Sosyalist İşçi 230

16
sosyalist isci SAYI: 230 2 Þubat 2005 1 YTL / 1 milyon TL IRAK’TA SEÇÝMLER YÝNE ABD YÖNETECEK Kerküklü soydaþlarý nasýl kurtaracaðýz? - sayfa: 3 Auschwitz tarihte hüzünlü bir sayfa mý? - sayfa:3 Nükleer santral için start verildi Fýrýldaktan enerji üretmek Nükleer Karþýtý kampanya yapan ve Greenpeace Akdeniz Ofisi Enerji Kampanyasý sorumlusu olan Özgür Gürbüz ile sohbet ettik. sayfa: 8-9 CHP’nin bittiði kongre CHP'nin sonu, eðer radikal sol tarafýndan deðerlendirilebilirse iþçi sýnýfýnýn somut talepleri etrafýnda hareket eden, reformlar için mücadele eden ve bu reform- larý son sýnýrýna kadar zorlayan, iþçi sýnýfýnýn mücadeleleri içinde yer alan, sendikal hareketle kop- maz bir bað kuran bir solun güçlenmesi için bir fýrsat olabilir. sayfa: 4 Yeni sol ve antikapitalist hareket Þenol KARAKAÞ Kurtarýcý deðil, aktivistlerden öðrenmesini de bilen, hareket içinde tartýþan ve her bir öneri sahibini kampanyanýn ve örgütlen- menin temel unsuru olarak gören bir sol ezilenlerin mücadelesi için yeniden bir umut olabilir. sayfa: 10 AB Anayasasý neden antidemokratiktir? F.Levent ÞENSEVER sayfa: 12 1917 Þubat Devrimi Ekmek, barýþ, iktidar F. Aloðlu sayfa: 13 KESK yazýsý okunur mu? Cem Hire sayfa: 14 AMA Demokrasi gelecek diye yapýlan seçimler tam bir fiyasko oldu. Milyonlarca Irak’lýya oy verme hakký verilmedi. Necef ve Felluce’nin harabelerinde seçim balonu patladý Irak halký için gene tek çözüm direnmek Irak’ta seçimler yapýldý. Çok sayýda Irak’lý bu seçimlere katýlamadý. En baþta Amerikan iþgali baþladýðýndan bu yana ölen 100.000 Iraklý. Ardýndan direnen Necef, Felluce gibi kentlerden kaçmak zorunda kalan yüzbinler. Onlar hala harabeye dönen kentlerine dönemediler. Irak halký bugün yeniden insanca yaþama koþullarý istiyor. Bugün Iraklýlar için yaþama koþullarý Saddam döneminden daha kötü. Can güvenliði yok. Ýþsizlik hergün yükseliyor. Hala birçok bölgede elek- trik ve su yok. Hastaneler çalýþmýyor. Okullar çalýþmýyor. Ve Irak, seçimlerden yine iþgalci Amerikan ordusu tarafýndan yönetiliyor. Irak halký için direnmenin, mücadele etmenin bütün nedenleri var. Bugün 200 binden fazla Iraklý direniþ saflarýnda. Direniþe destek olalým... 19 MART KÜRESEL EYLEM GÜNÜ 19 Mart’ta Ýstanbul’da iþgale karþý, bütün dünya ile birlikte sokaklardayýz

description

Sosyalist İşçi 230

Transcript of Sosyalist İşçi 230

Page 1: Sosyalist İşçi 230

ssoossyyaalliisstt iissccii SAYI: 230 2 Þubat 2005 1 YTL / 1 milyon TL

IRAK’TA SEÇÝMLER

YÝNE ABDYÖNETECEK

Kerküklü soydaþlarý nasýl kurtaracaðýz? - sayfa: 3 Auschwitz tarihte hüzünlü bir sayfa mý? - sayfa:3

Nükleer santral için start verildi

Fýrýldaktanenerji üretmekNükleer Karþýtý kampanya yapan veGreenpeace Akdeniz Ofisi EnerjiKampanyasý sorumlusu olan ÖzgürGürbüz ile sohbet ettik.

sayfa: 8-9

CHP’ninbittiði kongreCHP'nin sonu, eðer radikal soltarafýndan deðerlendirilebilirseiþçi sýnýfýnýn somut taleplerietrafýnda hareket eden, reformlariçin mücadele eden ve bu reform-larý son sýnýrýna kadar zorlayan,iþçi sýnýfýnýn mücadeleleri içindeyer alan, sendikal hareketle kop-maz bir bað kuran bir solungüçlenmesi için bir fýrsat olabilir.

sayfa: 4

Yeni sol veantikapitalist hareketÞÞeennooll KKAARRAAKKAAÞÞ

Kurtarýcý deðil, aktivistlerdenöðrenmesini de bilen, hareketiçinde tartýþan ve her bir önerisahibini kampanyanýn ve örgütlen-menin temel unsuru olarak görenbir sol ezilenlerin mücadelesi içinyeniden bir umut olabilir.

sayfa: 10

AB Anayasasý nedenantidemokratiktir?F.Levent ÞENSEVER

sayfa: 12

1917 Þubat DevrimiEkmek, barýþ, iktidarF. Aloðlu

sayfa: 13

KESK yazýsý okunur mu?Cem Hire

sayfa: 14

AAMMAA

Demokrasi gelecek diyeyapýlan seçimler tam birfiyasko oldu. MilyonlarcaIrak’lýya oy verme hakkýverilmedi. Necef veFelluce’nin harabelerindeseçim balonu patladýIIrraakk hhaallkkýý iiççiinn ggeennee tteekkççöözzüümm ddiirreennmmeekkIrak’ta seçimler yapýldý.Çok sayýda Irak’lý buseçimlere katýlamadý.En baþta Amerikan iþgalibaþladýðýndan bu yanaölen 100.000 Iraklý.Ardýndan direnen Necef,Felluce gibi kentlerdenkaçmak zorunda kalanyüzbinler. Onlar halaharabeye dönen kentlerinedönemediler.Irak halký bugün yenideninsanca yaþama koþullarýistiyor. Bugün Iraklýlar içinyaþama koþullarý Saddam

döneminden daha kötü.Can güvenliði yok.Ýþsizlik hergün yükseliyor.Hala birçok bölgede elek-trik ve su yok.Hastaneler çalýþmýyor.Okullar çalýþmýyor.Ve Irak, seçimlerden yineiþgalci Amerikan ordusutarafýndan yönetiliyor.Irak halký için direnmenin,mücadele etmenin bütünnedenleri var. Bugün 200binden fazla Iraklý direniþsaflarýnda.Direniþe destek olalým...

1199MMAARRTT

KKÜÜRREESSEELL

EEYYLLEEMM

GGÜÜNNÜÜ

19 Mart’ta Ýstanbul’daiþgale karþý, bütün dünya ile birlikte

sokaklardayýz

Page 2: Sosyalist İşçi 230

25 Ocak günü Hakkari'de meydanagelen depremin korkuttuðu insanlarýnüzerine valilik kar maskeli 'güvenlikgörevlileri'ni yollayarak, yardýmgelmemesini protesto eden deprem mað-durlarýna biber gazlý, coplu ve silahlý birsaldýrý düzenledi.

Depremin ardýndan geceyi soðukta(AKP il binasýnýn camlarýný buz atarakkýrmalarýndan ne kadar soðuk olduðuanlaþýlabilir) ve sokakta geçiren insanlar,elbette, derhal çadýr ve diðer insaniyardýmlarý beklediler.

Ancak üç günün sonunda hala yardýmulaþmayýnca, doðal olarak sokaðadöküldüler. Valilik önüne geldiklerinde,halkýn deðil devletin güvenliðini saðlayan'devletin güvenlik kuvvetleri' ilekarþýlaþtýlar; coplandýlar, gazlandýlar veüzerlerine ateþ açýldý.

Demek ki deprem sonucu sokakta kalýpdevletten yardým talep etmek bu ülkedeyasak!

1999 depreminde onbinlerce insanýnýkaybeden ve deprem kuþaðý üzerindebulunduðu, her an büyük bir depremle

karþýlaþacaðý yetkili aðýzlardan itirafedilen bu ülkenin yönetenleri depremedeðil, sonrasýnda halk arasýnda çýkabile-cek huzursuzluk ve kargaþaya müdahaleet-meye hazýr olduðunu bir kez deHakkari'de kanýtladý.

HABERLER

GGeenneellkkuurrmmaayy 22.. BBaaþþkkaannýýOOrrggeenneerraall ÝÝllkkeerr BBAAÞÞBBUUÐÐgeçenlerde TTüürrkk SSiillaahhllýýKKuuvvvveettlleerrii personelinin%96'sýnýn yoksulluk sýnýrýaltýnda yaþadýðýný ve ma-aþlarýnýn iyileþtirilmesigerektiðini söyledi. Açlýksýnýrýnýn 520, yoksulluksýnýrýnýnsa 1.562 YTLolduðu Türkiye'de buaçýklama doðrudur.Ancak, bir kez bütün su-baylar için deðil, binbaþýve altýndaki rütbeler içingeçerli. Yarbay ve yuka-rýsýndaki rütbeler 1.975ile 5.465 YTL arasýndamaaþ almaktadýrlar. Üste-

lik tüm personel içingeçerli olan, deðiþik isim-ler altýndaki tazminatlar(þark tazminatý, operasy-on tazminatý, makamtazminatý, uçuþ tazmi-natý, gemi tazminatý) burakamlara dahil deðil.

Orgeneral, askerlerinbüyük çoðunluðuna sað-lanan sýnýrsýz olanaklar-dan ise hiç söz etmiyor.Örneðin emekçilerin beli-ni en çok büken kira der-

dinden askerleri kurtaranlojmanlar, OYAK saye-sinde ucuz araç ve krediimkaný, Orduevleri'ndeçok ucuza yemek veeðlence, çocuklarýnaücretsiz ÖSS, LGS veÝngilizce kurslarý, kendi-lerine, eþlerine ve çocuk-larýna ücretsiz ser-visler,vb. komutanýn açýkla-masýnda yer almýyor.

Üstelik bugüne kadaraçýða çýkmayan, ama

birer birer gün yüzüneçýkarýlan yolsuzluklar da,anlaþýlan, askerlerin 'ekgelir'leri arasýnda.

Ayrýca, hepsi bir yana,her askeri darbe öncesibenzer açýklamalar yapandarbeci generaller kerva-nýna katýlan BBAAÞÞBBUUÐÐpaþa nüfusun yalnýzca%1'inden bahsediyor.Çok daha beter koþullar-da yaþamak zorundabýrakýlan 2.5 milyon

kamu emekçisi generaliilgilendirmiyor anlaþýlan.

Dört yýl okuyup mezunolan 20 yaþýnda bir teð-men 1.125 YTL (tazminat-lar hariç) alýrken, altý yýlokuyup mezun olan birdoktor 949 YTL alýyor.Subayýn %100 iþ garan-tisinden ve hangimesleðin toplumsalolarak daha gerekli oldu-ðundan ise sanýrým sözetmeye gerek yok!

ÝÝmmzzaa::666688 YYTTLL mmaaaaþþ aallaann bbiirr

eeððiittiimm eemmeekkççiissii

SEKA iþçisi gerçekten kazanabilirÖzelleþtirme Yüksek

Kurulu'nun (ÖYK) gerekçegöstermeden aldýðý ÝzmitSEKA fabrikasýný kapatmakararý Ankara 9. ÝdareMahkemesi tarafýndan alý-nan yürütmeyi durdurmakararýyla ertelendi. KurbanBayramý'ndan beriaileleriyle birlikte fabrikayýiþgal eden 734 iþçi direniþ-lerinin ilk meyvesiniböylece almýþ ve direniþinkazanmanýn tek yoluolduðunu bir kez dahakanýtlamýþ oldu.

IMF politikalarý doðrul-tusunda özelleþtirmeye vekamunun tasfiyesine aravermeden devam edenAKP hükümeti böyleceiþçilerden bir tokat yemiþoldu. Hükümet, ailelerlebirlikte üç bin kiþinin veÝzmit ekonomisinin etk-ileneceði kapatma kararýy-la asýl olarak ÝzmitSEKA'nýn çok geniþ arazi-lerinin rantiyeye devrinihedefliyor. Daha önce

"SEKA bizim namusumuz-dur, kapatýlamaz!" diyenOrman Bakaný OsmanPepe'den ise hiç ses çýk-mýyor. Selüloz-ÝþSendikasý'nýn açtýðý davadaþimdilik bir kazaným eldeedilmiþ olsa da hükümetinbu konuda geri adýmatmayacaðý çok açýk.Özelleþtirme ÝdaresiBaþkanlýðý bir üst mahke-meye baþvurmaya çoktanhazýrlandý bile.

SEKA iþçisinin direniþi vekazanýmý elbette önemli.Ancak 1998'de benzer birsaldýrýya karþý direniþiniçinde yer almýþ olanlar iyihatýrlayacaktýr ki o gün iþçisýnýfýnýn çeþitli kesim-lerinin birlikte direniþi bukapatma politikalarýný tamyedi yýl püskürtebilmiþti.Çünkü o günlerde SEKAkapatýlmak istendiðinde,Türkiye'nin çeþitli yer-lerinden onbinlerce emekçiotobüslerle Ýzmit'e taþýnmýþve dönemin hükümeti,

karþýsýnda birleþik bir iþçisýnýfý bulmuþtu. Her kon-federasyona baðlý iþçilerSEKA'dan sonra sýranýnkendilerine de geleceðininbilinciyle sýnýf kardeþ-leriyle dayanýþmayakatýlmýþlardý. Bugün diðer

sendikalarýn yapmasýgereken de ayný þeydir.Ýþçileri ziyareti sýrasýnda"Sadece SEKA'yý deðil tümÝzmit'i iþgal edersekkazanýrýz. Sadece SEKA'yýdeðil Türkiye'yi kurtarmakiçin direniþe Ýzmit'ten

baþlayalým!" diyen KESKBaþkaný Sami EVREN'in buhaklý sözleri ise ancak,arkasýnda yalnýzca MYKüyeleri deðil, onbinlerceKESK iþçisi olduðundagerçeðe dönüþebilir.

SSiiiirrtt vvaalliissiivvaallii mmii??

Hatýrlanacaðý üzeregeçtiðimiz günlerdeSiirt'te iki PKK'linincenaze törenine polisinsaldýrmasý sonucu 25gösterici yaralanmýþ,yüz gösterici gözaltýnaalýnmýþtý. Bu alýþýldýkbir durum Türkiye'de.Polisin en küçük gös-teriye tahammülüolmadýðýný, daimaazgýnca saldýrýp insan-larý coplayýp, kafa gözyararak gözaltýnaaldýðýný dünya alembiliyor.

Ancak bu tür olaylar-dan sonra genellikledikkatlerden kaçanbirþey var: nihayetindebirer devlet memuruolan valilerin ya daemniyet müdürlerininbasýna yaptýðý açýkla-malar. Siirt'teki polissaldýrýsýndan sonraVali Murat Yýldýrým,olaylarýn bazý siyasi-lerin yönlendirmesiyleçýktýðýný iddia ederek,"Siyasilere sesleniyo-rum: huzuru boz-mayýn. Aksi haldedevleti karþýnýzdabulursunuz!" buyurdu-lar.

Birinci olarak sayýnvali, devlet memurlarýyasasýna muhalefetetmiþtir ve hakkýndasoruþturma açýlmalýdýr.Çünkü devletmemurlarýnýn siyasiaçýklama yapma yetki-leri yoktur. (BakýnýzKESK eylemleri son-rasý kamu emekçilerineaçýlan soruþturmalar).

Ýkincisi, sayýn valiiþgal ettiði makamýnniteliðini bilmemekte-dir. Bu makamýndevletin idari uygula-malarýný, bulunduðuþehirle sýnýrlý olarak,yerine getiren birkurum deðil, hukukiuygulamalarýný duyu-ran bir kurumolduðunu zannetmek-tedir. Çünkü kendisinimahkemelerin yerinekoyup suçu ve suçluyuilan etmiþtir. Kendisinebu konuda gereklieðitim verildiktensonra uzun süreli birstajyerlik dönemindengeçirilmelidir.

Üçüncüsü, sayýn valiilan ettiði suçlularý,nereye varacaðý belir-siz tehditlerle korkut-maya çalýþmýþ vesoruþturma konusuolacak bir suç dahaiþlemiþtir. Tek bir olaysonrasýnda bu kadarçok suç iþlemeye mey-illi bir devlet memu-runa hiç bir þey yapýl-mayacaksa, devletmemurlarý yasasýndadeðiþikliðe gidilmeli,valilerin görev ve yetk-ileri konusundakamuoyuna basýnyoluyla açýklama yapýl-malýdýr.

Açlýk sýnýrý520 YTL’yeyükseldi

Türk-Ýþ’in yaptýðý araþtýr-maya göre 4 kiþilik birailenin gýda için yapmasýgereken harcama tutarý birönceki aya göre yüzde1.18 arttý. Böylece gýdaharcamasýndaki artýþ sonbir yýl itibariyle yüzde 9.93oldu.

Kira, ulaþým, yakacak,elektrik, su, haberleþme,giyim, eðitim,saðlýk,iletiþim, kültür gibiharcamalarýný gösteren veyoksulluk sýnýrý olarakadlandýrýlan tutar ise 580YTL oldu. Son bir yýldaaçlýk sýnýrý 47 lira, yoksul-luk sýnýrý ise 143 lira arttý.

Subaylarýnki can da…

Deprem yetmez,polis de gönderin!

TTeeððmmeenn 11..112255 YYTTLLddookkttoorr 994499 YYTTLL

aallýýyyoorrTToopplluumm iiççiinn hhaannggiissii

ddaahhaa ggeerreekkllii??

11milyonTürkiye sýnýrlarý

içindeki kara mayýnýsayýsý!

2

Page 3: Sosyalist İşçi 230

Irak'ta Ýþgale SonABD'nin Ortadoðu Politikalarý

Sahar Franses (Ýsrailli barýþ aktivisti)Gilbert Achcar (Yazar)Nuray Mert (Gazeteci)

Nevin Sungur (Gazeteci)Mete Çubukçu (Gazeteci)

Küresel Barýþ, Küresel Adalet2005'te Barýþ'ý nasýl kazanacaðýz

Dr. Anne Roesler (ABD ‘Asker AileleriKonuþuyor’ örgütünün temsilcisi)

Isam El-Rawi (Irak Öðretim GörevlileriBirliði Temsilcisi)

Mehmet Soðancý (TMMOB Genel Baþkaný)Mehmet Güleryüz (Sanatçý)Murat Çelikkan (Gazeteci)

Küresel Barýþ ve Adalet Koalisyonuhttp://www.kureselbarisveadalet.orgHertürlü bilgi için: 0212 - 243 89 57

Taksim Hill Oteli19 Þubat Cumartesi

12.00 - 18.00Taksim Hill Oteli

Sýraselviler Cad. No:9Taksim-ÝSTANBUL

""SSaavvaaþþssýýzz BBiirr DDüünnyyaa"" iiççiinnUUlluussllaarraarraassýý BBuulluuþþmmaa

BBAAÞÞYYAAZZII

3sosyalist iþçi

sosyalist iþçi

Kerküklüsoydaþlar!

Bir yandan devletin bütün organlarý,diðer taraftan basýn ve Kemalistlerinkontrolündeki her türlü kurumKerkük'te Türkmen soydaþlarýmýzýnhaklarýnýn yendiðini anlatýyorlar. Hepbir aðýzdan Kürtlerin bir devlet kurmaolasýlýðýndan dehþetle bahsediliyor.

Soydaþlarýmýz hikayesi ikide birdezaten karþýmýza çýkar. Kýbrýs'ta,Bulgaristan'da, Orta Asya'da. NeredeTürk ya da Türk'e benzer bir þey varsatüm milliyetçiler "soydaþlarýmýz" diyeçýðlýk atar.

Peki, Türkiye'deki resmi ideolojiKürtler için ne der? Tabii ki Kürtler de"soydaþýmýzdýr" yani Türk'tür. PekiIrak'ýn Kuzeyinde kendilerine Kürtdiyenler soydaþýmýz deðil mi? Onlarsoydaþýmýz deðilse Türkiye'de yaþayanKürtler nasýl soydaþýmýz olur? Yokeðer Kuzey Irak Kürtleri soydaþýmýzsao vakit bu telaþ niye? Býrakýn devlet-lerini kursunlar. Bunda Türkler için nezarar var?

Ne var ki süreç tam böyle deðil.Kimileri ABD'nin Irak'ý iþgalinin sontahlilde bu sonucu yarattýðýný vedolayýsýyla ABD iþgalinin olumlu yan-larý olduðunu da vurguluyorlar.

Böyle düþünenlerin ileri sürdüðü birbaþka nokta ise seçimler. SeçimlerinIrak'ta olumlu bir adým olduðu ilerisürülüyor. Ne var ki gerçek böyledeðil.

Irak nüfusunun önemli bir kýsmýseçimlere katýlmadý, katýlamadý. Buseçimler sadece önümüzdeki dönemdedaha da sert bir direniþin olacaðýnýgösteriyor.

Irak'ta tek bir çözüm var: ABD'ninyenilerek Irak'tan çekilmesi.

CHP Kongresi’nin gösterdikleri

CHP Kongresi kavga-dövüþ bitti. Baykalzar-zor baþkan seçildi ve hemen tasfiyelerebaþladý. Öyle görülüyor ki CHP kýsa zaman-da boþalacak. Bu kongreyi CHP’nin bittiðian olarak görmek mümkün.

Bundan sonra büyük olasýlýkla Sarýgül vetakýmý CHP’den ayrýlacak ve Genç Partihavalý yeni bir parti kuracak. Livaneli vebenzerleri kýsa zamanda küsüp partidenayrýlacaklar.

Geride kalanlar ise hýzla batacaklar.Meydan bütünüyle AKP’ye kalacak.

Sosyal demokrasinin bu hali solda yeni birkitlesel partinin ne kadar gerekli olduðunugösteriyor. Þu anda solda, emekçi kitleleritoparlayabilecek bir odak yok. Oysa emekçiyýðýnlarýn böyle bir partiye ihtiyacý giderekdaha da artýyor.

Emekçiler için bir çekim merkezi olabilecekbir sol alternatif var olan solun birliðindendoðmaz ama bir baþka alternatifin yük-selmesi mücadele içinden yükselmesimümkün.Biz bu seçenekten yanayýz.

CCeennggiizz AALLÐÐAANN

Bundan 60 yýl önce bu sýralar, KýzýlOrdu askerleri ulaþtýðýnda, AAuusscchhwwiittzztoplama kamplarýnda (aslýnda yanyanaiki kamptan oluþur, çünkü ilk kurulankamp 'ihtiyacý' karþýlama-ya yet-memiþtir) yüzbinlerce Yahudi çoktanöldürülüp yakýlmýþtý bile. Bu kampAvrupa genelinde kurulmuþ veNNaazziilleerrin Yahudi soykýrýmý fabrikala-rýna dönüþtürülmüþ onlarcasýndanbiriydi ama en ünlüsüydü. Bugün hala,tarihin en vahþi katliamýný hatýrlatancehennemi bir abide gibi yerin-de dur-makta ve turistik seyahatlerde, insan-larýn yaþanan vahþeti daha iyi anlaya-bilmeleri için sergilenmektedir.

Ancak, AAuusscchhwwiittzz ve diðer katliamkamplarý, biraz nostaljik bir anlamyüküyle, müzeler olarak varlýklarýnýsürdürseler de bunlarý zamanýnda inþaedip, insan öðüten fabrikalar gibiçalýþtýran ideoloji ve toplumsal hareket,hem bu kamplarýn bulundu-ðu Avrupaülkelerinde hem de Türkiye'de insanlýkdüþmaný bir teh-dit olarak sürüyor. Buyüzden, kamp-larý gezip 60 yýl önceyaþananlarý acý bir hüzünle hatýrlayarakeve dönmekten çok, dünyanýn herhangibir bölgesinde ayný zihniyetin ürünüaçýklamalar ya da geliþmeleryaþandýðýnda, bu kamplarý hatýrlayýp,hemen ve yerinde tepkiler örgütlemekönem taþýyor.

Anti-semitizm yaþýyor

1111 EEyyllüüll saldýrýlarý sonrasýndan beri,bilindiði gibi, tüm dünyada müslüman-lara karþý bir önyargý yerleþtiril-meyeçalýþýlýyor. Bütün müslümanlar terörist,bütün müslüman ülkeler de dünyanýnbaþ belasý þer eksenleri olarak tarif

ediliyor. Pompalanan bu ýrkçýlýðýnsonucu olarak, dünyanýn en yoksulülkelerindeki yurtlarýndan zo-runlugöçerek geliþmiþ ülkelere git-meyeçalýþan göçmenler için hayat iyice çek-ilmez hale getiriliyor. Demokrasisi engeliþmiþ Avrupa ül-keleri göçmenkarþýtý yasalarý uygulamaya sokuyor vebu da her ülkenin ýrkçý-faþist parti-lerinin elini güçlen-diriyor.

Örneðin günümüzün en ünlü faþist-lerinden, Fransa'daki UUlluussaall CCeepphhee lid-eri LLee PPeenn iki hafta önceki açýklamasýn-da ""NNaazziilleerriinn FFrraannssaa''yyýý iiþþggaallii iinnssaannllýýkkddýýþþýý ddeeððiill,, nnoorrmmaallddiirr"" buyurdu (buiþgalde yalnýzca Yahudilerden 70 binkiþi ölmüþtü). Ayný faþist lider dahaönce de ""GGaazz ooddaallaarrýý ttaarriihhttee bbiirr tteeffeerrrruu-aattttýýrr"" demiþti.

Hollanda'da Ýslam karþýtý bir kýsa filmçeken yönetmen VVaann GGoogghh'unöldürülmesinden sonraki ýrkçý dalgabenzer bir örnek. Avusturya, Ýtalya,Belçika, Hollanda ve Fransa'da faþistpartiler yüksek oy oranlarýna sahip.Türkiye'deki muadilleri de boþ durmuy-or. Son olarak Fener Rum Patrik-hane-si'nin denizden haç çýkarma törenikarþýsýnda, Türkiye'nin en büyük faþistpartisine baðlý ülkücü-faþist militanlarHaliç'te kayýkla gezip, uðursuz bayrak-larýyla töreni sabote etmeye çalýþtýlar.Üstelik parti lideri BBaahhççeellii Adana'dayaptýðý konuþmada bunu savunmaklakalmayýp tehditler savurdu:""ZZaammaannýýnnddaa aattaallaarrýýmmýýzzýýnn yyaappttýýððýýnnýýyyaappaarrýýzz!!""..

Son dönemde ulusal kanallarda yoðunbiçimde misyonerlik faaliyetleri,yabancýlara toprak satýþý, yabancý dildeeðitim gibi konularýn iþlenmesi tesadüfdeðil. 1990'larýn baþýndan beri ABD tele-vizyonlarýnda Ýslamla ilgili her haberinarkasýndan bir terörist ey-lem haberinin

verilmesi, müslümanlarýn dizi filmlerdedaima 'potansiyel tehlike' olarakresmedilmesi, bu konuda bir bilinçaltýyaratma çabalarýnýn ürünü. Türkiye'dede yýlbaþý gecesi, bir ulusal TV kanalýn-da, Yahudilerin lanetlenmiþ bir kavimolduðu, tüm Yahudileri katletmeninmüslümanla-rýn boynunun borcuolduðu anlatýldý. Farklý düþmanlar ilanediyor olsalar da hepsininbeslediði/beslendiði kaynak ayný:ýrkçýlýk ve faþizm.

Son bir örnek: 1998'de ÝÝnnssaann HHaakkllaarrýýDDeerrnneeððii eski baþkaný AAkkýýnn BBiirrddaall'ý altýkurþunla öldürmeye çalýþýp, 19 yýl ha-pis cezasý alan ve dört yýl yatýp çýkan,para-militer örgüt TTüürrkk ÝÝnnttiikkaamm TTuuggaa-yyýýkurucu üyesi SSeemmiihh TTuuffaann GGüüllaallttaayygeçtiðimiz günlerde, ""BBuuggüünn oollssaa aayynnýýþþeeyyii yyaappaarrýýmm.. HHaaiinn oollaann vvee hhaaiinnlliiððiinniiggiizzlleemmeeyyeennlleerriinn aalleenneenn cceezzaallaannddýýrrýýll-mmaassýýnnddaann ddooððaall bbiirr þþeeyy yyookkttuurr"" açýkla-masýný yaptý. Sýrf Türklerin yeterin-ceanlatýlmadýðýný düþündüðü içintürkolog olan bu soy-faþistin kurduðuUUlluussaall BBiirrlliikk PPaarrttiissii, bugün 42 ildeörgütlenmesini tamamlamýþ durumdave kurultaya hazýrlanýyor. AAKKPP'nintökezlemesini aportta bekleyen %9'lukMMHHPP, onlardan kopup politi-kayýsürdüren YYaazzýýccýýooððlluu'nun faþist BBBBPP'si,MMeehhmmeett AAððaarr'ýn DDYYPP'si ile AAKKPP içindepolitika yapan faþist kadrolar ve ceza-evinden çýkýp þimdilik dergi çevresiolarak, çeþitli ünlüle-rin ve mafyababasý SSeeddaatt PPeekkeerr'in mali desteðiyletaban bulmaya çalýþan KKoorrkkuutt EEkkeennhareketi de Türkiye'deki faþist gruplar-dan. AAuusscchhwwiittzz geçmiþin tozlu say-falarýna gömülü acýlý bir hikaye deðil,her an hatýrlanmasý ve hatýrlatýlmasýgereken bir ta-rihsel belge. Tehlikesürüyor!

Auschwitz tarihte hüzünlü bir sayfa mý?

Page 4: Sosyalist İşçi 230

4

KKuurruullttaayyiinncciilleerrii::

"Çýkan olaylar par-timize hiç yakýþmadý.Umarýz yaþananlarbize bir ders olur."((BBaazzýý CCHHPP''llii mmiill-lleettvveekkiilllleerrii))

"Bugün CHP yeniden doðmuþtur. ÇürümeninCHP'ye bulaþma ihtimali yoktur." ((DDeenniizz BBaayykkaall))

"Bir daha olsa bir daha döverim, içim rahat".((MMuussttaaffaa SSaarrýýggüüll))

11 MMaarrtt vvee CCHHPP''nniinn ppaarraannooyyaassýýCCHHPP kkuurruullttaayyýýnnddaa 11 MMaarrtt tteezzkkeerreessiinniinn aaddýý ççookk ssýýkk

aannýýllddýý.. BBaayykkaall vvee eekkiibbii,, CCHHPP''nniinn 11 MMaarrtt''ttaa tteezzkkeerreenniinnççýýkkmmaassýýnnýý eennggeelllleeddiiððiinnii vvee bbuu yyüüzzddeenn AABBDD''nniinnCCHHPP''ddeenn iinnttiikkaamm aallddýýððýýnnýý ssööyylleeyyeerreekk ppaarrttiissii iiççiinnddeepprrooppaaggaannddaa yyüürrüüttttüü..

MMuussttaaffaa SSaarrýýggüüll''üünn BBaayykkaall''ýýnn bbuu ppaarraannooyyaakk ttuuttuummuu-nnaa yyaannýýttýý iissee eevvlleerree þþeennlliikkttii.. SSaarrýýggüüll,, CCHHPP''nniinn tteezzkkeerr-eeyyee hhaayyýýrr ooyyuu vveerrmmeessiinnii,, ""SSaayyýýnn GGeenneell BBaaþþkkaannýýmm,,ddüünnyyaaddaa hhaannggii ssoossyyaall ddeemmookkrraatt ppaarrttii ssaavvaaþþaa eevveett ddeerr""ssoorruussuuyyllaa öönneemmssiizzlleeþþttiirrddii.. ÝÝnnggiilltteerree''ddee ÝÝþþççii PPaarrttiissiiöörrnneeððiinn ssaavvaaþþaa eevveett ddeemmeekktteeddiirr..

BBaayykkaall ggeerrççeekktteenn ddee aabbaarrttýýyyoorr.. 33 KKaassýýmm sseeççiimm-lleerriinnddeenn ssoonnrraa bbeellkkii ddee CCHHPP''nniinn ppaarrllaammeennttooddaa eettkkiinnoolldduuððuu tteekk ssüürreeççttee,, yyaannii 11 MMaarrtt ssaavvaaþþ tteezzkkeerreessiinniinnooyyllaannmmaassýý ssüürreecciinnddee CCHHPP''nniinn ooyynnaaddýýððýý oolluummlluu rroollüü,,CCHHPP''nniinn ssoonn iikkii yyýýllllýýkk ssttaattüükkooccuu,, ddeevvlleettççii vvee mmiilllliiyyeettççiiyyaakkllaaþþýýmmllaarrýý nneeddeenniiyyllee yyaaþþaaddýýððýý eerriimmeeyyii ggiizzlleemmeekk iiççiinnkkuullllaannýýyyoorr..

CCHHPP yyöönneettiiccii kkaaddrroollaarrýý bbeellkkii 11 MMaarrtt tteezzkkeerreessiinniinnppaarrllaammeennttooddaa oonnaayyllaannmmaammaassýý iiççiinn ççaabbaallaaddýýllaarr aammaa ooddöönneemmddee ssookkaakkllaarrddaa eesseenn ssaavvaaþþ kkaarrþþýýttýý rrüüzzggaarraa hhiiççbbiirrddeesstteekk vveerrmmeeddiilleerr.. OOnnbbiinnlleerrccee,, yyüüzzbbiinnlleerrccee ssaavvaaþþkkaarrþþýýttýýnnýýnn kkaattýýllddýýððýý eeyylleemmlleerrllee CCHHPP ttaabbaannýý aarraassýýnnaa ççookkbbiilliinnççllii bbiirr bbiiççiimmddee dduuvvaarr öörrddüülleerr..

ÜÜsstteelliikk BBaayykkaall tteezzkkeerree iikkiiyyee aayyrrýýllssaayyddýý,, KKüürrtt hhaallkkýýnnaammüüddaahhaallee eettmmee hhaakkkkýýnnýý ttaannýýssaayyddýý,, tteezzkkeerreenniinn bbuu kkýýss-mmýýnnaa oonnaayy vveerreecceeððiinnii ddee aaççýýkk aaççýýkk iillaann eettmmiiþþ yyaanniiaassllýýnnddaa ssaavvaaþþ kkýýþþkkýýrrttýýccýýllýýððýý yyaappmmýýþþttýý..

SSookkaakkttaakkii ssaavvaaþþ kkaarrþþýýttýý kkaarraarrllýýððýýnn kkýýssmmeenn ggeerrii ççeekk-iillddiiððii ddöönneemmddee CCHHPP''nniinn ssaaddeeccee mmeecclliisstteekkii ggüüccüüyylleeiikkiinnccii tteezzkkeerreenniinn ççýýkkmmaassýýnnýý eennggeelllleeyyeemmeemmiiþþ oollmmaassýýCCHHPP''nniinn bbiirriinnccii tteezzkkeerree ddöönneemmiinnddee ssaavvaaþþ kkaarrþþýýttýýkkiittlleelleerrllee CCHHPP ttaabbaannýý aarraassýýnnaa kkooyydduuððuu dduuvvaarrddaann ddaakkaayynnaakkllaannmmaakkttaaddýýrr..

FFaakkaatt CCHHPP''nniinn mmeecclliisstteekkii ooyyllaarrýý tteezzkkeerreenniinn eennggeelllleenn-mmeessiinnddee hhiiçç kkuuþþkkuu yyookk kkii tteemmeell bbeelliirrlleeyyiicciilleerrddeenn bbiirriissiioollmmaassýýnnaa rraaððmmeenn,, 22 MMaarrtt iittiibbaarrýýyyllee AABBDD''nniinn bbiirr ppllaannyyaappttýýððýý vvee mmaaþþaa oollaarraakk ddaa MMuussttaaffaa SSaarrýýggüüll''üü kkuull-llaannddýýððýýnnýý iiddddiiaa eettmmeekk mmaassaall aannllaattmmaakkttýýrr.. HHeellee ddeeeekkoonnoommiiddeenn ssoorruummlluu kkrriizz bbaakkaannllýýððýý yyaappmmýýþþ KKeemmaallDDeerrvviiþþ ggiibbii bbiirr iihhrraaçç iissmmii CCHHPP''yyee kkaattmmaakk iiççiinn uuððrraaþþaannBBaayykkaall''ýýnn bbööyyllee þþeeyylleerr ssööyylleemmeeyyee hhiiçç hhaakkkkýý yyookk..

CHP'nin 13. OlaðanüstüKurultay'ý tamamlandý.Yumruklaþmalarýn,hakaretlerin ve küfür-leþmelerin damgasýnýbastýðý kurultayda eksikolan, politik tartýþmaydý.

Kurultay boyunca CHP'yiizleyen boyalý basýnýn köþeyazarlarý, "CHP'de sonunbaþlangýcý mý?", "Baykal-Sarýgül muharebesi","Küllerinden doðamamak"gibi baþlýklarla kurultayýyorumladýlar. CHP'yledalga geçmeyen yok gibiy-di. Doðrusu, Kurultayakaba bir bakýþ, CHP'nindalga geçilmeyi hak ettiði-ni gösteriyor.

Birbirlerine silahgösteren, kafa atan, sanda-lye atan delegeler,Bakýrköy Belediyebaþkanýný herkesin gözüönünde yumruklayan CHPgenel baþkan adayý,kürsüde 4 saat boyuncakonuþan Deniz Baykal,sadece rüþvet-namussu-zluk denklemine kilitlenenkiþisel ithamlar, kurultayýseviyesi düþük bir mahallekahvesine çevirdi.

Siyasal kriz

Peki CHP bu durumanasýl geldi? CHP hangidurumdaydý ki sorusunubir kenara býrakýrsak, anamuhalefet partisindeyaþananlarýn tümüyle birsiyasal krizin yansýmalarý

olduðunu söyleyebiliriz. 3 Kasým seçimlerinden

beri CHP, muhalefet par-tisi olmasýna raðmen, par-lamentoda statükoyu savu-nan parti konumunda. 3Kasým'da oy veren kitleler,deðiþim isteklerinin birürünü olarak DSP-MHP veANAP'ý eþi benzerigörülmemiþ bir cezalandýr-ma yöntemiyle parlamentodýþýna atarken, umutlarýnýAKP'ye baðlamýþtý.

CHP iþçilerin vetoplumun ezici çoðun-luðunu oluþturan emekçi-lerin bu deðiþim talepler-ine sahip çýkacaðýna, butoplumu yýllardýr canýndanbezdiren ve sýkan köhne-miþ statükocu fikirlerleAKP'ye muhalefet etmeyeçalýþtý. Kýbrýs sorununda,Ermeni sorununda, Kürtsorununda toplumun gün-demine oturan her tartýþ-mada, CHP, AKP'den dahamuhafazakar bir görüntüsergiledi.

AKP'nin insan haklarýdediði yerde CHP, devlet;AKP'nin demokrasi dediðiyerde CHP vatan milletdedi. Kýsacasý AKPdeðiþimin, CHP tutucu-luðun partisi olarakgöründüler.

Üstelik AKP'nin uygu-ladýðý ekonomik poli-tikalar, esas olarak 2001Þubat krizinde temel hat-larýný Kemal Derviþ'in

çizdiði neo liberal poli-tikalardý. Yani CHP'ninköklü bir biçimde karþýçýkamadýðý ekonomikuygulamalardý.

AKP neo liberalekonomik uygulamalarýhýzla hayata geçirmeyeyönelik serbest piyasanýndemokrasisini savunurken,CHP ne bu neo liberal poli-tikalara muhalefet edebildine de siyasal demokrasialanýnda AKP'nin yak-laþýmý altýnda ezilmektenkurtulabildi.

Buna CHP'nin emekçi-lerin hiçbir eylemine aktifbir destek vermediðini veradikal bir demokrasi pro-gramýyla sýnýrsýz düþüne,gösteri ve örgütlenmeözgürlüðünü savun-madýðýný daeklediðimizde, gününsonunda anlamsýz bir par-tiye dönüþtüðünü söyleye-biliriz. Zaman zamanordunun sesiymiþçesineyaptýðý açýklamalar CHP'yidaha da anlamsýz halesoktu

CHP'nin sonu

Þiþeler ve demirlerle bir-birine giren partidelegelerinin ayný partideuzun bir süre kalmasýmümkün deðildir.Birbirlerini "ABD uþaklýðý"ve "Diktatörlükle"suçlayanlar da ayný partideuzun süre yan yana kala-

mazlar. DolayýsýylaCHP'de altýya dörtlükkesin bir bölünme yaþan-mýþtýr. Ve CHP uzunca birsüre bu bölünmeyleuðraþacaða benzemektedir.

Bu durum, uzunca birsüredir emekçilerin reformtaleplerini savunmaktanuzaklaþmýþ bir parti olanCHP'nin sonunun yakýnolduðuna iþaret ediyor.Zira CHP iþçi sýnýfýnýndemokrasi ve sosyal hakve özgürlükler mücadele-sine katýlmaz ve destekolmazken, sermaye sýnýfýaçýsýndan da AKP'dendaha makul bir terciholarak gözükmemektedir.Öte yandan yaklaþýk 200delege gerekGenelBaþkanlýk için imzatoplanmasý sýrasýnda,gerekse de genel baþkanlýkseçimlerinde oy vermedil-er.

CHP'nin sonu, eðerradikal sol tarafýndandeðerlendirilebilirse iþçisýnýfýnýn somut taleplerietrafýnda hareket eden,reformlar için mücadeleeden ve bu reformlarý sonsýnýrýna kadar zorlayan,iþçi sýnýfýnýn mücadeleleriiçinde yer alan, sendikalhareketle kopmaz bir baðkuran bir solun güçlenmesiiçin bir fýrsat olabilir.

CHP’nin bittiði kongre

Geçenlerde, oturduðumdairenin kapýsýný iki çocukçaldý. Bana, biraz para istedik-lerini söylediler. Ancak üzer-imde hiç para yoktu. Kapýyýkapatýnca, aklýma kýsa süreönce televizyonda Türkiye'deki ekonomik durumla ilgiliaçýklama yapan EkonomiBakaný Ali Babacan'ýn konuþ-masý geldi. Konuþmasýnda,günümüzde hiçbir ülkeninIMF'ye olan borcunun sýfýr-lanamayacaðýný ve Türkiye'de

doðan her çocuðun bir kaç bindolar borçla doðduðunubelirtmiþti. Az önce kapýyýçalan o iki çocuðun, doðuþtansahip olduklarý borcu ödemekiçin benden para istemedikleriortada. Muhtemelen karýnlarýaçtý. Neoliberal politikalarýnsonuçlarý Babacan'ýn konuþ-masýna þýp diye düþmüþtü. Ýlkkez Özal döneminde alýnmayabaþlanan borçlar, çalýþan insan-lara bir umut olarak gösteril-di. Oysa bugün durum

ortadadýr. Türkiye'de çalýþannüfusun oldukça büyükçoðunluðu yoksulluk sýnýrýnýnaltýnda yaþamaktadýr. Üstelikbu durum Türkiye ile sýnýrlýdeðil. Meksika da IMF pro-gramlarýna baðlý kalmýþ ve

dünyanýn yedinci büyükekonomisi durumunageldiðinde, ülkedeki yoksulsayýsý iki kat artmýþtýr. Zenginülkelerden borç alan yoksulülkeler, sadece kendi zengin-lerini daha zengin fakirleri dedaha fakir yapmaktadýrlar.

Bugün dünyadaki egemensýnýflarýn uyguladýklarý vedestekledikleri ekonomik pro-gramlar, 2015 yýlýna kadar 60milyon çocuðun daha açlýktanölmesine neden olacak. Burada

asýl bilinmesi gereken buçocuklarýn aslýnda hiç borçluolmadýklarýdýr. Sözde çalýþanlaradýna alýnan, fakat nedenseçalýþanlara hiç sorulmayan buborçlar sadece egemen sýnýfýnçýkarý içindir. Borçlanmalarlaekonominin iyileþeceði verefah seviyesinin yükseleceðide büyük bir yalandýr. Borçluolan borcu alandýr. Borçluolan AKP Hükümetidir.

EErriinnçç ((ÝÝzzmmiirr))

BÝZE GÖREBorç meselesi

Page 5: Sosyalist İşçi 230

5

Grevler Fransa’yý sarstýFFrraannssaa’’ddaa ggeeççttiiððiimmiizz hhaaffttaa bbiirr ddiizzii

ççookk bbaaþþaarrýýllýý ggrreevv oolldduu.. HHüükküümmeettiinnöözzeelllleeþþttiirrmmee,, iiþþççii ssaayyýýssýýnnýý aazzaallttmmaa,,ççaallýýþþmmaa ssaaaattlleerriinnii uuzzaattmmaa,, eemmeekkllii oollaa-ccaakkllaarrýýnn yyeerriinnee yyeenniilleerriinnii aallmmaayyýýpp,,vvaarroollaann iiþþççiilleerrii ddaahhaa ffaazzllaa ççaallýýþþttýýrrmmaaggiibbii ssaallddýýrrýý hhaazzýýrrllýýkkllaarrýýnnaa kkaarrþþýý yyaappýýllaannggrreevv vvee ggöösstteerriilleerrii hhaallkkýýnn üüççttee iikkiissiiddeesstteekklliiyyoorr..

Örneðin demiryollarýnda 3 bin 500kiþilik küçülmeye yol açacak olan sal-dýrý planýna karþý direniþ sayesindeFransa genelindeki trenlerin dörtteüçü çalýþmadý. Bir posta iþçisi ve aynýzamanda troçkist LLCCRR’ýn liderlerindenolan OOlliivviieerr BBeessaanncceennoott mücadele dal-gasýný þöyle deðerlendiriyor:

“Geçen hafta deðiþik kamu sektör-lerinde ulusal çapta grevler oldu.Posta iþçileri özelleþtirme saldýrýsýnakarþý greve çýktý ve radikal ruh halle-rini gösterdi. Bu radikalleþme anamuhafazakar parti lideri NicolasSarkozy’nin evinin önünde yaptýðý-mýz gösteriye bakýlarak anlaþýlabilir.Ertesi gün demiryolu iþçileri gerçektenbaþarýlý bir grev örgütlediler. Trenlerinyalnýzca dörtte biri çalýþabildi.

Bu iki grev kamu sektörünün diðerkollarýnda çalýþan hizmet sektörü iþçi-lerine de esin kaynaðý oldu. Ertesi günbazýlarýna yüzbinlerin katýldýðý çoksayýda gösteri yapýldý. Anketler özelsektörde çalýþan iþçilerin büyükçoðunluðunun da grevleri destekledi-ðini gösteriyor. Üstelik hükümetinkamu ve özel sektör iþçileri arasýnaset çekmeye çalýþmasýna raðmen.ÞÝmdi soru þu: Bundan sonrakiadýmýmýz ne? Cumartesi günü (5Þubat’ta) sendikalar 35 saatlik çalýþmahaftasýnýn uzatýlmasý giriþimine karþýbir gösteri yapacak. Bu gösteri patron-

lara ve hükümete karþý hareketleri bir-leþtirmek için bir fýrsat. Ancak þu anakadar protestolarýn net bir talep ortayakoyduðu söylenemez. Þu an içinönemli olan, taleplerimizi ve strate-jimizi ortaya koymak için sýradan iþçil-er arasýnda demokratik bir tartýþmabaþlatmaktýr.”

Besancenot’nun deðerlendirmesininardýndan BBiirrggüünn gazetesi yazarýAAhhmmeett ÇÇaakkmmaakk’ýn konuya ilþkin 26

Ocak tarihli köþe yazýsýna deðinmekistiyoruz. ÇÇaakkmmaakk pek de bir umutgöremediði anlaþýlan grev deðerlen-dirmesinin ardýndan þöyle diyor:

“...neoliberalizme parçalarý üzerin-den karþý çýkýlamaz...küresel ölçekteve cepheden karþý çýkýlabilir. Bununöznelerini þu anda seçemiyoruz...çünkü uluslararasý iþçi hareketi diyebir þey yok. Ülkelerin iþçi önderliklerineden doðmuyor, neden biraraya gel-erek uluslararasý çözümü tartýþmýyor,anlamýyorum. Ama þüphelendiðim birþey var maalesef: (bu) hayatýn gerçek-lerine uymuyor da ondan.”

ÇÇaakkmmaakk’ýn ‘seçemediði özneler’ þusýralar Porto Allegre’de DDüünnyyaa SSoossyyaallFFoorruummuu toplantýlarýnda ‘neolibera-lizme küresel ölçekte karþý çýkmanýnyollarý’ný tartýþýyor. Öncesinde de(1999’dan beri) Seattle, Prag, Cenova,Mumbai, Londra, Ýstanbul vb.’de yap-týklarý gibi.” Kapitalizm öldürür, kapi-talizmi öldürelim!” sloganýyla hareketeden uluslararasý anti-kapitalisthareket uzun zamandýr egemenlerin‘iki süper güçten biri’ diye taným-ladýðý, yeterince ‘açýk seçik’ bir öznedurumunda.

Ha, uluslararasý iþçi sýnýfý bu‘özne’nin büyük bölümünü oluþtur-muyor henüz. Ama bunu saðlamakiçin de sosyalistlerin hareket içindedaha fazla yer alýp tartýþmasý ve iþçisýnýfýnýn uluslararasý birliðine ulaþacakaraçlarýn yaratýlmasýna katkýda bulun-masý gerekiyor.

Bugün için görünen o ki uluslararasýantikapitalist hareketin dýþýnda kalanhiçbir grup ya da örgüt bu yolda adýmatabilme yeteneðine sahip olamaz.Hele bunun imkansýz olduðunu düþü-nen umutsuz sosyalistler hiç...

BBiirrççookk yyoorruummccuu ttssuunnaammii ffeellaakkee-ttiinniinn eettkkiilleerriinniinn SSrrii LLaannkkaa''yyaa bbaarrýýþþggeettiirreecceeððiinnii uummuuyyoorrdduu.. SSrrii LLaannkkaaoorrdduullaarrýý TTaammiill''iinn ssýýððýýnnmmaa kkaammppllaarrýý-nnaa ggiirreerreekk yyaarrddýýmmllaarrýýnn bbuu kkaammppllaarraauullaaþþmmaassýýnnýý eennggeelllleemmeeyyee bbaaþþllaammaassýýyy-llaa bbuu uummuuttllaarr ssoonnaa eerrddii..

ÝÝkkii ttaarraaff aarraassýýnnddaakkii bbuu ssaavvaaþþssöömmüürrggeecciilliikk ddöönneemmiinnddeenn bbeerriiddeevvaamm eeddiiyyoorr..

11994488''ddee SSrrii LLaannkkaa bbaaððýýmmssýýzzllýýððýýnnýýkkaazzaannddýýkkttaann ssoonnrraa,, yyeennii hhüükküümmeettttaarrýýmm iiþþççiissii oollaann TTaammiilllleerriinn ooyy hhaakk-llaarrýýnnýý eelllleerriinnddeenn aallddýý.. BBuu aarraaddaassoossyyaalliisstt hhaarreekkeett hhiiççbbiirr zzaammaann bbuueezziilleenn ttoopplluulluukkllaarr aarraassýýnnddaa kkööpprrüüoollmmaayyýý bbeecceerreemmeeddii.. SSFFLLPP ((SSrrii LLaannkkaammiilllliiyyeettççii ppaarrttiissii))''nniinn lliiddeerrii BBaannddaa-rraanneekkee BBuuddiissmmii rreessmmii ddiinn iillaann eettttiivvee ddaahhaa öönnccee SSeeyyllaann oollaann üüllkkeenniinnaaddýýnnýý SSrrii LLaannkkaa oollaarraakk ddeeððiiþþttiirrddii..BBuunnaa cceevvaapp oollaarraakk,, LLTTTTEE kkuuzzeeyyddooððuuddaa bbiirr ggeerriillllaa ggrruubbuu öörrggüüttlleeddii..11997777 sseeççiimmlleerriinnddee TTaammiill BBiirrlleeþþiikkÖÖzzggüürrllüükk cceepphheessii kkuuzzeeyyddeekkii vveeggüünneeyyddeekkii ttüümm ppaarrllaammeennttoo kkoollttuukk-llaarrýýnnýý eellee ggeeççiirrddii..

11998833''ttee 1133 aasskkeerriinn LLTTTTEE ttaarraaffýýnnddaannppuussuuddaa ööllddüürrüüllmmeessiinnddeenn ssoonnrraa aannttii-ttaammiill''cciilleerr yyaayyggýýnnllaaþþttýýllaarr vvee ssaavvaaþþýýnnbbüüyyüümmeessiinnee nneeddeenn oolldduullaarr..

HHiinntt oorrdduussuu 11998877''ddee mmüüddaahhaallee eettiittiivvee LLTTTTEE iillee ççaattýýþþaarraakk 11999900''ddaa oonnllaarrýýggeerrii ççeekkiillmmeeyyee zzoorrllaaddýý..

11999900''llaarrddaa hhüükküümmeett tteekkrraarr ssaallddýý-rrýýyyaa ggeeççttii vvee kkuuzzeeyyiinn bbüüyyüükk kkýýssmmýýnnýý

hhaarraapp eettttii.. LLTTTTEE iissee bbuunnaa kkaarrþþýýllýýkkbbaaþþkkeenntt CCoolloommbboo''yyuu bboommbbaallaaddýý vveebbaaþþkkaann KKuummaarraattuunnggaa''yyýý 11999999''ddaayyaarraallaaddýý.. BBaaþþbbaakkaann BBaannddaarraanneekkee22000011''ddee sseeççiimmlleerrii kkaayybbeettttii.. NNiissaann22000033''ttee ggöörrüüþþmmeelleerr ssoonnaa eerrddii vveeKKaassýýmmddaa bbaaþþkkaann hhüükküümmeettii ffeesshheettttii..SSeeççiimmlleerrddeenn ssoonnrraa yyeennii bbiirr kkooaalliissyy-oonn hhüükküümmeettii oolluuþþttuu..

SSrrii LLaannkkaa hhüükküümmeettii ttssuunnaammiiffeellaakkeettiinnii kkeennddii oottoorriitteessiinnii kkoorruummaakk

iiççiinn kkuullllaannaarraakk tteekkrraarr LLTTTTee''yyeessaallddýýrrddýý..AAyyrrýýmmccýý ppoolliittiikkaallaarrýý vvee eettnniikktteemmiizzlliikk ççaabbaallaarrýý iissee SSrrii LLaannkkaa''yyýý bbiirrffeellaakkeettee uuððrraattmmaayyaa ddeevvaammeeddiiyyoorr..EEssaass ttrraajjeeddii iissee ssoossyyaalliisstt ppaarr-ttiilleerriinn ''hhüükküümmeettlleerriinniinn'' mmiilllliiyyeettççiippoolliittiikkaallaarrýýnnaa sseess ççýýkkaarrmmaammaallaarrýý..

BBuu ffeellaakkeett hheerrkkeessee ''yyeetteerr'' ddeemmeeþþaannssýýnnýý vveerrddii..EEððeerr SSrrii LLaannkkaa ssoossyyaall-iissttlleerrii bbuu dduurruummaa sseess ççýýkkaarrmmaayyaaccaakk-llaarrssaa,,bbaaþþaarrýý þþaannssýý ççookk aazz..

Pakistan’da iki büyük sendika ve büyük politik parti-lerin liderleri, iþçilerin özelleþtirme karþýsýndakidireniþini desteklemek için bir araya geldi. KaraçiElektrik Anonim Þirketi’nin özelleþtirilmesine karþýyü-rütülen mücadele iki aydýr aralýksýz sürdürülüyor.

Özelleþtirme karþýtý yüz-lerce elektrik iþçisi, geçenhafta Karaçi'de yeni bir gösteri düzenledi.

Protestolar aralýk ayýnda baþladý. Hükümetin herözelleþtirme giriþiminde, büyük protestolar baþlýyor vesatýþ erteleniyor.

Devlet þirketlerinin satýlmasýyla elde edilen parapetrol alýmý, özellikle de ordunun ihtiyacýný karþýla-mak için kullanýlýyor.

Müþerref'in ABD'nin emperyalist savaþlarýný destek-lemesi ve sürdürdüðü neo-liberal politikalar, Pakistantoplumunu çok büyük huzursuzluða sürükledi.

Ýþçilerin þimdiki ayaklanmasý, sömürüye karþý uzunsüreli suskunluðu kýrmýþ görünüyor. Direniþ ve ayak-lanma daha da yayýlacak.

IIrraakk''ttaakkii ddiirreenniiþþiinn ddeevvaamm eettttiiððii,, bbiirrkkaaçç IIrraakk''llýýççooccuuððuunn ddaahhaa AAmmeerriikkaann oorrdduussuunnuunn ssiillaahhllaarrýýyyllaaööllddüürrüüllddüüððüü ddaakkiikkaallaarrddaa BBuusshh iikkiinnccii bbaaþþkkaannllýýkkddöönneemmii yyeemmiinniinnii eettttii.. BBuusshh kkoonnuuþþmmaassýýnnddaa 2277 kkeezz""öözzggüürrllüükk"" kkeelliimmeessiinnii kkuullllaannýýrrkkeenn aayynnýý ddaakkiikkaallaarrddaaIIrraakk hhaallkkýý ddaa kkeennddii öözzggüürrllüüððüü iiççiinn mmüüccaaddeellee eeddiiyyoorr-dduu..

66 bbiinn ppoolliiss vvee 22 bbiinn 550000 aasskkeerriinn ggöörreevv yyaappttýýððýý yyeemmiinnttöörreenniinnddee,, kkoorrtteejjiinn iikkii yyaannýý ggöösstteerriicciilleerrllee ddoolluuppttaaþþttýýððýý iiççiinn rreessmmii ggeeççiitt ttöörreennii kkooþþaarr aaddýýmmllaarrllaa hhýýzzllýý bbiirrþþeekkiillddee yyaappýýllddýý..

BBuusshh kkoonnuuþþmmaassýýnnddaa,, ""NNeessiilllleerr bbooyyuunnccaa bbaaððýýmmssýý-zzllýýððýýnn vvaazzggeeççiillmmeezzlliiððiinnii vvuurrgguullaaddýýkk.. KKuussuurrssuuzz bbiirrhhüükküümmddaarr oollaammaayyaaccaaððýý ggiibbii kkiimmssee ddee kkööllee oollmmaayyýýhhaakk eettmmeezz.. ÜÜllkkeemmiizzii yyaarraattaann bbuu iiddeeaalllleerrii ggeelliiþþttiirrmmeekkggöörreevviimmiizzddiirr.. BBuu aattaallaarrýýmmýýzzýýnn bbüüyyüükk bbaaþþaarrýýssýýddýýrr..BBuuggüünn iiççiinn ddee tteemmeell ggöörreevviimmiizz ddeeððiiþþmmeeddii..YYaannii,,üüllkkeemmiizziinn ggüüvveennlliikk ggeerreekkssiinniimmii.. "" ddeeddii..

PPrrootteessttoollaarr hheerr yyeerrddee EEnn bbüüyyüüððüü WWaasshhiinnggttoonn vvee SSaann FFrraanncciissccoo''ddaa oollmmaakk

üüzzeerree BBuusshh''uunn yyeemmiinn ttöörreennii ggüünnüüddee AAmmeerriikkaa''nnýýnn hheerryyeerriinnddee pprrootteessttoo ggöösstteerriilleerrii ddüüzzeennlleennddii.. AAyyrrýýccaa,,AAttllaannttaa,, PPoorrttllaanndd,, LLaass VVeeggaass,, SSaannttaa CCrruuzz,,PPhhiillaaddeellpphhiiaa,, AAuussttiinn,, NNeeww OOrrlleeaannss,, BBaallttiimmoorree vveeOOhhiioo''ddaa ddaa ggöösstteerriilleerr ddüüzzeennlleennddii.. BBuu ggöösstteerriilleerreettooppllaamm oollaarraakk yyaakkllaaþþýýkk 110000 bbiinn kkiiþþii kkaattýýllddýý..

PPrrootteessttoo eeddiilleenn ssaaddeeccee ssaavvaaþþ ddeeððiillddiiGGöösstteerriilleerrddee öönnee ççýýkkaann ssllooggaannllaarr ssaaddeeccee ssaavvaaþþ iillee

iillggiillii oollaannllaarr ddeeððiillddii.. AABBDD eekkoonnoommiissiinnii kkrriizzee ssookkaanniiçç bboorrccuunn bbuu yyýýll 555500-660000 mmiillyyaarr ddoollaarraa vvaarrmmaassýý bbeekk-lleenniiyyoorr.. BBuu nneeddeennllee BBuusshh''uunn öönnüümmüüzzddeekkii ddöönneemmddeeggeerrççeekklleeþþttiirrmmeekk iisstteeddiikklleerriinniinn bbaaþþýýnnddaa ssoossyyaall ssiiggoorrttaassiisstteemmiinnii oorrttaaddaann kkaallddýýrrmmaakk ggeelliiyyoorr.. DDoollaayyýýssýýyyllaa bbuuggöösstteerriilleerrddee ssýýkk ssýýkk ""SSaavvaaþþ ddeeððiill ssaaððllýýkk!!"" ttüürrüü ssllooggaann-llaarr ddaa aattýýllddýý..

AAyyrrýýccaa öönnüümmüüzzddeekkii ddöönneemmddee AAmmeerriikkaann ggeennççlleerriiiiççiinn zzoorruunnlluu aasskkeerrlliiððiinn ggüünnddeemmee ggeellmmeessii bbeekklleenniiyyoorr..

Pakistan

DÜNYA

Bush'un "özgürlük"savaþý yemini

Ýþçilerinmücadelesidiktatörü sallýyor

SSrrii LLaannkkaa nneeddeenn bbööllüünnddüü??

Fransa’daki grevlerin en önemlile-rinden biri demiryolu iþçilerininkiydi.Tüm ülkede trenlerin dörtte üçüçalýþmadý. Ulaþým felç oldu.

Page 6: Sosyalist İşçi 230

6 DÜNYA

Irak’taki savaþýn bir nu-maralý mimarý olan GeorgeW. Bush, bu seçimlerinIrak'a istikrar ve demokrasigetireceðini iddia ediyor-du. Seçim günü Irak'tayaþananlar gerçeklerinBush'un dediði gibiolmadýðýný bir kez dahagösterdi.

Seçimlerin yapýldýðý gün,resmi açýklamaya göre,Irak'ta 40 kiþi öldü,yüzlerce de yaralý var.Yapýldýðý gün dahi kanabulanan bu seçimlerin,Irak'a demokrasi ya daözgürlük getirmesimümkün mü?

Üstelik bu seçimlerde Irakhalký kendi hükümetinideðil, sadece 275 kiþidenoluþan geçici Ulusal Mec-lis'i seçecek. Daha sonra2005 Aralýk ayýnda yenidenbir seçim yapýlacak. YaniBush'un her fýrsatta söy-lediði, Irak halkýnýn buseçimde kendi hükümetiniseçiyor olduðu doðru deðil.

Seçim hangikoþullarda yapýldý

7000'den fazla adayýnkatýldýðý seçimlerde,güvenlik gerekçesiyleseçim kampanyasý yapýla-madý. Irak halký kime oyvereceðini bile bilmiyordu.

Oy kullanma hakký olan 1milyon 200 bin Irak'lýdansadece 100 bin tanesininkaydý, o da Saddamzamanýndan kalma ekmekkarnelerine dayanarakyapýldý. Kayýt iþlemlerininyapýldýðý sýrada insanlaraancak oy kullandýklarýtakdirde yiyecek yardýmýalabilecekleri söylendi.

Seçimden bir gün önceIrak'ta özellikle direniþinyoðun olduðu yerlerdesokaklar tanklarla kap-atýldý.

Seçimler nasýlgeçti?

Felluce, Ramadi, Samara,Latifiye, Mahmudiye,Yusufiye gibi bazýkentlerde hiç oy kullanýl-madý. Halkýn bir kýsmýseçimleri boykot ederkenbir kýsmý da güvenlikkoþullarýndan dolayý evin-den çýkamadý.

ABD Baþkaný GeorgeBush'un bu konudaki açýk-lamasý yüzsüzce, sanki buölümlerin nedeni kendisideðilmiþ gibi, "BazýIraklýlar vatandaþlýk görev-lerini yerine getirirenöldüler" demek oldu.

ABD Irak'tançekilecek mi?

George W. Bush,Irak'taki kritik seçimler-den bir gün önce yaptýðýaçýklamada, ''DemokrasiIrak'a yerleþirken,Amerika'nýn oradaki göre-vi de sürecek. Silahlýkuvvetlerimiz, diplomat-larýmýz ve sivil persone-limiz, Irak'ýn yeni seçile-cek hükümetine, güvenliðisaðlamada yardým edecekve Irak güçlerini eðitecek''dedi.

Peki o zaman iþgal altýn-da olan bir ülkede demok-rasi nasýl iþleyebilir? Bushseçimlerden önce sýk sýkIrak halkýnýn çok uzun birzamandan beri ilk defa oykullanýp kendi hükümetini

seçeceðini söylüyordu.Bush'un sözleri buhükümetin iþgal güçleri ileanlaþmak zorunda olduðuanlamýna gelmez mi?

Aslýnda Amerika bunuilk defa yapmýyor. Ameri-ka 1960'da yapýlan seçim-lerin ardýndan Vietnam'ýiþgal etmiþ, 1966, 1967 ve1971'de yapýlan gösterme-lik seçimlerin ardýndanVietnam'dan çýkmamýþ,ancak savaþ karþýtý hareketve Vietnam'daki direniþsonucunda çekilmiþti.

Bu seçimler meþrudeðildir

Ýþgal koþullarý altýndayapýlan, insanlarýnözgürce oy kullanmahakkýna sahip olmadýklarý,adaylarýn isimlerini bile

bilmedikleri bir seçimmeþru deðildir. Irak'tagerçekten demokratik veözgür seçimlerin yapýla-bilmesinin tek koþulu iþgalgüçlerinin bir an önceIrak'tan çekilmesidir.

Bush þimdi de Ýran'ýtehdit ediyor

Seçilir seçilmez önceIrak'ýn Felluce kentine kor-kunç bir saldýrý düzenleyenBush, þimdi de Ýran'asaldýrmaya hazýrlanýyor.Amerikalý gazeteciSeymour Hersh, Amerikalýözel güçlerin zaten geçenyazdan beri Ýran'da çeþitlifaaliyetlerde bulunarak,olasý hedefleri saptamayabaþladýklarýný ortayaçýkardý. Pentagon ise buraporu yalanlamadý.

Bu arada Amerika, Çin'inen büyük sekiz þirketine,Ýran'ýn füze programýnayardýmda bulunduklarýgerekçesiyle ekonomikyaptýrýmlar uygulamayabaþladý. Amerikan Savun-ma Bakaný DonaldRumsfeld, Bush'un yeni-den seçilmesinin bu yöne-time istediðini yapma öz-gürlüðü verdiðini söyledi.

Üst düzey bir gizli serviselemaný þöyle bir açýklama-da bulundu: "Bundansonra Ýran hakkýnda birþeyler yapacaðýz. Bir savaþilan ettik ve kötü adamlar,her nerede olurlarsa olsun-lar bizim düþmanýmýzdýr-lar… Dört yýlýmýz var, vebu dört yýlýn sonundaterörizme karþý savaþýkazandýðýmýzý söylemekistiyoruz.”

Ýran nükleer programýnýAvrupa Birliði ile yaptýðýgörüþmeler sonucundadurdurmuþtu. Eðer Batýlýdevletler yaptýrýmlarýnýkaldýrýrlarsa Ýran bu pro-gramdan tamamen vazgeç-meye hazýr.

Ýsrail Baþbakaný Sharonise, Amerika'nýn bekçiköpekliði rolünü bir kezdaha baþarýlý bir þekildeyerine getirerek, eðerAmerika Ýran'ýn nükleersilahlarý konusunda bir þeyyapmayacaksa kendisininyapabileceðini söyleyerekgerginliði daha dakýþkýrtýyor.

Bush ve Rumsfeld Irakkonusunda söyledikleriyalanlarý þimdi de Ýran içinsöylüyorlar.

40 ölü, yüzlerce yaralý…

Bu mu demokratik seçim?

Irak'taki gerçekbölünme nedir?

IIrraakk''ttaann ssöözz eeddeerrkkeenn ssýýkk ssýýkk SSüünnnniilleerr,,ÞÞiiiilleerr,, KKüürrttlleerr ggiibbii ggeenneelllleemmeelleerr yyaappýýllýýyyoorrvvee bbuu ggrruuppllaarr aarraassýýnnddaa ççýýkkaabbiilleecceekk bbiirreettnniikk ssaavvaaþþttaann bbaahhsseeddiilliiyyoorr..

IIrraakk''ttaa ttaabbiiii kkii ççeeþþiittllii bbööllüünnmmeelleerr vveettaarrttýýþþmmaallaarr vvaarr,, aannccaakk bbuunnllaarr eettnniikk yyaa ddaaddiinnii tteemmeellee ddeeððiill,, ddiirreenniiþþiinn nnaassýýll þþeekkiill-lleennmmeessii ggeerreekkttiiððii tteemmeelliinnee ddaayyaannýýyyoorr..

BBuusshh vvee BBllaaiirr,, IIrraakk''ttaann ççeekkiillddiikklleerrii ttaakk-ddiirrddee bbiirr iiçç ssaavvaaþþýýnn ççýýkkaabbiilleecceeððiinnddeennbbaahhsseeddiiyyoorrllaarr vvee oorraaddaa kkaallaarraakk IIrraakkhhaallkkýýnnaa llüüttuuffttaa bbuulluunnmmuuþþ oolldduukkllaarrýýnnýýssööyyllüüyyoorrllaarr.. PPeekkii þþuu aannaa kkaaddaarr IIrraakk’’ttaa111100 bbiinn ssiivviill ööllmmüüþþ vvee hheerr ggüünn oonnllaarrccaaiinnssaann ööllmmeeyyee ddeevvaamm eeddeerrkkeenn,, bbuukkooþþuullllaarrýýnn iiçç ssaavvaaþþttaann ffaarrkkýý nneeddiirr??

BBuu bbööllüünnmmee iiþþggaall ggüüççlleerrii ttaarraaffýýnnddaannbbiilliinnççllii bbiirr þþeekkiillddee öönnee ççýýkkaarrýýllýýyyoorr.. IIrraakk''ttaa

aassýýll bbööllüünnmmeeyyii yyaarraattaann AAmmeerriikkaannhhüükküümmeettiinniinn IIrraakk''ttaa kkeennddii kkoonnttrroollüünnddeeoollaann bbiirr hhüükküümmeett kkuurrmmaayyaa ççaallýýþþmmaassýýddýýrr..

AAnnccaakk IIrraakk hhaallkkýý iiççeerriissiinnddee ggeerrççeekktteebbööyyllee bbiirr bbööllüünnmmee yyookkttuurr.. ÖÖzzeelllliikklleeFFeelllluuccee,, BBaaððddaatt,, MMuussuull,, KKeerrkküükk ggiibbiibbüüyyüükk þþeehhiirrlleerrddee SSüünnnniilleerr vvee ÞÞiiiilleerr,,AArraappllaarr vvee KKüürrttlleerr iiçç iiççee ggeeççmmiiþþ dduurruumm-ddaaddýýrrllaarr..

IIrraakk''ttaakkii tteemmeell ssoorruunnllaarr,, ddiinnii vvee eettnniikkbbööllüünnmmeelleerr ddeeððiillddiirr.. TTeemmeell ssoorruunnllaarrssoossyyaall aaddaalleett,, ttoopprraakk ssoorruunnuu,, aaççllýýkk,, iiþþssiizz-lliikk,, eeððiittiimm,, ssaaððllýýkk ggiibbii ggüünnddeelliikk ssoorruunn-llaarrýýnn yyaannýý ssýýrraa,, iiþþggaallccii AAmmeerriikkaann oorrdduussuu-nnuunn -vvee mmüütttteeffiikklleerriinniinn- hheerr ggüünn uuyygguu-llaaddýýððýý tteerröörr vvee IIrraakk hhaallkkýýnnýýnn öözzggüürr-llüüððüünnüünn eelliinnddeenn aallýýnnmmýýþþ oollmmaassýý ggiibbiippoolliittiikk kkoonnuullaarrddýýrr..

Page 7: Sosyalist İşçi 230

7DÜNYA

Irak'ta seçimlerin yapýl-dýðý gün, Porto Allegre'deyapýlan Dünya SosyalForumu'nda bir arayagelen savaþ karþýtlarý, 19Mart'ýn sadece Avrupa'dadeðil, tüm dünyadaKüresel Eylem Günüolmasý için çaðrý yaptýlar.

Savaþ karþýtlarý toplantýsý-na, Irak da dahil olmaküzere, 33 ülkeden yaklaþýk300 savaþ karþýtý aktivistkatýldý.

1000'den fazla üyesiyleAmerika Birleþik Devletle-ri'ndeki en büyük savaþkarþýtý koalisyon olan Barýþve Adalet Ýçin Birlik'tenMedea Benjamin, "2005 yý-lýnýn iþgalin sona ereceðiyýl olduðunu söyleme

konusunda çok kararlýyýz"dedi.

Þu anda, Irak da dahilolmak üzere, 29 ülkede 19Mart gösterisi örgütleniyor.

Ayrýca savaþ karþýtýaktivistler Irak'ta yapýlanseçimlerin hiç bir önemininolmadýðýný vurguladýlar.Baðdat'tan gelen ve iþgalekarþý geniþ bir koalisyonun-hem Sünnileri, hem Þiilerikapsayan- lideri olan SheikJawad Khalisi de seçimle-rin geçersiz olduðunusöyledi.

Khalisi Baðdat'danedindikleri bilgiye daya-narak, Irak halkýnýn önemlibir kesiminin seçimleriboykot etmeye kararverdiðini söyledi. Musul,

Diyala ve Ramadi de dahilolmak üzere beþ eyaletteseçmenlerin %90'ýnýnseçimleri boykot etmeyekarar verdiklerini söyledi.Diðer yedi eyalette iseboykot oraný %70'di.

Sheik Jawad Khalisi þid-detin seçimlerle bile sonaermeyeceðine inanýyor veþöyle diyor: "Þiddet ancakIrak halký iþgalcilerdenkurtulduðu zaman sonaerecek.”

Amerikalý savaþ karþýtlarýikinci kez seçilmesinin ar-dýndan Bush'a karþý müca-dele etmeye devam etmek-te kararlýlar. Bu nedenle,Amerikan halkýnýn Bush'akarþý mücadele etmeye de-vam edeceðini göstermekiçin yeni bir imza kampa-nyasý baþlattýlar. Bu imzametni þu sözlerle baþlýyor:"George W. Bush ikincibaþkanlýk dönemi için ye-min ederken, Amerika Bir-leþik Devletleri halkýnýn sa-vaþýn, açgözlülüðün vehoþgörüsüzlüðün bu utanç

verici taç giyme töreninekarþý sessiz kaldýðý doðrudeðildir. George Bush bi-zim adýmýza konuþmuyor.George Bush bizi temsil et-miyor. George Bush bizimadýmýza hareket etmiyor."

Þöyle devam ediyor;“Bush'u durdurmaktabaþarýsýz oluþumuzunumutsuzluða ve eylemsiz-liðe yol açmasýna izin ver-mek büyük bir hata olur.2008'e kadar bekleyemeyiz,beklemeyeceðiz. ÝkinciBush rejimine karþýmücadele þimdi baþlamak

zorunda."Ve þöyle bitiyor; "Vietnam'daki savaþa kar-

þý çýkan hareket hiçbir baþ-kanlýk seçimini kazanmadý.Fakat birlikleri taþýyantrenleri durdurdu, görevmerkezlerini kapattý, yürü-yüþler yaptý, kapý kapý do-laþýp insanlarla konuþtu vetüm bunlar savaþýn durdu-rulmasýný saðladý. SivilHaklar Hareketi kendi yýl-dýzýný asla bir baþkan ada-yýna baðlamadý; otobüsler-de oturma eylemleri yaptý,özgürlük için mücadele

etti, yasal yollarla mücade-le etti, bir sürü eylemci tu-tuklandý - ve bir ulusunçehresi deðiþti.

Bush rejiminin felaketgetiren bu yönde devametmesini durdurmak bizimsorumluluðumuzdur. Eðerkararlý bir þekilde davrana-mazsak inanýyoruz ki tarihbizi yargýlayacak."

Bu metni, aralarýndaTarik Ali, Howard Zinn,Micheal Albert, NaomChomsky'nin de bulun-duðu 9.000'den fazla kiþiimzaladý.

Dünya iþgale karþý mücadeleetmeye devam ediyor

Dünyayasavaþ açan baþkan...RRoonnii MMAARRGGUULLÝÝEESS

Yemin töreninde George W. Bush Amerika'nýn dýþsiyasetini þöyle açýkladý: "... dünyada diktatörlüðünortadan kalkmasý amacýyla, her ulus ve kültürdedemokratik hareketlerin ve kurumlarýn geliþmesinisaðlamaya çalýþmak ve desteklemek. Bu, aslensilâh yoluyla gerçekleþtirilecek bir görev deðil.Ancak, gerektiðinde kendimizi ve dostlarýmýzý silâhzoruyla koruyacaðýz".

Belki Bush'un "diktatörlük" derken nerelerdensöz ettiðini anlamayanlar olabilir diye, yeni DýþiþleriBakaný Condoleezza Rice kendi kabul törenindekonuya açýklýk getirdi: "Doðrudur, dünyamýzdahala diktatörlüðün ileri karakollarý var ve Amerikatüm kýtalarda ezilen halklarýn yanýndadýr: Küba'dave Birmanya'da veKuzey Kore'de veÝran'da ve BeyazRusya'da veZimbabwe'de".

Bu sözleringülünçlüðünü veikiyüzlülüðünü biryana býrakalým.Bütün dünyaylaadeta dalga geçer-miþ gibi, dünyanýnne kadar güleceði-ni hiç takmazmýþgibi edilen bu söz-lerin altýnda ciddibir mesaj veriliyor.Aba altýndan deðil,açýk açýk sopa gös-teriliyor. Amerikalý ünlü bir romancýnýn sözleriyle,"dünyanýn geri kalanýna sakince savaþ açýlýyor".

Dahasý, dünyanýn geri kalanýna savaþ açarken,hiçbir ittifak arayýþý, Birleþmiþ Milletler'e veya dostülkelere hiçbir göz kýrpma yok. Bush'u öncül-lerinden (örneðin kendi babasýndan) farklý kýlan dabu.

Bu saldýrganlýðýn Irak'la sýnýrlý olmadýðý açýk.Amerika'nýn sorunu sadece petrol (veya genelolarak hammadde) deðil, askerî üstünlüðünü kulla-narak küresel hegemonyasýný pekiþtirmek, potan-siyel rakiplerinin önünü kesmek. Afganistan savaþýile, örneðin, Amerika hem o güne kadar giremediðibeþ yeni ülkede askerî üs sahibi oldu, hem Çin'imarkaj altýna almaya baþladý, hem de Asya petrolve doðal gaz kaynaklarýnýn yanýbaþýnda konuþlan-mýþ oldu.

Afganistan ve Irak savaþlarý, içiçe girmiþ askerî,ekonomik ve jeopolitik unsurlardan oluþan birstratejinin ilk adýmlarý. Bush ile Rice'ýn gösterdik-leri hedefler, stratejinin kalýcýlýðýna ve bundan son-raki adýmlarýna iþaret ediyor.

Bu stratejinin baþarýyla uygulanabilmesi, dünyanüfusunun ezici çoðunluðu için iki anlama gelecek:bir yandan yeni yeni savaþlar, ateþ, kan ve ölüm;bir yandan neoliberal ekonomik politikalarýndünyanýn her yanýnda daha acýmasýzca dayatýlmasý,hastalýk, yoksulluk ve ölüm.

Ancak Amerika egemen sýnýfýnýn planlarý Irak'tabataða saplanmýþ durumda. Þu ana kadar 100 bininüzerinde Iraklý'yý katletmiþ olmalarýna raðmen, 150bine yakýn Amerikan askeri, bir o kadar da teçhizat,donaným ve destek gücü, günde 4 milyar dolar har-cýyor ve Irak'ta asayiþ saðlayamýyor, direniþibastýramýyor. Bu durumda, stratejinin sonrakiadýmlarýnýn atýlmasý mümkün deðil. Irak'ta direniþsürerken Ýran'a saldýrmalarý mümkün deðil.Amerika'nýn bir bu kadar daha askeri yok. Dahasý,Amerikan kamuoyunu iki cephede iki savaþýdesteklemeye ikna etmek mümkün olur mu, kuþku-lu. Amerikan ekonomisi bu ekonomik yükün altýn-dan kalkabilir mi, kuþkulu.

Kýsacasý, Irak herhangi bir savaþ deðil, direniþherhangi bir direniþ deðil. Emperyalizmin istediðiadýmlarý atýp atamayacaðýný ve dolayýsýyla insan-lýðýn kaderini belirleyen bir savaþ ve direniþ. Bushherhangi bir ABD baþkaný deðil, dünyaya savaþaçan, Amerikan emperyalizminin saldýrganlýðýnýsimgeleyen kiþi.

Bizim Adýmýza Savaþma

TTaahhrriirr SSwwiifftt

Bu hafta sonu Irak'tayapýlan seçimler tama-men bir sahtekarlýk. Benoy verebilecek biri olarakseçim listesinekaydedildim. Ama oyvermeyeceðim.Ýngiltere'de rahatkoþullarda yaþayan biriolarak oy vermeye nehakkým var. Irak'ta ola-caklarý belirlemeye nasýlhakkým olabilir. BirçokIrak'lý oy veremezkenbabasý Irak'lý olanlarýn oyhakký var. Bütün bunlarözgür ve adil bir seçimgibi geliyor mu?

Felluce göçmenlerininsadece yüzde 10'uyýkýlmýþ kentlerine geridönebilmiþken, Iraklýlarýnönemli bir kýsmý býrakýnoy vermeyi, kayýt bileyaptýramamýþken yurt-dýþýnda yaþayan

Iraklýlarýn oy vermesisanýrým çok uygunsuz birþey.

Basra hapishanelerindeÝngiliz askerlerinin yap-týklarý iþkencelerin çirkinfotoðraflarý bu iþgalindemokrasi ve insan hak-larý ile hiçbir iliþkisiolmadýðýný gösteriyor.

Bu seçimlerindemokratik olduðunungöstergesi olarak ABDyetkilileri sadece dörtvilayetin güvensiz

olduðunu söylüyorlar:Baðdat, Anbar, Diyala veMusul. Bu vilayetler Iraknüfusunun yaklaþýk%40'ýnýn yaþadýðý yerler.

Ben ilke olarak Irak'taseçimlerin yapýlmasýndanyanayým. Ancak buseçimler bize vaat edilenkadar bile olamadý. BizeAmerikan askerlerininbarakalarýnda kalacaklarsöylenmiþti.

Onun yerine iki þehridarmadaðýn ettiler.

Aðustos'ta Necef,Kasým'da Felluce.Saddam böyle suçlariþlediðinde korkunç birsuçlu olarak tanýmlanýy-ordu. Ayný þeyi ABDordusu yapýncademokrasi oluyor.

Muktada al-Sadrvediðerleri taraftarlarýnýnnedensiz tutuklandýk-larýný söylüyorlar.Seçimler bir düzen getire-cek mi? Çok þüpheli.Eðerçok sayýda Iraklý busürecin dýþýnda tutulursasonuç pek de kabuledilebilir olmaz. ABDIrak'ýn tam ortasýnda devbir askeri üs kuruyor. Buterk etmeye hazýr biriþgalcinin tutumuna ben-zemiyor. Bu seçimlerzaten iþgalciler ile iþbirliðiyapan partilerin meþru-laþtýrýlmasý içindir. Amaçyasa dýþý iþgali meþru-laþtýrmaktýr.

Sonuçlarý önceden bilinen seçimler

Özgür Irak'ý gene ABD yönetecek

Page 8: Sosyalist İşçi 230

8

2000 yýlýnda 33 yýllýk birmücadeleden sonra rafakaldýrýlan nükleer planlar,3 ay içinde tekrar gündemegeldi. Nereden bakarsanýzbir çoðumuzun ömrükadar geçmiþi olan nükleerenerji maceramýz, tamöldü, zaten ölü doðmuþ birfikirdi, gömüldü derkenhortladý. Enerji bakanýHilmi Güler, Ocak ayýndaEnerji forumunda açýk-ladýðý planlarýna 3 aysonra, aniden ve acemicenükleer enerjiyi ekledi. Bukonu üzerine yýllardýrNükleer Karþýtý kampanyayapan ve GGrreeeennppeeaacceeAkdeniz Ofisi EnerjiKampanyasý sorumlusuolan ÖÖzzggüürr GGüürrbbüüzz ileOOnnuurr BBuurrççaakk sohbet etti.

ÝÝllkk oollaarraakk,, nneeddeenn nnüükklleeeerr-lleerree kkaarrþþýýssýýnnýýzz??

Soruyu tersinden alalým:Bir insan nasýl nükleerdenyana olabilir? Her yüksekteknolojinin 'iyi ve güzel'olmadýðý, özellikle sonyüzyýldaki kimyasalfelaketlerden son modelsavaþ makinelerininkatliamlarýna kadaryüzlerce örnekle kanýt-landý. Nükleer teknoloji de'iyi ve güzel' olmayan,aslýnda artýk son model deolmayan, bilakis, yaþý geç-kince bir teknoloji.

Nükleer enerji bir çöpteknolojisi ve geliþmiþülkelerde iþ bulamayannükleer firmalar ellerinde-ki bu eski teknolojiyigeliþmekte olan ülkeleresatarak ayakta kalmayaçalýþýyor. Bir insan busömürüden nasýl yana ola-

bilir? Nükleer eenerji aynýzamanda bir demokratik-leþme sorunudur. Nükleeratýklar 250 bin yýl aktif ka-labiliyorlar. Bu yüzlerceinsanýn yaþam süresinintoplamý demektir. Dört yýl-lýðýna iktidara gelmiþ birhükümetin, gelecek kuþak-larýn yaþamýný ipotek altýnaalmasý ne demokratik nede etiktir. Bir nükleersantral inþaasýnýn kararýköy, kent, ülke insanlarýnasorularak verilmelidir. Birde sorsanýz bile cevabýnýalamayacaðýnýz daha pekçok canlýnýn da yaþamhakký söz konusudur.Dolayýsý ile nükleere karþýolmak bir yaþam hakkýsavunusudur ve bu anlam-da onurlu bir þeydir.

TTüürrkkiiyyee''ddee nnüükklleeeerr eenneerrjjiinnaassýýll ggüünnddeemmee ggeellddii??

Her ne kadar biz Türki-ye'nin nükleer santral kur-ma öyküsünü, 1967 yýlýna,ilk fizibilite etütlerininyapýldýðý tarihlere götürsekde asýl öykü 1960 yýlýndaÇekmece Nükleer Araþtýr-ma Merkezi'nde baþlar. Oyýl, Çekmece'de 1 MWgücündeki reaktörün açýlýþýaslýnda Küba krizindeJüpiter füzelerine izinveren Türkiye'ye birhediyedir. Nükleer enerjikonusunun nasýl baþlý baþý-na bir politik sorunolduðunu ve enerji açýðýgibi masum bahanelerinarkasýna gizlenmeyeçalýþýldýðýný göstermeyeyeter de artar bile.

PPeekkii bbuu nnüükklleeeerr yyöönneelliiþþnnaassýýll oorrttaayyaa ççýýkkttýý?? DDöönneemmiinn

yyöönneettiimmii ttaarraaffýýnnddaann nnaassýýllggeerreekkççeelleennddiirriillddii??

Konuyu o günlere bizzattanýk olan Prof. Dr. TolgaYarman "Geçmiþte veBugün Nükleer EnerjiTartýþmasý" adlý kitabýndaçok güzel özetliyor: ABDyönetimi, neden bize,1960'da, küçük olmaklaberaber, bir nükleer araþtýr-ma reaktörü edinmeolanaðý saðladý? Olay,Türkiye'de Jüpiterfüzelerinin konuþlandýrýla-cak olmasýný içeren biraskeri nükleer evreyi iþaretediyor.

Ýþte bu sýradaAmerika'dan bebek boydabir nükleer araþtýrma reak-törü ediniyoruz; ABD bizeülkemizde mevzilenmiþ,sayýlamayacak kadar çoknükleer bombanýn yanýsýra, küçük bir reaktör yol-luyor.

Burada þunun altýnýönemle çizmek istiyorum;hele o zamanlar, siyasiolmayan, bu arada askeri

boyutlar taþýmayan, hiçbirnükleer yöneliþ yoktur.

PPeekkii kkoonnuunnuunn ffiiiillii oollaarraakkpprroojjeelleennddiirriillmmeessii,, aakkttiivveeeeddiillmmeessii nnaassýýll bbiirr ssüürreeççttiirr??

Bu 37 yýllýk bir yýlanhikayesidir. Türkiye'ninbüyük bir santral kurmaprojesi, ilk kez 1967-1970yýllarýnda ortaya çýkar. 300MW gücünde, 1977 yýlýndadevreye girmesi planlananbir santraldir bu.Ekonomik ve politiknedenlerle bu giriþimsonuçlandýrýlamaz. 1974yýlýnda nükleer santraltekrar gündeme gelir veberaberinde Akkuyu'nun(Mersin'den Alanyayönüne doðru 170 km.) adýda gündeme gelir. 1983'teçalýþmaya baþlamasý plan-lanan bu proje de sonuç-landýrýlamaz. Bu arada,Sinop'un da adý muhtemelyerler arasýnda geçmesineraðmen sadece Akkuyuiçin lisans alýnmýþtýr.

NNüükklleeeerr eenneerrjjii kkoonnuussuu-nnuunn bbuu kkaaddaarr tteeppeeddeeddöönnddüüððüünnüü ddüüþþüünnüünncceeiinnssaann ttuuhhaaff oolluuyyoorr.. BBiizziimmhhaayyaattýýmmýýzzddaakkii kkaarrþþýýllýýððýýnn-ddaann bbaahhsseeddeelliimm bbiirraazz.. BBuuppoolliittiikk aammaa aayynnýý zzaammaannddaayyaaþþaammssaall bbiirr bbüüyyüükk pprroobb-lleemmddiirr..

Nükleerler tamamenhalkýn sorunudur. Bunlarhalka sorulmadan, halkiçin alýndýðý iddia edilenkararlardýr. Aradan geçenyýllar ve deðiþenhükümetler Türkiye'dekipolitik kültürsüzlüðüdeðiþtirmiyor. YineMersinli'ye, Silifkeli'ye,Akkuyulu'ya; yani halkasorulmadan kararlaralýnýyor. Türkiye'nin nük-leer tarihi kitap olarakbasýlsaydý; daha ilk say-fasýnda siyaseti, arkasýnda-ki entrikalarý bulacaktýk.Öyle ki, enerji açýðý veyerel kaynaklarýn yeterliolmadýðý palavralarý ancakkitabýn en sonundakendine yer bulabilecekti.

Nükleer santrallerdenkonu açýlýnca, nükleerkarþýtlarýnýn ilk olaraknükleer lobi yine faaliyettediye düþünmelerininoldukça gerçekçi bir yak-laþým olduðunu düþünüyo-rum. Ayrýca, sivil vatan-daþlarýmýzýn, çevreci veyeþillerin, STK'larýn vesendikalarýn birinciluzmanlýk alanlarý olma-masýna raðmen nükleerenerji konusunda sözsöylemelerinin ne kadardoðru ve gerekli birdavranýþ olduðunu belirt-meliyim. Nükleer enerji,tüm dünyada, beraberindegetirdiði teknik, politik veekonomik sorunlarlahalkýn çözmek zorundakaldýðý bir problem halinegelmiþtir. Bu nedenle deherkesin bu konuda sözsöyleme hakký vardýr.Sonuçlarýna tüm halkýnkatlandýðý her giriþim üze-rine halkýn söz söylemehakký vardýr. Bu her þey-den önce bir demokrasisorunudur. Örneðin

Nükleer için start verildi...

Fýrýldaktan enerji

Page 9: Sosyalist İşçi 230

9

Akkuyu projesi için neÇevresel EtkiDeðerlendirme Raporuhazýrlanmýþ, ne de Ecemiþfay hattýyla ilgili biraraþtýrma.

NNüükklleeeerr eenneerrjjiiyyee aalltteerr-nnaattiiff oollaarraakk nnee ssuunnuuyyoorr-ssuunnuuzz??

Hemen bir düzeltme yap-mak istiyorum.Yenilenebilir enerji kay-naklarý ya da barýþçýl enerjidiye bahsettiðimiz kay-naklar deðil, nükleer ener-jidir alternatif olan. Barýþçýlenerji kaynaklarý ana kay-naklardýr. Alternatifsözcüðüne dikkat etmekgerekir. Biz bir þeye karþýdeðiliz, bir þey istiyoruz.Nükleer enerji siyasi birkarardýr. Biz siyasi taným-larýn yeniden yapýlmasýnýistiyoruz. Bizim talebimiznükleersiz Türkiye, nük-leersiz dünyadýr. Butoplumsal politik bir talep-tir. Kuzey, emisyonlarýn%80'ini üretiyor amaGüney bundan daha fazlaetkileniyor. Türkiyebarýþçýl enerji kaynaklarýaçýsýndan en zengin ülke-lerden biridir. Ayrýca bukaynaklarýn çevreharicinde de olumlu yan-larý var. Barýþçýl enerji kay-naklarý istihdam yaratankaynaklar olduklarý ve herülkede farklý format ve for-müllerle bulunduklarý,dolayýsýyla ülkelerin dýþabaðýmlý olmamalarýanlamýna geldikleri için degereklidirler. Sosyal

maliyetleri hesaplanmadýðýiçin nükleer enerjiendüstrisi ucuz olarak nite-lenir. Kanada'da 2000 yýlýn-da bir sivil toplumörgütünün hazýrladýðýrapor, 16.6 milyar dolarýnnükleer enerjiyi subvanseetmeye harcandýðýný gös-teriyor. Ýnsan merak edi-yor, sudan ucuz diyeanlatýlan bu enerji nedenkendi baþýna ayaktaduramýyor?

SSiizziinn yyeenniilleenneebbiilliirr eenneerrjjiikkaayynnaakkllaarrýý vvee eenneerrjjii vveerr-iimmlliilliiððii üüzzeerriinnee ddee ççaallýýþþ-mmaallaarrýýnnýýzz vvaarr.. BBuunnllaarrddaannddaa bbaahhsseeddeerr mmiissiinniizz??

Bugün gerek iklimdeðiþikliðinin önünegeçmek, gerek temiz veucuz enerjiyi sýnýrsýz kay-naklardan saðlayarakdünya barýþýna katkýdabulunmak için elimizdekiyegane çözümyenilenebilir enerji kay-naklarý ya da bizim sýkçadile getirdiðimiz adýylabarýþçýl enerji kaynaklarý-dýr. Petrol gibi sýnýrlý kay-naklar için insanlarýnöldürülüp, yine bu sýnýrlýkaynaklar için ölündüðügünümüzde sýnýrsýz vehemen her ülkede deðiþikformlarda bulunan bu kay-naklar dünya barýþý içinbüyük umut teþkil ediyor-lar. Yenilenebilir enerjikaynaklarý ve enerji verim-liliði ciddi çözüm öneri-leridir ve nükleer enerji bukaynaklarýn yanýnda alter-natif bile sayýlamaz.

Almanya tek baþýna,Türkiye'nin kurulugücünün yarýsýna yakýnrüzgar gücüyle baþý çek-mektedir. Türkiye'de 2020yýlýna kadar kurulmasýgerekli denilen 2-3 nükleersantralin saðlayacaðý elek-trik enerjisini rüzgar ener-jisiyle daha ucuza ve çokdaha kýsa sürede saðlamakmümkündür. Bütün bun-lara karþýlýk hala "fýrýldak-tan elektrik mi ürete-ceksiniz?" "ya fýrýldaklardönmezse" gibi sorularsorulabiliyor. Üstelikyenilenebilir enerji kay-naklarýna sýcak bakýlma-masýnýn bir nedeni olarakShell, BP ve ABD EnerjiAjansý gibi þirket ve kuru-luþlarýn buna gereksizdemesi. Bu yukarýdadönen çýkar anlaþmalarýnýaçýkça ortaya koyuyor.

PPeekkii nnee yyaappmmaakk ggeerreekkii-yyoorr??

Yapýlmasý gereken,hemen doðru biryenilenebilir enerjitasarýsýyla, Türkiye'detemiz ve barýþçýl enerji kay-naklarý olan rüzgar, güneþ,jeotermal, biyo-kütle gibikaynaklara gidecekyatýrýmlarýn önünü açmak,enerji verimliliði ve tasar-rufu için harekete geçmek,AR-GE çalýþmalarýnýdesteklemek, çift taraflýsayaçlarla gerçek-tüzelkiþilerin kendi gereksinim-lerini karþýlamak ve gerek-tiðinde gereksinimfazlasýný satmasýna olanak

saðlayacak yatýrýmlarayönelmesine yardýmcýolmaktýr.

SSoonn oollaarraakk ssiizz nnüükklleeeerrkkaarrþþýýttýý bbiirr kkaammppaannyyaayyüürrüüttüüyyoorrssuunnuuzz,, bbiirraazz bbuukkaammppaannyyaaddaann bbaahhsseeddeelliimm..BBiirr ddee ssiizzccee bbuu kkaammppaannyyaakkaazzaannaabbiilliirr mmii?? NNaassýýllkkaazzaannaabbiilliirr??

2000 yýlýnda benzeri birmücadele yine sadeceGreenpeace'in katkýsýyladeðil, toplumun her kesi-minden gelen nükleerkarþýtlarýnýn bilgilendirme,afiþe etme ve býkmadanusanmadan nükleer lobiyemeydaný dar etme yöntem-leriyle baþarý kazandý.Bugün de Nükleer KarþýtýPlatform hayata geçerekbenzer bir mücadeleyehazýrlanýyor. Siyasigörüþünüz ne olursa olsun,en temel hakkýmýz olanyaþam hakkýný savunmakiçin biraraya gelen insan-larýn bu platform altýndabirleþmesi ve tehlikeninherkese anlatýlmasýgerekiyor.

Bu dünyamýzý çirkin-leþtirmek isteyenlere yanýtveren onurlu biryürüyüþtür. Herkes üzeri-ne düþeni yapar, sokaklar,okullar ve meydanlar nük-leer karþýtý kampanyayakollarýný açarsa, yaþamhakkýmýzý kimse elimizdenalamaz. Dünyanýn birçokyerinde ve geçmiþteTürkiye'de olduðu gibinükleer lobi yine kapýdanelleri boþ döner.

NNüükklleeeerr kkaarrþþýýttýý mmüüccaaddeelleeddeevvrriimm ssoonnrraassýýnnaa eerrtteelleenneemmeezz

Cengiz ALÐAN

"Bütün büyük ve geliþmiþ Batýlý ülkeler nükleerenerji santralleri kurmaktan uzun süre öncevazgeçti. Bu teknolojiyi artýk yoksul veazgeliþmiþ üçüncü dünya ülkelerine satmayaçalýþýyorlar. Sizce neden?", diye bir anket sorususorulsa, bu konuda hiçbir þey, ama hiçbir þeyduymamýþ sokaktaki sýradan bir insan bile'Bunun altýnda bir çapanoðlu vardýr mutlaka'diye düþünmez mi? Zenginler bir þeyi kendi-lerinden uzaklaþtýrýp, yoksullarýn üzerine yýk-maya çalýþýyorsa bunda mutlaka bir bit yeniðivardýr çünkü.

Gerçekten de geliþmiþ ülkeler nükleer enerjisantralleri inþa etmekten çoktan vazgeçti. Hemçevre hem insan saðlýðý üzerine olumsuz etkilerio kadar fazla ki nükleer eneji üretiminin, getiri-leri bunun yanýnda hiç kalýyor. Üstelik ucuzaenerji üretimi olduðu da tamamen yalan. Birnükleer santralin býrakýn kurulmasýný, miadýnýdoldurduktan sonra sökülmesi bile inanýlmazharcamalara yol açýyor. Üstelik, hatýrlanacaktýr,1986'daki Çernobil faciasý gibi etkisi çok uzunsürecek tehlikeler de cabasý. Yan sayfalardakiropörtajda uzun uzun anlatýlmýþ olduðu içinbunlarý tekrarlamaya gerek yok. Ancak bu tehlik-eye karþý mücadele konusunda tartýþmak faydalýolacaktýr.

Sol hareketler bu tür konulara geneldeduyarsýzdýrlar. Daha ulvi mevzulara kendilerivakfetmiþ olduklarý için bu gibi 'ayrýntýlarý'devrim sonrasýna erteleyerek, karþýsýnda verile-cek mücadeleyi de çevrecilere, 'yazar çizertakýmýna', 'entellere' býrakýrlar. Bunlar ufak tefekayrýntýlardýr, burun kývrýlýr, hatta küçümsenir.Ciddiye alýyormuþ gibi dinlenilip, içten içe dalgabile geçilir. Oysa solun içine düþtüðü hatalarýnbelki de en büyüðüdür bu: gündelik hayatýnsorunlarýný ve bunlarý çözmeye yönelik gündelikmücadeleyi hafife almak.

Maaþlarýmýza yapýlacak zamlarýn yüzdesi,saðlýðýn parasýz olmasý, eðitimin kalitesi,kaldýrýmlarýn engellilerin kullanýmýna uygunhale getirilmesi, otobüslerin sýkýþ tepiþ olmaktançýkarýlmasý, kentlerdeki gürültü kirliliðinin gider-ilmesi, Caretta Caretta'larýn yumurtlama alan-larýnýn koruma altýna alýnmasý, sokak aydýnlat-malarýnýn yeterli ve yaygýn hale getirilmesi,kadýnlara kürtaj hakký, eþit iþe eþit ücret verilme-si, iþ yerinde kahve molalarýnýn sayýsýnýn arttýrýl-masý, TV'lerdeki þiddet içerikli dizi filmerinkaldýrýlmasý, nükleer enerji santrali kurma gir-iþimlerinin engellenmesi, vb. binlerce gündeliksorun aslýnda sosyalistler için birer kampanya veörgütlenme aracýdýr. Birer kampanya aracýdýr,çünkü halký yakýndan ilgilendirmekte, pek çoðugünün her saatinde canlarýný yakmaktadýr. Birerörgütlenme aracýdýr, çünkü bu konular etrafýndakampanyalar yürütürken toplumun çok çeþitlikesimleriyle yakýn iliþkiler kurmak mümkün vekolaydýr.

Her bir reform için verilen mücadelede en önsaflarda yer almak sosyalistlere halkýn 'yakýnýn-da' olduklarýný ve sorunlarýyla samimi olarakilgilendiklerini gösterme fýrsatý saðlar. En ufakbir reform mücadelesi ise, sýnýf mücadelesinde,insanlarýn kendi güçlerinin ve deðiþtirmeyeteneklerinin farkýna varmasýna yarar. Salt bunedenle bile olsa, nükleer karþýtý kampanyayý dadiðer gündelik mücadelelerden ayrý göremeyiz.Kaldý ki nükleer santraller hepimizin hayatýnayönelik ciddi birer tehdittir. Greenpeace ya dadiðer sivil toplum kuruluþlarýnýn bu konudayürütmekte olduðu kampanyalara destek olmak-tan öte, örgütlenmesine katýlmalý, kampanyayýbizzat bizler inþa etmeliyiz.

Diðer bütün mücadeleler gibi, nükleer karþýtýmücadele de devrim sonrasýna, ya da baþka birþey sonrasýna ertelenemez. Reformlar mücadelesiertelenemez, çünkü devrim ertelenemez!

üretmeliyiz

Page 10: Sosyalist İşçi 230

10

Þenol KARAKAÞ

Geçtiðimiz haftayaTürkiye'de CHP kurultayýdamgasýný basarken,dünyada üç önemli geliþmeyaþandý. Birisi Irak'tagerçekleþen seçimler, diðerikisi ise Davos'ta gerçek-leþen zenginler kulübününEkonomi Zirvesi'yle PortoAllegre'de gerçekleþenDünya Sosyal Forumu'ydu.

CHP kurultayý uzun birdönem boyunca iþçisýnýfýnýn sahiplendiði, kendigünlük çýkarlarýný savu-nacaðýný düþünerek oyverdiði CHP'nintükeniþinin ilaný olarakokunmasý gereken, içekapalý, milliyetçi ve köhnefikirlerin cirit attýðý birtoplantýydý. Delegeler fut-bol takýmý tutan holigantaraftarlar gibi birbirlerinesaldýrdýlar.

Dünya Ekonomi Zirvesiise Sharon Stone ve RichardGere gibi ünlü sanatçýlarýndünya ekonomisinin baron-larýna "fýrça" attýðý ve enönemlisi de küresel ser-mayenin sahiplerinin vezengin devletlerin aslýndadünyanýn sorunlarýnýnçözücüsü deðil yaratýcýsýolduðunu gösteren sahte-karlýk tiyatrosu gibiydi.

Zenginler kulübününzirvesinde en önemli sorun,küresel yoksulluk olaraktespit edilmiþ. Ýnsanýn "hadiya" diyesi geliyor. Sankiantikapitalist hareket hergösterisinde, her eyle-minde, her forumunda buküresel yoksullukgerçeðinin altýný çizmiyor-muþ gibi…Davos'unsahtekarlýðý, FransaCumhurbaþkaný Chirac'ýntelekonferansla katýldýðýkonferansta, küresel yok-sullukla mücadele içinuluslar arasý mali iþlemler-den yoksullar lehine vergikesintisi yapýlmasý öner-isinin þiddetli bir tepkiylekarþýlanmasýnda bir kez

daha açýða çýktý. Bu öneriyiantikapitalist harekettenkopya çeken Chirac daayrýca bir ikiyüzlülük yaptý.Onun ülkesinde Fransa'dada temsilcilerinden olduðuegemen sýnýf çalýþanlarasert bir saldýrýda bulundu.Fransa'da yüzbinlerce iþçihaftalardýr gösteri yapýyor.

Antikapitalist hareket isemeydan okuyuþunusürdürüyor. Bir iki aybüyük gösteriler görmey-ince hareket bitti sananlarahareket çok iyi bir dersveriyor. Þaþýrtýyor. Ekimayýnda Londra'da yapýlanAvrupa Sosyal Forumununbaþarýlý olmasý sadece küre-sel sermayenin temsilcileri-ni rahatsýz etmeklekalmadý, Avrupa'daki bazýsolcularý da þaþýrttý.Haftada bir hareketin ölümilanýný gazetelerinde yayýn-layanlara çok iyi bir yanýtda geçtiðimiz hafta PortoAllegre'den, Dünya SosyalForumu'ndan geldi.

Porto Allegre'de merkezimitinge 200 bin kiþi katýldý.2500 forum, atölye ve semi-ner düzenlendi. DünyaSosyal Forumu (DSF)hareketin boyutlarýnýn hergeçen gün büyüdüðününtartýþma götürmez birkanýtý oldu. DSF sadecehareketin boyutlarýnýn nekadar yaygýnlaþtýðýný deðil,küresel antikapitalist patla-manýn dünyanýn en önemlisorunu, yani ABD'nin hege-monya adýmlarýna karþý daçok net bir politik çizgiyesahip olduðunu da göster-di. Irak'ta Bush'un seçimleriyapýlýrken, DSF bir kezdaha Bush ve Irak iþgaliniyerden yere vurdu.

DSF'nin bir parçasý olarakyapýlan Savaþ karþýtlarýToplantýsý'nda hareketinaktivistlerinden WaldenBello, ""Savaþ baþladýðýn-dan beri çeþitli iniþ çýkýþlaroldu, fakat bu toplantýsavaþ karþýtý hareketinyeniden canlanmasýna

iþaret ediyor" dedi. 1000'den fazla üyesiyle

Amerika BirleþikDevletleri'ndeki en büyüksavaþ karþýtý koalisyon olanBarýþ ve Adalet ÝçinBirlik'ten Medea Benjaminise, "2005 yýlýnýn iþgalinsona ereceði yýl olduðunusöyleme konusunda çokkararlýyýz" dedi.

Londra'da bir milyonlukbir yürüyüþ örgütleyenÝngiltere Savaþý DurdurunKoalisyonu'ndan ChrisNineham ise, "Dünyakamuoyu bizim yanýmýzda"diye ve ekledi: "Þu andasavaþa karþý muhalefet 15Þubat'ta olduðundan biledaha fazla."

Walden Bello Irak seçim-lerini "Bu göstermelikseçimler kesinlikle geçer-sizdir. Dünya bu oyunagelmeyecek." Sözleriyledeðerlendirirken,Baðdat'tan gelen ve iþgalekarþý geniþ bir koalisyonun-hem Sünnileri, hem Þiilerikapsayan- lideri olan SheikJawad Khalisi de seçimleringeçersiz olduðunu söyledi:"George Bush oy vermegününden önce zaten buseçimlerin sonucunu belir-lemiþti. Bu seçimler Irakhalký için deðil GeorgeBush için yapýlýyor."

Küresel direniþin aktivist-leri ikiyüzlülükle, mil-liyetçilikle, yalancýlýkla hiçiliþkilenmeden kapitalizminyarattýðý sorunlarýn nasýlaþýlabileceðini tartýþýrken,ayný zeminde yepyeni birsolu da þekillendiriyor.DSF, bir kez daha umutsuzolmak için hiçbir nedenolmadýðýný gösteriyor. 19Mart, iþgale karþý küreseleylem günü. DSF'de verilenbilgiye göre þu anda Irak dadahil olmak üzere 29ülkede 19 Mart gösterisi

örgütleniyor. Önümüzdekihaftalarda bu çaðrýnýnsavaþ karþýtý aðlarda yayýl-masýyla bu sayýnýn daha daartmasý bekleniyor.

Dünya Sosyal Forumu,CHP kurultayýna bakaraksol adýna umutsuzluðakapýlanlara, gerçek solun,yeni bir solun nasýl inþaedileceðini bir kez dahagösterdi. Anti kapitalisthareketin temel özellikleri,yeni solun inþasýnda sahipçýkýlmasý gereken temelyönelimleri de sunuyor:

Anti kapitalist hareket,birbirinden hayli farklýamaçlara ve etkinlikleresahip olan ama ortak düþ-mana karþý hýzla birleþenaktivistlerin kampany-acýlýðýnýn üzerinde yük-seliyor.

Bir yandan, "kendileriniküresel kapitalizme karþýpolitik bir mücadeleye gir-iþmiþ insanlar olarak görenve etkisi giderek artan biraydýnlar gurubunungeliþmesi" , diðer yanda ise"Bir þey yapmalý, baþka birþey!" diyen, "Baþka birdünyanýn mümkün"olduðunu iddia eden vekorkunç bir dinamizme vemobilize olma yeteneðinesahip yepyeni bir aktivistlerkuþaðý küresel anti kapital-ist hareketin omurgasýnýoluþturdu.

Kurtarýcý deðil, aktivistler-den öðrenmesini de bilen,hareket içinde tartýþan veher bir öneri sahibini kam-panyanýn ve örgütlenmenintemel unsuru olarak görenbir sol ezilenlerin mücade-lesi için yeniden bir umutolabilir.

DSF bir kez daha gösterdiki kendi dýþýndaki tüm solaaçýk olan, tüm kampa-nyalarla iliþkilenmeyeçalýþan ve tek bir eylemlik

deðil, kampanyanýn somuthedefini kazanmayý hede-fleyen uzun süreli koalisy-onlar örgütlemeyi hede-fleyen bir sola ihtiyacýmýzvar.

Sol sokakta örgütlenmeli.Sol, bürokratik pazarlýk-larýn deðil ancak gözü pekbir militanlýðýn üzerindenyükselebilir.

Yeni sol, tüm eylem vepolitikalarýný enternasyon-alist dayanýþmayadayandýrmak zorunda.Milliyetçi hiçbir fikir,kavram ve tutuma tavizvermeyenler yeni bir soluinþa edebilir.Enternasyonalizm, soyutbir dayanýþma motifideðildir. Somut destek, bir-likte örgütlenmek, diðerülkelerdeki hareketlerinçýkar ve sorunlarýný enöncelikli sorun olarakgörmek ve bu sorunlarýnçözülmesi için örgütlen-mektir.

Yeni sol, tepeden, yöneti-ciler arasýnda yapýlangörüþmelerle kurulan itti-faklarla deðil, þeffaf, her birtartýþmanýn son ayrýntýsýnakadar tüm aktivistleringözünün önünde yaþandýðýve her isteyenin katýlabile-ceði tartýþmalarlaörgütlenebilir. Ýnisiyatifkýran, muhafazakar, mil-liyetçi, cinsiyetçi, ahlakçý,þef baðýmlýlýðý yaratmayýhedefleyen, tartýþma özgür-lüðünü boðan bir sol, sololamaz. Yeni sol, ya özgür-lükçü olabilir ya da sol ola-maz.

Yeni sol, yukarýdanolduðu kadar aþaðýdan da,aktivistler ve kampa-nyalarýn yan yanagelmesinin, birlikteyürütülen tartýþmalarýnüzerinden örgütlenebilir.Tüm anti kapitalist hareketiçin, birlik en önemli süreç.Sol, hareketin çýkarlarýný,kendi bayraðýnýn, kendiörgütünün çýkarlarýnýnüzerinde görebildiði,

hareketin çýkarlarý içinörgütlendiði, sürekliaktivizm örgütlediði, herzaman birliði gözettiðioranda güven vermeyi,hareketin birliðini saðla-mayý ve kuþkusuz kendisinigeliþtirmeyi saðlayabilir.

Anti kapitalist hareket biryandan iþçi sýnýfýný can-landýrýrken ayný zamandaiþçi sýnýfýnýn harekete katýl-masýyla güçleniyor. Tümprotesto gösterilerini karak-terize eden öðeler, geniþ birçeþitlilik gösteriyor.Seattle'da, Millau'da, Seulve Nice iþçi sýnýfýnýn göster-ilere örgütlü katýlýmý yük-sek bir düzeydeydi. DünyaSosyal Forumu ve diðersosyal forumlar süreç-lerinde, en önemlisi tümsavaþ karþýtý eylemlerdeörgütlü iþçi sýnýfý hareketinen önemli gücü. Sadecekitlesellik açýsýndan deðil,kapitalist toplumda tuttuðukonum, sisteme karþý kolek-tif direniþ yeteneðini iþçisýnýfýna doðal olarakkazandýrdýðýndan, uzun biryenilgi döneminin ardýn-dan sahneye çýkan anti kap-italist hareketin kapitalistsisteme karþý kolektifdireniþ gücünü yenidenesinlemesinde en önemlietkenlerin baþýnda örgütlüiþçi sýnýfýnýn varlýðý geliyor.Sol, iþçi sýnýfýna ve onunörgütlü ve birleþtiricigücüne dayanmadan yenibir umut hareketi olamaz.

Hareketin aktivistleri,kendilerine gururla antikapitalist adýný veriyorlar.Kapitalizmi öldürmekisteyen bu hareket içindekapitalist sistemi bilimselolarak sadece sosyalistleraçýklayabiliyor. Sosyalistanti kapitalizm, sola,saðlam bir temel üzerindeyenilenme, hareketlebütünleþme, hareketi inþaetme ve kapitalizme karþýdeðiþimin ve umudunörgütlü ifadesi olabilmegücünü kazandýracaktýr.

Yeni sol ve anti kapitlist hareketKurtarýcý deðil, aktivistlerden öðrenmesini de bilen, hareket

içinde tartýþan ve her bir öneri sahibini kampanyanýn veörgütlenmenin temel unsuru olarak gören bir sol ezilenlerin

mücadelesi için yeniden bir umut olabilir

Page 11: Sosyalist İşçi 230

11

Çaðla OFLASF. Levent ÞENSEVER

26 Ocak, çarþamba günüGDO'ya Hayýr Platfor-mu'nun düzenlediði basýntoplantýsýnda, Hükümettarafýndan hazýrlanmýþolan "Ulusal BiyogüvenlikYasa Tasarýsý" eleþtirildi.Hükümetin hazýrlamýþolduðu, biyo-çeþitlilik,gýdalarýn güvenliði ve sað-lýk gibi son derece hassassorunlarý kapsayan yasatasarýsýnda, halkýn yararýdeðil, ithalatçý ve üreticisermaye þirketlerinin çýka-rýnýn ön plana alýndýðý gö-rülüyor. Tasarýnýn hazýr-lanma safhasýnda, dünya-nýn en büyük genetik ola-rak oynanmýþ ürünler(GDO) üreticisi Monsen-to'nun temsilcilerinin derol oynadýðý anlaþýlýyor.Tarým Bakanlýðý tarafýndan5 Ocak'ta Ankara'da dü-zenlenen ve yasa tasarýsý-nýn tartýþýldýðý açýk bir top-lantýya, Monsento temsilcide davet edilmiþ olmasýnakarþýn, GDO'ya Hayýr Plat-formu ve tüketici örgütleriçaðrýlmadý. Bu durum,hükümetin halkýn deðil,sermaye þirketlerinin hiz-metinde olduðu kanýsýnýgüçlendiriyor.

GDO'ya hayýr

Henüz GDO'lu ürünlereyönelik yeterli yasal birdüzenleme olmamasýnakarþýn, uygulamalar buürünlerin dýþalýmýný vepiyasaya sürülmesini en-gelliyor. Buna raðmen Tür-kiye'ye 1996 yýlýndan buyana denetim dýþý GDO'lugýdalarýn girdiði biliniyor.Çok sayýda bilim insanýnýnbu ürünlerin kullanýmýnýninsan saðlýðý için son dere-ce riskler taþýdýðýný belirt-mesine karþýn, Hükümetbu gerçeklere gözünü ka-patýyor. Yeni yasa tasarýsýGDO'lu ürünlerin alýmýný,üretilmesini ve satýlmasýnýyasalaþtýrýyor.

GDO üreticisi þirketler birçok ideolojik argümanla buürünlerin insanlýk için ya-rarlý olduðu propaganda-sýný yayýyor. GDO'lu ürün-lerin "açlýða çare olduðu"argümaný, çokuluslu tekel-

lerin bu ürünleri yaygýn-laþtýrmak için kullandýðýen önemli iddialardan biri.Birleþmiþ Milletler Tarýmve Gýda Örgütü (FAO) bile,açlýðýn nedeninin yetersiztarým alaný veya yetersizüretim olmadýðýný açýk-lamýþtýr. Sorun paylaþýmsorunudur. DolayýsýylaGDO'lu ürünlerin, yaþamýnyapýtaþlarýný patentleyençokuluslu þirketlerin kâr-larýný artýrmaktan baþkatoplumsal bir yararý yok.Binlerce yýldýr sürdürülenorganik tarým yöntemleri-nin tersine, GDO'lu tarýmürünleri, üreticileri tümüy-le bir kaç þirkete baðýmlýkýlarken, insan saðlýðýný datehdit etmektedir.

Tehdit hýzla büyüyor

GDO'lu ürünler hýzla ya-yýlýyor. Günümüzde dünyaüzerinde gerçekleþen soyaekim alanlarýnýn %56'sý,pamuk alanlarýnýn %28'i vemýsýr alanlarýnýn %14'ündeüzerinde genetik olarakoynanmýþ ürünler ekilmek-tedir. 2003 yýlýnda dünya-da toplam 7 milyon çiftçiGDO'lu ürünler ekerken,2004 yýlýnda bu sayý 8milyonun üzerine çýktý. Buçiftçilerin %90'ý ise geliþ-mekte olan yoksul ülkel-erde bulunuyor.

GDO'lu ürünlere karþýmücadelenin bir çok boyu-tu var. Bu konudaki müca-deleyi çokuluslu þirketlerinhakimiyetine karþý verilenanti-kapitalist mücadeleyebaðlamak gerekiyor. An-cak, GDO'ya Hayýr Platfor-mu'nun yürüttüðü türdendaha somut, teþhir etme,bilinçlendirme, yasa dü-zenleyici ve uygulayýcýlarýüzerinde baský kurma gibifaaliyetler de son dereceönemli. Bu çabalar destek-lenmeli ve güçlenmesi içinçaba harcanmalý.

Çokuluslu þirketlerin ha-kimiyeti kaçýnýlmaz deðil.Daha önce AIDS aþýsýnýnpatent haklarýna karþý Gü-ney Afrika'da verilen mü-cadelede olduðu gibi, çok-uluslu þirketleri dize geti-rebiliriz. Bunun için kararlýbir þekilde mücadele etmekve küresel mücadelenin birparçasý olmak gerekiyor.

Çokuluslu þirketlerin gözü soframýzda

GDO ve patentler

Biyolojik "zenginlik"AAkkttaarrýýllmmýýþþ ggeennlleerr ddooððaall bbiittkkii ttüürrlleerriinnee

aattllaayyaarraakk,, bbuulluunndduukkllaarrýý ççeevvrreeddeekkii ddooððaallttüürrlleerrddee ggeenneettiikk ççeeþþiittlliilliiððiinn kkaayybbýýnnaanneeddeenn oollmmaakkttaaddýýrr.. BBööyylleeccee yyaabbaannii ttüürr-lleerriinn ddooððaall yyaappýýllaarrýýnnddaa ssaaððmmaallaarraa nneeddeennoolluupp,, eekkoossiisstteemmddeekkii ttüürr ddaaððýýllýýmmýýnnýý vveeddeennggeelleerrii bboozzmmaakkttaaddýýrr..

TTüürrkkiiyyee''ddee GGDDOO kkoonnuussuunnddaa eenn ffaazzllaaddiikkkkaatt eeddiillmmeessii ggeerreekkeenn kkoonnuullaarrddaann bbiirriibbuu.. TTüürrkkiiyyee,, bbiiyyoolloojjiikk ççeeþþiittlliilliikk vvee ttüürrssaayyýýssýý bbaakkýýmmýýnnddaann zzeennggiinn bbiirr üüllkkee..

TTüürrkkiiyyee''ddee bbuulluunnaann 1111 bbiinn bbiittkkii ttüürrüünnddeenn22 bbiinn kkaaddaarrýý,, bbaaþþkkaa hhiiççbbiirr yyeerrddee bbuulluunn-mmaayyaann eennddeemmiikk ttüürr.. BBiittkkii vvee hhaayyvvaann ttüürr-lleerrii aaççýýssýýnnddaann ssaahhiipp oolluunnaann zzeennggiinnlliikk,,aayynnýý yyeerraallttýý kkaayynnaakkllaarrýý yyaa ddaa ttaarriihhii kküüllttüürrggiibbii iinnssaannllýýððýýnn eenn öönneemmllii zzeennggiinnlliikklleerriinniioolluuþþttuurrmmaakkttaaddýýrr..

MMooddeerrnn ttaarrýýmmddaa kkuullllaannýýllaann vvee bbiirrbbiirr-lleerriinniinn ggeenneettiikk yyöönnddeenn kkooppyyaassýý oollaann ççeeþþiitt-lleerr,, ggeenniiþþ aallaannllaarrddaa tteekk ttiipp oollaarraakk yyeettiiþþttiirr-iilliiyyoorr.. BBuu yyeettiiþþttiirrmmee yyöönntteemmii,, yyaannii ""mmoo-nnookküüllttüürr"",, ççeeþþiittllii eekkoonnoommiikk aavvaannttaajjllaarrssaaððllaammaassýýnnaa rraaððmmeenn,, bbiiyyoolloojjiikk vvee eekkoolloojjiikkaaççýýddaann bbiirr ddiizzii öönneemmllii ssoorruunnaa ddaa yyooll aaççýý-

yyoorr.. ÖÖrrnneeððiinn,, mmoonnookküüllttüürrddeekkii tteekk ttiipp bbii-rreeyylleerr hhaassttaallýýkkllaarrddaann ddaa aayynnýý ddeerreeccee eettkk-iilleenniiyyoorr.. OOrrttaayyaa ççýýkkaann bbiirr hhaassttaallýýkk ttüümm ttüü-rrüü eettkkiilleeyyeecceekk þþeekkiillddee hhýýzzllaa yyaayyýýllaabbiilliiyyoorr..

MMoonnookküüllttüürr yyaayyýýllddýýkkççaa yyeeddiiððiimmiizz üürrüünn-lleerrddeenn aallddýýððýýmmýýzz bbeessiinn vvee ddaammaakk ttaaddýý ddaatteekk ttiipplleeþþiiyyoorr.. MMooddeerrnn ttaarrýýmm yyöönntteemm-lleerriinniinn yyooll aaççttýýððýý eettkkiilleerr yyüüzzüünnddeenn zzaatteennyyeetteerrii kkaaddaarr aazzaallmmýýþþ oollaann ççeeþþiittlliilliikk,, bbuukkeezz ddee GGDDOO''nnuunn tteehhddiittii aallttýýnnddaa ggiirriiyyoorr..ÇÇüünnkküü GGDDOO''llaarrýýnn aakkttaarrýýllmmýýþþ ggeennlleerrii,,ççeevvrreessiinnddee bbuulluunnaann vvee ggeelleenneekksseell yyöönn-tteemmlleerrllee üürreettiilleenn ddiiððeerr üürrüünnlleerree ddee ddeennee-ttiimm ddýýþþýý bbiirr þþeekkiillddee ggeeççeebbiilliiyyoorr..

AArrýýllaarr vvee rrüüzzggaarr,, GGDDOO''lluu ppoolleennlleerrii aallýýpp,,kkoommþþuunnuunn ggeelleenneekksseell eekkiimmiinniinn üüzzeerriinnddeebbýýrraakkýýyyoorr.. GGDDOO kkaarrþþýýttllaarrýýnnýýnn ""FFrraannkkeeþþ-ttaayynn ggýýddaa"" oollaarraakk nniitteelleennddiirrddiiððii,, kkoolleerraabbaakktteerriissiinniinn ggeenniinnii ttaaþþýýyyaann yyoonnccaa,, ttaavvuukkggeennii ttaaþþýýyyaann ppaattaatteess,, aakkrreepp ggeennii ttaaþþýýyyaannppaammuukk,, bbaallýýkk ggeennllii ddoommaatteess ggiibbii ggýýddaa-llaarrýýnn ddooððaall ççeeþþiittlliilliiððee vveerrddiikklleerrii zzaarraarr,,yyeennii ""FFrraannkkeeþþttaayynnllaarr"" oorrttaayyaa ççýýkkaarrýýrrkkeenn,,öözzeelllliikkllee aalleerrjjiikk vvaakkaallaarrddaa bbüüyyüükk ssýýççrraammaayyaaþþaannýýyyoorr..

KKaayynnaakk::GGDDOO''yyaa HHaayyýýrr PPllaattffoorrmmuu aaççýýkkllaammaassýý

GGDDOO''llaarr ssaaddeeccee gýdalarýnyapýsýyla oynanma deðil,ayný zamanda bir hakimolma tekniðidir. Patenthakký ise bu hakimiyetisaðlayan en önemli araçtýr.Günümüzde GDO'lar özel-likle tekniði ön plana çýka-rýlarak, hem teknik hem deürün olarak patent kap-samýnda korunabiliyor.Genetik yapýsý deðiþtirilenürünler patentleniyor.Çünkü bu çalýþmalarý

yapan þirketlerin temel ka-zancý, patent bedeli tahsiletme üstüne kurulu. Örne-ðin sadece mikroorganiz-ma bile patent kapsamýn-da þirketin sahip oldu-ðubir ürün olabilmektedir.Oysa ayný mikroorganizmadoðada milyonlarca yýldýrkimsenin malý olmadanyaþýyor.

Gen, bulunmasý ve ta-nýmlanmasý çok zor oldu-ðu ve büyük yatýrýmlar ge-

rektirdiði için, genler ko-nusunda araþtýrma yapýp,bunlar üzerinde oynaya-rak, patent almayý ancakbüyük çokuluslu þirketlerbaþarabiliyor. Avrupa Pa-tent Sözleþmesine göre birgenin iþlevini ortaya çýka-rýp, bunu ispatlamak koþu-luyla patent hakký tanýnýy-or. Oysa normal olarakpatent sadece yenilik özel-liði taþýyan ve sanayideuygulanabilirliði olan bu-

luþlarý korumak için ver-iliyor. Doðada bulunangenler için verilen patenthakký, biyolojik zenginlik-lerde tüm insanlýðýn ortakkullaným hakkýný ortadankaldýrmakta ve bu nedenlemeþru deðildir. Bunun adýbiyolojik korsanlýktýr.

Öte yandan tarýmsal üre-timin en temel ve en eskiyöntemlerinden olan, ken-di ürününden gelecek yýliçin tohumluk ayýrma gele-neði ve hakký da, patentkýsýtlamasý nedeniyle orta-dan kaldýrýlmaktadýr. Zen-gin gen kaynaklarýna sahipyoksul ülkelerin sahip ol-duklarý kaynaklar üzerin-deki patent haklarý yavaþyavaþ sanayileþmiþ bir kaçülkenin ve bir kaç çokulus-lu þirketin elinde toplan-maktadýr.

Ticaretin serbestleþtiril-mesi AB'ye üyelik ile bir-likte bir sorunluluk olacak.Yani ticarete konu olanbiyoteknoloji ürünleri de"serbest ticaret" gereði Tür-kiye'ye yasal olarak gire-bilecek.

Ulusal BiyogüvenlikYasasý'na yöneltileneleþtiriler:

GGDDOO''yyaa HHaayyýýrr PPllaattffoorrmmuu''nnuunn hhaazzýýrrllaannaannUUlluussaall BBiiyyooggüüvveennlliikk YYaassaa TTaassaarrýýssýý''nnýýeelleeþþttiirrddiikklleerrii nnookkttaallaarrddaann bbaazzýýllaarrýý þþuunn-llaarrddýýrr::

YYaassaa ttaassaarrýýssýýnnýýnn ''iizzlleemmee'' bbaaþþllýýkkllýýttaannýýmmýýnnddaa yyaappýýllaann ddüüzzeennlleemmee,, ssoonn ttaassllaakkmmeettnniinnddee ççýýkkaarrýýllmmýýþþttýýrr.. BBuunnuunn GGDDOO''lluuüürrüünnlleerriinn iizzlleennmmeessiinnee iimmkkâânn vveerreecceeððiinniiddüüþþüünneerreekk,, yyeenniiddeenn yyaassaa mmeettnniinnee kkoonnuull-mmaassýý ggeerreekkmmeekktteeddiirr..

ÝÝzz ssüürreebbiilliirrlliikk aaççýýssýýnnddaann,, ççeevvrreeyyee

bbýýrraakkýýllaann ((eekkiilliipp ddiikkiilleenn)) vveeyyaa ppiiyyaassaayyaassüürrüülleenn GGDDOO''lluu üürrüünnüünn iillkk iitthhaallaattççýýssýý iilleeyyuurrttiiççiinnddeekkii iillkk üürreettcciissiinnee kkaaddaarr hheerr aaþþaa-mmaaddaa ggeerriiyyee ddöönnüükk ttaakkiibbiinniinn bbeelliirrlleennmmeessii,,ttaannýýmmllaannmmaassýý ggeerreekkmmeekktteeddiirr..

TTaassaarrýýyyaa ""ggeelleenneekksseell üürrüünnlleerriinnüürreettiillmmeessii vveeyyaa ttüükkeettiicciinniinn sseeççmmee öözzggüürr-llüüððüünnüünn oorrttaaddaann kkaallddýýrrýýllmmaammaassýý"" iiffaaddeessiieekklleennmmeelliiddiirr..

YYaassaa hhaallkkýýnn bbiillggiilleennddiirriillmmeessii vveekkaattýýllýýmmýý yyaappýýllmmaaddaann ççýýkkaarrýýllmmaakk iisstteennmmeekk-tteeddiirr.. BBuu hheemm uulluussllaarraarraassýý hheemm ddee uulluussaallyyaassaallaarraa aayykkýýrrýýddýýrr..

''YYaassaakkllaarr'' bbaaþþllýýððýý aallttýýnnddaa ddüüzzeennlleenneennttaassaarrýýnnýýnn 1111.. mmaaddddeessiinniinn bb bbeennddiinnddee bbaahhssiiggeeççeenn ''kküüççüükk ççooccuukk'' kkaavvrraammýý iillee kkaassttee-ddiilleenn yyaaþþ ggrruubbuu ttaassaarrýýddaa ttaannýýmmllaann-mmaammýýþþttýýrr..

GDO'lu ürünler yasalaþýyor

Page 12: Sosyalist İşçi 230

12

Cem HÝRE

Michael Albert,"Deðiþimin Yolu" adýndakiküçük ama önemli kitabýn-da, kitle hareketlerininulaþabileceði bir noktayadikkat çeker. Örneðindebir daðcý ekibi týrmanýþageçer. Daha iyi bir uzman-lýk geliþtirebilmiþ olanlarhýzlanýrlar, ara açýlmayabaþlar. Geridekiler bir süredaha onlarý izleyebilir,fakat daha sonra bu daartýk mümkün olmaz."Hýzlý" týrmanýcýlarýn dageriye dönüp, ekibin gerikalanýna yardým etmeþanslarý fizik olarakortadan kalkmýþtýr,geridekilere sadece izle-mek düþer. Daha yüksek-tekilerin tercihinin kendiniyenilgiye uðratan birdoðasý vardýr. KESK'iniçinde olduðu durumu,Albert'in örneðine ben-zeterek ve bunun neden-lerini araþtýrmaya çalýþarakdevam edeceðiz.

1 Aralýk ve sonrasý

KESK'in 11 Kasým 2000Ankara büyük yürüyü-þünde net bir þekildeortaya çýkan IMF pro-gramýna ve o programýuygulayan koalisyonakarþý öfke, 1 Aralýk'tadoruða ulaþmýþ ve genelgrev sendika yönetici-lerinin bile ummadýðý birkatýlýmla gerçekleþmiþti.Bu grev, çözülme eðilimitaþýyan egemen sýnýfý veonun yanýnda sendikabürokrasilerini de ürküt-müþtü. Tüm geliþmeler,somut ve basit bir pro-gram etrafýnda birleþtir-ilebilen bir iþçi sýnýfýnýnulaþabileceði gücü kanýtlarnitelikteydi. Keza 1 Aralýkgenel grevi, EP programýetrafýnda hayat bulmuþtu.Eleþtirilebilecek yanlarýolsa da, ki her programýnvardýr, bu program, somutbir þekilde neo-liberaluygulamalara karþý çýkýyor,demokratikleþmeyisavunuyor, kamusallýðýsavunan alternatif birzemin oluþturuyordu.Grev sonrasý EP üzerindekibaský arttý. Hareketin bazýbileþenlerinde geri çekilmeeðilimi baþladý. KESK EPiçindeki en hareketliunsurdu. Bunu kendiiçinde EP'na burun kývýranya da açýkça dýþlayan pekçok sol eðilime raðmengerçekleþtirmiþti. Grevekatýlým ve pratik önderlikkonularýnda da öne çýkanKESK olmuþtu.

KESK'te tutucu"sol" kafalar

Ancak KESK önderliði busomut durumun çok dafarkýnda deðildi. Ýþyer-lerinden 1 Aralýk grevine

katýlým raporlarý þubeleregelmeye baþladýðýnda dahada açýkça kavranabi-lecekbir gerçeklik vardý. Birçokiþyerinde neredey-seKESK'li çalýþanlar ka-darherhangi bir sendika-yaüye olmayan çalýþanlar dagreve katýlmýþtý! Onla-rýnsomut talebi IMF'ninkovulmasýydý ve koalisy-onun da çekip gitmesiydi.

1 Aralýk'tan hemen sonraKESK'te kongre süreci baþ-ladý. Kongreler emekçile-rin, sendikalarýn sorunla-rýnýn tartýþýldýðý, gelecekmücadele prgramlarýnýnoluþturulduðu yerler ol-madý. KESK kongresi, kon-gredeki birkaç grup, mil-yonlarca emekçinin sorun-larýna sýrtýný döndü. Kon-gre sonrasýnda KESK 19Þubat'la kabaran IMFkarþýtý eylemleri örgüt-lemedi. Ýki ay önce bir mil-yon insanýn katýldýðý birgenel grevin gücünü arka-sýna alýp, bunu yapmadý.Çünkü sýnýf mücadelesinikavramýþ deðiller. Ýþçi sýný-fýnýn bir parçasý, üstelikönemli bir parçasý olduk-larýný kavrayabilmiþ deðil-ler. Kapitalizmin seyrini,onun birikim ihtiyaçlarýsonucu ortaya çýkan yenisýnýf þekillenmesini kavra-yabilmiþ deðiller. Ezilen-lerin kürsüsü olma olana-ðýný tepti. Toparlanmasýiçin egemen sýnýfa tepsidebir fýrsat sundu. 26 Hazi-ran'a kadar hiçbir varlýkgösteremedi. 26 Haziran

2001, sahte sendikanýnKESK'e kabul ettirildiðigündü. O gün, birkaç þeh-rin sokaklarýnda, her birin-de sadece birkaç yüzsendika üyesi vardý...

Seçimler,AKP ve KESK

3 Kasým 2002'de gerçek-leþen seçimlerden AKPzaferle çýktý. Güçlü AKPhükümeti kaþla-göz (AB ileABD) arasýnda IMF pro-gramýný uygulamayadevam etti. Bu dönemdeKESK umulmadýk bir per-formans gösterdi. Geçmiþdönemin tozunu üzerin-den atmýþ olacak ki, ege-men bürokrasi ile AKP'ninher karþýlaþmasýnda, atak-lýkla bürok-rasiden yanatutum aldý. Lâiklik tartýþ-malarýný, ileri bir boyutataþýyarak, ge-nelbaþkanýnýn aðzýndanÝslam'ýn bin yýllýk gericibir ideoloji olduðunu id-dia etti. 10 bin öðrencininözel okullarda okutulmasýprojesine karþý örneðin, fet-tullahçýlara imkân sað-lanýyor denilerek itirazedildi, iþin özelleþtirmeyaný arkalanarak. Her fýr-satta, "Þu mahkemeyeveririm sizi haa!", "Cum-hurbaþkanýna da þikayetederim" çapsýzlýðýnda, sý-nýf mücadelesinin gerçekaraçlarýyla alakasýz yön-temler benimsendi ve gi-derek üyeler tarafýndansendikalar, hukuksal birerkurummuþ gibi algýlan-

maya baþlandý.

Baþka yerdenbaþlamak

Þimdi, açýyý "biraz" oy-natýp, ayný tarihsel arkaplânda yaþanan baþka birdizi olaya bakalým.

Türkiye'deki 1 Aralýk2000 genel grevinden yak-laþýk bir yýl önce, serbestdünyanýn baðrýnda bir-þeyler olmaktaydý.ABD'nin Seattle kentinde,bir hareket, üstelik "tutucusol kafanýn" hiç mi hiç bek-lemeyeceði bir þekilde boyveriyor ve DTÖ zirve-sini,katýlan hükümetlerin tem-silcilerine dar ediyordu.Önemli gazeteler, buhareketin ABD'nin karþý-sýndaki tek süper güç ol-duðunu yazdý. Hareketkýsa süre içinde ABD'ninsavaþýna karþý mevzilendi.Dünya tarihinin belki deen büyük gösterilerinigerçekleþtirdi. Dünyanýndört bir yanýnda SosyalForumlar örgütledi. ÝþteKESK asýl olarak bunugöremedi, görmek zorundakaldýðýnda da anlayamadý.Hareketin birkaç ulus-lararasý toplantýsýna katýl-mayý, hareketin par-çasýolmak sandý. Dolasý-yýsýy-la, antikapitalist hare-ketsürekli yeni mevzilerkazanýrken, KESK süreklimevzi kaybetti. Hareketinsahip olduðu olumlu özel-likleri ("þirketleþen demok-rasiyi" teþhir, enternasyon-alizm, çok renklilik, daya-

nýþma ve farklýlýklara say-gý, radikalizm ve kazanmaarzusu) kavrayamadý.

Genel kurulgündemi neolmalýdýr?

11.. Öncelikli gündembüyüme olmalýdýr. KESKhedef kitlesinin çeyreðinibile örgütleyebilmiþdeðildir. Üstelik varolanüyeler arasýnda güvensiz-lik artmaktadýr. Peki hýzýartýrmak ve baðlý olarakbüyümek nasýl olur? Yenihedefler belirlenmelidir.Bunu yaparken kesinlikleküreselleþme karþýtýaktivizme bakmak veondan esinlenmek gerekir.Yukarýda deðindiðimizgibi hereket, IMF, DTÖ,Dünya Bankasý ve küreselþirketlerin teþhiriüzerinden hýzlanýyor.Hatýrlarsak, 1 Aralýk vesonrasýndaki birkaç aylýkbüyük mücadelenin anasloganý "IMF uþaðýhükümet istifa!" olmuþtu.

22.. Savaþ bütün yanlarýylateþhir edilmelidir. Savaþýnnedenleri, ABD'nin hege-monya mücadelesi, bunakarþý direniþin kamuemekçilerinin çýkarlarýylaolan iliþkisi net bir þekildeortaya konmalýdýr. Irakdireniþi ile somut baðlarkurulmalý, her anlamdadesteklenmeli vehükümetin ve Türk þirket-lerinin Irak'la ilgili ticari vesiyasi tüm atraksiyonlarý

teþhir edilmelidir.33.. Dünya yoksullarýnýn

deneyimleri emekçilereaktarýlmalýdýr. Tüm dünyayoksullarýnýn, kapitalizmealternatif arayanlarýn yenideneyimleri üyelerle pay-laþýlmalýdýr. Dünya SosyalForumu ve ilkeleri, bileþen-leri üyelere tanýtýlmalýdýr.Uluslar arasý dayanýþ-manýn somut anlamýburadadýr.

44.. Emek Platformu aþaðý-dan yukarýya inþa edilme-lidir.KESK deneyim-lerinden de ders çýkararak,EP'nu yerellerden, ilçeler-den ve illerden baþlayarakmücadele birliði hedefiyleinþa etmelidir. Uluslararasý sendikal harekete"buradan doðru" müdahaleetmelidir. Bunun için basitbir "program" yeterli ola-caktýr.

55.. Üyelerin üyelikamaçlarý hatýrlanmalýdýr!Sýnýf mücadelesi iþyer-lerinde olan mücadelelerintoplamýyla biçimlenir.Öyleyse iþyerlerinin önce-likleri, özgül sorunlarý vebunlara dönük çözümarayýþlarý baþlangýç nok-tamýz olmalýdýr.

66.. Üyelere inisiyatif alan-larý açýlmalýdýr. Üyelerim-ize yaþadýklarý yerlerdeyapabilecekleri, hayatageçirebilecekleri, eðilimler-ine uygun, destekleye-ceðimiz önerilergötürülmelidir. O nedenleacilen mümkün olan heryerelde þube lokalleri açýl-masý gerekir ve bunugerçekleþtirebilecek pekçok sendika þubesi mevcut-tur. Bunu engelleme eðili-mi, korkutucu bir bürokra-tizm eðilimidir ki, bu eðil-imle amansýz bir mücadeleyürütülmelidir.

77.. Seçim karikatürü silin-melidir! Tüm üyelerinkatýlabileceði demokratikbir seçim düzeni getirilme-lidir. Bir an önce tüm üye-lerin oy kullandýðý ve oran-sal temsil ilkesine dayananalternatif bir seçim düze-nine geçilmelidir. Ancakbu sayede her aday sendi-kal politikasý üzerinden oyisteyebilecektir.

KESK üyeleri böyleyönetilmeyi haketmemek-tedir. Sýkýþtýkça "Neyapalým, taban duyarsýz!"diyenler, unutmamalýdýrlarki, iþçi sýnýfý devrimcisi yada halkýn öncüsü olmaiddiasýndadýrlar ve gelipdayandýklarý, aslýndatosladýklarý duvar daburasýdýr: Geniþ emekçikitleleri ve onlarýn yaþam-sal talepleri! KESK, tutucu"sol" kafalara emanet edile-meyecek kadar deðerlidir.Ve bir emek örgütü içinoldukça ironiktir ama þusöylenmelidir: Açýlsýnkapýlar emekçilere! Çözümburada, bu yanda, yaniellerimizdedir.

KESK yazýsý okunur mu?

Page 13: Sosyalist İşçi 230

13

FF.. AALLOOÐÐLLUU

Birinci Dünya Savaþýhenüz sürüyordu. RusÝmparatorluðu aðýr yaralaralmýþtý. Cephede iþlerkötüydü.

Cephe gerisi ise daha dakötüydü. Ýþçiler savaþaasker olarak gitmekistemiyorlardý. Kimsesavaþa inanmýyordu. Açlýkvardý. Ekmek bulmakzordu.

Aðýrlaþan koþullara karþýiþçiler büyük birhareketlilik içindeydi. 1916yýlý boyunca 1410 greve 1milyon iþçi katýlmýþtý.243'ye politik grev olmuþ-tu.

1917 yýlý daha büyük birgrev hareketi ile baþladý.

13 Þubat günü 500 binemekçi bir gösteriyürüyüþü yaptý. 18Þubat'ta Putilov fab-rikasýnýn 50 bin iþçisi greveçýktý. Bu arada ekmek kar-neye baðlandý.Petersburg'un her yerindeekmek ayaklanmalarýbaþladý.

Rus takviminin fark-lýlýðýndan dolayý 8 Martkadýnlar günü RusTakviminde 23 Þubat'tý. Ogün 50 fabrikadan 87 binkadýn iþçi greve çýktý.Onlara Putilov'un 50 bingrevci iþçisi de katýldý.

Ertesi günü gösterilerdaha da yayýldý, grevlerçoðaldý.

25 Þubat günü askeri bir-liklerde isyanlar çýktý.Askerler iþçilere ateþaçmayý redderken kendisubaylarýný vurmaya vesilahlarý ile birlikte iþçilerinyanýna geçmeye baþladýlar.

Kadýnlarýn eyleminden 5gün sonra 28 Þubat'ta RusÇarlýðý devrildi.

Dönemin en kanlý dik-tatörlüðü 5 günlük bir iþçieylemi ile yýkýlýp gitmiþti.

Þubat Devrimi'ndeBolþevikler

1917 Þubat'ýnda Putilovfabrikasýnda 150 Bolþevik,Petersburg'un en yoðunsanayi bölgesinde ise 500Bolþevik vardý.

Bu sayýsal küçüklüklerineraðmen Bolþevikler bütüniþçi eylemlerinde çokönemli bir rol oynadýlar.

Ancak hiç bir iþçi eylemiBolþeviklerin kararý ilebaþlamadý.

Tam tersine, kadýn iþçilerBölge Komitesi'ne eylemyapacaklarýný söyledik-lerinde Parti Komitesi bueylem kararýna karþý çýktý.

Ayný þekilde 27 Þubat'taneredeyse bütünPetersburg iþçileri greveçýkmýþken Parti Komitesihenüz genel grev çaðrýsýyapýp yapmamayý tartýþýy-ordu.

Þubat devrimi çok net birbiçimde büyük kitle eylem-lerinin önceden planlana-

mayacaðýný, bir partininçaðrýsý ile baþlamayacaðýnýgösteriyordu.

Sovyetlerin kuruluþu

Þubat ayýnýn o 5 günündeiþçilerin temel sloganlarý"ekmek, barýþ ve iktidar"dý.

Ýþçiler 24 Þubat'ta sovyetseçimlerine baþladýlar.

Sovyet, Rusça grevkomitesi demekti. Ýþyerigrev komiteleri (sovyetleri)daha sonra PetersburgSovyeti olarak birleþti.

Baþlangýçta 1500-1600delegeden sadece 40'ýBolþevik'ti. Böylece Sovyetyönetimi iþçi sýnýfýnýn ikireformist partisinin,Menþeviklerin ve SosyalistDevrimciler'in eline geçti.

Öte yandan Sovyet'tekiBolþevik delegeler henüz1905'in fikirlerini savunuy-orlar, sokakta iþçiler

"bütün iktidar sovyetlere"diye slogan atarkenBolþevikler "gizli ve doðru-dan oya dayalý" AnayasalMeclis öneriyorlardý.Partinin aralarýndaStalin'in de bulunduðumerkezi demokratik devri-mi savunuyordu.

Bolþevikleriþçilerden yana

5 Mart günü Sovyetyürütmesi, yanireformistler grevlerinbitmesi çaðrýsýný yaptýlar.

Reformistler artýkyeniden "düzenin" saðlan-masýný istiyorlardý.

Bolþevikler buna karþýçýktýlar. Çünkü iþçi yýðýn-larý greve devam etmekistiyorlardý. Henüz talep-leri karþýlanmamýþtý.

Bundan sonraki bütünsüreç boyunca Bolþevikler

koþulsuz iþçi yýðýnlarýntaleplerini savundular.

Sovyetler nasýlçalýþýyordu?

Her fabrikanýn bir sovyetivardý. Bütün iþçiler sovyettoplantýsýna katýlýyordu.Bölge sovyeti için seçilendelegeler sovyet toplan-týlarýnda istendiði andeðiþtirilebiliyordu.

Bütün sovyet toplantýlarýyoðun tartýþmalara sahneoluyordu. Her olay, hergeliþme iþçiler tarafýndantartýþýlýyordu.

Ýþçi sovyetlerinin yanýsýra askerlerin ve köylü-lerin de sovyetleri vardý.

Bolþevikler Sovyettoplantýlarýnda gidereketkinlik saðlýyorlardý. Ekimayýna yaklaþýldýðýnda artýkBolþevik Partisisovyetlerde ki en büyük

grup olmuþtu.Sovyetlerin yaný sýra

sayýsýz iþçi örgütlenmesivardý. Þubat Devrimi'nekadar yasak olansendikalar devrimdensonra yayýlmamaya vegüçlenmeye baþladý.

Sovyetlerin vesendikalarýn yaný sýra fab-rika konseyleri vardý.

Bunlarýn yaný sýra hayatýnher alanýnda iþçilerörgütleniyorlardý. Konutsorunu için, iaþe sorunuiçin vs komiteler kuruluy-or, bu komitelermerkezileþiyordu. Ýþçilerhayatýn her alanýnda duru-ma el koyuyorlardý.

Reformistler ise geçiciHükümet ile seçimlere git-mek ve bir parlamentokurmak istiyorlardý.

Oysa Sovyetler ve onunyaný sýra sayýsýz iþçiörgütlenmesi çok daha

demokratikti.Sovyetler bütün çalýþan-

larý kapsýyordu. Seçilenlergeri çaðrýlabiliyordu. Hiçbir görevli ortalama iþçiücretinden fazlasýnýalamýyordu.

Kýsacasý Sovyetler iþçisýnýfý için doðrudandemokrasi demekti.

Çoðunluðukazanmak

1917 Þubat Devrimi ilebütün iktidarýn Sovyetlerineline geçtiði 1917 Ekimayýna kadar geçen süredeBolþevikler iþçi sýnýfýnýnçoðunluðunu kazanmakiçin çalýþtýlar. Hiçbir zamandevrimi ve devrimci eyle-mi örgütün iþi olarakgörmediler, yýðýnlarý, iþçi-leri harekete geçirmeyeçalýþtýlar.

"Bolþevikler býkmadan veinatla çalýþýyorlardý. Hergün, aralýksýz, fabrikakürsülerinde, yýðýnlararasýndaydýlar. HerAllah'ýn günü, küçükbüyük onlarca toplantýdakonuþuyorlardý. Yýðýnlariçin onlar kendi insanlarýolmuþlardý."

Savaþtan devrimeSavaþ ve özellikle savaþta

yenilgi egemen sýnýflar içinyönetme krizi oluþtura-bilmekte. Yani devrimci birdurum ortaya çýkabiliyor.

1917 Þubat Devrimi'ndenöðrenilecek ilk ders bu.savaþýn faturasýný ödemekistemeyen Petersburg iþçi-leri giderek yükselen birmücadelenin sonunda"ekmek, barýþ ve iktidar"diyerek ayaklandýlar.

Ýkinci önemli ders ayak-lanan iþçilerin Türkiye sol-unda yaygýn olan inancýntersine bir partinin iþaretiile harekete geçmedikleri.Ancak iþçilerin bu hareke-tinin baþarýsý için iþçisýnýfýnýn tüm taleplerinesahip çýkan, savunan veiþçilere genel çýkarlarýnýgösteren bir devrimci par-tinin gerekliliði. Bu daüçüncü önemli ders.

Dördüncü ders, sovyet-lerin insanlýðýn bugünekadar geliþtirdiði endemokratik yönetimolduðu. 1917 Þubat - Ekimdevrimleri arasýnda geçendönem sovyet mekaniz-masýnýn ne denli canlý birdemokratik ortamolduðunu gösteriyor.

Son olarak ise Þubat veardýndan Ekim Devrimleriiþçi sýnýfýnýn kurtuluþununkendi eyleminin eseri ola-caðýný anlatýyorlar. Aynýþekilde Þubat Devrimihenüz sürerken kurulmayabaþlayan sovyetler vesayýsýz diðer kitlesel iþçiörgütü ise sosyalizmin iþçisýnýfýnýn kendisini devletolarak örgütlemesiolduðunu gösteriyor.

Ekmek, barýþ, iktidar

“Marksistler için devrimci bir durumolmadan devrimin olabilmesi tartýþýla-maz, daha da öteye, her devrimcidurum bir devrime yol açmaz. genelolarak konuþacak olursak, devrimcidurumun özellikleri nelerdir? Aþaðýdakiüç önemli özelliði belirtirsek kesinlikleyanýlmýþ olmayýz. (1) Egemen sýnýflariçin bir deðiþiklik yapmadan egemen-liklerini sürdürmeleri mümkün olmadýðýzaman; “üstteki sýflar” arasýnda þuveya bu biçimde bir kriz olduðu zaman;bu kriz egemen sýnýfýn politikalarýndaezilen sýnýflarýn hoþnutsuzluk ve kýrgýn-lýklarýnýn ortaya çýkmasýný saðlayacakbir yara açtýðý zaman. Bir devrimin ola-

bilmesi için” alttaki sýnýflarýn” eskibiçimde yaþamak “istememeleri” yet-mez, “üstteki sýnýflarýnda” eski biçimde“yaþayamaz duruma” gelmelerigerekir: (2) Ezilen sýnýflarýn çektiklerive gereksinmeleri her zamankindendaha þiddetle büyüdüðü zaman; (3)Yukarýdaki nedenlerin bir sonucuolarak “barýþ döneminde” soyulmalarý-na sessizce katlanan ama ortaýlkarýþtýðýnda hem krizin yarattýðýkoþullar hem de bizzat “üstteki sýnýflar-ca” baðýmsýz tarihsel bir eyleme sürük-lenmeleriile, yýðýnlarýn faaliyetindeönemli bir yükseliþ olduðu zaman.

“Genel bir kural olarak, yalnýzca, tek

tek gruplarýn ve partilerin deðil, tek teksýnýflarýn iradesin den de baðýmsýzolarak bu objektif deðiþmeler olmadandevrim mümkün deðildir. Bu objektifdeðiþimlerin tümüne birden devrimdurumu denir. (...) her devrimci durumbir devrimin doðmasýna neden olmaz;devrim yukarýda belirtilen objektifdeðiþimlerin subjektif deðiþimle yani,devrimci sýnýfýn kriz döneminde dahizorlanmadan yýkýlmayan eski hükümetiyýkacak kadar güçlü devrimci týðýneylemlerine baþlayabilme yeteneði ilebirlikte mümkündür.”

Lenin, Bütün Eserler, Cilt 21, sayfa: 213-214

Devrimin objektif ve subjektif koþullarý

1917 Þubat Devrimi

Page 14: Sosyalist İşçi 230

14

FF..LLeevveenntt ÞÞEENNSSEEVVEERR

AB, yeni Anayasa kabuledilene kadar, üye ülkelerarasýnda yapýlan anlaþ-malar üzerinden kurulmuþve var olmuþtu. Yenianayasa AB'nin yenidenkurulmasý ve eski tümanlaþmalarýn yürürlüktenkalkmasý anlamýna geliyorve medeni hukuk, adliuygulamalar, Europol(Avrupa polisi), enerji vekültür gibi 30'a yakýnbaþlýk altýnda ulusal dene-timin yerine, Toplulukdenetimini getiriyor.Türkiye yeni Anayasa'yý"gözlemci" sýfatýyla imzal-adý. AB üyesi bir çok ülkeAnayasa'nýn onaylan-masýný halkoylamasýnagötürürken, Türkiye'yi debaðlayacak olanAnayasa'nýn býrakýntartýþýlmasý, adý bileanýlmýyor. Ýþte ABAnayasasý'nýn anti-demokratik karakteri:

Süper güç

Belge her ne kadar"Anayasa" olarak taným-lansa da, aslýnda biranayasadan çok, üyedevletler arasýnda yapýlmýþuluslararasý bir çerçeveanlaþmasý, özelleþtirmelerive sosyal kesintileriyasalaþtýran, piyasaekonomisini ve rekabetçil-iði Topluluðun resmiekonomi-politikasý halinegetiren, militarizmi týr-mandýran politik yeni lib-eral bir programniteliðinde. Yeni Anayasaile birlikte AB, üyeülkelerin üzerinde, onlar-dan baðýmsýz uluslararasýbir aktör haline geliyor.Böylece bir AB süper-devleti oluþturulmasýyönünde önemli adýmatýlmýþ oldu.

Seçimle deðil,atamayla

Dünyanýn ilk anayasasý,iþgalci güç Ýngilizemperyalistlerini kovan vefederal bir devlet olarak biraraya gelen Amerikan

ulusu adýna yazýldý. Buanayasa, emperyalizmekarþý verilen mücadeleninizlerini taþýdýðý içinoldukça liberaldir. Her þey-den önce yönetilenlerin,yönetenleri denetimiönemli bir unsur olarak buAnayasa'da yer almak-tadýr. Oysa AB Anayasasýbu bakýmdan son dereceanti-demokratik. Üyeülkeler, atanmýþ bürokratikelitlerin denetiminde olanAvrupa Komisyonu,Avrupa Konseyi ve AdaletDivaný gibi ulus-üstükomitelerine baðýmlýkýlýnýyor. Bu elitler seçimledeðil, atanarak görev yap-maktadýr ve bu nedenleseçmen vatandaþlarýndenetimi dýþýndadýr. OrtakTarým Politikasý (OTP) gibisayýsýz düzenleme gücüdaha çok merkez Brükselbürokrasisinin elindetoplanýyor.

Militarist

AB Anayasasý ile birlikteüye ülkeler askeri güçlerinigeniþletmek zorundabýrakýlýyor. Anayasa'nýn I-40. maddesi "Üye devletler,aþamalý olarak kendi askeri

güçlerini geliþtirmeyiüstlenirler" diyor. Aynýmaddede "Üye devletler,...sivil ve askeri yetenek-lerini Birlik'in hizmetinesunarlar" ifadesi yer alýyor.Böylece, Balkanlar'daolduðu gibi, alýnan ortakbir savaþ kararýnaTürkiye'nin de katýlmasýzorunlu hale gelecektir. Bumadde ayný zamandaNATO üyesi olmayan ABüyelerini de, NATO ileörtüþen militarist poli-tikalara baðýmlý kýlmak-tadýr. Bu türden yaptýrým-lar dünyanýn hiçbiranayasasýnda yer almaz.AB Anayasasý, üye devlet-lerin savunma bütçelerinedaha fazla para ayýr-malarýný zorunlu halegetirmektedir. Ayrýca birAvrupa ordusu ve ortakmilitarist bir mekanizmakurulmakta, AB'nin kap-sadýðý topraklarýn çok öte-sine, Brüksel'den 4.000 kmötesine kadar bir alandaaskeri müdahaleleri "ortakgüvenlik politikasý" halinegetirmektedir. Anayasa'dagüvenlikle ilgili bölümler,savaþý, her ne olursa olsunkaçýnýlmasý gereken birseçenek olmaktançýkararak, siyasi bir enstrü-man haline getirmektedir.

Yeni liberal süperdevlet

AB Anayasasý, Toplulukekonomi-politikasý olarakyeni liberal modeli dayat-maktadýr. Topluluðun,Anayasa'nýn I-3. mad-desinde, "Birlik Amaçlarý"baþlýðý altýnda, "... rekabetgücü yüksek bir sosyalpiyasa ekonomisi"ne sahipolacaðý ifade edilmektedir.Böylece serbest piyasa verekabet AB'ninekonomisinin temelinioluþturmasý sözkonusudur. Anayasa'nýn

"Ekonomi ve ParaPolitikasý" bölümündeþöyle denilmektedir:"Birlik içindeki genelekonomi politikalarýnýserbest rekabeti içeren biraçýk pazar ekonomisi ilke-sine göre desteklenmesiolacak þekilde, söz konusufaaliyetler tek para birimiolan Euro'yu ve tek parapolitikasý ve kur oraný poli-tikasý yürütülmesini içerir."Bu ve benzeri maddelerle,"kamu" ve "özel sektör"arasýnda fark gözetilme-den, üye ülkeler, rekabeteve kamu hizmetlerininözelleþtirilmesine dayananpolitikalara zorlanmak-tadýr.

Merkeziyetçi veanti-demokratik

12 Ocak 2005'te AvrupaParlamentosu GenelKurulu tarafýndan onay-lanan yeni Anayasa, dahamerkeziyetçi, daha az eþit-likçi, daha az demokratikbir AB planýnýn parçasý.Anayasa AB sürecini seç-menlerin denetimindençýkararak, Almanya veFransa gibi büyük üyeülkelerin siyasi elitlerinindenetimine baðlý kýlmak-tadýr. Yeni Anayasa, toplu-luk nüfusunun yüzde60'ýný oluþturduðutakdirde, basit çoðunluklayasal düzenlemeler yapýla-bilmesini olanaklý kýlýyor.Böylece toplam nüfusunyüzde 40'ýna sahip olanFransa ve Almanya'nýn oyaðýrlýðý önemli ölçüde art-maktadýr.

Anayasa, þu anda AB'deuygulanmakta olan altýaylýk rotasyonlara dayananve böylece her yýl iki farklýülke tarafýndan üstlenilenbaþkanlýk sisteminikaldýrarak, ulus-devletlerde olduðu gibi beþyýllýk süre için bir "Politik

Baþkan" atanmasýný getiriy-or. Buna ek olarak, üyeülkelerin dýþiþleri bakanlýk-larýndan baðýmsýz bir ABDýþiþleri Bakaný ve diplo-matik hizmetlerin oluþtu-rulmasýný, tüm üyedevletler topraklarýndayargýlama yetkisi iledonanmýþ bir cumhuriyetsavcýsý atanmasýný getiriy-or. Ayrýca ulus-devletlerdeolan bayrak, ulusal marþve yýllýk tatil günü gibiuygulamalar da sözkonusu.

Avrupa Komisyonuüyeleri seçilmeyip, atan-masýna karþýn, AB'nin 100milyar Euro'luk bütçesiniyönetmekte ve yasa taslaðýhazýrlama tekelini deelinde tutmaktadýr.Komisyon üyeleri, üyeülkeler tarafýndan kapalýkapýlar ardýnda yapýlandiplomatik pazarlýklarsonucu atanmaktadýr.Böylece bu süreç içinde yeralan kimse, kimseye hesapvermek durumunda olma-maktadýr. KomisyonAB'nin genel çýkarlarýný,örneðin büyük üyedevletler karþýsýnda küçüküye devletlerin çýkarlarýnýnda gözetilmesi göreviniüstlenmiþ olmasýna rað-men, bunu demokratikolarak denetleyecek hiçbirmekanizma yoktur. Budurum Komisyonu'nunönemini olaðanüstü artýr-maktadýr. Bunun bil-incinde olan çokuluslu þir-ketler, bu þirketlerin tarýmsektöründeki üyeleri veprofesyonel yöneticilerigibi sermayenin çýkarlarýnýkoruyan bir çok lobigrubu, Komisyon üzerindebaský oluþturmak üzereBrüksel'de faaliyetsürdürmekte vebürokrasiyle kurduklarýyakýn iliþkiler sayesindeAB'nin kararlarýný etkile-mektedir.

AB Anayasasý nedenanti-demokratiktir?

Vatandaþ temsiledilmiyor

Yasalar, AB Komisyo-nu'nun önerisi üzerineBakanlar Konseyi tara-fýndan hazýrlanmaktadýrve bu süreç gizli otu-rumlarla gerçekleþtir-ilmektedir. AB'nin va-tandaþlarýn oylarýylaoluþturulan seçilmiþ tekorganý olan Avrupa Par-lamentosu'nun üyeleri,ne yasa tasarýsý hazýrla-ma ne de yasama yetki-sine sahip. Hatta vergilerhakkýnda veya bütçeninhazýrlanmasýnda dahiyetkili deðildir. Ancakbütçenin onaylanmasýnýgeciktirebilir. Parlamen-tonun en önemli yetkisi,Komisyon ve BakanlarKonseyi'nin hazýrladýðýyasalarý veto etmek ve-ya deðiþtirmektir. Bunuda ancak salt çoðunlukoyuyla gerçekleþtirebilir.Bu durumda dahi, yapý-lan öneriler Komisyonve Bakanlar Konseyi ta-rafýndan onaylanýr ol-masý gerekmektedir. Buhaliyle Avrupa Parla-mentosu'nun asli iþlevi,lobi faaliyetleri yapançokuluslu þirketlerintemsilcileri gibi, AB ya-sama süreçlerini etkile-mekten öteye gidemez.

Bu durumda yasatasarýsý hazýrlama yetki-sine sahip olan ABKomisyonu, kelimenintam anlamýyla gerçek birbürokrasi olup, aslýndaatamayla gelen birhükümet gibi yetkilerledonanmýþtýr. AB sistemi-ni yönetmekte, önemlibir bütçeyi denetlemek-te, ulusal hükümetlerseçimle deðiþirken,Komisyon üyesibürokratlar iþlerinedevam etmektedir.

AB'nin bürokratikyapýsý içinde bir çokyolsuzluk örtbasedilmektedir. ABSayýþtayý on yýldýrAB'nin hesaplarýnýonaylamayý reddet-mektedir. Sayýþtay,AB'nin 2004hesaplarýnýn yüzde93.4'ünün yolsuzlukriskine açýk olduðunusaptadý. Bütçenindenetlenmesiyle ilgiliSayýþtay'ýn yayýnladýðýraporda, bütçeningaranti altýna alýnacakþekilde efektif birdenetlenme mekaniz-masýna sahip olmadýðýbelirtilmekte ve ABbütçesinin "Toplulukvatandaþlarýnýn bek-lentilerini tatmin ede-cek meþruiyete sahipolmadýðý" saptanmak-tadýr. Yeni yasa dene-timleri çok daha fazlazorlaþtýracak uygula-malar getiriyor.

YYoollssuuzzlluukkllaarr

YYeennii AAnnaayyaassaaiillee bbiirrlliikkttee AABB,,

üüyyee üüllkkeelleerriinnüüzzeerriinnddee,, oonnllaarrddaann

bbaaððýýmmssýýzz uulluuss-llaarraarraassýý bbiirr aakkttöörr

hhaalliinnee ggeelliiyyoorr

Page 15: Sosyalist İşçi 230

Bush'un yemin töreninTürkiye'den yanýt

19 0cak Perþembe günüKüresel Barýþ ve AdaletKoalisyonu

Galatasaray Postanesi önündeyaptýðý basýn açýklamasý ileBush'un ikinci dönem baþkan-lýk yemini törenini protestoetti. Yaklaþýk 100 kiþininkatýldýðý basýn açýklamasýndaBush'un aslýnda Irak halkýnýntepesine bomba yaðdýrmaya,dünya halklarýný sömürmeyedevam etmek için yemin ettiðivurgulandý. Buna karþýlýkolarak da savaþ karþýtlarýBush'un peþini býrakmayacak-larýna, ona karþý mücadeleetmeye devam edeceklerinesöz verdiler. Basýn açýkla-masýnýn ardýndan ÝstiklalCaddesi'nde 19 Mart gösteri-sine çaðrý yapan bildirilerdaðýtýldý.

“Sergi Deðil Eylem”

26 Ocak Çarþamba günüSergi Deðil Eylem Ýnisiyatifitarafýndan bir sergi düzenlen-di. Bir ay boyunca kampanyayaparak Irak'taki iþgale karþýresim, heykel vs. gibi çeþitlieserler yapan Sergi DeðilEylem Ýnisiyatifi üyeleri, öncebu eserlerle GalatasarayPostanesi önünde bir basýnaçýklamasý yaptýlar. “SergiDeðil Eylem” Karakedi KültürMerkezi'nde.

19 Mart'ta eylemdeyiz

Kadýköy BAK 19 Mart'ahazýrlýk etkinliklerinden birisi-ni Kahve Bahane'de gerçek-leþtirdi. BAK aktivisti olan veIrak iþgali baþlamadan önceiþgali engellemek amacýylaörgütlenen insan kalkaný ekib-inin içinde yer alan TolgaTemuge'nin sunuþ yaptýðýtoplantýda 19 Mart küreseleylem gününün önemni vur-gulandý. Tolga Temuge'niniþgal öncesi ve sonrasý KuzeyIrak'ta yaptýðý röportajlardanoluþan belgesel ise oldukçailgi çekiciydi.

15

Aþaðýdansosyalizm

-Kapitalist toplumda tümzenginliklerin yaratýcýsý iþçisýnýfýdýr. Yeni bir toplum,iþçi sýnýfýnýn üretimaraçlarýna kolektif olarak elkoyup üretimi ve daðýtýmýkontrol etmesiylemümkündür.

Reform deðil,devrim

-Ýçinde yaþadýðýmýz sis-tem reformlarla köklü birþekilde deðiþtirilemez,düzeltilemez.

-Bu düzenin kurumlarýiþçi sýnýfý tarafýndan elegeçirilip kullanýlamaz.Kapitalist devletin tümkurumlarý iþçi sýnýfýnakarþý sermaye sahiplerini,egemen sýnýfý korumakiçin oluþturulmuþtur.

-Ýþçi sýnýfýna, iþçi konsey-lerinin ve iþçi milislerininüzerinde yükselen tama-men farklý bir devletgereklidir.

-Bu sistemi sadece iþçisýnýfýnýn yýðýnsal eylemidevirebilir.

-Sosyalizm için mücadeledünya çapýnda birmücadelenin parçasýdýr.Sosyalistler baþka ülkeleriniþçileri ile daima dayanýþ-ma içindedir.

-Sosyalistler kadýnlarýntam bir sosyal, ekonomikve politik eþitliðinisavunur.

-Sosyalistler insanlarýncinsel tercihlerinden dolayýaþaðýlanmalarýna ve baskýaltýna alýnmalarýna karþýçýkarlar.

Enternasyonalizm-Sosyalistler, bir ülkenin

iþçilerinin diðer ülkeleriniþçileri ile karþý karþýyagelmesine neden olan herþeye karþý çýkarlar.

-Sosyalistler ýrkçýlýða veemperya-lizme karþýdýrlar.Bütün halklarýn kendikaderlerini tayin hakkýnýsavunurlar.

-Sosyalistler bütün haklýulusal kurtuluþ hareket-lerini desteklerler.

-Rusya deneyi göster-miþtir ki, sosyalizm tek birülkede izole olarak yaþaya-maz. Rusya, Çin, DoðuAvrupa ve Küba sosyalistdeðil, devlet kapita-listidir.

-Sosyalistler bu ülkelerdeiþçi sýnýfýnýn iktidardakibürokratik egemen sýnýfakarþý mücadelesini destek-ler.

Devrimci parti-Sosyalizmin gerçekleþe-

bilmesi için, iþçi sýnýfýnýnen militan, en mücadelecikesimi devrimci sosyalistbir partide örgütlen-melidir. Böylesi bir partiiþçi sýnýfýnýn yýðýnsalörgütleri ve hareketi için-deki çalýþma ile inþaedilebilir.

-Sosyalistler pratik içindediðer iþçilere reformizminiþçi sýnýfýnýn çýkarlarýnaaykýrý olduðunu kanýtla-malýdýr.

-Bu fikirlere katýlanherkesi devrimci birsosyalist iþçi partisinininþasý çalýþmasýna omuzvermeye çaðýrýyoruz.

sosyalist iþçine savunuyor?

Türk-Ýþ'e baðlý TEKSÝFsendikasý greve bir günkala sözleþme imzalayarakiþçilerin ve sendikaþubelerinin tepkisini çekti.Baþlangýç olarak 11 iþyerinde ve eðer anlaþmasaðlanamazsa Türkiyeçapýnda 44 iþ yerinde greveçýkma kararý almýþtý.

TEKSÝF'in altýna imzaattýðý sözleþme ile ilk keziki yýl deðil 30 ay geçerliolacak bir sözleþme imza-landý. 1 Eylül 2004 tarihin-den itibaren geçerli olacaksözleþmeyle iþçi ücretlerine6 ayda bir yüzde 6 zamyapýlacak. Eski iþçilerin 4ikramiyesi korunurken,yeni iþe girecek iþçilere ise2.5 ikramiye verilecek.Tüm ikramiyeler 12 ayabölünerek ücretlerle birlik-te ödenecek. Böylece eskiiþçilerin eline aylýk 10, yeniiþçilerin eline ise 6 milyonlira geçecek. Ayrýca yüzde

100 zamlý ödenen fazlamesai ücretleri 15 ayboyunca yüzde 50'yedüþürüldü. 15 ay sonrayeniden yüzde 100 uygu-lanacak. Pazar mesaileriyüzde 300'den yüzde 200'edüþürülürken, esnek çalýþ-ma, ödünç iþçilik ve den-kleþtirme uygulamalarý dakabul edildi.

Böylece aradaki ikramiyefarklýlýðý ile eski iþçiler veyeni iþçiler arasýnda birbölünme yaratýlmýþ oldu.

Ayrýca DÝSK'e baðlý Teks-til Sendikasý ve Hak-Ýþ'ebaðlý Öz Ýplik Ýþ Sendikasýda greve çýkma kararýalmýþ olmasýna raðmen busektördeki en büyük sendi-ka olan Tekstil Ýþ diðersendikalarýn tutumunaaldýrmadan masaya otu-rarak anlaþmayý imzaladý.

TEKSÝF Kocaeli ÞubeBaþkaný Ýbrahim Öner,""Biz taban olarak, iþçiler

olarak greve çýkabile-ceðimizi, bu güçte olduðu-muzu söyledik. Sontoplantýya girene kadartaviz vermeyeceklerini

söylüyorlardý. Ama toplan-týda bizi sattýlar" dedi.

Böylece sendika bürokra-sisi, grev yoluyla rahatlýklakazanýlabilecek bir

mücadeleyi bir kez dahaengellemiþ, ayrýca yaptýðýanlaþmanýn içeriði ile iþçi-lerin bölünmesine nedenolmuþ oldu.

TTeekk GGýýddaa-ÝÝþþ GGüünneeyy-aannaaddoolluu BBööllggee ÞÞuubbeeüüyyeessii yyaakkllaaþþýýkk 330000 kkiiþþiiTTEEKKEELL''iinn öözzeelllleeþþttiirriillmmee-ssiinnee kkaarrþþýý ççýýkkmmaakk iiççiinnÝÝnnöönnüü PPaarrkkýý''nnddaa eeyylleemmyyaappttýý.. EEyylleemmddee ""TTEEKKEELL''iissaattaannýý bbiizzddee ssaattaarrýýzz"",,""ÝÝþþeekkmmeekk yyookkssaa bbaarrýýþþ ddaayyookk"" ""GGeenneell ggrreevv ggeenneellddiirreenniiþþ"" vvee ""MMaarrllbboorrooüüllkkeessii oollmmaayyaaccaaððýýzz"" sslloo-ggaannllaarrýý aattýýllddýý..

GGrruupp aaddýýnnaa aaççýýkkllaammaayyaappaann ÞÞuubbee BBaaþþkkaannýýGGüürrsseell BBiilliiççýýkkýýkk,,TTEEKKEELL''iinn öözzeelllleeþþttiirriillmmee-ssiiyyllee mmiillyyoonnllaarrccaa iinnssaannýýnniiþþssiizz kkaallaaccaaððýýnnýý iiffaaddeessööyylleeddii..

BBiilliiççýýkkýýkk ""SSüümmeerr,, AAkk-ssaannttaaþþ,, EEttbbaallýýkk,, ÇÇuukkoobbiirr-

lliikk,, BBoossssaa,, GGüünneeyyssaannaayyiivvee SSüütt KKuurruummuu bbiittiirriillddii..AAddaannaa''ddaa iiþþssiizzlliikk oorraannýýyyüüzzddee 4400 aarrttttýý..ÖÖzzeelllleeþþttiirrmmee aaddýý aallttýýnnddaaTTEEKKEELL ppeeþþkkeeþþ ççeekkiilliiyyoorrvvee eessnnaaffýýnn yyüüzzüü ggüülleemmeezzhhaallee ggeelliiyyoorr.. SSoossyyaallççeerrççeevveessiiyyllee oonn bbiinnlleerrcceeiinnssaannýýnn eekkoonnoommiikk kkaayybbýý,,aallýýþþvveerriiþþ yyaappttýýððýý vveeeekkoonnoommiiyyee ssaaððllaaddýýððýýkkaattkkýý ddiikkkkaattee aallýýnnddýýððýýnn-ddaa,, AAddaannaa eekkoonnoommiissiinneevveerreecceeððii zzaarraarrýýnn ggöözzddeennggeeççiirriillmmeessii ggeerreekkiiyyoorr..TTeekk GGýýddaa-ÝÝþþ üüllkkeessiinniisseevveenn hheerrkkeessii bbuuddiirreenniiþþee ddeesstteekk vveerrmmeeyyeeççaaððýýrrýýyyoorr"" ddeeddii..

TEKSÝF anlaþtý: Gene grev yok

KKüürreesseell BBaarrýýþþvvee AAddaalleett KKooaalliissyyoonnuu

TEKEL peþkeþ çekiliyorEmek Platformu 16

Þubat'ta hükümetin sosyalgüvenlik, saðlýk ve eðitimalanýndaki uygulamalarýnakarþý 81 ilde alanlara çýký-yor. Ýktidara Uyarý Eylemiadýný taþýyan eylemdehükümetin çýkardýðý veçýkarmayý düþündüðüyasalar olan Genel SaðlýkSigortasý, Emeklilik Yasasý,Aile Hekimliði, Temel Sað-lýk Yasasý, Kamu YönetimiYasasý, Kamu Personel Ya-sasý, Yerel Yönetim Yasa-larý, Ýktidarý Uyarý Eylemiile protesto edilecek.

Alanlara çýkmak, gösteril-er yapmak zaman zamanyeni fýrsatlarýn önünü açsada asýl kazandýranýn taban-dan, kampanyalar yaparak

örgütlenen eylemlerolduðunu biliyoruz. Bunedenle yapýlmasýgereken, önümüzde kýsabir zaman olmasýna rað-men 16 Þubat'a kadar bu

eylemin bildirilerini daðýt-mak, afiþlerini asmak, bueylemi örgütleyen toplan-týlar yapmak, herkesi bueyleme katýlmaya çaðýr-maktýr.

EEmmeekk PPllaattffoorrmmuu 1166 ÞÞuubbaatt''ttaa aallaannllaarrddaa

Tartýþýyoruz

ABVETÜRKÝYE

Saruhan Oluç (ÖDP)

Doðan Tarkan (DSÝP)Büyükparmakkapý Sk, Hayat Apt, Kat:4,Beyoðlu

0212-244 39 04

TOPLANTI26 Þubat Cumartesi,

saat: 16.00

Page 16: Sosyalist İşçi 230

SSAAYYII:: 22330022 ÞÞuubbaatt 22000055

11 YYTTLL

ISSN 1300-4026 Uluslararasý Tanýtým ve Yayýncýlýk Ltd. Þti. Sahibi: Özden Dönmez Sorumlu Yazýiþleri Müdürü: Volkan Akyýldýrým Adres: Ýstiklal Cad.,Büyükparmakkapý Sok., 8/10, Beyoðlu/Ýstanbul Baský: Yön Matbaasý

www.sosyalistisci.org [email protected]

Efendiler Davos'ta,BaþkaldýranlarPorto Alegre'deOcak ayý sonunda bir kez daha

iki süper güç sahneye çýktý.Davos'ta katýlým için 30.000 do-larý gözden çýkaranlar, dünyanýnen büyük 1.000 çokuluslu þirke-tin temsilcileri, baþkanlar ve hü-kümet temsilcileri vardý. Hepsiyaklaþýk 2.500 kiþi. Ýþte dünyayýyönetenler, yoksulluktan, savaþ-lara, küresel ýsýnmadan borçlarsorununa, küresel kapitalizmininsanlýðýn önüne yýðdýðý tüm so-runlarýn sorumlularý bunlar. Baþ-bakan Tayyip Erdoðan bu kiþi-lerin yanýnda olmayý tercih etti.

Öte yanda, savaþsýz ve dahaadil, demokratik ve eþit "baþkabir dünya" için mücadele eden200.000 insan bir araya geldi.Bizim hareketimiz, bizim kardeþ-lerimiz Porto Alegre'de buluþtu.

Porto Alegre'deyoksullarýn þenliði vardý

Beþinci Dünya Sosyal Forumu(DSF) 26-31 Ocak arasýnda, 122ülkeden 5700 toplumsal

hareketin katýlýmýyla gerçekleþti.DSF dayanýþma ve mücadeleninizlerini taþýyor. Oluþturulan oniki çadýr, yerli halklarýn mücade-lesi, siyahlar, Filistin, iþçi sýnýfý,kýrsal reformlar, vb dayanýþmave mücadele alanlarýna ayrýldý.DSF 2005'de 2000'i aþkýn etkin-liðin yaný sýra, toplumsalhareketler, sendikalar, siviltoplum kuruluþlarý ve dünyanýnher bir yanýndan katýlanaktivistler, küresel kapitalizmekarþý mücadelenin deneyimlerinipaylaþtý ve küresel kapitalizmekarþý baþka bir dünya seçenek-lerini tartýþtý.

DSF sadece entellektüel tartýþ-malarýn yapýldýðý bir etkinlikdeðil. Ayný zamanda mücade-lenin içindekilerin buluþtuðu birzemin. Hareketin aktivistleri biryandan tartýþýrken, bir yandanda yeni mücadele takvimleribelirleniyor. Örneðin dünyasavaþ karþýtlarý buluþmasýnda 19Mart küresel eylem günü vediðer savaþ karþýtý mücadele per-

spektifleri tartýþýldý. Açýlýþ öncesigerçekleþen eyleme 200.000 kiþikatýldý. Ýlk gün Filistinli örgütler,Filistin'e özgürlük için yürüdü.Böylece Davos'ta 2500 kadardünya ekonomisinin elitlerininrahatý için kenti halka yasak-layan zihniyetin karþýsýnda,Porto Alegre kentinin her yerinimücadele alanýna çeviren birsosyal forum vardý.

Çokuluslu þirketleri boykoteden "dayanýþma ekonomisi"üreticisi iþçilerin düzenlediðietkinliklerde 90'dan fazla konuele alýnarak, tartýþýldý. Geçtiðimizyýl Mumbai'de 50 ülkedenaktivistin katýlýmýyla düzenlenenDünya Saðlýk Forumu, bu yýl dadüzenlendi.

Dünya Sosyal Forumu bir kezdaha ezilenlerin þenliði oldu.DSF gelecek yýl dünyanýn bir çokbölgesinde gerçekleþecek. 2007yýlýnda ise Afrika'da düzen-lenecek.

11.. SSoossyyaall ffoorruummllaarr kküürreesseell kkaa-ppiittaalliizzmmee kkaarrþþýý mmüüccaaddeellee iiççiinn-ddeekkii ttoopplluummssaall hhaarreekkeettlleerrii,,sseennddii-kkaallaarrýý vvee ssiiyyaassii ppaarrttii tteemm-ssiillcciilleerriinnii bbiirr aarraayyaa ggeettiirreenn bbiirrzzeemmiinn oolluuþþttuurruuyyoorr.. BBuu,, kküürreesseellkkaappiittaa-lliizzmmiinn yyeennii lliibbeerraall pprroo-ggrraammýý vvee mmiilliittaarriizzmmee kkaarrþþýý oollaa-bbiilleecceekk eenn ggeenniiþþ ççeeþþiittlliilliiððiibbaarrýýnnddýýrraann bbiirr mmüüccaaddeellee bbiirrlliiððii..BBuu aannllaammýýyyllaa aannttii-kkaappiittaalliissttlleerraaççýýssýýnnddaann öönneemmllii bbiirr oollaannaakk..

22.. BBuu zzeemmiinnddee ssaavvaaþþ kkaarrþþýýttllaarrýý,,aayyrrýýmmccýýllýýððaa vvee yyeennii lliibbeerraall ppoollii-ttiikkaallaarraa kkaarrþþýý mmüüccaaddeellee eeddeennlleerrbbiirr aarraayyaa ggeelleebbiilliiyyoorr.. 1155 ÞÞuubbaatt22000033''ddee ddüünnyyaannýýnn 660000 kkeennttiinn-ddeenn mmiillyyoonnllaarrccaa iinnssaannýýnn oorrttaakkbbiirr eeyy-lleemmddee bbuulluuþþmmaassýýnnaaoollaannaakk ssaaðð-llaayyaann eeyylleemm iinniissiiyyaatt-iiffiinnii ggöössttee-rreenn ddeevvrriimmccii mmaarrkk-ssiissttlleerr,, eeyyllee-mmiinn yyaayyggýýnnllaaþþ-

mmaassýýnnýý ssoossyyaall ffoo-rruumm zzeemmiinniinniikkuullllaannaarraakk ggeerr-ççeekklleeþþttiirreebbiillddii..BBuu nneeddeennllee bbuu zzeemmiinn aannttii-kkaappii-ttaalliissttlleerr aaççýýssýýnnddaann kkoorruunnmmaassýýggeerreekkeenn bbiirr oollaannaakk..

33.. SSoossyyaall ffoorruummllaarr aayynnýýzzaammaannddaa aannttii-kkaappiittaalliissttlleerriinn ççookkggeenniiþþ bbiirr aakkttiivviisstt kkuuþþaakkllaa bbuulluuþþ-mmaassýýnnaa oollaannaakk ssaaððllýýyyoorr.. BBuudduurruumm,, ssooss-yyaalliisstt ffiikkiirrlleerriinniinnççookk ddaahhaa ffaazzllaa aallýýccýý bbuullmmaassýýnnaaoollaannaakk ssaaððllýýyyoorr..

44.. YYeerrlleeþþiikk kkaannýýnnýýnn tteerrssiinnee,,kküürreesseell kkaappiittaalliizzmmii aaþþaaccaakk oollaann''bbiilliinnççllii'' bbiirr aavvuuçç ssoossyyaalliisstt ddeeððiill,,ggeenniiþþ iiþþççii kkiittlleelleerrii.. BBuu nneeddeennlleeddeevvrriimmccii MMaarrkkssiissttlleerr,, ssoossyyaalliizzmmaaddýýnnaa eelliittiisstt bbiirr ttaavvýýrr ttaakkýýnnmmaakkyyeerriinnee,, iiþþççii ssýýnnýýffýý vvee kkaappiittaalliizzmmkkaarrþþýýttýý hheerr mmüüccaaddeelleeyyee kkaattýýllmmaakkvvee bbuu mmüüccaaddeelleeyyii iilleerrii ççeekkmmeekkiiççiinn ççaallýýþþmmaallýý.. SSoonn yyýýllllaarrddaa bbaaþþttaa

AAvvrruuppaa oollmmaakk üüzzeerree bbüüyyüükksseennddiikkaallaarrýýnn ffoorruummllaarraa oollaanniillggiissii hhýýzzllaa aarrttýýyyoorr.. AAvvrruuppaaSSeennddiikkaallaarr BBiirrlliiððii ((EETTUUCC)),,ÝÝttaallyyaa''ddaann CCoobbaass vvee CCGGIILL,,FFrraannssaa''ddaann CCGGTT,, ÝÝnnggiilltteerree''ddeennTTUUCC vvee UUnniissoonn ggiibbii bbiirr ççookksseennddiikkaa kkoonnffeeddeerraassyyoonnuu ssoossyyaallffoorruumm ssüürreeççlleerriinnee aakkttiiff oollaarraakkkkaattýýllmmaayyaa bbaaþþllaaddýý.. DDaahhaa öönncceeggeennçç aakkttiivviisstt kkuuþþaakkllaarrddaann uuzzaakkdduurrmmaayyaa öözzeenn ggöösstteerreenn sseennddiikkaalliiddeerrlliiððii aarrttýýkk oorrttaakk eeyylleemmlleerriioonnaayyllýýyyoorr.. BBuu iilleerriiyyee yyöönneelliikköönneemmllii bbiirr aaddýýmm.. SSeennddiikkaallaarrýýnnttaabbaannýýnnddaakkii ggeennçç iiþþççiilleerr mmüüccaa-ddeelleeyyee yyaattkkýýnn oollaann ggeennçç aakkttiivviissttkkuuþþaakkllaarrllaa bbuulluuþþuuyyoorr..

55.. SSoossyyaall ffoorruummllaarr kkoonnuussuunnddaa,,öönneemmllii bbiirr kkýýssmmýý hhaakkllýýllýýkk ppaayyýýttaaþþýýyyaann ççeeþþiittllii iittiirraazzllaarr vveeeelleeþþttiirriilleerr ddee ssöözz kkoonnuussuu.. AAnnccaakk

yyaappýý-llaann eelleeþþttiirriilleerriinn bbüüyyüükkkkýýssmmýý ddýý-þþaarrýýddaann iizzlleeyyeerreekk vveedduuddaakk bbüü-kkeerreekk yyaappýýllýýyyoorr..ÖÖrrnneeððiinn sseennddii-kkaallaarrýýnn,, ppaarrttii-lleerriinn vvee ssoossyyaalliissttlleerriinn yyeetteerriinncceetteemmssiill eeddiillmmeeddiiððii yyöönnüünnddeekkiieelleeþþttiirriilleerr eekkssiikk.. ÇÇüünn-kküü bbuueelleeþþttiirriilleerrii yyöönneetteennlleerr,, eekk-ssiikkggöörrddüükklleerrii dduurruummaa mmüüddaahhaa-lleeeeddeerreekk,, ssüürreecciinn eekkssiikklliiððiinnii ttaa-mmaammllaammaakk üüzzeerree yyaappýýccýý kkaattkkýýddaabbuulluunnmmaayyaa ççaabbaa ggöösstteerrmmeekk yyee-rriinnee,, ttaamm tteerrssiinnee,, bbuu dduurruummuussüü-rreeccee yyeetteerriinnccee kkaattýýllmmaa-mmaallaarrýýnnýýnn mmaazzaarreettii oollaarraakkggöörrüüyyoorrllaarr..

66.. SSoossyyaall ffoorruumm ssüürreeççlleerriinnddeennuuzzaakk dduurrmmaakk,, iinnssaannllýýkk ttaarriihhiinniinneenn bbüüyyüükk eeyylleemmlleerriinniinn ggeerrççeekk-lleeþþttiirriillmmeessiinnee oollaannaakk ssaaððllaayyaannbbuu zzeemmiinnii rreeffoorrmmiisstt vvee ssaaððaakkýýmmllaarraa tteesslliimm eettmmeekk aannllaammýýnnaa

ggeelliiyyoorr.. SSoossyyaall ffoorruummllaarr,, ttüümmddüünnyyaaddaa yyeennii bbiirr ssoolluunn þþeekkiilllleenn-mmeessiinnddee öönneemmllii bbiirr iiþþlleevvee ssaahhiipp..ÖÖttee yyaannddaann bbuu ssüürreeçç ssaannýýllaannýýnntteerrssiinnee yyýýllddaa bbiirr kkeezz ddüüzzeennlleenneenneettkkiinnlliikklleerrllee ddeeððiill,, ttüümm yyýýll bboo-yyuunnccaa ssüürreenn ççookk ddiinnaammiikk kkaappii-ttaalliizzmm kkaarrþþýýttýý yyüüzzlleerrccee,, bbiinnlleerrcceemmüüccaaddeelleenniinn ttooppllaammýýnnddaann oolluu-þþuuyyoorr.. SSoossyyaall ffoorruummllaarr,, yyýýllddaabbiirr kkeezz ddüüzzeennlleenneenn bbiirr eettlliinnlliikkooll-mmaakkllaa ssýýnnýýrrllýý ddeeððiill,, ttüümm bbuummüü-ccaaddeelleelleerriinn ttooppllaammýýnnddaannoolluuþþuuyyoorr.. DDeevvrriimmccii MMaarrkkssiissttlleerrbbuu ssüü-rreeccii ddýýþþaarrýýddaann iizzlleemmee llüükk-ssüünnee ssaahhiipp ddeeððiill.. KKüürreesseell kkaappii-ttaalliizzmmee kkaarrþþýý vveerriilleenn kküürreesseellmmüüccaaddeelleenniinn ppaarrççaassýý oollmmaakkdduurruummuunnddaayyýýzz.. YYeerreell oollaannllaakküürreesseell oollaann aarraassýýnnddaa dduuvvaarrllaarryyookk.. KKüürreesseell ddüüþþüünneerreekk,, yyeerreellddaavvrraannmmaallýýyyýýzz..

115500..000000 kkiiþþii kkaattýýllddýýKKaattýýllaannllaarrýýnn ggeellddiiððii

üüllkkeelleerr:: 112222KKaattýýllaann öörrggüütt ssaayyýýssýý::

55..770000GGeennççlliikk kkaammppýýnnaa

kkaattýýllýýmm:: 4400..000000EEttkkiinnlliikk ssaayyýýssýý:: 22..000000TTeemmaattiikk kkoonnuullaarr iiççiinn

aayyrrýýllaann aallaann 1188 ssttaaddyyuummbbüüyyüükkllüüððüünnddeeyyddii..

EEttkkiinnlliikklleerr iiççiinn 220033ssaalloonn vvee 229955 ççaaddýýrraayyrrýýllmmýýþþttýý..

EEttkkiinnlliikk aallaannýýnnýýnn oolluuþþ-ttuurruullmmaassýý iiççiinn 11..990000 iiþþççii

4400 ggüünn bbooyyuunnccaa ççaallýýþþttýý..770000 bbiillggiissaayyaarr vvee

ttooppllaamm 11..000000 kkaaddaarr iinntteerr-nneett eerriiþþiimm nnookkttaassýý oolluuþþttuu-rruulldduu..

3300 ccaaffee,, 1111 eennffoorrmmaass-yyoonn mmeerrkkeezzii,, 44 iillkk yyaarrddýýmmiissttaassyyoonnuu,, 660000 ttuuvvaalleett,,44 yyeemmeekk aallaannýý,, 6600 bbüüffeeoolluuþþttuurruulldduu..

11..550000''ddeenn ffaazzllaa iiþþççiiyyeemmeekk,, ggiiyyiimm vvee ççööppggeerriiddöönnüüþþüümmüü ggiibbiiiiþþlleerrddee ggöörreevv aallddýý..

6699 üüllkkeeddeenn 55..442211ggaazzeetteeccii ffoorruummuu iizzlleeddii..

Rakamlarla DSF 2005

Sosyal forumlar anti-kapitalist hareket vetoplumsal direniþ açýsýndan niçin önemli?