Tıbbi Bitkiler
-
Upload
miriam-gallagher -
Category
Documents
-
view
229 -
download
19
description
Transcript of Tıbbi Bitkiler
Tıbbi Bitkiler
Ders 2
Çoğunluğu tropiklerde olmak üzere, dünyada
yaklaşık 425.000 tohumlu bitki olduğu tahmin edilmektedir. Ayrıca her yıl çok sayıda yeni bitki türü keşfedilmektedir. Anadolu üç farklı eko-coğrafik bölge ile - ismen; Avrupa-Sibirya, Akdeniz ve İran-Turan bölgeleri - biyoçeşitlilik açısından şanslı bir bölge olup Florasında 10.000 civarında bitki türünü barındırmaktadır. Daha önemlisi, Türkiye’de yetişen yaklaşık 3.500 bitki türünün endemik olmasıdır.
Günümüzde dünyada genelinde tedavide
kullanılan bitkilerin sayısı 50.000’den fazla olduğu tahmin edilirken, ülkemizde bu sayı yaklaşık 1.000 civarındadır. Dünyada tarımı yapılan bitki sayısı yaklaşık 7.000 olarak tahmin edilirken bu rakamın içinde en fazla 200-300 tıbbi ve aromatik bitki olduğu düşünülmektedir.
Daha önce de belirtildiği üzere, diğer önemli
bir husus, bu ham maddelerin genelde doğadan rastgele toplamak suretiyle tedarik edilmekte olduğu gerçeğidir. Bu tür bilinçsiz uygulamalar ile çevre ve bitki çeşitliliği tehdit altında olup, birçok canlı ve bitki türünün bu şekilde yok olduğu rapor edilmektedir.
Günümüzün diğer bir gerçeği de; halen daha
birçok 3. Dünya ülkesinin modern tıp ve sağlık olanaklarından yoksun olmasıdır. Hastalık durumlarında, tedavide kullanmak üzere ulaşabildiği ilk ve belki de tek kaynak, çevresindeki doğada yetişen bitkilerdir. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) verilerine göre, özellikle az gelişmiş ülkelerde dünya nüfusunun yaklaşık %80’i, tedavi için tıbbi bitkilere muhtaçtır.
Çin ve Hindistan gibi Asya ülkelerinin nüfus
çokluğu ve çoğunluğunun yoksulluğu, yüz yıllarca tıbbi ve aromatik bitkilerin kullanıldığı geleneksel tedavi sistemlerinin yaygın, aynı zamanda ekonomik bir şekilde işler ve etkin olmasını sağlamıştır. Ayrıca, doğada yabani olarak yetişen bu bitkiler yerliler tarafınca toplanıp satılır bu şekilde önemli bir ekonomik gelir elde edilir.
Son yıllarda tıbbi bitkiler ve bunlardan elde
edilen aktif maddeler üzerinde yapılan çalışmalar ve bunlara karşı olan ilgi çok artmıştır. Bunun sebepleri;
1.Bazı ilaç maddelerinin bitkisel droglardan sentetik olanlardan daha ucuza ve daha kolaylıkla elde edilmeleri. Steroid bileşikler, kına kına alkaloidleri, afyon alkaloidleri, çavdar mahmuzu alkaloidleri, atropa belladona alkaloidleri, digitalis purpurea glikozidleri bunlara en somut örneklerdir.
2.Bitkisel drogların diğer üstün yanlarında biride
birkaç etkiye birden sahip olmalarıdır. Anadolu’da halkın çok eski yıllardan beri tıbbi ve
aromatik özelliklerini bilmeden kullandıkları EBE GÜMECİ (Malva sylvestris), ÇİRİŞ OTU (Asphodelu aestivus) yumruları kullanılır. Ayrıca çiğdem, ışgın, kuzu kulağı ve yemlik gibi bitkiler çiğ olarak kullanılmaktadır.
Baharat olarak ALLIUM, ORIGANUM, MENTHA, FESLEĞEN, ADAÇAYI gibi türler çok yaygın tüketilmektedir. Market raflarında değişik ambalajlarda görülmektedir.
3.İlaç olarak kullanılmaları; bilinen gerçek şu
ki; artık gelişmiş ülkelerin tamamında bitkisel kökenli ilaçların eczane raflarında hızlı bir grafikle artışı gözlenmektedir. Bu da bitkisel ilaçların her geçen gün değeri daha da iyi anlaşılmaya başladığını göstermektedir.
Bugün bazı drogların yabani bitkilerden elde
edilmesine karşılık büyük bir kısmı da tarımı yapılan droglardan elde edilir. Buna neden;
1.Küçük bir araziden çok miktarda drog elde edilebilir.
2.Ürünün toplanması kısa bir sürede ve arzu edilen zamanda yapılır.
3.Toplanmadan hemen sonra kurutmaya geçilebilir.
4.Saf drog elde edilebilir.
Tıbbi Bitkilerin Yetiştirilmesi
5.Gerek verim ve gerekse etkili maddesi yüksek
drog veren elverişli ırkların yetiştirilmesi mümkündür. Tıbbi bitkilerin yetiştirilmesinde genel tarım usulleri uygulanır. Toprak yapısı, su durumu, genel iklim özellikleri de önem arz eder. İyi kaliteli bir tıbbi ve aromatik bitkide ucuz ve bol drog ancak kaliteli bir tohumla yetiştirmekle mümkündür. Yapılan plantasyon çalışmalarında ülkemiz her bölgesinde hemen tüm türlerin yetiştirilebileceği görülmüştür.
Tıbbi bitkilerin drog olarak kullanılan kısımları
yaprak, çiçek, tohum, kök, kabuk v.s. içlerindeki etkili bileşikler nedeniyle hastalıkları tedavi ettikleri ispatlanmıştır. Bitkilerdeki etkili bileşikler bitkilerde belirli devrelerinde etkin miktarları en yüksek düzeye erişmektedirler. Yani her bir bitkide içindeki etkin maddenin en yüksek olduğu bir dönem vardır. Bu da her drog için özel bir toplama zamanı bulunduğunu göstermektedir.
Drogların Hazırlanması
Toplanan bitkilerin bozulmasını önlemek için
uygun şartlarda kurutulması gereklidir. Kurutulmuş drogların tedavi özellikleri bir yıl kadardır. Bir yıldan sonra drogdaki etkin madde bozulmaya ve sonuçta etkisi azalmaya başlar. Bu nedenle toplama tarihinden bir yıl sonra kullanılmasının hiçbir faydası yoktur. Bir yıldan fazla etkisinin devamını sağlamak için drog özel şartlarda saklanmalıdır.
Drog hazırlanmasında kullanılacak materyal genel
olarak aşağıda belirtilen zamanlarda yapılmalıdır. Yapraklar : Bitki çiçek açtığı zaman. Çiçekler : Tamamen açılmadan evvel ya da
tomurcuk halinde. Toprakaltı kısımlar : Bitkinin toprak üstü
kısımları kuruduktan sonra. Kabuklar : Bitki yapraklarını döktükten
sonra. Meyve ve tohumlar : Özel kayıtlar yoksa
olgunlaştıktan sonra.
Yaprak çiçek ve otlar hiçbir zaman yağmurlu
bir günde veya üzerinde çiğ veya nem varken toplanmamalıdır. Çünkü böyle şartlarda toplanan üründen kaliteli drog elde etmek mümkün değildir. Kabuklar ise yağmurlu günden sonra toplanmalıdır.
Kurutulmuş olan materyalin özelliklerini
kaybetmeden muhafaza edebilmesi için bazı şartlara uyulması zorunludur. Saklama sırasında drogun bozulmasına sebep olan RUTUBET, SICAKLIK VE IŞIK' tır. Bunun için drogların serin, kuru ve karanlık bir yerde saklanmaları gerekir. Kese kağıdı, bez torba, mukavva kutu, teneke kutu veya cam kavanozlarda saklanabilir. Plastik kap, torba saklamak için uygun değildir.
SAKLAMA
Tıbbi bitkiler üzerinde yapılan deneysel
araştırmalar bitkisel droglarda bulunan bileşikler hakkında bilgilerimizi arttırmamızı sağlamıştır.
Droglarda SELLÜLOZ, NİŞASTA, PEKTİN, PROTEİN, ŞEKER gibi tedavi yönünden etkisiz maddeler yanında çok az miktarlarda bile farmakolojik etkilere sahip bileşiklerde bulunmaktadır. Bu maddelere etkili maddeler denilmektedir. Droglara tedavi özelliğini veren bu maddeler kimyasal yapılarına göre şu şekilde gruplandırılabilir:
Tıbbi Bitkilerin Bileşimi
1. Glikozidler : Enzim ve seyreltik asitler
etkisiyle şeker olmayan bir kısım ile bir veya daha fazla şeker molekülüne ayrılan bileşiklerdir.
2. Organik asitler: Bitkilerde karbonhidratların oksidasyonu ile meydana gelen asit reaksiyonlu organik bileşiklerdir. Önemli tedavi edici etkileri bulunmaktadır.
3. Tanenler: Fenol yapısındaki bileşiklerdir.
Suda çözünürler. Bilhassa kabuk aksamında bulunurlar. Meşe mazısı ve meşe palamudu tanence çok zengindirler. Tedavi ve deri sanayisinde kullanılan tanen bu droglardan elde edilir. Tanenler antiseptik etkilere sahiptir.
4. Alkaloidler: Yapılarında azot bulunan bazik
karakterli bileşiklerdir. Katı ve genelde renksiz maddelerdir. Asitler ile tuz meydana getirirler. Baz halde suda çözülmedikleri halde tuzları suda çözülür. Alkaloitler küçük dozlarda kuvvetli etki gösteren bileşiklerdir. Morfin, kodein, cafein, atropin, kokain gibi.
5. Sabit yağlar: Gliserin ile yağ asitlerinin
esterleşmesi sonucu meydana gelmiş bileşiklerdir. Sıvı veya katı halde olup suda çözünmez. Organik çözücülerle kolaylıkla çözünürler. Bilhassa meyve ve tohumlarda bulunurlar. Sıkma veya organik çözücülerle elde edilirler.
6. Uçucu yağlar: Esas olarak TERPEN’ lerden
yapılmış karışımlardır. Genelde sıvı olup, kuvvetli kokulu ve uçucu maddelerdir. Su buharı ile sürüklenir. Suda çözünmez. Organik çözücülerde kolaylıkla çözünürler. Bilhassa çiçek ve meyvalar da daha çoktur. Su buharı distilasyonu, organik çözücüler ile elde edilirler. Ülkemizde halen DEFNE, ACIELMA, GÜL, KEKİK, LAVANTA, LİMON, MERSİN, NANE VE PORTAKAL’ dan uçucu yağ elde edilip piyasada satılmaktadır.
7. Reçineli bileşikler: Karmaşık kimyasal yapılı
katı veya sıvı maddelerdir. Suda çözünmezler, fakat organik çözücülerde kolaylıkla çözünürler.
8. Vitaminler: Genellikle insan vücudunda yapılmayan fakat insanın sağlıklı yaşaması için gerekli olan bileşiklerdir. Bitkisel veya hayvansal organlardan temin edilir.
9. Antibiyotikler: Canlılar tarafından meydana getirilen ve çok seyreltik çözeltilerde bile bazı mikroorganizmaların üremelerini durduran veya onları öldüren bileşiklerdir.
Veriliş yolları çok değişiktir. Hastalığın cinsine
ve istenilen etkiye göre değişik yollar kullanılır. Bu yollar şunlardır kısaca açıklayalım.
A.Sindirim yoluyla: Buna dâhilen alma yolu da denilmektedir. Ağız veya rektal yolla verilir ve sindirin kanalı yoluyla kana geçer. Sindirim sistemi yolu bitkisel droglardan hazırlanan ilaçların verilmesi için en çok kullanılan yoldur.
Veriliş yolları
B.İnjeksiyon yolu: Etkili bileşiğin uygun bir
çözücüdeki çözeltisi deri altı veya adele içi veya damar içine zerk edilir. Çok çabuk tesir gösteren bir yoldur.
C.Haricen kullanma yolu: Burada ilaç solunum, deri veya mukoza yoluyla verilir.
Droglar taşıdıkları etkili maddeler nedeniyle
tedavi alanında kullanılmaktadırlar. Etkili maddeler bitkilerin muhtelif organlarında (yaprak, çiçek, meyve, tohum, kök gibi) bulunmaktadır.
Etkili Madde
Etkili madde dokulardaki hücrelere girerek etki
gösterir. Etki, drogun taşıdığı etkili maddeye, miktarına, alan şahsın fiziksel yapısına, etkili maddeye karşı olan tepkisine, ilaç şekline, verilme yoluna vs. bağlı olarak meydana gelmektedir. İstenen etkiyi elde etmek için genellikle küçük dozlardan başlamak, istenen etki elde edildiği zaman hastalık belirtileri kayboluncaya kadar devam etmek, kusma, ishal, baş dönmesi gibi zehirlenme veya yan etki belirtileri görülür görülmez ilacı kesmek pratikte kullanılması uygun bir yoldur.
Etki düzeni
Hücre ile temasa geçen etkili bileşik tesirini
hücre zarı veya içindeki enzimler üzerinde gösterir. Etkili bileşik hücre fonksiyonunu artırır veya azaltır. Hücre fonksiyonlarını artıran bileşiklere Uyarıcı, azaltan bileşiklere ise Yatıştırıcı denilmektedir. Organizmada meydana gelmiş olan patolojik bir fonksiyon değişikliğini, tekrar normal duruma döndürebilme yeteneğine etkili maddenin Tedavi Etkisi denir.
Bu etki drogun belirli bir miktarı ile elde edilir.
Bu miktara Efektif doz denir. Etkili bileşikten daha yüksek miktarlarda alındığında maddenin toksik etkisi görülmeye başlar. Toksik etkinin görülmesini meydana getiren miktarların üzerindeki dozlar ölüm meydana getirebilir. Ölüm meydana getiren miktara ise Lethal doz denir.
Dâhilen alınan droglardaki etkili maddeler, mide
veya bağırsaklarda emilerek kan yolu ile hücreye ulaşır. Bir müddet sonra bu etkili madde vücuda girdiği gibi herhangi bir değişikliğe uğramadan, kimyasal bazı yapı ve değişikliklere uğrayarak (oksidasyon, redüksiyon, hidroliz vs.) veya başka maddeler ile birleşerek organizmadan dışarı çıkar. Bu çıkış en çok böbrekler vasıtasıyla idrar ile olur. Vücuda giren bileşiklerdeki kimyasal değişiklikler en çok karaciğerde olmaktadır.
Atılma
Hastalığı mutlaka bir hekim teşhis etmeli ve
hekimin önerisi doğrultusunda drog alınmalıdır. Tıbbi bitkilerle tedavide en az bir hafta kullanılmalı. Kronik hastalıklarda ise bu süre üç haftayı bulur. Tıbbi bitkilerin etkileri nispeten daha yavaş uzun sürelidir.
Tanı
Bitkisel droglar ilaç olarak alınabilmeleri için
uygun bir şekle konulmalıdır. En basit yol drogu toz haline getirerek kullanmaktır.
1-Toz (Pulveres): Bitki parçalarının bir havanda dövülerek elde ezilir. Elde edilen tozun en kolay kullanım yolu bir miktar suya karıştırıp içmektir.
2-Hap (Pilulac): İnce toz halindeki tozun bir yardımcı madde ile hap haline getirilmesidir. Yardımcı maddeler; bal, şeker şurubu, nişasta, leblebi unu meyan balı gibi maddeler olmalıdır.
Tıbbi Bitkilerin Kullanış Şekilleri
3-İnfuzyon (İnfusa): Drogların ilaç olarak
kullanılmasında en sık kullanılan bir şekildir. İnfüzyon hazırlamak için ufalanmış drog parçaları üzerine kaynar su dökülmesiyle elde edilir.
4-Dekoksiyon (Decocta): Ufalanmış nebatlar
soğuk suya karıştırılıp 30 dk. kadar karıştırılarak hafif ateşte bekletmek ve ince tülbentten süzme ile oluşur. Tıbbi bitkilerin ilaç haline getirilmesinde en çok kullanılan yol infüzyon ve dekoksiyon yollarıdır.
5-Merhem (Ungoenta): Katı yağ, sıvı yağ
(zeytin yağı, badem yağı) lanolin ve vazelin gibi sıvı yağlar ile yapılan ve haricen (dışarıdan) kullanılan ilaçlardır. Merhem hazırlamak için, merhem içine konulacak madde veya maddeler önce havanda iyice toz edilir. Sonra az miktarda yağ ile ezilir ve sonra sıvı yağ maddesi azar azar etkili madde üzerine ilave edilir. Havanda iyice karıştırılır. Merhemler kapalı kaplarda ve serin yerlerde saklanır.
6-Tıbbi yağ (Olea medicata): Genelde
haricen kullanılır. 10 kısım kuru drogun 100 kısım zeytin yağı veya haşhaş yağı içinde 1-2 hafta güneşte tutularak sonrada bezden süzerek elde edilir. Kantaron yağı, sedefotu yağı, papatya yağı, kudret narı yağı bu yol ile elde edilir.
7-Kokulu yağ (Olea aromatica): Kokulu
çiçek veya bitki parçalarının 1-3 gün zeytinyağı veya susam yağı içinde tutulması ve sonra süzülmesi ile elde edilir.
8-Tentür (Tincturae): Bitkisel materyalin su
alkol, veya eter gibi çözücüler ile tüketilmesi ile elde edilen sıvı preparatlardır.
9-Hülasa (Extracta): Bitkisel materyalin su,
alkol veya eter gibi uçurulabilen çözücülerle tüketilmesi sonucu ele edilen solusyonun belirli bir oranda uçurulması ile elde edilen preparatlardır.
10-Uçucu yağlar: Bitkilerin yaprak, çiçek,
kabuk, tohum ve köklerinden su buharı distilasyonu veya ekstraksiyon yöntemi ile elde edilen uçucu nitelikte eterik yağlar, bitki esanslarıdır. İlaç ve kozmetik sanayiinde yaygın olarak kullanılır. Alternatif bitkisel tedaviler ana etken maddelerindendir.