sCONDITIONAL SENTENCES[

9
CONDITIONAL SENTENCES - ŞART CÜMLELERİ Bir şeyin olmasının diğer bir şeyin olmasına bağlı olduğunu bildiren, yani bir şart ileri süren sözlere conditional sentences - şart cümleleri denir. Şart cümleleri iki bölümlüdür: if cümleciği ve ana cümlecik. If cümleciğinde şart olarak belirtilen eylem, ana cümlecikte de bu şartın gerçekleşmesi halinde meydana gelecek durum anlatılır. if they come ..... gelirlerse ..... if she reads ..... okursa ..... if Mary accepts .... . Mary kabul ederse ..... if you call ..... çağırırsan ..... If they come, they will talk to you. Gelirlerse sizinle konuşacaklar. (konuşurlar) If she reads that letter, she will learn everything. O mektubu okursa her şeyi öğrenecek. (öğrenir) I'll give her a present if Mary accepts it. Mary onu kabul ederse ona bir hediye vereceğim. (veririm) He will come if you call him. Ona telefon edersen gelecek. (gelir) Şart cümlelerinde gelecek zaman halinde bulunan bölüm Türkçeye duruma göre geniş zaman veya gelecek zaman halinde çevrilir. If they want, I'Il put the chair here. İsterlerse sandalyeyi buraya koyacağım. (veya, koyarım) Yukarıda kısaca değindiğimiz ve biri if ile başlayan iki bölümden oluştuğunu gördüğümüz şart cümleleri üç tiptir. Her bir tipin içinde farklı fiil zamanları yer alır. Bunları sırayla görelim: birinci tip şart cümleleri: Bu tip şart cümlelerinde bir olasılık anlatılır. Bir şartın yerine gelmesi halinde diğer bir eylemin yapılacağı belirtilir. Bu tip cümlenin yapılış şekli konunun başında kısaca gördüğümüz, if ile başlayan geniş zaman cümleciği ile, gelecek zaman halinde ana cümlecik birleşimidir. Bu yapıda iki

description

CONDITIONAL SENTENCES ­ ŞART CÜMLELERİ Yukarıda kısaca değindiğimiz ve biri if ile başlayan iki bölümden oluştuğunu gördüğümüz şart cümleleri üç tiptir. Her bir tipin içinde farklı fiil zamanları yer alır. Bunları sırayla görelim: birinci tip şart cümleleri:

Transcript of sCONDITIONAL SENTENCES[

CONDITIONAL SENTENCES - ŞART CÜMLELERİ

Bir şeyin olmasının diğer bir şeyin olmasına bağlı olduğunu bildiren, yani bir şart ileri süren sözlere conditional sentences - şart cümleleri denir. Şart cümleleri iki bölümlüdür: if cümleciği ve ana cümlecik. If cümleciğinde şart olarak belirtilen eylem, ana cümlecikte de bu şartın gerçekleşmesi halinde meydana gelecek durum anlatılır.

if they come ..... gelirlerse ..... if she reads ..... okursa ..... if Mary accepts .... . Mary kabul ederse ..... if you call ..... çağırırsan ..... If they come, they will talk to you. Gelirlerse sizinle konuşacaklar. (konuşurlar) If she reads that letter, she will learn everything. O mektubu okursa her şeyi öğrenecek. (öğrenir) I'll give her a present if Mary accepts it. Mary onu kabul ederse ona bir hediye vereceğim. (veririm) He will come if you call him. Ona telefon edersen gelecek. (gelir)

Şart cümlelerinde gelecek zaman halinde bulunan bölüm Türkçeye duruma göre geniş zaman veya gelecek zaman halinde çevrilir.

If they want, I'Il put the chair here. İsterlerse sandalyeyi buraya koyacağım. (veya, koyarım)

Yukarıda kısaca değindiğimiz ve biri if ile başlayan iki bölümden oluştuğunu gördüğümüz şart cümleleri üç tiptir. Her bir tipin içinde farklı fiil zamanları yer alır. Bunları sırayla görelim:

birinci tip şart cümleleri:

Bu tip şart cümlelerinde bir olasılık anlatılır. Bir şartın yerine gelmesi halinde diğer bir eylemin yapılacağı belirtilir. Bu tip cümlenin yapılış şekli konunun başında kısaca gördüğümüz, if ile başlayan geniş zaman cümleciği ile, gelecek zaman halinde ana cümlecik birleşimidir. Bu yapıda iki cümlecikten hangisinin önce söyleneceği önemli değildir. Sadece, if'li kısım önce yazılırsa bitimine virgül konulur.

If he comes late, they'll watch - television at home. Geç gelirse evde televizyon sey redecekler. They'll watch television at home - if he comes late. Geç gelirse evde televizyon sey redecekler. If you work here, you'll catch cold. Burada çalışırsan üşüteceksin.If I come, I'll take you to the cinema. Gelirsem seni sinemaya götüreceğim. If Doris gets up early, she'll take a walk. Doris erken kalkarsa bir yürüyüş yapacak. If he is a good boy, he'll help his father. İyi bir çocuksa babasına yardım edecek. They'll play in the house if it rains. Yağmur yağarsa evde oynayacaklar. She'll go for a swim if it doesn't gidecek. Yağmur yağmazsa yüzmeye rain. My son will be ill if he works too much. Çok fazla çalışırsa oğlum hasta olacak. He'll pass his examination if he works hard. Çok çalışırsa sınavını geçecek. If you leave now, you'll catch the bus. Şimdi hareket ederseniz otobüse yetişeceksiniz.

ana cümlecikte can, may, must kullanılması

Ana cümlede gelecek zaman yerine can, may, must ile fiiller kullanılabilir.

If you go now, you'll see the accident. Şimdi gidersen kazayı göreceksin. If you go now, you can see the accident. Şimdi gidersen kazayı görebilirsin. If you go now, you may see the accident. Şimdi gidersen kazayı görebilirsin. (görmen ihtimali var) If the weather changes, we can waIk there. Hava değişirse oraya yürüyebiliriz. If she wants to be a doctor, she must work harder. Bir doktor olmak isterse daha çok çalışmalı. If they lose this card, they must get another one. Bu kartı kaybederlerse başka bir tane almalılar.

ana cümlecikte geniş zaman halinde fiil kullanma

If they see you, they change their plan. Sizi görürlerse planlarını değiştirirler. If we get up late, they also get up late. Biz geç kalkarsak onlar da geç kalkarlar. They don't sell you anything if you don't pay your debt. Borcunuzu ödemezseniz size hiçbir şey satmazlar.

if cümleciğinde şimdiki zaman, bitmiş şimdiki zaman

If you work hard, you'll get. tired soon. Çok çalışırsan hemen yorulacaksın If you are working, I'll bring you a cup of tea. Çalışıyorsan sana bir fincan çay getireceğim. If they are waiting for Helen, I'll send her down. Helen'i bekliyorlarsa onu aşağı göndereceğim. If she is trying to change the wheel, we'll help her. Lastiği değiştirmeye çalışıyorsa ona yardım edeceğiz. If you have cooked the meal, I'll set the table. Yemeği pişirdiysen masayı hazırlayacağım. If she has washed the dishes, we'll put them in the cupboard. Bulaşığı yıkadıysa onları dolaba koyacağız.

Birinci tip şart cümlelerini gördükten sonra bunların iki bölümden oluşan yapısını bir daha ve şematik olarak tekrar gözden geçirmeniz için ayırımlı olarak veriyoruz.

if cümleciği ana cümlecik If you climb the tree, you'll see the nest. Ağaca tırmanırsan yuvayı göreceksin. (görürsün) If they run quickly, they'll catch the boy. Hızlı koşarlarsa çocuğu yakalayacaklar. (yakalarlar) If Dick comes with you, we'll play faotball. Dick seninle gelirse futbol oynayacağız. (oynarız) If she wants, she can take my umbrella. İsterse şemsiyemi alabilir. If you come late, you must wait here. Geç gelirsen burada beklemelisin. If it rains, I take a bus. Yağmur yağarsa otobüse binerim. If he is washing his socks, he'll need hot water. Çoraplarını yıkıyorsa sıcak suya ihtiyacı olacak. If you have finished your work, we'll go shopping. İşini bitirdiysen alışverişe gideceğiz.

ikinci tip şart cümleleri

Bu tip şart cümlelerinde if'li cümlecik geçmiş zaman halinde, ana cümlecikteki fiil geçmiş şart yapısında, yani would ile kullanılmış durumdadır. Bu tip şart cümleleri gerçekleşmesi mümkün görülmeyen, sadece olması bir an için hayal edilen bir durumu gösterirler. Bu tipte fiil zamanı geçmiş zaman olduğu halde geçmişle ilgili değildir. Şimdiki durumu belirtir.

If I saw them, I would help them. Onları görsem yardım ederdim. If she had a pencil, she would give it to you. Bir kalemi olsa onu sana verir. If they gave me some money, I would share it with you. Bana biraz para verseler seninle paylaşırım. if he knew the answer. He would tell you Cevabı bilse sana söyler If I were you, I would buy that car. Senin yerinde olsam o arabayı alırım. If he were rich, he would support us. Zengin olsa bizi destekler. We would learn English easily if we went to England. İngiltere'ye gitsek İngilizceyi kolayca öğreniriz. She would buy a bicycle if she earned enough money. Yeterli para kazansa bir bisiklet alır.

would yerine might, could

Bu tip cümlelerde would yerine might, could kullanılarak biraz değişik anlamlar elde edilir.

If he knew the answer, he would write it. Cevabı bilse yazar. If he knew the answer, he might. write it. Cevabı bilse yazabilir If he knew the answer, he could write it. Cevabı bilse yazabilir. If it rained, we would stay at home. Yağmur yağarsa evde otururuz. If it rained, we might stay at home. Yağmur yağarsa evde oturabiliriz. If it rained, we could stay at home. Yağmur yağarsa evde oturabiliriz.

İkinci tip şart cümlelerinin yapısını da aşağıda bir daha ve ayrı şekilde görelim:

if cümleciği ana cümlecik

If you climbed the tree, you would see the nest. Ağaca tırmanırsan yuvayı görürsün. If I were a bird, I would fly to my country. Bir kuş olsam ülkeme uçarım. If she were a good girl, she would help her mother. İyi bir kız olsa annesine yardım eder. If you invited him, he would come. Onu davet edersen gelir. If Mary waited outside, she would see the visitors. Mary dışarıda beklerse ziyaretçileri görür. If you wrote to me, I would answer you. Bana yazarsan sana cevap veririm. If we listened to the radio, we could learn the news. Radyoyu dinlersek haberleri öğrenebiliriz. If the bridge broke, many people might die. Köprü yıkılsa birçok insan ölebilir.

üçüncü tip şart cümleleri

Bu tip şart cümlelerinde if'li kısım past perfect - geçmişte bitmiş zaman, ana cümlecik ise mişli şart yapısındadır.

If you had invited Gerald, he would have come. Gerald'ı davet etmiş olsaydın, gelmiş olurdu. (Gerald'ı davet etseydin gelirdi.)

Bu tip cümlede eylemlerin gerçekleşmiş olması mümkün değildir. Bu sözlerle sadece onlar yapılmış olsaydı ne olurdu gibi bir tahmin veya hayal ifade edilmektedir. Yukarıdaki örnekte ne Gerald davet edilmiş, ne de o gelmiştir. Sadece böyle bir davet yapılmış olsa onun gelmiş olacağı düsünülmektedir.

If she had written the letter, I would have posted it. Mektubu yazsaydı onu postalardım. If you had started earlier, you would have arrived in Rome at four. Daha erken hareket etseydiniz Roma'ya dörtte varırdınız. If he had not caught the cup, it would have broken. Fincanı yakalamasaydı o kırılırdı. He would have died if the hunters had not found him. Avcılar onu bulmasa ölürdü. If we had read the letter, we would have learnt the truth. Mektubu okusaydık gerçeği öğrenirdik.

would yerine could, might

If I had known, I would have gone. Bilsem giderdim. If she had known, she might have caIled you. Bilse sana telefon ederdi. If we had seen them, we could have talked to them. Onları görsek onlarla konuşurduk.

Üçüncü tip şart cümlelerinin yapısını da aşağıdaki örneklerde bir daha görelim:

if cümleciği ana cümlecik

If you had finished your work, we would have gone out. İşini bitirmiş olsan dışarı çıkmış olurduk. (çıkardık) If Mary had told me, I would have come earlier. Mary bana söyleseydi daha erken gelirdim. If he had sold his old car, he would have bought a new one. Eski arabasını satsaydı yenisini alırdı. If we had not come in time, the house would have caught fire. Zamanında gelmeseydik ev tutuşmuş olurdu. If the tourists had stayed at the they would have stayed longer. new hotel, Turistler yeni otelde kalsaydı daha uzun kalırlardı. If she had washed the dishes, she would have come with you. Bulaşıkları yıkasaydı sizinle gelirdi.

if cümleciğinde will - would kullanılması Genel olarak if cümlesinde will, would kullanılmaz. Fakat bazı hallerde cümleciğe ayrı bir anlam katarak kullanılırlar. Kibar bir soru sormak için will, would sözcükleri if cümleciğinde yer alabilirler. Would ile yapılan şekil daha kibar bir talep gösterir.

If you will give me your pen, I'll write my name. Lütfen bana kaleminizi verirseniz adımı yazacağım. If you will wait a little, Mary will come at once. Mary Lütfen biraz beklerseniz derhal gelecek.

If you would tell me your name, I'Il write it in the list. Lütfen bana adınızı söylerseniz onu listeye yazacağım. If he will fill the form, we'll give him the necessary informa tion. - Lütfen formu doldurursa ona gerekli bilgiyi vereceğiz. If she would accept our offer, we'll be very glad. Bizim teklifimizi lütfen kabul ederse çok memnun olacağız. If you'll show me the way, I'II be most thankful. Lütfen bana yolu gösterirseniz çok müteşekkir olacağım. If you would take your bag, I'll set the table. Lütfen çantanızı alırsanız masayı hazırlayacağım.

Bu cümlelerde won't kullanılırsa "kabul etmemek" anlamı verilmiş olur.

If he won't accept the offer, we'll find another buyer. Teklifi kabul etmezse başka bir alıcı buluruz. If they won't come with us, we'll go alone. Bizimle gelmezlerse yalnız gideriz.

If'li cümlecikte would like kullanılabilir. Kibar bir soru seklidir.

If you would like another cake, I'll bring it at once. Başka bir pasta isterseniz onu derhal getiririm. If you would like to see them, I can take you there. Onları görmek isterseniz sizi oraya götürebilirim.

If cümleciği, dilek kipinde olduğu gibi were ile kullanılır.

If I were a King, I would be. very happy. Bir kral olsam mutlu olurdum If Mary were here, she would sing for us. Mary burada olsa bize şarkı söyler. If I were you, I would sell your car. Yerinde olsam otomobilini satarım. If I were you, I would arrange the furniture differently. Yerinde olsam mobilyayı değişik biçimde yerleştiririm. If she were given some money, she would buy new dresses. Ona biraz para verilse yeni elbi- seler alır.

if not yerine unless

Birçok durumda unless sözcüğü if not yerine kullanılabilir.

If you don't come, they'll leave early. Siz gelmezseniz erken gidecekler. Unless you come, they'll leave early. Siz gelmezseniz erken gidecekler.If she doesn't like it, I'll give her another one. Onu sevmezse başka bir tane vereceğim. Unless she likes it, I'll give her another one. Onu sevmezse başka bir tane vereceğim. Unless you change your mind, we'll stay at home. Fikrini değiştirmezsen evde kalacağız.

if yerine had ve were kullanılması

Şart cümlelerinin üçüncü şeklinde gördüğümüz cümlelerde had sözcüğü if yerine geçebilir. Fakat bu çok kullanılan bir şekil değildir. Sadece kitaplarda rastlanabilir.

If they had sold their house, they would have gone to France. Evlerini satsalardı Fransa'ya gider- lerdi. Had they sold their house, they would have gone to France. Evlerini satsalardı Fransa'ya giderlerdi. If she had learnt the truth, she would have told her friends. Gerçeği öğrenseydi arkadaşlarına söylerdi. Had she learnt the truth, she would have told her friends. Gerçeği öğrenseydi arkadaşlarına söylerdi. If I were a rich man, I would help you. Zengin bir adam olsam sana yardım ederim. Were I a rich man, I would help you. Zengin bir adam olsam sana yardım ederim. Were I in your place, I would wear a blue hat. Yerinde olsam mavi bir şapka giye- rim.

if only

Only sözcüğü şart cümlelerinde if yanında kullanılarak fiilin zamanına göre istek, ümit, esef, üzüntü ifade eder. Geniş zaman halinde istek, ümit gösterir.

If only we learn these words quickly, we'll be very happy. Bu sözcükleri çabucak öğreniversek çok mutlu olacağız. (umarız öğreni- riz) If only he studies his lessons, he'll be successful. Derslerine çalışsa başarılı olur. (umarız başarılı olur)

Geçmiş zaman halinde üzüntü ifade eder.

If only he didn't come so late. O kadar geç gelmese. (geç gelmesi üzücü) If only I knew the answer, I would explain it to you. Cevabı bilsem açıklarım. (maalesef bilmiyorum) If only I had known the answer, I would have explained it to you. Cevabı bilsem sana açıklardım. (maalesef bilmiyordum)