Türkiye, Ege Bölgesi Uşak İli Özellikleri

27
Türkiye’nin ve Ege Bölgesi’nin Özellikleri [ SORU: Türkiye’yi öncelikle kısa bir özet yapıp anlatınız. Türkiye’yi tanıtırken en çok bilgi almak istediğiniz alana yoğunlaşın (Siyaset, Eğitim, Tarih, Ekonomi, Turizm…vb). Daha sonra ülkemizde merak ettiğiniz ve özellikle kültürel açıdan farklılıklarını ve özelliklerini öğrenmek istediğiniz bir bölgemizi kendinize göre sınırlayarak tanıtınız. (Bölgedeki yaşam biçimi, coğrafik koşullar, geçim biçimi, folklorik özellikler, yeme içme, kültürel faaliyetler…vb), bölgede özellikle gitmediğiniz ve merak ettiğiniz bir şehri seçerek bu bölge ve şehirle ilgili bugune kadar öğrenmediğiniz bilgilere odaklanarak çalışınız.] ÖRGÜT KÜLTÜRÜ TÜRKİYE, EGE BÖLGESİ VE UŞAK İLİ ARAŞTIRMASI

Transcript of Türkiye, Ege Bölgesi Uşak İli Özellikleri

[ SORU: Türkiye’yi öncelikle kısa bir özet yapıp anlatınız. Türkiye’yi tanıtırken en çok bilgi almak istediğiniz alana yoğunlaşın (Siyaset, Eğitim, Tarih, Ekonomi, Turizm…vb). Daha sonra ülkemizde merak ettiğiniz ve özellikle kültürel açıdan farklılıklarını ve özelliklerini öğrenmek istediğiniz bir bölgemizi kendinize göre sınırlayarak tanıtınız. (Bölgedeki yaşam biçimi, coğrafik koşullar, geçim biçimi, folklorik özellikler, yeme içme, kültürel faaliyetler…vb), bölgede özellikle gitmediğiniz ve merak ettiğiniz bir şehri seçerek bu bölge ve şehirle ilgili bugune kadar öğrenmediğiniz bilgilere odaklanarak çalışınız.]

TÜRKİYE’NİN ÖZELLİKLERİ

ÖRGÜT KÜLTÜRÜ

TÜRKİYE, EGE BÖLGESİ VE UŞAK İLİ ARAŞTIRMASI

Türkiye, resmi adıyla Türkiye Cumhuriyeti, Kuzey Yarımkürede, Avrupa ve Asya kıtaları arasında, kuşbakışı görünümü kabaca doğu-batı doğrultusunda bir dikdörtgeni andıran Anadolu platosu ve Trakya yarımadası üzerinde kurulmuştur. Akdeniz, Karadeniz, bu iki denizi Boğazlar vasıtasıyla birbirine bağlayan Marmara Denizi ve Ege Denizi ile çevrilidir. Eski çağın başlıca uygarlık alanları olan Akdeniz dünyası, Balkanlar, Ortadoğu ve Uzakdoğu göç ve ticaret yollarının kesişim noktasında bulunan Türkiye coğrafyası pek çok medeniyete ev sahipliği yapmıştır.

Türkiye, rejimi demokrasi olan bir cumhuriyettir. Osmanlı Devleti'nin I. Dünya Savaşı sonunda 20. yüzyıl başında yıkılmasından sonra, 1923 yılında Türk Kurtuluş Savaşı ile, Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde kurulmuştur. Türkiye, Müslüman çoğunluğa sahip ülkeler arasında en gelişmiş ve modern ülke haline gelmiştir.

Türkiye Cumhuriyeti demokratik, laik sosyal bir hukuk devletidir. Birleşmiş Milletler, NATO, Avrupa Konseyi ve İslam Konferansı Örgütü Türkiye'nin üye olduğu uluslararası örgütlerdendir. 3 Ekim 2005 tarihinden itibaren Avrupa Birliği'ne tam üyelik için müzakerelere başlanmıştır.

Siyaset

Türkiye'nin devlet biçimi cumhuriyettir. Türkiye Cumhuriyeti, Mustafa Kemal önderliğinde 1923'te kurulmuştur. Resmi dili Türkçe'dir. Laik,demokratik,sosyal bir hukuk devleti yönetim anlayışı vardır. Kuvvetler ayrımı esası vardır. Yasama işlerini Türkiye Büyük Millet Meclisi, yürütme işlerini Hükümet, yargı işlerini ise bağımsız mahkemeler yapar. Türkiye'de 1923'te cumhuriyetin ilanı ile devlet başkanı cumhurbaşkanı sıfatını almıştır.

Cumhurbaşkanı devletin başı ve başkomutandır. Bu sıfatla Türkiye Cumhuriyeti'ni ve Türk Milleti'nin birliğini temsil eder. Anayasanın uygulanmasını, devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını gözetir. Cumhurbaşkanı 2012 yılında yapılan düzenlemeye göre halk tarafından seçilir. Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk’tür. Şuan görevde bulunan cumhurbaşkanı ise Recep Tayyip Erdoğan’dır.

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) (Kuruluş: 23 Nisan 1920). Türkiye Cumhuriyeti'nin yasama organıdır. Halk tarafından her 4 yılda bir yapılan seçimler ile belirlenen milletvekilleri TBMM çatısı altında yasama görevini yerine getirmek üzere kanunları belirler. TBMM ye 550 milletvekili seçilmektedir. Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne şuan Cemil Çiçek başkanlık yapmaktadır.

Başbakan, Türkiye Cumhuriyeti'nde yürütmenin başıdır. Bakanlar Kurulu'na başkanlık eder. Hükümeti ve icraatlarını yönetir. Türkiye Cumhuriyeti'nde her 5 yılda bir genel seçimle oluşan Meclis tarafından Başbakan, 5 yıl süre ile seçilir. Şuan görev yapan başbakan Ahmet Davutoğlu’dur.

İlden daha küçük idari birimlere ilçe adı verilir. Her il, büyüklüğüne göre çeşitli sayıda

Sayfa 1

ilçelerden oluşur. İlçelerde mülki amire Kaymakam adı verilir. En küçük idari birime ise köy adı verilir. Muhtar tarafından yönetilen köy, yönetim açısından ilçe merkezine bağlıdır. Son nüfus sayımına göre Türkiye'de 81 il, 850 ilçe ve 35.000'den fazla köy bulunmaktadır.

Nüfus

Türkiye'nin 2007 yılı tahmini nüfusu 75 milyondur. Kuruluş döneminde Balkan ağırlıklı olan nüfus, Anadolu vilayetlerindeki yüksek nüfus artışı nedeniyle 1980'lerden sonra Anadolu ağırlıklı olmuştur. 1985 sayımına göre Türkiye nüfusunun yüzde 10'u Trakya, yüzde 13,1'i Karadeniz, yüzde 19,4'ü Marmara ve Ege, yüzde 9,2'si Akdeniz, yüzde 7'si Batı Anadolu, yüzde 24,1'i İç Anadolu, yüzde 4,8'i Güneydoğu Anadolu Bölgesi ve yüzde 12,4'ü Doğu Anadolu'da yaşamaktadır. Nüfusun yüzde 33'ü kırsal, yüzde 67'si kentsel alanlarda bulunur.

Yaşlara göre nüfus oranı (2006):0-14 yaş arası: %25,5 (9.133.226 erkek - 8.800.070 kız)15-64 yaş arası: %67,7 (24.218.277 erkek - 23.456.761 kadın)65 yaş ve üstü: %6,8 (2.198.073 erkek - 2.607.551 kadın)

Yaş ortalamasıToplamda: 28,1 yaşErkek: 27,9 yaşKadın: 28,3 yaşNüfus Artışı: %1,06 (2006)

Türkiye'nin en büyük nüfusuna sahip kentleri sırayla İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Konya, Mersin , Adana, Samsun,Ş.urfa,Kocaeli, Kayseri,Manisa, Antalya,Diyarbakır ve Trabzon'dur

Din 

Türkiye laik bir ülke olduğundan din ve devlet işleri ayrılmıştır. Dini veya etnik isimli siyasi parti kurulması anayasaya göre yasaktır. Cumhuriyetin ilk yıllarında dinin devlet kontrolü dışında yürütülemeyeceği kanaatine varılarak, devlet tarafından denetlenmesi gerektiği kararlaştırılmıştır. Buna dayanarak 3 Mart 1924 tarihinde Başbakanlığa bağlı bir teşkilat olarak Diyanet İşleri Başkanlığı kurulmuştur. Bu teşkilat bireylere din hizmetini sağlamak ve camii gibi Müslüman ibadet yerlerini yönetmekle görevlidir. 1923'ten önce geçerli olan dini kanunlar tamamen geçerlilikten kaldırılmıştır.

Osmanlı Devletinde resmi aidiyet unsuru olan 'Müslüman' kavramı 1923'ten bu yana kullanılmaz, bu aidiyetin yerine, ulusal aidiyet olan 'Türk' kavramı gelmiştir.

Toplam nüfusun çok küçük (%0,2'den az) bir oranını Gayrimüslimler oluşturur. Bunlar 45.000 Ermeni Gregoryen, 25.114 Musevi, 17.194 Süryani, 2.270 Rum Ortodoks ve yaklaşık 5.628 diğer çeşitli din ve mezheplerden insanlardır (Katolik, Arap Ortodoks, Keldani, vs). 

Sayfa 2

Türkiye'deki Rum Ortodoks, Gayrimüslim nufusun büyük bir kısmı, Lozan Antlaşması gereği Yunanistan'a göç etmiştir. Batı Trakya'da yaşayan Müslümanlar ile İstanbul, Gökçeada ve Bozcaada'da yaşayan Rumlar mübadele dışında bırakılmıştır.

Balkanlar'da ve Kafkaslar'da yaşayan Müslüman ahali Sırp ve Rus Çarlığı orduları tarafından Türkiye'ye sürüldü.

Bugünkü Yunanistan nüfusunun yaklaşık yarısını, Anadolu'dan giden Rumlar oluştururlar. Bu göç edenlerin bir kısmını da hiç Rumca bilmeyen fakat Türkçeyi Yunan alfabesiyle yazan hıristiyanlaşmış Selçuklular yani Türkler oluşturuyordu.Bunlara Karamanlılar adı verilirdi.

Dil 

Türkiye'nin resmi dili Türkçedir. Bugün Türkiye Türkçesi nüfusun büyük bir çoğunluğu tarafından konuşulmaktadır. Bölgelere göre birçok farklı şivesi kullanılmakta olup belli bir eğitim seviyesine ulaşanlar İstanbul ağzını tercih etmektedirler.

Tüm halkın iletişimini sağlayan ve hem resmi dil hem de eğitim dili olan Türkçenin yanında gündelik hayatta başka diller de konuşulmaktadır. Bunlar Abazaca,Arnavutça,Boşnakça Marmara bölgesi'nde ve İç Anadolu'da; Lazca, Gürcüce Karadeniz'de; Kurmanca, Zazaca ve Arapça gibi diller Doğu ve Güney Doğu bölgelerinde kullanılmaktadır. Çok az sayıda olmalarına rağmen resmen azınlık durumunda bulunan Rumlar, Ermeniler'in bir kısmı ve Museviler'in küçük bir kısmı gündelik hayatta kendi dillerini konuşmaktadırlar.Ama yapılan araştırmalara göre Türkçe gündelik hayatta daha yaygın konuşulmaktadır.

Diğer yaygın olarak konuşulan dillerle karşılaştırıldığında, daha az sayıda sözcük ve harf ile daha çok bilgi aktarmak olanaklıdır. Diğer pek çok dilde olmayan bir özelliğe göre, bir sözcük köküne ekler ekleyerek, tek sözcüklü tümceler oluşturulabilir.

Coğrafya ve İklim

Türkiye'nin toprakları 36° - 42° Kuzey paralelleri ve 26° - 45° Doğu meridyenleri arasında yer alır. Kabaca bir dikdörtgeni andırır ve genişliği 1.660 kilometredir. Göller dahil kapladığı alan 814.578 km²'dir. Marmara Bölgesi % 8,5, Ege Bölgesi % 12, Akdeniz Bölgesi % 16, İç Anadolu Bölgesi % 18, Karadeniz Bölgesi % 18, Doğu Anadolu Bölgesi % 21, Güneydoğu Anadolu Bölgesi % 7,5 yer tutar. Trakya'nın yüzölçümü 24.370 km² dir. Türkiye'nin kara sınırlarının uzunluğu 2.573 km, adalar dahil sahil uzunluğu 8.333 kilometredir.

Türkiye 6-21 Haziran 1941 tarihinde yapılan Birinci Türk Coğrafya Kongresi'nde 7 ana coğrafi bölgeye ve 21 coğrafi bölüme ayrılmış, Türkiye'nin yedi coğrafi bölgesinden dördüne komşu olduğu denizin adı verilmiştir, diğer üç bölge de Anadolu bütünü içindeki konumlarına göre adlandırılmışlardır.

Akdeniz Bölgesi %16, Doğu Anadolu Bölgesi %21, Ege Bölgesi %12, Güneydoğu

Sayfa 3

Anadolu Bölgesi %7.5, İç Anadolu Bölgesi %18, Karadeniz Bölgesi %18, Marmara Bölgesi %8.5, yer tutar.

Ülkenin yarısından fazlası, yükseltisi 1.000 metreyi aşan yüksek alanlardan oluşur. Yaklaşık üçte biri orta yükseklikteki ovalar, yaylalar ve dağlar, yüzde 10'u da alçak alanlarla kaplıdır. En yüksek ve dağlık alanlar doğu kesimde yer alır. Kuzey kesimini Kuzey Anadolu Dağları, güney, doğu ve güneydoğu kesimlerini de Toroslar engebelendirir. Ülkenin en yüksek noktası, Ağrı Dağı'nın 5.166 metreye erişen doruğudur. Başlıca geniş düzlükler Çukurova, Konya Ovası ve Harran ovalarıdır. Kaynağı ve denize döküldüğü yer ülke sınırları içinde olan en uzun akarsu 1.355 kilometre uzunluğundaki Kızılırmak'tır. En büyük doğal göl, 3.713 km² alan kaplayan Van Gölü'dür. 817 km²'lik alana yayılan Atatürk Baraj Gölü ise ülkenin en büyük yapay gölüdür. Türkiye'nin en büyük adası olan Gökçeada'nın yüzölçümü 279 km²'dir. Kara parçalarının toplam alanı 770,760 km², su alanlarının toplam alanı ise 9,820 km²' dir.

Ekonomi

Kuruluş yıllarında Osmanlı Devleti'nin yıkılış döneminin savaş yenilgileri geçmişiyle başlayan Türkiye ekonomisi 1923 sonrası yıllarda harap vaziyetteydi.İstanbul ve İzmir haricinde ne sanayi, ne sermaye sınıfı, ne altyapı, ne de eğitim mevcuttu. En basit ürünler dahi ithal edilmek zorundaydı. 12 milyonluk nüfusun büyük çoğunluğunu okuma yazma bilmeyen yoksul insanlar oluşturuyordu. Anadolu'daki büyük toprak sahipleri de sanayi burjuvazisini oluşturmaktan çok uzaktı.

II. Dünya Savaşı sonrasına kadar devlet ekonomisiyle yaşayan toplum, 1950'den sonra Amerika Birleşik Devletleri'nin de etkisiyle büyük bir kapitalist sanayi kalkınma dönemine girdi. Bugün de sürmekte olan bu kalkınma süreci özellikle büyük toprak sahiplerinin, hızla modern sermaye sınıfına dönüşmesine yolaçtı. Anadolu'nun kalkınması ve alt yapısının oluşması sürecinde 200 milyar ABD dolarından fazla borç oluştu. GAP projesi ile Doğu ve Güneydoğu Anadolu teşvik programları halen sürmektedir.

Yıllık ortalama %6 üzerindeki ekonomik gelişme ile beraber büyük bir değişim ve modernleşme başladı. Öncelikle İstanbul, İzmir ve Mersin, gibi Batı bölgeleri, 1980'den sonra da bütün Anadolu illerinde büyük sermaye ve sanayi oluştu. Bir milyar ABD doları ve üzeri sermayeye sahip holding sayısı 26'ya ulaştı (Forbes 2007 listesine göre). Bunun altındaki yüzbinlerce büyük, orta ve ufak ölçekteki şirket, ve oluşan işçi sınıfı,dinamik bir ekonominin taşıyıcıları oldular.

Eğitim

Kuruluş yıllarında toplam 12 milyonluk nüfusun büyük çoğunluğu okur-yazar değildi. Günümüzde bu oran %90'dır. Türkiye eğitim sistemi; 8 yıllık temel eğitime dayanır. Daha sonra 4 yıllık orta öğrenim dönemi vardır. Üniversiteye geçiş Öğrenci Seçme Sınavı ile gerçekleştirilir. Yaygın eğitim kurumları bazında halkeğitimler bulunmaktadır. Açıköğretim sistemi de pekçok öğrenci tarafından kullanılmaktadır.

1930'lara kadar İstanbul Teknik Üniversitesi ile birlikte İstanbul Üniversitesi ülkedeki

Sayfa 4

sadece iki üniversite iken, günümüzde üniversite sayısı 82'dir.

İstanbul Üniversitesi logosuTürkiye'nin en eski üniversitesi olan İstanbul Üniversitesi'nin kuruluş tarihi 1453 yılına, en eski teknik üniversitesi olan İstanbul Teknik Üniversitesi'nin kuruluş tarihi ise 1773 yılına dayanır.

1961 Anayasasının 120. maddesinde üniversiteler özerk kuruluşlar olarak yer alırken, 27 Ekim 1960 tarihli 115 sayılı yasa, 1946 tarihli 4936 sayılı yasanın bazı maddelerini değiştirip yeni maddeler eklemiştir. Bu yasayla Milli Eğitim Bakanlığı'nın Üniversite üzerindeki yetkileri azalmış, fakülte kurullarına daha geniş katılım sağlanmış ve kadro tıkanıklıklarını aşmak üzere yeni düzenlemeler getirilmiştir. Kısaca yönetim, teşkilat, öğretim üyelği ve yardımcılığı konularında daha geniş özerklik koşullarında yeni esaslar konmuştur.[10]

2002 MEB istatistiklerine göre; toplam 6065 lise (ortaoğretim) bulunmaktadır. Bunların 2637'si genel(düz) lise (özel liseler dahil), 3428 tanesi ise mesleki lisedir.

Sayfa 5

EGE BÖLGESİ’NİN ÖZELLİKLERİEge Bölgesi, yer şekilleri, iklim ve bunun etkisine bağlı olarak beşeri ve ekonomik yönden farklı olan iki bölüme ayrılmıştır. Bunlar

Ege Bölümü ve İç Batı Anadolu Bölümüdür.

Yer şekilleri

Yer şekillerinin oluşmasında 3. zaman sonları ile 4. zaman başlarındaki tektonik hareketler belirleyici olmuştur.

Dağlar : Bölgenin batısında, Ege Denizi’ne dik uzanan, doğu-batı yönlü dağlar ile bu dağlar arasındaki çöküntü ovaları yer alır.

Kuzeyden güneye doğru sıralanan Kaz Dağı, Mardan Dağı, Yunt Dağı, Bozdağlar ve Aydın Dağları kırılma sonucu oluşan horstlardır.

Manisa’nın Kula ilçesi yakınlarında genç volkan konileri yer alır.

Ovalar : Doğu – batı yönlü uzanan dağ sıraları arasında yer alan Edremit, Bakırçay, Gediz, Küçük Menderes ve Büyük Menderes

ovaları kırılma sonucu oluşan grabenlerdir. Ege Bölümü’nde yüksekliği 250 metreden daha az olan çöküntü ovaları yer alır ve iç

kesimlere doğru uzanır. Bölgenin en güneyindeki Menteşe Yöresi’nde ise karstik ovalar yaygındır.

Platolar : Bölgedeki platolar Ege grabenlerinin doğusunda, İç Batı Anadolu Bölümü’ndeki yüksek düzlüklerdir. Kıyı Ege ovalarının

bittiği yerde, plato görünümündeki İç Batı Anadolu eşiği başlar. İç Batı Anadolu Platosu üzerinde yüksekliği 2000 metreden az olan

Demirci, Eğrigöz, Şaphane, Murat, Emir ve Sandıklı Dağları yer alır.

Akarsular ve Göller

Akarsular : Bölgenin akarsuları Bakırçay, Gediz, Küçük Menderes ve Büyük Menderes’tir. Hepsi Ege Denizi’ne dökülür. Akarsuların

aşağı çığırlarında arazi eğimi azaldığı için menderesler, akarsu ağızlarında ise akarsularla aynı adları taşıyan irili-ufaklı delta ovaları

oluşmuştur. Akarsuların yatak eğimi az olduğu için hidroelektrik potansiyelleri de azdır.

Göller : Göl bakımından fakir olan Ege Bölgesi’nde Bafa (Çamiçi) ve Marmara gölleri yer alır. Bu göller alüvyal set gölleridir. Suları tatlıdır.

İklim

Sayfa 6

Kıyı kesimindeki Asıl Ege Bölümü’nde Akdeniz iklimi özellikleri görülür. Akdeniz ikliminin etkileri, çöküntü ovaları boyunca, kıyıdan yer

yer 100-150 km kadar içerilere sokulur. Kıyı kesiminde kar yağışları ve don olayları çok ender görülür. Kışları oldukça ılımandır. Yaz

mevsimi kıyı ovalarında oldukça sıcak ve kurak geçer. İç Batı Anadolu Bölümü’nde ise Akdeniz ikliminden karasal iklime geçiş özelliği

görülür. Sıcaklık farkları artar. İç Batı Anadolu’da kış mevsimi kıyı kesime göre daha soğuktur. Kar yağışları ve don olayları görülür.

Yaz mevsimi ise kıyı kesime göre daha sıcaktır. İç Batı Anadolu’da kıyı kesimine göre azalan yağışlar, ilkbahar mevsimine doğru

kayar. Yaz kuraklığı kıyı kesimden daha azdır.

Doğal Bitki Örtüsü

Ege Bölümü’nde 500-600 metreler kadar makiler, daha yükseklerde iğne yapraklı ağaçlardan oluşan ormanlar yer alır. İç Batı

Anadolu Bölümü’nde çalılık ve ormanlarla, İç Anadolu’ya doğru bozkırlar göürülür.

Nüfus ve Yerleşme

Nüfus sayısı bakımından Marmara, İç Anadolu ve Karadeniz bölgelerinden sonra 4. sırayı alır. Bölgede doğum oranı düşüktür.

Yüzölçümü küçük olduğundan, nüfus yoğunluğu bakımından Marmara Bölgesi’nden sonra 2. sırayı alır. Nüfusun dağılışı düzenli

değildir. Kıyı kesimindeki ovalar sık nüfuslu, iç kesimler ise dağlık Menteşe Yöresi ise oldukça tenhadır. Ege Bölümü’nde kentleşme

oranı yüksek, göçler nedeniyle nüfus artışı fazladır. Ayrıca bu bölümde yer alan Kuşadası, Bodrum, Marmaris gibi turizm

merkezlerinde yaz mevsiminde turizm nedeniyle nüfus artar.

İller

Afyon, Aydın, Denizli, İzmir, Kütahya, Manisa, Muğla, Uşak

Ekonomik Özellikler

Tarım

Sayfa 7

Kıyı kesimindeki Ege Bölümü’nde verimli tarım topraklarının bulunması ve Akdeniz ikliminin etkisi nedeniyle, ekonomik değeri yüksek olan ihraç ürünleri yetiştirilir. Bu bölümde tarımda makine kullanımı yaygındır. İntansif (modern) tarım yöntemleri uygulanır.

Tarımsal nüfus yoğunluğu fazla olan bu bölümde seracılık da yaygındır. İç Batı Anadolu Bölümü’nde iklimin karasallaşması ve

sulamanın yaygın olmaması, tarımsal ürün çeşitliliğini azaltır. Kıyıda yetiştirilen ürünler bu bölümde yetiştirilemez.

Tarım Ürünleri

Asıl Ege Bölümü’nün Başlıca Tarım Ürünleri

Tütün : Türkiye tütün üretiminin % 50’sini bu bölge karşılar. Tüm kıyı ovalarında ekimi yapılan ve yurt dışına ihraç edilen tütün en

çok Bakırçay Ovası’nda yetiştirilir.

Zeytin : Akdeniz ikliminin tanıtıcı kültür bitkisi olan zeytin en çok Ege Bölgesi’nde yetiştirilir. Türkiye üretiminin % 48’ini Ege Bölgesi

sağlar. Edremit – Ayvalık Yöresi başta olmak üzere tüm kıyı kesiminde ve yer yer 100 km içerilere kadar zeytin yetiştirilir.

Üzüm : Türkiye’de üzüm üretiminin % 40’ını sağlayan bölge 1. sırada yer alır. Kurutularak ihraç edilen çekirdeksiz üzümün

tamamını Ege Bölgesi üretir. Başta Gediz Ovası olmak üzere Büyük ve Küçük Menderes ovalarında yetiştirilir.

İncir : Kış ılıklığı isteyen ve Akdeniz iklimine uyumlu olan incirin %82’si bu bölgede yetiştirilir. Büyük Menderes, Küçük Menderes ve

Gediz ovalarında incir üretimi yoğunlaşır. Kurutularak yurt dışına ihraç edilen incirin en çok yetiştirildiği yer ise Aydın’dır.

Pamuk : Akdeniz iklimine uyumlu olduğundan kıyı ovalarında ekimi yapılır. Büyük Menderes ve Gediz ovalarında üretimi yoğunlaşır.

Türkiye üretiminin % 42’sini sağlayan Ege Bölgesi üretimde ilk sırayı alır.

Turunçgiller : Akdeniz iklimine uyumlu olan ve kış ılıklığı isteyen turunçgil üretimi, İzmir’in güneyindeki kıyı ovalarında yapılrı.

Türkiye üretiminin %10’unu sağlayan bölge, Akdeniz Bölgesi’nden sonra 2. sırayı alır.

Pirinç : Çöküntü ovalarında ekimi yoğunlaşır.

Sebze : Bölgenin sebze üretiminde önemli bir yeri vardır. Domates, biber, patlıcan, patates, salata, kereviz, pırasa, başlıcalarıdır.

Meyve : Bölge kendine özgü meyve üretimi ile diğer bölgelerden ayrılır. İncir, turunçgil ve üzümün yanı sıra elma ve kiraz üretimi

Sayfa 8

de önem taşır.

İç Batı Anadolu Bölümü’nün Başlıca Tarım Ürünleri

Haşhaş : Tohumundan yağ ve kozasından morfin yapımında kullanılan afyon sakızının elde edildiği bir bitkidir. Bu nedenle ekimi

devlet kontrolünde yapılır. Türkiye üretiminin %90’ını Ege Bölgesi karşılar. Afyonkarahisar çevresinde ekimi yoğunlaşır.

Tahıllar : Bölgede üretilen tahıl ülke üretiminin % 10’a yakın bölümünü karşılar. Tahıllardan buğday ve arpa, Afyon, Kütahya,

Denizli ve Uşak’ta üretilir.

Şekerpancarı : Önemli bir endüstri bitkisi olan şekerpancarı Afyon, Kütahya ve Denizli’de üretilir.

Ayçiçeği : Denizel etkilerin sokulmadığı İç Batı Anadolu’da sulanabilen alanlarda yetişir.

Baklagiller : Uşak, bölgede nohut üretiminin en fazla yapıldığı yerdir.

Hayvancılık

Bölgede hayvan otlatmaya elverişli alanlar pek fazla değildir. Otlaklar daha çok İç Batı Anadolu’da görülür. Bölgenin kıyı kesiminde

besi hayvancılığı, İç Batı Anadolu Bölümü’nde dağlıç ve sakız ırkı, İç Batı Anadolu platolarında karaman ırkı koyun yetiştirilir.

Özellikle maki alanlarında kıl keçisi yetiştiriciliği önem taşır. Menteşe Yöresi’nde arıcılık gelişmiştir. Kümes hayvancılığı son yıllarda

gelişme göstermiştir. Ayrıca doğal balıkçılığın yanı sıra kültür balıkçılığı da yapılır.

Ormancılık

Türkiye ormanları’nın %19’u Ege Bölgesi’nde yer alır. Ormanlar Asıl Ege Bölümü’nde yoğunlaşır. Menteşe Yöresi, Aydın Dağları,

Bozdağlar ve Kaz Dağı orman bakımından en zengin alanlardır. Menteşe Yöresi’nde sığla yağı üretimi yapılır. Günlük ağacı ve

meyan kökü de bölgedeki diğer önemli orman ürünleridir.

Madenler ve Enerji Kaynakları

Madenler : Krom üretiminde ikinci sırayı alan bölgede, Köyceğiz, Marmaris, Emet’te krom çıkarılır. Menteşe Yöresi’nde zımpara taşı,

Afyon’da mermer, Eymir, Ayazmand ve Torbalı’da demir, Kütahya-Emet’te bor minerali çıkartılır. Ayrıca İzmir Çamaltı tuzlasında tuz

üretilir.

Sayfa 9

Enerji Kaynakları : Türkiye’nin en önemli linyit yatakları bu bölgede yer alır. Linyit üretiminin %90’ı Ege Bölgesi’nden sağlanır.

Çıkarıldığı yerler; Muğla – Yatağan, Manisa – Soma, Kütahya’da Tavşanlı, Tunçbilek, Seyitömer ve Değirmisaz’dır. Linyit’in önemli

bir bölümü termik santrallerde yakılarak elektrik enerjisi üretilir.

Enerji Üretim Tesisleri

Termik santrallerin en çok olduğu bölgedir. Bu santraller; Manisa-Soma, Muğla-Yatağan ve Gökova ile Kütahya-Seyitömer ve

Tunçbilek’te kuruludur. Termik enerjinin yanı sıra hidroelektrik enerjisi üretimi de yapılır. Demirköprü (Gediz), Kemer ve Adıgüzel

(Büyük Menderes) barajları bu bölgededir. Denizli-Sarayköy’de jeotermal santral kuruludur.

Sanayi

Başlıca endüstri tesisleri şunlardır :

Besin, Sıvı Yağ : İzmir, Ayvalık, Edremit

Şeker : Uşak, Afyon, Kütahya

Sigara ve İçki : İzmir

Petrol Arıtma ve Petro Kimya : İzmir - Aliağa

Seramik, Çini, Porselen : Kütahya, Uşak, İzmir16.11.2014 Ege Bölgesi, İklim, Coğrafya, Sanayi, Madenler, Yerşekilleri, Ekonomisi

Pamuklu Dokuma : İzmir, Aydın, Nazilli, Söke, Bergama, Denizli ve

Uşak

Otomotiv : İzmir

Tarım Makineleri : Manisa, Aydın

Kağıt : Afyon (Çay)

Azot – Gübre : Kütahya

Ulaşım

Doğu – batı yönlü uzanan dağlar ve arasındaki ovalar, kıyı kesimle iç kesimi birbirine bağlayan yolların yapımını kolaylaştırmıştır.

Dağlık Menteşe Yöresi dışında bölgede ulaşım sorunu yoktur. İzmit limanı ard bölgesine kara ve demiryollarıyla bağlanmıştır.

Türkiye’nin en önemli ihraç limanıdır. Afyon ve Denizli de önemli yolların kesiştiği, ulaşımın geliştiği merkezlerdir.

Sayfa 10

Turizm

Ege Bölgesi’nde özellikle kıyı kesimler tarihi ve doğal güzellikleriyle turizmin çok geliştiği yerlerdir. Bodrum, Marmaris, Kuşadası,

Çeşme, Didim, Foça deniz turizminin geliştiği merkezlerdir. Denizli – Pamukkale’deki travertenler, kaplıcalar, Selçuk-Efes’te Meryem

Ana Kilisesi ve antik kent, Bergama, Sard, Didim, Milet, Afrodisyas anitk kentleri, Afyon ve Kütahya kaplıcaları bölgenin diğer turizm

zenginlikleridir.

Bölgenin Ülke Ekonomisindeki Yeri

Ege Bölgesi sosyo-ekonomik gelişmişlik açısından Marmara Bölgesi’nden sonra 2. sırada yer alır. Aşağıda bölge ekonomisinde önemli yer tutan ürün ve ekonomik faaliyet türlerinin listesi verilmiştir;

İncir, Pamuk, Tütün, Üzüm, Zeytin, Haşhaş, Linyit, Endüstri ürünleri ve Turizm

Sayfa 11

   UŞAK TARİHİ :

Antik dönemdeki adı  “ Temenothyrae “ olan Uşak yaklaşık İ.Ö.4000’den sonra yerleşik düzenin görüldüğü alanda kesintisiz yerleşmenin Eski Tunç Çağında başladığı tespit edilmiştir. Çevrede bulunan höyüklerin alt tabakaları çoğunlukla Tunç Çağının üç evresini de göstermektedir.    Tarih çağlarından önce Friya’nın hakimiyeti altına giren Uşak daha sonra Lidya egemenliği altında kalmış, i.Ö.546 yılında Lidya Kralı Kresus ile pers Kralı Kyrus arasıdaki savaşta, Kresus’un yenilmesi ile tüm Anadolu gibi Uşak’ta İran’dan gelen Persler’in eline geçmiştir. Akhemenit olarak adlandırılan dönem Makedonyalı olan Büyük Büyük İskender’in Anadolu’ya gelmesine kadar devam etmiştir. ( İ.Ö.330) İskender’in ölümünden sonra generallerinden Antigonos’un payına düşen Uşak, bir süre Bergama Krallığına bağlanır. İ.Ö.2.yüzyılda Bergama’nın  Roma’ya katılmasıyla; uşak yöresinde İ.Ö.1892da Roma İmparatorluğu’nun topraklarına girer. İ.Ö. 3952de Roma İmparatorluğu ikiye ayrılınca bölge sonradan Bizans adını alan Doğu Roma topraklarında kalır.1071’den sonra yöre zaman zaman Selçuklular ile Bizanslılar arasına el değiştirir.1176 yılında Selçuklu İmparatoru 2.Kılıç Arslan ile Bizans Kralı Manuel Kommenos arasında yapılan Mryekefelon savaşı sonunda bölge tamamen Selçuklu egemenliğine girer. Selçuklu İmparatorluğunun yıkılması sonucu Germiyan Beyliğine, 1429 yılında ise Yakup bey’in vasiyeti ile Osmanlı topraklarına katılan Uşak Kütahya sancağına bağlı bir kaza; Cumhuriyet döneminde ise; 1953 yılında il merkezi haline geldi.

İKLİM VERİLERİ :

Ege ve İç Anadolu Bölgeleri arasında bir geçit oluşturan Uşak İlinde Ege bölgesi ve İç Anadolu Bölgesi’nin iklim özellikleri bir arada görülür. İlde genel olarak, Egeye göre yazlar sıcak ve kurak geçer, kışları ise, İç Anadolu’ya göre daha ılık geçen karasal bir iklim egemendir.    Ege denizi üzerinden gelen bulutların getirdiği yağışlar, il iklimini orta Anadolu ikliminden ayırır. Buna karşılık yağışların aylara ve mevsimlere göre dağılımı çok düzensizdir.     Sıcaklıkların mevsimlere göre incelenmesi sonucunda;  ortalama yükseklik sıcaklıklarına göre, en sıcak ay ağustos, en soğuk ay ise ocaktır. Ortalama düşük  sıcaklıklarda  da buna benzer bir durum görülmekte, yine en sıcak ay ağustos, en soğuk ise ocak ayıdır. Mart ve aralık ayları da birbirine yakındır.    Uşak’ta rüzgar en fazla batı yönünden esmektedir. İkinci hakim yön kuzey ve doğudur. Genel olarak rüzgar doğu batı yönleri ile kuzey  yönünden  esmektedir.  Güney yönünden esen rüzgarlar ise fazla etkili değildir. Batı yönlü esen rüzgarların esme sayılarında Aralık’tan Mayıs’a kadar bir artış olup, Mayıs’tan Aralık’a kadar azalma olmaktadır.

Uşak Coğrafyası

Sayfa 12

UŞAK İLİ ÖZELLİKLERİ

Uşak ili, Ege Bölgesinin İçbatı Anadolu bölümünde, Ege Bölgesi ile İç Anadolu bölgesinin birbirlerinden ayrıldığı İçbatı Anadolu eşiğinin bat kenarında, 38 derece 13 dakika ve 38 derece 56 dakika enlemleri ile 28 derece 48 dakika ve 29 derece 57 dakika boylamları arasında yer alır. Kuzeyde Kütahya, doğuda Afyon, güneyde Denizli ve batıda Manisa illeri bulunmaktadır. 5 341 km 2 alana sahip olan Uşak yüzölçümü itibariyle iller sıralamasında plaka numarası gibi 64. sıradadır. Ülke yüzölçümünün % 0.7 lik kısmını oluşturmaktadır.

Murat Dağı, Bulkaz Dağı ve Ahır Dağı ilin kuzey, kuzeydoğu ve doğudaki doğal sınırlarını oluştururlar. İl topraklarının batısı, Gediz vadisi ile Ege Bölgesine açılır. İl toprakları bir çok vadiyle yarılmış dalgalı yaylalar görünümündedir. Bu yaylalar kuzeydoğudan güneybatıya doğru alçalarak bazı kesimlerde hafif dalgalı bir görünüş alırlar.

İl arazisi genel olarak dalgalı plato görünümündedir. Kuzey ve doğu kesimleri dağlık, güney ve batı kesimleri ise ovalar ve dalgalı arazilerden oluşmaktadır. İl topraklarının % 57,5i platolardan, % 37 si dağlardan ve % 5.5 i de ovalardan meydana gelmektedir.

Zengin bir bitki örtüsü, sıcak-soğuk su kaynakları ve doğal güzelliğe sahip olan Murat Dağının zirvesini 2309 metre yükseklikte bulunan Kartaltepe oluşturmaktadır. Zirve noktası Kütahya ili sınırları içinde bulunan Murat dağı’nın Uşak sınırları içersinde kalan tepelik alanlarının ortalama yükseltisi 1500 m. civarındadır.

Bulkaz Dağı, Sivaslı ilçesinin doğu ve güneydoğusunda bulunmaktadır.

Elma Dağı, merkez ilçenin kuzeyinde bulunmaktadır. En yüksek noktası 1805 m. olan dağın üzerinde geniş yaylalar ve otlaklar yer almaktadır.

İlin diğer önemli yükselti noktalarını Ahır Dağı ( 1915 m), Tahtalı Tepe ( 1644 m) ve Kocatepe (1298 m) oluşturmaktadır. 

En önemli ovalar, Uşak ve Banaz ovalarıdır. İl yüzölçümünün % 5.5 lik küçük bir bölümünü kaplayan bu ovalar genelikle alüvyonlarla kaplıdır.

Uşak ovası 5 500 hektar büyüklüğünde, Uşak şehrinin kenarında bulunmaktadır. 890 m. yüksekliğe sahip olan bu ova, doğu-batı uzanımlıdır. Kalın bir alüvyon tabakasıyla örtülü bulunan Uşak ovası, oldukça verimli topraklardan oluşmaktadır. Ova üzerinde de az yüksek, koyu renkli volkanik tepeler sıralanmıştır.

Banaz ovası 6 500 hektardır ve Büyük Menderes nehrinin önemli kollarından birisi olan Banaz çayının kenarında oluşmuştur. Kuzeydoğu-güneybatı uzanımlı olan bu ova da oldukça verimli bir özelliğe sahiptir.

TURİZM

Uşak ilinde kültürel turizme kaynak olabilecek başlıca unsurlar, arkeolojik sit

alanları aşağıya çıkarılmıştır.

Sebaste Antik Kenti : Sivaslı ilçesinin 2 km. güneybatısında

Selçikler  Beldesin’deki

Sayfa 13

Sebaste Antik Kenti, Roma İmparatoru ( M.ö.27-M.S.14) tarafından M.Ö.20 yılında

kurulmuştur. Bizans Dönemi’nde piskoposluk merkezi konumuna gelen kentte, 1966

yılında yapılan kazılarda VI.ve X.yüzyıllara tarhlenen iki kilise ve tiyatro kalıntıları ile

Selçikler’in 1 km.güneybatısında M.Ö.VI.yüzyıla tarihlenen 3 tümülüs bulunmaktadır. 

            Blaundus Antik Kenti : Ulubey İlçesi, Sülümenli Köyü’ndeki Antik Blaundus

Kenti; Helenistik Çağ’da derin vadilerle çevrili bir yarımada üzerine kurulmuştur. Roma

Dönemi’nde önemli bir sınır kenti olan Baundus’un simgesi “ Çift At’tır.” Sit alanı

kapsamındaki yerleşimde, kemerli giriş kapısı, tiyatro, tapınak, kaya mezarları ve sur

kalıntıları bulunmaktadır. 

Güre (Bagis) Tümülüs Sahası : Tümülüsler Güre köyünün kuzeyinde,Gediz

Nehrinin kenarında olup, Lidya ve Pers dönemlerine aittir. Karun hazinesi bu

Tümülüslerden çıkarılmıştır. Bagis Kentinin de bu yakınlarda olduğu tahmin

edilmektedir.  Tümülüsler sit alanı olarak tescil edilmiştir. 

Mesotimolos (Düzköy) : Eşme İlçesi, Aydınlık Köyü yakınlarındaki Düzköy’de

olduğu sanılmaktadır. Bu civarda Roma Dönemine ait bir höyük ve cepheleri işlemeli

kaya mezarları bulunmuştur. Tümülüsten 1 km. uzaklıkta kuzeybatı doğrultusunda,

vadi içerisinde önemli doğal ve arkeolojik veriler bulunmaktadır. Vadi yamaçlarında tek

odalı kaya mezarlarına rastlanmıştır.

            Bu alan sit alanı olarak tescil edilmiştir.

 

            Akmonia Antik Kenti :         Uşak ili, Banaz İlçesi, Ahat Köyünde yer alan

Akmonia Antik kenti ilimiz sınırları içerisindeki önemli kentlerden birisidir.

            Kuruluşu ile ilgili olarak kesin bir bilgi olmamasına rağmen M.Ö.9.yy.da

kurulduğu tahmin edilmektedir.

            Köyün güneydoğusunda yer alan Akropolden başka, bugünkü  yerleşimin

olduğu yerde de yoğun bir yerleşim olduğu tespit edilmiştir.

            Her şeyden önemlisi, gerek yukarı şehirde ve gerekse aşağı şehirde çok yoğun

miktarda mozaikli alanların bulunmuştur.

Akmonia antik kenti, yalnızca mozaikleri ile değil, heykelleri ile de önem

taşımaktadır. Arkeolojik kaynaklarda Frigya ile Lidya Bölgesi sınırı üzerinde önemli bir

yerleşim yeri olarak belirtilen M.S.II.yüzyıl ve daha sonraları yine önemli bir Yahudi

nüfusa sahip olan Akmonia ele geçen yazıtlar ile de önemli bir kenttir. 

Alaudda(Hacımköy) : Selçikler’den 17 km.uzaklıkta, Hacımköy yakınlarındadır.

Roma Döneminde Sebaste’ye bağlı olduğu sanılmaktadır.

Şehrin Nekropol’ü  tahrip edilmiştir. Bugün tescilli bir alandır. 

Clanudda (Çırpıcılar Köyü ) : Ulubey ilçesinin kuzeyinde Çırpıcılar Köyü

yakınlarındadır.

            Çırpıcılar Köyü’nün tarlaları olarak kullanılan tepenin yamacında tiyatro kalıntısı

bulunmaktadır. Tiyatronun 100 m.güneyinde kilise olduğu sanılan bir harabe vardır. 

Sayfa 14

            Kremon Agora : tarihte Kral Yolu üzerinde bulunan önemli kentlerden biri

olarak gözükmektedir. W.M.Ramsay’ın “ Anadolu’nun Tarihi Coğrafyası” kitabına

dayanarak Banaz İslamköy civarında olduğu sanılmaktadır. 

            Ayrıca ilde Banaz Ahat Köyü yakınlarında Dioklea, Oturak Köyü, yakınlarında

Hieroxharax, Uşak’ın batısında bulunan Aktaş Köyü yakınlarında, Flauipolis, Ulubey

İnay Köyünden 5 km.güneyde Nais, Kozviran Köyü yakınlarında Alia kentleri

bulunmaktadır.

            Hıeroxharax ve Alia kentlerinin yerleri kesin olarak bilinmemektedir. 

            Pepouza Antik Kenti : Karahallı İlçesinde, Karayakuplu köyü Alakaya

mevkiindedir.. Doğal ve Arkeolojik sit alanı içindedir. Üç kurucusundan biri olan

montanus ismine izafen “ Montanizm” iki antik yerleşim yerlerinden biri olan Karahallı

ilçesi karayakuplu köyünün güney batısında Banaz çayının kıyısında bulunan yerleşim

yeri PEPOUZA ile susuzören köyünün yaklaşık 12 km.güneyine düşen TYMİON yerleşim

yeri arasındaki bu bölge yeni Kudüs olarak anılmaktadır.

 

Karun Hazineleri

Karun Hazinesi veya Karun Hazineleri Çoğu M.Ö. 560-546 yılları arasında Lidya ülkesini yöneten Kroisos (Karun) dönemine ait olan ve Uşak'ın 25 km batısında ve İzmir Karayolu üzerinde bulunan Güre Köyü yakınlarındaki tümülüslerden 1960'lı yıllarda çıkarılarak kaçırılan ve 1993 yılında geri alınan eserlerin toplu adı. Bazı kaynaklarda Lidya Hazinesi veya Lidya Hazineleri olarak da anılırlar.

Lidya döneminin en görkemli eserleri arasında yer alan bu hazine 1965-66-68 yıllarında kaçırılmıştır. İlk soygun 1965 yılında Toptepe tümülüsünde gerçekleşti. 5 kişilik grup tünel kazarak mezar odasına ulaşarak, buradaki buldukları eserleri dönemin parasıyla 65,000 TL'ye sattılar. Daha sonra, 1966'da, İkiztepe tümülüsü 11 kişi tarafindan soyuldu ve oda içesindeki 150 parça önce saklanıp daha sonra 160,000 TL'ye satıldı. Güre'deki üçüncü soygun 1968 yılında Aktepe tümülüsünde yapıldı ve bulunan resim ve kabartmalar 40,000 TL'ye satıldı. Hazinenin tamamı New York'daki Metropolitan Müzesi'nde 1985 yılında bir sergide gazeteci Özgen Acar tarafından görülmeleriyle bulundu. Dönemin Kültür bakanlığının uyarılması sonucu müzenin depolarında saklanan eserleri almak için 1987’de dava açıldı ve yaklaşık 40 milyon dolarlık masrafa yol açan hukuki süreçler sonunda 1993'de Türkiye'ye geri getirildi. İade müze yetkilileri 6 yıl süren davayı kaybedeceklerini anlamarıyla gerçekleşti.

1996'dan beri Uşak Arkeoloji Müzesi’nde sergilenen Karun Hazineleri’ni son beş yılda 769 yabancı turistin ziyaret ettiği ortaya çıktı. Yer sıkıntısından dolayı onlarca eserin üst üste istiflendiği müzede, 35 bin 573 tarihî eser bulunuyor. Bu eserlerin yüzde 10’u sergileniyor. Müzede Karun Hazineleri’ne ait 450 adet eserden 300’ü sergileniyor.

Sayfa 15

Eşme Kilimleri

Kilim dokumacılığı Anadolu''da yüzyıllardır süren geleneksel Türk el sanatlarından biridir. Anadolu kilimleri yapıldığı köy, kasabanın ya da dokunduğu desenlerden birinin adını alır. Uşak'ın Eşme ilçesinde dokunan kilimler de Eşme kilimleri olarak anılmaktadır. Eşme Kilimleri kendine has desen, renk bakımından Anadolu'nun diğer kilimlerinden ayrı bir özelliğe sahiptir. Eşme Kilimleri, kök boya ve atkısı, çözgüsü yün olan pastel donuk renklerden oluşmaktadır. Eşme ve köylerinde dokunan kilimlerde yün, pamuk, kıl, tiftik, gibi liflerden elde edilen iplikler kullanılmaktadır. Kırmızı, yeşil, mavi, siyah, beyaz, kahverengi ve lacivert Eşme kilimlerinde en yaygın kullanılan renklerdir. Eşme Kilimlerinde yeşil murat, mavi ümit, kırmızı tutkulu sevgi, mor keder, anlamına gelmektedir. Her kilim ayrı bir öyküyü anlatır.

      Eşme Kilimleri'nin çözgüleri orta kalınlıkta yün ve pamuktandır. Kenarları küçük dolgu motifleri ile bezelidir. Renkler soluk gri, yeşil, pastel kırmızı ve bazen bordürlerde siyahtır. Eşme kilimleri, Batı pazarlarının gözde kilimlerindendir.

Cılandıras Köprüsü

Sayfa 17

Uşak ilinin Karahallı ilçesinde yer alan Frigyalılar döneminden kalma tarihi köprü.

Köprü Banaz Çayı üzerine yaklaşık 2500 yıl önce yapılmıştır. Köprünün iki ucu, dağ

kayalarının yarı beli üzerine oturmuştur. Uzunluğu 24 metre, derinliği 17 metre, eni

1,75 metredir. Taşların yüzleri kalemle işlenmiş ve kemerlerin iri taşları zıvanalı

olarak birbirine iyice kenetlendirilmiştir. Kemeri kasnak biçimindedir.

     Köprü fil ayağı tabir edilen iki ana gövdeden oluşmuş sabit kaya üzerine bindirme

tekniğiyle inşa edilmiştir. Hangi amaçla yapıldığına ait hiçbir iz bulunmamaktadır.

Ancak kilit taşlarından birinin oynaması üzerine son yıllarda beton ile tamir edilerek

orijinalliğini yitirmiştir.

     Köprünün yanında Karahallı Elektrik Santrali vardır. Santralden boşaltılan su

beton bir kanal ile köprünün yanıbaşından 17 metre yükseklikten dökülmektedir.

       Clandras Köprüsü ve çevresi bölge için önemli bir mesire yeridir.

Ulubey Kanyonu

Sayfa 18

Ulubey Kanyonu (Ulubey Canyon) Uşak ilinin Ulubey ilçesi sınırları içerisindedir. ABD deki Arizona Eyaleti sınırları içersinde buluvnan Büyük Kanyon dan sonra dünyanın en büyük 2. kanyonudur. Bugüne kadar bilinmeyen kanyon, Ulubey Çayı ve Banaz Çayı boyunca devam eden bir ana kanyon ile buna bağlanan onlarca büyük yan kanyonlardan oluşur. Ulubey çayı, bütün kanyonu adeta saklı bir cennete çevirmiştir. 

İlin Doğal Güzellikleri ve Mesire Yerleri 

İl merkezindeki mesireliklerin yanında Banaz ilçesinde Evrendede ve Çokrağan, Sivaslı

ilçesinde de Evrendi Mesire Yeri bulunmaktadır.

Merkez Akse Çamlığı 

Akse Çamlığı 70 hektar genişliğindedir. Uşak'a uzaklığı 4,5 km olup Kurtbaba

mevkiinde bulunmaktadır. Mesire yerinin asli ağaç türü kızılçamdır. Çamların yaş

ortalaması 50-100 yıl arasında değişmektedir. Topografik durum açısından fazla arızalı

değildir. Bir kaç kuru dere ile vadilere ayrılmış durumdadır. Çamlığın yolu her araç için

her zaman gidiş ve gelişe müsaittir.

Göğem Köyü Çamlığı 

Sayfa 19

Yunan başkumandanı General Trikopis'in esir alındığı tepeyi ve bu tepede dikilen zafer

anıtını görüş sahası içine alan bu çamlık Uşak'a 15 km uzaklıktadır. 1961 yılında

bölmeli tepeye anıt inşaa edilmiş olup 2009 yılında yenilenmiştir.

Çokkozlar 

Merkeze 3 km uzaklıkta ve Uşak-Sorkun yolu üzerinde, dere yolu bağları arasındadır.

Bir zamanlar Evliya Çelebi'nin de ziyaret edip beğendiği tarihi bir mesireliktir. Yenileme

çalışmaları 2009 yılında bitmiş, alan genişletilmiş ve çevre düzenlemesi yapılmıştır.

Ilıcaksubaşı 

Uşak'a en yakın bir su başı olan ve Ankara-İzmir asfaltının dibinde bulunan bu

mesirelik meyilli bir dere içindedir. Ilıcaksu'dan Değirmenderesi'ndeki su değirmenleri

yararlanmaktadır.

Huzur Park 

İzmir yolunun 5. km'sinde, yeşillikler ve çiçekler içinde bir dinlenme yeridir. Parkta

Uşak yemeklerini tatma imkânının yanında spor yapma ve kayığa binme gibi

aktiviteler de mümkündür.

Bölme beldesi etrafinda Şakşak, Kocal, Küçükçeşme, Cingöz, Kocaçeşme, Üyücek ve

Aşıgöz mevkileri piknik alanı olarak kullanılır.

Kaplıcalar 

Banaz'daki Hamamboğazı, Ulubey'deki Aksaz ve Merkez ilçedeki Emirfakı ve Örencik

köyü'ndeki kaplıcalar, Uşak'ta yer alan kaplıcalardır. Banaz'daki Hamamboğazı

kaplıcası konaklamaya ilkbahar ve yaz aylarında uygundur.Ören Yerleri

Prehistorik çağlardan beri değişik medeniyetler tarafından iskan edilmiş olan Uşak ilinin hemen her tarafında bu medeniyetlere ait kalıntılara rastlamak mümkündür. Özellikle Hellenistik, Roma ve Bizans Çağı eserleri bölgenin en zengin arkeolojik buluntularıdır.Ulubeyli Sülümenli Harabeleri, Sivaslı Selçikler Köyü Harabeleri, Sivaslı Payamalanı ve Banaz Ahat Köyü Harabeleri bu yerler arasındadır...

Tarihi Köprüler 

Karahallı ilçesindeki Clandras Köprüsü yanında Çanlı Köprü, Halıpazarı Köprüsü ve Beylerhanı Köyü sınırları içindeki Beylerhan KöprüsüUlucak Köyü sınırları içerisinde yer alan Çatal (Değirmen) köprüsü Uşak'ın tarihi köprüleridir.

Tarihi Camiler 

Sayfa 20

Uşak Ulu Camii 1419 yılında Germiyanoğlu Beyi II.Yakup Bey tarafından yaptırılmıştır.Mendepazarı'nda bulunan Karaali Camii 1519 yılında inşa edilmiştir. Burma Camii XVI.Yy da inşa edilmiştir. Çakoloz Camii XIX.Yy da inşa edilmiştir.

Sayfa 21