SEREBRAL PALSİ ve REHABİLİTASYONU
-
Upload
ruth-solomon -
Category
Documents
-
view
143 -
download
11
description
Transcript of SEREBRAL PALSİ ve REHABİLİTASYONU
SEREBRAL PALSİ ve REHABİLİTASYONU
RTMRTM
Serebral Palsi (CP) Tanımı
Yaşamın erken dönemlerinde anatomik ve fizik gelişimini henüz tanımlamamış beynin progresif olmayan bir hastalığı sonucu ortaya çıkan, kalıcı fakat değişime uğrayabilen hareket, postur ve tonus bozukluğudur
İnsidansı ortalama 2-3 / 1000’ dir
RİSK FAKTÖRLERİ PRENATAL1. Konjenital malformasyonlar2. Sosyoekonomik faktörler3. Maternal intrauterin enfeksiyon4. Reprodüktif yetersizlik5. Toksik veya teratojenik ajanlar6. Maternal mental retardasyon, konvulsiyon7. Hipertiroidi8. Plasental komplikasyonlar9. Multiple doğum10. Abdominal travma
NEONATAL1. Prematurite2. Düşük doğum ağırlığı3. Anormal geliş4. İntra kranial kanama 5. Travma6. Enfeksiyon7. Bradikardi ve hipoksi8. Konvulsiyon9. Hiberbiluribinemi
POSTNATAL
1. Travma
2. Enfeksiyon
3. İntra kranial kanama
4. Koagulopatiler
SEREBRAL PALSİ KLASİFİKASYONU
A- Klinik Sınıflama B- Fonksiyonel Sınıflama C- Terapötik Sınıflama
(CP çok değişik klinik bulgularla seyredebildiğinden, her çocuğun belirli bir CP tablosuna yerleştirilebilmesi mümkün olmayabilir)
1-Spastik (piramidal)
a-Hemipeji
b-Dipleji
c-Total tutulum
2-Diskinetik (ekstrapiramidal)
a-Ataksik
b-Kore-atetoid
c-Rijidite
d-Tremor
3-Mikst
a-Primer olarak spastik
b-Primer olarak diskinetik
KLİNİK SINIFLAMA
FONKSİYONEL SINIFLAMA Grup 1: Primer olarak aktivite kısıtlaması
yoktur Grup 2: Ilımlı derecede aktivite kısıtlaması
vardır Grup 3: İleri derecede aktivite kısıtlaması
vardır Grup 4: Fonksiyonel olarak hiçbir aktivite
bulunmaz
TERAPÖTİK SINIFLAMA Grup A: Tedavi gerektirmez Grup B: Minimal cihazlama ve tedavi
gerektirir Grup C: Ortez, yardımcı cihaz ve ekip
tedavisi gerektirir Grup D: Uzun süreli hastane bakımı ve
ekip tedavisi gerektirir
1- SPASTİK TİP SEREBRAL PALSİ En sık rastlanan serebral palsi şekli Vakaların yaklaşık %75’i Agonist ve antagonist kaslar arasında ko-
kontraksiyon vardır Kas tonusu fazla, DTR canlı, klonus
mevcuttur Ekstremiteleri fleksiyonda tutma eğilimi vardır Kronik imbalans ve spastik adelelerin aşırı
aktivasyonuna sekonder eklem kontraktürü ve dislokasyon gelişebilir
Proprioseptif ve yüzeyel duyu bozuklukları görülür
a- Spastik hemiplejik tutulum
Vücudun bir tarafındaki üst ve alt ekstremite daha fazla etkilenmiştir
Karakteristik pozisyonları, hasta taraf kalça ve diz fleksiyonda, ayak bileği ekinusta / hasta taraf kalça ve diz ekstansiyonda ve ayak bileği ekinustadır
Kalça ve diz deformiteleri çoğunlukla ayak bileği ekinus deformitesine sekonder olarak gelişir
Spontan / fizik tedavi ve rehabilitasyon yardımı ile 1-2,5 yaş arasında ambule olurlar
b- Spastik diplejik tutulum
Dört ekstremitede tutulum mevcut olup olup bacaklar belirgin olarak kollardan fazla etkilenmiştir
Çoğu 4-7 yaş arasında ambule olur Ayakta durmaya başladığında kalçalar
fleksiyon, adduksiyon ve iç rotasyonda, dizler fleksiyon veya tamamen ekstansiyonda, ayak ise ekinus ve varus/ valgustadır
Primer olan kalça ve diz deformitesidir, ayak deformitesi bunlara sekonder gelişir
c- Spastik total tutulum İki taraflı hemipleji (kolların tutulumu ön
planda) Kuadripleji (bacakların tutulumu ön planda) Baş kontrolu, oturma dengesi gelişmemiş
olup ambule olabilmeleri zordur Kontraktür ve deformiteler daha sıktır
2-DİSKİNETİK TİP SEREBRAL PALSİ
Ekstrapramidal hareket paterni ile karakterizedir
Doğumda genelde hipotoniktir Klasik hareket paterni 1-3 yaş arasında
açığa çıkar
a-Ataksik Tip Denge ve koordinasyon bozukluğu ön
plandadır DTR normal, sıklıkla hipotoni ve
nistagmus mevcuttur 2-3 yaşından sonra kas tonusu artar
ataksi belirginleşir Zeka düzeyi genelde normaldir
b-Atetoid tip Koordine olmayan istem dışı hareketler
vardır, uykuda azalır, istemli aktivite ile artar, hastanın emosyonel durumundan etkilenir
Kas tonusunda hipotoni- hipertoni şeklinde dalgalanma ve kas spazmı mevcuttur
Kaslarda ko-kontraksiyon yoktur, DTR normaldir
Genellikle baş, gövde ve üst ekstremite tutulumu daha belirgindir
Genelde yeni doğan döneminde geçirilen kern ikterus’a bağlıdır
c-Rijid tip Agonist ve antagonist kaslarda pasif
harekete direnç vardır Tüm adeleler hipertonik olup kurşun
boru ve dişli çark tipi gerginlik mevcuttur DTR normal, klonus yoktur Genelde mental retardasyon ile
birliktedir
d-Tremorlu Tip Bir ya da bir grup eklemde agonist-
antagonist kasların belirli bir şekle uyarak, ritmik, kontrolsuz, istem dışı, ardısıra kontraksiyonu söz konusudur
CP TANI
Anamnez Nörolojik muayene Kas iskelet sistemi muayenesi Laboratuar Radyolojik değerlendirme
Anamnez
CP tanısı prenatal, perinatal ve postnatal anamnezin alınmasıyla başlar. Annenin: Hamilelik öncesi ve hamilelik dönemindeki yaşantısı Hamilelik süresi Doğum sırasında zorluk, morarma, alet kullanımı Doğum sonrasında hemen ağlayıp ağlamadığı Düşük apgar skorunun varlığı Doğum kilosu Postnatal sarılık Ateşli hastalık öyküsü
Nörolojik Muayene
A-Mental durum: Çocuğun çevre ile ilişkisi gözlenir, yaşına uygun zihinsel fonksiyonlarının olup olmadığı değerlendirilir
B-Görme-işitme-konuşma: Erken tanı ile görme ve işitme sorunları tedavi edilebildiğinden, her çocuk mutlaka ayrıntılı görme ve işitme tetkiklerinden geçirilmelidir
C-Kas gücü ve istemli kas kontrolu:
CP’li çocuk kaslarını istemli kasıp gevşetemediği için eklemlerini birbirinden bağımsız, tek tek hareket ettiremez. Buna selektif motor kontrol bozukluğu denir
Çocuk bir hareket yapmak istediğinde, gereken eklemini değil bütün ekstremitesini birden oynatır. Bu nedenle kas gücü hiçbir zaman izole olarak değerlendirilemez, çocuğa basit hareketler yaptırarak dolaylı fikir edinilir
D-Refleksler:
Normalde baskılanması gereken ilkel reflekslerden hangilerinin sebat ettiği değerlendirilir
Asimetrik tonik boyun ve simetrik tonik boyun refleksi, moro, ekstensör itme, ayak basma reflekslerinin sebat etmesi, boyun doğrultma reaksiyonu gelişmemesi olumsuz prognoz göstergesidir
Asimetrik tonik boyun ve çapraz ekstansör refleks tanıda en yararlı primitif refleksler olarak bildirilmiştir
E-Kas tonusu ve istemsiz hareketler:
Spastisiteyi değerlendirmek amacıyla, eklem sabit hızla pasif olarak hareket ettirilir ve hissedilen direnç Ashworth Skalası kullanılarak derecelendirilir
Bunun dışında tremor, kore, atetoz, distoni, ataksi gibi istemsiz hareket varlığına bakılır ve CP tipi belirlenir
Kas tonusu ve istemsiz hareketler
Ashworth Skalası
1. Eklem hareketine karşı artmış direnç yok, tonus doğal
2. Eklem hareketine karşı hafif artmış direnç
3. Eklem hareketine karşı belirgin artmış direnç, hareket güçlükle tamamlanır
4. Ekstremite rijittir, kıpırdatılamaz
Tonus anomalilerinin ortaya çıkarılmasında çeşitli manevralar yardımcı
olabilir: Çocuk yatar durumdan oturur duruma getirilirken,
kalça ve dizlerin ekstansiyonu ile doğrudan ayağa kalkması alt ekstremite hiper-tonisitesini gösterir
Çocuk vertikal olarak havada tutulduğunda bacaklarda makaslama olması kalça addüktörlerinin hipertonisitesine bağlıdır
Hipotoninin göstergesi ise büyük eklemlerde eklem hareket açıklığının artmış olmasıdır
Nörolojik Muayenede Önemli Noktalar
< 6 ayda: tonus anomalileri, DTR artması, primitif reflekslerin kalıcı olması
6-12 ay: ellerde asimetrik kullanım > 12 ay kollarını aşırı yana açarak ayak
parmakları ucunda yürüme Ekstrapramidal serebral palsi’de istemsiz
hareket paterni sıklıkla ilk bir yıldan sonra ortaya çıkar, bundan önce primitif refleklerin kalıcı olması, tonus bozuklukları, beslenme ve emme güçlüğü ön plandadır
CP’li Çocukta Hareket Paternleri
Makaslama Üst ekstremitenin gardını alması yada
tetikte durması Ekstensör postür Proksimal sabitleme
Makaslama:
Simultane adduksiyon, diz hiperekstansiyonu ve alt ekstremitenin plantar fleksiyonudur
Üst ekstremitede omuz abduksiyonu, dirsek, el bileği ve parmakların fleksiyonu şeklinde fleksiyon sinerji paterni oluşur. Bu üst ekstremite paterni giderek güçlenir ve çocuğun elleri belden yukarıda gardını alma şeklinde pozisyon alır
Ekstensör postür
Proksimal sabitleme, omuz kuşağı ve boyun kaslarının artmış aktivitesi ile oluşur
Eklem hareket açıklığı Deformite, skolyoz, lordoz, kifoz Kontraktür Denge Postür Oturma YürümeMuayene sırasında yumuşak hareketleryapılmalıdır aksi halde aniden gerilen kastaspastisite artar
Kas İskelet Sistemi Muayenesi
Kalça Muayenesi
Thomas testi: Kalça fleksiyon kontraktürünü gösterir, her iki kalça ve diz fleksiyona alınır, lomber omurga sabitlenir, bacaklar birer birer kalça ekstansiyonuna direnç oluşana kadar ekstansiyona alınır, femur uzun ekseni ve muayene masası arasındaki açı ölçülür
Kalça Muayenesi: Adduktor kontraktür testi: Eklem hareket
açıklığı hem fleksiyon hem ekstansiyonda değerlendirilmelidir
Ely testi: Kuadriceps kasının spastik veya gergin olduğunu gösterir, hasta pron pozisyonda yatar, doktorun eli kalça üzerindedir, dizin hızla fleksiyona getirilmesi ile kalçanın yukarı doğru kalkması testin pozitif olduğunu gösterir
Diz Muayenesi
Hamstring kontraktür testi: Supin pozisyonunda yatan hastada pelvis sabitlenir, kalça 90 derece fleksiyona getirilir, diz dirençle karşılaşıncaya kadar ekstansiyona alınır, tibia uzun ekseni ve tam ekstansiyon çizgisi arasındaki açı ölçülür
Patella pozisyonu da değerlendirilmelidir
Ayak- Ayak Bileği Muayenesi
Ekin deformitesi gastroknemius yada soleus’un uzun süren veya prematür aktivitesi ile oluşur
Varus ayağının en sık nedeni tibialis posterior kasının sürekli aktivitesidir
Valgus ayağı ise tibialis posterior kasının inaktivitesi ile oluşur
Oturma Düzeyi Çocuğun 3 oturma düzeyinden
hangisinde olduğu değerlendirilir:
1) Desteksiz oturma (ellerden destek almadan)
2) Ellerden destek alarak oturma
3) Cihaz veya yastık desteğiyle oturma
Yürüme Muayenesi CP’li çocuklarda yürüme anormallikleri eklem ve
kas spastisitesinin sonucudur Yürüme bozukluğuna neden olan deformiteler
1. Femoral anteversiyon2. Spastik iliopsoas3. Fleksiyon kontraktürü4. Adduktor spasitesi ile subluksasyon5. Diz ekleminde kontraktur, fonksiyonel
bozukluk6. Ayak bileği ekin, varus- valgus, pes kavus
deformitesi
Sıçrama yürüyüşü: Kalçada
fleksiyon ve addüksiyon, bacaklarda makaslama, dizde fleksiyon, ayak bileğinde ekinovalgus postürü görülür Diplejik ve bazı tüm vücut tutulumlu olguların tipik yürüyüşüdür
2) Oraklama yürüyüşü: Kalça fleksiyonu ve
ayak dorsifleksiyonu yapılamaz, ayak varustadır
Salınım fazında ayağı yerden kesebilmek için pelvik elevasyon ve kalça sirkumdiksiyonu oluşur
Hemiplejik olguların tipik yürüyüşüdür
3) Bükük diz yürüyüşü: Kalça fleksiyonu ve
hamstringler gergindir Kuadricepsler ve triceps zayıftır. Buna bağlı olarak kalça ve dizler aşırı fleksiyonda, ayak bileği dorsifleksiyondadır
Çocuk öne bükülmüş olarak yürür
Diplejik ve yürüyebilen tüm vücut tutulumlularda, uygunsuz triceps uzatması sonrası bu yürüyüş tipi gözlenir
4) Makaslama yürüyüşü:
Kalçada adduktor spastisite hakimdir Çocuk bacaklarını açamaz ve iki diz birbirine çarparak yürür
En sık tüm vücut tutulumlu olgularda görülür
Laboratuvar Testleri Kan pH düzeyi Beyin omurilik sıvısı değerlendirilmesi Tiroid fonksiyon testleri Organik ve amino asitler Laktat, pirüvat Kromozom analizi
Radyolojik Değerlendirme Kranial USG (özellikle prematurede) Bilgisayarlı Tomografi MRI (<2-3 hafta) PET
Ayırıcı Tanı
1- Progresif / metabolik hastalıklar Metakromatik lökodistrofi Lesh-Nyhan hastalığı Arginaz eksikliği Glutarik asidüri Tip1 Serotendinöz ksantomatozis
Ayırıcı Tanı
2- Konjenital ataksiler Joubert sendromu Tip 1 Chiari malformasyonu Dandy-Walker sendromu Angelman sendromu Hekzoaminidaz A ve B eksikliği Behr sendromu Ataksik telenjiektazi
CP’de Görülen Klinik Sorunlar Mental sorunlar
CP’de Mental Retardasyon insidansı % 30 dur Düşük doğum ağırlığı, prematurite hikayesi olan
olgularda ve rijid, atonik, ciddi tutulumun olduğu spastik kuadriplejik olgularda daha sık görülür
Konvulsiyon İnsidansı yaklaşık % 50 Daha çok hemiplejik kuadriplejik tipte Farklı klinik formlarda ortaya çıkabilir, en sık
kudriplejide grand-mal nöbet olarak karşımıza çıkar
Okülomotor Sorunlar Esotropi (içe şaşılık) ve eksotropi (dışa
şaşılık) sık görülen problemlerdir Çoğunlukla strabismus operasyonu
gerektirir Görme alanı defektleri, hemianopsia daha
nadirdir ve daha çok hemiplejik CP’de görülür
Oromotor fonksiyon bozuklukları Emme, yutma, çigneme güçlüğü ve salya
akıtma gözlenir Oromotor disfonksiyonlar nedeniyle oluşan
yetersiz beslenme malnütrisyona kadar ilerleyebilir
Kas tonusu, gücü ve koordinasyonundaki anormallik, hava yollarının korunmasında güçlük doğurur. Bu durum aspirasyona neden olabilir
Aspirasyon sırasında öksürük olmaması da diğer problemdir
Konuşma güçlüğü CP’li çocuklarda konuşma güçlüğünün temel
nedeni göğüs kafesi kaslarının tutulumuna bağlı solunum, larynx kaslarının tutulumuna bağlı fonasyon ve oromotor fonksiyon bozukluğuna bağlı artikülasyon güçlükleridir
Gastrointestinal sorunlar Gastro-özofegal reflü nedeni ile aspirasyon
pnömonisi ve epizodik kusmalar gözlenebilir Gastro-özofegal reflü ve kusmalara bağlı olarak
da gıdaların yeterli emilememesi sonucu beslenme ve gelişme bozukluğu görülür
Zayıflık ve büyüme-gelişme geriliği özellikle tüm vücut tutulumlu ve distonik çocuklarda çok belirgindir
Diş sorunları Diş minesi bozukluğu (primer veya
hiperbilirubinemi nedeniyle), maloklüzyon (spatisiteye bağlı), çürük dişler, gingival hiperplazi (antiepileptik kullanımına bağlı) gibi sorunlar görülür
İşitme güçlüğü CP’de nadirdir Öyküsünde hiperbilirübinemi ve konjenital
sinir sistemi enfeksiyonu (TORCH) bulunanlarda sıktır
Üriner disfonksiyon En sık rastlanan üriner disfonksiyon,
inkontinanstır Büyüme Bozuklukları
Özellikle kol ve bacaklarda asimetrik lineer büyüme görülür
Motor bozukluğun şiddetli olduğu ekstremitede, uzunluk ve çevre azalmış olabilir
Fonksiyonel Prognoz Çocuk büyüdükce, başlangıçtaki nörolojik tablo
santral sinir sistemi gelişmesine paralel olarak değişir
Birçok olguda nöromotor gelişim geriliği belirginleşir ve çocuk giderek CP tiplerinden birine uyar
Bazı vakalarda ise, hayatın ilk yıllarında, çocuğun nöromotor fonksiyonları normale doğru gelişme gösterir
Spastik CP’de % 75, diplejik CP’de % 85, quadriplejik CP’de % 70 oranında ambulasyon kazanılır
2 yaşından önce kendi başlarına oturabilen çocuklar, yardımcı cihazla ya da cihazsız, sonunda bağımsız yürüyebilir
4 yaşına kadar bağımsız oturamayanlar nadiren yürür
Primitif refleksler yada ekstansör postürü uzun süre devam eden çocuklarda bağımsız ambulasyon olasılığı azalır
Ambulasyon kazanmış çocukların çoğu, 18 aylıkken primitif reflekslerin üçünden daha azı saptanan çocuklardır
Artmış kas tonusu, motor aktivite sırasında harcanan enerjiyi daha da artırır ve motor gelişmeyi büyük ölçüde engeller
Ambulasyonu başaran çocukların tipik olarak yetersiz bir yürüyüşleri vardır
Bu yürüyüş akranlarıyla karşılaştırıldığında, adım uzunluğunda kısalma, kalça ve diz eklem hareket açıklığı azalması, enerji sarfiyatında artma ve hızda azalmayı kapsar
Kontraktürler, kemik veya eklem deformiteleri çocuğun hareketlerini büyük ölçüde sınırlar
Spastisite, CP’li çocukların en az % 70 ‘inde esas problemdir
Çocuk büyüdükce spastisite kas uzamasına engel olur, bu sebeple iskelet sistemi degişmeye başlar
Serebral Palsi Rehabilitasyonu
Rehabilitasyonda genel amaçlar:
Kas iskelet sistemi bütünlüğünün devamı ve artırılması
Deformitelerin önlenmesi ve fonksiyonel bağımsızlığın artırılması
Optimal hareket ve postürlerin geliştirilmesi
İletişim problemlerinin en aza indirilmesi, konuşmasının geliştirilmesi
Rehabilitasyon programında dikkat edilmesi gereken 2 nokta vardır:
1) Dönme, oturma, emekleme ve yürüme şeklindeki normal gelişim eğrisi izlenmeli ve bunlar sırasıyla çocuğa öğretilmelidir ancak kronolojik yaşı fiziksel yaşından fazla ve kontraktürleri olan çocuklarda bu sıra dikkate alınmayabilir
2) Desenden eğitim yapılmalıdır. Önce baş sonra gövde kontrolü, daha sonra ekstremitelerin proksimalden distale doğru motor gelişimi kazandırılmalıdır
CP tedavisine mümkün olduğunca erken başlanmalıdır.
Erken tedavinin amaçları : 1) Yerçekimine karşı normal posturun ve postural tonusun geliştirilmesi 2) Çocuğa beslenme, giyinme ve kendine bakım becerilerinin kazandırılması 3) Kontraktür ve deformite gelişiminin engellenmesi
Tedavi Ekibi: Çocuk doktoru FTR uzmanı Ortopedist Psikiyatrist Fizyoterapist Psikolog Özel eğitim uzmanı Konuşma terapisti İş uğraşısı terapisti Sosyal hizmet uzmanı
FTR uzmanının tedavideki yeri: Tedavinin amacını belirlemek Bu amaca ulaşmak için kullanılacak
yöntemleri ve gereken süreyi belirlemek Hedeflere ulaşılıp ulaşılmadığını takip
etmek, gerekiyorsa tedaviyi yeniden düzenlemek
CP Rehabilitasyonunda Kullanılan Tedavi Yaklaşımları
1-Bobath tekniği
2-İletimsel eğitim tekniği
3-Vojta tekniği
4-Phelps tekniği
5-Rood tekniği
6-Fay tekniği
7-Schwartz tekniği
8-Doman delecato tekniği
1) Bobath tekniğiEn sık kullanılan terapötik egzersiz yaklaşımıdır. Bu teknikte 3 ana hedef vardır:a) Tonusu normalleştirmekb) Primitif veya anormal refleks paternlerini inhibe etmekc) Otomatik reaksiyonları fasilite ederek normal hareket patenlerini oluşturmak
Bobath tekniğinde ilk adım, çocuğun sabit kaldığı postürün tam aksi postürde pozisyonlanması yani refleks inhibitör pozisyon kullanımıdır
Bundan sonraki aşamada fizyoterapist çocuğun pozisyonunu bozar, aktif olarak tekrar öğretilen pozisyona dönmesi için uyarır ve çocuk bu pozisyonu bağımsız olarak yapıncaya kadar tekrarlar
Yani önce çocukta bulunan hipertonusa uygun inhibisyon yapılır sonra yüz üstünden sırt üstüne, sırt üstünden yüzüstüne dönme; sürünme; oturma; emekleme; diz üstü durma; ayakta durma ve yürüme aktiviteleri fasilite edilir
Kullanılan fasilitasyon teknikleri 4 guruptur:1) Baş ve omuzlar kullanılarak vücut
hareketlerinin, vücut düzeltme reaksiyonlarının fasilitasyonu
2) Labirent ve optik düzeltme reaksiyonlarından faydalanarak baş kontrolünün fasilitasyonu
3) Çocuğun üzerinde bulunduğu düzey hareket ettirilerek yada zemin stabilken ufak itmelerle çocuğun pozisyonu bozularak denge reaksiyonun fasilitasyonu
4) Gelişmediği zaman denge kaybına yol açan, koruyucu ekstansör reflekslerin fasilitasyonu
CP Tiplerinde Problemler
Spastik CP’de Sorunlar ve Tedavi Yaklaşımları
1-Gövde kaslarında tonusun düşük olması nedeniyle gövde kas tonusunun artırılması2-Ekstremite kaslarındaki spastisite nedeniyle ekstremite kas tonusunun azaltılması
3-Ekstremiteleri fleksiyonda tutma eğilimi nedeniyle ekstremitelerin tüm eklem hareket açıklığı içinde çalıştırılması planlanır
4-Hareketler spastisiteye bağlı yavaş ve güçlükle yapılır ve amaca yönelik harekete eşlik eden hareketler vardır. Hastada değişik ve çeşitli hareket paternlerinin sağlanması, harekete eşlik eden reaksiyonların inhibe edilmesi planlanır
5-Çocuğun mobilizasyondan korkması nedeniyle çocuğa güvende olduğu hissettirilerek değişik hareket tecrübelerinin kazandırılması planlanır
Atetoid Tip CP’de Sorunlar ve Tedavi Yaklaşımları
1-Kas tonusunda hipotoni-hipertoni şeklinde dalgalanmalar vardır, tedavisinde postural kas tonusunun normalize edilmesi planlanır
2-Eklemler eklem hareket açıklığı içinde çeşitli istenilen noktalarda tutulamaz, orta hattan uzak eklem hareket açıklıklarında kas tonusunun giderek artırılması planlanır
3-Baş hareketleri gövde ve üst ekstremiteleri etkiler. Hareket değişikleri esnasında postür veya hareketin düzgünlüğünün muhafaza edilmesi ve gövde stabilken başın bağımsız hareketinin sağlanması planlanır
Ataksik CP’de Sorunlar ve Tedavi Yaklaşımları
1-Genellikle hipotoni, bazılarında hipertoni mevcudiyeti nedeniyle postural tonusun normalizasyonu
2-Düzeltme refleksi, denge reaksiyonları ve koruyucu cevapların yetersiz koordinasyonu vardır, koordine, düzgün otomatik reaksiyonların geliştirilmesi
CP Rehabilitasyonunda Basamaklar
I- Aile eğitimi: Rehabilitasyonun etkinliği ve prognozu
hakkında gerçekçi olmak Problemleri kabullenmede aileye destek
olmak, hem kendi hem de çocuklarının hayatlarını düzenlemek için karar alırken yardımcı olmak
Gerekli uzmanlar ile birlikte rehabilitasyon konusunda bilgilendirmek
II- Motor Eğitim:
Etkinliği artırmak için gerekli önemli noktalar: 1) Çocuğa özgü hedeflerin belirlenmesi 2) Öğretilecek becerilerin sınıflandırılması ve ne
boyutta öğretileceği 3) Öğretilecek becerilerin sırası 4) Tekrar miktarı 5) Pratiklerin planlanması 6) Değişmelerin derecesinin takibi 7) Rehberlik ve yönlendirme 8) Uygun feedback yöntemlerinin kullanılması
Motor Eğitimde Ortak Uygulamalar
1) Ortam Ortam üzerinde durulması gereken ilk
faktördür çünkü CP’li çocuk değişik fiziksel çevre ve stimulasyonlarla daha hızlı öğrenir
Ortam çocuğu uyarıcı ve motive edici olmalıdır
Çocuğun ilgi duyacağı resimler, oyuncaklar ve diğer rehabilitasyon gereçleri bulunmalıdır
Bazı kliniklerde ortam uygun cevabın elde edilmesi için değişik oyun ve ev ortamına benzer alanlara dönüştürülmüştür
2) Motivasyon Motive edilmiş öğrenme belli bir hedefe yönelik
öğrenmedir Çocuğun beceriyi anlamlı olarak algılaması,
başarmaktan memnun olması ve daha yüksek hedeflere yönlendirilebilmesi için önemlidir
3) Üretken Davranışlar Üretken davranışlar akıcılığı, bağımsızlığı,
özgünlüğü ve bütünlüğü kapsar Örneğin; merdiven çıkamayan çocuğa yan
yatarak merdiven basamaklarında kendini yukarı çekmeyi öğretme, bir alet yada elle destekleyerek öne doğru kalkıp yürüme eğitimini kapsar
4) Emirler Uygun emirler, çocuğun dikkat ve gayretini
artırır Motor öğrenmenin ayrılmaz bir parçası olan
becerilerle ilgili olan bilgiyi, ilgisiz olan bilgiden ayırt edebilmesini sağlar. Böylece çocukların seçici dikkatlerini geliştirir
5) Örnekleme Örnekleme sözel emirleri tamamlayabilir yada
onların yerine geçebilir Çocuklar görsel eğitime erişkinlerden daha
çok eğilimlidirler
6) Pratiklerin ve yorgunluğun planlanması Çalışma süresi dinlenme süresine eşit yada
çalışma süresi dinlenme süresinden fazla pratiklerin, yorgunluğa rağmen öğrenmeyi artırdığı bildirilmiştir
Motor aktiviteler yorgunluğun kademesi giderek artırılarak uygulanmalıdır
Bir dereceye kadar olan yorgunluk motor öğrenmede gereklidir ve egzersiz yaptıracak kişilere bu durum anlatılmalıdır
Egzersiz Konvansiyonel egzersiz programları eklem
hareket açıklığına yönelik aktif ve pasif egzersizler, güçlendirici egzersiz programları ve kardiyovasküler kapasiteyi arttırıcı egzersiz programlarından oluşur
Egzersizler özellikle: 1) Cerrahi girişim sonrası iyileşme döneminde2) Kontraktür riskinin arttığı hızlı büyüme
dönemlerinde3) Tekerlekli iskemle kullanan tüm vücut
tutulumlu çocuklarda, önem taşır
Temel motor fonksiyonları kazanmaya yönelik egzersiz programları
düzenlenmelidir: Postür: Baş kontrolü, oturma dengesi,
quadripedal denge, ayakta durma dengesi Ambulasyon: Destekleme, resiprokasyon.
dinamik denge, segmental kontrol Üst ekstremite fonk: Erişme, kavrama,
pozisyonlama, yerleştirme, gevşeme, manipulasyon
Oral fonk: Çiğneme, dil hareketleri, yutma, respiratuar motor kontrol, glottal fonksiyonlar
III-AMBULASYON 9 aya kadar baş kontrolünü kazanan, 24 aya
kadar bağımsız oturabilen, 30 aya kadar emekleyen çocukların yürümesi beklenir
20 aya kadar başını tutamayan ve 4 yaşına kadar bağımsız oturamayan çocukların yürüme potansiyeli çok düşüktür
Ambulasyonun 5 kompenenti mevcuttur:1) Destekleme aktiviteleri2) Resiprokasyon 3) Dinamik denge
4) Segmental koordinasyon5) Ambulasyonun tamamlanması
1) Destekleme: Destekleme aktiviteleri gövde, kalça ve
dizlerde ekstansör, ayak bileği ve parmaklarda ise plantar aktivitedir. Bu aktivitelerde belirli bir kas gücüne ulaşılması gereklidir
Kas gücü yetersiz çocuklarda; soğuk uygulama, fırçalama, elektrik stimulasyonu, pasif germe, feedback ve fasilitasyon teknikleriyle kas aktivitesi uyarılarak yardımlı-aktif, aktif, dirençli aktiviteler düzeyine çıkılır
Fleksör hipertonili hastalarda ise öncelikle fleksör aktivite inhibisyonu öğretilmelidir
2) Resiprokasyon: Hasta sırtüstü yatırıldıktan sonra terapist tarafından pasif olarak manüel manipülasyon ile gösterilir
Oturur pozisyonda resiprokal alt ekstremite hareketinin elde edilmesi için bisiklet kullanımı faydalıdır
3) Dinamik denge: Aktif hareketler esnasında vücudun ağırlık merkezinin muhafaza edilmesine dinamik denge denir
Denge eğitiminde denge topu, denge tahtası ve paralel bardan çok yararlanılır. Ayrıca sanal veya gerçek atlarla bu eğitim verilebilir
4) Segmental koordinasyon: Kuvvet ve etkinliği yetersiz olan segmental motor
komponentler fasilite edilerek geliştirilir ve yürümede kullanılır
Örneğin ayak bileği dorsifleksiyonunu fasilite etmek için kalça fleksörlerinin sinkinetik aktivitesinden faydalanılır
Hastanın dizi fleksiyona getirilir ve manuel olarak uygulanan dirence karşı aktif kalça fleksiyonu yapması istenir
Sıklıkla spontan olarak ayak bileği dorsifleksiyonu ortaya çıkar. Bu manevra defalarca tekrarlanır
Başarı sağlandıkca kalça fleksiyonu azaltılarak devam edilir
Paralel bar eğitimi:
a) Tutanarak ve tutunmaksızın düzgün postürde ayakta durma
b) Vücut ağırlığının bir alt ekstremiteden diğerine aktarılması
c) Kol gücü ile ayakları yerden kesme
d) İleri doğru ayakları yerden kesme tarzında basit yürüme paternleri öğretilir
Paralel bar içi eğitiminde belirli bir düzeye erişildiğinde yürüme eğitimi paralel barın dışında baston, koltuk değneği veya yürüteç yardımı ile devam ettirilir
IV-CİHAZLAMA CP’de cihazlama sadece mobilizasyonun
değil diğer fonksiyonların da daha bağımsız hale gelmesini sağlar
Cihazlama CP tedavisinde tamamlayıcı bir uygulamadır, eklemde stabiliteyi sağlar, posturu düzeltir
Primitif reflekslerin bulunması, denge bozukluğu, duyu kusurları cihaz kullanımını olumsuz yönde etkiler
Ortez kullanım endikasyonları çocuğun yaşına, motor kontrol seviyesine, deformite tipine, fonksiyonel prognoz beklentisine bağlı olarak değişir
Ortez kullanan çocuğun sık sık takibi gerekir, hızlı büyüme çağında ortez kısa sürede ekstremiteye uyumsuz hale gelebilir
Çocuğun fonksiyonel gereksinimlerine göre endikasyonlar zamanla değişebilir
Çok küçük, hızlı gelişen ve uyumu zor çocuklarda aquaplast yani su içinde şekil verilebilen kısa yürüme ortezlerinin kullanılması tavsiye edilir
Üst ekstremite ortezleri:
CP’li çocuklarda progresif kontraktürlerinin engellenmesi için el ve elbileğini fonksiyonel pozisyonda tutan statik ortezler kullanılabilir
Dirsek ve omuzda ortez kullanımı endikasyonu çok kısıtlıdır. El için 2 tip ortez kullanılır:
1) Opponens splinti başparmağı avuç içinden kurtarmak amacıyla kullanılır
2) Dirsek-bilek-el ateli ise üst ekstremiteyi fonksiyonel pozisyonda tutmak amacı ile istirahat ateli olarak kullanılır
Alt ekstremite ortezleri:
Ayak ortezleri (FO)
a) Topuk yastığı (Heel cup): Subtalar eklemin hafif instabilitesinde kullanılır
b) Supramalleoler ortez (SMO): Dinamik ekinde kullanılabilir
Ayakbileği-Ayak ortezleri (AFO)
a) Rijid AFO: Yürüyemeyen çocuklarda kontraktür oluşumunu önlemek, ayakta durmak için ayak-ayak bileği stabilitesini sağlamak; yürüyen çocuklarda basma fazında topuk vuruşunu sağlatmak, salınım fazında parmakları yerden kesmek ve diz stabilitesini arttırmak için kullanılır
b) Eklemli AFO: Yürüyebilen çocuklarda
kullanılır Pasif ayak bileği
dorsifleksiyonu olan, merdiven çıkıp inebilen çocuklarda rijid AFO yerine kullanılmalıdır
Basma fazında dorsifleksiyona izin vermesi sayesinde normale yakın bir yürüme sağlar
Pasif dorsifleksiyon yaptırılamayan çocuklarda eklemli AFO, orta ayak eklemlerini zorlayarak deforme edeceğinden, kontrendikedir
c) Ground reaction veya floor reaction orthosis (GRAFO-FRO): Triseps ve/veya kuadriseps zayıflığında ya da bükük diz yürüyüşün varlığında kullanılır
Omurga ortezleri
Torako-lumbosakral ortez (TLSO)
Serviko-torako-lumbosakral ortez (CTLSO)
1) Omurga deformitelerinde cerrahi girişim zamanını geciktirerek omurga büyümesine zaman kazandırmak
2) Beslenme sorunları olan çocuklarda ameliyata hazırlık döneminde oturma dengesini korumak
3) Postop dönemde füzyon oluşana kadar implanta aşırı yük binmesini engellemek için kullanılır
MOBİLİTEYİ ARTTIRAN CİHAZLAR Ayakta Durma Bacaları
Çocuğu dik durumda destekleyerek alt ekstremitelerine yük binmesini sağlayan cihazlardır
Gövdeyi önden destekleyen yüzükoyun pozisyondaki bacalar kalça fleksörlerinin gerilmesini, dizin ekstansiyonunu ve ayak bileği dorsifleksiyonunu sağlar
Ancak gövde ekstansörleri spastik ve baş kontrolü kötü olan çocuklarda sırttan destek veren bacalar tercih edilmelidir
Yürüteçler
Çocuk yürüteçlerinin tekerlekli olması gereklidir
Yürümede maksimum destek sağlarlar ancak merdivende taşınmaları güçtür
Gövdede ekstansör spastisite hakimse önden destekli yürüteç kullanılır Önden destekli yürüteçler kalça fleksörlerinde kontraktüre yol açtığından çoğu zaman arkadan destekli yürüteçler tercihtir
Tekerlekli Sandalye Ağır motor
bozukluğu olan, oturma dengesi kötü ve fonksiyonel mobilitesi olmayan çocuklarda tekerlekli sandalye kullanılabilir
Tekerlekli sandalye seçiminde ayak desteklerinin uygunluğu, oturma sahası ve sırt kısmının derinliği, sertliği, genişliği ve taşınabilir özelliği göz önünde bulundurulmalıdır
Koltuk değnekleri
Yürüteci rahat kullanan, gövde kontrolü ve dengesi yeterli olan çocuklara 4 yaşından sonra koltuk değnekleri verilmelidir
CP’li çocuklar genellikle aksiller destekli veya Lofstrand tipi koltuk değneklerini tercih ederler
Tekerlekli sandalye ne zaman verilmelidir? Yürüme prognozu kötü olan tüm çocuklarda
tekerlekli iskemle kullanımı teşvik edilmelidir Bu çocuklar genellikle üst ekstremitelerini de
iyi kullanamadıklarından motorlu iskemleler tercih edilmelidir
Yürüme potansiyeli kısıtlı olan bazı ağır spastikler ve atetoidlerde, yürüteç ve koltuk değneği ile ambulasyon aşırı enerji tüketimine yol açtığından bu çocuklarda sosyal ve eğitsel gelişimi hızlandırmak için motorize tekerlekli iskemleler avantajlıdır
SPASTİSİTE TEDAVİSİ Spastisite gövde ve ekstremitelerdeki fizyolojik
tonusun artmasıdır Kas tonusunda artma DTR’lerinde artma Koordinasyon bozukluğu Postüral bozukluklar Kas güçsüzlüğü İnatçı primitif refleksler Denge reaksiyonlarında yetersizlik Üst ekstremitede fleksör sinerjiler ve alt
ekstremitede ekstansör sinerjiler eşlik eder
Spastisitenin fonksiyonel sonuçları:1) Spastisite ağrılı değildir. Ancak aşırı çekme
ve gerilmelerden dolayı ağrı hissedilebilir2) Kalça adduktör ve fleksör spazmları perineal
hijyende önemli sorunlara yol açar3) Spastisite fonksiyon kaybına postür
bozukluğuna, kontraktür ve deformitelere yol açabilir
4) Spastisite, kas kitlesinin korunmasına, kemik mineral kaybının önlenmesine, ödem ve venöz tromboz oluşma riskinin azalmasına katkı sağlar
5) Alt ekstremitedeki ekstansör spastisite ayakta durma ve yürümede gövdenin dik tutulmasına yardımcıdır
Tedavi yöntemleri: 1) Fizik tedavi modaliteleri
2) Medikasyon
a) Oral medikasyon
b) İntratekal Baklofen
c) Nöromüsküler Bloklar- Sinir Blokları (Fenol, alkol, botulinum toksin A)
3) Cerrahi (Kas-tendon uzatma, selektif dorsal rizotomi)
1) Fizik tedavi yöntemleri
Spastik olguda fizyoterapinin iki ana amacı: Spastik kas tonusunu azaltmak ve artmış
tonusun yaratacağı kontraktür gelişimini engellemektir
Pozisyonlama ve germe egzersizleri kullanılır
Pozisyonlama çocuğun antispastik pattern de denilen inhibitör pozisyonda yatırılması ve oturtulmasıdır
Bu pozisyona ek olarak kontraktür gelişimini engellemek için eklemler fonksiyonel pozisyonda tutulmalıdır
Germe egzersizleri: Spastik kasların splint ve alçı tespitlerle
ortalama 6 saatten fazla süreyle uygun pozisyonda gerilmesi, spastisiteyi büyük ölçüde azaltır
Özellikle üst ekstremiteye uygulanması kontraktüre gidişi engelleyebilir
Alt ekstremite splintlerinin spastisiteyi azaltıcı etkisi ise çok azdır
Spastisite tedavisinde kullanılan bir fizik tedavi ajanı yüksek titreşimli vibrasyondur
Bu titreşimlerin antagonist kaslara uygulanması ile agonist kaslarda resiprokal inhibisyon oluşur ve böylece istemli motor aktivite elde edilir
Girdaplı su banyosu, HP, sıcak havlu, parafin banyosu gibi yüzeyel ısı uygulamaları spastisiteyi azaltabilir
20-30 dakikadan daha uzun süreli soğuk uygulamalarda spastisitede kısa süreli (2-3 saat) rahatlama sağlar
Elektrostimulasyon: Manyetik Repetitif Stimulasyon, spastisitede
anlamlı fakat geçici düzelmeler sağlayan bir elektrostimulasyon metodudur
Kafa çevresine uygulanan paletler vasıtası ile motor kortekse sabit frekansta tekrarlayan manyetik uyarı verilir
Uygulama sonrası hastaların kas tonusunda anlamlı gevşeme gözlenmekte ve bu etki haftalarca sürmekte, hasta bu arada ilaç gereksinimi duymamaktadır
Elektrostimülasyon Spastik adelelerin üzerine konulan yüzeyel
elektrodlar yardımıyla alçak frekanslı elektrik akımları kullanılarak stimülasyon yapılmasının spastisiteyi kısa sürelerle azalttığı gözlenmiştir
Ayrıca spastik adelenin antagonistine de stimülasyon uygulanabilir
Hafif ağrılı olması, etkisinin kısa süreli oluşu ve ancak hastane içi koşullarda, terapi ünitelerinde uygulanabilmesi nedeniyle bu yaklaşım sadece fizyoterapi seansının bir parçası olarak kullanılabilir
2) Medikasyon
A) Oral medikasyon
Baklofen: Santral sinir sisteminde ana inhibitör nörotransmitter olan
GABA’nın agonistidir Etkisini ağırlıklı olarak omurilikte gösterir İnternöronun ikinci motor nöron üzerindeki inhibitör etkisini
arttırarak spastisiteyi azaltır Afferent uçlardan eksitatör nörotransmitter salınımını
azaltır 5 mg -20 mg dozda kullanılır Yan etki: Güçsüzlük, yorgunluk, konfüzyon, depresyon,
GIS yan etkilerdir. Epilepsi eşiğini düşürebilir, ani kesilirse nöbet veya halusinasyonları tetikleyebilir
Diazepam: Beyindeki retiküler formasyon ve spinal korddaki
benzodiyazepin bölgelerine etkir GABA’nın bağlanmasını ve presinaptik
inhibasyonunu artırır 2 mgr - 40 mgr dozda kullanılır Sık görülen yan etkileri: Yorgunluk, üriner
retansiyon, kabızlık, hafıza bozuklukları, uyuklamadır
Tolerans gelişebilir, ani kesilmesi nöbetleri tetikleyebilir
İnkomplet spinal kord yaralanmalarında tercih edilir
Dantrolen: Tedavi edici etkisi doğrudan kas içindeki kasılma
mekanizması üzerinedir Hem intrafüzal hem ekstrafüzal liflerde
sarkoplazmik retikulumdan Ca salınımını azaltarak kontraksiyonları azaltır
0.5 mgr/kgr/gün - 12mg/kg/gün dozda verilir Orta dereceli sedatif olup yorgunluk, bulantı kusma,
uyuklama ve diyareye neden olabilir Hepatotoksik olduğu için düzenli aralıklarla karaciğer
fonksiyon testleri yaptırılmalıdır Enzimler yükselirse yavaş yavaş azaltılarak bırakılır Pulmoner fonksiyonları da deprese edebilir Sıklıkla CP’de spastisite tedavisinde tercih edilir
B) İntratekal Baklofen Baklofen’in terapötik etkisini artıtrmak amacı ile
uygulanır Endikasyonları: 3 yaş üzerinde, tüm vücut
tutulumlu, belirgin spastisitesi olan ve spastisitesinin azaltılması ile fonksiyonel kazanç ve bakım kolaylığı beklenen olgular
Hipotoni, kore ve atetozda yararlı değildir Uygulama sonrasında spastisite azalınca kas
zayıflığı belirginleşir, bu nedenle güçlendirici egzersiz programları çok önemlidir
Komplikasyonları: Santral sinir sisteminde kateter enfeksiyonu, BOS kaçağı
C) Nöromüsküler Bloklar-Sinir Blokları Medikal tedavinin yetersiz kaldığı ve cerrahi girişimin risk
oluşturacağı düşünülen olgularda çeşitli kimyasal maddeler ile motor yollar üzerinde çeşitli seviyelerde kalıcı lezyonlar oluşturmak mümkündür
Alkol (% 50’lik salin dilusyonuyla) Triseps suraeye enjekte edilir Nöromüsküler bileşke hasarı yaratarak denervasyon
yapar 2-6 hafta spastisiteyi azaltır Uygulama çok ağrılı olduğu için genel anestezi altında
yapılması gerekir Enjeksiyon yerinde ağrı ve kronik nöropatik ağrı yapabilir Uygulama güçlükleri ve yan etkileri nedeni ile kullanımı
tercih edilmez
Fenol: (uzun etki süresi için % 5-7’lik dilüe su, salin veya gliseroldeki solüsyonları kullanılır)
Triseps surae, tibialis posterior, el bileği -parmak fleksörlerine yapılır
Proteinleri denatüre, myelin ve aksonları tahrip etmesiyle antispastik etki yapar
Yüksek doz enjeksiyonlar sonrasında kasta seyirme, konvulsiyon ve kardiopulmoner depresyon gözlenebilir
Botulinum Toksini: Nöromusküler bileşkede asetilkolin salınımını
inhibe ederek kimyasal denervasyon yapar Lokalize paralizi oluşturur Toksinin uygulanması ile spastisitedeki azalma
arasında; kastan yavaş difüzyonu veya presinaptik terminale ulaşması için gereken zamanı yansıtan 2-3 gün geçer
Spastisitedeki azalma 3-6 ay devam eder Uygulama tekniği fenole göre çok daha kolaydır,
ağrısızdır, anestezi gerektirmez, önemli komplikasyonu yoktur
Dezavantajları arasında etkisinin geri dönüşümlü olması, direnç gelişmesi ve fiyatı sayılabilir
3) Cerrahi Ortopedik cerrahi ile spastik kaslar uzatılarak
kas iğciğinden gelen uyarılar azaltılır, bu sayede germe refleksi daha az uyarılır ve spastisite azalır
Ayrıca spastisite nedeniyle oluşan deformite ve kontraktürler de düzeltilir
Ancak ortopedik cerrahi girişim yapılmadan önce spastisite tedavisi için diğer tüm yöntemlerin uygulanmış olması gereklidir
Beyin cerrahisinin girişimlerinden stereotaktik ensefalotomi, serebeller stimulasyon, longitudinal myelotomi, selektif dorsal rizotomi (SDR) ve nörektomi sayılabilir
Selektif dorsal rizotomi, omuriliğin L2 – S2 seviyeleri arasındaki posterior sinir köklerinin belirli dallarının seçilerek kesilmesidir
Bu sayede kas iğciğinden gelen uyarı omuriliğe ulaşamaz ve spastisite azalır
Selektif deyimi ile anormal nörofizyolojik özellikleri olan dalların kesilmesi kastedilir
Postoperatif dönemde spastisitede azalma olsa bile kas zayıflığı, gövdesel hipotoni, eklem hareket açıklığı kısıtlılığı, motor kontrol bozukluğu ve primitif refleks paternlerinin devamı gibi yoğun rehabilitasyon programı gerektirecek problemlerle karşılaşılır
Bunlara rağmen selektif dorsal rizotomi’nin tuvalet, giyinme, soyunma aktivitelerinde, oturma dengesinde, kognitif fonksiyonlarda artış sağladığını gösteren çalışmalar da vardır
CP’ de cerrahi uygulamalar: Cerrahi uygulanan vakaların yaklaşık % 95’i
spastik tiptir CP tipleri içinde ortopedik cerrahiden en fazla
yararlanacak olan hasta grubu spastik tiptir Atetoid tipte; ağrılı kalça dislokasyonları Hemiplejiklerde; pes ekinus ve pes varus Diplejiklerde; makaslama ve pes valgus Tüm vücut tutulumunda; omurga deformitesi ve
kalça instabilitesine yönelik cerrahi girişimler yapılır
Diskinetik CP’de cerrahi girişim pek önerilmez Tremor ve ataksiyi kontrol altına almak için
cerrahi planlanmamalıdır Mental sorunları olan çocuklarda uzun süreli
immobilizasyon ve fizyoterapi gerektirecek ameliyatlar yapılmasından kaçınılmalıdır
CP’de cerrahi endikasyon varsa operasyon erken uygulanmalıdır
Yürüyen çocuklarda 5-7 yaşlarında nöromotor gelişimin tamamlanması ile yürüme paterni yerleşir
Postürü ve yürümeyi düzeltmeye yönelik cerrahi girişimlerin bu dönemde yapılması ve mümkünse tek seansta bitirilmesi gereklidir
Üst ekstremite cerrahisi ise, çocuğun ameliyat sonrası terapiye daha kolay uyum sağlayacağı 6 -12 yaşlar arasında yapılmalıdır
Kalça instabilitesini önlemek için yapılması gereken addüktör – fleksör gevşetme ve osteotomilerde yaş sınırı yoktur
CP’DE SIKLIKLA UYGULANAN CERRAHİ GİRİŞİMLER
A) Kas ve tendon operasyonları
1) Gevşetme
2) Eksizyon (Dizde fleksiyon deformitesinde gracilis ve semitendinosus tendonektomisi yapılır)
3) Uzatma (Spastik hemiplejik CP de ekinovarus deformitelerine yönelik triceps surae tendonu uzatılması uygulanır)
4) Transfer (CP de tendon transferleri pek başarılı değildir)
5) Kısaltma (El bileği radial ekstensör kaslarının tendon kısaltma operasyonları yapılabilir)
B) Kemik operasyonları1) Artrodez
Spastik hemiplejik CP de ekino-varus, spastik diplejik CP’de ekino-valgus deformitelerinde kullanılır
En iyi sonuç ekino-valgus deformitesinde elde edilir
Triple artrodezde subtalar, talonaviküler, kalkaneo-küboid eklemlerin füzyonu sağlanır
12 yaşından sonra yapılmalıdır 4-9 yaşları arasında ekstra-artiküler subtalar
eklem füzyonu yapılabilir
2) Osteotomi En sık koksa valga ve anteversiyon
deformitelerini düzeltmeye yönelik intertrokanterik femur osteotomileri yapılır
Bu deformitelere sıklıkla kalça dislokasyonu eşlik eder
Kalça dislokasyonu, kalçanın adduksiyonu ve fleksör kaslarının güçlü, abdüktör kaslarının ise zayıf olmasından kaynaklanır
Öncelikle addüktör-fleksör kaslar zayıflatılmalı, abdüktör kaslar güçlendirilmelidir
Hasta kalça eklemine yük verilmek üzere ayağa kaldırılmalıdır
Postoperatif Bakım ve Rehabilitasyon Ameliyat sonrası terapinin amaçları en kısa
sürede eklem hareketi ve kas gücünün kazanılması ve yürümenin düzeltilmesidir
Pasif veya aktif yardımlı eklem hareket açıklığı egzersizleri ile rehabilitasyona başlanır
Alt ekstremite operasyonlarından sonra sıklıkla kısa bacak alçısı uygulanır
Alçı çıkarıldıktan sonra zayıf kasları korumak ve sekonder eklem deformitelerini önlemek amacıyla uzun yürüme cihazları bir süre kullanılmalıdır