TIP ETİĞİ VE TIP HUKUKU DERNEĞİ BÜLTENİteth.org.tr/Bultenler/4.pdftipethukder.4t.com’dur....

32

Transcript of TIP ETİĞİ VE TIP HUKUKU DERNEĞİ BÜLTENİteth.org.tr/Bultenler/4.pdftipethukder.4t.com’dur....

Tıp Etiği ve Tıp Hukuku Derneği a. Sahibi Prof. Dr. Ayşegül Demirhan Erdemir

EditörlerDoç. Dr. Arın [email protected] Prof. Dr. jur. Hakan [email protected]

Sorumlu Yazı İşleri MüdürüProf. Dr. İbrahim Başağaoğlu

Yayın Kurulu Prof. Dr. Ayşegül Demirhan ErdemirProf. Dr. Esin KahyaProf. Dr. Öztan Öncel Prof. Dr. Nil Sarı Doç. Dr. İbrahim Başağaoğlu Doç. Dr. Hanzade DoğanDoç. Dr. Hakan HakeriDoç. Dr. Nüket Örnek BükenDoç. Dr. Zafer ZeytinDr. Elif AtıcıDr. Hakan ErtinDr. Gülsüm Önal Gürsoy

Editörlerin Yazışma AdresiDoç. Dr. Arın Namalİstanbul Universitesi İstanbul TıpFakültesi Deontoloji ve Tıp TarihiAnabilim Dalı, Horhor cad. 1334260 Fatih-İstanbul

Prof. Dr. jur. Hakan HakeriSelçuk Üniversitesi Hukuk FakültesiCeza ve Ceza Usulü Hukuku Anabilim DalıAlaettin Keykubat Kampüsü 42000 Konya

DüzenlemeNobel Tıp Kitabevleri - Çapa-İstanbulTel: (0212) 632 83 33

Baskı/CiltNobel MatbaacılıkBasım Tarihi: Ekim 2007

Dernek üyelerineücretsiz dağıtılır.

- 2 -

TIP ETİĞİ VE TIP HUKUKU DERNEĞİ BÜLTENİBULLETIN OF MEDICAL ETHICS AND LAW SOCIETY

www.tipethukder.4t.com

Dernek Aidatları

Tıp Etiği ve Tıp Hukuku Derneği üyelik aidatı 25 YTL’dır.

TIP ETİĞİ VE TIP HUKUKU DERNEĞİ Hesap NumarasıTürkiye İş Bankası Kadıköy Şubesi Hesap No: 1187/1429015

EDİTÖRLERDEN

Değerli Okurlar;

Temmuz ayının başında, Yargıtay 13. Hukuk Dairesi tıp hukukualanında çok önemli bir adım olarak değerlendirilebilecek bir kararverdi.

Karara konu olayda hasta, hekimin tedavi için yazdığı ilaçlarıkullandıktan sonra mide kanaması geçirmiştir. Bunun üzerine hasta-nın açtığı tazminat davası yerel mahkeme tarafından reddedilmiştir.Yargıtay yerel mahkemenin ret kararını bozmuştur. Bozma gerekçe-sinde şu hususlara dikkat çekilmiştir:

"Davalı tarafından davacının bu konuda bilgilendirildiğine vegerekli önlemlerin alındığına ilişkin davalı doktorun mücerret beyanıdışında dosyada herhangi bir bulgu ve belge yoktur. Ayrıca, tedaviöncesi mide şikâyeti olan davacının bu konuda uyarılmasına ve sorusorulmasına rağmen, kendi sağlığını riske atacak şekilde bu durumubildirmeyerek ve ısrarla bu ilacı 9 gün kullanarak mide kanaması ge-çirmesine sebebiyet vermesi de hayatın olağan akışına uygun düşme-mektedir. Üniversiteden seçilecek üroloji, gastroloji, dahiliye uzman-larının bulunduğu üç kişilik bilirkişi heyetinden alınacak açıklamalıraporla belirlenip, sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken, yeter-li açıklamayı taşımayan bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı şekildekarar verilmesi bozma nedenidir."

Bu kararın önemi, aydınlatma konusunda Yargıtay’ın çığır açan70’li yıllardaki kararından sonra, tekrar bu alanda çok önemli bir be-lirleme yapmasında kendisini göstermektedir. Kararda Yargıtay biryandan aydınlatma zorunluluğuna işaret etmekte ve yan etkiler konu-sunun da aydınlatma kapsamında olduğunu belirlemekte ve ayrıca bukonunun ispatının da hekimin yükümlülüğü altında olduğunun altınıçizmektedir.

Belirtmek gerekir ki, Yargıtay kararını önemli kılan husus, mal-praktis iddiasından çok, Yargıtay’ın aydınlatma hususunu ön plana çı-karmasıdır. Böylece malpraktis davalarında ispatı çok zor olan “hata-lı tıbbi uygulama” yerine sadece aydınlatmanın yapılmamış olmasıbir tazminat nedeni olarak kabul edilmektedir. Bugün yabancı ülke tıphukuku uygulamalarında, hastalar artık sonuç alınması çok güç olanmalpraktis iddialarıyla uğraşmamakta, çoğu kez birçok hekimin eksiknoktası olan “aydınlatmama” ile yetinerek tazminat talep etmektedir-ler. Yargıtay kararı bu yöndeki bir eğilimi çok açık bir biçimde orta-ya koymamakla beraber, bu kararın bu yönde bir adım olduğu yoru-mu yapılabileceği kanaatindeyim.

Hepinize sağlıklı günler dilerim.

Prof. Dr. Hakan Hakeri

Merhaba!

Tıp Etiği ve Tıp Hukuku Derneği Bülteni’nin 4. sayısını size ulaş-tırmış bulunuyoruz. Bülten’i tıp fakülteleri, hukuk fakülteleri ve ba-rolar çerçevesinde, gittikçe daha çok isme ulaştırma gayreti içindeyiz.Aldığımız olumlu değerlendirmeler, ulaşan katkılar, bizi teşvik edi-yor. Geçen sayımızın kapağında yer alan, Dişhekimi Sayın YenerOruç’un “Hastanelerimiz” adlı fotoğraf sergisine ait kare, çok ilgigördü. Bu sayımızın kapağında aynı sergiden bir başka kare yer alı-yor ve bu kez sizleri etkileyen o karenin, bir hastaya değil de bir has-ta yakınına ait olduğunu görüyorsunuz. Evet, sağlık kurumu içindeelinde hasta dosyası, Röntgen filmi ile boynu bükük, ürkek, üzgünduran o çelimsiz adam, bir hasta değil. O, hasta bir kız çocuğunun ba-bası. Bu fotoğrafla bütün ilgililere, tıp alanında hasta yakınının dahasta kadar dikkate alınması, saygı, anlayış görmesi gerektiğini hatır-latmak istiyoruz. Hasta hakları içerisinde, hasta yakınlarının da hak-ları tanımlanmıştır. Bu hakları tanımamız, gözetmemiz vazgeçilmezönemdedir.

Bu sayımızda yine ilginizi çekecek yazılar bulacağınıza inanıyo-ruz. Dernek Başkanı Prof. Dr. Ayşegül Demirhan Erdemir, derneğinyaşama geçirmekte olduğu projelerinden söz ediyor. Prof. Dr. HakanHakeri, Trabzon’da gerçeklştirilen IV. Türk-Alman Tıp HukukuSempozyumu’nu anlatıyor. Tıp doktoru, aynı zamanda tıp etiği ve tıptarihi doktora derecesine sahip Dr. Hakan Ertin’in kaleme aldığı,2006 yılında 26 ülkenin desteğini alarak Nobel Barış Ödülü’ne adaygösterilen psikiyatrist Prof. Dr. Vamık Volkan’ın büyük başarılarına dik-kat çeken yazı, kuşkusuz ilgi görecek. Uludağ Üniversitesi Deontolo-ji Anabilim Dalı Öğretim Görevlisi Dr. Murat Civaner’in yazısı, TıpEtiği ve Tıp Hukuku Derneği’nin rotasını değerlendiriyor. IstanbulTabip Odası Etik Kurulu Başkanı Doç. Dr. Kadircan Keskinbora’nın,kurulun çalışmalarını özetleyen yazısı, önemli bir değerlendirme. Tıptarihi ve tıp etiği camiası, bir yıl önce yitirdiğimiz, bilimsel ve insanikişiliği hepimizi derinden etkileyen Prof. Dr. Ali Haydar Bayat’ı hepanıyor ve anacak. Bu sayımızda Prof. Dr. İbrahim Başağaoğlu, onunörnek kişiliğini yansıtan bir anısını paylaşıyor bizlerle. Adli tıp uzma-nı Doç. Dr. Nevzat Alkan’ın, Amerika Birleşik Devletleri’nde ÖlümAraştırması Ofislerinin yapılanmasını ve çalışma biçimini anlatan ya-zısı, Bülten’e değerli bir katkı. Bir diğer değerli katkı, Istanbul Sağ-lık Müdürlüğü Hasta Hakları Koordinatörü Uzm. Dr. Gülsüm Önal’ınkendi koordinatörlüğünde yürütülen çalışmaları tanıtan makalesi. Busayıda, sağlık kurumlarında bir kalite ve standart ölçütü haline gelenetik danışmanlığa da değindik. Hekimlerin sosyal sorumluluklarıdoğrultusunda gerçekletirdikleri bir uluslar arası örgütlenme AtomSavaşlarını Önlemek İçin Uluslar arası Hekim Birliği (IPPNW), busayımızda Çernobil’in 20. yılında gerçekleştirdikleri uluslar arasıkongreye değinilmek üzere söz konusu ediliyor. İlginizi çekeceğineinandığımız bir yazı da, sosyoloji uzmanı, tıp etiği alanında yüksek li-sans tezi hazırlamakta olan Gül Kızılca Yürür’ün, Amerika BirleşikDevletleri’nde organ ve doku nakli yasalarına gözgezdiren yazısı. İs-tanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi’nde bu yıl Prof. Dr. FeyzaErkan Krause yönetiminde uygulamaya konulacak, 30 ülkede ben-zerleri yaşama geçirilmekte olan “Sağlıkta Değerler Projesi”nin ilkadımı olan önemli bir bilimsel etkinliği anlatan bir yazı ile de buluşa-caksınız sayfalarımızda.

BÜLTEN’de birbirinden farklı konuların yanyana işlendiklerinigörüyorsunuz. İlgili herkes, dilediği tıp etiği ve tıp hukuku konusunadikkat çekebilsin istediğimizden, bu yaklaşımımızı sürdüreceğiz. De-ğerli hukukçularımız, sosyologlarımız, psikologlarımız, hekimleri-miz, tüm sağlık alanı çalışanlarımız, tıp etiği ve tıp hukuku çerçeve-sinde dikkat çekmek istediğiniz her konuya ilişkin yazılarınızla say-falarımızda yer almanızı bekliyoruz.

Saygıyla.

Doç. Dr. Arın Namal

- 3 -

- 4 -

Tıp Etiği ve Tıp Hukuku Derneği büyük gelişmeler göste-rerek hem yurt içinde hem de yurt dışında kısa zamanda tanın-dı. Tıp Etiği ve Tıp Hukuku Derneği 2005, 2006 ve 2007 yıl-larında İstanbul’da ve Bursa’da seminerler düzenledi, İstan-bul’da 2005 ve 2006 yıllarında uluslararası katılımlı 2 sem-pozyum gerçekleştirdi. 1. Uluslararası Katılımlı Tıp Etiği veTıp Hukuku Sempozyumu 27 Mayıs 2005’de İstanbul’da İs-tanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi ve Cerrahpaşa TıpFakültesi Deontoloji ve Tıp Tarihi Anabilim Dalları, IstanbulHukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Usul Hukuku Anabilim Dalı veUludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Deontoloji Anabilim Dalıtarafından yapıldı, yurt içi ve yurt dışından tıp etiği ve tıp hu-kuku alanlarının önemli isimlerini aynı platformda buluşturdu.

2. Uluslararası Katılımlı Tıp Etiği ve Tıp Hukuku Sempoz-yumu ise İstanbul Tıp Fakültesi Deontoloji ve Tıp Tarihi Ana-bilim Dalı tarafından düzenlendi. Konusu “Yüksek TeknolojiTıbbı-Etik ve Hukuki Sorunlar” olan bu sempozyuma da yurtiçinden ve yurt dışından çok sayıda önemli araştırmacı katıldı.Bu etkinliklerde John Harris, Brigitte Tag, Gisela Bochen-heimer Lucius, Jochen Taupitz, Darryl Macer gibi dünyacaünlü bilim insanları ile sorunları birlikte tartışmanın ayrıcalığıyaşandı. Derneğin seminerleri, 2005-2006 kış ve yaz ve 2006-2007 yine kış ve yaz dönemlerinde Cerrahpaşa Tıp Fakültesi,Tıp Tarihi ve Deontoloji Anabilim Dalı, İstanbul Tıp FakültesiDeontoloji ve Tıp Tarihi Anabilim Dalı ve Uludağ ÜniversitesiTıp Fakültesi Deontoloji ve Tıp Tarihi Anabilim dalında dü-zenlenmiştir.

Tıp Etiği ve Tıp Hukuku Derneği Türk Tabipleri BirliğiUzmanlık Dernekleri Eşgüdüm Kuruluna (TTB-UDEK) 7Ekim 2006 da Gözlemci Üye olarak kabul edildi. Derneğin di-ğer faaliyetleri arasında şimdiye kadar 3 sayısı yayınlanmış“BÜLTEN” imiz bulunmaktadır. Editörlüğünü Doç. Dr. ArınNamal ve Doç. Dr. Hakan Hakeri’nin yaptığı BÜLTEN, birdergi niteliğinde hazırlanmakta, Türkiye’deki ilgili tüm yerle-re ve yurt dışına dağıtılmaktadır.

Derneğin şimdiye kadar 2 kitabı yayınlanmış olup, bunlarderneğin şimdiye kadar düzenlemiş olduğu iki simpozyumunbildiri kitaplarıdır. Bu kitaplarda hem yurt içinden, hem deyurt dışında tanınmış tıp etikçilerinin ve hukukçuların yazıla-rı yer almaktadır.

Derneğin web sitesi geliştirilmekte olup, web adresi: www.tipethukder.4t.com’dur. Derneğin İstanbul Valiliği İl DerneklerMüdürlüğüne bildirilen e-mail adresi [email protected]’dur.

Şu anda 17-20 Ekim 2007 de Antalya’da yapılacak olan 1.Uluslararası Tıp Etiği ve Tıp Hukuku Kongresi hazırlıklarısürmektedir. Bu kongre, “Organ ve Doku Nakillerinde Tıp Etiğive Tıp Hukuku Sorunları” başlığı altında toplanacaktır. Şimdi-ye kadar, konusu oldukça spesifik olan bu kongreye yurt içi vedışından 150’ye yakın başvuru yapılmıştır. Bu kongre, derneğinuluslar arası katılımlı ilk iki kongresi ardından ilk uluslar arasıkongresi olup, derneğimiz ile Akdeniz Üniversitesi Hukuk veTıp Fakülteleri’nin yürüttüğü işbirliği ile Antalya’da gerçek-leştirilecektir.

- 4 -

Genel Kurul DivanıProf. Dr. Ayşegül Demirhan Erdemir

Doç. Dr. Mehmet OkkaDr. Elif Vatanoğlu, Vet.Hek. Sezer Erer

Yönetim Kurulu Üyeleri: Ön sırada soldan sağa; Prof. Dr. Ayşegül Demirhan Erdemir

Doç. Dr. Arın Namal, Prof. Dr. Nil Sarı, Prof. Dr. Öztan Öncelİkinci sıra soldan sağa; Psikolog Güney Usmanbaş,

Dr. Hakan Ertin, Prof. Dr. İbrahim Başağaoğlu

TIP ETİĞİ VE TIP HUKUKU DERNEĞİ’NİN ETKİNLİKLERİ YURT İÇİNDE VEYURT DIŞINDA İLGİ GÖRÜYOR

Prof. Dr. Ayşegül DEMİRHAN ERDEMİRTıp Etiği ve Tıp Hukuku Derneği Başkanı

[email protected]

- 5 -

Kongreyi yurt dışından iki tanınmış kuruluş desteklemek-tedir. Bunlardan biri IMGB (Institut für Deutsches Europa-isches und Internationales Medizinrecht Gesundheitsrechtund Bioethik der Universitäten Heidelberg und Mannheim/ Heidelberg ve Mannheim Üniversiteleri Alman-, Avrupa veUluslararası Tıp Hukuku, Sağlık Hukuku ve Biyoetik Enstitü-sü), diğeri de All Indian Bioethics Association’dur. Derneğinbu uluslararası kongreleri 4 yılda bir yapılacak olup, diğer arayıllarda da uluslararası katılımlı sempozyum ve kongreler ya-pılacaktır.

Bu arada derneğin yayın organlarından biri olacak bir yıl-lığın yayınlanmaya başlaması hususunda da çalışmalar başla-mış bulunmaktadır. Bu konudaki hazırlıklar derneğimiz üyele-

rinden Doç. Dr. Arın Namal ve tarafımdan yürütülmektedir.Yıllık, Türkçe, İngilizce ve Almanca olarak yayınlanacak veuluslararası bir özellik taşıyacaktır. Bu konuda yayınevi ilegörüşmede basımı hususunda olumlu görüşler elde edilmiştir.Yıllığın ilk sayısı 2008 yılında yayınlanacaktır.

Yine derneğin tüzüğünde de kayıtlı olan dernek bilimselçalışma kolları 15 Haziran 2007’de çeşitli alanlarda projele-rini başlatmış bulunmaktadırlar.

Tıp Etiği ve Tıp Hukuku Derneği Genel Kurul Toplantısı17 Mayıs 2007 de Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Deontoloji ve TıpTarihi Anabilim Dalında yapıldı. Yeni yönetim ve DenetimKurulu üyeleri aşağıda yer almaktadır:

- 5 -

DERNEĞİN YENİ ÜYELERİ (2007)

Doç. Dr. Mehmet Selçuk Üniv. [email protected] Meram Tıp Fak.

Göz Hastalıkları AD42080Akyokuş-Konya

Uzm. Dr. Osman Rıhtım Cad.Usmanbaş Recaizade Sk.

2/2 Kadıköy-İstanbul

Prof. Dr. İstanbul Üniv. [email protected] Uludağ Cerrahpaşa Tıp

Fak. KadınHastalıkları veDoğum AD.Cerrahpaşa-İstanbul

Yrd. Doç. Dr. Çukurova Üniv. [email protected] Alan Adana Sağlık

Yüksek OkuluNumuna Hast.Yanı Adana

Tıp Etiği ve Tıp Hukuku Derneği Yönetim Kurulu

Prof. Dr. Ayşegül ERDEMİR BaşkanProf. Dr. İbrahim BAŞAĞAOĞLU 2. BaşkanProf. Dr. Öztan ÖNCEL Genel SekreteriProf. Dr. Nil SARI ÜyeDoç. Dr. Arın NAMAL ÜyeUz. Dr. Hakan ERTİN ÜyePsik.Güney USMANBAŞ Sayman

Tıp Etiği ve Tıp Hukuku Derneği Denetim Kurulu

Doç. Dr. Hanzade DOĞANProf. Dr. Zuhal ÖZAYDINDişhekimi Metin ÖNCEL

- 6 -

Biraz bilmece, biraz denk-lem gibi olsa da bu başlığı kul-lanmayı ilgi mekanizmalarıaçısından tercih ettim. Bu ma-kalede önemli birinden bahse-deceğim ve bu kişiye şiddetledikkat çekmek isteği içinde-yim. Sosyal bilimler ile tıbbıbir arada yorumlamayı (sosyalbilimler ve tıp ilişkisi gerçek-ten kafa yorulması gereken vebaşka bir yazıda daha detaylıbir biçimde ele alınması gere-ken bir konudur) oldukça önem-sediğim için V.V. benim içinçok önemli bir figürdür.

Evet denklemi açmaya başlayalım.V.V. = Vamık Volkan

Türk bilim adamları arasında gerçekten istisnai bir yeriolan Vamık Volkan, 1932 yılında Lefkoşe’de doğdu. 1956 yı-lında Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesini bitirdikten sonraAmerika’ya giderek psikiyatri alanında çalışmaya başladı.Kendisi yaklaşık 20 yıldır Virginia Üniversitesi’nde çalışmaktaolup, “politik psikoloji dehası” olarak adlandırılmaktadır. Da-ha da önemlisi 2006 yılında 27 ülkenin desteğini alarak “No-bel Barış Ödülü” için aday gösterilmiş olmasıdır.

Tıp ve sosyal bilimler parametrelerinin beraber kullanılma-sının, etik alanında çok tartıştığımız konulara hayati çözümlerüreteceğine inanıyorum. Sosyal bilimlerle uğraşanların tıp ala-nına giren konularda şaşırtıcı yorumlar yaptıklarını son yıllar-da fazlasıyla görüyoruz. Bir tıp doktorunun ise tıp camiasınındışında, siyaset bilimciler tarafından daha fazla tanınması ilgiçekicidir. Şunu itiraf etmeliyiz ki; Vamık Volkan Türk tıp top-luluğu içinde hak ettiği ilgiyi görememiştir. Sosyal bilimcile-rin tanıyıp bizim fark edemediğimiz bu bilim adamını tanıt-mak ise sanırım bizim disiplinimizin konusudur. Psikoloji ar-gümanlarını kullanarak, sosyal alana dahiyane çözümler taşı-yan bir hekim olan Volkan, Filistin ile İsrail arasında, kuzey fi-

yortlarında 3 yıl süren gizli görüşmelere katılarak, iki tarafarasında uygun psikolojik ortamın oluşturularak çözüme ula-şılmasına yardımcı olmaya çalışmıştır. Bu pek alışık olmadığı-mız bir yöntem gibi durmaktadır ki; sanırım buradaki katkıla-rından dolayı da Nobel Barış Ödülü” ne aday olması bir başkaşaşırtıcı olaydır bizler için. Kitleler arasında çatışmaları önle-yecek çalışmalar yapması , barış için çaba harcaması, hekimli-ğin temel ilgi konusu olan insan yaşamı ve buna bağlı olarakinsan onuruna katkısı sebebiyle ayrıca dikkate değerdir.

Vamık Volkan’ın psikiyatri sahasına cesur katkısı ise, Sig-mund Freud’dan beri var olan psikanalizin milletlerarası iliş-kilere katılmaması geleneğini yıkmasıdır. Freud 1932’de Al-bert Einstein’a gönderdiği mektupta bunu dile girmiştir ve buda psikanaliz çevrelerinde bir gelenek olmuştur.

Ankara Ünv. Tıp Fak. Mezunu olmasına karşılık bizim ma-alesef pek de fazla tanımadığımız bu bilim adamımız, merkeziViyana’da bulunan “World Council for Psychotherapy”(DünyaPsikoterapi Konseyi) tarafından verilen ve dünyanın en pres-tijli ödülü sayılan “Sigmund Freud Ödülü”ne ve “The Ameri-can College of Psychoanalysts” adlı kuruluş tarafından her yılen iyi psikoanalitik eğitimi veren kişiye sunulan “En İyi Eğit-men Ödülü”ne 2006 yılında layık görülmüştür.

Vamık Volkan, uluslararası bir kurum olan Dünya SiyasetPsikolojisi’nin kurucularındandır ve ilk başkanıdır. VamıkVolkan; Gürcistan’da ve Arnavutluk’ta toplumsal sorunlarınçözümü için çalışmış; İsrail ve Filistin arasındaki çatışmalarınönlenmesi amacıyla yapılan toplantılara katılmıştır. ABD eskiBaşkanlarından Jimmy Carter’ın danışmanlığını yapan Vol-kan, 2002 yılında Türk-Ermeni Barışma Komitesine üye ol-muştur. Bu önemli bilim adamına, bir tıp tarihçisi olarak yaşar-ken dikkatleri çekmek amacıyla kaleme alınan bu yazının so-nunda bir kez daha tıp mensuplarının toplum hayatında dahaetkin roller üstlenebileceğini vurgulamak ve bunun için de ge-rekli organizasyon ve toplantıların yapılmasının önemini dilegetirmek istiyorum. Tıp; katı, sert ve yüksek duvarlarını yıkıpmulti-disipliner yaklaşımlara sıcak baktığı sürece yukarıda ör-neğini gördüğümüz “politik psikiyatri” gibi kavramlara dahakolay ulaşacağımız bir vakıadır. Bu tür açılımlar için illa ki da-hiler gerekmeyecektir...

- 6 -

Aralık 2004'te kurulan Tıp Etiği ve Tıp Hukuku Derneği,tüzüğünde yer alan bilgilere göre temel olarak, a) tıp etiği vetıp hukuku alanlarında bilimsel çalışmaların geliştirilmesine,b) tıp etiği ve tıp hukuku eğitiminin çağın koşullarına uygun

biçimde gerçekleşmesine ve c) sağlık kuruluşlarındaki tıp eti-ği ve tıp hukuku sorunlarının çözülmesine yardımcı olmayıamaçlamaktadır. Bu amaçların ifade ediliş biçiminden, Der-nek’in her iki alanda da çalışmayı hedeflediği sonucuna ulaşı-

POLİTİKA + TIP = V.V.

Dr. Hakan ERTİN M.D., PhD. [email protected]

TIP ETİĞİ VE TIP HUKUKU DERNEĞİ: BİRLEŞİM Mİ KESİŞİM Mİ?

Dr. Murat CİVANER Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Deontoloji AD

[email protected]

- 7 -

labilir. Bununla birlikte, çalışma alanı daha açık tanımlanma-ya çalışıldığında, temel olarak iki olasılık ortaya çıkıyor. Bi-rinci olasılıkta Dernek’in çalışma alanının, felsefenin bir altdalı olarak tıp etiği ile kapsamı, etkinlik amacı, nitelikleri ye-ni yeni belirlenmeye başlayan bir uğraş alanı olarak “tıp huku-ku”nu kapsadığı ileri sürülebilir. Diğer deyişle, bu iki alandanbirinde yapılacak çalışmalar tüzükte belirtilen amaçlar açısın-dan uygun olacaktır. Alanların birbirine göre önceliği bulun-mamaktadır; her iki alandan yapılacak katkıların Dernek et-kinliklerini zenginleştirmesi hedeflenmiştir. Diğer olasılığagöre, Dernek’in temel çalışma alanı, tıp etiği ve tıp hukuku yada daha geniş anlamıyla sağlık hukuku alanlarının kesiştiğikümedir. Tıp etikçileri ile sağlık hukuku alanında uzmanlaş-mış / yoğunlukla o alanda çalışan hukukçular bu kümeye yö-nelik olarak birlikte çalışırlar. Bu kümeyi daha iyi anlayabil-mek için tıp/sağlık hukuku alanının tanımını düşünmek yarar-lı olabilir. İsmi dikkate alındığında bu çalışma alanının huku-ka ait olduğunu görüyoruz; kısaca, sağlık hizmeti sunanların

ve alanların yasal hak ve sorumlulukları ile uğraştığı söylene-bilir. Hekimlerin mesleklerini uygularken karşılaştıkları huku-ki sorunlardan sağlık kurumlarının malpraktisteki sorumlulu-ğuna, yasal çerçevede tanınmış hasta haklarına ilişkin uygula-malara pek çok konu tıp/sağlık hukuku kapsamına sokulabilir.Tıp/sağlık hukukunun tıp etiğiyle kesiştiği kümede ise, tanım-lardan gidersek, var olan ve olması gereken yasal düzenleme-lerin ele alındığı düşünülebilir; bu kümeye ait etkinlikler,söz konusu yasal düzenlemeleri, normatif etiğin gerekçelen-dirdiği ahlaki kurallar açısından değerlendiriyor olmalı. Bu an-lamıyla meslek ahlakına ilişkin düzenlemeler, diğer deyişle tıpdeontolojisi ve yasal hasta haklarının neler olduğunu tanımla-yan metinler de bu alanda değerlendirilebilir. Kişisel olarak,bu kesişim kümesinin Dernek’in çalışma alanını daha doğrutanımladığını düşünüyorum; Dernek etkinlikleri bu kümeyeyoğunlaştığı ölçüde özgün, pratiğe ilişkin ve dolayısıyla, amaç-landığı gibi, sağlık hizmeti sunanlara ve alanlara yardımcı ola-caktır.

- 7 -

İstanbul Tabip Odası üyesi olan bütün hekimlere, katılımdaveti ve çalışmaları duyurulan kurullardan biri de Etik Kuruldur.

Çağrıya cevap veren üyeler 12 Aralık 2006 tarihinde top-lanmış bundan sonraki toplantılarını da her ayın ilk Perşembeakşamı olacak şekilde organize etmiştir. Kurul, • Hekimlik pratiğinde ortaya çıkan ve İstanbul Tabip Odası

yönetiminin önerdiği veya görüş istediği olgu ve konularhakkında görüş oluşturmak,

• Sağlık ortamlarına hekimlik pratiği ve uygulamaları ile ilgiliolarak etik ve bilimsel davranışa yönelik politikalar oluş-turmak ve bunu deklare etmek,

• Konu ile ilgili bütün taraflarla iletişim kurarak hekimlikuygulamalarında etik davranış modelleri geliştirmek suretiylehekimlerde farkındalık yaratmak ve klavuzlar hazırlamak,

• Günlük mesleki uygulamalar sırasında ortaya çıkan usuleve bilime uygun olmayan işlemler hakkında çalışmalar yap-mak ve öneriler oluşturmak üzere çalışmalarına başlamıştır.

• Ayrıca, çeşitli konularda çalışmak üzere alt gruplar oluştu-rulmuştur.

Etik Kurul çalışmalarının yönetilmesi, çalışmalarının dü-zenlenmesi ve kayıtlarının tutulması açısından Etik Kurul Baş-kanlığı için Doç.Dr.Kadircan Keskinbora, Sekreterliği için Dr.Ali Demircan ve İstanbul Tabip Odası Yönetim Kururlu ileilişkiler için İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Dr. HüseyinDemirdizen görevlendirilmiştir.

Her ayın ilk Perşembe gününün akşamında olağan toplantıkararı ile her ay en az bir kez toplanmayı hedefleyen kurul, bu-güne kadar 6 kez toplanmıştır. Toplantılar ortalama 14 (10 ile16 arasında değişen üye sayısı ile) üye katılımıyla gerçekleş-miş olup toplantı tutanakları ve kararları İstanbul Tabip Odasıweb sayfasında yayınlanarak bütün hekimlerimizin bilgisinesunulmuştur. Bu toplantılarda,

1. Aydınlatılmış Onam Formunu standartlaştırma çabasıylabir Standart Aydınlatılmış Onam Formu oluşturulmuştur

2. Acil Hekimlik Uygulamalrında karşılaşılan etik sorun-lar tartışmaya açılmış ve bu konuda etik ve bilimseldavranış farkındalığı oluşturulmaya çalışılmıştır. Halenbu konularda görüş alış verişi devam etmektedir.

3. Yeni Türk Ceza Kanunda “Sağlık Mensuplarının İhbarYükümlülüğü” üzerinde görüş alış verişi yapılmış bumaddenin yarattığı Tıbbi, Etik ve Hukuksal sorunlarmasaya yatırılmıştır. Konuyla ilgili çalışma tamamlan-dığında hekimlerimizin ve kamuoyunun bilgisine sunu-lacaktır.

4. İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu tarafından görüşistenen inceleme dosyaları görüşülüp tartışılmıştır.

5. Tıp Fakülteleri ve Eğitim Hastanelerinde yapılan uz-manlık eğitimleri için İstanbul Tabip Odasına yapılanşikayet dosyalarından örneklerin oluşturularak asistan-larda bu konularda farkındalık yaratmak ve konuya sa-hiplenmelerini sağlamak amacıyla örnek dosyaların oluş-turulması için alt komisyon kurulmuştur.

İstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Özdemir Aktan’ınilk çalışmalarımızda sunduğu “Mesleki Etik Bildirge” üzerindehenüz çalışmaya başlanamamış olup konu, ilk müsait gündemealınacaktır.

Halen Etik Kurul çalışmalarına katılan üyelerin listesi aşa-ğıdadır:

Özdemir Aktan, Orhan Arıoğul, Hüseyin Demirdizen, AliDemircan, Şefik Görkey, Kadircan Keskinbora, İmdat Elmas,Gürsu Kıyan, Gürkan Sert, Yıldız Ertuğ Ünder, Erol Ünder,Faruk Yıldız, Süheyla Ağkoç, Yeşim Işıl Ülman, Saffet Ercan,Tolga Güven, Selahattin Kuşhan, Bilgi Baca, Serpil Yaylacı.

Etik Kurul çalışmalarının halen, gönüllülük esasıyla yürü-tülmekte olup İstanbul Tabip Odası üyesi meslektaşlarımızıntümüne açıktır.

Saygılarımla

İSTANBUL TABİP ODASI ETİK KURULU

Prof. Dr. H. Kadircan KESKİNBORA Göz Hastalıkları Uzmanı Deontoloji, Tıp Tarihi ve Etiği Uzm.

[email protected]

- 8 -

Tıp Etiği ve Tıp Hukuku Derneği Bülteni’nin Ocak2006’da çıkan ilk sayısında Dernek Başkanı Prof. Dr. AyşegülDemirhan Erdemir Hocamızın dördüncü sayfada yer alan “TıpEtiği ve Tıp Hukuku Derneği’nin Amaçları Hakkında” başlık-lı yazısının son paragrafında, dernek, güler yüzlü ve iletişimeaçık bir kuruluş olarak tanımlandıktan sonra “oluşturduğu hertartışma platformunda katılımcıların konuşma, tartışma isteği-ni baskılayacak kibirliliğin, anlayışsızlığın ve saygısızlıklarınvar olamayacağı, etik ve hukuk disiplinlerine yaraşır bir at-mosfer yaratacaktır” ifadeleri yer alıyordu. Bültenin editörle-rinden Doç.Dr. Arın Namal da aynı sayıdaki “ Başlarken…”başlıklı yazısının sonlarına doğru derneğin kibirli, hoşgörüsüzher tutumun karşısında olacağını vurguluyordu.

İlk sayıdaki bu satırları okuyunca memnuniyetimi sayınNamal ile paylaşıp, “işte arzu edilen, özlenen erdemler. Dile-rim, çok az sayıda olan meslektaşlarımız bundan sonra profes-yonel olarak içinde bulundukları ortamın gereğini yerine geti-rirler ve güzide bir topluluk oluşturarak örnek olurlar” demiş-tim. Fakat ne yazık ki geçen zaman, bilim alanında çalışanlararasında bu erdemlerin yeterince önemsenmediğini gösterdi.

Yine üzülerek belirteyim ki, boyutları da her geçen günartmakta. Öyle bir zaman dilimine girdik ki, insanlarda zatenolması gereken dürüstlük, güvenilirlik, yardımseverlik, doğru-luk, samimiyet, güler yüzlülük, çalışkanlık, onurlu olmak,riyakar olmama, saygınlık gibi birçok özellik bugün farklı al-gılanmaktadır. Beni şaşırtan da bu… Niçin bu değerlerdenuzaklaştık? Niçin insan olmanın gereği olan bu özellikleri birkenara bırakıyoruz?

Geçenlerde yazışma dosyamdan bir evrakı ararken rahmet-li Prof. Dr. Ali Haydar Hocamın gönderdiği 30.09.2003 tarih-li mektubunu gördüm. Bugün, asistanların hocalarına yapma-dığı bu örnek davranışı belki birilerimiz ders alır düşüncesiylekaleme alıyorum. Rahmetli Hocamız, kendisine doldurmasıiçin verdiğim anket formunu hemen dolduramamış olması biryana, yollamayı geciktirdiği için ne kadar üzgün olduğunu, ge-rekçesini açıklayarak şöyle belirtmektedir: “ Kongre çantamelime geçer geçmez ilk işim sana verdiğim sözü yerine getir-mek oldu. Bugün kargo ile yolluyorum” diyor ve elime geçti-ğinden emin olmak için de “Aldığında beni haberdar edersensevinirim.” diyordu.

- 8 -

Rahmetli Hocamla bir araya geldi-ğimizde, zaman zaman toplantılardakarşılaştığı, şahit olduğu ya da kendisi-ne aktarılan bilgilerden. meslektaşları-mızın birbirlerine yönelik kırıcı davra-nışlarını üzülerek anlatırdı. İzmir’denbir toplantı için İstanbul’a geldiği birgün, Anabilim Dalı’mızda yaptığı soh-bet bu konuda verilmiş bir ders niteli-ğindeydi. O konuşmada bulunan arka-daşlarım bunu çok net bir şekilde hatır-layacaklardır. Hocamız bilimsel yeter-liliğe çok önem verirdi. Ancak, kişiliğihep bunun üzerinde tutardı. Gördüğühatalarda kırmadan, incitmeden uyarır,yol gösterirdi. Ne yazık ki, kendisineen çok ihtiyaç duyduğumuz bir dönem-de erken sayılabilecek bir yaşta ara-mızdan ayrıldı.

Rahmetle anıyor, kişiliğini örnekalarak yeni kuşaklara aktarmayı görevsayıyorum.

RAHMETLİ HOCAMIZ PROF. DR. ALİ HAYDAR BAYAT’IN DERS ALINACAK BİR DAVRANIŞI

Prof. Dr. İbrahim BAŞAĞAOĞLU İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Deontoloji ve Tıp Tarihi Anabilim Dalı

[email protected]

- 9 -- 9 -

Hocamız Prof.Dr. A.Haydar Bayat’ın Ege Üniversitesi Tıp Fakültesindeki Çalışma Odası23 Mayıs 2000 - İZMİR

Dr. İbrahim Başağaoğlu ve Dr.Adnan Ataç’a kitabını imzalarken (26.06.2003)

Sevgili Tıp Etiği ve Tıp Hukuku Bülteni okuyucuları. Bül-tenin bu sayısında sizlere Amerika Birleşik Devletleri (ABD)Adalet Bakanlığı’ nca Haziran 2007’ de yayınlanmış bir rapo-ru temel alarak, o ülkedeki ölüm araştırması sisteminden bah-setmek istiyorum. Yazının devamında, bu raporu temel alarakülkemizdeki durum ile ilgili de bazı değerlendirmelerde bulu-nacağım. Söz konusu raporun başlığı; “Ölüm AraştırmasıOfisleri, 2004” (*) biçimindedir.

Söz konusu rapordaki bilgilere geçmeden önce biraz ABDve bu ülkede gerçekleştirilen ölüm araştırması işlemleri ile il-gili bilgilerin aktarılması uygun olacaktır.

ABD, nüfusu yaklaşık 300 milyon kişi olan, 50 eyalet ve 1federal yönetim toprağından oluşmuş ve resmi olarak 04 Tem-muz 1776 yılında kurulmuş bir devlettir. Söz konusu ülkeninuygulamaları her eyalet bazında kendine has kurallar ve dü-zenlemeler içerir. Ölüm araştırması sistemi de bu biçimde eya-letler arasında farklılıklar gösteren bir yapılanma içermektedir.

Ölüm araştırmasında ana olarak 2 ana sistem mevcuttur.Bunlardan birincisi; tıbbi muayeneci sistemidir (medical exa-miner system), diğeri ise koroner sistemdir (coroner system).Her iki sistem arasında yapılanma modeli açısından önemlifarklılıklar söz konusudur. Ölüm araştırması ofislerinin işlevişudur; ülkede meydana gelen ölümler ana olarak cenaze evle-rine (funeral homes) yansır. Eğer söz konusu ölüm olayı ile il-gili herhangi bir şüphe, herhangi bir şikayet-ihbar ya da her-hangi bir adli yön (kaza, cinayet, intihar, hastane ölümü vs.)mevcut ise bu tür ölüm olayları ölüm araştırması sistemindeyer alan ofislere (tıbbi muayeneci ofisi ya da koroner ofis)yansırlar. Söz konusu ofislerin temel görevi kendilerine yansı-yan ölüm olayları ile ilgili araştırma yapmak, ölümü, sebebini,ölümde yer alan etmenleri ve ölümde sorumluluğu olan kişile-rin konuyla ilişkisini ortaya koymaktır. Bu amaçla gerçekleşti-rilen işlemler arasında sadece cesetten alınan kan örneği, dokuörneği olabileceği gibi, radyolojik değerlendirme, metaboliktarama gibi işlemler de olabilir. Yine üzerinde inceleme yapı-lan cesede, klasik otopsi işleminin tatbik edilerek (cesedin baş,göğüs ve karın boşluklarının açılması, söz konusu boşluklarınve organların makroskobik olarak değerlendirilmesi, şüpheliyerlerden mikroskobik inceleme için parça alınması ve incele-me yapılması, cesede ait sıvı ve organ parçalarında sistematiktoksikolojik analiz tatbik edilmesi işlemleri) elde edilmek iste-nen amaca göre, bilgiler ortaya konulması da diğer işlemlerarasındadır.

ABD’de 2004 yılında ölen insan sayısı 2.398.343’tür. Sözkonusu ölüm olayları öncelikle cenaze evlerine yansımışlardır.Bu ölüm olaylarında mevcut cesetlerin 956.000’ni ya direkolarak, ya da cenaze evlerinden sevk ile tıbbi muayeneci ya dakoroner ofislere getirilmişlerdir. Söz konusu ofisler de kendi-lerine yansıyan 487.000 cesedin ölüm araştırması işlemlerindegörev almışlardır. Söz konusu ölüm araştırması işlemleri yuka-rıda belirtildiği gibi basit bir kan ya da doku parçası alımından,klasik otopsi işlemi tatbikine dek geniş bir yelpazedeki işlem-leri kapsamaktadır. Ölüm araştırması ofislerine gönderilen an-cak ayrıntılı herhangi bir işleme tabi tutulmayan yaklaşık469.000 ceset ise genellikle ilk incelemeden sonra defnedilebil-meleri maksadı ile tekrar cenaze evlerine yönlendirilmişlerdir.

ABD’de cesetlerin defnedilmeleri eyaletine ve dini inanışa gö-re değişkenlik göstermekle birlikte, genellikle toprağa gömmeya da krematoryum denen ölü yakma fırınlarında cesedin ya-kılması sureti ile gerçekleştirilmektedir. Bu yazı için temel al-dığım raporda da, ABD’de 2004 yılında tatbik edilen klasikotopsi sayılarını gösterir net rakamlar söz konusu değildir. Ancakgenel bilgi olarak ABD’de otopsi oranları, tüm ölümler içeri-sinde, yaklaşık %12’lik bir oranı teşkil etmektedir. Büyük yer-leşim bölgelerinde kurulmuş olan ofislerde otopsi oranları, da-ha küçük yerleşim yeri ofislerine göre daha fazladır.

Ölüm araştırması ofislerinin yerine getirmekte olduğu gö-revler arasında; özellikle cinayet olgularında mutlak olmaküzere, olay yeri incelemesine katılmak, gerekli olgulara otopsiişlemlerini uygulayarak ölüm sebebi ve mekanizmalarını orta-ya çıkarmak ve işleme tabi tuttukları olguların bir bölümü ileilgili olarak mahkemelere giderek bilirkişi tanıklık göreviniyerine getirmek bulunmaktadır. Söz konusu ofisler belirtilentüm bu işleri yapabilecek donanımda ve çeşitlilikte personelistihdam etmektedirler. ABD’de toplam ölüm araştırması ofisisayısı 1.998 olup, bu ofislerde tam zamanlı olarak çalışan per-sonel sayısı 7.320’dir. Ancak ABD’nin genel bir özelliği, ölümaraştırması prosedüründe de kendisini göstermektedir. Söz ko-nusu ofisler belirtilen sayının çok daha üzerinde bir sayıdaprofesyonelden, o kişilerin profesyonel alanları ile ilgili hiz-met satın almaktadırlar. Hizmet alınan bu kişiler ya o bölgede,ancak başka kurumlarda istihdam edilmiş olan profesyoneller-dir, ya da tam zamanlı serbest görev yapan profesyonellerdir.Bu ülkede çok disiplinli çalışma alışkanlığının oturmuş olma-sının ana sebebi; yapılan işin ideale yakın koşullarda yerinegetirilmesine çalışılmasıdır. Sadece kendi ofisinde istihdamedilen profesyonellerin kullanıldığı söz konusu çok boyutlu iş-lemlerde, yapılan işte mutlaka bir eksiklik söz konusu olmak-tadır. Bu da ölüm olayları gibi, pek çok olgusu ceza adalet sis-temine yansıyan bir alanda kabul edilebilecek bir durum de-ğildir. Anglosakson sisteminde (İngiliz-Amerikan Sistemi) ce-za yargılamasında jüri sistemi mevcuttur. İdeale yakın ya daçok üst seviyede araştırılmamış olgular, iddia (savcılık) ve sa-vunma sistemlerinin, birbirinden tamamen ayrı ve tam bir re-kabet içerisinde olduğu ceza adalet yargılaması sisteminde,davaya getirilen diğer profesyonellerin vereceği bilgiler neti-cesinde, olgunun bir eksikliğinin ortaya konulmasına ve budurum da bunu başaran tarafa önemli bir avantaj sağlamasınasebep olmaktadır. Bu durumun birkaç kez tekrar etmesi duru-munda ise söz konusu ölüm araştırması işlemini gerçekleştirenprofesyonellerin ve hatta ofis yöneticilerinin dahi pozisyonla-rını kaybetmesi mümkündür. Durum bu denli iddialı olunca daher ofis, gerçekleştirdiği işlemleri ideale yakın ortamlardayapmaya çaba harcamaktadır. Bu ofislerde bu biçimde, dışarı-dan hizmet alımı şeklinde çalışan profesyonel sayısının tamolarak kaç kişi olduğu bilinmemektedir. Ancak bu ofislerdetam gün çalışan personel sayısı büyük ofisler için 20-50, ortaboy ofisler için 10-20, küçük ofisler için ise 1-2’dir. Tam günçalışan bu personelin yaklaşık %20’si adli tıp uzmanı, %13’ülaboratuar çalışanı, %1’i adli diş hekimi, adli entomolog ve ad-li antropolog gibi özel görevliler, geri kalanı da diğer çalışan-lardır.

- 10 -- 10 -

AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ’NDE ÖLÜM ARAŞTIRMASI OFİSLERİ veÜLKEMİZ AÇISINDAN DEĞERLENDİRME

Doç. Dr. Nevzat ALKAN İstanbul Üniversitesi, İstanbul Tıp Fakültesi, Adli Tıp Anabilim Dalı

[email protected]

ABD’de mevcut 1.998 ölüm araştırması ofisinin yıllık büt-çe toplamı 718.5 milyon ABD doları olup, ofis başına ortala-ma 387 bin dolarlık bir bütçe düşmektedir. 1.998 ofisten1.590’ ı (% 80’ i) nüfusu 25 binden daha az olan il bazındakiyerleşim birimlerinde faaliyet göstermektedirler. Söz konusuölüm araştırması ofislerinde kimliği tespit edilemeyen cesetsayısı yıllık olarak ortalama 4.400 olup, bu sayının yaklaşık1.000 adedi her yıl, izleyen seneye kimliği saptanamamış ce-set bilgisi olarak devretmektedir. Halihazırda ABD’de kimliğitespit edilememiş ceset kaydı sayısı 13.486’ dır.

Yukarıda ortaya konulan bilgileri ülkemiz yönünden ince-lediğimizde;

1- Ülkemizde istatistiki bilgilerin derlenmesinden esasolarak sorumlu yapılanma merkezi Ankara’ da bulunanTürkiye İstatistik Kurumu’ dur (TÜİK). Söz konusu ku-rumun güncel çeşitli yetersizlik ve problemlerini biryana bıraktığımızda, ülkemizde ölüm sayıları, sebeple-ri, otopsi sayıları vs. diğer durumlar ile ilgili istatistikiveriler ya hiç yoktur, ya da mevcut ise dahi bu sayılaraulaşabilmek büyük bir özveri ve çaba gerektirmektedir.Bu durumun elbette çeşitli sebepleri söz konusudur. Busebepler arasında kanaatimce en önemli sebep; söz ko-nusu kuruluşun konuyla ilgili bilgi ve veri toplamaaraçlarının (istatistik formları) mevcut olmaması, mev-cut olanların da uç birimlerde (periferde) layıkı ile dol-durulmaması ya da bu formları dolduran görevlilerinsöz konusu formların önem ve doldurma esaslarını kav-rayamamış olmalarıdır. Elbette TÜİK’ nun yetişemedi-ği bu alanla ilgili eksikliği giderebilecek başka yapılan-malar da mevcuttur. Bunlar arasında ilk akla gelen Sağ-lık Bakanlığı’ dır. Ancak bu yapılanmada da benzer ye-tersizlikler söz konusudur. Bu görevi yerine getirebile-cek diğer bir yapılanma ise, merkezi İstanbul’ da bulu-nan ve ülkenin yarıdan fazla bölümünde örgütlenmesi-ni tamamlamış olan Adli Tıp Kurumu (Adalet Bakanlı-ğı’ na bağlı)’ dur. Ancak Adli Tıp Kurumu’ da henüz bukonuda herhangi bir misyon ya da vizyon içerisinde de-ğildir. Bu bilgileri derleyebilmesi mümkün olabilecekdiğer yerler arasında üniversitelere bağlı merkezler, ad-li tıp anabilim dalları ve adli tıp enstitüleri bulunmakta-dır. Ancak bu yerler de, gerçekçi bakıldığında, henüzbu veriyi derleyip işleyebilecek alt yapı ve ekiplere sa-hip değillerdir. Bu konuda umut verici ve söz konusuaksaklık ve eksikliği giderecek yeni bir gelişme olarak,Avrupa Birliği’ ne Uyum Çalışmaları kapsamında tara-ma fasılları arasında İstatistik Faslı’ nın açılması ve bu-nun da ülkemiz istatistik sistemine bir ivme getirme ih-timali bulunması olabilir.

2- Ölüm araştırmaları açısından ülkemizin içerisinde bu-lunduğu diğer bir problem, konuyla ilgili mevcut huku-ki mevzuattaki hatadır. Ölü muayenesi ve özellikle deotopsi işlemleri, 1930 tarihli Umumihıfzıssıhha Kanu-nu’ nun 216 ve izleyen maddeleri ile ve oldukça da ye-ni olan, 01.06.2005 tarihinden itibaren yürürlüğe girmişbulunan, Ceza Muhakemesi Kanunu’ ndaki düzenleme-lere göre yürütülmektedir. Belirtilen düzenlemelere gö-re; ölü muayenesi ve defin ruhsatı düzenlemesi konu-sunda da önemli problem ve yetersizliklikler mevcutise de asıl problemli alan, otopsi işlemleri ile ilgili dü-zenlemededir. Buna göre;

“Ceza Muhakemesi Kanunu; Madde 87; Otopsi (1) Otopsi, Cumhuriyet savcısının huzurunda biri adlî tıp,

diğeri patoloji uzmanı veya diğer dallardan birisinin mensubuveya biri pratisyen iki hekim tarafından yapılır. Müdafi veyavekil tarafından getirilen hekim de otopside hazır bulunabilir.

Zorunluluk bulunduğunda otopsi işlemi bir hekim tarafındanda yapılabilir; bu durum otopsi raporunda açıkça belirtilir.

(2) Otopsi, cesedin durumu olanak verdiği takdirde, mutla-ka baş, göğüs ve karnın açılmasını gerektirir.

(3) Ölümünden hemen önceki hastalığında öleni tedavi et-miş olan tabibe, otopsi yapma görevi verilemez. Ancak, bu ta-bibin otopsi sırasında hazır bulunması ve hastalığın seyri hak-kında bilgi vermesi istenebilir.

(4) Gömülmüş bulunan bir ceset, incelenmesi veya otopsiyapılması için mezardan çıkarılabilir. Bu husustaki karar, so-ruşturma evresinde Cumhuriyet savcısı, kovuşturma evresindemahkeme tarafından verilir. Mezardan çıkarma kararı, araştır-manın amacını tehlikeye düşürmeyecekse ve ulaşılması da zordeğilse ölünün bir yakınına derhâl bildirilir.

(5) Yukarıdaki fıkralarda sözü edilen işlemler yapılırken,cesedin görüntüleri kayda alınır.” düzenlemesinin birinci fık-rasında yer alan düzenlemeye göre, ülkemizde otopsi işlemle-ri genellikle pratisyen olan ve tek bir hekime yaptırılmaktadır.

Otopsi teknik bilgi isteyen ve zor bir işlemdir. Söz konusuişlemi doğru yerine getirebilmek için adli tıp uzmanları 4 yıl-lık eğitimlerinin azımsanmayacak bir bölümünü bu işleminöğrenilmesine harcamaktadırlar. Otopsi işleminde, ölüm son-rasında ortaya çıkan olağan değişikliklerin doğru olarak yo-rumlanabilmesinin yanısıra, o ölüm olayına özel olarak bekle-nen belirtilerin akla gelmesi, bu belirtilerin usülüne uygun birbiçimde aranabilmesi ve bulunan belirtilerin de doğru olarakdeğerlendirilebilmesi için özel bir eğitimden geçilmiş olmasıbir zorunluluktur. Ancak otopsi konusu, ülkemizde sağlık çalı-şanları tarafından pek önemsenmemekte, hatta zor bir yük ola-rak görülmekte, hukukçular da konunun önemini yeterince id-rak edememektedirler. Bu sebeple otopsi konusu ülkemizinbelli başlı büyük illeri dışında, ülke genelinde problemli birkonu olarak sürüp gitmektedir. Halbuki konu, ölüm olaylarınıilgilendiren ceza yargılaması açısından büyük önem taşımak-tadır.

Sonuç itibari ile bazı önerileri sıraladığımda; - Ülkemizde ölüm, ölüm sebepleri, otopsi işlemleri gibi

konularda istatistiki veriler uygun metotlar ile ortayakonmalıdır,

- Otopsi işlemi ile ilgili hukuki düzenlemede; “otopsi iş-lemi adli tıp uzmanı tarafından tatbik edilir.” diye netbir düzenleme yapılmalıdır,

- Otopsi işlemleri her adli yargı çevresinde, iptidai me-totlar ile değil, il merkezlerinde, ekipman ve donanımısağlanmış belli birimlerde uygulanmalıdır,

- Ve son olarak da; ülkemizin gelişmiş ülke seviyeleriniyakalaması ve hatta geçebilmesi için her ferdin yoğunbir biçimde çalışması, o ülkelerin sistemlerinin çok iyiincelenmesi ve irdelenmesi ve sonucunda da ülkemizşart ve özelliklerine en uygun özel Türkiye modelleri-nin hayata geçirilmesi gerekmektedir.

Konunun farklı yönleri ile ilgili daha fazla bilgi sahibi ola-bilmek maksadı ile aşağıdaki makaleleri okumanız uygun ola-caktır;

- Alkan N. Amerika Birleşik Devletleri' nde Tıp Eğitimi.Sendrom, 13; 17-25, (2001).

- Alkan N, Sözen Ş. Amerika Birleşik Devletleri ile Ülke-mizin Adli Tıp Eğitimi ve Uygulamalarının Karşılaştırılması.Ulusal Travma Dergisi, 6; 1-6, (2000).

(*) Söz konusu raporun tamamına http://www.ojp.usdoj.gov/bjs/pub/pdf/meco04.pdf adresinden ulaşılabilir. Raporunİngilizce başlığı; “Medical Examiners and Coroners’ Offices,2004.” biçimindedir.

- 11 -- 11 -

- 12 -

İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü İl Koordinatörlüğü, hastahakları uygulamalarını il genelinde koordine etmek vedenetlemek amacıyla, 2003 yılında oluşturulmuş, S.B. TedaviHizmetleri Genel Müdürlüğü'nden alınan 26.04.2005 tarihliHasta Hakları Uygulama Yönergesi ile valilik oluru alınmıştır.Başlıca faaliyetleri;

1. Hasta haklarıyla ilgili kurul ve birimlerin kurulması vekoordinasyonu,

2. Hasta haklarıyla ilgili eğitim uygulamaları,3. Hasta haklarıyla ilgili sosyal sorumlulukların yerine

getirilmesidir.

I. Hasta Hakları Birimleri ve Hasta HaklarıKurulları

100 yatak ve üzeri tüm hastanelerimizde Hasta HaklarıBirimleri ve Hasta Hakları Kurulları faaliyet halinde hastabaşvurularını çözüme kavuşturmaktadır. Ayrıca hasta başvuru-larının otomasyonunu sağlayan Hasta Hakları Yeni BaşvuruModülü ile ilgili kullanıcılara eğitim verilerek, tüm hasta baş-vuruları web üzerinden takip edilmeye başlanmıştır.

- 12 -

Tablo 1. Hasta Başvuru İstatistikleri- 2006 (Ocak-Temmuz)

Dilekçe Yerinde Çözüm Toplam

2004 754 2185 2939 2005 799 7639 84382006 9078 9078 10947

Tablo 2. Yıllar Göre Hasta Başvuru İstatistikleri (2004-2006)

• 100 yatak altı hastaneler ve Ayakta Teşhis Tedavi YapanSağlık Kurum Kuruluşları için,13 Sağlık Grup Başkan-lıklarında Hasta Hakları Birim ve Kurulları oluşturul-muş, denetimleri tamamlanan hasta hakları birimleribaşvuru kabul etmeye yeni başlamıştır.

• Başvuruların değerlendirmesini yapan Hasta HaklarıKurulları, yeni üyeler ile genişletilmiş, kurul toplan-tıları yerinde gözlenerek tespit edilen sorunlar için tümkurul üyelerinin katılım göstereceği “Hasta HaklarıKurul Eğitimleri” planlanmıştır.

HASTA HAKLARI UYGULAMALARI NEREDEN BAŞLADI,NASIL SÜRÜYOR?

Uzm. Dr. Gülsüm ÖNAL İSTANBUL SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ

Hasta Hakları İl Koordinatörü [email protected]

II. Hasta Hakları Eğitim Uygulamaları

• Hasta Hakları Eğitici Eğitimi: 2004 yılından itibaren her yıl,üniversiteler ile işbirliği içinde uygulanmakta olan programda,67 Kurul Başkanı, 75 Birim Sorumlusu eğitimci olarak ye-terlilik kazanmıştır. Yeni görevlendirilen personel için baş-latılan Uygulamalı Eğitim Programında (15 Temmuz–30 Ey-lül) 13 Kurul Başkanı, 13 Birim Sorumlusu, staj eğitimle-rini tamamlamıştır.

• Sağlık Çalışanları Eğitimi Projesi: 100 yatak ve üzeritüm hastanelerimizde sağlık personeline yönelik olarak uy-gulanan, sürekli eğitim niteliğinde devam eden proje kap-samında şu ana kadar 4326 sağlık personeli Hasta HaklarıEğitimi almıştır.

• Toplumu Bilinçlendirme Eğitimi Projesi: Müdürlüğümüztarafından proje için özel olarak hazırlanmış Hasta HaklarıFilmi eşliğinde uygulanan, sürekli eğitim niteliğinde devameden proje kapsamında, toplumun farklı kesimlerinden4862 kişi eğitime katılmıştır.

• İSM Hasta Hakları Koordinatörlüğü olarak Hasta Haklarıile ilgili diğer eğitim ve faaliyetlere de destek verilmektedir

(İstanbul Üniversitesi Hasta Okulu, HAKSAY-Hasta Hak-ları Eğitici Eğitimi Kursu, İstanbul Barosu Sertifikalı Sağ-lık Hukuku Meslek İçi Eğitim Semineri gb.)

3. Sosyal Sorumluluk

• Faaliyetlerimizin kamuoyu ile paylaşımı bir sosyal sorum-luluk olarak kabul edilmekte ve İstanbul Sağlık Müdürlü-ğü İnternet Sitesinde yer alan Hasta Hakları web sayfası ile

hem görevlilerimize hem de kamuoyuna ulaşılmaktadır. Aynızamanda hasta hakları uygulamalarıyla ilgili atılan her yeniadım, kurumlarımıza pano ve broşür gibi dökümanlarla du-yurulmaktadır. Faaliyetlerimizin daha yaygın duyurulma-sında Müdürlüğümüz yayın organı olan “İstanbul'da Sağlık”sürekli olarak, ulusal gazete ve TV kanalları da zaman za-man kullandığımız araçlardır. Ayrıca geleneksel olarak 26Ekim Hasta Hakları Günü'nde etkinlikler düzenleyen koor-dinatörlüğümüz, 2006 yılında ise, yıllardır hasta başvuru-larını fedakarca karşılayanKurul Başkanı ve Birim Sorum-luları ile beraber sosyal bir program gerçekleştirecektir.

SONSÖZ OLARAK

• Hasta Hakları Uygulamalarına -gerçek bir ihtiyaca seslen-mesi nedeniyle- talebin sürekli oluşu uygulamanın güçlüyanını oluşturmaktadır. Ancak aynı zamanda, hastaların ih-tiyacına cevap vermesi beklenen kesimin yalnızca hastahakları çalışanları değil, o kurumdaki tüm sağlık çalışanla-rı olması hasebiyle, sağlık çalışanlarının hasta hakları uy-gulamalarına tepkisi de olabilmektedir; sağlık çalışanları,hasta haklarının gündeme gelmesiyle beraber, kendi hakla-rını dile getirmeye başlamışlardır. Uygulamanın zayıf tara-fını oluşturma riski olan bu eğilim, hasta hakları faaliyeti-nin süreklileştirip kalıcı kılındığı ve sağlık çalışanları hak-larının da kurumsal olarak kabul edilip dile getirildiği sü-rece güçlü bir yöne dönüştürülebilir görünmektedir. Bu an-lamıyla hasta hakları uygulamaları, aynı zamanda sağlıkçalışanı haklarını da kapsayan yeni uygulamaların ihtiyacı-nı gündeme getirmekte ve sağlık hizmetlerinde haklarla il-gili uygulamaların bütünsel ele alınması fırsatını da sun-maktadır.

Hasta hakları başvurularının analizinde en önemli sonuç,yıldan yıla hasta lehine sonuçlarının artmasıdır ki, bu durum

bize, hasta hakları uygulamalarının giderek benimsendiğigöstermektedir.

- 13 -- 13 -

Tablo 3. Sağlık Çalışanları Eğitim Projesi İstatistikleri (Şubat-Mart 2006)

Tablo 4. Toplumu Bilinçlendirme Eğitim Projesi (Kasım 2006-Mart 2006)

BAŞVURU SONUÇLARININ DAĞILIMI

HASTA LEHİNE SONUÇLANAN BAŞVURULARINYILLARA GÖRE YÜZDE (%) DAĞILIMI

Bir çok hastane ya da sağlık kurumu, büyük değişim süreç-leri yaşıyor. Kurumların çoğu parasal sorunlarla kuşatılmış olsada, geleceğe yönelik ortak ilkeler geliştirilmesine, bu ilkeler ışı-ğında davranmaya gereksinim duyuyorlar. “Misyonumuz, viz-yonumuz…”la başlayan tanımlamalara rastlanıyor sıklıkla. Buamaçlara ulaşmada, hastane etik komitelerinin (Institutional Et-hics Committees/Hospital Ethics Commit- tees), etik danış-manlık (Clinical Ethics Consultation Servi-ces-CECS) hizmetle-rinin önemli rolü olacağı gittikçe daha iyi anlaşılıyor.

Amerika Birleşik Devletleri’nde 1970’li yıllarda oluşturul-maya başlanan etik komiteler, günümüzde gelişmiş ülkelerdesağlık kurumlarının akredite edilebilmesinin vazgeçilmez koşu-lu haline gelmiştir. Etik komite şeklinde organize olarak, ya dabaşka organize oluş biçimleriyle gerçekleştirilen etik danışman-lık, hastalar ve yakınları için, hastanedeki profesyoneller ve birkurum olarak hastanenin kendisi için, önemli bir profesyonelhizmet alanıdır. Amerika Birleşik Devletleri’nde Joint Commis-sion for Accredition of Health Care Organizations (JCAHO) ad-lı sağlık hizmeti veren kurumları akredite eden kuruluş, hastane-lerde etik komite kurulması koşulunu aramaktadır. Almanya’dada 2006 yılına ait bir veri, yaklaşık 200 hastanede etik komite,ya da farklı şekilde organize olmuş etik danışmanlık hizmeti ve-rildiğini ortaya koymaktadır. Alman Tabipler Birliği MerkezEtik Kurulu, 24 Ocak 2006 tarihli konu ile ilgili açıklamasındaetik danışmanlık hizmetinin yaygınlaşmasından duyduğu mem-nuniyeti dile getirmiş, bu hizmeti veremez durumda olan ilgilikurumları, eksiklerini gidermeye davet etmiştir.

Basit bir kan alımından organ nakline kliniklerde verilenher karar, aslında etik bir karardır. Tedaviyi üstlenen ile hastaarasında genellikle toplumun genel normları ile örtüşen, bu ne-denle çelişkisiz bir anlaşma oluşur. Ancak tedavi sürecinde ro-lü olanlar (hekim, hasta, hasta yakını, diğer sağlık görevlilerivd.) bazen öyle durumlar yaşarlar ki, karar vermek son derecegüçleşir. Yaşamın başlangıcında ya da sonunda, gebeliğin ileribir evresinde sonlandırılması gerektiğinde, transplantasyontıbbı vb. zorlu durumlarda, hasta, hasta yakını, hekim ve hem-şirelerin farklı değerlerle oruna yaklaşmaları, ortak bir kararverilebilmesini adeta olanaksız hale getirir. Modern tıpta, he-kimlik sanatının kurallarına uygun bir çok tedavi seçeneği var-dır ve bunlar gittikçe çeşitlenmektedir. Bu olanak, bir çok du-rumda şu soruyu doğurur: ‘Yapmam mümkün olan her şeyiyapmalı mıyım?’ Etik danışmanlık, böyle durumlarda etik açı-dan temellendirilmiş, tarafların tümünün içine sindirebileceğibir karar verilmesine yardımcı olmak içindir.

Etik danışmanlığın öncü ve klasik organizasyonu olan hasta-ne etik komiteleri, insan üzerinde yürütülecek araştırmaları etikaçıdan değerlendiren ‘Etik Kurul’lar ile karıştırılmamalıdır. Ye-rel Etik Kurullar, genellikle tıp fakültelerinde yapılanırlar ve iş-leyişlerini düzenleyen yönetmelikler oluşturulmuştur. Etik ko-miteler ise, hastanelerde olduğu gibi, yaşlı bakım evlerinde, sa-

katların bakım gördüğü yurtlarda, gündüz bakım veren kurum-larda oluşturulabilirler. Etik komite, olguya özgü danışmanlıkvermenin ötesinde, karşılaşılan önemli etik sorunlara yönelikrehber kurallar oluşturmaya çalışır, hastanede / sağlık kurumun-da görevli tüm meslek grupları için etik eğitimleri düzenler. Hiz-met biçimleri içinde, bireysel olarak görevlendirmeler de (etikdanışman) bulunur. Etik sorunun yaşandığı birimde, etik komi-teye ait bir grup ya da tek bir danışman, sorunun tartışılması, de-ğerlendirilmesinde moderatörlüğü üstlenebilir. Kliniğin daveti,etik komitenin görevlendirmesi ile etik danışman, vizitlere dekatılabilir. Etik sorun yaşanan olgu, etik komitede ele alınırsa,bir çok üyenin farklı bakış açıları ile irdelenme şansı kazanır.Ama bu durumda sorun, yaşandığı yerin uzağında bir yerde veancak belirlenecek bir zamanda değerlendirilecektir. Etik danış-man ise zaman ve mekan bakımından esneklik içinde hizmet su-nabilmektedir. Bir başka söyleyişle hastane etik komiteleri,Amerikan pragmatizmi ile klinik etik konsültanlık açılımı gös-termişlerdir. Etik konsültan, hasta yatağının yanıbaşındadır (atthe bedside). Hastayla doğrudan iletişim kurma, onunla ve çev-resi ile süren iletişim, yanlış anlamaları en aza indirgeyen, dahaiyi bir karara zemin hazırlayan özellik taşır. Klinik etik konsül-tanlık örneklerine Amerika Birleşik Devletleri’nde 1980’lerderastlanmaya başlanmıştır. 1985’de Bethesda’da klinik etik kon-sültanların ulusal çapta bir konferansı düzenlenmiş ve bu toplan-tı, meslek derneğinin kurulması ile sonuçlanmıştır.

Bochum Ruhr Üniversitesi (Almanya) Tıp Fakültesi TıpEtiği ve Tıp Tarihi Kürsüsü’nün düzenlediği etik danışmanlıktalep formu, net ve kısa şekilde düzenlenmiş aşağıdaki sorula-rı içermektedir:

Etik danışmanlık yapılanmalarının amacı, tedaviyi yürütenhekimin karar verme yetkisini sınırlandırmak, taşıdığı sorum-luluğu azaltmak değildir. Hastane etik komitelerinin, sayıları7-20 arasında değişen, hastane yönetimince görevlendirilmişhekim, hemşire, psikolog, sosyal hizmet uzmanı, hasta haklarıtemsilcisi, hastane yönetiminin temsilcisi, hukukçu, teolog gibigeniş bir temsil yelpazesi vardır. Eğitim almak açısından öğ-renciler de komitenin toplantılarını izleyebilmektedir. Hastaneyönetimi, etik komiteyi gereksinim duyduğu olanaklar bakı-

- 14 -- 14 -

ETİK DANIŞMANLIK BAŞVURU FORMU

İsim:Bölüm:Klinik:Tel:Sizce etik sorun olan nedir (kısa tanım):Tıbbi durum nedir (hastanın yaşı, cinsiyeti, tanı/prognoz):Görüşmede kimler hazır bulunacak:Randevu tarihi, saati ile ilgili öneriniz:Danışmanlığı nerede almak istiyorsunuz (klinikteki odayı belirtin):

SAĞLIK KURUMLARINDA BİR STANDART veKALİTE ÖLÇÜTÜ: ETİK DANIŞMANLIK

Doç. Dr. Arın NAMALİstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Deontoloji ve Tıp Tarihi Anabilim Dalı

[email protected]

- 15 -

mından destekler, etik komite de çalışmaları hakkında hastaneyönetimini bilgilendirir.

Batıdaki sağlık kurumlarında etik komitelerin, akreditas-yon açısından önemsenerek daha çok tepeden inme biçimde(Top-down Modell) kuruldukları gözlemlenmiştir. Bir diğermodel, hastane sağlık çalışanlarının, karşılaştıkları etik sorun-ları birlikte ele alma gereksinimlerinden doğan, yani aşağınınyukarıyı zorlamasıyla (Bottom-up Modell) oluşanlardır. Etikkomitenin sağlık çalışanlarının isteği, girişimi ile oluşturulması,kurumdaki etik duyarlılığın, böyle bir oluşumu benimsemeye,destek vermeye hazır oluşun ifadesidir.

Bu vazgeçilmezleşen hizmet biçimi, bizde hangi mode-lin ağırlıkta olacağı şekilde oluşturulacak, yaygınlaşacak-tır dersiniz? Ya da yine sizce hangi modelde oluşturulmalıve yaygınlaşmalıdırlar?

KAYNAKLAR

Kettner M: Ethik-Komitees. Ihre Organisationsformen und ihrmoralischer Anspruch. Erwägen Wissen Ehtik 2005;16 (1):3-16.

American Society for Bioethics and Humanities: CoreCompetencies for Health Care Ethics Consultation. Selbstverlag,Glenview 1998.

Mac Rae S, Chidwick P, Berry S, Secker B et al: Clinicalbioethics integration, sustainability and accountability: theHub and spokes strategy. Journal of Medical Ethics 2005; 31:256-61.

Bundesärztekammer: Stellungnahme der Zentralen Ethik-kommission bei der Bundesärztekammer zur Ethikberatung inder klinischen Medizin (24 Januar 2006). Deutsches Ärzteblatt2006; 24: 1703-1707.

- 15 -

Yeni yaklaşım: Sağlık Kurumlarında Cezalandırma EğilimiTaşımayan Bir Kültürel Atmosfer Oluşturmak...

DÜNYA HEKİMLER BİRLİĞİ (World Medical Association)HASTA GÜVENLİĞİ HAKKINDA BİLDİRGE

(Washington, 2002)

Hekimler, hastalarına en yüksek kalitede tıbbi bakım vermeye çaba gösterirler. Tıbbi bakımın kalitesinde hasta güvenliğiönemli rol oynar. Tıp bilimi ve tekniğindeki gelişmeler, modern tıbbı karmaşık bir sistem haline getirmiştir. Hekimler, bu kar-maşıklıktan kaynaklanan riskleri önceden farketmeye ve hastanın tedavisini kontrolde tutmaya çalışmalıdırlar. Hekimler, karar-larında hasta güvenliğini dikkate almalıdırlar. Hata oluşmasında genellikle şahıs ve işlem dışında bir dizi neden sorumludur. Bunedenle, cezalandırmaya eğilim taşımayan bir kültürel atmosfer oluşturularak, kişileri ve kurumları cezalandırmak yerine, sis-tem hatalarından korunulması ve hataların düzeltilmesi için hataların bildirilebilmesi sağlanmalıdır. Hekimler, modern tıbbınyüklediği risklerin bilincinde olarak hasta güvenliği için etkili bir sistem oluşturulması için, mesleki sınırlarının ötesinde hasta-ları da içine alan her kesimle işbirliği yapmalıdırlar. Böyle bir sistemin oluşturulması için hekimlerin tıbbi gelişmeler hakkındasürekli bilgilendirilmeleri, onların da bu doğrultuda tıbbi bakımı sürekli iyileştirmeye çalışmaları gerekir. Hasta güvenliği ileilgili bilgiler, hastalara da ulaştırılmalıdır. Ulusal hekim birlikleri, bu konuda üyelerine duyarlılık aşılamalıdır.

Almanca versiyondan çeviren: Arın Namal

DÜNYA HEKİMLER BİRLİĞİ (World Medical Association)TIBBİ VERİ BANKALARININ ETİĞİ İLGİLENDİREN

YÖNLERİ HAKKINDA BİLDİRGE (Washington, 2002)

Şahısların mahremiyet hakkı, elde edilen bilgilerin kullanımını ve üçüncü kişilere açıklanmasını kontrol altında tutmayıgerektirir. Bir hastanın sağlığı ile ilgili kişisel verilerin güvenli kullanımı, hekimin sır tutma yükümlülüğü ile sağlanır. Güven,hekimlik uygulamasının temelidir ve güvenin korunması, hekim-hasta ilişkisinin sürmesi için kaçınılmazdır. Cenevre HekimYemini, Lizbon Bildirgesi ve Helsinki Bildirgesi, hekimin sır yükümlülüğüne vurguda bulunmuştur. Tıbbi verilerin eldeedilmesinin esas amacı, hastanın bakımıdır. Bu doğrultuda elde edilen bilgiler, giderek daha büyük oranda veri bankalarında sak-lanmakta ve retrospektif epidemiyolojik araştırmaları da kapsar şekilde, tıbbi araştırmalarda kullanılabilmektedir. Hastaya ait bubilgiler (gerek fizik, gerekse ruh sağlığı hakkında), onun hekimine güvenmesi çerçevesinde elde edilmiştir. Hastaların, hekim-lerinin kendileri hakkında hangi bilgileri topladığını, veri bankalarında sakladığını bilme hakları vardır. Bir çok ülkede hastalar,hasta dosyasındaki bilgilerin bir kopyasını elde etme hakkına sahiptirler. Hastalar, kendileri ile ilgili veri bankasında depolan-mış bilgilerin yok edilmesini isteme hakkına da sahip olmalıdırlar. İstisnai olarak hastalara, kendilerine ya da üçüncü kişilerezarar vermelerine yol açabileceğinden, kendileri hakkındaki bazı bilgiler verilmeyebilir. Ancak hekim, böyle bir durumda nedenhastadan kendisi ile ilgili bilgiyi esirgediğini açıklayabilmelidir. Her hekim, hastasına ait bilgilerin güvenliğinden sorumludur.Bu nedenle elektronik ortam da dahil olmak üzere, bu bilgilerin nasıl korundukları ile ilgilenmek durumundadırlar. Audit-sis-temleri aracılığıyla kimin, ne zaman veriye ulaştığı saptanabilmelidir. Hastalar, kendileri ile ilgili verilerin bir veri bankasındadepolanacağı ve hangi amaçlarla kullanılabileceği konularında bilgilendirilmiş olmalıdır. Hasta, kendisine ait verilerin üçüncükişilere iletilmesini istemiyorsa, bu isteği saygı görmelidir. Ancak ölüm olayını ya da ağır bir zararı ortadan kaldıracaksa bukurala uyulmayabilir. Hastalara ait veriler kullanılacaksa, isim anonimleştirilmelidir. Hangi verilerin depo edileceği, hastadanbu konuda ne türde onam alındığı, kimin verilere ulaşabileceği, bilgilerin ne zaman başka bilgilerle birleştirilebileceği ve üçüncükişilerin bu bilgilerden yararlanabileceği yazıya dökülmüş olmalıdır.

Almanca versiyondan çeviren: Arın Namal

Günümüzde insandan insana organ nakli uygulamaları içingereksinim duyulan organ sayısı, bağış yoluyla ulaşılabilen or-ganların sayısını fazlasıyla aşmaktadır. Kısıtlı kaynaklar karşı-sında giderek artan talep, bu alış verişi düzenleyecek yasal uy-gulamaların geliştirilmesini zorunlu kılmıştır. Başka ülkelerdeolduğu gibi A.B.D’de de amaç, bağışlanan organları en çok gerekduyulan yerlerde ve en verimli şekilde değerlendirmeyi müm-kün kılacak, adil bir dağıtım sistemi oluşturmak olmuştur.

A.B.D’de hem Eyaletlerin, hem de Merkezi Devletin organve doku bağışı ve nakliyle ilgili, kapsamlı yasal düzenlemelerivardır. Böylece uygulamacıların konuyla ilgili karmaşık tıbbi,yasal ve ahlaki sorunlara çözüm bulmasına destek verilmektedir.Ancak zaman içinde geliştirilen çok sayıda yasa ve düzenleme-nin gündelik organ ve doku nakli süreçlerini zorlaştırdığı da birgerçektir ve günümüzde hukuğun bu alanında deneyim sahibibir avukatın yardımı olmadan organ ve doku bağışı ya da nakligerçekleştirmek neredeyse olanaksız hale gelmiştir. İşleyişi han-tallaştıran bu durum da, bir eleştiri konusu haline gelmektedir.

Yasal Düzenlemeler

A.B.D yasaları organ bağışının her aşamasına ayrıntılı dü-zenlemeler getirmiştir. Zaman içinde son biçimlerini alan buyasaların en önemlileri şunlardır:

• Federal Devletin ilk hukuki düzenlemeleri• Uniform Anatomik Armağan Yasası, 1987• Ulusal Organ Nakli Yasası• Hastanın Kendi Kaderini Belirlemesi Yasası, 1991 • Eyaletlerin Anatomik Armağan Yasaları

Federal Devletin İlk Hukuki Düzenlemeleri

1968 öncesinde Federal Devletin organ ve doku bağışınıdüzenleyen yasaları yoktu. 1968 yılında çıkarılan UniformAnatomik Armağan Yasası’ndan (UAAY) önce, organ ve dokubağışlarının yasal çerçevesini Eyaletler belirliyordu. Ne yazıkki, bu düzenlemeler eyaletten eyalete büyük farklar gösterebi-liyordu. UAAY sayesinde bo sorunun aşılması ve tek tip birhukuki çerçeve sağlanması amaçlanmıştı. UAAY ile bireylerinanatomik armağanlar sunmaları kolaylaştırılarak, mevcut nak-ledilebilir organ sayısının artırılması da hedefleniyordu.

1972 yılında Uniform Organ Bağışçısı Kartı 50 Eyaletintümünde geçerli, resmi bir belge olarak kabul edildi. Böyleceülkenin her yanında, 18 yaşından büyük herkes, beyin ölümüdurumunda organlarını bağışlama kararını verebilecekti.

1984 yılında, Ulusal Organ Nakli Yasası’yla (UONY), ba-ğışlanan bütün organlar ulusal ve merkezi bir bilgisayar veribankasında kaydedilmeye başlandı. Bu arşivi Ulusal OrganPaylaşımı Ağı (UOPA) işletecekti. UONY ile ayrıca organ ba-ğışı sağlanması için çalışan organizasyonlara maddi destek ve-rilmesi ve insan organlarının alım satımının yasaklanması nok-taları yasal kapsama alındı.

1987 yılına gelindiğinde, 1968 yılında hazırlanan UniformAnatomik Armağan Yasası’nın (UAAY)organ nakli teknoloji-si ve biliminde gerçekleştirilen gelişmeler karşısında yetersizkaldığı ve örn. organ naklinin ticarileştirilmesi riski karşısındaeksikler barındırdığı görüldü. Bu soruna yanıt olarak, aynı yılyeni bir UAAY hazırlandı. 1987 yılında hazırlanan UAAY’deşu noktalar netleştirilmekteydi:

1. Kan, sperm ya da insan yumurtası dışında, bütün insandokuları ve organlarının satışı yasaktır.

2. Aile üyeleri karşı çıksa da, vefat eden kişinin organla-rının bağışlama kararı öncelik taşır.

3. Yasayla organ bağışıyla ilgili evrakların düzenlenmesikolaylaştırıldı.

4. Hastane ve Acil servis personeline “rutin talep” prose-dürlerine uyma zorunluluğu getirildi. Buna göre, hasta-neler hastaneye getirilen hastalara ya da öldüklerinde ya-kınlarına organ bağışı yapma konusunda talep götürmek-le yükümlü kılındı. Hasta organlarını bağışlamak istedi-ğini dile getirdiğinde, bu bilgi hasta kayıtlarına geçirilir.

5. Belirli şartlar altında, otopsi uygulanan ya da tahkikatuygulamasına maruz kalan kadavralardan tıp uzmanla-rının nakledilebilecek organları almasına olanak tanındı.

Bu yeni UAAY pek çok eyalette ateşli tartışmalara nedenoldu. Özellikle vefat eden kişinin kararının ailesinin kararınagöre öncelik taşıması, “rutin talep” maddesi ve tıp uzmanları-nın otopsi uygulanan kişinin organlarını alabilmesi maddesibazı eyaletlerde kabul görmedi ve eyaletler bu yasayı kabul et-meyerek, 1968 Yasasının eksik kısımlarını kendi düzenlemele-riyle tamamladı.

Burada belirtilmesi gereken bir nokta, otopsi uygulananbedenlerden organ alınabilmesi için, bu kişinin hiç akrabası ol-madığının kesinlikle kanıtlanması gerektiği ve tıp uzmanları-nın bu işlemi ancak bedenin vesayeti onlardaysa yapabilecek-leridir. Uygulamayı gerçekleştirmeden önce, yerel makamlarınkişinin akrabası olup olmadığını ayrıntılı bir şekilde araştırma-sı şart koşulmuştur.

Ulusal Organ Nakli Yasası

1984 yılında, Ulusal Organ Nakli Yasası (UONY) organnakliyle ilgili tutarlı bir yapı ve belirgin bir politikanın dile ge-tirilmesine olanak tanıdı. Bu aşamada artık böbrek nakillerinin%80’i başarıyla sonuçlanmaktaydı ve cyclosporin sayesindekaraciğer nakli geçirenlerin nakil sonrası ilk yıl hayatta kalmaoranları %35’den %70’e yükselmişti. Şüphesiz en büyük sorun,gereken sayıda organın bağışlanmamasıydı.

UONY ayrıca yasal onay almış, organ bağışı sağlanmasıiçin çalışan organizasyonlara ve Organ Sağlanması ve NakilAğına maddi destek sağlanması için kaynaklar oluşturdu. Bunakil ağı sayesinde, organ bağışı sağlanması için çalışan orga-nizasyonlar kendi coğrafi bölgelerinde kullanım bulamayanorganları başka bölgelerdeki organizasyonlara ulaştırabilecekti. Bu

- 16 -- 16 -

AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ’NDE ORGAN ve DOKU NAKLİYLE İLGİLİYASAL UYGULAMALAR

Gül Kızılca YÜRÜR (Sosyoloji Uzmanı) İ.Ü. Istanbul Tıp Fakültesi Deontoloji ve Tıp Tarihi AD

Yüksek Lisans Öğrencisi

- 17 -

yasayla organ bağışı sağlanması için çalışan organizasyonlarınplanlanması, kurulması, işletilmesi ve faaliyet alanlarının ge-nişletilmesi için bir maddi destek havuzu oluşturuldu. Bu ha-vuzdan faydalanabilmek için, organizasyonun kâr amaçlı ça-lışmadığını, böbrek temini için sağlık sigortasından ödeme al-maya uygun olduğunu kanıtlaması gerekiyordu. Ayrıca nakilmerkezlerine organizasyon yoluyla sağlanan (böbrek dışındaki)organlara karşılık ödeme alabilmek için de belirlenmiş prose-dürleri yerine getirmesi gerekiyordu. Öte yandan, bu yasaylainsan organlarının alış satışı kesin olarak yasaklanmıştı. Yasa-yı hazırlayan komite, insan bedenini oluşturan parçalara birermeta gözüyle bakılmaması gerektiğini özellikle vurguluyordu.

Yasanın getirdiği önemli kazanımlardan biri, organ bağışıve dağıtımı konusunda çalışacak, 25 kişilik bir komite kurul-ması oldu. Bu komite organ bağışının artması ve bağışlananorganların dağıtımı ve organ ve doku nakli kapsamına girenpolitikaları incelemek ve geliştirmekle görevlendirilmişti. Ko-mite tıbbi, hukuki, yasal, sosyal, ekonomik ve etik bakış açıla-rından konuyu ele aldığı ilk raporunu 1986 yılında yayınladı.Bu raporda özellikle bireylerin organlarını bağışlama eğilimi-nin artırılması için sürekli olarak organ nakli politikalarınıngeliştirilmesi gerektiğine dikkat çekiliyordu.

Hastanın Kendi Kaderini Belirlemesi Yasası, 1991

1991 yılında çıkarılan Hastanın Kendi Kaderini BelirlemesiYasasıyla (HKKBY), kişinin vasiyetnamesine organ bağışı ko-nusunu katması, tıbbi bakımıyla ilgili avukatına talimatlar veyetkiler bırakması gibi geleceği belirleyen onam uygulamaları-nın yaygınlaştırılması amaçlanıyordu. HKKBY ile sine organbağışı konusunu katması, tıbbi bakımıyla ilgili avukatına tali-matlar ve yetkiler bırakması gibi geleceği belirleyen onam uygu-

lamalarının yaygınlaştırılması amaçlanıyordu. HKKBY ile sağ-lık sisteminin bir parçası olan yasal düzenlemelerde önemli de-ğişiklikler yapıldı. Bu kapsamda, hastaneler ve diğer sağlık hiz-meti sunan kurum ya da kişilere şu beş noktada aşağıdaki yü-kümlülükler getirildi:

1. Bireyin, geleceği belirleyen onam hakkı da dahil olmaküzere, almak istediği tıbbi bakımın içeriği ve kapsamıhakkında karar verme hakkıyla ilgili yazılı bilgi sunma.

2. Hastanın tıbbi kayıtlarında bireyin geleceği belirleyenonam verip vermediğini belirtme.

3. Hastanın geleceği belirleyen onam’ında dile getirdiğikararlarından dolayı bir hastaya ayırımcılık ve olumsuztepki göstermeme.

4. Geleceği belirleyen onamla ilgili eyalet yasalarına uyma.5. Geleceği belirleyen onam’la ilgili konularda hizmet

verdiği toplumu ve kendi çalışanlarını eğitmeye yöne-lik faaliyetlerde bulunma.

A.B.D Yasalarına göre, karar verme vesayetine sahip kişileryenilenebilir ve sağlıklarını etkilemeyecek dokularını (kan, pla-telet, sperm, plazma, insan yumurtası) dokuları (insan yumurta-sı gibi) bağışlayabilir. Ancak yaşamını sürdürmesi için elzemolan, kalp, akciğer, karaciğer gibi organlarını bağışlayamaz. Ya-şam sonrası organ bağışçısı olmak için, kişi bir organ bağışçısıkartı edinebilir ya da sürücü ehliyetinin arkasındaki kısma imzaatabilir. Bir diğer seçenek, organ bağışı konusunu vasiyetine da-hil etmek ya da ölüm öncesi alınacak hizmetlerin kapsamını veöldükten sonra bedenine ne yapılmasını istediğini belirtebilece-ği, geleceği belirleyen onam formunu doldurmaktır.

KAYNAK: http://law.enotes.com/everyday-law-encyclopedia/organ-donation

- 17 -

Hastanede diyabet hastasının kan şekerini düzenleyenhekim, doğuma yardım eden ebe, kazazedeye yardım edenacil hekimi, kuşkusuz hastasının yaşamı ve sağlığına hizmetetmektedir. Ama insanların sağlığını sadece hastalıklar ve ka-zalar tehdit etmez. Ayrımcılığa uğratılmak, kötü koşullarda ya-şamak zorunda kalmak gibi toplumsal koşullar yanında savaş-

lar da insan yaşamını doğrudan tehdit eder. Savaşlarda insan-lara uygulanan şiddetin etkileri, hekimler ve tıbbi personelceyaşamı yeniden kazanmak üzere bin bir güçlükle, çok düşükbaşarı oranları ile giderilmeye çalışılır. Elbette atom silahla-rının maruz bırakacağı şiddet, tasavvur edilemeyecek kadarbüyüktür.

TIPTA BİR SOSYAL SORUMLULUK ÖRNEĞİ

NÜKLEER SAVAŞLARA ENGEL OLMAK İÇİN ÖRGÜTLENEN HEKİMLER International Physicians for Prevention of Nuclear War-IPPNW

www.ippnw.org

“Bizim kadın ve erkek hekimler olarak görevimiz, yaşama ve sağlığa yönelik her tehdite karşı koymaktır!”

Doç. Dr. Arın [email protected]

IPPNW, soğuk savaş yıllarında biri Amerikalı (ProfessorBernard Lown), diğeri Rus (Professor Eugueni Chazov) ikikardiyolog tarafından, olası atom savaşının önüne geçmeyeçalışma amacı ile 1980 yılında kurulmuştur. IPPNW, dünya öl-çeğinde yaşam ve sağlığı tehdit eden unsurlara cephe alır. Ça-lışmalarında politik ve toplumsal sınırlamaları kabullenmez.Dünya üzerinde çelişkilerin barışçıl çözümü, uluslar arası an-laşmalar, atom silahlarının ve atom enerjisinin imha edilmesive sosyal sorumluluk taşıyan bir tıp anlayışının yerleşmesi po-litikasını benimser. IPPNW’ın 60 ülkede 200 000’den fazlahekim üyesi vardır.

IPPNW-Almanya temsilcisi hekim ve gazeteci Ute Water-mann, “Günümüzde Doğu-Batı Bloku çelişkisi aşıldı. Ama kı-sa bir soluklanma ardından, tehdit bir başka formda geri dön-dü...Sayısız savaş gösteriyor ki, yeni dünya düzenine karşın,dünya düzensizlik içinde. Nedenleri bir çok araştırmayla orta-ya konmuş durumda: Kaynaklar için savaş, dünya ölçeğindeekolojik felaket, zenginlikle yoksulluk arasında, kuzeyle gü-ney, doğu ile batı arasında gittikçe derinleşen uçurum...IPPNW gelişme olmaksızın ve çevre korunmaksızın barışınsağlanamayacağının bilincindedir. En iyi olanaklara sahip Ba-tı dünyası, hepimizin birbirimize bağlı olduğunu, savaş ve te-rörün tek bir adil ve dayanışmacı politika ile bertaraf edilebi-leceğini anlamalıdır. IPPNW bu nedenle atom silahları ile do-nanmanın ve sivil atom enerjisi kullanımının hastalık yaratıcısonuçları, savaş nedenleri ve sivil çelişki giderici stratejiler,yoksulluk içindeki insanlarla ilgilenmektedir” demektedir.

IPPNW, 1997 yılında “Nürnberg 1997" başlıklı, 10 mad-deden oluşan etik bildirgeyi yayınlamıştır. Bu bildirgede yeralan 10 madde aşağıdaki konuları içermektedir: 1-Tıbbi dene-melerin koşulları 2-Sağlık alanının temel taşı olarak “aydınla-tılmış onam” 3-İnsan üzerinde deneyin türü 4- Üreme tıbbı veprenatal tanı 5-Genetik tanı 6-Gen terapisi 7-Transplantasyontıbbı 8- Ölüme refakat ve ölüme yardım 9-Tıp ve ekonomi 10-Herkes için sağlık.

IPPNW, 7-9 Nisan 2006 tarihlerinde Bonn’da (Almanya),“Zamanın Bombası: Atom Enerjisi- Çernobil’in 20. Yılı” adıy-la bir uluslar arası kongre düzenledi ve hatırlattı: 26 Nisan1986’da Çernobil’de atom reaktörünün 4. bloğu patladı. Reak-törün içinde 180 000 kilogram yüksek radyoaktif madde bulu-nuyordu. Bu, 1000 Hiroşima bombası demekti. Atmosfere enaz 200 çeşit radyoaktif madde saçılmış oldu. Bu felaketin so-nuçları hasır altı edildi, küçümsendi. Oysa, bitmeyecek bir fe-laketti yaşanan. Kimse torunlarına, hatta torunlarının torunla-rına miras bırakılan tehlikenin büyüklüğünü yeterince anlaya-madı. WHO, sadece 56 kurbandan söz etti. Kazanın hemen ar-dından 31 erkek öldü ışınların verdiği zarardan. Oysa Ukray-na, Belarus, Rusya ve Polonya’da, ayrıca Avrupa’nın Batısı veKuzeyinde uzun vadede kendilerini belli edecek, radyoiyot,sezyum ve stronsiyum solumuş yüzbinlerce kurban vardı. Kur-banlar, yardımsız, kendi hallerine bırakıldılar. Çernobil, ulus-lar arası ölçekte yardım edilmesi felaket bölgesi ilan edilmedi.Buraya sadece bazı özel insiyatifler yardım eli uzattı.

2000 yılına kadar 15 000-20 000 insanın genç insanın bü-yük olasılıkla felaketin kurbanı olarak yaşamlarını yitirdiklerigörüldü. Felaket bölgesine tedbirsizce ilk yardıma, daha sonrada çalışmaya gönderilenlerde hastalanma oranı oldukça yük-sekti. Çalışmaya gönderilenler, kazadan haberdardılar, amatehlikenin boyutu hakkında bilgilendirilmemişlerdi. Beyin tü-mörü nedeniyle operasyon geçirmiş, ışın tedavisi görmekteolan bir genç, okuduğu okulun müdürü tarafından, hiçbir ted-bir alınmadan ve hiçbir konuda bilgilendirilmeden, sadece ilk-yardım ekiplerine destek olmaları için sınıfça gönderildikleri-ni anlatmaktadır acı içinde.

Çernobil, atom enerjisinin sonunu getirmede başlangıç ola-bilirdi. Çünkü Çernobil ile iyice anlaşıldı ki atomenerjisine neteknolojik, ne de toplumsal bakımdan hükmetmek, onu tamanlamıyla kontrol altında tutabilmek mümkün değil. Atomenerjisinin askeri ve sivil amaçlı kullanımı arasına kesin bir sı-nır çizmek güç. Radyoaktif çöp sorunu büyüyor. Atom enerji-si kullanımı sağlık, güvenlik teknolojileri, ekoloji, barış politi-kaları açılarından ekonomik ve toplumsal riskler içermektedir.Çernobil Felaketi üzerinden 20 yıl geçtikten sonra, bu gerçek-lerin üzerinin daha da örtülmekte olduğu görülmektedir. Ses-sizce ağır basması istenen bir tavır amaçlanmış gibidir: “Çer-nobil geçmişte kalmalı, giderek unutulmalıdır!”

Çernobil Atom Reaktörü Ukrayna’da olsa da, bu felakettenhiçbir ülke Beyaz Rusya kadar etkilenmemiştir. Felaketin ol-duğu gün rüzgar, nükleer bulutu, çok yakındaki bu ülkeye sü-rüklemiş, orada ormanların ve tarlaların 1/5’inden çoğu radyo-aktif kirlenmeye maruz kalmıştır. Bu nedenle bir Beyaz Rusatom karşıtı dernek üyesi, “Biz dünyadaki en büyük radyoak-tif deney laboratuarı olduk!” diye dile getirmektedir yakınma-sını. Çünkü hala, radyoaktivitenin bulaştığı bölgede 5 milyoninsan yaşamaktadır. Hekimler, çeşitli kanser türlerinin (akci-ğer, mide, barsak, mesane ve böbrek) artışını kayda geçirmek-tedirler. Mide, kalp ve tiroid hastalıklarına daha sık rastlanırolmuştur. Mezarlıklarda 30 yaşına ulaşamamış, yakın tarihler-de vefat etmiş bir çok insanın mezartaşı dikkat çekmektedir.Bir genetik uzmanı, radyoaktivitenin yüksek oranda bulaştığıbölgelerdeki çocuklarda genetik zararların %83 oranında arttı-ğını belirlemiştir, ki bunun gelecek nesillerde yaratacağı so-nuçlar, tümüyle meçhuldür. Bu acı sonuçlar yanında Doğu Av-rupa’da hala Rus mimari tarzında 19 yüksek riskli reaktör fa-aliyet göstermektedir. IPPNW 2005 yılında Birleşmis Millet-ler’in (UNO), Çernobil gerçeğini yarı yarıya kötü göstermeyeçalıştığını belirtmekte, bir çok Birleşmiş Milletler alt komisyo-nunun gerçeği belgeleyecek çalışmalara bizzat katılmakla bir-likte, bu çalışmalarda yürütmenin, nükleer teknolojinin barış-çıl kullanımını amaçlayan, yani bu teknolojiye tümüyle karşıolmayan Birleşmiş Milletler’e ait kuruluş Uluslar arası AtomEnerjisi Organizasyonu (IAEO)’nun elinde olması nedeniylesonuçların manipüle edildiği görüşündedir.

IPPNW, ısrarla 20 yıl önce gerçekleşen Çernobil felaketi-nin yavaş, sinsi, göze fazla çarpmayan şekilde öldürmeye de-vam ettiğine, sonu gelmeyecek bir kaza olduğuna, böyle so-nuçları olabilen bir teknolojinin sorumsuzluk demek olduğunadikkat çekerek, “Çernobil ne yazık ki hala güncel!” demektedir.

KAYNAKLAR

1. http://www.ippnw.org2. http://www.ippnw-ulm.de/3. Watermann, Ute: IPPNW- Für eine gesunde, friedliche

und menschenwürdige Welt. In: Kolb, Stehpan et. al.(Hrsg.): Medizin und Gewissen. Wenn Wert ein Wertwürde. Frankfurt a. Main 2002, S. 428-429.

- 18 -- 18 -

Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Hasta Hakları Uy-gulama ve Araştırma Merkezi (HAHUM) ile Almanya’nınAugsburg Üniversitesi Hukuk Fakültesi tarafından birlikte or-ganize edilen IV. Türk-Alman Tıp Hukuku Sempozyumu 8-9Haziran 2007 tarihleri arasında KTÜ Turizm ve Otelcilik Mes-lek Yüksek Okulu Uygulama Tesislerinde yapıldı. Prof. Dr.Tevfik Özlü, Prof. Dr. Hakan Hakeri, Doç. Dr. Yener Ünverve Yrd. Doç. Dr. Yahya Deryal tarafından düzenlenen sem-pozyumda, evrensel hukuk ilkeleri çerçevesinde, Türk-Almanhukuk ve tıp adamları, hasta haklarını masaya yatırdı.

Türk-Alman Tıp Hukuku Sempozyumları 2 yıldır yapılıyor.İlki Kasım 2005’te Konya Selçuk Üniversitesinde; ikincisi İs-tanbul Yeditepe Üniversitesinde ve üçüncüsü ise Almanya’daAugsburg Üniversitesinde gerçekleştirildi. İlk sempozyum“Avrupa Konseyi Biyotıp Sözleşmesi”; ikincisi “Aydınlatma veRıza”; üçüncüsü ise “Hekim Hataları” konularında düzenlen-mişti. Dördüncü Türk-Alman Tıp Hukuku Sempozyumununkonusu ise “Hasta Hakları”ydı. Sempozyumun eş başkanlarıHAHUM Başkanı Prof. Dr. Tevfik ÖZLÜ ve Augsburg HukukFakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Henning ROSENAU idi.

Sempozyumun açılışına Trabzon Cumhuriyet Başsavcısı,Ağır Ceza Reisi, Bölge İdare Mahkemesi Başkanı, İl SağlıkMüdürü, Trabzon Tabip Odası başkanı, 18. Ecza Odası Başka-nı, Trabzon Barosu Başkanı ve çok sayıda hukukçu ve sağlık-çı katıldı. Açılışta konuşan Prof. Dr. Tevfik Özlü, “Hukukçu-larla hekimlerin mahkeme salonlarında karşı karşıya gel-memesi için ortak konularımızı bu tür toplantılarda birlik-te tartışabilmeliyiz” dedi. Amaçlarının hastaların yaşadıklarısorunları görmek, nedenlerini ve çözüm yollarını araştırmakolduğunu söyleyen Özlü, “Sempozyumdan elde edileceksonuçların hastaların ve tüm insanlığın yararına olacağını”belirtti. “Hasta hakları denince, sadece hastaların kullana-

cağı hakların anlaşılmaması” gerektiğine de vurgu yapanÖzlü, şöyle devam etti: “Hepimiz bugün olmasa da gününbirinde hasta veya hasta yakını olarak sağlık hizmetininalıcısı konumunda olabiliriz. Bugün sarf edeceğimiz çaba-lar, o gün alacağımız sağlık hizmetinin nitelik ve kalitesi-nin artırılması içindir."

Sempozyum eş başkanı Prof. Dr. Henning Rosenau da yap-tığı konuşmada özetle şunları söyledi. “Bugün burada hastayıön plana alan bir anlayışı görüyorum. Bu çok önemli birgelişme. Hasta, sağlık kurumu ve hekim karşısında zayıf vemuhtaç durumdadır. Bu nedenle haklarının korunması ge-rekir. Sadece hukukçuların hastaların haklarını tanımla-makta ve korumakta yeterli olmaz. Hekimler ve hukukçularbirlikte çalışmalıyız.” Almanya’dan tıp hukuku alanında çalış-malarıyla tanınan dört bilim adamı konuşmacı olarak sempoz-yuma katıldılar. İki gün boyunca evrensel hukuk ilkeleri çerçe-vesinde, Türk-Alman hukuk ve tıp adamları, hasta haklarınımasaya yatırdı. Sempozyumda yayınlanan sunumların, SağlıkHakkı Dergisinin özel sayısı olarak yayınlanması planlanıyor.

Sempozyumda Prof. Dr. Hakan Hakeri, Hasta Hakları Ka-nunu Taslağı hakkında bilgi verdi. Hasta haklarının bir yönet-melikle değil de, bir kanun ile düzenlenmesinin bu haklarıngüvence altına alınması bakımından önem taşıdığını; kanununen önemli özelliğinin sadece hakları belirtmek değil, ayrıcabunların hayata geçirilmesi için yaptırım sistemi öngörmek ol-ması gerektiğini aktaran Hakeri, söz konusu taslakta hastalarınsadece haklarına değil, sorumluluklarına da yer verilmesininönemine işaret etti.

Erzincan Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr.A.Nezih Kök, adli hekimlikte karşılaşılan sorunlara işaret etti.Adli hekimlikte birçok hasta hakkı ihlali olduğunu ve bunlarınkanunlar tarafından öngörüldüğünü açıkladı. Doç. Dr. YenerÜnver psikiyatride hasta hakları ihlallerine çokça rastlandığı-nı, Türkiye’de acilen bu konuda bir yasa çalışması yapılmasıgerektiğini, Türkiye’de yabancı kurumlar tarafından yapılanincelemelerde, bu noktaya ilişkin insan hakkı ihlali derecesin-de ihlallere işaret edildiğini belirtti.

Yrd. Doç. Dr. Yahya Deryal, çocuk hastaların hakları baş-lıklı tebliğinde çocuk hakları üzerinde ayrıca durulması gerek-tiğini, ebeveynin çocukların yaşamı açısından önem taşıyantıbbi müdahaleleri ret hakkının bulunmadığını; özellikle bunoktada çocukların hangi yaştan itibaren rıza yeteneğine sahipolduğu konusunun hala çözüme kavuşturulamadığını izah etti.

Göttingen Üniversitesi Hukuk Fakültesi Tıp Hukuku Mer-kezi Müdürü Prof. Dr. Gunnar Duttge, biyo bankalar konusunuele aldı. Biyo bankaların insanların araştırmalarda kullanılmaküzere vücutlarından parçaları bu bankalara teslim etmesi anla-mına geldiğini açıklayan Duttge, bu parçaların bu insanların

- 19 -- 19 -

TTIIPP EETTİİĞĞİİ vvee TTIIPP HHUUKKUUKKUU TTOOPPLLAANNTTIILLAARRIINNDDAANN HHAABBEERRLLEERR

Trabzon, 8-9 Haziran 2007 IV. TÜRK-ALMAN TIP HUKUKU SEMPOZYUMU

Prof. Dr. jur. Hakan HAKERİKonya Selçuk Üniversitesi Hukuk FakültesiCeza ve Ceza Husulü Hukuku Kürsüsü Bşk.

[email protected]

- 20 -

tedavisi için değil, araştırmalarda ihtiyaç duyulması halindekullanılmak üzere bağışlandığını anlattı. Duttge, bu parçalarınkullanımına ilişkin birçok hukuksal problemin henüz çözümekavuşturulmadığını açıkladı.

Augsburg Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza Hukuku veBiyo Hukuk ve Tıp Hukuku Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof.Dr. Henning Rosenau, etik kurulların hasta haklarının hayatageçirilmesi açısından önemi üzerinde durdu. Ankara Üniversi-tesi Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Veysel Başpınar,hekimin en önemli yükümlülüklerinden birisinin özen yüküm-lülüğü olduğunu ve hasta hakları açısından da en önemli yü-kümlülüğün bu yükümlülük olduğunu anlattı. Prof. Dr. Eva Schu-mann, Alman Hukuku’nda hekimin tazminat sorumluluğu ve bubakımdan geçerli olan ispat gibi yargılama kurallarını açıkladı.

Akdeniz Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk öğ-retim üyesi Doç. Dr. Zafer Zeytin, hekimin aydınlatma yü-kümlülüğü üzerinde çok ayrıntılı olarak durdu. Augsburg Üni-versitesi Hukuk Fakültesi Kamu Hukuku öğretim üyesi Prof.

Dr. Marion Albers, insanların ölümden sonra neler yapılmasıgerektiğine ilişkin vasiyet gibi, ağır hastalık, bitkisel hayat vekoma gibi durumlarda neleri kabul edip etmeyeceğine ilişkinolarak da tıbbi vasiyetler düzenlediklerini; ancak bu konununçok tartışmalı olduğunu; sağlığında böyle bir vasiyet düzenle-yerek tedaviyi reddeden kimselerin bu iradelerinin, hastalıkhalinde ne derece geçerli kabul edileceği konusunun hala çö-züme kavuşturulmadığını, Almanya’da da bu konuda yasa ça-lışmaları bulunduğunu belirtti.

Son olarak, İstanbul Barosu Sağlık Hukuku KomisyonuBaşkanı Avukat Sunay Akyıldız, mevzuatımızda hastanın hakarama yollarını mahkeme kararları ve somut örneklerle açıkladı.

Sempozyum çok ayrıntılı tartışmalara da sahne oldu. Bir-çok hekimin katıldığı toplantıda, hekimlerin yaşadıkları olay-lara ilişkin sordukları sorular hukukçular arasında konununayrıntılı tartışılmasını sağladı. Sempozyumun beşincisi 28 Şu-bat-1 Mart tarihleri arasında Ankara’da “TIP CEZA HUKU-KUNUN GÜNCEL SORUNLARI” konusunda yapılacak.

- 20 -

Istanbul Tıp Fakültesi’nde Göğüs Hastalıkları AnabilimDalı öğretim üyesi ve İstanbul Üniversitesi Araştırma Fo-nu Başkanı Prof. Dr. Feyza Erkan Krause, bu yıl kendi Fa-kültesinde ikinci kez etiği konu alan bir etkinlik düzenleyerek,

hekim, hemşire ve diğer sağlık elemanlarını tekrar konu üzerin-de düşünmeye ve tartışmaya davet etti. Bu etkinlikte konferans-çı, İngiltere’den yazar, gazeteci, sağlık ve bilim muhabiri, Kü-resel Sağlık İçin Janki Vakfı Başkanı Naville Hodgkinson idi.

Prof. Dr. Feyza Erkan Krause Neville HodgkinsonJanki Foundation for Global Heathcare/Küresel Sağlık İçin Janki

Vakfı Başkanı Yazar, Gazeteci, Sağlık ve Bilim Muhabiri

ISTANBUL TIP FAKÜLTESİ’NDEDÜZENLENEN BİR TIP ETİĞİ ETKİNLİĞİ:

SAĞLIK HİZMETLERİNDE DEĞERLER

Günümüzde sağlık hizmetlerinde gitgide kaybolan insani değerlere yenidenkavuşmak amacıyla geliştirilen uluslar arası bir program

Konferansçı: NEVILLE HODGKINSONTarih: 27 TEMMUZ 2007

Prof. Dr. Feyza Erkan, toplantıyı açmak ve konferansçıyıtakdim etmek için yaptığı konuşmada katılımcılara şöyle ses-lendi: “Sevgili hekimlerimiz, hemşirelerimiz, öğrencilerimiz.Gittikçe artan bir mutsuzluğa sürükleniyoruz. Saf duygularla,insanlığa hizmet ideali ile mesleğimizi seçtik, ama dalgalar bi-zi başka kıyılara sürüklemeye başladı. Kapımızda hasta kuy-rukları, tatmin etmeyen maaş, ailemizin karşılayamadığımızihtiyaçları, kendimize çizdiğimiz yolu değiştirecek cazip tek-lifler... Hep ‘Yüksel!’ diyen bir sistem, öte yanda ‘Sen insanlı-ğa hizmet etmek için bu yolu seçtin!’ diyen içimizdeki ses. De-ğerlerini çiğneyenlerin en yüksek pozisyonlara geldiğini gör-düğümüz bu ortamda seçimimizi nasıl yapacağız? Burn-OutSendromu yaygınlaşıyor. Bu karanlık atmosferde İngiltere’denbir ses yükseldi ve onlar ‘Bizim bir çaremiz var: Sağlıkta De-ğerler Programı!’ dediler. Bu sesi yükselten İngiltere’deki Yan-kee Vakfı. Vakfın geliştirdiği programın başkanı, bugün ara-mızda olan konferansçımız Neville Hodgkinson. O, İngilte-re’nin ünlü bir sağlık muhabiri. Sağlıkla mutluluk arasındakiilişkiyi inceleyen kitapları var. Günümüzde sağlık kavramınayaklaşımda, tıpta hücreye odaklanılmışken o, sağlık hizmeti-nin insanın mutluluğunu önemsemesini, bunun için, insanınbütününün ele alınmasının gerekli olduğunu savunuyor. Bu-gün burada konuşmayı dinleyip, kendimize bazı sorular sor-madan kliniklerimize dönmeyelim. Kendimiz ne yapabiliriz,sağlıkta değerleri korumaya başlayabilir miyiz, bunu düşüne-lim. Her şeyi öncüler değiştirmeye başlar, değişimin yolunuaçarlar. Biz de öncü olalım. Bu toplantının önemi budur.”

Neville Hodgkinson, Prof. Erkan’ın kısaca değindiği prog-ramın İngiltere’de çok etkili bir program olduğunu, süreklieğitim programına alındığını, 30 ayrı ülkede bu programın uy-gulanması ile ilgili çalışmalar bulunduğunu belirterek sözleri-ne başladı ve özetle şu görüşleri aktararak konuşmasını sür-dürdü: Tıpta hasta bakımı karmaşıklaştı, kullanımı güç aletle-ri kullanım becerisi kazanmak, kongrelere eksiksiz katılmakvb. teknik bilgi ve beceriyi edinmek, tek önem verilen şey ha-lini aldı. Hastalarla iletişim becerisinin geliştirilmesi ise budenli önemsenmemekte. En önce belirtilmelidir ki, hekimin,sağlık çalışanının kendisine bakabilmesi de çok önemlidir.Sağlık çalışanının kendisi mutsuz, sağlıksız olursa, başkaları-na ne kadar yardımcı olabilir? Bir çok meslek, bunların başın-da da hekimlik, kendisini ‘Başkalarına hizmet ediyoruz’ şek-linde tanımlar. Ama meslek sahiplerinin kendisine hizmet et-meleri de önemlidir. Hekim, önce kendisini iyileştirmeli, ken-di moralini yüksek tutmalı, kendi değerlerinin farkında olabil-melidir. İngiltere’de Jankee Vakfı, Hindistan’da yoksullara ba-kan hastaneleri desteklemek için kurulmuştu. Ama bu vakıf,diğer klasik vakıflar gibi para toplayıp dağıtmadı, onlara eği-tim yoluyla yardımcı olacak projeler geliştirdi. ‘Sağlıkta De-ğerler’ projemizin oluşturulmasında eğitim becerileri, eğitimmateryalleri geliştiren bir kişi, hekimler, psikiyatr, 1 alternatiftıp uzmanı, hasta temsilcileri, organizasyon danışmanı gibi çe-şitli uzmanlıklara sahip kişiler yer alıyor. Projenin temel ama-cı, sağlık alanındaki uygulamaların her aşamasında değerlerinrehberliğini sağlayabilmek. Herkesin içinde insaniyet, insanibilinç vardır ama, günlük yaşamda bu çekirdek değer bazı en-gellerle karşılaşır. Ya da günlük koşullar, bu değerlerin üzeriniörtmüş olabilir. Ayrıca yaşam içinde çok çeşitli taleplerle, tek-liflerle karşılaşılır. Değerleriyle bağını yeterince kuramamış,

bu bağı koruyamamış kişiler, zaman zaman değerlerini çiğne-yebilmektedirler. Ama kişi, kendi değerlerinin farkında olur veonlarla uyumlu davranma kararlılığını gösterebilirse, başkala-rı nedeniyle kendi değerlerini çiğnemez, bunun vereceği hu-zursuzluğu yaşamaması, tıp uygulayıcıları için çok ciddi birsorun olan tükenmişlik sendromunun belirtileri azalır. Çünküdış dünyadan empoze edilen değerlere göre yaşamak, gerilimiartırıcıdır. Oysa içimizdeki değerlere tutunursak, huzurumuzartar ve bu dışarıya da yansır. ‘Ben bu yaşamın kurbanıyım,mutsuzum!’ demeyi, yani bardağın boş tarafını görmeyi, vere-ceğimiz eğitim programıyla değiştirebileceğimize inanıyoruz.Sağlayacağımız iyimserlik, hem sağlık çalışanına, hem de has-talara yarayacaktır. Modern yaşamda herkes kendisini tüken-miş hissediyor, fakat içimizdeki nezaketi, şefkati, sabrı, insa-niyet duygusunu ortaya çıkarabilmeliyiz. Takım çalışmasında,ki tıp takım çalışmasıdır, egolar su yüzüne çıkar ve insanlarçatışmaya başlar. Bu eğitim programı, egolarımızın farkına var-mamızı sağlıyor ve aynı zamanda karşımızdakini anlamamızıngerektiğini, çünkü onun da önemli olduğunu. Biz değerliyiz.Değerimizin farkında olursak, kendimize özsaygımız varsa,başkasının bize göstereceği saygıya muhtaç olmayız, saygıbeklentimiz kalkar. Kendimize duyduğumuz saygı, başkalarınaduymamız gereken saygının da temelini oluşturur.

Artık, ‘ruhsal bakış açısı’ kazanılması gerekiyor. Kaybolaninsanlığımızı keşfetmek, içsel kaynaklarımızı yeniden ortayaçıkarmak. On yıl önce psikiyatri dergileri üzerinde bir araştır-ma yapılmış ve görülmüş ki, son yüzyıl içinde bu dergilerde“sevgi” teması hiç işlenmemiş, saygı, sevgi, şefkat konularındahiç araştırma yapılmamış. Sadece nöronlarla, medikal tedavi-ler, ilaç türleri üzerinde araştırmalar yürütülmüş.

Neville Hodgkinson’un önemli bir vurgusu da, bugüne ka-dar kurumlarda hep hatalara odaklanılıyor olması. Hodgkin-son, şimdi Amerika Birleşik Devletleri’ndeki yeni yaklaşımın‘İyi olan ne?’ yaklaşımı olduğunu, iyi olanlar vurgulandığında,olumsuzlukların azalacağına inanıldığını ve bu beklenti doğ-rultusunda sonuçlar alınabildiğinin görüldüğünü belirtiyor:Yani hem kurum, hem de bireyler, kötü olanı değil de iyi ola-nı görmeye yönelmeliler. İlk bakışta saçma gibi görünen olum-lu olana odaklanma yaklaşımının, aslında bireyi de, kurumu dagüçlendirdiği anlaşılmıştır. Hodgkinson., konuşmasının deva-mında her insanın içinde barındırdığı değerlerin bilincine ulaş-masında kendisine verilecek desteği kapsayan eğitim prog-ramlarının kullandığı yöntemleri anlattı.

Katılımcıların soru ve katkılarıyla bütünleşen konferans,oldukça dinamik bir tempoda gerçekleşti. Konferansın simül-tane çevirisi, değerlerin egemen olduğu bir sağlık kurumu ya-ratmada gerçek bir idealist olarak yılmadan çalışan Prof. Dr.Feyza Erkan Krause’nin bu doğrultudaki özverisinin göster-gelerinden biri olarak kendisi tarafından gerçekleştirildi. Prof.Dr. Erkan Krause, kapanış konuşmasını, İstanbul Tıp Fakülte-si’nde, uzun zamandır hazırlığını yürüttüğü “Sağlıkta DeğerlerProgramı” ile ilgili eğitimin önümüzdeki yıl başlatılacağımüjdesi ile noktaladı.

Doç. Dr. Arın NAMALİ.Ü. Istanbul Tıp Fakültesi

Deontoloji ve Tıp Tarihi AD

- 21 -- 21 -

- 22 -

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi DeontolojiAnabilim Dalı 2547 sayılı yasaya göre hazırlanan 18.02.1982tarih ve 17609 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan “Üniversite-lerde Akademik Teşkilat Yönetmeliği” hükümlerine göre ha-zırlanan ve 24.12.1982 tarihinde Anadolu Üniversitesi Rektör-lüğünce onaylanarak yürürlüğe giren Anadolu Üniversitesi TıpFakültesi Anabilim ve Bilim Dalları listesi ile 1984 yılındaÖğr. Gör. Dr. Yaman ÖRS başkanlığında kurulmuştur. AnadoluÜniversitesi bünyesinde yer alan Tıp Fakültesi’nin 496 sayılıkanun hükmündeki kararname ile 18 Ağustos 1993 tarihindeyeni kurulan Osmangazi Üniversitesi’ne bağlanması ile birlikteDeontoloji Anabilim Dalı bu üniversitenin bünyesinde çalış-malarını sürdürmektedir.

Anabilim Dalı öğretim üyeleri Tıp Fakültesi ve Eğitim Fa-kültesinde Deontoloji, Eğitimde Etik gibi lisans derslerini,Sağlık Bilimleri Enstitüsünde lisansüstü derslerini, Sağlık Hiz-metleri Meslek Yüksekokulunda da Mesleki Etik dersleriniyürütmektedir.

Deontoloji Anabilim Dalı Lisansüstü Programından 5 Yük-sek Lisans ve 2 Doktora diploması verilmiştir.

AKADEMİK KADRO

Doç. Dr. Ömür ELÇİOĞLU (Anabilim Dalı Başkanı)Arş. Gör. Dr. Nurdan KIRIMLIOĞLUArş. Gör. Nilüfer DEMİRSOY

YÜKSEK LİSANS PROGRAMI HAKKINDABİLGİ

Deontoloji Yüksek Lisans Programı bilimsel düşünce veeleştirisel sorgulayıcı yaklaşımı benimsemiş, tarihte yöntem

sorununu anlamış, toplumsal etkileşim, toplumsal yapılanmasüreç ve ürünlerini bilen, Tıp Tarihi alanında özgün bir çalış-ma yapabilecek, tıp uğraş alanı içinde giderek yoğunlaşan de-ğer sorunlarını fark edebilen, zengin kültür mirasımızı daha iyiöğrenip anlayacak bilim uzmanları yetiştirmeyi amaçlamakta-dır. Bu nedenle öğrencilere Tarih İncelemesine Giriş, Araştır-ma Metotları ve Tıp Tarihi, Sosyal Tıp, Tıbbi Deontoloji veSağlık Mevzuatı, Türk Tıp Tarihi, Osmanlıca, Hukuk ve Etikdersleri verilmektedir. Yüksek Lisans Programı içerisinde öğ-renciler hazırladıkları seminerler ile sunuş yapma becerisini degeliştirirler.

DOKTORA PROGRAMI HAKKINDA BİLGİ

Deontoloji Doktora Programı’nda; evrimsel tıbbı inceleye-rek günümüz modern tıbbı ile karşılaştırmalar yapabilen, etikve sistematik açıdan tıp etiği ve ilkelerini bilen, klinik etik uy-gulamalarda etiğin temel sorunlarına anlam ve yöntem açısın-dan doğru yaklaşımda bulunabilen ve çözüm önerileri ortayakoyabilen, kendi uğraş alanı ile ilgili hukuki metinler hakkın-da bilgi sahibi olabilen Tıp Etiği Uzmanları yetiştirmek amaç-lanmıştır.

Deontoloji Doktora Programı’nda Genel Tıp Tarihi, BilimTarihi, Hukukun Temel İlkeleri, Medeni Hukuk ve Etik, CezaHukuku ve Etik, Arşiv Çalışmaları ve Dokümantasyon, Os-manlıca bilgisini yükseltmeye yarayan İleri Paleografya ders-leri verilmektedir.

Öğrenciler eğitimleri süresince uygulamalı etik vaka çö-zümlemeleri yapmak zorundadırlar. Bu uygulama etik sorunutanımlama ve çözüm önerisi planlama konusundaki deneyim-lerini pekiştirmeyi amaçlamaktadır.

Deontoloji Doktora Programı’nda ders aşamasında olan 3,tez aşamasında olan 2 asil öğrenci bulunmaktadır.

- 22 -

TIP ETİĞİ VE TIP HUKUKU DERNEĞİ

www.tipethukder.4t.com

DEONTOLOJİ ANABİLİM DALI ETKİNLİKLERİ

Doç. Dr. Ömür ELÇİOĞ[email protected]

Konya Selçuk Üniversitesi Ceza ve Ceza Usulü HukukuBilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Hakan Hakeri’nin eseri-nin girişinde yer alan haklı değerlendirmesi, ülkemizde sağlıkhukuku alanında başvuru kaynaklarının sınırlılığına işaret edi-yor: “ Tıp hukuku, son zamanlarda gittikçe artan şekilde hekkamuoyunun hem de hekim ve hukukçuların gündemini meş-gul etmeye başlamıştır. Esasen ülkemizde tıp hukukuna ilişkinçok fazla sayıda çalışma yoktur. Bunlardan en eski olanı, cezahukukuna ilişkin olarak değerli hocamız Prof. Dr. Köksal Bay-raktar x’ın otuz beş sene önce yazdığı ‘Hekimin Tedavi Nede-niyle Cezai Sorumluluğu’ adlı çok kıymetli eseridir. Yine ko-nuyu Türkiye’de ilk defa özel hukuk açısından ayrıntılı olarakbilimsel manada ele alan ve çalışmasına hala atıflar yapılanProf. Dr. Mehmet Ayan’ın ‘Tıbbi Müdahalelerden Doğan Hu-kuki Sorumluluk’ isimle eseri de bu çerçevede belirtilmelidir.Keza Çetin Aşçıoğlu’nun ikinci baskısı 1993’de yapılan ‘Tıb-bi Yardım ve El Atmalardan Doğan Sorumluluklar’ isimli ça-lışması da konuyu hem ceza hem de özel hukuk yönünden elealan önemli kitaplardandır. Bunun dışında bazı monografik ça-lışmalar bulunmakla beraber, son yıllarda genç hukukçularınyazdığı kitapların (Özlem Yenerer Çakmut: Tıbbi MüdahaleyeRızanın Ceza Hukuku Açısından İncelenmesi. İstanbul 2002ve Barış Erman: Tıbbi Müdahalenin Hukuka Uygunluğu. An-kara 2003) dışında, konu daha çok tıp hekimleri tarafından elealınmış, özellikle adli tıp uzmanları bu konuya ilgi duymuşlar-dır.” Hakeri, bu değerlendirmesi ardından ülkemizde tıp huku-kuna ilişkin bütüncül bir düzenleme bulunmadığına, bu nedenle

tıp hukuku kapsamındaki bir çok konunun genel hükümleregöre değerlendirildiğine işaret etmektedir. Hakeri, buradaönemli bir vurgulamada bulunmaktadır: “Artık konunun hemözel hukuk, hem de ceza hukuku yönünden derli toplu ele alın-masının zamanı gelmiştir. Bugün yabancı ülkelerde bir çok tıphukuku enstitüleri bulunmaktadır. Ülkemizde de konuya ge-rekli önemin yavaş yavaş verildiği görülmektedir.” Hakeri, tıphukukunun bütünsel bir yaklaşım gerektirdiğini, bu nedenlekitabının disiplinlerarası bir çalışma ile hazırlandığını, çalış-mada tıp hukukunun, hem özel hukuk, hem anayasa hukuku,hem idare hukuku, hem de ceza hukuku boyutlarında irdelen-diğini, ancak ceza hukukçusu olması nedeniyle ve tıbbi uygu-lamaların ceza hukuku yönünden değerlendirilmesinin en sıktartışılan yönü oluşturması nedeniyle ceza hukuku boyutununağır bastığını belirtmektedir.

Kitap, tıp uygulamasındaki en önemli yeniliklere de spesi-fik olarak eğilen pek çok alt başlıktan oluşan 1- Tıp Hukuku-na Giriş, 2- Tıp Hukukunun Temel Kavramları, 3-Tıp CezaHukuku bölümlerinden oluşmaktadır.

Hakeri’nin kitabına yazdığı önsöz, Türkiye’nin batısında,doğusunda, kuzeyinde, güneyinde, köyünde ve kasabasında,bin bir türlü özveriyle, bir çok imkansızlıklar içerisinde, insa-nımızın yaşamı ve sağlığı için çaba gösteren bütün hekim,hemşire, ebe ve diğer sağlık personeline bir nebze yararlı ol-ması ve hasta haklarının yaşama geçirilmesine katkıda bulun-ması dileğiyle sonlanmaktadır.

- 23 -- 23 -

KİTAP TANITIMI

Hakan Hakeri: Tıp Hukuku. Seçkin Yayınevi.Ankara 2007, 599 S.

Kayıhan İçel (Proje Yöneticisi), Yener Ünver (Yayına Ha-zırlayan): Özel Yaşam, Medya ve Ceza Hukuku. Karşılaş-tırmalı Güncel Ceza Hukuku Serisi: 7. Seçkin Yayınevi.Ankara 2007, 520 S.

Medyanın özel yaşam alanına müdahalesi, sağlık çalışan-ları yanında hastaların da önemli ölçülerde rencide edildikleribir hak ihlali alanıdır. Prof. Dr. Kayıhan İçel ve Doç. Dr.Yener Ünver, konunun hukuki boyutunu Prof. Dr. WilliamM. Beaney, Prof. Dr. Eric Hilgendorf, Prof. Dr. WalterKargl, Prof. Dr. Franz Riklin, Prof. Dr. Hans Kudlich, Doz.Dr. Arnd Koch, Av. Dr. Christian-Alexander Neuling, Dr.iur Seung Hee Hang, Samuel D. Warren, Louis D. Brande-is, Herbert Spencer Hadley, Carolyn Doyle, Mirko Baga-dic, Mark A. Graber, Arthur Hartz, Paul James AndrewNugent, Michael D. Gren adlı yazarların konuyu pek çok yö-nüyle ele aldıkları makalelerinin Türkçeye çevirilmesi ile oluş-turdukları eserde kapsamlı biçimde açıklığa kavuşturuyorlar.

Herbert Spencer Hadley’in “Mahremiyet Hakkı”, WilliamH. Beaney’in “Yüksek mahkeme Kararlarında, Anayasal BirHak Olarak Mahremiyet Hakkı”, Carolyn Doyle ve Mikro Ba-garic’in “mahremiyet hakkı: cazip Ama Kusurlu” başlıklı ma-kaleleri, hasta hakları içerisinde önemli bir yeri olan “hastanınmahremiyetini koruma hakkı”nın hukuki temellerini kavraya-bilmek açısından son derece öğretici. Kitabın ikinci bölümünüoluşturan “Özel Yaşam Hakkı ve Paparazzi” başlığı altında yeralan makalelerde, medyanın hastaların rızasını almadan kim-liklerini deşifre edici görüntüleri kamuoyuna iletmesinin ya-rattığı hak ihlali boyutunun ciddiyetini kavramak mümkün.Kanımca bu değerli eser, medya mensupları yanında tıpçılartarafından da mutlaka okunmalıdır.

Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi tarafından Marma-ra Üniversitesi’nin Sultanahmet’teki Rektörlük Binası’nda dü-

zenlenen sempozyum, aşağıda belirtilen 4 oturumdan oluşu-yordu. Kitap, bu oturumlardaki sunumları kapsamaktadır:Prof. Dr. Turan Yıldırım (Marmara Üniv. Hukuk Fak.): Türkhukukunda hasta hakları, Prof. Dr. Hans Lille (Leipzig Üniv.Hukuk Fak.): Alman hukukunda hasta hakları, Prof. Dr. KöksalBayraktar (Galatasaray Üniv. Hukuk Fak.): Hastanın kendigeleceğini bilme hakkı, Prof. Dr. Doğan Soyaslan (ÇankayaÜniv. Hukuk Fak.): Organ, doku nakli ve zorla tedavi etmeninsağlık hakkı ve ceza hukuku açısından değerlendirilmesi, Doç.Dr. Hamide Zafer (Marmara Üniv. Hukuk Fak.): Ceza Muha-kemesi Kanunu’nda sağlık haklarıyla ilgili düzenlemeler, Prof.Dr. Metin Feyzioğlu (Ankara Üniv. Hukuk Fak.): Zorla teda-vi etme, hak kullanımı ve beslenmeyi engelleme suçu, Yard.Doç. Dr. Tuğrul Katoğlu (Bilkent Üniv. Hukuk Fak.): Hekiminceza sorumluluğu, Yard. Doç. Dr. Melikşah Yasin (MarmaraÜniv. Hukuk Fak.): Tıbbi hatalardan idarenin sorumluluğu,Doç. Dr. Yener Ünver (İstanbul Üniv. Hukuk Fak.): İnsanüzerinde deney, Doç. Dr. Serap Keskin (İstanbul Üniv. HukukFak.): Gebeliğe son verilmesi, sterilizasyon, kastrasyon gibitıbbi müdahalelerin Türk Ceza Kanunu bakımından değerlen-dirilmesi, Yard. Doç. Dr. Handan Sevük Yokuş (Dicle Üniv.Hukuk Fak.): Sağlık kapsamında yapılan müdahalenin TürkCeza Hukuku’nda hukuka uygunluğunu sağlayan hükümler.

Oturumlarda yapılan tartışmaları da içeren kitap, sağlık hu-kuku alanında önemli başvuru kaynakları arasında yerini almışbulunmaktadır.

- 24 -- 24 -

Marmara Üniversitesi Sempozyum Özel Sayısı 1: SağlıkHukuku ve Yeni Türk Ceza Kanunu’ndaki DüzenlemelerSempozyumu 17 Kasım 2006. İstanbul 2007, 255 S.

Napiwotzky, Annedore; Student, Johann-Christoph (Eds.)Was braucht der Mensch am Lebensende? Ethisches Han-deln und medizinische Machbarkeit [İnsan Yaşamının So-nunda Neye Gereksinim Duyar? Etik Davranmak ve Tıb-bi Olanaklar]. Kreuz Verlag, Stuttgart 2007. 199 S.

Almanya’da Hospiz hareketinin öncüsü, İstanbul Üniversi-tesi İstanbul Tıp Fakültesi’nde 1 Kasım 2005 tarihinde birkonferans vermiş olan Prof. Dr.med. Johann-Christoph Stu-dent, çocuk hemşireliği üzerine psikoloji eğitimi gören Dr.phil Annedore Napiwotzky ile birlikte, ölme sürecinde tıbbıntutumunu etik açıdan irdeleyen, kendilerinin ve bu konuda ça-lışan önemli uzmanların büyük deneyim birikimlerini yansıtanbir eser sunuyorlar okura. Kitapta, “Ölme sürecinde, çeşitlidurumlar içerisindeki insanın nelere gereksinimi vardır?” so-rusu, hasta yatağı başında edinilmiş büyük deneyimler, etikaçıdan önemli sorularla yoğrularak tartışılıyor: Johann-Christoph Student: Yaşamın sonunda büyük duygular ve etikkararlar, Thomas Klie: Yaşamın sonunda kararlar-etik ve hu-kuki ikilemler, Ruth Schwerdt: Kalite ve kalifikasyon-Ağırhastaların bakımında madalyonun iki yüzü, Martin Klumpp:Bir zamanlar doğru olan, bugün müthiş acı verebilir!, Anne-dore Naptwotzky, Johann-Christoph Student: Bir hasta ya-kınının bakış açısı: Uyanık koma hastası ile nasıl iletişim ku-rabiliriz?-Bir deneyimin raporu, Johann-Christoph Student,Katrin Student: Bir hekim görüşü: Uyanık koma hastalarındayaşamı kısaltıcı müdahalelerde bulunulması ile ilgili beş tez,Petra Vetter: Bir hukukçu bayanın bakışı: Yaşamın sonundabesleme-Uyanık komadaki ve demanstaki insanın neye gerek-sinimi vardır? Thomas Klie: Bir hukukçunun bu konudaki yo-rumu, Martin Klumpp: Bir teologun bakışı: yaşamın sonundaonur- Ağır hasta, komada ve ölmekte olan insanla uğraşta“Öldarmeyeceksin!” ne demektir? Michael Kief: Bir pratis-yenin bakışı: “Uyanık koma”daki bir insan ne kadar uyanıktır?-Ağır kafatası-beyin yaralanmaları ardından gündelik yaşam,Ruth Schwerdt: Bir hemşirenin bakışı: Uç durumlardaki,örneğin uyanık komadaki insanların hemşirelik bakımlarındatemel normlar, Andreas Lob-Hüdepohl: Onam veremez du-rumda olan insanların onuru- Hasta vasiyetlerinin yasal bağ-layıcılığı konusunda güncel tartışmalara notlar, Georg Marc-kmann: Klinik etik komite (KEK)’e giriş, Heike Linder, An-drea Ziegler: Tıbbi bakım ve hasta bakımı rutininde etik ikilem-ler, Ulrike Schmid: Palyatif bakımda etik davranış kendisininasıl belli eder? Martin Alsheimer: Bakımevlerinde palyatifkültür-model projelerden öğrenmek, Angelika Daiker: Yasarefakatte çaresizlik ve olanaklar, Annegret Braun: Siparişegöre çocuk? Prenatal tanının etkileri, Hans-Peter Ehrlich,Christine Ettwein-Friehs: Umut ile endişe arasında-Çocukhospizi hangi desteği sağlıyor? Barbara Städtler-Mach: zamanve para yetersizliğinde etik davranmak.

21-22 Nisan 2006 tarihlerinde Yeditepe Üniversitesi’ndegerçekleştirilen “Türk-Alman Tıp Hukuku Sempozyumu”ndahekimin aydınlatma yükümlülüğü, ilgilinin rızası, Türk ve Al-man hukukunda bu konular ile ilgili güncel gelişmeler tartışıl-mıştı. Bu sempozyum sunumları, Prof. hc. Dr. C. Doğan İzbı-rak (1950-…) anısına anılan özel sayıda yayınlanmış bulun-maktadır. Prof. Dr. Gerfried Fischer: Alman hukukunda he-kimin aydınlatma yükümlülüğü, Doç. Dr. Hakan Hakeri:Türk tıp hukukunda aydınlatma ve tıbbi müdahalelerde bilgi-lendirilmiş rıza alınması yönetmeliği taslağı, Prof. Dr. Hen-ning Rosenau: Rıza gösterme ehliyetine sahip olmayanlardaaydınlatma ve rıza, Doç. Dr. Faik Çelik: Hekimlik uygulama-larında aydınlatılmış onam, Prof. Dr. Gunnar Duttge: Has-tanın merhamet düşünceleriyle yanıltılması (Thomas Mann)haklı görülebilir mi? Yard. Doç. Dr. Yahya Deryal: Özel sağ-

lık işletmelerinde hastanın aydınlatılması ve rızanın alınması,Doç. Dr. Ümit Kocasakal: Yeni Türk Ceza Kanunu’nda heki-min cezai sorumluluğu, Doç. Dr. Mahmut Koca: Yeni TCK’-da hekimler hakkında uygulanacak yaptırımlar, Prof. Dr. Bri-gitte Tag: Tıp ceza Hukukunda özerklik, rıza, etik, Doç. Dr.Yener Ünver: Türk Tıp Hukukunda rıza, Doç. Dr. Sibel İnce-oğlu: İnsan hakları bakımından ötanazi, Prof. Dr. Feridun Ye-nisey: Yeni Ceza Muhakemesi Kanunu’na göre tıbbi deliller vebilirkişi incelemesi, Doç. Dr. Ayşe Nuhoğlu: Beden muayenesi,Doç. Dr. Ali Cem Budak: Türk Medeni Usul Hukuku’nda tıb-bi deliller, Doç. Dr. Veli Özer Özbek: Tıbbi deliller ve YeniCeza Muhakemesi Kanunu, Yard. Doç. Dr. Ali Kemal Yıldız:Trafik suçları bağlamında bilimsel delillerin ispat fonksiyonu,Başkomiser İsmail Güneş: Suçların aydınlatılmasında par-mak izi.

ETKİNLİK HABERLERİROCHE SAĞLIK HUKUKU SEMPOZYUMLARI, 7

Bölge 7 Nokta sloganıyla Antalya-Sheraton Hotel – 31 Mart2007, Gaziantep – Tuğcan Hotel-14 Nisan 2007, İzmir – AKM(6. Tıp Dahili Günleri) -28 Nisan 2007, Erzurum-Polat Rena-

- 25 -- 25 -

Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi/Journal ofYeditepe University Faculty of Law 2006; (3) 2. Özel Sayı:Türk-Alman Tıp Hukuku Sempozyumu.

issance Hotel – 12 Mayıs 2007, Trabzon-Zorlu Hotel-26 Ma-yıs 2007, İstanbul-Swissotel-23 Haziran 2007, Ankara-Shera-ton Otel-30 Haziran 2007 tarihlerinde, aşağıda isimleri yeralan konferansçıların katılımı ile gerçekleştirildi:

Doç. Dr. Hakan Hakeri (Selçuk Üniversitesi): TIP HUKU-KUNA GİRİŞ (TIP HUKUKUNUN TEMEL KAVRAMLARI)(GENEL TIP HUKUKU)

Yrd. Doç. Dr. Yahya Deryal (Karadeniz Teknik Üniversitesi):HASTA HAKLARI

Yrd. Doç. Dr. Özlem Yenerer Çakmut (Marmara Üniversi-tesi): AYDINLATMA VE RIZA

Doç. Dr. Zafer Zeytin (Akdeniz Üniversitesi): HEKİMİNHUKUKİ SORUMLULUĞU

Doç. Dr. Yener Ünver (İstanbul Üniversitesi): HEKİMİNCEZAİ SORUMLULUĞU

Yrd. Doç. Dr. Ramazan Çağlayan (Kırıkkale Üniversitesi)MEMUR VE KAMU GÖREVLİSİ KAVRAMI – TIPTANKAYNAKLANAN İDARE HUKUKU SORUMLULUĞU.

TÜRKİYE BİYOETİK DERNEĞİ, 28-29 Nisan 2007tarihlerinde Ankara’da "Sağlıkta Dönüşümün Etik Boyutu"konusuna odaklanan VI. TIP ETİĞİ SEMPOZYUMU’nu ger-çekleştirdi. Sempozyum’da “Sağlıkta Dönüşüm Projesi”, “Kü-reselleşme Bağlamında Dünya Bankası Projeleri”, “Bir İlkeselKarşılaştırma: Sağlıkta Dönüşüm ve Sosyalleştirme”, “Ülke-mizin Gereksinimleri Açısından Sağlıkta Dönüşüm”, “SağlıkOrtamına Etkileri Açısından Sağlıkta Dönüşüm” başlıklı pa-neller yanında konu ile ilgili 6 workshop yer aldı.

- 26 -- 26 -

�� 1st International Medical Ethics and Medical Law Con-gress shall be held in Antalya in between 17th-20th Octo-ber. The congress shall discuss ethical and judicial prob-lems of organ transplantation. About 150 domestic and fo-reign applications were made for the congress. This con-gress is arranged by the collaboration of the Society of Me-dical Ethics and Medical Law and Akdeniz University,Law and Medicine Faculties. Two foreign well-known as-sociations support the congress, IMGB (Heidelberg andMannheim Universities, German, European and Internati-onal Medical Law, Health Law and Bioethics Institute) andAll Indian Bioethics Association. These internationalcongresses of the society shall be made once in every 4 ye-ars and international symposiums and congresses shall beheld in other intermediary years. Conferences to be givenand reports to be presented in the congress shall be publis-hed by Nobel Medical Bookstore.

�� Studies have been begun to publish one issue of the maga-zine of the society. These preparations have been executedby Prof. Dr. Aysegul Demirhan Erdemir, the president ofthe society and by Doc. Dr. Arin Namal, the member of bo-ard of directors of the society. This magazine shall be pub-lished in Turkish, English and German and it shall be inter-national. First two issues of the magazine shall be publis-hed in 2008.

�� General Board Meeting of the Society of Medical Ethicsand Medical Law was held in Deontology and MedicalHistory Departments of Cerrahpasa Medicine Faculty inMay 17th, 2007. Here are the names of members of newboard of directors.

�� We believe that you will find interesting articles in this is-sue of the bulletin. Aysegul Demirhan Erdemir, the presi-dent of the society, mentions the projects that the societyworks on. Prof. Dr. Hakan Hakeri tells the 4th Turkish-German Medical Law Symposium held in Trabzon. Dr.Murat Civaner, the Lecturer in Deontology Departmentof Uludag University has an article evaluating the route of

the Society of Medical Ethics and Medical Law. Article ofAssoc. Prof. Dr. Kadircan Keskinbora, the President ofEthical Board of Istanbul Medicine Chamber, is an impor-tant evaluation as an article summarizing the studies of theboard. Medical history and medical ethics community al-ways remember and will remember Prof. Dr. Ali HaydarBayat who influenced us deeply with his scientific and hu-manistic personality. In this issue, Prof. Dr. Ibrahim Basa-gaoglu shares one of his memoir with us that reflect hisexemplar personality. Article of Assoc. Prof. Dr. NevzatAlkan, the forensic medicine expert, expressing the struc-ture and work style of Death Research Offices in the Uni-ted States of America is a precious contribution for theBulletin. One other precious contribution is the article ofDr. Gulsum Onal, the Coordinator of Patient Rights of Is-tanbul Health Directorship, introducing us the studies per-formed under her coordination. We also mentioned ethicalcounseling in this issue that becomes a quality and stan-dard criterion in health organizations. Another interestingarticle, which is about organ and tissue transplantationlaws in the United States of America, is written by soci-ology expert Gul Kizilca Yurur who is preparing her mas-ter degree thesis on medical ethics. You will also meet withan article explaining an important scientific activity as afirst step of “Project of Values in Healthcare” which is be-ing performed in 30 other countries and which will be exe-cuted under the coordination of Prof. Dr. Feyza ErkanKrause this year in Istanbul Medicine Faculty of IstanbulUniversity.

�� You see that several subjects can be found side by side inthe BULLETIN. Since we want that all relevant peopleshould be able to draw attention into desired subjects ofmedical ethics and medical law, we will keep this appro-ach. We want to see all our precious lawyers, sociologists,psychologists, physicians and all health sector employeeswith their articles about medical ethics and medical lawsubjects in our issue.

SOCIETY for MEDICAL ETHICS and LAW - NEWS

DÜZENLEYENLER:

AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİAKDENİZ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ/AKDENIZ UNIVERSITY FACULTY OF LAW,FACULTY OF MEDICINE

TIP ETİĞİ VE TIP HUKUKU DERNEĞİ/ SOCIETY FORMEDICAL ETHICS AND LAW

IMGB

ALL INDIAN BIOETHICS ASSOCIATION

DESTEKLEYEN KURUM VE KURULUŞLAR:

T.C. KÜLTÜR ve TURİZM BAKANLIĞI BAŞBAKANLIKTÜRK TANITMA FONU TEMSİLCİĞİ

TÜBİTAK

PFIZER İLAÇLARI

KONGRE DÜZENLEME KURULU BAŞKANLARI / PRESIDENTS OF ORGANIZING COMMITTEE

Doç. Dr. Zafer ZEYTİN – Yrd. Doç. Dr. Murat TÜRE –Öğr. Gör. Dr. Hafize ÖZTÜRK TÜRKMEN

18 EKİM 2007 Perşembe-OCTOBER 18, 2007 Thursday

Açılış Konuşmaları – Opening CeremonyTakdim Konuşması – Presentation Speech• Tıp Etiği ve Tıp Hukuku: Hangisi Önce?/Medical

Ethics and Medical Law: A Matter of PriorityYaman Örs

Oturum Başkanı - Chairperson: Alper Demirbaş• Brain Death in Organ Donation: Its Jurisprudence

and Bioethics in Turkey/Biyoetik ve Hukuk Açısın-dan Organ Aktarımlarında Beyin ÖlümüNüket Örnek Büken, Erhan Büken

• Organ Nakillerinin Önemi ve Organ Nakillerini Dü-zenleyen Yasalar/The Significance of Organ Dona-tion and Organ Transplant Laws and RegulationsHaluk Kiper

Oturum Başkanı – Chairperson: Öztan Öncel • Arguments Against Organ Trading / Organ Ticare-

tine Karşı TartışmalarYonghui Ma

• Principles of Ethics of Using Embryos in ResearchAraştırmada Embriyo Kullanımında Etik İlkelerBadaruddin Abbasi

• İmaj Değişikliği Gerçekleştiren Organ ve DokuTransplantasyonunun Tıp Etiği ve Hukuk AçısındanDeğerlendirmesi/The Assessment of Organ and Tis-sue Transplantation Implementing Image Changein Terms of Ethics and LawŞükran Sevimli

• Türk Ceza Hukuku ve Aktif Ötanazi/Turkish Crim-inal Law and Active EuthanasiaRamazan Barış Atladı

• Die Regelung der Aktiven Sterbehilfe im DeutschenStrafrecht Eine Brauchbare Anregung?/ActiveEuthanasia in German Criminal Law – a UsefulSuggestion/Alman Ceza Hukukunda Aktif Ötanazi– Yararlı Bir ÖneriMarisa Mertel

• Laws Related to Organ Transplantation in Iran /Iran’da Organ Nakli İle İlgili YasalarRavan Esmaeli, M. Vahedi, M.A. Ebrahim Nasıri, Heidari Gorji, H. Jafari

Oturum Başkanı – Chairperson: Hakan Hakeri• From the History of Cadaver Organs and Tissues

Transplantation/Kadavradan Organ ve Doku NakliTarihindenMark B. Mirsky

• “Bana ne”, “Çünkü”ve “Ama” Yaklaşımı ile OrganNakli Eğitim Çalışmalarında Kışkırtıcı Bir

• Yöntem Önerisi /A Provocative Approach in OrganTransplantation Education: ‘I Don’t Care’, ‘Because’and ‘But’Elif Vatanoğlu, Hanzade Doğan

• Vectors of Medical Ethics and the Legislation in aView of Medicine Achievements in the XX - theBeginning of XXI Centuries Yirminci Yüzyılda veYirmibirinci Yüzyılın Başlarında Tıbbi BaşarılarAçısından Tıp Etiğinin ve Yasaların VektörleriYuri P. Lisitsyn, T. V. Zhuravleva

- 27 -- 27 -

ANTALYA – TURKEY18 - 20 Ekim 2007 / October 18 - 20, 2007

Antalya Uygulama Oteli

ULUSLARARASI TIP ETİĞİ VE TIP HUKUKU KONGRESİ-ORGAN VEDOKU NAKLİNDE TIP ETİĞİ VE TIP HUKUKU SORUNLARI /

I. INTERNATIONAL CONGRESS ON MEDICAL ETHICS AND MEDICAL LAWPROBLEMS OF MEDICAL ETHICS AND LAW IN ORGAN AND TISSUE

TRANSPLANTATION

• Organ Naklinden İleri Gelen Toplumsal SorunlarıGidermek Üzerine Denemeler/Essays on Eliminationof Social Issues Because of Organ TransplantationYüsüpjan Yasin, Enver Yasin

• Veli veya Vasinin Çocuk Hasta Üzerinde Yetki Kul-lanmasının Yasal ve Etik Boyutu/Legal and EthicalDimensions of Guardian Authority on Child PatientNermin Çelik, Zehra Edisan, Cem Uysal

Oturum Başkanı – Chairperson: Berna Arda• Future: Sustainable Bioethics of Policy and Gover-

nance amidst Ethical Dilemmas in Organ Trans-plantation through Human Enhancement/ Gelecek:Yönetim ve Politikada Savunulabilir Biyoetik – Or-gan Nakli ve İnsan Çoğaltılmasında Etik İkilemlerJayapaul Azariah

• Canlı Vericili Organ Nakillerinde Etik Ethics in Or-gan Transplantations with Living DonorsAlper Demirbaş

Oturum Başkanı – Chairperson: Esin Kahya• Böbrek Naklinde Canlı Vericiler: Gönüllülüğü Be-

lirlemede Puanlama ve Derecelendirme ModeliÖnerisi/Living Donor Kidney Transplantations: AProposal for a Model of Grading and Rating in Vo-luntarinessÖmür Elçioğlu

• Organ Nakli Bağlamında Ölümün Değeri ve Sada-kat Anlayışına Karşılık Doktora Güven SorunuNil Sarı

Oturum Başkanı – Chairperson: Ayşegül Demirhan Erdemir• Problem of Organ Transplantation in Sight of Mus-

covite: Different Aspects Moskovalının Görüşü ileOrgan Nakli Sorunu: Farklı Bakış AçılarıYulia P. Chukova

• Historical &Religious Perspectives in Dealing withAIDS/AIDS ile İlgili Dini ve Tarihi GörüşlerFaisal A. Latif Al Nasir

• Ethical Problems of Liver and Pancreas Transplan-tation From Living Donors/ Canlı Vericilerden Ka-raciğer ve Pankreas Naklinin Etik YönleriSvetlana A. Kabanova, L. V. Zakhariants, P. M. Bogopolski

• İnsan Cesedi Üzerinde Bilimsel Araştırmalar Yapıl-ması/Making Scientific Research on Human CorpseHasan Petek

• Ulusal Böbrek Nakli Bekleme Listesi: Tıp EtiğiAçısından Bir Değerlendirme/National Waiting Listfor Kidney Transplantation: An Evaluation fromthe Medical Ethics Point of ViewMurat Civaner, Gülsüm Önal

Oturum Başkanı – Chairperson: Abdul Nasser Kaadan• Awareness, Knowledge and Attitude towards Infor-

med Consent among Doctors in two Different Culturesin Asia: A Cross Sectional Comparative Study in Ma-laysia and Kashmir (INDIA)/Asya’da İki Farklı Kül-türde Hekimlerin Aydınlatılmış Onamla İlgili Farkın-dalılık, Bilgi ve Tutumları: Malezya ve Kaşmir’de(Hindistan) Karşılaştırmalı Kesitsel Bir Çalışma Mohammad Y. Rathor, A.R.M. Faruzi, S.H. How, A.G.Rasool, K. Rehana

• Organ Transplantation in Developing Countries (HeartTransplantation as an Example) Gelişmekte OlanÜlkelerde Organ Nakli (Örnek Olarak Kalp Nakli)Beshir El-Kateb

• Medical Oaths in the Medical History of Iran/İranTıp Tarihinde Tıbbi AndlarSeyed Ahmad Reza Khezri

• The Concept of Lawful and Unlawful Foods for thePreservation of Health: An Islamic Medical Perspec-tive Focus on Ethical Aspect/Sağlığın Korunmasın-da Yasal ve Yasal Olmayan Besinler Kavramı: EtikBakış Açısı Odaklı İslami Tıbbi Bir GörüşNurdeng Deuraseh, Zaih Ahmad

• Hasta Direktifinin (Patientenverfügung) Tabi Kılı-nabileceği Geçerlilik Şartları Üzerine BirAraştırma/AnInquiry into the Probable Terms of Validity for Fu-ture Patientenverfügungen in GermanyGökhan Güneysu

Oturum Başkanı – Chairperson: Serap Şahinoğlu• Three Sides of Triangle of Transplantology: Legal,

Ethical and Economical/Organ Naklinin Üç Yönü:Yasal, Etik ve EkonomikNino Chikhladze, Ramaz Shengelia, Nana Chelaia, Nato Pitskhelauri

• Organ Nakli ve Ahlak/Organ Transplantation andMoralityİbrahim Hakkı Aydın

• Organ, Doku, Hücre Nakli Hizmetleri HakkındakiKanun Tasarısının Etik Açıdan Değerlendirilmesi/Evaluation in Point of Ethics on the Draft LawAbout Organ, Tissue, Cell Transplantation ServicesAlper Tunga Kökcü, Ömür Elçioğlu

• Hekim ve Sağlık Teknisyeni Adaylarının Organ Nak-line Karşı Tutumları/The Attitudes of ProspectivePhysicians and Health Technicians Towards OrganTransplantationNilüfer Demirsoy, Ömür Elçioğlu

• Organ Nakliyle İlgili Yasal Düzenlemeler Çerçeve-sinde İsviçre ile Türkiye Arasında Bir Karşılaştır-ma/A Comparison between Swiss and Turkish LegalArrangements of Organ TransplantationZehra Edisan, Mehmet Ali Akgül, Selim Kadıoğlu

Oturum Başkanı - Chairperson: Yahya Deryal• Organ Bağışlamanın Dini Boyutu/The Religious As-

pect of Organ Donationİsmail Yakıt

• Bakıma Muhtaç Özürlüler İçin Bakım Ücreti Uygu-lamasının Etik ve Adli Tıp Yönünden Değerlendiril-mesi/ Evaluation of Care Allowance for the Disabledin Need of Care from the Ethic and Forensic MedicinePoint of ViewSema Oğlak, Erdem Özkara

• Çukurova Üniversitesi Deontoloji ve Tıp Tarihi Li-sansüstü Öğrencilerinin John Harris’in “HayatınDeğeri; Tıp Etiğine Giriş” Kitabı Hakkındaki Gö-rüşleri/Opinions of Medical Ethics and History ofMedicine Postgraduate Students of the ÇukurovaUniversity on “The Value of Life”Rana Can, Selim Kadıoğlu

• Böbrek Nakli ve Etik/Renal Transplantation and EthicsSelda Okuyaz, Erdem Akbay, Selim Kadıoğlu

• Transplantationseinrichtungen unter dem Blickwinkelvon Sicherheits- und Elektrotechnischen AnforderungenVolkmar Tag

- 28 -- 28 -

19 EKİM 2007 Cuma OCTOBER 19, 2007 Friday

Konferanslar – Conferences

Oturum Başkanı – Chairperson: Nil Sarı• Tarih ve Etik Açıdan Canlı Anlayışının Değerlendi-

rilmesi/The Evaluation of Livingthink from the Po-int of History and EthicsEsin Kahya

• Etik ve Hukuğun Kavşağında Bir Konu: Organ veDoku Aktarımları/A Phenomenon at the Junction ofEthics and Law: Organ and Tissue TransplantationsBerna Arda

Oturum Başkanı – Chairperson: Arın Namal C • Toplum Temelli Etik Yaklaşımı Açısından Organ

Aktarımları/Organ Transplantations in Respect ofCommuntarian EthicsHafize Öztürk Türkmen

• Tabiî Olmayan Yollarla Çocuk Sahibi Olmanın Soy-bağına Etkisi/Der Einfluss eines auf unnatürlicher-weise Geborenen Kindes auf die AbstammungMehmet Altunkaya

Oturum Başkanı - Chairperson: Faisal Alnasir• From Need to Desire: Ethical Parameters for Organ

Transplantation and Regenerative Medicine/İhti-yaçtan İsteğe: Organ Nakli ve Rejeneratif Tıp İçinEtik ParametrelerGerhold K. Becker

• Ölüden Organ Alınması Konusunda Karşılaşılan Ba-zı Hukuki Problemler ve Çözüm Yolları/Legal Prob-lems and Solutions in Organ Donation from the DeadŞahin Akıncı

• Organ Ticaretinde Alıcının veya Alıcı TemsilcisininAhlaki Sorumluluğu/The Moral Responsibility ofRecipients and Their Representatives in Organ TradeN. Yasemin Oğuz

Oturum Başkanı – Chairperson: Murat Türe C • The Notion of Bodily Integrity / Islamic Perspectives

Beden Bütünlüğü Kavramı / İslami Bakış AçılarıGiath Alahmad

• Toplum Duyarlığı Oluşturmada Anahtar Bir MeslekHemşirelik: Hemşirelerin Organ Aktarımına İlişkinBilgi Düzeyleri (Çanakkale Örneği)/Nursing is a KeyProfession Creating of Public Sensibility: Knowledgeof Nursing about Organ Transplantation (A Sampleof Çanakkale)Mukadder Gün, Hanife Çoban

• Latent Resources of Human Body/İnsan BedenininGizli KaynaklarıLarisa Urnysheva

• Organ Aktarımları ve Dağıtımı ile İlgili Temel EtikSorunlar/Main Ethical Problems about OrganTransplantationAdnan Ataç, Muharrem Uçar

• GATA Tıp Fakültesi Öğrencilerinin Organ BağışıKonusundaki Tutumlarının Araştırılması Determi-nation of Military Medical Students’Attitudes to-wards Organ DonationMuharrem Uçar, Adnan Ataç, Hakkı İ. Özerhan, Mukadder Gün, Mahir Güleç

Oturum Başkanı – Chairperson: Yasemin Oğuz• Balıkesir İlinde Yaşayan Erişkinlerin Organ Bağışı

Hakkındaki Düşünceleri ve Eğitim İhtiyaçlarınınBelirlenmesi Determination of Attitudes and Educa-tional Requirements of Balıkesir Citizens about Or-gan DonationSemihat Türker, F.Bahar Sunay

• Importance of Communication Between MedicalSpecialities: Case Series/Tıbbi Uzmanlıklar Arasın-daki İletişimin Önemi: Olgu Dizileri Levent Bayam, C.E. Bruce, J Sampath, L Abernethy

• Türkiye’de İlk Böbrek Nakilleri ve Organ Nakil-lerinde Etik Duyarlılığın Başlaması/The First Kid-ney Transplantations and the Initial Development ofan Ethical Sensibility towards Organ Transplantati-ons in TurkeyNuran Yıldırım

• Ethical Reflection about the Tissues and Organs Do-nation: Between the Respect for Autonomy and theImperious Solidarity/Organ ve Dokuların Bağışlan-masında Etik Yansıma:Otonomiye Saygı ve OtoriterDayanışma Arasında Marta Dias Barcelos, M. Patrão Neves

• Fairness by Inequity in Transplantatiton and Gene-ral Health Care /Organ Nakli ve Genel Sağlık Hiz-metlerinde Eşitsizlik Yoluyla AdaletZümrüt Alpınar, Ayhan Sol

Oturum Başkanı – Chairperson: Hafize Öztürk Türkmen• Organ ve Doku Naklinde Etik ve Hukuksal Sorunlar

/ Ethic and Legal Issues in Organ and Tissue Trans-plantationBülent Oktay

• Türkiye’de Mali Hukuk Açısından Organ Nakilleri /Organ Transplantation Regarding to Financial Lawin TurkeyAziz Taşdelen

- 29 -- 29 -

SEVGİ DOLU ANADOLU – DİA GÖSTERİSİLOVING ANATOLIA – SLIDE SHOW/18 EKİM 2007

Adnan Ataç

Oturum Başkanı – Chairperson: İbrahim Başağaoğlu• Kemik İliği Transplantasyonunun Psikososyal Etki-

leri: Örnek Bir Çalışma/Psychosocial Effects of BoneMarrow Transplantation: A Sample StudyNurdan Kırımlıoğlu, Eren Gündüz

• Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Tıp Etiğinin Köşe Taş-ları – Dini Yansımalar/Turning Points of MedicalEthics from Ottomans until Turkish Republic – Cri-tical Reflections of ReligionHanzade Doğan, Ayşegül Demirhan Erdemir

• Fetal Anomali Nedeniyle İleri Gebeliğin Sona Erdi-rilmesi Sürecinde Yaşanan Etik İkilem/ The Processof Putting an End to Late Pregnancy Because of Fe-tal Anomaly as an Ethical DilemmaTürkan Erer, İlhan Tuncer, Selim Kadıoğlu

• Semavi Dinlerin Bakış Açısıyla Organ Nakli / Trans-plantation from the Perspetive of Monotheistic (Ce-lestial) Religionsİnci Hot, Esin Karlıkaya

• Deontoloji ve Etik Kongrelerinin Tarihsel Süreçİçinde İncelenmesi; Hangisi Birinci? HistoricalAnalysis of the Deontology and Medical Ethics Con-gresses: Which One is the First?Hakan Ertin, İbrahim Başağaoğlu, Esin Karlıkaya

Oturum Başkanı – Chairperson: Selim Kadıoğlu• Kornea Transplantasyonunda (Keratoplasti) Tıbbi

ve Etik Sorunlar/Ethical Problems in CornealTransplantationKadircan Keskinbora

• Prof. Dr. Bedi N. Şehsuvaroğlu’nun Organ ve DokuAktarımının Deontolojik Yönleriyle İlgili Görüşleri/ Opinions of Prof. Dr. Bedi N. Şehsuvaroğlu on Or-gan and Tissue Transplantation Regarding to Deon-tological AspectsAyşegül Demirhan Erdemir, Öztan Öncel, Sezer Erer,Elif Atıcı

• Türkiye’de Yapılan Organ ve Doku NakillerininSosyal ve Kültürel Açıdan Değerlendirilmesi/Eva-luation of Organ and Tissue Transplantations inTurkey from Social and Cultural PointsMebrure Değer

• Yüz Aktarımında Etik Sorunlar/Ethical Questionsin Face TransplantationFunda Kadıoğlu, Cemil Dalay, İlter Uzel

• Organ Aktarımı Yönelimler, Sosyal Sorumluluklarve Etik/Organ Donation Trends, Social Responsibi-lity and EthicsŞükran Sevimli

Oturum Başkanı – Chairperson: İsmail Yakıt• Organ Ticareti: Sağlık Hizmeti Neresinde? Organ

Trade: Where Is The Health Care Service In It?Murat Civaner

• Hısım Dışı Canlı Vericilerden Organ Aktarımların-da Lokal Etik Kurul Olmalı mı? /Should there be aLocal Ethic Committee for Organ Transplantationsfrom Non-Related Donors?Salih Gülten

• Kadavradan Sağlanan Organların Dağıtımına EtikAçıdan Kritik Bir Bakış/ A Critical Look into theDistribution of Organs from Cadavers from the Et-hical PerspectiveSalih Gülten

• Konya İlinde Halkın Organ Bağışı Konusuna BakışAçılarının Değerlendirilmesi/Public Attitudes to-wards Organ Donation in KonyaBerrin Okka, Orhan Demireli, Tahir Kemal Şahin

• Kidney Transplantation in Bangladesh: Opportuni-ties and Challenges/Bangladeş’te Böbrek Nakli: Fır-satlar ve Karşı ÇıkışlarSanchoy Kumar Chanda

Oturum Başkanı – Chairperson: Adnan Ataç• Çocukta Kök Hücre Aktarımına İlişkin Etik Sorun-

lar/Ethical Problems Regarding to Stem Cell Trans-plantations in ChildrenHafize Öztürk Türkmen

• Türkiye’de Canlıdan Organ Bağışı, Toplumsal Cin-siyet ve Tıp Etiği/Living Organ Donation in Turkey,Gender and Medical Ethics Serap Şahinoğlu

• Organ ve Doku Nakillerinde Deney HayvanlarınaEtik Yaklaşımlar/Ethical Approaches ConcerningTest Animals in Organ and Tissue TransplantationHilmi Özden, Neslihan Meriç, Ömür Elçioğlu

• Renal Transplantation in the Indonesian Moslem So-ciety. One Single Centre Experience EndonezyaMüslüman Toplumunda Böbrek Nakli: Tek Mer-kezli DeneyimM. Sajid Darmadipura, Doddy M. Soebadi, Pranawa

• Canlı Donörlerden Organ ve Doku Bağışı KonusunaYaklaşım:İstanbul’da Bir Lisenin Öğrencileri ve Ve-liler Arasında Gerçekleştirilen Bir Anket Çalışması/Approaches to Organ and Tissue Donation fromLiving Donors: A Survey Conducted among the Stu-dents of an Highschool in İstanbul and Their Pa-rents Gül Kızılca Yürür

- 30 -- 30 -

20 EKİM 2007 Cumartesi OCTOBER 20, 2007 Saturday

Oturum Başkanı – Chairperson: Henning Rosenau• Das Schweizerische Transplantationsgesetz – Überb-

lick über die Rechtlichen Bestimmungen und EinigeÜberlegungen zu Ethischen Fragen der Lebend-spende Sowie der Postmortalen Organspende /TheSwiss Transplantation Act. Legal Real Regulationsand Some Cogitations about Ethical Issues Concer-ning Living and Post-Mortem Donation/İsviçreTransplantasyon Yasası. Canlı ve Postmortem Bağışİle İlgili Etik Sorunlar ve Yasal Düzenlemeler Hak-kında Bazı TasarılarBrigitte Tag

• Organ Naklinde Hekimin Aydınlatma Yükümlülü-ğü/Die Aufklärungspflicht des Arztes für Patientenbei der OrgantransplantationVeysel Başpınar

Oturum Başkanı – Chairperson: Hanzade Doğan• The Globalization of Organ Transplantation/Organ

Naklinin KüreselleşmesiOfra Greenberg

• Xenotransplantasyon: Hayvandan İnsana Doku veOrgan Naklinin Etik Boyutu Xenotransplantation:Ethical Dimensions of Tissue and Organ Transplan-tation from Animals to HumansEsin Karlıkaya, İnci Hot

• Çukurova Üniversitesi Balcalı Eğitim ve AraştırmaHastanesinde Çalışan SağlıkProfesyonellerinin Organ Nakli ve Bağışına İlişkinGörüşleri/The Health Professionals’ ViewsRelated to Organ Donation and Transplantation,Those Who Work at Balcalı Eğitim veAraştırma Hastanesi, Çukurova UniversityDerya Şahin, Seçil Taylan, Sultan Alan

• Organ Bağışında Modeller; Etik ve Ceza HukukuAçısından Yorumlanması/Models on Organ Donation:An Interpretation from the Perspectives of Ethicsand Criminal LawHakan Ertin, Fatih Selami Mahmutoğlu,İbrahim Başağaoğlu

Oturum Başkanı –Chairperson: Zafer Zeytin• Die Setzung von Standards in der Transplantation:

Aufgabe und Legitimation der BundesärztekammerHenning Rosenau

• Die Zahl der Organspenden Erhöhen – Zu einemDrängenden Problem der Transplantationsmedizin inDeutschland Organ Bağış Sayısını Arttırmak – Al-manya’da Organ Bağışlanmasında Önemli ProblemJochen Taupitz

PANEL – PANEL SESSION

Organ ve Doku Alınması, Saklanması ve Nakli Hakkın-da Kanunda Değişiklik Öngören Yeni Yasa TasarısınınEtik ve Hukuki Açıdan Tartışılması

Oturum Başkanı – Chairperson: Nüket Örnek Büken • Hazırlanan “Organ, Doku ve Hücre Nakli Hizmetleri

Hakkında Kanun Tasarısı Taslağı” Başkent Üniver-sitesi Görüşü Baskent University’s Opinion on thePrepared “Draft Law about Organ, Tissue and CellTransplantation Service”Hamdi Karakayalı, Mehmet Haberal

• Organ ve Doku Nakli, Etik ve Yeni YaklaşımlarHakkında Düşünceler Organ and Cell Transfers,Ethics and Thoughts about the New TrendsKudret Güven

• Organ, Doku, Hücre Nakli Hizmetleri HakkındaKanun Tasarısı Taslağı Hakkında Eleştiriler Criti-que of the Draft Law Regarding Organ, Tissue, CellTransplantation ServicesErhan Büken

Oturum Başkanı – Chairperson: Şahin Akıncı• Organ veya Doku Ticareti Suçu / Die Strafbarkeit

des Organs und GewebehandelsHakan Hakeri

• Organ Naklinde Kişinin Kendi ve Başkasının Gele-ceğini Belirleme Hakkı/Das Selbstbestimmung-srecht über sich selbst und anderenZafer Zeytin

Poster Tartışması – Poster DiscussionOturum Başkanı – Chairperson: Kadircan Keskinbora

POSTERLER

• Getting Informed Consent before Anesthesia forPatients, Consistent Legislating is Mandatory Anes-teziden Önce Hastalardan Aydınlatılmış OnamAlmak, Tutarlı Bir Yasa Yapmak ZorunludurEbrahim Nasıri, Hedayat Jafari, Ravanbkhh Esmaeeli

• Medical Ethics in Clinical Trial Proposals in Ma-zandaran University of Medical Sciences, Iranİran / Mazandaran Üniversitesi Tıp BilimlerindeKlinik Deney Önerilerinde Tıp EtiğiEbrahim Nasıri, Yousef Mortavazi, Reza Nasıri

• Pre-Transplantation Ethical Consideration andStudy of Physical and Psychological Condition afterKidney Transplantation Consequences in the Pati-ents Admitted in Hemodialysis Center of Sari in2000"/2000 Yılında Sari Hemodializ Merkezine Alı-nan Hastalarda Transplantasyon Öncesi Etik Konu-lar ve Böbrek Nakli Sonrasında Fiziksel ve Psikolo-jik Durum ÇalışmasıHedayat Jafari

- 31 -- 31 -

Film Gösterimi ADA Movie– THE ISLAND19 Ekim 2007

- 32 -

• Prophylaxis of the Common Complication in SpinalAnesthesia after Cesarean Section and Ethics forComplications/Sezaryen Sonrası Spinal AnestezideGenel Komplikasyon Proflaksisi ve Komplikasyon-lar için EtikYousef Mortazavi, Ebrahim Nasıri, O. Rabie

• Organ Aktarımı Konusunda Hukukçuların Görüş-leri/Jurists’s Opinions on Organ TransplantationOya Ögenler, Handan Akın, Selim Kadıoğlu

• Sağlık Personelinin Beyin Ölümü ve Organ Bağışıylaİlgili İnanç ve Tutumları/Beliefs and Attitudes of Me-dical Personnel on Brain Death and Organ Donationin a Metropolitan Area of Eastern TurkeySüheyla Ünal, Zeynep Elyas, Yaşar Kaya, Cemal Özcan

• Çağlar Boyunca Organ Aktarımı / The History ofTransplantation through the AgesAhmet Doğan Ataman

• Hasta ve Kişilik Hakları Açısından Organ Aktarım-ları/Organ Transplantation in the View of Patientand Personel RightsGülten Dinç

• Türkiye’de Organ ve Doku Nakli Merkezleri/Organand Tissue Transplantation Centers in TurkeySezer Erer, Elif Atıcı

• Organ Bağışı/Organ DonationElif Atıcı, Sezer Erer

Oturum Başkanı – Chairperson: Arın Namal• Yoğun Bakım İnsancıllık Karşıtı mı?Hasta Merkezli

Yoğun Bakım İçin Önemli Bazı Etik Kavramlar In-tensiv = Inhuman? Einige Wichtige Ethische BegriffeFür Eine Patientenzentrierte IntensivmedizinArın Namal

• İnsan Genetiği Üzerinde Yapılan Tıbbi Araştırmalarve İnsan Onurunun Korunması Medizinische Fors-chungsvorhaben an der Humangenetik und Schützender Menschenwürdeİlyas Doğan

• Organ ve Doku Nakli Hizmetlerinde Reklam Yasağı/ The Prohibition of Advertisement on the Serves ofTissue and OrganTransplantationYahya DeryalAydınlatılmış Onam – Informed ConsentYönetici – Moderatör: Ömür Elçioğlu

Oturum Başkanı – Chairperson: Aziz Taşdelen

• Organ Transplantation and Medical Ethics: An Isla-mic Perspective Organ Nakli ve Tıp Etiği: İslami BirBakış AçısıAbdul Nasser Kaadan

• İnsan Hayatının İki Ucundaki Belirsiz Sınırlar / Un-certain Limits at Two Edges of Human LifeŞahin Aksoy

• Tıbbi Müdahalelerden Doğan Zararlar İçin Mali So-rumluluk Sigortası (Organ Alıcısı ve Vericisinin Uğ-ramış Olduğu Zararların Sigortası)/The LiabilityInsurance for the Damage that Arise from MedicalAttention (The Insurance of Organ Doner and TakerDamage)İlknur Uluğ

Tıp Etiği Eğitimi –Education of Medical EthicsYönetici – Moderatör: Nüket Örnek Büken

• Türkiye’de Organ Nakillerinde “Otonomi” Kavra-mının Kültürel ve Tıpta Uygulama Açısından De-ğerlendirilmesi/Evaluation of the Concept of ‘Auto-nomy’ for Organ Donation in Turkey both from theView Point of Cultural Issues and Medical PracticeHanzade Doğan

• Kutadgu Bilig ve Atabetül-Hakayık’daki AhlakKavramı’nın Tıp Etiğine Katkısı/Moral Concept inKutadgu Bilig and Atabetul Hakayık and TheirContributions to Medical EthicsHilmi Özden

- 32 -

HHEEKKİİMMLLEERRİİNN CCEEZZAAİİ VVEE HHUUKKUUKKİİSSOORRUUMMLLUULLUUKKLLAARRII

HAKİM TURAN ATEŞ- Eylül 2007 -

- 356 sayfa -

NNOOBBEELL TTIIPP KKÝÝTTAABBEEVVLLEERRÝÝ

wwwwww..nnoobbeellttiipp..ccoomm

BÜTÜN KİTAPÇILARDA