Şubat 2014 - Aylık Piyasa Raporu

32
1 2015 Şubat ayı Beklenti Raporu 2015 – Şubat Ayı Beklenti Raporu

Transcript of Şubat 2014 - Aylık Piyasa Raporu

Page 1: Şubat 2014 - Aylık Piyasa Raporu

1

2015 – Şubat ayı Beklenti Raporu

2015 – Şubat Ayı Beklenti Raporu

Page 2: Şubat 2014 - Aylık Piyasa Raporu

2

2015 – Şubat ayı Beklenti Raporu

Değerli Yatırımcılar,

2015 yılının ilk ayında finansal varlıkların çok sert hareketlere maruz kaldığını gördük.

Makro-ekonomik gelişmelerin piyasalar üzerindeki etkileri ile çoğu finansal varlık tarihi

zirvelere ulaşırken, çoğu finansal varlıkta dip bölgelere doğru yeni hamleler

gerçekleştirdi. Ay içerisinde oluşan sert hareketler ve bu hareketlere kayıtsız kalamayan

Forex katılımcıları, uygun işlem stratejileriyle piyasada yer almak istedi. Kimi yatırımcı

yeni yılın ilk ayını pozitif bir şekilde kapatırken, kimi yatırımcı ise negatif sonucun

üzüntüsü içerisindedir.

Avrupa Merkez Bankasının “Parasal Genişleme” konusunda önemli adımlar atması,

Yunanistan seçimlerinde hükümetin el değiştirerek radikal sol parti Syriza’ya geçmesi,

Türkiye gibi çoğu gelişmekte olan ülkelerin “Faiz İndirimi” gerçekleştirmesi, FED’in “Faiz

Artırımı” konusunda kararlılığını sürdürmesi ve son olarak da 2011 yılından beri taban

fiyat uygulaması gerçekleştiren İsviçre Merkez Bankasının mevcut kararını değiştirmesi,

ayın en çarpıcı makro-ekonomik gelişmeleri olarak kaydedilmiştir.

Mevcut makro-ekonomik haberler ve bu haberlerin işlem hayatımızdaki etkisi

incelendiğinde özellikle yapılan hatalar belirli konularda toplanmaktadır.

Makro-Ekonomik haberlerin sonuçlarını görmeden, veri öncesinde piyasa

beklentisine göre hareket ediyorum,

Makro-Ekonomik haber sonuçlarını nasıl yorumlamam gerektiği yönündeki

eğitimlere fazla vakit ayırmıyorum,

Günlük analiz ve video çalışmalarını yeterinde incelemeden sadece seviyelere göz

atarak piyasanın son durumu hakkında bilgi sahibi olaya çalışıyorum,

Ne zaman Stop Loss kullansam zarar elde ediyorum düşüncesinden dolayı Stop

Loss yani Zararı Durdur seviyesi kullanmıyorum,

Gün içerisinde çok fazla dalgalanma olduğundan dolayı trende göre değil, harekete

göre pozisyon alıyorum,

Çok yükseldiğini görünce SATIYOR, çok düştüğünde görünce ALIYORUM,

Sermaye miktarına uygun finansal varlıklarda işlem gerçekleştirmiyorum. Bunun

yerine hızlı bir şekilde kazanç elde edebileceğim finansal varlıklarda işlemler

gerçekleştiriyorum,

İndikatörlerin nasıl kullanıldığını psikolojik olarak anlamak ve back – test

gerçekleştirmek yerine, direk işlemler yaparak deneme - yanılmayı tercih

ediyorum,

Yukarıda maddeler halinde sizlerle paylaşmış olduğumuz açıklamalar, Forex piyasasında

yapılan hataların en önemlileri olarak kaydedilmiştir. “Hatalarımızın farkında olmak,

başarıya giden en önemli stratejidir” mantığı ile yeni ayda bu tür hatalara düşmemek için

piyasa bilincimizi daha da geliştirmeliyiz. Bu tutum, işlem stratejilerimizi pozitif bir şekilde

etkileyeceği gibi, yeni ayın genel anlamda pozitif geçmesine katkı sağlayabilir.

Bu bağlamda da özellikle yukarıdaki hataları uygulayan işlemcilerin yeni aya daha

hazırlıklı ve donanımlı girmesi önem arz etmektedir.

Kudret Ayyıldır / Başanalist

Page 3: Şubat 2014 - Aylık Piyasa Raporu

3

2015 – Şubat ayı Beklenti Raporu

Giriş Sayfa

Yatırımcılara Mesaj 2

2015 – Ocak ayında Hafızada Kalanlar 4 - 5

Temel Analiz 6 - 9

- AVRUPA 7

- ABD 8

- ASYA PASİFİK 9

Ekonomik Takvim 10

Teknik Analiz 11 - 28

- EURUSD 12 - 13

- GBPUSD 14

- USDJPY 15 - 16

- USDTRY 17 - 18

- EURTRY 19

- ALTIN 20

- GÜMÜŞ 21

- HAM PETROL 22 - 23

- DOĞALGAZ 24

- BUĞDAY 25

- PAMUK 26

- DAX30 27

- S&P500 28

İndikatörlerle Teknik Analiz 29

Hazırlayanlar 30

Risk Açıklaması 31

Page 4: Şubat 2014 - Aylık Piyasa Raporu

4

2015 – Şubat ayı Beklenti Raporu

“2015 – Ocak ayında Hafızada Kalanlar”

Küresel piyasalar yeni yıla oldukça hareketli ve yoğun bir tempoda başladı diyebiliriz.

Yunanistan’ın getirdiği belirsizliğin yanında Ocak ayı, ağırlıklı olarak merkez bankalarının

gündemde yer aldığı bir işlem dönemi olarak geride kaldı. Bunun yanında gelişmiş ve

gelişmekte olan ülke merkez bankalarının aldıkları para politikası kararları, yılın geri kalan

kısmı için önemli ipuçları verdi diyebiliriz.

SNB Depremi; Ocak ayı içerisinde aldığı

sürpriz karar nedeni ile İsviçre Merkez

Bankası (SNB) piyasaların en fazla

konuştuğu kurumlar arasın yer aldı. Banka,

önceden herhangi bir ipucu vermeksizin

EUR/CHF paritesinde uyguladığı minimum

kur politikasına son verirken, mevduat ve

politika faiz oranlarını düşürdü. 15 Ocak’ta

yayımlanan kararların ardından Frank sert

değer kazanımları kaydederken, borsa ve

tahvil getirilerinde önemli düşüşler izlendi.

ECB’den Tarihi Karar; Piyasaların merakla

beklediği Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) 22

Ocak’taki toplantısı, varlık fiyatlarının yönünde son

derece etkili oldu. Banka’nın Başkanı Mario Draghi

ve ekibi, piyasa beklentilerinin üzerinde bir parasal

genişleme programı açıklayarak, Eylül 2016’ya

kadar aylık 60 milyar Euro tahvil alımı

yapacaklarını açıkladılar.

Yunanistan’da Syriza Dönemi; Kurtarma fonlarına

karşı ve pek fazla Avrupa Birliği (AB) yanlısı

olmayışı ile bilinen Yunanistan’ın Syriza isimli

radikal sol koalisyonu, ülkede 25 Ocak’ta yapılan

seçimlerden zafer ile çıktı. Parti’nin lideri Çipras’ın

önderliğinde Yunanistan’ın Euro Bölgesi’nden

çıkmasına kadar varacak bir süreç yaşanabileceği

düşüncesi, küresel piyasalarda gerilimin artmasına

neden olmuştu.

Page 5: Şubat 2014 - Aylık Piyasa Raporu

5

2015 – Şubat ayı Beklenti Raporu

Diğer Merkez Bankaları; Türkiye’den

Hindistan ve Rusya’ya kadar geride kalan ay

içerisinde, dünyanın yakından takip ettiği

önemli merkez bankalarının dışında farklı

ülke merkez bankaları da gündemde

kendisine yer buldu. Rusya, Hindistan,

Singapur ve Türkiye merkez bankaları ise

Ocak ayında faiz indirimine giderek küresel

piyasalarda etkili oldu.

FED’in Yol Haritası; Yılın ilk toplantısını 28

Ocak’ta gerçekleştiren ABD Merkez Bankası

(FED), faiz artışı konusundaki değerlendirmesini

değiştirmedi ve artışa yakın tavrını korudu. Diğer

önemli merkez bankalarının para politikasını

genişlettiği bir süreç içerisinde FED’in bu

tutumunu sürdürmesi, global piyasalarda

Dolar’ın değer kazanmasına temel oluşturan

faktörler arasında yer aldı.

Page 6: Şubat 2014 - Aylık Piyasa Raporu

6

2015 – Şubat ayı Beklenti Raporu

“TEMEL ANALİZ”

Page 7: Şubat 2014 - Aylık Piyasa Raporu

7

2015 – Şubat ayı Beklenti Raporu

AVRUPA

Euro Bölgesi

Sadece Avrupa kıtası değil, Euro Bölgesi’ndeki gelişmelerin Ocak ayında tüm dünya tarafından son

derece dikkatle izlendiğini ifade edebiliriz. Gerek Yunanistan’da halkın iktidara taşıdığı Syriza

partisinin getirdiği belirsizlik, gerekse Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) para politikası kararları

Ocak ayında gündemin en önemli başlıkları arasında yer aldı. Yılın en kısa ayında da görünümün

çok fazla değişmeyeceğini ve Euro Bölgesi ekonomisindeki gelişmelerin yine yakından izleneceğini

söylemek yanlış olmayacaktır.

Şubat ayı içerisinde Euro Bölgesi ve büyük üye ülkelere ait makro-ekonomik göstergeler,

piyasaların, ECB’nin parasal genişlemesinin işe yarayıp yaramayacağına ait inancı adına mercek

altında kalmaya devam edecek. Almanya, Fransa ve İtalya gibi ülkeler ile Euro Bölgesi geneli

büyüme oranı rakamları, Almanya’da son aylarda iyileşme kaydettiği görülen güven endekslerinden

ZEW ve IFO verileri ile birlikte dikkat çeken datalar arasında yer alıyor. Ayrıca yine Şubat ayında,

ilgili ülkeler ile birlikte İspanya’nınki de dahil olarak, PMI göstergeleri Birlik ekonomisinin gidişatı

adına yakından takip edilecek. Avrupa Komisyonu’nun yeni ekonomik tahminleri ve geride kalan yıl

ilk iki ayağı gerçekleştirilen TLTRO’nun (Hedefli Uzun Vadeli Refinansman Operasyonu) 26 Şubat’ta

yapılacak olan üçüncü ihalesinin sonuçları da mercek altında yer alacak diyebiliriz. ECB’nin 2015

yılındaki TLTRO operasyonlarına ilişkin takvime ulaşmak için tıklayınız.

Ekonomik gündemin ve takvimin dışında Yunanistan’ın yeni hükümeti ile diğer AB ülkeleri arasında

Şubat ayında gerçekleştirilecek temaslar önem taşıyor. Syriza hükümeti, daha önce kurtarma fonu

kapsamında Yunanistan’ın aldığı borçların geri ödemesini yeninden müzakere etmek isterken, başta

Almanya olmak üzere Euro Bölgesi ülkeleri, bir saç tıraşının mümkün olmadığı görüşündeler. Bu

paralelde Yunanistan’ın yeni Başbakanı Çipras’ın konu hakkındaki ısrarcı tavrının ABD ilişkilerini

nereye taşıyacağı merak ediliyor. Söz konusu bu gündem kıtadaki finansal varlık fiyatlarında da

etkili olabileceği için piyasaların yakın merceği altında yer alacak.

İngiltere

Avrupa kıtasının önemli ekonomilerinden İngiltere’nin görünümünde son aylarda dikkat çekici

gelişmeler izlendi. Ocak ayında da başta enflasyon oranı ve ülkenin Merkez Bankası’na (BOE) ilişkin

değişen beklentiler en dikkat çeken başlıklar arasında. Ada ülkesinde enflasyon oranı Aralık

dönemin son on beş yılın en düşük seviyesine geriledi. Bu paralelde BOE üyelerinin faiz artışı

konusundaki görüşlerinin de değiştiğini izledik. BOE’nin gelişmiş ülkelerin önemli merkez bankaları

arasında faiz artışına ilk giden kurum olacağı yönündeki piyasa beklentisi değişirken, Banka’nın

2015 yılı içerisinde politika faizini mevcut seviyesinde tutacağını düşünenler de var. Şubat ayı

içerisinde İngiltere’nin finansal araçlarında yönü etkileyebilecek yeni gelişmeler yine piyasaları

bekliyor olacak.

Ayın ilk haftası oldukça yoğun. İmalat, yapı ve hizmet sektörüne ilişkin PMI dataları, 5 Şubat’taki

BOE toplantısına ait fiyatlamaların yapılmasını sağlayabilir. Bunun yanında Banka’nın para

politikasında henüz bir değişiklik yapması beklenmiyor. 12 Şubat’ta BOE Başkanı Mark Carney’nin

sunumunu yapacağı enflasyon raporu ise, Banka’nın faiz artırımı için nasıl bir yol izleyeceğine

yönelik ipuçları verebileceği için kritik bir önem taşıyor. Sonrasında ise dikkatler ayın 17’sinde

yayımlanacak Ocak ayı enflasyon oranında olacak. 18 Şubat’ta BOE’nin gerçekleştirdiği son

toplantısının tutanakları ve istihdam dataları, ayın son işlem gününde ise büyüme oranı izlenecek.

Page 8: Şubat 2014 - Aylık Piyasa Raporu

8

2015 – Şubat ayı Beklenti Raporu

ABD

Avrupa’daki dikkat çekici gelişmelerin arasında, dünyanın en büyük

ekonomisine sahip olan ABD’nin, piyasaların gündemindeki en önemli

konu başlıkları arasında yer almaya devam ettiğini ifade edebiliriz.

Merkez Bankası’nın (FED) ne zaman ve nasıl bir tonda faiz artıracağı,

küresel piyasaların cevabını aradığı en kritik soru olarak önemini

koruyor. Son Federal Açık Piyasa Komitesi (FOMC) toplantısında FED,

faiz konusundaki tavrında bir değişiklik yapmazken, ABD ekonomisine ilişkin daha olumlu

ifadeler kullanarak dikkat çekti. Ülkenin istihdam verilerinin genel olarak iyi olan

performansı da sürüyor.

Şubat ayında piyasalar yeni bir FOMC toplantısı görmeyecek. Ancak FED’in Mart ayındaki

önemli toplantısından çıkacak sonuçlara ilişkin ipuçları verecek makro-ekonomik

göstergeler ve açıklamalar yine piyasaları şekillendirebilecek faktörler arasında. 6

Şubat’ta yayımlanacak istihdam raporu ayın ilk kritik rakamlarını içerecek. Aralık ayında

işsizlik %5.6’ya gerilerken, tarım dışı istihdam artışı ise 252 bin Amerikalının iş bulduğuna

işaret ederek piyasa beklentilerinin üzerinde gerçekleşmişti. İstihdam raporu sonrasında

dikkat çeken bir başka rakamın enflasyon oranı (CPI) olacağını ifade edebiliriz.

İstihdamdaki ilerlemenin rayında olduğu yönündeki düşünce, dikkatlerin, ülkede düşük

kalmaya devam eden enflasyona çevrilmesine yol açıyor. 26 Şubat’ta açıklanacak

rakamlar ABD’de tüketici fiyatlarındaki artışın gerilemeye devam ettiğini gösterirse,

piyasalarda FED’in faiz artışını daha ileri bir tarihe öteleyebileceği beklentisi ağırlık

kazanabilir. Tabi ki son aylarda düşen petrol fiyatlarının da enflasyon üzerinde baskı

yaptığını göz ardı etmemek gerekiyor. Diğer taraftan CPI verilerinin tahminleri aşması

halinde FED’in faiz artışı rotasında değişiklik olmayacağı, ya da daha erken artırım

olabileceği düşüncesi desteklenebilir. Yılın son işlem günüde ise geride kalan yılın

dördüncü çeyreğine ait büyüme oranı verisinin ikinci tahmini yayımlanacak. İlk tahmin

%2.6 olarak açıklandı.

Page 9: Şubat 2014 - Aylık Piyasa Raporu

9

2015 – Şubat ayı Beklenti Raporu

ASYA PASİFİK

Ocak ayı içerisinde, Asya – Pasifik ekonomilerinin düşük

enflasyon ile mücadele çabası öne çıkarken, bölgenin

dev ikilisi olan Çin ve Japonya’da politika yapıcıların

açıklamalarının etkili olduğu görüldü.

Çin’de enflasyonun yıllık bazda %1,5 ile 5 yılın en düşük seviyesine gerilediği süreçte,

IMF ülke ekonomisi için 2015 yılı büyüme beklentisini 7,1%’den 6,8%’e indirdi. Çin

otoritelerinin kötü verilere karşı teşvik politikalarına ilişkin piyasa beklentisinin bu kez

daha zayıf olduğunu gördük. Bunda özellikle yetkililerin büyümenin 2014 yılında son 24

yılın en düşük seviyesinde gerçekleşmesinin ardından bardağın dolu tarafını görmesi etkili

oldu. Büyüme rakamını açıklayan Çin İstatistik Bürosu Başkanı, 7,4%’lük büyümenin

2014 gibi zor bir yılda hedefi yakaladıklarını gösterdiğini açıkladı.

Japonya’da ise gerek BOJ gerekse hükümet tarafından %2 enflasyon hedefiyle ilgili

açıklamalar etkili oldu. Japonya Ekonomi Bakanı Amari’nin %2 enflasyon hedefinin 2 yıl

içinde yakalanmasının zor olduğunu ifade etmesi ve bunu onaması, ülkenin para

otoritelerinin enflasyonu yükseltmek için gerekli teşvik politikasını uygulayıp

uygulamayacağına ilişkin soru işaretlerine neden oldu.

BOJ Başkanı Kuroda petroldeki düşüşün enflasyonda oluşturduğu baskıya değinse de, bu

gelişmenin orta ve uzun vadede ekonomiyi destekleyeceğini dile getirdi. Harcamaların

düşen fiyatlarla desteklenebileceğini ifade eden Kuroda, %2 enflasyon hedefine 2 yıl

içerisinde ulaşma amacını katı bir şekilde savunmadıklarını ifade etti. 2015 yılı için

enflasyon tahmininin önemli ölçüde düşürülmesinin ardından, önümüzdeki süreç para

otoritelerinin düşük enflasyona ne kadar göz yumabileceği konusundaki soruların ortaya

çıkmasına neden olabilir.

Avustralya ve Yeni Zelanda ekonomileri büyük bir bölümü küresel piyasalardan

kaynaklı deflasyon etkilerinden sıkıntı çekiyor. İki ülke ekonomileri özellikle Danimarka,

Kanada gibi ülkelerde gerçekleştirilen faiz indirimlerinde etkileniyor. Kanada’nın sıkı para

politikasından geri adım atması sonrasında Avustralya ve Yeni Zelanda Doları’nın bundan

etkilenerek gözle görülür bir değer kaybı yaşadığını gördük.

Düşen petrol fiyatları nedeniyle iki ülke ekonomisinde faiz baskısı da artıyor. Bu süreçte

Yeni Zelanda Merkez Bankası’nın ifadelerinde sıkı para politikasına yönelik tutumunu terk

etmesi, ülke para biriminin değer kaybına neden olan faktörler arasında yer aldı.

Singapur Para Otoritesi sürpriz bir şekilde para politikasını gevşetme kararı alarak Asya

piyasalarında Ocak ayının öne çıkanları arasında yer aldı. Kararın ardından yapılan

açıklamada, Singapur Doları kur sepetinin hareket bandının daraltma kararı alındığı

belirtildi. Özellikle Danimarka ve İsviçre gibi ekonomilerin ardından, genişleyici para

politikalarının yayılması küresel piyasalarda benzer önlemlerin alınabileceğine yönelik

spekülasyonları beraberinde getirdi.

Özetleyecek olursak, Asya – Pasifik piyasalarının geneline yayılan düşük enflasyon sorunu

gözle görülür ölçüde piyasaları etkiliyor. Ancak farklılık yaratan ve önümüzdeki süreçte de

etkisini gösterebilecek kısım, ülke para otoritelerinin bu gelişmelere nasıl yanıt vereceği

olacaktır.

Page 10: Şubat 2014 - Aylık Piyasa Raporu

10

2015 – Şubat ayı Beklenti Raporu

“EKONOMİK TAKVİM”

2015 yılının ekonomik takvimini incelemek için “GCM Forex Ekonomik Takvim” bölümünü

takip edebilirsiniz.

Ekonomik Takvimini incelemek için tıklayınız.

Page 11: Şubat 2014 - Aylık Piyasa Raporu

11

2015 – Şubat ayı Beklenti Raporu

“TEKNİK ANALİZ”

Page 12: Şubat 2014 - Aylık Piyasa Raporu

12

2015 – Şubat ayı Beklenti Raporu

EURUSD

Avrupa Merkez Bankası (ECB) deflasyon tehdidine daha fazla dayanamayıp 18 ay vadeye

yayılmış, Mart 2015 tarihinde başlayacak aylık 60 milyar Euro’luk tahvil alım programını

açıkladı. Amaç enflasyonu yükseltmek. Bu hedefe gidene kadar programın uzaması da

mümkün.

Euro Bölgesi’nde enflasyon hedefine yakın olmak bir tarafa fiyatlar genel seviyesinin

düştüğü (deflasyon) döneme girildi. Her ne kadar AB yetkilileri deflasyon tehlikesi

görünmüyor dese de ECB’nin son hamlesi bu tehdide karşı atılmış bir adım. Yüksek

enflasyonla mücadele zor fakat deflasyonla mücadele çok daha zor. Fiyatların genel

seyrinin düşeceği beklentisi tüketiciyi geri çekerken bu geri duruş üretimi vuruyor. Darbe

yiyen üretim istihdamı olumsuz etkiliyor, artan işsizlik tüketimi azaltıyor, bu sarmalın

içine girildikten sonra yaşanan tahribatın boyutu yüksek enflasyon döneminin

tahribatından çok daha fazla oluyor.

Tablo:1 Euro Bölgesi Enflasyon Oranı

Draghi aylar önce ECB’nin bilanço büyüklüğünü 3 trilyon euro’ya çıkarmayı hedeflediğini

ifade etmişti. Son tahvil alım kararı ile bu hedefe ulaşılacak.

Tablo 2: ECB Bilanço Büyüklüğü

Page 13: Şubat 2014 - Aylık Piyasa Raporu

13

2015 – Şubat ayı Beklenti Raporu

ECB’nin tahvil alım programı piyasa beklentilerini karşıladı, paritede 1,11 seviyesini altı

görüldü.

Bu arada İsviçre Merkez Bankasının Euro/İsviçre Frangı paritesinde 1,20 tabanını

kaldırması euro’yu zayıflatan diğer bir hamle oldu. İsviçre, euro alan önemli merkez

bankalarından biriydi. Son günlerde Danimarka’nın da İsviçre Merkez Bankası’nın

yaptığına benzer bir hamle yapabileceği speküle edilmeye başlandı.

Yunanistan’da Syriza’nın zaferi ve zafere giderken Yunan halkına vadettikleri Yunanistan

ile Yunanistan’a borç verenleri germiş görünüyor. Yunanistan’ın kamu borcu/milli gelir

oranı %175. 2012 yılında borç silinmesine benzer bir taleple Yunanistan bankalarını

finanse edenlerin, ülkeye borç verenlerin karşısına çıkan yeni Yunan hükümeti şu ana

kadar istediğini alamamış görünüyor. Almanya liderliğindeki borç veren ülkeler borcun

planlandığı gibi ödenmesini istiyor. Syriza ise seçim vaadlerinden sonra başarısız

görünmemek için karşı taraftan taviz istiyor. Borçların silinmesi zor olsa da vade uzatımı

benzeri bir anlaşma ile Yunanistan borç ana para ve faiz ödemesinden sonra elinde daha

çok para kalmasını ve halkın biraz rahatlamasını talep ediyor. Bu talep borç verenleri

olumsuz etkileyecek boyutta olmaz ise anlaşma beklenebilir. Yunanistan’ın birlikten

çıkmasının bedeli ise çok daha yüksek olabilir.

Paritede Avrupa Bölgesi tarafından kısa vadede beklenen sonuçlar alındı. ECB tahvil

alımını açıkladı Yunanistan seçimleri sonuçlandı ve bu gelişmeler paritede hızla fiyatlandı.

1,10-1,15 seviyesi arasını orta vadede dengelenme bölgesi olarak düşünüyoruz. Eğer

Yunanistan gerilimi uzamaz, bölge içinde euro’yu zayıf kılacak hamleler diğer merkez

bankalarından gelmezse Euro, Euro Bölgesi tarafından gelişmelerle sakin kalabilir. Hatta

ABD’den gelecek verilere bağlı olarak kısa vadeli bir yükseliş de yaşanabilir.

Önümüzdeki süreçte paritede asıl unsurun ABD tarafından gelecek açıklamalarda, Fed’in

atacağı adımlarda olduğunu düşünüyoruz. Fed doları değerli kılacak adımlar atarsa veya

ABD ekonomisine dair makro veriler güçlü gelmeye devam ederse paritede 1,10 seviyesi

hatta altı denenebilir. 1,11 seviyesi kısa vadeli destek, 1,1450 seviyesi kısa vadeli direnç

olarak kabul edilebilir.

Destek: 1,1000-1,0800-1,0500

Direnç: 1,1500-1,1800-1,2200

Page 14: Şubat 2014 - Aylık Piyasa Raporu

14

2015 – Şubat ayı Beklenti Raporu

GBPUSD

GBPUSD paritesi yaklaşık 6 aydır (24 Temmuz 2014 tarihinden) 34 günlük üssel hareketli

ortalama altında satıcılı seyrini her fırsatta devam ettirmektedir. Gerek günlük gerekse

haftalık ve aylık bültenlerimizde GBPUSD paritesi ile ilgili 34 günlük üssel hareketli

ortalamanın önemini vurgulamakta ve bu ortalama ile paritenin düşüş trendine devam

ettiğini sizlerle paylaşmaktayız. GBPUSD paritesi 1.7200 seviyesinden başlatmış olduğu

satıcılı seyrini 1.4950 seviyesine kadar devam ettirdi ve yeni yılın ilk ayını sonlandırırken

şu sıralar 1.5070 seviyesine yakın seyrini sürdürmektedir. 34 günlük üssel hareketli

ortalama da şu sıralar 1.5284 seviyesinde güncelliğini korumaktadır

GBPUSD paritesi eğer bu ortalama altında kalmayı sürdürürse aşağı yönlü hareketlerini

daha önceki dip nokta olarak kabul edilen 1.4950 seviyesine kadar devam ettirmek ve

yeniden karar vermek isteyebilir. Satıcılı seyrin daha da alt bölgelere ulaşması içinse

1.4950 seviyesinin kırılması gerekmektedir. Böyle bir durumda 1.4820 ve 1.4700

seviyesine doğru yeni bir hamle görebiliriz. Aksi takdirde bir müddet daha 34 günlük

üssel hareketli ortalama ile 1.4950 seviyesi arasında bant hareketi görebiliriz.

Destek; 1.4950-1.4820-1.4700

Direnç; 1.5115-1.5185-1,5284

Page 15: Şubat 2014 - Aylık Piyasa Raporu

15

2015 – Şubat ayı Beklenti Raporu

USDJPY

USD/JPY paritesinin Ocak ayı içerisindeki hareketlerine baktığımızda, hem ABD hem

Japonya tarafındaki gelişmelerin etkisinde sınırlı bir geri çekilme oluştuğunu görüyoruz.

Bir yandan FED’in ilk faiz artırım sürecinin sekteye uğrayabileceğine ilişkin gelişmelerin

düşüşleri desteklediğini görsek de, son FED beyanatında güçlü istihdama vurgu yapılması,

faiz artırımı için gösterilen takvimin değişmeyeceğine dair bir güven oluşturdu.

“Japonya’da satış vergisi oranlarındaki artışa karşın enflasyon baskılanmış durumda”

Japonya tarafında ise %2 enflasyon hedefi tartışılıyor. BOJ ve Abe Hükümeti, bu hedefin

2 yıl içerisinde yakalanacağı taahhüdünde bulunmadıklarını belirterek, ülkenin ek

genişleyici para politikalarına ilişkin beklentileri de bir miktar körükleyerek Yen’in güçlü

duruşunu destekledi. Tabi bu sürecin sadece iki ekonomiye bağlı gelişmelerle ortaya

çıkmadığını unutmamak gerekmektedir. Avrupa ve özellikle Yunanistan’ın oluşturduğu

siyasi ve ekonomik gündemin yanı sıra, ABD dışında birçok ekonomide faiz indirimine

ilişkin baskıların Yen’in ve Dolar’ı hangi ölçüde etkileyeceği Şubat ayında da belirleyici

faktörler arasında olabilir.

Teknik olarak incelediğimizde, bu karışık gündemle birlikte uzun vadede yükselişi

destekleyen 200 günlük basit hareketli ortalama ile orta vadede düşüş baskısı oluşturan

50 günlük basit hareketli ortalama (güncel seviyesi 118,80) arasında bir mücadele

oluştuğunu söyleyebiliriz. Fibonacci %38,2 toparlanma seviyesi olan 115,50’den başlayan

yükselişin 118,80 seviyesi ile sınırlı kaldığı, buna karşın 117,20’nin taban oluşturduğu bir

bant hareketi bulunuyor. Önümüzdeki süreçte bu bandın dışında gerçekleşebilecek günlük

kapanışlar etkili olabilir. Bant hareketinin korunması 118,80 seviyesinin hedeflenmesini

destekleyebilecekken, kalıcı beklentiler için aynı zamanda 50 günlük basit hareketli

ortalamayı temsil eden bu seviyenin üzerindeki günlük kapanış takip edilmelidir. Öte

yandan 50 günlük basit hareketli ortalamanın geçilememesiyle oluşan aşağı yönlü baskı,

117,20 seviyenin kırılmasıyla ağırlık kazanabilir. Ancak bu süreçte, 115,50 seviyesinin

sınırlayıcı etkisi dikkatle takip edilmelidir.

Page 16: Şubat 2014 - Aylık Piyasa Raporu

16

2015 – Şubat ayı Beklenti Raporu

Grafiği daha detaylı incelemek için tıklayınız.

Aylık grafikte de özellikle göreceli güç endeksi RSI göstergesinin hareketleri takip

edilmelidir. Kademeli yükselişi destekleyen göstergenin aşırı alım bölgesinde bulunması

tepki satışlarına yönelik beklentiyi tek başına destekleyemeyebilir. 70 seviyesinin

kırılması durumunda ise günlük grafikteki görünümden tepki satışlarına yönelik teyit

sağlanması gerekebilir.

Grafiği daha detaylı incelemek için tıklayınız.

Destek: 117,20 – 116,20 – 115,50

Direnç: 118,80 – 120,00 – 121,83

Page 17: Şubat 2014 - Aylık Piyasa Raporu

17

2015 – Şubat ayı Beklenti Raporu

USDTRY

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) attığı adımlar ve sözlü yönlendirmelerinin

paritede yeni zirveler getirdiği bir ayı geride bıraktık.

TCMB politika faizinde 50 bp indirimden sonra enflasyon raporunu açıklarken Sayın

Başçı’nın açıklamalarıyla şubat ayı için yüksek bir faiz indirim beklentisi oluştu.

Tablo-3: Türkiye Enflasyon

Aralık ayında enflasyonda 9,15 seviyesinden 8,17 seviyesine inilmişti. Yeni yılla birlikte

enflasyon beklentilerinde aşağı yönlü eğilim göze çarpıyordu. Gerileyen en flasyon

beklentilerine ilaveten Sayın Başçı 2015 için son 45 yılın en düşük enflasyon rakamına

ulaşılacağını ifade etmesi faiz indirim beklentisini de güçlendirdi. Düşen petrol fiyatı, gıda

fiyatında yumuşama beklentisi enflasyon öngörülerini aşağı çekiyor. Elbette burada petrol

fiyatının seyri ve içeride Dolar/TL kurunun seyri önemli olacak. Kurdaki olası yükselişler

enflasyon geçişkenliği sebebiyle etkili olacaktır. Sayın Başçı’nın ocak ayı enflasyonunda 7

seviyesine yaklaşılması halinde acil toplantı ile faiz indirimi yapılabileceği açıklaması kuru

2,35 seviyesinden 2,45 seviyesine taşıdı. Fakat kurdaki yükselişin Merkez’i tedirgin

ettiğini de görüyoruz.

Faiz cazibesini ilk 50 baz puan faiz indiriminde kaybetmiş diyemeyeceğimiz TL için faiz

indiriminin devamı zayıflık sebebi olabilir. Enflasyonu 2015 ilk çeyrek için %6 civarında

hesaplayanlar faizde 7,75 seviyesinden 7 seviyesi altına inilmesi halinde

şaşırmayacaklardır. İkinci çeyrek için %5 enflasyon beklentisi faizde %6 seviyesine

inilmesi anlamına gelebilir. Merkez Bankasının 2015 sonu ortalama enflasyon tahmini

%5,5.

Şubat ayı başında Merkez’in faiz konusunda kararı yüksek derece önemli. 50-75 bp’lık

indirim TL’yi beklendiği kadar zayıflatmayabilir. Çünkü Merkez Bankası çıtayı yükseltti, bu

senaryoda parite 2,40-2,45 aralığında kalabilir. 100 baz puanlık indirim ise USDTRY için

2,50 seviyesi anlamına gelebilir. 25 bp indirim yapılması veya faiz indiriminin gelmemesi

halinde paritede 2,35 seviyesine yaklaşılabilir.

Page 18: Şubat 2014 - Aylık Piyasa Raporu

18

2015 – Şubat ayı Beklenti Raporu

Dolar cephesinde ise ilk önce tarım dışı istihdam-işsizlik-ücretler verisi izlenecek.

Enflasyon yakından takip edilecek, ABD ekonomisi güçlenmeye devam ediyorsa dolar

değer kazanacaktır. Bu noktada Fed’in faiz artırımında nisan ayına kadar sabırlı kalması

dolar oynaklığını azaltabilir ama riski ortadan kaldırmaz.

Teknik analiz açısından 2,45-2,50 seviyelerini en yakın dirençler olarak kabul edebiliriz.

2,40 seviyesi ise ilk destek bölgesi. Bu seviye altına inilirse 2,35 seviyesi güçlü destek

görevi görebilir.

Destek: 2,4000-2,3500-2,3000

Direnç: 2,4500-2,5000-2,5500

Page 19: Şubat 2014 - Aylık Piyasa Raporu

19

2015 – Şubat ayı Beklenti Raporu

EURTRY

Gerek Euro Birliği, gerekse yurtiçi piyasalardaki para politikalarını incelediğimizde, sadece

ekonomik değil, siyasi otoritelerin de etkisi altında kararların etkili olduğunu söylemek

gerekiyor. Geçtiğimiz haftalarda merakla beklenen Yunanistan seçimlerinin galibi IMF ve

AB politikalarına muhalefet eden Radikal Sol Koalisyonu Syriza oldu. Karşılıklı

açıklamalara baktığımızda, iki tarafın da uyum sağlasın sağlamasın önümüzdeki günlerde

Avrupa piyasalarını etkilemesi beklenmektedir. Özellikle Şubat ayının ilk yarısı

gerçekleşecek görüşmeler kritik önem taşımaktadır.

Yurtiçi piyasalarda da faiz tartışmalarının sürdüğünü gördük. Erdem Başçı’nın enflasyonda

1 puan üzerinde görülebilecek gerilemede erken bir faiz indirimi gerçekleşebileceği

açıklaması, Yunanistan gündemi ve FED’in faiz artırım takvimi tartışmaları içerinde Türk

Lirası’nın değer kaybının netleşmesine neden oldu. Kurlardaki sert artış sonrası, TCMB’nin

hala açıklamasının arkasında durup durmayacağı merak konusu.

EUR/TRY paritesinin durumunu incelediğimizde, orta vadede düşüş trendini destekleyen

50 ve uzun vadede yükseliş trendini destekleyen 200 haftalık basit hareketli

ortalamaların mücadelesini takip ettiğimizi söyleyebiliriz. Yunanistan gündeminin Ocak

ayının son haftasında öne çıkmasıyla birlikte 2,5900 bölgesi üzerinden başlayan yükseliş

hareketi 2,7450 – 2,7700 bandına dahil olmuş durumda. Yükselişlerin devam edebilmesi

için mavi ile belirttiğimiz bu bandın aşılması gerekirken, bu tutumun kalıcı olabilmesi için

50 haftalık basit hareketli ortalama (güncel seviyesi 2,8675) üzerinde günlük kapanışlara

ihtiyaç duyulmaktadır.

Paritede düşüş beklentisi 50 haftalık basit hareketli ortalama geçilemediği müddetçe

tekrar ön plana çıkabilir. Bu yöndeki beklentilerde gündem takibi kadar, 2,7450 – 2,7700

bandın altındaki fiyatlamalar da düşüş baskısını netleştirebileceği için önem taşımaktadır.

Grafiği daha detaylı incelemek için tıklayınız.

Destek: 2,6900 – 2,6500 – 2,5900

Direnç: 2,7700 – 2,8200 – 2,8675

Page 20: Şubat 2014 - Aylık Piyasa Raporu

20

2015 – Şubat ayı Beklenti Raporu

ALTIN

Altında yeni yılla birlikte yaşanan yükseliş dikkat çekici. 2 Ocak’ta 1167 dolar

seviyesinden 22 Ocak’ta 1307 dolar seviyesine ulaşıldı.

Bu yükselişte ilk etken ABD borsalarındaki dalgalı seyir. Hisse senedi piyasalarında düşüş

yaşandıkça, riskli varlıklardan kaçış izlendiği sürece altında yükselişler görmeye devam

edeceğiz. 2014 yılında güvenli liman olarak değerlendirilen tahvil piyasasında ise getiriler

oldukça azaldı. Bunun üzerine merkez bankalarının belirsizliği artırıcı hamleleri ve ECB’nin

tahvil alım programı altın için yükselişi destekleyen diğer unsurlardı.

Altın yatırımcıları bir taraftan alternatif yatırım araçlarının seyrine bakarken bir taraftan

da doların gidişatını öngörmeye çalışıyor. Doların değeri altın için uzun vadede önemli.

Dolar, Fed’in izleyeceği politikalarla değer kazanacaksa altın için aşağı yönde baskının

devamı beklenebilir. Fed 2015 yılı içinde faiz artırımı yapmaz veya sonbahara doğru

küçük bir artırımla yetinirse altın yine yükseliş için fırsat yakalayabilir.

Şu an içinse yaşanan hızlı yükselişin bir miktar geri çekilmesini izliyoruz. Sene başından

bu yana yakalanan yükselişte bir miktar güç kaybı yaşanması ise şaşırtıcı değil.

Orta vade için 200 günlük hareketli ortalama (1249) seviyesi üzerinde kalındığı sürece

tekrar yükseliş denemeleri mümkün. 200 günlük ortalama altına inilmesi durumunda

yükseliş ümitleri kırılabilecektir.

Yükseliş beklentilerinin canlı kalabilmesi için teknik açıdan ilk koşul 200 günlük ortalama

üzerinde kalmak olacaktır. Kısa vadede yorgunluk sinyalleri altını 1250 dolar seviyesi

aşağısına itmediği sürece yeni yükseliş denemeleri izlenebilir. 1265 dolar seviyesi

üzerinde gün sonu kapanışlar 1300 dolara doğru yükselişi gündeme getirebilir. 1250

dolar seviyesi güçlü bir destek. Bu desteğin altına inilmesi durumunda ise geri çekilme

1220 dolar seviyesine kadar devam edebilir.

Destek:1250-1240-1220

Direnç:1285-1310-1331

Page 21: Şubat 2014 - Aylık Piyasa Raporu

21

2015 – Şubat ayı Beklenti Raporu

GÜMÜŞ

ABD Merkez Bankası’nın 2014 – Ekim’de varlık alım programını (QE) sonlandırdıktan

sonra yeni yıldaki stratejisi, Faiz Artırımı ve bu artırımının ne zaman gerçekleştirileceğine

ilişkin düşünceleri olarak ifade edebiliriz. Piyasalar özellikle bu gelişmeleri dikkatle takip

etmektedir. Kıymetli madenlerden Altın ve Gümüş ise bu tutuma ilişkin fiyatlamalarını da

net bir şekilde piyasa katılımcılarına hissettirmiştir.

Gerek Gümüş gerekse Altın fiyatının kısa vadeli yükselişlerini özetlersek;

ABD ve Avrupa borsalarının önemli ölçüde yükseliş kaydetmesi,

Dolar Endeksinin bazı bölgelerde tepki satışlarına maruz kalması,

Fiziki talepte hafif pozitif kıpırdanmalar,

İsviçre Merkez Bankasının 2011 yılından beri sürdürdüğü taban politikasına son

vermesi,

Avrupa Merkez Bankasının Mart – 2015 tarihinde başlayacak ve 2016 Eylül ayında

sona erecek, aylık 60 milyar Euro tutarında varlık alım programını açıklamış

olması.

Gümüş, yukarıda açıkladığımız gelişmeler ışığında yükselişlerini 18.46 seviyesine kadar

sürdürmüş ancak devam ettirememiştir. Çünkü orta vadeli kritik bir seviye olan 18.70

bariyerini geçememiştir. Ayrıca FOMC toplantısının son tutanaklarında “Faiz Artırımı”

konusundaki düşüncesinde herhangi bir değişikliğe gitmemiştir. Bu da Gümüş fiyatındaki

negatif baskının devam etmesi açısından önemli bir sinyal olarak algılandı. Böylelikle

18.47 seviyesinden başlatılan aşağı yönlü baskı 16.72 seviyesine kadar devam etti.

Bundan sonraki süreçte Gümüş fiyatını incelediğimizde 18.70 bariyerinin önemli bir

seviye olduğunu, bu bariyer altında kaldığı müddetçe yaşanılacak olası yükselişlerin tepki

hareketi olarak değerlendirildiğini ve mevcut düşüşlerde daha önce test edilen 14.70

desteğine doğru yeni bir hareketin oluşmak isteyeceğini ifade edebiliriz.

Destek: 16.60-15.50-14.70

Direnç: 17.70-18.70-20.45

Page 22: Şubat 2014 - Aylık Piyasa Raporu

22

2015 – Şubat ayı Beklenti Raporu

HAM PETROL

Uzunca bir süredir Petrol fiyatı ile ilgili jeopolitik risklerden ve arz fazlalığından

bahsediyoruz ve bu tutum Ham Petrol fiyatının aşağı yönlü baskılara maruz kalmasının en

önemli nedenleri olarak sıralanmaktadır. 107.00 seviyesinden başlayan aşağı yönlü baskı

ile birlikte Ham Petrolün yılı 53.80 ile kapattığını, yeni ayda da önemli geri çekilmelerin

yaşandığını gördük. Bu geri çekilmelerle birlikte özellikle son zamanlarda gerçekleştirdiği

dönüşler dikkat çekmekle birlikte acaba Ham Petrol için bir dip oluşuyor mu sorusu

sorulmaya başlanmıştır. Özellikle de yeni yılın ilk ayının son işlem gününde

gerçekleştirilen yukarı yönlü çıkış, bu bağlamda önem arz etmektedir. 44.20 – 43.57

aralığından gerçekleştirilen dönüş ile 45.85 – 46.40 bölgesini (kritik sürecin ilk adımı)

geride bırakan Ham Petrol, kısa vadeli bu tutumunu 48.33 seviyesine kadar sürdürdü.

Kısa vadeli hareketleri incelediğimizde yukarı yönlü tepki isteğinde önemli bir sinyal

aldığımızı ancak bu sinyalin daha da güçlenmesi gerektiğini ifade edebiliriz. Bu bağlamda

da 49.52 – 51.25 bölgesi (kritik sürecin ikinci adımı) olarak dikkatle takip edilmelidir.

Ham Petrol fiyatı eğer bu bölge üzerinde hareketler gerçekleştirirse tepki alımı düşüncesi

daha agresif bir oluşumu gündeme getirebilir. Böyle bir durumda 52.60 olmak üzere

54.40 ve 57.19 seviyeleri gündeme gelebilir. Aksi takdirde yeniden 44.20 – 43.57 dip

bölgesine doğru gerilemek isteyebilir.

Yukarıda Ham Petrol ile ilgili kısa vadeli tepki alımı düşüncesini sizlerle paylaştık. Şimdi

ise uzun vadeli grafiklerde mevcut yükselişleri destekleyen faktörlerin olup olmadığı

sorgulanacaktır

Page 23: Şubat 2014 - Aylık Piyasa Raporu

23

2015 – Şubat ayı Beklenti Raporu

Ham Petrol fiyatının aylık grafiğini incelediğimizde 2014’ün ikinci yarısından itibaren

başlayan düşüşlerin sınırlandığına ilişkin düşünce ön planda olmakla birlikte Bullish

Gartley formasyonunun da bu konuyu destekler nitelikte bir AL sinyali verdiğini

görmekteyiz. Ancak bu tutum mevcut yükseliş düşüncesinde emin adımlarla

ilerleyebilmek için yeterli değildir. Bu konuda RSI göstergesi, mevcut hareketin dip

noktası olup olmadığı konusunda bize önemli sinyaller verecektir. Ham Petrol fiyatının RSI

göstergesine ilişkin durumunu 1992 yılından itibaren incelediğimizde DİP NOKTA olarak

adlandırdığımız bölgenin 19.51 olduğunu, Ham Petrol fiyatının ise son zamanlardaki

hareketi incelediğimizde şu sıralar 24.20 seviyesinde olduğu görülmektedir. Buradan yola

çıkarak bir DİP anlayışı içerisinde olmamız doğru bir yaklaşım olmamaktadır.

Peki, DİP konusunda emin adımlarla ilerleyebilmek için nelere ihtiyaç vardır?

Son 22 yılın dip noktası olarak kabul ettiğim 19,51 seviyesinden gerçekleşecek

olası dönüş takip edilmelidir.

Kritik Bölge’nin üst noktası olarak kaydettiğim 29,70 seviyesi üzerindeki

hareketler incelenmelidir.

200 aylık basit hareketli ortalama olan 60,40 üzerinde aylık kapanışa

odaklanmalıdır.

Yukarıdaki senaryolar, Ham Petrol’de uzun vadeli yükseliş yönlü stratejiler oluşturabilmek

için dikkate alınması gerekilen stratejiler olarak ifade edilebilir. Bu düşünce yapısı

yukarıda da ifade ettiğimiz gibi uzun vadeli bir strateji olmakla birlikte gün içi ya da

haftalık hareketlerle kıyaslama yapılmamalıdır.

Destek: 45.85-44.20-42.40

Direnç: 49.52-51.25-52.60

Page 24: Şubat 2014 - Aylık Piyasa Raporu

24

2015 – Şubat ayı Beklenti Raporu

DOĞALGAZ

Doğalgaz fiyat hareketlerini incelediğimizde, dikkat çeken kısmın 2012 yılından bu yana

görülen en düşük kış fiyatları olduğunu görüyoruz. Bu süreçte tüketime ilişkin gelişmeler

ikinci planda kalırken, ana etkenin geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre %15 yüksek

durumda bulunan ABD doğalgaz stokları olduğunu söyleyebiliriz. ABD Enerji Bilgi

Dairesi’nin açıklamalarına bakıldığında, kurumun 2015 yılında doğalgaz fiyatlarının 4

Dolar altında seyretmesini beklediğini gördük. Ancak unutulmaması gereken durum, diğer

enerji fiyatlarının doğalgaz üzerindeki etkisidir. Enerji türlerinde görülen düşüş seyri,

doğalgaz fiyatını da aşağı çeken unsurlardan biri olduğu için, özellikle orta ve uzun vadeli

hareketlerde enerji sektörüne ilişkin gelişmelerin de takip edilmesi önem kazanmaktadır.

ABD doğalgaz stok verileri ise kritik bir değişiklik göstermediği müddetçe kısa vadeli

hareketlerde etkili olabilir.

Teknik olarak değerlendirdiğimizde, son yıllarda kış dönemlerinde görülen yükseliş

baskısının tersine bir hareket söz konusu. Düşüş kanalının da kırılması, aşağı yönlü

baskıların özellikle 3,12 – 3,50 aralığı altında aşağı yönlü baskıların önünü açabilecek

unsur olarak karşımıza çıkmaktadır. Olası düşüşlerde 2,30 ve 1,93 hedeflenebilecek kritik

seviyeler olarak karşımıza çıkmaktadır.

Doğalgaz fiyatında olası yükselişler değerlendirilirken, öncelikle 3,50 seviyesi aşılmadan

tepki alımlarının teknik olarak tam bir teyit kazanabilmesinin söz konusu olmadığını ifade

edebiliriz. Ancak, göreceli güç endeksi RSI’ın bulunduğu kritik seviyeler, 3,50 seviyesine

dek oluşabilecek istek hakkında fikir sağlayabilir. Göstergede en son 2012 yılında kırılan

37,50 seviyesinin üzerindeki hareketler, doğalgaz fiyatında tepki alımlarını

destekleyebilir. Fakat bu tutumun kısa vadeli gelişebileceği unutulmamalıdır.

Grafiği daha detaylı incelemek için tıklayınız.

Destek: 2,57 – 2,30 – 1,93

Direnç: 2,95 – 3,12 – 3,50

Page 25: Şubat 2014 - Aylık Piyasa Raporu

25

2015 – Şubat ayı Beklenti Raporu

BUĞDAY

Birleşmiş Milletler’in, Ocak ayı başında güçlü Dolar’ın ithalatçıları sınırlayabileceğini

açıklaması, üretim faktörü dışındaki etkilerin de artık gündemde yer etmeye başladığını

gösterdi. Tarım ürünü fiyatlarında bu açıklama sonrası gözle görülür bir düşüş etkili oldu.

Diğer taraftan arzın, düşüş baskısında itici güç olarak güncelliğini koruduğunu

söyleyebiliriz. Kuraklığın üretim endişesine yol açtığı bölgelerde hava tahminlerinin yağışa

dönmesi fiyat üzerinde baskıyı artırdı. Gerekli talebin oluşmadığı buğday piyasasında

düşük fiyatların bu döngüyü değiştirme potansiyeli olup olmadığı tartışılırken, ihracat

sürecinde de henüz yeterli talep sağlanabilmiş değil. Buğday fiyatında Şubat ayında da,

üretim ve talep miktarlarını içeren raporların takibi sürdürülmelidir. Özellikle mevcut

düşüşü zayıflatabilecek stok rakamları dikkatle izlenmelidir.

Teknik olarak incelediğimizde, gerek 200, gerekse kısa vadeli etkilerini takip ettiğimiz 50

günlük üssel hareketli ortalamanın (güncel seviyeleri sırasıyla 570 ve 556 Dolar) altında

devam etmekte olan bir fiyatlama görüyoruz. Önümüzdeki süreçte, söz konusu hareketli

ortalamaların oluşturduğu bölge, özellikle de 200 günlük üssel hareketli ortalama altında

günlük kapanışlar oluştuğu müddetçe aşağı yönlü baskıların ektili olması beklenebilir.

Olası satışlarda en önemli seviyeler 487 ve 466 Dolar olarak karşımıza çıkmaktadır. Son 5

yılın en düşük seviyelerindeki seyrin talebi güçlendirerek tepki alımlarını teknik olarak

destekleyebilmesi için göreceli güç endeksi RSI’da 30 seviyenin aşılması gerekmektedir.

Ancak bu şartın, hareketli ortalamalar altındaki seyir sürdükçe kısa vadeli olabileceği

unutulmamalıdır.

Grafiği detaylı incelemek için tıklayınız.

Ay içerinde gerçekleşebilecek kısa vadeli hareketlerde ise 4 saatlik grafik üzerinde 34 ve

120 periyotluk üssel hareketli ortalamalar altındaki seyir takip edilebilir. 34 periyotluk

hareketli ortalama üzerinde gerçekleşebilecek tepki hareketlerinde 120 periyotluk

hareketli ortalama üzerimde kalıcılık sağlanana dek, kalıcı bir yükseliş beklentisi

oluşturmak teknik açıdan söz konusu olamamaktadır. İki hareketli ortalamanın altındaki

seyir sürdükçe, satış baskısının etkili olması beklenmektedir.

4 saatlik grafiği detaylı incelemek için tıklayınız.

Destek: 487 – 466 - 428

Direnç: 511 – 540 - 570

Page 26: Şubat 2014 - Aylık Piyasa Raporu

26

2015 – Şubat ayı Beklenti Raporu

PAMUK

Pamuk fiyatlarında geride kalan yılın ortalarında

başlayan sert düşüşler, artan stoklar ve azalacağı

düşünülen talep nedeni ile geride bıraktığımız ay

içerisinde de genel olarak dem etti. Dünyanın en

büyük pamuk müşterisi olan Çin’in, yerel üretimi

korumak için uyguladığı politikalar küresel talebin

azalmasındaki önemli faktörler arasında

değerlendirilebilecekken, ülkenin Aralık ayında

pamuk ithalatının %57 gerilediği görüldü. 2014

yılının tamamında ise Çin’in ithalatı %47 geriledi ve 2.4 milyon ton olarak gerçekleşti.

Diğer taraftan, Uluslararası Pamuk Danışma Komitesi’ne (International Cotton Advisory

Committee) göre ilgili ürünün fiyatının yaklaşık beş yılın en düşük seviyesine gerilemesi,

dünya üzerindeki yetiştiricilerinin pamuk ekimi için ayırdıkları alanı düşürmesine neden

olacak. Şubat ayında büyük pamuk üreticisi ülkelerdeki hava koşullarının yanında stoklar,

üretim ve talebe ilişkin gelişmeler yakından izlenecek.

Pamuk grafiğini teknik olarak incelediğimizde, fiyatın, Eylül ayından bu yana devam eden

düşüş kanalının üst noktası olan 60 seviyesinin altında kaldığı sürece düşüş baskının

devam edebileceğini ifade edebiliriz. Aşağı yönlü hareketlerin güç kazanabilmesi için, son

beş buçuk yılın en düşük düzeyi olan 56,94 desteğinin kırılması önem taşımaktadır.

Pamuk fiyatlarında yükselişlerin güç kazanarak 60 bariyerini aşması halinde ise yukarı

yönlü eğilim, 21 haftalık basit hareketli ortalama olan 61,70 direncine kadar devam

edebilir. Yükselişlerin devam edebileceğini söylemek için ise 61,70 bariyerinin geçilmesi

önem taşımaktadır.

Grafiği daha detaylı incelemek için tıklayınız.

Destek: 56,94 - 50,50 – 41,00

Direnç: 60,00 – 61,70 – 65,80

Page 27: Şubat 2014 - Aylık Piyasa Raporu

27

2015 – Şubat ayı Beklenti Raporu

DAX30

Her ne kadar Almanya ve Euro Bölgesi genelinde ekonomik

görünüm iç açıcı bir tablo ortaya koymaktan uzak olsa da,

piyasaların geleceğe yönelik beklentileri ”umut” içermeye

devam ediyor gibi görülüyor. Rusya’ya uygulanan

yaptırımların Alman şirketlerine çıkan faturası, düşen petrol

fiyatları, Yunanistan’da borç ödemelerini müzakere etmek

isteyen yeni hükümet ve düşük enflasyon görünümü resmin

olumsuz faktörleri arasında yer alıyor. Ancak, Avrupa

Merkez Bankası’nın (ECB) kendi tarihinde daha önce

görülmemiş büyüklükte bir parasal genişleme açıklaması,

kıtadaki endekslere, fiyatlanan beklentiler ile destek olmaya başladı bile diyebiliriz. Alman DAX

endeksi de bu paralelde geride kalan yılın sonlarında doğru başlattığı rallisini Ocak ayında

genişleterek, ülkede enflasyonun öncü göstergelere göre Ocak döneminde beş yıl aradan sonra

yeninden negatif alana geçmesine rağmen yükselişlerini sürdürdü. DAX yeni rekor seviyeler

görmeye Şubat ayında da devam etti.

Alman borsasının ilgili grafiğini teknik olarak incelediğimizde, endeksin 2014 Kasım ayında gördüğü

rekor yüksek seviye olan 10097 seviyesini aştığını görüyoruz. DAX’ın bu seviyenin üzerinde kaldığı

sürece yükselişlerin devam edebileceğini ifade edebiliriz. Daha kısa vadede ise yukarı yönlü geçilen

kanalın üst noktası olan 10485 yükselişlere destek sağlayabilecekken, 11000 direnci test edilmek

istenebilir. 10097 desteğinin kırılması halinde ise endeks kanalın alt noktasına doğru bir düşüş

eğilimi yaşayabilecekken, 34 haftalık basit hareketli ortalama olan 9625 desteğini test edebilir.

Grafiği daha detaylı incelemek için tıklayınız.

Destek: 10485 – 10097 - 9825

Direnç: 10700 – 10855 – 11000

Page 28: Şubat 2014 - Aylık Piyasa Raporu

28

2015 – Şubat ayı Beklenti Raporu

S&P500

SP500 için ocak ayı dalgalı geçti. Yeni yıla 2056 seviyesinden başlayan endekste 1970

seviyesine kadar gerileme yaşandı.

Şimdilik izlenen geri çekilmeyi geçen yılın yüksek priminden sonra kar realizasyonu

olarak değerlendirmek mümkün. Fakat teknik anlamda zirvede yorgunluk işaretleri

birikiyor.

Grafikte mavi çizgi ile gösterilen 2011 Kasım ayından alınan yükseliş trendinin altına

inildi. Bu durum kısa vadede düşüşün devamını gündeme getirebilir. Uzun vadede ise

endeks hala grafikte yeşil çizgi ile gösterilen 200 günlük hareketli ortalamasının üzerinde.

Kabaca endeks 1960 seviyesi üzerinde kaldığı sürece uzun vadede yükseliş hareketi

bitmiş olmayacak diyebiliriz. 1960 seviyesinin altına inilmesi endekste 1890 desteğine

doğru bir düşüşü gündeme getirebilir. Genel senaryoda 1960-2088 aralığında alttan ve

üstten sıkışan bir görüntü de mümkün.

Destek: 1960-1890-1845

Direnç: 2020-2060-2088

Page 29: Şubat 2014 - Aylık Piyasa Raporu

29

2015 – Şubat ayı Beklenti Raporu

İndikatörlerle TEKNİK ANALİZ

İndikatörlerin finansal varlıklar üzerindeki etkisini yukarıdaki grafikte ayrıntılı bir şekilde

inceleyebilirsiniz. Ayrıca bu grafikte ilgili finansal varlıkların kısa, orta ve uzun vadeli

trendlerini de görebilirsiniz.

İlgili grafiği incelemek için tıklayınız.

Page 30: Şubat 2014 - Aylık Piyasa Raporu

30

2015 – Şubat ayı Beklenti Raporu

Hazırlayanlar

Yatırımcılara Mesaj Kudret AYYILDIR

Ocak Ayında Hafızada Kalanlar SERMET DOĞAN

Temel Analiz

- AVRUPA SERMET DOĞAN

- ABD SERMET DOĞAN

- ASYA PASİFİK UMUT TUNCER

Ekonomik Takvim Kudret AYYILDIR

Teknik Analiz

- EURUSD ERDOĞAN TURAN

- GBPUSD Kudret AYYILDIR

- USDJPY UMUT TUNCER

- USDTRY ERDOĞAN TURAN

- EURTRY UMUT TUNCER

- ALTIN ERDOĞAN TURAN

- GÜMÜŞ Kudret AYYILDIR

- HAM PETROL Kudret AYYILDIR

- DOĞALGAZ UMUT TUNCER

- BUĞDAY UMUT TUNCER

- PAMUK SERMET DOĞAN

- DAX30 SERMET DOĞAN

- S&P500 ERDOĞAN TURAN

Page 31: Şubat 2014 - Aylık Piyasa Raporu

31

2015 – Şubat ayı Beklenti Raporu

RİSK AÇIKLAMASI

Kaldıraçlı alım satım işlemleri sonucunda kar elde edebileceğiniz gibi zarar riskiniz de

bulunmaktadır. Bu nedenle işlem yapmaya karar vermeden önce, karşılaşabileceğiniz riskleri

anlamanız ve kısıtlarınızı dikkate alarak karar vermeniz gerekmektedir.

Bu amaçla, Sermaye Piyasası Kurulu'nun Seri:V, No:125 "Kaldıraçlı Alım Satım İşlemleri ve Bu

İşlemleri Gerçekleştirebilecek Kurumlara İlişkin Esaslar Hakkında Tebliğ"inin 9 uncu maddesinde

öngörüldüğü üzere "Kaldıraçlı Alım Satım İşlemlerine İlişkin Risk Bildirim Formu"nda yer alan

aşağıdaki hususları anlamanız gerekmektedir.

UYARI

Kaldıraçlı alım satım işlemi hizmeti sunmak Sermaye Piyasası Kurulu'nun iznine tabidir. Bu nedenle,

işlem yapmaya başlamadan önce çalışmayı düşündüğünüz kuruluşun söz konusu işlemlere ilişkin

yetkisinin olup olmadığını kontrol ediniz. Kaldıraçlı alım satım işlemi yapmaya yetkili olan

kuruluşları www.spk.gov.tr veya www.tspakb.org internet sitelerinden öğrenebilirsiniz.

RİSK BİLDİRİMİ

İşlem yapacağınız yetkili kuruluş ile imzalanacak "Çerçeve Sözleşmesi"nde belirtilen hususlara ek

olarak, aşağıdaki hususları anlamanız çok önemlidir.

1. Yetkili kuruluş nezdinde açtıracağınız hesap ve bu hesap üzerinden gerçekleştirilecek tüm

işlemler için Sermaye Piyasası Kurulu tarafından çıkartılan ilgili her türlü mevzuat ve benzeri idari

düzenleme hükümleri uygulanacaktır.

2. Kaldıraçlı alım satım işlemleri çok risklidir. Kaldıraç etkisi nedeniyle, düşük teminatla işlem

yapmanın piyasada lehe çalışabileceği gibi aleyhe de çalışabileceği ve bu anlamda kaldıraç etkisinin

tarafınıza yüksek kazançlar sağlayabileceği gibi yüksek zararlara da yol açabileceği ihtimali daima

göz önünde bulundurulmalıdır. Ters fiyat hareketleri sonucunda yetkili kuruluşa yatırdığınız paranın

tümünü kaybedebilirsiniz. Yüksek getiri vaatlerine itibar etmeyiniz.

3. Yetkili kuruluşun yapacağınız işlemlere ilişkin tarafınıza aktaracağı bilgiler ve yapacağı

tavsiyelerin eksik ve doğrulanmaya muhtaç olabileceği tarafınızca dikkate alınmalıdır.

4. Kaldıraçlı alım satım işlemlerine ilişkin olarak yetkili kuruluş personelince yapılacak teknik ve

temel analizin kişiden kişiye farklılık arz edebileceği bu analizlerde yapılan öngörülerin

gerçekleşmeme olasılığının bulunduğu dikkate alınmalıdır.

5. Yabancı para cinsinden yapılan işlemlerde, yukarıda sayılan risklere ek olarak kur riskinin

bulunduğu, kur dalgalanmaları nedeniyle Türk Lirası bazında değer kaybı olabileceği, devletlerin

yabancı sermaye ve alım satım hareketlerini kısıtlayabileceği, ek ve/veya yeni vergiler

getirebileceği, alım satım işlemlerinin zamanında gerçekleşmeyebileceği bilinmelidir.

6. Kaldıraçlı alım satım işlemlerinde size sunulan parite fiyatları ve "spread"ler en iyi fiyat

durumunu yansıtmayabilir. Başka kurumların fiyatlarını da kontrol etmeniz yerinde olacaktır.

7. İşlemlere başlamadan önce yetkili kuruluşunuzdan yükümlü olacağınız bütün komisyon ve diğer

muamele ücretleri konusunda teyit almalısınız. Eğer ücretler parasal olarak ifade edilmemişse size

nasıl yansıyacağı ile ilgili anlaşılır örnekler içeren yazılı bir açıklama talep etmelisiniz.

8. Yetkili kuruluşlar tarafından kaldıraçlı alım satım işlemleri sonucunda kayba uğramayacağınız,

kaybınızın kontrol altında tutulacağına veya kayba uğramanız durumunda ek teminat çağrısı

yapılacağı konularında garanti verilemeyeceğini dikkate almanız gerekmektedir.

İşbu kaldıraçlı alım satım işlemleri risk bildirim formu, yatırımcıyı genel olarak mevcut riskler

hakkında bilgilendirmeyi amaçlamakta olup, kaldıraçlı alım satım alım satımından ve uygulamadan

kaynaklanan tüm riskleri kapsamayabilir. Dolayısıyla tasarruflarınızı bu tip işlemlere

yönlendirmeden önce dikkatli bir şekilde araştırma yapmalısınız.

Page 32: Şubat 2014 - Aylık Piyasa Raporu

32

2015 – Şubat ayı Beklenti Raporu