TDV DIA - islam-portal.comislam-portal.com/ansiklopedi/dia/pdf/c02/c020028.pdf · Halidiyye'den...

2
AHMED AMiS EFENDi Halidiyye'den Ahmed Zi- yaeddin Efendi. istanbul'dan kendisi- ne icazetnamesi gönderdi. 1886 Üsküp'te üçüncü devre Me- piri Seyyid Muhammed NO- rü'I-Arabi ile Muhammed NO- rü'I-Arabi kendisine "teberrüken" ica- zet verd i. Efendi. NOrü'I-Arabi'den sonra en büyük Melamisi ola- rak Efendi aslen tarika- mensuptu. faa- liyeti süresince taliplere Halveti. nadir olarak da icazetnamesi ver- di. merasim. adab ve er- uzak kalarak salikieri me- lametle etti. Böyle men müridierinin bu Kendisinden ders ve inabe bulunanlara tevbe ve etmelerini. Kerim söyleyen Efendi mü- ridlerini halvet. riyazet gibi bedeni mü- cadelelerle etmez. ma- terbiye etmek için kendi te- veccüh*ünü yeterli görürdü. "Mücahe- bir mü- tebakisini de ben refettim" nakleden ona bir tarikat kur ucusu söy- lemektedir. Ahmed Efendi'nin m ü- ridleri ve Meh- med Tahir. müderris Babanzade Ah- med Naim. Ahmed Avni Konuk. Hüse- yin Avni Konukman. ismail Fenni rul. Abdülaziz Mecdi Efendi [Tolun] gi- bi önemli yer 113 Ahmed Naim Bey'in evinde 9 1920 tarihinde vefat etti. Vefa- tma Evrenoszade Sami Bey. "Gitti gül- cemale pir-i cihan" 338) tarih Cenaze na- Abdülaziz Mecdi Efendi ve Fatih Camii hazire- sine defnedildi. Mezar müridierinden Evrenoszade Sami Bey'in- dir. Ahmed Efendi eser Abdülbaki Ahmed Avni Ko- nuk'un Efendi'nin sohbetlerinde kendisinde kaydetmektedir. : BA. Evrak nr. 347352; Hüse- yin Vassaf. Se{fne, IV, ll O; To· mar-MeUimflik, s. 101 -104; Tomar-Hal- vetiyye, s. 81·82; Osman Nuri Ergin. BalLkesir- li Abdülaziz Mecdi To/un, 1942 ; Ab- dül baki Tasavvu{tan Dilimize Geçen Atasözleri ve Deyim/er, 1977, s. 380. Iii NiHAT AZAMAT 44 AHMED ARiF EFENDi L (bk. ARiF EFENDi, Filibeli). _j AHMED ARiFI L (bk. AHMED _j AHMED ASlM, Mütercim (bk. ASlM EFENDi, Mütercim). L _j AHMED b. ASlM ei-ANTAKI ( _.s 1..!. •• 8 1 ('""'k. .:r. -4> ) (ö. 239/853) devir L _j Tebeü't-tabiine Fudayl b. !yaz ve Haris el-Muhasibi olmak üzere ilk sOfilerin ile el- Hafi ve Seri es-Sakati ile olup Ahmed b. Ebü'I-Havari ve Ebu Süley- man ed-Darani'nin mürididir. Kaynak- larda hadis ravileri da yer HamdOn el-Kassar'dan önce nefsi (melamet*) konusunda söz söy- leyen ilk safilerden Antakl'nin L. Massignon'a göre tasawuf tarihindeki nefis muhaseb. esi usulü ile ilgili Haris el-Muha- sibi'nin ortaya iç tecrübe yo- luyla nefis muhasebesi usulünü ren Antakl'nin ve Ki- tô.bü Devô. ,i dô. ,i'l-kulub ve ma 'rifeti himemi'n-nefs ve ô.dô.bihô. iki ri- salesi rivayet edilmekte ise de ona ait kaynaklarda EbO Antakl'nin bu ikinci risalesinden iktibaslar Gazzali'nin de ondan bahsetti- belirtilmektedir. Hisaleleri Sprenger ona ait hi Muhasibi'den naklen söy- lüyorsa da Massignon bu eserlerin na- kilden ibaret ve Antakl'ye ait l:filyetü'l- evliya, ve Te?kiretü'l-evliyô., daki hal tercümesinde nakledilen sözleri. Muha- sibi'nin Kitabü'l-ljalve'sinden parçalar ihtiva etmektedir. Antakl'nin ilgi çekici bir marifet ve haya için yeni bir anlam içinde O. marifeti imana benzeterek tasdik, ikrar ve haya olmak üzere üç mütalaa eder. tasdik marifetiyle haya marifetiyle ik- rar marifet gerçek marifet onu zaman haya etmektir. Bu duruma göre ortaya koyan mari- fet. dil veya kalp ile tasdikine dayanan marifetten üstündür. Tasdik ve ikrar marifetleri muteber olmakla birlikte isyan ve günah ihtimali haya marifetinde ise isyan ihtimali or- tadan Antaki, arneli Allah'a ile birlikte ele ve amelsizlik için isyan tabirini in- maddi ilgili olanlara za- hiri isyan, ruhi ve manevi itaatsizliklere de isyan verir ve Allah'a ilk terketmek söyler. O. insani iradeyi hareket olarak ele kul-Allah sis- temli bir fikri faaliyeti savunan kelami tavra ilahi iradeyi esas alan Al- lah-kul istikametinde ruhi ve manevi üzerinde : el-Cerh ue't-ta 'drl, Il, 66; Sülem1. Tabakat, s. 137-140; EbO Nuaym. f:lilye, IX, 280·297; er-Risale, s. 125, 485; Hucv1r1. '1- mahcüb: Hakikat Bilgisi (tre. leyman Ulu- 1982, s. 228; Attar. Tezkiretü'l- evliya (tre. Süleyman 1985, s. 444-445; IV, 277- 278; Zeheb1. X, 409-410; XI, 487-488; Kes1r. el-Bidaye, X. 318; Lami1, Ne{ehat Tercümesi, s. 1 5, 143-144; et-Tabakat, I, 83; el-Kevakib, I, 197-198; L. Massignon. Essai sur /es origi- nes du lexique technique de la mystique mu- sulmane, Paris 1922, s. 204; Sezgin. GAS, I, 538; Sprenger. "Notice on the Dava, da, al- kulub of Muhasibi", JRAS 11856). s. 133-150; J. Van Ess. "Muhiisibi", iA, VIII, 507-510. liJ MusTAFA BiLGiN AHMED ASlM EFENDi, 1 Gümülcineli (ö. 1911) Son devir alimi, kazasker, huzur dersi mukarriri. L _j 12S2'de ( 1836-37), Gümülcine san- Sultanyeri Terzi- viran köyünde ilmiye mensup bir aileden gelmektedir. Baba- Terziviran köyündeki Medrese-i Kebir müderrislerinden Müderriszade Meh- med Efendi'dir. Ahmed hepsi de derslam olan dört erkek ikin- cisidir. Küçük yetim kalan Ahmed köyündeki mektebinde yine buradaki medresede

Transcript of TDV DIA - islam-portal.comislam-portal.com/ansiklopedi/dia/pdf/c02/c020028.pdf · Halidiyye'den...

AHMED AMiS EFENDi

Halidiyye'den Gümüşhaneli Ahmed Zi­yaeddin Efendi. istanbul'dan kendisi­ne Nakşibendi icazetnamesi gönderdi. 1886 yılında Üsküp'te üçüncü devre Me­lamTiiğinin piri Seyyid Muhammed NO­rü'I-Arabi ile görüştü. Muhammed NO­rü'I-Arabi kendisine "teberrüken" ica­zet verdi. Amiş Efendi. NOrü'I-Arabi'den sonra zamanın en büyük Melamisi ola­rak tanındı.

Amiş Efendi aslen Şa'baniyye tarika­tına mensuptu. Kırk yılı aşan irşad faa­liyeti süresince taliplere Halveti. nadir olarak da Nakşibendi icazetnamesi ver­di. Tarikatların merasim. adab ve er­kanından uzak kalarak salikieri me­lametle irşad etti. Böyle olmasına rağ­men müridierinin bu adı kullanmalarını şiddetle yasaklardı. Kendisinden ders ve inabe isteğinde bulunanlara tevbe ve istiğfar etmelerini. Kur'an -ı Kerim okumalarını söyleyen Amiş Efendi mü­ridlerini halvet. riyazet gibi bedeni mü­cadelelerle meşgul etmez. onların ma­neviyatını terbiye etmek için kendi te­veccüh*ünü yeterli görürdü. "Mücahe­datın bir kısmını Kuşadalı kaldırdı. mü­tebakisini de ben refettim" dediğini

nakleden Sadık Vicdanı. ona bir tarikat kurucusu nazarıyla bakılabileceğini söy­lemektedir. Ahmed Amiş Efendi'nin mü­ridleri ve yakınları arasında Sursalı Meh­med Tahir. müderris Babanzade Ah­med Naim. Ahmed Avni Konuk. Hüse­yin Avni Konukman. ismail Fenni Ertuğ­rul. Abdülaziz Mecdi Efendi [Tolun] gi­bi önemli şahsiyetler yer almaktadır.

Yaklaşık 113 yaşında. damadı Ahmed Naim Bey'in Şehzadebaşı'ndaki evinde 9 Mayıs 1920 tarihinde vefat etti. Vefa­tma Evrenoszade Sami Bey. "Gitti gül­zar-ı cemale pir-i efrad-ı cihan" (ı 338)

mısraıyla tarih düşürmüştür. Cenaze na­mazını Abdülaziz Mecdi Efendi kıldırdı

ve türbedarı olduğu Fatih Camii hazire­sine defnedildi. Mezar taşındaki yazı.

müridierinden Evrenoszade Sami Bey'in­dir. Ahmed Amiş Efendi eser bırakma­dı. Abdülbaki Gölpınarlı. Ahmed Avni Ko­nuk'un Amiş Efendi'nin sohbetlerinde tuttuğu notların kendisinde olduğunu kaydetmektedir.

BİBLİYOGRAFYA :

BA. Babıali Evrak Odası. nr. 347352; Hüse­yin Vassaf. Se{fne, IV, ll O; Sadık Vicdanı. To· mar-MeUimflik, s. 101 -104; a.mıf.. Tomar-Hal­vetiyye, s. 81·82; Osman Nuri Ergin. BalLkesir­li Abdülaziz Mecdi To/un, İstanbul 1942 ; Ab­dül baki Gölpınarlı. Tasavvu{tan Dilimize Geçen Atasözleri ve Deyim/er, İstanbul 1977, s. 380. Iii NiHAT AZAMAT

44

ı AHMED ARiF EFENDi

L (bk. ARiF EFENDi, Filibeli).

_j

ı AHMED ARiFI PAŞA

L (bk. ARİFİ AHMED PAŞA).

_j

ı AHMED ASlM, Mütercim

(bk. ASlM EFENDi, Mütercim). L _j

ı AHMED b. ASlM ei-ANTAKI

( _.s 1..!. •• 8 1 ('""'k. .:r. -4> ı ) (ö. 239/853)

İlk devir sı1filerinden. L _j

Tebeü't-tabiine yetişti. Fudayl b. !yaz ve Haris el-Muhasibi başta olmak üzere ilk sOfilerin çoğu ile görüştü. Bişr el­Hafi ve Seri es-Sakati ile çağdaş olup Ahmed b. Ebü'I-Havari ve Ebu Süley­man ed-Darani'nin mürididir. Kaynak­larda adı hadis ravileri arasında da yer alır. HamdOn el-Kassar'dan önce nefsi kınama (melamet*) konusunda söz söy­leyen ilk safilerden sayılan Antakl'nin L. Massignon'a göre tasawuf tarihindeki asıl değeri. nefis muhaseb.esi usulü ile ilgili görüşleridir. Şeyhi Haris el-Muha­sibi'nin ortaya koyduğu, iç tecrübe yo­luyla nefis muhasebesi usulünü gelişti­ren Antakl'nin Kitô.bü'ş-Şübühôt ve Ki­tô.bü Devô. ,i dô. ,i'l-kulub ve ma 'rifeti himemi'n-nefs ve ô.dô.bihô. adlı iki ri­salesi olduğu rivayet edilmekte ise de bunların ona ait olması şüphelidir. Bazı kaynaklarda EbO Nuaym'ın Antakl'nin bu ikinci risalesinden iktibaslar yaptığı. Gazzali'nin de ondan sık sık bahsetti­ği belirtilmektedir. Hisaleleri keşfeden Sprenger bunların ona ait olmayıp şey­hi Muhasibi'den naklen yazıldığını söy­lüyorsa da Massignon bu eserlerin na­kilden ibaret olmadığını ve Antakl'ye ait bulunduğunu savunmaktadır. l:filyetü'l­evliya, ve Te?kiretü'l-evliyô., daki hal tercümesinde nakledilen sözleri. Muha­sibi'nin Kitabü'l-ljalve'sinden parçalar ihtiva etmektedir.

Antakl'nin ilgi çekici bir yanı, marifet ve haya kavramları için yeni bir anlam arayışı içinde olmasıdır. O. marifeti imana benzeterek tasdik, ikrar ve haya olmak üzere üç kısımda mütalaa eder. Allah' ı tasdik marifetiyle değil. haya marifetiyle tanımak lazımdır. Allah'ı ik-

rar marifet değildir. gerçek marifet onu tanıdığın zaman haya etmektir. Bu duruma göre hayayı ortaya koyan mari­fet. Allah'ın dil veya kalp ile tasdikine dayanan marifetten üstündür. Tasdik ve ikrar marifetleri muteber olmakla birlikte isyan ve günah ihtimali taşır ;

haya marifetinde ise isyan ihtimali or­tadan kalkmıştır. Antaki, arneli Allah'a yakınlık kavramı ile birlikte ele alır ve amelsizlik için isyan tabirini kullanır. in­sanın maddi yapısıyla ilgili olanlara za­hiri isyan, ruhi ve manevi yapısındaki itaatsizliklere de batıni isyan adını verir ve Allah'a yakınlığın ilk şartının batını

isyanı terketmek olduğunu söyler. O. insani iradeyi hareket noktası olarak ele alıp kul-Allah doğrultusunda sis­temli bir fikri faaliyeti savunan kelami tavra karşılık. ilahi iradeyi esas alan Al­lah-kul istikametinde gerçekleşen ruhi ve manevi başarı üzerinde durmuştur.

BİBLİYOGRAFYA :

el-Cerh ue't-ta 'drl, Il, 66; Sülem1. Tabakat, s. 137-140; EbO Nuaym. f:lilye, IX, 280·297; Kuşeyr1. er-Risale, s. 125, 485; Hucv1r1. Keşfu '1-mahcüb: Hakikat Bilgisi (tre. Süleyman Ulu­dağ), İstanbul 1982, s. 228; Attar. Tezkiretü'l­evliya (tre. Süleyman Uludağ). İstanbul 1985, s. 444-445; İbnü ' J-Cevz1. Sı{atü's-sa{ve, IV, 277-278; Zeheb1. A'lamü 'n-~übel~'." X, 409-410; XI, 487-488; İbn Kes1r. el-Bidaye, X. 318; Lami1, Ne{ehat Tercümesi, s. 1 ı 5, 143-144; Şa'ran1. et-Tabakat, I, 83; Münavı. el-Kevakib, I, 197-198; L. Massignon. Essai sur /es origi­nes du lexique technique de la mystique mu­sulmane, Paris 1922, s. 204; Sezgin. GAS, I, 538; Sprenger. "Notice on the Dava, da, al­kulub of Muhasibi", JRAS 11856). s. 133-150; J. Van Ess. "Muhiisibi", iA, VIII, 507-510.

liJ MusTAFA BiLGiN

ı AHMED ASlM EFENDi,

1

Gümülcineli

(ö. 1911)

Son devir Osmanlı alimi, kazasker, huzur dersi mukarriri.

L _j

12S2'de ( 1836-37), Gümülcine san­cağına bağlı Sultanyeri kazasının Terzi­viran köyünde doğdu. ilmiye sınıfına mensup bir aileden gelmektedir. Baba­sı Terziviran köyündeki Medrese-i Kebir müderrislerinden Müderriszade Meh­med Efendi'dir. Ahmed Asım. hepsi de derslam olan dört erkek kardeşin ikin­cisidir.

Küçük yaşta yetim kalan Ahmed Asım, köyündeki sıbyan mektebinde başladığı öğrenimine yine buradaki medresede

devam etti. Tahsilini ilerietmek üzere daha sonra istanbul'a gitti ( 1846) On yedi yıl süren bu devrenin sonunda, Fa­tih dersiamlarından Karinabadl Abdur­rahman Efendi'den icazet alarak Fatih Camii'nde ders vermeye başladı ( 12791 ı 862-63) . Ardından Bab-ı Fetva'da yapı­lan imtihanı kazanıp ibtida-i hariç* de­recesi ile İstanbul ruüs* unu aldı. İki yıl sonra huzur dersleri* muhataplığına

tayin edildi. Gösterdiği başarı üzerine Sultan Abdülaziz'in huzurunda ders ver­mekle mukarrir* liğe başladı ( 1875) . Ay­nı yıl Meclis-i Tedklkat-ı Şer'iyye azalığı­na tayin edildi. Bunun yanı sıra 1883 yı­lına kadar Fetvahane'de yapılan imti­hanlarda mümeyyiz ve İntihab-ı Hük­kam Komisyonu azası olarak yer aldı.

Yine aynı yıl ders vekili ve Meclis-i im­tihan-ı Kurra reisi oldu. 1887'de Hare­meyn-İ Muhteremeyn, 1890'da da istan­bul payelerine yükseldi. İki yıl sonra Anadolu. bir süre sonra da Rumeli ka­zaskeri oldu (1 894) Bu vazifedeyken 1906 yılının sonlarında hastalığı sebe­biyle bütün görevlerinden istifa etti. 1 Temmuz 1911'de Erenköy'deki evinde vefat etti ve Fatih Türbesi haziresine defnedil di.

Ahmed Asım. sakalının seyrek olma­sından dolayı Köse Asım Efendi adıyla da anılmıştır. Otuz üç yıl huzur dersle­ri mukarrirliği yapması yanında deği­

şik ilmi faaliyetlerinden dolayı çeşitli ni­şan ve madalyalar alması ilmi seviyesini göstermektedir. Ömrünün kırk altı yılı aralıksız ders vermekle geçmiştir. Hu­zur derslerinde muhataplık yapmaya başladığı sıralarda Sultan Abdülaziz ta­rafından mehakim-i nizamiyye reisliği­

ne tayin edilerek mükafatlandırılınca ,

öğrencilere ders vermekten ayrılama­

yacağını söyleyerek istifa etmesi. eği­

tim ve öğretimi her türlü rütbe ve ma­kamdan üstün gördüğünü ortaya koy­maktadır.

Ağabeyi Gümülcineli Mahmud Cela­leddin Efendi 1875-1896, kardeşi Sul­tanyerli Yusuf Ziyaeddin Efendi 1882-191 S yılları arasında huzur derslerine muhatap olarak katılan ulemadan. kü­çük kardeşi Dersiam Osman NQri Efen­di de Kırklareli İdadlsi müdürlerinden­diL Büyük kızı Ulviye Hanım ise son Os­manlı şeyhülislamiarından Mustafa Sab­ri Efendi'nin zevcesidir.

Eserleri. Arapça ve Farsça 'yı çok iyi bi­len Ahmed Asım Efendi geniş bilgisi­ne rağmen az eser vermiştir. Hoca la­kabıyla anıldığı ders vekilliği dönemin-

de. Şeyhülislam Uryanlzade Ahmed Esad Efendi'nin emriyle, Hamidiye Medresesi imtihanı için komisyon başkanı olarak hazırladığı çeşitli ilimiere ait soru ve ce­vaplarla Arapça cümle tahlillerinin yer aldığı Risôletü'l-imti]J.ani'l-lfamidiyye adlı Arapça risalesi basılmıştır (İ stanbu l

1306) Ebü'l-Ula Mardin. Ders Vekale­ti başkatibi Esad Serezli'nin verdiği bil­giye dayanarak. Şeyhülislam Bodrumlu Ömer Lutfi Efendi zamanındaki ( 1889-189 1 ı ruOs imtihanına ait Risale-i İm­tihôniyye adlı 250 sayfalık Arapça ese­rinin de yayımianmış olduğunu bildir­mektedir. Ayrıca çeşitli tarihlerde huzur derslerinde verdiği yirmi beş adet tak­riri ve muhatapların sorularıyla bunla­ra verilen cevaplardan meydana gelen risalesinin müellif hattıyla bir nüshası Süleymaniye Kütüphanesi'ndedir (İzmirli İsmail H akkı, nr. 1493). Genellikle bir ve­ya birkaç ayetin tefsirinden meydana gelen ve müellifınce bir isim kanmayan eserin üzerinde Huzur-ı Hümayunda Takrir Olunan Ramazan Mev'izeleri şeklinde sonradan verildiği anlaşılan bir ad bulunmaktadır. Risalenin tamamı

tıpkıbasım halinde Huzur Dersleri'nde neşredilmiştir {11 -111 , 46 1-580) . Aynı eser­de, 1321 -1324 yılları Ramazan ayların­da Yunus sOresinin çeşitli ayetleri üze­rine yapılmış dört dersin takrirlerinin de tıpkıbasımları yer almaktadır (11 -1 11. 397-403) Ebü'I-Uia. yayımianmayan bazı risalelerinin varlığından söz etmekte. ancak haklarında başka bilgi verme­mektedir.

BİBLİYOGRAFYA : Ebü'I-Uia Mardin, Huzür Dersleri, İstanbul

1955, 1, 400, 539 ; 11·111 (nşr . İsmet Sungurbey i. İstanbul 1966, s. 147·149, 397-403, 461·580 ; Abdülkadir Altunsu. Osmanlı Şeyhüfislamları,

Ankara 1972, s. 213, 216, 254; Sadık Albay­rak, Son Deuir Osmanlı Ulemas ı, İstanbul 1980, 1, 66, 115·116 ; lll , 23·24 ; V ( 198 1), s. 532.

~ NiHAT ENGİN

ı AHMED BABA et-TİNBÜKTİ

1

( ~I~L....,..I)

Ebü'l-Abbas Ahmed Baba b. Ahmed b. Hac Ahmed b. Ömer b. Muhammed Akit es-Sanhacl el-Mesılfl et-Tinbüktl

(ö. 1036/ 1627)

Sudanlı Maliki fakihi, muhaddis

L ve biyografi yazarı.

_j

Birçok alimin yetiştiği yaklaşık beş yüz yıllık maziye sahip bir ulema ailesinden olan Ahmed Baba. 21 Zilhicce 963'te (26 Ekim 1556) Tinbüktü'de (Tümbüktü)

AHMED BABA et-TiNBÜKT!

doğdu (Tinbüktü bugün Mali Cumhuri­yeti s ınırları içinde bulunmaktad ır) . Bü­yük dedesi Muhammed Akit'in hicri IX. asır ortalarında , asıl yurtları Masine'­den (Tinbüktü'nün güneybatısında NUer nehrinin sağ şeridi üzerinde) ayrılıp Tin­büktü'ye yerleştiği bilinmektedir. Ba­basının amcası Mahmud b. ömer. 1498-1 548 yılları arasında Tinbüktü kadılığı

yapmış ve Halil'in Mul]taşar'ı üzerine iki ciltlik bir şerh yazmıştır. Babası Ahmed b. Hac Ahmed'in bugün tesbit edilen altı kitabı bulunmaktadır (bk J. O Hunwick. s. 569) Böyle bir ailenin ferdi olarak Tin­büktü'de İslam kültürünün çok gelişmiş olduğu bir dönemde dünyaya gelen Ah­med Baba öğ renimini burada yaptı. En çok feyiz aldığı hocalardan birisi, kendi ailesinden olan Muhammed Bağyu 'dur

( &. ). Ondan hadis. fıkıh . usul. Arapça, beyan ve tefsir okudu. Bir diğer hacası da babasının amcazadesi Kadi Akıb b. MahmOd'dur. Babası Ahmed ile amcası EbO Bekir de önde gelen diğer hocala­rındandır.

Sa'di Sultanı Ahmed ei-MansOr. Tin­büktü'yü ele geçirdiğinde Ahmed Baba bölgenin en önde gelen ilim adamların­dan biri olarak kabul ediliyordu. Bu yüz­den Sa 'diler'e karşı ilk mukavemet ha­reketini o başlattı ve bu hareketin sem­bolü haline geldi. Bunun üzerine Sultan Ahmed'in emriyle Tinbüktü'deki kuman­danı Mahmud Zerkün tarafından 1 594'­te ailesiyle birlikte Mağrib 'e gönderildi. Meşakkatli geçen bu yolculukta 1600 ciltten meydana gelen kütüphanesi kay­boldu ; kendisi de devesinden düştü ve ayağı kırıldı. Ona yapılan bu muameleye Mağrib alimlerinin karşı çıkması üzeri­ne 19 Mayıs 1 S96'da Merakeş'ten ayrıl­mamak şartıyla serbest bırakıldı.

Ahmed Baba 'nın bu dönemde Mera­keş Camiu'ş-şurefa'da Maliki fıkhı. ke­lam, nahiv ve belagat gibi muhtelif ilim­leri okuttuğu ve geniş bilgisi karşısında Mağrib alimlerinin hayrete düştüğü bi­linmektedir. Kısa sürede şöhreti yayılan Tinbükti'nin dersini dinleyenler arasında Fas kadılkudatı Ebü'l-Kasım b. Ebu Nu­aym ei-Gassani, Merakeş müftüsü Mu­hammed b. Abdullah er-Recraci ve Mik­nas kadısı tarihçi ibnü'I-Kadi bulunmak­taydı. Yine bu dönemde resmen müftü olmadığı halde fetva veriyor. telif ba­kımından verimli bir devre geçiriyordu. Tesbit edilebilen elli altı eserinden yir­mi dokuzunu burada yazmıştır.

Zeydan en-Nasır'ın 1607'de tahta çı k­

ması üzerine Ahmed Baba serbest bıra-

45