Siyer ve Siyer Yazıcılığı

28
SİYER ve SİYER YAZICILIĞI Prof. Dr. İbrahim Sarıçam

description

"Siyer ve Siyer Yazıcılığı" isimli bu çalışma, Prof. Dr. İbrahim Sarıçam'ın kitabından özetlenerek alınmış ve http://www.e-ilim.com adlı internet sitesi için eklenmiştir.

Transcript of Siyer ve Siyer Yazıcılığı

Page 1: Siyer ve Siyer Yazıcılığı

SİYER ve SİYER YAZICILIĞI

Prof. Dr. İbrahim Sarıçam

Page 2: Siyer ve Siyer Yazıcılığı

Tanım

Siyer: Hz. Muhammed’in biyografisini ele alan eserlerin ve bilim dalının adı.

Sünnet, yol, davranış, durum, hal tercümesi mânâlarına gelen sîrenin çoğuludur.

Siyer, çoğu zaman, savaş menkıbeleri anlamına gelen ve özellikle Hz. Muhammed’in gazvelerini ifade eden el-meğâzî ile birlikte kullanılır.

Meğâzî, akın, saldırı, din uğruna yapılan savaş anlamına gelen ve Hz. Muhammed’in bizzat sevk/idare ettiği savaşları ifade eden gazve (çoğulu gazavât) kelimesi ile aynı kökten türemiştir ve gazve anlamındaki el-mağzâ’nın çoğuludur.

Aynı zamanda siyer, İslam devletler hukukunun da adıdır.

Page 3: Siyer ve Siyer Yazıcılığı

Siyer Yazıcılığının Saikleri, Başlaması ve Gelişmesi

Müslümanlar arasında Hz. Muhammed’in sözlerini ve hayatı ile ilgili bilgileri kayda geçirme düşüncesi İslam tarihinin çok erken döneminde ortaya çıkmıştır.

Çünkü Hz. Muhammed, Kur’an’da örnek olarak takdim edildiği için her alandaki söz ve davranışlarının bilinmesi önemliydi.

Aynı zamanda sonraki kuşaklar onun hakkında bilgi sahibi olmayı arzu ediyorlardı.

Bazı sahabîler siyerle ilgili bilgileri daha Hz. Muhammed’in hayatında toplarken, bazıları da vefatından sonra bir araya getirmişlerdir.

Öyle ki, bizzat kendilerinin birer kitap yazdığı bilinen sahabe sayısının 50’den az olmadığı söylenir.

Sahâbîlerden her biri, bu bilgileri Sahîfe adı verilen bir kitapçıkta toplayıp Tabiîn (müslümanların ikinci nesli) den olan öğrencilerine aktarmışlardır.

Çok sayıda sahabî tarafından derlenen sahifeleri elde eden Tabiîn devrinde, siyer-meğâzînin kaynağı olarak Hz. Muhammed’in sözleri, davranışları ve savaşlarıyla ilgili bilgiler toplanmıştır.

Page 4: Siyer ve Siyer Yazıcılığı

Siyer yazıcılığının bölgesel olarak şumulü

Bir zamanlar Hz. Muhammed’in gerçek hayatının bir bölümüne tanıklık etmiş bulunan Medine şehri, onun vefatının ardından hayatını öğrenme gayretlerinin de bir merkezi haline gelmiştir.

Siyer çalışmaları daha sonra Medine dışında da gerçekleşecek, Irak, Suriye, Mısır, Endülüs, Türk Dünyası, Hint Alt Kıtası ve İran başta olmak üzere İslâm dünyasının hemen her bölgesinde ve ayrıca Batı’da da eserler telif edilecektir.

Page 5: Siyer ve Siyer Yazıcılığı

İlk Siyer-Meğazî müelliflerinin ilgisi

İlk Siyer-Meğazî müellifleri genellikle, Hz. Muhammed’in hayatı ve gazveleriyle ilgili sorulara verilen cevapları içeren kitaplar ve risâleler yazmışlardır. Bu eserlerin hacmi, bazen Hz. Muhammed’in sadece Mekke’deki hayatını veya bir gazvesini içine alacak şekilde küçük, bazen de bütün hayatını ve gazvelerini ihtiva edecek şekilde geniş oluyordu. İlk siyer-meğazî yazarları arasında

Ebân b. Osman, Urve b. Zübeyr, Şurahbil b. Sa’d ve Vehb b. Münebbih bulunmaktadır. Daha sonra meşhur hadis alimi Zührî, Musa b. Ukbe ve İbn İshak, ünlü meğazî müellifleri arasında yer alırlar. İbn İshak’la birlikte sistemli siyer-meğâzî yazıcılığı başlamıştır:

Page 6: Siyer ve Siyer Yazıcılığı

Siyer-meğazî yazıcılığı ve Hadis

Siyer-meğazî yazıcılığı büyük çapta bu ilmin yazılı malzemesi ve vesikaları olan hadislerin toplanmasıyla sıkı sıkıya irtibatlıdır. Bu nedenle siyer-meğâzî çalışmaları hadis edebiyatı ile birlikte gelişmiştir. Yukarıda adları geçen Urve b. Zübeyr ve Zührî aynı zamanda birer hadis âlimi idiler.

Ne var ki, onların meğâzî alanındaki eserleri zamanımıza ulaşmamış, ancak eserlerindeki rivayetlerin büyük bölümü sonraki müellifler sayesinde günümüze kadar gelebilmiştir. Bu rivayetlerden, adı geçen müelliflerin Hz. Muhammed’in hayatını genellikle Kur’an’da çerçevesi çizilen peygamber tasavvuruna uygun, sade, gerçekçi ve abartmalardan uzak olarak ele aldıkları görülmektedir.

Page 7: Siyer ve Siyer Yazıcılığı

İbn İshak

Siyer-meğâzî yazıcılığının gelişmesinde, kendinden sonra gelen bütün siyer ve tarih yazarlarının şeyhi ve pîri sayılan İbn İshak (ö.151/768)’ın önemli yeri vardır. Medine’de hadis, siyer-meğâzî, şiir ve ensâb konularında iyi bir eğitim görmüş olan ve daha sonra Mısır ve Irak’a ilmî seyahatlerde bulunan İbn İshak, Hz. Muhammed’in hayatını ve kişiliğini dünya ve insanlık tarihinin bir parçası, Hz. Âdem’den itibaren gönderilen peygamberlerin devamı ve son halkası olarak ele almıştır. Hz. Muhammed’den önceki dönem, onun hicrete kadarki ve hicret sonrası hayatı olmak üzere el-Mübtede’ ve’l-Meb’as ve’l-Meğâzî adıyla hazırladığı eserin günümüze bazı bölümleri ulaşmış, Süheyl Zekkâr (İbn İshâk, es-Sîre, tah. Süheyl Zekkâr, Dımaşk 1976) ve Muhammed Hamidullah (İbn İshâk, Sîretu İbn İshak, thk. Muhammed Hamidullah, Konya 1981) tarafından yayımlanmıştır. Eserin özellikle İslam öncesi ile ilgili bölümlerindeki bazı bilgiler, kaybolmadan önce ondan istifade eden tefsir ve tarih müellifleri tarafından kitaplarında kaydedilmiştir.

Page 8: Siyer ve Siyer Yazıcılığı
Page 9: Siyer ve Siyer Yazıcılığı

İbn Hişâm

İbn Hişâm (ö. 218/833), İbn İshâk’ın eserini birtakım katkılarla yeniden düzenlemiştir. Eğitimini Basra’da tamamlayan ve daha sonra Mısır’a giden İbn Hişâm’ın Sîretü İbn Hişâm şeklinde kendi adıyla da anılan es-Sîretü’n-Nebeviyye adlı eseri, Hz. Peygamber’in hayatına dair tamamı zamanımıza intikal etmiş en eski kitaptır.

Page 10: Siyer ve Siyer Yazıcılığı

Vâkıdî

Siyer-meğâzî yazıcılığında en az İbn İshak ve İbn Hişâm kadar Vâkıdî (ö.207/822)’nin önemli ve özel bir yeri vardır. Medine’de dünyaya gelip burada eğitimini tamamlayan, daha sonra da Bağdat’a yerleşerek özellikle tarih sahasında önemli eserler veren Vâkıdî, Hz. Muhammed’in yalnızca Medine’deki faaliyetlerini ve özellikle gazvelerini, doğru bir kronoloji ile geniş bir şekilde kaleme aldığı Kitabu’l-Meğâzî adındaki eseri ile ünlüdür.

Page 11: Siyer ve Siyer Yazıcılığı

İbn Sa’d

Vâkıdî’nin öğrencisi ve kâtibi olan İbn Sa’d (ö. 230/845)’la birlikte siyer yazıcılığında farklı ve önemli bir gelişme meydana gelmiş, bir siyer kitabında hangi konuların yer alacağının formatı tamamlanmış, bir başka deyişle siyer yazıcılığı son şeklini almıştır. Basra’da dünyaya gelen ve dînî ilimlerle birlikte Arap dili ve edebiyatı alanında eğitim gören, Mekke, Medine ve Dımaşk’ı da gezen ve daha sonra Bağdat’a yerleşen İbn Sa’d, et-Tabakâtü’l-Kübrâ adlı eserinin ilk iki cildini siyere ayırmıştır. Eserinin Medine dönemine ait kısmı İbn İshak’tan farklıdır. Gelişmeleri kronolojik tarzda değil, İslam’a davet mektupları, Medine’ye heyetlerin gelişi, gazve ve seriyyeler gibi sistematik olarak ele almıştır. İbn Sa’d’ın siyer alanında en önemli özelliği, Hz. Muhammed’in ahlâkî ve beşerî özellikleri, konuşması, yeme içmesi, giyinmesi gibi konulara da yer vermesidir. Dolayısıyla İbn Sa’d’dan itibaren ileride, Hz. Muhammed’in beşerî ve ahlâkî özelliklerini konu edinen şemâil edebiyatında işlenecek konuların siyere girdiği ve bu arada yüceltmeci tavrın da yaygınlık kazanmaya başladığı görülmektedir.

Page 12: Siyer ve Siyer Yazıcılığı

Belâzürî

Hicrî III./mîlâdî IX. yüzyılda Belâzürî (279/892-93), ensâb ve ahbâr üsluplarını birleştirmek suretiyle hazırladığı Ensâbü’l-Eşrâf adlı eserinin birinci cildini siyere ayırmıştır. O, bu ciltte Hz. Muhammed’in ecdâdı hakkındaki bilgileri ve onun peygamberlikten önceki hayatı ve peygamberliği ile ilgili bilgileri naklettikten sonra, İslâm’a karşı çıkan Mekke eşrâfının biyografilerini ve İslâm’ın Mekke dönemini geniş bir şekilde vermekte ve daha sonra da hicretten sonraki hayatını anlatmaktadır.

Page 13: Siyer ve Siyer Yazıcılığı

Genel İslam Tarihlerinin Hz. Muhammed Dönemleri de Önemlidir.

Ya’kûbî Taberî İbnü’l-Esîr İbn Kesîr vs

Page 14: Siyer ve Siyer Yazıcılığı

Doğu İslâm dünyasında siyer yazıcılığında değişim dönemi

M. V. ve VI. yüzyıllarda doğu İslâm dünyasında müelliflerin ilgisi, siyerden ayrı bir kol haline gelen, Hz. Muhammed’in peygamberliğini ispatlamak amacıyla yazılan delâilü’n-nübüvve ile, beşerî ve ahlâkî yönünün ele alındığı şemâil alanına yönelmiştir. Bu meyanda

Ebû Nuaym el-Isfahânî (ö. 430/1038)’nin ve Beyhakî (458/1066)’nin Delâilü’n-Nübüvve,

Tirmizî (279/892)’nin Şemâil’i gibi eserler telif edilmiştir.

Page 15: Siyer ve Siyer Yazıcılığı

Endülüs’te siyer yazıcılığı

M. V. yüzyılda Endülüs topraklarında yaşayan iki ünlü isim siyer alanında da eser vermiştir.

Bunlardan İbn Hazm (456/1064), İbn İshak’tan nakillerde bulunarak Cevâmiu’s-Sîre adlı kısa eserini kaleme almıştır.

Yine Endülüs’teki ilk siyer çalışmalarından birini gerçekleştirmiş olan İbn Abdilber (463/971), İbn İshak’ın eserini esas alarak, Musa b. Ukbe ve Vâkıdî’den de faydalanarak ed-Dürer fî İhtisâri’l-Meğâzî ve’s-Siyer adlı eseri hazırlamıştır.

Endülüs’te Kâdî İyâz (544/1149), büyük ölçüde delâilü’n-nübüvve ve şemâil tarzlarını birleştirerek kaleme aldığı eş-Şifâ adlı eserinde Hz. Peygamber’in yüce kişiliğini ve sahip olduğu özellikleri işlemiştir.

Page 16: Siyer ve Siyer Yazıcılığı

İlerleyen zaman içinde siyer kitaplarında kullanılan malzemede artış

İlerleyen zaman içinde hadis, sebeb-i nüzül, genel tarih ve ensâb edebiyatının gelişmesine, dolayısıyla siyerde kullanılabilecek malzemenin çoğalmasına bağlı olarak siyer kitaplarında kullanılan malzemede ciddi bir artış meydana gelmiştir.

Siyer malzemesinde en fazla genişlemenin de Hz. Muhammed’in nesebi, peygamberlik öncesi hayatı, peygamberliği müjdeleyen peygamberlikten önceki haberler, mucizeleri, fizikî ve rûhî özellikleri alanında gerçekleştiği görülmektedir. Buna paralel olarak, H. VIII./m XIV. Yüzyıldan itibaren yazılan siyerlerin hacmi de gitgide genişlemiştir.

Page 17: Siyer ve Siyer Yazıcılığı

Bu artışa bağlı olarak Siyer yazıcılığı

Kahire’de dünyaya gelen İbn Seyyidinnas (734/1334), İbn İshak’ın eserini örnek alarak, Kütübü Sitte ile diğer hadis kitaplarından, tabakât ve ensâb kitaplarıyla, Musa b. Ukbe gibi eserleri günümüze ulaşmamış siyer kitaplarından istifade ederek Uyûnu’l-Eser fî Fünûni’l-Meğâzî ve’ş-Şemâil ve’s-Siyer adlı eserini kaleme almıştır.

Yine aynı dönemlerde İbn Kayyim el-Cevziyye (751/1350) Hz. Peygamber’in hayatı, günlük yaşayışı ve uygulamalarından çıkarılan dinî, ahlâkî, hukûkî hükümlerin yer aldığı Zâdu’l-Meâd fî Heydi Hayri’l-İbâd adlı eserini yazmıştır.

Page 18: Siyer ve Siyer Yazıcılığı

XV. yüzyıldan XIX. yüzyıla kadar İslam dünyasında Siyer Yazıcılığı

XV. yüzyıldan XIX. yüzyıla kadar İslam dünyasında yukarıda bahsedilen geniş malzemeyi kullanmak suretiyle siyer alanında yapılan kayda değer çalışmalardan bazıları şunlardır:

Kastallânî (923/1517)’nin Hz. Muhammed’in kabrini ziyaret ederek bir süre kaldığı Medine’de duyduğu heyecanla kaleme aldığı el-Mevâhibü’l-Ledünniyye adlı eseri;

Eş-Şâmî (942/1555)’nin Sübülü’l-Hüdâ ve’r-Raşâd fî Sîreti Hayri’l-İbâd adlı geniş eseri;

Page 19: Siyer ve Siyer Yazıcılığı

Devam

Diyarbekrî (990/1582)’nin aslında bir siyer olan ve son kısmına Dört Halife, Emevîler, Abbâsîler, Memlükler, Fâtımîler, Eyyûbîler ve III. Murad’ın tahta çıkışına kadar Osmanlı hakkında çok kısa bilgiler içeren Târihu’l-Hamîs fî Ahvâli Enfesi Nefîs adlı eseri;

Nûreddin Halebî (1044/1635)’nin, İbn Seyyidinnâs ve eş-Şâmî’nin eserlerini kısaltarak kaleme aldığı İnsânu’l-Uyûn fî Sîreti’l-Emîni’l-Me’mûn(es-Sîretü’l-Halebiyye) adlı derleme eseri;

Zurkânî (1122/1710)’nin, Kastallânî’nin el-Mevâhibü’l-Ledünniyye’sine şerh olarak yazdığı Şerhu’l-Mavâhibi’l-Ledunniyye adlı geniş eseri;

Ahmed b. Zeynî Dahlân (1304/1886)’ın Hz. Muhammed’in hayatı, mucizeleri ve hilyesine dair es-Sîretu’n-Nebeviyye ve’l-Asâru’l-Muhammediyye adlı eseri.

Page 20: Siyer ve Siyer Yazıcılığı

Siyer alanında Türkçe olarak yapılan çalışmalar

Siyer alanında Türkçe olarak yapılan çalışmalar bir hayli eskiye dayanır. Bunları

yerli kaynaklar, yani Hz. Peygamber’in hayatını çeşitli perspektiflerden ele alan yerli telifler ve

tercüme eserler olmak üzere iki kısımda değerlendirmek mümkündür.

Page 21: Siyer ve Siyer Yazıcılığı

Klasik Yerli telifler

Eski Yerli telifler arasında, XIV. yüzyılın ikinci yarısında eser vermiş olan ve anadan doğma kör olan Türk müellif ve şairi Darîr’in, Ebü’l-Hasen el-Bekrî ve İbn Hişâm’ın eserlerinden serbest tercüme şeklinde hazırladığı, ileriki yıllarda Türkler arasında okunmuş ve daha sonraki siyerlere örneklik ve kaynaklık etmiş olan Sîretü’n-Nebî adlı eseri,

Yazıcıoğlu Mehmed’in büyük kısmını siyere ayırdığı manzum Muhammediye adlı eseri ve

Süleyman Çelebi’nin Mevlid’i gibi gelenekten gelen eserler önemli yer tutar.

Page 22: Siyer ve Siyer Yazıcılığı

Avrupa’da siyer yazıcılığı

Avrupa’da XVII. yüzyılın ilk yarısında başlayıp, XVIII. Yüzyılda ciddi ilerlemeler kaydeden ve XIX. yüzyılda hızlanarak devam eden İslam araştırmaları çerçevesinde siyer çalışmaları da yapılmıştır. Batıdaki İslam çalışmaları arasında özel olarak XVIII. yüzyılın ortalarından itibaren Hz. Muhammed hakkında yoğun bir şekilde telif edilen kitap sayısı bir hayli fazladır.

Almanca olarak G. Weil’in Muhammed der Prophet, sein Leben, seine Lehre adlı eseri,

J. Fück’ün Muhammad Ibn Ishaq. Literaturhistorische Untersuchungen adlı çalışması bunlardan birkaçıdır.

İngilizce olarak da Sir William Muir’in The Life of Muhammad from Original Sources,

David Samuel Margoliouth’un Muhammad, Alfred Guillaume’ın The Life of the Muhammad,

Montgomery Watt’ın Muhammad at Macca ve Muhammad at Madina adlı çalışmaları önemlidir.

Batıda bu temel biyografi çalışmalarının yanında Hz. Muhammed hakkında halk için yazılmış siyerler de mevcuttur. Bu alanda, son dönemde ünlü mühtedî Martin Lings’in ingilizce The Life of the Prophet Muhammad adlı eseri ve bunun Muhammad, Sein Leben nach den frühesten Quellen adlı Almanca tercümesine kadar geniş bir yelpazede yayımlanmış zengin bir siyer literatürü mevcuttur.

Page 23: Siyer ve Siyer Yazıcılığı

Geleneksel Batı oryantalizminde Hz. Muhammed İmajına Genel Bir Bakış

Geleneksel Batı oryantalizmi İslâm dünyasından farklı olarak Hz. Muhammed’le alakalı farklı bakış açıları geliştirmiştir.

Bazıları onu, daha çok Hristiyanlık ve Yahudilik kaynaklarından faydalanarak kendi toplumunun sorunlarına yerel çözümler üreten bir lider olarak tanımlamış ve onun mesajının mahalli olduğu vurgusunu yapmıştır.

Çoğunluğunu kilise kökenli araştırmacıların oluşturduğu bir grup, Hz. Muhammed hakkında “Hristiyanlığın baş düşmanı”, “şiddet yanlısı”, “şeytanın dostu”, “kötülüklerin kaynağı” gibi tamamen olumsuz ve önyargılı tanımlamalarla, batı kamuoyunu, ona ve onun şahsında Müslümanlara karşı yönlendirmeye çalışmışlardır.

Bir başka grup ise, yaptığı çalışmalarla Hz. Muhammed’in tarihi kişiliğinin var olup olmadığını tartışmaya açmışlardır.

Son olarak, İslam kaynaklarına dayanarak ve bilimsel objektifliğe riayet ederek Hz. Muhammed’i anlamaya çalışan bir grup da sağlıklı tespitlerde bulunmuşlardır.

Page 24: Siyer ve Siyer Yazıcılığı

Osmanlı’nın son döneminde Siyer Yazıcılığı

Osmanlı’nın son döneminde Türkiye’de Celal Nuri’nin, Hz. Muhammed’i bir yandan insanüstü bir varlık olarak gören Müslüman tarihçilere, öte yandan ona düşmanlık besleyen gayri müslim tarihçilere karşı bir duruşla mevcut siyer geleneğinin dışında kaleme aldığı Hâtemü’l-Enbiyâ adlı eseri,

Lütfullah Ahmed’in kronolojik tarzda yazdığı Hz. Muhammed’in Hayatı ve Kurduğu Dinin Esasları adlı eseri kayda değer çalışmalardır.

Page 25: Siyer ve Siyer Yazıcılığı

Günümüzde yerli telif siyerler

Günümüzde yerli telif siyerler arasında M. Asım Köksal’ın kronolojik ve geniş bir şekilde kaleme aldığı İslam tarihi adlı eseri gibi bilimsel metotla yapılan çalışmalar

Ahmet Cemil Akıncı’nın Kâbe’den fışkıran Nur, Sevgili Peygamberimiz

Mustafa Necati Bursalı’nın Alemlere Rahmet Hz. Muhammed Aleyhisselam adlı popüler eserleri,

Şîa’nın siyere bakış açısını yansıtan Abdülbaki Gölpınarlı’nın Hz. Muhammed ve İslam adlı eseri,

Ragıp Akyavaş’ın Hz. Muhammed’in Hayatı gibi asker kökenli yazarların kaleminden çıkan Hz. Muhammed biyografileri,

İbrahim Sarıçam’ın Hz. Muhammed’in gazveler dışındaki faaliyetlerine ve mesajına geniş yer ayırdığı ve ayrıca harita, kroki ve resimlere yer verdiği Hz. Muhammed ve Evrensel Mesajı adlı eseri ve bunların yanısıra çok sayıda siyer mevcuttur.

Page 26: Siyer ve Siyer Yazıcılığı

Ülkemizde yabancı dillerden yapılan siyer tercümeleri geniş bir yelpazeye sahiptir.

Molla Miskin (907/1501)’in Meâricü’n-nübüvve fî medârici’l-fütüvve adlı Farsça eserinin tercümesi olan ve mütercim Altıparmak Mehmet Efendi(1033/1623)’nin adına nispetle Altıparmak olarak tanınan eser klasik dönemde yaygınlık kazanmıştır.

Klasik ve modern Arap yazarların siyerlerinin tercümeleri bu çerçevede ciddi yer tutar. Klasik eserler arasında İbn İshak, İbn Hişâm ve İbn Kayyim el-Cevziyye’nin eserlerinin tercümeleri önemlidir.

Modern Arap yazarların siyerlerinin tercümeleri arasında, M. Said Ramazan el-Bûtî’nin Fıkhu’s-sîre,

Ebû Zehre’nin Son Peygamber Hz. Muhammed, Münir Muhammed Gadbân’ın Nebevî Hareket Metodu, İzzet Derveze’nin Kur’ân’a göre Hz. Muhammed’in Hayatı, M. Hüseyin Heykel’in Hz. Muhammed Mustafa, Muhammed Gazzâlî’nin Fıkhu’s-Sîre, Abdurrahman Şarkavi’nin Özgürlük Peygamberi Hz. Muhammed, İmadüddin Halil’in Muhammed Aleyhisselâm gibi siyerler sayılabilir.

Page 27: Siyer ve Siyer Yazıcılığı

Hint alt kıtası Müslüman yazarlarının eserleri ile modern Fars yazarlarının siyerleri

Hint alt kıtası yazarlarından Mevlânâ Şiblî’nin Asr-ı Saadet,

Mübârekfûrî’nin Peygamber Efendimiz, Hayatı ve Daveti,

Nedvî’nin Rahmet Peygamberi, Afzalurrahman’ın Sîret Ansiklopedisi, Muhammed Hamidullah’ın İslâm Peygamberi modern Fars yazarlarından Ali Şeriati’nin

Muhammed Kimdir? adlı eseri

Page 28: Siyer ve Siyer Yazıcılığı

Ülkemizde Avrupa’da kaleme alınan bazı siyerlerin çevirileri

Leone Caetani’nin İslam Tarihi, John Davenport’un Hz. Muhammed ve Kur’an-ı Kerim, R. V. C. Bodley’in Tanrı Elçisi Hz. Muhammed, Maxime Rodinson’un Hz. Muhammed, Carlyle’in Peygamber Kahraman Muhammed, Auguste Babel’in Hz. Muhammed ve Arap Kültürü, Montgomery Watt’ın Hz. Muhammed Mekke’de, Anne-Marie Delcambre’nin Allah’ın Rasulü Hz.

Muhammed gibi oryantalistlerin eserlerinin tercümeleri Martin Lings’in Hz. Muhammed’in Hayatı gibi

mühtedilerin siyerleri.