Susma gazetesi 685

10
27 OCAK 2016 HAFTALIK YEREL GAZETE YIL: 19 SAYI: 685 Ederi: 1.00 TL SUSMA GÖNÜLLÜ OKURLARIN DESTEĞİYLE ÇIKIYOR ABONE OL ABONE BUL Gazeteci Yazar Ahmet Koçak; “Mesele Cemevleri deðil, Cem Ýbadeti Önce Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, cemevlerinin ibadethane sayılmasının kendileri için kırmızı çizgi olduğunu söyledi. Ardından "Alevi ile evle- nilmez", "Babanın 9 yaşındaki öz kızına şehvet duyması annesiyle nikahı düşürmez", "Nişanlı çiftler ele ele tutuşmamalı" fetvaları geldi. Başta Aleviler olmak üzere, toplumun büyük çoğunluğunda infial uyandıran açıklamaların son halkasını, Başbakan Davutoğlu'nun Cuma namazı düzenlemesi oluşturdu. Evrensel Gazetesi'nin 18 Ocak günlü Pazartesi röportajında bu hafta, Türkiye'nin ağır ve yoğun gündeminin yeterince irdelenip tartışmaya izin vermediği ve sadece Alevi nüfusunu değil, toplumun tüm kesimlerini yakından ilgilendiren Diyanet açıklamalarını ele almaya çalıştık.Kamusal hayatın dini kurallara göre şekillendirilmesi çabalarının hız kazanması ne anlama geliyor? Alevi toplumu, bütçesi 6 milyar 482 milyon 979 bin TL'ye çıkarılan, bütçe dışı gelir kaynaklarını, harcamalarını, kamuoyuyla paylaşmayan Diyanet İşleri Başkanı'nın açıklamalarını nasıl değerlendiriyor? AKP, başkanlık sistemi üzerinden gündeme getirdiği yeni anayasada, laiklik ilkesi ve inanç özgürlüğünü nasıl ele alıyor? Alevilik üzerine yaptığı çalışmalarla tanınan Serçeşme Dergisi Yayın Yönetmeni, gazeteci- yazar Ahmet Koçak yanıtladı. Bizde yayınlanan röportajı aynen veriyoruz. Röportajın tamamı 5-6 Sayfada Haberal, “Zonguldak'a hiç bir þey yapýlmadý” Haberi Sayfa 8’de CHP Zonguldak Milletvekili Ünal Demirtaş, hükümete, bir an önce işsiz kalan tüm sigortalıların fondan yararlanabilmesi için, Kanun'daki yanlışların düzeltilme- si ve kanunsuz harcamaların derhal kesilmesi çağrısında bulundu. Sayfa 8’de Demirtaþ. “AKP iþsizlik sigortasý fonundan, sermaye çevrelerine rant yaratýyor” “Bir kez daha aþk olsun devrim olsun” Özgürlük ve Dayanışma Partisi(ÖDP) 20 Kuruluş yıldönümü etkinliği düzenledi. Konuşmaların yanısıra Müzik Grubu HEYULA türkü- leriyle katılımcılara coşku ve moral verdi. Haberi Sayfa 4’ de Faturalar ocak söndürüyor, yuva yýkýyor Devrek'te büyüklere saygý gecesi büyük ilgi gördü.Sayfa 9’da Kısa adı ÇETKODER olan Çevre Ve Tüketici Haklarını Koruma Derneği Genel Başkanı Mustafa Göktaş, EPDK'nın son uygulama ve yönetmeliği sonucu el ve cep yakan ocak söndüren elektrik faturaları dolayısıyla basın açıklaması yaptı. Çevre Ve Tüketici Haklarını Koruma Derneği (ÇETKODER) Genel Başkanı Mustafa Göktaş, "2016 yılının ilk günleri ülkemizde emekliler dâhil asgari ücret ile çalışan kesime ufak tefek zam getiren hükümetimiz dar gelirli Tüketicinin yüzünü güldürmüştü. Emekliler seyyanen 100 Tl alırken, çok cüzi bir rakamda ilave edilerek maaşlarında minicik artışlar olmuştu. Örneğin Bağ-kur emeklisi esnaf kardeşimiz bu zamlardan sonra 1140 TL alırken 1280 TL aylık alır oldu. Ancak gerçek hayatta her gün her şeye zam geliyor. Bunların içinde yaşamsal değeri olan ve hayatımızı direk ilgilendiren elek- tirik konusu var. 2016 yılı ilk ayında başlayan faturalandırma sonuçları el değil cep yakıyor, ocak söndürüyor. Yeni faturalarda Kayıp Kaçak Bedeli, Perakende Satış Bedeli, İletim Bedeli kalemleri, Dağıtım bedeli kalemi altında toplanmış, ayrıca fatu- ralarımızda Enerji fonu bedeli, TRT Payı, ETV, eklenmekte ve en sonunda bunların tamamı toplanıp birde KDV eklendiği görülmektedir. Böylece Enerji Bakanlığı'nın denetimindeki elektrik şirketleri yeni yılın ilk ayın- dan itibaren elektrik faturalarındaki dağıtım bedeline yaklaşık yüzde 250 oranında gizli zam yaptıkları anlaşıl- maktadır. Bu zam dolayısıyla normal tüketicinin evinde kullandığı elektrik faturasına 40- 50 TL fazla ücret yan- sımakta. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 21 Mayıs 2014'te elektrik faturalarındaki kayıp kaçak bedel- lerinin dürüst ödemesini yapan vatan- daştan alınamayacağı kararını verme- siyle başlayan süreçte yeni yöntemler bulan ilgililer, yönetmelikte değişik- likler yapıp vatandaşa çile çektirmeye devam ediyorlar. Bu arada haksız ve hukuksuz bir şekilde tahsilâtı sürdürüyorlar. 2016 itibari ile emek- liye, asgari ücretliye verildiği söyle- nen zammın ve artışın böylece bu uygulamayla bir anlamı da kalmamıştır. Tüketicilere günahtır. Dar gelirliye günahtır. Gelen faturalar ocak söndürmekte, yuva yıkmaktadır. Bu nasıl bir insaf ve vicdandır" dedi. Çoturoðlun’dan, Haberal’a, “Haydi tutun sözünüzü.Hodri meydan” Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) Zonguldak Milletvekili Faruk Çotur- oğlu, MHP Ankara Milletvekili Erkan Haberal'ın geçtiğimi günlerde Zonguldak'ta hastane konusunda yaptığı açıklamalara yanıt verdi. Kaymakçý; “Öldürme ve baský hýz kesmeden devam ediyor” Çevre Ve Tüketici Haklarını Koruma Derneği Genel Başkanı Mustafa Göktaş: “Enerji Bakanlığı'nın dene- timindeki elektrik şirketleri yeni yılın ilk ayından itibaren elektrik faturalarındaki dağıtım bedeline yak- laşık yüzde 250 oranında gizli zam yaptıkları anlaşıl- maktadır. Bu zam dolayısıyla normal tüketicinin evin- de kullandığı elektrik faturasına 40- 50 TL fazla ücret yansımakta” Özgürlük ve Dayanýþma Partisi (ÖDP) 20 Kuruluþ yýldönümü etkinliði düzenledi Haberi Sayfa 6’ da Kısa adı ÇETKODER olan Çevre Ve Tüketici Haklarını Koruma Derneği Genel Başkanı Mustafa Göktaş, EPDK'nın son uygulama ve yönetmeliği sonucu el ve cep yakan ocak söndüren elektrik faturaları nedeniyle basın açıklaması yaptı Zonguldak Demokrasi Platformu üyeleri, Demokrasi haftası etkinlikleri çerçevesinde, başta Uğur Mumcu ve katledilen, tutuklanan aydınlar ve yazarlar için basın açıklaması yaptı Haberi Sayfa 7’ de

description

Araştır,Soruştur,Konuş:SUSMA

Transcript of Susma gazetesi 685

27 OCAK 2016 HAFTALIK YEREL GAZETE YIL: 19 SAYI: 685 Ederi: 1.00 TL

SUSMA

GÖNÜLLÜ

OKURLARIN

DESTEĞİYLE

ÇIKIYOR

ABONE OL

ABONE BUL

Gazeteci Yazar Ahmet Koçak; “Mesele Cemevleri deðil, Cem ÝbadetiÖnce Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, cemevlerinin ibadethane sayılmasının kendileri için kırmızı çizgi olduğunu söyledi. Ardından "Alevi ile evle-

nilmez", "Babanın 9 yaşındaki öz kızına şehvet duyması annesiyle nikahı düşürmez", "Nişanlı çiftler ele ele tutuşmamalı" fetvaları geldi. Başta Aleviler olmaküzere, toplumun büyük çoğunluğunda infial uyandıran açıklamaların son halkasını, Başbakan Davutoğlu'nun Cuma namazı düzenlemesi oluşturdu.

Evrensel Gazetesi'nin 18 Ocak günlü Pazartesi röportajında bu hafta, Türkiye'nin ağır ve yoğun gündeminin yeterince irdelenip tartışmaya izin vermediği vesadece Alevi nüfusunu değil, toplumun tüm kesimlerini yakından ilgilendiren Diyanet açıklamalarını ele almaya çalıştık.Kamusal hayatın dini kurallara göreşekillendirilmesi çabalarının hız kazanması ne anlama geliyor? Alevi toplumu, bütçesi 6 milyar 482 milyon 979 bin TL'ye çıkarılan, bütçe dışı gelir kaynaklarını,harcamalarını, kamuoyuyla paylaşmayan Diyanet İşleri Başkanı'nın açıklamalarını nasıl değerlendiriyor? AKP, başkanlık sistemi üzerinden gündeme getirdiğiyeni anayasada, laiklik ilkesi ve inanç özgürlüğünü nasıl ele alıyor? Alevilik üzerine yaptığı çalışmalarla tanınan Serçeşme Dergisi Yayın Yönetmeni, gazeteci-yazar Ahmet Koçak yanıtladı. Bizde yayınlanan röportajı aynen veriyoruz. Röportajın tamamı 5-6 Sayfada

Haberal, “Zonguldak'ahiç bir þey yapýlmadý”

Haberi Sayfa 8’de

CHP Zonguldak Milletvekili Ünal Demirtaş, hükümete, bir an önce işsiz kalantüm sigortalıların fondan yararlanabilmesi için, Kanun'daki yanlışların düzeltilme-si ve kanunsuz harcamaların derhal kesilmesi çağrısında bulundu. Sayfa 8’de

Demirtaþ. “AKP iþsizlik sigortasý fonundan, sermaye çevrelerine rant yaratýyor”

“Bir kez daha aþk olsun devrim olsun”Özgürlük veDayanışma

Partisi(ÖDP) 20Kuruluş yıldönümüetkinliği düzenledi.

Konuşmalarınyanısıra

Müzik Grubu HEYULA türkü-

leriyle katılımcılaracoşku ve moral

verdi.

Haberi Sayfa 4’ de

Faturalar ocak söndürüyor, yuva yýkýyor

Devrek'te büyükleresaygý gecesi büyük ilgi

gördü.Sayfa 9’da

Kısa adı ÇETKODER olan ÇevreVe Tüketici Haklarını KorumaDerneği Genel Başkanı MustafaGöktaş, EPDK'nın son uygulama veyönetmeliği sonucu el ve cep yakanocak söndüren elektrik faturalarıdolayısıyla basın açıklaması yaptı.

Çevre Ve Tüketici HaklarınıKoruma Derneği (ÇETKODER)Genel Başkanı Mustafa Göktaş,"2016 yılının ilk günleri ülkemizdeemekliler dâhil asgari ücret ile çalışankesime ufak tefek zam getirenhükümetimiz dar gelirli Tüketicininyüzünü güldürmüştü. Emeklilerseyyanen 100 Tl alırken, çok cüzi birrakamda ilave edilerek maaşlarındaminicik artışlar olmuştu. ÖrneğinBağ-kur emeklisi esnaf kardeşimiz buzamlardan sonra 1140 TL alırken1280 TL aylık alır oldu. Ancak gerçekhayatta her gün her şeye zam geliyor.Bunların içinde yaşamsal değeri olanve hayatımızı direk ilgilendiren elek-tirik konusu var. 2016 yılı ilk ayındabaşlayan faturalandırma sonuçları eldeğil cep yakıyor, ocak söndürüyor.Yeni faturalarda Kayıp Kaçak Bedeli,Perakende Satış Bedeli, İletim Bedelikalemleri, Dağıtım bedeli kalemialtında toplanmış, ayrıca fatu-

ralarımızda Enerji fonu bedeli, TRTPayı, ETV, eklenmekte ve en sonundabunların tamamı toplanıp birde KDVeklendiği görülmektedir. BöyleceEnerji Bakanlığı'nın denetimindekielektrik şirketleri yeni yılın ilk ayın-dan itibaren elektrik faturalarındakidağıtım bedeline yaklaşık yüzde 250oranında gizli zam yaptıkları anlaşıl-maktadır. Bu zam dolayısıyla normaltüketicinin evinde kullandığı elektrikfaturasına 40- 50 TL fazla ücret yan-sımakta. Yargıtay Hukuk GenelKurulu'nun 21 Mayıs 2014'te elektrikfaturalarındaki kayıp kaçak bedel-lerinin dürüst ödemesini yapan vatan-daştan alınamayacağı kararını verme-siyle başlayan süreçte yeni yöntemlerbulan ilgililer, yönetmelikte değişik-likler yapıp vatandaşa çile çektirmeyedevam ediyorlar. Bu arada haksız vehukuksuz bir şekilde tahsilâtısürdürüyorlar. 2016 itibari ile emek-liye, asgari ücretliye verildiği söyle-nen zammın ve artışın böylece buuygulamayla bir anlamı dakalmamıştır. Tüketicilere günahtır.Dar gelirliye günahtır. Gelen faturalarocak söndürmekte, yuva yıkmaktadır.Bu nasıl bir insaf ve vicdandır" dedi.

Çoturoðlun’dan,Haberal’a,“Haydi tutunsözünüzü.Hodrimeydan” Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP)Zonguldak Milletvekili Faruk Çotur-oğlu, MHP Ankara Milletvekili ErkanHaberal'ın geçtiğimi günlerdeZonguldak'ta hastane konusunda yaptığıaçıklamalara yanıt verdi.

Kaymakçý;“Öldürme vebaský hýz kesmedendevam ediyor”

Çevre Ve Tüketici Haklarını Koruma Derneği GenelBaşkanı Mustafa Göktaş: “Enerji Bakanlığı'nın dene-timindeki elektrik şirketleri yeni yılın ilk ayındanitibaren elektrik faturalarındaki dağıtım bedeline yak-laşık yüzde 250 oranında gizli zam yaptıkları anlaşıl-maktadır. Bu zam dolayısıyla normal tüketicinin evin-de kullandığı elektrik faturasına 40- 50 TL fazla ücretyansımakta”

Özgürlük ve Dayanýþma Partisi (ÖDP) 20 Kuruluþ yýldönümü etkinliði düzenledi

Haberi Sayfa 6’ da

Kısa adı ÇETKODER olan Çevre Ve Tüketici Haklarını Koruma Derneği Genel Başkanı Mustafa Göktaş,EPDK'nın son uygulama ve yönetmeliği sonucu el ve cep yakan ocak söndüren elektrik faturaları

nedeniyle basın açıklaması yaptı

Zonguldak Demokrasi Platformuüyeleri, Demokrasi haftası etkinlikleriçerçevesinde, başta Uğur Mumcu vekatledilen, tutuklanan aydınlar veyazarlar için basın açıklaması yaptı

Haberi Sayfa 7’ de

SUSMA -YORUM Sayfa 227 Ocak 2016/685

19 Ocak 1843 Alman Hükümeti, Marks’ın yayınladığı“Rheinische Zetung” gazetesini yasakladı

1910 Çırağan Sarayı yandı1955 Dünya Barış Konseyi, atom savaşına karşı imza

kampanyası başlattı1999 DİSK Kurucusu, ZMİS (Zonguldak Maden

İşçileri Sendikası, günümüzde sendikanın adı GMİS olarakdegişti.)yöneticisi Mustafa Alpdündar öldü. 20 Ocak

1902 Nazım Hikmet doğdu1921 TBMM’nin ilk Anayasası kabul edildi

21 Ocak 1946 İş ve İşçibulma Kurumu kuruldu

23 Ocak 1872 Kasımpaşa Tersane İşçileri grevi(Türkiye

işçisınıfı tarhinde ilk grev)24 Ocak (Emperyalizme ve Siyonizme Karşı ArapHalklarıyla Dayanışma günü)

1993 Ocak Gazeteci Yazar Uğur Mumucu Ankara'dauğradığı Bombalı Saldırıda öldürüldü. Suikastı İslamiKurtuluş Örgütü üstlendi.

1980 -24 Ocak Kararları olarak tarihe geçti.26 Ocak

1994 Devalüasyon:Hükümet, 26 Ocak gecesi ResmiKuru yüzde 13.6 oranında arttırarak 24 Ocak 1980 yılındansonraki ilk Resmi Devalüsyonu yaptı.

KURUCU Bahaddın Arı Sahibi: Çark

Yayıncılık,ReklamcılıkAdına:Sevim ARI

Sorumlu Yazıişleri Müdürü:Bahaddin ARI

Webmaster :S.Üstüngel ARI

Yönetim Yeri ve Adresi:Mithatpaşa Mah.B. Ecevit Cad.

Kızılay Kanmerkezi Karşısı Kat:5 No: 52 ZONGULDAKTel/Faks 0372 252 42 99

Web: https://susmagazetesi.word-press.com/

e-posta:[email protected]

Dizgi-Düzenleme: SUSMA

Baskı: MATBAA 69 Tel:251 40 44

TemsilciliklerKozlu; ; Bilal KaraBartın : Ahmet GüneşAmasya : Mehmet MENEKŞEBerlin : Mehmet Ballıkaya

Kongre İlanı;50. TLTüzük İlanı:150 TLYitik İlanı: 20 TL

Gazete Satış Fiyatı: 1. 00 TLYıllık Yayınlı Kurumsal Abone:

1000.TL Yıllık bireysel abonelik 120.TL

Banka Hesap No: Ziraat Bankası Zonguldak Şb.00569815

Posta Çeki Hesabı: Bahaddin Arı0148 52 40

Susma; Hak ve SorumlulukBildirgesi İlkelerine Uyar. Cevap

ve düzeltme hakkına saygıgösterir.

Gazetede yayınlanan yazılarınsorumluluğu yazara aittir

Susma Kururluş 28 Nisan 1997

Özgürlük ve Dayanışma Partisi(ÖDP) 20.Kuruluş Yılını kutluy-or.Zonguldak’ta da etkinlikdüzenleyerek geçen 20 yıl biranlamda da tarihe not düşmek,geleceğe yönelik fikir ve pratikadımların atılmasına katkı yapmak.

Bende geceyi hem bir dosthemde şuan yapmakta olduğumgazetecilik adına sonuna kadarizledim.Öncelikle katılımcılarınneredeyse yarısından fazlası, hattaçoğu arkadaşım, dostum. ÖDP’ninkuruluşundan bugüne kadar süreciniçinde olanlarda vardı, sürece yeni,mücadele içinde katılanlarda.

Süreçten kopanlar, ayrı düşen-ler oldu bu 20 yılda mutlaka.Budurum her ne kadar ÖDP’ninkendi iç meselesi olsa da, sosyalistsol’un, Türkiye Devrimci hareke-tininde bir sorunu aslında.

ÖDP’nin bu 20 yıllık süreciniiyi değerlendirip, gerçekçiolabirsek bugün HDP’nin de neleryaptığını nereye evrildiğini daharahat görme imkanımız olabilir.

20 Yıl önce ÖDP’nin o şaşalıkuruluş günleri gözümün önünden

geçti.Geceyi izlerken.Sosyalist Sol’un önemli bir

bölümünü bir çatı altındatoplamıştı.Önemli bir bölüm diyo-rum çünkü o günlerde omurgasınıDevrimci Yol geleneğinin oluştur-duğu ÖDP’nin kuruluşuna gelenek-sel TKP ve daha sonraki süreçteTürkiye Birleşik Komünist Partisi(TBKP)’nin de önemli oranda yerbulduğu iki ana akımın yanı sıraçeşitli dergi,hareket,gruplarÖDP’yi oluşturdular.

20 Yıl sonra Zonguldak’tagerçekleşen kutlama gecesindesahnede Mahir Çayan’ın resmininoluşu işte yukarıda söylediğimsorununda başlangıcını oluşturuy-or.Kısaca ÖDP 20 Yıl önceki kuru-luş damarının sadece biriyleDevrimci Yol çizgisiyle baş başakamıştı.Bu kalış Türkiye sosyalisthareketininde nerede kaldığınısomut olarakta gösteren bir resimaslında.

Gecede ÖDP İl Başkanı AliDeliak’ın yaptığı değerlendirmede,“Zonguldak'ta 20 yıl önce par-timizin örgütlenmesi başladığında

belki o dönem çok önemli bileşen-leriyle çok da umut veren bir par-tiydik. Süreç içerisinde giderek geridüştük. Türkiye'de sol ve sosyalistçevrelerin içinde bulunduğu durumhemen hemen ülkemizin heryerinde aynı. Bunun tabii ki bir çoknedenleri var. Tartışılacak zeminlerbelki buralar ama bu gün değil. Oanlamda çok fazla derinliğineinmeyeceğim. Ama biz bu süreiçerisinde her şeye rağmen göre-vimizi çok iyi yapmadığımızdüşüncesindeyim”dedi.

Bugün her ne kadar HaziranHareketi olarak yeni bir sinerjiolsada yer alımlar, bileşenler 20 yılöncekilerin adları aynı olan fikribaşka olan partiler, kişiler, gruplar.Ali Deliak bir anlamdaözeleştiri verdi Türkiye bugün yenibir kırılmanın eşiğinde.

Bugün aynı benzer süreciHalkların Demokratik Partisi(HDP)de yaşanıyor.HDP’degeçtiğimiz hafta sonu Ankara’daolağan genel kurulunu yaptı.

Kongre değerlendirmelerindekongrenin durgun,coşkusuz,aktif

geçmediği yöneünde görüşler ifadeedildi.

Bununda ana nedeniGüneydoğu’da yaşanan iç savaşıaratmayan abluka, sokağa çıkmayasakları,ölümler gözaltılar.

Mutlaka büyük payı var.AmaÖDP’de yaşanan durum HDP’dede yaşanıyor.HDP’ninde oluşu-munda yer alan hareketler, partil-er,gruplar bugün yer alış durumudünkü gibi değil.Orada da hege-mon güç PKK ve doğal olarakonun kurucu iradesi.Kongredeasılan ana resim Abdullah Öcalan.

Kısaca Türkiye sosyalisthareketi her ne kadar bir arayageldik,birlikte mücedele ediyoruzdeselerde erki,hegemonyayı terket-meyen ana grupların varlığı isteristemez adı “birlik” olan amaküçük grupların büyük gruplaratabi olduğu, bildirilerin arasına biriki cümle yerleştirmenin ötesinegeçemeyen bir birlik.İşte bu birlikülkede demokrasi ve özgürlüklerinve demokratik devletinde ötelen-mesine hizmet etmekten başka birişlev görmüyor.

ÖDP 20 Yaþýnda

[email protected]

BahaddinArı

Çoturoðlu: “Alýn size istediðiniz yerden hastane yeri” Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP)

Zonguldak Milletvekili Faruk Çotur-oğlu, MHP Ankara Milletvekili ErkanHaberal'ın geçtiğimi günlerdeZonguldak'ta hastane konusunda yap-tığı açıklamalara yanıt verdi.Çotur-oğlu yaptığı yazılı açıklamada şugörüşleri dile getirdi, "Zonguldak içinçalışan en ufak bir katkısı bulunanherkesin hakkını teslim etmek boynu-muzun borcudur, ancak kendihakkımızı da kimseye yedirmeyeniyetimiz yoktur.Bizim bu meseleyeve Zonguldak meselelerinin çözümüneverdiğimiz katkıların MHP AnkaraMilletvekili Erkan Haberal tarafındanyok sayılması ve itibarsızlaştırmayaçalışılması iyi niyetli ve hakkaniyetlibir davranış değildir. Ayrıca ayda

yılda bir ilimize şöyle bir uğrayıpahkam kesmekle bu işler olmaz.Siziönce hastane konusunda verdiğinizsözü tutmaya davet ediyorum.Arsayıya da başka bir şeyi bahane ederekbundan kurtulamazsınız.Önce arsakonusunu açıklığa kavuşturalım.Eğerbu hastane özel bir hastane olacaksadevletin özel bir yatırıma arsa tahsisetme mecburiyeti yoktur.Ancak kaste-dilen bir devlet hastanesinin yapılmasıve Sağlık Bakanlığına devredilmesiise (ki son konuşmalardan böyleolduğu anlaşılıyor) siz hastane yap-mak için resmen Valiliğe veya SağlıkBakanlığına müracaat ettiniz de siziengelleyen mi oldu?Siz istediniz desize arazi tahsis edilmedi mi?Restçekiyormuş.Eğer samimiyseniz alın

size istediğiniz yerden hastane yeri vehaydi tutun sözünüzü.HodriMeydan"dedi

KESK'e Bağlı Eğitim-Sen Zonguldak Şubesi2015-2016 eğitim öğretimyılının birinci yarısınınsona ermesi nedeniyledeğerlendirmeyaptı.Eğitim-SenZonguldak Şube BaşkanıOrhan Yılmaz yaptığıdeğerlendirmede özetleşunları söyledi, "Eğitim sis-teminin, eğitim ve bilimemekçilerinin yıllardırbirikerek katmerleşensorunlarının, çözüm nok-tasında bulunanlarınbeceriksizleri nedeniyleyakın bir gelecekte deçözümlenmesi beklen-memektedir. Hem ülkegenelinde hem de ilimizözelinde yaşanılanlarCumhuriyet tarihinin benz-ersiz örneklerini sergile-mektedir. Eğitim öğretimyılının çatışmaların göl-gesinde açılması, üstelik busürecin tüm yarıyıl boyuncasürdürülmesi, gerek ülkem-iz, gerekse öğrenci, öğret-men ve veliler açısındanbenzeri daha öncegörülmemiş riskleri veuygulamaları gündemegetirmiştir.

2015-2016 eğitim öğre-tim yılının birinci yarısı,sokağa çıkma yasağınınolduğu ilçelerde toplam80.255 öğrenci ve 2.991öğretmeni olumsuz etkilen-miştir. MEB her ne kadar'telafi eğitimi yapılacak'iddiasında bulunsa da,öğrenci ve öğretmenlerin

bu süreçte yaşadıkları 'trav-ma' ve 'endişe'lerin telafiedilebilmesinin hiç dekolay olmadığı açıktır.

Bu dönemde okullarçatışmaların hedefi halinegetirilmiş, çok sayıda okulve hastanenin yakılaraktahrip edilmesi nedeniyleeğitim ve sağlık hizmetleribaşta olmak üzere tümkamu hizmetleri kesintiyeuğramış, halkın günlükyaşamı pek çok açıdan altüst olmuştur. Eğitimde yıllardır sorun-larının çözülmesinibekleyen bir diğer kesimise genel idari hizmetler,teknik, yardımcı hizmetlerve 4-c statüsünde çalışaneğitim emekçilerinin karşıkarşıya oldukları sorun-lardır. Eğitimin sağlıklı birşekilde işlemesi için büyükemeği olan buarkadaşlarımızın görevtanımının ve mesai saat-lerinin çoğu zaman belliolmaması, görev tanımları

olmadığı için her işi yaparhale getirilmesi, çözülmesigereken acil bir sorundur.Özellikle yardımcıhizmetler alanında yaşanantaşeronlaşma uygulamaları-na derhal son verilmekzorundadır.

Türkiye'dekiokulların yarısına yakın birkısmında taşeron şirketler,İŞKUR ya da okul aile bir-liklerinin çabalarıylayardımcı hizmetliler geçicisüreli olarak okullardaçalıştırılmaktadır.Güvencesiz statüde çalışanyardımcı hizmetliler çoğuzaman ücretlerini almaktazorluk yaşamakta, kamukaynaklarını özel okullaraaktaran siyasi iktidar,okulların en temelihtiyaçlarını karşılamasıiçin okullara ihtiyacı kadarödenek ayırmayarak,eğitimde ticarileştirmeuygulamalarını doğrudanteşvik etmektedir.

Son olarak eğitimsistemindeki çürümeyi hız-landıran 4+4+4 dayat-masından uygulamasındanderhal vazgeçilmeli, ata-ması yapılmayan öğretmen-lerin atanması yapılmalı,AKP döneminde haksızolarak yapılan tüm atamave görevlendirmeler iptaledilmeli, eğitim sisteminialt üst eden tüm uygula-malar derhal durdurul-malıdır. Eğitimin hiçbiraşamasında öğrenci veöğretmenlere dayatmadabulunulmamalı, öğretmen,öğrenci ve velilerin eğitimsistemine yönelikkaygılarını giderici düzen-lemeler yapılarak, tümülkenin üzerine çöken mev-cut eğitim enkazı en kısasürede kaldırılmalıdır. Okulöncesi eğitimdenbaşlayarak eğitim yatırım-larına, ders kitaplarınınhazırlanmasından eğitimyöneticilerinin belirlenme-sine; sınıf mevcutlarındaneğitimin kamusal, bilimsel,demokratik, laik ve herbireyin kendi anadilindeyapılması ilkesine uygunadımlar atılmalı, eğitimdeyaşanan ticarileştirme veeğitimi dinselleştirmeadımlarına derhal son ver-ilmelidir.

“Tüm ülkenin üzerineçöken mevcut eðitim

enkazý en kýsa süredekaldýrýlmalýdýr”

SUSMA -YORUM Sayfa 327 Ocak 2016/685

Elin adamı (Amerikan BaşkanYardımcısı Joe Biden), okyanus ötesindengelip, bir emrivaki ile dört partinin birheyet oluşturarak kendisiyle görüşmesiniistiyor. Mecburen ya da fırsattan istifade,ağza alınmayacak sözlerle birbirlerinesaldıran partilerden üçü, AKP, CHP veHDP'den oluşan heyet Biden'lagörüşürken emrivaki MHP'nin kanınadokunuyor ve son anda görüşmektenvazgeçiyor.

Durum, Türkiye Burjuvazisinin içinedüştüğü aczi anlatması bakımındanmanidardır. Çünkü Batıcı modernistTÜSİAD burjuvazisi, iktidarı Siyasalİslamcı MUSİAD burjuvazisine kaptırdık-tan sonra ekonomik, sosyal ve siyasalalanda hayli kan kaybetti. İki grubun ikti-dar kavgası, kamuoyuna havuz medyasıve laikçi medya kavgası şeklinde yan-sırken AKP, Kürt sorununu savaş yoluylaOrtadoğu'yu ABD ve AB eliyle çözerkenrakiplerine karşı üstünlüksağlamış oluyor. Bunu daCumhurbaşkanı ile yapıyor.ABD ve AB ile didişmektençekinen CHP ve HDP iseKürt sorununa Batılı anlamdaformül üretemeyince bölgekana bulanıyor. HDP'ninözerklik önerisi CHP tarafın-dan desteklenseydi aslında bukadar kan dökülmezdi.HDP'nin ortaya koyduğuözerklik önerisi aslında tam daAvrupa'da uygulanmakta olaneyalet sistemini andırıyor. CHPise zaten Türkiye'yi yerel yöne-timler alanında Batı demokrasi-sine sıçratmaya çalışmıyormuydu?

Açılım ve Kürt sorunu içinDemokratik Federal çözüm önerisi

Öneri, HAK PAR'ındır. Öneri HDP'ninseçim bildirgesine çok benziyor. HDP'ninson önerisi AKP iktidarı tarafından savaşsebebi sayıldı. Gelen cenazeler iktidarhanesine kar yazılırken AKP savaşkonusunda hiç muhalefet istemiyor. ŞimdiHAK PAR'ın Kürt sorunu tespiti ile"Demokratik Federal Çözüm" önerisinekısaca bir bakalım:

"Hiç kuşkusuz PKK ve son otuz yıldayaşanan iç çatışmalar devletin baskıcı veinkârcı politikasının bir sonucudur.Başvurduğu hukuk dışı uygulamalar içinPKK ve terör gerekçesin kullanan devlet,kendini Kürt halkına ve demokratikmuhalefete karşı acımasız ve sistemli birterör uyguladı. Devleti yönetenler Kürtsorununu bahane ederek bütün muhalefetiortadan kaldırdı, tam bir baskı rejimikurdu." (HAK PAR, Web sitesi, Aralık2009)

HAK PAR'ın siyasi katılım önerisi:Partiler yasasından baraj kaldırılmalı,demokratik Kürt hareketinin siyasal sürecekatılması yönünde somut adımlar atılmalı,

Kürtçe isimle partiler kurulmalı, Kürtlerkendi partileri ile siyasal yaşama katıl-malıdır. Bölgesel yerinde yönetim reformuile Türkiye'nin bu aşamada yapacağıönemli işlerden birisi katı merkeziyetçisistemi gevşeterek, yerinde yönetimleri

güçlendirme yönünde idaridüzenlemeye gitmesidir.Türkiye'de bölgesel yerindeyönetim modelini esas alanköklü bir kamu yönetimireformuna gidilmeli, yerelyönetim özerkliği bir statüyekavuşturulmalı, belediye veil genel meclisleri daha aktifhale getirilmeli. Belediye veil genel meclislerindenbölge meclisleri oluşturul-malı. Eğitim, sağlık, ulaşım,kültür gibi başlıcahizmetlere ilişkin yetkilerbölge meclislerine bırakıl-malıdır. Böyle bir süreçtekaymakamlar, valiler,emniyet müdürleri seçimle

işbaşına gelmelidir. (HAK PAR web sitesi,Aralık 2009, 10 Mayıs Cuma 13).

Öneriler HAK PAR'dan gelincekimseden çıt çıkmadı, HDP'den gelincesavaş sebebi sayıldı. Savaş, aslında İkti-darın can simidi oldu. Giden canlar şuanda PKK'ya nefretten başka bir şeykazandırmıyor.

Şişe cam işçisi ayakta

Beykoz'da Şişe Cam işçileri AÇLIKGREVLERİNİ soğuk kış şartlarına rağ-men sürdürüyorlar. Pazar günü hava öyle-sine dondurucuydu ki hava buz kesmiş,insan ayaklarının üzerine basamıyordu.Varilde yanan ateş ancak varili ısıtıyordu.Şişe Cam işçileri başladıkları grevi,başarıyla bitirmek istiyorlar. Bunun içinCuma saat 14 de ikiz kulelere yürüyecek-ler. Amaçları, Irak, Suriye ve GüneydoğuAnadolu'da ki savaşlarda kaybolan sesleri-ni Hükümete, sendikacılara, sınıf kardeş-lerine ve uluslar arası camiaya duyurmak.Kendilerini Faceboktan "Şişe Cam, İştenAtılan İşçileri Geri Alsın" şeklinde, haştegüzerindense "Cam İşçisi Direnişte" biçi-minde yurttaşların desteklemelerini istiy-orlar.

[email protected]

Bilal Kara

“Şişe Cam işçileribaşladıkları grevi,başarıyla bitirmekistiyorlar. Bunun içinCuma saat 14 de ikizkulelere yürüyecek-ler. Amaçları, Irak,Suriye ve GüneydoğuAnadolu'da kisavaşlarda kaybolanseslerini Hükümete,sendikacılara, sınıfkardeşlerine ve ulus-lar arası camiayaduyurmak”

Amerika Ortadoğu'yu dizayn ediyor

Devrek Belediyesi, bu yıl 20.sidüzenlenecek olan 2016 EMİTT Doğu

Akdeniz Uluslararası Turizm veSeyahat Fuarı'na katılıyor.

Dünyanın en büyük 5.turizmfuarı olan Doğu Akdeniz Uluslararası

Turizm ve Seyahat Fuarı(EMİTT)'nda Devrek'in tanıtımı

yapılacak. Devrek Belediyesi, 28-31Ocak 2016 tarihleri arasında İstan-

bul TÜYAP Fuar ve KongreMerkezi'nde düzenlenecek olan fuarınhazırlıklarını tamamladı. Bu yıl 20.sidüzenlenecek olan EMİTT Fuarı'nda

dünyaca ünlü Devrek Bastonu'nunyanı sıra Devrek'in tarihi, kültürel ve

doğal güzelliklerinin yanı sıra yöreselürünleri de tanıtılacak. Her yıl

ziyaretçi akınına uğrayan EMİTT,bölgenin en hızlı gelişen fuarı konu-

munda.

Kahveci: ”Sakýncalý piyade”yi katlediliþinin 23. Yýlýnda saygýyla anýyoruz

Birleşik Kamu-İşZonguldak temsilciliği 24 Ocak1993'te uğradığı suikasttayaşamını yitiren Gazeteci UğurMumcu ile ilgili basın toplan-tısı yaptı.Sendika binasındayapılan toplantıda, Mumcu'nunkişiliği ve mesleki yönünedeğinilen basın açıklamasıyapıldı. Birleşik Kamu-İşZonguldak temsilcisi ve aynızamanda Eğitim-İş ZonguldakŞube Başkanı olan MetinKahveci okuduğu basın açıkla-masında şu görüşleri dile getir-di, "Cumhuriyet ve demokrasimücadelesiyle ucunu sivrilttiğikeskin kalemi, 24 Ocak 1993'teuğradığı suikastta kırıldı UğurMumcu'nun. Bugün aramızdanayrılışının 23. yıldönümünde,onu ve tüm devrim şehitlerim-izi derin bir özlem ve saygıylaanıyoruz. İlkeli ve cesurgazeteciliğin, tam bağımsızTürkiye'nin, gericiliğe karşımücadelenin simge isim-lerinden Uğur Mumcu, mafyave siyaset ilişkisine, teröre,yolsuzluğa, kökten dinci akım-lara karşı, somut belgelere day-

alı çalışmaları ve yayınladığıeserleriyle hayatını derinyapıların ortaya çıkarılmasınaadamış, bu yapıların ortaya çık-masından endişelenenlertarafından katledilmiştir.BugünTürkiye'de 23 yıl öncesine göredeğişen hiçbir şey yoktur. Bubağlamda geçmişte UğurMumcu, Çetin Emeç, AhmetTaner Kışlalı, Bahriye Üçok,Turan Dursun, MuammerAksoy gibi aydınlarımızcinayetlerle susturulurkengünümüzde emperyalizm veAKP iktidarının saldırılarıdemokrasiden, laik eğitimden,cumhuriyet devrimlerindenyana olan örgütlere, gazete-cilere, aydınlara karşı yapıl-

makta, hukuksuz yargılamalarve faşizan baskılarla karşıkarşıya bırakılmaktadır.AncakUğur Mumcu'nun da dediğigibi "Bir kalem susar, yerini birbaşkası alır. Bu kalemler tüken-mez. Ne kelepçeler, ne demirkapılar, ne iddianameler ve nede beş yıldan yirmi yıla uzananhapis cezaları, bu kalemlerikorkutamadı, bundan sonra dakorkutamaz"Eğitim-İş olarakUğur Mumcu'nun ve diğerdevrimci aydınlarımızın katil-lerinden elbet bir gün hesapsorulacağına yürekten inanıyorve cinayetler, hukuksuzluklar,yolsuzluklar karşısında suskunkalmayacağımızın bilinmesiniistiyoruz”dedi.

Aktif Eðitim-Sen: “Dönemi sorunlarla kapattýk”

Aktif Eğitim-SEN İlTemsilcisi Yıldıray Uysal,2015-2016 Eğitim-Öğretimyılının ilk yarısının sona ermesinedeniyle basın açıklamasıyaptı.Uysal yaptığı değer-lendirmede, "2015-2016Eğitim-Öğretim yılının ilkyarısını eğitimin çözümbekleyen onca sorunu varken,yaklaşık bir milyon eğitimçalışanını evrensel doğrularınetrafında buluşturmak suretiyleortaya çıkacak sinerjiyi ülkem-iz ve insanımızın hayrına kul-lanmak mümkünken, mevcutproblemleri kemikleştirerek veyeni problemler üreterektamamladık.

"Çocuğunuzun başarısın-dan ebeveynler olarak "onlaradestek olma, imkân hazırlamavb." gerekçelerle kendinize payçıkardığınız gibi-ki hakkınızdır-başarısızlıklarında da en azonlar kadar sorumluluğunuzolduğunu unutmamalıyız.

Öğretim, eğitimin önemlibir ayağı olmakla birlikteeğitimden beklenen aslındahayatın tüm renklerinin birarada güzel olduğunu,başarılarımızla başkalarının

başarısızlığını suiistimaletmeden mutlu olunabileceğini,zaman zaman başarısız olsakbile arkadaşlarımızınbaşarılarıyla da iftihar edebile-ceğimizi çocuklarımıza (vebüyüklerimize) öğretmesidir.Aslında gerçek başarı "vezirolmadan önce adam olmak"değil midir?

Alınan karnenin aslında

velinin karnesi olduğu gerçeği-ni hatırlatarak karnesi çok iyiolan velilerimizi tebrik ediyorve başarılarının devamını diliy-orum. Karnesinde problem olanvelilerimizi de nerede hata yap-tıklarını, neyi eksik yaptıklarınıdüşünmeye ve aynı hatalarıbundan sonraki dönemlerdeyapmamaya özen göstermeleri-ni öneriyorum”

Cumhuriyet Halk Partisi(CHP) Zonguldak İlBaşkanlığı'na seçilen AhmetAltun ve yönetimi, Vali AliKaban'ı ziyaret etti. Ziyarettekonuşan Vali Ali Kaban, siyasipartilerin demokrasinin işleyişiiçin önemine dikkat çekerek,"Toplumun olmazsa olması,

siyasi partileridir, toplumdakibir siyasal ve toplumsaldüzenin devamlılığı açısındanbüyük önem arz ediyorlar. Eğersağlıklı bir demokrasi düzenin-den bahsedilecek ise, bununolmazsa olmazı siyasi partil-erdir.”dedi.CHP İl BaşkanıAhmet Altun da, "Sayın Valimile tanışma ziyaretinde bulun-

dum. İl Başkanı olarakZonguldak'ın gelişmesi, iler-lemesi, istihdamın sağlanmasıaçısından Sayın Valimizindirektifleri doğrultusunda partiolarak üzerimize ne görevdüşüyor ise uyum içerisindeçalışmayı şimdiden taahhütediyoruz" dedi

CHP ÝlYönetimindenVali Kaban’aziyaret

SUSMA -HABER-YORUM Sayfa 427 Ocak 2016/685

Özgürlük ve DayanışmaPartisi(ÖDP) tarafından 20Kuruluş yıldönümü etkinliğidüzenlendi.

Genel Maden İşleri SendikasıŞemsi Denizer Salonunda PazarGünü (24 Ocak) Saat 16.00'dagerçekleşen etkinlikte konuş-macılar ve Müzik Grubu HEYU-LA türküleriyle katılımcılaracoşku ve moral verdi.EtkinliğeKonuşmacı olarak katılan, KaderÇeşmecioğlu'nun yanı sıra, CHPMerkez İlçe Başkanı Ebru Uzunve Yönetim Kurulu üyeleri, ÖDPİl Başkanı Ali Deliak,ÖDPMerkez İlçe Başkanı ElçinKınay,TKP İl Başkanı SamiBaykut,EMEP İl Başkanı AteşTüreli, TMMOB MadenMüh.Odası Zonguldak ŞubeBaşkanı ErdoğanKaymakçı,KESK'e bağlısendikaların temsilcileri,KilimliHalkevi Başkanı Halit Bayraktarve çok sayıda konuk katıldı.

ÖDP Merkez İlçeBaşkanı Elçin Kınay

Etkinliğin açılış konuşmasınıÖDP Merkez İlçe Başkanı ElçinKınay yaptı.Kınay konuşmasında,"Ülkemiz içindeki en karanlıknoktanın tüm gökyüzünükapladığı bir kuşatmaaltında.Güzellikten ve iyiliktenyana ne varsa, özgürlüğe veeşitliğe dair ne birikmişse hepsiniyok ederek kendi suretinden ala-bildiğine çirkin bir ülke yaratıl-mak istiyorlar.Ama bu ilk karan-lığımız değil, ilk kez geçmiyoruzkaranlıklardan. Ve biliyoruz ki bukaranlık da ilelebet değil. Yarınonların çürümüş değerleri,yozlukları ile değil yine bu karan-lığın içinde inatla direnenlerineşitliğe, özgürlüğe, dayanışmaya,bir arada yaşama ve kardeşliğe,bağımsızlığa ve laikliğe dairbiriktirdiği güzellikle ve değerler-le kurulacaktır.20 yıldır emeğin,özgürlüğün, dayanışmanın,kardeşliğin kavgasında birik-tirdiğimiz her şey yarının dakurucu değerleri olacaktır.

Özgürlük ve Dayanışma yol-culuğumuz, Deniz' lerin, Mahir'lerin, İbrahim'lerin, Fikri Sönmez'lerin silinmeyen ayak izlerinebasarak, 20 yıl önce doğup bugüngüneşin ve yıldızın yürüyüşündeen önde olanlara, dün de bugünde hiç arkada kalmayanlara, dizçökmeyenlere, hayattan umudunukesmeyenlere, uzun geleceğimizebitmeyen geçmişimize aşkla... Birkez daha aşk olsun devrimolsun...Yaşasın Özgürlük, YaşasınDayanışma”diyerek konuşmasınısonlandırdı....

ÖDP Zonguldak İlBaşkanı Ali Deliak

Daha sonra söz alan ÖDPZonguldak İl Başkanı Ali Deliak,"20 yıl insan hayatında belki çokuzun bir süre değil ama o kadaracı gerçek kötü anıları olan bir 20yıl ki, giderek dip yapmayabaşladığımız her gün yeni birsaldırının katliamın barışa veinsanlığa yönelik acımasızca

saldırıların olduğu ülkemizdebelki coşkuyla eğlenceyle kısa birsüre olsun unutacağız bunları.Veya içimizde yaşatacağız dahabir güçle umutla tekrar alanlarasokaklara çıkacağız. O anlamdabu tür günler önemli Zonguldakbu anlamda belki de Türkiye'ninen fazla acı çeken kenti. Her nekadar belki ülkemizin önemlibölgesinde sürdürülen iç savaş veacımasız devlet terörü kentimizdede aynı boyutlarda olmasa bileher gün evinden helalleşerekçalışmaya giden bir kentte yaşıy-oruz. Bu da bana göre diğerterörden çok da aşağıya olmayanher gün ölümü yaşatan bir acı vebununda üstesinden gelmek içinbiz Zonguldaklıların, devrimci-lerin buradaki sosyalistlerin vedestek veren tüm ilericidemokratların görevi.

Kader ÇeşmecioğluÖDP'nin 20.Kuruluş

Yıldönümüne konuşmacı olarakkatılan Kader Çeşmecioğlu'dayaptığı konuşmada, Türkiye halk-larının faşizm karşısında imti-hanına ve bu halkın yenilmeye-ceği vurgusu yaptı.Çeşmecioğluşu ifadelere yer verdi, "Bu gün-lerde hep umut üzerine veyaumutsuzluk üzerine sohbetleryapılıyor. Tarihin çok zor dönem-leri var. Geçmiş yüzyılda da budönemlerin çokça yaşandığını

biliyoruz. Bir tarihçi gözüyleonların çoğunun dinledik, film-lerini izledik. İkinci dünyasavaşında İtalya, Almanyaİspanya faşizmi yaşandı. Bunlarüzerine çokça okuduk, konuş-malarımızın aralarına cümlelerhalinde serpiştirdik siyasi analiz-lerimizi yaparken oralardan da birtakım aktarımlar söyleyipgeçiverdik. Son günlerde çoksıkça duyuyoruz, AlmanFaşizmine benzetmelerTürkiye'de arttı. Hatta öylesinearttı ki, devlet katından da buçağrışımları güçlendirecek sözlerduymaya başladık. Bizde herzaman Türkiye'deki faşizmisöyledik devlet eliyle yukarıdanaşağıya dayatılan faşizm analiz-leri yaptık. Ama hep dedik ki "bizAlmanya'da ki gibi hiç biz zamanolmaz" çünkü böylesi bir yönelimTürkiye halklarında karşılık bul-maz. Bu hep zorlanır, devletinzor ve baskı aracı olarak kullanıl-ması yoluyla ve bir takım sivilgüçler eliyle böylesine birTürkiye'ye ulaşmak için hep çabaharcanır, egemenlerin günde-minde bu her daim vardır. AmaTürkiye Halklarında bunun birkarşılığı olmaz" dedi.

Konuşmaların ardındanMüzik Grubu HUYALA katılım-cılara coşku dolu dakikalar yaşat-tı, halaylar çekildi hep bir ağız-dan türküler söyledi.

Türkiye'nin bugünkü yönetimtarzının ne kadar muğlakolduğunu her alanda yaşıyoruz.Hukuk, adalet, bilim, örf, âdet nevarsa örnek alacağımız; elimiziattığımızda hep balık gibi kayıpgidiyor. Tutunacak bir tek dalımızkalmadı. Hükümet var mı, meclisvar mı, yargı var mı belli değil.Görünen o ki, sadece Ak Sarayvar. O ne derse o oluyor. Sonuçolarak devlet de yok, halk da yok,vatandaş da yok. Hiç kimseninhiç kimseye saygısı ve sevgisiyok, toplumsal ahenk kaybolmuş!Bunun tek nedeni var merkeziyönetim bir fil gibi davranması,önüne geleni yıkması ve ezme-sidir. Bununla birlikte, TürkiyeCumhuriyeti Devleti, 1946 yılındademokrasiye geçmiş olmasına rağ-men, demokratik ortamı hissettirsede halka hiçbir zamandemokrasiyi yaşattırmadığı daunutulmamalıdır. 1960, 1971,1980 askeri darbeleri, toplummühendislikleri, dıştan yaratılanekonomik, siyasal ve kültürelçarpıtmalar ve bunalımlar buengelin araçlarıdır.

Ama artık bu engellerinsonuna geldik. Türkiye böyleyönetilemiyor, yönetilemez! Hiçkimse, hiçbir kurum ve yabancıhiçbir güç insanlarımızın,halkımızın kendini ekonomik, bil-imsel ve kültürel geliştirmesininönüne engel koyamaz, koyama-malıdır…Bunun da yoluyaşadığımız, çalıştığımız heryerde söz ve karar sahibi olmakhakkıdır. Bugün için çalıştığımızyerde söz ve karar hakkımız sınırlıolarak kabul edilse de zamanla buhak da en yüksek seviyede ve eşitolarak sağlanacaktır, sağlattırıla-caktır!

Bu zemindebenim gibihemşerilerim de çok acı çekiyor;Zonguldak hakkında da hiçbir söz,yetki ve karar sahibi değiller.Türkiye Taş Kömürleri Kurumukapanacak noktaya getiriliyor sözsahibi değiliz, Ereğli Demir Çeliközelleştiriliyor söz sahibi değiliz,Zonguldak üçe bölünüyor;Karabük ve Bartın illeri yaratılıy-or söz sahibi değiliz, Filyos VadisiProjesi ortaya çıkarılıyor sözsahibi değiliz ve Akçakoca'danAmasra'ya kadar 15 termik elek-trik santrali planlanıyor söz sahibideğiliz. Biz neyiz? Müstemlekebölgesi miyiz? Ankara'nın gök-lerinden ne yağarsa kabul etmem-iz isteniyor!

1990'lı yılların başından beriFilyos Vadisi Projesi var.Hükümetler önce Filyos VadisiProjesi sınırlarını belirlediGökçebey'e kadarki ırmakboyunu, ve uzun yıllar içindesadece Liman Projesi'niKardemir'e ihale etti, işi dondur-du. Kardemir'in sıkıntılarınedeniyle yapımın olanaksızolduğu ortaya çıkınca bu da yattı!Hâlâ yatmaya devam ediyor. Sonyıllarda ise seçimden seçime birbakıyorsunuz proje var, bir bakıy-orsunuz kaybolmuş, yok!Hükümetler isteyince piyasayasürüyor oyları alıyor ve görevi bit-ince tekrar buzdolabına kaldırılıy-or.

17 Ocak 2016 Pazar günüÇaycuma Ticaret ve Sanayi

Odası'nın düzenlediği "FilyosVadisi Projesi Ortak AkılKonferansı'na BAKKA bölgesinintüm siyasi partileri, sivil toplumörgütleri ve belediye başkanlarıdavet edilmiş ama katılım sayısıçok düşük kalmış. "Böyle dediSayın Çaycuma TSO BaşkanıRıfat Sarsık". Ben kendisineCumhuriyet Halk PartisiZonguldak milletvekilleriŞerafettin Turpçu ve ÜnalDemirtaş neden katılmadılar diyesorunca şöyle dedi: Kendilerigelemediyse temsilcileri gelseydi!

Filyos Vadisi Projesi hakkında4 davanın 2'si sonuçlanmış 2'si deDanıştay'daymış. Ve davacılarınbirisi de Çaycuma BelediyeBaşkanı Bülent Kantarcı. SayınBülent Kantarcı şöyle diyor: "BenProjenin Saltukova'dan yukarı çık-masını ve termik elektrik santraliyapılmasını istemiyorum". Ben decan-ı gönülden kendisi destekliyo-rum. CHP milletvekilleri nedensuskun?

Böyle hayati bir günde, gele-ceğimizi altüst edecek projeleritartışmayacağımız da ne zamantartışacağız? Egemenlerin bizeyaşattığı ne varsa "kader" mi diye-ceğiz?

İşte böyle bir ortamda; CHPmilletvekilleri yok, temsilcileriyok, diğer partilerden, belediyeler-den, sivil toplum örgütlerindenkimsecikler yok ve meydan tama-men boş! Bir daha böyle bir fırsatçıkar mı? Ellerine almışlar AKPmilletvekilleri sazlarını istedikleri-ni çalmışlar! "Tüm bölge insanınıbaşka bölgelere kovmayı bilesöyleyebilmişler". Devrek'e birtermik santral yapılsa veDevrekliler Bolu'ya göç ettirilseSayın Özcan Ulupınar ne deracaba?

Ben de termik santrallere,gereksiz yere doğanın bozulması-na yönelik yatırım ve üretimlerekarşıyım. Tüm insanlık aldık-larının karşılığı ne ise bedeliniödemelidir, sonuçlarına katlan-malıdır. Türkiye'nin elektrik üreti-mi 2015 yılı 12. ay 259,61 milyarkwh, tüketimi 2014 yılı 207,38kwh. Demek ki 50 milyar kwhfazlalık var. Enerji ve TabiKaynaklar Bakanlığı 2023 yılındatüketimin 500 milyar kwh'a çıka-cağını hesaplamış; nasılhesaplamış bilmiyorum! Olsa olsa250 milyar kwh tüketim olur,fazlası ne olacak onu da bilmiyo-rum. Bu konuda sağlıklı bilgiyegereksinim var.

Emir komuta altında görevyapan milletvekillerine, göreviolduğu halde yapmayan, sorumluolduğu halkın haklarını aramayanhiçbir yöneticiye gereksinimizyok! Eğer görevlerini bilerekeksik, yanlış yaparlarsa çocuk-larımız ve torunlarımız bizdenhesap soracaklardır. Doğayaşayanlara ve yaşayacaklara ait-tir; haddimizi bilmeliyiz!

En kaliteli demokrasinin,yönetimin ve yaşamın yerindenyönetimle olduğu bir kez dahaanlaşılmıştır; Filyos Vadisi proje-siyle…

Doğrudan demokrasiyi inter-net üzerinden kuramaz mıyızacaba?

Özyönetimin nedeni işte bu!

HüsamattinAyvacı

ÖDP İl Başkanı Ali Deliak

İlçe Başkanı Elçin Kınay Kader Çemecioğlu

“Yaþasýn Özgürlük, Yaþasýn Dayanýþma...”

Serpil İlgül: Diyanet'in skandalfetvalarını tek tek sormak yerine,"meselenin özünde ne var" diyesoralım. Cemevlerinin ibadethanesayılmasının kırmızı çizgi ilanedilmesinden, şehvet fetvasına tümbu açıklamaların 'kaygısızca' yapıl-masını neye bağlıyorsunuz?

Ahmet Koçak: Aslında her ikibaşlık da yeni değil. Evlilik, cinsel-lik meselelerine ilişkin bu görüşlerSünni İslam alimleri tarafından yıl-lardır söylenir. Burada önemli olanşu; dinin gerçek anlamda neyi ifadeettiğini değil, meselelerin görünenyüzünü konuşuyoruz. Sistemi devamettirebilmek, egemenlerin gücünüdevam ettirebilmek için geçmiştenbugüne Ortodoks dinler kalkanolarak kullanılmıştır. Toplumunbunu görmemesi için işin esasıdeğil, suyun üzerine çıkanlartartıştırılıyor.

Serpil İlgül:Diyanetin sözkonusu fetva ve açıklamaları, otorit-er-muhafazakar iktidarın ayaklarınıdaha da sağlamlaştırmayı içeriyorolabilir mi?

Ahmet Koçak:Ben zatensağlam olduğunu düşünüyorum.Osmanlı'yı devralmış birCumhuriyetten söz ediyoruz. Evet,Cumhuriyet kağıt üzerindedemokratik-laik olarak görülüyorama kurulduğu andan itibarendevletin dini var, Diyanet İşleri var.Yani Sünnilik zaten güçlüydü, devletzaten destek veriyordu. Bugün 6milyarlık bütçe ayrılan bir kurumdanbahsediyoruz. Diyanet'in yetiştirdiğikişiler, açtığı kuran kursları ve diğertarikatlara verdikleri destekler, zatenmuhafazakarlığın söylediğiniz man-ada kemikleşmesi için yapılıyor.AKP'nin iktidara geldiği andanitibaren sürekli yapmaya çalıştığı

şey zaten bu. Dini argümanlarla,daha açık ifadeyle "şer'i kurallarla"yönetilecek bir model kafalarındavar zaten. Son günlerde peş peşegelen açıklamaları ben biraz da gün-demin kaydırılması yönünde birçaba olarak görüyorum.

Serpil İlgül: Peki Diyanet,AKP'nin seçim bildirgesindeki'cemevlerine statü tanınacağı' vaa-dine neden o zaman değil de, şimdi'kırmızı çizgimizdir' diye itiraz ediy-

or?

Ahmet Koçak:Diyanetin bugörüşü de yeni değil.

Serpil İlgül: Ancak, AKP'ninbunu vaatleri arasına alması veDiyanet'in itirazını seçimden sonradillendirmesi bakımından yeni...

Ahmet Koçak:Bu doğru.Diyanet'in cemevlerine bakışınınsürpriz olmadığını söylemek isted-

im. Biliyorsunuz, AKP'nin Aleviaçılımı 2007 yılında başladı. Odönemde, açılımdan sorumlu AKP'libakan ve bürokratlar, Alevilerincemevlerinin tanınması talebi için,"Biz bu konuyu ulemaya soralım"demişlerdi. Ulema kimdi? Diyanet'ti.Diyanet aynı görüşü o dönemde dedile getirmişti. Yani, cemevleribaşından beri zaten AKP'nin,dolayısıyla Diyanet'in kırmızıçizgisiydi. Daha doğrusu Alevilikkırmızı çizgisi. O çalıştaylarsürecinde ortaya çıktı ki hükümetingerçek anlamda Alevi Bektaşitoplumunun sorunlarını çözme gibibir niyeti yoktu. Eğer olsaydı,"Cemevleri ibadethane sayılmalımıdır?" diye Diyanet'e sormamasıgerekiyor. Bu arada Alevilerin zatenne Diyanet tarafından tanınma, ne deDiyanet'te temsil edilme gibi birtalebi de yok. Ama Diyanet'inAlevilere karşı rezervi var. SadeceAlevilere karşı değil aslınabakarsınız. Diyanet, Sünni İslam'ınHanefi mezhebinin içtihatını uygu-ladığı için diğer bütün din, mezhepve tarikatları dışlamış vaziyette.Cemevlerine yasal statü tanın-masının 64. Hükümet programınaalmalarına gelince… AKP, cemev-lerine yasal bir statü verecek amaibadethane olarak tanımamak içinkılıf uydurmaya çalışıyor.

Serpil İlgül: Dolayısıyla, açılımretoriğini hâlâ dilinden düşürmesede resmi ideolojinin Alevilik bakışıAKP döneminde de değişmedi...

Ahmet Koçak:Tabii ki. Her nekadar 12 Eylül yasalarınıdemokratikleştirmekten söz etse de,AKP'nin demokrasi getirmeyeceğiçok açık. Türkiye'nin temel ikimeselesi var; Alevi meselesi ve Kürtmeselesi. Hem Alevi Bektaşitoplumu, hem Kürt halkı talepleriniyıllardır dillendiriyor ve talepleri

çok net. Kürt halkı ısrarla birlikte,eşit yaşamayı, barışın inşa edilmesi-ni istiyor. Alevi Bektaşi toplumu daeşit yurttaşlık talep ediyor. İbadetmekanının tanınmasını çok önem-semiyor, ama kabul görmeyi, tanın-mayı, çocuklarının zorunlu din der-sine tabi tutulmamasını istiyor. Bunuda sadece kendisi için değil, tümtoplum için talep ediyor. Çünkü laik-lik sadece Alevileri ilgilendiren birşey değil.

Serpil İlgül:Ama tersi bir algıyaratılıyor. Alevi toplumu laikliğinsigortası olarak görülür ve laiklikmücadelesi Alevilerin sırtınayıkılır…

Ahmet Koçak:Doğru, böyle biralgı var. Bu mücadeleyi AleviBektaşi toplumu verdiği için bu algıoluşmuştur biraz da. Fakat laikliksadece Alevilere değil, ateistlerdengayri Müslimlere kadar bütüntoplumu, bütün kimlikleri kapsayanbir sistem. AKP, özellikle de kenditabanına, Diyanet'in ya da zorunludin derslerinin kaldırılması sadeceAlevilerin talebiymiş gibi lanseediyor. Böylece, iki toplumu karşıkarşıya getirmenin, kutuplaştırmayıyaratmanın iyi bir malzemesi olarakkullanıyor.

Serpil İlgül: AKP, açılım süreciboyunca, "Aleviler kendi aralarındaanlaşamıyor, 40 ayrı seslekarşılaşıyoruz' derken, bir yandanda 'kendi Alevisini yaratma' yöne-limine girdi. Bunu ne ölçüdebaşardı? Sizce de Alevi açılımıaslında 'kendi Alevisini yaratma'projesi miydi?

Ahmet Koçak:Hayır tek başınabu değil. Evet, "Aleviler arasındafarklı sesler var" vs dediler. Amahatırlayın, çalıştaydan tam tersi birsonuç çıktı. "Bunlar anlaşamaz"

ÇEK-AL

“Diyanet’in kaldırılması daAlevilerin kırmızı çizgisi”

BİLİMLEGİDİLMEYEN

YOLUN SONUKARANLIKTIR

ARAŞTIR...SORUŞTUR...KONUŞ

SUSMA

Önce Diyanet İşleri Başkanı MehmetGörmez, cemevlerinin ibadethane sayılmasınınkendileri için kırmızı çizgi olduğunu söyledi.Ardından "Alevi ile evlenilmez", "Babanın 9yaşındaki öz kızına şehvet duyması annesiylenikahı düşürmez", "Nişanlı çiftler ele ele tutuş-mamalı" fetvaları geldi. Başta Aleviler olmaküzere, toplumun büyük çoğunluğunda infialuyandıran açıklamaların son halkasını,Başbakan Davutoğlu'nun Cuma namazı düzen-lemesi oluşturdu..

Evrensel Gazetesi'nin 18 Ocak günlüPazartesi röportajında bu hafta, Türkiye'ninağır ve yoğun gündeminin yeterince irdeleniptartışmaya izin vermediği ve sadece Alevinüfusunu değil, toplumun tüm kesimlerini yakın-dan ilgilendiren Diyanet açıklamalarını elealmaya çalıştık.

Kamusal hayatın dini kurallara göreşekillendirilmesi çabalarının hız kazanması neanlama geliyor? Alevi toplumu, bütçesi 6 milyar482 milyon 979 bin TL'ye çıkarılan, bütçe dışı

gelir kaynaklarını, harcamalarını, kamuoyuylapaylaşmayan Diyanet İşleri Başkanı'nın açıkla-malarını nasıl değerlendiriyor? AKP, başkanlıksistemi üzerinden gündeme getirdiği yenianayasada, laiklik ilkesi ve inanç özgürlüğününasıl ele alıyor? AKP'nin, irfan merkezleri pro-jesi neyi amaçlıyor? Alevi BektaşiFederasyonu'nun "savaşa hayır" çağrısıyla 30Aralık'ta başlattığı dönüşümlü açlık grevlerineden sınırlı kalıyor?

SUSMA -YORUM Sayfa 527 Ocak 2016/685

Evrensel Gazetesi’nden Serpil İlgün’ün Alevilik üzerine yaptığı çalışmalarla tanınan Serçeşme Dergisi Yayın Yönetmeni, gazeteci- yazar AhmetKoçak’la yaptığı röportajı konunun güncelliği açısından aynen yayınlıyoruz.

dedikleri Aleviler, beş maddeüzerinde uzlaştılar. Zorunlu din ders-lerinin kaldırılması, cemevlerininyasal statüye kavuşturulması,Madımak Oteli'nin müze yapılması,Alevi köylerine cami yapılmamasıve dergahların gerçek sahiplerineiade edilmesi. Uzlaşılmayan ikinokta vardı; Alevi dedelerine maaşve Diyanet'in kaldırılması. Bu ikikonu özellikle laiklik ve sekülerlikaçısından elbette önemli, önemsizdiye söylemiyorum. Ancak hükümet,üzerinde uzlaşılan başlıklarınhiçbirine -Madımak'ın müzeyedönüştürülmesi dahil- çözümgetirmedi. AKP'nin kendi Alevisiniyaratma çabaları var. Bununla ilgilidernekler, federasyon kurdular.Başarıya ulaşmayacağını kendileride biliyordu ama "belki bir muhatapçıkarırız" diye düşündüler. Alevitoplumu bu oyunları gördü ve oyapay örgütleri içlerine almadı. Buoyun tutmayınca yeni oyunlarbaşladı.

DEVLET ALEVİLERİN ENTE-GRASYONUNU HİÇ UNUTMADI

Serpil İlgül: Diyanet İşleriBaşkanı Mehmet Görmez, Alevilikhususunda iki kırmızı çizginin altınıçizerek, 'Birincisi, Aleviliğin İslam'ındışında bir yol olarak tarif edilmesi'diyor. Ama zaten Alevileri İslam dışıbir inançmış gibi lanse eden buhükümet değil mi, ne dersiniz?

Ahmet Koçak:Alevi Bektaşitoplumu artık bu tartışmadan bıkmışdurumda. "Alevilik İslam içi mi, dışımı" diye soranlar, "İslam neyiniçinde" diye sormalılar asıl. İslamkendinden önceki dinlerden etkilen-memiş mi, kendisinden önceki din-lerden bir şeyler aktarmamış mı,almamış mı?.. Bunları sormalılar.Aleviliği kendi içinde tartıştırarak,klasik parçala, böl, yönet taktiğiniuygulamaya çalışıyorlar. Son 15-20yıl öncesine kadar Alevi Bektaşitoplumu içinde İslam dışılık-içiliktartışması yoktu. Birileri bunu getir-di, bu toplumun önüne koydu ve butoplum bunu tartışır hale geldi. Amabunu tartışmak enerji kaybındanbaşka bir şey değil.

Serpil İlgül: Neden?

Ahmet Koçak:Çünkü, benimtanımladığım, yaşadığım bir Alevilikvar. Benim yaşadığım Alevilik,bırakalım başka coğrafyaları, aynıcoğrafya içinde, aynı bölgedeki birköy içinde farklı uygulanabiliyor.Bir ocağın uygulamalarıyla başkabir ocak sisteminin uygulamalarıfarklı olabiliyor. Aleviliğin tarihselsebeplerden kaynaklanan sürek fark-lılıklarının oluşması ve sürekli baskıaltında olduğu için bugünküdağınıklığını yaşaması bir tarafa, bizbu sürek farklılıklarını artık zengin-lik olarak algılamaya başladık. "Yolbir, sürek 1001" deyiminin çıkmakoşullarını biliyoruz ama bugünartık bu topluma şunu diyemezsin;"Ey Tahtacılar siz niye Bektaşierkanını uygulamıyorsunuz?"Topluma bunların dikte edilmesidoğru değil. Bugün tam da bundanyola çıkarak yarayı derinleştirmeyeçalışıyorlar. Buna karşılık,bünyesinde dergimizi deçıkardığımız Hünkar Hacı BektaşVakfı Dergahı ve PostnişinVeliyettin Ulusoy Efendi, AleviBektaşi toplumunun sürek farklılık-larını öne çıkarmadan, temelde bir-liği sağlamaya çalışıyor. Nedir bun-lar? Asimilasyona karşı birliği,toplumdaki diğer demokratik sorun-lara karşı birliği... Özellikle deSünni devlet anlayışının AleviBektaşi toplumuna dikte etmeyeçalıştığı, erkanlar üzerindeki -bozul-ma zaten daha çok erkanlarüzerinden oluyor- saflığın ve arılığınçalışmasını yapmak için bir çağrıdabulundu, bu çağrı önemli bir yanıtaldı. Bugün bu çağrının da gereğiniyerine getiriyor.

Serpil İlgül: Görmez, ikinci kır-mızı çizginin 'cemevlerinin camininalternatifi, başka bir inancın mabedigibi gösterilmesi' olduğunu söylüyor.Bu sözlerle AKP'nin Alevi açılımı,vaatleri ortadan kakmış mı oldu?

Ahmet Koçak:Alevi toplumuAKP'nin taleplerini karşılamaya-cağını zaten biliyor. Görmez nekadar bunları söylerse söylesinAlevileri parçalamak için AKP'denbir adım bekliyorum. Geçmiştenbugüne çeşitli atraksiyonlar denedil-er. Üç beş yıl önce bir müdürlüktensöz ettiler mesela. Dedelere maaşkonusu da, Başbakanlığa bağlı ola-cak o müdürlük tartışmaları içindegündeme gelmişti. Dolayısıyla busüreç hâlâ devam ediyor. AleviBektaşi toplumunun sisteme nasılentegre edileceği konusunu hiçbirzaman unutmadı bu devlet.Dolayısıyla bunlar alttan alttayürütülüyor ama mekanizmalarınıtartışıyor. Diyanet'in iki kırmızıçizgi ifadesi hükümetin işini zor-laştırıyor.

Serpil İlgül: Ama bu açıkla-malar aslında Hükümetin bakışı/açıklamaları olarak okunuyor,yanılıyor muyuz?

Ahmet Koçak:Tabii ki hükümetde öyle düşünüyor ama bir taraftanda kendi yapmak istediğinin önünütıkıyor. Çok akıllıca bir şey değilçünkü. Diğer taraftan Aleviler zatenmekanı kutsamazlar, öyle bir algıyaratılıyor ki, sanki cemevi kut-saldır. Hayır, cemevi değil, cem kut-saldır. İbadetin kendisi kutsaldır.Cami de, kilise de kutsal değildirAlevi inancına göre. İnsan eliyle,beşer eliyle yapılmış hiçbir şeyi kut-samazlar. Bu kadar net bir biçimdeayrılığı olan bir inancın, ibade-thanesinden ziyade aslında ibadetiyargılanıyor.

ALEVLERİN YENİANAYASADAN TEMELBEKLENTİSİ EŞİT YURTTAŞLIK

Serpil İlgül: Yeni anayasatartışmaları, eğitimden çalışma hay-atına gündelik hayatın dini kaideleregöre şekillendirme çabalarının hızkazandığı bir zamanda yapılıyor.AKP cephesinden yapılan açıkla-malarda laiklik ilkesinin nasıl şekil-leneceği görünür değil amaanayasanın ele alınış biçimini veyapılan tartışmaları siz nasıl değer-lendiriyorsunuz?

Ahmet Koçak:AKP'nin tasar-ladığı anayasadan Alevilere bir hayırgelmeyecek. Yıllardır "ileridemokratik anayasa" dedikleri,dönüp dolaşıp Sünni cenahın bek-lentilerine yanıt vermekten başka bir

şey değil. AKP Diyanet'i kaldıracakmı? Kaldırmayacak. Diyanet'inkaldırılmasını talep etmeyen hiçbirAnayasa çalışması, bizim içindemokratik bir anayasa olmayacak-tır. Eğer kırmızı çizgiler üzerindenifade edilmesi isteniyorsa, Alevitoplumunun kırmızı çizgisiDiyanet'in kaldırılmasıdır. Evet,belki Alevi Bektaşi toplumunun birbölümü bunu söylemez ama pek çokAlevi Bektaşi kurumu gibi bizim deiçinde bulunduğumuz kurumun tem-silcisi Postnişin Veliyettin Ulusoy,"Gerçek laik demokratik bir ülkedenbahsedeceksek Diyanet'inlağvedilmesi gerekmektedir" diyedefalarca altını çizmiştir.

Aleviler, 2007 yılında nasıl birAnayasa istediklerini söylemişlerdi.Bu geçerliliğini koruyor. Temelvurgu eşit yurttaşlık. Eşit yurttaşlıkdemokratik bir ülkenin olmazsaolmazı. Bu topraklarda Kürt, Rum,Ermeni, Çerkez, Süryani, Ezidi,Alevi, Sünni binlerce yıl beraberyaşamış. Bu toprak bu topululuk-ların ortak vatanı. Devletin ateist yada dindar, Kürt ya da Ermeni, bütünvatandaşlarına eşit yaklaşmasıgerekiyor. Alevi Bektaşi toplumu butemel prensibi savunmaya, bununmücadelesini vermeye devam ediy-or. Alevi Bektaşi toplumunun örgüt-sel zaaflarından veya politik konu-lardaki birtakım zaaflarından sözedilebilir, seçimler dönemindeörneğin yalpalıyor olmasından sözedilebilir ama belli konulardakitutumları değişmedi.

Serpil İlgül: Sözünü ettiğinizyalpalanmalardan biri de CHP mi?Alevilerin talepleri/hakları konusun-da tedirginlik içinde olan, "kırmızıçizgimiz" dediğiniz Diyaneti savu-nan CHP ne ölçüde sorgulanıyor?

Ahmet Koçak:Maalesef peksorgulanmıyor. Çünkü özellikleHaziran seçiminde Alevilerin oyunualmayı başaran HDP'nin Türkiyepartisi olma konusundaki iddiasıAlevi Bektaşi toplumu tarafındanyeniden sorgulanıyor. Diyanet'inkaldırılmasını programına alan tekparti olduğu için HDP'ye bir rezervoluşmuştu. Kasım süreci kaygılarıyeniden depreştirdi. Bunu savaşın,katliamların yaşandığı bir dönemdegündemine getirmiyor. Şu an yaşamhakkı söz konusu çünkü. Dolayısıylastatükocu ve Sünniliği devletmerkezinde tutmaya çalışan birsiyasi anlayışı söz konusu olmasınarağmen CHP, Alevi Bektaşi toplumuiçin ehveni şer olmaya devam ediy-or.

CUMA NAMAZI UYGULA-MASI, "CUMA TATİL EDİLSİN"EKADAR GİDEBİLİR

Serpil İlgül: 'Alevi toplumununnasıl entegre edileceğinin yol veyöntemleri düşünülüyordur' dediniz,AKP seçim bildirgesinde de yer alangeleneksel irfan merkezleri o yön-temlerden biri olabilir mi? Nasılolacağına ilişkin net veriler henüzyok ancak bunun cemevleriüzerinden tarikatlara yasal statügetirme girişimi olduğu yorumlarınakatılır mısınız?

Ahmet Koçak:Evet, öyle birtartışma var ancak genel olaraktekke ve zaviyeler konusu o kadargereksiz bir tartışma konusu ki,çünkü bugün artık Sünni tarikatlarınhepsi rahatça ortalarda cirit oynatıy-or, hepsi güven içinde zikirlerini,ibadetlerini yapıyor. Hiçbir engelyok. İrfan merkezleri denilmesi,biraz devrim kanunları denilenkanunlara dokunulduğunda oluşacaktepkiyi önlemek için gibi geliyor."Tekke ve zaviye kanunuyla Atatürklaikliği getirmiştir" deniyor amabelirttiğim gibi Türkiye laik bir ülkezaten değil. Yani o yasanın varolması bir şey ifade etmiyor.

Serpil İlgül: Cuma namazıdüzenlemesi laiklikten söz ede-memeyi daha da pekiştiren bir uygu-lama mı?

Ahmet Koçak:Bu da yıllardırfiili olarak yapılıyor aslında.

Serpil İlgül: Yapılıyor amaresmiyet kazanmasının, yasal halegetirilmesinin bir anlamı yok mu?

Ahmet Koçak:Cuma namazınailişkin uygulama zamanla "Cumatatil edilsin"e kadar gidebilir.AKP'nin kafasındaki yeniOsmanlıcılık tahayyülünü kestire-mem ama her yaptıkları şey sonuçtakendi tabanına mesaj vermek."Bakın cumaya gitmek artık yasal,hükümetimiz bu ibadetimizi özgürceyapma hakkını verdi" dedirtmek.Diğer tabana baskı sadece işyer-lerinde değil, günlük hayatın heryerinde yıllardır zaten var. AKP ikti-dara gelmeden önce de bu vardı.

Bunun topluma yansımalarıolmayacak mı, olacak? Bu açıdantabii ki önemli. Cuma namazları yada diğer dini uygulamaların tabii kikarşılığı var ve bunun karşısında birmücadele gelişmezse, gerçek anlam-da laik ve demokratik birülke/toplum ilkesini gündeminealmazsa asıl o zaman hakkın rahme-tine kavuştuk demektir. Bakın bugünakademisyenler "insanlar ölmesin"dedikleri için evleri basılıyor,gözaltına alınıyorlar. Dolayısıyla,demokrasi güçlerinin bir araya gel-erek mücadele vermesi önemli.Meseleleri tespit etmek veyahükümetin senaryolarını tahmin

etmek yerine, onun karşısında kendisenaryomuzu hayata geçirerek, Kürttoplumu, Alevi toplumu ve diğerezilen, haksızlığa uğrayan kesimlerolarak kendi gündemimizi yaratacakbir çalışma yürütülmesi gerekiyor.Çünkü savaş hepimizin canınıacıtıyor. Belli ki Erdoğan kendisaltanatını kurmak için -bunun adıbaşkanlık mı olur, başa bir şey miolur- her türlü enstrümanları deneye-cek. Bazen din enstrümanını deniy-or, bazen silah, güç enstrümanınıkullanıyor, halkı korkutmak vesindirmek için elindeki yasal imkan-ları kullanıyor, yeri geliyor yasalarıtanımıyor, basını susturuyor… Bunusöyleyerek, "Nasıl olsa bütün güçellerinde biz de kaderimize razıolalım" asla demiyorum. Evet bütüngüç ellerinde ama bu gücü terseçevirmekte bizim elimizde.Türkiye'de ben inanıyorum kidemokrasiden, laiklikten yana olanönemli bir kesim var. Tek sorun bir-leşememek.

ORTA BURJUVA ALEVİTOPLUMU KÜRT SORUNUNDAULUSALCI BAKIŞA YAKINDURUYOR

Serpil İlgül: Alevi BektaşiFederasyonu'nun (ABF) 'savaşahayır' çağrısıyla başlattığı dönüşüm-lü açlık grevleri, destek ve dayanış-ma için kuşkusuz önemli. Ancaksınırlı, dar bir çevre içinde kaldığıyönünde yorumlar var. Savaşkarşısında Alevi toplumunun pozisy-onuna ilişkin sizin gözleminiz ne?

Ahmet Koçak:Burada sıkıntılıbir süreç söz konusu aslınabakarsanız. Alevi Bektaşi toplumu-nun önemli kurumları açlık grevi ileKürt halkının yaşadığı sorunlarkarşısında hem dayanışma hem dekamuoyu oluşturmaya gayret ediyor.Burada önemli bir kitle var amabaşka bir kitle daha var ki başkadüşünüyor.

Serpil İlgül: Nasıl?

Ahmet Koçak:Yani şu anDoğu'daki savaşı PKK'nin çıkardığı,savaşın PKK'nin lehine işlediği,dolayısıyla destek vermenin PKK'yedestek verme anlamına geleceği gibibir anlayış söz konusu. Bu tabi kriterdeğil ama böyle düşünen önemli birkesimin olduğunu biliyorum. AleviBektaşi toplumu yekpare bir toplumdeğil, siyaseten farklı düşünen birtoplumdan söz ediyoruz. Evet, yolbirdir, kendisine Aleviyim diyorsasöyleyeceği değerler aynıdır amamaalesef siyaseten öyle değildir.Kentleşmeyle birlikte Aleviler desınıfsal, siyasal ayrışmalar yaşadılar.Alevi kimliğinden ziyade, bulun-duğu sınıfsal ve siyasal kimlikpenceresinden meselelere yaklaşıy-orlar. Kürt meselesine, şu anyaşadığımız iç savaş meselesine deböyle bakıyorlar. Ezilen yoksul halkzemininde meseleyi değerlendiren-ler, bugünkü Alevi BektaşiFederasyonu vb. kurumlar içinde budesteği sunan kesimler.Küçümsenmeyecek bir orta burjuvavar Alevi toplumu içinde, bunlarınulusalcı zemine yakın durduklarınıdüşünüyorum. Dolayısıyla Alevilerbu meseleye nasıl bakıyor sorusunatek bir yanıt vermek zor. Ama nasılbakılması gerekiyor diye sorarsak,Alevi Bektaşi toplumu inanç vefelsefesi gereği, "72 millete birnazardan bak" diyorsa, hangi milletezilirse, o milletin yanında olmalı.Yoksul, ezilen halkın yanında olmalıçünkü inancı ve felsefesi onu gerek-tiriyor.

SUSMA -HABER-YORUM Sayfa 627 Ocak 2016/685

SUSMA -HABER-YORUM Sayfa 727 Ocak 2016/685

Kaymakçý; “Öldürme ve baský hýz kesmeden devam ediyor”

Zonguldak DemokrasiPlatformu üyeleri, Demokrasihaftası etkinlikleri çerçevesinde,başta Uğur Mumcu vekatledilen, tutuklanan aydınlarve yazarlar için basın açıklamasıyaptı.

Basın açıklaması öncesikatledilen aydınlar ve gazetecileradına Uğur Mumcu'nun resmibulunan çelenk Madenci Anıtı'nakonuldu.Ardındandemokrasimücadelesinde katledilenleradına bir dakikalık saygıduruşunda bulunuldu

Zonguldak MadenciAnıtında yapılan basın açıkla-masına, TMMOM,KESK'e bağlıoda ve sendikalar, DemokrasiPlatformunu oluşturan meslek vekitle örgütleri temsilcileri, CHPİl,Merkez İlçe,Kozlu İlçe örgütü, Kadın ve gençlik kolları, Yeşilve Sol Gelecek Partisi, EMEKPartisi, ÖDP destek verdi.

Demokrasi Platformu adınabasın açıklamasını MadenMühendisleri Odası ZonguldakŞube Başkanı ErdoğanKaymakçı okudu.Kaymakçıaçıklamasında özetle şudüşünceleri dile getirdi,"Gazeteci yazar UğurMumcu'nun, katledilişinin 23.Yılında düşünce ve ifade özgür-lüğünü hedef alan, baskıların hızkesmeden arttığı bir dönemdeanıyoruz.

Mumcu başta olmak üzere,Abdi İpekçi,BedreddinCömert,Bahriye Üçok,MuammerAksoy,İlhanDarendelioğlu,MetinGöktepe,Onat Kutlar,TuranDursun,Çetin Emeç,Musa Anter,Ahmet Taner Kışlalı,NecipHablemitoğlu, Gaffar Okkan,Tahir Elçi,Hrant Dink ve dahaniceleri gibi çok sayıda gazetecive aydının şehit edildiği cinayet-leri işletenlerden hala hesapsorulmadı/sorulamadı, sormakistemediler.

"En küçük eleştiriyidahi tahammüledememektedir"

Türkiye'de toplumsalmuhalefetten korkan siyasi ikti-darların hedefinde hepaydınlar,yazarlar ve gazetecilerolmuştur.Bu korkuyla gazetelersansürlenmiş, yazarlar vurul-muş,bombalanmışlardır.

AKP iktidarı bir taraftankurbanları arasındaMumcu'nunda bulunduğucinayetlerin aydınlatılmasınayanaşmayarak basın özgür-

lüğünü hedef alan saldırıları art-tırmaya, "Faili meçhul"lerindevam etmesine adeta göz yum-makta ve diğer taraftan yazılı vegörsel medyanın çok büyükbölümünü kendine bağlanmasınarağmen en küçük eleştiriyi dahitahammül edememektedir.

Demokrasi mücadelesindeyitirdiğimiz onlarca aydınımızınkatillerin ve azmettirenlerinindevletin derinliklerinde büyükustalıkla gizlenmesi ile bugüngazetecilere yönelik baskılararasında büyük benzerliklerbulunmaktadır.Dün öldürülereksusturulan gazeteciler,bugünyaptıkları haberler nedeniyleuzun tutukluluk sürelerine maruzbırakılarak susturulmak isten-mektedir"

Kaymakçı açıklamasının sonbölümünde AKP iktidarına karşıbirlik olmaya çağırdı.

"Susulacak Zaman mı?"ve "Atatürkçülüğün KurtuluşSavaşı" kitaplarınınZonguldaklı yazarı TaylanÖzbay'ın üçüncü kitabı,"İnsan İzi" yayımlandı.

TelgrafhaneYayınları'ndan çıkan kitabın-da, kendi şahitliğiyle yaşam-dan hikâyelere ve anlara yerveren Özbay için bir arkakapak yazısını kaleme alanCumhuriyet gazetesi yazarıIşık Kansu, "İnsan İzi"nedair şöyle yazdı:

"İnsan insanlığını nere-den belli eder?

İyiliğinden, yürek temi-zliğinden, alın aklığından...

İnsanın insanlığını nere-den anlarsınız?

Özen gösterdiği ayrın-tılardan...

İnsan; tekir kedilerden,Dostoyevski'den, paltosuolmayan çocuktan, incir göl-gesindeki berberden söz

ediyorsa eğer, has insandır.Uzun söze gerek yok.

Taylan Özbay'ın "İnsanİzi"ni okuyun, insanı bulur-sunuz.

Tıpkı Orhan Kemal'de,Balzac'da, Sait Faik'te,Turgenyev'de, SabahattinAli'de, William Saroyan'da,Fakir Baykurt'ta bulduğunuzgibi.

Aman bırakmayın buinsanlığı, kalmadı çünküböylesi..."

Taylan Özbay'ın sonkitabı "İnsan İzi", diğer kita-pları ve TelgrafhaneYayınları'nca yayımlanmışbirçok kitap, ilimizde AtlasKırtasiye Kitabevi'ndenedinilebilir.

Zonguldak Demokrasi Platformu üyeleri, Demokrasi haftası etkinlikleri çerçevesinde, baştaUğur Mumcu ve katledilen, tutuklanan aydınlar ve yazarlar için basın açıklaması yaptı

Özgün Ýletiþim Adres:Merkez Çarþýsý Hayati Emlak Yaný

Özbay'ýn üçüncükitabý 'Ýnsan izi'raflarda yerini aldý!

“AKP iktidarı bir taraftan kurbanları arasında Mumcu'nunda bulun-duğu cinayetlerin aydınlatılmasına yanaşmayarak basın özgürlüğünühedef alan saldırıları arttırmaya, "Faili meçhul"lerin devam etmesine

adeta göz yummakta ve diğer taraftan yazılı ve görsel medyanın çokbüyük bölümünü kendine bağlanmasına rağmen en küçük eleştiriyi

dahi tahammül edememektedir.”

SUSMA -HABER-YORUM Sayfa 827 Ocak 2016/685

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP)Ankara Milletvekili Erkan Haberal,kentimizde MHP Zonguldak İlBaşkanlığı, Türkiye Kamu-Sen'nin yanısıra bir dizi ziyaret gerçekleştirdi.

MHP İl Başkanlığında yapılan bası-na açık toplantıda MHP İl BaşkanıHamdi Ayan, MHP Merkez İlçe BaşkanıNiyazi Kıransoy, MHP İl Kadın KollarıBaşkanı Mevlüde Yalçıner, 4. SıraZonguldak milletvekili adayı Av.Burhan Temel Çınar ve partililer dehazır bulundu.

Milletvekili Erkan Haberal'ıntoplantısının soru cevap şeklinde oluş-ması nedeniyle ağırlıklı konu,geçtiğimiz dönem CHP'den ZonguldakMilletvekili olan Prof.Dr. MehmetHaberal adına seçim propagandasıiçinde yer alan "Zonguldak'a Hastanesözü" toplantıya ve daha sonraki gün-deme damgasını vurdu.

Erkan Haberal toplantıda,"Zonguldak'ın sıkıntıları var,Türkiye'nin sıkıntıları var. Ekonomik,siyasi, toplumsal sıkıntılarımız var.Zonguldak bütün şehirler içerisinde ençok sıkıntısı olan şehirlerden bir tanesi,çünkü Zonguldak bir köy. Yıllar evvelburada aynı şeyi söylemiştim banakızmıştınız. Yine söylüyorumZonguldak köyeden de kötü oldu.Gelirken yolların halini ördüm 2011yılında bu yolların bitirileceği vadiniverenler şu anda mecliste bile değil. Ozaman bu yolların peşinde proğramyapanlar dönemin mütahitleriyle vedönemin bürokratlarıyla toplantıdüzenleyen il başkanları şimdi İlBaşkanı bile değil. Ama Zonguldaklılarburada. Ne sahil yolu, ne Zonguldakyolu, ne o tüneller ne Filyos yapıldı,yani Zonguldak'a hiç bir şey yapılmadı.Biz bunu söylediğimiz zaman " siyasetyapıyorlar " diyen hiç kimse şimdi yok.Özetle biz MHP olarak Zonguldak'ımercek altına aldık. Sayın il başkanımızZonguldak'la ilgili bilgileri belgelerigetirdi Genel Merkezimize verdi. SayınGenel Başkan'ı mıza iletti. İlBaşkanımız tarafından verilen bu bel-geler Genel Başkanımız tarafındangerekli birimlere ve ARGE'mize havaleedildi ve ARGE'miz tarafından incelem-eye tutuldu. Zonguldak'ta çok ciddi birsıkıntı vardır, toplumsal bir çöküntüvardır. Ekonomik olarak bir çöküntüvardı daha kötü bir durumdadır. Sosyalolarak bir çöküş olmaması için bu günbiz buradayız. En azından birazkonuşalım, dertleri yerinde görelim, neyapabiliriz Zonguldak için siyasi hiç birbeklenti içine girmeden, siyasi argü-manları devreye koymadan, toplumolarak Zonguldaklı olarak hep beraberneler yapabiliriz, nasıl bir çözüm ürete-biliriz diye buraya geldik"diye ifadeetti.

Daha sonra gazetecilerin sorularınacevap verdi.

Milletvekili Erkan Haberal, "2011genel seçimleri öncesinde Zonguldak'abir hastane sözü verdik. Ben 'hastaneyapacağım' dediğim zaman, o ortadanşu anda kaybolan bir İl Başkanı (HamdiUçar) vardı. 'Buraya hastane yapa-mazsınız' dedi. Bu gazete arşivlerindevardır. Ben çıkıp bir basın açıklamasıdüzenledim ve orada, 'DevletinZonguldak'a yapacağı hastanenin yerinigöstersinler, o hastaneyi ben yapacağım'dedim. Bu kayıtlarda var. Ben kendimyapıp devlete teslim edeceğimi de taah-hüt ettim. Şimdi buradan yine söylüyo-rum: Versinler hastane yerini, yapıyo-rum. Veriyorlar mı? Rest çekiyorum"açıklamasında bulundu.

"Havaya salınan karbonmiktarı dünyanın hiç biryerinde bu orada değil"

"Enerji üretimiyle ilgili olarakÖzcan Ulupınar "gerekirse o bölgeyiboşaltırız" demişti, siz bu konuda nedüşünüyorsunuz?" sorusu üzerine MHPAnkara Milletvekili Erkan Haberal, şugörüşleri dile getirdi, "Çatalağzı, Musluve Kilimli bölgesinde bir sıkıntı var.Kilimli çok detaylı bu konuyla ilgiliolmasa da bölgeye çok yakın olmasınedeniyle oradaki vatandaşlar da etk-ileniyor. Hatta sayın Bakana ben oradabir soru sordum. "Dünyanın hangiülkesinde bu kadar küçük alandabukadar fazla termik santral var" diye.Sayın Bakan cevap veremedi, çünküyok. Bu rakam olarak oraya salınankarbon miktarı dünyanın hiç bir yerindeolmadığı kadar fazla o bölge için.

"Sağlık ve yaşamkoşullarının bir şekildeiyileştirilmesi lazım"

Fakat Zonguldak'ın bir gerçeği var,orada yaşayan vatandaşlarımız var.Özellikle Muslu ve Çatalağzı böl-gesinde yaşayan vatandaşlarımız var.Bundan etkileniyorlar. Bunun 2 konusuvar. Etkilendiği halde, "çocuklarımızburada çalışyor, ekmek parası kazanıy-or" diye "biz buna razıyız" diyen birkesim var. Birde başka bir grup var,çevreci grup "buradan bu santrallerkalsın" diyen. Türkiye enerjiye muhtaçbir ülke. Türkiye dışarıdan enerji ihtalediyor. Bu gün bu termik santrallerikurulanların yerinden kalması mümkünolmadığına göre, oradaki vatandaşınsağlık ve yaşam koşullarının bir şekildeiyileştirilmesi lazım. Almanya kömürletermik üreten belli başlı ülkelerden biri.Biliyorsunuz dünyadaki üçüncü büyükülkeydi, atom enerjisiyle uranyumlaelektrik üreten fakat kapatmayabaşladılar. Almanya eğer termiksantrallerde insan sağlığını etkileyecekunsurları sıfıra indirgeyen baca sistem-leri yapabiliyorsa bu son teknolojiyi de

bu buraya getirmeliyiz, şart koşmalıyız" Toplantı gündeme ilişkin karşılıklı

soru cevap şeklinde devam etti

Türkiye Kamu-Sen’eziyaret

Milliyetçi Hareket Partisi AnkaraMilletvekili Erkan Haberal, Zonguldakprogramı kapsamında Türkiye Kamu-Sen İl Temsilciliğini ziyaret etti.Ziyarette, İl temsilcisi Kadir Bacıoğlu,şube başkanları ve sendika üyeleri hazırbulundu.

Ziyarette, ilk konuşmayı yapanTürkiye Kamu-Sen İl Temsilcisi KadirBacıoğlu, sayın vekilimizden işgüvencesine dokunulmaksızın 657sayılı yasanın yeniden yapılandırılmasıyönünde bir mücadele beklediğini ifadeetti “Ben Milliyeti Hareket Partisindenve Sayın vekilimden bu konudasendikamızın tavrını özellikle meclistedile getirerek iş güvencesine dokunul-maksızın 657'nin yeniden yapılandırıl-ması yönünde bir mücadele bekliyorum.En büyük kazanılmış hakkımız olan işgüvencemizin elimizden alınmasınaMilliyetçi Hareket Partisi olarak hayırdiyeceklerdir”

Milletvekili Erkan Haberal, sözler-ine şöyle devam etti: "657 sayılı yasayıbiz tek başımıza iktidar olsaydık biz buyasayı değiştirirdik. Bunların iyi niyetliolmadıklarını düşünüyoruz. Bu yasayıdeğiştirirken iş güvencesinden daha ötebirçok hakkın alınacağını, kendi istedik-leri gibi yeni bir kadrolaşmanın önünüaçacağını düşünüyoruz. Bunun için çokdikkatli ve kontrollü davranıyoruz.

Olamaz, yapamaz, edemezlerdediğimiz ne varsa yaptılar. Olmazdenen her şey oldu bu ülkede”

Genel Maden İşçileri Sendikası(GMİS) Genel Başkanı AhmetDemirci, beraberinde Genel BaşkanYardımcısı İsa Mutlu ve Genel MaliSekreter Adnan Tıska, Ak PartiZonguldak Milletvekili ÖzcanUlupınar ile Ankara'da bir arayageldi.

Türkiye Taşkömürü Kurumu(TTK) işçi açıkları konusundakison durum üzerinde değer-lendirmelerde bulundular.

Daha önce birkaç kez değişikortamlarda yapılan görüşmelerdeBaşbakan Ahmet Davutoğlu'nuZonguldak'ta maden ocağına ziyaret

etmeye davet eden Demirci veUlupınar, bu konuda da temaslarınsürdürme konusunda görüş birliğinevardılar.

Ulupınar, ülkenin mevcut gün-deminin yoğunluğu nedeniyleziyaretin mümkün olmadığınıbelirterek, Sayın Başbakan'ın ilkfırsat bulunduğunda Zonguldak'agelerek maden ocağında işçileriziyaret edeceğini belirtti.

Demirci, Ulupınar'a eşiningeçirmiş olduğu rahatsızlıknedeniyle de geçmiş olsun dilek-lerinde bulundu.

GMÝS Ankara'da Ulupýnar ÝleBiraya geldi

Milletvekili Haberal: “Zonguldakköyden de kötü oldu”

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Ankara Milletvekili Erkan Haberal, kentimizde MHPZonguldak İl Başkanlığı, Türkiye Kamu-Sen'nin yanı sıra bir dizi ziyaret

gerçekleştirdi.

Demirtaþ. “AKP iþsizlik sigortasý fonundan, sermaye çevrelerine rantyaratýyor”

TBMM Sağlık, Aile, Çalışmave Sosyal İşler Komisyonu üyesi,CHP Zonguldak Milletvekili ÜnalDemirtaş, işsiz vatandaşlarımız içinkurulan, işçi-işveren ve devletinödediği işsizlik sigortası primleriyleoluşturulan İşsizlik SigortasıFonu'nun, Kanunun amacının dışın-da kullanıldığını belirtti.

İşsizlik Sigortası Fonu'ndanyararlanma koşullarının çok zorolduğunu ve tüm işsizlerin fondanyararlanamamasını eleştirenDemirtaş, fondan yararlanmakoşullarının kolaylaştırılması içinbir an önce gerekli adımların atıl-masını istedi.

İşsizlik sigortası fonundatoplanan kaynaklarla; AKP'libelediyelerde çalışan geçici işçilerinmaaşlarının ödendiği, fondaki kay-nakların "seçim rüşveti" olarakdağıtıldığı, bütçesi açık verenkurumların açıklarının bu fonaracılığıyla kapatıldığı, toplanankaynağın işsizlik sigortası ile hiçbirilgisi olmayan alanlara yatırımyapılarak kullanıldığına ilişkinhaberlere atıfta bulunarak; işsizliksigortası fonunun yönetimi ve dene-

timinin şeffaflıktan uzaklaştığınıbelirten Demirtaş, "BaştaGüneydoğu Anadolu Projesi olmaküzere, yol, baraj vs. yapımı gibialtyapı faaliyetlerine yatırım yapıl-ması adı altında, AKP işsizlik sigor-tası fonundan, sermaye çevrelerinerant yaratıyor. AKP, ne zaman başısıkışsa, elini emekçilerin cebineatıyor; ama işsiz kalan sigortalılarınişsizlik sigortası fonundan yararlan-masını, kanunda getirdiği koşullarlaengelliyor" dedi.

"İşsizlere verilmesi gerekenkaynak, iç borçlanma yöntemiylebütçe açıklarının kapatılması içinAKP iktidarı tarafından, iç ediliyor"ifadesini kullanan Demirtaş,"İşçinin alın terinden, işsiz kalacağızor günleri için kesilen bu kaynağıntamamı, yine işsizlere verilmelidir"çağrısında bulundu.

Demirtaş, hükümete, bir anönce işsiz kalan tüm sigortalılarınfondan yararlanabilmesi için,Kanun'daki yanlışların düzeltilmesive kanunsuz harcamaların derhalkesilmesi çağrısında bulundu

CHP Zonguldak Milletvekili Ünal Demirtaş,hükümete, bir an önce işsiz kalan tüm sigor-

talıların fondan yararlanabilmesi için, Kanun'dakiyanlışların düzeltilmesi ve kanunsuz harca-maların derhal kesilmesi çağrısında bulundu

Gelirken yolların halini ördüm 2011 yılında bu yollarınbitirileceği vadini verenler şu anda mecliste bile değil.O zaman bu yolların peşinde program yapanlar döne-min mütahitleriyle ve dönemin bürokratlarıyla toplantı

düzenleyen il başkanları şimdi İl Başkanı bile değil.Ama Zonguldaklılar burada. Ne sahil yolu, ne

Zonguldak yolu, ne o tüneller ne Filyos yapıldı, yaniZonguldak'a hiç bir şey yapılmadı

ivardan SUSMA; BAĞIMSIZ,İLKELİ, TUTARLI GAZETESUSMA; GÜCÜNÜ OKURDAN ALAN GAZETE

SUSMA; GÖNÜLLÜ OKURLARIN DESTEKLERİYLE ÇIKIYORCSayfa 927 Ocak 2016/685 SUSMA -HABER- YORUM

Devrek Belediyesi tarafın-dan Devrek Kültür Derneği'ninkatkılarıyla Büyüklere SaygıGecesi düzenlendi. DevrekÇınar Otel'de yapılan buanlamlı gecede bir araya gelenvatandaşlar geçmişi yad etmeimkanı buldular. Bu yıldördüncüsü yapılan ve artıkgeleneksel hale gelen buanlamlı etkinlikte DevrekBelediye Başkanı MustafaSemerci ile eşi Gönül Semercikonuklarını kapıda karşıla-yarak ellerini öptüler. Büyükilgi gören gecede değerlibüyüklerimiz hem duygusalanlar yaşadılar hem de gönül-lerince eğlenme imkanı buldu-lar.

Gecede bir konuşma yapanDevrek Belediye BaşkanıMustafa Semerci, "Bu anlamlıetkinlikte hayatta olan büyük-lerimize saygıyla beraber,bugün hayatta olmayan büyük-lerimizi de anmayı düşündük.Hem nostalji yaşamayı hem deyaşatmayı amaçladık. Değerlibüyüklerimize hak ettiklerideğeri, saygıyı, ilgi ve alakayıher zaman göstermeliyiz.

Onlara olan saygımızı,verdiğimiz değeri en iyi şek-ilde göstermek amacıylaDevrek Kültür Derneği'yle bir-likte bu anlamlı geceyi düzen-ledik. Bu gecenin hazırlan-masında emeği geçen herkeseve bizleri kırmayarak uzaktanyakından davetimize iştirakeden siz değerli büyüklerimizeteşekkürlerimi sunuyorum"dedi.

Düzenlenen gecede büyük-lerimiz geçmişte yaşadıklarıgüzel anıları anlatırken,Devrek şiirleri okundu.Yaklaşık 80 yıl evvel o dönem-lerde giyilen gelinlikler vekınalıkların sergilendiği defiledavetlilerden büyük ilgi gördü.Etkinliğin son bölümündeDevrek Kültür Derneği TürkSanat Müziği Korosu tarafın-dan seslendirilen birbirindengüzel eserler büyük alkış aldı.

Etkinliğe Devrek BelediyeBaşkanı Mustafa Semerci,Devrek Kültür DerneğiBaşkanı Semra Taşkaya ileyönetim kurulu üyeleri,belediye meclis üyeleri ileyüzlerce davetli katıldı.

Danıştay, Eğitim Sen'in açtığı davasonucunda, imam hatip lisesi müdür veöğretmenlerine dini konularda halkın bil-gilendirilmesine yönelik faaliyetlerdebulunma görevi veren yönetmelik hük-münün yürütmesini durdurdu. Danıştaykararında, "Hem bu okulların müdürlerinehem de öğretmenlerine dini konulardahalkın bilgilendirilmesine yönelikfaaliyetler düzenleme ve bu faaliyetlerekatılma görevi yüklenmesinde hukukauyarlık bulunmamaktadır." denildi.

Konuyla ilgili Eğitim Sen'den yapılanaçıklamada şöyle denildi: "7 Eylül 2013gün ve 28758 sayılı Resmi Gazete'deyayımlanarak yürürlüğe giren Milli EğitimBakanlığı Orta Öğretim KurumlarıYönetmeliği'nin bazı maddelerininyürütmesinin durdurulması ve iptaliistemiyle açtığımız davada, Danıştay 2. ve8. Daireleri, bütçe dışı kaynaklarla yaniöğrencilerden para toplanarak personelçalıştırılmasını hukuka aykırı bulmuş veyürütmesini durdurmuştu. Diğer maddeler-le ilgili yürütmenin durdurulması isteğimizreddedilmişti. Ret kararı üzerine başvur-duğumuz Danıştay İdari Dava DaireleriKurulu, aynı yönetmeliğin 78/7 ve 86/6fıkralarının da yürütmesini durdurmuştur.Yönetmeliğin anılan hükümleri Anadoluİmam Hatip ve imam hatip lisesi müdür veöğretmenlerine dini konularda halkın bil-gilendirilmesine yönelik faaliyetlerdebulunma görevi vermekteydi.

Danıştay kararında şöyle denildi: "07/09/2013 günlü, 28758 sayılı Resmi

Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girenMilli Eğitim Bakanlığı OrtaöğretimKurumları Yönetmeliği'nin "Müdür, görev,

yetki ve sorumlulukları" başlıklı 78,mad-desinin (7). fıkrasında; "Anadolu imam-hatip ve imam-hatip lisesi müdürleri ayrıcaokuldaki eğitim, öğretimle ve işleyişleilgili olarak, okulun çevreyle ilişki kur-masını sağlamak amacıyla, dini konulardahalkın bilgilendirilmesine yönelik meslekdersleri öğretmenlerinin sorumluluğundasosyal etkinlikler çerçevesinde hutbe, vaazve benzeri programlar düzenler ve bukonularda müftülük, il veya ilçe millieğitim müdürlükleri, yükseköğretimkurumları ve diğer kurum ve kuruluşlarlaişbirliği yapar ..." kuralına yer verilmiştir.

Aynı Yönetmeliğin "Öğretmenlerin;görevleri ve sorumlulukları" madde başlıklı86,maddesinin (6). fıkrasında ise;"Anadolu imam-hatip ve imam-hatip lisesimeslek dersleri öğretmenleri gerek ders

saatleri içerisinde, gerekse ders saatleridışında olmak üzere öğrencilerin meslekibecerilerinin geliştirilmesi için çevreyleilişki kurmalarına rehberlik ederek meslekiuygulamalarının verimli olması yönündeçalışmalar yapar, dini konularda halkın bil-gilendirilmesine yönelik faaliyetlerekatılır." düzenlemesine yer verilmiştir.

1739 sayılı Milli Eğitim TemelKanunu'nun 32.maddesi uyarınca; imam -hatip liseleri, imamlık, hatiplik ve Kur'ankursu öğreticiliği gibi dini hizmetlerin yer-ine getirilmesi ile görevli elemanlarıyetiştirmek üzere, Milli EğitimBakanlığınca açılan ortaöğretim sistemiiçinde, hem mesleğe hem yükseköğrenimehazırlayıcı programlar uygulayan öğretimkurumlarıdır.

Her ne kadar davalı idare tarafından,her mesleğin bir bilgi, bir de uygulamayönü olduğu, din görevliliğinin bilgiyönünü, Anadolu imam-hatip lisesi öğretimprogramlarında bulunan meslek dersleri,genel küıtür dersleri ve seçmeli derslerinoluşturduğu, uygulama yönünü ise, yineprogramlarda yer alan dersleri temel alarakdin hizmetleri eğitimini pekiştirmeyiamaçlayan hitabet ve mesleki uygulamadersinin kazandıracağı, ayrıca din görevlil-iğinin, alan bilgileri yanında bu bilgileribaşkaları ile paylaşmaya yardımcı olacaközel çabayı da gerektiren bir faaliyetolduğu, paylaşabilmek için bir konununbilgisine sahip olmak nasıl gerekliyse onupaylaşabilmenin yöntem ve tekniklerinibilmek ve uygulayabilmenin de bir o kadargerekli olduğu ileri sürülerek dava konusubu iki hükmün hukuka uygun olduğusavunulmuş ise de; Anadolu imam-hatiplisesi ve meslek imam-hatip liselerindeöğrencilerin yetiştirilmesi amacıyla meslekiuygulamaların yapılması mümkün olmaklabirlikte, bu amacı aşar nitelikte, hem buokulların müdürlerine hem de öğretmenler-ine dini konularda halkın bilgilendirilme-sine yönelik faaliyetler düzenleme ve bufaaliyetlere katılma görevi yüklenmesindehukuka uyarlık bulunmamaktadır."

Devrek'tebüyüklere saygýgecesi büyük ilgigördü

Danýþtay'dan Ýmam Hatip Müdür ve Öðretmenleri Hakkýnda Karar

'Kur'an kursu deðil, okul öncesi eðitim'

Eğitimöğretim dönemiboyunca ÇaycumaMüftüsüyle birlikte sık sık4-6 yaş gurubu Kur'ankurslarını (Sıbyan mektebi)ziyaret eden ve Kurankurslarının maddi eksiklik-lerini giderme sözünüveren Çaycuma Kaymakamve Milli Eğitim Müdürü busefer de kurs öğrencilerinekarne verdi.

Milli EğitimMüdürlüğü'ne (MEB) bağlıokul öncesi eğitim kurum-larına alternatif hale getir-ilen ve sayıları her geçengün daha da artan Diyanetebağlı 4-6 yaş gurubuKur'an Kursu öğrencileride yarıyıl tatiline girdi.

Çaycuma Müftülüğütarafından açılan 4-6 yaşgurubu Kur'an Kursuöğrencileri için yapılankarne törenine ÇaycumaKaymakamı Serkan Keçeli,Çaycuma Milli EğitimMüdürü Mehmet Özdemirkatıldı.

Eğitim Sen'in konuylailgili yaptığı açıklamada,MEB tarafından okul önce-si eğitime değil de, Kur'ankurslarına destek verilmesieleştirildi. Açıklamada şuifadelere yer verildi:"MEB'e bağlı okul öncesieğitim kurumları ve anasınıfları özellikle köylerdeöğrenci bulamamaktankaynaklı kapanma aşaması-

na ve okul öncesi öğret-menleri norm fazlası duru-muna gelirken; atamabekleyen binlerce okulöncesi öğretmenliğibölümü mezunu öğretmen-lerinin atanma olasılığıdaha da azalırken ÇaycumaKaymakamı ve ÇaycumaMilli Eğitim MüdürüSıbyan Mekteplerine ver-miş oldukları desteği bukez de karne vererek gös-terdiler. 4-6 yaş grubuçocukların eğitim görecek-leri yerler Kur'an kurslarıdeğil, okul öncesi eğitimkurumlarıdır. Bu uygula-madan vazgeçilmelidir."

Çaycuma Müftülüğü tarafından açılan 4-6 yaş gurubuKur'an Kursu öğrencileri için yapılan karne törenine Çay-cuma Kaymakamı Serkan Keçeli, Çaycuma Milli Eğitim

Müdürü Mehmet Özdemir katıldı.

Devrek Belediyesi ve Devrek KültürDerneği işbirliğiyle düzenlenen BüyüklereSaygı Gecesi'nde büyüklerimiz unutulmazbir gece yaşadı.

Sayfa 1027 Ocak 2016/685

EBRD, Erdemir'i Verimli Kaynak Kullanýmý Ýçin Destekliyor!

Ümit Arýcý

Arýcý Petrol Yolda býrakmaz

Avrupa İmar ve KalkınmaBankası (EBRD) Türkiye'ninen büyük çelik üreticisiErdemir Grubu ŞirketlerindenErdemir ve İsdemir'e 75 milyonEuro kredi sağlayarakTürkiye'de enerji tüketimininyoğun olduğu demir-çelik sek-töründe verimliliği arttırmayıteşvik ediyor.

Konuyla ilgili olarakErdemir Grup'tan yapılan açık-lamada şu görüşlere yer verildi,"EBRD kredisi, Erdemir'in İsk-enderun ve Ereğli'de bulunaniki tesisinde üretim süreç-lerinde kaynakların en etkinkullanımına yardımcı olacakkapsamlı bir yatırım pro-gramını finanse edecektir.Demir-çelik sektörü yüksekenerji kullanan sektörlerinbaşında gelmektedir. Ancakileri teknolojiye dayalı teçhizat-ların kullanımı ile üretim süreç-lerinde yüksek miktarlardaenerji tasarrufu eldeedilebilmektedir.

Erdemir ve İsdemir fab-rikaları, son model teknolojiyesahip olan yüksek fırınlardakitepe basıncı genleşme türbin-lerine yatırım yapacak. Bu

türbinler, yüksek fırınlardatoplanan yüksek basınçlıgazları kullanıp elektrik üretimigerçekleştirirler.

Erdemir ve İsdemir en iyiuygulamaları benimseyerek,üretim süreçleri sonunda açığaçıkan demir-çelik gazlarının veatık ısının tamamını yenidenkullanmayı amaçlamaktadır. Buişletmeler ayrıca enerji yöneti-mi sistemlerini geliştirmeyi veendüstriyel atıklardan değerli

yan ürünleri çıkarmayı planla-maktadır.

Erdemir Grubu hâlihazırdabölgede yer alan en verimlidemir-çelik üreticilerinden birikonumundadır ve EBRD'ninfinanse edeceği enerji verimlil-iği yatırım programıyla beraberGrubun enerji ihtiyacı daha daazalacaktır. Türkiye'nin enbüyük sanayi kuruluşlarındanbiri olan Erdemir Grubu'nunelektrik tüketimi, 2014 yılında

ülkenin toplam elektrik tüketi-minin yaklaşık %1,5'lik payınıoluşturmaktadır.

EBRD Türkiye DirektörüJean-Patrick Marquet yatırımhakkındaki düşüncelerini şöyleyorumladı: "Türkiye demir-çelik piyasasında lider biroyuncu olan Erdemir Grubu,toplam piyasa hacminin dörttebirini üretmektedir. Grup örnekbir liderlik sergileyerekTürkiye'de bir enerji verimliliği

devrimi başlatma ve ülkedekiçelik endüstrisini değiştirmeyeteneğine sahiptir. Ülkedekidemir-çelik sektörünün, küreselrekabet gücünü artırmak vedaha iyi bir çevre dostu ola-bilmesi için daha verimlisanayi süreçlerine ihtiyacı var.EBRD hâlihazırda Enerji veTabii Kaynaklar Bakanlığı ileberaber Ulusal EnerjiVerimliliği Aksiyon Planı'nıoluşturmak için beraber çalış-maktadır ve EBRD, demir-çelik sektöründe enerji ver-imliliği politikalarının geliştir-ilmesi üzerine yaptığı çalışma-da Erdemir Grubu ile beraberhareket etmekten özelliklememnuniyet duymaktadır. "

Erdemir Grubu CFO'suBülent Beydüz ise şu ifadelereyer verdi: "Bizim en temelilkemiz, verimli, güvenli, çevr-eye duyarlı ve kaynakları akıl-lıca kullanan yüksek kaliteyedayalı bir üretim süreci sağla-maktır. EBRD finansmanı ileberaber Şirketimizsürdürülebilirlik ve düşükçevresel ayak izi amaçlarıdoğrultusunda attığı nitelikseladımlara bir yenisini eklemek-tedir".

1960 yılında kurulanErdemir Grubu yılda 9,1 mily-on ton sıvı çelik üretim kapa-sitesine sahiptir. Grubun Ereğlifabrikası, yassı çelik üretimi(sıcak haddelenmiş rulo, soğukhaddelenmiş rulo, sıcak daldır-ma galvanizli rulo, sıcak had-delenmiş levha ve ince levha)üretimine odaklanırken,Grubun İskenderun fabrikasıise hem yassı çelik (sıcak had-delenmiş rulo) hem de uzunçelik (kütük, ve kangal) üret-mektedir.

Türkiye'nin ham çelik üre-timinin yaklaşık dörtte birinioluşturan Grup, çevresel ayakizini en aza indirmeye, ürün-lerinin akıllı tasarıma sahip vedaha uzun ömürlü olmasınısağlamaya ve endüstriyel atık-ların üretime geri dönüşümünüdesteklemeye kararlıdır.

Erdemir Grubu gibi büyüksanayi şirketlerine finansmansağlayarak bu şirketlerin en iyikaynak verimliliği teknoloji-lerini benimsemelerine yardım-cı olmak, EBRD'nin YeşilEkonomiye Geçiş yaklaşımınınbir parçasıdır. Bu yaklaşım ileberaber EBRD, sürdürülebilirkaynaklar alanında finansmanhacmini önümüzdeki beş yıliçinde 18 milyar Euro düzeyineçıkarmayı amaçlamaktadır.

EBRD, 2009 yılındaTürkiye'de yatırım yapmayabaşladı ve halen İstanbul,Ankara ve Gaziantep'te yeralan ofisleriyle faaliyet göster-mektedir. Banka bugüne kadar,altyapı, enerji, tarım, sanayi vefinans sektörlerinde 180 farklıprojeyle Türkiye'de 7 milyarEuro'yu aşan yatırım gerçek-leştirmiştir. Bu projelerin yak-laşık yarısı enerji ve kay-nakların sürdürülebilir kul-lanımını teşvik amaçlı projel-erde kullanılmıştır.

2015 yılında Türkiye, 1,9milyar Avro üzerinde yatırımile EBRD'nin en fazla finans-man sağladığı ülke olmuştur.Türkiye'nin en büyük sanayikuruluşlarından biri olanErdemir Grubu, "DünyaKlasında Şirket Olma" vizy-onuyla başlattığı dönüşümhareketinin sonuçlarını almayadevam ediyor. Kuruluşunun 50.yılını kutlayan Erdemir Grubu,2014 yılındaki üretim, ihracat,borsa performansı ve finansalgöstergelerdeki başarılarınaprestijli bir ödül serisini deekledi. Erdemir Grubu,Amerikan İletişimProfesyonelleri Ligi (LACP)tarafından 2001 yılından buyana her yıl düzenlenen vefaaliyet raporu alanındaki enprestijli ödüllerden biri olarakkabul edilen "2014 VisionAwards" da 4 ödül birdenkazandı.