T.C. ERCYES ÜNVERSTES SOSYAL BLMLER ENSTTÜSÜ … · 2014. 8. 7. · T.C. ERCYES ÜNVERSTES...

79
T.C. ERCYES ÜNVERSTES SOSYAL BLMLER ENSTTÜSÜ GAZANTEP’TE YAAYAN BARAK TÜRKMENLER’NN NANÇ, ADET VE GELENEKLERNN DNLER TARH AÇISINDAN DEERLENDRLMES Tezi Hazrlayan Özlem ANDAÇ AHN Tezi Yöneten Prof. Dr. Harun GÜNGÖR Felsefe ve Din Bilimleri Anabilim Dal Dinler Tarihi Bilim Dal Yüksek Lisans Tezi OCAK-2007 KAYSER

Transcript of T.C. ERCYES ÜNVERSTES SOSYAL BLMLER ENSTTÜSÜ … · 2014. 8. 7. · T.C. ERCYES ÜNVERSTES...

  • T.C.

    ERC�YES ÜN�VERS�TES�

    SOSYAL B�L�MLER ENST�TÜSÜ

    GAZ�ANTEP’TE YA�AYAN BARAK TÜRKMENLER�’N�N

    �NANÇ, ADET VE GELENEKLER�N�N D�NLER TAR�H�

    AÇISINDAN DE�ERLEND�R�LMES�

    Tezi Haz�rlayan

    Özlem ANDAÇ �AH�N

    Tezi Yöneten

    Prof. Dr. Harun GÜNGÖR

    Felsefe ve Din Bilimleri Anabilim Dal�

    Dinler Tarihi Bilim Dal�

    Yüksek Lisans Tezi

    OCAK-2007

    KAYSER�

  • II

    Prof. Dr. Harun GÜNGÖR dan��manl���nda Özlem ANDAÇ �AH�N taraf�ndan

    haz�rlanan “Gaziantep’te Ya�ayan Barak Türkmenler’inin �nanç, Adet ve

    Geleneklerinin Dinler Tarihi Aç�s�ndan De�erlendirilmesi ” adl� bu çal��ma jürimiz taraf�ndan Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Felsefe ve Din Bilimleri

    Anabilim Dal�nda Yüksek Lisans Tezi olarak kabul edilmi�tir.

    JÜR�: Üye : ……………….. Üye : ………………. Dan��man : ……………….. ONAY : Bu tezin kabulü Enstitü Yönetim Kurulu’nun ………… …tarih ve ……….. say�l�

    karar� ile onaylanm��t�r.

    …/…/2006

    Enstitü Müdürü

  • III

    TE�EKKÜR

    “Gaziantep’te Ya�ayan Barak Türkmenleri’nin �nanç, Adet ve Geleneklerinin Dinler

    Tarihi Aç�s�ndan De�erlendirilmesi” konulu çal��mam�z s�ras�nda konu seçimimden

    ba�lay�p bütün çal��ma boyunca bizden yard�mlar�n� esirgemeyen dan��man hocam

    Prof. Dr. Harun GÜNGÖR’e, gerekti�inde bilgi ve deste�ini bizden esirgemeyen Prof.

    Dr. Mustafa ÜNAL’a, ayr�ca yaz�l� kaynaklar� bulmamda bana yard�mc� olan Gaziantep

    Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Ö�retim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ruhi ERSOY’a

    te�ekkür ederim.

    Saha çal��mas� yaparken zaman zaman bana köy gezilerinde e�lik eden ö�retmen

    arkada�lar�m Bülent T�RYAK� Bey ve e�i Özlem T�RYAK� Han�m Efendi’ye, maddi-

    manevi deste�ini benden esirgemeyen sevgili e�im Mehmet �AH�N Bey’e, isimleri

    çal��man�n sonunda zikredilen ve bu çal��man�n ç�kmas�na katk�lar� olan kaynak ki�ilere

    sonsuz te�ekkür eder, minnettarl���m� borç bilirim.

  • IV

    GAZ�ANTEP’TE YA�AYAN BARAK TÜRKMENLER�’N�N �NANÇ, ADET VE

    GELENEKLER�N�N D�NLER TAR�H� AÇISINDAN DE�ERLEND�R�LMES�

    Özlem ANDAÇ �AH�N

    ÖZET

    Ülkemizin baz� bölgelerinde önceleri göçebe ya�ant�y� benimsedikleri halde ekonomik

    ve co�rafi �artlar�n gere�i yerle�ik hayata geçmek zorunda kalan Türkmenler mevcuttur.

    Bunlardan biri de Gaziantep’te ya�ayan Barak Türkmenleridir.

    Tezin birinci bölümde hayat�n çe�itli safhalar�yla ilgili halk inan��lar� üzerinde duruldu.

    �kinci bölümde tabiat ile ilgili halk inan��lar� üzerinde durularak ya�mur ya�d�rmak, ay

    tutulmas�, gök ku�a��, bereket ve u�ur ile ilgili inan��lar hakk�nda bilgi verildi. Daha

    sonra hastal�k tedavilerine yönelik halk inan��lar�ndan muskac�l�k ve nazar de�mesi ve

    korunma usulleri, kur�un dökmek, dövme yapt�rmak konular� üzerinde duruldu.

    Üçüncü bölümde kutsall�k kazanan ve ziyaret edilen yerler tan�t�ld�. Gaziantep yöresi

    Barak Türkmenleri’nin örf ve adetleri incelenirken �slam ve geleneksel Türk dini ve

    kültürüyle ba�lant� kurulmaya çal���ld�.

    Bu çal��ma yap�l�rken Barak Türkmen köylerinin baz�lar�na gidilerek saha

    ara�t�rmas�nda bulunuldu. Mezarl�klar� gezildi. Kaynak ki�ilerle röportajlar, anketler

    yap�ld� ve bu kaynak ki�ilerin listesi, köylerin ad� çal��ma sonunda sunuldu.

    Anahtar Kelimeler: Türkmen, ziyaret, kutsal, adak, bereket

  • V

    EVALUATION OF BELIEFS, CUSTOMS AND TRADITIONS OF BARAK

    TURKOMANS WHO LIVE IN GAZ�ANTEP IN TERMS OF HISTORY OF

    RELIGIONS

    Özlem ANDAÇ �AH�N

    SUMMARY

    There are Turkomans who are obliged to pass to settled life because of economic and

    geographical conditions, although They used to live as migrant in some regions of our

    country one of them is Barak Turkomans living in Gaziantep.

    In the first part of the thesis, by mentioning about the beliefs of people, related to

    various stages of the life, the practices which were done at the moment of marriage,

    birth and death were tried to be recounted.

    In the second chapter, beliefs about rain, lunar eclipse, rainbow, abundance, good-luck

    were given information by focusing on public beliefs about nature and then public

    beliefs about illness treatments were explained such as amulet, the evileye and methods

    of prevention from this, pouring lead to break on evil spell, tattoo.

    �n the third chapter, the holy places that are visited by the public were introduced.

    The traditions and beliefs of Barak Turko people who lived in Gaziantep were tried to

    be related with �slam and Turkish culture. Then traditions and believes were

    investigated.

    While this study was being prepared, this study some of the villages of Barak Turko

    people, were visited and the exact areas were researched graveyards. After having

    interviews and taking polls with the people who knew about Baraks beliefs and cultures.

    At the end of the study, information was given about the people who were interviewed

    and the villages that were visited.

    Key Words: Turkoman, visit, holy, vow, blessing

  • VI

    ��NDEK�LER

    G�R��

    BARAK TÜRKMENLER� HAKKINDA GENEL B�LG�

    1. BARAKLAR’IN TAR�H� VE CO�RAFYASI.....................................................1

    1.1. BARAK KEL�MES�N�N ANLAMI...................................................................1

    1.2. BARAKLAR’IN MEN�E� ................................................................................2

    1.3. BARAKLARLARLA �LG�L� YER ADLARI...................................................4

    1.4. BARAK TÜRKMENLER�N�N ANADOLU’YA GÖÇLER�...........................5

    1. BÖLÜM

    BARAK TÜRKMENLER�NDE GEÇ�� R�TÜELLER�

    1.1. DO�UM..............................................................................................................7

    1.1.1. KISIRLI�I G�DERME �LE �LG�L� �NANI�LAR.........................................7

    1.1.2. DO�UM ÖNCES� �LE �LG�L� �NANI� VE UYGULAMALAR..................9

    1.1.3. C�NS�YET TAY�N�........................................................................................11

    1.1.4. YA�AMAYAN ÇOCU�UN YA�AMASI �Ç�N ALINACAK

    TEDB�RLER..............................................................................................................12

    1.1.5. DO�UM ESNASINDA YAPILAN UYGULAMALAR ................................13

    1.1.6. ÇOCU�A AD KOYMA..................................................................................14

    1.1.7. ÇOCU�UN TUZLANMASI VE KIRKLIK HAD�SES� ................................14

    1.1.8. AL BASMASI OLAYI ...................................................................................15

    1.1.9. SÜTÜ GELMEYEN LO�USA KADIN �Ç�N ALINAN TEDB�RLER.........17

    1.2. EVL�L�K VE DÜ�ÜN TÖREN� �LE �LG�L� �NANI�LAR.............................17

    1.2.1. KIZ ARAMA VE N��AN MERAS�M�...........................................................17

    1.2.2. DE����K USULÜ EVL�L�K (BERDEL) .......................................................19

  • VII

    1.2.3. KINA GECES�.................................................................................................21

    1.2.4. GEL�NC� VE DÜ�ÜN GÜNÜ .......................................................................24

    1.3. ÖLÜM VE ÖLÜ GÖMME �LE �LG�L� �NANI�LAR ......................................27

    1.3.1. ÖLÜM ÖNCES� �LE �LG�L� �NANI� VE UYGULAMALAR .....................27

    1.3.2. ÖLÜMÜN GEL���N� HABER VEREN BEL�RT�LER VE ÖLÜMÜ

    GEC�KT�RMEK ��N ALINAN TEDB�RLER........................................................28

    1.3.3. ÖLÜMDEN SONRA YAPILAN ��LEMLER ................................................30

    1.3.4. TAZ�YE ...........................................................................................................34

    2. BÖLÜM

    BARAK TÜRKMENLER�NDE TAB�AT �LE �LG�L� �NANI� VE UYGULAMALAR

    2.1.1. YA�MUR YA�DIRMAK �LE �LG�L� �NANI�LAR....................................37

    2.1.2. AY TUTULMASI............................................................................................38

    2.1.3. GÖKKU�A�I �LE �LG�L� �NANI�LAR .......................................................39

    2.1.4. GAZ�ANTEP �L�NDE YA�AYAN BARAK TÜRKMENLER�N�N D��ER

    HALK �NANI�LARI.................................................................................................40

    2.2. HASTALIK TEDAV�LER�NE YÖNEL�K HALK �NANI�LARI....................40

    2.2.1. MUSKA �LE �LG�L� �NANI�LAR.................................................................40

    2.2.2. ÜZERL�K TÜTTÜRMEK..............................................................................41

    2.2.3. DÖVME YAPTIRMAK .................................................................................42

    2.2.4. NAZAR DE�MES� VE KORUNMA USULLER� �LE �LG�L�

    �NANI�LAR ..............................................................................................................42

    2.2.5. KUR�UN DÖKMEK.......................................................................................43

    3. BÖLÜM

    Z�YARET, Z�YARET YERLER�, KERAMETLER VE Z�YARET ESNASINDA

    YAPILAN UYGULAMALAR..................................................................................44

    3.1. TÜRBELER ........................................................................................................45

    3.1.1. HACI HAMZA TÜRBES�...............................................................................45

  • VIII

    3.1.2. HZ. ÖKKA�E TÜRBES� ................................................................................46

    3.1.3. �EYH FETHULLAH TÜRBES� .....................................................................46

    3.1.4. HZ. YU�A VE P�RSEFA TÜRBES� ..............................................................47

    3.1.5. HACI BABA TÜRBES� ..................................................................................48

    3.2. YATIRLAR ........................................................................................................48

    3.2.1. MEM�K DEDE YATIRI..................................................................................48

    3.2.2. DERMENL� DEDE YATIRI...........................................................................49

    3.2.3. �IH MUHAMMED YATIRI ...........................................................................49

    3.2.4. AZ�Z N�B��AN YATIRI.................................................................................50

    3.3. KAYALAR VE MEZARLAR............................................................................50

    3.3.1. ÖKSÜRÜK KAYASI ......................................................................................50

    3.3.2. �IH AL� MEZARI ...........................................................................................51

    SONUÇ ve DE�ERLEND�RME ..............................................................................52

    KAYNAKLAR ..........................................................................................................55

    FOTO�RAFLAR.......................................................................................................60

  • G�R��

    1. BARAKLAR’IN TAR�H� VE CO�RAFYASI

    1.1. BARAK KEL�MES�N�N ANLAMI

    Barak ad� tarihimizin ve edebiyat�m�z�n kaynak eserlerinden biri olan O�uz Ka�an

    destan�nda K�l Barak, Kara Barak olarak kar��m�za ç�kar. Ebul Gazi Bahad�r Han’�n

    �ecere’i Terakime’sinde Barak Han tamlamas�nda kullan�lan Barak ad� XIII. Yüzy�lda

    Battal Gazi Destan�nda K�l Barak olarak geçer. Barak ad�n�n tarih boyunca Orta Asya,

    �ran ve Anadolu’dan ba�ka Do�u ve Orta Avrupa’ya yerle�en Türk boylar� aras�nda da

    yayg�n olarak kullan�ld��� bilinmektedir. Arap tarihçi D�m��kî K�pçak oymaklar�

    aras�nda Barak adl� bir topluluktan söz etmekte Laszlo RAYSON� “Tarihte Türklük”

    isimli eserinde Barak kelimesinin Macaristan’dan Romanya’ya kadar uzanan geni�

    co�rafyada bilinen ve kullan�lan bir Türk ismi oldu�unu belirtmektedir.1

    Barak kelimesinin devlet siyaset ve sanat alan�nda pek çok ki�iye isim oldu�u da

    görülmü�tür. 1266 y�l�nda, Ça�atay �mparatorlu�u taht�na oturan Barak Han Kirman’da

    yeni bir hanedanl�k kuran Barak Hacip, Timur’un torunu Ulu� Bey’e ba� kald�ran Türk

    Beyi Barak Han ve Yesevi Dervi�i Sar� Saltuk halifelerinden Barak Baba, Özbek

    Hanlar�ndan Barak Han bu tan�nm�� ki�ilerdendir.2

    Yukar�da belirtilen aç�klamalardan ba�ka Barak Ovas�nda Dokuzyol (Uru�) köyünden

    Halaf ��bilir rehberli�inde yap�lan ara�t�rmalar s�ras�nda mahalli kültürün temsilcileri

    olarak tan�nan Barak hikâye ve türkülerinin ustas� Mehmet K�l�ço�lu ( Mahgül ),

    Karkam��’tan Tahsin Çak�r ve Sait Uzunaslan “Barak” ad�n�n kayna�� konusunda �u

    bilgi ve aç�klamalarda bulunmu�lard�r:

    1 Gaziantep Valili�i; Orta Asya’dan Anadolu’ya Bir Göçün Türküsü “Barak Türkmenleri” Gaziantep, 2002, s.10. 2 Türk Ansiklopedisi, Cilt 5 s.239-240

  • 2

    1- Baraklar iskân�n bayraktarlar� olduklar�ndan “ Bayraktar ” kelimesi zamanla

    de�i�ikli�e u�rayarak “Barak” �ekline dönü�mü�tür.

    2- Baraklar giydikleri tüylü çuha ve kebe’den dolay� bu ad� alm��lard�r.

    3- Yanlar�nda devaml� bulundurduklar� bir cins uzun tüylü av köpe�inden dolay�

    kendilerine bu ünvan verilmi�tir.

    4- Barak kelimesi cesaret ve kahramanl�k timsali olan kurt ba�� anlam�n� ta��r.3

    5- Anadolu’ya göçüp Yozgat’a yerle�tiklerinde haklar�nda yerli halk taraf�ndan

    padi�ah IV. Murat’a yap�lan as�ls�z �ikâyetler üzerine gönderilen Kad�o�lu

    Yusuf Pa�a, ara�t�rmalar sonucu padi�aha görü�lerini aktar�rken, “ �ikâyet edilen

    topluluk Horasan’dan göç edip Yozgat’a yerle�en Türkmenlerdir. Konu�tuklar�

    dil tam bir Bey dili ve ayn� soy ve akrabalardan türeyerek gelmi� (berrak)

    insanlard�r .” �eklinde anlatm�� olmas�ndan “ berrak ” kelimesi de zamanla

    de�i�ikli�e u�rayarak “Barak” ad� olmu�tur.4

    6- Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü ad�na doktora tezi yapan Ruhi

    Ersoy,Barak kelimesinin Kuzey Sibirya’da ya�ayan Yakut Türkleri’nin

    masallar�nda geçen ve çok süratli yürüyen mitolojik bir ki�inin ad�n�n’ da

    “Baragç�” oldu�unu,ayr�ca Yakutlarda kad�n�n ve erkek �amanlar�n atalar� olan

    ve onlar� türeten “Kara-Barag Hatun” gibi ikinci dereceden tanr�çalar

    bulundu�unu söyleyerek Yakutça’daki bu örnekler göz önünde tutuldu�unda

    Barak sözünün asl�n�n eski Türkçede “bar-/var-“ fiilinden türemi� olabilece�ini

    vurgulamaktad�r.5

    1.2. BARAKLAR’IN MEN�E�

    Barak Türkmenleri’nin tarihlerine bak�ld���nda, O�uz boylar�ndan Bayat boyunun

    Dulkadirli koluna mensup ve ayn� ad� ta��yan bir Cerid Obas� oldu�u anla��l�r.6 Bugün

    Nizip, O�uzeli ve Karkam�� ilçe s�n�rlar� içerisinde geni� bölgeyi kapsayan Barak

    Ovas�nda ayn� adla hayatlar�n� sürdürmekte ve ayr�ca Kilis ve Kuzey Suriye topraklar�

    ile Reyhanl� ve Amik Ovalar�nda da az say�da Barak Türkmenleri bulunmakta ve

    yerle�imlerinin yüz yirmi köy ve mezray� buldu�u belirtilmektedir. Barak Türkmenleri

    3 Ali �ahin (Eski Milletvekili): “Güney Anadolu’da Be�-dili Türkmenleri ve Baraklar 1962, S.2 4 Gaziantep Valili�i; Orta Asya’dan Anadolu’ya Bir Göçün Türküsü “Barak Türkmenleri” 2002, s.10 5 Ruhi Ersoy; Barakl� A��k Mahgül ve Repertuar�, bas�lmam�� doktora tezi, Ankara, 2003,s.43 6Faruk Sümer, O�uzlar (Türkmenler),Ankara,1958 s.212

  • 3

    uzun zamandan beri ziraatla u�ra�malar�na ra�men örf ve adetleri ile konar-göçer

    hayat�n ço�u özelliklerini halen korumaktad�rlar.

    Ara�t�rmac� yazar Ali R�za Yalman’�n “ Cenupta Türkmen Oymaklar� ”adl� eserinde

    Barak Türkmenleri’nin on iki obadan meydana geldi�i belirtilmektedir.7

    1- Torunlu

    2- Kürdülü

    3- Eseli

    4- Tiryakili

    5- Gö�ebakan

    6- Ali �drisli

    7- Hac� Kas�ml�

    8- Mercanl�

    9- Çoksuruklu

    10- Marz�bal�

    11- Çayrazl�

    12- Karakozakl�

    Ara�t�rmac� Ömer Özba�, “Gaziantep Dolaylar�nda Türkmenler ve Baraklar” adl�

    eserinde, Barak Türkmenleri’nin esas olarak yedi obaya bölündü�ünü ve bu obalar�n da

    bir çok kollara ayr�ld���n� aç�klamaktad�r.8

    1- Eseli

    2- Karakozakl�

    3- Ad�kl�

    4- Kürdülü

    5- Abdürrezzakl�

    6- Torun

    7- Bay�nd�r

    7 Ali R�za Yalman ; “Cenupta Türkmen Oymaklar�” Gaziantep 1976,s.6,7 8 Ömer Özba�; “Gaziantep Dolaylar�nda Türkmenler ve Baraklar “ ,Gaziantep1958 s.2,3

  • 4

    1.3. BARAKLARLAR’LA �LG�L� YER ADLARI

    Türkiye`de Barak ad�n� ta��yan baz� yerler mevcuttur. Bu yerleri �öyle s�ralayabiliriz:9

    Ad� Vasf� �lçesi �li

    Barakda�� Köy Karaisal� Adana

    Barakl� Köy Dinar Afyon

    Barak Köy Keskin K�r�kkale

    Barakobas� Köy Keskin K�r�kkale

    Barakbil Köy Gerede Bolu

    Barakfak� Köy Merkez Bursa

    Barakl� Köy �skilip Çorum

    Bara�� Köy Ke�an Edirne

    Barak Belde Nizip Gaziantep

    Barak Muhtarl�k Nizip Gaziantep

    Barak Ova Nizip Gaziantep

    Barak Da� Nizip Gaziantep

    Barakl� Köy Çiçekda�� K�r�ehir

    A�a�� Barak Köy Avanos Nev�ehir

    Belbarak Köy Avanos Nev�ehir

    Barakmuslu Köy Ilg�n Konya

    A�a�� Barak Köy Erbaa Tokat

    Yukar� Barak Köy Erbaa Tokat

    Bera�� Köy Emet Kütahya

    Barakl� Köy Bo�azl�yan Yozgat

    9 Türkiye’de Meskun Yerler K�lavuzu; cilt 1:s.78,127,149 cilt 2: s.1152

  • 5

    1.4. BARAK TÜRKMENLER�’N�N ANADOLU’YA GÖÇLER�

    Hazar Denizinin güney do�usunda Horasan bölgesinde bulunan Barak Türkmenleri,

    Akkoyunlu Devletinin Osmanl� Devletine Otlukbeli Sava��nda yenilmesi üzerine, �ran

    ve Anadolu içlerine göç ederler. Barak Türkmenleri ve Beg-dili boyu oymaklar� Seyit

    Salhattin’in o�ullar�ndan Feriz Beyi kendilerine reis seçerler. Bu beyin ad� ve hayat�

    zamanla Barak Türkmenleri aras�nda destans� bir anlam kazanm��, Barak göç ve iskan

    türkülerinin temelini olu�turmu�tur.10

    Barak Türkmenleri’nin Horasan’dan göç ederek Anadolu’ya geli�lerini ünlü ozanlar�

    Dedemo�lu �u �ekilde anlatmaktad�r:

    Kalkt� sökün etti piri zadeler

    Çan çalar mayalar bozla��r gider

    Arap ata binmi� gelinler k�zlar

    Onlar da hub dilinden söylenir gider.

    Katara çekerler mayan�n has�

    Ba�r�n� hûn etti çan�n sesi

    �kindi namaz� göçün arkas�

    Onlar da birinin gözle�ir gider

    Bizim beylerimiz dü�tüler yola

    Ala gözlerine ben olam köle

    Abbasi be�i�i Muaf ile

    Atlar da çöl deyi s�zla��r gider

    Karard� geldi garibin pusu

    Silindi kalmad� kalbinin pas�

    Türkmen k�zlar� çektiler yas�

    Teze gelin k�zlar a�la��r gider11

    10 Gaziantep �l Y�ll���; Komisyon, Gaziantep, 2002, s.158 11 Gaziantep �l Y�ll���; Komisyon, s.159.

  • 6

    Yine Yozgat’a yerle�en BARAKLAR’IN buradan bugünkü oturduklar� yer olan

    Gaziantep’e geli�leri 1960 y�l�nda olmu�tur.12 Bu geli�i ozanlar� Dedemo�lu �u �ekilde

    anlat�r:

    Topland� a�iret geldik Culab’a

    Feyz Bey’in yurdu ba� bend de�il mi?

    Emroldu beylere konduk yan yana

    Hac� Ali’nin yurdu Seylan de�il mi?

    Hac� Ali’den a�a�� budak büzüldü

    Bend sahipleri, isim isim yaz�ld�

    Orda Berk A�an�n keyfi bozuldu

    Torun’lar�n yurdu �irvan de�il mi?

    Yer verdiler Ula�l�n�n Beyine

    Oda kondu Berk A�an�n sa��na

    Beyler ç�ks�n Akçakale da��na

    Bay�nd�r�n yurdu Goncan de�il mi?

    Dedemo�lu haymalar�n kurulsun

    Yenilsin içilsin sohbet verilsin

    Dövülsün kahveler davul vurulsun

    Abdallar�n yurdu veran de�il mi?13

    12 Gaziantep �l Y�ll���; Komisyon, s.159. 13 Gaziantep �l Y�ll���; Komisyon, s.159

  • 7

    I. BÖLÜM

    BARAK TÜRKMENLER�NDE GEÇ�� R�TÜELLER�

    1.1. DO�UM.

    1.1.1. KISIRLI�I G�DERME �LE �LG�L� �NANI�LAR

    Barak Türkmen kad�nlar� ile zaman zaman yapt���m�z sohbetler s�ras�nda onlardan

    k�s�rl�k tedavisi ile ilgili ald���m�z bilgileri aktarmaya çal��aca��z.

    Barak Türkmen köylerinde baz� farkl�l�klar bulunmakla birlikte, genellikle çocu�u

    olmayan kad�nlar için uygulanan yöntemler �unlard�r:

    Çocu�u olmayan kad�nlar köyün ya�l� ve bilge olan ebesine götürülür. Köyün ebesi

    çocu�u olmayan kad�na yumurta sar�s�, zeytinya��, “keçen” isimli ot ve kirli yünün

    kar���m�ndan olu�an bir ilaç haz�rlar. Hamile kalmak isteyen kad�n bu kar���m� sabah ve

    ak�am fitil niyetine kullan�r. Bu �ekilde kad�n�n rahim bölgesinin iltihaptan

    temizlenece�ine ve hamile kalaca��na inan�l�r.

    Çocu�u olmayan kad�nlar “Telli Sultan” ad� verilen bir çe�it ot ile maydanoz

    kaynat�larak onun buhar�na oturtulur. Üzerine bir çar�af örtülerek kad�n�n buhardan

    daha fazla faydalanmas� sa�lan�r. Hamile kalmak isteyen kad�n�n rahim bölgesi sark�k

    ise on be� tane nohut tülbente sar�l�r ve rahim a�z�na yerle�tirilir. Nohutlar �i�tikçe

    rahim bölgesinin normale dönece�ine ve çocu�un olaca��na inan�l�r.

    Çocu�u olmayan kad�nlara bamyan�n tohumu kaynat�larak sabah ak�am içirilir.

    Çocuk sahibi olmak isteyen kad�n Nizip ilçesi yak�nlar�nda bulunan “Ta�ba� Da��”na

    ç�karak Bilal-i Habe�i’nin makam� oldu�una inan�lan ziyaret yerine gider. Burada

    bulunan me�e a�ac�n�n dallar�na sembolik bir sal�ncak asarak içine bezden yap�lm�� bir

    bebek koyar. Daha sonra kurban kesilir, kan� Bilal-i Habe�i’nin makam� yan�nda

    bulunan ve Hz. Ali’nin at�n�n ayak izinin oldu�una inan�lan çukura ak�t�l�r. S�ra yerdeki

    ta�lar�n alt�ndan böcek bulmaya gelir. Oradaki ta�lar�n alt�nda kimi siyah kimi de ye�il

  • 8

    renkli kabuklu böcekler vard�r. Ye�il kabuklu böceklerin k�z, siyah kabuklu böceklerin

    erkek çocu�un olaca��na i�aret etti�ine inan�l�r. Çocu�u olmayan kad�n bu böceklerin

    bir veya bir kaç�n� canl� olarak yutar ve adakta bulunur. Böceklerin hemen orac�kta canl�

    olarak yutulmas� gerekti�ine, bir kaç ad�m at�lsa dahi ada��n kabul olmayaca��na

    inan�l�r. Bu konu ile ilgili daha önce Gaziantep Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi

    Türk Dili ve Edebiyat� Bölümü ad�na lisans tezi haz�rlayan Arzu AY, ev han�m� olan

    Zeynep ÇAKIR’dan naklen �unlar� anlat�yor: “Genç bir k�zken Ta�ba� Da��’na ziyarete

    gitmi�tik. Ta��n alt�ndan be� tane siyah böcek al�p a�z�ma att�m. Dört tanesini yuttum.

    Fakat bir tanesi dilimde yap���p kald�. Ne yapt�msa yutamad�m. Saatler sonra onu

    çöplerin yard�m�yla a�z�mdan ç�kard�lar. Y�lar sonra evlendi�imde dört o�lan çocu�um

    bir de k�z çocu�um oldu”. diyor.14

    Ta�ba� ziyareti sonucunda yine çocuk olmazsa hamile kalmak isteyen kad�n �anl�

    Urfa’da �brahim Peygamberin do�du�una inan�lan ma�araya ve Bal�kl� Göl’e götürülür.

    Ziyaret sonucu do�acak çocu�a k�z olursa Zeliha, erkek olursa Halil ve �brahim isimleri

    verilir.

    Eski Türk hikâye ve destanlar�nda, do�um, k�s�rl�k ve çocuk sahibi olma ile ilgili inanç

    ve uygulamalara at�flarda bulunuldu�u görülmektedir. Öyle anla��lmaktad�r ki, çocuk

    sahibi olmak arzusu ile kutsal yerlerin, a�açlar�n ve mezarlar�n ziyaret edilmesi inanç ve

    âdeti geleneksel Türk dini dönemine uzanmakta ve oradan adak ve ziyaret inançlar�

    �eklinde Müslümanla�mak suretiyle onlar, �slami dönemde de varl���n� sürdürmü� ve

    günümüze uzanm�� görünmektedir.15

    Çocu�u olmayan kad�n al�ç a�ac�n�n dal�na çaput ba�lay�p dua ederse dile�inin

    gerçekle�ece�ine inan�l�r.

    Her a�aç, insan�m�z nazar�nda ayn� önem ve de�ere sahip de�ildir. Kutsal kabul edilen

    ve çe�itleri amaçlarla ziyaret edilerek bez-çaput ba�lay�p dilekler tutulan ve bunlar�n

    gerçekle�mesi için dua edilen çal�lar veya a�açlar�n önemli bir k�sm� mezar motifiyle

    bütünle�mi� durumdad�r. Kutsal kabul edilen çal� veya a�ac�n, ya normalin d���nda tabii

    bir özelli�i vard�r veya o a�açla ilgili geçmi�ten gelen efsaneler ona özellik

    14 Arzu Ay; Barak Yöresinde Do�um ve Ölüm, Gaziantep Üniversitesi,Fen Edebiyat Fakültesi ,Lisans Tezi, Gaziantep, 2006, s.11 15 Ünver Günay; Harun Güngör, Türk Din Tarihi, Kayseri, 1998,s,81,82

  • 9

    vermektedir.16 Ba�ta kad�nlar olmak üzere bu a�açlara çaput ba�lanarak çe�itli arzu ve

    temennilerin gerçekle�ece�ine inan�l�r.

    Yine çocu�u olmayan kad�n bir akrabas� arac�l��� ile köyde bulunan bütün hamile

    kad�nlar�n evlerini dola��r ve onlardan az da olsa para toplar. Bu toplad��� paralar�

    Kâbe’ye giden birine vererek ondan bir parça kuma� getirmesini ister. Getirilen

    kuma�tan hamile elbisesi dikilir ve çocu�u olmayan kad�na giydirilir. Böylece çocu�un

    olaca��na inan�l�r.

    Türklere göre yeryüzü, özellikle Türk vatan�, Türklerin ya�ad��� bütün yerler “lduk”tur.

    Bununla birlikte baz� yerler di�erlerinden daha kutsal olarak tan�nmakta ve daha fazla

    hürmette bulunulmaktad�r.17 Bu yüzden Barak Türkmen kad�nlar� Kâbe’den getirilen

    kuma��n kutsall���na inanarak o kuma��n hürmetine hamile kalacaklar�na inan�rlar.

    �slam dinine göre yeryüzü ba�ta Kâbe ve bulundu�u co�rafya olmak üzere mukaddeslik

    arz eder. En ba�ta gelen kutsal mekân Müslümanlara göre Kâbe’dir. Dünyan�n en

    yüksek yeridir. Çünkü kutup y�ld�z� onun gökyüzünün merkezinin kar��s�nda

    bulundu�una tan�kt�r.18

    Bütün bu uygulama ve ziyaretlere ra�men yine de kad�n�n çocu�u olmuyorsa, çocu�u

    olmayan kad�n kumay� kabul etmek zorundad�r. Çünkü Barak Türkmenlerince k�s�r

    kad�n hor görülür ve u�ursuz say�l�r. Meyvesiz a�aç bir i�e yaramaz dü�üncesiyle

    kad�n�n kocas� ikinci kez evlenmeye raz� edilir. Yeni gelin hamile kal�r ve çocu�u olursa

    çocu�u olmayan kad�na bu çocuk bir müddet gösterilmez ve yan�na yakla�t�r�lmaz.

    Gördü�ü takdirde ondaki u�ursuzlu�un çocu�a geçece�ine inan�l�r.

    1.1.2. DO�UM ÖNCES� �LE �LG�L� �NANI� VE UYGULAMALAR

    Gaziantep’te ya�ayan Barak Türkmenlerinde, Anadolu’da bulunan di�er bölge halk�nda

    oldu�u gibi do�umdan öncesiyle ilgili bir tak�m inan��lar mevcuttur. Do�acak çocu�un

    uzun ömürlü olmas�, hay�rl� olmas�, cinsiyet tayini vb. �eylerin belirlenmesi için bir

    tak�m adetler uygulan�r. Gaziantep’teki Barak köylerine yapt���m�z ziyaretler s�ras�nda

    yer yer sohbet imkân� buldu�umuz Barak kad�nlar�na hamile kalmamak için herhangi 16 Nihat Kurto�lu; Tomarza ve Çevre Yerle�im Merkezlerinde Yer Adlar� ve �nanç �li�kisi Üzerine Bir Ara�t�rma, Bas�lmam�� Yüksek Lisans Tezi, Kayseri, 1996, s.70 17 Harun Güngör; “Türklerde Kutsal Mekân Anlay��� (Kayseri Örne�i)”, Türk Dünyas� Tarih Dergisi, Kayseri, 1990, s.40 18 Mircea Eliada; Kutsal ve Dind���, Çev.M.Ali K�l�çbay, Gece Yay�nlar�, �stanbul, 1996, s.79

  • 10

    bir do�um kontrol yöntemi uygulay�p uygulamad�klar�n� sordu�umuzda, genellikle

    kad�n do�um yöntemi uygulamad�klar�n� bu yüzden en az çocu�u olan�n dört veya be�

    tane oldu�unu söylemektedirler.

    Barak Türkmenlerinde genel inan��a göre, bir kad�n hamile iken y�lan görürse do�acak

    olan çocu�un çevik ve at�lgan olaca��na inan�l�r.

    Yine genel inan��a göre hamile kad�n ba�kas�n�n çocu�unu kötü huylar�ndan dolay�

    k�narsa, k�nad��� kötü huylar�n kendi çocu�una geçece�ine inan�l�r. Bu yüzden hamile

    kad�n hamileli�i zarf�nda hiç kimseyi k�namamal�d�r.

    Hamile kad�n deve veya tav�ana bakarsa çocu�unun duda��nda çatlakl�k olunaca��na

    inan�l�r.

    Hamile kad�n bir yerden bir �ey çalarsa, do�acak olan çocu�un da h�rs�z olunaca��na

    inan�l�r.

    Gaziantep’teki Barak Türkmenleri’nin yan� s�ra Anadolu’nun pek çok yerinde hamile

    kad�n�n aya bakmas� iyi say�l�r. Do�acak olan çocu�un ay gibi parlak ve güzel

    olunaca��na inan�l�r. Yine ayva yiyen hamile kad�nlar�n çocuklar�n�n cildinin parlak ve

    yüzünün güzel olaca��na inan�l�r.

    Do�acak çocuklar�n huylar�n�n k�z ise halaya, erkek ise day�ya benzeyece�ine inan�l�r.

    Buna dair bir de darb-� mesel söylenmi�tir:

    Kad�n gerek bey do�ura

    Be�in day�s� yi�it ola

    Yi�it evlat yeti�tirmek isteyen genç, evlenirken alaca�� k�z�n karde�ine bakmal�d�r. E�er

    k�z�n karde�i yi�it ise gencin zürriyeti de yi�it olur kanaati mevcuttur.19

    Barak Türkmenleri aras�nda �u inan�� mevcuttur: Hamile kad�n hamileli�i süresince

    herhangi bir hayvan�n ci�erine elini dokunur ve bu dokundu�u elini vücudunun bir

    uzvuna sürerse do�acak olan çocu�un da ayn� uzvunda ve dokundu�u yerde do�um

    lekesi olaca��na inan�l�r.

    Çiftlik köyünden Özlem T�RYAK� bu konu hakk�nda bize �unlar� anlatmaktad�r: “

    Kay�n validem küçük o�luna hamile oldu�u vakit kay�n babam kestikleri kurban�n

    ci�erini eve getirmi�. Kay�n validem bu ci�erleri kestikten sonra elini y�kamadan dizine 19 Ali R�za Yalman; Cenupta Türkmen Oymaklar�, s.46

  • 11

    dokunmu�. Do�um sonras�nda kayn�m�n dizinde gerçekten de ci�er renginde do�um

    lekesi olu�mu�” diyor.

    1.1.3. C�NS�YET TAY�N�

    Barak köyünde ana rahminde bulunan çocu�un, k�z m� yoksa erkek mi oldu�unu

    anlamak için �u yöntemler uygulanmaktad�r:

    Hamile kad�n�n çocu�unun k�z m� yoksa erkek mi oldu�unu tespit için bebe�e dikilen

    z�b�n, elbise gibi giysiler biçilirken, yaka k�sm�ndan ç�kan küçük parça yola b�rak�l�r.

    Yoldan ilk geçen ki�inin cinsiyeti ne ise bebe�in cinsiyetinin de ayn� cinsiyette

    olaca��na inan�l�r.

    Do�u ve Güneydo�u Anadolu’da erkek çocu�una duyulan itibar Barak Türkmenlerinde

    de yayg�nd�r. Erkek çocuk her zaman k�z çocuktan üstün tutulmu� ve do�umu büyük

    sevinçle kutlanm��t�r.

    Eski Türk hikâye ve destanlar�nda do�um, k�s�rl�k ve çocuk sahibi olma ile ilgili inanç

    ve uygulamalara at�flarda bulunuldu�u görülmektedir. Mesela Dede Korkut

    hikâyelerinde, erkek çocuk sahibi olmak için ba�vurulan uygulamalara i�aret

    olunuyor.20

    Barak Türkmenlerinde hamile kad�n�n çocu�unun cinsiyetini anlamak için kar�n �ekline

    bak�l�r. E�er kad�n�n karn� yass� ise k�z, ön tarafa do�ru sivri �ekilde ise o�lan olaca��na

    inan�l�r.

    Hamile kad�n ek�i yiyecekler yemek isterse k�z çocu�u olaca��na, tatl� yiyecekler

    yemek isterse o�lan çocu�u olaca��na inan�l�r.

    Hamile kad�n�n k�z veya erkek çocuk do�uraca�� �u �ekilde anla��l�r: Hamile kad�n�n

    göbe�ine sar�msak konulur. Sar�msak yerinden oynarsa erkek çocuk olaca��na,

    oynamaz yerinde sabit kal�rsa k�z çocu�u olaca��na inan�l�r.

    Hamile kad�n somurtkan yüzlü olursa k�z�, güler yüzlü olursa o�lu olaca��na inan�l�r.

    Hamile kad�n�n k�z ya da erkek çocuk do�urmas�n�n belirtilerinden biri de annenin saç

    teline yüzük tak�lmas�d�r. Anneden saç teli al�n�r ve bu tele yüzük ba�lan�r. Ba�lanan

    20 Ünver Günay, Harun Göngür; Türk Din Tarihi, s.82

  • 12

    yüzük annenin göbe�ine konulur. Yüzük sa�a sola hareket ederse o�lan çocuk

    olaca��na, sabit kal�rsa k�z çocu�u olaca��na inan�l�r.

    Anne aday�na ait diki� yüzü�ü varsa içine birkaç damla süt, birkaç damla da su konur.

    E�er süt ile su birbirine kar��maz süt dibe çökerse k�z çocu�unun olaca��na, kar���rsa

    o�lan çocuk olaca��na inan�l�r.21

    Yine tarlada çal��an hamile kad�n çal��ma s�ras�nda boncuk bulursa k�z�n�n olaca��na,

    çivi, demir parças� bulursa o�lan çocu�u olaca��na inan�l�r.

    Hamile olan kad�n�n üzerine onun haberi olmadan tuz serpilir. Hamile kad�n�n ilk

    hareketinde elini vücudunun üst taraf�na koyarsa k�z�, alt taraf�na koyarsa o�lu

    olaca��na inan�l�r.

    Hamile kad�na tuz serperek do�acak çocu�un cinsiyetini tayin etmek Bay�r-Bucak

    Türkmenlerinde de mevcuttur.

    1.1.4. YA�AMAYAN ÇOCU�UN YA�AMASI �Ç�N ALINACAK TEBD�RLER.

    Çocu�u olup ta ya�amayan ki�iler çocu�un ya�amas� için bir tak�m tedbirler

    almaktad�rlar. Al�nan tedbirlerin bir k�sm� bütün Barak köylerine ait olmakla birlikte,

    bir k�sm� sadece belli köylere aittir.

    Çocuklar� ya�amayan aileler için bütün Barak köylerinde geçerli olmak üzere �unlar

    yap�lmaktad�r:

    Çocu�u olup ta ya�amayan aileler yeni do�an çocuklar�na çocu�un ya�amas� için

    Dursun, Ya�ar, Durdu, Duran, Durmu�, Ömür, Hediye, Hayat, Hayati, Dursune, Kals�n

    gibi isimler verirler. Bu �ekilde çocuklar�n�n uzun ömürlü olacaklar�na inan�rlar.

    Halk kültüründe, çocu�u olup da çe�itli nedenlerden dolay� ya�amayan ki�iler, yeni

    do�an çocuklara böyle bir kaderle kar��la�mamalar� için onlar�n ya�ama ümidini dile

    getiren ve ya�atma gücü ta��d���na inand�klar� isimler vermektedirler. Bu özellik Türk

    halk kültüründe, isimlerin en önemli büyüsel i�levlerinden birisi olarak kendini gösterir.

    Burada ismin sözlük anlam�n�n dinamik gücünden yararlanma söz konusudur. �smin

    büyüsel ve mistik bir özü de anlam�nda saklad��� inanc� dü�ünülürse, ya�at�c� gücü

    21 Arzu Ay; Barak Yöresinde Do�um ve Ölüm, Gaziantep Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Lisans Tezi s.14

  • 13

    oldu�una inan�lan bu türden isimlerin, çaresizlik içinde kalanlarca bir dayanak

    sa�layaca�� umudu kendili�inden anla��l�r.22

    Çocu�u olup ta ya�amayan aileler “Tabe” ad� verilen muska yapt�rarak çocu�un omzuna

    takarlar. Böylece muskadaki ilahi gücün çocu�u ya�ataca��na inan�l�r. Çiftlik köyünde

    çocu�u ya�amayan aileler köylerinde bulunan ve peygamber soyundan geldi�ine

    inan�lan “Ata� Muhammed” isimli �ahsa giderek “Tabe ve Hameyli” yapt�r�rlar.

    Muska ile öldürücü hasta edici ve benzeri zarar verici görünmeyen tehlikelerden

    korunma inanc� Türk Dünyas�n�n Anadolu dâhil her kesiminde vard�r.23

    O�uzeli ilçesine ba�l� Barak köylerinde bunlardan farkl� olarak çocu�u ya�amayan veya

    do�duktan bir müddet sonra ölen kad�nlar O�uzeli ilçesi merkezinde bulunan Hac�

    Hamza Türbesine gidip oradan bir avuç toprak getirirler ve bebe�in be�i�ine koyarlar.

    Bu �ekilde çocuklar�n�n ya�ayaca��na inan�rlar. Burada muskaya yüklenen ilahi gücün

    türbeden getirilen topra�a da yüklendi�ini dü�ünüyoruz.

    1.1.5. DO�UM ESNASINDA YAPILAN UYGULAMALAR

    Barak Türkmen köylerinde do�umu genellikle “arka ebe” ve “ön ebe” verilen ki�iler

    yapt�r�r. Bu ebeler tecrübeli ve gelenekten gelen ki�ilerdir. Do�umu yapt�rd�klar�nda ev

    halk� taraf�ndan çe�itle hediyelerle ödüllendirilirler.

    Barak Türkmenlerince zar içinde do�an çocu�a “ba� suyu de�ilmeden do�an çocuk”

    denilir ve zar hemen ebeler taraf�ndan kesilip içinden çocuk ç�kar�l�r. Çocu�un zar

    içinde do�mas� ev halk� taraf�ndan u�ursuzluk say�l�r. Do�umu biten anne de höllük ad�

    verilen toprakl� yatakta iki gün yat�r�l�r. Bu toprak sayesinde annenin sanc�s�n�n

    azalaca��na inan�l�r.24 Annenin hemen aya�a kalkmas� için tereya�� ve bal gibi güçlü

    yiyecekler verilir. Bebe�in dü�en göbek ba�� temiz bir beze sar�larak çocu�un ileride

    hangi mesle�i seçmesi isteniyorsa ona göre topra�a gömülür. Çocu�unun ileride din

    adam� olmas�n� isteyen aile göbek ba��n� caminin avlusuna, çiftçi olmas�n� isteyen aile

    tarlaya, doktor olmas�n� isteyen aile hastane bahçesine gömer.

    22 Celalettin Çelik; �sim Kültürü ve Din �ah�s �simleri Üzerine Bir Din Sosyolojisi Denemesi, Konya, 2005, s.38 23 Ya�ar Kalafat; Bay�r-Bucak Türkmenleri, Ankara, 1996, s.25. 24 Arzu Ay; Barak Yöresinde Do�um ve Ölüm, Gaziantep Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi ,Lisans Tezi s.18

  • 14

    1.1.6. ÇOCU�A AD KOYMA

    Barak Türkmenlerinde çocu�a genellikle peygamber, sahabe veya din büyüklerinin

    isimleri verilir. Varsa aile büyüklerinden dede, babaanne, yoksa çocu�un babas� veya

    annesi çocu�a isim verir. Türk toplumunda çocu�a isim verme hakk�n�n veya

    önceli�inin genellikle e�er ya��yorlarsa büyükbaba veya büyükanneye (erke�in anne ve

    babas�na) ait oldu�unu söylemek mümkündür. Yani çocu�a isim vermede aile büyükleri

    etkilidir. Aile içinde daha ya�l� kimseler varsa, isim verme hakk� onlar�nd�r. Bunun

    d���nda yak�n çevrede, mahallede sayg� duyulan, kendisine hürmet edilen ki�iler ile,din

    görevlisi olarak kabul edilen hocalar da isim verme konusunda kendisine dan���lan

    kimselerdir. �sim seçiminde aileyi mutlak anlamda yönlendiren bir ki�i veya kurum

    bulunmamaktad�r.25

    Çocu�a isim konulurken dede imaml�k yapabilecek kapasitede ise çocu�u kuca��na

    alarak önce sa� kula��na ezan okur, sonra sol kula��na kamet getirerek çocu�un

    kula��na ismini söyler. Çocu�un hay�rl� ve uzun ömürlü olmas� için dua ve niyazda

    bulunur. Orada bulunan ev hakl�da hep bir a��zdan âmin derler. Çocu�a ezan ve kamet

    ile isim verilmesi Anadolu ve sair Türk kesimlerinde çok yayg�nd�r.26

    Geleneksel alg�lamada ömür “ezan ve sela aras�nda” geçmektedir. Bu zaman içerisinde

    ki�inin ta��yaca�� isim onun belirleyici bir nitelli�i olacakt�r. �sim koyma töreni

    s�ras�nda çocu�un sa� kula��na ezan, sol kula��na ise kamet okunur. �leride çocu�un bu

    sesleri duydu�unda isminin akl�na gelece�ine inan�l�r.27

    �sim seçiminde, isim koyma adetlerinde dini yetkinli�i olan bir otoritenin onay� ve

    çocu�un kula��na ezan, kamet okunmas� v.b. uygulamalar, isim koyma merasimlerinde

    dini inanç ve ritüellerin önemli bir boyut olu�turdu�unu göstermektedir.28

    1.1.7. ÇOCU�UN TUZLANMASI VE KIRKLIK HAD�SES�

    Dünyaya yeni gelen bebe�e vücudu geli�mi�se hemen, vücudu geli�memi� ise yedinci

    gününde veya yirminci gününde tuzlama i�lemi yapt�r�l�r. Tuz, �eker ve zeytinya��

    kar���m� bebe�in a��z ve kula�� dâhil bütün vücuduna sürülür. Bu �ekilde bebe�in bir 25 Celalettin Çelik; �sim Kültürü ve Din, �ah�s �simleri Üzerine Bir Din Sosyolojisi Denemesi, s.66 26 Zeynep Bahad�r, Reyhanl� Türkmenleri ve Türkmencesi, Lisans Tezi, Ankara, 1974, s.103 27 Celalettin Çelik; �sim Kültürü ve Din, �ah�s �simleri Üzerine Bir Din Sosyolojisi Denemesi, s.67 28 Celalettin Çelik; �sim Kültürü ve Din, �ah�s �simleri Üzerine Bir Din Sosyolojisi Denemesi, s.67

  • 15

    müddet uyuyarak uyanmas� beklenir. Uyand��� vakit banyo yapt�r�l�r. Ayn� i�lem

    bebe�in k�rk�nc� gününde de tekrar edilir. Bebe�in tuzlanarak ileride terinin

    kokmayaca��na inan�l�r.

    Anadolu’nun pek çok yerinde ve Barak Türkmenlerinde uygulanan “K�rklama” hadisesi

    �u �ekilde yap�lmaktad�r:

    Do�an çocuk k�rk günlük oldu�u zaman k�rk tane nohut büyüklü�ünde ta�, tarak ve

    madeni para en az k�rk tane deli�i olan süzgece konur. K�rk� ç�kan anne bir eliyle

    süzgeci ba��n�n üzerinde tutup di�er eliyle bu süzgecin üzerinden vücuduna döker.

    Artan su ile çocukta banyo ettirilir. Böylece k�rklama olay� bitmi� olur.

    K�rklama i�lemi önce anneye sonra çocu�a yap�l�r. Anadolu’nun pek çok yerinde ve

    Gaziantep yöresi Barak Türkmenlerince de uygulanan “K�rklama” hadisesi ile evdeki

    kötü ruhlar�n uzakla�aca��na ve “al basma” olay�n�n olmayaca��na inan�l�r.

    Barak köylerinin bir k�sm�nda susuz k�rklama da yap�lmaktad�r. K�rk� ç�km�� anne evin

    en temiz yerine bebe�ini de kuca��na alarak oturur. Annenin ba��na en az k�rk deli�i

    olan süzgeç tutulur ve bu süzgecin içinden k�rk ka��k su ak�t�l�r. Kalan su ise evin her

    taraf�na serpilir. Bu �ekilde kötü ruhlar�n kovulaca��na ve onlardan korunulaca��na

    inan�l�r.29

    1.1.8. AL BASMASI OLAYI

    Hemen hemen Barak köylerinin hepsinde al basmas� inanc� vard�r. Al lo�usa olan

    kad�n� ve k�rkl� çocu�unu basar. Ancak çocu�u basmas� kad�ndan daha fazla görülür. Al

    denilince çocu�un veya kad�n�n üzerine bir a��rl���n çökmesi ve hiç sesinin ç�kmamas�

    anla��l�r. Bu olay gerçekle�ti�i takdirde tedbir al�nmazsa gerek kad�n� gerekse çocu�u

    öldürdü�ünü anlat�lmaktad�r.30

    Bay�r-Bucak Türkmenlerinde Al basmas� derin uykuya dalm�� bir kimsenin, biri

    taraf�ndan üzerine çökülmesi, bo�az�n�n s�k�larak öldürülmesi, �eklinde anlat�l�r. Al

    basmas� umumiyetle insan �eklinde görülür. Kurtulabilmek için uykudan uyan�l�p

    29 Arzu Ay; Barak Yöresinde Do�um ve Ölüm, Gaziantep Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Lisans Tezi, s.23 30 Ahmet Gökbel; Yahyal�’da Varsak Türkmenleri, Ankara, 1997, s.106

  • 16

    ay�kma gerekir. Korunmak için hocalara ba�vurulur, Kur’an okunur. Abdest bozanlarda,

    daha ziyade yorgun ve ak�am yemeklerini çok kaç�ranlarda görülür.31

    Yeni do�um yapm�� olan kad�n�n bütün günahlar�ndan temizlendi�ine ve do�urdu�u

    bebek kadar çaresiz ve savunmas�z oldu�una inan�l�r. Bu yüzden al basmas� olay�n�n

    bebek ve annede görüldü�ü inanc� hâkimdir.

    Bu durumda lo�usa kad�n yaln�z b�rak�lmaz. �ayet yaln�z b�rak�lmas� gerekiyorsa

    uyumas�na müsaade edilmez. Yeni do�um yapan kad�n bu durumda uyursa al basmas�

    gerçekle�ir ve anne ölür.

    Lo�usa kad�n ve k�rk� ç�kmam�� bir bebe�in bulundu�u evde al basmas�na kar�� al�nan

    tedbirleri �u �ekilde s�ralayabiliriz.

    Do�um yapm�� kad�n k�rk� ç�k�p y�kan�ncaya kadar özellikle yatt��� odada yaln�z

    b�rak�lmaz.

    �ki lo�usa kad�n k�rklar� ç�kana kadar birbirlerini ziyarete gidemezler. �ayet

    kar��la��rlarsa al basmamas� için birbirlerine s�rt çevirirler.

    Lo�usa kad�n�n odas�nda mutlaka Kur’an-� Kerim bulundurulur. Lo�usa kad�n�n

    yast���n�n alt�na makas konulur.

    Lo�usa kad�n�n yast���n�n alt�na makas koyma âdetine Anadolu Selçuklu Türklerinin

    torunlar� olan Gagauzlarda da rastlamaktay�z. Gagauzlar kad�n do�um yapt��� zaman,

    onu kötü ruhlar�n etkisinden korumak amac� ile lo�usan�n yast���n�n alt�na makas

    koymakta oda içerisinde süpürge bulundurmakta ve lo�usan�n odas�nda k�rk gün mum

    yakmaktad�rlar.32

    Lo�usa kad�n�n yast���n�n alt�na hameyli ad� verilen ve al basmas�n� önledi�ine inan�lan

    muska konulur. Hameyli ad� verilen muska çe�itli ayet ve dualardan olu�maktad�r.

    Ayr�ca hameylinin ilk sayfas�nda akrep, y�lan ve k�l�ç resimleri bulunmaktad�r.

    Hameylideki bu resimler sayesinde lo�usa kad�na akrep ve y�lan�n yakla�mayaca��na ve

    hameyli bulunan eve akrep ve y�lan�n girmeyece�ine inan�l�r.

    Gece vakti çocu�un kirli bezi d��ar� at�lmaz.

    Barak Türkmenlerinde var olan al basmas� inanc� lo�usalara musallat olan kötü ruh,

    tarih boyunca Çin Seddinden Akdeniz k�y�s�na, Buz denizinden Hind Okyanusuna kadar

    31 Ya�ar Kalafat; Bay�r-Bucak Türkmenleri, Ankara, 1996, s.49 32 Harun Güngör; Türk Bodun Bilimi Ara�t�rmalar�, Kayseri, 1998, s.183

  • 17

    yay�lm��t�r. Türk folklor geleneklerinde Al Karas�, Al basmas�, Albis, Almis adlar�yla

    yer alm��t�r. Günümüz Anadolu Türk gelene�inde de önemli bir yer tutmaktad�r.33

    Uygurlar “Albast�” yerine karabasmak tabirini kullan�rlar, yeni do�um yapm�� olan

    kad�n üç gün yaln�z b�rak�lmaz. Evde geceleri ���klar yan�k b�rak�l�r. Hatta bu i�lem k�rk

    gün bile devam eder. Albast�dan korunmak için hastan�n yast���n�n alt�na Kur’an, eve

    de silah konulur. Kad�nlarda albast� ile ilgili belirtiler sezildi�inde “pocan” patlat�l�r.

    Albast� cinlerin bir çe�idi olarak dü�ünülmektedir.34

    1.1.9. SÜTÜ GELMEYEN LO�USA KADIN �Ç�N ALINAN TEDB�RLER

    Bu konuda köylerin hepsinde uygulanan ortak �ey �udur; Kad�n do�um yapt�ktan sonra

    lo�usa halinde sütü gelmez ise o kad�na un ile yap�lm�� bulamaç türü yemekler ve s�v�

    yiyecekler verilir. Çiftlik köyünden ald���m�z bilgilere göre sütü olmayan veya çok az

    olan kad�nlara un, pekmez ve tereya�� kar���m�ndan olu�an ve “Kuymak” ad� verilen bir

    tür helva yedirilir. Bu �ekilde lo�usa kad�n�n sütünün ço�alaca��na inan�l�r.

    Lo�usa bir kad�n�n sütü yok veya çok az ise kad�n�n ba�� ba�lan�r, gözüne sürme çekilir

    ve bu �ekilde üç gün bekletilir. Dördüncü günü sar� ya� içirilir. Böylece sütün

    ço�alaca��na inan�l�r.

    Sütü olmayan lo�usa kad�n�n boynuna beyaz süt ta�� tak�l�r.

    Yine lo�usa kad�na tereya�� ile yap�lm�� pirinç çorbas� içirilirse sütün ço�alaca��na

    inan�l�r.

    Çiftlik köyünde sütü gelmeyen lo�usa kad�n, sütünün gelmesi için boynuna “süt ta��”

    takar.

    1.2. EVL�L�K VE DÜ�ÜN TÖREN� �LE �LG�L� �NANÇLAR

    1.2.1. KIZ ARAMA VE N��AN MERAS�M�

    Ni�an ve dü�ün merasimi di�er bölgelerde oldu�u gibi Gaziantep’te ya�ayan Barak

    Türkmenleri içinde kutsal say�lan bir olay�n ba�lang�c�d�r. Evlili�in her a�amas�nda

    genellikle yöredeki örf ve adetlere göre hareket edilir.

    33 Abdülkadir �nan; Tarihte Ve Bugün �amanizm, Ankara,1986,s.169 34 Harun Güngör; Türk Bodun Bilimi Ara�t�rmalar�, s.357

  • 18

    Ergenlik ça��na gelmi� erkek evlenmek istedi�ini bir tak�m sözsüz hareketlerle belli

    eder. Onun bu hareketleri öncelikle annesinin dikkatini çeker. O�lunun hareketlerinden

    evlenmek istedi�ini anlayan annesi yan�na yak�n akrabalar�ndan birkaç ki�iyi de al�r ve

    k�z aramaya ba�lar. Bu olaya “Dünür Gezme” ad� verilir. K�z görmek için gidilen

    evlerde mümkünse as�l niyetleri söylenmez. Bir tak�m bahanelerle ziyarete geldiklerini

    söylerler. �ayet k�z akrabalar ve anne taraf�ndan be�enilmez ise ba�ka k�zlara dünürcü

    gezilir. Akrabalar veya yak�n çevrede istedikleri özelliklere uygun k�z bulunursa

    gizliden gizliye k�z hakk�nda bilgi edinilir. Soy ara�t�rmas� yap�l�r. Olumsuz bir durumla

    kar��la��lmad��� takdirde o�lan evi niyetlerini aç�kça k�z evine bildirir. Bu noktadan

    sonra art�k resmen k�za dünür olunmu�tur. O�lan evi en yak�n akrabalar�n� alarak k�z�n

    evine giderler. K�z evi o�lan taraf�n�n gelece�inin bir iki gün önceden bilmektedir. K�z

    taraf� gelen misafirleri kabul eder, misafirlere içecekler ikram edilir.

    Bay�r-Bucak Türkmenleri isimli kitab�nda Ya�ar Kalafat k�z evine gelen ki�ilerin

    niyetleri belli olsun diye bir süpürge getirip, misafirlerden birinin bu süpürge üstüne

    oturdu�unu söylüyor.35

    Söz k�z istemeye geldi�inde o�lan babas� ilk olarak “ Kan�m�z� kan�n�za, can�m�z�

    can�n�za katmaya geldik.” der. K�z babas� bu iste�i hemen yan�tlamay�p dü�ünmek için

    zaman ister. Bu zaman zarf�nda k�z ve o�lan bir yolunu bulup görü�türülür. O�lan

    evinin ikinci veya üçüncü geli�inde k�z babas� “Allah k�smet ettiyse yaz� bozulmaz”

    diyerek niyetinin olumlu oldu�unu belirtir. Bundan sonra konu üzerinde esasa gidilerek

    ni�an merasimi için haz�rl�klar yap�l�r ve söz kesilmi� olur. Barak Türkmenlerinde bu

    olaya “Tatl�s� yenmek” de denir.

    “Beklik takma” Gaziantep’te ya�ayan Barak Türkmenlerince ni�an merasimi yerine

    kullan�lan bir tabirdir. Beklik takma yap�lmadan önce, k�z evi taraf�ndan istenilen

    giyecek e�yas� al�n�r ki bu olaya “Beklik karalt�s�” denir. Beklik karalt�s�n�n içinde, bir

    kat elbiselik, ayakkab�, çanta ve iç çama��r� bulunmak zorundad�r. Bu haz�rl�klar

    bittikten sonra s�ra yüzük takmaya gelir. Ni�an mutlaka k�z evinde yap�l�r. Yüzü�ü ise,

    varsa k�z�n day�s� takar. Ni�ana erkekler kat�lmay�p genellikle kad�nlar aras�nda

    yap�lmaktad�r.36

    35 Ya�ar Kalafat; Bay�r-Bucak Türkmenleri, s.39 36 Gaziantep �l Y�ll���; Komisyon , s.159

  • 19

    Do�u ve Güneydo�u bölgelerinde günümüzde hala geçerli olan “kal�n alma” olay�na

    Barak Türkmenlerinde de rastl�yoruz. Kal�n denilen bir miktar para k�z�n babas�

    taraf�ndan çeyizde harcanmak için o�lan taraf�ndan al�n�r.

    Çeyiz tamam edilir. Kal�n paras� k�z verilme esnas�nda al�n�r. Aile büyükleri bir araya

    gelerek k�z taraf� ve erkek taraf�n�n istedi�i miktar�n orta yolunu bulur ve o�lan taraf�

    istenen miktar� orada bulunan toplulu�un göz önünde k�z�n babas�na teslim eder.

    Dul kad�nlar için ba�l�k paras� al�nmaz.37

    1.2.2. DE����K USULÜ EVL�L�K

    Ba�l�k ve kal�n gibi maddiyata dayanan kaynaklar� olmayan ki�iler özellikle Barak

    Türkmenlerince uygulanan “de�i�ik usulü” ile evlenirler. De�i�ik denilen evlenme

    usulünde kar��l�kl� iki aile k�z al�p verir. De�i�ik yapmaya ise evlenme ça��na gelen

    a�abey karar verir. Bu usulü benimseyenler Barak Türkmenlerince oldukça fazlad�r.

    Barak Türkmenlerinde de�i�ik usulü evlilikler ho� görülüp yap�l�rken, k�z kaç�rma

    olay�na asla müsamaha gösterilmez. K�z kendi gönlü olmadan kaç�r�l�rsa dahi sonu aile

    fertlerinden biri taraf�ndan mutlaka ölümdür. Bu �ekilde ailenin namusu da temizlenmi�

    say�l�r. Bu anlay�� varl���n� günümüzde de sürdürmektedir.

    Gaziantep halk kültüründe önemli bir yere sahip olan Ezo Gelin de de�i�ik diye tabir

    edilen tarzda evlenmi�tir. Gaziantep il y�ll���ndan ald���m�z bilgilere göre Ezo Gelin

    hikâyesi �öyledir:

    Ezo Gelin köyde �ido Hanifi olarak tan�nan Hanifi Aç�kgöz ile 1935 y�l�nda 21 ya��nda

    köy örf ve adetlerinde “de�i�ik” diye tabir edilen bir tarzda evlenir. Yani, �ido Hanifi

    Aç�kgöz, kendi k�z karde�ini e�i Ezo Gelin’in karde�i Zeynel’e verir. �ido Hanifi, Ezo

    Gelin ile çok mutlu bir hayat ya�arken; k�z karde�inin aras�, Ezo Gelinin karde�i

    Zeynel’le pek iyi de�ildir.

    Tam onyedi ayl�k evliyken, k�z karde�inin e�i Zeynel’den ayr�lmas�yla �ido Hanifi

    Aç�kgöz’ün de mutlulu�u sona ermi� olur. De�i�ikle evlenmenin kural� böyledir.

    Kurallar gere�i, büyük üzüntü içerisinde, Ezo Gelin kocas�ndan ayr�lmak zorunda kal�r.

    Bu sürede çocuklar� da olmam��t�r.

    37 Ya�ar Kalafat; Bay�r-Bucak Türkmenleri, s. 39

  • 20

    Bunun üzerine Ezo Gelin; karde�i Zeynel ile birlikte Suriye topraklar�nda bulunan Boz

    höyük köyüne, akrabalar�n�n yan�na gider. Orada eski evlilikleri gibi de�i�ik usulde

    evlilik yaparlar. Ancak Ezo Gelin, önceki mutlulu�un bulamaz. �kinci kocas�ndan Celile

    isminde bir k�zlar� olur. Ezo Gelin üzüntüsünden hastalan�r ve ölür.

    Vasiyeti üzerine Uru�’u görebilmek arzusuyla, yüksek bir tepe olan Bozhöyük’e

    defnedilir. Aradan uzun y�llar geçtikten sonra Gaziantep Valili�inin Suriye

    Hükümetiyle temasa geçmesi üzerine bir protokol marifetiyle 27.08.1999 tarihinde

    mezar� getirilerek törenle do�du�u Dokuzyol (Uru�)’daki evine defnedilir.38

    EZO GEL�N GÜZELLEMES�

    Benim olsan vermem seni fele�e

    Ba��n için salma beni dile�e

    Ezo gelin benzer gökte mele�e

    Ba�� duman olmu� da�lar bu gelin.

    Mal�n kaçak ise gidim gümrü�e

    Geç kara kuyuda otur dövnü�e

    Gine dönek verdi eski yurduna

    Ba�� duman olmu� da�lar bu gelin

    Ezo gelin yata��nda yat�yor

    Bülbüller de ba�ucunda ötüyor

    Gidersen ordan da çocuk yat�yor

    Ba�� duman olmu� da�lar bu gelin

    Kerpiçten de �u Bozdo�an yap�s�

    Kalem ka�l� güzelinin hepisi

    Sana kurban Suriye’nin hepisi

    Ba�� duman olmu� da�lar bu gelin

    38 Gaziantep �l Y�ll���; Komisyon, s.156-157

  • 21

    Hele bak da Kozba��n�n da��na

    Kudret kalemini çekmi� ka��na

    Ezo gelin girmi� on dört ya��na

    Ba�� duman olmu� da�lar bu gelin39

    1.2.3. KINA GECES�

    Barak Türkmenleri’nde k�na gecesi k�z evinde ve o�lan evinde ayr� ayr� yap�l�r. K�na

    gecesi dü�ünün en e�lenceli k�sm�d�r. K�na gecesinden bir önceki gün o�lan evi k�z

    evinin istedi�i miktarda k�na alarak k�z evine gönderir.

    Esasen k�na Türk dünyas�nda sünnet, evlenme, askere gitme, kurban adama ve hacca

    gitme dönemlerinde uygulanan bir adama alametidir.40

    O�lan evi kendi evlerinde bir müddet e�lendikten sonra ak�am saatlerinde davullarla ve

    zurnalarla türküler söyleyerek ve arada bir “yah yah” çalarak k�z evine do�ru giderler.

    K�z evine gidilirken yolda çe�itli maniler ve türkülerle e�lence daha renkli bir hal al�r.

    Oy mizmize mizmize

    K�nay� verin bize

    K�nay� vermezseniz

    Biz de küseriz size41

    Bu ve benzeri maniler yol boyunca söylenir. O�lan evinin gelmesine yak�n k�z evinde

    k�na tepsisi haz�rlan�r. Haz�rlanan tepsiye mumlar ve k�nalar özentili �ekilde yerle�tirilir.

    Belli bir bah�i� kar��l���nda bu tepsi o�lan evinden iki ki�iye verilir. K�na al�narak o�lan

    evine gidilir. Getirilen k�na damattan önce mutlaka yetim bir çocu�a yak�lmal�d�r.

    Yetim çocu�a yak�lan k�na ile yeni olu�acak ailenin çocu�unun uzun ömürlü olaca��na

    inan�l�r. Daha sonra damad�n sad�c� k�nadan bir miktar al�r ve damad�n yan�na gelir.

    Erke�in eline k�na yakan sad�ç bekâr olmal�d�r ki dar�s� kendi ba��na olsun. Ancak

    sad�c�n güveyi k�nas�n� yakabilmesi için orada bulunan evli ki�ilerin isteklerine yerine

    getirmesi gereklidir. Evli ki�iler sa�d�ç ve arkada�lar�ndan türkü söylemelerini veya

    39 Gaziantep �l Y�ll���; Komisyon, s.157 40 Ya�ar Kalafat; Do�u Anadolu’da Eski Türk �nançlar�n�n �zleri, Ankara, 1990,s.49 41 Gaziantep �l Y�ll���; Komisyon, s.158

  • 22

    kalkarak oynamalar�n� isteyebilirler. Bunlar�n hiçbirini istemeseler bile horoz gibi

    ötmelerini, köpek gibi havlamalar�n� isteyebilirler. �steklerinin yerine getirilmemesi

    halinde k�nay� evlilerin yakaca�� ilan edilir. Evlilerin güve�iye k�na yakmas� ise Barak

    Türkmenlerinde hiç ho� kar��lanmaz. K�nay� yakan ki�iye k�z evinden gelme ve dört

    taraf� sar� tel i�leme ile i�lenmi� bir çe�it tülbent verilir. K�nas� yak�lacak yere güvey

    götürülürken mani ve türkü e�li�inde götürülür.42

    LEYL�M HAVASI

    Ba��ndaki pu�ular

    El de�meden h���lar

    Sevdi isem ben sevdim

    Size nedir kom�ular

    Ba��ndaki pu�udur

    Pu�u acem i�idir

    Yüzündeki yaralar

    Vallah sarho� i�idir.

    Ba��nda pu�u kara

    Etraf� �ekerpa

    Yeniden bir yar sevdim

    Gözü göv ka�� kara

    Kalan�n alt� biçme

    Gel o�lan benden geçme

    Beni sana vermezler

    Elin diline dü�me43

    O�lan evinde k�na gecesi bu �ekilde sürerken k�z evinde de k�na yakma merasimine

    geçilir. Gelin k�nas�n� da gelinin sad�c� yakar; ancak sad�c�n mutlaka annesinin ve

    babas�n�n ya��yor olmas� gereklidir. �ayet anne veya babas�ndan biri ölmü� ise gelinin

    do�acak çocuklar�n�n da öksüz kalaca��na inan�l�r. Gelin k�z bir sandalyeye oturtulur ve

    42 Ömer Özba�, Gaziantep Dolaylar�nda Türkmenler ve Baraklar, s.54 43 Ömer Özba�, Gaziantep Dolaylar�nda Türkmenler ve Baraklar, s.55

  • 23

    yüzüne i�lemeli bir örtü örtülür. Köyün bekâr k�zlar� ellerine ald�klar� mumlar� yakarak

    gelin k�z�n etraf�nda toplan�rlar ve hep birlikte �u türküyü söylerler:

    K�na Türküsü

    Alt�na att�lar a��r cecimi

    Boynuna takt�lar ya�l� sicimi

    Tezin a�latmay�n gelin bac�m�

    A�lama k�z gelin yaz�n bu imi�.

    �u da��n ard�na duman m� durdu

    Papucunun içine y�lan m� girdi

    Ammin u�a��na k�ran m� girdi

    A�lama k�z gelin yaz�n bu imi�.

    �u da��n ard�nda bir ku�um kald�

    Kergahlar üstünde nak���m kald�

    Bac�s� güzelden bir e�im kald�

    A�lama k�z gelin yaz�n bu imi�.

    Eliyin k�nas� çamurdan m� ola

    Gözüyün sürmesi kömürden mi ola

    Anay�n yüre�i demirden mi ola

    A�lama k�z gelin yaz�n bu imi�.

    �u da��n ard�nda ekerler küncü

    Ekerler biçerler severler genci

    Genç bana göndermi� ayva turuncu

    A�lama k�z gelin yaz�n bu imi�.

    �u da��n ard�nda bir ku� olayd�m

    Kergahlar içinde nak�� olayd�m

    Gelene gidene bir e� olayd�m

    A�lama k�z gelin yaz�n bu imi�.

  • 24

    �u da��n ard�nda üç a�aç incir

    Elinde kelepçek boynunda zincir

    S�kma kelepçe�i kollar�m incir

    A�lama k�z gelin yaz�n bu imi�.

    Annen seni has da��nda haslam��

    Zülfünü gül dal�nda �slam��

    Annen seni iller için beslemi�

    A�lama k�z gelin yaz�n bu imi�.

    Bir atl� ç�kt� cerit ilinden

    Yürek doldu geldi garbi yelinden

    Bir tas su istemedim zemzem gölünden

    Sular bulan�k içilmez oldu.

    Anadan babadan geçilmez oldu

    A�lama k�z gelin yaz�n bu imi�.44

    Mum yakma âdetinin Hz. Fat�ma’dan geldi�ine inan�lmaktad�r. Ayr�ca çe�itli adaklar�n

    gerçekle�tirilmesi için de türbe ve yat�rlara, dede mezarlar�na da mum yak�lmaktad�r.

    K�na yak�ld�ktan sonra gelinin etraf�ndaki bekâr k�zlar hemen gelinin ba��na sald�r�rlar

    ve i�lemeli örtüyü almak için u�ra��rlar. Bu örtüyü hangi k�z al�rsa onun murad�na erip

    en k�sa zamanda k�smetinin aç�laca��na inan�l�r.

    Gelin k�z�n eline yak�lan k�nan�n anlam� ise k�z�n anne ve babas�n�n k�zlar�n�

    namuslar�yla teslim edeceklerinin sembolüdür.

    1.2.4. GEL�NC� VE DÜ�ÜN GÜNÜ

    K�na gecesini takip eden gün o�lan evinde o�lan�n bütün akrabalar�, mahalle kad�nlar�

    toplan�rlar ve ö�le vaktine kadar çal�p söylerler. Buna “gelinci günü” denir. Gelinciye 44 Ömer Özba�; Gaziantep Dolaylar�nda Türkmenler ve Baraklar, Gaziantep, 1958, s.53

  • 25

    gelin ve damat birlikte gelirler. Gelin olan k�z son yeme�ini babas�yla birlikte yer ve

    daha sonra akrabalar� taraf�ndan giydirilir.45

    Barak Türkmenleri’nin gelinci günü hedik yap�p bütün köylüye da��tma adetleri vard�r.

    Bu hedi�i gelinci kad�nlar� yapar ve e�lenceler e�li�inde orada bulunan ki�ilere

    da��t�rlar. Dü�ün günü ö�le vaktine yak�n zamanda o�lan evine toplanan davetliler ile

    birlikte konvoylar e�li�inde k�z evine gidilir. K�z evinde son haz�rl�klar yap�lm�� gelin

    k�z gelinli�ini giymi� ve babas� taraf�ndan beline ku�ak ba�lanm��t�r. Bele ba�lanan

    ku�ak k�z�n bekâretini temsil eder. O�lan evi davetliler ile birlikte k�z evine geldi�i

    vakit gelin k�z anne ve babas�n�n elini öper, alk��lar e�li�inde arabaya bindirilir. O�lan

    evine do�ru yola ç�k�l�r. Dü�ün evine be� veya on dakika mesafe kalas� davul çalmaya

    ba�lar. Dü�ün sahibinin akrabalar�ndan birkaç tanesi davula kar�� ç�kar ve davulun

    önüne dü�erek tek ayakla seke seke köye gider ve ayn� �ekilde köyü davulla beraber

    dola��r.46

    Gelin arabadan indirilince davul ve zurna e�li�inde silahlar at�l�r.

    Silah atmak, davul dövmek, z�lg�t çekmek, kara iyelerin kovulmas� için ve onlar�n

    muhtemel zararlar�ndan korunmak içindir.47

    Barak Türkmenlerinde gelin kap�dan içeri girerken bir tak�m adetleri yerine getirmesi

    gereklidir. Bunlardan baz�lar�n� �öyle s�ralayabiliriz:

    Gelinin nar taneleri kadar çok çocu�unun olmas� için geline kap� giri�inde nar k�rd�r�l�r.

    Ya�ar Kalafat Bay�r-Bucak Türkmenleri isimli eserinde Türk inanç sisteminde nar�n ve

    elman�n bereketi temsil etti�ini söyler.48

    Gelin eve girmeden yüzünü k�bleye çevirir ve bir müddet bu �ekilde bekler.49 Gelinin

    yönünü k�bleye çevirmesiyle ömrünün kalan k�sm�n� dinine ve evine ba�l� bir �ekilde

    geçirece�ine inan�l�r.

    Gelin eve girerken ate� yak�l�r ve üzerinden atlamas� istenir. Gelinin eve girerken ate�in

    üzerinden atlamas�yla yeni evinde kar��la�abilece�i bela ve musibetlerden kolayl�kla

    kurtulaca��na inan�l�r.

    45 Gaziantep �l Y�ll���, Komisyon, s.126 46 Ali R�za Yalman; Cenupta Türkmen Oymaklar�, s.55 47 Ya�ar Kalafat; Bay�r-Bucak Türkmenleri, s.52. 48 Ya�ar Kalafat; Bay�r-Bucak Türkmenleri, s. 43. 49 Emine Demir; Baraklarda Evlilik ile �lgili �nanç ve Uygulamalar, Gaziantep Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Lisans Tezi, Gaziantep 2006,s. 29

  • 26

    Ta� devrinin en önemli bulu�lar�ndan biri olarak kabul edilen ate�in ilk defa kim

    taraf�ndan yak�ld��� belli de�ildir. Türk dü�üncesinde ilk ate� bir rivayete göre Bay

    Ülgen taraf�ndan50 di�er bir görü�ü göre de Türk unvan�n� ta��yan kahraman taraf�ndan

    yak�lm��t�r.51 Kim taraf�ndan yak�l�rsa yak�ls�n Anas�r-� Erbaa ( dört asli unsur) dan biri

    olarak kabul edilen ate�le ilgili inan��lar var olagelmi�tir.52

    Gelin yeni evine girer girmez eline bir bardak verilir ve bunu k�rmas� istenir. Bardak

    kaç parçaya ayr�l�rsa yeni evli çiftin o kadar çocu�unun olaca��na inan�l�r.

    Yine gelin eve girerken kaynana gelinin ba��ndan avuç dolusu bulgur saçar. Kaynak

    ki�ilerden olan Çiftlik Köyü sakinlerinden Ezo Tiryaki: “Bulgurun kaynat�larak

    ço�ald��� gibi gelinin çocuklar�n�n da her y�l artarak ço�alaca��na inand���m�z için

    bulgur saçar�z”. diyor.

    Gelin arabadan inip evin kap�s�na var�nca kurbanl�k koyun kesilerek bunun üzerinden

    atlar ve eve girer.

    Gelin alma törenleri Türklerde ve çok eski zamanlardan beri “saç�” ve “kurban”

    uygulamalar�na vesile te�kil etmektedir.53 Gelin yeni evine girdikten sonra kaynanas�n�n

    elini öper ve kaynana da haz�rlam�� oldu�u �erbeti gelinine içirir. Bu �ekilde gelinin

    güler yüzlü ve tatl� dilli olaca��na inan�l�r. Geline �erbet içirildikten sonra onun için özel

    olarak haz�rlanan yerine oturtulur.

    Damad�n eline dü�ünden bir önceki gün bir çuval verilerek bütün köyü dola��p dü�ün

    yeme�i için tabak ve bardak toplamas� istenir. Damatta bütün köyü dola�arak çuval

    dolusu tabak, bardak getirir. Damad�n getirdi�i bu tabaklara dü�ün için yap�lan ve

    “c�v�k” ad� verilen yemekler konularak bütün köylüye da��t�l�r. Artan yemekler ise yine

    köylü aras�nda payla�t�r�l�r.

    Ni�an ve dü�ünün muhtelif safhalar�nda verilen yemekler Türk kültürünün

    derinliklerinden gelen ve bugün bütün Türk dünyas�nda ya�ayan “A� dökme”dir.

    “Büyük A�” ve “Küçük A�” muhtelif �ölen ve törenlerde dökülür. Bunun örneklerini

    Dede Korkut da görmekteyiz.54

    50 Ünver Günay, Harun Güngör, Türk Din Tarihi, s. 83 51 Abdülkadir �nan; Tarihte ve Bugün �amanizm, Ankara, 1972, s. 66 52 Harun Güngör; Türk Bodun Bilimi Ara�t�rmalar�, s.329 53 Ünver Günay; Harun Güngör; Türk Din Tarihi, s.83 54 Abdülkadir �nan; Makaleler ve �ncelemeler, Ankara, 1988

  • 27

    Damat yemek yendikten sonra dü�ün evinden uzakla��r ve sad�çlar�yla birlikte

    e�lenerek yats� namaz� vaktine kadar eve gelmez. Damat yats� namaz�na müteakip

    köyün imam� ile birlikte dü�ün evine gelir ve hoca nikâh duas� okuyarak çiftlere

    mutluluklar diler.

    Son olarak damad�n annesi gelinin ve o�lunun yüzüne dü�ün yeme�i için yakt�klar�

    ocaktan bir miktar is al�r ve sürer. Bu �ekilde onlar�n kötülüklerden ve büyüden

    uzakla�acaklar�na inan�l�r.

    Gerdek gecesi damada büyü yap�larak ba�lanaca�� inanc� Anadolu’nun pek çok

    bölgesinde oldu�u gibi Barak Türkmenlerinde de oldukça yayg�nd�r.

    Dü�ünden sonraki ilk üç gün gelin gelinli�ini giyerek hiçbir i�e dokunmay�p kendisi

    için ayr�lan yerde manken edas�yla oturur. Bu süre zarf�nda köylü ve akrabalar geline

    bakmak için gelirler ve yanlar�nda getirdikleri hediyeleri geline verirler.

    Merasim boyunca verilen hediyeler birer kans�z kurban, saç� olup keza Anadolu’da

    oldu�u gibi, Balkanlar, Ortado�u, Kafkasya ve Ulu� Türkistan’da halen ya�amaktad�r.

    Kayna�� kadim Türk Kültüründeki kurban kültüründen gelmektedir.55

    Barak Türkmenlerinde bo�anma olay� yok denecek kadar azd�r. Çünkü di�er

    Türkmenlerde oldu�u gibi Barak Türkmenlerinde de bo�anma çok ay�pt�r. Allah’�n

    emriyle k�z verilmi�se ve dini nikâh k�y�lm��sa evlilik gerçekle�mi�tir. �ayet bo�anma

    kaç�n�lmaz ise bo�anma karar�n� evli çiftler de�il köyün ileri gelen büyükleri verir.

    1.3. ÖLÜM VE ÖLÜ GÖMME �LE �LG�L� �NANÇLAR

    1.3.1. ÖLÜM ÖNCES� �LE �LG�L� �NANÇ VE UYGULAMALAR

    Gaziantep ilinde bulunan Barak Türkmenleri’nin ölümü yakla�an hasta için yapt�klar�

    uygulamalar di�er yörelerle benzerlik arz etmektedir. Aile içinde a��r bir hasta varsa

    yaln�z b�rak�lmaz. Hastan�n durumu daha da a��rla�t��� vakit köyde bulunan di�er

    ki�ilerde teker teker gelerek hastadan helallik isterler. Kur’an-� Kerim okumas�n�

    bilenler sürekli hastan�n ba��nda Yasin-i �erif okurlar ve onu yormamak kayd�yla

    kelime-i �ahadet getirtirler.

    55 Abdülkadir �nan; Eski Türk Tarihi, �st. 1976 s.57

  • 28

    Ölümcül hastan�n yak�nlar�, dostlar� son defa hastay� ziyaret ederler. Ölece�ini hisseden

    hasta, bu ziyaretlerde bir çe�it vedala��r. Haklar�n� helal etmelerini ister, hatalar� için

    ba���lanmas�n� diler. Buna helalle�me denir.56

    Anadolu’nun birçok yöresinde oldu�u gibi Barak Türkmenlerinde de ölmek üzere olan

    kad�nlar�n ellerine k�na yak�l�r.

    Geleneksel Türk kültüründe önemli bir yere sahip olan k�na, adama ve sevinç i�areti

    olarak kabul edilir. Bu yüzden askere giden delikanl�lar�n vatana, evlenecek olan genç

    k�zlar�n kocalar�na ve ölmek üzere olan kad�nlar�n Allah’a kavu�ma sevincinin bir

    göstergesi olarak k�na yak�lmaktad�r.

    Hastan�n ölüm vaktinin tam olarak geldi�ine inan�ld��� vakit yüzü k�bleye çevrilir.

    Kelime-i �ahadet hastay� zorlamadan söyletilmeye çal���l�r. Kelime-i �ahadet getiren

    hastan�n �slâm dini üzerine ölece�ine inan�l�r. Kaynak ki�ilerden olan Meryem

    ÖZASLAN hastan�n ölüm vaktinin geldi�ini �u �ekilde anlat�yor. “Hastan�n dili çeneyle

    birlikte titreyerek, dil parpazland��� vakit art�k hastan�n ölümünün gerçekle�ti�ini

    anlar�z.” diyor.

    1.3.2. ÖLÜMÜN GEL���N� HABER VEREN BEL�RT�LER VE ÖLÜMÜ

    GEC�KT�RMEK ��N ALINAN TEDB�RLER.

    Gaziantep’te ya�ayan Barak Türkmenlerinde ölümü hat�rlatan olaylardan en

    önemlilerinden biri hayvanlarla ilgili inançlard�r. Geleneksel Türk inanc�na göre bir

    tak�m hayvanlar iyi say�l�rken bir tak�m hayvanlar ise u�ursuz say�lm��t�r. Bu u�ursuz

    hayvanlar�n ba��nda ise bayku� gelmektedir. Bayku� bir evin dam�na veya bahçesinde

    bulunan bir a�ac�n dal�na konar ve durmaks�z�n öterse o evden mutlaka bir ölünün

    ç�kaca��na inan�l�r. Bu yüzden mümkünse bayku� hemen ta�lanarak öldürülmelidir.

    Yine Barak Türkmenlerinde normal vaktin d���nda uluyan siyah köpeklerin u�ursuzluk

    getirdi�ine ve ev halk�ndan birinin ölümünü haber verdi�ine inan�l�r.

    Kazara yavru köpek köy halk�ndan birinin evinin kap�s�na gelir de e�i�inde yatarsa ve o

    s�ralar ev halk�n�n ba��na bir kaza gelirse ev halk� “gelmez olsun, bu köpek bize

    kudümsüz (u�ursuz) geldi” diyerek köpe�i bulunduklar� mahalleden uzakla�t�r�rlar.

    56 Nezihe Araz; Umay Günay, Nail Tan, Kamil Toygar, Enis Öksüz, Bilge Seyido�lu; 21. yüzy�l�n E�i�inde Örf ve Adetlerimiz (Türk Töresi), Türk Kültürüne Hizmet Vakf�, �stanbul, s.205

  • 29

    Köpekle ilgili bu tür inan��lar sadece Barak Türkmenlerinde de�il tüm Türkiye ve

    dünyan�n pek çok yerinde görülmektedir. “Bulgarlar köpek ulumas�n�n hastal��� ya da

    ölümü i�aret etti�ini söylerler. Ayn� inan��a Slavlar�n bölgesinde de s�k rastlan�r.

    Polonyal�lar�n inan���na göre, e�er bir köpek ulur ya da topra�� e�erse, eve ölüm geliyor

    demektir.57

    Barak Türkmenlerinde evin bahçesinde tav�an görülmesi ve geç vakitlerde siyah kedi

    görülmesi ölümün habercileri say�lmaktad�r. Karatavuk beslemek ve hindi yumurtas�

    yemek de baz� Türkmen köylerinde u�ursuzluk say�l�r.

    Hasta ve ya�l� ki�ilerin rüyalar�nda ölmü� yak�nlar�n� görmeleri onlar için ölümün

    yakla�t��� anlam�na gelir.

    Yine durup dururken ev e�yalar�ndan birinin k�r�lmas�, sökülen elbise ve benzeri

    k�yafetlerin bedenden ç�kar�lmadan dikilmeye çal���lmas� u�ursuzluk say�l�r ve ölümü

    hat�rlat�r.

    Ölümü hat�rlatan belirtiler oldu�u gibi ölümden uzakla�mak için de bir tak�m tedbirler

    al�n�r. Bunlardan baz�lar� �unlard�r:

    Do�an çocu�a uzun ömürlü olmas� için Ya�ar, Dursun gibi isimleri verilir. Gaziantep ili

    ve çevresinde yine çocu�u do�up ta ya�amayan aileler yeni do�an çocuklar�na ya�amas�

    ve uzun ömürlü olmas� için, yak�n akrabalar�ndan çocuklar� sa�l�kl� olanlar�n

    k�yafetlerini al�rlar ve çocuklar�na giydirirler. �lk yedi y�l kesinlikle çocuklar�na yeni

    giysiler giydirmezler. Böylece çocuklar�n ölümden uzakla�t�rd�klar�na inan�rlar.

    Bu konu hakk�nda Türk Bodun Bilimi Ara�t�rmalar� adl� eserinde Harun Güngör, Kuzey

    Mo�olistan’da ya�ayan Mo�ollar�nda bu tür inançlara sahip oldu�unu belirterek kötü

    ruhlar� yan�ltmak için, k�z çocuklar�n�n 6-7 ya��na gelinceye kadar evli kad�nlar

    taraf�ndan giydirilerek ba�lar�n�n ba�land���n�, ayr�ca çocuk do�madan önce hiç çocu�u

    ölmemi� bir ailenin çocu�unun elbisesinin al�nmaya gayret edildi�ini belirtmektedir.58

    Yine baz� Barak köylerinde erkek çocuklar�na yapt�r�lan dövme ile çocu�un ömrünün

    uzayaca��na inan�l�r.

    57 Sedat Veyis Örnek; Anadolu Folklorunda Ölüm, Ankara Ünv. Dil ve Tarih Co�rafya Fakültesi Yay�nlar�, Ankara, 1979, s. 16 58 Harun Güngör; Türk Bodun Bilimi Ara�t�rmalar�, s.271-272

  • 30

    1.3.3. ÖLÜMDEN SONRA YAPILAN ��LEMLER

    Ölüm ak�amüzeri veya gece meydana gelmi�se ölü üzerinde herhangi bir i�lem

    yap�lmay�p sabaha kadar bekletilmektedir. Bu süre zarf�nda ev halk� ölünün “kömme”

    denilen bütün k�yafetlerini getirir ve ölünün üzerine atar. Bu s�rada odada bulunanlar

    feryatlar içinde saçlar�n� yolmaya dizlerine vurmaya ba�larlar. Bu olay bir müddet bu

    �ekilde sürdükten sonra ölünün üzerine at�lan k�yafetleri ve di�er k�yafetleri yak�n

    kom�ular� taraf�ndan toplanarak fakirlere da��t�l�r. Ölüye ait olan ve teker teker da��t�lan

    k�yafetlerin ad�na ise “ç�k�n”denilir. �ayet ölünün k�yafetleri da��t�lmay�p evde kal�rsa

    ölünün ruhunun o elbise ile birlikte evde ya�ayaca��na inan�l�r. Geleneksel Türk

    inanc�nda ölümden sonra ruhun akrabalar�n�n ve kendi evinin etraf�nda onlardan birine

    zarar vermesi amac�yla dola�t���na inan�l�r.59

    Ali ÖZTÜRK Ötüken Türk Kitabeleri adl� eserinde bu tür yas adetlerinin Türklerin

    �amanist geleneklerinin bir devam� oldu�unu söyleyerek Göktürklerin yas tutarken

    saclar�n� kestiklerini, kulaklar�n� biçtiklerini, yüzlerini b�çakla çizip yaralad�klar�n�

    Külti�in ve Bilge Ka�an’a düzenlenen matem törenlerinden ö�renildi�ini bizlere

    aktarmaktad�r.60

    Yine defin merasimi için �sfahan’a gelen Türklerin (O�uzlar) saçlar�n� kestiklerini,

    atlar�n�n al�nlar�n� çizdiklerini ve e�erlerini ters çevirdiklerini, kendilerinin de karalar

    giyerek yas tuttuklar�n� Faruk SÜMER O�uzlara Ait Destanî Mahiyette Eserler” isimli

    yaz�s�nda bizlere aktarmaktad�r.61

    Barak Türkmenlerinde ölü ard�ndan a��t yakma olay� oldukça fazlad�r. Bir gece

    Kilis’ten Gaziantep’e gelirken yolda otomobili çevrilerek e�k�yalar taraf�ndan

    öldürülen, Türkmen-Kazl� oymak reislerinden Cekelli Mecit A�a için söylenen türkü �u

    �ekildedir:

    Cekenin etraf� ba� ile bostan

    Mecidin giydi�i ipekli fistan

    Mecidin sebebi kelpinli Nahsen 59 Abdülkadir �nan; Makaleler ve �ncelemeler, cilt: II, s.422 60 Ali Öztürk;” Ötüken Türk Kitabeleri”, �stanbul 1996,s.210. 61 Faruk Sümer; “O�uzlara Ait Destan Mahiyette Eserler”, Ankara, Dil ve Tarih Co�rafya Fakültesi Dergisi, s.446.

  • 31

    Ceke viran oldu gel Mecit a�a

    Cekenin içine dü�manlar doldu

    Birikin a�iretler Mecit vuruldu

    Cekeden ç�kt� üç be� k�r atl�

    Atl�lar içinde Mecidim tatl�

    Ceke viran oldu gel Mecit a�a

    Cekeden ç�kt� atl�n�n ucu

    Can�m� yak�yor kur�unun tuncu

    Benim sebebim de keplinin piçi

    Ceke viran oldu gel Mecit a�a.62

    Yine dü�manlar� taraf�ndan öldürülen Türkmen Kazl� oyma��ndan Halil A�a için �u

    türkü söylenmektedir:

    Kar ya��yor toza toza

    Halil A�am can veriyor ka�� gözün süze süze

    Evleri var da�lar ba��nda

    Evleri var da�lar ba��nda

    Tüfengi as�l�d�r eyer ka��nda

    Halil A�am can veriyor azraille i� ba��nda

    Tüfengi varda yoktur süngü

    Bir ordu ile eder cengi

    Zal o�lu Rüstem’in dengi

    Sarho� yatar benim a�am 62 Ya�ar Kalafat, Kar��la�t�rmal� Bay�r-Bucak Türkmen Halk �nan��lar�, s.67

  • 32

    Erenleri, erenleri yay�l�yor cerenleri

    Dof dof olmu� geliyorlar Mahmut Cemal yarenleri

    Tüfengini Mecit ald� fi�engide taksim oldu

    A�lamay�n yavrular�m, Türkmen k�z� yasl� kald�63

    Kaynak ki�ilerden olan Mehmet Duran Tiryaki’ye cenaze niçin sabaha kadar bekletilir

    sorusunu yöneltti�imizde; “Gece yerler mühürlü oldu�u için toprak mevtay� kabul

    etmez. Bu yüzden defin i�lemleri için sabah� bekleriz” cevab�n� vermektedir.

    Ka�garl� Mahmut Divan-� Lügat-it Türk adl� eserinde cinlerden bir bölük olan

    “Ç�v�”lar�n geceleri birbirlerine kar�� ok att�klar�n� ve Türklerin de bu oklardan

    korunmak için geceleri d��ar� ç�kmad�klar�n� söylemektedir.64 Yerlerin mühürlenmesi

    inanc� bu kötü ruhlar�n ortaya ç�k���yla ilgili olmal�d�r.65

    Yine ölüm olay� gece meydana gelmi�se özellikle mevtan�n odas� olmak üzere evin

    bütün ���klar� sabaha kadar yan�k tutulur. Cenaze evinde yak�lan ����a Anadolu’nun pek

    çok yerinde de rastlamak mümkündür. Türk Bodun Bilimi Ara�t�rmalar� adl� eserinde

    Harun Güngör yak�lan bu ���kla ölen kimsenin sorgusunun kolay geçece�ine ve ölü

    mezara konulduktan sonra tekrar evine dönmek isterse ruhunun evini kolay

    bulabilece�ine inan�ld��� için �����n yak�lm�� olabilece�ini nakletmektedir.66

    Ölüm olay� sabah veya ö�le saatlerinde gerçekle�mi�se mevtan�n gözleri aç�ksa

    kapat�l�r. Gözlerinin aç�k olarak ölmesi dünyadan murad�n� almadan ve son iste�inin

    yerine getirilmeden öldü�ünün i�aretidir. Daha sonra s�rayla çenesi kapat�l�r. �i�memesi

    için karn�na demirden aletler konulur.

    Türklerde ruh ölüm an�nda a��z ve vücudun di�er delik yerlerinden ç�kar. E�er a��z ve

    gözler kapat�lmaz ise ölünün ruhu ba�ka birinin ölümüne neden olur.67

    Daha sonra s�ras� ile ölünün ayaklar� düzle�tirilip topuklar�ndan ba�lan�r. Eller iki yana

    uzat�l�p bu �ekilde tene�ir tahtas�na uzat�l�r.

    63 Ya�ar Kalafat, Kar��la�t�rmal� Bay�r-Bucak Türkmen Halk �nan��lar�, s.66 64 Ka�garl� Mahmut; Divan-� Lügatit-Türk, Ankara,1982, c.III. s.225 65 H.Güngör; Türk Bodun Bilimi Ara�t�rmalar�, s.334 66 H.Güngör; Türk Bodun Bilimi Ara�t�rmalar�, s.330 67 Mustafa Ünal; A Comparative Study Of Funeral Customs in Turkey and Azerbaijan with Particular Reference to Pre