SAYED Mayıs 2012 Sayı:50

76
SAGLIK YÖNETIMI ve EGITIMI DERGISI YIL:5 SAYI:50 MAYIS 2012 PROF. DR. ALİ COŞKUN Bu Ülkenin Güzel İnsanları Hak Ettikleri Hizmeti Alabilmeli AYGÜL BULUT Hemşire Hekimin Gerisinde Değil Yanında Yer Almalı BEDİRHAN GÖKÇE Aşk ve Merhametten İlham Alıyorum ACİL SAĞLIK HİZMETLERİ GÖZ DOLDURUYOR

description

SAYED Mayıs 2012 Sayı:50

Transcript of SAYED Mayıs 2012 Sayı:50

Page 1: SAYED Mayıs 2012 Sayı:50

SAGLIK YÖNET IMI ve EGI T IMI DERGISI

Y IL:5 SAY I:50 M AY IS 2012

PROF. DR. ALİ COŞKUNBu Ülkenin Güzel İnsanları Hak Ettikleri Hizmeti Alabilmeli

AYGÜL BULUTHemşire Hekimin Gerisinde Değil Yanında Yer Almalı

BEDİRHAN GÖKÇEAşk ve Merhametten İlham Alıyorum

ACİL SAĞLIK HİZMETLERİGÖZ DOLDURUYOR

Page 2: SAYED Mayıs 2012 Sayı:50

PLAZMAKİNETİK TUR SİSTEMİ2011 MODEL VERSİYON 3.01

TÜRKİYE TEK YETKİLİSİ

Farilya İş MerkeziUfuk Üniversitesi CaddesiNo:8 Kat:6 Daire:33Çukurambar 06510 Ankara - Türkiye

Tel :+90 312 205 52 20Faks :+90 312 205 52 50

Metroport Busidence Kartaltepe MahallesiKültür Sokak No:1 Kat:12 Daire:185 Bahçelievler İstanbul - TürkiyeTel :+90 212 441 50 86Faks :+90 212 441 50 93

Gsm :+90 530 662 86 64 +90 532 767 53 45

web :www.item.com.tre-posta :[email protected]

Page 3: SAYED Mayıs 2012 Sayı:50

PLAZMAKİNETİK TUR SİSTEMİ2011 MODEL VERSİYON 3.01

TÜRKİYE TEK YETKİLİSİ

Farilya İş MerkeziUfuk Üniversitesi CaddesiNo:8 Kat:6 Daire:33Çukurambar 06510 Ankara - Türkiye

Tel :+90 312 205 52 20Faks :+90 312 205 52 50

Metroport Busidence Kartaltepe MahallesiKültür Sokak No:1 Kat:12 Daire:185 Bahçelievler İstanbul - TürkiyeTel :+90 212 441 50 86Faks :+90 212 441 50 93

Gsm :+90 530 662 86 64 +90 532 767 53 45

web :www.item.com.tre-posta :[email protected]

Page 4: SAYED Mayıs 2012 Sayı:50

www.hohenstein.com.trwww.quality-laundry.com

HoHenstein istanbulTekstil Analiz ve Kontrol Hizmetleri Ltd. Şti.Osmanağa Mah. Gaziosmanpaşa Sk. No:12Kadıköy- Istanbul

Phone: +90 216 338 03 63 – 65E-Mail: [email protected]

Biz hastalarınızın kendilerini güvende hissetmelerini sağlayabiliriz!

Çamaşırların dünya standartlarına uygun, hijyenik bir şekilde yıkanması ve hazırlanması, hastanelerde bulaşıcı hastalıklardan korunmak açısından son derece önemli ve önceliklidir.

RAL-GZ 992’ye göre sertifikalandırılmış çamaşırhaneler ile işbirliği, hijyen ve kalitenizi garanti eder. Hastanede Onaylı Hijyen Yönetimi sayesinde kontrollü hijyen ve kalite sağlanmaktadır.

Bu konuda taleplerinizi alabiliriz.

GERÇEKTEN HİJYENİK Mİ?

Page 5: SAYED Mayıs 2012 Sayı:50

MAYIS 2012 3

ilinen insanlık tarihi süresince kazalar, savaşlar ve afetlerde yaralanan ve

acil sağlık sorunuyla karşılaşan vatandaşlar için çeşitli tıbbi girişimler yapılmıştır. 5000 yıl önce Mısır’da acil tıbbi müdahalenin geliştirildiği ve uygulandığı, eski Yunan ve Roma uygarlıklarının ilk yardım ve savaş meydanlarından yaralıların taşınması ile ilgili uygulamalar yaptıkları bilinmekte-dir.

Tarihi insanlık kadar eski olan acil hizmetler dünyanın hemen her ülkesinde gelişmiştir. Bu gelişime ülkemiz Sağlıkta Dönüşüm Programıyla ayak uydurmuştur. Acil Sağlık Hizmetleri sağlık hizmeti sunumunun en önemli ve birincil ayağı olduğu için Bakanlık yatırım ve yeniliklere ağırlık vermiştir. Bunlar o kadar belirgindir ki vatandaşın takdirini kazanmıştır. Acil sağlık hizmetlerinin önem kazandığının kanıtı, yeni teşkilat yasası ile Acil Sağlık Hizmetleri

Genel Müdürlüğü’nün kurulmasıdır kuşkusuz.

Biz de bu yenilikleri bir kez daha dile getirmek için Acil Sağlık Hizmetleri-nin Gelişimini konu aldık. Bu gelişimde çok büyük payı olan Acil Sağlık Hizmetleri Genel Müdürü Prof. Dr. Ali COŞKUN ile acil sağlık hizmetlerini konuştuk. Kırıkkale Yüksek İhtisas Hastanesi Başhekimi Op. Dr. Osman Acar ise hastanesin-de başlattığı acil danışmanlık hizmetleriyle ilgili bilgi verdi.

Bu ay büyüteç altına aldığımız konu ortopedi ve travmatoloji. Yine sektörün sorunlarını ve çözüm önerilerini sektör temsilcilerinden dinledik. Dergimizde her ay takip ettiğiniz bölümleri tabii ki unutma-dık. Ünlü konuğumuz ise şiirleriyle tanınan Bedirhan Gökçe oldu. Hekimlere uygulanan şiddete karşı açılan kampanyada ön sıralarda yer alan Gökçe’nin röportajını ilgiyle okuyacaksınız.

Gelecek ay görüşmek üzere…

YIL 5 • SAYI 50 • MAYIS 2012www.sayeddergisi.org

YÖNETİM

Sahibi ve Yayın YönetmeniFEYZULLAH AKBEN

Sorumlu Yazı İşleri MüdürüSARE KUŞ

[email protected]

EditörSU ÖZGÜR

Yazı İşleriSERRA KUL - ÖMER DURAK

AYŞE YILMAZTÜRKGÜNEŞ KAZDAĞLI

Görsel YönetmenBİLAL AKGÜL

Fotoğraf EditörüAHMET FERHAT AKBEN

ReklamDİDEM GÜLKAÇ[email protected]

Abone ve DağıtımSONGÜL KARADENİZ

[email protected]

Halkla İlişkilerYASEMİN KERİMİ

Yapım

Yönetim AdresiKore Şehitleri Cad. Yonca Apt. A Blok No: 1/5

Zincirlikuyu - Şişli / İSTANBULTel: 0 212 272 61 06 Faks: 0 212 272 61 07

www.ajansfa.com / [email protected]

BaskıŞAN OFSET

Cendere Yolu No:23 Ayazağa / İSTANBULTel: 0 212 289 24 24

Yayın TürüYaygın Süreli Yayın

SAYED dergisi sağlık yöneticilerine ve eğitimcilerine ücretsiz dağıtılır. Para ile satılmaz.

Yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarına aittir. Reklamların sorumluluğu ise reklam verene aittir.

Dergide yayınlanan yazı ve resimler kaynak gösterilmek suretiyle iktibas edilebilir.

SAGLIK YÖNET IMI ve EGI T IMI DERGISI

BMerhaba...

NİSAN 2012 3

Sare Kuş

Page 6: SAYED Mayıs 2012 Sayı:50
Page 7: SAYED Mayıs 2012 Sayı:50

MAYIS 2012 5

BaşkandanMerhaba…

Hepinizi selam ve muhabbetle kucaklıyorum. SAYED olarak sizlerden aldığımız güçle

yolumuza devam ediyoruz. OHSAD tarafından Antalya’da üçüncüsü düzenlenen “Sağlıkta Ortak Çözüm Toplantıları” kongresine katıldık. Özel Hastane Yöneticilerini ve medikal sektör temsilcilerini, 17-21 Ekim 2012 tarihlerinde gerçekleştirecek 4. Ulusal Sağlık Kurultayı’mıza davet ettik.

Sizden ayrı kaldığımız bir aylık süreçte yaşadığımız menfur bir saldırı hepimizi derinden etkiledi. Gaziantep Av. Cengiz Gökçek Devlet Hastanesi’nde Göğüs Cerrahisi Uzmanı olarak görev yapan kardeşimiz Uzm. Dr. Ersin ARSLAN’ı görevi başında kaybettik.

Sağlık çalışanlarına karşı şiddet olayları son dönemlerde basında sıkça yer almaya başladı. Bir insanın hayatının devamı Cenab-ı Allah’ın takdirinde. Bizim görevimiz insanların şifa bulmalarına vesile olmak.

Ancak insanların acılarını dindirelim derken, karşılaştığımız saldırılar bizleri üzmektedir. Bizler ki, ailemizden, sosyal hayatımızdan fedakârlık ederek mesleğimizde daha verimli olmaya çalışıyoruz.

Hastalarımız şifa bulunca mutlu oluyor, vefatlarında ise mateme bürünüyoruz.

Olayın sağlık hizmetinin alınıp alınmamasından ziyade, vefat eden bir dedenin maaşından ve bakım aylığından faydalanma adına gerçekleştirilmiş olması bir başka trajedi. Bu tür üzücü olaylar bizim hizmet aşkımızı eksiltmeyecektir. Hastalarımızın duasını almak, onların şifa bulmasını vesile olmak, Ersin kardeşimizin ismini yaşatmak adına çok daha şevkle çalışacağımızın bilinmesini isteriz.

Sağlık Bakanlığı, doktorumuzun ismini görev yaptığı hastanede yaşatma kararı aldı. Gaziantep Av. Cengiz Gökçek Devlet Hastanesi ismi, Dr. Ersin ARSLAN Devlet Hastanesi olarak değiştirildi. Sayın Bakanımıza ve Bakanlığımız yetkililerine teşekkür ve şükranlarımızı sunuyorum.

Bu vesileyle Dr. Ersin ARSLAN kardeşimizi gani gani rahmet, başta eşi Dr. Sibel ARSLAN olmak üzere ailesine, Yönetim Kurulu Üyemiz Gaziantep Dr. Ersin ARSLAN Devlet Hastanesi Başhekimi Uzm. Dr. Ali Güven FİNCAN’a, sağlık çalışanlarına ve milletimize başsağlığı diliyorum. Dualarınızı eksik etmeyin. Ruhu şad olsun.

Prof. Dr. Hayreddin YekelerSAYED Yönetim Kurulu Başkanı

Page 8: SAYED Mayıs 2012 Sayı:50

24 Hemşire Hekimin Gerisinde Değil Yanında Yer Almalı

30Hasta ve Çalışan Güvenliğinin Sağlanmasına Dair Yönetmelik Hazırlandı

38 Çapa Medikal Genel Müdürü Zekeriya Avşar: Kendi Vücudumda Kullanılmasını İstemediğim Ürünü Satmam

50 MAY

IS

08 Spot Haberler

15Acil Sağlık Hizmetleri Genel MüdürüProf. Dr. Ali Coşkun:Bu Ülkenin Güzel İnsanları Hak EttikleriHizmeti Alabilmeli

20 Acil Danışmanlarımız Memnuniyeti Arttırdı

15 20

22

Prof. Dr. Ali Coşkun:Bu Ülkenin Güzel İnsanları Hak EttikleriHizmeti Alabilmeli

Ofiste ÇalışırkenNe İçelim?36

Acil Bakım Hemşiresi Olmak22

Page 9: SAYED Mayıs 2012 Sayı:50

46 Ortopedi ve TravmatolojiBüyüteç Altında

Sağlıkta Ortak Çözüm Toplantıları Gelenek Haline Geldi42 62 Mercedes CLS

64 Röportaj: Bedirhan Gökçe

Kitap Kritik:Sol Ayağım70

Film Kritik:Coriolanus6856 Van’ımız Sağolsun

59 Dr. Ersin Gitti Başka Ersinler Gitmesin

SAYED Sağlık Yönetimi ve Eğitimi Derneği Adına

Yayın Kurulu BaşkanıProf. Dr. Hayreddin YEKELER(SAYED Derneği Genel Başkanı)

Yayın Kurulu (SAYED Derneği Yönetim Kurulu)Dr. Osman ACARFatma AKTAŞ Aygül BULUT Arif ÇETİNZafer DERELİProf. Dr. Metin DOĞANHülya ERBABA Prof. Dr. Fazlı ERDOĞANOpr. Dr. Ali Güven FİNCANProf. Dr. Nurettin KARAOĞLANOĞLUDr. Mustafa KIRLANGIÇ Dr. Kemal KİRAZ Veysel ÖZGEN Nebi ŞAHİNLİ Yücel ŞİRİN Prof. Dr. Nurullah ZENGİN

Danışma KuruluYrd. Doç. Dr. Mustafa AKSOYProf. Dr. Selami AKKUŞProf. Dr. Ayşe Filiz AVŞAR Prof. Dr. Engin AYDINProf. Dr. Metin AYDINProf. Dr. Derya BALBAY Prof. Dr. Ethem BEŞKONAKLIProf. Dr. Sait BİLGİÇProf. Dr. Murat BOZKURTProf. Dr. Engin BOZKURTProf. Dr. Alper CİHANDoç. Dr. Kerim ÇAĞLIProf. Dr. Bekir ÇAKIRProf. Dr. Ali ÇAYKÖYLÜDoç. Dr. Selim Selçuk ÇOMOĞLUProf. Dr. Ali DEMİRProf. Dr. Ali Pekcan DEMİRÖZProf. Dr. Orhan DENİZProf. Dr. Osman Nuri DİLEKProf. Dr. Ali İhsan DOKUCUUzm. Dr. Mehmet Taşkın EĞİLProf. Dr. Levent ELBEYLİProf. Dr. Cevdet ERDÖLProf. Dr. Canan HASANOĞLUDoç. Dr. Sema HÜCÜMENOĞLUProf. Dr. Abdullah İĞCİDoç. Dr. Abdurrahimi İMAMOĞLUProf. Dr. Mehmet İŞLERProf. Dr. M. İ. Safa KAPICIOĞLUProf. Dr. Murat KARAŞENYrd. Doç. Dr. Esra KESKİNProf. Dr. Muzaffer KİRİŞProf. Dr. Akın MARŞAPProf. Dr. Muzaffer METİNTAŞProf. Dr. Semih ÖNCELProf. Dr. Mustafa ÖZMENProf. Dr. Mustafa PAÇDoç. Dr. Sadrettin PENÇEProf. Dr. Mustafa SOLAKProf. Dr. Yunus SÖYLETProf. Dr. Haydar SURProf. Dr. Erol ŞENERProf. Dr. Mehmet Akın TAŞYARANProf. Dr. Dilaver TENGİLİMOĞLUProf. Dr. Bahattin TUNÇProf. Dr. Necdet ÜNÜVARProf. Dr. Yavuz YILMAZ

* İsimler soyadları dikkate alınarak alfabetik sıraya göre dizilmiştir.

Reklam Sayfaları: Novatek ⁄ Sesa Elektronik 1 ⁄ Hohenstein 2 ⁄ Yeşil Vadi Arsa Ofisi 4Çapa Medikal 9 ⁄ Orsa Ortopedi 11 ⁄ Üzümcü 13 ⁄ Muka Metal 14 ⁄ Filmat 19 ⁄ İncekaralar 27

Duman Çelik Eşya 29 ⁄ Promed 33 ⁄ Kurt&Kurt 35 ⁄ Alpdata 41 ⁄ Atasam 45 ⁄ Fiksmed 49Tasarımmed 53 ⁄ Meditel 58 ⁄ SAYED 2012 4. Ulusal Sağlık Kurultayı 61 ⁄ Işık Kardeşler 67

Ultra Görüntüleme 69 ⁄ Mespa 71 ⁄ Kompozit 72 ⁄ Sisoft 74

46

42 62 64

Ortopedi ve TravmatolojiBüyüteç Altında

Page 10: SAYED Mayıs 2012 Sayı:50

MAYIS 20128

SPOT HABERLER

Termal Sağlık Turizmi Kongresi Afyon’da DüzenlenecekAfyon Kocatepe Üniversitesi 06 - 09 Haziran 2012 tarihleri arasında “Uluslararası Katılımlı Termal Sağlık Turizmi Kongresi” düzenliyor. Avrupa, Ortadoğu, Balkanlar, Türk Cumhuriyetleri ve Orta Asya gibi yakın bölgeler olmak üzere birçok ülkeden önemli sayıda termal turizm temsilcilerinin davet edildiği kongreye ile yurt içinden termal ve sağlık turizmiyle ilgili profesyoneller, yöneticiler ve akademisyenlerin de katılması beklenmektedir.

Kongre Düzenleme Kurulu Başkanı Afyon Kocatepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa SOLAK kongreyle ilgili yaptığı açılamada sağlık ve termal sağlık turizminin sürekli gelişen, yenilenen bilimsel kavramlar ve var olan doğal kaynakların en etkili şekilde birleştiği bir alan olduğunun altını çizerek şunları ekledi; “Termal sağlık turizmi alanında çalışanların hizmet kalitesinin artırılması, hizmet veren kurumların önemli bir destinasyon merkezi haline gelmesi ve Afyonkarahisar’ın termal sağlık turizminin marka şehri olması hem üniversitemizin hem de ilimiz yönetiminin önemli hedefleri arasındadır. Nitekim genç ve dinamik bir kurum olan Afyon Kocatepe Üniversitesi bulunduğu bölgeye katkı yapmaya büyük önem vermektedir. Bu anlayışla; üniversite-sanayi, üniversite-kent iş birliği kapsamında sağlık ve termal turizmi bir arada değerlendirecek olan Uluslararası Katılımlı Termal Sağlık Turizmi Kongresi’ni Afyon Kocatepe Üniversitesi’nde düzenleyecek olmaktan mutluluk duymaktayız.”

Hastaneni Seç, Doktoruna UlaşSağlıkta ‘tek tık’ dönemi başlıyor. Vatandaş bundan sonra hangi özel hastane için ne kadar ilave ücret ödeyeceğini hastaneye gitmeden öğrenebilecek. Hazırlanan internet sitesi ay sonunda hizmete geçecek. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, vatandaşların sağlık hizmetlerine anında ulaşabilmesini ve hangi hizmete ne kadar fark ücreti ödendiğinin bilinmesini hedeflediklerini belirtti. ‘Hastaneni seç, doktoruna ulaş’ sloganıyla hazırlanan internet sayfasına şifresiz olarak girebileceğini işaret eden Çelik “İnternet sayfasına giren vatandaşlar, özel sağlık hizmet sunucularında verilen sağlık hizmetlerine SGK’nın ödediği miktarı görebilecek. Vatandaşlar, özel hastanelerde en fazla ne kadar ilave ücret ödeyeceklerini de anında öğrenecek. Ayrıca özel hastanelerin hangi hizmetleri verdiği, doktorların meslek bilgileri, işlemlerin sayısal bilgilerine ve çalışma saatlerine ilişkin veriler de yer alacak.” dedi.

Projenin ikinci aşamasında, internet sitesine erişimi artırmak amacıyla android işletim sistemiyle çalışan kioskların ve tabletlerin özel hastanelere konulacağına işaret eden Bakan Çelik, bilgilere cep telefonlarından da ulaşılabilmesi için çalışmalar yapıldığını kaydetti.

www.termalkongres i .org

06-09 HAZİRAN 2012Afyon Kocatepe ÜniversitesiAtatürk Kongre Merkezi / AFYONKARAHİSAR

Page 11: SAYED Mayıs 2012 Sayı:50
Page 12: SAYED Mayıs 2012 Sayı:50

MAYIS 201210

SPOT HABERLER

Köri Kanser Tedavisinde Etkili mi?Köride bulunan kurkumin maddesinin, laboratuvar ortamında üretilen kanserli hücreleri yok ettiği tespit edildi. Hayvanlar üzerinde kemoterapiyle kurkuminin birleştirilmesiyle elde edilen başarılı sonuçların ardından, testlerin kapsamı da genişletildi. Bu çerçevede İngiltere’de, kemoterapiye başlamadan önce 40 hastaya 7 gün boyunca kurkumin hapları verilecek ve kimyasalın hastalığın üzerindeki etkisi ölçülecek.

Kurkuminin, kanser hücrelerinin, kemoterapiye duyarlılığını artırdığı belirtiliyor. Böylece hastalara verilen kemoterapi dozunun düşürülebileceği ve kemoterapinin yan etkilerinin azaltılabileceği belirtiliyor.

Bilim insanları, araştırmanın henüz başlangıç aşamasında olduğuna ancak kanser tedavisinde bitkileri kullanmanın çok umut vadeden bir yöntemi olduğuna dikkat çekiyor. Bilimciler kurkumin gibi maddeleri kullanarak gelecekte kansere karşı daha etkili ilaçlar geliştirmeyi planlıyor.

Daha önce yapılan araştırmalar, kurkumin maddesinin kanser hastalarının yanı sıra felç geçiren ve bunama teşhisi konmuş hastalarda da işe yaradığını ortaya koymuştu.

SESA Felçli Hastaları Ayağa KaldıranBionik Robot’uTürkiye’ye GetirdiSESA Elektronik A.Ş., fizik tedavi ve rehabilitasyon branşındaki çalışmalarına giyilebilir Bionik Robot sistemi ile devam ediyor. Dünya ile aynı anda Türkiye’de piyasaya sürülen Amerikan EKSO BIONICS firmasının üretimi sistem, felçli hastaların ayağa kalkıp yürümesine, merdiven çıkıp inmesine imkan sağlıyor.

Türkiye’de ilk olarak TÜYAP Ekspomed 2012 fuarı sırasında lanse edilen sistemi, Sağlık Bakanımız Prof. Dr. Recep Akdağ da inceledi ve sistemi kullanan hasta ile görüştü.

Sistem şu anda felçli hastaların rehabilitasyon merkezlerinde yürütülerek eğitilmesi ve egzersiz yaptırılması amacıyla kullanılmakta olup, 2013 yılı itibarı ile günlük hayatta, evde ve sokakta kullanılabilir modelleri ile hastaların hizmetine sunulacaktır.

SESA Elektronik, yeni teknolojileri Türkiye’ye getirme konusundaki çalışmalarına devam edeceğini de açıkladı.

Page 13: SAYED Mayıs 2012 Sayı:50
Page 14: SAYED Mayıs 2012 Sayı:50

MAYIS 201212

Tıbbı Atıklar İçin Yeni Bir Şirket: ABM PlastikHastane tıbbi atıklarının ve kesici alet uçlarının enfeksiyon yaymadan, çevreye zarar vermeden veya hastane çalışanlarına enfeksiyon bulaştırmadan atılması ancak güvenli, sağlam ve amacına uygun atık kutularının kullanılması ile mümkün. Bu gerçekten yola çıkan ABM Plastik kuruluş çalışmalarını tamamladı ve geçtiğimiz ay çalışmalarına başladı. Apmedical ürünlerini Türkiye’de pazara sunan şirketin hedefi, çevre ve insan sağlığına karşı duyarlı hareket eden sağlık kuruluşlarına artı değer katmak.

ABM Plastik şirketi yetkilileri çalışmaları ve Apmedical ürünleriyle ilgili şu bilgileri verdiler: “Arredo Plast Group’un 40 yıllık kalıp ve enjesiyon tecrübesi ile A.B.M.Italia.S.P.A. fabrikalarında üretilen Apmedical markası, uluslararası alanda referans markalardan biridir. Yüksek üretim

kapasitesi, geniş ürün çeşidi, kullanılan materyal özellikleri ve sertifikalar bu ürünlere olan talebi her geçen gün artırmakta. Şirketimiz de A.B.M.Italia.S.P.A.’in Türkiye şubesi olarak faaliyet gösteriyor. Bilindiği gibi, kesici alet atık kutularının uygun şekilde tasarlanmaması ve yeterli sağlamlıkta olmaması sağlık personeli için yaralanma veya enfeksiyon riskini ortaya çıkartıyor ve günümüzde hastane çalışanları bu tip yaralanmalar nedeni ile enfeksiyon kapıyor. Apmedical Kesici alet atık kutuları, hastane çalışanlarının yaralanmalarını önlemek üzere geliştirilmiştir. Aynı şekilde, tıbbi atık kovaları da kapak çevresine yerleştirilmiş ikinci

SPOT HABERLER

Kifidis’ten Tekerlekli Sandalye Kullananlara Büyük RahatlıkMüşterilerinin kaliteli yaşam standartlarına sahip olmaları için birçok ürün çeşidi sunan Kifidis, yürüme engelliler için de çok kullanışlı ve pratik katlanabilir tekerlekli sandalyeyi sunuyor.

Diğer tekerlekli sandalyelerden farklı olarak birkaç basit hareketle katlanarak yassı hale gelen ve bir şemsiye hafifliğinde taşınabilen Kifidis tekerlekli sandalyeler hem engellilere, hem de engelli yakınlarına büyük kolaylık sağlıyor. Çok yer kaplayan ve bir türlü araçların bagajına sığmayan tekerlekli sandalyelerin aksine, katlanabilir tekerlekli sandalye sayesinde taşıtla yolculuk yapmak dert olmaktan çıkıyor. Hafif yapısı ve çantası ile de istenilen mekana taşımak ve tek bir basit hareketle yeniden konforlu bir tekerlekli sandalye haline getirmek mümkün. Katlanabilir tekerlekli sandalye sadece engelli kullanımı için değil, yürümekte zorluk çeken ve yorulan yaşlılar ve yaşlı yakınları için de büyük rahatlık sağlıyor.

bir yapışkan ile hava sızdırmazlığını sağlayarak enfeksiyon riskini önlemek üzere tasarlanmıştır. Atık yönetiminin her aşaması önemlidir ve duyarlılık gösterilmesi gerekir. Atık alanına gönderilecek olan dolu kutuların bile bu aşamada sağlamlığını koruması zorunludur. Apmedical ürünleri en kötü taşıma koşulları altında ve hatta ürünün düşürülmesi halinde bile, ürün sağlamlığını ve sızdırmazlığını koruyabilecek yapıda olup, sıcaklık değişikliklerinden de etkilenmeyecek şekilde üretilmişler, birçok düşme testlerinden geçirilmişlerdir. Bu anlamda da Apmedical ürünleri sağlık ve çevreye azami duyarlıdır.”

Page 15: SAYED Mayıs 2012 Sayı:50
Page 16: SAYED Mayıs 2012 Sayı:50
Page 17: SAYED Mayıs 2012 Sayı:50

MAYIS 2012 15

Bu Ülkenin Güzel İnsanları Hak Ettikleri Hizmeti

Alabilmeli

Dergimizin bu ayki sayısında ko-nuğumuz Acil Sağlık Hizmetleri

Genel Müdürü Prof. Dr. Ali COŞ-KUN. Sağlık Bakanlığı’nda acil sağlık hizmetlerinin dününden bugününe ka-dar geçen süreçte her kademede yer al-mış birisi. Dünyanın hangi noktasında sağlık çalışanları bayrağımızı dalgalan-dırıyorsa, Prof. Dr. Ali COŞKUN’un katkısı var.

Sayın Genel Müdürüm. Öncelikle yeni göreviniz hayırlı olsun. Sizi kısa-ca tanıyabilir miyiz?

1963 yılında Bolu/Gerede’de doğ-dum. İlk, orta ve lise öğrenimimi Ankara’da tamamladım. Siyasal Bil-giler Fakültesi’nde başlayan üniver-site tahsilim, Gülhane Askeri Tıp Akademisi’nde devam etti. Uzmanlık ihtisasımı da yine GATA’da tamam-ladım. Samsun Askeri Hastanesi’nde Binbaşı rütbesi ile Genel Cerrahi Uz-manı olarak görev yaparken, kendi isteğimle Harran Üniversitesi’ne geçiş

yaptım. 2002 yılında Doçent, 2009 yılında da Profesör oldum.

Tıp Fakültesi’nde Ana Bilim Dalı Başkanlığı görevini yürütürken, 2005 yılında Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü’ne Daire Başkanı olarak atandım. Daha sonra-sında Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdür Yardımcılığı, Eğitim Araştır-ma Hastanesi Başhekimliği ve Klinik Şefliği görevlerinde bulundum. Yedi yıl boyunca Sağlık Bakanlığı’nın acil ve afetlerle ilgili yönetim kademele-rinde görev aldım. Halen Acil Sağlık Hizmetleri Genel Müdürü olarak gö-rev yapmaktayım. İngilizce biliyorum. Evli ve dört çocuk babasıyım.

Geçmişten bugüne baktığımızda acil sağlık hizmetlerinde geldiğimiz noktada neredeyiz? Bunu dünya geneline yaydığımızda hangi konumdayız?

Acil sağlık hizmetlerinde geçmişe ba-kıldığında mutlaka olumlu çalışmalar

PROF. DR. ALİ COŞKUNACİL SAĞLIK HİZMETLERİGENEL MÜDÜRÜ

röpor ta j , SARE KUŞ

Page 18: SAYED Mayıs 2012 Sayı:50

MAYIS 201216

yapılmıştır. 2002 öncesiyle ilgili eli-mizde yeteri kadar kayıt yok. 2005’ten itibaren gelinen süreci yaşayan biri-siyim. Gelişimin birçok etkeni var. Mesela, ambulanslardan bahsedersek; trafik kazası geçiren bir Teftiş Kurulu Başkanı’ndan dinlediğim bir hikâyedir. Ayağında parçalı kırıklar mevcuttur ve kaza yerinden ambulans ile hastaneye sevk edilmektedir. Araçların süspansi-yonlarındaki arızadan dolayı kırık olan ayaktaki kemikler birbirine dokundu-ğunu hissediyor ve yarı baygın haldey-ken kendine geliyormuş. Şimdilerde ambulanslar mekanik olarak konfor kazandı. Serum askısı olmayan ambu-lanslar vardı. Biz bugün obez ambu-lansını konuşuyoruz.

Kaliteden ödün vermiyoruz. N1789 standartlarına uyum sağlamak için TSE ile görüştük. Bu çalışmalarının masraflarını da kendimizin karşıla-yacağını taahhüt ettik. Amacımız AB standartlarını yakalamaktı. Yeter ki biz kaliteyi sağlayalım.

Nicelik anlamında olaya bakarsak size bazı rakamlar vermek istiyorum. Türki-ye 1999 yılında Marmara Depremi’ni yaşadığında ülke genelinde toplam 454 ambulans vardı. Bu sayı 2002 yılında 617, şu anda ise 2.812 adet 112 am-bulansımız var. Biz Van Depremi’nde bölgeye, 1999’daki toplam 112 ambu-lansı kadar, kara ambulansı gönderdik.

Şu anda 1.735 adet 112 istasyonumuz var. Bu sayı 1999 yılında 349 idi. Gel-diğimiz nokta iyi bir yerdir. Bizler ge-linen noktayı da yeterli görmüyoruz. Daha iyiyi yapabilmek adına çalışma-larımız devam etmekte. Bu ülkenin güzel insanları hak ettikleri hizmeti alabilmeli.

AB standartlarında 43.000 nüfusa bir istasyon ve ambulans düşmektedir. Bu

konuda AB standartlarını yakaladık. 2011 yılında 112 toplam çağrı sayısı 82 milyon 580 bindir. Yine aynı yılda 112 ambulansları ile taşınan hasta sayı-sı 2.680.571’dir. 2002 yılında toplam vaka sayısı 382 bin idi. Ambulans ve istasyon sayısındaki artış vaka sayısına da yansımış, personelin daha etkin ça-lışması sağlanmıştır.

Biz en çarpıcı değişimi ambulans çe-şitliliğinde yaşadık. Daha önce sadece kara ambulansına sahip iken, şimdi-lerde deniz bot ambulans, helikopter ambulans, uçak ambulans, motosiklet ambulans, kar paletli ambulans, kombi paletli ambulans, yeni doğan ambulan-sı ve obez ambulansı kullanmaktayız.

Yıllar öncesinde yurt dışında bir top-lantıya gittiğimizde sunumlarımızda sadece kara ambulansının resmini ko-yabiliyorduk. Şimdilerde ise hepsini tek sunumda vermeye kalksak yer yet-miyor.

Ambulanslardan söz açılmışken, bizi çok etkileyen bir konu var. Öncelerde Amerikan filmlerinde

Van Depremi’nde bölgeye, 1999’daki toplam 112 ambulansı kadar, kara ambulansı gönderdik.

Page 19: SAYED Mayıs 2012 Sayı:50

MAYIS 2012 17

görürdük. ABD bir vatandaşını kurtarmak için uçak ya da helikopter ambulansını gönderir ve kendi ülkesinin propagandasını yapardı. Şimdilerde bakıyoruz, “Acaba bizde de olur mu?” dediğimiz olaylara kendimiz şahitlik ediyoruz.

Sağlık Bakanlığı olarak helikopter am-bulans uygulamasına 2008 yılında 17 helikopter ile başladık. Dünyada bu uygulamaya aynı anda 17 helikopter ambulans ile başlayan ikinci bir ülke yok. Uçuşlarımız şu anda gündoğu-mu ve günbatımı arasında. Önümüz-deki dönemde gece uçuşlarına uygun araçlarımız da olacak. Uygulamanın başlangıç tarihi olan 2008 yılından bu-güne kadar helikopter ambulanslar ile 10.979 hasta transferi gerçekleştirdik. Bu hastaların; %25,93’ü kardiyovas-küler hastalıklar, %17,51’i Travmalar, %10,33’ü ise yeni doğan hastalıkları-dır.

Uçak ambulans ile transferini ger-çekleştirdiğimiz hasta sayısı 2.540’tır. Bahsettiğiniz filmlere konu olan yurt dışından aldığımız hasta sayısı 141, bizim yurt dışına götürdüğümüz hasta sayısı 14’tür. Yine yurt dışı olarak ka-bul ettiğimiz dört hastayı da helikop-ter ambulanslarla ülkemize getirdik. Bunlardan ikisi Rodos Adası’ndan, di-ğer ikisi ise KKTC’dendir.

Ülkemizin coğrafi konumu itibariyle stratejik bir noktadayız. Sadece yurt içinde değil, yurt dışında yaşanan afetlerde ve sosyal olaylarda da siz ve ekibiniz görev alıyor. Sayın Bakanımız Prof. Dr. Recep AKDAĞ’ın sizin için söylediği güzel bir söz var. “Bizim Ali, sanki havaalanında yatıyor. Ne zaman bir olay olsa ilk yetişen ve en hızlı hareket eden o” şeklinde. Bu konuda neler söyleyeceksiniz?

Sayın Bakanımızın söyledikleri bizim için iltifattır. Allah razı olsun. Biz Sa-yın Bakanımızın önderliğinde işlerimi-zi yapıyoruz. Pakistan’da Muzafferabat depremiyle başlayan süreçten bugü-ne kadar birçok noktaya yardım elini

uzattık. Sağlık Bakanlığı, bu ve benzeri yardımların tamamında kendi perso-neli, lojistiği ve donanımıyla görev ba-şında oldu.

Yaptığımız planlı çalışmalar netice-sinde kısa sürede afet bölgesine ula-şıp sonuç alabilmekteyiz. Bunun son örneğini Van Depremi’nde gördük. Depremin ilk saatlerinde hem yönetim olarak hem de personel, lojistik ve do-nanım olarak deprem bölgesindeydik.

Pakistan’daki sel baskınlarında, Lib-ya’da yaşanan iç karışıklık sonrasında yaralıların tahliye aşamasında da en tehlikeli ve sıcak bölgede de uzanan el Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlı-ğıydı.

Van Depremiyle birlikte kamuoyu UMKE’yi tanıdı. Yeni mi, eski mi, nedir bu UMKE konusu?

UMKE / Ulusal Medikal Kurtarma Ekibi. 99 Marmara Depremi sonrasın-da “Niçin bizde de medikal kurtarma ekibi yoktur?” sorusuna cevap ola-rak düşünülmüş. 2004 yılında ASOP (Afetlerde Sağlık Organizasyon Proje-

si) olarak projelendirilmiş, 2005 yılın-da ise faaliyete geçmiş.

Şimdilerde beş bine yakın elemanı ile dünyanın en önde medikal kurtarma ekiplerinde birisi konumunda. Pakis-tan Depremi ve sel felaketinde, Sudan ve Somali insani yardım ve medikal kurtarma çalışmalarında bulunmuş-tur. UMKE dünyada bir marka değeri kazanmış ve aynı zamanda kendini sü-rekli olarak geliştiren bir yapıya bürün-müştür. Van Depremi UMKE farkın-dalığının en fazla olduğu olaydır.

Libya’da yaşanan iç karışıklık sonrasında

yaralıların tahliye aşamasında da en

tehlikeli ve sıcak bölgede de uzanan el Türkiye Cumhuriyeti Sağlık

Bakanlığıydı.

Page 20: SAYED Mayıs 2012 Sayı:50

MAYIS 201218

Acil Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü olarak, mevcut başarılı çalışmalarınıza ivme kazandıracak yeni projeleriniz var mı?

2005 yılında beri sürecin içerisinde yer alan birisi olarak gönlümüzden geçen, ayrı bütçesi olan ve kolay karar alabi-len bir Genel Müdürlüktü. Bizim gel-diğimiz nokta, Sayın Başbakanımızın “Hayaldi, gerçek oldu” cümlesiyle ör-tüşmekte. Çevredeki gelişmeler devam ederken, buna yönelik idari tedbirler almalıydık. Bakanlığımız yeni yapı-lanmasında buna onay verdi ve Genel Müdürlük olduk.

Bu birim, öncesinde Daire Başkanlığı idi. Şimdi altı Daire Başkanlığı’ndan oluşan bir Genel Müdürlük. Bu da de-

mektir ki, hizmetlerimiz mevcut halin-de altı kat daha artmalı.

Dünya Sağlık Örgütü’nün Global Av-rupa ve Güneydoğu Avrupa Ofisi ola-biliriz. Birçok yeni projemiz var. An-cak bunları Sayın Bakanımızın onayını almadan açıklamanın doğru olmadığı-nı düşünüyorum.

Yoğun bir çalışma temposunun içerisindesiniz. Aileniz ve sosyal hayatınıza ne kadar zaman ayırabiliyorsunuz?

Benim iki telefonum var. 24 sat açık. Yedi yıldır bu telefonlar sadece uçağa bindiğimde kapandı. Sabah uyandı-ğımda elimi yüzümü yıkamadan gelen SMS ve e-postalara bakıyorum. Bazen düşünüyorum; hafta sonu ailemi de yanıma alıp, sessiz bir yere gitsem ve iki günlüğüne de olsa köy hayatı yaşasam. Ama her şey nasip. Kızımın düğünün-de bir hafta önceden davetiyeleri dağıt-maya planladım. Ancak Somali görevi

çıktı. Davetiye işi dostlara kaldı. Ben de düğüne bir gün kala yurda dönebil-dim. Bu yaptığımız hizmetler, inşallah çocuklarımıza ve ailemize, sağlık, mut-luluk ve huzur olarak geri döner.

Sayın Genel Müdürüm, şimdi sizinle bir kelime/bir cevap oyunu oynayalım.

Sevgi / HuzurHizmet / Görev, kutsallıkAnne / Yokluğu çok büyükBaba / Olması gerekenEş / Huzur ve saygınlıkÇocuk / Hayata bağlayan, hayat kay-nağıRenk / KahverengiTakım / GalatasarayYemek / KarnabaharKızgınlık / Gelip geçiciTürkü / Yolun sonu görünüyor ( Musa Eroğlu)Sayın Genel Müdürüm, bize zaman ayırdığınız için teşekkür ederiz.Ben teşekkür ederim.

Biz en çarpıcı değişimi ambulans çeşitliliğinde yaşadık.

Page 21: SAYED Mayıs 2012 Sayı:50

C M Y CM MY CY CMY K

Page 22: SAYED Mayıs 2012 Sayı:50

MAYIS 201220

Acil Danışmanlarımız Memnuniyeti Arttırdı

Sağlık Bakanlığı’nın uyguladığı, Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın

en temel gayesi, hasta ve sağlık çalışan-larını bir bütün olarak içine alan insan merkezli sağlık uygulamalarıdır. Bu bakış açısıyla, Kırıkkale Yüksek İhtisas Hastanesi olarak vatandaş ve sağlık ça-lışanları arasında oluşabilecek sıkıntı, gerilim ve şiddeti önlemek için iki yıl içinde iki önemli özgün projeye imza attık. Günlük olarak iki binden fazla hastanın tedavi için geldiği hastane-mizde hasta ile sağlık çalışanı arasında oluşabilecek her türlü sıkıntı, stres ve yanlış iletişimden doğabilecek nega-tif durumları engellemek için hastane poliklinik girişinde “Danış” (Hasta Yönlendirme ve Transfer Birimi) adı altında bir birimi hizmete başlattık. Bu uygulamayla görevlendirdiğimiz bir ekip, vatandaşımız hastaneye adım at-tığından itibaren devreye girerek hasta takip işlemini başlatıyor.

Pozitif İletişim Kuruluyor

Polikliniğe gelerek muayene olan has-taya, doktor tarafından verilen tali-

matla, poliklinik sekreteri Danış’ı ara-yarak hasta yatışı var bilgisini iletiyor. Bu birimdeki görevli hastanın yatacağı servisin sorumlu hemşirelerini araya-rak yatan hasta olduğunu, odanın ve yatağın hazırlanmasını istiyor. Daha sonra hastayı poliklinikten alıp Da-nış bölümünde ağırlayarak hastanın elinde dosyalarla birlikte kat kat dola-şıp mağdur olmamasını ve personelle pozitif yönde iletişim kurmasını sağlı-yoruz. Ekibimiz tüm tetkik ve tedavi sürecini kontrol ederek hastayı yalnız bırakmıyor. Dolayısıyla, hem önemli bir hizmet, hem de moral vermiş olu-yoruz.

Acil’e Çözüm Acil“en” Danışman

Adı üzerinde Acil Servis; topluma 7 gün 24 saat aralıksız, değişmez stan-dartlarda sağlık hizmeti sunmak için belirlenmiş, stres ve sıkıntının en yo-ğun olarak yaşandığı alanlar. Hizmetin kesintisiz devam ettiği bu süreç, son günlerde sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin artması ve acil hasta yoğunlu-ğundan dolayı sıkıntıların yaşanmasıy-

OP. DR. OSMAN ACARKIRIKKALE YÜKSEK İHTİSASHASTANESİ BAŞHEKİMİ

Page 23: SAYED Mayıs 2012 Sayı:50

MAYIS 2012 21

Acil Danışmanları hasta Acil Servise adım atar atmaz stres ve yoğun telaş içerisinde olan vatandaşın negatif

enerjisini pozitif yöne çevirmeye çalışıyor.

bir düzen içerisinde tedavi olması-nı sağlayarak Acil Servis hastalarının memnuniyetini artırmak için çalışıyor. Ayrıca ekip, hasta ve yakınları ile sağlık çalışanları arasında tampon görevi ya-parak iyi bir diyalog kurulmasını sağ-lıyor ve böylece olabilecek kargaşa ve kavgaların önemli ölçüde azalmasında aktif rol oynuyor.

Pek çok hastanede ücretli olan foto-kopi, yönetim olarak aldığımız kararla hasta danış biriminde ücretsiz olarak gerçekleştiriliyor. Hastalar bu duruma hem şaşırıyor hem de sevinerek, geç-mişte sunulanı sağlık hizmeti anlayış-la günümüzde sunulan sağlık hizmeti

anlayışının çok değiştiğini belirtiyor ve bu durumdan dolayı memnuniyetleri-ni dile getiriyorlar.

Hastalarımızın Memnuniyeti Arttı

Bilindiği üzere Aile Hekimliği uygu-lamasının başlamasıyla hastanelerde ciddi oranda hekim değişiklikleri ya-şandı. Yeni başlayan ve oldukça yoğun çalışan doktorlarımızın adaptasyon sü-recinde önemli sıkıntılar yaşadık. Öyle hale gelmişti ki her gece birkaç hasta evimi ya da cep telefonumu arayarak Acil Serviste oluşan çeşitli sıkıntılar-la ilgili olarak yardım istiyordu. “Acil Danışman ekibini” kurduktan sonra hastaların acil serviste bilgilendirme ve yönlendirme sıkıntılarını çözmeye başladık ve sistem zaman içerisinde oturdu. Sıkıntılar önemli ölçüde azal-dı. Vatandaşlarımızca, hasta hakları, şikayet ve dilek kutuları, mailler, me-sajlar ve gelen telefonlardan da eski sis-tem uygulamalarla yeni uygulamaların farkı açıkça dile getirilmekte ve vatan-daşlarımızın memnuniyeti gün be gün artmaktadır. İnşallah bundan sonra da çağdaş ve modern bir dizi sağlık hiz-metlerini vatandaşlarımıza sunmaya devam edeceğiz.

la, Kırıkkale Yüksek İhtisas Hastanesi yönetimini önemli arayış ve çabaların peşine düşürdü.

Günlük olarak beş yüzden fazla has-tanın geldiği Acil Servislerin işlevi ge-reği hastalara kısa zamanda müdahale edilmesi gerekiyor. Zaman zaman Acil Servis hizmetleriyle ilintili olarak va-tandaşlardan ve sağlık çalışanlarından gelen şikayetler artış gösteriyordu. Bu şikâyetler, gürültü, kargaşa ve kavga ortamına dönüşerek, hoş olmayan ha-diseler meydana geliyordu.

Yine iki yıldır, vatandaşları dinleyen ve şikâyetlerine önem veren bir hastane olarak sağlık kökenli gönüllü hizmet edecek kişilerden oluşan bir ekip kur-duk. Bu arkadaşlarımızın tek görevi hasta ile sağlıklı bir iletişim sağlamak ve tedavi ortamı hazırlamaktır. “Acil Danışmanı” hüviyetiyle bu ekip hasta Acil Servise adım atar atmaz devreye giriyor, hasta ve yakınını karşılayarak ilk anda endişe, stres ve yoğun te-laş içerisinde olan vatandaşın negatif enerjisini pozitif yöne çevirmeye çalı-şıyor. 7 gün 24 saat hizmet veren bu ekip, anında bilgilendirme, hastanın güvenliğini sağlama, kontrol ve belli

Page 24: SAYED Mayıs 2012 Sayı:50

MAYIS 201222

Acil BakımHemşiresi Olmak

Tıbbi anlamda acil; bireyin fiziksel ya da duygusal yönden tehlike

içinde bulunduğu durumlarda, birey ve ailesinin gereksinim duyduğu tıbbi bakımın anında verilmesidir. Orga-nizmanın işlevlerini ve bütünlüğünü, yaşamı tehlikeye sokacak şekilde bo-zan etkilere karşı vücudun geliştirdiği onarıcı ve önleyici yanıtların etkisiz kaldığı durumlar ise; acil tıbbi bakım girişimleri gerektiren durumlardır. Tüm bu durumlardaki olgu, acil olgu niteliği taşır.

Acil sağlık hizmeti, acil olduğu düşü-nülen bireyin kurum içi veya kurum dışında ilk değerlendirildiği andan, hayati tehlikeyi atlatıp ve/veya duru-mu stabil olup, uygun bir servise nak-ledildiği ya da taburcu edildiği zamana kadar geçen süreçte verilen tüm hiz-metlerdir.

Acil hemşireliği; karmaşık, birincil ve akut tabiatlı, geniş kapsamda bilgi ve beceriye gereksinim duyulan, hastalı-ğın teşhisine yardımcı, sağlığı destek-leyici özelliklere sahip olunması gere-

ken bir alandır. Hastanın esenliğinin korunarak ve öncelikle ‘bireylere zarar vermeme’ inancına bağlı kalınarak, her zaman aynı duygu, yargı ve empati ile hareket edilmesi gerekir. Bu özellikle-ri acil birim hemşiresinin uzman, ileri bilgi ve beceriye sahip, yasal düzenle-melerden haberdar olmasını zorunlu kılar.

Acil Bakım Hemşiresi

Acil bakım hemşiresi, birime kabul edilen hastayı hemşirelik süreci doğ-rultusunda değerlendirmeye çalışır. Bu doğrultuda; acil birim hemşiresi hasta-yı, acil tanılama ile değerlendirir, soru-na uygun etkin bir yaklaşımla hasta ve çevresi için öncelikleri belirler, gereken bakım ve tedavi girişimlerini yönlendi-rir. Acil bakım hemşiresi, hastanın yanı sıra hasta yakınlarıyla da etkili iletişim kurabilmeli, stresle baş edebilmeli ve problem çözme yeteneğine sahip ol-malıdır. Her türlü hizmetlerde olduğu gibi, acil servis hizmetleri de bir ekip hizmeti olup, ekip üyeleri acil servis hizmetlerinin gereği olan tam bilgi ve

AYŞE TEKÇAMDR. LÜTFI KIRDAR KARTAL EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ

Page 25: SAYED Mayıs 2012 Sayı:50

MAYIS 2012 23

Acil Bakım Hemşiresi olmak; yapılan kalp

masajında dünyadaki en büyük gücün başparmağında

toplandığını hissetmektir.

sempozyum, kongre ve sertifika prog-ramlarına göndererek acil servis hemşi-relerimizin eğitim ve gelişimine destek veriyoruz. Hastanemiz Sağlık Bakanlı-ğımız tarafından düzenlenen Acil Ba-kım Hemşireliği Sertifika programına ev sahipliği yapan kurumlardan biridir.

Hemşirelerimizin Kaleminden Acil Bakım Hemşireliği

“Kocaman bir yüreği anlamak ve anlat-mak. Beyaz bir melek olmak. Küçücük bir kalbin içinde tüm insanlığın kay-gısını, sevincini, gözyaşını, umudunu taşımak.”

“Anlaşılmak. Ambulanstaki siren sesinde kendini bulmak. Acil kapısının önünde

her dakika her saniye çocuğunu okuldan bekleyen bir anne gibi, her çocuğun ba-basının eve gelmesini bekleyen bir çocuk gibi, bir bayram sabahı bir beklenileni bekler gibi beklemek.”

“Hemşire olmak. Yüreğinle hissetmek, bilginle gönüllere hayat vermek, ellerinin yardımıyla yeni ellerin can bulması.”

“Acilde hemşire olmak… Bir tiyatro per-desinde daha önce yazılmamış, provası yapılmamış, yeni sahnelerde insanların yüreği olmak. Saniyelerle yarışmak. Ekip olmak, kardeş olmak, can olmak.”

“Acil kapısından hasta ile giren hasta yakınları olmak. Hasta yakınlarının anlattıkları bilgileri harmanlamak. Soğukkanlı olmak. Belki ağlamak ama hiç kimsenin göremeyeceği gözyaşlarıy-la ağlamak. Hissetmek. Anne olmak. Yapılan kalp masajında dünyadaki en büyük gücün baş parmağında toplandı-ğını hissetmek. Hıçkıra hıçkıra ğlamak istemek ama sadece yutkunmakla geçen hatta geçmeyen dakika ve saniyelerde kaybolmak. Kapının dışında bekleyen bir annenin feryadı olmak. Kirpikleri-nin birbirine değmediği gece ve gecelerde var olmak. Hastaneye çıkan tüm yollar olmak.”

beceriye sahip olmalı ve aynı amaca yönelmiş bir hizmeti verebilecek du-rumda bulunmalıdırlar.

Dr. Lütfi Kırdar Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesinde Acil Bakım Hemşireliği

Hastanemizin sanayi bölgesi içinde, İstanbul girişinde bulunması, E5 kara-yolu kenarında olup ulaşımın kolay ol-ması nedeni ile acil tıp merkezimiz ol-dukça yoğun olarak çalışmaktadır. Acil Tıp Merkezimiz 24 saat hemen hemen tüm branşlarda hizmet vermektedir. Suzan Yazıcı Acil Tıp Merkezinde top-lam yüz otuz sekiz hemşire görev yap-maktadır. Hasta/ailesi ve çalışan hakla-rına saygılı, güvenilir, hasta güvenliği bilincine sahip güleryüzlü hemşirele-rimizle birlikte hizmetin devamlılığını sağlamaya özen gösteriyoruz. Bilginin bir güç olduğunu benimseterek uz-manlaşmayı destekliyoruz. Hemşire-lerimizin kaliteli bir oryantasyon ve hizmet içi eğitim süreci yaşamalarına olanak tanıyarak güvenli, mutlu, ka-tılımcı, araştırmacı, hasta haklarına saygılı bir hemşire modeli oluşturmaya çalışıyoruz. Bu amaca yönelik kuru-mumuz hastane içi ve hastane dışında

Page 26: SAYED Mayıs 2012 Sayı:50

MAYIS 201224

Temelinde sevgi ve saygının yattığı hemşirelik diğer mesleklerde ol-

duğu gibi toplumsal ihtiyaçlardan do-ğan bir meslek alanıdır. Ekip çalışma-sını bilen ve el becerisi son derece iyi olan hemşire, sağlık bakım sisteminde-ki hizmet alanlarının tümünde uygula-yıcı, eğitici, araştırıcı, yönetici ve pro-fesyonel rollerde önemli yere sahiptir. Diğer taraftan, hemşirenin ayrılamaz bir parçası veya vasfı diyebileceğimiz sevgi, şefkat ve fedakarlık duygularının sonuna kadar aksamadan sürdürüle-bilmesi için de bu meslek grubunun gerek eğitim, gerekse psikolojik, sosyal ve ekonomik açıdan desteklenmesinin önemi yadsınamaz.

Bu destek çerçevesinde Sağlık Bakan-lığı tarafından 9 Mayıs’ta düzenlenen Hemşireler Günü Programı Ankara Grand Rixos Hotel’de seksen bir il-den gelen yılın hemşireleri ile kutlan-dı. Sağlık Bakanımız Prof. Dr. Recep Akdağ’ın ailesi ile birlikte programı so-nuna kadar takip etmesi tüm hemşire-

lerimizi onurlandırdı. İstiklal Marşı ile başlayan programın devamında sah-neye çıkan Ankara Eğitim Araştırma Hastanesi Halk Dansları Topluluğu misafirlere güzel anlar yaşattı.

Açılış konuşmasını yapan Sağlık Ba-kanımız Prof. Dr. Recep Akdağ ebe ve hemşirelerin sağlık hizmetlerinde çok önemli bir yere sahip olduğunu, bu meslek mensuplarının toplumda her zaman saygı gördüğünü söyledi. Hem-şirenin kelime anlamının “kız kardeş’’ olduğunu, bu mesleği yapanların has-talara anne şefkatiyle yaklaştığını an-latan Prof. Dr. Recep Akdağ, “Bir de erkek hemşireler var. Onlar da hasta-lara baba şefkatiyle yaklaşıyor’’ diye konuştu.

Sağlık hizmetlerinden memnuniyetin artmasında ebe ve hemşirelerin payı-nın büyük olduğunu, geçmişte sağlık alanında büyük sorunlar yaşandığını ifade eden Sağlık Bakanımız Prof. Dr. Recep Akdağ, ‘’Bunları düzeltmeyi hep istedik. O yüzden on yıldır günde on

Hemşire Hekimin Gerisinde Değil

Yanında Yer Almalı

AYGÜL BULUTATATÜRK EĞİTİM VE ARAŞTIRMAHASTANESİ BAŞHEMŞİRESİ

Page 27: SAYED Mayıs 2012 Sayı:50

MAYIS 2012 25

Prof. Dr. Recep Akdağ: Ülkenin Sağlık Bakanı

olarak söylüyorum, kim bir sağlık çalışanına elini uzatırsa o eli bükmek de benim

boynumun borcu olsun.

re, çocuğunu hangi şiftte olursa olsun bakım evine bırakabilmelidir.’’ diye konuştu.

Şiddete Yönelik Ciddi Tedbirler Alıyoruz

Sağlık Bakanımız Prof. Dr. Recep Ak-dağ, konuşmasının devamında sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin önlen-mesi amacıyla alınacak tedbirleri de açıkladı. Ebe ve hemşirelerin şiddetle karşılaşan sağlık görevlilerinin başında geldiğini işaret eden Prof. Dr. Recep Akdağ; “Durum böyle, ama bunu ka-bullenmeyeceğiz. Çok ciddi tedbirler almaya başladık. Toplumda da bir has-

sasiyet oluştu. Bu lehimize bir durum.’’ değerlendirmesinde bulundu.

Oluşturacakları 113 numaralı telefon hattına iletilecek şikayetlerle ilgili her türlü takibin Bakanlık tarafından ya-pılacağını, şiddete uğrayan sağlık çalı-şanlarını da hukuki olarak Bakanlığın temsil edeceğini bildiren Akdağ, has-taların sağlık çalışanlarına şiddet ko-nusunda bilinçlendirilmesi için afişler asılacağını kaydetti.

Sağlık çalışanlarının da stresle baş et-meleri için eğitileceğini belirten Prof. Dr. Recep Akdağ; ‘’Vatandaşın büyük kısmını sanki sağlık çalışanlarının kar-şısındaymış gibi gösterenlere de itibar etmeyeceğiz. Vatandaşla sağlık çalışanı-nı karşı karşıya getirecek eylemlerin de içinde olmayacağız. Vatandaşla sağlık çalışanını asla karşı karşıya getirmeye-ceğiz’’ vurgusunu yaptı.

Hemşireler adına konuşan Sibel Yıldız’ın, “Bize şiddetle uzanan elleri güle döndüreceğiz’’ sözünü de değer-lendiren Recep Akdağ; “Allah bu dü-şünce sahiplerinden razı olsun. Ülke-nin Sağlık Bakanı olarak söylüyorum, kim bir sağlık çalışanına elini uzatırsa o eli bükmek de benim boynumun

saat çalışıyoruz. Biz de sizlerle nöbet tutuyoruz. Çocuklarımızın nasıl boy attığını göremedik. Sizler olmasaydı-nız başaramazdık, Allah razı olsun.’’ ifadesini kullandı.

Ebe ve Hemşire Sayısı Yetersiz

Prof. Dr. Recep Akdağ, Türkiye’deki ebe ve hemşire sayısının yetersiz oldu-ğunu, Dünya Sağlık Örgütü Avrupa bölgesinde 100 bin kişiye 850 hemşire düşerken, bu sayının Türkiye’de 230 civarında bulunduğuna dikkati çekti. Üniversitelerin ebe ve hemşire yetiş-tiren bölümlerinin kontenjanlarının artırılmasına geçmişte karşı çıkıldığı-nı, ancak 2023’e kadar mezun olması beklenen 200 bin ebe ve hemşirenin işsizlik sorunuyla karşı karşıya kalma-yacağını vurgulayan Prof. Dr. Recep Akdağ, bu sayede ebe ve hemşirelerin iş yükünün de hafifleyeceğini söyledi.

Ebe ve hemşirelerin ek ödemelerinin emekliliğe yansıtılması talebini de değerlendiren Sağlık Bakanımız Prof. Dr. Recep Akdağ, buna kendisinin de olumlu baktığını bildirdi. Bu meslek grubuna yönelik gece ve gündüz ba-kım evlerini önemsediğini ifade eden Sağlık Bakanımız; “Her ebe ve hemşi-

Page 28: SAYED Mayıs 2012 Sayı:50

MAYIS 201226

Kadriye Gülseren: Sağlık Bakanlığı bünyesinde “Hemşirelik Hizmetleri Genel Müdürlüğü” adıyla yeni bir birim ihdas edilmelidir.

dan orta ve yüksek öğretim kurum-larında da “öğretim elemanı” olarak yararlanılması sağlanmalıdır.

• Hizmet içi eğitimprogramları ku-rumsallaştırılarak sağlık alanındaki bilimsel ve teknolojik gelişmeler bu yolla hizmete yansıtılmalıdır.

• Hemşirelerin, mesleki eğitimle il-gili ulusal ve uluslararası organizas-yonlara katılmaları teşvik edilmeli-dir. Özellikle kongre, konferans ve sempozyum gibi eğitici etkinliklere katılan meslektaşlarımızın, giderle-rini karşılamak üzere kurumlarının bütçelerinden yeterince ödenek ayrılmalıdır. Sağlık Bakanlığımı-zın evrensel sağlık turizmine yöne-lik politikasının bir gereği olarak, hemşirelerin uluslararası meslek standartları ve serbest dolaşım hak-kı elde edebilmeleri için yurt dışın-daki sağlık eğitim programlarından yararlandırılmalıdır.

• Tümsağlıkkurumvekuruluşların-da hizmet eden yaklaşık 250 bin meslektaşımızın hak ve hukukunu korumak; görev, yetki ve sorum-lulukları ile mesleki gelişimlerini Avrupa Birliği standartlarında sağ-layabilmek için, Sağlık Bakanlığı bünyesinde “Hemşirelik Hizmetleri Genel Müdürlüğü” adıyla yeni bir birim ihdas edilmelidir. Bu birimin yönetimi, hemşire veya hemşireliğe eşdeğer sağlık memurluğu alanında yüksek öğrenim gören nitelikli per-sonelden oluşturulmalıdır.

• DünyaSağlıkÖrgütününifadeet-tiği modern sağlık hizmetleri anla-yışına göre; Hekim-hasta-hemşire üçgeninde hemşire hekimin geri-sinde değil, yanında yer almaktadır. Sağlık hizmetleri bir ekip işi oldu-ğundan, hizmetteki kalite ve verim-lilik de ekibin başarısına bağlı olup, bu ekibin hiçbir üyesi elde edilen başarının tek aktörü sayılamaz. Bu nedenle, döner sermaye gelirlerin-den yapılacak ödemelerde hekim için uygulanan kriterler hemşireler için de geçerli olmalı ve hekimlerde

borcu olsun. Yeter ki böyle düşünün, böyle davranın.’’ dedi.

Son dört ayda 84,5 kilodan 77,5 kilo-ya düştüğünü ifade eden ve obeziteyle mücadelede ebe ve hemşirelerden katkı isteyen Sağlık Bakanımız; “Kimin fazla kilosu varsa hep birlikte verdireceğiz.’’ diyerek konuşmasını sonlandırdı.

Çözümlenmesini Arzu Ettiğimiz Sorunlar Var

Programda söz alan Ebe ve Hemşire-ler Derneği (EHEM-DER) Başkanı Kadriye Gülseren geleneksel anlamda hemşirelik mesleğinin tarihsel süreç içerisinde gelişerek günümüze ulaştı-ğını ve yeniden düzenlenen Hemşire-lik Kanunu ile AB normlarına paralel olarak lisans düzeyinde profesyonel bir meslek haline geldiğini belirtti.

Gülseren, dernek (EHEM-DER) tara-fından hazırlanan “Ebe ve Hemşirele-re Yönelik Mesleki Gelişim ve Kariyer Projesi” (MEG-KAP) kapsamında ön lisans mezunu ebe ve hemşireler için düzenlenen 2+2 lisans tamamlama programını bitiren meslektaşlarının, kazandıkları yeni bilgi ve becerilerini hizmete yansıtarak, “Hizmette Kalite ve Verimlilik” artışına katkı sağladıkla-rının altını çizdi.

Son yıllarda, sağlık hizmetlerine daha kolay ulaşılmaya başlandığını ve ül-kemizin hem sağlık eğitimi hem de kaliteli sağlık hizmetinin sunumu açı-sından tercih edilen bir merkez haline geldiğini hatırlatan Kadriye Gülseren hemşirelik mesleğinde de önemli geliş-meler olmakla birlikte, halen çözüm-

lenmesini arzu ettiği birçok sorunun da bulunduğunu ifade ederek şunları kaydetti;

• “DünyaSağlıkÖrgütü(WHO)ve-rilerine göre; AB ülkeleri ortalama-sında 745 hemşirenin baktığı nüfu-sa Türkiye’de 141 hemşire hizmet vermektedir. 9. Kalkınma Planı (2007 – 2013) metninde yer alan verilere göre AB ülkelerinde hekim başına düşen nüfus 317 olduğu halde, Türkiye’de bu sayı ortalama 716 olarak görünmektedir. AB ül-kelerinde hemşire başına düşen nü-fus 135 olduğu halde, Türkiye’de hemşire başına düşen nüfus ise 799 olarak belirtilmektedir. Bu duruma göre; Türkiye’de hekim başına dü-şen nüfus, AB ülkelerindeki hekim-lerden iki kat fazla, hemşire başına düşen nüfus ise AB ülkelerindeki hemşirelerden altı kat daha fazladır. Bu durum, Türkiye’de hemşirelerin çalışma yükünün çok ağır olduğu-nu göstermesi bakımından önemli-dir.

• NitekimDevlet PlanlamaTeşkila-tı (DPT) 2005 yılı verilerine göre; 212 bin olan hemşire ihtiyacı, 2020 projeksiyonu için 400 bin olarak belirtilmektedir. Bu neden-le, söz konusu hemşire ihtiyacını karşılamaya yönelik istihdam çare-leri aranmalıdır.

• Derneğimiz (EHEM-DER) tara-fından hazırlanan MEG-KAP Pro-jesi kapsamında, hemşire unvanlı meslektaşlarımız arasındaki eğitim farklılıkları giderilerek, tüm hemşi-relerin AB normları paralelinde en az lisans eğitimi almaları ve ihtiyaç duyulan meslek dallarında branş-laşmalarına olanak sağlanmalıdır.

• Lisansdüzeyindeeğitimalmışmes-lektaşlarımıza, alanlarında uzman-laşmaları için lisansüstü program-ların kontenjanları artırılarak, daha çok sayıda meslektaşımızın akade-mik kariyer yapması sağlanmalıdır. Bu suretle, lisans ve lisansüstü sağ-lık eğitimi almış meslektaşlarımız-

Page 29: SAYED Mayıs 2012 Sayı:50
Page 30: SAYED Mayıs 2012 Sayı:50

MAYIS 201228

olduğu gibi hemşire ve diğer perso-nel için de döner sermaye gelirleri belirli oranlarda emekliliğe yansıtıl-malıdır. Zira sosyal devlet, çalışan-ların sadece bu günlerini değil, ge-leceklerini de güvence altına almak zorundadır.

• Ayrıca hemşirelik mesleğini özen-dirici politikalar geliştirilmelidir. Bu bağlamda, hemşirelerin fazla mesai ücretleri tatmin edici ölçüde artırılmalı ve 24 saat esasına göre çok büyük özveriyle sağlık hizmeti sunan Ebe ve Hemşireler, fiili hiz-met zammından yararlanan mes-lekler grubuna alınmalıdır. Bunun yanı sıra nöbet hizmetlerinin daha sağlıklı yürütülebilmesi için mes-lektaşlarımızın çocuklarına yönelik gece ve gündüz bakımevleri açılma-lı ve her ilde “Ebe ve Hemşire Sos-yal Tesisleri” kurulmalıdır. Bu tür projelerle, Ebe ve Hemşirelerin iş doyumu ve motivasyonları artırıla-rak hasta bakım hizmetlerinin daha kaliteli, etkin ve verimli olması sağ-lanmalıdır.

Prof. Dr. Recep Akdağ Türkiye’nin dört bir yanından gelen yılın hemşire ve ebelerine

plaketlerini verdi.

• Sağlıkpersonelineyönelikşiddetinönlenerek çalışan güvenliğinin sağ-lanması; kaliteli hizmet sunumunu, verimliliği ve memnuniyeti büyük oranda artıracaktır. Dolayısıyla, sağlık hizmetinin yeterli ve etkin olabilmesi için hasta, hasta yakını ve sağlık çalışanları arasında mut-laka iş birliğine gereksinim vardır. Diğer taraftan, çalışan güvenliğinin yanında hasta hakları da göz ardı edilmemelidir.”

Program Türkiye’nin dört bir yanın-dan gelen yılın ebe/hemşirelerine ödül ve plaketlerinin ödülleri bizzat Sağlık Bakanımız Prof. Dr. Recep Akdağ ta-rafından verilmesinin ardından Suat Yıldırım şefliğinde Ankara Atatürk Eğitim Araştırma Hastanesi Korosu konseri ile sona erdi.

Sağlıkta şiddetin son bulduğu, uygun çalışma ortamının sağlandığı, hemşire-lerin özlük haklarının düzeltildiği, eko-nomik şartlarının Avrupa ülkelerinin seviyesine yükseltildiği nice hemşireler günü kutlama dileklerimle…

• Yeni düzenlenen “Hemşire-lik Kanunu” ile “Hemşirelik Yönetmeliği”nin içeriğinde ağırlık-lı olarak görev ve sorumluluklara yer verilmiştir. Ancak hemşirelerin hak ve hukuklarına dair hükümler oldukça sınırlı tutulmuştur. Bu du-rum, profesyonel meslek kimliğiyle örtüşmemektedir. Modern hukuk anlayışından hareketle, güncelleş-tirilmiş olan mevzuatın, gelişmiş ülkelerdeki hemşirelere tanınan hak ve hukuka uygun hükümler içermesi gerekmektedir. Bu yönde yapılacak olumlu değişikliklerden, tüm hemşireler büyük memnuni-yet duyacaktır.

Page 31: SAYED Mayıs 2012 Sayı:50
Page 32: SAYED Mayıs 2012 Sayı:50

MAYIS 201230

Sağlık Bakanlığı sağlık çalışanları-nın güvenli ortamlarda ve yüksek

motivasyonla çalışmasının sağlanması için “Hasta ve Çalışan Güvenliğinin Sağlanmasına Dair Yönetmelik” hazır-ladı. Ayrıca basın mensupları, iletişim uzmanları, idareciler ve sağlık çalışan-larıyla birlikte değerlendirildiği sem-pozyum düzenleyerek ulusal düzeyde sürekliliği olan “Emeğe Saygı Şiddete Sıfır Tolerans” kampanyasını başla-tıldı. Sağlık Bakanlığı’nın tüm sağlık kurumlarında, hizmet alanlar ve sağlık çalışanları için güvenli bir ortam sağ-lanması amacıyla yayımladığı “Hasta ve Çalışan Güvenliğinin Sağlanmasına Dair Yönetmelik” doğrultusunda;

1. Çalışan güvenliği komitesinin ku-rulması,

2. Çalışan güvenliği programının ha-zırlanması,

3. Çalışanlara yönelik sağlık taramala-rının yapılması,

4. Çalışanların kişisel koruyucu ön-lemleri almasının sağlanması,

5. Çalışanlara yönelik şiddetin önlen-mesi için düzenleme yapılması,

6. Enfeksiyonların kontrolü ve önlen-mesine yönelik program hazırlan-ması,

7. Beyaz kod uygulamasına geçilmesi8. Çalışanlara, çalışan güvenliği konu-

sunda eğitimlerin verilmesi plan-landı.

Beyaz Kod Uygulaması

a) “Beyaz Kod” uygulaması sorumlu başhekim yardımcısı vasıtasıyla ya-kından takip edilecek ve sistemin etkin şekilde yürümesi sağlanacak-tır.

b) Görevli müdahale ekiplerinin olay yerine en kısa zamanda ulaşması sağlanacaktır.

c) Gerçekleşen olayların analizi yapı-larak, ilgili sağlık kurumuna özgü tedbirler artırılacaktır.

Çalışan Hakları ve Güvenliği Birimi

Hastane ile ağız ve diş sağlığı merkezle-

Hasta ve Çalışan Güvenliğinin Sağlanmasına Dair

Yönetmelik Hazırlandı

haber, SU ÖZGÜR

Page 33: SAYED Mayıs 2012 Sayı:50

MAYIS 2012 31

Hastane ile ağız ve diş sağlığı merkezlerinde bir başhekim yardımcısının doğrudan takip edeceği

“Çalışan Hakları ve Güvenliği Birimleri”

kurulacaktır.

bulunacaktır. d) Birim, çalışan hakları ve güvenliği-

ne yönelik uygulamaları yakından takip edecek olup aylık olarak baş-hekimliğe rapor sunacaktır.

Risk Değerlendirmesi ve Güvenlik Tedbirleri

Sağlık kurumları şiddet bakımından risk değerlendirmelerini yeniden ya-pacak ve riskin yüksek olduğu bölüm-lerde hizmet süreçleri yeniden gözden geçirilecek ve ilgili bölümdeki sağlık çalışanı sayısı yeterli hale getirilecektir.

Fiziki alanlar nitelik ve iyi çalışma şart-ları açısından gerekirse yeniden düzen-lenecektir.

a) Acil servis, yoğun bakım ve ameli-yathane gibi şiddet riskinin yüksek olduğu bölümlerin bekleme alan-larında gerekirse sayıları artırılarak yeterli güvenlik elemanı bulundu-rulacaktır.

b) Hasta mahremiyeti dikkate alınmak şartıyla, kurumların tüm alanlarını gözetleyebilecek şekilde güvenlik kameraları yerleştirilecek ve kamera görüntüleri sürekli takip edilecek-tir. Şüpheli durumlara ve kişilere bu konuda eğitilmiş özel güvenlik elemanları anında müdahale ede-cektir.

c) İletişim becerileri ve sorunlu hasta/hasta yakınlarını tanıma-çatışma yönetimi konularında eğitim almış kişiler, bekleme alanlarında görev-lendirilecek ve “sorun çözücü” ola-rak çalışmaları temin edilecektir.

d) Fiziki mekanlar 24 saat boyunca yeterli düzeyde aydınlatılacak ve havalandırılacaktır.

rinde bir başhekim yardımcısının doğ-rudan takip edeceği “Çalışan Hakları ve Güvenliği Birimleri” kurulacaktır. Bağlı birimlerdeki çalışan hakları ve güvenliğine ilişkin iş ve işlemlerini yü-rütmek üzere halk sağlığı müdürlükle-ri ile il sağlık müdürlüklerinde de bir müdür yardımcısının doğrudan taki-binde aynı birimler kurulacaktır.

a) Bu birim tüm sağlık çalışanlarının kolay ulaşabileceği bir yerde ola-caktır. Gerekli ekipman (dış hatta açık telefon, faks, internet bağlan-tılı bilgisayar ve uygun görüşme or-tamı) temin edilecektir.

b) Birimde tercihen sosyal hizmet uz-manı, psikolog veya halkla ilişkiler uzmanı sekretarya olarak görevlen-dirilecek ve yeterli sayıda personel bulundurulacaktır.

c) Birim, çalışanların çalışan hak-ları ve güvenliğine yönelik talep ve şikâyetlerini kabul edecek, bu başvuruları değerlendirerek rapor-layacak, gerekli düzeltici/önleyici faaliyetlerin başlatılmasını sağlaya-rak talep sahibine geri bildirimde

Page 34: SAYED Mayıs 2012 Sayı:50

MAYIS 201232

Başta güvenlik görevlileri, 112 ve acil çalışanları olmak üzere

çalışanlara iletişim becerileri, öfke kontrolü ve özellikle öfkeli hasta

ve hasta yakınıyla iletişim konularında eğitim verilecektir.

lendirme yapılacağı belirlenecektir. b) Vatandaşı şiddete uğrayan sağlık

personelinin hizmet vermekten çe-kilme hakkının bulunduğu, böyle bir durumda hizmet alma sürecinin aksayabileceği konusunda bilgilen-dirilecektir.

c) Vatandaş, sağlık çalışanına yönelik şiddet uygulayanların mutlaka yar-gılanacağı ve cezalandırılacağı ko-nusunda (pano/afiş/broşürler gibi vasıtalarla) bilgilendirecektir.

Hizmetten Çekilme

Sağlık çalışanları, sağlık hizmeti sunumu

esnasında

şiddete uğraması halinde, acil verilme-si gereken hizmetler hariç olmak üzere hizmetten çekilme talebinde bulunabi-lir.

a) Hizmetten çekilme talebi, kurum tarafından belirlenen yöneticiye sözlü veya yazılı olarak bildirilecek-tir.

b) Bildirim üzerine yetkili yönetici, olayı derhal değerlendirerek hiz-metten çekilme talebinin uygun olup olmadığı hakkında gecikmek-sizin karar verecektir.

c) Yetkili yönetici, hizmetten çekilme talebini uygun bulduğu takdirde hastanın sağlık hizmeti almasına ve tedavisinin devamına yönelik tedbirleri güvenlik tedbirleriyle bir-likte alacaktır. Bu kapsamda ilgili hastanın sağlık hizmetini devam ettirecek yeni sağlık çalışanını be-lirleyecek, kurum içerisinde bunun mümkün olmaması halinde has-tanın hizmet alabileceği başka bir sağlık kurumuna sevkini ve hizmet alımını sağlayacaktır. Bu süreç sıra-sında hastanın tedavisinin aksatıl-mamasına itina edilecektir.

Bildirim Süreci ve Hukuki Yardım

Sağlık çalışanlarına yönelik şiddet olaylarını takip etmek üzere “Bakanlık Beyaz Kod Birimi” kurulmuş, 24 saat hizmet verecek “113” numaralı telefon ve “www.beyazkod.saglik.gov.tr” inter-net sayfası oluşturulmuştur.

Kamu ve özel tüm sağlık kurum ve kuruluşlarında gerçekleşen şid-

det olayları, yöneticiler tara-fından derhal “113” nu-maralı telefonla Bakanlık Beyaz Kod Birimine bildirilecek, eş zamanlı olarak ilgili kurumun hukuk birimine ve adli mercilere intikal ettirilecektir. Kamu görevlilerine karşı iş-lenen şiddet olayla-rının takibi şikâyete bağlı olmadığından,

e) Personelin alternatif çıkış yolları oluşturulacaktır.

Çalışanların Eğitimi

a) Başta güvenlik görevlileri, 112 ve acil çalışanları olmak üzere çalışan-lara iletişim becerileri, öfke kontro-lü ve özellikle öfkeli hasta ve hasta yakınıyla iletişim konularında eği-tim verilecektir.

b) Sağlık çalışanlarına şiddet davra-nışına karşı tedbir alma eğitimleri verilecektir.

Hasta ve Hasta Yakınlarının Bilgilendirilmesi

a) Hasta ve hasta yakınlarının ilk ola-rak nereye müracaat edecekleri, hangi işlemler ve tedavinin yapı-lacağı, tetkik ve tahlillerin nerede yapılacağı, beklemeleri gerekiyorsa ne kadar süreyle bekleyecekleri gibi konularda bilgilendirme süreçleri gözden geçirilerek eksiklikler varsa tamamlanacaktır. Bu amaçla acil servisler başta olmak üzere hastanın durumu ile ilgili hasta ve/veya has-ta yakınlarını bilgilendirmek üzere “hasta bilgilendirme alanları” güç-lendirilerek ve hangi durumlarda, ne sıklıkta ve kim tarafından bilgi-

MAYIS 201232

Page 35: SAYED Mayıs 2012 Sayı:50
Page 36: SAYED Mayıs 2012 Sayı:50

MAYIS 201234

Sağlık çalışanlarına yönelik şiddet olaylarını takip etmek üzere “Bakanlık Beyaz Kod Birimi” kurulmuş, 24 saat hizmet verecek “113” numaralı telefon ve “www.beyazkod.saglik.gov.tr” internet sayfası oluşturulmuştur.

soracak ve talep etmeleri halinde Bakanlık avukatlarınca ilgili perso-nele 28/04/2012 tarihli ve 28277 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Sağlık Bakanlığı Personeline Karşı İşlenen Suçlar Nedeniyle Yapılacak Hukuki Yardımın Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik” çerçevesin-de hukuki yardım yapılacaktır.

Diğer Hususlar

a) “Hasta ve Çalışan Güvenliğinin Sağlanmasına Dair Yönetmelik”in 7 ve 8 inci maddeleri, “Hastane Hizmet Kalite Standartları” çerçe-vesinde daha etkili şekilde uygulan-maya devam edilecektir.

b) İl sağlık müdürü konuyla doğrudan sorumlu bir sağlık müdür yardımcısı ile birlikte ku-r u m l a r d a çalışan gü-venliği uy-

gulamaları ve alınan tedbirleri aylık periyotlarla izleyecek ve Bakanlığa rapor edecektir.

c) SABİM’e yapılan sağlık çalışanları hakkındaki şikayetler, başvuruların ancak % 4’ünü oluşturmaktadır. SABİM’e ve hasta hakları birimine yapılan sağlık çalışanları hakkında-ki şikâyetler, öncelikle SABİM’den sorumlu il sağlık müdür yardımcısı ve hasta haklarından sorumlu baş-hekim yardımcısı tarafından ön de-ğerlendirmeye tabi tutulacak, genel ve soyut nitelikte olan, şikayet sa-hibinin adı ve adresi belli olmayan veya personelin kusuru bulunmadı-

ğı açıkça görülen ihbar ve şikayetler de-

ğerlendirmeye alınmaya-

caktır.

ilgili personelin şikâyetinin olup olma-dığına bakılmaksızın yöneticiler olayı mutlaka adli mercilere intikal ettire-cektir. Özel sağlık kuruluşları da adli bildirim konusunda gerekli hassasiyeti gösterecektir.

a) Şiddete uğrayan sağlık çalışanı tara-fından da “113” numaralı telefona doğrudan bildirim yapılabilecektir.

b) Ayrıca yöneticiler, “www.beyaz-kod.saglik.gov.tr” adresinde bu-lunan “Beyaz Kod Bildirim Formu”nu dolduracaktır.

c) Bildirim üzerine Bakanlık Beyaz Kod Birimi, yö-neticilere ve/veya ilgili personele hukuki sü-reçle ilgili rehberlik yapacak, olayın adli makamlara intikal ettirilip ettirilmedi-ğini araştıracak ve şa-yet ettirilmemiş ise olayı derhal adli makamlara bil-direcektir. Ayrıca şiddet olayı-nın gerçekleştiği sağlık kurumunun hukuk birimine olayın bildirildiği-ni tespit ederek olayın takibini te-min edecektir.

d) Hukuk birimleri, işlenen suçtan mağdur olan Bakanlık persone-line veya vefatı halinde kanuni mirasçılarına bir avukatın huku-ki yardımını isteyip istemediğini

Page 37: SAYED Mayıs 2012 Sayı:50
Page 38: SAYED Mayıs 2012 Sayı:50

MAYIS 201236

Ofiste ÇalışırkenNe İçelim?

Bahar mevsiminin etkisini iyice gösterdiği şu günlerde hava sıcak-

lığının değişmesiyle birlikte bağışıklık sistemini biraz daha güçlendirmek gerekmektedir. Güçlü bir savunma mekanizmasının temelinde ise yeterli ve dengeli beslenme yer almaktadır. Öte yandan çevremizde sağlığı olum-suz yönde etkileyecek o kadar çok faktör var ki; vücutta metabolik yolla oluşabileceği gibi UV ışınlar, virüsler, radyasyon, çevre kirliliği, sigara du-manına maruz kalınması, enfeksiyon, stres, alkol ve bazı ilaçların alımı ile de oluşabilen reaktif oksijen türleri için, besinler yolu ile antioksidanların alımı artırılmalıdır.

Beslenme, pek çok insan tarafından karın doyurmak, canın istediği besin-leri yemek, içmek şeklinde tanımlan-maktadır. Halbuki vücudun ihtiyaç duyduğu enerji ve elliye yakın türde besin öğesinin, yeterli ve dengeli bir şekilde besinler yolu ile alınması ge-rekmektedir. Ancak tek tip beslenerek, sürekli öğün atlayarak, bir besinden fazla miktarda yiyerek vs sağlıklı ka-

labilmek pek mümkün olamamakta. Besin çeşitliliğine önem verilmelidir. Ancak iş ortamında her zaman için sağlıklı mönüler ile karşılaşma imkanı bulunmuyor. Genelde kısıtlı bir zaman diliminde, alelacele yenilen fast food tarzı besinler hem sağlık hem de te-mizlik açısından kuşku uyandırmakta. Bu sıkıntılara ofise konulan çay, kahve, sıcak çikolata, capuccino makinele-rinden alınan içecekleri de ekleyebili-riz. Bu tür içeceklerde bulunan kafe-in, kişide farkına varamasa bile az da olsa bağımlılık yapmakta, hatta birey çalışmadığı günlerde bu tarz içecekleri içmediği için uyanmakta güçlük çek-mekte, baş ağrısı ile karşılaşmaktadır. İlave olarak şeker eklenmesi de fazla enerji alımına yol açmaktadır.

Örnek olarak; her gün iki şekerli ola-rak içilen üç adet çay 72 kkal. enerji vermektedir. Göz ardı edilecek kadar az görünen bu enerji kişiye senede 3.75 kg ağırlık kazandırmaktadır. Ağırlık çok değişken bir kavramdır, gün içeri-sinde bile baskülde 1 - 2 kg farklılıkla karşılaşılmaktadır. Ancak on sene süre-

M. TURGAY KÖSEUZMAN DİYETİSYEN

Page 39: SAYED Mayıs 2012 Sayı:50

MAYIS 2012 37

Kuşburnu, ıhlamur, adaçayı, zencefil, rezene,

nar, ekinezya, kekik otu gibi bitki çaylarının

vücut direncini artırmada olumlu etkileri

bulunmaktadır.

since bu şekilde içilen çay 37,5 kg ola-rak geri dönmektedir. İşte size obezite ve beraberinde elli üç farklı hastalık için çıkartılan bir davetiye. Halbuki o çayların içerisine yapay tatlandırıcı atıldığı durumlarda böylesi bir sorun ortaya çıkmamaktadır. Bu nedenle aşı-rı şeker tüketiminden kaçınmakta ya-rar vardır. Öte yandan bu tarz hiçbir makinede “yapay tatlandırıcılı” gibi

bir seçenek bulunmamakta, kişi de şeker tadını rafine şekerden karşılama yoluna başvurmaktadır. Son zamanlar-da şeker kullanımının hızla artmasıyla birlikte kalp - damar hastalıkları, diya-bet, kanser, sindirim sistemi hastalıkla-rı ve romatizmal hastalıkların görülme sıklıklarında artışlar olmaktadır.

Alternatif Olarak Neler İçilebilir?

Su vücuttan toksinleri uzaklaştırma-ya yardımcı olur. Kuşburnu, ıhlamur, adaçayı, zencefil, rezene, nar, ekinezya,

kekik otu gibi bitki çaylarının da vü-cut direncini artırmada olumlu etkileri bulunmaktadır. Bunlarla birlikte doğal maden suları, süt, ayran, taze sıkılmış veya piyasada artık sıkça karşılaştığı-mız % 100 meyve suları yemeklerle birlikte ve/veya ara öğünlerde rahatlık-la içilebilir.

Yapılan bilimsel çalışmalarda biyoaktif bileşenlerin sebze ve meyvelere kıyasla sebze ve meyve sularından daha kolay emilebildiği belirtilmektedir. Bu ne-denle sebze ve meyve yemenin yanında ara sıra taze sıkılmış sebze ve meyve su-larının hazırlanması ya da uluslararası standartlara ve Türk Gıda Kodeksi’ne

göre içerdiği meyve oranı %100 olan ve hiçbir gıda katkı maddesi içermeyen %100 meyve sularının içilmesi tercih edilmelidir.

Bazı ilaçların ana maddesi bitkilerdir. Bu nedenle birtakım bitki çaylarının bazı tedavilerde etkin olması veya zıt

etki yaratması söz konusu olabilmek-tedir. O nedenle tedavi gören bir kişi hekimine danışmadan bitki çayları kullanma konusunda dikkatli davran-malıdır. Genel olarak karaciğeri fazla yormaması adına bu tür içecekleri gün-de 3 - 5 fincandan fazla içmemekte ya-rar vardır. Azı karar, ortası yarar, çoğu zarar prensibi bu tür içeceklerde de ge-çerlidir. Örneğin yeşil çayın kanserden koruyucu etkileri bilimsel olarak kanıt-lansa da, “çok faydalı” diyerek günde beş fincandan fazla içerseniz kalp rit-minde sıkıntılara yol açmaktadır.

Page 40: SAYED Mayıs 2012 Sayı:50

MAYIS 201238

Çapa Medikal yirmi beş yıldır sağ-lık sektörünün bir paydaşı olarak

çok önemli işler yaptı. Birçok değişim ve gelişime şahit olduğunu söyleyen Çapa Medikal Genel Müdürü Zekeri-ya Avşar ile çok yönlü bir sohbet ger-çekleştirdik.

Çapa Medikal’dan bahsedelim ilk olarak…

Medikal sektör ile tanışıklığımız 1980 yılında başladı. Aile mesleğim gözlük-çülüktür. Satış yapmak için bir yer bu-lamayınca bir eczanenin gözlük reyo-nunu kiraladım. O dönemde eczaneler tıbbi malzeme deposu gibiydi. 1987 yılında kendi şirketimi açtığımda bir anlamda bu işte tecrübe kazanmıştım. Türkiye’deki yeni başlayan değişimsel süreci gördüm. 1988-89’da ilk yoğun bakım ürünlerinin gelişine şahit ol-dum. Medikal sektörde gördüğüm iki önemli eksiklik vardı. Birincisi güven eksikliğiydi diğeri ise isabetli ürün ve-rilmiyordu. Bu çerçevede kendi vücu-duma uygulamayacağım şeyi satmama

kararı aldım. Cerrahpaşa’da klinikleri tek tek dolaşarak istenilen ürünleri tespit ettim. Operasyon reçetelerinin düzenlenmesinde katkı sağladık. Bu uygulamalar bizim bölgede tanınma-mızı sağladı. Birçok yeni ürünü o dö-nemde satan firma kimliğini kazandık. Daha sonra Amerikan Hastanesi’nin Koç Vakfı’na geçmesiyle birlikte Koç Grup’tan bize bir teklif geldi ve onlar-la birlikte özel hastane çalışmalarını başlattık. Daha sonra A plus dediği-miz on beş, yirmi hastaneye malzeme verdik, diğer bölgelere ve özel hasta-nelere de ürün satışına başladık. Ama bundan memnun kalmadık çünkü malzeme stoklama sistemlerinde tam verim alamadığımızı düşünüyorduk. 2005 yılında diğer hastanelere de satış yapma noktasında yeni kararlar aldık. Ben alınan kararları beş senelik plan içerisinde yorumluyorum. 2010 yılın-da İstanbul’un hemen hemen yüzde doksanına hitap edebilecek duruma geldik. Daha sonra 2010-2015 arasın-da aynı sistemi Anadolu’ya da yayalım

Çapa Medikal Genel Müdürü Zekeriya Avşar

Kendi Vücudumda Kullanılmasını İstemediğim Ürünü Satmam

röpor ta j , SU ÖZGÜR

Page 41: SAYED Mayıs 2012 Sayı:50

MAYIS 2012 39

Yirmi beş sene boyunca ağzımdan ucuz

ürün diye bir tabir çıkmamıştır.

neye de katkı sağlanması lazım. Has-taneler sadece fiyata dayalı bir sisteme doğru gidiyor. Bunun yanlış olduğuna inandığım için 2013 senesinde uygu-lamak üzere kafamda bir proje var. Fi-yatlar bir puan üste çıkabilir ama has-tanın hastanede kalış sürecini azaltacak şekilde bir sisteme doğru çalışmanın gerekliliğini görüyoruz. Ameliyatha-nede doğru ürünler paketlenirse daha verimli hareket edilebilir, doğru ürün-ler kullanılabilirse enfeksiyon riski ol-madığı için hastanın kalış süreci azalır. Çünkü düşünün ki enfeksiyon kapan hasta hastaneye altmış- yetmiş bin TL civarında bir ek maliyet getiriyor.

Çapa Medikal yirmi beşinci yaşında. Bu zamana kadar edindiğiniz tecrübeler ışığında sektörün geleceğini nasıl görüyorsunuz?

Yirmi beş sene içerisinde edindiğim tecrübelerden yola çıkarak gelecekte, sektörde ancak bu işten anlayan in-sanların kazanç sağlayabileceğini ama büyük meblağlar kazanılamayacağını, branşlaşan firmaların ayakta kalaca-ğını, üç dört sene gibi kısa vade içe-risinde firma sayısının yüzde yirmi oranında ayakta kalabileceğini ön gö-rüyorum. 2015 yılından sonra tekrar bir değişim olacak ve şehir hastanele-riyle birlikte medikal sektörde tekrar değişime uğrayacaktır. Bu sektörde firma sahipleri sektörel eğitim almalı, tıbbi malzemeden anlamalı, diğer türlü başarılı olabilme şansı yok.

Sağlık turizmi ile ilgili ne düşünüyorsunuz?

Şu anda Türkiye’de dünyada rastlanma-yan şekilde bir sağlık altyapısı oluştu.

dedik. Bunu ilk olarak zincir hastane-lerde uygulamaya başladık ve hemen hemen hepsiyle iş birliği içinde oldu-ğumuzu söyleyebilirim. Bu bize yeni ufuklar açtı. Bir hastane büyük olunca ürün tedarik etmek kolaydır. Ama zin-cir hastanelere aynı standardı koymak o kadar kolay değil. İstanbul’da kulla-nılan ürünler ile Anadolu’da kullanı-lanların farklı olduğunu gördük. Bir tanesi yüksek standartlı ürün kullanı-yorken bir tanesi ekonomik ürünler kullanıyordu. İki senedir hem A plus hem de ekonomik ürünler satıyoruz. Yirmi beş sene boyunca ağzımdan ucuz ürün diye bir tabir çıkmamıştır, belli standartları zorunlu görüyoruz çünkü. Bu uygulamayı 2015 yılına ka-dar tamamlamayı planlıyoruz.

Anladığım kadarıyla bu işi severek yapıyorsunuz…

Aslında son bir senedir yaptığım işten keyif almıyorum. Medikalcinin işi sa-dece ürün alıp satmak değildir. Hasta-

Çapa Medikal Genel Müdürü Zekeriya Avşar

Page 42: SAYED Mayıs 2012 Sayı:50

MAYIS 201240

Bu sektörde firma sahipleri sektörel

eğitim almalı ve tıbbi malzemeden anlamalı,

diğer türlü başarılı olabilme şansı yok.

konusunda da büyük sıkıntılar var. Bunun için neler yapılabilir?

Bu konuda SAYED ve OHSAD gibi derneklere iş düşüyor. Üst çatı kurum-ları büyük turizm şirketlerini ziyaret edip sağlık turizmi altyapısı oluştur-malı. Böylece daha verimli sonuçlar doğabilir. Devlet bireysel anlamda ne bir hastaneyi ne de bir firmayı dinler ancak bir kurum olduğunuz zaman gücünüzle daha etkili olabilirsiniz.

Aşağı çekilen fiyatlar konusunda birçok firma şikayetçi. Bu konuyla ilgili neler düşünüyorsunuz?

Devletin fiyatları aşağı çekmesini ilk etapta yanlış bulmuyorum. Bazı aşırı-lıklar vardı fakat bu aşırılıklar gitti. Bu sürecin devamlılığı zararlar getirecek-tir. Sağlık Bakanlığı, özel hastaneler, üniversite hastaneleri, SGK, medikal ve ilaç firmaları birleşip Sağlık Bakan-lığı şemsiyesi altında bir ekip kurması lazım. Bu ekibin bir politika oluştur-ması lazım. Fiyatları indirdiniz indirdi-niz belirli bir noktaya geldi. Daha fazla indiremediğinizde ilaçların kullanım tasarrufunu düzgün bir hale getirme-niz gerekiyor. Sektör, birbirine bağlı bir zincir olduğundan sadece bir tara-fı düzeltmeniz yeterli olmaz. Sistemin her bir halkası ayrı davranış sergilediği için daha başarılı olamıyoruz.

Devlet bazı unsurlara öncelik tanımalı. Mesela yerli firmalara ihalelerde yüzde on beş pozitif ayrımcılık koyması la-zım. Kısa vadede belki maliyetleri arttı-rır ama uzun vadede dış ticaret açığını kapatıp, kaliteyi de arttırırsınız. Belirli bir politika dahilinde kaliteli hizmetten uzun vadede kâr elde edebilirsiniz.

Bulunduğumuz bölgede bizden daha iyi bir sağlık sistemi olan başka bir ülke daha yok. Avrupa’da aşağı yukarı aynı düzeyde olan ülkeler var ama onlar da çok pahalı. Mesela en çok harcama ya-pan hastalardan birisi diyaliz hastaları. Yaz turizminin olduğu şehirlerde mo-bil diyaliz üniteleri olsa, kışın da on-ları kayak merkezlerine çeksek yararlı olur. Bir şey yapmak istiyorsanız doğru adımlar atmalısınız. Planlama yapar-ken birlikte hareket edilmesi gerektiği-ne inanıyorum.

Şu anda ülkemize gelen hastalar Orta Doğu ülkelerinden. Bunun riskli oldu-ğunu düşünüyorum. Bir süre sonra bu ülkeler ekonomilerini düzelttiklerin-de, gelen hastalar çekilecek ve tekrar bir boşluk doğacaktır. Halbuki bizim hedefimiz uzun vadede Avrupa’ya yö-nelik olmalı. Oradaki insanlar neden gelmiyor? Steril ortam eksikliğimizden dolayı. Eksikliğimizi de bilmek zorun-dayız.

Sağlık turizminin standartları

Page 43: SAYED Mayıs 2012 Sayı:50
Page 44: SAYED Mayıs 2012 Sayı:50

MAYIS 201242

ramın ilk gününde sağlık sektörünün paydaşlarından temsilciler bir araya gelerek Ülkemizde Sağlık Sektörünün Geleceği konulu bir arama toplantısı düzenlendi. Toplantı sonrası oluşturu-lan swot analizi ilk oturumda katılım-cılara sunuldu.

Aciller Çok Ciddi Sorunumuz

“Sağlıkta Ortak Çözüm Toplantı-ları”nın açılış konuşmasını yapan OH-SAD Genel Başkanı Dr. Reşat Bahat özel sektörün bu günlere gelmesinin siyasi bir iradenin sonucu olduğunu vurguladı. Bahat yüzde otuz beş sek-tör büyüklüğünün, doksan milyon muayene yapabilen sektörün siyasi idare ile olduğunu ama yolda ilerler-ken ciddi kazalara maruz kaldığını ve bunların düzeltmesi gerektiğini ifade etti. Kısıtlar içinde büyümeye devam ediyoruz diyen Reşat Bahat özellikle 15 Şubat’tan sonra özel hastanelerin önüne koyulmuş planlama kriterlerini tekrar gözden geçirip özellikle küçük ölçekli işletmelerin önünün açılması-nı istediklerinin altını çizdi. OHSAD Genel Başkanı küçük işletmelerin ne-fessiz bırakılmaması ve büyükler tara-fından yutularak rekabet kurallarının ihlal edilmemesi ve asimetrik büyüme-ye yol açmamak için özel hastanelerin önlerinin açılması gerektiğine işaret etti. Bir çivinin bile yerini değiştirmek için on makamdan izin almak zorunda kaldıklarını belirten Bahat en azından tadilatların çok daha rahat yapılmasına müsaade edilmesini istiyoruz şeklinde bir istekte bulundu.

Sağlıkta Ortak Çözüm Toplantıları Gelenek Haline Geldi

OHSAD, Sağlık Bakanlığı ve SGK’nın iş birliği ile dü-

zenlenen “Sağlıkta Ortak Çözüm Toplantıları”nın üçüncüsü 25-29 Ni-san 2012 tarihileri arasında Antalya Mardan Palace’da düzenlendi. Gele-neksel hale gelen Sağlıkta Ortak Çö-züm Toplantılarında sektörün sorun-ları bir araya gelen paydaşlarla birlikte tartışılarak sorun önerileri sunuldu. Sağlık Bakanlığı ve SGK temsilcileriy-le birlikte üç gün boyunca etkileşimli toplantılar gerçekleştirildi. Kongreye Sağlık Bakan Yardımcısı Agah Kafkas ve SGK Başkanı Fatih Acar’ın yanında birçok üst düzey yönetici katıldı. Prog-haber : SU ÖZGÜR

Page 45: SAYED Mayıs 2012 Sayı:50

MAYIS 2012 43

Kongreye Sağlık Bakan Yardımcısı Agah Kafkas ve SGK Başkanı Fatih Acar’ın yanında birçok üst düzey yönetici katıldı.

sağlık sisteminin paydaşların bir araya gelip bilgi alışverişinde bulunması çok önemli bir gelişme olduğunu vurgula-yarak, OHSAD özel sağlık sektörünü bir araya getiren bir kuruluş olarak yapmış olduğu etkinlikler takdire şa-yandır ifadesinde bulundu.

Yekeler konuşmasının devamında Sağ-lık Bakanlığı’nın başarıyla yürüttüğü Sağlıkta Dönüşüm Programı çerçeve-sinde ülkemizin sağlık alanında önemli bir cazibe merkezi haline geldiğini ha-tırlatarak yurt dışından sağlık turizmi için gelen hastaların yanı sıra özellikle Orta Doğu ve Afrika’da devam eden siyasal karışıklıklar nedeniyle ülkemi-

Aciller çok ciddi sorunumuz diyen Re-şat Bahat sözlerine şöyle devam etti; “Siyasetin bu konudaki hassasiyetini biliyoruz. Ama ülke genelindeki insan-ların yüzde otuzdan fazlası acilden giriş yapıyor. Bunun önüne geçmek gereki-yor. Acil fiyatları çok düşük kalmakta bununla birlikte gerçekten acil olan hastalara düzgün hizmet verilememek-tedir.”

OHSAD Özel Sağlık Sektörünü Bir Araya Getiren Bir Kuruluş

Açılış konuşmasında söz alan SAYED Başkanı Prof. Dr. Hayreddin Yekeler geleneksel hale gelen bu etkinliklerle

zin birçok noktaya yardım elini uzat-tığını ifade etti. SAYED olarak sağlık turizmini önemsediklerinin altını çi-zen SAYED Başkanı sağlık turizminin özel hastanelerin geleceğine ve ülke ekonomisinin gelişmesinde çok büyük katkılar sağlayacağına inandıklarını, o alanda ciddi çalışmalar yapılması gerek-tiğini düşündüklerini dile getirdi.

Her Dönüşüm Programının Sancıları Vardır

Üniversiteler ülkelerin vazgeçilmez ku-rumlarıdır sözüyle konuşmasına başla-yan İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yunus Söylet; “Üniversitelerde bil-

Page 46: SAYED Mayıs 2012 Sayı:50

MAYIS 201244

gibi fonksiyonları nedeniyle maliyetle-rimiz yüksek. Karşılığını alamadığımız ücretler var. Yaptığımız işten zarar etti-ğimizi bildiğimiz halde toplum hizmeti gereği, üniversite olmanın gereği ulus-lararası arenada adımızı duyurmak adı-na bu işleri yapmaya devam ediyoruz.”

Tabipler Birliği Tavrını Değiştirmeli

Sağlık Bakanı yardımcısı Agah Kafkas sözlerine geçtiğimiz günlerde öldürü-len hekimi anarak başladı. Sağlık çalı-şanlarına şiddetin tüm dünyada yaygın bir şekilde yaşandığının bilgisini veren Kafkas, Türkiye’de sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin birçok batılı ülkeden daha az yaşandığını vurgulayarak söz-lerine şöyle devam etti; “Ama bundan sonra hiçbir tedbir almayacağımız anlamına gelmiyor. Bakanlık ola-rak bu noktada büyük bir duyarlılık hissediyoruz. Bir doktorumuz şehit oldu. Ertesi gün Van’da bir olay daha yaşandı. Bir milletvekili bir doktoru-muza saldırıda bulundu. Bir gün önce doktorumuzu katledenle bu zihniyet aynı. Sivil toplum örgütlerinin kimi-leri şehidimizi vesile kılarak Bakanlı-ğa ağır eleştirilerde bulunurken ertesi gün yaşanan yumruk olayından sonra sustular. Tabipler Birliği’nin tavrını anlamakta güçlük çekiyorum ve bu ör-gütün yeniden yapılanması ve gerçek-ten tabiplerin sesi olması konusunda çalışmalar yapılması gerektiğinin altını çizmek istiyorum. Tabipler Birliği’nin bu dünyada son kullanım tarihi geç-

miş mantalitesi, bu ideolojik yaklaşımı artık tabipleri temsil etme kabiliyetini yitirdiğini gösteriyor.”

Türkiye’de son on yılda Sağlıkta Dö-nüşüm Programında muhteşem başarı sağlanıldığını hatırlatan Agah Kafkas sağlık sektörüne kamu ya da özel olarak bakmadıklarını, her başarılı üniversite hastanesiyle ya da özel hastaneyle de gurur duyduklarının üzerinde durdu.

Kongreye Destek Verenler

Sektörün temsilcilerinden çeşitli medi-kal firmalar da Sağlıkta Ortak Çözüm Toplantıları’nda yerini aldı. Ana spon-sor Çapa Medikal, Bronz Sponsor Da-tateknik ve IBM oldu. Diğer sponsorlar ise; Delta Trade Company, Acendis, GE Healthcare, PrimeClass CIP Service, Vezir Araştırma Danışmanlık, APlus, DHL, Turkcell, Arter İnşaat, Philips, Sisoft, CGM CompuGroup Medical, Novatek, Üzümcü, İncekaralar, Mes-pa, Draeger, Mega, Bilgi Sistemleri, Siemens, Oracle, KBB Tautmann, Er-guvan Bilişim oldu. Kongreye katılan diğer firmalar ise; Medicaltex, Özcan Kardeşler, Ağaoğlu Yün İpek Tekstil, EA Yazılım, Penta, Centro Labora-tuvarları, Rivosem, Mesa, Olympus, Kompozit, Datasel, Çağdaş Elektronik, Doğsan cerrahi dikiş malzemeleri, Va-med, Promed, Temos, HMH Medikal, Meddata, Tink Promosyon, Aydek Gö-rüntüleme, Sesa Elektronik ve Simeks oldu.

gi üretilir ve araştırma fonksiyonunun gereğidir. Bu bilgi daha sonra teknolo-jiye ve değişik ürünlere dönüştürüle-rek toplumun ve insanlığın hizmetine sunulur. Üniversitede üretilen bilgi eğitim ve öğretim vasıtasıyla aktarılır. Üniversitenin ikinci önemli fonksiyo-nu bilgi aktarımı fonksiyonudur. Özel-likle çağdaş üniversitelerden beklenen üçüncü ve önemli fonksiyon ise toplu-ma hizmettir.” şeklinde konuştu.

Söylet konuşmasında üniversitelerin topluma en çok dokunduğu, toplumla en çok bütünleştiği ve hizmet fonksiyo-nunu aktardığı alanların tıp fakülteleri ve uygulama araştırma merkezleri ol-duğunu vurguladı. Sağlık sektörünün geçmişini hatırlatan Prof. Dr. Yunus Söylet, Türkiye’nin en çok yatak sayı-sına sahip Cerrahpaşa tıp fakültesine ultrasonun, acil ameliyathanesine ilk monitörün geldiğini ve bunun sevin-cini yaşadığının örneğini verdi. “Bu-gün benim otuz iki yıllık meslek haya-tımdan bile sağlık sisteminin nereden nereye geldiğini görebiliyoruz” diyen Söylet Sağlıkta Dönüşüm Programı tüm Türkiye’de çok ciddi ve bütün ka-tılanlarıyla birlikte yaşanılan ve rüzga-rının her an hissedildiği ve çoğunlukla da olumlu sonuçlarının görülmekten mutluluk duyulduğu bir dönüşüm programı olduğuna değindi. İstanbul Üniversitesi Rektörü her dönüşüm programının sancılarının olduğunu hatırlatarak sözlerini şöyle sürdürdü; “Üniversitelerin eğitim ve araştırma

Dr. Reşat Bahat: Acil fiyatları çok düşük kalmakta bununla birlikte gerçekten acil olan hastalara

düzgün hizmet verilememektedir.

Page 47: SAYED Mayıs 2012 Sayı:50
Page 48: SAYED Mayıs 2012 Sayı:50

MAYIS 201246

Ortopedi ve TravmatolojiBüyüteç Altında

Büyüteç Bölümü’nde bu ay ele aldı-ğımız konu, Ortopedi ve Travma-

toloji. Bu alanda üretim yapan ve ürün ithal eden şirketlerle görüştük. Pazarda-ki gelişim, yaşanan sorunlar ve çözüm önerileri ile konuyu tüm detaylarıyla ele aldık.

Öncelikle Dünya’da olduğu gibi Türkiye’de de büyüyen bir pazardan söz ediyoruz. Bunun en büyük nedeni yaşam süresinin uzaması. Tüm medikal

cihaz pazarının tek başına yaklaşık yüz-de 20’sini kapsayan ortopedi, önümüz-deki dönem önemini daha da artıracak. Bu alanda görüşlerini aldığımız tüm şirket yetkilileri özellikle kalitesiz, fason üretime dikkat çekerken fiyat baskısı-nın kaliteyi düşürdüğünü ifade ettiler. Bu nedenle daha detaylı düzenlemeler, sıkı denetimler yapılması bekleniyor. Ortopedi ve Travmatoloji alanında ya-şanan gelişmeler, pazar, sorunlar ve çö-züm önerileri dosyamızda...

hazırlayan,GÜNEŞ KAZDAĞ[email protected]

Page 49: SAYED Mayıs 2012 Sayı:50

MAYIS 2012 47

Kalitesiz Ürünler Sağlığı Tehdit Ediyor

SANEM BİRGENFİKSMED ŞİRKET MÜDÜRÜ

Fiksmed şirket Müdürü Sanem Birgen, sağlık kurumlarının ve

hastaların kalitesiz, Çin ve kopya ürünler nedeniyle mağdur oldukları-nı söyledi. Ortopedi ve travmatoloji alanında yaşanan en büyük sorunun, alım esnasındaki değerlendirmenin sadece dış görünüş ve fiyat bazlı ya-pılması ve ürünlerle ilgili yeteri ka-dar bilgi sahibi olunmaması olarak ortaya koyan Birgen, konuyla ilgili şu bilgileri verdi: “Ortopedi özellik-le travma vakaları insanların hayat mücadelesi sırasında onları yaşama bağlayan ürünlerdir ve insan sağlı-ğını, iyileşme sürecini doğrudan iyi veya kötü etkileyebilirler. Bu nedenle ürünlerin kalitesi klinik veri testleri, mekanik dayanıklılıkları, ürün ma-teryali ve ürün üretirken Ar-Ge çalış-maları çok önemlidir. Ülkemizde bu kıstaslar maalesef şu anda göz önüne alınmamakta, sadece ürünün dış şek-line bakarak kıyaslama yapılabilmek-te ve en düşük fiyat bazlı ürünler ter-cih edilmekte. Dolayısıyla kırılması, bükülmesi gibi ürün veya kullanım hatalarından kaynaklı revizyon ame-liyatları yapılıyor. Bu da Sosyal Gü-venlik Kurumu’na iki kez ameliyat ve hasta açısından geç iyileşme, ağrı, işe dönüş zamanlarında gecikmeye neden oluyor. Hastalar ve kurumlar bu tip kalitesiz, fason, Çin ve kopya ürünler nedeniyle mağdur oluyorlar. Diğer taraftan kaliteli ürün sağlayan firmalar da yanlış fiyat politikaları yüzünden yeni teknolojileri getirme-yip, eski jenerasyon ürünleri piyasaya sunmak zorunda kalıyor. Sonuç ola-rak, cihaz alımlarında cihazın üretim amacını gerçekten getirip getireme-yeceği, ürünün kalitesi, güvenliği, uluslararası standartlara uygunluğu, testleri, klinik yayınları göz önüne alınmalıdır.”

Bu konuda Sağlık Bakanlığı’nın ne-ler yapması ve ne tür düzenlemelere gitmesi gerektiğine ilişkin de bilgi veren Fiksmed Müdürü Sanem Bir-gen, öncelikle Sağlık Bakanlığı’nın insan sağlığını tehdit edecek, iyileş-meyi geciktirecek hem hastaya hem kuruma zarar veren kötü kalitede Çin ürünleri, merdiven altı üretim, fason ürünler ve bu ürünlerin kulla-nılmasının önüne geçmesi gerektiği-ni söyledi. “Piyasaya arzda kurallar koymalı” diyen Birgen, tıbbi cihaz yönetmeliğine ekler yapılarak ürün güvenliği ile ilgili uluslararası stan-dartların aranması gerektiğini kay-detti. Ayrıca, hastanelere, satın alım-lardaki personele tıbbi cihazlarla ilgili kapsamlı eğitimler verilmesi, marka, kod gibi ürünü tanımlayacak detaylar olmadan ürün alımları yapılmaması gerektiği ifade edildi. Sanem Birgen, bir diğer önemli nokta olan üretimde Ar-Ge çalışmalarının desteklenmesi gerektiği konusunun da altını çizdi.

Öte yandan Türkiye’yi ortopedi ve travmatoloji alanında Avrupa ülkeleri ile karşılaştırdığımızda gelişimi de de-ğerlendiren Fiksmed Müdürü Birgen, öncelikle TITUBB sistemi ile büyük bir adım atıldığını ve böylelikle fir-maların, tüm ilaç ve medikal ürün-lerin, bayilerin kayıt altına alınarak daha şeffaf ve stabil bir sistem kurma aşamasına geçildiğini belirtti. Aynı zamanda hasta yatışlarının kontrol edilerek ameliyatların takip edildiği-ni de kaydeden Birgen, ülkemizdeki aktif uygulamaların iyiye gittiğinin ancak yeterli olmadığını ifade etti. Birgen şunları söyledi: “Piyasaya arz-da tıbbi cihaz firmalarından istenen veriler, belgeler ürün güvenliği bakı-mından yeterli değil. AB ülkeleri ve içinde bulunduğu GHTF( Küresel Uyumlaştırma Görev Gücü) Ameri-

Hastalar ve kurumlar kalitesiz, fason, Çin ve kopya ürünler nedeniyle mağdur oluyorlar.

Page 50: SAYED Mayıs 2012 Sayı:50

MAYIS 201248

BÜYÜTEÇ

ka, Japonya, Kanada gibi ülkelerin de yer aldığı dünya tıbbi cihaz sektö-rünün öncü ülkeleri; tıbbi cihazların en sıkı şekilde kontrole tabi tutuldu-ğu, küresel standartların belirlendiği ve ürünlerin piyasa arz edilişlerinde kontrol mekanizmaları olan ülkeler-dir. Ülkemizde yeni oluşan projeler, oluşacak ürün-hasta takip sistemleri gerçekten olması gereken sistemler-dir. Ancak, kalitesiz, merdiven altı ürünlerin piyasaya girişi kontrol edilmiyor, eğer ürünle ilgili bir so-run veya bir şikayet olursa o durum-da piyasa gözetim devreye giriyor ve araştırmalar başlıyor. Çoğu zaman da bu şikayetler yapılmıyor dolayısıyla merdiven altı, kalitesiz Çin menşeli ürünler piyasada kol geziyor. Ortak payda insan sağlığı olması nedeniyle bize göre piyasaya arz edilirken ürün-ler uluslararası standartlar altında değerlendirilmeli, tüm ileri dünya ülkelerinden ve sistemlerinden ör-nek alınmalı, ülkemize uyarlanmalı. Ürün güvenliği ile ilgili tüm gerekli incelemeler, değerlendirmeler ya-pıldıktan sonra belli standartlarda ve üstü ürünler ülkemizde satılmalı. Ayrıca hastane-ürün ve hasta takip sistemleri aktif şekilde çalışmalı, re-vizyon ameliyatları takip edilmeli, nedeni gizlilik içinde araştırılmalı ve sorunun kaynağı bulunmalı. Buna göre de önlemler alınmalı.”

Tüm sağlık sektörünün insan sağlığı ve hayatı ile doğrudan bağlantılı ol-duğu bir alanda faaliyet gösterdiğini hatırlatan Sanem Birgen, tüm tıbbi cihaz taraflarının; üretici ve ithalatçı firma, devlet kurumları, hastaneler ve hasta olarak bütün tarafların ortak çalışma içinde, güçlü iletişim halin-de düşünce ve görüşleri paylaşarak, eğitimler ile sektörü geliştirmek ve iyileştirmek adına iş birliği içinde hareket etmesi gerektiğini söyledi. Tüm tarafların ürün güvenliği adına

maksimum fayda sağlayabilmek için kurallar çerçevesinde çalışması gerek-tiğini de kaydeden Birgen, “Unutma-yalım ki hepimiz bir gün tıbbi cihaz kullanıcısı olmak durumunda kalabi-liriz” uyarısında bulundu.

İnsan Odaklı Kaliteli HizmetFiksmed 2006 yılında ortopedi ve travma sektörüne hizmet vermek amacıyla kuruldu. Kuruluşundan bir yıl sonra İtalya-Amerika menşeli bir Dünya markası olan Orthofix firma-sının Türkiye distribütörlüğünü aldı. Fiksmed Müdürü Sanem Birgen, şirket olarak misyonlarının, ilkele-rinden ödün vermeden insan odaklı uluslararası kalite standartlarında hizmet anlayışı ile sektörde öncü uy-gulamalarla fark yaratacak yenilikçi ve yüksek değer katan medikal çö-zümler sunmak olduğunu belirtti. Bu arada, Orthofix firması, 1980 yılında Prof. Giovanni De Bastiani’nin kırık kemiklerin doğal kaynama kabiliye-tini göz önüne alarak yeni bir tedavi yöntemi geliştirmesiyle İtalya’da ku-ruldu. 1992 yılında da Nasdaq lis-telerine girerek halka açıldı. Birgen, Bastiani’nin Dünya’da ilk kez kırık alanında kemiğe tutturulan ve kemik

iyileşimini mikro hareketlerle uyarı yaparak sağlayan ‘Dinamik Aksiyel Fiksatör’ kavramını geliştirdiğini ve ürünün patentini alarak sektöre yeni bir anlayış getirdiğini söyledi. Ort-hofix şirketinin, Amerika, İngilte-re, İtalya, Fransa, Almanya, İsviçre, Brezilya, Porto Riko’da operasyon merkezleri ve ayrıca Dünya çapında yetmiş ülkede bağımsız distribütör-leri bulunuyor. Fiksmed’in pazara sunduğu ürünler hakkında da bilgi veren Birgen, “Firmamız trafik kaza-ları, kazalar, yaralanmalar, kemikteki şekil bozuklukları ve kısalık gibi or-topedi-travma vakalarında hastalara cerrahi müdahale ile takılan ‘ekster-nal ve internal’ ürün çeşitlerini sağ-lık kurumlarının hizmetine sunuyor. Ürünlerimiz omuzdan ayak bileğine ve parmaklara kadar çok çeşitli ke-miklere takılan vücut dışında kalan external fiksatörler ve vücut içine yerleştirilen ‘çiviler’ ve plaklardan oluşuyor. Ürün çeşitlerimiz tüm trav-ma sektörünün ihtiyaçlarını karşıla-maktadır.” dedi. Merkezi Ankara’da bulunan Fiksmed’in Türkiye’nin çeşitli yerlerinde yaklaşık kırk bayisi bulunuyor.

Page 51: SAYED Mayıs 2012 Sayı:50
Page 52: SAYED Mayıs 2012 Sayı:50

MAYIS 201250

BÜYÜTEÇ

Türkiye’de medikal cihaz pazarı yıllık 1.8 ile 2 milyar dolar ara-

sında değişiyor. Medikal pazara karşı-lık ilaç harcaması ise yıllık 10 milyar doların üzerinde seyrediyor. Türki-ye 10 milyar dolarlık harcamasıyla Avrupa’nın en büyük beşinci pazarı olarak yer alıyor. Diğer tarafta has-tanelerde kullanılan tüm ekipmanla-rı içeren ki bunun içinde en yüksek teknoloji diagnostik görüntüleme sis-temleri, diagnostik laboratuar cihaz-ları, ameliyathane anestezi ve yoğun bakım cihazları, hasta odaları, hasta yatakları, yoğun bakım yatakları, göz, KBB, gastroenteroloji, kardiyoloji ve ortopedi gibi tüm branşlarda kullanı-lan medikal cihazlar ve en önemlisi vücut içine takılan yüksek teknolo-ji implantları da dahil olmak üzere Türkiye medikal cihaz pazarı sağlık alanında son on yılda yapılan yatı-rımlarla büyüyerek ancak iki milyar dolar seviyelerine ulaşmış durumda. Hastanelerin altyapısının gelişiminin devam ettiği günümüzde bu yatırım-ların önümüzdeki beş yılda da arta-cağı ve sadece medikal cihaz pazarı-nın en az üç milyar dolara ulaşacağı öngörülmekte. Buna rağmen Türkiye sadece medikal cihaz harcamalarında Avrupa’nın ilk 10 pazarından biri ko-numuna ulaşmış olmayacaktır.

Bu çerçeve de görüşlerine başvurdu-ğumuz Orneo şirketi ortaklarından Ali Tülek, Dünya geneli ve Türkiye’de de benzer şekilde ortopedi alanında yapılan sağlık harcamalarının tüm medikal cihaz pazarının yaklaşık yüz-de 20’sini oluşturduğunu ifade etti. Özellikle dünyada hızla yaşlanan nüfus, artan ortalama yaşam sürele-ri, yaşam kalitesindeki düzelmeler ve ortopedi pazarındaki daha çok yaşlı hastaya hitap eden diz ve kalça

protez harcamalarının önümüzdeki süreçte de artarak devam edeceği be-lirtildi. Bugün itibari ile her ne kadar Türkiye nüfusunun yüzde 50’si 29 yaş altında olsa da, ülkemizde 65 yaş üstü yaşayan 5 milyon üzerinde insan olduğu da göz önüne alındığında or-topedi alanındaki gerek harcamaların gerekse de doğru, güvenilir ve kalitesi ispatlanmış ürünlerin tercih edilmesi ve bu konuda gerekli düzenleme ve uygulamaların hayata geçirilmesinin önemi bir kez daha ortaya çıkmış durumda. Ortopedi tedavilerinde kaliteli ürünün önemine değinen Ali Tülek konuyla ilgili şunları söyledi:

“Türkiye’de medikal cihaz alanında ortopedi pazar harcamalarının bü-yüklüğü yaklaşık 350 milyon dolar. Biz Orneo olarak bu pazara sadece rakamsal olarak bakmıyoruz, hizmet olarak katkıda bulunmak için çalış-malarımızı yürütüyoruz. Ayrıca or-topedi alanında kullanılan ürünlerde kalite çıtasını yükseltmek için yoğun çaba harcıyoruz. İnsan sağlığının söz konusu olduğu bir alanda tek kriterin fiyat olmaması gerektiği düşüncesin-deyiz. Stryker ürünleri yoğun yürü-tülen bir Ar-Ge çalışması sonrasında piyasaya sürülen ürünler, klinik so-nuçları, başarıları ortada. Biz de ileri teknoloji ile geliştirilen bu ürünleri Türk sağlık sektörünün hizmetine sunuyoruz.”

Stryker’ın Türkiye’yeYatırımları Devam EdecekStryker Türkiye Genel Müdürü Mehmet Özkan, Stryker’ın Dünya genelinde Türkiye’yi hedef olarak seçtiği ilk beş ülke arasında değer-lendirdiğini; Türkiye’de yatırım ve desteklerini bu çerçevede artırarak devam ettireceklerini söyledi. Özel-

Yaşam Süresinin Uzaması Ortopedi Pazarını Büyütecek

KÜRŞAT ERDOĞANORNEO GENEL MÜDÜR YARDIMCISI

ALİ TÜLEKORNEO ŞİRKET ORTAĞI

MEHMET ÖZKANSTRYKER TÜRKİYE GENEL MÜDÜRÜ

(soldan sağa)

Türkiye’de medikal cihaz alanında ortopedi

pazar harcamalarının büyüklüğü yaklaşık

350 milyon dolar.

Page 53: SAYED Mayıs 2012 Sayı:50

MAYIS 2012 51

likle 2009 yılından itibaren Orneo ile başlatılan iş birliği sürecinde art-roplasti pazarından çok hızlı bir bü-yüme başarısı gösterildiği ve yüzde 10 pazar payına ulaşıldığını kaydetti. Stryker’ın 2011 yılı itibari ile 8 mil-yar doları aşan cirosuyla Dünya’nın en büyük 10 medikal cihaz üreticile-rinden biri olduğunu da ifade eden Özkan, bu cironun yaklaşık yüzde 60’ının ortopedi alanında sundukları ürün ve hizmetlerden elde edildiği-ni belirtti. Bu alanda 2000 yılından beri her yıl, yıllık gelirlerinin yüzde 5 ile yüzde 6.5’luk kısmını Ar-Ge çalışmaları için harcadıklarını vurgu-layan Özkan, “Özellikle diz ve kalça protezlerinde yeni teknolojileri kulla-narak geliştirilen ürünlerle insanların yaşam kalitesini artırmayı hedefliyo-ruz.” dedi.

Dünya’da olduğu gibi ülkemizde de ortalama yaşam süresinin 75-80 yaş seviyelerine ulaşacağı belirtiliyor. Bu çerçevede özellikle yaşlı nüfusta daha çok öne çıkan ortopedi hastalık ve il-gili tedavilerde kullanılacak medikal malzemelerde, ürün özelliği ve ömrü açısından farklı nitelikler aranması hususunda düzenlemeler yapılması gerekiyor. Uzmanların ortak görüşü malzeme seçilirken ilgili endikasyon

ile beraber hastaların yaş ve fiziksel özelliklerinin de dikkate alınması yö-nünde. Ayrıca uygun olmayan mal-zeme seçiminin revizyon vakalarının artışında önemli yer tuttuğu da yine uzmanlar tarafından sık sık dile ge-tiriliyor. Bunun sonucunda hasta açısından oldukça eziyetli olan bu tip ameliyatların bir kez daha tek-rarlanması yanında, bütçesel olarak kullanılan malzemelerin daha yüksek maliyetli olduğu ve tabii ki ameliyat sonrası hastanede geçirilecek süreç-lerin uzaması ve ortaya çıkan ekstra harcamalar sağlık bütçesine ek ma-liyetlere neden oluyor. Bu nedenle özellikle kural koyucu ve karar verici durumundaki otoritelerin, ortopedik implantlarına yönelik satın alma sü-reçlerinde, malzeme özellikleri, ilgili klinik çalışmalarla desteklenmiş has-ta verileri ve dünya genelinde kabul gören akredite kurumlar tarafından düzenlenmiş kalite belgelerini dikka-te almaları ve düzenlenmesi bu yönde yapmaları gerektiği de kaydediliyor.

Ayrıca Sağlık Bakanlığı’nın ilaç alımları konusunda uyguladığı dü-zenlemeler çerçevesinde en düşük 5 Avrupa ülkesinin ortalama fiyatları baz alınarak Türkiye’deki satın alma fiyatları belirlediği ve benzer uygula-manın medikal cihazlar ilgili olarak da döviz bazında geri ödeme fiyatları-nın tespitinde kullanılabileceği ifade ediliyor. Bütün bu öneriler sonucun-da ortaya çıkan ortak görüş ise; kalite çıtasının fiyat baskısı nedeniyle aşa-ğıya çekilmemesi. Dile getirilen bir diğer önemi sorun ise döviz konusu. Büyük çoğunluğun ithalata dayalı ol-duğu medikal cihaz sektöründe döviz ile ithal edilen malzeme maliyetleri-nin kur değişimlerinden etkilenme-sine rağmen, yürürlükte olan Sağlık Uygulama Tebliği (SUT) kapsamın-da tanımlanmış geri ödeme fiyatları-nın aynı kalması hatta dönem dönem azaltılması, sektörde sürdürülebilir kaliteli malzeme temini konusunda

önemli sıkıntılara neden olduğu da ifade edildi.

Kemik Tümörü Tedavisinde Olumlu Sonuçlar AldıkOrneo Genel Müdür Yardımcısı Kürşad Erdoğan Orneo şirketinin, ortopedi, endoskopik görüntüleme sistemleri, cerrahi motorlar, spor cerrahisi, navigasyon, intraoperatif MR’ı ve mobil görüntüleme sistem-leri ile hasta ve hekimlere çözümler sunduğunu söyledi. Dünyanın en büyük tıbbi cihaz firmalarından biri olan ve ortopedi pazarında lider ko-numda bulunan Stryker’ın Orneo olarak Türkiye dağıtıcılığını yap-tıklarını hatırlatan Erdoğan, sağlık kurumlarının hizmetine sundukları ürünler konusunda özetle şu bilgileri verdi:

“Bizim Stryker olarak sattığımız ürünler, omurga cerrahisi hariç tüm ürün gruplarını kapsıyor. Diz, kalça implantları öncelikli sattığımız ürün grupları arasında yer alıyor. Medsurg adını verdiğimiz endoskopi, görün-tüleme sistemleri de var. Cerrahi motorlar, el aletleri ve üroloji ve ji-nekolojideki görüntüleme ve sarf malzemeler yine öncelikli konuları-mızdan. Kısa bir süre sonra travma ürünlerinin Türkiye lansmanı yapı-lacak. Amerika’da lansmanı yeni ya-pılan en üst sistemlerini ticari şartlar elverdiği sürece Türkiye’ye eş zamanlı getirmek için çalışıyoruz. Bu arada 6 ay önce tümör cerrahisine yönelik çalışmalarımıza başladık. GMRS adı verilen tümör setinden kısa sürede olumlu sonuçlar aldık. Kemik tü-mörlerin tedavisinde elde edilen bu sonuçlar bizi de memnun etti. Bu konuda ülkemizde ciddi bir açık var ve hasta sayısı da oldukça fazla. Bizim diğer cihaz grubumuz olan görüntü-leme sistemlerinde de yine teknolo-jiyi yakından takip ediyoruz. Fiyat kalite anlamında oldukça iyi olan bu ürünlerimizle de Türkiye pazarında iddialıyız.”

Page 54: SAYED Mayıs 2012 Sayı:50

MAYIS 201252

BÜYÜTEÇ

Ortopedi alanında son günlerde gündemde olan konulardan biri

ortopedik malzemelerin eczanelerde satılıyor olması ve bunun sonucu bu ürünleri perakende olarak satan fir-malarda yaşanan tedirginlikler, ecza-nelere karşı oluşan tepki. Bu konuyla ilgili sorularımızı ortopedi alanında üretim yapan Orsa Ortopedi’nin Ge-nel Müdürü ve aynı zamanda eczacı olan Necdet Çapa yanıtladı. Çapa, konuyla ilgili yaşanan sorunları ve çözüm önerilerini şöyle dile getirdi:

“Öncelikle bilgi eksikliğinden oluşan ve söylentilerle körüklenen bu duru-mun ancak yetkililerin bilgilendirme yapmasıyla düzelebileceğini düşü-nüyorum. Bugüne kadar hiç eczane açmasam da ben bir eczacıyım. Bu yüzden eczacıları çok iyi değerlen-direbiliyorum. Çocukluğundan beri ortopedik malzeme üretimi ve satışı işinde olan bir kişi olarak da medi-kal ve ortopedi firmalarını çok iyi anlayabiliyorum. Aynı zamanda PROSÜDER-Protez Ortez Satıcıları ve Üreticileri Derneği Başkanı oldu-ğumdan sektörümüzün sorunlarının bilincindeyim. Ortopedik malzeme satışları Türkiye’de ilk olarak eczane-lerde başlamış sonrasında ilaç işindeki yoğunluktan dolayı eczacılar bu işle ilgilenmemiş ve eczaneler gelen reçe-teleri ortopedi ve medikal firmalarına yönlendirmiştir. Son zamanlarda ise ilaç fiyatlarındaki ve karlarındaki dü-şüşlerinden dolayı eczaneler ilaç dışı ürünler ve Ortopedik malzeme satışı konusuyla ilgilenmeye başlamışlar-dır. Bu yüzden de eczacıları suçla-mak yanlıştır. Tıbbi bilgiye sahip, etik kuralları ve hasta psikolojisini bilen, belirli kar marjıyla ürün sata-bilen eczacıların ortopedik malzeme satması gayet normaldir. Eczanelere

ortopedik malzeme satmak isteyen bazı grupların malını satmak için eczacıları yalan yanlış bilgilendirme-siyle piyasa karıştı. Diğer taraftan ise ortopedik malzemeler sadece eczane-lerde satılacak söylentisi yıllardır bu işten ekmeğini yiyen binlerce firmayı huzursuz ediyor. Sektörümüzde pe-rakende satış yapıp hastaları yüksek fiyatla ve kalitesiz ürünle mağdur du-ruma düşüren paradan başka hiçbir etik kuralı tanımayan ortopedi ve medikal firmaları olduğu gibi alnının teriyle ve uygun kar marjıyla çalışan dürüst firmalar da mevcuttur. Bizim yıllardır karşı olduğumuz, bire alıp ona satan, vur kaç taktiğiyle çalışan, yakaladığı hastayı soymaya çalışan firmalar yüzünden diğer firmalarında mağdur edilmesi haksızlık olacaktır. Genel hatlarıyla tarafsızca aktarma-ya çalıştığım bu sorunlar için çözüm önerilerim ise şunlardır;

1- Medikalciler için belli standartlar getirilip denetimler arttırılarak çürük yumurtalar sepetten çıka-rılmalıdır. Protez- Ortez yapım yeri, İşitme Cihazı satış yeri veya Optisyenlik müessesesi gibi Me-dikal firmalar da kayıt altına alın-malıdır.

2- Ortopedik ürünler medula siste-mine aktarılıp fiyat standardı sağ-lanmalı ve hem eczaneler hem de ortopedi- medikal firmaları eşit şartlarda provizyon sistemini kul-lanabilmelidir.

3- Mesleki eğitimlere ve sertifikasyo-na ağırlık verilmelidir.”

Merdiven Altı Üretim Tehlikeli Orsa Ortopedi’nin ürettiği ürünlerin büyük bir bölümü Ek 5/C kapsamın-da olan ve sağlık kurumları tarafın-

Ortopedi ÜrünlerininEczanelerde Satışı Artıyor

NECDET ÇAPAORSA ORTOPEDİ GENEL MÜDÜRÜ

Ortopedik ürünler medula sistemine

aktarılıp fiyat standardı sağlanmalı ve hem

eczaneler hem de ortopedi- medikal

firmaları eşit şartlarda provizyon sistemini

kullanabilmelidir.

Page 55: SAYED Mayıs 2012 Sayı:50
Page 56: SAYED Mayıs 2012 Sayı:50

MAYIS 201254

BÜYÜTEÇ

dan doğrudan alınmayan ürünler. Bu kapsama giren, hiçbir standarda uy-mayan, tedavi değeri olmayan ve sek-törün merdiven altı olarak tabir ettiği üreticiler tarafından piyasaya sürülen ürünler ise tehlike yaratmaya devam ediyor. Necdet Çapa, bu ürünlerin hiçbir sağlık kuralı düşünülmeden para kazanma hırsıyla üretildiğini veya Uzakdoğu’dan ithal edildiği-ni belirterek, “Bu tür merdiven altı firmaların en büyük özelliği sadece sürümü çok olan çeşitleri üretmesi veya ithal etmesidir. Biz 580 model ürünle bayiimize hizmet verirken bu tip firmalar 30-40 model ürünle ve sınırlı bedenlerle çalışıyor. Perakende satış firmalarının sürümü olan ürün-lerde ufak fiyat farklılığında bile ucuz malı tercih etmesi bu tip üretici fir-maların sayısının hızla artmasına yol açıyor.” dedi. Bu tip firmalara karşı Sağlık Bakanlığı bünyesinde bulunan Piyasa Gözetim ve Denetimi Şube Müdürlüğü’nün denetimlerini artır-ması gerektiği belirtildi. Necdet Çapa konuyla ilgili şunları söyledi: “Ulusal Bilgi Bankası(UBB) kayıtlarından ve SGK geri ödeme kayıtlarından tüm üretici firmaları ve markaları tespit etmek mümkün. Bu firmaların üre-tim yerleri gezildiğinde hangi şartlar-da üretimi gerçekleştirdiği kolaylıkla tespit edilecektir. Evinde hanımına kol askısı diktirip perakende mağa-zalarına satan, bırakın UBB kaydı maliye kaydı bile olmayan birçok firmayı tespit etmek için de pera-kende satış yapan firmalar gezilebilir. Böylece hiçbir resmi kaydı olmadığı halde satış mağazalarının raflarında bulunan ürün ve markalar tespit edi-lebilir. Bu arada sektörümüzde son gelişmeler karşısında Orsa olarak biz öncelikle kaliteden ödün vermeden ürünlerimizin uygun fiyatla hastaya sunulması için çalışmalarımıza de-vam ediyoruz. Bayilerimizde olduğu gibi eczanelerde de ortopedik malze-me satışının en iyi şekilde yapılma-

sını sağlamak için yerel bayilerimiz kanalıyla eczane dağıtım ağları kuru-yoruz. Çünkü ortopedi ürünleri ilaç gibi değildir, bedenleri, rengi, modeli vardır. Bir iki ürünü rafa koymakla satılan ürünler ise hiç değildir. Bu ürünler için stok, teknik, eğitim ve altyapı desteği verilmesi gerekir. Bu organizasyonda ancak yerel firmalar tarafından sağlanır. Üretimi olma-yan veya sadece ithalatla hizmet ve-ren dağıtım firmalarının yeterli ürün desteği sağlayamadığını tespit ettiği-mizden üretici olmamızın avantajıyla dağıtım ağlarımızı arttırıyoruz. Tür-kiye genelinde bayilerimizle beraber organize ettiğimiz Ortopedik Malze-me Satışı eğitimleri ile satıcılarımızı bilinçlendirmeye ve hastaya en iyi hizmeti vermeye çalışıyoruz. Sonuç olarak, sağlık sistemimizde geçmiş yıllara göre devamlı iyiye doğru bir gidiş mevcuttur. Eczanesi – Ecza De-posu – Medikali - Ortopedi Firması

ismi ne olursa olsun insanlar dürüst, bilinçli ve eğitimli çalıştıktan sonra mutlaka başarılı olacaktır.”

Otuz Beş Ülkeye SatışOrsa, 1976 yılından beri, tıbbi kor-seler-ortopedik cihazlar-felç yürüme cihazları-rehabilitasyon malzemele-ri-protez ve ortezler dalında üretim yapan bir şirket. Orsa’nın Türkiye ge-nelinde 580 satış noktası bulunuyor ve üretilen malzemeler yurt dışında 35 ayrı ülkede satılıyor. Üretiminin büyük kısmını yurt dışına gönderen şirket, eğitime ve Ar-Ge’ye büyük önem veriyor.

Orsa Genel Müdürü Necdet Çapa, ürünlerinin fark yarattığı noktaları şöyle sıraladı: “Ürünlerimizde kul-lanılan hammaddelerin testlerinin ISO 10993 standartlarına göre ak-redite kuruluşlarca yapılmış olması, Avrupa’da yapılmış Klinik Araştır-

Page 57: SAYED Mayıs 2012 Sayı:50

MAYIS 2012 55

Denge ve Yürüme Analizi Yaşam Kalitesini Artırır

ARISTOTELIS KOUFOSPEDISSENCE TIBBİ EKİPMANLARGENEL MÜDÜRÜ

Denge ve yürüme bozuklukları, ortopedi alanında insan yaşam

kalitesini doğrudan etkileyen önemli sorunlardan biri. Bu sağlık sorunun çözümü için öncelikle farkındalık yaratıp, tedavinin mümkün olduğu-nu geniş kitlelere anlatmak gereki-yor. Pedissence da Türkiye’de Pos-tural, denge ve yürüme bozuklukları üzerine çalışmalar yapan bir şirket. Şirket, Dünya’da ürettiği teknolojik ölçüm yöntemleri ile hastalarda tanı ve tedavi yöntemlerini uygulanırken aynı zamanda hekimlere de destek oluyor. Pedissence Tıbbi Ekipmanlar Genel Müdürü Aristotelis Koufos, Türkiye’de postural denge ve yürü-me bozukluklarına yönelik testler ve yöntemlerin yeni olduğunu belir-terek, “Pazarda bu işle uğraşan 4-5 firma mevcut. Bu firmaların ortak sorunu halkın bu konuda bilgisinin son derece az olması. Tüm firmalar halkın bilgilendirilmesi için yoğun çaba harcıyor. Ancak bu tanıtımlar için desteğe ihtiyaç var. Kişiler aslın-da yaşadıkları bu tip problemlerin çözümü için kullanılacak tabanlıklar ve yapılacak tedaviler ile hayat kali-telerinin ne kadar artacağını tahmin bile edemiyorlar. Bu nedenle konuyla ilgili farkındalık yaratmak çok önem-li” dedi.

Denge ve yürüme bozuklukları önü-müzdeki yıllarda önemini daha da

artıracak sağlık sorunları arasında yer alıyor. Koufos, bu alandaki teknolo-jik inceleme ve tanı yöntemlerinde-ki ilerlemenin önümüzdeki yıllarda bilgisayar teknoloji incelemeleri ile beraber gelişeceğini söyledi. Hastanın tüm vücut denge analizinin kısa bir sürede yapılarak bu veriler ile hastaya doğru tanının hızla konacağı ve kişi-lerin kullandıkları ayakkabılara çok kolay uygulanabilen tabanlıkların kullanılacağı da kaydedildi.

Öte yandan Pedissence Tıbbi Ekip-manlar Genel Müdürü Aristotelis Koufos, sağlık kurumlarının bu alan-da cihaz alırken, araştırmalarını bi-tirmiş ve protokollerini oluşturmuş olan firmaları tercih etme gerektiğini de belirtti ve şunları söyledi: “Bilim-sel olarak kabul edilmiş yöntemleri kullanan firmalar olmasına da özen gösterilmeli. Sağlık Bakanlığı ise bu alanda yürüyüş ve postural analizi önleyici sağlık hizmeti olarak değer-lendirilip, belirli yaş gurubundaki ço-cuklar için düzenli olarak yapılmasını sağlamalı. Bunun da Bakanlıkça bir politika olarak benimsenip desteklen-mesi gerekiyor. Bu sektörümüz için çok gerekli. Sonuç olarak kişilerin hayat kalitesinin artırılmasında çok önemli bir yer taşıyan, postural denge ve yürüme analizi herkesin yaptırma-sı gereken bir tanı yöntemidir.”

Kişilerin hayat kalitesinin artırılmasında çok önemli bir yer taşıyan, postural denge ve yürüme analizi herkesin yaptırması gereken bir tanı yöntemidir.

ma sonuçlarının bulunması ve yine Avrupa’da Akredite laboratuarlarca yapılmış Mikro klima test sonuç-larının olmasıdır. Ürünlerimizin zehirsizliği, klinik yeterliliği, vücu-da takıldığında zarar verecek kadar terleme ve ısı artışı yapmadığı bel-gelerle ortaya konuyor. Firmamızda 2002 yılından beri ISO 9001 Kalite

Yönetim Sitemi belgesi mevcut olup 2010 yılında ISO 13485 belgesini Türkiye’de ilk alan da firmamız ol-muştur. Ürünlerimizi Avrupa Birliği Ülkelerine gönderdiğimiz için 2001 yılından beri CE işaretini ürünleri-mize koymaktayız. Firmamızın TSE Hizmet Yeri Yeterlilik belgesi mev-cuttur. Ürettiğimiz ürünlerinin ham-

maddelerinin zararsızlığına dair test raporlarımız, mikroklimal, komp-resyon vb. test belgelerimiz bulun-maktadır. Branşında yukarıda sayılan belgelerin tümünde ilk olma ve halen birçoğunda da ilk ve tek olma özelliği olan ORSA kalite ve kalite belgeleri konusunda sektörünün öncüsü ol-maktan gurur duymaktadır.”

Page 58: SAYED Mayıs 2012 Sayı:50

MAYIS 201256

Mayıs ayındaki konuğumuz Arif ÇETİN. Aslında siz onu der-

gimizden tanıyorsunuz. 2011 yılın-dan bu yana gerek kaleme aldığı ya-zılar, gerekse verdiği destekle bizden birisi. Sağlık Bakanlığı 14 Mart Tıp Bayramı’nda “VAN’ımız SAĞOL-SUN” kitabını çıkarttı. Kitap fikrinin oluşmasından okuyucuya ulaşmasına kadar geçen süreçte onun katkıları var.

Merhaba Arif Bey, bizim içimizdeki ifadeyle “Arif Abi”. Biraz kendiniz-den bahseder misiniz?

1973 yılında Antalya’nın portakalıyla anılan ilçesi Finike’de doğdum. Evli ve iki çocuk babasıyım. 21 yıllık memu-riyet hizmetimiz var. Bu süreçte farklı görevler nasip oldu. Bizde elimizden geldiği kadar yerine getirmeye çalıştık. Bugün hayatta olan ama yarın unutu-lacak, sıradan bir faniyiz.

Siz, devlet memurluğunun yanında

ulusal medyada da yazarlık ve yo-rumculuk yapmaktasınız. İki iş aynı anda nasıl gidiyor?Fotomaç Gazetesi’nde spor yazarlığı ve yorumculuk yaptım. Bazı televizyon ve radyo yayınları oldu. Bunun dışında dergiler ve internet sitelerinde gönlü-müzden kopanları dostlarla paylaşıyo-ruz. Allah bize bunları nasip eyledi. Şükürler olsun.

Maç yazılarını son 20 dakikada yaz-maya başlarsın, maçın bitimiyle gön-dermek zorundasınız. Çünkü gazete baskıya yetişecek. O bölümü biraz zor. Diğer yazıları ise çoğunlukla gecenin sabaha döndüğü 03-04 gibi saatlerde yazıyorum. Hafıza daha berrak oluyor.

Gençler, spora ve özellikle de futbo-la çok meraklı. Spor yazıları yazarken cümle aralarında onlara da mesajlar verebilmek önemli. Onları bu vesiley-le yönlendirebiliyorsunuz, şiddetten uzak tutabiliyorsunuz. Bunu yapabil-

ARİF ÇETİNSAYED YÖNETİM KURULU ÜYESİ

röpor ta j , SU ÖZGÜR

Van’ımız Sağolsun

Page 59: SAYED Mayıs 2012 Sayı:50

MAYIS 2012 57

okumuşumdur. Yine bu hikâyelerden birisini okurken gözyaşlarıma hâkim olamadım. Yan koltukta oturan yaşlı çift bana “Başın sağ olsun, bir akraban mı vefat etti?” diye sordular. Ben de, Allah’a şükür böyle bir şey olmadığını söyleyerek olayın gerçeğini anlattım. Birkaç hikâyeyi de onlara okuttum. Onlar da çok etkilendiler ve aynı duy-guları yaşadılar.

Sizce kitaptaki en etkileyici hikâye hangisi?Hepsinin birbirinden ayrı önemi ve değeri var. Ama beni en fazla etkileyen Manisa Merkez 1 Nolu 112 İstasyo-nunda görevli ATT Nilgün Karahan’ın “Devletin bizi bu kadar sevdiğini bil-miyorduk” başlıklı hikâyesindeki son cümledir. Elindeki krakeri küçük ço-cuğa verirken, çocuğun annesi arka-daşımıza teşekkür eder ve kendisini ta-nıtmasını ister. “UMKE” der, “Acil Tıp Teknisyeni” der anlatamaz. Hikâyenin

sonunu ise “Bizim kim olduğumuzun önemi yoktu, biz oradaydık, devlet oradaydı” cümlesiyle bitirir. Bu ülke-nin isimsiz kahramanlara o kadar çok ihtiyacı var ki!

Kitapta bir de evlilik teklifi var. Ne-dir bunun aslı?Kitapta komik hikâyeler de var. Hikâyeyi Orhan Çelik isimli bir ar-kadaşımız göndermiş. Okuduğumda bende şaşırmıştım. Hatta kitapta yer verme konusunda tereddüt yaşadım. Ancak büyüklerimizle konuştuğumuz-da, hikâyenin kahramanlarından izin alınması şartıyla kitapta yer almasının uygun olabileceğini söylediler. Dr. Esra Hanım’a ulaşarak hikâyeyi aktardım. Kendisi böyle bir olayın yaşandığını ve yayınlamamızda bir sıkıntı olmayaca-ğını söyledi.

Kitabın, sizde bıraktığı iz nedir?İnsanoğlu şükretmeli. Şükredebilmek önemlidir. Bu kitapla birlikte çok daha fazla şükretmemiz gerektiğini öğren-dim. Ülkemizin bütün noktasındaki insanların kardeşliğinin nasıl pekiştiği-ni gördüm. Şimdi sağlık çalışanlarına yapılan şiddeti görünce, bu insanların ne kadar fedakârca çalıştıkları, canları-nı hastalar için nasıl tehlikeye attıkları-nı göz önüne getiriyorum.

Sağlık mesleği kutsal bir görev. Yaşa-dıklarınız içinizi parçalıyor, duyguları-nız darmadağın oluyor. Ama hiçbir şey olmamış gibi acıları dindirmeye devam ediyorsunuz. Sonrasında da kuytu bir köşe bulup gündüz içinize attıklarınıza saatlerce gözyaşı döküyorsunuz. O va-tandaşlarımızın yerinde biz de olabilir-dik. Bunu unutmayalım.

Başka projeleriniz var mı elinizde?Düşündüğümüz birkaç çalışma var. Herkesin şikâyetçi olduğu bürokrasi (benim deyimimle blok-rasi) konusun-da bazı çalışmalarım var. Kitaba dö-nüştürebilirsem ne mutlu bana. Ama bu işler nasip meselesi. Rabbim nasip ediyor, bizde elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz.

diğim zaman mutlu oluyorum. Verdi-ğiniz mesajların yerine ulaştığını gelen e-postalardan anlayabiliyorsunuz.

Hem yazarlık noktasında hem de mes-leğimizde “ben yaptım” demek kolay. Ancak yaptıklarınızdan karşınızdaki-lerin memnun olması gerekir. Bu; ya-zarlık noktasında okurlarınız, meslekte de hizmet ettiğimiz halkımız ve sizi bu göreve layık gören üst amirlerimiz yani büyüklerimiz. Hayattaki en ağır yük güvendir. Bu sözü aklımızdan çıkart-mıyoruz. Allah utandırmasın.

VAN’ımız SAĞOLSUN. Bu kitabı okuyanlar çok duygulandıklarını ifade ediyor, gözyaşlarını tutamıyor. Nereden çıktı bu kitap fikri?Sayın Müsteşarımız ile birlikte Van’a gitmiştik. Gecenin geç vaktinde ça-dırda sabahı beklerken birçok hatıra konuşuldu. Hatıraların kalıcı olmasını dile getirdiğimde, Sayın Müsteşarımız Prof. Dr. Nihat TOSUN’un gözle-riyle verdiği onayı emir telakki ettik. Depremin ilk günlerinde görev alan arkadaşlara ulaşmalıydık. Acil Sağlık Hizmetleri Genel Müdürü Prof. Dr. Ali COŞKUN hocamızın yardımla-rıyla bütün İl Müdürlüklerine kitapla ilgili yazı gönderip, hikâye ve fotoğraf istedik.

Gelen hikâyeleri defalarca okuduk. Bir kısmını yayınlayamadık. Bir kısmında da düzeltmeler yaptık. Ama noktasına dahi dokunmadığımız, dokunamadı-ğımız anılar da vardır. Bu süreçte başta Sayın Müsteşarımız Prof. Dr. Nihat TOSUN Bey’in büyük katkılarını gördüm. Bakanlık Müşavirimiz Sayın Hasan Can ve Dr. Hakkı Gürsöz’den de destek aldık. Sayın Bakanımız Prof. Dr. Recep AKDAĞ yoğun programı-na rağmen bize zaman ayırdı ve gerekli düzeltmeleriyle kitabımıza yön verdi. Hikâyelerin tamamı bire bir yaşanmış olaylar.

Size bir hatıramı anlatayım. Kitabın baskısına az süre kala Antalya’da yaşa-yan ailemin yanına otobüsle giderken gözden geçirmelerimiz devam edi-yordu. Hikâyeleri en az 30 – 40 defa

Bu kitapla birlikte çok daha fazla şükretmemiz gerektiğini öğrendim.

Page 60: SAYED Mayıs 2012 Sayı:50

www.meditel.com.trMerkez: Molla Şeref Mah. Halıcılar Köşkü Sk. No:26 Fatih / İSTANBULTel:(0212) 635 79 70 Pbx Faks:(0212) 635 81 43Ankara: Sağlık Sk. Çetin Apt. No:30/3 Kat:1 Yenişehir / ANKARATel:(0312) 433 75 20 - 435 80 60 Fax:(0312) 433 80 92

Teknolojinin İnsan Sağlığı ile Buluştuğu Nokta...

Radyoterapi gören kanser hastaları için tümöre istenilen dozu yüksek hassasiyette verirken sağlam dokuları koruyan en gelişmiş tedavi cihazlarındandır.

Adaptif, IGRT ve IMRT tedavi tekniklerinin kullanılabildiği Hi-Art ve Tomo-HD modelleri en gelişmiş radyoterapi sistemleri arasındadır.

Tek seansta 40 x 160 cm² alanda ışınlama imkanına ve 6 MV Linak & Binary 64 MLC (6mm) & MVCT özelliğine sahip yegane cihazdır.

Hi-Art sistemi ile Helikal Özelliği ve Tomo-HD ile Helikal ve Direk Işınlama Özelliği bulunmaktadır.

RADYOTERAPİ TEDAVİ CİHAZI

TomoHDTM

Treatment System

Page 61: SAYED Mayıs 2012 Sayı:50

MAYIS 2012 59

Dr. Ersin GittiBaşka Ersinler

Gitmesin

Merhaba ben Dr. Ersin ARSLAN. Adımı 18 Nisan 2012 tarihine

kadar çok kişi bilmezdi. Marangoz Ra-mazan Usta ile Hatice Hanım’ın altı çocuğundan birisiyim. Babamın alın teriyle kazandıklarıyla kıt kanat geçi-nirken K.T.Ü. Tıp Fakültesi’ni kazan-dım. Başta annem babam olmak üzere tüm aile sevinmiştik. Benim üzerime daha bir yük binmişti.

Günler günleri kovaladı, okul bitti. Memleketimde, Gaziantep Üniversi-tesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde ih-tisasımı tamamladım. Bu arada gön-lümü meslektaşım Sibel’e kaptırdım. Evlendik, şimdi bir bebek bekliyoruz. 2011 sonunda da uzmanlığımı ta-mamlayarak Cengiz Gökçek Devlet Hastanesi’nde Göğüs Cerrahisi Uzma-nı olarak göreve başladım.

Doğup büyüdüğüm ilde, kendi mem-leketimde görev yapmak bana ayrı bir şevk katıyordu. Yoruluyor, uykusuz ka-

lıyordum fakat acıları dindirmem gere-kiyordu. Yine böyle bir günde yaşlı bir amca geldi. Maalesef kanser hastasıydı ve son evredeydi. Kliniğimizde bir süre tedavi edip acılarını dindirmeye çalış-tık, sonrasında taburcu ettik. Dediğim gibi son evreydi ve tıbben yapacak faz-la bir şey kalmamıştı.

Aradan bir hafta geçti, aynı amca yine geldi. Torunu vardı yanında, 16-17 yaşlarında. Hastayı ilk yatırdığımız-da sohbet etmiştik. Annesi ve babası ayrı olduğu için, delikanlıyı dedesi büyütmüş. Ona bağlılığı çok daha fazlaydı. Emaneti gerçek sahibine tes-lim etme vakti gelmişti yaşlı amcanın. Nihayetinde amcayı kaybettik. Allah mekânını cennet eylesin.

Bu arada torunu yanıma geldi. Dedesi-nin bakım aylığını ve maaşını kendisi-nin aldığını belirterek ölüm işleminin resmi makamlara bildirilmemesini istedi. Hafif yollu da tehdit etti. Ben

yazı ,ARİF ÇETİNSAYED YÖNETİM KURULU ÜYESİ

Page 62: SAYED Mayıs 2012 Sayı:50

MAYIS 201260

de yakınını kaybetmenin acısındandır diyerek uygun bir dille bu işin olama-yacağını ve amcanın ölümünün resmi-yete geçtiğini belirttim. Tehdit daha da sertleşti. Aradan birkaç gün geçtikten sonra aynı delikanlıyı hastanede yeni-den görmüştüm.

Akşam eve gittik. Eşimin doğumu yaklaşmıştı. Çocuğumuzu düşündük birlikte. Adını ne koymalıydık? Yavaş yavaş odasını bile hazırlamıştık. Dı-şarıya her çıkışımızda doğacak bebe-ğimize kıyafet ve benzeri eşyalar alı-yorduk. Eşime, yarın yoğun ameliyat programım olduğunu söyleyerek erken yattım.

Kahvaltıdan sonra beraberce hastaneye geldik. Ben hızlı bir şekilde ameliyat-haneye yöneldim. Şifa bekleyen hasta-larımız vardı. Öğleye kadar ekibimizle ameliyatlar yaptık. Ameliyathane içeri-sinde bir şeyler atıştırdık. Yemek üzeri-ne çay içmeye bile zamanı yoktu.

Ellerimi yıkamak için lavaboya eğil-diğimde sağ yanıma bir acı saplandı. Dönüp baktığımda geçenlerde kaybet-tiğimiz dedenin torunuydu. Kaç defa daha sapladığını bilmiyorum bıçağı. Sonrası zaten malum…

Aslında o bıçağın acısını sadece ben hissetmedim. Ülkemizin tamamı pay-laştı acımı.

En fazla eşime, anneme, babama ve doğacak bebeğimize üzüldüm. Annem ve babam bana çok güvenmişlerdi. Ka-zandıklarımla hem onlara hem de kar-deşlerime destek oluyordum.

Eşim ve bebeğim. Hayallerimiz vardı. Üçümüz birlikte parka gidip salıncak-larda oynayacaktık. Balonlar alıp hava-ya bırakacaktık. Eşim hayat arkadaşını kaybetti, her şeyiydim ben onun.

Bebeğim… Evimizin neşe kaynağı ola-caktı. Onu dünya gözüyle bir kez ol-sun göremedim. O artık babasız büyü-yecek. Belki de büyüdüğünde annesi ve babası gibi tıbbiyeyi okuyacak, has-taların şifa bulmasına vesile olacaktır.

Ya bekleyen hastalarım! Çünkü söz

vermiştim. Yemek arasından sonra on-larında ameliyatlarını gerçekleştirecek-tik. Ama nasip değilmiş.

Evet, Dr. Ersin gitti, başka Ersin-ler gitmesin. Bizler hangi zorluklarla okullarımızı bitirip buralara kadar gel-dik. İnsanlara şifa dağıtma adına baş-ta ailemiz olmak üzere birçok konuda sevdiklerimizi ihmal ediyoruz. Gün geliyor, uykumuzu bölüp gecenin bir saatinde hastaneye koşuyoruz. Kırk sekiz saat uyumadığımı bilirim ben. Yemeğimizi sofrada yarım bıraktığımız zamanlar oldu. Hafta içi, hafta sonrası ayrımı yapmadık, yapamadık.

O yaşlı amcayı kaybettiğimizde, ken-di dedem aklıma gelmişti. Keşke daha önce doktor olsaydım ve dedemin şifa

bulmasına vesile olsaydım diye iç ge-çirdim. Benzer birçok olay var. Hasta-nenin hangi noktasında bir acı görsek yüreğimiz burkuluyor. Sonuçta biz de insanız, bizlerin de aileleri ve sosyal hayatları var. Akşam eve gittiğimizde çok zaman boğazımıza düğümlenmiş-tir lokmalar. Güçlü olma adına içimize attıklarımız, evimizde gözyaşlarına dö-nüşür.

Allah nasıl verdiyse o şekilde alıyor. Emanet O’nun. Vakti gelince hepi-miz teslim edeceğiz. Kimi yaşlı dede gibi sekseninde, kimisi ise benim gibi otuzunda. Bu ülkede bilim adamı ko-lay yetişmiyor. Ersin’lere sahip çıkalım, şifa dağıtan elleri koruyalım.

Hakkınızı helal edin…

Page 63: SAYED Mayıs 2012 Sayı:50

Sağlık Bakanlığı’nınYeni Teşkilatlanma Yapısı ve İşleyişi

En Ayrıntılı Şekilde Bu Kurultay’da.

Page 64: SAYED Mayıs 2012 Sayı:50

MAYIS 201262 MAYIS 201262

Mercedes tasarımcılarının yeni CLS’nin tasarımına başladıkla-rında çıkış noktası olarak kullandıkları iki kelime, duygusallık ve anlamdı. CLS’nin biçim dili, sözcüklerle zor anlatılabilen tüm duyguları ifade etmek üzerine kurgulanmış. Mercedes tasarımcıları CLS’de modası geçmeyen bir şıklık ile dışa vurumcu tasarımı başka hiçbir otomobilde olmadığı kadar birleştirmeyi başarmışlar.

2004 yılında dünyaya tanıtılan CLS, otomotiv dünyasında tüm kuralları alt üst etti. Coupe formunda dört kapılı lüks bir sedan yaratma fikri başlı başına çok radikal bir devrim olarak tarihe geçti.

TasarımTek amacı sizi baştan çıkarmak olan bir tasarım objesinin, dışa vurumcu görünüşünün yanı sıra satın almak için çok sayıda mantıklı nedene sahip olması da bu dört kapılı coupe otomobilin en büyük kozu. CLS, duygulara hitap eden tasarım detayları ve sportif dış güzelliği yanında, dört kişinin ihtiyaç duyacağı yüksek konfor, fonksiyonel ve zeki çözümlere de sahip. Bu yönüyle de

dört kapılı bir sedanın mantığa seslenen tüm özelliklerini bünye-sinde taşıyabilen nadir otomobillerden biri.

Keskin hatlara sahip kenarlar ile kavisler arasındaki karşılıklı etkileşim araca estetik bir cazibe katıyor. Aydınlatma sistemi diğer bir yenilik olarak göze çarpar. Ön fara entegre edilen LED gösterge şeritleri gece bile kolay tanınan bir görsel etki yaratan “C” şekli oluşturuyor. Tavan hattı arkada keskin bir eğim yapıyor ve arka camlardaki yüksekliğin darlığı otomobilin sportifliğini güç katıyor.

Mevcut renk yelpazesi CLS’nin iddialı tasarımını yansıtıyor. Etkileyici, yüksek kalitedeki metalik ve opak boya koleksiyonu CLS’nin gösterişli siluetini gece-gündüz tamamlıyor.

İç DizaynÇok fazla fonksiyonu olan bir araç olması nedeniyle ön konsol oldukça dolu. Ancak tasarım itibari ile çok güzel bir görüntüye sahip. Orta konsolda çok güzel tasarlanmış eksi tip kol saatini andıran bir saat var. Aracın içerisindeyken kendinizi özel hisse-diyorsunuz.

Mercedes CLS

Otomotiv DünyasındaTüm Kuralları Alt Üst Ediyor

Page 65: SAYED Mayıs 2012 Sayı:50

MAYIS 2012 63MAYIS 2012 63

Lüks ve kalitenin mükemmel harmanlandığı iç mekanda işçilik kusuru bulmak imkansız. Ön konsolda kullanılan malzemele-rin kalitesi üst düzeyde. Direksiyonun arkasına alınmış vites kolu sayesinde hem eskiyi andıran bir izlenim ediniyorsunuz hem de şıklığı yakalıyorsunuz. Ayrıca direksiyon üzerinden ses sistemi, bluetooth telefon ve yol bilgisayarı kontrol edi-liyor. Zarif görünümlü gösterge panelinde, hız göstergesinin orta kısmı yol bilgisayarına yer veriyor.

MotorÇok güçlü bir motora sahip olan aracın yol tutuşu çok iyi. Güçlü bir motor olmasına karşın dizel olması yakıtta inanıl-maz bir tüketim tasarrufu yapmanızı sağlıyor. Araçta bulunan EPS Sistemi yoldan çıkmanıza izin vermiyor, siz kontrolü kaybetseniz de otomobil sizin yerinize kontrol ediyor.

Konfor/Yol TutuşMercedes CLS genel olarak çok sessiz bir otomobil. Aracın di-zel olduğunu içeriden sesini dinleyerek anlamak oldukça güç. Özellikle yüksek hızlardaki sessizliği etkileyici. CLS içerisinde

çok konforlu yolculuklar yapmak mümkün.

CLS 350 spor çizgisi ile hoş bir görünüme sahip. Koltuklar deri ve çok konforlu, arka koltuklar oldukça geniş. Tavandaki sunroof araca hem şık hem fonksiyonel bir görünüm katıyor.

Aracın önündeki radar anlık olarak önünüzdeki araçla ara-nızdaki mesafeyi kontrol ediyor. Aynı zamanda bu sistem hız sabitleyicide de kullanılıyor. Aracı bir hıza sabitlediğinizde önüne bir araç çıkarsa sistem otomatik olarak fren yapıyor. Yeterli takip mesafesini bırakan otomobil, önündeki araç kaybolduğunda tekrar ayarlamış olduğunuz hıza çıkıp yoluna devam ediyor. Aracın yan taraflarını kontrol eden sensorlar, şerit değiştirmeye kalkıştığınızda kör noktada araç varsa hemen sesli ve görsel olarak sizi uyarıyor.

GüvenlikMercedes dendiğinde insanda ilk yarattığı duygulardan biri güvenlik. Son teknolojilerle, çok iyi işçilikle, yüksek güvenlik seviyelerinde üretilen bu araç sizi çok güvende ve huzurlu bir yolculuk duygusu yaşatıyor.

hazırlayan: FEYZA GÜLEÇ ŞAHİNfeyza@otoalsat .com

Otomotiv DünyasındaTüm Kuralları Alt Üst Ediyor

Page 66: SAYED Mayıs 2012 Sayı:50

MAYIS 201264

Şiir ne zaman hayatınızın bir parçası oldu?

Çocukken dinlediğim halk ozanları beni çok etkiledi ve okumaya başla-dığım andan itibaren de şiir hep beni kendine çekti. Sözler büyülü gibiydi ve okuduğumu ezberlediğimi fark et-tim. Okumam ilerledikçe ve yaş alma-ya başladıkça da şiirin kısa ama koca kitapları dolduracak içerikte olduğunu gördüm. Herkes sevdasını yaşar ama bazısı çok yoğun yaşar, acı çeker. Bazı-sı daha yüzeyseldir. Fakat şiir herkesin yüreğinde vardır.

Ne zamandır profesyonel olarak şiir hayatınızı sürdürüyorsunuz?

90’lı yıllarda başlayan özel radyoların

açılması ile ben de radyo programcılı-ğına başladım ve 93’den bu yana şiir profesyonel olarak hayatımda yer aldı.

Şiir tutkusu hep bir başkadır. Size göre Türkiye’de şiir sevgisi nasıl?

Hep bir ironiyle şöyle söylerim; Türkiye’de dört kişiden beşi şiir yazar. Mübalağa kaçmamak lazım ülkemizin yüzde 98’i şiir yazsa da yüzde 2’si şa-irdir. Çünkü öyle ya da böyle insanlar mutlaka şiirin bir köşesinden geçmiş-tir. Bir şekilde bir gün bir yeri takıl-mıştır.

Size ilham veren en önemli şey nedir?

Aşk ve merhamet.

röpor ta j : ZEYNEP AĞAÇYETİŞTİREN

Bedirhan GökçeAşk ve Merhametten İlham Alıyorum Üstad Necip Fazıl’a göre şiir hakikati aramaktır. Mehmet Akif ’e göre ise gözyaşıdır. Medeniyet dünyamızın en kutsal değerlerinden olarak kabul gören şiir sanatı günümüzde hâlâ kıymeti bilinmeyen, yalnız bırakılmış sahip çıkamadığımız en kıdemli edebiyat eserimizdir. Modern şiirin adresi Bedirhan Gökçe son albümü “Hesapsız Sevdik” ile yine gönüllere taht kurarken “Delikanlı” isimli kitabıyla da raflardaki yerini aldı. Kral FM de “Bedirhan Gökçe ile üçüncü sayfa” adlı programı sunan şair, radyoculuğa sıradan bir şiir programı olarak başladı. Hayata dair telkin ve teskinleriyle birçok kişinin adeta umudu olarak şiirlerin gölgesinde bunalım değil duygusal anlar yaşatıyor. Mütevazı duruşu ve yüzünden eksik etmediği tebessümüyle pozitif enerjisinden faydalandığımız sanatçı SAYED okurlarına önemli mesajlar verdi. Tıp camiasında @hekimesiddetehayır kampanyasına verdiği destekle büyük ilgi gören Bedirhan Gökçe’ye Kral FM Stüdyosunda konuk olduk.

Page 67: SAYED Mayıs 2012 Sayı:50

MAYIS 2012 65MAYIS 2012 65

Page 68: SAYED Mayıs 2012 Sayı:50

MAYIS 201266

Ailede var mı şiire istidat?

Babamda vardır, yazmaz ama severek dinler ve dinletirdi ki zaten babam o halk ozanlarını bana dinletmeseydi şii-ri bu kadar sevemezdim.

Şairlerin yaşamadıklarını yazması konusunda Sezai Karakoç’a katılıyor musunuz?

Ustaya saygısızlık etmek istemem ama katılmıyorum. Kendisi bile Mona Roza’yı hayalen yazmış değil ama so-runuzu “Yaşayamadıklarını” şeklinde sorduğunuzu kabul edersem kısmen evet diyebilirim. Yaşamadığınız bir şey dilden kulağa gider, yaşadığınız bir şey ise yürekten yüreğe…

“Delikanlı” isimli kitabınız da en çok satanlar listesinde yer alıyor. Delikanlılığın kitabını yazma fikri nasıl ortaya çıktı?

Aslında çok ani gelişti, arkadaşların ısrarı ile oldu, hiç “yazmalıyım” diye düşündüğüm bir kitap değildi. Son-ra aklıma bu fikri soktuklarında iki gün düşündüm, kafamda çevremde-ki insanlar ve bende bıraktığı etkileri dönmeye başladı. Nelerden şikayet ediyoruz ve neler olsun istiyoruz diye şekillendi ve ideal insandan ideal erke-ğe, kadına doğru yol almaya başladı. Tamamı sıkı bir çalışma ile yetmiş gü-nümü aldı. Hatta teşvik eden arkadaş-larıma minnettarım iyi ki yazmışım. Bu kitap çok daha önceden yazılmalıy-mış aslında.

“Biz hesapsız sevdik” adlı albümünüz hayırlı olsun, içeriğinden söz edebilir misiniz?

Çok teşekkür ederim, D&R satışların-da şiir bölümünde hâlâ ilk sırada. İçe-riğe gelince; Moral Prodüksiyon’dan

çıkan albümde; Nuray Hafiftaş, Bilal Ercan, Tansu Örçen ve Serpil Kılıç muhteşem düetleriyle renk kattılar. Ankara ve İstanbul stüdyolarında ha-zırladık albümü, Bilal Ercan ve Umut Mürare’nin yönetmenliğinde, ülkenin en iyi müzisyenlerinin katkısı ile hazır-landık. Albüm müzik marketlerde ye-rini aldıktan kısa süre bir sonra tekrar baskıya girdi. İlgi gösteren herkese bir kez daha teşekkürler.

Kral FM de program yapıyorsunuz, dinleyici kitleniz ağırlıklı olarak hangi yaş grubu?

Radyo elbette, kendimi en iyi ifade et-tiğim alan ve bu bir heves değil. On dokuzuncu senesinde sürekliliğini ko-ruyor. Raitinglere göre ifade etmem gerekirse %70’i 15-35 yaş aralığı, geri kalanı 35 üstü ve %52 kadın, %48 er-keklerden oluşuyor.

Şiir albümü çıkartmak böyle bir ortamda riskli değil mi?

Albüm çıkarmak riskli ama şiirin sa-hiplenicisi, dinleyicisi hem kaliteli hem de çok vefalı olduğu için bizi hiç mahcup etmediler, etmiyorlar. Hepsi-ne müteşekkirim.

Tıp dünyasının şiire olan yaklaşımı sizce ne düzeyde?

Tıp öğrencilerinin ders yoğunluğun-dan nefes almaya vakti yok ki, yazma-ya dinlemeye olsun. Ama doktorlar da çok iyi mesela her tıp bayramında bin-lerce doktora şiir konserlerimiz olur

Şiir içinizde kaynar kaynar ve taşar, taşarken de elini ayağını yüreğini yakar.

ve çok da keyifli geçer. TUS sınavına hazırlananlara verdiğimiz konserlerde ise ilk yarım saatine ben intibak sü-resi diyorum çünkü devam eden kar-diyoloji dersinin hocası değil de şiir okumaya geldiğimi fark etmeleri haklı olarak zaman alıyor ve bu kalbi değil yüreği anlatıyor diyor. Şakası bir tarafa gerçekten o kardeşlerimi gördüğümde çok üzülüyorum, insanüstü bir gayret istiyor doktorluk.

Şiir yazmak için hüzünlü olmayı mı tercih edersiniz?

Şiir yazdırır ve durumu ortamı o tercih eder siz değil. İçinizde kaynar kaynar ve taşar, taşarken de elini ayağını yüre-ğini yakar.

Doktorlara ne söylemek istersiniz?

Onları ne kadar sevdiğimi, onlara ne kadar değer verdiğimi sanırım @heki-mesiddetehayır kampanyasının başını çekmemden bilirler. İnsan sağlığı za-ten stresli bir şey, uykusuzluk yorgun-luk buna eklenince bu daha da zor bir hal alıyor ama unutmasınlar ki onlar zor yetişen önemli insanlar, o yüzden kendilerine iyi baksınlar, en azından bizim için ve mutlaka sanat ya da spo-ru hayatlarında stres topu olarak bu-lundursunlar. Halk türkülerine kulak versinler, hastane önündeki incir ağa-cına nasıl türkü yakılır, bir kez de has-ta psikolojisi ile dinlesinler ve bir şiiri eksiksiz ezberlesinler. Hafta içi her gece 23.00-01.00 arası ruhu daralan herkesi de KRAL FM’e beklerim.

Page 69: SAYED Mayıs 2012 Sayı:50
Page 70: SAYED Mayıs 2012 Sayı:50

MAYIS 201268 MAYIS 201268

Coriolanus

Coriolanus

Gergedan Mevsimi Ekümenopolis:Ucu Olmayan Şehir

KuzgunTür: DramYönetmen: Bahman GhobadiOyuncular: Beren Saat, Monica Bellucci, Yılmaz Erdoğan

Tür: BelgeselYönetmen: İmre Azem

Tür: Gerilim, KorkuYönetmen: James McTeigueOyuncular: John Cusack, Brendan Gleeson, Alice Eve, Dave Legeno

Yönetmen: Ralph FiennesYapım Yılı: 2011Tür: Dram, GerilimOyuncular: Gerard Butler, Ralph Fiennes, Brian Cox, Vanessa Redgrave

Coriolanus tanınmış İngiliz yazarı WilliamShakespearetarafındanyazılmış bir trajedi oyunudur. Bu oyunun konusu Roma Cumhuriyeti zamanlarında yaşamış ve hayatı antik Romalılar tarafından bir menkibe haline sokulmuş bir lider olan Caius Martius Coriolanus’un (MÖ5. yüzyılda yaşamış olduğu olası ve bir efsane olması imkân dahilinde olan Romalı general) yaşam hikâyesinden alınmıştır.

Ünlü oyuncu Ralph Fiennes’ın ilk yönetmenlik denemesi de olan bu film, aynı zamanda bir “deneysel” özellik taşıyor. Çağlar öncesinin tiyatral oyununu repliklere sadık

kalarak günümüz savaş şartlarına uyarlamaya çalışmış Fiennes. Ortaya ilginç bir şey çıkmış ve fakat “gerçeklik” sınırı bazen kopabilmiş. Filmin verdiği tat şu: Esasında yüzyıllar evvelin bir savaş eleştirisi de şu an için gayet uygun ve değişen hiç bir şey yok. Siz geçmişi anlatan bir oyunu, bugünü göstererek gayet rahat anlatabilirsiniz. Filmi bu manada okursak bir yarar-eleştirel bakış alabiliyoruz. Filmin yer yer tekrara düşmesi ve bazı repliklerin sınırları zorlaması, yine yüksek teknoloji ürünü aletlerin telekonferans gibi yöntemlerde kullanılmış olması filmin kafası karışık tarafları.

yorum: ETHEM METE

FİLM KRİTİK

Page 71: SAYED Mayıs 2012 Sayı:50
Page 72: SAYED Mayıs 2012 Sayı:50

MAYIS 201270 MAYIS 201270

Hayat İmkan Bekleyene Değil İmkan Yaratabilene Cömerttir

Yazar/Kahraman Hakkında:

23 çocuklu bir ailenin, hayatta kalabilen on üç çocuğundan biri olarak Dublin’de doğmuştur. Beyin Felci ile dünyaya gelmiş ve uzun süre hareket ve konuşma yetenekleri olmadan yaşamıştır. Doktorlar, başlangıçta C.Brown’un zihinsel olarak özürlü olduğunu düşünmüşlerdir ve öleceğini söylemişlerdir. Fakat annesi doktorların sözüne aldırmayarak oğlunun eğitilebileceğine inandı. Annesinin bu çabaları sonuç verdi ve Christy Brown sol ayağını kullanarak yazmayı ve resim yapmayı başardı. Yaşamı boyu yardıma muhtaç olarak yaşaması onun İrlanda’nın tanınmış yazarları arasına girmesini engellememiştir. Sadece sol ayağını kullanarak yazdığı eserler, onun dünya çapında bir üne kavuşmasını sağlamıştır.

Kişisel gelişim kitaplarından da aşina olduğumuz bir başarı hikâyesinin fakat

bir kurgudan öte gerçek bir hayatın panaromasıdır bu. Bazen büyük sebeplere muhtaç değildir hayat, salt hayat olduğu için ve olması gerektiği için de yaşanabilir. Fakat her anıyla hissedilebilecek ve büyük heyecanların sığdırılabileceği bir hayatın, başkalarının olanaklarına sahip olamamanın basit bahanesi altında sıradan, silik ve anlamsız olmaması gerektiğine katıksız inanmanın sonucunda oluşan bir hayat. Minimum olanaklardan maksimum ilerlemelere giden bir köprü gibi siz gitmeden, sadece izleyerek ki bu bile kolay değil bunları yaşayan bir insan olduğunu bilmenin ağırlığını yaşatıyor insana. Yılmadan; durmak bilmeden, inançla fedakâr bir annenin cefalarının inanılmaz meyvesi, kendini gerçekleştiren bir insanın hikâyesidir. Okuduktan sonra durup hayatınızı tekrar gözden geçirme ihtiyacı hissedeceksiniz.

yorum: ADNAN YETKİN

KİTAP KRİTİK

Sol Ayağım

Orjinal Adı: My Left FootYazar: Christy BrownSayfa Sayısı: 184Yayınevi: Nemesis Kitap

Şeylerin Masumiyeti(Masumiyet Müzesi Kataloğu) Çılgın Türkler Kıbrıs

Taht Oyunları 1. KitapBuz ve Ateşin Şarkısı

Yazar: Orhan PamukSayfa Sayısı: 264Yayınevi: İletişim Yayıncılık

Yazar: Turgut ÖzakmanSayfa Sayısı: 464Yayınevi: Bilgi Yayınevi

Yazar: George R. R. MartinÇevirmen: Sibel AlaşSayfa Sayısı: 580Yayınevi: Epsilon Yayınları

Page 73: SAYED Mayıs 2012 Sayı:50
Page 74: SAYED Mayıs 2012 Sayı:50

Ultrasonogra SistemleriDijital Röntgen Sistemleriwww.kompozitturkiye.com [email protected]

Tel: +90 216 499 99 18 Faks : +90 216 499 01 61www.kompozitturkiye.com [email protected]

Tel: +90 216 499 99 18 Faks : +90 216 499 01 61

Değişken SID-FFD

6.4" LCD Hasta Bilgi ve Pozisyonlama Ekranı

ddArt TM Dekoratif Işıklı Panel Seçenekleri

C- Kol Tasarım

3PTM Panel Koruma Programı

➣ Her Pozisyonda Ayrılabilir Grid➣ Infrared Sensörler

➣ 3D Çıkarılabilir Kapak

➣ Aktif Şok Emici Mekanizma

➣ Kullanıcı Ara Yüzü

➣ En İyi İmaj Kalitesi

➣ En Düşük Radyasyon Dozu

➣ AEC 5 Alan Ölçümlü İyon Odası

➣ Optimize Hasta Pozisyonlama

➣ 2D GÖRÜNTÜLEME➣ 3D GÖRÜNTÜLEME ➣ 4D GÖRÜNTÜLEME

➣ HDVITM

➣ VOLUME NTTM

➣ 3DXITM

➣ 3DMXITM

➣ ElastoScanTM

➣ Dynamic MRTM

/Dynamic MR PlusTM

➣ SRF (Speckle Reduction FilterTM

)➣ Geniş Dinamik Aralık➣ FSI (Full Spektrum Görüntüleme

TM )

➣ HAR (Harmonik Görüntüleme)➣➣ INV (Pulse Inversion)➣ PPI (Power Pulse Inversion)

➣ KARDİYAK ➣ Full Kardiyak Ölçüm Paketi

➣ 2D Strain Imaging➣ StressEcho➣ AutoIMT

TM

➣ DICOM SR (Ekokardiyogra ve Vasküler)➣➣ CV Raporu➣ TDI(Tissue Doppler Imaging)

➣ HPRF(High PRF)

FP-5000TM Si Flat Panel Dedektör

SINIFININ EN İYİSİ

Page 75: SAYED Mayıs 2012 Sayı:50

Ultrasonogra SistemleriDijital Röntgen Sistemleriwww.kompozitturkiye.com [email protected]

Tel: +90 216 499 99 18 Faks : +90 216 499 01 61www.kompozitturkiye.com [email protected]

Tel: +90 216 499 99 18 Faks : +90 216 499 01 61

Değişken SID-FFD

6.4" LCD Hasta Bilgi ve Pozisyonlama Ekranı

ddArt TM Dekoratif Işıklı Panel Seçenekleri

C- Kol Tasarım

3PTM Panel Koruma Programı

➣ Her Pozisyonda Ayrılabilir Grid➣ Infrared Sensörler

➣ 3D Çıkarılabilir Kapak

➣ Aktif Şok Emici Mekanizma

➣ Kullanıcı Ara Yüzü

➣ En İyi İmaj Kalitesi

➣ En Düşük Radyasyon Dozu

➣ AEC 5 Alan Ölçümlü İyon Odası

➣ Optimize Hasta Pozisyonlama

➣ 2D GÖRÜNTÜLEME➣ 3D GÖRÜNTÜLEME ➣ 4D GÖRÜNTÜLEME

➣ HDVITM

➣ VOLUME NTTM

➣ 3DXITM

➣ 3DMXITM

➣ ElastoScanTM

➣ Dynamic MRTM

/Dynamic MR PlusTM

➣ SRF (Speckle Reduction FilterTM

)➣ Geniş Dinamik Aralık➣ FSI (Full Spektrum Görüntüleme

TM )

➣ HAR (Harmonik Görüntüleme)➣➣ INV (Pulse Inversion)➣ PPI (Power Pulse Inversion)

➣ KARDİYAK ➣ Full Kardiyak Ölçüm Paketi

➣ 2D Strain Imaging➣ StressEcho➣ AutoIMT

TM

➣ DICOM SR (Ekokardiyogra ve Vasküler)➣➣ CV Raporu➣ TDI(Tissue Doppler Imaging)

➣ HPRF(High PRF)

FP-5000TM Si Flat Panel Dedektör

SINIFININ EN İYİSİ

Page 76: SAYED Mayıs 2012 Sayı:50