SEVGİ YUVASI

32
EĞİTİM VE KÜLTÜR DERGİSİ SAYI:3 YIL: 3 “GENÇ YÜREKLER,YENİ ÜMİTLER” KARAKOÇAN YATILI BÖLGE ORTAOKULU 2013

description

SEVGİ YUVASI

Transcript of SEVGİ YUVASI

Page 1: SEVGİ YUVASI

Sevgi YuvasıE Ğ İ T İ M V E K Ü L T Ü R D E R G İ S İ SAYI:3 YIL: 3

“GENÇ YÜREKLER,YENİ ÜMİTLER” KARAKOÇAN YATILI BÖLGE ORTAOKULU 2013

Page 2: SEVGİ YUVASI

AKDAĞ KIRTASİYE

KIRTASİYE ÜRÜNLERİNDE KALİTENİN ÖNCÜSÜ AKDAĞ KİTAP& KIRTASİYE

M.ALİ AKDAĞTEL:711 25 55 CEP:0532 665 52 08

Page 3: SEVGİ YUVASI

İÇİNDEKİLER EDİTÖRLERDENDeğerli okuyucularımız,

Sizlere bahar tazeliğinde, güneş sı-

caklığında, gökkuşağı renginde, buran

buram sevgi kokan selamlarla merha-

ba diyoruz. Bu yıl SEVGİ YUVASI adlı

dergimizin üçüncü sayısı ile karşınız-

dayız. Önceki sayılarda olduğu gibi

bu sayımızda da sayfaları karıştırırken

sevgi izleri ile karşılaşacaksınız. Biraz

eğlenecek, biraz düşünecek biraz da

hüzünleneceksiniz belki. Büyükleri-

mizden öğrendik söz uçar yazı kalırmış.

Sözlerimiz, sevinçlerimiz, üzüntüle-

rimiz uçup gitmesin diye sizlerle yazılı

olarak bir şeyler paylaşmak istedik.

Her şeyin hızla değiştiği bu dünyada

geriye dönüp baktığımızda tebessüm

edebileceğimiz anılarımız olsun istedik.

Annelerimiz, babalarımız tanıdıklarımız

sesimizi duyabilsinler diye, onlar da

SEVGİ YUVASI’ndan paylarına düşen

sevgiyi alabilsinler istedik. Bu dünyada

kalıcı olan sevgidir. Hep seven ve se-

vilen olmaya çalışalım. Bahara benzer

bir hayat yaşamanız temennileriyle

Selamlar…

HERŞEY SEVGİ İLE YEŞERDİ.

KAYMAKAMIMIZ İLE RÖPORTAJ

SEVGİ YUVASI SEVENLERİNE

ANNE VE BABALARDAN ÇOCUKLARA

GÖNÜLLERİN İLACI SEVGİ

OKULUMUZDA YAŞAM

SINIF RESİMLERİ

ÖĞRENCİLERİN KALEMİNDEN

BAŞARILARIMIZ

SANATSAL ÇALIŞMALAR

OKUL ADINA DERGİ SAHİBİCemil ÇİFTCİ

GENEL YAYIN KURULUAkif SEVER

Savaş KARAYOKUŞ

Oktay KAÇTI

TYunus KURTOĞLU

BEYİN Mİ BİLGİSAYAR MI?

ASARIM

EĞLENELİM-GÜLELİM

1

Page 4: SEVGİ YUVASI

1-Sayın kaymakamım öncelikle bize kendinizi kısaca tanıtır mısınız? 1980 yılında Ankara Çamlıbel’de doğdum. Çocukluk yıllarımı ve öğrenim hayatımı Anka-

ra’da sürdürdüm.Gazi Üniversitesi Kamu Yönetimi bölümünü bitirdim. 2003 yılında mezun ol-

dum. 2004 yılında Kaymakam olarak atandım.

Evli ve bir çocuk babasıyım.Eşim öğretmen

olarak görev yapmaktadır.

2-Kaymakam olarak ilk atamanız gerçekleştiğinde neler hissettiniz? Atanmadan önce zorlu bir süreç yaşanıyor.

Kamu personeli seçme sınavında, yüz elli bin

kişi içinde ilk bin kişi arasına girmek gerekiyor.

İlk bine girebilirseniz kaymakamlık yazılı sınavı-

na girmeye hak kazanıyorsunuz.Yazılı sınavdan

sonra ilk iki yüze girerseniz mülakata hak ka-

zanıyorsunuz. Kısacası yedi sekiz ay gibi yoğun

bir çalışma sürecinden sonra bu yazılı sınavlar ve

mülakatlardan geçerek atanıyorsunuz.Bu sınavlardan başarılı olmam, ailece bizi ne kadar mutlu

etsede, yakın bir arkadaşımın kazanamaması içimde bir burukluk yaratmıştı. Vatana ve Millete

hizmet etmeye vesile olacak bir meslek olduğu için mutluyduk.

3-Kaymakam olmaya ilk ne zaman karar verdiniz, bu kararda ne veya kim etkili oldu? İdareci konumunda çalışacağım bir bölüm seçmek istiyordum. Üniversite sınavını ka-

zandığımda ayrıca başka sınavlardan da başarılı olmuştum. Tercihlerim arasında da işletme,

hukuk, kamu yönetimi gibi bölümler vardı.(Sınav sisteminden kaynaklı olarak bunlardan kamu

yönetimi bölümünü tercih ettim.) Bu bölümlerden kamu yönetimi bölümüne yerleştim. Kamu

yönetimi bölümünü okuyanların Kaymakam olacağını öğrendikten sonra, ilk defa o zaman

kaymakamlık mesleğiyle tanışmış oldum.İlçede yaşamamış olmam ve büyükşehirde de bu

meslekle karşılaşmadığım için kaymakamlık mesleği hakkında net bir bilgim yoktu.Fakat insan-

lara daha faydalı bir görev olduğu için tercihimi kaymakamlıktan yana kullandım.

4-Sayın kaymakamım, kaymakam olmasaydınız başka hangi mesleği yapmak isterdiniz? Öğretmen olmak isterdim.İnsanlarla iyi iletişimi olan, yardım ve sorunları çözen, kişilere

sorumluluk bilinci kazandıran bir branş olduğu için; Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık öğret-

meni olmak isterdim.

İLÇE KAYMAKAMIMIZ SAYIN KEMAL ATASOY

İLE RÖPORTAJIMIZ

2

Page 5: SEVGİ YUVASI

5-Kaymakam olmanın zorlu ve keyifli yanlarından bahseder misiniz? Örneğin, sürekli şe-hir ve ilçe değiştirmek zorunda kalabilirsiniz.Bu sizce zorlayıcı mı;yoksa keyifli bir durum mu? Mesleğimin dokuzuncu yılında yedi görev yeri değiştirdim.Tam olarak insanlara, coğrafyaya

ve kültüre alışıyorsunuz, yeni dostluklar ediniyorsunuz, çalışmalar ve projeler geliştiriyorsunuz

derken; oradan da ayrılıyorsunuz ve bu kolay bir durum değil. Bu görevin en güzel yanı Tür-

kiye’nin değişik yerlerini görüyorsunuz, yeni insanlar tanıyorsunuz ve o, bölge insanlarının

ihtiyaçları hakkında bilgi ediniyorsunuz.Çünkü; halk orada devlet olarak sizi görüyor. Her türlü

istek ve taleb size geldiği için onların hepsini bir potada toplayıp çözümler üretiyorsunuz.

6-Karakoçan’a geldiğinizde acil halledilmesi gereken ne gibi sorunlarla karşılaştınız? Özellikle köylerimizin yol ve alt yapı

problemleri ile karşılaştık. Önceliğimizi de

buna verdik. Bunun yanında sosyal aktivi-

telerin eksikliğini gördük.Bu amaçla Kalecik

Barajına ve Golan Kaplıcasına yönelik pro-

jeler geliştirdik.Bir de yeni bir mesire alanı

çalışmamız var.Eğitim öğretim hizmetleri ile

ilgili olarak ilçemizde bir Endüstri Meslek Lise-

si ihtiyacımız olduğunu gördük.Ayrıca Türki-

ye Odalar veBorsalar Birliği tarafından İmam

Hatip Lisesi yapılmasına karar verildi.Meslek

Yüksek Okulunu da en kısa zamanda açılması

konusunda çalışmalarımız devam ediyor.Sağlık

hizmetleri konusunda daha kapasiteli hastaneye ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum.

7-Karakoçan ve okulumuz hakkındaki düşünceleriniz nelerdir? Yiboları çok seviyorum; öğrencilerinin evden uzak olması dolayısı ile sevgiye ve ilgiye

daha muhtaç olduklarını düşünüyorum.Geleceğimize yön verecek çocukların iyi bir eğitim

almaları gerekiyor.Karakoçan coğrafi ve kültürel olarak çevresindeki yerleşim yerlerinden

renkler taşımaktadır.Tarihi ve doğal güzellikleri olan bir ilçe.Düzenlenecek çeşitli aktivitelerle

bunlar tanıtılarak sergilenebilir.

8-Son olarak bu röportajı okuyan değerli okurlarımıza neler söylemek istersiniz? Genel okuyucu kitlesi öğrenci olduğu için öğrencilere bol bol kitap okumalarını tavsiye

ederim.Daha güçlü bir Türkiye için,kendinizi geleceğe hazırlamalı ve geliştirmelisiniz.

Bizlere vakit ayırıp bu güzel röportajı verdiği için

Sayın kaymakamımıza teşekkür ederiz.

3

Page 6: SEVGİ YUVASI

Sevgi YuvasıSevenlerine

Yatılı bölge ortaokulu olarak uzun süren bir aranın ardından, yeniden can

verdiğimiz ve “Sevgi Yuvası” adı ile sizlere ulaştırdığımız dergimizden büyük mutluluk ve gurur duyduğumu belirterek tüm okuyucularımıza merhaba diyo-rum. Üç yıldır çıkarttığımız “Sevgi Yuvası” ile birlikte bütün çalışmalarımızda nihai amacımız; çocuklarımızı “Milli Eğitiminin” temel amaçları doğrultusun-da, dünü bu günü ve geleceği sevgi ile bütünleştirebilen, kendisi ve çevresiyle barışık, farkındalıkları yüksek, milli, manevi ve evrensel değerleri kaynaştırabi-len, kendini ifade edebilen, anlayan-sorgulayan-anlatan-çözüm geliştiren ve bu çözümleri uygulayabilen bireyler olarak yetiştirip bir üst öğrenime hazırlamak olmuştur. Amacımıza hizmet eden pek çok kültürel, sanatsal ve sportif faaliyeti bir-likte üretip, donanım ve alt yapı çalışması yapmış bulunmaktayız. Elinizde tut-tuğunuz dergimiz de bu çalışmaların hem süreci hem de ürünüdür. Dergimizin hazırlanması ve basımında emeği geçen bütün öğrencilerimiz, öğretmen arkadaşlarımız ve okul-aile birliği yönetim kurulu üyelerimize ve siz değerli okuyucularımıza sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum.

Okumadan geçen üç günden sonra konuşma tadını kaybeder.

Cemil ÇİFTCİOkul Müdürü

4

Page 7: SEVGİ YUVASI

Öğretmenlik insanlık tarihinin en anlamlı ve ölümsüz mesleğidir. Ürünü in-san olan ve başlı başına bir amaç olmaktan öte, bizleri yüce gayemize ulaştıran bir vasıta olarak görüyorum öğretmenlik mesleğini. Öğretmenin vazifesi, gücü nispetinde erdemli toplum gayretine katkı sağla-maktır. İnsan yaratılmışların en seçkini, en donanımlısı, en bilinçli olanı; ama aynı zamanda en vahşi, en acımasız, en anlaşılmaz davranışların da sahibi. Onun için insan hayatında eğitim; davranışları doğru yönlendirmede ve diğer hemcinslerinin haklarına müdahele edilmesinin engellenmesinde birinci derecede etkilidir. Öğret-men işlevini yerine getirirken bu önceliği asla ihmal etmemelidir. “Bir insanı kötülüklerden alıkoyup iyiliğe sevk etmek, üzerine güneşin doğduğu her şeyden daha hayırlıdır” sözü icra ettiğimiz mesleğin ne kadar onurlu ve yüce bir gayeye hizmet ettiğini göstermesi bakımından anlamlıdır. Kadim değerlerin günübirlik çıkarlara feda edildiği günümüzde bu kutlu sanatı en güzel biçimde icra etmek durumundayız. Bunun için de heyecanımızı diri tut-malı ve ideallerimizi yeniden kuşanmalıyız. Karşı karşıya kalacağımız bütün durum ve şartları aşarak ruhumuzu her

şartta diri kılarak başarıya ulaşabiliriz. Hayatın taşıyıcı uğraşlarını soylu bir sadelikle, bir yürek soyluluğu içerisinde yoğun bir sabırla sürdür- meliyiz. Kazanılması gereken asıl büyük servet; para, şöhret ve makamdan öte erdem ve bilgeliktir. Yüreğimizi, ruhumuzu en büyük erdemlerle tezyin ve teçhiz etmeli ve bu amaçlarımızdan vazgeçmeden yolumuza devam etmeliyiz. Evrensel medeniyet kulesi de hiç şüphesiz bu onuru taşıyan feda-kâr ve cefakâr öğretmenlerimiz sayesinde yükselecektir.

İZ BIRAKANLAR

İbrahim Halil ÇELİK

Sarıcan İ.Ö. Müdür Yardımcısı

5

Page 8: SEVGİ YUVASI

Hayat her şeydir. Hayat, her şeyin içinde olduğu BİR şeydir. Hayat, bir bebeğin ağlayarak dünyaya merhaba demesidir. Hayat, minik bir kalbin anne kucağında sevgiye doymasıdır. Hayat, bir çocuğun kaybettiği oyuncağıdır. Hayat, kan ve barut kokan topraklarda öksüz ve yetim kalan gözü yaşlı bir çocuğun titreyen bedenidir. Hayat, her şeye rağmen bir çocuğun yanaklarından öpebilmektir. Hayat , bir babanın çocuğunu sardığı güçlü kolları ve eve götürdüğü sıcak bir ekmektir. Hayat, fakir bir ailede pişen akşam yemeğidir. Hayat, üşüyen sokak çocukları için doğan güneştir. Hayat, bir civcivin kabuğunu kırması ve ya bir köpeğin kediye merhametidir. Hayat, bir yaprağın yeşermesi, başka bir yaprağın sararmasıdır. Hayat, yağmurda ıslanmak belki de kardan da olsa ADAM yapmaktır. Hayat, Ferhat olup dağları delmek, Mecnun olup çölleri aşmaktır. Hayat, sevenin sevdiğinin ellerinden tutabilmesidir. Hayat, baharda filizlenen taze bir çiçektir. Hayat, bir damlada deryayı görebilmektir. Hayat, hayatta hep iyi şeyleri örnek alabilmektir. Hayat, doğru yolu öğrenmek ve öğretebilmektir.

Akif SEVER TÜRKÇE ÖĞRETMENİ

HAYAT NEDIR?

6

printeryazıcıperspektifbakış açısımonotontekdüze bye bye-

hoşçakalfast foodhazır yiyecek cvözgeçmiş

antipatiksevimsiz

maile-posta mausfarefull timetam gün laptopdizüstüdownload etmekindirmek adapte olmak uyum sağlamak

start almakbaşlamak spontanekendiliğindensave etmekkaydetmek

pesimistkaramsar

Hangisi Bizim? Hangisi Bizim?Hangisi Bizim?

Page 9: SEVGİ YUVASI

Son günlerde herkes, bir, hatta birkaç dil öğrenme derdine düşmüşken sen öylece oturuyor musun?Eğer kendini geliştirmek ve iyi bir işi garan-tilemek istiyorsan işte sana dil öğrenmenin püf noktaları…Ayrıntıları kaçırma!Öğretmenin vurgu yaptığı yerlere dikkat edip, not tutmalısın. Bunun için de dersi pür dikkat dinlemen gerekir. Senin için önem-li gördüğün yerleri defter ya da kitabına yazabilirsin. Her şeyi öğretmenden bekle-meyin.:)Tekrar et!Her gün eve gittiğinde mutlaka o gün öğren-diklerini tekrar et. Böylece öğrendiklerini pekiştirebilir, anlamadığın noktaları not alabilir ve öğretmenine henüz bilgilerin tazeyken sorularını yöneltebilirsin.Cümleler kur!Öğreneceğin dilin bütün kelimelerini kası sürede tabii ki ezberleyemezsin. Ama kelime hazineni geliştirmek için de elinden geleni yapmalısın. İlk adım, öğrendiğin yeni kelimel-erle cümle kurmak.Sormaktan çekinme!Öğrenme aşamasında, bazen konuyu anlam-aman çok normal. Bu tip durumlarda senden başka kimsenin anlamadığına dair çıt çık-mıyorsa, kendini aptal gibi hissetme. Hemen parmağını kaldır ve anlamadığın yeri sor.Yanlış yap!Pratik yapmak, öğrenmek için en önemli adım. Bu yüzden kesinlikle ‘yanlış yapacağım.’ diyerek utanıp çekinme. Bilmediğin kelime-ler olsa da, derste çat pat konuşmaya çalış. Unutma, ilk etapta derdini anlatman önemli!

Deneme sınavlarındaki yanlışlarından ders çıkar ki aynı hataları sınavda da tekrarlama-yasın.Okumanı geliştir!Okuma becerini geliştirmek için yabancı dergi ve gazeteleri oku. Böylece, bir yandan o ülkenin dilini öğrenirken, bir yandan da kültürünü öğrenebilirsin.Yaz, yaz, yaz!Öğrendiğin dilde günlük yazmak, okuduğun bir kitabın özetini çıkartmak veya seyret-tiğin bir filmi yorumlayarak yazmak, dilini geliştirmene yardımcı olacaktır.İzle, dinle!İmkanın varsa mutlaka yabancı kanalları izle. Ayrıca, DVD’de film izlerken dilini seçme şansın bile var! Yabancı müzik din-lemeyi de ihmal etme. Doğru düzgün bir şey anlayamıyor musun? Korkma, bu sorunu yaşayan yalnız sen değilsin! Zamanla ku-lağın alışacak ve bir süre sonra pek çok şeyi anladığın fark edeceksin. Hem bu aksanının gelişmesine de yararlı olacak!Sürekli sözlük kullanma!Yabancı dili öğrendikçe yavaş yavaş sevi-yene göre kitaplar okumaya başla. Yalnız, bilmediğin kelimeler için her seferinde sözlük açmak yerine, cümlenin gidişatından ne demek olduğunu çıkarmaya çalış. Sürekli sözlükten bulmaya çalışmak, kısa süre sonra canı sıkacağı gibi keyifli bir okuma seansını da kâbusa dönüştürebilir.

YABANCI DıL ÖgRENME TAKTıKLERı

İlerlememek, gerilemektir. Her

günün dünden daha iyi olduğu,

keyifli günler dileğim.

Mehtap DAĞLI(İNGİLİZCE ÖĞRT.)

7

Page 10: SEVGİ YUVASI

Sadece bu sabah için,içimden ağlamak geldiği halde yüzünü gördüğümde gülümseye-ceğim. Sadece bu sabah için,ne giymek istediğinin seçimini sana bırakacağım ve gülümseyerek ne kadar yakıştığını söyleyeceğim. Sadece bu sabah bulaşıkları lavaboda bırakıp bulmacanın nasıl çözüldüğünü bana öğretmeni isteyeceğim. Öğleden sonra telefonun fişini çekip bilgisayarı kapatacağım ve arka bahçede oturup seninle köpükten balonlar uçuracağım. Bu öğleden sonra dondurma arabası için çığlıklar attığında sana hiç kızmayacağım ve gelirse bir tane alacağım. Bu öğleden sonra seni ilgilendiren konularda ikinci bir düşünce üretmeyeceğim. Bu öğleden sonra kurabiye pişirirken bana yardım etmene izin vereceğim ve tepende dikilip düzeltmeye çalışmayacağım. Bu gece seni kollarımda tutacağım ve nasıl doğduğunu,seni ne kadar çok sevdiğimi anlata-cağım. Bu gece küvette suları sıçratmana izin vereceğim ve sana hiç kızmayacağım.

Bu gece geç saate kadar oturmana ve balkonda oturup yıldızları saymana izin vereceğim. Bu gece yanına uzanıp en sevdiğim TV programını kenara bırakacağım. Bu gece sen dua ederken parmaklarımı saçlarında dolaştırıp bana en büyük armağını için Allah’a şükredeceğim. Kayıp çocuklarını arayan anne ve babaları düşüneceğim. Yatak odaları yerine çocuklarının mezarlarını ziyaret edenleri ve hastane odalarında donuk bakışlarla, daha fazla içlerinde tutamadıkları çığlıklarıyla hasta çocuklarını seyreden anne babaları düşüneceğim. Ve bu gece yanağına iyi geceler öpücüğü kondurduğumda seni biraz daha sıkı ve biraz daha uzun tutacağım kollarımda. Allah’a senin için şükredip seni bana bağışlaması için yalvaracağım.

ANNE VE BABALARDAN ÇOCUKLARA

8

Page 11: SEVGİ YUVASI

Saklanmış her olay mürekkebindeKitaplarım! Sorarım size

Nasıl yer edindiniz gönlümde?

Tüm ışıklar sizde mi olur?Bitmemiş her cümle sizde mi son

bulur?Hadi aydınlatın dünyamı

Sayfalarınızda insan huzur bulur

Kitapsız, susuz çöl gibiyimSüte muhtaç bebek gibiyim

Her insan muhtaç sizeBana da biraz bilgi versenize

Sahra NUR

NE ÇOK ŞEY VAR SENDE?

Dostumuzdur kitap bizimOkudukça dünya bizimBoş oldukça oku onu

Yalnız bırakma dostunu

Aç ilk sayfasınıGözlerin parlayacakOkudukça kitaplarını

İçin ferahlayacak

Kitaptır en güzel şey Okuyunca anlarsınSakın atma yerlereYoksa yalnız kalırsın

GÜLB

AH

AR

ELGİ

N

KİTAP

Kitap insanı aydınlatırKonuları güzel güzel anlatır

Kitap bilginin yoluÇok güzel anlatılmış her konu

İnsan kitap okumalıAlim,bilgin olmalı

Kitap olamayan canGeri kalır her zaman

Kitap ilmin yoluOkuyan bilgin oldu

Kitap karanlığın sonuOkumayan cahil oldu

KİTABIM

Bünyamin A

hmet PO

LAT

Üzüntüyü acıyı bir yana bırakHayata hep iyi yönden bakGeçmişi bırak geleceğe bakBöylece gönlün kalmaz hiç

kurakHayattan vazgeçme, mutlu

olmayı deneMutluluğu beklemeye ömür

yeter mi senceAn bu andır yaşa keyfince

Mutluluk seve seve gelir sen isteyince

MUTLULUK

Berdil OĞUR

ÖGRENCILERIN KALEMINDEN

9

Page 12: SEVGİ YUVASI

Sevgi, Allah’ın insanlara verdiği en büyük nimetlerden biridir. Allah, insan fıtratını sevmek-

ten, sevilmekten , dostluktan ve yakınlıktan hoşnut olacak şekilde yaratmıştır. Sevgisiz bir hayat

düşünülemez. Sevgiyi istemeyen ve ona ihtiyaç duymayan bir canlı da düşünülemez. Sevgi topluma

huzur ve kardeşliği getiren birleştirici bir unsurdur. Kur’an-ı Kerim’in birçok ayetinde Yüce Allah

kalplerin sevgiyle birleşmesi gerektiğine değinmiştir.

Peygamber Efendimiz (s.a.v) bir hadisinde “Allaha yemin ederim ki siz iman etmedikçe cennete

giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olmazsınız.” buyurmuştur. Yine başka bir hadis-

inde “Birbirinize sırt çevirmeyiniz. Birbirinize kin tutmayınız. Birbirinizi kıskanmayınız.

Birbirinizle dostluğunuzu kesmeyiniz. Ey Allah’ın kulları kardeş olunuz.” buyurmuştur. Görüldüğü

gibi Allah için birbirini sevmenin iman alameti olduğunu Peygamberimiz bize bildirmektedir.

İnsanoğluna sevgi doğuştan verildiği için sevmek için bahaneler arar. Çünkü sevgi su,hava,toprak

kadar hayati bir ihtiyaçtır.Sevgi olmazsa dünyanın düzeni bozulur.Nasıl mı ? Başta Cenabı Hak (c.c)

yarattığı kulları sevmeseydi kulların bunca isyanına katlanmaz asi oldukları anda bütün kullarına çok

çetin azaplar verirdi. Bunca verdiği nimetlere karşılık olarak kulların daima kendisine isyan etme-

sine rağmen, onların rızıklarını kesmiyor, onlara bol nimetlerle karşılık veriyor.

Yine Cenabı Hak (c.c) dünya düzeninin devam edebilmesi için bütün canlılara sevgisinden

vermiştir. Bir delikanlı ve bir genç kızın aralarında sevgi bağı olmasa birbirlerine ayak bağı olacak

birbirlerinin özgürlüklerini kısıtlayacak olan evliliği gerçekleştirirler miydi? Birbirlerini hiç tanımayan

iki yabancı bir yastığa baş koyarlar mıydı? Kadın gece gündüz durmadan usanmadan kocasına hizmet

eder miydi? Erkek akşama kadar çalıştığı ve kazandığı parayı karısına harcar mıydı? Eğer Allah onlara

evlat sevgisi vermeseydi binbir zahmete katlanıp çocuk yetiştirirler miydi? Eğer evlatlara ana baba

sevgisi vermeseydi yaşlı olan ana babaya evlat hiç bakar mıydı? İşte neslin devamı için Allah(cc) İn-

sanlara karı koca, evlat, ana- baba sevgisi vermiştir ve bunlar birbirlerini menfaat için değil karşılıksız

severler.

Peygamber Efendimiz’in bir hadisinde belirttiği gibi Müslümanlar bir vücudun azaları gibi

olmalıdırlar. Nasıl insanın bir eli diğer eline rekabet etmez, bir gözü bir gözünü eleştirmez, kalb ruhun

ayıbını görmez, birbirinin noksanını tamamlar, kusurunu örter, ihtiyacına yardım ederse bizler de

birbirimizle rekabet etmemeli, birbirimizin önüne geçmeye çalışmamalı, birbirimizin kusurunu görerek

eleştirmemeliyiz. Hakiki bir dayanışma ve birlik içinde olmalıyız. Birbirimizi her zaman iyiliğe teşvik

edip, kötülükten sakındırmalıyız. Gönlümüz sevgi ile dolu olmalıdır. Kin ve düşmanlığa kalbimizde

zerre kadar yer vermemeliyiz.İşte o zaman insanların gönüllerine hiç solmayacak sevgi tohumlarını

ekebiliriz.

Aç herkese açabildiğin kadar sîneni, ummanlar gibi olsun! İnançla geril ve insana sevgi duy; kalmasın alâka duy-

madığın ve el uzatmadığın bir mahzun gönül..!

GÖNÜLLERİN İLACI SEVGİHilal VAROL

(DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ ÖĞRT.)

10

Page 13: SEVGİ YUVASI

Masa başında, evde, okulda, metroda teknolojinin eskimeyen yüzü internet her an

elimizin altında. Bir ‘tık’la dünyayla kesintisiz iletişime giriyor, oturduğumuz yerden tüm ih-

tiyaçlarımızı giderebiliyoruz. Dünya artık küçük bir köy, bizler o köyün yeni sakinleri.

Bilgi çağının olmazsa olmazlarından internet; bilimsel araştırma yapmaktan iletişime, alışverişten

fatura ödemeye kadar hayatımızın her alanında. Sanal dünya kendi kültürünü, dilini ve ahlâkını

oluşturma çabasında. Haliyle bu da kültürel değişime kapı aralıyor. Bu dünyada yaşayanlara ‘in-

ternet sakinleri’ desek tuhaf kaçmaz sanırım! Zira insanlar yüz yüze görüşmek yerine internetten

görüşmeyi tercih ediyor. Yeri geliyor eşler dahi bu şekilde haberleşiyor. Çocuklar da sanal dünya

ile çok erken tanışıyor. Henüz “anne-baba” diyemeden ellerine mouse veriliyor: “Oğlum al bir

de sen tıkla!” İnsanların birçoğu artık zamanının büyük bir

kısmını bilgisayar başında geçiriyor. Tabii bu durum birçok

sıkıntıyı da beraberinde getiriyor. Şiddet, kumar, nefret

söylemleri sosyal ağlar aracılığıyla kolaylıkla yayılabili-

yor. Bu da toplumu en çok da gençleri tehdit ediyor.

Yeri geliyor Cumhubaşkanı’na tweet atıp istekleri-

mizi iletiyor, yeri geliyor dünya liderleriyle me-

sajlaşıyoruz. Tüm bunlar şu soruyu gündeme getiri-

yor: “Teknolojiye evet; ama nereye kadar?” Zira artık

internet amacı dışında kullanılabiliyor. Öyle ki in-

sanlar sanal ortamda rahatlıkla kimliklerini gizle-

yip birbirini tehdit edebiliyor, bilgisayar korsanları şifre-

leri ele geçirip kişisel bilgilerimizi kötü niyetli kullanabili-

yor. Paylaştığımız fotoğraflar bile istemediğimiz yerlere ulaşabili-

yor. Peki, bu çetrefilli dünyayı keşfederken zarar görmeden nasıl yürüyeceğiz?

Psikiyatrist Tarhan, bu noktada amaca yönelik kullanımın gerekliliğine dikkat çekiyor: “İnterne-

tin başında olan kişinin bir amacı varsa ve bu durum işiyle ilgiliyse saatlerini geçirebilir. Amaca

yönelik değil de ekran karşısında her önüne çıkanla ilgileniyorsa bu sağlıklı bir hal değil. Böyle

durumlarda internet kişiyi yönetir. Çünkü önüne çıkan habere ya da görsele takılıp sanal âlem-

de sürüklenebilir.” İslâm dini de israfın her çeşidini yasaklıyor. İnsanın ömrünü-vaktini boş,

faydasız ve gelişigüzel şeylerle zayi etmesine yani zaman israfına müsaade etmiyor. Zaman,

sahip olduğumuz en kıymetli sermayemiz. Kıymet bilip, dolu dolu geçirmek de kendi elimizde.

İnternette Çevrimiçi Hayatta Çevrimdışı

11

ÜÇ ALTIN KURAL• Çocuk internetle ne kadar geç tanışırsa o kadar iyi.

• Sanal ortamda ebeveyn rehberliği şart.• Zararlı sitelere filtre konulmalı.

Yunus KURTOĞLUBilişim Teknolojileri Rehber Öğretmeni

Page 14: SEVGİ YUVASI

Öğretmenlik mesleğimin ilk yılı idi. Bu hayatta üstlenilebilecek

en kutsal görevi üstlenmiş ve doğunun ez zor şartlarını taşıyan

ancak insanların hayata umutla bağlandığı bir köyde buldum ken-

dimi. İl emrine atandıktan sonra kura ile yerlerimizi kendi elimizle

çekmiştik. Ben kendi kuramı çektiğimde bana ‘’ilk görev yerin

Mollaşakir (Botan) köyü ‘’denildi. O an salonda bir sessizlik ve

sonrasında bir uğultu… Acaba ne oldu diye kulak verdiğimde ‘’de-

likanlıya yazık’’ ,’’köye gitti mi dört ayda çıkmaz’’ , ’’bari tedbirli

gitse ilaç vs. tedarikli gitse’’, ‘’ben olsam gitmezdim’’… Devam

edip gidiyor bu uğultular. Tabi ister istemez etkileniyor insan,

düşüncelere dalmış, sahneden inip salonun en arkasına kadar git-

miş orada boş bulduğum bir sandalyede oturmuştum. Bir sesle irkildim ‘’delikanlı bir görev için önemli

olan kış şartları, ya da köyün uzaklığı veya bazı riskleri taşıması mıdır? Başımı kaldırdığımda yanımda

oturan bir beyefendinin olduğunu fark ettim. Devam etti ‘’hayır, hayır önemli olan orada atan küçücük

kalplerin var olmasıdır. Onlara elini uzatmak istemezmisin? O köyü biliyorum! Evet, gerçektende en zor

kurayı sen çektin, ama bir git gör nice mutlu insan göreceksin’’dedi. O beyefendiden Allah razı olsun.

İşte köyümdeyim. Yıl 2002.Köyde sadece lise mezunu bir delikanlı var. Köyün okur seviyesi ne-

rede ise yok. Gelen öğretmenler köye gelmeden ayrılmış veya ilçeden gidiş geliş yapmış (yolun açık

olduğu aylarda) o da sadece haftanın bir iki günü... Öğrenciler köyde yıllar sonra ilk defa bir öğret-

menin kaldığını görüyorlardı. Öğrencilerin gözlerindeki parıltı ve köylülerin sıcaklığı beni etkilemiş ve köye

bağlamıştı. İlk defa tam gün okul, yapılan ilk yazılı testler. İlk defa yapılan geziler, okul ziyaretleri ve ilk

defa yapılan yerli malı haftası v.s… ve hep ilk. İşte böyle idi hep ilkleri yaşıyorlardı kendi açılarından.

İsmini hatırlayamadığımı bir amca vardı. Kışın koyunlarını yemlerken elleri soğuktan donmuş gözlerinden

yaşlar aka aka bunu yapmak zorunda kalmıştı. Kendi gözlerimle şahit olmuştum. Geçim kaynağı bu idi.

Bu gün ise buradayım, Karakoçan YBO! Sevgili arkadaşlar hayatta ne kadar da sıkıntı, zorluk çek-

tiğimizi düşünüyor olsak da ülkemizin nice yerlerinde ne zorluklarla atan kalpler var! İşte hayatın bir gerçeği

bu. Biz bu hayatta sadece kendimizden daha iyi yaşayanları görüp onlara özendikçe mutlu olamayız, hiçbir

işe yarayamayız ve hep onlar gibi olmak isteriz. Olmadıkça da olmayanın peşinde koşar ve hata üzerine

hata yapar dururuz. İnanın biz onlara özenirken onlarda kendilerinden ,(kendilerince) daha rahat bir hayat

sürdürdüklerini inandıkları kişilere özenir dururlar ve onlarda mutlu olmanın yollarını ararlar. Ve ‘’o özenilen

diğer üst tabakadakiler’’ onlarda kendilerinden sözde daha iyi bir hayat sürdürdüklerine inandıkları insan-

lara özenirler. Bir şeyler elde ettiğimizde ise dahada iyisini isteriz ve bu böyle devam ederken birde bakarız

hayatımızın sonlarına gelmişiz… İşte hayat bu ya, hayatın sırrı bu. Kimse bilmez kim ne sıkıntı çeker. Dış

görünüşe bakar özenir durururuz. Elimizdekilerle yetinmek, onlara kanaat getirmek ve asıl olan kendimizi

tanımak, bizi yaratanı tanımak, bu dünyada bir kere yaşayacaksak ikinci bir hayat şansımız yok ise ve bu

hayattan sonra sonsuz yaşayacağımız bir âlem var ise ve buna inanıyorsak, Neden? Bu hayatta değerli olan

şeyleri yapmayalım, neden sadece kendimizi düşünüyoruz,neden biz de birilerinin elinden tutmayalım?

12

Ahmet GÜNEŞKarakoçan YBO Müd.Yard.

EN MUTLU İNSAN

Page 15: SEVGİ YUVASI

KAPILAR6 odalı ve 9 kapılı bir ofiste bulunuyorsunuz.

Sizden istediğimiz,bütün kapıları kilitleyerek ofisten çıkmanız.

Bu işlemi yaparken her kapıdan tam olarak bir kez

geçeceksiniz.

İşleme dilediğiniz bir odadan başlayabilirsiniz.

ŞAİRBir şair,elindeki fotoğrafa bakarak şunları söyler:

-Yalnız büyümüş bir insanım.hiç kardeşim yoktur.Ama

bu insanın babası,benim

babamın oğludur.

Şairle fotoğraftaki kişi arasındaki ilişki nedir?

İSTASYONLAR Daireler istasyonları,çizgiler ise yolları gösteriyor.Bu yolları kullanarak

aynı renkli istasyonları birbirine bağlayacaksınız.

Koşullarımız:

-Her istasyona(daireye)tam tamına bir kez uğramış olacak.

-Dört yolun da uzunluğu aynı olacak ve birbirlerini kesmeyecek.

DAİRELER1’den 17’ye kadar sayıları dairelere öyle yerleştirin ki;

-Bir doğru üzerinde bulunan her üç dairenin

toplamı 30 olsun.

-Yan yana bulunan daire çiftinin

toplamı 17’den büyük olsun.

ZEKA OYUNLARISORU1

SORU2 SORU3

SORU4

CEVAPLAR

Şair fotoğraftaki kişinin babasıdır.

c-1 c-2c-3

c-4

Zekasız kuvvet yıkabilir, fakat yapamaz.

13

Page 16: SEVGİ YUVASI

Anne babaların çocuk yetiştirme tutumları, çocuğun kişilik gelişiminde büyük önem taşımaktadır.Ancak zaman geçtikçe çocuklarımızla aramıza duvar-lar örülüyor.Ne biz kendimizde hata bulabiliyoruz ne onlar kendilerinde…Çocuklarımızla aramızdaki duvarların nedenlerini görüp bunu çözmeye yönelik birkaç olum-lu tutum bilmek çocukları anlamakta bizlere kolaylık sağlayacaktır. Çocuklarımızla kendi yaşadığımız dönemi karşılaştırmak hata olacaktır.’ ’Biz de aynı yaşlardan geçtik;ama sizin gibi değildik,ne oluyor bunlara her şey önlerinde…’’gibi cümleler kurmak onları yaşanan bütün çevresel ve teknolojik gelişmelerin dışında tutmaktadır. Çünkü; bizim dönemlerimizde her şey bu kadar yoğun değildi.Bir mahallede,bir köyde geçiyordu hayatımız.Oysa çocuklarımız artık her şeye ulaşabilir durumda.Farklı insanları,farklı ortam-ları,farklı yaşam biçimlerini görebiliyor. Dolayısıyla onların gelişiminin bizimle aynı olmasını düşünmek doğru bir davranış değildir. Hep söylenen ve yanlış bilinen bir cümle vardır:”Ben çocuklarımla arkadaş gibiyim.”Aslına bakılırsa masum bir durum gibi gözüküyor.Çocuklarımızla arkadaş olurken anne baba olma durumunu ortadan kaldırmış oluruz.Çünkü onların anne babadan bir şeyler saklaması,bazı durumlar başkalarıyla pay-laşması gelişimleri açısından çok önemlidir.Her ne kadar bizim için olumsuz bir durum gibi gözükse de çocukların yaşadıkları olumsuz durumları kendi başına çözmeye çalışması kendi düşünceleri ile çözüm üretmeye çalışması gelişimleri açısından büyük önem taşır.Bir işi tek başına başarabilme yetisinin verdiği haz onun kişiliğinin temel taşlarını oluşturacaktır.Zamanı geldiğinde çocuklarınız sizden daha

iyi bir arkadaş edinip aileden kopabilir.Bunun için her zaman yanında olduğunuzu bilmesi,baş edemediği durumlarda güvenebileceği aile bireylerinin olduğunu bilmesi onun için yeterli olacaktır. Israrla ben çocuklarımın benimle her şeylerini paylaşmalarını istiyorum diyorsanız;onlar gibi düşün-meye,empati kurmaya gayret edebilirsiniz. Mutlu,kendi kendine yetebilen,özgüveni yüksek çocuklar yetiştirmeniz umuduyla sevgiyle kalın.

Songül BEYİPSİKOLOJİK DANIŞMAN VE REHBER ÖĞRETMEN

ÇOCUKLARIMIZ VE BıZ

14

Page 17: SEVGİ YUVASI

M

MİLLİ GÜÇ VE MANEVİ UNSURLARIN ÖNEMİ

Milli güç en genel ifadesiyle; bir milletin

sahip olduğu bütün maddi ve manevi değer-

lerin toplamıdır. Milli gücün; coğrafi güç,

bilimsel güç, askeri güç, ekonomik güç, siya-

si güç, sosyal güç ve insan gücü gibi birçok

unsurları vardır. Bir devlet, bütün bu unsur-

lara sahip olmanın yanı sıra aynı zamanda bu

güçler arası koordinasyonun kurulması ve bu

koordinasyonun kurumsallaştırılması ile milli

gücünü doruğa çıkartmış olur.

Bir millet milli gücün iki ana kaynağın-

dan biri olan maddi değerlerden yoksun ya

da bu değerlerde kısıtlı imkânlara sahip olsa

bile manevi değerlerin gücüyle her türlü en-

geli aşıp -dünyanın değişmeyen ender olgu-

larından- milletler mücadelesinde üst sıralara

tırmanabilir. Bu duruma en ideal örnek de

toprakları büyük ölçüde tarıma elverişsiz

olan, ürettiği ürünlerin hammaddesini %90’ın

üstünde bir oranla başka ülkelerden alan,

toplam 1042 adadan oluşan ve bu namüsait

maddi unsurlara rağmen sahip olduğu ‘mil-

li şuur uyanıklığı’ ile dünyanın en büyük 3.

ekonomisine sahip olan Japonya’dır. Japon

milletinin yüksek karakter özellikleri, kendi

inanç sistemlerine bağlılıkları ve ‘milli şuur

uyanıklığı’ seviyelerinin yüksek olması bu

muhteşem başarının altında yatan manevi

değerlerdir. Sadece maddi değerlere sahip

ya da manevi değerleri standartların altında

olan ülkelerde ise durum oldukça farklıdır.

Özellikle Ortadoğu’da devlet gelenekleri, milli

bilinç sahipliği olmayan bu nedenle de kendi

kendini de yönetemeyen zengin yer altı kay-

naklarına sahip halklar mevcuttur.

Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün

de vurgu yaptığı gibi millet yolunda vazifeye

atılmak için her türlü namüsait durumda dahi

muhtaç olduğu kudreti damarlarındaki asil

kanda bulurlar, çünkü milli şuur sahibi mil-

letler bir devletin alçalmasında da yükselme-

sinde de her bireyin payı ve rolü olduğunu

bilirler ve hayatlarını bu düstura göre devam

ettirirler.

Çağ açıp çağ kapamanın, üç kıta yedi

denize yüzyıllarca hakim olmanın; gittiği her

yere yüksek adalet, halklara ve inançlara

özgürlük götürmenin, zalime yavuz mazlu-

ma yunus olmanın, 3,5 asır dünyaya süper

güçlük yapmanın sırrı Necip Türk Milleti’nin

inanç sisteminde aranmalıdır. Bu muzafferi-

yet ancak ve ancak Türk Milleti’nin doruğa

çıkmış milli şuur uyanıklığı ile mümkün

olmuştur. Bizi biz yapan manevi değerlerin

/ inanç sistemimizin; içinin boşaltılmasına,

yatak değiştirmesine ve genleriyle oynan-

masına müsaade etmemeliyiz. Lazı, Kürdü,

Çerkezi ile Türk Milleti’nin büyük bir güç

olduğunu ve bu dosta güven düşmana

korku veren et ve tırnak bağlamı sadece

manevi değerler sıkı sıkıya bağlılık ilkesiyle

korunacağını hiçbir zaman aklımızdan çıkar-

mamalıyız.

Yeniden güzel ve daha güçlü yarınlar

için Resuli Ekrem Efendimizin “Birbirinize

sırt çevirmeyiniz. Birbirinize kin tutmayınız.

Birbirinizi kıskanmayınız. Birbirinizle dost-

luğunuzu kesmeyiniz. Ey Allah’ın kulları

kardeş olunuz.” Hadis-i Şerifleri doğrultusun-

da en iyi nasihatin örnek olmak olduğunu

ve bizim başkalarında görmek istediğimiz

değişikliğin bizzat kendisi olmamız gerektiğini

unutmamalıyız. Selam ve dua ile…

İsmail ÖZDOĞANFen ve Teknoloji Öğretmeni

15

Page 18: SEVGİ YUVASI

SANATSAL ETKİNLİKLERİMİZ

16

Page 19: SEVGİ YUVASI

KARAKOÇAN

YBO

EĞLENELİM

GÜL LİM

17

Page 20: SEVGİ YUVASI

1A

2A 3A

4A 5A

5B 6A

18

Page 21: SEVGİ YUVASI

6C

7A 7B

7C 8A

8B 8C

6B

19

Page 22: SEVGİ YUVASI

TAHSİN DENERİLÇE MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRÜ

MUHİTTİN GÜLERYÜZİLÇE MİLLİ EĞİTİM ŞUBE MÜDÜRÜ

OKUL AİLE BİRLİĞİ YÖNETİM KURULUNA

OKULUMUZA DESTEKLERİNDEN

DOLAYI TEŞEKKÜR EDERİZ.

GIYASETTİN TOPUZİLÇE MİLLİ EĞİTİM ŞUBE MÜDÜRÜ

İLÇE MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜMÜZE KATKILARINDAN DOLAYITEŞEKKÜR EDERİZ.

20

ELAZIĞ-KARAKOÇANYATILI BÖLGE ORTAOKULU

Page 23: SEVGİ YUVASI

OKULUMUZDA YASAM

Masum Bir Bakış

Kardeşlik İyi Olan Kazansın

Halaya Davetlisiniz Afiyet Olsun

Evraklar Hazır

Mutluluk

SEVGİ YUVAMIZ

Coşkulu Anlar

21

OKULUMUZA KATKILARINDAN DOLAYI BELEDİYE BAŞKANIMIZ SAYIN NURETTİN ARSLAN’A TEŞEKKÜR EDERİZ.

Page 24: SEVGİ YUVASI

?Neden eklemimiz çıtlar?

Pek çok insan eklem çıtlığında, çıkan sesi ne hoş bulur ve bu sesin kemikler birbirine sürtündüğü için çıktığını düşünür. Aslında bu çıtlama sesi, sürtünmeden dolayı değil, eklemin arasındaki gazlar yüzünden çıkar. Eklemimizde sinoviyal sıvısı denen ,etkili pas sökücü bir sıvı bulunur. Bu sıvı eklemin kaynaşmasını sağlar. Sinoviyal sıvı, oksijen, nitrojen ve karbondioksit gibi gaz içerir. Araştırmalara göre bir eklemi çıtlattığınızda kemikleri ayırırsınız. Eklemi çevreleyen kapsül esner. Bu sinoviyal sıvının eklemin bir tarafından diğerine fışkır-masını sağlar. Fışkıran sıvı geride bir boşluk bırakır. Bu boşluk derhal gazla dolar. Sese bu hızla gaz salınımı sebep olur. Aynı eklemi yeniden çıtlatmak için ga-zların sinoviyal sıvıya dönmesini beklemek gerekir.

Kaşlar ne işe yarar?

Kaşlar terlediğimizde ya da yağmur yağdığında gözlerimize sıvı girmesini engel-lemek için vardır. Kavisli şekli suyu ya da terin yüzün yanlarına doğru yönlendirerek gözü kuru tutmaya yardımcı olur. Terin

yönünü değiştirerek terimizde bulunan tuzun, gözümüzü yakmasını engeller. Ayrı-ca kaşlar duygumuza yazmamıza yardımcı olur.

Neden bazı insanlar sivri sineği daha çok çeker?

Yalnız dişi sivri sinekler insanlardan kan emer. Çiçek nektarı ve bitki öz suyuyla beslenen erkek sivri sinekler, kan emme-dikleri için hastalıklardan da yaymazlar. Dişi sivri sinek kişiyi vücudunun kokusu ve sıcak-lığına göre seçebileceği gibi görünüşe göre de seçer.

Mizgin BAŞAK8/C

İLGİNÇ BİLGİLER

18 Şubat 1979 yılında Sahra çölünde kar yağmıştır.Albert Einstein 4 yaşına kadar düzgün konuşamamıştır.Dünya’nın en hızlı bitkisi bambu günde 90 cm uzayabilir.Sivrisineklerin 47 tane dişi vardır.Bir gram pamuk 23 gram su tutar.

Mihriban AKTAŞ 7/B

1. Gaz Lambası 2. A Harfi 3. Çocuk 4. B Harfi 5. Cep 6. Telefon 7. Baş 8. Anne 9. Apartman 10. Ev

11. Yatak 12. Saç/Tırnak 13. Kaşık

1-) Altı göl, üstü göl.2-) Ankara’ da çok var, bursa’da azTürkiye ‘de hiç bulunmaz.3-) Askerden küçük, paşadan büyük.4-) Bana değer sana değmez,Babaya değer anaya değmez.5-) Ben açarım, anam doldurur.6-) Çın çın öter, haber sorar.7-) Yedi delikli tokmak, bunu bilmeyen ahmak.8-) Yok gecesi gündüzü, sevgi dolu

yüzü.9-) Kat kat kutular içimde insan yaşar.10-) Tuğladan yapısı, çamdandır kapısı.11-) Gece benim, gündüz evin.12-) Ben keserim, o uzar.13-) Ağzıma hoş gelir,dolu gelir,boş gider.

22

Page 25: SEVGİ YUVASI

Çanakkale Şehitlerini Anma Resim Yarışması İlçe Birinciliği

Turizm Etkinlikleri Resim Yarışmasıİlçe Birinciliği

BASARILARIMIZ

SİYER-İ NEBİ YARIŞMASI İLÇE İKİNCİLİĞİ

23 NİSAN RESİM YARIŞMASI İLÇE BİRİNCİLİĞİ

OKULUMUZ MÜZİK ÖĞRETMENİ MERAL TUNCER’E KATKI VE

ÇALIŞMALARINDAN DOLAYI TEŞEKKÜR EDERİZ.

23

Page 26: SEVGİ YUVASI

LİDER HALI SAHAÜCRETSİZ SERVİS

DUŞ KABİNLERİ DİNLENME SALONU LAVABOLAR

KANTİN

EN SON TEKNOLOJI DONANIMLI HALI SAHA

Tel:0541 334 60 11

Tel:0424 711 30 70

Page 27: SEVGİ YUVASI

ŞARK PASTANESİ & MARKET

CUMHURİYET CD. NO:45 KARAKOÇANTEL:0424 711 20 75

“ÖZEL GÜNLERİNİZ İÇİN SİPARİŞ ALINIR”

İHTİYAÇLARINIZI

UYGUN FİYATA ALABİLECEĞİNİZ

ADRES

TEPE MAH.ATATÜRK CAD.

NO:31KARAKOÇAN

İSTANBUL

ALIŞVERİŞ MERKEZİ

Page 28: SEVGİ YUVASI

DUŞ KABİNİ

JALUZİ PERDE

KÜPEŞTE

SİNEKLİK

CAM BALKON

PANJUR

SANATIN ŞEKİLLENDİĞİ MEKAN

FATİH CAD. CEMRE APT. NO:15

KARAKOÇANTEL : 0424 711 52 07

Page 29: SEVGİ YUVASI

KALİTE SATIYORUZGÜVEN KAZANIYORUZ

YILDIRIM KÖMÜRCÜLÜK

SOĞUK GÜNLERİN SICAK DOSTU

“SİMİT SARAYI”lezzet

ve keyfın

adresi"ÖZEL GÜNLERİNİZ İÇİN

SİPARİŞ ALINIR

TEL:424 711 55 58

BUĞDAY-ARPA-YEM-UN-KEPEK

ALIŞ VE SATIŞ

BAŞYURT NAHİYESİ/KARAKOÇANTel:0424 721 50 46 -0535 343 07 26 -0538 289 62 62

Page 30: SEVGİ YUVASI

“DAMAĞA ATILAN İMZA”MANGAL

FANTAZİ

SARIİLETİŞİM

• TURKCELL HAZIR KART VE TL YÜKLEME

• TARİFE DEĞİŞİKLİĞİ

• GEN-PA VE K.V.K GÜVENCELİ CEP TELEFONLARI

• HAT AÇMA VE KAPAMA

• TELEFON AKSESUARLARI İLE SİZLERİN

• TURKCELL VINN

TURAN CAD. NO:6 KAYMAKALIK KARŞISI TEL:711 4144

Page 31: SEVGİ YUVASI

KERVAN TİCARET -BEKO (Tel:7115858)

-AYGAZ (Tel:7113205)

-TURKCELL (Tel:7113942)

-İSTİKBAL (Tel:7112096)

BAYİİLERİ İLE HİZMETİNİZDEYİZ.

ADRES:Atatütk cad.Belediye AltıKarakoçan/ELAZIĞ

Page 32: SEVGİ YUVASI

PERİ

L O K A N T A S I

• TOPLU YEMEK SİPARİŞLERİNİZ ALINIR.• EVLERE SERVİS YAPILIR.(TEL:0424 711 28 79)

ADRES:YENİ MAH.LİSE CAD. KARAKOÇAN

KARAKOÇAN’A PERİ KALİTESİYLE YENİ BİR HİZMET GETİRİYORUZ