TARASSUT 2. SAYI

16

description

MARDİN KIZILTEPE SÜLEYMAN DEMİREL İLKÖĞRETİM OKULU BİLİM VE TEKNİK DERGİSİ http://suleymandemirelioo.meb.k12.tr/

Transcript of TARASSUT 2. SAYI

Page 1: TARASSUT 2. SAYI
Page 2: TARASSUT 2. SAYI

İÇİNDEKİLER

DEPREM

GÜNEŞ ENERJİSİ

NANO TEKNOLOJİ

KÜRESEL ISINMA

TEKNOLOJİ

BİTKİ VE HAYVANLAR

İLGİNÇ HABERLER

GAP

KIZILTEPE’NİN SAĞLIK RAPORU

KIZILTEPE YEMEKLERİ

OKULUMUZDAN HABERLER

ZEKA SORULARI-BULMACALAR

SPONSORLARIMIZ

1

2

3

4

5

6

7

8

9

10

11

12

13

Louis Daguerre, karanlık odada, gümüĢ iyodür levhada açığa çıkan görüntüyü sabitlemenin yollarını arıyordu. 1938 yılında bir gün, farklı kimyasal maddelerin bulunduğu dolabına, daha sonra kullanmak ve

temizlemek üzere bozuk görüntülü bir film levhası koydu. Bunu tekrar dıĢarı çıkardığında görüntü belirgin-leĢmiĢti. Ancak Daguerre, bu garipliğe hangi kimyasal maddenin neden olduğunu bilmiyordu. Bunun üzeri-

ne levhaları yerleĢtirdi ve kimyasal maddeleri birer birer dıĢarı çıkarttı. Dolabı boĢaltmasına rağmen hala

aradığı maddeyi bulamamıĢtı. Sonunda dolabın raflarından birinde, kırılmıĢ termometreden dökülmüĢ cıva-yı fark etti. GümüĢlü levha üzerine alınan görüntü (daguerreotype), modern fotoğrafçılığın baĢlangıcı oldu.

Yerini ancak on yıl sonra negatif ve, pozitif film sürecine bıraktı.

DESTEKLEYĠCĠLERĠMĠZ Okulumuz Sınıf Öğretmenleri; Abdurrahim DEMĠR, Bahattin KADAK ve Müdür Yardımcımız Faysal ERCAN‟ a katkılarından dolayı teĢekkür ederiz.

Burcu KOCAÇĠFTÇĠ

Kaymakamımız Sayın Erkaya YIRIK’ a birinci

sayımızdaki maddi ve manevi desteklerinden dolayı Tarassut ekibi olarak teĢekkür ediyoruz.

İMTİYAZ SAHİBİ

İBRAHİM HALİL ACAR

OKUL MÜDÜRÜ

EDİTÖR

EYYUP ÖZTÜRK

FOTOĞRAF

H. HASAN YAŞAR 8/B

GENEL YAYIN YÖNETMENĠ

AYġE CAN ÇANTALI 7/B

YAYIN ĠNCELEME KURULU ĠSMAĠL BOZDAĞ

MEHMET SĠNCER

HAMZA SERTKAYA OSMAN AKAY

GRAFĠK SERKAN BARAN ĠLHAN 8/B SÜMEYYE BARMAN 7/E TASARIM ġEHĠN TAġĠN 8/B ĠREM ASLAN 8/C PINAR CANDAN 8/C CANSEL ABLAY 8/D ZÜLEYHA CIRIK 6/D

SÜLEYMAN

DEMĠREL

ĠLKÖĞRETĠM

OKULU

KIZILTEPE/MARDĠN

TEL: 0482 312 71 13

Page 3: TARASSUT 2. SAYI

DEPREM 1 Deprem nedir?

Yerkabuğu içindeki kırılmalar sonucu birden ortaya çıkan titreĢimlerin dalga-lar Ģeklinde yayılarak geçtikleri yerleri ve yer yüzeyini sarsma olayına denir.

Deprem Türleri: Depremler, oluĢ nedenlerine göre değiĢik türlerde olabilir. Bunlar genellikle

“tektonik” depremlerdir. Yeryüzü‟ nde olan depremlerin %90‟ı tektonik

depremlerdir. Diğer deprem türü ise “volkanik” depremlerdir. BaĢka bir deprem türü de “çöküntü” depremlerdir. Son olarak da bir baĢka deprem

türü de “artçı” depremlerdir.

DEPREMĠN PSĠKOLOJĠK ETKĠLERĠ ĠLE NASIL BAġA ÇIKILIR?

Büyük depremler, insanların baĢına aniden gelir ve herkesi sarsar. Bu türden bir deprem felaketine maruz kalan bazı kiĢilerde, fiziksel bir yaralanma olmasa bile, duygusal sorunlar ortaya çıkabilir. Doğal afetlere her insan çeĢitli tepkiler gösterir. Bu tepkiler tamamen normaldir. Bunların neler olduğunu bilmeniz, olayın psikolojik etkilerinden daha çabuk kurtulmanıza yardımcı olacaktır. ġiddetli depremden hemen sonra, tipik olarak bir Ģok etkisine girebilirsiniz. Ġlk Ģoktan sonra herkes aynı tepkileri göstermez. AĢağıda belirtilenler, böyle bir felaket durumuna karĢı insanların gösterdikleri normal tepkilerdir: Korku, endiĢe, suçluluk, piĢmanlık, öfke, karamsarlık, panik, çaresizlik ve utanç gibi duygular çok derin ve yoğun yaĢanır. Bu duygular sık sık değiĢebilir. Kendinizi eskiye kıyasla daha sinirli hissedebilirsiniz. Bazı

duygularda ani iniĢ-çıkıĢlar olur. EndiĢeli, sinirli ya da karamsar olunabilir. ġu noktayı anlamak çok önemlidir: Aynı olaya herkes aynı tepkiyi göstermez. Bazı insanlar tepkiyi he-

men gösterir, bazılarının etkisi ise aylar, hatta yıllar sonra, gecikmeli olarak ortaya çıkabilir. Bazılarının yaĢadığı

rahatsızlık verici tepkiler uzun zaman sürer, bazı kiĢilerinki ise çok çabuk eski hallerine dönebilir. Tepkiler zaman içinde de değiĢir. Bazıları olayın yaĢandığı sırada çok enerjiktirler ve sanki bu enerji sayesinde,

olayla daha kolay bahsederler, ama hemen sonra umutsuzluk ve karamsarlık yaĢarlar. Kendinize ve ailenize nasıl yardımcı olabilirsiniz? Duygusal olarak yeniden eskisi gibi sağlıklı bir duruma

gelebilmeniz ve yaĢam kontrolünü yeniden ele geçirebilmek için yapılabileceklerden bazıları Ģunlardır:

Toparlanmak ve kendinize gelmek için zaman tanıyın. Kayıplarınız için yas tutmanız en doğal hakkı-nızdır. Duygularınızda iniĢ çıkıĢlar olması normaldir. Kendinize karĢı sabırlı olun.

• Bu olayı yaĢayan herkes, sizin hissettiklerinize benzer Ģeyler hissetmektedir. Onlarla dayanıĢma içinde olun. • Alkol ve diğer uyuĢturucu maddelerden uzak durun. Bunların yarardan çok zararı olacaktır. Ancak, doktor

tarafından verilen ilaçların kullanımı aksatılmamalıdır. • Kendinizi yapıcı bazı faaliyetlerle oyalayın. Bu oyalama çabaları, baĢkalarına yardımcı olmak, Ģu anda ola-

bildiğince hayatınızı düzene koymaya çalıĢmak ya da çocuklarınızla daha yakından ilgilenmek biçiminde olabilir.

• Duygusal olarak yakın gelecekte de neler yaĢayabileceğinizi öğrenmeye çalıĢın. Bilgi edinin veya sağ-lık kuruluĢlarının deprem için oluĢturulmuĢ özel birimlerine baĢvurun.

Çocuklar için neler yapmalı? Depremden sonra yaĢanan korku ve kaygı, özellikle çocuklar için çok zorlayıcıdır. Bazı çocuklar, daha küçük yaĢlarda normal olan parmak

emme, altını ıslatma gibi davranıĢlara geri dönebilirler. Kabuslar göre-bilir, yalnız yatmaktan korkabilirler. Okul baĢarıları etkilenebilir.

• Onlarla daha fazla zaman geçirin. Olaydan hemen sonraki günlerde çocuğunuz sizden ayrılmak istemeyebilir. Sık sık elini-

zi tutmak, kucağınızda oturmak, boynunuza sarılmak isteyebilir. Eteği-

nize yapıĢıp ayrılmayabilir. Her fırsatta sizinle konuĢmak ister. Yatmak istemez. Bunlara göz yu-

mun, anlayıĢlı davranın. Onlara dokunun, sarılın. Bu tür fiziksel temas çocukları çok rahatlatır.

• Gerginliklerini azaltmak için onlara oyun imkanları tanıyın.

Resmi kurumların açtığı çocuk merkezlerine gönderin. Kurumdaki oyun ve resim yapma faaliyetlerine katılmalarını teĢvik edin. Küçük çocuklar

resim yaparak olayla ilgili gerginliklerinden kurtulabilirler. YaĢadıklarını resme dökmeleri onlar için yararlıdır.

. http://www.pdrciyiz.biz/Türk Psikologlar Derneği, Türk Psikoloji Bülteni,

Cilt : 5 Sayı : 14 Eylül 1999tr. wikipedia.org 7/B AyĢe Can Çantalı, Zehra Çantalı Hüsamettin Kara-

boğa- 8/D Azat Bilgiç, Cansel Ablay

Page 4: TARASSUT 2. SAYI

GÜNEġ ENERJĠSĠ 2 Ġnsanoğlunun en büyük emellerinden biri de GüneĢin bu tükenmez

enerjisinden istifade etmektir. Bu tükenmez gücün bir mekanik alet imkânları arasında taklit etme emeli, korkunç bir Ģekilde hidrojen bomba-

larının patlamasıyla gerçekleĢmiĢtir.

GüneĢ enerjisinin kaynağı çok eski tarihlerden beri bilim adamları için bir

merak konusu olmuĢtur. GüneĢin aynı büyüklükte bir kömür kitlesi olduğu varsayılırsa, bu kitle 1500 yıl içinde yanıp biterdi. Oysa, bilimsel yöntem-

lerle yapılan incelemeler sonucu, Dünya gibi GüneĢ‟in de birkaç milyar yaĢında olduğu ortaya çıkmıĢtır. Son inceleme ve araĢtırmalara göre, Gü-

neĢ‟teki enerji kaynağı atomlardır. GüneĢ‟in merkezindeki hidrojen atom-ları sürekli olarak helyum atomuna çevrilmektedir. Bunun nedeni, basit

yapılı hidrojen atomunun diğer bütün elemanların “yapı taĢı” niteliğinde olmasıdır. Hidrojen‟ den sonra en basit

atom da helyum atomudur. Hidrojen atomu GüneĢ‟in merkezinde helyum atomuna dönüĢürken % 3 oranında bir kayıp olur. Bu fark da enerji, sıcaklık ve ıĢık olarak Ģekillenir. Yani GüneĢ‟in yüzünden devamlı olarak kaybolan

enerji, iç yapısında atom değiĢmelerinden oluĢan enerjiyle karĢılanmaktadır. Bu da, GüneĢ‟e akıl almaz boyutlarda dev yapılı ve tükenmez bir atom pili niteliği verir.

GüneĢ Enerjisinin Diğer Enerji Türlerine Göre Faydaları Her Ģeyden önce güneĢ, bol ve tükenmeyen enerji kaynağı (en azından milyonlarca yıl) temiz bir enerji türüdür;

çevreyi kirletici, duman, gaz, karbon monoksit, kükürt ve radyasyon gibi külfetleri yoktur. Yerel uygulamalar için elveriĢlidir. Enerjiye ihtiyaç duyulan, hemen hemen her yerde güneĢ enerjisinden yararlanmak mümkündür. DıĢa

bağımlı olmadığından ekonomik bunalımdan bağımsızdır. Birçok uygulaması için karmaĢık teknolojiye gerek duyul-mamaktadır. UlaĢım problemi yoktur, güneĢin her yerde olduğu düĢünülünce enerji gereksinimi olan bölgeye kuru-

labilir. Kurulan sistemlerin bakım maliyet yoktur veya çok azdır. BoĢ alan olarak duran çatıların iĢlev kazanarak

enerji üretmesi sağlanabilir.

Kullanım Yerlerinden Bazıları

Trafik ĠĢaret Lambalarında

Trafikteki tüm lambalar güneĢ enerjisiyle çalıĢmaz. GüneĢ enerjili trafik lambaları ge-

nellikle Ģebekeden uzak alanlarda kullanılır. Lambanın üzerinde bulunan güneĢ pili hem

lambaya ıĢık verir hem de fazla enerjiyi ge-

ce kullanılmak üzere bataryaya depo eder.

Evlerin Elektrik Ġhtiyacının KarĢılan-

masında Evlerin çatısına yerleĢtirilen güneĢ panel-

leri (güneĢ pilleri) büyüklükleri oranında elektrik üretirler. Üretilen elektrik çevre-

ye hiç zarar vermez ve paneller neredey-

se hiç bakıma gerek duymadan yıllarca çalıĢır.

Cep Telefonlarının

ġarj Edilmesinde Cep telefonu gibi taĢı-

nabilir cihazları Ģarj etmek için küçük gü-

neĢ pilleri kullanılmak-

tadır.

Bahçe Aydınlatma-

sında Üst bölgesinde güneĢ

pili barındıran lambalar gece boyunca ıĢık yaya-

rak masrafsız aydınlan-

ma sağlayacaktır.

Sıcak Su Üretilmesinde

Çatılara yerleĢtirilen kollektörler sayesinde güneĢin ısıtma etkisinden yararlanarak su

ısıtılmaktadır.

Uçaklarda

NASA'nın deneme uça-ğında güneĢ pilleriyle

yakıtsız uçuĢ gerçekleĢ-mektedir.

http://www.bilgiustam.com/gunes-enerjisinden-nasil-elektrik-elde-edilir/#ixzz1fMDJ0nbi www.sizinti.com.tr/konular/ayrinti/enerji-

kaynaklari.html www.mailce.com www.gunessistemleri.com

http://www.alternaturk.org/gunes-enerjisi-kullanim-alanlari.php

4/D Mert Tan Arı, Abdullah Kızılcapınar—8/F Mehmet Arpağ,

Berat Abi, Serkan AbiĢ, Merve Demir, Sara Aras, Hilal Ertekin

Page 5: TARASSUT 2. SAYI

NANO TEKNOLOJĠ 3 Nanoteknoloji nedir?

"Nanoteknoloji" insanın saç kılının 80 binde biri büyüklüğünde

"nano" ölçüdeki parçalarla uğraĢan bilimdir. Tıpkı yap-boz oyununda parçaların birleĢtirilerek istenen Ģeklin oluĢturulma-

sı gibi, nanoteknolojide de atomlar veya moleküller tek tek

alınıp hassas Ģekilde birleĢtirilerek istenen ürün elde edilir. Bilindiği gibi bütün maddeler atomlardan oluĢmuĢtur. Özellik-

lerini de atomlarının diziliĢlerinden alırlar. Atomları hareket ettirebilecek boyutlarda aletler geliĢtirilebildiği takdirde, doğa-

daki atomik dizilim taklit edilerek her Ģey kopyalanabilir. Çün-

kü maddeleri farklı kılan; en küçük birim olan atomların dizi-liĢlerindeki çeĢitliliktir. Atomları hareket ettirebilecek bir tek-

noloji de bu çeĢitliliğe bir ölçüde ulaĢabilir. Sözgelimi kömür moleküllerindeki atomları düzenleyebilirsek aynı moleküllerin

farklı bir dizilimi olan elmas elde edebiliriz.

Nanoteknoloji Hayatı Nasıl DeğiĢtirecek?

Tüm insanlık için kökten değiĢim ve dönüĢümleri beraberinde getirecek bu geliĢmelerin olası so-

nuçları üzerinde herkesin düĢünmesi gerekmekte-dir. Nano gelecekte herkes kendi bilgisayarına

temel tüketim maddelerini üretmesi için emir ve-

rebilecek. Evin bir köĢesinde çalıĢan nanobot sü-rüleri de istediğiniz malzemeyi, etrafımızda ser-

bestçe dolaĢmakta olan atomları toplayıp iĢleye-rek üretecekler.

Diğer akla gelen soru ise nano çağda paranın de-ğerinin ne olacağıdır. Ne de olsa atomlardan her

Ģey sonsuz kere tekrar dönüĢtürülebilecek. Tuzlu

deniz suyundan bile altın ve kobalt üretmenin mümkün olduğu bir çağda altının ne anlamı kalır?

PaylaĢımı üzerine savaĢların yapıldığı kaynaklar anlamını yitirince nasıl bir uygarlıkta yaĢayacağız?

Öyle görülüyor ki insanlık olarak maddi zenginliğe

ve geliĢmiĢ fiziksel sağlığa ulaĢmanın eĢiğindeyiz. Bilim adamlarının nanoteknoloji gibi doğayı taklit

yolu ile geliĢtirmeye çalıĢtığı birçok teknoloji, do-ğada zaten yaratıldığı ilk günden itibaren mev-

cut... Bedeninizin her hücresi ve maddeyi oluĢtu-ran her atom üstün bir yapıya sahiptir. Bilim

adamlarının taklit etmeye çalıĢtığı atomlardaki bu

muhteĢem düzen Allah'ın sonsuz ilminin delillerin-dendir.

Atomlar ve Nanoteknoloji

Doğanın temel taĢını oluĢturan atomların gözle

görülemeyecek kadar küçük olduğunu hepimiz biliyoruz. Bu atomların diziliĢleri sonucunda farklı

tür malzemeler meydana gelmekte. Örneğin, kö-mür atomlarının sıralanıĢı değiĢtirilebilseydi elmas

bile elde edilebilirdi.Günümüzde moleküler düzey-

de üretim yöntemleri açısından çok da ileri bir durumda olmadığımızı rahatlıkla söyleyebili-

riz.Günlük yaĢamın çoğu alanında yapabildiğimiz iĢlemler, öğütme, ezme ve ısıtma gibi yöntemlerle

maddeleri Ģekillendirmek.

Nanoteknolojinin Kullanıldığı Araçlardan Bazıları

Nanoteknolojik pil

Geçirmeli Elektron Mikroskobu

(GEM)

(transmission electron microscope

(TEM).

500.000 GB’lik MP3 Player

Binlerce film tek bir DVD ‘de

Nano teknoloji ile varis çorabı

Termoelektrik üreten kaplama Arabalar için sileceksiz cam

http://www.bilgiustam.com/nanoteknoloji-nedir-faydalari-ve-kullanim-alanlari-nelerdir/#ixzz1fZGSjTbs

http://www.fenokulu.net/portal/Sayfa.php?Git=KonuKategorileri&Sayfa=KonuBaslikListesi&baslikid=66&KonuID=240 8/E Hasat Karadağ, Nurullah AbiĢka, ġehmus Abik

Page 6: TARASSUT 2. SAYI

KÜRESEL ISINMA 4 KÜRESEL ISINMA

Ġnsan tarafından atmosfere verilen gazların sera etkisi yaratması sonucunda, dünya atmosferi ve okyanuslarının ortalama sıcak-

lıklarında belirlenen artıĢa verilen isimdir. 50 yıldır saptanabilir duruma gelmiĢ ve önem kazanmıĢtır. Dünya‟nın atmosfere yakın

yüzeyinin ortalama sıcaklığı 20. yüzyılda 0.6 (± 0.2) °C artmıĢ-

tır. Ġklim değiĢimi üzerindeki yaygın bilimsel görüĢ, “son 50 yılda sıcaklık artıĢının insan hayatı üzerinde fark edilebilir etkiler oluĢ-

turduğu” yönündedir. Küresel ısınmaya, atmosferde artan sera gazlarının neden olduğu düĢünülmektedir. Karbondioksit, su

buharı, metan gibi bazı gazların, güneĢten gelen radyasyonun bir yandan dıĢ uzaya yansımasını önleyerek ve diğer yandan da

bu radyasyondaki ısıyı soğutarak yerkürenin fazlaca ısınmasına

yol açtığı ileri sürer.

BUZULLAR ERĠYECEK

Ġngiliz Guardian gazetesinin haberine göre, Grönland ve Antarktika‟da ya-pılan son araĢtırmaların sonuçları, buzul erimelerinin kaçınılmaz olduğu

sonucunu ortaya koydu. Raporda, buzulların erimesi sonucu deniz seviye-sinin dört ila altı metre yükseleceği kaydedildi. Uzmanlar, deniz seviyesin-

de bu denli bir yükseliĢin, Maldivler‟i bir bataklık haline getireceği, Hollan-

da gibi ülkelerle Londra, New York ve Tokyo gibi okyanus kenarı Ģehirler-de de büyük su baskınlarına neden olacağı uyarısında bulundu.

SICAK HAVA DALGALARI

Ölümlerin çoğu kardiyovasküler ve solunumsal nedenlere bağlıdır. ġehir merkezlerinde sıcak hava etkisi daha his-sedilir. Sıcaklığın artıĢı ile hava kirliliği de artmaktadır. Bu da ölüm oranlarına katkıda bulunmaktadır. IPCC raporu-

na göre sıcak hava dalgasında artıĢ kalp ve solunum hastalıklarına bağlı ölümlere neden olmaktadır. Son 20 yılda astım ABD"de 4 kat artmıĢtır.

ĠKLĠM DEĞĠġĠKLĠĞĠ VE KENTSEL HAVA KĠRLĠLĠĞĠ

Hava kirliliğine uzun süre maruz kalma ciddi sağlık problemlerine yol açar.Hava kirliliğine yol açan gazlardan radon akciğer kanseri ile iliĢkilidir.Temel hava kirleticileri ozon, sülfür dioksit, karbon monoksit, nitrojen dioksit, kurĢun

ve partiküllerinin insan sağlığı üzerinde olumsuz etkileri vardır. Bu parçacık ve gazların konsantrasyonu küresel ısınmadan etkilenmektedir. Yapılan çalıĢmalarda kükürt dioksit ile kardiyovasküler ölüm arasında iliĢki kanıtlanmıĢ-

tır. Bazı Ģehirlerde sıcak günlerde ozon seviyesinin artmasıyla günlük ölüm oranları arasında iliĢki saptanmıĢtır. Çocuklar yetiĢkinlere göre daha fazla risk altındadır. Ġklim değiĢikliği orman ve çiftlik arazilerinde yangınların görül-

me riskini arttırmaktadır. Ġnce hava dumanı Ģeklinde oluĢan hava kirliliği de sağlığı olumsuz etkilemektedir.

ĠLK AġAMADA ARTACAK HASTALIKLAR Sıtma Salmonella Dang humması LeĢmanya ġistosomiyazis çözüm Az enerji tüketimine, enerjiyi verimli kullanıma,

az tüketime, ekolojik yaĢama, yenilenebilir kaynaklara dönüĢe dayanan bir paradigma değiĢikliği olmadan Dünya içine girdiği bu sarmaldan kurtulamaz.

ASYA: Sıcaklıklar, kuraklık

ve seller artacak. Besin

maddelerinin üretimi, top-

rakların verimsizleĢmesi sebebiyle oldukça azalacak.

Kuzey bölgelerde yağıĢ mik-tarında bir artma olabilir.

ġiddetli kasırgalar ve seller

deniz kıyısında yer alan yer-leĢim bölgelerini olumsuz

etkileyecek.

AVRUPA: Güney bölgelerde

kuraklıklar artacak. Diğer

alanlarda tehlikeli sel bas-

kınları oluĢacak. Isı farklılık-ları oluĢacak. Tarımsal üre-

tim kuzeyde artabilir ancak güney kesimlerde azalma

olacak.

KUTUPLAR: Buzullar erime-ye devam edecek. Buz ka-

lınlıklarında azalma olacak .

K.AMERĠKA L.AMERĠKA: Sel ve kuraklıkla daha fazla karĢılaĢılacak. Ekin miktarında önemli ölçüde azalma olacak. Bahçe tarımı zarar görecek. Böl-gede yaĢayanlar sıtma ve kolera gibi hastalıklara maruz kalacak. Erozyon ve sel olaylarında artıĢ görülecek. Deniz seviyele-ri yükselecek. Fırtınalar artacak ve özellikle Flori-da ve Atlantik'i etkileye-cek.

AFRĠKA: Kullanılabilir su

kaynakları iyice azalacak.

Özellikle Güney, Kuzey ve

Batı Afrika'da ortalama yıllık yağıĢlarda büyük azalma

görülecek. Nijerya, Senegal, Gambiya, Mısır ve Güneydo-

ğu Afrika kıyı kesimindeki

yerleĢim bölgelerinde deniz seviyeleri yükselecek ve

erozyonlar artacak

www.küreselısınma.or/ www.bakimliyiz.com/ www.baktabul.net/ Umut Bayar, Hüseyin Türk, Kerem Selçuk- 6-D Züleyha Cırık

Page 7: TARASSUT 2. SAYI

TEKNOLOJĠ 5 Star Wars: Sadece gece

lambası diyerek diğer özel-liklerini saymamak olmaz!

Büyükler için oyuncak sayıla-bilecek bu gece lambasında

aynı zamanda mp3 çalar.

Gitar T-Ģirt : Artık üstünüz-

deki tshirt ile de gitar çalabile-ceksiniz. 4 AA Pil ile çalıĢan bu

zamazingo; tüm majör akorları ve belde taĢınabilecek minik

bir amfiyi bulundurur.

Usb Ghost Light

Hem usb hem de karanlık olduğunda aydınlatma özel-

liğine sahiptir.

Çip: Telefonunuzun içine kü-çük bir mikrofon yerleĢtirilerek

bir çok iĢinizi sesli bir Ģekilde halledebilirsiniz. Parola sistemi

diye adlandırılması belki yanlıĢ

olmuĢ. Zira diğer özellikler de

iĢimize yarayabilir.

Compact Disc

Compact disc benzeri bu konsept mouse, kullanılma-

dığı zaman laptop' un cd

giriĢinde duruyor. Lazım

olduğunda ise bir koni Ģek-

lini alıveriyor.

Kendini Yenileyen Yüzey

Çinli bilim adamları, sadece havadaki nem veya biraz suyla

üzerindeki çizikleri onarabilen materyal geliĢtirdi.

http://www.teknoblog.com http://www.haber7.com/haber/20111116/Kendi-kendini-onaran- 8/B Mehmet Ablay 8/B Cansel Ablay –6-D Züleyha Cırık

Evernote Hello Foods Uygulamaları Ġle KiĢi Ka-

Evernote yayınladığı iki yeni uygulamayla not tutma konusunda elde ettiği deneyimi biraz

daha özel alanlara taĢıyor. Aslında Ģirketin bu hamlesi kırtasiyelerde gördüğümüz özel te-malı Moleskine not defterlerinden az da olsa ilham almıĢ gibi görünüyor. Evernote Hello

uygulaması insanları hatırlama, Evernote Food ise yemek tariflerini hatırlama iĢlerini gör-meyi hedefliyor. Her iki uygulama da iPhone‟ a özel, en azından Ģimdilik.

Teknoloblog Ġncelenmesi: Samsung Galaxi Note- Galeri &Video Samsung Galaxy Note geçtiğimiz Eylül ayında düzenlenen IFA 2011 fuarında ta-

nıtıldı ve en dikkat çekici ürünler arasına girdi. Bu telefon büyük bir ekran taĢı-masının yanında kapasitif ekranla birlikte kullanılan özel bir kalem barındırmasıy-

la da dikkat çekti. TaĢıdığı “Note” adının hakkını verecek Ģekilde bu cihaz kullanı-cıların cebinde taĢıdıkları dijital not defteri olmayı hedefliyordu. Ayrıca barındırdı-

ğı hücresel Ģebeke desteği sayesinde bu cihazı bir telefon olarak kullanmak da

mümkündü.

Wındows Store

Windows 8′e özel uygulama mağazası ve beta sürümünün ġubat 2012′de, Windows 8 beta ile

birlikte çıkacağı söylenmiĢti. Windows uygulama mağazasında tüm uygulamalar için dokunma veya

hareket desteği zo-

runlu olacak. Kulla-nıcılar tüm uygula-

maları beĢ farklı bilgisayara aynı an-

da yükleme Ģansına sahip olacak. Öte

yandan, uygulama-

ların kullanıcıları büyük miktardaki istenmeyen veri transferlerinden koruması bekleniyor.

Page 8: TARASSUT 2. SAYI

BĠTKĠ VE HAYVANLAR 6 Akasya Bitkisi

BaĢta Avustralya olmak üzere (300 tür) sıcak ılıman ve yarı tropikal bölgelerde

kendiliğinden yetiĢen 600 türü içerir. Ġstanbul akasyası, batılıların gülibriĢim (albizzia)

adlı süs ağacına verdikleri addır. Savan akasyası; Parkinsonia aculeata nın yaygın adı-

dır. Yalancı akasya ise (Robinia pseudoacacia), salkım ağacının halk arasında bilenen

bir adıdır. ‘Kadıhindi’ denen bir madde, Çin’ de ve Birmanya’ da A.catechu’ nun odu-

nunun suda kaynatılmasıyla hazırlanır.

Ebe Gümeci Çiçekleri Ģifalı olan ,yapraklarında sebze olarak yenilen , kendi kendine yetiĢen bir

ottur. 20-70 boyunda olur. Yaprakları sarmalar. Mayıs- Ağustos ayları arasında çiçek

açar. Yaprak ve çiçeklerinden fazla miktarda müsilay vardır. Yaprak ve çiçekleri taze

iken kullanılır. Melekler mekanı ebe gümeci.

Peyote Kaktüsünün Özeli Bu kaktüs, hâla Meksika yerleri tarafından yedi yaĢına giren erkek çocuklarına yediri-

lir. Böylelikle erkek çocuğunun 3. gözünün (beyin gözünün) açıldığına inanılır. Bu

inanç çok eskilere dayanır. Bütün aile meclisi 7 yaĢına giren erkek çocuğu PEYOT

bulunan yerlere, topraklarda görülür. bütün aile ile birlikte bu kaktüs toparlar ve yerler.

Bu kaktüsün hikayesini, kültürünü anlatırlar.

Hippopotamus

Çenesini neredeyse

180 derece açabili-

yor. Bu açı bir kara

hayvanı için en geniĢ

açı demek. EriĢkin

bir erkek ağzını orta-

lama 1.2 metre açabi-

liyor.

Su dıĢında en uzun

süre yaĢayan balık Afrika' da yaĢayan

akciğer balıklarının 4

türü tatlı su bataklıkla-

rında yaĢıyor ve bir

seferde aylarca hatta

yıllarca su yüzünde

kalabiliyorlar.

Bir yengeç tarafından alınan en uzun mesafe Aralık 2006' da bir Amerikan Colombus yengeci, Ġngiltere Bournemouth' taki

bir kumsalda canlı ama bitkin halde evinden 8 bin km uzakta bulundu.

7/F KADRĠYE YALÇĠN HASRET DENLĠ SEDA ÇEÇEN MELTEM KOÇHAN UMUT BAYAR, YUSUF ADIN 8/B HOZAN HASAN YAġAR MEHMET EMĠN SELÇUK ,

MEHMET ABLAY , 7/D HĠLAL ECE 4/D RABĠA KOCAÇĠFTÇĠ , HELĠN TALġ, EBRU TALġ, NĠSANUR SERCANOĞLU

Kedi- Kedilerin vücut-

larında 290 kemik ve

517 kas vardır. Kediler

tüm memeliler arasında

en uykucu hayvanlardır.

Her gün ortalama 16

saati uyuyarak geçirir-

ler. Bu açıdan bakıldı-

ğında, yedi yaĢındaki bir

kedi hayatının sadece

iki senesini uyumadan

sürdürmektedir.

Köpekler: Köpeklerin koku hafı-

zası son derece gelişmiştir ve yeni

bir kokuyu aldıktan hemen sonra,

burnunu yalayarak bu kokuyu

hafızasına alır. Beş ayda bir eşle-

şirler. 63 günlük bir gebelik devre-

sinden sonra, dişi, gözleri kapalı

ve 6-8 yavru doğurur. İki hafta

sonunda gözleri açılarak işitmeye

başlarlar.

www.bitkiler.com, ww.sevdimseni.net/oku-hayvanlawrla-ilgili-ilginc-haberler, www.tasarım.com,

Page 9: TARASSUT 2. SAYI

ĠLGĠNÇ HABERLER 7

Damar Bulucu

Kan alırken yaĢanan en büyük sıkıntı damarı bulamamaktır.

HemĢirelerin en büyük sıkıntıların-dan birisi olan damar bulma iĢle-

mi için artık tehlikesiz bir yöntem

var. Özel bir ıĢıkla damarların ne-rede olduğu hastayı delmeden

görebilmek artık mümkün.

Telefon Açan Bitkiler

NYU Üniversitesi'nin üze-rinde çalıĢtığı çalıĢma,

bitkilerin sahiplerini ara-

masına izin veriyor.

Bitkiniz susuz kaldığında bunu belirlenmiĢ bir nu-

marayı arayarak size haber veriyor. BelirlenmiĢ ses dosyası size dinletiliyor ve geliĢmelerden ha-

beriniz oluyor. Aslında çok basit olabilecek bu fi-kir, canlı ama konuĢamayan bitkileri anlamak için

oldukça enteresan bir yöntem.

Kendini Temizleyen

Kıyafetler

Amerikan ordusu için

geliĢtirilmiĢ. Haftalarca

yıkamanıza gerek olma-

yan özel bir kumaĢ. Be-

karlar için iyi haber.

Ses Geçirmeyen Pencereler Çift camlar, pimapen, isocam... Vb. yeni değil. Bu

camlar standart camlara göre hem ısıyı daha iyi koruyorlar hem de sesi daha az geçiriyorlar. Sesin

gelmesinin nedeni camın ince olmasından çok, ca-mın titreyen bir yapısı olması. Sesi durdurmanın

yolu, araĢtırmacılara göre, titreĢimi önlemek Bunun

için yapılan bir çalıĢmada camın esnek olması sağ-lanmıĢ. EklenmiĢ özel parçalar sayesinde cam esne-yerek titreĢimi yani sesi önlüyormuĢ.

Bu parçaların transparanlaĢtırılması için çalıĢmalar devam ediyormuĢ ve görünen o ki 5

yıl içinde satıĢa çıkması öngörülüyormuĢ

Uzak Mı Yoksa Küçük Mü ? Görmenin gerçekliğe ulaĢmak olduğuna ina-

nırız, ama bilim adamları gerçeğin bu kadar kolay olmadığını düĢünüyor. Sanal gerçeklik odaları, çevremize karĢı ne kadar `kör` olduğumuzu gösteri-

yor. AraĢtırmacılar, çevremizde olan biteni anlayabilmemiz için gözlerimiz ve beynimizin nasıl ortaklaĢa çalıĢtığını göstermek için değiĢik ortamlar yarattı.

Bilim müzelerinde, nesneleri farklı konumlarda göstererek yapılan klasik de-

neyler, gözlerimizin küçük, büyük, karanlık ya da aydınlık tanımlamalarını nasıl karıĢtırabildiğini net olarak ortaya koyuyor.

7/F KADRĠYE YALÇĠN ,MELTEM KOÇHAN, CĠHANNUR YAL-

ÇĠN, SEDA ÇEÇEN , FIRAT YALÇIN-6/D ZÜLEYHA CIRIK

MUHAMMET AYAR, DOĞAN ABLAY

http://serdarkalkan.com/yeni_buluslar.htm http://www.frmtr.com/bilim-ve-teknoloji/414305-en-ilginc-teknoloji-ve-

bilimsel-haberler-guncellenmektedir.html http://www.frmtr.com/bilim-ve-teknoloji/414305-en-ilginc-teknoloji-ve-bilimsel

-haberler-guncellenmektedir.html http://www.zaman.com.tr

Timsah Kanı AĠDS’e Ġlaç Olacak: Avustralyalı bilim adamlarının yaptığı araĢtırmanın sonuçlarına göre timsah kanı HIV virüsünü etkisiz hale getiriyor. Dr. Adam Britton basın mensuplarına yaptığı açıklamada "Timsah bir silaha benziyor. Bu silahı virüsün kafasına dayıyor ve tetiği çekip öldürüyo-ruz" dedi. Timsahlar üzerinde çalıĢmalarını yürüten Britton kendisine yöneltilen "Peki timsah kanı virüsü nasıl yeniyor?" sorusuna "Timsahın bağıĢıklık sistemi çok güçlü... Bu yüzden timsaha HIV virüsü enjekte edildiği zaman virüs bağıĢıklık sistemini geçemiyor. Ve kısa süre içinde ölüyor."

Dünyaya Benzeyen Ġlk Gezegen

NASA tarafından bulunan ve GüneĢ Sistemi'nin dıĢında birçok bakımdan Dün-ya'ya ĢaĢırtıcı biçimde benzeyen yeni gezegen Dünya'ya 600 ıĢık yılı (bir ıĢık yılı

yaklaĢık olarak 10 trilyon kilometre) uzaklıkta. Bilim insanları, gezegenin yüze-yinde sıcaklığın yaklaĢık olarak 22 derece olduğunu, yıldızının bizim GüneĢimize

ikizi kadar benzediğini, muhtemelen su ve toprağa sahip olduğunu aktardı. Dün-

ya'dan 2,4 kat daha büyük olduğu belirtilen gezegenin, kendi GüneĢi' nin etra-fındaki "yaĢanabilir bölge" içerisinde kaldığı ve 290 günde dönüĢünü tamamladı-

ğı kaydedildi. NASA, ''gezegen avcısı'' teleskopu Kepler'in bulduğu gezegene Kepler-22b adının verildiğini ifade etti. Kepler-22b'nin Dünya'ya benzeyen ilk

gezegen olduğu bildiriliyor.

Page 10: TARASSUT 2. SAYI

GAP 8 Temel hedefi, Güneydoğu Anadolu Bölgesi halkının gelir düzeyi ve hayat stan-

dardını yükselterek, bu bölge ile diğer bölgeler arasındaki geliĢmiĢlik farkını or-tadan kaldırmak, kırsal alandaki verimliliği ve istihdam imkanlarını artırarak,

sosyal istikrar, ekonomik büyüme gibi milli kalkınma hedeflerine katkıda bulun-mak olan GAP, çok sektörlü, entegre ve sürdürülebilir bir kalkınma anlayıĢı ile

ele alınan bir bölgesel kalkınma projesidir. Proje alanı Fırat ve Dicle havzaları ile yukarı Mezopotamya ovalarında yer alan 9 ili kapsamaktadır. (Adıyaman, Bat-

man, Diyarbakır, Gaziantep, Kilis, Mardin, Siirt, ġanlıurfa, ġır-nak).1970'lerde Fırat ve Dicle nehirleri üzerindeki sulama ve hidroelektrik

amaçlı projeler olarak planlanan GAP, 1980'lerde çok sektörlü, sosyo-ekonomik

bir bölgesel kalkınma programına dönüĢtürülmüĢtür.

Kalkınma programı, sulama, hidroelektrik, enerji, tarım, kırsal ve kentsel altyapı, ormancılık, eğitim ve sağlık gibi sek-törleri kapsamaktadır. Su Kaynakları Programı 22 baraj, 19 hidroelektrik santrali ve 1.82 milyon hektar alanda sulama

sistemleri yapımını öngörmektedir. Toplam maliyeti 32 milyar ABD doları olan Proje'nin, Enerji santrallerinin toplam

kurulu gücü 7476 MW olup yılda 27 milyar kilowat saat enerji üretimi öngörülmektedir. Proje, gelecek kuĢaklar için kendilerini geliĢtirebilecekleri bir ortam yaratılmasını amaçlayan sürdürülebilir insani kalkınma felsefesi üzerine kurul-

muĢtur; kalkınmada adalet, katılımcılık, çevre korunması, istihdam, mekansal planlama ve alt yapı geliĢtirilmesi GAP'ın temel stratejileridir.

GAP BÖLGESĠ'NDE KADININ DURUMU VE TOPLUMSAL ĠLĠġKĠLER SĠSTEMĠNDEKĠ YERĠ

Kırsal Alanda Kadın GAP Bölgesi özelinde toplumsal geliĢmiĢlik göstergelerine bakıldığında yöre kadı-nının modern bir toplumun standartlarının çok gerisinde olduğu görülmektedir. Kadınlar hem geleneksel sosyal katmanlaĢmadan hem de rolleri/statüleri toplum-sal olarak belirlenmiĢ cinsler arası eĢitsizliklerden olumsuz yönde etkilenmektedir-ler. Bu durum özellikle kırsal alanda yaĢayan kadın için daha da belirginleĢmekte-dir. Öyle ki kadınlar erkelere göre yönetim ve karar alma süreçlerine daha az katılmakta, temel sağlık ve eğitim hizmetlerinden daha az yararlanmakta, gelir kaynaklarına ulaĢmakta güçlük çekmekte ve teknolojiden daha az yararlanmakta-dır. Bölgede kırsal alanda yüksek düzeydeki topraksızlığın, az topraklılığın ve kü-çük aile iĢletmelerinin yaygın olması ve çok çocuk kadının iĢ yükünü artırmakta-

dır.

Kadınlar tarımsal uğraĢların dıĢında kıĢlık yiyeceklerin hazırlanması, ekmek yapımı -kadınların yaklaĢık günde iki saatini almak-tadır- su taĢıma- özellikle dağ köylerinde içme suyu temini çok zahmetli bir iĢtir -suya gidip dönmek bir günde 3-4 saati gerek-tirmektedir-, çamaĢır yıkama, yakacak temini ve çocuk bakımı gibi oldukça yoğun domestik iĢleri de bulunmaktadır. Kalkınmada Kadın Niçin Önemlidir? GAP ile birlikte toplumsal değişmenin dolayısıyla toplumsal hareketliliğin yaşandığı bölgede hane içi ilişkilerde kadının ve er-keğin statü ve rollerinde önemli değişmeler meydana gelmektedir. Bölgede yapılan sosyal araştırmalarda geniş aileden (% 18) çekirdek aileye (% 65) doğru bir yöneliş olduğu saptanmıştır. Gelişmiş ve gelişmekte olan toplumlarda çekirdek ailenin geniş bir akraba ağından yoksun olduğu ve aile içi davranışlar rasyonelleşerek, kadın ve erkeğin rollerinin farklılaştığı bilinmektedir. Bir çok toplumda cinsiyet ayırımın ağır basması, kadınların geri plana itilmeleri, onların bir şeyler üretenlerin ötesinde kaynak-ları kontrol edenler, yönetenler konumuna geçmelerini engellemektedirler. Ancak bu toplumsal gerçeklikten hareketle kadınla-rın ailelerin, toplumun ve ülkenin refahına sağladıkları katkı erkeklerden daha az değildir. Özellikle gelişmekte olan ülkelerde cinsiyet farklılaşmasının giderek kadınların aleyhine işlediği yönündeki gözlemler kadının kalkınmadaki rolü ve işlevini günde-me getirmiştir. Çünkü (Saltık 1998); Kalkınmanın nimetlerinden kadınlar ve erkekler eşit olarak yararlanmamaktadır.

Kadınlar dünya yoksulları arasındaki en yoksul dilimde çoğunluğu oluşturmaktadır.

Yoksullar arasında kadınların oranı çok hızlı bir şekilde artmakta, "yoksulluk dişileşmekte"dir.

Kadının kalkınma programlarında ele alınması gerekliliğinin gerçekte iki rasyonel gerekçesinden söz edilebilir. Bunlardan birin-cisi, toplumun yarısını oluşturan kadınların ihmal edilmesi durumunda bu potansiyelin değerlendirilememesi gibi bir durumla karşılaşılmakta ve kalkınma hedeflerine etkin olarak ulaşılamamaktadır İkinci neden ise, araştırmaların da ortaya koyduğu gibi, kadına yapılan yatırım, erkeklere oranla, çocukların ve hanenin refah artışına doğrudan etkide bulunmaktadır. http://www.gap.gov.tr/

5/B Kenan Toktay, AyĢegü Altınkılıç, Murat Demir-8/E ġehmus Abik, Nurulah AbıĢka, Hasat Karadağ

Page 11: TARASSUT 2. SAYI

KIZILTEPE’NĠN SAĞLIK RAPORU 9

Ülkemizde sağlıkta dönüşüm programı, sağlığın piyasaya açıl-

ması neoliberal politikaların sonucu sağlık alanında yaşanan

olumsuzlukların ilimize de fazlasıyla yansımıştır. Ülkemizde ka-

musal alanda çalışan 400 bine yakın sağlık çalışanı bulunmak-

tadır. Ülke nüfusuna böldüğümüzde ilimizde 4200 sağlık çalışanı

çalışması gerekirken şu andaki mevcut çalışan sağlık personeli

2400 civarındadır. Buda bize gösteriyor ki ya sağlık çalışmaları

ihmal edilmekte ya da bu yük mevcut olan sağlık personeli üze-

rine yığılmaktadır.

Ġlimizde 186 uzman doktor, 256 pratisyen hekim, 41 diĢ hekimi, 6 eczacı, 543 hemĢire, 372 ebe, 427 sağlık me-

muru, 664 diğer personel bulunmaktadır. Sağlık çalıĢması bir ekip çalıĢması olduğundan hareketle bu istatistiklere bakıldığında çalıĢma dağılımında da ciddi bir dengesizlik görülmektedir. Sağlık çalıĢmalarının en önemli ayağı olan

birinci basamak sağlık hizmeti, ülke standartlarının çok altındadır. Ülke genelinde ve Mardin il merkezinde sağlık ocağına düĢen nüfus 9 ile 10 bin civarında iken, bir çok ilçemizde bu oran 20 ile 30 bin arasında değiĢmektedir.

Sağlık Bakanlığının verilerine göre, batı ilerinde sağlık personeli olmadan yapılan doğumların oranı yüzde 8'lerde

iken; bölgemizde yüzde otuzlar üzerindedir. Bati ilerinde evde doğum oranı yüzde 8 iken, bölgede yüzde 40'larda-dır. AĢılama oranlarında da ciddi farklılıklar vardır. Türkiye‟de doktor baĢına düĢen nüfus 700 civarında iken, ilimiz-

de 1400 civarındadır. Birinci basamak sağlık ocaklarının yetersiz olması, yetersiz olan ikinci basamak sağlık hizmet-lerinde de ciddi sorunlara yol açmaktadır.

Bir çalıĢma yapılırsa bunun küçümsenmeyecek bir rakam olduğu ortaya çıkacaktır. Ağız

ve diĢ sağlığı hizmetleri, daha önce dıĢarıya sevk edilen ağız ve diĢ hastalıklarının tedavi-sinde Sağlık Bakanlığı tarafından kaldırılmasıyla büyük bir sıkıntı yaĢanmaktadır.

Bu anlamda vatandaĢların mağdur olmaması için büyük ilçe hastanelerinde ağız ve diĢ hastalıkları tedavi ve yapım laboratuarlarının açılması gerekmektedir. Örnek olarak Kızıl-

tepe devlet hastanesinde 14 diĢ tabibi bulunmakta. Yer olmadığından dönüĢümlü olarak

çalıĢılmakta sadece tedavi muayene ve diĢ çekimi yapmaktadır. Kızıltepe‟de yeni devlet hastanesi yapılmıĢtır ve eski devlet hastanesinin bir bölümü diĢ sağlığı bölümüne ayrıl-

ması büyük önem taĢımaktadır.

Çevre ve halk sağlığı sorunlarına önem verilmesi sağlığın korunması için

kiĢiye yönelik koruyucu hekimlik hizmeti, diğer yandan çevreyi koruma uygulamalarını hayata geçirmek gerektirmektedir. Hastalıkların yayılmasını

önlemek, kirli suları dezenfekte etmek, hastalık taĢıyıcı kara sinek, sivri sinek vb. gibi haĢaratla mücadele etmek, hastalık taĢıyıcı olan baĢı boĢ

hayvanlara yönelik çalıĢma yapmak, gıda maddelerinin kontrolünü yapmak

içme suları Ģebekelerine önem vermek, hastalık üreten derelerin ıslahı, küresel ısınmaya karĢı yeĢil alanları koruma altına almak ve geliĢtirmek,

park ve bahçelere gerekli önemi vermek, gübreliklere ve toplum sağlığını tehdit eden sorunlara karĢı harekete geçmek gerekir çünkü tedavi için

hastaları, Diyarbakır ve ġanlıurfa'ya sevk edilmektedir. Bu da halkın ne kadar mağdur olduğunu gösteriyor..

Çevre temizliğine önem verilmesi, çöp toplama konteynırların gerekli yerlere konulması, çöplerin zamanında top-

lanması, çevre temizliği ile ilgili bilgilendirici yazıların uygun yerlere asılması ayrıca sağlığımızı tehdit eden diğer bazı faktörler de bunlardır. Baz istasyonlarının zararları ve termik santrallerinin zararları sağlığımızı tehdit etmekte-

dir. Bu konuda halkımızın duyarlı olması gerekir. Sokak çocuklarına yönelik ilimizde son yılların malum nedenlerin-den köyden kente zorunlu göçün sokak çocuklarının sayısını hızla arttırmakta Ģiddet ortamıyla karĢı karĢıya gel-

mekte, uyuĢturucu ve fuhuĢla buluĢmaktadırlar. Ġntihar olayları buna eklenince ilimizde bu alana yönelik bir plan-

lamanın yapılması madde bağımlılarına yönelik tedavi merkezlerinin açılması (ki bu ilimizde hiç yoktur), Ģiddet gö-ren çocuklara yönelik rehabilitasyon merkezlerinin kurulması ekonomik ve barınma yerlerinin temin edilmesi ge-

rekmektedir. Özürlü ve engellilerin sorunları ilimizin nüfusun %10‟ larını oluĢmaktadır. Ġlimizde yanık tedavi mer-kezi bulunmamaktadır. MENDUH ÇAKAR KIZILTEPE ÇEV-GÖN BAġKANI

www.kiziltepecevgon.org www.kiziltepegundem.com

Page 12: TARASSUT 2. SAYI

KIZILTEPE YEMEKLERĠ 10 Her coğrafyada farklı nimetler sunar, insanoğluna… Ġnsanoğlunun besin kay-

nağını oluĢturan doğanın ilçemize sunduğu berekette hububat tarımı ve hayvancılık vardır. Hububat tarımı ve hayvancılık, ilçemizin beslenme alıĢkanlıklarını da etkisi altı-

na almıĢtır. DöĢürmek: Etli bulgur pilavıdır

Hamis: Kuzu veya oğlak etinden yapılan hamisin en büyük özelliği elle yenmesidir.

avuç iç büyüklüğünde doğranan etler, sêl denilen büyük bir kabın içine atılarak ateĢte kaynatılır.

Çiğ Köfte (Acin): Hemen hemen bölgenin bütün illerinde yapılan çiğ köfte, ilçede de

benzer malzemelerle yapılır. Özellikle ilkbaharda, körpe kuzu etinin biber, domates ve sarımsakla karıĢtırılarak fırında, ateĢten uzak bir noktada piĢirilmesiyle yapılır.

ĠĢkembe Dolması (Kibe): Kuzu ya da dananın parçalanan iĢkembesinin pirinç, et

ve çeĢitli baharatlarla doldurulduktan sonra kaynatılmasıyla yapılır. Çok külfetli ve zahmetli bir yemek türüdür.

KızarmıĢ Ġçli Köfte(Irok): Ġçine kıyma , biber ve çeĢitli baharatların konduğu ye-meğin dıĢı, etle yoğrulan ince bulgurdan hazırlanır küçük daireler Ģeklinde hazırlanan

plakalar yağda kızartılır.

HaĢlanmıĢ Ġçli Köfte (Kuttılk): Ġçli köftenin haĢlanarak piĢirilmiĢ haline kuttılk ya da ıkdebat denir.

Mercimekli Köfte (Belloi): ġehriyesiz ince bulgurun üzerine haĢlanmıĢ mercimekle

beraber yağda kızartılmıĢ soğan ve yumurtanın döküldükten sonra yoğrulması ile ya-pılır. Genellikle öğle saatlerinde turĢu ve yeĢil soğanla beraber yenir. Ayransız belloi

ise düĢünülmez.

Ebu Ğannuc: Bir patlıcan yemeğidir. ġiĢlere tek tek geçirilen patlıcanlar tandırda piĢi-rildikten sonra soyulur. PiĢen iç iyice ezildikten sonra yağda kızartılır. Ġsteğe bağlı ola-

rak, içine yumurta ve de sarmısak konarak servise hazır hale getirilir.

Kavurma (Kali-Kaliyye): KıĢın kullanılmak üzere kuyruk yağıyla kavrulan etten ya-

pılır. Bu iĢ için gerekli olan et ise, ilkbaharda alınıp sonbahara kadar beslenilen dana-lardan sağlanır. Dermale olarak adlandırılan bu danalar genel olarak ekim ve kasım

aylarında kesilir Mevlit Çöreği (Kuliçe): ġeker, yağ, un ve baharat karıĢımından yapılır. Genellikle

taziyelerden sonra okunan mevlitlerin ardında dağıtılmak üzere yapılır.

Mırra (Acı Kahve): Çiğ kahvenin kavrularak dövüldükten sonra kaynatılmasıyla yapılır.

Genel olarak taziye evlerinde baĢ sağlığına gelen misafirlere sunulan mırra, çeĢitli etkinliklerde yapılabilmektedir. Günümüz koĢulları itibarı ile genel olarak bütün taziyelerde verilen mırra, geçmiĢ zamanlarda ise sadece, yörenin

ağa ve ileri gelenleri tarafından ikram edilirdi. Yörenin ileri gelenlerinin dıĢında mırrayı içen kiĢi fincanı yere bırak-maz ve mırrayı kendisine ikram eden kiĢiye geri verir. Zira fincanı yere bırakmak, halk arasında çok ayıp karĢılan-

maktadır ve bunun belli bir cezası vardır.

Serbızer (Bulgur Çorbası): Suda bir süre haĢlanan mercimeğin üzerine bir avuç Ģehriyeyle bulgur dökülür. Bir süre daha kaynayan karıĢımın üzerine, yağla kavrulmuĢ bir adet soğanın dökülmesinden sonra yemeğimiz servise

hazır hale gelir. ġıllıki: Mayalanarak dinlendirilen hamur, kalın yufka Ģeklinde açılır. Hafifçe yağlanan sacda kızartılan yufkanın

üzerine tereyağı ya da pekmez dökülür. Tandır (Tennur): Tandır kullanımının azalması, tandırla ilgili olan bazı inanıĢlarında yavaĢ yavaĢ yok olmasına

neden olmaktadır. Bu inanıĢların; tandırın baĢında dağıtılan ekmeğin eve bereket getirmesi, ekmeği yenilen ve

ekmeği dağıtılan kadının makbul olması, tandırdan eve taĢınan ekmeğin üstünün açık bırakılması ve görenlere ik-ram edilmesi geleneği ile sıtmalı çocukların alnına sürülecek olan tandır isinin sağlık getireceği sıralamak mümkün-

dür. Ana malzemeleri keçi kılı, tuz ve toprak olan tandırın imalatı, rastgele bir topraktan olmayacağı gibi özel bir çaba ve birikim gerektirmektedir. Tandır üretiminde kullanılan toprağı; killi olması, sarı veya kırmızı renkli olması

gibi özellikler, tandırda piĢirilen ekmeğin lezzetini artırmakta ve ekmeği güzelleĢtirmektedir.

Muhammed Ali AKKAYA Robin ÖZTEP Bilgin ALDEMĠR

Celal Doğan KARAOZAN Abdülhekim KARABOĞA kaynak: kızıltepe

Page 13: TARASSUT 2. SAYI

OKULUMUZDAN HABERLER 11

Ġ stanbul Üsküdar Belediyesi bünyesinde faaliyetlerini yürüten Top-lumsal GeliĢim Merkezi (TOGEM) tarafından okulumuz bahçesine 3

derslikli (3 Sınıf-Mutfak-Wc-Hol) eğitim birimi yaptırıldı. 9 Aralık 2011 Tarihinde yapılan açılıĢı Bakan Mehmet ġimĢek ve eĢi Esra ġimĢek,

TOGEM BaĢkanı Saadet GÜLBARAN, Mardin Vali Vekili Müfit GÜLTE-

KĠN, Kızıltepe Kaymakamı Erkaya YIRIK, Mardin Belediye BaĢkanı Mehmet BeĢir AYANOĞLU ve Kızıltepe Ġlçe Milli Eğitim Müdürü Ġbra-

him BAHÇIVANCI birlikte yaptı.

ANA OKULUMUZUN AÇILIġI

FĠLLĠ OKUL PROJESĠ

O kulumuz müdür yardımcısı Faysal ERCAN' ın

giriĢimleri sonucu okulumuza Filli boya tarafın-

dan iç ve dıĢ cephe için toplam 1240 kg. Boya

yardımı yapılmıĢ olup öğretmenlerimiz tarafından

boyatılmıĢtır. Filli Boya' ya ve Boyama çalıĢmala-

rına katılan tüm öğretmenlerimize teĢekkür ede-

riz.

OKUL LOGOMUZ

O kulumuzun yeni logosu 8/B Sınıfı

öğrencisi Serkan Baran ĠLHAN tarafından tasarlandı.

YAPRAK : Çevreye duyarlılığı,

UĞUR BÖCEĞĠ : Eğitim-Öğretim sürecin-

de yapılan tüm çalıĢmaların sosyal hayata

uğur getirmesi düĢünülerek tasarlandı.

O kulumuzda 24.11.2011 tarihinden itibaren sosyal faaliyetleri artırmak, sinema kültürünü oluĢturmak ve yaygınlaĢtırmak amacıyla

her hafta PerĢembe günleri Ġsmail BOZDAĞ yönetiminde “Sinema Günleri” düzenlenmektedir.

2011-2012 YILI FAALĠYETLERĠ

„Filli Okul‟ Projesi kapsamında yaptığımız projeyle Filli Boya Firması tarafından 1240Kg.Boya yardımı yapıldı.

Fen ve Teknoloji Laboratuarlarının tadilatı ( Fayanslar değiĢtirildi. Su tahliye boruları yenilendi. Boya yapıldı)

Sosyal Bilgiler Sınıfı OluĢturuldu.

Okulumuza ait Logo tasarımı yapıldı.

Okulumuz Kamera Sistemi yenilendi. ( Kayıt Cihazı alındı. Aktif olan Kamera sayısı 12‟den 16‟ya çıkarıldı.)

Okulumuz Spor Salonunun tadilatı yapıldı. (Demir kapı, Boya, Malzeme temini)

Okulumuz Bahçesine DEMĠRÖREN Grubu tarafından 3 derslikli anasınıfı oluĢturuldu.

Konferans Salonu yenileme çalıĢmaları baĢlatıldı.

Projesi kapsamında Mardin Ġl Emniyet Müdürlüğünün organi-

ze ettiği Mardin gezisine 19 Ekim 2011 tarihinde okulumuz 170 öğren-ci, 10 öğretmen ve 1 müdür yardımcısıyla katılmıĢtır. Hatuniye ve Kasi-

miye medreselerini, Mardin ve Sabancı Müzelerini ziyaret etmiĢtir, son

olarak da Polisevinde yemek yedikten sonra geziyi tamamlamıĢtır. Eme-ği geçen herkese teĢekkürlerimizi borç biliriz.

MARDĠN GEZĠSĠ

Haber : Faysal ERCAN

Page 14: TARASSUT 2. SAYI

ZEKA SORULARI-BULMACALAR 12 Kare Bulmaca1

1) ”Beyaz” sözcüğünün eĢ anlamlısı

2) ”Dolu” sözcüğünün karĢıt anlamlısı 3) ”Eksi” sözcüğünün karĢıt anlamlısı

4) ”Kuru” sözcüğünün karĢıt anlamlısı

B A L I K K F A ġ R

M F S Ö Ġ Ö R L H Ü

K A B D A P I K B G

Ö R D E K E Ç A Ü C

F E Ġ ġ Ğ K H R V A

L M N E Y Z K I E S

Ġ E O K Ü Ö U N R L

K L M N Y Z ġ C U A

Ü T A V ġ A N A K N

A D K E D Ġ Ġ R T B

A U S A R M N ġ Z Y

K U R B A Ğ A Ğ P T

Ç U K E L E B E K Z

KEDĠ, EġEK ,TAVġAN ,KÖPEK , KARINCA, KUġ ,ÖRDEK, ĠNEK, KELEBEK ,BALIK, KURBAĞA, ARI , FARE, ASLAN, GÜVERCĠN

AĢağıdaki hayvan isimlerini

sağ taraftaki tabloda bulunuz.

ZEKA SORULARI

1. Bir odada 3 tane lamba vardır. Hemen yan odada da 3 adet priz vardır. Her priz bir lambaya aittir. Hangi lam-

ba hangi prize ait nasıl anlayabiliriz? (Odalar arasında sürekli gidip gelemeyiz de Priz odasındayız ve lambalı odaya bir defa geçme hakkımız var. Onda da Ģu Ģuna aittir dememiz gerekiyor Arada pencere falanda yok. Kolay gelsin)

2. X ve Y adında iki kiĢi size birer teklif öneriyorlar. * X' in teklifi: Bir cümle kurun. Kurduğunuz cümle doğruysa tam olarak 10 lira alacaksınız. YanlıĢ bir cümle kur-

duysanız 10 liradan daha fazla ya da 10 liradan daha az bir miktar para kazanacaksınız.

* Y' nin teklifi: Bir cümle kurun! Kurduğunuz cümle doğru da olsa yanlıĢ da olsa 10 liradan daha fazla kazanacaksı-nız.

Hangi teklifi seçersiniz?

Neden? Çok yüksek miktarlar kazanabilme Ģansınız var mı?

Varsa hangi cümleyi kurmanız gerekir?

3. Fatma okulun en iyi ve en kötü öğrenciler listesinde 50. sırada. Buna göre Fatma‟nın okulunda kaç kiĢi vardır?

4. Smith ve Johns bakkala giderler. Amaçları bir çikolata almaktır. Smith‟in bir çikolata alabilmek için 24 cent eksi-

ği; Johns‟un ise 2 cent eksiği vardır. Bunun üzerine Smith fedakarlık yapıp arasını Johns‟a verir. Ama hala bir çikolata alacak paraları yoktur. Buna göre bir çikolata kaç cent‟ tir?

5. A ve B kentinden hareket eden 2 araç var A kentinden araç saatte 90 km hızla, B kentinden hareket eden Araç

ise 80 km hızla gitmektedir. Bunlar tam ortada buluĢtuklarına hangisi A kentine daha yakındır?

1) Kokusu ve dikenleri olan

2) Elbiseleri düzleĢtiren ev eĢyası 3) Kuzey yönünün tersi

4) Bal yapan çalıĢkan bir hayvan 5) Kolayın zıt anlamlısı

6) Bir eĢyanın yeni olmaması

7) Bir Ģeyin çatlaması 8) Bir Ģeyin yıkılması

8/G Tuğba KonuĢ - 6/A Kader KonuĢ-4/D RevĢe Ablay, Leyla Beken, EmiĢ Aydın, Nesrin Yalçın-8/B Sinan Damar, Hozan Hasan YaĢar,

Muhammed Emin Selçuk, Mehmet Ablay, ġehin TaĢin, Engin Budak– 8/D Cansel Ablay, Kevser Gücü- 7/F Sedat Korhan

Sözcük Avı

Page 15: TARASSUT 2. SAYI

SPONSORLARIMIZ 13

Page 16: TARASSUT 2. SAYI