Satış Personelinin Kurumsal Sosyal Sorumluluk Algısının ... · Boyutları ve Satışçılık...

12
455 Özet Kurumsal Sosyal Sorumluluk (KSS) üzerine yapı- lan çalışmalar genellikle konuyu firma açısından ele almaktadırlar. Nispeten farklı bir bakış açısıyla, bu çalışma Sivas ilindeki beyaz eşya ve tüketici elekt- roniği sektörlerinde çalışan satışçıların KSS algısını araştırmayı amaçlamaktadır. Bu amaçla 22 sorudan oluşan bir anket 111 satış personeline uygulanmıştır. Anketten elde edilen veriler kümeleme analizine tabi tutulmuş ve kümeler öklidyen uzaklıkların kullanıldığı K-Ortalamalar yöntemi ile oluşturulmuştur. Böylelikle satışçıların KSS profilleri ile nitelikleri belirlenmiş ve böylelikle KSS algısının bir satışçının profilini belirle- mede ayırıcı bir etkisinin olduğu saptanmıştır. Doğru ayrımın yapılabilecek küme sayısı üç olarak belirlen- miştir ve ayrıca KSS algısına sahip olan çalışanların 21 yaş ve altında oldukları ortaya çıkmıştır. Çalışmanın, satışçıların KSS algısına odaklanan diğer çalışmalara rehberlik edeceği düşünülmektedir. Anahtar Kelimeler: Satışçıların Kurumsal Sosyal Sorumluluk Algısı, Kümeleme Analizi, K-Ortalamalar Yöntemi Abstract Studies about Corporate Social Responsibility (CSR) generally handle the subject in terms of firm aspect. From a relatively different viewpoint, this study aims to investigate the CSR perception of salespeople who labo- ur both in sectors of white goods and consumer electro- nics in the province of Sivas. For this purpose, a survey consists of 22 question was applied to 111 salespeople. Data derived from the survey were subjected to Clus- tering Analysis and clusters were built via K-Means method using Euclidean distances. By this way, CSR profile and features of salespeople were determined and it was found that CSR perception has a discriminative effect by determining a salesperson’s profile. Numbers of clusters reflect accurate discrimination was found as three and it was also revealed that salespeople with higher CSR perception are at the age of 21 and below. It is thought that this study guide further studies focus on salespersons’ CSR perception. Keywords: Corporate Social Responsibility of Salespeople, Clustering Analysis, K-Means Method Giriş Kurumsal Sosyal Sorumluluk (KSS) iş dünyasında gi- derek kendinden daha çok söz ettiren bir kavram ha- lini almaktadır. Diğer bir adı ‘Neden İlişkili Pazarla- ma’ olan (Orçan, 2003, s.28) KSS, paydaşlar içerisinde en çok tüketicileri ve çalışanları etkilemektedir (Bat- tacharya vd. aktaran Kendrick, 2013, s.142). Dolayı- sıyla bu iki grubun KSS algıları, aslında firmanın KSS faaliyetlerini doğrudan belirleyici ve geliştirici bir unsur niteliği taşımaktadır. KSS faaliyetleri daha çok Satış Personelinin Kurumsal Sosyal Sorumluluk Algısının Belirlenmesi: Sivas İlinde Bir Araştırma Determining of Salespeople’s Perception of Corporate Social Responsibility: A Research in Sivas Murat Fatih Tuna 1 1 Cumhuriyet Üniversitesi, mſt[email protected] 20. ULUSAL PAZARLAMA KONGRESİ Anadolu Üniversitesi - Eskişehir

Transcript of Satış Personelinin Kurumsal Sosyal Sorumluluk Algısının ... · Boyutları ve Satışçılık...

455

ÖzetKurumsal Sosyal Sorumluluk (KSS) üzerine yapı-lan çalışmalar genellikle konuyu firma açısından ele almaktadırlar. Nispeten farklı bir bakış açısıyla, bu çalışma Sivas ilindeki beyaz eşya ve tüketici elekt-roniği sektörlerinde çalışan satışçıların KSS algısını araştırmayı amaçlamaktadır. Bu amaçla 22 sorudan oluşan bir anket 111 satış personeline uygulanmıştır. Anketten elde edilen veriler kümeleme analizine tabi tutulmuş ve kümeler öklidyen uzaklıkların kullanıldığı K-Ortalamalar yöntemi ile oluşturulmuştur. Böylelikle satışçıların KSS profilleri ile nitelikleri belirlenmiş ve böylelikle KSS algısının bir satışçının profilini belirle-mede ayırıcı bir etkisinin olduğu saptanmıştır. Doğru ayrımın yapılabilecek küme sayısı üç olarak belirlen-miştir ve ayrıca KSS algısına sahip olan çalışanların 21 yaş ve altında oldukları ortaya çıkmıştır. Çalışmanın, satışçıların KSS algısına odaklanan diğer çalışmalara rehberlik edeceği düşünülmektedir.

Anahtar Kelimeler: Satışçıların Kurumsal Sosyal Sorumluluk Algısı, Kümeleme Analizi, K-Ortalamalar Yöntemi

AbstractStudies about Corporate Social Responsibility (CSR) generally handle the subject in terms of firm aspect. From a relatively different viewpoint, this study aims to investigate the CSR perception of salespeople who labo-

ur both in sectors of white goods and consumer electro-nics in the province of Sivas. For this purpose, a survey consists of 22 question was applied to 111 salespeople. Data derived from the survey were subjected to Clus-tering Analysis and clusters were built via K-Means method using Euclidean distances. By this way, CSR profile and features of salespeople were determined and it was found that CSR perception has a discriminative effect by determining a salesperson’s profile. Numbers of clusters reflect accurate discrimination was found as three and it was also revealed that salespeople with higher CSR perception are at the age of 21 and below. It is thought that this study guide further studies focus on salespersons’ CSR perception.

Keywords: Corporate Social Responsibility of Salespeople, Clustering Analysis, K-Means Method

GirişKurumsal Sosyal Sorumluluk (KSS) iş dünyasında gi-derek kendinden daha çok söz ettiren bir kavram ha-lini almaktadır. Diğer bir adı ‘Neden İlişkili Pazarla-ma’ olan (Orçan, 2003, s.28) KSS, paydaşlar içerisinde en çok tüketicileri ve çalışanları etkilemektedir (Bat-tacharya vd. aktaran Kendrick, 2013, s.142). Dolayı-sıyla bu iki grubun KSS algıları, aslında firmanın KSS faaliyetlerini doğrudan belirleyici ve geliştirici bir unsur niteliği taşımaktadır. KSS faaliyetleri daha çok

Satış Personelinin Kurumsal Sosyal Sorumluluk Algısının Belirlenmesi:Sivas İlinde Bir Araştırma

Determining of Salespeople’s Perception of Corporate Social Responsibility: A Research in Sivas

Murat Fatih Tuna1

1 Cumhuriyet Üniversitesi, [email protected]

20. ULUSAL PAZARLAMA KONGRESİ Anadolu Üniversitesi - Eskişehir

456

Satış Personelinin Kurumsal Sosyal Sorumluluk Algısının Belirlenmesi:Sivas İlinde Bir Araştırma

gönüllülük esasına dayanmaktadır (Özdemir, 2009, s.58). Bir müşteri kâr amacı güden bir işletmeden sadece gönüllü olduğu için alışveriş yapmayacaktır, keza (bütçe gibi) bazı zorlayıcı faktörler de tüketici-nin KSS algılarını etkileyebilecektir. Bununla birlik-te doğrudan etkilenen ikinci grubun (yani çalışanla-rın) KSS algılarının, KSS faaliyetlerine ilişkin daha tutarlı bir belirleyici olacağı düşünülmektedir.

Çalışanlar içerisinde işletmenin müşteriye dönük yüzü konumunda olan satış elemanlarının görüşle-rinin (çift yönlü bilgi akışına sahip olduklarından) daha objektif bakış açısına sahip olacakları düşü-nülmektedir. Bu amaçla, Sivas ilinde tüketici elekt-roniği ve beyaz eşya sektöründeki satışçılara yöne-lik olarak 22 sorudan oluşan bir anket uygulanmış, sonuçlar istatistiksel olarak analiz edilmiştir. 111 satışçıdan elde edilen veriler, kümeleme analizi ile incelenmiş ve anketteki ifadeler sırasıyla üç, dört ve beş küme içeren üç ayrı analizin sonuçları kar-şılaştırılmıştır. Nitekim KSS, çalışanların iş tatmin-lerinin ve buna bağlı olarak örgütsel bağlılıklarının artmasına neden olmaktadır (Tuzcu, 2014, s.191). Böylelikle müşterilerin satış elemanları ile daha samimi bir ilişki kuracağı, bunun sonucu olarak ta uzun vadede müşteri sadakatinin artacağı düşünül-mektedir.

Kavramsal ÇerçeveKurumsal Sosyal Sorumluluk (KSS)Carroll (1999) ile Prasad ve Holzinger (2013), Ku-rumsal Sosyal Sorumluluk (KSS)’un uzun bir tarih-çesinin olması ile birlikte, modernleşmeye başladığı devrin 1950’ler olduğunu ifade etmişlerdir. Bununla birlikte, kurumsal sosyal sorumluluğun önemi, mo-dernleşen işletme süreçleri ekseninde artış göster-miş ve kurumsal sosyal sorumluluk, 1950’lerden bu yana popüler bir konu olma özelliğini yansıtmıştır. İşletme ile işletildiği toplum arasındaki teması anla-tan bir kavram olarak kurumsal sosyal sorumluluk (Robin ve Reidenbach, 1987, s.44) için, birbirinden farklı düzeylerde birçok tanımın yapılması müm-kündür. Hatta Dahlsrud (2008), 1980’lerden 2003’e kadar 37 farklı KSS tanımının literatüre geçtiğini bildirmiştir ki, bu durum konunun son 30 yılda ne kadar popüler olduğunu ortaya koymaktadır.

Kurumsal sosyal sorumluluk, kısaca kurumlar ve insanlar arasındaki genel olarak kabul görmüş ilişkiler, zorunluluklar ve görevler olarak tanımla-nabilir (Robin ve Reidenbach, 1987, s.45). Kotler ve Lee (2005, s.3), KSS’yi “kurumsal kaynakların isteğe bağlı iş uygulamaları ve katkıları aracılığıyla toplumsal refahı iyileştiren bir bağlılık” olarak ta-nımlamaktadır. Öte yandan KSS; uygulanabilir ni-telikteki kanunlara ve sosyal ortaklar arasındaki ko-lektif anlaşmalara saygı göstermek, bu sorumluluğu yerine getirmenin önkoşulu niteliğindedir (Euro-pean Commision, 2011, s.6). Etik açıdan değerlen-dirildiğinde KSS; sosyal çevre, çıkar grupları, etik etmenler ve yönetimsel bağlamdaki bir takım zo-runlulukları içeren ve örgütlerin içerisinde tanımlı oldukları toplumun amaç ve değerleri bakımından arzu edilen eylemleri birbiri ardına gerçekleştirme yönünde politikalar oluşturmak ve bu politikala-rı uygulamak olarak tanımlanabilir (Maignan ve Ferrell, 2004, s.4). Ayrıca KSS şirketler için giderek bir öncelik halini almaktadır; nitekim 135 ülkeden 6000 şirket insan hakları, işgücü, çevre ve yozlaşma gibi konuların bulunduğu Birleşmiş Milletlerin Kü-resel İlişkiler Sözleşmesi’ni benimsemiştir (Luo ve Du, 2012, s.1).

Dillard ve Layzell (2014, s.4), KSS’yi Şekil 1’de yer alan dört boyutuyla ele almaktadır ve firmanın bu dört boyuttan her birini detaylı biçimde üstlenmesi gerektiğini vurgulamaktadır. Bu boyutlar; şirket de-ğerleri, yasalar ile toplumsal beklentilere uygunluk, mali sorumluluk ve son olarak paydaşların beklen-tilerinin karşılanmasıdır.

KSS’ye yapılan yatırımlar hem şirketin kendisi için, hem de paydaşlar için değer yaratmaktadır (van de Ven, 2008, s.339) ve bu sayede hem pay sahiplerinin hem de paydaşların beklentileri karşılanmaktadır. İş-letmenin içsel paydaşlarından olan çalışanların ise, KSS ile yaratılan değerden doğrudan etkilenecekle-rini düşünmek mantıklı olacaktır. Ayrıca KSS ekse-ninde gerçekleştirilen aktivitelerin müşteriler tarafın-dan algılanma derecesi, aslında o firmanın imajı ve itibarının bir göstergesi olarak kabul edilebilmektedir (Sirgy vd., 2012, s.92; Dillard ve Layzell, 2014, s.2; van de Ven, 2008, s.340). Başka bir ifadeyle, KSS faaliyet-leriyle yaratılan değerden etkilenen çalışanlar, doğal olarak müşterileri de etkileyeceklerdir.

457

20. Ulusal Pazarlama Kongresi, 10-13 Haziran, 2015

Kurumsal Sosyal Sorumluluğun Davranışsal Boyutları ve Satışçılık Mesleği ile İlgisiFu vd.(2014, s.65) ve Carroll (1991, s.4), KSS’nin dav-ranışsal dört boyutunun olduğunu belirtmişlerdir. Bunlar; etik, ekonomik, yasal ve gönüllü (hayırsever) sorumluluklardır. Etik sorumluluklar, yasalarda yer al-mayan ve toplumun işletmelerden beklediği doğru ve adil davranışları içeren sorumluluklardır. Tüketiciler, çalışanlar, hissedarlar gibi sosyal paydaş gruplarının hak ve adaletle ilgili algılamaları; ahlaki sorumluluk-ların içeriğini oluşturmaktadır (Özdemir, 2009, s.59). Ekonomik sorumluluklar, tüm işletmelerin ilk düzey-deki sorumluluğu olarak, tüketicilerin ihtiyaç duyduk-ları ve istedikleri mal ve hizmetleri üretmesi ve üret-tiklerini kârlı bir şekilde satmasıdır (Carroll 1991:4). Yasal sorumluluklar, işletmelerin kâr elde ederken belirli yasal denetimleri göz ardı etmemesini gerek-tirmektedir (Özdemir, 2009, s.59). Gönüllü sorumlu-luklar ise, işletmenin toplumda oluşturduğu iyi niyeti güçlendiren veya işletmenin içinde bulunduğu sosyal çevrede iyi bir yurttaş olarak algılanmasına yardım eden faaliyetlerden oluşmaktadır. İşletmelerin kay-naklarından bir kısmını, eğitsel, sanatsal ve toplumsal projelere ayırması bu türden bir sorumluluğa işaret etmektedir (Lantos, 2001, s.608; Özdemir, 2009, s.59).

Bununla birlikte günümüzde geçerli pazarlama sis-temi olarak düşünülen ‘Pazarlama 3.0’ ya da ‘İnsan

Odaklı Pazarlama’, KSS uygulamalarının sosyal so-runlardan etkilendiğini varsaymaktadır (Kotler vd., 2010, s.127). Sirgy vd.(2012, s.91)’ne göre, pazarlama aktiviteleri (ekonomik, sosyal, sağlık ve öznel olmak üzere) dört boyutta sosyal refahı pozitif yönde etkile-mektedir. Buradan hareketle, insanlığın temel sorun-larının da sosyal sorumluluk boyutlarının içerisinde yer alması gerektiği düşünülmektedir. Bu amaçla fir-malar, hem sosyal sorumluluk projeleri ile kampan-yalar düzenlemekte, hem de beşeri sermayesini bu anlayışa göre yeniden tasarlamaktadır. Temelde ‘iyi olanı yapın ve bırakın insanlar sizi konuşsun’ man-tığına dayanmakta olan (van de Ven, 2008, s.340) ve belirli spesifik sorunlara eğilen kurumsal sosyal pa-zarlama kampanyalarına aşağıdaki gibi örnekler veri-lebilir (Kotler ve Lee, 2005, ss.115-116):

• Sağlık sorunlarına ilişkin kampanyalar: Tütün kullanımının önlenmesi, pasif içicilik, göğüs kanseri, prostat kanseri, fiziksel aktivite, fetal alkol sendromu, erken hamilelik, deri kanseri, yeme bozuklukları, diyabet, kalp hastalığı, HIV/AIDS ve ağız sağlığı.

• Yaralanmayı önleyici kampanyalar: Trafik gü-venliği, silahların güvenli yerlerde saklanması, boğulmayı önleme, intiharı engelleme, acil du-rum hazırlıkları.

Şekil 1. Kurumsal Sorumluluk Sarmalı (Kaynak: Dillard ve Layzell, 2014, s.4)

ŞirketDeğerleri

Kimolmakistiyoruz?

Uygunluk‐Yasalarınve

toplumunbeklentileri

MaliSorumluluk

Hissedarlarıniçinkârlılık

PaydaşBeklentileri

Kimolmamızisteniyor?

458

Satış Personelinin Kurumsal Sosyal Sorumluluk Algısının Belirlenmesi:Sivas İlinde Bir Araştırma

• Çevresel sorunlar: Suyun korunması, elektriğin korunması, tarım ilaçlarının kullanımı, hava kir-liliği, vahşi yaşam habitatları ve yavru hayvanla-rın korunması.

• Toplumsal sorunlar: Gönüllülük projeleri, oy kul-lanma, hayvan hakları, organ bağışı, suçların en-gellenmesi ve kan bağışı.

Kapsamının çok geniş olmasından ötürü, KSS iş ya-şamının vazgeçilmez bir parçası olmuştur (Kendrick vd., 2013, s.141). Bunun sebebi bahsedilen kavramın hem firma, hem de müşteri kanadında giderek yay-gın bir tercih nedeni halini almasıdır. Tercihleri gi-derek daha çok farklı hale gelen ve satın alma kara-rını verirken istekleri ihtiyaçlarından daha öne çıkan tüketicilerin, kendilerini özel hissettikleri firmaları tercih ettikleri bilinmektedir. Günümüzdeki müşteri-leri profilinin artan bilinci ve kendini özel hissetme ihtiyacı, aslında neden pazarlama anlayışının yerini sosyal pazarlamanın aldığı sorusuna da bir cevap ni-teliği taşımaktadır. Sosyal pazarlama fikri, temel ola-rak “örgütlerin hedef pazarın ihtiyaçlarını, isteklerini ve ilgilerini tanımlamalarına ve daha sonra mevcut-taki müşterileri koruyacak ve onların taleplerini iyi-leştirecek bir yolla müşterilere değer sağlamalarına” dayanmaktadır (Laczniak ve Murphy, 2006, s.154). Sosyal pazarlama kavramı, işletmenin makro çevresel faktörlerinden birisi olan sosyal ve kültürel çevre bağ-lamında incelenmektedir (Mucuk, 2010, s.27). İnsan odaklı bakış açısıyla pazarlamanın sosyal ve kültürel çevresi ele alındığında, toplumsal etkiler de dikkate alınmak durumundadır.

Kurumların, iş faaliyetlerinin tüm paydaşlarını etki-lemesi nedeniyle, kâr elde etmenin yanında toplum-daki sorunlara karşı duyarlı olması ve sosyal inanç sistemini benimsemesi beklenmektedir (Öztürk, 2014, s.3). Çeşitli çalışmalar, bu sorumluluk uygu-lamalarının giderek değerlendiğini ve kurumların değerlendirilmesi aşamasında kurumların sivil dav-ranışlarını gösteren bu tür faaliyetlerin hedef kitle (tüketiciler, yatırımcılar, çalışanlar, toplum, gazeteci-ler, vb.) tarafından daha fazla talep edildiğini göster-mektedir (Öztürk, 2014, s.4). Bu çalışmada çalışanlar içerisindeki spesifik bir grup olan satışçıların KSS al-gıları değerlendirilmiştir.

Sosyal pazarlama anlayışının beraberinde getirdiği kaçınılmaz bir olgu olarak firmanın gerçekleştireceği kurumsal sosyal sorumluluk faaliyetleri ilk olarak sa-

tışçının eliyle şekillenmektedir, çünkü müşteriler kar-şılarında daha firmasına ve yaptığı işin doğruluğuna daha fazla inanmış satışçılar görmeyi istemektedirler. Öte yandan çalışanların KSS algıları ve bunun çalışan davranışları üzerine etkisi literatürde az çalışılmış ve araştırılması gereken bir konudur (Fu vd., 2014, s.66). Nitekim çalışanlar, işletmenin vizyon ve misyonunu müşteriye yansıtan kişilerin başında gelmektedir. Başka bir ifadeyle, firma bir KSS perspektifi oluştura-caksa, bunu müşteriye çalışanlar vasıtasıyla iletmesi mümkün olabilecektir. En ön saftaki çalışanlar ola-rak satışçının, hem müşteri ile birincil temas nokta-sı olma özelliği, hem de birçok noktada temsil yetisi yüksek bir paydaş olma özelliğinden ötürü, KSS faali-yetlerinin doğru biçimde algılanması, satışçının mes-leki sorumluluk algılarını kurumsal sorumluluklarıy-la bütünleştirmesini sağlayacaktır. KSS faaliyetleri, firmaların gönüllü olarak giriştikleri faaliyetlerdir ve satış elemanlarının bunu içselleştirmeleri, doğru bir biçimde algılamalarına bağlıdır. Eskiden beri sosyal sorumluluk amaçlı atılımlar ‘bir zorunluluğu yerine getirme’ olarak bilinmekteyken, günümüzde bu an-layış ‘kurum amaçlarını sosyal olarak ta destekleme’ şeklini almıştır (Kotler ve Lee, 2005, ss.8-9). Nitekim bu şekilde ilerleyen şirketlerin daha sürdürülebilir ve uzun ömürlü olacağı saptanmıştır (Giovanna v.d., 2012, s.325).

Literatür Taramasıİşletme çalışanlarının etik algıları, iş tatmini, iş tu-tumları ve iş performansları üzerine yapılmış birçok çalışma olmasına karşın, doğrudan KSS algılarının ölçülmesi ile alakalı daha az çalışmanın olduğu gö-rülmektedir. KSS algılarının literatürde genellikle, sadece firma bağlamında ele alındığını söylemekte fayda vardır. Bu sebeple, bu çalışmanın nispeten öz-gün olduğunu belirmekte fayda vardır. Fu vd. (2014) orta ve üst düzey beş otelin çalışanlarına yönelik uy-guladıkları anket yardımıyla çalışanların KSS algı-ları ve bu algıların davranışlarına etkisi üzerine veri toplamışlardır. Yapısal eşitlik modellerinden yarar-landıkları çalışmanın sonucunda, bir firmanın KSS faaliyetlerinin, aynı firmadaki çalışanların perfor-mansını arttırıcı etkide bulunduğunu tespit etmiş-lerdir. Giovanna vd.(2012), Bergamo bölgesindeki 19 KOBİ’den anket yoluyla topladıkları verileri analiz etmiş ve sonuç olarak aile şirketlerinin sahiplerinin çalışanlara yönelik daha fazla KSS aktivitelerinde bu-lunduklarını ve bu şirketlerin sürdürülmesine KSS

459

20. Ulusal Pazarlama Kongresi, 10-13 Haziran, 2015

faaliyetlerinin katkıda bulunduğunu rapor etmişler-dir. Yine Polášek (2010), Çek Cumhuriyeti’ndeki KO-Bİ’lerde KSS algısını istatistiksel olarak ölçmüş ve her bir şirketin KSS faaliyetlerinde bir eşsizlik olduğunu vurgulamakla birlikte, uygulanacak birkaç ortak stra-tejinin varlığından söz etmiştir. Ayrıca Çek Cum-huriyeti’ndeki firmaların henüz tam manasıyla KSS faaliyetlerini yaygınlaştırmadıklarını belirtmiştir. Vlachos vd.(2010), küresel Fortune 500 listesinde yer alan paketli gıda firmalarındaki alan araştırmasına dayanarak, KSS faaliyetlerine satış gücünün tepkile-rini ve firmaya duyulan örgütsel güvenin aracı rolünü değerlendirmişlerdir. Satış gücünün KSS algılarının, KSS faaliyetlerinin artışına etki edip etmediğini araş-tırdıkları çalışmalarının sonucunda, satış gücü KSS algısının pozitif aracılık etkisi yarattığını ve sadakat niyetleri ile ağızdan ağza iletişimin de bu aracılık et-kisini arttırdığını tespit etmişlerdir.

UygulamaAraştırmanın AmacıBu çalışmada, kavramsal çerçevede ele alınan boyut-ları temel alan bir anket çalışması aracılığıyla satış-çıların KSS algılarının ölçülmesi amaçlanmıştır. Da-hası firmanın ve yöneticilerin mi, yoksa satışçıların mı KSS boyutundaki davranışlarda daha az esnek oldukları incelenmiştir. Son olarak KSS ile alakalı bir ön bilgi sorgulaması yapmayı sağlayacak bir soru yardımıyla da satışçıların KSS hakkındaki bilgileri ve KSS bağlamında gerçekleştirdikleri davranışların tu-tarlılık gösterip göstermediği araştırılmıştır. Bu amacı gerçekleştirmek için anket yoluyla toplanan veriler-den hareketle satışçı özelliklerinin belirlenmesi de ça-lışmanın bir alt amacı olarak belirtilebilir. Dolayısıyla oluşturulacak hipotezlerle, satışçıların KSS hakkın-daki bilgisi ile tüketici elektroniği ve beyaz eşya fir-malarındaki KSS anlayışının test edilmesi istenmiştir. Bu bağlamda, yapılacak araştırma kapsamında şu iki hipotezin test edilmesi amaçlanmıştır:

I)

H0: Satışçıların KSS hakkında bilgisi yoktur.

H1:Satışçıların KSS hakkında bilgisi vardır.

II)

H0:Tüketici elektroniği ve beyaz eşya firmalar KSS anlayışını benimsememektedir.

H1:Tüketici elektroniği ve beyaz eşya firmalar KSS anlayışını benimsemektedir.

Araştırmanın YöntemiSatıcıların KSS algılarının ölçülmesi amacıyla 22 soruluk bir anket hazırlanmıştır. Anket demografik sorulardan ve aralıklı ölçek ifadelerinden (5’li Likert tipi) oluşmaktadır. Anket sorularındaki aralıklı ölçek ifadeleri Polášek (2010) tarafından yapılan çalışma-da oluşturulan grup ifadeler arasından seçilerek, Si-vas’taki tüketici elektroniği ve beyaz eşya firmalarının yapısına uyarlanmıştır. Böylelikle anketin sonuçları-nın tutarlılık göstermesi amaçlanmış, Sivas ilindeki satıcı sayısını da dikkate alacak şekilde bahsedilen birbirinin tamamlayıcısı niteliğindeki iki sektör bir-likte ele alınmıştır. Bu sektörlerdeki satışçıların gün içerisinde yoğun çalışıyor olmaları sebebiyle, anket verilerini manipüle etmemeleri adına, anket ifadele-rinin sayısı olabildiğince (14 adet) kısa tutulmuştur. Araştırmanın bu sektörlerle sınırlı tutulmasının bir diğer nedeni, bahsedilen sektörlerin teknoloji yoğun ve inovatif sektörler olmasıdır. Nitekim bu sektördeki firmalar, üretim süreçlerinde çevreyi koruma, ener-ji sarfiyatını düşük tutma, geri dönüşümlü ürünler üretme v.b. gibi bir takım Ar-Ge çalışmalarını başarılı bir şekilde yürüten firmalardır. Ayrıca teknoloji yön-lü yapılarından ötürü bu iki sektör arasındaki çizgi-ler giderek kaybolmakta ve Kotler ve Keller’in (2012, s.12) ‘endüstriyel çakışma’ olarak ifade ettiği realite, bu iki sektör için kaçınılmaz hale gelmektedir.

Çalışmada toplam 132 satışçıya ulaşılmıştır ve bu sa-tıcılardan ankete katılmak isteyen 121 satışçıya anket uygulanmıştır Anketlerden 10 tanesi eksik veri içer-diğinden örneklemden çıkartılmıştır. Kalan 111 adet anket SPSS veri editörü kısmına girilerek analize ha-zır hale getirilmiştir. Anketler SPSS programına gi-rilmeden önce hepsi elle teker teker numaralandırıl-mış ve anketlerin geriye dönük kontrollere açık hale getirilmesi amaçlanmıştır. Anketteki ifade sayısı 14 olduğundan, örneklemin yeterli büyüklükte olduğu düşünülmektedir. Nitekim Nakip (2013, s.204)’e göre, doğru bir güvenirlik katsayısına ulaşabilmek için, ka-tılımcı sayısının soruların toplamının en az 3-4 katı olması istenilen bir durumdur.

Verilerin AnaliziVeriler kümeleme analizi ile incelenmişlerdir. Küme-leme analizi yöntemleri içerisinden hiyerarşik küme-leme analizi kullanarak uygun küme sayısı belirlen-miştir ve algoritma olarak K-Ortalamalar seçilmiş ve kümeler arası uzaklıkların belirlenmesinde Öklid yönteminden yararlanılmıştır. Araştırmada kullanı-lan demografik özellikler ve ikinci bölümde yer alan

460

Satış Personelinin Kurumsal Sosyal Sorumluluk Algısının Belirlenmesi:Sivas İlinde Bir Araştırma

sorular benzerliklerine göre sınıflandırılmak üzere kümeleme analizine tabi tutulmuşlardır. Kategorik ve nümerik değişkenlerin K-Ortalamalar yönteminde kullanılabilmesi için, verilerin 1-2 aralığına standart-laştırılması gerekmektedir (Koldere Akın, 2008, s.88). Bu işlem gerçekleştirildikten sonra, veriler hakkında bilgi sahibi olunması amacıyla tanımlayıcı istatistik-lerin hesaplanması, devamında ise yapılan anketin geçerliliğini test etmek amacıyla Cronbach istatisti-ğine ulaşılması gerekmektedir. Demografik veriler ve ikinci bölümde yer alan sorular hakkındaki istatistik-ler Tablo 1’de verilmiştir.

Demografik verilerle oluşturulan frekans tabloların-da ankete katılanların %43,24’lük kısmının kadın ve %56,76’lık kısmının erkek olduğu anlaşılmakta-dır. Ayrıca kişilerin çoğunluğu genç (%74,78), bekâr (%58,56), Aylık+Prim alan kişiler (%63,96) olduğu anlaşılmaktadır. Benzer şekilde ankete katılanların çoğu az iş tecrübesine sahip ve ortalama üstü günlük çalışma saatlerine sahip kişilerdir. Çalışmanın ama-cıyla doğru orantılı olarak; katılımcıların %45,95’lik kısmı KSS hakkında anket yapılmadan da önce bilgi sahibi iken, %54,05’lik kısmı daha önce KSS kavramı ile karşılaşmadıklarını iddia etmektedirler.

Tablo 1. Frekans TablolarıCİNSİYET Frekans Yüzde EĞİTİM DURUMU Frekans Yüzde

Kadın 48 43.24 İlköğretim 6 5.41

Erkek 63 56.76 Lise 56 50.45

Toplam 111 100.00 Önlisans 31 27.93

YAŞ Frekans Yüzde Lisans ve üstü 18 16.22

<20 18 16.22 Toplam 111 100.00

21-31 65 58.56 ÇALIŞMA YILI Frekans Yüzde

31+ 28 25.23 0-3 56 50.45

Toplam 111 100.00 4-7 29 26.13

MEDENİ HAL Frekans Yüzde 8+ 26 23.42

Bekâr 65 58.56 Toplam 111 100.00

Evli 43 38.74

GÜNLÜK

ORTALAMA

ÇALIŞMA SAATİ Frekans Yüzde

Dul 3 2.70 0-4 9 8.11

Toplam 111 100.00 5-9 47 42.34

GELİR Frekans Yüzde 10+ 55 49.55

Sadece Aylık 38 34.23 Toplam 111 100.00

Aylık+Prim 71 63.96

KSS HAKKINDA

BİLGİ Frekans Yüzde

Prim 2 1.80 Evet 51 45.95

Toplam 111 100.00 Hayır 60 54.05

Toplam 111 100.00

461

20. Ulusal Pazarlama Kongresi, 10-13 Haziran, 2015

Yapılan anket çalışmasının ikinci bölümü olan 5’li likert tipi sorularda metrik tanımlayıcı istatistiklerin yapılması mümkün olmaktadır. Tablo 2’de de görül-düğü gibi sorulara verilen yanıtlara göre oluşturulan tanımlayıcı istatistiklerde ortalama, standart sapma ve ortalamanın hatasına ilişkin istatistikler yer al-

maktadır. Genel itibariyle sorulara ortalama bir cevap verildiği ve değişimin az olduğu sonucuna varılabilir. Ayrıca KSS hakkında bilgi sahibi olan kişi sayısının az olması da bu yöndeki bir araştırmada sorulara ve-rilecek cevapların ortalamasının 3 civarında olması beklentisinin olacağıdır.

Tablo 2. Tanımlayıcı İstatistikler ve Ankette Kullanılan Likert İfadeler*Likert Tipi

İfadeler

N Aralık Minimum Maksimum

Ortalama

Standart

Sapma İstatistik Stand. Hata

s9 111 4 1 5 2.94 .141 1.485

s10 111 4 1 5 2.45 .125 1.319

s11 111 4 1 5 2.93 .125 1.319

s12 111 4 1 5 2.73 .144 1.519

s13 111 4 1 5 3.04 .134 1.414

s14 111 4 1 5 3.26 .121 1.277

s15 111 4 1 5 3.72 .136 1.428

s16 111 4 1 5 3.41 .124 1.311

s17 111 4 1 5 4.15 .100 1.055

s18 111 4 1 5 3.49 .118 1.242

s19 111 4 1 5 3.61 .126 1.322

s20 111 4 1 5 3.14 .134 1.407

s21 111 4 1 5 2.87 .139 1.465

s22 111 4 1 5 3.29 .146 1.540

*Ankete kullanılan likert ifadeler şu şekildedir:

s9-Çalıştığım firmada etik davranışlara ilişkin politikalar vardır, s10-Çalıştığım firma etik kurallara uyulması için beni zorlar, s11-

Firmada etik davranışlara ilişkin politikalar vardır, s12-Satış yaparken öncelikle yüksek kâr elde etmeyi amaçlarım, s13- Firmaya ne

kadar çok kazandırırsam, firma da bana o kadar çok kazandırır, s14-Firmamız bizi tabi olduğumuz kanunlara uygun davranmaya

zorlar, s15-Kendi ürünümü satabilmek için başka firmaların ürünlerini kötülemem, s16-Firmamızın ürünlerinin makul

fiyatlandırıldığını düşünüyorum, s17-Sattığım ürünlerin güvenli biçimde kullanılmasına yönelik bilgiler vermeye özen gösteririm,

s18-Sattığım ürünlerin ekolojik geri dönüşümlerinin sağlanıyor olması benim için önemlidir, s19-Sattığım ürünlerin insan sağlığına

zararlı olması benim satış potansiyelimi olumsuz etkiler, s20-Firmamızın sivil toplum kuruluşlarına ve hayır kurumlarına gereken

desteği sağladığına inanıyorum, s21-Firmamızın gelirinin el verdiği ölçüde öğrencilere burs imkânı tanıdığına inanıyorum, s22-

Firmamızın kültürel aktiviteleri mümkün mertebe desteklediğine inanıyorum.

Anketin ikinci bölümünde yer alan sorulara yönelik güvenilirlik analizi sonuçlarına göre; tüm sorulara analiz uygulandığında, Cronbach’s alfa değeri 0,777 ile oldukça güvenli bir anket yapıldığını ortaya koy-maktadır. Ancak 12.Soru’nun modelden çıkartılması ile daha iyi bir sonuç elde edileceğinden, çalışmanın etkinliği açısından 12.Soru modelden çıkartılarak alfa değeri tekrardan hesaplanmıştır. Güvenilirlik analizi sonucunda 12. ifade çıkarılması ile ölçeğin güvenirlik katsayısı 0.777’den 0.819’a yükselmiştir. Böylece geri-ye 13 likert ifade kalmıştır.

Oluşturulan veri setine kümeleme analizi uygulana-rak en uygun sınıfların belirlenmesi amaçlanmıştır. Kümeleme analizinde küme sayısını belirlemek ama-cıyla öncelikle Hiyerarşik Kümeleme analizi Ward tekniğiyle gerçekleştirilerek oluşan dendogramda uy-gun küme sayısı belirlenir. Çizilen dendograma göre k-ortalamalar kümeleme analizini 2, 3, 5, 7, 9 küme ile yapmanın mümkün olduğu görülebilmektedir. Küme elemanlarının açıklayıcılığının azalması ya da yorumlamanın güçleşmesi sorunları dikkate alınarak veri setinin 3 kümeye bölünerek k-ortalamalar küme-

462

Satış Personelinin Kurumsal Sosyal Sorumluluk Algısının Belirlenmesi:Sivas İlinde Bir Araştırma

leme analizinin yapılması uygun görülmüştür. Ayrıca değişkenlerin bir kısmı kategorik, bir kısmı aralıklı ölçekle ölçüldüğünden, anket parametreleri incelene-rek veri setinin 1-2 aralığına (cinsiyet ve KSS hakkın-da bilgi değişkenleri 1-2 aralığında değer aldığından) standartlaştırılması gerçekleştirilmiştir.

Tablo 3’de üç kümeye ayrılmış veri setindeki değiş-kenlerin küme merkezlerini göstermektedir. So-nuçlandırılmış küme ayrımları incelendiğinde, bazı küme merkezlerini birbirlerine oldukça yakın olduğu görülmektedir. Örneğin Medeni Hal değişkeni için küme merkezinin ortak olduğu fark edilmektedir. Bu değişkenin tek başına küme ayrımını sağlayamayaca-ğı açıkça görülmektedir.

Bu noktada şu da belirtilmelidir ki çok değişkenin ol-duğu kümeleme analizlerinde tek değişkenin merkez noktası ele alınarak küme ayrımında etkin olup ola-mayacağı yorumunu yapmak güçleşmektedir (Han v.d., 2012:454). Unutulmamalıdır ki analize katılan her bir değişken ek olarak analizin bir boyut fazla-laşmasına sebep olmaktadır. Örneğin on değişkenli bir analiz aynı zamanda on boyutlu bir evreni temsil etmektedir.

Analize katılan değişkenlerden hangisinin küme ay-rımında etkin rol oynadığı, bir başka deyişle, araş-tırmacı verilen cevaplara göre katılımcının hangi kümeye ayrılacağını belirleyebildiği değişkenler Mann-Whitney U testi analizi ile görülebilmektedir. Küme sayılarına göre oluşturulan ANOVA ve Mann-Whitney U testi sonuçları Tablo 4 ve 5’te gösterilmek-tedir.

Üç kümeye göre hazırlanmış kümeleme analizinde (Tablo 4); Gelir ve Eğitim Durumu değişkenlerinin kümelere ayrılmada anlamsız olduğu anlaşılmakta-dır. Şöyle ki, katılımcıların eğitim durumları bilinse bile, bu katılımcıların eğitim durumları yüzünden herhangi bir kümeye atanması mümkün değildir.

Tablo 6’da küme sayısının artışına göre küme merkez-lerinin birbirleriye olan uzaklıkları verilmiştir. Buna göre üç küme ile gerçekleştirilen analizde en uzak iki küme iki ve üç hesaplanmıştır. Genel itibariyle üç kü-meli analizde ortalama küme uzaklıkları 1,131 olarak hesaplanmıştır.

Tablo 3. Küme Sayılarına Göre Nihai Küme Merkezleri

Değişken

Kümeleme-I

1 2 3

Cinsiyet 1,46 1,52 1,83

Yaş 1,47 1,42 1,92

Medeni Hal 1,13 1,13 1,54

Gelir 1,39 1,34 1,27

Eğitim 1,42 1,38 1,39

Çalışma Yılı 1,16 1,24 1,94

Çalışma Saati 1,69 1,63 1,92

KSS Bilgisi 1,00 2,00 1,33

Likert İfadelerin Ortalaması 1,58 1,51 1,63

Değişken Küme Hata

F Anlamlılık Ortalama Kareler Ser. Der. Ortalama Kareler Ser. Der.

Cinsiyet 1,122 2 0,231 108 4,846 0,010

Yaş 2,139 2 0,065 108 33,013 0,000

Medeni Hal 1,577 2 0,048 108 32,842 0,000

Gelir 0,094 2 0,064 108 1,473 0,234

Eğitim 0,019 2 0,047 108 0,414 0,662

Çalışma Yılı 5,093 2 0,077 108 66,372 0,000

Çalışma Saati 0,710 2 0,091 108 7,817 0,001

KSS Bilgisi 11,117 2 0,049 108 225,122 0,000

Likert İfadelerin

Ortalaması 0,132 2 0,028 108 4,684 0,011

Tablo 4. Üç Kümeye Göre ANOVA Tablosu

463

20. Ulusal Pazarlama Kongresi, 10-13 Haziran, 2015

Tablo 7. Küme Sayılarına Göre Küme Eleman Sayıları Tablosu

Tablo 7, çalışmada kullanılan küme sayılarını ve bu kümelerdeki eleman sayılarının frekans, yüzde de-ğerlerini vermektedir. Üç kümeye ayrılmış analizde katılımcıların çoğunluğu ikinci kümede yer alırken (%46,85), yaklaşık her üç katılımcıdan biri birinci kümede (%31,53) ve katılımcıların yaklaşık beşte biri üçüncü kümede bulunmaktadır (%21,62).

Bulgular ve DeğerlendirmelerOluşturulan kümelere göre değişkenler incelendiğin-de üç oluşacak şekilde yapılan analizlerde Tablo 8’e ulaşılmıştır.

Tablo 5. Üç Kümeye Göre Mann-Whitney U Testi Anlamlılık Sonuçları Tablosu

Kümeler Cinsiyet Yaş Medeni Hal

Çalışma

Yılı

Çalışma

Saati KSS Bilgisi

Likert İfadelerin

Ortalaması

Küme1-Küme2 0.356 0.050 0.266 0.069 0.168 0.090 0.032

Küme1-Küme3 0.132 0.001 0.653 1.000 0.000 0.978 0.454

Küme2-Küme3 0.423 0.041 0.630 0.078 0.001 0.141 0.005

Tablo 6. Üç Kümeye Göre Küme Merkezi UzaklıklarıKüme 1 2 3

1

1,013 1,140

2 1,013

1,242

3 1,140 1,242

Küme Frekans Yüzde

1

1 35 31,53

2 52 46,85

3 24 21,62

Tablo 8. Üç Kümeden Oluşan Kümeleme Analizinin İçerikleriKüme 1 Küme 2 Küme 3

KSS algısı düşük KSS algısı orta düzeyde KSS algısı yüksek

İleri yaşta Orta Yaş Genç

10+ Saat Çalışan 10+ Saat Çalışan 5-9 Saat Çalışan

Analizinden hareketle bulguları şu şekilde değerlen-dirmek mümkündür:

• Hiyerarşik kümeleme analizi sonucunda oluş-turulan dendogram ile katılımcıların üç grupta incelenmesi gerekmektedir.

• Satışçıların KSS hakkındaki bilgiler (birinci hi-potez) araştırma kapsamında oluşturulan küme-lere göre incelendiğinde, farklılaşmanın oluştuğu görülmektedir. Buna göre, birinci hipotezde be-lirtilen sıfır hipotezi reddedilmektedir.

• Firmalarda KSS’nin uygulanıp uygulanmadığı hususunda ise (ikinci hipotez), analiz sonuçlarına

göre, kümelerde yine farklılaşma görülmektedir. Dolayısıyla ikinci hipotezdeki sıfır hipotezi redde-dilerek, satış personeli tarafından çalıştıkları fir-malarda KSS algısının olduğu söylenebilmektedir.

• 10 saatin üzerinde çalışanların KSS algıları orta düzeyde ve düşük çıkmıştır. Benzer şekilde bu kümelerdeki kişilerin, KSS’yi satılan ürünlerin gereksiz bir yan faydası olarak gördükleri şeklin-de yorumlanabilir.

• Gelir ve Eğitim Durumu değişkenlerinin küme-lere ayrılmada anlamsız olduğu anlaşılmıştır, yani bu değişkenlerin oluşturulan kümelerin

464

Satış Personelinin Kurumsal Sosyal Sorumluluk Algısının Belirlenmesi:Sivas İlinde Bir Araştırma

herhangi birinde yer almadığı tespit edilmemiş-tir. Dolayısıyla bu parametrelerin KSS algısına bir etkileri yoktur. İleride yapılacak çalışmalar-da Gelir ve Eğitim Durumu hakkında alınacak bilgiler açısından dikkate değer bir sonuç olduğu düşünülmektedir.

• Analiz sonucuna göre genç yaştaki çalışanların KSS algılarının daha yüksek olduğu hesaplan-mıştır. Bu kişiler aynı zamanda 5-9 saat çalış-maktadırlar. Buradan yola çıkarak çalışma saati fazla olmayan genç çalışanların KSS algısı yük-sektir yorumu yapılabilmektedir.

• Analiz sonuçlarına göre KSS algısı her kümede ayrım yapan bir faktör olarak dikkat çekmekte-dir. Yaş ile KSS algısının ters orantılı olduğu an-laşılmaktadır.

Tüm bunların yanı sıra, kümeler incelendiğinde, en uygun küme sayısı üç olarak belirlenmiştir. İkinci küme KSS algısı orta düzeyde olan, çalışma saati faz-la olan bulunmaktadır. Üçüncü kümede, KSS algısı yüksek olan, genç ve çalışma saatleri az olan satışçılar bulunmaktadır. Birinci küme ise, KSS algısı düşük, çalışma saati fazla, yaşça ileri satış elemanları bulun-maktadır.

SonuçKurumsal Sosyal Sorumluluk (KSS) iş dünyasında gi-derek kendinden daha çok söz ettiren bir kavram ha-lini almaktadır. Bütünsel (holistik) pazarlamanın bo-yutlarından biri olarak KSS, sadece kurum tarafından algılanması gereken bir unsur değil, aynı zamanda işletme içerisindeki tüm çalışanlar tarafından doğru bir biçimde algılandığında müşteri üzerinde doğru bir itibar etkisi yaratacak bir unsurdur. Nitekim yapı-lan analizler sonucunda da KSS hakkında bilgi sahibi olmanın, satışçılar ve satışçıların kurum algısı açısın-dan ayırıcı bir nitelik olduğu ispatlanmıştır.

Literatürdeki diğer çalışmalar, KSS’yi genel bir pers-pektiften ele almış, bunu belirli bir çalışan grubu bo-yutuna indirmemişlerdir. Bu çalışmada bir işletme boyutu niteliğinde olan KSS, işletmenin müşteriyle birincil temas noktası konumunda olan satışçının profilini saptamaya çalışılmıştır. Bunun için kesin

yargı ortaya koyabilecek parametreler kullanarak mümkün olan en az küme sayısı ile satışçı profilinin ortaya konması doğru olacaktır. Çalışmanın odak noktasını satışçılara yöneltmek suretiyle çalışmanın, KSS algısının diğer çalışan gruplarına da uygulanabi-lecek bir örnek teşkil etmesi beklenmektedir. Bahse-dilen nokta, aynı zamanda bu çalışmanın yapılmasın-da bir kısıt olarak karşılaşılmış bir olgudur. Nitekim satışçılardan hareketle diğer çalışan grupları tarafın-dan benimsendikçe, bir tepe yönetimi yönelimi olan KSS’nin işletme tabanına kadar yansıyacak olması beklenmektedir. Bu anlamda bu çalışma, ileri düzey araştırmalar için bir basamak teşkil etmektedir.

Çok boyutlu bir çalışmada KSS’nin satışçılar açısın-dan ayırıcılığını kaybettiği görülmekteyken, firma açısından ayırıcılığını kaybetmediği görülmektedir. Analiz sonuçları incelendiğinde, çalışma süresi fazla olan çalışanların KSS algılarının düşük olduğu anla-şılmıştır. Böylelikle çalışma süresi ile KSS algısının ters orantılı olduğu ve buna bağlı olarak ilişkisel pa-zarlamanın gerekleri yerine getirilemeyecektir. Sa-tışçı-müşteri ilişkisindeki bu negatif etki, firmaların rekabet avantajını yitirmelerine sebep olacaktır.

“Türkiye’de Kurumsal Sosyal Sorumluluk Değerlen-dirme Raporu”na (Göcenoğlu ve Onan, 2008) göre KSS uygulamalarının ülkemizde 2005 yılından sonra hızlı bir yayılım gösterdiği bilinmektedir. Nitekim de-mografik verilerin de ciddi oranda ayırıcı olmaması, KSS’nin yaygın olmadığı dönemlerde iş hayatına gir-miş olan personelin şu an halen çalışıyor olması ile yakından ilgilidir.

KaynakçaCarrol, A. B. (1999). Corporate Social Responsibility:

Evolution of a Definitional Construct, Business So-ciety, 38, 268-295.

Dahlsrud, A. (2008). How Corporate Social Respon-sibility is Defined: an Analysis of 37 Definitions. Corporate Social Responsibility and Environmen-tal Management, 15(1), 1-13.

465

20. Ulusal Pazarlama Kongresi, 10-13 Haziran, 2015

Dillard, J. & Layzell, D. (2014). An Ongoing Journey of Corporate Social Responsibility, Accounting Fo-rum (Article In Press), http://dx.doi.org/10.1016/j.accfor.2014.04.001, Erişim Tarihi: 05.06.2014.

Eren, S. S. & Hayatoğlu, Ö. (2011). Etik İklimin Satış Elemanlarının İş Tutumlarına ve İş Performans-larına Etkisi: İlaç Sektöründe Bir Uygulama, ZKÜ Sosyal Bilimler Dergisi, 7(14), 109-128.

European Commission (2011). A renewed EU strategy 2011–14 for corporate social responsibility. Retrie-ved on 31 August 2012 from: http://eur-lex.europa.eu/ LexUriServ/LexUriServ.do?uri=COM:2011:0681:FIN:EN:PDF.

Fu, H., Ye, B. H. & Law, R. (2014). You Do Well and I Do Well? The Behavioral Consequences of Corpo-rate Social Responsibility, International Journal of Hospitality Management, 40, 62-70.

Giovanna, C., Alfredo, D. M. & Lucio, C. (2012). Cor-porate Social Responsibility: A Survey among SMEs in Bergamo, Procedia-Social and Behavioral Science, 62, 325-341.

Göcenoğlu, C. & Onan, I. (2008). Türkiye’de Kurum-sal Sosyal Sorumluluk Raporu, Kurumsal Sosyal Sorumluluk Derneği, Ankara. Erişim Bağlantısı: http://kssd.org/wp-content/uploads/2013/06/KSS-Durum-Raporu.pdf, Erişim Tarihi: 08.02.2015.

Han, J., Kamber, M. & Pei, J. (2012). Data Mining Con-cepts and Techniques (3rd Ed. ). Massachusetts, Morgan Kaufmann Publishers.

Kendrick, A. Fullerton, J. A. & Kim, Y. J. (2013). Social Responsibility in Advertising: A Marketing Com-munucations Student Perspective, Journal of Mar-keting Education 35(2), 141-154.

Koldere Akın, Y. (2008). Veri Madenciliğinde Kümele-me Algoritmaları ve Kümeleme Analizi. (Yayınlan-mamış doktora tezi). Marmara Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul.

Kotler P., Kartajaya, H. & Setiawan, I. (2010). Marke-ting 3.0: From Products to Customers to the Hu-man Spirit. New Jersey: John Wiley & Sons.

Kotler, P., & Keller, K. L. (2012). Marketing Manage-ment, (14th ed.) New Jersey: Prentice Hall.

Kotler, P., & Lee, N. (2005). Corporate Social Respon-sibility: Doing the Most Good For Your Company and Your Cause. New York: John Wiley & Sons.

Kotler, P., & Armstrong, G. (2003). Principles of Mar-keting, 9th ed. NJ: Prentice Hall.

Laczniak, G. R., & Murphy, P. E. (2006). Normative Perspectives for Ethical and Socially Responsible Markeing, Journal of Macromarketing, 26, 154-177.

Lantos, G.P., (2001), The Boundaries of Strategic Cor-porate Responsibility, The Journal of Consumer Marketing, 18(7), 595-632.

Luo, X., & Du, S. (2012). “Good” Companies Launch More New Products, Harward Business Review, F1204C, 1-2.

Maignan, I., & Ferrell, O. C. (2004). Corporate Soci-al Responsibility and Marketing: An Integrative Framwork, Journal of the Academy of Marketing Science, 32(1), 3-19.

Mucuk, İ. (2010). Pazarlama İlkeleri (18. Baskı). İstanbul:Türkmen.

Nakip, M. (2013) Pazarlamada Araştırma Teknikleri (3. Baskı). Ankara: Seçkin.

Orçan, M. (2003). Yoksullukla Mücadelede Kurumsal Sosyal Sorumluluk (KSS) Kampanyaları, Yoksulluk ve Sosyal Hizmetler Sempozyumu, Hacettepe Üni-versitesi, Ankara, 9-11 Ekim 2003.

Özdemir, H. (2009). Kurumsal Sosyal Sorumluluğun Marka İmajına Etkisi, İstanbul Ticaret Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi 8(15), 57-72.

Öztürk, M. C. (Ed.) (2014). Kurumsal Sosyal Sorumlu-luk. Eskişehir: Açıköğretim Fakültesi.

Polášek, D. (2010). “Corporate Social Responsibility in Small and Medium-Sized Companies in the Czech Republic”. Erişim Bağlantısı:

www.csr-online.cz/wp-content/uploads/2012/.../DP_David_Polasek.doc. Erişim Tarihi: 05.06.2014.

Pranee, C. (2010). Marketing Ethical Implication ve Social Responsibility, The International Journal of Organizational Innovation, 6, 6-21.

466

Satış Personelinin Kurumsal Sosyal Sorumluluk Algısının Belirlenmesi:Sivas İlinde Bir Araştırma

Prasad, A., & Holzinger, I. (2013). Seeing Through Smoke and Mirrors: A Critical Analysis of Marke-ting CSR, Journal of Business Research, 66, 1915-1921.

Robin, D. P., & Reidenbach, R. E. (1987). Social Res-ponsibility, Ethics, and Marketing Strategy: Clo-sing the Gap between Concept and Application, Journal of Marketing, 51(1), 44-58.

Sirgy, M. J., Yu, G. B., Lee, D.-J., Wei, S., & Huang, M.-W. (2012). Does Marketing Activity Contribute to a Society’s Well-Being? The Role of Economic Ef-ficiency, Journal of Business Ethics, 107, 91-102.

Tuzcu, A. (2014). The Impact of Corporate Social Res-ponsibility Perception on The Job Satisfaction and Organizational Commitment. Çankırı Karatekin Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 4(1), 185-202.

Van de Ven, B. (2008). An Ethical Framework for the Marketing of Corporate Social Responsibility, Jo-urnal of Business Ethic, 82, 339-352.

Vlachos, P. A., Theotokis, A. & Nikolaos, G. P. (2010). Sales Force Reactions to Corporate Social Respon-sibility: Attributions, Outcomes and the Mediating Role of Organizational Trust, Industrial Marketing Management, 39, 1207-1218.