer bir hipotez ‘‘Vakıf üniversiteleri toplumsal tabakalaşmaya yol açmaktadır’’ dır.
Bu hipotezi doğrulamak adına 98.önerme ile 58.sorunun çapraz tablosunu aldığımızda Tablo
48’de görüldüğü üzere, eğitimini burslu görenler beklenilenin aksine 62 burslu anket
katılımcısından %58’i önermeyi desteklememektedir. Yine 47 burssuz öğrencinin %65,9’u da
önermeyi desteklememektedir. Bu durumda vakıf üniversitelerinin kendi öğrencileri
tarafından hipotez çürütülmüştür.
122
Üniversitem, öğrencilerine ücretli/ücretsiz servis olanakları ile şehrin her yerine ulaşım kolaylığı sağlar.
Ankete katılanların;
%34,9’u katılıyorum, %22’si kesinlikle katılıyorum, %16,5’i kesinlikle katılmıyorum, %13,8’i katılmıyorum, %12,8’i karasızım
cevabını vermiştir.
Vakıf Üniversiteleri toplumda elit bir sınıf oluşturarak Eğitiminiz
burslu mu?
ToplamEvet Hayır
Kesinlikle katılmıyorum 11 12 23
Katılmıyorum 25 19 44
Kararsızım 10 7 17
Katılıyorum 11 7 18
Kesinlikle katılıyorum 5 2 7
Toplam 62 47 109
98. Vakıf üniversiteleri toplumda elit bir sınıf oluşturarak toplumsal tabakalaşmaya yol açmaktadır.
TABLO 49. Öğrencilerin Vakıf Üniversitelerinin Bankalarla İşbirliği İle Sağladığı Kredi
ve Taksitlendirme Olanaklarına İlişkin Algıları Tablosu
Frekans Yüzde
Kesinlikle katılmıyorum 5 4,6
Katılmıyorum 5 4,6
Kararsızım 21 19,3
Katılıyorum 49 45,0
Kesinlikle katılıyorum 29 26,6
Toplam 109 100,0
Ankette bulunan 128. önermeye Tablo 49’da görüldüğü gibi, 109 anket
katılımcısından 49’u katılıyorum, 29’u kesinlikle katılıyorum, 21’i kararsızım, 5’i
katılmıyorum, 5’i kesinlikle katılmıyorum cevabını vermiştir. Bu yargıyı vermemizin sebebi
ise son dönemde iki ayrı bankanın eğitim kredisi reklamlarıdır. Bu bankalardan birinin sloganı
‘‘Ekonomik nedenlerden istemediğiniz bir bölümde okumak zorunda kalmayın!’’ iken diğer
banka ‘‘Kredin bankadan, yüksek lisans diploman Bilgi’den!’’ sloganını kullanmıştır. Bu
durum, bir yönü ile fırsat oluştururken diğer yönüyle de eğitimin ne kadar ticarileştiğinin
göstergesidir.
123
128. Üniversitem, öğrencilerine eğitim- öğretim ücretlerini ödemek için bankalarla yaptığı işbirliği ile kredi ve taksitlendirme olanakları sağlamaktadır.
Ankete katılanların;
%45’i katılıyorum, %26,6’sı kesinlikle katılıyorum, %19,3’ü kararsızım, %4,6’sı katılmıyorum, %4,6’sı kesinlikle katılmıyorum
cevabını vermiştir.
TABLO 50. Öğrencilerin Vakıf Üniversiteleri ve Öğrencilerin Rekabetçi Yapısına İlişkin Algıları Tablosu
Frekans Yüzde Frekans Yüzde
Kesinlikle katılmıyorum 8 7,3 2 1,8
Katılmıyorum 6 5,5 12 11,0
Kararsızım 10 9,2 19 17,4
Katılıyorum 64 58,7 58 53,2
Kesinlikle katılıyorum 21 19,3 18 16,5
Toplam 109 100,0 109 100,0
124
İyi öğrenciyi elde etme konusunda rekabeti arttırmaktadır.
Dinamik ve girişimci bir ortamın yaratılmasına katkıda bulunmaktadır.
Vakıf üniversiteleri burslar ve benzeri ödüllerle başarılı öğrencileri kendisine çekerek iyi öğrenciyi elde etme konusunda rekabeti arttırmaktadır önermesine ankete katılanların;
%58,7’si katılıyorum, %19,3’ü kesinlikle katılıyorum, %9,2’si kararsızım, %7,3’ü kesinlikle katılmıyorum, %5,5’i katılmıyorum
cevabını vermiştir.
Vakıf üniversiteleri Türkiye’deki yükseköğretimde rekabete dayalı, dinamik ve girişimci bir ortamın yaratılmasına katkıda bulunmaktadır önermesine ankete katılanların;
%53,2’si katılıyorum, %17,4’ü kararsızım, %16,5’i kesinlikle katılıyorum, %11’i katılmıyorum, %1,8’i kesinlikle katılmıyorum
cevabını vermiştir.
TABLO 51. Öğrencilerin Vakıf Üniversiteleri ve Eğitim Kontenjanlarının Sayısına İlişkin Algıları Tablosu
Frekans Yüzde Frekans Yüzde
Kesinlikle katılmıyorum 6 5,5 3 2,8
Katılmıyorum 18 16,5 5 4,6
Kararsızım 26 23,9 16 14,7
Katılıyorum 48 44,0 70 64,2
Kesinlikle katılıyorum 11 10,1 15 13,8
Toplam 109 100,0 109 100,0
Vakıf üniversitelerinin olumlu yönde aldığı eleştirilerden önemli bir kısmını oluşturan
toplumsal boyuttaki konular, vakıf üniversitelerinin devletin eğitim yükünü azaltması ve
okullaşma oranının yükselmesine katkı sağlamasıdır. Bu bağlamda kurulan diğer bir hipotez
‘‘Vakıf üniversitelerinin yükseköğretim düzeyindeki okullaşma oranını yükseltmesi ve buna
bağlı olarak devlet üniversitelerindeki yığılmayı azaltarak devletin eğitim yükünü
hafifletmesi’’ yönündedir. Anketteki 86.önermeye ve 89.önermeye aldığımız cevaplar, Tablo
51’de görüldüğü üzere, 109 anket katılımcısı tarafından 86.önermeye %54,1 (54) oranında ve
89.önermeye %78 (85) oranında olmak üzere her ikisinide destekler niteliktedir. Bu durumda,
hipotezimiz vakıf üniversitelerinin kendi öğrencileri tarafından desteklenmiştir; fakat burada
125
Yığılmayı azaltarak devletin eğitim yükünü hafifletmektedir.
Yükseköğretim düzeyindeki okullaşma oranının yükselmesine katkı sağlamaktadır.
Vakıf üniversiteleri devlet üniversitelerindeki yığılmayı azaltarak devletin eğitim yükünü hafifletmektedir önermesine ankete katılanların;
%44’ü katılıyorum, %23,9’u kararsızım, %16,5’i katılmıyorum, %10,1’i kesinlikle katılıyorum, %5,5’i kesinlikle katılmıyorum
cevabını vermiştir.
Vakıf üniversiteleri toplumda yükseköğretim düzeyindeki okullaşma oranının yükselmesine katkı sağlamaktadır önermesine ankete katılanların;
%64,2’si katılıyorum, %14,7’si kararsızım, %13,8’i kesinlikle katılıyorum, %4,6’sı katılmıyorum, %2,8’i kesinlikle katılmıyorum
cevabını vermiştir.
da yükseköğretim öğrencilerinin ne kadar nitelikli oldukları, bu kadar fazla üniversite
mezununa ülkenin gerçekten ihtiyacı var mı ve bu üniversiteler bilim insanı yetiştirmekten
çok piyasaya eleman mı yetiştiriyor gibi soruları akıllara getirmektedir.
126
SONUÇ VE ÖNERİLER
Araştırmamızın temelinde, Neo-liberal politikaların yaygınlaşmasından sonra, düzene
ayak uydurabilmek adına değişim gösteren Türk eğitim sisteminin en önemli araçlarından biri
olan vakıf üniversitelerini incelemeye ve bu üniversitelerde öğrenim görmekte olan
öğrencilerin eğitim sistemi ve vakıf üniversitesi hakkındaki algılarını öğrenmeye çalıştık.
Türkiye’nin 2001 yılında dahil olduğu Bologna sürecinin en önemli sonuçlarından biri olan ve
son yıllarda hızla artmakta olan vakıf üniversiteleri hakkındaki tüm öngörüleri ve yargıları
ortaya koymaya çalışarak, Türkiye’de vakıf üniversiteleri gerçeğini olumlu ve olumsuz
yanlarıyla irdelemeye önem gösterdik.
Öğrencilerin vakıf üniversitelerini tercih sebeplerini incelediğimizde, öğrencilerin
önemli bir çoğunluğu bu tercihi kendilerinin yaptığını söylemiştir. Bununla birlikte, ailenin
telkinlerinin de, vakıf üniversitesi tercihi konusunda önemli bir etmen olduğunu
söyleyebiliriz. Üniversite öncesi dönemde, öğrencilerin vakıf üniversiteleri hakkında kesin bir
fikre sahip olmadığı görülmektedir. Hatta öğrencilerin yaklaşık yarısı ilk tercih olarak vakıf
üniversitesini düşünmediğini belirtmiştir. Bu durumu iki şekilde açıklayabiliriz. Üniversiteye
giriş sınavlarında başarılı bir sonuç elde eden öğrenciler için, önemli devlet üniversitelerinin
bölümleri ile vakıf üniversitelerinin burslu eğitim imkanı sağlayan bölümleri arasında çok
ciddi bir fark görmemektedir. Dolayısıyla, tercih konusunda istediği üniversiteden ziyade
istediği bölüme yönelmektedir. Bunun yanında, üniversiteye giriş sınavlarında başarılı bir
sonuç alamadığı için devlet üniversitelerine yerleşmekte sıkıntı çeken veya istediği bölüme
girecek kadar başarılı bir sonuç alamayan öğrenciler için, vakıf üniversitelerinin burssuz
bölümleri cazip bir seçenek olmuştur. Anne-babaların çoğunluğu da, evlatlarının görece
“isimsiz” bir devlet üniversitesinde öğrenim görmesindense, bir vakıf üniversitesinde burssuz
okumasını yeğlemektedir.
Öğrencilerin vakıf üniversiteleri hakkındaki fikirlerini, üniversitede öğrenim görmeye
başladıktan sonra edindiğini belirtmiştik. Öğrencilere fikirlerini almak için sorduğumuz
sorularda, öne çıkan olgu vakıf üniversitelerindeki yüksek eğitim kalitesiydi. Özellikle diğer
vakıf üniversiteleri ve devlet üniversiteleri ile karşılaştırma beklediğimiz sorularda,
öğrencilerin büyük bir çoğunluğu, kendi üniversitelerindeki eğitim kalitesinin diğerlerinden
daha yüksek olduğunu belirtmiştir.
Eğitim kalitesiyle paralel olarak, öğrenciler üniversitelerindeki akademik kadronun da
oldukça geniş ve kaliteli olduğunu ifade etmiştir. Ayrıca, vakıf üniversitelerindeki öğretmen-
127
öğrenci ilişkisinin, devlet üniversitelerinde nazaran daha rahat olduğunu düşündüklerini
belirtmişlerdir. Vakıf üniversiteleri için bu durum şaşırtıcı değildir. Vakıf üniversiteleri,
kendilerini olumlu tanıtabilmek ve öğrencileri bu yolla üniversitelerine yönlendirmek için,
alanında çok ciddi bir üne ve uzmanlığa sahip olan akademisyenleri bünyelerine katmaktadır.
Ayrıca, akademisyenlerin aldığı yüksek ücretler öğrencilerin gözünden kaçmamış, birçok
öğrenci bu durumun vakıf üniversitesinde akademisyen olmayı özendirdiğini belirtmiştir. Bu
konuda getirilebilecek olumsuz görüşlerden biri ise, vakıf üniversitelerinin akademisyen
yetiştirmek yerine, genellikle devlet üniversitelerinde uzmanlaşmış akademisyenleri yüksek
ücretlerle bünyelerine katması yönündedir. Bu durumun, devlet üniversitelerinin akademik
kadrolarında kalite düşüklüğü yaşatacağı öngörülmektedir.
Vakıf üniversitelerinin içeriği ile ilgili bir diğer olgu da, mezunlarına önemli bir
kariyer olanağı sağladığı yönündedir. Devlet üniversitelerinin de dahil olduğu Erasmus
sisteminin yanında, çeşitli vakıf üniversiteleri bazı bölümlerde okuyan öğrencilere de
yurtdışında yabancı dil ağırlıklı hazırlık eğitimi görme veya öğrenim süresi içerisinde 1 yıl
yurtdışında öğrenim görme şansı tanımaktadır. Ayrıca, öğrencilerin staj yapabilmeleri için de
yurtdışı olanakları mevcuttur.
Vakıf üniversitelerini ekonomik açıdan incelediğimizde, teorik olarak bir fırsat
eşitsizliği söz konusudur. Çünkü vakıf üniversiteleri öğrenim sağlayabilmek için
öğrencilerden yıllık belirli bir ücret almaktadır. Doğal olarak bu ücreti karşılayamayan ve burs
alabilecek kadar da başarılı olamayan öğrenciler vakıf üniversitesinden mahrum kalmaktadır.
Fakat öğrencilere bu soruyu sorduğumuzda, öğrenciler bu durumu kabul etmemişlerdir.
Çünkü günümüz koşullarında, bu ücreti ödeyemeyecek olan aileler için çeşitli seçenekler
ortaya sürülmüştür. Bunların en önde geleni, taksitle ödeme kolaylığı sunan öğrenim
kredileridir.
Vakıf üniversitelerinin gelirlerini, vakıflara yapılan bağışlar, öğrencilerden alınan
öğrenim kredileri ve gerekli koşulları yerine getirdikleri takdirde devletten aldıkları yardım ile
sağlamaktadır. Dolayısıyla vakıf üniversitelerinin bütçesi, devlet üniversitelerinden daha
fazladır. Bütçenin fazla olması, vakıf üniversitelerinin daha modern ve teknolojik bir eğitim-
öğretim alanı yaratması açısından önemlidir. Fakat toplumun bazı kesimlerinde, vakıf
üniversitelerindeki bütçenin tamamının eğitime aktarılmadığına dair yargılar vardır.
Ek-3’te de görebileceğiniz gibi vakıf üniversitelerinin en çok rağbet gören bölümü
olan işletme bölümünde, bir öğrenci ortalama yıllık 18.366 TL ödemektedir.
128
Vakıf üniversitelerinde lisans bölümlerinin fazlalığı göze çarparken, lisansüstü
programların sayısı oldukça azdır. Lisans bölümleri ise, çoğunlukla piyasada rağbet gören ve
iyi bir kariyer sağlayan mesleklere yönelik oluşturulmuştur. Bu durum, vakıf üniversitelerine
bilimsel eğitim yerine mesleki eğitim verme konusunda eleştiri getirmiştir. Özellikle son
dönemde açılan üniversitelerin sloganlarını incelediğimizde bunu daha açık görmekteyiz.
Örneğin, Okan Üniversitesi “İş yaşamına en yakın üniversite” sloganını kullanırken;
Süleyman Şah Üniversitesi ise “Parlak bir geleceğe kanat açın” sloganını kullanmaktadır.
Bu noktada, anketimizde elde ettiğimiz verileri de göz önüne alarak, Türkiye
yükseköğretim sistemi hakkında bazı önerilerde bulunmanın yararlı olacağını düşünmekteyiz.
Türkiye yükseköğretim sistemi özellikle 1980 sonrası serbest piyasanın gittikçe artan
etkisine girmiştir. Bu etki, üniversiteleri neo-liberal küreselleşme süreci içinde ticarileşme,
yönetimde işletme anlayışının yaygınlaşması ve özelleştirme gibi gelişmelerle karşı karşıya
bırakmıştır. Yükseköğretim sistemimiz üniversite kavramını zedeleyen ve üniversite
eğitiminin niteliğini düşüren ölçülerde çok hızlı kitleselleşme sürecine girmiştir. Bu durumu
YÖK Başkanı Özcan, yaptığı bir açıklamada şöyle dile getirmiştir: ‘ Öncelikli amacımız 860
bin öğrenciyi eritmektir. O yolda da fena gitmiyoruz. Biraz belki kaliteden de ödün vermek
pahasına üniversitelerimize daha fazla öğrenci almaya karar verdik. Kontenjanlarda neredeyse
200 binden fazla artış oldu ki, gayet iyi bir artış.’ (Özcan,2009). Okullaşma oranının
arttırılması hedefinin yükseköğretimin önündeki yığılmanın azaltılması gibi nedenleri olsa da,
bunu gerekli ön koşullar sağlanmadan gerçekleştirmeye çalışmak, yükseköğretimde
okullaşma oranını değil, yalnızca okul sayısını arttırmakla kalabilir. Bu nedenle okullaşma
oranındaki artış hedefinin zamana yayılması ve mevcut akademik yapının kalite konusunda
ulusal ve uluslar arası düzeyde belirli bir atılım yapma sürecini izlemesi gereklidir. Kaliteden
ödün vererek okullaşma oranının yükseltilmesi bir başarı olarak sunulmamalıdır. Bu konudaki
kararların kamuoyunda ve ilgili kurumlar tarafından tartışılıp ve yeterli akademik ve fiziksel
altyapı gerçekleştirip verilmesinde büyük yarar vardır.
Okullaşma oranını ya da özellikle vakıf üniversitelerinin sayısını arttırırken plansız
davranıldığı da ortadadır çünkü yukarıda belirttiğimiz konuşmasında YÖK Başkanı Özcan,
bugün sevinerek açtıkları vakıf üniversitelerinden bazılarının öğrenci azlığı ve rekabet
nedeniyle 3-5 yıl içinde kapanma noktasına gelebileceğini söylemiştir. Şu anda bile öğrenci
bulma sıkıntısı yaşayan, kontenjan dolulukları bazı bölümlerde % 50’yi geçmeyen vakıf
129
üniversitelerini bir yandan açıp bir yandan kapanabileceklerini söylemek geleceğe dönük
kestirimlerin yapılmadığını, günü kurtarmaya yönelik, kısa vadeli planlarla kararlar verildiğini
göstermektedir. En azından bugünden itibaren yeni vakıf üniversitesi açma önerisiyle gelen
vakıfları geri çevirmek ya da çok seçici davranarak gerçekten nitelikli bir altyapı
sağlayabilecek bir ya da iki vakıf üniversitesinin açılmasına izin vermek gereklidir.
Vakıf üniversitelerinin devlet üniversitelerinin akademik kadrolarını kendi bünyesine
alarak devlet üniversitelerini zayıflattığı herkesçe kabul edilen bir gerçek haline gelmiştir.
Önümüzdeki yıllarda sayılarının daha da artacağını göz önünde bulundurursak, bu durum hem
devlet hem de vakıf üniversitelerinin özellikle doktora yapmış ve belli bir alanda uzmanlaşmış
akademisyen bulmakta zorlanacakları anlamına gelmektedir. Bu eksikliği gidermek için
doktora eğitimi özendirilmeli, öğretim elemanlarına yüksek lisans ve doktora yaparken
kolaylıklar sağlanmalıdır. Devlet üniversitelerinde çalışan akademisyenlerin istifa etmeden
vakıf üniversitelerinde çalışmaları kolaylaştırılmalı, vakıf üniversiteleri akademisyen
yetiştirme sürecini hızlandırmalı, devlet üniversitelerinin içinin boşaltılması istenmiyorsa
ücret politikası vakıf üniversiteleri ile rekabet edebilecek düzeyde olmalı, akademisyenlere de
üst düzey devlet memurlarına ödenen düzeyde maaşlar ödenmelidir.
Sıkça dile getirilen bi diğer kaygı da vakıf üniversitelerinin kendi içlerinde çeşitli
sınıflara ayrıldığı, bazılarının akademik kaygılardan çok ticari kaygılar güttüğü yönündedir.
Özellikle mezunların niteliği konusunda şüpheler yaratan bu durumun önlenmesi için vakıf
üniversiteleri arasındaki bu ikilik giderilmelidir. Bunu önlemenin yolu YÖK’ün ya da ilgili
kurumların yapacağı denetimle sağlanacaktır. Vakıf üniversiteleri kendi içlerinde bir birlik
kurarak çeşitli standartlar belirleyip birlik üyelerinin bu standartlara uymasını da talep
edebilir. Hem YÖK, hem bağımsız denetleyici kurumlar hem de içsel denetimler bu
kurumların evrensel anlamda birer üniversite olmalarını sağlamaya yardımcı olacaktır.
Vakıf üniversiteleri, bundan böyle yükseköğretim sistemimizin bir parçası olacak ve
çeşitli eleştiriler almaya devam edecektir. Ancak her şeye rağmen vakıf üniversiteleri içinde
yaşadıklaro topluma yabancılaşmadan ve öncelikle toplumun gereksinim ve önceliklerini göz
önünde bulundurarark, kaynaklarının önemli bir kısmını devletten ve devlete vergisini ödeyen
halktan sağladığını unutmadan yollarına devam etmelidir. Vakıf üniversitelerindeki
ayrıcalıklarını ve çıkarlarını yükseltmek isteyenler, bu kurumların niteliğini yükseltmeye
yönelik çalışmada ‘biz devlet üniversitesi değiliz’ söylemi ile yola çıkarken daha fazla
ayrıcalık istediklerinde ‘bizi devlet üniversitelerindenayrı bir konuma koyuyorsunuz’
130
suçlamasına girişmemelidir. Ülkenin gereksinim duyduğu yükseköğretim kurumları; vakıf,
özel ya da devlet üniversitesi diye bir ayrım gütmeksizin, evrensel değerler ışığında gerçek
anlamda üniversite olmayı, bilgi üretmeyi ve bunu yeni kuşaklara aktarmayı asli görevi sayan,
aklın ve bilimin önündeki tüm engelleri aşmış kurumlardır.
131
EKLER
EK 1 : LİTERATÜR TARAMASI
Abacıoğlu, Nurettin (2005) Eğitim Sorunsalının Önündeki Açmaz: Kapitalizm 18.10.2010 tarihinde http://www.universite-toplum.org/text.php3?id=241 adresinden alınmıştır.
Akdeniz, Sabri (1990) Eğitim Sosyolojisi Toplumumuz-Eğitimimiz Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Vakfı Yayınları, İstanbul
Aktan, Coşkun Can (2004) Nasıl Bir Üniversite? Değişim Yayınları, İstanbul
Akyüz, Hüseyin (1991) Eğitim Sosyolojisinin Temel Kavram ve Alanları Üzerine Bir Araştırma Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları, İstanbul
Akyüz, Yahya (1993) Türk Eğitim Tarihi (Başlangıçtan 1993’e) Kültür Kolaji Yayınları İstanbul.
Altundağ, Şule (2003) Devlet Aklını Kaçırdı 14.10.2010 tarihinde http://www.aksiyon.com.tr/aksiyon/newsDetail_getNewsById.action?sectionId=26&newsId=10436 adresinden erişildi.
Apple, Micheal W. & Kenway, Jane & Singh, Michael Globalizing Education – Policies, Pedagogies and Politics Peter Long, Vol 280
Ateş, Toktamış (1999) Üniversiteler: Bitmeyen Şarkı Ümit Yayıncılık, Ankara
Aydın, Vahdettin (2001) Vakıf Yükseköğretim Kurumlarının Hukuki Statüsü Doktora Tezi, Marmara Üniversitesi, İstanbul
Başer, Ayşegül (2008) Hizmet Konumlandırılması: Üniversite Markalarının Konumlandırılmasına Yönelik Bir Çalışma Yüksek Lisans Tezi, Marmara Üniversitesi, İstnabul
Bilgiseven, Amiran Kurtkan (1987) Eğitim Sosyoloisi Kavramlar-Teoriler-Eğitim Yolu
ile Kalkınmanın Esasları Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı Yayınları, İstanbul
Bircan, İsmail (2008) Türkiye’nin 2023 Vizyonunda Vakıf Üniversiteleri Atılım Üniversitesi Yayınları, Ankara
Bok, Derek (2007) Piyasa Ortamında Üniversiteler-Yükseköğretimin Ticarileşmesi İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları İstanbul
Demirer, Temel&Özbudun, Sibel (2006) Eğitim, Üniversite, YÖK ve Aydınlar Ütopya Yayınevi; Ankara
Ercan, Fuat (1998) Eğitim ve Kapitalizm Bilim Yayınları; Ankara
132
Ercan, Fuat (2006) Neo-Liberal Eğitim Politikalarının Anatomisi İçin Alternatif Bir Çerçeve 19.10.2010 tarihinde http://fuatercan.wordpress.com/2006/07/23/neo-liberal-edhitim-politikalarynyn-anotomisi-ycin-alternatif-bir-cerceve-2/ adresinden erişilmiştir.
Ercan, Fuat (2009) Kredi ile Eğitim 19.10.10 tarihinde http://fuatercan.wordpress.com/2009/04/06/kredi-ile-edhitim/ adresinden erişilmiştir.
Erdem, Ali Rıza (2004) Türkiye’de Yükseköğretim ve Değişimi 18.10.10 tarihinde http://www.universite-toplum.org/text.php3?id=190 adresinden erişilmiştir.
Erguvan, Deniz İ. (2010) Vakıf Üniversitelerinin Türkiye Yükseköğretim Sistemine Etkilerinin İncelenmesi Doktora Tezi, Marmara Üniversitesi, İstanbul
Geiger ,R(1986). Finance and function:voluntary support and diversity in american private higher education. Private education: studies in choise and public policy (Ed.Daniel Levy). Oxford University Press, New York.
GfK Araştırma Şirketi (2010) Üniversiteler Tercih ve Algı Araştırması Basın Bülteni Özet Değerlendirmeler 14.10.2010 tarihinde http://www.gelecekbenim.com/tercih/images/universite_tercih_ve_algi_arastirmasi.pdf adresinden erişilmiştir.
Gürbüz, Kemal (1994) Türkiye’de ve Dünyada Yükseköğretim, Bilim ve Teknoloji TÜSİAD Yayınları Yayın no: TÜSİAD-T194, 6-167 İstanbul
Güroz, Kemal (1994) Türkiye’de ve Dünyada Yükseköğretim, Bilim ve Teknoloji TÜSİAD Yayınları Yayın no: TÜSİAD-T194, 6-167 İstanbul
Hatiboğlu, M. Tahir (1998) Türkiye Üniversite Tarihi 1845-1997 Selvi Yayınevi, Ankara
Hesapçıoğlu, M. ve Özcan, H. (1995). Türkiye’de eğitimin finansmanı ve özel okullar sorunu. Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Dergisi. Yıl: 1995, Sayı: 7, sayfa: 149-167.
İkinci Ulusal Eğitim Kurultayı (2006) Küreselleşme ve Eğitim Ankara Üniversitesi Basımevi
İnal, Kemal (2009) Neoliberal Eğitim ve Üniversiteler 21.10.2010 tarihinde http://asistangirisimi.blogspot.com/2009/02/neoliberalizm-ve-universitelerkemal.html adresinden erişilmiştir.
İstanbul Ticaret Odası (1992) Türkiye’de ve Dünyada Özel Eğitim Kurumlarının Yeri- Seminer,Yayın No: 1993-2
Küreselleşme Bağlamında Yükseköğretimin Yeniden Yapılanması 20.10.2010 tarihinde http:/www.universite-toplum.org/text.php3?id=287 adresinden erişilmiştir.
Oğuz, Ebru & Yakar, Ayfer (2007) Küreselleşme ve Eğitim Dipnot Yayınları, Ankara
133
Onaran, Özlem (1990) Özel Bir Üniversite: Toplum ve İnsan Modeli Olarak Bilkent İşleyecek mi? Birikim, 19. Sayı, sayfa 66-70, İstanbul
Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi 2009-2010 Yükseköğretim İstatistikleri 15.10.2010 tarihinde http://www.osym.gov.tr/Genel/BelgeGoster.aspx?F6E10F8892433CFF8DF7C92FCA5B4D05367EEC3328026340 adresinden erişilmiştir.
Özdoğan, Feride Bahar&Tüzün Kalemci, İpek (2007) Öğrencilerin Üniversitelerine Duydukları Güven Üzerine Bir Araştırma 14.10.2010 tarihinde http://www.kefdergi.com/pdf/Cilt-15-No2-2007Ekim/fbahar.pdf adresinden erişilmiştir.
Öztürk, Sevim (2006) Üniversitelerin Yapısal ve İşlevsel Değişiminde Üniversite Özerkliğinin Yeniden Tanımlanması Veya Özerklik Kavramı ve Üniversite Özerkliği 17.10.2010 tarihinde http://www.universite-toplum.org/text.php3?id=287 adresinden erişilmiştir.
Özuğurlu, Metin (2003) Özel Üniversite: Üniversite Sistemindeki Gedikten Sistemin Kendisine Toplum ve Bilim, İstanbul
Sarı, Savaş (2004) Eğitimde Özelleştirme Eşit, Parasız Eğitim Hakkının Gaspıdır 14.10.2010 tarihinde http://www.ikkistanbul.org/olcu/2004/2/16.pdf adresinden erişildi.
Sayılan, Fevziye (2007) Küresel Aktörler (DB ve GATS) ve Egitimde Neo-Liberal Dönüsüm 22.10.2010 tarihinde http://www.jmo.org.tr/resimler/ekler/1e03cc77d4bbd6b_ek.pdf?dergi=HABER%20B%DCLTEN%DD adresinden erişilmiştir.
Soykan, Ömer Naci (1997) Eğip Bükmeyen Bir Eğitim Nasıl Olanaklıdır? Türkiye II. Eğitim Felsefesi Kongresi 100. Yıl Eğitim Fakültesi Yayınları, Van
Sütlaş, Nurhan (2010) Eğitim Hizmetleri Pazarlaması: Türkiye’deki Üniversitelerin Pazarlama Stratejileri Konusunda Ampirik Bir Araştırma Doktora Tezi, Marmara Üniversitesi, İstanbul
T.C. Yükseköğretim Kurumu, Tarihçe 28.10.2010 tarihinde http://www.yok.gov.tr/content/blogcategory/204/40/ adresinden erişilmiştir.
TC. Yükseköğretim Kurumu (2007) Türkiye’nin Yükseköğretim Stratejisi Yayın no: 2007-1
T.C. Yükseköğretim Kurumu, Vakıf Yükseköğretim Kurumları Yönetmeliği 15.10.2010 tarihinde http://www.yok.gov.tr/content/view/490/ adresinden erişilmiştir..
Turgut, İhsan (1995) Eğitim Sistemimizde Eksik Olan Şey: Felsefe Türkiye I. Eğitim Felsefesi Kongresi 100. Yıl Eğitim Fakültesi Yayınları, Van
Türeyen, Mehmet N. (2004) Yükseköğretim Kurumları-Kampüsler Tasarım Yayın Grubu İstanbul
Vakıf Üniversiteleri-Kamu Üniversiteleri Entegrasyonu (1997) Başbakanlık Basımevi, Ankara
134
Yamaç, Kadri (2009) Bilgi Toplumu ve Üniversiteler Eflatun Yayınevi, Ankara
Yayımlar Dairesi Başkanlığı (1991) Dünden Bugüne Özel Öğretim Kurumları I Özel Okullar Ankara
Yıldırım, Ali (1998) Türk Üniversite Tarihi- Darülfünun Dönemi Öteki Yayınevi; Ankara
YÖK Vakıf Üniversiteleri Raporu (2007) 15.10.2010 tarihinde http://www.setav.org/ups/dosya/10379.pdf adresinden erişilmiştir.
EK 2 : ANKET FORMU
135
VAKIF ÜNİVERSİTESİ ÖĞRENCİLERİNİN ÜNİVERSİTE TERCİHLERİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA
Ben,…………………… . Marmara Üniversitesi sosyoloji bölümü öğrencisiyim. Bölüm dersi için bir araştırma ödevi hazırlıyorum. Araştırmamın konusu, Vakıf üniversitesi öğrencilerinin bu üniversiteleri tercih nedenleri üzerinedir. Verdiğiniz cevaplar yalnızca ödevimde kullanılacak ve tarafımdan muhafaza edilecektir. Araştırmama katıldığınız için teşekkür ederim.
I. Kişisel Bilgiler
1. Doğduğunuz şehir hangisidir ? (cevap plaka kodları ile şıklanmıştır)
…………………………………………………………
2. Aşağıdakilerden hangi yerleşim biriminde doğdunuz ?
1. İl merkezi
2. İlçe merkezi
3. Kasaba
4. Bucak-Köy
5. Yurtdışı
3. Kaç yaşındasınız?
1. 16-19
2. 20-23
3. 24-27
4. 28+
4. Cinsiyetiniz nedir?
1. Kadın
136
2. Erkek
3. Diğer……………………………………………………………………………..
5. Medeni durumunuz nedir?
1. Yasal olarak hiç evlenmemiş (bekar)
2. Yasal olarak evli
3. Ayrılmış ancak yasal olarak hala evli
4. Boşanmış
5. Eşi ölmüş (dul)
6. Şu anki yerleşim durumunuz nedir?
1. Aile yanında
2. Akraba yanında
3. Arkadaşlarımla
4. Tek başına
5. Devlet ya da kurum yurdunda
6. Özel yurt ya da pansiyonda
7. Diğer …………………………………………………………………………….
7. Aileniz hangi şehirde yaşamaktadır?
…………………………………………………………………………………………..
8. Aileniz aşağıdakilerden hangi yerleşim biriminde yaşamaktadır?
1. İl merkezi
2. İlçe m erkezi
3. Kasaba
4. Köy-Bucak
5. Bilmiyorum
9. Annenizin doğduğu şehir hangisidir?
…………………………………………………………………………………………….
137
10. Annenizin hangi yerleşim biriminde doğmuştur?
1. İl merkezi
2. İlçe merkezi
3. Kasaba
4. Köy-Bucak
5. Bilmiyorum
11. Anneniz kaç yaşındadır?
1. 35 ve altı
2. 36-45
3. 46-55
4. 56-65
5. 66 ve üzeri
6. Bilmiyorum
12. Annenizin eğitim durumu nedir?
1. İlkokul terk
2. İlkokul mezunu
3. Ortaokul terk
4. Ortaokul mezunu
5. Lise terk
6. Lise mezunu
7. Üniversite terk
8. Üniversite mezunu
9. Okula gitmemiş, okur-yazar
10. Okur-yazar değil
11. Bilmiyorum
13. Annenizin mesleği nedir?
138
1. Ünvanlı memur (öğretmen, polis, subay, mühendis, doktor, hemşire, şef,
müdür v.b.)
2. Ünvansız / düz memur (ilk-orta-lise mezunu ve hizmetliler dahil)
3. Vasıfsız işçi
4. Vasıflı işçi
5. Esnaf / zenaatkar (üretici, fırıncı, demirci, tamirci v.b.)
6. Esnaf / ticaret erbabı (alıp-satan, bakkal v.b.)
7. Serbest meslek ( doktor / avukat / mimar / mühendis-müteahhit, muhasebeci
v.b.)
8. Marjinal sektör (sokak satıcıları, ayakkabı boyacısı v.b. geçici işler)
9. Emekli
10. İşsiz
11. Ev hanımı
12. Diğer…………………………………………………………………………......
14. Annenizin sosyal güvencesi var mı?
1. Var
2. Yok
3. Diğer……………………………………………………………………………..
15. Babanızın doğduğu şehir hangisidir?(plaka kodu)
…………………………………………………………………………………………….
16. Babanız hangi yerleşim biriminde doğmuştur?
1. İl merkezi
2. İlçe merkezi
3. Kasaba
4. Köy-Bucak
5. Bilmiyorum
17. Babanız kaç yaşındadır?
139
1. 35 ve altı
2. 35-45
3. 46-55
4. 56-65
5. 66 ve üzeri
6. Bilmiyorurm
18. Babanızın eğitim durumu nedir?
1. İlkokul terk
2. İlkokul mezunu
3. Ortaokul terk
4. Ortaokul mezunu
5. Lise terk
6. Lise mezunu
7. Üniversite terk
8. Üniversite mezunu
9. Okula gitmemiş okur-yazar
10. Okur-yazar değil
11. Bilmiyorum
19. Babanızın mesleği nedir?
140
1. Ünvanlı memur (öğretmen, polis, subay, mühendis, doktor, hemşire, şef,
müdür v.b.)
2. Ünvansız / düz memur (ilk-orta-lise mezunu ve hizmetliler dahil)
3. Vasıfsız işçi
4. Vasıflı işçi
5. Esnaf / zenaatkar (üretici, fırıncı, demirci, tamirci v.b.)
6. Esnaf / ticaret erbabı (alıp-satan, bakkal v.b.)
7. Serbest meslek ( doktor / avukat / mimar / mühendis-müteahhit, muhasebeci
v.b.)
8. Marjinal sektör (sokak satıcıları, ayakkabı boyacısı v.b. geçici işler)
9. Emekli
10. İşsiz
11. Diğer......................................................................................................................
20. Babanızın sosyal güvencesi var mı?
1. Var
2. Yok
3. Diğer……………………………………………………………………………..
21. Anne ve babanız birlikte mi?
1. Evli ve birlikte
2. Evli ama ayrı
3. Boşanmış
4. Boşanmış ama birlikte
5. Anne vefat etmiş
6. Baba vefat etmiş
7. Diğer…………………………………………………………………………….
141
22. Kardeşiniz var mı?
1. Var
2. Yok (26. Soruya geçiniz)
3. Diğer…………………………………………………………………………….
23. Siz ailenin kaçıncı çocuğusunuz?
1. Birinci
2. İkinci
3. Üçüncü
4. Dördüncü
5. Beşinci ve üzeri
24. Kaç kardeşiniz var?
1. 1
2. 2
3. 3
4. 4’ten fazla
25. Kardeşlerinizle ilgili aşağıdaki bilgileri verebilir misiniz? (Beşten fazla kardeşi olanlar için en büyük beş kardeşin bilgisi alınacaktır)
Cinsiyeti Yaşı Medeni Doğum Yeri Eğitim Mesleği12345
142
26. Hanenizin aylık ortalama geliri nedir?
1. 1.000 ve altı
2. 1.001 – 3.000 TL
3. 3.001 – 5.000 TL
4. 5.001 – 7.000 TL
5. 7.001 – 10.000 TL
6. 10.001 – 15.000 TL
7. 15.001 – 20.000 TL
8. 20.001 ve üzeri
27. Haneye en çok gelir getiren kişi kim?
1. Anne
2. Baba
3. Kendisi
4. Kardeşlerinden biri
5. Diğer……………………………………………………………………………
28. Hane geliri hangi kaynaklardan sağlanmaktadır? (birden fazla seçilebilir.)
1. Ücret ve maaşlar
2. Gayrimenkul kira gelirleri
3. Özel işyeri geliri
4. Köyden ya da başka yerden gelen ayni gelirler
5. Diğer………………………………………………………………………….
29. Kişisel gelirinizi aşağıdakilerden hangisi/hangileri oluşturmaktadır? (birden fazla
seçilebilir)
1. Aile yardımı
2. Akraba yardımı
3. Burs
4. Çalışıyorum
5. Diğer……………………………………………………………………………
143
30. Burs alıyor iseniz, nerelerden burs almaktasınız? (birden fazla seçilebilir)
1. Öğrenim bursu
2. Öğrenim kredisi
3. Sivil toplum kuruluşları (Vakıflar, dernekler, odalar)
4. Özel kişilerin sağladığı burslar
5. Burs almıyorum
6. Diğer……………………………………………………………………………..
II. Eğitim Bilgileri
31. Okul öncesi eğitim aldınız mı?
1. Evet
2. Hayır (29. Soruya geçiniz)
3. Diğer…………………………………………………………………………
32. Okul öncesi eğitimi ne kadar süre ile aldınız?
1. 6 aydan az
2. 6-12 ay
3. 1-3 yıl arası
4. 3 yıldan fazla
33. Mezun olduğunuz ilkokulu hangi şehirde okudunuz? …………………………………….……………………………………………………..
34. Okulunuz türü neydi?
1. Devlet okulu
2. Özel okul
3. Diğer …………………………………………………………………………..
35. Mezun olduğunuz ortaöğretim kurumu hangi şehirdedir?
…………………………………………………………………………………………...
144
36. Mezun olduğunuz ortaöğretim kurumunun türü nedir?
1. Düz lise
2. Süper lise
3. Anadolu lisesi
4. Fen lisesi
5. Meslek lisesi
6. Özel okul
7. Diğer…………………………………………………………………………...
37. Ortaöğretimde hangi alanda eğitim gördünüz?
1. Sayısal
2. Sözel
3. Eşit ağırlık
4. Yabancı dil
5. Diğer…………………………………………………………………………
38. Üniversite sınavına hazırlık sürecinde dershane gittiniz mi?
1. Evet
2. Hayır ( 43. Soruya geçiniz)
3. Diğer………………………………………………………………………….
39. Kaç yıl dershaneye gittiniz?
1. 1 yıl
2. 2 yıl
3. 3 yıl
4. 4 yıl ve üzeri
40. En son gittiğiniz dershanenin adı nedir?
…………………………………………………………………………………………...
145
41. Dersaneden burs aldınız mı?
1. Evet
2. Hayır
3. Diğer…………………………………………………………………………...
42. Dershanenize yıllık ortalama ne kadar ücret ödediniz?
1. Hatırlamıyorum
2. Ücretsiz
3. 1000 TL ve altı
4. 1001 TL – 3000 TL
5. 3001 TL – 5000 .TL
6. 5001 TL ve üzeri
43. Üniversite sınavına hazırlık sürecinde özel ders aldınız mı?
1. Evet
2. Hayır
3. Diğer…………………………………………………………………………...
44. Üniversite sınavına hazırlık sürecinde ailenizden ya da akrabalarınızdan özel ders aldınız mı?
1. Evet
2. Hayır
3. Diğer…………………………………………………………………………...
45. Üniversite sınavına hazırlık sürecinde parasız ders yardımı aldınız mı? (belediye kursları, Sivil Toplum Kuruluşları kursları)
1. Evet
2. Hayır
3. Diğer…………………………………………………………………………
146
III. Üniversite Bilgileri
46. Son girdiğiniz üniversite sınavına ortaöğretimde eğitim aldığınız alandan mı girdiniz?
1. Evet
2. Hayır
3. Diğer…………………………………………………………………………...
47. Üniversite sınavına kaç yıl hazırlandınız?
1. 1 yıl
2. 2 yıl
3. 3 yıl ve üzeri
48. Son girdiğiniz üniversite sınavının yılı nedir?
1. 2010
2. 2009
3. 2008
4. 2007
5. 2006
6. 2005
7. 2004 ve altı
147
49. Son girdiğiniz üniveriste sınavında aldığınız puana göre Türkiye sıralamanız nedir?
1. Hatırlamıyorum.
2. 100 ve altı
3. 101 – 500
4. 501 -1000
5. 1001 – 5000
6. 5001 – 10.000
7. 10.001 – 20.000
8. 20.001 – 30.000
9. 30.001 – 40.000
10. 40.001 – 50.000
11. 50.001 ve üzeri
50. Üniversiteye hazırlanırken girmek istediğiniz üniversite hangisiydi?
…………………………………………………………………………………………..
51. Üniversiteye hazırlık sürecinde hangi bölümde okumak istiyordunuz?
…………………………………………………………………………………………..
52. Tercihlerinizi yaparken etkili olan faktörler aşağıdakilerden hangileridir?( Birden fazla seçilebilir)
1. Aile yönlendirmesi
2. Dershane öğretmenlerim
3. Okul öğretmenlerim
4. Arkadaşlarım
5. Akrabalar
6. Basındaki ÖSS uzmanları
7. Kendim
8. Diğer………………………………………………………………………
148
53. İlk tercihinizi hatırlıyor musunuz?(Cevap hayır ise 51. soruya geçiniz)
1. Evet
2. Hayır
3. Diğer……………………………………………………………………………..
54. İlk tercihiniz neydi?
………………………………………………………………………………………..
55. Üniversite tercihlerinizin tamamı vakıf üniversiteleri miydi?
1. Evet
2. Hayır
3. Diğer…………………………………………………………………………..
56. Hangi üniversitede eğitim görmektesiniz?
1. Acıbadem Üniversitesi
2. Bahçeşehir Üniversitesi
3. Beykent Üniversitesi
4. Bezm-i Alem Üniversitesi
5. Doğuş Üniversitesi
6. Fatih Üniversitesi
7. Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi
8. Haliç Üniversitesi
9. Işık Üniversitesi
10. İstanbul Arel Üniversitesi
11. İstanbul Aydın Üniversitesi
12. İstanbul Bilgi Üniversitesi
13. İstanbul Bilim Üniversitesi
149
14. İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi
15. İstanbul Kültür Üniversitesi
16. İstanbul Medipol Üniversitesi
17. İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi
18. İstanbul Şehir Üniversitesi
19. İstanbul Ticaret Üniversitesi
20. İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi
21. Kadir Has Üniversitesi
22. Koç Üniversitesi
23. Maltepe Üniversitesi
24. Okan Üniversitesi
25. Özyeğin Üniversitesi
26. Piri Reis Üniversitesi
27. Sabancı Üniversitesi
28. Süleyman Şah Üniversitesi
29. Yeditepe Üniversitesi
30. Yeni Yüzyıl Üniversitesi
57. Hangi bölümde eğitim görmektesiniz?
…………………………………………………………………………………………….
58. Eğitiminizi burslu olarak mı görmektesiniz? (Cevap hayır ise 56. soruya geçiniz)
1. Evet
2. Hayır
3. Diğer……………………………………………………………………………...
150
59. Eğitiminizi burslu olarak görmekteyseniz yüzde kaç burs almaktasınız?
1. % 100
2. % 99 - % 75
3. % 74 - % 50
4. % 49 - %25
5. % 24 ve altı
60. Eğitiminizi için üniversiteye ne kadar öğrenim ücreti ödemektesiniz?
1. Ücret ödemiyorum
2. 5000 tl ve altı
3. 5001 tl – 10.000 tl
4. 10.001 tl – 20.000 tl
5. 20.001 tl – 30.000 tl
6. 30.001 tl ve üzeri
61. Eğitiminiz için üniversitenize öğrenim ücretini hangi şekilde ödemektesiniz?
1. Peşin
2. Taksitle
3. Diğer .....................................................................................................................
62. Eğitiminiz için üniversitenize ödediğiniz öğrenim ücretini nasıl karşılamaktasınız?
1. Ailem tarafından karşılıksız karşılanıyor
2. Akrabalarım tarafından karşılıksız karşılanıyor
3. Kendim karşılıyorum
151
4. Özel kişi ya da kurumlar tarafından karşılıksız karşılanıyor
5. Banka kredisi kullanarak karşılanıyor
6. Diğer .....................................................................................................................
63. Eğitiminiz için üniversitenize ödediğiniz öğrenim ücretini ödemekte hiç zorluk çektiniz mi?
1. Evet
2. Hayır
3. Diğer .....................................................................................................................
64. Öğrenim ücretini ödemek için hiç borç para aldınız mı?
1. Evet
2. Hayır
3. Diğer......................................................................................................................
65. Öğrenim ücretini ödemek için kimlerden nerelerden borç aldınız?
1. Ailemden
2. Akrabalarımdan
3. Arkadaşlarımdan
4. Aile dostlarımızdan
5. Bankalardan
6. Diğer .....................................................................................................................
66. Üniversite hazırlık sürecinde gitmek istediğiniz üniversitede mi eğitim görmektesiniz?
1. Evet
2. Hayır
3. Diğer…………………………………………………………………………...
152
67. Üniversitenizin hangi olanakları, bu üniversiteyi tercih etmenizde etkili oldu? (birden fazla seçilebilir)
1. Başarı ve ihtiyaca yönelik çeşitli burslar sunması
2. Öğretim üyesi başına düşen yayın sayısının fazla olması
3. Son teknoloji ile donatılmış derslikler, laboatuvarlar, yurtlar ve spor salonlarına sahip olması.
4. Yurtdışı öğrenci değişim programları ile yurtdışı akademik deneyim fırsatı sunması.
5. Geniş bir öğretim kadrosuna sahip olması
6. Mezunlarına iyi bir kariyer için olanak sağlaması
7. Diğer……………………………………………………………………………
68. Üniversitenizde öğrenim görmekten memnun musunuz?
1. Kesinlikle memnunum
2. Memnunum
3. Kararsızım
4. Memnun değilim
5. Kesinlikle memnun değilim
69. Üniversitenizin, bu bölümünde öğrenim görmekten memnun musunuz?
1. Kesinlikle memnunum
2. Memnunum
3. Kararsızım
4. Memnun değilim
153
5. Kesinlikle memnun değilim
70. Öğrenim görmekte olduğunuz üniversitenin size sağladığı olanaklar nelerdir?
…………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………
71. Öğrenim gördüğünüz üniversiteyi diğer vakıf üniversitelerinden ayıran özellikler nelerdir?
…………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………
72. Öğrenim gördüğünüz üniversiteyi devlet üniversitelerinden ayıran özellikler nelerdir?
…………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………………
154
IV. Vakıf Üniversiteleri Hakıkında Genel Yargılar
Aşağıda vakıf üniversitelerinin Türkiye’deki yüksek öğretim sistemine etkileriyle ilgili çeşitli önermeler yer almaktadır. Lütfen bu önermelerin her birini dikkatle okuduktan sonra katılma durumunuza denk düşen seçeneği tabloda işaretleyiniz.
1- Kesinlikle katılmıyorum2- Katılmıyorum3- Kararsızım4- Katılıyorum5- Kesinlikle Katılıyorum
Soru No
Önermeler 1 2 3 4 5
73 Vakıf üniversiteleri yeni iş olanakları yaratarak istihdam artırılmasına katkıda bulunmaktadır.
74 Vakıf üniversiteleri, gerekli akademik birikim ve geleneklerini oluşturmadan lisansüstü eğitimde akademik standartları düşürmektedir
75 Vakıf üniversiteleri ülkeye teknolojik gelişmelere ayak uydurabilen iş gücü kazandırmaya katkıda bulunmaktadır.
76 Vakıf üniversiteleri öğrencilerden aldığı öğretim harçlarını yine öğrencilere harcayarak eğitime yapılan yatırımı artırmaktadır.
77 Vakıf üniversiteleri yurtdışında çalışan Türk bilim insanlarını bünyesine katarak beyin göçünü yavaşlatmaktadır.
78 Vakıf üniversiteleri burslar ve benzeri ödüllerle başarılı öğrencileri kendisine çekerek iyi öğrenciyi elde etme konusunda rekabeti
79 Vakıf üniversiteleri devletten aldıkları maddi destekle aslında devlet üniversitelerine gitmesi gereken kaynakların azalmasına neden
80 Vakıf üniversitelerinin öğrenci çekebilmek amacıyla, büyük altyapı ve donanım gerektiren, mezunları büyük sorumluluk alacak fakülte ve
81 Vakıf üniversiteleri genelde devlet üniversitelerine göre daha düşük puanlı öğrencileri kabul ettiği için öğretim niteliğinin düşmesine neden
82 Vakıf üniversiteleri öğretim elemanlarına daha yüksek ücret vererek akademisyenliğe özendirmektedir.
83 Vakıf üniversiteleri yaş haddinden emekli olmuş akademisyenlerin eğitime katkılarının sürmesi için bir ortam ve olanak sağlamaktadır.
84 Vakıf üniversiteleri öğretim elemanlarının projelerine sağladıkları maddi destekle araştırma yapmaya özendirmektedir.
85 Vakıf üniversiteleri Türkiye’deki yükseköğretimde rekabete dayalı, dinamik ve girişimci bir ortamın yaratılmasına katkıda bulunmaktadır.
155
86 Vakıf üniversiteleri devlet üniversitelerindeki yığılmayı azaltarak devletin eğitim yükünü hafifletmektedir.
87 Vakıf üniversiteleri akademik başarı düzeyi düşük ancak gelir düzeyi yüksek öğrencilere yükseköğretim kapısını açarak toplumda fırsat eşitliği
88 Vakıf üniversitesi kurucularının bu üniversiteleri, bir kamu kurumundan çok kendi şirketleri gibi görme eğilimi, kurumsallaşma sürecini olumsuz
89 Vakıf üniversiteleri toplumda yükseköğretim düzeyindeki okullaşma oranının yükselmesine katkı sağlamaktadır.
90 Vakıf üniversiteleri devlet üniversitelerinin yetiştirdiği öğretim elemanlarını kendi bünyesine katarak devlet üniversitelerinin kadrosunu
91 Vakıf üniversiteleri ücret karşılığı eğitim verdiği için öğrencilerin yıl/dönem kaybetmeden mezun olmak konusunda sorumluluk
92 Vakıf üniversitelerinin büyük kısmının 3 büyük kentte açılması yükseköğretimi ülke genelinde dengeli bir biçimde yayma amacına hizmet
93 Vakıf üniversiteleri gelir düzeyi yüksek öğrenciden ücret alıp bunu düşük gelirli öğrencilere burs olarak dağıtarak toplumsal adaleti sağlamaktadır.
94 Vakıf üniveristelerinde yüksek puanlı burslu öğrencilerle düşük puanlı ücret ödeyen öğrencilerin birlikte öğretim görmesi, mezunlar arasında
95 Vakıf üniversiteleri herkesin karşılayamayacağı yükseköğretim ücretleri nedeni ile eğitimde eşitlik ilkesine aykırı hareket etmektedir.
96 Vakıf üniversiteleri öğrencilere puan kaygısına kapılmadan istediği bölümde okuma olanağı sunarak öğrencilerin akademik başarısına katkıda
97 Vakıf üniversiteleri bilim üreten olmaktan çok, eğitim-öğretim hizmeti sunan kurumlar olarak işlev görmektedir.
98 Vakıf üniversiteleri toplumda elit bir sınıf oluşturarak toplumsal tabakalaşmaya yol açmaktadır.
99 Vakıf üniversiteleri bölüm/fakülte açarken öğrenci çekebilmek için öncelikle popüler, mezuniyet sonrası iş bulma olasılığı yüksek programlar
100 Vakıf üniversiteleri istediği bölümde okuyabilmek için yurtdışındaki üniversitelere gidecek öğrencileri ülkede tutarak yurtdışına çıkacak parayı
101 Vakıf üniversiteleri, gerekli akademik birikim ve geleneklerini oluşturmadan lisansüstü eğitimde akademik standartları arttırmaktadır.
102 Vakıf üniversiteleri, devlet üniversitelerinin akademisyenlerini verdikleri yüksek ücretlerle kendi bünyelerine çekerek akademik kadrolarını
103 Vakıf üniversiteleri devlet üniversitelerine nazaran öğrencilerine daha özgür bir düşünce ortamı sağlamaktadır.
V. Katılımcıların Öğrenim Görmekte Oldukları Üniversiteler İle İlgili Yargılar
Aşağıda öğrencisi olduğunuz üniversite ile ilgili çeşitli önermeler yer almaktadır. Lütfen bu önermelerin her birini dikkatle okuduktan sonra katılma durumunuza denk düşen seçeneği tabloda uygun yere işaretleyiniz.
1- Kesinlikle katılmıyorum2- Katılmıyorum3- Kararsızım4- Katılıyorum5- Kesinlikle Katılıyorum
156
Soru No
Önermeler 1 2 3 4 5
104 Üniversitem, bir problemim olduğunda benimle ilgilenir.
105 Üniversiteme itimat ederim.
106 Üniversitem, öğrencilerine karşı her zaman naziktir.
107 Üniversitem, bazen güvenilmez olabilir.
108 Üniversitem, öğrencileriyle işbirlikçidir.
109 Üniversitem, öğrenciler üzerinde olumsuz etki bırakacak şeyleri hiçbir zaman saklamaz.
110 Üniversitem, öğrencilerine verdiği sözleri tutar.
111 Üniversitemin öğrencileri oldukça yeterlidir.
112 Üniversitem, bir problem oluştuğunda beni bilgilendirir.
113 Üniversitem, öğrencilerini çok az dikkate alır.
114 Üniversitem, öğrencinin yardımına her zaman hazırdır.
115 Üniversitem, öğrencilerine nadiren iyi tavsiyede bulunur.
116 Üniversitem, öğrencilerine iyiliksever davranır.
117 Üniversitem, öğrencilerin önerilerini fazlasıyla dikkate alır.
118 Üniversitem, öğrencilerine iyi karşılık verir.
119 Üniversitem, öğrencilerine her zaman istediği bilgileri sağlar.
120 Üniversitem, öğrencilerine nadiren iyiliksever davranır.
121 Üniversitem, eğitimde yabancı dili etkin bir şekilde kullanarak yüksek öğretim sistemi içinde farklılık yaratır.
122 Üniversitem, zengin akademik kadrosu ile eğitim kalitesinde fark yaratır.
123 Üniversitem, öğrencilerine tüksek kalitede eğitim sunmak amacıyla gerekli teknolojik ekipmanları sağlar.
124 Üniversitem, sunduğu sosyal olanaklarla devlet üniversitelerine nazaran öğrencilerine daha özgür bir ortam sağlar.
125 Üniversitem, öğrencilerine başarı ve ihtiyaca yönelik çeşitli burslar sunarak farklı sosyoekonomik statülerdeki öğrencileri bünyesinde
157
126 Üniversitemde öğrenciler devlet üniversitelere nazaran akademisyenlerle daha etkin ve rahat bir iletişim kurabilmektedir.
127 Üniversitem, öğrencilerinin okul içinde düzenlediği her türlü etkinliğe maddi ve manevi destek sunmaktadır.
128 Üniversitem, öğrencilerine eğitim- öğretim ücretlerini ödemek için bankalarla yaptığı işbirliği ile kredi ve taksitlendirme olanakları
129 Üniversitem, bünyesinde barındırdığı öğrenci kulüp, topluluk ve organizasyonlarını destekleyerek öğrenciler arasındaki iletişimin
130 Üniversitem, mezun olduktan sonra ismi ve prestiji ile öğrencilerine avantaj sağlar.
131 Üniversitem, öğrencilerine ücretli/ücretsiz servis olanakları ile şehrin her yerine ulaşım kolaylığı sağlar.
132 Üniversitem, bünyesindeki yurt, kantin ve yemekhanelerle öğrencilerine kaliteli barınma ve yeme içme olanakları sunar.
133 Üniversitem, akademik proje ve araştırmalara yüksek bütçe olanakları ile destek sağlar.
134 Üniversitem, öğrencilerine anlaşmalı olduğu öğrenci değişim programları ile yurtdışında eğitim olanakları sunar.
135 Üniversitem, kütüphane bünyesinde barındırdığı zengin yayın ve kitap çeşitliliği ile farklılık yaratır.
136 Üniversitem, sağladığı ön lisans ve lisans programlarıyla piyasaya nitelikli eleman yetiştirir.
VI. Katılımcıların Üniversite Tercihleri İle İlgili Yargılar
Aşağıda üniversite tercih sürecinizle ilgili çeşitli önermeler yer almaktadır. Lütfen bu önermelerin her birini dikkatle okuduktan sonra katılma durumunuza denk düşen seçeneği tabloda uygun yere işaretleyiniz.
1- Kesinlikle katılmıyorum2- Katılmıyorum3- Kararsızım4- Katılıyorum5- Kesinlikle Katılıyorum
Soru No
Önermeler 1 2 3 4 5
137 Benim için tercih yaparken bölüm önemlidir.
138 Benim için tercihimi yaparken Üniversitemin ismi/prestiji önemlidir.
139 Benim için tercih yaparken puanım yettiği yere yerleşmek önemlidir.
140 Benim için tercih yaparken ailemin düşünceleri önemlidir.
141 Benim için tercih yaparken öğretmenlerimin görüşleri önemlidir.
158
142 Benim için tercih yaparken arkadaşlarımın görüşleri önemlidir.
143 Benim için tercih yaparken tercih ettiğim üniversitede okuyan kişilerin görüşleri önemlidir.
144 Benim için tercih yaparken tercih ettiğim üniversiteden mezun kişilerin görüşleri önemlidir.
145 Benim için tercih yaparken akrabalarımın görüşleri önemlidir.
146 Benim için tercih yaparken basındaki ÖSS uzmanlarının görüşleri önemlidir.
147 Benim için tercih yaparken tercih ettiğim üniversitede bulunan yetkili kişilerin görüşleri önemlidir.
148 Benim için tercih yaparken gelecek planlarım ve hayallerim etkili olmuştur.
149 Benim için tercih yaparken tercih ettiğim üniversitenin akademik kadrosu etkili olmuştur.
150 Benim için tercih yaparken üniversitenin sağladığı sosyal olanaklar önemlidir.
151 Benim için tercih yaparken üniversitenin sağladığı teknik olanaklar etkili olmuştur.
152 Benim için tercih yaparken üniversitenin mezun olunca sağladığı iş olanakları etkili olmuştur.
153 Benim için tercih yaparken üniversitenin mezun olunca sağladığı lisans üstü programlar etkili olmuştur.
154 Benim için tercih yaparken üniversitenin sağladığı yurtdışı eğitim olanakları etkili olmuştur.
155 Benim için tercih yaparken tercih ettiğim üniversitenin lisans programı içinde diğer üniversitelerin yüksek lisans derslerini
156 Benim için tercih yaparken üniversitenin çeşitli burslar sağlaması etkili olmuştur.
157 Benim için tercih yaparken üniversitenin talep ettiği eğitim ücreti etkili olmuştur.
158 Benim için tercih yaparken öss puanım etkili olmuştur.
159 Benim için tercih yaparken istediğim bölümün yalnızca vakıf üniversitelerinde yer alması etkili olmuştur.
159
EK 3 : İstanbul’daki Vakıf Üniversitelerinin Öğrenim Ücretleri Tablosu
Üniversite Adı ÜcretBahçeşehir Üniversitesi 21.755 TLBeykent Üniversitesi 14.345 TLDoğuş Üniversitesi 18.180 TLFatih Üniversitesi 14.108 TLIşık Üniversitesi 18.900 TLİstanbul Arel Üniversitesi 16.329 TLİstanbul Aydın Üniversitesi 17.280 TLİstanbul Bilgi Üniversitesi 21.060 TLİstanbul Kültür Üniversitesi 18.500 TLİstanbul Şehir Üniversitesi 20.000 TLİstanbul Ticaret Üniversitesi 12.000 TLKadir Has Üniversitesi 18.000 TLKoç Üniversitesi 25.000 TLMaltepe Üniversitesi 18.645 TLOkan Üniversitesi 18.500 TLÖzyeğin Üniversitesi 26.000 TLYeditepe Üniversitesi 16.000 TLYeni Yüzyıl Üniversitesi 16.000 TLOrtalama 18.366 TL
*Katılımcıların çoğunluğunun eğitim gördükleri işletme bölümlerinin peşin ücretleri dikkate alınmıştır.
160
KAYNAKÇA
1. Adams, McC, R. (2002). Trends in American and German Higher Education
14.11.2010 tarihinde http://www.amacad.org/publications/ga_summary.pdf adresinden
erişilmiştir.
2. Akdoğan, A.A. ve Hasanov, N. (2003). Vakıf üniversitelerinin yönetimi: Türkiye ve
Azerbeycan örneği. Amme İdaresi Dergisi, cilt 36, sayı 3, s.89 – 115.
3. Akgül, S (2005) Yeni Ekonomi Işığında Türkiye'de ve Dünyada Girişimci Üniversite
Olgusu 22.10.2010 tarihinde
http://www1.akdeniz.edu.tr/web/duyurular/stratejik/sunum.htm adresinden erişilmiştir.
4. Akgün, S. (1998). Çağdaş Üniversite Anlayışı. Türkiye’de Yükseköğretim. M.E.B.
Yayınları. s. 168 – 169, Ankara.
5. Aktan, C.C. (2003). Özlenen Üniversite/Yaşanan Üniversite. Yeni Türkiye Yayınları,
Ankara.
6. Aktan, Coşkun Can (2004) Nasıl Bir Üniversite? Değişim Yayınları, İstanbul
7. Aktan, Coşkun Can (2007) Yükseköğretimde Değişim: Global Trendlerve Yeni
Paradigmalar Yaşar Üniversitesi Yayını, İzmir
8. Akyüz, Yahya (1993) Türk Eğitim Tarihi (Başlangıçtan 1993’e) Kültür Kolaji
Yayınları, İstanbul.
9. Altıntaş, M. ve Hatiboğlu, M. T. (1988). Üniversite Yazıları. Tüm Öğretim Üyeleri
Derneği Yayını, No: 2, Ankara.
10. Altundağ, Şule (2003) Devlet Aklını Kaçırdı 14.10.2010 tarihinde
http://www.aksiyon.com.tr/aksiyon/newsDetail_getNewsById.action?
sectionId=26&newsId=10436 adresinden erişildi.
161
11. Arslan, M. (2005). Cumhuriyet dönemi üniversite reformları bağlamında
üniversitelerimizde demokratiklik tartışmaları, Erciyes Üniversitesi, Sosyal Bilimler
Enstitüsü Dergisi, Sayı:18, Yıl:2005/1.
12. Arslanoğlu, Rana (2001) Küreselleşme ve Üniversite, Olaylar ve İnsanlar 15.12.2010
tarihinde http://topatan.blogspot.com/2008/06/kreselleme-ve-niversite.html adresinden
erişilmiştir.
13. Ateş, Davut (2006), Küreselleşme: Ne Kadar Tek Boyutlu? Doğuş Üniversitesi
Dergisi, 7(1)
14. Ateş, Toktamış (1999) Üniversiteler: Bitmeyen Şarkı Ümit Yayıncılık, Ankara.
15. Aydın, Vahdettin (2001) Vakıf Yükseköğretim Kurumlarının Hukuki Statüsü Doktora
Tezi, Marmara Üniversitesi, İstanbul.
16. Baltacı, Cemal - Akın, Fehmi (2007) 1946 Üniversite Reformu, Süleyman Demirel
Üniversitesi, İktisadi İdari Bilimler Fakültesi, Isparta.
17. Başer, Ayşegül (2008) Hizmet Konumlandırılması: Üniversite Markalarının
Konumlandırılmasına Yönelik Bir Çalışma Yüksek Lisans Tezi, Marmara Üniversitesi,
İstanbul.
18. Başkan, G.A. (2001). Türkiye’de yükseköğretimin gelişimi. G.Ü. Gazi Eğitim Fakültesi
Dergisi. Cilt 21, Sayı 1, s. 21-32.
19. Boratav, Korkut (1999) Yapısal Uyum ve Bölüşüm: Uluslararası Bir Bilanço Türk İş
Yıllığı 97.
20. Cornay, Martin (1995) Eğitimin Değişen Yüzü 12.12.2010 tarihinde
http://www.universite-toplum.org/text.php3?id=287 adresinden erişilmiştir.
21. Çolakoğlu, Jale (2002) Yaşam Boyu Öğrenmede Motivasyonun Önemi 25.12.2010
tarihinde http://yayim.meb.gov.tr/dergiler/155-156/colakoglu.htm adresinden
erişilmiştir.
22. Çubukçu, N. (2010). 4 yeni vakıf üniversitesi kuruluyor 12.11.2010 tarihinde
http://www.haberler.com/4-yeni-vakif-universitesi-kuruluyor-haberi adresinden
erişilmiştir.
23. Doğramacı, İ. (2005). Private versus public universities: the Turkish experience. 18th
Internation Conference on Higher Education. Ankara, Turkey.
24. Durakan, H. (2004) Ülkemizin Kalkınmasında Çağdaş Üniversitelerin Yeri Erzincan
Eğitim Fakültesi Dergisi Cilt:6, Sayı 2.
162
25. Elteren, M. V. (1999). N. Güngör (Dü.) içinde, Amerikan Popüler Kültürünün Etkisinin
Global Bir Yaklaşım İçinde Değerlendirilmesi (E. Aslan, Çev., s. 285-312). Ankara:
Vadi Yayınları.
26. Erarı, F. (2002). Küreselleşme sürecinde eğitimin kalkınmadaki önemi, açıköğretimin
yeri ile açıköğretim öğrencileri ile ailelerinin sosyo-ekonomik durumu ve beklentileri.
Açık ve Uzaktan Eğitim Sempozyumu, 23 – 25 Mayıs 2002, Eskişehir 14.11.2010
tarihinde http://aof20.anadolu.edu.tr adresinden erişilmiştir.
27. Ercan, F. (2006). Neo-liberal Eğitim Politikalarının Anatomisi için Alternatif Bir
Çerçeve 11.11.2010 tarihinde http://fuatercan.wordpress.com/2006/07/23/neo-liberal-
edhitim-politikalarynyn-anotomisi-ycin-alternatif-bir-cerceve-2/ adresinden
erişilmiştir.
28. Erdem, Ali Rıza (2006) Dünyada Yükseköğretimin Değişimi 20.11.2010 tarihinde
http://www.sosyalbil.selcuk.edu.tr/sos_mak/makaleler/Ali%20R%C4%B1za
%20ERDEM/ERDEM,%20Ali%20R%C4%B1za.pdf adresinden erişilmiştir.
29. Erdoğan, İ. (2007). 200’li yıllarda Türk yükseköğretim sistemi içinde özel vakıf
üniversitelerinin rolü. Değişim Çağında Yükseköğretim. (Ed. Coşkun Can Aktan).
Yaşar Üniversitesi, İzmir.
30. Erguvan, Deniz İ. (2010) Vakıf Üniversitelerinin Türkiye Yükseköğretim Sistemine
Etkilerinin İncelenmesi Doktora Tezi, Marmara Üniversitesi, İstanbul
31. Garrett, R. (2001). The coming challenge: private competition in English higher
education 14.10.2010 tarihinde
http://springerlink.com/index/MR3U6Q6225H25736.pdf adresinden erişildi.
32. Geiger ,R(1986). Finance and function:voluntary support and diversity in american
private higher education. Private education: studies in choise and public policy
(Ed.Daniel Levy). Oxford University Press, New York.
33. Geiger, R. (2001). Finance and Function: voluntary support and diversity in American
private higher education. Private Education: studies in choice and public policy (Ed.
Daniel Levy). Oxford University Press, New York.
34. Giddens, A. (2000) Elimizden Kaçıp Giden Dünya / Küreselleşme Hayatımızı Nasıl
Yeniden Şekillendiriyor? Alfa Basım Yayın; Sosyoloji.
163
35. Güneş, İsmail (2000) Kamusal Mallar 17.12.2010 tarihinde
http://idari.cu.edu.tr/igunes/kamu/kamusalmal.htm adresinden erişilmiştir.
36. Gürbüz, Kemal (1994) Türkiye’de ve Dünyada Yükseköğretim, Bilim ve Teknoloji
TÜSİAD Yayınları Yayın no: TÜSİAD-T194, 6-167 İstanbul.
37. Güroz, Kemal (1994) Türkiye’de ve Dünyada Yükseköğretim, Bilim ve Teknoloji
TÜSİAD Yayınları Yayın no: TÜSİAD-T194, 6-167 İstanbul.
38. Gürüz, K. (2001). Dünyada ve Türkiye’de Yükseköğretim (Tarihçe ve Bugünkü Sevk
ve İdare Sistemleri), ÖSYM Yayınları 4, Ankara.
39. Gürüz, K. (2006). The development of private higher education in Turkey.
International Higher Education, Number 45, Fall 2006.
40. Hatiboğlu, M. Tahir (1998) Türkiye Üniversite Tarihi 1845-1997 Selvi Yayınevi,
Ankara.
41. Hesapçıoğlu, M. Ve Özcan, H. (1995). Türkiye’de Eğitimin finansmanı ve Özel
Okullar Sorunu. Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri
Dergisi. Yıl: 1995, Sayı: 7, sayfa:149-167.
42. Hesapçıoğlu, Muhsin (1994) İnsan Kaynakları Yönetimi ve Ekonomisi Beta Basım
Yayım Dağıtım, İstanbul.
43. Işıklı, A. (2003). Üniversite Sisteminde Yol Ayrımı: Demokratik mi Piyasacı mı?
14.11.2010 tarihinde http://www.mulkiyedergi.org/index.php?
option=com_rokdownloads&view=file&Itemid=63&id=998:ueniversite-sisteminde-
yol-ayrm-demokratik-mi-piyasac-m-prof-dr adresinden erişilmiştir.
44. İnal, Kemal (2009) Neoliberal Eğitim ve Üniversiteler 11.11.2010 tarihinde
http://asistangirisimi.blogspot.com/2009/02/neoliberalizm-ve-universitelerkemal.html
adresinden erişilmiştir.
45. Karakütük, Kasım (2006) Yükseköğretimin Finansmanı Milli Eğitim Dergisi , Yaz
2006, Sayı 171. 11.10.2010 tarihinde http://yayim.meb.gov.tr/dergiler/171/171/18.pdf
adresinden erişilmiştir.
46. Karatepe, İ. D. (2007). Türkiye’de üniversitelerin yeniden yapılanması 14.11.2010
tarihinde http://www.sendika.org/yazi.php?yazi_no=13167 adresinden erişilmiştir.
47. Kaya, Y.K. (1984). İnsan Yetiştirme Düzenimiz. Hacettepe Üniversitesi Sosyal ve İdari
Bilimler Yayını, Ankara.
164
48. Kesin, E. Nuray (2003) Eğitimde Reform 11.11.2010 tarihinde
http://www.antimai.org/gr/nurayegitref.htm adresinden erişilmiştir
49. Keyman, F. (2000) Globalleşme Söylemleri ve Kimlik Talepleri: Türban Sorununu Anlamak, Global Yerel Eksende Türkiye, Alfa Yay., İstanbul
50. Kısakürek, M.A. (1976). Üniversitelerimizde yenileşme: programlar ve öğretim
açısından. Ankara: A.Ü. Eğitim Fakültesi Yayınları, 54.
51. Kwiek, M. (2002). Yükseköğretimi Yeniden Düşünürken Yeni BirParadigma Olarak
Küreselleşme Gelecek İçin Göstergeler, (Çeviren: Emrah Akbaş), Kuram ve
Uygulamada Eğitim Bilimleri (2).
52. Macleod, D. (2006). Universities urged to seek private funding 15.11.2010 tarihinde
http://education.guardian.co.uk/universityfunding/story/0,,1732304,00.html adresinden
erişilmiştir.
53. Mc Burnie, Grant (2002) Küreselleşme, GATS ve Ulus-aşırı Eğitim Kuram ve
Uygulamada Eğitim Bilimleri 2 (1) Mayıs 2002.
54. Odabaşı, Ferhan & Odabaşı (2004) Yavuz Girişimci Üniversitelere Doğru Cumhuriyet
Bilim Teknik Dergisi, 18 Eylül, Sayı 913, s. 20-21.
55. OECD (2007). Education at a glance. 15.10.2010 tarihinde
http://www.oecd.org/dataoecd/4/55/39313286.pdf adresinden erişilmiştir.
56. Okçabol, R. (2007). YÖK'te bir sayfa kapanıyor 15.11.2010 tarihinde
http://www.sol.org.tr/arsiv/index.php?yazino=26638 adresinden ulaşılmıştır.
57. Öztunalı, Ö. (2001). Üniversiteler Tarihi ve Vakıf Üniversiteleri 11.11.2010 tarihinde
http://www.dogrutercih.com/dosyalar/ozel-dosya-08.pdf adresinden erişilmiştir.
58. Öztürk, Sevim (2006) Küreselleşme Bağlamında Yükseköğretimin Yeniden
Yapılanması 20.10.2010 tarihinde http://www.universite-toplum.org/text.php3?id=287
adresinden erişilmiştir.
59. Özuğurlu, Metin (2003) Özel Üniversite: Üniversite Sistemindeki Gedikten Sistemin
Kendisine Toplum ve Bilim, İstanbul.
60. Quddus, M. ve Rashid, S. (2000). The worldwide movement in private üniversities.
American Journal of Economics and Sociology.
61. Sarı, Savaş (2004) Eğitimde Özelleştirme Eşit, Parasız Eğitim Hakkının Gaspıdır
14.10.2010 tarihinde http://www.ikkistanbul.org/olcu/2004/2/16.pdf adresinden
erişildi.
165
62. Sayılan, Fevziye (2007) Küresel Aktörler, Eğitimde Neo-Liberal Dönüşüm 11.11.2010.
tarihinde http://www.jmo.org.tr/resimler/ekler/1e03cc77d4bbd6b_ek.pdf?
dergi=HABER%20B%DCLTEN%DD adresinden erişilmiştir
63. Scott, P. (2002). Küreselleşme ve Üniversite: 21. Yüzyılın Önündeki Meydan Okumalar
(Çeviren: Seda Çiftçi), Kuram ve Uygulamada Eğitim Bilimleri (2).
64. Soykan, Ömer Naci (1997) Eğip Bükmeyen Bir Eğitim Nasıl Olanaklıdır? Türkiye II.
Eğitim Felsefesi Kongresi 100. Yıl Eğitim Fakültesi Yayınları, Van.
65. Sütlaş, Nurhan (2010) Eğitim Hizmetleri Pazarlaması: Türkiye’deki Üniversitelerin
Pazarlama Stratejileri Konusunda Ampirik Bir Araştırma Doktora Tezi, Marmara
Üniversitesi, İstanbul.
66. Şensen, Fikret (2007) Uluslararası Gelişmeler Işığında Türkiye Yükseköğretim Sistemi:
Temel Eğilimler, Sorunlar, Çelişkiler ve Öneriler 28.11.2010 tarihinde
http://www.erc.metu.edu.tr/menu/series07/0705.pdf adresinden erişilmiştir.
67. T.C. Yükseköğretim Kurumu, Tarihçe 28.10.2010 tarihinde
http://www.yok.gov.tr/content/blogcategory/204/40/ adresinden erişilmiştir.
68. Talha, M. (2008). Şampiyonlar Devleti Tercih Ettiler 14.11.2010 tarihinde
http://eğitim.haber.pro/haber-Sampiyonlar-devleti-tercih-ettiler-2188.html adresinden
erişilmiştir.
69. Tansel, A. ve Güngör, N.D. (2002). Brain Drain From Turkey: survey evidence of
student non-return. Economic Research Forum Working Papers. Working Paper 0307.
70. Teichler, U. (2003). German higher education in a Europen context. International
Higher Education 15.11.2010 tarihinde
http://www.bc.edu_org/avp/soe/cihe/newsletter/News30/text011.htm adresinden
erişilmiştir.
71. Tekeli, Hasan (1994) Bilgi Çağı Simavi Yayınları, İstanbul
72. The Economist, (2005). Yükseköğretim Sistemi. (özet çeviri F. Selda Bozkurt)
11.11.2010 tarihinde
http://www.portall.sgb.org.tr/calismalar/diger_raporlar/sayi_15.pdf tarihinde
erişilmiştir.
73. Tural, Nejla Kurul (2002) Eğitimin Finansmanı Anı Yayıncılık, İstanbul.
74. Turgut, İhsan (1995) Eğitim Sistemimizde Eksik Olan Şey: Felsefe Türkiye I. Eğitim
Felsefesi Kongresi 100. Yıl Eğitim Fakültesi Yayınları, Van.
166
75. Türeyen, Mehmet N. (2004) Yükseköğretim Kurumları-Kampüsler Tasarım Yayın
Grubu İstanbul.
76. Türkiye MAI ve Küreselleşme Karşıtı Çalışma Grubu’nun hazırladığı “GATS
Müzakereleri ön raporu’ndan (2002) Dünyada ve Türkiye’de neo-liberal eğitim
politikaları 11.11.2010 tarihinde http://www.kizilbayrak.org/ekimgencligi/2002/EG-
51/sayfa_08.html adresinden erişilmiştir.
77. Yeşiltuna, D. Ç. (2006). Kültürel Alanda Küresel- Yerel İlişkisi Türk Dünyası
İncelemeleri Dergisi , 6.
78. Yetkin, Ç. Ve Atabek, Ü. (2006, Eylül 15). Vakıf üniversiteleri gerçeği. Cumhuriyet
Gazetesi.
79. Yıldırım, Gözde (2003) 1933 Üniversite Reformu, Eğitimde Reform Dersi Ödevi, A.Ü.
Eğitim Bilimleri Fakültesi, Ankara.
80. YOGM (2008). 2008-2009 Öğretim Yılı Vakıf Üniversitelerinde Okuyan Öğrenci
Sayılarına İlişkin Bilgiler. Milli Eğitim Bakanlığı Yükseköğretim Genel Müdürlüğü,
Ankara.
81. YOGM (2010). Kuruluş Yıllarına Göre Vakıf Üniversitelerimiz. Milli Eğitim Bakanlığı
Yükseköğretim Genel Müdürlüğü, Ankara.
82. YÖK (1981). Yükseköğretim Kanunu 2547. Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı,
Ankara.
83. YÖK (2003). Vakıf Yükseköğretim Kurumları Yönetmeliği. Yükseköğretim Kurulu
Başkanlığı, Ankara.
84. YÖK (2005a). Türk Yükseköğretiminin bugünkü durumu 11.11.2010 tarihinde
http://www.yok.gov.tr/egitim/raporlar/kasim_2005/kasim_2005.doc adresinden
erişilmiştir.
85. YÖK (2005b). Vakıf Yükseköğretim Kurumları Yönetmeliği. Yükseköğretim Kurulu
Başkanlığı, Ankara.
86. YÖK (2006). Türkiye’nin Yükseköğretim Stratejisi. Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı,
Ankara.
87. YÖK, Vakıf Üniversiteleri Raporu (2007) 15.10.2010 tarihinde
http://www.setav.org/ups/dosya/10379.pdf adresinden erişilmiştir.
167
88. YÖK Yönetmeliği, (2005). Türk Yükseköğretim Kurumları Yönetmeliği.
Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı, Ankara.
168