UNESCO DÜNYA KÜLTÜR MİRASI- TÜRKİYE

41

description

Unesco Dünya Kültür Mirası Bütün insanlığın ortak mirası olarak kabul edilen evrensel değerlere sahip kültürel ve doğal varlıkları dünyaya tanıtmak, toplumda söz konusu evrensel mirasa sahip çıkacak bilinci oluşturmak ve çeşitli sebeplerle bozulan, yok olan kültürel ve doğal değerlerin yaşatılması için gerekli işbirliğini sağlamak amaçlanmaktadır.   Uluslararası önem taşıyan ve bu nedenle takdire ve korunmaya değer doğal oluşumlara, anıtlara ve sitlere “Dünya Mirası” statüsü tanınmaktadır. 2011 yılı sonu itibariyle Dünya genelinde UNESCO Dünya Miras Listesi’ne kayıtlı 936 kültürel ve doğal varlık bulunmakta olup bunların 725 tanesi kültürel, 183 tanesi doğal, 28 tanesi ise karma (kültürel/doğal) varlıktır. Her yıl gerçekleşen Dünya Miras Komitesi toplantıları ile bu sayı artmaktadır. Detaylı bilgilere Dünya Miras Merkezi’nin resmi web sitesi olanhttp://whc.unesco.org/en/list adresinden ulaşılabilmektedir.

Transcript of UNESCO DÜNYA KÜLTÜR MİRASI- TÜRKİYE

Page 1: UNESCO DÜNYA KÜLTÜR MİRASI- TÜRKİYE
Page 2: UNESCO DÜNYA KÜLTÜR MİRASI- TÜRKİYE

Dünya Miras Listesi

Bütün insanlığın ortak mirası olarak kabul edilen evrensel değerlere sahip kültürel vedoğal varlıkları dünyaya tanıtmak, toplumda söz konusu evrensel mirasa sahip çıkacakbilinci oluşturmak ve çeşitli sebeplerle bozulan, yok olan kültürel ve doğal değerlerinyaşatılması için gerekli işbirliğini sağlamak amaçlanmaktadır.

Uluslararası önem taşıyan ve bu nedenle takdire ve korunmaya değer doğaloluşumlara, anıtlara ve sitlere “Dünya Mirası” statüsü tanınmaktadır.

2011 yılı sonu itibariyle Dünya genelinde UNESCO Dünya Miras Listesi’ne kayıtlı 936kültürel ve doğal varlık bulunmakta olup bunların 725 tanesi kültürel, 183 tanesi doğal,28 tanesi ise karma (kültürel/doğal) varlıktır. Her yıl gerçekleşen Dünya Miras Komitesitoplantıları ile bu sayı artmaktadır. Detaylı bilgilere Dünya Miras Merkezi’nin resmi websitesi olanhttp://whc.unesco.org/en/list adresinden ulaşılabilmektedir.

Ülkemizin, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nün sorumluluğu altında yürüttüğü çalışmalar neticesinde bugüne kadar UNESCO Dünya Miras Listesi’ne 11 adet varlığımızın alınması sağlanmıştır. Bu varlıklardan;

• İstanbul'un Tarihi Alanları•Safranbolu Şehri (Karabük)•Hattuşaş (Boğazköy) - Hitit Başkenti (Çorum)•Nemrut Dağı (Adıyaman - Kahta)•Xanthos-Letoon (Antalya - Muğla)•Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası (Sivas)•Truva Antik Kenti (Çanakkale)•Edirne Selimiye Camii ve Külliyesi (Edirne)•Çatalhöyük Neolitik Kenti (Konya)kültürel olarak;

•Pamukkale-Hierapolis (Denizli)•Göreme Milli Parkı ve Kapadokya (Nevşehir)hem kültürel, hem doğal miras olarak listeye alınmıştır.

Page 3: UNESCO DÜNYA KÜLTÜR MİRASI- TÜRKİYE
Page 4: UNESCO DÜNYA KÜLTÜR MİRASI- TÜRKİYE

Göreme Tarihî Millî Parkı ve Kapadokya

Nevşehir

Page 5: UNESCO DÜNYA KÜLTÜR MİRASI- TÜRKİYE

Kuzeyde Kızılırmak, doğuda Yeşilhisar, güneyde Hasan ve Melendiz Dağları, batıda Aksaray ve kuzeybatıda Kırşehir ile sınırlanan Kapadokya bölgesi Kalkolitik Dönemden beri devamlı

yerleşim alanı olmuştur. Alanın en önemli özelliği, Erciyes Dağı ve Hasan Dağı tüflerinin, rüzgar ve su aşındırması sonucunda oluşan olağanüstü kaya şekilleri ve kışın ılık, yazın serin olan ve

bu nedenle her mevsim için uygun iç iklim koşulları taşıyan kayaya oyma mekanlardır.

Göreme, özellikle 7-13. yüzyıllar arasında baskılardan kaçan Hıristiyanların yerleşmesiyle Hıristiyanlığın önemli bir merkezi haline gelmiştir. UNESCO Dünya Miras Listesi’nde yer alan

alanlar içinde, Göreme Milli Parkı, Derinkuyu ve Kaymaklı Yeraltı Şehirleri, Karain Güvercinlikleri, Karlık Kilisesi, Yeşilöz Theodoro Kilisesi ve Soğanlı Arkeolojik Alanı yer

almaktadır.

Page 6: UNESCO DÜNYA KÜLTÜR MİRASI- TÜRKİYE

Nemrut Dağı

Adıyaman

Page 7: UNESCO DÜNYA KÜLTÜR MİRASI- TÜRKİYE

Adıyaman’ın Kahta İlçesi’nde 2150 metre yüksekliğindeki Nemrut Dağı yamaçlarında hükümdarlık yapmış olan Kommagene Kralı I. Antiochos’un tanrılara ve atalarına minnettarlığını göstermek için

yaptırdığı mezarı, anıtsal heykelleri ve benzersiz manzarası ile Helenistik Dönemin en görkemli kalıntılarından birisidir. Anıtsal heykeller doğu, batı ve kuzey teraslarına yayılmıştır. Doğu terası kutsal merkezdir ve bu nedenle en önemli heykel ve mimari kalıntılar burada bulunmaktadır. İyi

korunmuş durumdaki dev heykeller kireçtaşı bloklarından yapılmıştır ve 8-10 metre yüksekliktedir. Varlığı bilinmekle beraber kral mezarı, henüz keşfedilememiştir.

Page 8: UNESCO DÜNYA KÜLTÜR MİRASI- TÜRKİYE

Pamukkale-Hierapolis Antik Kenti

Denizli

Page 9: UNESCO DÜNYA KÜLTÜR MİRASI- TÜRKİYE

Çaldağı’nın güney eteklerinden gelen kalsiyum oksit içeren suların oluşturduğu görkemli beyaz travertenler ve geç Helenistik ve erken Hıristiyanlık dönemlerine ait kalıntılar içeren Hierapolis

arkeolojik kenti, antik çağlardan bugüne kadar ulaşan en çarpıcı merkezlerden biridir. Denizli’ye 2 km. uzaklıkta bulunan bu alan, ayrıca çok çeşitli rahatsızlıklara iyi geldiğine inanılan şifalı suları

ile de ünlüdür.

Antik kentin M.Ö. II. yüzyılda Bergama krallarından II. Eumenes tarafından kurulduğu, adını ise Bergama’nın kurucusu Telephos’un eşi Heira’dan aldığı sanılmaktadır. Eski kaynaklara göre metal

ve taş işlemeciliği, dokuma kumaşları ile ünlü olan kent, Büyük Konstantin döneminde Frigyabölgesinin başkentliğini yapmış, Bizans döneminde Piskoposluk merkezi olmuştur.

Page 10: UNESCO DÜNYA KÜLTÜR MİRASI- TÜRKİYE

Hattuşaş

Çorum

Page 11: UNESCO DÜNYA KÜLTÜR MİRASI- TÜRKİYE

Hattuşaş, Hititler'inbaşkentidir.

(MÖ 17. ile 13. yy.)

1986 yılında UNESCO Dünya Miras Listesi’ne alınan Hattuşa (Çorum, Boğazköy), Hitit İmparatorluğunun başkenti olarak Anadolu’da yüzyıllar boyu çok önemli bir merkez olmuştur.

M.Ö. 1700’lerde Kuşşaraşehrinin kralı Anitta tarafından alınan Hattuşa, yine Anitta tarafından yıkıldı. Yazılı kayıtlarda Anitta ilk Hitit kralıdır. Yaklaşık yüzyıl kadar sonra şehir, I. Hattuşili tarafından tekrar kurularak 400 yıldan uzun bir süre hüküm sürecek olan bir uygarlığın başkenti haline getirildi. Günümüzde görülebilen kalıntılar arasında tapınaklar, kraliyet konutları ve surlar bulunmaktadır.

Page 12: UNESCO DÜNYA KÜLTÜR MİRASI- TÜRKİYE

Çatalhöyük Neolitik Kenti

Konya (MÖ 7400-5200)

Page 13: UNESCO DÜNYA KÜLTÜR MİRASI- TÜRKİYE

Dünyanın bilinen en eski yerleşim yeri İç Anadolu’da bulunan ve tarihi İ.Ö. 6500 yılına kadar uzanan Çatalhöyük’tür.

İnsanlığın gelişiminde önemli bir evre olan yerleşik toplumsal hayata geçişle birlikte, tarımın başlangıcı ve avcılık gibi önemli sosyal değişim ve gelişmelere tanıklık eden Çatalhöyük Neolitik Kenti, Güney

Anadolu Platosu’nda yer almaktadır. İki höyükten oluşan Çatalhöyük Neolitik Kenti’nin daha uzun olan Doğu Höyüğü, M.Ö. 7400 ve 6200 yılları arasına tarihlenen 18 Neolitik yerleşim katmanından

oluşmaktadır. Söz konusu katmanlarda, sosyal örgütlenmeyi ve yerleşik hayata geçişi simgeleyen duvar resimleri, rölyefler, heykeller ve diğer sanatsal öğeler yer almaktadır. Batı Höyüğü ise M.Ö. 6.200 ve

5.200 yılları arasına tarihlenen Kalkolitik Döneme ait kültürel özellikler göstermektedir. Bu özellikleriyle Çatalhöyük, aynı coğrafyada 2000 yıldan fazla bir süredir var olan köylerden kentsel

hayata geçişin de önemli bir kanıtıdır.

Çatalhöyük’teki içlerine çatılardan girilen birbirine bitişik evler ile sokağı olmayan yerleşim ünik bir özellik sergilemektedir. Ortadoğu ve Anadolu’da diğer Neolitik alanlar bulunmuş olmasına rağmen,

Çatalhöyük Neolitik Kenti, kalıntıların boyutu, yaşayan toplumun yoğunluğu, güçlü sanatsal ve kültürel gelenekler ve zaman içindeki sürekliliğin benzersiz bileşimi ile olağanüstü evrensel değer taşımaktadır.

Page 14: UNESCO DÜNYA KÜLTÜR MİRASI- TÜRKİYE

Xanthos-Letoon Antik Kentleri

Antalya-Muğla

Page 15: UNESCO DÜNYA KÜLTÜR MİRASI- TÜRKİYE

XANTHOS

Fethiye’ye 46 km. uzaklıkta, Kınık köyü yakınlarında bulunan Xanthos, Antik Çağda Likya’nın en büyük idari merkezi idi. M.Ö. 545’te Perslerin egemenliğine girene kadar bağımsız olan kent, bundan yaklaşık olarak

yüzyıl kadar sonra tamamıyla yanmıştır. Bu yangından sonra şehir tekrar inşa edilmiş, hatta M.Ö. II. yy.da Likya Birliğinin başkenti olma görevini

üstlenmiştir. Daha sonra Romalıların kontrolüne giren kent, bundan sonra Bizans egemenliğine girmiş ve 7. yy.daki Arap akınlarına kadar Bizans

egemenliğinde kalmıştır.

LETOON

Xanthos’a 4 km. uzaklıkta bulunan Letoon, Antik Çağda Likya’nın dini merkezi konumundaydı. Bu kutsal alanda Leto, Apollon ve Artemis tapınakları ile birlikte, bir manastır, bir çeşme ve Roma Tiyatrosu

kalıntıları bulunmaktadır. Artemis ve Apollo’nun annesi Leto’ya adanmış olan en büyük tapınak, batıda bulunan ve peripteros tarzında yapılmış

Leto Tapınağıdır ve 30.25 m’ye 15.75 m. büyüklüğündedir. Doğuda yer alan Dor tarzında yapılmış olan Apollo tapınağı, Leto tapınağından daha az

korunmuş durumdadır ve 27.90 m.’ye 15.07 m. boyutları ile daha küçüktür. Her iki tapınağın ortasında yer alan ve en küçük tapınak olan Artemis

tapınağı 18.20 m.’ye 8.70 m. boyutlarındadır.

Page 16: UNESCO DÜNYA KÜLTÜR MİRASI- TÜRKİYE

Truva Antik Kenti

Çanakkale

Page 17: UNESCO DÜNYA KÜLTÜR MİRASI- TÜRKİYE

Truva, dünyadaki en ünlü antik kentlerden birisidir. Truva’daki en erken yerleşim katı M.Ö. 3000-2500 ile erken Bronz Çağı’na tarihlenmektedir, daha sonra sürekli yerleşim gören Truva

katmanları M.Ö. 85 – M.S. 8. yüzyıla tarihlenen Roma Dönemi ile sona ermektedir. Truva, bulunduğu coğrafi konum nedeniyle burada

hüküm süren uygarlıkların diğer bölgelerle ticari ve kültürel bağlantıları açısından daima çok önemli bir rol üstlenmiştir.

Homeros tarafından yazılan İlyada'da bahsi geçen Truva Savaşı'nın gerçekleştiği antik kenttir.

Truva atı, savaş bitmesi amacıyla şehre gizlice girmek için yapılan tahta attır. Odysessus'un fikri olan iş boş tahta at Troyalılara hediye

gibi sunulur. Atın içine gizlenen askerlerden habersiz Troyalılaranıtı şehre taşır ve kutlamalara başlarlar. Akşam ise askerler dışarı çıkarak şehrin yağmalanmasına başlarlar. Truva atı tabiri o kadar

yaygınlaşırki deyim olarak da kullanılmaya başlar.

Page 18: UNESCO DÜNYA KÜLTÜR MİRASI- TÜRKİYE

Safranbolu

Page 19: UNESCO DÜNYA KÜLTÜR MİRASI- TÜRKİYE

Şehir Selçuklular tarafından fethedildiğinde adı Dadibra idi. 14. yy. başlarından bu yana Türklerin hakimiyetinde olan Safranbolu,

özellikle 18. yüzyılda Asya ve Avrupa arasındaki ticaretin önemli bir merkezi olmuştur. Türk kentsel tarihinin bozulmamış bir örneği olan

bu şehir, geleneksel şehir dokusu, ahşap yığma evleri ve anıtsal yapılarıyla bütünü sit ilan edilmiş ender kentlerden biri olarak

UNESCO Dünya Miras Listesi’nde yer almaktadır.

Page 20: UNESCO DÜNYA KÜLTÜR MİRASI- TÜRKİYE

Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası

Sivas

Page 21: UNESCO DÜNYA KÜLTÜR MİRASI- TÜRKİYE

Ulu Cami 1228–29 yıllarında Mengücekli beyi Ahmed Şah tarafından; Dârüşşifa ise aynı tarihte, eşi Turan Melek tarafından yaptırılmıştır.

Caminin giriş kapısına ikindi güneşi düştüğü zaman gölgelerden ayakta duran yandan bir erkek silüeti belirir. Bu silüetin önünde dikdörtgene benzer bir gölge daha vardır ve bu gölgelerin Kuran okuyan ve namaz kılan bir adam

olduğuna inanılır.

Page 22: UNESCO DÜNYA KÜLTÜR MİRASI- TÜRKİYE

Üstad, mermer bu camiye öyle emek sarf edip, kapı ve duvarları öyle nakış eylemiş ki, methinde diller kısır, kalem kırıktır.

Evliya Çelebi

Page 23: UNESCO DÜNYA KÜLTÜR MİRASI- TÜRKİYE

Selimiye Camii ve Külliyesi

Edirne

Page 24: UNESCO DÜNYA KÜLTÜR MİRASI- TÜRKİYE

İstanbul’un fethinden önce Osmanlı İmparatorluğu’nun başkenti olan Edirne’nin en önemli anıtsal eseri olan ve şehrin siluetini taçlandıran Selimiye Camii ve

Külliyesi, 16. yy.’da Sultan II. Selim adına yaptırılmıştır. Teknik mükemmelliği, boyutları ve estetik değerleriyle döneminin ve sonraki zamanların en muhteşem

eseri olan Camii ve Külliye, Osmanlı mimarlarından en önemlisi Sinan’ın Ustalık Dönemi eseri, mimarlık sanatının en görkemli örneklerinden biri ve

insanın dehasının bir başyapıtı olarak kabul edilmektedir.

İnce ve zarif 4 minareye sahip büyük kubbesiyle görkemli Camii, iç tasarımında kullanılan ve döneminin en iyi örnekleri olan motifleri ve ince işçilikleri ile kubbe ve kemerlerindeki kalem işleri, mermer döşemeli avlusu ve yapıyla

bağlantılı el yazması kütüphanesi, eğitim kurumları, dış avlusu ve arastası ile bir sanat türünün zirvesini temsil etmektedir.

Page 25: UNESCO DÜNYA KÜLTÜR MİRASI- TÜRKİYE

Çıraklığımı İstanbul'daki Şehzade Camii'nde yaptım. Kalfalığımı da Süleymaniye Camii'nde tamamladım. Fakat bütün gücümü bu Sultan Selim

Han Camii'nde sarf edip ustalığımı ayân ve beyân ettim.

Caminin dört minaresini, kubbenin dört tarafına oturttum. Her birine üçer şerefe yaptım. İki minaresinin üçer merdiveni vardır, çıkanlar birbirini

görmezler. İlk merdiven birinci şerefeye, ikinci merdiven ilk iki şerefeye, sonuncu merdivense her üç şerefeye çıkar.

(Mimar Sinan)

Page 26: UNESCO DÜNYA KÜLTÜR MİRASI- TÜRKİYE

Selimiye Camii'nin 31.25 m çapındaki tek kubbesi Allah'ın tek olduğuna işaret eder.

Benzer şekilde, Selimiye Camii'nin pencerelerinin 5 kademeli oluşu İslam'ın 5 şartını, 4 vaaz kürsüsü 4 hak mezhebini, Selimiye Külliyesi'ndeki toplam 32 kapı islamiyetin 32 farzını, arka minarelerde 6 yolun olması imanın 6 şartını, 12 şerefesi ise onikinci padişah tarafından yaptırıldığını ifade etmektedir.

Page 27: UNESCO DÜNYA KÜLTÜR MİRASI- TÜRKİYE

İstanbul’un tarihi alanları

Page 28: UNESCO DÜNYA KÜLTÜR MİRASI- TÜRKİYE

M.Ö. 7. yy.da kurulan İstanbul'un, kuzeyde Haliç, doğuda İstanbul Boğazı ve güneyde Marmara Denizi ile çevrili kısmı

günümüzde “Tarihi Yarımada” olarak anılmaktadır.

Kent, Avrupa ve Asya'yı birbirine bağlayan stratejik konumu nedeniyle tarihi boyunca

kentte hüküm süren uygarlıklar için daima çok önemli olmuştur. Bu özellikleri ile, Roma, Bizans ve Osmanlı gibi büyük

İmparatorluklara başkentlik yapmıştır. Bu görkemli geçmişi ile farklı dinleri,

kültürleri, toplulukları ve bunların ürünü olan yapıtları benzersiz bir coğrafyada bir

araya getiren İstanbul, 1985 tarihinde UNESCO Dünya Miras Listesi’ne

4 ana bölüm olarak dahil edilmiştir.

• Hipodrom, Ayasofya, Aya İrini, Küçük Ayasofya Camisi ve Topkapı Sarayı’nı içine alan Arkeolojik Park;

• Süleymaniye Camisi ve çevresini içine alan Süleymaniye Koruma Alanı;

• Zeyrek Camisi ve çevresini içine alan Zeyrek Koruma Alanı

• ve Tarihi Surlar Koruma Alanı’nı içermektedir.

Page 29: UNESCO DÜNYA KÜLTÜR MİRASI- TÜRKİYE

Sultanahmet Cami

Türk ve İslam dünyasının en ünlü anıtlarından birisi olan Sultan Ahmet Camii 6 minare ile inşa edilen tek camidir. Mimar Sinan’ın öğrencisi olan Mimar Mehmet Ağa Cami içerisini kuyumcu titizliği ile dekore etmiştir. 1609-1616 yılları arasında inşa edilen cami büyük bir kompleksin içerisinde bulunur. Bunlar bir kısmı zamanımıza gelemeyen sosyal ve kültürel içerikli yapılardır. Kapalı Çarşı, Türk Hamamı, aşevi, hastane, okullar, kervansaray ve Sultan Ahmet’in türbesi belli başlı kısımlardı.

Page 30: UNESCO DÜNYA KÜLTÜR MİRASI- TÜRKİYE

At Meydanı-Hipodrom

Bizans İstanbulu’nun en büyük ve en önemli yapılarından biri olan Hipodrom, kentin merkezinde imparatorluk sarayının hemen yanında yer alırdı. Bu Saraydan günümüze bir büyük salonun yer mozaik panosu gelebilmiştir. 4. yüzyıldan 7. yüzyıla kadar, sadece atlı araba yarışlarının, gösterilerin yapıldığı bir alan olmakla kalmamış; aynı zamanda, imparatorların tahta getirildiği, askeri zaferlerin görkemli gösterilerle kutlandığı en önemli kamusal alan olmuştu. Hipodrom günümüze zemini 4-5 metre yükselmiş ve kalabilmiş 3 abide ile gelmiştir. Mısır’dan getirilen Obelisk, Yılanlı Sütun ve Örme Obelisktir.

Atmeydanı ise Osmanlı dönemi İstanbulu’nun en önemli ve hareketli kamusal alanlarından biri oldu.

Page 31: UNESCO DÜNYA KÜLTÜR MİRASI- TÜRKİYE

Ayasofya Dünyanın 8.harikalarından birisi sayılan Ayasofya, Sanat Tarihi ve mimarlık dünyasının 1 numaralı yapısı hüviyetindedir. Bu yaşta ve bu ebatta zamanımıza gelebilmiş ender eserlerdendir. Bizans İmparatoru Jüstinyen döneminde 537 yılında inşası tamamlanmıştır.

Page 32: UNESCO DÜNYA KÜLTÜR MİRASI- TÜRKİYE

Yerebatan Sarnıcı

Tarihî Yarımada'nın ortasında bulunan Yerebatan Sarnıcı, M.S 542 yılında Bizans İmparatoru I. Justinianus (527-565) tarafından Büyük Saray'ın su ihtiyacını karşılamak üzere yaptırılmıştır. Suyun içinden yükselen mermer sütunların arasındaki ihtişamından dolayı halk tarafından Yerebatan Sarayı olarak da anılmaktadır. Yabancı kaynaklarda geçen Basilika (Basilica) isminin ise sarnıcın yakınında bulunan Ilius Basilikası'ndan geldiği rivayet edilir.

Yerebatan Sarnıcı 9.800 m2'lik bir alanı kapsayan dev bir yapıdır.

Page 33: UNESCO DÜNYA KÜLTÜR MİRASI- TÜRKİYE

Sarnıcın kuzeybatı köşesindeki iki Medusa başıRoma Çağı heykeltraşlık sanatının şaheserörneklerinden biridir.

Bir söylenceye göre Medusa yeraltı dünyasının dişicanavarı olan üç Gorgonadan biridir. Bu üç kızkardeşten yılanbaşlı Medusa kendisine bakanlarıtaşa çevirme gücüne sahiptir. O dönemde büyükyapıları ve özel yerleri kötülüklerden korumakamacıyla Gorgona kafalarının resim veheykellerinin konulduğu, Medusa'nın da budüşünceyle buraya yerleştirildiği zannedilmektedir.

Bir başka rivayete göre Medusa siyah gözleri, uzunsaçları ve güzel vücudu ile övünen bir kızdı. Uzunzamandan beri Zeus'un oğlu Perseus'u sevmektedir.Bu arada Athene de Perseus'u sevmekte veMedusa'yı kıskanmaktadır. Bunun için Athene,Medusa'nın saçlarını korkunç yılanlar biçiminesokar. Artık Medusa kime baksa, baktığı kimse taşkesilir. Daha sonra onu bu biçimde gören Perseusheyecanla Medusa'nın büyülendiğini düşünerekbaşını keser, başını eline alıp düşmanlarını taşaçevirerek birçok savaşlar kazanır.

Page 34: UNESCO DÜNYA KÜLTÜR MİRASI- TÜRKİYE

Topkapı Sarayı

Dünyada günümüze gelebilmiş sarayların en eskisi ve genişi Topkapı Sarayıdır.

Konumu İstanbul’un ilk kuruluş yeri olan bilinen akropol tepesidir. Tarihi yarımadanın en uç noktasında, 5 km.yi bulan surlarla çevrili, 700.000 m2 özel araziye sahip bir komplekstir. 1470’lerde

yaptırdığı ikinci saraya, önceleri yeni saray, yakın tarihlerden beri de Topkapı Sarayı denilmektedir. Burası imparatorluğun tek sahibi Sultanın resmi ikametgâhı olmakla beraber, resmi devlet işlerinin merkezi, bakanlar kurulunun toplandığı, devlet hazinesi, darphanesi ve arşivlerinin bulunduğu yerdi. İmparatorluğun en yüksek öğrenim kurumu, Sultanın ve devletin üniversitesi de

sarayda bulunurdu.

Page 35: UNESCO DÜNYA KÜLTÜR MİRASI- TÜRKİYE

Küçük Ayasofya Camii

Bizans İmparatoru I. Jüstinyen döneminde 527-536 yılları arasında Aya Sergios ve Bachos Kilisesi adıyla yaptırılan kilise 1497'de sultan II. Beyazıt döneminde camiye çevrilmiştir.

Page 36: UNESCO DÜNYA KÜLTÜR MİRASI- TÜRKİYE

Aya İrini

Kutsal barış anlamındaki kilise I. Constantinus (324-337) zamanında yapıldı. Aya İrini Kilisesi İstanbul'un fethinden (1453'den) sonra camiye çevrilmediği için yapının içinde ve dışında değişiklik yapılmamıştır.

Page 37: UNESCO DÜNYA KÜLTÜR MİRASI- TÜRKİYE

Zeyrek

Zeyrek Camii veya Pantokrator Manastırı Kilisesi İstanbul'un Zeyrek semtinde Doğu Roma döneminden kalma dinî yapıdır. Kilise üç ayrı şapelin bir araya gelmesinde oluşur. Ayasofya'dan sonra İstanbul'da ayakta kalan en büyük eski kilisedir.

Güneydeki ilk kilise II. Yannis Komnenos'un karısı İrene tarafından 12. yüzyılın ilk çeyreğinde yaptırıldı. Karısının ölümünün ardından imparator kilisenin kuzeyinde, az ilerisine ikinci bir kilise yaptırdı ve en sonunda bunları birleştirmek için üçüncü bir kilise daha yaptırdı.

İstanbul'un fethinden sonra ilk medrese burada açıldı. Müderrisi Zeyrek MehmedEfendi'ydi. Fatih Külliyesiyle birlikte yeni medreselerin yapımı tamamlanınca buradaki medrese kapandı ve bina cami oldu. Şu anda yalnızca güney kısmı cami olarak kullanılmaktadır.

Page 38: UNESCO DÜNYA KÜLTÜR MİRASI- TÜRKİYE

Galata Kulesi, İstanbul'un en önemli sembollerinden biri olan 528 yılında inşa edilmiş bir kuledir.

17. yüzyılın ilk yarısında IV. Murat döneminde Hezarfen Ahmet Çelebi, tahtadan yaptırdığı kanatlarını sırtına takarak 1638 yılında Galata Kulesi'nden Üsküdar-Doğancılar'a uçmuştur. Bu uçuş Avrupa'da ilgi ile karşılanmış, İngiltere'de bu uçuşu gösteren gravürler yapılmıştır.

GALATA

Page 39: UNESCO DÜNYA KÜLTÜR MİRASI- TÜRKİYE

İstanbul Surları

Page 40: UNESCO DÜNYA KÜLTÜR MİRASI- TÜRKİYE

Süleymaniye Cami

Page 41: UNESCO DÜNYA KÜLTÜR MİRASI- TÜRKİYE

Süleymaniye Külliyesi, Mimar Sinan tarafından 13 Haziran 1550’de yapımına başlanmış ve 15 Ekim 1557 tarihinde bitirilmiş bir eserdir. Mimar Sinan'ın kalfalık devri eseri olarak nitelendirilen eserin inşasında 1713’ü Müslüman, toplam 3523 işçi çalıştırılmıştır. Külliye 15 bölümden oluşur;

1. Cami2. Rabi Medresesi3. Salis Medresesi4. Evvel Medresesi5. Sani Medresesi6. Tıp Medresesi7. I. Süleyman Türbesi8. Hürrem Sultan Türbesi9. Türbedar Odası10.Bimarhane11.Darüzziyafe12.Darülhadis Medresesi13.Tabhane14.Mimar Sinan Türbesi15.Hamam

Süleymaniye Külliyesindeki en göz alıcı mekân kuşkusuz Süleymaniye Camii’dir. Cami Mimar Sinan’ın diğer eserleri gibi sadelikten taviz vermeyen; ama sadeliği ihtişama dönüştürebilmiş mabetlerdendir. Süslemeler ve bezemeler daha çok kitabeler için kullanılmış olsa da mimari geometri başlı başına bir estetik harikası olmayı başarmıştır.Yapımından günümüze dek İstanbul'da yüzü aşkın deprem gerçekleşmesine karşın, caminin duvarlarında en ufak bir çatlak oluşmamıştır.Cami 128 adet pencereyle ve onlarca kandille aydınlatılmış; bu kandillerden çıkan isin duvarları kirletmemesi ve ayrıca; isten mürekkep yapımında istifade edilebilmesi için girişin üzerine bir is odası inşa edilmiştir. Camideki dört minare, Kanuni’nin İstanbul’un fethinden sonraki dördüncü padişah oluşunu; minarelerdeki on şerefeyse, Osmanlı tarihinin onuncu padişahı oluşunu simgeler.