TOHUM MUCİZESİ

146

description

Bahçenizde bulunan meyve ağaçları, evinizin penceresinden görünen çam ormanı ya da arabayla giderken yol kenarında gördüğünüz çınarlar hakkında hiç detaylı olarak düşünmüş müydünüz? Bu bitkilerin nasıl ortaya çıktığını, hangi aşamalardan geçerek bir ağaç haline geldiklerini biliyor musunuz?Yoksa bitkilerin varlığı sizin için sadece estetik bir anlam mı ifade ediyor? Veya "olsalar da olur olmasalar da" diye mi düşünüyorsunuz?

Transcript of TOHUM MUCİZESİ

Page 1: TOHUM MUCİZESİ
Page 2: TOHUM MUCİZESİ
Page 3: TOHUM MUCİZESİ
Page 4: TOHUM MUCİZESİ

YAZAR VE ESERLER‹ HAKKINDA

Harun Yahya müstear ismini kullanan yazar Adnan Oktar, 1956 y›l›nda An-

kara'da do¤du. ‹lk, orta ve lise ö¤renimini Ankara'da tamamlad›. Daha sonra ‹s-

tanbul Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nde ve ‹stanbul Üni-

versitesi Felsefe Bölümü'nde ö¤renim gördü. 1980'li y›llardan bu yana, imani, bi-

limsel ve siyasi konularda pek çok eser haz›rlad›. Bunlar›n yan› s›ra, yazar›n ev-

rimcilerin sahtekarl›klar›n›, iddialar›n›n geçersizli¤ini ve Darwinizm'in kanl› ide-

olojilerle olan karanl›k ba¤lant›lar›n› ortaya koyan çok önemli eserleri bulunmak-

tad›r.

Harun Yahya'n›n eserleri yaklafl›k 30.000 resmin yer ald›¤› toplam 45.000

sayfal›k bir külliyatt›r ve bu külliyat 57 farkl› dile çevrilmifltir.

Yazar›n müstear ismi, inkarc› düflünceye karfl› mücadele eden iki peygam-

berin hat›ralar›na hürmeten, isimlerini yad etmek için Harun ve Yahya isimlerin-

den oluflturulmufltur. Yazar taraf›ndan kitaplar›n kapa¤›nda Resulullah'›n müh-

rünün kullan›lm›fl olmas›n›n sembolik anlam› ise, kitaplar›n içeri¤i ile ilgilidir. Bu

mühür, Kuran-› Kerim'in Allah'›n son kitab› ve son sözü, Peygamberimiz (sav)'in

de hatem-ül enbiya olmas›n› remzetmektedir. Yazar da, yay›nlad›¤› tüm çal›flma-

lar›nda, Kuran'› ve Resulullah'›n sünnetini kendine rehber edinmifltir. Bu suretle,

inkarc› düflünce sistemlerinin tüm temel iddialar›n› tek tek çürütmeyi ve dine

karfl› yöneltilen itirazlar› tam olarak susturacak "son söz"ü söylemeyi hedefle-

mektedir. Çok büyük bir hikmet ve kemal sahibi olan Resulullah'›n mührü, bu

son sözü söyleme niyetinin bir duas› olarak kullan›lm›flt›r.

Yazar›n tüm çal›flmalar›ndaki ortak hedef, Kuran'›n tebli¤ini dünyaya ulafl-

t›rmak, böylelikle insanlar› Allah'›n varl›¤›, birli¤i ve ahiret gibi temel imani ko-

nular üzerinde düflünmeye sevk etmek ve inkarc› sistemlerin çürük temellerini ve

sapk›n uygulamalar›n› gözler önüne sermektir.

Nitekim Harun Yahya'n›n eserleri Hindis-

tan'dan Amerika'ya, ‹ngiltere'den Endonezya'ya,

Polonya'dan Bosna Hersek'e, ‹spanya'dan Brezil-

ya'ya, Malezya'dan ‹talya'ya, Fransa'dan Bulga-

ristan'a ve Rusya'ya kadar dünyan›n daha pek

çok ülkesinde be¤eniyle okunmaktad›r. ‹ngiliz-

ce, Frans›zca, Almanca, ‹talyanca, ‹spanyolca,

Portekizce, Urduca, Arapça, Arnavutça, Rusça,

Boflnakça, Uygurca,

Endonezyaca, Malayca, Bengoli,

S›rpça, Bulgarca, Çince, Kishwa-

hili (Tanzanya'da kullan›l›-

Page 5: TOHUM MUCİZESİ

yor), Hausa (Afrika'da yayg›n olarak kullan›l›yor), Dhivelhi (Mauritus'ta kullan›-

l›yor), Danimarkaca ve ‹sveçce gibi pek çok dile çevrilen eserler, yurt d›fl›nda ge-

nifl bir okuyucu kitlesi taraf›ndan takip edilmektedir.

Dünyan›n dört bir yan›nda ola¤anüstü takdir toplayan bu eserler pek çok

insan›n iman etmesine, pek ço¤unun da iman›nda derinleflmesine vesile olmakta-

d›r. Kitaplar› okuyan, inceleyen her kifli, bu eserlerdeki hikmetli, özlü, kolay an-

lafl›l›r ve samimi üslubun, ak›lc› ve ilmi yaklafl›m›n fark›na varmaktad›r. Bu eser-

ler süratli etki etme, kesin netice verme, itiraz edilemezlik, çürütülemezlik özel-

likleri tafl›maktad›r. Bu eserleri okuyan ve üzerinde ciddi biçimde düflünen insan-

lar›n, art›k materyalist felsefeyi, ateizmi ve di¤er sapk›n görüfl ve felsefelerin hiç-

birini samimi olarak savunabilmeleri mümkün de¤ildir. Bundan sonra savunsa-

lar da ancak duygusal bir inatla savunacaklard›r, çünkü fikri dayanaklar› çürütül-

müfltür. Ça¤›m›zdaki tüm inkarc› ak›mlar, Harun Yahya Külliyat› karfl›s›nda fik-

ren ma¤lup olmufllard›r.

Kuflkusuz bu özellikler, Kuran'›n hikmet ve anlat›m çarp›c›l›¤›ndan kaynak-

lanmaktad›r. Yazar›n kendisi bu eserlerden dolay› bir övünme içinde de¤ildir, yal-

n›zca Allah'›n hidayetine vesile olmaya niyet etmifltir. Ayr›ca bu eserlerin bas›-

m›nda ve yay›nlanmas›nda herhangi bir maddi kazanç hedeflenmemektedir.

Bu gerçekler göz önünde bulunduruldu¤unda, insanlar›n görmediklerini

görmelerini sa¤layan, hidayetlerine vesile olan bu eserlerin okunmas›n› teflvik et-

menin de, çok önemli bir hizmet oldu¤u ortaya ç›kmaktad›r.

Bu de¤erli eserleri tan›tmak yerine, insanlar›n zihinlerini buland›ran, fikri

karmafla meydana getiren, kuflku ve tereddütleri da¤›tmada, iman› kurtarmada

güçlü ve keskin bir etkisi olmad›¤› genel tecrübe ile sabit olan kitaplar› yaymak

ise, emek ve zaman kayb›na neden olacakt›r. ‹man› kurtarma amac›ndan ziyade,

yazar›n›n edebi gücünü vurgulamaya yönelik eserlerde bu etkinin elde edileme-

yece¤i aç›kt›r. Bu konuda kuflkusu olanlar varsa, Harun Yahya'n›n eserlerinin tek

amac›n›n dinsizli¤i çürütmek ve Kuran ahlak›n› yaymak oldu¤unu, bu hizmette-

ki etki, baflar› ve samimiyetin aç›kça görüldü¤ünü okuyucular›n genel kanaatin-

den anlayabilirler.

Bilinmelidir ki, dünya üzerindeki zulüm ve karmaflalar›n, Müslümanlar›n

çektikleri eziyetlerin temel sebebi dinsizli¤in fikri hakimiyetidir. Bunlardan kur-

tulman›n yolu ise, dinsizli¤in fikren ma¤lup edilmesi, iman hakikatlerinin ortaya

konmas› ve Kuran ahlak›n›n, insanlar›n kavray›p yaflayabilecekleri flekilde anla-

t›lmas›d›r. Dünyan›n günden güne daha fazla içine çekilmek istendi¤i zulüm, fe-

sat ve kargafla ortam› dikkate al›nd›¤›nda bu hizmetin elden geldi¤ince h›zl› ve

etkili bir biçimde yap›lmas› gerekti¤i aç›kt›r. Aksi halde çok geç kal›nabilir.

Bu önemli hizmette öncü rolü üstlenmifl olan Harun Yahya Külliyat›, Allah'›n

izniyle, 21. yüzy›lda dünya insanlar›n› Kuran'da tarif edilen huzur ve bar›fla, do¤-

ruluk ve adalete, güzellik ve mutlulu¤a tafl›maya bir vesile olacakt›r.

Page 6: TOHUM MUCİZESİ

O K U Y U C U YA

● Bu kitapta ve di¤er çal›flmalar›m›zda evrim teorisinin çöküflüne özel bir yer ay-

r›lmas›n›n nedeni, bu teorinin her türlü din aleyhtar› felsefenin temelini olufl-

turmas›d›r. Yarat›l›fl› ve dolay›s›yla Allah'›n varl›¤›n› inkar eden Darwinizm,

140 y›ld›r pek çok insan›n iman›n› kaybetmesine ya da kuflkuya düflmesine ne-

den olmufltur. Dolay›s›yla bu teorinin bir aldatmaca oldu¤unu gözler önüne

sermek çok önemli bir imani görevdir. Bu önemli hizmetin tüm insanlar›m›za

ulaflt›r›labilmesi ise zorunludur. Kimi okuyucular›m›z belki tek bir kitab›m›z›

okuma imkan› bulabilir. Bu nedenle her kitab›m›zda bu konuya özet de olsa bir

bölüm ayr›lmas› uygun görülmüfltür.

● Belirtilmesi gereken bir di¤er husus, bu kitaplar›n içeri¤i ile ilgilidir. Yazar›n

tüm kitaplar›nda imani konular, Kuran ayetleri do¤rultusunda anlat›lmakta,

insanlar Allah'›n ayetlerini ö¤renmeye ve yaflamaya davet edilmektedir.

Allah'›n ayetleri ile ilgili tüm konular, okuyan›n akl›nda hiçbir flüphe veya so-

ru iflareti b›rakmayacak flekilde aç›klanmaktad›r.

● Bu anlat›m s›ras›nda kullan›lan samimi, sade ve ak›c› üslup ise kitaplar›n yedi-

den yetmifle herkes taraf›ndan rahatça anlafl›lmas›n› sa¤lamaktad›r. Bu etkili ve

yal›n anlat›m sayesinde, kitaplar "bir solukta okunan kitaplar" deyimine tam

olarak uymaktad›r. Dini reddetme konusunda kesin bir tav›r sergileyen insan-

lar dahi, bu kitaplarda anlat›lan gerçeklerden etkilenmekte ve anlat›lanlar›n

do¤rulu¤unu inkar edememektedirler.

● Bu kitap ve yazar›n di¤er eserleri, okuyucular taraf›ndan bizzat okunabilece¤i

gibi, karfl›l›kl› bir sohbet ortam› fleklinde de okunabilir. Bu kitaplardan istifade

etmek isteyen bir grup okuyucunun kitaplar› birarada okumalar›, konuyla ilgi-

li kendi tefekkür ve tecrübelerini de birbirlerine aktarmalar› aç›s›ndan yararl›

olacakt›r.

● Bunun yan›nda, sadece Allah r›zas› için yaz›lm›fl olan bu kitaplar›n tan›nmas›-

na ve okunmas›na katk›da bulunmak da büyük bir hizmet olacakt›r. Çünkü ya-

zar›n tüm kitaplar›nda ispat ve ikna edici yön son derece güçlüdür. Bu sebeple

dini anlatmak isteyenler için en etkili yöntem, bu kitaplar›n di¤er insanlar tara-

f›ndan da okunmas›n›n teflvik edilmesidir.

● Kitaplar›n arkas›na yazar›n di¤er eserlerinin tan›t›mlar›n›n eklenmesinin ise

önemli sebepleri vard›r. Bu sayede kitab› eline alan kifli, yukar›da söz etti¤imiz

özellikleri tafl›yan ve okumaktan hoflland›¤›n› umdu¤umuz bu kitapla ayn› va-

s›flara sahip daha birçok eser oldu¤unu görecektir. ‹mani ve siyasi konularda

yararlanabilece¤i zengin bir kaynak birikiminin bulundu¤una flahit olacakt›r.

● Bu eserlerde, di¤er baz› eserlerde görülen, yazar›n flahsi kanaatlerine, flüpheli

kaynaklara dayal› izahlara, mukaddesata karfl› gereken adaba ve sayg›ya dik-

kat edilmeyen üsluplara, burkuntu veren ümitsiz, flüpheci ve ye'se sürükleyen

anlat›mlara rastlayamazs›n›z.

Page 7: TOHUM MUCİZESİ

HARUN YAHYA

TOHUMMUC‹ZES‹

Page 8: TOHUM MUCİZESİ

1. Bask›: Temmuz 2000

2. Bask›: A¤ustos 2006

ARAfiTIRMA

YAYINCILIK

Talatpafla Mah. Emirgazi Caddesi

‹brahim Elmas ‹flmerkezi

A Blok Kat 4 Okmeydan› - ‹stanbul

Tel: (0 212) 222 00 88

Bask›: Seçil Ofset

100 Y›l Mahallesi MAS-S‹T Matbaac›lar Sitesi

4. Cadde No: 77 Ba¤c›lar-‹stanbul

Tel: (0 212) 629 06 15

Bu kitapta kullan›lan ayetler Ali Bulaç'›n haz›rlad›¤›

"Kur'an-› Kerim ve Türkçe Anlam›" isimli mealden al›nm›flt›r.

w w w. h a r u n y a h y a . o r g - w w w. h a r u n y a h y a . n e t

Page 9: TOHUM MUCİZESİ

G‹R‹fi 4

TOHUMDAK‹ SIR 12

TOHUMLARIN YAPISI VE OLUfiUMU 22

TOHUMLARDAK‹ TASARIM 32

TOHUMLARIN DA⁄ITILMASI 50

B‹TK‹LER‹N VE TOHUMLARIN DAYANIKLILI⁄I 86

ÖNEML‹ B‹R AfiAMA: F‹L‹ZLENME 96

TOHUM, B‹R YARATILIfi GERÇE⁄‹D‹R 114

SONUÇ 118

EVR‹M YANILGISI 120

‹Ç‹NDEK‹LER

Page 10: TOHUM MUCİZESİ

T O H U M M U C ‹ Z E S ‹8

Biz gökten belli bir miktarda su indirdik ve onuyeryüzünde yerlefltirdik; flüphesiz Biz onu

(kurutup) giderme gücüne de sahibiz.Böylelikle, bununla size hurmal›klardan,

üzümlüklerden bahçeler-ba¤lar gelifltirdik,içlerinde çok say›da yemifller vard›r; sizler

onlardan yemektesiniz.Ve (daha çok) Tur-i Sina'da ç›kan bir a¤aç (türü

de yaratt›k); o ya¤l› ve yiyenlere bir kat›kolarak bitmekte (ürün vermekte)dir.

(Mü'minun Suresi, 18-20)

Page 11: TOHUM MUCİZESİ

Bahçenizde bulunan meyve a¤açlar›, evinizin penceresinden gö-

rünen çam orman› ya da arabayla giderken yol kenar›nda gördü-

¤ünüz ç›narlar hakk›nda hiç detayl› olarak düflünmüfl müydü-

nüz? Bu bitkilerin nas›l ortaya ç›kt›¤›n›, hangi aflamalardan geçerek bir

a¤aç haline geldiklerini biliyor musunuz?Yoksa bitkilerin varl›¤› sizin için

sadece estetik bir anlam m› ifade ediyor? Veya "olsalar da olur olmasalar

da" diye mi düflünüyorsunuz? E¤er böyle düflünüyorsan›z yan›l›yorsu-

nuz. Çünkü estetik zevkinize hitap etmelerinin yan›s›ra, nefes alman›z›

sa¤layan atmosferdeki dengeleri, oksijen miktar›n›n yeterlili¤ini, fazla

karbondioksitten zehirlenmemenizi, atmosferdeki nemin rahats›z edici

ölçülerde olmamas›n›, yaflad›¤›n›z yerdeki havan›n çok so¤uk ya da çok

s›cak olmamas›n› yani flu anda pek çok yönden rahat bir yaflam sürmeni-

zi büyük ölçüde bitkilerin varl›¤›na borçlusunuz. Üstelik bitkilerin size

olan faydas› sadece bunlarla da s›n›rl› de¤il. Bütün canl›lar gibi siz de ya-

flamak için ihtiyac›n›z olan vitaminlerin ve minerallerin çok büyük bir bö-

lümünü bitkilerden karfl›l›yorsunuz.

Bitkilerin canl› yaflam›nda etkili olan genel özellikleri, nas›l fotosen-

tez yaparak besin ürettikleri, topraktan ald›klar› maddeleri nas›l dev gibi

a¤açlar›n en uç dallar›na kadar da¤›tt›klar› gibi mucizevi detaylar Evrim

Yalan›n› Çökerten Gerçekler Dizisi'nin baflka bir kitab› olan Bitkilerdeki Ya-

rat›l›fl Mucizesi adl› kitapta detayl› olarak ele al›nm›flt›. Bu kitapta ise bit-

kilerin baflka bir yönünden, tohumlardan bahsedilecektir.

Tohum konusunun bu kitapta daha detayl› olarak incelenmesindeki

amaç ise, insanlarda genel olarak var olan al›flkanl›k perdesini kald›rmak-

t›r. Her insan tohumu tan›r, neye benzedi¤ini bilir, bitkilerin tohumlardan

olufltu¤undan haberdard›r. Ancak nas›l olup da tahta parças›n› and›ran

bir cisimden birbirine benzeyen ya da benzemeyen çeflit çeflit bitkinin ç›k-

t›¤›n›, bütün bu bitkilere ait bilgilerin tohumlara nas›l yerlefltirildi¤ini, bu

bilgilerin nas›l ayr› ayr› flifrelendirildi¤ini belki de hiç düflünmemifltir.

Nas›l olup da tahta görünümlü bir cisimden tam ayar›nda flekeriyle,

özel kokusuyla, lezzetiyle meyveler ç›kmaktad›r? A¤ac› üreten, meyvele-

ri a¤aca yerlefltiren tohumun kendisi midir? Meyvelerin veya çiçeklerin

G i r i fl 9

Page 12: TOHUM MUCİZESİ

fleklini, rengini belirleyen tohum mudur? Peki ya a¤aç ile ilgili bilgileri ek-

siksiz olarak içindeki embriyoya yerlefltiren tohumun kendisi midir?

Bu gibi sorular insan›n akl›na hiç gelmemifl olabilir. Ancak insan bu

sorular üzerinde biraz düflününce, "Bir tohum a¤aç üretmeyi nas›l bilir?"

sorusunun cevab›n› da merak etmeye bafllayacakt›r. Tahta parças› görü-

nümündeki bir cisim nas›l olur da üretti¤i a¤ac›n nas›l bir flekle ve yap›-

ya sahip olmas› gerekti¤ini belirleyebilir? ‹flte özellikle bu son soru

oldukça önemlidir. Çünkü tohumdan herhangi bir odun kütlesi ç›kmaz.

Örnek olarak binlerce farkl› bitki türü içinden herhangi bir elma a¤ac›n›

düflünelim. Elma a¤ac›, bilindi¤i gibi topra¤a at›lan bir tohumdan ortaya

ç›kar. Tohum, küçük bir cisimdir; ama nas›l olur bilinmez, o tohumun

içinden belli bir süre sonra 4-5 metre uzunlu¤unda ve yüzlerce kilo a¤›r-

l›¤›nda dev bir a¤aç oluflur. A¤açtaki elmalar, cilalanm›fl gibi duran pü-

rüzsüz kabuklar›, kendine özgü aromas›, içlerindeki flekerli su ile kusur-

suzdurlar. Tohumun, kendisine oranla bu dev boyuttaki a¤ac› yaparken

kullanabilece¤i tek malzeme ise ilk aflamada kendi içindeki yedek besin,

sonras›nda ise sadece toprak ve günefl ›fl›¤›d›r.

Elma örne¤inde de görüldü¤ü gibi tohumlar, içinde tafl›ma sistemi

bulunan, topraktaki maddeleri özümsemek için gereken köklere sahip ve

son derece iyi tasarlanm›fl canl› bir varl›k üretmektedir. ‹nsan bile, ak›l sa-

hibi bir varl›k olarak, iyi bir a¤aç resmi çizmesi gerekti¤inde dahi zorla-

n›r; bir a¤ac›n köklerindeki ve dallar›ndaki ayr›nt›lar› çizmek ise çok da-

ha zor bir ifltir. Ama tohum, bu son derece kompleks canl›y› bütün sistem-

leriyle birlikte, canl› olarak üretmektedir.

Konuyu anlatabilmek için tohum "üretmektedir" diyoruz; ancak flu-

nu hat›rlatal›m: Tohum, müstakil bir akla, fluura ve iradeye sahip bir var-

l›k de¤ildir. Bu durumda a¤açlar› ve bitkileri tüm çarp›c› sistemleriyle bir-

likte ortaya ç›karan›n yani üretenin tohumun kendisi oldu¤unu iddia et-

mek mümkün de¤ildir. E¤er böyle bir iddiada bulunan olursa, bu durum-

da tohumun son derece -hatta insandan bile- ak›ll› ve bilgili bir varl›k ol-

du¤u sonucuna varmas› gerekir. Elbette bu, gerçekd›fl› bir iddia olur.

Bu konunun aç›klamas› ise -kitap boyunca da tüm delilleriyle göre-

ce¤imiz gibi- fludur: Tohumun içinde son derece üstün bir ak›l ve kap-

T O H U M M U C ‹ Z E S ‹10

Page 13: TOHUM MUCİZESİ

saml› bir bilgi gizlidir. Ancak bu ak›l ve bilgi, elbette tohumun kendisine

ait de¤ildir. Tohumu meydana getiren maddelerin moleküllerinin, bu mo-

leküllerin atomlar›n›n ak›l ve bilgi sahibi oldu¤u iddia edilemeyece¤ine

göre bu bilgi tohumun içine bir flekilde yerlefltirilmifltir. Peki bu bilgiyi

yerlefltiren kimdir?

‹flte insan bu flekilde birkaç aflamal› düflündü¤ünde çok önemli ger-

çeklere ulafl›r. Tohum, kendi bafl›na hiçbir fley yapmas› mümkün olmayan

kuru, cans›z bir cisimdir. Tohumlara bu bilgi çok üstün bir güç sahibi ta-

raf›ndan yerlefltirilmifltir. Benzeri olmayan bu gücün sahibi Allah't›r. To-

humlar Allah taraf›ndan a¤aç yapabilecek bilgi ve sisteme sahip olarak

yarat›lm›flt›r. Topra¤a at›lan her tohum, Allah'›n ilmi ile kuflat›lm›flt›r;

O'nun ilmi ile büyüyüp geliflir ve bitki haline gelir:

Gayb›n anahtarlar› O'nun Kat›ndad›r, O'ndan baflka hiç kimse gayb› bil-

mez. Karada ve denizde olanlar›n tümünü O bilir, O, bilmeksizin bir yap-

rak dahi düflmez; yerin karanl›klar›ndaki bir tane, yafl ve kuru d›flta olma-

mak üzere hepsi (ve herfley) apaç›k bir kitaptad›r. (En'am Suresi, 59)

AKILLI TASARIM yani YARATILIfi

Kitapta zaman zaman karfl›n›za Allah'›n yaratmas›ndaki mükem-

melli¤i vurgulamak için kulland›¤›m›z "tasar›m" kelimesi ç›kacak. Bu ke-

limenin hangi maksatla kullan›ld›¤›n›n do¤ru anlafl›lmas› çok önemli.

Allah'ın tüm evrende kusursuz bir tasarım yaratmıfl olması, Rabbimiz'in

önce plan yaptı¤ı daha sonra yarattı¤ı anlamına gelmez. Bilinmelidir ki,

yerlerin ve göklerin Rabbi olan Allah'ın yaratmak için herhangi bir 'tasa-

rım' yapmaya ihtiyacı yoktur. Allah'ın tasarlaması ve yaratması aynı an-

da olur. Allah bu tür eksikliklerden münezzehtir. Allah'ın, bir fleyin ya da

bir iflin olmasını diledi¤inde, onun olması için yalnızca "Ol" demesi yeter-

lidir. Ayetlerde flöyle buyurulmaktadır:

Bir fleyi diledi¤i zaman, O'nun emri yalnızca: "Ol" demesidir; o da hemen

oluverir. (Yasin Suresi, 82)

Gökleri ve yeri (bir örnek edinmeksizin) yaratandır. O, bir iflin olmasına

karar verirse, ona yalnızca "Ol" der, o da hemen oluverir. (Bakara Suresi,

117)

G i r i fl 11

Page 14: TOHUM MUCİZESİ

T O H U M M U C ‹ Z E S ‹12

1.BÖLÜM

fiimdi ekmekte oldu¤unuz (tohum)u gördünüz mü?Onu sizler mi bitiriyorsunuz, yoksa bitiren Biz miyiz?

E¤er dilemifl olsayd›k, gerçekten onu bir ot k›r›nt›s›k›lard›k; böylelikle flaflar-kal›rd›n›z.

(Vak›a Suresi, 63-65)

Page 15: TOHUM MUCİZESİ

Afla¤›daki resimlere bak›n. Sizce kuru tahta parçalar›n› and›ran

bu cisimler nedir? Bu cisimlerden canl› bir varl›k meydana gele-

bilir mi?

Bu cisimlere bakan birçok insan muhtemelen bunlar›n meyve çekir-

dekleri veya çal› ç›rp› benzeri maddeler, hatta bir nevi çöp olduklar›n› dü-

flünmüfl olabilir. O halde siz, kimilerinin "çöp" olarak nitelendirdikleri bu

cisimleri al›p bahçeniz veya evinizdeki bir saks›n›n içindeki topra¤a gö-

mün ve bir müddet bekleyin. Bir süre sonra ne olaca¤›n› merak ediyorsa-

n›z arka sayfay› çevirin ve sonucu görün.

Arka sayfadaki resimlerden anlafl›laca¤› gibi bu "kuru tahta parçala-

r›" birer tohumdur. Ve bu tohumlar uygun flartlar sa¤land›¤›nda hayret

verici flekilde yeflerir ve çeflit çeflit bitkileri meydana getirirler. Peki acaba

küçük ve kuru olan bu cisimleri bir tahta parças›ndan ay›ran özellik ne-

dir?

Tohumlar›n, kendilerini di¤er cisimlerden ay›ran çok önemli bir

özellikleri vard›r. Tohumlar ait olduklar› bitkinin her dal›na, her yapra¤›-

na, bu yapraklar›n say›s›na, flekillerinin nas›l olaca¤›na, kabu¤unun ne

renkte ve kal›nl›kta olaca¤›na, besin ve su tafl›yan borular›n›n geniflli¤ine,

say›s›na, bitkinin uzunlu¤una, meyve verip vermeyece¤ine, verecekse bu

meyvelerin tatlar›na, kokular›na, flekillerine, renklerine dair -k›sacas› bir

bitkiyle ilgili olabilecek- bütün bilgilere sahip cisimlerdir.

Peki tohum hakk›nda hiçbir bilgiye sahip olmasayd›k ve bu cismi ilk

defa görüyor olsayd›k, ne ifle yarad›¤›n› da hiç bilmeseydik -arka sayfa-

To h u m d a k i S › r 13

Page 16: TOHUM MUCİZESİ

daki resimlerde görüldü¤ü gibi- tohumlar›n içinden hiçbiri di¤erine ben-

zemeyecek flekilde say›s›z bitkinin ç›kabilece¤ini, bu bitkilerin bir k›sm›-

n›n da metrelerce yüksekli¤e ulaflabileceklerini tahmin edebilir miydik?

Tabii ki böyle bir fleyi tahmin edemezdik. Kuru tahta parças› görünümün-

deki bir cisimden mis gibi kokan, çarp›c› renklere ve flekillere sahip say›-

s›z çiçe¤in; papatyalar›n, lalelerin, açelyalar›n, sardunyalar›n, nergislerin,

güllerin, menekflelerin ç›kaca¤›n› düflünemezdik. Türlü türlü meyvelerin;

fleftalinin, hindistan cevizinin, armutlar›n, ayvan›n, dutun, kay›s›n›n yine

bu tohumlar›n oluflturdu¤u a¤açlarda yetiflece¤ini, küçük siyah, kahve-

rengi ya da sar› cisimlerin bö¤ürtlenleri, portakallar›, mandalinalar›, kar-

puzlar›, erikleri, biberleri, domatesleri oluflturaca¤›n› hayal bile edemez-

dik.

‹flte bu yüzden tohum, üzerinde

düflünülmesi gereken bir varl›kt›r.

Milyonlarca y›ld›r tohumlar›n içinde

bitkilere ait bütün bilgilerin saklan›-

yor olmas› s›radan bir konu olarak

karfl›lanmamal›d›r. Bu, konu üzerin-

de düflünen insan›n önünde hiç bek-

lemedi¤i ufuklar› açacak, pek çok

olaya bak›fl aç›s›n› de¤ifltirecek bir

T O H U M M U C ‹ Z E S ‹14

Page 17: TOHUM MUCİZESİ

To h u m d a k i S › r 15

Page 18: TOHUM MUCİZESİ

bilgidir. Bu bilgiye daha yak›ndan flahit olmak için insan›n en yak›n›ndan,

örne¤in evinde bulunan sebzelerden, çiçeklerden, meyvelerden düflün-

meye bafllamas› yeterlidir.

Örne¤in; bir tohumun karpuz olabilmesi için ne gibi bilgilere ihtiyaç

vard›r, düflünelim. Karpuz dilimini eline al›p inceleyen insan çok belirgin

bir düzen ile karfl›laflacakt›r. Bu düzeni sa¤layan bütün bilgiler karpuzun

çekirdeklerinde yani tohumlar›nda mevcuttur. ‹ncelemeye devam eden

kifli karpuzun çekirdeklerinin her birinin ince bir ba¤ ile sulu bölüme tut-

turuldu¤unu görecek, çekirdeklerin üzerindeki incecik zar› fark edecektir.

‹flte bu zar›n yap›s› hakk›ndaki bilgi de, karpuzun hofla giden tam ayar›n-

da flekeri, esans› ve lezzeti ile ilgili bilgi de tohumlar›nda mevcuttur. Bun-

dan baflka; karpuzun kabu¤undaki desenler, kabu¤un kal›nl›¤›, üzerinde-

ki mumlu yap› ile ilgili bütün bilgiler de tohumlarda flifrelenmifltir. Kabu-

¤u oluflturan hücrelerin bir duvar ustas›n›n yapamayaca¤› kadar pürüz-

süz bir doku oluflturmalar›n› sa¤layan bilgi de tohumlardad›r.

Dünyan›n her yerinde karpuzlar›n ayn› özelliklere sahip olmas›n›

sa¤layan da tohumda sakl› olan bu bilgidir. Bu nedenle dünyan›n neresi-

ne gidilirse gidilsin karpuz çekirdeklerinden bir miktar al›n›p topra¤a

ekilse bir süre sonra topraktan bir karpuz

bitkisinin ç›kt›¤›, ard›ndan bu bitkinin

üzerinde küçük karpuzlar›n olufltu¤u,

bunlar›n da zamanla büyüdü¤ü ve ger-

çek birer karpuza dönüfltükleri görüle-

cektir.

Baflka bir örnek verelim ve koza-

lakl› bir a¤ac›n özellikleri ile çöl bitkile-

rinin özelliklerinden baz›lar›n› ele ala-

rak karfl›laflt›rma yapal›m.

K›fl›n toprak dondu¤u için a¤aç

T O H U M M U C ‹ Z E S ‹16

Karpuz çekirdeklerindeki detayl› tasar›m› ince-leyen bir insan çok önemli bir gerçe¤e ulafla-cakt›r. Bu küçücük çekirdeklerin içinde, tad›y-la, kokusuyla, koruyucu kabu¤uyla kusursuzbir meyvenin bilgilerinin yerlefltirilmesi biryarat›l›fl mucizesidir.

Page 19: TOHUM MUCİZESİ

kökleri bir süre sonra topraktan su alamaz duruma gelir. Ayr›ca k›fl›n çok

az ya¤mur ya¤ar, ya¤›fllar›n ço¤u kar olarak düfler. Bu nedenle a¤açlar›n

k›fl mevsiminde ortaya ç›kan susuzlu¤a dayan›kl› olmalar› gerekmekte-

dir. ‹flte a¤açlar bu dayan›kl›l›¤› yapraklar› sayesinde kazan›rlar. Örne¤in;

birçok kozalakl› a¤ac›n yapraklar› sert bir deri gibidir ve dökülmez. Yap-

raklar›n›n üzerindeki mumlu yüzey de suyun buharlaflma yolu ile kayb›-

n› azalt›r ve bu dayan›kl›l›k yapraklar›n dökülmesini ya da su bas›nc› do-

lay›s›yla bitkinin solmas›n› önler. Bundan baflka kozalakl› a¤açlar›n yap-

raklar›n›n ço¤u i¤ne fleklindedir ve dona karfl› da dayan›kl›d›r.

Ayr›ca bu bitkiler her bahar mevsiminde yeni yapraklar açt›klar›nda

enerji toplarlar. Ve yaprakla-

r›n›n dayan›kl›l›¤› da bu bit-

kiler için önemlidir. Çünkü

hava koflullar›n›n elveriflli ol-

du¤u her f›rsatta bu bitkiler

hemen fotosentez yaparak

besin depolarlar. Yapraklar›n›

dökmeyen a¤açlar›n flekli de

genelde koni biçimindedir ve

bu sayede üzerlerine düflen

kar kolayl›kla dökülür ve

böylece dallar› a¤›rl›ktan k›-

r›lmam›fl olur. Ayr›ca tutulan

karlar a¤ac› so¤u¤a karfl› ko-

rur ve yapraklardan nemin

ç›kmas›n› azaltarak su kayb›-

n› önler.1

Çölde yaflayan bir bitki

için kurakl›k en büyük tehli-

kelerden biridir. Ne zaman

ya¤aca¤› belli olmayan ya¤-

To h u m d a k i S › r 17

Her a¤aç türü farkl› bir tasar›masahiptir. Bu tasar›mla ilgili tüm bil-giler de tohumlarda saklanm›flt›r.

Page 20: TOHUM MUCİZESİ

murlar, kum f›rt›nalar›, afl›r› s›cakl›k gibi olumsuz etkenler normal flartlar-

da bitkilerin soylar›n›n tükenmesine neden olabilir. Ancak çöl bitkilerine

ya da kurak iklimlerde yetiflen di¤er bitkilere bakt›¤›m›zda bu ortamlara

dayan›kl› olmalar›n› sa¤layacak kendilerine has özelliklerinin bulundu-

¤unu görürüz. Tohum yap›lar›, üreme flekilleri bu koflullarda nesillerini

devam ettirmelerini sa¤layacak flekildedir.

Buna çöl bitkilerinin tohumlar›n›n içerdikleri baz› maddelerden ör-

nekler verelim. Birçok çöl tohumu filizlenmeyi engelleyen çeflitli madde-

lere sahiptir. Örne¤in; Sinapis alba adl› bitkinin meyveleri tohumun filiz-

lenmesini engelleyen "blastokoline" maddesi ihtiva eder. Arizona'daki ba-

z› çöl bitkileri de yine yap›lar›ndaki baz› maddeler nedeniyle çok uzun

uyku dönemlerinden sonra fidan verirler. Mesela; Lepidium lasiocarpum

T O H U M M U C ‹ Z E S ‹18

Çöl bitkilerinin susuzlu¤a ve s›ca¤a dayan›kl› bir yap›lar›n›n olmas› da bu bitkilerintohumlar›na kodlanm›fl olan bilgilere ba¤l›d›r. Bu çeflit çeflit bilgiyi küçücük tohum-lar›n içine s›¤d›ran, elbette sonsuz bir kudret sahibi olan Allah't›r.

Page 21: TOHUM MUCİZESİ

isimli bitki bir y›ldan sonra, Streptanthus arizonicus 26 aydan sonra filiz-

lenmeye haz›rd›r. Bu maddelerin varl›¤›n›n önemi özellikle kurak mev-

sim bafl gösterdi¤inde anlafl›lmaktad›r.2

Bu iki bitki türünün örnek verilen özelliklerinin her biri tohumun

embriyosunda bulunmas› gereken bir bilgi demektir.

Yapraklar›n› dökmeyen bitkilerle çöl bitkileri

aras›ndaki bu birkaç fark bile bitki tohumla-

r›n›n içinde ne kadar çok ve detayl› bilgi-

nin kodlanm›fl oldu¤unu aç›kça göster-

mektedir.

Gülün k›rm›z› rengi, yaprakla-

r›ndaki k›vr›mlar›n her birinin nas›l

olaca¤›, kaç yapra¤›n›n olaca¤›, yap-

raklar›n›n yumuflakl›¤›, kadifemsi ya-

p›s›, güle kokusunu veren madde-

lerin oran› birer bilgidir. Patl›ca-

na morumsu siyah rengini ve-

ren, üstüne cilal› kabu¤unu

yerlefltiren, içinde çekir-

deklerini s›ralayan, sa-

p›n› dayan›kl› k›lan,

sap›n içindeki tafl›ma

borular›n›n uzunluk-

lar›n› belirleyen, emb-

riyoya yerlefltirilmifl

olan bilgilerdir. Kuru

sopaya benzeyen as-

ma dallar›ndan tatl› ve

su dolu kesecikler ha-

linde üzümlerin ç›kma-

s›n› sa¤layan da bu bilgi-

dir. Üzüm kabuklar›n› f›n-

d›k kabuklar›ndan farkl› k›-

To h u m d a k i S › r 19

Yukar›da görülenkuru tohumlardan,kusursuz güzellik-teki, rengarenk gül-leri ç›kartan gök-lerin ve yerin Rabbiolan Allah't›r.

Page 22: TOHUM MUCİZESİ

lan, bu iki meyvenin renklerini, tatlar›n›, kokular›n›, içindeki vitaminleri,

birinin sulu birinin kuru yap›larda olmas›n› sa¤layan hep tohumlar›n

embriyolar›ndaki bilgilerdir.

Bitkiler ilk ortaya ç›kt›klar›ndan beri tohumla üreyen türlerin her bi-

rinde bu bilgiler var olmufltur. Buraya kadar anlat›lanlarda da aç›kça gö-

rüldü¤ü gibi aksi bir durum yani bu bilginin olmamas› demek, o bitkinin

var olmamas› demektir. Bu noktada akla flu soru gelmektedir:

Tohuma bu bilgi kim taraf›ndan yerlefltirilmifltir?

Bu sorunun cevab›n› kitab›n girifl bölümünde vermifltik. Ancak bu-

rada bir kez daha hat›rlatmakta yarar vard›r. Tüm bu muazzam bilgiyi to-

T O H U M M U C ‹ Z E S ‹20

‹çleri flekerli su dolu, lezzetli üzümlerüstte görülen kuru a¤aç dallar›nda yetiflir.‹ncecik bir dal›n üzerinde kilolarca üzümyaratan hiç kuflkusuz ki Allah't›r.

Page 23: TOHUM MUCİZESİ

humun içine yerlefltiren, herfleyin Yarat›c›s› olan Allah't›r.

Küçücük bir tohumun içine böylesine muazzam bir bilginin yerleflti-

rilmifl olmas› ve tohumlar›n di¤er özellikleri iman edenler için Allah'›n

benzersiz yaratma sanat›na birer örnektir. ‹manlar›n› art›racak, onlar›

Rabbimiz'e yaklaflt›racak bir vesiledir. Allah herfleye güç yetiren oldu¤u-

nu, binlerce sayfal›k bilgileri küçücük tohumlara yerlefltirerek ve efli ben-

zeri olmayan çeflit çeflit bitkiyi bu küçücük cisimlerden ç›kararak bir kez

daha bize göstermektedir. Tohumlardan bitkilerin ç›kmas›n› sa¤layan

yaln›zca Allah't›r. Bu gerçek ayetlerde flöyle bildirilmektedir:

fiimdi ekmekte oldu¤unuz (tohum)u gördünüz mü? Onu sizler mi bitiri-

yorsunuz, yoksa bitiren Biz miyiz? E¤er dilemifl olsayd›k, gerçekten onu

bir ot k›r›nt›s› k›lard›k; böylelikle flaflar-kal›rd›n›z. (Vak›a Suresi, 63-65)

Bir di¤er ayette tohumu yaratan›n da, topra¤›n içine düfltü¤ünde

onu yar›p içinden yeni bir bitkiyi ç›karan›n da Allah oldu¤u flöyle haber

verilmektedir:

Taneyi ve çekirde¤i yaran flüphesiz Allah't›r. O, diriyi ölüden ç›kar›r, ölü-

yü de diriden ç›kar›r. ‹flte Allah budur. Öyleyse nas›l oluyor da çevriliyor-

sunuz? (En'am Suresi, 95)

Gerçek bu kadar aç›k olmas›na ra¤men bunu kavrayamayan insan-

lar yeryüzünde her zaman mevcut olmufltur. Allah'›n varl›¤›n› inkar eden

kifliler bu yarat›l›fl mucizesini görmezlikten gelerek tohumlar›n ortaya ç›-

k›fl›na tesadüflerle aç›klama getirmeye çal›flm›fllard›r ve halen de çal›fl-

maktad›rlar. Ancak ne kadar çabalarlarsa çabalas›nlar sonuç de¤iflmeye-

cektir. Ak›l ve vicdan sahibi her insan tohumdaki kusursuz tasar›m› ve

içerdi¤i ola¤anüstü bilgiyi inceledikçe bunun tesadüfen oluflamayaca¤›n›

anlayacak ve yarat›l›fl gerçe¤ine flahit olacakt›r. Kitab›n ilerleyen bölümle-

rinde de görülece¤i gibi tohumlardaki tasar›m ve içlerinde yer alan bilgi,

kendi kendine ortaya ç›kamayacak kadar ihtiflaml›d›r.

To h u m d a k i S › r 21

Page 24: TOHUM MUCİZESİ

T O H U M M U C ‹ Z E S ‹22

2.BÖLÜM

Görmüyorlar m›; biz, suyu çorak topra¤a sürüyoruzda onunla ekin bitiriyoruz; ondan hayvanlar›,kendileri yemektedir? Yine de görmüyorlar m›?

(Secde Suresi, 27)

Page 25: TOHUM MUCİZESİ

Bafl›n›z› çevirdi¤inizde gördü¤ünüz metrelerce uzunluktaki a¤aç-

lardan, mis gibi kokular›ndan zevk ald›¤›n›z çiçeklere, yedi¤iniz

sebzelere, meyvelere kadar pek çok bitki en baflta birer tohumdu-

lar. Peki bu tohumlar hangi safhalardan geçerek oluflmufltur?

Tohum oluflumunun ilk safhas› çiçekli bitkilerdeki polenlerin yani

erkek hücrelerin tafl›nmas›d›r. Rüzgar, böcekler, hayvanlar ya da baflka

herhangi bir yolla tafl›nan erkek üreme hücrelerinin (polenlerin) yolculuk-

lar›n›n son noktas› çiçeklerin difli üreme organlar›d›r.

Çiçeklerin tam ortas›nda, meyve yapraklar›ndan (karpellerden) olufl-

mufl tek ya da birkaç tane difli organ bulunur. Her difli organ›n en üst bö-

lümünde de bir tepecik, bunun alt›nda tepeci¤i tafl›yan bir boyuncuk ve

en dipte de tohum taslaklar›n› bar›nd›ran fliflkince bir yumurtal›k vard›r.

Erkek organlardan gelen çiçek tozlar›, yüzeyi yap›flkan bir s›v›yla

kapl› olan tepeci¤e konarlar, sonra boyuncuk kanal›yla dipteki yumurta-

l›¤a ulafl›rlar. Bu yap›flkan s›v›n›n çok önemli bir görevi vard›r: Çiçek toz-

lar› boyuncu¤un alt›ndaki yumurtal›¤a ulaflamad›kça buradaki tohum

taslaklar›n› dölleyemezler. Bu yap›flkan s›v› bu noktada devreye girer ve

çiçek tozlar›n›n etrafa da¤›larak bofl yere harcanmas›n› önler.

Çiçek tozlar›, tepeci¤in üstüne konduktan sonra büyümeye bafllar.

Olgunlaflm›fl her polen tanesi iki sperm hücresi tafl›r. Ayn› türden bir çi-

çe¤in tepeci¤ine yap›flan polen, kök kadar ince bir borucuk gelifltirerek,

difli organ›n boyuncu¤undan yumurtal›¤a do¤ru uzat›r. Borucuk, uzaya-

rak yumurtal›¤a ulaflt›¤›nda kopar ve içindeki spermler serbest kal›r. Böy-

lece spermlerden biri yumurtal›ktaki yumurta hücresiyle birleflir. Bu olu-

flum ileride tohumu meydana getirecektir. Di¤er çekirdek de ayn› tohum

tasla¤›ndaki baflka hücrelerle birleflerek tohumun çimlenmesi için gerekli

besin deposunu oluflturur. ‹flte bu olaya döllenme denir. Döllenmeden bir

süre sonra da ortaya tohum ç›kar.

Döllenmeden sonra oluflan her tohumda bir bitki embriyosu bir de

besin deposu bulunur. Bitkiyle ilgili bafltan beri anlatt›¤›m›z bütün bilgi-

ler bu embriyoda bulunur; yani embriyo bitkinin küçük bir kopyas›n›

içinde bar›nd›r›r. Besin deposu ise, bitki kendi besinini üretebilecek hale

gelene kadar embriyonun büyümesini sa¤layacakt›r.

To h u m l a r › nYa p › s › v e O l u fl u m u 23

Page 26: TOHUM MUCİZESİ

T O H U M M U C ‹ Z E S ‹24

Bu flemada bir bitkinin çiçeklenmesinden tohum oluflumuna kadar gerçekleflen aflamalar görülmek-tedir. Böyle bir ifllemin tesadüfen ortaya ç›kamayaca¤› ak›l sahibi her insan için aç›k bir gerçektir.(Musa Özet Osman Arpac›, Ali Uslu, Biyoloji 3, Surat Yay›nlar›, s.17)

Anter

D‹PLO‹T SAFHA

HAPLO‹T SAFHA

Fide

2n kromozomlu bitki

Tohum Kabu¤uTohum Embriyo (2n)

Endosperm (3n)

Polen kesesinde,mikrosporlar›oluflturan anahücreler

Mayoz bölünmesonucunda polentaneciklerinde 4tane haploit (n)mikrospor oluflur

Tozlaflmadan sonra polentanesinden yumurtal›¤akadar polen tüpü oluflur.Tüp içerisinde vejetatif vegeneratif olmak üzere ikiçekirdek bulunur.

Yumurtal›kiçinde tohumtasla¤›

Tohum tasla¤› anahücresi mayozbölünme geçirerekmegaspor oluflur

Mayoz bölün-me ile oluflan4 hücreden3'ü ölür di¤e-ri (megaspor)ise 3 mitozgeçirerek 8çekirdekliembriyo ke-sesini olufl-turur.

Antipot hücreleri

Polen tüpü

Erkek gametofit

Mayoz

Mitoz

Polen tanelerida¤›l›r

Sperm (n)

Sperm (n)

Endospermi olufltu-racak hücre (sekon-der çekirdek)

Sinerjitler

Yumurta (n) Tohum tasla¤›n›ndikine kesiti

Polen tüpü tohumtasla¤›na ulaflt›¤›n-da spermlerden birtanesi yumurtay›dölleyerek embri-yoyu di¤eri de se-konder çekirde¤idölleyerek endos-permi oluflturur.

Mayoz Mayoz ‹kili Döllenme

Page 27: TOHUM MUCİZESİ

Tohumlardaki Yedek Besin Deposunun Özellikleri

Tohumlarda embriyo ile birlikte bulunan yedek besin çok önemlidir.

Çünkü tohum halindeki bir bitkinin fotosentez yapacak yapraklar› ve

topraktan besin toplayabilece¤i kökleri yoktur. Topra¤›n üstüne ç›kacak

bir filiz haline gelene kadar tohum bünyesindeki bu besini kullanmak zo-

rundad›r. Bu nedenle yedek besin, tohumun geliflimini tamamlamas›na

yetecek miktarda olmal›d›r.

Bu noktada karfl›m›za mucizevi bir detay ç›kmaktad›r. Her bitkinin

tohumunda tam ihtiyac› olacak kadar besin depolanm›flt›r. Uzun süre

çimlenmeden dayanmas› gereken tohumlar›n (örne¤in hindistan cevizi

tohumlar›) içindeki besin miktar› ile suyla karfl›laflt›ktan k›sa bir süre son-

ra filizlenmeye bafllayan tohumlar›n (kavun, karpuz vs.) içindeki besin

miktar› farkl› farkl› ayarlanm›flt›r. Üstelik döllenmeden sonra tohum olu-

flurken bitkinin türüne göre hangi maddelerin depolanaca¤› da ince ince

tasarlanm›flt›r. Genel olarak niflasta ve protein, kimi zaman da bunlara ek

olarak fleker ve ya¤ tohumda besin olarak depolan›r. Bu maddelerden ni-

flasta, vazgeçilmezdir çünkü tohum için gerekli olan ana enerjiyi sa¤laya-

cakt›r. Depolanm›fl proteinler de bitki aç›s›ndan önemli olan di¤er prote-

inleri infla etmek için embriyonun ihtiyaç duyaca¤› aminoasitleri meyda-

na getirecektir.3

fiimdi burada durup düflünelim. Bu besin miktar›n› ve cinsini ayar-

layan kimdir? Bunu ayarlayan tohum olamaz çünkü ortada henüz bir to-

hum yoktur, bu ayarlama tohumun oluflumundan önce yap›lmaktad›r. O

halde bitkinin kendisi, tohumunun hangi aflamalardan geçerek, ne kadar

süre sonra döllenebilece¤ini tespit edip, kendisi mi bu miktar› ayarlamak-

tad›r? Böyle bir ihtimali kabul etmek, bitkinin kendi akl› ve fluuru oldu-

¤unu, ileri görüfllü oldu¤unu, kendi d›fl›nda geliflen olaylardan haberdar

oldu¤unu ve daha inan›lmas› mümkün olmayan pek çok mant›k d›fl› ola-

y› kabul etmek demektir. Elbette bunu kabul etmek ak›l ve mant›k sahibi

bir insan için mümkün de¤ildir.

Bu durumda karfl›m›za ç›kan gerçek aç›kt›r: Her bitkinin tohumu-

nun içine tam gerekti¤i kadar besini depolayan, tüm bitkilerin ve o bitki-

lerin döllenme aflamalar›n›n, sistemlerinin Yarat›c›s› olan Allah't›r.

To h u m l a r › nYa p › s › v e O l u fl u m u 25

Page 28: TOHUM MUCİZESİ

Tohumlardaki Besin Maddelerinin Önemi

Döllenmeden sonra tohum oluflurken bitkinin türüne göre niflasta ve

protein ile birlikte fleker ve ya¤ da tohumda besin olarak depolan›r. Niflas-

ta tohum için gerekli olan ana enerji kayna¤›n› sa¤lar. Depolanm›fl prote-

inler de bitki aç›s›ndan önemli olan di¤er proteinleri infla etmek için emb-

riyonun ihtiyaç duyaca¤› aminoasitleri sa¤layacakt›r. Fakat embriyonun

proteinleri ve niflastay› emerek, onlar› kendi içinde tafl›yabilecek hale gel-

T O H U M M U C ‹ Z E S ‹26DE⁄‹fi‹K TOHUM T‹PLER‹

tohum zar›

besin deposuembriyo

tohum zar›

besin deposu

tohum zar› ve k›l›f

1 çenekli embriyon

palmiyelerde

dü¤ünçiçe¤igiller sebze benzeri bitkilerflekerpancar› benzeri bitkiler

2 çenekli embriyon

d›fl besi dokusu

2 çenekli embriyon

gramineesorkidelerde

tohum zar›

kozalakl›larda

KABUKSUZ TOHUMLU B‹TK‹LERDE (GYMNOSPERMLERDE)

Ç‹ÇEKL‹ B‹TK‹LERDE (ANGIOSPERMLERDE)

(Tek çenekli bitkilerde)

(Çift çenekli bitkilerde)

De¤iflik bitki türlerine ait olan bu tohum taslaklar›nda yedek besin deposunun ve embriyonun flek-linin birbirinden farkl› oldu¤u görülmektedir. (Grains de Vie. s. 18)

Page 29: TOHUM MUCİZESİ

To h u m l a r › nYa p › s › v e O l u fl u m u 27

mesi için ço¤unlukla suda çözülmez özellikte olan bu protein ve niflasta-

lar›n kimyasal olarak parçalan›p suda çözünür küçük birimler haline gel-

mesi gerekmektedir. Nitekim tohum da -ilerleyen bölümlerde görece¤i-

miz gibi- bu ihtiyac› çözebilecek bir sistemle birlikte yarat›lm›flt›r.4 Tohu-

mun geliflimini sürdürebilmesi ve bir bitki haline gelebilmesi için mutla-

ka gerekli olan besin deposunun varl›¤› sadece bitkiler için önemli de¤il-

dir. Tohumlardaki bu besleyici maddeler hem insanlar hem de hayvanlar

için önem tafl›maktad›r. Örne¤in; bu¤day, m›s›r, pirinç, arpa, çavdar, yu-

laf, dar›, kara bu¤day, baklagiller (bezelye, fasulye, soya fasulyesi, börül-

ce, yer f›st›¤›) ve kabuklu yemifller (Brezilya f›st›klar›, hindistan cevizi, ce-

viz, badem gibi) besleyici maddeleri içinde bulunduran tohumlardand›r.

Allah tohumla-r› vesile k›larakinsanlar› pekçok yönden r›-z›kland›rmakta-d›r.

Bezelye, içindefleker depolayantohumlardand›r.

Resimlerde görülenarpa, antep f›st›¤›, ce-viz, pirinç, f›nd›k,kestane gibi tohumlarson derece besleyicidir.

Page 30: TOHUM MUCİZESİ

Genellikle tohumlarda, di¤er maddelere oranla flekere daha az rast-

lan›r. Tatl› m›s›r, kestane, badem, f›st›k ve bezelye gibi tohumlar ise di¤er-

lerine oranla çok daha fazla miktarda fleker depolayan tohumlardand›r.

Ya¤ depolayan tohumlardaki ya¤, tohumlar olgunlaflt›kça h›zl› bir

flekilde artar. Tohumlardan elde edilen en önemli ya¤lar›n baz›lar› keten,

pamuk, soya fasulyesi, zeytin, yer f›st›¤›, keneotu tohumu, hindistan ce-

vizi, susam ve hurma bitkilerinden elde edilmektedir. Bu ya¤lar besin ola-

rak kullan›lmalar›n›n yan›s›ra boya, cila, muflamba, mürekkep, sabun ve

yal›t›m maddelerinin yap›m›nda da kullan›lmaktad›r.5

Bu örneklerden anlafl›laca¤› üzere, insan›n yaflam› ve sa¤l›¤› do¤ru-

dan do¤ruya ya da dolayl› olarak tohumlara ba¤l›d›r. Lifli besin, baharat

gibi besin ihtiyaçlar›, içecekler, yenilebilen ve endüstriyel olmak üzere

kullan›lan ya¤lar, vitaminler ve ilaçlar insan›n tohumlardan yararland›¤›

alanlardan birkaç›d›r.

T O H U M M U C ‹ Z E S ‹28

‹nsan yaflam›do¤rudan ya dadolayl› olarak to-humlar›n varl›¤›naba¤l›d›r.

‹çinde ya¤ depolayanbu tohumlardan pekçok yöndenfaydalan›lmaktad›r.

Page 31: TOHUM MUCİZESİ

To h u m l a r › nYa p › s › v e O l u fl u m u 29

Tohumlardaki Mineral ve Vitaminler

Kuru tohumlar›n pek ço¤unun besin de¤eri son derece yüksektir.

Bunlardan kabak çekirde¤i, susam ve ayçiçe¤i tohumlar›, tah›l tanelerine

oranla daha fazla protein içeren besinlerdir. Örne¤in kabak çekirde¤i to-

humlar› % 30'dan daha fazla protein içerirler. E vitamini aç›s›ndan yüksek

olan bu tohumlar ayn› zamanda a¤›rl›klar›n›n yar›s›ndan daha fazla ya¤

içermektedirler. Bunun ço¤u (% 80'den daha fazlas›) damar sertli¤ine kar-

fl› koruyucu türde olan ya¤lar, bizim as›l ya¤l› asitlerimiz ve ya¤da çözü-

nen vitaminlerden A, D ve E vitaminleridir. Tohumlarda B vitamini de bu-

lunmaktad›r fakat tohumun türüne ba¤l› olarak bu miktar de¤iflmekte-

dir.6

Bundan baflka tohumlar mineral aç›s›ndan da son derece zengindir-

ler. Örne¤in; bol miktarda demir ve çinko bulundururlar. Özellikle balka-

ba¤› tohumlar›nda magnezyum miktar› da fazlad›r. Ayn› zamanda birçok

tohum, bak›r deposudur. Tohumlardaki kalsiyum ve potasyum ve fosfor

seviyesi de oldukça yüksektir, çok az miktarda sodyum içermektedirler.

Ço¤u tohumda iyot da bulunmaktad›r.

Balkaba¤› tohumlar› (çekirdekleri) konsantre çinko tafl›r. Bu özellik-

leri sayesinde çeflitli hastal›klar›n tedavisinde kullan›l›rlar. Bundan baflka

balkaba¤› tohumlar› kalsiyum ve fosfor gibi demir aç›s›ndan da oldukça

zengindirler. Ayn› zamanda E vi-

tamini ve temel ya¤l› asitleri

içermektedir. Tohumlar›nda

Çinko, kalsiyum, fosfor, E vita-mini vs. aç›s›ndan zengin olanbalkaba¤› tohumlar›.

Page 32: TOHUM MUCİZESİ

B vitaminerinin kar›fl›m› bulunmaktad›r bunlar›n aras›nda niasin en zen-

gin olan›d›r.

Susam tohumlar› dünyada en çok kullan›lan tohumlard›r. Bu tohum-

lar ya¤ aç›s›ndan zengindirler (ya¤ oran› % 55'in üzerindedir). Susam to-

humlar› yaklafl›k olarak % 20 protein, baz› A ve E vitaminlerini, B12 ve fo-

lik asit d›fl›ndaki B vitaminlerinin ço¤unu içermektedirler. Ço¤u tohumda

oldu¤u gibi mineraller de susam tohumlar›nda bolca miktarda bulun-

maktad›r. Kalsiyum, bak›r, magnezyum, fosfor ve potasyum gibi çinko ve

demir de yüksek miktarlardad›r. Susam tohumlar› mükemmel bir kalsi-

yum kayna¤›d›r. Bununla birlikte ço¤u tohumda oldu¤u gibi fosfor da ol-

dukça yüksektir. Susam tohumlar› ayn› zamanda içeriklerindeki E vitami-

ni ya da di¤er faktörlerden dolay› hafif bir antioksidan etkisine sahiptir-

ler.7

T O H U M M U C ‹ Z E S ‹30

Yanda iç yap›s›n›n flematik an-lat›m› görülen ayçiçe¤i tohumla-r›n›n meyve kabuklar› kuru vesert dokulardan oluflur. Bu ne-denle olgunlaflt›klar›nda tohumkabuklar› çatlamaz. Bu, kabuk-lar›n içindeki besin de¤eri yük-sek tohumun saklanmas› içingereklidir.

Tepecik

Baflc›k

Taç Yaprak

Yumurtal›k

Tohum Kabu¤u

Ayçiçe¤i Embriyosu

Tohum Tasla¤›

Page 33: TOHUM MUCİZESİ

Çi¤ ayçiçe¤i tohumlar› k›zart›lm›fl olanlar›na ve tuzlu cinslerine gö-

re besleyicilik aç›s›ndan zengindirler. Kan bas›nc› problemi olanlar için

ayçiçe¤i tohumlar› potasyum aç›s›ndan zengin, sodyum aç›s›ndan fakir-

dir. Ayçiçe¤i tohumlar›ndaki yüksek miktardaki ya¤ (-damar sertli¤ine

karfl› koruyucu nitelikte olan ya¤lar gibi-) temel linoleic asit ve E vitami-

ni kolesterol düzeyini indirmek ve kardiyovasküler hastal›klar› önlemede

oldukça etkilidir. Ayçiçe¤i tohumlar› yakla-

fl›k olarak % 25 proteinden oluflmaktad›rlar,

liflidirler, B vitamini aç›s›ndan zengindirler.

Yüksek oranda potasyum, düflük oranda

sodyum ve farkl› oranlarda çinko, demir ve

kalsiyum içermektedirler. Ayçiçe¤i tohum-

lar› mineral aç›s›ndan zengin besin kaynak-

lar›d›r. Bak›r, manganez ve fosfor seviyeleri

de oldukça yüksektir, ayr›ca magnezyum

bulunmaktad›r.8

Yukar›da yer verdi¤imiz bu birkaç ör-

nekte de görüldü¤ü gibi Allah tohumlar› ve-

sile k›larak insanlar› pek çok yönden r›z›k-

land›rmaktad›r. Bu yönüyle tohum sadece

bitkilerin yetiflmesine vesile olmas› ile de¤il,

flükredilmesi gereken nimetlerden biri ola-

rak da karfl›m›za ç›kmaktad›r.

Öyleyse Allah'›n sizi r›z›klan-

d›rd›¤› fleylerden helal (ve) te-

miz olanlar›n› yiyin; e¤er O'na

kulluk ediyorsan›z Allah'›n ni-

metine flükredin. (Nahl Suresi,

114)

To h u m l a r › nYa p › s › v e O l u fl u m u 31

Pek çok mineral ve vitamin tohumlar-da bulunur. insan yaflam›n›ndevaml›l›¤› için tohumlar›n varl›¤›zorunludur. Bu, di¤er canl›lar için degeçerlidir. Allah tohumlar› tüm canl›lariçin nimet olarak yaratmaktad›r.

Page 34: TOHUM MUCİZESİ

T O H U M M U C ‹ Z E S ‹32

3.BÖLÜM

O, gökleri dayanak olmaks›z›n yaratm›flt›r, bunugörmektesiniz. Arzda da, sizi sars›nt›ya u¤rat›r diye

sars›lmaz da¤lar b›rakt› ve orada her canl›dan türetipyay›verdi. Biz gökten su indirdik, böylelikle orada her

güzel olan çiftten bir bitki bitirdik.(Lokman Suresi, 10)

Page 35: TOHUM MUCİZESİ

To h u m l a r d a k i Ta s a r › m 33

Tohumlar temel yap› olarak -önceki bölümde de söz etti¤imiz gi-

bi- bir tohum k›l›f›, besin deposu ve embriyodan oluflurlar. Ancak

temel yap›lar› ayn› olmas›na ra¤men her tohumun besin deposu-

nun miktar›, tohumu çevreleyen koruyucu zar›n cinsi, kal›nl›¤›, kendisini

saran meyvenin flekli, meyvesinin tad› birbirinden çok farkl›d›r. Tohum

k›l›flar›n›n flekillerinden renklerine, malzemelerindeki çeflitlili¤e kadar

herfley, bitkilerin yaflad›¤› ortama ve türüne göre de¤ifliklik gösterir.

Bu aç›dan incelendi¤inde tüm tohumlar bir tasar›m harikas›

olarak karfl›m›za ç›karlar. fiimdi bu tasar›m farkl›l›klar›n› ör-

nekler vererek görelim. Kay›s›da tek bir çekirdek yani bir

tane tohum bulunur ve bu çekirdek kat› kabu¤unun için-

de çok iyi korunur. Etli k›s›m ise flekerli ve yenilmeye el-

verifllidir. Bu bölüm insanlar›n yan›s›ra kufllar, kemir-

genler, böcekler ve di¤er hayvanlar için de iyi bir besin-

dir. Ancak meyvenin böyle iki k›s›mdan oluflmas›,

bitki için de iyi bir f›rsatt›r. Çünkü meyve bölü-

münün yenilmesi ile birlikte kay›s›n›n ortas›n-

da sert bir çekirdek fleklinde tohum ortaya ç›-

kar. Ve tohum bu flekilde uygun bir yerde fi-

lizlenerek yeni bir a¤aç olarak yetiflme im-

kan› bulur.

Baflka bir örnek olarak kiviyi verelim. Ki-

vi, kay›s›n›n aksine içindeki çekirdekleri (tohumlar›) de

yenen bir meyvedir. ‹flte bunun için kivinin tek bir tohumu de¤il,

çok say›da küçük tohumu vard›r. Etli bir meyve olan

kivide oldu¤u gibi gruplaflm›fl halde bulunan

tohumlar genellikle küçüktür ama birara-

da bulunmalar› ve çok say›da olmalar›

nedeniyle -meyvenin bir bölümü yen-

se bile- bir bitki haline gelme ihtimal-

leri daha fazlad›r.

Kivideki tohumlar çok say›da ve küçüktür. An-cak kay›s›da tek bir çekirdek yani bir tane to-hum bulunur ve bu çekirdek kat› kabu¤ununiçinde çok iyi korunur.

Page 36: TOHUM MUCİZESİ

T O H U M M U C ‹ Z E S ‹34

Tohumlar›n tasar›m›na baka-rak nas›l da¤›t›ld›¤›n› anla-mak mümkündür. Yanda gö-rülen tüy tohumlar rüzgar va-s›tas›yla çevreye da¤›l›rkenyukar›daki resimde görülenbitkinin tohumlar› bitkinin ku-rumas›ndan sonra çevreyeda¤›lmaktad›r.

Alttaki resimde yer alan Epilobiumglaberrinum adl› bu bitki tohumlar›n›rüzgarla da¤›t›r. Tohum kapsülünün 4parçadan oluflan bir tasar›m› vard›r.Bu parçalar birbirinden ayr›l›r ayr›l-maz bitkinin püsküllü tohumlar› hava-ya da¤›l›p rüzgar›n esti¤i yönde çeflit-li bölgelere yay›l›r. Kuru meyvelerdegenellikle bu bitkideki püsküllerebenzer flekilde, tohumun tafl›nmas›n›sa¤layan özel tasar›mlar vard›r.

Dünya üzerindeki bitki çeflitlili-¤i ile do¤ru orant›l› olarak to-humlarda da çeflitlilik söz ko-nusudur. Her bitkinin tohumu-nun flekli, içerdi¤i yedek besinmiktar›, tohum kabu¤unun cin-si ve kal›nl›¤› birbirinden fark-l›d›r. Bu aç›dan incelendi¤indetüm tohumlar bir tasar›m hari-kas› olarak karfl›m›za ç›kar.

Page 37: TOHUM MUCİZESİ

Kuru meyveler ise genellikle tohumun korunmas›nda ve yay›lma-

s›nda önemli bir fonksiyona sahip olan mimari yap›larla süslüdür. Buna

örnek olarak devedikeninin tepesinde bulunan püskülü verebiliriz. Bu

küçük paraflütlerin görevleri -ileriki bölümlerde detaylar›yla inceleyece-

¤imiz gibi- de¤erli yüklerini (üreme hücrelerini) hava yoluyla uzaklara ta-

fl›makt›r.

Kuru meyvelerden çok tohumlu olanlar tohumlar›n› yaymak için

aç›l›rlar. Yeflerme s›ras›nda tohumlar birbirlerine yaklaflarak s›k›fl›r ve iyi-

ce s›k›flt›racak flekilde karfl›l›kl› birbirlerini zorlarlar. Bu tür meyvelere

kendili¤inden aç›lan meyveler denilir. Bunlarda, tohumun k›l›f› kal›n ve

dayan›kl›d›r, çünkü embriyoyu ve besin deposunu bu k›l›f korumaktad›r.

Bu türün tohumlar› çok farkl› renkler, flekiller ve dokulara sahip oldu¤u

gibi, kanatlar, tüyler, ince zar gibi farkl› bölümlere de sahiptir.

To h u m l a r d a k i Ta s a r › m 35

tohum zar›yumurta ak›

çenek

göbek ba¤›

tohum k›l›f›

boyuncu¤un kalan k›sm›

birikme yeri

çiçek sap›

kivi, nicandra gibimeyvelerin tohumlar›

f›nd›k benzeri meyvelerintohumlar›

haflhafl benzeri bitkilerin tohumlar›

kay›s›, fleftali gibimeyvelerin tohumlar›

kapal› mikrofil

plesanta

ÇEfi‹TL‹ TOHUM TÜRLER‹

kök tasla¤›

tohumcuk

Bütün tohumlardaki içerik genel olarak ayn›d›r. Ancak resimde de görüldü¤ü gibi tohumun flek-li bitkinin türüne göre de¤ifliklik gösterir. Allah tohumlarda benzersiz bir çeflitlilik yaratm›flt›r.

Page 38: TOHUM MUCİZESİ

Çok tohumlu kuru meyvalar›n tipleri büyük bir çeflitlili¤e sahiptir.

Kapsüller, kesecikler, keçiboynuzu, taneli vs. gibi pek çok meyva tasar›m›

söz konusudur. ‹flte bunlara birkaç örnek:

Montbretia'n›n üç tohum kapl› kapsülü

parlak oranj renkte yuvarlak tohumlara sa-

hiptir. Tohumlar›n› etrafa saçmak için rüzga-

r›n onu sallamas›n› veya herhangi bir canl›-

n›n oradan geçmesini bekler.9

Baklagiller ise meyvalar› taneli olan son

derece genifl bir türdür. Her türün flekli ve

özellikleri kendine özgüdür. Örne¤in; bezel-

yenin taneleri son derece düzgün bir flekilde

arka arkaya dizilmifllerdir. Colutea arbores-cens ise içi hava ile fliflmifl bir haldedir ve gü-

rültülü bir flekilde çatlar. Bu bitkilerin en il-

ginci de mimoza bitkisinin (Mimosa pigra)

inan›lmaz taneleridir. Bunlar, her biri bir to-

hum içerecek flekilde tüylü dikenlere benzer

flekiller oluflturmufllard›r.10

Bunlar bitki tohumlar›ndaki fonk-

siyonel tasar›mlarla ilgili yaln›zca

birkaç örnektir. Her bitki türünün

tohum yap›s›n›n farkl› oldu¤u

düflünüldü¤ünde benzersiz

T O H U M M U C ‹ Z E S ‹36

Yukar›daki resimde görülen Montb-retia bitkisi tohumlar›n› rüzgar vas›-tas›yla da¤›t›r. Bundan baflka hay-vanlar da bu bitkinin tohumlar›n› da-¤›tmas›nda yard›mc› olurlar.

Kusursuz bir düzen içinde s›raya dizil-mifl olan bezelye tohumlar›, bitkininiçindeki özel keseciklerde korunur-lar. Bu, dünyan›n neresinde olur-sa olsun yetiflen bütün bezelye-ler için geçerlidir. Ayn› kusur-suz düzen, ayn› mükemmelrenk ve tad bütün bezel-yelerde vard›r. Bunusa¤layansa bezelyele-re Allah taraf›ndanyerlefltirilmifl olanbilgidir.

Page 39: TOHUM MUCİZESİ

To h u m l a r d a k i Ta s a r › m 37

bir çeflitlilik ve bu çeflitlilikteki kusursuzluk ile karfl› karfl›-

ya oldu¤umuz görülecektir.

Tohum K›l›flar›ndaki Özel Maddeler

Tohumlar›n genel tasar›mlar›ndaki farkl›l›klar›n yan›s›ra, k›l›flar› da

tam ihtiyaç duyacaklar› özelliklere sahip olarak yarat›lm›flt›r.

Tohumun içindeki embriyo son derece de¤erlidir. Bu nedenle yeni

bitki tam olarak geliflene kadar bu embriyonun özenle korunmas› gerekir.

Bu koruma her bitki türüne göre de¤ifliklik gösteren tohum k›l›flar› ile

sa¤lanm›flt›r. Tohum k›l›f›n› oluflturan maddenin dayan›kl›l›¤› oran›nda

tohum d›fl ortam›n olumsuz etkilerinden korunur. Bundan baflka k›l›f›

oluflturan maddeler, tohumlar›n su üzerinde durabilmesinde ya da rüz-

garlarla uçmas›nda da etkendirler.

Tohumlar›n d›fl k›l›flar›, son derece çeflitli ve dikkat çekici özelliklere

sahiptir. Baz› d›fl zarlar düflmanlar› uzaklaflt›rabilmek için ac› bir madde

ile kapl›d›r. Baz›lar› ise "tanen" denilen bir madde bak›m›ndan zengindir

Üstteki mimoza bitkisinin tanelerinden her biri bir tohum içe-recek flekilde tüylü dikene benzer flekiller oluflturur. YandakiColutea arborescens ise içi hava ile fliflmifl bir haldedir ve to-humlar›n› patlatarak da¤›t›r.

Page 40: TOHUM MUCİZESİ

T O H U M M U C ‹ Z E S ‹38

ki bu madde tohumlardaki çürümeyi s›n›rland›r›r. Birçok bitki türünün

tohumlar›nda ise k›l›flar bir tür jöle ile kapl›d›r. Proteinlerle birleflmifl

kompleks flekerlerden oluflan bu jölemsi madde, su ile karfl›laflt›-

¤›nda kolayca flifler. Bu sayede tohum kolayca nemli

maddelerin üzerine yap›fl›r. Bu özellik, ileride görece-

¤imiz gibi filizlenme s›ras›nda önemli rol oynaya-

cakt›r.11

Tohumlar›n koruyucu d›fl katmanlar› (tohum k›-

l›flar›) genellikle çok serttir. Bu özellik tohumu karfl›la-

flaca¤› d›fl etkenlere karfl› korur. Örne¤in; baz› tohumla-

r›n geliflimlerinin son aflamas›nda d›fl yüzeylerinde da-

yan›kl› mumlu bir yap› birikir, bu sayede tohumlar su ve

gaz tesirine karfl› dirençli olurlar.12 Tohum k›l›flar› bitki-

nin türüne göre de¤iflik malzemelerle kaplanabilir; fa-

sulye tanesinde oldu¤u gibi ince bir zarla ya da kiraz çe-

kirde¤inde oldu¤u gibi odunsu ve sert bir kabukla örtü-

lü olabilir. Suya dayan›kl› olmas› gereken tohumlar›n ka-

buklar› di¤erlerine göre daha sert ve kal›nd›r.

Tohumlardaki tasar›ma günlük ha-

yat›m›zda s›k karfl›laflt›¤›m›z bir bitkiden,

fasulye tanesinden örnek verelim:

Resimde görülen jölemsi cisimler Oci-mum basilicum adl› bir çeflit fesle¤en tü-rüne aittir. Bu fesle¤enin tohum k›l›flar›su ile ba¤lant› haline geçti¤inde birkaçdakika içerisinde hemen jölemsi bir mad-de üretir. Böylece resimdeki ilginç fleklial›rlar. Bu fesle¤en türünün tohumlar›Tayland'da ve do¤unun baflka bölgelerin-de özellikle meyva sular›na kat›larak kul-lan›l›r. (Grains de Vie, s.24)

Yanda görülen Ipomoea murucoide'le-rin a¤›r tohumlar› bu incecik tüyler sa-yesinde havada uçabilmektedir. Ayr›catohumlar›n rüzgarla birlikte yerde yu-varlanmas›n› sa¤layanlar da bu tüyler-dir. (Grains de Vie, s.25)

Page 41: TOHUM MUCİZESİ

Fasulye tanesi, türüne göre bir veya iki k›l›f ile çevrilmifltir. Bu k›l›f-

lar t›pk› bir palto gibi tohumu d›fl ortam›n so¤uk hava, kurakl›k, mekanik

etkiler gibi zorlu flartlar›ndan korur. Buras›, ayn› zamanda d›fl ortam ile

olan bütün al›flveriflin de yap›ld›¤› bölgedir. K›sacas›, tohumun büyüme-

si konusunda bu k›l›f önemli bir rol oynamaktad›r.

Fasulye tanesinin bulundu¤u yerden kopar›ld›¤› noktada oval bir iz

görülür. Bu, tanenin yani tohumun anne bitkiye olan ba¤lant› noktas›d›r.

Dikkatli bir flekilde incelendi¤inde burada "micropyle" denen küçük bir

delik oldu¤u görülecektir. Bu deli¤i ifllevleri nedeniyle bebeklerdeki gö-

bek ba¤›na benzetmek mümkündür. Bu özel geçifl yerinden yumurtac›¤›n

içerisindeki difli üreme hücresini döllemeye yarayan tüp girer. Ayr›ca za-

To h u m l a r d a k i Ta s a r › m 39

Tohumlardaki embriyonun korunma-s›nda ve yay›lmas›ndaki tek etkentohum k›l›flar› de¤ildir. Baz› bitkitürlerinde bu ifllemler ayn› za-manda meyve ile de yap›lmakta-d›r. Örne¤in resimlerde de¤iflikevreleri görülen Nicandra physa-

loide çiçe¤inde yumurtac›k birsüre sonra içerisi tohumla

dolu fliflkin bir meyve hali-ne gelir. Bu meyvenin üstkabu¤unun bir bölümü so-yulacak olursa tohumlar›nilk boyutlar›n›n yani yu-murtac›k olan hallerinin

500 kat›na ulaflt›klar› görüle-cektir. Tohumlar, anne bitkiye

göbek ba¤› olarak nitelendirilebilecekbir ba¤ ile ba¤lanm›fllard›r. (Grains de

Page 42: TOHUM MUCİZESİ

T O H U M M U C ‹ Z E S ‹40

man› geldi¤inde su, bu delikten içeriye girerek ve

tohumun filizlenmesini sa¤lar.13

Tohum kabuklar›n›n kal›nl›¤› da -daha önce

belirtti¤imiz gibi- bitkinin türüne göre özel olarak

ayarlanm›flt›r. Her bitkinin tohum kabu¤u bulundu-

¤u ortamda geliflmesine olanak verecek yeterlilikte-

dir; ne çok kal›nd›r ne de çok ince. Çünkü kabu¤u çok

kal›n olan bir tohum bütün zorlu koflullarda yaflayabilir;

ancak bir dezavantaj olarak afl›r› kal›n bir kabuk embri-

yonun d›flar› ç›kmas›nda baz› problemlere neden olabi-

lir. Zay›f kabu¤u olan bir tohum ise pek çok d›fl etken

nedeniyle daha çabuk bozulabilir. ‹flte bu yüzden tüm

tohumlar bulunduklar› ortama en uygun kabuk kal›n-

l›klar›na sahiplerdir.

Ayr›ca bitki tohumlar›n›n tasar›mlar›n› inceledi¤i-

mizde flöyle bir detayla daha karfl›lafl›r›z. Tohumlar›n ka-

buklar›, hayvanlarla tafl›nan tohumlarda da¤›t›mlar›n› ya-

pacak olan hayvanlar›n ilgi duyaca¤› kadar kolay deline-

bilme özelli¤ine sahiptirler. Ancak ayn› zamanda bu ka-

buklar, kaplad›klar› tohumlar› bütün tohum yiyiciler için

cazip hale getirmeyecek bir yap›dad›rlar.14

Fasulye taneleri koru-yucu bir k›l›fla çevre-lenmifllerdir.

Nar tohumlar› sulu, k›rm›z› meyveler ile korunmaktad›r. Son derece estetik bir görünümesahip olan nar taneleri elbette ki Allah'›n kusursuz tasar›m›n›n bir ürünüdür.

Page 43: TOHUM MUCİZESİ

Buraya kadar anlat›lanlardan da aç›kça görüldü¤ü gibi basit bir d›fl

görünüme sahip olan tohumlar›n asl›nda detayl› bir tasar›m› vard›r. ‹çle-

rindeki maddelerin oranlar›ndan içeriklerine ve koruyucu üst kaplamala-

r›na kadar tüm tohumlar›n özellikleri bulunduklar› iklim koflullar›na,

çevre flartlar›na göre de¤ifliklik göstermektedir. Peki bu çeflitlilik ve detay-

lar nas›l ortaya ç›km›flt›r?

Bu sorunun cevab› ile ilgili olarak evrim teorisini savunan kitaplara

bakt›¤›m›zda ilginç bir durumla karfl›lafl›r›z. Evrimciler "Neden?", "Na-

s›l?" gibi sorulara cevap vermektense üstü kapal› ifadeler, göz boyama

yöntemleri kullanmay› tercih ederler. Bu konuyla ilgili olarak tohumlar›n

üst kaplamalar› hakk›nda Evolution isimli evrimci bir kitapta yaz›lanlar›

ele alal›m.

Tohumun üst kaplamas› çeflitli hayvanlar›n az› difllerine, ba¤›rsak asitlerine

ve enzimlere, oksijensiz atmosfere direnecek kadar dayan›kl›d›r. Ayr›ca bu

tohum kaplamas› gerekti¤inde uygun filizlenme koflullar› oluflana kadar

embriyoyu havadan, yanl›fl filizlenmesine neden olacak sebeplerden ve to-

hum yiyen hayvanlardan korumak için evrimsel olarak dizayn edilmifltir.15

Dikkat edilirse yukar›da tohumlar›n kusursuz tasar›m›ndaki dikkat

çekici özelliklerden baz›lar› arka arkaya s›ralanmakta, son sat›rlarda ise

"evrimsel dizayn" ifadesi kullan›larak tohumlar›n evrim ile olufltu¤u ha-

vas› yarat›lmaya çal›fl›lmaktad›r. Ancak takdir edilece¤i gibi yukar›daki

paragraf tohumlar›n nas›l ortaya ç›kt›klar› sorusunu aç›klamaktan son de-

rece uzakt›r. Çünkü burada sadece tohumlardaki tasar›m›n kusursuzlu-

¤undan bahsedilmektedir. Sona eklenen "evrimsel olarak dizayn edilmifl-

tir" cümlesi ise gerçekte hiçbir anlam ifade etmemektedir.

Ayr›ca bu ifade kendi içinde de tutars›zd›r. Zira, "evrim" ve "dizayn"

kavramlar› birbirine taban tabana z›t kavramlard›r ve evrimin bir dizayn

ortaya ç›karmas›, bir fley tasarlamas› düflünülemez. Çünkü evrim

tesadüflere dayal› bir süreci savunur; "dizayn" yani "tasar›m" kavram› ise

bir akl›n varl›¤›n› gösterir. Dolay›s›yla bir yerde bir dizayn varsa bu du-

rum evrim, tesadüf, rastlant› gibi kavramlar›n bunda hiçbir etkisi ola-

mayaca¤›n› ortaya koyar. Canl›lardaki ve flu anki konumuz olan tohum-

lardaki dizayn da onlar›n evrimin de¤il üstün bir akl›n ürünü

olduklar›n›n en aç›k kan›t›d›r.

To h u m l a r d a k i Ta s a r › m 41

Page 44: TOHUM MUCİZESİ

Bu durumu flöyle bir örnekle daha aç›k hale getirelim. Bir gün bir re-

sim galerisine gitti¤inizi ve burada bir salon dolusu tohum resmi ile kar-

fl›laflt›¤›n›z› farz edelim. Her resimde farkl› bir bitkinin tohumu ile ilgili

detaylar çizilmifl olsun. Galerinin sahibine bu kadar çeflitli resmi kimin

çizdi¤ini sordu¤unuzu düflünelim. E¤er bu kifli size "bu resimlerin bir res-

sam› yoktur, bunlar tesadüflerin yard›m›yla evrimsel olarak dizayn edil-

mifltir" dese ne düflünürsünüz? Elbette böyle bir cevab›n son derece man-

t›ks›z ve ak›l d›fl› oldu¤unu hemen anlar ve ressam›n varl›¤› konusunda

›srar edersiniz.

Cans›z tohum resimlerinin "evrimsel dizayn›na" inanamayaca¤›n›za

göre, tamamen canl› yap›larda, içinde bir bitkiye ait tüm bilgileri bulun-

duran, uygun flart ve ortamlarda filizlenerek dev a¤açlar›, yüz binlerce çe-

flit meyveyi, çiçe¤i meydana getiren tohumlar›, bilinçsiz ve fluursuz tesa-

düflerin var etti¤ine de inanamazs›n›z. Görüldü¤ü gibi burada as›l olarak

bu dizayn› kimin yapt›¤›, nas›l yapt›¤›, bitkinin bu dizayna uygun bir ya-

p›ya nas›l getirildi¤i ve bunun nas›l yerlefltirildi¤i gibi sorular›n cevab›n›n

verilmesi gerekmektedir.

Sonuç olarak, tohumlar›n yap›s›nda evrimcilerin tesadüf iddialar› ile

asla aç›klanamayacak, çok aç›k bir tasar›m ve plan vard›r. Elbette ki bu

plan fluursuz tesadüflerin sonucunda ya da baflka herhangi bir nedenle

ortaya ç›kmam›flt›r. Her resmin bir ressam› oldu¤u gibi her tasar›m› her

plan› yapan da biri vard›r. Tohumlardaki kusursuz tasar›m ise sonsuz ak›l

ve üstün güç sahibi olan Allah'a aittir. Bitkilerin yaflam›n›n her kademe-

sinde görülen bu ak›l, onlar›n üstün güç sahibi olan Allah taraf›ndan ya-

rat›lm›fl olduklar›n›n aç›k bir delilidir.

Sizin için gökten su indiren O'dur; içecek ondan, a¤aç ondand›r (ki) hay-

vanlar›n›z› onda otlatmaktas›n›z. Onunla sizin için ekin, zeytin, hurma-

l›klar, üzümler ve meyvelerin her türlüsünden bitirir. fiüphesiz bunda,

düflünebilen bir topluluk için ayetler vard›r. (Nahl Suresi, 10-11)

T O H U M M U C ‹ Z E S ‹42

Page 45: TOHUM MUCİZESİ

To h u m l a r d a k i Ta s a r › m 43

Üstteki resimlerde kiraz tohumuve bu tohumun içindeki bilgilerdo¤rultusunda büyümüfl, çiçek

açm›fl, zaman› geldi¤inde demeyve verecek bir kiraz a¤ac›

görülmektedir. Yandaki resim isebir tür yabani incir a¤ac›na aittir.Metrelerce yükseklikteki bu deva¤açlar da, meyvelerinin flekeri,

kusursuz rengi ve lezzeti tamolan kiraz gibi a¤açlar da küçüktohumlardan ç›kmaktad›r. (Afla-

¤›daki resimde görülen insanelindeki küçük tohum yandakiincir a¤ac›n›n tohumudur) Bu

a¤açlarla ilgili bütün bilgiler ek-siksiz bir flekilde tohumlar›nda

kodlanm›flt›r. Üstelik milyonlarcay›ld›r ayn› tohumlara ayn› bitkiler

kodludur ve bu sayede ayn›tohumlardan ayn› bitkiler ç›k-

maktad›r. Allah tohumlara yer-lefltirdi¤i bilgi ile herfleye güçyetiren oldu¤unu bize göster-

mektedir.

Page 46: TOHUM MUCİZESİ

T O H U M M U C ‹ Z E S ‹44

Palmiye bitkisinin tohumlar›afla¤›da görülen meyveleriniçinde saklan›r. Tohumlar›ntopra¤a ulaflmas› ve gerekliflartlar›n sa¤lanmas› ile bir-likte metrelerce uzunlu¤aulaflacak a¤aç büyümeyebafllar.

Solda gördü¤ünüz kuru tohumlardan afla¤›daki resimler-de görülen rengarenk, mis gibi kokan çiçekler yetiflmek-tedir. Bu, üzerinde düflünülmesi gereken önemli biryarat›l›fl gerçe¤idir.

Page 47: TOHUM MUCİZESİ

45

Dünya üzerinde çok say›da çiçek,a¤aç, meyve ve sebze vard›r. Buçeflitlilik bitkilerin tohumlar›nayerlefltirilmifl olan bilgiler ile sa¤-lanmaktad›r. Solda iris çiçe¤i ve tohumu,Sa¤ altta Siklamen çiçe¤i ve to-humlar› görülüyor.

Afla¤›da görülen tohum-larda yandaki k›rm›z› renk-li, d›fl kabuklar›nda dikenebenzer ç›k›nt›lar› olanmeyvelerin bilgisi mevcut-tur. Bundan baflka a¤ac›nyapraklar›ndaki yeflilin to-nu, flekli, damarlar›n›n k›r-m›z› renkte olacaklar› datohumlardaki bilgide sakl›-d›r. Ayr›ca bu a¤aç türü,bu bilgi sayesinde dünya-n›n her yerinde ayn› özel-liklere sahiptir.

Page 48: TOHUM MUCİZESİ

T O H U M M U C ‹ Z E S ‹46

30 m

Topra¤a at›ld›klar›nda resimlerdegörülen tohumlardan bir süresonra bu rengarenk çiçeklerin ç›-kaca¤› herkes taraf›ndan bilinir.Ancak bunun nas›l gerçekleflti¤i,tohumlara bu bilginin kim taraf›ndan yer-lefltirilmifl oldu¤u genellikle hiç düflünülmez. Oysaas›l önemli olan budur. Tohumlara bu bilgiyi yer-lefltiren Allah't›r. Allah her türlü yaratmay› bilendir.

Begonya bitkisi ve tohumlar›

Gomphrena çiçe¤i ve tohumlar›

Yukar›da görülen küçük tohumlardayandaki 30 metrelik a¤açla ilgili tümbilgiler kodlanm›flt›r. A¤açta kaçyaprak olaca¤›, a¤ac›n boyu, meyveverip vermeyece¤i gibi özelliklerintümü bu bilgiler aras›ndad›r. Üsteliktüm bu bilgiler dünya tarihinin ba-fl›ndan bu yana ayn› tohumlarda ay-n› flekilde kodlanm›flt›r. Ve ayn› to-humlardan hep ayn› a¤açlar büyü-müfltür.

Page 49: TOHUM MUCİZESİ

To h u m l a r d a k i Ta s a r › m 47

1-4) Manolya bitkisi geceleri yap-raklar›n› az kapat›r. Bu sayede bö-ceklerin kendisini daha çok ziyaretetmesini sa¤lam›fl olur.5) Çiçek solmaya bafllar. Taç yap-raklar art›k bir çiçe¤in yere düfle-cek çöpleri haline gelir.6) Taç yapraklar solar.7) Çiçe¤in polenlenmifl yumurtas›meyveye dönüflmeye bafllar.8) Meyve olgunlaflt›¤›nda çok güzelk›rm›z› bir renk al›r.9) En sonunda olgunlaflm›fl meyve-ler patlayarak düflmeye haz›r to-humlar haline dönüflürler.Bu tohumlar daha sonra yanda gö-rülen ihtiflaml› manolya a¤açlar›n›oluflturacaklard›r.

Page 50: TOHUM MUCİZESİ

T O H U M M U C ‹ Z E S ‹48

Her bitkinin tohumu farkl› bir büyüklü¤e sahiptir. Örne¤in uzun

süreli su yolculu¤u yapan hindistan cevizleri, en büyük tohumlar ara-

s›ndad›r. Bu büyüklük hindistan cevizlerine yolculuklar› s›ras›nda ye-

tecek kadar besini depolama imkan›n› verir.

Orkidelerin ise oldukça küçük tohumlar› vard›r. Orkideler top-

rak, ›fl›k ve nemin onlar için kesin olarak uygun oldu¤u durumlarda

yetiflebilen hassas bitkilerdir. Bu yüzden orkideler rüzgar ile kolayca

uçabilecek kadar küçük ve en uygun yere da¤›labilecek say›da tohum

yaparlar. Tek bir orkide çiçe¤i milyonlarca tohum üretebilir.16 Görüldü-

¤ü gibi tohumlar›n büyüklükleri de bitkilerdeki di¤er özellikler gibi

bir plan dahilinde belirlenmifltir.

Tohumlar›n Büyüklüklerinin Farkl›

Olmas›n›n Önemli Sebepleri Vard›r

0.6 cm.lik

2 cm.lik

4-6 cm.lik

25 cm.lik

Page 51: TOHUM MUCİZESİ

To h u m l a r d a k i Ta s a r › m 49

Yukar›da resmi görülen

kay›n a¤ac› tohumlar› sonbaha-

r›n sonlar›na do¤ru da¤›l›r ve

etrafta uçuflmaya bafllarlar.

Boyutlar› 0.5 cm. olan bu küçük tohumlar nerede yeterli ›fl›k varsa ora-

da büyürler.

Tropikal ormanlarda çok büyük hacimli tohumlar yetiflir. Sa¤

üstte resmi görülen Mommay bunlardan biridir. Mommaytohumlar›n›n büyüklü¤ü genellikle 5 cm.dir. Bu tohumun özelli¤i ku-

rak yerlerde filizlenebilme avantaj›n› sa¤layan kolay uzayan köklere

sahip olmas›d›r. Bu da tohum için susuzluktan kuruma riskini azalt›r.17

O, gökten su indirendir. Bununla herfleyin bitkisini bitirdik, ondan

bir yeflillik ç›kard›k, ondan birbiri üstüne bindirilmifl taneler türetiyo-

ruz. Ve hurma a¤ac›n›n tomurcu¤undan da yere sarkm›fl salk›mlar, -

birbirine benzeyen ve benzemeyen- üzümlerden, zeytinden ve nardan

bahçeler (k›l›yoruz.) Meyvesine, ürün verdi¤inde ve olgunlu¤a eriflti-

¤inde bir bak›verin. fiüphesiz inanacak bir topluluk için bunda ger-

çekten ayetler vard›r. (En'am Suresi, 99)

Page 52: TOHUM MUCİZESİ

T O H U M M U C ‹ Z E S ‹50

4.BÖLÜM

fiüphesiz, göklerin ve yerin yarat›lmas›nda, gece ilegündüzün art arda geliflinde, insanlara yararl› fleyler

ile denizde yüzen gemilerde, Allah'›n ya¤d›rd›¤› vekendisiyle yeryüzünü ölümünden sonra diriltti¤i suda,

her canl›y› orada üretip-yaymas›nda, rüzgarlar› es-tirmesinde, gökle yer aras›nda boyun e¤dirilmifl

bulutlar› evirip çevirmesinde düflünen bir toplulukiçin gerçekten ayetler vard›r.

(Bakara Suresi, 164)

Page 53: TOHUM MUCİZESİ

Bitkiler gibi hareketsiz, yerlerinde sabit duran canl›lar›n, tohumla-

r›n› di¤er bitkilere nas›l ulaflt›rd›klar›n›, tohum da¤›tma iflleminin

nas›l gerçekleflti¤ini belki bugüne kadar hiç düflünmemifl olabi-

lirsiniz. Oysa tohumlu bitkiler ilk var olduklar› dönemden itibaren hiçbir

yard›ma, hiçbir müdahaleye ihtiyaç duymadan tohumlar›n› çeflitli flekil-

lerde da¤›tma imkan›na sahiptirler.

Da¤›t›m iflleminin aflamalar›n› genel olarak flöyle özetleyebiliriz:

Döllenen çiçeklerden tohumlar oluflur. Bunlar kimi bitkilerde yere düfler,

kiminde rüzgarla havalan›r, kiminde de hayvanlara tak›l›r ve bu flekilde

çevreye da¤›l›r. Ancak bu özet, bitki tohumlar›n›n da¤›t›m sisteminin ol-

dukça yüzeysel bir tan›mlamas›d›r. Çünkü bu da¤›t›m ifllemi detaylar›na

inilerek incelendi¤inde, bitkilerin ve hayvanlar›n yaflamlar›yla direkt ba¤-

lant›l› pek çok ilginç olay›n gerçekleflti¤i görülecektir.

Öncelikle her bitkinin oluflturdu¤u tohum -önceki bölümde gördü-

¤ümüz gibi- farkl› bir flekle sahiptir. Bir tohumun ya da meyvenin flekli-

ne bakarak nas›l yolculuk yapt›¤›n› yani nas›l da¤›t›ld›¤›n› tahmin etmek

mümkündür. Örne¤in; baz› a¤açlar›n etli, yumuflak, cezbedici koku ve

renklerde meyveleri vard›r. Sindirime dayan›kl› kal›n k›l›fl› tohumlar›

olan bu a¤açlar, bu cezbedici özellikleriyle kufllar› ve di¤er hayvanlar›

kendilerine çekerler. Baz› tohumlar›nsa i¤neleri, çengelleri hatta olta ve

dikenleri vard›r. Bu tohumlar kürklü hayvanlara tak›larak tafl›n›rlar. Baz›

tohumlar rüzgarda kümeler halinde, tüy ya da tüycükler fleklinde seyahat

ederler. Di¤erleri kanatlara sahiptir ya da küçük balonlara benzer flekilde

flifltirler ve bu sayede uçabilirler. Havada yolculuk yapan tohumlar›n ye-

terince hafif olmalar›, ayr›ca flekillerinin de havada uçmaya uygun bir ta-

sar›mda olmas› gerekmektedir. Baz› bitkiler ise üremek için sadece to-

humlar›n› topra¤a düflürürler. Baz›lar› da tohumlar›n› kendi kendilerine

f›rlatarak da¤›t›rlar. Bu f›rlatma, tohum kab› içinde büyüme s›ras›nda olu-

flan gerilimin bir flekilde boflalmas›yla sa¤lan›r. Baz› bitkilerde ise tohum

kabuklar› güneflte kuruduktan sonra çatlayarak aç›l›r ve toprak yüzeyine

düfler.

To h u m l a r › n D a ¤ › t › l m a s › 51

Page 54: TOHUM MUCİZESİ

T O H U M M U C ‹ Z E S ‹52

Sazlar tohumlar›n› hem su ile hem de rüzgarlarla da¤›t›r-lar. Bu bitkinin topuz gibi bir bölümü vard›r. S›k›fl›k kü-çük küçük binlerce meyveden oluflur. Bu meyvalar›n üs-tünde de resimde görüldü¤ü gibi küçük püsküller mev-cuttur. Bu püsküller zaman› geldi¤inde tohumlar›n tafl›n-mas›n› sa¤lar. (Grains de Vie, s.40)

Lys de mer bitkisi Akdeniz k›y›-lar›nda yetiflen bir bitkidir. Çok

hafif köfleli tohumlar› vard›r. To-humlar›n d›fl kabuklar› olgunla-

fl›nca yosun gibi bir yap› al›r.Bu bitkinin tohumlar› da su üze-

rinde yüzerek da¤›l›rlar. (Grains de Vie, s.40)

Sö¤ütler (Salix), çok kolay veçabuk üreyebilen bir bitki tü-rüdür. Tohumlar›n›n çok çe-flitli da¤›lma flekilleri vard›r,havada uçuflurlar, suyun üzerinde de çok kolayl›kla ilerleyebilirler. Sö¤ütlerin ço¤alma h›z›n› flöylebir hesaplama ile daha iyi görebiliriz: E¤er bir a¤aç 500 t›rt›l›ms› baflak verse, bunlar›n her biri 100küçük tane içerse ve bu tanelerin de her biri 200 tohum içerse bu, her y›l 10 milyon tohum demek-tir. E¤er bunlar›n tümü yeflerme imkan› bulsayd› yeryüzü çok k›sa bir zaman içerisinde sö¤üt iledolard›. Ancak do¤ada yarat›lm›fl olan hassas dengeler sayesinde böyle olmaz ve bu tohumlar›nyaln›zca gerekti¤i kadar› a¤aç olarak büyür. (Grains de Vie, s. 41)

Page 55: TOHUM MUCİZESİ

To h u m l a r › n D a ¤ › t › l m a s › 53

Monnoyere adl› bu bitkinin tohumlar›ya¤mur sular› ile tafl›n›r. Tohumlar›nüzerinde parmak izini and›ran küçükçizgiler vard›r. Bu çizgiler yüzeydeki

bas›nc› art›rmaya yarar. Bu sayede to-humlar kolayl›kla da¤›l›rlar.

(Grains de Vie, s.42) Yanda ise Monnoyere bitkisinin tohum-

lar›n›n aç›lm›fl hali görülmektedir.

A¤›r tohumlar genellikle çok fazla özelli¤e sahip de¤ildir. Çengel, kanat ya dasuda batmamalar›n› sa¤layacak bir yap›lar› yoktur. Bu nedenle topra¤a düfltük-leri yerde kal›rlar. Buna örnek olarak f›nd›klar›, mefle palamutlar›n› ve kestane-leri verebiliriz. Bu tohumlar›n topra¤a düfltükleri yer, genellikle yeflermeleriiçin hiç de uygun bir zemin de¤ildir. Bu tohumlar›n birer a¤aç haline gelebil-meleri için ayd›nl›k, kolayca geliflebilecekleri a¤açs›z bir bölgeye gitmeleri ge-rekmektedir. Çok ilginçtir ki, alakargalar, kargalar, a¤açkakanlar ve en önemliside sincaplar bu gibi meyveleri severek yerler. Bu küçük hayvanlar mefle vekestane a¤ac› ormanlar›n›n nesillerin devam›n› sa¤layan en temel faktörlerdir.Olgunlaflan tohumlar› toplayan hayvanlar bunlar› de¤iflik yerlere saklarlar, an-cak bir k›sm›n› koyduklar› yerden almay› unuturlar. ‹flte bu durum f›nd›klara ye-flerme ve birer a¤aç haline gelme imkan› verir. Kuflkusuz burada her iki canl›aras›nda kusursuz bir uyum vard›r. Bu canl›lar› birbirleriyle uyum içindeyaratan Allah't›r.

Page 56: TOHUM MUCİZESİ

Buraya kadar genel hatlar›yla verilen örneklerde, tohumlar›n yay›l-

mas›nda çok detayl› bir sistemin tasarlanm›fl oldu¤u hemen görülmekte-

dir.

Tohumlar›n da¤›t›lmas›nda as›l olarak dikkati çeken nokta çok fark-

l› parçalara ve da¤›t›m flekillerine sahip olmas›na ra¤men sistemin kusur-

suz flekilde ifllemesidir. Hayvanlar›n tafl›d›¤› tohumlar hep böyle tafl›n›r

ve bu sistemde bir aksama meydana gelmez. Rüzgarla uçanlar uygun

flekilleri sayesinde hep uçarak hareket ederler.

Burada en çok dikkat çeken nokta ise, ilerleyen bölümlerde verilecek

örneklerde de görülece¤i gibi hem hayvanlar›n hem de bitkilerin bu ifl-

lemler s›ras›nda son derece fluurlu bir flekilde hareket etmeleridir. Peki bu

fluurun ve plan›n kayna¤› nedir? Elbette ki bir çiçe¤in ya da a¤ac›n, bir

kuflla ya da sincapla biraraya gelerek bir da¤›t›m sistemi kurmaya karar

vermesi, bu canl›lar›n neler yapacaklar›n› ve sistemin nas›l iflleyece¤ini

ortaklafla tasarlamalar› mümkün de¤ildir. Bitkilerin kendileri de üremek

için plan haz›rlay›p bu plana göre bir sistem kurmufl olamazlar. Ama vak-

ti geldi¤inde her bitki üreme ifllemlerini bafllat›r, tohumunu oluflturur ve

onu gerekti¤i gibi da¤›t›r. Di¤er bitkiler de ayn› flekilde, ayn› s›rayla ayn›

sistemi kullanarak hareket ederler. Bu, dünyan›n her yerindeki ayn› tür

bitkiler için de¤iflmeden devam eder.

Balistik Bilgisine Sahip Tohumlar

Baz› bitkilerin tohumlar›n›n yay›lmas› için çok güçlü olmayan etkiler

bile yeterli olmaktad›r. Bir ya¤mur damlas› üzerine düfltü¤ünde ya da

herhangi baflka bir kuvvet ile karfl›laflt›¤›nda tohumlar›n› havaya f›rlatan

çiçekler vard›r. Örne¤in Akflam çuha çiçe¤i tohumlar›n› kuruyken kapal›

olan kapsüllerde saklar. Islan›nca bu kapsüller hemen aç›l›r ve bir kupa

fleklini al›r. Bu durumdayken tohumlar›n da¤›lmas› için ya¤mur damlala-

r› yeterli olacakt›r. K›na çiçe¤i ise bütün yol kenarlar›nda görülebilen sa-

r›, portakal rengi ve kahverengi benekli çiçekleri olan bir bitkidir. Doku-

nuldu¤unda bir silah›n atefllenmesine benzer bir flekilde tohumlar›n› etra-

fa f›rlat›r.

T O H U M M U C ‹ Z E S ‹54

Page 57: TOHUM MUCİZESİ

Ancak burada çok ilginç bir nokta söz konu-

sudur. Bilindi¤i gibi, bitkiler dura¤an varl›klard›r

yani hareket edemezler. F›rlatma gibi bir eylemin yap›-

labilmesi içinse mutlaka bir enerjinin var olmas› gerek-

mektedir. Bu enerji, içerisinde tohumlar›n bulundu¤u meyve

yapra¤›ndaki de¤iflimler sonucunda ortaya ç›kar. Kapal› bir tohum düflü-

nün. Bu tohumun meyve yapraklar› güneflte kurudu¤unda büzüflür. Bu

enerji yaratan bir de¤iflimdir. Ayn› flekilde tohum ya¤murda ›sland›¤›nda

fliflen meyve yapraklar›n›n dokular›nda gerçekleflen de¤iflim f›rlatma me-

kanizmas› için bir enerji kayna¤› oluflturur.18

Bitkilerdeki bu gibi da¤›t›m ifllemlerinde son derece hassas dengeler

üzerine kurulu mekanizmalar vard›r. Bitkinin harekete geçerek tohumla-

r›n› yaymaya bafllamas›ndaki zamanlama da çok önemlidir. Bu konunun

önemini Akdeniz salatal›¤›n›n tohumlar›n› nas›l yayd›¤›n› detayland›ra-

rak görelim.

Akdeniz Salatal›klar›ndaki Roket Sistemi

Akdeniz salatal›¤› benzeri bitkiler, tohumlar›n›n yay›lmas› için ken-

di güçlerini kullan›rlar. Olgunlaflmaya bafllamas›yla birlikte Akdeniz sala-

tal›klar›n›n içleri yap›flkan bir s›v›yla dolmaya bafllar. S›v›dan kaynakla-

nan bas›nç gittikçe artar ve sonunda bas›nca dayanamayan bitkinin sap›

patlar. Sap patlarken, havaya f›rlat›lan roketin arkas›nda b›rakt›¤› ize ben-

To h u m l a r › n D a ¤ › t › l m a s › 55

Akflam çuha çiçe¤inin tohumlar› kapsüllerin ›slanma-s›yla aç›l›r ve tohumlar bu flekilde etrafa yay›l›rlar.

Page 58: TOHUM MUCİZESİ

T O H U M M U C ‹ Z E S ‹56

zer bir flekilde içindeki s›v›y› da d›flar›ya f›flk›rt›r. Bu sayede s›v›yla birlik-

te salatal›¤›n tohumlar› da topra¤a da¤›lm›fl olur.19

‹lk bak›flta sadece bir bitkinin olgunlaflt›¤› için patlamas› olarak dü-

flünülecek bu ifllemdeki mekanizma asl›nda çok hassast›r. Öncelikle

salatal›¤a s›v›n›n dolmaya bafllamas›yla salatal›¤›n ve tohumlar›n›n ol-

gunlaflmaya bafllad›¤› dönemin ayn› zamana denk gelmesi gerekmekte-

dir. Çünkü sistem daha önce çal›flmaya bafllasa, tohumlar olgunlaflmadan

patlayan salatal›k hiçbir ifle yaramayacakt›r. Bu da bitkinin üreyememesi-

ne yani bu türün yok olmas›na neden olacakt›r. Fakat bitkide yarat›lm›fl

olan mükemmel zamanlama sistemi sayesinde böyle bir tehlike oluflmaz.

Sistem tam gereken vakitte harekete geçer ve tohumlar da¤›lmaya bafllar.

Bu hassas zamanlama tohumunu patlatarak yayan bütün bitkiler

için geçerlidir. Bitkilerdeki bu sistemin aksakl›k ç›kmadan ifllemesi böyle

bir sistemin nas›l ortaya ç›kt›¤› sorusunu da beraberinde getirmektedir.

Öncelikle, aç›kça görüldü¤ü gibi bitkinin üremesi için sistemin bir bütün

olarak var olmas› zorunludur. Her birinin en bafl›ndan itibaren ayn› anda

var olmas› gereken bu mekanizmalar›n yüzlerce, binlerce hatta milyonlar-

ca y›l süren de¤iflimlerin sonucunda evrimleflerek geliflti¤ini iddia etmek

ise ak›l ve mant›k d›fl›d›r. Çünkü salatal›k da, içindeki s›v› da, tohumlar

da, tohumlar›n olgunlaflmas› da herfley ayn› anda ortaya ç›kmal›d›r. Her-

hangi bir aksakl›k bitkinin tohumlar›n› yayamamas›na ve bir süre sonra

da neslinin tükenmesine neden olur. Üstelik bu sistemin hangi parças›n›

aradan ç›kar›rsan›z ç›kar›n, hep ayn› sonuçla karfl›lafl›rs›n›z.

Aç›kça görüldü¤ü gibi tek bir tohumun da¤›t›m aflamas›ndaki detay-

lar bile, bitkilerin tüm parçalar›yla birlikte, eksiksiz ve kusursuz bir bi-

çimde ortaya ç›kt›klar›n› göstermektedir. Bu ise kör tesadüflerle, rastgele

ve bilinçsiz do¤a olaylar›yla gerçekleflmesi mümkün olmayan bir durum-

dur. Aç›k olan gerçek fludur ki, bitkiler, herfleyi yaratm›fl olan Allah tara-

f›ndan eksiksizce yarat›lm›fllard›r. Üstün güç sahibi olan Allah'tan baflka

ilah yoktur. Ak›l sahibi her insana düflen ise bu gerçe¤i unutmadan yafla-

mak ve her iflinde Allah'a yönelmektir.

Sizin ilah›n›z yaln›zca Allah't›r ki, O'nun d›fl›nda ilah yoktur. O, ilim ba-

k›m›ndan herfleyi kuflatm›flt›r. (Taha Suresi, 98)

Page 59: TOHUM MUCİZESİ

To h u m l a r › n D a ¤ › t › l m a s › 57

Di¤er Bitkilerden Örnekler

Çal› bitkisi de kendi kendine aç›lma yöntemiy-

le üreyen bitkilerdendir. Ancak bu bitkinin sistemi,

Akdeniz salatal›¤›n›n tam tersi bir flekilde ifllemek-

tedir. Çal› bitkisi tohumlar›n›n içinde bulundu¤u

kabu¤un patlamas›, içindeki herhangi bir s›v›n›n

yard›m›yla de¤il, bitkide meydana gelen buharlaflma

sayesinde olur. Bu kabu¤un günefle bakan yüzü, s›cakl›k

artt›kça gölgede kalan yüzünden daha h›zl› bir flekilde

kurumaya bafllar. Bu durum, iki taraf aras›nda bir

bas›nc›n ortaya ç›kmas›na neden olur. En sonunda

kabuk ortadan ikiye ayr›l›r böylece içindeki çok

say›daki küçük siyah tohum de¤iflik yönlere da-

¤›lm›fl olur.20

Hura a¤ac› (Hura Crepitans) ise Brezilya'ya

özgü tropikal bir a¤açt›r. Tohumlar› bir düzine

odac›¤›n birleflmesinden oluflan bir kapsül fleklin-

dedir. Tohum kapsülleri günefl ›fl›nlar›n›n alt›nda büyük

bir güçle patlarlar. Hura a¤ac›, tohumlar›n› uza¤a f›rlat-

ma konusunda en baflar›l› a¤açlardand›r. Öyle ki to-

humlar›n› yayma vakti geldi¤inde, onlar› yaklafl›k ola-

rak 12 m. uzakl›¤a kadar f›rlatabilir. Bu patlamadan

sonra etrafa hem tohumlar hem de ikiye bölünmüfl ka-

buklar saç›l›r.21

Sa¤ üstte resmi görülen Hura bit-kisi, tohumlar›n› patlarak da¤›t›r.Yanda görülen k›na çiçe¤inin (Im-patiens balfourii) ise çok de¤iflikbir da¤›tma tekni¤i vard›r. Tohum-lar› dokunur dokunmaz elde patlarve da¤›l›r. Bu çiçe¤in tohum yap-raklar› resimde de görüldü¤ü gibidüz durmaz. Bu yapraklar tohumuçevreleyen d›fl tabaka ile koruyucuiç tabaka aras›ndaki bas›nç fark›n-dan dolay› yuvarlak olur.

Page 60: TOHUM MUCİZESİ

T O H U M M U C ‹ Z E S ‹58

Sardunyalar (Geranium Pusillum) son derece ilginç

ve etkili bir üreme yöntemine sahiptirler. Bu bitki türü

yerde sürünerek hareket eder ve tohumlar›n› bir tür f›r-

latma mekanizmas› kullanarak da¤›t›r.

Sardunyan›n meyvesi gerçek bir manc›n›k gibi ça-

l›fl›r. Meyveler merkezde bir direk oluflturacak flekilde

geliflirler. Bu dire¤in çevresinde bulunan alt› tane mey-

va yapra¤›n›n her biri yay fleklindeki esnek bir fleritin

ucunda bulunur. Meyveler olgunlaflt›¤›n-

da da tohum kabuklar›nda ortaya ç›kan

enerji ile aniden yay gibi ters tarafa do¤-

ru e¤rilirler. Bu sayede meyve yapraklar›-

n›n taban›ndaki bölümlerde bulunan to-

humlar t›pk› birer top güllesi gibi havaya

f›rlat›l›rlar. Belirli bir yörünge izleyen to-

humlar yukar› do¤ru yükselir ve daha

ileriye düflerler. Bu mekanizma inan›l-

maz bir mükemmelli¤e sahiptir. Ancak

f›rlatman›n en mükemmel flekilde ger-

çekleflmesi için hem tohumlar›n bulun-

du¤u bölmenin aç›k olmas›, hem de bu-

radaki tohumlar›n serbest vaziyette ol-

mas› gerekmektedir. Bu durum, sert esen bir rüzgar›n

tohumlar› çevreye da¤›tmas›na sebep olabilir. Ancak sardunyalarda ku-

sursuz bir tasar›m vard›r. Bunu engellemek için bu bölümlerin girifline to-

humlar› hafifçe içeride tutan küçük tüyler yerlefltirilmifltir.22

Dünyan›n neresine giderseniz gidin bu özelliklerin her biri flimdiye

kadar yetiflmifl olan bütün sardunyalarda eksiksiz olarak vard›r. Aksi bir

durum söz konusu olsayd› sardunyan›n üremesi mümkün olamazd› ve

bitkinin soyu tükenirdi. Sardunyalardaki bu kusursuz ve detayl› tasar›m›n

kendi kendine ortaya ç›kamayaca¤› çok aç›kt›r. Yeryüzündeki bütün can-

l›lar› en kusursuz flekilde yaratm›fl olan Allah, sardunyalar› da bu detayl›

tasar›mla birlikte yaratm›flt›r.

Sardunyalar›n Etkili ÜremeYöntemleri

Page 61: TOHUM MUCİZESİ

To h u m l a r › n D a ¤ › t › l m a s › 59

Erodium Tohumlar›n›n Ola¤anüstüVidalama Mekanizmalar›

Sardunyada oldu¤u gibi Erodium bitkisinin

meyveleri de boyuncuk bölgelerinden birleflerek

ortak bir merkezde biraraya gelirler. Resimde gö-

rülen meyvelerin içinde tohumlar bulunur. Bitki

olgunlaflt›¤›nda tohumlar›n ba¤l› oldu¤u saplar

k›vr›l›r ve yere do¤ru uzamaya bafllar. ‹flte bu

noktada bitkideki ola¤anüstü vidalama mekaniz-

mas› devreye girmektedir. Erodium tohumlar› topra-

¤a vida gibi girmelerini sa¤layan bir sisteme sahip-

tirler. Vidalama sistemi flu parçalardan oluflmaktad›r:

1- Olgunlaflan tohumlarda kuyru¤un

üst k›sm› dik olacak flekilde k›vr›l›r. Kuy-

ruk topra¤a girme iflleminde bir levye (kolay

çevirmeyi sa¤layan kol) görevini üstlenmifltir.

2- Kuyru¤un alt k›sm› burma fleklindedir ve bu fle-

kilde topra¤a sokulur. Bu bölüm tohumun yere

girmesini sa¤layan bir motor görevini üstlenmifltir.

3- Kuyru¤u çevreleyen tüyler uzun, s›k ve diken

gibi diktirler. Bunlar destek görevini yerine getirir-

ler.

4- Tohumu içinde bar›nd›ran bafl ise vidan›n sivri

ucu gibidir. Kuyru¤un üzerinde levye etkisini oluflturaca¤› da-

yanak noktas› olarak faaliyet gösterir.

5- Bafl›n üzerindeki tüyler k›sa ve düzgündür. Bunlar tohumun

topra¤a giriflini kolaylaflt›rd›¤› gibi ayn› zamanda t›pk› bir olta

i¤nesi gibi geriye ç›kmas›n› da engeller.

Soldaki büyük resimde yere sabitlenmifl durumdaki Erodium to-

humlar› görülmektedir. 23

Bir bitkinin yumuflak dokusunun sert topra¤› bir vida gibi delmesi elbette

ki tesadüfler neticesinde gerçekleflemez. Allah benzersiz yaratt›¤› bu bitki-

ye yerlefltirmifl oldu¤u sistemle bize sanat›n› tan›tmaktad›r. Allah yarat-

mada hiçbir orta¤› olmayand›r.

1

2

3

4

5

Page 62: TOHUM MUCİZESİ

Tohumlar›n› Rüzgarla Da¤›tan Bitkiler

Hava yolu ile tafl›nan tohumlar›n yeterince hafif olmalar› gerekmek-

tedir ve flekilleri de uçmaya uygun flekilde dizayn edilmifl olmal›d›r. Ör-

ne¤in; f›nd›¤›n ya da hindistan cevizinin büyüklü¤ünde ve a¤›rl›¤›nda bir

tohumun uçmas›na imkan yoktur. Bu nedenle rüzgarla tafl›nan bütün bit-

kiler çok hafiftirler; ya tüyümsü ya da kanat benzeri yap›lara sahiptirler.

Ayr›ca uçan tohumlar›n büyük bir ço¤unlu¤u sonbahar›n bafl›nda

yani rüzgarlar›n en fliddetli esti¤i dönemlerde olgun hale gelirler. Burada

rüzgarlar›n ortaya ç›k›fl› ile tohumlar›n olgunlaflma döneminin tam bir

uyum içinde olmas› elbette ki dikkat çekicidir.

Tohumlar›n› rüzgarla da¤›tan bitkiler de di¤erleri gibi kendi içlerin-

de farkl› ve özel yap›lara sahiptir. Örne¤in Kuzey Afrika çöllerinde mey-

veler ve tohumlar ya kanatl›d›r ya da hafif ve tüylüdür. Kuzey Do¤u Su-

dan'daki Nubian Çölü'ndeki ve Kuzey Amerika çöllerindeki bitkiler,

meyve ve tohumlar›n› esintilerle yayarlar. Orta Do¤u ve Kuzey Afrika'da-

ki bitkilerse top gibi yuvarlak olur ve kurak zamanda rüzgar taraf›ndan

sürüklenirler.24

Karahindiba, marul ve devedikeni, tohumlar›n› rüzgarla da¤›tan bit-

kilerden baz›lar›d›r. Tohumlar›n› rüzgarla tafl›tan bitkilere baflka bir örnek

olarak da yer kiraz›n› verebiliriz. Yer kiraz› tohumlar› ka¤›t benzeri hava

T O H U M M U C ‹ Z E S ‹60

Bakla gibi bitkilerin kapsüllerinin ço-¤u, olgunlaflma dönemlerinde kuru-malar›n›n etkisiyle aç›l›r ve dokularflekil de¤ifltirir. Tohum kabuklar› bu-ruflur, bükülür ve yay gibi aç›l›r. Çat-layarak aç›lma yöntemini uygulayanbitkinin tam bu aç›lma bölgesindekidokular›n hücreleri zay›f bir diziliflesahiptir. Bu nedenle herhangi bir ba-s›nc›n etkisiyle tohumlar hemen par-çalan›p yar›l›verir. Bu olay son dere-ce ani bir flekilde gerçekleflir.

Page 63: TOHUM MUCİZESİ

dolu kesecikleri içindedir. Bu kesecikler küçük

balonlar gibi tohumlar›n rüzgarda hareket et-

mesini sa¤lar.

Bu konuyla ilgili olarak verilen örnekler in-

celenirken ak›lda tutulmas› gereken önemli bir

nokta vard›r. Bir bitkinin üreme fleklini zaman

içinde de¤ifltirmesi, örne¤in hayvanlar taraf›n-

dan topra¤a gömülerek üreyen bir bitkinin to-

humunun, zamanla rüzgarla tafl›nacak kadar

hafif hale gelmesi mümkün de¤ildir. Kay›s› çe-

kirde¤i gibi a¤›r bir tohumun aradan ne kadar

zaman geçerse geçsin, binlerce, milyonlarca hat-

ta milyarlarca y›l geçse de, rüzgarla tafl›nacak

kadar hafif bir tohum haline gelmesi, kenarla-

r›nda kanat benzeri yap›lar›n oluflmas› imkan-

s›zd›r. Bu, hiçbir yönden mant›kla ve bilimsel

gerçeklerle ba¤daflmayan bir iddia olacakt›r.

Çünkü do¤ada böyle bir de¤iflimi planlayacak

ve uygulayacak bir fluur yoktur. Do¤adaki tafl,

a¤aç, toprak, hayvanlar böyle bir planlama ya-

pamazlar. Bitkinin kendisi de do¤an›n bir par-

ças›d›r ve tohumlar›nda bilinçli düzenlemeler

yapacak bir yetene¤e sahip de¤ildir.

Bu gerçekler düflünüldü¤ünde tohumlar›n

ilk ortaya ç›kt›klar› andan itibaren flu andaki

özelliklerine sahip olduklar› hemen anlafl›lmak-

tad›r. Bu da tohumlar›n bir anda yarat›lm›fl ol-

duklar›n›n binlerce hatta milyonlarca delilinden

biridir. Tohumlar›n, tafl›nmaya uygun yap›lar›n-

da aç›k bir tasar›m vard›r ve bu tasar›m sonsuz

ilim sahibi olan Allah'a aittir.

To h u m l a r › n D a ¤ › t › l m a s › 61

Devedikeni bitkisinin çiçek olu-flumundan tohumun ortaya ç›k›-fl›na kadar olan aflamalar›ndaince bir sistem vard›r.

Page 64: TOHUM MUCİZESİ

Havada uçan tohumlar›n uçufl prensiplerini inceleyen mühendisler

Zanonia tohumlar›yla ilgili son derece flafl›rt›c› bir sonuç elde etmifllerdir.

Zanonia tohumlar›ndaki yerçekimi merkezini inceleyen mühendisler e¤er

yerçekimi merkezi geriye kayd›r›lm›fl olsayd› tohumlar›n daha yavafl bir

flekilde hareket edece¤ini tespit etmifllerdir. Ancak Zanonina tohumlar› sa-

hip olduklar› kusursuz flekil ve genel yap› sayesinde uzaklara rahatl›kla

gidebilmektedir.25

T O H U M M U C ‹ Z E S ‹62

Sa¤daki büyük resimde uçarak da¤›lan tohumlardan her biri f›rsat›n› buldu¤u andayeni bir karahindiba bitkisi oluflturacakt›r.

Page 65: TOHUM MUCİZESİ

Tohumlar›n Uçmalar›n› Kolaylaflt›ran Özel Tasar›mlar

Rüzgarla tafl›nan bitki tohumlar›n›n hareket kabiliyeti sadece tohu-

mun büyüklü¤üne, yere olan mesafesine ya da rüzgara ba¤l› de¤ildir. En

önemli etkenlerden biri, kuflkusuz ki tohumlar›n sahip olduklar› özel fle-

killer ve ek yap›lard›r. Uçan tohumlar› genel olarak kanatl›, paraflütümsü,

toz tohumlar ve tüylere sahip olan tohumlar olarak grupland›rmak müm-

kündür.

Pervane Kanatl› Tohumlar

Hava yolunu kullanarak üreyen bitkilerden Avrupa akçaa¤açlar›n›n

tohumlar› helikopter pervanesine benzer çok ilginç bir tasar›ma sahiptir.

Bu tohumlar›n sadece tek taraftan ç›kan kanatlar› vard›r. Bu kanatlar› sa-

yesinde uygun fliddette bir rüzgar oldu¤unda kendi etraflar›nda dönerek

hareket edebilirler. Olgunlaflan her kanat zar gibi bir görüntüye sahiptir

ve üzerinde bulunan damarlarla t›pk› bir böcek kanad›na benzer. Kendi

etraflar›nda dönecek flekilde hareket etmelerini sa¤layan bir dizayna sa-

hip olmalar› akçaa¤aç tohumlar›n›n düflüfl h›z›n› yavafllat›r. E¤er rüzgar

yoksa tohumlar yavafl yavafl ve helis fleklinde bir hareketle (kendi etrafla-

r›nda dönerek) yere düflerler. Akçaa¤açlar yaflad›klar› bölgeye seyrek ola-

To h u m l a r › n D a ¤ › t › l m a s › 63

Akçaa¤açlar›nhelikopter per-vanesine ben-zeyen tohumlar›kendi etraflar›n-da dönecek fle-kilde hareket et-melerini sa¤la-yan bir yap›yasahiptir. Bu sa-yede kilometre-lerce uza¤a ta-fl›nabilirler.

Page 66: TOHUM MUCİZESİ

rak da¤›ld›klar› için, döllenme ifllemlerinde en büyük yard›mc›lar› rüz-

garlard›r. Ufak bir rüzgar esintisinde dahi kendi etraflar›nda dönme hare-

keti yapacak bir tasar›ma sahip olan helikopter tohumlar, bu özellikleri

sayesinde kimi zaman kilometrelerce süren uzun mesafeleri bile aflabilir-

ler.26

Terminalia calamansanai adl› bitki ise "V" fleklinde kanatlara sahiptir.

Bu özellik sayesinde sakin bir hava ak›m›nda t›pk› ka¤›ttan bir uçak gibi

rahatl›kla havada kayarak uçabilir.27

Paraflüt Tohumlar

‹nsanlar›n yüksekten atlamak için kulland›klar› paraflütler özel ola-

rak tasarlanm›fl bir flekle sahiptir. Rüzgar› içlerine almalar›n› sa¤layan ya-

p›lar› ile, kendilerini kullanan kifliye havada hareket etme imkan› verirler.

Baz› tohumlarda da paraflütlere benzer bir yap› vard›r.

Paraflüt tohumlar olgunlaflt›klar›nda hemen a¤açtan yere düflmezler.

T O H U M M U C ‹ Z E S ‹64

‹nsano¤lu uçaklar› icad ederken kufllardanilham alm›flt›r. Helikopter konusunda isekendisine fikir veren fley, yusufçuk böcek-lerinin yan›s›ra bitkiler dünyas›n›n, bir mer-kez etraf›nda dönen kanatlara sahip tohum-lar› olmufltur. Resimlerde tohumlar›n› hava-ya uçurarak da¤›tan bitki tohumlar›ndan ör-nekler görülmektedir.

Terminalia bitkisi Vfleklinde kanatlarasahiptir.

Akçaa¤ac›n tohumlar› bir çift kanat gibi a¤açtaas›l› durur.

Page 67: TOHUM MUCİZESİ

To h u m l a r › n D a ¤ › t › l m a s › 65

Onlar› daha uza¤a götürecek kuvvetli rüzgarlar›n ç›kmas›n› beklerler.

E¤er böyle olmasayd› ana bitkinin çok yak›n›na düfleceklerinden büyüme

imkanlar› daha az olurdu.

Paraflüt tohumlar›n h›z›, tohumun büyüklü¤üne ve yap›s›n›n göze-

nekli olup olmamas›na ba¤l›d›r. Tohumun sahip oldu¤u paraflüt benzeri

bölüm ne kadar büyükse h›z› o kadar yavaflt›r. Ayr›ca ne kadar az göze-

nekliyse havan›n hareketlerine o kadar hassas olur. Tohumlar›n bu göze-

nekli yap›s› da Silybum marianum bitkisinde oldu¤u gibi basit ipekli olma-

s›na, devedikeninde (Cirsium occidentale) oldu¤u gibi tüylü

olmas›na veya kum otundaki (Scabiosa stellata)gibi zarl› yap›da olmas›na ba¤l› ola-

rak de¤iflir.28

Bu birkaç örnek-

te de görüldü¤ü gi-

bi, paraflüt to-

humlar son

derece de-

Alttaki resimde görülen ke-di otu (Cetranthus Ruber)ve yanda resmi görülenSilybum Marianum gibiküçük tohumlu bitkilerdegenellikle paraflüt tohum-lara rastlan›r.(Grains de Vie, s.56)

Kum otu (Scabiosa Stellata) zarl› yap›ya sahip olanuçan tohumlara bir örnektir.

Devedikeni bitkisinin tüylü to-humlar›n› Allah, rüzgarla tafl›nma-ya en uygun yap›ya sahip olarakyaratm›flt›r.

Page 68: TOHUM MUCİZESİ

tayl› tasarlanm›fl özelliklere sahiptir. Tohumun h›z›n›n artmas› ve daha

kolay hareket etmesi için gerekli olan her detay bu tasar›mda mevcuttur.

Bu tasar›m›n tesadüfen meydana gelemeyece¤ini aç›klamak için flöy-

le bir örnek verelim. ‹nsanlar›n kulland›klar› paraflütleri düflünün. Kufl-

kusuz bunlar›n özel bir tasar›ma sahip olduklar› konusunda hiç kimsenin

bir tereddütü ya da itiraz› yoktur. Bir paraflütün kendi kendine ortaya ç›-

kamayaca¤›n› herkes bilir. Paraflütü ilk olarak düflünüp tasarlayan bir ki-

fli vard›r. Paraflütü yapmak için kullan›lacak kumafl›n ipli¤ini üreten, bu

ipli¤i dokuyarak kumafl haline getiren bir fabrika, sonra bu kumafllar› bir-

lefltiren insanlar vard›r. Paraflütün havadayken aç›lmas›n› sa¤layan meka-

nizma özel olarak tasarlan›p yap›lm›flt›r. Durup dururken bir kumafl›n pa-

raflüt fleklinde biraraya gelemeyece¤i ve havada uçabilecek bir sistem ka-

zanamayaca¤› çok aç›kt›r.

Peki o halde paraflüt gibi yap›lar› olan -hatta bir paraflütten çok da-

ha kompleks mekanizmalara sahip- tohumlar nas›l ortaya ç›km›fllard›r?

Gözenekli yap›lar›n›n az ya da çok olmas› gibi detaylar kim taraf›ndan

düflünülmüfltür? Bu soruya cevap olarak "bunlar tohumlardaki bilgilerde

kodludur" diyenler olabilir. Bu durumda söz konusu kifliler, ilk tohumun

nereden ç›kt›¤›n›, nas›l meydana geldi¤ini, bu bilgilerin tohumun içine

nas›l yerleflti¤ini aç›klamal›d›rlar. Bu ilk tohum kendi kendine, tesadüfler-

le böyle bir bilgiye sahip olmufl olamaz. Tohumun yap›s›n› meydana ge-

tiren kör ve fluursuz atomlar bir gün karar al›p "Biz tohum denen bir ci-

sim olufltural›m, içine dev a¤açlar›n, birbirinden ilginç bitkilerin, renga-

renk çiçeklerin, son derece lezzetli meyvelerin bilgilerini kodlayal›m, da-

ha sonra bu tohumu yeryüzüne yay›p tüm dünyada milyonlarca çeflit bit-

ki olufltural›m" demifl olamazlar.

Böyle bir iddiada bulunmak elbette ak›l ve mant›k sahibi bir insan›n

yapabilece¤i birfley de¤ildir. Nas›l ki bir paraflüt kendi kendine ortaya ç›-

kamazsa paraflüt benzeri tohumlar›n da kendili¤inden ortaya ç›kamaya-

caklar›, bu kadar detayl› tasar›mlara tesadüfen sahip olamayacaklar› aç›k-

t›r.

Nitekim evrimciler ne kadar çabalasalar da tohumlar›n ortaya ç›k›fl-

lar›na tesadüflerle aç›klama getirememektedirler. Evrimci bir yay›n olan

T O H U M M U C ‹ Z E S ‹66

Page 69: TOHUM MUCİZESİ

Grains de Vie adl› eserde, paraflüt yap›l› tohumlar›n sahip olduklar› tasa-

r›m "anlafl›lamam›fl bir konu" olarak ifade edilmektedir:

Evrimin nas›l olup da uçmaya böylesine incelikli olarak adapte olmufl uy-

gulama noktalar› ortaya ç›karabilmifl olmas› hala anlafl›labilmifl bir konu

de¤ildir. 29

Yukar›daki al›nt›da görüldü¤ü gibi evrimciler, kendi hayal

dünyalar›nda ürettikleri "evrim" gibi soyut, hayali bir kavram› adeta müs-

takil bir güç olarak nitelendirmekte, evrimin birfleyler yapma, düzenleme,

tasarlama, meydana getirme gücü varm›flças›na ifadeler kullanmaktad›r-

lar. Oysa "evrim" bir güce sahip de¤ildir. Evrimin temel yönlendiricisi ola-

rak kabul edilen tesadüf ise bafl›bofl bir süreçtir; kusursuz sistemler olufl-

turabilecek bir güce sahip de¤ildir.

Tohumlar, içlerine gerekli bilgileri yerlefltiren, nas›l bir ortamda ya-

flad›klar›ndan ne gibi sistemlere ihtiyaçlar› olaca¤›ndan haberdar olan bir

güç taraf›ndan bu özellikleriyle birlikte var edilmifllerdir. Bu, elbette ki

hiçbir benzeri olmayan bir güçtür ve tüm alemleri yaratm›fl olan Allah'a

aittir. Allah evreni yaratm›fl, kusursuz bir düzen içinde herfleyi biçimlen-

dirmifltir. Ak›l sahibi her insana düflen evrendeki düzeni gözlemleyerek

Allah'›n yaratt›klar› üzerinde düflünmektir. Allah ayetlerinde Kendi-

si'nden baflka ilah olmad›¤›n› ve kurtuluflun yaln›zca Kendisi'ne ibadet et-

mekte oldu¤unu flöyle buyurmaktad›r:

"Bizim, sizi bofl bir amaç u¤runa yaratt›¤›m›z› ve gerçekten Bize döndü-

rülüp getirilmeyece¤inizi mi sanm›flt›n›z?" Hak melik olan Allah pek Yü-

cedir, Ondan baflka ‹lah yoktur; Kerim olan Arfl'›n Rabbidir. Kim Allah

ile beraber ona iliflkin geçerli kesin bir kan›t (burhan)› olmaks›z›n baflka

bir ilaha taparsa, art›k onun hesab› Rabbinin Kat›ndad›r. fiüphesiz inkar

edenler kurtulufla eremezler. (Mü'minun Suresi, 115-117)

Toz Görünümlü Tohumlar

Haflhafllar›n ve aslana¤›zlar›n›n meyvalar› rüzgarla salland›klar› za-

man etrafa binlerce incecik tohum serperler. Bu tohumlar öyle küçüktür

ki, havada uçan toz taneciklerine benzer. Bu bitkilerde tohumlar›n bulun-

To h u m l a r › n D a ¤ › t › l m a s › 67

Page 70: TOHUM MUCİZESİ

T O H U M M U C ‹ Z E S ‹68

du¤u kapsüllerin üst k›s›mlar›nda gözenekler vard›r. Göze-

nekleri tuzlu¤un üst k›s›mlar›ndaki deliklere benzetmek

mümkündür. Öyle ki geçti¤imiz yüzy›l›n bafl›nda tuzlu¤u

icad eden R.H. France da bu bitkilerdeki ustal›kla yap›l-

m›fl sistemden esinlenmifltir.30

Orkidelerinse üç tohum kab› olan kapsülleri vard›r.

Bu kapsüller olgunlaflt›klar› zaman etrafa incecik, kü-

çük tohumlar›n› toz bulutlar› halinde saçarak pat-

larlar. Tohumlar›n hiçbir a¤›rl›klar› yoktur.

Hiçbir besin depolar› yoktur. Hatta embriyo

henüz tam olarak oluflmam›flt›r bile. Yefle-

rebilmek için orkide tohumlar›n›n çok

özel flartlar bulmalar› gerekmektedir.

Bu, bir dezavantaj de¤ildir. Çünkü or-

kide tohumlar›n›n say›s› inan›lmaz

derecede çoktur.31

Tüy Görünümlü Tohumlar

T›pk› paraflütlü tohumlar gibi tüylü olanlar da do¤rudan yere düfl-

mezler. Ana bitkiden ayr›lmak için rüzgar›n onlar› sallamas›n› beklerler.

Bu tohumlara örnek olarak filbahar›n› (Clematite) verebiliriz. Pampa otu

(Perbe de la pampa) gibi uzun tüylü olan bitkiler de, bayrak gibi rüzgarda

dalgalan›rlar. Bu tüyümsü yap›lar› ile tohumlar rüzgarla birlikte uzaklara

tafl›nabilirler.32

Üstteki resimde görülen asla-na¤z› ve tohum kesiti görülenhaflhafl gibi bitkilerin meyvele-ri rüzgarla sars›ld›klar› zamanetrafa binlerce incecik tohumb›rak›rlar. Yandaki resimde isehaflhafl bitkisinin çiçe¤i görül-mektedir.

Page 71: TOHUM MUCİZESİ

Tohumlar›n› Suyla Da¤›tan Bitkiler

Deniz ya da ›rmak kenar›nda yetiflen bitkiler, tohumlar›n› suyu kul-

lanarak da¤›t›rlar. Bu tür bitkiler suya dayan›kl› olmalar›n› sa¤layan çok

özel yap›lara sahiptir. Su geçirmeyen ve suda batmayan, uzun bir deniz

yolculu¤undan sonra bile yeflerme özelli¤ini kaybetmeyecek kadar daya-

n›kl› olmalar›n› sa¤layan bir tasar›mlar› vard›r.

Tohumlar›n› suyla da¤›tan bitkilerin tohumlar›ndaki su geçirmezlik

özelli¤i kal›n ve cilal› d›fl tabaka ile sa¤lanm›flt›r. Suda batmazl›k özelli¤i

ise bazen bir hava odas› ile bazen havadar süngerimsi bir yap› ile, bazen

de küçük tohumlardaki gibi yüzey geriliminin kullan›lmas› ile sa¤lan›r.

Hindistan cevizi, tohumlar›n› suyla yayan

bitkilerden biridir. Tohum, tafl›man›n güvenli ol-

mas› için sert bir kabu¤un içine yerlefltirilmifltir.

Bu sert kabu¤un içinde uzun bir yolculuk için -

su da dahil olmak üzere- ihtiyaç duyulan herfley

haz›rd›r. D›fl taraf› ise tohumun sudan zarar gör-

memesi için oldukça sert bir dokumayla kaplan-

m›flt›r. Hindistan cevizi tohumlar›n›n en dikkat

çekici özelliklerinden biri ise suda yüzebilmele-

rini ve batmamalar›n› sa¤layan hava boflluklar›-

na sahip olmalar›d›r. Bütün bu özellikleriyle

hindistan cevizi tohumlar› yüzlerce kilometrelik

genifl bir alan içinde okyanus ak›nt›lar›yla tafl›-

nabilme imkan›na sahiptir. Tohum k›y›ya ulaflt›-

¤›nda filizlenmeye bafllar ve bir hindistan cevizi

a¤ac› olarak yetiflir.33

To h u m l a r › n D a ¤ › t › l m a s › 69

Kumsala ulaflt›¤› için çimlenmeye bafllayan hindistancevizi bitkisi.

Filbahar› (Clematite) bitkisinde (en soldaki resim) döllenmeden sonraher meyve ile birlikte bu türe özgü bir stilde fl›k tüyler ortaya ç›kar.Üstteki iki resimde ise pamuk bitkisinin tohumlar› görülmektedir.

Page 72: TOHUM MUCİZESİ

Hindistan cevizleri, deniz ak›nt›lar› ile yay›lma konusunda en bafla-

r›l› bitkilerdendir. Bu büyük oval çekirdek dünyan›n bütün tropikal k›y›-

lar›nda bulunur. Hindistan cevizinin batmamas›n› sa¤layan as›l neden lif-

li bir meyve olmas›d›r. Çünkü hava, bitkinin lifleri aras›na hapsolmufltur.

Hindistan cevizinin d›fl kabu¤u düz, cilal› ve su geçirmezdir. Bu özellik-

leri ile bitki, deniz üzerinde aylarca yüzebilir.34

Tropikal enlemlerde seyahat eden tohumlardan baflka biri de büyük

baklagil tohumlar›ndan olan deniz fasulyeleridir. Çok kal›n ve su geçir-

mez olan d›fl k›l›flar› ve çok uzun yaflayabilme özellikleri sayesinde bu to-

humlar seyahat eden bitkiler aras›nda en iyileridir. Tohumlar›nda ya da

tohumlar› içeren meyvelerin içinde bulunan hava odalar› sayesinde de-

nizde batmazlar. Deniz fasulyelerinin tohumlar› hindistan cevizininkiler

kadar büyük de¤ildir ve tafl›ma iflleminde sadece nehirleri kullan›r.35

T O H U M M U C ‹ Z E S ‹70

Hindistan cevizi a¤ac› oldukça büyük olan tohumlar›n› suvas›tas› ile da¤›t›r. Tohumlar›n büyüklü¤ü yolculuk s›ras›n-da gerekli olan yedek besin deposunun miktar›n› belirler.

Page 73: TOHUM MUCİZESİ

To h u m l a r › n D a ¤ › t › l m a s › 71

Baz› bitkilerin tohumlar› oldukça büyüktür ve üreyebilmek için suya ihtiyaçduyarlar. Bu tür bitkilerin tohumlar›nda ihtiyaçlar› olan herfley vard›r. Örne-¤in yolculuklar›nda yetecek miktarda besin deposu, yüzmelerini sa¤layacakhava yast›klar›, ya¤l› yüzey bu tohumlardaki tasar›m›n detaylar›ndan birkaçtanesidir. Bir tür palmiye a¤ac› olan Coco de mer (Coco de fesse olarak da bilinir) bit-kisi 20 kg a¤›rl›¤a kadar tohum üretebilmektedir. Bu a¤›r tohum suda bir ne-vi hava kapan› sayesinde yüzer. Tohumda bulunan suyu iten ya¤lar ve kim-yasallar, su geçirmeme özelli¤ini art›r›r. (ortadaki resim)

Bundan baflka Caesalpinia bonduc adl› bitkinin tohumlar› da

deniz ak›nt›lar› sayesinde çok uzaklara kadar gidebilir. Yuvar-

lak ve gri renkteki bu küçük tohum, kal›n k›l›f›n›n alt›nda bulu-

nan hava odas› sayesinde suda batmaz. Y›llarca denizde kalabi-

lir ve bu süre boyunca yeflerme özelli¤ini kaybetmeksizin daya-

nabilir.

Tropikal bir Afrika bitkisi olan Entada gigas tohumlar›

ise kalp fleklinde çok ilginç bir yap›ya sahiptir. Tohum-

lar çok büyük boyutlardaki etli k›sm›n içerisinde ye-

tiflir. Su kenarlar› boyunca yetiflen bu bitki fliddetli

ya¤murlarla tafl›narak Atlantik Okyanusu'na kadar

ulafl›r. Bu flekilde y›llar süren yolculuklar›na ç›kan

tohumlar, Avrupa'ya, Meksika Körfezi'ne ve Flori-

da'ya kadar giderler. Ve ulaflt›klar› yerde yeni bir bitki

olarak yetiflirler.

Tohumlar›n› suyla yayan baflka bir bitki türü de Pancra-tium maritimum yani deniz zamba¤›d›r. Akdeniz'in ve Atlan-

tik'in kumlu sahillerinde görülen bitkinin yay›lmas›, köflem-

si yap›daki siyah ve ola¤anüstü hafif tohumlar› ile olur. To-

humlar›n d›fl k›l›f› yosun gibi bir yap›ya sahiptir.36

Nasturtium (tere) benzeri bitkilerin tohumlar› hidrofob

(su geçirmeyen) bir cila ile kapl›d›r. Bu cila, onlar›n suyun

yüzey gerilimini kullanmalar›n› ve dolay›s›yla batmama-

lar›n› sa¤lamaktad›r. Bu sayede bitkilerin tohumlar› ›r-

maklar› yüzerek geçebilmektedir.37

Caesalpiniabonduc

Coco de fesse

Entada gigas

Page 74: TOHUM MUCİZESİ

T O H U M M U C ‹ Z E S ‹72

Mangrov ormanlar› hem bitki hem de hayvan çeflitlili¤i aç›s›ndan dün-yadaki en verimli bölgelerden biridir. Genellikle sak›z a¤açlar›n›n bira-raya gelmesiyle oluflurlar. Bu bölgelerde yetiflen Rhizophora ve Ceri-ops gibi bitkilerin son derece ilginç bir üreme flekli vard›r. Bu bitkilerinhavada geliflen kökleri, yay gibi e¤ilerek alüvyonlar›n ve bal盤›n içeri-sine saplan›r. Tohumlar›ysa daha anne bitkiden ayr›lmadan yeflermeye bafllar ve filiz haline ge-lir. Belli bir süre sonra bu filizler de bal盤›n içine düflerler. Filizler düfler düflmez çok h›zl› birflekilde köklenmeye bafllarlar. Böylece çevre flartlar›yla sürüklenme ve kaybolup gitme riski debafltan yok edilmifl olur. (Grains de Vie, s. 40)

Yanda resmi görülen Cyperus gibibitkilerin tohumlar›nda tüyveya uzant› yoktur. Bubitki de di¤er pek çokbitki gibi tohumlar›n›su yolu ile da¤›t›r. To-humlar› kaplayan cilasuda batmadan iler-lemelerini sa¤lar.(Grains de Vie,s.41)

Page 75: TOHUM MUCİZESİ

Suyu kullanarak tohumlar›n› da¤›tan bitkiler kendi a¤›rl›klar›n› azal-

t›c› ve yüzey alanlar›n› art›r›c› bir yap›ya sahiptir. Havayla dolu, su üze-

rinde yüzen bu yap› genellikle meyvelerde ve tohumlarda bulunur. Yü-

zen dokunun birkaç de¤iflik flekli olabilir. Havayla dolu olan hücrelerde

içi boflluklu süngerimsi bir yap› olabildi¤i gibi hücre aralar›ndaki boflluk-

lar› yok edecek flekilde tohumun içine hava hapsolmufl bir yap› da olabi-

lir. Tohumlar iflte bu yap›lar sayesinde yüzerler. Bundan baflka yüzen do-

kunun hücre duvarlar›, suyun içeriye girmesini engelleyecek bir yap›ya

sahip olmal›d›r. Ayr›ca bitkinin bilgilerinin sakland›¤› embriyoyu koru-

mak için de bir iç katman vard›r.38 Tohumlardaki bu aç›k tasar›m Allah'›n

yeryüzünde yaratt›¤› say›s›z yarat›l›fl delilinden yaln›zca bir tanesidir.

Bu bölümde verilen örneklerde de görüldü¤ü gibi, su yoluyla üreyen

bitkilerdeki en önemli özellik, tohumlar›n tam karaya ulaflt›klar› zaman

aç›lmalar›d›r. Asl›nda bu son derece ilginç ve istisnai bir durumdur çün-

kü bilindi¤i gibi bitki tohumlar› genellikle suya de¤dikleri anda çimlen-

meye bafllarlar. Ama bu durum söz konusu bitkiler için geçerli de¤ildir.

Tohumlar›n› suyla tafl›yan bitkiler özel tohum yap›lar› sayesinde bu ko-

nuda ayr›cal›kl›d›rlar. E¤er bu bitkiler de di¤erleri gibi suyu görür gör-

mez hemen çimlenmeye bafllasalard›, soylar› çoktan tükenmifl olurdu.

Oysa yaflad›klar› flartlara uygun mekanizmalar› sayesinde bu bitkiler var-

l›klar›n› rahatl›kla sürdürebilmektedir.

Yeryüzündeki tüm bitkiler kendileri için en uygun yap›lara sahiptir.

Her türe özgü istisnai özellikler akla, "nas›l olup da her tür bitkinin ihti-

yaçlar›yla yaflad›klar› ortam›n özellikleri birebir uyumludur ve bu özel-

likler nas›l ortaya ç›km›flt›r?" sorular›n› getirecektir.

Tohumlar›n› suyla da¤›tan bitkileri örnek alarak düflünecek olursak,

bu bitkilerin tesadüfen ortaya ç›km›fl olamayacaklar›n› bir kere daha bü-

tün aç›kl›¤› ile görürüz. Bu bitkilerin tohumlar›n›n suda uzun süre kala-

bilmek için normalden daha dayan›kl› bir yap›ya ihtiyaçlar› vard›r; bu

yüzden kabuklar› oldukça kal›nd›r ve embriyoyu sudan koruyacak özel

bir yap›lar› vard›r. Böyle bir yap›n›n tesadüflerle, bitkinin kendi müstakil

çabalar›yla var olamayaca¤› aç›kt›r. Ayr›ca tohumlar›n uzun yolculuklar›

s›ras›nda normalden daha fazla besine ihtiyaçlar› olacakt›r ve tam gerek-

To h u m l a r › n D a ¤ › t › l m a s › 73

Page 76: TOHUM MUCİZESİ

T O H U M M U C ‹ Z E S ‹74

6 veya 7 cm boyutlar›nda olan Ibicella lutea (Marty-nia lutea)'n›n meyvesinin yandaki resimdegörüldü¤ü gibi iki tane cayd›r›c› görüntüye sahipçengeli vard›r. Bu, bitki için iyi bir korunma sa¤larçünkü çengeller sayesinde hiçbir hayvan bu mey-veyi yemeye cesaret edemez. Meksika çal›l›klar›n-da yetiflen bu tohumlar, çengellerini kullanarak ya-k›nlar›ndan geçen hayvanlar›n ayaklar›na tak›l›r vebu flekilde yer de¤ifltirirler. (Grains de Vie, s.45)

ti¤i kadar besin, bu tohumlar›n içine yerlefltirilmifltir. Elbette ki bu da te-

sadüfen ortaya ç›kamayacak bir özelliktir. Bir bitkinin yolculuk süresini

ve besin ihtiyac›n› hesaplay›p, gereken miktar› tohumunun içine yerleflti-

remeyece¤i apaç›k bir gerçektir. Bu bitkilerin tohumlar› tüm di¤er bitkile-

rin aksine suda bulunduklar› süre içinde çimlenmez ancak tam karaya

geldikleri anda çimlenmeye bafllarlar. Böyle bir zamanlaman›n da tesadü-

fen gerçekleflmesi olanaks›zd›r.

Bu hassas hesap ve ölçülerin tümü, tohumlar› yaratan, onlar›n her

türlü ihtiyaçlar›n› ve özelliklerini bilen, sonsuz ak›l ve bilgi sahibi olan

Allah taraf›ndan kusursuzca tasarlanm›flt›r. Allah herfleyi bir ölçü ile ya-

ratt›¤›n› ayetlerinde flöyle bildirmektedir:

Yere (gelince,) onu döfleyip-yayd›k, onda sars›lmaz-da¤lar b›rakt›k ve on-

da herfleyden ölçüsü belirlenmifl ürünler bitirdik. (Hicr Suresi, 19)

Tohumlar›n› Baflkalar›na Tafl›tarak Da¤›tan Bitkiler

Otlar›n içinde yürüdü¤ünüzde giysinize tak›lan, köpe¤inizin tüyle-

rine yap›flan tohumlar bu tafl›nma ifllemi için tasarlanm›fl özel yap›lara sa-

hiptir. ‹¤neler, çengeller, olta ve dikenler bu bitkilerin hareket eden cisim-

lere yap›flmas›n› sa¤layan yap›lardan birkaç›d›r. Baz› türlerde ise bunlar›n

yerine dikkat çekici koku, renk ya da lezzete sahip meyveler vard›r. Bu

meyveler hayvanlar› cezbedebilmek, tohumlar› tafl›malar›n› sa¤lamak

için süslenerek dizayn edilmifl gibidirler. Renk, koku, flekil ve sunufl bak›-

m›ndan kusursuzdurlar. fieker, su, enerji ve mineral tuzlar bak›m›ndan

zengin olan meyveler hayvanlar için her yönden caziptir. Bu meyveleri yi-

yen hayvanlar tohumlar›n a盤a ç›kmas›n› sa¤layarak bitkilerin ço¤alma-

s›na büyük yard›mda bulunmufl olurlar. Bu sayede söz konusu bitkiler ta-

fl›y›c›lar vas›tas›yla çok genifl alanlara da¤›labilirler.

Page 77: TOHUM MUCİZESİ

To h u m l a r › n D a ¤ › t › l m a s › 75

Bu¤daygillerden olan yabani arpa (Hordeum murinum) k›l-ç›klarla kapl›d›r ve özel bir tutunma sistemi vard›r. Bu sis-tem o kadar etkilidir ki yap›lan her harekette tohum tutun-mufl oldu¤u yere daha da sa¤lamlaflarak yap›fl›r. Bu aradadikenlerinin ucundaki mikro-kabuklar sayesinde de dipler-deki tohumlar› gelebilecek her türlü tehlikeye karfl› korur.

(Grains de Vie, s.45)

Trifolium hirtum ad›ndaki bubitkinin bafl k›sm›nda ser-

best halde tüycükler vard›r.E¤er bir hayvan bu bölüme

çarparak geçecek olursameyvenin etraf›ndaki bu yap›

parçalan›r. Ard›ndan rüzgarda tohumlar› etrafa saçar.

(Grains de Vie, s.46)

Memeli hayvanlar›n sindirimsistemleri kufllara göre çok da-ha yavafl ifllemektedir. Bu dahayvan›n yemifl oldu¤u tohum-lar›n çok daha uzak mesafelerekadar gidebilmesini sa¤lar. Ör-ne¤in Afrika'da filler gibi bü-yük otoburlar çok önemli birertohum yayma görevlileridirler.Hatta baz› türlerin yeflermesisadece fillere ba¤l›d›r. Örne¤inBat› Afrika'da yaflayan Baillo-nella toxisperma bitkisinin to-humlar› yaln›zca filler taraf›n-dan do¤aya serpifltirilmektedir.(Grains de Vie, s.49)

Page 78: TOHUM MUCİZESİ

T O H U M M U C ‹ Z E S ‹76

Gui (Viscum album) yani ökseotu bütün di¤era¤açlar›n yapraklar›n› döktü¤ü k›fl aylar› boyuncayeflil kalan tek bitkidir. K›fl sezonu boyunca miniktohumlar üretir. Ökseotu tohumlar›n›n özelli¤i top-rakta de¤il de a¤ac›n kendi gövdesi üzerinde yefle-rebilmeleridir. Peki bu ifllem nas›l gerçekleflir?Ard›ç kufllar› ökseotu tohumlar›n› çok sever. Bu,ökseotu aç›s›ndan son derece önemlidir, çünkü bit-ki üreyebilmek için Ard›ç kufllar›n›n sindirim sis-temlerinden geçmek zorundad›r. Normal flartlar al-t›nda top gibi bir flekle sahip olan tohumlar, yuvar-lanarak do¤rudan topra¤a düflerler ve kendilerineev sahibi olabilecek baflka bir dal›n üzerine tutuna-mazlar. Oysa tohumlar›n yeflermek için mutlaka birdala tutunmas› ve yere düflmemesi gereklidir. Busorun tohumlar›n Ard›ç kufllar› taraf›ndan yenilme-si ile çözülmüfltür. Ard›ç kuflunun karn›ndaki to-humlar, "visin" denilen çok etkili bir madde ile çev-rili olarak vücuttan at›l›r. Kuflun sindirim sistemin-den geçerek b›rak›lan tohum yere düflmez ve ku-flun üzerinde bulundu¤u dala yap›fl›r. ‹flte bu saye-de yeni bir parazit bitki dalda yeflermeye bafllar.(Grains de Vie, s.47) Görüldü¤ü gibi, ökseotu bitki-sinin üremesi Ard›ç kuflunun bu bitkinin tohumlar›-n› sevmesine ba¤l›d›r. Bitkinin böyle bir yöntemleüremesi elbette ki düflündürücüdür. Bu birlikteli¤intesadüfen oluflmas›n›n mümkün olamayaca¤› aç›k-t›r. Ökseotlar› ilk ortaya ç›kt›klar› andan itibaren buyöntemi kullanarak üremektedirler. Çünkü bu flekil-de yarat›lm›fllard›r. Bu birlikteli¤i yaratan, iki canl›y›birbirinden haberdar eden Allah't›r.

Page 79: TOHUM MUCİZESİ

To h u m l a r › n D a ¤ › t › l m a s › 77

Çam a¤açlar› tohumlar›n› pekçok yöntem kullanarak da¤›-t›rlar. Çam kozala¤›, uçabilentohumlar›n› ayr› ayr› odac›k-lar›nda bar›nd›ran bir apart-man gibidir. Tohumlar y›llarboyunca s›ms›k› bir flekildekapal› kal›rlar. Tohumlar›n or-taya ç›k›fl›ndan yaklafl›k üçsene sonra yaz döneminde,güneflin ›s›tmas›yla birliktetohumlar aç›lmaya bafllar veetrafa saç›l›p uçarlar. Çam kozalaklar›n›n ikinci da-¤›lma yöntemi ise sincaplartaraf›ndan tafl›nmas›d›r. Sin-caplar daha yaz mevsiminde

üzerinde birkaç tane s›ms›k› kapal› kozalak tafl›yan k›sa dal› kopart›r ve yuvalar›na götürürler.Kozalaklar›n kabuklar›n› afla¤›dan yukar›ya do¤ru ay›rarak tek tek soymaya bafllarlar. Bu ifllemesnas›nda, son derece metodlu ve h›zl› çal›fl›rlar. Daha sonra tohumlar› yanaklar›na doldurur-lar. Ve sadece üst kabuklara hiç dokunmadan b›rak›rlar. Çünkü bunlar›n›n içlerinin bofl oldu-¤unu bilirler. Bunun ard›ndan, h›zla bir çukur açar ve a¤›zlar›ndaki tohumlar›n tümünü burayadoldururlar. E¤er çam kozala¤›n›n kabu¤unu ay›klamaya zamanlar› yoksa bu durumda oldu¤ugibi deli¤e b›rak›rlar. ‹flte bu sayede tohumlar bahara kadar bozulmadan durur. Ve bahar geldi-¤inde çam kozalaklar› yeflermeye bafllar. (Grains de Vie, s.65)

Bitki tohumlar› sincap benzeri canl›lar için önemli birbesin kayna¤›d›r. Bitkiler ve hayvanlar aras›ndaki buuyumlu iliflkiyi yaratan, herfleyden haberdar olan Allah't›r.

Page 80: TOHUM MUCİZESİ

T O H U M M U C ‹ Z E S ‹78

Borneo'da yetiflen bo¤azlayan türü incira¤ac›, bir tür yabanar›s› ile ortak bir ya-flam sürdürür. ‹ncir, yabanar›lar›n›n yu-murtalar› için güvenli bir bar›nakt›r. Bunakarfl›l›k yabanar›lar› da polenlerini tafl›ya-rak incirin döllenmesine yard›mc› olurlar. ‹ncirin olgunlaflmas› ile birlikte inciriniçine b›rak›lm›fl olan yabanar›s› larvalar›da olgunlafl›r. Haftalar sonra yumurtalar-dan kanats›z ve kör olan erkek yabanar›-lar› ç›kar. Erkek ar›lar çiçe¤in difli organ›-n›n duvarlar›n› açarak içeriye girer ve bu-rada bulunan difli yabanar›s› ile çiftleflir-ler. Erkek yabanar›s›n›n k›sa hayat›ndakison görevi efli için bir ç›k›fl tüneli açmak-t›r. Erkekler genellikle yüzeye ç›kar ç›k-maz ölür. Hamile difli yabanar›s› yumur-talar›n› b›rakt›¤› incirin içinde bulunanerkek çiçekten ald›¤› polenleri tafl›yarakzincire bafllar. Bulundu¤u a¤açtan baflkabir tanesine do¤ru uçarak, olgunlaflma-m›fl incirin alt k›sm›ndaki difli organ›nbulundu¤u yere girer. ‹ncirin içindeki la-birentler boyunca ilerler. Yumurtal›¤›n›nulaflt›¤› her çiçe¤in difli organ›na bir yu-murtas›n› b›rak›r ve çiçe¤in polenleriniher yere sürer. Difli yabanar›s› da erkekgibi görevini tamamlad›¤›nda ölür. Birsüre sonra difli yabanar›s›n›n b›rakt›¤›yumurtalardan yeni yabanar›lar› ç›kar.Bunlar da polenlerle kapl› olarak dahaönce erkek yabanar›s› taraf›ndan aç›lantünelden d›flar› ç›karlar. Ve üreme zinciri-ne devam etmek için baflka bir incire ge-çerler. (National Geographic, Nisan11997 s.41)Yabanar›s›n›n böyle bir yöntemi kendikendine bulmas›, kendi iradesiyle bu zin-ciri oluflturmaya karar vermesi ve bunudi¤erlerine ö¤retmesi imkans›zd›r. ‹ncirinüreme sisteminin yabanar›s› ile ortak ya-flayacak flekilde özel olarak tasarland›¤›son derece aç›kt›r.Bu da sistemin Allah taraf›ndan yarat›ld›-¤›n› ve ar›lar›n Allah'›n ilham› ile hareketettiklerini bir kez daha gösterir.

Page 81: TOHUM MUCİZESİ

To h u m l a r › n D a ¤ › t › l m a s › 79

Meyveyle beslenen kufllar, sadece bu tü-re özgü olarak, tafll›¤a sahip de¤illerdir.Dolay›s›yla tohumlar› ö¤ütmezler. Buson derece önemli bir özelliktir. Çünkütohumlar kufllar›n midesinde ö¤ütülsey-di bu durumda, bitkinin türünün yok ol-mas› söz konusu olabilirdi. Ancak kuflla-r›n tafll›¤a sahip olmamalar›, meyvelerin

kufllar taraf›ndan tafl›nmas›n› ve ço¤almas›n› sa¤lamaktad›r. Görüldü¤ü gibi kufl ile bitkiaras›nda ortak bir iliflki söz konusudur. Kufl, bedeninde bitkinin tohumlar›n›n tafl›nmas›-na olanak tan›maktad›r. Buna karfl›l›k bitki ise kendisini serpifltiren kuflun beslenmesinisa¤lamaktad›r. (Grains de Vie, s.49 )

Bitkilerin tohumlar› kufllar için kimizaman yuva yap›m›nda kulland›klar›bir eflya niteli¤inde olurken kimi za-man da besin maddesi olur. Meyvele-rin etli k›sm›n› yiyen kufllar tohumlar-da saklanm›fl olan embriyonun filiz-lenmesini kolaylaflt›racak pek çok ifl-lem yaparlar. Baz› bitkilerin tohumkabuklar›n›n soyulmas›n› sa¤lamak,baz› bitkilerde ise sert olan tohum ka-buklar›n› sindirim sistemlerinde in-celtmek kufllar›n, bitkilerin üremesin-deki katk›lar›ndan birkaç tanesidir.

Page 82: TOHUM MUCİZESİ

T O H U M M U C ‹ Z E S ‹80

Arille, baz› bitki tohumlar›n›n çevresindeki ince koruyucu kabu¤a

verilen isimdir. Hayvanlar genellikle tohumu de¤il de bu koruyucu ya-

r›m kabu¤u yutarlar. Arille, bitki kabu¤unda etli görünüme sahip ve to-

humu genel olarak tam çevrelemeyen küçük bir ura benzer. Tohumlar›-

n› arille ile koruyan tohumlardan baz›lar› flunlard›r:

Porsuk a¤ac› (Taxus baccata) son-

baharda, koyu yeflil renkteki diken gö-

rünümlü yapraklar›yla mükemmel bir

kontrast yapan canl› k›rm›z› renkli çok

güzel ariller ç›kart›r. Bunlar çok lezzet-

li olan flekerli tatlar›yla özellikle kara-

tavuklar için son derece caziptirler.

Ancak karatavuklar porsuk a¤ac›n›n

arillerini yerken ac› bir tad› olan tohu-

mun mutlaka ç›kart›p atarlar. Bu son

derece önemli bir ifllemdir. Çünkü to-

humun yeflerebilmesi için mutlaka ga-

ga darbeleri ile delinmesi gerekmekte-

dir. Tohumlar karatavuklar taraf›ndan

yutulsalar da sindirim yollar› içerisin-

de hiçbir zarara u¤ramazlar çünkü ka-

buklar› çok dayan›kl›d›r. Porsuk a¤ac›

tohumlar› ayn› zamanda çok güçlü bir

zehir de içermektedir. Bu madde okla-

r›n ucuna öldürücü zehir olarak sürül-

dü¤ü gibi, zehirli ilaç da yap›lmakta-

d›r. Zehiri alan canl›n›n kalbinin dur-

mas›na sebep olan içerisindeki alkalo-

idlerdir. Bunlar tedavide de çok kulla-

n›l›r. Bunlardan en önemlileri: morfin,

striknin, atropin'dir.

Özel Korumal› Tohumlar

Page 83: TOHUM MUCİZESİ

To h u m l a r › n D a ¤ › t › l m a s › 81

Füzen (i¤ a¤ac› ya da euonymus sp.) ilginç görünümlü

meyveler üretir. Bu meyveler aç›ld›klar›nda kufllar için çok

çekici ve üç renkten oluflmufl bir görünüm sunarlar: ‹ç

k›s›m beyaz, tohumlar ise siyaht›r. Meyveyi çevre-

leyen arille (koruyucu yar›m kabuk) ise can-

l› bir portakal rengine sahiptir. Füzen bit-

kisi bu renk çeflitlili¤i ile çok de¤iflik hay-

van türlerini kendine çeker.

Avustralya'da yetiflen Akasya to-

humlar›, yay›lmalar›n› besin bak›m›n-

dan zengin olan arilleri sayesinde ger-

çeklefltirmektedirler. Bunlar türlerine gö-

re k›rm›z›, kahverengi veya beyaz olabil-

dikleri gibi uzun veya k›sa olabilirler. K›sa,

beyaz veya kahve renginde olanlar›, kar›ncalar›n besin madde-

sidir. Besleyici ariller kar›ncalar taraf›ndan yuvaya tafl›n›rlar.

Siyah renkteki tohumlar ise bazen arilden ayr›l›r ve yolda

unutulurlar. Böylece yuvaya ulaflt›r›lamadan d›flar›da kalm›fl olurlar.

Ancak pek çok tohum yerin alt›ndaki yuvaya doldurulur. Burada ko-

nulduklar› yer ise yeflermeleri için en uygun derinliktir.

K›rm›z› renkteki daha uzun olan ariller ise kufllar taraf›ndan ye-

nilir. Baklaya benzeyen meyveleri aç›ld›¤› zaman, tohumlar arilleri

ile as›l› durumda kal›rlar ve solucan taklidi yaparak kufllar› ken-

dilerine çekerler. 39

Akasya a¤ac›n›n to-humlar› arille ad› ve-rilen bir tür besleyici

k›l›f ile kapl›d›r. Buk›l›f hayvanlar tara-f›ndan yenilir ve to-humlar yeflerme im-

kan› bulur.

Page 84: TOHUM MUCİZESİ

Kar›ncalar ve Tohumlar Aras›ndaki Uyumlu ‹liflki

Biraz önce de belirtti¤imiz gibi, baz› bitkilerin üremeleri hayvanlara

ba¤l›d›r çünkü tohumlar› hayvanlar taraf›ndan tafl›n›r. Bu da¤›t›m flekli

hayvanlar ve bitkiler aras›nda dikkat çekici bir birlikteli¤in ve uyumun

var oldu¤unu gösterir. Örnek olarak çevresi ya¤l›, yenilebilir bir dokuyla

kapl› olan bir tohumu ele alal›m. ‹lk bak›flta alelade gelebilecek bu ya¤l›

doku, gerçekte bitkinin neslinin devaml›l›¤› aç›s›ndan çok önemli bir de-

tayd›r. Çünkü bu özellik kar›ncalar›n söz konusu bitkiye ilgi duymas›na

sebep olmaktad›r. Bu bitkilerin üremesi pek çok bitkiden farkl› olarak ka-

r›ncalar vas›tas›yla gerçekleflir.

Hemen her bitkide oldu¤u gibi bu türün tohumunun da filizlenebil-

mesi için topra¤›n alt›na girmesi gerekmektedir. Ayr›ca tohumun iç k›s-

m›nda bulunan ve filizlenmeyi gerçeklefltirecek olan bölümün de a盤a

ç›kmas› gerekmektedir. Bitki bu ihtiyaçlar›n› kendisi karfl›layamaz ama

bunlar› onun için yapan kar›ncalar vard›r. Bu bitkilerin tohumlar›ndaki

ya¤l› doku, tafl›y›c› kar›ncalar için çok cazip bir yiyecektir. Kar›ncalar

bunlar› büyük bir istekle toplay›p yuvalar›na tafl›rlar. Böylece ilk aflama-

da hiç bilmeden tohumu topra¤›n alt›na gömmüfl olurlar.

Bundan sonra bitki için önemli olan ikinci bölüm bafllamaktad›r. Ka-

r›ncalar binbir zahmetle tohumlar› yuvalar›na tafl›malar›na ra¤men sade-

ce kabu¤unu yer, etli iç k›sm›n› b›rak›rlar. Bu sayede hem kar›nca besin el-

de etmifl, hem de bitkinin üremesini sa¤layacak bölüm toprak alt›na inmifl

olur.40

Peki kar›nca ve tohum aras›ndaki bu uyum nas›l ortaya ç›km›flt›r?

Kar›ncan›n bunu bilinçli olarak yapt›¤› yani bitkinin üremesi için ne-

yin gerekli oldu¤unu bildi¤i ve buna göre hareket etti¤i gibi bir düflünce

elbette ki mant›ken kabul edilemez. Ya da kar›ncan›n bir gün tesadüfen

tohumu keflfetti¤i, bunu topra¤›n alt›na götürüp yedi¤i, sonra da buradan

bir bitkinin ç›kt›¤›n› görüp bu ifllemi devam ettirdi¤i, çevresindeki kar›n-

calara bunu ö¤retti¤i, kendinden sonraki nesillere de bir flekilde bunu

yapmalar› gerekti¤ini haber verdi¤i gibi bir tez öne sürmek de elbette ki

ak›lc›l›ktan ve bilimsellikten tamamen uzak olacakt›r. Bitkinin de üremek

T O H U M M U C ‹ Z E S ‹82

Page 85: TOHUM MUCİZESİ

için bu kar›nca türünün hofluna gidecek özellikleri bir flekilde ö¤rendi¤i

ve tohumunu bu özelliklere uygun hale getirdi¤i, kar›ncayla ayn› ortam-

da bulunmay› ayarlad›¤› gibi bir iddia da bilimsel aç›dan hiçbir geçerlili-

¤i olmayan bir safsata olmaktan öteye gidemeyecektir.

Bu uyumun özel olarak ayarlanm›fl olmas› flartt›r. Çünkü yeryüzün-

deki bu bitkiye ait ilk tohum, üreyebilmek için baflka bir mekanizmaya sa-

hip de¤ildi. Ve e¤er kar›ncalar›n ilgisini çekemeseydi flu an bir varl›¤›n›n

olmas› da söz konusu olamayacakt›. (Üstelik kar›ncalar var olmasa hiçbir

flekilde yaflama ihtimalleri olmayacakt›.) Ama bu bitki vard›r ve bu duru-

mun bize gösterdi¤i gerçek de aç›kça ortadad›r. Bu kusursuz uyumu sa¤-

layan fluur ne kar›ncaya ne de bitkiye aittir. Bu fluurun kayna¤›, her iki

canl›n›n sahip olduklar› özelliklerden haberdar olan, bu canl›lar› birbirle-

rine uyumlu flekilde yaratan üstün bir sahibi olan Allah't›r. Allah her can-

l›n›n Kendisi'ne boyun e¤mifl oldu¤unu bir ayetinde flöyle bildirmektedir:

Göklerde ve yerde bulunanlar O'nundur; hepsi O'na 'gönülden boyun e¤-

mifl' bulunuyorlar. (Rum Suresi, 26)

To h u m l a r › n D a ¤ › t › l m a s › 83

Çok say›da lezzetlimeyve üreten birbitki, hayvanlar içinbesleyici ve cazipbir besin maddesi-dir. Bu sayede to-humlar›n› daha ge-nifl bir alana yayma-y› da baflarabilir.Kar›ncalarla resim-deki tohum aras›n-daki iliflki buna birörnektir. Bu uyumluberaberli¤i yaratan,her ifli evirip çevi-ren Allah't›r.

Page 86: TOHUM MUCİZESİ

Agouti ile Bertholletia'n›n Uyumlu ‹liflkisi

Güney Amerika'da yetiflen Bertholletia a¤açlar›n›n kapsül içindeki

tohumlar›, orman zeminine düfltükten sonra bir süre bulunduklar› yerde

kal›r. Bunun sebebi hayvanlar›n ilgisini çekecek hiçbir özelliklerinin ol-

mamas›d›r. Bu tohumlar›n kokular› yoktur, d›fl görünüfl olarak da dikkat

çekici de¤ildirler, ayr›ca k›r›lmalar› da çok zordur. Ancak bu a¤ac›n üre-

yebilmesi için de bir flekilde tohum olarak oluflturdu¤u kapsüllerin için-

deki f›nd›klar›n ç›kar›l›p topra¤›n alt›na gömülmeleri gereklidir.

Bu olumsuz gibi görünen özelliklerden hiçbiri Bertholletia için sorun

teflkil etmez. Çünkü bu olumsuzluklar› aflacak özelliklere sahip olan bir

canl› vard›r ve bu canl› kendisiyle ayn› ortamda yaflamaktad›r.

Güney Amerika'da yaflayan bir tür kemirici olan Agouti, bu kal›n ve

kokusuz kabu¤un alt›nda kendisi için bir yiyecek oldu¤unu bilmektedir.

Agoutilerin diflleri kesici ve sivridir. Özel difl yap›lar› sayesinde tohum-

lar›n sert kapsüllerini kolayca k›rarlar. Tek bir kapsül içinde yaklafl›k 20

civar›nda f›nd›k bulunur. Bu da Agoutilerin bir seferde yiyece¤inden çok

fazlad›r. Agouti, çenesine ald›¤› f›nd›klar› tafl›r ve onlar› açt›¤› küçük de-

liklere yerlefltirdikten sonra üstünü örter. Agoutiler bu ifllemi f›nd›klar›

daha sonra yemek için yapm›fl olmalar›na ra¤men, gömdükleri f›nd›kla-

r›n ço¤unu daha sonra bulamazlar. Ve bu durum da Bertholletia a¤ac›n›n

ifline yarar. Bu sayede a¤ac›n filizlerinden pek ço¤u topra¤›n içine filizlen-

mek üzere gömülmüfl olur.41

Görüldü¤ü gibi Agouti'nin beslenme flekli ile Bertholletia a¤açlar›n›n

üreme flekli, birbirlerine son derece uyumludur. Bu uyum tesadüfen orta-

T O H U M M U C ‹ Z E S ‹84

Dünya üzerindeki bütün AgoutilerBertholletia a¤ac›n›n f›nd›klar› ilebeslenir. Ayn› flekilde dünya üze-rindeki bütün Bertholletia a¤açlar›da bu hayvan›n f›nd›klar›n› topra¤agömmesi sayesinde üreme imkan›bulur. Bu, kesinlikle tesadüflerleaç›klanamayacak bir durumdur veher iki canl›y› da Allah'›n yaratt›¤›n›kan›tlamaktad›r.

Page 87: TOHUM MUCİZESİ

ya ç›km›fl bir uyum de¤ildir. Bu canl›lar birbirlerini tesadüfen keflfetme-

mifllerdir. Bertholletia a¤ac›n›n böyle fluursuz bir tesadüfün gerçekleflme-

sini bekleyecek zaman› yoktur; böyle bir lükse sahip de¤ildir. Çünkü bu

a¤ac›n, var oldu¤u ilk günden itibaren üreyebilmesi Agouti'nin varl›¤›na

ba¤l›d›r. Bu durumda bu iki canl› birbirlerine uyumlu flekilde yarat›lm›fl-

lard›r.

Bu durumu flöyle bir örnekle netlefltirebiliriz: Bir eve girdi¤inizi dü-

flünün. Evin içinde bir televizyon olsun ve yan›ndaki sehpada da bir tele-

vizyon kumandas› duruyor olsun. Kumanday› elinize ald›¤›n›z› ve bu-

nunla televizyonu açt›¤›n›z›, kanallar aras›nda dolaflt›¤›n›z› düflünün. Bu

durumda ne düflünürsünüz? Muhtemelen, "bu kumanda bu televizyonu

yönetecek flekilde tasarlan›p üretilmifltir" dersiniz. Peki baflka bir kifli oda-

ya girse ve flöyle dese: "Bu kumanda da televizyon da zaman içinde tesa-

düfler sonucunda var olmufl, üstelik yine tesadüfler sonucunda birbirleri-

ne uyumlu hale gelmifllerdir." Bu kifli hakk›nda ne düflünürsünüz? Muh-

temelen bu insan›n ak›l sa¤l›¤› hakk›nda ciddi flüpheler duyars›n›z.

Oysa burada örnek verdi¤imiz Bertholletia a¤ac› ile Agouti isimli

canl› aras›ndaki uyum bir televizyon ve kumandas› aras›ndaki uyumdan

çok daha karmafl›kt›r. Her iki canl›n›n da tüm sistemleri birbirlerine fay-

da verecek flekilde düzenlenmifltir. Ve elbette bir düzenleme varsa bir Dü-

zenleyici de vard›r.

Bu canl›lar tek bir Yarat›c› yani Allah taraf›ndan yarat›lm›fllard›r. Do-

¤ada say›s›z örnekleri olan bu uyum hiç kuflkusuz ki çok üstün bir akl›n

ürünüdür. Sonsuz ak›l sahibi olan Allah, her iki canl›y› bu özellikleriyle

birlikte yaratm›flt›r:

Yeryüzünde hiçbir canl› yoktur ki, r›zk› Allah'a ait olmas›n. Onun karar

(yerleflik) yerini de ve geçici bulundu¤u yeri de bilir. (Bunlar›n) Tümü

apaç›k bir kitapta (yaz›l›)d›r. (Hud Suresi, 6)

To h u m l a r › n D a ¤ › t › l m a s › 85

Page 88: TOHUM MUCİZESİ

T O H U M M U C ‹ Z E S ‹86

5.BÖLÜM

Yaratan, hiç yaratmayan gibi midir? Art›k ö¤üt al›p-düflünmez misiniz? E¤er Allah'›n nimetini saymaya

kalk›flacak olursan›z, onu bir genelleme yaparakbile sayamazs›n›z. Gerçekten Allah,

ba¤›fllayand›r, esirgeyendir.(Nahl Suresi, 17-18)

Page 89: TOHUM MUCİZESİ

B i t k i l e r i n v eTo h u m l a r › n D a y a n › k l › l › ¤ › 87

Her bitki yaflad›¤› bölgedeki iklim koflullar›na uygun bir tasar›-

ma ve özelliklere sahiptir. Örne¤in; kurak bölgelerdeki bitkiler-

de var olan özellikler di¤er türlerde yoktur. Bu nedenle çöller-

den al›nan bir bitkinin kutuplarda ya da tropikal ormanlarda, tropikal or-

manlardan al›nan bir bitkininse kutuplarda ya da çöllerde yaflamas› bek-

lenemez. Çünkü tropikal bölgelerdeki bitkilerin bütün yap›lar› -yaprakla-

r›n›n büyüklükleri, tohumlar›n›n dayan›kl›l›k özellikleri vs.- bu bölge

flartlar›na uygundur. Kutup bölgelerinde yetiflen bitkilerin özellikleri ise

kutup flartlar›na uygundur.

Ancak baz› bitkiler, beklenmedik flekilde ortaya ç›kan zorlu flartlara

karfl› da son derece dayan›kl›l›k gösterirler. Afl›r› s›cak hava, kurakl›k ya

da aksine fliddetli ya¤mur ve so¤uk bitkilerin dayan›kl› olmalar›n› gerek-

tiren flartlardand›r. Bu gibi beklenmedik durumlarla karfl› karfl›ya kalan

baz› bitkiler ise bir çeflit uyku durumuna geçerek dayan›kl›l›k gösterirler.

Suda yaflayan bir bitkinin çölde, kurak iklimde yaflayan bir bitkinin tropiklerde ya-flamas› imkans›zd›r. Resimlerde görülen bitkilerin her biri farkl› iklim koflullar›ndayaflayacaklar› tasar›mlara sahiptir.

Page 90: TOHUM MUCİZESİ

Tohumlardaki Uyku Durumu

Bitkilerin fazla bilinmeyen özelliklerinden bir tanesi yukar›da söz et-

ti¤imiz gibi baz› bitki türlerine ait tohumlar›n çok zor koflullara dayan›k-

l› olmalar›d›r. Söz konusu tohumlar zor flartlar›n olufltu¤u dönemlerde bi-

linçli bir flekilde metabolizma faaliyetlerini azaltarak yani bir anlamda

uykuya geçerek daha dayan›kl› olurlar.

Uyku olay› ilk etap olan kurutma aflamas› ile bafllar. Tohum, sahip ol-

du¤u suyu dokular›ndan kaybederek uykuya dalar. Canl› bitki dokular›

% 90 ila % 95 aras›nda su içerirken, uykudaki tohumlar›n dokular› % 5 ve-

ya en fazla % 15 gibi su içerir. Bu ifllem belirli bir s›ralama ile genetik kont-

rol alt›nda geçeklefltirilir. Bu ifllemin gerçeklefltirilmesinde bafll›ca etken

absisik asit adl› bir hormondur.42 Bu hormon bitki büyümesini engelleyen

hormonlardan biridir. Bu hormonun varl›¤› sayesinde tohum içinde fonk-

siyonlar yavafllar. Uyku durumundaki bir tohumun hücrelerinde, solu-

num çok azal›r, ne beslenme ne de büyüme olmaz.43

On y›llarca hatta yüzy›llarca uyku durumunda kalan ve sonra filiz-

lenen tohumlar vard›r. Bu uyku durumu bitkilerin soylar›n› sürdürmele-

ri aç›s›ndan son derece önemlidir. Bitkiler hep ayn› yerde bulunduklar›

için zor koflullarda yaflamlar›n› sürdürebilmelerini sa¤layan böyle bir me-

kanizman›n varl›¤› zorunludur.44

Peki bu derece önemli olan bu özellik nas›l ortaya ç›km›flt›r? fiartlar

kötüye gitti¤inde bitki tohumlar› nas›l olup da bulunduklar› yerde yani

topra¤›n alt›nda bundan haberdar olmakta ve önlem almaktad›rlar? Bir

tohumun ne gözleri, ne saati, ne de sinir sistemi mevcuttur. Bu durumda

bitki uyanma vaktinin geldi¤ini nas›l hesaplamaktad›r?

Evrimciler baz› bitkilerin zor koflullarda yaflamalar›n› sa¤layan bu

özelliklere sahip olmalar›na "Bitkiler istenilmeyen dönemlerde yaflamlar›-

n› garantiye almak için mekanizmalar gelifltirmifllerdir" gibi cümlelerle

aç›klama getirmeye çal›fl›rlar.

Ancak bu, düflünüldü¤ünde hiçbir anlam ifade etmeyen bir cümle-

dir. Çünkü tahta bir gövdeden, yeflil yapraklardan, çiçeklerden, köklerden

oluflan bir a¤ac›n ya da bir çiçe¤in kendisi ad›na böyle bir ihtiyaç hisset-

T O H U M M U C ‹ Z E S ‹88

Page 91: TOHUM MUCİZESİ

mesi ve düflünmesi, tohumunun uykuya geçmesini sa¤layacak bir sistemi

keflfetmesi, bu mekanizmay› kendi içinde kurmas›, sonra da bunun için

gerekli olan genetik bilgiyi kodlayarak bunu hücrelerine yerlefltirmesi ve

bu bilgiyi gelecek nesillere aktarmas› elbette ki mümkün de¤ildir. Böyle

bir iddia bilimsellikten oldu¤u kadar ak›lc›l›ktan da uzakt›r.

Evrimcilerin bu konuda anlatt›klar› bir baflka hikaye ise flöyledir:

"Evrim süresince, her bir bitki türü çevre koflullar›na ait verileri ustal›k-

la elde etti ve zihnine yerlefltirdi. Bu bilgiler konsantre edilerek gene-

tik materyalinin içerisine kodland›. Tohumlar, mevsimlerin ardarda gel-

di¤ini, topra¤›n cinsini ve kalitesini, bir akarsuyun yak›n olup olmad›¤›-

n›, etraf›nda rakip türlerin var olup olmad›¤›n›, ortaya ç›kan bofl bir ala-

n›n varl›¤›n› 'tan›ma' yetene¤ine sahip oldular."45

Yukar›daki ifadeler biraz düflünüldü¤ünde bunlar›n da son derece

mant›ks›z varsay›mlar oldu¤u rahatça anlafl›lacakt›r. Bir bitkinin zihni

yoktur ki, çevresindeki verileri "zihnine yerlefltirsin"! Veya bir bitki, sahip

oldu¤u genetik materyalden haberdar de¤ildir ki, buna yeni bilgiler ekle-

sin. Ayn› flekilde bitki ak›l ve fluur sahibi bir varl›k de¤ildir ki, çevresini

"tan›ma yetene¤ine" sahip olsun! Bunlar›n tümü bitkilerin Allah taraf›n-

dan yarat›lm›fl oldu¤unu kabul etmek istemeyen evrimcilerin gerçek d›fl›

masallar›ndan ibarettir.

Evrimcilerin iddialar›n›n tutars›zl›¤›n›n baflka bir yönü daha vard›r.

Evrimciler, bitkilerin, özelliklerini zaman içinde geliflen tesadüfi de¤iflim-

lerle kazand›klar›n› iddia ederler. Bu iddiaya göre, bitkilerin uzun y›llar

süren uyuyabilme özelli¤ini kazanabilmeleri için de aradan yüzbinlerce,

milyonlarca hatta yüzlerce milyon y›l geçmifl olmas›, bitkilerin olumsuz

koflullara dayanarak bu kadar uzun y›llar boyunca beklemifl olmalar› ge-

rekmektedir. Ancak bitkiler böyle bir zorlu¤a dayanamazlar. Tohum çim-

lenmeye bafllad›ktan sonra flartlar olumsuzsa yaflam›n› sürdüremez ve bu

da o bitkinin soyunun tükenmesi demektir.

Böyle bir durumda kötü flartlarla karfl›laflan ilk tohuma, uyuma ye-

tene¤ini kazand›racak ola¤anüstü bir tesadüfün (buna mucize demek da-

ha do¤ru olur) meydana gelmifl olmas› gerekir. Bunun hiçbir flekilde

mümkün olmayaca¤›, evrimcilerin tek alternatif olarak öne sürdükleri te-

B i t k i l e r i n v eTo h u m l a r › n D a y a n › k l › l › ¤ › 89

Page 92: TOHUM MUCİZESİ

T O H U M M U C ‹ Z E S ‹90

sadüflerin de¤il yüz milyonlarca, trilyon kere trilyon y›l beklense de bir

bitkinin genetik flifresine yeni bir bilgi ekleyemeyece¤i, tohumlara uyuma

özelli¤ini ya da baflka herhangi bir özelli¤i kazand›ramayacaklar› sa¤du-

yu sahibi her insan için aç›kt›r.

Bitkiler ve onlar› meydana getiren tohumlar, Allah taraf›ndan bu-

günkü özellikleriyle birlikte kusursuz bir flekilde yarat›lm›fllard›r.

Yaratan, hiç yaratmayan gibi midir? Art›k ö¤üt al›p-düflünmez misiniz?

E¤er Allah'›n nimetini saymaya kalk›flacak olursan›z, onu bir genelleme

yaparak bile sayamazs›n›z. Gerçekten Allah, ba¤›fllayand›r, esirgeyendir.

(Nahl Suresi, 17-18)

Su geçirmez mantosuna bürünmüfl haldeki embriyon bazen ana bitkiden çok uzaklarakadar gidebilir. Bütün bu seyahati süresince tohum uyku halinde kal›r. At kestanelerinive soya fasulyelerini buna örnek olarak verebiliriz. Tohum ulaflaca¤› yere vard›¤›nda bi-le uyku durumu aylar boyunca sürebilir. Ancak bu anlams›z bir bekleyifl de¤ildir. "Uykuhali" denilen bu olay çok temel bir ihtiyaçt›r ve kompleks ifllemlerle gerçekleflmektedir.Bu dinlenme, yeflermenin en elveriflli zamanda ve do¤ru yerde bafllat›lmas› için uygula-maya sokulan bir stratejidir. Çünkü filizlenme olay› bir defa bafllad›¤›nda art›k geriye dö-nüfl mümkün de¤ildir. E¤er d›fl flartlar olumsuzsa genç ve narin filizler bunlardan çokfazla etkilenecek ve varl›klar›n› sürdüremeyeceklerdir. Tohumlardaki uyku durumu buriski ortadan kald›rmaktad›r.

Page 93: TOHUM MUCİZESİ

Lupin Bitkisinin Tahmin Yetene¤i

Bir insan›n gökyüzüne bakarak ya da baflka

yöntemler kullanarak hava tahmini yapmas›

mümkündür. Peki bir bitkinin tahmin yetene¤ine

sahip olmas› mümkün müdür?

Arktik tundralardaki Lupin bitkisi hava tah-

mini yapar ve bu tahmin do¤rultusunda e¤er

flartlar olumsuzsa çimlenmez ve toprak alt›nda

bir nevi uykuya geçerek havalar›n düzelmesini

bekler.

Bu bitkinin tohumlar›, büyümek için y›l›n

belli zamanlar›nda s›cak havaya ihtiyaç duyar.

Tohumlar s›cakl›¤›n yeterli olmad›¤›n› fark ettik-

lerinde bir mucize gerçekleflir, ortam di¤er flartlar

aç›s›ndan uygun olsa da tohumlar çatlamaz ve

donmufl topraklarda s›cakl›¤›n artmas›n› bekler-

ler. Uygun ortam tam olarak sa¤land›¤›nda da

aradan geçen zaman›n uzunlu¤una bakmaks›z›n

Lupin tohumlar› kald›klar› yerden geliflmeye de-

vam ederler. Öyle ki kaya yar›klar› aras›nda yüz-

lerce y›l bozulmadan, çimlenmeden kalan bitki

tohumlar› bulunmufltur.46

B i t k i l e r i n v eTo h u m l a r › n D a y a n › k l › l › ¤ › 91

Lupin bitkisidonmufl toprak-

larda y›llarca bo-zulmadan kalabi-len dayan›kl› to-

humlar (alttakiresim) üretir.

Page 94: TOHUM MUCİZESİ

Görüldü¤ü gibi, tohum d›fl ortamdaki olaylardan haberdarm›flças›na

baz› de¤ifliklikler yaflamaktad›r. Konunun önemi aç›s›ndan flu sorular›

tekrar soral›m: D›fl ortam hakk›ndaki bilgiler yerin alt›ndaki tohuma na-

s›l ulaflmaktad›r? Tohumun kendi kendine d›fl ortamdan haberdar olma-

s›, yani hava tahmini yapmas› mümkün müdür? Tohumun içinde bulu-

nan bir mekanizma ona durumu haber vermektedir. Tohum da bu haber

üzerine bir yerden emir gelmifl gibi geliflimini aniden durdurmaktad›r.

Peki öyleyse bu haberleflme sistemi nas›l ortaya ç›km›flt›r? Bu sistemi bit-

kinin kendisi mi düflünerek bulmufltur? Bu sistemle ilgili gereken teknik

donan›m› kendisinde nas›l oluflturmufltur?

Bu sistemi tabii ki bitkinin kendisi bulmam›flt›r. Böyle bir yetene¤i

bitkinin kendisinin kazanamayaca¤› aç›kt›r. Bitki ilk ortaya ç›kt›¤› andan

itibaren tohumunda sakl› duran genetik bilgide, zaten bu yetenek kodlu-

dur. Lupin bitkisi, so¤uk hava ile karfl›laflt›¤›nda geliflmesini dondurabi-

lece¤i bir sisteme bu genetik kod sayesinde sahiptir. Böyle bir bilgi kodla-

mas›n›n ise bir bitki hücresinde kendi kendine oluflmas› imkans›zd›r. Ev-

rimcilerin öne sürdükleri hayali geliflim süreci ne kadar uzun olursa ol-

sun, bu s›rada ne tür olaylar gerçekleflirse gerçekleflsin, bitki tohumlar›n›

hava durumundan haberdar eden böyle bir sistemin kendi kendine olufl-

mas› mümkün de¤ildir.

Di¤er Bitkilerden Örnekler

Michigan Üniversitesi taraf›ndan 1879'da bafllat›lan bir bilimsel çal›fl-

mada farkl› türlerde tohumlar kavanozlar›n içerisine konmufl ve saklan-

m›flt›. Periyodik olarak kavanozlardaki tohumlar› filizlendirmek için de-

nemeler yap›lm›flt›. 1980'lerde yani bu deneye baflland›ktan 101 y›l sonra

tohumlar›n baz›lar› filizlenmifltir. Danimarka'da 1978'de yürütülen ayr›

bir çal›flmada, topra¤›n içerisinde yap›lan kaz›da 850 y›ll›k hareketsiz to-

humlar›n filizlendi¤i görülmüfltür.47

Yine ayn› flekilde Mimosa glomerata'n›n tohumlar›, kurutulmufl bitki

koleksiyonlar›n›n tutuldu¤u bir kapta 220 y›l saklanm›fl ve tohumlar suy-

la ›slat›l›r ›slat›lmaz filizlenmifltir. Dayan›kl› tohumlara baflka bir örnek

T O H U M M U C ‹ Z E S ‹92

Page 95: TOHUM MUCİZESİ

B i t k i l e r i n v eTo h u m l a r › n D a y a n › k l › l › ¤ › 93

olarak da, 1942 y›l›nda, 2. Dünya Savafl› s›ras›nda 147 y›l-

l›k Albizia julibrissin adl› bitkiyi verebiliriz. Londra'daki

British Museum'da saklanan bu tohum yang›n söndürme

çal›flmalar› s›ras›nda ›slan›nca aradan geçen zamana ra¤-

men filizlenmifltir.48

Tundra bölgelerinde hava s›cakl›klar› düflük oldu¤u için

bozulma daha yavafl olur. Öyle ki baz› tohumlar, 10.000 yafl›nda-

ki buzul tabakalar›ndan ç›kar›l›p, laboratuvara al›nd›¤›nda gerek-

li miktarda ›s› ve nemin sa¤lanmas›yla birlikte tekrar hayata dönebil-

mektedirler.49

Tohum, hepimizin bildi¤i gibi içinde belli miktarda besin bulunan ve

d›fl kabu¤u tahtay› and›ran bir cisimdir. ‹çinde s›cakl›¤› alg›layan bir sis-

temin bulunmas›, d›fl dünyadan bilgi al›fl-verifli yapabilmesi ve sonucun-

da elde etti¤i verileri de¤erlendirmeye alarak bu bilgiler do¤rultusunda

hareket etmesi kuflkusuz mucizevi olaylard›r.

Tesbih a¤ac›n›n tohumlar› küçük, sert, kaygan ve metalik bir görünü-me sahiptir. Tesbihe benzeyen tohumlar›n özelli¤i alt›yüz y›l topra¤›nalt›nda kald›ktan sonra filizlenebilmeleridir. (Grains de Vie, s.68)

Page 96: TOHUM MUCİZESİ

Ancak evrimcilere göre, tohumlar bu sistemin oluflumunu tesadüfle-

rin yard›m› ve kendi iradeleriyle sa¤lam›fllard›r. Hatta evrimci iddialara

göre, tohumlar son derece fluurlu bir flekilde olumsuz koflullar›n çimlen-

dikten sonra büyümelerine engel olaca¤›n›n fark›ndad›rlar. Bu flartlar›

gördükleri anda geliflimlerini durdurmak için neler yapmalar› gerekti¤ini

bilir ve s›cakl›k yeterli hale geldi¤inde kald›klar› yerden geliflmelerine de-

vam ederler.

Elbette bu iddialar tama-

men ak›l d›fl›d›r. Bunlar› yapan

tohumlar›n kendileri de¤ildir.

Bir tahta parças›n›n zeka ve bi-

lince sahip olmas›, tahmin ye-

tene¤ini kullanmas› ve böyle

planlar yapmas› mümkün de-

¤ildir. ‹flte bu yüzden tohum-

T O H U M M U C ‹ Z E S ‹94

Çevrenizde ya da resimlerde gördü¤ünüz bitki-lere bakarken pek ço¤unun küçük tahta parça-lar›na benzer tohumlardan üredi¤ini ve bununçok büyük bir iman hakikati oldu¤unu sak›nunutmay›n.

Page 97: TOHUM MUCİZESİ

lardaki bu ola¤anüstü mekanizman›n, evrim teorisinin iddia etti¤i gibi

rastlant›larla aç›klanmas› imkans›zd›r. Tohumlar, zorlu koflullara daya-

n›kl› olacak flekilde özel olarak tasarlanm›fllard›r; Allah taraf›ndan bu

özelliklerle birlikte yarat›lm›fllard›r.

Hiç kuflkusuz ki alemlerin Rabbi olan Allah küçücük tohumlarda bi-

ze Kendi varl›¤›n›n ve üstün yarat›fl›n›n delillerini sergilemektedir. Allah

diledi¤i anda diledi¤ini benzersiz olarak yaratand›r. O'nun yaratmada

hiçbir orta¤› yoktur.

‹flte Rabbiniz olan Allah budur. O'ndan baflka ‹lah yoktur. Herfleyin

Yarat›c›s›'d›r, öyleyse O'na kulluk edin. O, herfleyin üstünde bir vekildir.

Gözler O'nu idrak edemez; O ise bütün gözleri idrak eder. O, latif oland›r,

haberdar oland›r. (En'am Suresi, 102-103)

B i t k i l e r i n v eTo h u m l a r › n D a y a n › k l › l › ¤ › 95

Page 98: TOHUM MUCİZESİ

T O H U M M U C ‹ Z E S ‹96

6.BÖLÜM

Yeryüzünde birbirine yak›n komflu k›talar vard›r;üzüm ba¤lar›, ekinler, çatall› ve çatals›z hurmal›klar

da vard›r ki, bunlar ayn› su ile sulan›r; ama ürün-lerinde (ki verimde ve lezzette) baz›s›n› baz›s›na

üstün k›l›yoruz. fiüphesiz, bunlarda akl›n› kullananbir topluluk için gerçekten ayetler vard›r.

(Rad Suresi, 4)

Page 99: TOHUM MUCİZESİ

Döllenmenin ard›ndan oluflan tohumun bir bitkiye dönüflmesin-

deki ilk aflama önceki bölümde inceledi¤imiz gibi tafl›nmad›r.

Tafl›nman›n ard›ndan da filizlenme safhas› bafllar. Bir tohum ol-

gunlaflt›¤›nda genellikle hareketsizdir, hemen filizlenmez. Çünkü tohu-

mun filizlenmesi için pek çok faktörün birarada olmas› gerekmektedir. Bir

tohumun filizlenebilmesi için uygun s›cakl›k, nem ve oksijen gereklidir.

Bu flartlar biraraya geldi¤inde, uyku halindeki tohumlar canlanmaya bafl-

lar. Bu flartlardan herhangi birinin eksik olmas› filizlenmeyi durdurur.

Bir tohumun filizlenmesi için öncelikle suya ihtiyac› vard›r. Çünkü

olgun tohumlardaki embriyolar›n suyu bulunmaz, metabolizman›n tek-

rar aktif hale gelmesi için yani büyüme iflleminin bafllayabilmesi için hüc-

relerde sulu bir ortama ihtiyaç vard›r. Ayr›ca büyüme için gerekli enzim-

lerin etkinli¤inin artmas› da suya ba¤l›d›r. Bu ihtiyaç tohumlar›n ›slanma-

s› ile karfl›lan›r. Tohumlar›n uyanmas› yani metabolizmalar›n›n harekete

geçmesi ile birlikte kök ve filiz de büyür ve bu aflamada hücre bölünmesi

bafllar. Bir yandan da belirli fonksiyonlar›n özel dokular taraf›ndan ger-

çeklefltirilebilmesi için hücre farkl›laflmas› olur.50

Bu aflamada oksijene mutlaka ihtiyaç vard›r. Tohum, içindeki besin-

lerden oksijenli solunumla enerji ve ›s› üretimine bafllar. Çünkü çimlenen

tohumlarda yeni oluflan bitkinin k›s›mlar›n›n oluflabilmesi için enerjiye

ihtiyaç vard›r. Uygun s›cakl›k da, enzimlerin maksimum h›zlarda çal›fl-

mas›n› sa¤lar.51

Görüldü¤ü gibi, tohumun büyümek için enerjiye yani besine ihtiya-

c› vard›r. Fakat tohumun, topraktaki mineralleri kökleriyle alacak hale ge-

lene kadar beslenebilece¤i bir kayna¤› yoktur. Öyleyse tohum, büyümesi

için gerekli olan besini nas›l bulmaktad›r?

Bu sorunun cevab› tohumun yap›s›nda gizlidir. Daha önceki bölüm-

lerde de detayl› olarak ele al›nd›¤› gibi, döllenme s›ras›nda tohumla bir-

likte oluflan besin deposu, bitki filiz verip toprak d›fl›na ç›kana kadar to-

humlar taraf›ndan kullan›l›r. Tohumlar bir bitki olarak kendi besinlerini

üretir hale gelinceye kadar, bünyelerindeki bu yedek besinlere ihtiyaç du-

yarlar.

Ö n e m l i B i r A fl a m a :F i l i z l e n m e 97

Page 100: TOHUM MUCİZESİ

Uykudan Uyanan Tohumlar

Yukar›da söz etti¤imiz flartlar biraraya geldi¤inde tohum içinde kim-

yasal baz› ifllemler gerçekleflir. Biraz önce de belirtti¤imiz gibi tohum filiz-

lenmeden önce uyku halindedir. Embriyonun uyku halinde kalmas›n›

sa¤layan ise baz› bitki hormonlar›d›r. Bunlar›n en önemlisi absisik asittir.

Ayr›ca tohumlar›n kabu¤u gaz al›flveriflini engelleyecek kadar s›k ve sert

dokulu oldu¤undan embriyonun faaliyetini engeller ve uyku halinde kal-

mas›na neden olur. Tohum ›slat›ld›¤›nda ise, tohum örtüsü flifler ve emb-

riyo hücrelerinde bulunan enzimler faaliyete geçerek "giberellin" isimli

yeni bir hormon salg›lamaya bafllarlar. Bu hormon uyku durumunda kal-

may› sa¤layan absisik asitin etkisini ortadan kald›r›r. Bu asitin etkisinin

ortadan kalkmas› ile de sindirim enzimleri (alfa-amilaz) faaliyete geçer.

Bu enzimler besin deposu içindeki niflastan›n parçalanarak flekere dönüfl-

mesini sa¤lar. Ortaya ç›kan flekerler embriyo hücreleri taraf›ndan solu-

numda kullan›l›r ve böylece hücrelerin bölünmesi için gerekli enerji sa¤-

lanm›fl olur.52

T O H U M M U C ‹ Z E S ‹98

Taze bir tohumdaki yedek besin, nemli, zen-gin bir jeldir ve embriyonun etraf›nda bulu-nur. Tohum kurudukça kendini uzun süresaklayacak bir flekil almak için sertleflir. Bus›rada besin deposu da sertleflir. Tohum ye-niden nemlendi¤inde besin maddesi yinesulu bir jele dönüflür, kökü ve gövdeyi kendibesinlerini sa¤layacak hale gelene kadarbesler. Bu durumu m›s›rda çok kolay göz-lemlemek mümkündür. Tazeyken m›s›r tohu-mu yumuflakt›r, kurudu¤unda ise sertleflir.Tazeyken tatl› olan m›s›r›n içindeki fleker,kurudu¤unda niflastaya dönüflür. Yeniden suile nemlendi¤inde niflasta yine flekere dönü-flür. Tohum bu kimyasal de¤iflikli¤i geçirmekiçin suya ihtiyaç duyar.

Page 101: TOHUM MUCİZESİ

‹nsanlar bir tohumu topra¤a att›klar›nda genellikle bu ifllemlerden

hiç haberdar olmazlar. Birkaç gün sonra o tohumun filizlenmesine ve ya-

vafl yavafl bir bitki haline dönüflmesine ise do¤al bir süreç olarak bakarlar.

Oysa yukar›da s›ralad›¤›m›z ifllemler, görüldü¤ü gibi son derece komp-

lekstir. Önce son derece uygun flartlar oluflmakta, ard›ndan birbiri peflis›-

ra kimyasal ifllemler gerçekleflmekte, bir enzim di¤erine etki ederek tohu-

mun bitki haline dönüflmesini sa¤lamaktad›r. ‹nsanlar bu kusursuz sis-

temler üzerinde biraz derinlemesine düflündü¤ünde, büyük bir yarat›l›fl

gerçe¤i ile karfl› karfl›ya oldu¤unu anlayacakt›r. Çünkü böyle içiçe, biri ol-

mazsa di¤eri aktif hale geçmeyen sistemlerin kör tesadüfler sonucu orta-

ya ç›kamayaca¤› son derece aç›kt›r. Üstelik bu kompleks sistem filizlenme

ile de son bulmamakta, daha da mucizevi ifllemlerle devam etmektedir.

Gereken koflullar sa¤lan›p da çimlenme bafllad›¤›nda tohum toprak-

Ö n e m l i B i r A fl a m a :F i l i z l e n m e 99

Tohumun nemlenmesiyle birlikte baz› hormonlar ve sindirim enzimleri salg›lanmaya bafl-lar. (a) Enzimler endospermde bulunan niflasta ve di¤er besinlerin sindirilmesini sa¤lar.(b) Bu aflamadan sonra filiz ve kök geliflmeye bafllar. (c) Çimlenmenin son aflamas›ndayedek besin deposu bitmifltir. Ortaya ç›kan ilk yapraklar fotosentez yapmaya bafllar. (d)(Musa Özet, Osman Arpac›, Ali Uslu, Biyoloji 3, Sürat Yay›nlar›, s.46)

Niflasta

80

60

40

20

01 2 3 4 5 6

10

20

30

0

a b c d e

Am

ilaz

En

do

sper

m N

iflas

tas›

(m

g/t

oh

um

)

‹lk Yapraklar

KoleoptilSindirimEnzimleri

Niflastal›Endosperm

AlevronTabakas›

Sindirim EnzimleriÇimlenme Zaman›

Koleoptil

Besin Maddesi

KökKotiledonKalan Niflasta

Page 102: TOHUM MUCİZESİ

tan suyu çeker ve embriyo hücreleri bölünmeye bafllar, daha sonra tohum

kabu¤u aç›l›r. Filizlenme süresince bitkinin tohumdan ç›kan ilk bölümü

kökçüklerdir. Bitkilerdeki kök sisteminin ilk aflamas› olan bu kökçükler

sürekli sürgün verir ve toprakta afla¤› do¤ru büyürler. Kökler büyüdükçe

topra¤› zorlamaya bafllar ve yüksek derecede bir sürtünmeyle karfl›lafl›r-

lar ancak hiçbir zarar görmezler. Çünkü yeni oluflan bitkinin köklerinin

uç k›sm›ndaki hücreler daima aktif haldedirler. Ve en uçtaki hücreler, kö-

kün sert toprak parçalar› aras›nda hareket ederken korunmas›n› sa¤larlar.

Bu koruyucu tabakan›n (kaliptra) arkas›ndaki hücreler ise çok h›zl› bölün-

me (mitoz bölünme) özelli¤ine sahip olup, kökün günde yaklafl›k 11 cm.

kadar uzamas›n› sa¤larlar. Kökçükler geliflerek dalland›kça, topraktan ge-

rekli besini emebilecekleri yüzeyi art›rman›n yan›nda, bitkinin topra¤a

daha sa¤lam tutunmas›n› da sa¤larlar. Buna ilave olarak kökçüklerde olu-

flan emici tüyler de bitkinin topraktan gerekli maddeleri emerek alma ka-

pasitesini art›rmada büyük rol oynamaktad›r.53

T O H U M M U C ‹ Z E S ‹100

Bitkilerin kökleri yerçekiminin etki-siyle, topra¤›n alt tabakalar›na do¤-ru h›zl› bir büyüme gösterirler. Kökuçlar› çok h›zl› bölünme yetene¤inesahip bir büyüme bölgesinden (me-ristem doku) oluflur. Bu doku, pa-renkima hücrelerinden oluflan bir ta-baka (kaliptra) taraf›ndan korunur.Buradaki hücreler "müsilaj" ad› veri-len bir madde üretirler. Bu madde,köklerin toprak içinde hareketini ko-laylaflt›r›rken ayn› zamanda toprak-tan baz› maddelerin (iyonlar) emili-mini h›zland›r›r. Köklerdeki meris-tem doku bölündükçe oluflan yenihücreler, köklerin uzamas›n› sa¤lar-lar. Bunun yan› s›ra olgunlaflarakfarkl›laflan bu hücreler bulunduklar›konuma göre tafl›ma, depolama ve-ya epidermis hücresi olarak göreval›rlar.(Biyoloji 3, sf.48 flekil 2.7)

Olgunkök

Kaliptra

Epidermis

Parenkima

Floem

Endodermis

Perisikl

ApikalMeristem

Koleoptil

Hücrelerin BüyümesiEmici Tüy

Çekirdek

Page 103: TOHUM MUCİZESİ

Kökçüklerin geliflmesini, sap ve yapraklar› üretecek olan tomurcuk-

lar›n geliflimi izler. Tohum toprak üstüne, ›fl›¤a do¤ru yönelir ve sürekli

güçlenir. Topra¤›n üstüne ç›kan filizin ilk gerçek yapraklar› aç›ld›¤›nday-

sa bitki, fotosentez yoluyla kendi besinini üretmeye bafllar.

Buraya kadar anlat›lanlar, asl›nda herkesin çok iyi bildi¤i, hatta s›k

s›k gözlemledi¤i konulard›r. Tohumlar›n topra¤› yararak içinden

ç›kmalar› herkes için çok al›fl›lm›fl bir görüntüdür. Ama tohumun

büyümesi s›ras›nda gerçekte bir mucize gerçekleflmektedir. A¤›r-

l›¤› ancak "gram"larla ifade edilebilecek olan tohum, üzerindeki

kilolarca a¤›rl›ktaki topra¤› delerek yukar› ç›karken hiç zorlan-

maz. Tohumun tek amac› topra¤›n üstüne ç›k›p ›fl›¤a ulaflmakt›r.

Çimlenmeye bafllayan bitkiler incecik gövdeleriyle sanki bofl bir

alanda hareket ediyormufl ve üzerlerinde onca a¤›rl›k yokmuflça-

s›na, oldukça rahat bir flekilde, yavafl yavafl gün ›fl›¤›na do¤ru yol

al›rlar.

Topra¤›n alt›ndaki tohumun yüzeye ç›k›fl yolu çeflitli

yöntemlerle kapat›larak, gün ›fl›¤›na ulaflmas›n› engel-

lemek için deneyler yap›lm›flt›r. Deneyler sonucunda

ortaya ç›kan sonuçlar çok flafl›rt›c› olmufltur. Tohum,

önüne ç›kan her engelin etraf›ndan dolaflacak kadar

Ö n e m l i B i r A fl a m a :F i l i z l e n m e 101

Filizlenme s›ras›nda hücreler h›zl› ve fliddetli bir flekilde bö-lünmeye bafllar. Büyüme suyun emilmesini h›zland›r›r ve art›-r›r. Filizlenme s›ras›nda ortaya ç›kan enerji çok kuvvetlidir, okadar ki normal hava bas›nc›n›n tam tersine olacak flekildeve yaklafl›k 100 kat›na eflit bir kuvvet uygulayarak ortaya ç›-kar. Bu sayede genç filizler kayalar› yarabilecek, betondanevleri çatlatabilecek kuvvette olurlar. (Grains de Vie, s.82 )

Page 104: TOHUM MUCİZESİ

uzun filizler ç›kartarak ya da büyüdü¤ü yerde bask› yaratarak sonuçta yi-

ne gün ›fl›¤›na ulaflmay› baflarm›flt›r. Tohumlar›n filizlenme ifllemi h›zlan-

d›r›lm›fl görüntü fleklinde izlendi¤inde filizin kararl›l›¤› ve yönünü flafl›r-

madan günefle do¤ru hareket etmesi çok daha iyi anlafl›lmaktad›r.

Çimlenmeye bafllayan tohumlar›n amaçlar› günefl ›fl›¤›na ulaflmak

oldu¤u için filizler her zaman topra¤›n üstüne ç›kacak flekilde hareket

ederler. Ancak çimlenen bir tohumda iki yönde büyüme gerçekleflir. Filiz

yukar›ya do¤ru yani yerçekimine ters yönde hareket ederek büyümekte-

dir. Kökler ise yerçekimine uygun hareket ederek topra¤›n içlerine do¤ru

ilerlemektedir.

Bir bitkinin iki ayr› organ›n›n birbirine tamamen z›t yönlere do¤ru

büyümeleri elbette ki düflündürücüdür. Nas›l olup da hem kökler hem de

filiz hangi yöne gideceklerini bilmektedir?

Bitkilerde büyümeyi yönlendiren uyar›lar, ›fl›k ve yerçekimidir. To-

humdan ç›kan ilk kök ve filiz bu iki çeflit uyar›ya karfl› oldukça duyarl›

sistemlerle donat›lm›flt›r. Filizlenen bitkinin köklerinde yerçekimi sinyal-

lerini alg›layan hücreler bulunur. Yukar›ya do¤ru yükselen gövde k›sm›n-

T O H U M M U C ‹ Z E S ‹102

Bitkiler büyüme süreçlerinde, gelifltikleri yerde büyük birbask› yaratabilirler. Mesela yeni yap›lm›fl bir yolda yar›kla-r›n içinde yetiflen baz› fideler yar›klar›n daha da geniflleme-sine yol açabilirler. K›sacas› tohumlar gün ›fl›¤›na ç›karkenengel tan›mazlar.

Page 105: TOHUM MUCİZESİ

da ise ›fl›¤a duyarl› olan hücreler bulunur. ‹flte bu hüc-

relerin ›fl›¤a ve yerçekimine duyarl› olmas› da bitki-

nin parçalar›n› gereken yerlere do¤ru yönlendirir. Bu

iki uyar› türü, köklerin ve filizin büyüme yönü e¤er

dikey de¤il de farkl› bir yöne do¤ru ilerliyorlarsa,

yönlerini düzeltmelerini de sa¤lar.54

Filizlenmeye bafllayan tohumla ilgili dikkat çe-

ken bir yön daha vard›r. Bilindi¤i gibi, topra¤›n genel

olarak çürütücü, parçalay›c› özelli¤i vard›r. Ancak

topra¤›n içindeki tohum ve milimetrenin yar›s› inceli-

¤indeki kökler hiçbir zarar görmezler. Aksine topra¤›

kullanarak sürekli geliflir ve büyürler.

Buraya kadar verilmifl olan bilgiler tekrar göz-

den geçirildi¤inde çok ola¤anüstü bir durumla karfl›

karfl›ya olundu¤u hemen görülecektir. Tohumu olufl-

turan hücreler birdenbire baflkalaflmaya bafllamakta

ve de¤iflik flekiller alarak bitkinin de¤iflik bölümlerini

oluflturmaktad›r. Üstelik köklerde ve gövde de görül-

dü¤ü gibi farkl› yönlerde hareket etmektedirler.

Gelin, kökün yerçekimiyle hareket ederek topra-

¤›n derinliklerine gitmesini, gövdenin de topra¤›n üs-

tüne do¤ru hareket etmesini biraz daha derinlemesi-

ne düflünelim. D›fltan bak›ld›¤›nda son derece güçsüz

bir görünüme sahip olan bu yap›lar›n farkl› iki yöne

do¤ru topra¤› yararak yapt›klar› hareketler akla pek

çok soru getirmektedir. Öncelikle bu noktada göz

önünde bulundurulmas› gereken çok önemli bir karar

an› vard›r. Bu karar an›n›, yani hücrelerin baflkalafl-

maya bafllad›¤› zaman› belirleyen, onlara gidecekleri yönü gösteren kim-

dir ya da nedir? Nas›l olup da her hücre hangi bölümde yer alaca¤›n› bi-

lerek hareket etmektedir? Nas›l olup da bir kar›fl›kl›k ç›kmamakta örne-

¤in kök hücreleri sadece topra¤›n içine do¤ru uzamakta, topra¤›n üstüne

ç›kmaya çal›flmamaktad›r?

Ö n e m l i B i r A fl a m a :F i l i z l e n m e 103

Page 106: TOHUM MUCİZESİ

T O H U M M U C ‹ Z E S ‹104

Resimlerde sümbül çiçe¤i-nin filizlenme aflamalar›

görülmektedir. Bu bölümdesay›lm›fl olan tüm ifllemler,filizlenen bitkilerin tümün-de eksiksiz olarak gerçek-leflir. Bütün hormonlar ve

enzimler eksiksiz olaraksalg›lan›r. Aksi durumda fi-lizlenme gerçekleflmez. Bu,

dünyadaki bütün bitkileriçin geçerlidir. Bu durumda

filizlenme iflleminin tesa-düfen gerçekleflti¤ini iddia

etmek mümkün de¤ildir.Filizlenmenin her aflamas›Allah'›n bilgisi ve kontrolü

alt›nda gerçekleflir.

Page 107: TOHUM MUCİZESİ

Bunlara benzer bütün sorular›n asl›nda tek cevab› vard›r. Bu karar›

alan ve uygulayan, kar›fl›kl›k ç›kmamas› için gerekli olan sistemleri belir-

leyen ve bünyesinde bunlar› oluflturan elbette ki bitkinin kendisi de¤ildir.

Bitkiyi oluflturan hücreler de bunlar› yapamazlar. Bir hücrenin tahmin ve

karar yetene¤i, fluuru, ›fl›¤› veya yerçekimini ay›rt edebilecek bir bilinci,

zekas› olamaz. Baflka bir canl›n›n müdahalesiyle de bu sistemlerin olufl-

mas› mümkün de¤ildir. Örne¤in, bir insana (bitkiler konusunda dünya-

n›n en bilgili uzman› da olsa) yerçekimine duyarl› bir bitki hücresi mey-

dana getir deseniz, bunu baflarmas› mümkün de¤ildir.

Bütün bunlar bize bitkilerin üstün ilim sahibi bir güç taraf›ndan ya-

rat›ld›klar›n› ve yönlendirildiklerini gösterir. Yani bu karar› hücrelere al-

d›rtan, onlara görevlerine göre ne yöne gitmeleri gerekti¤ini gösteren ve

sahip olduklar› tüm yap›lar› yaratan üstün bir ak›l sahibi vard›r. Benzeri

olmayan bu sonsuz akl›n sahibi tüm alemlerin Rabbi olan Allah't›r. Allah

kuru tahta benzeri tohumlardan mucizevi ifllemlerle çeflit çeflit bitkiler ya-

ratmakta ve bu bitkiler sayesinde de yeryüzüne hayat vermektedir:

Biz gökten belli bir miktarda su indirdik ve onu yeryüzünde yerlefltirdik;

flüphesiz Biz onu (kurutup) giderme gücüne de sahibiz. Böylelikle, bu-

nunla size hurmal›klardan, üzümlüklerden bahçeler-ba¤lar gelifltirdik,

içlerinde çok say›da yemifller vard›r; sizler onlardan yemektesiniz.

(Müminun Suresi, 18-19)

Ö n e m l i B i r A fl a m a :F i l i z l e n m e 105

Bitkilerin filizlenmesi s›ras›n-da kökler yerçekimine uygunolarak topra¤›n derinliklerinedo¤ru ilerlerken, filiz de top-ra¤›n üstüne günefl ›fl›¤›nado¤ru ulaflmak için hareketeder.

Page 108: TOHUM MUCİZESİ

Filizlerin Kararl›l›¤›

Tohumun yar›l›p içinden filizin ç›kabil-

mesi için çok yüksek miktarda kuvvet ge-

rekmektedir. Bu kuvvetin büyüklü¤ü, filiz-

lerin asfalt kald›r›mlar›n kenarlar›n› çatlata-

rak ç›kt›klar› düflünüldü¤ünde çok daha iyi

anlafl›lmaktad›r.

Bu etkili gücün kayna¤› her bitkiyi

oluflturan hücrelerin içinde bulunan hidro-

lik bas›nçt›r. Bitkinin büyümesi için mutlaka

gerekli olan bu bas›nç hücre duvar›n› esne-

tip, geniflletme özelli¤ine sahiptir. E¤er bu

özellik olmasayd› bitkilerdeki hücre büyü-

mesi gerçekleflemezdi, yani tohum filizlene-

mezdi.55

Büyük bir güç kullanarak topraktan

ç›kmaya çal›flan filiz, daha önce de belirtti¤i-

miz gibi her zaman uygun bir ortama ulafla-

T O H U M M U C ‹ Z E S ‹106

Resimlerde meflepalamudunun bü-yümesindeki çeflitliaflamalar görül-mektedir. Sol üstte-ki tohumlar topra¤aulaflt›ktan bir süresonra filizlenmeyebafllar. Soldaki kü-çük resimde görü-len filizler zamaniçinde, sa¤ sayfadagörülen dev boyut-lardaki mefle a¤aç-lar›na dönüflür.

Page 109: TOHUM MUCİZESİ

Ö n e m l i B i r A fl a m a :F i l i z l e n m e 107

O Allah ki, yaratand›r, (en güzel bir biçimde) kusursuzca var edendir, 'flekilve suret' verendir. En güzel isimler O'nundur. Göklerde ve yerde olanlar›ntümü O'nu tesbih etmektedir. O, Aziz, Hakimdir. (Haflr Suresi, 24)

Page 110: TOHUM MUCİZESİ

mayabilir. Günefl ›fl›¤›n› engelleyecek bir cismin alt›nda kalmas› duru-

munda bitkinin fotosentez yapmas› zorlaflacakt›r. Bu da bitkinin büyüye-

memesi demektir. Bu nedenle topra¤›n alt›ndan ç›kan her filiz, yeryüzü-

ne ulaflt›¤›nda hemen ›fl›k kayna¤›na do¤ru büyüme yönünü de¤ifltirir.

Bu ifllem fototropizm olarak adland›r›l›r. Fototropizm, bitkilerde bulunan

›fl›¤a duyarl› yön tayin sisteminin bir göstergesidir.56

Evinizdeki bitkileri daha karanl›k ya da günefli do¤rudan almayan

bir yere koydu¤unuzda bir süre sonra güneflin geldi¤i yöne do¤ru dön-

düklerini görürsünüz. Bunun için kimi zaman yapraklar›n›n boylar›n›

uzatt›klar›na ve yapraklar›n›n yönlerini de¤ifltirdiklerine hatta k›vr›ld›k-

lar›na flahit olursunuz. Bir filizin, topra¤›n alt›ndan ç›kar ç›kmaz ya da ka-

ranl›k bir yere konuldu¤unda hemen güneflin geldi¤i yönü tesbit edebil-

mesi ve bilinçli bir flekilde o yöne yönelebilmesi üzerinde düflünülmesi

gereken bir konudur. Bitkiler sahip olduklar› ›fl›¤a ve yerçekimine dayal›

kusursuz yön tayin yetenekleri sayesinde kolayl›kla bu baflar›y› elde et-

mektedirler. Hayvanlarla ve insanlarla karfl›laflt›rd›¤›m›zda bitkiler, ›fl›¤›

alg›lama konusunda daha avantajl› durumdad›rlar. Çünkü hayvanlar ve

insanlar sadece gözleriyle ›fl›¤› alg›layabilirler. Bitkilerdeki yön tayin sis-

temleri ise son derece keskindir. Bu yüzden hiçbir zaman yönlerini flafl›r-

mazlar.

T O H U M M U C ‹ Z E S ‹108

Ayçiçekleri bitkilerin günefl ›fl›¤›na yönelmesine en güzel örneklerdendir. Yukar›dagüneflin hareketine göre bir ayçiçe¤inin gün içindeki dönüflü resmedilmifltir.

Page 111: TOHUM MUCİZESİ

Çimlenme küçücük bir cisimden metrelerce uzunluktaki ve tonlarca

a¤›rl›ktaki bir bitkinin oluflmas›n›n ilk aflamas›d›r. Yavafl yavafl büyüyen

bitkinin kökleri yere, dallar› yukar›ya do¤ru uzan›rken, içindeki sistemler

de (besin tafl›yacak sistemler, döllenmesini sa¤layacak sistemler, bitkinin

uzamas›n›, genifllemesini ve bunlar›n durmas›n› kontrol eden hormonlar)

hep birlikte ortaya ç›kar ve hiç birinin oluflumunda bir aksama ya da ge-

cikme olmaz. Bitki için gerekli olan herfley ayn› anda geliflir. Bu, son dere-

ce önemli bir detayd›r. Örne¤in; bir yandan çiçe¤in döllenme mekanizma-

s› geliflirken, di¤er yandan da tafl›ma borular› (besin ve su tafl›ma borula-

r›) oluflmaktad›r. Aksi takdirde, mesela çiçek döllenme mekanizmas› olufl-

mayan bir bitkide, su ve besinleri tafl›maya yarayan soymuk ya da odun

borular›n›n var olmas›n›n hiçbir önemi olmayacakt›r. Bu durumda kökle-

rin oluflmas›n›n da bir anlam› yoktur. Çünkü böyle bir bitki neslini devam

ettiremeyece¤i için ek mekanizmalar bir ifle yaramayacakt›r.

Ö n e m l i B i r A fl a m a :F i l i z l e n m e 109

Tohumun kabu¤unu yararak ç›kan filiz asl›nda son derece zor bir ifli baflarmaktad›r. Kira-z›n ya da f›nd›¤›n kabu¤unu düflünün. Sert bir cisimle vurarak k›rabildi¤iniz bu sa¤lammaddeleri küçük yumuflak bir ç›k›nt› olan filiz kolayl›kla delip geçebilmektedir. Bu ifllemikolaylaflt›ran, tohumun su almas›yla birlikte kabu¤unun yumuflamas› ve kabu¤un içindekiiç bas›nc›n yükselmesi gibi etkenlerdir. Filizleri bu özellikleri ile birlikte yaratan Allah't›r.

Page 112: TOHUM MUCİZESİ

Ancak bitkilerin gelifliminde bu yönde bir aksakl›k görünmez. Her-

fley tam olmas› gerekti¤i flekilde ve olmas› gerekti¤i zamanda gerçekleflir.

Buraya kadar anlat›lanlardan anlafl›laca¤› gibi bitkilerdeki birbirine

ba¤l› ve tam uyumlu olan bu mükemmel tasar›mda kesinlikle tesadüfen

oluflamayacak bir plan vard›r. Evrimci bilimadamlar›n›n iddia ettikleri gi-

bi kademeli bir oluflum, di¤er canl›lar gibi bitkiler için de hiçbir flekilde

söz konusu de¤ildir.

Bu kitap boyunca inceledi¤imiz tohumdaki kusursuz tasar›m

herfleyi en ince ayr›nt›s›yla bilen ve meydana getiren bir Yarat›c›'n›n var-

l›¤›n›n delilidir. Bitkilerin yaflam›ndaki yaln›zca ilk aflama yani tohumun

oluflumu bile bize üstün güç sahibi olan Allah'›n yaratmas›ndaki benzer-

sizli¤i aç›kça göstermeye yeterlidir.

T O H U M M U C ‹ Z E S ‹110

Solda görülen çam kozalaklar›n›n›n içinde korunmakta olan tohumlar topra¤a ulafl-t›ktan sonra bir plan dahilinde gerçekleflen ifllemlerle filizlenmeye bafllar. Bu küçüktohumlardan bir süre sonra görkemli çam a¤açlar› oluflacakt›r.

Page 113: TOHUM MUCİZESİ

Ö n e m l i B i r A fl a m a :F i l i z l e n m e 111

Page 114: TOHUM MUCİZESİ

T O H U M M U C ‹ Z E S ‹112

Resimlerde çeflitli bitkilerin filiz hallerin-den örnekler görülmektedir. Bu c›l›z filiz-ler gün geçtikçe büyüyerek dev a¤açlar›oluflturacakt›r. Bu inan›lmas› güç de¤iflimtohumlara Allah taraf›ndan yerlefltirilmiflolan bilgi sayesinde gerçekleflmektedir.

Page 115: TOHUM MUCİZESİ

Ö n e m l i B i r A fl a m a :F i l i z l e n m e 113

Allah... O'ndan baflka ‹lah yoktur.Diridir, kaimdir. O'nu uyuklama veuyku tutmaz. Göklerde ve yerdene varsa hepsi O'nundur. ‹zni ol-maks›z›n O'nun Kat›nda flefaattebulunacak kimdir? O, önlerindeki-ni ve arkalar›ndakini bilir. (Onlarise) Diledi¤i kadar›n›n d›fl›nda,O'nun ilminden hiçbirfleyikavray›p-kuflatamazlar. O'nunkürsüsü, bütün gökleri ve yerikaplay›p-kuflatm›flt›r. Onlar›n ko-runmas› O'na güç gelmez. O, pekYücedir, pek büyüktür. (Bakara Suresi, 255)

Topra¤› yararak ç›kan bu küçük filiz-lerin yanda görülen a¤açlara dönüfl-mesinde akl›n› kullanabilen insanlar

için pek çok ibret vard›r. Düflünen herinsan Allah'›n ihtiflaml› sanat›n› bakt›-

¤› her yerde görebilir.

Page 116: TOHUM MUCİZESİ

T O H U M M U C ‹ Z E S ‹114

7.BÖLÜM

Görmedin mi, Allah, gökten su indirdi, böyleceyeryüzü yemyeflil donat›ld›. fiüphesiz Allah,

lütfedicidir, herfleyden haberdard›r.(Hac Suresi, 63)

Page 117: TOHUM MUCİZESİ

Buraya kadar bitkilerin önemli bir parças› olan tohumlar›n genel

özelliklerinden, tohumlu bitkilerin nas›l ürediklerinden yani to-

humlar›n nas›l da¤›t›ld›¤›ndan bahsederek, de¤iflik tohum türle-

rinden örnekler verdik. Tohumlarda sakl› olan bilgi sayesinde milyonlar-

ca y›ld›r ayn› flekilde bitkilerin topraktan ç›k›yor olmas›n›n tafl›d›¤› öne-

me dikkat çekerek yeryüzündeki bitki çeflitlili¤inin tohumlarda kay›tl›

olan bilgiler sayesinde gerçekleflti¤ini anlatt›k.

Bu bilgiler ›fl›¤›nda ortaya ç›kan sonuç tohumlarda kusursuz bir ta-

sar›m›n var oldu¤udur. Peki üstün bir tasar›ma sahip olan tohumlar nas›l

ortaya ç›km›fllard›r?

Yeryüzündeki canl› ve cans›z varl›klar›n, evrendeki kusursuz düze-

nin tesadüfen olufltu¤unu iddia eden evrim teorisine göre bitkilerin, do-

lay›s›yla tohumlar›n ortaya ç›k›fllar› da tesadüfen gerçekleflmifltir. Ancak

evrimci kaynaklar› inceledi¤imizde tohumlar›n evrimleflmesi ile ilgili net

bir bilgi veremediklerini görürüz. Bu konudaki hangi evrimci kitab› ince-

lesek, karfl›m›za hep birtak›m varsay›mlar, bu varsay›mlar üzerine kurul-

mufl hayali senaryolar, kesin bir karara ba¤lanamayan sonuçsuz teoriler

ve bu as›ls›z iddialar gözönünde bulundurularak yap›lm›fl gerçek d›fl› çi-

zimlerle karfl›lafl›r›z.

Nitekim günümüzde bulunmufl olan tohum fosillerine bakt›¤›m›zda

evrimciler aç›s›ndan durumun hiç de iç aç›c› olmad›¤›na flahit oluruz.

Çünkü tohum fosillerinde yarat›l›fl›n çok aç›k delilleri vard›r. Günümüz-

den yaklafl›k 350 milyon y›l önce (Devonian Dönemi olarak adland›r›lan

dönemde) bulunmufl tohum fosillerinde de bugünkü ile ayn› koruyucu

d›fl örtü, embriyo ve besin deposu mevcuttur.57 Bu da tohumlar›n özel ya-

p›lar›n›n flimdiki özellikleriyle ayn› olacak flekilde milyonlarca y›l önce de

var olduklar›n›n ve bugüne kadar hiç de¤iflime u¤ramad›klar›n›n, di¤er

bir ifadeyle "evrim" gibi hayali bir süreç geçirmediklerinin çok aç›k bir

göstergesidir.

Nitekim evrimci yay›nlarda tohumlar›n oluflumu ile ilgili ç›kmazla-

r›n zaman zaman itiraf edildi¤ine rastlamak mümkündür. Bu itiraflardan

biri flöyledir:

Tohumlar›n nas›l geliflti¤i bilgisi hakk›nda birçok boflluk vard›r. … polen

To h u m , B i rYa r a t › l › fl G e r ç e ¤ i d i r 115

Page 118: TOHUM MUCİZESİ

odas›n›n uzan›m› hakk›nda, polen damlas›n›n rolü hakk›nda, tohum tasla-

¤›n›n büyümesinin ertelenmesi hakk›nda, …hücre zar›n›n yap›s› hakk›nda

daha ö¤renilmesi gereken birçok fley var.58

Yukar›daki ifadenin bize gösterdi¤i sonuç ise aç›kt›r. Dünya üzerin-

deki canl›l›¤›n di¤er detaylar›nda oldu¤u gibi bitkilerin ve tohumlar›n or-

taya ç›k›fl› konusunda da evrim teorisi büyük bir ç›kmaz içindedir. Bu da

bize, bu canl›lar›n Allah taraf›ndan yarat›ld›klar›n› göstermektedir. Gerek

tohumlar›n gerekse bunlardan geliflen bitkilerin ilk ortaya ç›kt›klar› an-

dan itibaren bütün mekanizmalar›, kompleks sistemleri ve flafl›rt›c› özel-

likleri eksiksiz olarak vard›r. Evrimcilerin kulland›klar› "zamanla geliflim,

tesadüflere ba¤l› de¤iflimler, ihtiyaçlar sonucunda ortaya ç›kan adaptas-

yonlar" gibi terimler, hiçbir geçerlili¤e sahip olmayan ve bilimsel aç›dan

da anlam tafl›mayan iddialard›r.

T O H U M M U C ‹ Z E S ‹116

Sa¤ üstteki resimde akçaa¤ac›n Orta Eocene (yaklafl›k 60-65 milyon y›l önce) dönemine ait tohumfosili ve günümüzdeki akçaa¤aç tohumu görülmektedir.(http://lsvl.la.asu.edu/plb407/kpigg/acer.htm)Aç›kça görüldü¤ü gibi aralar›nda hiçbir fark yoktur. Bu durum tohumlar›n evrim geçirmediklerinin,bugünkü halleriyle Allah taraf›ndan bir anda yarat›ld›klar›n›n aç›k bir kan›t›d›r.

Page 119: TOHUM MUCİZESİ

To h u m , B i rYa r a t › l › fl G e r ç e ¤ i d i r 117

Bu resim ise Danimarka'da bulunan ve Orta Miosen dönemine ait üzüm fosillerine aittir. Fosilerinbulundu¤u müze yetkilileri günümüz üzümlerinden hiçbir farklar›n›n olmad›¤›n› belirtmektedirler.(http://lsvl.la.asu.edu/plb407/kpigg/grapes.htm)

Altta soldaki mavi renkli cisim Mystery bitkisininmeyvesinin fosilidir. En altta ise Mystery bitkisininkendisi görülüyor. Sa¤daki ise ayn› bitkinin tohum-lar›n›n orta Miyosen (yaklafl›k 22 milyon y›l önce)dönemine ait fosillerinin resmidir.(http://lsvl.la.asu.edu/plb407/kpigg/mystery1.htm)

Soldaki resimde bir tür pal-miye çefliti olan Nipa mey-vesi ve Eocene (yaklafl›k 65milyon y›l önce) dönemin-den günümüze gelen fosiligörülmektedir. (Dr. Paul D.Taylor, Eyewitness Guides,Fossil, London, s.36)

Bugünkü benzerlerinden hiçbir fark› olma-yan bu bitki fosili çiçekleri ve meyvesi ilekusursuz bir yap›ya sahiptir. Archaefruc-tus türüne ait bu fosil 140 milyon yafl›nda-d›r ve bilinen en eski çiçekli bitki fosilidir.

Page 120: TOHUM MUCİZESİ

T O H U M M U C ‹ Z E S ‹118

Ölü toprak kendileri için bir ayettir; Biz onu dirilttik, on-dan taneler ç›kartt›k, böylelikle ondan yemektedirler.

Biz, orada hurmal›klardan ve üzüm-ba¤lar›ndan bahçelerk›ld›k ve içlerinde p›narlar f›flk›rtt›k:

Onun ürünlerinden ve kendi ellerinin yapt›klar›ndanyemeleri için. Yine de flükretmiyorlar m›?

Yerin bitirdiklerinden, kendi nefislerinden ve dahabilmedikleri nice fleylerden bütün çiftleri yaratan

(Allah çok) Yücedir. (Yasin Suresi, 33-36)

Page 121: TOHUM MUCİZESİ

Evrimcilerin canl›lar›n oluflumunda yer verdikleri tesadüf iddias›

akl›n› kullanabilen ve düflünebilen her insan›n mant›ks›zl›¤›n›

kolayl›kla görebilece¤i bir iddiad›r. Günlük yaflamdan bir örnek

vererek bunu görelim:

Bilgisayarda bir çiçek resmi oluflturmak istedi¤inizde kulland›¤›n›z

belli programlar vard›r. Bu programlar, konusunda e¤itim alm›fl, uzman

kifliler taraf›ndan üretilmifltir. Ayr›ca bilgisayar›n›z da bu programlar›

kullanarak çiçe¤e rengini, üzerindeki desenleri verebilece¤iniz flekilde

tasarlanm›flt›r. Ancak çiçe¤in ortaya ç›kmas› için en geliflmifl bilgisayar›n

ve piyasadaki en iyi programlar›n olmas› yeterli de¤ildir. En bafl›ndan

düflünecek olursak; bu bilgisayar› açacak, program› çal›flt›r›p, gerekli

komutlar› vererek çiçe¤i flekillendirecek bir kiflinin mutlaka olmas› gerek-

mektedir.Dolay›s›yla bilgisayar ekran›ndaki resmi gören kifli hiçbir za-

man bunun kendi kendine ortaya ç›km›fl olabilece¤ini düflünmez. Resmi

yapan birinin oldu¤undan emindir. Bilgisayar›n bir fabrikada üretildi¤in-

den, bütün parçalar›n› tek tek üreten birilerinin oldu¤undan da emindir.

Ayn› flekilde saks›n›zda yetifltirdi¤iniz çiçeklerin, sokaktaki çimenle-

rin, bahçelerdeki güllerin ve a¤açlar›n da kendiliklerinden, tesadüfen or-

taya ç›kmalar› mümkün de¤ildir. Üstelik bu bitkilerin, tohumlar›na ken-

dileri ile ilgili gerekli tüm bilgileri yerlefltirip, bu tohumlardan üremeye

bafllamalar› da imkans›zd›r. Çünkü tohumlarda yer alan bilgi, mutlak bir

akl› ve bilinci gerektirir.

Son derece kusursuz bir tasar›ma ve çeflitlili¤e sahip olan tohumlara

bitkilerle ilgili bilgileri yükleyen, onlara flekil veren, kabuklar›n›, koruyu-

cu zarlar›n› yerlefltiren, içlerinden her yönden kusursuz bitkilerin ç›k-

mas›n› sa¤layan çok üstün bir güçtür. Bu güç, tüm alemlerin Rabbi olan,

herfleyden haberdar olan Allah'a aittir. Allah tüm bitkileri yaratan, onlar›

flekillendiren, kokular›n›, tadlar›n›, renklerini verendir. Allah bu gerçe¤i

bize bir ayetinde flöyle bildirmifltir:

Ve birbiri üstüne dizilmifl tomurcuk yüklü yüksek hurma a¤açlar› da.

Kullara r›z›k olmak üzere. Ve onunla (o suyla) ölü bir flehri dirilttik. ‹flte

(ölümden sonra) dirilifl de böyledir. (Kaf Suresi, 10-11)

S o n u ç 119

Page 122: TOHUM MUCİZESİ

T O H U M M U C ‹ Z E S ‹120

EK BÖLÜM

Gökleri ve yeri bir örnek edinmeksizin yaratand›r.O'nun nas›l bir çocu¤u olabilir? O'nun bir efli (zevcesi)

yoktur. O, herfleyi yaratm›flt›r. O, herfleyi bilendir.‹flte Rabbiniz olan Allah budur. O'ndan baflka ‹lahyoktur. Herfleyin Yarat›c›s›'d›r, öyleyse O'na kulluk

edin. O, herfleyin üstünde bir vekildir.(En'am Suresi, 101-102)

Page 123: TOHUM MUCİZESİ

Darwinizm, yani evrim teorisi, yarat›l›fl gerçe¤ini reddetmek ama-

c›yla ortaya at›lm›fl, ancak baflar›l› olamam›fl bilim d›fl› bir safsa-

tadan baflka bir fley de¤ildir. Canl›l›¤›n, cans›z maddelerden te-

sadüfen olufltu¤unu iddia eden bu teori, evrende ve canl›larda çok muci-

zevi bir düzen bulundu¤unun bilim taraf›ndan ispat edilmesiyle çürü-

müfltür. Böylece Allah'›n tüm evreni ve canl›lar› yaratm›fl oldu¤u gerçe¤i,

bilim taraf›ndan da kan›tlanm›flt›r. Bugün evrim teorisini ayakta tutmak

için dünya çap›nda yürütülen propaganda, sadece bilimsel gerçeklerin

çarp›t›lmas›na, tarafl› yorumlanmas›na, bilim görüntüsü alt›nda söylenen

yalanlara ve yap›lan sahtekarl›klara dayal›d›r.

Ancak bu propaganda gerçe¤i gizleyememektedir. Evrim teorisinin

bilim tarihindeki en büyük yan›lg› oldu¤u, son 20-30 y›ld›r bilim dünya-

s›nda giderek daha yüksek sesle dile getirilmektedir. Özellikle 1980'lerden

sonra yap›lan araflt›rmalar, Darwinist iddialar›n tamamen yanl›fl oldu¤u-

nu ortaya koymufl ve bu gerçek pek çok bilim adam› taraf›ndan dile geti-

rilmifltir. Özellikle ABD'de, biyoloji, biyokimya, paleontoloji gibi farkl›

alanlardan gelen çok say›da bilim adam›, Darwinizm'in geçersizli¤ini

görmekte, canl›lar›n kökenini art›k "yarat›l›fl gerçe¤iyle" aç›klamaktad›r-

lar.

Evrim teorisinin çöküflünü ve yarat›l›fl›n delillerini di¤er pek çok ça-

l›flmam›zda bütün bilimsel detaylar›yla ele ald›k ve almaya devam ediyo-

ruz. Ancak konuyu, tafl›d›¤› büyük önem nedeniyle, burada da özetle-

mekte yarar vard›r.

Darwin'i Y›kan Zorluklar

Evrim teorisi, tarihi eski Yunan'a kadar uzanan bir ö¤reti olmas›na

karfl›n, kapsaml› olarak 19. yüzy›lda ortaya at›ld›. Teoriyi bilim dünyas›-

n›n gündemine sokan en önemli geliflme, Charles Darwin'in 1859 y›l›nda

yay›nlanan Türlerin Kökeni adl› kitab›yd›. Darwin bu kitapta dünya üze-

rindeki farkl› canl› türlerini Allah'›n ayr› ayr› yaratt›¤› gerçe¤ine karfl› ç›-

k›yordu. Darwin'e göre, tüm türler ortak bir atadan geliyorlard› ve zaman

içinde küçük de¤iflimlerle farkl›laflm›fllard›.

Darwin'in teorisi, hiçbir somut bilimsel bulguya dayanm›yordu;

E v r i m Ya n › l g › s › 121

Page 124: TOHUM MUCİZESİ

kendisinin de kabul etti¤i gibi sadece bir "mant›k yü-

rütme" idi. Hatta Darwin'in kitab›ndaki "Teorinin

Zorluklar›" bafll›kl› uzun bölümde itiraf etti¤i gibi,

teori pek çok önemli soru karfl›s›nda aç›k veriyordu.

Darwin, teorisinin önündeki zorluklar›n geli-

flen bilim taraf›ndan afl›laca¤›n›, yeni bilimsel bulgu-

lar›n teorisini güçlendirece¤ini umuyordu. Bunu ki-

tab›nda s›k s›k belirtmiflti. Ancak geliflen bilim, Dar-

win'in umutlar›n›n tam aksine, teorinin temel iddi-

alar›n› birer birer dayanaks›z b›rakm›flt›r.

Darwinizm'in bilim karfl›s›ndaki yenilgisi, üç

temel bafll›kta incelenebilir:

1) Teori, hayat›n yeryüzünde ilk kez nas›l ortaya ç›kt›¤›n› asla aç›kla-

yamamaktad›r.

2) Teorinin öne sürdü¤ü "evrim mekanizmalar›"n›n, gerçekte evrim-

lefltirici bir etkiye sahip oldu¤unu gösteren hiçbir bilimsel bulgu yoktur.

3) Fosil kay›tlar›, evrim teorisinin öngörülerinin tam aksine bir tablo

ortaya koymaktad›r.

Bu bölümde, bu üç temel bafll›¤› ana hatlar› ile inceleyece¤iz.

Afl›lamayan ‹lk Basamak: Hayat›n Kökeni

Evrim teorisi, tüm canl› türlerinin, bundan yaklafl›k 3.8 milyar y›l ön-

ce ilkel dünyada ortaya ç›kan tek bir canl› hücreden geldiklerini iddia et-

mektedir. Tek bir hücrenin nas›l olup da milyonlarca kompleks canl› türü-

nü oluflturdu¤u ve e¤er gerçekten bu tür bir evrim gerçekleflmiflse neden

bunun izlerinin fosil kay›tlar›nda bulunamad›¤›, teorinin aç›klayamad›¤›

sorulardand›r. Ancak tüm bunlardan önce, iddia edilen evrim sürecinin

ilk basama¤› üzerinde durmak gerekir. Sözü edilen o "ilk hücre" nas›l or-

taya ç›km›flt›r?

Evrim teorisi, yarat›l›fl› reddetti¤i, hiçbir do¤aüstü müdahaleyi kabul

etmedi¤i için, o "ilk hücre"nin, hiçbir tasar›m, plan ve düzenleme olma-

dan, do¤a kanunlar› içinde rastlant›sal olarak meydana geldi¤ini iddia

eder. Yani teoriye göre, cans›z madde tesadüfler sonucunda ortaya canl›

T O H U M M U C ‹ Z E S ‹122

Charles Darwin

Page 125: TOHUM MUCİZESİ

bir hücre ç›karm›fl olmal›d›r. Ancak bu, bilinen en temel biyoloji kanunla-

r›na ayk›r› bir iddiad›r.

"Hayat Hayattan Gelir"

Darwin, kitab›nda hayat›n kökeni konusundan hiç söz etmemiflti.

Çünkü onun dönemindeki ilkel bilim anlay›fl›, canl›lar›n çok basit bir ya-

p›ya sahip olduklar›n› varsay›yordu. Ortaça¤'dan beri inan›lan "spontane

jenerasyon" adl› teoriye göre, cans›z maddelerin tesadüfen biraraya gelip,

canl› bir varl›k oluflturabileceklerine inan›l›yordu. Bu dönemde böcekle-

rin yemek art›klar›ndan, farelerin de bu¤daydan olufltu¤u yayg›n bir dü-

flünceydi. Bunu ispatlamak için de ilginç deneyler yap›lm›flt›. Kirli bir pa-

çavran›n üzerine biraz bu¤day konmufl ve biraz beklendi¤inde bu kar›-

fl›mdan farelerin oluflaca¤› san›lm›flt›.

Etlerin kurtlanmas› da hayat›n cans›z maddelerden türeyebildi¤ine

bir delil say›l›yordu. Oysa daha sonra anlafl›lacakt› ki, etlerin üzerindeki

kurtlar kendiliklerinden oluflmuyorlar, sineklerin getirip b›rakt›klar› göz-

le görülmeyen larvalardan ç›k›yorlard›.

Darwin'in Türlerin Kökeni adl› kitab›n› yazd›¤› dönemde ise, bakteri-

lerin cans›z maddeden oluflabildikleri inanc›, bilim dünyas›nda yayg›n

bir kabul görüyordu.

Oysa Darwin'in kitab›n›n ya-

y›nlanmas›ndan befl y›l sonra, ünlü

Frans›z biyolog Louis Pasteur, evri-

me temel oluflturan bu inanc› kesin

olarak çürüttü. Pasteur yapt›¤› uzun

çal›flma ve deneyler sonucunda var-

d›¤› sonucu flöyle özetlemiflti:

Cans›z maddelerin hayat olufl-

turabilece¤i iddias› art›k kesin

olarak tarihe gömülmüfltür.59

Evrim teorisinin savunucular›,

Pasteur'ün bulgular›na karfl› uzun

süre direndiler. Ancak geliflen bilim,

E v r i m Ya n › l g › s › 123

Louis Pasteur, evrim teorisinin dayana¤› olan"cans›z madde canl›l›k oluflturabilir" iddias›n›yapt›¤› deneylerle geçersiz k›ld›.

Page 126: TOHUM MUCİZESİ

canl› hücresinin karmafl›k yap›s›n› ortaya ç›kard›kça, hayat›n kendili¤in-

den oluflabilece¤i iddias›n›n geçersizli¤i daha da aç›k hale geldi.

20. Yüzy›ldaki Sonuçsuz Çabalar

20. yüzy›lda hayat›n kökeni konusunu ele alan ilk evrimci, ünlü Rus

biyolog Alexander Oparin oldu. Oparin, 1930'lu y›llarda ortaya att›¤› bir-

tak›m tezlerle, canl› hücresinin tesadüfen meydana gelebilece¤ini ispat et-

meye çal›flt›. Ancak bu çal›flmalar baflar›s›zl›kla sonuç-

lanacak ve Oparin flu itiraf› yapmak zorunda kalacak-

t›:

Maalesef hücrenin kökeni, evrim teorisinin tümünü

içine alan en karanl›k noktay› oluflturmaktad›r.60

Oparin'in yolunu izleyen evrimciler, hayat›n kö-

keni konusunu çözüme kavuflturacak deneyler yap-

maya çal›flt›lar. Bu deneylerin en ünlüsü, Amerikal›

kimyac› Stanley Miller taraf›ndan 1953 y›l›nda düzen-

lendi. Miller, ilkel dünya atmosferinde oldu¤unu id-

dia etti¤i gazlar› bir deney düzene¤inde birlefltirerek

ve bu kar›fl›ma enerji ekleyerek, proteinlerin yap›s›n-

da kullan›lan birkaç organik molekül (aminoasit) sentezledi.

O y›llarda evrim ad›na önemli bir aflama gibi tan›t›-

lan bu deneyin geçerli olmad›¤› ve deneyde kullan›lan

atmosferin gerçek dünya koflullar›ndan çok farkl› oldu-

¤u, ilerleyen y›llarda ortaya ç›kacakt›.61

Uzun süren bir sessizlikten sonra Miller'in kendisi

de kulland›¤› atmosfer ortam›n›n gerçekçi olmad›¤›n›

itiraf etti.62

Hayat›n kökeni sorununu aç›klamak için 20. yüz-

y›l boyunca yürütülen tüm evrimci çabalar hep baflar›-

s›zl›kla sonuçland›. San Diego Scripps Enstitüsü'nden

ünlü jeokimyac› Jeffrey Bada, evrimci Earth dergisin-

de 1998 y›l›nda yay›nlanan bir makalede bu gerçe¤i

flöyle kabul eder:

T O H U M M U C ‹ Z E S ‹124

Alexander Oparin'in ha-yat›n kökenine evrimcibir aç›klama getirmekiçin yürüttü¤ü çabalarbüyük bir fiyaskoyla so-nuçland›.

En son evrimci kaynaklar›nda kabul etti¤i gibi, hayat›n

kökeni, hala evrim teorisiiçin son derece büyük bir

açmazd›r.

Page 127: TOHUM MUCİZESİ

Bugün, 20. yüzy›l› geride b›rak›rken, hala, 20. yüzy›la girdi¤imizde

sahip oldu¤umuz en büyük çözülmemifl problemle karfl› karfl›yay›z:

Hayat yeryüzünde nas›l bafllad›.63

Hayat›n Kompleks Yap›s›

Evrim teorisinin hayat›n kökeni konusunda bu denli büyük bir aç-

maza girmesinin bafll›ca nedeni, en basit san›lan canl› yap›lar›n bile ina-

n›lmaz derecede karmafl›k yap›lara sahip olmas›d›r. Canl› hücresi, insa-

no¤lunun yapt›¤› bütün teknolojik ürünlerden daha karmafl›kt›r. Öyle ki

bugün dünyan›n en geliflmifl laboratuvarlar›nda bile cans›z maddeler bi-

raraya getirilerek canl› bir hücre üretilememektedir.

Bir hücrenin meydana gelmesi için gereken flartlar, asla rastlant›larla

aç›klanamayacak kadar fazlad›r. Hücrenin en temel yap› tafl› olan prote-

inlerin rastlant›sal olarak sentezlenme ihtimali; 500 aminoasitlik ortalama

bir protein için, 10950'de 1'dir. Ancak matematikte 1050'de 1'den küçük ola-

s›l›klar pratik olarak "imkans›z" say›l›r. Hücrenin çekirde¤inde yer alan ve

genetik bilgiyi saklayan DNA molekülü ise, inan›lmaz bir bilgi bankas›-

d›r. ‹nsan DNA's›n›n içerdi¤i bilginin, e¤er ka¤›da dökülmeye kalk›lsa,

500'er sayfadan oluflan 900 ciltlik bir kütüphane oluflturaca¤› hesaplan-

maktad›r.

Bu noktada çok ilginç bir ikilem daha vard›r: DNA, yaln›z birtak›m

özelleflmifl proteinlerin (enzimlerin) yard›m› ile efllenebilir. Ama bu enzim-

lerin sentezi de ancak DNA'daki bilgiler do¤rultusunda gerçekleflir. Birbi-

rine ba¤›ml› olduklar›ndan, efllemenin meydana gelebilmesi için ikisinin

de ayn› anda var olmalar› gerekir. Bu ise, hayat›n kendili¤inden olufltu¤u

senaryosunu ç›kmaza sokmaktad›r. San Diego California Üniversite-

si'nden ünlü evrimci Prof. Leslie Orgel, Scientific American dergisinin

Ekim 1994 tarihli say›s›nda bu gerçe¤i flöyle itiraf eder:

Son derece kompleks yap›lara sahip olan proteinlerin ve nükleik asit-

lerin (RNA ve DNA) ayn› yerde ve ayn› zamanda rastlant›sal olarak

oluflmalar› afl›r› derecede ihtimal d›fl›d›r. Ama bunlar›n birisi olma-

dan di¤erini elde etmek de mümkün de¤ildir. Dolay›s›yla insan, ya-

E v r i m Ya n › l g › s › 125

Page 128: TOHUM MUCİZESİ

flam›n kimyasal yollarla ortaya ç›kmas›n›n asla mümkün olmad›¤›

sonucuna varmak zorunda kalmaktad›r.64

Kuflkusuz e¤er hayat›n do¤al etkenlerle ortaya ç›kmas› imkans›z ise,

bu durumda hayat›n do¤aüstü bir biçimde "yarat›ld›¤›n›" kabul etmek ge-

rekir. Bu gerçek, en temel amac› yarat›l›fl› reddetmek olan evrim teorisini

aç›kça geçersiz k›lmaktad›r.

Evrimin Hayali Mekanizmalar›

Darwin'in teorisini geçersiz k›lan ikinci büyük nokta, teorinin "evrim

mekanizmalar›" olarak öne sürdü¤ü iki kavram›n da gerçekte hiçbir ev-

rimlefltirici güce sahip olmad›¤›n›n anlafl›lm›fl olmas›d›r. Darwin, ortaya

att›¤› evrim iddias›n› tamamen "do¤al seleksiyon" mekanizmas›na ba¤la-

m›flt›. Bu mekanizmaya verdi¤i önem, kitab›n›n isminden de aç›kça anla-

fl›l›yordu: Türlerin Kökeni, Do¤al Seleksiyon Yoluyla...

Do¤al seleksiyon, do¤al seçme demektir. Do¤adaki yaflam mücade-

lesi içinde, do¤al flartlara uygun ve güçlü canl›lar›n hayatta kalaca¤› dü-

flüncesine dayan›r. Örne¤in y›rt›c› hayvanlar taraf›ndan tehdit edilen bir

geyik sürüsünde, daha h›zl› koflabilen geyikler hayatta kalacakt›r. Böyle-

ce geyik sürüsü, h›zl› ve güçlü bireylerden oluflacakt›r. Ama elbette bu

T O H U M M U C ‹ Z E S ‹126

Evrim teorisini geçersiz k›lan gerçeklerden bir tanesi, canl›l›¤›n inan›lmaz derecede-ki kompleks yap›s›d›r. Canl› hücrelerinin çekirde¤inde yer alan DNA molekülü, bununbir örne¤idir. DNA, dört ayr› molekülün farkl› diziliminden oluflan bir tür bilgi banka-s›d›r. Bu bilgi bankas›nda canl›yla ilgili bütün fiziksel özelliklerin flifreleri yer al›r. ‹n-san DNA's› ka¤›da döküldü¤ünde, ortaya yaklafl›k 900 ciltlik bir ansiklopedi ç›kaca¤›hesaplanmaktad›r. Elbette böylesine ola¤anüstü bir bilgi, tesadüf kavram›n› kesin bi-çimde geçersiz k›lmaktad›r.

Page 129: TOHUM MUCİZESİ

mekanizma, geyikleri evrimlefltirmez, onlar› baflka bir canl› türüne, örne-

¤in atlara dönüfltürmez.

Dolay›s›yla do¤al seleksiyon mekanizmas› hiçbir evrimlefltirici güce

sahip de¤ildir. Darwin de bu gerçe¤in fark›ndayd› ve Türlerin Kökeni adl›

kitab›nda "Faydal› de¤ifliklikler oluflmad›¤› sürece do¤al seleksiyon hiçbir

fley yapamaz" demek zorunda kalm›flt›.65

Lamarck'›n Etkisi

Peki bu "faydal› de¤ifliklikler" nas›l oluflabilirdi? Darwin, kendi dö-

neminin ilkel bilim anlay›fl› içinde, bu soruyu Lamarck'a dayanarak ce-

vaplamaya çal›flm›flt›. Darwin'den önce yaflam›fl olan Frans›z biyolog La-

marck'a göre, canl›lar yaflamlar› s›ras›nda geçirdikleri fiziksel de¤ifliklik-

leri sonraki nesle aktar›yorlar, nesilden nesile biriken bu özellikler sonu-

cunda yeni türler ortaya ç›k›yordu. Örne¤in Lamarck'a göre zürafalar

ceylanlardan türemifllerdi, yüksek a¤açlar›n yapraklar›n› yemek için ça-

balarken nesilden nesile boyunlar› uzam›flt›.

Darwin de benzeri örnekler vermifl, örne¤in Türlerin Kökeni adl› ki-

tab›nda, yiyecek bulmak için suya giren baz› ay›lar›n zamanla balinalara

dönüfltü¤ünü iddia etmiflti.66

Ama Mendel'in keflfetti¤i ve 20. yüzy›lda geliflen genetik bilimiyle

kesinleflen kal›t›m kanunlar›, kazan›lm›fl özelliklerin sonraki nesillere ak-

tar›lmas› efsanesini kesin olarak y›kt›. Böylece do¤al seleksiyon "tek bafl›-

na" ve dolay›s›yla tümüyle etkisiz bir mekanizma olarak kalm›fl oluyordu.

Neo-Darwinizm ve Mutasyonlar

Darwinistler ise bu duruma bir çözüm bulabilmek için 1930'lar›n

sonlar›nda, "Modern Sentetik Teori"yi ya da daha yayg›n ismiyle neo-Dar-

winizm'i ortaya att›lar. Neo-Darwinizm, do¤al seleksiyonun yan›na "fay-

dal› de¤ifliklik sebebi" olarak mutasyonlar›, yani canl›lar›n genlerinde

radyasyon gibi d›fl etkiler ya da kopyalama hatalar› sonucunda oluflan bo-

zulmalar› ekledi.

Bugün de hala dünyada evrim ad›na geçerlili¤ini koruyan model

neo-Darwinizm'dir. Teori, yeryüzünde bulunan milyonlarca canl› türü-

E v r i m Ya n › l g › s › 127

Page 130: TOHUM MUCİZESİ

nün, bu canl›lar›n, kulak, göz, akci¤er, kanat gibi say›s›z kompleks organ-

lar›n›n "mutasyonlara", yani genetik bozukluklara dayal› bir süreç sonu-

cunda olufltu¤unu iddia etmektedir. Ama teoriyi çaresiz b›rakan aç›k bir

bilimsel gerçek vard›r: Mutasyonlar canl›lar› gelifltirmezler, aksine her

zaman için canl›lara zarar verirler.

Bunun nedeni çok basittir: DNA çok kompleks bir düzene sahiptir. Bu

molekül üzerinde oluflan herhangi rasgele bir etki ancak zarar verir. Ame-

rikal› genetikçi B. G. Ranganathan bunu flöyle aç›klar:

Mutasyonlar küçük, rasgele ve zararl›d›rlar. Çok ender olarak mey-

dana gelirler ve en iyi ihtimalle etkisizdirler. Bu üç özellik, mutas-

yonlar›n evrimsel bir geliflme meydana getiremeyece¤ini gösterir.

Zaten yüksek derecede özelleflmifl bir organizmada meydana gelebi-

lecek rastlant›sal bir de¤iflim, ya etkisiz olacakt›r ya da zararl›. Bir kol

saatinde meydana gelecek rasgele bir de¤iflim kol saatini gelifltirme-

yecektir. Ona büyük ihtimalle zarar verecek veya en iyi ihtimalle et-

kisiz olacakt›r. Bir deprem bir flehri gelifltirmez, ona y›k›m getirir. 67

Nitekim bugüne kadar hiçbir yararl›, yani genetik bilgiyi gelifltiren mu-

tasyon örne¤i gözlemlenmedi. Tüm mutasyonlar›n zararl› oldu¤u görüldü.

Anlafl›ld› ki, evrim teorisinin "evrim mekanizmas›" olarak gösterdi¤i mutas-

yonlar, gerçekte canl›lar› sadece tahrip eden, sakat b›rakan genetik olaylar-

d›r. (‹nsanlarda mutasyonun en s›k görülen etkisi de kanserdir.) Elbette tah-

rip edici bir mekanizma "evrim mekanizmas›" olamaz. Do¤al seleksiyon ise,

Darwin'in de kabul etti¤i gibi, "tek bafl›na hiçbir fley yapamaz." Bu gerçek

bizlere do¤ada hiçbir "evrim mekanizmas›" olmad›¤›n› göstermektedir. Ev-

T O H U M M U C ‹ Z E S ‹128

anten

gözler

a¤›z

bacak Evrimciler yüzy›l›n bafl›ndan be-ri sinekleri mutasyona u¤rata-rak, faydal› mutasyon örne¤ioluflturmaya çal›flt›lar. Ancak ony›llarca süren bu çabalar›n so-nucunda elde edilen tek sonuç,sakat, hastal›kl› ve kusurlu si-nekler oldu. Üstte, normal birmeyve sine¤inin kafas› ve sa¤-da mutasyona u¤ram›fl di¤er birmeyve sine¤i.

Page 131: TOHUM MUCİZESİ

rim mekanizmas› olmad›¤›na göre de, evrim denen hayali süreç yaflanm›fl

olamaz.

Fosil Kay›tlar›: Ara Formlardan Eser Yok

Evrim teorisinin iddia etti¤i senaryonun yaflanmam›fl oldu¤unun en

aç›k göstergesi ise fosil kay›tlar›d›r.

Evrim teorisine göre bütün canl›lar birbirlerinden türemifllerdir. Ön-

ceden var olan bir canl› türü, zamanla bir di¤erine dönüflmüfl ve bütün

türler bu flekilde ortaya ç›km›fllard›r. Teoriye göre bu dönüflüm yüz mil-

yonlarca y›l süren uzun bir zaman dilimini kapsam›fl ve kademe kademe

ilerlemifltir.

Bu durumda, iddia edilen uzun dönüflüm süreci içinde say›s›z "ara

türler"in oluflmufl ve yaflam›fl olmalar› gerekir.

Örne¤in geçmiflte, bal›k özelliklerini tafl›malar›na ra¤men, bir yan-

dan da baz› sürüngen özellikleri kazanm›fl olan yar› bal›k-yar› sürüngen

canl›lar yaflam›fl olmal›d›r. Ya da sürüngen özelliklerini tafl›rken, bir yan-

dan da baz› kufl özellikleri kazanm›fl sürüngen-kufllar ortaya ç›km›fl olma-

l›d›r. Bunlar, bir geçifl sürecinde olduklar› için de, sakat, eksik, kusurlu

canl›lar olmal›d›r. Evrimciler geçmiflte yaflam›fl olduklar›na inand›klar› bu

teorik yarat›klara "ara-geçifl formu" ad›n› verirler.

E¤er gerçekten bu tür canl›lar geçmiflte yaflam›fllarsa bunlar›n say›lar›-

n›n ve çeflitlerinin milyonlarca hatta milyarlarca olmas› gerekir. Ve bu ucube

canl›lar›n kal›nt›lar›na mutlaka fosil kay›tlar›nda rastlanmas› gerekir. Dar-

win, Türlerin Kökeni'nde bunu flöyle aç›klam›flt›r:

E¤er teorim do¤ruysa, türleri birbirine ba¤layan say›s›z ara-geçifl çe-

flitleri mutlaka yaflam›fl olmal›d›r... Bunlar›n yaflam›fl olduklar›n›n

kan›tlar› da sadece fosil kal›nt›lar› aras›nda bulunabilir. 68

Darwin'in Y›k›lan Umutlar›

Ancak 19. yüzy›l›n ortas›ndan bu yana dünyan›n dört bir yan›nda

hummal› fosil araflt›rmalar› yap›ld›¤› halde bu ara geçifl formlar›na rastla-

namam›flt›r. Yap›lan kaz›larda ve araflt›rmalarda elde edilen bütün bulgu-

E v r i m Ya n › l g › s › 129

Page 132: TOHUM MUCİZESİ

lar, evrimcilerin beklediklerinin aksine, canl›lar›n yeryüzünde birdenbire,

eksiksiz ve kusursuz bir biçimde ortaya ç›kt›klar›n› göstermifltir.

Ünlü ‹ngiliz paleontolog (fosil bilimci) Derek W. Ager, bir evrimci ol-

mas›na karfl›n bu gerçe¤i flöyle itiraf eder:

Sorunumuz fludur: Fosil kay›tlar›n› detayl› olarak inceledi¤imizde,

türler ya da s›n›flar seviyesinde olsun, sürekli olarak ayn› gerçekle

karfl›lafl›r›z; kademeli evrimle geliflen de¤il, aniden yeryüzünde olu-

flan gruplar görürüz.69

Yani fosil kay›tlar›nda, tüm canl› türleri, aralar›nda hiçbir geçifl for-

mu olmadan eksiksiz biçimleriyle aniden ortaya ç›kmaktad›rlar. Bu, Dar-

win'in öngörülerinin tam aksidir. Dahas›, bu canl› türlerinin yarat›ld›kla-

r›n› gösteren çok güçlü bir delildir. Çünkü bir canl› türünün, kendisinden

evrimleflti¤i hiçbir atas› olmadan, bir anda ve kusursuz olarak ortaya ç›k-

mas›n›n tek aç›klamas›, o türün yarat›lm›fl olmas›d›r. Bu gerçek, ünlü ev-

rimci Biyolog Douglas Futuyma taraf›ndan da kabul edilir:

Yarat›l›fl ve evrim, yaflayan canl›lar›n kökeni hakk›nda yap›labilecek

yegane iki aç›klamad›r. Canl›lar dünya üzerinde ya tamamen mü-

kemmel ve eksiksiz bir biçimde ortaya ç›km›fllard›r ya da böyle ol-

mam›flt›r. E¤er böyle olmad›ysa, bir de¤iflim süreci sayesinde kendi-

lerinden önce var olan baz› canl› türlerinden evrimleflerek meydana

gelmifl olmal›d›rlar. Ama e¤er eksiksiz ve mükemmel bir biçimde or-

taya ç›km›fllarsa, o halde sonsuz güç sahibi bir ak›l taraf›ndan yara-

t›lm›fl olmalar› gerekir.70

Fosiller ise, canl›lar›n yeryüzünde eksiksiz ve mükemmel bir biçim-

de ortaya ç›kt›klar›n› göstermektedir. Yani "türlerin kökeni", Darwin'in

sand›¤›n›n aksine, evrim de¤il yarat›l›flt›r.

‹nsan›n Evrimi Masal›

Evrim teorisini savunanlar›n en çok gündeme getirdikleri konu, in-

san›n kökeni konusudur. Bu konudaki Darwinist iddia, bugün yaflayan

modern insan›n maymunsu birtak›m yarat›klardan geldi¤ini varsayar.

4-5 milyon y›l önce bafllad›¤› varsay›lan bu süreçte, modern insan ile ata-

lar› aras›nda baz› "ara form"lar›n yaflad›¤› iddia edilir. Gerçekte tümüyle

hayali olan bu senaryoda dört temel "kategori" say›l›r:

T O H U M M U C ‹ Z E S ‹130

Page 133: TOHUM MUCİZESİ

1- Australopithecus

2- Homo habilis

3- Homo erectus

4- Homo sapiens

Evrimciler, insanlar›n sözde ilk maymunsu atalar›na "güney may-

munu" anlam›na gelen "Australopithecus" ismini verirler. Bu canl›lar ger-

çekte soyu tükenmifl bir maymun türünden baflka bir fley de¤ildir. Lord

Solly Zuckerman ve Prof. Charles Oxnard gibi ‹ngiltere ve ABD'den dün-

yaca ünlü iki anatomistin Australopithecus örnekleri üzerinde yapt›klar›

çok genifl kapsaml› çal›flmalar, bu canl›lar›n sadece soyu tükenmifl bir

maymun türüne ait olduklar›n› ve insanlarla hiçbir benzerlik tafl›mad›k-

lar›n› göstermifltir.71

Evrimciler insan evriminin bir sonraki safhas›n› da, "homo" yani insan

olarak s›n›fland›r›rlar. ‹ddiaya göre homo serisindeki canl›lar, Australopit-

hecuslar'dan daha geliflmifllerdir. Evrimciler, bu farkl› canl›lara ait fosilleri

ard› ard›na dizerek hayali bir evrim flemas› olufltururlar. Bu flema hayalidir,

çünkü gerçekte bu farkl› s›n›flar›n aras›nda evrimsel bir iliflki oldu¤u asla

ispatlanamam›flt›r. Evrim teorisinin 20. yüzy›ldaki en önemli savunucula-

r›ndan biri olan Ernst Mayr, "Homo sapiens'e uzanan zincir gerçekte kay›p-

t›r" diyerek bunu kabul eder.72

Evrimciler "Australopithecus > Homo habilis > Homo erectus > Homo sapi-

ens" s›ralamas›n› yazarken, bu türlerin her birinin, bir sonrakinin atas› oldu-

¤u izlenimini verirler. Oysa paleoantropologlar›n son bulgular›, Australopit-

hecus, Homo habilis ve Homo erectus'un dünya'n›n farkl› bölgelerinde ayn›

dönemlerde yaflad›klar›n› göstermektedir.73

Dahas› Homo erectus s›n›flamas›na ait insanlar›n bir bölümü çok

modern zamanlara kadar yaflam›fllar, Homo sapiens neandertalensis ve

Homo sapiens sapiens (modern insan) ile ayn› ortamda yan yana bulun-

mufllard›r.74

Bu ise elbette bu s›n›flar›n birbirlerinin atalar› olduklar› iddias›n›n ge-

çersizli¤ini aç›kça ortaya koymaktad›r. Harvard Üniversitesi paleontologla-

r›ndan Stephen Jay Gould, kendisi de bir evrimci olmas›na karfl›n, Darwi-

nist teorinin içine girdi¤i bu ç›kmaz› flöyle aç›klar:

E¤er birbiri ile paralel bir biçimde yaflayan üç farkl› hominid (insa-

E v r i m Ya n › l g › s › 131

Page 134: TOHUM MUCİZESİ

n›ms›) çizgisi varsa, o halde bizim soy a¤ac›m›za ne oldu? Aç›kt›r ki,

bunlar›n biri di¤erinden gelmifl olamaz. Dahas›, biri di¤eriyle karfl›-

laflt›r›ld›¤›nda evrimsel bir geliflme trendi göstermemektedirler. 75

K›sacas›, medyada ya da ders kitaplar›nda yer alan hayali birtak›m

"yar› maymun, yar› insan" canl›lar›n çizimleriyle, yani s›rf propaganda

yoluyla ayakta tutulmaya çal›fl›lan insan›n evrimi senaryosu, hiçbir bilim-

sel temeli olmayan bir masaldan ibarettir.

Bu konuyu uzun y›llar inceleyen, özellikle Australopithecus fosilleri

üzerinde 15 y›l araflt›rma yapan ‹ngiltere'nin en ünlü ve sayg›n bilim

adamlar›ndan Lord Solly Zuckerman, bir evrimci olmas›na ra¤men, orta-

da maymunsu canl›lardan insana uzanan gerçek bir soy a¤ac› olmad›¤›

sonucuna varm›flt›r.

Zuckerman bir de ilginç bir "bilim skalas›" yapm›flt›r. Bilimsel olarak

kabul etti¤i bilgi dallar›ndan, bilim d›fl› olarak kabul etti¤i bilgi dallar›na

kadar bir yelpaze oluflturmufltur. Zuckerman'›n bu tablosuna göre en "bi-

limsel" -yani somut verilere dayanan- bilgi dallar› kimya ve fiziktir. Yelpa-

zede bunlardan sonra biyoloji bilimleri, sonra da sosyal bilimler gelir. Yel-

pazenin en ucunda, yani en "bilim d›fl›" say›lan k›s›mda ise, Zuckerman'a

göre, telepati, alt›nc› his gibi "duyum ötesi alg›lama" kavramlar› ve bir de

"insan›n evrimi" vard›r! Zuckerman, yelpazenin bu ucunu flöyle aç›klar:

Objektif gerçekli¤in alan›ndan ç›k›p da, biyolojik bilim olarak varsa-

y›lan bu alanlara -yani duyum ötesi alg›lamaya ve insan›n fosil tari-

hinin yorumlanmas›na- girdi¤imizde, evrim teorisine inanan bir

kimse için herfleyin mümkün oldu¤unu görürüz. Öyle ki teorilerine

kesinlikle inanan bu kimselerin çeliflkili baz› yarg›lar› ayn› anda ka-

bul etmeleri bile mümkündür.76

‹flte insan›n evrimi masal› da, teorilerine körü körüne inanan birta-

k›m insanlar›n bulduklar› baz› fosilleri ön yarg›l› bir biçimde yorumlama-

lar›ndan ibarettir.

Darwin Formülü!

fiimdiye kadar ele ald›¤›m›z tüm teknik delillerin yan›nda, isterseniz

evrimcilerin nas›l saçma bir inan›fla sahip olduklar›n› bir de çocuklar›n bi-

T O H U M M U C ‹ Z E S ‹132

Page 135: TOHUM MUCİZESİ

le anlayabilece¤i kadar aç›k bir örnekle özetleyelim.

Evrim teorisi canl›l›¤›n tesadüfen olufltu¤unu iddia etmektedir. Do-

lay›s›yla bu iddiaya göre cans›z ve fluursuz atomlar biraraya gelerek önce

hücreyi oluflturmufllard›r ve sonras›nda ayn› atomlar bir flekilde di¤er

canl›lar› ve insan› meydana getirmifllerdir. fiimdi düflünelim; canl›l›¤›n

yap›tafl› olan karbon, fosfor, azot, potasyum gibi elementleri biraraya ge-

tirdi¤imizde bir y›¤›n oluflur. Bu atom y›¤›n›, hangi ifllemden geçirilirse

geçirilsin, tek bir canl› oluflturamaz. ‹sterseniz bu konuda bir "deney" ta-

sarlayal›m ve evrimcilerin asl›nda savunduklar›, ama yüksek sesle dile

getiremedikleri iddiay› onlar ad›na "Darwin Formülü" ad›yla inceleyelim:

Evrimciler, çok say›da büyük varilin içine canl›l›¤›n yap›s›nda bulu-

nan fosfor, azot, karbon, oksijen, demir, magnezyum gibi elementlerden

bol miktarda koysunlar. Hatta normal flartlarda bulunmayan ancak bu ka-

E v r i m Ya n › l g › s › 133

‹nsan›n evrimi masal›n› destekleyen hiçbir fosil kal›nt›s› yoktur. Aksine, fosil kay›tla-r› insanlar ile maymunlar aras›nda afl›lamaz bir s›n›r oldu¤unu göstermektedir. Bugerçek karfl›s›nda evrimciler, gerçek d›fl› birtak›m çizim ve maketlere umut ba¤lam›fl-lard›r. Fosil kal›nt›lar›n›n üzerine diledikleri maskeleri geçirir ve hayali yar› maymunyar› insan yüzler olufltururlar.

S A H T E

Page 136: TOHUM MUCİZESİ

r›fl›m›n içinde bulunmas›n› gerekli gördükleri malzemeleri de bu varille-

re eklesinler. Kar›fl›mlar›n içine, istedikleri kadar amino asit, istedikleri

kadar da (bir tekinin bile rastlant›sal oluflma ihtimali 10-950 olan) protein

doldursunlar. Bu kar›fl›mlara istedikleri oranda ›s› ve nem versinler. Bun-

lar› istedikleri geliflmifl cihazlarla kar›flt›rs›nlar. Varillerin bafl›na da dün-

yan›n önde gelen bilim adamlar›n› koysunlar. Bu uzmanlar babadan o¤u-

la, kuflaktan kufla¤a aktararak nöbetlefle milyarlarca, hatta trilyonlarca se-

ne sürekli varillerin bafl›nda beklesinler. Bir canl›n›n oluflmas› için hangi

flartlar›n var olmas› gerekti¤ine inan›l›yorsa hepsini kullanmak serbest ol-

sun. Ancak, ne yaparlarsa yaps›nlar o varillerden kesinlikle bir canl› ç›-

kartamazlar. Zürafalar›, aslanlar›, ar›lar›, kanaryalar›, bülbülleri, papa-

¤anlar›, atlar›, yunuslar›, gülleri, orkideleri, zambaklar›, karanfilleri, muz-

lar›, portakallar›, elmalar›, hurmalar›, domatesleri, kavunlar›, karpuzlar›,

incirleri, zeytinleri, üzümleri, fleftalileri, tavus kufllar›n›, sülünleri, renk

renk kelebekleri ve bunlar gibi milyonlarca canl› türünden hiçbirini olufl-

turamazlar. De¤il burada birkaç›n› sayd›¤›m›z bu canl› varl›klar›, bunla-

r›n tek bir hücresini bile elde edemezler.

K›sacas›, bilinçsiz atomlar biraraya gelerek hücreyi oluflturamazlar.

Sonra yeni bir karar vererek bir hücreyi ikiye bölüp, sonra art arda baflka ka-

rarlar al›p, elektron mikroskobunu bulan, sonra kendi hücre yap›s›n› bu mik-

roskop alt›nda izleyen profesörleri oluflturamazlar. Madde, ancak Allah'›n

üstün yaratmas›yla hayat bulur. Bunun aksini iddia eden evrim teorisi ise, ak-

la tamamen ayk›r› bir safsatad›r. Evrimcilerin ortaya att›¤› iddialar üzerinde

biraz bile düflünmek, üstteki örnekte oldu¤u gibi, bu gerçe¤i aç›kça gösterir.

Göz ve Kulaktaki Teknoloji

Evrim teorisinin kesinlikle aç›klama getiremeyece¤i bir di¤er konu

ise göz ve kulaktaki üstün alg›lama kalitesidir.

Gözle ilgili konuya geçmeden önce "Nas›l görürüz?" sorusuna k›sa-

ca cevap verelim. Bir cisimden gelen ›fl›nlar, gözde retinaya ters olarak dü-

fler. Bu ›fl›nlar, buradaki hücreler taraf›ndan elektrik sinyallerine dönüfltü-

rülür ve beynin arka k›sm›ndaki görme merkezi denilen küçücük bir nok-

taya ulafl›r. Bu elektrik sinyalleri bir dizi ifllemden sonra beyindeki bu

T O H U M M U C ‹ Z E S ‹134

Page 137: TOHUM MUCİZESİ

merkezde görüntü olarak alg›lan›r. Bu bilgiden sonra flimdi düflünelim:

Beyin ›fl›¤a kapal›d›r. Yani beynin içi kapkaranl›kt›r, ›fl›k beynin bu-

lundu¤u yere kadar giremez. Görüntü merkezi denilen yer kapkaranl›k,

›fl›¤›n asla ulaflmad›¤›, belki de hiç karfl›laflmad›¤›n›z kadar karanl›k bir

yerdir. Ancak siz bu zifiri karanl›kta ›fl›kl›, p›r›l p›r›l bir dünyay› seyret-

mektesiniz.

Üstelik bu o kadar net ve kaliteli bir görüntüdür ki 21. yüzy›l tekno-

lojisi bile her türlü imkana ra¤men bu netli¤i sa¤layamam›flt›r. Örne¤in flu

anda okudu¤unuz kitaba, kitab› tutan ellerinize bak›n, sonra bafl›n›z› kal-

d›r›n ve çevrenize bak›n. fiu anda gördü¤ünüz netlik ve kalitedeki bu gö-

rüntüyü baflka bir yerde gördünüz mü? Bu kadar net bir görüntüyü size

dünyan›n bir numaral› televizyon flirketinin üretti¤i en geliflmifl televiz-

yon ekran› dahi veremez. 100 y›ld›r binlerce mühendis bu netli¤e ulaflma-

ya çal›flmaktad›r. Bunun için fabrikalar, dev tesisler kurulmakta, araflt›r-

malar yap›lmakta, planlar ve tasar›mlar gelifltirilmektedir. Yine bir TV ek-

ran›na bak›n, bir de flu anda elinizde tuttu¤unuz bu kitaba. Arada büyük

bir netlik ve kalite fark› oldu¤unu göreceksiniz. Üstelik, TV ekran› size iki

boyutlu bir görüntü gösterir, oysa siz üç boyutlu, derinlikli bir perspekti-

fi izlemektesiniz.

Uzun y›llard›r on binlerce mühendis üç boyutlu TV yapmaya, gözün

görme kalitesine ulaflmaya çal›flmaktad›rlar. Evet, üç boyutlu bir televiz-

yon sistemi yapabildiler ama onu da gözlük takmadan üç boyutlu görmek

mümkün de¤il, kald› ki bu suni bir üç boyuttur. Arka taraf daha bulan›k,

ön taraf ise ka¤›ttan dekor gibi durur. Hiçbir zaman gözün gördü¤ü kadar

net ve kaliteli bir görüntü oluflmaz. Kamerada da, televizyonda da mutla-

ka görüntü kayb› meydana gelir.

‹flte evrimciler, bu kaliteli ve net görüntüyü oluflturan mekanizman›n

tesadüfen olufltu¤unu iddia etmektedirler. fiimdi biri size, odan›zda du-

ran televizyon tesadüfler sonucunda olufltu, atomlar biraraya geldi ve bu

görüntü oluflturan aleti meydana getirdi dese ne düflünürsünüz? Binlerce

kiflinin biraraya gelip yapamad›¤›n› fluursuz atomlar nas›l yaps›n?

Gözün gördü¤ünden daha ilkel olan bir görüntüyü oluflturan alet te-

sadüfen oluflam›yorsa, gözün ve gözün gördü¤ü görüntünün de tesadü-

E v r i m Ya n › l g › s › 135

Page 138: TOHUM MUCİZESİ

fen oluflamayaca¤› çok aç›kt›r. Ayn› durum kulak için de geçerlidir. D›fl

kulak, çevredeki sesleri kulak kepçesi vas›tas›yla toplay›p orta kula¤a ile-

tir; orta kulak ald›¤› ses titreflimlerini güçlendirerek iç kula¤a aktar›r; iç

kulak da bu titreflimleri elektrik sinyallerine dönüfltürerek beyne gönde-

rir. Aynen görmede oldu¤u gibi duyma ifllemi de beyindeki duyma mer-

kezinde gerçekleflir.

Gözdeki durum kulak için de geçerlidir, yani beyin, ›fl›k gibi sese de

kapal›d›r, ses geçirmez. Dolay›s›yla d›flar›s› ne kadar gürültülü de olsa

beynin içi tamamen sessizdir. Buna ra¤men en net sesler beyinde alg›la-

n›r. Ses geçirmeyen beyninizde bir orkestran›n senfonilerini dinlersiniz,

kalabal›k bir ortam›n tüm gürültüsünü duyars›n›z. Ama o anda hassas bir

cihazla beyninizin içindeki ses düzeyi ölçülse, burada keskin bir sessizli-

¤in hakim oldu¤u görülecektir. Net bir görüntü elde edebilmek ümidiyle

teknoloji nas›l kullan›l›yorsa, ses için de ayn› çabalar onlarca y›ld›r sürdü-

rülmektedir. Ses kay›t cihazlar›, müzik setleri, birçok elektronik alet, sesi

alg›layan müzik sistemleri bu çal›flmalardan baz›lar›d›r. Ancak, tüm tek-

nolojiye, bu teknolojide çal›flan binlerce mühendise ve uzmana ra¤men

kula¤›n oluflturdu¤u netlik ve kalitede bir sese ulafl›lamam›flt›r.

En büyük müzik sistemi flirketinin üretti¤i en kaliteli müzik setini

düflünün. Sesi kaydetti¤inde mutlaka sesin bir k›sm› kaybolur veya az da

olsa mutlaka parazit oluflur veya müzik setini açt›¤›n›zda daha müzik

bafllamadan bir c›z›rt› mutlaka duyars›n›z. Ancak insan vücudundaki tek-

nolojinin ürünü olan sesler son derece net ve kusursuzdur. Bir insan ku-

la¤›, hiçbir zaman müzik setinde oldu¤u gibi c›z›rt›l› veya parazitli alg›la-

maz; ses ne ise tam ve net bir biçimde onu alg›lar. Bu durum, insan yara-

t›ld›¤› günden bu yana böyledir. fiimdiye kadar insano¤lunun yapt›¤› hiç-

bir görüntü ve ses cihaz›, göz ve kulak kadar hassas ve baflar›l› birer alg›-

lay›c› olamam›flt›r. Ancak görme ve iflitme olay›nda, tüm bunlar›n ötesin-

de, çok büyük bir gerçek daha vard›r.

Beynin ‹çinde Gören ve Duyan fiuur Kime Aittir?

Beynin içinde, ›fl›l ›fl›l renkli bir dünyay› seyreden, senfonileri, kuflla-

r›n c›v›lt›lar›n› dinleyen, gülü koklayan kimdir?

T O H U M M U C ‹ Z E S ‹136

Page 139: TOHUM MUCİZESİ

‹nsan›n gözlerinden, kulakla-

r›ndan, burnundan gelen uyar›lar,

elektrik sinyali olarak beyne gi-

der. Biyoloji, fizyoloji veya biyo-

kimya kitaplar›nda bu görüntü-

nün beyinde nas›l olufltu¤una da-

ir birçok detay okursunuz. Ancak,

bu konu hakk›ndaki en önemli

gerçe¤e hiçbir yerde rastlayamaz-

s›n›z: Beyinde, bu elektrik sinyal-

lerini görüntü, ses, koku ve his

olarak alg›layan kimdir? Beynin

içinde göze, kula¤a, burna ihtiyaç

duymadan tüm bunlar› alg›layan

bir fluur bulunmaktad›r. Bu fluur

kime aittir?

Elbette bu fluur beyni olufltu-

ran sinirler, ya¤ tabakas› ve sinir hücrelerine ait de¤ildir. ‹flte bu yüzden,

herfleyin maddeden ibaret oldu¤unu zanneden Darwinist-materyalistler

bu sorulara hiçbir cevap verememektedirler. Çünkü bu fluur, Allah'›n ya-

ratm›fl oldu¤u ruhtur. Ruh, görüntüyü seyretmek için göze, sesi duymak

için kula¤a ihtiyaç duymaz. Bunlar›n da ötesinde düflünmek için beyne

ihtiyaç duymaz.

Bu aç›k ve ilmi gerçe¤i okuyan her insan›n, beynin içindeki birkaç

santimetreküplük, kapkaranl›k mekana tüm kainat› üç boyutlu, renkli,

gölgeli ve ›fl›kl› olarak s›¤d›ran yüce Allah'› düflünüp, O'ndan korkup,

O'na s›¤›nmas› gerekir.

Materyalist Bir ‹nanç

Buraya kadar incelediklerimiz, evrim teorisinin bilimsel bulgularla

aç›kça çeliflen bir iddia oldu¤unu göstermektedir. Teorinin hayat›n köke-

ni hakk›ndaki iddias› bilime ayk›r›d›r, öne sürdü¤ü evrim mekanizmala-

r›n›n hiçbir evrimlefltirici etkisi yoktur ve fosiller teorinin gerektirdi¤i ara

137

Evrimciler "ben" dedi¤imiz varl›¤›n, sadecebeynin içindeki sinir hücreleri ve bunlar ara-s›ndaki kimyasal reaksiyonlar oldu¤unu iddiaederler. Oysa bilimsel bulgular, zihnin sadecebeyinden ibaret olmad›¤›n›, aksine beynin öte-sinde, beyni kullanan madde-ötesi bir varl›¤›noldu¤unu göstermektedir. Bu varl›k, göze ihti-yaç duymadan gören, kulak olmadan duyan,burna gerek duymadan koklayan "RUH"tur.

Page 140: TOHUM MUCİZESİ

formlar›n yaflamad›klar›n› göstermektedir. Bu durumda, elbette, evrim te-

orisinin bilime ayk›r› bir düflünce olarak bir kenara at›lmas› gerekir. Nite-

kim tarih boyunca dünya merkezli evren modeli gibi pek çok düflünce, bi-

limin gündeminden ç›kar›lm›flt›r. Ama evrim teorisi ›srarla bilimin gün-

deminde tutulmaktad›r. Hatta baz› insanlar teorinin elefltirilmesini "bili-

me sald›r›" olarak göstermeye bile çal›flmaktad›rlar. Peki neden?..

Bu durumun nedeni, evrim teorisinin baz› çevreler için, kendisinden

asla vazgeçilemeyecek dogmatik bir inan›fl olufludur. Bu çevreler, mater-

yalist felsefeye körü körüne ba¤l›d›rlar ve Darwinizm'i de do¤aya getiri-

lebilecek yegane materyalist aç›klama oldu¤u için benimsemektedirler.

Bazen bunu aç›kça itiraf da ederler. Harvard Üniversitesi'nden ünlü bir

genetikçi ve ayn› zamanda önde gelen bir evrimci olan Richard Lewontin,

"önce materyalist, sonra bilim adam›" oldu¤unu flöyle itiraf etmektedir:

Bizim materyalizme bir inanc›m›z var, 'a priori' (önceden kabul edil-

mifl, do¤ru varsay›lm›fl) bir inanç bu. Bizi dünyaya materyalist bir

aç›klama getirmeye zorlayan fley, bilimin yöntemleri ve kurallar› de-

¤il. Aksine, materyalizme olan 'a priori' ba¤l›l›¤›m›z nedeniyle, dün-

yaya materyalist bir aç›klama getiren araflt›rma yöntemlerini ve kav-

ramlar› kurguluyoruz. Materyalizm mutlak do¤ru oldu¤una göre

de, ‹lahi bir aç›klaman›n sahneye girmesine izin veremeyiz.77

Bu sözler, Darwinizm'in, materyalist felsefeye ba¤l›l›k u¤runa yafla-

t›lan bir dogma oldu¤unun aç›k ifadeleridir. Bu dogma, maddeden baflka

hiçbir varl›k olmad›¤›n› varsayar. Bu nedenle de cans›z, bilinçsiz madde-

nin, hayat› yaratt›¤›na inan›r. Milyonlarca farkl› canl› türünün; örne¤in

kufllar›n, bal›klar›n, zürafalar›n, kaplanlar›n, böceklerin, a¤açlar›n, çiçek-

lerin, balinalar›n ve insanlar›n maddenin kendi içindeki etkileflimlerle,

yani ya¤an ya¤murla, çakan flimflekle, cans›z maddenin içinden olufltu¤u-

nu kabul eder. Gerçekte ise bu, hem akla hem bilime ayk›r› bir kabuldür.

Ama Darwinistler kendi deyimleriyle "‹lahi bir aç›klaman›n sahneye gir-

memesi" için, bu kabulü savunmaya devam etmektedirler.

Canl›lar›n kökenine materyalist bir ön yarg› ile bakmayan insanlar

ise, flu aç›k gerçe¤i göreceklerdir: Tüm canl›lar, üstün bir güç, bilgi ve ak-

la sahip olan bir Yarat›c›n›n eseridirler. Yarat›c›, tüm evreni yoktan var

T O H U M M U C ‹ Z E S ‹138

Page 141: TOHUM MUCİZESİ

eden, en kusursuz biçimde düzenleyen ve tüm canl›lar› yarat›p flekillen-

diren Allah't›r.

Evrim Teorisi Dünya Tarihinin En Etkili Büyüsüdür

Burada flunu da belirtmek gerekir ki, ön yarg›s›z, hiçbir ideolojinin

etkisi alt›nda kalmadan, sadece akl›n› ve mant›¤›n› kullanan her insan, bi-

lim ve medeniyetten uzak toplumlar›n hurafelerini and›ran evrim teorisi-

nin inan›lmas› imkans›z bir iddia oldu¤unu kolayl›kla anlayacakt›r.

Yukar›da da belirtildi¤i gibi, evrim teorisine inananlar, büyük bir va-

rilin içine birçok atomu, molekülü, cans›z maddeyi dolduran ve bunlar›n

kar›fl›m›ndan zaman içinde düflünen, akleden, bulufllar yapan profesörle-

rin, üniversite ö¤rencilerinin, Einstein, Hubble gibi bilim adamlar›n›n,

Frank Sinatra, Charlton Heston gibi sanatç›lar›n, bunun yan› s›ra ceylan-

lar›n, limon a¤açlar›n›n, karanfillerin ç›kaca¤›na inanmaktad›rlar. Üstelik,

bu saçma iddiaya inananlar bilim adamlar›, profesörler, kültürlü, e¤itim-

li insanlard›r. Bu nedenle evrim teorisi için "dünya tarihinin en büyük ve

en etkili büyüsü" ifadesini kullanmak yerinde olacakt›r. Çünkü, dünya ta-

rihinde insanlar›n bu derece akl›n› bafl›ndan alan, ak›l ve mant›kla düflün-

melerine imkan tan›mayan, gözlerinin önüne sanki bir perde çekip çok

aç›k olan gerçekleri görmelerine engel olan bir baflka inanç veya iddia da-

ha yoktur. Bu, Afrikal› baz› kabilelerin totemlere, Sebe halk›n›n Günefl'e

tapmas›ndan, Hz. ‹brahim'in kavminin elleri ile yapt›klar› putlara, Hz.

Musa'n›n kavminin alt›ndan yapt›klar› buza¤›ya tapmalar›ndan çok daha

vahim ve ak›l almaz bir körlüktür. Gerçekte bu durum, Allah'›n Kuran'da

iflaret etti¤i bir ak›ls›zl›kt›r. Allah, baz› insanlar›n anlay›fllar›n›n kapanaca-

¤›n› ve gerçekleri görmekten aciz duruma düfleceklerini birçok ayetinde

bildirmektedir. Bu ayetlerden baz›lar› flöyledir:

fiüphesiz, inkar edenleri uyarsan da, uyarmasan da, onlar için fark

etmez; inanmazlar. Allah, onlar›n kalplerini ve kulaklar›n› mühür-

lemifltir; gözlerinin üzerinde perdeler vard›r. Ve büyük azab onlara-

d›r. (Bakara Suresi, 6-7)

…Kalpleri vard›r bununla kavray›p-anlamazlar, gözleri vard›r bu-

nunla görmezler, kulaklar› vard›r bununla iflitmezler. Bunlar hay-

139

Page 142: TOHUM MUCİZESİ

vanlar gibidir, hatta daha afla¤›l›kt›rlar. ‹flte bunlar gafil olanlard›r.

(Araf Suresi, 179)

Allah, Hicr Suresi'nde de, bu insanlar›n mucizeler görseler bile inan-

mayacak kadar büyülendiklerini flöyle bildirmektedir:

Onlar›n üzerlerine gökyüzünden bir kap› açsak, ordan yukar› yük-

selseler de, mutlaka: "Gözlerimiz döndürüldü, belki biz büyülen-

mifl bir toplulu¤uz" diyeceklerdir. (Hicr Suresi, 14-15)

Bu kadar genifl bir kitlenin üzerinde bu büyünün etkili olmas›, insan-

lar›n gerçeklerden bu kadar uzak tutulmalar› ve 150 y›ld›r bu büyünün

bozulmamas› ise, kelimelerle anlat›lamayacak kadar hayret verici bir du-

rumdur. Çünkü, bir veya birkaç insan›n imkans›z senaryolara, saçmal›k

ve mant›ks›zl›klarla dolu iddialara inanmalar› anlafl›labilir. Ancak dünya-

n›n dört bir yan›ndaki insanlar›n, fluursuz ve cans›z atomlar›n ani bir ka-

rarla biraraya gelip; ola¤anüstü bir organizasyon, disiplin, ak›l ve fluur

gösterip kusursuz bir sistemle iflleyen evreni, canl›l›k için uygun olan her

türlü özelli¤e sahip olan Dünya gezegenini ve say›s›z kompleks sistemle

donat›lm›fl canl›lar› meydana getirdi¤ine inanmas›n›n, "büyü"den baflka

bir aç›klamas› yoktur.

Nitekim, Allah Kuran'da, inkarc› felsefenin savunucusu olan baz›

kimselerin, yapt›klar› büyülerle insanlar› etkilediklerini Hz. Musa ve Fi-

ravun aras›nda geçen bir olayla bizlere bildirmektedir. Hz. Musa, Fira-

vun'a hak dini anlatt›¤›nda, Firavun Hz. Musa'ya, kendi "bilgin büyücü-

leri" ile insanlar›n topland›¤› bir yerde karfl›laflmas›n› söyler. Hz. Musa,

büyücülerle karfl›laflt›¤›nda, büyücülere önce onlar›n marifetlerini sergile-

melerini emreder. Bu olay›n anlat›ld›¤› ayet flöyledir:

(Musa:) "Siz at›n" dedi. (Asalar›n›) at›verince, insanlar›n gözlerini

büyüleyiverdiler, onlar› dehflete düflürdüler ve (ortaya) büyük bir

sihir getirmifl oldular. (Araf Suresi, 116)

Görüldü¤ü gibi Firavun'un büyücüleri yapt›klar› "aldatmacalar"la -

Hz. Musa ve ona inananlar d›fl›nda- insanlar›n hepsini büyüleyebilmifller-

dir. Ancak, onlar›n att›klar›na karfl›l›k Hz. Musa'n›n ortaya koydu¤u de-

lil, onlar›n bu büyüsünü, ayetteki ifadeyle "uydurduklar›n› yutmufl" yani

etkisiz k›lm›flt›r:

T O H U M M U C ‹ Z E S ‹140

Page 143: TOHUM MUCİZESİ

Biz de Musa'ya: "Asan› f›rlat›ver" diye vahyettik. (O da f›rlat›ve-

rince) bir de bakt›lar ki, o bütün uydurduklar›n› derleyip-toparla-

y›p yutuyor. Böylece hak yerini buldu, onlar›n bütün yapmakta ol-

duklar› geçersiz kald›. Orada yenilmifl oldular ve küçük düflmüfl-

ler olarak tersyüz çevrildiler. (Araf Suresi, 117-119)

Ayetlerde de bildirildi¤i gibi, daha önce insanlar› büyüleyerek etki-

leyen bu kiflilerin yapt›klar›n›n bir sahtekarl›k oldu¤unun anlafl›lmas› ile,

söz konusu insanlar küçük düflmüfllerdir. Günümüzde de bir büyünün et-

kisiyle, bilimsellik k›l›f› alt›nda son derece saçma iddialara inanan ve bun-

lar› savunmaya hayatlar›n› adayanlar, e¤er bu iddialardan vazgeçmezler-

se gerçekler tam anlam›yla a盤a ç›kt›¤›nda ve "büyü bozuldu¤unda" kü-

çük duruma düfleceklerdir. Nitekim, yaklafl›k 60 yafl›na kadar evrimi sa-

vunan ve ateist bir felsefeci olan, ancak daha sonra gerçekleri gören Mal-

colm Muggeridge evrim teorisinin yak›n gelecekte düflece¤i durumu flöy-

le aç›klamaktad›r:

Ben kendim, evrim teorisinin, özellikle uyguland›¤› alanlarda, gele-

ce¤in tarih kitaplar›ndaki en büyük espri malzemelerinden biri ola-

ca¤›na ikna oldum. Gelecek kuflak, bu kadar çürük ve belirsiz bir hi-

potezin inan›lmaz bir safl›kla kabul edilmesini hayretle karfl›layacak-

t›r.78

Bu gelecek, uzakta de¤ildir aksine çok yak›n bir gelecekte insanlar

"tesadüfler"in ilah olamayacaklar›n› anlayacaklar ve evrim teorisi dünya

tarihinin en büyük aldatmacas› ve en fliddetli büyüsü olarak tan›mlana-

cakt›r. Bu fliddetli büyü, büyük bir h›zla dünyan›n dört bir yan›nda insan-

lar›n üzerinden kalkmaya bafllam›flt›r. Evrim aldatmacas›n›n s›rr›n› ö¤re-

nen birçok insan, bu aldatmacaya nas›l kand›¤›n› hayret ve flaflk›nl›kla dü-

flünmektedir.

141

Page 144: TOHUM MUCİZESİ

T O H U M M U C ‹ Z E S ‹142

1- Harry J. Fuller, The Plant World, s.85-86

2- www.britannica.com/bcom/eb/artic-

le/1/0,5716,120821+4+111095,00.html

3- Malcolm Wilkins, Plantwatching, New-

York, Fact on File Publications, 1988, s.48

4- Plantwatching, s.48

5- Wilfred W. Robbins, T. Elliot Weier, C.

Ralph Stocking, Botany, An Introduction

to Plant Science, s.268)

6-http://www.healthy.net/asp/templa-

tes/book.asp?PageType=Book&ID=343

7-http://www.healthy.net/asp/templa-

tes/book.asp?PageType=Book&ID=343

8-http://www.healthy.net/asp/templa-

tes/book.asp?PageType=Book&ID=343

9- Françoise Brenckmann Grains de Vie, Le

Monde Merveilleux Des Graines, s.31

10- Françoise Brenckmann Grains de Vie, Le

Monde Merveilleux Des Graines, s.32-33)

11- Françoise Brenckmann Grains de Vie, Le

Monde Merveilleux Des Graines, s.24

12- Plantwatching, s.44

13- Françoise Brenckmann Grains de Vie, Le

Monde Merveilleux Des Graines, s.17

14- Mark Ridley, Evolution, Oxford Univer-

sity Press, 1997, s.293

15- Mark Ridley, Evolution, Oxford Univer-

sity Press, 1997, s.293

16- Harry J. Fuller, The Plant World, s.48-51

17- Françoise Brenckmann Grains de Vie, Le

Monde Merveilleux Des Graines, s.86

18- Françoise Brenckmann Grains de Vie, Le

Monde Merveilleux Des Graines, s.60

19- David Attenborough, The Private Life ofPlants, Princeton Univ. Press, Princeton,

New Jersey, s.15

20- David Attenborough, The Private Life ofPlants, Princeton Univ. Press, Princeton,

New Jersey, s.16

21- Françoise Brenckmann Grains de Vie, Le

Monde Merveilleux Des Graines, s.62

22- Françoise Brenckmann Grains de Vie, Le

Monde Merveilleux Des Graines, s.61

23- Françoise Brenckmann Grains de Vie, Le

Monde Merveilleux Des Graines, s.61-62

24- www.britannica.com/bcom/eb/artic-

le/9/0,5716,68289+1+66568,00.html

25- Alfred Stefferud, The Wonders of Seeds,s.68-69

26- David Attenborough, The Private Life ofPlants, Princeton Univ. Press, Princeton,

New Jersey, s.19

27- Françoise Brenckmann Grains de Vie, Le

Monde Merveilleux Des Graines, s.54-55

28- Françoise Brenckmann Grains de Vie, Le

Monde Merveilleux Des Graines, s.56

29- Françoise Brenckmann Grains de Vie, Le

Monde Merveilleux Des Graines, s.56

30- Françoise Brenckmann Grains de Vie, Le

Monde Merveilleux Des Graines, s.57

31- Françoise Brenckmann Grains de Vie, Le

Monde Merveilleux Des Graines, s.57

32- Françoise Brenckmann Grains de Vie, Le

Monde Merveilleux Des Graines, s.57

33- Solomon, Berg, Martin, Villie, Biology,

Saunders College Publishing, s. 751

34- Grains de Vie, s.36-37

35- David Attenborough, The Private Life ofPlants, Princeton University Press, Prin-

ceton, New Jersey, s.24

36- Grains de Vie, s.38-39

37- Grains de Vie, s.41

38-T.T. Kozlowski, Seed Biology, Academic

Press, New York and London, 1972, s.194

39- Grains de Vie, s.53

40- David Attenborough, The Private Life ofPlants, Princeton University Press, Prin-

ceton, New Jersey, s.24

41- David Attenborough, The Private Life ofPlants, Princeton University Press, Prin-

ceton, New Jersey, s. 35

42- Grains de Vie, s.68

43- Musa Özet, Osman Arpac›, Biyoloji 2,

Sürat Yay›nlar›, s.138-141

44- Advanced Plant Physiology, Malcolm B.

Wilkins, Longman Scientific & Technical,

England, 1987, s.462

45- Grains de Vie, s.68

NOTLAR

Page 145: TOHUM MUCİZESİ

143

46- Raven, Evert, Curtis, Biology of Plants,World Publishers, New York, 1976, s.346

47- Solomon, Berg, Martin, Villie, Biology,

Saunders College Publishing, s.680

48- Malcolm Wilkins, Plantwatching, New

York, Facts on File Publications, 1988, s.

46-47

49- John King, Reaching for The Sun, 1997,

Cambridge University Press, Cambridge,

s.117

50- Plantwatching, s.47

51- Musa Özet, Osman Arpac›, Ali Uslu, Bi-yoloji 3, Sürat Yay›nlar›, s.46

52-Solomon, Berg, Martin, Villie, Biology,

Saunders College Publishing, s.766-768

53- Musa Özet, Osman Arpac›, Ali Uslu, Bi-yoloji 3, Sürat Yay›nlar›, s. 48

54- Malcolm Wilkins, Plantwatching, New

York, Facts on File Publications, 1988, 65-

66

55- Plant watching, s.56

56- Helena Curtis, N. Sue Barnes, Invitationto Biology, Worth Publishers, Inc. s.356-

357

57- Raven, Evert, Curtis, Biology of Plants,World Publishers, New York, 1976, s.326

58- Seed Biology, s.66

59- Sidney Fox, Klaus Dose, Molecular Evo-lution and The Origin of Life, New York:

Marcel Dekker, 1977. s. 2

60- Alexander I. Oparin, Origin of Life,

(1936) New York, Dover Publications,

1953 (Reprint), s.196

61- "New Evidence on Evolution of Early

Atmosphere and Life", Bulletin of theAmerican Meteorological Society, cilt 63,

Kas›m 1982, s. 1328-1330.

62- Stanley Miller, Molecular Evolution of Li-fe: Current Status of the Prebiotic Synthesisof Small Molecules, 1986, s. 7

63- Jeffrey Bada, Earth, fiubat 1998, s. 40

64- Leslie E. Orgel, "The Origin of Life onEarth", Scientific American, cilt 271, Ekim

1994, s. 78

65- Charles Darwin, The Origin of Species: AFacsimile of the First Edition, Harvard Uni-

versity Press, 1964, s. 189

66- Charles Darwin, The Origin of Species: AFacsimile of the First Edition, Harvard Uni-

versity Press, 1964, s. 184.

67- B. G. Ranganathan, Origins?, Pennsyl-

vania: The Banner Of Truth Trust, 1988.

68- Charles Darwin, The Origin of Species: AFacsimile of the First Edition, Harvard Uni-

versity Press, 1964, s. 179

69- Derek A. Ager, "The Nature of the FossilRecord", Proceedings of the British Geolo-

gical Association, cilt 87, 1976, s. 133

70- Douglas J. Futuyma, Science on Trial,New York: Pantheon Books, 1983. s. 197

71- Solly Zuckerman, Beyond The Ivory To-wer, New York: Toplinger Publications,

1970, ss. 75-94; Charles E. Oxnard, "ThePlace of Australopithecines in Human Evolu-tion: Grounds for Doubt", Nature, cilt 258,

s. 389

72- J. Rennie, "Darwin's Current Bulldog:Ernst Mayr", Scientific American, Aral›k

1992

73- Alan Walker, Science, vol. 207, 1980, s.

1103; A. J. Kelso, Physical Antropology, 1st

ed., New York: J. B. Lipincott Co., 1970, s.

221; M. D. Leakey, Olduvai Gorge, vol. 3,

Cambridge: Cambridge University Press,

1971, s. 272

74- Time, Kas›m 1996

75- S. J. Gould, Natural History, vol. 85,

1976, s. 30

76- Solly Zuckerman, Beyond The Ivory To-wer, New York: Toplinger Publications,

1970, s. 19

77- Richard Lewontin, "The Demon-HauntedWorld", The New York Review of Books,

9 Ocak, 1997, s. 28

78- Malcolm Muggeridge, The End ofChristendom, Grand Rapids: Eerdmans,

1980, s.43

Page 146: TOHUM MUCİZESİ

T O H U M M U C ‹ Z E S ‹144

Dediler ki: "Sen Yücesin, bize ö¤retti¤inden baflka

bizim hiçbir bilgimiz yok. Gerçekten Sen, herfleyi

bilen, hüküm ve hikmet sahibi olans›n."

(Bakara Suresi, 32)